Top Banner
Sağlık Araç Gereçleri ve Üretim Sağlık Güvenlik ve Çevre Yönetim Sistemleri ÇARE Medplast-S Çare Sağlık Güvenlik Müh. Müş. San. Tic. Ltd’nin bir kuruluşudur. Çubuk Yolu Güldarpı Köyü 06760 Çubuk / Ankara - Tel: +90 312 827 14 12 (pbx) Fax: +90 312 827 14 14 www.medplast.com.tr / [email protected] Profesyonellerin tercih ettiği şırınga...
33

Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

Sep 09, 2018

Download

Documents

dokhuong
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

Sağlık Araç Gereçleri ve Üretim

Sağlık Güvenlik ve Çevre Yönetim Sistemleri

ÇAREMedplast-S Çare Sağlık Güvenlik Müh. Müş. San. Tic. Ltd’nin bir kuruluşudur.

Çubuk Yolu Güldarpı Köyü 06760 Çubuk / Ankara - Tel: +90 312 827 14 12 (pbx) Fax: +90 312 827 14 14

www.medplast.com.tr / [email protected]

Profesyonellerin tercih ettiği şırınga...

Page 2: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

22

İrem Nurgül Durmuş Karataş

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü[email protected]

Bu dergi reklamı net: 21 x 28,5 cm ve silme (taşma paylı -bleed): 21,6 x 29,1 cm dir.

GS01 Hidrokarbon IR DedektörüKalibrasyon gerektirmeyen yapısı ve 5 saniye tepki süresi ile işletmeniz daha güvenli...

AYRINTILI BİLGİ İÇİN: WWW.DRAEGER.COM.TR

Draeger Safety Korunma Teknolojileri Ltd. Şti.İlkbahar Mah. Konrad Adenauer Cad. No: 54/A-B Yıldız, Çankaya - AnkaraTel : (0312) 491 06 66 • Faks : (0312) 490 13 14 Dräger. Yaşam için Teknoloji.

Proje maliyetlerinizi

%60 ile %80 oranında

Hem de kablosuz bir çözümle!

GS01 HidrokarbonIR Dedektörü

azaltmanıza yardımcı oluyoruz.

Zaman hızla akıyor. Adeta coşmuş bir şelalenin suları gibi… Zamanı durdurabilmek elbette müm-kün değil, buna gerek de yok

zaten. Ancak hızla geçen zaman, sürekli yenilenen dünya ve bunca imkân içinde, insan da daha iyiye, daha kolaya, daha güzele geçiş yapmak istiyor.

Tüm iş dünyası olarak, tüm çalışma yaşamının bilinçli faktörleri olarak, 6331 Sayılı Kanun’un 42 yıl geç de olsa çıkmasından dolayı çok umutlan-dık. Hâlâ da umutluyuz. Ancak halen iş kazaları ve meslek hastalıkları konularında kötü bir tablonun içinde olmak da canımızı yakıyor. Bu durum tıpkı, şelaleden tertemiz mis gibi bir su akmasını beklerken, içinde işçile-rin cansız bedenlerinin yüzdüğü kana bulanmış bir manzara izlemek gibi.

Türkiye’nin en köklü ve en eski şir-ketlerinden biri olduğumuz için, 6331 Sayılı Kanun’u basın ayağında destek-lemek adına, maddi ve manevi elimizi taşın altına koyarak, inşa edilmesi umulan güvenlik duvarına en azından bir tuğla da biz ekleyelim diye, dergi-mizi çıkarmaya başlamıştık. Hayalimiz hep güzel haberler yayınlamaktı. Evet, güzel şeyler de oluyor çok şükür, an-cak bir yandan hâlâ aynı hızla insanlar da ölüyor ve biz beşinci yılımızın ikinci sayısı olan bu dergimizde halen “Top-lumun güvenlik algısındaki yoksunluk, toplumsal problemler ve genel tedbir-

ler ile güvenlik kültürünün oluşması” konusunu mercek altına alıyoruz.

Bu sayımızda Editörümüz, Kazaların Çevresel ve Teknik Araştırması Bilim Uzmanı, A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Yadigar Yolcu, “İş Sağlığı Güvenliği Uzmanlarının ve İşyeri Hekimlerinin Çalışma Süresi Arttı, Sistemdeki Sorunlar Çözüldü Mü?” sorusunu aydınlatırken, Draeger Safety’den tanıdığımız başarılı isim Pelin Kork-maz, “Ülkemizde İş Sağlığı ve Güven-liği Kültürünü Nasıl Yerleştirebiliriz?” sorusunu yeniden mercek altına aldı. A Sınıfı İG Uzmanı Zühal Erişen ise, İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimleri Ne Kadar Verimli Oluyor?” diye sorguladı.

Hep güzel haberler yazmayı tüm gönlümüzle dilediğimiz dergimizde, A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Mansur Ziya Koç, 2015 yılında inşaatlardaki iş kazalarını analiz etti ve yine ne yazık ki iş kazalarının tam gaz devam ettiğini gördük. En yakın zamanda tüm bu kaza risklerinin tamamen önlemlerle kuşatılmış hâle gelmesini diliyoruz. Bunun için de ses getirecek, aydınlatıcı ve bilgilendirici yazılarımı-za da özellikle öncelik verdik ve ÇSGB Emekli İş Başmüfettişi, E. İş Teftiş İstanbul Grp.Bşk. Yrd. A Sınıfı İSG Uz-manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için Yeterli mi?” başlığı altında okuyucularımızın

gerçekten ihtiyaç duyduğu muhteşem bir bilgiyi bizimle paylaştı. Yine ADR/RID/IMDG Eğiticisi, Danışmanı ve B sınıfı İG Uzmanı Özlem Gümrah da, “Tehlikeli Maddelerin Karayolunda Ta-şınması Anlaşması (ADR)” konusunda bizi bilgilendirdi.

Tüm bunlarla birlikte olumlu şeyler de oluyor, Ekoteknik Çevre Ölçüm ve Analiz Laboratuvarı, çevre konu-larında genç ve dinamik kadrosuyla birlikte kısa zamanda büyük adımlar atarak, laboratuvarcılık alanında emin adımlarla, hızla ilerleyerek, bayrak ta-şıyor. İSG alanında ise, İş Güvenliği’nin bir kültür olarak oturduğu değerli firmalarımızın da olduğunu göster-mek adına, Aselsan A.Ş’de A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı ve Makine Mühen-disi Hülya Yıldırım’ı ziyaret edip, sizler için keyif dolu bir röportaj hazırladık.

Ayrıca bu sayımızda Klinik Mikrobiyo-loji Uzmanı Uz. Dr. Mehmet Ergin’in kaleminden Bahar Nezlesi konusun-dan tutun da Yargıtay Kararlarına kadar çok çeşitli bir yelpazede bir çok konu bulacaksınız.

Bizler de Ekoteknik olarak, hiç usan-madan uzun yıllar daha yazmaya de-vam edeceğiz. İnanıyoruz ki, en kısa zamanda çok daha güzel haberlerle buluşacağız.

Güvenli ve sağlıklı kalalım dileğimizle…

Page 3: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

4 5

Ekoteknik İSG Çevre Laboratuvarı

Görsel Yönetmenİrem Nurgül Durmuş Karataş

Yayın İdare Merkeziİvedik Cad. No:110 Yenimahalle - AnkaraTel: 0312 344 01 96 - Fax: 0312 343 66 46

Yayın TürüYaygın - Süreli / ISSN: 2146 - 9407

Baskı ve CTP Kalıp Özyurt Matbaacılık

Basım Tarihi: 15.04.2016Abonelik: Tel: 0 312 344 01 96 (pbx)

Yayın KuruluDoç Dr. F. Nur Eriş, İSG Uzmanı Kemal

Çetinkaya, Uz.Dr. Mehmet Ergin, Çevre Uzmanı Hüseyin Gelmez,

İş Güvenliği Uzmanı Ziya Koç, Dr. Tahir Soydal (İş Sağlığı Bilim Doktoru)

Danışma KuruluProf. Dr. Recep Akdur, Yıldırım Akpınar(Çal.Bak.Eski Teftiş Kurulu Baş.), Prof. Dr. Sefer

Aycan, Uz. Dr. Cebrail Şimşek, Ziya Demir, Dr. Hınç Yılmaz, Doç. Dr. Tayfun Güngör,

Doç. Dr. Tevfik Pınar, Prof. Dr. Kadirhan Sunguroğlu, Uz. Dr. Engin Tutkun, Prof. Dr. Aytül Çakmak,

Doç. Dr. Mehmet Uğurlu, Doç. Dr. Halil Murat Ünver, Doç. Dr Yusuf Üste

EKOTEKNİK İSG DERGİ EKİBİMİZ - KÜNYE

İmtiyaz SahibiEkoteknik İş Sağlığı Güvenliği

ve Çevre Hizmetleri Adına Halis Yolcu

Ekoteknik İSG Dergisi’nin amacı, iş sağlığı güvenliği ve çevre konularında özellikle

uygulayıcı konumdakilerin deneyimlerini ve izlenimlerini belgelemek, birikimlerin paylaşılmasını sağlamak ve yeni ufuklar

açarak başvurulabilecek bir kaynak yaratmaktır. Üç ayda bir yayınlanır. Yayının

telif hakkı Ekoteknik İş Sağlığı Güvenliği ve Çevre Ölçüm Teknolojileri Ltd. Şti’ne

aittir. Dergi içeriğinin tamamen ya da kısmen elektronik, mekanik veya başka

biçimde çoğaltılması Ekoteknik’in iznine tabidir. Yayınlanan yazı ve reklamların

sorumluluğu sahiplerine aittir.

Editör Yadigâr Yolcu

Kazaların Çevresel ve Teknik Araştırması Bilim Uzmanı

Sorumlu Yazı İşleri Müdürüİrem Nurgül Durmuş Karataş

İş Sağlığı Güvenliği ve Çevre Dergisi

Ekoteknik İSG

SAĞLIK SAYFALARI 56 Sağlığınız için daha az tuz tüketin.

57 Sağlığa Yenilikçi Bir Bakış Açısı

58 Ekoteknik İSG Tıbbi Tanı Laboratuvarı

59 Ekoteknik İSG Mobil Sağlık Hizmetleri

60 Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Uz. Dr. Mehmet Ergin: Gıdalarda Aflatoksin Varlığının Değerlendirilmesi

63 Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Uz. Dr. Mehmet Ergin: Bahar Nezlesinin Nedenleri, Oluşumu ve Korunma Prensipleri

İçindekilerİŞ GÜVENLİĞİ SAYFALARI

08 Kazaların Çevresel ve Teknik Araştırması Bilim Uzmanı / A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Yadigar Yolcu: İş Sağlığı Güvenliği Uzmanlarının Ve İşyeri Hekimlerinin Çalışma Süresi Arttı Sistemdeki Sorunlar Çözüldü Mü?

10 ÇSGB Emekli İş Başmüfettişi E. İş Teftiş İstanbul Grp.Bşk. Yrd. A Snf İSG Uzmanı Özlem Özkılıç: TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖLGE (ZONE) Hesaplamaları için Yeterli mi?

20 A Sınıfı IG Uzmanı Mansur Ziya Koç: 2015 YILINDA İNŞAATLARDA İŞ KAZALARINA TAM GAZ

26 Draeger Safety Marketing & HR-Quality Manager Pelin Korkmaz: Ülkemizde İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürünü Nasıl Yerleştirebiliriz?

28 A Sınıfı İG Uzmanı Zühal Erişen: İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimleri Ne Kadar Verimli Oluyor?

32 ADR/RID/IMDG Eğiticisi, Danışmanı ve B sınıfı

İG Uzmanı Özlem Gümrah: Tehlikeli Maddelerin Karayolunda Taşınması Anlaşması (ADR)

36 Aselsan A.Ş’de A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı ve Makine Mühendisi Hülya Yıldırım ile Yazı İşleri Müdürümüz İrem Nurgül Durmuş’un keyifli röportajı: ASELSAN’da İş Güvenliği Bir Kültürdür

42 YARGITAY KARARI: İŞ KAZASI SONUCU SÜREKLİ İŞ GÖREMEZLİK İŞ KAZASI SONUCU MALULİYETTEN DOĞAN MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT

ÇEVRE SAYFALARI 44 Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, Çevreyle Dost Veri Merkezini Hizmete Açtı

48 Dinamik ve Genç Kadro:

EKOTEKNİK İSG

50 İş Güvenliği Uzmanı / Çevre Mühendisi / Ekoteknik Çevre Laboratuvarı Kalite Yönetim Sorumlusu Tuğba Kanat: İş Hijyeni Ölçümlerinde Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar ve Sık Sorulan Sorular

54 Çevrede Yeni Bir Ses: EKOANALİZ

Page 4: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

6 7

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) 2016 Yüksek Danışma Kurulu Toplantısı, Çalışma ve Sosyal Gü-venlik Bakanı Süleyman Soylu başkanlığında gerçekleştirildi

Sürdürülebilirlik, Mali Disiplin ve Vatandaş Memnuniyeti

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) 2016 Yüksek Danışma Kurulu Toplantısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı

Süleyman Soylu başkanlığında ger-çekleştirildi

Sürdürülebilirlik, Vatandaş Memnuniyeti ve Mali Disiplin

Bakan Soylu, “Bizim sosyal güvenlik sistemimizin üç önemli süreci var. Birincisi sürdürülebilirlik, ikincisi vatandaş memnuniyeti, üçüncüsü ise vazgeçemeyeceğimiz mali disip-linimizdir.

Sosyal güvenlik alanında şimdi ikinci faz reforma ihtiyacımız var.

Amacımız gelecek nesillere karşı olan sorumluluğumuzu sürekli his-settiren, bugünün konforunu yarına azaltmadan götürme gayreti içeri-sinde olan bir anlayışı gerçekleştir-mektir” şeklinde konuştu.

Kayıt Dışı İstihdam Yüzde 32’lere Düştü

Toplum hayatında 10 yıllık süreç-lerin uzun olmadığını ifade eden Bakan Soylu, “Yıllar önce tedavi olmak için hastane önünde, emekli maaşları için banka önündeki insan kuyruklarını hepimiz hatırlıyoruz. Bu tablolar ne mutlu ki geride kaldı. Bu sadece hükümetimizin başarısı değil, sendikaların, sosyal tarafların

da desteğiyle elde edilmiş toptan bir başarıdır” diye konuştu.

Bugün sosyal güvenlik sisteminde yüzde 72 buçuktan yüzde 93’e ulaşan gelir gider karşılama oranının da bu başarı hikâyesinin bir sonucu oldu-ğunu kaydeden Bakan Soylu, reform-la birlikte kayıt dışılığın yüzde 52,1 seviyesinden yüzde 32,6 seviyelerine indirildiğine dikkat çekti.

Bakan Soylu, bu toplantı ile daha iyiye, daha mükemmele yönetişim anlayışıyla ulaşabilmenin en iyi yo-lunu arayacaklarını kaydederek, “Bu başarı hikâyesinin üzerine yenisini ekleyerek ikinci faz reformlara ulaş-malıyız” dedi.

Page 5: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

MAKALE Yadigar YolcuKazaların Çevresel ve Teknik Araştırması Bilim UzmanıA Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

8

İş Sağlığı Güvenliği Uzmanlarının Ve İşyeri Hekimlerinin Çalışma Süresi Arttı

Sistemdeki Sorunlar Çözüldü Mü?

Bir önce ki sayımız da 2016 yılı umut yılı olsun demiştik. Umudumuzu her alanda korumak istiyoruz. Ancak, umut, iş kazalarında özelliklede ölümlü iş kazalarında ve büyük çoğunlukla tespit edemediğimiz meslek hastalıklarındaki dünya çapındaki de-recelerimizi ortadan kaldırmaya yetmiyor.

Yitirilen canlar, geride kalanların yaşadığı sosyal, psikolojik ve ekonomik zorluklar yanında, ülkemiz ekonomisinin kayıpları ve bunların toplum psikolojisi üzerine ağır etkileri bulunmaktadır.

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güven-liği Yasası mevcut durumun iyileştirilmesi, çalışan ve işve-renin görev yetki ve sorumlu-

luklarının belirlenmesi ve çalışma alanlarına mühendislik ve sosyal olarak bir standart getirilmesi açı-sından bir devrim niteliğindedir.Ancak, sadece kanun çıkarmak-la bu işin olmadığını ölümlü iş kazalarında azalma olacağı yerde artışların yaşanması, uygulama-lardaki aksaklıkların, iş sağlığı ve güvenliği konularının girift yapısı-nın farklı boyutlarda da ele alın-masının gerekliliğini açıkça ortaya koymaktadır.

Bin yıllar boyunca oluşmuş toplum bilincinin bir çırpıda değiştirilme-sinin ne kadar zor olduğunu biz iş sağlığı güvenliği profesyonelleri saha çalışmalarımızda bizzat gör-mekteyiz.

“BİZE BİR ŞEY OLMAZ” zihniyetini maalesef henüz aşmış değiliz.

Oysa bize bir şey değil çok şey oluyor; hayatımızı kaybedebiliyo-ruz, sakat kalabiliyoruz, ekonomik kayıplara uğruyoruz. Galiba tüm bunları da kader olarak algılıyor ve görüyoruz. Toplumsal olarak, kanık-sanan ölümlü iş kazalarının ancak

toplu ölümlerde kamuoyunun dikka-tini çekmektedir.

Biz biliyoruz ki tüm iş kazalarının yüz-de 98’i insan kaynaklıdır ve önlenebilir niteliktedir. Her zaman söylediğimiz gibi iş sağlığı güvenliği pro-aktif bir yaklaşımla çözülmelidir.

Tüm bu sorunların iş sağlığı güven-liği profesyonellerini çalışma süre-lerinin arttıran 30 Nisan 2015 tarih 29342 Sayılı Resmi Gazete’de ya-yımlanarak 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren yürürlüğe giren “İŞ GÜVEN-LİĞİ UZMANLARININ GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK VE EĞİTİMLERİ HAK-

KINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK’LE” çözülemeyeceği aşikardır. Süre uza-tılması ile sorunlara çözüm beklentisi gerçekçi bir yaklaşım olmadığı gibi, yeni sorunların oluşmasına da sebep olmuştur.

PRO-AKTİF YAKLAŞIM NASIL OLMALIDIR?

* Toplumda iş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşturulması için başta eğitim olmak üzere, basın ve yayın organlarında görsel ve işitsel olarak iş sağlığı güvenliği spotları ve prog-ramları yayımlanmalıdır.

* Aileden başlayan ve ilkokullardan itibaren devam eden güvenlik kültü-rünün oluşturulması için çalışmalar yapılmalıdır.

* Sendikalar konuyla ilgili araştırma eğitim çalışmalarına destek olmalı, üyelerinde bu bilincin oluşturulması için gayret sarf etmelidir. Çalışanlar açısından hak arayışlarının başında bu konu olmalıdır.

* Üniversitelerde iş sağlığı ve güven-liği eğitimlerini her bölümde temel ders olarak okutulmalı, iş sağlığı güvenliği bölümleri arttırılmalı, bu konuda araştırma yapmak isteyenlere destek sağlanmalıdır.

* En önemli görev ise devlete düş-mektedir. Devletin sıkı denetimi her

alanda hissedilmelidir.

* Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı sadece denetleyen ceza kesen konumundan, sorunlara çözüm önerileri sunabilen bir nok-tada olmalıdır.

* İş kazalarını ve meslek has-talıklarını araştırma ve önleme konularında bilimsel araştırma ve çalışmalar yapabilen AR-GE birim-leri oluşturulmalıdır.

* İş Sağlığı ve Güvenliği kanun ve yönetmeliklerini iş hayatında uygulamaya çalışan iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerine destek olmalı, profesyonellerin kendini geliştirmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır.

* Konuyla ilgili açılacak fuarla-ra maddi destekler ile belge ve doküman yönünden de destek olmalıdır.

* Konuyla ilgili araştırmaların ba-sım ve yayımı konusunda araştır-macılara destek olmalıdır.

TEKNİK EĞİTİM MEMLEKET MESELESİ

Ülkemizin geleneksel ahilik ve lonca sistemine dayalı usta çırak ilişkisinin günümüzde geçerliliğini yitirmiş bulunmamaktadır. Üreti-me yönelik teknik okulların oranı

ise tüm okullaşma içerisinde sade-ce yüzde 5 kapasiteye sahiptir. Hal böyle olunca işsizlik oranının çift haneli olduğu ülkemizde sanayide çalışacak eleman sıkıntısı çekil-mektedir. Tüm bunlara ucuz iş gücü olarak görülen mülteciler eklenince İş sağlığı ve güvenliği sorununun çözüme ne kadar uzak olduğu daha iyi anlaşılabilir.

İş sağlığı güvenliği profesyonelleri-nin çalışan başına çalışma süreleri-nin artması yaraya merhem olmaya-cak gibi görünmektedir.

* Sonuç olarak; Devlet uygulama-larda uygulayıcılarla birlikte belli aralıklarla masaya oturup ülkemiz ve insanımız için uygun çözümler üreten çalışmalara öncülük etme-lidir, çözüm ortaklarına güvenmeli ancak onları da ciddi anlamda denetlemelidir.

* Yapılan denetimleri uygulanan mevzuatı sahada yapılan çalışma-larda hedef-sonuç ilişkisini analiz etmeli, performans değerlendirmesi yapmalı, çok sık mevzuat değişik-liğine ya da uygulama değişikliği-ne neden olacak yaklaşımlardan kaçınmalıdır.

