-
M.Ü. İldhiyat Fakıllıesi Dergisi 32 (2007/1), 5-18
Tabaka Kavramı ve Muhaddislerin Tabaka Anlayı§ı
Doç. Dr. Emin AŞIKKUTLU*
Özet
İslam ilim ve kÖIÜir tarihinin ortak kavramlanndan biri
"tabaka"dır. Tabakat kiraplan ·da, müslüman alimierin bu kavram
çerçevesinde sınıflandırılıp biyografilcriııin anlatıldığı
eserlerdir. İslam telif geleneğinin erken dönem örneklerinden olan
ve dinl-gayr-ı dini ayırımı yapılmaksızın birçok ilmi disiplinde
görülen bu eserlerin muhteva tertibi disipliniere ve müellülere
göre değiıjir. Hatta aynı tahakat kitabı içinde bile farklılık
görülebilir. Biz bu makalede, hadis ilmi özelinde ele alacağımız
tabaka kavramı hakkında genel bilgi verdikten sonra,
mulıaddisleriı-ı tabaka anlay!Jiları ve tabaka kullanını alanlan
üzerinde duracağız. ·
i\nahtar Kcliınclcr:Tahaka, tabakat, saha be tabakası, ı7.vtlcr
tabakası, muhaddislerin tabakaları, isnad, ya§, nesil, akran
Abstract
The ıabaqah term is one of the conımon temıs of lslanıic science
and culture history. The Ta-baqilı books are the works which
composcd by muslim scholars in ıabaqah term. These Me one ·or the
genres of the compositioıı in early Islamic period and also are see
n in many scientific disci-plines, without religious or
non-religious disctiınination. Content arrangemcnts of tlıese books
difference according to diffcreııt disciplines and authors.
Moreover, it mav be diffcrent in the ı;amc ıabaqilt book. In this
article, we are going to approch the tcım of ıabaqah in respect of
hadith science and search about perspective of muhadditlıeen and
rhcir ıısing this tenn.
K ey Words: Tabaqah, tabaqat, biographical dicrionary, the
tabaqa of salıaba (the Companioııs of the prophet), the tabaqa of
muhaddithiln, generation, eq~als .
Giriş
İslam ilim ve kültür tarihinin ilk dönem telif türlerinden biri
"tabakat" kitap-larıdır. Dini-gayr-ı dini ayırımı yapılmaksızın
hemen her ilmi disiplinde, hatta
meslek ve sanat alanında o ilim, meslek veya sanat erbabını
tanıtan bu tür
eserlere rastlamak mümkündür. 1 Birer biyografi niteliğinde olan
bu eserler, telif tarzı bakımından diğer rical kitaplarından
ayrılır. İslam telif geleneğinde "tabaka" esasına göre muhtevaları
düzenlenen bu eserler, her ilim veya meslek dalmda
uygulanan tabakatandırma esaslarındaki farklılıklar nedeniyle
deği§iklik arz eder.
Bu farklılıklar, deği§ik müellifler tarafından aynı alanda
yazılan tabakat kitapla-
* M.Ü. İlahiyar Fakültesi Öğretim Üyesi. Örneğin kr§. Sehavi,
Şemsüddin Muha:rıımed, el-İ'lan bi't-ıevbih li men zeınme
eh/e't-ıe'rflı (n§r. Franz Rosenthal çev. Salih Ahmed ei-İili),
Beyrut 1407/1986, s. 160 vd.
-
6
-
Tabaka Kavramı ve Muhadcli!;lerin Tabaka Anlayı§ı -
-
8 -9- Emin
katılmakla birlikte, onun bu tesbitini daha da ileri götürerek
müslümanların
tabaka esasına göre taksim edilmesinin arka planında Kur'an ve
sünnet odaklı bir
dü§üncenin bulunduğunu söylemek mümkündür. Zira bizzat Allah
Teala,
Kur'an'da genelde müminleri, özelde sahabileri bazı kriteriere
göre tasnif ederek,
mesela cennetlik-cehennemlik, 14 cihada katılan-katılmayan, 15
Mekke'nin fethin-den önce infakta bulunan-bulunmayan 16 gibi
ayınmh:.ır yapmaktadır. Nitekim Allah (c.c.), "muhacir ve ensardan
ilk ~üslümanlar ile onlara güzellikle tabi olanlar" 17 ve "Ağaç
altında btat edenler" 18 buyurarak kendilerinden razı olduğunu
beyan ettiği "zor zaman"ın ilk müslüman §ahsiyetleri daha sonraki
dönemler-
de telif edilen tabakfıt kitaplarında daima ilk sırada yer
almı§lardır. Hz. Peygam-
ber'in "N esillerin en hayırlısı (hayru'l-kurı1n}, benim (içinde
bulunduğum)
nesildir. Sonra onları takip edenler, sonra da ardından
gelenlerdir" buyurması, 19
ümmetini "hayırlılık" açısından gruplara, yani tabakalara
ayırdığını göstermekte-
dir. Muhtemelen bu ve benzeri naslardan esinlenen İslam
bilginlerinin zaman bakımü:ıdan birbirini takip eden nesiller
halinde ilk dönem müslümanlarını
sahabe, tabiln, etbau't-tabi!n ... diye tasnif etmeleri20 veya
İbn Sa' d ve Hakim en-N'isabı1rl'nin yaptığı gibi müslüman olma
önceliği, hicret, cihad ve fetih gibi
tabaka kriterlerine göre muhtelif tabakalara ayırmaları bu
görü§ü desteklemekte-
dir.21 Bu durum aynı zamanda, sahabeyi tabakalara ayırma
kriterinin sadece aynı nesle mensubiyetten ibaret olmadığını, bu
kriterle birlikte zaman, mekan ve Hz.
