Top Banner
BALTACIOGLU, gayeleri, okul düzeni ve an- gibi konulara dair geleneksel zihni- yet tenkit edilmektedir. 2. Ter- biye ve 1330). 3. Konferanslan 1331). 4. UsUl-i Tedrisi 1331) . s. Terbiye 1332). 6. J. J. Rousseau'- nun Terbiye Felsefesi 1341). 7. Umumi Pedagoji 1930) 8. Mektep 1 932). pedagojik ortaya koy- bu eserinde pedagojisi" ve "üretim pedagojisi"ne da- bir "içtimaf mektep" modeli kurar. pedagojisinde bir teori olarak psikolojik ve sosyolojik ve- rilere bir olgu olarak ele Bu- na göre gayesi ferdi tirmedir. Müellif olgusunu ana temele ilkesi, or- tam ilkesi, ilkesi, verim ilkesi, ilkesi. bu ilkelere kendi daki uygulamalardan daha da ileri görür. timaf mektebin en gelen özellik- leri üretim okulu ve demokratik okul ol- 9. Toplu Tedris 1938) . Bu eserinde içtimal mektep ilkelerini · ilkokul 10. Rüyamdaki Okullar 1944). Ay- zamanda edebi bir bu eserde müellif içtimal mektebin uygu- lama gibi 11. Pedagojide 1964). Mek - tep eserindeki toplu olarak yeniden gözden ve ba- noktalara bir bu eserde milliyet ve kül- tür teziyle pedagoji tezinin bir sentezi Sosyolojiyle Eserleri: Maarifte Bir Siyaset 1335); Sosyoloji tanbul 1934); Türk'e (I-ll, istan- bul 1942-1943); 1945); Ziya Gökalp 1966). Sa- nata Dair Eserleri: Demokrasi ve Sanat 1931); Sanat 1934); Karagöz ve 1 942); Türklerde 1958); Türk Plastik (Ankara 1971). Dini Eserleri: Din ve Hayat bul 1334); Kur ' an (mea l) (Ankara 1 957); Büyük Telsir (I. Kitap: Allah Nedir, An- kara 1 96 Felsefeye Dair Eserleri: Kalbin Gözü 338} ; Felsefe 1338} Edebi Eserleri. 1939); Taeiri 940); Do- lap Beygiri 1940); Kafa Ta- mircisi I 940); Batak 1943}; Yalmzlar 38 bunla- konularda ve çocuk ve gençlik meselelerine dair bir ba- birçok eseri daha ca kendi Yeni Adam der- gisinde olmak üzere on kadar ga- zete ile dergide yüzlerce ma- kalesi (kitap ve makalele- rinin tam listesiyle için bk. Tozlu, s. 211 - 275). A : Sosyoloji, istan· bul 1939, s. 318· 319; a.mlf., ictimai Mektep, Ankara 1942, s. 182; a.mlf., Pedagojide ihtil al, istanbul 1964, s. 6, 27·28, 106; a.mlf., "Haya- hm", Yeni Adam, sy. 142·360, istanbul 1938· 41; a.mlf., "Dine AÜiFD, Vl / 1-4 (1957). s. 44·59; Sabri Kolçak, izm ir 1968; T.B.M.M. Tutanak Dergisi, XX, Ankara 1949, s. 278; Hasan Ali Koçer. Tür· kiyede Modern ve istanbul 1970, s. 201·202; Hilmi Ziya Ülken. Türkiyede Tarihi, istanbul 1966 (2. bs . 1979). s. 443·450; Behçet Necati- gil, isimler istanbul 1980, s. 74; Necmettin Tozlu. i. Sistemi Üzerine Bir istanbul 1989; Kemal Aytaç, Sisteminin Ana Yeni Adam, sy. 921, istanbul 1978, s. 4·8; a.mlf., "!.H. Bal- Hayah ve Faaliyetleri", ma Dergisi, sy. ll, Ankara 1979, s. 165·190; TDEA, 1, 307 ·308; Türk ve Dünya Ünlüleri An· siklopedisi, istanbul 1983, ll, 627. L [1;1 MEHMET FARUK BAYRAKTAR 16 1838 tarihinde ticaret muahedesi. _j Muahedeyi Sebepler. XIX. yüz- devirlerinden iti- baren Avrupa devletlerine tarih- lerde verilen ve "en çok müsaadeye maz- har millet" ibaresi hemen bü- tün devletlerinkinde bulu- nan ahidname*ler yürürlükte olup ha- rici gümrük resimlerinin da bun- lara göre Bu resimlerin her devlet için fark- iken XVIII. itibaren impara- her yerinde ve bütün devletler için % 3 olarak gümrük- lerde üzere de her millet için gümrük tari - feleri tanzim edilmeye Bu tarifeterin normal süresi on dört Nitekim ingilizler'le 1806 tarifesinin ye- rine geçmek üzere 1820'de ta- rifenin müddeti 1834 'te yenilenmesi gerekiyordu. Ancak ll. Mah- mud devrinin ilk mühim olan yerine kuru- lan Asakir-i Mansüre-i Muhammediyye·- nin ve 1820'den beri artan fiyatlar pek dü- kalan gümrük resimlerinin sebep hazine önlemek üzere düzenlemeler ya- tüccardan fazladan lanan resimler, ingilizler olmak üzere ülkesinde ticaret yapan ediyordu. Bu resim- ler ihtisab, resm-i min, kantariyye, ruh- satiyye, reftiyye, damga gibi adlarla çe- mallardan miktarlarda hububat olmak üzere öte- den beri yasak olan ve sanayi ham maddelerinin memleket gönderilmesine müsaade edilmesi halinde ruhsatiyYe bulunmakla beraber bu tatbikat bütün mahsullerin serbestçe manasma gelmiyordu. taraftan yine Asakir-i Mansüre mu- kataat hazinesi*ne gelir temin etmek, zamanda üreticinin önlemek gayesiyle mühim madde- ler üzerine, 1828'den beri yed-i vahid* denilen devlet tekeli Bu mad- delerden ipek, hububat üze- rine konanlar zaman sonra makla beraber afyon üzerindekinin de- ve Mehmed Ali Su- riye ve Girit'te tatbik yed-i vahid- ler bu maddelerden büyük karlar yan tedirgin etti ve Dev- leti 1820 tarifesinin yenilenmesini is- ustaca bir manevra ile tarife müzakereleri bir muahede müzakeresi sokuldu. Dört süren müzake- reler sonunda ingilizler, direni- için son çare olarak yed-i vahidin kabul tak- dirde bir vilayeti bunun da tatbik böylece ordu ve gelir yok olunca, Mehmed Ali Devleti'ne kal- ortaya Türk Hariciye Musta- fa Muavini Ka- ni Bey ve Harkiye Nüri Efen- di, Sir Henry Lytton Bulwer ve Cartwright ta- n- daki gizli olarak müza- kerelerde görülen sonunda 16 Muahede- si Muahedenin Tahlili. 8 Ekim'de Kraliçe Victoria, da Sultan ll. Mahmud tasdik edilen mu-
3

