Top Banner
81

Santigrat Dergisi Sayı:5

Mar 24, 2016

Download

Documents

EKİM - KASIM- ARALIK 2008
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Santigrat Dergisi Sayı:5
Page 2: Santigrat Dergisi Sayı:5

4 ‹Ç‹NDEK‹LER

SANT‹GRAT Eylül - Ekim - Kas›m 2008 Say›: 05Airfel Is›tma ve So¤utma Sistemleri San. Tic. A.fi. Ad›na ‹mtiyaz Sahibi: Hasan ÖnderYönetim Yeri: Airfel Is›tma So¤utma Sistemleri San.Tic.A.fiHürriyet Mahallesi E-5 Yanyol Üzeri No: 57 Kartal / ‹stanbul 0 216 453 27 00 www.santigrat.com.tr - [email protected]

Yaz› ‹flleri Müdürü (Sorumlu): fiule fientarl› Kreatif Direktör: Belma Kuyucu Editör (Kurumsal): Hülya Dinçer Editör (‹çerik): Mesut Y›lmaz Çeviri: Sabri Kaliç Foto¤raf: Selin Demircio¤lu, Tolga Erbay, Tolga Özgal Katk›da Bulunanlar: Ebru Damran, Seyra Faralyal› Erdalo¤lu, MuratLevent Albayrak Bask›: Özgün Ofset Tel: (90) 212 280 00 09

© Bu yay›n›n her hakk› sakl›d›r. Bu dergide legal olarak yay›mlanan yaz›, makale, foto¤raf, çizgiroman ve illustrasyonlar›n sorumluluklar› sahiplerine ait olup,copyright haklar› Airfel Is›tma ve So¤utma Sistemleri San. Tic. A.fi.’ye aittir. ‹çeri¤in, Airfel Is›tma ve So¤utma Sistemleri San. Tic. A.fi.’den yaz›l›ön izin almaks›z›n hangi ortamda olursa olsun ço¤alt›lmas›, bas›lmas›, referans gösterilmesi ve yay›mlanmas› yasakt›r.

AIRFEL, MITSUBISHI HEAVY INDUS-

TRIES ‹LE YEN‹ B‹R ANLAfiMA

‹MZALAYARAK, ÜRÜN

PORTFÖYÜNÜ ARTIRDI… ‹K‹ DEV‹N

B‹RLEfiME ÖYKÜSÜ…

46

KARAGÖZ – HAC‹VAT… GÖLGE

OYUNU… BEBERUH‹, TUZSUZ

DEL‹ BEK‹R VE D‹⁄ERLER‹…

YIKTIK PERDEY‹ EYLED‹K V‹RAN...

24

ANADOLU KADINI SÖYLEYEMED‹⁄‹

NE VARSA, OYALARLA SÖYLED‹.

ÜZÜNTÜYÜ, HASRET‹, TEMENN‹Y‹

OYALARA ‹fiLED‹

SANT‹GRAT/05

38

Page 3: Santigrat Dergisi Sayı:5

5

Yaz ve Tatil...Bütün y›l çal›fl›nca art›k tatili hak ettim düflünce-si hepimize hakim olur. Ve bafllar›z plan yapma-ya. Kimimiz için tatil; s›k› bir dinlenme iken kimi-miz ç›lg›nca e¤lenme ve iflten uzaklaflma olarakgörürüz. Ama flu gerçek ki, tatil sonras› hem fi-ziksel hem de zihinsel olarak daha zinde iflimizedöneriz. Tavsiyem tatillerinizi aksatmay›n, hattave hatta yöneticiyseniz personelinizi izin kullan-ma yönünde teflvik edin. Milli tak›m›n baflar›s› hepimizi gururland›rd›. Mil-letçe sevinmeyi o kadar özlemifliz ki, belki birazda abartt›k. Teflekkürler Fatih Terim ve Aslanlar›.Tüm dünyan›n bizim h›rs›m›z› ve baflar›m›z› kut-lamas›, ülkemizin ad›n›n çokça görsel medyadayer almas›, ekonomik olarak da meyvesini vere-cektir.Yo¤un bir dönem geçirdik. Bu say›m›zda iklim-lerden yaz› ifllemeye ve üç ayda Airfel’in neleryapt›¤›n› anlatmaya çal›flt›k. Is›tma-So¤utma sek-törü için çok önemli olan SODEX 2008 fuar›nakat›ld›k. fiampiyonluk maç› öncesi Galatasarayl›futbolcular›n stand›m›z› ziyaret etmesi ve ziyaret-çi say›m›z›n yo¤unlu¤u ile en verimli fuarlar›m›z-dan birini geçirdik. Global bir marka olma yolun-da ilerleyen Airfel için yurtd›fl› fuarlarda bulun-duk. Yine bu say›m›zda tatil yapmak isteyece¤i-niz yerler ile ilgili ›fl›k tutaca¤›na inand›¤›m›z, ge-zi sayfalar›m›za daha fazla yer ay›rd›k. Ayr›caherkesin korkulu rüyas› olan kilolar ile ilgili kiloverme çabalar›n›za yard›mc› olaca¤›n› düflündü-¤ümüz Diyetisyen Dilara Koçak ile size özel birröportaj yapt›k. Tabii bu arada Airfel Akademi de bofl durmuyor,çal›flmalar›na tüm h›z›yla devam ediyor. Bencebu aylarda yapt›¤›m›z en güzel etkinlik AirfelAkademi bünyesinde kurulan tiyatro kulübü.Konservatuvar mezunu bir oyuncu olan Müfit Ay-tekin yönetiminde 14 kiflilik bir ekip kurduk. Ar-kadafllar›m›z mesai sonras› büyük bir özveriylehem tiyatro e¤itimi al›yor hem de sergileyecekle-ri oyuna çal›fl›yorlar. Hedefimiz Aral›k ay›ndaoyunun sahnelenmesi.Sizlerden gelen olumlu elefltiriler ile her say›m›zbir öncekinden daha güzel oluyor ve dergimizeemek veren arkadafllar›m›z›n çoflkusu art›yor.Sayfalar›m›z›n siz dostlar›m›za da aç›k oldu¤unutekrar hat›rlatmak istiyorum.

Yeni say›m›zda görüflmek üzere, sevgiyle kal›n.

Hasan ÖNDER

22

‹NfiAAT DEV‹ OYAK ‹NfiAAT, ‹STANBUL’DA YAPTI⁄I

OYAKKENT PROJES‹N‹N ‹LK ETABINDA AIRFEL

ÜRÜNLER‹N‹ TERC‹H ETT‹.

14

PROF. DR. MEHMET ÖZ. TIP DÜNYASININ EFSANE

‹SM‹. B‹RÇOK ÜNLÜ ‹S‹M ‹K‹NC‹ HAYATINI ONA

BORÇLU… GERÇEK B‹R BAfiARI ÖYKÜSÜ…

52

YAZDI⁄I YÖNET‹M K‹TAPLARIYLA ADINDAN SÖZ

ETT‹REN M.RAUF ATEfi’‹N BU SAYIMIZDAK‹ KONUSU-

NUN BAfiLI⁄I: “KURUCU AÇMAZI” TÜRK‹YE ‹Ç‹N B‹R

TEHD‹T M‹?

54

ACI: TAYLAND MUTFA⁄ININ ANA UNSURU…

BAHARATLAR, DEN‹Z ÜRÜNLER‹, ACI-EKfi‹, ACI-TATLI

SOSLAR… MÜTH‹fi B‹R LEZZET SENTEZ‹…

68

SON YILLARIN YÜKSELEN YILDIZI LOJ‹ST‹K SEKTÖRÜ

NEREYE G‹D‹YOR? AIRFEL BU ALANDA NE G‹B‹

ÇALIfiMALAR YAPIYOR…

��

��

72

DEN‹Z FENERLER‹.. BU G‹ZEML‹ DEN‹Z BEKÇ‹LER‹

K‹MB‹L‹R KAÇ DEN‹ZC‹N‹N HAYATINI KURTARDI…

42

FERGAN M‹RKELAM… POP MÜZ‹⁄‹N BAfiARILI ‹SM‹

BU SAYIMIZDA DERG‹M‹Z‹N KONU⁄U… AIRFEL ‹Ç‹N

RADYO CINGILI BESTELEYEN SANATÇI, MÜZ‹K HAYA-

TINI ANLATTI.

28

HAYATIN B‹RÇOK TARAFINDA EK‹P ÇALIfiMASINA

‹HT‹YAÇ VAR. PEK‹ YA ‹Y‹ B‹R EK‹P OLUP, BAfiARIYA

ULAfiMAK ‹Ç‹N ENNEAGRAM NE ÖNER‹YOR? HASAN

ÖNDER’‹N KALEM‹NDEN…

Page 4: Santigrat Dergisi Sayı:5

5

Yaflas›n Hayat !Bu yaz›y› okuyabilirsan›z dünyadaki birçok kifli-den daha flansl›s›n›z. Dünya üzerindeki do¤alafetler, savafllar, açl›k, ekonomik kriz, çevre so-runlar› ve kaybedilen canlar. Herfleye ra¤menmuhteflem bir dünyada yafl›yoruz. Ve çok flükürak›l sa¤l›¤›m›z yerinde. Elimizdekilerin k›ymetinibilip, hayata s›k› s›k› sar›lal›m. Dertler, krizler ge-lir, geçer. Tabii ki uyar›lara kulak verip, tedbirle-ri zaman›nda almak ve uygulamak zorunday›z;yoksa en büyük sorun sorunlar görememektenveya görmemekten kaynaklan›r. “‹nsan›n kendinialdatmas›ndan daha kolay bir fley yoktur. ‹nsanarzu etti¤i fleyin do¤ru oldu¤una kendini hemeninand›r›r” demifl, milattan önce yaflam›fl bir politi-kac› olan Demosthenes. Sorunlar›n sebepleri biz-sek, onlar› düzeltecek olanlar da bizleriz. Bir y›ld›r sizlerle Santigrat Dergisi arac›l›¤›yla bu-lufluyoruz. Airfel’in sektördeki farkl› duruflu, he-defleri ve baflarmak istediklerini yans›tan Santig-rat’›n birinci y›l›n› doldurmas› gururunu ve mut-lulu¤unu sizlerle paylaflmak istiyorum. 3 ayl›kperiyotlarla yay›nlanan dergimizde kimi zamanAirfel Akademi’nin faaliyetlerini, kimi zaman ba-flar›l› projelerimizi anlatt›k. Gezi, hobi, röportajsayfalar›yla sizlere keyifli zaman geçirirken ufku-nuzu da geniflletmeyi hedefledik. Yeni say›lar›-m›zda farkl› konular ve ilgi çekici konuklarla siz-lerle buluflmaya devam edece¤iz. Eme¤i geçenherkese teflekkür ediyorum.Airfel ailesi olarak yine yo¤un bir y›l geçirdik.Hedeflerimize ulaflabilmek içim tempomuzu hiçdüflürmedik. Yo¤un çal›fl›rken de paylaflmay›, bir-likte vakit geçirmeyi unutmad›k. Geçti¤imiz Ra-mazan ay›nda ekibimizle iftar yemekleri düzenle-dik. Ramazan ay›n›n geliflini hep beraber kutla-d›k. Ard›ndan bayram ile dinlenme f›rsat› bulduk.Bu vesileyle geçmifl bayram›n›z› kutluyorum.Yaz döneminde sizleri serinlettikten sonra bu-günlerde k›fla haz›rl›k dönemine bafllad›k. Sonba-har yapraklar›n›n her yan› sard›¤› bu günlerde di-namik konularla dolu yeni say›m›zda, birbirindenrenkli yaz›larla karfl›laflacaks›n›z. Sonbahar moda-s›, bitkilerin flifal› dünyas› bu günlerde çok iflini-ze yarayacak. Mirkelam’›n keyifli sohbeti, Tay-land mutfa¤› önerileri, geleneksel el sanatlar›m›z-dan ‘oya’ ve ilgiyle okuyaca¤›n›z› düflündü¤ümdaha pek çok konu içinizi ›s›tacak.Baharlar yenilenme zaman›, yeni heyecanlar,yeni umutlar. Yeni y›lda, yeni konular, konuklar-la buluflmak dile¤iyle, sevgiyle kal›n.

Hasan ÖNDER

22

‹NfiAAT DEV‹ OYAK ‹NfiAAT, ‹STANBUL’DA YAPTI⁄I

OYAKKENT PROJES‹N‹N ‹LK ETABINDA AIRFEL

ÜRÜNLER‹N‹ TERC‹H ETT‹.

14

PROF. DR. MEHMET ÖZ. TIP DÜNYASININ EFSANE

‹SM‹. B‹RÇOK ÜNLÜ ‹S‹M ‹K‹NC‹ HAYATINI ONA

BORÇLU… GERÇEK B‹R BAfiARI ÖYKÜSÜ…

52

YAZDI⁄I YÖNET‹M K‹TAPLARIYLA ADINDAN SÖZ

ETT‹REN M.RAUF ATEfi’‹N BU SAYIMIZDAK‹ KONUSU-

NUN BAfiLI⁄I: “KURUCU AÇMAZI” TÜRK‹YE ‹Ç‹N B‹R

TEHD‹T M‹?

54

ACI: TAYLAND MUTFA⁄ININ ANA UNSURU…

BAHARATLAR, DEN‹Z ÜRÜNLER‹, ACI-EKfi‹, ACI-TATLI

SOSLAR… MÜTH‹fi B‹R LEZZET SENTEZ‹…

68

SON YILLARIN YÜKSELEN YILDIZI LOJ‹ST‹K SEKTÖRÜ

NEREYE G‹D‹YOR? AIRFEL BU ALANDA NE G‹B‹

ÇALIfiMALAR YAPIYOR…

��

��

72

DEN‹Z FENERLER‹.. BU G‹ZEML‹ DEN‹Z BEKÇ‹LER‹

K‹MB‹L‹R KAÇ DEN‹ZC‹N‹N HAYATINI KURTARDI…

42

FERGAN M‹RKELAM… POP MÜZ‹⁄‹N BAfiARILI ‹SM‹

BU SAYIMIZDA DERG‹M‹Z‹N KONU⁄U… AIRFEL ‹Ç‹N

RADYO CINGILI BESTELEYEN SANATÇI, MÜZ‹K HAYA-

TINI ANLATTI.

28

HAYATIN B‹RÇOK TARAFINDA EK‹P ÇALIfiMASINA

‹HT‹YAÇ VAR. PEK‹ YA ‹Y‹ B‹R EK‹P OLUP, BAfiARIYA

ULAfiMAK ‹Ç‹N ENNEAGRAM NE ÖNER‹YOR? HASAN

ÖNDER’‹N KALEM‹NDEN…

Page 5: Santigrat Dergisi Sayı:5

Trafi¤e kapal› yollar, bozuk yolkoflullar›, hava durumu, trafikak›fl› gibi bilgilerin,yoldaki sü-rücülere detayl› bir biçimde ile-timi için, internet a¤›na benzerbir a¤ sistemi üzerinde çal›flma-lar sürüyor. Planlanan bu yeniyol a¤›n›n, bilgi toplay›c›lar› daotomobillerin kendisi olacak. Otomobiller, seyahat s›ras›nda toplad›klar›yol bilgilerini hem di¤er sürücülerle hem de trafik yönetim merkezleri ilepaylaflacak. Proje, birçok alg›lay›c› ile donat›lan otomobillerin trafi¤e ç›-k›fl›yla beraber hayata geçecek. Yol bilgileri V2V ad› verilen bir yaz›l›msayesinde GPS, W‹MAX veya internet üzerinden paylafl›lacak. Tüm araç-larda bu yaz›l›m›n yer almas›yla, tüm dünyan›n yol haritas›, kötü hava ko-flullar›, trafik durumu, kazalar gibi birçok bilgiyle beraber tüm sürücüle-re güncel olarak sunulabilecek.

Yol haritas› için otomobillerbilgi toplayacak

6 B‹L‹M - TEKNOLOJ‹

Bilgisayar, i-pod, yaz›c›, fax, cep telefonu, mp3 çalar, Lcd televizyon gi-bi birçok cihaz, kullan›m ömürlerinin dolmas›yla elektronik at›klar ara-s›nda yerini al›yor. Her geçen gün, performans ve donan›m aç›s›ndanh›zla de¤iflen teknolojik cihazlar, eskilerinin ömrü dolmadan dahi geridönüflüm zincirinin içinde yer al›yor. Bu da, e-at›klar›n günümüzde, di-¤er at›klara oranla 3 kat daha h›zla artmas›na sebep oluyor. Sa¤l›k koflul-lar›n›n sa¤lanmas› ve detayl› iflçilik yüzünden e-at›klar›n flimdilik sadeceyüzde 10’u tekrar kullan›labilir hale getiriliyor. Geliflmifl ülkeler, e-at›klar›n geri dönüflümünü hapishanelerdeki ucuz iflgücü veya Asya ülkeleri üzerinden sa¤lasalar da, daha verimli ve sa¤l›k-l› tesisler infla edilmeye çal›fl›l›yor. Tüm bu ürünlerin ayr›flt›r›lmas› ve ge-ri dönüflümü s›ras›nda ortaya tehlikeli at›klar da ortaya ç›k›yor. Kurflun,kadmiyum, civa gibi zehirli metallerin yer ald›¤› elektronik cihazlar›n, e-at›k tesislerinin kurulmas›yla do¤aya verdi¤i zarar›n önüne geçilecek veyer alt› kaynaklar›n›n daha az tüketimi sa¤lanacak. Önümüzdeki y›llarda10 milyon tona ulaflacak olan e-at›klarla ilgili olarak ülkemizde de, Hol-landa ile birlikte yasal yükümlülükler ve teknik altyap› üzerine çal›flma-lar yürütülüyor.

Tüketti¤imiz besinler kadar kulland›¤›m›z eflyalar›nda zararl› maddeler içermemesi sa¤l›k aç›s›ndan ol-dukça önemli. Çin’den gelen oyuncaklar›n çocuk-lar›n kullanmas›n›n ileride do¤uraca¤› olumsuz et-kiler, yak›n bir zamanda vurgulanm›flt›. Kulland›¤›-m›z eflyalar›n üretiminde, daha sa¤l›kl› bir yaflamiçin bitkisel lifler kullan›lmaya baflland›. Özellikle,

soya lifi kullan›larak üreti-len battaniyeler, son gün-lerde Türkiye’de ve dün-yada ilgi çeken do¤al efl-yalar aras›nda. Özellikle Uflak ili bu alan-da söz sahibi, ki Türkiyepazar›n›n yüzde 90’n›n›,dünya pazar›n›n da yüzde60’n› elinde tutuyor. Soya

kaynakl› antibakteriyel battaniyeler, ayn› zamandazararl› ultraviyole ›fl›nlar›n› yüzde 99.8 oran›ndaemiyor, televizyon benzeri elektronik cihazlar›nyayd›¤› elektromanyetik dalgalar› da yüzde 77’yevaran oranda engelliyor. Bu battaniyeler di¤erleri-ne göre yüzde 60 daha pahal›. Alternatif üretimmalzemesi olarak yosun ve sütten de faydalan›lma-s› düflünülüyor.

Do¤al ve bitkisel eflyalaryayg›nlafl›yor

Planetaryum, çeflitli gök cisimlerini ve onlar›n uzaybofllu¤undaki hareketlerini bir seyirci toplulu¤unaizletebilmek için özel olarak tasarlanm›fl bir salon.Salonda yar›m küre biçimli, bir kubbe ekran fleklin-de perde bulunuyor. Kurgulanm›fl bir senaryo çerçe-vesinde yans›t›lan astronomik görüntüler, karanl›ksalonun kubbesinin iç yüzeyine yans›t›larak izleyici-lere uzay bofllu¤unda gezinti yapt›klar› hissi verili-yor. Türkiye’de de ilk planetaryum (gezegenevi)Mart ay›nda ‹zmir’de aç›ld›. ‹TK Gezegenevi’nde,gökbilimden, sanata ve teknolojiye kadar birçokalanda gösteriler sunulacak. 132 metrakarelik yüzeyalan›na sahip perdede, izleyiciler görüntülerin içindeseyahate ç›kacaklar. Dünyada 3 bin tane var olanbenzeri gezegenevlerinden birinin de Türkiye’de ku-rulmas› sevindirici bir haber.

Teknoloji çöplükleri büyüyor

Türkiye’nin ilk gezegenevi kuruldu

Page 6: Santigrat Dergisi Sayı:5

Canl› organizmalar ya daonlar›n metabolik ç›kt›la-r›ndan elde edilen biyo-yak›t, çevreci enerji kay-na¤› olarak birçok alan-da kullan›lmaya bafllan-d›. Petrol, kömür ya danükleer yak›tlardan fark-l› olarak, biyoyak›t yeni-lenebilir olmas›yla dün-yan›n ilgi oda¤› halinegeldi. Ayr›ca bu yak›tla-r›n yak›lmas› sonucu,

çok az karbondioksit sal›n›m› oldu¤u için, atmosferdeki sera gazlar›n›n art›fl›-n›n önüne geçilebilece¤i umudu, çevrecilerin biyoyak›t kullan›m› art›rmak is-temelerinin sebeplerinden biri. Biyoyak›t›n birçok alanda güvenle kullan›labi-lece¤ini göstermek üzere, Hollanda-‹ngiltere aras›nda insans›z bir uçak seferigerçeklefltirildi. Uça¤›n motorlar›ndan birine biyoyak›t verilerek çal›flmas› sa¤-land› ve sefer hiçbir sorun oluflmadan gerçekleflti. Uçak seferlerinin atmosfe-re, tüm Afrika k›tas›n›n kabondioksit sal›n›m›ndan daha fazla sera gaz› b›rak-t›¤› düflünülürse, biyoyak›tlar›n kullan›m› daha önemli bir nokta oluflturuyor.Biyoyak›t, alternatif ve çevreci bir enerji kayna¤› olmas›n›n yan›nda, ekonomiüzerinde derin tart›flmalara da sebep oluyor. fieker kam›fl›, bu¤day, m›s›r gibitemel besinler kullan›larak üretilen biyoyak›t, bu g›da maddelerini daha de-¤erli hale getiriyor. AB ülkelerindeki sebze ve tah›l üretiminin yar›s› biyoyak›tiçin ayr›lm›fl durumda ve bu da daha az geliflmifl ülkelerde g›da fiyatlar›ndayükseliflin sebebi olarak gösteriliyor. Fiyat art›fllar› da g›da krizlerinin ortayaç›kmas› riskini yükseltiyor. Güvenilir ve çevreci bir enerji kayna¤› olan biyo-yak›t, di¤er tarafta g›da krizlerinin sebebi olarak tart›fl›lmaya devam ediyor.

Biyoyak›t tart›flmalar› sürüyor...

Havan›n egzoz gazlar›ndan ar›nd›r›lmas› için Hollanda’n›n Twente TeknikÜniversitesi’nde özel bir beton gelifltirildi. Buluflun yap›s›ndaki özel kimya-sallar sayesinde egzoz gaz› emile-rek, günefl ›fl›¤› sayesinde etkisizhale getiriyor. Egzoz gazlar› yüzün-den kararan beton, ya¤mur suyuy-la y›kan›nca yeniden eski renk par-lakl›¤›na dönüyor. Yeni infla edile-cek yap›larda bu özel betonun kul-lan›lmas›yla, temiz bir hava için,kendili¤inden bir ad›m at›labilir.Hatta, ya¤murla y›kanan yap›lardaya¤mur suyunun bir yerde toplan-mas› sa¤lanarak, sonras›nda egzozkimyasallar› tafl›yan suyun yenidenkazan›m›yla proje daha da geniflle-tilebilir. Havay› temizleyen beton,flimdilik üniversitenin bulundu¤ukentte bir y›l süreyle test edilecek.

Çevreci betonarme yap›larhavay› temizliyor

Bir afl›yla ömür boyu ba¤›fl›kl›k Grip, çok ciddi bir hastal›k olarak alg›lanmasa da,ülkelerin sa¤l›k harcamalar›nda en büyük gider ha-nelerinden biri olarak yerini hala koruyor. Her y›lmilyonlarca kifli bu hastal›kla en az bir hafta bo¤uflmak zorunda kal›-yor ve büyük ifl kay›plar› oluyor. fiimdilerde, ölüm-lere rastlanmasa da, 1928 y›l›nda ‹spanya’da 20 mil-yon kifli grip salg›n›ndan ölmüfltü. Grip, hepsininötesinde hala afl›s›bulunamayan hasta-l›klardan. Fakat Ox-ford Üniversitesi’nde-ki bilim adamlar› gri-be karfl› kal›c› çözümolabilecek bir afl› bul-duklar›n› duyurdular.Befl yafl üzerindekiherkesin olabilece¤i afl›, kifliye ömür boyu bir ba¤›-fl›kl›k sa¤layabilir ve gribi tamamen ortadan kald›-rabilir. Bu sayede, hem sa¤l›k harcamalar›ndan bü-yük bir yük kalkacak hem de bu afl› her y›l yeni-lenmek zorunda kalmadan stoklanabilecek.

Domateslerin rengi de¤iflecek

ABD’li g›da bilimcileri, k›rm›z› domatesten dahayararl› olan ve vücut taraf›ndan daha rahat emi-len bir likopen türü içeren ‘turuncu domates’ ye-tifltirdi. Bir antioksidan türü olan likopen, ayn›zamanda sebze ve meyvelere renklerini verenmadde. Araflt›rma s›ras›nda, 12 gönüllüyü turun-cu ve k›rm›z› domates soslar›yla yap›lm›s makar-na testinden geçiren g›da bilimi profesörleri, tu-runcu domatesten likopen emiliminin, k›rm›z›domatesten emilimden 2.5 kat daha yüksek oldu-¤unu tespit etti. K›rm›z› domatesin daha çok li-kopen içerdi¤ini, ancak bunun büyük bölümü-nün vücudun iyi ememeyece¤i biçimde oldu¤u-nu belirten bilimadamlar›, ‘turuncu domatesler’sayesinde likopenin vücutta daha fazla emilebile-ce¤ini söylüyorlar.

7

Page 7: Santigrat Dergisi Sayı:5

8

aflam, al›flverifl ve ifl alanlar›m›z teknolojinin gelifl-mesiyle ‘yaflayan’ birer mekan haline geliyor. Ora-da bulunmasak da yaflam alanlar›m›z, her an haber-

dar olabilece¤imiz, uzaktan kontrol edilebilir teknolojiközellikler kazan›yorlar. Ses, veri ve bilgi iletiflim sistemle-rinin bina otomasyon sistemleri ile bir çat› alt›nda toplan-mas›yla tek bir platform üzerinden ak›ll› binalar›n kontro-lü sa¤lan›yor. Bu sayede, mekandaki her türlü elektronikcihaz, merkezi bir sisteme ba¤lanarak internet, cep telefo-nu veya uydu ba¤lant›l› bir uzaktan kumanda ile yönetile-biliyor. Tüm bunlar, bina içerisine bina otomasyon sistem-lerinin ve sensörlerin yerlefltirilmesi ile mümkün hale geli-yor. Ak›ll› binalar, sa¤lad›klar› konforun yan›nda, enerji tasar-rufu ve üretimi aç›s›ndan da, çevreye duyarl›lar. Her fleyizamanlayarak, beklemeden, her türlü iste¤inize kolaycaulaflabilece¤iniz ak›ll› binalarda yapabilecekleriniz, gele-cekte sadece hayal gücünüzle s›n›rl› olacak.

NE KADAR AKILLILAR?Ak›ll› ev sistemleri, kullan›c›n›n birçok komutu arka arka-ya getirerek üretti¤i senaryolar› gerçe¤e dönüfltürüyor.Tek tuflla tüm bina içerisindeki cihazlar›n istedi¤iniz konu-ma gelmesi sa¤lan›yor. Sabah belirli bir saatte kahve ma-kinas› çal›flt›r›l›yor ve siz kalk›nca kahveniz s›cak ve tazebir halde haz›r oluyor. Evden ç›karken, tek bir tuflla evde-ki tüm ›fl›klar kapat›labiliyor, alarm sistemi evin güvenli¤iiçin aktif edilebiliyor, ›s›t›c› ekonomik moda al›nabiliyor.Hatta, siz evden ayr›ld›¤›n›z anda, ev telefonunuz ifl yerini

arayarak, evden ayr›ld›¤›n›z› haber verebiliyor. Tüm elek-trik ve elektronik sistemler, otomasyon sistemi taraf›ndankontrol alt›nda tutuldu¤u için, gaz kaçaklar›n›n sebep ola-ca¤› tehlikeli durumlar› en aza indiriyor. Sadece gaz kaçaklar› için de¤il, su bask›nlar›na varana ka-dar bir çok durum, alg›lay›c›lar sayesinde kontol alt›na al›-nabiliyor, ya da cep telefonunuz arac›l›¤›yla ilgili kiflilerhaberdar edilebiliyor. Tüm güvenlik avantajlar›n›n yan›n-da, zaman kayb›ndan kurtaran ve büyük konfor sa¤layandi¤er yanlar›yla gündelik hayat›n›z› kolaylaflt›r›yor. Eve gelirken küvetinizin s›cak suyla dolu olmas›n›, seçti¤i-niz dvd filmin haz›r konumda sizi beklemesini internetüzerinden veya birkaç sms komutuyla gerçeklefltirebiliyor-sunuz. Ak›ll› binalar›n yapabildiklerinin birkaç› flunlar:� Ak›ll› beyaz eflyalar› istedi¤iniz flekilde yönlendirebilir,buzdolab›n›n içindekileri görüntüleyebilir, sms yoluyla varolanlar›n listesini alabilirsiniz. Çamafl›r veya bulafl›k maki-nesini çal›flt›rabilirsiniz. Ar›za durumunda, sms yoluyla ha-berdar ediliyorsunuz.� Ya¤mur alg›lay›c›lar›, ya¤›fl an›nda aç›k olan tüm panjur-lar› otomatik olarak kapatabiliyor.� Eve gelmeden önce f›r›ndaki haz›r yeme¤i ›s›tmak için,komut verebiliyosunuz. � Evde olmad›¤›n›z anlarda, ›fl›klar› belirli aral›klarla aç›pkapayarak, h›rs›zlara karfl› evde oldu¤unuz izlenimini ve-rebiliyorsunuz.� Bahçedeki çimlerin belli aral›klara sulanmas›n› sa¤laya-biliyorsunuz.� Yang›n an›nda, sadece ç›k›fl yolu üzerindeki ›fl›klar› aça-

Gelece¤in en büyük konforu:

HER TÜRLÜ ELEKTRON‹K C‹HAZIN, TEK B‹R UZAKTAN KUMANDA ‹LE YÖNET‹LD‹⁄‹ AKILLI B‹NALAR,GÜVENL‹KTEN E⁄LENCEYE HER ALANDA ‹NANILMAZ B‹R KONFOR SA⁄LIYOR. AKILLI B‹NALARDAYAPAB‹LECEKLER‹N‹Z, GELECEKTE HAYAL GÜCÜNÜZLE SINIRLI OLACAK.

Y

B‹L‹M - TEKNOLOJ‹

Y A Z I : M E S U T Y I L M A Z

AKILLI B‹NALAR

Page 8: Santigrat Dergisi Sayı:5

rak, ç›k›fl yolunu gösterebilyor.� Ev içinde her odada, farkl› bir müzik yay›n› yap›lmas›n›sa¤layabiliyorsunuz.

TÜM B‹NALAR “AKILLI” OLACAKIP tabanl› bilgi a¤lar› ve bina sistemlerinin birlefltirilmesiy-le ortaya ç›kan ak›ll› mekanlar, güvenlikten iletiflime, asan-sör ve otopark kontrolünden yang›n alarm›na kadar pekçok noktada fark yarat›yor. Hastaneler, al›flverifl merkezleri, fabrikalar, krefller, flantiye-ler, ofisler ve konutlar yak›n gelecekte tüm bu özellikleresahip olacaklar. Bu sistemler sayesinde uzaktan eriflimlelokal müdahalelerde bulunma flans› elde ediliyor. Mesafe-lerin getirdi¤i dezavantajlar ortadan kald›r›larak etkin za-man yönetimi sa¤lan›yor. Ak›ll› bina sistemleri, WiFi, bluetooth üzerinden tüm elek-tronik cihazlar›n kontrolünü sa¤lad›¤› için kablo karmafla-

s› da yaratm›yor. Elektronik cihazlar bluetooth sayesindekablosuz eriflimi kendi aralar›nda sa¤l›yor ve bu da binaiçerisinde tamamen kablosuz bir dünya oluflturuyor. Oto-matik olarak kontrol alt›nda tutulan cihazlar›n bir di¤eravantaj› da enerji tasarrufu sa¤lamalar›. ‹ç ve d›fl mekanaras›ndaki ›s› al›flverifli, d›fl hava koflullar›n› sürekli ölçenalg›lay›c›lar sayesinde en az enerji kayb› olacak flekildekorunuyor. Bu da ak›ll› bir binalar›n çevreye duyarl›l›¤›n›art›r›yor. Adeta bir teknoloji üssünü and›ran ak›ll› binalar-da herfleyi kiflisellefltirerek en yüksek konforu yakalamakmümkün. Ak›ll› ev giriflinin geleneksel evlere göre bir di-¤er fark› ise kap› kolunun olmamas›. ‹çeri girifllerde ak›ll›kart kullan›l›yor ve sistemde tan›mlanan kifliler retina kon-trolünün ard›ndan otomatik olarak aç›lan kap›dan içeri gi-rebiliyor. fiimdilik ak›ll› ev sistemine sahip olmak bir ayr›-cal›k gibi görünse de, gelecekte bu bir ayr›cal›k olmaktanç›kacak.

