1 ŞĐLĐDEKĐ ERMENĐLER Ermeni Soykırımı Đddalarını Kabul Eden Son Ülke Olan Şili’de Ermeni Diasporasının Faliyetleri Mustafa USTAN Andres Bello Universitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Master [email protected]- [email protected]16-03-2010 Genel Amaçlar: Bu araştırmamızda öncelikle Osmanlı Devletinden Şili'ye Ermeni göçlerinin sebepleri hakkında ufak bir ön bilgiden sonra Şili'deki Ermeniler hakkında söyleşi yaptığımız Ermeni liderlerinden alınacak bilgileri verip, Şili Devleti’nin 1915 olaylarıyla ilgili izlemiş olduğu politikalar ile iligili yapacağımız roportajlar sonucu birebir yetkili kişilerden edindiğimiz bilgileri ekleyeceğiz. Son olarak Şili de yaşayan Ermeniler hakkında burada doğup büyümüş ikinci nesil Ermenilerle söyleşiler yapıp Ermenilerin ve Ermeni diasporasının Şili’deki faliyetleri hakkında bilgiler alıp bu şekilde makalemizi tamamlamayı planlıyoruz. Özet: Ermeni Diasporasının dünyada en faal ve güçlü olduğu coğrafyalardan birisi Latin Amerika olmasına karşın bu bölgedeki en pasif ülke Şili’dir. 1915 olaylarını bir soykırım olarak kabul eden ilk ve son ülkeler Latin Amerika ülkeleridir, bu sebeplerden dolayı buralardaki Ermeni diasporasının faliyetleri daha çok dikkate alınmalı ve daha yoğun araştırmalar yapılmalıdır. Đçinde yer aldığımız araştırma projesi belkide ilk defa bu coğrafyalarıda içine alan en kapsamlı araştırma eseri olacaktır. Osmanlı Devleti, Tanzimat Fermanının ilanı ile asırlar boyu devletin düzenli bir şekilde yönetilmesine imkan veren millet sistemine resmen son vermiştir. Tanzimattan sonra; ekonomik, sosyal ve dini alanlardaki sarsıntılar daha da artmıştır sonuç olarak Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşının sonuna kadar 1.000.000 a yakın vatandaşının
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
1
ŞĐLĐDEKĐ ERMENĐLER
Ermeni Soykırımı Đddalarını Kabul Eden Son Ülke Olan Şili’de
Ermeni Diasporasının Faliyetleri
Mustafa USTAN
Andres Bello Universitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Master
Bu araştırmamızda öncelikle Osmanlı Devletinden Şili'ye Ermeni göçlerinin sebepleri
hakkında ufak bir ön bilgiden sonra Şili'deki Ermeniler hakkında söyleşi yaptığımız
Ermeni liderlerinden alınacak bilgileri verip, Şili Devleti’nin 1915 olaylarıyla ilgili
izlemiş olduğu politikalar ile iligili yapacağımız roportajlar sonucu birebir yetkili
kişilerden edindiğimiz bilgileri ekleyeceğiz. Son olarak Şili de yaşayan Ermeniler
hakkında burada doğup büyümüş ikinci nesil Ermenilerle söyleşiler yapıp Ermenilerin
ve Ermeni diasporasının Şili’deki faliyetleri hakkında bilgiler alıp bu şekilde
makalemizi tamamlamayı planlıyoruz.
Özet:
Ermeni Diasporasının dünyada en faal ve güçlü olduğu coğrafyalardan birisi Latin
Amerika olmasına karşın bu bölgedeki en pasif ülke Şili’dir. 1915 olaylarını bir
soykırım olarak kabul eden ilk ve son ülkeler Latin Amerika ülkeleridir, bu sebeplerden
dolayı buralardaki Ermeni diasporasının faliyetleri daha çok dikkate alınmalı ve daha
yoğun araştırmalar yapılmalıdır. Đçinde yer aldığımız araştırma projesi belkide ilk defa
bu coğrafyalarıda içine alan en kapsamlı araştırma eseri olacaktır.
Osmanlı Devleti, Tanzimat Fermanının ilanı ile asırlar boyu devletin düzenli bir
şekilde yönetilmesine imkan veren millet sistemine resmen son vermiştir. Tanzimattan
sonra; ekonomik, sosyal ve dini alanlardaki sarsıntılar daha da artmıştır sonuç olarak
Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşının sonuna kadar 1.000.000 a yakın vatandaşının
2
çeşitli sebeplerden dolayı ülkeyi terk etmesi karşısında çaresiz kalmıştır. Özellikle
Güney Amerika yı tercih eden Osmanlıların %90’ı gayrimüslim vatandaşlardır, bu bilgi
Şili’ye yapılan Ermeni göçlerinin ilk sebepleri konusunda bize önemli ipuçları
vermektedir. Zira Osmanlı Devletinde ticaretle uğraşanların geneli gayrimüslimlerdir ve
ilk göçlerin sebepleri genelde ekonomiktir. Latin Amerika’nın başta Brezilya, Arjantin,
Uruguay ve Şili gibi bağımsızlıklarını yeni kazanmış ülkelerini seçen Osmanlılar
buralarda çok büyük zorluklarla mücadele etmişlerdir. Bütün bu zorluklar ve sıkıntılar
yine avrupalılar tarafından günah keçisi ilan edilen Osmanlı Devletinin başına kalmıştır
ve ne yazıkki Latin Amerika’daki Osmanlı göçmenler kendi devletlerinden soğumuş
hatta nefret etmişlerdir.
Şili ye göç eden Ermeniler diğer Osmanlı vatandaşları1 gibi öncelikle Arjantine
ve daha sonra And dağlarını aşarak bu ülkeye gelmişlerdir. Şili ye yapılan Ermeni
göçleri genellikle 1. Dünya Savaşı sonrasına tekabül eder, bunun en önemli sebebi ise
1915 olaylarıdır. Amerika kıtasında özellikle Güney Amerikayı tercih eden Ermeniler
kısa sürede diaspora şemsiyesi altında teşkilatlanmışlardır. Ermeni soykırımını tanıyan
ilk ülkelerin Latin Amerika ülkeleri oluşu da bu sebeptendir. Çok ilginçtir 5 haziran
2007 de 1915 olaylarını soykırım olarak kabul eden en son Devlet Senatosu da bir Latin
Amerila ülkesi olan Şili dir. Ermeni diasporasını Şilide neredeyse hiçbir siyasi faliyeti
yoktur buna rağmen Şili Senatosunun Ermeni soykırımı iddalarını kabul etmesi çok
ilginçtir. Bunun sebeplerini bizzat yetkililerle yaptığımız röportajlarda araştırarak
öğrendik. Konuyla alakalı röportaj yaptığımız milletvekili Şili-Türkiye Meclis Gurubu
Başkanı Dr. Enrique Accorsi, Şili Ermeni Diasporası baş sözcüsü Armen Kouyoumdian
ve son olarak Şili Senatosuna Ermeni soykırımı iddalarını getiren ve bu iddaların
kabulunun baş mimarı Senator Ricardo Nuñez Muñoz ile yaptığımız uzun söyleşilerle
araştırmamızı tamamladık.
Anahtar kelimeler: Şili,Göç,Ermeni Diasporası.
1 Şili’ye yapılan Osmanlı göçlerinin %90 a varan kısmı Arjantin üzerinden olmuştur, %2-3 lük kısmı ise kuzeyden yani Peru ve Bolivya üzerinden gerçekleşmiştir. Avrupadan direkt olarak Şili’ye gelen Osmanlı vatandaşlarının oranı %5 i geçmemektedir.
3
Latin Amerika Türkiye için henüz keşfedilmemiş ve Türk nüfusunun belkide
dünya üzerinde en az olduğu coğrafyadır. Son yıllarda devletimizin yapmış olduğu
ekonomik atılımlar ve dış politikalarındaki belirgin değişimler sebebi ile Latin Amerika
yeni yeni tanınmaya başlanmış ve önemi de günden güne anlaşılmaktadır. Ancak
Osmanlı Devleti 19. yy’ın hemen başlarında bağımsızlığını kazanan onlarca Latin
Amerika devleti ile münasebetlere başlamış hatta Brezilya, Arjantin, Kolombiya,
Meksika, Şili vs. birçok ülke ile ticari anlaşmalara imzalar atmıştır.2
Osmanlı Devleti 16. yy. da başlayan duraklama döneminin ardından 17. yy. da
çöküş dönemine girmiştir; bu dönem 19. yy. ın başlarında milliyetçilik akımları ve
dünya genelinde baş gösteren ekonomik krizler ve sömürge politikalarının oluşturduğu
dengesizlikler sebebi ile ekonomik ve askeri olarak iyice çökmüştür. Gülhane parkında
1839’da ilan edilen ve gelecekte Avrupalıların işine yarayacak olan Tanzimat
Fermanı’nı kendi tebaası yanında tüm dünyaya da ilan etmiştir. Tanzimat Fermanı
Osmanlı Devletinin en önemli sistemi olan “millet” sistemini tarihe gömmüştür. Millet
sisteminin sona ermesi ve alınan yeni ekonomik ve sosyal kararlar, ilk etapta özgürlük
ve barış getireceği izlenimi verse de önce balkanlarda daha sonra kafkaslarda ve
ortadoğuda ve en sonunda Anadoluda büyük yangınlara sebep olacaktır.3 Tanzimat
aslında Osmanlının yok oluş fermanı olmuştur zira bu döneme kadar Millet-i Sadıka
olan Ermeniler bile her ne olmuşsa bu günden sonra Osmanlı dan uzaklaşmış adeta
yabancılaşmıştır. Yüzyıllardır beraber yaşayan milletler artık bir arada yaşayamaz
duruma gelmişlerdir.
