Top Banner
Sosyal Bilimler Alanında Türkçe Yazılan Özgün Araştırma Yazılarında Uslamlama Türlerine Göre Sav Şemaları Leyla UZUN Zeynep ERK EMEKSİZ Ümit Deniz TURAN İlknur KEÇİK Kaynakça Bilgileri: Uzun, L., Emeksiz, E.Z., Turan, U.D., ve Keçik, İ. (2014). ‘Sosyal Bilimler Alanında Türkçe Yazılan Özgün Araştırma Yazılarında Uslamlama Türlerine Göre Sav Şemaları’. 27. Ulusal Dilbilim Kurultayı Bildirileri. Hacettepe Üniversitesi Yayınları: Ankara 1. Giriş Bu çalışmanın amacı, farklı sosyal bilimler alanlarında (psikoloji, tarih bilimi, dilbilim, sosyoloji, eğitim bilimleri, felsefe ve turizm) Türkçe yazılan özgün araştırma yazılarında savlama (argumentation) eyleminin incelendiği veri tabanlı bir proje çalışmasının -TÜBİTAK-SOBAG- 107K228 Sosyal Bilimlerde Yazılan Türkçe Bilimsel Metinlerde Kanıtlama Eylemi ve Retorik Sunumlar- uslamlama (reasoning) ve sav şemaları ile ilgili sonuçlarını sunmak ve yazarların farklı alanlarda savlama eylemine ilişkin eğilimlerini betimlemektir. Bilimsel metinler türe özgü özellikleri ve bu özelliklerin dilsel biçimlenişi açısından bugüne kadar pek çok dilbilim çalışmasına konu olmuştur. Türkçe bilimsel metinler üzerine yapılan çalışmalar arasında bu proje hem bilimsel metinlerin temel ayırt edici özelliklerinden biri olan savlama ve uslamlama eylemlerinin nasıl gerçekleştirildiğini betimlemesi hem de sosyal bilimlerde alanlara özgü olabilecek savlama yapılarını ortaya koyması açısından öncü sonuçlar içermektedir. Çalışmanın 2.bölümünde önce veri tabanı, verilerin çözümlenmesi ve yönteme ilişki n saptamalara yer verilecektir. 3. bölümde uslamlama ve sav şemalarının yapısı Türkçe örnekler üzerinden betimlenecek, 4. bölümde ise Türkçe bilimsel metinlerdeki uslamlama türlerine göre sav şemaları ile ilgili bulgu ve sonuçlar sunulacaktır. 2. Veri Tabanı ve Veri Tabanının Çözümlenmesi Süreci Burada bazı sonuçları paylaşılan proje çalışmasının veri tabanı sosyal bilimler alanındaki farklı bilim dallarında (psikoloji, tarih bilimi, dilbilim, sosyoloji, eğitim bilimleri, felsefe ve turizm) üretilmiş ol an özgün araştırma yazılarından oluşturulmuştur. Özgün araştırma yazıları TÜBA ULAKBİM Sosyal Bilimler Veri Tabanı’nda yer alan ve söz konusu bilim dallarını temsil eden süreli yayınlardan [Sosyoloji Dergisi, Eğitim Araştırmaları, Türk Psikoloji Dergisi, Dilbilim Araştırmaları ve Dil Dergisi, Tarih İncelemeleri Dergisi, Felsefe Dünyası, Turizm Araştırmaları] temsili olarak seçilmiştir. Süreçte veri tabanı alanlara göre toplam sözcük sayısı açısından dengelenmiş ve bu dengeleme sonrasında 220 makale üzerinde savlama çözümlemesi gerçekleştirilmiştir. Temsili seçim dergilerin 2005-2008 sayıları içinden yapılmıştır. Çalışmanın veri tabanı 1.014.050 sözcükten oluşmaktadır. Atıfta bulunulan proje çalışması kapsamında veri tabanı üzerinde yapılan çözümlemeler sırasında hem metinlerdeki sav blokları ile sav içermeyen uslamlamaların (değerlendirme ya da yorum blokları gibi) ayrıştırılması için hem de sav bloklarına girebilecek önermelerin hangi tür sav bileşeni olabilme potansiyeli taşıdığının belirlenebilmesi için özel bir yan çalışmanın yapılması gerekmiştir. Bu çalışma gerçekleştirilirken sözcelerin metin kurgusu içinde yüklendiği işlevler belirleyici olmuştur. Bilimsel metinlerde sözce türleri üstmetne (metatext) ait olma ve olmama açısından, üstmetin sözceleri ve bildirim sözceleri olarak ikiye ayrılır. Metinüstü sözceler, sav alanlarına girebilecek önermeler taşımaz. Yazar, bu sözceleri kullanarak çalışmasının amacı, verisi, yöntemi, akışı planı vd. hakkında açıklamalar yapar. Bu nedenle çözümleme sürecinde veri tabanındaki tüm üstmetin sözceleri ayrıştırılmıştır. Üstmetin sözcelerinden farklı olan bildirim sözceleri, akademik çalışma içindeki bilgilendirici sözcelerdir ve sav bloğuna girme olasılığı olan asıl sözceler bunlardır. Bildirim sözceleri, sayıltılar ve
15

Sosyal Bilimler Alanında Türkçe Yazılan Özgün Araştırma Yazılarında Uslamlama Türlerine Göre Sav Şemaları

Apr 30, 2023

Download

Documents

Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Sosyal Bilimler Alanında Türkçe Yazılan Özgün Araştırma Yazılarında Uslamlama Türlerine Göre Sav Şemaları

Sosyal Bilimler Alanında Türkçe Yazılan Özgün Araştırma Yazılarında Uslamlama Türlerine Göre Sav

Şemaları

Leyla UZUN Zeynep ERK EMEKSİZ Ümit Deniz TURAN İlknur KEÇİK

Kaynakça Bilgileri:

Uzun, L., Emeksiz, E.Z., Turan, U.D., ve Keçik, İ. (2014). ‘Sosyal Bilimler Alanında Türkçe Yazılan

Özgün Araştırma Yazılarında Uslamlama Türlerine Göre Sav Şemaları’. 27. Ulusal Dilbilim Kurultayı

Bildirileri. Hacettepe Üniversitesi Yayınları: Ankara

1. Giriş

Bu çalışmanın amacı, farklı sosyal bilimler alanlarında (psikoloji, tarih bilimi, dilbilim, sosyoloji, eğitim

bilimleri, felsefe ve turizm) Türkçe yazılan özgün araştırma yazılarında savlama (argumentation) eyleminin

incelendiği veri tabanlı bir proje çalışmasının -TÜBİTAK-SOBAG- 107K228 Sosyal Bilimlerde Yazılan Türkçe

Bilimsel Metinlerde Kanıtlama Eylemi ve Retorik Sunumlar- uslamlama (reasoning) ve sav şemaları ile ilgili

sonuçlarını sunmak ve yazarların farklı alanlarda savlama eylemine ilişkin eğilimlerini betimlemektir. Bilimsel

metinler türe özgü özellikleri ve bu özelliklerin dilsel biçimlenişi açısından bugüne kadar pek çok dilbilim

çalışmasına konu olmuştur. Türkçe bilimsel metinler üzerine yapılan çalışmalar arasında bu proje hem bilimsel

metinlerin temel ayırt edici özelliklerinden biri olan savlama ve uslamlama eylemlerinin nasıl gerçekleştirildiğini

betimlemesi hem de sosyal bilimlerde alanlara özgü olabilecek savlama yapılarını ortaya koyması açısından öncü

sonuçlar içermektedir.