14 el-Ha§r/59, 20. 15 en-Nisa/4, 95. 16 el-Hadid/57, 10. n
et-Tevbc/9, 100. 13 el-Fetih/48/18. ''' Buhari, "Fadailü'n-Nebi'',
1; Müslim, "Fadailü's-sahabe", 210, 211, 212. 10 Nitekim İbn Kesir
(ö. 774/1372), .tabaka te§kilinde kırk yıllık ;;aman dilimini esas
alırken
"Nesillcrin en hayırlısı benim çağda§larımdır ... " hadisi ile
birlikte §U zayıf hadise dayanır: "Üm-metim, be§ tabakadır. Bu
tabakaların her biri kırk yıldır. Benim ve ashabımın bulunduğu
tabaka, ehl-i ilm ve iman tabakasıdır. Onların ardından gelip SO
yılına kadar onları takip edenler, iyiler ve müttakiler (ehl-i birr
ve takva) tabakasıdır. Bunlardan sonra 120 yılına kadar gelecekler,
bir-birlerine kar§ı §efkat ve yakınlık gösterenler (ehl-i terahum
ve tevasul) tabakasıdır. Daha sonra 160 yılına kadar gelecek
olanlar, aralarındaki bağları koparıp birbirlerine sırt çevirenler
(ehl-i tekatu' ve tedabür) tabakasıdır. Nihayet 200 yılına kadar
gelecek olanlar da çalkantı/anar§i ve harp ehli olanların
tabakasıdır." (bk. İbnü'l-Cevzt, Ebu'l-Ferec Abdurrahman, Tellıihu
[ülıı1mi ehli'l-es~r f1 ııyı1ni't-tiirih ve's-siyer, Beyrut
1418/1998, s. 527; Sehavi, Fethu'l-muğls, Beyrut 1403/1982, lll,
388). .
~ı İbn Sa'd, sahabeyi zaman, mekan hatta neseb kriterlerine göre
be§ tabakaya ayınrken, Hakiıü bu taksimi daha da detaylandırarak
onları on iki tabaka halinde gruplandınr. (bk. Subhi eıSalih, Hadis
İlim/eri ve Hadis Istılahları (çev. M. Ya§ar Kandemir), İstanbul
1996, s. 289, 297; Fayda, a.g.ın., a.y.).
-
Peygamber'le nesep yakınlığı gibi unsurların da onların
tabakalandırılmasında
önemli rol oynadığını, dolayısıyla ilk dönemdeki tabaka
anlayı§ının, muhtemelen
tarih ilminin ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurma kaygısıyla
sonraki döneme
nisbetle daha karma§ık olduğunu göstermektedir. İbn Sa'd (ö.
230/844), Halife b. Hayyat (ö. 240/854), Müslim (ö. 261/875) ve
Bah§el (ö. 292/905) gibi müellifle-
rin Tabakatları bu tesbitin mevcut §ahitleridir.
Tarih ilmi ile tabaka bilgisi arasında umum-husus ili§kisi
mevcuttur. Rav! ta-
nıtımında ikisi de mü§terek olmakla birlikte, Tarih ilmi, ayrıca
olaylan naklet-
mekle, Tabaka bilgisi'nden ayrılır. Tabakada aslolan, kronolojik
sıra değil, mesela
Bedir Sava§ı'na katılan bir saha.blnin katılmayandan sonra vefat
etmesine rağ
men sıralamada önce zikredilmesi gibi belli ortak kriteriere
uygunluktur. 22
Müteahhir alimler, bu iki bilgi kaynağını birbirinden ayırırlar.