Tanzimat ile başlayan özgülükçü yapıdan faydalananlar ne yazık ki sadece
Osmanlı devletini yıkmak ve aralarında paylaşmak isteyen Avrupalılar olacaktı,
1850’de yani Tanzimattan hemen sonra Osmanlı Devleti’nde 7 yabancı kilise, 7 yabancı
kolej ve 112 yabancı okulunda okuyan Osmanlı öğrencisi vardı.Birinci Dünya
Savaşından hemen önce yapılan araştırmada ise;Osmanlı Devletindeki yabancı kilise
sayısı 163’e çıkmış ve 450 adet yabancı okulu açılmıştı; toplam öğrenci sayısı ise
25922’ ye yükselmişti.4 Bu artış Gayrımüslim Osmanlı tebasının Amerika Kıt’asına
2 TEMEL, Mehmet, XIX. ve XX. Yüzyılda Osmanlı-Latin Amerika ilişkileri, Editorial Nehir Yayınları, Istanbul, 2004. 3 MASTERS, Bruce, Christians and Jews in the Ottoman Arab World, The roots of sectarianism, Editorial Cabridge University Press, Cambridge, 2001. 4 KARA, Adem, Yeni Kıtaya Yapılan Osmanlı Göçleri ve Neticeleri, Editorial IQ, Istanbul, 2008, s.50-51.
4
göçleri ile paralel bir şekilde artmaktaydı. Bu bağlamda Şili nüfus arşivlerine
baktığımızda Osmanlı devletinden Şili’ye göç edenlerin sayısı şu şekildedir.:
Nufus Sayım
Yılı
Turcos
Türkler
1854 2
1875 2
1885 29
1895 76
1907 729
1920 1282
1930 526
Ek. 1 .- 1875 ile 1930 yılları arasında Şili de yapılan nufus sayımlarına göre bu ülkeye giriş yapan Osmanlı vatandaşlarının sayısı.( Osmanlı tebasına bu ülkede Turco yani Türk denilmekteydi.).5
Bu tabloda da görülebileceği gibi 1854 ten sonra 1. Dünya savaşına kadar Şili ye
gelen Osmanlı göçmenlerinin sayısı kayda deber bir hızla artmıştır. Yaptığımız
araştırmalara göre bu konu hakkındaki tüm kaynaklarda özellikle 1. Dünya savaşına
kadar Şiliye göç edenlerin tamamına yakını arap ve yahudi kökenli Osmanlı
vatandaşlarıdır, lakin Osmanlı’dan göç eden vatandaşların genellikle gayrimüslimler
oluşundan dolayı Ermeni asıllı Osmanlıların da Şiliye gelmiş olabileceği ihtimalini göz
ardı edemeyiz. Şili’deki Ermeni diasporasına göre 19. yy da bu ülkeye göç eden
Ermenilerin sayısı çok az ve genellikle bu göçler kalıcı olmamıştır, Şili’ye asıl Ermeni
göçü 1915 olayları sonrasında yaşanmıştır.6 Ermeni diasporası sözcüsü ile yaptığımız
söyleşide ise bize şu ilginç bilgiyi verdi: Şili’ye gelen ilk Ermeniler 19. yy ın sonlarında
5 Tablota verilen bilgiler aşağıdaki nufus arşivlerinden elde edilmi,ştir:
- Censo jeneral de la República de Chile. Levantado en abril de 1854, Santiago, Imprenta del Ferrocarril, 1858. - Censo jeneral de la República de Chile. Levantado el 19 de Abril de 1865, Santiago, Imprenta nacional, 1866. - Quinto Censo jeneral de Chile. Levantado en 1875, Santiago, Imprenta de la Librería del Mercurio, 1875. - Sesto Censo Jeneral de la población de Chile. Levantado en 26 de Noviembre de 1885, Valparaíso, Imprenta de La Patria, 1889. - Sétimo Censo jeneral de la población de Chile. Levantado 28 de Noviembre de 1895, Valparaíso, Imprenta del Universo, 1900. - Censo de la República de Chile. Levantado el 28 de Noviembre de 1907, Santiago, Sociedad Impresora y Litografía Universo, 1908. - Censo de población de la República de Chile. Levantado en 15 de diciembre de 1920, Santiago, Sociedad Impresora y Litografía Universo, 1925. - Décimo Censo de la población efectuado el 27 de Noviembre de 1930, Santiago, Imprenta del universo, 1931.
6 http://www.armeniachile.cl/Bienvenida.html
5
Ortadoğudan göç eden Osmanlı Arapları ile beraber buralara gelen araplaşmış
Ermenilerdir, bunlar genellikle tüccar Ermenilerdir ve sayıları net olarak
bilinmemektedir. Bunun yanında ikinci etap göçler ise I. Dünya Savaşından sonra
Türkiye’den yapılan ve 1915 de başlayan zorunlu tehcire bağlı göçlerdir.7
Şili Cumhuriyeti 2010 yılı eylül ayında 200. kuruluş yıldönümünü kutlayan
henüz genç bir devlettir. Şilililer; yerli, ispanyol melezlerin ve avrupalı göçmenlerin
oluşturduğu çok uluslu bir halktır. 17 milyonluk nufusa sahip olan Şili ülkeye gelen
göçmenlere karşı tarihinde herzaman liberal bir yapıya sahip olmuştur. Güney
Amerika’nın en sağlam ekonomisine sahip olan bu ülke başta Amerika Birleşik
devletleri olmak üzere, Đngiltere ve Avrupa ülkelerinin yanında birçok dünya ülkesi ile
önemli ekonomik işbirliği anlaşmalarına imza atarak “dünyanın en son kara parçası”
anlamına gelen Şili kelimesinin kendi kaderi olmadığını adeta tüm dünyaya göstermek
istemiştir. Bu bağlamda Şili son yıllarda önce Çin ile daha sonra Hindistan ile yaptığı
serbes ticaret anlaşmaları halkasına son olarak geçen yıl 2009 da Türkiye ile yaptığı
serbest ticaret anlaşması ile ülkemizde de adından çok söz edilen bir latin Amerika
ülkesi olmuştur, zira Türkiye’nin bu coğrafyada bu denli önemli anlaşma yaptığı ilk ve
tek ülke Şili dir.
Türkiye açısından bukadar önemli bir yere sahip olan ve Latin Amerikanın en
istikrarlı ülkesi olan Şili, 2007 yılının 5 haziran günü sözde Ermeni soykırımı
iddalarının kabul edildiği 19. dünya ülkesi ve 4. Güney Amerika ülkesi olmuştur. 1965
yılında Ermeni soykırımı iddalarını tanıyan ilk ülkenin (Uruguay) ve 2007 yılı itibari ile
yine bu iddaları tanıyan son ülkenin (Şili)8 Latin Amerika ülkesi olması bence bu
cografyada Türk diplomasisinin ve Türk araştırmacılarının bir an önce daha yoğun bir
çalışma içine girmelerini gerektiren en önemli sebeplerinden biridir. Şili başta olmak
üzere hemen hemen tüm Latin Amerika ülkelerinde Türkiye ve Türkler ve Türk tarihi
nerdeyse hiç bilinmemekte buna karşın buralardaki Ermeni diasporasının çalışmaları
kolayca sonuç vermektedir.
Şili, Ermeni diasporasının neredeyse hiç varlık gösteremediği bir ülkedir, lakin
Şili Senatosu 5 Haziran 2007 yılında oy birliği ile aldığı kararla Ermeni soykırımı
iddalarını kabul etmesi Türkiye dış işleri için şok bir haber olmuştur. Şili Senatosuna
Senator Ricardo Núñez Muñoz tarafından sunulan proje de özetle şu konular yer
7 13-12-2010 Şili Ermeni diasporası Uluslararı Đlişkiler ve Kültür danışmanı (Asesor Cultural & Internacional,Colectividad Armenia de Chile) Armen Kouyoumdian ile yapılan röportaj. 8 LÜTEM, Ömer Engin (Derleyen), Ermeni sorunu, Temel bilgi ve belgeler, Terazi yayıncılık, Ankara, 2009,s:97-98.
6
almaktadır: 24 Nisan 1915 tarihinde Đstanbuldaki Ermenilerin liderleri tutuklanmış ve
ortadan kaldırılmışlardır, böylece başlayan Ermeni katliamı ve 1915-1923 (?) yılları
arasında devam eden soykırım neticesinde 1,5 milyon Ermeni hayatını kaybetmiştir. Bu
soykırım 20. yy ın ilk etnik temizliğidir. Bu soykırım, Birleşmiş Milletlerin Insan Hakları
Komisyonu Azınlıkların Korunması Ve Ayrımcılığın Önlenmesi Alt Komisyonu
tarafından tanınmıştır. Şili Hükümetinin, Osmanlı Đmparatorluğunun Ermenistan’da (?)
savunmasız halka karşı yaptığı soykırımı tanıması gerekmektedir. Ermeni milleti şimdi
Uluslararası toplumdan ve Türkiye’den manevi tazminat talep etmektedir, bu talebi Şili
Senatosu tarafından desteklenmektedir ve Birleşmiş Milletlerin 1985 yılında aldığı
karar gereğince Şili Hükümetininde bu karara destek vermesi gerekiyor.9 Şili
Senatosunda alınan bu ani karar üzerine Türkiye Cumhuriyeti Dış işleri Bakanlığından
yazılı bir açıklama gelmiştir, buna göre: Şili Senatosu tarafından asılsız Ermeni
iddialarına destek veren bir kararın 5 Haziran 2007 tarihinde oybirliği ile kabul
edildiği üzüntüyle öğrenilmiştir.
Karar metni tarihi gerçeklere aykırı, “Ermeni Soykırımı”nın 1985 yılında BM
Azınlıkların Korunması ve Ayrımcılığın Önlenmesi Alt Komisyonu’nca tanındığı gibi
tamamen yanlış bilgilere dayanan bir içerik taşımaktadır. Bilindiği üzere Ermeni
çevrelerince sıkça dile getirilen bu iddiaya BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon en son 30
Nisan 2007 tarihinde yaptığı konuşmada açıklık getirmiş ve BM’nin bugüne kadar 1915
olayları ile ilgili olarak bir tutumu olmadığını bildirmiştir.
Tarihin siyasi amaçlarla çarpıtılmasına hizmet eden sözkonusu kararı kınıyor ve
reddediyoruz. Şili Senatosunun kararını iki ülke arasındaki dostane ilişkilere gölge
düşüren bir davranış olarak görüyoruz.
