Top Banner
SLAMDUNK HAFTALIK BASKETBOL DERGİSİ 15 - 21 Aralık 2014 SAYI: 60 YÜKSELİŞİ, DÜŞÜŞÜ VE DÖNÜŞÜMÜ VINCE CARTER PELICANS, ‘KING’ JAMES DİNLEMEDİ! ENES KANTER VS. DWYANE WADE WARRIORS ÜST ÜSTE 15. KEZ KAZANDI OVERTIME HABERLER KOBE BRYANT JORDAN’I GERİDE BIRAKIYOR
30

SlamDunk Dergi - Sayi 60

Apr 06, 2016

Download

Documents

BARAS MEDYA

Haftalik Basketbol Dergisi
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: SlamDunk Dergi - Sayi 60

SLAMDUNKHAFTALIK BASKETBOL DERGİSİ 15 - 21 Aralık 2014 SAYI: 60

YÜKSELİŞİ, DÜŞÜŞÜ VE DÖNÜŞÜMÜ

VINCE CARTER

PELICANS, ‘KING’ JAMES DİNLEMEDİ!ENES KANTER VS. DWYANE WADEWARRIORS ÜST ÜSTE 15. KEZ KAZANDI

OVERTIME HABERLER

KOBE BRYANT

JORDAN’I GERİDE BIRAKIYOR

Page 2: SlamDunk Dergi - Sayi 60
Page 3: SlamDunk Dergi - Sayi 60
Page 4: SlamDunk Dergi - Sayi 60

www.slamdunkdergi.com

YAZIŞMA ADRESİ TALATPAŞA CADDESI ÇELENK SOK. NO: 27/A KAT:4

GÜLTEPE / KAĞITHANE / İSTANBULTEL: +90 (212) 325 91 25 - FAX: +90 (212) 258 70 59

Genel Yayın Yönetmeni Bilgahan Aras

[email protected]

Yazı İşleri Müdürü Burçin Yalçın

[email protected]

Haber Müdürü Bulut Çiftçi

[email protected]

Görsel Yönetmen BARAS MEDIA

[email protected]

Fotoğraf Editörü Utku Ulutaş

[email protected]

NBA Editörü Mutlu Nazlı

[email protected]

Katkıda Bulunanlar Bora Eriş, Berk İybar, Jeffy Ancel, Zeynep

Demiralp, Yasin Bakır, Emre Gürel, Berk Sarıoğlu, Yavuz Öziçer, Harun Özdemir

Reklam Rezervasyon Bilgehan Aras

[email protected]+ 90 (533) 552 07 49

Yayının Türü: Yerel SüreliYayıncı: Baras Basım Yayın

Adresi: Sanayi Mah. 1673. Sok. No: 34-34510 Esenyurt / İstanbulTel: 0 (212) 622 63 63 Fax: 0 (212) 605 07 98

Slamdunk Haftalık Basketbol Dergisi, Baras Basım Yayın tarafından yayınlanmaktadır.Yazı ve fotoğrafların tüm hakkı Slamdunk Dergisi’ne, yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. Slamdunk Dergisi Türkiye Basın Meslek İlkeleri’ne uymaya söz

vermiştir.

SLAMDUNK

Page 5: SlamDunk Dergi - Sayi 60
Page 6: SlamDunk Dergi - Sayi 60

Los Angeles Lakers sezonun 7. galibiyetine uzanırken, San Antonio Spurs ise 7. kez kaybetti.

ormal süresi eşitlikle sona eren mücadeleyi 112-110 skorla kazanmayı başaran Los Angeles Lakers’ta 9’da 6 isabet-le üçlük atan Nick Young 29 sayıyla gecenin kahramanı oldu. Kobe Bryant 22 sayı, 9 asist ve 5 ribauntla forma giyerken, NBA kariyerinde toplam 32,284 sayıya ulaş-

mayı başardı ve tüm zamanların sayı kralları listesinde 32,292 sayıyla 3. sırada bulunan Michael Jordan’ı geride bırakmaya çok yaklaştı. Carlos Boozer 14 sayı ve 13 ribauntla, Jordan Hill 14 sayı ve 10 ribaunt-la, Jeremy Lin ise 14 sayı ve 8 asistle galibiyette önemli rol üstlenen isimler arasında yer aldı. Tim Duncan’ın 19 sayı ve 18 ribauntla forma giydiği maçta Danny Green de 19 sayıyla sahne alırken, Manu Ginobili 18 sayıyla, Cory Joseph 16 sayıyla geceyi noktaladı.

