1 ÖĞRENCİLERİNİN MESLEK SEÇİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER GİRİŞ Her dönem yükseköğretime geçiş adı altında yapılan sınavların değiştiği ve öğrencilerin uyum sorunu yaşadığı eğitim sistemimizde, ortaöğretimdeki öğrencilerin meslek seçimleri tam bir muammaya dönüşmektedir. Bu öğrenciler, yönlendirme olmadığı veya okullardaki rehberlik bölümlerinin etkin kullanılmadığından dolayı kulaktan dolma, arkadaş önerileri, aile ve akrabaların baskısıyla bilmedikleri veya istemedikleri bölümleri seçebilmektedir. Çağımız, hızlı gelişim ve değişim çağıdır. Teknolojinin hızla ilerlemesi sonucu, yeni iş alanları, yeni meslekler oluşmaktadır. Bunun yanında bazı meslekler de kaybolmakta, bazıları ise çeşitli değişikliklere uğrayarak varlıklarını sürdürmektedir. Meslek; insan yaşamının belirli bir döneminden sonra belirli bir yaşa kadar iç içe olduğu bir “iş kolu” dur. İsteyerek seçilen, severek yapılan meslek, kişinin mutluluğunun ve başarısının kaynağıdır. Kişiler seçtikleri meslekle ilgi ve yeteneklerini geliştirebilirler. Günümüzde binlerce insanın işinde başarılı olamadığı, yüz binlerce insanın iş aradığı, iş ve meslek sayısının da otuz binin üstünde olduğu düşünülürse, meslek seçiminin ne kadar güç bir iş olduğu, mesleki rehberlik hizmetine duyulan ihtiyacın da ne kadar büyük olduğu anlaşılabilir. Meslek seçimi, bireyin yaşamında son derece önemli bir karardır. Çünkü meslek, bireyin hayatını kazanmak için yaptığı geçici bir iş değil, belli bir formasyonu gerektiren, ilgi, bilgi ve beceri isteyen sürekli bir uğraştır. Bireyin mesleğini seçmesi, ömrünün büyük bir kısmının geçeceği çalışma ortamını ve yaşam biçimini belirlemesi demektir. Birey meslek seçimi sırasında yetenek, ilgi ve isteklerini göz önünde tuttuğu oranda başarılı ve mutlu olur, ülke ekonomisine katkıda bulunur. Ancak, ülkemizde meslek seçimi daima bireyin yetenek ve ilgileri doğrultusunda yapılmamakta, rastlantılar, işsizlik, aile baskısı, çevre koşulları ve ekonomik olanaksızlıklar, bireyin meslek seçimini etkilemektedir. Bir yandan meslek sayısının giderek artması, her meslek dalında en yetenekli elemanın tercih edilmesi, pek çok alanda meslek eğitiminin zorunlu tutulması, bu eğitimin uzun ve masraflı
45
Embed
ÖĞRENCİLERİNİN MESLEK SEÇİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER GİRİŞ · 2017-12-26 · 4 Araştırmanın Problemi Meslek seçimi, bireyin yaúamında son derece önemli bir karardır.
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
1
ÖĞRENCİLERİNİN MESLEK SEÇİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
GİRİŞ
Her dönem yükseköğretime geçiş adı altında yapılan sınavların değiştiği ve öğrencilerin uyum
sorunu yaşadığı eğitim sistemimizde, ortaöğretimdeki öğrencilerin meslek seçimleri tam bir
muammaya dönüşmektedir. Bu öğrenciler, yönlendirme olmadığı veya okullardaki rehberlik
bölümlerinin etkin kullanılmadığından dolayı kulaktan dolma, arkadaş önerileri, aile ve
akrabaların baskısıyla bilmedikleri veya istemedikleri bölümleri seçebilmektedir.
Çağımız, hızlı gelişim ve değişim çağıdır. Teknolojinin hızla ilerlemesi sonucu, yeni iş
alanları, yeni meslekler oluşmaktadır. Bunun yanında bazı meslekler de kaybolmakta, bazıları
ise çeşitli değişikliklere uğrayarak varlıklarını sürdürmektedir.
Meslek; insan yaşamının belirli bir döneminden sonra belirli bir yaşa kadar iç içe olduğu bir
“iş kolu” dur. İsteyerek seçilen, severek yapılan meslek, kişinin mutluluğunun ve başarısının
kaynağıdır. Kişiler seçtikleri meslekle ilgi ve yeteneklerini geliştirebilirler.
Günümüzde binlerce insanın işinde başarılı olamadığı, yüz binlerce insanın iş aradığı, iş ve
meslek sayısının da otuz binin üstünde olduğu düşünülürse, meslek seçiminin ne kadar güç bir
iş olduğu, mesleki rehberlik hizmetine duyulan ihtiyacın da ne kadar büyük olduğu
anlaşılabilir.
Meslek seçimi, bireyin yaşamında son derece önemli bir karardır. Çünkü meslek, bireyin
hayatını kazanmak için yaptığı geçici bir iş değil, belli bir formasyonu gerektiren, ilgi, bilgi ve
beceri isteyen sürekli bir uğraştır. Bireyin mesleğini seçmesi, ömrünün büyük bir kısmının
geçeceği çalışma ortamını ve yaşam biçimini belirlemesi demektir. Birey meslek seçimi
sırasında yetenek, ilgi ve isteklerini göz önünde tuttuğu oranda başarılı ve mutlu olur, ülke
ekonomisine katkıda bulunur. Ancak, ülkemizde meslek seçimi daima bireyin yetenek ve
ilgileri doğrultusunda yapılmamakta, rastlantılar, işsizlik, aile baskısı, çevre koşulları ve
ekonomik olanaksızlıklar, bireyin meslek seçimini etkilemektedir.
