Page 1
Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü
Eğitim Programları ve Öğretim Bilim Dalı
EPO642-02 Program Geliştirme ve Değerlendirme I
S. ERTÜRK, F. VARIŞ, H. TABA VE R. W. TYLER’IN
PROGRAM GELİŞTİRMEYE BAKIŞLARININ KARŞILAŞTIRILMASI
Sera Suzan ŞENGİL
N13210374
Birinci Vize Projesi
Page 2
02.12.2014
İÇİNDEKİLER
Sayfa
ŞEKİLLER LİSTESİ…………………………………………………………...…………………3
1. ÖZET……………………………………………………………..…………………………….4
2. SELAHATTİN ERTÜRK’ÜN PROGRAM GELİŞTİRME MODELİ……………………….5
3. FATMA VARIŞ’IN PROGRAM GELİŞTİRME MODELİ…………………………………..8
4. HILDA TABA’NIN PROGRAM GELİŞTİRME MODELİ………………………………….11
5. RALPH W. TYLER’IN PROGRAM GELİŞTİRME MODELİ………………………….....13
6. SONUÇ……………………………………………………………………………………….15
7. KAYNAKÇA………………………………………………………………………………….16
2
Page 3
ŞEKİLLER LİSTESİ
Sayfa
Şekil 2.A. Selahattin Ertürk’ün YetişekModeli……………………………...…………………….…7
Şekil 2.B. Selahattin Ertürk’e Göre YetişeğinUnsurları…………………….…..…..……........7
Şekil 3.A. Fatma Varış’ın Program GeliştirmeModeli……………………….…………..……..10
Şekil 4.A. Program Geliştirmede TabaModeli…………………………………………………..…12
Şekil 5.A. Program Geliştirmede TylerModeli…………………………………………………..…14
3
Page 4
1. ÖZET
Eğitimde program tasarımı, programda olması gereken öğelerin
ortaya çıkarılma sürecidir. Program tasarımı, bir bütünlük içinde
olmayı ve eğitim düzenlemesini anlamlı kılmayı hedefler (Demirel,
47). Bir eğitim programı planlarken öncelikle programın nasıl
olacağının tasarlanması gerekmektedir. Programı geliştirme uzmanı
bu tasarımı ortaya çıkarmalı ve program geliştirmeye bu
tasarımdan yola çıkarak başlamalıdır. Program tasarımları bir
eğitim programını oluşturan temel öğelerin neler olduğunu ve bu
öğelerin arasındaki ilişkileri tanımlar. (Demirel, 47).
4
Page 5
Bu çalışma, eğitimde program geliştirme üzerine araştırmalar
yapmış ve çeşitli modeller sunmuş olan Prof. Dr. Selahattin
Ertürk, Prof. Dr. Fatma Varış, Hilda Taba ve Ralph W. Tyler’ın
program geliştirmeye bakışlarını inceleyerek kavram haritaları
üzerinde her birinin program geliştirme modellerini
incelemektedir. Her bir program geliştirme uzmanının eğitimde
program geliştirme üzerine verdiği eserler üzerinde çalışılmış ve
bakış açılarından yola çıkılarak karşılaştırma yoluna
gidilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre yukarıda adı geçen
program geliştirme uzmanlarının bir eğitim programı geliştirirken
önem verdikleri ve üzerinde durdukları konuların benzer ve farklı
yönleri ortaya konmuş fakat eğitimde program geliştirmenin temel
öğelerinin bireye göre değişen değil geniş bir topluluk
tarafından kabul edilen aşamalardan oluştuğu hipotezi
doğrulanmıştır.
