Piaget Bilişsel Gelişim Kuramı
Zeka:
Piaget’e göre çevreye uyum yapabilme
yeteneğidir. Uyum yapabilme başa
çıkabilme olarak da değerlendirilebilir.
Kişi içinde bulunduğu çevreye ne kadar
uyum yapabiliyorsa o kadar zekidir
denebilir.
Örgütleme ;Süreçleri sistematik ve tutarlı sistemler haline getirme ve bu amaçla birleştirme,koordinasyon sağlama,fikirler ve eylemleri birleştirme eğilimidir.
Karşı karşıya olduğumuz kavram ve olayları birbiriyle tutarlı bütünler haline getirmeye çalışırız.
Biyolojik süreç nasıl homeostasis ile dengeye ulaşmaya çalışıyorsa, zihinde aynı şekilde dengeye ulaşmaya çalışmaktadır.
Uyum sağlama; İçinde bulunduğumuz
çevreye uyum sağlamayı ifade eder.
İki alt işlevi vardır.
1-Özümleme,
2-Uyma.
Şema:
Örgütlenmiş davranış ve düşünce örüntüsüdür;çocuğun çevresiyle etkinleştikçe geliştirdiği davranış ve düşünce kalıplarıdır.
Şemalar top oynamak gibi davranışsal veya top çeşitlerini bilmek gibi zihinsel olabilir.
Özümleme ve uyma; şemaların oluşum ve
gelişimlerini açıklar.
Çocuk yeni bir durumla karşılaştığında onu
kafasında bulunan şemalarla açıklamaya ,
onu özümlemeye çalışır.
Zihnindeki şemalar yeni durumu açıklamaya
yetmezse çocuk zihnini duruma uydurmaya,yani
uymaya çalışacaktır.
İlk kez kaplan gören çocuğun kedi şemasını kullanması bunun yeterli olmadığı durumda yeni bir kavram oluşturarak onu anlamaya çalışması.
Kedi kavramını kullanmaya çalışması zihnin özümleme,kaplan şeması oluşturması ise uyma işlevini gösterir.
İki işlev birbirini,tamamlayarak zihin gelişiminde önemli rol oynarlar.
Dengelenme :Örgütleme işlevinin bir
uzantısıdır.
Bütünlüğün tutarlı ve dengeli olmasını ifade
eder.Zihin dengelenme eğilimindedir, ama
her zaman dengede duramaz. Yeni edinilen
bilgiler onun dengesini bozar.
Başlangıçta dengededir.Yeni bilgiler dengeyi
bozar.Daha sonra yeni bir denge durumuna
ulaşarak yaşamını sürdürür.
Zihin gelişimini etkileyen faktörler:
Olgunlaşma;Daha çok fiziksel gelişimi ifade
eder.Bedensel açıdan gelişme demektir.
Olgunlaşmanın zihne etkisi daha çok
yoksunluk durumunda ortaya çıkar.
Kişi olgunlaşmadığında zihin gelişimi gecikir.
Yaşantı;Zihin gelişimi kişinin geçirdiği
yaşantılarla artabilir.Yaşantı zenginliği
kişinin zihin gelişimini de arttırır.
Diğerlerine göre insanın müdahalesine en
uygun faktördür.Oyuncaklar yaşantı
zenginliğini arttırarak, zihin gelişimine
yardımcı olurlar.
Kültürel (toplumsal aktarım):İçinde bulunulan
toplum da kişinin zihin gelişimini etkiler.Kültürler
bireylerin zihinlerini nasıl kullanacakları üzerinde
gerek davranış kalıpları,gerekse dil aracılığıyla
belirleme de bulunurlar.Kültür bireye yaşantı
zenginliği sağlayarak da zihin gelişimini
arttırır.Toplumun üyelerine aktardığı bilgiler
zihinsel gelişimi arttırır.
Dengelenme; İnsan düşüncesinde karalılık
ve tutarlılık eğilimi vardır.Doğal haliyle zihin
kararlı ve tutarlıdır,dengelidir.Dengesizlik
öğrenmeyi doğurur.Öğrenilen bilgiler önce
dengesizlik doğurur,sonra dengeye
Kavuşurlar.Bireysel farklılıklar burada önemlidir.
Bazı kişiler denge durumuna kolayca ulaşırken
bazıları daha geç dengeye kavuşurlar.
Piaget ; zihin gelişiminin dönemler halinde gerçekleştiğini öne sürmüştür.Evre kuramının bir uzantısı olarak kuramında dört temel kural vardır.