Onlara göre tarih
kaynaklarının kullanımında §ahısların doğum ve ölüm tarihlerini
öğrenmek asıl
ve birinci!, hallerine vakıf olmak anz1 ve ikincil amaç iken,
tabakat kaynakların
da bunun tersine §ahısların durumlarını öğrenmek asıl, doğum ve
ölüm tarihleri-. b'l k' A 23 nı ı me ıse anzı amaçtır.
3. İlk örnekleri
Oldukça erken dönemde telif edilmeye ba§lanan tabaka esaslı
biyografi kitap-
larının elde mevcut ilk örnekleri İbn Sa'd'ın (ö. 230/844)
et-Tabakatü'l-kübrô.'sı24
ile Halife b. Hayyar'ın (ö. 240/854) Kitflbü.'Habakaı'ı25 olarak
kabul edilse de, literatürde bu tü rün bilinen ilk örnekleri her
ikisi de 2071822 yılında vefat etmi§ iki müellife ait
gözükmektedir: Heysem b. Ad! ve Muhammed b. Ömer el-Vakıd!. Çağda§
İslam ara§tırmacılarından Ekrem Ziya el-Ömer!, Heysem b. Adi'ye
nisbet edilen Kitô.bü tabal
-
10 {> Emin A§ıkkııtlu
Mübarek'in (ö. 1811797) et-Tiirfh'lcd8 sayılmayacak olursa, yine
Heysem b. Adı'ye nisbet edilen T abakatü's-sahabe adlı kitap, 29
müellifin telifte sahabeye öncelik vermi§ olma ihtimalinden dolayı
konuyia ilgili ilk eser sayılması daha
isabetli gözükmektedir. Diğer taraftan Heysem b. Adı ile aynı
tarihte vefat edei1
Vakıd1'nin Kitltbü't-tabakaı'ı30 bizzat günümüze ula§rrıasa da,
ba§ta İbn Sa'd olmak üzere birçok tarih ve tabakat yazarının
kaynağı olmakla §Öhret bulduğu
halde ilk tabakat eseri sayılınasına mani ne gibi bir durumun
bulunduğu, ayrıca
izaha muhtaç bir husustur.
4. Faydaları
İslam ilim tarihinde en eski telif yöntemlerinden biri olarak
tabaka kavramımn epey erken dönemde geli§tirilip kullanılınasının
arka planında bu yöntemin
sağladığı bazı kolaylıkların ve pratik faydaların bulunduğunu
söylemek gerekir.
Genelde İslam ilim ve kültür tarihi, özelde hadis ilmi ve tarihi
açısından tabaka esaslı biyografik taksimin sağladığı faydaları iki
grupta sıralamak mümkündür:
a. Genel olarak;
aa. Sahabenin İslam'::ı giri§, sava§, fetih, cihad gibi tarih!
önem ta§ıyan konu-larla ilgili öncelik ve yararlılık durumlarının
bilinmesini sağlar.
ab. Sahabenin herbirinin ya§adığı dönem ve yerdeki bJnumunu
bildirir.
ac. Sahabenin mensup olduğu· kabile ve ailelere, ayrıca göç üp
yerle§tiği §ehir
ve belciciere göre dağılımını verir.
ad. İslam coğrafyasında tarihi süreçte ya§anmi bilimsel
harekerlilik ve faaliyet-ler hakkında bilgi verir.
ae. Alimierin ilm! ve ahlak! mertebelerini bildirir. Böylece
aynı tabaka veya farklı tabakalardaki alimler arasında mukayese
yapma imkanı sağlar.
b. Hadis ilmi ve tarihi açısından;
ba. İsnaddaki irsal ve inkıtaı ortaya koyar.
bb. İrsal ve inkıtanın türünü anlamaya imkan verir.
ıs İbnü'n·Nedim, a.g.e., s. 281,318. 29 a.g.e., s. 146. 30
a.g.e., s. 144.
-
be. İsnad problemlerinin tesbitine ve çözümüne katkıda
bulunur.
bd. Ravller arasında mukayeseye, böylece isnadlar arasında
temyiz ve tercih
yapmaya imkan verir.
be. Muhtemel hoca tedlisini (tedllsü'ş-§üyuh) açığa çıkarır.
Tabaka sisteminin yukarıda sayılan faydaları yanında bazı
kusurları da söz ko-
nusudur. Tabaka ayırımında standart kriterlerin bulunmayı§!
sebebiyle tasnif
yönteminin müelliften müellife, kitaptan kitaba, hatta aynı
kitapta deği§mesi,
buna bağlı ola-rak tabaka sayısının ve muhtevasının farklılık
arz etmesi, ayrıca
tabakalar arasında tedahül ~eydana gelmesi bu aksaklıkların
ba§ında gelir. 31
B. Muhaddislerin Tabaka Anlayışı
Klasik hadis usulü kaynaklannda "tabaka" kavramı, ya§ ve isnadda
veya sade-
ce isnadda birbirine yakınibenzer olan kimselerin meydana
getirdiği rav! grupları
olarak tanımlanır.32 Muhaddisler, teorik olarak bu tanımda
ittifak halinde gözük-se de, pratikte farklı tutumlar
sergilemi§lerdir.