s. · TDEA, 1, 307 ·308; Türk ve Dünya Ünlüleri An· siklopedisi, istanbul 1983, ll, 627. L [1;1 MEHMET FARUK BAYRAKTAR BALTALİMANI MUAHEDESİ 16 Ağustos 1838 tarihinde yapılan

Sep 19, 2019

Download

Documents

dariahiddleston
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: s. · TDEA, 1, 307 ·308; Türk ve Dünya Ünlüleri An· siklopedisi, istanbul 1983, ll, 627. L [1;1 MEHMET FARUK BAYRAKTAR BALTALİMANI MUAHEDESİ 16 Ağustos 1838 tarihinde yapılan

BALTACIOGLU, lsmayı l Hakkı

gayeleri, okul düzeni ve öğretmenlik an­layışı gibi konulara dair geleneksel zihni­yet şiddetle tenkit edilmektedir. 2. Ter­biye ve İman (İstanbul 1330). 3. İzmir Konferanslan (İzmir 1331). 4. Elişlerinin UsUl-i Tedrisi (İstanbul 1331). s. Terbiye İlmi ( İ stanbul 1332). 6. J. J. Rousseau'­nun Terbiye Felsefesi (İstanbul 1341). 7. Umumi Pedagoji (İstanbul 1930) 8.

İctimai Mektep (İstanbul 1932). Baltacı ­oğlu, pedagojik görüşlerini ortaya koy­duğu bu eserinde geliştirdiği "şahsiyet pedagojisi" ve "üretim pedagojisi"ne da­yalı bir "içtimaf mektep" modeli kurar. Şahsiyet pedagojisinde eğitimi bir teori olarak değil psikolojik ve sosyolojik ve­rilere dayalı bir olgu olarak ele alır. Bu­na göre eğitimin gayesi ferdi sosyalleş­

tirmedir. Müellif eğitim olgusunu şu beş ana temele dayandırır: Kişilik ilkesi, or­tam ilkesi, çalışma ilkesi, verim ilkesi, başlatma ilkesi. Baltacıoğlu bu ilkelere dayalı kendi eğitim anlayışını Batı· daki uygulamalardan daha da ileri görür. İç­timaf mektebin en başta gelen özellik­leri üretim okulu ve demokratik okul ol­masıdır. 9. Toplu Tedris (İstanbul 1938). Bu eserinde içtimal mektep ilkelerini · ilkokul programına uygulamaktadır. 10. Rüyamdaki Okullar (İstanbul 1944). Ay­nı zamanda edebi bir değer taşıyan bu eserde müellif içtimal mektebin uygu­lama şekillerini rüyasında görmüş gibi anlatmaktadır. 11. Pedagojide İhtildl (İstanbul 1964). Müellifın İctimai Mek­tep adlı eserindeki görüşlerinin toplu olarak yeniden gözden geçirildiği ve ba­zı noktalara açıklık getirildiği bir çalış­madır. Ayrıca bu eserde milliyet ve kül­tür teziyle pedagoji tezinin bir sentezi yapılmıştır.

