Page 1
T.C.
SAKARYA ÜNiVERSiTESi
iKTiSADi ve iDARi BiLiMLER FAKÜLTESi
Prof. Dr. Sabahattin ZAiM’e
ARMAĞAN
Seçme Yazılar
Editörler:
Prof. Dr. Salih ŞiMŞEK
Prof. Dr. Adem UĞUR
Doç. Dr. Temel GÜRDAL
Yrd. Doç. Dr. Nurullah ALTUN
Yrd. Doç. Dr. İrfan HAŞLAK
Dr. Fatih YARDIMCIOĞLU
SAKARYA 2012
Page 2
SAKARYA ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI
1. Baskı: Ekim-2012, SAKARYA
Prof. Dr. Sabahattin ZAİM’e Armağan Seçme Yazılar
ISBN: 978-605-4735-00-6
Editörler:
Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK
Prof. Dr. Adem UĞUR
Doç. Dr. Temel GÜRDAL
Yrd. Doç. Dr. Nurullah ALTUN
Yrd. Doç. Dr. İrfan HAŞLAK
Dr. Fatih YARDIMCIOĞLU
Sakarya: Sakarya Üniversitesi: İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi
Kapak Tasarım ve Dizgi: Dr. Fatih YARDIMCIOĞLU
Basım: Sakarya Üniversitesi
5846 ve 2936 sayılı fikir ve sanat eserleri yasası
hükümleri gereğince “Bu kitap hiç bir yöntemle
çoğaltılamaz. Resim, şekil, şema, grafik ve herhangi bir
bölümü yayınevinin izni olmadan kopya edilemez.“
Her hakkı Sakarya Üniversitesi’ne ve editörlerine aittir.
Page 3
Prof. Dr. Sabahattin ZAİM Hocamıza Allahtan Rahmet
Diliyoruz…
Page 4
Prof. Dr. Sabahattin ZAİM’e Armağan Seçme Yazılar
Hakem Kurulu
Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK Sakarya Üniversitesi
Prof. Dr. Adem UĞUR Sakarya Üniversitesi
Doç. Dr. Temel GÜRDAL Sakarya Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Nurullah ALTUN Sakarya Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. İrfan HAŞLAK Sakarya Üniversitesi
Dr. Fatih YARDIMCIOĞLU Sakarya Üniversitesi
Yayın Kurulu
Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK Sakarya Üniversitesi
Prof. Dr. Adem UĞUR Sakarya Üniversitesi
Doç. Dr. Temel GÜRDAL Sakarya Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Nurullah ALTUN Sakarya Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. İrfan HAŞLAK Sakarya Üniversitesi
Dr. Fatih YARDIMCIOĞLU Sakarya Üniversitesi
Page 5
Seçme Yazılar i
T.C.
SAKARYA ÜNiVERSiTESi
iKTiSADi ve iDARi BiLiMLER FAKÜLTESi
Prof. Dr. Sabahattin ZAiM’e ARMAĞAN
Seçme Yazılar
Editörler:
Prof.Dr. Salih ŞİMŞEK
Prof.Dr. Adem UĞUR
Doç. Dr. Temel GÜRDAL
Yrd. Doç. Dr. Nurullah ALTUN
Yrd. Doç. Dr. İrfan HAŞLAK
Dr. Fatih YARDIMCIOĞLU
SAKARYA 2012
Page 6
TÜRKİYE’DE ÖNERİLEN DÜZ ORANLI GELİR
VERGİSİNİN ALGILANAN ADALET DÜZEYİ VE
DEMOGRAFİK FAKTÖRLERİN ETKİSİ: Anket
Araştırmasının Sonuçları1
Arş. Gör. Işıl AYAS Sakarya Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Maliye Bölümü
[email protected]
Doç. Dr. N. Tolga SARUÇ Sakarya Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Maliye Bölümü
[email protected] ÖZET
Devletin en önemli finansman kaynağı arasında yer alan gelir vergisinin adil
olması, adil olarak uygulanması verginin başarısı açısından çok önemlidir. Verginin
başarısı etkileyen ve vergiye uyumu da arttıran en önemli faktörlerden biri
mükellefin algıladığı adalettir. Düz oranlı gelir vergisinin algılanan adalet düzeyini
etkileyen demografik faktörleri inceleyen bu çalışmada yaş, cinsiyet, eğitim, gelir ve
medeni hal değişkenleri kullanılmıştır. Anket çalışmasından elde edilen verilerin
analizi sonucunda, demografik faktörlerin vergilerin algılanan adalet düzeyini
belirlemede önemli olduğu ve mükelleflerin vergiye yaklaşımlarda farklılıklara
neden olduğu tespit edilmiştir.
Anahtar kelimeler: Düz Oranlı Gelir Vergisi, Algılanan Adalet
PERCEIVED FAIRNESS OF FLAT INCOME TAXES THAT
PROPOSED IN TURKEY AND THE EFFECT OF
DEMOGRAPHIC FACTORS: A SURVEY STUDY
SUMMARY
Taxes, which are the main financing tools of the governments, should be fair.
Fairness affects the success of the tax system. One of the most important factor
which affects the success of the tax system and the compliance rate is the perceived
fairness of tax system by taxpayers. In this study, we investigate the effects of
demographic factors on perceived fairness of flat income taxes. The effects of
variables investigated in this study are as follows; age, gender, education level,
income and marital status. Our survey results indicate that demographic factors are
important determinants of public acceptability.
Keywords: The Flat Income Tax, Perceived Fairness
1 Bu çalışma, Işıl Ayas'ın "Düz Oranlı Gelir Vergisi Uygulamaları ve Düz Oranlı
Gelir Vergisinde Algılanan Adalet: Ampirik Bir Çalışma" adlı yüksek lisans tezinde
kullanılan veri seti ile yeni analizler yapılarak oluşturulmuştur.
