Top Banner
PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI UZM. DR. ONUR TURAN PROF. DR. ATİLA AKKOÇLU DANIŞMANLAR: PROF.DR. BÜLENT ÜNDAR (HEMATOLOJİ AD) DOÇ.DR. TÜRKAN GÜNAY (HALK SAĞLIĞI AD)
33

PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Jan 22, 2016

Download

Documents

kapono

PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI. UZM. DR. ONUR TURAN PROF. DR. ATİLA AKKOÇLU DANIŞMANLAR: PROF.DR. BÜLENT ÜNDAR (HEMATOLOJİ AD) DOÇ.DR. TÜRKAN GÜNAY (HALK SAĞLIĞI AD). Çıkar çatışması. - PowerPoint PPT Presentation
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK

RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

UZM. DR. ONUR TURANPROF. DR. ATİLA AKKOÇLU

DANIŞMANLAR: PROF.DR. BÜLENT ÜNDAR (HEMATOLOJİ AD) DOÇ.DR. TÜRKAN GÜNAY (HALK SAĞLIĞI AD)

Page 2: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Son üç yıl içinde:Bir ticari kuruluşta çalışma,mal ortaklığıDanışmanlık,danışma kurulu üyeliği,uzman tanıklıkYazarlık,editörlük,moderatörlük,konuşma ücretleriBağışlar (Araştırma-eğitim-cihaz)Kongre,toplantı sponsorluğu almadığımı beyan ederim.

Çıkar çatışması

Page 3: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Multifaktöriyel bir patogeneze sahip olan

pulmoner tromboembolide (PTE) çevresel, klinik risk faktörleri kadar, genetik risk faktörleri de önemli bir yere sahiptir

Özellikle genç yaşta gözlenmesi, aile öyküsünün varlığı, kazanılmış risk faktörü olmaması, tekrarlayan PTE gibi olaylar kalıtsal trombofililerin araştırılmasını gerektiren durumlardır

Hooper et al.; The relationship between FV Leiden and pulmonary embolism. Respir Res. 2002; 3(1): 8

Herold et al. Pulmonary embolism: pulmonary vascular disorders, vasculitides, and hemorrhage. Comprehensive respiratory medicine, 1999: 1-12

Page 4: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Kalıtsal Trombofili Aranması Önerilen Hastalar

Ailesinde VTE öyküsü saptananlar,

40 yasından önce olusan ve nedeni açıklanamayan VTE atakları olanlar,

Olagan dısı bölgelerde (üst ekstremite, serebral, batın içi venlerinde) tromboz gelisenler,

Neonatal tromboz öyküsü olanlar,

Tekrarlayıcı, gezici veya masif tromboz öyküsü bulunanlar,

Warfarine baglı deri nekrozu öyküsü bulunanlar.Türk Toraks Derneği Pulmoner Tromboembolizm Tanı Ve Tedavi Uzlaşı Raporu.

Türk Toraks Dergisi 2009; Cilt 10, Ek 11

Page 5: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

PTE için kalıtsal risk faktörleriFaktör V Leiden mutasyonu

Protrombin gen mutasyonu

Protein S eksikliği

Protein C eksikliği

Antitrombin (AT) III eksikliği

Aktive protein C rezistansı

Hiperhomosisteinemi / metilen tetrahidrofolat redüktaz (MTHFR) enzim mutasyonu

Faktör VIII artışı

Gerçek prevalansı net olarak bilinmemekle birlikte, kalıtsal faktörlerin PTE olgularının yaklaşık % 20’sinden sorumlu olduğu öne sürülmektedir

Prof. Dr. Orhan Arseven. Venöz Tromboembolizm. TTD Akciğer Hastalıkları Temel Bilgiler Kitabı-2006

Page 6: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

PTE’de rekürrensPTE’de rekürrens gözlenmesi hiç de azımsanamayacak kadar

sık görülen bir durumdur

Yapılan bir çalışmada, en az 3 ay antikoagülan tedavi almış PTE tanılı 355 hastanın % 17.5’da 2 yıl, % 25’de 5 yıl ve % 30’da 8 yıl içerisinde PTE rekürrensine rastlanmıştır

Bu çalışmada, kanser varlığı ve herediter trombofililer rekürren PTE gelişiminin en sık sebepleri olarak bulunmuşlardır

