Page | 49 Şemsettin Sami’nin Kamusu’l-Alamında Arnavutluk ve Arnavutlar Prof. Dr.Cihan Okuyucu Yıldız Teknik Üniversitesi, Türkiye Giriş Arnavut asıllı Osmanlı aydınlarının en tanınmıĢlarından biri olan ġemseddin Sami‟nin kısa ömrüne sığdırdığı büyük eserlerden birisi de 1306/1889 yılında neĢrettiği 6 ciltlik Kamusu‟l - alam isimli ansiklopedidir. Eser genel ansiklopedi olmakla birlikte bilhassa Osmanlı coğrafyasındaki Ģehirler hakkında verdiği bilgiler bakımından son derece önemlidir. Bu eserde en çok yer verilen maddelerden biri de Arnavut (I:143-49) ve Arnavutluk (I:149- 53)maddeleridir. Bu maddelerde Arnavutların yaĢadığı ve halen Arnavutluk yanında Kosova ve Makedonya‟yı da kapsayan bölge üzerinde çok önemli tarihi, coğrafi, iktisadi, mimari, d ini ve etnik bilgiler verilmektedir. Ansiklopedide ayrıca; Yanya, Berat, Ġpek, Görice, Kosova, ĠĢkodra, PriĢtine gibi onlarca Arnavut Ģehri hakkında müstakil maddeler yer almaktadır. Tebliğimizde, o dönemle ilgili hiç bir ilmi çalıĢmanın vazgeçemeyeceği önemdeki bu bilgiler özetlenecektir. Përmbajtje Shqipetaret dhe Shqiperia në Kamusu’l-Alam i Sami Frasheri Enciklopedia e njohur me emrin Kamusul –Alam`s e botuar ne 6 vellim ne vitin 1306/1889 nga intelektuali i Osmaneve me Origjine Shqipetare eshte nje nga veprat me te njohura te jetes se tij te shkurter. Eshte jashtezakonisht i rendesishem informacioni i dhene ne lidhje me qytetet e gjeografise osmane vecanerisht ne aspektin e enciklopedise.Duke pasur parasysh mbulimin me te madh te ketij libri nje nga pikat eshte Shqiptari (I:143-49) dhe nje pike tjeter eshte Shqiperia (I:149-53). Pervec kesaj keto artikuj te Shqiptareve qe jetojne dhe ende jane te perfshire ne rajonin e Shqiperise , Kosoves dhe Maqedonise se bashku me nje historik te rendesishem jane dhene informacione shume te redesishme etnike , fetare , artitekturore , ekonomike , gjeografike , historike etj . Per me teper ne enciklopedi , jane vecuar me dhjetra te tilla si Yanya , Berat , Ġpek, Gorice, Kosova, Shkodra, Prishtine.Do te perblidhet ky informacion te cilin nuk do ta neglizhonte asnje kerkim shkencor ne lidhje me kete periudhe. Bu bildiride edebiyat ve kültür tarihimizde çok önemli bir yere sahip olan Arnavut asıllı ansiklopedist, sözlükbilimci, dilbilimci, roman ve oyun yazarı, gazete ve dergi yayıncısı, Ģârih ve mütercim ġemseddin Sâmi‟nin Kamusu‟l-âlâm isimli ansiklopedisinde yer alan Arnavutluk ve Arnavutlarla ilgili maddeler ele alınacak ve bunların bilgi değeri irdelenecektir. Ancak asıl konuya girmeden önce kısaca yazarı tanıtalım.
