Top Banner
tesis imparatorluk devlet otoritesi 325'te topla- nan Konsili ve kilise nihayet inanan- beden. zihin ve otorite iddia ve kiliseye mutlak itaati em- mü- sonra, dini otoriteyi temsil eden kilise yönetimi ve konsiller, inanç ve uygulama ve yorum ve din ilan Bugün mez- heplerinin Hz. ve Mesih'le ilgili tarihi süreç içinde sonunda ortaya (bk. HI- iSA; MEHDi). Kur'an' da mesih, oldu- gibi Hz. ölümünden sonra di- üzerine kendisine bir itibaren onun için Kavram Kerim'de yer almamak- ta, kendisinden önce gelenler gibi bir peygamber hadislerden hareketle Hz. yamet alametleri tekrar yer yüzüne ifade eden alimler bir husustur (bk. ISA [Kelam]) . Müslüman milletierin Hz. Mesih, Mesih Meryem. Mesih-i isa yer gibi Türk- isim ve pek çok manzum-mensur eserde (bk. ISA [Türk : el-isfahan1. el-Müfredat, md.; Li- sanü'l-'Arab, md.; Taberl. Cami'u'l-be- yan VI, 410-414; Beyrut 1397/1977, 1, 430; Fahreddin er-Razi, '1-gayb, VIII, 49; H. Lesetre. "Messie", DB, IV/ 1, s. 1032-1040; a.mlf., "Onction", a.e., IV /ll, s. 1805-1811; J. Delorme, "Fils de l'hom- me", Vocabulaire de theologie biblique (ed. Xavier Leon- Dufour). Paris 1962, s. 386-387; A. Grillmeier, Christ in Christian Tradition (tre.!. S. Bowden). London 1965; C. K. Barrett, Jesus and the Gospel Tradition, London E. Har- vey, Jesus and the Constraints of History, Lon- don 1982; E. P. San ders. Jesus and Judaism, London 1985; a.mlf., The Histarical Figure of Jesus, London 1993; M. de Jonge, Christology in Context: The Earliest Christian Response to Jesus, Philadelphia 988; R. Schnackenburg, Jesus in the Gospels : A Biblical Christology, Louisville 1995; W. Gesenius, A Hebrew and English Lexicon of the Old Testament (tre. E. Robinson, ed. F. R. Brown Oxford, ts. (Ciar- endon Press). s. 602; L. Koeh ler- W. Baumgart- ner, The Hebrew and Aramaic Lexicon of the Old Testament, Leiden 1995-2000,11, 643-645; V, 1922-1923; J. Coppens. "Messianisme". Ca- tholicisme, IX, 9- 9. JACQUES WAARDENBURG r L MESiH . 907 /1501) _j Rum olup Paleologos mensuptur. Angiolello'ya göre son Bizans imparatoru IX. Konstantinos'un karde- annesi Venedikli soylu Cantarini ailesiyle bir akra- Has Murad ile istanbul'un fethi esir ve her ikisi de Fatih Sultan Mehmed'in hizmetine sarayda Üçüncü bir ise 1491 tarihli bir belgeye göre olarak ve Siroz (Serres) zalm Mesih ilk görevleri kaynaklarda bilgi yoktur. de'ye göre Fatih'in da vezaret rütbesine Bu da büyük ihtimalle 1476 veya 1477 19 882 (26 1477) ve 883 ( 1478) tarihli iki belgede Mesih Pa- ikinci ve zir olarak geçer. 885'te ( 1480) Angiolello'ya göre yeni tayin dör- düncü vezir olarak Saint Jean rinin elinde bulunan Rodos bir seferle görevlendirildi. için vezaretten aziedilip kaynaklara göre Gelibolu sancak bey- gönderildi. Ancak dönemde GedikAhmed da Gelibolu sancak beyi olarak gösterilmesi bu tayini Bununla birlikte Mesih 888'de ( 1483) Gelibolu'da bir cami, bir kervansaray, bir bir bozahane ve bir medrese o orada nun bir delili olarak görülebilir. Franz Ba- binger'in, 1470'te Gelibolu sancak beyi iken ile Ve- nedikliler'e 40.000 haki- miyetine vaad Mesih diye göstermesi belge- nin kaynak- lan Belgede Mesih "Maut" (Mahmud) 1482 veya muhtemelen o zamanki vezlriazam -ve Gedik Ahmed göllü Cezerl Ka- yerine kubbe veziri oldu. is- hak ve su güvenini birkaç defa Gedik Ahmed iktidar grubuyla böylece belli bir kurdu. Ancak ll. Bayezid'e olan sadakati konusunda yer Belki MESiH de bu sebeple Cem Rodos ada- sonra 887'de (Ey- lül 1482) diplomatik sahnede görev Gedik Ahmed ile birlikte Rodos valyelerinin elçileriyle bu hassas mesele müzakerelerde bulundu. - bir ara Gedik Ahmed sert tehlikeye de Mesih bu meseleyi labilecek bir sonuca Bu durum 11. Bayezid'in kendisine güveni Nitekim Gedik Ahmed 887'de 1482) üzerine onun yerine ikinci vezir oldu. hak bir müddet sonra bir tür emeklilik konumundaki Selanik sancak gönderilince Kemalpa- göre vezlriazam oldu ve bu ma- kam da 890 ( 1485) kadar Oruç b. Adil'in Tarih-i Al-i bu dönem için Da- vud birinci vezir olarak gösterilirse de bu bilginin Ni- tekim göre "vezlria- zam" 889'da ( 1484) ll. Bayezid'in Kili ve Akkirman seferlerine 890'da ( 1485) birdenbire aziedilip Fili- be su tayin edildi. ancak bunun sebebi kaynaklarda belirtilmez. Böyle mü- tevazi bir yere ceza olarak Cem meselesiyle veya o patlak ve- ren Memlük ile olabilir. Müzesi de yer alan, muhtemelen o ait bir Mesih ll. Bayezid'e hitaben kendisinin inayetinden mah- rum entrika- yazar ve tekrar gelmesine izin verme- sini rica eder (TSMA, nr. E 10157). Biraz da bunun etkisiyle 892'de ( 1487) Kefe sancak getirildi. Burada birta- siyasi faaliyetlerin kendi eko- nomik takip ve kethü- Azak'tan köle ticaretiyle 893 (1488) tarihli bir Kefe güm- rük defterinden 11. Bayezid'in küçük Mehmed 894'- te ( 1489) Kefe'ye vali olarak tayin edilince Mesih büyük bir ihtimalle oradan 896 (1491) tarihli Arapça vakfiye- sine göre (BA, Vakfiyeler, dosya 9, göm- lek I 5, kutu 2) o Ka- Mescid mahallesinde bulunan. ancak bugün izi dahi kalmayan bir zaviyeli cami (buk'a) bu tarihlerde Hamld görevli dü- 902'de 497) Mesih Silistre sancak beyi. zaman- 309
2

