Top Banner
WWW.PLATFORMMEDIA.NL P Sırada Hollanda mı var? Konut vergisinde indirim düşünülüyor Albayrak siyaseti bırakıyor Borçlulara yardım yasasında düzenleme Yıl • Jaar 15 • NR: 143 15 MEI-15 JUNI 2012 Metin Çelik: Hükümetin düşmesi Hollanda için en hayırlısı Oğuzhan Özyakup Hollandalıları şaşırttı Medeniyetler İttifakı ödülleri sahiplerini buldu Avrupa’da sağ popülizm yükseliyor 400 Yıllık Türkiye-Hollanda dostluğunu pekiştiren ziyaret 400 Yıllık Türkiye-Hollanda dostluğunu pekiştiren ziyaret HOLLANDA’DA SİYASET ERKEN SEÇİME KİLİTLENDİ Avrupa Adalet Divanı, Hollanda devletine cevabını net bir şekilde verdi Sabahat Akkiraz : Hizmet ehlinin aleviliğine sünniliğine bakılmaz 8. Avrupa Şiir Yarışması sonuçlandı
84

Platform Dergisi

Mar 22, 2016

Download

Documents

Platform Dergisi 143. Sayı
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Platform Dergisi

WW

W.P

LA

TFO

RM

ME

DIA

.NL

WW

W.P

LA

TFO

RM

ME

DIA

.NL

PSırada Hollanda mı var?

Konut vergisinde indirim düşünülüyor

Albayrak siyaseti bırakıyor

Borçlulara yardım yasasında düzenleme

Yıl • Jaar 15 • NR: 143 • 15 MEI-15 JUNI 2012

Metin Çelik: Hükümetin düşmesi Hollanda için

en hayırlısı

Oğuzhan ÖzyakupHollandalıları

şaşırttı

Medeniyetler İttifakıödülleri sahiplerini buldu

Avrupa’da sağ popülizm yükseliyor

400 Yıllık Türkiye-Hollanda

dostluğunupekiştiren ziyaret

400 Yıllık Türkiye-Hollanda

dostluğunupekiştiren ziyaret

HOLLANDA’DA SİYASET ERKEN

SEÇİME KİLİTLENDİ

Avrupa Adalet Divanı, Hollanda devletinecevabını net bir şekilde verdi

Sabahat Akkiraz: Hizmet ehlinin aleviliğine sünniliğine bakılmaz

8. Avrupa Şiir Yarışması sonuçlandı

Page 2: Platform Dergisi
Page 3: Platform Dergisi
Page 4: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 4Platform

İpotek Komisyonsuz ipotek çesitlerinde %1’e kadar indirimler!

Araba / motorlu taşıyıcı sigortalarıŞu anda gecerli olan priminizin üstüne %40 ekstra indirim!

Ev, eşya ve Bina sigortaları Standart Primin üstüne %20 ekstra indirim!

Emlak• Ev ve İşyeri alım ve satımlarında Full-Servis

• Kiralık Ev ve İşyerlerinde Full-Sevis

Sorumluluk sigortası & Yasal/Hukuk sigortasıStandart Primin üstüne %20 ekstra indirim!

Paketlerde büyük indirim!

UYTAM Verzekeringen & Hypotheken & Kredieten & MakelaardijZuiderparklaan 263 / 2574 GA ‘s- Gravenhage

Tel: 070 39 22 700 • Fax: 070 34 66 300 • e-mail: [email protected] • www.uytam.nl

Page 5: Platform Dergisi

5 Platform

- Müzik Organizasyonu- Düğün Organizasyonu- Nişan Organizasyonu- Sünnet Gecesi- Gelin Pastası- Sünnet Pastası- Şirket Yemekleri- Confettie

- Mekan Temini- Menu Seçimi- Süsleme Dekorasyonu- Kına Gecesi- Özel Gelin Masası- Sanatçılarımızla- Foto ve Kamera- Havai Fişek Gösterileri

Her aileye, her çifte, her bütçeye göre düğün, nişan, kına organizasyonu yapılır

Hollanda’nın en güzel düğün organizasyonu sizi bekliyor!

www.yagmurorganisatie.nl • www.gelinmasasi.nl

(+31)06-81616509 • (+31)06-14303512 • (+31)06-21657364 facebook,com/yagmur.organisatie

Page 6: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 6Platform 15 Eylül 2011Platform 15 Haziran-Temmuz 2011Platform

Oğuzhan Özyakup Hollandalıları şaşırttı

400 Yıllık Türkiye-Hollanda dostluğunu pekiştiren ziyaret

Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara ve reklamların içeriğinden reklam verenler sorumludur. Doğacak hukuki sorumluluk hiçbir şekilde dergimizi bağlamaz. Dergimizde yer alan yazı, resim, karikatür ismimiz belirtilmek süretiyle kullanılabilir. Reklamlar müsade alınmadan kesinlikle kullanılamaz.

COLOFON/KİMLİK İÇİNDEKİLER

PlatformAylık düşünce, aktüalite ve haber dergisi

Yıl-Jaar 15 • Nr. 143 •15 Mei-15 Juni 2012

Sahibi / UitgeverPMG

Genel Yayın Yönetmeni / HoofdredacteurEbubekir Turgut

Yazı İşIeri Müdürü / EindredacteurSelim Turan

Kültür ve SanatH. Kerim Ece

Müzik / MagazinSümeyye Betül Turgut

Danışma KuruluFuat Aslan, Dr. Kutlay Yağmur, Orhan Selim Bayraktar, Dr. Seyfi Özgüzel, Veli Yücesan, Muzaffer Yanık, Sadık Yemni, Bekir Cebeci, Sabahattin Uçar, Prof. Dr. Özcan Hıdır, Hatice Turgut, Mesut Dişli, Dr. Gürkan Çelik, Okan Akın, Drs. Armand Sağ, Ali Osman Biçen

Haber AraştırmaSelim Turan, Enes Akın, Özlem Özyol, Münevver Esra Turgut, Tarık Akgün, Selçuk Öztürk, Muhammed Tahtalı, Mustafa Toga, Hatice Söylemez, Banu Çelik

Reklamlarınız için / AdvertentieTel.: 06-41780100 / 020-6138902

Bu sayıda katkıda bulunanlarM. Kübra Turgut, Cezmi Doğaner, Nuray Bossink-Tuna,Mehmet Çalışkan, Kamil Kopuz, Burhanettin Carlak, Mehtap Kayaoğlu, Özlem Özyol,

Hukuk danışmanı: Av. Ejder ve Nürsel Köse, Av. İsmet Korkmaz

Abone Ücreti : Hollanda Senelik 25,- euroBelçika 30,- euro. Diğer ülkeler 50,- euro

ISSN: 1574-022638-4014-29 8-13

Yazışma adresi:Postbus 69026, 1060 CA Amsterdam

Tel.: 020-6138902 • Fax: 020-613 24 23E-mail : [email protected]

www.p la t fo rmmed ia .n l

Prijs € 3,50

Platform Dergisi her ayın 15’inde yayımlanmaktadır

Dağıtım:Hollanda geneli

DOSYA

SPOR

HABER

Tasarım / Lay-out : P-Ajans - [email protected]

80

14

• 8. Avrupa Şiir Yarışması sonuçlandı• Albayrak siyaseti bırakıyor• Alparslan Türkeş anıldı• “Türk kökenli Tiryaki ailesinde misafi r olmaktan mutluyum”• Attent Tam Sigorta acentasının muhteşem açılışı• Eğemen Bağış: ‘‘Irkçılık ve Uyum Konusunda Avrupa’ya Yardımcı Olacağız’’• Nevzat K.’nın cezası 15 yıla indirildi• Türk işverenlere brifi ng• Wilders Türkiye toprağını öpmüş• Avrupa'da sağ popülizm yükseliyor • Hollanda’da siyaset • erken seçime kilitlendi• THY uçağı soruşturması kapatıldı

80

Platform Dergisi Nisan Sayısı Kapağı

6

Page 7: Platform Dergisi

7 Platform7

Yayın Üssü’nden

EbubekirTurgut

[email protected]

8. Avrupa Şiir Yarışması sonuçlandıİlişkilerin 400. yıl dönümün de Kraliçe Beatrix’in davetlisi olarak Hollanda’ya tarihî bir ziyaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Gül’e, ülkenin en yüksek ni-şanı olan “Hollanda Aslanı Büyük Şövalye Nişanı” takdim edildi. Cumhurbaş-kanı Gül, Lahey ve ziyaret ettiği diğer şehirlerde Türk toplumu temsilcileri ile bir araya geldi. Sayın Gül’ün Hollanda ziyareti Hollanda’daki Türk toplumu için olumlu katkıları olduğu kanaatındayız.İlerleyen sayfalarımız da ziyareti ay-rıntılarıyla değerlendirdik.

Nebahat Albayrak hızlı bir kararla politikayı bırakacağını açıkladı. Bilmiyorum doğru bir karar mı aldı. Ama ben şahsen çalışmalarından memnun olmasam da bırakması taraftarı değilim. Geçen sayımız da Nebahat Albayrağ’ı kapak yapmıştık. Bununla birlikte daha yakından bilgi sahibi olduk. Toplum yoğun eleştiriyor. Ortak kanaat ise toplumdan uzak olması. Bu kanaate biz de katıl-dığımızı belirtmek isteriz.

Bu sayımızın politikacı konuğu aynı partiden yani İşçi Partisinden Milletvekili (PvdA) Metin Çelik. Bu röportajı okuduğunuzda politikacımızı yakından tanı-mış olacaksınız.

Bu ayın sanatçı konuğu ise ünlü sanatçı ve politikacı CHP Milletvekili Sebahat Akkiraz.Biraz derin ve hoş bir röportaj oldu. İlgiyle okuyacağınızı umuyorum.

HOGIAF’ı burada tebrik etmem gerekiyor. Gerçekten güzel bir yarışma ger-çekleştirdi ve yoğun ilgi gördü. Bizde bunu karşılıksız bırakmadık. İki sayfa yer vererek taçlandırdık. Arkadaşlara başarılarının devamını diliyorum.

Yarışmamız sonuçlandıPlatform Dergisi ve Kadın Dergisi’nin birlikte organize ettiği 8. Avrupa şiir ya-rışması sonuçlandı. Hollanda’dan, İngiltere’ye Yunanistan’a, Bulgaristan’dan Avusturya’ya, Danimarka’dan,Amerika'ya, Kazakistan’a, Azerbeycan’dan Almanya’ya kadar pek çok ülkeden, Türkçe yazan ve Türkçe okuyan şairler yarışmaya katıldılar. Geçen seneki 7.Avrupa şiir yarışmasında 1. Mehmet To-ker - Fransa -AŞKA DAİR, 2. Zeynep Hatun Açıl - Hollanda – BEKLERİM 3. Cengiz Halıcı - Hollanda - SEVDASI DÜŞÜNCE ÖZE adlı şiiri ile üçüncü olmuşlardı. Daha önce söylediğimiz gibi bu yarışmanın amacı yarıştırmaktan çok şiire ve okumaya teşvik, Türkçenin Türkiye dışında da gelişimine katkı sağ-lamaktır. Başta jüri üyelerine katılımcı şairlere/şair adaylarına,Yarışmamızın duyurusunda katkıda bulunan değerli medya mensuplarına,değerli juri üyelerine,dergimizin kültür sanat editörü H.Kerim Ece beye ,yarışmamızı des-tekleyen Kadın Dergisi mensuplarına ve emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.Derece alanları tebrik ederken şunu eklemekte yarar görüyoruz. Şüphesiz ki derece alanlar en iyi şiirler olmadığı gibi, diğerleri kalitesiz anlamına gelmez. Jüri elinden geldiği kadar en iyisini seçmeğe çalıştı. Ancak şiir okuyucuları, başka bir şiiri dereceye girenlerden daha güzel bulabilirler. Bu da gayet normaldir.

8. Avrupa Şiir Yarışmasın da Derece Alan Şiirler:1. Almanya'dan Yaşar Aydın ''YAR BAKIŞLI SABAHLAR BEKLEŞİRDİ BAŞUCUNDA'' şiiri ile2. Hollanda'dan Mehmet Soysal ''KARANLIK ŞEHİR'' şiiri ile3. Madakaskar'dan Mohammed İsa Öztürk ''GÖZLERDE YAKAMOZLANAN'' şiiri ile

Gelecek sayımızda buluşmak dileğiyle…

Avrupa Adalet Divanı'ndan Hollanda'ya tokat gibi bir cevap!

AYIN RÖPORTAJI

MÜZİK

HUKUK

BULMACA

76

KÜLTÜR-SANAT

68

39TARIH BİLİNCİDiktatörlerin sekiz sırrı! 55

Yaratılış rollerimize uygun yaşıyor muyuz?62

EVLİLİK OKULU

Sırada Hollanda mı var?

HABER YORUM

64

56

78

Hükümetin düşmesinin Hollanda için hayırlı olmasını diliyorum

Hizmet ehlinin aleviliğine sünniliğine bakılmaz

Page 8: Platform Dergisi

Sigorta | Konut Kredileri | Şahsi Krediler | Finansal Danışmanlık | Vergi Danışmanlığı

• BKR’de kırmızı kalem sorun değil• %100’e kadar finans• Cazip ödeme koşulları• Uzun vadeli ödeme koşulları• Mevcut gayrimenkulünüze nakit kredi imkanı

Müjde! Hayallerinizi gerçekleştiriyoruz, sizi Türkiye’de ev sahibi yapıyoruz.

tel: 078 655 16 55 - www.yilmaz.nl

Geçmişimiz ve tecrübemiz güvencemizdir

DHB Bank

+ 31

(0)2

0 61

4 53

63

Page 9: Platform Dergisi

9 Platform

8. Avrupa Şiir Yarışması sonuçlandıAylık yayınlanan Platform Dergisi ve Kadın Dergisi’nin birlikte organize ettiği 8. Avrupa şiir yarışması sonuçlandı.

H a b e r

Hollanda’dan İngiltere’ye, Yunanistan’dan Bulgaristan’a, Avusturya’dan Danimarka’ya, Amerika’dan Kazakistan’a ve Azerbeycan’dan Almanya’ya kadar pek çok ülkeden Türkçe yazan ve Türkçe okuyan şairler yarışmaya katıldılar. Geçen seneki 7. Avrupa şiir yarışmasında Mehmet Toker (Fransa) “AŞKA DAİR” şiiriyle birinci, Zeynep Hatun Açıl (Hollanda) “BEKLERİM” isimli şiiriyle ikinci ve Cengiz Halıcı (Hollanda) “SEVDASI DÜŞÜNCE ÖZE” adlı şiiriyle üçüncü olmuşlardı.

Amacımız Türkçenin Tür-kiye dışında da gelişimine katkı sağlamakDaha önce söylediğimiz gibi bu yarışmanın amacı yarıştırmaktan çok şiire ve okumaya teşvik, Türkçe’nin Türkiye dışında da gelişimine katkı sağlamaktır. Başta jüri üyelerine katılımcı şairlere/şair adaylarına, Yarışmamızın duyurusunda katkıda bulunan değerli medya mensupla-rına, Plaatform Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ebubekir Turgut Beye, yarışmamızı destekleyen Kadın Dergisi mensuplarına ve emeği geçenlere teşekkür ediyoruz Derece alanları tebrik ederken şunu ekle-mekte yarar görüyoruz. Şüphesiz ki derece alanlar en iyi şiirler olmadığı gibi, diğerleri kalitesiz anlamına gelmez. Jüri elinden geldiği kadar en iyisini seçmeğe çalıştı. Ancak şiir okuyucuları, başka bir şiiri dereceye girenlerden daha güzel bulabilirler. Bu da gayet normaldir.

Mehmet Soysal (İkinci)

Muhammet İsa Öztürk (Üçüncü)

Yaşar Aydın (Birinci)

Erdoğan Çavuşoğlu (Üçüncü Mansiyon)

Özlem Kart (İkinci Mansiyon)

Münevver Esra Turgut

DERECE ALAN ŞİİRLER

BİRİNCİ: Yaşar Aydın - Almanya“Yar Bakışlı Sabahlar Bekleşirdi Başucunda’’

İKİNCİ: Mehmet Soysal - Hollanda“Karanlık Şehir”

ÜÇÜNCÜ: Muhammed İsa Öztürk - Madakaskar“Gözlerde Yakamozlanan’’

MANSİYON ALAN ŞİİRLER1. MANSİYON: Mehmet Soysal - Hollanda“Kar Yağıyormuş”

2. MANSİYON: Özlem Kart - İsveç“Ay Geceye Sen Kabre Düştün”

3. MANSİYON: Erdoğan Çavuşoğlu - Hollanda“Ben Anadoluyum”

8. Avrupa Şiir Yarışması sonuçları

Page 10: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 10Platform

1998 yılından bu yana Temsilciler Meclisi'nde görev alan, 2007 yılında Adaletten sorumlu Devlet Sekreterliği görevine getirilen Nebahat Albayrak, önümüzdeki dönemde yapılacak se-çimlerde aday olmayacağını ve siyaset-ten ayrılacağını belirtti. Albayrak açık-

lamasında “başka şeyler yapmak için zamanın geldiğini düşünüyorum” dedi.Albayrak; geçtiğimiz dönem içerisinde PvdA (İşçi Partisi) içerisinde huzursuz bir dönem geçirildiğini bundan dolayı sorumluluk almak zorunda olduğunu hissettiğini fakat Diederik Samson’un parti başına gelmesiyle PvdA’nın iyi bir çizgide ilerleyeceğine inandığını belirt-ti. Nebahat Albayrak Samson için de “Diederik’in yaptıklarına inanıyorum ve güveniyorum. Çok temiz bir politikası var” şeklinde konuştu.Siyasetin alışkanlık yaptığını belirten Nebahat Albayrak, bundan dolayı ay-rılmak için anını yakalamanın da zor ol-duğunu dile getirdi. Albayrak, “Ben ide-allerle dünyanın daha iyi bir yer haline geleceğine inanıyorum. Bundan dolayı aktif siyaseti bırakma anını yakalamak zor oluyor”dedi. Albayrak açıklamasında siyasetten son-ra hangi alanda çalışmalarda bulunaca-ğına bir açıklık getirmedi.

Albayrak siyaseti bırakıyor

Türkiyem Camii salonunda Hollanda Türk Fe-derasyonu ve Hoca Ahmed Yesevi Kültür ve Eğitim Merkezi’nin katkılarıyla Alparslan Tür-keş için anma töreni yapıldı.Hollanda Türk Federasyonu genel sekrete-ri Murat Gedik yaptığı konuşmasında, “ Türk Milleti’nin devletiyle, vatanıyla hür ve bağımsız olarak kıyamete kadar yaşatılması ülküsünün yılmaz bir savunucusu, kurmay bir yöneticisi, imanlı bir Başbuğu olarak büyük hizmetler veren Alparslan TÜRKEŞ, içinde yaşadığımız modern işgal döneminde Türk milleti tarafından minnet-le, hasretle, rahmetle anılıyor” dedi. Hoca Ah-med Yesevi Kültür ve Eğitim Merkezi Başkanı İbrahim Günay, “ Hayatta olduğu süre içinde bütün varlığını ve mücadelesini Türk-İslam dava-sına adayan Rahmetli Alparslan TÜRKEŞ’in bel-li sistem içinde aksiyon haline getirdiği fikirler, bugün sadece bizim değil dünyada emperyalist ülkelerin tehdit ve kuşatması altındaki mazlum milletlerin kurtuluş yolundaki mücadelesine de ışık tutmaktadır” diyerek sözlerini tamamladık.

A y ı n P a n o r a m a s ı

Amsterdam Belediye Başkanı Eberhard van der Laan Türk ailesine çalışma ekibi ve Hollandalı gazeteciler ile misafirlik için geldi. Hollanda ve Türkiye’nin diplomatik ilişkilerinin 400’üncü yılı münasebetiyle düzenlenen ‘Bezoek je Buren’ ‘Komşunu ziyaret et’ projesi kapsamında, Amster-dam Belediye Başkanı Eberhard van der Laan Waterval vakfının 400. yıl platformu kapsamında yaptığı davete iştirak ede-rek Amsterdam’da işadamı Özcan Tiryaki Bey’in evini ziyaret etti. Başkent Amsterdam’ın Belediye Başkanı Eberhard van der Laan ve beraberindeki heyetin Tiryaki ailesinin ziyaretinde Wa-terval Vakfı Başkanı Fikri Çalkın ve Ca-mellia vakfı adına Saniye Erdoğan katıldı.

Başkan van der Laan Amsterdam Belediyesi’nde düzenlenen kahvaltının ardından 400. Yıl Platformu etkinlikleri çerçevesinde Amsterdam’da bir Türk ailesine konuk oldu. Oldukça samimi bir ortamda geçen ziyaret esnasında Water-

val Vakfı Başkanı Fikri Çalkın Başkan van der Laan’ın yapmış olduğu ebruyu kendi-sine takdim etti. Van der Laan bu anlamlı jestten dolayı son derece memnun oldu-ğunu söyledi.

Yapılan faaliyetleri çok beğendim ve takdir ediyorumAmsterdam Belediye Başkanı Eberhard van der Laan, yapılan bu çalışmaların büyük bir özveri ve emek ile yapıldığını bizatihi yerinde görmekten memnun ol-duğunu söyledi. Van der Laan “400. Yıl Platformu organizesi ile hem Amsterdam Belediyesinde hem de bu akşam Türk kökenli Tiryaki ailesinde misafir olmaktan mutluyum.” Dedi.

“Türk kökenli Tiryaki ailesinde misafir olmaktan mutluyum”

Balkenende 4 hükümeti döneminde Devlet Sekreteri görevini yürüten İşçi Partisi Milletvekili Nebahat Albayrak, Eylül’de yapılacak seçimlerde listede yer almıyacağını ve siyasetten çekildiğini açıkladı.

Alparslan Türkeş anıldı

Page 11: Platform Dergisi

11 Platform

Faaliyetlerini Emlak ve Muhasebe bölüm-leriyle genişleten firma, sigorta, ipotek ve kredi hizmetlerini de sunmaya devam etmektedir. Atten Tam, yenilenmiş ve ge-nişletilmis ofisin de en son bilgi işlem tek-niklerinden donanımlarından faydalanan ve 12 tercübeli guvenilir, profesyonel per-sonel kadrosuyla faaliyet gösteriyor.Açılışı Feyenoord Belediye Baskanı, Seyit

Yeyden, T.C. Rotterdam Baskonsoloslu-gu Muavin Konsolos sayın Aslin Savran, Büyük şehir belediye meclis üyesi, Zekir Baran, Necat Kaya ve şirket yoneticile-rinden, Hasan Ulvi Aytemur ve Murat Ka-raulu birlikte yaptılar. Gün boyunca 500 dolayında iş adamı, dernek başkanları ve birçok vatandaşımızın katıldığı açılışta Türk mutfağının en güzel yemekleride ikram edildi. Şirket Genel Müdürü, Hasan Ülvi Aytemur yaptIğı açıklamada Rotterdam da böylesine her türlü alanda hizmet veren ve Türkçe her konuda yardımcı olan en büyük firmayız, Vatandaslarımıza, tüm sunduğu-muz faaliyetlerden A den Z ye kadar hak ettikleri yüksek kalitede hizmet vermeye devam edeceğiz. Bize destek veren tüm dostlarımıza ve vantandaşlarımıza bizi yal-nız bırakmadıkarı için teşekkürler.

Attent Tam Sigorta acentasının muhteşem açılışı

Türk işverenlere brifing

Wilders Türkiye toprağını öpmüş

Hollanda’nın Arnhem kentinin birinci lig-de mücadele eden Vitesse futbol kulü-bü (TOV) Arnhem"deki Türk işverenlere maçlarını oynadığı Gelredome stadyu-munda brifing verdi. Ada Accountancy yetkililerinden Meh-met Mutlu’nun ve Vitesse kulübü CEO (gelirlerden sorumlu müdür) Marie-Jo-se Helle’nin girişimleri ile verilen bri-fingte Türk işverenler Vitesse futbol kulübü’nün çalışmaları ve Gelredome stadyumu hakkında bilgilendirme yapı-larak gelecek sezon için Türk işveren-lerden kombine bilet almaları ve kulübe maddi manevi ne gibi destek verebile-cekleri görüşüldü.

Hollanda’nın aşırı sağcı siyasetçisi Ge-ert Wilders, yeni kitabında Türkiye'nin toprağını öptüğünü açıkladı. Aşırı sağcı siyasetçisi Geert Wilders, “Marked for Death: Islam’s War Against the West and Me” adlı yeni kitabında İran’dan apar topar kaçışını anlatırken, “Türkiye’ye varır varmaz, Papa’ymışım gibi resmen toprağı öptüm” ifadesi-ni kullandı. Hürriyet'in haberine göre 1 Mayıs’ta satışa çıkarilan kitabında Wilders, eski partisi Liberaller’in mec-lis grup görevlisi olduğu 1994 yılında İran’da yaşadıklarını da anlatıyor. Wilders, Tahran’da İran’ın insan hakla-rı politikasını eleştirdiği için İran Adalet Bakanlığı’nda “Dikkatli konuş” tehdidi almış, dönüşte İstanbul’da aktarma ya-parken yeri öpüp şükretmiş.

Üç yıl önce öldürülen kreş sahibi Arzu Er-baş Çakmakçı’nın bıçakla öldürülmesi se-bebiyle tutuklanan ve savcı tarafınfan 25 yıl hapsi istenen Nevzat K. davasında Yüksek mahkeme kararını verdi. 2010 yılında yapı-lan mahkemede 22 yıl hapis cezası istenen Nevzat K. davasında temyiz hakimi sanığın cezasının 15 yıla indirilmesine karar verdi. İlk görülen mahkeme tarafından 18 yıl hapis cezası verilmesinin üzerine, 2010 yılında temyiz davası açan Nevzat K. bakılan dava sırasında da susma hakkını kullandı. Nev-zat K.’nın makdul Arzu Erbaş Çakmakçı’yı neden öldürdüğü ise halen daha bilinmiyor. 2009 yılında meydana gelen ve halen daha neden olduğu bilinmeyen olayda, Nevzat K., gündüz vakti işyerinin önünde bulunan otoparkta Arzu Erbaş Çakmakçı’ya arkasın-dan saldırmış, kadını 20 yerinden bıçakla-

mıştı. 2010 yılında görülen ilk mahkemede 44 yaşındaki Nevzat K. için savcılık 25 yıl ceza talebinde bulunmuş fakat hakim 22 yıl ceza vermişti. Nevzat K. bunun üzerine bir üst mahkemeye başvuru yapmıştı. Nevzat K.’nın Türkiye’de bulunduğu dönem içeri-sinde adam öldürmek suçu ile yargılandığı ve 2007 yılında cezaevinden firar ederek Hollanda’ya geldiği belirtiliyor.

Nevzat K.’nın cezası 15 yıla indirildi

A y ı n P a n o r a m a s ı

Nevzat K. tarafından Amsterdam Temyiz Mahkemesi’ne yapılan başvuruda, tutuklunun cezasının 15 yıla indirilmesine karar verildi.