5
Page 6
2. SELAHATTİN ERTÜRK’ÜN PROGRAM GELİŞTİRME MODELİ
Selahattin Ertürk’e göre yetişek geliştirme ile uğraşacak
eğitimcilerin program geliştirmeye başlamadan önce
cevaplandırması gereken sorular şunlardır; “Eğitim hedefleri
neler olmalı, yani öğrencilere hangi davranışlar
kazandırılmalıdır?”, “Kendilerinde bu davranışların gelişmesi
için öğrenciler hangi yaşantıları geçirmeli, yani hangi eğitim
durumlarında bulunmalıdırlar?”, “Bu durumlar nasıl örgütlenirse
istendik öğrenci davranışlarını geliştirme bakımından en verimli
olur?”, “İstendik davranışların isabetlilik durumlarında
(istendik davranışları geliştirme yönünden) etkililik derecesi
nedir?” ve “Mevcut yetişekte ne gibi değişiklikler gereklidir?”
(14). Ertürk’e göre bu sorulardan alınan cevaplara göre
uygulamaya girişmek gerekmektedir. Uygulamadan sonra ortaya
çıkacak ürünleri ise üç ana grupta toplamak mümkündür. Bunlar;
hedefler (yani istendik davranışlar), öğrenme yaşantıları (yani eğitim durumları) ve
değerlendirme faaliyetleridir (Ertürk, 14).
Ertürk’e göre program geliştirmenin ilk adımı ve en önemli
aşaması sayılan hedeflerin belirlenmesi çeşitli düzeylerde
düşünülebilir (15). Bunlar; uzak hedefler, genel hedefler ve özel
hedeflerdir. Uzak hedefler, eğitim hizmetlerinin ne yönde olacağı
ile ilgili bilgi vererek eğitim politikasının ne olacağını
tanımlar. Böylece eğitimin genel hedefleri belirlenmiş olur ve
gidilecek yönün tayin edilmesi kolaylaşır (Ertürk, 15). Genel
hedefler ise; eğitimin genel hedefleri ve okulun genel hedefleri olarak iki
6
Page 7
düzeyde düşünülebilir. Eğitimin genel hedefleri tayin edilirken şimdiki
ülke şartları ve varılmak istenen şartlar göz önünde
bulundurulmalı ve hedefler bu analiz sonucunda belirlenmelidir.
Diğer taraftan okulun hedefleri ise; genel hedefler çerçevesinde
okulun yetiştireceği insan gücünün hangi niteliklere sahip olması
gerektiğini tanımlar ve okulun eğitim felsefesi bu amaçlar
doğrultusunda belirlenmiş olur (Ertürk, 15).
Hedeflerin saptanmasının ardından bu hedeflerin davranışlara
çevrilmesi gerekmektedir. Bu davranışların, yani muhtemel öğrenme
yaşantılarının, dolayısıyla da eğitim durumlarının neler olabileceğinin
kararlaştırılması, Ertürk’ün eğitim programı modelinde ikinci
aşamayı oluşturmaktadır (Ertürk, 16). Öğrenme yaşantıları ile
eğitim durumlarının bazı önemli özellikleri bulunmaktadır.
Bunlar; hedefe görelik, öğrenciye görelik, ekonomiklik ve diğer yaşantılara
görelik: kaynaşıklıktır. Ertürk’e göre bir eğitsel
yaşantının geçerli olabilmesi için öncelikle hedefe hizmet
etmesi, yani hedefe göre olması gerekmektedir. Bu nedenle
hedefleri belirlerken hangi davranışların ortaya çıkmasının
istendiği düşünülmeli ve o davranışın ortaya çıkması için gerekli
koşullar sağlanmalıdır (Ertürk, 90). Öğrenciye görelik ilkesi ise
öğrenme yaşantılarının öğrenci için tatmin edici olması ve
öğrencinin seviyesine uygun olması olarak iki düzeyde
düşünülebilir (Ertürk, 92-94). Öğrenme yaşantılarının ekonomik
olması da bir diğer önemli konudur. Yaşantının ucuza mal
edilmesi, “bir taşla iki kuş vurması” ve istenmedik yan
7
Page 8
etkilerden arınmış olması göz önünde bulundurulması gereken
konulardır (Ertürk, 97). Son olarak diğer yaşantılara görelik: kaynaşıklık
ilkesi üzerinde çalışılırken, öğrenme yaşantısının tekrarlanırlık
özelliğine sahip olması dikkate alınmalı, yalnızca bir kere
yapılmış olması değil, istendik davranışın öğreni haline gelmesi
için birden fazla yapılması sağlanmalıdır (Ertürk, 99).
