TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ OTOPSİDE ALINAN BEYİN ÖRNEKLERİNDE CIVA VE KURŞUN DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ Seda KAYA DİSİPLİNLERARASI ADLİ TIP ANABİLİM DALI ADLİ KİMYA VE ADLİ TOKSİKOLOJİ PROGRAMI YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN Prof. Dr. Tülin SÖYLEMEZOĞLU 2008- ANKARA
99
Embed
OTOPS İDE ALINAN BEY İN ÖRNEKLER İNDE CIVA VE KUR ŞUN …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28040/tez.pdf · Bu tez “Toksik Metaller ve ... Bu lambalar verimli, dayanıklı ve
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
OTOPSİDE ALINAN BEYİN ÖRNEKLERİNDE
CIVA VE KURŞUN DÜZEYLERİNİN
BELİRLENMESİ
Seda KAYA
DİSİPLİNLERARASI ADLİ TIP ANABİLİM DALI
ADLİ KİMYA VE ADLİ TOKSİKOLOJİ PROGRAMI
YÜKSEK LİSANS TEZİ
DANIŞMAN
Prof. Dr. Tülin SÖYLEMEZOĞLU
2008- ANKARA
ii
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
OTOPSİDE ALINAN BEYİN ÖRNEKLERİNDE
CIVA VE KURŞUN DÜZEYLERİNİN
BELİRLENMESİ
Seda KAYA
DİSİPLİNLERARASI ADLİ TIP ANABİLİM DALI
YÜKSEK LİSANS TEZİ
DANIŞMAN
Prof. Dr. Tülin SÖYLEMEZOĞLU
Bu tez “Toksik Metaller ve İz Elementlerin Sağlıklı ve Hasta Bireylerde Düzeyleri” başlıklı ve 2003K1201920-6 numaralı DPT Projesi kapsamında
ve demir ve sülfür atomlarıyla 180 derece açılık valans bağ oluşturarak bir kompleks
oluşturur, oluşan bu kompleks methionine amino asitine benzer kimyasal yapıdadır
(Clarkson 1995). Bu sayede metil cıva, kan-beyin bariyerini “gizlenmiş” bir amino
asit gibi taşıyıcı-aracı sistemi ile geçebilir (taşınma sadece metil cıvanın yağda
çözünürlüğü sayesinde gerçekleşmez). Metil cıvanın beyinde tutulması leusin,
methionine, fenilalanin ve diğer büyük nötral aminoasitler sayesinde engellenir
(Clarkson 1995).
19
1.2. Kurşun
1.2.1. Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri
Kurşun çevrede doğal olarak bulunan ve periyodik tablonun IVA grubuna ait olan bir
elementtir. Doğal kurşun, 208Pb (51–53%), 206Pb (23.5– -27%), 207Pb (20.5–23%) ve 204Pb (1.35–1.5%) olmak üzere dört kararlı izotopunun karışımından oluşur
(ATSDR, 2007).
Kurşun çok bol bulunan bir element değildir fakat kurşun cevheri birikintileri
çok bulunur ve çevreye dağılmış durumdadır. Kurşunun, korozyon rezistansı,
yoğunluğu ve düşük erime noktası gibi özellikleri, boru, lehim ve akü yapımında
kullanılmasına olanak sağlamaktadır.
Kurşun üç oksidasyon basamağına sahiptir: Pb(0), metal; Pb(II) ve Pb(IV).
Kurşun çevrede birincil olarak Pb(II) olarak bulunur. Pb(IV) sadece çok fazla
oksitleyici şartlar altında oluşabilir ve normal çevre koşullarında doğada bulunmaz.
Metalik kurşun doğada nadir olarak bulunur (ATSDR, 2007).