Rotterdam kentinde 2000 yiılından itibaren finans sektörün de başarılı bir cizgi sergileyen, Attent ve Tan sigorta acentalerının birleşiminden dolayı resmi açılışını yaptı

Arzu Erbaş Çakmakçı

Page 12: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 12Platform

A y ı n P a n o r a m a s ı

Hollanda ve Türkiye arasında diploma-tik ilişkilerin 400. yılı dolayısıyla ülke genelinde yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde kutlamalar artarak sürüyor.Hollanda Genç İşadamları Federas-yonu (HOGİAF), Sanitas, Peritus Net-work, Waterval, Rosarium ve Hollanda-Türkiye Dostluk Vakfı (NTFF) ortaklaşa girişimi ile kurulan 400.Yıl Platformu her iki ülke arasındaki 400. yıl kutla-maları çerçevesinde bölgesel ve ulusal örgütler bir dizi işbirliği yapmakta. Bu

ekinliklerin arasında komşunu ziyaret et, kahve akşamları, kahvaltı günleri ve dostluk futbol maçları, konferans, pa-nel, sergi, ödül törenleri v.b yer alıyor.Konu ile ilgili bir değerlendirme de bulunan Hollanda 400. Yıl Platformu Sözcüsü Dr. Gürkan Çelik, Hollanda ile tarihi bir yıl yaşadıklarını bunu iki halkın gönül köprüsü kurma adına önemli bir fırsat olduğunu söyledi.Bu ikinci kategorinin startını 1 Nisan 2012 tarihi itibari ile vermiştik. Bu gün resmi açılışını Hollanda Entegrasyon Bakanlığı Müsteşarı Mark Frequien ile birlikte yapmış olduk. Şuana kadar Den Haag, Amsterdam, Rotterdam, Helmond şehirlerinde programlar ter-tip edildi. Bizler için kaynaşma adına, dostluk adına, sosyal insicam adına, hoşgörü adına şehirlerde güzel etkinlik-ler oldu ve olmaya devam ediyor. 400 yıl önce atalarımız resmi ilişkiler boyutu ile Hollanda ile güzel bir adım atmışlar. Bizler burada yasayan Türk kökenli Hollandalılar olarak 400. yılı vesile kıla-rak bu etkinlikler ile bunu daha ileriye götürmek istiyoruz.

Amsterdam Anadolu Kültür ve Sanat Mer-kezi Konferans salonunda yapılan gecede Sivas'ı tanıtan bir sinevizyon filminin yanı sıra Sivas türküleri geceye renk kattı. Hol-landa Sivaslılar Platformu Başkanı İbrahim Çitil ise bu yıl seçilen temanın Aşık Veysel'i anma ve Türkü şöleni olduğunu belirterek, "Sivas denince akla hep aşıklar ve ozanlar

gelir, türkü gelir, özlem gelir, hasretlik ge-lir. Her Sivaslının gönlünde mutlaka olması gereken, saz çalmak, halay çekmek ve şiir okumak gelir. Bunlarsız bir Sivas ve Sivas'lı düşünemezsiniz bulunduğumuz her yerde marka olmamız gerekir" dedi. Program so-nunda Sivaslı hanımlar tarafından yapılan madımak aşı davetlilere ikram edildi.

Hollanda 400. Yıl Platformu etkinlikleriyle ‘Gönül Köprüleri’ kuruyor

5. Sivaslılar sıla buluşması ve türkü şöleni yapıldı

Emekli Albay Sarızeybek konferans verdi Mustafa Toga / ROTTERDAM: Tür-kiye’de yaşananları konu eden Şemdinli de Sınırı Aşmak, Son Harekat Kod Adı Yahuda, Hesaplaşma, İhaneti Gördüm, Ergenekon Gölgesinde İhaneti Yaşamak, Ya Gazi Paşa Duyarsa ve Çarçella isimli 7 kitap yazmış ve yazdığı bu kitaplarla da dikkatleri üzerine çekmişti. Slinge-Larenkamp konferans sa-lonunda Anayasa, Demokrasi, Terör konulu vermiş olduğu konferans da davetliler tara-fından yöneltilen soruları da cevapladı. Türk Silahlı Kuvvetleri Birinci Derece Gü-müş Liyakat Madalyası sahibi emekli albay Sarızeybek; “Türkiye de yaşayan 74 milyon insan bir biriyle kaynaşmıştır. Kız alıp kız ver-miştir, hısım akraba olmuştur. Hiç bir hain güç bu birliğimizi, dirliğimizi bo-zamayacaktır. Vatan bir bütündür asla bölü-nemez” dedi. Konferanstan sonra sevenleri Erdal Sarızeybek ile hem birebir sohbet im-kanı bulurlarken hem de aldıkları kitaplarıda imzalattılar.Hollanda Sivaslılar Platformu tarafından düzenlenen '5. Sivaslılar Sıla

buluşması ve türkü şöleni' gurbetteki Sivaslıları bir araya getirdi.

Hollanda Entegrasyon Bakanlığı Müsteşarı Mark Frequin

Page 13: Platform Dergisi

13 Platform

Hollanda;da çift uyruklu va

İçişleri Bakanı, meclisin büyük çoğun-luğunun hemfikir olduğu gibi erken ge-nel seçimin 12 Eylül Çarşamba günü yapılmasının kararlaştırıldığını bildirdi. Seçim takvimine göre yeni partiler se-çim kuruluna 18 Haziran’a kadar başvu-ruda bulunabilecek, aday listesi ise 31 Temmuz’da belirlenecek. Hollanda’da yaklaşık 1,5 yıl önce iktidara geçen Liberal Parti’yle (VVD) Hristiyan Demokratlar Birliği’nden (CDA) olu-şan azınlık hükümeti, aşırı sağcı Geert Wilders’ın liderliğini yaptığı Özgürlük Partisi’nin (PVV), 2013 yılına ait bütçe müzakerelerinde ortaya çıkan anlaşmaz-lıktan sonra koalisyona verdiği desteği çekmesi üzerine geçen hafta düşmüştü. Bu arada erken seçimlere kadar ülkeyi idare edecek geçici azınlık hükümeti, 2013 bütçesine ilişkin tasarruf tedbirle-

ri konusunda bazı muhalefet partileriyle anlaştı. Muhalefetteki Demokratlar 66 (D66), Yeşil Sol (GL) ve Hristiyan Birlik Partisi’nin (CU) destek verdiği tasar-ruf paketinde, KDV oranın artırılması, emeklilik yaşının kademeli olarak yük-seltilmesi, tütün ve alkol mamulleriyle bankalara yönelik vergilerin artırılması gibi önlemler yer alıyor.

Hollanda’da erken genel seçim 12 Eylül’de

Ahmed Yesevi ekseninde Türk Dünyası ve Tasavvuf

Türk Akademik Öğrenciler ve Mezunlar Birliği'nin (TASA) Amsterdam'da düzenle-diği "Ahmed Yesevi ekseninde Türk Dünya-sı ve Tasavvuf" konferansına Hollanda’nın çeşitli bölgelerinden birçok öğrenci ve farklı kuruluş temsilcileri katıldı.Konferansa konuşmacı olarak Türkiye'den araştırmacı-yazar Dr. Hayati Bice katıldı. Açılış konuşmasını Yaşar Çelebi'nin yaptığı program-da Dr. Hayati Bice Türkistan'da yetişen büyük velilerden olan Hoca Ahmet Yesevi'nin Türk Ta-savvuf Edebiyatı’nın bilinen en eski örneklerini içeren kitap olan Divan-i Hikmet'ten yola çıka-rak misafirleri Orta-Asya'da bir yolculuğa çıkar-dı. Dr. Hayati Bice yaptığı konuşmada, “Hoca Ahmet Yesevi yetiştirdiği talebelerinin her biri-ni başka bir memlekete göndermek suretiyle İslamiyet’in doğru olarak öğretilip, yayılmasını sağlamıştır. Onun yetiştirmiş olduğu talebeleri-nin bir kısmı da Anadolu’ya gelmişlerdir. Bu sa-yede onun yolu Anadolu’da yayılıp tanınmıştır. Anadolu’nun Müslüman Türklere yurt olması, onun manevi işaretiyle hazırlandı. Talebelerinin gayretiyle Anadolu günümüze kadar Türk yur-du olmuştur. Kendisinin çok sade bir Türkçe ile ifade ettiği Hikmet denilen eğitici sözleri, Türkistan Türkleri üzerinde büyük izler bırak-mıştır.” dedi. Dr. Bice, "Kafir bile olsa, hiç kim-senin kalbini kırma. Çünkü kalbi kırmak Allah'ü Teala’yı kırmaktır. Gönlü kırık zavallı garip birini görürsen, yarasına merhem koy, yoldaşı ve yar-dımcısı ol" sözü ona aittir dedi. Kapanış konuş-masında Dr. Hayati Bice'ye teşekkür eden Al-peren Doruk, Avrupa'da yaşayan Türkler olarak gelecek nesillerimizin de Türk kalabilmesi için, Ahmet Yesevi Hazretlerini ve ruh dünyamızı ay-dınlatan Hikmetler ve Yesevi düşüncesini çok iyi bilmemiz gerektiğini vurguladı.

Konut piyasasında vatandaşın taşın-masına engel olarak hatta bir ceza gibi görülen ve yüzde 6 oranında hesapla-nan ‘konut satış vergisinin’, yüzde 2’ye

düşürülme ihtimalinin derhal yürürlüğe konabileceği belirtiliyor. Bu sayede, konut piyasasında canlılık sağlanması-na çalışılacak. Geçtiğimiz günlerde ge-çici hükümet tarafından alınan tasarruf paketi kuralları içerisinde de yer alan Konut Satış Vergilerinin yüzde 6’dan, yüzde 2’ye düşürülmesinin direk olarak yürürlüğe konabileceği belirtiliyor. Şuanda yaşanan ekonomik kriz de ko-nut piyasasının büyük zarar gördüğü ve konut sahiplerinin evlerini satmakta zorlandığı ve çok sayıda konutun da uzu süredir satılıkolarak alıcısını beklediği belirtiliyor. Hükümete yakın kaynaklara dayandırılarak verilen haberlere göre de yüzde 2 oranına indirilecek olan konut vergilerinin geriye dönük bir tarihten iti-baren işlemlerini yapılamsını söz konu-su olduğu belirtiliyor. Gelen haberlere göre 15 haziran tarihi bu kuralın geçerli olduğu tari olabileceği kesin tarihin ise Cuma günü alınacağı belirtiliyor.

Konut vergisinde indirim düşünülüyor

A y ı n P a n o r a m a s ı

Page 14: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 14Platform

D o s y a

Page 15: Platform Dergisi

15 Platform

D o s y a

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kraliçe Beatrix’in davetlisi olarak eşi Hayrünnisa Gül ile birlikte Hollanda’ya dört günlük

bir devlet ziyareti gerçekleştirdi.Amsterdam Schiphol Havaalanı’nda Cumhur-başkanı Gül’ü Lahey Büyükelçisi Uğur Doğan, Kraliçe Beatrix’in Yaveri Yarbay Patricia Lukken, Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, Deventer Başkonsolosu Nihat Erşen ile Hollandalı üst dü-zey yetkililer karşıladı.

DAM MEYDANI’NDA RESMÎ KARŞILAMA TÖRENİResmî temaslarına ertesi gün başlayan Cum-hurbaşkanı Gül’ü Kraliçe Beatrix, tarihî Dam

Meydanı’nda resmî törenle karşıladı. Cumhur-başkanı Gül, karşılama töreninin ardından Dam Meydanı’ndaki Ulusal Anıt’a çelenk koydu.

CUMHURBAŞKANI GÜL’E HOLLANDA’NIN EN YÜKSEK NİŞANI VERİLDİKraliçe Beatrix, Kraliyet Sarayı’nda Hollanda’nın en yüksek nişanı olan “Hollanda Aslanı Bü-yük Şövalye Nişanı”nı Cumhurbaşkanı Gül’e, “Hollanda Kraliyet Büyük Nişanı”nı da Bayan Gül’e tevdi etti. Cumhurbaşkanı Gül de Kraliçe Beatrix’e “Devlet Nişanı” tevdi etti. Kraliçe Beat-rix, Cumhurbaşkanı Gül ve Bayan Gül onuruna özel öğle yemeği verdi.

“Türkiye’nin AB Üyeliği Avrupa İnsanının Sahip Olduğu Pastayı Büyütecek”Cumhurbaşkanı Gül, 400 yıllık bir geçmişe sahip Türkiye-Hollanda ilişkilerinin bu ziyaretle birlikte yeni bir anlam kazandığını ifade ederek, “Türkiye ve Hollanda bugün, tarihî temellere da-

yanan mükemmel ilişkilere sahip, NATO üyesi iki müttefik ülke ve birbirinin güçlü ekonomik ortağıdır” dedi.Cumhurbaşkanı Gül, Kraliçe Beatrix’in 2007 yılında ülkemize yaptığı ve Kayseri’ye de gittiği ziyareti sırasında kendisine Dışişleri Bakanı ola-rak eşlik ettiğini hatırlattı.

17. YÜZYILIN BAŞLARINDA ATILAN DOSTLUK TOHUMLARICumhurbaşkanı Gül, 17. yüzyılın başlarında, bü-yük bir imparatorluk olan Osmanlı İmparatorluğu ile büyük bir deniz ticareti ülkesi Hollanda’nın altın çağını yaşarken barış ve karşılıklı saygı te-meline dayalı eşsiz bir dostluğun tohumlarının atıldığını söyledi. Hollanda’nın ilk Büyükelçisi olarak Cornelius Haga’yı Bab-ı Ali’ye taşıyan ge-minin 14 Mart 1612’de İstanbul’a ulaştığını kay-deden Cumhurbaşkanı Gül, bundan iki ay sonra da, Osmanlı Sultanı’nın, Hollanda’ya Osmanlı İmparatorluğu’nun geniş topraklarında ticaret ve serbest geçiş ayrıcalığı tanıyan tek taraflı “ahit-name” imzaladığını aktardı.

İlişkilerin 400. yıl dönümünde Kraliçe Beatrix’in davetlisi olarak Hollanda’ya tarihî bir ziyaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Gül’e, ülkenin en yüksek nişanı

olan “Hollanda Aslanı Büyük Şövalye Nişanı” takdim edildi. Cumhurbaşkanı Gül, Lahey ve ziyaret ettiği diğer şehirlerde Türk toplumu temsilcileri ile bir araya geldi. Ziyareti boyunca Hollandalıların da yoğun ilgi gösterdiği

Cumhurbaşkanı Gül, siyasi ve kültürel temaslarının yanı sıra Türk ve Hollanda firmalarının CEO’larıyla da buluştu.

400 Yıllık Türkiye-Hollanda dostluğunu

pekiştiren ziyaret

Selim Turan

Page 16: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 16Platform

D o s y a

“TÜRKİYE VE HOLLANDA BİRBİRİNİN İKİ GÜÇLÜ EKONOMİK ORTAĞIDIR”Cumhurbaşkanı Gül sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ‘ahitname’nin üst yazısında Sultan, Türk-Hollanda dostluğunun sonsuza dek sürmesi umudunu vurgulamıştır. O tarihten 400 yıl son-ra, bugün bir araya gelişimiz, Sultan I. Ahmet’in öngördüğü şekilde milletlerimiz arasındaki ebe-di dostluk ve ittifakın somut bir göstergesidir. Türkiye ve Hollanda bugün, tarihî temellere da-yanan mükemmel ilişkilere sahip, NATO üyesi iki müttefik ülke ve birbirinin güçlü ekonomik ortağıdır.”

YÜZYILLARDIR SÜREN KÖKLÜ İLİŞKİLERİN SİMGESİ: LALEOsmanlıların Hollandalı dostlarına ilk hediyesi-nin lale olduğuna dair yaygın bir görüş bulundu-ğunu da ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, Türk kültüründe, güzelliğin ve zarafetin sembolü olan lalenin, her yıl çiçek açmak suretiyle iki ülkeye yüzyıllardır gururla sürdürülen köklü ilişkileri ha-tırlattığını aktardı.Cumhurbaşkanı Gül, 400 yıllık Türkiye-Hollan-da ilişkilerinin izlerinin Rubens ve Rembrandt’ın eserlerinde de bulunabildiğini söyledi.

“HOLLANDA’DA YAŞAYAN 400 BİN TÜRK İLİŞKİLERİMİZE ÖZEL BİR ANLAM KATMAKTADIR” İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin küresel mali krize rağmen rekor bir seviyeye ulaşarak, 2011’de 7,2 milyar dolara ulaştığını kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, “Türkiye’ye yapılan doğru-dan yabancı sermaye bakımından en büyük pay Hollanda şirketlerinindir ve bu yatırımların toplam değeri son 10 yılda 16 milyar dolara yaklaşmıştır. Bugün Hollanda’da ikamet eden 400 bin Türk kökenli vatandaşımız vardır ve bunların 300 bini aynı zamanda Hollanda vatandaşıdır. Bu durum ilişkilerimizin insanî boyu-tuna özel bir anlam kat-maktadır” diye konuştu,

“HİÇBİR AŞIRI FİKRİN MÜNASE-BETİMİZE ZARAR VERMESİNE MÜSAADE ETMEMELİYİZ” Cumhurbaşkanı Gül, mevcut ilişkileri daha da geliştirme hedefine dik-

kat çekerek, “Diğer taraftan, hiç bir radikal ve aşırı fikrin kök salmasına ve bu özel münasebe-timize zarar vermesine müsaade etmememiz gerekir” dedi.

HOLLANDA’NIN, TÜRKİYE’NİN AB ÜYELİK SÜRECİNE VERDİĞİ DESTEKHollanda’nın, Türkiye’nin AB üyelik sürecinin geleneksel olarak en büyük destekçilerinden biri olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, AB’nin Türkiye ile üyelik müzakerelerini başlat-

Page 17: Platform Dergisi

17 Platform

D o s y a

ma kararının 2004 yılında Hollanda’nın dönem başkanlığı sırasında alındığını hatırlattı.

“TÜRKİYE İLE BİRLİKTE AVRUPA’NIN KÜRESEL ETKİSİ ÜYE ÜLKELERİN SINIRLARINI AŞACAK”Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin, genç nüfusu, dinamik ekonomisi aktif demokrasisi ve çok bo-yutlu dış politikasıyla AB’ye büyük katkı sağlaya-cağını, ülkemizin AB üyeliğinin, Avrupa insanının sahip olduğu pastayı büyütmek suretiyle Birliğin ekonomisini daha da güçlendireceğini ve Türki-ye ile birlikte Avrupa’nın küresel etkisi ve stratejik erişimi üye ülkelerin sınırlarını aşacağını bildirdi.

HOLLANDALI TÜCCARLAR VE OS-MANLI SULTANLARI SERGİSİCumhurbaşkanı Gül, daha sonra, Hollanda Kra-liçesi Beatrix ile birlikte, Amsterdam’da düzen-lenen “Levanten Ticaret Odası Hollandalı Tüc-carlar ve Osmanlı Sultanları” sergisinin açılışını yaptı. Türkiye ve Hollanda’nın ticari ilişkilerinin başlangıcını temsilen Ticaret Odası’nın (Levan-ten Room) bir örneğinin sergilendiği salonda incelemelerde bulunan Cumhurbaşkanı Gül,

buradaki fotoğraf sergisini de gezdi. Türkiye-Hollanda ticari ilişkilerinin tarihî sürecine ilişkin kısa filmin izlenmesinin ardından Cumhurbaş-kanı Gül ve Bayan Gül, müzede bulunan şeref defterini imzaladılar.Cumhurbaşkanı Gül ve Bayan Gül, Hollanda Kraliçesi Beatrix ile müzenin girişinde kendisi için özel hazırlanan lale bahçesini de gezdi.

CEO’LARLA BULUŞMACumhurbaşkanı Gül, bu programının ardından, Türk ve Hollanda firmalarının üst düzey yöneti-cileriyle bir araya geldi. Toplantıya, Hollanda Ve-liaht Prensi Alexander ve eşi Prenses Maxima, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Hollanda Ekonomi Bakanı Maxime Verhagen, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile aralarında Hüsnü Özyeğin, Ferit Şahenk, Zeynel Abidin Er-dem ve Mehmet Sarımermer’in de bulunduğu iş adamları katıldı.

“EKONOMİK İLİŞKİLERİ DAHA DA GELİŞTİRMEK İSTİYORUZ”Cumhurbaşkanı Gül, toplantıda yaptığı konuş-mada, Türkiye ile Hollanda arasındaki ilişkilerin

çok eskiye dayandığını ve güçlü bir şekilde de-vam ettiğini kaydederek iki ülke arasındaki tica-ret hacminin 7 milyar doların üzerinde olduğunu aktardı. Hollanda’nın Türkiye’deki yatırımının da 16 milyar doları aştığını belirten Cumhurbaşka-nı Gül, ilişkileri daha da geliştirmek istediklerini kaydetti.

Page 18: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 18Platform

D o s y a

HOLLANDA-TÜRKİYE İŞ FORUMUCumhurbaşkanı Gül, CEO’larla gerçekleştir-diği görüşmenin ardından Hollanda-Türkiye İş Forumu’na da katılarak bir konuşma yaptı. Cum-hurbaşkanı Gül, Türkiye ve Hollanda arasında sağlam temellere dayanan uzun süreli dostluk olduğunu belirterek Hollandalıları “tüccar millet” olarak nitelendirdi. Cumhurbaşkanı Gül, bunun ekonomik rakamlara bakıldığında ortaya çıktığı-nı, Hollanda’nın ihracatının 500 milyar doların üzerinde, ithalatının ise 400 milyar dolar civarın-da olmasının bunun en önemli göstergesi oldu-ğunu söyledi.

“İKİ ÜLKE ARASINDAKİ İŞ BİRLİĞİ GEÇMİŞTEN BU YANA GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE DEVAM EDİYOR”Hollanda’nın dünyanın en büyük ekonomile-rinden birine sahip olduğunu ifade eden Cum-hurbaşkanı Gül, Osmanlı İmparatorluğu’nun 400 yıl önce Hollanda vatandaşlarına, Osmanlı topraklarında seyahat izni verdiğini ve padişa-hın imzaladığı fermanla ticaret yapabilmelerine imkân tanındığını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Gül, iki ülke arasındaki ticaret ve ekonomik iş birliği-nin geçmişten bu yana güçlü bir şekilde devam ettiğini, Türkiye ve Hollanda arasında 7 milyar doların üzerinde ticaretin olduğunu bildirdi. Hol-landalı yatırımcıların ise Türkiye’de son on yıl içindeki yatırımlarının 16 milyar doları geçtiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, Türk yatırımcıla-rın ise Hollanda’da başta bankacılık olmak üzere birçok sektörde faaliyet gösterdiğini aktardı.

İŞ ADAMLARINA TÜRKİYE’DE DAHA ÇOK YATIRIM YAPMA ÇAĞRISIYatırımcılara Türkiye’ye daha çok güvenmeleri ve yatırım yapmaları çağrısında da bulanan Cumhur-başkanı Gül, “Hollanda şirketleri ve yatırımcıları Türkiye’yi yakından takip ettikleri ve Türkiye’ye gü-vendikleri için 16 milyar dolar civarında yatırımı son 10 yılda yaptılar. Türk ve Hollanda firmalarının ge-rek ortak olarak, gerek tek başlarına Türkiye’de, Türkiye’nin çevresinde ya da Avrupa’da iş yapma imkânlarının çok olduğuna inanıyorum. Sizleri daha çok iş birliğine teşvik ediyorum” dedi.

CUMHURBAŞKANI GÜL ONURUNA RESMÎ AKŞAM YEMEĞİAkşam ise, Cumhurbaşkanı Gül ve Bayan Gül’ün onuruna Kraliçe Beatrix tarafından Kraliyet Sarayı’nda resmî akşam yemeği verildi. Yemekte yaptığı konuşmada, Kraliçe Beatrix’e kendisine gösterilen misafirperverlikten dolayı teşekkür eden Cumhurbaşkanı Gül, Kraliçe Beatrix’in 2007 yılında ülkemize yaptığı ve Kayseri’ye de gittiği ziyareti sırasında kendisine Dışişleri Baka-nı olarak eşlik ettiğini hatırlattı.

“TÜRKİYE VE HOLLANDA BİRBİRİNİN İKİ GÜÇLÜ EKONOMİK ORTAĞIDIR”Hollanda’nın ilk Büyükelçisi olarak Corne-lius Haga’yı Bab-ı Ali’ye taşıyan geminin 14 Mart 1612’de İstanbul’a ulaştığını kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, bundan iki ay sonra da,

Osmanlı Sultanı’nın, Hollanda’ya Osmanlı İmparatorluğu’nun geniş topraklarında ticaret ve serbest geçiş ayrıcalığı tanıyan tek taraflı “ahitname” imzaladığını aktardı. Cumhurbaşkanı Gül, “O tarihten 400 yıl sonra, bugün bir araya gelişimiz, Sultan I. Ahmet’in öngördüğü şekilde milletlerimiz arasındaki ebedi dostluk ve ittifakın somut bir göstergesidir. Türkiye ve Hollanda bugün, tarihî temellere dayanan mükemmel iliş-kilere sahip, NATO üyesi iki müttefik ülke ve bir-birinin güçlü ekonomik ortağıdır” diye konuştu.

BAYAN GÜL, KRALİYET MÜZESİ RESTORASYON ATÖLYELERİNİ GEZDİCumhurbaşkanı Gül'ün Hollanda ziyaretine eşlik eden Bayan Gül ise aynı gün, Prenses Margriet ile birlikte Kraliyet Müzesi Restorasyon Atölye-sini ve Hendrikje Çanta Müzesi’ni gezdi. Dün-yanın en iyi restorasyon merkezleri arasında yer alan atölye binasının girişinde Kraliyet Müzesi Koleksiyonlarından Sorumlu Müdür ve diğer yet-kililer tarafından karşılanan Bayan Gül, Prenses Margriet ile birlikte seramik, metal ve tekstil atöl-yelerini ziyaret etti. Yapılan çalışmaları yakından inceleyen Bayan Gül, daha sonra tablo, çerçe-ve ve mobilya restorasyonu atölyelerini gezdi.

ÇANTA MÜZESİNE TELKARİ ÇANTAProgramı kapsamında 16. yüzyıldan günümüze kadar kullanılan çantaların sergilendiği Hendrikje Çanta Müzesini de gezen Bayan Gül, müzeye ken-disine ait olan gümüş telkari bir çanta hediye etti.

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİYLE BİR ARAYA GELDİCumhurbaşkanı Gül, Hollanda ziyaretinin üçün-cü gününde ise, ülkedeki çeşitli üniversitelerde lisans ve yüksek lisans öğrenimi gören, araların-da Türklerin de bulunduğu yaklaşık 30 öğren-ciyle bir araya geldi.

HAFTASONU AKADEMİSİ ZİYARETİCumhurbaşkanı Gül, daha sonra, Bayan Gül ile birlikte Amsterdam’da, ilkokul çocuklarının ders-lerine yardım amaçlı kurulan "Haftasonu Akade-misi" ni ziyaret etti. Okula gelişinde, Hollanda Veliaht Prensi Willem Alexander ve eşi Prenses Maxima tarafından karşılanan Cumhurbaşka-nı Gül, sınıfları gezerek çocuklarla sohbet etti. Cumhurbaşkanı Gül, aralarında Türk kökenli ço-cukların da bulunduğu öğrencilerle tanıştı ve on-lara 15 dakika kadar ders verdi. Akademide ders gören çocuklarla yakından ilgilenen Cumhurbaş-kanı Gül, öğrencilerin sorularını da cevaplandırdı.

Page 19: Platform Dergisi

19 Platform

D o s y a

BAYAN GÜL ÖĞRENCİLERLE SOHBET ETTİBayan Gül de ayrı bir sınıfta Prenses Maxima ile birlikte öğrencilerle bir araya geldi ve onların so-rularını cevapladı. Ziyaretin sonunda öğrenciler kendi yaptıkları lalelerden oluşan bir buketi Ba-yan Gül’e hediye ettiler; daha sonra da çocuk-larla hatıra fotoğrafı çekildi.

LAHEY’DE SENATO VE TEMSİLCİLER MECLİSİ ZİYARETİAmsterdam’ın ardından Lahey kentine geçerek Senato ve Temsilciler Meclisi’ni ziyaret eden Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye ile Hollanda ara-sındaki ilişkilerin 400 yıl önce başladığını ve güçlü bir şekilde devam ettiğini bildirerek, Hol-landa’daki Türklerin iki ülke arasında köprü ol-duğunu kaydetti.

