Top Banner
GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 6-8 December 2010, Istanbul, Türkiye 1 Sürdürülebilirlik Bağlamında Mimarlığın Çelişkisi Derya, Adıgüzel İstanbul Kültür Üniversitesi, [email protected] Özet ModernleĢmeyle birlikte bilgi; doğa, insan ve sosyal bilimler olarak parçalanmakta, sonrasında ise her bilgi alanı kendi içinde farklı uzmanlık ve disiplinlere ayrıĢmaktadır. Bilimler içerisinde bütüncül bir bilgi yapısına sahip olan mimarlık da bu durumdan etkilenmekte ve alt uzmanlık alanları oluĢmaktadır. Mimarlık bilgisinin ayrıĢmasıyla mimarlar, mimarlığın bütüncül bilgi yapısından uzaklaĢmakta estetik kaygıların ön planda olduğu mimarlık ürünleri ortaya koymaktadır. Böylesi bir ortamda duyarlı, sorumlu ve etik bir bakıĢ açısıyla sürdürülebilir mimarlık meselesi ortaya çıkmaktadır. Sürdürülebilirlik meselesiyle birlikte mimarlık alanına dair yeni bilgiler tanımlanmakta ve mimarlara sorumlulukları hatırlatılmaktadır. AraĢtırma kapsamında bu değiĢimler açıklanmakta, sürdürülebilir mimarlığın, mimarlığa dair söylemlerinin ne olduğu, nasıl ifade edildiği ve ortaya çıkan sonuçların çeliĢkileri mimarlık bilgisi üzerinden tartıĢılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Bilgi, Mimarlık Bilgisi, Sürdürülebilir Mimarlık. Contradiction of Architecture in the Context of Sustainability Abstract Within the period of modernization, knowledge has been divided into human, natural and social sciences. Then, every knowledge also has been divided into sub disciplines and expertise. Architecture, which is a major field of knowledge, is also affected and sub disciplines of it have arisen. Due to that division, architectures have wandered off from combined architecture knowledge and only created aesthetic architectural products. In such a condition, the matter “sustainable architecture” arises with a responsible and ethical view. With sustainability, new principles are defined and architects are reminded of their responsibilities. Within the scope of this research, these changes are explained. Moreover; what sustainable architecture‟s postulates about architecture are, how they can be expressed and contradictions of the results are discussed in the context of architecture. Keywords: Knowledge, Architectural Knowledge, Sustainable Architecture. 1. BĠLGĠ VE MĠMARLIK BĠLGĠSĠ 1.1 Bilginin Yapısal Olarak Ayrışması Modern devlet anlayıĢıyla baĢlayan rasyonel düĢünce doğrultusunda toplumun sekülerleĢmesi; bilgi dünyasında ilk önce hâkim bilgi arayıĢı ile ilahiyatın reddedilerek, felsefenin bu bilginin yerini almasıyla ortaya çıkar. Artık bilginin kaynağı tanrı değil rasyonel doğa yasalarını savunan insandır. Sonrasında ise ampirik gerçekliğin arayıĢında felsefenin ilahiyatın baĢka bir Ģekli ve spekülatif bir tavrı olduğu, doğru bilgiye ancak bilim vasıtasıyla ulaĢılacağı görüĢüyle
10

Sürdürülebilirlik Bağlamında Mimarlığın Çelişkisi

Apr 20, 2023

Download

Documents

Mert Çağlar
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Sürdürülebilirlik Bağlamında Mimarlığın Çelişkisi

GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 6-8 December 2010, Istanbul, Türkiye

1

Sürdürülebilirlik Bağlamında Mimarlığın Çelişkisi

Derya, Adıgüzel

İstanbul Kültür Üniversitesi, [email protected]

Özet

ModernleĢmeyle birlikte bilgi; doğa, insan ve sosyal bilimler olarak parçalanmakta, sonrasında

ise her bilgi alanı kendi içinde farklı uzmanlık ve disiplinlere ayrıĢmaktadır. Bilimler içerisinde

bütüncül bir bilgi yapısına sahip olan mimarlık da bu durumdan etkilenmekte ve alt uzmanlık

alanları oluĢmaktadır. Mimarlık bilgisinin ayrıĢmasıyla mimarlar, mimarlığın bütüncül bilgi

yapısından uzaklaĢmakta estetik kaygıların ön planda olduğu mimarlık ürünleri ortaya

koymaktadır. Böylesi bir ortamda duyarlı, sorumlu ve etik bir bakıĢ açısıyla sürdürülebilir

mimarlık meselesi ortaya çıkmaktadır. Sürdürülebilirlik meselesiyle birlikte mimarlık alanına

dair yeni bilgiler tanımlanmakta ve mimarlara sorumlulukları hatırlatılmaktadır. AraĢtırma

kapsamında bu değiĢimler açıklanmakta, sürdürülebilir mimarlığın, mimarlığa dair

söylemlerinin ne olduğu, nasıl ifade edildiği ve ortaya çıkan sonuçların çeliĢkileri mimarlık

bilgisi üzerinden tartıĢılmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Bilgi, Mimarlık Bilgisi, Sürdürülebilir Mimarlık.