Kurşun havaya ve suya maruz bırakıldığı zaman, kurşun sülfat, kurşun oksit ve
kurşun karbonat filmleri oluşur ve bu filmler, metalin temelindeki korozyonu
durdurucu veya yavaşlatıcı bir koruyucu bariyer görevini üstlenirler. Kurşun,
elektromotor serilerinde hidrojenin biraz üstünde bulunur ve asidik ortamda teorik
olarak hidrojenle yer değiştirebilir. Bununla beraber, küçük potansiyel fark ve
yüksek hidrojen aşırı gerilimi bu yer değiştirmeyi engeller (King ve Ramachandran
1995; Sutherland ve Milner 1990).
20
1.2.2. Kurşunun Kullanım Alanları
Kurşun, saf olarak veya diğer metal veya kimyasal bileşiklerle alaşım halinde
kullanılabilir. Kurşunun ticari önemi, kolay şekil verilebilmesi, yüksek yoğunluk,
düşük erime noktası, fabrikasyon kolaylığı, asit rezistansı, sülfirik asitle
elektrotermal reaksiyonu ve hava, su ve topraktaki kimyasal kararlılığı gibi
özelliklerinden kaynaklanır (King ve Ramachandran 1995; Shea 1996; Sutherland ve
Milner 1990). Kurşun, akü üretiminde; kurşun alaşımları pirinç, bronz ve bazı
lehimlerde; tabaka ve borularda nükleer ve x-ışını kaplamasında, kablo korumasında,
ses kontrol materyallerinde; kimyasal rezistans astarlamasında; cephane ve kurşun
bileşikleri cam yapımında, seramiğe cam kaplanmasında, plastik dengeleyici ve
boyalarda kullanılır. Kurşunun günümüzdeki en yaygın kullanımı kurşun-asit
bataryalarıdır. Kurşunun bu yaygın kullanımı geniş bir alana yayılmış maruziyete
neden olduğu için, çevre ve sağlık otoriteleri tarafından kullanımı kısıtlanmaya
başlanmıştır (Larrabee 1998).
Kurşun arsenit ve kurşun arsenat zirai alanda herbisit, insektisit veya rodentisit
olarak kullanılmıştır. 1960’lı yıllara kadar meyve bahçelerindeki kullanımı yaygın
olmuş, fakat 1988 yılında tüm kurşun arsenat insektisitlerinin kullanımı
yasaklanmıştır. (EPA 2002; PAN Pesticides Database 2004; Peryea 1998; Wisconsin
Department of Health and Family Services 2002).
1.2.3. Kurşunun Sağlık Üzerine Etkileri
1.2.3.1. Ölüm
Mesleki olarak kurşuna maruz kalmış işçilerle yapılan mortalite çalışmaları olduğu
kadar genel popülasyonla yapılmış çalışmalar da mevcuttur. 1946-1970 yılları
arasında en az bir yıl boyunca çalışmış 4519 pil fabrikası işçisi ve 2300 kurşun
üretim işçisiyle 1947 ve 1980 yılları arasında mortalite çalışması yapılmıştır (Cooper
21
1988; Cooper ve ark. 1985). Artan mortalite oranlarının büyük kısmı habis
neoplazmalardan, hipertansiyon ve nefriti de içeren kronik renal hasardan ve “tam
Yetişkinlerde, ciddi kurşun ensefalotopisi, 460 µg/dL ye ulaşabilen çok yüksek
kan kurşun seviyeleri ( Kehoe 1961) haricinde genellikle gözlenmez.
1.2.3.5.2. Yetişkinlerde Nörodavranışsal Etkiler
Mesleki kurşun maruziyeti sık sık nörotoksisite belirtileriyle ilişkilendirilir. Literatür,
akut-orta ve kronik mesleki maruziyeti takiben, kan kurşun seviyesi yaklaşık olarak
40 ila 120 µg/dL aralığına ulaştığı zaman huzursuzluk, unutkanlık, iritabilite, letarji,
25
baş ağrısı, yorgunluk, impotans, azalmış libido, baş dönmesi, güçsüzlük ve parestezi
de dahil olmak üzere sınırsız sayıda olgu içermektedir (Awad El Karim ve ark. 1986;
Baker ve ark. 1979, 1983; Campara ve ark. 1984; Haenninen ve ark. 1979; Holness
ve Nethercott 1988; Lucchini ve ark. 2000; Marino ve ark. 1989; Matte ve ark. 1989;
Pagliuca ve ark. 1990; Pasternak ve ark. 1989; Pollock ve Ibels 1986; Rosenman ve
ark. 2003; Schneitzer ve ark. 1990; Zimmerman-Tanselia ve ark. 1983).