Sosyolojiyle İlgili Eserleri: Maarifte Bir Siyaset (İstanbul 1335); Sosyoloji (İs­

tanbul 1934); Türk'e Doğru (I-ll, istan­bul 1942-1943); Batı'ya Doğru (İstanbul 1945); Ziya Gökalp (İstanbul 1966). Sa­nata Dair Eserleri: Demokrasi ve Sanat (İstanbul 1931); Sanat (İstanbul 1934); Karagöz Tekniği ve Estetiği ( İstanbul 1 942); Türklerde Yazı Sanatı (İstanbu l 1958); Türk Plastik Sanatları (Ankara 1971). Dini Eserleri: Din ve Hayat (İstan­bul 1334); Kur 'an (meal) (Ankara 1957); Büyük Telsir (I. Kitap: Allah Nedir, An­kara 196 ı). Felsefeye Dair Eserleri: Kalbin Gözü (İstanbu l ı 338} ; Felsefe ( İstanbu l 1338} Edebi Eserleri. İnanmak (İstanbul 1939); Akıl Taeiri (İstanbul ı 940); Do­lap Beygiri (İstanbul 1940); Kafa Ta­mircisi (İstanbul I 940); Batak (İstanbul 1943}; Yalmzlar (İstanbul 1 946}.

38

lsmayıl Hakkı Baltacıoğlu'nun bunla­rın dışında, aynı konularda ve çocuk ve gençlik meselelerine dair bir kısmı ba­sılmamış birçok eseri daha vardır. Ayrı­ca çoğu kendi çıkardığı Yeni Adam der­gisinde olmak üzere on beş kadar ga­zete ile kırka yakın dergide yüzlerce ma­kalesi yayımlanmıştır (kitap ve makalele­rinin tam listesiyle hakkında yazılanlar için bk. Tozlu, s. 211 -275).

BİBLİYORGAFY A : lsmayıl Hakkı Baltacıoğlu, Sosyoloji, istan·

bul 1939, s . 318 ·319; a.mlf., ictimai Mektep, Ankara 1942, s. 182; a.mlf., Pedagojide ihtilal, istanbul 1964, s. 6, 27·28, 106; a.mlf., "Haya­hm", Yeni Adam, sy. 142·360, istanbul 1938· 41; a.mlf., "Dine Doğru", AÜiFD, Vl / 1-4 (1957). s. 44·59; Sabri Kolçak, ismayıl Hakkı Ballacı· oğlu, izmir 1968; T.B.M.M. Tutanak Dergisi, XX, Ankara 1949, s. 278; Hasan Ali Koçer. Tür· kiyede Modern Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi,

istanbul 1970, s. 201·202; Hilmi Ziya Ülken. Türkiyede Çağdaş Düşünce Tarihi, istanbul 1966 (2. bs. 1979). s . 443·450; Behçet Necati­gil, Edebiyatımızda isimler Sözlüğü, istanbul 1980, s. 74; Necmettin Tozlu. i. Hakkı Baltacı· oğlu'nun Eğitim Sistemi Üzerine Bir Araştırma, istanbul 1989; Kemal Aytaç, "Baltacıoğlu'nun Eğitim Sisteminin Ana Gelişimi", Yeni Adam, sy. 921, istanbul 1978, s. 4·8; a.mlf., "!.H. Bal­tacıoğlu 'nun Hayah ve Faaliyetleri", Araştır·

ma Dergisi, sy. ll, Ankara 1979, s. 165·190; TDEA, 1, 307 ·308; Türk ve Dünya Ünlüleri An· siklopedisi, istanbul 1983, ll, 627.

L

[1;1 MEHMET FARUK BAYRAKTAR

BALTALİMANI MUAHEDESİ

16 Ağustos 1838 tarihinde yapılan Osmanlı- İngiliz ticaret

muahedesi. _j

Muahedeyi Hazırlayan Sebepler. XIX. yüz­yıl başlarında, kuruluş devirlerinden iti­baren Avrupa devletlerine çeşitli tarih­lerde verilen ve "en çok müsaadeye maz­har millet" ibaresi dolayısıyla hemen bü­tün devletlerinkinde aynı şartlar bulu­nan ahidname*ler yürürlükte olup ha­rici gümrük resimlerinin esasları da bun­lara göre düzenlenmişti. Bu resimlerin oranları başlangıçta her devlet için fark­lı iken XVIII. yüzyıldan itibaren impara­torluğun her yerinde ve bütün devletler için % 3 olarak tesl;ıit edilmiş, gümrük­lerde kolaylığı sağlamak üzere de her millet tüccarı için ayrı ayrı gümrük tari­feleri tanzim edilmeye başlanmıştı. Bu tarifeterin normal süresi on dört yıldı. Nitekim ingilizler'le 1806 tarifesinin ye­rine geçmek üzere 1820'de yapılan ta­rifenin müddeti 1834 'te dolacağından yenilenmesi gerekiyordu. Ancak ll. Mah­mud devrinin ilk mühim değişikliği olan

yeniçeriliğin kaldırılmasıyla yerine kuru­lan Asakir-i Mansüre-i Muhammediyye·­nin ihtiyaçlarını karşılamak ve 1820'den beri artan fiyatlar karşısında pek dü­şük kalan gümrük resimlerinin sebep olduğu hazine kaybını önlemek üzere yapılan bazı düzenlemeler dolayısıyla ya­bancı tüccardan fazladan alınmaya baş­lanan resimler, başta ingilizler olmak üzere Osmanlı ülkesinde ticaret yapan yabancıları rahatsız ediyordu. Bu resim­ler ihtisab, resm- i min, kantariyye, ruh­satiyye, reftiyye, damga gibi adlarla çe­şitli mallardan değişik miktarlarda alı­