Page 7
272 Prof. Dr. Sabahattin ZAİM’e Armağan
1. GİRİŞ
Bir vergi sisteminin başarısı toplumun ya da mükelleflerin vergiye
yaklaşımlarının olumlu olması ile doğrudan ilişkilidir. Bireyin vergi
algısını ve algılanan adaleti demografik faktörler etkileyebilir. Yeni
bir akım olarak Dünya’da yayılan düz oranlı verginin Türkiye’de
uygulanabilmesi için öncelikle algılanan adaletinin yüksek olması
gerekir. Bu çalışma demografik faktörlerin düz oranlı gelir vergisinin
algılanan adalet düzeyine etkisini belirlemek üzere yapılmıştır.
Çalışmada ilk olarak düz oranlı vergi ile ilgili teorik bilgi verilecek ve
daha sonra yapılan anket çalışması doğrultusunda düz oranlı verginin
algılanan adalet düzeyi ile demografik faktörler arasındaki ilişki
irdelenecektir.
2. DÜZ ORANLI GELİR VERGİSİ
Artan oranlı vergilere alternatif olarak geliştirilen düz oranlı
vergilerde matrahın miktarına bakılmaksızın tüm matraha tek,
değişmez ve sabit bir oran uygulanmaktadır (Özdemir, 2005: 171).
Vergi matrahının değişmesine karşın vergi oranının aynı kalmasına
eşit oranlılık denir. Vergi tarifesinin hesaplanması, uygulaması ve
denetimi daha kolaydır (Sağbaş,2008:41) Böylece hem mükellefin
hem devletin vergiye uyum maliyetleri düşer.
İlk kez ayrıntılı olarak 1980’lerde Amerika’da tartışılan düz oranlı
vergilerin en önemli savunucuları Hall-Rabushka’dır. Hall ve
Rabushka düz ve düşük oranlı, geniş bir tabana yayılan, anlaşılması
kolay, uygulanabilirlik açısından basit bir sistem önermişlerdir.
Mükellef gelirini posta kartı büyüklüğündeki bir beyannameyle beyan
etmektedir. İndirim, istisna ve muafiyetlerin tamamen kaldırılması,
tasarrufun vergilendirilmemesi verginin dikkat çekici yönlerindendir.
Verginin devlete olan denetim maliyeti ve mükellefe olan uyum
maliyetlerini göz önünde bulundurarak, düz oranlı bir vergiyle her iki
taraf içinde bu maliyetlerin en aza indirileceğini savunmuşlardır (Hall
ve Rabushka, 1985: 55). Hall ve Rabushka'nın önerdikleri bu vergi,
şahsi ücret vergisi ve işletme vergisinden oluşmaktadır. Bu çalışmada
sadece gelirden alınan vergi araştırılmıştır. Ücretler, maaşlar ve
emeklilik gelirleri verginin tabanını oluşturur. İşverenler tarafından
ödenen emeklilik sigorta pirimleri ve ücret benzeri diğer ödemeler
vergilendirilmez (Hall ve Rabushka, 1996: 9). Bireylerin yatırım ve
tasarruflarından vergi alınmaz, bu yüzden tüketim tabanlı bir vergi
olarak anılmaktadır.
Page 8
Seçme Yazılar 273
Tüm düz oranlı vergi tekliflerinde, en az geçim indirimi olarak da
adlandırılan standart indirim uygulanır ve bu indirim miktarının
altında kalan düşük gelirli kesime vergi oranı uygulanmaz. Standart
indirim miktarının gelirden düşülmesi suretiyle vergi oranının
uygulanması düz oranlı sistemindeki “fiili vergi oranlarını” artan
oranlı hale getirir (Aktan, 2000: 41). Bu durumda ise her ne kadar
uygulanan vergi oranı, düz oranlı olsa da standart indirim
mekanizmasının varlığı sayesinde düşük gelirli vatandaşlar üzerindeki
olumsuz etki önlenmiş olur. Yine standart indirim mekanizması ve bu
mekanizma sayesinde gizli artan oranlılığın oluşması, bireylerin
ödeme gücüne göre vergilendiğinin göstergesidir. Standart indirim
miktarının matrah arttıkça azalması ve en sonunda sıfıra düşürülmesi
sistemine "abatement sistemi" denilmektedir (Sağbaş, 2008:64) Düz
oranlı vergide bu sistemin uygulanması, gizli artan oranlılığın etkisini
arttırabilir.