Kaynaşıklık ilkesinin bir diğer önemli konusu ise öğrenme
yaşantısının aşamalı olması, yani her yaşantının bir önceki
yaşantı üzerine inşa edilmesi ve öğrenmenin yavaş ve birikimli
bir süreç haline getirilmesi ile ilgilidir (Ertürk, 99).
Kaynaşıklığın kapsadığı diğer bir özellik ise; öğrenme
yaşantısının dayanışık olması, yani yaşantının diğer yaşantılar
ile aynı hedefi pekiştirmeye yönelik olmasıyla öğrenme
yaşantısının etkileme gücünün artırılması konusudur (Ertürk, 99).
Ertürk’e göre yetişeğin son unsuru değerlendirmedir.
Yaşantıların gerçekten istenen değişmeleri meydana getirip
getirmediğini anlamak için kanıtlara ihtiyaç vardır. Bu
kanıtların toplanabilmesi için öğrenci davranışlarının gözlem
yoluyla düzenli olarak yoklanması ve ortaya çıkan davranış
değişikliği ile arzu edilen davranış değişikliği arasında
karşılaştırma yapılması gerekmektedir. Bu çalışma, eğitim
programını tamamlayıcı ve onarıcı bir nitelik taşımakla beraber,
program modelindeki son aşama olan değerlendirme sürecini
oluşturmaktadır (Ertürk, 17).
Tüm bu verilerden yola çıkarak hedeflere büyük önem veren
Ertürk’ün sürece dayalı değil ürüne dayalı bir program8
Page 9
Öğrencide geliştirilecek davranışların
önceden kararlaştırılıp bir
sıraya konması
Bu davranışları geliştirici öğrenme
yaşantılarını gerçekleştirecek
eğitim durumlarının düzenlenmesi
Eğitim durumlarının (ve öğrenme
yaşantılarının) istendik ve beklendik
davranışları geliştirmedeki
etkililik derecelerinin
araştırılması yani değerlendirme
geliştirdiğini ve ortaya çıkan ürünün de hedeflere ne derece
ulaşılabildiğine göre değerlendirildiğini söylemek mümkündür. Öyleyse
Selahattin Ertürk’ün “yetişek” adını verdiği eğitim programında
en önemli unsur hedeflerdir ve diğer tüm aşamalar hedefe hizmet eden
çalışmalardan oluşmaktadır.
9
Page 10
Şekil 2.A. Selahattin Ertürk’ün Yetişek Modeli
Şekil 2.B. Selahattin Ertürk’e Göre Yetişeğin Unsurları
3. FATMA VARIŞ’IN PROGRAM GELİŞTİRME MODELİ
Selahattin Ertürk’e benzer şekilde, Fatma Varış da program
geliştirmeyi sistematik bir alan olarak görmüş ve uygulamaya
geçmeden önce bazı soruların cevaplanması gerektiğinden
bahsetmiştir. Varış’a göre cevaplanması gereken ilk soru “okulun
amaçlarının nasıl tayin edileceği”ne ilişkindir (128). Amaçların10
Konu alanıBireyEğitim FelsefesiEğitim PsikolojisiEğitim Ekonomisi
Hedefler
Hedefe görelikÖğrenciye görelikEkonomiklikDiğer yaşantılara görelik (kaynaşıklık)
Öğrenme Yaşantıları Yetişek tasarısına
bakarakOrtama bakarakBaşarıya bakarakErişiye bakarakÖğrenmeye bakarakÜrüne bakarakDeğerlendir
me
Page 11
gerçekleşebilir nitelikte olması önemlidir. Gelişmenin, okulun
amaç ve fonksiyonu ile doğru orantılı olup olmadığı ve örgün
eğitimin amaç ve fonksiyonuna katkıda bulunup bulunmadığı da
sorgulanmalıdır. Varış’a göre bu sorulara cevap verilmeden bir
eğitim programının geliştirilebilmesi imkansızdır. Program
geliştirmenin ilk adımı ise amaçlardır (Varış, 128). Örgün eğitim
faaliyetleri, bilimsel olgulara ve araştırmalara dayanan
amaçlardan yola çıkılarak düzenlenir (Varış, 129). Cevaplanması
gereken bir başka soru ise muhtevanın nasıl tayin edileceğidir.