Şili Senatosunun aldığı karara yönelik tepkimiz Ankara’da ve Santiago’da
Bakanlığımız ve Santiago Büyükelçiliğimiz tarafından dile getirilmektedir. aynı
zamanda Türkiye Cumhuriyeti Şili Santiago Büyükelçiliği aracılığı Şili Hükümet
yetkililerine Senatonun bu kararının üzüntüyle karşılandığı ve bu kararın yersiz ve
yanlış olduğu, hiçbir tarihi gerçekliğinin olmadığı iletilmiştir.10
Peki Türkiye Dış Đşleri Bakanlığınında söylediği üzere Şili ve Türkiye arasında
ilişkilerin bu denli iyi gittiği ve çok güzel bir ivme ile yükselişe geçtiği bir dönemde Şili
Senatosu neden böyle ilginç bir karara imza atmıştır? Bu proje 38 kişilik Şili
ve 38 senatörden yaklaşık 15 tanesin hazır bulunduğu oturumda Senato başkanı
Eduardo Frei tarafından okunan metne hiçkimsenin itiraz etmemesi hasebi ile kuruldan
geçmiştir. Bu süreci kendisi ile röpörtaj yaptığımız ve Şili diasporasının belkide ilk ve
tek etkin ismi olan Armen Kouyoumdian şöyle anlatmakta; Arjantindeki Ermeni
diasporasının Lizbondaki Sosyalist Entegrasyon Konseyi Toplantılarında yaptıkları
yoğun çalışmalar sonuç vermiş ve Senator Ricardo Núñez Muñoz (uzun yıllardır
arkadaşız) bu projeyi Şili Senatosuna getirdi, benim bu gelişmeden ancak 31 mayısta
haberim oldu. Arjantindeki Ermeni diasporasındaki yetkili dostlarım beni aradılar ve 5
haziran Salı günü mecliste olmamı istediler, bu gelişmeden Türk diplomatların doğal
olarak hiçbir haberi olmadı. 5 haziran günü benimde hazır bulunduğum Şili
Senatosunda, Senato başkanı Frei in yaptığı 1 dakikalık proje sunumu ardından itirazı
olan varmı diye sordu , zaten Senatoda az sayıda olan senatörlerden belkide hiçbiri bu
soruyu duymadılar bile ama ben can kulağı ile dinliyordum, hiçbir itirazın gelmemesi
sebebi ile az sayıdaki Şili Senatosunun genel kabulu ile Ermeni Soykırımı resmen
tanınmış oldu. Aslına bakılırsa bu tasarı Şili Senatosunda 5 dakikalık bile yer bulmadı
yani Şili diasporası olarak bunu büyük bir başarı olarak addemeyiz. 11
Şili’de yaşayan Ermenilerin ve Ermeni Diasporasının faliyetlerinden biraz
bahsedebilirmisiniz? Aslına bakarsanız Şili’de kültürel faliyetler dışında hiçbir
faliyetimiz yok. Böyle bir konumdayken politik ne gibi faliyetimiz olabilirki! Ben kendi
cebimden aldığım biletle 11 defa Ermenistan’a gittim, hiçbir defa davet edilmedim!
Oraya gittiğimizde Diaspora Bakanı bizi devlet başkanı gibi karşılıyor bir tek bando
eksik oluyor, ama ne yazıktır biz ordan ayrıldıktan sonra 2 ay içinde ya hükümet
değişiyor yada bakan değişiyor! Şili’de elçiliğimiz yok, 20 yıldır Ermenistan’dan hiçbir
diplomat veya bakan Şili’ye gelmedi, hiçbir ticari faliyet yok, geçenlerde Arjantin’deki
elçiliğimiz tarafından Şili’ye fahri konsolos atanmış bizim bundan haberimiz bir
dergide yazılar yazan bir dostumuz aracılığı ile oldu! Ne yazıkkı fahri konsolosumuzun
11 13-12-2010 Şili Ermeni diasporası Uluslararı Đlişkiler ve Kültür danışmanı (Asesor Cultural & Internacional,Colectividad Armenia de Chile) Armen Kouyoumdian ile yapılan röportaj.
8
Ermenilerle hiçbir alakası yok kendisi Şili’li bir iş adamı! Daha öncede belirttiğim gibi
24 nisanlarda yaptığımız anma faliyeti dışında diaspora merkezimizde yaptığımız
kültürel faliyetler var. Bugün Şili’de 120 üyemizden Ermeni gibi yaşayanların oranı
%10 u geçmez. Düşünün son üç dönemdir cemiyetimizin başkanlarından hiçbiri
Ermenice bilmiyordu.12
Şili diasporasının Türkiye’den talepleri nelerdir bu konuda bize neler söylemek
istersiniz? Bakınız diasporada 3 tip düşünce var biri soykırım lafını ve Türk Ermeni
sorunu laflarını duymak istemeyen artık sadece geleceğe yönelik planlar yapan
Ermeniler, ikincisi Türkiye’nin soykırımı kabul etmesini ve zarar görenlere tazminat
ödemesini isteyen gurup ve son olarak çok az da olsa Türkiye’de hem soykırımı kabul
etmesini hemde Ermenilerden aldıkları toprakları Ermenistan’a geri vermesini isteyen
biraz daha extremist gurup. Bana sorarsanız diasporanın talepleri çok daha gerçekçi
olmalı, toprak talebi bence çok çağ dışı ve imkansız bir talep, bu konuda akıllı bir
Ermeninin köşe yazısını okudum şöyle diyordu: “...diyelimki Türkiye toprak vermeyi
kabul etti ve Ermenilerin eskiden yaşadıkları topraklar Ermenistan’a iade edildi ne
olacak! O topraklarda şuan asıl unsur Türkler belkide hiç Ermeni yok, diyelim zamanla
Ermeni göçleri yaşandı vs. ama her halukarda Türk nufus artışı ile mücadele etmek
imkansız olacak. Zamanla Türklerin meclisteki hakimiyeti artacak ve sınırlarında açık
olması hasebi ile Türkler ekonomik olarak ta Ermenistan’da daha çok söz sahibi
olacaklar ve yoğun talepler üzerine mecliste çoğunluğun aldığı kararla Ermenistan
resmen Türkiye’ye dahil olacaktır!” Bence Türkiyenin soykırımı kabul etmesi yeterlidir,
zaten Türk hükümetlerinin 1960’lardan sonraki asıl hatası bu eğer o dönem bu olayı
kabul etseydiler iş bukadar uzamayacak ve sorun kemikleşmeyecekti. Diaspora da
bunca yıldır bukadar güçlenip her geçen gün daha fazla diş bilemeyecekti. Bugün
Türkiye soykırımı tanısa bile ertesi gün toprak talepleri başlar...13
1000 yıldır birlikte yaşayan bu iki topluma neler oldu da düşman oldular? Sizce
bu meselenin sebepleri nelerdir? Samimi bir şekilde bu soruyu cevaplamamı
istiyorsanız şöyle anlatabilirim; bu iki milletin arasını açan en büyük olay Türklere
nereden geldiğini bilmediğim milliyetçilik fikirleridir. Bu milliyetçilik fikirleri sonunda
Türkler kendi topraklarında yaşayan halklara karşı tahammülsüzlüğe başladılar. Bu
milliyetçilik akımı Almanya’daki milliyetçiliği andırıyor, biliyorsunuz sonuç olarak
12 13-12-2010 Şili Ermeni diasporası Uluslararı Đlişkiler ve Kültür danışmanı (Asesor Cultural & Internacional,Colectividad Armenia de Chile) Armen Kouyoumdian ile yapılan röportaj. 13 13-12-2010 Şili Ermeni diasporası Uluslararı Đlişkiler ve Kültür danışmanı (Asesor Cultural & Internacional,Colectividad Armenia de Chile) Armen Kouyoumdian ile yapılan röportaj.
9
Almanya’da yaşayan yahudilere karşı bir tahammülsüzlük oldu ve sonuçta yahudilere
karşı soykırım yapıldı. Diğer bir sebep ise yine milliyetçilik akımları ile bağlantılı
olarak Jön Türklerin devlette önemli birimlere gelmiş olan Ermenileri kıskanmaları
onları çekememeleridir diyebilirim. Ermeniler bir günden öbür güne Türk düşmanı
olmadılar bunun öncesi var tabiki. Milliyetçi yapıdaki Türk Đmparatorluğunda zorda
kalan Rumlar Yunanistan’a sığınabilirlerdi, ama aynı konumda olan yani istenmeyen
Ermenilerin gidebilecekleri bir ülkeleri yoktu. Fakat şunu da itiraf etmeliyi o dönemdeki
milliyetçilik akımları ile alakalı ciddi bir tarihi araştırmam olmamıştır, bu da beni çok
rahatsız ediyor. Ama bildiğim kadarı ile Abdülhamid döneminde başlayan milliyetçilik
akımları Jön Türklerin yönetime gelmesi ile had safaya ulaşmış ve son olarak
1920’lerde Atatürk döneminde devam etmiş daha sonra da 1950’lerde yine
milliyetçilerin Ermeni ve rumları hedef alan saldırıları...bilemiyorum neden oldu bütün
bunlar...sizinde söylediğiniz gibi dedelerimiz barış içinde yaşamışlar. Mesela benim
büyük dedemin kardeşi Talas’tan milletvekili idi, yine I.Dünya Savaşı öncesinde dış
işleri bakanı Ermeni asıllıydı. Tabiki 1915 e gelindiğinde avukat bir Ermeni ile köylü
bir Ermeni aynı ayrıcalıklara sahip değildi ve aynı şeyleri yaşamadı. Mesela Erivan’ın
%30 u müslümandı. Kırsal kesimde tüm milletler aynı konumdaydı. Kimseye ayrıcalık
yoktu.19. yy sonlarına kadar Ermeniler ve Türkler sizinde ifade ettiğiniz üzere barış
içinde yaşamışlardır.14
Armen bey 24 Nisan geldiğinde Türkler ve Türkiye hakkında neler
düşünüyorsunuz, duygularınızı bizimle paylaşırmısınız? Bakınız ben aslen Beyrutluyum,
babam Beyrut’ta doğmuş, Türkiye’yi hiç bilmez, büyük dedem Hukuk Fakültesinden
Cemal Paşanın arkadaşıdır, Ermeni sorunu başlayınca dedem bizzat Cemal Paşanın
verdiği özel izin belgesi ile önce Filistin’e sonra Irak’a en sonunda da Beyrut’a
yerleşmiştir. Babam Türkçeyi çok iyi biliyordu, kendisi dedemden öğrenmiş hatta
annemle bazen bizim anlamamamızı istedikleri şeyleri Türkçe konuşurlardı. Babamız
yazdığı ingilizce-türkçe deyimler sözlüğü dahi var, dile okadar hakimdi. Ben Türklerden
nefret etmiyorum, hatta 20 yıldır Şili’de yaşıyorum Şili-Türk Büyükelçiliğinin her davet
ettiği resepsıyona katıldım, 29 Ekimlere dahi eşimin çok kızmasına karşı katılırım, fakat
sorun şu, bizzat katliamı yaşayanlar ve onların aileleri, çocukları ve torunları ister
14 13-12-2010 Şili Ermeni diasporası Uluslararı Đlişkiler ve Kültür danışmanı (Asesor Cultural & Internacional,Colectividad Armenia de Chile) Armen Kouyoumdian ile yapılan röportaj.