Çalışmanın 2.bölümünde önce veri tabanı, verilerin çözümlenmesi ve yönteme ilişkin saptamalara yer

verilecektir. 3. bölümde uslamlama ve sav şemalarının yapısı Türkçe örnekler üzerinden betimlenecek, 4.

bölümde ise Türkçe bilimsel metinlerdeki uslamlama türlerine göre sav şemaları ile ilgili bulgu ve sonuçlar

sunulacaktır.

2. Veri Tabanı ve Veri Tabanının Çözümlenmesi Süreci

Burada bazı sonuçları paylaşılan proje çalışmasının veri tabanı sosyal bilimler alanındaki farklı bilim

dallarında (psikoloji, tarih bilimi, dilbilim, sosyoloji, eğitim bilimleri, felsefe ve turizm) üretilmiş ol an

özgün araştırma yazılarından oluşturulmuştur. Özgün araştırma yazıları TÜBA ULAKBİM Sosyal

Bilimler Veri Tabanı’nda yer alan ve söz konusu bilim dallarını temsil eden süreli yayınlardan

[Sosyoloji Dergisi, Eğitim Araştırmaları, Türk Psikoloji Dergisi, Dilbilim Araştırmaları ve Dil Dergisi,

Tarih İncelemeleri Dergisi, Felsefe Dünyası, Turizm Araştırmaları] temsili olarak seçilmiştir.

Süreçte veri tabanı alanlara göre toplam sözcük sayısı açısından dengelenmiş ve bu dengeleme

sonrasında 220 makale üzerinde savlama çözümlemesi gerçekleştirilmiştir. Temsili seçim dergilerin

2005-2008 sayıları içinden yapılmıştır. Çalışmanın veri tabanı 1.014.050 sözcükten oluşmaktadır.

Atıfta bulunulan proje çalışması kapsamında veri tabanı üzerinde yapılan çözümlemeler

sırasında hem metinlerdeki sav blokları ile sav içermeyen uslamlamaların (değerlendirme ya da yorum

blokları gibi) ayrıştırılması için hem de sav bloklarına girebilecek önermelerin hangi tür sav bileşeni

olabilme potansiyeli taşıdığının belirlenebilmesi için özel bir yan çalışmanın yapılması gerekmiştir. Bu

çalışma gerçekleştirilirken sözcelerin metin kurgusu içinde yüklendiği işlevler belirleyici olmuştur.

Bilimsel metinlerde sözce türleri üstmetne (metatext) ait olma ve olmama açısından, üstmetin

sözceleri ve bildirim sözceleri olarak ikiye ayrılır. Metinüstü sözceler, sav alanlarına girebilecek

önermeler taşımaz. Yazar, bu sözceleri kullanarak çalışmasının amacı, verisi, yöntemi, akışı planı vd.

hakkında açıklamalar yapar. Bu nedenle çözümleme sürecinde veri tabanındaki tüm üstmetin sözceleri

ayrıştırılmıştır.

Üstmetin sözcelerinden farklı olan bildirim sözceleri, akademik çalışma içindeki bilgilendirici

sözcelerdir ve sav bloğuna girme olasılığı olan asıl sözceler bunlardır. Bildirim sözceleri, sayılt ılar ve

Page 2: Sosyal Bilimler Alanında Türkçe Yazılan Özgün Araştırma Yazılarında Uslamlama Türlerine Göre Sav Şemaları

bulgu sözceleri olarak ikiye ayrılır. Verinin çözümlemesi sürecinde bildirim sözceleri sayıltılar ve

bulgular olarak tanımlanmış ve sayıltıların bilimsel metin kurgusu içinde yüklendiği işlevlere göre

görünümleri şu biçimde tanımlanmıştır: Genel geçer nitelikli sayıltılar (GASS), Alanyazın kaynaklı

sayıltılar (BASS), Yazar kaynaklı sayıltılar (SASS ve SAASS) (=Self Assumption ve =Self Adabted

Assumption)

Örnek (1).

Öğrencilerde problem çözme becerisini geliştirmek matematik eğitiminin önemli amaçlarından

birisidir. GASS

Örnek (2).

a. Heckhausen ve Schulz’a göre, başarılı bir gelişim ve başarılı yaşlanmanın anlamı bireyin

yaşamı boyunca kontrolü en üst düzeyde gerçekleştirmesidir. BASS

Bu da ancak yaşa bağlı olanakları olabildiğince etkin bir biçimde kullanmakla ve aynı anda

yaşa bağlı sınırlamaları dikkate almakla mümkün olur. (Heckhausen ve Schulz, 1993; 1995;

Schulz ve Heckhausen, 1996). BASS

b. Araştırmacılara göre, ödünleme yoluyla seçici optimizasyon, yaşam boyu devam eden genel bir

uyum süreci anlamına gelmektedir. BASS

Örnek (3).

a. Bu noktadan hareketle, çalışmada yaşa bağlı olarak ortaya çıkan değişmelerin yanısıra,

bireysel psikolojik değişkenlerden olan iyimserliğin de sözü edilen kontrol stratejilerini

yordamada anlamlı katkılarının olup olmadığını belirlemenin yararlı olabileceği

düşünülmektedir. SASS

b. Yani öğrenciler problemi çözme sürecinde problemden anladık¬larına göre farklı stratejiler

kullanabilmektedirler (Carpenter, Moser & Bebout, 1988). SAASS

Burada değinmek istediğimiz bir diğer durum ise bir metinde ve elbette bir bilimsel metinde iki

ayrı sav alanının bulunuşu durumudur. Küçük ölçekli ve büyük ölçekli sav alanı olarak

tanımlayabileceğimiz (Freeman, 1991) bu alanlar, bu çalışmada her savın önce kendi içindeki tekliğini

(küçük ölçekli sav alanı) ardından da metinde bir savın diğer savlarla kurabileceği öncül –sonuç

ilişkisini (büyük ölçekli sav alanı) göstermek üzere kullanılmaktadır. Bu çalışmada yalnızca küçük

ölçekli sav alanı ile sınırlı kalınmıştır.