Bir yandan meslek sayısının giderek artması, her meslek dalında en yetenekli elemanın tercih
edilmesi, pek çok alanda meslek eğitiminin zorunlu tutulması, bu eğitimin uzun ve masraflı
2
olması, bunların yanı sıra, üniversiteye girmeyi başaran her öğrencinin yetenek ve ilgileri
doğrultusunda öğrenim görememesi, her mezunun da uzmanlık alanında iş bulamaması,
çalışmayı tasarladığı alanı ve diğer meslekleri ile seçeceği mesleğin nitelikleri arasında
uygunluk olup olmadığını aramaması, onun iş hayatında başarısız, mutsuz ve verimsiz
olmasına yol açmaktadır.
Meslek alanında başarısızlık ve mutsuzluk duygularını yaşamamak için, birey öncelikle
kendini tanımalı, daha sonra meslekler hakkında bilgi sahibi olmalı, nihayet seçmeyi
düşündüğü meslek veya mesleklerin kendi özelliklerine uygunluğunu araştırmalıdır.
Bireyin kendini tanıması; sağlık durumunu, bedensel özelliklerini, güçlü ve zayıf yönlerini,
arzu ve ideallerini bilmesi, özel yetenek ve becerilerini, yeteneksiz ve başarısız olduğu
alanları, ilgi ve isteklerini, ilgi duymadığı konuları, zeka düzeyi ve biçimini, karakter ve
kişilik yapısını, sosyal çevredeki yerini belirlemesidir. Birey, kendi özelliklerini keşfetme
konusunda ailesinden, arkadaş ve öğretmenlerinden, varsa okuldaki veya çevredeki rehberlik
uzmanlarından yardım alabilmeli, onu tanıyanlarla konuşarak kendi özellikleri hakkında bir
değerlendirme yapabilmelidir.
Bireyin meslekleri tanıması; seçmeyi tasarladığı meslek veya mesleklerin nitelikleri hakkında
bilgi sahibi olmasıdır. Bütün meslekleri tanımak mümkün olmadığından, birey, hoşlandığı,
ilgi duyduğu, yetenekli olduğuna inandığı meslekler hakkında bilgi toplamalıdır. Bir mesleği
tanımak, o mesleğin evrimini, o meslek alanında yapılan işin niteliğini, çalışma ortamını,
mesleğe hazırlanma koşullarını, meslekte aranan özellikleri, çıraklık süresini, kazanç
durumunu, yükselme ve ilerleme şansını, işin ülkedeki geçerliliğini ve iş bulma olanaklarını
bilmek demektir. Meslekler hakkında bilgi edinmek için birey, o meslek dalında çalışanlarla
görüşmeli, ilgili iş alanlarını gezmeli, çalışma ortamını ve koşullarını gözlemlemeli,
meslekleri tanıtan kitap ve broşürlerden yararlanmalı, o mesleğe hazırlayıcı eğitimi veren
kurum ve kuruluşları tanımalıdır.
Bireyin kendi özellikleri ile mesleğin nitelikleri arasında uygunluk araması; kendisine uygun
olan meslekleri belirlemesidir. Bireyin seçmeyi amaçladığı mesleğin kendi yetenek, beceri,
ilgi ve bilgisine ne kadar uygun olduğunu araştırmasıdır.
Birey gelişigüzel yapılmış seçimlerin başarısız ve mutsuzlukla son bulduğunu hatırlayarak,
seçmeyi tasarladığı mesleğin sağlayacağı kazanç ve olanaklarla, bu mesleğin çalışma
3
koşullarının ve iş ortamının kendi istekleri doğrultusunda olup olmadığını araştırmalıdır.
Birey yetenekli olmadığı, ilgi duymadığı bir mesleği sadece büyük kazanç sağladığı veya
toplumsal saygınlığı olduğu için seçmekten kaçınmalı, iş bulma şansı az olan, ülke çapında
geçerli olmayan bir işe kendini hazırlamak gibi bir hataya düşmemek için ani kararlar
vermemeli, bilinçli bir meslek seçimi yapmalıdır.
Aileler, çocuklarının “ilgisini, becerisini, yeteneğini” dikkate alarak, beklentilerine saygı
duyarak çocuklarına öneride bulunurlarsa elbette daha doğru bir destek vermiş olurlar. Ama
çocuklarının yerine kendileri karar verirler ve çocuklarını bu kararı kabul etmeye zorlarlarsa
yanlış yapmış olurlar. Ne yazık ki bu yanlış toplumumuzda çok sık yapılmaktadır.
Ailelerin en büyük yanlışı da çocuklarının özgüvenini geliştirmemek, çocuklarına sorumluluk
vermemek, çocuklarının sorun çözme gücünü arttırmadan yetiştirmek, sonra da çocuklarından
yakınmaktır.
Bütün önemli kararlar kişilerin kendileri tarafından verilmelidir.
