This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
HADİS DERS NOTLARI 1
SÖZLEŞMELİ İMAM-HATİPLER
MESLEĞE HAZIRLIK EĞİTİM PROGRAMI
HADİS DERS NOTLARI1
HADİS İLMİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR .......................................................................................................... 2
BİR HADİSİN KAYNAĞINI BULMA YOLLARI .............................................................................................. 23
SÜNNETİN/HADİSLERİN BAĞLAYICILIĞI VE GÜNCEL DEĞERİ............................................................................. 24
1 Hazırlayan: Abdurrahman AKKUŞ- Manisa Eğitim Merkezi
HADİS DERS NOTLARI 2
HADİS İLMİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR
HADİS: Hadis kelimesi lügat açısından ‘haber, söz’ ve eskinin zıttı olan ‘yeni’
anlamlarına gelir.2 Nitekim yüce Allah(c.c) “Bu söze inanmayanların ardından üzülerek kendini
mahvedeceksin” 3 mealindeki ayette hadis kelimesini söz, haber anlamında kullanmıştır.
“Sonradan ortaya çıkan şeylerden sakınınız çünkü sonradan ortaya çıkan her şey bid’at, her
bid’at da sapıklıktır”4 şeklindeki hadis-i şerifte de Hz. Peygamber hadis kelimesini yeni,
sonradan türeyen şey anlamında kullanmıştır.
Kavram olarak hadis; söz, fiil, takrir, yaratılış veya huyla ilgili bir vasıf olarak Hz.
Peygamber’e izafe edilen her şeydir. Sahabe ve tabiuna atfedilen sözlere de kullanılır.5
Kavli sünnet dayanağını yukarıda belirttiğimiz ayetlerden alır. Rasulullah (sav) buyurdular
ki: "Sizden biri, beni, babasından, evladından ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe
iman etmiş sayılmaz."6 Şeklinde ki rivayetler kavli hadislere örnektirler.
Fiili sünnet ise: mesela namaz kılınmasını emreden ayetler mücmel olarak gelmişken Hz.
Peygamber kılınış şeklini bilfiil göstererek “Namazı benim kıldığım gibi kılınız”
buyurmuştur7. Bu vb. durumlar fiili sünnete kaynak teşkil eder.
Takriri sünnete ise Hendek harbi sonrasında Beni Kureyza üzerine giderken ashabın bir
kısmının ikindi namazını yolda kılması, bir kısmının da “Resulullah: Beni Kureyza yurduna
varmadan kılmayın” buyurdu diyerek vakit geçmesine rağmen namazı kılmamış olması
olayı karşısında Rasulullah (a.s)’ın sükût buyurarak her iki grubun hareketine de zımnen
tasdik etmiş olmaları örnek gösterilebilir.
SÜNNET: Sünnet, lügatte, iyi olsun kötü olsun, tarik (yol) ve sire (gidişat, devamlı gidiş)
manasına gelen bir kelimedir8.Istılahta ise, fıkıh usulü âlimleri, sünneti şer’i deliller içinde farz,
vacip, mendûb gibi şer’i ahkâmın bir çeşidi olarak mütalaa etmişlerdir. Hadisçilere göre ise:
1-Sünnet, hadisin müradifidir. (eşanlamlı)
2-Sünnet, hadisten farklı olarak, Peygamber’in dini yaşama adına ortaya koyduğu
model veya Peygamber’in hayat tarzı demektir.9
Bu anlayışa göre, hadis sünnetten daha kapsamlıdır. 2 İbnu’l- Manzur, Lisanu’l-Arab (I- VIIIXX) Beyrut,Dar Sader, 2000 , c.4 s. 52, 3 Kehf Suresi, 18/6 ( نفسك على آثارهم إن مل يؤمنوا هبذا احلديث أسفافلعلك باخع )
4 Hâkim, Müstedrek, K.İlim:332 (إياكم و حمدثات األمور فإن كل حمدثة بدعة و كل بدعة ضاللة) 5 İ.Lütfi Çakan, Hadis Usulü, İFAV, İstanbul, 1989, S.25. 6 Müslim, el-Camiu’s-Sahih, İstanbul, Çağrı yay.1992, K. İman:70. 7 Buhari, el-Camiu’s-Sahih, İstanbul, Çağrı yay.1992, K.Ezan:18 8 Talat Koçyiğit, Hadis Usulü, Ankara, TDV yay. 2004, s.1. 9 Bkz: Polat Selahattin, Hadis Araştırmaları, İnsan Yay. 2003, s:288 vd.