Yukarıda belirtilen bulgulara ek olarak, bir çok çalışmada kurşun işçilerinde
nöropsiklojik etkiler rapor edilmiştir. Bu çalışmalardaki kan kurşun aralığı 40 ila 80
µg/dL’dir. Örneğin, Parkinson ve arkadaşları (1986), kurşun işçilerinin kurşuna
maruz kalmamış işçilerle karşılaştırıldığında toplumsal ilişkilerinde yüksek derecede
çelişkiler bulunduğunu rapor etmişlerdir.
1.2.4. Kurşun Toksikokinetiği
Anorganik kurşun, inhalasyon, oral ve dermal maruziyeti takiben absorbe olabilir,
fakat dermal yol, diğer iki maruziyet yoluna göre daha az etkilidir. Hayvan
çalışmaları organik kurşunun en fazla deri yoluyla absorbe olduğunu göstermiştir.
Daha büyük partiküller ancak yutma yoluyla absorbe olabilirken, mikron düzeyinden
küçük anorganik kurşun partikülleri solunum sistemi boyunca tamamen absorbe
olabilirler. Kurşunun gastrointestinal sistemdeki absorbsiyon hızı ve miktarı kişinin
özelliklerine ve mideye alınma ortalamasına bağlıdır. Yetişkinler oral dozla suda
çözünebilir kurşunun ancak %3-10’unu absorblayabilirken (Heard ve Chamberlain
1982; James ve ark. 1985; Rabinowitz ve ark. 1980; Watson ve ark. 1986), çocuklar
%40-50’sini absorblayabilirler (Alexander ve ark. 1974; Ziegler ve ark. 1978).
Anorganik kurşunun gastrointestinal absorbsiyonu birincil olarak onikiparmak
bağırsağında gerçekleşir. Kurşunun vücut boyunca dağılımı değişik yollarla olur ve
yetişkinlerde vücuttaki toplam kurşunun %94’ü kemiklerdedir, çocuklarda bu oran
%73’tür (Barry 1975). Kandaki kurşun birincil olarak kırmızı kan hücrelerinde
bulunur. Hamilelik, emzirme dönemi, menapoz ve osteoporoz gibi dönemlerde
kemik resorpsiyonu arttığı için kandaki kurşun oranı da artar. Kurşun anneden fötusa
26
geçebilir ve aynı zamanda anne sütü yoluyla bebeğe de geçebilir. Anorganik
kurşunun metabolizması çeşitli protein ve protein olmayan ligandlarla kompleks
oluşumunu içermektedir. Organik kurşun bileşikleri, karaciğerde, sitokrom P-450
enzimleri tarafından oksidatif dealkillenme yoluyla etkin olarak metabolize olurlar.
Kurşun maruziyet yolundan bağımsız birincil olarak idrar ve feçes yoluyla boşaltıma
uğrar. Ter, tükürük, saç, tırnaklar ve anne sütü minör boşaltım yollarıdır. Kanda ve
kemiklerde anorganik kurşunun eliminasyon yarı-ömrü yaklaşık olarak sırasıyla 30
gün ve 27 yıldır. Kurşun farmokokinetiği için, kurşun dönüşüm oranlarını, çeşitli
organlarda kurşunun tutulma şekilleri ve doku grupları arasında dağılma oranlarını
karakterize eden bir kaç model vardır. Bazı modellerin kurşun risk değerlendirmeleri
için geniş bir kullanım alanı vardır.