* Umudumuzu her alanda olduğu gibi iş güvenliği alanında da koru-yup, çok çalışıp, çok üretip, sorunla-rın çözümü içinde karınca misali su taşımaya devam etmeliyiz.

Page 6: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

MAKALE Özlem ÖzkılıçÖnder Akademi End. Güv. Dan. Eğt. ve İleri Tek. Ür. Tic. A.Ş.Kimya Yük. Müh. / A Sınıfı İş Güvenliği UzmanıÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı / E. İş Başmüfettişi E. İş Teftiş İstanbul Grup Bşk. [email protected]

1110

TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖLGE (ZONE) Hesaplamaları için Yeterli mi?

SORU: TS EN 60079-10-1:2015 Standartı; tehlikeli sıvı buharı ve gazların bulunduğu muhtemel patlayıcı ortamlarda tek başına (BÖLGE) ZONE’ların belirlenmesinde yeterli bir standart mı?

CEVAP: HAYIR.

Neden? Makalenin devamını okumanızı şiddetle öneririm.

Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Çalışanların Korunması Hakkında Yönetmelik, son olarak çıkartılan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çerçevesinde yeniden düzenlenerek 30.04.2013 tarihinde “Çalışanların Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Korunması Hakkında Yönetmelik” olarak yayınlanmıştır.

Patlayıcı ortamlarda kullanılabilecek ekipmanlarla ilgili detayları içeren 99/9/EC sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Direktifi ise mevzuatımıza “Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanı-lan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler İle İlgili Yönetmelik” olarak 2002’de akta-rılmıştır, 2006’da ise revize edilmiştir. Bu yönetmeliğe göre ise korumalı aletlerin ve işyeri iş sağlığı ve güvenli-ği tedbirlerinin tarifi yapılmaktadır.

Resmi Gazete’de 30.04.2013 tarih ve 28633 sayı ile yayınlanan Çalışanların Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden

Korunması Hakkında Yönetmelik’in 6. maddesine göre işverenler; 29/12/2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İş Sağlı-ğı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliğine uygun risk değer-lendirmesi çalışmalarını yaparken, patlayıcı ortamdan kaynaklanan özel risklerin değerlendirmesinde aşa-ğıdaki hususları da dikkate almakla yükümlüdürler. Parlama veya patla-ma riski değerlendirilirken patlayıcı ortamların oluşabileceği yerlere açık olan veya açılabilen yerler de dikkate alınarak bir bütün olarak değerlendi-rilir. Buna göre;

• Patlayıcı ortam oluşma ihtimali ve bu ortamın kalıcılığı,

• Statik elektrik de dâhil tutuşturucu kaynakların bulunma, aktif ve etkili hale gelme ihtimalleri,

• İşyerinde bulunan tesis, kullanılan

maddeler, prosesler ile bunların muh-temel karşılıklı etkileşimleri,

• Olabilecek patlama etkisinin büyük-lüğü değerlendirilir.

Çalışanların Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Korunması Hakkında Yönetmelik’in 10. maddesine göre işverenler yapmış oldukları patlayıcı ortam sınıflandırması, risk değerlen-dirmesi, Zone (Bölge) işaretlemele-rini bir doküman altında toplamaları gerekmektedir. Patlamadan korunma dokümanı, işin başlamasından önce hazırlanmak zorundadır, ayrıca işyerin-de, iş ekipmanında veya iş organizas-yonunda önemli değişiklik, genişleme veya tadilat yapıldığı hallerde yeniden gözden geçirilerek güncellenmesi gerekecektir. İşverenler, yürürlükteki mevzuata göre hazırladığı patlama ris-kini de içeren risk değerlendirmesini, dokümanları ve benzeri diğer raporları birlikte ele alabilecektir.

Yönetmelikte “Patlamadan Korunma Dökümanı” olarak tanımlanmış olan dökümanda yönetmeliğe göre;

• Patlama riskinin belirlendiği ve değerlendirildiği hususu,

• Yönetmelikte belirlenen yükümlü-lüklerin yerine getirilmesi için alına-cak önlemler,

• İşyerinde Ek-1’e göre sınıflandırıl-mış yerler,

• Ek-2 ve Ek-3’te verilen asgari ge-reklerin uygulanacağı yerler,

• Çalışma yerleri ve uyarı cihazları da dahil olmak üzere iş ekipmanı-nın tasarımı, işletilmesi, kontrolü ve bakımının güvenlik kurallarına uygun olarak sağlandığı,

• İşyerinde kullanılan tüm ekipmanın 25/4/2013 tarihli ve 28628 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İş Ekipmanla-rının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliğine uygunluğu,yazılı olarak yer alır.

Çalışanların Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Korunması Hakkın-da Yönetmelik’in 9. maddesine göre işverenler;

• Patlayıcı ortam oluşması ihtimali olan yerleri yönetmeliğin Ek-1’de belirtildiği şekilde sınıflandırmakla,

• Sınıflandırılmış olan bölgelerde Ek-2 ve Ek-3’te verilen asgari gerek-lerin uygulanmasını sağlamakla,

• Çalışanların sağlık ve güvenliğini tehlikeye atabilecek miktarda patlayıcı ortam oluşabilecek yerlerin girişine Ek-4’te verilen işaretleri yerleştir-mekle yükümlüdürler.Yine yeni yönetmeliğimiz patlayıcı ortam oluşabilecek yerler ile ilgili şu tanımlamaları yapmaktadır;

• Çalışanların sağlık ve güvenliğini korumak için özel önlem alınmasını gerektirecek miktarda patlayıcı ortam oluşabilecek yerler, bu Yönetmeliğe göre tehlikeli kabul edilir,

• Çalışanların sağlık ve güvenliğini korumak için özel önlem alınmasını

gerektirecek miktarda patlayıcı ortam oluşma ihtimali bulunmayan yerler bu Yönetmeliğe göre tehlikesiz kabul edilir,

• Parlayıcı ve/veya yanıcı maddele-rin hava ile yaptıkları karışımların, bağımsız olarak bir patlama meydana getirmeyecekleri yapılacak araştırma-larla kanıtlanmadıkça, bu maddeler patlayıcı ortam oluşturabilecek mad-deler olarak kabul edilir.

Yeni TS EN 60079-10-1: 2015 Standartı

HSE’nin yapmış olduğu bir araştırma-ya göre EN 60079-10-1: 2009 standar-tının özellikle sıvı boşalması duru-munda ortaya çıkacak patlayıcı ortam sınıflandırmasının CFD modellemesi ile bulunan değerlerden yaklaşık olarak 100 ila 3000 katı kadar yüksek hesaplama yaptığı şekilde eleştiride bulunulmuştur.

Yeni IEC 60079-10-1: 2015 standar-tında özellikle temel kimya bilimi kuralları ile diğer mühendislik bilim dalları çerçevesinde yapılan eleşti-rilerin dikkate alındığını görüyoruz. Eleştiriler nedeniyle standartın yeni versiyonunda formülasyonlarda deği-şikliğe gidilmiştir.

TS EN 60079-10-1:2015 standart içine bakıldığında birçok sıvı ve gaz boşa-lımı durumu için standartta verilen formülasyonların geçersiz olduğu belirtilmiştir. Standart içinde çeşitli kaynaklar ve standartlar refere olarak verilmiştir. Uzmanların ise bu refe-ranslara bakmaları ve söz konusu sıvı veya gaz boşalımı durumunda-ki hesaplamaları kimya bilgisi ile birlikte bu kaynakları kullanarak yapmaları beklenmektedir. Ayrıca Akü’ler için de bu standartı kullana-mazsınız.

EN 60079 serisi içerisinde yer alan TS EN 60079-10-1:2015 ve TS EN 60079-10-2:2015 standartları özellikle İtalyan CEI standartlarını baz almak-tadır. Bu nedenle EN 60079-10-1:2015 standartı ile hesaplama yapacak uzmanların aşağıdaki standartlara da ihtiyaçları bulunmaktadır:

• CEI 31-35 Kılavuzu, “Patlayıcı or-

tamlarda kullanılan elektriksel ekip-manlar. CEI EN 60079-10 Normu (CEI 31-30) uygulama kılavuzu”, (İtalya)

• CEI 31-35; V1 Kılavuzu, “Patlayıcı ortamlarda kullanılan elektriksel ekipmanlar. CEI EN 60079-10 Nor-mu (CEI 31-30) uygulama kılavuzu”, (İtalya)

• CEI 31-35/A Kılavuzu, “Patlayıcı or-tamlarda kullanılan elektriksel ekip-manlar. CEI EN 60079-10 Normu (CEI 31-30) uygulama kılavuzu. Tehlikeli bölgelerin sınıflandırılması, uygulama örnekleri.” ,(İtalya)

• CEI 31-87 Klavuzu: Patlayıcı Atmos-fer -Bölüm 10-1 : alanların sınıflan-dırılması. Gaz varlığında patlayıcı ortamlar

• CEI 21-39 Klavuzu, Akümülatör ve kurulumlar için emniyet gerekleri - Bölüm 2: Sabit piller, (İtalya)

• CEI 21-42 Klavuzu, Akümülatör ve kurulumlar için emniyet gerekleri - Bölüm 3: Çekiş bataryaları, (İtalya)

• IP15: Petrol Sanayi Güvenli Uygu-lama Model Kuralı, Bölüm 15: Yanıcı Madde Kullanan Petrol Tesislerinde Sınıflandırma Kuralları (İngiltere)

• IGEM/SR/25: Doğal Gaz Tesisleri-nin Tehlikeli Bölge Sınıflandırması (İngiltere)

• TRBS 2152: Tesis Güvenliği Sağlama Teknik Kuraları (Technischen Regeln fϋr Betriebssicherheitsverordnung) (Almanya)

• BRG 104: ExRL “Patlamadan Ko-runma- Kurallar– Örneklerle Birlikte Patlama Tehlikesi Bulunan Tesis Gü-venliği Sağlama Teknik Kuraları (ExRL Explosionsschutz- Regeln – Regeln für das Vermeiden der Gefahren durch explosionsfähige Atmosphäre mit Beispielsammlung Technischen Regeln fϋr Betriebssicherheitsverord-nung) (Almanya)

• API RP 505: Petrol Tesislerindeki Elektrikli Teçhizatların Bölge 0, Bölge 1 ve Bölge 2 Olarak Sınıflandırılması için Tavsiye Edilen Uygulama (Ameri-kan Petrol Enstitüsü (API)

Page 7: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

12 13

EN 60079-10-1:2015 standardı patlayıcı gaz ortamları oluşabilecek alanların sınıflandırılması, patlayıcı ortamların (BÖLGE) (ZONE) tayini yap-mak üzere hazırlanmış birer rehber niteliğindedir. Yine standartlara göre bölge sınıflandırmasının yanıcı malze-meler, prosesler ve teçhizat özellik-leri hakkında bilgi sahibi olmadan yapılamayacağı, bu standartların alan sınıflandırması için bir öneri sunduğu ve alan sınıflandırmasının mutlak suretle kimya mühendisleri tarafın-dan tasarım aşamasında yapılmasını tavsiye etmektedirler.

EN 60079-10-1:2015 Standardının ana mantığı ise patlayıcı alandaki kimya-salların yanıcılık düzeyleri, boşalma kaynakları, yayılma hızları ve bu alandaki havalandırma koşullarına göre patlayıcı alan sınıflandırmasını yapmaktır. Standartta havalandırma tipleri doğal ve suni havalandırma olmak üzere iki sınıfa ayrılmış ve havalandırma derecesinin ve tehlikeli bölgeye etkisinin kıymetlendirilmesi gerektiği belirtilerek formülasyonlar verilmiştir.

Tehlikeli alanların sınıflandırılmasının amacı, farklı derecelerde/olasılıklar-da risk taşıyan farklı bölgeleri, her bir bölgede kullanılacak olan uygun elektriksel ekipmanın seçimi ve kurulumunu sağlamak için birbirin-den ayırmaktır. EN 60079-10-1:2015 standardı patlayıcı gaz ortamları olu-şabilecek alanların sınıflandırılması ve BÖLGE (ZONE) tayini yapmak üzere hazırlanmış bir rehber niteliğindedir. Yine standartta bölge sınıflandırma-sının yanıcı malzemeler, prosesler ve teçhizat özellikleri hakkında bilgi sahibi olmadan yapılamayacağı, bu standardın alan sınıflandırması için bir öneri sunduğu ve alan sınıflan-dırmasının mutlak suretle tasarım mühendisi, emniyet, makine ve diğer mühendislik personeline de danışıla-rak yapılmasını tavsiye etmektedir.

Aslında İtalyan Methodolojisi’ne dayanan standart, ortamda yanabilen gazların bulunduğu tehlikeli alanla-rın sınıflandırılmasını sağlamak ve ATEX Direktifinin gereksinimlerinin uygulanmasına yardımcı olabilmek amacıyla iki adet kılavuzdan türetil-miştir.

Bunlar:

• CEI 31-35 Kılavuzu, “Patlayıcı or-tamlarda kullanılan elektriksel ekip-manlar. CEI EN 60079-10 Normu (CEI 31-30) uygulama kılavuzu”, (İtalya)

• CEI 31-35; V1 Kılavuzu, “Patlayıcı ortamlarda kullanılan elektriksel ekipmanlar. CEI EN 60079-10 Nor-mu (CEI 31-30) uygulama kılavuzu”, (İtalya)

• CEI 31-35/A Kılavuzu, “Patlayıcı or-tamlarda kullanılan elektriksel ekip-manlar. CEI EN 60079-10 Normu (CEI 31-30) uygulama kılavuzu. Tehlikeli bölgelerin sınıflandırılması, uygulama örnekleri.” ,(İtalya)

• CEI 31-87 Klavuzu: Patlayıcı Atmos-fer -Bölüm 10-1 : alanların sınıflan-dırılması. Gaz varlığında patlayıcı ortamlar

Bu iki kılavuz, tehlikeli bölgenin türünün ve bölgenin boyutlarının belirlenmesindeki püf noktalarını vermektedir. Standardın ana mantığı ise patlayıcı alandaki kimyasalların yanıcılık düzeyleri, boşalma kaynak-ları, yayılma hızları ve bu alandaki havalandırma koşullarına göre patla-yıcı alan sınıflandırmasını yapmaktır. Bu iki kılavuzun yayınlanmasıyla ortaya atılan İtalyan yöntemi, sonuç olarak hem tehlikeli bölgenin cinsini hem de büyüklüğünü elde etmemi-zi sağlayan ve birbirini takip eden adımlardan oluşan bir süreçtir. Bu kılavuzlar ana hatlarıyla şu bulguları ortaya atmaktadır:

• En uygun büyüklükteki sızıntılar ekipmanın (pompa/kompresör; boru bağlantıları, vana, v.b.) cinsine bağlı olarak ifade edilen bir fonksiyon şek-linde uygulanabilir.

• İstatistiksel veriler esas alınarak yapısal (sürekli) emisyonların akış hızı ekipmanın cinsine (pompa/kompre-sör; boru bağlantıları, vana, v.b.) bağlı bir fonksiyon olarak ifade edilebilir.

• Birincil ve ikincil derece emisyonla-rın akış hızı belirli referans formüller esas alınarak değerlendirilebilir/he-saplanabilir.

• Tehlikeli alanın boyutlarının be-lirlenmesi boşalma akış hızına, havalandırma türüne ve ele alınan yanıcı maddenin cinsine bağlı ola-rak değişen bir fonksiyon yardımıyla belirlenebilir.

Standartta verilen temel kuralları in-celeyecek olursak; yanıcı bir madde-nin boşalma hızı tehlikeli bir bölgenin boyutunu etkileyen en önemli faktör-dür. Boşalma hızı ne kadar yüksekse, tehlikeli bölge boyutu o kadar geniştir. Belirli bir boşalma hacmi için Alt Patlama Eşiği (LEL) ne kadar düşük-se, bir tehlikeli bölgenin boyutu da o kadar geniş olacaktır. Tehlikeli bölge tiplerini belirlemenin temel unsurları boşalma kaynaklarının tesbiti ve bo-şalma derecelerinin belirlenmesidir.

Patlayıcı gaz ortamı sadece yanıcı gaz veya buharın hava ile birlikte mevcut olması hâlinde oluşabileceği için, bu yanıcı maddelerin ilgilenilen bölge-de mevcut olmasının mümkün olup olmadığına karar verilmesi gerekir. Genel olarak, bu gazlar ve buharlar (ve bunların oluşmasına sebep olan yanıcı sıvı ve katı maddeler) tamamen kapatılmış olan veya olmayan proses teçhizatının içinde bulunur. Bir proses tesisinin içinde yanıcı bir atmosferin nerede mevcut olabileceğinin veya bir proses tesisinin dışında yanıcı mad-delerin boşalmasının nerede yanıcı atmosfer meydana getirebileceğinin belirlenmesi önemlidir.

Yanıcı sıvılardan boşalma genellik-le zeminde bir göllenme oluşturur, yüzey tarafından emilmediği sürece sıvının yüzeyinde bir buhar bulutu oluşur. Buhar bulutunun büyüklüğü maddenin özelliklerine ve ortam sı-caklığındaki buhar basıncına bağlıdır. Buhar basıncı bir sıvının buharlaşma hızının göstergesidir. Normal sıcak-lıklarda yüksek buharlaşma basıncı-na sahip bir madde genellikle uçucu olarak nitelendirilir. Genel kural olarak, ortam sıcaklıklarında sıvının buhar basıncı artarken kaynama noktası azalır. Sıcaklık yükseldikçe buhar basıncı da artar.

Yanıcı maddenin boşaldığı açıklık (delik, yarık) genişliğine kıyasla uzun ise viskozite boşalma hızını önemli ölçüde azaltabilir. Bu faktörler yeni

standartta deşarj katsayısı (Cd) ile hesaplamaya dahil edilmiştir. Deşarj katsayısı Cd belirli özelliklere sahip delik aralıkları çerçevesinde yapılan belirli boşalma deneyleri sonucunda elde edilen deneysel bir değerdir.

Basınçlı gaz yoğunluğunun sıvılaştırıl-mış gaz yoğunluğundan düşük olması halinde, bir kaptan gaz boşalma hızı ideal gazın adyabatik genişlemesi baz alınarak hesaplanabilir. Kap içindeki basıncın kritik basınçtan büyük olma-sı halinde boşalan gazın hareket hızı sonik, aksi durumda ise subsonik’tir. İki durum için de ayrı ayrı hesaplama verilmiştir, ancak bu hesaplamalar-da 2009 versiyonundan farklı olarak gazın sıkıştırılma oranı ile deşarj katsayısı da hesaba dahil edilmiştir.

Bina içindeki havanın akış hızını he-saplamak maksadıyla; rüzgar yönüne, açıklıkların büyüklüğüne, pozisyonuna ve binanın şekline bağlı olarak hesap-lama formülleri verilmiştir. Havanın menfeze giriş açısı ve menfezdeki engeller (filter, mazgal vb.) nedeniyle havalandırmanın etkinliğinin hesap-lanması için formülasyonlar veril-miştir. Baca (Kaldırma) Etkisi (Stack Effect) formülasyonları eklenmiştir.

Yeni bir kavram “Arka plan yoğun-luğu” değerlendirmesi getirilmiştir. Hesaplanan Vz teorik hacminin kapalı alan V0 hacmi ile karşılaştırılması ile havalandırma derecesi tayin edilmesi mantığı standarttan kaldırılmıştır. Arka plan yoğunluğu, dikkate alınan hacim içerisinde bir zaman dilimi sonra bulunan yanıcı maddenin orta-lama yoğunluğudur. Bu zaman dilimi boşalma ve havalandırmanın sebep olduğu hava akışı arasında kararlı bir durumun ortaya çıktığı zaman dilimidir.

Yeni TS EN 60079-10-1: 2015 Stan-dartın BÖLGE (ZONE) Hesaplamala-rında Cevap Veremediği Durumlar ve Koşullar Nelerdir?

TS EN 60079-10-1:2015 versiyonu standartının akışkanlar mekaniği ve termodinamik ile temel Kimya Mühendisliği eşitlik ve teoremlerine sıklıkla atıf yaptığını ve kullandığını sayfalarca bu kuralları edebi dille an-lattığını görmekteyiz. Yanlız problem

şudur ki, anlattığı durumlar ile ilgili hesaplama eşitliklerini kendi içeri-sinde vermemiştir, kullanılabilecek standartları ise kaynakça kısmında refere etmiştir. CEI 31-35 ve CEI 31-35/A standartları ise; kimya mühen-disliği eşitliklerini ve teoremleri ile akışkanlar mekaniği ve termodinamik kuralları kullanılarak söz konusu du-rumlar için birçok eşitlik vermiştir.

Sıvı boşalmaları çok farklı biçimlerde meydana gelebilir. Boşalmanın niteliği ve buhar veya gazın nasıl oluştuğu ayrıca çok sayıda değişkene bağlıdır. Kaynama noktası yüksek olan sıvılar-da boşalma genellikle önemli miktar-da sıvı fazında olacaktır. Jet boşalma sonucu olarak, sıvı küçük damlacıkla-ra bölünebilir. Boşalan buhar, jet olu-şumuna ve buharlaşma noktasından, damlacıklardan veya sonrasındaki

göllenme oluşumundan kaynaklanan buharlaşmaya bağlı olacaktır.