“HOLLANDA’DA YAŞAYAN TÜRK-LER BU ÜLKEYE ÇOK BAĞLILAR”Cumhurbaşkanı Gül, İşçi Partisi Milletvekili Ne-bahat Albayrak’ın Hollanda Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı olmasından duyduğu gururu da dile getirdi. Cumhurbaşkanı Gül, Albayrak’ın konumunun Hollanda’da yaşayan Türklerin bu ülkeye ne kadar bağlı olduğunu göstermesi açı-sından iyi bir örnek olduğunu söyledi.

HOLLANDA BAŞBAKANI RUTTE İLE GÖRÜŞMECumhurbaşkanı Gül, Parlamento Binası’nda Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında, AB üyelik müzakerele-rine başlama kararının Hollanda’nın dönem baş-kanlığında alındığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Gül, bundan dolayı Türkiye’nin Hollanda ile ayrı bir ilişkisi olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Gül, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin güzel

bir şekilde geliştiğini ve daha büyük potansiyelin olduğunu ifade etti.

“AB ÜYELİK SÜRECİNDE HOLLANDA’NIN DESTEĞİNİ TAKDİR EDİYORUZ”Hollanda’nın Türkiye’nin AB üyeliği sürecine destek verdiğini, Türkiye’nin de kriterleri yerine getireceğini ve üyeliğin gerçekleşeceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, “Biz kriterleri yerine getireceğiz, o zaman üyelik gerçekleşecek. Üs-telik bazı ülkeler referanduma da gidecek. Mü-zakere sürecinin güçlü bir şekilde devam etme-si önemlidir. Bu konuda Hollanda’nın desteğini takdir ediyoruz” dedi.Cumhurbaşkanı Gül, basın toplantısı sonrası, Hollanda Başbakanı Rutte’nin onuruna verdiği öğle yemeğine katıldı.

KİMYASAL SİLAHLARIN YASAKLANMASI ÖRGÜTÜ GENEL KURULUCumhurbaşkanı Gül, temasları kapsamın-da Genel Direktörlüğünü Büyükelçi Ahmet

Üzümcü'nün yaptığı Lahey'deki Kimyasal Silah-ların Yasaklanması Örgütü'nü de ziyaret ederek genel kurula hitap etti.

“TÜRKİYE SİLAHSIZLANMAYA ÖNEM VERİYOR”Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasında, Türkiye'nin kimyasal silahlar sözleşmesine verdiği öneme dikkat çekti ve Türkiye'nin küresel anlamda si-lahsızlanma ve silahların yayılmasının önlenmesi konusunda çalışmalara her zaman önem verdi-ğini belirterek, "Bu konudaki konumumuz dünya tarafından gayet iyi bilinmekte ve takdir edilmek-tedir" dedi.

“KÜRESEL GÜVENLİK MESELESİ, TEK TARAFLI YAKLAŞIMLARLA ÇÖZÜLEMEZ”Kitle imha silahlarının yayılmasının dünyanın önündeki en ciddi tehditlerden biri olduğunu da belirten Cumhurbaşkanı Gül, “Maalesef küre-sel silahsızlanma çabasındaki ivme kaybolmuş gözükmektedir. Bu tehdidin üstesinden gele-bilmek için bütün ülkelerin, nükleer olanlar da

Page 20: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 20Platform

D o s y a

dâhil olmak üzere adil ve prensipli yaklaşım be-nimsemeleri gerekmektedir. Güvenlik mesele-siyle başa çıkmaya çalışırken, küresel sorunların tek taraflı, ikili ya da birbiri gibi düşünen küçük gruplar içinde çözülemeyeceği açıktır. Bütüncül bir yaklaşım ortaya konulmalı” diye konuştu.

HOLLANDA’DAKİ TÜRK TOPLUMU-NUN TEMSİLCİLERİYLE BULUŞMACumhurbaşkanı Gül, daha sonra Türkiye'nin La-hey Büyükelçiliği'ne geçerek Hollanda'daki Türk toplumunun temsilcileriyle bir araya geldi.

TÜRKİYE GENÇLİK FİLARMONİ ORKESTRASI KONSERİLahey'deki temaslarını tamamlayıp Amsterdam'a dönen Cumhurbaşkanı Gül ve Bayan Gül, akşam ise, Hollanda Kraliçesi Beatrix ile Kraliyet Tropikal Enstitüsü’nde, iki ülke arasındaki ilişkilerin 400. yıl dönümü vesilesiyle düzenlenen Türkiye Genç-lik Filarmoni Orkestrası konserini izledi.

HOLLANDA TÜRKLERİNİN SEVGİ GÖSTERİSİCumhurbaşkanı Gül ve Bayan Gül, Kraliyet Tropi-kal Enstitüsü'ne gelişlerinde, bir grup Türk tara-fından sevgi gösterisiyle karşılandılar. Konserde sırasıyla Hollandalı besteci Hendrik Andriessen'in ‘Kuhnau'nun Bir Teması Üzerine Çeşitlemeler’, Arjantinli besteci Astor Piazzola'nın ‘La Minör Me-lodi’ ve Türk besteci Ulvi Cemal Erkin'in ‘Sinfo-

nietta’ eserlerini seslendiren Türkiye Gençlik Fi-larmoni Orkestrası, konserin sonunda ise Dede Efendi'nin ‘Gülhinal’ parçasını icra etti.

VENLO 2012 FLORİADE FUARIHollanda ziyaretinin son gününde ise Cumhurbaş-kanı Gül, Bayan Gül ve Kraliçe Beatrix ile konak-ladığı Amsterdam’dan trenle Venlo’ya geldi. Venlo Tren İstasyonu’ndan Hollanda Kraliyeti’ne ait oto-büsle Venlo 2012 Floriade Botanik Fuar alanına gi-den Cumhurbaşkanı Gül, Kraliçe ve beraberindeki-ler, burada Hollanda Başbakan Yardımcısı Maxime Verhagen ve yerel yöneticiler tarafından karşılandı.

CUMHURBAŞKANI GÜL TÜRK BAHÇESİ’NİN AÇILIŞINI YAPTICumhurbaşkanı Gül, Bayan Gül ve Kraliçe Be-atrix, fuar özel defterini imzaladılar. Fuar ala-nındaki Hollanda pavyonunu gezen Cumhur-başkanı Gül ve Kraliçe Beatrix, yürüyerek Türk Bahçesi’nin bulunduğu alana geçtiler. Daha sonra Cumhurbaşkanı Gül, Bayan Gül ve Krali-çe Beatrix, içinde bir Türk evinin de bulunduğu bahçenin açılışını gerçekleştirdiler.

CUMHURBAŞKANI GÜL VE BAYAN GÜL ONURUNA ÖĞLE YEMEĞİBotanik Fuarı ziyaretinin ardından Cumhurbaşkanı Gül, Bayan Gül ve Kraliçe Beatrix ile Limburg Böl-ge Valisi Theo Bovens’in onurlarına verdiği öğle ye-meğine katıldı. Venlo’dan 75 kilometre uzaklıktaki

Maastricht kentine karayoluyla giden Cumhurbaş-kanı Gül, Bayan Gül ve Kraliçe Beatrix, Mass Nehri üzerindeki köprüden bando eşliğinde yürüyerek geçtiler ve buradan Vali Konağı’na gittiler.

BONNEFANTEN MÜZESİ’NDE SERGİ AÇILIŞIÖğle yemeğinden sonra Cumhurbaşkanı Gül ve Bayan Gül, Hollanda Kraliçesi Beatrix ile Bon-nefanten Müzesi’nde Merkez Bankası Sanat Koleksiyonu Sergisi’nin açılışını gerçekleştirdi.

TÜRK VATANDAŞLARLA SOHBETBonnefanten Müzesi’ne gelişlerinde Cumhur-başkanı Gül ve Hollanda Kraliçesi Beatrix’i, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ve Müze Direktörü Stijn Huijts karşıladı. Bonnefanten Müzesi’nden çıkışında kendisini bekleyen Türk vatandaşları Cumhurbaşkanı Gül’e yoğun sevgi gösterisinde bulundu. Cumhurbaşkanı Gül, bu-rada vatandaşlarla bir süre sohbet etti.

CUMHURBAŞKANI GÜL’Ü KRALİÇE BEATRİX UĞURLADIHollanda Kraliçesi Beatrix, Maastricht mey-danında Cumhurbaşkanı Gül’ü resmî törenle uğurladı. Törenin ardından Kraliçe Beatrix, Cumhurbaşkanı Gül ve Bayan Gül ile birlikte havaalanına gitti. Hollanda temaslarını tamam-layan Cumhurbaşkanı Gül ve beraberindekiler Türkiye’ye hareket etti.

Page 21: Platform Dergisi

Adrese teslim posta ile, Rotterdam bölgesi posta ücreti bedava!

Global, Brother, Juki yeni ve ikinci el kullanılmış sanayi dikiş makinaları,

A’dan Z’ye terzi malzemeleri, YKY Fermuar, Saba dikiş iplik, Groz Beckert

iğne ve değişik ürünler...

Jan Rebelstraat 19 A - Amsterdam, 1069 [email protected] • www.bontex.nl • Tel: 020 - 615 74 68 • Fax: 020 - 669 42 93

Page 22: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 22Platform

H a b e r

Jean-Marie Le Pen ve Jörg Haider; uzun yıllar Avrupa'nın en tanınmış sağ popülistleri olarak kaldılar. Ancak şimdilerde -farklı ne-denlerle- Avrupa'nın diğer ülkelerinde de sağ popülist partiler boy göstermeye başladı.Acaba aşırı sağcılığın atağa kalkmasının se-bebi ekonomik krizin Avrupa'yı vurması mı? Avrupa Araştırmaları Brüksel Merkezi'nden (CES) Florian Hartleb'e göre bu, işin kolayı-na kaçan bir izah tarzı. Hartleb, sağ popülist partilerin zaten krize karşı sundukları her-

hangi bir stratejileri olmadığını, sadece ulu-sal içe kapanma yanlısı ve globalleşme kar-şıtı söylemlerde bulunduklarını anımsatıyor.

İskandinavya ülkelerindeki sağ popülizm Örneğin İskandinavya'da borç krizinin etkile-ri pek hissedilmemesine ve yasadışı göç bü-yük bir sorun oluşturmamasına rağmen sağ popülist politikalar güçleniyor. Finlandiya'da "Gerçek Finler" adlı sağ popülist parti son

Avrupa'da sağ popülizm yükseliyor

Jean-Marie Le Pen ve Jörg Haider; uzun yıllar Avrupa'nın en tanınmış sağ popülistleri olarak kaldılar.

Jean-Marie Le Pen

Jean-Marie Le Pen

Page 23: Platform Dergisi

23 Platform

H a b e r

seçimlerde "Portekiz için neden ödeme yapmamız gerektiğini anlamıyoruz" sloganı ile yüzde 20 oranında oy aldı. İsveç'te ise 2010 yılında "İsveç demokratları" adlı sağ popülist parti ilk kez parlamentoya girdi. Si-yasal bilimci Florian Hartleb, refah içindeki İskandinav ülkelerinde orta sınıf vatandaşla-rın mevcut statülerini kaybetme korkusunu sağ popülist çevrelerin kendi amaçları doğ-rultusunda kullandıklarını belirtiyor.

Almanya'da aşırı sağcı şiddet eylemleri Almanya'da da aşırı sağcı şiddet eylemle-ri tüm ülkeyi sarsmıştı. Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) adındaki aşırı sağcı bir örgü-te mensup üç kişi, on yıldan fazla bir süre şiddet eylemlerine karışmış, cinayetler işle-mişti. Bunların izi ise açıkça anayasaya aykırı hedefler izleyen Alman Nasyonal Demokrat Partisi'ne (NPD) kadar uzanıyor. Ancak si-yasal bilimci Hartleb bu yasal partinin ya-saklanmasından yana değil; zira ona göre Almanya'da aşırı sağcı partilerin güçlenmesi değil, aşırı sağcı şiddet bir sorun.

Komşularda sağ popülistler iktidara ortak Almanya'nın komşularında ise sağ popülist eğilimler gittikçe güç kazanıyor. Belçika'da sağ popülist ve ırkçı bölgesel Flaman partisi Vlaams Belang, 20 yıldan bu yana üç büyük parti arasında bulunuyor. Hollanda'da ise hükümet, üçüncü güç olan Geert Wilders'in sağ popülist Özgürlük Partisi'nin dışarıdan desteği ile iktidarda oturuyor. Avusturya'da ise 2000 yılında o zamanki sağ popülist Özgürlükler Partisi lideri Jörg Haider, muha-fazakar Avusturya Halk Partisi ile koalisyon bile oluşturmuştu.

Sağ popülizmin sebebi: Liberal gelenekler Ludwigsburg'taki Alman-Fransız Enstitüsü Avrupa Bölümü Başkanı ve aynı zamanda ta-rihçi Stefan Seidendorf, bu ülkelerdeki libe-ral geleneklerinin sağ popülist partilerin yük-selmesinin nedeni olabileceğini vurguluyor.

Doğu Avrupa ülkelerindeki sağ popülizm Doğu Avrupa'da da sağ popülist partilerin güçlendiği gözleniyor. Siyasi gözlemciler bunun da modernleşme ve toplumdaki dö-nüşüm süreçlerinin birer yansıması olduğun-da hemfikirler. Macaristan'daki aşırı sağcı

Jobbik Partisi, Slovakya ve Çek Cumhuriye-ti'ndeki aşırı sağcı partiler son 20 yılda ba-şarı kaydettiler. Polonya'daki sağ popülistler çoğunlukla aşırı Katolik, bazen de Yahudi karşıtı söylemler kullanıyorlar.

Ortak göçmen politikaları Tarihçi Stefan Seidendorf, "Ekonomik krizin sağ popülizme hiçbir etkisi olmamıştır" de-nilemeyeceğini vurguluyor ve modernleşme sürecinde toplumun kaybeden kesimlerinin sağ popülist partilere kaydığını söylüyor. Ayrıca Avrupa'nın ortak göçmen politikaları oluşturması gerektiğine de dikkat çekiyor. (Deutsche Welle)

Jörg Haider

Page 24: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 24Platform

Page 25: Platform Dergisi

25 Platform

M a k a l e

Mesut Dişli

Hem Hollanda kraliyeti hem de hűkűmeti bu ziyarete gerektiği gibi ilgi ve itina gősterdi. Cum-

hurbaşkanı Gűl gerçekten çok gűzel ağırlandı; şanına layık bir proğram ya-pıldı. Medyada gereken ilgiyi gősterdi. Hollanda genelinde bu ziyaret çok műsbet karşılandı diyebiliriz. Ne var ki, bir kesim sineğin kűçűk olup mide bu-landırması gibi bu geziyi bulandırma teşebbűsűnde bulundu. Bu kesim aşırı sağı temsil gayretinde olan PVV partisi ve lideri Wilders’dan başkası değildi. Bu űst dűzey ziyaretin gerçekleşmemesi için çok őnceden kara propagandaya başlayan Wilders ve ekibi, engelleye-medikleri bu ziyareti akamete uğrat-mak içinde ellerinden geleni yaptılar. Tabi bunda başarılı olamadılar. Başarılı olamadıkları gibi hem Limburg eyaleti bőlgesel hűkűmetinden çekilmek zorun-da kaldılar hem de ulusal hűkűmetteki őnemli pozisyonlarından mahrum kal-dılar.Bundan sonra dışardan derstek verdikleri ulusal hűkűmeti bir kukla gibi oynatamayacaklar. Gerçi VVD ve CDA partileri bu kukla olma durumunu fazlasıyla hakediyorlardı ama bu konu başka bir yazının konusu. Hűkűmetin dűşmesine çok sevinmeme karşın, bu arada olan Hollanda’ya ve burada yasa-yan hepimize oldu demek durumunda-

yım. Çűnkű hűkűmet dűştű; Eylűl ayında erken seçim var. 2013 bűtçesi alelacele geniş bir koalisyon tarafından hazırlanıp kabűl gőrdű ama Eylűl ayında seçimle-rin yapılacak olması bu bűtçeye gűveni sarsıyor. Buda hemen her alana menfi tesir ediyor. Hollanda’nın son yıllarda darbe yemiş uluslararası imajının biraz daha darbe yemiş olmasıda işin cabası. Buna sebep olan Wilders ise şimdilerde Amerkida New York şehrinde yeni kita-bını tanıtmakla meşgűl.

Hollanda’da bu kadar rezalete imza at-mış, űlkeyi çok zor duruma dűşűrműş bir insanın hiç utanmadan ve sanki hiç-birşey olmamış gibi kitap tanıtım toplan-tısında dűnyadaki bűtűn műslűmanlara çağrı yapıp ‘islamı terk etmelerini’ iste-mesi ayrı bir garabet. Belki oda kendi-sinden őnce İslama savaş açan Ayaan Hirsi Ali gibi Amerikaya yerleşir diye dűşűnűyorduk ama o Hollanda’ya ge-lip Eylűldeki seçimlere hazırlanacağını sőyledi. Bekleyelim seçimler nasıl geçe-cek ve aşırı sağcılar ne kadar oy alacak. Umarım őzellikle Danimarka’daki ve Hollanda’daki ırkçı gelişmelerden sağcı seçmenler ders çıkarır. Burada ırkçı par-tilerin yanında diğer partilerede bűyűk gőrev dűşűyor. Hollanda’da yaşayan ‘ya-bancıları’ őtekileştirme sőylemlerinden;

politikalarından uzak durulması gere-kiyor. Ayrımcılığın bir insanlık ayıbı ol-duğunun bilincinde olarak ayrımcılıkla aktif műcadele edilmesi gerekiyor. Bu-nun yanında ise farklılıklara tolerans gösterme yerine yabancıların ve farklı kűltűr ve dűşűncedeki insanların toplum tarafından kabullenilmesi gerekiyor. Bu son sőylediğimiz zihinlerin değişmesiyle olabilecek birşey. Bőyle birşey olduğun-da farklılıklar bir tehdit unsuru olmaktan çıkıyor ve toplum için bűyűk bir zenginlik kaynağı oluyor. Farklılıklarımız gercek-tende zenginlik kaynağımız aslında; keş-ke herkes bunu gőrebilse, hayat daha gűzle olur o zaman.

Farklılıklarımız zenginlik kaynağımızTűrkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Abdullah Gűl Nisan ayı içinde Hollandayı ziyaret etti. Ziyaretin amacı Türkiye ile Hollanda arasındaki ticari ve diplomatik ilişkilerin 400. yılı kutlamalarını resmi olarak başlatmaktı.

Page 26: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 26Platform

H a b e r

FUAT ASLAN / ROTTERDAM - Türkiye-Hollanda diplomatik ilişkilerinin 400. yılı kutlamaları kapsamında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Hollanda’ya gerçekleştir-diği resmi ziyaret çerçevesinde bu ülkede bulunan Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve baş müzakereci Eğemen Bağış, Hollanda-Tür-kiye TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklioğlu, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederas-yonu Başkanı Bendeví Palandöken, ITO Başkanı Murat Yalçıntaş HOTİAD üyeleriyle Rotterdam’da buluştu.

Türkiye’ye Yenilikler Götürdük ve Götürmeye de Devam Edeceğiz Toplantının açılış konuşmasını yapan DEİK- DTİK İş Konseyi Avrupa Bölge Komitesi ve HOTIAD Başkanı Turgut Torunoğulları, gur-betçilerimizin Türkiye’de yapmış olduğu ya-tırımlardan bahsedilmediğine ve Türkiye’nin kalkınmasındaki rolünün gündeme gelme-diğine sitem etti. Torunoğulları, ‘‘Bizler, son 10 yıldır Avrupa’da ciddi anlamda yatırım-lar yapıyoruz. Geldiğimiz nokta da ortada. Türkiye’de de 100 milyonlarca Euro değe-rinde yatırımlarımız var. Hollanda’nın en bü-yük 10 şirketinden birisiyle, 2011 yılında or-taklık kurarak Türkiye’ye yenilikler götürdük ve götürmeye de devam edeceğiz’’ dedi.

Türk Ticaret Merkezinin Kurulsun Toplantıda konuşan Feijenoord belediye Başkanı Seyit Yeyden, kendi belediye sı-nırları içerisinde 160 değişik milletlerden insanların yaşadığı ve Hollanda’nın en istik-rarlı belediyesi olan Feijenoord Belediyesi sınırları içerisinde bir Türk Ticaret Merkezi-nin kurulmasını arzu ettiklerini söyledi.

Türkiye Ekonomisi Dünyanın İlk 10 Ülkesinden Biri Olacak TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise, Türklerin Avrupa’da destan yazdığına işaret ederek, Hollanda’daki Türk girişimcilerin 55 bin kişiye iş olanağı sağlamasından duy-duğu memnuniyeti dile getirdi. Türklerde müthiş bir girişimcilik ruhu olduğunu söy-leyen Hisarcıklıoğlu, ‘‘Avrupa’da kullanılan beyaz eşyanın 4’te biri Türkiye’de üretiliyor. Türkiye müthiş bir başarı hikâyesi yazdı.

Türk özel sektörü hızlı bir büyüme gösterdi. Birçok başarılı çalışmaya imza attık. 2023 yılında Türkiye ekonomisi dünyanın ilk 10 ülkesinden biri olacaktır. Bunu gerçekleş-tirmek için var gücümüzle çalışıyoruz’’ dedi.

Eğitime Önem VerinTürkiye-Hollanda diplomatik ilişkilerinin 400. yılı kutlamaları çerçevesinde kendile-rinin Hollanda tarafından en iyi bir şekilde ağırlandıklarını ve bunun bu ülkede yaşa-yan Türkler sayesinde olduğunu anlatan Avrupa Birliğinden sorumlu Bakan Eğemen Bağış, iki ülke arasındaki ilişkilerin her ge-çen gün daha iyiye gittiğini söyledi.

Eğemen Bağış sözlerini şöyle sürdürdü: ‘‘Sizlerin Hollanda’da 50 yılda geliştirdiği bu güzel çalışmalar, bizlerin bu ziyaretine daha da anlam katmıştır. Sizler adeta bu ülkede Türkiye’nin bir büyükelçisi gibi çalışmaktası-nız. Burada eğitime çok büyük önem verin. Geleceğin yöneticileri, girişimcileri olacak olan çocuklarınızı mümkünse en iyi okullarda okutun. Irkçılık ve uyum konusunda Avrupa’ya yardımcı olacağız. İletişim kanallarını iyi kullan-malıyız. Hollanda ile Türkiye arasında köprü-lerin geliştirilmesinde çalışmalar yapacağız. Türkiye’nin güçlenmesinden rahatsız olan grupların tepkilerine aldırmadan yolumuza de-vam edeceğiz. İşimize bakacağız.’’

Eğemen Bağış: ‘‘Irkçılık ve Uyum Konusunda Avrupa’ya Yardımcı Olacağız’’

Page 27: Platform Dergisi

27 Platform

A y ı n R ö p o r t a j ı

Page 28: Platform Dergisi

H a b e r

Hollanda’daki Türk İş Yerlerinin Güncellenmiş Son HaliReklamlarınız İçin Ulaşacağınız Tek Adres

Postbus 69026 • 1060 CA Amsterdam

Tel : 020 614 53 63 • Fax : 020 613 24 23

[email protected] www.alisverisrehberi.nl

23 Nisan Çocuk Bayramı başta Türk Federsayona bağlı derneklerde olmak üzere Arnhem Türkiyem Camisi, Tilburg Türk İslam Kültür Derneği, Rotterdam Kocatepe Futbol Kulübü ve Charlois Belediyesi başta olmak üzere bir çok yerde kutlandı.

Page 29: Platform Dergisi

Gentle Incasso, hem şirketten şirkete, hem de şirketten kişiye tahsilat yapan, para tahsil piyasasında uzman bir icra bürosudur. Alacaklı ve borçlu arasında iki tarafı tatmin eden bir sonuç almak için deneyimlidir.

Biz, birçok icra bürolarından farklı olarak 'no-cure-no-pay' esasına göre çalışmıyoruz. Dosya masrafı olarak az bir meblağ ödeyerek, alacağını-zın itinalı bir şekilde incelenmesi garantisini alırsınız. Alacağınızın, 'sulh yoluyla alınamaz' haberiyle sizi hayal kırıklığına uğratmayız. Mahkemeye giden bu uzun ve genellikle pahalı yolu, en medeni ölçüler içinde ve mantık çerçevesinde önlemek bizim işimizdir.

İşletmeci olarak paranızı tahsil etmek için ne kadar uzun beklediğinizi bi-liyoruz. Özellikle ekonomik sıkıntının yaşandığı bu dönemde, borçluların büyük bir kısmı, ödeme süresini uzatıyor ve daha da kötüsü iptal yoluna bile gidiyor. Bu da işletmeci olarak hiç istemediğiniz bir durumdur. Bu konuda sizden de, yapılan anlaşmaları yerine getirmeniz beklenmektedir.

Hizmetlerimizden faydalanmak için ilginizi çektiğimizi umuyo-ruz. İlgi duyarsanız veya hiz-

metlerimiz hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz, bizimle

temasa geçiniz.

Gentle IncassoTelefon: 075 771 46 36

Fax: 075 635 70 [email protected]

www.gentleincasso.nl

Page 30: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 30Platform

Hollanda’da siyaset erken seçime kilitlendi

Selim Turan

H a b e r

Hıristiyan Demokratlar (CDA) Başkanı Ruth Petoom, koalisyonun dağılmasını tamamen bir sürpriz olarak değerlendirdi. Petoom, “Tamamen seçime hazırlanmamız lazım. Yakın dönemde seçim olacak. Onunla ilgi-leniyoruz. Parti yönetimimiz seçime dönük çalışmalara başladı. Seçimle ilgili çok güzel bir kampanya süreci geçirmek istiyoruz.

Kampanya sürecesinde farklı kültürlere açılmayı da hedefliyoruz. Seçim sürecinde çok güçlü bir CDA’yı ortaya çıkaracağız. Seçimin tam olarak ne zaman yapılaca-ğını bilmiyoruz. Yazdan önce olursa çok zor olur. Yazdan önce olmaz ise eylül veya ekim ayında olma ihtimali çok yüksek Hol-landalılar için en iyi olan ne ise ona karar vermemiz lazım. Çünkü kriz çok ciddi oran-da ülkeyi etkiliyor.” dedi.

Muhalefet partilerinin sadece kendi çıkarlarını değil ülkeyi düşünmeleri lazımÇok zor ve önemli kararlar almak duru-mundayız çünkü gelecek için ve çocukları-mız için çok iyi bir Hollanda oluşturtmamız lazım farklı kültürler ve Hollanda’nın sosyal zenginliğini koruyarak bunu yapmamız la-zım diyen Petoom, “Hükümetin düşmesi hepimiz için büyük bir sürpriz oldu. Açık-çası beklemiyorduk. Üç partinin liderleri de nerede ise anlaşmışlardı. Tasarruf pa-keti üzerinde. Yarınlar için önemli kararlar almamız lazım. Kısacası yarın bu günden başlıyor. Seçimin kriz dönemine denk gel-mesi çok zor tabii ki. Partilerin bu krizin aşılması noktasında el birliği ile hareket

etmesi çok önemli. Muhalefet partilerinin sadece kendi çıkarlarını değil ülkeyi dü-şünmeleri lazım.” şeklinde konuştu.

Hükümetin istifası ülkeyi derin bir krizin içine soktuCDA Milletvekili Coşkun Çörüz, “Maalesef PVV Lideri Wilders, Cumartesi günü fişi çekti. Ve Hükümetin devamına nokta koy-du. Zaten bir krizin içinde idik. Ama bu hü-kümetin istifası ülkeyi derin bir krizin içine Hıristiyan Demokratlar (CDA) Başkanı Ruth Petoom

Coşkun Çörüz

Hollanda'da 568 gün önce Liberal Parti (VVD) ile Hıristiyan Demokratlar (CDA) tarafından kurulan ve dışarıdan da Wilders destekli sağ azınlık hükümetin istifasının ardından gözler yeni bir seçime çevrildi.