10
istemez Türklere karşı bir düşmanlık besliyorlar, bunun sebebide 1915’den sonra
kurulan Türk Hükümetlerinin tutumlarıdır. 15
24 Nisan günü Şili’li bir Ermeni neler hissediyor bunu bizimle paylaşırmısınız?
Bu gün yani 24 Nisan tüm dünya Ermenileri için olduğu kadar Şili’deki Ermeniler
içinde çok önemli bir gün. 24 Nisan Ermenilerin kendi kimliklerini hatırladıkları tek
gün, hatta benim bir teorim var, bunu Ermeniler duysa beni öldürürler; Ermenilerin
başına gelecek en büyük felaket aslında Türkiye’nin soykırımı kabul etmesidir, zira 24
nisanlar olmasa Ermenistan dışında yaşayan Ermenilerin hemen hepsi kısa sürede yok
olur gider...3 tane Ermeniyi bir yere koy yarın 4 tane organizasyon kurmuş ve birbiriyle
kavga etmeye başlamış ve çoktan birbirini yemeye başlamış olurlar, bunu engelleyen ve
birleştirip bütünleştiren tek güç Ermeni soykırımı yıldönümleridir. Diaspora Ermenileri
için Türk düşmanlığı tamamen pisikolojik. Ermenistan Ermenileri ise bu konuda çok
daha farklı düşünüyor, 24 Nisanda milyonlar anma törenlerine katılıyor sakince herkes
eline aldığı çiçekleri anıtlara bırakıp işine gücüne dönüyorlar. Onlar için iş çok daha
ciddi, ne Türkiye’yi başka bir yere taşıyabiliriz ne de Ermenistan’ı, zira onlar iki komşu
ülke çok akıllı düşünmek zorundalar. Ermenistan’ın Türkiye’ye ihtiyacı var, yarın
sınırlar açılsa bence bu çok normal zira buna en çok Ermenilerin ihtiyacı var. Artık
büyük çoğunlukta Ermeni belki de binlerle ifade edebiliriz Türkiye sahillerinde tatil
yapıyor, her gün Türkiye’ye uçuşlar var, otobüs var. Türk ürünleri Ermenistan’ın her
marketinde her vitrininde var, her taraf Türk ürünleriyle dolu bunu bizzat gözlerimle
gördüm. Arada Azerbaycan olmasaydı bence Türkiye-Ermenistan ilişkileri çoktan
normalleşirdi. Soykırım Ermenistan için önemli ama sınırların açılması, ekonomi çok
daha önemli. Türkiye için Ermenistan’ın pek bir önemi, tek önemi Türki
Cumhuriyetlerle bağlantısını sağlamak ama bunu yaparken Azerbaycan’ın
politikalarına da dikkat etmek zorunda zira Azerbaycan’da hiçbir hükümet buna
Aliyevin oğlu dahi Karabağ sorununu gündemde tutmadığı sürece hükümette kalamaz...
Sanırım zamanla Türkiye-Ermenistan ilişkileri gelişecek ama bu hiç kolay
olmayacak...16
Konu ile alakalı eklemek istediğiniz bir şey varmı? Son olarak şunları söylemek
istiyorum; Türkler ile Ermeniler arasında halk bazında hiçbir sorun yok fakat kavga
hükümetler arasında. Diasporada Türk düşmanı çok az insan var bunlar genellikle
15 13-12-2010 Şili Ermeni diasporası Uluslararı Đlişkiler ve Kültür danışmanı (Asesor Cultural & Internacional,Colectividad Armenia de Chile) Armen Kouyoumdian ile yapılan röportaj. 16 13-12-2010 Şili Ermeni diasporası Uluslararı Đlişkiler ve Kültür danışmanı (Asesor Cultural & Internacional,Colectividad Armenia de Chile) Armen Kouyoumdian ile yapılan röportaj.
11
katliamı yaşayan insanların yakınları, bunların dışındaki Ermenilerin hiçkimseyle
sorunları yok. Türkiye ile Ermenistan, diaspora istesede istemese de, er yada geç
ilişkilerini normalleştirecekler. Buna diaspora engel olamaz ama bence Azerbaycan
engel olabilir. Türkiye’nin bu konuda işi gerçekten çok zor...!17
Şili Senatosunun Ermeni soykırımı iddalarını kabul etmesi konusunda ve Şili
Grubu başkanı 3. dönem Şili milletvekili Dr. Enrique Accorsi Opazo bey bize şu ilginç
bilgileri verdi18; ...5 haziran günü bir dostum aracılığı ile Senatodan aldığım habere
göre Şili Senatosunun Ermeni Katliamı iddalarını kabul ettiğini üzüntüyle öğrendim. 38
senatörün bulunduğu Senatoda o gün 10-15 Senator anca hazır bulunuyormuş ve kısa
bir sunum sonunda Senato başkanının katılmayan varmı sorusuna hiçbir Senator cevap
vermediği için böyle bir proje Senatoda kabul edilmiş oldu. Bu karara bizzat şahsen ben
ve büyükelçimiz Osman bey ve tüm Şili-Türkiye Parlamentolararası Dostluk Grubu
milletvekilleri tepki gösterdik zira Senatoda gündeme gelen konu hakkında değil
senatörler şahsım dahi ciddi bir bilgiye sahip değilim. Şili ile Türkiye arasında çok
sağlam bir dostluk bağı var, meclisimizde en kalabalık dostluk gurubu 32 milletvekili ile
Şili-Türkiye Parlamentolararası Dostluk Grubudur. 1915 olayları hakkında daha
doğrusu Türkiye tarihi ve Türkler hakkında Şili’de ciddi bilgisi olan
akademisyenlerimiz dahi parmakla sayılacak kadar azdır. Fakat biz bu anlamsız ve ani
karar sonrası dış işleri bakanlığımız ve diğer yetkili komisyonlarımızca hükümetimize
bu olayın nasıl gerçekleştiğini anlattık, artık Senatodan her karar bukadar çabuk
geçmeyecek. Aslına bakılırsa Senato’nun almış olduğu bu kara sadece bir fikir
yürütmedir, tabiki Şili Devletinde 38 kişilik Senatonun gücü azımsanamaz fakat bunun
yanında 120 kişilik meclisimiz de yürütmede söz sahibidir lakin en son sözü söyleyen
her zaman Başkanımız olmuştur, onun kabul etmediği hiçbir fikir devlet tarafından
kabul edilmiş sayılamaz. O dönemde Şili Devlet başkanı Michelle Bachelet bizzat
konuyla ilgilenmiş ve Senatonun aldığı bu ani ve düşünülmeden alınmış bu kararını
kendisinin asla onaylamadığını bizlere bildirmiştir.19
Enrique Accorsi bey şöyle devam ediyor; Şili cografi konumu itibari ile
dünyadan çok kopuk bir şekilde yaşıyor, dünya ploitikalarında daha çok yer alabilmek
17 13-12-2010 Şili Ermeni diasporası Uluslararı Đlişkiler ve Kültür danışmanı (Asesor Cultural & Internacional,Colectividad Armenia de Chile) Armen Kouyoumdian ile yapılan röportaj. 18 10-09-2010 Tarihinde ve 13-12-2010 tarihinde Şili milletvekili Dr.Enrique Accorsi Opazo ile yapılan röportaj. 19 10-09-2010 Tarihinde ve 13-12-2010 tarihinde Şili milletvekili Dr.Enrique Accorsi Opazo ile yapılan röportaj.
12
için özellikle Avrupa’daki gelişmeleri yakından takip ediyor ve bu coğrafyadaki
toplantılara vs herzaman katılmaya özen gösteriyor. Ermeni mevzusu Şili gündeminede
bu şekilde geldi. Birkaç Şili’li Sosyalist Parti üyesi Senator Avrupadaki Sosyalist
Entegrasyon toplantılarına katıldılar ve bu fikirleri Senatoya taşıdılar. Peki ozaman
neden bu sözde soykırım iddaları Şili Senatosunda gündeme getirildi? Bu sorunun
cevabı belli ama size açık yüreklilikle şunu söylemek istiyorum, Şili’nin dış politikasını
ilgilendiren konular parlamentoda görüşülür, bu konularıda Dış Đşleri Bakanlığı
gündeme getirir fakat son olarak bu kararları onaylayacak ve yürürlülüğe koyacak olan
Başkan’dan başkası değildir.