Bu çalışmada uslamlama sürecinde bildirimler için Şema (1)’de görülen aşamalı konumlanış

şeması oluşturulmuş ve bu şemada sunulan model verilerin çözümlenmesi sürecinde küçük ölçekli sav

alanında sav blokları ile sav içermeyen uslamlamaların ayrıştırılmasında kullanılmıştır. Aşağıda yer

alan Şema(1) ile bildirimlerin metinsel kurgudaki işlevlerine göre uslamlama sürecine aşamalı

katılımının söz konusu olduğuna ilişkin görüşümüz ve bu katılımın nasıl gerçekleştiğini gösteren

açıklamamız sunulmaya çalışılmaktadır. Daha önce de değinildiği gibi her bildirim sav içeren bir

uslamlamanın parçası olmaz. Bir bilimsel metinde şemada da görüldüğü gibi sav içinde konum alan

bildirimler için bir tür “konumsal yükselme”den söz etmek yanlış olmayacaktır. Üçgenin tabanından

başlayarak aşamalı bir biçimde bildirimlerin sav bileşeni olabilme açısından devimini görmek

mümkündür. Öte yandan şekilde de görüldüğü gibi bir bildirim gerekçelendirici neden ilişkisiyle

tartışma konusu konumu alabilir ve bu konumda da kalabilir. Sav konumuna yükselemeyebilir. Sava

yükselebilmesi için gerekçelendirici nedenin uygun uslamlama ile veri konumu alması ve garanti ve

destek bileşenleriyle de bir bağ kurması gerekir. Bu haliyle de sadece başlangıç düzeyinde bir sav

konumu alması söz konusudur. Bu niteliğini ancak yine uslamlama ile kendisine bağlanacak olan bir

reddedici ile bağ kurarak değiştirebilir. Böylece bir karmaşık savın parçası haline gelebilir.

Page 3: Sosyal Bilimler Alanında Türkçe Yazılan Özgün Araştırma Yazılarında Uslamlama Türlerine Göre Sav Şemaları

Şema (1) Bildirimlerin Metinsel Kurgudaki İşlevlerine Göre Uslamlama Sürecine Aşamalı

Katılımı

Page 4: Sosyal Bilimler Alanında Türkçe Yazılan Özgün Araştırma Yazılarında Uslamlama Türlerine Göre Sav Şemaları

Yukarıda yer alan Şema(1) bildirimlerin (sayıltı-bulgu) uslamlama sürecindeki

konumlanışlarını küçük ölçekli sav alanı çerçevesinde göstermekteydi. Her bildirim bu alanda sav

içeren bir uslamlamada konumlanamamaktaydı. Aşağıda yer alan Şema (2)’deki akış sunumu ile de

özellikle sayıltıların savlamaya nasıl katıldığı hem büyük ölçekli hem de küçük ölçekli sav alanları

içinde gösterilmeye çalışılmıştır. Çözümlemelerde sav bloklarının saptanmasında Şema (1) ve Şema

(2)’deki akışlar birbirlerini destekleyecek biçimde kullanılmıştır.

Şema (2) Sayıltı Türlerinin Savlamaya Katılım Koşulları İçin Önerilen Akış Şeması

SAYILTI

Genelgeçer

Sayıltı

GASS

Alanyazın

Kaynaklı Sayıltı

BASS

Yazar Kaynaklı

Sayıltı

SASS - SAASS

KÜÇÜKÖLÇEKLİ

Sav Alanına girmiş mi?

EVET;

Tartışma Konusu

HAYIR; HAYIR;

(-) SAV ALAN +BÜYÜKÖLÇEKLİ

Yönlendirme Sav Alanı

Desenleme

Pratik Uslamlama

SAVLAMA TEMELLİ

Değerlendirme

Yapılmış mı?

EVET;

iddia

garanti

veri

destek

HAYIR;

Savlama konumu

almamış tartışma

konusu

(yargı vb.)

Page 5: Sosyal Bilimler Alanında Türkçe Yazılan Özgün Araştırma Yazılarında Uslamlama Türlerine Göre Sav Şemaları

Çözümleme ve değerlendirme işlemi, yukarıdaki tanım, sınırlama ve yönergelere uyularak;

aşağıdaki aşamalara sadık kalınarak gerçekleştirilmiştir:

a.Makalelerin araştırmacılarca tek tek okunması

b.Makalelerdeki sayıltıların ve bulgu tümcelerinin ilgili yönergelerde açıklanan türler açısından

tanımlanması ve uyumluluk değerlendirmelerinin yapılması

c.Makalelerdeki küçükölçekli uslamlamaların tanımlanması ve uyumluluk değerlendirmelerinin

yapılması

d.Makalelerdeki küçükölçekli uslamlamalar içinden metin bölümleri de dikkate alınarak sav içerenlerin

ayrıştırılması ve uyumluluk değerlendirmelerinin yapılması

e.Savların yapısının, yani savın bileşen örüntüsünün tanımlanması ve uyumluluk değerlendirmelerinin

yapılması

f.Savların uslamlama türlerine göre şemalarının Araucaria adlı gereç kullanılarak saptanması

g.Yukarıdaki (c,d,e,f) maddelerine ilişkin nicel bulguların ortaya konması ve değerlendirilmesi

Çalışmanın nicel bulguları için veriden elde edilen son sıklıklardaki belirgin yığılmalar, ayrıca

istatistik sorgulama yapma gereğini ortadan kaldırdığı için nicel sonuçlar yüzdelikler üzerinden

sunulmuştur. Ulaşılan nicel bulgular için tüm çözümlemeleri gerçekleştiren 4 araştırmacı arasında

çapraz uyumluluklar verinin %20’si üzerinden her görev kaleminde üç ayrı kez alınmıştır. Ortalama

uyumluluk sayısı %87.4 olarak saptanmıştır.

Bu yazı çerçevesinde, izleyen bölümde çözümlemeleri yukarıda belirtilen kapsamda

gerçekleştirilen proje çalışmamızın yalnızca uslamlama türüne göre sav şemalarına ilişkin sonuçlarına

yer verilmektedir.

3. Bilimsel metinlerde Uslamlama ve Sav Şemaları

3.1 Savlama nedir?

Toulmin’e göre savlama olası sonuçlardan elimizdeki veriyle açıklanabilir olanı seçme işidir. Bu nedenle sav

yapısı, en az bir öncül alan ve bu öncülle ilişkilenen bir sonuç içerir. “Savlama, artan ya da azalan ölçülerde

uslamlamayı amaçlayan sözel ve toplumsal bir eylemdir. Dinleyici ya da okuyucu için tartışmaya açık bir

görüşün kabuledilebilirliğini sunar. Savlama sırasında, bir önerme kümesinin başına yerleştiren ve bu aşamada

henüz akılcı bir hükme bağlanmamış olan bir görüşü içeren önermenin, gerekçelendirilmesi ya da çürütülmesi

söz konusudur” (Eemeren ve diğerleri, 1996).

Savlama eylemi ve iknâ stratejileri konusundaki çalışmalar kaynağını Aristo retoriğinden almaktadır.

Bu anlayışta konuşucu savlamada şu iknâ eylemleri sergilemeye çalışır (Bizzell ve Hertzberg,1990) :

•Logos: Okuyucunun/dinleyicin söylenenlerin anlamlı olduğunu hissedeceği biçimde uslamlama yapma;

uslamlanabilir desteklere ve açıklamalara sahip olma, uslamlama yoluyla ikna etme.

•Pathos: Konuya duyuşsal açıdan okuyucunun ya da dinleyicinin bakış açısıyla yaklaşma; alıcı merkezli olma;

alıcı ile sempati ya da empati ilişkisine girerek iknâ etme.