Tarih! seyir açısından muhaddislerin tabaka anlayı§ını iki
a§amada ele almak
mümkündür:
. 1. Aynı asırda/devirde ya§ayıp önemli bazı durumlar, olaylar
veya vasıflar ba-
kınundan ortak özelliğe sahip insan topluluğu. Mesela, Hz.
Peygamber'i mü'min
olarak gören ve bu iman üzere ölen insanların tamamı, bu ortuk
özellikleri sebe-
biyle kitle halinde "sahabe tabakası"nı oluşturur. Aynı §ekilde,
muhikirler hicret
etme, Bedidiler Bedir Sava§ı'na katılma,, tabirler "sahabeye
yeti§me ortak özelliği"
sebebiyle birer tabaka sayılır. Buna kar§ılık Med!neli tabiller
hem tabii, hem de
Med!neli olma özelliklerinden dolayı genel tabi! tabakasından
ayrılarak "Med1neli
tabiiler" diye kendi içinde ayrı bir tabaka meydana getirirler.
Disiplinlerin henüz tam ayrı§mamasi sebebiyle tarihçi, hadisçi
ayırımının net olarak yapılamadığı ilk
dönemde İbn Sa'd, Halife b. Hayyar ve Fesev! gibi tabakat ve
tarih müelliflerinde görülen bu tabaka anlayı§ı, daha sonraları
Hakim en-N1sab0r1 tarafından da
31 Tedahül örnekleri için bk. Hakim, Ebu Abdullah en-Nisablıri,
ı'vla'rifeıii ulilmi'l-hadi.s, Beyrut 1397/1977, s. 25, 45-46;
Nevevi, İıJiidii ııılliibi'l-hakiiik (thk. Nureddin !tr), Dınıa§k
i412/1992, s. 201; İrak!, Ebu'l-Fadl Abdürrahim, Fethit'l-mıığis
şerhıı Elfiyeti'l-hadfs (thk. Salah Muhammed), Beyrut 1421/2001, s.
365-366.
31 Suyu tl, Celalüddin, Tedribü'r-riivf fi şerhi
Takribi'n-Nevavi (dık. Muhainmed Ei~nen b. Abdullah eş-Şobravi),
Kahire 1423/2002, s. 637; Aydınlı, Abdullah, Hadis Isıılah/an
Sözlüğü, İstanbul 2006, s. 30 ı.
-
12 ~Emin
uygul3:_nmı§tır.33 Kısaca söylemek gerekirse, bu tür tabaka
anlayı§ı hadisçilerle tarihçiler arasında mü§terektir.
2, Ya§ ve isnadda veya sadece istıadda birbirine yakın olan
kimselerin olu§-
turduğy. grup.34 Buna göre tabaka, ya§ları birbirine yakın
(ya§ta§/akran) olması sebebiyle "nesil"; ya§ları farklı olsa da
hocalan veya talebderi itibariyle aralarında
mü§tcreklik bulunması sebebiyle "dönem (devre) arkada§ı" öğrenci
grubu gibi
dü§ünülebilir. ݧte muhaddislerin yakla§ımına göre ~abaka, aynı
dönemde ya§a-mı§, ya§ları birbirine yakın, hocaları ve talebderi
arasında önemli ölçüde mü§te-
reklik bulunan "akran" ra.viler için kullanılan bi~ kavramdır.35
Buna göre muhad-dislerin tabakalandırma yöntemi, rical
kaynaklarında yoğun §ekilde görüleceği
üzere zaman bakımından pe§pe§e gelen ve birbirleriyle görü§en
nesiller bağlamın
da yaptıklan "lika" esaslı bir taksime dayanır. Genel olarak bu
anlamıyla muhad-
disler arasında yaygın olan tabaka kavramı, tarihçiterin tabaka
anlayı§ından
ayrılır ve daha özel bir anlam ifade eder. Hadisteki pratik
faydası ve basit olu§u
sebebiyle zamanla revaç bulan bu tarz tabaka taksiminin somut
örnekieri,
ra.vilerin sahabe, tabiln, etbau't-tabiin ve tebeu'l-etba' diye
dört ana tabakı:ıya
ayrıldığı İbn Hibban'ın Kitiibii.'s-sikôlında/6 Hakim'in Ttin"hu
NMbur'unda37 ve İbn Hacer'in Takrfbüt-Te/ı.zfb'inde38 görülebilir.