17
Embed
Şemsettin Sami’nin Kamusu’l-Alamında Arnavutluk ve-Arnavutlar - Prof. Dr.Cihan Okuyucu Yıldız Teknik Üniversitesi, Türkiye
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page | 49
Şemsettin Sami’nin Kamusu’l-Alamında Arnavutluk ve Arnavutlar
Prof. Dr.Cihan Okuyucu
Yıldız Teknik Üniversitesi, Türkiye
Giriş
Arnavut asıllı Osmanlı aydınlarının en tanınmıĢlarından biri olan ġemseddin Sami‟nin kısa
ömrüne sığdırdığı büyük eserlerden birisi de 1306/1889 yılında neĢrettiği 6 ciltlik Kamusu‟l-
alam isimli ansiklopedidir. Eser genel ansiklopedi olmakla birlikte bilhassa Osmanlı
coğrafyasındaki Ģehirler hakkında verdiği bilgiler bakımından son derece önemlidir. Bu eserde
en çok yer verilen maddelerden biri de Arnavut (I:143-49) ve Arnavutluk (I:149-
53)maddeleridir. Bu maddelerde Arnavutların yaĢadığı ve halen Arnavutluk yanında Kosova ve
Makedonya‟yı da kapsayan bölge üzerinde çok önemli tarihi, coğrafi, iktisadi, mimari, dini ve
etnik bilgiler verilmektedir. Ansiklopedide ayrıca; Yanya, Berat, Ġpek, Görice, Kosova,
ĠĢkodra, PriĢtine gibi onlarca Arnavut Ģehri hakkında müstakil maddeler yer almaktadır.
Tebliğimizde, o dönemle ilgili hiç bir ilmi çalıĢmanın vazgeçemeyeceği önemdeki bu bilgiler
özetlenecektir.
Përmbajtje
Shqipetaret dhe Shqiperia në Kamusu’l-Alam i Sami Frasheri
Enciklopedia e njohur me emrin Kamusul –Alam`s e botuar ne 6 vellim ne vitin 1306/1889 nga
intelektuali i Osmaneve me Origjine Shqipetare eshte nje nga veprat me te njohura te jetes se
tij te shkurter. Eshte jashtezakonisht i rendesishem informacioni i dhene ne lidhje me qytetet e
gjeografise osmane vecanerisht ne aspektin e enciklopedise.Duke pasur parasysh mbulimin me
te madh te ketij libri nje nga pikat eshte Shqiptari (I:143-49) dhe nje pike tjeter eshte
Shqiperia (I:149-53). Pervec kesaj keto artikuj te Shqiptareve qe jetojne dhe ende jane te
perfshire ne rajonin e Shqiperise , Kosoves dhe Maqedonise se bashku me nje historik te
rendesishem jane dhene informacione shume te redesishme etnike , fetare , artitekturore ,
ekonomike , gjeografike , historike etj . Per me teper ne enciklopedi , jane vecuar me dhjetra te
tilla si Yanya , Berat , Ġpek, Gorice, Kosova, Shkodra, Prishtine.Do te perblidhet ky
informacion te cilin nuk do ta neglizhonte asnje kerkim shkencor ne lidhje me kete periudhe.
Bu bildiride edebiyat ve kültür tarihimizde çok önemli bir yere sahip olan Arnavut asıllı
ansiklopedist, sözlükbilimci, dilbilimci, roman ve oyun yazarı, gazete ve dergi yayıncısı, Ģârih ve
mütercim ġemseddin Sâmi‟nin Kamusu‟l-âlâm isimli ansiklopedisinde yer alan Arnavutluk ve
Arnavutlarla ilgili maddeler ele alınacak ve bunların bilgi değeri irdelenecektir. Ancak asıl konuya
girmeden önce kısaca yazarı tanıtalım.
Page | 50
A- Hayatı
ġ.Sami ve eserleri hakkında Türkiyede oldukça zengin bir literatür bulunmaktadır. Bunlar
arasındaki en kapsamlı çalıĢma Ö.F.Akün tarafından Kamus-ı Türki baskısına (Ġst. 1998) yazılan
”Hayatı Hizmetleri ve Eserleri ile ġemseddin Sami” isimli incelemedir. Bu konuda -bilhassa
bibliyografik zenginlik bakımından-önemli diğer bir çalıĢma da Abdullah Uçman‟ın DIA‟ya yazdığı
ġemsettin Sami Maddesidir. ( DIA,38:519-23)Biz de asıl konuya girmeden önce bu iki kaynağa
istinaden ġ.Saminin hayatı ve eserleri hakkında kısa bilgi vermek istiyoruz.
