Slam Dunk Dergi - Sayi 09

HAFTALIK BASKETBOL DERGİSİ

SLAMDUNK

DIRKAMERİKA ACI VATAN

21 - 27 KASIM 2011 / SAYI: 9

chaRlesbaRKley

THY

EUROLEAGUE VE TARİHİ

ANLARIYLAEUROLEAGUE

juan caRlos

navaRRo

E D İ T Ö R

Teklİf kABUl eDİlMeDİ , DAğılın!

NBA, tAkım sAhiplerinin lokAvtın sona erdirilmesi için yaptığı son teklif de oyuncular sendikası tarafından reddedildi ve 2011-2012 sezonu büyük

bir çıkmaza girdi. New York’da geçen gece yapı-lan toplantıdan sonra açıklama yapan Oyuncular Sendikası Başkanı Billy Hunter, takım sahipleri-nin son toplu iş sözleşmesi teklifini ‘’ültimatom’’ olarak nitelendirdi ve ‘’Oyuncular, bu ültimatomu kabul etmeye hazır değil’’ diyerek, teklifi hiç adil bulmadıklarını söyledi. Bu aşamadan sonra NBA yönetimine karşı yasal yollara başvuracaklarını belirten Hunter, Antitröst davası (ABD’de uygu-lanan Antitröst yasaları, piyasadaki haksız ya da tekelci sayılan uygulamaları kısıtlayan yasalardır. Firmalar arası rekabet koşullarını çeşitli yasalar aracılığıyla korumaya yönelik en uzun ömürlü politikadır) açacaklarını da ifade etti. Oyuncu

temsilcilerinin basın toplantısına, Kobe Bryant ve Carmelo Anthony gibi ünlü NBA oyuncuları da katıldılar ve teklifin reddi konusunda hemfikir olduklarını söylediler. NBA Başkanı David Stern ise yaptığı açıklamada, hayal kırıklığına uğradı-ğını ve sezonun oynanması konusunda endişeli olduğunu belirtti. Stern, ‘’Sendikanın aldığı karar sorumsuzca. Billy Hunter, sezonu tehlikeye atma-yı ve sendikasının üyelerinin büyük bir ücretten mahrum kalmasını seçti’’ diye konuştu. Takım sahiplerinin son teklifinin kabul edilmesi halinde sezonun 15 Aralık’ta başlayabileceği bildirilmişti. NBA tarihinde maçlar ikinci kez iş sözleşmesinde-ki bir anlaşmazlık nedeniyle ertelendi. Daha önce benzeri bir kriz 1998-1999 sezonunda meydana gelmiş ve o dönem normal sezonda bir takım 82 yerine 50 maç yapmıştı. 1998-1990 sezonu şubat ayında başlamış, lokavt 204 gün sürmüştü.

03SLAMDUNK / 21 - 27 KASIM 2011

SLAMDUNKSLAMDUNK DERGİSİBARAS PRO YAYINCILIK

TALATPAŞA CAD.

CAM PRAMİD. NO: 27

80641 / GüLTEPE / İSTANBUL

E: [email protected]

W: slamdunkdergi.com

T: 0 533 552 07 49

Yayın YönetmeniBilgehan [email protected]

Art DirektörÇetin [email protected]

EditörlerUtku Ulutaş[email protected]

Bulut Çiftç[email protected]

Katkıda Bulunanlar

Köksal ÇiftçiNuray ÇiftçiBaykan UlutaşBurçin YalçınEnder SarıhanlıMehmet GüleryüzAhmet Boyacılar

Reklam RezarvasyonBilgehan [email protected]

T: 0 533 552 07 49

0 212 325 91 25

OV E RT I M E H A B E R L E R

BEŞİKTAŞ ÇILDIRMIŞ OLMALI!

AlleN IverSON’I Türkiye’ye getirmeyi başardığı günden beri ABD basketbol medyasında ve basınında

Beşiktaş ismi sıkça kaleme alınan ve dile getirilen bir isim oldu. lokavtın tüm 2011-2012 sezonunu iptal edilme tehli-kesiyle yüz yüze getirirken, Avrupa’ya gi-decek yıldızlar konusunda Beşiktaş yine ABD basınında ön planda. Son 24 saat içinde ABD basınında ve medyasında çıkan haberlere göre Beşiktaş’ın transfer için temasta olduğu oyuncular arasında Paul Pierce, lamar Odom, Tyson Chand-ler gibi isimler yer alırken, ön plana çıkan

üç isim luol Deng, Kevin love ve Carlos Boozer olarak gösteriliyor. los Angeles lakers’ın tecrübeli oyuncusu lamar Odom’ın daha önce ABD Milli forması ile Avrupalı rakipler karşısında gösterdiği başarılı performanslar göz önünde tutu-larak, yarattığı eşleşme problemlerinin Beşiktaş açısından da büyük bir avantaj sağlayabileceği belirtilirken, ermeni kökenli eşi Khloe Kardashian’ın Türkiye’yi pek düşünmediği de ekleniyor. Avrupa Şampiyonasında Türk basketbolseverle-rin göz bebeği haline gelen luol Deng ise takım arkadaşı Ömer Aşık’tan Türkiye ile ilgili bilgi almaya başlamış bile.

BEşİkTAş yİnE ABD BAsInIn-DA Ön pLAnDA. sOn 24 sAAT İçİnDE ABD BAsInInDAVE MEDyAsInDA çIkAn HABER-LERE gÖRE BEşİkTAş’In TRAnsfER İçİn TEMAsTA

04 21 - 27 KASIM 2011 / SLAMDUNK

ENES BEKLEMEDE

TürK Milli TAKIMI OYuNCulArINDAN enes Kanter’in, NBA’deki lokavt sırasında ace-le bir karar vermemek için biraz daha bekle-

mek istediği öğrenildi. Şu an los Angeles’te antrenmanlara devam ede-

rek formunu kaybetmek istemeyen enes Kanter’in menajeri Max ergul’un yaptığı açıklamalara göre oyuncunun Çin, Kore ya da ispanya’da oynama ihti-mali bulunuyor.