1.2.4.1. Absorbsiyon
Parçacıklı aerosolleri içeren çevre havasında bulunan anorganik kurşun, aerosol
inhale edildiği zaman soluk borusunda depolanabilir. Soluk borusundaki parçacıklı
aerosolün miktarı ve bıraktığı tortu, inhale edilen parçacıkların boyutuna, solunum
şekline (burun solunumu, ağız solunumu gibi), havadaki geometrisine ve soluk
borusundaki hava-buhar hızına bağlıdır (James ve ark. 1994). Kurşun tortusunun
absorbsiyonu parçacık boyutundan ve çözünürlüğünden etkilenir.
Soluk borusundaki tortu ve soluk borusundan klirensi yetişkin insanlarda
ölçülmüştür (Chamberlain ve ark. 1978; Hursh ve Mercer 1970; Hursh ve ark. 1969;
Morrow ve ark. 1980; Wells ve ark. 1975). Bu çalışmalarda, maruziyetler, ortalama
aerodinamik çapı 1 µm’den düşük olan kurşun-ilgili parçacıkları içerir, bununla
beraber inhale edilmiş kurşun parçacıkları birincil olarak soluk borusundaki
bronşiolar ve alveolar bölgelerde tortu bırakır (James ve ark. 1994). İnhale edilmiş
kurşun klorürün veya kurşun hidroksitin yaklaşık olarak %25’i, 5 dakika boyunca
anorganik kurşun aerosolünü inhale eden yetişkinlerin soluk borularında tortulaşma
bulunmuştur (Morrow ve ark. 1980). Yaklaşık olarak tortulaşmış anorganik kurşunun
27
%95’i inhale edilmiş mikrondan küçük parçacıklardır (Hursh ve ark. 1969; Wells ve
ark. 1975).
Radyoaktif (203Pb) tetraetil kurşun buharına (1-2 dakika boyunca yaklaşık
olarak 1 mg/m3 maruziyet) tek maruziyeti takiben dört kadında, inhale edilmiş 203Pb’nin %37’si birincil olarak soluk borusunda tortulaşmış, yaklaşık olarak %20’si
48 saati takiben eksale edilmiştir (Heard ve ark. 1979). Maruziyetten bir saat sonra, 203Pb’nin yaklaşık %50’si karaciğerde yüklenir ve kalan yük vücudun tamamına
dağılır. Tetrametil kurşunla (203Pb) yapılan benzer bir deneyde, inhale edilmiş 203Pb’nin %51’i birincil olarak soluk borusunda tortulaşır, yaklaşık %40’lık kısmı ise
48 saat içinde eksale olur. 203Pb’nin, maruziyetten bir saat sonra dağılımı tetraetil
kurşununkine benzerdir.
Alınmış anorganik kurşunun gastrointestinal absorbsiyonunun hızı ve miktarı
kişiye (yaş, perhiz, besindeki kalsiyum ve demir durumu, hamilelik gibi) ve alınmış
kurşunun fizikokimyasal özelliklerine (parçacık minerolojisi, çözünürlük ve kurşun
türü) bağlıdır.
Anorganik kurşun bileşiklerinin dermal absorbsiyonu genellikle inhalasyon
veya oral yolla maruziyetle karşılaştırıldığında çok daha azdır. Sekiz erkek gönüllüye
12 saat boyunca 203Pb etiketli kurşun asetatın kozmetik olarak hazırlanmış şeklinin
(0.1 mL krem içinde 0.12 mg Pb veya 0.1 g krem içinde 0.18 mg Pb) deriye
uygulanmasını takiben, absorbsiyon tüm vücutta, idrarda ve kanda ≤0.3%
ölçülmüştür ve bu tarz karışımların normal kullanımı süresince absorbsiyonun %0,06
olduğu tahmin edilmektedir (Moore ve ark. 1980). Absorbsiyonun çoğu 12 saatlik
maruziyet içinde gerçekleşmiştir. Kurşun, aynı zamanda kurşun nitrat olarak deriye
uygulandığı zaman da absorbsiyon gerçekleşir fakat bununla ilgili miktar analizi
bildirilmemiştir.