Page 31: Platform Dergisi

31 Platform

H a b e r

soktu. Bu sorumsuzca bir davranış ama artık ileriye bakmamız lazım. Hükümet isti-fasını verdi. Kraliçe de gerekli prosedöler çerçevesinde bunun gereğini yapacak. Artık yeni seçimlere gideceğiz. Hükümet seçime kadar geçici görevde olacak. Büt-çenin bir an önce hazırlanması lazım. Çün-kü bu ayın sonunda Brüksel'e gönderilmesi lazım. Ülke çok zor duruma düştü. Bunun sorumlusu açıkçası Wilders. Brüksel kriz var veya yok ona bakmaz. Bizim nisan so-nuna kadar Brüksel'e 2013 bütçesi le ilgili planı sunmamız lazım.” dedi.

PvdA Milletvekili Nebahat Albayrak: “Sağ azınlık hüküme-ti ile ülke için yapılanlar yıkıldı”İşçi Partisi (PvdA) Milletvekili Nebahat Al-bayrak, hükümetin istifasını beklenen bir olay olarak değerlendirdi. Nebahat Albay-rak, “Çok sorumsuz ve büyük riskler alan bu hükümetti. PVV işbirliği ile CDA ve VVD ülkeyi uçurumun kenarına getirdiler. Ama çok geç değil. Önümüzde bunları düzelt-mek için yıllar var uluslararası ilişkiler ol-sun. Ülke içindeki siyaset olsun bu konuda çok zaman kaybettik. Sağ azınlık hükümeti ile ülke için yapılanlar yıkıldı. Onları onar-mak için çok büyük çaba gerekiyor. İlk he-defimizde bu. Bütçe açığı bizim sorumlu-ğumuz değil. Ülkeyi buraya biz getirmedik. Ama bunun hesabı tabii ki sorulacak. Mec-liste bunun hesabını soracağız. Seçimlere

hazırlanıyoruz. Biz yaz öncesi olsun iste-dik. Ama çoğunluğu bulamadık. Az destek çıktı. Çünkü 2013 bütçesinin bir an önce yapılması gerekiyor. Hollanda’da yaşayan-lar için ciddi kararlar alınacak. Buna bizim de katkımız olacak. Ancak seçim sonba-hara kaldı. Tek hedefimiz en büyük parti olmak. Sorumlu bir muhalefet yaparak se-çimlere hazırlanacağız.”şeklinde açıklama-larda bulundu.

Hükümetin düşmesi ülkemiz için hayırlı olduDemokrat 66 Milletvekili Fatma Koşer Kaya, uzun zamandır hükümetin dağılma-sı yönünde bir beklenti oluştuğunu ifade ederek, "Şu an bu beklenti gerçekleşti ve hükumet istifa etti. İyi de oldu." dedi. Kaya, 400 milyar euroya ulaşan bütçe açığını ka-patmak için reformlara hız verilmesi gerekti-ğini söyledi. Fatma Koşer Kaya, seçim tari-hinin Cuma günü belirleneceğini ifade etti.

HELMOND - Hollanda ile Türkiye arasın-daki diplomatik ilişkilerinin 400. yılı mü-nasebetiyle HOGİAF, SANİTAS, NTFF, PERITUS NETWORK, ROSARIUM, WA-TERVAL ve bunlara bağlı kırkın üzerinde yerel vakıftan oluşan 400. Yıl Platformu ve Brabant ve Gelderland bölgelerinden platforma destek veren Prisma, OASE ve Kennesplein vakıf başkanlarının da bulunduğu bir heyet Helmond Belediye-sini ziyaret etti. Helmond Belediye baş-

kanı Fons Jacobs ekonomiden sorumlu belediye başkan yardımcısı Yvonne van Mierlo, spor ve kültürden sorumlu baş-kan yardımcısı Jan van den Heuvel, ve diğer belediye başkan yardımcıları ile tam kadro katıldı. Prisma, OASE ve Kennesp-lein vakfı gönüllüleri tarafından hazırlanan Türk mutfağından seçkin lezzetleri ikram edildi. Belediye başkanı ve yardımcıları ikramlar karşısında çok memnun ve mutlu olduklarını söyledi. Programın çok güzel geçtiğini belirten 400. yıl platformu baş-kanı Dr. Gürkan Çelik burada yaşayan Türklerin Hollanda’ya ve Hollanda toplu-muna ve ekonomisine ciddi katkılarının olduğunu söyledi. Samimi ve doğal bir havada gecen ziyaret karşılıklı hediyeler-le son buldu. Dr. Gürkan Çelik Belediye başkanına ebru tablosu hediye etti. Be-lediye başkanı ise Platform temsilcilerine ve programa katılan gönüllülere Helmond şehrini anlatan bir kitap hediye etti.

Türkiye ekonomisiyle yükselen bir değer

Nebahat Albayrak

Fatma Koşer Kaya

Page 32: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 32Platform

H a b e r

Soruşturmayı yürüten Haarlem Savcılığı, kazayla ilgili kimsenin suç işlemediğine karar verildiğini belirterek, cezai soruşturmanın kapa-tıldığını açıkladı. Savcılık tarafından yapılan açıklamada, 9 kişinin hayatını kaybettiği ve bir çok kişinin de yaralandığı kazadan sonra Ulusal Havacılık Savcılığı tarafından hem araştırma hem de cezai soruşturmanın başlatıldığı hatırlatıldı. Bu çerçevede tanıklar ve uzmanların dinlendiği; pilotlar, hava trafik kontrolü, THY ve üretici firma Boeing;in kusurunun olup olmadı-ğının soruşturulduğuna değinilen açıklamada, "Hollanda’da suç islemiş olduğu tespit edilen yasal ya da tüzel hiçbir şahıs bulun-mamaktadır. Haarlem iddia makamı, cezai soruşturmayı kapatmış bulunmaktadır" denildi. Hollanda;da 25 Şubat 2009'da meydana gelen uçak kazasında 4;ü mürettebat toplam 9 kişi hayatını kaybederken, 100'e yakın kişi de yaralanmıştı. 127 yolcu ve 7 kişilik mürettebat taşıyan uçak, havaalanına bir buçuk kilometre uzaklıktaki bir tarlaya düşmüş ve üç parçaya ayrılmıştı. Kazayla ilgili araştırma yapan Hollanda Gü-venlik Araştırma Konseyi;nin hazırladığı raporda, uçağın, sol tara-fında yer alan irtifa gösterge aletinin arızalı olmasından dolayı düş-tüğü ileri sürülmüştü.

Kazayla ilgili nihai raporun açıklanmasından sonra harekete geçen kazazede avukatları, özellikle üretici firma Boeing aleyhine ABD’de yüklü miktarlarda tazminat davaları açtı. Bu konudaki hukuki süreç ise henüz tamamlanmadı.

THY uçağı soruşturması kapatıldıHollanda’da, 25 Şubat 2009’da İstanbul–Amsterdam seferini yaparken Schiphol Havaalanı'na inişe geçtiği sırada düşen THY uçağı kazasına ilişkin açılan soruşturma tamamlandı.

Saygı Değer Girişimciler,

Artık iş yerlerinizin tanıtımı daha kolay.

İş yerlerinize yönelik yaptığınız buroşür el ilanı gibi

tanıtımlarınızın Hollanda’nın her tarafına profesyonel ekibimizle

dağıtımını yapıyoruz.

Bizi arayıp fiyat almanız sizin menfaatinize.

www.yek-ay.nl • [email protected] / 0648 877 294• 0684 46 5112

Page 33: Platform Dergisi

33 Platform

Adres: Beeklaan 173 / 2562 AD Den HaagT. 070 220 26 54 / F. 070 380 89 48 / Gsm: 06 53 17 60 47

www.yadin.nl

Şimdi Türkiye’den ev almak daha avantajlı• Tapu sorunu yok

• Özel ödeme imkanları• Ve detaylı bilgi için bir telefon etmeniz yeterli

• Bodruma yarım adası dahilinde, Gümüşlük-Yalıkavak yolu üzerinde.• Denize uzaklığı sadece 60 metre. • 16 Bloktan oluşan, 64 Daireli ve %100 tamamlanmış bir proje.• Her blok 2 kat ve 4 daireden oluşmaktadır.• Bütün daireler deniz manzaralıdır.• Ortak yüzme havuzu, arıtma systemi, çocuk parkı, sosyal tesis ve otoparkı mevcuttur.• 63 m3 su deposu ve kendi elektrik trafosu mevcuttur. • Gümüşlük 2 km, Yalıkavak 4 km, havaalanı 40 km.

• Bodrum yarımadası dahilinde, Gümüşlük sahile 2,5 km mesafede• Denize uzaklığı sadece 900 metre.• Etrafı çevrili, pejzajı tamamlanmış• 8 Blok, 32 Daire, 2 Havuz, Özel Trafo• 2 oda 1 salon, açık mutfak, 2 banyo, brüt 95 m2• Yerler traverten, tüm banyo ve wc’lerin duvarları ve yerleri dahil olmak üzere birinci sınıf mermer, banyolarda duşa kabin, holde portmanto ve dolap, ebeveyn odasında geniş gömme dolap

EGE EVLERİ VİSTA EVLERİ

65.000

Euro

SASA GROEPyour partner in business

60.000

Euro

Page 34: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 34Platform

Page 35: Platform Dergisi

35 Platform

G ü n c e l

Sayın Platform Okurları,

Güncel köşemizde tekrar bir güncel konuy-la sizlerle tekrar birlikteyiz. Evet, bu sayı-mızda konumuz hükümet tarafından önce Hollanda Parlamentosunda kabul edilen ve daha sonrada Senatoya gönderilen Bele-diye borçlulara yardım yasasındaki değişli-ğini (Wet gemeentelijke Schuldhulpverle-ning) ele alacağım. Yasa değişikliği önce Hollanda Temsilciler Meclisinden geçti ve onaylanması için Senato’ya gönderilen yasa burada onaylanarak Resmi Gazetede yayın-lanarak 1 Haziran 2012 tarihinden itibaren yürülüğe girmiş olacak.Köşem gereği gün-cel olmaya çalışırken sanırım borç sorunu içinde bulunduğumuz ekonomik gerileme, işsizlikle birlikte uzun zamandır güncelliğini korumakta ve korumaktada devam edecek bir konuyu ele almış bulunmaktayız.

Dünyada ekonomik daralmayla birlikte, birçok vatandaş finansal sorumluluklarını yerine getirmekte zorlanırken, sabit giderle-rini ödemekte zorlanmları, mevcut hükümeti Belediye borçlulara yardım yasasında (Wet gemeentelijke schuldhulpverlening) yeni değişiklik ve düzenlemeye gitme gereği gördü. Borç sorunuyla karşı karşıya kalan kişiler sürekli artarken, bu artış ekonomik durgunlukla önümüzdeki yıllar dahada ar-tış göstereceği beklenmekte.Eskiden dar ve ödenek alan kişiler risk gurubunu teşkil ederken, son zamanlardaki ekonomik dur-gunluk ve işsizlik yüksek gelirli kişileride borç sorunuyla karşı karşıya getirdiğini gör-mekteyiz.

Bu yasa değişikliği ile Belediye Meclisi kali-teli bir borçlulara yardım yasasını uygulamak için yasal bir görev üstlenirken, borç soru-nununa toplu bir çözüm için her Belediye 4 yıllık bir çözüm planı hazırlayacaklar. Daha sonra Belediye başkanı ve yardımcıları her

yıl uygulama ile ilgili Belediye meclisine bilgi sunması gerekmektedir.

Belediyeler tarafından uygulanan bu yasa, vatandaşlara borçlarını nasıl ödeyecekleri konusunda bilgi ve borçlu oldukları kuru-luşlarla sözleşme yaparak taksitle borç durumundan biran evvel kurtulmalarını sağlamaya çalışmaktadır. Uzun zamandır sadece finansal olarak çözüm bulmaya çalışılırken, finansal sorunların neden, ve hangi faktörlerden dolayı meydana geldiği konusu göz ardı edilmekteydi. Bu yasa-nın değişikliğinin ana noktası bu noktaya eğilerek, bundan böyle borç sorunu olan kişilerin sorunlarına sadece parasal olarak değil daha geniş ve toplu bir perspektiften bakılarak ele alınacak.

Yeni yasa ile ne gibi değişikliler getirilmekte?Bu yasadan önce birçok borç sorunu ile karşılaşan kişiler, belediyeye müracat ettik-lerinde hemen hemen bütün belediyelerde uzun süreli bekleme sırasında (wachtlijst) olduklarından sorunları bu süre içerisinde dahada ağırlaşarak erken bir müdahalede düzelecek borçlu kişilerin iflasa giden bir süreç yaşamalarına yol açmaktaydı. Hükü-met bir iflas (Schuldsanering) olayının top-luma büyük maaliyeti olduğunu görmekte. Bu durumu, öncelikle önleyici ve erken mü-dahale ile borç sorununun derinleşmeden çözülmesini amaçlamaktadır.

Yeni yasa değişikliği borç sorunu olan kişi-nin başvurusuna 4 hafta içinde çözüm için girişimde bulunmasını zorunlu kılıyor.

Şayet borçlulunun durumu tehdit edici bir boyuta gelmiş ise, örneğin elektirik, gaz, su ve kira borçları yasada istisna olarak Beledi-

yenin 3 gün içinde ilgili kişiyle irtibat kurup çözüm araması gerekmektedir.Borç yardımı ( schuldhulpverlening) bun-dan dolayı dahada zorlaşırken, uygulama daha iyi olabilir. Belediyeler daha az parayla daha çok iş yapmak gibi zorunlulukla karşı karşıya kalmaktadır.Yasa değişikliği ile Be-lediyeler borç sorunu yaşayan vatandaşlara geniş çercevede yardım sunma zorunluluğu getirmektedir.

Integral borçlular yardımı belediyelerin yal-nız finansal sorunları çözmeleri için değil, bu soruna bağlı olarak pisiko-sosyal prob-lemler ( örneğin aile ilişkileri yada terbiye sorunları) finansal problemlerin neden meydana geldiğini tesbit etmeyi amaçla-maktadır.

Başvurunuz olumlu bir karar netice verdiği durumda, kişisel bir plan yapılır ve bu plan-la finansal sorununuza çözüm aranırken bu soruna sizi iten sebep ve etkenlerde ele alınarak bir daha bu tür sorunlarla karşılaş-mamanız için uzun vadeli çözüm hedeflen-mektedir.

Bu ayki konumuzda siz okurlarımla borç so-runu konusunda Belediyelerin uyguladığı ( Wet gemeentelijke schuldhulpverlening) yasa değişikliği hakkında bilgi sunmaya çalıştım. Borç sorunu elimizde olmayan ne-denlerden ötürü olaşacağı gibi, bilinçsiz ve gelişi güzel harcamalar yoluylada meydana gelmektedir. Bunun için öncelikle kendi aile içi ekonomimizi ve muhasebemizi itinali bir şekilde yapmamız çok önem arzettiğini ha-tırlatmak isterim. Ekonominin bütün dünya-da daralması, birçok devletlerin ekonomik tasarruf planlarında zorlanmaları birseysel olarak bizleride dikkatli harcamamaya yö-neltmelidir. Bir sonraki güncel bir konuda siz degerli okurlarımla yeniden birlikte ol-mak umuduyla hoscakalınız…

Ali Osman Biçen

Belediye borçlulara yardım yasasında düzenleme

Page 36: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 36Platform

H a b e r

Amsterdam’da Free Press Unlimited adlı kuruluşun Dünya Basın Özgürlüğü Günü vesilesiyle düzenlediği etkinliğin ana ko-nuşmacısı olarak Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Yasemin Çon-gar ve Hollanda´da yaşayan Türk kökenli gazeteci ve kabereci Nilgün Yerli katıldı. Untold Stories (Anlatılmamış Hikâyeler) baş-lıklı toplantıda Çongar’ın İngilizce yaptığı ko-nuşmada Türkiye’deki tutuklu gazetecilerden ve tarihte yapılan haksızlıklardan bahsetti: “On yaşında bir kızım var. Babası Amerikalı, hayatının ilk altı yılını ABD’de geçirdi. Bugün-lerde İstanbul’da, onu iki dilde yetiştirmeye çalışıyorum ama okul müfredatının hepsi İn-gilizce, bütün arkadaşları İngilizce biliyor ve her ne kadar herhangi bir dilde hiç durmak-sızın konuşabilse de, iş okumaya gelince, ne yazık ki tercih ettiği dil Türkçe değil. Fakat yine de sabahları benimle birlikte Türk gaze-telerini okumayı seviyor, tam olarak kavraya-madığında da sorular soruyor.“Bu manşette ne diyor, anne” diyor ge-nellikle ve ben de “32 yıl önceki bir askerî darbeden bahsettiğini” söylüyorum. Bir başka gün gene soruyor, ben “Bugün bir-çok askerî yetkilinin bu yüzden mahkemede olduğu 2003’teki bir darbe planı iddiasıy-la ilgili” diyorum. Ya da, “Bu, 1930’larda, Türkiye’nin kurucuları Atatürk ve İnönü dö-neminde, Dersim’in -Doğu Anadolu’da bir Alevi şehri bombalanmasıyla ilgili bir haber.”

Sonra yine bir başka gün: “Bu da 1997’deki postmodern darbe soruşturması hakkında”. Başka bir gün: “Bu manşette, Taraf olarak 1915’teki Ermeni Soykırımı nedeniyle özür dilediğimiz yazıyor.”Yasemin Çongar’ın önceden hazırladığı yazısını harfi harfine okumasının ardından Çongar’ın konuşmasına karşılık sahneye Nil-gün Yerli davet edildi. Hollanda’da yaşayan fakat birkaç sene önce İzmir ve İstanbul’da yaşamış olan Nilgün Yerli Türkiye’de yaşa-dığını fakat sürekli seçim yapmak zorunda kaldığı için tekrar Hollanda’ya döndüğü-nü anlattı. Konuşmasında parodiler yapan Yerli, Türkiye’de yaşadığı dönemden son-ra çıkardığı sonucu şöyle izah etti: “Dünya benim vatanım, insanlık benim ailem, sevgi benim dinim.” Türkiye’de farklı görüşten ol-duğun takdirde hayatın zorlaştığını anlatan Yerli atılan her adımda, söylenen her sözde politikanın olduğunu söyledi. Basın hürriye-tinin konuşulduğu günde gazetecilerin de lekesiz olmadığını anlatan Yerli bunu şöyle açıkladı: “Sonuçta gazeteciler yaz-dıklarına kendi düşüncesi-ni, kendi korkularını, hayal-lerini, idaellerini katıyor. Her okuduğumuz gerçek mi?.. değil ama her okuduğumuz bizi bir yöne itebiliyor .”Birinci bölümde Türkiye’de hapis yatan gazetecilier konuşulduktan sonra ikin-ci bölümde Meksika’daki tutuklu gazetetciler için konuşmacılar kürsüye da-vet edildi. Toplantı sonrası soru sormak istediğimiz Yasemin Çongar biz ve di-ğer Türk basın mensupla-rına‘buradaki hiçbir basın mensubuyla görüşmedim o yüzden size de röportaj vermek istemiyorum’ deyip diğer tarafdan salondaki Meksikalı gazetecilere rö-portaj vermesi dikkatimizi çekti. Açıkcası Dünya Ba-sın Özgürlüğü Günü´nde Yasemin Çongar’ın mes-lektaşları arasında bu tür bir

ayırım yapması bizi hem şaşırttı ve hem de düşündürdü!

Taraf Gazetesi Yazarı Yasemin Çongar’dan Türk Basınına ayrımcı tavır

Yasemin Çongar

Nilgün Yerli

Page 37: Platform Dergisi

37 Platform

Adres: Beeklaan 173 / 2562 AD Den HaagT. 070 220 26 54 / F. 070 380 89 48 / Gsm: 06 53 17 60 47

www.yadin.nl

PARA HARCANIR, GAYRİMENKUL KALIRVE DEVAMLI DEĞERİ ARTAR

KENDİNİZİN VE ÇOCUKLARINIZIN GELECEĞİ İÇİN EN İYİ YATIRIM GAYRİMENKÜLDÜR

Arsalarımız Ankara merkezde, Keçiören, Pursaklar, Saray,

Esenboğa, Çayyolu, Ümitköy, Temelli ve Ankara’nın

tutulan ve iyi pirim yapan yerlerinde

Ankara’da her bütçeye uygun, sahibinden satılık imarlı arsalar

Ankara Türkiye’nin başşehri, merkezi. Her şey Ankara’da bitiyorANKARA ARSA MERKEZİ

Türkiye’deki gayrimenküllerinizi değerinden peşin alırız.

ANKARA ARSA MERKEZİKeçiören- Sanatoryum-Ankara

Büro Tel. 00-90-312-5801002 Gsm. [email protected]

+31

(0)2

0 61

4 53

63

Page 38: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 38Platform

Page 39: Platform Dergisi

39 Platform

Avrupa Adalet Divanı Hollanda devletine cevabını net bir şekilde verdi

Ankara antlaşmasının Türk işçileri ve aileleri için önem taşıyan 1980 yı-lındaki ek antlaşmasına göre belirli

haklardan yararlanabiliyor. Fakat Hollanda Yabancılar kanundaki yasaya göre çifte va-tandaşlığı bulunan Türk vatandaşlarının bu hakları ellerinden alınmak isteniyor idi. Ya-bancılar bakanlığının çifte vatandaşlığı bula-nan Türk vatandaşlarının haklarının kısıtlama gerekçesi ise Ankara antlaşmasının sadece Türk vatandaşları için geçerli olduğunu ve Ankara antlaşmasının maddelerinden yarar-lanamayacağını belirtmiş idi. Malesef çifte vatandaşlığı bulunan aile fertleri aşağıda be-lirtilen haklardan yararlanamıyor idi: • 3 Yıl aynı adreste ikamet ettikten sonra bağımsız oturum hakkı.• Meslek eğitimini bitirdikten sonra bağım sız oturum hakkı• Oturum harcı indirimi 1250 Euro yerine 60 Euro• Ceza davasından hüküm yiyenlerin sınırdışı edilmesi

• Oturum iptali• AB vatandaşlarıyla aynı muamele görmemeleri• Oturum haklarındaki diğer kısıtlamalar. Yıllardır süren hukuk mücadelesinde bazı mahkemeler tarafından haklı bulanan çifte vatandaşların kararına itiraz eden Hollanda yabancılar bakanlığı temyize gitti. Danıştay ise davanın binlerce kişiyi etkilediği için, dava Avrupa Adalet Divanına intikal etti. Av-rupa Adalet Divanı 29 mart 2012 tarihinde Danıştayın yönelttiği soruları cevaplandırdı. 1. Türk ve Hollanda vatandaşlığı bulunan aile fertleri 1980 yılındaki ek antlaşmadaki 7’ci maddeden yararlanabiliyorlar mı?2. Çifte vatandaşlığı hangi tarihte aldığı önem taşıyor mu? Avrupa Adalet Divanı Hollanda devletine cevabını net bir şekilde verdi. Avrupa Adalet Divanı Türk vatandaşı olan ki-şilerin her zaman Ankara antlaşmasından ya-

rarlanabileceğini belirtti. Aile fertlerinin çifte vatandaşlığının bulanmasının Ankara antlaş-masındaki haklarından mahrum olmayacağı-nı belirtti. Böylece çifte vatandaşlığa sahip ve AB üyesi ülkede yaşayan Türklerin Türk vatandaşı olan aile bireyleri açısından Ortak-lık hukukundan kaynaklanan haklardan ya-rarlanabilmeleri yolu açılmış oldu. En önem-lisi. Türkiye'den eşini getirmek isteyen çifte vatandaşlığa sahip olanlar 1250 Euro gibi astronomik bir rakam ödemesi gerekiyor idi. Ödenen harç paralarını geri almak için IND ye başvuru yapılması gerekmektedir. Otu-rum müsaadesi iptal olan Türk vatandaşları. Davalarını yeniden açmaları gerekmektedir.Yıllardır Avrupa Adalet Divanına taşınan da-valarda hep gülen taraf Türk vatandaşları oldu. Fakat Hollanda devleti yıldırma poli-tikaları ile. Avrupa adalet Divanının vermiş olduğu kararları yok saymakta idi. Yabancı-lardan sorumlu bakanlıktan henüz Avrupa Adalet Divanının almış olduğu karara bir açıklama gelmedi. Fakat Kanun değişikliği kaçınılmaz görünüyor.

H u k u k

Av. İsmet ÖzkaraTel: 026 - 351 00 04

[email protected]

Yıllardır Hollanda devleti tarafından tanınmak istenmeyen 1963 yılında yapılan Ankara antlaşmasının son yıllarda ne kadar önemli olduğu Avrupa adalet Divanının almış olduğu kararla tekrar ortaya çıktı.

Page 40: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 40Platform

M o d a

Saatler eskisi gibi bir tane alınıp ömür boyu kullanılmıyor. Tam 200 yıl önce ilk kol sa-ati tasarlandığında kullanma amacı sadece zamanı öğrenmekti. Oysa şimdilerde kol saatleri farklı değerlendiriliyor. Saati öğrenmek için cep telefonlarını kullanırken, kol

saatleri daha cok kıyafetimizi tamamlayan faktörlerden biri olarak gö-rünüyor. Tıpkı kıyafetlerde olduğu gibi kol saatleri de kullanan kişi-nin, işi, hobileri ve giyim tarzıyla ilgili ipuçları veriyor.Erkekler taktıkları kol saatini en önemli aksesuar olarak görür-ken, markasına ve fi yatına önem veriyorlar. Bayanlar içinse bi-

lezikler, kolyeler ne kadar önemliyse kol saatleri de o kadar önemlidir. Onlar için kol saatleri tasarımı ile göz alıcı olma-lıdır ve ilgi çekmelidir. İşe giderken ayrı, spor yapar-

ken ayrı, gece çıkarken ayrı saat kullananların sayısı artıyor. Leopar ön plandaysa ya da rugan, saat tercihleri de o modellere kayıyor. Tabii bir de saatin kendi yarat-tığı moda var.

Kol saatleri giyim tarzınızı tamamlayan önemli bir aksesuardır. Kıyafetinize ve

tarzınıza uygun saat tercih edin. Mesela tarzınız sporsa renkli, büyük, deri ya da metal

Hazırlayanlar:Esra Toprak DemirSerap Kaya Aslan

Moda di

SueNo

Dedemizin yadigarı değerli kol saatleri vardı eskiden. 2012 de ise her kıyafete ayrı tasarlanmış marka kol saatleri var.

Kol Saati Trendleri

Page 41: Platform Dergisi

41 Platform

M o d a

kayışlı saatleri tercih edebilirsiniz. Klasik giyinmeyi seviyorsanız metal ya da deri kayışlı klasik bir tasarıma sahip çok büyük olmayan saatleri tercih edebilirsiniz. Siyah pantolon ve beyaz gömlek giydiğinizde kullanabileceğiniz saat stili, kare veya dik-dörtgen deri kayışlı bir model olmalıdır. Birde her kıyafete ve her tarza uyum sağ-layacak renk ve modeller vardır.Kol saatine ilginin inanılmaz çok olduğu bu yıllarda, bir çok marka da bu işten na-sibini almak istiyor. Eskiden sadece saat markaları saat sektörüne yön verirken son yıllarda moda, spor, lüks ve tasarım gibi farklı alanlarda şöhret kazanmış marka-lar da ürettikleri saatlerle pazara girdi. Kol saati tasarısında kullanılan renk-ler, kasalar, malzemeler her sezon yenileniyor.Dünyanın her tarafında her kesim-den insanlar kol saatlerine yoğun ilgi

duyar. Birileri kol saatlerini zaman göster-gesi olarak nitelendirirken, diğerleri ser-vet sayar kol saatlerine. Mesela dünyanın en pahalı kol saatin değerinin yaklaşık 25 milyon euro olduğunu biliyormuydunuz? 201 ayar 874 eşsiz pırlantalı kol saati gizli bir koleksiyoncu icin tasarlanmış. (Foto 2)

Yazımızın sonuna gelirken, re-vaçta olan rengarenk, şık ve bir o kadar da pahalı yeni moda kol saatlerinden ör-nekleri dergimizin bu sayısı için derledik.