9

Page 9: Santigrat Dergisi Sayı:5

10 B‹L‹M - TEKNOLOJ‹

Microsoft’un biliflim dünyas›na kazand›rd›¤› ve dünyada milyonlarca bil-gisayar kullan›c›s›n›n iflletim sistemi olan Windows’un yerini alacak olan,yine Microsoft’un gelifltirdi¤i, Midori adl› sanal iflletim sistemi üzerindeçal›flmalar devam ediyor. ‹nternet merkezli olan sanal iflletim sistemi, bil-gisayarlar üzerinde de¤il merkezi sunucular üzerinde çal›flacak. Böyleceinternet ba¤lant›s› olan her bilgisayar, kendinde kay›tl› olmayan verilere,mobil olarak istedi¤i noktadan ulaflabilecek. ‹flletim sisteminin mobildünyaya uygulanm›fl hali olan Midori’nin, yüksek donan›mlar gerektir-meksizin her bilgisayarda sorunsuz çal›flaca¤› bildiriliyor. Microsoft’unWindows’u kullan›mdan kald›rmas›yla büyük paralar kaybedece¤ini söy-leyen uzmanlar, Midori’nin biliflim a¤›nda çok farkl› uygulamalar kazan-d›raca¤›n› da belirtiyorlar.

Dünyan›n önde gelen teknik üniversitesi MIT’de bi-lim adamlar›, 3-boyut yerine 6-boyutlu görüntüleryaratma yolundalar. Holograms› görüntüler sunan6-boyutlu resimler, köfleli ekranlar ve çeflitli mer-cekler kullan›larak elde ediliyor. Böylece, görüntü-ye olan bak›fl aç›s› de¤ifltikçe, ›fl›¤›n gelifl yönü vek›r›lmas› sayesinde, ayd›nl›k ve karanl›k alanlarlaboyut say›s› art›r›lm›fl oluyor. Sistem üzerinde, elek-tronik bir mekanizma olmad›¤› için, kontrol edil-mesi de söz konusu de¤il. ‹zleyici aç›s›n› de¤ifltir-dikçe, görüntü izleyice uyum sa¤l›yor. Sistemin ön-ce reklam panolar›nda denenmesi kararlaflt›r›lm›fl,ileri tarihlerde simema görüntü sistemlerine deadapte edilmesi bekleniyor. Bilim adamlar› ‘süpergerçekçi görüntü’ peflinde araflt›rmalar›n› sürdürü-yorlar.

Görüntüde boyut art›yor

Samsung’tan büyük yenilikCep telefonlar›yla çekilen foto¤raflar›n kalitesi art›-yor. Mobil foto¤rafç›l›¤a büyük katk›da bulunan

cep telefonlar›, geliflmiflkamera teknolojileriyledikkat çekmeye bafllad›-lar. Samsung’un INNOV8modeli de 8 megapiksel-lik çözünürlük de¤eriyle,foto¤raf makinesi ve ceptelefonunu ayn› bünyedetam anlam›yla birlefltiri-yor. Mobil internet uygu-lamalar›, sesli sinematikvideosu ve di¤er multi-medya seçenekleriylekullan›c›lara genifl ola-naklar sunuyor. IN-NOV8, 8GB’l›k belle¤i veGoogleMaps gibi özellik-leriyle de, her aç›dan bü-tün bir cihaz.

Mobil iflletim sistemi: Midori

Spam mailler 30 yafl›ndaHer gün istenmeyen yüzlerce e-postayla karfl›lafl›yoruz. Ürün tan›t›mlar›n-dan, reklamlara birçok mail, istemedi¤imiz halde posta kutumuza düflü-yor. Bilgisayar literatüründe ‘spam’ dedi¤imiz bu e-postalar asl›nda 30 y›l-d›r internetin içinde ve neredeyse tüm kullan›c›lara ulafl›yor. 3 May›s1978’te, ABD’de yaklafl›k 400 kifliyegönderilen reklam mesaj›, ilk spamolarak kabul ediliyor. ‹lk ‘spam’i gön-deren kifli, al›c› adreslerini tek tekyazmak zorundayd›, ancak günümüz-deki virüsler ve programlar sayesinde‘spam’ler binlerce adrese ayn› andagönderilebiliyor. 30 y›lda ‘spam’leriniçeri¤i ve gönderilme amaçlar›nda dabüyük de¤ifliklik oldu. ‹lk gönderilen‘spam’ yeni piyasaya sürülen bir ürünün reklam›yken, bugün kendileriniNijeryal› prensler ya da internet bankac›l›¤› yetkilisi olarak tan›tan kifliler,doland›r›c›l›k amac›yla binlerce kifliye ‘spam’ gönderiyor. Son 4 y›lda, 4kat artan spam’lere kesin çözüm bulunamasa da, e-posta kutular›na düfle-cek spam mailleri en aza indirmek mümkün. Spam’lerin önüne geçmekiçin internet üzerinde yüzlerce güncel kara liste bulunuyor. Aktif olan ma-il sunucular›n›n bu kara listelerden güncelenen spam filtreleriyle senkro-nize olmas›, flirketler ve son kullan›c›lar için istenmeyen durumlarla karfl›-laflman›n önüne geçmek için en etkili yol.

Page 10: Santigrat Dergisi Sayı:5

12

Sonsuz bir kaynak: GÜNEfi ENERJ‹S‹

KULLANDI⁄IMIZ ENERJ‹ KAYNAKLARI G‹TT‹KÇE TÜKEN‹YOR. BUGÜNKÜ HAL‹YLE B‹LE YÜKSEK MAL‹-YETLER OLUfiTURUYOR. ALTERNAT‹F B‹R ENERJ‹ KAYNA⁄I OLAN GÜNEfi ENERJ‹S‹ ÜLKEM‹Z ‹Ç‹N DE‹Y‹ B‹R ÇÖZÜM. AIRFEL ISITMA TEKNOLOJ‹LER‹ BÖLÜMÜ BU ALANDA YAPTI⁄I AR-GE ÇALIfiMALARI-NA SON SÜRAT DEVAM ED‹YOR.

ENERJ‹

ünümüzde, önemi her geçen gün biraz daha artanenerji kaynaklar›, ekonomik yans›malar› itibariylede güncel yaflant›m›za fazlas›yla girmeye bafllad›.

Enerji tasarrufu hakk›nda kamu kurumlar›, meslek odala-r› ve ihtisas dernekleri sürekli çal›flmalar yap›yor, özelsektör ise ürün gelifltirmekle ve e¤itim faaliyetleri ile bualandaki bilinci artt›rmaya çal›fl›yor.

Airfel olarak yenilenebilir enerji kaynaklar› konusundayapt›¤›m›z çal›flmalar, günefl enerjisi kullan›m›nda termalve elektrik üretimi olmak üzere iki gurup halinde devamediyor. Güncel yaflant›m›za kolay bir flekilde giren güneflenerjisi sistemleri s›cak su temin etmek amac›yla kurulantermal sistemlerdir. Bu sistemler ülkemizde yayg›n bir fle-kilde kullan›l›yor.

GH A Z I R L A Y A N : C A N E R G Ü Ç E R - S o ¤ u t m a Ü r ü n M ü h e n d i s i

Page 11: Santigrat Dergisi Sayı:5

13

Airfel A.fi. Araflt›rma ve Gelifltirme Bölümü (Ar-Ge) ileenerji ekonomisini destekleyecek yönde ürünler gelifltiri-yor ve enerji ekonomisini ön planda tutan yeni tasar›mlarile hayat›m›z› kolaylaflt›rmaya devam ediyor. fiirket bünye-sinde yeni kurulan Is›tma Teknolojileri Bölümü arac›l›¤›y-la, ithalat›n› yapt›¤›m›z ›s›tma ürünlerinin, Türkiye ›s›tmapazar›na sunulmas› ve yenilenebilir enerji kaynaklar› ko-nusunda ürün temin edilmesi hedefleniyor.

GÜNEfi ENERJ‹S‹N‹N ÖNEM‹ ARTIYORIs›tma Teknolojileri Bölümü, bugüne kadar enerjinin etkinkullan›lmas› amac›yla yap›lan e¤itim faaliyetlerini yürüttü.Yenilenebilir enerji konusunda ithal etti¤i ürünleri tan›ta-rak, enerji ekonomisi ile uyumlu modeller oluflturmayabafllad›. Halen yenilenebilir enerji kaynaklar›ndan “güneflenerjisi” ve “›s› pompas›” konusunda ise güncel projelereteknik destek ve çözümler sunuyor. Nitekim dünyada biry›lda tüketilen enerji miktar› 9 GTPE (giga ton petrol eflle-ni¤i) olurken, bu tüketimi karfl›lamak amac›yla kullan›lanenerji kaynaklar›n›n en bafl›nda 800 GTPE ile kömür geli-yor. Tüm bu tüketim ve kaynaklar›n yan› s›ra hiç bitmeye-cek olan günefl enerjisi ise bir y›lda 25 bin GTPE enerjiyiyeryüzüne ulaflt›r›yor. Bu durum, fosil yak›t ve nükleerenerji kaynaklar› s›n›rl›yken, günefl enerjisine olan ihtiyac›aç›kça ortaya koyuyor.Güneflten gelen mevcut enerji co¤rafi bölgeler aras›nda vetüm y›l boyunca de¤iflkenlik gösterdi¤inden, ekvatora ya-k›n kurak alanlarda, y›ll›k 2 bin 200 kWh/m2.y›l güneflenerjisi kaydedilmifl. Bu de¤er, Orta Avrupa’da eriflilen or-talama de¤erin, hemen hemen iki kat›d›r. Türkiye’de bude¤erler güney bölgelerimizde bin 800 kWh/m2.y›l olaraktespit edilmifl. Örne¤in ‹stanbul için ise metrekareye dü-flen günefl enerjisi miktar› bin 500 kWh/m2.y›l’d›r. Bu tab-lo günefl enerjisinden yararlanma noktas›nda bir ipucu gi-bi görünse de, gelifltirilen sistemler sayesinde hemen he-men birçok bölgede verim sa¤lamak mümkün.

AÇIK S‹STEMLERÜlkemizde kullan›lan termal sistemleri inceledi¤imizde ge-nellikle aç›k sistem diye adland›r›lan sistemlerin yayg›n birflekilde kullan›ld›¤›n› görüyoruz. Çat›ya konulan güneflenerjisi kolektörleri ve s›cak su deposundan oluflan bu sis-temlerin verimi oldukça az olmas›na ra¤men, ilk yat›r›mmaliyetinin düflük olmas› tercih etmeyi kolaylaflt›r›yor.Yaklafl›k 300 Euro tutar›nda ilk yat›r›m maliyeti olan busistemler, iflletmede sürekli bak›m gerektirirken, kullan›lansuyun s›cakl›¤› ve miktar› kontrolsüz oldu¤u için birçokkullan›c›n›n sistemini devre d›fl› b›rakabiliyor veya devreiptal olabiliyor. Aç›k sistemler, güney bölgelerimizde yay-g›n bir flekilde kullan›l›rken günefl enerjisinin biraz dahaaz ve s›cak su ihtiyac›n›n daha fazla oldu¤u di¤er bölge-lerimizde kullan›lm›yor. Bu sistemlerin amortisman süresi-

ni belirlerken flofbende kullan›lan gaz yak›t ile mukayeseedilmesi gerekiyor. Aksi halde boyler’li bir kazan siste-miyle mukayese etti¤imizde s›cak su konforu ve bak›mgiderleri hesaba dahil edilmemifl oluyor.

KAPALI S‹STEMLERAvrupa’da yayg›n olarak kullan›lan ve günefl enerjisindenmaksimum fayda elde etmek amac›yla tercih edilen güneflenerjisi sistemleri, genellikle kapal› sistemler diye adlan-d›r›yoruz. Günefl kolektörünün çat›da, s›cak su deposu-nun kazan dairesinde oldu¤u bu sistemlerde donma vepaslanma sorunlar›na oldukça az rastlan›yor. Sistem, ba-k›m gerektirmeyen, daha dayan›kl› ve güvenli bir konum-da oluyor. Sirkülasyon pompa ile sa¤land›¤›ndan, s›caksu deposu da dahil olmak üzere, sistemin büyük bir k›s-m› bina içine monte edilebiliyor ve böylece ›s› kayb› dü-flük oluyor. Bu sistemde, kullanma suyuna seri olarak,an›nda su ›s›tan yard›mc› bir sistem kuruldu¤undan, dü-flük tüketimle yüksek verim elde edilebiliyor. Bu flekildekurulan sistemlerin amortisman süresi 6 ile 8 y›l olarakbelirleniyor. ‹lk yat›r›m maliyeti 4 bin 500 Euro olan ka-pal› sistemlerin ülkemizde yayg›nlaflmas› ile birlikte ilkyat›r›m fiyatlar› gerilerken, yak›t fiyatlar›ndaki art›fl nede-niyle de amortisman süreleri gün geçtikçe azal›yor.

Page 12: Santigrat Dergisi Sayı:5

DÜNYACA ÜNLÜ KALP CERRAHIMIZ DR. MEHMET ÖZ, YAZDI⁄I “S‹Z” SER‹S‹ K‹TAPLARIYLA SONYILLARIN BEST SELLER L‹STELER‹NDEN ‹NMEYEN B‹R ‹S‹M. BULDU⁄U YAPAY KALP SAYES‹NDETIP DÜNYASINDA B‹R ÇI⁄IR AÇAN ÖZ, TIME DERG‹S‹N‹N 2008 YILI ‹Ç‹N SEÇT‹⁄‹ EN ETK‹L‹ 100‹S‹M ARASINDA YER ALIYOR.

14 BAfiARI ÖYKÜSÜ

Prof. Dr. Mehmet Öz: KALP HASTALI⁄I TEDAV‹S‹NDEÇI⁄IR AÇAN TÜRK

H A Z I R L A Y A N : fi U L E fi E N T A R L I

Page 13: Santigrat Dergisi Sayı:5

15

r. Mehmet Öz, dünyaca ünlü kalp cerrah›m›z. Kalphastal›¤›n›n tedavisinde 盤›r açan, ilk yapay kalpnaklini gerçeklefltiren ekibin bafl›ndaki dünyaca

ünlü bu Türk cerrah, Amerika’da “Yeni Milenyum’un 10Kalp Doktoru”ndan biri olarak tan›mlan›yor. Robotik cer-rahi, kalp nakli, kapal› kalp ameliyatlar›, sol kar›nc›k des-tek ayg›t›, minival invasif kalp cerrahisi gibi kavramlarlaözdeflleflen Dr. Öz, 1999’da Davos Dünya Ekonomik Foru-mu’nda “Yar›n›n Lideri” seçildi. Y›lda 125-150 aras›ndayapt›¤› kalp nakliyle dünyada en çok kalp nakli yapandoktor unvan›na sahip olan Öz, “ Bilim ve düflünürler” ka-tegorisinde Time Dergisi’nin 2008 y›l› için seçti¤i dünya-n›n en etkili 100 ismi aras›nda yer ald›. Halen ColumbiaÜniversitesi’nde Baflkan Yard›mc›s› ve Cerrahi Profesörüolan Öz, New York Presbyterian Hastanesi’nde Kalp veDamar Enstitüsü ve Tamamlay›c› ‹laç Program›’n› da yöne-tiyor. Amerika’n›n en büyük medya ikonlar›ndan olan Op-rah Winfrey Show’da Sa¤l›k Uz-man› olarak bulunan MehmetÖz, Discovery Communicati-on’da bafl t›bbi dan›flman olarakgörev yap›yor. Dr. MehmetÖz’ün genifl kitleler taraf›ndantan›nmas›nda yazd›¤› kitaplar›nyeri büyük. Bütün dünyada ol-du¤u gibi Türkiye’de de ses geti-ren “Siz” seri 4 kitaptan olufluyor.Bu kitaplar›nda insan›n bedenininas›l koruyaca¤›n›, nas›l genç ka-laca¤›n› anlatan Dr. Öz, hergündüzenli spor yap›yor, sa¤l›kl› besleniyorve sürekli hareket ediyor. Yapay kalbin mucidi Dr. Mehmet Öz,Türk bir ailenin çocu¤u olarak ABD’dedünyaya gelir. Babas› Prof. Mustafa Özde ünlü bir kalp cerrah›d›r. Onun azmi vedisiplininden çok etkilenen Mehmet Öz,babas› gibi kalp cerrah› olur. Amerikal›kar›s› Lisa Jane, ünlü bir kalp cerrah›n›nk›z›d›r. Babalar›yla birlikte yeme¤e ç›kt›k-lar›nda tan›flan çift, k›sa bir süre sonra ev-lenir ve bu evlilikten 3’ü k›z, 4 çocuklar›olur. Dr. Mehmet Öz, Amerika’da do¤up, büyü-mesine ra¤men çocukluk y›llar›nda Türki-ye’ye yapt›klar› uzun tatiller s›ras›nda her iki ülkenin kül-türünü yak›ndan tan›ma ve karfl›laflt›rma f›rsat› bulur. Böy-lece Amerika’da yaflar ama Türk kimli¤ini korumay› bafla-r›r. Güne sabah 07.00’de bafllayan Dr. Mehmet Öz, aç›k kalp

ameliyat›, suni kalp, yard›mc› kalp, robot ameliyatlar›, kalpkapaklar› tamiri ve alternatif t›p üzerine çal›flan birçok arafl-t›rmac› asistan›yla bir saatlik yönlendirme toplant›s› ard›n-dan kendi ameliyatlar›na giriyor. Mehmet Öz, alternatif t›p-la da çok ilgili. Üniversitede böyle bir klinikte yönetici ola-rak çal›flan Öz, “Çin’de aç›k kalp ameliyat› yapt›m, o s›ra-da baz› teknikler ö¤rendim. Alternatif t›p, do¤ru mu yanl›flm› sorununun araflt›rmadan ö¤renemezsiniz” diyor. Dün-yaca ünlü bu kalp cerrah›m›z dergimizin sorular›n› yan›tla-d›: Nas›l bir çocukluk geçirdiniz?Amerika’da do¤dum büyüdüm ama her sene yaz tatilindeüç ay için Türkiye’ye gelirdik ve mecburen iyi kötü Türk-çe ö¤renebileyim diye akrabalar›mda kal›rd›m. Anneminailesi Atabay ‹laçlar›’n›n sahibi olan ve 100 senedir ‹stan-bul’da yaflayan bir aile. Anneannem Üvet Han›m sertçe birkifliydi ama, benim için çok e¤lenceliydi. Babaannem ise

çok dindard›, bana dualar ö¤-retti. Kendini fazla gelifltireme-miflti. Ancak çok iyi kalpli in-sand›. ‹ki aile de birbirindençok farkl›yd›. Bu bana Türki-ye’nin iki k›sm›n› da gösterdi.Sadece sentez etmiyordum budurumu. Gerçekten içindenanlamak istiyordum bu iki kül-türü. Sadece farkl› adetlerinsöz konusu oldu¤unu içgüdü-lerim ve mant›¤›mla kabul et-tim. Çünkü çok merakl›yd›m.

‹lk defa 10 yafl›nda babam›n büyüdü¤ü kaza-ya gittim. Maddi yönden fakir, ama insanl›kyönünden zengin bir yer buras›. Orada hergün sokakta futbol maç› oynar, De¤irmenÇay›’nda yüzerdim. Orada baflka bir yaflam›ntad›na bakt›m. Amerika büyüyen bir kifli içinçok büyük avantajd› bu. Ben iki kifli olarakbüyüdüm. Amerika’da bir ö¤renci, Türki-ye’de ise orta s›n›f bir Türk olarak. ”Sizin motivasyon unsurunuz nedir?Tek amac›m en iyisi olmak. Bu anlamdameslek de pek önemli de¤il. Yeter ki yap-mak istedi¤im fleyin en iyi yapay›m. Bunedenle de Harvard’› seçtim. Bu üniversi-

teyi kabiliyetli oldu¤umu ispatlamak için seçtim. ÇünküHarvard’dan mezun olanlar için “Harvard’daki e¤itimi yen-di, muvaffak oldu” denir. Hayatta sadece ak›ll› olmakönemli de¤il, tak›m kurmak da önemli. fiimdi biz robotikcerrahiden bahsediyoruz. Bunu yapmak için 30 kifli gere-kiyor. Üstelik hepsi de kabiliyetli kifliler olmak zorunda.

D

Page 14: Santigrat Dergisi Sayı:5

16

ka yaparsa, fazla hayat kaybedecek. Kalpcerrah› olmasam ne olurdum bilmiyo-rum. Kalp h›zl› karar, yeni teknoloji, ençal›flkan ve en cesaret gerektiren bir dal.Bize gol atarlarsa benim amac›m onlar-dan daha fazla gol atmak olur. Belki bu-nun için hayat›mda çok büyük hatalaryapt›m. Baz› yazd›¤›m yaz›lar ve çokkuvvetli düflündü¤üm fleyler yanl›fl ç›kt›,bazen hastalar kaybettim. Ancak hementekrar ameliyat yapt›m. Çünkü düflünedüflüne kendini mahvedersin. Dünyaca ünlü birçok hastan›z var. Birkaçisim verebilir misiniz?New York’ta en çok kalp ameliyat› yapanve dünyada en çok kalp nakli yapandoktorum. Senede 125-150 aras›nda kalpnakli yap›yorum. Ahmet Ertegün, ‹shakAlaton, Nazire Dedeman, fiar›k Tara, Ra-uf Denktafl, Mustafa Koç, Çi¤dem Simavi,Sak›p Sabanc›. Uluslararas› ilk ünümüNew York Yankee Kulübü’nün menejeri-nin kalbini de¤ifltirdi¤imde kazand›m.fiimdi o klübün ömür boyu maçlar›n› iz-leyebilece¤im bir locam var. Türkiye’ye dönmeyi düflünüyor mmusu-nuz?fiimdilik düflünmüyorum. Çünkü yapt›-

¤›m araflt›rmalar›n bir k›sm›n› orada yapamam. Alt yap›s›yok, yat›r›m laz›m. Amerika’da “Ben bunu yapaca¤›m’ di-yorum, “Tamam” diyorlar. Türkiye’de ise çok daha sakinve biraz daha tedbirli davranman gerekiyor. Ben de buhuylar yok. Büyük bir h›zla giderken bazen etrafta ne oldu¤unu gör-müyorum bile..

Tak›m› yönetmek önemli birifl. ‹flte iyi bir tak›m yöneticisiolabilmek için Harvard’dansonra t›pla birlikte iflletme deokudum. Nas›l Do¤u ile Ba-t›’y› karfl›laflt›rd›ysam ve bira-rada tutabildiysem, iflletme vet›bb› da hayat›mda iyi-kötübir araya getirdim. Baflar›s›zl›ktan korkar m›s›-n›z?Asla korkmam. Hayatta baflar›s›zl›k olacakt›r, bunu kabulediyorum ve geçiyorum. Belki sizden daha çok baflar›s›zl›-¤›m var benim. Hasta kayb› say›m çok herkes gibi. Baz›cerrahlar der ki: “Hiçbir vakam olmad› böyle.” Demek kiçok fazla vaka yapmad›n. Çünkü e¤er her cerrah fazla va-

Page 15: Santigrat Dergisi Sayı:5

18 GEZ‹

H A Z I R L A Y A N : L E V E N T U ⁄ U R L U

awai, Maui, Kahoolawe, Lanai, Molokai, Oahu, Ho-nolulu, Kaui... Asya ve Amerika k›talar› aras›ndauzanan, dünyan›n en büyük denizi Pasifik’ten geli-

yor bu melodi gibi adlar. Rüya gibi. Büyük ço¤unlu¤umuz için Büyük Okyanus’un kendisi tambir rüya de¤il mi zaten? Zihinlerimizde hafifletici, rahatlat›-c›, içimizi çekmemize sebep olan imgelerin s›raland›¤›, ger-çeklerle mitlerin neredeyse birbirinden ayr›lamayacak birflekilde iç içe girdi¤i bir âlemdir Büyük Okyanus. Kimimizfilmlerden, kimimiz romanlardan, kimimiz tarih sayfalar›n-dan esinlensek de hepimiz cennetimsi tablolar çizeriz düfl-lerimizde ona dair. Yunanca kökenli bir kelime olan ve “çok say›daki ada” an-lam›na gelen Polinezya, Büyük Okyanus’un üç önemli ada-lar grubundan birisi. Toplam 132 adan›n 2 bin 400 kilomet-relik bir çizgide s›raland›¤›, San Francisco’ya 3 bin 900 ki-lometre uzakl›kta ve ABD’nin 50’nci eyaleti olan (AlohaState), turizm sektörünün, özellikle de Amerika ve Japon-lar›n gözbebe¤i Hawai Tak›madas› iflte bu adalar grubun-da yer al›yor. Adac›k, mercanada (atol), ada... Toplam› 132! Ama aralar›ndan en önemli sekiz ada say›l›rgenelde. Bunlar, zümrüt bir kolye gibi dizilirler mavi sular-da. Yeflil ve mavi tonlar›n kaynaflt›¤› büyülü bir tablodur.Güneyden kuzeybat›ya do¤ru Hawai, Maui, Kahoolawe,Lanai, Molokai, Oahu, Kauai ve Niihau. Bu adalardan be-flini kuflbak›fl› gezece¤iz flimdi…

Dünyadaki cennet:HAWAI

F‹RUZE RENG‹ DEN‹Z‹N ÇEVRELED‹⁄‹, AL‹ZELER‹N SER‹NLET‹C‹ KOLLARINDAK‹ HAWAI ADALARI,KARTPOSTAL GÖRÜNÜMLÜ KUMSALLARI, TROP‹KAL ‹KL‹M‹, MAV‹ VE YEfi‹L‹N B‹N B‹R TONUNUNBULUfiTU⁄U B‹R DO⁄A HAR‹KASI.

H

Page 16: Santigrat Dergisi Sayı:5

19

Page 17: Santigrat Dergisi Sayı:5

20

hip. Dalgalarla bo¤uflan ve s›k s›k ya¤murla muhatap olangirintili ç›k›nt›l› bir k›y› fleridini, arka plandaki derin vadilerve flelaleler tamaml›yor. Yürüyüfl yapanlar›n ya da do¤ase-verlerin istikameti ise kamp yapma olana¤› veren Volkan-lar Milli Park› (Volcanoes National Park). Macera arayanlarise Kohala da¤lar›ndaki, neredeyse 600 metre yüksekli¤ekadar ç›kabilen diklikler aras›nda s›k›flm›fl kalm›fl ve sade-ce dar bir ormanl›k yolla ulafl›labilen Waipio vadisine do¤-ru yönelecekler. Kültür kap›s›n›n anahtar›, Puuhonua OHonaunau Historical Park’ta. Tap›naklar, mezarl›klar, tanr›sembolleri, kraliyet tarihinin kokusu burada. Serinlik ise

EN BÜYÜK HALKA: HAWAI Kolyenin en büyük zümrüt tafl›, ayn› zamanda eyalete deismini vermifl olan, 103 bin nüfuslu ve 10 bin 500 kilomet-rekarelik Hawai’ye kar›fl›kl›k olmas›n diye “Big Island”, ya-ni Büyük Ada deniliyor. Sadece yüzölçümü s›ralamas›nda-ki birincilik veya çekici do¤as›yla yetinmiyor bu ada. Ayn›zamanda Kohala, Mauna Kea (Beyaz Da¤), Hualalai, Mau-na Loa (Uzun Da¤) ve Kilauea (Kusan) volkanlar› ile demeflhur... Bunlardan Hualalai, Mauna Loa ve Kilauea’n›nhala faaliyette oldu¤unu, Mauna Kea’n›n ise her an uyana-bilece¤ini düflünürsek, Hawai’nin sadece ‘Sörfçülerin Mek-ke’si olmad›¤›n› hemencecik anlayabiliriz. Gerçekten de volkan uzmanlar›n›n, da¤c›lar›n, yürüyüflçü-lerin, macera tutkunlar›n›n de ilgi oda¤›d›r bu Pasifik inci-si. Ayr›ca, adan›n en yüksek da¤› olma unvan›na sahipMauna Kea (4 bin 205 metre) gökbilimcilerin de¤iflmez ad-resi. Fakat iflin as›l ilginç taraf›, “Big Island”›n diplerdenbafllayarak üste üste y›¤›lm›fl ve 10 bin 2 kilometre yüksek-li¤e ulaflm›fl bir lav tabakas›ndan meydana gelmifl olmas›.E¤er içinizde 50 bin y›l kadar sabredebilecek birileri varsa,30 kilometre güneybat›s›nda oluflmufl olan yeni bir volka-n›n (lo’ihi = uzun) yarataca¤› yeni kara alanlar› sayesindeBüyük Ada’n›n daha da “büyük” olmas›n› görme flans›nasahip olacak.Hawai Tak›madas›’n›n dünyadaki tüm iklimlerden esintilersundu¤u söylenir. Burada plajlar, çöl alanlar›, tropikal or-manlar ve senenin belirli bir döneminde da¤ tepelerindegörünen kar ayn› çerçevede yer buluyor kendine. Bat› sa-hili rüzgârlardan korundu¤u için sakin ve güzel plajlara sa-

Page 18: Santigrat Dergisi Sayı:5

21

beyaz kumsal› ile en çok dikkat çeken Hapuna Beach’te.

VAD‹N‹N ADASI: MAUIYelken ve sörfle özdeflleflleflerek uluslararas› bir ün kazan-m›fl, özel plajlar› sayesinde ad›n› mutlaka bir yerlerdenduymufl olman›z gereken ikinci ada Maui. ‹smi “vadininadas›” anlam›na geliyor. Gerçekten de sönmüfl Haleakalave Puu Kukui volkanlar›n› kudretli bir vadi ay›r›yor. Lahaina, Kaanapali ve Kihei bölgenin en tan›nm›fl turistikmerkezleri. Uluslararas› ünün dikenli sonuçlar›ndan biribölgedeki otellerin çoklu¤u. Bunlar›n da ço¤unlu¤u WestMaui’de toplan›yor. Haiku, Kula ve Hana nispeten dahagözlerden ›rak. Plaj koleksiyoncular› ilginç isimli ve ayn›zamanda muhteflem bir dal›fl yeri olan Honolua Bay’dekiSlaughterhouse Beach (mezbaha plaj›) ile bafllayabilirler.Sörf deyince, ilk olarak Paia yak›nlar›ndaki Hookipa Beachakla geliyor. Uykudaki 3 bin metrelik Haleakala volkan›,adan›n tüm do¤usuna hâkim; ziyaret etmemek affedilmezbir suç gibi… Güneflin buralarda bir baflka do¤du¤unu bi-liyorlard›r muhakkak tüm romantikler. Onlar tereddütsüzyamaçlar›na atacaklard›r kendilerini. “Fazla yorulmadantropikal orman” diyenlerin yolu güler yüzlü Hana Highwayolacakt›r. Bu yol bat›ya do¤ru gider. Adan›n en güzel, tari-fi gerçekten zor manzaralar› buralardad›r.

MOLOKAI ADASI VE OAHUMolokai adas› Maui’nin 14 kilometre kuzey-bat›s›na düflü-yor. Yak›n gibi ama Maui’den kopuk hatta “dünyadan ko-

puk” da denebilir. Ama insano¤lunun önüne tüm cömert-li¤iyle seriverdi¤i vahfli do¤as›, tüm çekicili¤iyle büyülü-yor misafirlerini. Keflfe ç›kmaya niyetli olanlar›n en iyi ikidostu kat›r ve ayaklar Molokai’da... “Buluflma noktas›” diyorlar Oahu’ye. Takma ismi gayetyerinde; zira en geliflmifl ve tan›nm›fl ada buras›. Onunünü biraz da konumuna ba¤l›. Çünkü Oahu, Havai’nin“ana girifli”. Honolulu ise Oahu’nin ve tak›madan›n bafl-kenti ve Waikiki ile birlikte turistik dalgan›n en önemli ipi-ni gö¤üslüyor. Dolafl›rken zaman zaman ABD havas›na kap›laca¤›n›z bubölgenin s›n›rlar›ndan kendinizi d›flar›ya att›¤›n›z an, insa-n›n henüz kirletemedi¤i muhteflem koylar, sarp da¤lar vevadiler size kucaklar›n› tereddütsüz açacaklard›r.