r MESiH 907 /1501) 11. · 2018-05-25 · MESiH PASA da Akkirman ve KiJi uç beyi olarak göste rir. Oruç b. Adil'in Tarih-i Al-i Osman'ın da ise sadece Akkirman sancak beyi diye

Jan 09, 2020

Download

Documents

dariahiddleston
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: r MESiH 907 /1501) 11. · 2018-05-25 · MESiH PASA da Akkirman ve KiJi uç beyi olarak göste rir. Oruç b. Adil'in Tarih-i Al-i Osman'ın da ise sadece Akkirman sancak beyi diye

tarafından tesis edilmiştir. imparatorluk devlet otoritesi tarafından 325'te topla­nan İznik Konsili ve kilise nihayet inanan­Iarın beden. zihin ve ruhlarında otorite iddia etmiş ve kiliseye mutlak itaati em­retmiştir. Dolayısıyla Hıristiyanlığın mü­esseseleşmesinden sonra, dini otoriteyi temsil eden kilise yönetimi ve konsiller, inanç ve uygulama esaslarını belirlemiş, farklı ve aykırı yorum ve davranışları din dışı ilan etmiştir. Bugün hıristiyan mez­heplerinin Hz. İsa ve Mesih'le ilgili tarihi süreç içinde çeşitli tartışmalar sonunda ortaya konmuş inançları vardır (bk. HI­

RİSTİYANLIK; iSA; MEHDi).