Çok sayıdaki koşullar ve değişken-ler nedeniyle IEC 60079-10-1: 2015 standartında sıvı buhar veya gaz boşalmasında aşağıdaki tüm özel-lik ve koşulları değerlendirmek için bir metodoloji verilmemiştir. Kullanıcılar boşalma hızı hesap-lama modelinin her türlü kısıt-lamasını gözlemleyerek ve/veya her sonuç için uygun korumacı bir yaklaşım izleyerek uygun bir model veya boşalma hızı formülasyonu seçmelidir. Bu konuda ise ne yazık ki EN 60079-10-1:2015 standartı kısıtlı kalmaktadır, bu nedenle ZONE hesaplaması yapmak isteyen uzmanların mutlak suretle CEI 31-35 stnadrtına bakması ve hakim olması gerekmektedir.

Page 8: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

1514

a) Yanıcı maddelerin fizikokimyasal özellikleri,

- Parlama noktası- Buhar basıncı- Molar kütle- Özkütle- Sabit basınçta özgül ısı ile sabit hacimde özgül ısı oranı- Gazların yayılım katsayısı- Kaynama noktası- Gazın, buharın ya da sisin bağıl özkütlesi- Patlama limitleri

b) Yanıcı maddelerin ortamdaki/sistemdeki/ekipmandaki özelliğine ilişkin hususlar,

- Maddenin sıcaklığı- Basınç- Konteynırın çeşidi- Sızdırmazlık elemanının özellikleri- Sızan yerin yerden yüksekliği- Bakım durumları, konteynırın ve sız-dırmazlık elemanlarının bütünleşmesi

c) Akış debisinde boşalan gaz veya bu-harın öngörülebilir boşalma çeşitleri-ne ilişkin hususlar,

Boşalma akış hızının daha büyük olur-sa alan daha büyük olur. Boşalma akış hızı aşağıda belirtilen diğer özelliklere bağlıdır:

c1) Boşalma kaynağının geometrisiBoşalma kaynağının fiziksel özellik-lerine bağlıdır, örneğin serbest bir yüzey, flanştan gerçekleşen kayıp, vb.

c2) Boşalma hızı

Verilen boşalma kaynağı için, akış boşalma hızıyla birlikte artar.

Bir maddenin bir proses ekipmanı içinde olması durumunda, boşalma hızı proses basıncı ve boşalma kayna-ğının geometrisi ile ilişkilendirilir. Gaz veya yanıcı buhar bulutunun boyutu kendi boşalma hızına ve yayılım akış debisine bağlıdır. Yüksek hızda boşa-lan gaz ve buharlar, koni şeklinde jet oluşturur. Bu gaz ve buharlar havayla sürüklenir ve kendiliğinden seyrelir. Patlayıcı ortamın genişliği, genellik-le, hava akışından bağımsızdır. Bir

madde düşük hızda boşalırsa veya hızı katı cisimler tarafından yavaşlatılıyor-sa, transfer ve seyrelme hava akışı ile sağlanır ve genişlik hava akış hızına bağlıdır.

c3) Derişim

Boşalma hızı boşalan karışımdaki buhar ya da yanıcı gaz derişimleriyle birlikte artar.

c4) Yanıcı maddenin uçuculuğu

c5) Sıvının sıcaklığıBuhar basıncı sıvının sıcaklığı ile ar-tar, böylelikle buharlaşma ile boşalma akış hacmi de artar.

d) Çevresel koşullara ilişkin noktalar,

- Hava hızı- Havalandırmanın kullanılabilirliği- Tehlikeli maddenin hava ile karışma ihtimali- Yüzey pürüzlülüğü

e) Salınım süresi

- Sabit durum- Sınırlandırılmış zaman salınımı.

IEC 60079-10-1: 2015 standartında sıvı boşalmasını iki formülasyonla vermiştir, bunlar;

• IEC 60079-10-1: 2015 versiyonu, sıvı buharlaşması için sıvının buharlaşma kesri üzerinden hesalama önermiş-tir, bu hesaplamayı yapabilmek için öncelikle sıvı buharlaşma kesrinin hesaplanması gerekmektedir.

2009 versiyonunda buharlaşma kesri hesaba dahil edilmemiştir. Bu hesap-lamada 2009 versiyonundan farklı ola-rak sıvının deşarj katsayısı da hesaba dahil edilmiştir.

• Ancak IEC 60079-10-1: 2015 buhar kesrinin heaplanmasında benzen’i esas almıştır. Oysa literatürde birçok solventin buharlaşma kesirleri bütil asetat baz alınarak verilmektedir.

• Özellikle “buharlaşan havuzların sıvı oluşumu (göllenme)” için de EPA’nın formülasyonları önerilmiştir.

Buharlaşan havuzlar sıvı sızıntısının bir sonucu olabilir ancak yanıcı sıvının açık bir kapta depolandığı veya kulla-nıldığı alanda teknolojik sistemin bir parçası da olabilir. Sıvının döküldüğü yüzeydeki termodinamik durum gibi dökülmelerle ilgili olabilecek özel faktörler hesaba katılmadıklarından, IEC 60079-10-1: 2015 standartında değerlendirme ince yüzey dökülme-leri için geçerli değildir.

EPA’nın teknik rehberindeki varsa-yımlar da aynen IEC 60079-10-1: 2015 standartı içinde kullanılmıştır:

• Hiçbir faz değişimi yoktur ve gaz veya buhar bulutu ortam sıcaklığın-dadır (faz ve sıcaklık değişiklikleri dağılmada ve buharlaşma hızlarında değişikliklere neden olmaktadır)

• Boşalan yanıcı madde havadan hafiftir. Yoğun sıvılaştırılmış gazlar bu analizde havadan hafif gazlarla aynı şekilde ele alınmaktadır.

• Analizde yıkıcı dökülme kaybı için sürekli boşalma değerlendirilmemiştir.(Ani boru hattı ya da tankta yarılma vb.)

• Sıvılar kaplarından düz bir yüzeye dökülmüş, 1 cm derinliğinde ve 1 m2 alanda göllenme oluşturmuş ve ortam kaynama koşullarında buharlaşması-na izin verilmiştir.

Bu denklemin kaynağı Aralık 1987 tarihli ABD Çevre Koruma Ajansı, Fe-deral Acil Durum Yönetim Ajansı, ABD Ulaştırma Bakanlığı, Aşırı Tehlikeli Maddeler içi Acil Durum Planlaması Tehlike Analizi Teknik Kılavuzudur. Ancak yukarda verilen varsayımla-rın iyi değerlendirilmesi son derece önemlidir.

IEC EN 60079-10-1: 2015 versiyo-nundaki buharlaşma kesri ve evapo-rasyon formülleri yerine standartta göllenme alanını tanımlamak gerekmektedir. Sıvı göllenme alanını tanımlayabilmek için, ilk olarak sıvının kontrol altında tutulduğu sistemden yayılma oranı hesaplan-ması gerekmektedir. Ancak TS EN 60079-10-1:2015 versiyonu bu ta-nımlamanın nasıl yapılabileceği için bir ayrıntı paylaşmamıştır, Oysa CEI

31-35 standartında ayrıntılı olarak anlatıldığı gibi formülasyonları da standart içinde verilmiştir.

Göllenme alanı hesabı; iki durum için verilmiştir. Birincisi sabit durumdur.

Sıvı kaçağını durdurmak için gereken müdahale süresi dikkate alınarak hesaplama yapma imkanı tanımak-tadır. Aşağıdaki durumlar göz önüne alınmaktadır;

• Gaz dedektörleri mevcut ve oto-matik durdurma sistemi var olması durumu,

• Eğitimli bir kişi tarafından görsel olarak kontrol mevcut olması,

• Operatör tarafından bir yerden ma-nuel durdurma yapılması durumu

• Sadece genel gözetime tabi faaliyetler

• Gözetim olmadan yapılan faaliyetler

İkincisi ise; Sınırlandırılmış zaman salımıdır.

• Sıvı kaçağını durdurmak için gereken müdahale süresi dikkate alınmadan yani; otomatik kapatma sistemleri dikkate alınarak, hesapla-ma yapılabilmektedir.

CEI 31-35 – 60079-10-1 standartında sıvı birikintisi derinliği değerleri ze-minin gözeneklilik, prüzlülük, toprak vb. olması ve maddenin viskozitesi hesaplamaya katılabilmektedir.

• Kapalı alanda havalandırmanın yeri dikkate alınarak Böle (Zone) dağılı-mının değerlendirilmesi için rehber niteliğindedir.

Bir örnek verecek olursak; stan-dart içinde verilen sıvı boşalımı için verilen formülasyon tüm sıvı bo-şalma durumları için kullanılamaz. Yine başka bir örnek; sıvı boşalımı formülasyonu viskoz sıvılar için çok yüksek gerçeğinden yüksek debi vereceğinden kullanılamaz. Yine aynı eşitlik buhar basıncı düşük, kaynama noktası yüksek sıvıların boşalımı, yüksek sıcaklıklarda boşalma, sprey

halinde boşalma, fışkırma halinde vb... birçok durumda kullanılamaz.

TS EN 60079-10-1:2015 Standartı zaten kendi içinde de bunu belirt-mektedir, ancak sadece hızla bu-harlaşmayan sıvı boşalmaları için (gölet oluşturan) ayrı formülasyon önermiştir. Diğer durumlar içinde

ise hiçbir formülasyon önermemiş, hesaplamaların nasıl yapılacağı hak-kında hiçbir öneride bulunmamıştır. İşte tam da bu esanada yardımımıza CEI 31-35 60079-10-1:2012 klavuzu yetişmektedir. Hangi durumlar için klavuzda hesaplama formülasyonları bulunmaktadır, bir kısmını özetleye-cek olursak;

• Tek fazlı gaz boşalmaları- Boşalma yönü bilinmeyen boşalma,

• Yüksek hızda tek fazlı gaz boşalmaları – Boşalma hızı ≥ 10 m/s - Boşalma yönü bilinen boşalma,

• Düşük hızda tek fazlı gaz boşalmaları - Boşalma hızı <10 m/s - Boşalma yönü bilinen boşalma,

Page 9: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

16 17

• Püskürtülerek boşalan sıvılar, Kısmi buharlaşmadan kaynaklı boşalmalar,

• Soğutulmuş (kriyojenik) sıvı göletlerinden buharlaşmadan kaynaklı boşalmalar,

• Ortam açıklığının sıvı yüzey alanina (A) eşit olduğu açık sistemlerde buhar-laşan sıvının bağıl yoğunluğu 1,2 den büyük olduğu durum,

• Buharlaşmayan sıvı boşalmaları- Boşalmada sonrasında hızlı buharlaşmayan sıvılar ve olu-şan göletten boşalmalar

• Sıvı yüzey alanının (A) ortam açıklığından (B) daha büyük olduğu açık sistemlerde bu-harlaşan sıvının bağıl yoğun-luğu 1.2’den büyük olduğunda oluşan ve konteynırın kesit alanı artarken sıvı yüzeylerinin sürekli azaldığı (kesik koni) boşalmalar,

• Buharlaşan sıvı boşalmaları (sı-vılaştırılmış gaz veya aşırı ısıtılmış sıvı),

• Havalandırmalı ortamda soğutul-mamış kaynatılmamış sıvı yüzeyin-den buharlaşma,

• Havalandırmanın olmadığı ortam-da soğutulmamış kaynatılmamış sıvı yüzeyinden buharlaşma,

• Isıtılan kaynayan sıvı yüzeyinden buharlaşma,

• Başka açık veya kapalı ortamlara açılan ortamlar.

2009 versiyonunda delik kesitleri

yer almaz iken 2015 versiyonunda delik kesitleri verilmiş ve bu şekilde hesaplamalar daha netleşmiştir.

Standarttaki en önemli detay; akışkanın dışarı akacağı deliğin büyüme ihtimaline karşı sızdırmaz-lığın garantisi istenmektedir. Aksi durumda delik çapı büyümekte ve Bölge (Zone) sınıfı ve yarı çapı da büyümektedir.

Örneğin; bir flanş’ın contasının patlama ihtimali olmadığına dair belgelendirme olmaması durumun-da fışkırma şeklinde kaçak olacağı kabul edilmekte ve büyük delik çapı kullanılması istenmektedir.

Belgelendirmeye sahip çok az

conta firması mevcuttur. Conta’nın patlamayacağı garantisi alınama-ması durumunda ise farklı önlemler gerekecektir.

Söz konusu IEC EN 60079-10-1:2015 standartında fışkırma şekil-de boşalma koşulları için patlayıcı ortam hesaplama yöntemi bulun-mamaktadır. Yine CEI klavuzlarına başvuru gerekmektedir.

Aşağıda verilen tüm havalandırma durumu için CEI 31-35’de doğal ve lokal havalandırma için hesaplama mantığı verilmiştir. TS EN 60079-10-1:2015 standartında ise bu ha-valandırma durumlarının bir kısmı için formülasyonların verildiğini görmekteyiz.

Baca Etkisi Dört açıklık durumu

Tek açıklık durumu Lokal havalandırma

Aynı cephe iki açıklık durumu

Doğal havalandırma + Lokal Havalandırma varlığı

Kapalı ortamlar için havalandırma hızının hesaplanması esnasında perdelenme durumu içinde TS EN 60079-10-1:2015 versiyonu bir çözüm sunamamaktadır. CEI 31-35 klavuzuna baktığımız da ise aşağıdaki durumlar için çözüm sunulduğu görülmektedir.

Page 10: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

18 19

a) Perdelenmenin olmadığı durumlar için kapalı ortamlarda rüzgar etkili havalandırma hesaplaması

b) Perdelenmenin kısmen olduğu durumlar için kapalı ortamlarda rüzgar etkili havalandırma hesaplaması

c) Perdelenmenin olduğu durumlar için kapalı ortamlarda rüzgar etkili havalandırma hesaplaması

1. Çalışanların Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Korunması Hakkında Yönetmelik2. IEC 60079-10-1:2015 Explosive atmospheres- Classification of areas. Explosive gas atmospheresCEI 31-35;V1: Atmosfere esplosive- Guida alla classificazione dei luoghi con pericolo di esplosione per la presenza di gas in applicazione della Nor-ma CEI EN 60079-10-1 (CEI 31-87)CEI 31-35/A: Atmosfere esplosive- Guida alla classificazione dei luoghi con

pericolo di esplosione per la presenza di gas in applicazione della Norma CEI EN 60079-10-1 (CEI 31-87): esempi di applicazioneCEI 31-35: Atmosfere esplosive - Guida alla classificazione dei luoghi con pericolo di esplosione per la presenza di gas in applicazione della Norma CEI EN 60079-10-1 (CEI 31-87)CEI 31-87: Atmosfere esplosive - Parte 10-1: Classificazione dei luoghi. Atmosfere esplosive per la presenza di gas

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı E. İş Başmüfettişi

Özlem Özkılıç,İş Güvenliği Uzmanlarının kaynak

bulmakta zorlandığı konu olan TS EN 60079-10-1:2015 Standartı

Patlayıcı Ortam BÖLGE (ZONE) Hesaplamaları konusunu,

bu sayı okuyucularımız için merceği altına aldı.

Sonuç:İşyerlerinde potansiyel patlayıcı alan-lar “Zone” lara ayrılmalı ve yönetme-likte belirtildiği şekilde işaretlenmeli-dir. TS EN 60079-10-1:2015 standartı, patlayıcı gaz kullanılan alanlarda Bölgelerin belirlemesinde kullanıla-bilecek metodolojiyi vermektedir. Böl-gelendirme süreci olasılığa, potansiyel patlayıcı atmosferin ortamda kalış süresine bağlıdır ve havalandırma bu alanlardaki riskin azaltılmasında ve hem elektriksel hem de elektriksel olmayan tutuşturma kaynaklarının bertaraf edilmesinde kullanılabilecek temel parametredir. Yapılan hesapla-malar sonucunda çıkan sonuçlara göre patlayıcı alan sınıflamasına yüksek, orta veya düşük seviye için ZONE (BÖL-GE) önerilerinde bulunulmaktadır.

Ancak şu husus unutulmamalıdır, tek başına TS EN 60079-10-1:2015

standartı yeterli bir standart de-ğildir. Standartın cevap veremediği koşullar veya durumlar ya da kimya-sallar için diğer klavuz standartların kullanılması zorunludur.

Muhtemel patlayıcı ortam ihtiva eden işletmelerde bu alanlarla ilgili değer-lendirmelerin yapılmaması, bu alan-larda kullanım için uygun olmayan elektriksel ekipmanların kullanılması ve kontrol önlemlerinin uygulanmıyor olması sanayimiz ve bu sanayi tesisle-rinde çalışan çalışanlarımız için büyük tehdit oluşturmaktadır. ATEX direktif-leri her ne kadar yönetmelik olarak yayınlanmış olsa da işyerlerinin bir çoğunda yanıcı, parlayıcı sıvı, gaz ve toz kimyasal kullanılan alanlardaki prosesler ve ekipmalar bu direktif-ler yürürlüğe girmeden çok önce yapılmıştır ve kullanılan elektriksel ekipmanlar yeni yönetmeliklere göre

uygun değildir. Bu tesislerde kulla-nılan elektriksel ekipmanların uygun ekipmanlarla değiştirilmesi maaliyet gerektirmektedir. Ancak tehlikenin büyüklüğü düşünüldüğünde söz konu-su ekipmanların uygun ekipmanlarla değiştirilmesi çok küçük bir maaliyet olarak kalacaktır.

İşyerlerinde patlayıcı ortam sınıfla-masını yapacak olan teknik kadro-ların, patlayıcı ortam BÖLGE’lerinin belirlemesini doğru yapamaması durumunda ise bu alanlarda kullanı-lacak Ex ekipman seçiminin de doğru yapılamayacağı açıktır. Kanaatimce, özellikle muhtemel patlayıcı ortam-larda risk değerlendirmesi, patlayıcı ortam sınıflandırması ve uygun ekip-manların seçimini yapıcak olan teknik kadroların standartlar konusunda eği-timi ve bilgi düzeyleri de kritik önem taşımaktadır.

Page 11: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

21

KAZAANALİZİ

Mansur Ziya Koç İş Güvenliği KoordinatörüMakina Mühendisi / A Sınıfı IG Uzmanı

KAZAANALİZİ

Mansur Ziya Koç İş Güvenliği KoordinatörüMakina Mühendisi / A Sınıfı IG Uzmanı

20

2015 YILINDA

İNŞAATLARDA

İŞ KAZALARINA TAM GAZİşyerindeki güvenlik önlemlerinin en zayıf halkasının insan olduğu ve her zaman en az güvenilir faktör olduğu göz önüne alınarak önlemlerin alınması gerektiğini hepimiz bilmekteyiz. Ancak zaman zaman şantiye şefleri ve işverenlerin riskleri kabul etme-leri, bazen de çalışanın akıl almaz cesareti, umursamazlığı ve dalgınlığı 2015 yılında inşaat işlerinde ölümlü kazaların yaşanmasını yine kaçınılmaz kılmıştır.

İnsanın bu zaafından dolayı işyeri ortamına giren işverenlerin, şan-tiye şeflerinin, mühendislerin ve işçilerin tehlikeli hareketlerinin

önüne geçilmesi mümkün olma-maktadır.

Son zamanlarda moda olan AVM inşaatlarında yukarıda belirttiğimiz koşullara birde koordinasyon eksik-liğinin eklenmesi ile inşaatta çalı-şan grupların birbirlerine girmesi sonucu yaralanmalı ve ölümlü (adli) olayların yaşanması da düşünülme-si ve irdelenmesi gereken konuların başında gelmektedir.

2015 yılına ait istatistiki bilgiler yayın-lanmadığından incelemeyi 2014 yılı istatistik bilgileri üzerinden değerlen-direceğiz

“ İşkollarına Göre Kazaların Gelişimi” yandaki tabloya göre 2014 yılında Tür-kiye’deki iş kazalarının %44,1’i, ölüm-lerin ise %71’i dört sektörde meydana gelmiş. Oysaki bu dört sektör toplam istihdamın sadece %18,7’sini oluştur-maktadır. Bunlar madencilik, metal/makine, inşaat ve kara taşımacılığı işkollarıdır.

Madencilik sektöründe Soma Faciası

nedeniyle en yüksek ölüm hızı Kö-mür ve Linyit Çıkarılması işkolunda yaşanmıştır. Metal/makine sektörün-deki en yüksek ölüm ve kaza hızları demir-çelik ve döküm işkollarını içi-ne alan Ana Metal Sanayi grubunda gerçekleşmiştir. İnşaat sektöründeki en yüksek ölüm ve kaza hızları zemin hazırlama, kazı, hafriyat, dolgu, kaya kaldırma, patlatma gibi altyapı işlemlerini içeren “Özel İnşaat Faali-yetleri” kategorisinde gerçekleşmiş-tir. Kara Taşımacılığı sektöründeki yüksek kaza ve ölüm hızlarının en önemli nedeni trafik kazaları olarak öngörülmektedir.

Tabloda görüldüğü gibi İnşaat sektörü ölümlü iş kazalarında yine başı çekmektedir.

İnşaatlarda ölümlü kazaların çoğu yüksekten düşme sonucu meydana gelmektedir.

O halde yükseklik nedir?

YÜKSEKLİK KAVRAMI:

Yapı İşleri Yönetmeliği’nde seviye farkı bulunan ve düşme sonucu yaralanma ihtimalinin oluşabileceği her türlü alanda yapılan çalışma;

yüksekte çalışma olarak kabul edilmiştir. Amerika da ise yükseklik kavramı 1,2 m, Avrupa da ise 1,8 m üzerindeki çalışmalar yüksekte çalışma olarak kabul edilmektedir. Ve bu yüksekliğin üzerinde çalışan-lar için kişisel koruyucu ekipman kullanma zorunluğu getirilmiştir.