N

Pelicans, ‘King’ James dinlemedi!

Page 7: SlamDunk Dergi - Sayi 60

Los Angeles Lakers sezonun 7. galibiyetine uzanırken, San Antonio Spurs ise 7. kez kaybetti.

Overtime

Page 8: SlamDunk Dergi - Sayi 60

EnergySolutions Arena’da Dwyane Wade ve Enes Kanter düellosu yaşanırken, Miami Heat mücadeleyi 100-95 skorla kazanmayı başardı ve sezonun 11. galibiyetine uzandı.

sayı, 7 asist ve 3 riba-untla forma giyen Dwyane Wade’e des-tek 22 sayı ve 9 riba-untla Chris Bosh’tan

gelirken, Luol Deng ise 14 sayıyla sahne aldı. 17’de 10 isabetle forma giyen Enes Kanter ise 25 sayı ve 8 ribauntla oldukça etkili bir performans sergilese de mağ-lubiyete engel olmayı başaramadı.Bu sezon 6 maç kazanan Utah Jazz, bu gece 17. kez kaybetti.

29

Enes Kanter vs. Dwyane Wade

Page 9: SlamDunk Dergi - Sayi 60

EnergySolutions Arena’da Dwyane Wade ve Enes Kanter düellosu yaşanırken, Miami Heat mücadeleyi 100-95 skorla kazanmayı başardı ve sezonun 11. galibiyetine uzandı.

Overtime

Enes Kanter vs. Dwyane Wade

Page 10: SlamDunk Dergi - Sayi 60

Cumartesi sabaha karşı oynanan maçta 22 sayı kaydenen Kobe Bryant, NBA kariyerinde toplam 32,284 sayıya ulaşmayı başardı ve tüm zamanların sayı kralları listesinde 32,292 sayıyla 3. sırada bulunan Michael Jordan’ı geride bırakmaya çok yaklaştı.

obe Bryant, Pazar’ı Pazartesi’ye bağlayan gece saat 02.00’de oynanacak Los Angeles Lakers-Minnesota Timberwolves mücadelesinde atacağı 9 sayıyla birlikte Michael Jordan’ı 4. sıraya itecek.

1. Kareem Abdul-Jabbar 383872. Karl Malone 369283. Michael Jordan 322924. Kobe Bryant 322845. Wilt Chamberlain 314196. Shaquille O’Neal 285967. Moses Malone 27409

K

Michael Jordan’ı geride bırakıyor

Page 11: SlamDunk Dergi - Sayi 60

Cumartesi sabaha karşı oynanan maçta 22 sayı kaydenen Kobe Bryant, NBA kariyerinde toplam 32,284 sayıya ulaşmayı başardı ve tüm zamanların sayı kralları listesinde 32,292 sayıyla 3. sırada bulunan Michael Jordan’ı geride bırakmaya çok yaklaştı.

Overtime

Michael Jordan’ı geride bırakıyor

Page 12: SlamDunk Dergi - Sayi 60

Golden State Warriors üst üste 15. kez kazandı. American Airlines Center’da Dallas Mavericks’e konuk olan 2 mağlubiyetli Golden State Warriors, mücadeleyi 105-98 skorla kazandı ve galibiyet sayısını 20’ye çıkardı.

tephen Curry 29 sayı ve 8 asist-le bir adım öne çıkarken, Klay Thompson 25 sayı ve 5 ribauntla, Draymond Green 20 sayı ve 8 ribauntla destek verdi. Harrison

Barnes da 12 sayı ve 9 ribauntla eşlik etti. Yeni sezonda 17 maç kazanan Dallas Mavericks, bu gece 8. kez kaybetti.Monta Ellis 24 sayıyla, Dirk Nowitzki 23 sayı ve 8 ribauntla, Tyson Chandler 11 sayı ve 12 riba-untla, Richard Jefferson ise 13 sayı ve 13 riba-untla forma giydi.

S

Warriors üst üste 15. kez kazandı

Page 13: SlamDunk Dergi - Sayi 60

Golden State Warriors üst üste 15. kez kazandı. American Airlines Center’da Dallas Mavericks’e konuk olan 2 mağlubiyetli Golden State Warriors, mücadeleyi 105-98 skorla kazandı ve galibiyet sayısını 20’ye çıkardı.