Şu an herhangi bir takımla anlaşmaya hazır olma-dıklarını belirten ergul, “Hiçbir kulüple görüşmedik henüz. Karmaşık bir durumun içine sürüklenmemek için biraz daha bekleyeceğiz” dedi. SD

MIchAEL JORDAnKUMAR OYNARSA

KAriYeri BOYuNCA MICHAel JOrDAN’IN kumar merakı ve kazandığı ile kaybettiği paralar hep konuşuldu. Hatta NBA’e ara verip

beysbola iki yıl ayırmasının arkasında bile bir şekil-de kumar borçlarının olduğu hep söylenip duruldu. Ancak o dönemlerde bile Michael Jordan’ın kumar oynarken fotoğrafları basına hemen, hemen hiç yan-sımadı. işte Michael Jordan kumar masasında, ortada epeyce yüklü miktar bir para var. Jordan’ın ifade-sinden elinin ne kadar güçlü olduğunu anlamak zor. Ancak şu anda oyuncu olsaydı, NBA başkanı David Stern’ün bu fotoğraf hiç ama hiç hoşuna gitmezdi. SD


10 17 - 23 EKİM 2011 / SLAMDUNK

07SLAMDUNK / 10 - 16 EKİM 2011

nOWITZKIDIRK

AMERİKA Acı vAtAn

Larry Bird emekli olduğundan beri parkeye çıkan en smooth shooter o. Köşede top alıp, ortaya iki dripling

yaptıktan sonra kendini tutan oyuncu üzerinden attığı şuttan, sanki arkada, hafif bir senfonik melodi

duyuluyormuş izlenimi yaratır Nowitzki


1996-1997 sezonunda o ilk senesindeyken Wurzburg daha 2.lig takımıydı. İlk senesi alışma sürecini yaşayan Dirk, 2. senesinde tek kelimeyle patlama yaptı. 1997-98 sezonunda Wurzburg’da ligin hem sayı hem ribaund krallığını üstlendi.

“22 yAş AlTı AvrUpA şAMpİyonAsı’nDA AlMAn TAkıMınA gİrDİ ve o TUrnUvADA 8 MAçın 7’sİnDe çİT hAnelİ sAyılArA UlAşTı.”

DIrK NOwITzKI, AlMANYA’NIN wurzburg kentinde yağmurlu bir yaz günü olan 19 Haziran 1978’de doğmuş. Nowitzki, her ne kadar Almanya’da yaşamış, büyümüş olsa da çifte pa-saportlu biri. Babası Polonyalı ve ha-

liyle Polonya pasaportu da taşıyor. Ancak büyüdüğü Almanya’nın vatandaşlığında kalmayı tercih etmesi, basketbol tarihi açısından önemli bir karar olduğu kesin. Genlerindeki sporcu kişilik galiba annesinden geliyor. Annesi Helen Alman milli takımına kadar yükselmiş başarılı bir basketbolcuymuş zamanında. Kızkardeşi Silke ise eksi bir basketbolcu. Şu anda da Almanya’da NBA maçlarının yayınında çalışıyor. Dolayısıyla Anne-si ve kardeşi sayesinde basketbola bulaşır Nowitzki. Boyunun da yardımıyla kendi şehri wurzburg’un genç takımına girmeyi uzun sürmemiş. 1 yıl genç takımda ge-çirdikten sonra fark edilmesi ve A takıma alınması uzun sürmemiş. 1996-1997 sezonunda o ilk senesindeyken wurzburg daha 2.lig takımıydı. ilk senesi alışma sürecini yaşayan Dirk, 2. senesinde tek kelimeyle patlama yaptı. 1997-98 sezonunda wurzburg’da ligin hem sayı hem ribaund krallığını üstlendi. 29.3 sayı, 11 ribaund ortala-malarla takımı o yıl 1. lige taşıdı. Nowitzki, Almanya’nın o sene en başarılı oyuncusu seçildi. O yazın 22 yaş altı Avrupa Şampiyonası’nda Alman takımına girdi ve o turnuvada 8 maçın 7’sinde çit haneli sayılara ulaştı. Turnuvanın 7.cilik maçında litvanya’ya karşı 34 sayı, 15 ribaundla oynadı. Bu başarılarıyla da kariyerinin en önemli maçına çıkmaya hak kazandı. O yazın oynanan Amerikan Gençler Karması ile Dünya Gençler Karması

n B A D I R k n O w I T z k I

maçı için San Antonio’ya çağrıldı. O maçta bütün ka-riyerinin en önemli oyununu çıkardı ve maçı 33 sayı, 14 ribaund, 3 top çalmayla oynadı, maçın MvP’si oldu. Böylece NBA “scout”larının dikkatini çekti. O yaz NBA draftına girmeyi başardı. Mirsad’ın da seçildiği draftlar-dan önce Milwaukee, robert Traylor karşılığında 9.sıra hakkını ve Pat Garrity’i Dallas’a vermişti. Draftta Dallas Nowitzki’yi seçti. 7 milyon dolara 1 yılı opsiyonlu 4 yıllık sözleşme imzaladı. Daha çok genç olduğu için pişmesi düşünülerek o senesini wurzburg’un Bundesliga’daki ilk yılında geçirmesine karar verildi. 1998-99 sezonuna wurzburg’da başlayıp sezonun ilk yarısını bir bölümünü ancak oynayabildi. O kısa dönemde takımın ve ligin sayı krallığını 22.9 sayıyla ele geçirdi. Yanında 8.4 ribaund çekmeyi de unutmadı tabi. Bu başarılarından sonra Aralık 1999’de Dallas’a katıldı.

1999-2000 NBA sezonunda, coach Don Nelson onun farklı bir tip oyuncu olduğunun farkındaydı ve bu farklılığını kullanmak istiyordu. 4 Ocak 2000 tarihinde, Internet milyarderi Mark Cuban Mavericks’i 280 milyon dolara satın aldı. Cuban Mavericks’i alır almaz yatırım ve franchise sistemini yeniden yapılandırma yoluna gitti. Takımın daha rahat seyahat etmesi için 46 milyon dolara bir Boeing 757 satın aldı. Franchising gelirleri ar-tırarak 100 milyon doların üzerinde bir gelir de elde etti. Nowitzki Cuban’ın bu yatırımlarının odağında olduğunun farkındaydı. Patronundan her zaman övgüyle bahseder olmuştu. Bu arada Cuban ve coach Nelson Nowitzki’nin ortalamalarının gelişmesi için birdizi plan ve program ortaya koyarak çalıştılar. Nowitzki bu çalışmaların ışığında 17.5 sayı, 6.5 ribaunt ve maç başına 2.5 asist or-talaması tutturmayı başardı. Bu gelişimine rağmen o yıl NBA’in en Çok Gelişme Gösteren Oyuncu Ödülü Jalen rose’a kaptırdı. Aralarında Paul Pierce ve vince Carter gibi oyuncuların bulunduğu NBA All-Star Sophomore takımında yer aldı.

Nowitzki, 2000-01 NBA sezonunda 21.8 sayı, 9.2 ribaunt ve maç başına 2.1 asist kaydederken, ortalama-larını bir hayli geliştirdi.

