This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
40 (Tanzimat)Sultan Abdülmecid’in yaymlad mülkî slahat program ve
bunun uyguland dönem.
Sözlükte “düzenlemek, sraya koymak, slah etmek” anlamndaki tanzîm
kelimesinin çoulu olan tanzîmât literatürde “mülkî idareyi slah ve
yeniden organize etme” mânasnda kullanlr, ayrca bu düzenlemelerin
yapld dönemi nitelendirir. Son aratrmalar genellikle, 3 Kasm
1839’da ilân edilen Gülhane Hatt- Hümâyunu ile (Tanzimat Ferman)
balatlan dönemin ilk icraatlarnn 1830 ylna kadar geri
götürülebileceini ortaya koymutur. Ne zaman sona erdii ise tartmal
olup bunun için Sadrazam Âlî Paa’nn öldüü 1871, Midhat Paa’nn
sürgüne gönderildii 1877, Meclisi Meb‘ûsân’n kapatld 1878 veya
Düyûn- Umûmiyye daresi’nin kurulduu 1881 gibi tarihler verilir;
ancak 1878’de meclisin kapatlmasyla dönemin sona erdii yönünde
genel bir fikir olumutur.
II. Mahmud, Yeniçeri Oca’n kaldrdktan sonra 1830’larn bandan
itibaren Osmanl merkez tekilâtn tamamen deitirdi. 1831’de sarayda
önemli bir müessese olan silâhdarl lavetti; sr kâtipliini Mâbeyin
bakâtipliine dönütürerek saray sekreteryasn meydana getirdi. ki yl
sonra Mâbeyin Müirlii’ni kurdu ve Enderûn- Hümâyun’un oda nizamn
yeniden düzenledi. Bunun yannda Bâbâli’deki kurumlarn isimlerini
deitirdi ve görev alanlar daha açk biçimde tanmlanm uzmanlk
birimleri olan nezaretleri tekil etti. Meclisi Vâlâ gibi yüksek
meclislerin yannda nezaretlere gördükleri ilerde yardmc olmak üzere
baz meclisler kurdu. 24 Mart 1838’de tekil ettii Meclisi Vâlâ’nn
kurulu amacn, yapmay düündüü ve Tanzîmât- Hayriyye (Tanzîmât-
Mülkiyye) diye nitelendirdii slahat tesbit ve müzakere ekli olarak
belirledi (Takvîm-i Vekyi‘, nr. 163, 11 Muharrem 1254, s. 2). Bu
adlandrma onun tasarlad reformlarn genel adyd. Mays 1838’de biri
ulemâ, dieri memurlar için iki ceza kanunu hazrlatt.
ngilizler’le yaplan Baltaliman Ticaret Muahedesi ve ardndan dier
Avrupa devletleriyle imzalanan benzer antlamalar neticesinde gümrük
gelirleri azald gibi yabanclarn ülke içinde ticarete dahil
olmalaryla birlikte yabanc tüccar says artt ve bunlarla ilgili
davalar önemli bir sorun meydana getirdi. 24 Mays 1839’da ticaret,
sanayi ve tarm gelitirmek amacyla çalmalar yapmak üzere Ticaret
Nezâreti
ve ayn yl içerisinde bir mahkeme-i ticâret kuruldu. Bakanln Ticaret
nâzrnn yapt mahkemede tüccar temsilcileri de bulunuyordu. II.
Mahmud döneminin sonlarna doru, yaklak sekiz yldan beri devleti
uratran Kavalal Mehmed Ali Paa’nn yol açt Msr meselesi tekrar
ortaya çkt ve isyanla uraan ordunun masraflar hazineyi skntya
soktu. 24 Haziran 1839’da Msr kuvvetlerinin Osmanl ordusunu
Nizip’te ar bir yenilgiye uratmasnn ardndan 1 Temmuz’da II. Mahmud
vefat etti ve yerine olu Abdülmecid geçti.
Tanzimat’la ilgili literatürde Gülhane Hatt- Hümâyunu’nun hazrlanp
ilân edilmesi sürecinde Mustafa Reid Paa’ya çok merkezî bir yer
verilmektedir. Bunda gerçek pay bulunmakla birlikte saray, ulemâ,
sivil ve askerî bürokrasi arasnda ciddi bir mutabakat olmakszn genç
bir bürokratn
giriimiyle böyle önemli bir dönüümün salandnn iddia edilmesi
inandrc deildir. Nitekim Sultan Abdülmecid’in 17 Temmuz 1839’da
yaymlad cülûs hatt- hümâyununda bütün devlet ilerinde kanuna ve
hakkaniyete uyulmas, rüvet ve zulümden kaçnlmas, ülkede yaayan
müslim- gayri müslim bütün halkn güvenliinin salanmas, canndan,
malndan ve meskeninden emin klnmas, saraya hediye gönderilmemesi ve
bürokratlarn bu tür hediyeleri kabul etmemesi gibi Tanzimat
Ferman’nn önemli ilkeleri mevcuttu; ayrca rüvet alanlarn
cezalandrlacana vurgu yaplmaktayd (Takvîm-i Vekyi‘, nr. 182, 16
Cemâziyelevvel 1255, s. 2). Padiah taraya gönderdii dier bir hatt-
hümâyunla vali, vezir, ferik, mütesellim ve mübâir gibi
görevlilerden yol masraflarn kesinlikle halka yüklememelerini,
cerîme, câize gibi isimlerle halktan hiçbir ey talep etmemelerini
ve kimseye angarya yüklememelerini istedi. Mustafa Reid Paa’nn bu
hatt- hümâyunlardan yaklak bir buçuk ay sonra Londra’dan stanbul’a
dönmesi, söz konusu ilkelerin Osmanl baehrindeki dier bürokratlarn
mutabakatyla ortaya konduunu göstermektedir. Bunun dnda, Reid
Paa’nn dönmesinin ardndan Tanzimat’n ilânndan önce Sultan
Abdülmecid’in emriyle Sadrazam Koca Hüsrev Paa’nn bakanlnda
Bâbâli’de bir meveret meclisi topland. Otuz sekiz yüksek bürokrat
ve ilmiye mensubunun katld bu mecliste kabul edilen ilkeler padiah
tarafndan da onayland. Meclis mazbatasnn altnda mührü bulunanlarn
yars ulemâdand. Sras deimekle beraber mazbata ile Gülhane Hatt-
Hümâyunu’nda yer alan ilkeler hemen hemen ayndr (TSMA, nr. E
3084/2). Bu da Tanzimat Ferman gibi önemli bir slahat programn tek
bana Mustafa Reid Paa’ya nisbet etmenin doru saylmadn ve fermann d
etkilerden ziyade Osmanl Devleti’nin iç dinamiklerinin ürünü olarak
ortaya çktn göstermektedir.
Hariciye Nâzr Mustafa Reid Paa 3 Kasm 1839’da Gülhane meydannda
vükelâ, ricâl, ulemâ, Rum ve Ermeni patrikleri, hahamba, esnaf
temsilcileri, sefirler ve dier hazr bulunanlarn önünde Tanzimat
Ferman’n okudu. Sultan Abdülmecid töreni Gülhane Kasr’ndan izledi.
Ferman, kurulduundan itibaren Kur’an hükümlerine ve eriata uyulduu
için devletin güçlü, ülkenin mâmur ve halkn refah içinde olduu;
ancak 150 yldan beri bunlara riayet edilmediinden bu durumun zaaf
ve fakirlie dönütüünü; corafî konumu, arazilerinin verimlilii ve
halknn çalkanl göz önünde tutulduunda gerekli tedbirlerin alnmas
halinde devletin be on yl içerisinde eski durumuna kavuaca
tesbitiyle balar. Bunun için hazrlanmas gereken yeni kanunlarn esas
can güvenlii, mal, rz ve namusun korunmas, vergilerin düzenlenmesi,
asker almnn slah eklinde belirlenir. Bu arada halk ve hazineyi
zarara uratan iltizam usulünün
sakncalarndan söz edilerek kaldrlacana dair iaret verilir. Verginin
herkesin gücü nisbetinde tahsil edilmesi ve kimseden fazladan bir
ey istenmemesine vurgu yaplr. Askerlik süresinin belirsizliinden ve
askerlerin bir nisbet dahilinde deil geliigüzel alnmasndan ikâyet
edilir. Bu uygulamann tarm, ticareti ve nüfus artn olumsuz yönde
etkilediine, dolaysyla askerlik süresinin dört veya be yl olarak
belirlenmesi gerektiine vurgu yaplr. Hiç kimse için yarglanmadan
ölüm hükmünün verilmemesi, herkesin malna mülküne istedii gibi
tasarruf edebilmesi, bu haklardan müslim-gayri müslim bütün tebaann
ayn ekilde yararlanmas, bu konular görümek üzere görevlendirilen
Meclisi Vâlâ’nn üye saysnn arttrlmas, vükelâ ile ricâlin de zaman
zaman meclisin toplantlarna katlmas, askerî düzenlemelerin Dâr-
ûrâ-y Askerî’de müzakere edilip belirlenmesi, ülkenin harap olmasna
yol açan rüveti önlemek amacyla etkili bir kanun hazrlanmas ve bu
fermann bütün iç ve d kamuoyuna duyurulmas kararlatrlr (Düstur,
Birinci tertip, stanbul 1289, I, 4-7).
Reid Paa’nn hatt- hümâyunu okumasnn ardndan toplar atld ve
kurbanlar kesildi. Sultan Abdülmecid ilân edilen hususlara uyacana
dair Hrka-i erif Dairesi’nde, “Hatt- hümâyunumda münderiç olan
kavânîn-i er‘iyyenin harf-be-harf icrasna ve mevâdd-i esâsiyyenin
fürûâtna dair ekseriyyet-i ârâ ile karar verilen eylere müsaade
eyleyeceime ve hafî ve celî hâricen ve dâhilen taraf- hümâyunuma
ilk olunan eyleri kavânîn-i müessiseye tevfik ve tatbik etmedikçe
kimsenin lehine ve aleyhine bir hüküm ve ferman etmeyeceime ve
vazolunmu ve olunacak kavânînin tayîrini tecviz buyurmayacama,
vallahi!” eklinde yemin etti (TSMA, nr. E 3084/1). Fermana göre
vükelâ, devlet memurlar ve ulemânn da yemin etmesi, buna
uymayanlarn rütbesine baklmayp cezalandrlmas gerekiyordu. Fermann
ilânndan be gün sonra yaplan bir düzenlemeyle vükelâ, büyük ulemâ
ve önde gelen devlet ricâlinin padiah, sadrazam, eyhülislâm,
serasker, darphâne müiri ve hariciye nâzrnn huzurunda yemin ederek
görevlerine balamalar kararlatrld.
Tanzimat Ferman, Osmanl idarî geleneinde öteden beri uygulanan,
tahta çkan sultanlar tarafndan ilân edilen ve “adaletnâme” ad
verilen hatt- hümâyunlar içinde deerlendirilebilir; ancak bu ferman
geleneksel yapy kökten sarsacak yenilikler getirmekteydi.
Müslim-gayri müslim eitlii, Yunan ve Srp isyanlaryla birlikte
milliyetçi bir tutum sergileyen gayri müslimlerin imparatorluktan
ayrlmasn önlemek amacyla ortaya atlan ve daha sonra sk sk vurgu
yaplan bir Osmanl milleti tekil etmeyi hedefleyen önemli projenin
ilk admyd. Tanzimatçlar bu metnin ilân edildii yere bir âbide
dikmeyi düündüler, hatta eklini de belirlediler. Fakat saray snrlar
içinde kalacandan halkn ziyaretinin zor olaca gerekçesiyle bundan
vazgeçildi. Bir ara gündeme gelen âbidenin Beyazt Meydan’na
dikilmesi düüncesi de gerçeklemedi. Tanzimat Ferman d kamuoyunda
farkl tepkilerle karland. ngiliz ve Fransz kamuoyu ferman olumlu,
Avusturya ve Rusya olumsuz karlad. Bu düzenlemeyle padiahn ve üst
düzey yöneticilerin yetkilerinin snrlandrldn gören Avusturya
Babakan Prens Metternich ülkesinde de benzer taleplerle
karlaabilecei endiesiyle reformlar eletirdi. Rusya ise iç ve d
siyasette devlete güç kataca ve ngiltere ile Fransa’nn Osmanl
Devleti üzerindeki etkinliklerini arttraca kaygsyla yeni kararlara
kar olumsuz bir tavr taknd.