Sosyalist Entegrasyonda çok güçlü Ermeni temsiciler var, bu temsilciler bu
konuyu yani Ermeni meselesini ekonomik olarak ciddi bir şekilde destekliyorlar. Dünya
ülkelerinden soykırım iddalarını kabul eden meclis ve Senatolara baktığımızda hepsini
gündeme getirenler Sosyalist Partiler olmuştur, Şili’de de bu böyle oldu. Şili
Senatosu’nda da bu fikirleri kabul eden Sosyalist Parti temsilcileri, dostlarından rica
ederek bu konuda kendilerini desteklemelerini istediler, Senatodaki diğer Senatörler
konuyla alakalı en ufak bilgileri olmamasına rağmen sadece dostları hatırına bunu
imzaladılar. Oturumdan sonra dostum olan Senatörlerle bizzat görüserek “Nasıl böyle
bir iddaya kabul oyu verirsin, projeyi onaylarsın?” diye sordum ve aldığım cevap beni
çok şaşırttı zira şöyle söylediler; hayır falan Senator dostum rica etti, onu kıramadım,
konuyla alakalı en ufak bir bilgim yok vs. Biz bunu rapor halinde Türk dış işlerine de
ilettik.20
Ermeniler Osmanlı Devletinde her zaman var oldular ve hiçbirzaman halk
olarak dışlanıp itilmediler, hatta önemli konumlara gelmiş birçok Ermeni vatandaşının
varlığını da biraz tarih okuyan anlar. Fakat Ermeni Soykırımı diye anlatılanlar
Osmanlı Devletinin I.Dünya Savaşı sırasında yaşadığı iç ve dış savaşlardır. Đki tarafta
silahlıdır, çatışmalarda her iki taraftanda ölenler olmuştur, ne yazıkki savaşların sonu
her zaman böyle olur. Fakat bütün bu Ermeni sorunlarının kaynağı okuduğum kadarı
ile büyük güçlerin, Rusya, Đngiltere gibi büyük güçlerin kendi çıkarları için çıkardıkları
kargaşalardır.21 Bu sebepten Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkiler geliştirilmeli,
Türkiye’nin bu bağlamdaki dış politikalarını takdir ediyorum. Diasporanın Ermeni
soykırımı meselesini baş politika yapması ve bununla anılması bence çok yanlış artık
20 10-09-2010 Tarihinde ve 13-12-2010 tarihinde Şili milletvekili Dr.Enrique Accorsi Opazo ile yapılan röportaj. 21 10-09-2010 Tarihinde ve 13-12-2010 tarihinde Şili milletvekili Dr.Enrique Accorsi Opazo ile yapılan röportaj.
13
21. yy dayız bu tür politikalar çağ dışı, artık herkesin çözüm yanlısı olmaları lazım,
herkesin bildiği üzere iki halk arasında hiçbir problem yok, devletler bu sorunu
çözmeliler, bakınız mesela Tayvan ile Çin örneğine; birkaç yıl öncesine (8 yıl) kadar iki
ülke arasında Taivan’dan hiçkimse Çin’e gidemezdi ve Çin’den de kimse Tayvan’a
geçemezdi ama bugün Pekin’e haftada 60 uçuş var, haftada 10 milyon insan iki ülke
arasında seyahat ediyor. Günümüzde entegrasyon kaçınılmaz birşey, devletler eğer
entegrasyonu sağlayamazlarsa büyüyüp gelişemezler ve bundan en çok zarar gören
yine halklar olur. Şuan Şili ile ezeli düşmanları Peru ve Bolivya arasında müthiş bir
yakınlaşma var, hepimiz aynı dünyayı paylaşıyoruz, bu bağlamda Türkiye’nin dış
politikalarını da çok olumlu buluyorum.22
Size çok ilginç bir bilgi daha veriyim Şili Senatosu’nda ve Parlamentosu’nda
Şili-Ermeni dostluk gurubu yok ve gelecekte de olacagını sanmıyorum ama
parlamentomuzun en büyük dostluk gurubu 33 milletvekili ile Şili-Türkiye
Parlamentoları Dostluk gurubudur, ve yakın zamanda Senatomuzda Şili-Türkiye dostluk
gurubu ile alakalı çalışmalarımızı sonlandırıp dostum Senator Guido Girardi
öncülüğünde yakın zamanda resmen kurulmuş olacak. Şuan çalışmalar devam ediyor.
Bu ne deme, Şili ile Türkiye arasındaki ilişkiler dahada gelişecek.23
Peki Enrique bey, Şili ile Türkiye’nin ilişkileri çok eskiye dayanmasına rağmen
ve iki ülke arasındaki dosthane ilişkilerin günden güne artmasına rağmen böyle bir
tasarı Senatonuza nasıl geldi ve neden hiçbir önlem alınamadı? Bakınız Şili’de 3 önemli
yapı var, 120 üyeli Parlamento, 38 üyeli Senato ve Başkan, tüm bu gurupların kendi
otonom yapıları var. Hepsini halk seçer ama bakanlar kurulunu meclis ve Senato
dışından bizzat Başkan seçer ve atar. Senatoya önceden senatörlerin eli ile her türlü
tasarı getirilip kurulda görüşülüp oylanı, eğer aksi bir karar veya itiraz yoksa kabul
edilir. Ermeni tasarısıda Senatoya bu şekilde geldi, birkaç Senator aracılığı ile. Fakat
Ermeni tasarısı sonrası özellikle Türk Dış işlerinin yoğun politikaları ve dostluk
gurubumuzunda etkisi ile Başkanımız Verónica Michelle Bachelet bizzat konuyla
ilgilenmiştir. Artık ne Senatoda ne de parlamentoda dış işlerini ilgilendiren mevzular bu
şekilde görüşülüp karara bağlanamayacak. Yani dış işlerimizin onayı olmadan bu tür
konular gündeme gelemeyecek. Senatonun veya parlamentonun dış işleri ile aldıkları
22 10-09-2010 Tarihinde ve 13-12-2010 tarihinde Şili milletvekili Dr.Enrique Accorsi Opazo ile yapılan röportaj. 23 10-09-2010 Tarihinde ve 13-12-2010 tarihinde Şili milletvekili Dr.Enrique Accorsi Opazo ile yapılan röportaj.
14
karar Başkan tarafından onaylanıp imzalanmadıktan sonra Şili devletinin kararı olarak
kabul edilemez.24
Şili’deki Ermeni diasporasının faliyetlerinin başında da Ermeni vatandaşlarının
24 Nisan günü yaptıkları, 1915 olaylarını, yani soykırım günü anma törenleri geliyor.
Bunun haricinde Santiago’daki Ermeni Cemiyetinin merkezinde bazı aktiviteler
yapılıyor. Bu konu hakkında Armen Kouyoumdian ile yaptığımız söyleşide25 kendiside
dile getirdi ve şunları ekledi: 120 üyemizden bizim yaptıptığımız aktivitelere katılan çok
az Ermeni soydaşımız var, hele yeni nesil anca zorlama yaparsak bu aktıvıtelere
katılıyor. Şili’deki Ermeniler politik olarak ciddi bir etkinliğe sahip değiller, aslına
bakılırsa Senato’da görüşülen tasarınında oy birliği ile kabul edilişi çok fazla yankı
bulmadı, Türkiye’nin diplomatik ve devlet düzeyindeki yoğun baskıları hariç. Ermeni
diasporasının Şili’deki en etkin ismi olan Armen Kouyoumdian’ın söylediklerinin
aksine Türk araştırmacı Sedat Laçiner ise çalışmasında şunları belirtmiştir; Şili’de
Ermeni faliyetleri sadece siyasetle sınırlı değil. Şili Eğitim müfredatına Ermeni
iddalarını sokmak, sanat, spor ve diğer sosyal faliyetlerde Ermeni iddalarını duyurmak,
akademik hayatta kendi görüşlerini hakim kılmak ve özellikle 24 nisanlarda bu iddaları
daha görünür kılmayı öncelikli hedefleri saymışlardır. Bu bağlamda iki önemli anıtında
Şili’nin başkenti Santiago’da dikilmiştir.26 Aslında bu anıtlar 2000 yılından beri Ermeni
diasporasının yoğun uğraşılarına rağmen bir türlü resmi kurumlardan izin alınamadığı
için adeta arap saçına dönmüş ve sonunda 2008 yılında Ermeni diasporasının faliyet
gösterdiği binanın bahçesine yerleştirilmiştir.27 Ermeni diasporasının Şili’de bir Ermeni
soykırımı anıtı olmadığı, dolayısıyla bu yönde talepleri olan bir mektup mevcut;
diasporanın en etkin ismi olan Armen Kouyoumdian tarafından kaleme alınan o
mektupta şu sözlere yer veriliyor:“No obstante, en Chile no hay ningun monumento al
primer Genocidio del siglo XX, a pesar de su reconocimiento por una resoluciòn
unànime del Senado de la Repùblica con fecha 5 de junio del 2007.”28 Bu mektupta
24 10-09-2010 Tarihinde ve 13-12-2010 tarihinde Şili milletvekili Dr.Enrique Accorsi Opazo ile yapılan röportaj. 25 13-12-2010 Şili Ermeni diasporası Uluslararı Đlişkiler ve Kültür danışmanı (Asesor Cultural & Internacional,Colectividad Armenia de Chile) Armen Kouyoumdian ile yapılan röportaj. 26 LAÇĐNER, Sedat, Ermeni Sorunu, Diaspora ve Türk Dış Politikası: Ermeni Đddaları Türkiyenin Dünya Đle Đlişkilerini Nasıl Etkiliyor, USAK yayınları: 21, Ankara, 2008, s: 512-513. 27 13-12-2010 Şili Ermeni diasporası Uluslararı Đlişkiler ve Kültür danışmanı (Asesor Cultural & Internacional,Colectividad Armenia de Chile) Armen Kouyoumdian ile yapılan röportaj. 28 Tercüme: Şili’de XX. yy ın ilk soykırımı olan Ermeni Soykırımı ile alakalı hiçbir anıt bulunmamaktadır, dahası Şili Cumhuriyeti Senatosunun Ermeni Soykırımını 5 haziran 2007 tarinde kabul etmesine rağmen. Mektubun tam metni için: http://www.armeniachile.cl/Noticias/carta_armen.html
15
özetle Şili’de 2009 yılında yine Senato tarafından kabul edilip aynı zamanda Ocak
ayında Santiago da kurulan Yahudi Soykırım anıtına atıfta bulunulmaktadır. Aslına
bakılırsa Şili Senatosunun soykırım iddalarını kabul etmesi Şili’deki Ermenileri daha da
heyecanlandırmış ve bunu fırsat bilip Armen Kouyoumdian’ında bahsettiği Santiago’da
kurmak istedikleri 10 yıllık anıt hasretlerini gidermek istemişlerdir, ve bu konuda da
ısrarcı olmaya devam edeceklerini tahmin etmek hiçte zor değil.