Overtime

Warriors üst üste 15. kez kazandı

Page 14: SlamDunk Dergi - Sayi 60

VINCE CARTER’IN SON PERDESIVince Carter’ın yükselişinin, düşüşünün ve dönüşümünün hikâyesi. Yazı: İnan Özdemir

Page 15: SlamDunk Dergi - Sayi 60

VINCE CARTER

VINCE CARTER’IN SON PERDESI

Page 16: SlamDunk Dergi - Sayi 60

VINCE CARTER

KASIM AYI NBA İÇİN SIRADAN olan gecelerin tarihidir. Normal sezon yeni başlamıştır, takımlar ilk büyük çıkışlarını ve ilk büyük düşüşlerini yaşar, maçlar başlamadan çok iyi olacağı düşünülen oyuncular ve ekiplerden bazılarının ayağı takılır, çok kötü yerlerde olacağı düşünülen bazıları da gerçekten çok kötü yerlerde olur. Beklenenle beklenmeyenin bir arada yürüdüğü gecelere her sene, bu zamanlarda, yenileri eklenir.

Bu yıl biraz daha farklıydı. 19 Kasım 2014’te eski bir yıldıza bir zamanlar oynadığı kulübün teşekkür edişini izledik. Vince Carter, 2014/2015 sezonu öncesi üç senelik anlaşma imzaladığı yeni takımı Memphis Grizzlies ile eskiden formasını terlettiği ve NBA’deki 20. yılını kutlayan Toronto Raptors’a misafir

oldu. Kanadalılar, bu tarihi kilometre taşının onlar için taşıdığı önemin farkındaydı. Başarısızlıklarla dolu mazilerinin en büyük sayfaları bu adam tarafından yazılmıştı ve takımdan ayrılışından sonra Raptors’a her ziyaretinde yuhalanan Carter için bu sefer farklı bir şeyler yapmanın vaktiydi.

Ne yaptılar? Toronto Raptors’ın maçlarını oynadığı salonun açılışında forma giyen ve parkedeki ilk basketi atan Vince Carter için özel bir video hazırladılar. Salonda geçmişteki unutulmaz anları gösterdiler ve gözyaşları içinde bunları izleyen 36 yaşındaki sporcuyu alkışladılar. Bir zamanlar onu destekleyen ve şampiyon olacaklarına inanan, sonra bekledikleri kadar iyi bir takım olamadıkları için onu suçlayan, sonra başka yere transfer

olduğu için onu yuhalayan taraftarların yüzde 90’ı ayaktaydı. Toronto Raptors, taraftarıyla, takımıyla, organizasyonuyla yepyeni bir yola girmişti ve onları basketbol haritasında ciddiye alınan bir takım hâline getiren Air Canada’ya hakkını teslim etmenin zamanı gelmişti.

Air Canada, bir zamanlar Vince Carter’ın lâkabıydı. 1995 yılında NBA’e katılan Toronto Raptors tarafından 1998 NBA Draftı’nda seçilmişti. Kanada basketbolunun bir şaka olduğu zamanlarda adını duyurmuştu. Saf yetenek anlamında sınırının olmadığı ilk bakışta anlaşılıyordu. Yelpazesi akıl almayacak derecede genişti, herkesten yukarı zıplıyordu, sahadaki duruşu çok estetikti, şutu vardı, tam sahada, yarı sahada, teke tekte, beşe beşte kendini gösterebiliyordu. Michael Jordan sonrası

Page 17: SlamDunk Dergi - Sayi 60
Page 18: SlamDunk Dergi - Sayi 60
Page 19: SlamDunk Dergi - Sayi 60

döneme hazırlanan NBA’in Kobe Bryant, Allen Iverson, Tim Duncan gibi isimlerle birlikte yeni yüzü olacaktı.

1990’lar NBA’in farklı bir viraja girdiği yıllardı. Michael Jordan önderliğinde Chicago Bulls altı şampiyonluk kazanmış, farklı kimlikleriyle öne çıkan Utah Jazz, Houston Rockets, New York Knicks, Seattle Supersonics gibi takımlar zirvenin etrafında, bazen de zirvede dolaşmışlardı. 1980’lerle birlikte zaten büyük bir değişim geçiren lig önce Larry Bird ve Magic Johnson’a sahip olmuş, bir dönemi Los Angeles Lakers-Boston Celtics rekabetiyle geçirmişti. Onların peşinden lige adım atan MJ, tek başına basketbolu değiştirmiş, yükselen pazarlama çağının ve medya ilgisinin ortasında NBA tarihinin en büyüğü olmuştu. Gidişiyle soru işaretleri de büyümüştü.