Bu yöntemde bir ravinin tabaka-sının belirlenebilmesi, doğum ve
öllim tarihi ile hoca ve talebelerinin bilinmesine
bağlıdır.39
Muhaddisler, bu genel kullanım tarzı yanında tabaka kavramını
ba§ka anlam-
larda da kullanmı§lardır. Bunlar, §U ba§lıklarda
toplanabilir:
1. Ravilerin güvenilirlik veya zayıflık durumianna göre
mertebeleri
Talıaka kelimesinin "hal, derece, mertebe" anlamı çerçevesine
uygun dü§en
böyle bir kullanım, İbn Ebt Hatim er-Razl'de görülür. O,
"Ravtlerin tabakalarının, hallerine göre değerlerinin ve
derecelerinin deği§tiğini açıklamak gerekir"
J.ı bk. Hakim, a.g.e., s. 22-24. )4 Aydınlı, a.g.e., s. 301. ıs
Subhi es-Salih, a.g.e., s. 292. 36 İbn Hibban, Kitabü's-Sikdt, III,
1, 466; IV, ı, 3, 594, 595; VI, ı, 670, 671; VIII, 1-2: IX,
293-
294. 37
. Ömeri, a.g.e., s. 182. ıs İbn Hacer, Takribü'ı-Tehz.lb (n§r.
Adil Mür§id), Beyrut 1416/1996, s. 15. 39 İbnü's-Salah, a.g.e., s.
399.
-
Tabaka Kavramı ve Muhaddislerin Tabaka Anlayı§ı? 13
diyerek ril.vtleri §öyle bir gruplandırmaya tabi tutar:40
a. Rica! tenkidi konusunda uzman, rica! bilgisine vakıf,
ara~tırmacı ravtler.
Bunlar, tezkiye ve cerh-ta'dil yapmaya ehil kimselerdir.
b. Şahsen adil, hadiste, hadis hıfzında güvenilir ve sağlam
ravtler. Bunlar adil
ravtlerdir.
c. Doğru sözlü, dindar ve güvenilir olmakla birlikte, hadis
rivayetinde ara sıra
yanılan ravtler. Uzman münekkidler böyle ravtleri makbul,
hadislerini huccet
sayar.
d. Doğru sözlü ve dindar olmakla birlikte (rivfiyctlerine) vehm,
hata, yanılgı
ve sehv hakim olan dalgın ravtler. Bunların rivayetleri,
terğtb-terhtb ve zühd-
adab konularında yazılır fakat helal-haram konusunda delil
olmaz.
e: Kendisini yukarıdaki ravtletden sayıp aralarına karı§ maya
çali§an fakat rica! bilgini münekkidler tarafından yalancı olduğu
anla§ılanlar. Bunların rivayetleriy-
le me§gul olmaya değmez; hadisleri ise terk edilir, atılır.
İbn Ebt Hatim'in, "Ravt tabakaları" ba§lığı altında yaptığı bu
taksimin a§ağıyukarı aynısını "Meratibü'r-ruvat" ba§lığı altında
tekrarlaması,41 bir benzerini "Deredl.tü ruvati'l-asar" ba§lığı
altmda özetlemesi,42 tabaka kavramını, sözlük anlamına uygun olarak
"derece, mertebe" kelimesiyle C§ anlamda kullandığım
göstermektedir. Bu takdirde yine İbn Ebt Hatim'in, "Cerh ve
ta'dtl lafızlarının deği§ik 'mertebelerde' olduğunu gördüm"43 sözü,
tabaka kavramını cerh-ta'dtl lafızlarının mertebeleri anlammda da
ku'nanmı§ olabileceğinin delilidir.
Yukarıdaki anlamda bir tabaka taksüni, bu kez tamamen mecruh
ravtler öze-
linde Hakim en-Ntsaburt (ö. 405/1014) ve ondan naklen
İbnü'l-Estr'de (ö. · 606/1209) görülür.44 Hakim, "Mecruh ravtlerin
tabakaları" ba§lığı altmda ınceruh ravtleri cerh sebeplerine göre
on tabakaya ayırır.
a. En ağır cerh sebebi olan Hz. Peygamber adına yalan uydurma
"kebtre"sini
40 İbn Ebi Hatim er-Razi, Ebu Muhammed Abdurrahman,
Kitilbü'l-Cerh ve't-ta'dil, Beyrut 1371!1952, I, 6-7.