Contradiction of Architecture in the Context of Sustainability

Abstract

Within the period of modernization, knowledge has been divided into human, natural and social

sciences. Then, every knowledge also has been divided into sub disciplines and expertise.

Architecture, which is a major field of knowledge, is also affected and sub disciplines of it have

arisen. Due to that division, architectures have wandered off from combined architecture

knowledge and only created aesthetic architectural products. In such a condition, the matter

“sustainable architecture” arises with a responsible and ethical view. With sustainability, new

principles are defined and architects are reminded of their responsibilities. Within the scope of

this research, these changes are explained. Moreover; what sustainable architecture‟s postulates

about architecture are, how they can be expressed and contradictions of the results are

discussed in the context of architecture.

Keywords: Knowledge, Architectural Knowledge, Sustainable Architecture.

1. BĠLGĠ VE MĠMARLIK BĠLGĠSĠ

1.1 Bilginin Yapısal Olarak Ayrışması

Modern devlet anlayıĢıyla baĢlayan rasyonel düĢünce doğrultusunda toplumun sekülerleĢmesi;

bilgi dünyasında ilk önce hâkim bilgi arayıĢı ile ilahiyatın reddedilerek, felsefenin bu bilginin

yerini almasıyla ortaya çıkar. Artık bilginin kaynağı tanrı değil rasyonel doğa yasalarını

savunan insandır. Sonrasında ise ampirik gerçekliğin arayıĢında felsefenin ilahiyatın baĢka bir

Ģekli ve spekülatif bir tavrı olduğu, doğru bilgiye ancak bilim vasıtasıyla ulaĢılacağı görüĢüyle

Page 2: Sürdürülebilirlik Bağlamında Mimarlığın Çelişkisi

GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 6-8 December 2010, Istanbul, Türkiye

2

felsefe terk edilir. Bilim, doğru bilginin elde edilme Ģekli olarak bilgi üretiminde ilk sırayı alır

(Wallerstein, 2000).

Modern devlet düĢüncesindeki yararcı ve kesin bilgi arayıĢının, kapitalist düzenle ve mutlak

ilerleme isteğiyle iliĢkilendirmek mümkündür. On dokuzuncu yüzyılda kapitalist düzenin ön

gördüğü kârın artırılarak en üst düzeye çıkarma amacıyla yararlı ve kesin bilgi aranır.

Teknolojik ilerleme bu düzende kârı artıracak ve sınırları ortadan kaldıracak makineler icat

etmede gerekli görülerek desteklenir (Wallerstein, 2000). Bilimin, ilerleme, teknoloji ve

kapitalizm için gerekli olduğu iktidar ve güç odakları tarafından yönetilerek yüceltildiği

görülebilir. Böylece bilimsel bilginin diğer bilgi yapılarından ayrılarak egemenlik kurması

olağan bir sonuç olmaktadır.

On dokuzuncu yüzyılda bilimsel bilgi ile felsefenin iki ayrı alan olarak tanımlanmasından sonra

bilimsel bilgi de kendi içinde insan ve doğa bilimleri Ģeklinde bölünür. Ancak tarihsel süreçte

insan bilimleri daha karasız bir alanı açıkladığından, bilimsel bilgi olarak ifade edilen doğa

bilimleri olmuĢtur. Sosyal bilimler ise toplum yapısını düzene sokma ihtiyacıyla ortaya

çıkmıĢtır (Gulbenkian, 2000; Wallerstein, 2000 ). Bilgi yapılarının on dokuzuncu yüzyılda

doğa, insan ve sosyal bilim olarak ayrıĢmasının ardından bilgi yapıları da kendi içlerinde

ayrıĢarak farklı disiplinler ve uzmanlık alanları ifade eder. Bu disiplinlerin oluĢmasında

üniversite sistemi gibi kurumsal platformda, kürsüler, araĢtırma alanları, fakülte ve bölümler

tanımlanarak desteklenmektedir. MeĢru tanımını kurumsal bir platformda tarif eden bu bilgi

alanları, bilginin tekrar tekrar üretilmesi için gerekli görülmektedir. Sistemli net bir Ģekilde

ayrıĢtırılarak kesin bilgiye daha kolay ulaĢılabileceği savunulmaktadır. Ancak uzmanlaĢmalar

ile bilgi yapıları parçalanmaya çalıĢılırken mimarlık gibi bazı disiplinler ayrıĢamamakta ve

hibrit bir yapı sergilemektedir.