Bu çerçevede ortaöğretim öğrencilerinin meslek seçiminde nelerin önemli olduğu ve bu
meslekleri seçerken nelere dikkat ettiği veya etmediği tespit edilmeye çalışılacaktır.
4
Araştırmanın Problemi
Meslek seçimi, bireyin yaşamında son derece önemli bir karardır. Çünkü meslek, bireyin
hayatını kazanmak için yaptığı geçici bir iş değil, belli bir formasyonu gerektiren, ilgi, bilgi ve
beceri isteyen sürekli bir uğraştır. Bireyin mesleğini seçmesi, ömrünün büyük bir kısmının
geçeceği çalışma ortamını ve yaşam biçimini belirlemesi demektir. Birey meslek seçimi
sırasında yetenek, ilgi ve isteklerini göz önünde tuttuğu oranda başarılı ve mutlu olur, ülke
ekonomisine katkıda bulunur. Ancak, ülkemizde meslek seçimi daima bireyin yetenek ve
ilgileri doğrultusunda yapılmamakta, rastlantılar, işsizlik, aile baskısı, çevre koşulları ve
ekonomik olanaksızlıklar, bireyin meslek seçimini etkilemektedir.
Araştırmanın Amacı
Araştırmanın ana amacı, Türkiye’de ortaöğretim son sınıf öğrencilerinin mesleklerini
seçerken nelere dikkat edip nelere dikkat etmediklerini belirlemektir. Bu ana amaca ulaşmak
için aşağıdaki sorulara (alt amaçlar) yanıt aranacaktır:
Öğrenciler bölüm tercihi yaparken anne veya babanın etkisinde kalıyor mu?
Öğrenciler bölüm tercihi yaparken ailesinin gelir düzeyinden etkileniyor mu?
Öğrenciler bölüm tercihi yaparken anne veya babasının eğitim düzeyinden etkileniyor
mu?
Öğrenciler bölüm tercihi yaparken anne veya babasının mesleğinden etkileniyor mu?
Öğrenciler bölüm tercihi yaparken okul türünden etkileniyor mu?
Öğrenciler bölüm tercihi yaparken cinsiyetinin bir etkisi var mı?
Öğrenciler bölüm tercihi yaparken evdeki kardeş sayısından etkileniyor mu?
Öğrenciler bölüm tercihi yaparken okulundaki rehberlik bölümüyle koordine içinde
mi?
Öğrenciler bölüm tercihi yaparken, tercih edeceği bölümlerle ilgili araştırma yapıyor
mu?
Öğrenciler hangi bölümleri tercih ediyor ve hangi mesleklerin en saygın meslek
olduğunu düşünüyor?
5
Araştırmanın Önemi
Aileler, çocuklarının “ilgisini, becerisini, yeteneğini” dikkate alarak, beklentilerine saygı
duyarak çocuklarına öneride bulunurlarsa elbette daha doğru bir destek vermiş olurlar. Ama
çocuklarının yerine kendileri karar verirler ve çocuklarını bu kararı kabul etmeye zorlarlarsa
yanlış yapmış olurlar. Ne yazık ki bu yanlış toplumumuzda çok sık yapılmaktadır.
Ailelerin en büyük yanlışı da çocuklarının özgüvenini geliştirmemek, çocuklarına sorumluluk
vermemek, çocuklarının sorun çözme gücünü arttırmadan yetiştirmek, sonra da çocuklarından
yakınmaktır.
Bütün önemli kararlar kişilerin kendileri tarafından verilmelidir.
Bu çerçevede ortaöğretim öğrencilerinin meslek seçiminde nelerin önemli olduğu ve bu
meslekleri seçerken nelere dikkat ettiği veya etmediği tespit edilmeye çalışılacaktır.
6
YÖNTEM
Araştırmanın Modeli
Bu araştırma kesitsel (Crosssectional) nitelikte bir durum saptama modelindedir. Bu model,
bir durumu var olduğu şekliyle betimlemeyi amaçlayan araştırma yaklaşımıdır. Türkiye’de
ortaöğretim son sınıf öğrencilerinin meslek seçimini etkileyen faktörleri tespit etmek amacıyla
yapılan araştırma, tanımlayıcı nitelikte bir durum saptama çalışmasıdır.
Evren ve Örneklem
Araştırmanın evrenini Türkiye’deki illerin kent bölgesinde ortaöğretim son sınıfta okuyan
öğrenciler oluşturmaktadır. Evreni temsilen TÜİK’in İstatistik Bölge Birimleri Sınıflaması
(İBBS) Düzey 1 bölgesinden 12 il seçilmiştir (Ek’te örneklem paylaşımı ve iller
bulunmaktadır). Örneklem çapı ise;
240 ortaöğretim kurumunda anket uygulaması yapılacak şekilde belirlenmiştir. Okul başına 5
öğrenci olmak üzere 1200 öğrenci ile yapılacaktır.
Bu örnek çapı, belirlenen 12 bölgedeki illere; illerde kent bölgesindeki okul sayılarına Orantılı
Örnekleme yöntemiyle paylaştırılmıştır. İstanbul’da 8 ilçe, İzmir ve Ankara’da 5’er ilçe,
Grafik 1.20. Öğrenciler Tarafından Evde Daha Çok Seyredilen Program Türü
Araştırmaya katılan öğrencilerin %21,5’i evde en çok haber programlarını izlediğini, %14,6’sı
dizi, %14,4’ü spor programlarını, %13,5’i tartışma programlarını, %10,5’i yarışma
programlarını, %9,8’i sinema, %8’i magazin programlarını ve %7,5’i belgesel programlarını
21,5%
14,6%
14,4%13,5%
10,5%
9,8%
8,0%7,6%
Evde daha çok hangi tür programlar izliyorsunuz?