41 bk. İbn Ebi Ha tim, a.g.e., I, 10. 42 İbn Ebi Hatim, a.g.e.,
II, 37-38. 43 İbn Ebi Hatim, a.g.e., II, 3 7. 44 bk. Hakim
en-Nisaburi, el-Medhal ila Usali'l-hadis (İbnü'l-Kayyım
el-Cevziyye'nin ei-Merıiin/1-
mün!fi ile birlikte), Beyrut 1408/1988, s. 159-173; İbnü'l-Esir,
Camiıı'l-Usı'll fi ehildisi'r-Resill (thk. Muhammed Haınid
el-Faki), I-XII, Beyrut, 1404/i984, I, 75-81.
-
14 ~Emin
irtikap edenler. Bunlar, en kötü ravı:ler tabakasını te~kil
eder.
b. Hadisiere isnad terkibi yapanlar.
c. Rivayete kar§ı aç gözlülüklcri sebebiyle kendileri doğmadan
önce ölmü§
kimselerden (doğrudan) rivayette bulunan ilim ehli kimseler.
d. Mevkı1fhadisleri merru olarak rivayet edenler.
e. Mürsel hadisleri sahabi ravl ilave ederek
(muttasıl)nakledenler:
f. ibadet ve zühd yönü ağır basan, hadisle me§gul olmayıp
rivayeri hafife alan-lar.
g. Aslında çok hadis dinledikleri hocalarından duymadıkları
hadisleri temyiz
etmeden nakledenler.
h. Hocalarından dinledikleri hadisleri gev§eklik gösterip
zamanında yazmayan
fakat ya§landıklarında satın aldıkları kitaplardan bu hadisleri
nakledenler.
ı. Hadisçi olmayan, bir muhaddis için gerekli bilgilerden
yoksun, hadislerini
ezber bilmediği için telkine maruz olanlar.
i. Hadis uğruna rihlet etmi§, hadis yazmı§ ve hadisçi olarak
§öhret bulmu§ fa-
kat herhangi bir nedenle kitapları yok olduğu halde sorulduğunda
ba§kalannın
kitaplarından veya tahmini: olarak ezberinden rivayet
edenler.
2. Bir hadis hocasıriın rivayetlerindeki güvenilirlikleri
bakırnından öğrencilerinin seviyeleri
Muhaddisler, bazan bir hadis §eyhinin talebelerini, hocalarına
mülazemeti,
hıfz ve sağlamlık kalitesi gibi yönlerden tabakalara ayırarak
tabaka kavramını
biraz daha özele indirgedikleri görülür. Mesela Zührl'nin
öğrencileri, her biri bir
sonrakine göre daha üstün olan be§ tabakaya ayrılır.45
a. Birinci tabaka: Zührl'den ayrılmayan, hıfz ve itkan sahibi,
hadisleri son de-
rece sah1h olan rav1ler yer alır. Buhad'nin §artma uygun olan bu
rav1ler arasında
Yunus b. Y ez! d, Ukayl b. Halid, Malik b. Enes, Süfyan es-Sevd
ve Şuayb b. Eb1 Hamza vardır.
b. İkinci tabaka: Bunlar, tesebbütte birinciler gibi fakat
itkanda onların dO-
45 İbn Hacer, Feıhu'l-bdri bi jerhi Sahihi'l-Buhô.ri,
(Mukaddiıne), s. 7; Ahmed Emin, Dııha'l-İsliım, II, 113-114.
-
nunda kalan ve Zührl'ye mülazemetleri kısa sürdüğü için onun
hadislerine
a§inalık kesbedemeyen öğrencileridir: Müslim'in §artma uygun
dü§en bu tabaka rav!leri arasında Evzai, Leys b. Sa'd ve
Abdurrahman b. Halid ve İbn Ebu Zi'b sayılabilir.
c. Üçüncü tabaka: Cafer b. Bürkan, Süfyan b. Hüseyn, ve İshak b.
Yahya el-Kelb!,
d. Dördüncü tabaka: Zem'a b. Salih, Muaviye b. Yahyaes-Sadefi ve
Müsena b. el-Sabbah,
e. Be§inci tabaka: Abdülk,uddCıs İbn Hab!b, el-Hakem b. Abdullah
el-Eyl! ve Muhammed b. Said el-MaslCıb
Buhar! öncelikle birinci tabaka rav!lerinin hadislerine itibar
edip bazan ikinci
tabakadakilerin hadisini alırken, Müslim ilk iki tabaka
rav!lerinin hadislerine
öncelik vermekle birlikte üçüncü tabakadakilerden hadis
naklettiği de olur.