İngiliz standartlarına göre ise her türlü düşme riskinin yaralanma tehlikesi içerdiği kabul edilmiş ve

her türlü düşme riskine karşı uygun önlemler alınması gerektiği belir-tilmiştir. Yani 2 metrenin altında ve üstünde bulunan ve düşme tehlikesi içeren çalışma alanları için ayrı ayrı önlemlerin alınması istenmektedir.

Bizim mevzuatımız ile aynen çakış-maktadır. Ancak ne var ki Avrupalı-lar bu standartlara harfiyen uymak-ta biz ise çoğunlukla kadere terk etmişiz kendimizi.

Page 12: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

2322

Yönetmeliğin ilgili maddelerinde alınacak önlemleri özetleyecek olursak;

EK-4

YAPI ALANLARI İÇİN ASGARİ SAĞ-LIK VE GÜVENLİK ŞARTLARI

A) Yapı alanındaki çalışma yerleri için genel asgari şartlar

Yüksekte çalışma;

1– Seviye farkı bulunan ve düşme sonucu yaralanma ihtimalinin olu-şabileceği her türlü alanda yapılan çalışma; yüksekte çalışma olarak kabul edilir.

2– Yüksekte yapılan çalışmalarda aşağıdaki hususlara uyulur:

a) Yüksekte yapılması zorunlu olmayan montaj ve benzeri çalışma-ların mümkün olduğunca öncelikle yerde yapılması sağlanır.

b) Yapılacak çalışmaların önceden planlanması ve organize edilmesi, bu planlama yapılırken yüksekten düşme ile ilgili hususlara acil du-rum planında yer verildiğinden emin olunması sağlanır.

c) Çalışanların, çalışma yerlerine güvenli bir şekilde ulaşmaları uygun araç ve ekipmanlarla sağlanır.

ç) Çalışma yerlerinde çalışanların güvenliği öncelikle, güvenli korku-luklar, düşmeyi önleyici platform-lar, bariyerler, kapaklar, çalışma iskeleleri, güvenlik ağları veya hava

yastıkları gibi toplu koruma tedbir-leri ile sağlanır.

d) Toplu koruma tedbirlerinin düş-me riskini tamamen ortadan kaldı-ramadığı, uygulanmasının mümkün olmadığı, daha büyük tehlike do-ğurabileceği, geçici olarak kaldırıl-masının gerektiği hallerde, yapılan işlerin özelliğine uygun bağlantı noktaları veya yaşam hatları oluştu-rularak tam vücut kemer sistemleri veya benzeri güvenlik sistemlerinin kullanılması sağlanır. Çalışanla-ra bu sistemlerle beraber yapılan işe ve standartlara uygun bağlantı halatları, kancalar, karabinalar, makaralar, halkalar, sapanlar ve benzeri bağlantı tertibatları; gerekli hallerde iniş ve çıkış ekipmanları, enerji sönümleyici aparatlar, yatay ve dikey yaşam hatlarına bağlantıyı sağlayan halat tutucular ve benze-ri donanımlar verilerek kullanımı sağlanır.

e) Yapı işleri sırasında ve yapı işleri bitirilip yapı kullanıma geçtikten sonra yüksekte yapılacak çalışma-larda kullanılmak üzere oluşturu-lacak yatay ve dikey yaşam hatları için gerekli olan bağlantı noktaları ve yapısal düzenlemeler, projenin hazırlık aşamasında belirlenerek sağlık ve güvenlik planı ve sağlık ve güvenlik dosyasında yer alır.

f) Yüksekte güvenli çalışma dona-nımlarının, düzenli olarak kontrol ve bakımlarının yapılması sağlanır. Uygun olmayan donanımların kulla-nılması engellenir.

g) Bu alanlarda çalışanlara yüksek-te çalışmayla ilgili tehlike ve riskler konusunda bilgilendirme yapılarak gerekli eğitim verilir.

ğ) Yüksekte yapılan çalışmalar işveren tarafından görevlendirilen ehil bir kişinin gözetim ve kontrolü altında gerçekleştirilir.

3– Kullanılan güvenlik ağları; malzeme özellikleri, yapılan statik ve dinamik dayanım deneyleri ile bağlantı ve kurulum şartları ba-kımından TS EN 1263-1 ve TS EN 1263-2 standartlarına ve ilgili diğer ulusal standartlara, konu ile ilgili ulusal standart bulunmaması ha-linde ilgili uluslararası standartlara uygun olması sağlanır ve yapılan işe uygun tipte güvenlik ağı seçilir. Yapı alanında kullanılan güvenlik ağının kullanma kılavuzu işyerinde bulun-durulur. Güvenlik ağları standart-lara ve kullanım kılavuzuna uygun şekilde kurulur.

4– Betonarme platformların döşe-me kenarlarında, asansör, merdi-

ven, baca, şaft, aydınlatma boşluk-ları gibi döşemelerde süreksizlik meydana getiren boşluklarda, duvar ve perde duvar gibi yapı eleman-ları arasında süreksizlik meydana getiren pencere ve benzeri boşluk-larda çalışanların veya malzeme-lerin düşmesini engelleyecek toplu koruma tedbirleri alınır, korkuluk sistemlerinin kullanılması halinde korkulukların bu Yönetmeliğin Ek-4 (A) Yüksekte Çalışma başlığının 6 ncı maddesinde tanımlanan özellik-lere uygun olması sağlanır.

5– Herhangi bir sebeple betonarme platform kenarında güvenli korkulu-ğun bir kısmının geçici olarak kaldı-rılmasının gerektiği durumlarda, bu

alanlarda gerekli güvenlik tedbirleri alınır ve çalışanlara uygun kişisel koruyucu donanımlar verilir.

6– Korkuluklarda;

a) Platformdan en az bir metre yükseklikte ve herhangi bir yönden gelebilecek en az 125 kilogramlık yüke dayanıklı ana korkuluk,

b) Platforma bitişik, en az 15 santi-metre yüksekliğinde topuk levhası,

c) Topuk levhası ile ana korkuluk arasında açıklıklar 47 santimet-reden fazla olmayacak şekilde konulan ara korkuluk, bulunması sağlanır demektedir.

Bu sayımızda çeşitli şantiyelerde yaşanan üç ayrı olayı ele alarak inceleyeceğiz:

OLAY 1:

Kazalının Adı: G.DemirGörevi: Kalıpçı Doğum Tarihi: 1975 Öğrenim Durumu: İlk okul Kaza Olay Yeri: İnşaat alanı Kaza Olay Tarihi: 18.02.2016 Kaza Olay Saati: 14.00 İşe Başlama Tarihi: 12. 01. 2016 Çalışmanın Yapıldığı Yer: Zemin katta kalıp yapımı Görev Tanımı: Kalıp İşçiliği Kaza Sonucunda Oluşan Tahribat: Yaralanma

İş Kazasının Oluşma Şekli:

Kalıp yapımında kullanılan malze-meleri taşırken yağmur nedeniyle kayganlaşan Plywood üzerinde yürüyen çalışanın ayağının kayması sonucu yüksekten düşme

Kazalı Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik kapsamında 4 saat süren eğitimi aldıktan sonra iş başı yapmıştır.

Çalışana 12. 01. 2016 Tarihinde tutanakla verilen Kişisel Koruyucu Ekipmanlar:

- Paraşüt tipi emniyet kemeri,- İş ayakkabısı, Gözlük, Yelek ve Baret

Çalışma Alanında Uyarı ve İkaz Levhalarının Durumu:

Yapı içerisinde çalışanlar maruz kala-bilecekleri tehlikeler karşısında uyarı ve ikaz levhaları ile bilgilendirilmiş.

Page 13: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

24

Yapılan İşin Tanımı:

Zemin ve kolon betonu atmak için kalıp yapımında kullanılan plywood-ların taşınması

Kaza Mahallinin Yapımı Sırasında Alınan Güvenlik Önlemleri:

Söz konusu imalatının yapımı sırasında yatayda yaşam halatları çekilmiş, korkuluklar yapılmış olup ancak söz konusu çalışma alanında bu önlemler alınmamış ve yeterli güvenlik sağlanamamıştır.

OLAY 1 İçin Uzmanın Önerileri:

- İş planlaması ve organizasyon muhtemel tehlikeler göz önüne alınarak yapılmalı.

- Öncelikle Toplu koruma önlemleri düşünülmeli.

- Halat kullanılarak yapılacak çalışmalardan önce risk değerlen-dirmesi yapılmalı sonuçları değerlendirilmeli, alınabilecek bütün önlemlerin güvenirliği kontrol edilmeli.

-Dokalara monte edilebilen vidalı korkuluklar kullanılmalı.

ÖRNEK KORKULUKLAR

25

OLAY 2:

Kazalının Adı: H. KAPUSUZGörevi: Güvenlik GörevlisiYeri: Zemin kattan takriben 9 metre aşağıda olan bodrum kata şaft boşluğundan düşme Kaza Olay Tarihi: 24.06.2015Kaza Olay Saati: 09.10İşe Başlama Tarihi: 02.03.2015 Çalışanın Görev Tanımı: Üçüncü şahısların inşaat alanına girmesinin önlenmesi için Güvenlik Görevlisi Kaza Sonucunda Oluşan Tahribat: Ölüm

İş Kazasının Oluşma Şekli: Güvenlik görevlisi ihtiyaç gidermek için mev-cut tuvaletleri kullanması gerekir iken daha yakınında bulunan inşaat alanına girerek güvenlik korkulukla-rını aşıp ihtiyacını giderirken ayağı-nın takılarak şaft boşluğuna düşmesi

Kazalı Çalışanların İş Sağlığı ve Gü-venliği Eğitimlerinin Usul Ve Esasla-rı Hakkında Yönetmelik kapsamında 6 saat süren eğitimi aldıktan sonra iş başı yapmıştır.

OLAY 2 İçin Uzmanın Önerileri:

-Eğitim saatleri sıklaştırılmalı.- İnşaat alanı yeterli şekilde aydınlatılmalı.-İnşaat alanında tertip düzen sağlanmalı.- İş planlaması ve organizasyon, muhtemel tehlikeler göz önüne alınarak yapılmalı.- Öncelikle Toplu koruma önlemleri düşünülmeli.

OLAY 3:

Kazalının Adı: R. GÜÇLÜGörevi: MekanikçiYeri: İnşaat alanı Kaza Olay Tarihi: 21.03.2016 Olay Saati: 14.40 İşe Başlama Tarihi: 07.06.2015 Çalışanın Görev Tanımı: Borulara diş acmaKaza Sonucunda Oluşan Tahribat: Bıçakla ağır yaralanma

Tartışmanın sebebi: Boruya diş açma sırasında çıkan tartışma sonucunda kalfa tarafında haksız görülen R. GÜÇLÜ işten çıkarılır. İş akdi sona eren R.GÜÇLÜ koğuştan aldığı bıçak ile çalışma arkadaşla-rının üzerine yürüyerek gelişi güzel salladığı bıçak darbeleri ile arka-daşlarını yaralar.

OLAY 3 İçin Uzmanın Önerileri:

- Eğitim saatleri sıklaştırılmalı.- İş planlaması ve organizasyon haftalık ve günlük yapılarak sorum-lulara talimat verilmeli.- Örgütsel roller belirlenmeli ve çatışmalar azaltılmalı. İyi bir or-ganizasyon, yeterli iş başı eğitimi ve çalışanların ne yapacaklarını gösteren görev tanımları belirlenmeli.- Çalışanın iş programı düzenlenirken görüşleri alınmalı.

Kazalı Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik kapsamında 12 saat süren eğitimi aldıktan sonra iş başı yapmıştı

Page 14: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

26

MAKALE Pelin KorkmazDraeger SafetyMarketing & HR-Quality Manager

Draeger Soruyor….Draeger Soruyor….

??

? ?? ?Draeger Soruyor….

Ülkemizde İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürünü Nasıl Yerleştirebiliriz?Yıllarca eğitim almış genç mühendislerimizi, madencilerimizi, tersane işçilerimizi, farklı endüstriyel sektörlerde emek veren deneyimli çalışanlarımızı, inşaat emek-çilerini artık yitirmemek için, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yaptığı çalışmalara ek olarak, yazılı- görsel ve sözel medya kuruluşlarının, gönüllü ola-cak ürün tedarikçilerinin, değerli akademik çalışmaları ile Üniversitelerin, etkin STK’ların, deyim yerindeyse tüm kesimleri ile halkımızın, top yekun bir gayretle büyük çaba sarf etmesi gerektiğini düşünüyoruz.

127 yıllık bir tarihi olan Draeger firmasının kurulduğu Almanya’da, iş güvenliğine ve-rilen önemi, uzun yıllar önce kullanılmaya başlanan kişisel koruyucuları farklı kay-naklardan edinilen görsellerde görebiliriz. O yıllarda tüm Avrupa’da ve Amerika’da başlayan, çalışan sağlığını korumaya yönelik eğitim faaliyetleri ve girişimlerin doğal bir sonucu olarak, nesiller boyu süregelen farkındalık, disiplin ve caydırıcı yasal gerekliliklerin, hiç bir ayırım ve kayırma olmadan uygulanması, bu gün gelinen nok-tanın başlıca nedenidir.

Günümüzde, iş sağlığı ve güvenliği bilincinin yanı sıra otokontrolün da var olduğu bu ülkelerde, iş kazası ve

işçi ölümlerinin bu kadar az seviye-de olması tesadüf değildir.

Bu ülkelerde endüstriyel kuruluş-larda yasal olarak uygulanması zo-runlu, belirli risk etmenlerine karşı alınması gereken tedbirler, Kalite standartları süreçlerinde Akredite

Kurumlar tarafından denetlenmek-te, aykırılıklara hoşgörü ile yaklaşıl-mamaktadır. Çalışanların iş sağlığı ve güvenliğine yaklaşımı da yıllar içerisinde erozyona uğramamış, aynı bilinç artarak güçlenmiştir. Disiplin odaklı çalışma hayatı, uzun vadede sağlıklı iş yaşamı ve güvenli çalışma ortamını yaratmıştır.

Ülkemizde çalışanlar arasında göz-lemlenen en önemli ortak davranış

şekli, boş vermişlik yaklaşımıdır. Farklı sektörlerde ve sayısız uygu-lamada “Bize bir şey olmaz” anlayı-şının ne kadar pahalıya mal olduğu hepimiz görüyoruz. Bu konuda farklı eğitim faaliyetlerinin vazgeçilmez ve sürekli olması gerektiğinin benim-senmesi için ürün tedarikçileri de dâhil olmak üzere her kesimin üze-rine düşeni yapması gerekmektedir. İlkokul çağındaki çocuklarımızın eğitiminden başlayarak, tüm okul

kitaplarına iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konuların eklenmesinde büyük yarar görüyoruz.

Cezaların Yanı Sıra Ödüllendirme de Olmalı

Zengin yer altı kaynakları, ulaşım kolaylığı, coğrafi konum, iklimsel özellikler ve donanımlı genç insan gücü gibi dünyada çok az ülkede bir arada bulunan bu özelliklere sahip güzel ülkemizde, İş Sağlığı ve Gü-venliği Kültürünün oluşturulması gerektiğine inanıyoruz.

Bu kültürün oluşmasında sadece Kanun-Yönetmelik ve Cezaların

tek başına yeterli olmayacağı, İş Sağlığı ve Güvenliği gerekliliklerine önem vererek, gerekli önlemleri alan ve sıfır iş kazası hedefi ile çalışan kuruluşların desteklenmesi ve ödüllendirilmesi gerektiği görü-şündeyiz.

Çalışanların desteklemediği ve gönülden katılmadığı hiçbir çaba-nın olumlu sonuçlanmayacağı çok açıktır. O nedenle çalışanları olası sonuçları hakkında doğru bilgilen-dirmek ve özellikle Y Kuşağı genç çalışanları bu bilinç ile çalışma hayatına kazandırmak gerekmek-tedir. Otokontrol ile canlı ve güncel tutulacak İş Sağlığı ve Güvenliği

Kültürünün, özellikle Avru-pa ülkelerinde olduğu gibi disiplinli bir olgu olarak, milli kültürümüze yerleş-mesi zaman alacaktır.

Ancak kaderci olmadan, umudu-muzu yitirmeden, Y ve Z kuşağı gençleri hedefleyerek, gelenekse-lin dışında daha çağdaş ve onların algısına hitap edebileceğimiz farklı teknikler kullanmalıyız.

Sosyal medya erişim kanalları, kısa videolar, görsel çarpıcı spotlar gibi medyatik enstrümanlar, genç ku-şaklara ulaşmak ve onlara farkında-lık aşılamak için kullanılmalıdır.

Tüm kesimlerce desteklenecek bir hamlenin başlatılması için artık daha geç kalmamalıyız diye düşünü-yoruz. Genç neslimize daha güvenli bir çalışma hayatı sağlayabilmek ve milli servetimizi olası kayıplara karşı korumak için, “Bize bir şey olmaz” anlayışını değiştirmemiz gerekmektedir.

Page 15: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

28

MAKALE Zühal Erişen Kimya Mühendisi A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimleri Ne Kadar Verimli Oluyor?

15 Mayıs 2013 Tarih 28648 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Çalışan-ların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik”te tehlike sınıfına göre verilecek eğitin süreleri ve konuları belirtilmiştir. Çalışanın, öncelikli olarak iş yerine ait riskler konusunda işe başlangıcında uyarılması ve eğitilmesi esastır. Çok tehlikeli iş yerlerinde yılda 16 saat, tehlikeli iş yerlerinde yılda 12 saat, az tehlikeli iş yerlerinde ise yılda 8 saat olarak şekilde eğitim verilmesi ilgili yönetmelikte belirtilmektedir.

Ancak, iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının en önemli ayaklarından biri olan eğitim hu-susunda biz iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinde ne kadar etkili olabiliyoruz?

İş sağlığı ve güvenliği profesyonel-lerinin çoğunun gerçek eğitmen olmaması, hedef kitlenin yetişkin olması ve kendi yaşamından edin-

diği yanlış davranış alışkanlıklarının değiştirilmesi konusunda gösterdiği

direnç konunun uygulamasındaki zorlukların ne kadar önemli olduğu-nu göstermektedir. Ayrıca, işveren-lerin eğitim sürelerini üretim kaybı olarak görmesi ve bunun çalışana yansıtılması kişinin eğitime odaklan-

masını azaltmaktadır.

Peki, biz bu konuda ne yapmalıyız? Daha verimli bir eğitim verilmesi için öncelikle karşımızdaki hedef kitleyi daha iyi tanımamız gerekmektedir.

“ANDRAGOJİ” YETİŞKİN ÖĞRENMESİ

“Andragoji”, Yunanca’da adam anla-mına gelen “andros” ve eğitim anla-mına gelen “agein” sözcüklerinden türetilmiş (Duman, 2000: s.120) ve en genel anlamıyla Knowles ta-rafından yetişkin öğrenmesi bilim ve sanatı olarak tanımlanmıştır (Knowles, 1980: s.43). Androgoji, ye-tişkinlerin öğrenebildiklerini, ancak çocuk ve gençlerden farklı öğren-dikleri noktasından hareket ederek yetişkin eğitim programlarına yöne-lik yeni metot ve teknikler öner-miştir. 19. yüzyıla kadar dünyada yetişkinlerin öğrenemeyeceklerine dair yaygın bir kanaatin var olduğu bilinmektedir. Ancak başta Torndike’ olmak üzere birçok yetişkin eğitim-cisinin yapmış olduğu çalışmalar bu anlayışa son vererek, Yetişkinlerin de öğrenebildikleri hatta çocuklar ve gençlere yakın derecede iyi öğre-nebildiklerini kanıtlayan sonuçlara ulaşmışlardır.

Androgoji kavramının asıl olarak kabul gördüğü, yetişkin eğitimci-lerince kullanılmaya başlandığı dönem 20. YY’íın ikinci yarısından sonraya rastlamaktadır. Bu dönem, öncelikle yetişkin de öğrenebileceği kanıtlandıktan ve kabul edildikten sonra yetişkinin nasıl öğrendiği konusu üzerinde durulmaya başlan-mıştır. Yetişkinlik kavramı daha çok “bağımsızlık” ile ilgili bir kavramdır.

YETİŞKİN DAVRANIŞLARI VE BEKLENTİLERİ

1. Yetişkinlerin Benlik Kavramı Gelişmiştir. - Kendilerine olgun bir insan olarak davranılmasını, kişilik-lerine saygılı olunmasını beklerler. Kendilerine çocukmuş gibi davranıl-masından hoşlanmazlar. - Alıngan-dırlar; başarısızlıktan, başkalarının yanında küçük düşmekten çekinir-ler, korkarlar. - Eğitimde pasif bir alıcı olmaktan hoşlanmazlar. Aktif rol almak isterler. - Gereksiz sıkı otoriteden hoşlanmazlar. - Eğitim düzeyi düşük olan yetişkinlerde

kendilerine karşı bir güven eksikliği olabilir. Bu durum onların eğitime olan ilgisini azaltabilir.

2. Yetişkinler Deneyim Birikimine Sa-hiptir. - Yaşamları süresince edindik-leri bir deneyim birikimine sahiptirler. Öğrenme etkinliklerine bu birikimle katılırlar. - Eğitimde bu deneyimlerin kullanılmasını beklerler.