Nowitzki’li Dallas, Normal sezon 53-29 gibi hatırı


10 21 - 27 KASIM / SLAMDUNK

sayılır bir oranda kapattı. 1990’dan bu yana ilk kez Play-Off’a kalmayı başardılar. ligin en diplerinden, ortalarda kendisine yer bulabilen bir takıma dönüştüler. Fakat ilk turda karşılarına John Stockton ve Karl Malone’lu utah Jazz çıktı. O yıllarda fırtına gibi esen rakibi karşısında fazla varlık gösteremedi.

2001-02 NBA sezonu öncesinde, Nowitzki, Formula 1 şampiyonu Michael Schumacher’den sonra en çok kazanan ikinci Alman sporcu konumuna erişti. Altı yıllık 90 milyon dolarlık bir sözleşme imzaladı. Bu rakamların sahada hakkını vermesi uzun sürmedi. 23.4 sayı ortalamasıyla, gelişmeye devam etti. Maç başına 9.9 ribaund ve 2.4 asist’le oynadı. All-NBA ikinci takımı ve All-Star maçı için seçildi. Aynı zamanda 13 maçta Shaquille O’Neal ve Tim Duncan’ın arkasından 30 say, 10 ribaunt ortalamaları tutturarak, takımını bir kez daha Play-Off’lara taşıdı. 57-25’lik oranla geçen yılki istatistiklerini yakaladı. Bu arada Mavericks Play-Off’lar için Nick van exel’ı takıma kattı.

Mavericks, 2002 NBA Playoff’larında, ilk turda Kevin Garnett’lı Minnesota Timberwolves’ı 3-0 ile süpürüldü. Bu maçlarda Nowitzki 24.0 sayı ile oynadı. ikinci turda rakip güçlü

Sacramento Kings’ti. Bu maçlarda Kings forveti Chris webber onu zorlayan isimdi. Kings coach’u rick Adelman, savunma şemasını tamamen Nowitzki üzerine kuruyordu. Özellikle webber’ı Nowitzki’nin üzerine, bire bir savunması için salıyor-du. Fakat webber’ın savunmasını kolay aşan Nowitzki’ye bu defa Hidayet Türkoğlu ile tutmayı denedi. Avrupa basketbo-lundan gelen ikilinin savaşı görülmeye değerdi.

“2001-02 nBA sezonU ön-cesİnDe, noWıTzkı, for-MUlA 1 şAMpİyonU Mıc-hAel schUMAcher’Den sonrA en çok kAzAnAn İkİncİ AlMAn sporcU konUMUnA erİşTİ.”


12 21 - 27 KASIM 2011

12 21 - 27 KASIM 2011


“Bİz, fİzİksel olArAk DAhA İyİ DUrUMDAyDık ve sonUnA kADAr AyAk-TA kAlDık. sABır ve AzİM gerekİyorDU. BUnU DA gösTerDİk ve kAzAnDık”

Hido, çevikliği ve hızıyla Nowitzki’nin canını fazlasıyla sıkmıştı. Altı maç sonunda Kings’e elenmekten kurtu-lamadılar. Ancak, Nowitzki Avrupa’da da parlayan bir yıldız olarak giderek hayran kitlesini genişletti. italyan la Gazzetta dello Sport, “Avrupa’da son 10 yılın en iyi oyuncusu olarak gösterdi”. Nowitzki’yi bu oylamada Dejan Bodiroga ve Kings’li Stojakovic takip etti.

2002-03 NBA sezonu başlamadan önce, Don Nelson ve Mark Cuban, daha üretken bir pota altı yaratmak için raef lafrentz ve Shawn Bradley’ye daha fazla süre verme kararı aldılar. Bu uygulama sonunda Mavericks ilk 11 maçını kazandı. Michael Finley, Steve Nash ve Nowitzki, 2002 yılı Kasım ayında “Ayın Batı Konferansı Oyuncular” seçildiler. O sezon, Nowitzki, 25.1 sayı, 9.9 ribaund ve 3.0 asist ortalamaları tutturdu. Ayrıca, o sezon 41 double-double yapma başarısını gösterdi.

Avrupalılar arasında istetistikleriyle en başarılısı olduğunu gösterdi. Yine All-Star ve All-NBA ikinci takı-mına seçildi.

Normal Sezonu 60-22 ile bitirdiler. 2003 NBA Play-Off’larında bu kez rakipleri Portland Trail Blazers’tı. Olağanüstü bir seri oynadılar. ilk üç maçı kazandıkla-rında seriyi bitirdiklerini düşünüyorlardı fakat Portland sonraki üç maçı kazanarak seriyi 3-3’e getirdi. son maç-ta coşan Nowitzki’li Dallas, maçı 107-95 kazanarak bir üst tura çıktı. Bir röportajında, “Bu benim kariyerimin en önemli maçıydı, tatile gitmek için hazır değilim. Oyna-mak istediğim bir dolu maç var.” dedi. eSPN ile yaptığı bir röportajda şunları ekledi: “Biz, fiziksel olarak daha iyi durumdaydık ve sonuna kadar ayakta kaldık. Sabır ve azim gerekiyordu. Bunu da gösterdik ve kazandık” dedi.

Bir sonraki turda, Mavericks, Kings’le tekrar karşılaş-tı. 113-124 ile evinde ki ilk maçı kaybettikten sonra, No-witzki ve emektar altıncı adam van exel’ın 83 sayısıyla muhteşem bir ikinci maç çıkardılar ve 132-110 kazana-rak durumu 1-1 yaptılar. Kings’in yıldızı Chris webber’ın menüsküs ameliyatı olması ve maçlarda yer almamıs büyük bir avantaj sağlasa da seriyi 4-3 ile zor geçtiler.


Mavericks, Batı Konferansı Finalleri’nde Tim Duncan’lı, San Antonio Spurs ile karşılaştı.

Nowitzki, ilk maçta 38 sayı attı ve maçı da 113-110 kazandılar. ikinci maçta, Spurs 132-110 galip gelerek seriyi eşitledi. üçüncü maçta bir pozisyonda Nowitzki ve Manu Ginobili, çarpıştılar ve Ginobili dizinden ciddi bir şekilde sakatlandı. Buna rağmen seriyi Spurs kazandı. Nowitzki bir kez daha Avrupalılar arasında en iyi oyuncu seçildi.