Haber Programları
Dizi
Spor Programları
Tartışma Programları
Yarışma Programları
Sinema
Magazin Programları
Belgesel Programları
34
izlediğini söylemektedir. Dizi, magazin programları ve yarışma programları seyreden
öğrenciler arasında en fazla eğitim-öğretmenlik alanı tercih edileceği görülmektedir (P<0,05).
Tablo 1.21. YGS Sınavında Şifre Tartışmalarından Öğrencilerin Etkileme Durumu
Basında uzun süre gündemde kalan YGS sınavında şifre tartışmaları sizi nasıl etkiledi?
n %
LYS'ye çalışmamı önemli derecede etkiledi 492 42,7
LYS'ye çalışmamı çok az etkiledi 235 20,4
Hiç etkilemedi 223 19,4
LYS'ye hiç çalışamadım 201 17,5
Toplam 1151 100,0
Grafik 1.21. YGS Sınavında Şifre Tartışmalarından Öğrencilerin Etkileme Durumu
Her beş öğrenciden dördü (%80,6), basında uzun süre gündemde kalan YGS sınavında şifre
tartışmaları sonucu etkilendiği görülmektedir. Bu etkilenen öğrencilerin %42,7’si LYS’ye
yönelik çalışmalarını önemli derecede, %20,4’ü çok az etkilediğini ifade ederken %17,5’i
LYS’e hiç çalışamadığını dile getirmektedir. Hiç etkilenmediğini ifade edenlerin oranı ise
%19,4’tür.
Tablo 1.22. LYS’yi Kazanamayan Öğrencilerin Durumu
Bu sene LYS sonucunda bir yeri kazanamazsanız ne yapacaksınız? n %
Dershaneye giderek tekrar sınava hazırlanacağım 770 68,2
Sınava kendim hazırlanacağım 225 19,9
Sınava tekrar girmeyeceğim 134 11,9
Toplam 1129 100,0
42,7%
20,4%
19,4%
17,5%
Basında uzun süre gündemde kalan YGS sınavında şifre tartışmaları sizi nasıl etkiledi?
LYS'ye çalışmamı önemliderecede etkiledi
LYS'ye çalışmamı çok az etkiledi
Hiç etkilemedi
LYS'ye hiç çalışamadım
35
Grafik 1.22. LYS’yi Kazanamayan Öğrencilerin durumu
Her üç öğrenciden ikisi (%68,2), bu sene LYS sonucunda bir yeri kazanamadığı durumda
dershaneye giderek tekrar sınava hazırlanacağını, her beş öğrenciden biri (%19,9) sınava
kendi hazırlanacağını ve her on öğrenciden biri (%11,9) sınava tekrar girmeyeceğini ifade
etmektedir.
Tablo 1.23. Danıştay’ın Kararına Yönelik Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Öğrencilerinin Düşünceleri
Danıştay’ın iptal ettiği, YGS-1 puan türüyle teknoloji fakültelerinin mühendislik bölümlerine girebilme hakkınızın elinden alınmasını nasıl karşılıyorsunuz?
n %
Meslek liseleri 2. sınıf muamele görüyor 63 31,7
Bizi üniversiteye almamak için ellerinden geleni yapıyorlar 57 28,6
Üniversite yolu bizim için yine kapandı 28 14,1
Etkilemedi 23 11,6
YGS-1 puan türüne göre tercih yapacaktım ama şimdi LYS'de gerekli puanı alamam 17 8,5
Diğer 11 5,5
Toplam 199 100,0
Grafik 1.23. Danıştay’ın Kararına Yönelik Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Öğrencilerinin Düşünceleri
68,2%
19,9%
11,9%
Bu sene LYS sonucunda bir yeri kazanamazsanız ne yapacaksınız?
Dershaneye giderek tekrarsınava hazırlanacağım
Sınava kendimhazırlanacağım
Sınava tekrargirmeyeceğim
31,7%
28,6%
14,1%
11,6%
8,5%5,5%
Danıştayın iptal ettiği, YGS-1 puan türüyle teknoloji fakültelerinin mühendislik bölümlerine girebilme hakkınızın
elinden alınmasını nasıl karşılıyorsunuz?
Meslek liseleri 2. sınıf muamelegörüyor
Bizi üniversiteye almamak içinellerinden geleni yapıyorlar
Üniversite yolu bizim için yinekapandı
Etkilemedi
36
Mesleki ve teknik ortaöğretim son sınıf öğrencilerine yöneltilen “Danıştay’ın iptal ettiği,
YGS-1 puan türüyle teknoloji fakültelerinin mühendislik bölümlerine girebilme hakkınızın
elinden alınmasını nasıl karşılıyorsunuz?” sorusuna öğrencilerin %31,7’si “meslek liseleri
ikinci sınıf muamele görüyor” derken, %28,6’sı “bizi üniversiteye almamak için ellerinden
geleni yapıyorlar” demektedir. “Üniversite yolu bizim için yine kapandı” diyenlerin oranı %
14,1, “etkilemedi” diyenlerin oranı %11,6, “YGS-1 puan türüne göre tercih yapacaktım ama
şimdi LYS’de gerekli puanı alamam” diyenlerin oranı %8,5 ve diğer şeyleri ifade edenlerin
oranı %5,5’dir.