•Ethos: Alıcı açısından güvenilir olan izlenimi vererek iknâ etme

Toulmin’in savlama kuramı logos’a odaklanmış bir kuramdır. Öyle ki, her soruya verilen yanıt, kendi

içinde karşı yanıtlar da barındırmalıdır. Bu nedenle, her sav karşı savlara açık bir yapıya sahiptir ve aşağıda

sıralanan bileşenleri içerebilir:

•İddia (claim)

•Veri/Zemin (data/ grounds)

•Garanti (warrant)

•Destek (backing)

•Reddedici (rebuttal)

•Niteleyici (Qualifier)

3.2. Uslamlama Nedir?

Page 6: Sosyal Bilimler Alanında Türkçe Yazılan Özgün Araştırma Yazılarında Uslamlama Türlerine Göre Sav Şemaları

Uslamlama ise bilişsel bir eylemdir. Bir savda iddia ve veri bileşenleri arasındaki mantıksal ilişkiyi kurmamızı

sağlar. Veri bir uslamlama ile örtük veya açık bir biçimde iddiaya bağlanmadıkça bileşenler bir birinden

bağımsız önermelere dönüşecektir (Johnson-Laird, 1986). Uslamlama sadece akademik tartışmaların değil,

günlük tartışmaların da sunumunu ve algılanmasını sağlayan temel bilişsel işlemdir. Bu nedenle uslamlamanın

nasıl bir bilişsel süreç olduğu, türleri ve nasıl algılandığı alanyazında en çok ele alınan konulardan biridir (

Toulmin, 1979; Myers ve diğerleri, 1986; Neuman ve Weizman; 2003). Bir savın anlaşılır ve ikna edici

olabilmesi için savın içerdiği iddia ile kanıtların ve desteğin belli bir ilişkilendirme ve bağdaştırma biçimiyle

açık ya da çıkarımsal olarak sunulması gerekir. Uslamlama olmaksızın savı oluşturan bileşenler tümüyle

sözbilimsel işlevlerini (iddia, destek, kanıt, v.b.) yitirerek basit ifadelere dönüşürler. Bu nedenle, her uslamlama

sav içermeyebilecekken, her savın uslamlama içermesi gerekir. Bu çerçevede, Pierce’de (1931) ve Toulmin’de

(1979) belirtildiği gibi herhangi bir sav kuramı uslamlamanın nasıl bir süreç olduğunu açıklamaksızın savı

tanımlayamaz.

Doğal dil üretiminde ve algılanmasında uslamlama ancak edimsel düzlemde açıklanabilir, çünkü bu

bilişsel işlem formal mantık çerçevesinde açıklanmayacak bazı değişkenlere (sosyal normlar, kültür, bağlam,

söylem amacı vb.) bağlı olarak biçimlenmektedir. Bilimsel söylem açısından baktığımızdaysa bilimsel söylemin

başlıca özelliğinin sav üzerine kurulu oluşu olması nedeniyle savlamanın yapısı ve yapıyı kuran uslamlamanın

nasıl biçimlendirildiğinin edimsel düzlemin ötesinde açıklanabilmesi mümkündür. Bu türden açıklamalar

bilimsel söylemin tanımlanmasına katkıda bulunacaktır.

Örnek (4).

Yığılmalardan yola çıkarak şunu da iddia edebiliriz: AÖ'lerin dağılım1annda [+/-insan] olma ile [+/-canlı] olma

açısından anlamlı bir farklılık yoktur. VERİ/ZEMİN Her iki türden AÖ'lerin hepsi yaklaşık olarak aynı biçimde belirsiz tekil olarak işaretlenmiştir. VERİ / ZEMİN Öyleyse canlılık hiyerarşisi eylem önü çıplak özne AÖ'sünün algılanmasında bir değişken değildir. İDDİA

(4)’te sunulan örnek, sav eyleminin 3 temel aşamasını içermektedir ve ‘X olduğu için Y’ biçiminde gerçekleşen

‘neden uslamlamasına’ dayanmaktadır. Uslamlamanın türünü belirginleştiren ‘öyleyse’ bağlacını çıkardığımızda,

sözceler arasındaki uslamlama işlemi de iptal edildiğinden ortada sav kalmayacaktır.

Uslamlama işlemi, metinde nasıl bir savlama şemasının kullanılacağını belirleyen bir süreçtir.

Uslamlama sırasında kullanılan savlama şemaları, uslamlamanın varsayımsal doğasını görünür kılar. Uslamlama

eylemi alanyazında mantıksal ilişkilendirme açısından benzerlik, örneklendirme, genelleme, neden-etki ve

otorite merkezli olmak üzere 5 temel türde tanımlanmaktadır (Warburton, 1996; Walton ve diğerleri, 2008).

Ayrıca, öncüllerle sonuç arasındaki ilişki açısından da temelde üç tür uslamlama vardır: Tümden gelimli, tüme

varımlı ve hepten gidimli. Proje çalışmamızda öncüllerle sonuç arasındaki tasım kurma ilişkisinden çok sav

eyleminin temel bileşenleri arasındaki ilişki sorgulandığından mantıksal ilişkilendirmeye bağlı uslamlama türleri

ve buna bağlı olarak ortaya çıkan sav şemaları betimlenmiş ve savlama şemaları içerdikleri uslamlama türlerine

göre tanımlanmıştır. Çalışmamızda Walton ve diğerlerinin (2008) betimlediği sav şemaları temel alınmıştır. Bazı

uslamlama türleri temel niteliklidir. Diğerleri bu temel türlerden türetilmiştir.

3.3. Uslamlama Türlerine Göre Sav Şemaları

3.3.1.Benzeşim

Benzeşim Uslamlaması durum temelli bir uslamlamadır. Eğer iki durum arasında 'uygun' (relevant) bir

benzerlik varsa benzeşim uslamlaması yapılabilir. Bir diğer deyişle, (5)'te olduğu gibi benzeşim uslamlamasında

ortaya konan savın akılcı nedeni benzerliğe dayanılarak sunulur:

Örnek (5).

Öte yandan, EB'lerindeki eksiltili tümceciklerin oranı, Mandarin Çincesi ile benzerlik göstermektedir. Eksiltili

tümceciklerin oranı, Mandarin Çincesi'nde %60 (Tao, 1996), İngilizcede ise sadece % 17,5'tir (Chafe, 1987 ve

1994). Tao (1996), iki dil arasındaki bu farkı, Mandarin Çincesi'nde boş artgönderimin sıklıkla kullanılmasına

bağlamaktadır. Türkçe'de de eksiltili tümceciklerin sıklıkla yer alması Türkçe'de adıl düşürme ve boş

artgönderimin mümkün olması ile ilintilidir.