ġemseddin Sâmi 1 Haziran 1850‟de Yanya ilinin Ergiri sancağına bağlı Pirmedi ilçesinde Dağlı
bucağının merkezi olan FraĢer‟de doğmuĢtur. Bu yüzden bazı eserlerinde ġemseddin Sami [Frasheri]
veya Sami Frasheri olarak geçer. Yazar, eserlerinde “Sami, ġ. Sami, Sami Halit FraĢeri, ġemseddin Sami
b. Halid el-FraĢeri” imzalarını kullanmıĢtır
ġemseddin Sâmi, dokuz yaĢında babasını, on bir yaĢında da annesini kaybedince büyük ağabeyi Abdül
Bey, aileyi alarak 1861 yılında Yanya‟ya göç eder. Sâmi, burada bir yandan müderris Yakup Efendi‟den
ders almıĢ, Arapça ve Farsça öğrenmiĢ, diğer yandan da öbür ağabeyi Naim Beyle birlikte Zossimaia
Scoli adındaki Rum lisesine gitmiĢ ve sekiz yıllık okulu yedi yılda bitirmiĢtir. Sâmi burada Rumca, eski
Yunanca, Fransızca ve Ġtalyanca öğrenmiĢtir.
1871 yılında Ġstanbul‟a gelen Sâmi, matbuat kaleminde, “Sirac, Hadika, Vilâyet, Sabah,
Tercümân-ı Şark” gazetelerinde ve “Muharrir” dergisinde çalıĢmıĢ, bu gazete ve dergilere yazılar yazmıĢ,
ayrıca “Aile” ve “Hafta” dergilerini çıkarmıĢtır.
Bu iĢler arasında Fransızcadan tercümeler yapan yazar 1872 yılında Türk Edebiyatının ilk
romanı sayılan TaaĢĢuk-ı Talat ve Fıtnatı yayınladı.1874‟de Trablusgarpta görevlendirildi. 1875‟de
yine Ġstanbula döndü ve Türk basın tarihinin önemli gazetelerinden biri olan Sabahı kurdu.
Sami bu edebi faaliyetleri yanında memleket iĢlerini de yakından takip ediyordu.1877-78
Osmanlı-Rus savaĢını takiben yapılan Berlin antlaĢmasında Arnavutluk topraklarından bir kısmının
Yunanistana bırakılmasını red maksadıyla kurulan, ağabeyi Abdül Beyin baĢını çektiği Arnavutluk
Ġttihadı hareketiyle ilgilendi. 2.Abdülhamidin bilgisiyle kurulan Cemiyet-i Ġlmiyye-i Arnavudiyyenin
kurucuları arasında bulundu. Bu kapsamda Latin harfli bir Arnavut alfabesi yazdı ve Arnavutça
gramerini hazırladı. Bu sırada bir taraftan Arnavut kültürüne hizmet ederken diğer taraftan yazılarıyla
Arnavutların Osmanlıya bağlı olduklarını ve bağlı kalmaları gerektiğini savunmuĢtur.
1880‟de 2.Abdülhamit tarafından saraya alınan ve katip olarak görevlendirilen yazar burada
ömrünün sonuna kadar rahat bir ortamda sözlüklerini ve diğer eserlerini hazırlama imkanı buldu.
Bunlar arasında Fransızca-Türkçe ve Türkçe-Fransızca kamusları padiĢahın iftihar madalyasıyla
ödüllendirildi.
Page | 51
1884‟de evlenip Erenköydeki köĢküne yerleĢti ve 1889-98 yılları arasında Kamusu‟l-alamı
fasikül fasikül yayınladı. Bu çalıĢmayı daha sonra Kamus-ı Arabi ve Türkçenin en önemli
sözlüklerinden olan ve hala aĢılamayan Kamus-ı Türki izledi.
Ömrünün son yıllarını hastalıktan dolayı acılar içinde geçirmesine rağmen Türk diline ve
kültürüne hizmet etmekten bu dönemde dahi bir an olsun geri kalmamıĢtır. 4 Haziran 1904 Cuma günü
ölmüĢ, cenazesi 6 Haziran Pazar günü kaldırılarak Erenköy‟deki mezarlığa gömülmüĢtür. 1968‟de
Sâmi‟nin naaĢı Feriköy‟de hazırlanan aile kabristanına taĢınmıĢtır.