YEfi‹LLER ÜLKES‹: KAUAISon adam›z ise “yefliller ülkesi”, s›k s›k “Maui ile rekabe-te zorlanan” hafif bas›k top fleklindeki Kauai. Ada, dünya-n›n en nemli yerlerinden biri. Bu tak›madada her ada ye-flil. E¤er bu konuda kafas›nda bir flüphe olan varsa ona,Jurassic Park’›n baz› sahnelerinin burada çekildi¤ini söyle-mek yeterli olacakt›r. Tam merkeze konufllanm›fl, adan›n kral›nda, yani Waialea-le Volkan›’n›nda s›ra. Görkemli volkan›n yamaçlar›ndanakan sular biçimlendirmifl aday›. Örne¤in Kokee StatePark’in içinde, 23 kilometre uzunlu¤unda ve bin 115 met-re derinli¤indeki kanyon nefes kesici. Yürüyüfl parkuruolarak bütün beklentileri karfl›layacak nitelikte.

Page 19: Santigrat Dergisi Sayı:5

SEKTÖRÜNÜN L‹DER KURULUfiLARINDAN AIRFEL, DEV B‹R PROJEDE DAHA YER ALARAK GÜVEN‹R-L‹⁄‹N‹ GÖSTERD‹. BUNDAN ÖNCE DE BAfiKA EL‹T PROJELERE ADINI YAZDIRAN AIRFEL, OYAK ‹NfiA-AT’IN TOPLAM 12 B‹N KONUTLUK PROJES‹ OYAKKENT ‹LE BAfiARILARINA B‹R YEN‹S‹N‹ EKL‹YOR.

22 PROJE

Devler ligi:‹NfiAAT L‹DER‹ AIRFEL’‹TERC‹H ETT‹

2005-2007 y›llar› aras›nda parlak dönemlerinden biriniyaflayan konut inflaat sektörü, 2008 y›l›nda yurtiçindeve yurtd›fl›nda geliflen olaylar›n ve özellikle ABD’de ya-

flanan Mortgage krizinin negatif etkisiyle, dura¤an bir dönemegirdi. Bunun en önemli nedeni ise dünya ve Türkiye ekono-milerinde yaflanan dalgalanmalar ve resesyon tehlikesiydi. Ya-t›r›mc›lar, böyle bir ortamda riske girmemek için beklemeyitercih ettiler ya da mevcut pozisyonlar›n› koruma arzusu içinegirdiler. Son dönemde, Türkiye’de yaflanan siyasi ve ekono-mik çalkant›lar ile dünyadaki güç dengelerinde oluflan çat›fl-malar tüm ekonomik beklentilerin anl›k de¤iflmesine nedenoluyor. Bunun do¤al sonucu olarak kredi faizleri yüksek sey-rederken, kamu yat›r›mlar› daral›yor. Uzmanlar, 2009 y›l›nda yap›lacak olan yerel seçimler ve baz›

bölgelerde oluflan afl›r› konut arz›na ba¤l› olarak, 2010 y›l›n-dan itibaren konut sektöründe dolayl› bir canlanma olabilece-¤ini belirtiyor. Mevcut tablolar, konut stoklar›n›n eritilmesi içinzamana ihtiyaç oldu¤unu gösteriyor. ‹nflaat sektörü, do¤ru fi-yatland›rma yapabilmek için bir yandan önündeki riskleri iyianaliz edip, do¤ru hareket etmeli di¤er yandan konut taleple-rinin trendlerini an›nda yakalayacak reflekslere sahip olmal›.Krizlerin oldu¤u dönemlerde, yat›r›mc›lar kolayca elden ç›ka-r›labilecek fiyatlardaki küçük konutlara yönelmekte, krizdenkurtuldu¤u anda ise prim yapmas› beklenen bölgelerde mar-kal› projelere ra¤bet etmekte. Art›k, müflteriler sadece bina de-¤il, bir yaflam tarz› ve hayat standard› sat›n almak üzere bilinç-li bir flekilde konut projelerine talepte bulunuyor. OYAK ‹N-fiAAT, yaflanan durgunlu¤a ra¤men halen konut satabilen az

2

Oyak ‹nflaat Genel Müdürü O¤uz Demirk›l›ç

Page 20: Santigrat Dergisi Sayı:5

23

say›daki firmalardan biri. OYAK’›n verdi¤i güven duygusu, fi-nansal gücü ve marka bilinirli¤i bunun bafll›ca nedenleri. OYAK ‹NfiAAT, 1982 y›l›nda OYAK GRUBU’nun bir ifltirakiolarak kuruldu. Amac› Ordu Yard›mlaflma Kurumu (OYAK)üyelerine uygun maliyetli ve kaliteli konut sa¤lamak olan fir-ma, bugüne kadar 8 bin 405 adet konut inflaat›n› baflar›yla ta-mamlayarak hak sahiplerine teslim etti. Konut alan›ndaki biri-kimine ek olarak hastane, endüstriyel tesis, al›flverifl merkezi,otel, ifl merkezleri, liman, boru hatt›, yol ve benzeri altyap› in-flaat› alanlar›nda da deneyime sahip.

AIRFEL ‹LE YOLLAR NASIL KES‹fiT‹?Birçok baflar›l› projeyi hayata geçiren OYAK ‹NfiAAT’›n Airfelile nas›l biraraya geldi¤inin hikayesi Ankara’daki Zirvekent ko-nut projelerine kadar dayan›yor. OYAK ‹NfiAAT Genel Müdü-rü O¤uz Demirk›l›ç, projelerini gerçeklefltirirken hangi kriter-leri dikkate ald›klar›n› ve hangi noktada Airfel’le bulufltuklar›-n› flöyle anlat›yor: “fiirketimiz, yükümlülü¤ü alt›ndaki projelerin teslim sonras›kullan›m›nda, müflteri memnuniyetini ve beklentilerini karfl›la-yarak fark›ndal›k yaratmak için güvenlik ve kaliteyi ön plandatutmas›yla biliniyor. Projelerin gerçeklefltirilmesi s›ras›nda, çe-flitli mal ve hizmet al›m›nda çözüm orta¤› olarak gördü¤ü uz-man ekiplerle birlikte hareket eden firma, bu flekilde kaliteyiyakal›yor. Sat›nalma süreçlerinde, ilgili ihaleler davet usulü ileyap›l›yor. Karar verme aflamas›nda ise uzman ekiplerin seçi-minde geçmifl tecrübeleri, teknik yeterlilik, üretim kapasitesi,iflin kalitesi, marka bilinirli¤i, finansal yap›s›, iflgücü gibi kriter-

ler dikkate al›n›yor. Airfel firmas› ile ilk tan›fl›kl›¤›m›z, AnkaraZirvekent 4 ve 5’nci Etap Konut Projeleri, merkezi sistem ›s›t-ma kazanlar›n›n al›m› s›ras›nda, Viessman ve Buderus çelik ka-zan muadili ‹sviçre menfleili Hoval marka kazanlar›n temsilci-leri olmalar› vesilesi ile bafllad›. Bu tan›flma, gerek medyadayap›lan reklamlar çal›flmalar›, gerekse yap› fuarlar›nda geniflkapsaml› tan›t›mlar›nda incelenen ürünleri ile geliflti. Hali haz›rda Airfel ile olan birlikteli¤imiz, ‹stanbul ‹kitelliOYAKKENT 1’nci Etap 1096 Konut Projesi’nde seçilen AirfelMcQuay marka klimalar›n temin ve montaj› ile devam ediyor.Bu seçimde ozon tabakas›na zarar vermeyen, çevre dostu,enerji verimlili¤i çok yüksek R410A gazl› (hidroflorakarbon)split kliman›n enerji verimlili¤i, yüksek filtreleme özellikleri,emsallerine göre daha düflük ses seviyelerinde çal›flmas› veEUROVENT (Uluslararas› Klima Sertifikaland›rma Kurumu)sertifikas›na sahip A s›n›f› olmas›, tercih kriterlerimizi olufltur-du.”

‹K‹TELL‹ OYAKKENT PROJES‹OYAKKENT Projesi, ‹stanbul – Esenler’de 3 milyon 667 binmetrekare yüzölçümüne sahip Oyak arazisi üzerinde, toplam-da 12 bin konut olarak planlanan devasa bir yat›r›m. 24 blok-ta bin 096 adet konut olarak planlanan ve 26 Nisan 2007 tari-hinde ilk temeli at›lan 1’nci Etap Konutlar›’n›n, 2009 Haziranay›nda hak sahiplerine teslim edilmesi hedefleniyor. 3 tipblokta 4 farkl› büyüklükte tasarlanan konutlar, Deprem Yönet-meli¤i’ne uygun olarak, radye jeneral temel ve modüler tünelkal›p sistemi ile infla ediliyor.

ANKARA Z‹RVEKENT

Page 21: Santigrat Dergisi Sayı:5

TÜRK KADININ G‹Y‹M‹NDE ÖZEL B‹R YER‹ OLAN OYALAR GEREK RENKLER‹ GEREKSE DESENLER‹Y-LE ANADOLU KADINININ TERB‹YES‹N‹, KIVRAK ZEKASINI, ZENG‹N ‹Ç DÜNYASINI GÖZLER ÖNÜNE SE-R‹YOR. KADINLARIMIZ YÜZLERCE YILDIR ‹NCE ‹NCE ‹fiLED‹KLER‹ GÖZ NURU OYALARLA DUYGULA-RINI D‹LE GET‹R‹YOR.

24 GELENEKSEL

VII., XVIII. yüzy›lda ‹zmir’de kurulan basmahâ-nede birbirinden güzel çemberler bas›lmayabaflland›ktan sonra, tüm Anadolu’yu bir “oya”

merak› sarar. Bu tarihten sonra göz okflay›c› renk ve de-senlerle bezenen yemeniler, gözümüzü ve gönlümüzü fet-heden oyalarla donat›larak genç k›zlar›n ve kad›nlar›n ba-fl›nda birer sanat eserine dönüflmeye bafllar. Bu arada Ana-dolu’da XVIII. – XIX. yüzy›llarda “yazmac›l›k sanat›” enparlak devrini yaflarken; ünü s›n›rlar› aflan Kandilli ve To-kat yazmalar›n› süsleyen oyalar, Anadolu’da da gittikçe ge-liflmeye ve güzelleflmeye bafllar. Zamanla yörelere has

özelliklere bürünen oyalar Anadolu’da çeflitli adlarla an›l-maya bafllayarak k›sa sürede Türk kad›n›n elinde, bir “sa-nat eserine” dönüflür. Oya, Anadolu’da kuflaktan kufla¤aaktar›lan geleneksel bir halk sanat› haline gelir. Tüm Ana-dolu’da oyalar kad›n›n hem süsü hem dili hem de düflün-cesidir art›k. Eskiden beri niflan ve dü¤ün bohçalar›n› bi-rer çiçek bahçesine çeviren oyalar ve oyal› yazmalar gençbir k›z›n bafl›nda ayr›, evli bir kad›n›n bafl›nda ayr› bir an-lama bürünür. Bu sebeple, oyalar ve oyal› yazmalar sade-ce sanatsal güzellikleriyle de¤il, tafl›d›klar› özel anlam, ver-dikleri ilginç mesajlarla da dikkate de¤erdir.

Kad›n›n hem süsü hem düflüncesi:OYA

Y A Z I v e F O T O ⁄ R A F L A R : M U T L U Ö Z G E N

X

Page 22: Santigrat Dergisi Sayı:5

25

DUYGULARIN D‹L‹ OYALARYüzlerce y›ll›k geleneklerle Anadolu kad›n›,birçok kez içine att›klar›n›, konuflamad›kla-r›n›; k›saca aç›kça aktaramad›klar›n› oyalar-la anlatma yoluna gider. Kad›nlar›n tercü-man› olmufltur oyalar. Papatya oyas› “te-mizli¤i ve safl›¤›”, k›r menekflesi “yaln›zl›¤›ve çekingenli¤i”, mor sümbüllü oya, “gönlü-ne aflk atefli düflen genç k›zlar›” simgelerkensar› nergizler, “ümitsiz aflka düflüp, gönülac›s› çekiyorum” demeye gelir. Anadolu’dagenç bir k›z sevdi¤inin karfl›s›nda beyazsümbül oyalarla süslü yazmayla ç›kmas›,“sana sad›¤›m ve ölene kadar da seninim”demenin sessiz bir yoludur. Bu sessiz amarenkli dünyan›n dilini ö¤renmeye devam ediyoruz. Dü¤ünve niflan bohçalar›n›n vazgeçilmezi olan badem çiçe¤i vegelincik, içerdikleri anlamlar bak›m›ndan Türk kad›n›n›ninceli¤inin de bir göstergesi gibi. Badem çiçe¤i oyas› kay-nana için anlam› baflka bir önem kazan›r. Sözlenen veyaniflanlanan bir genç k›z bu birlikteli¤i evlilikle sonuçland›r-mak istiyorsa kaynanas›n›n niflan› takip eden ilk ziyaretin-de bafl›na, kenar› badem çiçekleriyle bezenmifl bir yazma

ba¤lar. Bundan sonra ifl, mesaj› alan kay-nanaya düfler. Kaynanaya özel oyan›n ad›“zembil” ve “gelincik”tir. Zembil sözlükkarfl›l›¤› olarak “has›rdan örülmüfl iki kulp-lu torba” anlam›na geliyor ve halk aras›n-da “kaynana oyas›” olarak bilinir.Görünü-flü çok güzel olan bu oyan›n yap›m› da oderece zordur. Niflanl› genç k›zlar bu özel-li¤i nedeniyle zembile “kaynana oyas›”ad›n› vermeyi tercih etmifl. Yani anlam sonderece aç›k: Zembil oyas›n› yapmak ne ka-dar zor ise, kaynanan›n gönlünü hofl et-mek de o derece zor. Kaynanaya zembil d›fl›nda gönderilen birbaflka oya da “gelincik”ad›n› tafl›yor. Kay-

nanaya gönderilen bohçada yer alan bu oya, gelinin babaevinde bir gelincik gibi narin yetifltirildi¤ini, güzelli¤ininise yine bir gelincik kadar zarif oldu¤unu simgeliyor. Çiçe-¤inin k›rm›z› rengi de gelinin el de¤memifl bir çiçek oldu-¤unu anlat›r. Yani k›rm›z› renk, hem bekareti hem de kansimgelemekte. Kan ise yaflam›n ve do¤urganl›¤›n göster-gesidir. K›sacas›, k›z taraf› “bizim k›z›m›z saf ve temiz; üs-telik bir çiçek kadar da narin. Biz gözümüz gibi bakt›k,

Page 23: Santigrat Dergisi Sayı:5

26 GELENEKSEL

Page 24: Santigrat Dergisi Sayı:5

büyüttük. Kaynana, sen de k›z›m›za böyle davran” mesa-j›n› veriyor erkek taraf›na, özellikle de kaynanaya.

GÖRÜMCE ‹Ç‹N MENEKfiE OYASIAnadolu’daki yayg›n aile yap›s› içinde gelin-kaynana-gö-rümce ba¤lant›lar› kimi zaman patlamaya haz›r bir bombaanlam›na da gelebiliyor. Yabanc› bir eve gelen gelin, eviniki hakimi yani kaynana ve görümce ile dirlik içinde yafla-may› baflarmak zorunda. Kad›nlar aras›ndaki bu iktidar çe-kiflmesinde gelinin ifli biraz daha zor. Oyalar yeni gelinle-rin hislerinin tercüman› olmay› sürdürüyor.E¤er gelinin bekar görümcesi varsa, onun bir an önce ev-lenip gelin k›z›n bafl›ndan gitmesi için görümceye “me-nekfle” oyal› yazma verilir. E¤er görümce evlenip giderseo¤lan evinin tek k›z› gelin olacakt›r. Baz› oyalar çeyizler-de bulundurulurken baz›lar› da genç k›za mutsuzluk geti-rece¤i inanc›yla bulundurulmaz. Özellikle, “çilek oyas›”gelinin o¤lan evinde çileli günler yaflamamas› için bohça-ya konmaz. Ayn› düflünceyle Zo¤al oyal› yazma da kayna-naya gönderilen bohçada yer almaz. Zo¤al, ekfli bir mey-vedir ve gelinle kaynana birbirine ekfli görünmesin diyebohçaya konmaz. Anadolu’da kaynanaya verilen oyalaryan›nda, kaynanan›n da geline verdi¤i oyalar var. Gelininbeceriklili¤ini, marifetini göstermek için kaynana taraf›n-dan yap›lan oyaya “gelin parma¤›” deniliyor. Bu oyan›n“on parma¤›nda on marifet” sözüyle de iliflkisinin oldu¤usan›lsa da “gelin parma¤› oyas›” kaynanayla gelin aras›n-daki iliflkinin ne kadar düzeyli oldu¤unu göstermesi aç›-s›ndan önemli.

“SEN‹N ‹Ç‹N GÖZYAfiI DÖKÜYORUM”Oyalar, Anadolu kad›n›n›n elinde, kimi zaman bir aflk na-mesine, kimi zaman bir flikayet mektubuna, bazen de say-fa sayfa okunan bir hayat hikayesine dönüflüyor. Öyle ki,efli taraf›ndan sevilen kad›nlar›n yazmalar›n› erik çiçeklioyalar süslerken, eflinin ilgisizli¤inden flikayet eden kad›n-lar›n yazmas›nda da çal› çiçekli oyalar görülüyor. Kocaevinde hayat›ndan memnun kad›nlar, akrabalar› geldi¤in-de “çay›r çimen” oyal› yazmalarla örtünürken; kocas› gur-bette olanlar›n yazmalar›nda “yaban gülleri” bulunuyor.E¤er bir kad›n›n yazmas›ndaki güllü oya inciliyse, “yaln›-z›m senin için gözyafl› döküyorum” anlam›na geliyor. Birkad›n çevresine “yaln›zl›¤›n›, bahts›zl›¤›n›, sevgisizli¤ini”dile getirmek isterse yazmas›nda “mezar tafl›” ad› verilenoyay› kullan›yor. Anadolu kad›n›n k›vrak zekas›n› oyala-r›n renginde, seçti¤i ya da motifin gerçekli¤inde görme-miz mümkün. Anadolu’da her genç k›z›n ve her evli kad›-n›n sand›¤›ndan büyük bir özenle saklanan oyalar, nesil-den nesile ayn› titizlik ve coflkuyla aktar›l›yor. Bunca za-man kad›nlar›m›z›n hem süsü hem dili hem de düflüncesiolan oyalar, bu görevlerini daha uzun y›llar sürdürece¤ebenziyor.

27

Page 25: Santigrat Dergisi Sayı:5

28 K‹fi‹SEL GEL‹fi‹M

ireysel olarak hepimiz farkl› zenginliklerle ve farkl›avantajlarla dünyaya geliriz. Güçlü yönlerimiz veyazay›fl›klar›m›z hayatta bize biçilen rollerle daha da

belirgin hale gelir. Üstlendi¤imiz rol, kiflilik yap›m›za uygunise baflar› kaç›n›lmazd›r. Ama unutmamal›y›z ki, bireyselyap›lan sporlar hariç hayat›n birçok an›nda tak›m çal›flma-s›na ihtiyaç vard›r. Peki ideal bir tak›m nas›l olur? Tak›moluflturmada enneagram bize nas›l yol gösterebilir? Herfleyrasyonel olarak tan›mlan›yorsa ve herkes bu bilgilere ula-flabiliyorsa, baflar›lar neden farkl›? Yukar›daki sorular› ce-vaplamadan önce tak›m nedir, enneagram nas›l çal›fl›r›n ha-t›rlatmas›n› yapmakta fayda görüyorum. Ekip veya tak›m nedir ?• ‹ki veya daha fazla kiflinin belirli bir hedefe ulaflmak içinbirbirlerini etkilemeleri ve çal›flmalar›n› koordine etmelerihalidir.

• Birbirini tamamlayan özellikli kiflilerin ortak bir amaca vebaflar›ya ulaflmak için sorumluluk hissetmeleridir.

Etkileflim TogetherKat›l›m Everyone‹letiflim AchievesPaylafl›m More

Hepimizin bildi¤i; “Kazlar›n Tak›m Oyunu”nu k›saca hat›r-layal›m:• Tüm kazlar nereye uçtuklar›n› ve hedefi iyi bilirler. V tar-z› uçuflla yüzde 70 fazla yol katederler. Öndeki kaz yoru-lunca sürünün arkas›na geçer ve yerini bir baflka kaz al›r.Bir kaz›n yaralanmas› halinde di¤er bir kaz yan›nda kal›r.Arkadafllar› öterek destek verir. Kazlar ba¤l›l›kla do¤ru yere en k›sa sürede ve en az kay›p-la var›rlar.Ekip-Hedef-Taktik-Paylafl›m-Sonuç

ENNEAGRAM ve ‹DEAL TAKIM

Y A Z I : H A S A N Ö N D E R

B

Page 26: Santigrat Dergisi Sayı:5

29

Yine bir basketbol tak›m› hepimiz içiniyi bir örnektir: ‹yi bir koç, oyuncula-r› seçme ve görev da¤›tmada tam yet-ki ve sorumluluk al›r. Oyuncular vekoç birbirleriyle güvene ve deste¤edayal› iletiflim içindedir. Oyuncularrollerini bilir. Oyunu kazanmak içiniyi bir taktik ve plan gerekir. Koç, heroyuncuyu iyi tan›r ve buna göre mo-tive eder. Hem tak›m için hem de bi-reyler için adil bir ödüllendirme siste-mi kurulur.

Ekip-Hedef-Taktik-Paylafl›m-SonuçBütün oluflturulan tak›mlarda mutlakve belirgin bir hedef olmal›, her bireyrolünü ve katk›s›n› iyi bilmeli, koordi-nasyonu sa¤layacak sorumlu bulun-mal› ve sonuçta baflar›n›n paylafl›m›olmal›. Aksi takdirde hedefe ulaflmaktamamen tesadüflere ba¤l›d›r.Kazlara müdahale flans›m›z yok; olsada daha iyi bir sistem önerecek du-rumda de¤iliz (uçakla gitmeleri hariç).‹çinde bulundu¤umuz ifl hayat›ndaideal tak›m› oluflturmak için yapabile-ceklerimize bir bakal›m. Öncelikle tak›m› oluflturacak üyeleriiyi tan›mam›z gerekiyor. Güçlü ve za-y›f yanlar›n›, yetkinliklerini, stres vegüvende nas›l hareket ettiklerini vedaha da önemlisi motivasyon flekille-rini bilebilirsek yönlendirme ve yönet-mede daha baflar›l› olabiliriz.Ayr›ca flunu unutmamam›z gerekiyor:Yönetici de tak›m›n bir parças›d›r vetak›m oyuncular›ndan fazlaca bir üs-tünlü¤ü yoktur. Sadece sorumlulukalan› daha genifltir.Yetkinlik k›sm›na girmeyece¤im. Fut-bolu bilmeyen bir kifliyi sadece kifliliktipine göre forvet yapamay›z. Ama iyibir forvetin nas›l bir kiflilik tipinde ol-mas› gerekti¤ini söyleyebiliriz.Enneagram daha çok tak›m› organizeedecek kiflilere fayda sa¤lar. Sony,Hewlett Packard, Motorola, Disney gi-bi birçok baflar›l› flirket üst düzey yö-neticilerine enneagram e¤itimi ald›r-makta ve tak›m oluflturmada enneag-ram’›n avantajlar›ndan faydalanmakta.Ennegrama göre 9 farkl› kiflilik tipininözellikleri her bireyde de¤iflik derece-

lerde yer al›r. Hiçbir kiflilk tipi di¤eri-ne göre üstün veya noksan de¤ildir.Hepsinin farkl› art›lar› ve eksileri var-d›r. Kifli mükemmelik yolculu¤unu ta-mamlay›ncaya kadar bunlar belirginolarak gözükür. Tiplerin detaylar›na önceki say›lar›-m›zdan veya santigrat.com.tr’den ula-flabilirsiniz. Tak›m›n›z amac›na göreseçebilece¤iniz (tab‹i ki mevcut kay-naklar›n›z› iyi tan›man›z gerekiyor) 9kiflilik tipinin özelliklerini k›saca vere-lim:

9

1

2

3

4

5

5

7

8

Page 27: Santigrat Dergisi Sayı:5

30

EK‹PTEK‹ Z‹H‹NSEL MERKEZL‹ T‹PLER:Tip 5: Araflt›rmac›: Entelektüeldir, merakl›d›r, ba¤›ms›zd›r.• Araflt›rma ve gözlem yapar, bilgi üretir ve yönetir. Veriyi/datay›, bilgi kaynaklar›n› toplar. Veriyi ifl-ler, süzer, anlamland›r›r, bilgiye dönüfltürür. Teknik problemleri çözer. Pazar›, teknolojiyi, rakipleriizler. Objektifli¤i ve bilimselli¤i savunur. Bilgiyi yönetir ve stratejik olarak kullan›r. Uzmanl›k gerek-tiren konularda dan›flmanl›k yapar. Teorik model ve formül oluflturur, kavramsallaflt›r›r. Duygusal›s›nm›fl ortamda gözlemlik ve hakemlik yapar. Gelecekle ilgili senaryo kurgular.• ‹nsan iliflkileri so¤uk• Alan› dar• Paylafl›mc› de¤ilTip 6: Sad›k : Adanm›flt›r, güvenlik ve güvenilirli¤i öne al›r, sorumludur.• Riskleri görür, sorgular, uyar›r, sistemi korur. Kötü gidebilecek noktalar›, krizleri önceden haberverir. fieytan›n Avukat› rolünü oynar, sorgular. Önlem al›r. Sistemin koruyucu, kollay›c›s› ve sigorta-s› olur. Erken uyar› sistemi / alarm görevi yapar. ‹stihbarat görevi görür. Rakipleri izler. Grubun ko-ruyuculu¤unu üstlenir. Gelecek için senaryolar kurar. Gruba yeni kat›lanlar› “çözer”.• De¤iflime kapal› ve statükocu• fiüpheci ve kötümser• Motivasyonu azalt›rTip 7: fievkli-nefleli tip: Yenilikçidir, üretkendir, d›fla dönüktür.• Orijinal fikirler üretir, yenilikleri takip eder, ilham verir ve motive eder. Fikir ortaya atar, projeler bafllat›r. Tak›m› motive eder, pozitif enerji ve heyecan yayar. Gelece¤i görür, vizyon çizer, stratejiüretir. ‹lham vererek kuyuya tafl atar. Sürecin daha e¤lenceli hale gelmesini sa¤lar. Risk almay› tefl-vik eder. Barda¤›n dolu taraf›n› görür. Alternatif üretir. Ar-Ge yönetimi ve dan›flmanl›¤› yapar. Beyinf›rt›nas› yap›lmas›n› sa¤lar. De¤iflim ve yenilik öncülü¤ü yapar. Disiplinler aras› bak›fl aç›s› sa¤lar.• Fazla iyimser ve uçuk• Yüzeysel• Yar›m b›rak›r

EK‹PTEK‹ DUYGUSAL MERKEZL‹ T‹PLER :Tip 2: Yard›msever: Cömerttir, insanlar› memnun etmeye çal›fl›r.• Empatiyle birebir ilgilenir, gönül al›r. Kiflisel problemleri çözer ve bireylere bu konuda yard›mc›olur. ‹letiflim kalitesini artt›r›r. Pozitif enerji yayar. Özel günler organize eder.Yöneticiye bakar, onunikinci adam› olarak görev yapar. Önemli kiflilerle network kurar. Uçlar› buluflturur, egolar› yumuflat›r(do¤al solüsyon). Aile veya yak›nl›k atmosferi oluflturur. Kiflisellefltirilmifl müflteri hizmetlerini tasarlarve yürütür.• Fazla duygusal• Al›ngan•Konsantre olamayanTip 3: Baflar› Odakl›: Azimlidir, kolay adapte olur, öz güvenlidir.• Tak›m› hedefe kilitler ve çok çal›flarak örnek olur. Proje bafllat›r, uygulamaya koyar, üretir. Motiveeder, tak›ma heyecan ve güven yayar. Hedefin aç›k, net, ölçülür, gerçekçi olmas›n› sa¤lar. Takipçidir,aksiyona ve sonuca götürür. Süreci h›zland›rarak çabuk üretim yap›lmas›n› sa¤lar. Ürünü ya da hiz-meti pazara tafl›ma, tan›tma, sat›fl sürecini çabuklaflt›r›r. Tak›m kurar ve yönetir. ‹fle odaklan›lmas›n›sa¤lar, kaynatmalar› önler. Pazar›n gerçeklerini ve taleplerini bilir ve aktar›r. Hedefe giden yoldaki en-gellerin afl›lmas›n› sa¤lar. F›rsatlar› görür. Performans de¤erlendirmesi yapar.• Fazla rekabetçi ve h›rsl›• ‹maj ve görünme tutkusu hakim• Aceleci davran›rTip 4: Ferdiyetçi: ‹çe dönüktür, romantiktir, kendisinin fark›ndad›r.• Anlam arar, farkl›l›¤› bulur ve güzellefltirir. Kreatif ve tasar›mc› bak›fl aç›s› verir. Farkl›l›¤› vurgularve taklitçili¤i önler. Kiflisel dokunufllar›yla özgünlefltirir. Güzelli¤e ve derinli¤e vurgu yap›lmas›n› sa¤-lar. Esteti¤i bulur, güzellefltirir. Nifl yakalar. Yarat›c›l›k katar. Kurum kimli¤ini ve ruhunu arar. En iyi-yi, en güzeli, kaliteyi ay›rt eder .• Fazla bireyci• Ümidi çabuk k›r›l›r.• Elit davran›r

Page 28: Santigrat Dergisi Sayı:5

31

Yetkinlik birinci flart olmak kayd›yla,yapaca¤›n›z iflin amac›na göre (hiz-met, üretim, e¤itim..) tak›m›n›z› farkl›tiplerin avantajlar›na göre oluflturursa-n›z baflar› beraberinde gelecektir. Tektip orkestra olmaz. Tak›mda ideal birdenge için;

1- Prensip ve Etik Odakl›l›k2- ‹nsan ve Hizmet Odakl›l›k3- Hedef ve ‹fl Odakl›l›k4- Anlam Odakl›l›k5- Bilim Odakl›l›k6- Sistem Odakl›l›k7- Strateji Odakl›l›k

8- Sonuç Odakl›l›k9- Tak›m ve Payddafl Odakl›l›kflartlar› sa¤lanmal›d›r. Bol kazançl›,mutlu ve huzurlu günlerin sizlerle ol-mas› dile¤iyle hoflçakal›n.Hasan ÖNDER [email protected]

EK‹PTEK‹ F‹Z‹KSEL MERKEZL‹ T‹PLER:Tip 8: Meydan okuyucu: Güçlüdür, sonuç odakl›d›r, kararl›d›r. • Cesaret verir, risk al›r, engelleri aflar, hesap sorar. Tak›m kurar, yönetir, kaptanl›k ve liderlik ya-par. ‹nisiyatif al›r, riski gö¤üsler. Hesap sorar ve takip eder. Haks›zl›klar› önler, gruptaki sessizlerinhakk›n› arar. Tak›mlar›ndaki kiflilere sahip ç›kar, savunur, ikramda bulunur. Projelere sponsorluk ya-par. Gerekti¤inde rakiplerle mücadele eder. Yüksek enerjileriyle ve esprileriyle tak›mda tutkal göre-vi yapar. Kriz zaman›nda kaosu önler ve yön gösterir. Sonuca ulaflma sürecini h›zland›r›r. fiirket içigiriflimcili¤in öncüsüdür. De¤iflimin bafllat›lmas› ve uygulanmas›n› sa¤lar• Bask›n ve kontrolcü• Sert ve ürkütücü• Çabuk k›zarTip 9: Bar›flç›: Kolay geçinilir, uyumludur, iyimserdir.• Herkesi dinler, diyalog kurar, ikna eder, fikir verir. Tak›mda uçlar› buluflturur, diyalog sa¤lar. Tar-t›flmalarda çözümleyici ve arabulucu rol oynar. Tak›mdaki dengenin ve uyumun korunmas›n› sa¤lar.Tüm perspektifleri detaylar›yla görür. Alternatiflerin pozitif ve negatif yönlerini de¤erlendirir. Z›tl›klararas›nda ortak nokta bulup daha bütüncül sentez gerçeklefltirir. ‹flbirli¤ini ve tak›m çal›flmas›n› kolay-laflt›r›r. Karar verme sürecinde konsensusa ulafl›lmas›n› sa¤lar. Büyük resmi görür. Toplant›larda her-kese söz verilmesini, farkl› görüfllerin ifade edilmesini sa¤layan moderatörlük yapar. Tak›mdakilerincevherini, ihtiyaçlar›n› sezer ve ortaya ç›kar›r.• Belirsiz üslup• Karars›z ve tavizkar• Harekete geçemezTip 1: Refformcu : Mükemmeliyetçi, idealist, istikrarl›d›r.• Hatalar› bulur ve düzeltilmesini sa¤lar. Mükemmeli ve ideali ortaya koyar. Hedefi büyütür ve eniyiyi arar. Kalite misyoneridir. Denetler ve sorgular. Standartlar› ortaya koyar. Önlem al›r. Detaylar›yakalar. Soyut yaklafl›mlar› somut ad›mlara döker. Sorumluluk bilinci yayar. Etik prensipleri ortayakoyar• Elefltirici ve nasihat盕 Endifleli ve stresli• Delege edemez

Page 29: Santigrat Dergisi Sayı:5

32 SA⁄LIK

H A Z I R L A Y A N : M U R A T L E V E N T A L B A Y R A K

›bb›n henüz bu kadar ileri olmad›¤›, her derde birilac›n üretmedi¤i zamanlarda insanlar ac›lar›n› din-dirmek için birçok yöntem denedi. ‹lkel kavimler

büyücülerine teslim oldu. Onlar için büyücü, tanr›larla ko-nuflan, ruhlarla anlaflan ve flifa sa¤layan ulu bir kifliydi. T›l-s›mlar, iksirler; k›saca hiçbir bilimsel temele dayanmayantürlü yöntem deniyordu büyücüler. Onlar›n hüneri gaiptenhaber alma yöntemine dayal›yd› ve tabii ki o gün için bu-nu reddetmek neredeyse mümkün de¤ildi. Hasta iyileflirsebüyücüden; iyileflmezse “Tanr›lar”dan bilindi. Kimi zaman“Tanr›lar istiyor” diyerek kurbanlar verildi, kan ak›t›ld›. Ki-mi zaman atefle-günefle tap›n›larak çare arand›.