nıyordu. Başta hububat olmak üzere öte­den beri ihracı yasak olan bazı gıda ve sanayi ham maddelerinin memleket dı­şına gönderilmesine müsaade edilmesi halinde ruhsatiyYe alınmaya başlanmış bulunmakla beraber bu tatbikat bütün mahsullerin serbestçe ihracı manasma gelmiyordu. Diğer taraftan yine Asakir-i Mansüre masraflarının görüldüğü mu­kataat hazinesi*ne gelir temin etmek, aynı zamanda üreticinin aldatılmasını

önlemek gayesiyle bazı mühim madde­ler üzerine, 1828'den beri yed-i vahid* denilen devlet tekeli konmuştu. Bu mad­delerden ipek, zeytinyağı, hububat üze­rine konanlar kısa zaman sonra kaldırıl­makla beraber afyon üzerindekinin de­vamı ve Mehmed Ali Paşa'nın Mısır, Su­riye ve Girit'te tatbik ettiği yed-i vahid­ler bu maddelerden büyük karlar sağla­yan tüccarı tedirgin etti ve Osmanlı Dev­leti 1820 tarifesinin yenilenmesini is­tediğinde ustaca bir manevra ile tarife müzakereleri bir muahede müzakeresi şekline sokuldu. Dört yıl süren müzake­reler sonunda ingilizler, Osmanlı direni­şinin kırılması için son çare olarak yed-i vahidin kaldırılması kabul edildiği tak­dirde bir Osmanlı vilayeti olması dolayı­sıyla bunun Mısır'da da tatbik edileceği, böylece ordu ve donanmasının ihtiyacını sağladığı gelir yok olunca, Mehmed Ali Paşa'nın artık Osmanlı Devleti'ne baş kal­dıramayacağı görüşünü ortaya attılar.

Türk tarafında Hariciye Nazırı Musta­fa Reşid Paşa, Başvekalet Muavini Ka­ni Bey ve Harkiye Müsteşarı Nüri Efen­di, İngiltere tarafından Sir Henry Lytton Bulwer ve Başkansalos Cartwright ta­rafından Reşid Paşa' nın Baltalimanı· n­daki yalısında gizli olarak yapılan müza­kerelerde görülen yumuşama sonunda 16 Ağustos1838 Baltalimanı Muahede­si imzalandı .

Muahedenin Tahlili. 8 Ekim'de Kraliçe Victoria, kasım başlarında da Sultan ll. Mahmud tarafından tasdik edilen mu-

Page 2: s. · TDEA, 1, 307 ·308; Türk ve Dünya Ünlüleri An· siklopedisi, istanbul 1983, ll, 627. L [1;1 MEHMET FARUK BAYRAKTAR BALTALİMANI MUAHEDESİ 16 Ağustos 1838 tarihinde yapılan

ahede iki kısımdan meydana geliyor­du. Yedi maddeden ibaret birinci kısmın ilk maddesi. daha önce verilen ahidna­melerin bu muahedeyle değiştirilmeyen maddelerinin aynen yürürlükte bulun­duğu ve d iğer devletlere verilmiş veya verilecek hakların İngilizler için de ge­çerli olacağına dairdi. İkinci madde Os­manlı iktisadi hayatı bakımından son derecede önemli bazı hususları ihtiva etmekteydi. Osmanlı topraklarında öte­den beri uygulanan ihraç yasakları ta­mamen kaldırılıyor. yabancı tüccar her istediği malı satın alma imkanını kaza­nıyordu. Gerek zirai mahsuller gerek­se diğer eşya üzerine konan yed-i va­hid usulü ile şimdiye kadar satın alınan ma lların bir yerden başka bir yere nakli için alınması gereken tezkire" ler tama­men kaldırılıyor , bu hususların aksine hareket eden Osmanlı memurlarının şid­

detle cezalandırılacakları ve bundan do­layı zarara uğrayacak İngiliz tüccarının zararının da tazmin edileceği garanti edi­liyordu. Üçüncü madde bir bakıma 1809 Kal'a-i Sultaniyye Muahedesi'nin iç tica­retle ilgili maddesinin tekran veya ge­liştirilmiş şekli idi. İngiliz tüccarı. Os­manlı mahsullerini yerli tüccar gibi alıp satma ve yerli tüccar içinde de en im­tiyazlı olanla aynı statüde resim ödeme hakkına sahip oluyordu. İngiliz tüccarı­nın ihraç ettiği Osmanlı mahsullerinden alınacak resimler dördüncü madde ile tesbit edilmişti. Aslında harici gümrük