B.KAMUSU‟L-ALAM
Kamus-ı Türki baskısına ġemsettin Sami ve Eserleriyle ilgili uzun bir inceleme yazan
Ömer Faruk Akün, “Birçok tercümesi ve öğretici nitelikte telif eseri bulunan ġemseddin Sâmi‟nin Türk
dili ve kültürü bakımından üzerinde durulması gereken en önemli yanı ansiklopedi ve sözlük
yazarlığıdır.” diyerek bu eserin önemi üzerinde vurgu yapar. (1970: 411-422) Bu bilgilere nazaran
Kamusu‟l- Alam ,1305-1316(1888-1899) yılları arasında fasikül fasikül yayınlanmıĢtır. Ġçerik olarak:
Genel tarih, coğrafya ve meĢhur adamlar ansiklopedisidir. Bu eserden önce Ali Suavi, Kamusu’l-
ulum ve’l-maarif (1870) isimli bir ansiklopedi teĢebbüsünde bulunmuĢ daha sonra Ahmet Rifat:
Lugat-ı Tarihiyye ve Coğrafiyye (1882-83) isimli çalıĢmasını yayınlamıĢ ise de her ikisi de
Kamusu‟l-alam ile mukayese edilebilecek eserler olmaktan uzaktır.
ġ.Sami eserini Bouillet'nin Dictionnaire Universel D'Histoire et De Géographie isimli
ansiklopedisini örnek alınarak oluĢturmuĢtur. Buna mukabil Sami, eserine tarihi ve ilmi deyim ve
terimleri almamıĢ bunları ayrıca Kamusu’l-ulum ismiyle baĢka bir kitapta bir araya getirmeyi
düĢünmüĢ ancak buna ömrü vefa etmemiĢtir. Akün‟ün bildirdiğine göre eser Batıyla ilgili maddeler
bakımından büyük ölçüde Bouillet'nin eserine bağlıdır. Yer yer baĢka ansiklopedilere de baĢvurmakla
birlikte ġ.Sami bazı maddeleri Bouillet'den satır satır tercüme etmiĢtir. (Ms.Shakespeare,
Bosphore,Palermo.). Yazar adı geçen eserden aldığı maddeleri bir seçime tabi tutarak Osmanlı
okuyucusu için faydalı olanları almıĢ, önemsiz olanları atlamıĢtır. Bizim için mühim olan bazı
maddeleri ise tercümeyle yetinmemiĢ, geniĢletme yoluna gitmiĢtir. Sözgelimi 9 satırdan ibaret
Anadolu maddesini 11 sayfaya çıkarmıĢ, yine 11 satırlık Bosna maddesini de 4 sayfaya çıkarmıĢtır.
Doğuyla ilgili maddelerde yazarın bazen iĢi çok uzun tuttuğu görülür. Mesela sadece el-Kindi‟nin
eserlerine 4 sayfa, er-Razi‟ninkilere ise iki buçuk sayfa ayırmıĢtır. Batı kaynakları arasında
Bouillet'den baĢka, G. Vapereau,V. de Saint Martin ve A. Dantes gibi yazarların eserlerine de yer yer
müracaat etmiĢtir. Buna karĢılık Ġslam-ġark-Osmanlı dünyası ile ilgili maddelerde ġ.Sami‟nin
kaynakları oldukça zengindir. Bu konuda toplu eserler olmadığı için Sami her konu için ayrı ayrı
kaynaklara baĢvurmak zorunda kalmıĢtır. Bu kaynaklar arasında Arapça, Farsça ve Türkçede yazılmıĢ;
Page | 52
tabakat kitapları, Ģair tezkireleri, ġakayık ve Zeyilleri, çeĢitli ansiklopediler, tarih ve coğrafya konulu
eserler sayılabilir. Kendisi fırsat buldukça Ġstanbuldaki yazma eser kütüphanelerinden de
faydalandığını belirtmektedir. Bütün bu kaynakların tespiti ayrı bir çalıĢmayı gerektirmektedir. Sonuç
olarak bu ilaveler sonucunda Kamusu‟l-alam 4830 sayfalık hacmiyle model aldığı Bouillet'nin 2040
sayfalık eserini kat kat aĢmıĢtır. 6 ciltlik eserin yayımı bittikten sonra bazı yanlıĢ ve eksiklerin
tamamlanması, unutulan maddelerin ilavesi için bir ciltlik ilavenin yapılacağı bildirilmiĢ ise de yazar
bu ilave cildi hazırlamaya fırsat bulamamıĢtır. Her 15 günde bir forma olmak üzere basımı 11 yıl
sürmüĢ olan eserin bitmesi basında büyük bir olay olmuĢ, her taraftan tebrik ve takdir yazıları
gelmiĢtir. 1306/1899 tarihli ilk baskısındaki:”Maarif nezaret-i celilesi tarafından takdir ve tahsin
olunarak tab‟ olunmuĢtur” ibaresi eserin devlet nezdinde de takdir gördüğünü göstermektedir.