Ermeni soykırımı iddalarının Şili Senatosuna getirilmesinde ve oylamaya
sunulmasında baş aktör olan, Şili’nin darbe sonrası demokrasiye geçtiği 1990 yılından
2009 yılına kadar 20 yıl boyunca Şilinin III. Bölgesinden Senatör olan, 2006 ve 2007
yıllarında üst üste 2 defa Şilinin en iyi senatörü seçilen Ricardo Nuñez Muñoz ile 20
Aralık 2010’da 3 ay uğraşıdan sonra yaptığımız söyleşide konumuzla alakalı
sorularımızı kendilerine ilettik. Şili’deki Sosyalist Partinin kurucusu ve günümüzdede
en önemli temsilcilerinden biri olan Ricardo Muñoz şuan Instituto Igualdad (Eşitlik
Enstitusu) başkanı olarak politik hayatına devam ediyor. 2009 seçimlerinde kendi isteği
ile Senatorluğa aday olmadığını ifade eden Ricardo Muñoz kendisine yönelttiğimiz
soruları bazen kaçamak cevaplarla bazende açık yüreklilikle cevapladı.
Osmanlı’da Ermenilere Millet-i Sadık deniliyordu hatta 19.yy’da Osmanlı
Devleti’nin birçok önemli noktasında Ermeni asıllı vatandaşları vardı bunlardan bazıları
şöyle: 29 Paşa, 22 Bakan (Dış işleri, hazine ve posta bakanlıkları gibir), 33 milletvekili,
7 büyükelçi, 11 konsolos, 41 diplomat, 11 üniversite rektörü ve akademisyen vs. Peki
bukadar özgürlükler içinde yaşayan, her anlamda Osmanlı Devletinde söz sahibi olan
bir millet neden sonra kendi devletine ve dostça yaşadığı Türkiye halkına düşman
olmuştur?
Bu bilgiler ve notlara çok şaşırdım, gerçekten çok ilginç bilgiler. Osmanlı’da
bukadar önemli konumlara gelmiş bir milletin mensupları 1000 yıl birlikte yaşadığı bir
halkla neden ayrı düşmüş! Bu konu hakkında pek bilgim yok aslında ben bu konuya çok
uzağım, Şilili bir ailenin çocuğuyum. Bilmiyorum, ama bildiğim tek şey Türk
Đmparatorluğu’nda yaşayan Ermeniler, daha sonra Sovyet Rusyası yönetiminde de
kendi kültürlerini, dillerini, dinlerini ve kimliklerini en iyi şekilde muhafaza etmiş güçlü
bir millettir. Rusya yönetiminde de Ermeniler çok önemli noktalara gelmişler. Büyük
rus generaller, yöneticiler çıkarmışlar. Önceki sorunuza, yani neden iki toplum
arasında neden sorunlar çıkmış sorusuna dönersek, dini, kültürel ve ekonomik
problemler sebebi ile çıkmış olabilir diyebiliriz. Biz de Şili’de yerlilerle, mapuçilerle,
Türklerin Ermenilerle yaşadığı dini, etnik ve kültürel çatışmaları yaşadık. Herkes kendi
16
özgürlüğü için mücadele ediyor. 29 Ama şöyle bir fikir yürütebilirim, Jön Türklerin gelişi
sonrasında Atatürk yönetiminde, sanırım bu hükümetler döneminde askeri mantalite
hakimdi ve daha baskıcıydı.
Peki sizin bu konuya yani Ermeni meselesine ilginiz nezaman başladı? -Ermeni
soykırımı konusu gençliğimden beri ilgimi çekmiştir. Fransız yazarın kaleme aldığı
“Musa Dağında 40 Gün” (Yazar yahudi asıllı fransız Franz Werfel) adlı eser konu
hakkında ilk okuduğum ve en çok etkilendiğim kitaptır. Bununla beraber o yıllarda
lisede okurken sınıf arkadaşlarımdan biri Ermeni asıllıydı, şuan kendisi bir diplomat,
yeğeni gazeteci soyadı Nalbantçıyan, özellikle Arjantinde çok yaygın olan bir ailenin
soyadıdır.
Sizin bu mevzuyu yani Ermeni soykırımı iddaları fikrini Şili Senatosuna getirme
fikriniz nasıl oluştur biraz bu konuda bize bilgi verebilirmisiniz? -Tabiki ilk okuduğum
kitap ve lisedeki arkadaşlığım önemli bir etken, ama asıl konuya ilgim şöyle başladı; biz
Şilililer insan haklarına yapılan saldırılara karşı çok duyarlıyız, binlerce Şilili gibi
bende darbeyi yaşadım, dostlarımı kaybettim, bu sebpten dolayı şunu öğrendim ki
birdaha böyle zulümlerin yaşanmaması için hem kendi ülkemizde ve coğrafyamızda
yaşanan ihlallere karşı hemde dünyanın başka ülkelerinde meydana gelmiş olaylara
karşı sesimizi yükseltmeliyiz. Biz yakın tarihimizde sömürge döneminde (Latin
amerika’da) yaşananlara da sesimizi yükseltmeliyiz. Bu sebepten dolayı ben şuna ikna
oldum ki, geçtiğimiz yy’da Türkiye’de Türk Đmparatorluğunca Ermenilere karşı bir
insan hakları ihlali yapılmıştır, aynen ispanyolların Şili’ye geldiklerinde binlerce yerliyi
katlettiği gibi! Şili’de yerliler neredeyse yok edildi. Küba’da hiç yerli kalmadı,
Venezuella’da da aynı şey oldu! Đspanyolların buraları işgallerinden kısa bir süre sonra
1492’de Kristof Kolomb’un Santo Domingo’ya ilk ayak basışından sonra yani, direkt
olarak veya dolaylı olarak 20 milyon yerli insan ya silahlarla ya da Avrupa dan gelen
hastalıklar yüzünden yok olmuştur. Bizim kendi değerlerimiz bağlamında ülkemizde ve
coğrafyamızda olduğu kadar tüm dünyada yaşanan katliamlara duyarlı olmamız lazım.
Lizbon’daki Sosyalist Entegrasyon olağan toplantılarına birkaç Sosyalist Parti
dostumla katıldım. Bu toplantılarda Ermeni Sosyalist Parti militanları ile de
görüşmelerimiz fikir alışverişlerimiz oldu, detayları ile konuştuğumuz Ermeni soykırımı
hakkında bende ikna oldum. Bu toplantılarda Latin Amerika’dan katılan Sosyalistler’de
vardı, kendileri ile daha sonra Arjantinde devam eden görüşmelerimiz neticesinde
29 20-12.2010 Şili Senatosuna Ermeni soykırımı iddalarını getiren ve bu iddaların Senatodan geçmesinde büyük payı bulunan Şili III. Bölge Eski Senatörü Ricardo Nuñez Muñoz ile yapılan röportaj.
17
konuyu Şili Senatosuna getirmeye karar verdim ve 5 haziran günü kurulda oylamaya
sunulan tasarı genel kabulle Senatodan geçti. Bu habere Türk Dış Đşleri çok büyük
reaksiyon gösterdi ve Şili’deki Türk Büyükelçisi çok sinirlendi, hatta Şili’den Türkiye’ye
varmak üzere olan Şilili bir yük gemisinin girişi yasaklandı! ...sanırım Türkiye’nin Şili
yönetim sistemi konusunda bir bilgi eksikliği var, Şili’nin parlamenter sistemle
yönetildiğine inanılıyor, ama böyle değil, Şili Başkanlık sistemi ile yönetiliyor,
Parlamentonun yönetimdeki etkinliği kısıtlı, Şili’nin iç ve dış işleri tamamen Başkana
bağlıdır. Senatonun tabiki bir gücü var ama bu güç sadece prestij bakımından geçerli,
politik hiçbir gücü yoktur.30
Sizin Şili Senatosuna sunduğunuz ve genel kabulle kuruldan geçen Ermeni
Soykırımı tasarısından birkaç konuda sizin fikirlerinizi almak istiyoruz, ilk olarak
bilindiği üzere Osmanlı Devletinin I. Dünya Savaşına katılmasından kısa bir süre sonra
1915 de Ermeni isyanları başlamış ve Osmanlı Devleti yönetimi 1 yıl geçerliliği olan
yani 1915-1916 yılları arasında geçerli olan Tehcir kanununu yürürlüğe koymuştur.
Bilindiği üzere tüm I. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti savaşı kaybeden ülkeler
bloğunda olduğu için yıkılmış ve tüm toprakları işgal edilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk
öncülüğündeki Türk Milleti yeniden toparlanmış ve Kurtuluş savaşını başlatıp
Anadolu’dan işgalci güçleri atmayı başarmışlardır, 29 Ekim 1923’de de yeni Türkiye
Cumhuriyeti resmen kurulmuştur. Bu yeni Cumhuriyet Osmanlı Devleti’nden tamamen
bağımsız olarak kurulmuştur, bu bağlamda 1915-1916 yılında gerçekleşen bir olayın
Ermeni diasporası tarafından son yıllarda Türkiye Cumhuriyeti’ni de bu soruna dahil
edebilmek için özellikle 1923 tarihini özellikle kullanmaktadırlar. Senatoda kabul edilen
tasarıda “-1915-1923 tarihleri arasında yapılan soykırımda-” ifadesi yer alıyor, bu konu
hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Bunu ben bilmem! Siz tarihçisiniz bunu siz bilirsiniz!
Ben okuduğumu ve duyduklarımı gündeme getirdim! Bunlar benim kafadan attığım
şeyler değil, Ermeniler öyle diyor siz böyle diyorsunuz! Bu Ermenilerle Türklerin
arasındaki bir sorun!...ben bir Şililiyim...anladınızmı! Ben Şililiyim, benim Türlerin ve
Ermenilerin tarihini bilmemi gerektirecek hiçbir neden yok! Tarihinizi siz bilin, siz
Türksünüz! Türklerin dünyaya sundukları tarih başka, Ermeniler 1915-1923 diyorlar,
30 20-12.2010 Şili Senatosuna Ermeni soykırımı iddalarını getiren ve bu iddaların Senatodan geçmesinde büyük payı bulunan Şili III. Bölge Eski Senatörü Ricardo Nuñez Muñoz ile yapılan röportaj.
18
bunu neden ben bilmek zorundayımki? Diğer soruya geçelim lütfen...! Bana sizin
bilmeniz gereken soruları sormayın, Tarihçi sizsiniz ben değil!31
Peki bu tür tasarıların Senato’dan oybirliği ile geçmesinden sonra devlet bazında
gelen itirazlar neticesinde Şili Senatosunun bu kararını iptal etmesi mümkünmüdür?