Mimarlık bilgisi, farklı bilgileri kendi alanı içinde tanımlayarak ve bu bilgelerin birbirleriyle

olan iliĢkilerini konumlandırarak kendi özerk bilgisini ortaya koymaktadır. Bilgi yapıları

parçalanarak doğa, sosyal ve insan bilimleri kendi içlerin epistemolojik çerçevesini

tanımlanması ile disiplinler altında uzmanlaĢmalar gerçekleĢirken, bu bilgileri kendi

özerkliğiyle tanımlayan mimarlıkta bu durumdan etkilenmektedir. Dolayısıyla mimarlık bilgisi

ayrıĢırken, mimarlığın mesleki ve ürün-üretim tanımlamaları da değiĢmekte farklı sınır(lama)lar

meydana gelmektedir.

1.2 Mimarlık bilgisi ve değişimi

Mimarlık, topluma karĢı sorumlu olan toplumları kültürel, çevresel, sosyal gibi bir çok boyutta

etkileyen aynı zaman da siyasi ve ekonomik durumun yansımalarını içinde barındıran,

teknolojik ve bilimsel geliĢimlere dâhil olan, verdiği ürün ve üretimle geniĢ bir alanın

parçasıdır. Bu nedenle mimarlık içinde farklı bilgi yapılarını barındırarak, değerlendirerek ve

sentezleyerek ürün verme sürecidir. Teymur ise mimarlığı ve bilgisini Ģu Ģekilde açıklar:

“Mimarlık, büyük ölçüde sosyo-teknik bir pratiktir. Yaptığı işlem tasarım ve/ya planlama son

ürünü bina, ham maddesi ise mekân, taş-tuğla, para, kültür ve emektir. Mimarlığın bilgisi

vardır, ancak bu, bilimsel değil zanaatsal, spekülatif, deneyimsel, birikimci ve günceldir

(Teymur, 2004)”.

Mimarlığın bir meslek alanını ifade etmediği prehistorik dönemde mimarlık toplumsal kültürün

bir parçası olarak yapı ustalarınca yapılır. UzmanlaĢmanın veya meslekleĢmenin bu kadar net

tanımlamadığı Rönesans döneminde ise farklı öğrenimler görmüĢ kiĢiler örneğin Brunelleschi

kuyumcu, Alberti hukukçu olarak yetiĢmelerine rağmen pratikte mimarlık yaptıkları için mimar

olarak adlandırılır. Bu dönemde yapı ustalarının yerini “her iĢin ehli” olarak nitelenen mimarlar

alır, ancak aydınlanma dönemiyle bilgi yapılarının ayrılması sürecinde “her iĢin ehli” olan

mimarlık tanımlaması da zedelenir. Vitruvius‟un sağlamlık, kullanıĢlılık, güzellik olarak

Page 3: Sürdürülebilirlik Bağlamında Mimarlığın Çelişkisi

GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 6-8 December 2010, Istanbul, Türkiye

3

tanımladığı mimarlığın generalist (genellemeci) bilgisi, aydınlanma dönemiyle bilim, sanat ve

ahlak olarak tüm bilgi alanlarını kapsayacak Ģekilde değiĢir (Tablo 2.2), (Balamir, 2000).

Tablo 2.2: “ Bilim, ahlak, sanat alanları ayrıĢması ve mimarlığın klasik tanımındaki üçlü yapı” (Balamir,

2000)

BĠLĠM

anlama

AHLAK

pratik ahlak

SANAT

(estetik) muhakeme

BiliĢsel-Araçsal

(bilgi)

Ahlaski-Pratik

(haklılık)

Estetik-Ġfadeci

(zevk)

„Gerçek‟ „Ġyi‟ „Güzel‟

SAĞLAMLIK KULLANIġLILIK GÜZELLĠK

dayanıklılık

teknik

„strüktür‟

yararlılık

kullanım

„iĢlev‟

Ģiirsellik

ifade

„biçim‟

(Mühendislik) (Planlama ve Zanaat) (Güzel Sanatlar)

Bilginin yapısal olarak, on dokuzuncu yüzyılda doğa, insan ve sosyal bilimler olarak ayrıĢması

ve sonrasında her bilgi alanının içinde farklı uzmanlık ve disiplinler tanımlanmasından,

mimarlık bilgisi de etkilenir. Mimarlık bu disiplinleĢme döneminde mühendislik, zanaat, sanat

ve ahlak olarak içinde barındırdığı bilgi yapıları ayrıĢarak uzmanlaĢma alanlarının oluĢmasına

neden olur. Artık “her iĢin ehli” mimarlık alanı mühendislik, planlama, iç mimarlık, kentsel

tasarım, peyzaj mimarlığı gibi çok sayıda disiplinlere ve uzmanlık alanlarına bölünmektedir.

Sözen (2000) ise bu durumu mimar Vitruvius‟un yüklediği temel bilgisini ve özelliklerini

yitirdi ve beyaz atlı prensimiz öldü diye ifade eder.