Tavşan ve farelerde, anorganik kurşun ve organik kurşun tuzları, tetraalkil
kurşun bileşiklerinin deri boyunca hızlıca ve geniş ölçüde absorbe olduğu
gösterilmiştir (Kehoe ve Thamann 1931; Laug ve Kunze 1948). Tavşanların karın
28
bölgelerine 25 cm2’lik bir alana eşit olarak dağıtılan 0,75 mL tetraetil kurşun, 10,6
mg kurşuna ve 0,5 saat içinde ölümle ve 4,41 mg kurşuna ve 6 saat içinde ölümle
sonuçlanmıştır (Kehoe ve Thamann 1931). Tetraetil kurşunun, kurşun asetata göre
sıçanların derilerinden daha büyük miktarda absorbe olduğu bildirilmiştir (Laug ve
Kunze 1948). Deri yoluyla absorbsiyon oranları insanlar ve kobaylar için; tetrabutil
kurşun > kurşun nuolat (kurşun linoleik ve oleik asit compleks) > kurşun naftanat >
kurşun asetat > kurşun oksit (Bress ve Bidanset 1991).
1.2.4.2. Dağılım
Yapılan çalışmaların çoğu, çocuklar ve yetişkinlerde kurşunun dağılımının benzer
olduğunu göstermesine rağmen, yetişkinlerde kurşunun büyük bir kısmı kemikte
depolanır (Barry 1975, 1981; Gross ve ark. 1975; Schroeder ve Tipton 1968).
İnsanlarda, organik kurşun maruziyeti sonrasında vücutta dağılımıyla ilgili
bilgiler çok sınırlıdır. Tetraetil veya tetrametil kurşuna (1 mg/m3) 1-2 dakikalık
maruziyetten bir saat sonra yaklaşık olarak %50’si karaciğerde ve %5’i böbrekte
toplanır kalan kurşun vücut boyunca dağılır (Heard ve ark. 1979). %31 oranında
tetraetil kurşun içeren (ağırlıkça %17,6) çözücüye kaza sonucu inhalasyon yoluyla
maruz kalan bir kadın ve bir erkekte dokulardaki kurşun konsantrasyonları en
yüksekten en düşüğe olmak üzere karaciğer, böbrek, beyin, pankreas, kaslar ve kalp
olarak belirtilmiştir (Bolanowska ve ark. 1967). Kurşun maruziyetiyle ilgili diğer bir
vakada %59 tetraetil kurşun içeren bir kimyasala maruz kalan kişide, kurşun
konsantrasyonu en fazla karaciğerde bulunmuş böbrek, pankreas, beyin ve kalp
karaciğeri takip etmişlerdir (Bolanowska ve ark. 1967).
1.2.4.2.1. Kanda Kurşun
Kandaki kurşun konsantrasyonu, yaşa, fizyolojik duruma (hamilelik, emzirme
dönemi, menapoz) ve maruziyeti etkileyen sayısız faktöre göre değişir. Yetişkinler
29
arasında, kandaki kurşun konsantrasyonu 60 yaşı ve fazlasını da içermek üzere en
fazla stratumdadır.
Yetişkinlerde kandan kurşunun atılım yarı-ömrü yaklaşık olarak 30 gündür
(Chamberlain ve ark. 1978; Griffin ve ark. 1975; Rabinowitz ve ark. 1976). Kurşun
kanda birincil olarak kırmızı kan hücrelerinde bulunur (%99) (Bergdahl ve ark. 1997,
1998, 1999; Hernandez-Avila ve ark. 1998; Manton ve ark. 2001; Schutz ve ark.