Kur'an'da mesih, Hıristiyanlık'ta oldu­ğu gibi Hz. İsa'nın ölümünden sonra di­rilişi üzerine kendisine verilmiş bir sıfat olmayıp doğumundan itibaren onun için kullanılmıştır. Kavram Kur'an-ı Kerim'de Hıristiyanlık'taki anlamıyla yer almamak­ta, İsa'nın kendisinden önce gelenler gibi bir peygamber olduğu vurgulanmaktadır. Bazı hadislerden hareketle Hz. İsa'nın kı­yamet alametleri kapsamında tekrar yer yüzüne döneceğini ifade eden anlayış. alimler arasında tartışmalı bir husustur (bk. ISA [Kelam]) . Müslüman milletierin edebiyatlarında Hz. İsa Mesih, Mesih İbn Meryem. Mesih-i isa adlarıyla yer aldığı gibi Türk- İslam edebiyatında bunların yanında diğer isim ve Iakaplarıyla pek çok manzum-mensur eserde işlenmiştir (bk. ISA [Türk Edebiyatı]).

BİBLİYOGRAFYA :

Ragıb el-isfahan1. el-Müfredat, "msl:ı" md.; Li­sanü'l-'Arab, "msl:ı" md.; Taberl. Cami'u'l-be­yan (Şakir). VI, 410-414; Zemahşerl, el-Keşşaf, Beyrut 1397/1977, 1, 430; Fahreddin er-Razi, MefaW:ıu '1-gayb, VIII, 49; H. Lesetre. "Messie", DB, IV/1, s. 1032-1040; a.mlf., "Onction", a.e., IV /ll, s. 1805-1811; J. Delorme, "Fils de l'hom­me", Vocabulaire de theologie biblique (ed. Xavier Leon- Dufour). Paris 1962, s. 386-387; A. Grillmeier, Christ in Christian Tradition (tre.!. S. Bowden). London 1965; C. K. Barrett, Jesus and the Gospel Tradition, London ı967; E. Har­vey, Jesus and the Constraints of History, Lon­don 1982; E. P. San ders. Jesus and Judaism, London 1985; a.mlf., The Histarical Figure of Jesus, London 1993; M. de Jonge, Christology in Context : The Earliest Christian Response to Jesus, Philadelphia ı 988; R. Schnackenburg, Jesus in the Gospels : A Biblical Christology, Louisville 1995; W. Gesenius, A Hebrew and English Lexicon of the Old Testament (tre. E. Robinson, ed. F. R. Brown v.dğr.). Oxford, ts. ( Ciar­endon Press). s. 602; L. Koehler- W. Baumgart­ner, The Hebrew and Aramaic Lexicon of the Old Testament, Leiden 1995-2000,11, 643-645; V, 1922-1923; J. Coppens. "Messianisme". Ca­tholicisme, IX, 9- ı 9.

~ JACQUES WAARDENBURG

r

L

MESiH PAŞA (ö . 907 /1501)

Osmanlı sadrazamı. _j

Rum asıllı olup Paleologos hanedanına mensuptur. Angiolello'ya göre son Bizans imparatoru IX. Konstantinos'un karde­şinin oğludur. Ayrıca annesi tarafından Venedikli soylu Cantarini ailesiyle bir akra­balığı vardır. Ağabeyi Has Murad Paşa ile istanbul'un fethi sırasında esir düşmüş ve her ikisi de Fatih Sultan Mehmed'in hizmetine alınıp sarayda yetiştirilmiştir.

Üçüncü bir kardeşinin ise 1491 tarihli bir belgeye göre hıristiyan olarak kaldığı ve Siroz (Serres) taraflarında zalm olduğu anlaşılmaktadır.