Muhtevayı tayin edebilmek için bu konuda mevcut olan görüşlerin
analizini yapmak ve uygun ölçütleri geliştirmek gerekir (Varış,
128). Muhtevayı eğitim programına yerleştirirken, öğrencinin
gelişim seviyesinin ve bu muhtevanın psikolojik yapısının
incelenmesi son derece önemlidir. Özetle; muhtevanın yapısı,
öğrencinin seviyesine uygun olmalıdır (Varış, 128).
Amaçların program geliştirmede önem teşkil etmesinin birçok
nedeni vardır. Öncelikle amaçlar okulun rolünü belirler. Okulun
sorumluluğu ve fonksiyonu ile ilgili bilgi verir. Öğrencilere
kazandırılacak davranışlar amaçlar aracılığıyla tanımlanır. Amaçlar
aynı zamanda okulun politikası ile ilgili de bilgi verir. Bu
nedenle okulun politikasının belirlenmesine de katkıda bulunur.
Program geliştirmenin bir sonraki aşaması olan öğrenim tecrübelerinin
seçimine de amaçlar rehberlik eder. Programın değerlendirilmesi,
amaçlar temel alınarak yapılır. İstendik davranışların gelişip
gelişmediğine, yani amaçlara ulaşılıp ulaşılmadığına, bakılarak
11
Page 12
program değerlendirilir ve geliştirilir. Böylelikle amaçlar,
programın gelişmesine de olanak sağlar (Varış, 134).
Varış’a göre amaçların saptanmasında bir takım ölçütler
vardır. Öncelikle eğitim amaçlarının, toplumun şartlarına ve
ihtiyaçlarına cevap vermesi gerekmektedir. Amaçların toplumsal
boyutunun yanı sıra bireysel boyutu da göz önünde tutulmalıdır.
Bireylerin temel ihtiyaçlarının da amaçlar yoluyla karşılanması,
amaçların tayin edilmesi
aşamasında önem arz etmektedir. Amaçlar, aynı zamanda, demokratik
ideallere de uygun olmalıdır. Amaçlar, birbiri ile çelişmemeli ve
gerçekleşebilecek nitelikte olmalıdır (Varış, 135).
Varış’a göre program geliştirmedeki ikinci önemli aşama,
amaçlara uygun muhteva ve faaliyetlerin seçimidir (155). Muhteva, amaçların
gerçekleşmesi için kullanılan kaynak ya da kaynaklardır.
Muhteva’nın ezberlenmek için ansiklopedik bir şekilde bir araya
getirilen olgu ve olaylardan değil, anlam ifade eden ve yaşama
katkıda bulunan bölümlerden oluşması önemlidir. Bu nedenle
muhteva, belli bir disiplinde anlam taşıyan bölümleri kapsamalı,
aktif çaba ile düzenlenmeli ve bilim adamlarının çalışmaları ve
yapıtlarıyla ilişki kurmalıdır (Varış, 155). Program geliştirme
ile ilgilenenlerin muhteva seçiminde dikkat ettiği bazı ölçütler
bulunmaktadır. Bunların başında toplumsal fayda gelir. Bir ülkenin
gelişmesine katkıda bulunacak olan çocuklar ve gençlerin, hangi
bilgi ve becerilerle donanması gerektiği konusu muhtevanın
içeriğini belirlemede önemli rol oynamaktadır (Varış, 156).