Mesleki ve teknik ortaöğretimin her alanda önünün kesilmeye çalışıldığı görülmektedir. Uzun
yıllardır süre gelen katsayı adaletsizli ve bu adaletsizliği gidermeye yönelik yapılan
çalışmaların yine Danıştay tarafından engellenmeleri; mesleki ve teknik ortaöğretimde hem
öğrenci payının hem de eğitimin niteliğinin istenilen yerde olmaması sonucunu
doğurmaktadır. Partilerin seçim beyannamelerine baktığımızda ise mesleki ve teknik
ortaöğretimin daha nitelikli ve daha tercih edilebilir hale getirilmeleri için yapılacak
çalışmaların sadece AK Parti tarafından dile getirildiği görülmektedir.
37
SONUÇ VE ÖNERİLER
01-31 Mayıs 2011 tarihlerinde 12 ilde, 1200 öğrenciyle yüz yüze yapılan “Ortaöğretim Son
Sınıf Öğrencilerinin Meslek Seçimini Etkileyen Faktörler” araştırması sonucunda
öğrencilerinin meslek seçimini etkileyen nedenlerin neler olduğu tespit edilmeye çalışıldı.
Araştırmanın bulgularına göre,
Öğrencinin demografik özellikleri incelendiğinde erkeklerin kızlardan %2, genel
ortaöğretimdeki öğrencilerin mesleki ve teknik ortaöğretimdeki öğrencilerden %60 daha fazla
olduğu görülmektedir.
Araştırmaya katılan öğrencilerin %66,8’i ÖSYM’de lisans, %27,8’i önlisans, yüksekokul
veya meslek yüksekokul, %2’si açıköğretim tercih edeceğini ve %3,4’ü tercih yapmayacağını
belirtmektedir. Genel ortaöğretimdeki öğrencilerin daha çok lisans tercih ettikleri görülürken,
mesleki ve teknik ortaöğretimdeki öğrencilerin lisans, önlisans, yüksekokul ve meslek
yüksekokulları aynı oranda tercih edecekleri söylenebilir.
Bunun nedenlerinin mesleki ve teknik ortaöğretime getirilen katsayı engelinin olduğunu, buna
bağlı olarak da yıllardır bu kurumları başarılı öğrencilerin tercih etmediğini ve ilköğretimde
başarısız öğrencilerin meslek liselerine yönlendirildiğini ifade edebiliriz. Son zamanlarda
MEB tarafından mesleki ve teknik ortaöğretimin, başarılı öğrenciler açısından cazibe merkezi
haline getirilmeye çalışıldığını görmekteyiz.
Bu aşamadan sonra araştırmanın konusu itibariyle, ÖSYM’de tercih yapmayacak olan 41
kişiyi (%3,4) örneklemden çıkartılıp analizlere devam edilmiştir.
Öğrencilerin tercih edecekleri alanlar incelendiğinde birinci sırada eğitim-öğretmenlik
(%20,2) yer almaktadır. İkinci sırada mühendislik-mimarlık (%15,5) ve üçüncü sırada iktisat-
işletme-idari birimler (%14,2) takip etmektedir. Son sıralarda ise diş hekimliği (%1,2), sanat
ve tasarım (%1,3), eczacılık (%1,6) yer almaktadır. Kızların en çok tercih edeceği alan eğitim-
öğretmenlik (%29,1) iken erkeklerin en çok tercih edeceği alan mühendislik-mimarlıktır.
Mesleki ve teknik ortaöğretim öğrencileri, genel ortaöğretim öğrencilerine nazaran daha fazla
öğretmenlik mesleğini seçmektedir. Kızların en çok tercih edeceği alan eğitim-öğretmenlik
38
(%29,1) iken, erkeklerin en çok tercih edeceği alan ise mühendislik-mimarlıktır (%21,2).
Öğretmenlik mesleğini tercih edecek öğrencilerin ağırlıklı olarak kızlar (%71,1) olduğu
görülmektedir. Kız öğrencilerinin öğretmenlik mesleğini daha çok tercih etmesi ve sözleşmeli
öğretmenlerde bayanların %60’lık bir orana sahip olması göz önünde bulundurularak
MEB’deki %52 olan erkek öğretmen oranının ilerleyen yıllarda bayan öğretmenler lehine
değişeceğini söyleyebiliriz. OECD ülkeleri ortalaması olarak bayan öğretmen oranlarına
baktığımızda ise; okul öncesinde %97, ilköğretimde %81 ve genel ortaöğretimde %58’dir
(2008 OECD). Bu ülkelerde öğretmenlik mesleğine bayanların hakim olduğu görülmektedir.
Araştırmaya katılan öğrencilerin %38,1’i 2 kardeş, %29,7’si 3 kardeş, %25’i 4 ve yukarı
kardeş olduğunu ifade ederken %7,2’si ise tek çocuk olduklarını belirtmektedir. Öğrencilerin
kardeş sayısı arttıkça öğretmenlik bölümlerini tercih edeceklerin oranı da artmaktadır. Tek
çocuk olanların en fazla tercih edecekleri alan mühendislik-mimarlık olurken 4 ve yukarı
kardeş olanların en fazla tercih ettiği alan eğitim-öğretmenlik olmaktadır.