Düz oranlı verginin ilk olarak uygulandığı özel yönetim bölgesi
olan Hong Kong, Çin Halk Cumhuriyetine bağlıdır. Hong Kong 1947
yılında vergi, indirim, istisna muafiyetlerine yön veren artan oranlı
gelir vergisi ile toplam gelirin % 16'sını vergiye tabi tutan düz oranlı
gelir vergisi arasında tercih yapma imkanı olan ikili gelir vergisi
uygulamıştır (Ferhatoğlu, 2006: 177). Daha sonra Avrupa'da ilk
uygulayan ülke 2004 yılında Estonya’dır. Estonya'dan sonra Letonya,
Litvanya, Slovakya, Ukrayna gibi ülkelere sıçrayan düz oranlı vergiyi
uygulayan diğer ülke ve bölgeler; Jersey, Guernsey, Jamaika, Rusya,
Sırbistan, Irak, Gürcistan, Romanya, Türkmenistan, Trinidad ve
Tobago, Kırgızistan, Arnavutluk, İzlanda, Makedonya, Moğolistan,
Karadağ, Kazakistan, Doğu Timur Demokratik Cumhuriyeti,
Pridnestrovie, Bulgaristan, Çek cumhuriyeti, Mauritius, Bosna
Hersek, Belarus, Belize'dir. 2009 yılından sonra düz oranlı vergiyi
kabul eden Dağlık Karabağ Cumhuriyeti, Afrika'nın doğusunda
bulunan Seyşeller Cumhuriyeti (2010), Gürcistan'nın Kuzey Batısında
bulunan Abhazya Cumhuriyeti, Guyana, Tuvalu, Paraguay ve
Macaristan (2011) 'dır (Duncan, 2012:2; Rabushka,2012:1))
Ancak bazı ülkelerde ilgili ülkenin/bölgenin ekonomik durumuna
göre oran arttırma, tercihli sistem (düz oranlı veya artan oranlı gelir
vergisi ) ya da tamamen düz oranlı verginin terk edilmesi gibi
değişikliklere gidilmiştir. Bunlardan; Jamaika'da 2010 yılında artan
oranlı vergi düz oranlı gelir vergisi ile birlikte yürürlüğe girdi. İzlanda
2010 yılında düz oranlı vergiyi gelir yetersizliğinden dolayı
yürürlükten kaldırdı (Duncan, 2012:2). 2012 yılının ilk çeyreğinde ise
Page 9
274 Prof. Dr. Sabahattin ZAİM’e Armağan
Slovakya ve Çek Cumhuriyeti Parlamentolarına bütçe açığını
azaltmak ve vergi kanunun artan oranlı olmasına yönelik değişiklik
teklifleri sunuldu (Rabushka,2012:1).
Hall ve Rabuska'nın (1996) önerisinde gelirden standart indirim
yapıldıktan sonra uygulanacak düz oranlı gelir vergisinin oranı,
%19'dur. Toplam 38 ülkede en yaygın uygulanan düz oranlı gelir
vergisi oranı %10'dur. Düz oranlı vergi uygulayan ülkelerde, en
yaygın kullanılan kişisel gelir vergisi oranları sıklık sırasına Tablo
1'de gösterilmektedir.
Tablo 1: En yaygın Uygulanan Oranlar
Sıklık Uyguladıkları Oran
1. % 10
2. % 15
3. % 25
4. % 16
5. % 20
Kaynak: Duncan (2012) ve Rabuska (2012) verileri kullanılarak tarafımızdan
hesaplanmıştır.
2.1. DÜZ ORANLI VERGİNİN AVANTAJLARI
Düz oranlı vergi basit ve kolay uygulanabilir olması sebebiyle
ülkeler arası vergi uyuşmazlıklarını en aza indirir ve vergiye gönüllü
uyumun artmasını sağlar. (Mitchell,2007:4). Düz oranlı vergi sistemi
mükelleflerin vergi yükünü azaltacağı için vergiden kaçınma ve vergi
kaçırma eğilimini azaltır.
Düz oranlı vergi sistemi ile sistemin basitleşmesi kanunlardaki
boşlukların azalması vergiden kaçınma ve vergi kaçırma oranını
azaltır. Bu gelişme kayıt dışı ekonominin küçülmesini sağlar
(Teather,2005: 3). Muafiyetleri ortadan kaldıran düz oranlı vergi
şeffaflığı güçlendirerek sistemin daha kolay yönetilmesine olanak
verir (Zenginobuz, 2012: 23).
Düz ve düşük oranlı bir vergi bireylerin çalışma gayretini arttırır,
bireyi daha fazla çalışmaya, daha fazla tasarruf etmeye ve daha fazla
yatırımda bulunmaya teşvik eder. Böylece biriken tasarrufların
yatırıma kanalize edilmesi ekonomide üretimi arttırabilir
(Aktan,1998:4). Bu da ekonominin büyüme hızını arttırabilir.
Düz oranlı vergi sisteminde sermayeden elde edilen gelir, bireysel
düzeyde sadece bir kere vergilendirilir. Böylece faiz, kar payı ve
sermaye kazançları üzerindeki bütün vergiler kaldırılarak çifte
Page 10
Seçme Yazılar 275
vergilemenin de önüne geçilmiş olur (Seldon ve Boyd, 1996:1). Düz
oranlı vergi çalışanların emekli olma isteğini azaltır. Böylece yaşlı
insanların bilgi ve tecrübelerini daha fazla kullanması, ekonomiye
olumlu yönde dönüşüm sağlar. Erken emekli olma oranının azalması,
ekonomide üretilen mal ve hizmet çıktısının artmasını sebep olur.
Milli gelirin artışı kişi başına düşen gelirin artmasını sağlar. (Hall ve
Rabushka, 1996: 92) Ayrıca emekli olan insanların sayısının
azalması, transfer harcamalarının azalmasına sebep olur. Bu tür
harcamaların azalması bütçe açıklarının azalmasına katkıda bulunarak
ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkileyebilir. Bununla birlikte, düz
oranlı vergide, vergiden sonraki gelir artacağından sermaye
birikiminin artması da ekonominin büyüme hızını arttırabilir.
Düz oranlı vergi sistemini destekleyenlere göre sistem, çalışanı
tembelden ayırarak ödüllendirerek, çok kazanandan çok vergi alıp onu
cezalandırmak yerine herkese eşit bir oran uygulayarak daha adil
olacaktır (Şentürk, 2006 ).