12
Page 13
Bireysel fayda ise bir diğer önemli ölçüttür. Öğrencilerin bir meslek
edinmeleri için öğrenmeleri gereken ve çalışma biçimlerini
etkileyecek düşünce ve davranışlar, bu başlık altında
incelenmelidir (Varış, 157). Bir diğer ölçüt olan öğrenme ve öğretim
ise öğrencilere öğretilen bilgilerin anlam ifade etmesi, onların
ilgi alanlarını yansıtması ve geçerli olması gibi konuları
içermektedir. Bilgi strüktüründe muhtevanın işgal ettiği yer ise yerleşmiş
disiplinlerle ilgilenmekte olup bu disiplinlerin öğrenciler
tarafından hangi ölçüde öğrenileceğini açıklar (Varış, 157). Bu
ölçütler uygulanarak muhteva ve faaliyetlerin, yani içeriğin,
seçilmesi, Varış’ın program geliştirme modelinde önemli bir yer
tutmaktadır.
Varış’ın program geliştirme modelindeki son aşama olan
değerlendirme ise; yürürlükte bulunan bir programın etkinliğini
incelemeyi ve daha yeterli hale getirmeyi hedefleyen önemli bir
aşamadır. Bir eğitim programı değerlendirilirken okulun
fonksiyonu ve amaçlarının da göz önünde bulundurulması gerekir
(Varış, 251). Bu amaçlara ulaşılıp ulaşılmadığına bakılarak
programın değerlendirilmesi yapılır. Varış’a göre bu
değerlendirmede, okulun çevre ihtiyaçları karşılayıp
karşılamadığına, öğretmen yetiştirme programları ve öğretmeni
hizmet içi yetiştirme programlarının etkinliğine ve alınması
gereken tedbirlere, karşılanması gereken fiziki ihtiyaçlara ve
materyallerin ne kadar etkin olduğuna bakılır (Varış, 251). Bu
değerlendirme sonucunda geliştirme
13
Page 14
faaliyetlerinin uygulanmasına başlanır ve bu faaliyetler de bir
süre sonra değerlendirmeye alınır (Varış, 263).
Özetlemek gerekirse; Selahattin Ertürk’ün yetişeğinden
farklı olarak Fatma Varış, ürüne değil sürece dayalı bir program
anlayışı benimsemiş ve amaçlardan çok muhteva ve faaliyetlere önem
vermiştir. Varış’ın bahsettiği amaçlar daha çok sınıf ortamı
içerisinde muhteva ve faaliyetleri tasarlama ve uygulama
aşamasında ortaya çıkmakta, aktiviteler hedeflere göre değil,
hedefler aktivitelere göre belirlenmektedir. Bu anlayışla
değerlendirilen ürün değil süreç olmakta ve süreci
değerlendirirken amaçlara ne ölçüde ulaşıldığına değil, muhteva ve
faaliyetler aracılığıyla ne ölçüde istendik davranışlar elde
edilebildiğine bakılmaktadır. Varış’ın program modelindeki bir
diğer önemli konu ise; okul dışı faaliyetlerin ve rehberlik
hizmetlerinin de eğitim programına dahil edilmesidir. Bu
açılardan bakıldığında Selahattin Ertürk’ün yetişeği ile Fatma
Varış’ın program modeli arasında ciddi farklılıklar olduğu
söylenebilir.
14
Page 15
Şekil 3.A. Fatma Varış’ın Program Geliştirme Modeli
4. HILDA TABA’NIN PROGRAM GELİŞTİRME MODELİ
Hilda Taba’ya göre program geliştirme süreci, birçok kararın
alınmasını gerektiren karmaşık bir süreçtir (6). Okulun genel
hedeflerinin kararlaştırılmasının yanı sıra, verilecek eğitime
özgü hedefler de belirlenmelidir. Eğitim programının kapsayacağı
alanlar ve konular seçilmeli ve her bir konunun kapsayacağı
içerik belirlenmelidir. Öğrenme yaşantılarının hedefler ve
konularla doğru orantılı olarak seçilmesi ve düzenlenmesi ve daha
sonrasında istenen sonuçlara ulaşmada önem teşkil eden eğitim
programının etkililiğinin ve öğrenmenin nasıl
değerlendirileceğine karar verilmesi gerekmektedir. Tüm bu15
Amaçları Saptama
Muhteva ve Faaliyetleri Seçme
Değerlendirme
Page 16
adımların ışığında, program modelinin genel hatlarının
belirleneceği kararlar alınmalıdır (Taba, 7).