DO⁄AYI ‹ZLEYEREK Ö⁄REND‹LERYabani nar çiçe¤i ile akrep, s›¤›rdili ileengerek y›lan› aras›ndaki benzerlik-ten dolay› bu bitkilerle yapt›klar›ilaçlar› akrep ve y›lan sokmalar›nakarfl› kullan›ld›. Velhas›l, insanlar ac›-lar›ndan kurtulmak için her yolu dene-di. Her co¤rafya kendi özel “t›p” biliminiyaratt›. ‹nançlar, al›flkanl›klar ve törelerin yan›s›ra do¤a t›bb› derinden etkiledi. ‹nsanlar do¤ay› gözlem-leyerek hastal›klar ve tedavileri hakk›nda ipuçlar› elde et-meye bafllad›. Mesela yaral› köpeklerin “ayr›kotun”a sürtü-nerek yaralar›n› tedavi ettiklerini, geyiklerin a¤r›lar›n› din-

dirmek için “Giritotu” yediklerini gördüler. Bu bitkileri ay-n› maksatla kullanmaya bafllad›lar. Ayn› izleme yöntemiy-le zehirli bitkileri keflfettiklerinde ise bu bitkiler onlar›n el-lerinde öldürücü birer silah haline geldi. Milattan 4 bin y›löncesine ›fl›k tutan belgeler eczac›l›¤›n temelinin Sümerlertaraf›ndan at›ld›¤›n› gösteriyor. Bu eczanelerde sar›msak,rezene, hardal, kenevir, nar kabu¤u hurma, badem, elma,semizotu, gül, arpa, bu¤day gibi bitkilerin sat›ld›¤›n› o de-virlere ›fl›k tutan belgelerden ö¤reniyoruz.

AKTARLAR H‹ZMET‹M‹ZDETemel mant›k flu: Hastal›k do¤an›n bir kural›. Çareler de

do¤ada mutlaka olmal›. Mesele, hangi bitkininhangi hastal›¤a iyi geldi¤ini bulmak. Bu

sorunun yan›t›n› binlerce y›ld›r arayaninsan, uzun tecrübelerin sonundakayda de¤er sonuçlara ulaflt›. Alter-natif t›bb›n efsane ismi Lokman He-kim’in her hastal›¤a bitkilerle deva

buldu¤u söylenir. Bitkilerden elde etti-¤i “ölümsüzlük iksiri”nin reçetesini Azra-

il’in kanat ç›rp›fl›yla suya düflürüp kaybedenLokman Hekim, bundan sonraki y›llar›n› bu reçeteyi ara-makla geçirir. Lokman Hekim gerçekte yaflam›fl m›d›r,yoksa bütün bunlar insanlar›n olmas›n› çok arzu etti¤i,ölümsüzlük umudunun mitleri midir, bilinmez. Bilenen o

Do¤an›n eczanesi:B‹TK‹LER‹N fi‹FALI DÜNYASI

TIP, BUGÜNKÜ HAL‹N‹ ALMADAN ÖNCE HASTALIKLAR BÜYÜK ÖLÇÜDE B‹TK‹LERLE TEDAV‹ED‹L‹YORDU. BUGÜN HALA B‹RÇOK ‹NSAN, DO⁄ANIN BU EfiS‹Z GÜCÜNÜN PEfi‹NDEN G‹D‹YOR.E⁄ER DO⁄RU KULLANMAYI B‹L‹RSEN‹Z, B‹TK‹LER B‹RÇOK SA⁄LIK SORUNUNUZU ÇÖZECEKT‹R.

T

Page 30: Santigrat Dergisi Sayı:5

33

ki, bitkileri do¤ru kullanmak birçok soruna çaredir. Özel-likle Çin t›bb› bunun üzerinde bin y›llar› bulan çal›flmala-r›yla bilinir. Zaten modern t›bb›n ilaçlar›n›n ço¤u da bitki-sel esaslara dayan›r. fiifal› bitkiler, geçmiflte büyüklerin haz›rlad›¤› “kocakar›ilaçlar›”nda kullan›l›rken bugün “aktar” kültürü ile hayat›-m›zdaki yerini koruyor. En basitinden ›hlamur, nane, ke-kik, karanfil, adaçay› gibi birçok bitki, evlerde özellikle so-¤uk alg›nl›¤›, grip, bronflit gibi hastal›klarda ilkyard›m mal-zemesi ifllevi görüyor. Birçok insan, basit sa¤l›k sorunlar›n-da naturel oldu¤u için bitkileri tercih ediyor. fiifal› olan bubitkilerin ayn› zamanda zararl› da olabilece¤i gerçe¤inedikkat etmek gerekiyor. En iyisi, bu konular› çok iyi bilen-lerden yard›m almak, onlar›n bilgilerinden faydalanarakbitkileri kullanmak. ‹flte faydal› birkaçbitki…O¤ulotu (Melissa): Çok dall›, li-mon kokulu, beyaz çiçekli otsubu bitki ince ve yumuflak yaprak-lara sahip. Yapraklar›nda tanen, re-çine ve uçucu ya¤ mide ve ba¤›rsaka¤r›lar›n› kesiyor. Kalbi kuvvetlendi-ren o¤ulotu, haz›ms›zl›k, bafl a¤r›s› vemigrene iyi geliyor. Melankoli, sara, bafldönmesi, kulakç›nlamas› ve sinir krizlerinde etkili oldu¤u biliniyor. Hu-zursuzluk ve s›k›nt›lar› gideren bitki, haf›za zay›fl›¤›na iyigeliyor. Melekotu: Kökleri kurutularak kullan›lan bu bitki özelliklemide ve ba¤›rsak hastal›klar›na iyi geliyor. Sinirleri kuvvet-lendiriyor. Spazmlar›, ast›m nöbetlerini gideriyor. Hastal›ksonras› toparlanmay› çabuklaflt›ran melekotu, afl›r› zay›fl›khallerinde ifltah aç›s› etkisi için kullan›l›yor. Romatizmal il-

tihaplar› önleyebildi¤i gibi mesane iltihab›nakarfl› antiseptik aç›dan koruma sa¤l›yor. Karabaflotu: Mavi veya menekfle renkli çi-

çeklere sahip, otsu bir bitki olan Karabaflotu,a¤r›lar› geçiriyor. Kalbi kuvvetlendiriyor. Damarsertli¤inde fayda sa¤l›yor. Sara ve beyin hasta-l›klar›nda kullan›lan Karabaflotunun uyufluklu¤u

giderici ve zindelik verici bir etkisi var. Adaçay›: Özellikle Akdeniz bölgesinde yetiflen bu

›t›rl› bitki mide va ba¤›rsak gazlar›n› giderici etkiye sahip.Mide bulant›s›n› kesiyor, sindirim sisteminin düzenli çal›fl-mas›n› sa¤l›yor. Bo¤az, bademcik ve difleti iltihaplar›n› gi-deriyor. Ast›mdaki s›k›nt›lar› geçirir. ‹drar ve ter söktürür.Günde, 3 kahve fincan›ndan fazla içilmemesi öneriliyor. Boynuzotu: Çiçekleri zehirli olan bu bitki A ve B vitamin-leri içeriyor. A¤r›lar› dindiriyor, tansiyonu düflürüyor. Evdehaz›rlanan ilaçlarda mutlaka konuyu iyi bilen birinin ver-di¤i ölçüleri aflmamak gerekiyor. Rezene: Salata olarak yenilen bu bitkinin gölgede kurutul-mufl olgun meyvelerinin sa¤l›k üzerinde baz› faydalar›saptanm›fl. Damar sertli¤i, gaz söktürücü, kramplar› gide-rici, yat›flt›r›c›, anne sütünü art›r›c›, sindirim problemlerin-

de olumlu etkileri en bileninleri. Rezene, küçük çocukla-r›n sindirim ve gaz sorunlar›nda da etkili oluyor. Kiflnifl: Maydanoza benzeyen bu bitkiifltah aç›yor. Hazm› kolaylaflt›r›yor,sinirleri yat›flt›r›yor. Özellikle sinir-sel bafla¤r›lar›nda etkili oluyor. Ba-yat yiyceklerin zararlar›na azalt›-yor, sürmenajda faydal› oluyor.Ama fazla yememek gerekiyor. Semizotu: C vitamini ve demir aç›s›ndan zengin olan semi-zotu, mide ve ba¤›rsak kanamalar›nda olumlu etki yap›-yor. Kan› temizliyor, bedene bir ferahl›k veriyor. fiekerhastalar›n›n susuzlu¤unu gideriyor, dalak hastal›lar›ndakiflikayetleri kesiyor. Zay›flamaya faydas› olan semizotu, uy-kusuzluk, sinirlilik ve zihin yorgunlu¤un da iyi geliyor. Defne: Çok hofl kokulu bu bitki et ve ba-l›k yemeklerine lezzet vermesininyan› s›ra sinirsel a¤r›lar› kesiyor,atefl düflürüyor. Bedene fe-rahl›k veriyor. Defne ya-¤› vücuttaki parazitleriöldürüyor, romatizmal a¤r›la-ra iyi geliyor ve saç dökülmelerini engel-liyor. Kuflburnu: Bol miktarda C vitamini bar›nd›ran kuflburnu,so¤uk alg›nl›¤›n› gideriyor, enfeksiyonlara karfl› bedenikoruyor, enerji ve güç veriyor. Hormon üretimine etkisi deispatlanm›fl olan kuflburnu, vücudun direnç sistemini güç-lendiriyor.

Page 31: Santigrat Dergisi Sayı:5

34 GEZ‹

H A Z I R L A Y A N : L E V E N T U ⁄ U R L U

içekli badem a¤açlar›n› unut.De¤mez,Bu bahiste geri gelmesi mümkün olmayan

hat›rlanmamal›.Islak saçlar›n› güneflte kurut;Olgun meyvelerin bayg›nl›¤›ylaPar›ldas›n nemli, a¤›r k›z›lt›lar…Sevgilim, sevgilim mevsim sonbahar…”Naz›m Hikmet

Naz›m’›n fliirinde oldu¤u gibi; çiçekli badem a¤açlar›n›n ol-gun meyvelerle, s›cac›k ö¤le güneflinin dinginlik ve bulutkümeleriyle takas edildi¤i ay sonbahar geldi yine. Güneflinçapk›n bak›fllar› uysallafl›p, küskünlefleli çok oldu. Eylül veekimin sar› saçlar› yüklendi a¤açlar›n omuzlar›na. Kas›mh›rç›n bak›fllar›n› çevirmede. Do¤a kostümünü de¤ifltirdi.Kimi zaman nar k›rm›z›s› elbisesini giydi kimi zaman gök-kufla¤›n› dolad› boynuna. Ay ›fl›¤›nda bulutlar› aralad›. Günbat›mlar›nda mor lekeli tepelerde fildifli ayd›nl›klar çiziktir-di. Yamaçlar› sise bo¤an, yapraklar› alt›n ›fl›lt›larla donatan,gökten ince nemler indiren sonbahar, dingin senfonilerbesteledi. Süreyya Berfe’nin dizelerinde ilk güz günü; sonyeflil yamaçlar, ilk güzel serinlik demekti. Ümit YaflarO¤uzcan, büyülü sonbahar akflamlar›nda yaflanmam›fl hat›-ralar›n izini sürdü. Üzerine türlü söylenceler yaz›ld› sonba-har›n; gerçek ile efsane birbirine kar›flt›.

YAfiAMA YEN‹DEN MEYDAN OKUMA ZAMANISonbahar, heybetli bulut katmanlar› ve pasl› yapraklar› ilegelip a¤›rkanl›l›kla yerini al›rken, dünyan›n sab›rl› yüre¤i-nin her bir at›fl› belirginleflmeye bafllad›. Uzaktaki küçücüksesleri bile duymaya olanak sa¤layan y›l›n bu ‘sa¤›r’ aylar›,kendi ritmi içinde iç zaman›n› sorgulat›yor seyircilerine.Belki yaln›zl›¤›n derecelerini yafl›yor, sivri ucunda gezini-yor insan ama korkutucu de¤il gönül okflay›c›, dinginli¤i vehuzuru hat›rlatan bir yaln›zl›k bu; insan›n sürekli tutkuylayaflad›¤› yeni bafllang›çlara gebe olan. Tam da bu yüzdenk›sa bir duraklama mevsimi sonbahar; düflünmek, kopukuçlar› birbirine ve yeni anlamlara ba¤lamak, yaflama yeni-den meydan okumak… Sonbahar sakin sular›yla, tüm bun-lar için gereksinim duyulan dinlenme zaman› belki de. De-niz kokan cümbüfllü yaz günlerinin sona erdi¤i, ›fl›k ve ra-yihan›n ortadan kayboldu¤u bu mevsimin genel halet-i ru-hiyesine hüzün daha çok yak›flt›r›lsa da, yal›n düfller için-de yaflam› kucaklayan sevdalar da bar›n›yor içinde. Hüzün-den haz duyanlar›n hüzün mevsimi, do¤an›n ahenkli hal-kas›ndaki her bir parçay› ayn› sevinçle karfl›layanlar içinsehayat›n apayr› bir gülüflü sonbahar. Güz yapraklar›nda ba-har›n coflkun nabz›n› hissetmek zor de¤il. Çiçekli badema¤açlar›n› bir süreli¤ine unutmak zorunda olsak bile renga-renk masal yollar› bizi hepten terk etmiyor. Halk aras›ndatavflan kula¤› denilen siklamenlerin muzip gülüfllerine sa-dece güz çi¤demi ve sümbülleri de¤il, son ›fl›k k›r›nt›lar›

A¤açlar sar›ya döndü:SONBAHARA ÖVGÜ

YAZ, TAT‹L ANILARINI VE SICAKLI⁄INI TOPLAYIP G‹TT‹. D‹NG‹N VE ARAYIfi MEVS‹M‹ SONBAHAR,KUCA⁄INDA B‹RAZ HÜZÜN, B‹RAZ MASAL, BOLCA RENKLE ARTIK KAPIMIZDA. HAZAN MEVS‹M‹N‹KEDER YER BIRAKMADAN YAfiAMALI. DO⁄ANIN HIRÇIN, BU⁄ULU VE G‹ZEML‹ YÜZÜNÜ KEfiFE ÇIK-MALI.

“Ç

Page 32: Santigrat Dergisi Sayı:5

35

Page 33: Santigrat Dergisi Sayı:5

36

YEN‹DEN DO⁄UfiUN SENFON‹S‹Erimifl yaz da k›r›nt›lar›n› b›rak›p gidince yeflilin durufludalg›nlafl›r, çiçeklerdeki berrak ve gürültülü renklerinde.Büyük etli yapraklar pörsümüfl, uçuflan mor k›v›lc›mlarsönmüfl, pembe pembe gözler ürpermifltir bir kere. Yeni-den do¤uflun senfonisidir çalmakta olan. Do¤al çevriminbir aya¤› daha tamamlanm›flt›r. Ak›llarda rüzgâr, ya¤mur veserinlikle efl de¤er olan sonbahar, dikkatle bak›ld›¤›nda do-¤an›n ve onu oluflturan her bir parçan›n eflsiz güzelli¤iniortaya koyar. Anadolu da¤lar›, kocaman, çam sak›zl›, kekikkokulu, p›narl› ormanlar saklar gövdesinde. Yeflilin sar›ya,turuncuya, k›rm›z›ya sürüklendi¤i, do¤an›n vakurla boynu-nu büktü¤ü zaman; sonbahar, da¤larda sular›n serinli¤i, ol-

aras›nda renklerini cömertçe sergileyen baflka çiçekler deefllik ediyor. Yanar döner k›rm›z›lar›, limon küfü ve alt›nhardallar›yla mantarlar, kuru yapraklar aras›ndan bafllar›n›uzat›yor. Dünyaya bak›p onu ilk kez görebilmek… ‹lk kez görüyor-muflças›na yeniden sevebilmek… Baudelaire, sütunlar›canl› bir tap›na¤a benzetti¤i do¤ada anlafl›lmaz sesler du-yar, tan›d›k bak›fllar yakalarken, Behçet Necatigil, tam otla-r›n sarard›¤› zamanlar yere yüzükoyun uzan›p topraktakitelafl› izlemeye koyuluyordu. Siz de otlar›n sarard›¤› za-manlar flöyle bir uzan›verin yere bir kez de renkler çözül-dü¤ünde çiçekten ve çiçekler sustu¤unda izleyin onlar›.

Page 34: Santigrat Dergisi Sayı:5

37

gun elmalar, ot kokusu, yeflilin zenginli¤i olarak uzay›p gi-der. Patikalar birbiri ard›na aç›lan görkemli kap›lar gibi es-rarengiz köflelere ça¤›r›r, s›rlar› keflfetmeye. Dökülmeyebafllayan yapraklar, sar›, turuncu ve k›rm›z› tonlar›n›n bu-¤ulu yeflilli¤e kar›flmas› pastoral bir an›dan çok, dört mev-sim renklerini kendi koyu yeflilli¤inde harmanlay›p yans›-tan ormanlarda fliir tad›nda anlar yaflat›r. Kâh yosun yeflilikâh gizemli bir mor. Zengin egzotik renkler sonbahar› müj-deler. Bu renk dalgalar› gelip geçerken, apans›z ya¤an ya¤-mur alt›nda tüten yeflillik aheste bir varolufla sürükler, taze-ler insan›. Reçineli yeflilliklerin aras›na kar›fl›p çam pürleri,dallar ve yaprak ç›t›rt›lar› eflli¤inde yürümenin en az yogayapmak kadar rahatlat›c› oldu¤u farkedilir.

SONBAHAR HER YERDE AYRI YAfiANIRMevsim güze döndü¤ünde, tabiat›n gelgitlerine ayak uy-durmaya çal›flan Anadolu flehirlerinde ayr›, taflras›nda ayr›telafllar yaflan›r. Yaflam ritminin kolay kolay de¤iflmedi¤i,küçük, flafl›rt›c› taflralarda huzur vadeden, ufku yeflerten k›flhaz›rl›klar› yap›l›r. Ne de olsa so¤uk aylara kayg›s›z olarakgirmek bu memleketin geleneklerinden biridir. Asmalar›nkutlu arma¤an› üzüm toplanm›fl, ba¤lar›n özünü tafl›yanpekmezler kaynat›lm›flt›r. Yanacak için ne gerekiyorsa da-ha eylül ay› ç›kmadan haz›rlan›p bir köfleye konulmufltur.Sonra masallarda bahsi geçen k›rk gün k›rk geceki dü¤ün-leri hat›rlatan bir haz›rl›k dönemi bafllar. Dipleri kapkara kazanlar k›pk›rm›z› kaynar. Dam üstleri,balkon gölgelikleri tepsi tepsi salçad›r art›k. Mis kokulu tar-hanalar ovalan›r, eriflteler kesilir. K›z›lc›ktan ayvaya türlüreçeller de kavanozlan›p kuruluklar iplere dizildi mi, bugürültülü haz›rl›klar sona erer.

Çalkant›l› ve oynakt›r kentler. Bu duruma al›flk›n, bunuönemsemeyen tavr›nda bir de¤ifliklik olmaks›z›n festival-lere açar kap›s›n›. Özgün mekânlar›nda müzikten sinema-ya “sanat›” a¤›rlar. Daha bir karmaflayla yüklenir flehirler, renkler yorgunla-fl›r. Güzün ›fl›¤›, yans›d›¤› mekân flehir olunca donar kal›r.Do¤ada öyle midir ya? Büyülü imbiklerden geçen ›fl›k dö-küldü¤ünde, ›fl›kla kaynaflan renkler de¤iflir, büsbütünbaflkalafl›r. Sonbahar›n renklerini seyretmek, ürpertenya¤murlar›n› hissetmek ve kokusunu solumak için en uy-gun mekânsa ormanlard›r. “Da¤›lan bir düflüncedir a¤aç / yaprak yaprak sonbahar›getiren” der Attila ‹lhan, ormana nas›l bakaca¤›n› bileme-yen insana ipucu verircesine. Hermann Hesse, baz› a¤aç-lar›n göz için baz› a¤açlar›n kulak için oldu¤unu söyler.Mevsimler; do¤adaki dönüflümün dört köfle tafl›.Çizdikleri çemberin içinde say›s›z güzellikler bar›nd›ranbu dört tafl içinde bahar; ilk ve son köfleleri kapm›fl, do-¤ay› sil bafltan yaratm›flt›r. Tafl›m›z son köfleye geldi. Her fleyi dam›tan ya¤murlarya¤d›. Ve flimdi do¤adaki çiçek saati ikindiye geldi¤inde›fl›k ve rayiha kayboldu çiçeklerden. Yaln›zl›¤›n›n yorgun,›l›k uykular›na dalan çiçekler f›s›ld›yor yine de. Ara s›rayeknesak gibi görünüp insan› s›kan, aldatan tabiat›n asl›n-da ne kadar zengin oldu¤unu f›s›ld›yor kula¤›m›za. Bu f›-s›lt›lar aras›nda bir de fliir ulafl›yor Orhan Veli’den. “Sizin için, insan kardefllerim, / Her fley sizin için; / Gecede sizin için, gündüz de; / Gündüz gün ›fl›¤›, gece ay ›fl›-¤›; / Ay ›fl›¤›nda yapraklar; / Yapraklarda merak; / Yap-raklarda ak›l; / Gün ›fl›¤›nda bin bir yeflil; / sar›lar da siziniçin, pembelerde…”

Page 35: Santigrat Dergisi Sayı:5

anko Holding flirketlerinden Airfel, uluslararas› fir-malarla sat›fl ve temsilcilik anlaflmalar›n› iflbirliklerinedönüfltürerek, Türkiye ›s›tma, so¤utma ve havalan-

d›rma sektöründeki at›l›mlar›n› sürdürüyor. Airfel, dünyan›nen önemli klima üreticilerinden biri olan Mitsubishi HeavyIndustries (MHI) ile yeni bir anlaflma imzalayarak, ürün ga-m›na yeni klimalar ekledi. Bu anlaflmayla merkezi klimala-r› kapsayan iflbirli¤ini, ev ve ofislere yönelik her türlü splitklima alan›na da tafl›d›. Bu anlaflma çerçevesinde, endüstri-nin en tasarruflu ve çevreye duyarl› MHI klimalar› Türki-ye’de art›k Airfel güvencesiyle sat›lacak.

AVRUPA’NIN EN YÜKSEK C‹ROSUNU YAKALADI2005 y›l›ndan beri devam eden Airfel-MHI aras›ndaki iflbir-li¤inin son halkas› olan yeni anlaflma, 26 A¤ustos 2008 tari-hinde The Ritz Carlton-‹stanbul’da düzenlenen törenle im-zaland›. ‹mza törenine Sanko Holding Yönetim Kurulu Üye-si Sami Konuko¤lu, Airfel Yönetim Kurulu Baflkan› HüseyinHamut, Airfel Genel Müdürü Hasan Önder, MHI ‹klimlen-dirme Bölümü Genel Müdür Yard›mc›s› Kazunari Kuriyama,MHI D›fl Pazarlardan Sorumlu Sat›fl Müdürü Noritake Hoss-yo, MHI Türkiye Bölge Müdürü Daisuke Shigeta ve MHI ‹s-tanbul Genel Müdürü Ichiro Yokoyama kat›ld›.

Klimada Türk –Japon iflbirli¤i:AIRFEL, MITSUBISHI HEAVY INDUSTRIES ‹LE DAHA DA GÜÇLEND‹

AIRFEL, DÜNYANIN EN BÜYÜK KL‹MA ÜRET‹C‹LER‹NDEN MITSUBISHI HEAVY INDUSTRIES (MHI) ‹LEYEN‹ B‹R ANLAfiMA ‹MZALADI. BÖYLECE ‹K‹ F‹RMANIN 2005 YILINDAN BER‹ DEVAM EDEN‹fiB‹RL‹KLER‹ DAHA DA GÜÇLEND‹. YEN‹ ANLAfiMA ‹LE AIRFEL, MHI’IN KX MERKEZ‹ KL‹MALARININYANI SIRA DUVAR T‹P‹ SPL‹T VE T‹CAR‹ T‹P KL‹MALARINI DA TÜRK‹YE PAZARINA SUNAB‹LECEK.

S

38 HABER

Page 36: Santigrat Dergisi Sayı:5

Airfel Genel Müdürü Hasan Önder, Airfel’inMHI KX sistemlerinde 2007 y›l› Türkiye ci-rosunu 22 milyon dolar olarak gerçeklefltir-diklerini ve yüzde 35 pazar pay› ile sezonulider olarak kapatt›klar›n› söyledi. “Airfel, bubaflar›s›yla, MHI’n›n Avrupa’da en yüksekciroyu elde eden ifl orta¤› konumuna geldi.20008 y›l› KX cirosunu ise 35 milyon dolar veyüzde 40 pazar pay› ile kapatmay› hedefli-yoruz.” diyen Hasan Önder, yeni anlaflmasonucunda, MHI ürünlerinin Airfel cirosun-daki pay›n›n yüzde 25’lere ulaflaca¤›n› be-lirtti.

YÜKSEK TEKNOLOJ‹ VE AR-GE ETKENOLDUTürkiye ve Japonya’n›n bu iki büyük marka-s›n› biraraya getiren anlaflma iflbirli¤inin da-ha da genifllemesi ve güçlenmesi anlam›nageliyor. De¤iflken debili sistem olarak ta-n›mlanan kategoride KX ürünleri ile baflla-yan birliktelik, Airfel’in MHI’n›n endüstrininen çevreci ve en verimli split ve ticari klima modellerini Tür-kiye’de satmas›yla devam ediyor. MHI markal› split ve tica-ri klimalar Airfel’in yap›lanmas›na yeni bafllad›¤› Mitsubishishowroom’lar›nda sat›lacak. MHI ile olan iflbirli¤i kapsam›-n›n genifllemesinde, Airfel’in en son teknolojiyi kulland›¤›üretim tesislerine sahip olmas›n›n, sürekli yat›r›m yapmas›-n›n ve ürün gelifltirmeye verdi¤i önemin etkili oldu¤u belir-tiliyor.

SEKTÖRÜN EN VER‹ML‹ ÇEVREC‹ KL‹MALARIEndüstrinin en yüksek verim de¤erine sahip olan split kli-malar, Türkiye pazar›na Airfel güvencesiyle sunuluyor. MHIsplit klimalar çevre dostu, üst segment ve enerji tasarrufusa¤layan ürünler olarak pazarda yer al›yor. Türkiye klimapazar›nda Türk ve Japon markalar› aras›nda yo¤un rekabetyafland›¤›na söyleyen Airfel Genel Müdürü Hasan Önder,

39

Page 37: Santigrat Dergisi Sayı:5

“Daha önce yap›lan anlaflma ile Türkiye pazar›na sunulanMHI, KX sistemlerinde yüzde 35 ile pazar lidderi olmay› ba-flard›k. Yap›lan bu yeni anlaflma ile 2009 y›l›nda liderlik ko-numunu güçlendirerek koorumay› hedefliyoruz.” dedi. Klima sektörünü de¤erlendiren Hasan Önder, ”Artan çevrebilinci ve enerji tasarrufu üst segmentte sat›lan ürüne olantalebi art›rd›. Bizde Airfel olarak Avrupa ve Dünya ile ayn›anda MHI’nin gelifltirdi¤i endüstrinin en yüksek verimli(COP) cihazlar›n› Türk tüketicisi ile buluflturaca¤›z.” Bu ifl-

birli¤i ile hedeflerinin üst segment split klima pazar›ndayüzde 20 pay almay› hedeflediklerini belirten Önder konufl-mas›nda; “2007 y›l›nda MHI KX sistemmleri ile Türkiye’de 22milyon dolar ciro gerçeklefltirdik. 2008 y›l›n için hedefimizise 35 milyon doolar ile yüzde 40’l›k pazar pay› gerçeklefl-tirmek. Yeni anlaflma çerçevesinde KX ve MHI split ve tica-ri klimalarda, 2009 y›l›nda 55 milyon dolarl›k ciroya ulaflma-y› hedefliyoruz. Airfel’in 2009 y›ll›ndaki ciro hedefinin 220milyon dolar oldu¤u göz önüne al›nd›¤›nda, cirosunun yüz-de 25’ini MHI iflflbirli¤inden sa¤lamay› hedefledi¤i görülebi-lir.” dedi.MHI ‹klimlendirme Bölümü Genel Müdür Yard›mc›s› Kazu-nari Kuriyama toplant›da anlaflma ile ilgili flu bilgileri verdi:“MHI markas› uzun y›llard›r Türkiye’de. KX sisttemlerinde2005 y›l›nda Airfel ile bir anlaflma imzalayarak, ürünlerinpazarlanmas› ve sat›fl sonras› hiizmetini gerçeklefltirmeyebafllad›k. Airfel k›sa sürede KX sistemlerinde pazarda yüz-de 35 paya sahipp hale geldi ve 2007 y›l›nda Avrupa’da enyüksek sat›fl› elde eden ifl orta¤›m›z oldu. Bundan sonrakisüreçlerde split ve ticari klimalar›m›z›n sat›fl›n› da kapsaya-cak flekilde anlaflmam›z› yeniliyoruz. Tüürkiye h›zl› geliflenbir pazar, biz de pazar pay›m›z› art›rmak için Airfel gibi güç-lü bir partner iile ifl birli¤ine gittik.”