Mesih Paşa'nın ilk görevleri hakkında kaynaklarda bilgi yoktur. Kemalpaşaza­de'ye göre Fatih'in saltanatının sonların­da vezaret rütbesine erişti. Bu da büyük ihtimalle 1476 yılı sonbaharı veya 1477 yılı başıdır. 19 Şaban 882 (26 Kasım 1477) ve 883 ( 1478) tarihli iki belgede Mesih Pa­şa ikinci ve zir olarak geçer. 885'te ( 1480)

Angiolello'ya göre yeni tayin edilmiş dör­düncü vezir olarak Saint Jean şövalyele­rinin elinde bulunan Rodos adasına karşı bir seferle görevlendirildi. Kuşatması başarılı olmadığı için vezaretten aziedilip bazı kaynaklara göre Gelibolu sancak bey­liğine gönderildi. Ancak aynı dönemde GedikAhmed Paşa'nın da Gelibolu sancak beyi olarak gösterilmesi bu tayini şüpheli kılar. Bununla birlikte Mesih Paşa'nın 888'de ( 1483) Gelibolu'da bir cami, bir kervansaray, bir başhane, bir bozahane ve tamamlanmamış bir medrese yaptır­

mış olması o yıllarda orada bulunduğu­nun bir delili olarak görülebilir. Franz Ba­binger'in, 1470'te Gelibolu sancak beyi iken Osmanlı donanması ile sancağını Ve­nedikliler'e 40.000 altınla Mora'nın haki­miyetine karşılık vaad ettiğini belirttiği şahsı Mesih Paşa diye göstermesi belge­nin yanlış okunmuş olmasından kaynak­lan mıştır. Belgede Mesih değil "Maut" (Mahmud) yazılıdır.

1482 yılının Mayıs veya Haziranında muhtemelen o zamanki vezlriazam -ve Gedik Ahmed Paşa'nın kayınpederi- İne­göllü İshak Paşa'nın baskısıyla Cezerl Ka­sım Paşa'nın yerine kubbe veziri oldu. is­hak Paşa ve su ıtanın güvenini birkaç defa sarstığı anlaşılan Gedik Ahmed Paşa'nın iktidar grubuyla böylece belli bir yakınlık kurdu. Ancak ll. Bayezid'e olan sadakati konusunda şüpheye yer bırakmadı. Belki

MESiH PAŞA

de bu sebeple Cem Sultan'ın Rodos ada­sına kaçışından sonra Şaban 887'de (Ey­lül 1482) diplomatik sahnede görev alıp Gedik Ahmed Paşa ile birlikte Rodos şö­valyelerinin elçileriyle bu hassas mesele hakkında müzakerelerde bulundu. Gö­rüşmeler bir ara Gedik Ahmed Paşa'nın sert tavrından dolayı tehlikeye düştüyse de Mesih Paşa bu meseleyi başarılı sayı­labilecek bir sonuca ulaştırdı. Bu durum 11. Bayezid'in kendisine duyduğu güveni arttırdı. Nitekim Gedik Ahmed Paşa'nın Şewal 887'de (Kasım 1482) katiedilişi

üzerine onun yerine ikinci vezir oldu. İs­hak Paşa, kısa bir müddet sonra bir tür emeklilik makamı konumundaki Selanik sancak beyliğine gönderilince Kemalpa­şazade'ye göre vezlriazam oldu ve bu ma­kam da 890 ( 1485) yılına kadar kaldı. Oruç b. Adil'in Tarih-i Al-i Osmdn'ının geniş­letilmiş nüshasında bu dönem için Da­vud Paşa birinci vezir olarak gösterilirse de bu bilginin doğruluğu şüphelidir. Ni­tekim Kemalpaşazade'ye göre "vezlria­zam" 889'da ( 1484) ll. Bayezid'in Kili ve Akkirman seferlerine katılmıştı.