1996; Smith ve ark. 2002). Kırmızı kan hücrelerinde bulunan kurşunun çoğu eritrosit
membranlarından daha ziyade proteinlere bağlanır. Plazmadaki kurşunun yaklaşık
olarak %40-75’i, albüminin dominant ligand olarak ortaya çıktığı plazma
proteinlerine bağlıdır (Al-Modhefer ve ark. 1991; Ong ve Lee 1980). Kurşun aynı
zamanda γ-globulinlerede bağlanabilir (Ong ve Lee 1980). Kurşun serumda,
proteinlere bağlı olarak bulunmaz, küçük molekül ağırlıklı sülfidril bileşikleriyle
(sistein, homosistein gibi) ve diğer ligandlarla büyük kompleksler oluşturarak
bulunur (Al-Modhefer ve ark. 1991).
1.2.4.2.2. Kemikte Kurşun
Yetişkinlerde vücuttaki toplam kurşun yükünün %94’ü kemiklerde bulunur.
Çocuklarda ise bu değer %73’tür (Barry 1975). Kemikteki kurşun konsantrasyonu
yaşla birlikte artar (Barry 1975, 1981; Gross ve ark. 1975; Schroeder ve Tipton
1968). Maruziyet sona erdikten sonra yetişkinlerin kemiklerindeki bu büyük kurşun
havuzu kan kurşun seviyelerinin devamlılığını sağlar (Fleming ve ark. 1997; Inskip
ve ark. 1996; Kehoe 1987; O'Flaherty ve ark. 1982; Smith ve ark. 1996). Bu kurşun
havuzu aynı zamanda hamilelerde fötusta kemik oluşumu başladığı zaman bebeğin
kemiklerine de geçer (Franklin ve ark. 1997; Gulson ve ark. 1997, 1999, 2003).
Kurşun kemikte eşit olarak dağılmaz.
30
1.2.4.3. Metabolizma
Anorganik kurşun, çeşitli protein veya protein yapısında olmayan ligandlarla
kompleks oluşumlarını içerir. Majör ekstrasellüler ligandlar albümin ve protein
yapısında olmayan sülfidrilleri içerir. Kırmızı kan hücrelerindeki majör intrasellüler
ligand ALAD’dır. Kurşun aynı zamanda hücre çekirdeğinde ve sitozolde de
proteinlerle kompleks oluşturur.
Alkil kurşun bileşikleri karaciğerde, sitokrom P-450 tarafından katalizlenerek
oksidatif dealkilleme ile metabolize olur. Tetraetil kurşuna mesleki maruziyete
uğramış işçilerle yapılan çalışmlarda tetraetil kurşunun, dietil kurşun, etil kurşun ve
anorganik kurşun olarak idrar yoluyla atıldığı belirtilmiştir (Turlakiewicz ve
Chmielnicka 1985; Vural ve Duydu 1995; Zhang ve ark. 1994). İşçilerde tetraalkil
kurşun bileşiklerine maruziyeti takiben karaciğer, böbrek ve beyinde tetraalkil
metabolitleri bulunmuştur, aynı zamanda bu metabolitler mesleki maruziyete
uğramamış kişilerin beyin dokularında da belirlenmiştir (Bolanowska ve ark. 1967;
Nielsen ve ark. 1978).
1.2.4.4. Boşaltım
Maruziyet yolundan bağımsız olarak, absorbe edilmiş kurşun birincil olarak idrar ve
feçes, daha az olarak da ter, tükürük, saç ve tırnaklar yoluyla vücuttan atılır
Chamberlain ve ark. 1978; Griffin ve ark. 1975; Hursh ve Suomela 1968; Hursh ve
ark. 1969; Kehoe 1987; Rabinowitz ve ark. 1976; Stauber ve ark. 1994).