NBA yeni yıldızlar ve kimlikler bulmak zorundaydı. Dönemin

gençlerinden Kobe Bryant, Michael Jordan’ın ruhani ve fiziksel devamlılığını sağlamak için oradaydı. Parkedeki duruşu, şut estetiği, son saniyelerde attığı unutulmaz basketler, aldığı yüzükler bu benzerliği her geçen gün şiddetlendirdi. Tim Duncan olağanüstü başarılı bir organizasyonun temel parçası olarak sıkıcılığı ve mükemmeliyetçiliği temsil ediyordu. Allen Iverson hip-hop kültürünün peygamberi olmuş, parkede ve dışarıda etkisi bambaşka bir figüre dönüşmüştü.

Vince Carter’ın rolü ise tartışmalıydı. Medya ilgisinin pek fazla olmadığı, draft zamanlarında seçilen oyuncuların gelmek istemediği Kanada’da forma giyiyordu. Çok sınırlı bir kitle dışında kimseye hitap etmiyorlardı. NBA League Pass o dönemler icat edilmemişti ve ulusal televizyon Toronto Raptors’ın maçlarını yayınlamıyordu. Bu yüzden Vinsanity farklı yoldan kendini gösterdi. Ligin gördüğü en büyük atletlerden biriydi,

sıradışı smaçlar yapıyor, NBA’de gecenin en iyi hareketleri seçkisine farklı şekillerle giriyordu.

İnternetin etkisiyle NBA farklı bir yola girmiş, uluslarası anlamda en çok takip edilen Amerikan spor ligine dönüşmüştü. Google aracılığıyla ligin her zaman rakiplerinin bir adım önünde olan internet sitesiyle tanışan milyonlarca çocuk, video bölümüne tıklıyor, gecenin, haftanın, ayın, yılın en iyi hareketleriyle tanışıyordu. Kısacası, Vince Carter ile tanışıyordu. Uzun süreceğe benzeyen yükselişi başlamıştı. 2000 NBA Smaç Yarışması, Air Canada’yı evrensel bir ikon hâline getirdi. O gece yaptığı smaçlar belki de bugün dahi aşılamayan bir eşik olarak varlığını sürdürüyor. Sadece NBA değil, bütün dünya bu fenomeni yakından görmek için can atıyor, 2000 Olimpiyat Oyunları’nda bu şeye, şey olarak tanımlanabilir, şahit oluyordu. Pardon, Frederic Weis.

Yıldız isim post-Jordan döneminde

VINCE CARTER

Page 20: SlamDunk Dergi - Sayi 60

“2001, ALLEN IVERSON GİBİ, VINCE CARTER’IN DA YÜKSELİŞİ VE DÜŞÜŞÜNÜ SİMGELİYORDU. TORONTO RAPTORS İLE PHILADELPHIA 76ERS, DOĞU KONFERANSI İKİNCİ TURUNDA KARŞI KARŞIYA GELMİŞ, YEDİ MAÇA GİDEN UNUTULMAZ BİR SERİ OYNAMIŞTI. İKİ OYUNCU DA KARİYERLERİNİN EN TEPESINDEYDİ VE PARKEYE KOYDUKLARI OYUN BUNUN KANITIYDI.”

kimliğini bulmuş gibi gözüküyordu ve belki de asla gerçek potansiyeline ulaşamamasına neden olan bu kimliği yanlış anlamasıydı. Ünü, oyununun atletizm dışındaki bölümünü gölgeliyor, gerçekten üzerine düşebileceği ve onu dünyanın en büyüğü yapabilecek yönlerini görmesine izin vermiyordu. En azından dışarıdan görünen buydu. Vin ce Carter’ın sadece muazzam smaçlar yapan bir skorerden ötesine sahip olduğuna inanan birçok yazar/yorumcu vardı. Onlardan biri, Kaan Kural, o dönem Vince Carter’ın saf yetenek olarak NBA’de gördüğü en özel isim olduğunu ifade etmişti ve bu görüşünde yalnız değildi. Peki potansiyelinin ne kadarına ulaşabilmişti?