Bir dahaki yazımızda görüş-mek üzere!

Sueno Organisatiewww.suenoorganisatie.com

www.facebook.nl/suenoorganisatie

Esra Toprak Demir 0641587058 & Serap Kaya 0642555606

KONING PARTYCENTRUM FULLPAKET € 9450 -,** Paket içeriği ve şartlar için bizi arayın

Foto 2

Page 42: Platform Dergisi
Page 43: Platform Dergisi

43 Platform

G ü n d e m

İşçi olarak gelen göçmenlere konuk, mi-safir işçiler (gastarbeiders) deniyordu. Pek çoğu yeterince eğitimli olmayan, kır-

sal kesimden gelmiş ihsanlardı. Yabancı dil bilmeyen, sadece yeterince para kazanıp ülkelerine geri dönmek niyeti ile gelmişlerdi Bati Avrupa ülkelerine. Bu umudu taşıyan birinci nesil göçmenler büyük zorluklarla karşılaştılar. Bir kısmı gerçekten döndü, bir kısmı ise bugün yarın derken işçi olarak gel-dikleri ülkelerde kaldılar. Karşılaştıkları pek çok problemi eğitim seviyeleri, dil problemleri nedeniyle anlatmakta yetersiz kalan birinci kuşağın sorunları ikinci kuşak çocuklarının dil öğrenmeleri ve daha aktif olarak toplumsal hayata katılma istekleri ve görünürlükleriyle daha fazla yankılanır olmaya başladı. Çoğu Avrupa’da doğmuş, ebeveyninin geldiği top-rakların kültürünün yanı sıra, doğduğu ülke-nin kültürüne de vâkıf olan ikinci ve üçüncü nesil artık ülkelerinin “problemli göçmenleri” olarak değil çözümlere katkıda bulunmaya is-tekli vatandaşları olarak tanınmak istiyorlardı. Bu gayeyle yeni kuşak mensupları artık yavaş yavaş sivil toplum hayatına katılarak, giderek dernekleşip karşılaştıkları problemlere çö-züm arayışında aktif rol üstlenmeğe başladı-lar. Ebeveynlerinin eğitimsizlikleri nedeniyle çektikleri sıkıntıların farkında olan yeni kuşak-lar benzer sorunların kökünden halledilmesi için “eğitim” bir olmazsa olmazdı… Eğitim merkezleri, eğitim yuvaları, eğitim kurulları açarak yeni nesillerin ve gençlerin eğitimine ve gelişimine katkıda bulunmayı, kültürlerara-sı etkileşim ve iletişim toplulukları ve birliktelik-leri oluşturarak toplumdaki ‘birbirini yeterince anlayamama’ sorununa el atmayı, girişimci dernekleri kurarak ülkenin ekonomik kalkın-masına katkıda bulunmayı, kadını toplumun merkezine konumlandıran platformlar tesis ederek her alanda aktif katılımını arttırmayı ve kültür-sanat merkezleri inşa ederek kendile-

rini bu yolla ifade etmenin yanında, geldikleri ülke ile yeni vatanlarından bir sentez çıkarma-yı amaçlayan kurumların da temellerini attılar. Sivil toplum bazlı, sayısız proje ve faaliyetle-riyle “birlikte yasama sanatına” katkı sağlama gayreti içerisinde oldular ve olmaya gayret ediyorlar. Tabii ki öğrenen kişi ve kurumlar olarak ta eksiklikleri görüp daha iyisi nasıl ol-malı hususunda da öz eleştiri yapabilecek bir zihniyet te oluşmaya başladı diyebilirim.Bugün dedelerinin ilk olarak işçi olarak gel-diği Avrupa ülkelerinde doğan ve büyüyen ikinci ve üçüncü kuşakların her yıl artan sa-yıda bir kısmı artık Avrupa'da ne konuk ne de işçiler... Onlar artık sadece madenci, temizlik işçisi, ya da tamirci değiller... Eği-timleri, yetenekleri, heyecanları, istekleri ve dinamizmleriyle onlar bugünün Avrupa'sının yeni elitlerini ve fikir işçilerini oluşturuyorlar. Hiçbirinin hayalleri dedelerininki gibi sadece para kazanıp kısa süre sonra dedelerinin geldikleri ülkelere geri dönmek de değil... Onlar artık bulundukları ülkelerin yeni sakinleri ve yarınları olacak olan yerlileri ve vatandaşları...Bugün onları sanattan edebiyata, akade-miden, spora, bilimden, kültüre, siyasetten eğlence sektörüne, modadan sinemaya hayatın her alanında rastlamak mümkün. Avrupa'nın yeni yetenekleri olan bu kişileri görmemiz için başımızı çevirip etrafı miza yal-nızca biraz dikkatli bakmanız yeterli olacaktır. Taktiğimiz bir aksesuarın tasarımından otur-duğumuz koltuğun yapımına; tuttuğumuz takımımızdaki futbolcuya, izlediğimize bir fil-me, okuduğumuz bir yazıya, dinlediğimiz bir müziğe, oy verdiğimize partiye, kısacası her yerde izini ve imzalarını göreceksiniz. İkinci Dünya Savaşının yıkıntılarından yeni Avrupa'yı imar eden ebeveynlerin torunları bu kez önümüzdeki dönemin Avrupa'sını ve ya-

rınını yetenekleriyle imar etmeye hazırlanıyor. Yeni kuşakların geleceğin dünyasına ülkelerini taşıyabilmeleri için ihtiyaçları olan tek şey ken-dilerine daha fazla inanılması ve yeteneklerini keşfetme adına fırsatlar verilmesi. Bu yüzden eğitim, kabullenilme ve kendilerine değer ve-rilmesi her zaman olduğu gibi bugün de en önemli faktör olmaya devam ediyor. Gittikçe yaşlanan ve yeni yeteneklere, insan kaynağına ihtiyacı olan Avrupa'nın geleceği dinamizmini ve heyecanını bu yeni kuşakların eğitimine ve yeteneklerinin keşfedilmesine bu yıllarda yaptığı yatırıma borçlu olacak. Avrupa'nın dün olduğu gibi bugün de yeniden dogması ve hayat bulması bu kuşaklara fırsat verilmesine bağlı. Üstelik bu kez ihtiyaç duyduğu enerji ve yetenekleri kazanması için geçmişte olduğu gibi çok uzaklara bakması değil, kendi içine, yakınına bakması yeterli olacaktır... Yarının Av-rupa'sını kuracak dinamik kadronun işlenmeyi bekleyen genç dimağları ve cevherleri önemli insan sermayesi bugün Avrupa topraklarında sadece keşfedilmeyi bekliyor...

Yeni Avrupalıların ve Göçün Bir Hikayesi Dr. Gürkan Çelik

Avrupa'nın dun olduğu gibi bugün de yeniden dogması ve hayat bulması dinamizmi yüksek göçmen çocuklarına fırsat verilmesine bağlı. Avrupa'nın bu yetenekleri kazanması için geçmişte olduğu gibi çok uzaklara bakmasına gerek yok; kendi içine, yakınına bakması yeterli olacaktır... Yarının Avrupa'sını kuracak dinamik kadronun islenmeyi bekleyen genç dimağları ve cevherleri bugün Avrupa topraklarında sadece keşfedilmeyi bekliyor...

Page 44: Platform Dergisi

G e r ç e k A i l e Ö y k ü l e r i n d e n D e r s l e r

Çöpte bulunan kızEve girdiğimizde üzgün

ama güler yüzlü bir şekilde hanımefendi

bizi karşıladı. Oturma odasına girdiğimde

babaya yumruk atan oğlanı televizyon

karşısında otururken gördüm. Durgun, kırgın ve bir o kadar da pişman

bir hal içindeydi

Eve girdiğimizde üzgün ama güler yüzlü bir

şekilde hanımefendi bizi karşıladı. Oturma

odasına girdiğimde babaya yumruk atan

oğlanı televizyon karşısında otururken

gördüm. Durgun, kırgın ve bir o kadar da pişman

bir hal içindeydi

Sebahattin Uçar

4415 Mayıs 2011Platform

Page 45: Platform Dergisi

Bir gün yanıma sağ gözü morarmış orta yaşlarda bir beyefendi geldi. Panik bir hali vardı. Selam ve kelam-

dan sonra talebini arz etmeye başladı:- İki çocuk babasıyım. Bir oğlum bir de kı-zım var. Ama ailemizde hiç huzur yok. Ço-cuklarımı mutlu etmek ve onları kimseye muhtaç etmemek için gece gündüz çalışı-yorum ama yine de olmuyor. En sonunda gördüğün gibi oğlum bana yumruk vurdu ve gözümü bu hale getirdi. Sizden yardım istiyorum. Lütfen bize bir çare...

Durumun vahameti ortadaydı. Gerçekten çok üzücü bir durumdu bu. Çok etkilen-dim ve hemen ayağa kalkıp beyefendinin arabasına binip yola çıktık. Gideceğimiz yer yaklaşık 40-50 km’lik bir mesafede idi. Arabada yumruğun sebebini anlamak ve problemi teşhis etmek için adamla sohbe-te başladım. Ben sorular soruyorum adam da cevaplar veriyordu. Yumruğun sebebini sorduğumda ise şöyle cevap verdi:- Benim hanım kızıma ceza vermek için onu banyoya kilitlemiş. Cezası bittiğinde banyo-dan çıkmış ve abisini tahrik edip dolduruşa getirmiş. Ben de işten eve gelince oğlum benimle tartışmaya başladı ve “bu işler hep senden çıkıyor” dedi ve gözüme yumruğu indirdi.

Babaya ait bu ifadelerden yola çıkarak asıl yumruğun sebebinin 18 yaşındaki kız oldu-ğunu düşünerek kız hakkında bazı bilgiler edinme ihtiyacı duydum. Sorduğum bir soru üzerine baba kızı hakkında şu ilginç bilgiyi bana aktardı:- Kızım üç yaşlarındayken eşim hanım arka-daşlarıyla sohbet ettiği sırada hanımlardan birisi kızımı göstererek eşime demiş ki, se-nin bu kızın ne kadar da güzel. Bunun üze-rine eşim de şaka olsun diye demiş ki; “ne-resi güzel, ben onu çöpte buldum.” Bunun için bazen kızım çöpte bulunup alındığını söylüyor. Biz de yok böyle bir şey diyerek gülüp geçiyoruz.

Bu ifadelerden anladım ki, asıl yumruğun sebebi kızdır. Çöpte bulunduğuna inandığı için anne ve babasını anne ve baba olarak görmediğinden onlara hem kötü davranıyor

hem de tahrik yoluyla kötü davranılmasına çalışıyor. Abisini babasına karşı kışkırtmış olmasının sebebi de budur.

Yolda bu kanaate vardım. Eve girdiğimizde üzgün ama güler yüzlü bir şekilde hanıme-fendi bizi karşıladı. Oturma odasına girdi-ğimde babaya yumruk atan oğlanı televiz-yon karşısında otururken gördüm. Durgun, kırgın ve bir o kadar da pişman bir hal için-deydi. Onu tanımaya ve anlamaya çalışır-ken tahrikçi kız geldi. Oturma odasının eşi-ğinin üzerinde durdu ve bana “hoş geldiniz” dedi. Ben de hoş bulduk demeden hemen şaşkınlık ifadesi kullandım: Aaaaaaa... Kız eşiğin üzerinde donup kaldı. Neye uğradı-ğını şaşırdı. Sonra birden kendine geldi ve “ne oldu?” dedi. Ben de, sen hep babana benziyorsun ya, insan insana bu kadar ben-zer mi, dedim. Hemen annesi söze girdi ve “bana da çok benzetiyorlar” dedi. Bu sefer dönüm annesine baktım sonra da evet size de çok benziyor ama babasına daha çok benziyor dedim.

Kızın şaşkınlığı tebessüme, kırgınlığı sevin-ce dönüştü. İçeri girdi ve karşımda oturan abisinin yanına oturdu. Yaklaşık iki saatlik bir sohbetin ardından oradan ayrıldım. Daha sonra bu iki gencin babalarından al-dığım bilgiye göre her şey yoluna girmiş. Çünkü artık kız çöpten bulunduğuna değil, kendilerine benzediği anne ve babalarının evlilikleriyle dünyaya gelmiş olduğuna inan-maya başlamış. Böyle inanınca da anne ve babasına kötü davranmasına ve abisini tah-rik etmesine gerek kalmamış oluyordu.

Ders Alalım:1. Çocuklarınızın yanında olumsuzlukla-rı konuşmayın. Çünkü bu onları derinden olumsuz etkiler.2. Aslı olmayan şeylerin şakasını yapmayın. Çünkü bu tür şakalar madden ve manen zararlıdır.3. Başkalarının tahrikleriyle hareket etme-yin. Çünkü böyle yapanlar akıllarını başka-larına karşılıksız kiraya vermiş olurlar.

G e r ç e k A i l e Ö y k ü l e r i n d e n D e r s l e r

45 Platform

Page 46: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 46Platform

K a r t p o s t a l

Güçlerimizi birleştirdik!Siz müşterilerimize daha iyi hizmet sunabilmek için tüm faaliyetlerimizi tek çatı altında topladık.

Burg. van Walsumweg 362-366, 3011 MZ Rotterdamt. +31 10 476 76 73 • t. +31 10 411 00 96 f. +31 10 476 26 93 • f. +31 10 411 03 31

[email protected] • www.Attent.biz

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v) dünya’ya teşrif ettiği Kutlu Doğum Haftası başta Amsterdam olmak üzere Hollandan’ın bir çok yerinde değişik cami ve örgütlerde coşkulu bir şekilde kutlandı.

Page 47: Platform Dergisi

47 Platform47 Platform

K a r t p o s t a l

İPOTEK: Yeni ipotek yaptıran müşterilerimizin, bina, ev eşyası ve sorumluluk sigortası paketinin bir yıllık primlerini biz ödüyoruz.

SİGORTA: Mevcut bireysel sigortalarını bize getiren müşterilerimize yüzde 20’ye varan ekstra paket indirimi.

MUHASEBE: İş yeri muhasebesini bize getiren müşterilerimize, iş yeri sigortası paketinde %20 ye varan ekstra indirim.

EMLAK: Ev ve iş yerleri alım, satım, kiraya verme ve kiralama işlemleriniz için hizmetinizdeyiz.

ÖZEL KAMPANYA

Page 48: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 48Platform

Page 49: Platform Dergisi

49 Platform

K a z a M a ğ d u r l a r ı n ı n H u k u k s a l H a k l a r ı

İşte böyle bir tren, uçak veya gemi kaza-larında kişisel yaralanma mağduru olarak ELFI Letselschade de mümkün olan en

iyi destek ve tavsiyeler alabilirsiniz. Niçin, ELFI Letselschade yi seçmelisiniz?

Böyle kazalarda korunacak olan menfaatleriniz önce gelirELFI Letselschade her zaman sizin yanınız-da dır.. Yani mağdurun yanındadır.Deneyimi ise kişisel yaralanma uzmanlarından oluşan ekibimiz, sigorta şirketleri için çalışmaz.

Uzman ve Dürüst Hukuk YardımıKişisel yaralanma mağduru olarak birçok şeyle karşılaşacaksınız. Tekrar iyileşmeniz gerekmektedir ve bu enerji ve zaman iste-yen bir durumdur. Birçok işin halledilmesi ve analiz edilmesi gerektiğinden böyle bir süre, huzura kavuşamazsınız.Ortaya birçok mas-raf ve bu da maddi sorunlara yol açmaktadır.Ayrıca, neredeyse her şey yeni ve bilmediği-miz konularla karşılaşarak, mücadele etmek zorundayız.Bu genellikle kararsızlık ve ge-lecek korkusuna neden olur. ELFI Letsels-chade esaslı hukuk, menfaatleriniz, maddi tazminatlarınız, süre içinde ki masraflarınız, ve diğer konularda açık ve samimi ilgi sun-maktadır. Eğer isterseniz ilk görüşme için size uğrayabiliriz. Bundan sonraki devam edecek olan ücretsiz işlemlerimizde çok te-masımız olacaktır, Tabii ki karşı taraf ve diğer kuruluşlarla yapılan yazışmalar hakkında sü-rekli olarak bilgilendirileceksiniz.

Her zaman samimi ve doğru güncel bilgiELFI Letselschade her zaman en iyi ve doğ-ru tavsiyeleri alırsınız. Uzmanlarımız geniş deneyime ve bilgiye sahiptir. Bu bilgileri gün-cel tutmak için her yıl kurslara katılmakta,

değişen kanun ve kuralları takip etmekte ve tecrübe kazanmaktadır.

Kişisel Yaralanma ve Kalite VakfıUzmanlarımız Kişisel Yaralanma Kalite Vakfı-nın yanında yer almakta ve onun öne sürdü-ğü kurallar çerçevesinde hareket etmektedir. Kişisel Yaralanma Kalite Vakfı, yaralanma konularında faaliyet gösteren hukuk yardım görevlileri ve uzmanları için kalite standartla-rını geliştirmekte ve bunların mağdura yardım eden kuruluşları denetlemekte ve bu kuralla-ra uyulmasını sağlamaktadır.

ELFI Letselschade nin bağlı olduğu kuruluşlar:- Kişisel Yaralanmalara bakan ve bu konuda tam uzman olan Avukatlar Birliğine- Kişisel Yaralanma Mağdurları Avukatlar Bir-liği ve- Doktorlar, Avukatlar, Uzmanlar Çalışma GrubuELFI Letselschade nin en büyük özelliği ise, her mağdurun kendi dilinde ve kültüründe, hukuksal yardım veren, onun yanında yer alan bir kuruluştur. Hollanda da ikamet eden bü-tün yabancıların haklarını ücretsiz ve tanınan tazminatınızda herhangi bir maddi menfaati olmadan mağdura direk olarak tazminatını ke-sintisiz sunan, ve böylece ciddiyetle ve sürekli çözüm getiren bir kuruluştur.

Her zaman yakınınızdaBürolarımız Amsterdam, Rotterdam ve Roosenda-al da çok merkezi adres-lerde yer almaktadır. Yani her zaman yakınızdayız, sizi istediğiniz zaman ziya-

ret ederek, bilgi veririz. Ücretsizdir.Çünkü, böyle bir mağduriyetinizin başından itibaren, titizlikle ve dikkatli hareket ederek, hâklerınızın ciddi bir şekilde korunması şart-tır.Kişisel yaralanmalara birçok farklı şekilde maruz kalabilirsiniz.Örneğin, bir trafik kaza-sı, bir yanlış tıbbi uygulama, bir iş kazası, bir mesleki hastalığınızda , veya özel ortamda bir kaza veya yaralanma nedeniyle… Kişisel yaralanma mağduru olarak , maruz kaldı-ğınız yaralanmanın yanı sıra ayrıca yüksek zarar giderleri ve yaralanma için ödenecek tazminat tutarının altına inmeye çalışan karşı tarafın teklifleri ile karşılaşabilirsiniz.

Ve her zaman ELFI Letselschade yanınızdadırSizin adınıza karşı tarafla (bu genellikle büyük sigorta şirketi) taleplerinizi bildirir ve çıkarları-nızı koruyarak, neticelendirilmesine yardımcı oluruz. Gerektiğinde dava yöntemi ile. Bunu iyi sonuçlarla yıllardır yapıyoruz. ELFI Letsels-chade ile, aksi takdirde sizi haklarınıza teca-vüz eden, veya sizi ezmekle tehdit eden bü-yük tarafların karşısına bir Karşı rakip çıkartmış oluyorsunuz. Çalışma tarzımız ise, açık anlaş-malar, güvenilir bilgilendirme ile birlikte, ELFI Letselschade , kişisel yaralanma durumunda tazminat alma şansınızda açık ve şeffaftır.

Ethem [email protected]

Kaza geliyorum demez"KAZA GELİYORUM demez", ibaresi ile bu yazımıza başlamak istedik. Çünkü, Amsterdam da vuku bulan elim tren kazasında, o gün bilet alarak, yolculuklarına başlayan yolculardan hiçbirinin böyle bir kaza ile karşılaşacaklarından haberleri yoktu. Bu kazada 100 ün üstünde ağır ve orta fiziksel mağdurların durumlarını da göz önüne alırsak, onların bundan sonra ki iş hayatında, ev hayatında ve özel hayatlarında birçok değişiklikler olacağından da hem fikir olduğumuzu belirtiriz

Page 50: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 50Platform

H a b e r

HOGİAF’ın Medeniyetler İttifakına Katkı ödül töreni Türkiye'den Gıda, Tarım ve Hayvan-cılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Hollanda Ekonomi, Tarım ve İnovasyon Devlet Bakanı Henk Bleker, Avrupa Türk İş Dünyası (ÜNİ-TEE) Başkan Yardımcısı Ahmet Kaplan ve birçok önde gelen siyasi, akademisyenler, işadamları ve sivil toplum temsilcilerinin ka-tılımı ile takdim edildi.

Hollanda’nın can damarını oluşturan işadamlarının çoğu dışarıdan gelen işadamlarıdırHollanda Meclisi eski Başkanı Frans Weisglas’ın başkanlığında yapılan ‘Mede-niyetler İttifakı Katkı Ödülleri töreninde bir konuşma yapan Lahey Belediye Başkan Yardımcısı Henk Kool, kendi şehrinde kalabalık ve seçkin davetlilerin iştiraki ile

HOGİAF’ın ödül töreninde bulunmaktan mutlu olduğunu söyledi. Kool, “Hollanda ile Türkiye arasında 400 yıl önce başlayan diplomatik ilişkilerin kutlandığı bir dönemde bu gün ayrı bir önem kazanıyor. Hollanda ile Türkiye ekonomik alanda çok iyi bir iş-birliği içindeler. Şuanda karışlıklı ticaret hacmi 6 milyar Euro’yu geçmiş durumda. Türkiye Hollanda’nın en önemli ticari part-

Medeniyetler İttifakı Ödülleri sahiplerini buldu

Hollanda Genç İşadamları Federasyonu (HOGİAF) tarafından düzenlenen ve Hollanda ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 400. yılı anısına gerçekleştirilen Medeniyetler İttifakı Katkı Ödülleri Lahey World Forum'da düzenlenen program ile kazananlara teslim edildi.

Page 51: Platform Dergisi

51 Platform

H a b e r

neri. Hollanda’da etnik grupların gelişmesi ülke için olumlu bir gelişmedir. Hollanda’nın can damarını oluşturan işadamlarının çoğu dışarıdan gelen işadamlarıdır. Ödül törenine katılan Hollanda Dışişleri eski Bakanı Bernard Bot, “Hollanda olarak 2004 yılında AB dönem başkanlığında Türkiye ile müzakerelere destek verdik. Bu konuda ne kadar isabetli bir karar verdiğimiz bu gün büyüyen Türkiye’nin ekonomisi ve yapısı ile görmüş oluyoruz.” dedi. Gecede sözü alan diğer bir isim ise Hollanda Tarım ve İnovas-yon Devlet Bakanı Henk Bleker oldu. Ble-ker, “Türk kökenli Hollandalı işadamlarının bugün geldiği nokta bizleri mutlu ediyor. HOGİAF bu anlamda çok başarılı çalışmalar

yapıyor ve aynı zamanda iki ülke hükümetlerinin ikili ilişki-lerinin gelişmesine de olumlu katkılar sağlıyor.” ifadelerine yer verdi.

Bir sevgi medeniyeti inşa etmenin zamanı Cumhurbaşkanı Gül’ün 400. yıl diplomatik ilişkiler ziyareti kapsamında Hollanda’da bulu-nan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker HOGİAF’ı yaptığı çalışmalardan

ötürü kutladı. HOGİAF’ın Hollanda genelinde 700’ün üzerinde genç işadamının yer aldığı başarılı bir işadamları federasyonu olduğunu belirten Eker, “Hollanda’da milyarlarca euro yatırım gücünü temsil ediyor. İki ülke arasında-ki ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine sağlanmasında katkı yanında, bir manada as-lında medeniyetler arası diyaloga ve ittifaka da katkı sağlıyor.” şeklinde konuştu.

İnternet üzerinden yapılan oylama neticesinde 52 bin 382’lik rekor katılım ile şekillenen ödüller şu şekilde oldu:En iyi bayan girişimci: Gülşen Yaşlar / Melissa Bloemen

En iyi öğrenci: Mediha Şahin / Vrije Universiteit AmsterdamEn innovatif girişimci: Nevzat Önal / Cash processorEn sosyal sorumluluk sahibi girişimci: Bünyamin Konuksever / Het Zaanse bakkertjeTürkiye'den Hollanda'ya yatırım yapan en iyi yatırımcı: Fatih Güllü / Güllüoğlu BaklavaHollanda'dan Türkiye'ye yatırım yapan en iyi yatırımcı: Willen van Duin Achmea / EurocoEn iyi uluslararası girişimci: Atilla Aytekin / TriodorEn iyi Hollandalı Türk girişimci: Murat Kıran / ConclusionEn iyi yönetici: Hamit Karakuş / Rotterdam Anakent Belediye Başkan YardımcısıEn iyi Avrupalı Türk: Emine Bozkur / Avrupa ParlamenteriJüri özel ödülü: Aysel Erbudak / Slotervaart HastanesiÖzel halk ödülü: Erik De Ridder / Tilbrug Belediyesi Ekonomiden Sorumlu Belediye Başkan YardımcısıHOGİAF özel yönetim ödülleri: Twente Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mehmet Akşit ve Maastricht Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr.Yasin Temel

Page 52: Platform Dergisi
Page 53: Platform Dergisi

Het was een warme dag in Turkije, toen ik toevallig de televisie aande-ed en een Turkse versie van een

soort Fear Factor zag. Voor de mensen on-der ons die niet weten wat dat dan is; dat is een programma waarin kandidaten tegen el-kaar strijden. De kandidaten moeten steeds hun angst overwinnen en grensoverschrij-dende uitdagingen tot een goed eind bren-gen. De uitdagingen variëren van het eten tot koeienogen tot honderd vogelspinnen over je lichaam te laten lopen tot bungee-jumpen van een hijskraan.

Welnu, meteen viel me al op dat de het in Turkije geen individuele kandidaten waren maar verliefde stelletjes. Voor de rest leek alles hetzelfde, ze moeten duiken in water met koeienhoofden en nog meer van dat soort vunzige ongein. De stelletjes waren echter, althans in mijn ogen, interessant gekleed. De mannen hadden vrijwel zonder uitzondering een ontbloot bovenlichaam en een korte broek gedurende het hele prog-ramma, terwijl de vrouwen allemaal bikini’s en andere schaarse kledij aanhadden; denk aan minirokken en tot aan de billen afgesc-

heurde spijkerbroekjes.