Taba’ya göre bir eğitim programını geliştirmek için
öncelikle program modelinin uygulanacağı kültürün ve toplumun
istek ve ihtiyaçlarının bilinmesi gerekir (10). Bu istek ve
ihtiyaçların hem güncel olması hem de geleceğe yönelik olması
önemlidir. Taba’ya göre eğitimde program geliştirme, belirli bir
kültüre ait üretken ve genç bireyler hazırlamaktır (10). Fakat
her toplum aynı bilgiye ihtiyaç duymayabilir. Hatta benzer
özelliklere sahip iki toplum bile farklı becerilere ve bilgi
gereksinimine ihtiyaç duyuyor olabilir. Bu nedenle eğitimde
program geliştirmenin ilk adımı, kültürü ve toplumu analiz
etmektir. Bu analizden sağlanan bilgiler, hedefleri saptama,
içeriği seçme ve öğrenme etkinliklerinde özellikle nelerin
vurgulanması gerektiği konusunda yol gösterecektir (Taba, 11).
Taba’ya göre hedeflerin açık, anlaşılır ve kapsamlı bir
şekilde saptanması ve düzenlenmesi, eğitim programının
geliştirilmesinde oldukça önemlidir (12). Hedefler, hangi
içeriğin önemli olduğu ve içeriğin nasıl düzenlenmesi gerektiği
konusunda bilgi verir. Örneğin, Dünya Tarihi dersindeki amaç;
şimdiki dünya düzeni hakkında bir yargıya varmak ise, tarihteki
bazı dönemler daha önemli hale gelebilir; fakat amaç, öğrencinin
aklında geçmişle ilgili bir algı yaratmak ise, bu sefer başka
dönemler ve olaylar önemli hale gelebilir (Taba, 12). Bu nedenle;
program geliştirmedeki ikinci adım, eğitim hedeflerinin açık,
anlaşılır ve kapsamlı bir şekilde belirlenmesidir.16
Page 17
Taba’nın eğitimde program geliştirme modelinin bir sonraki
adımı olan içeriğin seçilmesi ve düzenlenmesi ise hedeflerin yanı sıra
başka ölçütleri de içermektedir. İçeriğin geçerli ve anlamlı
olması, içeriğin değişik düzeyleri arasındaki farkın ayırt
edilebilmesi ve içeriğin çeşitliğinin yanı sıra sıralanışının da
öğrenmeye uygun olması bu ölçütlerden bazılarıdır (Taba, 12).
Öğrenme yaşantılarının belirlenmesi ve düzenlenmesi ise
kavramların nasıl kazanılacağı ile ilgili stratejiler ve öğrenme
tutumlarının nasıl oluşması ve sıralanması gerektiği ile ilgili
fikirler içerir (13). Öğrenme yaşantıları hedefleri
gerçekleştirmek için birer araç olduklarına göre, öğrenme
yaşantılarının öğretmenler tarafından öğrenme sırasında tesadüfi
olarak belirlenmesinden ziyade, planlı bir şekilde belirlenmesi
gerekir. Taba’ya göre öğrenme yaşantılarının belirlenmesi ve düzenlenmesi
program geliştirme çalışmalarının başlıca konularından biridir
(13).