1-Evreler değişmez bir şekilde belli bir sıra ile ortaya çıkarlar,
2-Evreler bir hiyerarşi oluştururlar.Sonraki evreler öncekilerin kazanımlarını da içerir,
3-Gelişim oranlarında farklılıklar vardır.her birey kendine göre gelişim gösterir.Aynı gelişim evresinde bulunsalar bile bireyler arasında gelişim oranları açısından farklılıklar görülür.
4-Gelişim kuramları her evre için tipik olan gelişim özelliklerini belirtmektedir.
Sensori-motor dönem;
Doğum ile iki yaş arasını kapsar.
Bebek bu dönemde duyarak,hissederek,yaparak dünyayı
öğrenmektedir.
En önemli işi duyu organlarının bilincine kavuşmak,
bedeninin farkına varmak,onu istediği gibi kullanabilmeyi
öğrenmektir.
Beş duyusunun farkına varır,duyu organları gelişir.Dönem
sonunda yürüyebilir ve beden hareketlerini istediği şekilde
yönlendirebilir.Tuvalet eğitiminin bir sonucu olarak
kaslarına hakim olabilir. Bu dönem bebeğin vücudunun
çeşitli kısımları arasında koordinasyon sağlanmasıyla biter.
Bebeğin bu dönemde kazandığı davranışlar; doğuştan getirilen reflekslerin şema halinde geliştirilmesidir.Doğuştan gelen iki refleks daha sonra birçok davranışın kökenini oluşturur.
Yeme,ısırma,tükürme, yememe gibi şemalar emme refleksi geliştirilerek edinilir.
Bu dönemin başında kendini çevresindeki
nesnelerden ayırt edemez.Bebek için ben-
sen, kapı biberon vb. yoktur. Varlığın
yokluğun bilincinde olunmayan bir
durumdur. Bu dönem doğadan ayrışma
dönemi olarak da tanımlanabilir.
Bu dönemde bebeklerde ses bulaşmasından söz
edilir.Aynı odadaki bebeklerden biri ağlarsa diğeri de ağlar.
Nesne kavramı da bu dönemde edinilir. Bebek
Başlangıçta gözünün önünden giden nesnelerin yok
olduğunu zanneder;dönem sonunda var olamaya devam
ettiklerini kavrar. Etrafındaki kişi ve nesnelerin görünüp yok
olmaları ve yeniden ortaya çıkmaları ile ilgili çeşitli
yaşantılar sonucunda, nesnelerin bir yerlerde var olamaya
devam ettiklerini anlar. Bu aynı zamanda bebeğin nesneyi
Zihninde taşıyabildiği aşamaya geldiğinin işaretidir.
Ertelenmiş taklit; bebeğin görmüş olduğu
bir olayı olay ortadan kalktıktan sonra
tekrarlaması,o olayı taklit etmesidir.
Bu akılda tutma aşaması önemli bir zihinsel
gelişim aşamasıdır.Bu akılda tutulanlar daha
sonra kavramları oluştururlar.Taklitle bir ön
kavram oluşturur . …. durumda telaşlanılır,
heyecanlanılır vb.
Sensori- motor dönemin en önemli kazanımı
hedefe yönelik davranıştır. Eline koluna hakim
değilken elini kolunu belli bir amaçla, belli bir
nesneye doğru kullanabilir hale gelir.
İlk üç ayda gülümseme istemsiz bir hareket iken
dönem sonunda amaçlı ve bilinçli gülme ve iletişim
gerçekleşir.Başlangıçta şişe veya kutuyu elinde
sallayarak oyuncakları dışarı çıkartmaya çalışırken,iki
yaş civarında kutu veya şişeyi açar,ters çevirir
düşürür.Aynı işlemi tersinden yapabilmesi de aynı
kazanımın sonucudur. İki yaş civarında şişeye veya
kutuya oyuncakları toplayıp geri koyabilir.
İşlem Öncesi dönem
3-4 yaşındaki çocuklar simgesel terimlerle düşünebilseler de kullandıkları sözcükler ve imgeler henüz mantıksal bir tarzda düzenlenmemiştir. Piaget bilişsel gelişimin 2-7yaş arasındaki evresine işlem öncesi evre adını vermiştir. Bu evrede bazı kuralları ya da işlemleri henüz kavramaz ya da kavrayışı zayıftır. Korunum kavramını henüz kazanmamıştır. Suyun miktarını uzun bardaktan kısa bardağa döküldüğünde korunduğunu kavrayamaz.