HADİS DERS NOTLARI 3
Tarihi olaylardan bahseden haberler hadistir, fakat sünnet değildir.
Hz.Peygamber’in bir insan olarak yaptığı fiillerin bizlere aktarılması hadistir, fakat sünnet
değildir.
Hz.Peygamber’in şemailinden bahseden haberler, kıyamet ahvaline dair haberler vb. bu
kabildendir.
RİVAYET: Bir hadis sened ve metin diye iki kısımdan oluşur. Hadisi nakleden kişiye
ravi ve ravinin yapmış olduğu bu işe rivayet, rivayet edilen hadise ise mervi denilir.
SENED: Biri diğerinden almak ve nakletmek şartıyla hadisi rivayet eden kişilerdir. Buna
isnad zinciri de denilir. Bir hadis metninin birden çok sened zinciri olabilir. Bunlara tarik veya
vecih’te denilir.
Sened, Müslümanlara has bir uygulamadır ve hadislerin sıhhatini tespit edebilmek için
önemlidir. Bir hadisi okumaya başladığımızda ilk önce müellifin hocası ile karşılaşırız. Bu kısım
senedin baş tarafıdır. Senedin son kısmı Allah Resûlü’dür. Örnek:
(Müellif) → Şeyh → Ravi → Ravi → Etbau’t-Tabiin → Tabiin → Sahabe → Allah Resulü …
METİN: Hadisin sözlü kısmına, başka bir ifade ile senedin kendisinde son bulduğu söze
Hadislerin sınıflandırılması birkaç açıdan yapılır. Buna göre bir rivayet aynı anda hem
meşhur, hem sahih, hem de merfu olabileceği gibi, ahad, merfu ve zayıfta olabilir.
A-RAVİ SAYISI BAKIMINDAN
1.Mütevatir Haber: Yalan üzerinde kasıtlı veya kasıtsız, ittifak etmeleri aklen mümkün
olmayan bir topluluğun yine kendisi gibi bir topluluktan rivayet ettiği görme veya işitmeğe
dayalı haberdir. Örnek: Men kezebe, ref’ul-yedeyn fi’d-duai vb.
ع ل يحهي و س لم م اليك بحني أ ن سي نح ع نحه ، ق ال : ق ال ر سول اللي ص لى الل ه مين الناري : "، ر ضيي الل "م نح ك ذ ب ع ل ي مت ع م يدا ف لحي ت ب وأح م قحع د
Hükmü: Zaruri ilim ifade eder, inanmayı ve amel etmeyi gerektirir.
Lafzi mütevatir ve manevi mütevatir diye ikiye ayrılır.
2.Ahad Haber: Mütevatir olmayan haberlere verilen genel isimdir.
Hükmü: Zanni ilim bildirir, isnad ve metin yönünden incelenmesi ve araştırılması
gerekir. Sıhhati tespit edilince amel bakımından bağlayıcıdır.10
Meşhur Haber: Her bir ravi tabakasında en az üç isnadı bulunan hadis.
Aziz Haber: Her tabakada ravi sayısı en az iki olan hadis.
Garib(Ferd) Haber: Herhangi bir tabakada ravi sayısı teke düşen hadis.
10 Mustafa Ertürk, “Haber-i Vahid”, DİA, XIV / 349; H.Yunus Apaydın, “Haber-i Vahid”, DİA, XIV / 357-8.
Hadislerin Sınıflandırılması
Ravi Sayısı Bakımından
1.Mütevatir Haber
2.Ahad Haber
Senedin Müntehası Bakımından
1.Merfu Hadis
2.Mevkuf Hadis
3.Maktu Hadis
Sıhhat Değeri Bakımından
Sahih Hadis Zayıf Hadis
Senedi Kopuk: Mürsel, Muallak, Munkatı, Mudal
Ravisi Adil Değil: Mevzu, Metruk, Münker
Ravisi Zabıt Değil: Müdrec, Maklub, Muztarib,
Musahhaf vd.
HADİS DERS NOTLARI 5
B-SENEDİN MÜNTEHASI BAKIMINDAN
1.Kudsi Hadis: Hz Peygamber’den Allah(c.c) a izafe edilerek rivayet olunan hadislerdir.