Hayır, Senatoda alınan hiçbir karar iptal edilemez lakin yarın bir gün eğer başka bir
Senator “1915-1923 yılları arasında 1,5 milyon Ermeni Türk Devleti tarafından
soykırımla katledilmemiştir” diye bir tasarı getirir ve bu da oybirliği ile kabul edilir ve
bu yeni karar güncellenmiş olur.Ama tekrar ediyorum Şili Devletinin Dış politikasını
Senatonun aldığı kararlar belirlemez, mutlak söz sahibi ve karar merci Başkandır.32
Şili Cumhuriyetinin Senatosunda oy birliği ile kabul edilen Ermeni soykırımı
tasarısının mimarı Şili’nin Copiapo (III.Bölge) Eski Senatörü Ricardo Nuñez Muñoz
Güney Amerika Ulusal Ermeni Konseyi tarafından 13 Eylül
2007 de Arjantine davet edildi ve kendisine üst düzey bazı ülke
diplomatlarının da katıldığı bir programda “Ermeni soykırımı”
iddalarını Şili Senatosuna getirdiği ve oy birliği ile kabulunde
büyük emek harcadığı için bir teşekkür plaketi takdim edildi.
Programda hazır bulunan büyükelçiler ise şöyle: Arjantin’in
Ermenistan Büyükelçisi Vladimir Karmirshalyan, Lübnan’ın
Büyükelçisi Luis Osvaldo Maira Aguirre; Đspanya’nın Arjantin
Büyükelçisi Rafael Estrella Pedrola ve Đsveç Büyükelçisi Arne Lennart Rodin. 33
Şili Parlamentosunun 120 milletvekili, Senato’daki 38 Senatörun almış olduğu
bu kararı nasıl yorumladılar? Hiçbir fikrim yok! Ben Senatörum, parlamentonun ne
düşündüğü beni ilgilendirmez, beni insan hakları ilgilendirir. Gelecekte olabilecek her
türlü haksızlığı önlemek kadar geçmişte yaşanmış olan insan hakları ihlallerine karşıda
duyarsız kalamam, beni bunlar ilgilendiriyor.34
31 Şili Eski Senatoru Ricardo Munıoz un özgeçmişine baktığımızda Şili Üniversitesi Dil Tarih Cografya bölümü mezunu olduğunu görebiliriz. Konu hakkında bilgisinin olmayışı çok ilginç. Özgeçmiş için bakınız: http://www.senado.cl/prontus_senado/site/artic/20080121/pags/20080121122030.html 32 20-12.2010 Şili Senatosuna Ermeni soykırımı iddalarını getiren ve bu iddaların Senatodan geçmesinde büyük payı bulunan Şili III. Bölge Eski Senatörü Ricardo Nuñez Muñoz ile yapılan röportaj. 33 http://www.cna.org.ar/2007/09/13/el-consejo-nacional-armenio-de-sudamerica-homenajeo-al-senador-de-la-republica-de-chile-ricardo-nunez-munoz/#more-13 34 20-12.2010 Şili Senatosuna Ermeni soykırımı iddalarını getiren ve bu iddaların Senatodan geçmesinde büyük payı bulunan Şili III. Bölge Eski Senatörü Ricardo Nuñez Muñoz ile yapılan röportaj.
19
Sayın Senatör Türkiye ve Türkler hakkındaki olumlu veya olumsuz
düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız? Ben Türk milletine çok saygı duyuyorum . I.
Dünya savaşı sonrası toparlanışları, kısa sürede Cumhuriyet sistemine geçmeyi
başarmaları, 20. yy için çok önemli bir örnek teşkil eder. Dünya demokrasi tarihinde de
Đmparatorluktan Cumhuriyet rejimine kısa sürede sorunsuzca geçmeyi başarmış ender
milletlerdendir. Türk Kültürüne de hayranım binlerce yıllık birikimi olan çok zengin bir
kültür.35
Türkiye ile Ermenistan arasındaki sorunların çözümüne yönelik sizin
düşünceleriniz nelerdir? Aslında ben Şili ile Peru ve Bolivya arasındaki sorunun
çözümü konusunda ne düşünüyorsam Türkiye ile Ermenistan arasındaki sorunların
çözümünde de aynı düşünüyürum, şöyle ki; 1879 yılında Şili ile Peru ve Bolivya
arasında Atakama Çölündeki tuz madenleri yüzünden çıkan savaşta Şili galip gelmiş ve
iki ülkeyi malup etmiştir. Perunun ve Bolivyanın toprakları Şili’nin eline geçti,
Bolivya’nın denizle bağlantısı kesildi ve donanması Peru limanlarında çürüdü, bütün bu
sebeplerden dolayı Peru ve Bolivya Şili’den nefret ediyorlar. Ben buna rağmen Şili’nin
bu iki ülke ile masaya oturması taraftarıyım, ilişkilerimizi normalleştirmek
durumundayız, eğer bunun için Bolivya’ya kuzeyde toprak verilmesi gerekiyorsa
vermeliyiz, toplumlar gelişmeleri için gerekli olan koşullara ulaştırılmalı. Şili
Bolivya’ya kesinlikle deniz kıyısı vermeli. Aynı şekilde Ermenistan ile Türkiye’de sürekli
tarihte yaşanan olumsuz olaylara bakıp ilişkilerini düzeltemezler, geliştiremezler.
Diaspora da dünyaya başka konularla açılmalı, Ermenistan’ın komşuları ile ilişkilerini
geliştirmesi şart, Gürcistan ile, Azerbaycan ile, Türkiye ile, Suriye ile ve Đran ile
ilişkilerini normalleştirmeli veya güçlendirmeli. Karabağ sorununu bi şekilde çözmeye
yönelik politikalar üretmeli. Yurtdışındaki Ermenilerin politikaları Ermenistan’ı çok
etkiliyor.
Türkiyenin dış politikalarını çok doğru buluyorum, bence Ermenistan’da buna
katılmalı. Ermenistan’ın da bu bağlamda daha yapıcı bir plitika izlemesi lazım ve
diaspora Ermenilerininde buna destek vermesi gerekiyor, zira Ermenistan çok zor
şartlara sahip bir ülke, ben 2 defa davet üzerine bu ülkeye gittim, tamamen dağlık
kayalık bir bölge, bence diaspora Ermenileri ve yurtdışında yaşayan zengin Ermeniler
Ermenistan’a yatırım yapmalılar, sadece para göndermekle olmaz ki sanırım
gönderilen paraların tamamı ulaşmıyormuş. Şili’li hırvatların yaptıkları gibi,
35 20-12.2010 Şili Senatosuna Ermeni soykırımı iddalarını getiren ve bu iddaların Senatodan geçmesinde büyük payı bulunan Şili III. Bölge Eski Senatörü Ricardo Nuñez Muñoz ile yapılan röportaj.
20
Hırvatistan’a yatırımlar yaptılar, Hırvatıstan müthiş bir ivme kazandı ve gelişmeye
devam ediyor. Ermenistan’a Ermenilerden başkası yatırım yapmazki, para göndermeyle
de iş çözülmez. Yurtdışındaki Ermenilerin politikaları Ermenistan dış politikalarında
çok önemli bir yere sahip ama bence Ermenistan ülke olarak kendi gerçeklerine göre,
ihtiyaçlarına ve önceliklerine göre kendi politikalarını belirlemeli. Kendi çıkarlarına
göre hareket etmeli, komşularıyla iyi geçinmeli, özellikle Türkiye ile ilişkilerini
normalleştirmeli, buna çok ihtiyacı var.
Son olarak şunu söylemek istiyorum, Ermeni meselesi ne Şili Senatosunda, ne
Birleşmiş Milletlerde ne de başka bir ülkenin veya başka bir uluslararsı kuruluşun
parlamentosunda asla çözülmez, bu sorun anca iki ülkenin farklılıklarına rağmen ve
geçmişte yaşananları geçmişte bırakarak birbirlerini kabullenmesi ile kendi aralarında
varacakları ittifaklarla çözülür. Farklılıkları bırakıp benzerliklerini konuşmaları ve
demokratik bir şekilde beraberce çözüme ulaşmaları lazım. Aslında iki ülke de
demokratikleştikçe çözüme daha yakınlaşmış olacaktır. Türkiye askeri darbelerin ve
askerin hegemonyasından son yıllarda kurtuluyor bu çok sevindirici bir gelişme. Birçok
savaşın çatışmanın yaşandığı Ortadoğu dünyanın en sorunlu bölgesi, bence daha fazla
soruna gerek yok, bu iki ülke medeni bir şekilde sorunlarını çözeceklerine inanıyorum.36
Şili 5 haziran 2007’de Ermeni soykırımı iddalarını tanıyan 19. ve en son ülke
olarak tarihe geçmiştir. Aslına bakılırsa Şili belki’de dünyada bu iddaları en son
gündeme getirecek ve tanıyacak olan ülkeler arasındadır, zira yaptığımız araştırmalar
neticesinde Şili’de yaşayan ermeni nufusu neredeyse Türk nufusu ile aynıdır, dahası
Şili’de yaşayan Ermenilerin bu ülkede diaspora temsilcisi birkaç kişi dışında hiçbir
politik faliyeti yoktur! Şili’de Ermenistan’ın büyükelçiliği ve konsolosluğuda mevcut
değildir, 2010 yılında Arjantindeki Ermenistan büyükelçisinin atadığı fahri
konsoloslukta sadece ticari faliyetler için seçilmiş bir Şililidir. Bunun yanında Şili’de
uzun yıllardan beri Türkiye Cumhuriyeti Santiago Büyükelçiliği bulunmakta, hatta Şili-
Türkiye ilişkileri Cumhuriyet öncesinde Osmanlı dönemine kadar gitmektedir. Çok
daha ilginç bir bilgi ise Şili Parlamentosunda 32 milletvekili ile en fazla üyeye sahip
olan Şili-Türkiye Parlamentolararası Dostluk Grubu mevcut ve yine bu gurubun
üyelerinin insiyatifleri ile şu günlerde Şili Senatosunda da bir dostluk gurubu
oluşturulmakta. Tüm bu bilgilerin yanında Şili halkı, Türkler ve Türkiye hakkında
hiçbir negatif düşünceye sahip değil, 19.yy sonlarından II. Dünya Savaşına kadar
36 20-12.2010 Şili Senatosuna Ermeni soykırımı iddalarını getiren ve bu iddaların Senatodan geçmesinde büyük payı bulunan Şili III. Bölge Eski Senatörü Ricardo Nuñez Muñoz ile yapılan röportaj.