Öğrencilerin büyük bir çoğunluğu (%87,4) oturduğu ilin dışında bir üniversite tercihi
yapabileceğini ifade etmektedir. Kredi Yurtlar Kurumu’nun (KYK) öğrenciler için öğrenim,
harç kredileri ve Yurtkur’un sağladığı hizmetler göz önünde bulundurulursa, öğrencilerin il
dışı üniversite tercihi yapma oranının fazla çıkması beklenen bir sonuçtur denilebilir.
Öğrenci anne ve babalarının eğitim düzeyi incelendiğinde; aralarında doğrusal bir ilişki
olduğu ve öğrenci anne veya babalarının aynı ve daha yüksek eğitim kademesindeki baba
veya annelerle evli olduğu görülmektedir. Bu toplumumuzda beklen bir sonuçtur. Anne ve
babanın eğitim düzeyinin öğrencinin tercih edeceği alana bir etkisinin olup olmadığı
incelendiğinde; ilk ve ortaöğretim eğitim kademesinden mezun hem anne hem de babanın
çocukları ilk sırada eğitim-öğretmenlik alanını tercih edeceğini, önlisans kademesinden
mezun velilerin öğrencileri ilk sırada mühendislik-mimarlık alanını, lisans veya yüksek lisans
kademesinden mezun velilerin öğrencileri ise ilk sıralarda mühendislik-mimarlık, hukuk, tıp,
diş hekimliği, eczacılık alanlarını tercih ettikleri ortaya çıkmaktadır.
Öğrencilerin babalarının mesleklerine bakıldığında işçi (%23,7) ve esnaf (%22,9) ağırlıkta
olduğu görülmektedir. Annelerinin mesleklerine bakıldığında ise büyük bir çoğunluğunun ev
hanımı olduğu (%80,1) ortaya çıkmaktadır. Günümüzde bayanların işgücüne katılım oranının
39
çok düşük olduğunu bu sonuçlara göre de ifade edebiliriz. Babası öğretmen olan öğrencilerin
oranı %2,8 iken annesi öğretmen olanların oranı ise %2,4’tür.
Öğrenci ailelerinin gelir düzeyleri incelendiğinde istatistiksel olarak verinin histogramı sağa
çarpık bir dağılım göstermektedir. Bunun nedeni 650-1500 TL arasında gelire sahip ailelerin
ağırlıkta olmasıdır. Her ne kadar kişi başı milli gelir artmış olsa da Türkiye’de ki gelir
dağılımında da sağa çarpıklık bulunmaktadır.
Her iki öğrenciden biri (%49), ailesinin maddi durumunun meslek tercihini etkilemeyeceğini
ifade etmektedir. Ekonomik yönden etkileyecek diyen öğrencilerin oranı %37,7 iken
psikolojik yönden etkileyecek diyenlerin oranı ise %10,2’dir. Diğer yönlerden etkileyeceğini
ifade edenler %3,1 olarak karşımıza çıkmaktadır. Ailesinin gelir düzeyi düşük olan öğrenciler
meslek tercihlerinin ekonomik yönden etkileneceğini ifade ederken gelir düzeyi arttıkça bu
oran git gide düşmektedir. Ailesinin gelir düzeyi yüksek olan öğrencilerin ise meslek
tercihlerinin maddi durumdan etkilenmeyeceğini ifade etmektedir.
Araştırmaya katılan öğrencilerin %55,5’i, ailesinin kendisiyle fikir alış-verişi yaptığını ve
kararı kendisine bıraktığını ifade ederken, %10,5’i anne ve babasının baskı yaptığını
belirtmektedir. Her üç kişiden biri (%32,3) ise meslek tercihi yaparken ailesinin kendisini
serbest bıraktığını dile getiriyor. Bölüm tercihinde babası baskı yapanların daha çok erkeklere
(%63) baskı yaptığı, annesi baskı yapanların ise daha çok kızlara (%56,3) baskı yaptığı ortaya
çıkmaktadır. Meslek tercihinde ailesiyle fikir alış-verişi yapıp ve kararın kendisine
bırakıldığını belirtenlerin en fazla eğitim-öğretmenlik (%23,9) alan tercihi yapacağı
görülmektedir. Öğretmenlik mesleğini tercih edecek öğrenciler arasında en fazla, ailesiyle
fikir alış-verişi yapıp kararı kendisine bırakılan öğrencilerin oranı olması (her üç öğrenciden
ikisi), bu alanın tercihinin bilinçli bir şekilde yapıldığının göstergesidir (%65,8).
Ankete katılan her iki öğrenciden biri (%51,6) bölüm tercihini, okulundaki rehberlik
servisinin yaptığı testler sonucunda ilgi ve yeteneklerine göre, her dört öğrenciden biri
(%24,1) açıkta kalmamak için uygun olan tercihlere göre, %11,4’ü kendi isteğine göre,
%5,4’ü arkadaşlarından duyduğuna göre, %5,2’si ailesinin isteğine göre, %2,3’ü ise diğer
şeylere göre tercih yapacağını belirtmektedir. Bölüm tercihini kendi isteğine göre yapacağını
ifade edenlerle (%23,4) okulundaki rehberlik servisiyle birlikte belirlediği ilgi ve
yeteneklerine göre yapacağını ifade edenler (%22,4) arasında en fazla eğitim-öğretmenlik
40
alanı tercih edilmektedir. Öğretmenlik mesleğini tercih edecek öğrenciler arasında en fazla,
okulundaki rehberlik servisiyle birlikte belirlediği ilgi ve yeteneklerine göre yapacağını ifade
edenlerin oranı olması (%57,1), yine bu alanın tercihinin bilinçli bir şekilde yapıldığının
göstergesidir diyebiliriz.