Bu dönemde sembolik fonksiyonun ortaya çıkması dönemin en önemli özelliğidir.Bir önceki dönemde sürekli oldukları anlaşılan nesneler artık sembollerle temsil edilmeye başlanır, dil gelişir.Kişi nesneleri zihninde canlandırabilir. Fakat o sembollerle işle yapabilecek düzeyde değildir.
Sembolik fonksiyon, başka bir açıdan eylemin düşünceye dönüşmesidir.Çocuk karşısındaki eylem ve nesneleri zihinsel bir şemaya dönüştürebilmektedir.
Ayrımlaşmamış sesler
Sensori- motor dönemde çocukların ilk
kullandıkları şemalar genellikle nesnelerin taklit
edilmesi ve yüz ifadelerine dayanır.Kelimeleri etkili
biçimde kullanamadığı için taklide başvurur.Taklit
sesleri geneldir, ayrımlaşmamıştır. “ham” sesi
yemek yeme, yemek isteme yada yemekle ilgili
oyun anlamına gelebilir.
İşlem öncesi dönem bu tür ses kullanımlarının azaldığı
dönemdir.4 yaşındaki çocuk 200 civarında kelime bilebilir.
İşlem-öncesi dönemde düşünce tek yönlüdür.
Sadece eşleştirme ve sıralama içerir. Sizin
yaptığınız kuleyi aynı adımları izleyerek yapması
(tek yönlü) sembolik bir işlem yapabildiğini
gösterir.
Yolda gelirken gördüğünüz yerleri çocuğun
giderken nasıl görebileceğini bilmesi çift yönlü
düşünebildiğini gösterir.
Bunu daha sonraki dönemde başarabilirler.
Devresel tepki
Sensori-motor dönemde daha fazladır.
Fakat bu dönemde de daha kolay gözlenebilir
hale gelir. Devresel tepkide çocuk yaptığı bir
davranışı tekrarlamaktadır.Örneğin yeni bir espri
öğrenen çocuk o espriyi yetişkinlere “gına gelene”
kadar tekrarlar. Bu çocuğun olayı özümlemeye
çalıştığını gösterir.
Oyunun simgeselleşmesi
Oyun bu dönemin hem sembolik fonksiyon hem
de devresel tepki olgularını gösteren davranış
biçimidir.Oyun simgeselleşerek gelişir.
Ben-merkezcilik (egosantrizm)
Dünyanın merkezi kendisidir. Kendisini başkasının
yerine koyamadığı için onun bildiğini herkesin
bildiğini, gördüğünü herkesin gördüğünü
zanneder. Telefonda konuştuğu kişinin orada
bulunanları gördüğünü düşünür.
Paralel Oyun
Ben-merkezciliğin bir uzantısı olarak oyunları birlikte oyun
olarak değil,daha çok bir arada oyun olarak
değerlendirebilir.
Piaget bu tür oyuna paralel oyun demektedir.Çocuklar bir
arada oynarlar ama birlikte oynamazlar. Herkes kendi
oyunun oynar.Arabacılık oynarken bazen karşılaşır,kaza da
yapabilirler ama işbirliği ve rekabet yapmazlar. İşbirliği ve
rekabet yapmaları için başkalarının varlığını anlayabilmek
gerekir.Oysa henüz bunu başarabilecek durumda değildir.
Toplu Monolog
Sensori-motor dönemin ilk yıllarında Piaget’in toplu
monolog adını verdiği konuşma şekli söz
konusudur.
Bu tip konuşmada herkes kendine göre bir şeyler
konuşuyordur. Arada birbirlerini dinlemiş ve
karşılıklı konuşmuş gibi görünseler bile, kendi
kendilerine konuşuyor gibidirler
Kişi sürekliliği
Nesne sürekliliğini kazanan çocuk, bu
dönemde kişi sürekliliği anlayışını kazanır.
Dönem başında Ayşe’nin elbisesini giyen
Fatma Ayşe olmuş gibi algılayan çocuk bu
dönem de kişinin elbise ve görüntülerin
arkasında kalıcı olduğunu öğrenir.
Animizm
Doğadaki cansız nesnelere canlı imiş gibi
davranmak olarak tanımlanabilir.Bebeği ile
konuşurken onun da konuştuğunu en azından
konuştuklarını anladığını düşünür.