Yani manası Allah’a, sözleri Hz Peygamber’e ait olan hadislerdir. Bir rivayetin kudsi içerikli
olması mutlaka sahih olduğu anlamına gelmez. Sened ve metin açısından tetkik edilmelidir.
Örnek: Ebu Hureyre(r.a) Resulüllah’ın (a.s.) şöyle buyurduğunu işitmiştir: “Allah (c.c.)
buyurdu ki: “Ben, namazı kulumla kendi aramda iki kısma böldüm. Kulumun istekte bulunduğu
kısım kuluma aittir. Kul “el-Hamdü lillahi Rabbi’l-âlemîn” dediğinde, Allah (c.c): “Kulum bana
hamd etti.” Buyurur…11
2.Merfu Hadis: Açık bir ifade ile Hz Peygamber’e izafe edilen söz, fiil ve takrirlere
denilir. Örnek: “Hz Peygamber’i işittim şöyle dedi” veya “Hz Peygamber bize şöyle buyurdu”
gibi. Hadis külliyatımızın geneli (Cami ve sünenler) bu türdendir.
3.Mevkuf Hadis: Sahabeden rivayet edilen haberlere (sahabe kavli) denilir. Bu tür
rivayetlerin örnekleri musanneflerde çokça mevcuttur.
و ر سوله ح د يثوا الناس بي ا ي عحريفون أ تيبون أ :ق ال ع ليي .نح يك ذب الل
4.Maktu Hadis: İsnadı tabiunda son bulan yani tabiuna izafe edilen söz ve fiilerdir.
vardır. Âlimlerimiz Muhtelifü’l-Hadis ilminde ki yöntemlerle bu zıtlığı gidermeğe
çalışmışlardır. Mesela:
“Uğursuzluk ve hastalığın sirayeti(bulaşıcılığı) yoktur” hadisi ile
“Cüzamlıdan aslandan kaçar gibi kaç” hadisi birbirine muarız iki rivayettir.
Musahhaf Hadis: Hadisin metninde veya isnadındaki bir kelime yahut ravi isminin
yazılış veya noktalamasında değişiklik yapılmasına denilir.
شيئا yerine تبعه ستامن صام رمضان مث أ
HADİSLERDE RİCAL TENKİDİ(SENED KONTROLÜ)
Cerh ve’t-ta’dil: Bir hadisin sahih veya zayıf olduğunu tespit etmek için ravilerinin
adalet ve zabt yönünden sorgulanmasına denir. Raviler “metainu aşere” denilen on hususta
incelemeye tabi tutulurlar. Bu on maddeden beşi ravinin adalet vasfıyla, beşide zabtıyla
HADİS DERS NOTLARI 8
ilgilidir. İnceleme işleminde ravinin güvenilir olduğunu tespite ‘Ta’dil etmek’, zayıf olduğunu
belirtmeye ‘cerh etmek’ denilir.
Ravinin adaletine taalluk eden ta’n sebepleri:
a- Kizbu’-ravi: Ravinin Hz. Peygamber’e yalan İsnad etmesi.
b- İttihamu’r-ravi bi’l-kizb: Ravinin günlük yaşantısında yalancılıkla tanınması.
c- Bidatu’r-ravi: Dine aykırı yollara sapmış veya dalâlete düşmüş kimselere
denir.
d- Fısku’r-ravi: Ravinin kizb ve bid’at dışındaki haram fiilleri işlemesi ve
bunlardan sakınmamasıdır.
e- Cehaletü’r-ravi: Ravinin isim ve künyelerinin çok olması veya az hadis rivayet
ettiği için tanınmamasıdır.
Ravinin zabtına taalluk eden ta’n sebepleri:
a- Fuhşu’l-galat: Ravinin rivayet ettiği hadislerde yarıdan fazla hata yapmasıdır.
b- Kesretü’l-gaflet: Ravinin aşırı derecede gafil olup hadis rivayetinde titiz
davranmayıp hata yapmasıdır.
c- Vehm: Ravinin hadis rivayet usullerini bilmemesi nedeniyle mürsel rivayeti
merfu yaparak veya hadisleri müdrec rivayet etmesi vb.
d- Muhalefetü’s-sikat: Bir ravinin kendisinden daha güvenilir ravilerin
rivayetine aykırı olarak hadis nakletmesi.
e- Sui hıfz: Ravinin kötü hafıza sahibi olması ve doğru tarafının hatalı tarafına
tercih edilememesidir.