Het zette mij aan het denken, omdat ik dat soort stelletjes niet vaak over straat zie lopen in Turkije (of elders, met de uitzondering van Miami en Malibu). Turkse stelletjes zijn eer-der juist preuts en terughoudend gekleed in plaats van zo schaars. Werden deze stellet-jes dan daarop geselecteerd of begeef ik mij niet genoeg in de moderne steden van Turkije? Het waren vragen die bij mij opkwa-men. Nu zie ik erg vaak moderne en open stelletjes in de Turkse hoofdstad Ankara; het lijkt mij dan ook aannemelijk dat die stellet-jes er ook zullen zijn in de miljoenensteden İstanbul en İzmir. Waar het waarschijnlijk misgaat, zijn de kleinere steden waar de mensen nog vrij conservatief zijn, in dit ge-val betekent conservatief meestal religieus wat weer argumenten geeft om de mensen zichzelf zo veel mogelijk te bedekken met kleding. En natuurlijk betekent het dat Turki-je beschikt over een jonge, dynamische en ontwikkelde bevolking die modern en vrij is (niet te zeggen, open voor alles). Of dit goed of slecht is, is voor mij een non-discussie. Waar het mij namelijk wel om gaat, is het feit

dat de Turkse televisie een beeld schijnt te projecteren van een groep mensen die wor-den gezien als ‘de ideale moderne Turken’ terwijl deze groep tot een minderheid lijkt te behoren in Turkije.

Dit ideaalbeeld waarin alle mensen in Turkije afstappen van dogmatische en statische vo-orstellingen van conservatisme (in zowel re-ligie als nationalisme), leek lang aan te slaan in Turkije. Met de opkomst van de conser-vatieve stroming van de politieke islam, lijkt dit te stagneren. Veel minder Turken durven nu nog op televisie zo open en bloot te vers-chijnen uit angst voor sociale afkeuring van hun familie en vrienden. Het moet natuurlijk gezegd worden dat televisie het een beetje overdrijft (de mannen zullen over straat niet met een ontbloot bovenlichaam lopen bijvo-orbeeld), maar toch. Ik bedacht toen toch maar weer hoe veel invloed televisie kan hebben op een samenleving en hoe het een complete cultuur kan omvormen binnen enkele decennia. Zou dit ooit voorbedacht gebruikt zijn door regimes? Langzaamaan begon mijn overpeinzing van deze maand zich vorm te geven...

M i j n o v e r p e i n z i n g e n

Drs. Armand SağBestuursvoorzitter ITS(Instituut voor Turkse Studies)

www.turksestudies.orgHistoricus en turkoloog

www.armandsag.nl

Stelletjes op televisie

Akıltel’den Hollanda’da bir ilk

Not: Bu hizmet kesinlikle ücretsizdir. Sadece Amsterdam numaramızı arama ücretini kendi telefon şirketinize ödersiniz. Akıltel müşterileri daha da ucuza konuşurlar. Türkiye cep telefonları arama ücreti 4.7 cent,

ev telefonları 2.1 centtir. Daha fazla bilgi için web sitemize bakınız.

020 811 40 40 nolu telefonumuzu arayın ve Türkiye ev telefonları ile ücretsiz konuşun

www.akiltel.com

Page 54: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 54Platform

Page 55: Platform Dergisi

55 Platform

ABD merkezli belgesel kanalı Discovery Channel’a bağlı internet sitesi Discovery News diktatörlerin kontrolü nasıl ellerinde tu-tuklarını araştırdı. Terör uzmanı ve diktatörler hakkında araştırmalar yapmış sosyolog ve psikologlar siteye diktatörlerin kontrolü elle-rinde tutma yöntemlerinji şöyle açıkladı:

KORKU: Uzmanlara göre diktatörler top-luma önce korku salıp daha sonra tek kurtu-luşun kendileri olduğunu söylüyorlar.

DIŞ TEHDİT: Adolf Hitler’in Yahudiler, Kore’nin ölen lideri Kim Jong-il’in tüm Batı’yı düşman ilan etmesi gibi dış tehditler yaratıp toplumun parano-yaklaşmasını sağlıyorlar.

KORUNMA GÜDÜSÜ: Cambridge Üniversitesi’nden Psikolog Alice LoCicero’ya göre, korunma hissiyatı insanın ilk çağlardan beri sahip olduğu bir içgüdü. Diktatörler de bu içgüdüyü, kendi lehlerine kullanıyorlar.

SAYGI KÜLTÜRÜ: Diktatörler saygı kültürünün yüksek olduğu toplumlarda ortaya çıkıyor. Saygı duymak bir erdem olarak görülüyor, saygı duyma-yanlar dışlanıyor.

BİLGİ KONTROLÜ: George Washington Üniversitesi’nden Jer-rold Post, bilgi kontrolünün de diktatörlerin kontrolü ellerinde tutumak için kullandıkları önemli metodlardan biri olduğunu söylü-

yor. Post, Arap Baharı’nın nedenini de in-ternet sayesinde bilgi kontrolünün azalma-sına bağlıyor.

MUHALEFET KONTROLÜ: Post aynı zamanda muhalefetin de diktatör-ler tarafından sıkı baskı altında tutulmasının düzenin devamlılığını sağladığını vurguluyor.

MUHTAÇ ETMEK: Uzmanlar diktatörlerin metodlarından biri-nin de toplumu önce kendine muhtaç edip daha sonra da muhtaç kaldıkları şeyleri su-narak meşruiyet kazanmak olduğunun altını çiziyor. Önreğin Kim Jong-il’in önce halkını açlıktan ölme eşiğine getirip daha sonra on-lara yemek gönderttiği belirtiliyor.

MİTLER: Tüm dikatörler için mitler yaratılıyor, kmse-ye benzemeyen bir karaktere sahip olduk-ları vurgusu yapılıyor. Böylece diktatörler yüceltiliyor.

Bu acıya biri son versin!Kuzey Kore lideri Kim Jong Il’in hayatını kaybetmesinin ardından ülkeden gelen

yas çığlıkları dinmiyor. Devlete bağlı ha-ber ajansı KCNA’nın haberine göre, Kim’in doğduğu iddia edilen topraklara yakın bir noktada bulunan Chon Gölü’nün çatlaması doğanın “sevgili liderin” ardından yas tuttu-ğunu yansıttı.

Dipnot: Colarado Üniversitesi’nde yapılan araştırmalar diktatörlerin şu altı özellikten bir ya da bir kaçını barındıklarını saptadı: sadist, paranoyak, asosyal, narsist, şizof-ren, şizotipal.

T a r i h B i l i n c i

Diktatörlerin sekiz sırrı! Bütün dünya K. Korelilerin ölen liderlerini ardından döktüğü gözyaşlarını konuşuyor. Discovery Channel’ın yaptığı araştırma dikatatörlerin iktidarlarını nasıl pekiştirdiklerini ortaya koydu...

Enes Akın

Francisco Franco

Kim Jong-il

Adolf Hitler

Page 56: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 56Platform

İşçi bir ailenin çocuğu olarak geldiğiniz Hollanda’da PvdA partisini temsil ediyor-sunuz. Hollanda’ya ne zaman geldiniz? Buraya gelme hikayenizi anlatır mısınız?“Gölcük doğumluyum ve evin tek çocu-ğum, Hollanda’ya 1970 yılında 2 aylıkken getirilmişim. Babam, annem ve benden 2 sene önce buraya gelmiş. Babamın as-lında zamanında İzmit’te iyi bir işi varmış, çalışıyormuş maaşıda çok iyiymiş. Fakat o zamanlarda bir maceraya atılmak istemiş. Bir de çevresinde bulunan arkadaşları abisi ve kardeşide Almanya’ya gidince babam-da heveslenip Avrupa’ya gelmek istemiş.

İşçi Partisi Milletvekili (PvdA) Metin Çelik:

Bu hükümetin düşmesinin Hollanda için hayırlı olmasını diliyorum

“Zaten bu hükümetin bu şekilde uzun süre devam

edemeyeceği açıkça ortadaydı. Fakat çok

zamansız oldu, 7 hafta boyunca vatandaşları

oyaladıktan sonra istifa gerçekleşti. 3 veya 4 hafta

önce bu istifa gerçekleşseydi ülke için çok daha hayırlı olurdu. Bu durum içinde bulunduğumuz krizi her

ne kadar tetiklesede uzun vadede ülke olarak faydasını

göreceğimize inanıyorum ”, diyen Metin Çelik’e

hükümetin parlemento desteğini kaybetmesini, ekonomik krizi,Türkiye

Hollanda diplomatik ilişkilerinin kuruluşunun 400.

yıl kutlamalarını sorduk.

A y ı n R ö p o r t a j ı

Banu Çelik

Page 57: Platform Dergisi

57 Platform

Aslında sırf merakından buraya gelmiş diye-biliriz.Netice itibarı ile gelmişler ve kalmışlar.

Haziran 17, 2010 yılı itibariyle Hollanda Parlementosu´nda İşçi Partisi´ni temsil ediyorsunuz. Politikaya ilginiz ilk ne za-man başladı?“Politikaya ilgim ben daha 14 yaşındayken başladı. Genelde çocukların doktor veya pilot olma hayali olur, benim küçükken iki hayalim vardı biri polis, diğeri de politikacı olmaktı. Her ikisini de başardım. 21 yaşındayken polislik mesleğine başla-dım. O dönem siyaseti de bırakmadım her zaman takip ettim. Polislik görevimi yapar-ken Rotterdam Belediye Meclis Üyesi ol-dum. 12 sene boyunca Belediye Meclis Üyeliği yaptıktan sonra parlamentoya aday-lığımı gösterdim ve burada kabul edildikten sonra polislik mesliğinden istifa ettim.”

İşçi Partisi´ni seçmenizin sebepleri nedir?“Bana en yakın İşçi Partisi olduğuna inan-dım ve hala inanıyorum. O dönemlerde Sosyalist Partisi (SP), Yeşil Sol Parti (Groen Links) ve İşçi Partisi (PvdA) arasında bir seçim yapmayı düşünüyordum. Bütün partilerin özgeçmişini araştırdım, za-ten siyasetin içinde olduğum için benim için zor olmadı. Bu araştırmalarım sonucunda İşçi Partisi'ne üye olmayı istedim. Diğer partilerden Sosyalist Partisini (SP) seçmememin birkaç nedeni var. Birinci ne-den Sosyalist Parti’nin bir muhalefet partisi olması ve bence ciddi niyetlerinin olmama-sı. Ülkeyi yönetme gibi niyetleri olmayan, herşeye muhalefet olan, hayır diyen bir parti oldukları için sıcak bakmadım. İkinci neden ise Sosyalist Parti’nin geçmişte İsçi Partisi yani PvdA’dan ayrılan ve kendi partisini ku-ran aşırı solculardan oluşan bir parti olması. Ben aşırı sol düşünen biri değilim, Sosyal Demokratım. Ben sosyalist yani Maoist gibi akımlara uzağım. Marksist ve Leninist dü-şüncelere sahip degilim. Bu düşüncelere sahip olmadığım için Sosyalist Parti (SP) bana uzak kaldı. Yeşil Sol Partisi (GroenLinks) bana çok çev-reci geldi. Bu partide yine küçük partilerin birleşiminden oluşan ve pasifist ve dini dü-şünceleri bünyesinde barındıran bir parti. Ben de doğayı seven ve doğa için fedakar-lıklarda bulunan biriyim ama tabi her konuda çevreyi baz alarak politika yapamazsınız, ba-zen seçimler yapmak zorundayız. Bir de Yeşil Sol Partisi (GroenLinks) iktidar partisi de ola-madı ve iktidar partisine yakın bir partide değil. Ama bizim partimiz PvdA hem sol, hem de

iktidara yakın bir parti. Bir takım durumları gerçekleştirmek isterseniz iktidara yakın bir parti olmanız gerekir. Bir de ben PvdA’nın geçmişiyle gurur duyuyorum. 1890 ve 1930 yıllarında o zamanki adıyla SDAP (Sociaal Democratische Arbeiders Partij) yaptığı işler çok büyük. İşçiler ve emekçiler için çok büyük başarılar sağlandı, örneğin az gelirli insanlar için konutlar yapıldı. SDAP 1946 yıılında kapatılınca yerine PVDA gel-di, yani bizim parti SDAP’nin uzantısı. Ben bu tarihi okuduğum zaman tüylerim diken diken oluyor. İşçi Partisi bir de benim ikametgah ettiğim Rotterdam şehrinde birçok değişiklik yaptı-ğı için beni çok duygulandırdı ve bu sebep-lerden dolayı PvdA partisini seçtim.”

Avrupa’nın bu krizi atlatması 10 sene sürebilirHollanda’nın içinde bulunduğu en önemli problemi anlatır mısınız?“Hollanda’da şu sıralar en önemli konu; ekonomik kriz. Kriz hakikaten hepimizi ya-kından ilgilendiren bir konu, açıkcası zor yıllar bizleri bekliyor, herkesin cebi yana-cak gibi görünüyor. 2012 ve 2013 senesi çok zor geçecek. Fakat sadece Hollanda değil tüm Avrupa krizin içinde ve Avrupa’nın bu krizi atlatması bir 10 sene sürebilir. Tabi bu 10 senenin tümü zor geçecek demiyo-rum fakat krizden çıkmak 10 sene sürecek. Hollanda’da yaşayan halkta tabi bu 10 yılı hissedecek.”

Peki bu krizden halk nasıl etkilenecek?“İnsanların ekonomiye güveni azalacak bu-nun sonucunda alım gücü de azalıcak ve işsizlik artacak. Biz ülke olarak zengin bir ülkeyiz ama bu 10 senenin sonunda krizin etkilerini görebileceğiz.”

Peki bu krizden en çok etkilenecek grup hangisi?“Herkes bu kötü gelişmeden etkilenecek ama tabi orta direk bu krizi en çok hissede-cek grup, bunlarda yabancılar ve az kaza-nanlardan oluşuyor.”

PvdA partisi bu problemi çözmek için neler yapıyor?“Biz problemleri çözmek için elimizden geleni yapıyoruz ama bir takım durumları değiştirmek için güç lazım. Biz şu an ikinci partiyiz, anketlerde daha düşük düzeyde-yiz. Eğer seçmenler seçimlerde PVV veya VVD partisinin en büyük parti seçilmesini istemiyorlarsa stratejik davranıp soldaki en büyük partiye İşçi Partisi’ne oy vermeleri gerekecek.”

Şimdi 30, 40 bin avro yıllık geliri olan biri yüzde 8 civarında alım gücü azalıyorEkonomik krizi atlamak için PvdA parti-sinin ne tür önerileri olacak?“Tabi ülke olarak kemerleri sıkmamız gere-kecek. Biz (PvdA) İşçi Partisi olarak zengin-lerin evleri için aldıkları vergiden yüzde 50

A y ı n R ö p o r t a j ı

Page 58: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 58Platform

A y ı n R ö p o r t a j ı

almalarını doğru bulmuyoruz. Zenginlerden çok, orta direkten daha az vergi almak istiyoruz. Bu tür önlemler alarak işsizlik-te azalacak. Bunun neticesinde insanlar rahatlayacak, alım gücü artacak. Şimdiki hükümet bunların tam tersini yapıyor. Şimdi 30,40 bin avro yıllık geliri olan biri yüzde 8 civarında alım gücü azalıyor. Fakat yılda 100 bin avro kazanan birinin yüzde 2 alım gücü azalıyor. Aslında bunun tam tersi olması ge-rekiyor, PvdA partisi bu hükümetin başına geldiği zaman bu tür yaptırımlarda dengeyi sağlayacak.”

Hollanda’daki ekonomik krizden sonra burada yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına değinelim.“Bence Türk vatandaşlarının durumu o kadar da karamsar değil. İşyeri açan, şir-ket kuran, ev satın alan çok vatandaşımız var. Üniversite ve yüksek eğitim alan öğ-rencilerimiz her zaman daha çok artıyor. Bence vatandaşlarımızın en büyük sorunu Hollanda’ya yeterli derecede entegre olma-maları. Bu entegre kelimesine açıklık getir-mek istiyorum. Hollanda yapısına daha çok entegre olmak, yani Hollanda’daki mevcut olan siyasi partilere üye olmak, Hollanda’da-ki kurumlara üye olmak gerekiyor. Gönüllü olarak iş yaptıklarında sadece Türk kurum-larında değil de Hollanda kurumlarında da

gönüllü olarak görevler üstlenmeleri gere-kiyor. Vatandaşlarımız şirketlerini genelde Türk vatandaşlarıyla kuruyor veya dernekler Türklere yönelik oluyor. Böyle değilde Türk-Hollanda ortaklaşa yapımı olsa hem Türkler hem de Hollandalılar bundan yararlanır. Biz halk olarak ilerliyoruz ama bunu Hollanda-lılarla yaparsak mevcut kurumların işleyiş tarzını daha iyi anlarız.”

Gençlerimize neler önerirsiniz?“Buaradaki gençlerimize tavsiyem oku-sunlar, Hollanda kurumlarıyla içiçe olsun-lar. Türk basınını takip etsinler ama bunun yanı sıra Hollanda basınını da takip etsin-ler. Hollada’da yaşadıkları için Hollanda’da olup bitenlerden haberdar olsunlar, ilgi göstersinler. Bu ilgiyi göstermedikleri tak-dirde Türk lobisi güçlenemez. Lobilerimizi güçlendirebilmemiz için bu ülkeyi iyi tanı-mamız gerekiyor. Bir de herkesi sükunete davet ediyorum çünkü gidişat çok iç açıcı değil. Herkes sa-kin olsun elbet bunlar da birgün geçecek. Birkaç yıl zorluklar yaşayacağız fakat 5 sene sonra iyi günler bizleri bekliyor olacak.”

Siz hükümetin düşeceğini tahmin etmiştiniz“Bunun bütçeyle ilgisi var. Kemerlerin sı-kılacağı belliydi ve hükümetteki 3 partinin

alınacak önlemlerle ilgili hemfikir olamaya-caklarını tahmin ediyordum ve nitekim öyle de oldu. Her ne kadar 3 partide sağ görüşlü parti olsada aralarındaki PVV partisi popülist ve her olaya muhalafet bir parti olduğu için sonuç böyle oldu.”

Hollanda ekonomik kriz ya-şıyor en ufak değişiklikler bile borsada dalganlama etkisi yaratıyorHollanda hükümetinin, bütçe açığının AB standartlarına getirilmesi için alına-cak önlemler konusunda bir karar alma-sı gerekirken, düşmesini nasıl değerlen-diriyorsunuz? “Bu konuyla ilgili daha öncesinde paketler sunuldu. Ekonomik kriz paketinin hazırlıkları devam ediyor, hükümet her ne kadar düş-müş olsa da Hollanda sorumluluklarını yeri-ne getirecektir.”

Peki paketi zamanında Bruksel´e iletebilecek mi? Çünkü aksi takdirde Hollanda´ya ceza uygulanacak. “Yetişmesi pakete bağlı. Hedeflenen yüzde 3 açığının olması mümkün gibi görünmüyor. Mesela bizim partimiz önümüzdeki sene için yüzde 3.6 sunumunu yaptı, 2014 yılın-

Page 59: Platform Dergisi

59 Platform

A y ı n R ö p o r t a j ı

da yüzde 2.9, 2015 yılında da bütçe açığını yüzde sıfıra indiriyoruz. Birçok parti yüzde 3.0’ı kabul etmiyor. Brüksel’e bir paket gi-decek ama partilerin memnun kalacağı ko-nusunda emin değilim. Hükümetin düşmesi ekonomiyi nasıl etkiler?“Bu durumdan dolayı borsalarda düşüş ya-şandı ve finans merkezi etkilendi. Zaten son yıllarda ekonomi gerileme göstermekte. Hem Avrupa, hem de Hollanda ekonomik kriz yaşıyor en ufak değişiklikler bile borsa-da dalganlama etkisi yaratıyor.”

Bütün Avrupa ve Hollanda kriz içindey-ken politikacıların bu tür davranışlar sergilemesi hakkında neler düşünüyor-sunuz?“Bu hükümetin böyle devam edemeyeceği-ni herkes tahmin ediyordu fakat zamanlama yanlış oldu. Bu konuyla ilgili Başbakan Rut-te büyük bir hata yaptı. Bilindiği gibi birkaç hafta önce hükümetin düşeceğiyle ilgili söy-lentiler vardı. Bence Başbakan´ın o zaman bu duruma el atması ve noktayı koyması gerekiyordu. Siyasetçilerin ülke çıkarlarını düşünerek hareket etmesi gerekiyor, biz PvdA partisi olarak bunu yapmaya hazırız.”

Yakın bir tarihte seçim kampanyası baş-layacak, partinizin stratejisi ne olacak?“Bizim partimiz kampanyaya hazır. Ben zaten haftanın 3 günü Parlementonun dı-şındayım, Hollanda´nın her tarafına gidip vatandaşlara ulaşmaya çalışıyorum. Parti olarak hazırız, bu süreçte parti çalışanla-rımız sokaklarda olacak. Tabi tam olarak kampanyamızın içeriği önümüzdeki günler-de daha da netleşecek.”

PvdA Partisi gelecek seçimlerde yeni lideri Dierik Samsom’la başarıyı yakala-yabilecek mi?“Umudumuz o şekilde. Bu 3 partinin sunduk-ları planlarla orta ve düşük gelirlileri ne hale getirmek istedikleri ortaya çıktı. Bizim parti-miz yüksek gelirlilerin ciddi şekilde yüksek vergi ödemesini isteyenlerden. Artık halkında gerçekleri görmesi gerekiyor ve umuyorum ki tekrar en büyük parti PvdA olur.” PVV gelecek seçimlerde başarı sağla-yabilir mi?“Umarım halk Geert Wilders ve partisinin gerçek yüzünü görebilmiştir ve ciddi bir dü-şüş yaşarlar. Çünkü bu gibi partilerin Hol-landa gibi olgun bir siyasette yeri yok. Hol-landa önemli bir ülke ve PVV partisinin ülke

etiğine uygun olmadığını düşünüyorum. Umarım küçülürler ve bir sonraki seçimler-de politikada yer almazlar.”

Bu sene Hollanda Türkiye ilişkilerinin 400. yıl kutlaması gerçekleşiyor. Bu kutlamaların hem Türkiye, hem de Hol-landa için önemini anlatır mısınız?Tabii bu kutlamalar çok onemli, bunu Kraliçe Beatrix ve Başbakan Rutte´de belirtti. Hol-landa ve Türkiye ilişkilerinin 400. yıl kutla-malası çok önemli bir döneme rastladı. Tür-kiye büyükmekte olan bir ekonomiye sahip.

İki ülke arasındaki ilişkilerin pekiştirilmesini istiyorum. Hollandalı ve Türk vatandaşları-nın arasında benzerlikler var: girişimciler ve risk almayı seviyorlar. Vatandaşlarımıza tav-siyem bu eğlenceleri en iyi şekilde yaşasın-lar, aktivitelere katılsınlar. Bir de aktivielerin dışında ülkerinin tarihlerini bilmeleride çok önemlidir. Ben boş zamanlarımda bol bol tarih kitapları okurum. Benim vatandaşları-mıza ve Hollandalılara tavsiyem hem Türk tarihi, hem de Hollanda tarihini öğrensinler, araştırsınlar. Çünkü bir insanı ayakta tutan hafızası, bir milleti ayakta tutan da tarihidir.”

Page 60: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 60Platform

Antwoordnummer 460791060 WB Amsterdam

Platform ve Kadın dergisi’ni 1 yıl boyunca elde etmek için €35,- hesap numaramdan çekilmesini kabul ediyorum.

Voor een abonnement van 1 jaar op het blad Platform en Kadın machtig ik hierbij PMG om eenmalig €35,- van mijn bank- of girorekening af te schrijven.

Uluslararası ekonomik krizin etkilediği ülke-lerden biri olan Hollanda'da fakirlere yardım amaçlı kurulan gıda bankalarına başvuran-ların sayısında önemli artış olduğu bildirildi. Hollanda Gıda Bankaları Vakfı kurucusu Clara Sies Frank, bu yılın ilk üç ayında yar-dım almak için kendilerine başvuranların sayısının, 2011 yılı genelinde müracaat edenlere eşit olduğunu söyledi. Aralık ayı ile Şubat sonu arasındaki dönem-de başvuranların sayısında geçen yıla oran-la yüzde 10'luk bir artış yaşandığına işaret eden Frank, bir radyo programına yaptığı açıklamada, ülke genelinde gıda banka-larına yazılı olanların toplam sayısının ise 60 bin olduğunu bildirdi. Bu denli yüksek taleple ilk kez karşılaştıklarını kaydeden Frank, müracaatlardaki artışa bozulan eko-

nomik dengenin yol açtığını söyledi. Sade-ce Rotterdam'da bu senenin ilk üç ayında yardım için kendilerine başvuranların sayısı-nın 500 dolayında olduğunu anlatan Frank, "Bu, 2011 yılı genelinde Rotterdam'da aldı-ğımız taleple eş değer. Artışın temel sebebi kuşkusuz ekonomik kriz. İnsanların temel giderleri giderek artıyor" dedi. Hollanda

genelinde farklı şehirlerde fakirlere ücret-siz yardım eden gıda bankalarının sayısı-nın 137-ye ulaştığını hatırlatan Clara Sies Frank, buna karşılık kendilerine yardım eden şirket ya da market sayısının ise azal-dığını, bu yüzden yeni şube açamadıklarını söyledi. Frank, krizin de etkisiyle üreticile-rin artık daha tasarruflu hareket ettiğini, el-lerinde kalan malları gıda bankalarına değil de farklı şekillerde piyasaya sürerek satma-ya başladıklarını ifade ederek, kendilerini zorlamasına rağmen bu durumu anlayışla karşıladıklarını dile getirdi. Hollanda-da 2002 yılında kurulan ve ülke genelinde şu anda 137’ye ulaşan gıda yar-dım bankalarından yardım alan göçmen kö-kenlilerin oranının ise yüzde 25 dolayında olduğu belirtiliyor.

Gıda bankaları talebe yetişemiyorUluslararası ekonomik krizin etkilediği ülkelerden biri olan Hollanda'da fakirlere yardım amaçlı kurulan gıda bankalarına başvuranların sayısında önemli artış olduğu bildirildi.

H a b e r

Page 61: Platform Dergisi

61 Platform

Page 62: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 62Platform

E v l i l i k o k u l u

Dikbaşlı, inat,ukala, hep kazanmaya odaklı, dediğim dedik, saldırgan, sert erkeksi kadınlar ve alıngan,

kırılgan, korkak, küskün, sorumluluk al-maktan korkan, kadınsı erkekler her geçen gün hızla artıyor. Kadınlar iyi ya da kötü bir konuda olsun değişim ve dönüşüme daha yatkındırlar. Erkekler ise daha yavaştırlar de-ğişim konusunda. Bu açıdan kadınların er-kekleşmesi ile erkeklerin kadınlaşması aynı hızda gitmiyor. Kadınlar fıtri bozulmada daha ilerideler. Fakat kadınlar düzelmek isterse de toparlanıp tekrar kadın olmaları mümkün. Oysa bozulan, kadınlaşan bir erkeğin tekrar adam olması oldukça zordur.

Günümüzde kız çocukları ve erkek çocuk-ları birbirinden farklı yetişmiyor. Oysa ikisi de yaratılış rollerine uygun yetişirse ancak o zaman doğru davranış sergileyebilirler. Ba-baların çoğu erkek çocukları ile yeterince il-gilenmiyor. Anneler erkek çocuklarını bebek

Sema Maraşlı

Yaratılış rollerimize uygun yaşıyor muyuz?

Her geçen gün bilimsel araştırmalar kadın erkek farklılıkları ile yeni bir şey ortaya çıkarırken bir yandan da bazı güçler kadın erkek farklılıklarını yok etmek için uğraşıyorlar. Kadınlaşan erkekler ve erkekleşen kadınlar hızla artıyor.

Page 63: Platform Dergisi

63 Platform

E v l i l i k o k u l u

gibi yetiştiriyorlar. Kız gibi demiyorum çünkü günümüzde kızlar erkeklerden daha fazla sorumluluk almaya hevesliler, erkeleştikleri için. El bebek gül bebek yetişen sorumluluk almadan büyüyen erkek çocuğu evlendiğin-de de rahatı bozulmasın, karısı da annesinin yüklendiği gibi sorumlulukları yüklensin isti-yor. Bu da ailede ciddi sorunlara yol açıyor.