2001, Allen Iverson gibi, Vince Carter’ın da yükselişi ve düşüşünü simgeliyordu. Toronto Raptors ile Philadelphia 76ers, Doğu Konferansı ikinci turunda karşı karşıya gelmiş, yedi maça giden unutulmaz bir seri oynamıştı. İki oyuncu da kariyerlerinin en tepesindeydi ve parkeye koydukları oyun bunun kanıtıydı. İlk altı maç Vinsanity ve AI’ın sıralı şovlarına sahne oldu. Raptors’ın kazandığı üç maçta Air Canada, rakip potaya sırasıyla 35, 50 ve 39 sayı bıraktı. Sixers’ın kazandığı karşılaşmalarda benzerini yapan Iverson’ın sayı karnesi de şöyleydi: 54, 30, 52. Yedinci maç, birçok yedinci maçta olduğu gibi, kötü basketbola ve büyük rekabete sahne olmuş, şut üstüne şut kaçıran iki

yıldızdan gülen taraf Iverson olmuştu. Vince Carter’ın yedinci maç öncesi üniversitesi North Carolina’nın onun için düzenlediği törene gitmesi bugünlere dahi ulaşan bir tartışma konusu olmuştu.

Allen Iverson NBA Finali’ne yürürken Vince Carter eve gitmek zorunda kalmıştı. 2001 kısa süren basketbol geçmişi başarılardan uzak geçen organizasyon için umut ışığı olmuştu. Güzel günler kapıdaydı. Yani en azından öyle hissediyorlardı. Oysa göremedikleri şey yükselişin sonunda olduklarındaydı. Daha fazla yükselemediğinde düşersin. Vince Carter gibi Toronto Raptors da yerçekiminin onlara oynayacağı kötü oyunu tahmin edememişti.

Öykünün sonrası, tıpkı öncesi gibi, bilindik. Arka arkaya başarısızlıklar, takıma ve yıldızına yoğunlaşan eleştiriler. Yetenekli olduğu ama kafasını basketbola tam olarak vermediği yönündeki söylentiler. Saha dışına kafasını fazla yorduğu ekseninde çıkan haberler. Sadece bunlar da değildi, 2003 NBA Draftı ile birlike basketbol farklı bir yere gelmiş, LeBron James önderliğindeki yeni jenerasyon lige gelmişti. Vince Carter eskisi gibi zıplayamıyor, Allen Iverson geçmişteki gibi oynayamıyor, zamana direnen Kobe Bryant, Tim Duncan, Dirk Nowitzki gibi isimlerin dışındakiler için düşüş başlıyordu. Jordan sonrası dönemin sancıları bitmişti, yeni yıldız sınıfı Vince Carter’ı sahnenin dışarısında bırakacak kadar kuvvetli ve

VINCE CARTER

Page 21: SlamDunk Dergi - Sayi 60

çeşitliydi. Yıldız isim için Toronto Raptors defteri 2004’te kapanmış, yeni durağı New Jersey Nets olmuştu. Hâlâ çok iyi bir oyuncuydu, sakatlıkları yüzünden iyiye iyiye performansının düştüğü Raptors’taki son zamanlarından sonra Nets’te kendini bulmuştu. Fakat bir daha asla eskisi kadar değerli bir isim olmadı. Takımı, taraftarları ve organizasyonu için tarihi öneme sahip bir adamdan, oradan oraya dolaşan bir yıldıza dönüşmüştü. En kötüsü de Toronto’da bir zamanlar sadece onu izlemek için bile maça gelen birçok taraftarın bir numaralı düşmanı hâline gelmişti. 2004’ten bu yıla kadar yaptığı her ziyarette, bir zamanlar açılış basketini attığı salonda çılgınca yuhalandı. Yeni kimliği eski taraftarları için basitti: Hain.

NBA’in önünde küçük ama önemli bir değişim daha vardı. Ligde 17. senesini yaşayan Vince Carter da bu önemli değişimin tanığı olacaktı. Modern istatistikler, Youtube çağında farklı bir yön çizmiş, gazeteciler arasında oyuncuların ne kadar zıpladığından, attığı sayılardan ya da yaptığı smaçlardan çok verimlilikleri konuşulmaya başlanmıştı. Vinsanity ve Air Canada da artık iki eski lakabından eser taşımıyordu. Yaşlanma ve başından geçen sakatlıklar ondan çok şey götürmüştü. Lâkin bu gerçekle kavga etmedi, nostaljinin bugününü gölgelemesine izin vermedi ve realite ile barıştı. Bir zamanlar olduğu oyuncu değildi artık, yakınından bile geçmiyordu, öyleyse bu değişime

Page 22: SlamDunk Dergi - Sayi 60
Page 23: SlamDunk Dergi - Sayi 60

uyum sağlaması gerekiyordu. Şutu üzerine çalıştı, üçlük yüzdesini mükemmel seviyeye getirdi, şampiyonluğun yakınında olan takımlar için çok değerli olabilecek bir parçaya dönüştü.