1.3. Beyin Bariyer Sistemleri
Beyin bariyeri veya beyin bariyer sistemi kavramı kan-beyin bariyeri ve kan-
serebrospinal sıvı bariyerini içerir. Bu beyin bariyerleri, merkezi sinir sistemini,
farklı tamamlayıcı mekanizmalarla, kimyasal saldırılara karşı korur. Toksik metal
31
molekülleri, bu mekanizmaları baypas geçebileceği gibi, ayrılabilirler de, ve böylece
beyin-bariyerlerine potansiyel olarak toksik zarar verebilirler. Kan- beyin bariyerinin
zarar görmesinin, kimyasal olarak indüklenmiş nörotoksisiteye neden olabilmesi
destekleyici kanıt olarak önerilebilir.
Çoğu metal (kalsiyum, bakır, magnezyum, mangan, demir, çinko, kobalt ve
molibdenyum) merkezi sinir sisteminin optimizasyonu için gerekli ve esansiyeldir.
Bu metaller beyin fonksiyonu için katalizör olarak, ikincil taşıyıcı ve gen tanıma
regülatorleri olarak önemli roller oynarlar. Yani, metaller optimal seviyelerde
merkezi sinir sistemi için sağlanmalıdır, çünkü, metallerin az ya da fazla olması
merkezi sinir sisteminde bozulmalara yol açar.
Böylece metal iyonlarının kan beyin bariyerinden geçişleri, merkezi sinir
sistemindeki seviyelerinin belirlenmesi için ilk adımdır. Bunun yanında, cıva ve
kurşun gibi esansiyel olmayan metallerde merkezi sinir sistemine kolaylıkla erişim
sağlayabilirler. Kan beyin bariyerinde ve kan- serebrospinal sıvı bariyerinde akümüle
olmuş en az dokuz metal bulunmuştur (Zheng, 2001). Klinik olarak, kurşun, cıva, ve
arsenik zehirlenmelerinin vasküler tahribe ve serebral kanamaya neden olduğu
kanıtlanmıştır. Kan beyin bariyerinin endotelyal yapısındaki zarara temel olarak
beyin parenkimasını çevreleyen kan-kemik materyalerinin eksikliği neden olur.
Kan beyin bariyerinin kurşun toksisitesi için hedef olduğu bilinmektedir. Akut
kurşun zehirlenmesinde açıkca görülen klinik belirtilerden birisi, fıtıkla birlikte
beyinde şişme, ventrikülar sıkışma ve peteşiyal kanamadır (Pentschew, 1965; Smith
ve ark. 1960; Struzynska ve ark. 1997). Artan serebral kanamanın oranı, tromboz ve
ateroskleroz, yüksek seviyelerde kurşuna maruz kalmış İngiliz pil işçilerinde
gözlemlenmiştir (Dingwall-Fordyce ve Lane, 1963).
Metil cıva plasenta ve kan-beyin bariyerini kolayca aşabilir. Hamilelik dönemi
boyunca yüksek seviyelerde metilcıva maruziyeti, çocukta ensefalopatiye neden
olabilir (Davis ve ark. 1994). Yetişkin beyinleri gençlerle karşılaştırıldığında
metilcıva maruziyetine bağlı patolojik değişimlerin dağılımında farklılıklar
32
belirlenmiştir (Takeuchi ve ark., 1979). Yetişkinlerde metilcıva maruziyetini takiben
merkezi sinir sistemi hasarı birincil olarak serebellum ve serebrumun vizual korteksi
gibi belirli bölgelerdedir (Choi, 1989). Metilcıva maruziyeti anne karnında ya da
erken yaşlarda olduğu zaman merkezi sinir sistemi hasarı belirli bir yerde değil
dağılmış bir düzeyde olur. Yetişkin maruziyetinden sonra, metilcıva beyin boyunca
bulunur ve lokalizasyonu patolojik değişimlerle korelasyon göstermez.
1.4. Atomik Absorbsiyon Spektroskopisi
1.4.1. Atomik Absorbsiyon Spektroskopisinin Temel İlkeleri
Atomik absorbsiyon spektroskopisi aşağıdaki temel prensiplere dayanır;
• Tüm atomlar ışığı absorblayabilir.