Küreselleşmenin hız kazanması ile vergi rekabetinin arttığı bir
ortamda, bir ülkede düz oranlı vergi sisteminin uygulanması, ülkenin
rekabet edebilme yeteneğini arttırır. Bazı ülkelerde sermaye gelirleri
üzerinden alınan verginin oranları oldukça düşük olduğu
görülmektedir. Bazı ülkelerin buna ek olarak servet vergilerini
kaldırmıştır. Bu durum açıkça ülke fonlarının başka bir ülkeye
gitmesini engellemek için düzenlenmiş uygulamalardır. Bir ülkenin
düz ve düşük oranlı bir vergiye sahip olması doğrudan yabancı
sermaye yatırımlarının ülkeye girişini arttırmaktadır. Ayrıca kişisel
gelir vergisinin oranlarının azaltılması vergi yükünü düşürmeye
yardımcı olmaktadır (Mitchell, 2008:3)
2.2. DÜZ ORANLI VERGİNİN DEZAVANTAJLARI
Düz oranlı vergi uygulamasına geçen bir ülke geçiş aşamasında
bazı sorunlar yaşayabilir. Sisteme geçiş aşamasında kazanan ve
kaybedenler olabilir. Borçlunun bu durumda mağdur olma ihtimali
yüksektir. Geçiş aşamasında geçiş hükümleri düzenlenerek zarar
minimuma indirilebilir. Geçiş aşamasında faiz ödemelerinin matrahtan
indirilmesine izin verildiği takdirde; alacaklı da elde ettiği faiz
gelirlerinden vergilendirilmelidir. Borçlu matrahından faiz ödemesinin
% 90’nı indirebilirken, alacaklı ise elde ettiğini faiz gelirinin %100’ü
vergilendirilebilir gelir kapsamında olmalıdır. Böylece borçlu koruma
altına alınmaktadır (Hall ve Rabushka, 1996). Düz oranlı vergiyi
savunanlara göre geçiş aşamasında bu tür hükümlerin düzenlenmesi
Page 11
276 Prof. Dr. Sabahattin ZAİM’e Armağan
vergi tabanını daraltacaktır. Vergi tabanının daralması, vergi
mükelleflerinin sayısının azalmasına neden olduğundan gelir kaybı
yaratabilir. Dolayısıyla bu kaybı en aza indirmek için ilk yıllarda daha
yüksek bir vergi oranı uygulanması, düz oranlı sisteme geçiş
maliyetlerini arttıracaktır. Bu durum kısa dönemde gelir kaybına
sebebiyet verebilir.
Düz oranlı vergilerin standart indirim dışında hiçbir indirime izin
vermemesi de tartışma yaratmaktadır. Sağlık harcamalarının
matrahtan indirilmesi, bazı sosyal faaliyetlerin teşvikine yönelik
indirimlerin kaldırılması adil bir gelir tanımlamasını zorlaştırmaktadır.
Düz oranlı vergiler düşük ve orta gelirli vergi mükelleflerinin
vergi yükünü arttırırken, yüksek gelirli mükelleflerin vergi yükünü
büyük ölçüde düşürmüştür. Düz oranlı vergi karşıtları, düz oranlı
verginin vergi gelirlerini azaltacağını ve bütçe açıklarına sebep
olacağını ileri sürmektedir (Türkan 1997: 7). Bu açıkların
maliyetlerinin ise orta gelir grupları tarafından taşınacağı iddia
edilmektedir. (Dunn, 2006: 7). Skipper ve Burton’nun (2008) ABD
için, yaptığı çalışmaya göre düz oranlı vergiye geçişte herhangi bir
gelir kaybının yaşanmaması için vergi oranının %20’den fazla olması
öngörülmüştür.
Refah devleti uygulamalarını savunan kesim, düz oranlı gelir
vergisinin vergi gelirlerini yeteri kadar arttırmayacağını ileri
sürmektedir. Örneğin, Chris Lenius, (1996) düz oranlı verginin,
devletin vergi gelirlerini azaltacağını, bunun eğitim sistemini
geliştirmek, çevreyi korumak ve suçları azaltmak için daha az kaynak
kullanılması anlamına geldiğini ileri sürmektedir. Daha az kamu geliri
fakirlere yapılan yardımların (yiyecek ve barınma), yaşlı insanların
sağlık hizmetlerinin azalmasına sebep olacaktır (Dileyici, 2003: 141).
Düz oranlı vergilere yapılan eleştirilerin başında, düz oranlı
vergilerin yüksek gelir grubuna fayda sağlamak için orta gelir grubunu
mağdur ettiği yer almaktadır. Düz oranlı vergi, yüksek gelir grubu
üzerindeki vergi yükünü orta gelir grubunun üzerine kaydırmaktadır
(Foster,1995:5).
Düz oranlı vergiye getirilen diğer bir eleştiri ise, eşit oranlı
fedakârlık prensibini yerine getirememesidir. Eşit oranlı fedakârlık
prensibinde her yükümlünün vergi dolayısıyla varlığında meydana
gelen azalmanın neden olacağı fayda kaybının nispi olarak eşit olması
gerekir (Turhan,1998: 219).
Page 12
Seçme Yazılar 277
Yüksek gelir grubuna dahil mükelleflerinin gelirlerinin önemli bir
bölümünün faiz geliri, kar payı, sermaye kazançlarından oluştuğu, bu
tür gelirlerin birçok düz oranlı vergi tasarılarında vergi dışında
tutulması nedeniyle vergilendirilmemiş bir servet birikimi olacağı ileri
sürülmektedir. Düşük gelirli mükelleflerin birçoğu da standart
indirimden yararlanarak daha az vergi ödeyeceği için orta gelir
grubunun vergi yükünün artacağı savunulmaktadır (Türkan,1997: 14).
Düz oranlı vergiler artan oranlı vergilerdeki gibi ekonominin
konjonktürel dönemlerinde vergi gelirlerini doğrudan etkileyemezler.