1.Eserin Kapak sayfası bilgileri:
Eserin kapak altı sayfasında : Kamusu‟l-Alam baĢlığı altında alt baĢlık olarak:
“Tarih ve Coğrafya Lugati ve Tabir-i Esahhla Kâffe-i Esma-i Hâssayı Câmidir”
ibaresi ve onun da altında daha küçük harflerle eserde yer alan belli baĢlı konular 6 satırda
verilmektedir.Onun altında:
Muharriri:Ş.Sami Sahib ve Tâbii :Mihran
Yazmakta ve altta çerçeve içinde aynı bilgilerin Fransızcası yer almaktadır:
DİCTİONNAİRE UNIVERSAL d’HISTOIRE ET DE GEOGRAPHİE
Par
CH.SAMY-BEY FRASCHERY
EDİTEUR MIHRAN
COSTANTINOPLE 1889
Bu bilgilerin altında yine eski harflerle:
“Maarif nezaret-i celilesi tarafından takdir ve tahsin olunarak tab’ olunmuştur” ibaresi ve altında
basım bilgileri mevcut:
Page | 53
İstanbul
Mihran matbaası –Bab-ı Ali caddesinde numara 7
1306
Eserin kendisi çift sütun ve 39 satır olarak devam eder. Bazı yabancı isimlerin yanına yeni
harflerle okunuĢları da yazılmıĢtır. Ancak yazar bilindiğini düĢündüğü Osmanlı coğrafyasına ait yer
isimlerinde buna her zaman gerek duymamıĢtır. Bu durum Arnavutlukla ilgili isimlerde de söz
konusudur ve bu yüzden bazı isimlerin doğru okunması gibi bir problemle bizi karĢı karĢıya
getirmektedir.
2. Başlıca Bilgiler: Yazar Arbanya (1/86) ve Arnavud (1/143-48) ve Arnavudluk (1/149-154)
maddelerinde Arnavut milleti hakkında oldukça geniĢ bilgi veriyor. Bu bilgileri aĢağıda küçük
baĢlıklar altında veriyoruz:
2.1.Arnavut ve Arnavutluk kelimelerinin kökeni ve bunların etimolojileri.
Onun Arbanya maddesinde söylediklerini Ģöyle özetleyebiliriz: “Arbanya yahut Arberya.
Arnavutluğun Arnavutlar tarafından verilen asıl ismidir ki bunu Kiğalar “Arbanya” ve Toksalar “
Arberya” diye telaffuz ederler. Avrupalıların kullandığı Albanya isminin kökeni konusunda Avrupalı
yazarlar bir çok uzak yakıĢtırmalarda bulunmuĢ iseler de kimse aslını bulamamıĢtır. Albanya, iĢte bu
Arbanya kelimesinden alınmıĢtır. Rumlar b harfini telaffuz edemediklerinden bunu Arvanya Ģeklinde
telaffuz edip halkına da Arvanit demiĢlerdir. Osmanlılar n ile v harfinin yerini değiĢtirerek kelimeyi
Arnavit veya Arnavut Ģekline sokmuĢlardır. Böyle olduğu halde kelimenin aslını Arapça ve Farsçada
arayıp Ar nebud (utanmaz) veya Arun lena en-neud gibi gülünç kelimelerden türetmek abestir…Arban
isminin verilme sebebine gelince..Ar, Arnavutça tarla, “ban” ise Farsçadaki gibi yapıcı demek
olduğundan Arban demek çiftçi demektir. Çünkü Avrupa kıtasına çiftçiliği getirenlerin Ari kavmi
olduğu ve Arnavutların da bu kavmin en eskilerinden olduğu kesindir. Diğer eski Ari kavimlerin
dilinde de Ar kelimesi tarla demek olup bu kavimlerin hepsinin isminin bu kelimeden türediğini
Maks Müller ispat etmiĢtir. Toskaların telaffuzunda uzun a harfi olmadığı gibi n harfini de genelde r