Yıl: 7 Sayı: 145 01 MAYIS 2014 Pendik Belediyesi tarafından hazırlanan Ekonomi Okuryazarlığı Projesi kap- samında İngiltere, İtalya, Bulgaristan ve Romanya’dan gelen gençler, Pen- dikli yaşıtlarıyla birlikte ekonomik kriz dönemlerinde nasıl davranmaları gerektiğinden parayı doğru kullanmaya kadar çeşitli konularda eğitim aldı. Pendik Ticaret Meslek Lisesi, koordinatörlüğünü yürüttüğü Leonardo Da Vinci Projesi kapsamında Kırcali şehrindeki Ekonomi Lisesi’ni ziyaret etti. AB Bakanlığından hibe alan 7 ay süreli Gençler İçin Ekonomi Okuryazarlığı (Economic Literacy For Youth) projesinin eğitim kursu bölümü de hayata geçirildi. Dolayoba Spor Kompleksinde düzenlenen eğitimde, proje ortakları İngiltere, İtalya ve Bulgaristan’dan 4’er, Romanya’dan 2, PESİAD’dan 1, Pendik Kent Konseyi Genç- lik Meclisinden 2 gençle birlikte Pendik Belediyesinden de eğitimci ve katılımcılar bulundu. Bir hafta süren eğitimde “ ekonomi nedir, para nasıl kullanılır, bilinçli tüketim nedir, bütçeleme nasıl yapılır” konulu inte- raktif sunumlar gerçekleştirilirken eğlen- celi oyunlarla gençlerin eğitime katılımları sağlandı. Aynı zamanda kültürel çeşitlilik ve AB vatandaşlığı da vurgulandı. Proje kapsamında yapılan sunumlar bir kitapçık haline getirilerek liselere ve çeşitli kuruluş- lara dağıtılacak. “Sayıların ve Sınırların Ötesinde, Muhasebeye Yenilikçi Bir Yaklaşım” isimli projeye Pendikli tem- silcilerin yanı sıra İtalya, Almanya, Polonya, Portekiz, Romanya, Fransa ve Yunanistan’dan toplam 26 öğret- men 19 öğrenci katıldı. Projenin koordinatörlüğünü Pendik Ticaret Meslek Lisesi yürütüyor. Okul Müdürü Ali Kartal, gezide diğer ülke temsilcilerine okullarında- ki muhasebe, staj ve yabancı dil eğitimlerini kapsamlı bir şekilde sunduklarını belirtirken ziyaret ettikleri okulu da gözlemleme imkânı yakaladıklarını söyledi. Programın sonunda tüm öğretmen ve öğrencilere sertifikaları verildi. Seminerin yanı sıra öğrenciler Türk kültürünün hâkim olduğu Kırcali ve Osmanlı şehri Filibe’yi gezme imkânı buldu. Bu sayımızdaki ilginç tasarım- lardan ilki, çiçeği burnunda babalar için düşünülmüş bir bebek arabası. Bebeği gezdirmek için dışarı çıkaran babalar, bu scooter arabayla eğlenceli zaman geçi- recek. Diğer tasarımımız ise aynı anda iki bardağı birden doldurma imkânı veren sürahi. İki ayrı ağzı bulunan bu sürahiyle bardakları tek tek doldurmak derdi ortadan kalkıyor. Ancak bardakları doğru yere konumlandırmak şart… Büyümeyen babalar için Lise öğrencilerinden Bulgaristan ziyareti Ekonominin şifrelerini Pendik’te çözdüler
Pendik Belediyesi Pendik Gündemi Gazetesi Gençlik Eki Sayı:25 01 Mayıs 2014
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Yıl: 7 Sayı: 145 01 MAYIS 2014
Pendik Belediyesi tarafından hazırlanan Ekonomi Okuryazarlığı Projesi kap-samında İngiltere, İtalya, Bulgaristan ve Romanya’dan gelen gençler, Pen-dikli yaşıtlarıyla birlikte ekonomik kriz dönemlerinde nasıl davranmaları gerektiğinden parayı doğru kullanmaya kadar çeşitli konularda eğitim aldı.
Pendik Ticaret Meslek Lisesi, koordinatörlüğünü yürüttüğü Leonardo Da Vinci Projesi kapsamında Kırcali şehrindeki Ekonomi Lisesi’ni ziyaret etti.