Önemi: Hadis ravilerinin cerh ve ta’dili hadis ilminin en önemli kısımlarından
birini teşkil eder. Çünkü hadislerin sahih ve zayıfı, makbul ve merdudu, onları rivayet
edenlerin hal ve meşreplerinin tespit edilmesiyle bilinir. İmam Nevevi bu konuda:
“Ravilerin cerhi, şeriatın korunması bakımından bil ittifak caizdir, hatta vaciptir. Bu,
Müslümanlara haram kılınan gıybetlerden değil, aksine, Allah ve Resulü için,
Müslümanlar için bir nasihattir.” Demektedir. Ayrıca önemli bir hususta cerhin
sebebinin açıklanması mecburiyetidir. Yani sebebi belirtilmeden bir ravi hakkında
‘zayıftır, fâsıktır’ demek cerh ve ta’dil ilmi açısından bir anlam ifade etmez.
Muhaddislerin bu konuya ne kadar önem verdiklerini görmek için, Ebu’l-Haccac
el-Mizzi’nin Tehzibü’l-Kemal isimli eserine bakmak yeterlidir.
HADİS DERS NOTLARI 9
Not: Allah (c.c)’nun K.Kerim’de kendilerini tezkiye ve ta’dil ettiği15 sahabiler
hadis ilminde “udul” addedilmişlerdir, yani ister hadis rivayetinde olsun, ister sair
hususlarda olsun yalan söylemezler; tashif ve tahrif yapmazlar. Nihayet onlarında birer
beşer olmaları itibariyle unutkanlık illetine maruz kaldıkları ve hataya düştükleri
görülse bile, bu onların rivayet ettikleri hadislerden şüpheye düşmek için bir sebep
teşkil etmez. Çünkü bu çeşit hatalar, hadisler üzerinde titizlikle duran diğer sahabilerin
işaret ve ihtarları ile düzeltilmiştir.
Sahabiler, rivayet ettikleri hadis sayısına göre iki grupta mütalaa edilirler.
a- Muksirun: Binin üzerinde hadis rivayet etmekle şöhret kazanan yedi
sahabi muksirun adı ile anılır. Bunlar Ebu Hureyre, Abdullah b. Ömer,
Enes b. Malik, Hz.Aişe, Abdullah b. Abbas, Cabir b. Abdillah ve Ebu Said
el-Hudri’dir
b- Mukillun: Hadis rivayeti 1000 nin altında kalan sahabilere denilir. Dört
halife ve diğer sahabiler bu gruba dâhildir.
HADİS VE SÜNNETİN İSLAM DİNİNDE Kİ YERİ16
İslam ümmetini önceki ümmetlerden ayıran en önemli özelliklerinden bir tanesi,
kendilerine gönderilen kitapla birlikte bu kitabın ilk elden yorumu olan Hz. Peygamber'in
yaşantısını da sahih biçimde muhafaza etmeyi başarmış olmasıdır.
Hz. Peygamber’in öncelikli görevi elbette ki yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’i
muhataplarına ulaştırmaktır. (Tebliğ) Fakat Hz. Peygamber’in dini hayattaki rolü bundan çok
daha fazladır. Hz. Peygamber’in dini yaşama biçimi olan sünnet, İslam tarihi boyunca, âlimler
tarafından dinin en önemli iki kaynağından biri olarak değerlendirilmiş ve Kur'ân-ı Kerim'de
anlaşılamayan bir âyetle karşılaşılması durumunda ilk olarak Hz. Peygamber'in bu konuda bir
açıklamasının olup olmadığı araştırılmış, yani Kur'ân'ın ilk müfessiri olarak sünnete yer
verilmiştir. (Tebyin)
Sünnetin Kur'ân-ı Kerim'i açıklamak dışındaki ikinci vazifesi ise Kur’an’da yer almayan
emir ve yasakları doğrudan belirlemesidir. Sünnet, İslam âlimlerinin büyük çoğunluğu
tarafından, dini hüküm vaz’ edebilme salahiyeti açısından Kur'ân gibi müstakil bir delil kabul
edilmiştir. (Teşri’)
15 Al-i İmran:110,195; Fetih:18; Tevbe:20,100; Haşr,9; Enfal,74 16 Bkz: Selahattin Polat, “Din, Vahiy ve Peygamberlik Işığında Hadis ve Sünnetin Mahiyeti”, İslam’ın Anlaşılmasında Sünnetin Yeri ve Değeri, Kutlu Doğum Sempozyumu.