Tercih edeceği bölümlerde ailesinin etkisi olduğunu düşünen öğrencilerin %38,5’i, ailesinin,
bölümle ilgili sağlayacağı ekonomik imkanları, %29,9’u ilgi ve yeteneklerini, %16,6’sı
kazandıracağı şahsiyet ve kültürü, %11,5’i kazandıracağı sosyal statüyü, %3,5’i ise diğer
kriterleri ön planda tuttuğunu ifade etmektedir. Aileler çocuğunun bölüm tercihi yaparken ilk
sırada mezun olduktan sonra mesleğin sağlayacağı ekonomik imkanları ön planda
tutmaktadır.
Öğrencilerin %59’u tercih edeceği bölümle ilgili araştırma yaptığını, %34,8’i kısmen
yaptığını ve %6,1’i yapmadığını dile getirmektedir. Kız ve erkek öğrencilerin, genel
ortaöğretim ile mesleki ve teknik ortaöğretim öğrencilerinin tercih edecekleri bölümle ilgili
aynı oranda araştırma yaptığı veya yapmadığı söylenebilir.
Araştırmadaki öğrencilerin %14,3’ü bölüm tercihi yaparken cinsiyetinin etkisi olacağını,
%12,1’i kısmen olacağını ve %73,6’sı etkisinin olmayacağını ifade etmektedir. Bölüm
tercihinde cinsiyetinin etkisi olacağını ifade eden öğrenciler arasında en fazla eğitim-
öğretmenlik (%25) alanı tercih edileceği görülmektedir. Eğitim-öğretmenlik alanını en çok
tercih edenlerin kızlar (%71,1) olduğuna göre burada da kızların cinsiyetlerinden dolayı
öğretmenlik mesleğini seçtiklerini ifade edebiliriz.
Ortaöğretim son sınıf öğrencilerinin %56,5’i meslek seçimiyle ilgili okulunun rehberlik
bölümüyle görüştüğünü ifade ederken, %43,5’i görüşmediğini belirtmektedir. Kız ve erkek
öğrencilerin, rehberlik bölümüyle aynı oranda görüştükleri, genel ortaöğretim öğrencilerinin
mesleki ve teknik ortaöğretim öğrencilerine oranla daha fazla rehberlik bölümüyle
görüştükleri görülmektedir
Araştırmaya katılan öğrenciler, bölüm seçimi yaparken öncelikli olarak en fazla kazanç
durumuna ve iş bulma kalaylığına (%33,81), daha sonra sırasıyla ilgi ve yeteneklerine
(%19,34), toplumdaki saygınlığına (%10,45) önem vermektedir. Bölümün bulunduğu
41
üniversitenin niteliği (%4,19) ile anne ve babasının mesleği, öğrencilerin bölüm tercihi
yaparken en az önem verdiği şeyler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Öğrenci bölüm tercihi yaparken hem ailesinin hem de kendisinin öncelikli olarak önem
verdiği şeyler aynı olmakla birlikte ilk sırada ekonomik kaygılar gelmektedir. En önemlisi
olan, ilgi ve yetenekleri, ikinci planda geldiği görülmektedir.
Öğrencilerin %27,2’si toplumda en saygın mesleğin doktorluk, %25,6’sı öğretmenlik ve
%8,8’i hakimlik olduğunu ifade etmektedir. Öğrencilerin, toplumda saygınlık bakımından en
sonlarda gördüğü mesleklerin ise diş hekimliği (%1) ile bilgisayar programcılığı (%0,5)
olduğu görülmektedir. Kız öğrenciler, toplumda en saygın mesleğin öğretmenlik olduğunu
(%33,5) ifade ederken, erkek öğrenciler ise doktorluk olduğunu (%27,1) dile getirmektedir.
Öğrencilerin %27,2’si doktorluğu en saygın meslek olarak görürken, alan tercihinde ise
%5,3’ü tıp alanını yazacağını ifade etmektedir. Öğrencilerin %25,6’sı toplumda ikinci sırada
en saygın mesleğin öğretmenlik olduğunu ifade ederken, alan tercihinde ise %20,2’lik bir
oranla birinci sırada çıkan eğitim-öğretmenlik alanını yazacağını dile getirmektedir.
Araştırmaya katılan öğrencilerin %21,5’i evde en çok haber programlarını izlediğini, %14,6’sı
dizi, %14,4’ü spor programlarını, %13,5’i tartışma programlarını, %10,5’i yarışma
programlarını, %9,8’i sinema, %8’i magazin programlarını ve %7,5’i belgesel programlarını
izlediğini söylemektedir. Dizi, magazin programları ve yarışma programları seyreden
öğrenciler arasında en fazla eğitim-öğretmenlik alanı tercih edileceği görülmektedir.