Page 7: Sosyal Bilimler Alanında Türkçe Yazılan Özgün Araştırma Yazılarında Uslamlama Türlerine Göre Sav Şemaları

Bu sav şemasının benzeşim açısından mantıksal yapısı şöyledir: Mandarin Çincesi (A) adıl düşüren (x)

ve boş artgönderim olan (y) bir dildir. Bu durum eksiltili tümcecik kullanımına zemin hazırlar. Alanyazında

Mandarin Çincesinde %60 oranında eksiltili sözce kullanımı olduğu saptanmıştır. Türkçe (B) de adıl düşürme

ve boş artgönderim olan bir dildir. Türkçede de eksiltili tümcecik kullanımının yüksek olduğu gözlenmiştir.

A’nın x ve y gibi özellikleri vardır.

B’de x ve y özellikleri taşımaktadır.

Öyleyse B A’ya benzemektedir.

Bu durumda B için yapılan gözlem A için de geçerli olacaktır.

Benzeşim uslamlamasının geçerli bir sav şeması kuramayacağı durumlar da vardır: A ve B x ve y gibi

ortak özellikleriyle benzeşir. Ancak bu A’da yer alan ‘z’ gibi bir özelliğin de B’de de olacağını garantilemez,

çünkü benzerlik aynılığı içermez (Beardsley, 2008: 50).

3.3.2. Genelleme

Genelleme tasımın temel özelliğidir. Bir sınıfın bütün üyeleri aynı özellikleri taşıyacağı için o sınıfın bir

üyesi de verilen özellikleri taşır. Genelleme sav şemalarında iddia ile veri arasındaki ilişkide veri genelleme

yapılan sınıfa ait özelliklerdir. İddia ise bu sınıfa ait bir üyenin özelliğine aittir.

Örnek (6).

Büyük tanıtsallık kuşağı dillerinde tanıtsallık basit bir ikiliğe dayanır: Birinci el bilginin –birinci el olmayan

bilgiye karşıtlığı. VERİ/ZEMİN

Türkçe ve Balkan dilleri bu kuşaktadır ve bu temel ikiliği bulmak mümkündür. İDDİA

Yukarıdaki savın tasım yapısını şu şekilde yeniden düzenleyebiliriz:

Büyük tanıtsallık kuşağındaki bütün diller kümesinde yer alan herhangi bir dilin tanıtsallık ikiliğini taşıması

gerekir. ÖNCÜL

Türkçe ve Balkan dilleri bu kümenin üyeleridir. ÖNCÜL

Öyleyse tanıtsallık ikiliği bu dillerde bulunur. SONUÇ

3.3.3. Örneklendirme

Belli ve somut bir örnek üzerinden iddiaya yönelik çıkarım yapılmasıdır. Bu durumda iddianın verisi

sunulan örnek/örnekler olacaktır. (4)’te sunulan metinde örnek durum üzerinden ahlaki bir sonuca/iddiaya

ulaşıldığı görülmektedir:

Örnek (7).

Acaba bu eylem gelecek kuşaklar açısından da yanlış mıdır? Örneği sadece gelecek kuşaklan kapsayacak şekilde

şöyle kurgulayabiliriz. Diyelim ki, insan türünün yok olması şimdiki insanların ortak kararı sonucunda, herkesin

istekli bir şekilde kendini kısırlaştırmasıyla ortaya çıkmaktadır. Bu durumda yokoluşun şimdiki kuşaklar açısından kötü

olduğunu söyleyemeyiz çünkü bu onların özgürce aldıkları bir karardır. Ancak bu seçimin sonuçlarından gelecek

kuşaklar da etkilenmektedir çünkü bu durumda hiçbir gelecek insan kuşağı olmayacaktır. VERİ/ZEMİN

Bu soruna yukarıda değindiğimiz bir soruyu yineleyerek yaklaşabiliriz. Bizim ödevimiz iyi (refah içinde) insanlar

yaratmak mı, yoksa insanları iyi yapmak mıdır? Gelecekteki insanların kimliklerinin ne olacağını dikkate almadan

eylemin sonuçlarına göre bir değerlendirme yaparsak, insanların varolmamasına neden olmanın yanlış olduğunu

söyleyebiliriz çünkü bu karar ve yokoluş gelecekteki herhangi bir değerin gerçekleşmesine engel olacaktır. İDDİA

3.3.4. Bilgi Temelli ve Görüş Temelli Sav Şemaları

Mantık alanyazınında uslamlamanın bir alt türü olarak otoriteye dayanan uslamlama P önermesinin

geçerliğini bir otoritenin Q gibi bir önermesine bağlı olarak kazanması durumu olarak tanımlanır. Sav şeması

çalışmalarında ise bilgi temelli ve görüş temelli olmak üzere iki grupta ele alınmaktadır. Bilgi temelli olan şema

Page 8: Sosyal Bilimler Alanında Türkçe Yazılan Özgün Araştırma Yazılarında Uslamlama Türlerine Göre Sav Şemaları

bilginin kaynağı açısından uzman görüşüne, deneyime ve tanık ifadesine bağlı olarak farklılık gösterir. Görüş

temelli olan ise belli bir grubun veya genel bir kabullenişin olmasına bağlı olarak ayrışabilir. Her iki durumda da

P gibi bir önerme (iddia) bir bilgiye veya görüşe bağlı olarak ortaya çıkan Q gibi bir önermeye (veri) bağlı olarak

geçerlilik kazanır.

Örnek (8).

Heidegger, “köksüzlüğ”e yol açan durum kavranmadıkça çağımız insanının “yurtsuzluk” olarak betimlenen

durumu aşmasını olanaksız görür. Bu durum da “kesinlikle bilimsel-teknolojik planlama ve işleyişin yolları ve

araçlarıyla” aşılamaz. Bu durumda “teknolojiyi tutkuyla olumlamak gibi, ona karşı isyan etmek de çözüm

değildir”. VERİ/ZEMİN Diğer bir deyişle, teknolojiye düşman olmak ya da teknolojiye sarılmak çözüm

değildir. İDDİA

Bilgi yoksunluğu şemasında ise bilginin oluştuğu veri tabanında bulunmayan öğelerin var olmayacağı

yolunda bir savlama söz konusudur. Bu durum iki tür uslamlamaya yol açar:

1. Var olan veriden yola çıkarak var olmayanı kestirmek: Tarihsel dilbilim çalışmalarında 'eşdeşler yöntemi ve

yeniden yapılandırma' olarak adlandırılan yöntem mevcut dil ailelerindeki sözcüklerden eşdeğerler kümesi

oluşturarak söz konusu dildeki sözcüğün ön biçimini kestirmeye çalışılır.

2. X iddiası hakkında yeterli veri olmadıkça bu iddia geçerlidir: Bu tür uslamlama bilgi yoksunluğundan

geçerliğini alır ve çürütmeye daha açıktır ve hatta kimi durumlarda sözde uslamlamaya yol açabilir.

3.3.5. Neden-Etki

Bir sonuç olarak ortaya çıkan durumun, olgunun başka bir olay/ durum / olgudan kaynaklandığını

göstermek biçiminde gerçekleşir.

Örnek (9).