AB Bakanlığından hibe alan 7 ay süreli Gençler İçin Ekonomi Okuryazarlığı
(Economic Literacy For Youth) projesinin eğitim kursu bölümü de hayata geçirildi. Dolayoba Spor Kompleksinde düzenlenen
eğitimde, proje ortakları İngiltere, İtalya ve Bulgaristan’dan 4’er, Romanya’dan 2, PESİAD’dan 1, Pendik Kent Konseyi Genç-lik Meclisinden 2 gençle birlikte Pendik Belediyesinden de eğitimci ve katılımcılar
bulundu. Bir hafta süren eğitimde “ ekonomi nedir, para nasıl kullanılır, bilinçli tüketim nedir, bütçeleme nasıl yapılır” konulu inte-raktif sunumlar gerçekleştirilirken eğlen-celi oyunlarla gençlerin eğitime katılımları
sağlandı. Aynı zamanda kültürel çeşitlilik ve AB vatandaşlığı da vurgulandı. Proje kapsamında yapılan sunumlar bir kitapçık haline getirilerek liselere ve çeşitli kuruluş-lara dağıtılacak.
“Sayıların ve Sınırların Ötesinde, Muhasebeye Yenilikçi Bir Yaklaşım” isimli projeye Pendikli tem-
silcilerin yanı sıra İtalya, Almanya, Polonya, Portekiz, Romanya, Fransa ve Yunanistan’dan toplam 26 öğret-men 19 öğrenci katıldı. Projenin koordinatörlüğünü Pendik Ticaret Meslek Lisesi yürütüyor. Okul Müdürü Ali Kartal, gezide diğer ülke temsilcilerine okullarında-
ki muhasebe, staj ve yabancı dil eğitimlerini kapsamlı bir şekilde sunduklarını belirtirken ziyaret ettikleri okulu da gözlemleme imkânı yakaladıklarını söyledi. Programın sonunda tüm öğretmen ve öğrencilere sertifikaları verildi. Seminerin yanı sıra öğrenciler Türk kültürünün hâkim olduğu Kırcali ve Osmanlı şehri Filibe’yi gezme imkânı buldu.
Bu sayımızdaki ilginç tasarım-
lardan ilki, çiçeği burnunda
babalar için düşünülmüş bir bebek
arabası. Bebeği gezdirmek için
dışarı çıkaran babalar, bu scooter
arabayla eğlenceli zaman geçi-
recek. Diğer tasarımımız ise aynı
anda iki bardağı birden doldurma
imkânı veren sürahi. İki ayrı ağzı
bulunan bu sürahiyle bardakları
tek tek doldurmak derdi ortadan
kalkıyor. Ancak bardakları doğru
yere konumlandırmak şart…
Büyümeyen babalar için
Lise öğrencilerinden Bulgaristan ziyareti
Ekonominin şifrelerini Pendik’te çözdüler
Çocuklukta bir harita oluştururuz kendi-
mize ve büyüdükten sonrada o haritayı
kullanırız. Renkler, şekiller değişir, fikirler ve
insanlar da… Ancak çocukluğumuzda fikir
dünyamız neyse, büyüdükçe onun üzerine inşa
ederiz hayatımızı. Bu yüzden çocukluğumuz
çok kıymetli bir süre, bu süre çok kısıtlı ve hızlı
geçiyor...
Hızlı geçen bu süreyi en güzel şekilde
yaşamak, geleceğimizi de güzel bir şekilde
inşa etmemizi sağlıyor. Ancak bu gün, dünya
üzerinde birçok çocuk yetim veya öksüz olarak
büyüyor. Oysaki insanların anne ve babalarına
ihtiyaç duydukları en önemli zaman diliminde,
anne ve babanın ayrılması, çocuklar için geri
dönüşü olmaz bir boşluk oluşturuyor.
Kök saldığı topraktan başka bir bahçeye
taşınan ağaçlar gibi, çocuklar alışılması zor bir
sürecin içerisinde giriyor.
Yerel yönetimler ve yetim çocuklarYerel yönetimlerin çocuklara yönelik büyük
organizasyonlarının içinde, yetimlerin ayrı bir
öneme haiz olduğu bir gerçek. Pendik Bele-
diye Başkanıyla yaptığımız söyleşide yetimler
ayrı bir önem taşıyor.