Valilere gönderilen sûretleri ve Takvîm-i Vekyi‘ vastasyla Tanzimat
Ferman bütün ülkeye duyuruldu. Valilerden halkn ileri gelenlerini
meydanlarda toplayp ferman okumalar, herkese içeriini “güzelce”
anlatmalar ve ayrntlar daha sonra belirlenecek olan vergi ve
askerlik dndaki maddelerini hemen uygulamaya koymalar istendi. Zira
hükümet fermann yanl yorumlanp ülkede isyanlarn çkmasndan endie
etmekteydi. Nitekim Osmanl tebaasn meydana getiren her zümre ferman
kendi açsndan yorumlad; müslümanlar gayri müslimlere verilen yeni
haklardan holanmad; gayri müslimler ise büyük bir beklenti ve ümide
kapld. Öte yandan çkarlar zedelenen ulemâ, âyan ve hatta valiler
eriatn çinendiini ve müslümanlarn “gâvurlar”la ayn seviyeye
getirildiini söyleyerek halk tahrik etti. Hükümet Tanzimat
reformlarn uygulama balamnda bu duruma hazrlkl deildi. Dolaysyla
öngörülen slahat ülkenin tamamnda deil öncelikle Edirne, Bursa,
zmir, Ankara, Aydn, Konya ve Sivas gibi nisbeten merkeze yakn,
yaplanlarn kolaylkla denetlenebilecei yerlerde uygulamaya konuldu.
Trabzon eyaleti önce bu kapsamda deerlendirildi, ancak ortaya çkan
tepkiler yüzünden uygulama ertelendi. Merkezle ciddi sorunlar
yaayan Msr eyaleti de çok uzak olmasna ramen uygulama kapsamna alnd
ve 6 Aralk 1839 tarihli fermanla Mehmed Ali Paa’dan Tanzimat’
Msr’da uygulamas istendi. Paa ferman ilân edeceini, idaresi
altndaki yerlerde bu ilkeleri zaten bir süreden beri uyguladn
bildirdi. ki tarafn birbirine kar bu tavr aslnda bir güç
gösterisine ve rekabete iaret etmekteydi.
Tanzimat’n en önemli maddelerinden biri iltizamn kaldrlmasna ve
çeitli isimler altnda alnan vergilerin yerine herkesten geliri
orannda bir verginin tahsiline
yönelikti. Merkezde malî bir yönetimin kurulabilmesi, yani
gelirlerin hazinede toplanp harcamalarn da buradan yaplabilmesi
için merkez ve tara tekilâtnn buna göre düzenlenip öncelikle halkn
gelir seviyesinin belirlenmesi gerekiyordu; ancak II. Mahmud’un
balatt malî slahat henüz istikrar bulmamt. Nitekim 28 ubat 1838’de
Hazîne-i Âmire ile Mansûre Hazinesi’ni Umûr- Mâliyye Nezâreti adyla
birletiren ve müsâdereyi kaldrp memurlara maa balayan II. Mahmud’un
ölümünden iki ay sonra 2 Eylül 1839’da Maliye Nezâreti lavedilip
Hazîne-i Âmire ile Hazîne-i Muktaât defterdarlklar kuruldu. Böyle
istikrarsz bir ortamda valilere sadece eyaletin güvenliiyle ilgili
hususlar braklarak iltizam usulü kaldrld; vergi toplama görevi
merkezden geni yetkilerle gönderilen muhassl- emvâllere verildi. Bu
düzenlemelere göre 19 Ocak 1840’ta Tanzimat’n uyguland yerlerin
malî ileriyle ilgilenmek üzere Maliye Nezâreti yeniden kuruldu;
eski usulün tatbik edildii alanlar ise Hazâin-i Âmire defterdarlnn
sorumluluunda kald. Fakat bu iki bal yönetim malî kargaay daha da
arttrd ve Nisan 1840’ta defterdarlk kaldrlp nezâret tekrar
maliyenin yegâne sorumlusu oldu. Bu arada 9 Eylül 1840’ta nezâretin
maiyetinde Meclisi Muhâsebe-i Mâliyye tekil edildi.
25 Ocak 1840 tarihli nizamnâme ile muhassllarn çalma esaslar
belirlendi. Sancak merkezlerinde kendilerine yardm edecek bir
muhassllk meclisinin (büyük meclis) kurulmas ve yerel yöneticilerle
müslim-gayri müslim bütün halkn bu meclislerde temsil edilmesi,
eyalet merkezlerinde müirin bakanlnda meclislerin tekili, muhassl
bulunmayan kaza, kasaba ve köylerde be üyeden oluan küçük
meclislerin kurulmas, iltizamn kaldrlmasyla meydana gelecek vergi
kayb için halktan pein bir vergi alnp bu meblan daha sonra
belirlenecek gerçek vergiden düülmesi kararlatrld. Cizye tahsilinde
ise daha önce yerel biçimde uygulanan maktû bir meblan alnmas usulü
Tanzimat’la birlikte bütün ülkeye yaygnlatrlp cizyedarlk memuriyeti
kaldrld. Böylece düük gelirli (ednâ), orta halli (evsat) ve zengin
(âlâ) olmak üzere merkezde düzenlenen cizye defterlerinin
muhassllara verilmesi, onlarn kocabalar vastasyla bu vergileri
tahsil edip merkeze göndermesi usulü benimsendi. Nâibler maaa
baland; vali ve dier tara görevlilerinin halktan çeitli isimler
altnda aldklar aynî veya nakdî bütün vergi ve aidatlar kaldrld.
ltizamn lav ve yeni sistemin kurulmas sürecinde hazine gelirlerinde
büyük düüler görüldü. Hükümet maliyede ortaya çkan aç kât para
emisyonuyla kapatmak istedi ve Ocak 1840’ta %12,5 faizli ilk kât
paralar piyasaya sürüldü.
Tanzimat Ferman’na göre yeniden düzenlenerek üye says ve yetkileri
arttrlan Meclisi Vâlâ, Tanzimat döneminde Hariciye Nezâreti’yle
birlikte reformlar için önemli bir görev üstlendi ve ilk on be ylda
yaplan hemen bütün yenilikler bu iki kurumun öncülüünde
gerçekletirildi. Tüzüklerin uygulanp uygulanmadn denetleme
yetkisine sahip olan meclis ayn zamanda bir yüksek mahkeme görevini
yerine getiriyordu. Nitekim meclis Hüsrev Paa, Âkif Paa, Nâfiz Paa,
Tâhir Paa ve Hasib Paa gibi üst düzey bürokratlar ve muhalifleri
Tanzimat’a aykr hareket ettikleri gerekçesiyle yarglayp cezalandrd.
Kanun ve nizamnâmelerin çkarlmasndan arazi anlamazlklarna kadar her
konuyla ilgilendi. Tarada yaplan reformlarn teftii Tanzimat’n ilk
aylarndan itibaren gündeme geldi. 28 Mart 1840’ta Meclisi Vâlâ
üyesi Ârif Hikmet Bey Rumeli’yi ve Meclisi Nâfia müftüsü Çerkeî
Mehmed Efendi Anadolu’yu teftile görevlendirildi. Müfettiler
hazrladklar geni raporlar hükümete sundular. 3 Mays 1840’ta krk bir
maddelik ceza kanunu yaymland. Daha ziyade
ta‘zîr cezalarn düzenleyen bu kanunda mürtedlere verilen ölüm
cezasnn kaldrlmamas Avrupallar’n tepkisine yol açt. Bu kanun
içeriiyle yerli hukuktan mülhem olsa da yöntemi bakmndan Avrupa
etkisi tamaktadr. Hükümet yapt düzenlemeleri resmî Takvîm-i Vekyi‘
ve 31 Temmuz 1840’tan itibaren W. Churchill tarafndan devlet
desteiyle çkarlan Cerîde-i Havâdis’le halka ve yetkililere
ulatryordu. Bunun dnda önemli düzenlemeler “varaka-i mahsûsa”
denilen tek yapraklk eklerle halka bildiriliyordu. Daha geni
kesimlere hitap etmek amacyla Takvîm-i Vekyi‘de olduu gibi Cerîde-i
Havâdis’te Ermeni harfleriyle Türkçe ve Arapça saylar neredildi. 23
Ekim 1840’ta Ticaret Nezâreti’ne bal bir müdürlük eklinde Posta
Nezâreti kuruldu; böylece Anadolu ve Rumeli’ye gönderilen resmî
yazmalarla birlikte ilk defa mektup vb.nin kabulüne baland. Tarada
önemli merkezlere posta müdürleri tayin edildi.
lk yllarda kurulu amacna uygun faaliyetler yapamayan Ticaret
Nezâreti, stanbul Gümrük Emaneti’ne ilhak edildi. Hazine
gelirlerinin mahallî idareciler elinde telef olmasn önlemeyi
amaçlayan yeni sistemden çkarlar zedelenen vali, mütesellim, eraf,
âyan, sarraf, mültezim, voyvoda gibi zengin zümreler Tanzimat’
baarszla uratmak için halk kkrtp çeitli engellemelere bavurdular.
Zira bunlar, vergi orannn gelire göre tesbitiyle birlikte daha
fazla vergi verecekleri gibi öteden beri kendilerine tannan
muafiyetleri de kaybetmilerdi. Bulgarlar 1841 Nisannda Ni’te ciddi
bir isyan çkard; Tokat’ta ise bir muhassl öldürüldü. Taradaki
meclisler düzenli toplanamad gibi merkezî hükümetin tara
yönetiminden uzaklatrmak istedii âyan ve eraf bu meclislerde
etkinlii ele geçirerek statükonun deimesine kar direndi. Bu
skntlara nitelikli eleman yokluu da eklenince muhassllktan beklenen
yarar salanamad ve baarszla mahkûm edilen yeni sistem 1842 ylnn
banda kaldrlarak iltizam usulüne geri dönüldü. Eyaletlere geni
yetkilere sahip defterdarlar gönderildi. Muhassllk meclisleri
memleket meclisi adyla faaliyetlerini sürdürüp daha sonra eyalet
meclisi ismini ald. Tanzimat dönemi malî reformlar baarl olamad.
Etkili bir tahsilât sisteminin kurulamamas, iltizamn kaldrlamamas,
gelirlerin mültezim ve görevliler elinde telef olmas ve maliyenin
salam bir yapya kavuturulamamas baarszl beraberinde getirdi.
Tanzimat Ferman’nn en önemli maddelerinden biri olan askerlikle
ilgili meselelere üç yl el atlamad. Yeniçeriliin kaldrlmasndan beri
asker almlar geliigüzel yapld gibi askerlik süresi de
belirlenmemiti. Askere alnan gençlerin vazifesi sa kaldkça ve gücü
kuvveti yerinde oldukça devam etmekteydi. 1843’te Hassa Müiri Rzâ
Paa bu sorunu çözmekle görevlendirildi; yeni düzenlemeler
seraskerlikte ümerâ, ulemâ, vüzerâ ve ricâlden oluan geçici bir
meclis tarafndan görüüldü. 6 Eylül 1843’te askere alnacak kiilerin
kura ile tesbiti, Mart 1844’ten itibaren fiilî askerlik süresinin
be ve redifliin yedi ylla snrlandrlmas, mevcut askerlerin %20’sinin
her yl yenileriyle deitirilmesi kararlatrld. Ayrca ordu sistemine
geçildi ve Hassa, Dersaâdet, Rumeli, Anadolu, Arabistan olmak üzere
be ordu kurularak her birinin bünyesinde birer meclis tekil edildi
(Takvîm-i Vekyi‘, nr. 258, 24 âban 1259, s. 2-3). Bu düzenlemeler
srasnda öteden beri seraskerlikçe salanan stanbul’un güvenlik
ilerinin slah da gündeme geldi. stanbul, Üsküdar ve Boaziçi’nin
güvenliiyle ilgilenmek üzere 1845’te Zaptiye Müirlii kuruldu
(Takvîm-i Vekyi‘, nr. 297, 11 Safer 1262, s. 3).