17
İhtiyaçların Belirlenmesi
Amaçların Belirlenmesi
İçeriğin Seçimi
İçeriğin Düzenlenmesi
Öğrenme Yaşantılarının Seçimi
Neyin Nasıl Değerlendirileceğinin Saptanması
Program Öğelerinin Sırası ve İlişkilerinin Kontrolü
Page 18
Şekil 4.A. Program Geliştirmede Taba Modeli
5. RALPH W. TYLER’IN PROGRAM GELİŞTİRME MODELİ
Ralph W. Tyler’ın program geliştirme modeli ABD eğitim
sisteminde 1950’li yıllardan günümüze kadar yaygın olarak
kullanılmaktadır (Demirel, 55). Bu modele göre ilk aşama olan
amaçları belirlemede, öğrenciler hakkında bilgi toplamak oldukça
önemlidir. Öğrencilerin hangi alanlara ilgi duyduğu, öğrenme
sırasında ne gibi problemlerle karşı karşıya kaldığı ve kişisel
amaçlarının neler olduğu üzerinde çalışmalar yapılmalıdır (Tyler,
4). Amaçları belirlemede dikkat edilen bir diğer konu ise okul
dışındaki ortamdır. Tyler’a göre okulda verilen eğitimin,
öğrencileri oldukça karmaşık ve sürekli değişen dünya düzenine
hazırlaması, güncel olması ve işe yarar nitelikte bilgilerle dolu
olması gerekir (17) . Bu nedenle, amaçların belirlenmesinde okulun
çevresindeki ortam ve koşullar büyük rol oynamaktadır. Tyler’a
göre öğrenme yaşantıları birçok açıdan gerçek hayat deneyimlerine
18
İhtiyaçların Belirlenmesi
Amaçların Belirlenmesi
İçeriğin Seçimi
İçeriğin Düzenlenmesi
Öğrenme Yaşantılarının Seçimi
Neyin Nasıl Değerlendirileceğinin Saptanması
Program Öğelerinin Sırası ve İlişkilerinin Kontrolü
Page 19
Olası Genel Amaçla
r
Birey
Toplum
Konu-Alanı
benzer nitelikte olmalıdır (18). Bunun sağlanabilmesi için
amaçların, öğrenme yaşantılarına rehber olacak nitelikte
hazırlanması gerekmektedir.
Tyler, öğrenmenin yaşantılar yoluyla gerçekleştiğini ve bu
yaşantıların da amaçlar tarafından bir beceriyi geliştirmek
maksadıyla belirlenmesi gerektiğini savunmaktadır (Tyler, 65).
Öğrenme yaşantıları, öğrencilere amaçlar yoluyla belirtilmiş istendik
davranış değişikliğini uygulama şansı vermektedir. Bu açıdan
bakıldığında Ralph Tyler’a göre önce hedefler belirlenmeli daha
sonra hedeflere göre öğrenme yaşantıları oluşturulmalıdır. Bu sebeple
Tyler’ın program modeli ile Ertürk’ün modeli arasında
benzerlikler bulunmakta, her ikisinin de program modelinde hedefler
önemli bir yer tutmaktadır. Bir diğer önemli benzerlik ise
Tyler’ın program modelinin de ürüne dayalı olmasıdır. Tıpkı
Ertürk’ün modelinde olduğu gibi Tyler da programı
değerlendirirken hedeflere ne ölçüde ulaşıldığına bakmakta, süreç
içerisinde ne kadar yol alındığı ile ilgilenmemektedir. Varış’ın
değindiği okul dışı faaliyetler ve rehberlik hizmetlerine
modelinde yere vermeyen Tyler, bu sebeplerden dolayı Varış’tan
oldukça ayrılmaktadır.
19
Page 20
Olası Genel Amaçla
r
Birey
Toplum
Konu-Alanı
20
Öğrenme Psikoloj
isi
Eğitim Felsefes
i
Kesinleşmiş Öğretim Araçları
Öğrenme Yaşantılarının SağlanmasıÖğrenme Yaşantılarının Düzenlenmesi
Öğrenme Yaşantılarının Yönlendirilmesi
Öğrenme Yaşantılarının Değerlendirilmesi
Page 21
Şekil 5.A. Program Geliştirmede Tyler Modeli
5. SONUÇ
Bu çalışmada Selahattin Ertürk, Fatma Varış, Hilda Taba ve
Ralph W.Tyler’ın program geliştirmeye olan yaklaşımları kavram
haritaları üzerinde gösterilerek incelenmiştir. Sonuç bölümünde
ise yukarıda adı geçen program geliştirme uzmanlarının program
geliştirme modelleri arasındaki temel fark ve benzerliklere
değinilecektir.