890'da ( 1485) birdenbire aziedilip Fili­be su başılığına tayin edildi. ancak bunun sebebi kaynaklarda belirtilmez. Böyle mü­tevazi bir yere ceza olarak gönderilişi. Cem meselesiyle veya o sırada patlak ve­ren Osmanlı -Memlük savaşları ile bağlan­tılı olabilir. Thpkapı Sarayı Müzesi Arşivi'n­de yer alan, muhtemelen o yıllara ait bir arzında Mesih Paşa. ll. Bayezid'e hitaben kendisinin padişahın inayetinden mah­rum kalışının sırf düşmanlarının entrika­sından kaynaklandığını yazar ve padişa­hın tekrar yanına gelmesine izin verme­sini rica eder (TSMA, nr. E 10157). Biraz da bunun etkisiyle 892'de ( 1487) Kefe sancak beyliğine getirildi. Burada birta­kım siyasi faaliyetlerin yanında kendi eko­nomik çıkarlarını takip ettiği ve kethü­dası vasıtasıyla Azak'tan köle ticaretiyle uğraştığı 893 ( 1488) tarihli bir Kefe güm­rük defterinden anlaşılmaktadır.

11. Bayezid'in küçük oğlu Mehmed 894'­te ( 1489) Kefe'ye vali olarak tayin edilince Mesih Paşa büyük bir ihtimalle oradan ayrıldı. 896 ( 1491) tarihli Arapça vakfiye­sine göre (BA, Vakfiyeler, dosya ı 9, göm­lek I 5, kutu 2) o sıralarda Eğridir'in Ka­palı Mescid mahallesinde bulunan. ancak bugün izi dahi kalmayan bir zaviyeli cami (buk'a) vakfetmiş olması bu tarihlerde Hamld sancağında görevli olduğunu dü­şündürür.

902'de (ı 497) Kemalpaşazade, Mesih Paşa'yı Silistre sancak beyi. aynı zaman-

309

Page 2: r MESiH 907 /1501) 11. · 2018-05-25 · MESiH PASA da Akkirman ve KiJi uç beyi olarak göste rir. Oruç b. Adil'in Tarih-i Al-i Osman'ın da ise sadece Akkirman sancak beyi diye

MESiH PASA

da Akkirman ve KiJi uç beyi olarak göste­rir. Oruç b. Adil'in Tarih-i Al-i Osman'ın­da ise sadece Akkirman sancak beyi diye kaydedilir. 906 (1501) tarihli bir kayıtta Silistre'de sancak beyi olarak bulunduğu­

na dair bir atfa rastlanır. Buna göre san­cak beyliği sırasında Bağdan Voyvoda­sı Stefan ile bir alacak davası sebebiyle mektuplaşmıştır (If. Bayezid Dönemine Ait 906/1501 Tarihli Ahkam Defteri, hk. nr. 442). 1497 yazında Polanya Kralı Jan Olbracht'ın Boğdan'a hücumu sırasında Mesih Paşa savaşa iştirak etmedi ve vay­vadası Yahya Ağa'yı gönderdi. Belki bu yüzden Leh ordusu geri çekildikten sonra Mesih Paşa aziedildL 904'te ( 1499) V en e­dik' e karşı Mora seferi başlayınca da hac­ca gitti.

On dört yıl boyunca padişahın güvenini yeniden kazanamayan Mesih Paşa. hac dönüşünde gerek Sanuto'ya gerekse Ke­malpaşazade'ye göre Çandarlızade İbra~ him Paşa'nın ölümü üzerine (ı ı Cemazi­yelevvel 9051 I 4 Aralık I 499) onun yerine tekrar vezlriazam oldu. Ancak iki ay son­ra muhtemelen Venedik dostu sayıldığı için vezlriazamlığı Hadım Yakub Paşa'ya bırakmak zorunda kaldı . Kendisi ikinci ve dostu Hersekzade Ahmed Paşa üçüncü vezir olarak 1 SOO yılında da süren Mora seferine katıldılar.