Sultan Abdülmecid, reformlarn uygulanmasn yerinde görmek ve halkn
ikâyetlerini bizzat dinlemek amacyla 1844’te zmit, Bursa, Çanakkale
ve Adalar’a seyahatte bulundu. Ayn tarihte genel
nüfus saym yapld ve Osmanl nüfusu yaklak 35 milyon olarak tesbit
edildi. 1844’te çkarlan Tashîh-i Ayâr Ferman’yla sikke konusu
düzene konularak 1 altn lira = 100 gümü kuru esas getirildi ve çift
metal sistemine geçildi. Yl sonuna doru gerçekletirilen bir
düzenlemeyle hazineye yeni gelir kaynaklar salamak için “evrâk-
sahîha” denilen ve damga pulunun ilk ekli olan deerli kâtlarn basm
kararlatrld. Bunlar borçlanma, kefalet, sözleme gibi muamelelerde
kullanlmakta ve üzerinde yazl deerden satlmaktayd. Mart 1845’ten
itibaren Erzurum ve Diyarbekir eyaletlerinin Tanzimat kapsamna
alnmas üzerine Van ve civarnda isyanlar çkt. Cizre yöresinde ba
gösteren Bedirhan Bey isyan bastrlarak bölgenin idaresi yeniden
düzenlendi. Bölgede Tanzimat’a tepkiler daha ziyade yurtluk-ocaklk
sistemiyle topraa tasarruf eden gruplardan kaynaklanyordu.
Diyarbekir’de bunlara maa baland ve ellerindeki topraklar hazineye
aktarld, bir ksm da kaza müdürlüklerine getirildi.
1845’te Meclisi Vâlâ Bakan Süleyman Paa’nn giriimiyle taradaki
sorunlarn belirlenmesi için her eyaletten müslim-gayri müslim birer
temsilci stanbul’a davet edildi. Bunlarn Meclisi Vâlâ’da dile
getirdikleri hususlar vergi ve ulam konularnda younlamaktayd.
Sonuçta Meclisi Vâlâ’ya bal olarak Anadolu ve Rumeli’ye beer geçici
imar meclisinin gönderilmesi kararlatrld. Meclisler yaptklar
çalmalar rapor halinde Meclisi Vâlâ’ya sundu. Süleyman Paa’nn
görevden alnmasyla bu önemli proje yarm kald gibi imar meclisleri
vastasyla yapmna balanan Trabzon-Erzurum ve Bursa-Gemlik yollar da
uzun süre tamamlanamad. Bu arada stanbul Gümrüü’ne ilhak edilen
Ticaret Nezâreti, gümrüün ilerinin çokluu dolaysyla 1845’te buradan
ayrlp tekrar müstakil hale getirildi. Ancak nezâret ülkede ticaret,
tarm ve sanayinin gelitirilmesi balamnda fikir üretme ve gerekli
ortam hazrlama yönünde beklenen çalmalar yapamad ve tüccarlarn
davasna bakan bir ticaret mahkemesinden ibaret kald. Reformlarn
baars için en önemli unsur olan eitim konusuna ise Tanzimatçlar geç
el att. Sultan Abdülmecid, 1845’te mekteplerin yaygnlatrlmas
gerektiini belirterek reformlarn baarsyla eitim arasndaki ilikiye
dikkat çekti. Bunun üzerine kurulan Meclisi Muvakkat sbyan
mektepleri ve rüdiyelerle bir dârülfünun açlmasna dair tasarlar
hazrlad. 27 Haziran 1846’da Meclisi Vâlâ ile Hariciye Nezâreti’nin
denetimi altnda Meclisi Maârif-i Umûmiyye’nin tekiliyle birlikte
eyhülislâmln kontrolündeki eitim ileri hükümetin denetimine girdi.
Meclisin kararlarn uygulamak için 13 Kasm 1846’da Mekâtib-i
Umûmiyye Nezâreti kuruldu.
Sultan Abdülmecid 29 Nisan 1846’da tefti amacyla Edirne’ye ve
Varna’ya gitti; seyahati esnasnda uygulamada gördüü eksikliklerle
halkn ikâyetlerini hükümete bildirdi (Lutfî, VIII, 93-98). Msr
Valisi Kavalal Mehmed Ali Paa 1846 Austosunda stanbul’a gelerek
padiaha itaatini sundu. Ayn yl tara tekilât düzenlenip eyalet says
arttrld. 28 Eylül 1846’da Mustafa Reid Paa sadârete getirildi.
Bâbâli’de bir devlet arivi (Hazîne-i Evrâk) kurularak belgelerin
tasnifine ve muhafazasna ön ayak olundu. 1847’de ilk defa devlet
salnâmesi çkarld; ilk rüdiye mektebi açld. Ticaret Mahkemesi on
dört üyesinin yarsn sefirlerin seçtii karma bir mahkeme haline
getirildi. Bu tarihte Trabzon eyaleti Tanzimat kapsamna alnd. 23
Nisan 1847 tarihli padiah iradesi ve ardndan hazrlanan Tapu
Nizamnâmesi’yle erkek ve kz çocuklarnn babalarnn mirasndan eit pay
almalar saland. 1848’de ortaya çkan ve Avrupa’y sarsan ihtilâller
Osmanl ülkesini de etkiledi. Voyvodalarn kötü idaresine kar isyan
eden Eflak ve Bodan’n baz yerlerini Rusya’nn igal etmesi üzerine
Osmanl kuvvetleri Eflak’a girdi ve ertesi yl imzalanan Baltaliman
Muahedesi’yle konu çözüme kavuturuldu. Rusya ve Avusturya’ya kar
yapt mücadeleyi kaybeden Macarlar Osmanl Devleti’ne snd. Snmaclar
iade edilmeyince mesele Osmanl Devleti’yle Avusturya ve
Rusya arasnda siyasî bir krize dönütü. 1850’de Mektebi Tbbiyye
tarafndan ilk Türkçe dergi olan Vekyi-i Tbbiyye çkarld; tara
tekilât esasl bir düzenlemeye tâbi tutuldu.
Osmanl Devleti, özellikle Ermeniler arasnda yaplan misyonerlik
faaliyetleri neticesinde belli bir sayya ulaan Protestanlar’
ngiltere’nin basksyla 1850’de ayr bir “millet” olarak tand. Yine
hassas iç dengeleri sebebiyle o zamana kadar Tanzimat’a dahil
edilemeyen Bosna-Hersek eyaleti Tanzimat kapsamna alnd. Bu tarihte
Tanzimat’n uygulanmasnda yaplan hakszlklarla ilgili gelen ikâyetler
üzerine eski Filibe valisi smet Paa Anadolu, eski Trhala mutasarrf
Sâmi Paa Rumeli taraflarn teftile görevlendirildi (Takvîm-i Vekyi‘,
nr. 437, 26 Muharrem 1267, s. 3). Tanzimat döneminde Avrupa
devletlerinin hukukundan yaplan aktarmlarn ilki olan ve 1807
tarihli Fransz Ticaret Kanunu’nun birinci ve üçüncü kitaplarnn
tercüme ve adapte edilmesiyle meydana getirilen Knunnâme-i Ticâret
neredildi. Avrupa ve özellikle Fransz hukukundan bu adaptasyonlar
faiz konusunda olduu gibi zaman zaman slâm hukukuyla çatt (bk.
BATILILAMA). 1850’nin sonlarna doru ehir içi ulamda önemli bir adm
atld ve Boaziçi’nde vapur iletmecilii yapmak üzere irket-i Hayriyye
kuruldu. 1851’de telif ve tercüme kitaplarn hazrlanmas amacyla
Encümen- i Dâni oluturuldu. Ancak bu kurum, Târîh-i Cevdet gibi bir
iki eser dnda verimli çalmalar yapamadan siyasî çekimelere kurban
edildi. Mevcut ceza kanununun eksikliklerini gidermek için Knûn-i
Cedîd hazrland; bu kanunun en önemli yan kamu davas anlayn
getirmesiydi. Msr Valisi Abbas Hilmi Paa’nn, skenderiye’den balayp
Kahire üzerinden Kzldeniz’e ulaacak bir demiryolu ina imtiyazn
stanbul’u aradan çkarp dorudan ngilizler’e vermesi Osmanl
Devleti’yle ngiltere arasnda diplomatik krize yol açt. Devletin
kararl tutumu karsnda ngiltere ve Abbas Hilmi Paa geri adm att;
neticede imtiyaz padiahn fermanyla verildi. 1856’da tamamlanan
skenderiye-Kahire demiryolu Osmanl snrlar içinde yaplan ilk
demiryoludur.
Hazinenin maalar ödeyemeyecek duruma gelmesi üzerine hükümet
Fransa’dan 55 milyon frank borç almay kararlatrdysa da Sultan
Abdülmecid buna kar çkt ve hazine 2,2 milyon frank tazminat
ödeyerek bu ii kapatt. Ancak devletin Avrupa piyasalar ve siyasal
çevrelerinde itibar kaybna yol açan krize sebebiyet veren Sadrazam
Mustafa Reid Paa görevinden alnd. 1852’de sadâretin dört defa el
deitirmesi malî ve siyasî krizin iddetini göstermektedir. Bu
tarihte yaplan bir düzenlemeyle valilerin yetkileri arttrld. D
politikada ise asl amac Osmanl ülkesinde nüfuzunu ve çkarlarn
pekitirmek olan Rusya, Kudüs ve civarndaki kutsal yerlerle ilgili
baz taleplerde bulundu; ayrca Ortodoks tebaann hâmisi olarak
tannmas için Osmanl Devleti’ne ültimatom verdi. Ültimatomun
reddedilmesi üzerine 1853’te iki devlet arasnda
sava balaynca Osmanl Devleti ngiltere, Fransa ve Sardunya’nn
ittifakn temin etti. 1854 ylnda sava devam ederken ilk d borçlanma
gerçekleti. D borçlanma, daha sonra Osmanl devlet adamlarnn çok sk
bavuraca bir finansman arac haline geldi. Sava neticesinde Rusya
malûbiyeti kabul etti. Bu arada stanbul’a gelen müttefik ordularnn
yol açt nüfus younluu ehrin alt yap sorunlarn ortaya çkard. 25
Temmuz 1855 tarihinde ehremaneti kuruldu.
26 Eylül 1854’te Meclisi Âlî-i Tanzîmât tesis edildi; Meclisi
Vâlâ’nn yarg ve yasama olarak belirlenen faaliyet alanlarndan
yasama görevini üstlendi. Ertesi yl Meclisi Tanzîmât’ta bir medenî
kanunun hazrlanmas amacyla kurulan komisyon, Metn-i Metîn isimli
kanun çalmasnn sadece, metni bugün elde bulunmayan “Kitâbü’l-Büyû‘”
ksmn hazrlayabildi ve görevini tamamlayamadan dald. Ayrca Fransz
Ticaret Kanunu’nun ikinci kitab flâs Kanunnâmesi adyla yürürlüe
kondu.
1837’de icat edilen telgraf Krm sava esnasnda Osmanl ülkesine
girdi. Sultan Abdülmecid, 1847’de iki Amerikal’nn telgraf tantmasnn
ardndan stanbul ile Edirne arasnda bir hat döenmesini emretti,
umnu’ya kadar uzatlan hat 1855’te açld. Bu arada ngilizler
Varna-Krm ve Varna-stanbul, Franszlar, Varna-umnu-Rusçuk-Bükre
arasnda askerî telgraf hatlar ina etti. Telgrafn yaygnlamasyla 29
Mart 1855’te sadârete bal bir telgraf müdürlüü kuruldu. Balangçta
Franszca olan haberleme dili yaklak yedi ay sonra Türkçe’ye
çevrildi. 17 Austos’ta kad yetitirmek için Muallimhâne-i Nüvvâb
kuruldu. 1855 Milletleraras Paris Sergisi’ne Osmanl Devleti de
katld. Burada devletin kurduu fabrikalarn yannda ülkenin deiik
yerlerinden getirilen yaklak 2000 ürün sergilendi. Bu dönemle
ilgili kaydedilmesi gereken hususlardan biri de özellikle Âlî
Paa’nn çabalaryla bürokrasi dilinin sadeletirilmesi
gayretidir.
Gayri müslimlerden cizye alnmasn Tanzimat Ferman’yla ilân edilen
eitlik ilkesine aykr bulan Avrupa devletleri öteden beri hükümet
üzerinde ciddi bir bask kurmulard. Neticede, konuyu müzakere eden
Meveret Meclisi’nin görüüne istinaden Sultan Abdülmecid’in 28 Mart
1855 tarihinde çkan iradesiyle cizyenin iâne-i askeriyye ad altnda
tahsili kararlatrld. Osmanl Devleti ayrca Krm savann ardndan
toplanacak olan Paris Kongresi’nden önce Sadrazam Âlî Paa, Hariciye
Nâzr Fuad Paa ve eyhülislâm Mehmed Ârif Efendi ile ngiltere, Fransa
ve Avusturya sefirlerinin de yer ald bir komisyon kurup Avrupa
devletlerinin gayri müslim tebaaya haklar tannmas yönündeki
taleplerini deerlendirdi ve 18 ubat 1856’da Islahat Ferman ilân
edildi. Burada gayri müslimlere vatandalk hukuku açsndan
müslümanlarla tam eitlik salayan önemli haklar tannd; böylece
yabanc güçlerin devletin iç ilerine müdahalesi önlenmek istendi.