3. Yetişkinler, Gereksinmeleri-ne Yönelik Olmayan Öğrenmeleri Kabule Hazır Değillerdir. - Çocuk ve gençlere göre daha gerçekçidirler. Gördükleri eğitimin somut gerek-sinmelerini karşılamasını beklerler. - Aile, toplum ve meslek sorumlu-lukları ile ilgili konuları öğrenmeye hazırdırlar.

4. Yetişkin, Bugün Karşı Karşıya Oldukları Sorunlara Çözüm Geti-rebilecek Öğrenmelere İlgi Duyar. - Öğrenme gereksinimleri daha çok karşılaştıkları sorunlara dayalı-dır. - Sorunlarına hemen çözüm getirebilecek öğrenmelere ilgi duyar. - Zamanları değerlidir; bu yüzden sorunları ile dorudan ilişkisi olmayan etkinliklerle harcanmasın-dan hoşlanmazlar (Bülbül,1991:47) Yetişkinlerin öğrenmeye ilişkin bu özellikleri, onların öğrenme süre-cinde aşağıdaki sonuçlara yol aç-maktadır (Knowles, 1989:533-536):

5. Öğrenme Atmosferi: Farklılaşan benlik kavramının, yetişkinlerin öğrenmeyi gerçekleştirdiği orta-mın özelliği bakımından önemli bir sonucu vardır. Fiziksel çevrenin, yetişkinlerin içinde kendilerini rahat hissedecekleri bir çevre olması gerekir. Eşyalar ve donanım yetişkin ölçülerinde ve rahat olmalıdır; top-lantı odaları biçimsel olmayan bir tarzda düzenlenmelidir ve yetişkin zevklerine göre dekore edilmelidir; ses ve ışık düzeni azalan görme ve işitme gücünü dikkate almalıdır. Daha da önemlisi, psikolojik ortam yetişkinlere kabul edildiğini, saygı duyulduğunu ve desteklendiğini hissettirecek bir ortam olmalıdır. Bu

ortamda öğretmenler ve öğrenciler arasında, birlikte araştıran kişiler olarak bir karşılıklılık ruhu var olmalıdır; cezalandırılma korku-su olmaksızın anlatım özgürlüğü bulunmalıdır. Kişi, kendi adıyla tanındığı ve kendisine “biricik” bir birey olarak değer verildiği dostça ve biçimsel olmayan bir atmosfer içinde kendini (öğretmen ile öğrenci arasında statü farklılığı, biçimsellik ve kendi adıyla tanınmazlık gösteren geleneksel okul atmosferine göre) daha bir “yetişkin” hisseder.

Öğretmenin davranışı, herhangi bir etmenden daha büyük olasılıkla öğrenme atmosferinin niteliğini belirler. Öğretmen, tavrının öğren-cileri ile ilgilenen ve onlara saygılı bir tavır olup olmadığını ya da onları asıl olarak kendi aktardığı bilgiler için alıcı birer set olarak görüp gör-mediğini birçok biçimlerden iletir. Öğrencilerini tanımaya başlamak için gerekli zamanı ve güçlüğü göze alan, onları adıyla (özellikle ilk adıy-la) çağıran öğretmenler, kesinlikle birinci tutum setini iletmektedir. Fakat belki de bir öğretmenin bir öğrenci ile gerçekten ilgilendiğini ve onun katkısına saygı duyduğunu en açık olarak gösteren davranış, öğrencinin ne söylediğini gerçekten dinliyor olmasıdır.

6. Gereksinimlerin Tanılanması: Yetişkinin öz-yönetimli olmaya iliş-kin benlik kavramı, neyi öğrenmesi gerektiğini söyleyen bir öğretmenin geleneksel uygulaması ile çatı-şır. Gerçekte bu benlik kavramı; toplumun, bireyin neyi öğrenmesi gerektiği konusundaki fikirlerini onun üzerine empoze etmek hakkı olduğuna ilişkin toplumsal felsefe ile de doğrudan çatışma içindedir. Tabî, eğer öğrenmemesi durumun-da başkalarının yetişkin üzerindeki yaptırım gücü yeterince güçlü ise o, kendisinden öğrenilmesi istenilen şeyleri öğrenecektir. Fakat yetiş-kin, öğrenme gereksinimini kendi gördüğü şeyleri öğrenmek için daha derinden güdülenir.

29

Page 16: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

30 31

* YAYLA, Deniz; Türk Yetişkin Eğitimi Sisteminin Değerlendirilmesi

* KNOWLES, Malcolm (1996.) “Yetişkin Öğrenenler: Göz Ardı Edilen Bir Kesim” (Çeviren: Serap AYHAN), A.Ü. yayınları, Ankara

* Okçabol, R.(1999) “Cumhuriyet Döneminde Yetişkin Eğitimi”. F. Gök (ed.) 75 yılda eğitim. İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları

ÜLKEMİZDE YETİŞKİN EĞİTİMİ

Bugünkü anlamda yaygın eğitim faaliyetlerinden farklı olmakla be-raber, yetişkin eğitim çalışmalarına, Türk Eğitim Tarihi’nin her devrinde rastlanmaktadır. Bunların birçoğu, dinî törenlerde kendini göstermiş, etkili ve sürekli bir eylem olarak ortaya konmuştur. Türk destanları, Orhun Kitabeleri ve Dede Korkut Hikâyeleri örnek olarak gösterile-bilir. Osmanlı Dönemi’ndeki eğitim etkinliklerinin niceliksel bütünü örgün eğitimden ziyade yetişkin eğitimi alanına girmektedir. Çünkü bu tür etkinlikler çoğu zaman planlı olmamıştır. Usta-çırak ilişkisi, Ahi örgütleriyle loncalarda görülen etkinliklerdir. (Okçabol, 1999)

İstanbul’un Türkler tarafından

fethedilmesinden sonra, Anadolu ve Rumeli’den iş bulmak için gelenleri eğiterek, işe hazırlamak amacıyla Terbiye Ocakları açılmıştır.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan-lığı; çalışanların mesleki eğitimleri ile ilgili gerekli önlemleri almakla sorumludur. İşveren kurumu olarak, Türkiye İş Kurumu’nun asıl görevi ulusal çalışma ve iş verme poliçe-leri geliştirmektir. Bu bağlamda, kurum niteliksiz iş güçleri için beceri eğitimleri planlamakla ve mesleki eğitimi uygulayarak çalı-şanlar için yeni programlar geliştir-mekle yükümlüdür. Mesleki eğitim ile ilgili büyük bir organizasyon olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)’ ne bağlı olan bu birimin sorumlulukları kurslar düzenleme, düzenlenen kurslarda mesleki eğiti-

mi geliştirici çalışmalar yapılmasına destek verme olarak sıralanabilir.

Sonuç olarak: biz iş sağlığı güvenli-ği profesyonelleri yaptığımız işin ne kadar önemli olduğu farkındalığı ile hedef kitlemizi daha iyi tanıma ve daha faydalı olma gayreti içerisinde-yiz. Ancak yukarıda belirtildiği gibi uzmanlar eğitimci değildir. Bu ger-çekler göz önüne alınarak, iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının bu en önemli ayağının en doğru şekilde yapılabilmesi gerekmektedir.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba-kanlığının, iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerini yetiştirilmesi ve eğitilmesi konusundaki hususlarda “andragoji” bilimine de yer ver-melerinin önemli bir adım olacağı kanısındayım.

ZUHAL ERİŞEN KİMDİR?

Yıldız Teknik Üniversitesi, Kimya Mü-hendisliğinden mezun olan Zühal Eri-şen, çok uzun yıllar devlette çok çeşitli kademelerde çalışmıştır. Ayrıca bir çok sivil toplum kuruluşunda aktif olarak görev alan Erişen, çevre konularında da çeşitli televizyon ve radyo program-larına imza atmanın yanı sıra, bir çok dergi ve gazetelerde teknik makaleler yazmıştır.

2013 yılından bu yana Ekoteknik İSG’de A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı olarak çalı-şan Zühal Erişen, dergimiz aracılığıyla da bir çok konuya ışık tutmaktadır.

Kaldırma Aracı Periyodik Test ve Kontrolleri:

- Vinç Periyodik Test ve Kontrolü, - Forklift Periyodik Test ve Kontrolü, - Caraskal Periyodik Test ve Kontrolü,- Yük Asansörü Periyodik Test ve Kontrolü,- Lift Periyodik Test ve Kontrolü, - Transpalet, Kriko vb Periyodik Test ve Kontrolleri, - Halat & Sapan Periyodik Test ve Kontrolleri.

Basınçlı Kap Periyodik Test ve Kontrolleri:

- Kalorifer ve Buhar Kazanları Periyodik Test ve Kontrolü, - Hidrofor Periyodik Test ve Kontrolü, - Genleşme Tankı Periyodik Test ve Kontrolü,- Boyler Periyodik Test ve Kontrolü,- Otoklav Periyodik Test ve Kontrolü,- Kompresör Periyodik Test ve Kontrolü,- Emniyet Valfi Periyodik Test ve Kontrolü.

Elektrik Tesisatı Periyodik Test ve Kontrolleri:

- Elektrik ve Aydınlatma Tesisatı Topraklama Kontrolü, - Paratoner Topraklama Kontrolü, - Elektrik ve Aydınlatma Tesisatı Kontrolü.

Diğer:

- Katodik Koruma- Havalandırma Tesisatı Kontrolü- Çelik Halat Yük Hesabı ve Seçimi Danışmanlık Hizmetleri

EKOTEKNİK İSG Mühendislik Ekibi, yasal olarak yaptırma mecburiyeti bulunan periyodik test ve

kontroller ile de hizmet sunmaktadır.

Bu test ve kontrollerin güvenilir kuruluşlarda, sağ-lıklı sonuçlarla yapılması sizi ve firmanızı korur. Lütfen hizmet aldığınız kuruluşa dikkat ediniz.

Page 17: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

32

MAKALE Özlem GümrahEfe Eğitim ve Danışmanlık Firması kurucusuADR/RID/IMDG Eğiticisi, Danışmanı ve B sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

Özlem Gümrah, Hacettepe Üniversitesi Kimya (ing.) bölümünü 2005 yılında, yüksek lisansını ise aynı üniversitenin Analitik Kimya Anabilim dalında 2008 yılında tamamlamış bulunmaktadır. Halen Hacettepe Üniversitesi Analitik Kimya Anabilim dalında doktora programına (tez aşama-sında) devam etmektedir. 2008-2010 yılları arasında Bilkent Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştıktan sonra, 2010 yılında TSE İstanbul Ürün Belgelendirme Müdürlüğü’nde inceleme ve belgelendirme uzmanı olarak çalışmaya başlamıştır. 2012 yılında TSE Otomotiv Merkezi Baş-kanlığı Belgelendirme Müdürlüğü’nde, belgelendirme uzmanı ve daha sonra TSE Ulaşım Lojistik Sistemler Merkez Başkanlığı’nda Tehlikeli Madde ve Kombine Taşımacılık Müdürü olarak görev yapmıştır.

Özlem Gümrah, bu sayımızda okuyucularımız için Tehlikeli Maddelerin Karayolunda Taşınması Anlaşması (Adr) konusunu mercek altına aldı.

Tehlikeli Maddelerin

Karayolunda

Taşınması

Anlaşması AdrADR Tehlikeli maddelerin,

insan sağlığına ve çevreye zarar vermeden, güvenli ve düzenli şekilde kamuya

açık karayolu ile taşınmasını sağla-yan bir yönergedir.

Bu yönerge, taşıma faaliyetinde yer alan gönderenlerin, alıcıla-rın, dolduranların, yükleyenlerin, boşaltanların, ambalajlayanların, taşımacıların ve tehlikeli madde

taşıyan her türlü aracın opera-tör ve sürücülerinin sorumluluk, yükümlülük ve çalışma koşullarını da belirler.

Tehlikeli Malların Karayolu ile Uluslararası Taşımacılığına İlişkin Avrupa Anlaşması (ADR) Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komis-yonu himayesinde 30 Eylül 1957 tarihinde Cenevre ‘de yapılmış;29 Ocak 1968 ‘de yürürlüğe girmiştir.

ADR, ülkeler üstü yaptırım uygula-yan bir anlaşma değildir. Taraf ülke-ler, ADR mevzuatının ihlal edildiğini tespit ederlerse, uymayanlara karşı kendi iç mevzuatlarına göre yasal işlem yaparlar. ADR, taraf ülkelere kendi toprakları üzerinde güvenlik şartlarını ihlal etmeksizin, ADR mevzuatını uygulamama konusunda geçici anlaşma yapma hakkını da vermektedir.

Türkiye anlaşmaya 22 Mart 2010 tarihinde taraf olmuştur.

2013 yılı itibarıyla ADR’ ye taraf olan ülke sayısı 48’e çıkmıştır.

Tehlikeli maddelerin Karayolu, Demiryolu ve Denizyolu araçları ile taşımacılık faaliyetinde bulunan Firmalar ilgili taşıma moduna göre Tehlikeli Madde Güvenlik Danışma-nı bulundurmalı veya danışmanlık firmalarından destek almalıdırlar.

a) Tehlikeli madde taşımacılığı sürecinde yer alan ve bir takvim yılı içerisinde net elli ton ve üstü miktarlarda işlem yapan, gönderen, paketleyen, yükleyen, dolduran ve boşaltan olarak faaliyette bulunan işletmeler ile toplam araç taşıma kapasitesi elli ton ve üzerinde olan taşımacılık işletmelerini,

b) Miktarına bakılmaksızın ADR Bö-lüm 1.1.3.6.3’te yer alan tablodaki taşıma kategorisi sıfır olan tehlikeli maddelerle iştigal eden ve tehlikeli madde taşımacılığı sürecinde yer alan, gönderen, paketleyen, yük-leyen ve dolduran olarak faaliyette bulunan işletmeleri kapsamaktadır.

Tehlikeli madde güvenlik danışma-nı olabilmek için;

a) Üniversitelerin lisans bölümle-rinden mezun olmak,

b) Kaçakçılık, dolandırıcılık, dolanlı iflas, sahtecilik, inancı kötüye kul-lanma, uyuşturucu ve silah kaçak-çılığı, kaçak insan taşımacılığı veya ticareti, hırsızlık, rüşvet suçlarından hürriyeti bağlayıcı ceza ile hükümlü bulunmamak,

c) Yetkili yangın söndürme eğitim merkezlerinden uygulamalı yangın söndürme eğitimine katıldığına dair alınan belgenin aslını ibraz etmek veya noter onaylı suretini sunmak,

ç) TMGDEYB sahibi eğitim kuruluş-larında, tehlikeli madde güvenlik danışmanı eğitimine katılarak, tehlikeli madde güvenlik danış-manı eğitimi tamamlama belge-sini almak, bu Tebliğ kapsamında açılacak sınavda başarılı olmak gerekmektedir. Tehlikeli madde güvenlik danışmanı eğitimi alan kişiler ardışık 4 sınava girme hakkı kazanırlar. Bir Tehlikeli Madde Gü-venlik Danışmanı en fazla 5 işlet-

meye danışmanlık yapabilir.

ADR mevzuatında genel olarak; tehlikeli maddelerin sınıflandırıl-ması, Birleşmiş Milletler tarafın-dan onaylanmış tehlikeli madde listeleri, tehlikeli maddelerin taşınmasında muafiyetler,tehlikeli maddelerin taşınmasında kullanı-lan paket, ambalaj, konteyner, tank vb. kapların üretimi, test edilmesi, kodlanması, işaretlenmesi ve kul-lanılması ile ilgili kurallar,tehlikeli maddeleri taşıma faaliyetleri ile uğraşanların eğitimi, taşıma, yükle-me, boşaltma ve elleçleme ve sevk kuralları,araçlar üzerinde bulun-ması gereken taşıma dokümanları ve kişisel korunma teçhizatı,taşıma araçlarının üretimi ve kullanılması ile ilgili kurallar,güvenli taşıma için yetki, sorumluluk ve kurallar yer almaktadır.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleş-me Bakanlığı ile Türk Standardları Enstitüsü arasında 6 Mart 2013 tarihinde imzalanan « Yetki Devri Protokolü» ile tehlikeli mal taşı-macılığı hususundaki muayene ve belgelendirme işlemleri TSE’nin yetki alanına girmiştir. Bu yetki

Page 18: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

34 35

kapsamında TSE Tehlikeli Madde ve Kombine Taşımacılık Müdürlüğü ADR’ye uygun olan araçlar için Araç ADR uygunluk, ADR’ye uygun olma-yan araçlar için ise Durum Tespit Tutanağı, Tanklar ve ambalajlar için; Tasarım onayı, üretim ve üretim yeri uygunluğu ve ilk, ara, periyodik, is-tisnai muayene alanlarında faaliyet göstermektedir.

TSE TMKT Müdürlüğü 01.07.2013 tarihi itibariyle başvuruları almaya başlamıştır.

Ambalajlar, Orta Boy Dökme Yük Konteynerleri (IBC), Büyük Ambalaj-lar, Tanklar, Basınçlı Kaplar ve CSC Kapsamı Dışında Kalan Dökme Yük Konteynerleri kapsamında faaliyet gösteren firmalarımızın TSE’den ta-sarım onayı almaları gerekmektedir.

Tasarım onayı başvurularında firmalarımızdan, Taşıma Ünitesi Ta-nımı, taşınacak Tehlikeli Maddelerin Listesi, Kimyasal ve Fiziksel Özel-likleri, Boyutlar/Ayrıntılı Çizimler, Hesaplama Notları ve Sonuçları, Firmada Yapılabilen Deneyler, Isıl İşlem Tanımı, Test Prosedürleri, İmalat Akış Şeması, Kalite Planı gibi dokümanlar talep edilmektedir.

Üretim denetiminde başvurulan tasarım tipi için firmanın yapabi-lirliği ,Üretim Kayıtları, Testlerin Raporları, Isıl İşlem Kayıtları, Ka-librasyon Kayıtları, Kalite Sistemi, Firma Teknik Altyapısı ve İlk Mua-yene Testlerinin incelenmesi yoluyla denetlenmektedir.

Tankın Teknik Yeterliliğinin İncelen-mesi Aşamasında ise Tank tipinin doğrulanması, Taşınacak madde-ler ile tank tipinin uygunluğunun kontrolü, Tank tasarımının doğru-lanması, Hesap kontrolü, Teçhizat kontrolü, Tank hasar koruması ve teçhizat koruması kontrolü, Sonlu eleman analizi ve Prototip testleri gerçekleştirilmektedir.

Ambalajların tasarım onayı aşama-

sında, Ambalaj Tipinin Doğrulanma-sı, Kapasitenin Taşıma Modlarına Uygunluğunun Kontrol Edilmesi, Taşınacak Madde ile Ambalajın Uygunluğunun Kontrolü (Yönet-melikler, Kimyasal Uyumluluk vb.) işlemleri gerçekleştirilir. Ambala-jın Tasarımının İlgili Yönetmeliğin Şartlarına Uygunluğunun Kontrolü ve Hacim ve Doldurma Derecesi gibi hesaplar yapılmaktadır.

Ambalajlara uygulanan testler ve deneyler, ambalaj malzemesine, Ambalaj türüne, Taşınacak madde-nin katı ya da sıvı olmasına, Amba-lajın kombine, kompozit ya da tek ambalaj olmasına göre değişmek-tedir.

Tanklar için muayeneler TS EN 12972 standardına göre gerçekleşti-rilmektedir.

01.01.2014 tarihin-den sonra Türkiye’de üretilmiş her bir tan-kın TSE tarafından İlk Muayeneye tabi tutulması gerekmek-tedir.01/01/2014 tari-hinden önce, tasarım onayını yetkili bir ku-ruluştan almış olan bir üretici tarafından üretilen tanklardan, söz konusu yetkili kuruluş tarafın-dan düzenlenmiş olan muayene onay sertifikaları, TSE uzmanları tarafından değerlendirilir. Bu tanklara TSE uzmanı tarafından gerekli görüldüğü hallerde muayene yapılmak suretiyle onay verilir.

Her bir tank ilgili tasarım onay serti-fikasındaki kriter-lere göre kontrol edilir. Bu muayene sırasında, Tasarım

Özelliklerin Kontrolü, Tankın İç Ve Dış Muayenesi, Hidrolik Basınç, Sızdırmazlık, Su Kapasitesi Tayi-ni, Hizmet Teçhizatının Kontrolü ve Tank İskelet Yapısının Kontrolü gerçekleştirilir.

Tankların Periyodik Muayeneleri, tankın tipine göre 5 veya 6 yılda bir gerçekleştirilir. Ara Muayene ise tankın tipine göre 2.5 veya 3 yılda bir gerçekleştirilir.

TSE araç ve tankların muayeneleri için, Muayene İstasyonlarını da faa-liyete almış bulunmaktadır.

Tehlikeli Madde Taşıma Yönetmeli-ği kapsamında ilgili yükümlülükle-rini yerine getirmeyen firmalar için uygulanan cezalar ise şöyledir;

Tehlikeli yük taşımasında izin ve belge zorunluluğu

Tehlikeli Madde Taşıma Yönetmeli-ği, Madde 28 – 1; Söz konusu ihlal giderilinceye kadar taşıt güvenli bir alana park ettirilir ve taşımanın devamına izin verilmez. Taşımacıya 581 TL para cezası verilir.

SRC5/ADR Sertifikalı sürücü istih-dam etme zorunluluğu

Tehlikeli Madde Taşıma Yönetmeliği, Madde 28 – 2; Taşımacıya 602 TL para cezası verilir.

SRC5/ADR Sertifikası alma zorun-luluğu

Tehlikeli Madde Taşıma Yönetmeliği, Madde 28 – 3; Sürücüye 239 TL para

cezası verilir.