Kadın ve erkek ilişkilerinde temel denge kadının yumuşaklığı ve erkeğin sertliğidir.Kadın vücudu yumuşak yaratılmış. Allah iç ve dışı birbiri ile uyumlu yaratmış. Kadın ru-hen de şefkat ve teslimiyetle donanımlı ya-ratılmış. Erkek vücudu sert yaratılmış. Erkek de ruhen güç odaklı yaratılmış. İki tarafta kendinde olmayanı arzular. Bir erkek bir ka-dında en çok yumuşaklık ister. Bir kadında bir erkekte en çok güç olsun ister. Bu şekil-de bir araya geldiklerinde denge sağlanır, iki tarafta ruhen tatmin olur.İki tarafta kendinde olmayanı kendi bede-nine yüklerse yaratılış özelliklerini bozmuş olur ve karşı tarafın gözünde de çekiciliğini kaybeder. Erkek kendi gibi sert bir kadını uzun vadede çekici bulmaz ve onunla mutlu olamaz, kadın da kendi gibi yumuşak bir er-keğe saygı duymaz ve onunla mutlu olamaz.Olayı tersinden anlamak isteyen bazıların zannettiği gibi kadının yumuşaklığı eziklik değildir; erkeğin sertliği de kabalık değildir. Kadının yumuşaklığı; sıcaklığı, sevecenliği, nezaketi, edası, sedası, davranışlarının ka-dınca olmasıdır.Erkeğin sertliği korumacılığında, adaletli ve merhametli olmasındadır. Korumacı ve ada-letli olması için erkeğin güç sahibi olması lazım. Erkek için güç öncelikle cesarettir, daha sonrasında işi gelir. Korumak, kazan-mak, ailesinin ihtiyaçlarını gidermek erkek için en temel fıtri davranışlardır. Erkeklerin kadın yaratılışına uygun işleri yapmaları, ka-dınların erkek yaratılışına uygun işleri yapma-ları iki tarafı da mutlu etmez.Gazetede ünlü bir erkeğin boşanma haberi vardı. Erkek: "Yemekleri hep ben yaptım." demiş kadına iyi bir koca olduğunu anlatmak için. Kaç kadın evde bütün yemekleri yapan bir koca ister. Kadınlar, kocalarının mutfakta onlara yardım etmesini isterler; fakat bütün mutfağı ele geçirmesini istemezler. Mutfak kadınındır; ister az kullansın ister çok kullan-sın, erkek orada misafirliğe gelirse, arada yardım ederse, kadının hoşuna gider; fakat erkek mutfağa yerleşip kalırsa kadın rahat-sız olur. Yemek yapmayı sevmeyen bir kadın bile dışarıda yemek yemeğe razıdır; fakat

kendi içerde yatıp otururken mutfaktan çık-mayan bir kocaya tahammül edemez. Evde dengeler bozulur.

Erkekleri kadınlaştırarak toplumda düzen sağlanamaz. Düzen sağlamanın çok daha mantıklı ve vicdani yolları var.Arkadaşım anlattı. Kızı ile oğlu kavga et-mişler. Kız ağabeyine vurmuş. Ağabey kıza elini kaldırmamış. Oğlu annesine "Biliyo-rum vursam çok canı yanacaktı, tam elimi kaldıracaktım Peygambermizin "İçinizdeki güçlüler, zayıfları ezmesin" hadisi aklıma geldi ve vazgeçtim." demiş. Şiddeti önle-mek için erkeğin elinden gücünü almak çö-züm olamaz, çözüm erkeğe gücünü doğru bir şekilde kullanması öğretmek olmalıdır.

Kadına da terbiyeli olmayı öğretmek gere-kir tabii ki, gücü kışkırtmasın. Merhametsiz yetişmiş bazı erkeklerin güç sahibi olunca kadınlara şiddet uygulaması baz alınarak kadınları korumak ve mutlu etmek adına bütün erkeklerin güçlerinin kanun yolu ile alınması kadınları asla mutlu etmeyecektir. Normal olan hiç bir kadın korkak ve mıy mıy bir adamla mutlu olamaz. Çünkü kadın ne kadar "ben güçlüyüm" de dese fıtratındaki onu koruyacağına inandığı cesur bir erke-ğe bağlanma arzularını bastıramaz.Yaratılıştan bize verilen özellikler yok edi-lemez sadece bastırabiliriz ve yokmuş gibi davranabiliriz; fakat fıtrat bizi rahat bırakmaz ortaya çıkmak ister. Sadece mış gibi davra-nırız. Erkekmiş gibi davranan kadınlar ve ka-dınmış gibi davranan erkekler hiçbir zaman mutlu olamazlar.

Page 64: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 64Platform

Euro'nun geleceğini tehdit eden ülke-ler kervanına bir AB ülkesinin daha katılabilme ihtimali piyasalarda te-

dirginlik yaratıyor. Euro bölgesinin sorunlu ülkeleri olarak bilinen Yunanistan, İspanya, İrlanda ve Portekiz'in ardından Hollanda'nın da Euro üzerinde yarattığı baskı endişele-ri arttırıyor. Başbakan Mark Rutte'nin, bir süredir Özgürlük Partisi ile devam eden kemer sıkma programı görüşmelerinin ba-şarısızlıkla sona erdiğini açıklaması üzerine gözler Hollanda'ya çevrildi. Koalisyon hü-kümetinin ayakta kalması için desteği şart olan Özgürlük Partisi ile anlaşma sağlana-maması Avrupa Birliği'ndeki sorunlar zinci-rine başka bir halka daha ekledi. Hükümet ile Özgürlük Partisi arasında devam eden 16 milyar Euro'luk kemer sıkma programı

görüşmeleri başarısızlıkla sona erdiğini bil-diren Rutte, erken seçimlerin çok büyük olasılık olduğunu fakat hükümetinin seçim-lerden başarıyla çıkıp gereken kemer sık-ma önlemlerinin uygulanacağını belirtti.

Rutte istifasını verdi. Erken seçimleri ise 12 Eylül'de yapılacak.Piyasalar, Avrupa Birliği'nde kredi notu AAA olarak kalan dört ülkeden biri olan Hollanda'nın kredi notunun kırılabileceği endişesini fiyatlıyor.Yazarlarımızdan D66 belediye meclis üyesi politikacı Ali Osman Biçen ve PvdA Amster-dam West Meclis Üyesi Orhan KAYAR ile Abdullah Gül'ün Hollanda ziyaretini, Eko-

nomik krizi ve Hükümetin istifasıyla birlikte yakında yapılacak seçimleri konuştuk.

Bir ülkenin kredi notu düşürülmesinin en önemli nedenleri o ülkenin eko-nomik, sosyal, politik ve çevresel faktörleri dikkate alınarak belirlenmektedirHollanda'nın geleceğine nasıl bakıyor-sunuz?Ali Osman Biçen: Hollandanın kredi notu-nun düşürülebileceğinin konuşulması, kredi notu AAA olan 4 ülkeden biri olan Hollanda için çok ağır sonuçlar doğuracağı düşünce-

Sırada Hollanda mı var? Piyasalar, Avrupa Birliği'nde kredi notu AAA olarak kalan dört ülkeden biri olan Hollanda'nın kredi notunun kırılabileceği konusunda endişeli.

H a b e r Y o r u m

M.İsmet Furkan

Page 65: Platform Dergisi

65 Platform

H a b e r Y o r u m

sindeyim. Zira Hollanda ekonomisi dışa ba-ğımlı olması kredi notu düşürülen bir ülkeye dış yatırım yapacak ülkeler olumlu bakmaya-caklardır. Böyle bir kredi notunu tekrar geri kazanabilmek ülke en az 10 yıl çaba göster-mek zorunda kalacaktır. Bu durumu sadece bir kredi notu düşürülmesi olarak görmemek gerekir; bu durum ülkede işsizligi artırarak, istihdam alanını daraltacaktır. Burada bir ül-kenin kredi notu düşürülmesinin en önemli nedenleri o ülkenin ekonomik, sosyal, po-litik ve çevresel faktörleri dikkate alınarak belirlenmektedir.

Orhan Kayar: Bir çok coğrafya da yaşa-nan ekonomik ve küresel kriz doğal ola-rak Hollanda‘yı da etkisi altına alacaktı. Bu coğrafyalar da yaşanan ekonomik krizlerin (Yunanistan,İspanya vb.) bölgesel savaşla-rın, birileri tarafından finanse edilmesi gere-kiyordu. Dünyanın bir çok bölgesinde olan, ekonomik ve siyasi krizlere finansal destek sunan ülkelerden biriside Hollanda'dır. Dünyada ekonomik ve sosyal krizler oldu-ğu sürece Hollanda bu tür ülkelere finansal yardıma devam edecektir. Bu bağlamda Hollanda'da yaşanacak kriz Almanya, Fran-sa veya İngiltere'den farklı değildir. Hollanda İspanya, Portekiz ve Yunanistan'dan farklı sosyal-ekonomik yapıya sahip olduğu için, oralarda yaşanan krizin bir benzeri burada yaşanmayacaktır. Hollanda'da yönetim so-runu vardır. Hollanda'da ekonomik krizden ziyade, yönetememe sorunu vardır. Erken seçimle, doğru bir partinin, sosyal ve adalet-li yönetimi ile sorunlar ve ekonomik gerileme çözülebilir. Kısacası doğru bir iktidarla şu an ki gelişmeler olumluya dönüştürülebilir. Ben bu konuda ileriki süreçte olumlu gelişmeler olabileceğini düşünmekteyim.Sonuç olarak, bu tür sorunları aşmak, eko-nomik sorunları çözmek doğru politikalar-la mümkündür. Sürece uygun politikalar gündeme gelirse, sorunlar çözülür. Kemer sıkma, ekonomik kısıtlama veya sosyal ada-letsizliklerle sorunlar çözülemeyeceği gibi daha büyük sorunlara neden olabilir. Böyle giderse, ki inşallah gitmez. Zenginin daha zenginleşmesi, yoksulun daha da yoksul-laşması daha tehlikeli sonuçları beraberinde getirir. Hollanda'da onarılması güç sorunla-ra neden olabilir. O nedenden dolayı bizler, parti olarak, kişi olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız.

İlerde yapılacak genel seçimlerde Pvv büyük bir başarı sağlar mı?Orhan Kayar: Ekonomik ve sosyal sorunla-

rın büyümesi ırkçı partilerin de gelişmesine yol açmıştır. Irkçı partiler popülist söyleme-lerle, yabancıları özellikle Türkiyeli ve Fas-lıları hedef göstererek yerli halk üzerinde prim yapmaya çalışmaktadır. Belki Pvv kısa vadede başarılı olabilir, oy patlaması yapabi-lir ama, uzun vadede asla başarılı olamazlar. Biz üzerimize düşeni yaparsak,yok olmaya mahkumdurlar.

Ali Osman Biçen: Hollanda Avrupa Par-lamentosu tarafından PVV nin politikaları yüzünden eleştiri alan bir ülke oldu son yıl-larda. Benim kişisel tahminim PVV nin oyla-rında aşırı bir yükselme olmayacak.

Doğal olarak ekonomik krizin büyümesi, yabancı-ları derinden etkileyecek-tir. Bazı kısıtlamalar en çok yabancıları özellikle Türk ve Faslı göçmenleri olumsuz etkileyecektir.Güç kayıp eden Hollanda ekonomisi ve yükselen ırkçı akımlar göçmenleri nasıl etkiler?Ali Osman Biçen: Avrupada göçmen kav-ramından biran evvel kurtulmamız gerektiği

düşüncesindeyim. Kendisini bu topluma dahil eden bir azınlık olumsuzluklara karşı daha etkili mücadele edebilir. Nezaman ki kendini 50 yıldır hala göçmen olarak hisse-

Ali Osman Biçen

Page 66: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 66Platform

H a b e r Y o r u m

den Avrupadaki yabancı kökenliler, Eko-nominin kötü gitmesiyle birlikte aşırı sağ kitleler tarafından istenmeyen kişiler olarak baskı altına alınacaklardır. Siyasi partilerde bu ruzgarla birlikte oy çıkarı uğruna arzu edilmeyen azınlıkları zorlayacak yasaları gündeme getireceklerdir.

Orhan Kayar: Doğal olarak ekonomik kri-zin büyümesi, yabancıları derinden etkileye-cektir. Bazı kısıtlamalar en çok yabancıları özellikle Türk ve Faslı göçmenleri olumsuz etkileyecektir. Doğru politik duruşla bunun önüne geçile bilinir. Politik mücadele içeri-sinde olan bizler bunun önüne geçmek için azami dikkati göstereceğiz ve mücadelemi-ze devam edeceğiz yeter ki halkımızın des-teği olsun, aşamayacağımız engel yoktur.

Abdullah Gül'ün Hollanda ziyaretini na-sıl buldunuz? Türk göçmenleri açısın-dan olumlu bir katkı sağlar mı?Ali Osman Biçen: Hollanda ile Türkiye ara-sındaki 400 yıllık dostluk çerçevesindeki bu ziyaret kuşkusuz iki ülke açısından önem arz ettiğini düşünmekteyim. PVV partisinin bu ziyaret öncesi tavrı toplumun çok büyük bir tabanı tarafından eleştirilmesi ve tepki görmesi, ziyarete ilgiyi dahada artırdığını söyleyebiliriz. Ekonomik açılım ve yaban-

cı kökenli vatandaşların karşılıklı ekonomik ilişkilerin gelişmesine şuphesiz bu ziyaret katkı sağlayacağı düşüncesindeyim. Su-reç ve hükümetin ekonomik konulardaki anlaşmazlıkları ağırlıklı olmakla birlikte, Sa-

yın Abullah Gül’ün ziyareti ve PVV ( Özgür-luk Partisinin), sert bir şekilde bu ziyarete karşı çıkması ortaklar arasında dengelerin bozulmasını hızlandırdığı görüşündeyim. En önemli nokta burada Limburg Eyaletinde-ki PVV üyelerinin parti kararına karşı Sayın Abullah Gul’un, Kraliçe ile birlikteki yemekli toplantısına katılıp katılmama tartışması, PVV partisinin çözülme sinyalleri vermesi, hükümet ortaklarının dışarıdan destekleyici gücünün ülkenin ekonomik tasarruf planı konusunda anlaşmazlığı hükümetin de so-nunu getirmiş oldu.

Orhan Kayar: Türkiye'den değişik dönem-lerde, çeşitli devlet büyükleri Hollanda'ya ziyarete gelmekte, bu ziyaretler bizlere do-ğal olarak, olumlu yansımakta ve aşırı moral vermektedir. Bu tür resmi ziyaretlerin olma-sı, iki ülke halkının birbirlerini daha yakından tanıması için olumludur. Türkiye ve Hollanda arasında olabilecek ikili anlaşmalar ve eko-nomik yatırımlar için gereklidir de. Bu tür ziyaretlerin daha fazla olması temennimdir. Hollanda'da hükümetin düşmesinin bu ziya-retle direkt fazla ilgisinin olduğunu sanmıyo-rum. Çünkü Hollanda'da seçimden bugüne kadar hükümet kendi içerisinde sürekli so-runlar yaşadı. Dolayısıyla bugün hükümetin düşmesi kaçınılmazdı.

Orhan Kaya

Page 67: Platform Dergisi

67 Platform

B a k ı m

Page 68: Platform Dergisi

K ü l t ü r S a n a t Hazirlayan:H.Kerim [email protected]@platformmedia.nl

Değerli okuyucular!

8. Platform Avrupa Şiir Yarışması sonuçlandı. Bu sayıda ilk üçe giren şiirleri, önümüzdeki sayıda da mansiyon alan şiirleri yayınlayacağız. Öncelikle jüri üyeleri Doç. Rıdvan Canım’a, Salim Yüksel’e ve Hüseyin K. Ece’ye teşek-kür ediyoruz. Bu yarışmaya katılan bütün şairlerimize de teşekkür ediyoruz. Derece alan şairlerimizi tebrik ediyoruz. İleride bu arkadaşlar arasından iyi şairler çıkacağına, şiiri bir şekilde yaşatacaklarına inanıyoruz. Zaten Platform’un bu yarışmadan amacı da iyi şairler yetişsin, şiirimiz Türkiye dışında da fi lizlensin, gelişsin, yaşasın diyedir. Derece-lendirmede adı geçmeyen şairlerimizin şiirleri daha aşağı seviyede oldukları için değil, puanlamada bazı şiirler öne geçtiği için böyle bir sonuç ortaya çıktı. Yarışmaya katı-lan bütün şiirler değerli, aralarında cidden kaliteli şiirler çoğunlukta idi. Ümit ediyoruz ki şairlerimiz, şair adayları-mız gelecek yıllarda daha güzel, daha kaliteli, kalıcı şiirler yazmaya devam ederler.

İyi okumalar dileğiyle.

Derece Şairi Şiirin adı Puanı

Birinci Yaşar Aydın

YAR BAKIŞLI SABAHLAR BEKLEŞİRDİ BAŞUCUNDA

241

İkinci Mehmet Soysal

KARANLIK ŞEHİR

234

Üçüncü Muhammed İsa Öztürk

GÖZLERDE YAKAMOZLANAN

230

Derece Şairi Şiirin adı Puanı

BirinciMansiyon

Mehmet Soysal

KAR YAĞIYORMUŞ

227

İkinciMansiyon

Özlem Kart

AY GECEYE SEN KABRE DÜŞTÜN

223

ÜçüncüMansiyon

ErdoğanÇavuşoğlu

BEN ANADOLUYUM

218

8. Platform Avrupa Şiir Yarışması sonuçlandı

Derece alan şiirler

Mansiyon alan şiirler

Gül kokusunda gizlenenKayıp bir yağmur damlasıydınVe sen bilmiyordunIrmakların seni bulmak için akıp durduklarını En uğrak adresinAy ışığının küskünlüğüne emanet bıraktığın Utangaç yakamozlarla döşeli hatıralarının sokağıydı Çaldığın her kapıdanBoynu bükük ayrıldığındandır kiGözlerinin rengi hep buğuya çalardı senin Masumdun...Bahardan kovulan bir çiçeğin günahı kadarMasumdun...Yar gelişini bekleyen bir uykunun sabahı kadar Dalıp gitmelerinin ötelerinde konaklayıncaYangın sonralarının telaşına bile kalmadan Değişirdi yakası bir araya gelmeyen iklimlerinAğustosta zemherinin yakasına yapışırdın amaAyrılıklarla hep sarmaş dolaştıDefterinden sil beni dediğin hasretlerin Kimseler bilmezdi...Sürgün edilen gülümseyişlerinden derlediğinAğıtlarına gelinliği bile giydirilmemiş türkülerin vardıBirde...Ödlek pusularda yaralanan

sevdalarına yazılmışSancılarını şahit tuttuğun öykülerin vardı Hükmü verilmiş vefadan sayılıpSenin adına bir sayfa açılırdıNaz ehli bir duacının avucundaVe mahmurluğunun hatırı için Rüyalarını hayra yor diyeYar bakışlı sabahlar bekleşirdi başucunda Hey benim...Ceylan bakışlarının sığındığı dağ duruşlumSakın ola ki üzmeyesinGün batımının yüzüne dik dik bakan umutlarınıKaranlıkların ettiği bunca ihaneti Yanlarına kalır da sanma sakınBilesin ki...İdamlık gecelerin sehpasıdır şafaklar Söyle hele...nasıl sığdırdın gönlüneHayallerini göçüne katmış bu kadar vedayıSöyle hele...Nasıl sığdırdın ömrüneHesabını mahşere bıraktığın bunca davayı Ah benim...Sevdası için gönüllerin kavgaya tutuştuğuNe şirine ne de leylaya rağbet olurduYunusun diline düşseydin eğer

Yaşar Aydın / Almanya

BirinciYAR BAKIŞLI SABAHLAR BEKLEŞİRDİ BAŞUCUNDA

Page 69: Platform Dergisi

KARANLIK ŞEHİR

Sana burdan şiirler yazarım da şimdi..Eindhoven karışır,kraliçe görevi bırakır,Hükümet fi lan düşer diye korkuyorum işte...Hoyrat sevmeye alışkın değil bu yerler,Sevgiliye burada şiirler yazılmaz...Mecnun neden çöle düşmüş bilen yok..Ferhat'la Şirin'ide pek tanımazlar zaten..Sevginin yeri yürekler değil,Aşklar gündelik, gönüller karanlık..Duygular, umutlar yetim buralarda..

Sana burdan şiirler yazarım da şimdi..Bir iç isyan çıkar yüreklerdeBelki bir çoçuk ölür bilinmedik bir yerdeOlurya belki kıyamet kopar..Metrelerce kar yağar, gök yüzü ağlarDoğada dengeler değişirVe belki birdaha doğmaz GüneşHani olmayacak hadiseler cereyan eder diye korkuyorum işte...Ruhumu dinliyecek bir sabah ezanına hasretken;Birde içimizi ısıtan Güneşe hasret kalmayalım diyorum..

Yazarım sana burdan şiirler yazmasına ama.?Kaldıramaz yüreğin;Yüreğim hasret,yüreğim gurbet doluKelimelerim ağır, sözlerim keskinAnlatamazsın kimseye derdiniCümlelerimde boğarım seni, hece hece bölerimÇöllere düşersin sonra Su arayan bir yaralı Ceylan misaliYazarım sana burdan şiirler ama.?Benim huzurum kaçmış zatenBirde senin aklın kaçmasın oralarda

Mehmet SoysalEindhoven

GÖZLERDE YAKAMOZLANAN Üstad Bediüzzaman’a…

Gül, bitap ahenkler atlasında.

Eylül’ün gözlerinde yağmur halkaları,Temmuz’un yüzünde kuru bir tebessüm…

Ay sarhoş gözlerle bekler kutlu sabahı.Heyula bir hengâm öper güneşin alnından.

Güneş, melal denizinde alır soluğu.Güneş, sükût-u leyl dergâhında…

Karanlıklar sardı yorgun giryan gözleri.Hüzün albümü sanki şairlerin sözleri

Uzun yağan yağmurlar okşadı kalp ibresini.Neyzen nefessiz kaldı gönül sahnesinde.

Ve her şeyde bir hüzün, bir sükût…Sonra maveradan muştulu türküler duyuldu.

Kayıp şiirin yüreğini ruhani bir ahenk okşadı.Erguvan renk açtı, umutlar halelendi.

Heyula kaos çarkından azad oldu dimağBir gül açtı; gözlerde yakamozlanan çerağ…

Bir aşkın türküsü dolanırdı hep dilinde aşk âliminin.Sürgünü, tebliğ seyahati…Gurbeti, milletinin imanı…

Aşkın kitabını yazdı; günaha Sitare…Gözlerde yakamozlanan çare…

Ey sürgün sessizliğinin fırtınası,

Muştulu hülyalar yeşerttin akkor cümlelerleZemheri gecenin bağrına bir gül…

Titrek bakışlara nur oldun, sükûta haykırışKülliyatın, dinsizin bağrına saplanış…

Halelenmiş iman iklimine haykırış…Dolanırsın hala damarında ufukların,Yağmur olur gönül seylabına şuaların.

Nefi s fi rar etti nur karargâhından tar u marBak usul usul zümrüt tepelerde,

Seni temaşa eyleyen aşkın talebelerin var.

Muhammed İsa Öztürk / Madakaskar

Birinciİkinci

Üçüncü

Page 70: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 70Platform

S a n a t v e F i k i r G ü n l ü ğ ü

Okan Akın

Futbol hayatına cocuk yaşlarda Türkiye’de başlayan Hayati Kulaksız, vazgeçemediği futbol aşkını sonra-dan yerleştiği Hollanda’da kulüp yöneticisi olarak sür-dürüyor.

Amsterdam / Okan Akın – Bu ayın söyleşisini Amster-dam futbol kulüplerinden biri olan Ankaraspor’un kurucu başkanı Hayati Kulaksız’a ayırdık. Kendisiyle Hollanda’daki Türk futbolu, futbolcusu ve futbol kulüpleri hakkında kısa bir söyleşi yaptık.

Spor artık milletler arası yarışın tasdikli, kurallı kurumsallaşmış en önemli alanı. Şükür ki naif ve masum bir alan. En azından sıcak savaş gibi yıkıcı ve yok edici bir alan değil. Hatta yapıcı, kaynaştırıcı ve uzlaş-tırıcı barışçıl bir alan. Üstüne üstlük son zamanlarda da değeri gittikçe artan ekonomik bir alan. Daha da ileri gidecek olursak, spor artık bir yaşam biçimi ve kendine göre felsefik bir boyut. Belli aralıklarla düzenlenen olimpiyatlar, dünya şampiyonaları, kıta şam-piyonaları, bölge şampiyonaları gibi sportif organizasyonlar, senenin her mevsimine serpilmiş şekilde. Böylelikle ülkeler arasındaki iletişim tüm sene boyunca sportif alanlara kaydırılarak, sıcak çatışma risklerinin de önüne geçiliyor. Bu tür organizasyonlarla toplumlar arası kültürel alışveriş imkanları sağlandığı için, dünya barışı desteklendiği gibi, gerçekleşen ekonomik hareketlilik sayesinde de ülkelerin ekonomisi yarar görüyor. Spor alanın en iddialı dalı, hiç kuşkusuz tüm dünyada ilgiyle izlenen futbol. Futbol, bir mahalle takımından dünya karmasına dek dünyanın en büyük yelpazesine sahip bir spor alanı. Bu alanı besleyen müthiş bir enerji var. Bu enerji hissetmek için ortalama bir lig maçına gitmeniz yeterli. Bir ta-rafta iki takımın binlerce taraftarı, öbür tarafta futbolcular ve bu eylemden para kazanan büyük bir kitle. İsmi konulmamış büyük getirisi olan tam bir bacasız sektör. Diğer taraftan, insanlar artık kimliklerini tuttukları futbol kulübü üzerinden yansıtmaktalar. İyi bir takım tutmak, onun başarılarıyla övünmek, toplumda bir statü sembolü haline gelmiş durumda. Hatta bu, ulusal takımların üzerinden uluslararası bir boyut kazanarak, ülkeler arası rekabete de yansımakta. Birbirine düşman iki ülke arasındaki maçlar ya iptal edilmekte, ya da ancak özel güvenlik önlemleri alınarak yapılmakta. Hatta ülkeler arası ilişkilerde yapılan barışçıl görüşmeler dostluk maçla-rıyla başlatılıp, iki ülkenin devlet temsilcilerinin yanyana maçı seyretmeleri sağlanıp iki ülke halkına barış mesajları verilmekte. Bir anlamda, futbol artık diplomatik bir dil haline de gelmiş durumda. Son zamanlarda futbolda çok ilginç gelişmelere de tanık oluyoruz. Bazı büyük takımlar artık kendi ülke sınırlarını geçip başka ülkelerde de fanatik taraftarlar bulabiliyor. Bu da evrensel düşüncenin ekono-mik, sosyal, bilmsel, politik ve sanatsal alanın dışında, sportif alana da sıçradığını gösteriyor. Oluşturulan dünya karmaları, kıta karmaları ve bölge karmaları hiç de azımsanmayacak sayıda farklı orijindeki halk-ların, bir futbol takımı arkasında birleşmesine vesile olabiliyor. Bunlar evrenselizmin küçük kıvılcımları. Bundan sonra ne olur? Belki yarın, beki yarından da yakın, kıta ligleri kurulur arkasından da dünya ligi. Profesyonel futbolcular da dünya va-tandaşı ve dünya futbolcusu statüsüne kavuşup, dünyanın her ülkesin-de serbest futbol oynama hakkı kazanırlar.Sevgiyle ve dostlukla kalınız,

Türk kulübü olarak faaliyet

göstermek gurur verici

Amsterdam Ankaraspor başkanı Hayati Kulaksız ile Hollanda’ da faaliyet gösteren Türk kulüpleri

hakkında kısa bir söyleşi

Bir yaşam biçimi “futbol”

Page 71: Platform Dergisi

71 Platform

S a n a t v e F i k i r G ü n l ü ğ ü

Sevgili Hayati, Hollanda’da faaliyet gösteren bir Türk futbol kulübü başka-nı olarak geldiğin bu noktadan mem-nun musun? Futbolu seviyorum. Benim, ailemden son-raki en büyük aşkım futbol ve yöneticisi olduğum kulüp ile onun futbolcuları. Fut-bolun bilimsel anlamda beşiği sayılan bir ülkede mütevazi bir Türk kulübü olarak faa-liyet göstermek gurur verici.