Yeni fermanla, Tanzimat Ferman’yla tebaaya verilen haklar ve daha
önceki dönemlerde gayri müslimlere verilen muafiyetler teyit
edildii gibi bunlarn yeni ihtiyaçlara uyarlanmas için hükümetin
kontrolünde patrikhânelerde meclislerin kurulmas öngörüldü.
Patriklerin kaydhayat artyla görevlendirilmesi esas ve patriklerle
ruhbana devlete ballk yemini ettirilmesi art getirildi, kendilerine
de maa baland. Gayri müslim cemaatlere hükümetin izniyle mâbed,
hastahane, mektep gibi kurumlar tamir etme ve yenilerini yapma
imkân tannd. Bunlarn ilerinin ruhbann ve halkn temsilcilerinden
oluan karma meclislerce yönetilmesi kararlatrld. Kiilerin din ve
mezheplerini deitirmeye zorlanmamas ve bütün tebaann devlet
memuriyetine kabul edilmesi esaslar benimsendi. Müslümanlarla gayri
müslimler arasnda veya her iki tarafn kendi aralarndaki davalara
bakmak üzere karma mahkemelerin kurulmasna karar verildi. Bu
hususlar Tanzimat Ferman’nn bütün tebaann, Islahat Ferman’nn
bilhassa gayri müslimlerin durumunu iyiletirmeyi amaçladn
göstermektedir. Öte yandan Paris Antlamas’nn 9. maddesinde fermann
söz konusu edilmesi devleti taahhüt altna soktuu gibi d müdahaleyi
davete zemin hazrlad (ayrca bk. ISLAHAT FERMANI).
Krm sava hazineye büyük bir maliyet yükledi, malî dengeleri bir
daha düzeltilemeyecek derecede bozdu ve maliyeyi d borç batana
sürükledi. Savan ardndan 30 Mart 1856’da imzalanan Paris Antlamas
ile Osmanl Devleti’nin bütünlüü ve bamszl antlamay imzalayan
devletlerin ortak garantisi altna alnd; ayrca Karadeniz
tarafszlatrlp silâhszlandrld. Osmanl devlet adamlarnn beklentisinin
aksine, Islahat Ferman’nn ilânyla birlikte büyük güçlerin devletin
iç ilerine daha fazla müdahale ettii yeni bir sürece girildi.
Mustafa Reid Paa buna dikkat çekerek ferman eletirdi. Müslümanlar d
basklar sonucunda neredeyse sadece gayri müslimlere yönelik haklar
salad, gayri müslim cemaat önderleri, cemaatleri üzerindeki
güçlerini snrlandrd için fermana kar tavr aldlar. Hristiyan ahali
ise genelde ferman olumlu karlad; fakat kendilerine askerlik yapma
veya askerlik bedeli ödeme yükümlülüünün getirilmesi holarna
gitmedi. Öte
yandan yahudi ve Ermeniler’le ayn düzeye getirilmeleri öteden beri
imtiyazl durumda bulunan Rumlar’ tedirgin etti. Islahat Ferman’na
göre, bütün tebaay ilgilendiren konularn müzakere edildii
toplantlara katlmak üzere gayri müslim gruplarn temsilcileri bir
yllna Meclisi Vâlâ üyeliine kabul edildi; dâimî üyelik için 1864
ylna kadar beklemeleri gerekiyordu. Bâbâli’de bir komisyon
kurularak fermann maddelerinin uygulanmaya balanmasyla deiik
tarihlerde Mara, Halep, am, Lübnan, Cidde, Girit, Bosna-Hersek gibi
yerlerde fermana tepki göstermek veya daha fazla hak talep etmek
amacyla isyanlar çkarld. Merkezde de gelimelerden rahatszlk
duyuldu. Nitekim 1859’da stanbul’daki baz devlet görevlileri ve
siviller padiah tahttan indirmek için Kuleli Vak‘as diye adlandrlan
suikast planladlar, fakat eyleme geçemeden yakalandlar.
14 Mart 1857’de Maârif-i Umûmiyye Nezâreti’nin tekiliyle birlikte
eitim ileri kabinede bir temsilciye kavutu. Bu dönemin eitim
politikalarnda göze çarpan bir husus medreselere dokunulmamasdr.
Bunun sebebi, Tanzimat bürokratlarnn medreselerin slahyla urap
ulemây karlarna alma yerine yeni mekteplerin önünü açarak
medreseleri etkisiz hale getirme yöntemini benimsemeleriydi. Dier
taraftan eitimde ve hukukta yeni oluturulan mekteplerle mevcut dinî
müesseselerin beraberce varlklarn sürdürmeleri ikili bir yap
meydana getirdi. 1858’de ilk kz rüdiyesi açld. Belediye tekilât
stanbul’un semtlerine yaygnlatrlmaya baland. 1810 tarihli Fransz
Ceza Kanunu esas alnarak yeni bir ceza kanunnâmesi yaymland.
Meclisi Âlî-i Tanzîmât’ta Ahmed Cevdet Paa’nn bakanlnda kurulan bir
komisyon, Tanzimat döneminde çkarlan yerli kanunlarn en
önemlilerinden biri olan Arazi Kanunnâmesi’ni hazrlad; bu kanun
mevcut uygulamalarn modern yöntemlerle bir araya getirilmesiyle
oluturuldu. Avrupa devletlerinin 1859’da ferman hükümlerinin
uygulanmad gerekçesiyle Osmanl Devleti’ne bir muhtra vermeleri
üzerine Rumeli’ye müfettiler gönderildi; fakat bu tedbir ikâyetleri
ve basklar önleyemedi. Bâbâli basklar hafifletmek için ubat 1861’de
adalet ve vergi sistemini
slah edeceini ilân etti. Tanzimat’tan sonra karklk çkan ve
isyanlara sahne olan Lübnan’da Mârûnîler’le Dürzîler arasnda
meydana gelen olaylara Avrupa devletleri müdahale etti ve 1861’de
Lübnan için özel bir nizamnâme çkarlarak burann mutasarrflna ilk
defa vezir pâyesiyle bir hristiyan paa tayin edildi. ki reform
meclisinin varl yetki kargaasna yol açtndan 14 Temmuz 1861’de
Meclisi Âlî-i Tanzîmât ile Meclisi Vâlâ, Meclisi Ahkâm- Adliyye
adyla birletirildi.
Islahat Ferman’nda ülkede yeni yollarn yaplmas da söz konusu
edilmiti. 23 Eylül 1856’da zengin bir ticaret ve tarm potansiyeline
sahip olan Bat Anadolu’da zmir’le Aydn’ demiryoluyla birbirine
balama imtiyaz ngiliz sermayedarlarna verildi ve ortaya çkan pek
çok probleme ramen Anadolu’da inasna balanan bu ilk demiryolu
(zmir-Kasaba hatt) 1866’da iletmeye açld. 2 Eylül 1857’de Dobruca
ovasnn zengin tarmsal imkânlarn deerlendirmek isteyen ngilizler’e
Köstence-Boazköy (Cernavoda) hattn ina imtiyaz verildi. 4 Ekim 1860
tarihinde iletmeye açlan bu hat Osmanl Rumelisi’nde yaplan ilk
demiryoludur. Rumeli’de ngiliz sermayesiyle ina edilen dier bir hat
12 ubat 1859’da imtiyaz verilip 7 Kasm 1866’da tamamlanan
Rusçuk-Varna hattdr.
1860’ta bir Türk vatanda tarafndan çkarlan ilk özel Türkçe gazete
olan Tercümân- Ahvâl ile basn hayat hareketlendi ve gazetelerin
çevresinde yeni bir aydn grubu olutu. Fransz Ticaret Kanunu’nun
mahkeme tekilâtyla zarar ve ziyana dair IV. cildi Ticaret Kanunu’na
Zeyil adyla yaymland. On bir yerde yeni ticaret mahkemeleri kuruldu
ve yetkileri bütün ticarî davalar kapsayacak biçimde geniletilerek
Fransz örneine göre tekilâtlandrld. 1861’de Cem‘iyyet-i
lmiyye-i Osmâniyye tekil edildi ve cemiyetin yayn organ Mecmûa-i
Fünûn’da modern ilimlerle ilgili bilgi ve gelimelere yer verildi.
25 Haziran 1861’de Sultan Abdülmecid’in vefat üzerine tahta kardei
Sultan Abdülaziz geçti. Sultan Abdülmecid, padiahlarn yabanc
elçilere muhatap olmama yönündeki uygulamay terkederek onlarla
dorudan temas kurmu, ngiltere’nin stanbul elçisi Stratford Canning
bata olmak üzere elçilerle bir araya gelmi, hatta Krm savandan
sonra sefaretlerde düzenlenen balolara katlmtr.
Sultan Abdülaziz reformlar sürdüreceini açklad. Ticaret davalarnda
takip edilecek usul hakkndaki mevzuat eksiklii, Fransz Ticaret Usul
Kanunu’nun 1861’de Usûl-i Muhâkeme-i Ticâret Nizamnâmesi adyla
tercüme edilmesiyle giderildi. Tanzimat’n ardndan piyasaya sürülen
ve skntlara yol açan kât para 1862’de tedavülden kaldrld. 2 ubat
1862’de Maârif-i Umûmiyye Nezâreti’ne bal Matbuat Müdürlüü kuruldu.
Ertesi yl halka açk dersler eklinde eitime balayan Dârülfünun’un
iki yl sonra çkan Hocapaa yangnnda binasnn yanmas yüzünden
faaliyetlerine ara verildi. 1860 ylndan itibaren Rumlar’a, 1863’te
Ermeniler’e ve 1865’te yahudilere verilen cemaat nizamnâmeleri
âdeta birer anayasa hükmündeydi. Böylece her üç cemaat,
cemaatlerinin dinî ilerini görecek ruhanî meclislerin yannda idarî
ilerle uraan ikinci birer meclise kavutu. Ancak tebaa arasnda
oluturulmaya çallan yaknlk ve birlik tam aksi bir yönde geliti ve
cemaatler birbirinden daha çok uzaklat. Islahat Ferman’na göre
devlet memuriyetine alnmaya balanan gayri müslimler askerlik
yükümlülüklerini yerine getirmemek için direndiler ve bedel
ödeyerek devletin de uygulanmasn pek mümkün görmedii askerlikten
muaf oldular.
13 Ocak 1863’ten itibaren posta pulu kullanlmaya ve stanbul’un
deiik yerlerine posta kutular konulmaya baland. Fransz Ticaret
Kanunu’nun deniz ticaretine dair II. cildi tercüme ve adapte
edilerek Ticâret-i Bahriyye Kanunnâmesi adyla yaymland.
Sultanahmet’te Sergi-i Umûmî-i Osmânî düzenlendi; sergide 15.000
civarnda tarm ve sanayi ürünü yer ald. 1856 ylnda tekil edilen
ngiliz sermayeli Osmanl Bankas tasfiye edilip ngiliz ve Fransz
ortak sermayesiyle Bank- Osmânî-i âhâne kuruldu; yeni banka otuz yl
süreyle kât para çkarma imtiyazn elde etti. Hükümet, saylar giderek
artan gazete ve dergileri denetim altnda tutabilmek amacyla 1864’te
Fransz Basn Kanunu’ndan yararlanp Matbuat Nizamnâmesi’ni neretti.
Yine Fransz sistemi esas alnarak Vilâyet Nizamnâmesi çkarld ve tara
tekilât ciddi bir düzenlemeye tâbi tutuldu. Vilâyetlere geni
yetkili valiler tayin edildi. Vilâyetler sancaklara, sancaklar
kazalara, kazalar köylere bölündü. Vilâyet, sancak ve kaza
merkezlerinde birer idare meclisi oluturuldu. Bu meclislerde
mahallî yöneticiler ve cemaat önderlerinin yannda müslüman ve gayri
müslim halkn seçtii ikier temsilci bulunmaktayd. Nizamnâme belediye
tekilâtlarnn tarada da kurulmasn öngörüyordu. Yeni sistemi
uygulamak üzere Tuna valiliine getirilen Midhat Paa çiftçiyi
desteklemek için tarm kredi sandn (Memleket Sand) kurdu ve bu daha
sonra Ziraat Bankas’nn temelini tekil etti. 1865’te ilk
vilâyet gazetesi olan Tuna Türkçe ve Bulgarca neredildi. Ardndan
dier vilâyetler kendi gazetelerini çkard. Tuna vilâyetinde baarl
sonuçlar alnnca 1867’de sistem Yemen ve Badat’n dndaki bütün ülkede
yaygnlatrld. Midhat Paa’nn valiliine gönderildii Badat 1869’da
sisteme dahil edildi. 1871’de çkarlan dâre-i Umûmiyye-i Vilâyet
Nizamnâmesi nahiyenin statüsünü daha belirgin duruma getirdi.