Hedefler açısından ele alındığında, Ertürk ve Tyler’ın
benzerlik gösterdiği, her ikisinin de hedeflere oldukça önem
verdiği, öğrenme yaşantılarını hedeflere ulaşmak için araç olarak
kullandıkları ve program değerlendirmesi yaparken hedeflere ne
ölçüde ulaşıldığına odaklandıkları görülmektedir. Bu nedenle
Ertürk ve Tyler’ın eğitim programları ürün odaklı olarak
nitelendirilmektedir. Aynı zamanda hem Ertürk hem Tyler aday
hedefleri, eğitim felsefesi ve eğitim psikolojisi süzgeçlerinden
geçirmektedir. Ertürk’te Tyler’dan farklı olan tek süzgeç
eğitimin ekonomik olması konusudur. Oysa Varış ve Taba
hedeflerden çok içeriğe önem vermekte, özellikle Varış’ta
muhteva, öğrenme faaliyetleri, aktivite gibi terimler ön plana
çıkmaktadır. Buradan hareketle Varış’ın program modelinin ürün
değil süreç odaklı olması dikkat çekmekte, hedeflerin
21
Page 22
belirlenmesinde eğitim felsefesi ya da eğitim psikolojisi
süzgeçleri kullanılmamaktadır.
İçerik açısından incelendiğinde, Ertürk ve Tyler’da
öncelikle hedefler belirlenirken, Varış’ta muhteva ve öğrenme
faaliyetlerinin tasarlanması ve uygulanması sırasında hedeflerin
belirlendiği dikkat çekmektedir. Bu durumda Varış ve Taba için en
önemli konu içeriktir, hedef ikinci sırada gelir. Bir diğer
benzer nokta her ikisinde de araştırma ve analiz ihtiyacının
hedef belirleme ve öğrenme faaliyetlerini düzenlemede ön plana
çıkmasıdır. Her ne kadar Tyler da öğrencilerin ilgi ve
ihtiyaçlarının program modeli üzerinde çalışmadan önce
incelenmesi gerektiğinden bahsetmişse de, kendi modeline ana
unsur olarak araştırma ve analiz basamaklarını dahil etmemiştir.
Son olarak değerlendirme yönünden bir karşılaştırmaya
gidilirse, Varış ve Taba sürece göre bir değerlendirme yaparken,
Ertürk ve Tyler ürün odaklı değerlendirme yapmaktadır. Varış ve
Taba için istendik davranış değişikliğinin muhteva ve öğrenme
faaliyetleri aracılığıyla ne ölçüde gerçekleştiğine bakılırken,
Ertürk ve Tyler hedeflere ne ölçüde ulaşıldığıyla ilgilenir.
6. KAYNAKÇA
Demirel, Ö. Kuramdan Uygulamaya Eğitimde Program Geliştirme. Ankara:
Pegem Akademi, 2011.
Demirel, Ö. Eğitim Sözlüğü Dictionary of Education. Ankara: Pegem Akademi,
2010.
Ertürk, S. Eğitimde “Program” Geliştirme. Ankara: Edge Akademi, 2013.22
Page 23
Taba, H. Curriculum Development Theory and Practice. New York, Chicago,
San Francisco, Atlanta: Harcourt,Brace & World, Inc, 1962.
Tyler, R. W. Basic Principles of Curriculum and Instruction. Chicago and
London: The University of Chicago Press, 1969.
Varış, F. Eğitimde Program Geliştirme “Teori ve Teknikler”. Ankara: Ankara
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayınları, 1988.
23