Trombüs epizodu geçirip antikoagülan tedavi sonrası trombotik olayın tekrarlama riski, PTE için kalıtsal trombofilisi olanlarda, olmayanlara göre 2 kat yüksek olarak bulunmuştur

Prandoni P, Lensing A, Cogo A, et al.: The long-term clinical course of acute deep venous thrombosis. Ann Intern Med 1996, 125:1–7

Kruit et al. The significance of venography in the management of patients with clinically suspected pulmonary embolism. J Intern Med. 1991; 230(4):333-9

Page 7: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

GİRİŞ

Kalıcı risk faktörleri dışında, geçici risk faktörlerinin ortadan kalktığı durumlarda da herediter trombofili varlığının emboli rekürrensine yol açabileceği düşünülmüştür

Ayrıca kanser varlığı gibi kalıcı risk faktörü olan ve operasyon öyküsü, ilk DVT atağı gibi kalıcı risk faktörü olmayan hastaların yalnızca bir kısmında PTE nüksü meydana gelmekteyken diğer hastalarda rekürrens gelişmemesi, bu hastalarda kalıtsal trombofili varlığının araştırılmasının anlamlı olabileceğini göstermektedir

Page 8: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

AMAÇLAR

PTE tanısı almış ve kalıtsal trombofili varlığına bakılmamış hastalarda PTE genetik risk faktörlerinin araştırılması,

Tekrarlayan tromboemboli varlığı, ailede PTE öyküsü,

DVT’nin eşlik etmesi gibi alt gruplarda kalıtsal trombofilinin değerlendirilmesi,

Olası bir PTE rekürensinin önlenebilmesi için seçilmiş hasta grubunun ileri dönemde izlenmesi,

PTE hastalarında Türkiye için genetik risk faktörleri prevalansına katkıda bulunulması

Page 9: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

GEREÇ VE YÖNTEMHasta seçimi:

2006-2009 yılları arasında DEÜTF’de pulmoner tromboemboli tanısı almış olan hastaların listesi, hastane kayıtları incelenerek oluşturuldu: toplam 281 hasta

Bu hastalardan; PTE genetik risk faktörlerinin hastanın izlemi sırasında önceden bakılmış olduğu hastane kayıtlarından öğrenilen 45 hasta araştırmaya dahil edilmedi

Yine dışlama kriterlerinin mevcut olduğu 27 hasta çalışma harici bırakıldı (19 hasta kumadinize, 4 hasta hipotiroidi, 2 hasta nefrotik sendrom, 2 hasta ciddi böbrek yetmezliği)

Page 10: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

DIŞLAMA KRİTERLERİPTE tanısını alalı 2 haftadan kısa süre geçmiş olması ¹²³,

Komorbid hastalıklar:

•Hipotiroidi ²,

•Hemofili hastalığı ³,

•DIC, karaciğer hastalığı, sepsis ¹²³,

•Böbrek hastalığı veya nefrotik sendromu olan ¹²³,

Vitamin eksikliği;

•B12, folat veya B6 4,

•K vitamini eksikliği ¹²,

Tedavi:

•Oral kontraseptif veya östrojen replasman ¹³,

•Metotrexat, fenitoin veya teofilin 4,

•Warfarin ¹²,

•Hirudin ve argatropan gibi trombin inhibitörü alan,

Gebelik ve postpartum dönemde olan hastalar,

ÇALIŞMAYA DAHİL EDİLMEMİŞTİR

Protein C ¹, Protein S ², Antitrombin III ³, Homosistein 4, Faktör VIII 5

etkilendiği için çalışma dışı

Page 11: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Kalan 209 hastadan 28’inin hastane sisteminden veya dosyasından telefonuna ulaşılamadı veya mevcut numara cevap vermediği için görüşülemedi

Ulaşılabilen 181 hastadan 27’si araştırmaya katılmayı reddetti veya çeşitli nedenlerden dolayı gelemeyeceğini belirtti; 64 hastanın vefat ettiği öğrenildi

Telefon ile ulaşılabilen ve araştırmaya katılmayı kabul eden 90 hasta çalışmaya alındı

GEREÇ VE YÖNTEM

Page 12: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

GEREÇ VE YÖNTEM

Akut tromboz varlığı AT III, protein C ve S’i tüketime bağlı geçici olarak azalttığı için bu hastalarda tetkikler akut evre sonrası (2-6 hafta) yapıldı