Dördüncü ve be§inci tabakacia yer alan rav!lere ise hiçbiri
itibar etmez. Zühr!'nin
öğrencilerinin güvenilirlik dereceleri ile ilgili bu tabaka
ayırımı, Nafi', A'me§,
Katade gibileri için de geçerlidir.'16 Nitekim, Ali b.
eFMed1n'i, Şa'bl'nin öğrencilerini üç tabakaya,47 Nesa! ise Nafi'in
öğrencilerini on tabakaya ayırır.48
Aynı anlamda benzer bir kullanım da bir ravlnin §eyhlerini
taksirnde görülür.
Mesela Zehcbi, Buharl'nin hocalarını isnadlarının ali olu§una
göre be§ tabakaya ayırır.49
3. İhtiva ettikleri rivayetlerin sıhhatine göre hadis
kaynaklannın dereceleri
Şah Veliyullah ed-Dihlevl ve ondan iktibasen Sıddlk Hasan
el-KannCıd (ö;
1308) ile el-MübarekfCırl (ö. 1353/1934) "hadis kitaplarının
tabakaları" ba§lığı altında temel hadis kaynaklarını muhtelif
tabakaları ve f~ırklı dereceleri bulundu-
ğunu ve bunları bilmenin gerekli olduğunu belirttikten sonra,
sıhhat ve §öhret
itibariyle hadis kitaplarını be§ tabakaya ayırırlar.50
46 İbn Hacer, a.g.e., a.y. 47 Zehebi, Siyenı a'lfımi'n-nübelô.
(n§r. Şuayb ei-Amaüd), Beyrut 1405!1985, V. 415. 48 Zehebi. a.g.e.,
V, 96-97. 49 a.g.e., XII, 395-396. 50 Dihlevl, Şah Veliyullah,
I-lııcceıiillahi'l-biiliğa, Kahire, t.y. s. 132 vd; Kanıuici,
Sıddik Hasan, ei-
Hiıta fi zikri's-Sılıalıi's-sitte, Beyrut 1405/i985, s. 114 vd;
MübilrekfUri, Ebu'I-Ali Muhammed
-
16 {> Emin A§ıkkutlu
a. Birinci tabaka: Bunlar, en sahih hadisleri ihtiva eden İmam
Malik'in Muvatta'ı ile Buhari ve Müslim'in Sahflı'leridir.
b. İkinci tabaka: Muvatta' ve Salıfhayn derecesine ula§amayıp
onlardan hemen
sonra gelen Ebu Davud, Tirmizi ve N esai'nin Sünen'leridir.
c. Üçüncü tabaka: Gerek Buhart ve Müslim'den önce, gerekse onlar
zama-
nında veya daha sonraki dönemde tasnif edilip sahth, hasen ve
zayıf hadis ihtiva
eden müsned, cô.mi' ve musannef türü eserler. Tayalisi'nin
Mü.sned'i, Abdürrez-
zak'ın Musannefi ve Taberani'nin Mu'cem'i böyledir.
d. Dördüncü tabaka: Aradan asırlar geçtikten sonra ilk iki
tabaka kaynakla-
rında bulunmayıp müsned ve cami türü eserlerde kalmı§, zayıf
ravllerin rivayet
ettiği, daha çok felsefe ve vaaz çevrelerinde kullanılan
isriiilt, hikemi sözleri ya da
sahabe ve tabiln sözlerini toplamak amacıyla yazılmı§, zayıf ve
mevzu hadisler
ihtiva eden eserler. İbn Hibban ve İbn Adi'nin Dııafô.'ları ile
Ebu Nuaym ve İbn Asakir'in kitapları gibi.
e. Be§inci tabaka: Önceki dört tabaka eserlerinde herhangi bir
aslı bulunma-yıp fıkıhçı, tasavvufçu ve tarihçiler arasında me§hur
olmu§ veya alim geçinen katı
dindarlar tarafından uydurulmu§ "sözde hadisleri" ihtiva eden
kitaplar.51
4. Ölüm tarihleri aynı veya birbirine yakın ravi grupları
Bu anlamda tabaka, ölüm tarihleri birbirine yakın §ahıslardan
olu§an grubu
ifade etmektedir. Bu kullanırnın bir örneği Zehebl'nin
e!-Mufn'inde görülür. O, ınezkür eserin ba§ında sahabe, tabiO.n,
etbau't-tabiin ... muhaddislerini lika ve
akran esasına göre sıralarken, 52 hicrf üçüncü asra geldiğinde
bu tarzını deği§tirerek yıl esasına göre 20, 25, 30 yıl gibi
periyodlar. halinde tabaka ayınınma dö-ner.53 Ancak bu tarzın en
tipik örneği, Zehebi'nin Tiirfhu'!-İslfım'ıdır. Zehebi, bu
eserinde, haltercemesini verdiği §ahısları ölüm tarihlerine göre
lO'ar yıllık
periyodlar halinde tabakalara ayırın ı§ tır. Örneğin hicrt
631-640 yılları arasında vefat edenleri 64. tabakacia toplamı§tır.