Canlılara cansız gibi davranmakta bu davranışın
bir uzantısıdır.Kedinin kuyruğuna teneke bağlamak
gibi…
Somut İşlemler Dönemi 7-12 yaş arasını kapsayan bu dönemde işlem yapabilir
hale gelir.Ancak gözünün önünde somut olan işlemleri yapabilir.Soyut olan elle tutulup gözle görülemeyen işlemler henüz gerçekleştirilemez.Sınıflama becerileri bu dönemde edinilir.Hatta birkaç boyutu dikkate alarak sınıflama yapabilir hale gelir.
Bu dönemde düşünce tersinebilirlik özelliği edinir. A=B dir, ama B=A değildir. Bu özellik bu dönemde kazanılır. Buz haline gelen suyun tekrar su haline gelebileceğini de düşünmeye başlar.
Dağılma
İşlem-öncesi ben merkezci olan çocuk bu
dönemde ben merkezciliğinden kurtulur.
Piaget’in dağılma dediği olay gerçekleşir.
Çocuk başkalarının da kendilerine göre
düşüncelerinin olabileceğini anlamaya başlar.
Bu dönem bir anlamda başkalarıyla “başkaları”
olarak ilişkinin kurulabildiği dönemdir.
Korunum kavramının kazanılması
Korunum değişmezliğin anlaşılmasını ifade
eder.
Örn;sıvıların korunumu: sıvıların içine
konduğu kap değişse bile ekleme çıkarma
yapılmamışsa ,sıvının miktarının aynı
kalacağının anlaşılmasını ifade eder
Madde korunumu: 6-7 yaş. Bir bütün parçalar ayrılsa bile miktarı
değişmez.
Uzunluk korunumu:
6-7 yaş.Uzun bir tel parçalansa veya kıvrılsa bile
uzunluğu değişmez.
Nitelik değişmezliği:
6-7 yaş.Bir kaptan diğerine boşaltılan sıvının
miktarı değişmez.
Sayıların korunumu:
7 yaş. Nesnelerin yakınlaştırılması veya uzaklaştırılması ile
miktarda değişme meydana gelmez.5 top ister bitişik ister
ayrı olsun 5 toptur, sayı değişmez.
Alan Korunumu
7 yaş Kağıt parçasının kapladığı alan,
kağıt kesilip başka şekiller oluşturulsa bile
değişmez.
Ağırlık Korunumu
9-12 yaş. Şekli değişen balçığın ağırlığı değişmez.
Hacim Korunumu
11-12 yaş.Çeşitli şekillere sokulan balçığın
taşırdığı su miktarı aynı kalır.
Sınıflama ve sıralama
Önceki dönemde tek faktörlü işlemler
yapabilirken bu dönemde sınıflama ve
sıralama konusunda ustalaşırlar.
Soyut İşlemler Dönemi
Soyut düşünmeye başlar. Zihinden işlemler
Yapabilir,hipotez geliştirilerek problemlere
analitik çözümler bulunabilir.
Birleştirmeci (kombinasyonel) düşünme
Bu dönemde diğer bir düşünce özelliği de
birleştirmeci (kombinasyonel)düşünmedir.Birkaç
faktörün birlikte ele alınarak sorunun çözülmesi bu
dönemde edinilir. Ayrıca faktörler birbirlerinden bu dönemde
soyutlanabilir ve bilimsel sorunlara çözümler
aranabilir.
Sarkacın salınımını etkileyen faktörlerin;ipin uzunluğu,
ağırlıkve uygulanan kuvvet vb.olması.
Göreli Kavramlar
Kişiye yere zamana göre değişen kavramlar
da bu dönemde edinilir.Bir yönden
bakıldığında solda olan bir nesnenin diğer
yönden bakıldığında sağda olması gibi soyut
işlemler bu dönemde anlaşılır.
Ergen benmerkezciliği
Ergenlik dönemine özgü bir düşünce biçimi olan
ergen benmerkezciliği nedeniyle herkesin ona
dikkat ettiğini düşünür.Kendini sürekli sahnede
hisseder.Çocuk başkasının perspektifinden
olaylara bakamazken ,ergen başkalarının
perspektifini “ya onlar ne der” diye düşünmeye
başlamıştır.
Bu dönemde ki eğitimde soyut düşünce içeriğine
yer verilmesi onların yeni yeni kazanmaya
başladıkları düşünce özelliklerini kullanma fırsatı
verecektir.