Warfarin tedavisi, K vitamini bağımlı faktörleri azalttığı için, bu hastaların kanları tedavi bitiminden en az 2 hafta sonra alındı

Page 13: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Örneklerin Toplanması ve Laboratuvar Analizleri

Araştırmaya dahil edilen 90 hastadan; aktive protein C rezistansı, protein C, protein S, antitrombin (AT) III, Faktör VIII düzeyleri DEÜTF Merkez Lab.’da,

Faktör V Leiden, Protrombin (G20210A) ve metilen tetrahidrofolat redüktaz (MTHFR C677T ve A1298C) gen mutasyonları ise “real-time PCR” yöntemiyle DEÜTF Hematoloji Laboratuvarı’nda çalışıldı

90 hastadan alınan örneklerden Hematoloji laboratuvarı’na giden 1, merkez laboratuvara giden 2 örnek pıhtılı olduğu için analize dahil edilmedi

Page 14: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

İstatistiksel değerlendirme

Çalışmada elde edilen bulgular değerlendirilirken, istatistiksel analizler için “SPSS 15.0” programı kullanıldı

Çalışma verileri değerlendirilirken, niceliksel verilerin karşılaştırılmasında normal dağılım gösteren parametrelerin gruplar arası karşılaştırmalarında T testi kullanıldı (Alt gruplar arası APCR, faktör VIII, AT III düzeylerinin karşılaştırılması)

Parametrelerin normal dağılım göstermediği gruplar ise Mann Whitney U testi kullanılarak karşılaştırıldı (Alt gruplar arasında protein C, protein S düzeylerinin karşılaştırılması)

Niteliksel verilerin karşılaştırılmasında ise Ki-Kare testi ve Fisher’s Exact testi kullanıldı.

Sonuçlar % 95’lik güven aralığında, anlamlılık p < 0.05 düzeyinde değerlendirildi

Page 15: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

BULGULAR

42 erkek (% 46.7) ve 48 kadından (% 53.3) oluşmakta olan hasta grubunun yaş ortalaması 62.6 + 13,4 idi

Hastaların 78’ine (% 86.7) spiral BT anjiografi, 7’sine (% 7.8) akciğer ventilasyon-perfüzyon sintigrafisi, 3’üne (% 3.3) ekokardiyografi, 2 hastaya ise (% 2.2) toraks MR anjiografi ile PTE tanısı konulduğu öğrenildi

69 hastada alt ekstremite venöz Doppler ultrasonografi yapıldığı, 25 hastada (% 36.2) DVT saptandığı gözlendi

Hastaların % 81.1’inde komorbidite varlığı mevcutken, hipertansiyon (% 27.7) ve diabetes mellitus (% 16.6) en sık eşlik eden hastalıklardı

Page 16: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

PTE gelişiminde rol oynayan risk faktörlerinin sayısal dağılımı

0

5

10

15

20

25

30

35

40

İmmobilite Malignite Operasyon Varis VTEöyküsü

Fraktür AF Yolculuk Gebelik İlaç kull.

83 hastada (% 92.2) PTE için belirgin bir edinsel risk faktörü mevcutken, 28 hastada (% 31.1) PTE için birden çok risk faktörü kaydedildi.

Page 17: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

BULGULAR

Kalıtsal trombofili mutasyonlarının dağılımı

Mutasyonlar Heterozigot (n) (%)

Homozigot (n) (%)

Mutasyon yok (n) (%)

TOPLAM(n)

Faktör V Leiden 16 18 1 1.1 72 80.9 89

Protrombin G20210A

3 3.4 - - 86 96.6 89

MTHFR C677T 46 51.7 6 6.7 37 41.6 89

MTHFR A1298C 47 52.8 7 7.9 35 39.3 89

Faktör V Leiden mut. : % 19.1

Protrombin G20210A mut.: % 3.4

Page 18: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

PTE hastalarında genetik markerların serum düzeyleri

Kalıtsal trombofili var n %

yokn %

TOPLAMn

Artmış faktör VIII 11 12.5 77 87.5 88

Antitrombin III eksikliği 1 1.1 87 98.9 88

Protein C eksikliği 5 5.7 82 94.3 88

Protein S eksikliği 12 13.6 76 86.4 88

Aktive protein C rezistansı 26 34.2 50 65.8 76

BULGULAR

Page 19: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

PTE+DVT birlikteliğiyle kalıtsal trombofilinin ilişkisi

Kalıtsal trombofili

Sadece PTE n %

PTE + DVT n % p değeri

Faktör V Leiden mut. yok 35 63.6 20 36.4 1,000*

var 8 61.5 5 38.5

Protrombin G20210A mut.