resimleri (ihracat-ithalat) oranlarında bir değişiklik yapılmamıştı. Bu resimler es­kisi gibi % 3 olarak alınmakta devam edecekti. Fakat 1826'dan beri çeşitli ad­larla alınmakta olan resimler kaldırılıyor ve hepsinin yerine geçmek üzere % 9 oranında tek bir resim konuyordu. Bu resim. malı yerli veya yabancı tüccar­dan hangisi memleket dahilinden iske­le şehrine getirirse ondan alınacaktı. Ya­ni ingiliz tüccarı malı iskelede satın al­dığı takdirde sadece % 3 resim ödeye­cekti. Beşinci madde Boğazlar ' dan ge­çecek gemilere verilecek "izn-i sefine"­lerin süratle verileceğine, Altıncı madde ise bu muahedenin Asya ve Afrika 'daki bütün Osmanlı ülkeleri ve Mısır'da tat­bik edileceğine dairdi. Yedinci madde­de. yapılacak tarifenin yedi yıl süreyle yürürlükte kalacağı. müddetin bitimin­de taraflardan birinin müracaatı üzeri­ne yenileneceği. aksi halde süresinin ye­di yıl daha uzayacağı. muahede tasdik­namelerinin dört ay içinde teati edilip 1 Mart 1839'dan itibaren yürürlüğe gire­ceği belirtiliyordu.

Muahedenin üç maddeden meydana gelen ikinci kısmının ilk maddesi ithal edilecek malların gümrükleriyle ilgili olup memleket dahiline götürüldüğü takdir­de % 3'ten başka . ilave olarak % 2 da­ha resim verileceği; ikinci maddede % S'i ödenm iş malların memleket içinde baş­ka hiçbir resim ödenmeksizin naklinin yapıl abileceğine, hatta yeniden ihraç da-

Ba l tali man ı Muahedesi'n in Kraliçe Victoria ta ra fından imza lanan n üshası (BA, Muahede ı ec. nr. 1991

. ~t li' ~ tan- /.n.l, 11t rlıt tJ..I ,;".tf,:/ı .6H~. ,,. ,.!uılt At ;,. (t~ /<~~•'.;r f Itilir l'j ·l(:t ,-h,~ ·&- . tlin~nd 11. ,v,.bıf.J~ fj tlwıt rl~Jrr,f/ k/ /j.Jir _PN:Iı tVm~n(' 4 ./J:.ı.U ,~. titl:.r~ AU 1 ~n't4i..­tk ,H:t.· ,.mmıtl.~ - ~for tlt1- 4U1 ı( ;t/u. ;{;,;r A·<n rw:~,. lt:·ı,. t/ı,:. r/oritft' '.ı!/ı11/t f'lll;,,;.,. ,I)J. /ra /IY· /r1.-J111 f'(lid 1•"~, I'Ci,11.1.'1{

· 1t'ht( · ll.ı. · ~nd ~ t/u. 'l~~edilıJ ' . .!Mif. j't.zr.s; 11ntf _.H d H~/1 ~ ' t- "(~ 'tJ•~-·9 ·a<lt )kıWtl.li~ tft.nnt ~;l ./tt'(p )'t-,ırJ. . · . ·

ı '... ' -... ~~- ' .. , '' • "l ,, •• • -··· • '

r- :ı.~.· ... ·:··,,_ ,,, ·, ~'Y1If~ ~-,: .. ·· .. , ~ - '~\. _;, ,ı.:ı, ' J ., :"" ··,: '? ' ., ~ ' "'.'' ... ,_.,, . \;··. ~· ';;.ı . ..! ' • • ...

' ~l..~u~tJf Qli..U ıliitll- ı',.;,4t& k .·U1ı~~~·lll'iJI·t{ıJ .!r'.tl(cd4f•o/ :- ·

·, 'A.It & #(/.~t.f « /;!tJt.u:4·;,;j- .JVt"tl.ti•~{/~-//t6N .f.(:••'"""'.ıriJ: • o '

, )h.il'ii';J.!./.1 ~ :tlıt llti1f.:clr~ ~AJıf.l6':/~t lıA<'t, "'7'"',t,·· · /h( ..AJ"", tn•tl ~(.." ~.//u;,. ,.lt1/i fhn-tJ~C,. · . · .

. J~ Af- .IJ~., ~'"· 4i.lV a,,.r(4,,~ ,J~ ·'/h,~~jd{,.

(i?"!"",' "'~ ·~~ fltk ;.,..;.~ , #,j .Y.trty ~ ,, ..

®: )t.,;#~,,;.r&l, : ' . ~ ® ~ ;;.f. '': :· • ·~ :i:~L:··L_ ::; -~. '·

. . .._; ·' . ' . . '':, " '·~.

' . '._,-;,; ',; • .Jj ~ <IHı/ ..,(n',~ ~ offfJ:t ~ft/Mt/{1 ~ol(r, :,Yıl'rtY'J~, ~tk,ıtJıl • .ı_"~· (~/ıJJv...t.llıJ /""~··~"~tl(,,;./ M7 ~;. r.ı.:.