Mark Cuban ve Don Nelson, 2003-04 NBA sezonun-da, daha ofansif oyuncuları kadrosuna eklemeye karar verdi. Golden State warriors All-Star forveti Antawn Jamison ve Antoine walker’ı aldılar. Bu seçimler No-witzki için çok iyi oldu. Daha çok dışardan oynayan, çok fazla atış kullanan ve daha boş kalan bir oyuncu ko-numunda kaldı. içerden zorlamalara fazla gerek duy-madan oynadı. Fakat tüm yaz boyunca kas çalıştığı için fiziğinde de gelişme oldu. Bu çevikliğini ve hızını arttırdı.

Sezonu 21.8 sayı, 8.7 ribaund ve 2.7 asist, ortalama-larıyla tamamladı. ilk kez kariyerinde düşüş yaşadığı sezon bu sezon oldu. 52-30 ile bitirdikleri bu sezonda bir kez daha Kings ile ilk turda karşılaştılar. Fakat 5 maç sonunda elenmekten kurtulamadılar.

2004-05 NBA sezonu başlamadan önce, Mavericks, savunma merkezli oynayan erick Dampier’ı, Golden State warriors’dan alırkenSteve Nash Free Agent oyun-cu olarak Phoenix Suns’ın yolunu tutuyordu. Bu nowitz-ki için büyük darbe oldu. en yakın arkadaşı ve sahada en iyi anlaştığı oyuncuyu kaybediyordu.

Aynı sezon Mark Cuban’la fikir ayrılığına düşen Don Nelson istifa etti ve onun yerine yardımcısı eski Spurs’lü Avery Johnson coach olarak göreve getirildi. Nowitzki tüm bu hengamenin tam ortasında kalsada sezona çok iyi bir başlangıç yaptı. 26.1 sayı 9.7 ribaund, 1.5 blok ve 3.1 asist ortalamaları ile oynadı. O yıl Avrupalılar ara-sında 2.000 sayı barajını geçen en genç oyuncu da oydu.

2 Aralık 2004’de, Nowitzki Houston rockets, potası-na 53 sayı bırakarak kariyerinin bir maçta en fazla sayı rekorunu kırdı. Tabi akabinde Nowitzki, ilk kez All-NBA birinci takımında kendisine yer buldu.



2006-07 sezonunda 24.6 sayı, 8.9 riband ortala-maları tutturan nowitzki, takımını 67 galibiyete taşıdığı normal sezonda nBA en Değerli oyuncu ödülünü kazandı. fakat play-off’larda takımının ilk turda golden state Warriors’a 4-2 elenmesine engel olamadı.

“2007-08 sezonUnDA 23.6 sAyı 8.6 ve 3.5 AsİsT orTA-lAMAlArıylA nİspeTen BAşArılı Bİr sezon ge-çİrMesİne rAğMen TAkı-Mı BAşArılı olAMADı”

Steve Nash ve Shaquille O’Neal arkasından, ligin MvP oylamasında üçüncü sırada yer aldı. All-NBA birinci takımına seçilmiş olması Nowitzki’ye, Amerika Birleşik Devletleri’nde, lise veya üniversite okumadan All-Star birinci takımına seçilen ilk ve tek oyuncu ünva-nını getirdi.

2005-06 sezonunu da 26.6 sayı ve 9 ribaund or-talamasına ulaştı, Dallas Mavericks forması ile NBA finallerine kadar yükseldi, Miami Heat’e (6 maçlık seri sonunda 4-2) şampiyonluğu kaybetti ve bu sezon da NBA All-Star maçına seçildi. O yaz da Almanya Millî Basketbol Takımı ile de Dünya Şampiyonasında sekizin-ci oldular (23.1 sayı, 10.1 ribaunt, 3.3 asist ortalaması ile).

2006-07 sezonunda 24.6 sayı, 8.9 riband ortalama-ları tutturan Nowitzki, takımını 67 galibiyete taşıdığı normal sezonda NBA en Değerli Oyuncu Ödülünü kazandı. Fakat Play-off’larda takımının ilk turda Golden State warriors’a 4-2 elenmesine engel olamadı.

2007-08 sezonunda 23.6 sayı 8.6 ve 3.5 asist or-talamalarıyla nispeten başarılı bir sezon geçirmesine rağmen takımı yine istediği başarıları elde edemedi ve ilk turda New Orleans Hornets’e 4-1’lik seriyle elendiler.

2008-09 sezonunda sezonun sonunu çok iyi ge-tirerek Play-Off’a iddiali girdiler. Nowitzki o sezonu 25.9 sayı 8.4 ribaunt ve 2.4 asist ortalamalarıyla geçti. Dallas Play-Off’un ilk serisinde San Antonio Spurs gibi iddialı bir takımı elerken konferans yarı finalinde Den-ver Nuggets’ 4-2 elenmekten kurtulamadılar. Nowitzki Denver Nuggets serisinde 34.4 sayı, 11.6 ribaunt ve 4.0 asist gibi kusursuz bir oyunla Play-Off’ta en etkileyici


18 21 - 27 KASIM 2011

18 21 - 27 KASIM 2011


“fİnAl serİsİnDe olAğA-nüsTü oynADığıMı DüşünMüyorUM. eğer TAkıM olArAk BİrlİkTe İyİ oynAMAMış olsAyDık, fecİ Bİr son olAcAkTı.”

performanslardan birini sergiledi.Ayrıca Dirk Nowitzki çeşitli sebeplerden dolayı 2009

Avrupa Basketbol Şampiyonası’na katılamadı. 2010-2011 NBA batı final serisinde Oklohoma City Thunder ile yapılan maçta 24 serbest atışın tamamını sayıya çevirerek Paul Pierce (21-21) ait olan NBA Play-Off’ları serbest atış rekorunun yeni sahibi olmuştur. 2010-11 NBA sezonu final serisinde takımı Dalas Mavericks Miami Heat’i 4-2 yenerek şampiyon oldu. Nowitzki final serisinin MvP’si olurken 13 yıllık NBA kariyerinde ilk kez şampiyonlukla tanıştı.

Ama aynı başarıyı Alman Milli takımı ile yaşayamadı. 2011 Avrupa Şampiyonası öncesi kendisiyle ilgili Alman dergisi Spiegel’in yaptığı röportajdan kısa bir alıntıda bakın şunları söyledi.

SPIEGEL: Nowitzki, Würzburg’un şehir binasında oturuyorsun ve seni dışarıda bekleyen 10.000 hayra-nın var. Senin gibi utangaç bir insan buna nasıl tepki verir?

NOwITzKi: Güzel bir duygu bu. Ancak bunların hepsi gerçek değilmiş gibi geliyor bana. Miami serisinin son düdüğünden beri hayatım geçmişe hücum ediyor gibi.Parti, karşılama töreni, parti, karşılama töreni. Bunları çok yaşayamam. Bir kaç gündür 2. defa yaşıyorum böy-le bir şeyi, ilk kez Amerika’da ve şimdi Almanya’da.