Her beş öğrenciden dördü (%80,6), basında uzun süre gündemde kalan YGS sınavında şifre
tartışmaları sonucu etkilendiği görülmektedir. Bu etkilenen öğrencilerin %42,7’si LYS’ye
yönelik çalışmalarını önemli derecede, %20,4’ü çok az etkilediğini ifade ederken %17,5’i
LYS’e hiç çalışamadığını dile getirmektedir. Hiç etkilenmediğini ifade edenlerin oranı ise
%19,4’tür.
Her üç öğrenciden ikisi (%68,2), bu sene LYS sonucunda bir yeri kazanamadığı durumda
dershaneye giderek tekrar sınava hazırlanacağını, her beş öğrenciden biri (%19,9) sınava
kendi hazırlanacağını ve her on öğrenciden biri (%11,9) sınava tekrar girmeyeceğini ifade
etmektedir.
42
Mesleki ve teknik ortaöğretim son sınıf öğrencilerine yöneltilen “Danıştay’ın iptal ettiği,
YGS-1 puan türüyle teknoloji fakültelerinin mühendislik bölümlerine girebilme hakkınızın
elinden alınmasını nasıl karşılıyorsunuz?” sorusuna öğrencilerin %31,7’si “meslek liseleri
ikinci sınıf muamele görüyor” derken, %28,6’sı “bizi üniversiteye almamak için ellerinden
geleni yapıyorlar” demektedir. “Üniversite yolu bizim için yine kapandı” diyenlerin oranı %
14,1, “etkilemedi” diyenlerin oranı %11,6, “YGS-1 puan türüne göre tercih yapacaktım ama
şimdi LYS’de gerekli puanı alamam” diyenlerin oranı %8,5 ve diğer şeyleri ifade edenlerin
oranı %5,5’dir.
Mesleki ve teknik ortaöğretimin her alanda önünün kesilmeye çalışıldığı görülmektedir. Uzun
yıllardır süre gelen katsayı adaletsizli ve bu adaletsizliği gidermeye yönelik yapılan
çalışmaların yine Danıştay tarafından engellenmeleri; mesleki ve teknik ortaöğretimde hem
öğrenci payının hem de eğitimin niteliğinin istenilen yerde olmaması sonucunu
doğurmaktadır. Partilerin seçim beyannamelerine baktığımızda ise mesleki ve teknik
ortaöğretimin daha nitelikli ve daha tercih edilebilir hale getirilmeleri için yapılacak
çalışmaların sadece AK Parti tarafından dile getirildiği görülmektedir.
Eğitim-öğretmenlik alanını tercih edecek öğrencileri inceleyecek olursak; %71,1’i kız,
%62,9’u 2 ve 3 kardeşlidir. %88,2’si oturduğu ilin dışında tercih yapabileceğini ifade
etmektedir. %66,6’sının ailesinin gelir düzeyi 1.500 TL ve altındadır. %43,5’i ailesinin maddi
durumundan dolayı tercihlerinin ekonomik yönden etkileneceğini dile getirmektedir. %65,8’i
ailesinin, bölüm tercihi yaparken kendisiyle fikir alış-verişi yaptığını ve kararı kendisine
bırakacağını ifade etmektedir. %57,1’i bölüm tercihini, okulundaki rehberlik servisiyle
birlikte yetenek, ilgi ve bilgilerini göz önünde bulundurarak yapacağını söylemektedir. Bölüm
tercihinde ailesinin öncelikli olarak göz önünde bulunduracağı; sağlayacağı ekonomik
imkanlardır (%38,9). %55,6’sı öğretmenlik bölümüyle ilgili araştırma yaptığını, %65,5’i
eğitim alanı tercihinde cinsiyetinin etkisi olacağını, %50,6’sı okulunun rehberlik bölümüyle
görüştüğünü ifade etmektedir. Cinsiyetinin etkisi olacağını ifade edenlerin %78’i kız
öğrencidir. %52’si toplumda en saygın mesleğin öğretmenlik olduğunu söylemektedir.
%49,1’i basındaki şifre tartışmalarının LYS’ye çalışmasını önemli derecede etkilediğini
belirtirken, bu sene LYS sonucu bir yeri kazanamadığı durumda dershaneye giderek tekrar
sınava hazırlanacağını ifade edenlerin oranı ise %69,6’dır. Eğitim-öğretmenlik alanını tercih
43
edecek öğrencilerin illere göre dağılımına baktığımızda; %18,1’i İzmir’de, %14,2’si
Adana’da ve %13,4’ü İstanbul’da oturduğu göze çarpanlar arasındadır.
44
Bu kapsamda şu öneriler sunulmaktadır;
MEB, mesleki ve teknik ortaöğretimi, başarılı öğrencilerin de tercih edebileceği kurumlar
haline getirmelidir. İlköğretimdeki yönlendirme tam ve etkin bir şekilde uygulanmalıdır.
Öğrenciler, ilgi ve yeteneklerine göre yönlendirilmelidir. Bunun yanında mesleki ve teknik
ortaöğretimin önündeki katsayı engeli tamamen kaldırılmalıdır. bu kurumlarda sonuç odaklı
iyileştirmelerden ziyade süreç odaklı iyileştirmeler yapılmalıdır. Bu sayede mesleki ve teknik
ortaöğretimde eğitimin niteliğinin artmasının yanında, süreç sonundaki öğrenciler de alan
tercihi noktasında daha geniş bir perspektife sahip olacak ve genel ortaöğretim öğrencileriyle