Bu gözlemlerden sonra yanıtlanması gereken bir soru(n) karşımıza çıkmaktadır:

Eğer çıplak AÖ'nün olağan yorumu tekil belirsiz 'bir+AÖ' ise neden konuşmacı bu biçimi değil de çıplak olanı

kullanmayı tercih etmektedir? Bu tercih, belirlilik ekseninde açıklanamaz çünkü denekler çok düşük bir düzeyde

belirli algıladıklarım göstermişlerdir. Öyleyse farklılığı belirliliğin dışında bir eksende açıklamamız gerekir.

Dede'nin de belirttiği gibi, tümcenin öznesi değil de, yüklemiyle ilgili bilgi önceliniyorsa- yani içeride yatan her

hangi biri olduğuna dair bilgi vermek istiyorsa özneyi eylem önünde ve çıplak biçimde kullanmayı tercih eder.

Ancak özgül olduğunda belirsiz biçim tercih edilir.

Bu noktadan hareketle, tekil belirsiz 'bir+AÖ' biçiminin çıplak AÖ ile karşılaştırıldığında daha güçlü bir

özgüllük taşıdığını iddia edebiliriz. Sonuç olarak bu iki biçim arasındaki tercih konuşmacı için özgül bir öznenin

olup olmamasıyla açıklanabilir.

Bu sav bloğunda yazar eylem önündeki AÖ’lerin çıplak formda kullanıldıkları sonucundan yola çıkarak bu

sonucun hangi olası nedenlerden kaynaklandığını sınamakta ve seçeneklerden biri olan belirlilik statüsü

değişkenini elemekte, özgüllük değişkenini bu sonucun nedeni olarak sunmaktadır. Biçimsel olarak bu ilişkiyi

sunacak olursak:

A gibi bir sonuç vardır.

x veya y A’nın ortaya çıkma nedenlerinden biridir.

y (belli kanıtlar temel alındığında) en akılcı nedendir.

Öyleyse A y’nin sonucudur.

Bu sav bloğunda yazar belli bir sonucu temel alıp bunun olası nedenleri üzerinden bir iddia

üretmektedir ve doğal olarak çürütme eylemini de gerçekleştirmektedir. Olası bir nedenin akıl yürütülerek bir

sonuçla ilişkilendirilmesi etki-neden şemasını doğurur. Ancak bilimsel savlarda çoğunlukla olasılık taşıyan

neden ilişkilendirilmesi yapıldığından tümevarımlı veya tümdengelimli bir uslamlamadan bahsedilemez.

Page 9: Sosyal Bilimler Alanında Türkçe Yazılan Özgün Araştırma Yazılarında Uslamlama Türlerine Göre Sav Şemaları

Çıkarıma dayalı ve olasılık taşıyan bu tür uslamlamalar ‘heptengidimli’ (abductive) uslamlama olarak anılır ve

heptengidimli uslamlama taşıyan neden sav şeması da ‘ilişkilendirilmiş şema’ olarak adlandırılır. Bu şema olası

nedenler setinden akla en yatkın olanı ile sonucu ilişkilendirir. Heptengidimli çıkarıma dayalıdır. Çürütmeye

açıktır.

3.3.6. Etki-Neden

Bu sav şemasında iddia olası sonucu kapsar. Neden ise veridir. Basit bir biçimde tanımlayacak olursak

A gibi bir olay ortaya çıktığında onu B gibi bir olayın izleyeceği olasılığına dayanır. Neden-etki sav şemasının

başlıca 3 temel özelliği vardır: İleri doğru bir çizgisellik, tümden gelimli bir çıkarıma dayanma ve çürütmeye

açık olma. Özellikle ‘çürütmeye açık olma’ neden temelli sav şemalarında Toulmin’in tanımladığı çürütme

parçasının da bulunmasını gerektirecektir.

Örnek (10).

Öğretmenlerin araç ve bağımsızlık etik iklimlerine ilişkin algıları beklentilerinden yüksek bulunmuştur.

VERİ/ZEMİN

Algının beklentilerden yüksek olması da bu boyuttaki davranışların beklentilerinin üzerinde

gerçekleştiğini göstermektedir. VERİ/ZEMİN

Buna göre, öğretmenlerin kurallar, araç ve bağımsızlık etik iklim türlerine ilişkin doyum sağladıkları;

insanları önemseme, yasa ve ilkeler etik iklim türlerine ilişkin doyum sağlayamadıkları söylenebilir.

İDDİA

Bu iddia A varsa B de olacaktır olasılığıyla üretilmiştir. İddiaya veri oluşturan neden ‘algının

beklenilenden yüksek bulunması’ (A) buna bağlı olarak ‘öğretmenlerin kurallar, araç ve bağımsızlık etik

iklim türlerine ilişkin doyum sağladıkları’ (B) öngörülmektedir.

4. Bulgular ve Sonuçlar

Çözümlemeler sonrasında veri tabanındaki metinlerde küçük ölçekli sav alanında toplam 391 sava

ulaşılmıştır. Tablo (1)’de bu 391 savın alanlara göre sav bileşenleri de dikkate alınarak dağılımı verilmiştir. Sav

bileşenlerinin sayısındaki dağılımla aşağıda Tablo (2)’de sunulacak olan savların uslamlama türleri açısından

dağılımı arasında dikkat çekici bir ilişki gözlenmektedir.

ALAN

2 Bileşenli

Veri –İddia

3 Bileşenli

Veri-İddia-Destek

(n:34)

Veri-Reddedici-

İddia (n:6)

4 Bileşenli

Reddedici-Veri-

Destek-İddia

TOPLAM

Tarih Bilimi 40 9 1 50

Sosyoloji 47 8 3 58

Eğitim Bilimleri 59 2 - 61

Psikoloji 64 5 - 69

Dilbilim 35 29 4 68

Felsefe 32 47 6 85

Turizm - - -

TOPLAM 277 100 14 391

Tablo 1: Sav Bileşenlerinin Sayısı ve Alanlara Göre Dağılımı

Page 10: Sosyal Bilimler Alanında Türkçe Yazılan Özgün Araştırma Yazılarında Uslamlama Türlerine Göre Sav Şemaları

Bu dağılıma bakıldığında, iki bileşenli savların sayıca çokluğu göze çarpmaktadır. Bu duruma koşut bir

biçimde Tablo (2)’de görüldüğü gibi metinlerde neden uslamlaması içeren sav şemalarının da en çok kullanılan

şemalar olduğu bulgusuna ulaşılmıştır.

ALAN

Ben

zeşi

m

Gen

elle

me

Örn

ek

Des

tek

li

Bil

gi

Des

tek

li

Bil

gi

Yo

ksu

nlu

ğ

u

rüş

Tem

elli

Ned

en

Hip

ote

z

Diğ

er

TO

PL

AM

Tarih Bilimi 2 - 10 11 2 2 21 2 - 50

Sosyoloji 1 - 7 6 - - 44 - - 58

Eğitim

bilimleri - - 2 6 - - 53 - - 61

Psikoloji 3 4 - 5 - - 57 - - 69

Dilbilim 3 1 - - - 1 63 - - 68

Felsefe 11 - 8 - - - 66 - - 85

Turizm - - - - - - - - - -

TOPLAM 20 5 27 28 2 3 304 2 - 391

Tablo 2 : Türkçe Bilimsel Metinlerde Bulunan Sav Şemalarının Alanlara Göre Dağılımı

Çalışmanın bulguları içinde göze çarpan bir diğer durum sav şeması türü ile alanlar arasındaki

dağılımdır. Genel olarak sav şeması tercihinin alanlara özgü bir özellik olarak belirginleştiğini söyleyebiliriz.