Girit, Bosna, Lübnan gibi yerler özel durumlar göz önünde
bulundurularak ayr nizamnâmelerle idare edildi. Yemen, Hicaz ve
stanbul genel vilâyet düzenlemesinin dnda brakld.
1865’te stanbul’da ehir içi posta hizmetleri iltizama verildiyse de
iki yl sonra faaliyetlerini nihayete erdirdi. Yine bu tarihten
itibaren, Yeni Osmanllar diye adlandrlacak olan bir grup aydn,
kamuoyu oluturmada basn bir araç eklinde kullanp özellikle d
politika konusunda hükümeti eletirmeye balad. Bunlar, Fuad Paa ve
Âlî Paa gibi Tanzimatçlar’n Avrupa merkezli d politikalarn
beenmedikleri gibi onlar fazla asrî ve otoriter buluyordu. Ocak
1863’te Msr valisi olan smâil Paa ile birlikte Msr sorunu farkl bir
boyut kazand. Abdülaziz ayn yl Msr’a gitmi ve görkemli biçimde
arlanmt. smâil Paa, Sultan Abdülaziz’e ve devlet adamlarna zengin
hediyeler vererek Bâbâli’den imtiyazlar koparmay baard. 28 Mays
1866’da Msr’n vergisini çoaltp ekberiyet esasna dayanan veraset
usulünü deitirdi ve Msr idaresinin babadan oula intikalini salad.
Bu düzenlemeden be gün sonra kendisine hidivlik unvan verilerek
yetkileri daha da arttrld.
Âlî Paa 1867’de çkard bir kararnâme ile basn üzerinde ciddi
snrlamalar getirdi ve gazete kapatmay kolaylatrd. Ayn yl Âlî Paa’ya
kar bir suikast planladklar gerekçesiyle hükümetin basklarna mâruz
kalp Avrupa’ya kaçan Yeni Osmanllar, Msr’da veraset usulünün
deitirilmesiyle haklarn kaybeden Prens Mustafa Fâzl Paa’dan destek
gördüler. Mustafa Fâzl, bu srada Paris’te Sultan Abdülaziz’e
hitaben kaleme ald mehur mektubunu neretti. Avrupa’nn çeitli
yerlerinde çkardklar gazetelerle muhalefetlerini sürdüren Yeni
Osmanllar, Âlî Paa’nn ölümünün (1871) ardndan stanbul’a döndüler.
Bu dönemde Avrupa edebiyatndan Türkçe’ye tercümeler yapld; ayrca
tiyatronun giriiyle birlikte stanbul’un kültürel hayat canland.
1812 Bükre Antlamas’ndan beri imtiyazl konumda bulunan ve daha
sonra özerk bir statüye kavuan Srbistan’daki son Osmanl askerleri
de geri çekildi ve Belgrad’da Osmanl hâkimiyetinin alâmeti olarak
sadece kaledeki Srp bayrann yannda dalgalanan Osmanl bayra kald.
Yine büyük devletlerin basklar sonucu Islahat Ferman’na istinaden
yabanc uyruklulara Hicaz vilâyeti hariç Osmanl ülkesinde serbestçe
mülk edinme hakk tannd.
Sultan Abdülaziz, Fransa mparatoru III. Napolyon’un kendisini
Milletleraras Paris Sanayi Sergisi’ne davet etmesi üzerine 21
Haziran 1867’de yannda ehzadeler ve Hariciye Nâzr Fuad Paa olduu
halde Avrupa seyahatine çkt. Seyahatin asl amac, hem Girit
konusunda zaman kazanmak hem de Avrupa kamuoyundaki Osmanl imajn
düzeltmekti. Yaklak bir buçuk ay süren bu seyahat esnasnda Sultan
Abdülaziz Paris, Londra, Brüksel, Koblenz, Viyana ve Budapete’yi
ziyaret etti; III. Napolyon, ngiltere Kraliçesi Victoria, Belçika
Kral II. Leopold, Prusya Kral I. Wilhelm, Avusturya-Macaristan
mparatoru Franz Joseph’le görütü ve Avrupa’y ziyaret eden ilk
Osmanl padiah oldu. Askerî kurulular, eitim ve sanayi kurumlarn da
ziyaret edip sanayici ve giriimcileri kabul eden padiah 7 Austos
1867’de Varna üzerinden stanbul’a döndü.
Meclisi Ahkâm- Adliyye 5 Mart 1868 tarihinde ûrâ-y Devlet ve Dîvân-
Ahkâm- Adliyye adyla ikiye ayrld. ûrâ-y Devlet’in bakanlna Midhat
Paa, Dîvân- Ahkâm- Adliyye’nin bana Ahmed Cevdet Paa getirildi;
gayri müslimler her iki mecliste temsil ediliyordu. ûrâ-y Devlet,
Fransa’daki Conseil d’Etat esas alnarak oluturuldu. Öte yandan
Sadrazam Âlî Paa, Fransa’nn stanbul sefiri De Bourrée’nin etkisiyle
1804 tarihli Fransz Medenî Kanunu’nun tercüme ve adaptasyonunu
gündeme getirdi; ancak bata Fuad Paa ve Ahmed Cevdet Paa olmak
üzere baz devlet adamlarnn kar çkmalar neticesinde 1868’de Ahmed
Cevdet Paa’nn bakanlnda Mecelle Komisyonu kurularak yaklak sekiz yl
süren bir çalma sonucunda Mecelle-i Ahkâm- Adliyye hazrland. Hanefî
fkhna göre düzenlenen Mecelle’nin miras ve aile hukuku ksm
eksiktir.
1868’de Âlî Paa ile Fuad Paa’nn çabalar ve Franszlar’n basksyla
Avrupa usulünde eitim yapmak üzere Galata Saray Mektebi Sultânîsi
açld; mektebin ilk örencileri arasnda müslümanlarn oran %50’nin
altndayd. ûrâ-y Devlet’in çalmalar neticesinde çkan 1869 tarihli
Maârif-i Umûmiyye Nizamnâmesi ile, merkez ve tara tekilâtlaryla
içerii esasl bir ekilde düzenlenen eitim sbyan, rüdiye, idâdîye,
sultâniye ve yüksek örenim olmak üzere be kategoride ele alnd.
Bunlardan ilk ikisi hzla yaygnlatrlrken sadece birkaç idâdî
açlabildi; Mektebi Sultânî ise uzun yllar tek örnek olarak kald.
1870’te ikinci defa tedrisata balayan Dârülfünun’da dersler ancak
1873 ylna kadar devam edebildi.
1869’da Osmanl ordusunda önemli bir slahat yapan Serasker Hüseyin
Avni Paa, Osmanl askerlerini yedi orduya ayrd ve askerlik süresini
dört ylla snrlandrd; tâlim usullerini yeniledi. Öte yandan Sultan
Abdülaziz’in çok önemsedii donanmann güçlendirilmesi için büyük
paralar harcand. Bu dönemdeki imar faaliyetleri arasnda dikkat
çeken bir hadise de Süvey Kanal’nn Avrupa devletlerinin hânedan
mensuplarnn katld görkemli bir törenle açlmasyd. Sadrazam Âlî Paa,
Rumeli’de demiryolu yapmn çok mühimsemekteydi; zira bu sayede
Avrupa ile daha rahat balant kurulacak ve ilikiler artacakt. Fakat
üç deiik grupla anlama yaplmasna ramen bir sonuç elde edilemedi.
Bunun üzerine Avrupa’ya gönderilen Nâfia Nâzr Dâvud Paa, 17 Nisan
1869’da Macar yahudisi Baron Hirsch ile bir anlama imzalad. 2000
km. uzunluunda olmas tasarlanan bu hat yedi senede tamamlanabildi.
Hirsch çeitli oyunlarla, uzun yllar devletin bana dert olan bu
demiryolundan elde ettii kazanç sayesinde Avrupa’nn en zengin
kiileri arasna girerken devlet bütün fedakârlklarna ramen
belirlenen hedeflere ulaamad. Ayn yl çkarlan Tâbiiyyet-i Osmâniyye
Kanunu ile vatandalktan çkma hükümetin iznine baland ve Osmanl
ülkesinde yaayan müslim-gayri müslim herkes Osmanl kabul edildi.
1870’te Bulgar kilisesi Rum patrikliinden ayrld. Bu arada
Almanya-Fransa savan frsat bilen Rusya, Paris Antlamas’nn
Karadeniz’le ilgili hükmünü tanmadn bildirdi. Bunun üzerine
toplanan konferansn sonunda imzalanan 13 Mart 1871 tarihli Londra
Antlamas ile Karadeniz için öngörülmü olan yasaklar kaldrld ve
Bâbâli dost devletlerin sava gemilerine Boazlar’dan geçi izni
vermesi hususunda serbest brakld.
Mustafa Reid Paa’nn ölümünden (1858) sonra genelde Bâbâli’ye hâkim
olan Fuad Paa’nn 1869’da, Âlî Paa’nn 1871’de vefat etmesinin
ardndan saray ve Bâbâli arasndaki iktidar mücadelesi yeniden balad.
1871-1875 yllarnda sekiz defa sadâret deiiklii yaplmas bu
mücadelenin ciddiyetini göstermektedir.
Sultan Abdülaziz’in 8 Eylül 1871’de sadârete getirdii Mahmud Nedim
Paa, tensîkat gerekçesiyle Âlî Paa’nn ekibini tasfiye edip merkez
ve tara bürokrasisini kartrd; memurlarn bir ksmn görevinden ald,
bir ksmnn yerlerini deitirdi, ayrca vilâyetlerin tahsisatn kstlad.
Posta Nezâreti ile Telgraf Müdürlüü, 21 Eylül 1871 tarihinde Posta
ve Telgraf Nezâreti adyla birletirilerek Dahiliye Nezâreti’ne
baland. D siyasette Fuad ve Âlî paalarn Avrupa eksenli çizgisinden
sapld ve Rusya’ya meyledildi. Ancak çkan tepkiler üzerine Mahmud
Nedim Paa 31 Temmuz 1872’de görevden alnd ve yerine Midhat Paa
getirildi; fakat o da Bâbâli’yi savunmas yüzünden birkaç ay sonra
azledildi. Hükümet bir ara demiryollarn yabanc sermaye yerine kendi
imkânlaryla yapmak istedi. 1871’de inasna balanan Haydarpaa-zmit
demiryolu 3 Mays 1873’te, 1873’te balanan Mudanya-Bursa demiryolu
1875’te tamamlandysa da düzgün ve salam ina edilemedii için bu
hatlardan verim alnamad. Yaplan hukukî bir düzenlemeyle vakflarn
satlmas
kolaylatrld. Öte yandan Anadolu’da yaanan ktlk, kuraklk ve ar k
artlar yüzünden binlerce insan öldü, hayvanlar telef oldu, vergi
gelirleri dütü.
1875’te balayan Hersek isyann önleyebileceini söyleyen Mahmud Nedim
Paa ikinci defa sadârete getirildi; bütçedeki 5 milyon liralk aç
kapamak ve yeni gelir kaynaklar bulabilmek amacyla Rus büyükelçisi
gnatiev’in etkisi altnda bir plan hazrlad. Planda, devletin düzenli
borçlarnn faizi ve ana paras için ödenmesi gereken yllk 14 milyon
lirann yarsnn ödenmesi, dier yarsnn 5 milyonuyla bütçe açnn
kapatlmas ve 2 milyon lira ile ordunun giderlerinin karlanmas
öngörülüyordu. Be yl süreyle borç ve faizlerin yarsnn nakit, yarsnn
%5 faizli senetle ödenmesine dair 6 Ekim 1875 tarihli hükümet
kararnn ilân edilmesi tahvil fiyatlarnda hzl bir düüe, içte ve dta
büyük tepkilere yol açt. Bu arada Hersek’teki isyan Bosna’ya sçrad.
Ardndan Bulgarlar hareketlendi; yakalanan elebalar gnatiev’in
devreye girmesiyle serbest braklnca âsiler daha da cesaretlendi.