“ İnsanlık büyük işler başarabilir, yaptıklarını
mükemmele ulaştırmak yolunda ilerleyebilir.
Bu gerçekten takdire şayan bir vaziyet… Ancak
bireysel anlamda huzur gerçekten kişisel bir
başarıdır. Çocuklarımızın yanında olmaya
önem gösteriyoruz. Onlar için güvenli oyun
alanları, sağlıklı büyüyebilmeleri için spor sa-
lonları, eğitimlerinin kaliteli olması için okullar
yapıyoruz. Ancak anne veya babalarından
ayrılmış çocuklara yönelik özel bir hedefim
var ki bu da onların hiçbir zaman sıkıntıya
girmemesi. Bunun için şehrimizde gönüllülük
esasıyla yürütülen Pendik Gönüllülerimiz var.
Bayanlardan oluşan bu ekibin Pendik’te yaşa-
yan bayanlarla iletişime girmesi ve ihtiyaçları
tespit etmesine önem veriyoruz. Baki’nin
söylediği gibi;
‘Âvâzeyi bu âleme Dâvûd gibi salBâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş’ bizlerde ekiplerle koordineli bir şekilde bu hoş
sadâyı oluşturmaya çalışıyoruz.”
Pendik’te yetim çocuklara yönelik yapılan
rezidans konforunda Tenzile Erdoğan Sevgi Evi
ve Sarmaşık Evler Sevgi Evleri oluşturulmuş.
Gençlerin ve çocukların tüm ihtiyaçları gönül-
lülerin kontrolünde tespit ediyor ve Pendik
Belediyesi tarafından karşılanıyor. Burada
yetim çocuk ve gençlere sunulan tüm imkanlar
bir çatı altında toplanmış. Hizmetler hakkında
bilgiyi öncelikle Dr. Kenan Şahin’den alıyoruz;
“2009 seçimleri bitti. Başkanlığımızın ilanın-
dan sonra kısa bir sürede şehrin ihtiyaçları
noktasında analiz yapmaya başladık. Önü-
müzdeki tabloda yetimlere çok iyi imkânlar
sunuluyor ancak bu konuda koordine olmalı
ve güzel bir plan dâhilinde şehrimizdeki yetim
çocukların yüzlerini güldürmeliyiz dedik. Bir
araya gelen ekip, yetimlerin eksiklerini tespit
ederken ‘yetim çocuklar için eğitimleri prob-
lem’ dediler. Bende bu konuda neler yapabile-
ceğimizi sordum. Bunun üzerine farklı teklif ve
öneriler sonucunda, yetim çocukları bir araya
getiren, hizmetlerin sunulmasını ve çocukların
eksiklerinin takip edilmesini kolaylaştıracak bir
ev fikri ortaya konuldu. Biz ekibimize Gönül-
lüler demeyi tercih ettik. Çünkü gerçekten bu
konuya yakından ilgi gösterdiler. Ben bu kadar
büyük bir titizlikle, yetimleri sahiplenip onlarla
birlikte çok güzel işlere imza attıklarını gör-
dükçe projemizden memnuniyet duyuyorum.”
Sevgi evi, ismi çok güzel… Yetim çocukla-rın en çok ihtiyaç duydukları iki kavramı bir araya getiren bir proje… Peki, sevgi evi projesi nasıl hayat buldu?“Yenilikçi düşüncelere, farklı fikirlere her daim
önem veriyorum. Gönüllülerden oluşan eki-
bimiz, ‘Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın
Sevgi Evi Projesi var. Bu projede yer almak
istiyoruz’ dediler. Sarmaşık Evleri Gönüllüle-
riyle bir araya geldik; böylece Sarmaşık Sevgi
Evimiz ilk sevgi evimiz oluştu.
Daha sonra Tenzile Erdoğan Sevgi Evi için
harekete geçtik. Etüt Proje Müdürümüz Vahap
Doğan güzel bir iş çıkarttı meydana. İstanbul
Büyükşehir Belediyesi ve Etüt Proje Müdür-
lüğümüz dört dörtlük bir rezidans projesi
çizdi… Şehrimizdeki güzel bir yeri bu projeye
tahsis ettik. Kaliteli mühendislik, işçilikle proje
tamamlandı. Daha sonra Ahmet Zahteroğlu’yla
yaptığımız bir toplantıda ‘Biz Ortaokul-Lise
çağında yetim kızlarla ilgili eksiklerimiz var.