' 1tJ ltf!.{;'ii Illi/ ,t(k.l"r I{J itf ~Ir '~k -t)ur:11e, #f,M, AMJtf; ,

/u;.; tfm/ l'tli",j..'~l j,- lVinlkt, &;.~,;.,. llt•ll :/t,rrr~ 1: • ., ·

: .·/~/''Jı"~H·~/'"""'.:i"''j t; 'lm 1·~li- ·-.4~yJt! ·''ll'i'hl, tA~·~ ~!J,r_ ,)q o~1;,_n('ff ml ;~/df/ty ·;f.'-1'\f.n;; I'IJu/_ TtMlıı 6/1 tfllt{ /tj'J"/,,- ML :.,.41"/..1, tf,,~.;, JfnJ t:l';llil·ll'fl/., {111/. · ~r,A,.ı..vJI ü~ ' 1t1: , f/H~If ttjp:',!ı/tf{, ~~~~~

' Md' , '1;; t.ttl nr.0- -'·o/Ji'r !ht· ,;ilm4 ·(,o (.i , .,.;l.w,l If "Ht l'li.!.' h"

1h11, ... ~·.ıt lll ""f ~IUI•IIfl't'·r Ji,l ,;,. lt; r./• /,~ tiı fhtr o:o'~1! r7.f't'

14· /~'~'"1.'' il.:4t}~":"t ttwl .t·,hi4tr 1 ~u JM. "''lE, 4-ı~ · 61k~~tl • r'4' Jh~'t·, Ar./. {lftt~ 1/ı:/l.ot{ ••ifitj)t,ll, {/HP./. ~dlf!.uio (1,;~1, ./;1'1~/u( 1- f.!."JW'.~( -1~ lf(t,..; v;::.t;,~, M;t'l; 'lll' lurret ,.ltıtlt t.·1(tf (lm~ A}:ı•

lriı~ııt .. ~i:'f'l~ ıtJ lto" , r;,,-1 ll( '11~~~~~~ ... t;~tf,. fb.'f;A/.Ct~tıt 1· ;.,;;kr; · ~;~ fM . pu 7 f!t•r .L?vt tiu. iıi~hlm(. ti; /.r . .Himdrltt 1/n

. ·~idr 'f/.,., lt11tf. tir- /,{.- ,.k.wıtf )'?.ır tj tiM .of.o~1;. . _ • , .-

BALTALİMANI MUAHEDES İ

hi ed il ebileceğine işaret ediliyordu. Üçün­cü maddede transit malların tabi ola­cakları esaslara temas ile bunlar için sa­dece % 3 ödeneceği belirtiliyordu. İngi­lizler birinci kısmın üçüncü ve ikinci kıs­mın ikinci maddelerindeki ifadelerle -ki "oradaki her türlü ticaret" manasma ge­len İngilizce ifade muahedenin Türkçe'­sinde yoktur- hem Osmanlı hem de it­hal mallarının perakende ticaretini yap­ma hakkını kazanmış oluyorlardı. Bu da. Türk murahhaslarının. muahedenin ikinci kısmının birinci maddesine neden İngilizler' in bu muahedenin maddelerin­deki açık ifadeleri dışında herhangi bir mana gizlemediklerine dair bir fıkra koy­durduklarının işaretidi r.

1839 Tarifesi. Muahedenin dördüncü maddesiyle esasları tesbit edilen ve ye­dinci maddesiyle yürürlükte kalacağı sü­re belirlenen tarifenin tanzimine kasım ayında başlanmış, Osmanlı murahhasla­rının amediyye ve reftiyye_ malları tari­felerini aynı zamanda yapmak isteme­lerine rağmen. İngiliz hariciyesinin ame­diyye resimlerinin tarifesine esas ola­cak fiyatların tam olarak tesbiti için 1 Mart'tan itibaren hiç olmazsa altı aylık

bir zaman geçmesi gerektiği hususun­da murahhaslarına t alimat göndermesi üzerine müzakereler bir süre kesilmiş,

tekrar başladığında ise önce reftiyye re­simleri bitirilmişti. Amediyye resimleri­ne esas olacak fiyatlar için Osmanlılar'ın baş langıçtan itibaren istanbul çarşı ve pazarındaki fiyatların esas alınması tek­lifi İngilizler'ce benimsenmemiş, onların teklifi olan % 1 O' luk indirimi ise Osman­lılar kabul etmemişlerdi. Ancak Babıa­li'nin tarife yapılmadan muahedenin tat­biki için gerekli emirleri göndermeme­si ve muahedelerini ingilizler'den üç ay sonra yapan Fransızlar' ın tarifelerini ta­mamlamış olmaları dolayısıyla İngilizler de daha fazla gecikmeksizin. başlangıç­ta Osmanlıla r' ca da kabul edilen son beş yıllık 1 1833-1 838) fiyat ortalaması üze­rinden baş lanıp da yarım bırakılan tari­feyi süratlendirerek 22 Nisan'da tamam­lamışlardı.

Muahedenin · tatbikine başlanabilmesi için ihraç limanları konusunda da anlaş­maya varılması gerekiyordu. Babıali an­cak belli limanlardan ihracat yapılabile­ceğini bildirmiş, bunun sayısın ı ise on yedi olarak tesbit ve özellikle Bursa ipe­ğinin sadece istanbul'dan ihracında ısrar ettiğinden müzakereler epey uzamıştı .

Ancak bu defa da İngiliz tarafı ağır bas­mış ve haziran sonunda elli dört liman üzerinde anlaşmaya varılmıştı.