Örneğin, benzeşim sav şeması felsefe dışında diğer alanlarda çok az tercih edilen bir türdür. Felsefe metinlerinde

ise 11 tane olduğu saptanmıştır. Benzer biçimde örnek ve bilgi destekli sav şemaları da en fazla tarih metinlerde

ortaya çıkmaktadır. Bütün alanlarda en fazla kullanılan sav şeması ise neden sav şemasıdır. Ancak bu konuda

şuna dikkatinizi çekmek isteriz: Neden sav şeması günlük uslamlamalarda da en fazla kullanılan şemadır

(Johnson ve Laird, 1986). Dolayısıyla, Türkçe bilimsel metinlerde yazarların daha çok günlük uslamlama

alışkanlıklarını yansıttığını söyleyebiliriz. Bunu düşünmemize neden olan bir başka kanıt bilimsel savlarda

hepten gidimli uslamlama olmasına rağmen reddedicilerin eksik olmasıdır. Günlük savlarımızda reddedici

olmayabilir. Konuşan kişi olası sonuç veya nedenlerden birini neden seçtiğini açıklamayabilir. Ancak bilimsel

metinlerde kanıtlama eylemi gereği böyle bir açıklama zorunlu görünmektedir. Neden sav şemaları içindeki

reddedicilerin büyük oranda eksik olması da yazarların günlük alışkanlıklarıyla yazdıklarına işaret etmektedir.

Yukarıda yer alan tablolara bakıldığında hemen görüleceği gibi turizm alanında hiç savlama yapılmamış

olması bu çalışmanın bir diğer bulgusudur. Çözümlemelerimizde, veri tabanında turizm alanını temsil etmek

üzere yer alan Turizm Araştırmaları Dergisi’den seçilen özgün araştırma yazıları içinde sav içeren uslamlama

örneği olmadığı saptanmıştır. Veri tabanımızda temsil edilen bu alandaki yazarlar, yalnızca örneklemlerine

yönelik genellemeler sunmayı yeğlemekte ve bu nedenle metinlerde gerçekleştirilen uslamlamalar Örnek (11)’de

görüldüğü gibi iddia içermemekte daha çok sonuç çıkarma-yorum biçiminde sunulmaktadır.

Örnek (11)

Öte yandan kafelerdeki fiyat sonu yazımlarında "0" rakamının %32,19 oran ile fiyat sonlarında en yüksek

düzeyde kullanıldığı görülmekteyken, "9" rakamı %2,4 gibi düşük bir oranda kalmaktadır. Özgün Bulgu Nicel

Page 11: Sosyal Bilimler Alanında Türkçe Yazılan Özgün Araştırma Yazılarında Uslamlama Türlerine Göre Sav Şemaları

Bu tür bir kullanım, ABD'deki kafe benzeri hızlı servis restoranlarındaki uygulamalarla karşılaştırıldığında

(Parsa ve Hu, 2004) fiyat sonu yazım stratejisinin kullanımının ülkelere göre değişebileceği ortaya çıkmaktadır.

Alan yazın kaynaklı bulgu

Nitekim ABD'deki kafe işletmelerinde "9" rakamı fiyat sonlarında %63,5 gibi yüksek bir oranda uygulanırken,

Tayvan'daki kafe işletmelerinde bu oran %8,3'e düşmektedir (Parsa ve Hu 2004). Alan yazın kaynaklı bulgu

Dolayısıyla araştırma kapsamındaki kafe işletmelerinde "9" rakamının kullanımının Tayvan'daki işletmelerin

kullanımı ile benzerlik gösterdiği anlaşılmaktadır. Benzeşim Uslamlaması

Yazar alanyazındaki bulgularla kendi bulgularını karşılaştırarak bir benzeşim uslamlaması kurmuş, ancak bu

uslamlamayı her hangi bir iddia geliştirmek ve onu bir sav içinde sunmak için kullanmamıştır. Turizm

yazılarında genel bir eğilim olarak nicel bulguların sunumu ön plana çıkmaktadır.

Bu yazıda öne çıkarılmak istenen bir diğer bulgu ise özellikle neden uslamlamalarına yöneliktir. Neden

uslamlaması içeren savlar yukarıda da işaret edildiği gibi daha çok iki parçalıdır. Neden uslamlaması doğası

gereği çürütülebilir olmaya daha açıktır. Oysa daha önce de değinildiği gibi, özellikle reddedici öğesi için bu

çalışmada ulaşılan sayı, bu metinlerde çürütmeye kapalı bir savlamanın varlığına işaret etmektedir. Özellikle

iknȃ eylemi çerçevesinde tanımlanan retorik gereklilik açısından bu durum dikkat çekicidir. Bir başka deyişle,

savın güçlü olup olmamasıyla yakından ilişkilidir. Çünkü neden uslamlamalarında destek ve reddedici

bileşenleriyle sav yapısının karmaşıklaşması beklenmedik bir durum değildir. Beklentinin aksine veri

tabanımızdaki metinlerde saptanan neden uslamlaması içeren iki bileşenli savların, 3 ve 4 bileşenli savlardan

oldukça fazla oluşu durumu, Türkçede sosyal bilimler alanındaki genel savlama anlayışı açısından iddianın,

Verheij’in terimiyle doğrulama kipliği, yani koşulsal onaylama açısından geçerlilik değerlendirmesi yapılmamış

bir tartışma konusu olarak kalması sonucunu doğurmaktadır.

Tablo 3 : Neden sav şeması türlerinin alanlara göre dağılımı

Tablo 3’te görüldüğü gibi metinlerdeki neden uslamlaması taşıyan savlara, türleri açısından

bakıldığında felsefe alanı dışında neden-etki sav şemasının (bkz. Şema (3) ve (4)) tüm alanlar için baskın olduğu

görülmektedir.