SPIEGEL: O 2 dünyadan hangisine daha yakın his-sediyorsun kendini?

NOwITzKi: Farklı hissediyorum. Tabi ki Almanya’daki insanların maçımı izlemek için gece 2’de kalkması ve würzburg’da Almanya futbol takımı Dünya Kupası’nı kazanmış gibi şampiyonluğumu kutlamasını duymak gururlandırıyor beni.

SPIEGEL: Ama?NOwITzKi: Ama yakında Amerika’daki 13. yılım

olacak. Başlangıçta küçümseniyordum ve gülünüyordu bana. ”Almanya’dan iyi bir çocuk asla bunu başara-maz.” diyordu insanlar. Yine de pes etmedim. Şu anda Dallas’ta 250.000 kişi tarafından karşılandım şampi-


yonluk töreninde. inanılmayacak derecede etkileyici bir duyguydu, ürperdim.

SPIEGEL: Şu anda Alman-Amerikan idolüsün.NOwITzKi: Dürüst olmak gerekirse, yavaş yavaş bu

anlar için yaratılmadığım hissine kapılıyorum.SPIEGEL: Finallerin en değerli oyuncusu seçildin.

Taraftarlar seni Dallas’ı şampiyonluğa taşıyan oyuncu olarak görüyor. Amerikalı hayranların ani sevgisi seni rahatsız etti mi?

NOwITzKi: Final serisinde olağanüstü oynadığımı düşünmüyorum. eğer takım olarak birlikte iyi oyna-mamış olsaydık, feci bir son olacaktı. 6. ve şampiyonu belirleyen maçın son düdüğü çaldığında kan beynime sıçradı. Ne olduğunu düşünmeden soyunma odasına koştum.

SPIEGEL: Sen gittiğinde maç devam ediyordu, bir kaç saniye kalmıştı maçın bitmesine.

NOwITzKi: Sadece çok sayıda takım görevlisinin benim arkamdan geldiğini biliyorum. ”Burada kal, bunu yapamazsın, kupa verilecek.” diye bağırdılar. Ben de onlara “Kupayı istemiyorum.” dedim ve bir duşa gittim, kafamı havluyla kapatıp ağlamaya başladım. Sonra tekrar “Dirk!” diye bağırdıklarını duydum. “Kupayı baş-ka birine versinler” dedim, tam olarak şampiyonluğun değeri bu değil, değil mi?

SPIEGEL: Sakinleştikten sonra takım kaptanının yapması gerektiği gibi kupayı kaldırdın.

NOwITzKi: evet, Allah’a şükür. Çok yakındı.SPIEGEL: NBA, siyahi oyuncular tarafından domine

ediliyor. Şu anda sen Almanya’nın küçük bir şehrinden gelen bir beyaz olarak takımını şampiyonluğa taşı-dın. Amerika’daki bir kısım medya senin durumunu Obama’nın başkan seçilmesiyle kıyaslıyor. Sen kendi durumunla Obama’nun durumunda bir paralellik görüyor musun?

NOwITzKi: Bu tür kıyaslamalar bana uzak bir şey. Siyah ya da beyaz gibi sınıfları olduğunu düşünmüyo-

rum.SPIEGEL: Nowitzki, çok teşekkürler röportaj için.


16 17 - 23 EKİM 2011 / SLAMDUNK

BARKLEY


O L D s C H O O L C H A R L E s B A R k L E y

“Sir”

BARKLEYchARLES

onu, sık sık yer aldı teknik fauller, cezalar, ulusal tartışmalara yol açan yaşam biçimi, çatışmacı tavrı ve her zaman gerçeği konuşan kişiliği ile sevdik ve sevmeye devam ediyoruz. charles Barkley, basketbolun rengi ve gerçek bir efsanesi...

ünİversİTe kArİ-yerİ BoyUncA kısA olMAsınA rAğMen pİvoT oynATılDı. 1.98’lİk BoyU onA çok AvAnTAj sAğ-lAMAsADA, poTA AlTını DAr eTTİ.”

GüÇlü YAPISIYlA rAKiP takımların her zaman çekin-diği bir isimdi. NBA’in gelmiş geçmiş en iyi power forvet-lerinden birisi olarak kabul

edilir hala. Philadelphia 76ers ile 1985’de konferans finali ve 1993’de Phoenix Suns’a transfer olduğu ilk sezon, NBA finali oyna-mış ama müzmin kaybedenler listesinden inememiştir. Son olarak Houston rockets ile 1997’de konferans finali oynamış ve yine kaybetmekten kurtulamamıştır.

Sonuç olarak Charles Barkley’de NBA’de şampiyonluk kazanamamış en iyi oyun-cular arasına adını yazdırmıştır. Barkley 1992 Barcelona Olimpiyatlarında altın madalya kazanan Dream Team yani rüya Takım’ında en önemli oyuncularındandı. Ayrıca 1996 Atlanta Olimpiyatlarında da altın madalya kazanan takımda oda vardı.

işte tüm zamanların en iyi power for-

vetlerinden Sir Barkley’in, başarılarla dolu NBA macerası ve hayatı.

Barkley Alabama’nın leeds, kentinde doğudu. Tüm okul hayatı bu kentte geçti. üniversite yıllarında başarısız okul hayatı yüzünden hep yedek kalmak zorunda kaldı. Ancak, yaz aylarında çalışarak fiziksel özel-liklerini geliştirdi.

Barkley, Auburn üniversitesi’nde



üç yıl boyunca üniversite takımında ilk 5’de çıktı. Özellikle ribaund’larda ki hırsı ve azmi dikkat çekiciydi. Çok ağır ve hantal yapısına rağmen çok iyi sıçrıyayıcı olarak kendini göste-riyordu. Bu hantal yapısına rağmen smaç yapabiliyor ve bunu bir şova dönüştürebiliyordu. Bu ona üniversitede popülarite ve yeni fanlar kazandırdı.

üniversite kariyeri boyunca kısa olmasına rağmen pivot oynatıldı. 1.98’lik boyu ona çokta avantaj sağlamasada, Pota altı, girmeye çalışanlara dar ettiği bir alandı. 1984’de All-American seçim.

Barkley üç yıllık kolej kariyerinde, 68.2% şut yüzdesini 14.8 sayı, 9.6 ribaund, 1.6 asist ve maç başına 1.7 blokları ortala-maları ile perçinledi. 1984’de, NCAA Turnuvası oynanırken bir NBA ajanından para aldığı iddia edildi. Bu onun başını bir süre ağırtsa da 84 draftlarında kendisine yer bulmayı başardı.