Bu profesyonel sporların ve zamanın yıldızlara oynadığı klâsik oyunlardan biridir. Bir gün kalkarsınız ve artık eskisi gibi topa vuramadığınızı, koşamadığınızı, yüzemediğinizi, smaç yapamadığınızı anlarsınız. Aslında bu bir günde olmaz, çoğu zaman düşüşler yavaşça ve acı verici bir şekilde kendini hissettirir, zor olan kabullenmektir. Sadece sporda da değil, müzikte ve sinemada da bunu görürsünüz. Spot ışıkları altında olmaya alışanlar için bu düşüşü kabullenmek zordur. Bir noktadan sonra yıldızların kendilerinin parodilerine dönüşmesinin sebebi budur.

Vince Carter ilk önce Dallas Mavericks’le bu rolü benimsedi. 2011 NBA Şampiyonluğu sonrası düşüşe geçen takımın yeniden canlanma çabalarının önemli yüzlerinden biriydi. Çoğu zaman kenardan geliyor ve tecrübesiyle takıma

katkı veriyordu. Üçlük yüzdesi ve akıllı oyunu eski günlerinin kıyısında dolaşan bu takım için hayatı önem taşıyordu. 2014 NBA Play-offları rolünü cümle aleme bir kez daha ispat etmesine neden oldu. Finalde Miami Heat’i parçalayan ve Florida’daki LeBron devrini noktalayan San Antonio Spurs’ü çok daha önce, Batı Konferansı ilk turunda yenmeye yaklaşan takımın parçasıydı. Üçüncü maçta attığı son saniye basketi NBA kariyerindeki yeni ve son perdesinin jeneriğiydi. Belki 2000 Smaç Yarışması, Allen Iverson ile düellosu ya da Frederic Weis’in üzerinden uçtuğu an gibi görkemli bir şey yapmamıştı ama bu muhteşem son saniye basketi ile sporun nasıl bir çembere benzediğini hatırlatmıştı. Aslında yükseliş, düşüş, dibe vuruş olarak görüğün şey bir çemberdir ve başladığın yere dönersin. Çoğu zaman. Bir çaylak olarak geldiğin ve pas almak için köşede sabit beklediğin ana 17 sene sonra yeniden döner, bir kez daha orada o pası almak için bekler durursun.

Dallas Mavericks’ten sonra yeni durak Memphis Grizzlies oldu. Vince son birkaç

yıldır şampiyonluk yüzüğünün etrafında dolaşan ve hep bir yerde, yedinci maçlarda takılan bu takıma yardım etmeye geldi. Kasım 2014, büyük dönüşümleri barındıran bu kariyeri onurlandırmak için doğru zamandı. Toronto Raptors, Doğu Konferansı’nın en tehlikeli takımlarından birine dönüştüğü bugünlerde 20 yıllık basketbol mazisinin merkezine yerleşen adamı onurlandırdı. Eski defterleri kapattığını, geçmişe takılıp kalmaktan kurtulduğunu gösterdi. Basketbol anlamında da, pazarlama anlamında da Raptors bir gerçeği 20. senesinde keşfetti: NBA’de devamlılık esastır. Oysa Vince Carter şimdiyi ve geleceği çok önceden görmüştü. Bu yüzden kritik bir play-off karşılaşmasının son maçında, takımdaki herkesin elleri titrerken köşede üçlük için pozisyon almış, NBA’deki üçüncü ve son perdesini bitirmek için bekliyor olacak. “Son” yazısı ekranda görünmeden, belki de basketbol kariyerindeki son jeneriği süslemek için ayaklarını kuracak. yazihaneden.com sitesinden alınmıştır.

VINCE CARTER

Page 24: SlamDunk Dergi - Sayi 60

17 YILLIK EFSANE İÇİN SON

OL(A)MAYACAK BİR GÜN

17 YILLIK EFSANE İÇİN SON

OL(A)MAYACAK BİR GÜN

Page 25: SlamDunk Dergi - Sayi 60

n yedinci yılını geçiriyor NBA’de. NBA’e geldiği ilk günlerden bu yana hep Jordan’a yakın ancak kendine has bir oyun sergiledi Kobe Bryant. Mecazi anlamda söylemiyorum, ama gerçekten Kobe’nin rekorları, saymakla bitmez. O tüm

dünyayı ayağa kaldırıp alkışlattıran şutları, yeri ve zamanı gelince ne yapılacağını çok iyi bilmesi, “kritik” anların “kritik” adamı olması ve olgunluğuyla, sevmeyenlerin bile yoğun saygı beslediği bir insan olabilmeyi başarmıştı. Şüphe yoktur ki NBA’in en çok saygı duyulan oyuncusu Allen Iverson’dır. Fakat Kobe’yi Iverson’dan ayıran özelliği, hala devam edebilmesidir.