Bir taraftan mimarlığın bilgi yapıları parçalanıp, mimarlar hibrit bilgisini terk ederken, bazı

bilgiler unutulmakta veya göz ardı edilmekte diğer tarafta teknolojik ilerlemeler, yeni

malzemeler ile mimarlığın yapma dünya ait üretim bilgisi de değiĢmektedir. Artık malzemeler

farklı formları yapmaya izin vermekte, makineler sayesinde hızlı ve seri yapıların inĢası

kolaylaĢmaktadır. Teknolojik olanaklara verilen önem artıkça diğer bilgilerin mimarlığa neden

gerekli olduğu, niçin kullanmaları gerektiği unutulmaktadır. Yeni malzeme ve teknolojik

olanaklar ile estetik kaygıların ve farkındalık yaratmanın ön planda olduğu biçim mimarlığı

diyebileceğimiz yapılar inĢa edilmektedir (ġekil 2.1, ġekil 2.2).

ġekil 2.1: Guggenheim Bilbao Müzesi (Url 1)

Page 4: Sürdürülebilirlik Bağlamında Mimarlığın Çelişkisi

GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 6-8 December 2010, Istanbul, Türkiye

4

ġekil 2.2: Abu Dhabi Performans Sanatları Merkezi (Url 2)

Günümüzde mimarlığın içinde bulunduğu bu pratiği Burgess (1997) çok az mimarın biçimin,

estetik kaygıların ve anlık zihinsel meĢguliyetlerin ötesiyle ilgilendiğini ve mimarlığın amaç ve

anlamı bulmakta zorlandığını, bunun sonucu insana yabancılaĢmıĢ kentlerin ortaya çıktığını

belirtmektedir. Mimarlığın yaratıcılık ve ego merkezci bu dönüĢümünün sonucunda, mimarlığın

ahlaki iĢlevsel temelini yeniden kurmak gerekmektedir. Böylesi bir ortamda duyarlı, sorumlu ve

etik bir bakıĢ açısıyla sürdürülebilirlik kavramı altında çevreci mimari yaklaĢımlar ve ürünleri

ortaya çıkmaktadır.

2. MĠMARLIKTAN SÜRDÜRÜLEBĠLĠR MĠMARLIĞA

2.1 Sürdürülebilir mimarlığın tanımlanması

Sürdürülebilirlik ile insanların yaĢam tarzları sosyal, ekonomik ve çevre konularında geniĢ bir

çerçevede sorgulanmakta, hem ilkel kabile hayatı süren hem de metropolde yaĢayan insanlar

çevresel tahribattan eĢit ölçüde sorumlu tutulmaktadır. Her toplum, her birey, her ülke, her

Ģirket ilk aĢamada kendi yaĢadığı çevre, toplum ölçeğinde çevreye olan sorumluluğunu yerine

getirerek küresel ölçekte olan bu gidiĢi durduracaktır. Herkesi küresel ölçekte sorumluluk

yüklemesi sonucu sürdürülebilirlik kavramı her alana küresel tanımlamalar, nitelemeler ve

açıklamalar getirmektedir. Sürdürülebilirlik, topluma karĢı sorumlu olan ve kültürel, sosyal,

çevresel, ekonomik, teknolojik gibi birçok alanın bilgisini içinde barındıran mimarlığı da geniĢ

birleĢenleri içersinde yeniden sorgulatmıĢ ve sürdürülebilir mimarlığın ortaya çıkmasına neden

olmuĢtur. Sürdürülebilir mimarlık, mimarlığı yeniden tanımlarken, mimarlara “yeni bilgiler”

öğretme çabasındadır. Mimarlığa sunulan “yeni bilgiler”, teknolojik, doğal ve sosyal olgu

olarak üçe ayrılabilir.

2.1.1 Teknolojik Olgu

Teknolojik olgu, binanın yapım sırasında ve sonrasında harcadığı enerjinin yeni teknolojiler ile

azaltılması ve yeni malzemelerin üretiminin ve kullanımının nasıl olacağı Ģeklinde ifade

edilebilir. Dolayısıyla teknolojinin estetik kaygılarla biçim diline hitap etmesinin yerini çevreci

teknolojilerin kullanıldığı sürdürülebilir mimarlık almaktadır. Bu kapsamda enerji etkin

sistemlerin veya yenilenebilir enerji kaynakların kullanıldığı yapılar inĢa edilmeye

çalıĢılmaktadır. GüneĢ enerjili ısıtma sistemleri, güneĢ enerjili su ısıtma sistemleri, pv

sistemleri, rüzgar enerjili sistemler geliĢtirilmektedir. Gelinen son noktada ise binalarda,

değiĢen iklim Ģartlarına karĢı minimum enerji kullanarak optimum Ģartları sağlamak üzere nasıl

davranacağını tahmin edebilen sistemler ortaya çıkmaktadır. Artık ileri teknolojiler estetik

kaygılarla sanatsal mimari ürünler için değil, yapılarda kullanılan enerjiyi azaltmak için bir araç

halini almaktadır.