40 HABER

Page 38: Santigrat Dergisi Sayı:5

42 SÖYLEfi‹

Mirkelam: “HERKES KEND‹N‹ ANLATMANINB‹R YOLUNU BULMALI”

Page 39: Santigrat Dergisi Sayı:5

43

H A Z I R L A Y A N : fi U L E fi E N T A R L I

ADI FERGAN M‹RKELAM… AMA B‹Z ONU M‹RKELAM OLARAK TANIYORUZ. ENTERESAN fiARKI SÖZ-LER‹, SEY‹RC‹Y‹ B‹R ANDA KEND‹NE K‹L‹TLEYEN KL‹PLER‹YLE M‹RKELAM, SON YILLARIN EN BE⁄EN‹-LEN fiARKICILARINDAN B‹R‹. ÜNLÜ fiARKICI AYNI ZAMANDA AIRFEL’‹N CINGILINI DA YAPAN ‹S‹M…

irkelam’› ilk nerede gördü¤ünüzü hat›rl›yor mu-sunuz? ‹lk kez ne zanan dikkatinizi çekti¤ini?An›lar›n›z› yoklay›nca, muhtemelen o günler

için farkl› say›labilecek giysiler içinde, “Bu yüzden, her-gece ben, her gece üzülmüflüm” diye devam eden birflark›y› koflarak söyleyen bu adam› hemen hat›rlayacak-s›n›z. O gün bugün pek bir fley de¤iflmedi; Mirkelam ha-la bizi flark›lar›na, kliplerine kilitlemeyi baflar›yor. Farkl›flark› sözleriyle kendince hayat› yorumlad›¤›n› söyleyenMirkelam, “Herkesin bu dünya ile iletiflim kuraca¤› biryöntem vard›r, herkes bir an önce bu metodu bulmal›”diyor. Yak›n zamanda Airfel için bir de radyo c›ng›l› ya-pan Mirkelam, Santigrat’›n sorular›n› yan›tlad›: 1966 y›l›nda ‹stanbul’da do¤dum. ‹lkokul’u, F›nd›kza-de’de, ortaokul ve liseyi Fenenerbahçe’de okudum. Üni-versite e¤itimimi de Kocaeli Üniversitesi MühendislikFakültesi’nde tamamlad›m. Tabii ki, hayat›mda hep mü-zik vard›. Mühendislikte baflar›l› olamay›nca müzikle u¤-raflt›m. ‹nsanlar beni müzikle u¤raflmam için teflvik edi-yordu. Elbette katk›lar› da oldu. Ben de tümüyle müzi¤eyönelmeye karar verdim. Tabii ben flark›c› de¤ilim mü-zisyenim. Hayat›mda sadece flark›c›l›k yapmak isteme-dim. Birtak›m düflüncelerim vard› ve bütün bunlar› d›flavurmak zorundayd›m. Mühendislik yapsayd›m onda dayine kendimi d›fla vuracak flekilde ifller ortaya koyard›m.Okulum 1990’da bitti. 1994 y›l›nda ‹skender Paydafl’labiraraya geldik. O da kendi alan›nda çok baflar›l› bir mü-zisyen. Elimizde birçok flark› vard› ve biz bunlar›n üze-rinde uzun süre çal›flt›k. Karar vermekte zorland›k. fiar-k›lar› de¤ifltire de¤ifltire en sonunda “Her Gece” albümü-ne kadar geldik. 1995’de bir albüm, 1998’de baflka bir al-büm, 1999- 2000’de, 2003- 2004’de di¤er albümleri yap-t›m. Son olarak da ç›k›fl flark›s› “Asuman” olan “MutluOlmak ‹stiyorum” albüm raflarda yerini ald›.Çok renkli bir aileden geliyorsunuz? Bu durum sizin ka-riyerinizi nas›l etkiledi?‹nsan kendisini oluflturuken, hayat›nda olan fleylerin bü-yük etkisini görüyor. Karakter böyle olufluyor. Ben ha-yat›m› oluflturuken annem ve babam›n etkilerini çok his-settim. Onlardan ald›klar›m beni baflar›l› olmam› sa¤lad›.Babam çok iyi müzik aleti çalard›. Sinemayla da ilgilen-di. Ölmeden önce edebiyatla ilgilendi. Hep bir fleylerüretme derdindeydi. Babam kendi mesle¤i olan avukat-l›¤› çok yapmad›. Onun sanatsal yetenekleri bende deortaya ç›kt›; beni yönlendirdi. Müzik yaparkken insanlarla neleri paylaflm›fl hissediyor-sunuz?Ben Hollanda’da yaflasayd›m ayn› fleyi hisseder miydim

M

Page 40: Santigrat Dergisi Sayı:5

44

Page 41: Santigrat Dergisi Sayı:5

45

bilmiyorum ama Türkiye’de yaflad›¤›m için bunlar› his-sediyorum. Ayn› yollar, ayn› otobüsler, ayn› atasözlerihepimizi ayn› havuzda topluyor. Her ülkenin kendiözellikleri vard›r, ben de bir anlamda kendi buldu¤umyöntemle yani müzikle bunlar› yorumluyorum. Yanimüzikte farkl› fleyleri denemek istiyorum. Ben böyle birç›k›fl yolu buldum. Hat›rlarsan›z Bar›fl Manço’nun daböyle flark›lar› var. Bilinen fleyler art›k istenmiyor. Ba-zen insanlar birbirine k›z›yorlar. Dünyay› keflfetmeninen büyük yolu müzik yapmakt›r. Bu notalar›n içindekimse sizi engellemez. Muzikte bariyerler yok. Sanat›n baflka alanlar›nda da var olmak ister misiniz?Benim ruhsal durumum sanata çok yatk›n. Hep haya-t›mda sanat olmufltur. Resim yapmak da var. Ama hepsanat vard›r. Müzik hep en a¤›rl›kl› ilgi alan›m oldu. fiar-k› sözlerinin içinde de roman vard›r. Bu da kendi için-de bir edebiyat oldu¤unun göstergesi. Sonuçta kendimiifade edebilmemin sanattaki en güzel yolu belki de bes-te yapmak, flark›lar yazmak. Hayat stratejiniz ne?Benim stratejim önce kendi mutlulu¤umu sa¤lamak.Bunu sa¤lad›ktan sonra daçevremi mutlu ederim. E¤erkendiniz mutlu olursan›z çev-renizi de mutlu edersiniz. Ifl›könce insan›n kendini ayd›nla-t›r. Benim öncelikli felsefembudur. Bugünden 10 y›l geeriye bak-san›z ve ciddi bir hatan›z› görseniz; neler hissedersiniz?Bir daha yapmamaya çal›fl›r›m. Biraz bu mühensilikle il-gili birfley. Ben mesela ‘dangalak’ sözünü daha do¤rusuküfürünü çok severim. Dangalak olmak istemem. Bunudedirtmemek için de yapt›¤›n›z hatay› tekrar etmemekgerek. E¤er oluyorsa fliire, sanata sar›lmak gerek. Sana-ta adapte olmak gerek. Ben duygusal biriyim. Hatalara,sorunlara, ac›lara çok üzülen tiplerdenim. Klipleriniz her zaman çok farrkl› oluyor. Buradaki s›rr›-n›z ne?Ben gözlem yapmay› çok severim. ‹ç dünyamda çokmutluyum. Bir fleyleri bulmay›, bir klip çekmeyi seviyo-rum. Kendi dünyamda birfleyler yaratmaya çal›fl›yorum.Bence her insan›n dünya ile iletiflim kurabilece¤i biryöntem vard›r. Herkes bir an önce kendi metodunu bul-mal›. Airfel için bir c›ng›l yapt›n›z. Bunun devam› gelecek mi?Daha önce çok c›ng›l yapt›m. Ama Airfel için yapt›¤›mc›ng›l›n özelli¤i ilk beste ve söz olmas›. Gode‹stanbul’labirlikte çal›fl›rken, onlar benim böyle bir fleyler yapabi-lece¤imi söylüyorlard›. Benim yapt›¤›m flark›larla ilintisiolan bir durum. Onlar›n bunu bana hissetirmeleri tetik-

leyici unsur oldu. Airfel buluflmas› beni daha da mut-lu etti. Çünkü flirketin büyüklü¤ü ve yapmak istedikle-ri çok önemli. Üstelik benim yapmak istediklerimleçok alakal›. Bir ürün için müzik çok öneml‹ bir faktör-dür. ““Yol Arkadafl›m” isimli dizide konuk oyuncuydunuz.Hat›r için mi oynad›n›z, ilerisi için böyle bir niyyetinizmi var?Tabii ki hepsi var. Hem hat›r hem deneyim bu iflte bu-lunmam için yeterli nedenler. Ben deneyimlere de çokönem veririm. Son olarak fiener fien’le b›r müzikalyapt›k. Oradan çok fleyle döndüm ben. Ustalar›n ara-s›nda olmak çok önemli. Ayn› fley dizi için de geçerli.Büyük projelerde varolmak istiyorum.Gelecekle ilgili planlar›n›z?Daha çok müzik yapmak. Daha fazla albüm ç›karmakistiyorum. Ayn› Sezen Aksu gibi hep üretmek istiyo-rum. Müzikten f›rsat buldukça konserler veriyorum. Enson Konya Ilg›n’a gittik. ‹lk defa gördü¤üm bir yerdiama çok güzel bir atmosfer vard›. Konserlerin çok en-teresan geri dönüflleri oluyor, bu benim için çok etki-leyici.

‹NSAN KEND‹S‹N‹ OLUfiTURUKEN, HAYATINDA OLAN fiEYLER‹N BÜ-YÜK ETK‹S‹N‹ GÖRÜYOR. KARAKTER BÖYLE OLUfiUYOR. BEN HAYA-TIMI OLUfiTURUKEN ANNEM VE BABAMIN ETK‹LER‹N‹ ÇOK H‹SSET-T‹M. ONLARDAN ALDIKLARIM BEN‹M BAfiARILI OLMAMI SA⁄LADI.

Page 42: Santigrat Dergisi Sayı:5

45

lkemizde üretim altyap›s› güçleniyor. ‹ç ved›fl pazarlara yeni ürünler sunma potansiye-li giderek art›yor. Bugün küresel pazarda re-

kabet eden pek çok üründe ülkemizin kaliteli üreti-minin damgas› bulmak mümkün. Globalleflen dün-ya, flirketlerin yaflamak için Ar-Ge yat›r›mlar›na önemvermesini gerektiriyor. Bunun sonucunda ürünlerdegerçekleflen teknolojik yenilik ve iyilefltirmelerin so-mut sonuçlar› giderek daha fazla izlenir hale geliyor.Kaliteli üretim ve teknolojik yenilikler, sonuç ürüneancak endüstriyel tasar›m›n sa¤lad›¤› art› de¤er ileyans›t›labiliyor. Endüstriyel tasar›m› etkin bir araçolarak kullanan flirketler rekabette avantajl› hale ge-liyor. Bu dinamiklerle yap›lanan Design Turkey,Kavramsal Tasar›m ve Ürün Tasar›m› olmak üzere ikiana kategoride ödül veriyor. Airfel ad›na TURQUALITY®Program› dahilinde Desing 2008 Endüstriyel Tasar›m 2008ödülünü “Airfel Kalem Kumanda Universal Klima Kuman-das›”n›n tasar›mc›s› Hulusi Neci’ye verildi. Ayr›ca TUR-QUALITY® Tasar›m Ödülü de Airfel Is›tma-So¤utma Sis-temleri A.fi firmas›na verildi. Firma ad›na Abdulkadir Konu-ko¤lu ödülü Devlet Bakan Kürflad Tüzmen’in elinden ald›. Airfel Kalem Kumanda, kumanda özelli¤inin yan› s›ra bir

oda nem ve ›s›ölçer, bir masa saati. Bugüne kadaral›fl›lagelmifl kumanda objesini gelifltirerek bir dü¤-me ile kontrol etme rahatl›¤›, parmak ve avuç içianatomisine uygun, en ergonomik kumanda hali-ne getirdi. Airfel Kalem Kumanda primitif formlar-dan oluflan sade tasar›m, dünya dillerini ortadankald›ran simgelerden oluflan ara yüz, görme engel-lilerin kullan›m›n› kolaylaflt›ran otomatik sekmesiseçene¤i gibi özeliklere sahip. Anti bakteriyel mal-zemeden yap›lan kumanda dünyan›n en ince vetek kalem pille çal›flan ilk kumandas›.

Desing Turkey nedir?Design Turkey TURQUALITY® Program› dahilin-de, D›fl Ticaret Müsteflarl›¤› (DTM), Türkiye ‹hra-

catç›lar Meclisi (T‹M) ve Endüstriyel Tasar›mc›lar MeslekKuruluflu (ETMK) iflbirli¤iyle düzenlenen bir ödül sistemi.Design Turkey Endüstriyel Tasar›m Ödülleri, endüstriyegelecek için yön gösterecek yarat›c› fikirleri teflvik etmekamac›yla her y›l belirlenen tema çerçevesinde, üretim içinprograma al›nmam›fl tasar›m projelerini de¤erlendiriyor.Yar›flmaya kat›lan eserlerden oluflan sergi 2 Kas›m gününekadar Antrepolarda ziyaret edilebilir.

Kalem Kumanda’n›n baflar›s›:DESING TURKEY TURQUALITYÖDÜLÜ AIRFEL’‹N OLDU

TASARIM ALANINDAK‹ ÇALIfiMALARI TEfiV‹K ETMEK AMACIYLA KURULAN DESING TURKEY’‹N TUR-QUALITY ÖDÜLÜ BU YIL HULUS‹ NEC‹ TARAFINDAN TASARLANAN “KALEM KUMANDA”YLA AIRFEL’‹NOLDU. DÜZENLENEN TÖRENDE F‹RMA ÖDÜLÜ DEVLET BAKANI KÜRfiAD TÜZMEN TARAFINDAN AB-DULKAD‹R KONUKO⁄LU’NA VER‹LD‹.

Ü

Page 43: Santigrat Dergisi Sayı:5

45

lkemizde üretim altyap›s› güçleniyor. ‹ç ved›fl pazarlara yeni ürünler sunma potansiye-li giderek art›yor. Bugün küresel pazarda re-

kabet eden pek çok üründe ülkemizin kaliteli üreti-minin damgas› bulmak mümkün. Globalleflen dün-ya, flirketlerin yaflamak için Ar-Ge yat›r›mlar›na önemvermesini gerektiriyor. Bunun sonucunda ürünlerdegerçekleflen teknolojik yenilik ve iyilefltirmelerin so-mut sonuçlar› giderek daha fazla izlenir hale geliyor.Kaliteli üretim ve teknolojik yenilikler, sonuç ürüneancak endüstriyel tasar›m›n sa¤lad›¤› art› de¤er ileyans›t›labiliyor. Endüstriyel tasar›m› etkin bir araçolarak kullanan flirketler rekabette avantajl› hale ge-liyor. Bu dinamiklerle yap›lanan Design Turkey,Kavramsal Tasar›m ve Ürün Tasar›m› olmak üzere ikiana kategoride ödül veriyor. Airfel ad›na TURQUALITY®Program› dahilinde Desing 2008 Endüstriyel Tasar›m 2008ödülünü “Airfel Kalem Kumanda Universal Klima Kuman-das›”n›n tasar›mc›s› Hulusi Neci’ye verildi. Ayr›ca TUR-QUALITY® Tasar›m Ödülü de Airfel Is›tma-So¤utma Sis-temleri A.fi firmas›na verildi. Firma ad›na Abdulkadir Konu-ko¤lu ödülü Devlet Bakan Kürflad Tüzmen’in elinden ald›. Airfel Kalem Kumanda, kumanda özelli¤inin yan› s›ra bir

oda nem ve ›s›ölçer, bir masa saati. Bugüne kadaral›fl›lagelmifl kumanda objesini gelifltirerek bir dü¤-me ile kontrol etme rahatl›¤›, parmak ve avuç içianatomisine uygun, en ergonomik kumanda hali-ne getirdi. Airfel Kalem Kumanda primitif formlar-dan oluflan sade tasar›m, dünya dillerini ortadankald›ran simgelerden oluflan ara yüz, görme engel-lilerin kullan›m›n› kolaylaflt›ran otomatik sekmesiseçene¤i gibi özeliklere sahip. Anti bakteriyel mal-zemeden yap›lan kumanda dünyan›n en ince vetek kalem pille çal›flan ilk kumandas›.

Desing Turkey nedir?Design Turkey TURQUALITY® Program› dahilin-de, D›fl Ticaret Müsteflarl›¤› (DTM), Türkiye ‹hra-

catç›lar Meclisi (T‹M) ve Endüstriyel Tasar›mc›lar MeslekKuruluflu (ETMK) iflbirli¤iyle düzenlenen bir ödül sistemi.Design Turkey Endüstriyel Tasar›m Ödülleri, endüstriyegelecek için yön gösterecek yarat›c› fikirleri teflvik etmekamac›yla her y›l belirlenen tema çerçevesinde, üretim içinprograma al›nmam›fl tasar›m projelerini de¤erlendiriyor.Yar›flmaya kat›lan eserlerden oluflan sergi 2 Kas›m gününekadar Antrepolarda ziyaret edilebilir.

Kalem Kumanda’n›n baflar›s›:DESING TURKEY TURQUALITYÖDÜLÜ AIRFEL’‹N OLDU

TASARIM ALANINDAK‹ ÇALIfiMALARI TEfiV‹K ETMEK AMACIYLA KURULAN DESING TURKEY’‹N TUR-QUALITY ÖDÜLÜ BU YIL HULUS‹ NEC‹ TARAFINDAN TASARLANAN “KALEM KUMANDA”YLA AIRFEL’‹NOLDU. DÜZENLENEN TÖRENDE F‹RMA ÖDÜLÜ DEVLET BAKANI KÜRfiAD TÜZMEN TARAFINDAN AB-DULKAD‹R KONUKO⁄LU’NA VER‹LD‹.

Ü

Page 44: Santigrat Dergisi Sayı:5

TÜRK GÖLGE OYUNUNUN EN B‹L‹NEN ÖRNE⁄‹ KARAGÖZ-HAC‹VAT’DIR. DER‹DEN YAPILMIfi F‹GÜR-LER, MUM IfiI⁄ININ AYDINLATTI⁄I PERDEYE YANSIR…ONLARIN YANSITTIKLARI HAYALD‹R ASLIN-DA…O HAYAL‹ YANSITAN DA HAYALC‹…AMA B‹L‹N‹R K‹, KARAGÖZ OYUNU ‹BRETL‹KT‹R, TIPKI HAYATG‹B‹…

46 NOSTALJ‹

Hayal perdesinden yans›yan hayat: GÖLGE OYUNU

H A Z I R L A Y A N : N U H K Ö K L Ü

ayal-› z›l, Z›l-› hayal ya da Hayal- el-sitare…Türk-çe meali s›rayla; gölge hayali, hayal gölgesi ve deperde hayali. Ortak kelime hayal. Ama hayal keli-

mesinden kast edilen, hayal edilen fley de¤il, büsbütün ha-yat›n “hayali” olarak sunulmas›d›r. Türk gölge oyununun en bilinen karakteri Karagöz ile Ha-civat da, hayalde yaflar. Anlat›lanlar efsanedir ya da tama-men kaybedilmifl zamana yak›lan a¤›tt›r; bilinmez ama,Karagöz ile Hacivat’›n figürlerini perdeye yans›tman›n on-lar›n ruhlar›n› yaflataca¤›na inan›l›r. T›pk› onlardan bin 300y›l önce Cava’da yaflam›fl olan Wayang Kulit’in atalar›n›nruhlar›na tap›nmak için onlar›n deriden yap›lm›fl figürleri-ni oynatmay› denemesi gibi.

ORTA ASYA’DAN BURSA’YA Rivayet muhtelif; araflt›rmac› Pertev Naili Boratav’a göre,gölge oyununun Anadolu topraklar›na gelifli Çin ve ‹ranüzerinden olmufl. Boratav’›n bu iddias›n› kan›tlayan iki desebebi var: Çin gölge oyunlar›nda karakterlerden birisi iyi-yi di¤eri de kötüyü simgeler. Yine Orta Asya’daki fiama-nizm inanc› atalar›n ruhlar›n›n her daim yeryüzüyle ilintiliolmas› için törenler düzenlenirmifl. fiimdi hat›rlayal›m, Ka-ragöz ve Hacivat oyununda da iyi ve kötü karakterler var-d›r ve yine Karagöz ve Hacivat’›n Bursa’y› mesken edin-meden önce geldi¤i yerler fiaman inanc›n›n yayg›n oldu-¤u Orta Asya topraklar›d›r. Kur’an dan sonra en çok okunan metin olan Mevlit’in ya-z›ld›¤› Bursa’da fieyh Küflteri taraf›ndan yarat›lan Karagözve Hacivat karakteri t›pk› Çin ve ‹ran’da oldu¤u gibi ölenbirisinin “gölgesi”nin perdeye yans›t›lmas› esas›na dayan›r.Bu da Bursa’da cami inflaat›nda çal›flan ve bafllar› vurulaniki iflçinin hikayesinin fieyh Küflteri taraf›ndan bilindi¤iningöstergesidir. Küflteri’nin yaratt›¤› karakterler çeflitli aflama-lar geçirdikten sonra en parlak dönemini 17. yüzy›lla bir-likte yaflamaya bafllam›flt›r.

H

Page 45: Santigrat Dergisi Sayı:5

47

Page 46: Santigrat Dergisi Sayı:5

Bugünkü bilinen anlam›yla Karagöz ile Hacivat oyunu,önce göstermelik denilen ve ço¤u zaman oyunla ilgisi ol-mayan bir bölümle bafllar. Ard›ndan “nareke” denilen ka-m›fl çal›narak as›l oyuna geçilir. Oyundaki di¤er bir enstür-man olan daire-i zilli def ise peri, cin gibi do¤aüstü yara-t›klar›n gelece¤inin iflareti olarak kullan›l›r. Perdede öncebir semai okuyan Hacivat görünür. Bununla asl›nda göste-rilenin bir oyun, hayal perdesine yans›tan bir hayat parça-s› oldu¤u vurgulan›r. Hacivat’›n okudu¤u semai ço¤u za-man bir arkadafl aray›fl›yla biter ve Karagöz gönülsüz deolsa perdede görünür.

TUZSUZ DEL‹ BEK‹R VE BEBERUH‹Bilindi¤i üzere alt tabakadan gelme Karagöz’le üst s›n›fla-r›n temsil eden Hacivat’›n karfl›l›kl› konuflmalar›na dayal›oyunda konuflmalar›n gidiflat›na göre çeflitli yan tipler deperdedeki yerini al›r. Mal› mülkü olan Çelebi, afyona me-rakl› Tiryaki, k›sa boylu ve yaygarac› bir cüce olan Bebe-

ruhi, aslen yeniçeri olan Külhanbeyi Tuzsuz Deli Bekir.Kastamonulu gibi Türk kökenli tiplerin yan›s›ra, Kürt Har-putlu Haso, Arap Mercan A¤a, Rum doktor gibi tipler s›ra-s› geldikçe perdeye yans›r. Hacivat - Karagöz oyununun girifl bölümünde, Hacivat,“Zevk ve nefle sahipleri insanlar›n önündeyiz. Karagöz biroyundur. Bezden, mumdan ve deriden oluflur. D›fl görü-nüfle bakarsan›z evet mumdan, bezden baflka fley de¤ildir.K›m›ldaflan hayaller, figürler sevincin habercisidir. Karagözperdesi ibret yeridir” demektedir. Onlar deriden yap›lm›fl, mum alevinin önünde titreflenperdeye hayalleri vuruyor. Ömer Hayyam bir rubaisindeflöyle der: Biz gerçekten de kukla sahnesindeyiz / Kukla-c› felek usta kuklalar da biz/ Oyuna ç›k›yoruz birer ikifler/ Bitti mi oyun sand›ktay›z hepimiz / Hepimiz oyun bitin-ce sand›¤a gidece¤iz…‹flte Hacivat ile Karagöz’ün perde-ye yans›yan hayali de t›pk› Hayyam’›n Rubai’sinde oldu¤ugibi hayatidir.

48

Page 47: Santigrat Dergisi Sayı:5

Oyun, bir çerçeveye gerdirilmifl olan beyaz bir perdenin ar-d›nda oynan›r. Figürler, perdeye gölgenin vurmas›n› sa¤la-yan bir ›fl›k kayna¤›n›n önüne tutulur. Bütün tasvirleri Ha-yali denen usta yapar. Tef, zil, nareke gibi enstrümanlar ile-ride Hayali olacak “yardak” taraf›ndan kullan›l›r. Beyazperdeye “ayna” denilir. Aynan›n çevresine kal›n, siyah birperde kapat›l›r. Tasvir ad› verilen figürler 32 ila 40 santimboyunda ve manda, deve, dana, s›¤›r derisinden yap›l›r.Deve derisinden imal edilenler ›fl›¤› ve renkleri daha iyi ge-çirebilme özelli¤ine sahiptir.

OYUNUN BÖLÜMLER‹:I. Mukaddime (Girifl)Oyun bafllamadan önce göstermelik ad› verilen limon a¤ac›veya çiçek demeti bofl perdeden yans›t›l›r. Girifl bafllad›¤›n-da bu göstermelik yavaflça nareke düdü¤ün sesiyle birliktekald›r›l›r. Sahnenin solundan Hacivat görünür ve evrenitemsil eden aynan›n felsefesini anlatan flark›s›n› söyler.

II. MuhavereBu bölümde, Karagöz ve Hacivat aras›nda tekerleme at›flma-lar› ve konuflmalar› yer al›r. Bu karfl›l›kl› konuflma bir k›ssa-dan hisse ile son bulur.

III. Fas›lEsas oyunun yer ald›¤› bölümdür. Ana tema bu bölümde oy-nan›r. Bütün figürler bu bölümde ortaya ç›kar ve rollerini oy-narlar.

IV. BitiflBu bölüm genellikle e¤lencenin ve kutlamalar›n yap›ld›¤›oyunun bitifl bölümüdür. Çengi, folklorcular dans eder vede¤iflik sat›c›lar geçer. Oyun biterken Hacivat Karagöz’e ses-lenir: “Y›kt›n perdeyi eyledin viran, varay›m sahibine habervereyim heman” Perde, evreni temsil ederken, sahipdenkastedilen ise tabii ki Tanr›’d›r.

49

Page 48: Santigrat Dergisi Sayı:5

50 MODA

H A Z I R L A Y A N : S ‹ B E L K Ö K L Ü

er mevsimin kendine göre renkleri vard›r… Sonba-har, biten yaz mevsiminin ard›ndan duyulan hüz-nün iflareti olsa gerek, daha çok bej-sar›-kahveren-

gi-yeflil tonlar›n› içerir. K›fl›n ise ya¤an kara inat renkler ko-yulafl›r. Siyah, bordo, lacivert ve griler sarar çevremizi. Amabu k›fl oldukça renkli geçecek gibi görünüyor. Moda trend-leri do¤rultusunda üretim yapan bir çok marka, k›fl aylar›-n› canland›rmak için al›fl›lmad›k renkler ve desenler kulla-n›yor. Örne¤in, erkek modas›nda bir klasik say›labilecek‹GS bile gece mavisi, k›rm›z› ve yeflil renklere koleksiyon-lar›nda yo¤un olarak yer veriyor. Gece ve gündüz, flehirliçizgisini günün her an›nda koruyan ‹GS’de platin gri ve si-yah›n yan› s›ra lacivert de bu sezon dikkat çekiyor. Mor vekahve renkleri ise paleti biraz yumuflat›yor. Kumafllar ise minik desenli veya düz. Baz› koyu tonlardagölgeli desenli kumafllar kullan›l›yor. Belli belirsiz desenle-riyle bu kumafllar, giysiye gizli bir ›fl›k ve derinlik veriyor.Siyah, gece mavisi ve beyaz öncülü¤ünde “Slimfit” diye ad-

Yeni sezon vitrinlerde neler var?SONBAHAR MODASI

MODACILARIN SONBAHAR-KIfi SEZONUNA A‹T KREASYONLAR V‹TR‹NLERDEK‹ YERLER‹N‹ ALDI.Ç‹ZMELER, BOTLAR, KABANLAR, KAZAKLAR TEKRAR ‹LG‹ ALANIMIZA G‹RMEYE BAfiLADI. BAKALIMBU SEZON fiIK OLMANIN YOLU HANG‹ RENKLERDEN VE KUMAfiLARDAN GEÇ‹YOR?

land›r›lan dar kesimli tak›m elbiselerde rahatl›¤› artt›rmakiçin ‘lycra’l› kumafllar bile kullan›lm›fl. 1960 ve 1980’li y›lla-r›n etkisinin hissedildi¤i bu grubu, dar kal›pl› ve küçük ya-kal› gömlekler tamaml›yor. Kravatlar ise darlafl›yor. fiehirlive spor bir tarz› temsil eden ‹GS Sport serisi ise k›rm›z› veyeflilin etkisi alt›nda… Koleksiyonda rahat kal›plar ve yumuflak kumafllar kullan›-l›yor. Akdeniz esintileri tafl›yan genç marka De Facto’nunerkek koleksiyonu ise farkl› tarzlar› içeriyor. Zarif, aristok-ratik bir fl›kl›¤a sahip koleksiyonda belli belirsiz ekose ku-mafl pantolonlar, doku özelli¤i olan kazaklar ve gömleklerbulunuyor.

ALIfiVER‹fiTE BÜYÜK KOLAYLIKHer sezon tasar›mlar› ile fark yaratan Stefanel, ma¤azalar›n-daki Excutive Corner bölümü ile fl›kl›¤› ofis ortam›na da ta-fl›yor. Yo¤un ifl temposu nedeniyle al›flverifl yaparken za-man kaybetmek istemeyen ifl kad›nlar› için Stefanel’in çö-

H

Page 49: Santigrat Dergisi Sayı:5

51

zümü oldukça etkileyici. Tüm Stefanel ma-¤azalar›nda bafllayacak olan uygulamada,müflteriler ma¤azan›n Executive Cornerbölümünde özel e¤itim alm›fl kifliler taraf›n-dan, ifl k›yafetinden gece k›yafetine kadarzevklerine ve fiziklerine uygun flekilde giydi-rilecek ve al›flveriflin tad›n› ç›karacaklar.50’leri ve 70’leri günümüze uyarlayan Stefanel’de busezon bol ceketler, yüksek belli etekler, pantolonlar ve be-li ortaya ç›karan kemerler revaçta. Yumuflak jarse ve çanpantolonlar öne ç›karken, balon ve kalem etekler bu sezo-nun yenilikleri aras›nda. Elbiselerde ise kadife, ipek ku-mafllar ve geometrik desenler yer al›yor. Bir yaflam tarz› markas› olan Dockers San Francisco, mo-dern kad›n›n giyim tarz›na göre flekillendirdi¤i sonbahark›fl koleksiyonu ile her zevke hitap ediyor. Ofisteki imaj›-n› yükseltmek isteyen çal›flan kad›nlar, örne¤in Weekdaykoleksiyonundaki poplin kumafltan “capua shirt” veya önübüzgülü “elite shirt” gömlek modellerini tercih edebilir verahat giyim tarz›n› ifl k›yafetlerine uygulayabilir. Sonbaha-r›n serin akflamlar›na uygun ince trikolarla geceye devametmek isteyen kad›nlar için yandan ba¤lamal› “japanesecardigan” ve dü¤meli model “button down cardigan” h›r-ka ideal. Ünlü ‹ngiliz markas› Marks&Spencer 2008 Sonbahar- K›flkoleksiyonunda ise ekose ve folklorik flal desenli yünlü ku-

mafllar›n gri, siyah ve asker yeflili tonlarla bulufltu¤u palto-lar ve beyaz ekoseli maxi etekler göze çarp›yor.Marks&Spencer, siyah tonlar›nda fl›k kadifelerden,

mavinin her tonunun hâkim oldu¤u günlük k›ya-fetlere, duman renklerinin kullan›ld›¤› k›fl-

l›k k›yafetlerden büyük fiyonklu dü-¤ümlerle süslenmifl k›rm›z›, aç›k sar› vepembe renklerin kullan›ld›¤› desenli

gömleklere kadar genifl bir ürün yelpazesi sunuyor.

S‹VR‹ BURUNLAR GER‹ DÖNDÜHotiç Sonbahar-K›fl koleksiyonunda zengin detaylar kat›l-m›fl bohemlik, keskin minimalizm, rustik twitler sezonadamgas›n› vuruyor. 40’l› y›llar›n izlerini tafl›yan bu koleksi-yonda, canl› renkler, gizli platformlar, kroko ve piton bas-k›l› deriler, açma, rugan, süet ve anelin deriler hakim. Siv-ri burunlu ayakkab›lar ise bu sezon tekrar hayat›m›za giri-yor. Ayakkab› modas›n›n öncü isimlerinden, ‹talyan markas› Di-varese, ayakkab› modas›nda trendleri yans›tmaya devamediyor. Kad›n koleksiyonunda yer alan yüksek ökçeli, özelaksesuarlarla bezenmifl abiye ayakkab›lar birer sanat eserigörüntüsünde. Zarif tasar›ml› babetler, ince detaylarla hare-ketlendirilmifl sade ve rahat modeller, modaseverlerin tut-kusu platform tabanl› seçenekler de göz al›c› bir koleksi-yon oluflturuyor. Erkek koleksiyonunda ise kahve ve tabatonlar› hakim. Bir klasik olan siyah her zamanki yerini ko-ruyor. Divarese erkek koleksiyonunda modeller kadar, kul-lan›lan malzeme çeflitlili¤i de önem kazan›yor. Ürünlerdekullan›lan derilerdeki özel y›kamalar, süet ve antik derininkullan›ld›¤› modeller ilgi çekiyor.