yok 42 62.7 25 37.3

1,000*

var 1 100 0 -

MTHFR C677T mut. yok 19 59.4 13 40.6 0,534**

var 24 66.7 12 33.3

MTHFR A1298C mut. yok 18 66.7 9 33.3 0,634**

var 25 61 16 39

Artmış Faktör VIII yok 37 63.8 21 36.2 1,000*

var 6 66.7 3 33.3

ATIII eksikliği yok 42 63.6 24 36.4 1,000*

var 1 100 0 -

Protein C eksikliği yok 41 64.1 23 35.9 1,000*

var 2 66.7 1 33.3

Protein S eksikliği yok 39 67.2 19 32.8 0,264*

var 4 44.4 5 55.6

APCR yok 26 68.4 12 31.6 0,465**

var 13 59.1 9 40.9

*Fisher’s Exact testi, ** Ki-Kare testi PTE’ye DVT’nim eşlik ettiği ve etmediği hasta grupları arasında

genetik marker varlığı açısından anlamlı fark bulunmadı

PTE + DVT OrtalamaStandart sapma

p değeri

F VIII düzeyi (N:%70-150) yok (n=43)119,96 36,43

0,158* var (n=24)

106,37 38,93

AT III düzeyi (N:%75-125) yok (n=43)104,71 12,84

0,858* var (n=24)

105,26 10,59

Protein C düzeyi (N:%70-140) yok (n=43)

121,67 24,77

0,073**

var (n=24)111,54 26,52

Protein S düzeyi (N:%75-125) yok (n=43)

75,45 16,08

1,000**

var (n=24)74,22 18,39

APCR değeri (N:0,69-1,56) yok (n=39)0,81 0,26

0,981*var (n=21)

0,82 0,25

*T testi , ** Mann Whitney U testi

Page 20: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

VTE nüks varlığına göre kalıtsal trombofili serum değerleri

Tromboemboli nüksü olanlar Ortalama

Standart sapma

p değeri

F VIII düzeyi (N:%70-150)

yok (n=77)112.80 39.51

0,432*

var (n=11) 102.97 30.69

AT III düzeyi (N:%75-125)

yok (n=77)104.81 13.11

0,391*

var (n=11) 101.33 6.66

Protein C düzeyi (N:%70-140)

yok (n=77) 120.36 26.05

0,049**

var (n=11) 102.31 30.73

Protein S düzeyi (N:%75-125)

yok (n=77)76.62 16.14

0,270**

var (n=11) 67.55 22.16

APCR değeri (N:0,69-1,56)

yok (n=68)0.82 0.27 0,260*

*T testi ** Mann Whitney U testi

Daha önceden tromboemboli geçirmiş (nüks) 11 hasta mevcuttu (% 12.2).Protein C serum düzeyi, bu grupta, ilk kez PTE geçirmiş

hastalara göre anlamlı olarak düşük bulundu.

Page 21: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

VTE nüksü ve kalıtsal trombofili arasındaki ilişki

Kalıtsal trombofili

Tromboemboli nüksü yok

n %

Tromboemboli nüksü var

n % p

değeri

Faktör V Leiden mut. yok 64 88.9 8 11.1

1,000*

var 15 88.2 2 11.8

Protrombin G20210A mut. yok76 88.4 10 11.6

1,000*

var 3 100 0 -

MTHFR C677T mut. yok 33 89.2

4 10.81,000*

var 46 88.5 6 11.5

MTHFR A1298C mut. yok 31 88.6 4 11.4 1,000*

var 48 88.9 6 11.1

Artmış Faktör VIII yok 66 85.7 11 14.3 0,346*

var 11 100 0 -

ATIII eksikliği yok 76 87.4 11 12.6

1,000*

var 1 100 0 -

Protein C eksikliği yok 74 89.2 9 10.8

0,116*

var 3 60 2 40

Protein S eksikliği yok 69 90.8 7 9.2 0,040*

var 8 66.7 4 33.3

APCR yok 44 88 6 12 0,708*

var 24 92.3 2 7.7

*Fisher’s Exact testi

Tromboemboli nüksü varlığıyla protein S eksikliği arasında anlamlı ilişki mevcuttu