Malzeme ölçeğinde ise yapım ve uygulama enerjisi çok yüksek olan malzemeler terk edilmekte,

hayal gücünün tüm olanaklarını yerine getirmeye çalıĢan, tasarımda sınır tanımaz malzemelerin

yerini çevreci malzemeler almaktadır. Ayrıca teknolojinin olanakları yeni malzeme bulma

çabaları yerine malzemelerinin nasıl tekrar kullanılacağı dönüĢtürüleceği yönünde

geliĢmektedir. Üretim ve uygulama enerjisi az olan çevreci malzemelerin ya da dönüĢtürülmüĢ

Page 5: Sürdürülebilirlik Bağlamında Mimarlığın Çelişkisi

GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 6-8 December 2010, Istanbul, Türkiye

5

malzemelerin seçilmesi binanın yapım enerjisini azaltmaktadır. Böylece enerji etkin sistemler

ile kullanım enerjisi düĢürülen yapıların, üretim sırasındaki enerji tüketimi de azaltılmaktadır.

Sürdürülebilir mimarlık kavramıyla teknolojinin kullanımında bir değiĢim olmakta, mimarlığın

sanatsal özelliğine hizmet eden teknolojilerinin yerini, mimarlığın bilimsel ve ahlak özelliği

için kullanılan teknolojiler almaktadır. BiliĢsel araçların ön planda olduğu enerji etkin

sistemlerin kullanıldığı ve kullanım yararının ön planda olduğu binalar yapılmaktadır.

2.1.2 Doğal Olgu

Doğal olgu olarak isimlendirebileceğimiz alan ise doğayla yarıĢmadan onun verilerinden

yaralanarak tasarlama süreci olarak açıklanabilir. Yapının yapılacağı alanın iklimine,

topografyasına uygun, yerel malzemelerin kullanıldığı ve doğa-insan uyumu konularının

dikkate alındığı mimarlık ürünlerinde, sürdürülebilir mimarlıktan söz edilmektedir.

Sürdürülebilir mimarlığın doğallık söylemin hiçte yeni olmadığı, mimarlığın tanımlanmadığı

tarih öncesi yapılara ve günümüzde geleneksel denen eski mimarlık örneklerine bakıldığında

görülmektedir.

Doğal bir veri olarak, yaz mevsiminde güneĢ ıĢınların dik açıyla, kıĢ mevsiminde ise yeryüzüne

eğik açıyla geldiği bilinmektedir. M.Ö. 470-399 yılları arasında yaĢayan Sokrates bu esasları

dikkate alarak güneye bakan evlerde kıĢ güneĢinin içeriye alınabildiğini ama yazın güneĢin

tepemizden ve çatıların üstünden geçtiğini, böylece gölgede kaldığını söylemiĢ. Bu durumda kıĢ

güneĢini alabilmek için güney cephesinin yüksek, soğuk rüzgârlardan korunabilmek için de

kuzey cephesinin alçak yapılmasını önermiĢtir (Köksal, 2000).

ġekil 3.1: Sokrates Evi (Köksal, 2000)

BaĢka bir örnek ise Harran evleridir (Sekil 3.2). Kurak iklim koĢullarına uygunluk için dik

kubbeli çatıları olan Harran yapılarının zemini taĢ ve kerpiç karıĢımı, duvarları taĢ plaklar gibi

doğal malzemeler kullanılarak inĢa edilmiĢtir. Kare planlı kübik yapı tabanının yan

duvarlarında bulunan küçük delikler ve pencereler kıĢın kapatılmakta, yazın ise doğal

havalandırma için açılmaktadır. Ayrıca yazın yapı içindeki sıcak havanın yükselerek tepe

deliğinden çıkmasıyla sürekli bir doğal havalandırma sağlanır (Sekil 3.3). Yöreye ait doğal

malzemelerin kullanılması, yapı formunun biçimleniĢi, organik yerleĢim düzeni ile Harran

evleri, bugünün ve geleceğin gereksinmelerini karĢılayabilecek, yörenin doğasıyla ve

topografyasıyla uyumlu ve doğanın olumsuz etkilerinden kendini koruyabilen yapılardır

(Özdeniz vd., 1998). Bu özellikleriyle Harran evleri sürdürülebilir yapı olmanın koĢullarından

biri olan doğal verilerle tasarım özelliklerini taĢımaktadır.

Page 6: Sürdürülebilirlik Bağlamında Mimarlığın Çelişkisi

GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 6-8 December 2010, Istanbul, Türkiye

6

ġekil 3.2: Günümüzde Harran (Özdeniz vd., 1998)

ġekil 3.3: “Kale civarında Cuma Alma evi plan ve görünüĢü” (Özdeniz vd., 1998)

19. ve 20. yüzyıllarda malzeme çeĢitliliğinin artması ve bina yapım tekniklerinin geliĢmesiyle

doğal olandan uzaklaĢılmaya baĢlandı. Ancak bu dönemde organik mimarlık için çaba gösteren

ve doğayla uyumlu yapılar yapmaya çalıĢan mimarlar da bulunmaktaydı. Modern çağın

insanının ihtiyaçlarına cevap verirken, zamanı, yeri ve fonksiyonu yansıtan, doğayı içine

almaya ya da yakın iliĢkili kurma arayıĢında olan F.Lloyd Wright‟ın 1930‟larda yaptığı “ġelale