Page 50: Santigrat Dergisi Sayı:5

M . R A U F A T E fiC a p i t a l & E k o n o m i s t & P C n e t

Y a y › n D i r e k t ö r ü

“KURUCU AÇMAZI”SORUNU TÜRK‹YE ‹Ç‹N

TEHD‹T M‹?

ürkiye’deki flirketlerin profilini ortaya koy-mak için yapt›¤›m çal›flmada, 5 milyon dolarve üstünde ciroya sahip olanlar›n say›s›n› 5-6bin civar›nda hesaplam›flt›m. Bu flirketlerinher y›l bir bölümü, örne¤in 300-400 adedi,bulunduklar› düzeyden bir aflama yukar› ç›-

k›yorlar. Daha aç›k ifadeyle “s›n›f atl›yorlar.”Ülke ekonomisi ve kendisinin h›zl› büyümesi sonucun-da baz› flirketler birden çok daha fazla ciro ve insanyönetme gerçe¤i ile karfl› karfl›ya kal›yorlar. 10 kifliden50 kifliye, 50 kifliden 100 kifliye ulaflan bu iflletmelerde,birkaç milyon dolar›n yerini 20-30 milyon dolarl›k ci-rolar al›nca, “ikileme” giden yolun kap›s› da aralanm›floluyor. “‹kilemden” kast›m, “kurucunun ikilemi”…Çünkü, çok say›da flirketin ömrünü k›saltan, gelece¤egiden yoldan eden bu sorun, sadece Türkiye’de de¤il,bütün dünyada kendi gösteriyor. ‹kilemi görüp, onagöre strateji belirleyen, kendini bu açmazdan kurtaran-lar ise ülke, bölge ya da dünya devi olma yolunda iler-leyebiliyorlar.

KURUCUNUN AÇMAZI NED‹R?Yabanc› bir flirketin genel müdürlü¤ünü üstlenen CE-O, görevini b›rakt›ktan sonra küçüklükten kurtulmayolunda ilerleyen bir flirkette ayn› koltu¤u üstlendi.fiirket, h›zl› büyüyen teknoloji alan›nda faaliyet göste-riyordu. Sahibi, ifli eliyle kurmufl ve büyütmüfltü. Sek-töründe güçlü idi, profesyonel kadrosu da vard›. An-cak, patron, flirketle, flirket de patronuyla özdeflleflmifl-ti. Patron, neredeyse bütün gününü flirkette, flirketi yö-netmek, kendi deyimiyle genel müdürüne yol göster-mekle geçiriyordu. Oysa, gerçek anlamda flirketi o yö-netiyordu. Patron, flirketine daha önce genel müdür atamam›flt›.‹lk genel müdürü idi. Genel müdürün de ilk aile ifliy-di. Her ikisi de acemiydiler. O nedenle ifller beklendi-¤i gibi gitmedi ve genel müdür 1 y›l›n› doldurmadan iflib›rakt›. Çünkü, “Kurucu patron, ilk denemede büyük

bir açmaz” yaflam›flt›. “Ben kurdum, en iyi ben yöneti-rim” düflüncesini henüz terk etmemiflti. Sadece bu teknoloji flirketi de¤il. Türkiye’de çok bü-yük gruplar da dahil olmak üzere “kurucularda” ben-zer bir e¤ilim dikkati çekiyor. Araflt›rmac› ve yönetimdan›flman› Noam Wasserman, kurucular›n içine düfl-tükleri hatay› flöyle anlat›yor:“Kurucular, tam da baflar›lar› nedeniyle, ilk ürünlerininç›k›fl›n› kutlad›klar› s›rada bir dönemin sonuna gelmiflolduklar›n› anlamakta zorlan›r. Bu noktada, liderlerfarkl› türden ticari meydan okumalarla karfl› karfl›yakal›r. Kurucu, büyük miktarlara ürünü pazarlayarak sa-tabilecek ve müflterilere sat›fl sonras› hizmetler sunabi-lecek bir flirket oluflturmak zorundad›r. Giriflimin maliyap›s› karmafl›klafl›rken, CEO, finans yöneticilerine vemuhasebecilere ba¤›ml› hale gelir. Organizasyonundaha fazla yap›land›r›lmas›, CEO taraf›ndan formel sü-reçlerin tarif edilmesi, uzmanl›k rollerinin gelifltirilmesive yönetsel bir hiyerarflinin oluflturulmas› gerekir. Buaflamada CEO’nun gereksinim duydu¤u beceriler h›zlaartar ve bunlar ço¤u kurucunun oldu¤u yeteneklerdendaha fazlas›n› talep eder!”

TÜRK‹YE’DE 5 GRUP fi‹RKET VARGördü¤üm kadar›yla Türkiye’deki flirketleri flöyle s›n›f-lamak mümkün:1. Çok büyük holdingler ve flirketler… Bunlar›n baz›-lar›nda kurucu, baz›lar›nda ise ikinci kuflak ifl bafl›n-da… Kurucular›n ifl bafl›nda oldu¤u gruplar›n tama-m›nda, son sözü onlar›n söyledi¤i herkes taraf›ndan bi-linir. Hatta baz›lar›nda kurucu, gerçek CEO olarak iflle-ri yürütür.2. ‹kinci kufla¤›n ifl bafl›nda oldu¤u gruplarda, CEO veprofesyonel yöneticilerin rolü daha etkindir. Buralardakurucuyu temsil eden ikinci kuflak, “ikilem” yaflamasorunu ile daha az yüzleflir.3. Son 20 y›lda kurulan, h›zla büyüyen gruplar. Bunla-r›n tamam›nda kurucu ifl bafl›ndad›r. Baz›lar›nda güçlü

52 ‹fi DÜNYASI

T

Page 51: Santigrat Dergisi Sayı:5

53

genel müdür/CEO’lar olsa bile, “kurucu” neredeysemutlak hakimdir. Gücü önemli ölçüde genel müdür ilepaylafl›r.4. Orta ölçekli flirketler ve Anadolu’nun büyükleri…Bunlarda “kurucu” hayatta ise mutlak hakimdir. Kar-defl ve o¤ullarla birlikte yönetim onlardad›r. Zaten ge-nel müdür ve kilit profesyoneller de aileden seçilmifl-tir. 5. KOB‹’ler… Onlar›n hakk›n› yememek laz›m. Henüziflin bafl›nda olduklar›ndan tek söz sahibi olmalar› nor-mal. Ancak, çok önemli bölümünde profesyonel kad-rolaflmadan da söz etmek neredeyse olanaks›zd›r.

AMER‹KALI KURUCULAR NE YAPAR?Yönetim dan›flman› Noam Wasserman, 1990 ve2000’lerin bafl›nda kurulmufl 212 yeni flirketi analizin-den ilginç sonuçlara ulaflm›fl. Buna göre,kurucular›n önemli bölümü flirketlerihalka aç›lmadan önce yöneteselgörevlerini profesyonelleredevretmifl. Bu araflt›rmayagöre giriflimler 3 yafl›nageldi¤inde kurucular›nyüzde 50’si CEO’lu¤ub›rakm›fl oluyor, 4’üncüy›lda yaln›zca yüzde40’› yönetsel görevleri-ni sürdürüyor. ‹lk hal-ka arz s›ras›nda flirket-lerini yönetmeye devamedenlerin oran› ise yüzde25 gibi düflük düzeylerdeseyrediyor. Yazar, bu sapta-malardan sonra flu analizi yap›-yor:“Ne var ki, kurucular görevlerinden ko-layca uzaklaflm›yor. Benim araflt›rmama göre, 5 giriflimciden 4’ü CEO’lukgörevinden ayr›lmaya zorlanm›flt›. Ço¤u da, yat›r›mc›-lar kontrolü b›rakmalar› konusunda ›srarc› olduklar›n-da flaflk›nl›¤a u¤ruyor ve görevlerinden hofllar›na git-meyen flekillerde, isteyeceklerinden bir hayli önce çe-kilmek durumunda kal›yor. Liderin de¤iflimi, kurucuyaba¤l›l›k gösteren çal›flanlar›n buna karfl› ç›kt›¤› örnek-lerde çok daha olumsuz sonuçlar do¤urabilir. Gerçek-ten de, kurucular›n ilk liderlik de¤iflimini nas›l yönet-tikleri, s›kl›kla, yeni giriflimlerin kaderini belirler.”Araflt›rmac›y› hakl› ç›karan geliflmeler, özellikle halk›arz› izleyen y›llarda kendini gösterdi. fiirketin perfor-mans›ndan memnun olmayan kurucular, özellikle his-se senedi sahiplerinin de zorlamas›yla, yeniden CEOkoltu¤una döndüler. Bunlar›n aras›nda Dell Compu-ter’in sahibi Michael Dell geliyor. Türkiye’de de örnek-

leri var. En iyi örnek ise flirketini kurumsallaflt›rmakiçin dan›flmanlarla çal›flan, hatta ciddi bir ekip kurup,CEO atayan Escort Computer’in sahibi ‹brahim Özerde yer al›yor. O da Michael Dell gibi profesyonellerinyerine flirketin yönetimine dönüp, CEO koltu¤unaoturmufltu.

KURUCULARIN EN ÇOK YAPTI⁄I HATALAR-Önemli bölümü kendine fazla güvenir. Geçmiflte ulafl-t›¤› baflar› ve kurdu¤u flirketin ald›¤› yolu abart›r, ken-dilerini “hata yapmaz” olarak görürler. “Kendine fazlagüven” ço¤u zaman flirketleri bat›fla da götüren neden-lerden biri olarak öne ç›kar. Purdue Üniversitesi’ndestrateji araflt›rmalar› yapan Arnold Cooper liderli¤indeyap›lan bir araflt›rma bu görüflü ortaya koyan verilereulaflm›flt›. Araflt›rmac›lar, 3 bin KOB‹ sahibine “‹flletme-

nizin ve sizin iflletmeye benzer di¤er ku-rumlar›n baflar›ya ulaflma olas›l›¤› ne-

dir?” sorusunu yöneltmifllerdi.Al›nan yan›tlar sorunu aç›kça

ortaya koyuyordu. Çünkü,kurucular, kendilerininbaflar› flans›n› yüzde 81,di¤erlerininkini ise yüz-de 59 olarak görüyor-lard›. -fiirket belli büyüklü¤eulaflt›¤›nda, de¤iflik be-ceri ve yetenekleri olan

yöneticilere ihtiyaç du-yar. Ancak, kurucular ara-

s›nda “Bugüne ben getir-dim, gelece¤e de ben götürü-

rüm” yaklafl›m› hakimdir. O ne-denle yeni yetenek çekme konu-

sunda s›k›nt› çekebilirler.-Kurucunun bir baflka “ikilemi” iflleri devretmek

ve emekliye ayr›lma konusunda ortaya ç›k›yor. Bununilk aflamas›n› “veliaht” seçme, ikinci aflamas› ise iflleridevretme oluflturuyor. Genelde 65 yafl civar›nda yap›l-mas› gereken devir ifllemini, ABD, Avrupa ve Türki-ye’de 80’lere kadar tafl›yanlar da var. -Kurucular, bütün dünyada en çok “erkek” çocuklar›-n› veliaht olarak seçer. Bunu yaparken, “erkek ve bü-yük olmak” gibi s›radan bir seçim kriterine dayan›r.K›z çocuk ya da di¤er seçenekleri genelde göz ard›eder.-Son olarak kurucular›n en önemli “açmaz›”, önemlibölümü böyle bir sorunla, yani “açmazla” karfl› karfl›-ya olduklar›n› bilmemeleridir. Genelde de çevrelerin-de kendilerine bunu aç›kça söyleyecek, uyaracak, yolgösterecek birileri olmaz. Dolay›s›yla, açmaz, yeni aç-mazlarla büyür, tehditlere kadar ulaflabilir.

Page 52: Santigrat Dergisi Sayı:5

54 TATLAR

Y A Z I : fi U L E fi E N T A R L I

gzotik Uzakdo¤u ülkelerinden biri olan Tayland’›nözgün mutfa¤› tüm dünyada çok ünlü. Ac› ve ek-flinin birarada bulundu¤u bir lezzet bu mutfa¤›n

en ak›lda kalan taraf›. Günümüzde birçok mutfak zamanzaman moda oluyor, herkes bu trende uyarak omutfaklar›n yap›ld›¤› restoranlara ak›n ediyor.Frans›z mutfa¤› ne kadar fl›ksa, Çin mufta¤› o ka-dar avam kabul ediliyor. Tai mutfa¤› içindenecek fley ise, rafine bir damak tad›nauygun yemekler ve ac›dan ekfliye, bazende ac›dan tatl›ya dönen tatlar… Tayland, sokaklar›ndaki restoranlar›n bollu-¤u, çok k›sa sürede haz›rlan›p müflteriye verilen yemek-leriyle ünlü. Hatta insanlar akflam yemeklerini buralardanal›p evlerine götürüyor. Ac›-ekfli soslar, bol deniz ürünü,bol soya sosu, bol noodle ve tabii ki pirinç.. ‹flte Tai mut-fa¤›n›n k›sa bir özeti.

BÖLGEN‹N B‹R‹NC‹ GIDASI P‹R‹NÇBulundu¤u bölgedeki pek çok mutfak gibi Ta-i yemeklerinin de ana maddesi pirinç. Çünkü iklimi dahaçok pirinç yetiflmesine olanak veriyor. Bundan da anlafl›-

laca¤› üzere pilav bu mutfa¤›n ana kraliçesi. Ama bi-zim al›fl›k oldu¤umuz türden bir pilav de¤il;

ya¤s›z, buharda piflirilmifl bir pilavdan sözediyoruz. Bunun birkaç nedeni var. Önce-likle baflta margarin olmak üzere ya¤lar obölgede üretilmiyor ya da çok pahall›. Bir de

tabii al›flkanl›klar var. Bir gram fazlas› olma-yan Uzakdo¤u insan›n›n beslenme prati¤i ara-

s›nda ya¤ tüketme al›flkanl›¤› neredeyse yok. Tai yemek-lerinin ço¤u soslarla birlikte tüketiliyor. Büyük bir olas›-l›kla Çin’de ortaya ç›kt›¤› düflünülen “noodles”da (pirinçmakarnas›) Tai mutfa¤›nda önemli bir role sahip. Ac› vebaharat›n bolca kullan›ld›¤› Tai mutfa¤›nda körinin de

Ac›-ekfli soslar›n mutfa¤›:

TAYLAND

UZAKDO⁄U’NUN EN ZENG‹N VE EN LEZ‹Z MUTFAK-LARINDAN B‹R‹ TAYLAND’A A‹T. TA‹ YEMEKLER‹N‹NHAYRAN SAYISI HER GEÇEN GÜN DAHA ÇOK ARTIYOR.DEN‹Z MAHSULLER‹, P‹LAV, NOODLE, ÖRDEK VE TAVUKETLER‹ ACI-TATLI VE EKfi‹ SOSLARLA BAMBAfiKA B‹RARMON‹ OLUfiTURUYOR. ACININ HAK‹M OLDU⁄U TA‹MUTFA⁄INI B‹R DENEYEN P‹fiMAN B‹R DE DENEMEYEN…

E

Page 53: Santigrat Dergisi Sayı:5

55

özel bir yeri var ama bu köri Hindistan körisinden dahafarkl›. Tai körisinin temel maddesi sar›msak, ac› biber vezencefil. Ayr›ca bizim baharatç›lardan ald›¤›m›z köri kar›-fl›m›yla uzaktan yak›ndan alakas› yok. Taylandl›lar vaktiyle Güneybat› Çin’den göç ederek flim-diki yurtlar›na gelmifller. Mutfaklar›ndaki Çin etkisi bu ne-denle çok belirgin. Bat› ile iliflkileri nedeniyle bat› piflirmetekniklerini ve damak lezzetine de aflina olmufllar. Sonra-s›nda bu iki farkl› yemek kültürünü harmanlam›fllar vebugün hiç de az›msanmayacak bir hayran kitlesine sahipTai mutfa¤› ortaya ç›km›fl. Buna k›saca sade, rafine, ac›-ekfli-tatl›n›n en uygun bileflkesi olarak özetlenecek bir da-mak flöleni de denebilir.

ACILI MUTFAKLARIN EN ÜNLÜSÜTai mutfa¤›nda girifl yeme¤i olarak Uzakdo¤u mutfaklar›-n›n önemli ikilisi; sos ve so¤uk pirinç sunuluyor. Et çokpahal› oldu¤u için Tai mutfa¤›nda az kullan›l›yor. Bunun-la birlikte tavuk ve ördek eti ile pek çok yemek yap›l›yor.Tayland, körfez ve kilometrelerce uzunlu¤unda nehirlerve kanallarla a¤ gibi örülü oldu¤undan bal›¤›n ve di¤erdeniz ürünlerinin özel bir yeri var. Bal›k soslar› hemenher bal›k yeme¤in yan›nda bulunuyor. Baz› yemekler pal-miye ya da bambu yapraklar›na sar›larak pifliriliyor. Piflmes›ras›nda yapraktaki ya¤lar, rahialar yeme¤e geçiyor vebambaflka bir lezzet kat›yor. Ayr›ca bu yapraklar bir tür

Page 54: Santigrat Dergisi Sayı:5

56

Page 55: Santigrat Dergisi Sayı:5

57

ya¤l› ka¤›t ifllevi de görüyor. Tai mutfa¤›nda kullan›lan di-¤er bafll›ca malzemeler aras›nda hindistancevizi sütü, li-mon otu, tamarind, zencefil, karabiber, galangal, sar›m-sak, cilantro, fesle¤en, palm sugar, kimyon ve taze so¤anvar. Bunlar›n ço¤u Türkiye’de bilinmeyen bitkiler. Amaülkemizde yaflayan yabanc›lar›n bu alandaki talepleri,farkl› lezzetler sunan sat›fl noktalar›n›n ço¤almas› ile art›kbu malzeleri bulmas› da, bu yemekleri yapmas› da çokkolay.

L‹MON YAPRA⁄I EKfi‹S‹Ayr›ca 16. yüzy›l civar›nda Portekizliler taraf›ndan bu top-raklara getirildi¤i san›lan chili biberi Tai mutfa¤›ndaki ye-meklerin en önemli özelli¤ini yani “ac›l›” olmas›n› sa¤la-yan bafll›ca malzemelerden biri. Yemeklere hofl bir ekfli-lik katan limonotu ya da limon yapra¤› denilen bitki deyemeklerde bolca kullan›l›yor. Bu daha çok bizim ham li-

monu and›ran bir lezzet. Yani Tai mutfa¤› ac›l›-ekflili ye-mekler cenneti. Elbette Uzakdo¤u klasiklerinden soya so-su da yerini al›yor. Karides cipsi ise di¤er Uzakdo¤u ül-kelerinde oldu¤u gibi bu ülkede çok seviliyor ve tüketili-yor. Karideslerin toz haline getirildikten sonra baharat ka-r›fl›mlar›yla harmanlanmas› ile elde edilen ve k›zg›n ya¤-da k›zart›lan bu yiyecek, patates cipsi görünümünde. Ye-me¤e karides cipsi ile bafllad›¤›n›zda karn›n›z› bununladoyurmak isteyebilirsiniz. Tai mutfa¤›nda yasemin çay›,bira, rom ve likör haricinde özel bir içecek yok. Tatl› ola-rak genellikle muz k›zartmas›, s›cak dondurma, dondur-mayla servis yap›lan meyveler, hamur iflleri say›labilir.

YEME⁄‹N SUNUMU DA ÖNEML‹Tayland, mücevher iflleme gibi özel bir alanda önemli us-talar yetifltiren bir ülke. Ülke halk›n›n el sanatlar› konu-sundaki becerisi yemek süsleme sanat› olarak mutfaktayerini al›yor. Taylandl› ustalar›n her biri ›fl›k h›z›yla çal›-flan ellere sahip. Türlü meyve ve sebzeler an›nda bir ku-fla ya da bir çiçe¤e dönüflebiliyor. Hiç akla hayale gelme-yecek figürleri yapmalar› birkaç dakikalar›n› al›yor. Bualanda iyiler, çünkü yeme¤in tad› kadar sunumu da onlariçin çok önemli. Tai mutfa¤› için bir not vermek gerekir-se, e¤er ac› seviyorsan›z, ekfliyle de aran›z iyiyse on üze-rinden on vermenin iflten bile de¤il.

Page 56: Santigrat Dergisi Sayı:5

58

inicilik, at ve insan›n mükemmel uyumuyla ortayaç›kan son derece estetik bir spor. Atlar›n e¤itilme-sini ve at binmeyi bir sanat haline getiren bir u¤rafl.

Neredeyse 4 bin y›l geçmifli olan insan ve at dostlu¤ununda bir uzant›s›. Bireysel görünmesine ra¤men asl›nda tambir ekip sporu. Bir sporun bir baflka özelli¤i de, bayan-er-kek kategorisine ayr›lmadan üstelik bir canl›yla birlikte ya-p›lan tek olimpik spor olmas›. Konsantrasyon, disiplin, ka-ral›l›k, uyum, dikkat gibi faktörlerin öne ç›kt›¤› binicilik, buözellikleri gelifltirmesi bak›m›ndan önem tafl›yor. S›k› çal›fl-

ma ve sab›r isteyen bir u¤rafl. Buna at, seyis, antrenör,nalbant ve binicinin ortak çal›flmas› da diyebiliriz. At›n s›r-t›nda durufl biçimi binicili¤in temelini oluflturuyor. Binici-nin bafl› ve vücudu dik bir flekilde ama biraz öne do¤ruyat›k biçimde eyer üzerinde oturmas›, dizginleri de fazlagevflek tutmamas› gerekiyor. Aksi halde at›n kontrolü zor-lafl›yor. Usta biniciler, sadece ayak uçlar›n› üzengiye yer-lefltirirler. Bu biniciye daha iyi denetim imkan› veren tek-niklerden biridir. Binici, at›n kontrolünü bacaklar›, sesi vekamç›s›n› kullanarak sa¤lar. At binilen alana manej deni-

HOB‹

Y A Z I : E S ‹ N B O Z Y E L

Asil bir spor:AT B‹NMEK B‹R SANATTIR

B‹N‹C‹L‹K TAM B‹R EK‹P SPORU. ATLA ‹NSANIN MÜKEMMEL UYUMU. ESTET‹K B‹R GÖSTER‹. AS‹LVE VAKUR AT VE ÜZER‹NDE ONA ZERAFETLE HÜKMEDEN B‹N‹C‹. KONSANTRASYON, SABIR, D‹S‹P-L‹N, D‹KKAT G‹B‹ ÖZELL‹KLER‹N ÖNE ÇIKTI⁄I B‹N‹C‹L‹K, 1912 YILINDAN BER‹ OL‹MP‹YAT PROGRA-MINA DAH‹L ED‹LM‹fi B‹R SPOR DALI.

B

Page 57: Santigrat Dergisi Sayı:5

liyor. Atlar›n yürüyüfl biçimleri do¤ufltan geldi¤i gibi son-radan ö¤retilebilir de. Adeta, süratli(t›r›s) ve dörtnala deni-len yürüfller do¤ald›r. Rahvan, eflkin gibi biçimler de e¤i-timle verilebilir. Binicilikte iki esas biçim var. Bat› binicili-¤i Amerikan kovboylar›na yani s›¤›r çobanlar›na özgü birstilken, ‹ngiliz binicili¤i spor amaçl› bir tarz› anlat›r. Binici-nin güvenli¤ini, at üzerindeki denetimini, at›n rahatl›¤›n›dikkate alan bir anlay›flt›r. Çocuklar›n at binmeyi ö¤renme-leri için pony ad› verilen atlar en idealidir. Bunlar ayaklar›yere sa¤lam basan, boylar› daha küçük atlar olduklar› içinçocuklar›n kontrol etmeleri daha kolayd›r. 4 yafltan büyükçocuklar rahatl›kla at binme dersleri alabilir. Ortalama 30saatlik ders sonunda at›n do¤al yürüfllerinin tümüne hakimolmak mümkün.

ARAP ATI, ‹NG‹L‹Z ATIAt yetifltirilen haralar, yar›fl kazanm›fl ve dolay›s›yla yüksekmiktarda ödül alm›fl atlar, bunlardan do¤an taylar, jokeyler,yüksek ödüllü yar›fllar, gibi pek çok konu asl›nda binicili-¤in d›fl›nda bir konu ama yine de de¤inmekte fayda var. Atbinmek kadar at yetifltiricili¤i ya da at sahipli¤i de günü-müzde statü belirleyen hatta elitlere özgü bir hobidir. ‹ngi-liz Kraliçesi’nin ya da Suudi Arabistan Kral›’n›n atlar› gibi ta-birler binicilik camias›nda anlam kazan›r. ‹ngiliz safkan at-lar ya da Arap atlar› fiziki ve anatomik yap›lar› nedeniylehipodrumlarda düz yar›fl koflmak üzere yetifltirilir. Yar›fl içinyetifltirilmifl atlar›n binicilik sporunda kullan›lmas› zordur

59

Page 58: Santigrat Dergisi Sayı:5

60 OTOMOB‹L

H A Z I R L A Y A N : M E R T D U R A N

ARTIK OTOMOT‹V SEKTÖRÜNDE DE MODAYI TAK‹P ETMEK ÇOK ÖNEML‹ OLDU. TÜKET‹C‹LER ARAÇSATIN ALIRKEN SADECE ÖZELL‹KLER‹NE DE⁄‹L, MODELLER‹N NE KADAR D‹KKAT ÇEKECE⁄‹NE DEÖNEM VER‹YOR. LAFIN KISASI ARTIK B‹R OTOMOB‹L MODASINDAN SÖZ ETMEK MÜMKÜN.

Otomobil modas›:2009 YILININ GÖZDELER‹

AUDI

Page 59: Santigrat Dergisi Sayı:5

er otomobil sahibinin kiflili¤ini yans›t›r derler. Hat-ta giyim tarz› bile insan›n otomobil zevkleri konu-sunda büyük fikirler veriyor. Sadece tekstil sektörü

de¤i,l otomotiv endüstrisi de günümüzde fl›k, dikkat çekenve sahibini en iyi flekilde yans›tan modeller üzerinde tasa-r›mlar›n› flekillendiriyor. Ancak sadece tasar›m de¤il, araç-lar›n özellikleri de seçim faktörünü çok etkiliyor. 2009’a sa-y›l› günlerin kald›¤› bu zamanlarda baz› modeller flimdidenses getirmeye bafllad› ve görünen o ki bu araçlar önümüz-deki y›l boyunca bir hayli konuflulacak. Farkl› s›n›flardan

61

gerek tasar›mlar›, gerekse özellikleri ile en çok dikkat çe-kenlerin ve üzerinde konuflulacaklar›n ortak noktas› iseçevrecilerin yüksek egzoz emisyonlar› nedeniyle hiç sev-medikleri SUV’lar›n 2009 y›l›nda da bir hayli popüler ola-ca¤›.

Audi Q5Audi’nin kompakt SUV s›n›f›na girifl modeli olan Audi Q5,2008 Pekin Otomobil Fuar›’nda tan›t›ld›. Yap›lan aç›klama-ya göre y›l sonunda 2009 model olarak ülkemizde de sat›-fla sunulacak olan Q5 sportif tasar›m ve sürüfl özellikleriy-le öne ç›kan bir model. Quattro dört tekerlekten çekifl sis-temiyle donat›lan modelde dizel ve benzinli zengin motorseçenekleri görev yapacak. Baz dizel motor seçene¤i olan2.0 litrelik güç ünitesi d›fl›nda motor seçeneklerinde otoma-tik flanz›man›n sunulaca¤› araçta DVD player, Bang & Oluf-sen müzik sistemi, park asistan› gibi pek çok konfor ve gü-venlik donan›m› standart olarak sunulacak.

BMW 7 SerisiResmi tan›t›m› Paris Otomobil Fuar›’nda yap›lan BMW’ninamiral gemisi 7 Serisi yenilenen versiyonunda daha fazlakonfor ve sportifli¤i bir arada sunuyor. Üretiminde alümin-yumun yo¤un olarak kullan›ld›¤› yeni modelde büyüyenboyutlarla birlikte daha fazla iç mekan yolculara sunuluyor.Farkl› sürüfl modlar›n›n iç mekandan bir dü¤me ile kolay-ca seçilebildi¤i 7 Serisi’nde s›n›f›n›n gerekti¤i tüm dona-n›mlar standart olarak sunulacak. Dizel ve benzinli motorseçeneklerinin tercih edilebilece¤i araçta ülkemizdeki ver-gi sistemi nedeniyle dizel motorlu 730d modelinin en faz-la tercih edilen seçenek olmas› bekleniyor. Ön ve arka ka-mera, gece görüfllü ve yaya alg›lama özellikli radar sistemi,arka tekerlekleri de kontrol eden Aktif Direksiyon Sistemigibi teknolojik yard›mc›lar sürücünün iflini bir hayli kolay-laflt›racak. Araç, Auto Show’dan sonra sat›fla sunulacak.

Chevrolet CruzeUzakdo¤ulu Daewoo’yu sat›n alan GM bu markadaki mo-dellerine uygulad›¤› makyaj operasyonu sonucu bu araçla-r› Chevrolet markas› alt›nda baflta ülkemiz olmak üzere pekçok Avrupa ülkesinde sat›fla sunmufltu. Ancak düflük mal-zeme kalitesi ve zay›f çarp›flma testleri nedeniyle pek çokelefltiri alan Chevrolet otomobilleri, firman›n tamamen ye-ni bir platformda tasarlad›¤› ve Avrupa baflta olmak üzeregeliflmekte olan pazarlar› hedef ald›¤› modeli Cruze ile eli-ni kuvvetlendirecek gibi. 5 kiflilik iç mekan›, rakiplerindendüflük sat›fl fiyat›, 1.4 ve 1.6 litrelik benzinli motorlar› ve 2.0litrelik dizel motor seçene¤i ile sat›fla sunulacak olan Cru-ze 2009’un ilk çeyre¤inde sat›fla sunulacak. Model dünya-da 140 ülkede sat›fla sunulacak.

Ferrari CaliforniaSon y›llarda ülkemizde Ferrari sat›fllar›nda ciddi bir yüksel-me bafllad›. Öyle ki, fiyatlar› 500 bin YTL’yi geçen Ferrari

H

Page 60: Santigrat Dergisi Sayı:5

modelleri için 2 y›ll›k bekleme süreleri oluflmufl durumda.Ancak bu özel ve sportifli¤in doru¤undaki araçlar›n merak-l›lar› için ne yüksek sat›fl fiyat› ne de uzun bekleme sürele-ri dert de¤il. Katlan›r metal tavan›yla dört mevsim sorunsuzca kullan›la-bilecek olan California 460 HP güç üreten motoruyla 4 sa-niyeden daha k›sa bir sürede 0-100 km/s h›zlanmas›n› ta-maml›yor. Çift kavramal› 7 ileri flanz›manla donat›lan Cali-fornia’n›n alt yap›s›nda Formula 1 teknolojisinden yo¤unolarak yararlan›lm›fl.

Honda JazzDe¤iflken iç yap›s› ve boyutlar›ndan beklemeyecek kadar

konforlu ve genifl olan kabin tasar›m› sayesinde tüm dün-yada oldukça baflar›l› sat›fl rakamlar›na ulaflan Honda Jazzk›sa bir süre önce yenilendi ve Japonya’da sat›fla sunuldu.Auto Show Fuar› ile Türk tüketicilerine merhaba diyen mo-del y›l sonunda ülkemizde de sat›fla sunulacak. Sadecebenzinli motor seçenekleri bulunacak olan modelde baz 90HP güç üreten 1.2 litrelik motor seçenek olurken üst versi-yon 100 HP üreten 1.4 litrelik motor olacak. Otomatik flan-z›man seçene¤inin de sunulaca¤› Jazz, t›pk› öncüsü gibiözellikle kad›nlar ve gençlerin favorisi olacak.

Infiniti FX37Asl›nda ülkemize sadece grey marketler taraf›ndan ithaledilen Infiniti buna ra¤men baflta FX35 modeli olmak üze-re yüksek sat›fl rakamlar›na ulaflmay› baflard›. Nissan’a ba¤-l› ve ABD’de baflta SUV olmak üzere farkl› karoser seçe-neklerinin sunuldu¤u Infiniti modelleri k›sa bir süre sonraAvrupa’da daha yo¤un olarak görülecek. Avrupa’ya h›zl› bir girifl yapmak isteyen Infiniti’nin elinde-ki en önemli silahsa Paris Fuar›’nda tan›tt›¤› FX37 modeli.320 HP’lik motoruyla 6.8 saniyede 0-100 km/s h›zlanmas›-n› tamamlayan bu sportif SUV 235 km/s maksimum h›zaulaflabiliyor. FX37 Avrupa’da 56 bin Euro’luk fiyat etiketinesahip. Ancak modelin ülkemize ithal edilmesiyle fiyat›n›n100-110 bin Euro seviyesine yükselmesi bekleniyor.