Page 22: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

BULGULAR

Ailesinde PTE öyküsü olan hastalarda (% 12.2) protein C ve S düzeyleri daha düşük bulunsa da, gruplar arasında istatistiki olarak anlamlı fark bulunmadı

Hastaların % 92.2’de en az bir genetik risk faktörü (GRF) varken, en az iki kalıtsal trombofili pozitifliği ise 56 hastada (% 62.2) mevcuttu

Tromboemboli nüksü açısından (2. kez tromboemboli geçiren ve geçirmeyen grubun karşılaştırılması), tek veya birden çok GRF pozitifliği olması anlamlı bulunmadı (p=0.591 ve p=0.741)

İkinci VTE atağı olan hastaların tümünde en az bir genetik risk faktörünün var olması dikkat çekiciydi

Page 23: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

PTE risk faktörlerinde kalıtsal trombofili mutasyon ve genetik marker serum düzeyleri dağılımı

PTE İçin Risk Faktörleri

F. V Leidenn %

Protrombin G20210An %

MTHFR C677T

n %

MTHFR A1298C

n %

İmmobilite (n=30)

2 6.7 - - 18 60 21 70

Malignite (n=29)

6 21 2 6.9 17 58.6

16 55.2

Operasyon (n=24)

2 8.3 - - 16 66.6

15 62.5

Varis (n=15) 2 6.7 - - 8 53.3

8 53.3

VTE Öyküsü (n=11)

2 18.2 - - 7 63.6

6 54.5

Fraktür / travma (n=7)

- - - - 5 71.4

6 85.7

Atrial fibrilasyon

(n=4)

1 25 - - 2 50 3 75

Yolculuk öyküsü (n=3)

1 33 1 33 2 66.7

- -

Gebelik (n=1) - - - - 1 100 1 100

İlaç kullanımı (n=1)

1 100 - - 1 100 1 100

ArtmışF VIII

n %

ATIII eksikliği

n %

Pr. C eksikliği

n %

Pr. S eksikliğin %

APCR n %

3 10 - - - - 3 10 8 26.7

5 18.5 - - 2 7.4 5 18.5 7 25.9

2 7.4 1 3.7

1 3.7 1 3.7 4 14.8

3 21.4 - - 1 7.1 3 21.4 6 42.9

- - - - 2 18.2

4 36.4 3 27.3

- - - - - - - - 1 14.3

1 25 - - - - - - 3 75

- - - - - - - - 1 33.3

- - - - - - - - 1 50

- - - - - - - - 1 100

Özellikle RF’nün malignite olduğu alt grupta, FVL ve protrombin mutasyonlarının çokluğu dikkat çekiciydi (% 21 ve % 6.9).

Akciğer (% 34.5) ve GÜS kanserleri (% 33.3), kalıtsal trombofililerin en çok görüldüğü malignite tipleri arasında yer almaktaydı.

Page 24: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

TARTIŞMAPTE hastalarında önemli oranlarda kalıtsal trombofili varlığı

saptanmıştır

Faktör V Leiden, Protrombin G20210A mutasyonları, AT III, protein C ve S eksikliği : % 30 (Türkiye’deki literatür bilgileri ile benzer)

Bu sayı, daha az araştırılan faktör VIII yüksekliği ve APCR’nin de eklenmesiyle % 46,7’ye ulaşmaktadır

Araştırılan hasta grubunun, rutin incelemede kalıtsal trombofili bakılmamış hastalardan oluştuğunu göz önünde bulundurursak, bulunan oranın yüksekliği dikkat çekicidir

Türk Toraks Derneği Pulmoner Tromboembolizm Tanı Ve Tedavi Uzlaşı Raporu. Türk Toraks Dergisi 2009; Cilt 10, Ek 11

Page 25: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Ülkemizdeki kalıtsal trombofili oranları

Sağlıklıtoplum

(%)

DVT’lihastalar

(%)

PTE’lihastalar

(%)

VTE’li(DVT+PTE)hastalar (%)

ÇalışmaVerilerimiz

(%)

Faktör V Leiden mutasyonu (heterozigot + homozigot)

2-12 24.6-28.8 7.9-21 5.4-35 19.1

Faktör V Leiden mutasyonu (homozigot)