Auburn’den bir yıl erken ayrıldı ve 1984 NBA Draft’larında Philadelphia 76ers tarafından, ilk turda seçildi. Julius er-ving, ve Moses Malone’lu kadrosuyla Philadelphia 1983 NBA şampiyonluğunu kazanmıştı. Oldukça saygın bir takıma gel-mekle çok şanslıydı. Her zaman Malone’nun vesayeti altında kaldı. Barkley Malone’dan çok şey öğrenmekteydi. Ante-ranmanları onun için eğitim alanıydı. ligin ribaund canavarı Malone, Barkley’i adeta kanatları altına almıştı. O yıl normal sezonda maç başına 14.0 sayı ve 8.6 ribaund ortalamalarıy-la All-rookie Team takımına seçildi. Sixers Doğu Konferansı




Finalleri’nde beş maçta Boston Celtics tarafından elendi. Barkley, ikinci sezonu boyunca, maç başına 12.8 ribaund ortalaması ile oynadı. Takımın önde gelen ribaund ve sayısı kıralı olması uzun sürmedi. Ama tüm bu çabalarına rağmen Philadelphia’nın, Doğu Konferansı yarı finalinde Milwaukee Bucks’a 4-3 elenmesini engelleyemedi.

1986-1987 sezonunda, Moses Malone, washington Bullets’a transfer oldu ve takım adeta Barkley’in kontüro-lüne geçti. ertesi sezon, Julius erving emekliliğini duyurdu ve Barkley Sixers’ın takım kaptanlığına getirildi. 28.3 sayı ve 11.9 ribaund ortalamaları ile oynadığı sezonda, kariyerinde ilk kez All-NBA First Team’e seçildi. Aynı yıl ilk kez All-Star takımında yer aldı. Sports Illustrated dergisi’nin kapağında yer aldı. Fakat Sixers 1974-75 sezonundan bu yana ilk kez Play-Off’lara kalamıyordu. 1988-89 sezonunda, Barkley 25.8 sayı ve maç başına 12.5 ribaund ortalaması tutturmuştu. üçüncü, kez All-Star Maçı’nda yer aldı ve ikinci kez All-NBA ilk takımı-na seçildi. Maç başına 27.0 sayı, 11.7 ribaund ve 5.3 asist orta-lamalarıyla oynamasına rağmen, 76ers, Play-Off ilk turunda New York Knicks tarafından süpürüldü.

1989-90 sezonunda, Barkley los Angeles lakers’lı ‘Magic Johnson’ın arkasında MvP oylamasında ikinci sırada yer aldı. The Sporting News tarafından Yılın Oyuncusu seçildi. üçüncü kez üst üste All-NBA First Team ve dördüncü kez All-Star takımına seçildi.




Philadelphia, o yıl Doğu Konferansı Yarı Final’inde Chicago Bulls’a kaybetti. Barkley 24.7 sayı ve 15.5 ribaund ortalamala-rıyla oynadı.

1991-92 sezonunda Philadelphia defteri Barkley için kapa-nıyordu. O son sezonunda, HIv pozitif virüs kaptığını açıklayan, Magic Johnson’ı onurlandırmak için 34 yerine 32 numaralı formayı giydi.

17 Temmuz 1992 tarihinde, Jeff Hornacek, Tim Perry ve Andrew lang karşılığında Phoenix Suns’a takas edildi. Phila-delphia Barkley için sekiz yıl boyunca, bir ev gibi oldu.

1992-93 sezonun Barkley açısından oldukça verimli geçti. 25,6 sayı, 12,2 ribaunt ve 5.1 asist ortalamaları tutturdu. Bu arada Phoenix, 62-20 ile kendi rekorunuda kırıyordu. Barkley, aynı sezon ligin MvP’si oldu. Yedinci kez All-Star maçına çıktı. Phoenix suns 1976 yılından beri ilk kez NBA Finalleri’ne ulaşı-yordu. Sezonu 26.6 sayı ve maç başına 13.6 ribaund ile bitirdi. Finallerde ise 27,3 sayı, 13,0 ribaunt ve maç başına 5.5 asist ortalaması tutturdu. Ama altı maç sonunda Bulls’a yenildiler ve şampiyonluğu kaptırdılar.

1993-94 sezonuna Phoenix kötü başladı. Barkley geçirdiği ağır sakatlıklardan dolayı, bir süre takımdan uzak kaldı. Onun yokluğuna rağmen Phoenix Suns sezonu 56-26 kapattı. Batı Konferansı yarı finalinde Houston rockets’a yedi maç sonunda kaybetti.

1995-96 sezonunda Barkley ile Phoenix Suns’ın yolları ayrıldı. Sam Cassell, robert Horry, Mark Bryant ve Chucky Brown karşılığında Houston rockets’a takas edildi.

Tüm zamanların en iyi 50 oyuncusundan ikisi olan Hake-em Olajuwon ve Clyde Drexler ile takımın abileri arasında yer buldu. Olaylarla dolu basketbol kariyerinde, Houston’daki ilk maçında Charles Oakley ile kavga etti ve 5000 dolar para cezası aldı. Fakat aynı maçta kariyerinin en yüksek ribaund rakamınada ulaşıyordu. O maçta tam 33 ribaund tapladı. O sezon boyunca burkulan sağ ayak bileği, sol leğen kemiği üzerinde yırtılma ve çürük nedeniyle 14 maç kaçırdı. Yine de 19.2 sayı ortalamasıyla takımının ikinci skoreri durumundaydı. Olajuwon’ın ribaundlarda başını çektiği Houston’da, 13.5 riba-und ortalamasıyla yine kariyerinin en iyi istatistiklerinden birini yakalıyordu. rockets, o yıl normal sezonu 57-25 ile kapattı. Ama Batı Konferansı Finalleri’nde utah Jazz elenmekten kur-tulamadılar. Barkley o seriyi de 17,9 sayı ve maç başına 12.0 ribaund ortalamaları ile tamamladı.

1997-1998 sezonuna Barkley yine sakatlıklarla boğuşa-rak başladı. 15.2 sayı ortalaması ve maç başına 11.7 ribaund ile oynadığı bu sezonu rockets, 41-41 ile bitirdi. Play-Off ilk turunda yine utah Jazz ile karşılaştılar ve yine elenmekten



29SLAMDUNK / 21 - 27KASIM 2011



kurtulamadılar. O yıl 23.000 sayı, 12.000 ribaunt ve 4.000 asist yaparak, wilt Chamberlain’in ardından, NBA tarihinin en iyi ikinci oyuncusu konumuna geldi.