62

BMW

CHEVROLET CRUZE

FERRARI CALIFORNIA

HONDA JAZZ

Page 61: Santigrat Dergisi Sayı:5

63

Mercedes GLKArazi araçlar› son y›llarda birer statü sembolü haline geldive tasar›mlar› da daha yumuflak çizgilerden oluflmaya bafl-lad›. Bu nedenle bu araçlar› sat›n alanlar da onlar› arazidençok asfaltta kullanan kitleye dönüfltü. Efsanevi G Serisi’nindaha küçük boyutlu ve yeni bir versiyonu olan GLK köfle-li ve sert çizgileri eski arazi araçlar›na göndermeler yapar-ken iç mekan›nda sundu¤u konfor ve kaputunun alt›ndayatan teknolojik yeniliklerle de asfalt kullan›c›lar›n› kendi-sine hayran b›rak›yor. Zengin dizel ve benzinli motor seçe-neklerinin sunulaca¤› modelde en fazla tercih edilecekolan modelse kuflkusuz 170 HP güç üreten 2.2 litre hacim-li dizel güç ünitesi olacak. Her ne kadar rakiplerinin 2.0 lit-relik hacimleri nedeniyle vergi dezavantaj› bulunsa da yük-sek marka imaj› sayesinde y›l sonunda sat›fl›na bafllanacakolan GLK’n›n yüksek sat›fl rakamlar›na ulaflmas›na kesingözüyle bak›l›yor.

Mitsubishi Evolution XRalli sporuna ve h›za merakl› olanlar›n bildi¤i birkaç mo-delden birisi de Mitsubishi Evolution ailesidir. Günümüzdekadar 9 nesli geride b›rakan seride 10. versiyon k›sa bir sü-re önce tan›t›ld›. Geçti¤imiz aylarda ülkemizde de sat›fla su-nulan yeni Lancer platformunda yükselen 10. nesil Evolu-tion di¤er versiyonlardan çok daha sportif ve ayn› zaman-da günlük kullan›ma da çok daha uygun. Bu birbirine z›tiki kavram› son derece baflar›l› bir flekilde harmanlayan ye-

ni model özellikle h›zl› aile babalar›n›n yeni gözdesi olacakgibi. 2.0 litrelik turbo beslemeli bir motorla donat›lan vegücün içeriden manuel olarak farkl› oranlarda tekerleklereaktar›labildi¤i Evo X’un 295 HP gücü yeni gelifltirilen çiftdebriyajl› sportronic flanz›manla yere aktar›lacak.

Opel InsigniaÜlkemizde de üretilen ve orta s›n›fta elde etti¤i baflar›l› sa-t›fl rakamlar›yla GM’in yüzünü güldüren Opel Vectra’n›nyerine üretilmeye bafllanan Insignia sedan, hatchback vestation wagon karoser seçeneklerine sahip. Her ne kadaralt yap›s› haz›r olmad›¤› için ülkemizde kullan›lam›yor olsada Insignia trafik iflaretlerini alg›l›yor ve sürücüsüne bu ifla-retlere göre hareket etmesini söylüyor. Bu sayede Insigni-a’y› kullanan bir sürücü h›z limiti aflma cezalar›ndan nere-deyse tamamen kurtulabiliyor. Otomatik flanz›man seçene-¤inin de sunuldu¤u motorlar›nda baz versiyonun 115 HPüretti¤i Insignia’da 260 HP’ye ulaflan versiyon da bulunu-yor. Dört donan›m seviyesinin sunulaca¤› Insignia Kas›may›nda ilk etapta belirli motor ve karoser seçenekleriyle sa-t›fla sunulacak.

MERCEDES GLX

INFINITI FX37

OPEL INSIGNIA

MITSUBISHI EVOLUTION X

Page 62: Santigrat Dergisi Sayı:5

B‹R SÜRE ÖNCE PROFESYONEL B‹R T‹YATRO OYUNCUSUNDAN E⁄‹T‹M ALMAYA BAfiLAYAN AIRFELAKADEM‹ T‹YATRO GRUBU, ARALIK AYINDA SERG‹LENMES‹ HEDEFLENEN OYUNUN ÇALIfiMALARINASON SÜRAT DEVAM ED‹YOR.

64 AKADEM‹

irfel Akademi, çeflitli alanlarda sosyal faaliyet çal›fl-malar›n› sürdürüyor. Geçti¤imiz say›da da sözünüetti¤imiz üzere kurum çal›flanlar›ndan oluflan ama-

tör bir ekip, profesyonel bir tiyatro-sinema oyuncusununyönetiminde bir tiyatro eserini çal›flmaya bafllam›flt›. Dahaönce de birçok amatör ekibi çal›flt›ran oyuncu Müfit Ayte-kin, May›s ay› bafllar›nda tiyatro yapmak isteyen 14 kiflilikbu ekiple bulufltu¤unda oyunculuk hakk›nda fikir sahibiolabilmeleri için ilk önce do¤açlama tekni¤i ile çal›flt›rm›fl.Bir süre hangi oyunu sahneleyecekleri konusunda beyinf›rt›nas› yapan ekip, hem kadrolar›na hem becerilerine enuyan oyunun Lady Gregory’nin yazd›¤› “Kulaktan Kula¤a”isimli eseri oldu¤una kanaat etmifl. Daha do¤rusu yönet-men Müfit Aytekin, bu oyunu co¤rafyam›za uyarlay›p, Tür-kiyeli hale getirmifl. Konusu pazar yerinde geçen ve kulak-tan dolma bir bilgi üzerine cinayete kadar varan komikolaylar›n anlat›ld›¤› oyunun Aral›k ay›nda sahnelenmesiplanlan›yor.

Müfit AYTEK‹N - Oyuncu/yönetmen “Çal›flmaya bafllad›¤›m›z andan itbaren iki ay boyunca do-¤açlamalar yapt›k. Ekipteki arkadafllar›n internet üzerindenbulduklar› küçük skeçlerle oyunculuk ve sahne üzerine de-nemeler yapt›k. Burdaki asal amac›m›z haz›r bir metni ez-berlemek, yorumlamak ve bir karakteri ya da tipi olufltur-ma aflamalar›n› tek tek yaflamakt›. Bir ayl›k bir süreç içindebu çal›flmalarda aflama kaydettikten sonra as›l çal›flaca¤›m›zoyuna geçtik. Okuma provas›n›n ard›ndan rol da¤›l›m› ya-parak sahneleri çal›flmaya bafllad›k. Yaz tatili ve Ramazanay› dolay›s›yla sahne çal›flmalar›m›z biraz yavafl sürse deepeyce bir yol ald›k. Amac›m›z, Aral›k ay›n›n sonundaoyun sahnelemek. fiu ana kadar gördüklerimle ekiptekiherkesin çok baflar›l› olaca¤›n› ve bu çal›flmayla yetinmeye-ceklerini söyleyebilirim.”

Serhat KEfiO⁄LU - Ar&Ge Proje Mühendisi “Hem sosyal bir aktivite olsun hem de flirket çal›flanlar›ylakaynaflmak için tiyatro çal›flmalar›na kat›ld›m. Bir anlamdabu çal›flma beklentilerimi karfl›lad›. Rol kabiliyetimi ve

oyunculu¤a olan merak›m› test ettim. Zor ve meflakkatli biryol oldu¤unu gördüm. Bu ifl azmin ve sabr›n yan yana ol-mas› gereken gönül ifli. Bundan sonra yeni oyunlarda yeral›r m›y›m bilmiyorum ama öncelikle elimizdeki ifli ç›kara-l›m, sahneleyelim isterim. ‘Bi arkadafla bak›p ç›kan’ adam›oynamak isterdim do¤rusu.”

Zeynep GÜNAY - Pazarrlama Departman›“Çocukluk döneminden beri tiyatroya ilgim vard›. Fakat ti-yatro, o dönemlerden bu yana tad› dama¤›mda kalan biru¤rafl olarak kald›. Hep bir f›rsat bulup bir yerlerde yeni-den tiyatro ile buluflmay› istemiflimdir. Bu çal›flman›n grupdinamizmini sa¤lamak aç›s›ndan etkili oldu¤unu söyleyebi-lirim. Oyunculuk fazlas›yla disiplin gerektiren bir fley. ‹lketapta bunu fark edemiyorsunuz ama iflin ciddiyetini gö-rünce disiplin olmadan bu iflin olmayaca¤›n› da görüyorsu-nuz. Bu çal›flma baz› özelliklerimin, belki de yetenekleri-min fark›na varmam› sa¤lad›. Rol konusunda bir seçicili¤imyok ama birbiriyle çok z›t, farkl› karakterleri oynamak is-terdim. Çünkü bu konudaki kabiliyetimi çok merak ediyo-rum. Mesela ‘Meczup’ ve ‘Bilge’ gibi…”

Zeynep AKSAKAL - Cari Hesap ve Sistem Analiz Sorumlusu“ ‹lkokul döneminde yaflad›¤›m tiyatro deneyimim benimiçin unutulmazd›. Birinci s›n›fta Moliere’in ‘Cimri’ adl› oyu-nundan bir bölümü monolog olarak oynam›flt›m. Hala ba-z› replikler akl›mdad›r. Bu çal›flmaya bir beklenti içersindekat›lmad›m. A¤›r basan daha çok zaman içersinde neler ge-liflecek ve neler olacak duygusuydu. fiu ana kadar benimiçin her fley olumlu ilerliyor. Gösteri zaman›n› heyecanlabekliyorum. Bu çal›flmalara kat›ld›¤›mdan beri kendimegüvenimin artt›¤›n› ve duygular›m› daha rahat ifade edebil-di¤imi düflünüyorum. Bu çal›flmalar›n devam›n›n gelmesi-ni, yeni oyunlar çal›flmay› çok isterim. Benim için önemliolan çal›flman›n bir parças› olmak.”

Turgut ÇINARLI - Teknik E¤iitim Sorumlusu“fiirket içi sosyal bir platformda flirketimizin di¤er çal›flanla-r› ile kaynaflarak birlikte ortak bir baflar›ya imza atmak, ta-

Airfel Akademi T‹YATRO GRUBU YOLU YARILADI…

A

Page 63: Santigrat Dergisi Sayı:5

65

k›m çal›flmas›n›n ve uyumunun baflar›y› ne kadar etkiledi-¤ini di¤er çal›flma arkadafllar›m›za hissettirmek istedi¤imiçin bu çal›flmaya kat›ld›m. Benim için ayr› bir neden dekendim için önemli olan›, hissetmedi¤im bir duygu ve dü-flünceyi nas›l hissedebilirim ve karfl›mdaki bir toplulu¤abunu nas›l aktar›r›m, nas›l hissettirebilirim düflüncesiydi. Ti-yatronun o havas›n› solumak, o iflin perde arkas›n› görebil-meyi çok istiyordum. Fakat daha ötesi profesyonel bir tiyat-ro sanatç›s› ile çal›flma yapabilmek, hele ki Müfit Aytekingibi bir e¤itmenle çal›flmak beklentilerimin üstünde bir fleyoldu. Müfit Hocam, bu oyunu tek bafl›na sahneleyecek veher karaktere ait o hissi verebilecek kadar profesyonel birsanatç›. Bence bir karakteri canland›rabilmek için o karak-terin yaflad›¤› zaman, olaylar, duygu ve düflünceler gerçekhayatta çok iyi gözlemlenmeli. Tarihi bir oyunda kahraman

bir Türk askerini oynamak benim çok istedi¤im bir rololurdu.”

Turgay Karakufl - Mühendislik Sistemleri“Tiyatro çal›flmalar› uzun zamand›r akl›mda olan bir fleydi.Kurumda böyle bir f›rsat yarat›l›nca, neden olmas›n diyedüflünürken bir anda kendimi çal›flma ortam›nda buldum.‹yi de oldu diyorum. Tiyatro ortam›nda bulunmak bile bek-lentilerimi karfl›lamaya yetti. ‹yi de bir ortam›m›z var; bera-berce hem gülüyoruz hem de güldürece¤imizi ümit ediyo-ruz. Oyunculuk zor bir meslek, temelinde insan ve gerçek-lik imgesini bar›nd›rmakta. Size verilen bir düflü herkesingörmesini sa¤lamak gerçekten kolay bir fley de¤il. Ne ka-dar gerçekçi oynarsan›z izleyenler de o kadar büyük ölçü-de zevk alacakt›r. ”

Page 64: Santigrat Dergisi Sayı:5

04 AKADEM‹66

Sanko Holding flirketlerinden Airfel’ingelenekselleflen iftar yeme¤inde tüm ça-l›flanlar biraraya geldi. ‹ftarda 5’nci ve10’ncu y›l›n› dolduran Airfel ve SankoMakine çal›flanlar›na plaket verildikten

sonra bir de hediye çekilifli yap›ld›. Ye-me¤e, ‹stanbul Valisi Muammer Güler,Sanko Holding Yönetim Kurulu Baflkan›Abdulkadir Konuko¤lu ve Airfel GenelMüdürü Hasan Önder de kat›ld›. ‹stan-

bul Valisi Muammer Güler, üretime veçal›flan›na yat›r›m yapan Sanko Holdingflirketlerinin baflar›s›ndan söz ederken,Sanko Holding Yönetim Kurulu Baflkan›Abdulkadir Konuko¤lu, plaketleri ver-dikten sonra, “Hareketli bir y›l geçirdik.Yeni ürünler ç›kard›k, uluslararas› iflbir-likleri gerçeklefltirdik. Bu tempoda öz-veriyle çal›flan tüm ifl arkadafllar›m›za te-flekkür ederim” diye konufltu. Airfel’de5’nci y›l›n› dolduran Ayhan Do¤an, Gül-sinem Yesir, Fatih Gülcemal, Sedat R›zaÖnal, Betül Ülker, Zeynep Aksakal,Mehmet Mildan, Yavuz A¤bulak, Tu¤baCanat, Gökhan Yenigün, Taner Özdo-¤an ile 10’ncu y›l›n› dolduran SerpilBafldo¤an, Hüseyin Hamut törenle hedi-yelerini ald›lar.

Airfel’in geleneksel iftar yeme¤i gerçekleflti...

Page 65: Santigrat Dergisi Sayı:5

Özellikle bayramlar hepimiz için ayr› birduygu kayna¤›. Yafl› kaç olursa olsun,herkes mutlaka bir bayram nostaljisi ya-flar. Akraba ziyaretleri, çocuklara verilenbayram harçl›klar›, yeni ayakkab›lar, el-biseler… K›saca bayram, tatil olman›nd›fl›nda bizim için duygusal pek çok an-lama da sahip. Bayram belki de en çokçocuklar›n hakk›… Baz› çocuklar yuvalarda da kalsa, onla-r›n da bayram›… Onlar›n, sevgimize, il-gimize, flevkatimize her daim ihtiyaçlar›var. Ama bayramlarda daha çok var. Air-fel Akademi çal›flanlar›, bu bilinçle, yu-vada kalan çocuklar›m›z› sevindirmekiçin kollar› s›vad›. Semiha fiakir ÇocukYuvas›’na gitmek için öncelikle yuvayetkililerini arayan çal›flanlar›m›z, onla-r›n arzu ve istekleri do¤rultusunda ge-rekli haz›rl›klar›n› yapt›. Burada en has-sas nokta, oradaki çocuklar›m›z›n ruhsa¤l›klar›n› düflünerek hareket etmekti.Yuva yetkilileri bu konuda çok hassast›.Büyük bir duygu selinin yafland›¤› buziyarette biz de kurum yetkililerinin hassasiyetine kat›ld›¤›-m›z için foto¤raf çekimi yapmad›k. Zaten oradaki tabloyuanlamak için foto¤rafa ihtiyaç yok. Çocuklar›m›z›n bizim il-gimiz karfl›s›nda ne kadar mutlu oldu¤unu, bize ne kadarduygusal anlar yaflatt›¤›n› hepimiz afla¤› yukar› tahmin ede-biliriz. Ekipten birkaç arkadafl›m›z duygular›n› dergimizeanlatt›:

Arzu CAN BAKAN - Hakedifl Kontrol Sorumlusu“Böyle güzel bir organizasyonda bulunmak benim için sonderece güzeldi. O kimsesiz küçücük çocuklarla karfl›laflt›¤›-n›zda onlar›n ne kadar çok sevgiye ve ilgiye muhtaç oldu-¤unu görüyorsunuz. Onlarla vakit geçirdi¤imiz süre içeri-sinde hepsinin son derece mutlu olduklar›n› ve yap›lan buziyaretten ne kadar çok keyif ald›klar›n› yüzlerinden ve si-zinle konuflmalar›ndan çok daha iyi anlayabiliyorsunuz.Ben Airfel ailesi sayesinde gidip böyle güzel bir duyguyuyaflad›m. Herkesin de gidip bu duyguyu yaflamas› gerekti-¤ini düflünüyorum.Airfel ailesine sonsuz teflekkürler.”

Sündüs ÜNAL - Hakedifl Kontrol Sorumlusu“Manevi duygular›n doru¤a ç›kt›¤› Ramazan Bayram›’ndabir parça da olsa o dünya tatl›s› varl›klar› sevindirebilmekçok güzeldi. Bundan sonra yuvalar› daha s›kl›kla ziyaretedece¤im. Herkese de önerece¤im. Küçüklerin bayram se-vinçlerini gönüllerimizde yaflatan herkese sonsuz teflekkür-ler….”Betül ÜLKER - Pazarlama Destek Uzman›

“Yuvada çocuklar›n rahat› ve sa¤l›¤› için her fley düflünül-müfl ama oradaki çocuklar›n muhtaç oldu¤u fley önceliklesevgi. O güzel çocuklar, biz kap›dan girer girmez kendile-rini kucaklar›m›za att›. Bu duyguyu herkesin yaflamas› ge-rekti¤ini düflünüyorum. Baz› çocuklar›n evlat edinildikleriniö¤rendim. Bu sorumlulu¤un toplum olarak daha bilinçli birflekilde yayg›nlaflmas› gerekti¤i inanc›nday›m. Belki de ifleönce biz ne yapabiliriz diye bafllamak en do¤rusu.”

Birsen ATAKAY - Hakedifl Kontrol Sorumlusu“Gerçekten çok güzel ve yararl› bir aktiviteydi. Oradaki ço-cuklar›n biraz da olsa güler yüze ve ilgiye, d›flar›dan uza-nan bir ele ne kadar ihtiyaçlar› oldu¤unu gördükten sonrabu ziyaretlerin her f›rsatta tekrarlanmas› gerekti¤ini daha iyianlam›fl olduk. Airfel ailesine bu manevi hassasiyeti bizlereyaflatma f›rsat› sundu¤u için teflekkür ederim.”

Sinem YES‹R - Bireysel SSat›fl Departman›Çok duyguland›r›c› bir ziyaretti. Küçücük ellerin, küçücükyüreklerin tan›mad›klar› halde size olan sevgi seliyle karfl›-lafl›yorsunuz. O gülen gözlerin mutlu olan hallerin arkas›n-daki gerçeklerle karfl›laflmak y›k›yor insan›, a¤lamamak içinzor tutuyorsunuz kendinizi. Belki doktor, ö¤retmen, iflçi yada hiç bir fley…Yar›nlar›n›n ne olaca¤›n› bilemeden gerideb›rak›p gitmek üzüyor insan›. Kimisi anne diyor sana kimi-si hiç konuflmadan bir fleyler anlatmaya çal›fl›yor. Kimisi hiçb›rakm›yor elini; ellerini çekmek istemiyor saç›ndan. Kimi-si en çok kimi seviyorsun sorusuna hiç görmedi¤i ‘BABA-

Bayram en çok çocuklar›n hakk›...

Page 66: Santigrat Dergisi Sayı:5

Lojistik:GELECE⁄‹N PARLAYAN SEKTÖRÜ

SON YILLARDA ÖNEM KAZANAN SEKTÖRLER‹N BAfiINDA LOJ‹ST‹K GEL‹YOR. KONUNUN UZMANLARLOJ‹ST‹⁄‹ ‹Y‹ YÖNETEN fi‹RKETLER‹N MAL‹YETLER‹NDE YÜZDE 50’YE VARAN TASARRUF SA⁄LADI⁄I-NI BEL‹RT‹YOR. AIRFEL, SEKTÖRDE BAfiARI SA⁄LAYAN B‹RÇOK UYGULAMAYI KEND‹NE, F‹RMA KO-fiULLARINA ADAPTE EDEREK BU ALANDA C‹DD‹ B‹R YOL ALDI.

H A Z I R L A Y A N : M E H M E T T A fi Y Ü Z - A i r f e l L o j i s t i k M ü d ü r ü

Page 67: Santigrat Dergisi Sayı:5

enzer birçok tan›m› olsa da en yal›n hali ile lojistik;“müflterilerin ihtiyaçlar›n› karfl›lamak üzere her türlüürün, servis hizmeti ve bilgi ak›fl›n›n bafllang›ç nokta-

ndan, yani kayna¤›ndan, tüketildi¤i son noktaya, yani ni-ai tüketiciye kadar olan tedarik zinciri içindeki hareketinintkili ve verimli bir biçimde planlanmas›, uygulanmas›, ta-nmas›, depolanmas› ve kontrol alt›nda tutulmas› hizmeti-ir.” Bu tan›ma uygun olarak yap›lan iflleri gruplarsak; De-olama, tafl›ma, stok yönetimi, bilgi ve kontrol, ambalajla-

ma, gümrükleme ve müflteri hizmetleri. Pazarlama ve lojis-k konusunda dünyan›n önde gelen uzmanlar›ndan, Ohio

Üniversitesi ö¤retim üyelerinden Prof. Walter Zinn, bu ko-uda flunlar› söylüyor: “Lojisti¤ini iyi yöneten flirketler, ma-

liyetlerinde yüzde 15 ile 50 aras›nda tasarruf sa¤l›yorlar. Gü-nümüzde flirketler üretim maliyetlerinde ve kalitede olabile-cek en iyi seviyeleri yakalad›lar. Art›k rekabet avantaj›n›nyolu, tedarik sürecini ve lojistik hizmetlerini en iyi flekildeyönetmekten geçiyor.”

TÜRK‹YE LOJ‹ST‹KTE L‹DER OLAB‹L‹RAsya - Avrupa ile Karadeniz - Akdeniz aras›nda köprü ko-numunda olan Türkiye, üç k›tan›n kesiflim noktas›nda olma-s› nedeniyle jeo-stratejik aç›dan büyük önem tafl›yor. Bu ba-k›fl aç›s›yla de¤erlendirildi¤inde Türkiye’nin Avrupa, Balkan-lar, Karadeniz, Kafkaslar, Hazar, Orta Asya, Orta Do¤u veKuzey Afrika ülkeleri için da¤›t›m ve toplama (aktarma)merkezi olabilecek özelliklere sahip oldu¤u görülüyorUluslararas› lojistik aç›s›ndan çok uygun bir konumda olanTürkiye, daha çok karayolu tafl›mac›l›¤›na odaklanm›fl du-rumda. Dünyada en çok TIR karnesine sahip ülke olarak bukonuda liderli¤i ele geçirmifl olsa da terimin genel anlam›-n›n iflaret etti¤i kapasiteye henüz ulaflm›fl de¤il. Dünyada lo-jistik sektörünün yaklafl›k 5 trilyon dolar, Kuzey Amerika’da1.2 trilyon dolar, Avrupa Birli¤i’nde 1 trilyon dolar oldu¤utahmin ediliyor. Türkiye’de ise 50 milyar dolarl›k potansiyelbir pazardan söz ediliyor. Yap›lan bir baflka araflt›rmaya gö-re, Türkiye lojistik sektöründe toplam cironun yaklafl›k yüz-de 80’i flirketlerin yüzde 20’si taraf›ndan gerçeklefltiriliyorYüzde 20’lik dilim içinde yer alan uluslararas› flirketlerin ora-n› yüzde 46. Bu sonuca göre, yabanc› flirketlerin birleflmelerve sat›n almalar yoluyla Türkiye pazar›na girmeyi bafllad›k-lar›n› görüyoruz. TNT POST GROUP, EXEL PLC , CAT LO-GISTIC’S, SDV, TIBET BRITTEN, DHL, UPS gibi dünya mar-kalar› bir flekilde Türkiye pazar›ndaki yerlerini alm›fl durum-da. AB’de kara ve demiryolu tafl›mac›l›¤›n›n pay› yüzde 45deniz ve nehir tafl›mac›l›¤›n›n pay› ise yüzde 43. Ülkemizdekarayolu tafl›mac›l›¤›n›n pay› yüzde 93 seviyesinde. Demir-yollar› ve limanlar›m›z›n gerek alt yap› gerekse iflletim aç›-s›ndan yetersiz durumda oldu¤u y›llard›r konuflulan bir ko-nu. Dünyan›n can kurtaran gözüyle bakt›¤› demiryolu tafl›-mac›l›¤›n›n ülkemizdeki pay› sadece yüzde 5. Dünyadaakaryak›t› en pahal› kullanan ülkelerden oldu¤umuz düflü-nüldü¤ünde yurtiçi karayolu tafl›mac›l›k maliyetlerimizin nedenli yüksek oldu¤u rahatl›kla görülebilir.

AIRFEL’‹N LOJ‹ST‹K BAfiARISIAirfel, lojistik literatürde baflar›y› ifade eden birçok uygula-may› firmaya özgü bir yap›ya büründürerek hayata aktarma-y› baflard›. Firmam›z›n henüz çok genç oldu¤u dikkate al›n-d›¤›nda lojistikte önemli ifller ç›kar›ld›¤›n› söylemek abart›olmayacak. Tedarik zincirinin depolama ve da¤›t›m halkala-r›nda; lokasyon, adresleme, yüzde 100 barkodlu ve seri nu-maral› sevkiyat, sevk yöntemi ve da¤›t›m rutl’ar› belirleme-de optimizasyon, uygulamalar›m›zdan baz›lar›. Tüm bunla-r›n uygulamas›nda teknolojik altyap›, personel kalifikasyo-nu, entegre bir iflletim sistemine gerek duyuluyor. Bu an-lamda operasyonlar›m›z›n tamam› Oracle depo yönetimimodülü üzerinden gerçeklefltiriliyor. Sistemden maksimumdüzeyde faydalan›p, personel kaynakl› hatalar› s›f›rlama ko-

B

Page 68: Santigrat Dergisi Sayı:5

ne baflka bir ürünün sevkine ya da eksik- fazla yüklemeyeengel olan bir sistemimiz var. Seri numaral› ç›k›fllar sayesin-de bölge ihlalleri yapan sat›fl noktalar›na, olas› hallerdeürünlerin spot piyasaya hangi kanallardan indi¤i bilgisi yada çal›nt› ürün bilgisine bu yolla hemen ulaflmak mümkünoluyor. Ayr›ca SSH departman›m›z seri numaralar›n› kendialan›nda ürünün kimli¤i olarak kullan›yor.

DEPOLAMA VE TAfiIMA OLANAKLARIMIZAirfel olarak Kartal’daki merkezimizde profesyonel donan›-ma sahip bir özel antrepo ve depo iflletiyoruz. Ayr›ca Çorlutesislerimizdeki kapal› alanlar›m›zda depolama yap›yoruz.Yine Çorlu’ da mevcut kapal› alanlar›m›z›n bir k›sm›nda fa-aliyet göstermek üzere ikinci bir özel antrepo iznini almaküzereyiz. Gümrüklü-gümrüksüz depolama operasyonlar›flimdilik toplam 12 bin 500 metrekare kapal› alanda gerçek-lefliyor. Bu depolar›m›zda ithal edilen ve yurtiçi tedarikçi-den temin edilen ticari ürünler mevcut. Bu alanlar›n SankoHolding imkanlar› ile h›zla geniflletilmesi mümkün. ÇorluKlima Santrali, Hendek Klima-Kombi-Panel Radyatör fabri-kalar›m›z›n üretimleri ise kendi depolama alanlar›nda bu-lunduruluyor ve sevkleri oradan sa¤lan›yor. Fabrikalar›m›z

da dahil tüm depolar›n stoklar› Oracle üzerinde anl›k izle-nebiliyor. Merkezde toplanan siparifller uygun depolara iflemirleri oluflturularak sevk ediliyor. Lojistik birimimizde,depolar dahil toplam 25 personel görev yap›yor. Airfel ola-rak lojistik hizmet üreten firma temsilcileri ile s›k s›k birara-ya geliyoruz. Samimi bir sohbet ortam›nda gerçekleflen gö-rüflmeler neticesinde iflbirli¤i f›rsatlar›n› de¤erlendiriyor, fir-mam›z›n geldi¤i son durum hakk›ndaki taze bilgileri sek-tör temsilcilerine aktar›yoruz. Ayn› flekilde sektördeki oyun-cular›n güncel durumlar›, yat›r›mlar›n› izliyor ve bize gelençözüm önerilerini de¤erlendiriyoruz.

ÜN‹VERS‹TE ADAYLARINA ÖNER‹LERH›zla büyüyen her pazarda oldu¤u gibi lojistik sektöründede nitelikli personel s›k›nt›s› yaflanmaya bafllad›. Bu a盤›gören baz› devlet ve vak›f üniversitelerinde lojistik bölümüaç›ld›. Gelece¤in parlak mesleklerinden olan lojistik alan›n-da yüksekö¤renim görmek isteyen aday say›s› ciddi seviye-lere ulaflt›. Ancak bu bölümün bulundu¤u üniversite say›s›-n›n yeterli oldu¤u söylenemez. Lojisti¤i meslek edinecekadaylar için bizim de birkaç tavsiyemiz var. Global trendler,sektörde teknoloji kullan›m›n›n çok daha yo¤un olaca¤›naiflaret ediyor. Adaylar›n e¤itimlerini sürdürürken s›kl›kla sa-haya inmelerini ve güncel de¤ifliklikler hakk›nda pratikleryapmalar› kendilerine önemli ayr›cal›klar kazand›racak, ter-cih edilme sebepleri olacakt›r. Ö¤rencilerin lojistikte gelece-¤in sistemi diyebilece¤imiz RFID ( Radyo Frekansl› Tan›ma)sistemini çok iyi ö¤renmelerini, bunun kendilerine çok fleykataca¤›n› belirtmek istiyoruz. Bunun d›fl›nda yine pratikolarak Barkodlu – el terminalli sistem uygulamalar›, depo -raf sistemleri, yükleme – boflaltma sistemleri, depolama veda¤›t›mda kaynak optimizasyonu hakk›nda maksimum bil-gi edinmeleri gerekiyor. Teorikte ö¤rendiklerini pratikle bir-lefltirdiklerinde sektörde h›zla kariyer yapacaklar›ndan kufl-ku yok. Airfel olarak bütün adaylara uygulamalar›m›z hak-k›nda mümkün olan her türlü deste¤i seve seve verece¤i-mizi hat›rlatal›m.

70 HABER

Page 69: Santigrat Dergisi Sayı:5
Page 70: Santigrat Dergisi Sayı:5

72 GEZ‹

H A Z I R L A Y A N : E S M A B A Y I R F O T O ⁄ R A F : G Ü L T E K ‹ N B A Y I R

Denizlerin sessiz tan›klar›: DEN‹Z FENERLER‹

HENÜZ TEKNOLOJ‹ BU KADAR ‹LERLEY‹P DEN‹ZC‹LER ELEKTRON‹K C‹HAZLARLA YOLLARINI BULUN-MAZKEN GEM‹C‹LER‹N EN YAKIN DOSTU DEN‹Z FENERLER‹YD‹. YÜZLERCE YIL, YÜZLERCE GEM‹YEYOL GÖSTERD‹ FENERLER. BAZEN AZGIN B‹R FIRTINADA YOLUNU KAYBEDEN B‹R GEM‹YE UMUTIfiI⁄I OLURKEN, BAZEN DE AYLARCA DEN‹ZDE SEYREDEN GEM‹C‹LERE N‹HAYET KARAYA AYAKBASACAK OLMALARININ MÜJDES‹N‹ VERD‹LER…

Page 71: Santigrat Dergisi Sayı:5

73

dan yollar›n› bulabilmesini sa¤lamak için yap›lan fenerler,sonralar› baflka mesajlar verme görevini de üstleniyor. Ifl›k-lar›n›n yanma süreleri, renkleri ve yükseklikleri fenerin ad›ve hava durumu gibi konularda bilgilendirir hale geliyor.Vaktiyle denizlerin gizli hakimleri korsanlar bu durumu kö-tüye kullan›p, gemileri yan›ltan iflaretler de vermiyor de¤il-di. Sahte fenerlerle iflaretler veren korsanlar, özellikle tica-ret gemilerinin karaya oturmas›n› sa¤l›yor ve sonra da de-¤erli mallar› ya¤mal›yorlard›. Uzun bir deniz yolculu¤unaç›km›fl bir gemi, yanaflt›¤› k›y›da o zamanlar›n korkulu rü-yas› bulafl›c› hastal›klar›n varl›¤›n› yine deniz fenerlerindenö¤reniyor ve tehlikenin içine düflmeden uzaklaflabiliyordu.Bu durum telsizin icad›na ve yayg›nlaflmas›na kadar da de-vam etti.