Evi” (Sekil 3.4) gibi yapıları da görmek mümkündür. ġelaleyi görmek yerine yaĢamak

düĢüncesiyle, ev Ģelalelin üstüne inĢa edilmiĢ. Pencerelerin taĢ duvarla birleĢtiği noktalarda

camlar doğramasız olarak taĢların arasına açılan oluklara yerleĢtirilerek iç mekânla doğa

birleĢtirilmeye çalıĢılmıĢ. Ancak 2000‟li yıllarda yapının karakteristik özelliklerinden olan

geniĢ balkonlarında statik problemlerden dolayı sehim meydana gelerek restorasyonu

yapılmaya baĢlanmıĢ (Url 3). Yeni bina yapmanın ve restorasyonunda ayrıca enerji harcanacağı

için yapıların ömrünün daha uzun planlaması gerekmektedir. Doğaya uygun tasarım yapılırken

binanın yaĢam döngüsündeki performansları da hesaplanmalıdır. Bu nedenle modern

mimarlığın doğaya uygun tasarımları sürdürülebilirlik açısından tartıĢılmaya açıktır.

Page 7: Sürdürülebilirlik Bağlamında Mimarlığın Çelişkisi

GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 6-8 December 2010, Istanbul, Türkiye

7

ġekil 3.4: ġelale Evi (Url 4)

Sürdürülebilirliğin doğal olgu olarak mimarlara öğretmeye çalıĢtığı “yeni bilgi”lerin, aslında

mimarlığın bir meslek alanını tanımlamadığı dönemlerden beri bilindiği ortadadır. Bu noktada

sürdürülebilirlik; mimarlığın bilgi yapısının parçalanması ile unuttuğu bilgileri ve mimarın

toplumsal sorumluluğunu hatırlatma görevi üstlenmektedir.

2.1.3 Sosyal Olgu

Sürdürülebilirliğin tanımında önemli bir parametre olarak yer alan sosyal olgu sürdürülebilir

mimarlık alanında geri planda kalmaktadır. Sürdürülebilirlikle ilgili çalıĢmalara bakıldığında,

dergi ve yayınlar incelendiğinde, konunun odak noktasını geri dönüĢümlü malzemeler, enerji

etkin sistemler, yerel malzemeler gibi teknolojik ve doğal olgu konularında yoğunlaĢtığı

görülebilmektedir. Mimarlık, topluma karĢı sorumlu olan, kültürel ve sosyal devamlığın önemli

bir parçasıyken, sürdürülebilir mimarlıkta bu konuların yadsınmaması gerekmektedir. Çevresel

tahribatın önüne geçmeye çalıĢılırken sosyal ve toplumsal çöküĢ de durdurulmaya

çalıĢılmalıdır. Dolayısıyla sosyal olgu da önemli bir parametre olarak dikkate alınmalıdır.

Sosyal olgu mimarlığın toplumsal ve kültürel açıdan üstlendiği sorumluluk olarak nitelenebilir.

Geleneksel mimari yapılara baktığımızda zaten kültürel bir değeri temsil ederek, toplumsal

yaĢam Ģekline, geleneklere ve yerel özelliklere göre sosyal olgular doğrultusunda geliĢtiği,

tasarlanıp, inĢa edildiği söylenebilir. Bu konuda, sosyal yaĢamın gerekliklerine ve Türk

ailesinin yasam kültürüne uygun Ģekil ve plan özellikleri gösteren, bölgelere göre yapım

tekniklerindeki değiĢime uyum sağlayan geleneksel Türk Evleri, sosyal olguya örnek

gösterilebilir.

Geleneksel Türk Evi oda ve sofayı barındıran plan Ģeması, çatı, cephe ve kat tipleri gibi

karakteristik özellikleri vardır. Türk Evi‟nin en önemli özelliği oda içinde oturma, yatma,

yemek yenme ve yemek piĢirme gibi belirli eylemleri karĢılayan ve kendi baĢlarına yetebilen

birimler olmalarıdır. Bu durum, Türklerin Anadolu‟ya göç etmeden önce yaĢadıkları göçebe

çadırları ile benzerlik gösterir (ġekil 3.5). Mahremiyet anlayıĢı ile avlu fikri benimsenmiĢ, evler

yüksek duvarlarla dıĢa kapatılmıĢtır. Çoğu ev Türk geleneklerine uygun olarak haremlik ve

selamlık Ģeklinde iki yaĢama göre düzenlenmiĢtir. Ayrıca Türk evinde odaların düzeni ve

sofanın konumu iklim koĢullarına uyumlu olarak biçimlenmekte, soğuk ve yağıĢlı iklim

bölgelerinde evler daha korunaklı, sıcak iklim bölgelerinde ise doğaya daha açık

tasarlanmaktadır (Aktuna, 2007). Sürdürülebilirliğin yeniden hatırlattığı sosyal olgular

geleneksel Türk evinin değiĢim sürecinde rahatlıkla okunabilmektedir. Türklerin Anadolu‟ya

gelmeden önceki göçebe yaĢantısı, Ġslam dininin etkisi ve Anadolu‟nun kültürel ve doğal

Page 8: Sürdürülebilirlik Bağlamında Mimarlığın Çelişkisi

GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 6-8 December 2010, Istanbul, Türkiye

8

verilerinin bileĢkesi olan bu evlerde kültürel ve sosyal sürdürülebilirliğin etkileri görülmektedir.