Bu konuda koordineli olarak ne yapabiliriz’
dediler. Biz de bunun üzerine Tenzile Erdoğan
Sevgi Evinde yetim kızlarımızı ağırlamaya
başladık. Kızlarımızın eğitimden sağlığa, sosyal
aktivitelerden eğlenceye kadar
tüm isteklerini gönüllülerle
güzel bir şekilde yürütüyoruz.”
Sevgi Evleri Projesinde hedefleriniz nelerdir?“Sarmaşık Sevgi Evleriyle başla-
dığımız projemize önce Tenzile
Erdoğan ardından da Sarmaşık
Sitesi eklendi. 2014 İnşallah
hedefimiz Pendik’te on tane
sevgi evini hizmete açmak. Yani
elli tane sevgi evlerinde, elli
tane de Tenzile Erdoğan Sevgi
Evinde yüz tane yetim çocuğa
sahip çıkmayı hedefliyoruz. Aynı
zamanda şehirdeki yüz kadar
anneleri hayatta olan yetim
çocuğa da kiralarını ödemek ve
sosyal destek vermek suretiyle
sahip çıkıyoruz.”
Gönüllülerle bir araya geldiği-
mizde Gülbahar Durmuş hanım
bizlere gönüllülerin faaliyetleri-
ni anlatıyor;
“Gönüllülerimiz mahallenin
teyzesi, ablası olarak başka kurumların
hizmetlerinden haberdar olmamızı sağladı.
Mesela İstanbul Ticaret Borsası, Yetimler
Derneği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve
diğer hayırseverler kuruluşlarla bağlantılar
kurdu. Bu sayede topluca geziler, şehir turu,
müze ziyaretleri, eğlence mekanları, kültür
aktiviteleri, nezih ortamlarda yemek ve yaz
senlikleri tertip ettik.
Sevgi Evi odaklı hizmetleriniz nelerdir?“Birimimizin Sevgi evi komisyonu, yetim
çocukların sosyal ve manevi gelişimlerine yö-
nelik çalışmalar yürütmektedir. Mantı, sarma
günlerinden tutun ev idaresi dersleri; takı
kursları; belirli gün ve hafta kutlamaları ve
ev ziyaretleri yapıyoruz. Çocuklarımızın anne
yanında, ev ve hayata dair öğrenmesi gerek-
tiğine inandığımız şeyleri birlikte aktivitelerle
eğlenerek öğreniyoruz.”
Gülbahar hanımla sohbetimize eşlik eden
Merve Demet hanım tebessümle birlikte
sözüne başlıyor;
“Gönüllülerimiz yaz ayları süresince yetim-
lerimize yönelik, akvaryum gezilerinde çok
eğlenceli ve mutlu anlar yaşıyorlar, mahalle-
rimizde dezavantajlı mağdur yetim aileler ile
gidilen bu gezilerde çocuklarımızın görmedik-
leri yerler seçilerek çocuklara eğlenceli anlar
yaşatıyoruz.”
Peki, gönüllüler biriminin etkinlikleri hakkında
genel bilgiler verebilir misiniz, diyorken Sezen
Özçelik hanım söze başladı.
“Mahallelerimizdeki gönüllü faaliyetlerimiz
sağlık, yetim, yaşlı, engelli, sevgi evi, çocuk evi
ve etkinlik komisyonlarıyla yürütülmektedir.”
“Yetim komisyonunun hizmetlerini yedi
madde altında topluyoruz. Aynı şekilde sağlık
ve yaşlılar komisyonumuzla hizmetlerimizi
koordineli olarak sürdürüyoruz.”
Böyle güzel bir hikayeniz var mıdır, bizimle paylaşabileceğiniz?“Kaynarca Mahallemizden bir kanser hastası
bizimle irtibata geçti. Bir engelli kızı var. Eşi
evi yıllar önce terketmiş. Vefat ettiğinde en-
gelli kızını bırakabileceği bir yerin olmadığını
belirtti. Gönüllüler birimi olarak kızımızı aldık
ve Rehabilitasyon Merkezine yerleştirdik. Kızı-
mız kuruma yerleştiği gün babası vefat etti.