1999-2000 sezonu Barkley’in kariyerini bitirdiği sezon oldu. Shaquille O’Neal ile girdiği bir mücadelede aşil tendonundan sakatlandı ve 8 Aralık 2000’de, 36 yaşında iken kariyerine son verdi. Barkley, 1992 ve 1996 Olimpiyat oyunlarında Ameri-ka Birleşik Devletleri basketbol takımının bir üyesi olarak iki altın madalya kazandı. uluslararası kurallar Olimpiyatlar’da profesyonel oyunculara kapı açınca Barkley ve bir çok NBA yıldızı Olimpiyatlarda ilk kez yer aldı. efsanevi Dream Team ekibinde tabi ki onada bir yer vardı. 117,3 sayı ortalaması ile önüne geleni devirdiler. Barkley, 18.0 sayı ve % 71.1 şut yüzde-siyle oynadı. Altın madalyaya Barcelona’da Hırvatları finalde yenerek elde ettiler. 1996 Atlanta Yaz Olimpiyat Oyunları’nda, Barkley, takımın lideri konumundaydı. Barkley’in liderliğinde, takım bir kez daha mükemmel performans ortaya koyarak altın madalya kazınmasını bildi. Barkley, SlAM dergisinin bir sayısında Tüm zamanların en iyi 20 oyuncu arasında yer aldı. Dergide, “NBA Hall Of Famer” Bill walton Barkley yetenek-leri üzerine bir makale yazdı. 16 yıllık NBA kariyeri boyunca, basketbol tarihinin en tartışmalı, açık sözlü ve hakim oyun-culardan biri olarak kabul edildi. Onun sık sık yer aldı teknik fauller ve cezalar, ulusal tartışmalara yol açan yaşam biçimi, çatışmacı tavrı ve her zaman gerçeği konuşan kişiliği ile sevildi ve sevilmeye devam ediliyor.

Sir, 2006 yılında “Naismith Memorial Basketball Hall of Fame” üyesi olarak basketbol tarihinin unutulmazları arasın-daki yerinide çoktan aldı.



06 10 - 16 EKİM 2011 / SLAMDUNK


J uA n C A R L O s n AVA R R O

“BArcelonA İle 12 Mİlyon eUro’lUk Bİr AnlAşMA yApArAk AvrUpA’yA gerİ DönDü ve eUroleAgUe’De Mvp seçİlDİ.”

NAvARRO 2000 yazında başlayan İspanya Milli Takım serüve-nine 3 altın 3 gümüş 1 bronz madalya, son olarak bir de eurobasket Mvp’si sığdırmış inanılmaz bir oyun-cu o. Ayrıca 11 yıl boyunca aralıksız her yaz milli takım kadrosunda yer almış yaşayan bir efsane

JuAN CArlOS NAvArrO FeIJOO 13 Haziran 1980 Barselona do-ğumlu. lakabı “la Bomba”. Yani acımasız bombacı. Navarro henüz 17 yaşındayken, ispanya ACB

ligi’nde, ilk kez 23 Kasım 1997 tarihinde, Barcelona için oynamaya başladı. Aynı yıl Nike Hoop Turnuvası’na katılmak üzere seçildi. 1998’de AST turnuvası kazanan ispanyol Milli Takımı’nda yer aldı.

2003 yılında, Dejan Bodiroga ve Gregor Fučka’nın takıma katılması, onun hayatının dönüm noktası oldu. Bu oyuncuların takım-da yer almasıyla atağa kalkan Barcelona, o yıl euroleague’i kazandı. ispanya ACB ligi, ispanya Kral Kupası, ve aynı yıl euroleague kazanan Barcelona tüm kupalarda fırtına gibi esti.

Navarro, Barcelona ile 5 kez (1999, 2001, 2003, 2004 ve 2009) ACB şampi-yonluğunu, aynı zamanda, 2001, 2003,

2007, 2010, ispanya Kral Kupası şampiyon-luğunu, 2007 ve 2010 yıllarında ispanya Süper Kupası’nı, 1999 yılında Koraç Kupası şampiyonluğunu ve euroleague’de 2002-03 şampiyonluklarını kazandı. 2006 yılında, ACB normal sezonun en değerli oyuncusu ödülünü de kucaklayan yine oydu. 2007’de bir sezon Memphis Grizzlies forması giydi. Ama 5 yıl için Barcelona ile 12 milyon euro’luk bir anlaşma yaparak Avrupa’ya geri döndü. 2009 yılında euroleague’de MvP seçildi.

Aleksandar Djordjevic, Arturas Karnišovas, rony Seikaly, Pau Gasol ve Šarūnas Jasikevičius gibi yıldızlar ile Bar-celona için oynamak Navarro’yu daha iyi bir oyuncu yapmaya yardımcı oldu.

Kariyerinin başlarında en çok gelecek vaat eden Avrupalı genç oyunculardan biri olarak gösterilmesi kimseyi şaşırtma-dı. Ancak, 2001-02 sezonunda, Navarro


ÇAKAL cARLOS


bir dizi sakatlıkla boğuşmak durumunda kaldı. Bu onu erken yaşlarda sıkıntıya sokmaya yetti. Yine de 2002 NBA draftları-na katıldı ve washington wizards tarafından ikinci turda (40. sırada) seçildi. NBA için hazır olmadığını düşündüğünden bir yıl daha Barcelona’da kalmayı tercih etti.

Fakat 3 Ağustos 2007’de, washington wizards, ilk tur seçme hakkı karşılığında onu Memphis Grizzlies’a verdi. Bu duruma o kadar çok sevindi ki Milli Takım ve Barcelona’dan eski takım arkadaşı Pau Gasol ile bir adada oynama fırsatını yakaladı. Başta NBA gözlemcileri onun yetenekleri ve kapasi-tesi konusunda kuşkuluydular. Çaylak sezonunda, kullandığı 361 isabetli 3 sayılık atış ve maç başına 10.9 sayı ortalaması, onu 2007-08 NBA All-rookie ikinci Takımına kadar taşıdı. 18 Haziran 2008’de, Navarro, yukarıda da değindiğimiz gibi 12.5 milyon euro karşılığında Barcelona’ya geri döndü. Onun söz-leşmesinin iptalinden hemen sonra Memphis Grizzlies Allen

Iverson ile anlaştı.1998 yazında, Navarro, FIBA Avrupa Şampiyonası 18 yaş

altında ispanya Genç Milli Takımın’nın kaptanıydı. O, Pau Gasol


“nBA gözleMcİlerİ onUn yeTeneklerİ konUsUnDA kUşkUlUyDUlAr. çAylAk sezonUnDA, kUllAnDığı 361 İsABeTlİ 3 sAyılık ATış ve MAç BAşınA 10.9 sAyı or-TAlAMAsı, onU 2007-08 nBA All-rookıe İkİncİ TAkıMı-nA kADAr TAşıDı.”



ve eski utah Jazz oyuncusu raul lopez ile birlikte ispanya’nın altın neslinin bir temsilcisi olarak görülüyordu. 1999 FIBA Dünya Gençler Şampiyonası MvP’si seçildi ve aynı zamanda turnuvanın ilk beşinde yer alan tek ispanyol oyuncuydu.