0-3.0 0-1.6 * 2.6-4.8 1.1

Faktör V Leiden mutasyonu (heterozigot)

0-8.8 22.9-28.8 * 17-30 18

Protrombin 20210A mutasyonu

0-4.8 6.5 0-7.7 5.7-11 3.4

Protein C eksikliği 0-2 5.4 2.5 5.8-13.5 5.7

Protein S eksikliği 0-3.0 5.4 3.8 3.1-13.5 13.6

Antitrombin III eksikliği 0-0.5 0 2.5 1.0-5.4 1.1

Artmış faktör VIII 3.0-9.4 * 53.3 53.1-55 12.5

Kalıtsal trombofili 15.1 37.4 7.9-8.6 41.6 46.7* Veri yok

Türk Toraks Derneği Pulmoner Tromboembolizm Tanı Ve Tedavi Uzlaşı Raporu. Türk Toraks Dergisi 2009; Cilt 10, Ek 11

Page 26: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

TARTIŞMA

Tromboemboli nüksü olan hastalarda, protein C düzeyi anlamlı olarak düşük

Geçirilmiş VTE ile protein S eksikliği arasında da anlamlı ilişki var

Tromboemboli rekürrensinin protein C eksikliğinde 1.4, protein S eksikliğinde ise 1.8 kat arttığı literatürde gösterilmiştir

Araştırmamızda saptanan % 13.6’lık oranıyla protein S eksikliği, hem Türkiye, hem dünya verilerinin üzerindedir

Protein S’i edinsel olarak düşüren hastalıklara sahip olanlar çalışmaya dahil edilmediği için, bu rakamın anlamlı olduğu düşünülse de, bu grupta yer alan hasta sayımızın azlığı (12 hasta) nedeniyle, bu konuda kesin bir görüş bildirilememektedir

De Stefano V. The risk of recurrent venous thromboembolism in patients with inherited deficiency of natural anticoagulants antithrombin,

protein C and protein S. Haematologica 2006, 91:695-698.

Page 27: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

TARTIŞMA

Literatürde DVT mevcut PTE hastalarında, özellikle FVL mutasyonunun bir risk faktörü olabileceği bilgisi olsa da, iki grup arası anlamlı fark bulunmamıştır

DVT olsun veya olmasın, kalıtsal trombofili varlığının PTE için bir risk faktörü olabileceği düşünülmektedir

Çalışmamızda, genetik risk faktörü varlığı ile ailede PTE öyküsü arasında anlamlı fark bulunmadı

Son yayınlarda, spontan tromboemboli öyküsü olan aile bireyi varlığında trombofili testlerinin yapılması görüşü yer almaktayken, herhangi bir kalıtsal trombofili pozitifliğinde rutin aile taraması önerilmemektedir

Page 28: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

TARTIŞMA

PTE nüksü olan tüm hastalarda en az bir genetik risk faktörü pozitifliğinin varlığı, kalıtsal trombofilide nüksü tetikleyen bir bağlantı olabileceğini düşündürmektedir

Bu durum, herhangi bir kalıtsal trombofili varlığı olan hastaların izleminde nüks gelişme ihtimali olduğu anlamına gelebilir

Çalışmamızda araştırılmış olan genetik markerların mevcut olduğu ve olmadığı PTE hastalarında nüks gelişip gelişmeyeceğinin izlenmesi sayesinde bu iki durum arasındaki ilişki ortaya konulabilir

Page 29: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

TARTIŞMA

Kazanılmış ve genetik risk faktörleri birlikteliğinin en dikkat çekici sonuçlarından birisi de malignite hastalarında görülmüştür

Kanser tanılı PTE hastalarında % 21’inde FVL mutasyonu +; protrombin G20210A mut.nun % 66.7’si malignite varlığında mevcut

Türkiye’de Ca hastalarında FVL prevalansının % 30.2 (Eroğlu ve ark.), Amerika’da % 5.4 bulunmuş olması (Otterson ve ark.), Türkiye’de PTE gelişmiş Ca hastalarda FVL ve PTM mut. daha çok olduğunun işareti olabilir

Literatürde kanser tipinin de VTE oluşmasını etkilediği belirtilmektedir

Araştırmamızda PTE’de en çok görülen malignite tipi AC Ca olup (% 34.5), AC Ca hastalarının tamamında genetik RF pozitifliği saptanmıştır (MTHFR mut. dışında, en çok FVL ve APCR: %30)