Muhakkak ki elimizden geleni yapmalıyız,
sadece gönüllüler biriminden dolayı değil,
şehrimizin ve kalbimizin daha huzurlu olabil-
mesi için bunu yapmalıyız.
Herkes ailesiyle bir hayat yaşarken… Bir çocuk
için ailenin dağılmış olası çok zor bir durum...
Henüz hayatı keşfetmemişken, anne ve
babanın koruması altında olmadan, büyük so-
rumluluklar almamalı. Bizlerde çocuklarımızla
bir araya geldik ve eksikliklerini giderdik.”
Bu tür güzel gelişmelere gerçekten ihtiyacımız
var. Çünkü insanlar artık birbirlerinin güzel
haberlerini almak istiyor. Değişen, gelişen ve
şekillenen dünyada birisinin iyilik adına emek
sarf ettiğini görmek istiyor.
Pendik yetimler konusunda güzel etkinliklere
ev sahipliği yapıyor. 2014 hedefleriyle birlikte
yetimler için güzel projeler hayata geçecek
gibi görünüyor. Yetimler konusunda sorum-
luluk taşıyan ve bir nebze de olsa hassasiyet
gösteren herkesin dünyayı güzelleştirmek
adına doğru bir adım attığına inanıyorum.
SEVGİ EVİ ‘‘Çocukların Mutluluğu Dünyanın Umududur...’’
11GÜNDEM01 MAYIS 2014
Bir iğne bir iplikbiraz da kumaşla, kullanışlı dikiş önerileri
Eskiyen pantolonlarımızdan geriye kalan cepleri değerlendirmeye ne dersiniz? Öncelikle bir çerçeve bulup, sert bir kumaşı (döşeme kumaşı veya keten olabilir) çerçeveye iyice gerip zımbayla arka tarafından yapıştırınız. Çerçevenin önünü çevirdiğinizde içinde mavi kumaş gerili bir alanınız olacak. Daha sonra bu alana istediğiniz büyüklükte cepleri sırayla dikiniz. Son olarak ceplerin köşelerini sağlamlaştırmak için kurdeleyle köşelere küçük fiyonklar atabilirsiniz.
Minik ceplerle portatif bir piknik sofrası hazırlayabilirsiniz. Bunun için sofra bezi olabilecek leke tutmayan büyük ve sert bir kumaşa ihtiyacınız olacak. Daha sonra bu kumaşı servis olabilecek büyüklüklerde kesiniz. (Kırk santime otuz santim yeterli olacaktır) Daha sonra kestiğiniz bu kumaşların üzerine kaşık, çatal ve tabak için yerler dikiniz. Bu cepler kullanacağınız malzemeler göre değişiklik arz edebilir. Daha sonra diktiğiniz bu ceplerin üstlerine ufak cırtcırtlar dikiniz ve diktiğiniz cırtcırta denk gelecek şekilde bir de minik kapak dikiniz. Böylece pikniğe gittiğinizde açabileceğiniz güzel bir sofra düzeniniz olacak. Aynı cepli sistemi, boya takımlarınız, antrenman kıyafetleriniz veya aktif kullandığınız ama düzenli durmasını istediğiniz eşyalarınız içinde yapabilirsiniz.
Evde kullandığınız yastığınızın üzerindeki lekeleri kapatmak için kısa bir çözüm mü arıyorsunuz ya da odanıza hiç uymayan bir yastığı odanıza uyum sağlamasını mı istiyorsunuz? Yastığınıza sevdiğiniz objelerin veya hayvanların temsili şekillerini çizerek veya kumaşla kırkyama yaparak istediğiniz sonucu elde edebilirsiniz.
Değişim sadece ev içerisinde değil, minik bir dokunuşta bile farkınızı yansıtabilirsiniz. Düğmenizi bir örümcek şeklinde dikmek veya bir uğurböceğine benzetmek istiyorsanız, bunu iplikle kolaylıkla yapabilirsiniz. Muhteşem görünen el işleri için, daha fazla deneme yapabilirsiniz. Zamanla daha güzel işler çıkarttığınızı göreceksiniz. Şimdiden ellerinize sağlık…
Keçeden matruşka yaparak odanızda ister sadece süs, isterseniz de birer kalemlik olarak kullanabilirsiniz.