Evet şaka değil. Kobe Bryant 35 yaşında, her zamankinden daha da formda. Kobe Bryant için 2012 yılının başlarında yapılmış bir video vardı YouTube’da, videonun ismi şuydu: “Kobe Bryant – Stronger (2012)” ve videoyu yayımlayan kişi, açıklama kısmına şunu yazmıştı : “Kobe Bryant will be stronger than ever!” ve bugün anlıyoruz ki, videoyu yayımlayan kişi haklıdır.

Kobe hakkında ciltler dolusu kitaplar yazılmalıdır. Kobe’nin egosu değil, hala oynaması tartışılmalıdır. Kobe’nin bencil olması değil, skorerliği tartışılmalıdır. Kobe’nin pas vermeyip üç kişinin üzerinden şuta kalkması değil, o üç kişinin üzerinden o şutu nasıl soktuğu tartışılmalıdır. Kobe egosu yüzünden suçlanmamalı ve eleştirilmemelidir. Hatta bu konuda onun bu sözü her şeyi açıklar niteliktedir: “En iyisi olmak için uğraşmayacaksan, basketbol oynamanın ne anlamı var ki?”. Bu sözünde de pek haklıdır. Hayır, burada egosunu ve zaman zaman bencil oluşunu desteklemiyorum. Bunlar, Kobe’nin “en iyi” olmasını sağlayan unsurlardır. Bunlar eleştirilmemelidir. Eleştirilmesi gereken; Kobe’nin Raptors maçının en kritik anlarında üç defa üst üste üçlük sokup, daha sonra da çift el smaç basmasıdır. Eleştirilmesi

OYazı: Batur Çiftçi

17 YILLIK EFSANE İÇİN SON

OL(A)MAYACAK BİR GÜN

17 YILLIK EFSANE İÇİN SON

OL(A)MAYACAK BİR GÜN

Page 26: SlamDunk Dergi - Sayi 60

gereken; Kobe’nin 8-9 maç üst üste 30 sayıyı geçmesidir. Eleştirilmesi gereken; Kobe’nin 35 yaşında bile LeBron’u bloklamasıdır. Kobe, bu yüzden suçlanmalıdır. Çünkü o suç işlemiştir. O, on yedinci yılını geçirdiği NBA’de, niçin bu kadar hunharca davranmıştır? Niçin hala bu kadar mükemmeldir? Niçin hala bırakmıyor? Neden vazgeçmiyor? İşte, eleştirilmesi ve tartışılması gereken tamamıyla budur.

Burada Kobe’nin kariyerini anlatacak değilim. Bu beni aşar. Bunu ancak Jordan veya Jackson yapmalıdır. Burada Kobe’nin bu sezonunu da anlatacak değilim. Hepimiz onu büyük bir hayranlık, şaşkınlık ve zevk ile seyredip olanları gördük. Her hareketini de takdir ettik. Onu hep kutlayıp tebrik etmesini de bildik. CP3, LeBron gibi mükemmel ötesindeki süper yıldızlar da onu hiçbir zaman kutlamayı ihmal etmediler.

Sakatlandı. Evet, Kobe; iddialara göre 1 yıl NBA’de yok. Düşünün bir kez, 35 yaşındasınız ve hayatınızın yarısı NBA’de geçmiş, takımınızda iyi oyuncular var fakat berbat bir sezon geçirmişsiniz, eleştiri odağı en başta sizsiniz. Düşünün lütfen bir kez daha, NBA’in en yetenekli oyuncusunu, 35 yaşında blokluyorsunuz. NBA’in en yetenekli oyun kurucusu CP3’ün üzerinden smaç vurarak onu rezil ediyorsunuz. Düşünün evet bir kez daha, 35 yaşındasınız, deplasmandasınız, Blazers’a karşı mücadele ediyorsunuz ve hiç çıkmadan 48 dakika oynayıp, 47 sayı atıyorsunuz. Bunları yapmak için, ya deli olmanız gerekir, ya da Kobe. Kaldı ki, Kobe de bir delidir.