HADİS DERS NOTLARI 10
Aslında sadece bu gerçek bile Sünnet'in dindeki yerini açıklamaya yetmektedir. Eğer
Sünnetin dinde değer ifade eden bir yeri olmasa ve din sadece Kur'ân-ı Kerim'den ibaret
bulunsaydı, İslam dini son derece kısır, çok dar bir alanı kapsayan, hayatın her alanına hitap
etmekten uzak ve kısa zaman içinde yok olmaya mahkûm biçimde ortaya çıkmış olurdu. Oysa
dine, hayatın her alanına hitap etme salahiyetini ve iddiasını kazandıran husus, bizzat bu
hayatın içinde yer alan, her türlü problemle yüzleşen ve onlara çözüm üreten Hz. Peygamber'in
tüm yaşamının bir hülasası olan Sünnettir.17
Bununla birlikte ilk dönemlerden itibaren sünnetin dindeki yeri bir takım kimseler
tarafından tartışmaya açılmıştır. Müslümanların kahir çoğunluğu sünneti dinde teşri kaynağı
olarak kabul ederken, azınlık bir grup buna itiraz etmişlerdir. Tarafların delilleri şöyledir.
A. SÜNNET TEŞRİ’ KAYNAĞIDIR.
1. Hz. Peygamber’e iman farzdır.
…وليهي و الحكيت ابي الذيي ن زل ع ل ى ر سوليهي و الحكيت ابي الذيي أ نز ل مين ق بحل ي ا أ ي ه ا الذيين آم نواح آمينواح بيالل ي و ر س
“Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği Kitab'a ve daha önce
indirdiği kitaba iman (da sebat) ediniz.” Nisa:146.
2. Hz. Peygamber örnektir.
ر و ذ ك ر الل خي و ة ح س ن ة ل يم ن ك ان ي رحجو الل و الحي وحم الح ثيريا ل ق دح ك ان ل كمح يفي ر سولي اللي أسح ك
“Andolsun ki, Resulullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve
Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.” Ahzab Suresi:21 Peygamberliğin hikmetlerinden
birisi de tebliğ ettiği dini, en mükemmel biçimde yaşayarak insanlara örnek olmasıdır.
3. Hz. Peygamber’in Kur’an’ı tebyin görevi vardır.
م ليتب ي ي إيل الحكيت اب ع ل يحك أ نز لحن ا و م ا ت ل فواح الذيي ل نون ل يق وحم و ر حح ة و هدى فييهي اخح ي ؤحمي
"Biz bu Kitab'ı sana, sırf hakkında ihtilâfa düştükleri şeyi insanlara açıklayasın ve iman
eden bir topluma da hidâyet ve rahmet olsun diye indifdik.” Nahl:648.
4. Allah, Hz. Peygamber’e itaati emreder.
نون بيالل ي و الحي وحمي ي ا أ ي ه ا الذيين آم نواح أ طييعواح الل و أ طييعواح الرسول و أوحلي األ محري مينكمح ف إين ت ن از عحتمح يفي ء ف ردوه إيل الل ي و الرسولي إين كنتمح ت ؤحمي ش يح
ري ذ ليك خ ي ح س ن ت أحوييال الخي ر و أ حح
“Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e ve sizden olan ulü’l-emre (idarecilere)
de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz Allah'a ve ahirete gerçekten
Yazılanlara güvenilip ezberlemenin terk edilebileceği
Yazılan hadislerin ehli olmayan kimselerin eline ulaşıp onlarda yanlışlıklar,
tahrifler, ekleme ve çıkarmalar yapılabileceği düşüncesi gösterilebilir.
Hz. Peygamber hayatta iken yazılan birçok rivayet vardır. 36 Medine sözleşmesi, nüfus
sayımı tutanağı, Yahudilerle yapılan yazışmalar, dine davet mektupları, görevlilere verilen
talimatnameler bunlardandır.