AC Ca’lılardaki bu yüksek rakam, belki de PTE gelişmiş AC Ca hastalarının

sayısal fazlalığını gösterebileceği için, PTE gelişen ve gelişmeyen AC Ca hastalarında FVL varlığına bakılıp karşılaştırma yapılması uygun olabilir

Page 30: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

TARTIŞMA

Operasyon öyküsü ve immobilizasyon gibi PTE risk faktörlerinin kalıtsal trombofili varlığıyla zayıf bir ilişkisinin olduğu, rutin olarak genetik markerlara bakılma endikasyonu olmadığı belirtilmektedir

Bizim çalışmamızda da, kalıtsal trombofililer risk faktörleri cerrahide: % 8.3, immobilizasyonda: % 16.7 (M: % 34.5)

Bu sonuç da, genel görüş ile aynı doğrultuda olup, operasyon veya immobilizasyon sonucu PTE gelişmiş hastalarda kalıtsal trombofili araştırılmasının öncelikli olmadığı şeklindedir

Foy P, Moll S. Thrombophilia: 2009 Update. Current Treatment Options in Cardiovascular Medicine 2009, 11:114-128

Page 31: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

TARTIŞMAKalıtsal trombofililerle ilgili bir güncellemede, PTE gelişen hastalarda rutin

genetik risk faktörlerine bakılması önerisi yoktur (özellikle immobilizasyon, operasyon, malignite gibi bilinen RF’de)

Seçilmiş hasta grubunda; 50 yaşın altında, spontan olarak gelişmiş, tekrarlayan, atipik yerleşimli, ailede spontan tromboemboli öyküsü olan hastalarda bu tetkiklerin yapılması gerektiği bildirilmektedir

Araştırmamızda sadece PTE hasta grubu yer almaktadır; sağlıklı kontrol grubunun da yer aldığı ve kalıtsal trombofili varlığının karşılaştırıldığı çalışmalar, kimlerde genetik risk faktörlerinin bakılması gerektiği sorusunun cevabını verebilir

Çalışmamızda, nükseden PTE hastalarında protein C ve S eksikliğinin anlamlı bulunmuş olmasından dolayı, bu genetik markerların olası bir nüks ihtimalini öngörmesi açısından araştırılabileceği kanaatine varılmıştır

Foy P, Moll S. Thrombophilia: 2009 Update. Current Treatment Options in Cardiovascular Medicine 2009, 11:114-128

Page 32: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

SONUÇLAR

Genetik risk faktörleri, tüm PTE hastalarında yüksek oranda görülebilmektedir

Protein C ve S eksikliği, PTE nüksünde rol oynayan genetik risk faktörleri arasında yer alabilir

DVT’nin eşlik ettiği PTE hastalarında, kalıtsal trombofili varlığı açısından anlamlı fark görülmemiştir; DVT varlığının, genetik risk faktörü pozitifliğinin bir göstergesi olabileceği düşünülmemiştir

Kalıtsal trombofili varlığı ile ailede PTE öyküsü arasında anlamlı fark olmaması, aile öyküsü olsun ya da olmasın, uygun endikasyon varlığında genetik RF’lerinin araştırılabileceğini göstermektedir

Kanser hastalarında faktör V Leiden ve protrombin, akciğer kanserinde ise FVL mutasyonlarının yüksekliği dikkat çekmektedir

Page 33: PULMONER TROMBOEMBOLİ HASTALARINDA GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI

SONUÇLAR

Operasyon veya immobilizasyon sonucu PTE gelişmiş hastalarda kalıtsal trombofili araştırılması öncelikli değildir

MTHFR mutasyonları ile ilgili anlamlı sonuçlar bulunmamış olup, toplumda da yüksek oranda var olabileceği bilindiğinden, görüşümüz PTE’de öncelikle bakılma endikasyonu olmadığı yönündedir

PTE nüksü gelişen tüm hastalarda en az bir kalıtsal trombofili mevcuttu; bu hastaların izlemiyle rekürrens önlenebilir

“Güçlü trombofili” kavramına uyan hastaların takibi ve tedavi planlanması yapılmalıdır

Homojen ve yüksek sayıda hasta gruplarıyla, bulunan ön sonuçların ileri incelemesi yapılabilir