21
Osmanlı’dan bu ülkeye göç eden arap vatandaşlarda çok farklı kültüre sahip olmalarına
rağmen bu toplumda kabul görmüş ve Osmanlı olmaları hasebi ile kendilerine “Turco”
yani Türk denilmiştir, bu bağlamda halk arasında Türklere karşı bir sempati dahi
mevcuttur.
Türkiye ile bukadar dostane ilişkilere sahip bir ülkenin Senatosuna bu tasarı
nasıl geldi ve neden hiçbir senator konuyla alakalı bir bilgiye sahip olmamasına rağmen
oylamada çekincelerini dile getirmedi? Bu sorunun cevabı aslında bizzat yukarıdaki
detayları ile verdiğimiz röportajlarda mevcut lakin özetle bunu tekrar etmek gerekirse
konuyu Şili senatosuna getiren 20 yıllık tecrübeli senator dahi Türkiye hakkında ve
Ermeni meselesi hakkında ciddi bir bigiye sahip değil, bunun sorumlusu tabiki bu
ülkede Türkiyenin bu ülekede en üst düzeyde temsilciliğini yapan Türkiye Cumhuriyeti
Santiago Büyükelçisidir. Senato’da yapılan oylama bittikten sonra Türkiye
Büyükelçisinin bu konudan haberi olması çok daha vahimdir. Bunun yanında Latin
Amerika Ülkelerinde Türk araştırmacılarının olmayışı ve dahası hiçbir Türk Akademik
Çalışmalar merkezimizin bulunmayışı olarak sıralayabiliriz.
Bundan sonra atılacak en önemli adımları şöyle sıralayabiliriz, Şili-Türkiye
Parlamentolararası Dostluk Grubumuzla olan diyaloglarımızı dahada artırmamız ve
kendilerini özellikler bu konularda bilgilendirmemiz gerekiyor. Şuan Şili Senatusunda
kurulma aşamasında olan Şili-Türkiye Dostluk gurubu ile Türk Dış işlerinin daha yakın
temasa geçmesi ve kendilerine ermeni meselesi hakkında birifingler verilmesi
gerekiyor, bunun neticesi olarak en kısa sürede Şili Senatosuna “Ermenilere Soykırım
Yapılmamıştır” başlığı altında yeni bir tasarı ile 5 haziranda oy birliği ile onaylanan
tasarıyı çürütecek bir karar alınması sağlanmalı. Yapılan kültürel faliyetlerin yanında
Şili halkını bilgilendirici konferanslar ve sempozyumlar yapılmalı. Bu ülkelerde
yaşayan Türk vatandaşlarımızla da sadece 29 Ekimler’de değil diğer önemli gün ve
gecelerde de programlar yapılmalı ve kendilerini bilinçlendirici konferanslar ve
sempozyumlar düzenlenmeli. Türk Üniversitelerinin de bu konularda daha fazla
araştırma ve projelere imza atmaları gerekiyor. Güney Amerika menşeli olmak kaydı ile
internet sayfaları açılmalı, forumlar oluşturulmalı.Bu forumlarda ve internet sitelerinde,
Đspanyolca olarak hazırlanan, Türk Tarihi, Osmanlı Devletinin son döneminde yaşanan
problemler, Ermeni Meselesi ve günümüzde Türkiye hakkında dünya kamuoyunda öne
çıkan diğer konular belirlenerek ciddi çalışmalar yapılıp sunulmalı.
Güney Amerika’da tarih alanında araştırmalar yapan bir akademisyen olarak
çalışmalara başlamak için henüz geç kalınmadığını düşünüyoruz. Güney Amerika’da
22
Osmanlı Devleti zamanında ve sonrasında buralara göç etmiş ve kısa sürede çok önemli
devlet kademelerine gelmiş binlerce arap asıllı vatandaşlar var. Ermeni diasporası ne
yazıkkı sinsi bir şekilde Filistin halkının yanında olduğunu her fırsatta dile getirerek bu
halkları kendi saflarına çekmeye çalışmaktadırlar“...al único pueblo que nos trató bien
a lo largo de la historia, el pueblo Árabe...”37 Özellikle Arjantin ve Şili’de yüzbinlerce
Filistin asıllı vatandaş vardır ve bu insanlar günümüzde de Filistin meselesine büyük
destek vermektedirler, ermenilerin gelecekte bu dostluktan ne ümit ettiklerini tahmin
etmek hiçte zor değildir.
Ümit ediyoruz ki Sakarya Üniversitesinin başlattığı bu tür uluslararası geniş
katılımlı tarih araştırmaları projesi diğer üniversitelere de bir örnek teşkil eder ve bu tür
çalışmalar artarak çoğalır. Bize bu projede yer alma fırsatı tanıdıkları için başta Sakarya
Üniversitesi öğretim üyesi ve proje editörümüz sayın Dr. Enis Şahin beye ve proje
ekibine teşekkür ediyoruz.
37 Tercüme:...tarihte bize iyi davranan tek millet araplardır..., bu yazının tamamı için bakınız: http://www.armeniachile.cl/Noticias/armen.html
23
KAYNAKÇA RÖPORTAJLAR: KOUYOUMDĐAN, Armen Şili Ermeni diasporası uluslararı ilişkiler ve kültür danışmanı (Asesor Cultural & Internacional,Colectividad Armenia de Chile). OPAZO, Enrique Accorsi, Şili Cumhuriyeti (PDI) Demokrat Parti milletvekili. MUÑOZ, Ricardo Nuñez; Şili Cumhuriyeti III Bölge eski Senatoru. ĐNTERNET SAYFALARI: http://www.armeniachile.cl http://www.cna.org.ar http://www.senado.cl http://www.congreso.cl http://www.mfa.gov.tr http://www.todosxarmenia.com
KĐTAPLAR
ATAÖV, Dr. Prof. Türkkaya. “Un Testimonio Británico (1916) sobre la Cuestión Armenia”. Ankara, División de Relaciones Internacional de la Factultad de Ciencias Políticas Universidad de Ankara, Enero de 1986. ATAÖV, Dr. Prof. Türkkaya. “Una ‘Declaración’ Fálsamente Atribuida a Mustafa Kemal AtaTürk”. Ankara, División de Relaciones Internacional de la Factultad de Ciencias Políticas Universidad de Ankara, Agosto de 1986. ATAÖV, Dr. Prof. Türkkaya. “Informes (1918) de Oficiales Rusos sobre las Atrocidades Cometidas por Armenios”. Ankara, División de Relaciones Internacional de la Factultad de Ciencias Políticas Universidad de Ankara, Mayo de 1986. ATAÖV, Dr. Prof. Türkkaya. “Fuente Armenia: Hovhannes Katchaznouni”. Ankara University, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Marzo de 1985.
24
ATAÖV, Dr. Prof. Türkkaya. “Un informe Británico (1895): ‘Los Armenios Desenmascarados”. Ankara, División de Relaciones Internacional de la Factultad de Ciencias Políticas Univesridad de Ankara, Abril de 1986. ATAÖV, Dr. Prof. Türkkaya. “Lo que Ocurrió Realmente en Ginebra: La Verdad sobre el ‘Informe Whitaker’.”. Sección de Relaciones Internacionales de la Factultad de Ciencias Políticas Univesridad de Ankara, Junio de 1986. La Cuestión Armenia en Nueve Preguntas y Respuestas”. Instituto de Política Extranjera, Ankara, 1982. ATAÖV, Dr. Prof. Türkkaya. “Los Fallecimientos Debidos a Enfermedad en Relación con la Cuestión Armenia”. División de Relaciones Internacionales de la Factultad de Ciencias Políticas Univesridad de Ankara, Mayo de 1986. KARA, Adem, Yeni Kıtaya Yapılan Osmanlı Göçleri ve Neticeleri, Editorial IQ, Istanbul, 2008. LAÇĐNER, Sedat, Ermeni Sorunu, Diaspora ve Türk Dış Politikası: Ermeni Đddaları Türkiyenin Dünya Đle Đlişkilerini Nasıl Etkiliyor, USAK yayınları: 21, Ankara, 2008. LÜTEM, Ömer Engin (Derleyen), Ermeni sorunu, Temel bilgi ve belgeler, Terazi yayıncılık, Ankara, 2009. MASTERS, Bruce, Christians and Jews in the Ottoman Arab World, The roots of sectarianism, Editorial Cabridge University Press, Cambridge, 2001. TEMEL, Mehmet, XIX. ve XX. Yuzyilda Osmanli-Latin Amerika iliskileri, Editorial Nehir Yayinlari, Istanbul, 2004
25
Ekler:
Ek.1.- Şili Ermeni diasporasının 27 Nisan 2008 de yaptığı bir programda Hach Kar adındaki sözde Ermeni soykırımı anıtının açılısından bir fotograf ta Iran ve Lübnan büyükelçileri ve aileleleri Ermenilerle beraber.38
38 Bu anıtı 2000 yılından 2008 e kadar Ermeni Diasporası Şili-Santiago da bir meydanda kurulabilmesi için girişimlerde bulunmuşlardır fakat bu girişimleri sonuç vermeyince diasporanın merkez binasının bahçesinde kurulmuştur. http://www.armeniachile.cl/galeria.html
26
Ek.2.- Şili PPD (Demokrat Parti) 3. dönem milletvekili Dr.Enrique Accorsi Opazo. 32 Üyesi bulunan Şili-Türkiye Parlamentolararası Dostluk Grubu başkanı.
27
Ek.3.- Şili Senatosuna Ermeni soykırımı iddalarını getiren ve bu iddaların Senatodan geçmesinde büyük payı bulunan Şili Copiapo III. Bölge eski Senatörü Ricardo Nuñez Muñoz
28
Ek.4.- Şili Ermeni diasporası Uluslararı Đlişkiler ve Kültür danışmanı (Asesor Cultural & Internacional,Colectividad Armenia de Chile) Armen Kouyoumdian.