39

Page 3: s. · TDEA, 1, 307 ·308; Türk ve Dünya Ünlüleri An· siklopedisi, istanbul 1983, ll, 627. L [1;1 MEHMET FARUK BAYRAKTAR BALTALİMANI MUAHEDESİ 16 Ağustos 1838 tarihinde yapılan

BALTALiMANI MUAHEDESi

B a l ta l im a nı Mu ahedesi'n in elçi Ponsonby taraf ı ndan im­za lanan nü sh a s ı {BA, Muahedeler, nr. 1 99~)

Muahedenin Tatbiki. Muahedenin tat­bikatına başlanmasıyla birlikte bazı ko­nularda taraflar arasında anlaşmazlık or­taya çıkmıştı ki perakende ticaret bun­ların başında geliyordu. Ancak Osman­lı hükümetinin, muahedenin sadece In­gilizce'sinde bulunan "oradaki her tür­lü ticaret" ibaresini ihtiva eden madde­sini düzelttirmek için sarfettiği gayret­ler neticesiz kaldı. İngilizler önce Rus mu­ahedesinin imzalanmasını bekledikleri­ni bildirdiler, fakat Rus muahedesinden sonra da herhangi bir değişikliğe yanaş­madılar. Sonunda yabancıların da Os­manlı ülkesinde Osmanlı esnafı statü­sünde faaliyet göstermeleri prensibi ka­bul edildi.

İngilizler'den sonra 25 Kasım 1838'de Fransızlar aynı şartları ihtiva eden bir ti­caret muahedesi imzaladılar. Bunu 1839'­da Hansa şehirleri ( 18 May ı s), Sardunya (2 Eylül) ; 1840'ta isveç, Norveç (31 Ocak), İspanya (2 Mart). Hollanda ( 14 Mart), Bel­çika (30 Nisan). Zollverein hükümetleri (22 Eki m); 1841'de Danimarka (l May ı s )

ve 1843'te Portekiz (20 Mart) takip etti. Osmanlı Devleti, ilki 1838'de yapılan Bal­talimanı muahedelerinin şartlarını an­cak 30 Nisan 1846'da yapılan Rus mua­hedesinde kısmen hafifletebildi. Bu mu­ahede ile Rus tüccarının Osmanlı toprak­larında esnaflık yapması yasaklandığı gi­bi içki, tütün, tuz ve barut gibi madde­ler in ticaretine de yasak ve kısıtlamalar getirildi. Bu şartlar 1861 ·e kadar sade­ce Rus muahedesinde kaldı ve ancak Kanlıca ticaret muahedeleriyle kısmen hafıfletilebildi.

40

BİBLİYOGRAFYA : Arşiv Belgeleri: BA, Hatt-ı Humayun tasni{i

ll. Mahmud devri belgeleri (bk. M. Kü tükoğl u ,

Osman lı -İngiliz İktisadi Münasebetleri di pnot­l a rı ); BA. Mühimme Defter/eri, nr. 251 , s . 48-49, 192 ; nr. 253, s . 42 -43, 55 -56 , 11 1, 115-116, 183, 187; nr. 254, s . 61, 94, 100 ; BA. MD, Mesail-i Mühimme- i İngiltere, nr. 805, 806 ; BA, Muahede Orijinalleri , nr. 199 , 200; BA, Dü­vel·i Ecne biyye, İngiltere lü Defteri, nr. 39/ 5; BA. f'lame ·i Hümay un Defteri, nr. Xl; BA, H ari· ciye Arş iv i Tercüme Odas ı Evrak ı , kutu 811 ; Public Record Office (ingili z Devlet Arş i vi), Fo­reign Office 78 (Turkey), 278, 298, 328, 330, 332, 349·A, 350, 352,354, 355, 356, 362.

Yayımianmış Arşiv Belgeleri ve Muahedilt Mecmuaları: H. L. Bulwer, Commercial Treaty of 1838, London ı843 ; Ch. de Martens - F. de Cussy, Recueil manuel et pratique de traites, conventions et autres actes diplomatiques, Leipzig 1849, V, tür. yer. ; Mualıedat Mecmua­s ı, istanbul ı294 , 1, ingiliz muahedes i, s . 272-277, d i ğe r devl etlerle olanla r, tür. yer. ; J. C. Hu­rewitz, Diplomacy in the f'lear and Middle East 1: A Documentary Record 1535·1914, Princeton ı 956 , s. ı ı O- ı ı ı (Muahede nin sa­dece esas k ı sm ı )

Kaynak Eserler ve İncelemeler : H. L. Bulwer, Life of Pa lmerston, London ı 870 , ll , 259 ; Lut­fi. Tarih, V, ıı 2, 274 ; Cevdet, Tezakir, 1, 7; IV, 221·222; V. J . Puryear, International Economics and Diplomacy in the f'lear East, Ca lifo rnia 1935, s . 107-145 ; F. E. Ba iley, British Policy and the Turkish Reform Mouement, Cam brid· ge ı 942, s . 72-73 ; Mübahat S. Kütükoğ lu, Os­manlı-ingiliz ilctisadf Münasebetleri 1: 1580 · 7838, Ankara 1974, s. 92 vd.; a.e. ll : 7838-1850 ( 1976). s . 22 vd.; a.mlf., "Balta Limanı Ti­caret Muahedeleri ve Ta tbikah", 1. Milletler Aras ı Tü rko loj i Kongresi (Teb li ğle r ). istanbul 1979, 1, 200-206; a.mlf., "1838 Osmanlı- İngiliz Ticaret Mu ahedesi", Türk- ingiliz ilişkileri 1583-1984, Ankara 1985, s . 53- 59 ; a.mlf., "Tanzimat Devri Osmanlı- İngiliz Gümrük Tarifeleri", TED, sy. 4- 5 (1974 ), s . 335-393; a. mlf., "1826 Düzenlernesinden Sonra İzmir İhtisab Neza ­reti", a.e., sy. 13 (1987). s . 48ı -520 ; Yusuf Ke­mal Tengirşen k, "Tanzimat Devrinde Osmanlı