Hz. Peygamber’in vefatından sonra sahabe döneminde yazılan hadis mecmuaları da
mevcuttur. Hz. Ebubekir, Hz. Ali, Ebu Hureyre, (sahifetü’s-sahiha), Abdullah b. Amr (sahifetü’s-
sadıka), Abdullah b. Abbas ve Semure b. Cundeb’in hadis sahifesi bunlardandır.
3.Tedvin Dönemi
Bu dönem, daha önce değişik yazı malzemelerine kaydedilerek veya ezberlenerek
koruma altına alınmış olan hadislerin kitaplar içinde toplandığı dönemdir. H.1. asrın
sonlarından 2. asrın yarısına kadar süren bir zaman dilimini içine alır.
Böyle bir faaliyeti devlet eliyle ilk olarak başlatan kimse halife Ömer b. Abdulaziz
(halifeliği h. 99–101) olmuştur. Ömer b. Abdulaziz idaresi altındaki bölgelerin yöneticilerine
mektuplar göndererek -mesela Medine valisi ve kadısı Ebubekir b. Muhammed b. Amr b.
Hazm’a “yanında Rasulullah’ın hadislerinden ne varsa bana yaz, ben ilmin yok olmasından
korkuyorum.”37 - bölgelerinde bilinen hadislerin yazılıp gönderilmesini emretmiş; bunun
üzerine de hadisler yazılıp halifelik merkezine gönderilmişti.
Tedvin faaliyetinin en meşhur ismi İbn Şihab ez–Zühri’dir. İbni Şihab için “hadisi ilk
tedvin eden kişi” denilmektedir. Zühri’nin bu işte ilk oluşu resmi manada ilk müdevvin olması
şeklinde kabul edilir.
Tedvin sünnet malzemesini herhangi bir ayırım söz konusu olmaksızın ve yok olmaktan
korumak maksadıyla yazılı olarak bir araya getirilmesi şeklinde gerçekleşmiştir.
4.Tasnif Dönemi
Hadis tarihinin bu döneminde, daha önce kitaplardan karışık olarak bir araya getirilmiş
olan hadisler muhtelif şekillerde sınıflandırılmaya yani tasnife tabi tutulmuşlardır. Bu dönem h.
2. asrın ortalarından 5. asrın ortalarına kadar devam eder.
Söz konusu çalışmalar iki kısma ayrılır:
36 Köksal,M.Asım, İslam Tarihi, İstanbul, Şamil yay,ty,c.8,s.174; Subhi Salih, Ulumu’l-Hadis ve Mustalahuh, Beyrut, Daru’l-İlim li’l-Melayin,1999,s.23 37 Kastalani, İrşadü’s-Sari li Şerhi Sahihi Buhari, Beyrut, Daru’l-Kutubü’l-İlmiyye,1996,C.1,s.10-11
HADİS DERS NOTLARI 21
1. Konularına göre (ale’l- ebvab)
2. Ravilerine göre (ale’r-rical) 2. Ravilerine göre (ale’r- rical)
1. KONULARINA GÖRE (ALE’L- EBVAB) TASNİF
Bu tür eserlere örnek olarak musannef, cami ve sünenler gösterilebilir.
Musannef; sünenlerdeki merfu hadislere ilaveten mevkuf ve maktu hadisleri de ihtiva
eden eserlerdir. İmam Malik’in el-Muvatta’sı ve Abdurrezzak b. Hemmam’ın el-Musannef’i bu
türdendir.
Muvatta: İmam Malik (v.179) tarafından derlenmiştir. Muvatta’da 822 merfu, 613
mevkûf, 285 maktu olmak üzere toplam 1720 hadis bulunmaktadır.
Musannef: Abdurrezzak b. Hemmam (v.211) tarafından derlenmiştir. Eserde 4000
kadarı merfu olmak üzere 21.033 rivayet vardır.