Venedik savaşının ardından yeniden vezlriazam olan Mesih Paşa. S Ramazan 906'da (25 Mart I 50 I) Taş-ili'nde Varsak­lı lar'ın destek verdiği Karamanoğlu Mus­tafa'nın bir isyanını bastırmak üzere İs­tanbul'dan hareket etti. Ayaklanmayı bastırdı ve Taş-ili bölgesinde askeri istih­kamlar kurarak denetimi sağladı. Ayrıca isyana katılan boy beylerinin itaatini sağ­ladı (a.g.e., hk. nr. 332). Görevini başarıy­la tamamladığı için 906 Zilhiccesi ortala­rında (Temmuz ı 50 I) İstanbul'a dönmesi istendi (a.g.e., hk. nr. 338). İstanbul'a dö­nüşünün ardından Midilli'nin Fransız ve Venedik müttefik donanmaları tarafın­dan alındığını padişaha bildirmediğinden ll. Bayezid'in gazabına uğradı. Hatta sul­tan elindeki yayı birkaç defa başına vura­rak kendisine ağır sözler söyledi. Bu olay­dan birkaç gün sonra 6 Cemaziyelewel 907'de (ı 7 Kasım ı 50 ı) Galata'da yangın söndürme çalışmalarını gözetlerken dü­

şen bir taşla bacağından ağır yaralandı ve ardından vefat etti. Öldüğü yıl İstan­bul'da bir cami ( kiliseden çevrilen Badrum Camii) yaptırmasınarağmen ağabeyi Has Murad Paşa'nın İstanbul Aksaray'daki ca­

misinin yanına defnedildi. Mezar taşı ora­da hala mevcuttur.

310

Mesih Paşa'nın açık türbesi

Tarihçi- şair Bihiştl'nin Mesih Paşa'yı İran şairi Cami'ye benzetmesi methiye­cilik de olsa paşanın şiir yazdığına işaret eder. Aynı yazara göre sanat ve ilim adamlarının dostuydu. Mesih Paşa'nın üç oğlunun adları bilinmektedir: Ali Bey, Mahmud Çelebi ve 909'da (ı 503) Vulçıt­rın sancak beyi olan Bali Bey. Ayrıca to­runu Ahmed Bey'in 92S'te (ı 519) Gelibo­lu'daki vakfının mütevellisi olduğu belir-~r. .

BİBLİYOGRAFYA :

TSMA, nr. E 6226, 9274, 10157; BA, Vakfiye­ler, dosya 19, gömlek 15, kutu 2;Aşıkpaşazade, Tarih, s. 191; ll. Bayezid Dönemine Ait 906/ 1501 Tarihli Ahkam Defteri (haz. İlhan Şahin­Feridun Emecen), İstanbul1994, hk. nr. 79, 99, 100, 109, 114, 212, 240, 332, 338, 442, 451-452; Oruç b. Adil, Tarih-i Al-i Osman, Paris Bib­liotheque Nationale, Suppl. turc, nr. 1047, vr. 90b-91', 118b, 134', 141'-142', 144b-145'; a.e., Paris Bibliotheque Nationale, Ane. fonds turc, nr. 99, vr. 129b-130', 158b, 169b, 176'-177', 180b- 181'; Neşri. Cihannüma (Taeschner), I, 217; ll, 308;Tursun Bey, Tarlh-iEbü'l-Feth(nşr. Mertol Tulum). İstanbul 1977, s. 179-180; a.e.: The History ofMehmed the Conqueror(nşr. H. İnalcık- R. Murphey), Minneapolis- Chicago 1978, vr. 156•-b; Rühl Çelebi, Tarih-i Al-i Os­man, Berlin Staatsbibliothek, Preussischer Kul­turbesitz, ms.or. 4°, nr. 821, vr. 90b-91', 172', 180•-b; İbn Kemal. Tevarlh-i Al-i Osman, VII. Defter, s. 500-507, 521; Vlll. Defter, s. 68, 86, 159, 192, 194-195, 210-211, 220-221; istan­bul Vakıflan Tahrir Defteri 953 (1546) , s. 142, nr. 799; M. Sanuto, 1 Diarii, Venezia 1880, lll, 131, 179, 181, 182, 901-903; IV, 105, 242; A. D. da Lezze, Histarla Turchesca (nşr. ı. Ursu). Sucuresti 1909, s. 105-106; Gökbilgin. Edirne ve Paşa Livası, s. 148; Fr. Babinger, Aufsatze und Abhandlungen zur Geschichte Südos­teuropas und der Levante, München 1962, I, 344-354; a.mlf .. Mehmed the Conqueror and his Time (nş[ W. C. Hickman). Princeton 1978, s. 290; R. F. Kreutel. Der Fromme Sultan Baye­z id, Wien- Köln 1978, s. 213, 216; Die Chronik des Ahmed Sinan Celebi Genannt Bihisti: eine Quelle zur Geschichte des Osmanisehen Re­iches unter Sultan Bayezid ll (nş[ B. Moser), München 1980, s. 80, 188-191, 196-197; M. A.