Kulübünüzde oynayan futbolcuların hepsi Türk mü?Türk kulübü olarak faaliyet gösterdiğimiz için kulübümüzü genelde Türk futbolcular tercih ediyorlar. Fakat bunun yanında Hol-landalı, Faslı ve diğer milletlerden futbol-cular da fazlasıyla kulübümüz takımlarında mevcut. Sonuçta, spor evrensel bir değer. Futbol da özellikle bir takım sporu olarak barış, kardeşlik, eşitlik, sevgi ve hoşgörü sporu. Öyle olunca, kulübümüz de multi-kültürel yapı içinde, kendine düşen görevi toplumun her kesimini ayrımcılık yapmadan kabul ederek, fazlasıyla yapmaya çalışıyor.

Kulübün giderlerini karşılamak için kaynaklarınız var mı ve bu kaynaklar yeterli mi?Kabul etmek gerekir ki en büyük sorun maddi kaynak yetersizliği. İyi bir takım oluşturmak, profesyonel olabilecek potan-siyel genç futbolcuları yetiştirip ülke futbo-luna kazandırmak ve ayrıca kulüp olarak da başarılı olmak, maliyet gerektiren bir mesele. Bu maliyeti kulüp kendi olanakla-rıyla maalesef karşılayamıyor. Bu anlamda, kulübün aidat gelirlerinden başka bir de kantin gelirleri var. Tabi mevcut suponsor-

larımızın katkısını da unutmamak gerekiyor ama itiraf etmeliyim ki o da devede kulak.

Kulübünüzün bugünkü durumu nasıl ve gelecek için planlarınız nelerdir?Başarı olarak Amsterdam’daki diğer kulüp-larla kıyasladığımızda orta derecede diyebi-liriz. Tesis ve imkanlar açısından ise olduk-ça geriyiz. Kulüp binası cok eski ve talebe cevap verecek nitelikte değil. Yıkılıp yerine yenisinin yapılması gerekiyor. Bunun için belediye ile gerekli görüşmeleri yaptık ve bir proje hazırlattık. Proje maliyeti bizim ödeye-bileceğimizin çok çok üstünde.

Projeyi bize anlatır mısınız? Projede ne-ler var, maliyeti nedir, şu an hangi aşa-mada, suponsor bulabildiniz mi?Projemizin içeriğinde mevcut kulüp binası-nın yıkılıp yrine modern ve çok amaçlı bir binanın inşaası ve sahaların ıslahı var. Ma-liyet olarak 360.000 Avro ediyor. Bu pa-ranın 120.000 belediye hibe ediyor. Geri kalan paranın 120.000 Avro’su yine bele-

diye tarafından faizsiz kredi olarak veriliyor. Bu durumda, bizim kulüp olarak kendi kay-naklarımızdan ödememiz gereken para ise 120.000 Avro. Bu paranın 35.000 Avro’su şu an kulübümüz kaynaklarında mevcut. Geriye 85.000 Avro gibi bir mebla kalıyor. İşte bu meblayı ne yapıp edip bir yerlerden bulmamız gerekiyor. En büyük ümidimiz bize suponsor olacak sporsever işadam-larımız. Hatta her türlü öneriye de açığız. Örneğin, bu para karşılığında, kulüp kanti-ninin belli bir süre işletilmesi, parayı temin eden kişiye devredilebilir.

Umuyorum ki tüm mali sorunları aşar, bu projeyi hayata geçirebilirsiniz. Ayrı-ca söyleşi için de çok teşekkür ederim.Böyle bir imkanı bana verdiğiniz için bilakis, ben teşekkür ederim. İsadamlarımızdan, girişimcilerimizden kulübümüzün yenileme projesi için destek bekliyoruz. Dediğim gibi; her türlü öneriye de açığız. Yeter ki kulübü-müz başarı ve altyapı olarak, diğer Hollandalı kulüplerin seviyesine çıkabilsin.

FC Ankaraspor kulüp başkanı Hayati Kulaksız

Yeni yapılacak olan kulüp binasının proje resminde iç görünümü

Yeni yapılacak olan kulüp binasının proje resmi

Page 72: Platform Dergisi
Page 73: Platform Dergisi

73 PlatformPlatform73 latformPlatformlatformlatformlatform

Derleyen: ÖMER MUHTAR

ZAMANE ÇOCUKLARI

Küçük afacan elinde bir kutu şekerle parka gitmiş, bir banka oturmuş, etrafa bakınırken şekerleri art arda ağzına atıyormuş.. yanındaki bankta oturan yaşlı adam çocuğa bakmış bakmış ve... "evladım.." demiş.. "şeker güzeldir ama çok yemek zararlıdır... hem dişlerin çürür, hem yüzünde sivilce çıkar, hem de şişmanlarsın..."Çocuk bunun üzerine adama dönmüş:"Benim dedem 107 yaşına kadar yaşadı..."Adam "Yaa.." demiş... "Yani deden de mi çok şeker yerdi?"" Hayır, her şeye burnunu sokmazdı.!

TEMEL'İN İNEĞİ

Temel'in ineği hastalanmış.Komşusu Cemal'e gitmiş - Ula ineğun hastalanduğun da ne vermiştun ? - Tuz ruhi.... - Eyi....

Temel ertesi gün koşa koşa geri dönmüş.... - Ula ineğum öldi.... - O zaman benimci de ölmişti......

DİŞ DOKTORU

Diş hekiminin odasına giren genç ve güzel kadın:-Ah doktorcuğum, bu dişi çektirmektense çocuk doğurmayı tercih ederim.Doktor gayet sakin bir ifadeyle:- Kararınızı çabuk verin koltuğun ayarını ona göre yapacağım.

EN BÜYÜK

Çocuklar beyaz bir köpeği çekiştiriyor ve bağrışıyorlardı.Yoldan geçen Berrin Hanım yanlarına yaklaştı:

- Ne diye Çekiştiriyorsunuz hayvanı ?- Şimdi karar verdik teyze. Köpek , içimizde en büyük yalanı söyleyenin olacak.- Utanmıyor musunuz siz ? Ben sizin kadarken yalan söylemeyi aklımdan bile geçirmezdim!.....- Çocuklar hep bir ağızdan bağrıştılar :- Bravooooo Köpeği siz kazandınız!.....

HAVAALANI

Genç iş adamı uçağa binmek üzere havaalanına gelir ve bilet kontrolü yapılan masaya giderek, elindeki valizleri teslim eder.

Görevli; "Biletinizi alabilir miyim?" der. Adam biletini verir ve ekler; "Biletimden göreceğiniz gibi New York'a gidiyorum. Ancak, verdiğim yeşil valizin Londra'ya, mavi olanın da Paris'e gitmesini istiyorum." Görevli kız şaşkınlıkla ; "Özür dilerim, ancak bunu yap-mam mümkün değil".

Bunun üzerine genç adam; "Bunu duyduğuma çok se-vindim. Geçen sene yapmıştınız da!"

F ı k r a l a r

73

Page 74: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 74Platform

Page 75: Platform Dergisi

75 Platform

YAPILIŞITencerede yağı kızdırın.Soğanı ve sarım-sağı koyup,kavurun.Butları ilave edin ve kızartın.Üzerine domatesi ve bütün malzemeleri de ekle-yerek 2 bardak su ilave edip kaynamaya bırakın.Üzerinde oluşan köpüğüde alın.Patates-leri ilave edin,20 dak.kısık ateşte pişirin.Lezzetini kontrol edip sonra,nane ve may-donoz serpiştirerek servis yapın.

Fındık patatesli tavuk budu paçasıMALZEMELER: 6 Adet tavuk budu1 Çay bardağı yağ3 Adet domates(kabuğu soyulmuş)3 Adet kurusoğan( ince doğranmış)8 Diş sarımsak4 Adet büyük patates Tuz,KarabiberBir tutam maydonozBir tutam nane2 Çorba kaşığı sirke 2 Su bardağı su

YAPILIŞITencereye sütü,toz şekeri,vanilyayı koyup ocağa alıyoruz.Çırpma teliyle karıştırıyoruz. Sütümüz ılık hale gelince ocaktan alıyoruz.(sütümüz parmağımızı yakmıyacak)Üzerine yumurtaları kırıp çırpma teliyle karıştırıyoruz. Diğer tarafta küçük tavaya toz şekeri koyup ocağa alıyoruz.Kısık ateşte karıştırarak koyu kahverengi olmasını sağlıyoruz. Ocaktan alıyoruz.Karameli kalıplara ve ya orta boy borcam kabına döküyoruz.Hemen üzerine sütlü yumurtalı harcı döküyoruz ve ya küçük kaselere paylaştırıyoruz.Daha sonra fırın tep-sisinin içine su döküp krem karamelleri benmari usulüyle 150 derecelik fırında 40-45 dak.pişiriyoruz.Pişince sudan çıkarıp ılıkken buzdolabına koyuyoruz.3-4 gün durması gerekiyor. Ters çevirip servis yapıyoruz.

Vanilyalı krem karamelMALZEMELER1 Kğ süt6 Adet yumurta1 Paket vanilya 1 Su bardağı toz şeker

MALZEMELER: 1 Su bardağı toz şeker

YAPILIŞIBir karıştırma kabına yumurtayı,toz şekeri koyup mikserle 5 dak.çırp sıvıyağı,vanilyayı,kabartmatozunu ve unu ilave edip kıvamı koyu olacak ortası delik orta boy kek kalıbımızı yağlayıp unladıktan sonra kek harcımızı döküyoruz. Elmayı soyup çekirdeklerini çıkarıp ince dilimler şeklinde kekimizin üzerine diziyoruz. Bir kasede tarçını,ceviz parçalarını,toz şekeri karıştırıp elmaların üzerine serpiyoruz. 170 derecelik fırında 30-40 dak.pişiriyoruz.Fırından çıkınca biraz soğumaya bırakıyoruz ılıkken dikkatli bir şekilde ters çeviriyoruz kalıptan çıkartıyoruz.Servise hazır hale geldi servis yapabilirsiniz.

Elmalı cevizli kekMALZEMELER3 Adet yumurta1,5 Su brdağı toz şeker1 Su bardağı sıvıyağ1 Paket vanilya1 Paket kabartma tozuAlabildiği kader un

İÇ HARCI İÇİN: 1 Adet elma1 Tatlı kaşığı tarçın2 Çorba kaşığı iri kıyılmış ceviz1 Çorba kaşığı toz şeker

A y ı n Y e m e ğ i

Page 76: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 76Platform

B u l m a c a

Page 77: Platform Dergisi

77 Platform

Page 78: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 78Platform

Sabahat Akkiraz'a yumuşak bir geçiş yapıyoruz. CHP'den İstanbul üçüncü bölge milletvekili olan Akkiraz'ın, sanat, kadın ve Alevilik üçgeninde

gerçekleştirmek istediği bir takım formülleri var. Bu ce-sareti ise yıllardır halkla arasında sıkı bir bağ oluşundan

almış. Hayatının büyük bir bölümünü Almanya'da geçirmiş olan sanatçı "saygı ve demokrasiy-

le" her şeyin çözülebileceği görüşünde. "Siyaseti yaptığım işlerin her zaman dışında bıraktım. Sadece bazı mesaj-ları türkülerle anlattım" demişsiniz. Siyasetten uzak kalmak için bu kadar uğraşmanıza rağmen neden böyle bir karar aldınız?Sanatçı herkesi kucaklar. Müzik evren-seldir ve bir tarafa ait değildir, herkese aittir. Burada sizi iten bazı öğeler oluyor. Mesela dünyayı geziyorsunuz bakıyor-sunuz ki gelişmiş ülkelerdeki kadınların yaşam kalitesi çok yüksek. Ama dönüp ülkenize baktığınız zaman hayatın her ala-nında kadınları göremediğimiz gibi iş ha-yatında dahi aynı işi yapmalarına rağmen ücretleri erkeklerle eşit alamadıklarını gö-rüyorsunuz. Aleviler gibi sayıları milyonlar-la ifade edilen bir topluluğun üyesi olarak sorunlarını görüyorsunuz.

Siz sanat, Alevilik, kadınlık üzerine du-ruyorsunuz. Bu kimliklerden hangisi daha ön planda?Kadınlık ön planda çünkü kadınım, Alevi-lik de ön planda çünkü Aleviyim... Alevi-lerin de sorunları çok. Bunu Avrupa'da yaşamış biri olarak söylüyorum. İçim acıyor. Orada kilisenin yanında cami caminin yanında cem evi bulunuyor.

Alevi olarak siz hangi eksikleri gi-dermek istiyorsunuz?Cem evleri var ama onların legal olması gerekiyor. "İslam'da zorla-ma yok" diyorsanız okullardaki

M ü z i k

Hizmet ehlinin aleviliğine sünniliğine bakılmaz

Page 79: Platform Dergisi

79 Platform

dersleri mecburi değil seçmeli koymanız gerekir. CHP'nin seçim programında var. İnançların devlet güvencesine alınacağı be-lirtiliyor. Aslında bütün partiler partiler üstü bir kurul kursalar bunu iki saatte çözerler. Artık insanlar değişim istiyor... Zamanla de-ğişmeyen bile değişiyor...

Hem sanatçı hem de siyasetçisiniz. Halk sizi hangi kontenjandan selamlıyor?Önce Sabahat Akkiraz olarak görüyorlar. Fotoğraf çektirmek istiyorlar. Sonradan an-latmaya başlıyorlar. Yani hala önce sanatçı-yım sonra siyasetçi. Ama meclis çalışmaları başlayınca bu muhtemelen değişebilir.

Genel başkan olmak üzere CHP'nin için-de pek çok Alevi var. CHP aynı zamanda "Alevi Partisi" değil mi?Çok fazla Alevi yok. Alevi görünen bir tek ben varım. O yüzden Alevi partisi denemez. Ben de Alevicilik yapmıyorum. Sadece Alevi toplumuna ses olmaya çalışıyorum o kadar.

Ama CHP'ye Alevilerin büyük kesimi oy veriyor...Evet veriyorlar. Aslında başka partilere bakmak lazım. Orada Aleviler nerdeyse hiç yok. Ya yok sayılıyorlar. Ya siyaset yapma zemini bulamıyorlar.

Siz Aleviliğe hangi coğrafyadan bakıyorsunuz? Anadolu'dan mı yoksa Avrupa'dan mı?Hem Avrupa'dan yaşamış biri gibi hem de Anadolulu gibi bakmaya çalışıyorum. Baş-bakanımıza "Sünni Recep Bey" demek ne kadar anlamsızsa bu da o kadar anlamsız bana göre...Bu bana bölüp parçalama gibi geliyor. Bundan nemalanmak, oy alma kay-gısı da hoş değil... Kemal Kılıçdaroğlu Ale-vi, Recep Bey Sünni de olsa önemli olan yaptığı hizmettir.

Alevi kökenli politikacıları başarılı bulu-yor musunuz?Onların adına konuşmak istemiyorum ama ben başka hiçbir partide Alevi aday gör-medim. En azından orjini Alevi olan dışında sorunları aktaracak adaylar konsaydı keş-ke. Hiç kimsenin umursadığı yok. Annesi ve babası Alevi oluyor ama kendi olmuyor. Ben onlara orijinli diyorum.

Sünniler sizi nasıl karşılıyor?Ben kimseye inançları yüzünden ayrıştır-mıyorum. Yaradan "sizleri nurumdan yarat-

tım" diyorsa ben saygı gösteriyorum. Sizi tanımayanlar bilmeyenler kendilerini ben-zetmek için baskı kurmuş da olabilir. Ama bu bizi ayrıştımamalı. Buna dikkat ederim. Samimiyetimle şunu da belirtmek isterim. Sıradan bir Sünniye sorun; "Alevilerin ta-lepleri için ne diyorsunuz" "özgürce inanç-larını yaşasınlar" diyecektir. Sıradan Sünni ve Alevi için ayrım yoktur.

CHP'nin Alevilere yakın olmasına rağ-men "yardım etmedi ve sorunlarını çöz-medi" dediniz. Böyle düşünmenize rağ-men neden gidip CHP'den milletvekili oldunuz?Söylemişimdir. Şöyle bir söz vardır "eleştiri olsun ki doğrular bulunsun" Gerçekten çö-züm olsun diye partideyim. Bir ses olurum düşüncesiyle karar verdim.

M ü z i k

Page 80: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 80Platform

Arsenal'i bir gençler kulübüne dönüş-türen Arsene Wenger'in elinde şe-killenen oyun yapısıyla Fabregas'ın

halefi olarak gösteriliyor. Bu sezon iki kez Arsenal'in A takımında forma giyen ve Şam-piyonlar Ligi maçlarının on sekizinde yer alan 20 yaşındaki oyuncu, Hollandalıları hayal kırıklığına uğratan Milli Takım tercihiyle artık ay-yıldız için ter dökecek.Futbol Federasyonu'nun Basın Departmanı tarafından hazırlanan TamSaha Dergisi'ne konuşan Oğuzhan Özyakup, "Babam Maç-kalı, annem Akçaabatlı. Önce dedem gitmiş Hollanda'ya. Babam da 25 yıldır Hollanda'da çalışıyor. Ben orada doğdum. 24 yaşında bir ablam var. Babam toptan gıda işi yapıyor, annem ev hanımı. Babam Türkiye'de futbol-la ilgilenmiş, zamanında Şekerspor'da oyna-mış." diyerek, kısa öz geçmeşini anlatırken, şu önemli noktalara dikkat çekti:

1992 yılında Hollanda'da doğduğu-nu biliyoruz. Yel değirmenleriyle ünlü Zaandam'da... Ancak futbola, yaşadığın yere daha yakın olan Amsterdam'da değil de Alkmaar'da başlıyorsun. Bu seçimin nedeni neydi? Seni kim, nasıl keşfetti?Futbola bir amatör takımda başlamıştım as-lında, Zaandam Türkspor'da. Adından da anlaşılacağı gibi Türklerin ağırlıklı olarak oy-nadığı bir takımdı Zaandam Türkspor. Sonra Hollandalıların bir amatör takımına geçtim. Sanırım oradaki performansımı beğenmiş-ler, AZ Alkmar'dan seçmeler için davet al-dım. Bir seçmelerine katıldım. O sırada 11 yaşındaydım. Seçmelerde de beğenildim ve Az Alkmaar'la anlaştım. Aslında Ajax'ta oyna-mayı da çok istiyordum ama AZ daha önce teklif yapınca onlarla anlaştım. Daha sonra Ajax da beni istedi ama artık Az Alkmaar'lı olmuştum. Uzaklığa gelince... Hollanda kü-

çük bir ülke ve Zaandam 'la Alkmaar arası da çok uzak sayılmaz. Az Alkmaar'da oynadı-ğım sürece evimde, ailemle birlikte kaldım. Kulüp bir servis arabasıyla bizi alıyor, oku-lumuza götürüyor, oradan alıp antrenmana bırakıyor, akşam da evlerimize geri götürü-yordu. Sabah 7'de çıkıyor, akşam 7'de de evde oluyordum.

Az Alkmaar'da kendini çok çabuk fark ettirdiğini görüyoruz. Daha başlangıçta bir çok büyük Avrupa kulübü seni keşfe-diyor ve transfer etmek için sıraya giri-yor. Neydi seni bu kadar ön plana çıkar-tan özelliklerin?Sağ olsunlar o dönemdeki antrenörlerim benim iyi bir futbolcu olabileceğimi düşüne-rek üzerime çok düştü. Hep kendimden bü-yüklerin kategorisinde oynadım ve kendimi erken yaşta gösterme fırsatı buldum. Antre-

Oğuzhan Özyakup Hollandalıları şaşırttı

Henüz 15 yaşında Az Alkmaar altyapısında

parlamaya başladı. Henüz 15 yaşında Az

Alkmaar altyapısında parlamaya başladı.

Hollanda Genç Milli Takımlarının ilk

"yabancı" kaptanı olarak nam saldı ve dünyanın en büyük

kulüplerini peşinden koşturmaya başladı.

S p o r

Page 81: Platform Dergisi

81 Platform

nörlerim en çok top tekniğimi beğeniyordu. Oyunu iyi okuduğumu ve pas dağıtımını ba-şarıyla yaptığımı söylüyorlardı. Driplinglerim fena değildi. Oynadığım yaş grubu içinde gol yüzdem de yüksekti.

Peki büyük kulüplerinin gündemine na-sıl girdin? Sonuçta Az Alkmaar'ın alt yaş gruplarında oynayan bir oyuncuydun.Az Alkmaar'la birkaç uluslararası turnuva-ya katılmıştım. Hollanda U15 Takımıyla da bir çok maça çıktım. İrlanda'ya, Belçika'ya, Türkiye'ye karşı oynadım. Bu maçları büyük kulüplerin scoutları da takip ediyor. Arsenal de beni bu maçlarda izleyerek transfer liste-sine almış.

Gelen teklifler arasında senin tercihinin Arsenal olmasının sebebi neydi?Aslında en ciddi ilk teklifi İtalya'nın Samp-doria takımından almıştım. Ama ben kendi kendime, "Ya Arsenal'e gideceğim ya da Barcelona'ya" demiştim. Çünkü Az Alkmaar altyapı açısından çok iyi bir kulüp ve Arsenal ya da Barcelona dışında gelecek bir teklif için orayı terk etmek doğru olmazdı. Arsenal beni isteyince hiç düşünmeden "Tamam" dedim. Arsene Wenger'in genç oyunculara çok fazla şans tanıyan bir teknik direktör ol-ması, bu tercihte önemli faktördü.

Gelelim Milli Takım tercihine... Başlan-gıçta Hollanda adına oynadın. Seni önce onlar mı keşfetmişti? Hollanda'yı seçti-ğinde Türkiye'den herhangi bir teklif al-mamış mıydın?Hollanda adına oynadığım ilk dönemde he-nüz 15 yaşına bile girmemiştim. O sırada bana Türkiye'den gelen bir teklif de yoktu. Dolayısıyla bir seçme durumum olmadı. Hollanda'dan gelen teklifi kabul ettim ve oynadım.

Hollanda formasıyla Türkiye'ye karşı da oynadın. O maçta neler hissettiğinden söz eder misin?Türkiye'ye karşı U15'te de oynadım, U17'de de oynadım. Türkiye'ye karşı 4-5 maça çık-tım, gol de attım. Ama açıkçası benim için çok zor bir durumdu. Attığım gollere sevine-medim bile. Hele 2009'da bir U17 maçımız vardı Türkiye'ye karşı. Almanya'daki Avrupa Şampiyonası finalleriydi. Seremonide ülke-lerin milli marşları çalınıyordu. Ancak İstik-lal Marşımızı yanlış çaldılar. Takım kaptanı Muhammet Demir, "Siz yanlış çaldınız, biz kendimiz söylemek istiyoruz" dedi ve bütün takım hep bir ağızdan İstiklal Marşımızı oku-du. İnanılmaz duygulanmış, ben de içimden

onlara eşlik etmiştim.

Hollanda Milli Takımlarında kaptanlık yapan ilk yabancı orijinli oyuncu olman da ilginç. Bunu liderlik özelliğinin güçlü olmasıyla mı açıklamak gerekir?Aslında U16 takımında başladım kaptanlığa. Ama orada resmi maçlar yoktu. Daha sonra U17 ve U19 takımlarında kaptanlık yaptım. Sanırım hocalarımız benim liderlik özellikle-rime güveniyordu. Bir de kaptanlık yaptığım takımlarda diğer oyunculardan 1 veya 2 yaş daha küçüktüm.

Hollandalılar 2018 Dünya Kupası'na aday ve o turnuvada Wesley Sneijder'in kardeşi Rodney, Dany Blind'in oğlu Da-ley ile birlikte seni de milli takımın for-masını giyecek yıldızlarından birisi ola-rak gösteriyorlardı. Ancak sen keskin bir karar verdin ve Türkiye'yi tercih ettin. Bu tercihinin nedenleri neydi?Adından söz ettiğiniz oyunculardan Rodney Sneijder benim oda arkadaşımdı. Sözünü ettiğiniz haberi de hatırlıyorum. Geleceğin Hollanda Milli Takımı diye o günün genç oyuncularından bir kadro oluşturmuşlar ve beni de o kadronun içine almışlardı. Ama ben baştan beri Türkiye adına oynayacağı-mı biliyordum. Bana "Gelecekte ne yapa-caksın?" diye sorduklarında son derece sakindim, "Şimdi Hollanda için oynuyorum ve böylesi iyi. A Milli Takım düzeyine gel-diğimde kararımı vereceğim" diyordum. Onlar nasıl görüyor bilmiyorum ama ben U17 ve U19'daki hocalarıma mesaj atarak

bugüne kadar bana verdikleri emek için te-şekkür ettim.

Türkiye'yi seçmende kimlerin etkisi oldu?Hiç kimsenin bana bir etkisi olmadı. Ne an-nem ne babam ne de akrabalarım. Kimse bana bir baskı yapmadı. Bu kararı kendim verdim. Türk Milli Takımı'nın hocalarından soranlar oldu tabii. Geçtiğimiz yıl takımın başında Hiddink varken Hollanda'ya geldi-ğinde görüşmüştük ama ona da "Arsenal'le profesyonel sözleşme imzalayayım, sonra bakarız" cevabını vermiştim. Şimdi zamanı-nın geldiğini düşündüm ve Türkiye için oyna-maya karar verdim.

Gelecekle ilgili nasıl hayaller kuruyor-sun? Kariyer planlamanda neler var?İnşallah önümüzdeki sezondan itibaren Arsenal'in A takımında direkt oynayabilirim. Premier Lig'de oynamayı çok istiyorum. Bu nedenle bir başka takıma kiralık da gidebili-rim. Bir başka hayalim de A Milli Takımımız-da oynamak. Ama tabii önce davet edildi-ğim Ümit Milli Takımımızın formasını giymek istiyorum. Benim gözümde Arsenal'den büyük bir kulüp olmadığı için futbolu da orada bırakmak isterim. Ama bir başka ha-yalim daha var. Profesyonel futbol hayatım sona erdikten sonra 1 sezon da Zaandam Türkspor'da oynamayı planlıyorum. Futbola başladığım kulübümle bağlantılarımı kopar-mış değilim. Hollanda'da ailemin yanına git-tiğimde mutlaka kulübe uğruyor, arkadaşla-rımla görüşüyorum.

S p o r

Page 82: Platform Dergisi

15 Mayıs 2011 82Platform

Page 83: Platform Dergisi
Page 84: Platform Dergisi

Mega %30İNDİRİM

BİR SENE PLATFORM VE KADIN DERGİSİ’NE ABONE OLACAKSINIZ. KARŞILIĞINDA SADECE 35 EURO

İKİ DERGİ İÇİN ÖDEYECEKSİNİZ.

ŞİMDİ MEGA İNDİRİMDEN %30 FAYDALANA BİLİRSİNİZ! PlatformveKadınDergisiheraydüzenligelecek Özelkampanyadanyararlanmışolacaksınız HerayHaber,Müzik,Moda,Bakım,Sinema,Kültür,Sanat,Bulmaca,Röportaj, YemekTarifelerivebenzerisayfalardanoluşan170sayfalıkdergiyesahipolacaksınız. Tekyapacağınızşeydergiiçerisindekiaboneformunudoldurupgöndermeniz.

***

*

indirim

+31

(0)2

0 61

4 53

63