(Karayılan,2009:31)
Ayrıca bazı yazarlar düz oranlı verginin zararlı vergi rekabetine
neden olduğunu ileri sürmektedir. Zararlı vergi rekabeti; birtakım
vergisel avantajlarla, uluslararası yatırım kararlarının çarpıtılmasıyla
yaratılan etkinlik kaybı sonucu ülkelerin vergi gelirlerindeki azalmayı
ifade etmektedir (Karaca, 2001: 90).
3. DÜZ ORANLI GELİR VERGİSİNİN ALGILANAN
ADALETİ VE DEMOGRAFİK FAKTÖRLER
Mükellefin vergiyi adil bulması vergiye uyumu etkileyen en
önemli faktörlerden biridir. Dolayısıyla mükellefin düz oranlı gelir
vergisini adil bulması vergi uyum oranını arttırır.
Mükelleflerin adalet algısını etkileyen demografik faktörler; yaş,
cinsiyet, eğitim durumu, meslek, gelir, din ve aile yapısı olarak
tanımlanabilir. Çalışmada veri toplama aracı olarak anket
kullanılmıştır. Kolayda örnekleme yöntemi ile örneklem kitlesi
oluşturulmuştur. Örneklemin boyutu 1003 katılımcıdır. Ankette
kullanılan "Düz oranlı gelir vergisinin adil olduğunu düşünüyorum."
ifadesi ile mükelleflerin vergiye karşı tutumu ve algılanan adalet
düzeyi ölçülmüştür.
Page 13
278 Prof. Dr. Sabahattin ZAİM’e Armağan
Şekil 1: Düz Oranlı Gelir Vergisine Karşı Katılımcıların
Tutumları
Katılımcıların yaklaşık % 43'ü düz oranlı gelir vergisinin adil
olduğunu düşünmektedir. Buna karşın mükelleflerin % 44'ünün bu
ifadeye karşı tutumları olumsuzdur. Düz oranlı gelir vergisinin
Türkiye’de daha önce uygulanmamış olması ve katılımcıların bu vergi
hakkında fazla bilgiye sahip olmamaları, olumlu ve olumsuz
tutumların birbirlerine yakın olmasının bir göstergesi olabilir.
Mükelleflerin demografik dağılımına bakıldığında (Tablo 2),
katılımcıların % 35'i bayan, % 65’i erkek’tir. Katılımcıların % 42'si
evli, % 58'i bekardır. Ankete katılanların yaş grubunun %69’u 21 ile
40 olarak nitelendirilen orta yaş grubundadır. Tablo 2 'deki eğitim
durumuna bakıldığında katılımcıların %57'si üniversite mezunudur.
Diğer bir demografik değişken olan katılımcıların aylık hane geliri
1000-3000 arasında olan orta gelir grubunun oranı % 59'dur.
Katılımcıların büyük bir çoğunluğu orta gelir grubundan oluşması bu
grubun vergiye tepkisinin ölçülmesi bakımından önem taşımaktadır.
Katılımcıların yaş grafiğine bakıldığında 25 ve orta yaş grubunun
oranı %67' dir.
Page 14
Seçme Yazılar 279
Tablo 2: Mükelleflerin demografik dağılımları
Sıklık (%)
Cinsiyet Erkek 65
Kadın 35
Medeni Durum Evli 42
Bekar 58
Eğitim Düzeyi İlkokul 4
Ortaokul 5
Lise 34
Üniversite 44
Yüksek Lisans 9
Doktora 4
Aylık Hane Geliri 500 TL ve altı 2
501 - 1000 TL 14
1001- 2000 TL 41
2001- 3000 TL 18
3001- 5000 TL 11
5001-10.000 TL 3
10.001 TL ve üzeri 1
Cevap vermeyen 10
Yaş 25 ve altı 21
26 -50 67
51 ve üzeri 7
Cevap vermeyen 5
Bir verginin adil olması için katılımcıların en fazla önemsediği
kriter "dikey adalet"tir. Katılımcıların %56’sı farklı gelir grubundan
farklı vergi alınması gerektiğini önemsemektedir. Verginin herkese
eşit oranda uygulanmasını katılımcıların %27'si adil bulmaktadır.
Düşük oranlı vergi adil bulanlar katılımcıların oranı %13'tür. İndirim,
istisna ve muafiyetlerin az sayıda olmasını adil bulan kısım %7'dir
Katılımcılara "Vergilemenin adil olması açısından uygulanacak
düz oranlı gelir vergisinin oranı %.... olmalıdır." şeklinde yöneltilen
soruya verilen cevaplar adil algılanan düz oranlı vergi oranını
göstermektedir.
Page 15
280 Prof. Dr. Sabahattin ZAİM’e Armağan
Şekil 2: Adil Algılanan Düz Oranlı Vergi Oranı
Katılımcıların yaklaşık % 35'i tarafından adil
bulunan/benimsenecek olan düz oranlı gelir vergisi oranı % 10'dur. En
yaygın kabul gören ikinci oran %15 iken, %20 en fazla adil bulunan
üçüncü orandır. Bu durumda en fazla uygulanan oran olan % 10 ile en
fazla kabul gören oran %10 birbiri ile tutarlılık göstermektedir. Bu
sonuçtan bir çıkarım yapılacak olursa; uygulanacak düz oranlı gelir
vergisinin toplumsal kabul edilebilirliği açısından uygun olan oranın
% 10 olduğu söylenilebilir.
3.1. Demografik Faktörlerin Etkisi
Algılanan adaleti etkileyen demografik faktörler olarak yaş,
medeni durum, cinsiyet, aylık hane geliri, eğitim durumu alınmıştır.