Navarro, 2000 Sydney Olimpiyat Oyunları’nda ispanyol Milli Takımı’nda da yer aldı. 2001 Avrupa Şampiyonası’nda Türkiye’ye karşı da oynadı. Almanya’ya karşı oynadıkları 3’lük maçında gösterdiği performans ayakta alkışlandı. is-panya Türkiye’de düzenlenen turnuvadan bronz madalya ile döndü.isveç’te 2003 Avrupa Şampiyonası’nda gümüş ma-dalya kazandı. Navarro, 2004 Atina Olimpiyat’larında ABD Milli Takımı’na karşı tam 18 sayı ile oynadı. 2005 Avrupa Şampiyonası’nda, ispanyol 4. sırada yer aldı. Navarro, sadece Dirk Nowitzki’nin arkasından, maç başına 25.2 sayı ortalaması ile turnuvayı 2. sırada bitirdi. Ağustos 2006 yılında, ispanyol milli takımı ile Dünya Şampiyonası’nda altın madalya kazandı.

eylül 2007’de, Avrupa Şampiyonası’nda, yine altın madalya kazandılar. ve son olarak litvan’ya da bir kez daha Avrupa şampiyonu olurlarken Navarro MvP seçiliyordu.


“nAvArro, 2000 syDney olİMpİyAT oyUnlArı’nDA İspAnyol Mİllİ TAkıMı’nDA DA yer AlDı. 2001 AvrUpA şAMpİyonAsı’nDA AlMAnyA’yA kArşı oynA-DıklArı 3.’lük MAçınDA gösTerDİğİ perforMAns AyAkTA AlkışlAnDı.”



E u RO L E Ag u E B Ö L Ü M 4 : 7 0 ’ L E R

Bİr rus efsaNesİ oLaN sergeI BeLov, CsKa MosKova’LI taKIM arKadaşLarININ öNüNde avrupa KupasI’NI KaLdIrIrKeN. CsKa, IgNIs varese’yİ fİNaLde 67-53 yeNereK, 1971 avrupa KupasI’NI MüzesİNe götürMüştü.FOTO: FundAcIOn PedrO FerrAndIz

tARİHİAnLARıYLA

EUROLEAGUE




1972 avrupa KupasI MaçINda, aLdo ossoLa, dINo MeNeghIN

ve MarINo zaNatta, IgNIs varese Baş aNtreNörü aza

NIKoLIç İLe Bİr pozİsyoNu tartIşIrLarKeN.

2000 yILINda öLeN NIKoLIç, yugosLav BasKetBoL’NuN

BaBasI oLaraK KaBuL edİLİr. FOTO: LA GAzzeTTA deLLO SPOrT, İTALYA

2541SLAMDUNK / 21 - 27 KASIM 2011


real Madrid 1978 avrupa Kupası’nı kazanırken, takım kaptanı Walter szczerbiak oğlu Wally’ye avrupa Kupası’nı gösterirken. FOTO: Gigantes del Basket, İspanya



1976 avrupa KupasI fİNaLİ’Nde varese’Lİ dINo MeNeghIN, reaL MadrId’Lİ rafaeL ruLLaN ‘IN üzerİNdeN sayI yaparKeN. FOTO: LA GAzzeTTA deLLO SPOrT’A



1978 avrupa KupasI fİNaLİ’Nde varese’Lİ

aLdo ossoLa, reaL MadrId’Lİ WaLter szCzerBIaK’a KarşI

sayI yaparKeN.FOTO: FundAcIOn PedrO FerrAndIz

sarajevo’lı zarko varajic 1979 yılında avrupa Kupası’nı kaldırırken. Bosna sarajevo finalde varajic varese’yi 96-93 yenerek kupayı kazandı.FOTO: KK Bosna




2547SLAMDUNK / 21 - 27 KASIM 2011

fIBa geNeL seKreterİ BorIsLav staNKovIç

MaCCaBI eLIte teL avIv KaptaNI, taL Brody’ye

avrupa şaMpİyoN’Luğu KupasINI verİrKeN

1977 fİNaLİ’Nde, MaCCaBI, MoBILgIrgI varese’yİ 78-77 yeNereK Kupaya

uzaNMIştI.FOTO: FundAcIOn PedrO FerrAndIz



2547SLAMDUNK / 21 - 27 KASIM 2011

fIBa geNeL seKreterİ BorIsLav staNKovIç

MaCCaBI eLIte teL avIv KaptaNI, taL Brody’ye

avrupa şaMpİyoN’Luğu KupasINI verİrKeN

1977 fİNaLİ’Nde, MaCCaBI, MoBILgIrgI varese’yİ 78-77 yeNereK Kupaya

uzaNMIştI.FOTO: FundAcIOn PedrO FerrAndIz


48 2 1 - 27 KASIM 2011 / SLAMDUNK

IgNIs varese’Lİ dINo MeNeghIN ve reaL

MadrId’Lİ MaNueL raga 1970 avrupa KupasI yarI

fİNaLİ’Nde KarşILaştILar. PHOTO: FundAcIOn PedrO FerrAndIz

ottorino flaborea, 1970 avrupa Kupası’nı kaldırırken. Ignis varese finalde CsKa Moskova’yı 79-74 yenerek kupayı kazandıFOTO: La Gazzetta dello Sport, İtalya




1974 avrupa KupasI fİNaLİNde

reaL MadrId’Lİ WaLter szCzerBIaK, IgNIs varese’Lİ dINo

MeNeghIN’İN üzerİNdeN sayI yaparKeN.

FOTO: FundAcIOn PedrO FerrAndIz

2551SLAMDUNK / 21 - 27 KASIM 2011

www.arkapencere.com

SİNEMAYA AÇILAN

PENCERE 108. SAYISIYLA

YAYINDA

Slam Dunk Dergi - Sayi 09

Documents