Cami, içinde her konudan rivayet bulunan hadis kitabı demektir.38 Dini konuların hemen
tamamını kapsayan İman, Ahkâm ve Sünen, Rikak veya Zühd, Et’ime ve Eşribe veya Adab,
Tefsir, Tarih–Siyer–Cihad, Menakib, Fiten ve Melahim diye adlandırılan sekiz ana bölümü
ihtiva etme özelliğine sahiptir. Camiler bu sekiz bölümden herhangi birini ihtiva etmezler veya
noksan olarak ihtiva ederlerse cami olmaktan çıkarlar. Cami türünde yazılmış eserlere örnek
olarak:
el-Camiu’s-Sahih: Buhari, Muhammed b.İsmail (h.256)
Şerhleri: Fethu’l-Bari: İbn Hacer el-Askalani
Umdetü’l-Kari: Bedrüddin Ayni
İrşadü’s-Sâri: Kastalani
Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi: Ahmed Naim-Kamil Miras
el-Camiu’s-Sahih: Müslim b. Haccac en-Nisaburi:(204-261)
Şerhi: el-Minhac :Nevevi
Sahih-i Müslim ve Tercemesi: Mehmed Sofuoğlu: (1923-1987)
Sünen; taharetten vasiyete kadar bütün fıkhi konulara dair hadisleri ihtiva eden eserlere
denilmektedir.39 Bir başka tarifle: Fıkıh bablarına göre tasnif edilmiş merfu ahkâm hadislerini
muhtevi kitaplara sünen denir.
38 Uğur, Mücteba, Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü, Ankara, T.D.V.Y,1992,s.41. 39 Uğur Mücteba, Hadis İlimleri Edebiyatı, s.362;
HADİS DERS NOTLARI 22
1. İbn-i Mace (v.273): 4.341 rivayetten oluşan eser sünenlerin en zayıf olanıdır. Eserde
613 zayıf, 99 rivayetin ise isnadı yok veya uydurmadır.
2. Ebu Davûd (v.275): 4.800 rivayetten oluşan bu eserde müellif hadisler hakkında
değerlendirme yapmıştır. Sünende muallak, zayıf ve az sayıda uydurma rivayet vardır.
3. Tirmizi (v.279): 3956 hadisten oluşur, içerisinde yaklaşık 150 kadar aşırı zayıf rivayet
vardır.
4. Nesai (v.303): 5314 hadisten oluşan eserde 30 kadar zayıf rivayet vardır. Sünenlerin en
güvenilir olanıdır.
2-RAVİLERİNE GÖRE (ALE’R-RİCAL) TASNİF
Bu tür eserlere örnek olarak müsned, mu’cem ve etraf kitaplarını gösterebiliriz.
Müsned; hadislerin ilk ravileri olan sahabe isimlerine göre tertip edilmiş eserlerdir.
Ahmed b.Hanbel’in Müsned’i bu usulde yazılmıştır.
Mu’cem; hadis âliminin hadisleri, rivayet ettiği şeyhinin ismine göre tertipleyerek tasnif
ettiği kitaplara denilir40. Taberani’nin el-Mu’cemu’s-Selase’si vd.
Etraf; Etraf kitapları ya sahabi ismini veya hadisin konusunu esas alırlar. Daha sonra
hadisin bir kısmını verir ve kaynağına işaret ederler. İbrahim ed-Dımaşki’nin Etrafu’s-
Sahihayn’ı vd.
HADİS KAYNAKLARI
Kaleme alınmış yüzlerce hadis kitabı içerisinde “asıl” diye nitelendirebileceğimiz kaynak
eserler şüphesiz “Kütüb-ü Sitte” dir.Bu eserler
1- Camiu’s-Sahih: Buhari
2- Camiu’s-Sahih: Müslim
3- Sünen: Ebu Davud
4- Sünen (Cami):Tirmizi
5- Sünen: Nesai
6- Sünen: İbn Mace, bu eserlere 3 kitap daha eklenerek “Kütüb-ü Tis’a” ismi kullanılır.
7- Muvatta: İmam Malik
8- Müsned: Ahmed b. Hanbel
9- Sünen: Darimi
Buhari ve Müslim’in eserlerine birlikte “Sahihayn”, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai ve İbn
Mace’nin eserlerine ise “Sünen-i Erbaa” denilir.