İlk defa Zehebt'de görülen bu tarz tabaka ayırımı, ricale dair
eserlerinde genellikle lika ve çağda§lık kriterini esas alan
Abdurrahman, Mııkaddimeıii Tu.hfeıi'l-Ahvezı (thk. Abdurrahman
Muhammed Osman), I-ll, y.y., t.y., s. 55 vd.
51 Kannı1d, a.g.e., s. 122. 52 bk. Zehebi, e!-Mııin fi
ıabakilıi'l-mııhaddisin (11§r. Muhammed Said b. Besyuni Zağlul),
Beyrut
1419/1998, s. 7-108. 53 bk. Zehebi, a.g.e., s. 109 vd.
-
Zehebi'nin bu eserinde tabaka kavramını "on, yirmi, otuz ...
yıllık zaman dilimi
manasma gelen "akd" anlamında kullandığını gösterir.54 İbn Kesir
de tabaka te§kilinde kırk yıllık peryodu esas alır ve bunu yaparken
"Ümmetimin en hayırlısı
benim çağda§larımdır ... "55 hadisi ile "Ümmetim be§ tabakadır;
bu tabakaların her biri kırk yıldır .. .''56 rivayetine dayanır.
Muayyen bir zaman aralığı (akd) esasına göre böyle bir
tabakalandırma, özellikle ilk asırlarda (hicri IV. asırdan önce)
vefat
etmi§ fakat ölüm tarihleri kesin olarak bilinemeyip sadece belli
bir zaman aralığı
içinde tahmin edilebilen §ahısların, durumlarına en uygun
tabakalara yerle§tiril-
mesine imkan vermesi bakımından önem ta§ır.
5. Bir hadis nüshasında'sema kaydında adı geçen öğrenci
grubu
"Kitabetü't-tesmi'", "Kitabetü's-seh1a" veya sadece "sema"'
denilen ve hadis
nüshasının sayfalarının ba§ı, sonu veya görünebilen. herhangi
bir yerinde yer alan
ve bu ·kayıtta, besıneleden sonra nüshayı okutan hocanın ad,
neseb, nisbe, künye lakab ve mezhep gibi kimlik bilgileri ile
nüshanın musannifine varan senedini;
besıneleden önce veya besınele satırının üstüne -eğer varsa-
nüshayı oku-
yan/dinleyen öğrenciyle birlikte bu nüshanın okunduğu hadis
meclis (ler) inde
hazır bulunan ve dinleyen diğer öğrencilerin isimleri, hadis
meclisinin akdedildiği
yerin adı, akdedildiği tarih açıkça ve güzelce yazılıp hacaya
(müsmi') arzedilir. O
da bu kayda tarih dü§erek imzalar. ݧte bu kayda "tabaka" (ç.
tıbak) denir. Bir bakıma hadis meclislerinin sicilieri olarak
muhafaza edilen bu tabakalar, öğrenci
için bir icazet, rica! tarihçileri için bir bilgi kaynağı ve
belge niteliği ta§ır. 57
Zehebi'nin, Ebu Yahya el-Ulbi'nin (ö.· 6}1/1234) haltercemesinde
naklettiği
İbnü'l-Mecd'in: "Adının Abd'ın Müsned'inin 'tabaka'sına
eklendiğini gördüm."58
sözündeki tabaka kelimesi bu anlamdadır.
Bu §ahıslara "tabaka" denilmesi, ya muayyen bir hadis kitabını
belli bir hoca-
dan sema yoluyla mü§tereken aldıklarından veya genelde
birbirlerinin akranı
olmalarından dolayıdır.
54 Avvad, Be§§ar, ez-Zehebı ve Menheciihı1 fi kitilbiht
Tô.rihu'l-İslô.m, s. 280-289. 55 Bııhan, "Fadailü'n-Nebl", 1;
Müslim, "Fadailü's-sahabe", 210, 211, 212. 56 İbnü'l-Cevzi,
Ebu'l-Ferec Abdurrahman, Telklhıı [ülıumi ehli'l-eser fi
uyuni'ı-ıilrih ve's-siyer,
Beyrut 1418/1998, s. 527. 51 Sehavi, Feıhu'l-muğfs, Il, 219 vd.;
Suyilıi, Tedribü'r-rô.vt, Il, 89. Ayrıca ilginç sema kaydı
örnekle-
ri için bk. Ebu Gudde, Abdülfettah, el-İsnô.d mine'd-diıı,
Beyrut 1412/1992, s.llJ-149. 58 Zehebi, a.g.e., XXII, 360.
-
18 -