DÜNYANIN YED‹ HAR‹KASINDAN B‹R‹Dünyan›n bilinen en eski deniz feneri, ‹Ö 7. yüzy›lda Sige-on'da, bugünkü ad›yla, Kumkale'de (Çanakkale) yap›lm›fl.Ama bu fenerlerin belki de en bilineni antik ça¤›n yedi ha-rikas›ndan biri olan ‹skenderiye Feneri’dir. ‹skenderiye Fe-

ir deniz feneri ço¤umuz için sessiz, sakin bir k›y›daalabildi¤ine deniz manzaras›na doyas›ya bakmakanlam›na gelir. Geçmiflten gelen mistik öyküler,

farkl› mimarisi, yaln›zl›¤› ve biraz da gizemli duruflu denizfenerlerine olan ilgiyi hep s›cak tutar. Ama biraz seyrettik-ten sonra bu fenerlerin manzaray› enfeslefltiren bir parçaolmad›¤› gerçe¤iyle kolayca yüzlefliverir insan. Sarp kaya-l›klar›n üzerine bütün gizemiyle kurulmufl bir deniz feneri-nin tek bir derdi vard›r asl›nda: gece vakti, uçsuz bucaks›zdenizde yolunu bulabilmek için y›ld›zlardan ve pusulas›n-dan baflka bir fleyi olmayan denizcilere yol göstermek…Gemici için deniz fenerinin ›fl›¤› tam bir kurtar›c›d›r, helesisli havalarda… Ne zaman ki, denizler ticaret yolu olarakkullan›lmaya bafllan›yor, deniz fenerleri de o zaman tarihsahnesindeki yerlerini al›yor. Önceleri gemilerin kaybolma-

KIYIKÖY L‹MAN

GEL‹DONYA - ANTALYA

B

Page 72: Santigrat Dergisi Sayı:5

74

K›r›m Harbi y›llar› ve sonras›nda Karadeniz’e giden ‹ngilizve Frans›z savafl gemilerinin Marmara ve bo¤azlardan geçi-flini kolaylaflt›rmak için, çok say›da fener inflaa edildi¤i bi-liniyor. Fener kuleleri dayan›kl› olmalar› için ço¤unluklatafltan örülüyor. Çünkü tafl, denizin dalgalar›na ve tuzlu su-yun afl›nd›rmas›na karfl› çok dirençli. Günümüzün demir-den yap›lan fenerlerinde ise dekromlu çelik kullan›l›yor.

neri di¤er ad› ile Faros Feneri MÖ 3. yüzy›lda M›s›r'da ‹s-kenderiye Liman›'n›n karfl›s›ndaki Faros (Pharos) Adas›üzerine yap›ld›. Beyaz mermerden inflaa edilen fener, yak-lafl›k 120-130 metre yüksekli¤i ulafl›yordu. Fener’in aynas›,geceleri yaklafl›k 50 kilometre mesafeden görülebilecek ka-dar kuvvetli bir ›fl›k saç›yordu. Faros Adas›’ndan yay›lan veçok uzaklardan görülebilen bu ›fl›k, günümüz otomobille-rin farlar›na ve sahnelerde kullanan far ampullerine isimbabas› oldu. Dünyan›n yedi harikas›ndan biri olan ‹skende-riye Feneri gelmifl geçmifl tüm deniz fenerlerinin içinde enyüksek olan›yd›. Zaman içinde birçok depremle y›k›larakkullan›lmaz hale geldi. Fenerin kal›nt›lar›, Memluklular ta-raf›ndan ‹skenderiye flehrini korumak için yap›lan Kay›tbayKalesi'nin inflas›nda kullan›ld›. 15. yüzy›la gelindi¤inde isefenerden hiçbir iz kalmam›flt›. Deniz fenerlerinden bahse-dip Patara’daki deniz fenerini atlamak olmaz. Dünyan›n bi-linen en eski olmasa da gövdesi en eski deniz feneri bu-günkü Patara Liman›’n›n kuzeyindeki kumlar›n alt›nda bu-lundu. Fenerin 15-20 metre boyundaki kulesi bir tsunamidalgas› taraf›ndan y›k›lm›fl ve onu 11 metrelik kum tabaka-s›n›n alt›na gömmüfltü. Kum, feneri tamamen kaplayarak 2bin y›l boyunca saklad› ve günümüze kadar sapasa¤lamgelmesini sa¤lad›. Halen arkeolojik çal›flmalar›n sürdü¤ü buessiz yap›, çok yak›n bir zamanda yeniden aya¤a kald›r›la-rak eski yerine dikilecek.

DÜNYADA 25 B‹N FENER VARDünyada irili ufakl› 25 bin adet deniz feneri var. Türki-ye’nin 8 bin 334 kilometreyi bulan k›y›lar›nda ise farkl› ka-rakterde ›fl›k veren 372 tane deniz feneri mevcut. Osmanl›‹mparatorlu¤u döneminde inflaa edilen ilk deniz feneri ol-ma özelli¤i tafl›yan Fenerbahçe Feneri, Kanuni Sultan Sü-leyman taraf›ndan 1562 y›l›nda yapt›r›ld›. Çok bilinen Ah›r-kap› deniz feneri ise 1755 y›l›nda inflaa edildi. 1853-1856

MALMÖ

GEORGIA

Page 73: Santigrat Dergisi Sayı:5

75

Deniz fenerleri ilk zamanlarda atefl, reçineli odunlar veyamadensel ya¤lar›n yak›lmas›yla elde edilen ›fl›¤› saç›yordu.Daha sonra deniz fenerleri hafif madenden yap›lmaya bafl-land›. ‹çlerinde ›fl›¤› güçlendirmek içinse ayna ve mercekkullan›ld›. Günümüzde küçük fenerlerde dönen reflektör-ler, büyük fenerlerde ise çok daha geliflmifl ›fl›k sistemlerikullan›l›yor.

FENERLER HAKKINDA B‹RKAÇ NOTAç›k denizde kayal›klar üzerine tafltan inflaa edilmifl ilkdeniz feneri, Smeaton taraf›ndan 1759 y›l›nda yap›lanEddystone fener kulesidir. ‹nflaat mühendisli¤inin babas›olarak bilinen Smeaton, bu fenerin inflaat› s›ras›nda yeniuygulamalar icat etti. Tafllar›n birbirine geçme olarak kul-lan›lmas›, deniz çimentosu, tafllar› gemiden inflaat sahas›-na aktarmak için kullan›lan özel vinçler bunlardan sadecebirkaç›. Dünyada nükleer güçle çal›flan tek fener ise Es-tonya'daki Tallin Feneri. Fener ›fl›klar›n›n yo¤unlu¤unuartt›rmak için dev boyutlarda cam prizmalar ve merceklerkullan›lm›fl. Bunlar›n en büyü¤ünün a¤›rl›¤› 5 tona kadarulafl›yor. Merceklerin ba¤l› oldu¤u platform c›va üstündeyüzüyor ve bir parmak itifli ile harekete geçebiliyor. Dün-yan›n en yüksek feneri Japonya Yokohama’daki 106 met-re yüksekli¤indeki çelik konstrüksiyon fener kulesidir.Fransa’da Brittany k›y›s› aç›klar›ndaki Vierge adas›ndaki83 metre yükseklikteki fener ise dünyadaki en yüksektu¤la fener kulesi olarak biliniyor. En flanss›z deniz feneriyap›mc›s› unvan› ise en sa¤lam deniz fenerini yapt›¤›nainanan Henry Winstanley'e ait. Winstanley, yapt›¤› fenerinsa¤laml›¤›na o kadar çok güveniyordu ki, herkese en flid-detli f›rt›nada bile güvenli¤i için fenerde kalmak istedi¤i-ni söylüyordu. Dile¤i gerçekleflti; yapt›¤› fener, ‹ngilteretarihinin en büyük f›rt›nas›nda y›k›ld› ve kendisi de dalga-larla sürüklenen fenerde hayat›n› kaybetti.

GOTEBORG GEL‹DONYA - ANTALYA

CEYMAN ADALARI

Page 74: Santigrat Dergisi Sayı:5

76 ZAMAN - MEKÂN

F O T O ⁄ R A F L A R : fi E N D O ⁄ A N Y A M A K O ⁄ L U

ut Gölü’nden sonra dünyan›n en tuzlu 2’nci gölüolan Tuz Gölü, ayn› zamanda Türkiye’nin de 2’ncibüyük gölü. Kimyasal bileflim aç›s›ndan bizim sof-

ralarda kulland›¤›m›z karakterde bir tuza sahip olan göl,Türkiye tuz ihtiyac›n›n yüzde 55’ini sa¤l›yor. 2 milyon y›l-l›k geçmifli olan göl kurudu ama korkulacak bir fley yok.Buradan hala tuz sa¤lanabilecek, kimse tuzsuz kalmaya-cak; ama ya do¤a? Gitgide azalan su kaynaklar›, azalan ormanlar, iyice sars›-lan do¤a dengesi, nesli tükenen hayvanlar, bitkiler; bun-

lar ne olacak? Çok de¤il, 20 y›l önce uzaydan bak›ld›¤›n-da mavi bir leke olarak görünen Tuz Gölü, art›k yok. Ar-t›k sadece bir tuz havzas› var. Bir gazete, dünya tarihinde bilinen ilk toplu flamingo ölü-münün geçen y›l Tuz Gölü’nde yafland›¤› haberini veri-yor. Flamingolar, Tuz Gölü’nün ortas›nda üreyen pembebacakl› bu kufllar beslenebilmek için neredeyse 20 kilo-metre yürüyor ve su olan yere gelip orada büyüyorlarm›flyaz›lana göre. Geçen y›l yürümeyi baflarm›fllar ama uçma-lar›na 20 gün kala sulak alanla beraber kuruyarak can ver-

TUZ GÖLÜTUZ GÖLÜ ‹Ç‹N ARTIK R‹SK YOK. ÇÜNKÜ, GÖL KURUDU. 2 M‹LYON YILLIK GEÇM‹fi‹ OLAN BUCO⁄RAF‹ VARLIK, 20 SENE ÖNCE UZAYDAN MAV‹ B‹R LEKE OLARAK GÖRÜLEB‹L‹RKEN fi‹MD‹SADECE B‹R TUZ HAVZASI…

2 milyon y›ll›k oluflum:

L

Page 75: Santigrat Dergisi Sayı:5

77

mifller. Baz›lar›n›n köy çeflmelerine kadar gelip su içti¤isöyleniyormufl civarda. Bu y›l da yumurtadan ç›kan 500yavrunun sadece 10 tanesi hayatta kalabilmifl. Bu nokta-dan sonra zaten gerçe¤in her türlüsü ac›.Yüzde 33 civar›nda bir tuzluluk oran›na sahip. Gölün de-rinli¤i 12 metreyi buluyor ama genel olarak ortalama suseviyesi 40 santim. Ya¤›fllar›n artt›¤› may›s ay›nda bu se-viye bir metreyi biraz geçiyor. A¤ustos s›caklar› bast›rd›¤›nda ise 20 santimin alt›na dü-flüyor. Tuz oran›n›n fazlal›¤› buharlaflma fazla olmas›na,

bu da su kayb›na dolay›s›yla tuz tortulaflmas›na nedenoluyor. Yaz sonlar›nda göl sahas›n›n büyük k›sm› kal›nl›-¤› 30 santimi bulan tuz tabakas› ile örtülüyor. Uçsuz bu-caks›zm›fl gibi duran bembeyaz bir tuz denizi… ‹klimin de¤iflmesi ve zaten zay›f beslenme kaynaklar›nasahip olan gölden yeralt› sular›n›n bilinçsizce çekilmesinedeniyle göl kurumaya yüz tutmufl. Gölden beslenen ya-flam durmufl. Bal›klar ve kufllar neredeyse kalmam›fl. Uzmanlar›n söyledi¤ine göre, böyle giderse 2015 y›l›ndaTuz Gölü sizlere ömür…

Page 76: Santigrat Dergisi Sayı:5

78 AJANDA

Sak›p Sabanc› Müzesi, Picasso ve Rodin’in ard›ndan, geçti¤imiz ay Bat› sa-nat›n›n bir di¤er büyük ismi Salvador Dali’yi a¤›rlamaya bafllad›. Küratör-lü¤ünü Montse Aguer Teixidor’un üstlendi¤i sergiyle, Dali ilk kez ‹stan-bullularla bulufltu. Akbank’›n sponsorlu¤unda ve Gala-Salvador Dali Vak-f›’n›n iflbirli¤iyle, “‹stanbul’da Bir Sürrealist: Salvador Dali” bafll›¤› alt›ndasunulan sergide, ya¤l›boya tablolar, çizimler ve grafiklerden oluflan eser-ler, el yazmalar›, foto¤raflar ve çeflitli dokümanlardan oluflan toplam 270eser sergileniyor. Sergiyi 19 Ocak 2009 tarihine kadar ziyaret edebilirsiniz.

Yi¤it Yaz›c›’n›n Ç›ra¤anPalace Kempinski SanatGalerisi’nde açt›¤› “fie-hirlerin Renkleri” isimliresim sergisi ziyaretçile-rini dünyan›n en önemliflehirlerinde gezintiye ç›-kar›yor. Küratörlü¤ünüBeste Gürsu’nun üstlendi¤i serginin kahra-manlar›, ‹stanbul baflta olmak üzere Berlin,St. Petersburg, Dubai, Cenevre gibi, insanl›-¤›n binlerce y›ll›k kültür birikiminin enönemli noktalar›… Sergi 22 Ekim’e kadar görülebilir.

Her flehrin bir rengi vard›r!

Saray ressam› y›llardan sonra‹stanbul’da

II. Abdülhamid za-man›nda sarayressam› olarak gö-rev yapan FaustoZonaro’nun resim-leri ilk kez ‹stan-bullularla bulufltu.‹stanbul’daki gün-lük hayat üzerine49 renkli gravürünyer ald›¤› bu sergi-

yi 1 Kas›m tarihine dek Yap› Kredi KültürMerkezi Sermet Çifter Sergi Salonu’nda ge-zebilirsiniz.

Okullar aç›lsa da Red Kitmaceraya doymuyor! Yap› Kredi Yay›nlar› tatil sonras› e¤lence-ye devam ediyor ve çocuklara yaln›z kov-boy Red Kit’in “Kervana Hücum”unu ar-ma¤an ediyor. Red Kit bu kitapta Kalifor-niya’ya giden göçmenlerin yard›m›na ko-fluyor. Birbirinden ilginç karakterlerdenoluflan e¤lenceli ve bir o kadar da tehlike-li serüveni edinençocuklar› ayr›ca birsürpriz bekliyor:Morris ve Goscinnyikilisinin Red Kit ef-sanesinin do¤uflu-nu ve Red Kit'in ge-çirdi¤i dönüflümleriiçeren 16 sayfal›közel bir bölüm.

Dali, ‹stanbul’da

Anadolu Atefli Dans Toplulu¤u, üç bin y›l sonra Troya efsanesinehayat verdi ve y›k›nt›lardan yükselen 盤l›¤› seyirciyle buluflturdu.Mustafa Erdo¤an’›n sanat yönetmenli¤ini yapt›¤› muhteflem gösteri,görmezden gelinen tarihe karfl› müzikal bir baflkald›r›! 125 dansç›n›nsahnede oldu¤u muhteflem gösteriyi 14 ve 22 Kas›m tarihlerinde‹stanbul Gösteri Merkezi’nde (Eski Mydonose) izleyebilirsiniz.

Troya flaha kalkt›!

Page 77: Santigrat Dergisi Sayı:5

79

Yedi y›ld›r sinemaseverlerin seve-rek takip etti¤i, yaklaflan yeni filmsezonunun habercisi Filmekimi10–16 Ekim tarihlerinde yine Be-yo¤lu Emek Sinemas›’nda… ‹stan-bul Kültür Sanat Vakf› taraf›ndanNokia Nseries sponsorlu¤unda dü-zenlenen Filmekimi bu sene dedünyan›n belli bafll› festivallerindegösterilen, çok ses getiren ödüllüyap›tlara ve büyük ustalar›n sonfilmlerine yer veriyor. Yedi günboyunca toplam 21 filmin gösteri-lece¤i Filmekimi’nde, her gece21.30 seans›nda bir filmin galas›yap›lacak. Ayr›nt›l› bilgi: www.iksv.org/fil-mekimi

Okurlar›n, yeni ç›kan kitaplarla tan›flmas›-na arac› olan, edinmek istedikleri kitapla-ra daha kolay ulaflmalar›n› sa¤layan vepek çok yazar› okuruyla buluflturan ‹stan-bul Kitap Fuar› 1 Kas›m’da yeniden kap›-lar›n› aç›yor. 27. kez ‹stanbullularla bulu-flacak olan ve toplam 9 gün sürecek fua-r›n bu y›lki onur konu¤u de¤erli yazarFüruzan. Fuar›n bu y›lki ana temas› ise“1968 - 40 Y›l Önce, 40 Y›l Sonra”. Bu te-ma çerçevesinde yurt d›fl›ndan de¤erli ya-zar ve konuklar davet edilecek; bu kap-samda, yurt içinde ve yurt d›fl›nda 68 ha-reketinin ruhu ve bugüne yans›malar›üzerine etkinlikler düzenlenecek. Ayr›nt›-l› bilgi: www.iksv.org

40 y›l önce 40 y›l sonra…

Akbank 18. Caz Festivali, 9 –19 Ekim 2008 tarihlerinde yinedünyan›n en önemli caz sanat-ç›lar›n› ülkemizde a¤›rlayacak.Ron Carter, James Carter, Step-han Micus, Rhoda Scott, To-masz Stanko Band, gibi caz›nusta isimleri Akbank Caz Festi-vali’nin bu y›lki a¤›r toplar›

aras›nda. Ayr›ca Caz Festivali kapsam›nda sadece konserler de¤il, work-shop ve paneller de olacak. Cazseverlerin kaç›rmayaca¤› heyecan dolugünler 9 Ekim’de bafll›yor. 10 gün boyunca durmak yok, tembellik yok.Çünkü bu program›n tekrar› yok! Ayr›nt›l› Bilgi: www.akbanksanat.com

Müzik dünyas›n›n son 40 y›l›n›n en önem-li müzisyenlerinden Leonard Cohen 5CD’lik çok özel bir koleksiyonla karfl›m›z-da! Sony BMG taraf›ndan ç›kar›lan 5 CD’liközel boxset albümü “The Collection”, hermüzikseverin sahip olmas› gereken arflivlikbir set.Çünkü herkesin bildi¤i üzere, zaman geç-tikçe daha derin ve gizemli hale geleneserleriyle Leonard Cohen yaflayan bir ef-sane!

Çok özel bir koleksiyon

Sex and the City’denIron Man’e, her türdenpopüler filmin parodi-sini yapan “Acaip BiFilm” (Disaster Movi-e), 17 Ekim’de vizyon-da. Jason Friedberg ileAaron Seltzer’in yönetti¤i ve Matt Lanter,Vanessa Minnillo, Nicole Parker ile CristaFlanagan’›n baflrollerini üstlendi¤i filmde,bilinen her türlü do¤al felâketin -göktafl›,kas›rga, deprem- yafland›¤› bir gecede ha-yatta kalmaya çabalayan 20’li yafllardakibir grup gencin bafl›na gelenler anlat›l›yor.

Acaip Bi Film

Filmekimi’ne haz›r m›s›n›z?

Ekim’de Caz, Akbank Caz…

Page 78: Santigrat Dergisi Sayı:5

Nobel ödüllü yazar›m›z Orhan Pa-muk’un son kitab› Masumiyet Müze-si kitapevlerinin raflar›nda yerini al-d›. Hem de ne almak, tüm kitapç›la-r›n vitrinleri Pamuk’un roman›ylasüslendi desek yeridir. Okurlar›nuzun zamand›r bekledi¤i, yazar›n da10 y›ld›r bu kitap için çal›flt›¤› bilincebu denli ilgi hiç de fazla de¤il. Orhan Pamuk severler çoktan edinipokumufllarsa da bu kitab› biz özellik-le Pamuk’un dilini a¤›r bulanlara ves›rf bu yüzden yazar›n kitaplar›n› eli-ne almaya bile cesaret edemeyenlereanlatal›m. Çünkü kitap hikayesininilgi çekicili¤i d›fl›nda kolay okunabi-lirli¤iyle de kimsenin elinden düflü-

remeyece¤i türden bir yap›t olarak ç›k›yor karfl›m›za. Masumiyet Müzesi, esas olarak 1975 ile 1984 y›llar› aras›nda geçiyorama hikâye günümüze kadar uzan›yor. Roman, Niflantafll› zengin çocu-¤u 30 yafl›ndaki Kemal ile uzak akrabas› 18 yafl›ndaki Füsun’un uzunsoluklu aflk maceras›n› konu ediniyor. Ama roman yaln›zca aflk konu-sunu derinlemesine ele alm›yor. Tart›flma, birlikte gezme, “flört”, niflan-lanma, evlilik öncesi seviflme gibi konulara da cesaretle giriyor. K›z is-temeler, niflan törenleri, ilk buluflmalar, ayr›l›klar, evlilikler, iliflkiler veaflklar anlat›l›yor. Pamuk'un bu roman› da, önceki kitaplar›n›n ço¤u gi-bi ‹stanbul’da geçiyor. Özellikle 1975 ile 1984 y›llar› aras›ndaki ‹stan-bul’un sokaklar›, sinemalar›, Beyo¤lu, Bo¤az, kitab›n kalbinde. 592 say-fal›k roman›n 150’ye yak›n kahraman›n›n bir k›sm› gerçek hayattan al›n-ma, bir k›sm›ysa okuyucunun tan›d›¤› baz› ünlü kiflilerden. Keyifle oku-man›z dile¤iyle…

Masumiyet Müzesi / ‹letiflim Yay›nlar›

Müflterileriniz sizden ikin-ci, üçüncü ya da dördün-cü kez sat›n al›ncaya ka-dar kâr etmifl say›lmazs›-n›z. O halde; müflterilerinizinas›l elinizde tutaca¤›n›z›ö¤renmek, yeni bir müflte-riyi kovalamaktan dahaönemli ve kârl›d›r. Manzier R.Lawfer’in yazd›-¤› ‘Müflteriler Neden GeriDöner?’, sürekli müflterileryaratma konusunda ciddiolan herkese, bilinmesigereken ve gerçeklefltiril-mesi için ihtiyaç olan herfleyin tasla¤›n› sunuyor.

Müflteriler neden geri döner? / Neden Kitap

80 AJANDA

‹zmir unutulmufl bir kent mi?

1922’deki büyük yan-g›n ‹zmir’i karanl›k birunutulma döneminehapseder. Yine de, buliman flehri kendi kül-lerinden yeniden inflaolmay› baflar›r. ‹letiflim Yay›nlar›’ndanç›kan “‹zmir Unutul-mufl bir Kent mi?

(1830 - 1930) Bir Osmanl› Liman›’ndan Ha-t›ralar”, daha çok bu yang›ndan önceki ‹z-mir’i, yani Osmanl› ‹zmir’ini inceliyor. Mari-eCarmen Smyrnelis’in derledi¤i ve ‹zmir’inkozmopolit zenginli¤ini ortaya ç›karan buçok yazarl› kitap, 1830 - 1930 y›llar› aras›n-da, ‹zmirlilerin hikâyesini anlat›yor.

Bir Ekip Yaratmak / ‹flBankas› Kültür Yay›nlar›Güçlü organizasyon baflar›lar›n›n ard›ndaekipler vard›r. Ama yöneticiler de ekiple-rin kazanaca¤› baflar› ya da baflar›s›zl›ktaönemli bir rol oynayabilir. Ekibe dayal› birçal›flmay› nas›l organize edecek ve nas›lyöneteceksiniz? Richard Luecke’›n yazd›¤›ekip üyelerinin ve liderin daha etkili ola-bilmeleri için tavsiyelerle dolu kitap “BirEkip Yaratmak”, ekip çal›flmas›nda ihtiyaçduyaca¤›n›z tüm beceri ve yeterlilikleregenel bir bak›fl sunuyor.

Can Atilla’yla ilahi aflka geldik Elektronik New Agemüzi¤in temsilcilerin-den Can Atilla, Mev-lâna’n›n an›s›na yaz-d›¤› “800. Y›l Orator-yosu”nun ard›ndanyine Mevlâna konu-lu ve tümüyle özgün bir esereimza att›. Atilla, ilk Türk balesi olma özel-li¤i tafl›yan “Ça¤r›” Dans Gösterisi’nin mü-ziklerini “Mevlâna’dan Ça¤r›-dans müzi-¤i”nde toplad›. Sony BMG’den ç›kan albümde Mevlâ-na’n›n 1207 y›l›nda Afganistan’da baflla-yan ve yüzy›llara yay›lan hayat hikayesianlat›l›rken aray›fl dolu sevgisinin, ilahîaflka dönüflmesi müzikle yeniden canlan-d›r›l›yor.

Page 79: Santigrat Dergisi Sayı:5

81

K›saca…Üç Maymun

Küçük zaaflar›n büyükyalanlara dönüflerekparçalad›¤› bir aileningerçe¤i örtbas ederekher fleye ra¤men birarada kalma çabas›...Alt›ndan kalkamayaca-¤› ac›lara ya da sorum-luluklara maruz kalma-

mak ad›na gerçe¤i bilmek istememek, onugörmemek, duymamak, hakk›nda konufl-mamak ya da günümüz tabiriyle “Üç May-mun”u oynamak, gerçe¤i de¤ifltirir mi? 61.Cannes Film Festivali'nde, Nuri Bilge Cey-lan'›n en iyi yönetmen ödülü kazand›¤›“Üç Maymun” 24 Ekim’de sinemalarda!

Madagascar 2

New York hayvanat bahçesi sakinle-ri Aslan Alex, Zürafa Melman, ZebraMarty ve Hipopotam Gloria’n›n ma-ceralar› devam ediyor, hem de Afi-ka’da! Çok be¤enilen animasyonfilm Madagaskar’da kahramanlar›m›zNew York’tan Madagascar Adas›’nagelmiflti, ilk filmin devam› olan Ma-dagaskar 2’de ise kahramanlar›m›z›nAfrika maceras› anlat›l›yor. Eric Dar-nell ile Tom McGrath’›n yönetti¤iMadagaskar 2 (Madagascar: The Cra-te Escape), 28 Kas›m’da vizyona ç›-kacak.

Hepimizin çocuklu¤undan beri dinleyegeldi¤i, erken yaflta babas›n› kay-betmifl, ilkokulu yar›m b›rakmak zorunda kalm›fl annesi ve iki k›z karde-fli ile evlerini terk edip Selanik’te bir çiftlikte kâhyal›k yapan day›s›n›nyan›na s›¤›nan “Mustafa”n›n öyküsü beyaz perdeye aktar›ld›. Can Dün-dar’›n yaz›p yönetti¤i, müziklerini Goran Bregoviç’in yapt›¤› Mustafa Ke-mal Atatürk’ün Selanik y›llar›n›n anlat›ld›¤› belgesel film “Mustafa” 29Ekim’de vizyona giriyor.

29 Ekim’de Mustafa geliyor

F‹LM YÖNETMEN V‹ZYON TAR‹H‹Sevgi F›rt›nas› George C. Wolfe 17 Ekim 2008The Accidental Hus.. Griffin Dunne 17 Ekim 2008Aflk Tutulmas› Murat fieker 24 Ekim 2008Devrim Arabalar› Tolga Örnek 24 Ekim 2008Mükemmel Bir Gün Ferzan Özpetek 31 Ekim 2008Son Cellat fiahin Gök 07 Kas›m 2008Kar Aida Begic 07 Kas›m 2008Gomorra Matteo Garrone 14 Kas›m 2008Osmanl› Cumhuriyeti Gani Müjde 21 Kas›m 2008The Burning Plain Guillermo Arriaga 28 Kas›m 2008

F‹LM SEY‹RC‹ SALONGarfield Komedi Festivali 68.302 127Ak›ll› Ol 63.895 87Beni Aya Uçur 17516 30Mumya: Ejder ‹mparatorlu¤unun Mezar› 415.421 141Anamorf 12.620 48Aynalar 61.800 57Zohan’a Bulaflma 75.835 49Kara fiövalye 402.416 72Ziyaretçiler 70.365 49Annemin Yeni Sevgilisi 45.717 38

Geçen ay›n en çok izlenenleri

Önerilerimiz

Page 80: Santigrat Dergisi Sayı:5

82 AJANDA

Kuruculu¤unu Haluk Yüce’nin yapt›¤› ve 1984 y›l›ndan bu yana Kara-göz ve Kukla gösterileri yapan Tiyatro Tempo, “Karagöz-Cad›lar ve HintFakiri” isimli üç parçadan oluflan tek bölümlük oyununu 18 Ekim’de Ak-bank Sanat’ta sergileyecek. Birinci bölümde klasik Karagöz oyunlar›ndan “Cad›lar” oyunu, ikincibölümde jonglörlük gösterisi son bölümde ise “Eflarp Kukla”n›n dans›ve ipli kula “Hint Fakiri Rüfldü” yer al›yor. Sahne üstünde Haluk Yü-ce’ye asistanl›k (yardanl›k) görevini Marina Yüce, sahne gerisi teknik ve›fl›k tasar›m›n› da Savafl Bayram üstleniyor.

Ça¤›m›z›n “vakanüvis”i olarak nitelendirilen, insanlara tan›d›k görünenfleyleri yepyeni ve çarp›c› bir biçimde betimleyen Martin Parr’›n foto¤-raflar› ‹stanbullularla bulufluyor. Yenilikçi imgeleri, toplumsal belgese-le ayk›r› yaklafl›m› ve foto¤raf kültürüne sa¤lad›¤› katk›lar›yla uluslara-ras› bir üne sahip Magnum foto¤rafç›s›n›n foto¤raflar›, nas›l yaflad›¤›m›-z›, kendimizi baflkalar›na nas›l tan›tt›¤›m›z› keskin bir ironiyle gösteri-yor. “Son Tatil”, “B›kk›n Çiftler”, “Küçük Dünya”, “‹ngiltere’yi Düflün-mek”, “Almanya’y› Düflünmek”, “Telefon Projesi”, “Knokke le Zoute”,“Glasgow”, “Meksika”, “Lüksemburg” ve “Sa¤duyu” bafll›klar› alt›ndasunulan ve 156 eserden oluflan retrospektif sergi “Assorted Cocktail” 30Ekim’e kadar Santralistanbul’da görülebilir.

Karagöz-Cad›lar ve Hint Fakiri

Ça¤›n “vakanüvis”i ‹stanbul’da

Sadri Al›fl›k yeni sezona haz›r

Yerli yazarlar›m›z›n oyunlar›n› sahneleme-yi misyon edinen Sadri Al›fl›k Tiyatrosu, busezon üç oyunla perdelerini açacak. Me-met Baydur’un “Yeflil Papa¤an Limited”,Orhan Kemal’in “72. Ko¤ufl” ve Atilla ‹l-han’›n fliirlerinden derlenen “Ne Kad›nlarSevdim”. Bu üç oyunun yan› s›ra gençlikve çocuk oyunlar›yla da seyirci karfl›s›naç›kacak olan tiyatro, Kandemir Konduk’unyazd›¤› ve geçti¤imiz y›l sahnelenmeyebafllanan “Çapraz Aflklar” isimli oyunu dasahnelemeye devam edecek.

Cesaret Ana ve Çocuklar›

Semaver Kumpanyayine ça¤dafl bir ma-salla karfl›m›zda! Buy›l alt›nc› yafl›n› kut-layan topluluk, ku-ruldu¤undan bu ya-na William Shakes-peare, Orhan Ke-mal, Max Frisch gi-bi klasikleflmifl ya-zarlar›n oyunlar›-

na flimdi de Tilbe Saran’›n “Cesaret Ana”rolüyle sahneye ç›kt›¤› bir klasik daha ek-liyor. Semaver Kumpanya’n›n ilk olarakgeçti¤imiz y›l Tiyatro Festivali’nde sahne-ledi¤i Bertolt Brecht’in önemli eserlerin-den biri “Cesaret Ana ve Çocuklar›”n›n yö-netmenli¤ini Ifl›l Kasapo¤lu üstleniyor.Kendinizle ve dünya ile yüzleflmek içinmutlaka izleyin!

Page 81: Santigrat Dergisi Sayı:5