Zamanla aile yapısı, sosyal yaĢantının değiĢmesi günümüze kadar ulaĢan Türk evi örneklerinin

kullanımını da etkilemiĢtir.

ġekil 3.5: Göçebe çadırı ile Türk Evi odası arasındaki benzerlikler (Aktuna, 2007)

Kısaca özetlersek, sürdürülebilirlik kavramı, mimarlara hibrit bilgilerini yeniden hatırlatma,

yeni teknolojileri öğretme doğa ile teknolojiyi birleĢtirme amaçlarıyla ortaya çıkmıĢtır. Ayrıca

sürdürülebilirlik kavramıyla mimarlık toplumsal bir sorumluluk üstelenerek meĢru bir zemin

arayıĢına girmektedir. Ancak sürdürülebilirliğin bu görevi ne kadar yerine getirdiği

sorgulanmaya değer görülüyor.

2.2 Sürdürülebilir Mimarlığın Çelişkisi

Sürdürülebilirliğin doğal ve sosyal olgulara ait söylemi yeni olmamakla birlikte teknolojinin

kullanımına dair yeni birçok açıklama getirmeye çalıĢmıĢtır. Teknolojiyi yarar için kullanma

düsturuyla yola çıkan sürdürülebilirlik sonucu bina tasarımında birçok enerji etkin sistemler

kullanılmaya çalıĢılmıĢtır. Ancak bu teknolojilerin çoğu binanın yapım aĢamasından sonra

entegre edilmekte ve binaya sonradan eklenen yamalar gibi kalmaktadır. Ayrıca bu teknolojiler

zamanla tüketim nesnesi haline gelmekte, imaj için kullanılan etiketlere ve reklam araçlarına

dönüĢmektedir (ġekil 3.5) . Jarzombek (1999) bu durumu sürdürülebilirlik söyleminde

mimarlığın sürekli hain olarak görülmesine bağlamaktadır. Bunu izleyen süreçte Ģirketler

küresel sorumluluklarını düĢünerek, çevreci mimariye yatırım yapmıĢlardır. Fakat çalıĢmalarda,

bina maliyetini azaltmak, halkla iliĢkileri artırmak amaçlandığı için sonuçta milyar dolarlık

yeĢil teknolojiler ortaya çıkmıĢ ve sonrasında bu teknolojiler tüketim nesnesi haline gelmiĢtir.

Page 9: Sürdürülebilirlik Bağlamında Mimarlığın Çelişkisi

GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 6-8 December 2010, Istanbul, Türkiye

9

ġekil 3.5: YeĢil Teknolojinin Reklam Aracı Olarak Kullanılması (Jarzombek, 1999)

Sürdürülebilirliğin yerele dair söylemi daha meĢru bir alanı ifade etmektedir. Çevreye olan etik

sorumluluk bilinciyle doğal kaynakların minimum düzeyde kullanılması, pasif ısıtma ve

soğutma sistemlerinin, yerel malzemenin tercih edilmesi daha doğru bir tavır olmaktadır. Yerel

ve evrensel tanımlamalar bilginin yapısal olarak ayrıĢmasıyla iliĢkilendirilebilmektedir. Bu

dönemde eğer bir deneyim yere veya kiĢiye özelse evrensel olarak doğruluğu

tanımlamamaktadır. Bilimsel olarak doğruluğu kanıtlanmıĢ ise yere ait değildir görüĢü

mimarlığı da etkilemiĢtir. Bu noktada sürdürülebilirlik, yerele ait mimarlık bilgilerini bilimsel

doğru olarak ortaya koymakta evrensel bir yaklaĢım sergilemektedir (Ciravoğlu, 2006).

Bilgi yapısının değiĢmesi mimarlığın, felsefe ve kuramsal alanla bağını koparmasına neden

olmuĢtur. Bu noktada sürdürülebilirlik anlayıĢıyla mimarlar yeniden bilimsel ve kavramsal

konularda çalıĢmalara yönelmiĢ, çok sayıda ampirik çalıĢma ve yayın yapılmıĢtır. Fakat bu

konudaki çalıĢmaların ve yayınların çoğu tasarımla iliĢki kurmaktan uzak kalarak, nasıl

sürdürülebilir olunur konusunda el kitabı niteliği taĢıdığı günümüz sürdürülebilir kitapları,

dergileri incelendiğinde anlaĢılabilir. Mimarlar, yalnızca estetik kaygıların Ģekillendirdiği

mimarlık anlayıĢından uzaklaĢarak, toplumsal sorumluk üstlenmek ve meĢru bir zemin aramak

için sürdürülebilirlik kavramını benimsemektedirler. Ancak sürdürülebilir mimarlık popüler

kültürün bir parçası haline gelmiĢtir. Ayrıca sürdürülebilirlik, her sorunun çözümü olarak

görülmekte, marka gibi binalara yapıĢtırılmaktadır. Sonrasında sürdürülebilir yapıların

gerçekten performans gereklerini yerine getirip getirmediği sorgulanmamaktadır.