Devletinin Harici Ticare t Siyaseti", Tanz imat 1, istanbul 1940, s. 289 -320 ; Ahmet Yücekök, "Emp eryalizm Yörüngesinde Osmanlı İmpa­ratorluğu- 1838 Ticaret Sözleşmeleri", SBFD, XXIII / 1 (1968), s. 381-425 ; Orhan Koloğ lu , "1838 Osmanlı-İngiliz Ticaret Anlaşması ve Mısır Tehdidi", TT, sy. 60 (1988), s. 26 -37 ; Şevket Pamuk, "150. Yılında Balta Limanı Ticaret Antlaşrnası " , a.e., s. 38 -41.

~ M ÜBAHAT S. KüTÜKOG LU

1 BALTALİMANI SAHiLSARAYI

1

Mustafa Reşid Paşa'nın 1860-1870 yılları arasında Baltalimanı'nda yaptırdığı

L kagir saray.

_j

XIX. yüzyılın ilk yarısında Boğaz'ın

önemli mesire yerlerinden biri olan Bal­talimanı kıyısında da birçok kasır ve sa­hilsaraylar bulunmaktaydı. Mustafa Re-

şid Paşa buradaki ahşap yalısının ya­nında mimar Sarkis Balyan'a, ayrıca ha­remlik ve selamlık bölümlerinden olu­şan Baltalimanı ya da Büyük Reşid Pa­şa Sahilsarayı olarak tanınan bugünkü kagir binayı yaptırmıştır. Mustafa Re­şid Paşa zamanında İngiltere , Belçika, Fransa ve Rusya ile imzalanan 16 Ağus­tos 1838, 25 Kasım 1838, 3 Ağustos 1839, 30 Nisan 1840, 30 Nisan 1846 ve 1 Mayıs 1849 tarihli siyasi ve ticarT ant­laşmalar bu ilk yalıda imzalandığından " Baltalimanı antlaşmaları" olarak tarihe geçmişlerdir. Mustafa Reşid Paşa ' nın

oğlu Ali Galib Paşa ile Abdülmecid 'in kı­zı Fatma Sultan ' ın evlenmeleri üzerine Baltalimanı Sahilsarayı hazine tarafın­

dan 250.000 altına satın al ınarak yeni eviilere tahsis edilmiştir. Bu dönemde eski saray hizmetkarlar dairesi olarak kullanılmış ve saraya bir yolla bağlan ­

mıştı r. Kırım Savaşı sırasında Fransız

imparatoru lll. Napolyon ile İmparato­riçe Öjeni'nin istanbul'u ziyaret etmek istemeleri üzerine misafirleri ağırlamak için Baltalimanı Sahilsarayı seçilmiş ve çevresinde birçok yeni köşk yaptınla rak

saray ve çevresi özel olarak düzenlen­miştir.

Fatma Sultan ' ın ölümünden ( 1882) son­ra Tarlabaşı Sarayı ' nda oturmakta olan kız kardeşi Mediha Sultan, IL Abdülha­mid'den Baltalimanı Sahilsarayı ' nın ken­dine tahsis edilmesini istemişti r. 1887'­de saray Mediha Sultan 'a verilmiş ve 1922 tarihine kadar onun mülkiyetinde kalmıştır. Fe ri d Paşa ' nın Med i ha Sul­tan ' la evlenmesinden sonra sahilsara­yın yanına bi r harem bölümü yaptırıl­

mış ve bu bölüm Paşa Dairesi olarak adlandırılmıştır. Bu dönemde yapıyla il­gili önemli olaylardan biri de siyası se­beplerle Mısır Hidivi Yusuf Kamil Pa­şa 'dan ayrılan Zeynep Hanım ' ın paşa ile tekrar evlenmesi sırasında nikahlarının Baltalimanı ' nda kıyılarak evli çiftierin bir süre sarayda misafir edilmeleridir. Cumhuriyet'in ilanından sonra bir müd­det terkedilmiş olarak kalan saray bir süre Balıkçılık Enstitüsü'ne tahsis edil­miş ve bu sırada yapı önemli değişik­

liklere uğramıştır. Günümüzde ise ke­mik ve mafsal veremi hastahanesi ola­rak kullanılmaktadır. Paşa Dairesi is­tanbul Üniversitesi Hidrobiyoloji Ensti­tüsü'ne verilmiştir. Sahilsarayın değerli

eşyası , yağlı boya tabloları , Damad Fe­rid Paşa 'ya ait zengin kütüphane 1925 yılında müzayedeyle satılmıştı r.