40 Uğur Mücteba, age, s.245;ÇAKAN İ. Lütfi, Hadis Usulu, s.71
HADİS DERS NOTLARI 23
Riyazü’s-Salihin: İmam Nevevi: Eser 18 kitap ve bunların alt başlıkları olan 372 bab
içerisinde 1894 hadisten oluşur. Nevevi kitabında temel dini bilgileri muhtevi hadisleri bir
araya getirmiştir. Riyazu’s-Salihin de kullanılamayacak derecede zayıf-merdud rivayetler
yoktur. Türkçe’ye birkaç kez tercüme edilen eser son olarak DİB tarafından 2013 yılında tekrar
basılmıştır. Eserin en kapsamlı şerhi M.Y. Kandemir, İ.L. Çakan ve R. Küçük tarafından yapılarak
VIII cilt olarak yayımlanmıştır.
el-Lü’lüü ve’l-Mercan: M.Fuad Abdulbaki: Eserde Buhari ve Müslim’in ittifak ettiği 2006
hadis yer almaktadır. Kitabı İsmail Kaya ve İsmail Hakkı Uca tercüme etmiştir.
1. Hadis metni biliniyorsa Concordance veya arama motorlarına bakılır.
2. Sahabe ravisi biliniyorsa Müsned ve Etraf kitaplarına bakılır.
3. Hadisin sadece konusu biliniyorsa derleme eserlere bakılmalıdır. Camiu’l-Usul,
Cemu’l-Fevaid, Kenzu’l-Ummal ve Tac gibi.
HADİS DERS NOTLARI 24
Günümüzde internet üzerinden tarama yapmak en ideal yoldur. Fakat bilginin hangi
sitede yer aldığına dikkat edilerek doğruluğu teyit edilmelidir. Şamile vb programları
kullanmak daha uygundur. İnternet taraması için aşağıda ki linklerden faydalanılabilir.
http://hadis.diyanet.gov.tr/
http://www.hikem.net/arama.asp
www.muhaddis.org
http://www.kuransitesi.com/Hadisler/?k=ara
SÜNNETİN/HADİSLERİN BAĞLAYICILIĞI VE GÜNCEL DEĞERİ41
Sünnetin bağlayıcılık açısından taksimine dair çabalar hep var olmuştur. Ebu
Hureyre’den gelen bir rivayette:
"Sünnet iki kısımdır: a) Farz konusunda sünnet, b) Farz olmayan konuda sünnet: Farz
konusundaki sünnet, aslı (temeli) Allah Teâlâ’nın kitabındadır. Alınması hidayettir, terki
dalalettir. Aslı Allah Teâlâ’nın Kitabı'nda olmayan sünneti alıp (uygulamak) fazilet, terk etmek
ise hata değildir.42
İbn Abbas'dan gelen rivayete göre: "Sünnet ikidir: a) Bir nebiden olan, b) Bir adil
imamdan olan sünnet.''43
Sünnetin bağlayıcılığı hakkında ilk taksimi İmam Mekhûl (112/730) yapmıştır.
1-Sünnet-i Farîza: Uyulması gereklidir ve terkedilmesi de küfürdür.
2-Sünnet-i Fazîle: Bu kısım sünnetlere uymak bir fazilet, terk etmek veya uymamak ise
sakıncalıdır (bir harectir).
Hanefi fakihler sünneti tasnif ederken mahiyet itibariyle ele almış ve
1- Sünnet-i Hüda: Yerine getirilmesi dini bir emir ve gereklilik olan sünnetlerdir.
Cemaatle namaz, ezan okunması gibi.
2- Sünnet-i Zevaid: Hz. Peygamber’in, Allah katından bir tebliğ veya dini açıklama
niteliği taşımaksızın beşer olarak yaptığı davranışlardır. Hz. Peygamber’in giyim
kuşam ve yeme içme tarzı gibi.44
Daha sonra Ebu'l-Huseyn el-Basri(463/1071), İzzüddin b. Abdisselam(660/1262), Ebu
Şame el-Makdisi(665/1267), Karâfi(684/1285), Şah Veliyyullah ed-Dihlevi(1176/1762),
İbnü'ş-Şat(1343/1924), Tahir b. Aşur(1394/1973), Muhammed Ebu Zehra ve Süleyman
Aşkar’da farklı taksimler yapmışlardır. 41 Doç. Dr. Talat Sakallı’nın aynı isimli makalesinden derlenmiştir. (SDÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi, Yıl:1995, sayı:2) 42 el-Camiu's-Sağir, II, 41 (Taberani'nin Evsat'ından naklen. Suyuti hadisi sahih olarak nitelemiştir. ) 43 Age, II, 1. (Firdevs'ten naklen. Suyuti bu hadisi de zayıf olarak işaretlemiştir.) 44 Serahsi, Usul, I/114-115.