Sertifikalı ambalaj kullanmama cezası

Tehlikeli Madde Taşıma Yönetmeliği, Madde 28 - 4 (a) ; Göndericiye 1.162 TL para cezası verilir.

Etiket, işaret ve turuncu plakaları kullanmama cezası

Tehlikeli Madde Taşıma Yönetmeliği Madde 28 - 4 (b) Göndericiye 1.162 TL, Taşıyıcıya 581 TL ve sürücüye 116 TL para cezası verilir.

Tehlikeli Madde Faaliyet Belgesi alma zorunluluğu

Tehlikeli Madde Taşıma Yönetme-liği, Madde 28 - 4 (c) Söz konusu

firmaya 1.162 TL para cezası verilir.

Araçta taşıma evrakı bulundur-mama cezası

Tehlikeli Madde Taşıma Yönetme-liği, Madde 28 - 4 (ç) Gönderene 581 TL para cezası verilir.

Araçta yazılı tali-mat bulundurma-ma cezası

Tehlikeli Madde Taşıma Yönetmeli-ği Madde 28 - 4 (d) , Gönderene 290 TL, Taşıyıcıya 275 TL ve Sürücüye 58 TL para cezası verilir.

Araçta ADR Uy-gunluk Belgesi bulundurmama cezası

Tehlikeli Madde

Taşıma Yönetmeliği Madde 28 - 4 (e) Taşıyıcıya 1.162 TL para cezası verilir.

Araçta taşıma izin belgesinin foto-kopisini bulundurmama cezası

Tehlikeli Madde Taşıma Yönetmeli-ği, Madde 28 - 4 (f) Sürücüye 58 TL para cezası verilir.

Araçta Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi bulundurmama cezası

Tehlikeli Madde Taşıma Yönetmeliği Madde 28 - 4 (g) Taşıyıcıya 581 TL para cezası verilir.

Tehlikeli madde güvenlik danışma-nı istihdam etmeme cezası

Tehlikeli Madde Taşıma Yönetmeliği, Madde 28 - 4 (ğ) Söz konusu firmaya 1.162 TL para cezası verilir. Yönetmeliğin 30. Maddesine göre, genel olarak tüm taraflar için geçerli olmak üzere, yükümlülük-lerini yerine getirmeyen kurumlara her bir maddenin fıkraları için ayrı ayrı olmak üzere 3 uyarma cezası uygulanır. Uyarma cezaları ceza tarihinden itibaren 90 gün içinde Bakanlığa yazılı başvurarak paraya çevrilebilir. 90 gün içinde paraya çevrilmeyen uyarma cezaları kal-dırılmaz.

Kaldırılmayan ve 50 ‘ ye ulaşan uyarmalara verilecek ceza

Tehlikeli Madde Taşıma Yönetmeli-ği, Madde 31 – 1; En geç yirmi gün içinde valilikçe otuz gün süreyle işletmenin faaliyetleri durdurulur.

Faaliyet durdurmanın kesinleşme-sinden sonra ödeme yapma cezası

Tehlikeli Madde Taşıma Yönetmeliği Madde 31 - 2; Her uyarma için iki katı ücret alınarak uyarmalar kal-dırılır ve faaliyet durdurma işlemi uygulanmaz.

Page 19: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

Aselsan’da

İş Güvenliği

Bir Kültürdür

Hülya Yıldırım, Aselsan A.Ş’de A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı ve Makine Mühendisi. Başarılarıyla ön plana çıkan Hülya Yıldırım, lisans mezuniyetinden sonra 2 yıl ABD’de kaldık-tan sonra Türkiye’ye döndüğünde, parçası olmaktan gurur duyduğunu belirttiği, ASELSAN’da çalışmaya başlamış ve 2004 yılından bu yana Aselsan’da, Çalışma ve Sosyal Gü-venlik Bakanlığı tarafından sertifikalandırılan ilk uzman-lardan biri olarak görev yapıyor.

ASELSAN’da Entegre Yönetim Sistemi’nin kurulmasında Yönetim Temsilcisi olarak görev alan Yıldırım, 14001 ve 18001 Yönetim Sistemlerinde İç Tetkikçi, 9001 Yönetim Sis-

teminde Baş Tetkikçi sıfatını da başarıyla taşımaktadır.

Ayrıca Hülya Yıldırım, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen sınavı kazanarak “Çevre Görevlisi” sertifikasına da sahiptir. Bu sayımızda kendisini ziyaret ederek, sorularımızı yönelttik.

Aselsan’da, İş Sağlığı Güvenliği ve Çevre konularına yaklaşım nasıldır?

Bu konu Aselsan’da çok uzun yıllardır uygulanmakta olup bir kurum kültürü haline dönüşmüş durumdadır. Tüm çalışanlarımız da bu kültürün bir parçasıdır.

Sürdürülebilirlik stratejimizle uyum-lu olarak çalışanlarımıza güvenli bir çalışma ortamı sağlamak için bu konudaki tüm proje ve uygulamaları hayata geçirmeye gayret ediyoruz.

İş Sağlığı Güvenliği, iş güvenliği profesyonellerinin tek başına yükle-nebileceği bir yük değildir. Bu çok ağır

bir yüktür. Bu taşın kaldırılmasına ne kadar çok el yardım ederse, o taş o kadar rahat kaldırılabilir. Bu nedenle üst yönetimimiz tarafından bizlere büyük destek sağlanıyor. Bu konuda çok şanslı olduğumuzu da vurgula-mak isterim.

2009 yılından beri OHSAS 18001 ve ISO 14001 Yönetim Sistemleri birbir-leri ile entegre şekilde uygulanarak savunma sanayi sektöründe iş sağlığı ve güvenliği açısından öncülüğümüz-le örnek bir kuruluş olmak için tüm gücümüzle çalışıyoruz.

Projelerimizde değişen ve gelişen İş Sağlığı Güvenliği ve Çevre konuları

öncelikleri mutlaka takip edilmekte-dir. İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulumuz tarafından Entegre Yönetim Sistemi kapsamındaki uygulamalar ve mev-zuat gereklilikleri periyodik olarak gözden geçirilmekte ve değerlendiril-mektedir.

İş Sağlığı Güvenliği ve Çevre konula-rında yaptığınız çalışmalar hakkında biraz bilgi verir misiniz?

ASELSAN’a bağlı tüm yerleşkelerde İş Sağlığı ve Çevre konularında çalışan-lar bulunmaktadır. Kurullar koordineli olarak çalışır. En çok önem verilen konuların başında çalışanların eğitimi gelmektedir.

3736

Röportaj: İrem Nurgül Durmuş Karataş

Page 20: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

39

Bu çerçevede, 2015 yılında perso-nele 26 konu başlığında (ergonomi, yüksekte çalışma, fiziksel ve kimyasal risk etmenleri, yasal mevzuat eğitimi vb.) toplam 22.211 saatlik İSG ve Çev-re eğitimi verildi. Ayrıca, ASELSAN’a gelen tüm stajyer öğrencilere, tedarikçi ve alt yüklenici firmalara da gerekli eğitimler aktarılmaktadır.

İSGK tarafından gerekli görülen alanlarda ortam ölçümleri (toz, gaz, gürültü, termal konfor, aydınlatma vb.) yapılarak, uygun olmayan çalışma ortamları standartlara uygun hale getirilmektedir. İçme suları her ay düzenli olarak analiz ettirilmektedir.

Üretim alanları, tamirat/tadilat/inşaat alanları, test yapılan alanlar (ASEL-SAN içi/dışı), vb. alanlarda ortam kontrolleri gerçekleştirilerek meyda-na gelmesi muhtemel iş kazalarının önüne geçilmeye çalışılmaktadır. Meydana gelen bütün iş kazalarının temel nedenleri İSGK tarafından irdelenmekte ve alınabilecek önlemler tespit edilmektedir. Kazalarla ilgili olarak Kaza Sıklık Oranı (KSO) ve

Kaza Ağırlık Oranı (KAO) hesaplama-ları yapılarak kazaların aylık takibi sağlanmaktadır. 2015 yılı KSO ve KAO oranları, 2014 yılına oranla yaklaşık olarak %10 azalmıştır. Ayrıca; her-hangi bir yaralanma veya mal hasarı gibi bir zarara neden olmayan olaylar (ramakkala) da, kayıt altına alınarak, ileride ortaya çıkabilecek iş kazaları-nın önüne geçilmeye çalışılmaktadır.

İSGK üyelerinin katılımı ile ASELSAN’da her alanda Risk Ana-lizi çalışmaları yapılmaktadır. Risk analizi çalışmaları sayesinde; ilgili birimlerle işbirliği yapılarak, yapılan işe ve tesisin özelliğine göre, önce-likli olarak tehlikeleri kaynağında yok etme prensibine uygun şekilde İSG tedbirlerinin alınması sağlanmaktadır. Ayrıca; emek gücünün yoğun olarak kullanıldığı bölümlerde ise ergonomik risk analizi çalışmaları gerçekleşti-rilmektedir. 2016 yılında yangın risk analizi çalışmalarının gerçekleştiril-mesi planlanmaktadır.

İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda personelin ilgisini çekmek ve bilinç-

lendirmek amacı ile her yıl “Slo-gan Yarışması” düzenlenmektedir. Yarışmada dereceye giren ilk 3 slogan sahibine çeşitli ödüller verilmekte, sloganlar ise tesiste uygun alanlara asılmaktadır.

Çalışanları bilgilendirmek amacı ile İş Sağlığı ve Güvenliği konularında El Broşürleri hazırlanarak personele dağıtılmaktadır.

Çalışanlar arasında iş sağlığı ve güvenliği kültürünün artırılmasını/tanıtılmasını amacıyla “İş Sağlığı ve Güvenliği Tiyatro Gösterisi” gerçek-leştirilmiştir.

Dünya Çevre Gününde, ağaç dikme etkinliği gerçekleştirilmektedir.

ASELSAN karbon yönetimi konusunda da çalışmalarda bulunmaktadır. Bu konudaki hedefleri üst yönetim tara-fından stratejik hedefler çerçevesinde belirlenmekte olup 2019 yılına kadar karbon salınımında azalma hedeflen-miştir. Hedeflerin gerçekleşmesi için Sera Gazı Yönetim Planı hazırlanarak

uygulamaya alınmaktadır.

2015 yılındaki Kurumsal Karbon Aya-kizi raporumuz, dünyanın en kapsamlı çevre girişimi olarak nitelendirilen Karbon Saydamlık Projesi (Carbon Disclosure Project - CDP) kapsamında İngiltere tarafından derecelendirmeye tabi tutulmuş ve ASELSAN Türki-ye’deki en yüksek skora sahip 6ncı firma olmuştur. ASELSAN bu projeye Türkiye’deki Savunma Sanayii sek-töründen dahil olan ilk ve tek şirket özelliğini de taşımaktadır.

2016 yılı İSG Hedefleri’nden kısaca bahsedebilir miyiz?

ASELSAN çalışanları için olduğu kadar, tedarikçileri için de büyük bir eğitim yuvasıdır aslında. Kendi kültü-rünü, bilgi birikimini, kendi standart-larını da tedarikçilerine aktarır.

İş sağlığı ve güvenliği konusunda sorumluluk tüm paydaşlar tarafından paylaşılmalıdır.

Bir kurumda/toplumda iş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşturulması, ancak tüm tarafların sürece etkin katılımı ve katkıda bulunması ile mümkündür ve bütüncül bir yaklaşım gerektirir.

Bizde bu noktadan hareketle, onaylı tedarikçilerimizin de İş sağlığı güven-liği ve çevre konularında yetkin olma-larında ısrarcı olmak amacıyla ISO 14001 ve/veya OHSAS 18001 Sertifikalı olması yönünde bir adımı kendimize hedef olarak belirledik. Geldiğimiz nokta itibariyle bu hedefi %20 oranın-da sağlamış durumdayız. Bu da bizim için olduğu kadar tedarikçilerimiz ve çalışanları için de güzel bir durum diye düşünüyoruz.

2016 Yılı sonuna doğru uygulamayı düşündüğümüz bir diğer husus da ASELSAN İSG Çalıştayı düzenlemek. Böyle bir çalıştay gerçekleştirerek çalışanlarımızın da bu konuda yaptığı

çalışmaları tüm ASELSAN çalışanla-rına ulaştırmayı hedefliyoruz. Ayrıca, iş güvenliği standartlarımızın işletil-mesi, güvensiz davranış kültürü, İSG ödül/ceza sistematiğinin geliştirilmesi gibi bir takım başlıklarda katılımcı görüşlerinin alınması anlamında değerli geri bildirimler alacağımızı düşünüyoruz.

Son olarak eklemek istedikleriniz varsa onları da alabilir miyiz?

İş güvenliği çalışmaları işletmelere ek maliyetler getirmez, aksine sağlıksız çalışma ortamı, önlemi alınmamış tehlike ve riskler, iş kazaları ve mes-

lek hastalıkları ek maliyet getirir. Bu nedenle, İş sağlığı ve güvenliği kavra-mını, uyulması gereken bir zorunluluk olarak algılamak yerine, iyileştirici ve geliştirici bir yaklaşım olarak benim-semeli, sağlık ve güvenliğimizi des-tekleyici bir araç olarak görmeliyiz.

Bir işyerinde İş Sağlığı ve Güvenli-ği çerçevesinde çalışanlara değer verilmesi, onların motivasyonları-na da olumlu katkı sağlayacaktır. Firmaların, iş güvenliği kültürünü, misyonlarının bir parçası olarak algı-ladıklarında, üretim ve kalite artışını, saygınlığını ve rekabet güçlerini de artıracaklarına inanıyorum.

38

Page 21: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

PROKSİMAL YAPI SİSTEMLERİNDEN ALABİLECEĞİNİZ HİZMETLER:* PVC KAPI PENCERE SİSTEMLERİ * ALÜMİNYUM CEPHE SİSTEMLERİ * KAPAKLI ALÜMİNYUM CEPHE SİSTEMLERİ * YARI KAPAKLI ALÜMİNYUM CEPHE SİSTEMLERİ * STRÜKTÜREL SİLİKONLU ALÜMİNYUM STİCK CEPHE SİSTEMİ * KASETLİ STRÜKTÜREL SİLİKONLU * ALÜMİNYUM STİCK CEPHE SİSTEMİ * CAM BALKON SİSTEMLERİ (CAMLAMA SİSTEMLERİ) * KATLANIR CAM BALKON SİSTEMLERİ * SÜRME CAM BALKON SİSTEMLERİ * ISICAMLI CAM BALKON SİSTEMLERİ * VİTRİN CAMLAMA SİSTEMLERİ * KIŞ BAHÇESİ SİSTEMLERİ * TENTE SİSTEMLERİ * MEMBRAN YAPILAR * PERGOLA SİSTEMLERİ * ALÜMİNYUM KAPI SİSTEMLERİ * SÜRME ALÜMİNYUM KAPI SİSTEMLERİ * KATLANIR ALÜMİNYUM KAPI SİSTEMLERİ

PROKSİMAL

www.proksimal.com / [email protected]

www.proksimalyapi.com / [email protected]

Size özel mekanlar tasarlar...

YAPI SİSTEMLERİ İNŞAAT TAAHHÜT TİC. LTD. ŞTİ.

* PVC Kapı ve Pencere Sistemleri* Alüminyum Doğrama Sistemleri * Cam Balkon Kapama Sistemleri * Dış Cephe Kaplama Sistemleri * Pergole Sistemleri * Kış Bahçesi

Fabrika: Saray Mahallesi 16. Sok No:8 Kazan / Ankara Tel: +90 312 815 26 22 (pbx) Fax: +90 312 815 26 23Şube: Alınteri Bulvarı No:170 Ostim / Ankara Tel: +90 312 385 32 15 (pbx) Fax: +90 312 385 32 17

Page 22: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

4342

YARGITAYKARARLARI

4242

ÖZETİ: İş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi

zararlarının giderilmesi davalarında, tazminat miktarı, işçinin rapor tarihindeki bakiye ömrü

esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Başka

bir anlatımla, işçinin günlük brüt geliri tespit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler

nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen

dönemdeki kazancının ise, 60 yaşa kadar yıllık olarak % 10 artırılıp, % 10 iskontoya tabi

tutulacağı, 60 yaşından sonrada bakiye ömrü kadar (pasif) dönemde elde edeceği kazançların

ortalama yönteme başvurulmadan, her yıl için ayrı ayrı hesaplanması gerekir.

İŞ KAZASI SONUCU SÜREKLİ İŞ GÖREMEZLİK

İŞ KAZASI SONUCU MALULİYETTEN DOĞAN MADDİ

VE MANEVİ TAZMİNAT

818 s. BK/414857 s. İşK/77

YARGITAY21. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2007/20152Karar Numarası: 2008/5565

Karar Tarihi: 10.04.2008

Davacı, iş kazası sonucu maluli-yetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine kararverilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekil-de, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.

Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz iste-ğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Zehra Ayan tara-fından düzenlenen raporla dosya-daki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

1-Dosyadaki yazılara, kararın da-yandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle hükmedilen manevi tazminat miktarına göre, tarafların manevi tazminat davasına yönelik temyiz itirazlarının reddine,

2-Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının gide-rilmesi istemine ilişkindir.

Mahkemece istemin kısmen kabulü-ne karar verilmiştir.

Bu tür davalarda, tazminat mikta-rı, işçinin rapor tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif vepasif dönemde elde edeceği kazanç-lar toplamından oluşmaktadır.

Başka bir anlatımla, işçinin günlükbrüt geliri tespit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama veartırma işlemi yapılmadan hesap-lanacağı, bilinmeyen dönemdeki

kazancının ise, 60 yaşa kadar yıllık olarak % 10 artırılıp, % 10 iskon-toya tabi tutulacağı, 60 yaşından sonrada bakiye ömrü kadar (pasif) dönemde elde edeceği kazançların ortalama yönteme başvurulmadan, her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerinden-dir. Kuşkusuz, açıklanan tazminatın hesaplanması yönteminde, işçinin yaşlılık aylığı almaya veya işçinin yaşı ve oluşan meslekte kazanma gücü kayıp oranına göre ileride çalışıp yaşlılık aylığına hak kazan-ması üstün olasılık içinde bulunma-sı durumunda da zarar hesabında pasif dönemin hesaba dahil edilme-si gerekir. İş kazası sonucu malul kalan işçinin aynı işinde çalışmaya devam etse dahi diğer işçilerden daha fazla çaba harcayacağı asıl-dır. 60 yaşından sonra elde edeceği yaşlılık aylığını da diğer işçilerden daha fazla çaba harcayarak elde edeceğinden yaşlılık aylığını aldığı dönemde de devam edecek olan maluliyeti nedeniyle zarara uğra-madığı düşünülemez.

Kaldı ki, sigortalıya bağlanan yaş-lılık aylığında meslek hastalığı ve iş kazası kolundan alınan primlerin hiçbir etkisi bulunmamakta tama-men uzun vadedeki sigorta kolla-rından ödenen primler sonucu aylık bağlanmaktadır.

Bu nedenlerle pasif döneminde zarar hesabına dahil edilmesi ve yeraltı maden işçilerinin zararla-rının tesbitinde 50 yaşın ikmaline kadar yeraltındaki koşullar nazara alınarak yapılan ücretlerle, 50 ile 60 yaşları arasında yer üstünde tüm yıl asgari ücretle çalışıp gelir elde

edeceği, 60 yaştan sonra bakiye ömrüne kadar (pasif dönemde), asgari ücret esas alınarak yapılma-sı gerekir. Mahkemenin davacının zarar hesabında pasif dönemin de hesaba dahil edileceğine ilişkin kabulü yerindedir.

Ancak, hükme esas alınan bilirkişi hesap raporunda, davacının 55 ya-şına kadar çalışıp gelir elde edebi-leceği belirtilerek 55 yaşına kadar aktif dönem zararı hesaplandığı gibi, pasif dönem zararının da Sos-yal Sigortalar Kurumu tarafından si-gortalılara bağlanacak yaşlılık aylığı esas alınmak suretiyle hesaplandığı görülmektedir.

Hal böyle olunca, hesap raporunun hükme dayanak alınacak nitelikte olduğundan söz edilemez. Yapılacak iş, hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan veriler nazara alınarak yukarda açıklanan esaslara göre bilirkişiye zarar hesabı yaptırılarak sonucuna göre karar vermektir.

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekil-de hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalının bu yönleri amaç-layan temyiz itirazları kabul edilme-li ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Hükmün yukarıda açıkla-nan nedenlerle BOZULMASINA, boz-ma nedenine göre tarafların maddi tazminat davasına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz har-cının istek halinde davalıya iadesi-ne, 10.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Page 23: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

4544

Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, Bakanlık bünyesinde çevreyle ve yeşille dost bir şekilde tasarlanan Yeni Nesil Veri Merkezi’ni hizmete açtı.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, Çevreyle Dost Veri Merkezini Hizmete Açtı

Açılış töreninde bir konuşma yapan Bakan Sarı, Yeni Nesil Veri Merkezi’nin çevre ve enerji tüketimi açısından

da çok önemli bir proje olduğunu söyledi. Bakan Sarı, “Burada enerji tüketimini en aza indirdiğimiz bir çalışma gerçekleştirdik. Bu çalışma-

mızın diğer bakanlıklar ve kurumlar için örnek teşkil etmesini temenni ediyoruz” dedi.

“Yeşil” Veri Merkezi

Bakan Sarı, faaliyete geçirilen Yeni Nesil Veri Merkezi’nin çevreyle dost

“yeşil” bir veri merkezi olduğunu ifade etti.