Balkanlar’daki isyanlar Rusya’nn etkisiyle güç kazand. Fransa ve
Almanya konsoloslarnn ölümüyle sonuçlanan Selânik olay devleti
iyice zora soktu; bütün bunlar Avrupa kamuoyunu tamamen Osmanl
Devleti aleyhine çevirdi. ktidar ele geçirmek isteyen Midhat Paa ve
Hüseyin Avni Paa’nn yönlendirmesiyle stanbul’daki medrese
talebeleri ayakland. 11 Mays 1876’da Mahmud Nedim Paa sadâretten
azledilip yerine Mütercim Rüdü Paa getirildiyse de ortalk
durulmad.
Mütercim Rüdü Paa, Midhat Paa ve Hüseyin Avni Paa önderliinde bir
grup yüksek rütbeli sivil ve asker 30 Mays’ta bir ihtilâlle Sultan
Abdülaziz’i tahttan indirerek yerine V. Murad’ tahta çkard. Be gün
sonra meydana gelen Sultan Abdülaziz’in üpheli ölümü ileri daha da
kartrd. Bu arada 2 Temmuz’da Srbistan ve ardndan Karada otonom
biçimde bal bulunduklar Osmanl Devleti’ne kar sava ilân ettiler.
Rusya’nn âsileri kkrtmas yannda Rus gönüllüleri bizzat savata rol
aldlar. Osmanl kuvvetleri bir haftalk sava neticesinde Srp ordusunu
yendi, ancak d müdahalelerden çekindii için daha ileriye gidemedi.
Öte yandan stanbul’da yeni padiahn cülûs hatt- hümâyununda Knûn-
Esâsî’den bahsetmemesi Midhat Paa’y ve arkadalarn hayal krklna
uratt gibi ksa sürede yaad kanl olaylar V. Murad’n ruh saln bozdu.
V. Murad’a uygulanan tedaviler sonuç vermeyince Knûn- Esâsî’yi ilân
etmesi artyla 31 Austos’ta II. Abdülhamid tahta geçirildi. Osmanl
ordusu eylülde tekrar saldr balatan Srplar’ bozguna urattysa da
Rusya’nn ültimatomu üzerine harekât durdurmak zorunda kald. Ardndan
büyük devletler Balkan sorununu görümek için milletleraras bir
konferansn toplanmasn kararlatrd.
Aralarnda Ziyâ Bey (Paa) ve Nâmk Kemal gibi aydnlarn da bulunduu
Midhat Paa bakanlndaki komisyon 7 Ekim’de Knûn- Esâsî’yi hazrlama
çalmalarna balad. Çalmalar devam ederken 19 Aralk 1876’da Midhat
Paa sadârete getirildi; 23 Aralk’ta, yani Tersane Konferans’nn
balad gün Merutiyet ilân edilerek Knûn- Esâsî yürürlüe konuldu. On
iki balk altnda 119 maddeden oluan Knûn- Esâsî biri halkn
temsilcilerinin seçecei üyelerden meydana gelen Meclisi Meb‘ûsan,
dieri padiahn tayin edecei üyelerden meydana gelen Meclisi A‘yân
olmak üzere iki meclisli bir parlamentoyu öngörüyordu (bk. KNÛN-
ESÂSÎ). II. Abdülhamid henüz parlamento açlmadan 5 ubat 1877’de
Midhat Paa’y sürgüne gönderdi. Osmanl Parlamentosu (Meclisi Umûmî)
19 Mart 1877’de Dolmabahçe Saray’nda yaplan törenle açld. Birinci
faaliyet devresi 28 Haziran 1877’de sona eren Meclisi Meb‘ûsan’n
ikinci dönemi 13 Aralk 1877’de balad. 1877-1878 Osmanl-Rus Sava ile
iç ve d sorunlarn gölgesinde çalmalarn yürüten meclis bu ikinci
devrede savataki hezimetin sorumlusu kabul ettii padiaha ve
hükümete
kar daha sert bir üslûp kulland. Neticede Knûn- Esâsî’nin verdii
yetkiye dayanan II. Abdülhamid 13 ubat 1878’de meclisi süresiz
tatil etti; Meclisi A‘yân’n üyeleri kaydhayat artyla tayin
edildikleri için parlamentonun feshinden sonra da sfatlarn muhafaza
ettiler.
Genel olarak deerlendirildiinde Tanzimat reformlarnn planl ve
programl olmaktan ziyade pratik ihtiyaçlara cevap verebilecek bir
karakter gösterdii söylenebilir. Bunun sebebi Tanzimatçlar’n
reformlar anlayp hayata geçirecek memurlara, salam bir malî yapya
ve reformlar inceden inceye planlayp uygulayacak zamana sahip
olmamalaryd. Ayrca eitim iine geç el attlar; eyhülislâmlk ve Evkf-
Hümâyun Nezâreti gibi dinî kurumlarn denetiminde bulunan eitime
müdahale etmeyi göze alamadlar. Bu ise reformlarn ksa vadeli pratik
çözümler eklinde ortaya çkmasna yol açt. Öte yandan zaten iyi
olmayan maliyenin durumu, uygulanan yeni malî programlarn baarya
ulaamamas ve reformlarn fazladan getirdii masraflar neticesinde
daha da bozulduu gibi etkili bir vergi tahsil sistemi
gerçekletirilemedi. Malî buhran, bürokrasinin ve kadrolarn
genilemesine ve artan israfa paralel olarak daha da arlat. Fiilî
durumlar ve dünyadaki siyasî gelimeler Tanzimatçlar’ aceleci ve âni
kararlar verip uygulamak durumunda brakt. Bir taraftan devletin
varln tehdit eden d meselelerle ve iç isyanlarla urarken bir
taraftan da reformlar uygulamaya çaltlar.
Büyük devletlerin stanbul’daki sefirleri bu dönemde sürekli
devletin iç ilerine müdahale ederek durumu daha da zorlatrdlar.
Esasen bu konudaki sorumluluun önemli bir bölümü Sultan Abdülmecid
ile Mustafa Reid Paa’ya aitti. Zira Sultan Abdülmecid, önceki
padiahlarn aksine ngiltere’nin stanbul sefiri Stratford Canning ile
sk sk bizzat görütü ve bilgi alveriinde bulundu. 1846-1857 yllar
arasnda alt defa sadârete getirilen Reid Paa da ngiltere’nin
desteini ald. Bu durum, kendisinden sonra gelen devlet adamlarnn
iktidarda kalmak veya iktidar ele geçirmek amacyla ayn yolu
denemelerine yol açt. Nitekim Mehmed Emin Âlî Paa, Fuad Paa ve Rzâ
Paa Fransa’nn ve Mahmud Nedim Paa Rusya’nn desteini ald. Reid
Paa’nn, Âlî Paa’nn sadrazaml döneminde ilân
edilen Islahat Ferman’n d güçlerin devletin iç ilerine müdahale
vastas sayp eletirmesi trajik bir çelikidir. Neticede bürokratlarn
iktidar mücadeleleri, d güçlerin müdahalesi ve reform kartlarnn
muhalefeti yüzünden reformlar zaman zaman yavalad, hatta bazan
kesintiye urama noktasna geldi ve kurulan müesseselerde sk sk
deiiklikler yaplmak zorunda kalnd.
BBLYOGRAFYA
Lutfî, Târih, VI, 59-65; VIII, 93-98; Tanzimat I, stanbul 1940; R.
H. Davison, Reform in the Ottoman Empire: 1856-1876, Princeton
1963; a.mlf., “Tanmat”, EI² (ng.), X, 201-209; A. Cunningham,
“Stratford Canning and the Tanzimat”, Beginnings of Modernization
in the Middle East (ed. W. R. Polk - R. L. Chambers), Chicago 1968,
s. 245-264; Ed. Engelhardt, Tanzimat (trc. Ayda Düz), stanbul 1976;
Stanford J. Shaw - E. K. Shaw, Osmanl mparatorluu ve Modern Türkiye
(trc. Mehmet Harmanc), stanbul 1983, II, tür.yer.; Reat Kaynar,
Mustafa Reid Paa ve Tanzimat, Ankara 1985; Musa Çadrc, “Tanzimat’n
Uygulanmas ve Karlalan Güçlükler (1840-1856)”,
Mustafa Reid Paa ve Dönemi Semineri, Bildiriler, Ankara 1987, s.
97-104; lber Ortayl, mparatorluun En Uzun Yüzyl, stanbul 1987;
a.mlf., Tanzimat Devrinde Osmanl Mahallî dareleri (1840-1880),
Ankara 2000; Thomas Scheben, Verwaltungsreformen der frühen
Tanzimatzeit: Gesetze, Majnahmen, Auswirkungen, Frankfurt 1991;
Nesimi Yazc, “Tanzimat Döneminde Osmanl Haberleme Kurumu”, 150.
Ylnda Tanzimat (haz. Hakk Dursun Yldz), Ankara 1992, s. 139-209;
a.mlf., “Tanzimat Dönemi Basn Konusunda Bir Deerlendirme”,
Tanzimat’n 150. Yldönümü Uluslararas Sempozyumu, Bildiriler, Ankara
1994, s. 55-84; Ali Akyldz, Tanzimat Dönemi Osmanl Merkez
Tekilâtnda Reform: 1836-1856, stanbul 1993; Gülnihal Bozkurt, Bat
Hukukunun Türkiye’de Benimsenmesi, Ankara 1996, tür.yer.; Judy
Upton-Ward, “Abdülaziz’in Avrupa Seyahati”, Osmanl, Ankara 1999,
II, 119-129; Moshe Ma’oz, “Tanzimat’n lk Yllarnda Modernleme
Hareketinin Suriye Siyaseti ve Toplumu Üzerindeki Etkisi” (trc.
Hayrettin Pnar), Tanzimat: Deiim Sürecinde Osmanl mparatorluu (der.
Halil nalck - Mehmet Seyitdanlolu), Ankara 2006, s. 187-203; Halil
nalck, “Sened-i ttifak ve Gülhane Hatt- Hümayunu”, TTK Belleten,
XXVIII/112 (1964), s. 611-622; a.mlf., “Tanzimatn Uygulanmas ve
Sosyal Tepkileri”, a.e., XXVIII/112 (1964), s. 623-690; Mahir Aydn,
“Ahmed Ârif Hikmet Beyefendi’nin Rumeli Tanzimat Müfettilii ve
Tefti Defteri”, a.e., LVI/215 (1992), s. 69-165; Butrus Abu-Manneh,
“The Islamic Roots of the Gülhane Rescript”, WI, XXXIV/2 (1994), s.
173-203; A. D. Noviçev, “1839 Gülhane Hatt- Hümayunu ve D
Politikadaki Boyutlar” (trc. Darhan Hdrali), lmî Aratrmalar, sy. 5,
stanbul 1997, s. 279-289; Mehmet Yldz, “1856 Islahat Fermanna Giden
Yolda Meruiyet Araylar (Uluslararas Basklar ve Cizye Sorununa
Bulunan Çözümün slâmî Temelleri)”, Türk Kültürü ncelemeleri
Dergisi, sy. 7, stanbul 2002, s. 75-114; A. Cevad Eren, “Tanzîmât”,
A, XI, 718-720. Ali Akyldz
TANZMAT EDEBYATI Tanzimat’n ilânndan yirmi yl kadar sonra Türk
edebiyatnda balayan yenileme süreci
(bk. BATILILAMA).
Taoculuk (Taoizm, Daoizm), Konfüçyüsçülük’le birlikte 2000 yldan
fazla bir süredir Çin’de hayatn her alann biçimlendirmi iki büyük
yerel dinî-felsefî sistemden biridir. Temelinde “yol” mânasnda tao
(dao) kavramnn yer ald Taoculuun Çince karl Dao-cia’dr (yolun
nesli). Kökeni eski Çin amancl’na dayanan Taoculuk tabiatla uyum
halinde olmay, müdahaleden kaçnmay, basitlii ve sadelii savunan bir
düünce ve inanç sistemidir.