Ne yaptı ne etti, takımını playofflara sokmayı başardı. Kobe, en azından Iverson gibi “şampiyonluk yaşayamamış” bir yıldız olarak bitirmiyor kariyerini. Hepimiz iyi biliyoruz ki, kazanma hırsı en çok olan ve kazanmasını da en iyi bilen oyuncu, hiç tereddüt etmeden söylüyorum Kobe’dir. 5 şampiyonluk buna kanıttır. 3’ü Shaq ile birlikte olsa da, o 3 şampiyonluğun kazanılmasında Kobe’nin geçen emeği asla inkar edilecek değildir. Kobe’nin 81 sayı attığı maçtan 65 sayı attığı maça kadar, üst üste 8 defa 35 sayıyı geçip de MSG’de 61 sayı attığı maça kadar, her maçı mükemmeldir. Kobe’nin en kötü maçı bile mükemmeldir. Kobe’nin top sektirişi bile harikadır.

Kobe, sanatkar bir basketbolcudur. “Basketbol sanattır” sözünün pratikteki halidir. Benim Kobe ile ilgili meselem geniştir. Onunla aramda özel bir bağ vardır. Onunla Mayıs 2010 gibi geç bir sürede tanıştım, ama onun 1996’dan bugüne kadar olan her adımını biliyorum. O resmen bana yaşamayı öğretmiştir. O bana hayatı tekrar tanıtmıştır. Vazgeçmemeyi, oynadığı basketbolla öğütlemiştir. Onun yüzünden sorun yaşamadığım kimse yoktur. Hatta o kadar ki, birkaç arkadaşımla dargınlığımın nedeni Kobe olmuştur. Geceleri uykusuz kalmamın nedeni Kobe olmuştur. Babamla bu yüzden tartışmamın nedeni Kobe olmuştur. Bendeki basketbol aşkının ve tutkusunun nedeni de, elbetteki Kobe olmuştur.

Onu seyrederken gerçekten mükemmel hissediyorum kendimi. Jordan’ın “ben sadece Kobe’yi izliyorum” sözünü aklımdan çıkarmadan izliyorum. Onu izlerken, ileride bu anları hatırlayıp da anlatma hayalini kuruyorum.

Kobe Bryant sakatlandı, iddialar; aşil tendonunun yırtıldığı yönünde. MR çekilecek zannediyorum,

Page 27: SlamDunk Dergi - Sayi 60

“Sakatlandı. Evet, Kobe; iddialara göre 1 yıl NBA’de

yok. Düşünün bir kez, 35 yaşındasınız ve hayatınızın

yarısı NBA’de geçmiş, takımınızda iyi oyuncular

var fakat berbat bir sezon geçirmişsiniz, eleştiri odağı

en başta sizsiniz. Düşünün lütfen bir kez

daha, NBA’in en yetenekli oyuncusunu,

35 yaşında blokluyorsunuz”

Kobe Bryant

Page 28: SlamDunk Dergi - Sayi 60
Page 29: SlamDunk Dergi - Sayi 60

durumu kesin olarak o zaman belli olacak. Kobe’nin sakatlığı hepimizi yıktı, LeBron’un Twitter’dan destekçi sözleri ve CP34ün de yine Twitter’dan “Dostum Kobe için dua edin.” demesi, Kobe’nin ne denli bir oyuncu olduğunun kanıtıdır. Herkesin sakatlanacağı aklıma gelirdi de, Kobe’nin sakatlanıp uzun süre parkelerden uzak kalacağı aklımın ucundan bile geçmezdi. En fazla 1 hafta derdim. Ama yapacak bir şey yok, oluyormuş.

Bugünü “kariyerimin en kötü gecesi” diyerek tanımladı Kobe Bryant. Bugün NBA’in de en kötü günlerinden biridir. Bugün, basketbolun kaybıdır. Hatta abartayım, bugün sanat dünyasının çöktüğü gündür. NBA, bir sanatkarını uzun zaman parkelerde göremeyecek. Biz de göremeyeceğiz. “NBA; Rose ile geleceğini, Kobe ile geçmişini kaybetti” sözü, 2000’li yılları pek güzel anlatır. Bütün söylenmek istenen sözler, verilmek istenen mesajlar, bu sözde gizlidir.

Vino-Mamba, Kobe Bryant; geçmiş olsun efsane basketbolcu. Seni bekliyoruz. On sekizinci yılını izlemek için, sabırsızlanıyoruz. Sana inanıyoruz!

Kobe Bryant

Page 30: SlamDunk Dergi - Sayi 60