Mükellefin, vergiye yaklaşımı (olumlu ya da olumsuz) verginin adil
olarak algılanıp algılanmadığının ölçüsü olarak değerlendirilmiştir. Ki
kare bağımsızlık testleri düz oranlı gelir vergisinde algılanan adalet ile
demografik faktörler arasında ilişki olup olmadığı analiz edilmiştir.
3.1. Yaş
Mükelleflerin yaşı ile vergi yükümlülüklerini yerine getirmesi
arasında ilişki olduğuna dair literatürde çalışmalar vardır. Gençler,
yaşlılara göre risk almayı sever ve korkusuzdur. Yaşlılar kamu
hizmetinden yararlanan kişiler olması sebebiyle ödedikleri verginin
karşılığını alacağını düşünür. Bu nedenlerle yaşlıların gençlere göre
vergi bilinçlerinin yüksek olduğu söylenilebilir ( Özdemir ve Ayvalı,
2007; 57). Genç yaştaki (25-30) yükümlülerin tasarruftan daha çok
Page 16
Seçme Yazılar 281
tüketime meyilli olmaları, yüksek gelirli olmamaları, aile kurmak
istemeleri sebebiyle, vergiye daha isteksiz oldukları belirtilmektedir
(Şenyüz, 1995:47).
Tablo 3: Yaş Faktörünün Etkisi
ALGILANAN ADALET
ŞA
Y
OLUMLU % KARARSIZ % OLUMSUZ % Toplam
25 ve altı 35 12 53 100
26 - 50 46 13 41 100
51 ve üzeri 45 16 39 100
Toplam 43 13 44 100
Pearson Ki-Kare Testi: 10,286a P= .036
Algılanan adalet ile yaş arasında istatistiksel olarak anlamlı bir
ilişki çıkmıştır (%5 hata payına göre). Buna göre genç katılımcıların
%53'ünün düz oranlı gelir vergisine yaklaşımı olumsuzdur. Orta yaş
ve üzeri ise düz yaklaşık %45'i düz oranlı gelir vergisi hakkında
olumlu bir tutum içerisindedir. Katılımcıların yaşı arttıkça algılanan
adalet yükselmektedir.
3.2. Eğitim
Algılanan adaleti etkileyen en önemli faktörlerden birisi de
eğitimdir. Eğitim faktörünün vergiye uyum üzerinde etkisi farklı
şekillerde olabilmektedir. Bazılarına göre eğitim düzeyinin
yükselmesi, mükellefin vergi bilinci artırarak, vergiye daha duyarlı
davranmasını ve vergi uyumunun artmasını sağlayacaktır. Ancak bazı
karşıt görüşlü yazarlara göre, eğitim düzeyinin yükselmesi, mükellefin
kanun boşluklarını yakalaması, vergiden kaçınmanın yollarını
arayarak dolaylı yoldan vergiye uyumunun azalmasını sağlar (Jackson
and Milliron, 1986:125). Eğitimle birlikte gelirin de artması bunu
kolaylaştırabilmektedir.
Page 17
282 Prof. Dr. Sabahattin ZAİM’e Armağan
Tablo 4: Eğitim Faktörünün Etkisi
ALGILANAN ADALET
E
Ğ
İ
T
İ
M
OLUMLU % KARARSIZ % OLUMSUZ % Toplam
Üniversite
Mezunu
Olmayan
39 12 49 100
Üniversite
Mezunu
46 14 40 100
Toplam 43 13 44 100
Pearson Ki-Kare Testi:6.994a P= .030
Eğitim ile algılanan adalet arasında istatistiksel olarak anlamlı bir
ilişki bulunmuştur (%5 hata payına göre). Katılımcılar üniversite
mezunu olup olmama durumuna göre sınıflandırıldığında, üniversite
mezunu olmayanların algılanan adaleti düşük, üniversite mezunu
olanların ise düz oranlı gelir vergisine daha olumlu yaklaştıkları
görülmüştür. Bu durumda eğitim arttıkça algılanan adalet artmaktadır.
3.3. Aylık Hane Geliri
Düz oranlı vergi savunucuları yüksek gelir ile düşük gelirlilerin
aynı oranda vergilenmesinin adil bir uygulama olduğunu savunurlar.
Standart indirim mekanizmasıyla düşük gelirlilerin korunacağı ve
böylece yüksek gelirlileri daha fazla vergi ödeyeceği ileri
sürülmektedir. Düz oranlı vergiyi eleştirenler ise eşit oranlı fedakârlık
görüşünü savunarak, bu verginin adil olmadığını belirtmektedirler.
Yüksek gelir diliminde bulunanların kazandıkları marjinal gelirin
yarattığı marjinal fayda, düşük gelir diliminde bulunanlara göre daha
azdır (Akdoğan; 2009).
Page 18
Seçme Yazılar 283
Tablo 5: Aylık Hane Gelirinin Etkisi
ALGILANAN ADALET
G
E
L
İ
R
OLUMLU % KARARSIZ % OLUMSUZ % Toplam
500 TL ve altı 31 8 61 100
501-1000 TL 43 13 44 100
1001-2000 TL 42 13 45 100
2001-3000 TL 41 18 40 100
3001-5000 TL 49 14 37 100
5001-10000TL 57 0 43 100
10000 TL ve
üzeri
88 0 12 100
Toplam 43 13 44 100
Pearson Ki-Kare Testi: 18,907a P= .091
Aylık hane geliri ile algılanan adalet arasında istatistiksel olarak
anlamlı bir ilişki vardır (%10 hata payına göre). Genel olarak
bakıldığında aylık hane geliri arttıkça algılanan adalet artmaktadır.