Epstein. The Ottoman Jewish Communities and The ir Role in the Fifteenth and Sixteenth Centuries, Freiburg 1980, s. 294; H. Reindl [Kiel]. Manner um Bayezid, Berlin 1983, s. 279-291; N. Vatin, Sultan Dj em, Ankara 1997, s. 100, 310-312; F. İsmail Ayanoğlu, "Fatih Dev­ri Ridl.li Mezar Taşları ve Kitabeleri", VD, IV (1958). s. 201-202, rs. 46; İsmail Hakkı Uzun­çarşılı, "Hızır Bey Oğlu Sinan Paşa'nın Vezir-i Azamlığına Dair Çok Kıymetli Bir Vesika", TTK Beliete n, XXVII (ı 963). s. 37 -44; N. Beldieean u­ı. Beldiceanu-Steinherr, "Un paleologue incon­nue de la region de Serres", Byzantion, XLI, Bruxelles 1971, s. 5-17; Ömer Lütfi Barkan, "İs­tanbul Sarayiarına Ait Muhasebe Defterleri", TTK Belgeler; IX/13 (ı 979). s. 303, 314; Halil İnalcık, "Mesii:ı Pa~a", EJ2 (İng . ). VI, 1025-1026.

L

L

Iii HEDDA REINDL KIEL

MESiH PAŞA CAMii

(bk. BODRUM CAMii).

MESiH PAŞA KÜLLİYESi

İstanbul'da XVI. yüzyılın sonlarında inşa edilen bir külliye.

_j

_j

Fatih'te Hırka-i Şerif Camii'ne yakın bir konumda yer alır. III. Murad'ın vezlriazam­larından Hadım Mesih Mehmed Paşa ta­rafından 994 (1586) yılında inşa edilmiş­tir. Cami, türbe, çeşmeler. dükkanlar ve küçük bir hazlreçlen oluşan yapı. zama­nında çevresinde yer alan bazı vakıf bi­naların Ali Paşa'ya ait olmasından dolayı halk arasında Mesih Ali Paşa Camii ola­rak da anılır. Cam inin, Hadım Mesih Meh­med Paşa'nın isteği üzerine Hasan Paşa adlı bir vezirin m escidinin yıktınlarak ye­rine yaptınldığı Hadikatü '1-cevami'den öğrenilmektedir. Mimar Sinan'ın mimar­başılığı zamanında ele alınmış olmakla birlikte onun çırağı Davud Ağa'nın da bu yapıda çalışmış olabileceği düşünülmek­

tedir. 1894 depreminde zarar gören cami 1936-1939 ve 19SS-19S7 yıllarında ona­rılmıştır.

Kesme taş malzemeyle inşa edilen se­kiz dayanaklı cami revaklı bir avluya sa­hiptir. Doğu-batı istikametinde eğimli bir arsa üzerinde yükselen yapı batı yöne yerleştirilen dükkanlarla elde edilen düz bir platforma oturur. Camiye giriş batı ve güney yönlerinde açılan birer kapı ile sağlanır. Batıda yer alan görevliler odası­nın altına denk gelen basık kemerli kapı cephenin iki yanındaki sivri kemerli birer nişle zenginleştirilmiştiL Bu kapıdan ön­celikle çapraz tonazi u bir mekana, ardın­

dan birkaç basamakla avluya ulaşılır. Gü-