1Rakamlarının toplamının karesi, karesinin rakamlarının toplamına eşit olan kaç iki basamaklı bileşik sayı vardır?
Bil, bakalım…
1-6 2- 3600 3- 10
Cevaplar
2
KARABURUN kelimesindeki harfler, herhangi iki ünlü yan yana gelmeyecek ve içinde UK geçmeyecek şekle kaç farklı biçimde dizilebilir?
3{1,2,....,33} kümesi, her alt kümedeki en az bir sayı, aynı altkümedeki iki farklı sayının toplamına eşit olacak biçimde en çok kaç altkümeye ayrılabilir?
12 GÜNDEM 01 MAYIS 2014
Bu yol çok akıllı
Dünyanın ilk elektrikli uçağı havalandı
Kendini yıkayan araba
“Veba. Sözcük bilimin ona yüklediği özellik-leri kapsamıyordu yalnızca; olağanüstü bir dizi görüntüyü de kapsıyordu.”
Bir veba hastalığıyla başlayan serüven, Albert Camus’un hastalıkların tüm insancıl evrelere tanıklık etmesi için bir araç oluyor. Veba beklide sadece bir hastalık olarak kalıyor ve Camus, herhangi bir zor durumda, bireylerin yaklaşımlarını inceliyor.
“Dünyadaki kötülük neredeyse her zaman cehaletten kaynaklanır ve eğer aydınlatıl-mamışsa, iyi niyet de kötülük kadar zarar verebilir.”
Kitap bir doktorun gözünden anlatılmaya başlanıyor. Doktor Rieux’un etrafında şekil-lenen olaylar, bilgili bir kişinin işe el atması olarak ifade edilebilir. Doktorun bilgisi ve vaba hastalığının baş edilemez oranda hızlı ilerleyişi herhangi bir bilginin bile zamanla değişime muhtaç olduğunu gösteriyor. Bilgi, ham ve saf halde bir işleve sahip değildir, diğer bilgilerle birleşerek büyür ve anlam ka-zanır. Bu yüzden yaşamak cesareti ve bilmek başarısı arasında büyük bağ, kötülük ve iyilik kavramlarına gerçek yönelimi belirliyor.
“Vebalar da savaşlar da insanı hazırlıksız yakalar.”
Savaş için büyük bir meydana ve toplara tüfeklere gerek yoktur. Bireysel olarak da, bilgimizle, beceri ve yeteneklerimizle yaşamak savaşını veririz. Dünyada iyi bir eser bırakmak, dünyanın güzelleşmesi için uğraşmakta bir savaştır. Yıkıcı olmayan, yapıcı bir savaştır. Bu savaşa hazırlıksız yakalanmamak için okumak gerekiyor. Çünkü kitaplar size yaşamadığınız bir dünyayı analiz etme imkanı sağlıyor.
“Bir savaş patladığında insanlar ‘Uzun sürmez bu, çok aptalca!’ derler. Ve kuşkusuz bir savaş çok aptalcadır, ancak bu onun uzun sürmesini engellemez. Budalalık hep direnir, insan hep kendini düşünmese bunun farkına varabilir. Bu açıdan burada oturanlar da her-
kes gibiydi, kendilerini düşünüyorlardı; bir başka deyişle hümanisttiler; felaketlere inan-mıyorlardı. Felaket insana yakışmaz, onun için felaket gerçek dışıdır, geçip gidecek kötü bir rüyadır, denir. Ancak her zaman da geçip gitmez, kötü rüyalar arasında insanlar da geçip gider; önlemlerini almadığından da başka hümanistler gider.”Ben bilirim diye düşünmek bilgiye karşı olan kibirdir. Bu kibir yenilikleri görmemizi ve yeni olanı fark edip sevmemizi engeller. Oysaki tıpkı Camus’un dediği gibi, ölenlerin çoğu önlemleri olmadığı için ölür. Hayattaki idealinizi gerçekleştirmek için, bilgi, birikim ve her zaman merakla araştıran bir birey olmalısınız. Çözümler, çareler ve sorunlar yeni donanımları beraberinde getirir. Biz yaşadıklarımızla değişir ve şekillenir, yeni yaşanılacaklara hazırlık yaparız.
“Gerçekte, iki kez acı çekiyorduk –öncelikle kendi acımızı, sonra da burada olmayanların; oğul, eş, ya da sevgilinin çektiğini düşündü-ğümüz acıyı.”