3. SONUÇLAR

Sürdürülebilirlik, bilgi yapılarının ayrıĢması ile kendi özerk ve hibrit bilgi yapısından ayrılan

mimarlığa, yeniden sorumluluklarını ve bilgisini hatırlatma çabasındadır. Sürdürülebilirlik

konusunda yapılan çalıĢmalar ile mimarlığa meĢruluğu yeniden kazandırılmaya çalıĢılmakta,

kuramsal yapıyla kopardığı bağları yeniden kurması için yapılan ampirik çalıĢmalar

desteklenmektedir. Ancak sürdürülebilirlik kavramına mesleki meĢruiyet ve toplumsal

sorumluluk adına verilen önem, tüketim toplumun en büyük problemi olan hızlı tüketim nesnesi

olma sorunuyla karĢılaĢmaktadır. Sürdürülebilirliğin mimarlara bilgilerini sorgulatma, kuramsal

yapıyı kurma ve yeniden meĢruluk kazandırma konularındaki çabalarının, mimarlar için bir

çıkıĢ noktası olamadığı ancak bir bilinç kazandırdığı gözükmektedir. ÇalıĢmanın sonunda

gelinen noktada özerk bilgisi ayrıĢan mimarlığın, yeni bilgisinin nasıl dönüĢeceği ve

uygulanacağı sorusu ortaya çıkmaktadır.

Page 10: Sürdürülebilirlik Bağlamında Mimarlığın Çelişkisi

GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 6-8 December 2010, Istanbul, Türkiye

10

4. KAYNAKLAR

Aktuna, M. (2007) Geleneksel Mimaride Binaların Sürdürülebilir Tasarım Kriterleri Bağlamında

Değerlendirilmesi Antalya Kaleiçi Evleri Örneği, YayınlanmamıĢ Doktora Tezi Yıldız Teknik

Üniversitesi, Ġstanbul

Balamir, A. (2000) Modern Çağda Mimarın Kimlik DeğiĢimleri, Arredamento Mimarlık, 6: 83-87

Burgess, G. (1997) Towards an Ecology of Culture, A + U: Architecture and Urbanism, 320(5): 102-111

Ciravoğlu, A. (2006) Sürdürülebilirlik DüĢüncesi-Mimarlık EtkileĢimine Alternatif Bir BakıĢ: “Yer”Ġn

Çevre Bilincine Etkisi, YayınlanmamıĢ Doktora Tezi Yıldız Teknik Üniversitesi, Ġstanbul

Gulbenkian Komisyonu (2000) Sosyal Bilimleri Açın Sosyal Bilimlerin Yeniden Yapılanması Üzerine

Rapor, Ġstanbul: Metis Yayınları

Jarzombek, M. (1999) Money, Molecules and Design: The Question of Sustainability‟s Role in

Architectural Academe, Thresholds, 18: 32-38http://web.mit.edu/mmj4/www/downloads/thresholds18.pdf

(10 Aralık 2009)

Köksal, T. (2000) Enerji Korunumlu Cephelerde Saydamlılık ve Saydam Yalıtım Uygulaması,

Arredamento Mimarlık, 5: 150.

Özdeniz, M. B., Bekleyen, A., Gönül, Ġ. A., Gönül, H., Sarıgül, H., Dalkılıç, N., Yıldırım, M., Ġlter, T.,

1998, GeçmiĢten Geleceğe Harran Yöresel Mimarisi, Yapı Dergisi, 198: 95-100.

Sözen, Z., 2000, Beyaz Atlı Prensiniz Öldü, Arredamento Mimarlık, 6: 93

Teymur, N., 2004, M&F “Mimarlık ve Felsefe” Söylemi, Mimarlık ve Felsefe içinden s:162-175, Yem

Yayınları, Ġstanbul.

Wallerstein, I., 2000, Bildiğimiz Dünyanın Sonu Yirmi Birinci Yüzyıl İçin Sosyal Bilim, Metis Yayınları,

Ġstanbul.

Url 1: http://www.guggenheim-bilbao.es/secciones/el_museo/el_edificio.php?idioma=en (15 Mart 2010)

Url 2: http://www.mimdap.org/w/?p=1048 (12 Mart 2010)

Url 3: http://www.yapiworld.com/haberler/haber0068.htm (12 Mart 2010)

Url 4: http://www.arkitera.com/gununsorusu/2001/06/09.jpg (12 Mart 2010)