Merkez’de dörtte üç oranında enerji tasarrufu sağlandığına dikkati çeken Bakan Sarı, şunları söyledi:

“Türkiye’de en yeni teknolojilerle

donatılmış bir veri merkezi burası ve kapasite arttırımı noktasında rezerv alanları var. Zemin deprem yönetme-liğine uygun olarak, esnek bir sistem-de yapılmış ve olası bir depremden zarar görmemesi sağlanmış. Tesisat-larımız alttan geçiyor. Bakanlığımızın yeni binasında en son teknolojiyi kullanarak, ihtiyaca cevap verecek bir veri merkezini oluşturduk. İnşallah bütün illerimize hizmet edecek bu veri merkeziyle bakanlığımız daha da büyüyecek ve ilerleyecek.”

“Hedefimiz tüm ku-ruluşlara örnek teşkil edecek siber güvenlik alt yapısını oluş-turmak”

Veri merkezi ile birlik-te “Siber Güvenlik Operasyon Merkezi” projesinin de başlatıldığı-nı aktaran Bakan Sarı, “Hedefimiz, kamu kurum ve kuruluşlarımıza örnek teşkil edecek bir siber güvenlik alt yapısı oluşturarak, hem farkında-lığı artırmak hem de siber güvenlik alanında milli teknolojileri geliştirerek hizmet sunmaktır” dedi.

Bu amaçla, savunma sanayi ağırlıklı faaliyet gösteren yerli yazılım şirketi HAVELSAN ile iş birliği yapacaklarını anlatan Bakan Sarı, böylece siber gü-venlik anlamında teknoloji ve iş gücü başta olmak üzere, bilgi transferi ça-lışmalarına olanak sağlayacak, iyi niyet protokolüne imza atıldığını bildirdi.

Bakan Fatma Güldemet Sarı, şunları kaydetti:

“Bakanlar Kurulu Kararı ile 11 Haziran 2012’de alınan ulusal siber güvenlik çalışmalarının yürütülmesi, yönetilmesi ve koordinasyonu hak-kındaki karar, ülkemizin milli siber güvenlik politikaları açısından bir dönüm noktası olmuştur. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Bakanlar Ku-rulumuzun aldığı kararların ışığında

siber ve bilgi güvenliği konusunda bakanlığımızın ihtiyacı olan teknoloji merkezini kendi bünyesinde oluştur-muştur. Proje ile sadece bugün değil, gelecekte de etkin siber savunma sağlayarak, bakanlığımıza ait sürekli kendini geliştirecek bir organizasyon olması hedeflenmektedir.”

Teknolojinin çok geniş bir alan oldu-ğuna ve her geçen gün yeni siber sal-dırıların ortaya çıktığına işaret eden Bakan Sarı, “Dün çözdüğünüz bir siber saldırı yarın bambaşka boyuta geliyor. Biz merkezimizde bu tür siber saldırılara karşı alınabilecek bütün tedbirleri alıyoruz. Ortaya çıkacak yeni

sanal saldırıya karşı ileriki dönemler-de tedbir almaya devam edeceğiz. Bu konuda ekibimize güveniyoruz” diye konuştu.

Yüzde 75 Enerji Tasarrufu Sağlanıyor

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bün-yesinde son teknolojiyle donatılarak kurulan Yeni Nesil Veri Merkezi’nde toplam 8 hücrede ve 48 kabinde

Bakanlığa ait tüm veriler sak-lanacak. Merkez, sıcak ve so-ğuk hava koridorları ve hücre kabinleri sayesinde yüzde 75 enerji tasarrufu sağladığı için “çevreci” ve “yeşil” veri merkezi olarak tasarlandı.

Her türlü güvenlik önlemi-nin üst düzeyde sağlandığı merkezde, sistem kesintile-rine karşı anında yedekleme, dışarıdan gelebilecek saldı-rılara karşı da uyarı sistemi devreye giriyor.

HAVELSAN’la İşbirliği

Yeni Nesil Veri Merkezi’nde sakla-nan bilgilerin dışarıdan gelebilecek her türlü siber saldırıdan korunması amacıyla da “Siber Güvenlik Operas-yon Merkezi” projesi başlatıldı. Bu çerçevede Çevre ve Şehircilik Ba-kanlığı ile HAVELSAN arasında siber güvenlik alanında işbirliğini içeren protokol imzalandı.

Türkiye’deki kamu kurumları ara-sında ilk bağımsız operasyon mer-kezi olma özelliğini taşıyan Merkez, HAVELSAN ile imzalanan işbirliği protokolü kapsamında çalışmalarını yürütecek.

Page 24: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

ww

w.e

kote

knik

isg.

com

/ w

ww

.eko

tekn

ikce

vre.

com

TÜRKAK Akreditasyonu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı veİSGÜM yetki belgemizle

İSG Mevzuatı kapsamında; toz, gürültü, termal konfor, aydınlatma, titreşim, iç ortam gaz Çevre Mevzuatı kapsamında; emisyon, imisyon ve gürültü

ölçümleri konusunda hizmetinizdeyiz.

Ekoteknik İSG Çevre Laboratuvarı

Page 25: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

48 49

Dinamik ve Genç

Kadro

Dinamik ve Genç Kadromuzla, Yenilenen Yerimizde, Kapsam Genişletme Çalışmalarımıza Hızla Devam Ediyoruz.

2008 yılından bu yana sektörün en köklü kurumlarından olan Ekoteknik Çevre ve İş Sağlığı Hizmetleri, bünyesinde ölçüm ve analizlerini sürdüren Ekoteknik Çevre ve İsg Ölçüm Laboratu-varımız; 2009 yılında Türk Akreditasyon Kurumu’ndan aldığı Akreditasyon belgesine her geçen yıl yeni parametreleri ekleyerek özellikle İSG ölçümleri anlamında sektörün aranan ismi haline gelmiştir. 2011 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan aldığımız çevre ölçüm ve analizleri yeterlilik belgesiyle hava kalitesi ve gürültü ölçümü hizmetleri ile de sektörün ihtiyacına cevap vermekteyiz.

Geçtiğimiz yıl, alt yapı ve ekipman anlamına da yenilenerek daha geniş bir alana taşınan labora-tuvarımız, yaklaşık 3 senedir iş hijyeni ölçümlerini akreditasyon kapsamında yapıyor. Bu nedenle İSGÜM denetiminde başarı göstererek İSGÜM yetki belgesini hızlı bir şekilde alma-nın onurunu yaşıyoruz.

Laboratuvar yöneticimiz Adem Gökhan Kocaay: “İş güvenliği konusunda sektörün çoğu ihtiyacına cevap verebilecek durumdayız, bulunduğumuz şirket grubu içinde 10 adet ortak sağlık güvenlik biriminin tek ölçüm laboratuvarı olarak pazar oranımız çok yüksek. Bunlar dışında da geçtiğimiz yıl, ilk 500 sanayi kuruluşundan 23’üne hizmet verdik. Bu yıl bu sayıyı en az iki katına çıkartmak istiyoruz. İş güvenliği ölçümlerinde iddialıyız, bu süreçte çevresel ölçümleri de ihmal etmedi-ğimiz için hem cihaz hem personel anlamında bu yıl yeni bir yapılanma sürecine girdik. 2016 yılı Nisan ayında belge yenileme denetimi ile birlikte inşallah hizmet kapsamımızı da arttırmış olacağız” şeklinde açıklamada bulunuyor.

Şu anda Ekoteknik Çevre ve İsg Ölçüm Laboratuvarımız bünyesinde 4 Çevre Mühendisi, 1 Elekt-rik mühendisi, 2 Makine teknikeri ve 2 Elektrik teknikeri görev yapmaktadır.

Ekoteknik Çevre ve İsg Ölçüm Laboratuvarı Ekibi

İSG DE İDDİALIYIZ ÇEVRE İÇİN YENİDEN YAPILANIYORUZ.

Page 26: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

MAKALE

50

Tuğba Kanatİş Güvenliği Uzmanı / Çevre Mühendisi Ekoteknik Çevre Laboratuvarı Kalite Yönetim Sorumlusu

51

İş Hijyeni Ölçümlerinde Dikkat Edilmesi

Gereken Noktalar ve Sık Sorulan

Sorular

Sektörde çoğu zaman “Ortam Ölçümleri” olarak nitelendirdiğimiz; toz, gürültü, titreşim vb ölçümleri, 20.08.2013 tarihinde yayınlanan İş Hijyeni Ölçüm, Test Ve Analizi Yapan Laboratu-varlar Hakkında Yönetmelik ile birlikte ölçümlere bakış açımızı değiştiren ve bizi daha doğruya yönlendiren bir konuma geldi.

Başvurucu sürecinin başlaması ile birlikte yetkilendirme kuruluşu İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü (İSGÜM) “Kabul Edilen Metotlar Listesi” yayınlayarak hangi ölçümün hangi metoda göre yapılması gerektiğinin altını çizerek sektördeki karışıklığın önüne geçti. Başvuru yapan la-boratuvarları da bu doğrultuda hassasiyetle inceleyerek, şu ana kadar 74 laboratuvarı iş hijyeni konusunda yetkilendirdi.

Biz de bu sayımızda sektörde aktif olarak görev alan İSG Profesyonelleri (İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri Hekimi) ve işverenlerden gelen soruları derleyerek sizin için bir araya getirdik.

1. İş Hijyeni ölçüm-leri tüm iş yerlerin-de zorunlu mudur?

Hayır değildir, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminizin belirlediği fiziksel ve kimyasal risk etmenlerinden han-gileri işletmenizde mevcutsa o para-metrelerden ölçüm talep edebilirsiniz.

2. Laboratuvar seçi-mi yaparken nelere dikkat edilmelidir?

İSGÜM’den yeterlilik ve ön yeterlilik alan firma olmasına özenle dikkat edilmelidir. Yeterlilik alan firmalar 17025 Standartı’na göre TÜRKAK akreditasyonu olan firmalar olmak-tadır. Ölçüm için bu firmalar tercih edilebilir.

İstediğiniz parametre ve metodlardan yetki alıp almadığını yetki belgesinin ekinden sorgulayabilirsiniz.

İSGÜM yetkisini http://www.isgum.gov.tr sitesinin laboratuvar yetkilen-dirme kısmında; TÜRKAK yetkisini www.turkak.org.tr sitesinin akredite kuruluş arama kısmında sorgulayabi-lirsiniz.

3. İş hijyeni ölçümlerinin tekrar peri-yodu ne olmalıdır?

Bununla ilgili mevzuatta belirtilen bir periyod yok, İSGÜM yetkilileri risk değerlendirmesi revizyonu ile birlik-te yapılmalıdır diye beyan ediyorlar. Bunun dışında çalışma yöntemi, cihaz, kimyasal v.b değişiklik yapmadığınız sürece ve kapasite artışı yapmadığınız sürece geçerlidir. Normal periyot dışında İG Uzmanı ve İşyeri Hekiminin ek tespit ve talepleri olursa karşılanmalıdır.

4. Doğru ölçüm metotlarına nasıl ulaşabilirim?

İSGÜM’ün internet sitesinde yandaki şekilde ulaşabilirsiniz.

Page 27: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

5. Ölçümler sırasında tesisin çalış-ması zorunlu mu?

Gerçek maruziyet değerlendirmesi-nin yapılabilmesi için ölçümler sıra-sında tesisin tam kapasiteli çalışıyor olması gereklidir.

6. Ortam ölçümü mü yaptırmalıyım yoksa maruziyet ölçümü mü?

Özellikle toz, kimyasal ve gürültü ölçümlerinde maruziyet ölçümlerinin yaptırılması esastır.

Ulusal mevzuatımızda belirlenen sınır değerler, maruziyet için verilen sınır değerlerdir. Bu nedenle ölçüm yaptırsanız bile laboratuvar size herhangi bir değerlendirme yapama-yarak sadece sonuç verecektir.

Bu yüzden yüksek risk etmeni olan yerlerde görev dağılımını esas alarak maruziyet ölçümleri yaptırmanız önerilir.

7. Maruziyet ölçümlerinde çalışma süresi boyunca ölçüm alınmalı mı?

Ölçüm metoduna göre ölçüm sürele-ri değişmektedir.

- Gürültü için 8 saatlik ortalama değerin tespit edilmesi esastır.

- Kimyasallar için yeterli numune alma süreleri veya çekilmesi gere-ken toplam hacim ölçüm metotla-rında belirtilmiştir. Özellikle TS EN 689 “İşyeri Havası-Solunumla Maruz Kalınan Kimyasal Maddelerin Sınır Değerler ile Karşılaştırılması ve Ölçme Stratejisinin Değerlendiril-mesi İçin Kılavuz” da toz ve kimyasal maruziyeti için gerekli bilgilendirme yapılmıştır.

- Termal Konfor için yetki alınan standart TS EN 27243, ISO 7730 Wbgt (yaş - Hazne küre sıcaklığı) indeksine göre ısının çalışan üzerindeki baskısı-nın tahminİ standardına göre yapıldığı sürece geçerli olacaktır.

8. Termal Konfor ölçümünde verilen PMV/PPD – WBGT değerli neyi ifade etmektedir?

Uzun zaman, sıcaklık, nem, hava akım hızı ölçerek değerlendirdiğimiz termal konfor parametresi, işyeri bina eklentileri yönetmeliği ilgili maddesi * ile TS EN 27243 standar-dına göre ölçüm yapılmaya başlan-mıştır.

* Ortam Sıcaklığı

19 - İşyerlerinde termal konfor şart-larının çalışanları rahatsız etmeye-cek, çalışanların fiziksel ve psikolojik durumlarını olumsuz etkilemeyecek şekilde olması esastır. Çalışılan ortamın sıcaklığının çalışma şekline ve çalışanların harcadıkları güce uygun olması sağlanır. Dinlenme, bekleme, soyunma yerleri, duş ve tuvaletler, yemekhaneler, kantinler ve ilk yardım odaları kullanım amaç-larına göre yeterli sıcaklıkta bulun-durulur. Isıtma ve soğutma amacıyla kullanılan araçlar, çalışanı rahatsız etmeyecek ve kaza riski oluşturma-yacak şekilde yerleştirilir, bakım ve kontrolleri yapılır.

İşyerlerinde termal konfor şartla-rının ölçülmesi ve değerlendirilme-sinde TS EN 27243 standardından yararlanılabilir.

TS EN 27243- Ölçümün nasıl yapı-lacağı ile ilgili bilgiler vermekle bir-likte, sıcak ortam değerlendirmesini içermektedir.

Buna bağlı olarak ortam tespiti değerlendirilmesi ISO 7730 standar-dına göre yapılmaktadır.

Uluslararası ISO 7730 standardı; iç hava/radyan sıcaklık, hava hızı be bağıl nem gibi parametreleri PMV/PPD ölçümleri içinde toplamaktadır.

PMV parametresi, ölçüm yapılan alanı/odayı kullanan kişinin, öz-nel değerlendirmesi olabilecek bir parametredir.

PPD parametresi, bir ortamda bulu-nan kişilerin yüzde kaçının o ortamın iklimlendirme koşullarından mem-nun olmayacağı hakkında bilgi verir.

9. Doğru bir kimyasal ölçümü yaptırmak için nelere dikkat etme-liyim?

Laboratuvarın ön tespit yapması esas olmakla birlikte, kendiniz belir-lemek için,

• Kimyasal etmenleri belirlemede size en önemli kaynak kimyasalın MSDS’i / malzeme güvenlik bilgi formudur.

• Öncelikle bu form aracılığı ile kim-yasalın zararlarına ve hangi fiziksel hallerine dönüştüğüne bakabilirsiniz.

• Zararlı bir etkiden bahsediliyorsa; Genel hijyen ve güvenlik kurallarına uyulduktan sonra kimyasal buhar-larının maruziyetini tespit etmek gerekir, bunun için MSDS de bulunan kimyasal maddenin içeriğindeki kim-yasallara bakılarak laboratuvardan bu kimyasallar için ölçüm istenebilir.

• Her kimyasalın ölçüm yöntemi farklı ve kiminin ölçüm yöntemide yok bu nedenle talebiniz sırasında net bilgileri laboratuvar yetkilisinden isteyiniz.

• Ayrıca uçucu organik karbon dedi-ğimiz VOC lerin tespitinde laboratu-varın GC cihazında tanımladığı kim-yasal listesini istemeniz size hangi kimyasallara bakılacağı konusunda referans olabilir.

Örneğin yan sayfada gördüğünüz boya MSDS’inde solunumunun zararlarından bahsetmektedir. İçeriğinde bahsedilen kimyasalların tamamı VOC olup 16200-1 Metoduna uygun olarak GC analizi ile konsant-rasyonları tespit edilebilir. Laboratu-var firmasının bakabildiği kimyasal listesinde bu 3 kimyasalıda göre-biliyorsanız ve bu parametre yetki belgesi kapsamında varsa, gönül

Bizim son zamanlarda sektörde karşılaştığımız sorular bu şekildedir. Sizin bunlar dışında sormak istediğiniz herhangi bir soru varsa [email protected]

adresinden bize ulaşabilirsiniz. Güvenli çalışmalar, temiz çalışma ortamı dileğimizle.

5352

rahatlığı ile bu firmaya ölçümlerinizi yaptırabilirsiniz.

10. Ölçüm noktalarını ve sayılarını kim belirlemelidir?

Ölçüm noktalarını ölçüm yapacak laboratuvar ile birlikte mutlaka işletmeyi çok iyi tanıyan İG Uzmanı ve İşyeri Hekimi belirlemedir.

Hem teklif aşamasında hem ölçüm

sırasında yetkili laboratuvara eşlik ederek ölçüm noktaları beraber be-lirlenmelidir. Bu tek başına Labora-tuvara kesinlikle bırakılmamalıdır.

11. Laboratuvarın ölçüm sonuç-larını değerlendirme ve alınması gereken önlemlerle ilgili yorum yapma zorunluluğu var mı?

17025 Standardına göre akredite olmuş laboratuvar sadece ölçüm ve

analiz yapıp sonuç vermekle yü-kümlüdür.

Müşteri talepleri ve memnuniyeti için; belirlenen bir referans değer varsa bununla karşılaştırıp sonuç verebilir.

Herhangi bir referans yoksa firma uzmanı tarafından gerekli karşılaş-tırma ve çözüm önerileri belirlen-melidir.

Page 28: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

54

Çevrede Yeni Bir Ses: EKOANALİZ

Çevre sektöründe yeni bir mecra. Çevre sektöründe yer alan tüm alt başlık-ları gündeme getirmek, olumlu – olumsuz yönlerini ele almak ve sektör içe-risindeki kurum kuruluşların sesi olabilmek adına yeni bir mecra olan EKOANALİZ Dergisi doğdu.

“ A’dan Z’ye Ekolojik Analiz” sloganı ile sektöre adım atan EKOANALİZ Dergisi, çevre sektörü için geliştirilen ulusal ve uluslararası tüm gelişmele-rin, teknolojilerin yasal gelişmelerin ve sektörel sorunların çözümlerine dair analizler gündemine taşıyacak.

Sektöre yeni adım atmasına rağmen sektör içerisinde yer alan kurum ve kuruluşlardan olumlu ve destekleyi-

ci tepkiler alan EKOANALİZ Dergisi ile çevre laboratuvarları ve bağlantı-lı sektörlerden de haberdar olabi-leceksiniz. Kurum ve kuruluşlardan yetkililer ve alanla ilgili uzmanların-da konular hakkında ki görüşlerini takip edebileceksiniz.

Sektörel birliktelik ve çözüm ortak-lığı hedefi ile hazırlanan Partnerim sayfası ile firmalar sektörde hiz-

met verebilecekleri firmalara ürün ya da hizmetlerinizi tanıtabilme imkanı bulabilecekken Tık Tedarik sayfasında istediğiniz veya aradığı-nız ürünlere en hızlı ve en kaliteli yoldan ulaşabileceksiniz.

İçeriğinde yer alan tarih, teknoloji, aktüel, kültür – sanat köşeleri ile de çevreyi magazinsel açıdan değer-lendirebileceksiniz.

Page 29: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

56

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Ankara’da düzenlenen “Sağlığa Yenilikçi Bir Bakış Açısı: Mobil Sağlık” raporunun tanıtım toplantısına katıldı.

Program kapsamında yaptığı konuşmada Sağlık Bakanlığı olarak mobil sağlığa önem verdik-lerini dile getiren Müezzinoğlu, “Sağlık dinamiklerimizi şekillendirirken ana kolonlarımızın başında mobil sağlık geliyor. Artık bilişim teknolojisi, iletişim teknolojisi, mobil teknoloji Sağlık Bakanlığı’nın ve sağlık yönetiminin ana kolonların başında geliyor. Doğru bir kolon kendisini geliştirebilen, hızını her geçen gün güncelleyebilen bir mobil iletişim sistemini, Sağlık Bakanlığı olarak, bunu üniversitelerimizle, bunu Sivil toplum kuruluşlarıyla; vizyonu geniş yarınlarına ken-disini bir taraftan sürdürülebilir yaparken diğer taraftan da geliştirilebilirliğini de merkeze alan bir anlayışla şekillendiriyoruz” şeklinde konuştu.