Gerçekte içimizde büyük bir potansiyel vardır. Dünyaya anlam katacak yeni ve güzel bir değişimi tetikleyecek, güzele dair büyük bir potansiyelimiz vardır. Ancak kendimizin sesini çoğu zaman duyamayız. Çünkü, dünya bir bütündür ve biz bütünün bizden farklı olduğunu düşünürüz. Oysaki dünyada kendini gerçekleştirip, yaşamlarına anlam katan bireyler, ‘var olmanın’ gerekliliklerini yerine getirir. Kitabın can alıcı noktası, Rambert’in vebadan kurtulmak için şehri terk etmeye kalkışmasıyla başlıyor. Kişisel olarak bir ka-rar vermesi gerekir. Ancak o en güzel kararı verir. Bireyin mutluluğu toplumun yada tam ifadesiyle dünyanın mutluluğuna bağlıdır. Bi-reysel olarak bilgeliğimiz, toplumsal huzuru beraberinde getirir.
“Düşünceli bir şekilde ‘Doktor,’ dedi Rambert, ‘gitmiyorum ve sizinle kalmak istiyorum.’Tarrou ses çıkarmadı. Arabayı sürüyordu. Rieux yorgunluktan sıyrılacak gibi değildi.‘Ya o?’ dedi bir kısık sesle.Rambert yine bu konuyu düşündüğünü, inandığı şeye inanmayı sürdürdüğünü, ama eğer giderse bundan utanç duyacağını söyledi. ‘Evet, ama tek başına mutlu olmakta utanılacak bir yan vardır’ dedi. “
Tıpkı kitabın ilk alıntısındaki gibi, veba sadece bir isim olarak kalır. Aslında kitap birey ve toplum ilişkisini gözler önüne serer. Hem de salgın bir hastalığın kol gezdiği bir atmosferde…Keyifli okumalar.
Veba
Albert CamusCan Yayınları
Yolda hem enerji tasarrufu sağla-yacak hem de kazaları önleyecek
müthiş bir proje geliştirildi. Bu inanıl-maz proje Hollandalı bilim adamları-nın imzasını taşıyor. Özel bir fosforla boyanan yol gündüz topladığı ışığı gece yayıyor. Böylece yol kenarında aydınlat-ma ışığına gerek duyulmuyor.
Elektrikli aracı da şarj ediyorAkıllı yol hava durumu bilgisi veriyor. Sıcaklığa göre yol yağmur ve kar işa-retleriyle sürücüleri uyarıyor. Teknoloji harikası bu yolda elektrikli araçlar da düşünülmüş. Yolda elektrikli araçların şarj olması için özel bir şerit var.
Toulouse kentinde üretilen deneme uçağı, saatte an fazla 220 kilomet-
re hız yapabiliyor ve bir pilot ile bir yolcu taşıyabiliyor. ‘’E-Fan’’ adı verilen 6 metrelik uçak, ilk deneme uçuşunda elektrikle dolan bataryaları sayesinde bir saat havada kalma imkânına sahip olmasına rağmen 10 dakikalık bir uçuş
gerçekleştirdi. Yetkiler, elektrikle çalı-şan deneme uçağının saatteki maliyeti-nin 12, yine aynı büyüklükte ve yakıtla çalışan normal bir uçağın maliyetinin ise 40 avro olduğuna dikkati çekerek bu teknolojinin geliştirilmesiyle hem çevre hem maliyet açısından önemli avantaj-lar sağlanacağını belirtti.
Artık araba temizlemeye vakit ve para harcamak gerekmeyecek. Nissan’ın
yeni geliştirdiği nanoboya teknolojisi saye-sinde kendi kendini temizleyebilen arabalar piyasaya çıkacak. Suya son derece dirençli ve antibakteriyel özellikli boya teknolojisi sayesinde kirler arabanın yüzeyinde dura-mıyor. Çünkü su ve leke kire dönüşemeden binlerce parçaya dağılıyor.
Boya ilk olarak Nissan Note modelinde denendi ve sonuç başarılı.
Dünyanın ilk akıllı yolu Hollanda'da açılıyor. Yollar fosforla aydınlatılacak. Elektrikli araçlar da seyir halindeyken şarj olacak.