Tarihsel Geliim. Gelenekte Taoculuun balangc milâttan önce VI.
yüzylda yaayan Lao-tzu’ya (Laozi) dayandrlr. Taoculuk esasen bilgi
ve hikmete ulamay amaçlayan felsefî bir sistem olarak dodu. Temel
kavram ve ilkeleri srasyla Lao-tzu ve Zhuangzi’ye atfedilen Tao-te
Çing (m.ö. VI-III. yüzyllar) ve Zhuangzi (m.ö. 350) adl klasik
metinlerde yer alr. Taoculuk bu metinlerin yazarlarna atfla
Lao-Zhuang felsefesi diye de anlr. Felsefî Taoculuk milâdî XIII.
yüzyla kadar müstakil bir sistem halinde devam etmekle birlikte
milâttan önce II. yüzylda atalara tapnma, tabiat tanrlarna yönelik
inanç ve ölümsüzlük aray gibi eski Çin inançlarn da içine alacak
ekilde dinî Taoculuun (Dao-ciav) douunu hazrlad. Huangdi, Sar
mparator (m.ö. 259-210) ve Han hânedan (m.ö. 202- m.s. 220)
dönemlerinde Taocu öretiler rabet gördü. Taoculuun tam bir din
haline gelii, Zhang Daoling’in milâttan sonra 142’de, tanrlatrlan
Lao-tzu’dan vahiy/öreti aldn iddia etmesiyle balad. Üstat olarak
bilinen Zhang’n kurduu Tiani Dao (semavî üstatlar yolu) ölümünden
sonra olu ve torununun önderliinde bamsz bir dinî harekete dönütü.
Bu dinin rahiplerine yaplan batan dolay “be ölçek pirinç yolu”
olarak da bilinen bu örgütlenme sonucunda siyasî ve dinî güce
sahip, Tao kavramn merkeze alan bir topluluk olutu. Kuzey Çin’de
Wei hânedan döneminde (220-265) Taoculuk hânedan tarafndan resmen
tannan bir inanç durumuna geldi. Semavî üstatlar yolu mezhebiyle
Güneydou Çin’in yerel dinî gelenekleri arasndaki en önemli birleme
ise IV. yüzylda gerçekleti. Gelierek devam eden bu dine, Shangqing
ve Mao an (Mao da) adlaryla bilinen Taocu ekol öncülüünde
geleneksel büyü teknikleri ve simya öretisinin yan sra ölümden
sonraki hayat ve cennete yükselip Tao’ya daha yakn olma fikri
girdi. Zâhid keiler snf ortaya çkt. Ayrca bata cinsel törenler
olmak üzere baz uygulamalarn önemi azaltld. Bu ekilde semavî
üstatlar yolu akmnda gerçekletirilen yenilikler sayesinde Taoculuk
üst snflar tarafndan benimsenen bir din haline geldi; Kuzey Çin’de
resmî din statüsüne yükseldi.
T’ang hânedan döneminde (618-906) Taoculuk en parlak dönemini yaad.
Hânedann ilk imparatoru Li Yuan, Lao-tzu’nun soyundan geldiini
iddia etti. Song hânedan devrinde (960-1279) imparatorlar Taocu
metinlerin derlendii, yaklak 5000 ciltten olutuu rivayet edilen Dao
Zang’ (Tao yasalar) bastrd ve yeni birtakm mezhepler ortaya çkt.
XIII. yüzyldan itibaren Taoculuk, Budist mezhepleri karsnda
geriledi ve bölünmelere urad. Bu dönemde ortaya çkan mezheplerden
en önemlisi uan en (yüce saflk/mükemmellik) ismiyle anlan
mezheptir. Meditasyona arlk veren bu mezhep birçok Taoist ritüelini
basitletirdi. Ming hânedan döneminde (1368-1644) bölünme sürecini
durdurmak için gösterilen çabalara ramen XX. yüzyln sonlarna kadar
klasik Taocu gelenekle çeitli alt gelenekler arasndaki kutuplama
devam etti. 1849’daki halk isyan ülke genelindeki Taocu ve Budist
mâbedlerinin ykmyla neticelendi. XX. yüzyln balarnda ortaya çkan ve
ülkeyi tekrar Konfüçyüsçü çizgiye tamaya çalan “yeni hayat”
hareketi de Taocu merkezleri ortadan kaldrmaya
çalt. 1949’da Mao Zedong liderliindeki din kart komünist devrimle
birlikte dier dinî unsurlarn yan sra Taoculuk da tamamen bastrld.
Fakat 1982’de iktidara gelen Deng Xiaoping liderliindeki yeni
yönetimin hogörü yanls tutumuyla Taoculuk Çin’de yeniden itibar
görmeye balad. Nitekim günümüzde çok sayda Taocu mezhep varln
sürdürmekte ve Taoculuun Çin dnda bata Tayvan olmak üzere Malezya,
Singapur, Kore, Japonya, Vietnam ve Tayland gibi Güney Asya
ülkelerinde, ayrca Kuzey Amerika ve Bat Avrupa’da mensuplar
bulunmaktadr.
Temel Kavramlar. Taoculuun en temel kavram olan tao basit anlamyla
“yol” karlnda
kullanlmakla birlikte bu sistem içerisinde evrendeki dengeyi ve
düzeni salayan yol, ilke veya ideali ifade eder. Tao’nun üç
seviyesi vardr. Yüce Tao her eyin kayna olan mutlak ilk bütün
yaratlmlarn ardndaki görülmeyen, yalnzca mistik yolla kavranabilen
güce karlk gelir. Tao-te Çing’de yer alan ifadeyle onun tek ismi
vardr: “Her eyin anas.” O bo bir kap gibidir. çini hiçbir ey
dolduramaz. Dibi yoktur ve her ey varln ona borçludur. Her ey ondan
doar. Tao’dan bir (Tai-çi), birden iki yani Yin ve Yang, ikiden üç
yani su, toprak ve hava, üçten âlemdeki varlklar doar. kinci
seviyede yer alan tabiatn Tao’su tabiatn özünü oluturan ve onu
kontrol eden ritmi, üçüncü seviyedeki kiisel Tao ise her kiinin
hayatnda etkili olan Tao’yu ifade eder. Taoculuun amac yüce Tao ile
bir olmaktr.
Tao’ya bal dier bir kavram, “erdem” veya “güç” eklinde tercüme
edilen tedir. Tao’nun görünüü ya da yansmas olarak bütün varlklarda
bulunan te görünmez Tao’nun doadaki her eyi deitiren görünür yandr.
Bu mânada te, “Tao’nun gerçek varlnn aydnla çk” veya “kii tarafndan
alglanan biçimi” olarak tanmlanabilir. Varlnda bu yansmay farkeden
kii arad huzuru yakalam, eyann gerçek niteliini kavram ve her eyi
tabiilik içerisinde yapabilecek noktaya ulamtr. Ksacas kii, bu
durumda içinde yaad kültür tarafndan ekillenmeden önceki ilk
haline, yani yontulmam ta veya aaç (pu) durumuna dönmütür. Bu durum
zihnin bilgi ve tecrübelerle ekillenmemi asl halidir; her türlü
tanmlama ve nitelemeden uzak salt tecrübe ve bilinç halidir. Bu hal
Tao örnek alnarak ulalabilecek sadelik ve tabiilik halidir. Bundan
dolay Taocu büyük ustalar ve yöneticiler hiçbir zaman yontmaz yani
yönlendirme yapmaz. Çünkü onlar bilirler ki evrenin tek yöneticisi
Tao’dur. Tao’nun akn yöneten ise özündeki tabiilik ya da
kendiliindenliktir. Dolaysyla Taocu yaam tam bir edilgenlik üzerine
deil bu özü ifade eden tabiilik ve sadelik üzerine kuruludur.
Taoculuk’ta her varlk mutlak gerçeklik olan Tao’dan kaynaklanr ve
sonunda yine ona döner. Bu sistemde medenîleme yaygn kullanmyla
tabii düzenin bozulmas eklinde yorumlanr ve gerçek toplumsal reform
uzak geçmie dönü veya balangçtaki safla ulama eklinde
tanmlanr.
Bir dier temel kavram “wu-wei”dir. Sözlük anlam “hiçbir ey yapmama,
eylemsizlik” olan wu wei, eyann gerçek bilgisine ulat için
arzularnn esiri olmaktan kurtulmu Taocu azizin durumunu veya onun
eyleme yönelme tarzn ifade eder. Bu kii büyük bir sükûnet içindedir
ve iin gereine uygun davranr. Bu sebeple hayal krkl ve hüzün
yaamaz, hatta zorluklarla karlatnda bile telâa kaplmaz, gereksiz
eylemlere girimez. Lao-tzu azizin sakin ve dingin halini suya
benzetir. Su yeryüzündeki en yumuak ve içine girdii kabn eklini
alan bir maddedir. Buna ramen en sert taa nüfuz edebilir ve onu
sürükleyebilir. Eylem ve davranlarn Tao’ya uygun hale getirenler de
böyledir. Zhuangzi ise bu durumu iinin ehli olan ve bundan dolay
bça hiçbir zaman körelmeyen bir kasaba benzetir. Kasap elindeki
karkasn kemik yapsn iyi bildiinden eti kemikten ayrrken
gereksiz hareketler yaparak bçann körelmesine yol açmaz; elinin
hareketini eklem yerlerine göre ayarladndan iini kolayca yapar.
Dolaysyla wu-wei, ii oluruna brakma veya zor kullanmadan kolayca
baarabilme ya da iin doasna uygun davranma yöntemi eklinde
anlalmaldr.
Taocu düüncenin bir dier temel kavram “ki” (çi) denilen evrensel
enerjidir. Bu düüncede asl olan evrensel enerjinin farkna varmak ve
onu koruma yollarn örenmektir. Zira bütün hastalk ve skntlarn
sebebi insanda snrl olarak var olan bu enerjinin bedeni
terketmesidir. Kinin kaybn önlemek ve geri dönüünü salamak için
diyet, meditasyon, doru nefes alma ve duru arlkl baz teknikler
gelitirilmitir. Geçmite semavî üstatlar yolu mezhebinde uyguland
ekliyle en önemli yol tövbe ve pimanlktr. Sessizlik hücresinde
belli bir süre kalan ve secdeye kapanan kii kaybettii enerjiyi
yeniden kazanabilir. Ayrca belli yiyeceklerin üstat ve müridlerce
paylald ziyafetler de hem söz konusu enerjiyi kaybetmeme hem de Tao
ile birleme amaçlarna yönelik uygulamalardr. Nefeslerin birlii (He
Ki) olarak bilinen tören ise bir rahip yönetiminde gerçekletirilen
toplu cinsel iliki törenleri sonraki Budist metinlerinde ahlâk d
uygulamalar olarak tanmlanm ve reform sürecinde önemini
kaybetmitir.
nsanla evren arasndaki benzerlik Taoculuk’ta önemli yer tutar. Buna
göre insan küçük bir evrendir ve bedeninde evrenin düzenini yanstr.
Bunun en belirgin görünüü, Tao geleneindeki be ayr yönde yer alan
be kutsal daa, gökyüzünün be bölümüne ve be mevsime (dört mevsim ve
yaz sonu) denk gelen insan bedenindeki be bölgenin (karacier, kalp,
dalak, akcier ve böbrekler) yer ald inancdr. nsanla doal düzenin
birlii inanc açklanamayan büyülü bir duygudan kaynaklanr; bu birlii
kavramann yolu da meditasyondur. Bunun yan sra oruç, riyâzet ve
özel tantra uygulamalar ile simya ve tlsmlara da bavurulur.
Ölümsüzlük iksirini bulmaya yönelik Taocu simyaclkla hem kimyasal
deneylere (yvaidari) hem de içsel simyaya (neidan) önem verilir.
Neidan araclyla normal yalanma sürecinin tersine çevrilebilecei,
bunun ise kozmik dii-erkek, edilgen-etken, karanlk-aydnlk
kartlklarn simgeleyen Yin ve Yang güçlerinin insan bedeninde
birletirilmesi ve be unsurun (su, ate, toprak, metal ve tahta)
dengede tutulmasyla salanaca düünülür. Be unsur teorisi Çin
akupunktur tekniinin gelimesinde etkili olmutur.
Kutsal Metinler. Taoculuun en önemli eseri Lao-tzu’ya atfedilen
Tao-te Çing’dir (Daodecing/Yol ve erdem kitab). Toplam 5000 Çin yaz
karakterinden olutuu için “Lao-tzu’nun be bin kelimesi” diye de
anlan bu kitap birçok uzmana göre bugünkü biçimini milâttan önce
350-250 yllar arasnda alm derleme bir kitaptr. ki ksmdan oluan
kitabn ilk bölümünde (1-37), Tao ile Tao’yu hissedebilmek ve
mahiyeti hakknda bilgi edinebilmek için gerekli ruhî dönüüm konu
edinilir. kinci bölüm (38- 81), Tao’nun tezahürü veya ona ulamann
yolu ya da mutlak arnmlk halini ifade eden “te” hakkndadr. Tao-te
Çing, esasen yöneticiler için tasarlanm ksa ve özlü bir el kitab
niteliindedir. Burada öngörülen ideal hükümdar/yönetici
eylemleriyle emri altndaki insanlar üzerinde bask ve korku
oluturmayan, ileri büyük bir sükûnet ve tabiilik içerisinde
gerçekletirdii için varl bile hissedilmeyen bilge kimsedir. Böyle
yöneticiler halkn eylemleri için hiçbir snrlama ve yasak getirmez.