Ancak orta gelir grubunda katılımcıların olumsuz tutumlarının
yoğunlaştığı görülmektedir. Düz oranlı gelir vergisine geçildiğinde
orta gelir grubu mükelleflerinin vergi yüklerinde bir artış olacağı
düşüncesi bu olumsuz tutumu açıklayabilir.
3.4. Medeni Durum
Düz oranlı gelir vergisinin algılanan adaletini etkileyen bir diğer
faktör medeni durumdur. Düz oranlı gelir vergisinde uygulanan
standart indirim mekanizması medeni hal, çocuk sayısı gibi faktörler
göz önünde bulundurularak düzenlenmektedir.
Page 19
284 Prof. Dr. Sabahattin ZAİM’e Armağan
Tablo 6 : Medeni Durumun Etkisi
ALGILANAN ADALET
M
E
D
E
N
İ
.D
OLUMLU % KARARSIZ % OLUMSUZ % Toplam
Bekar 42 11 47 100
Evli 44 15 41 100
Toplam 43 13 44 100
Pearson Ki-Kare Testi:4.618a P= .099
Algılanan adalet ile medeni olarak istatistiksel olarak anlamlı bir
ilişki vardır (% 10 hata payına göre). Evli mükelleflerin bekar
mükelleflere göre algılanan adalet düzeyi yüksektir. Bu oranın yüksek
olmasının sebebi, evli çiftlerde düz oranlı vergide uygulanan standart
indirim mekanizmasının yarattığı fayda ile vergi sonrası gelirin daha
fazla olması olabilir.
3.5. Cinsiyet
Bazı çalışmalarda kadınların vicdani sorumluluklarını erkeklere
oranlara daha fazla hissetmeleri sebebiyle vergi uyumunun daha
yüksek olduğu görülmüştür (İpek ve Kaynar, 2009:128). Ancak bu
genel bir yargıya ulaşmamız açısından yeterli olmayabilir. Çünkü
kadınların son yıllarda işgücüne katılımı artmıştır. Son zamanlarda
yapılan anket çalışmalarında vergiye gönüllü uyum konusunda
cinsiyet faktörünün rolünün azaldığını göstermektedir.
Çalışmamızda cinsiyet ile algılanan adalet arasında yapılan Ki
kare bağımsızlık testinde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki
bulunmamıştır.
4. SONUÇ
Sosyal bir olgu olan vergi, mükelleflere yönelik olduğundan
mükellefin kişisel özelliklerinden ve diğer bazı çevresel faktörlerden
etkilenmektedir. Vergi sisteminin başarılı olması için mükelleflerin
vergi uyumunun yüksek olması gerekir. Yeni bir akım olan ilk kez
Avrupa'da Estonya'da uygulanan düz oranlı gelir vergisinin
Türkiye'de uygulanabilirliği üzerine bir çok tartışma bulunmaktadır.
Basit, kolay anlaşılır, uygulama maliyeti düşük, sermaye birikimini
arttırmayı amaçlayan, vergi rekabetini arttırarak vergi gelirlerini
arttıran, herkese eşit oranlı uygulanması gibi özellikleri ile ön plana
çıkan düz oranlı gelir vergisinin; zengini daha da zenginleştirme, geçiş
Page 20
Seçme Yazılar 285
aşamasındaki zorluklar ve gelir kaybı, orta gelir grubunun vergi
yükünü arttırması ve zararlı vergi rekabeti yaratması gibi
dezavantajları da bulunmaktadır. Toplam 38 ülkede/bölge uygulanan
düz oranlı gelir vergisinin, ülkemizde algılanan adalet düzeyine
demografik faktörlerin etkisini ölçmek amacıyla yaş, cinsiyet, eğitim,
aylık hane geliri, medeni durum değişkenleri kullanılmıştır. Verginin
toplumsal kabul edilebilirliği ölçen değişken olarak "Düz oranlı gelir
vergisinin adil olduğunu düşünüyorum" ifadesi belirlenmiştir.
Mükellefin bu ifadeye olumlu ya da olumsuz yaklaşımı algılan adalet
ölçüsü olarak değerlendirilmiştir. Yapılan analiz sonucunda; düz
oranlı gelir vergisinin adil olduğunu düşünen mükellef profili; evli,
orta yaş ve üzeri, üniversite mezunu, aylık hane geliri yüksek olan
kişilerdir.
KAYNAKÇA
AKDOĞAN, Abdurrahman (2009), Kamu Maliyesi, Gazi Kitabevi,
Ankara
AKTAN, Coşkun Can (2000), 21. Yüzyıl İçin Radikal Bir Vergi
Reform Önerisi: Düz Oranlı Vergi, TOSYÖV Yayınları,
Ankara.
AKTAN, Coşkun Can (1998), “Düz ve Düşük Oranlı Vergiler ile
Ekonomik Büyüme İlişkisi” ,Vergi Dünyası Dergisi, Sayı 203,
Temmuz, S. 41-45.
DUNCAN Denvil R. (2012), "Economic Impact Of A Flat Tax: What
Have We Learned The Russian Experience?", SPEA Insights,
School of Public and Enviromental Affairs, Indiana Universty
http://www.indiana.edu/~spea/faculty/policy_briefs/duncan_eco
nomic_impact_flat_tax.pdf 14.09.2012
DİLEYİCİ, Dilek (2003), Artan Oranlı Vergiler – Düz Oranlı Vergiler
Karşılaştırması ve Düz Oranlı vergilerin Uygulanabilirliği,
Yayımlanmamış Doktora Tezi, İzmir: DEÜ. Sosyal Bilimler
Enstitüsü.