Sağlığa Yenilikçi Bir Bakış Açısı

70 Bin Yatak Kapasiteli Hastaneler 2017 Sonu İtibari ile

Hizmete Girmiş Olacak

Yapımı devam eden hastaneler hak-kında da bilgiler veren Müezzinoğlu, şunları kaydetti: “Şu anda Türkiye Sağlık Bakanlığı olarak yalnız kamu olarak bizim yaptığımız hastane sa-yımız 230’un üzerinde ve 40 bin yatak kapasitesinin üzerinde inşaatlarımız devam ediyor. 40 bin yatak kapasiteli hastaneler 2016-2017 sonu itibariyle hizmete girmiş olacak. Kamu-özel

imkanlarıyla yaptığımız 30 bin yatak kapasiteli şehir hastaneleri de 2016-2017 sonu itibari ile büyük oranda hizmete girecek. 2016 diyorum çünkü Haziran’da Mersin Şehir Hastanesi, Yozgat Şehir Hastanesi, Isparta Şehir Hastanesi; Ankara 3 bin 760 yatak ka-pasiteli bu bölgenin yani Avrupa’da da-hil en büyük şehir hastanesi seneye bu vakitte hizmete girmiş olacak. 30 bin yatak kapasite ve 40 bin yatak kapasite topladığınızda 70 bin yatak kapasiteli hastaneler bu ülkenin hizmetine 2017 sonu itibari ile girmiş olacak.”

E-nabız Sistemini Kullananların Sayısı 3 Milyonu Aştı

E-nabız sistemini kullananların sayısının 3 milyon 350 bini bulduğu-nu belirten Bakan Müezzinoğlu, “3 milyon 350 bin vatandaşımız artık e-nabızda kendi bütün sağlık bilgileri-ni taşıyabiliyor. Hangi hastanede hangi tetkik yapılmış, hangi ilaçlara alerjisi var ve hekimine pas edebileceği bütün bilgileri cebinde taşıyabiliyor” değer-lendirmesinde bulundu.

57

Sağlık Bakanlığımız tarafından Kasım 2011 yılından bu yana “Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı” yürütülmektedir. Söz konusu program kapsamında fazla tuz tüketiminin sağlık üzerine olumsuz etkilerine yönelik kamuda farkındalık oluşturulması ve bilgilendirme yapılması, aşırı tuz tüketiminin azaltılması amacıyla dünyada olduğu gibi ülkemizde de “Tuza Dikkat Haftası” etkinlikleri yapılmaktadır.

Her yıl belirlenen farklı bir tarihte gerçekleştirilen “Dünya Tuza Dikkat Haftası” bu yıl 21-27 Mart 2016 tarih-leri arasında gerçekleştirildi.

Bu yıl tema olarak; daha önceki yıllara göre toplumda aşırı tuzun sağlığa etkileri konusunda farkındalığın biraz daha arttığı, farklı sektörlerde işbirlik-lerinin gerçekleştiği, yine de tükettiği-miz tuzun fazla olduğu vurgulanmış, özellikle farkında olmadan gıdalarla aldığımız gizli tuza dikkat etmemiz ge-rektiği belirtilmiş ve daha az tuzlu olan gıdaları tercih etmemiz önerilmiştir.

Dünya Sağlık Örgütü; yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları başta olmak üzere şişmanlık, şeker

hastalığı ve bazı kanser türlerinden korunmak ve kemik sağlığını korumak amacıyla tüketilmesi gereken tuz miktarını günde 5 gram(bir tepeleme çay kaşığı veya 1 silme tatlı kaşığı) olarak önermektedir. Bu miktar ise yemeklere tuz eklenmeden doğal olarak günlük tüketilen yiyecek ve içeceklerle sağlanmaktadır. Sofra tuzunu yaklaşık yüzde 40’ı sodyum-dur. Toplam 5 g tuz yaklaşık 2000 mg sodyum içermektedir.

2012’de Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneğince 4 ilde (İs-tanbul, Ankara, İzmir ve Konya) 657 kişide gerçekleştirilen “Türkiye’de Tuz Tüketimi Çalışmasında(SALTurk 2)” kişi başı günlük tuz tüketiminin

biraz azalmakla beraber halen sağlığı olumsuz etkileyebilecek düzeyde olduğu saptanmıştır (15g/gün). Söz konusu çalışmada günlük tuz tüketi-minin yüzde 55.5’nin yemek tuzundan, yüzde 31.9’unun ekmek tuzundan, yüzde 12.6’sının sofra tuzundan gel-diği belirlenmiş, yemek tuzunun ise; yüzde 42.62’sinin eklenen tuz, yüzde 10.75’i işlenmiş tuz, yüzde 2.15’i doğal olarak gelen tuz olduğu saptanmıştır.

Sonuç olarak dünyada birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de tuz tüketimi hala fazladır. Bölgelere göre farklılık görülmekle birlikte günlük tüketim genel olarak önerilen 2.5-3.5 katı ka-dardır. Günlük tuz tüketimi 5 gramdan az olmalıdır.

Page 30: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

Firmanız için yapılması istenen İŞ SAĞLIĞI MUAYENELERİ TIBBİ TARAMA TEST VE TETKİKLERİ firmanızı maddi - manevi bir çok riskten korur. İlk işe alımlarda yaka-

lanan bir hastalık ile ya da mevcut çalışan personelde erken yakalanan bir belirti ile hem çalışan kişinin hayatı kurtulurken,

hem de firmanız ilerde ödeyeceği çok ciddi tazminatlardan korunur.

Lütfen bu test ve tetkikleri sadece yasal prosedür olarak yaptırmayın, güvenilir kuruluş EKOTEKNİK ile gerçek testler ve gerçek sonuçlarla insan hayatını ve şirketinizi koruyun.

EKOTEKNİK İSG Tıbbi Tanı Laboratuvarında ve Mobil Sağlık Araçlarında iş sağlığı güvenliği kapsa-mında ihtiyaç duyulan test ve tetkikler yapılmakta, çalışanlar doktor muayenesinden geçirilmektedir.

Bu Kapsamda Yapılan Testler, Tetkikler ve Raporlar:

- İşe giriş ve periyodik Sağlık Raporu- Akciğer Grafisi- Solunum Fonksiyon Testi- Odyometri- Portör Taraması

- HBs Ag (Sarılık Taraması) - Anti HBs- Tam Kan (18 Parametre)- Tam İdrar Tahlili- İdrarda Kurşun - İdrarda Fenol- İdrarda Hippürük Asit- Kanda Kurşun- Kan Grubu

- Karaciğer Fonksiyon Testleri- HCV- HIV Testi- EKG- Koruyucu Aşılar- Göz Muayenesi (Bilgisayarlı) vb. - Maruz Kalınan Riske Özel Diğer Tetkik ve İşlemler

www.ekoteknikisg.com / [email protected]

Sağlık Bakanlığıyetki belgemizle

İhtiyaç duyduğunuz tüm testler, tetkikler ve raporlar

Yılların güvencesiyle EKOTEKNİK İSG TIBBİ TANI LABORATUVARINDA

Çalışanlarınız ve firmaniz Ekoteknik İSG ile güvenli ellerde

Ekoteknik İSG Tıbbi Tanı Laboratuvarı

Page 31: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

60

MAKALE Uz. Dr. Mehmet ERGİNEkoteknik İSGKlinik Mikrobiyoloji Uzmanı

Gıdalarda Aflatoksin Varlığının DeğerlendirilmesiGıda maddelerinde uygun koşullarda üreyebilen ve normal günlük yaşantıda sık karşılaşılan küf cinsi mantarlar; son zamanlarda üzerinde önemle duru-lan araştırma konusu olmuştur. Küf cinsi olarak bilinen bu küf mantarları, bir yandan gıda maddelerinde bozulmaya yol açarken diğer yandan da insan sağlığına zararlı toksinlerin oluşumuna neden olmaktadır.

Mikotoksin olarak adlan-dırılan bu toksinlerin en önemlisi AFLATOKSİNdir. Aspergillus, Penicillium,

Fusarium, Alternaria vs. gibi bazı mantarların, belirli ısı ve nem koşul-larında oluşturdukları; çoğunluğu son derece toksik kanserojen, teratojen ve mutagen olan fungal metabolitlerdir (aflatoksin, okratoksin, trikotesan, patulin ve aralenonlar başlıca miko-toksinledir). Bunlardan aflatoksinler, Aspergillus flavus, Aspergillus para-siticus mantarları başta tahıl ürünleri olmak üzere pek çok gıda maddesinde tespit edilen bir mikotoksin grubudur. Bilinen 400 çeşit mikotoksin arasında aflatoksinler, insan sağlığını tehdit eden en tehlikeli olanlarıdır.

Bir gıda maddesinde aflatoksin oluşması için ilk koşul, bu toksini yapan küf cinsi mantar sporlarının gıda maddesine bulaşması; ikinci önemli koşul ise gıdanın kendisinin bulunduğu ortamın bu küf sporlarının

çimlenerek çoğalmasını sağlayacak koşulların oluşmasıdır. Burada belir-tildiği gibi, aflatoksin yapan küflerin gelişmesi için ortalama 25-35 derece sıcaklığa ve ortalama %70 oranda nispi neme ihtiyaç vardır. Küf cinsi mantarların, nemli ve sıcak ortamlar-da geliştiği herkes tarafından bilinen bir gerçektir.

Aflatoksinler, tahıllar, yağlı tohumlar (pamuk tohumu), baharatlar (kırmı-zıbiber, karabiber, hindistan cevizi), sert kabuklu yağlı kuru meyveler (fındık, yer fıstığı, Antep fıstığı), bazı kuru meyveler (kuru üzüm, kuru incir), hay-

vansal ürünlerde (süt, peynir, sakatat vs) ve daha pek çok gıda ve hayvan yemlerinde yay-gın olarak

Gıda maddelerinde uygun koşullarda üreyebilen ve normal günlük yaşantıda sık karşılaşılan küf cinsi mantarlar; bir yandan gıda maddelerinde bozulmaya yol açarken diğer yandan da insan sağlığına zararlı toksinlerin oluşumuna neden olmaktadır.

bulunabilen mikotoksinledir. Gıdalar ve hayvan yemleri, depolama ürün-lerinin hazırlanma işlemlerinde satış safhalarında mantarlarla (küflerle) kontamine olabilmektedir. Bu kon-taminasyonun (mantar bulaşması) miktarı bazı çevresel faktörlere bağlı-dır. Bunlar, coğrafi yerleşime, bilimsel tarımsal çalışmalara, hasat depolama ve işleme süreleri esnasında küflerin maruziyetine ve ürünlerin hassasiye-tine göre değişen faktörlerdir. Aflatok-sin kontaminasyon düzeyleri iklimsel ve gıda çeşitliliğine göre de farklık gösterebilmektedir. Bu toksinlerin oluşumu, olumsuz koşullar devam ettiği müddetçe kontaminasyon art-makta ve buna paralel olarak toksin miktarında da artış olmaktadır.

Mantar (küf) ile kontamine (bulaşlı) olan gıdaların, aflatoksinlerden ta-

mamen arındırılması mümkün görül-mediğinden, aflatoksin detoksifikas-yonu (toksinlerin vücuttan atılması) yeterli olmadığı için kontaminasyo-nun kontrol altında tutulması; ko-runmada önemli bir basamak olarak bilinmelidir. Aflatoksin oluşumunun bütün gıda maddelerinin üretimin-den tüketimine kadar çeşitli yollarla bulaşan küflerin çoğalmasının, ileri teknoloji ve sağlıklı uygulamalarla engellenmesi gerekli bir durumdur.

Aflatoksinler insanlara, kontamine gıdalar ve yemlerle beslenen hayvan-lardan elde edilen ürünlerin tüke-tilmesiyle ulaşarak akut ve kronik toksisiteye (zehirlenmeye) neden olabilmektedir. Bu toksisite derece-sini maruziyet düzeyi, yaş, cinsiyet, beslenme ve bazı sağlık faktörleri etkilemektedir.

Aflatoksinler, sağlık açısından en toksik mikotoksinledir. Yapılan tıbbi çalışmalarda aflatoksinlerin, toksik, kanserojenik, teratojenik, hepatotok-sik (karaciğere etkisi) ve mutagenik etkileri ile insan hayatı için tehlikeli (kanser oluşumu) durumlar yarata-bileceği belirtilmektedir. Bu nedenle, mantar kontaminasyonu ve bunun sonucunda aflatoksin oluşumu gıda güvenliği açısından önemini koru-maktadır. Yüksek miktarda aflatoksin içeren gıdaların uzun süre bilinmeden tüketimi halk sağlığı açısından prob-lem yaratabileceği gibi aynı zamanda ihracatı da olumsuz yönde etkileyerek ülke ekonomisinde kayıpların oluşma-sına da neden olabilecektir.

Mikotoksinlerle zehirlenmelerin etkili bir tedavisi yoktur. Böylece kontamine (bulaşlı) gıda ve yemle-

Page 32: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

62 63

rin tüketimden kaldırılması ge-rekmektedir. Tarımsal gıdaların ve hayvanlara ait yemlerin ve bütün hammaddelerin bulaşmasının ön-lenmesi ile aflatoksin oluşumunun durdurulması önem arz etmektedir. Aflatoksinin, toplum sağlığı üzerine olumsuz etkileri ve ülke ekonomisi açısından kayıpları düşünüldüğün-de; izlenebilirliğin önemli olduğu görülmektedir. Gıdaların ve hayvan yemlerinin, üretimden tüketime ka-

dar her aşamada aflatoksin yönün-den analizleri yapılarak, kontrolleri sağlanmalıdır.

Yasal düzenlemeler doğrultusunda, gıda maddeleri tüzüğünde belirtilen toksin sınırlarından daha yüksek düzeylerde aflatoksin içeren gıda ve yemlerin tüketilmesine izin verilme-melidir. Gıda ve yemlerin, küflerle bulaşmasının önlenebilmesi ve afla-toksin oluşumunun engellenmesi için

mikrobiyolojik ve kimyasal yöntemler-le çalışmaların artırılarak yapılması gerekmektedir.

Gıdaların hazırlanma ortamlarında mantar kültürü taraması yapılması da önleme çalışmalarına katkı sağlayabi-lir. Yine ilaveten, aflatoksin detoksifi-kasyonunun yeterli olmaması nede-niyle, gıda maddeleri ve yemlere küf bulaşmasının kontrol altına alınması da önem taşımaktadır.

Ekoteknik İSG, sektöründe çok uzun yıllardır çalışan sağ-lığı konusunda hizmet ver-mektedir. Çalışanların sağlığı acemi ellere bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir. Hem firmanızın korunması için, hem çalışanların korunması için hangi tıbbi tanı laboratu-varı ile çalıştığınız son derece önemlidir. Ekoteknik İSG, yılların tecrübesiyle, kalite-den ödün vermeden tüm tıbbi tani test, tetkik ve raporları-nızı hazırlamaktadır. Ekotek-nik Tıbbi Tanı Laboratuvarı doktorlarımızdan Mehmet Ergin de konulara hakimiyeti ile hem laboratuvara gelen hastaları bilgilendirmekte, hem talep edildiğinde firma-lara eğitim vermekte hem de dergimiz aracılığıyla bilgileri-ni bizimle paylaşmaktadır.

Bahar Nezlesinin

Nedenleri

Oluşumu

ve Korunma

PrensipleriMevsimin bahara dönmeye başlaması, güneşin yüzünü göstermesi ile birlikte herkes kendini sokaklara, parklara, bahçelere atmaya başlar. Bu durumda bazı insanlar mevsim değişikliğinin farkına varmazken bazı kişilerde baharla birlikte hapşırık, burun-göz akıntıları vs. gibi bahar nezlesi diye de adlandırılan alerjik reaksiyonlar görülmektedir.

Geniş bir ifade ile bahar aylarında mantar cinsi küf sporları, çimen, ot ve çiçek açan ağaçla-rın polenleri atmosfere yayılmaya başlar; ağız, burun, göz ve ciğerlere kadar ulaşırlar. Özel-likle rüzgârlı havalarda, tüm tozlar ve polenler havada daha çok dağıldığından etkilenenlerin şikâyetleri daha çok artar. Tıp dilinde alerjik rinit adı verilen bu hastalık, halk arasında bahar nezlesi, alerjik nezle, saman nezlesi veya üst solunum yolu nezlesi olarak da adlandırılmaktadır.

MAKALE Uz. Dr. Mehmet ERGİNEkoteknik İSGKlinik Mikrobiyoloji Uzmanı

En tipik bahar alerjisi, alerjik rinit şeklinde görülür. Alerjik rinit şikâyetleri polenler dı-şında ev tozu, hayvan tüyleri,

küf mantarları, kimyasal maddeler, klor, deterjanlar ve hava değişimleri gibi faktörler alerji yapabilirler. Vü-cutta alerjik reaksiyonların gelişme-sine neden olan yukarıda belirtilen tüm maddelere alerjen adı verilir. (Polen, küfler, mold denen küfler,

tozlar, akarlar, hayvan atıkları vs.). Bu alerjenler, vücutta meydana ge-len reaksiyonlar sonunda histamin (alerjik reaksiyonu başlatan madde) adı verilen salgının oluşumuna neden olurlar. Histaminin dokulara sızması ile vücutta genel kaşıntı, gözlerde yaşarma-kızarıklık, bu-runda akıntı ve tıkanıklık, akciğerde sekresyon artışı ile öksürük, hırıltı vs. gibi belirtilere neden olur.

Alerjik rinit (bahar nezlesi) ağır bir hastalık olmamasına rağmen, kişiyi son derece rahatsız edebi-lir, yemek yeme ve yaşam şeklini olumsuz etkiler, okula devam ve iş gücü kaybına yol açar. Son yıllarda, plansız gelişen kentlerdeki yaşam şekli, bütün gıda maddelerinin da-yanıklılığını ve raf ömrünü artırmak için kullanılan katkı maddeleri ve çevre kirliliğinin artması ile aler-

Page 33: Profesyonellerin tercih ettiği şırınga - ekoteknikisg.com · manı Özlem Özkılıç, “TS EN 60079-10-1:2015 Standartı Patlayıcı Ortam BÖL-GE (ZONE) Hesaplamaları için

64

jik reaksiyonların da buna paralel olarak çoğaldığı gözlenmektedir. Belirtildiği üzere burun akıntısı, hapşırma ve öksürük gibi bulgularla seyreden soğuk algınlığı ve bahar alerjisi (bahar nezlesi) çok karıştırı-lır. Bu iki hastalığın farklılığının tek yolu sürecin beklenmesidir. Soğuk algınlığı ortalama bir hafta gibi kısa sürede biter, bahar nezlesi (alerjik rinit vs.) aylarca devam edebilir. Aralıklı sık tekrar eden veya uzun süren belirtiler alerjik hastalığı akla getirmelidir. Göğüs hasta-lıkları uzmanlarının araştırmalar doğrultusundaki görüşlerine göre, dünyadaki iklim değişiklikleri ile polen zamanının erken başladığını ve geç bittiğini, böylece polenlerin havada bulunma sürelerinin sıcak-lık ve sanayi çağı öncesi atmosfer-deki CO2 (karbon dioksit) artışıyla uzadığı belirtilmektedir. Bu durum halk sağlığı açısından giderek önem kazanmaktadır.

Bahar nezlesinin belirtilerini şu şekilde ifade edebiliriz. Alerjik maddelerin vücuda girmesiy-le; hapşırma nöbetleri, burunda akıntı ve tıkanıklık, gözlerde su-lanma ve kaşıntı (konjonktivite belirtisi),öksürük, nefesteki hırıltı, baş ağrısı, burun –boğaz –dudakta kaşıntı vs. gibi belirtilerdir. Bahar nezlesinin tanımında, alerjinin tes-piti için deri testleri ve kandan se-rolojik testler uygulanarak yapılabi-lir. Tanım yapıldıktan sonra tedavide temel yöntem, tüm alerjik hastalık-larda olduğu gibi alerjen tanımının yapılması alerjenden uzak tutmak, korumak ve doktor kont-rolünde ilaç tedavisinin yapılması ve yine hastalı-ğın seviyesi doğrultusun-da aşı (im-munoterapi) uygulaması yapılabilir.

Bahar nezlesinden (alerjik hasta-lıktan) korunma prensiplerini şu şekilde özetleyebiliriz:

- Toz ve polenlerin yoğun olduğu mevsimlerde, rüzgârlı havalarda dışarıya çıkılmamalı, zorunlu du-rumlarda maske kullanılmalı ve ev pencereleri kapalı tutulmalıdır.

- Hangi alerjen maddeye karşı reaksiyon olduğu tanımlandı ise, bu unsurlardan uzak durulmalıdır.

- Kaloriferli evlerde kuru hava oldu-ğu için nemlendirici kullanılmalıdır.

- Yaşam yerlerinde kullanılan kli-maların filtreleri ortalama her ay değiştirilmelidir.

- Yaz aylarında güneşten mümkün olduğunca korunmalıdır.

- Sigara içilen ortamlardan uzak

durulmalıdır.

- Tüylü ve yünlü battaniyeler kul-lanılmamalı, evde tüylü hayvan ve bitkilerden kaçınılmalıdır.

- Polen mevsiminde giysiler sık yı-kanmalı ve açık havada kurutmama-lı, yolculuklarda araba pencereleri kapalı tutulmalıdır.

- Beden temizliğine dikkat edilmeli, düzenli el ve yüz yıkaması yapılmalıdır.

- Yatmadan önce duş alınmalı, hiç değilse saçların yıkanması yarar sağlayacaktır.

- Açık havalarda burnun dış kısmına göz çukuru çevresine çok ince tabaka şeklinde vazelin sürülerek havadaki toz ve polenlerin girmesi önlenebilir.

- Alerjik bir durum var ise sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.