ALAN Ned

en-

Etk

i

Etk

i-

Ned

en

İliş

kil

en

me

Tem

elli

Ned

en

So

nu

çta

n

Sa

vla

ma

TO

PL

A

M

Tarih Bilimi 17

[Veri-İddia] - 1 3 21

Sosyoloji 36

[Veri-İddia] 4 - 4 44

Eğitim Bilimleri 32

[Veri-İddia] 21 - - 53

Psikoloji 39

[Veri-İddia] 16 - 2 57

Dilbilim 60

[Veri-İddia] 3 - - 63

Felsefe 18

[Veri-İddia] 48 - - 66

Turizm - - - - -

TOPLAM 202 92 1 9 304

Page 12: Sosyal Bilimler Alanında Türkçe Yazılan Özgün Araştırma Yazılarında Uslamlama Türlerine Göre Sav Şemaları

Şema (3) Neden-Etki Sav Şeması Örneği (Alan Psikoloji)

Page 13: Sosyal Bilimler Alanında Türkçe Yazılan Özgün Araştırma Yazılarında Uslamlama Türlerine Göre Sav Şemaları

Şema (4) Neden-Etki Sav Şeması Örneği (Alan Dilbilim)

Felsefe alanı için bu durum değişmektedir. Felsefe alanında en çok tercih edilen sav şeması etki-neden

sav şeması olmuştur. Etki- neden sav şeması iknȃ temelli retorik yapılanış açısından heptengidimli uslamlamayı

gerektirmektedir. Etki-neden sav yapısının zorunlu kıldığı bu yapı, savın destek ve özellikle reddediciyi

içermesini gerektirmektedir. Felsefe metinlerinde diğer alanlara göre 3 bileşenli savların sayısındaki belirgin

çokluk farkı bu gereklilikle ilişkilenmektedir. Çünkü etki-neden savlamasında doğru olduğu varsayılan ana öncül

bir tahmindir. Ancak, bu tür savlama gerçekleşmiş olay ya da durumlar hakkında sonuç açıklaması yapılırken

gözleme dayalı veriden yola çıkılarak bu veriyi ilgili olay ya da durum için varsayımsal bir neden olarak

kullanma eylemine, yani hepten gidimli çıkarıma dayandırılarak daha iyi anlaşılabilir. Eğer bu ilke kullanılmazsa

etki-neden savlama şeması bir sözde uslamlama içerebilir.

Bu noktada ilgi çekici olan etki- neden savlamasının felsefe alanında olduğu gibi birinci sırada

olmamakla birlikte sayısal olarak ikinci sırada tercih edildiği eğitimbilimleri ve psikoloji alanlarında savların

Page 14: Sosyal Bilimler Alanında Türkçe Yazılan Özgün Araştırma Yazılarında Uslamlama Türlerine Göre Sav Şemaları

büyük çoğunlukla 2 parçalı başlangıç düzeyinde savlar olmasıdır. Bu iki alanda etki-neden savları kullanılırken

heptengidimli uslamlama kullanılmamakta bu da savlarda destek ve reddedicinin beklenenin tersine

bulunmadığını göstermektedir. Eğitimbilimleri ve psikoloji alanlarında etki-neden savları iddiaları açısından bu

yönleriyle çürütmeye kapalı sunumları olan, ancak iknȃ temelli retorik beklentilere göre kendisi çürütülebilir

iddialar içeren savlar olarak belirginleşmektedir. Bu durumun tersine, daha az sayıda kullanılmış olmasına karşın

dilbilim, sosyoloji ve tarih alanlarındaki etki-neden savlarında hepten gidimli uslamlamanın kullanıldığı ve buna

koşut olarak 3 bileşenli sav yüzdelerinde artış olduğu görülmektedir. Ayrıca, felsefe ve dilbilim alanları neden-

etki savlarında da 3 bileşenli sav kurmayı tercih eden ve bu savlarda 3. bileşen olarak destek kullanan bir sosyal

bilimler alanı olarak belirginleşmektedir.

Şema (5) Destek İçeren Neden-Etki Sav Şeması Örneği (Alan Dilbilim)

Page 15: Sosyal Bilimler Alanında Türkçe Yazılan Özgün Araştırma Yazılarında Uslamlama Türlerine Göre Sav Şemaları

Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar, Türkçe yazılan sosyal bilimler alanlarında çalışmanın veri tabanı

kapsamında savların, artan ya da azalan düzeylerde tipik görünümler sunduğunu; özellikle felsefe alanının

tercihlerinin bu tipik görünümlerin varlığını belirginleştiren karşıtlıkları, belirleyici olduğunu ortaya

koymaktadır.

Savların daha çok başlangıç düzeyinde savlar olarak kalması, Türkçe yazılan sosyal bilimler alanındaki

özgün araştırma metinlerinin iknȃ temelli retorik gerekler çerçevesinde çeşitli sorulara yanıt veremeyebileceğini

göstermektedir. Gelişmiş ve karmaşık savlar içeren uslamlamalar yaparak yazmanın, bilimsel metinler için bir

temel yazma eylemi olduğu düşünüldüğünde yetişmekte olan genç akademisyenlere Türkçe için de yazarken

savlayarak uslamlamanın kuramsal gereklerinin ve pratik eylemlerinin akademi içinde düzenli eğitim

ortamlarında sunulması açıkça varlığını hissettiren temel bir ihtiyaçtır. Saptanan bulgular ve bulguların alanyazın

bilgileri ışığında ortaya koyduğu sonuçlar, sav yapılarındaki ikna temelli retorik boşlukların yazma

geleneklerinden söz edilerek göz ardı edilmemesi gerektiğini göstermektedir.

Bu çalışma konusu itibariyle Türkçede bu kapsamda ve içerikte yapılmış bir ilk çalışma olma özelliğine

sahiptir. Savlama ve uslamlama eylemlerinin metinlerdeki görünümlerine yönelik daha gelişmiş çalışmalar

yapılması ve Türkçe bilimsel metinlerin ve bilim dilinin bu anlamda gelişim doğrultularına katkıda bulunacak

sonuçlara ulaşılarak bu sonuçların uygulama ortamlarına taşınması da çalışmamızın temel önerilerinden bir

diğeri olarak ortaya çıkmaktadır.

Kaynakça

Bizzell, P. ve B. Hertzberg (Haz.) (1990). The Rhetorical Tradition. St. Martin's Press.

Eemeren, F.H. van, Grootendorst, R. & Snoeck Henkemans, F. ve diğerleri. (1996). Fundamentals of

Argumentation Theory. A Handbook of Historical Backgrounds and Contemporary Developments. Mahwah, NJ:

Erlbaum.

Freeman, J. B. (1991). Dialectics and the macrostructure of arguments: A theory ofargument structure.

Berlin/NewYork: Foris Publications PDA 10.

Johnson-Laird, P. N. (1986). ‘Reasoning without logic’. İçinde (Haz.) Myers, T., Brown, K., ve B. McGonigle.

Reasoning and discourse processes. London: Academic Press.

Meyer, M. (2009) Retorik. Ankara: Dost. [(2004). La rhetorique. University of France Press.]

Neuman, Yair ve Weizman, Erez. (2003). ‘The role of text representation in students’ ability to identify

fallicious arguments’. The quarterly journal of experimental psychology, sayı 56-4.

Toulmin, S. (1958). The Uses of Argument, CUP, Cambridge.

Toulmin, S., R. Rieke, R., Janik, A. (1984). An introduction to reasoning. NY: Macmillan Publishing

Co.

Verheij, B. (1996). Rules, Reasons, Arguments. Formal Studies of Argumentation and Defeat. Dissertation

Universiteit Maastricht.

Verheij, B. (2005). ‘Evaluating Arguments Based on Toulmin’s Scheme’. Argumentation, sayı 19, sayfa 347-

371.

Walton,D. , C.Reed, F.Macagno.(2008). Argumentatıon schemes. Cambridge University Press.

Warburton, Nigel. (1996). Thinking from A to Z. London:Routledge