Tabiilii, sükûneti ve sadeliiyle idaresi altndaki bütün canllarn
huzurlu olmasn, dolaysyla bar salar. Yöneticiye tabiatla uyumlu
olmann önerildii metinde Çin düüncesinin çok eski kavramlarna yer
verilir. Yin ve Yang örneinde olduu gibi bunlarn bazsn deitirmeden
kullanrken Tao’ya ayr bir anlam ve ilev yükler. Nitekim Çin
düüncesinde evrenin, hükümdarn, insanolunun ve her felsefe okulunun
bir Tao’su yani yolu, yüce ilkesi vardr. Tao-te Çing’de ise mutlak
Tao’yu kavrama ve
evrensel Tao’nun birliine ulama toplumsal ve bireysel bir ideal
olarak sunulur.
Taoculuun ikinci önemli kitab eseriyle ayn ad tayan müellife
atfedilen Zhuangzi’dir. Ksa ve özlü Tao-te Çing’den farkl olarak
hikâyeler toplamndan ibaret olan bu kitap kiisel hayat felsefesine
yer verir. Toplumsal yaama katlmn tümüyle reddedildii Zhuangzi’nin
Tao yorumunda Tao-te Çing’deki basit ve tabii toplumsal uyum
düüncesinden farkl olarak gelimi, aydnlanm, metafizik bir
kadercilik dikkati çeker. Meseller yoluyla bütün deerlerin aslnda
izâfî olduunun ortaya konduu eserde hayatla ölüm arasnda ayrm
yaplmaz; ölüm halindekiler yaklaan dönüümlerini Tao ile birleme
olarak sevinçle karlarlar. Zhuangzi’de kusursuz veya üstün insandan
söz edilir. nsanolunun frtnal dünyasndan ayr yaayan, uçarcasna
hareket eden bu ruhanî varlklar hiç çaba göstermez, hiç yalanmaz,
her zaman özgürlüün ve doalln verdii mutluluu temsil ederler. Bu
ruhsal varlklar sonraki kuaklar tarafndan ölümsüzler adyla anlm,
çeitli yöntemlerle onlarn niteliklerine kavumak pratik bir amaç
olarak görülmütür.
Bir dier temel eser de yine kitabyla ayn ad tayan müellife ait olan
Lie-tzu’dur (Liezi). Zhuangzi gibi bütün insanlara eksiksiz
özgürlüün yollarn gösteren Lie-tzu’da bireyin kendi yaamn her eyden
üstün tutmas ve topluma yarar salamak uruna hiçbir fedakârlkta
bulunmamas gerektii belirtilir. Milâdî II. yüzylda ortaya çkm
Taiping (büyük bar) akmnn klasii olan Taiping Jing’de ise
ölümsüzlüe ulamak için gerekli olan tekniklere yer verilir.
Huainan-tzu (Huainanzi) usta büyücülerin yazlarndan oluan bir
derlemedir. Taoculuun ortaya çkndan önceki dönemlere ait olan Çin
klasii I-Çing de (Yijing) Taocu gelenek tarafndan gelecek tahmini
için kullanlan bir kitaptr.
badet. Taoculuk mâbedleri, rahipleri, âyinleri ve tanrlar olan bir
inanç sistemidir. Âyinler daha ziyade mâbedlerde rahipler eliinde
veya evlerde ibadete ayrlm mekânlarda icra edilir. Bu âyinlerde
ilâhî tarznda arklar söylenir, çeitli dualar okunur, Tao üzerine
meditasyon yaplr, özel nefes alma teknikleri ve hareketler
uygulanr, Tao-te Çing üzerine konuulur, tütsü yaklr ve bata ang-ti
olmak üzere çeitli tanr ve tanrçalara dua edilir. Bir Tao âyininin
en temel özelliklerinden biri tanrlardan yardm istemek amacyla
sunulan arap ve yiyecek takdimesidir. Takdimeler özellikle
azizlerin doum günleri veya tanrlarn isim günlerine adanm kutsal
günlerde mâbedlerde yahut ata ruhlar için evlerde sunulur. En
önemli günlerden biri Çin ay takvimine göre ocak sonu veya ubat
bana denk gelen Çin yeni ylnn balangç günüdür. Bugün bütün tanrlarn
yeryüzüne inme günü diye de anlr. Bugünün evrendeki olumlu gücün
(Yang) yeniden douunu temsil ettiine inanlr. Çin’deki birçok kutsal
mekân komünist devrimi srasnda yklmakla birlikte biri merkezde,
dierleri dört ayr yönde yer alan be kutsal da bata olmak üzere özel
kutsallk atfedilen yerler mevcuttur. Ruhun ölümsüzlüü inancna sahip
olan Tao geleneinde ölen kiinin bedeniyle birlikte muhteris ruhunun
da topraa gömüldüüne, saf ruhun ise yaamaya devam ettiine
inanlr.
BBLYOGRAFYA
T. Izutsu, Celestial Journey: Far Eastern Ways of Thinking:
Comperative Studies in Buddhist, Taoist and Confucian Philosophy,
Ashland 1988; E. Wong, The Shambhala Guide to Taoism, New
Delhi
1997; J. C. Cooper, Taoculuk Nedir? Eski Çin Bilgelik Öretisine
Giri (trc. smet Zeki Eyubolu), stanbul 2003; M. Eliade, Dinsel
nançlar ve Düünceler Tarihi (trc. Ali Berktay), stanbul 2003, II,
31-45; P. Ball, Tao Gizli Öretisi (trc. Tolga Bakanay), stanbul
2007; L. Tzu, Bilinmeyen Öretiler (trc. smail Tapnar - Amine Gülah
Cokun), stanbul 2007; M. J. O’Neal - J. S. Jones, “Daoism”, World
Religions: Almanac, Detroit 2007, I, 177-206; M. P. Fisher, Living
Religions, New Jersey 2008, s. 186-199. Ali hsan Yitik
TAPDUK EMRE XIII. yüzylda yaayan Babaî-Haydarî dervii.
Horasan’dan Anadolu’ya geldii tahmin edilmektedir. Yaad dönem
hakknda kaynaklarda farkl rivayetler yer alr. Âkpaazâde onun Orhan
Gazi zamannda (1324-1362) yaadn ve Yldrm Bayezid devrinde
(1389-1402) öldüünü kabul ederken (Târih, s. 199-200) Mecdî onu
Yldrm Bayezid dönemi dervileri arasnda sayar. Saltuknâme yazar
Ebülhayr Rûmî de Tapduk Emre’yi Orhan Gazi devrinde yaad bilinen
Karaca Ahmed’in çada olarak gösterir. Fakat gerek müridi Yûnus
Emre’nin gerekse eyhi Barak Baba’nn dönemleri göz önünde tutulursa
Tapduk Emre’nin bundan elli yl kadar önceki bir tarihte, yani XIII.
yüzyln ikinci yarsnda yaad söylenebilir. Tapduk kelimesinin onun ad
m yoksa lakab m olduu konusu belirsizdir. Bektaî gelenei kendisine
Tapduk adnn verilmesini Hac Bektâ- Velî ile olan ilikisine balar ve
bu hususta yaygn bir menkbeyi esas alr (Vilâyetnâme, s. 21). Öte
yandan Tapduk Emre’nin Bektaîlik’le ilgisinin olamayacandan
hareketle son dönemde yaplan baz aratrmalarda Yûnus Emre’nin
iirlerinde geçen “tapduk” kelimesinin Tanr’y nitelemek için
kullanld, dolaysyla Tapduk isminde bir ahsn mevcut olmad ileri
sürülür (Kabakl, s. 12-14). Babaî zümrelerine mensup pek çok dervi
gibi Tapduk Emre’nin de baba unvann tad Yûnus Emre’nin baz
msralarndan anlalmakta, ayrca Tapduk Emre’nin yaad dönemde
Anadolu’da bu ismi kullanan ahsiyetlerin varl bilinmektedir. Mecdî,
onun Sakarya nehri yaknlarnda bulunan köyünde münzevî bir hayat
sürdüünü ifade eder (ekik Tercümesi, s. 78). Tapduk Emre’nin
dönemindeki birçok dervi gibi çiftçilikle urat ve müridlerinin
eitimiyle megul olduu tahmin edilebilir. Onun Sakarya nehri
yaknlarnda bugün kendi adyla bilinen köyde yaad konusunda
kaynaklarn büyük çounluu ittifak etmekle beraber Manisa’da Kula ile
Salihli arasnda bir köyde yaadna dair baz rivayetler de vardr.
Hatta Tapduk Emre’nin Saruhan Bey’in kz Hac Fatma Sultan’la
evlendii rivayet edilir; fakat bu görü akademik çevrelerce pek
kabul görmemitir.
Tapduk Emre’nin mensup olduu tarikat ve müridinin kimliine dair
bilgiler de birbirinden farkldr. Vilâyetnâme-i Hac Bektâ- Velî’de,
onu Sar Saltuk ve Barak Baba ile birlikte Hac Bektâ- Velî’nin
müridleri arasnda gösterilerek Bektaî geleneine dahil edilir.
Vilâyetnâme’de (s. 21) Tapduk Emre’nin Hac Bektâ- Velî’nin
üstünlüünü tandna, hatta kendisine Tapduk adnn aralarndaki bir
görüme srasnda verildiine iaret edilir. Ancak bizzat müridi Yûnus
Emre, “Yûnus’a Tapdug u Saltug u Barak’tandur nasib/Çün gönülden cû
kld ben nice pinhân olam” msralaryla (Risâlat al-Nushiyye ve Dîvân,
s. 100) Tapduk Emre’yi Barak Baba’nn müridleri arasnda gösterip
konuya daha somut delillerle yaklalmasna imkân verir. Yûnus
Emre’nin bu ifadelerinden Tapduk Emre’nin Barak Baba’nn müridi
olduu kesin biçimde ortaya çkar. M. Fuad Köprülü’ye göre Tapduk
Emre, Babaî çevreleriyle yakn iliki içerisinde bulunduundan tpk
eyhi gibi bir Türkmen babas hüviyeti göstermektedir (Türk
Edebiyatnda
lk Mutasavvflar, s. 266). Onun silsilesi eyhi Barak Baba vastasyla
Sar Saltuk’a ular. Barak Baba’nn bir Haydarî dervii olduu
bilinmektedir (Ocak, Sar Saltk, s. 76). Bu durum Tapduk Emre’nin de
bir Babaî-Haydarî dervii olabileceinin delilidir ve baba unvann
tamas da bunu desteklemektedir. Baba unvan onun ayn zamanda
abdalân- Rûm zümresiyle bir ilgisinin bulunabileceini
düündürmektedir. Nitekim Abdülbaki Gölpnarl onun “tâife-i
abdalân”dan olduu
kanaatindedir (Yûnus Emre, s. 28). Saltuknâme müellifi Barak
Baba’dan bahsetmeden Tapduk Emre’yi dorudan Sar Saltuk’un
müridlerinden sayar. Rivayete göre zikir meclisinde kadn ve
erkekleri bir arada toplayan Tapduk Baba balangçta Sar Saltuk
tarafndan eletirilse de daha sonra onu ikna etmeyi baarr ve müridi
olur (Saltuknâme, vr. 302a-304a). Ayn ekilde Hzrnâme’de Sar Saltuk
ile Tapduk Emre’nin isimleri birlikte zikredilir. smâil Hakk
Bursevî ise onun eyhi olarak, Mool istilâs öncesinde Buhara’dan
Anadolu’ya göç eden ve Sinan Efendi yahut Sinan Ata adyla bilinen
Orta Asyal Nakibendiyye tarikat mensubu bir Türkmen eyhinin ismini
zikreder.
Tapduk Emre’nin ailesi hakknda verilen bilgiler menkbevî
rivayetlerle bezenmitir. Bir kznn Yûnus Emre ile evlendii rivayet
edilmekteyse de bu rivayet gerek Yûnus’un divannda gerekse dier
çada kaynaklarda yer almamaktadr. Ankara Nallhan yaknlarndaki Emre
Sultan köyünde mezar bulunan Bac Sultan