DUNN, Douglas (2006), Flat Tax Fiasco, S.7.
http://www.wordwiz72.com/flattax.html, 29.01.2010.
FERHATOĞLU, E. (2006), “Avrupa’da Düz Oranlı Vergi Sistemi
Çalışmaları ve Başarısı”, Vergi Dünyası Haziran, Sayı: 298, s.
170-176
Page 21
286 Prof. Dr. Sabahattin ZAİM’e Armağan
FOSTER, J.D. (1995), “Friendly Critique of Flat Tax”, Policy
Review , Number:73, Summer.
http://www.policyreview.org/summer95/thfost.html,
27.01.2010.
HALL, Robert E. ve Alvin Rabushka (1985), The Flat Tax, Hoover
Institution Press, Standford Universty, California.
HALL, Robert E. , Alvin Rabushka (1996), “Putting the Flat Tax into
Action” , Fairness and Efficiency in the Flat Tax, Robert E.
Hall, Alvin Rabushka,Dick Armey, Robert Eisner ve Herbert
Stein, The AEI Pres, Washington D.C. , s. 3-41.
İPEK, Selçuk, İlknur Kaynar,(2009),"Demografik Faktörlerin Vergi
Uyumuna Etkisi:Bir Anket Çalışmasının Sonuçları", Maliye
Dergisi, Sayı 157, Temmuz- Aralık
JACKSON, B. R. and V. C. Milliron, (1986). “Tax Compliance
Research: Findings, Problems and Prospects”, Journal of
Accounting Literature, Vol. 5, ss.125–165.
KARACA, Yüksel; “Zararlı Vergi Rekabeti ve Vergi Cennetleri,
OECD Bünyesindeki Çalışmalar Ne Aşamada”, Vergi Dünyası
Dergisi, Sayı: +238, Haziran 2001.
KARAYILAN, İhsan. “Düz Oranlı Vergi (Flat Tax) ve Uluslar arası
Uygulamaları”, Yaklaşım, Yıl:17, Sayı:195, Mart 2009, s. 28-32
MITCHELL, Daniel J. (2007), “Global Flat Tax Revolution” , Cato
Institute, Cato Policy.
MITCHELL, Daniel.J, (2008), “Global Flat Tax Revolution: Lessons
for Policy Markers” ,February, CF & P Foundation Properitas,
Vol. VIII, Issues,
http://www.freedomandprosperity.org/Papers/flattax/flattax.sht
ml, 17.09.2012
ÖZDEMİR, Harun (2005), “Vergilemede Adalet Açısından Düz ve
Artan Oranlılık”, Vergi Sorunları Dergisi, Yıl:28, Sayı: 202,
Temmuz, s. 169-181.
ÖZDEMİR, Ali Rıza ve Hasan Ayvalı (2007), “Vergi Bilincine Sahip
Bireylerin Fiş Veya Fatura Alma Duyarlılığını Etkileyen
Faktörler”, Maliye Dergisi, Sayı 153, s.51-73.
Page 22
Seçme Yazılar 287
RABUSHKA, Alvin (2012) , “Four More Flat Tax Jurisdictions”
http://flattaxes.blogspot.com/2010/08/four-more-flat-tax-
jurisdictions.html e.t.: 14.09.2012
RABUSHKA, Alvin (2012), Czech Parliament Maintains Flat Tax
http://flattaxes.blogspot.com/2012/09/czech-parliament-
maintains-flat-tax.html14.09.2012
RABUSHKA, Alvin (2012), Flat Tax Update: June 30, 2012
http://flattaxes.blogspot.com/2012/06/flat-tax-update-june-30-
2012.html14.09.2012
SAĞBAŞ, İsa (2008), Vergi Teorisi Ders Notları, Ece Matbaa,
Ankara.
SELDON Barray J. ve Bold Roy G. (1996) ,"The Economic effects of
A Flat Tax" http://www.ncpa.org/pub/st205?pg=3.17.09.2012
SKIPPER, Deena Waddell ve BURTON, Hughlene A., (2008) ,
“Ramifications Of A Flat Tax--Shifting The Burden To The
Middle Class”, International Advances İn Economic Research,
November.
ŞENTÜRK, Suat Hayri (2006), “Vergilemede Adalet ilkesi
Karşısında Düz ve Artan Oranlı Vergiler”,
http://www.ceis.org.tr/dergiDocs/makale2.pdf, 17.09.2012.
ŞENYÜZ, Doğan (1995), Vergilemede Yükümlü Psikolojisi, Bursa
TEATHER, Richard (2005), “A Flat Tax fort he UK-A Practical
Reality ”, Adam Smith Instute Briefiing,
http://www.adamsmith.org/images/stories/flattaxuk.pdf,
17.09.2012.
TURHAN, Salih, (1998), Vergi Teorisi ve Politikası, Filiz Kitabevi,
İstanbul.
TÜRKAN, Ercan (1997), Düz oranlı ve Tüketim Tabanlı Vergi
Sistemi: ABD’de Yaşanan Tartışmalar ve Bu
Tartışmalardan Çıkartılabilecek Dersler, Ankara: DPT,
Yayın No:2474, Haziran.
ZENGİNOBUZ, Ünal, (2012), “Türkiye için Büyüme Odaklı Bir
Vergi Politikası”, Rapor: Avrupa Sanayiciler Yuvarlak
Masasının Türkiye Genişleme İş Konseyi tarafından
yayınlanmıştır.
Page 23
288 Prof. Dr. Sabahattin ZAİM’e Armağan
http://s3.amazonaws.com/zanran_storage/www.ert.be/ContentPa
ges/2471331718.pdf, 17.09.2012.