• Absorblanan ışığın dalga boyu her elemente özgüdür. Kurşun yada bakır gibi
elementlerle birlikte bulunan nikel içeren bir örnek nikel elementine özgü bir
dalga boyundaki ışığa maruz kalırsa, sadece nikel atomları bu ışığı
absorblayabilir.
• Bu dalga boyundaki absorblanan ışığın miktarı, ışık yolundaki seçilen
elementin atomlarının sayısı arttıkça artar ve absorblanan atomların
konsantrasyonuyla orantılıdır.
• Absorblanan ışığın miktarı ve bilinen standartlardaki analitin konsantrasyonu
arasındaki ilişki, absorblanan ışığın miktarı ölçülerek bilinmeyen
konsantrasyonları belirlemek için kullanılabilir.
Bir atomik absorbsiyon spektroskopisi bu temel prensiplere dayanan kantitatif
analiz için kullanılan bir alettir.
33
Şekil 1.2. Tipik bir atomik absorpsiyon spektroskopisinin şematik gösterimi (Varian Australia Pty Ltd (A.C.N. 004 559 540) 1997).
Bir atomik absorbsiyon spektroskopisi aşağıdaki temel komponentleri içerir:
• Analit elementine özgü dalga boyunda ışık yayan bir ışık kaynağı. Bu
genellikle oyuk katot lambalarıdır.
• Örnekten serbest analit atomlarının oluşmasını sağlayan bir atomlaştırıcı.
Serbest atom oluşturmak için gerekli enerji kaynağı genelikle hava/asetilen
veya nitroz-oksit/asetilen alevidir. Örnek alevin içine aerosol olarak verilir ve
yakıcı ışık demetinin geçtiği optik yol üzerinde bulunur.
• Atom popülasyonu boyunca ve monokromatörde kaynaktan gelen ışığı
yöneten bir optik sistem.
• Oyuk katot lambasından yayılan belirli analitik dalga boyundaki ışığı analitik
olmayan diğer ışıklardan ayıran bir monokromatör.
34
• Monokromatörden gelen ışığı ölçen ışık-duyarlı dedektör (genellikle
fotoçoğaltıcı tüp).
• Dedektörün yanıtını ölçen ve bu yanıtı kullanılabilir analitik ölçümlere
çeviren uygun elektronik aletler. Cihaz çıktısı bir veya bir kaç tipte olabilir.
Eski cihazlarda sayaçlar kullanılırken modern teknolojilerde bu sayaçların
yerini uygun arayüzlü bilgisayarlar almıştır.
Genel analitik metodun en temel aşamaları aşağıda maddelenmiştir:
• Örneği çözelti şekline dönüştürmek.
• İçinde analit elementi bulunmayan boş bir çözelti (analitik blank).
• İçinde bilinen miktarlarda analit elementi bulunan çözeltilerin hazırlanması
(standartlar).
• Boş çözeltinin ve standartların sırasıyla atomlaştırılması ve her bir çözelti için
yanıtın ölçülmesi.
• Aşağıda da gösterildiği gibi her çözeltiden elde edilen verilerle bir
kalibrasyon eğrisi oluşturulması (şekil 1.3.)
• Örnek çözeltisinin atomlaştırılması ve yanıtın ölçülmesi.
• Kalibrasyon grafiğinden bilinmeyen örnekten elde edilen absorbans temel
alınarak örneğin konsantrasyonunun belirlenmesi
Şekil 1.3. Tipik bir atomik absorpsiyon kalibrasyon grafiği örneği
35
Temel olarak, atomik absorbsiyon spektroskopisiyle kantitatif analizlerde temel
olan örnekleri ve standartları çözelti haline dönüştürmek, örnek ve standartları
enstrümental yanıtlarını karşılaştırmak ve aranılan element için doğru konsantrasyon
değerlerine ulaşmaktır.
1.4.2. Atomik Spektranın Doğası
Atomik absorbsiyon metodunu anlamak için öncelikle atomların yapısını ve
orbitallerini tanımlayan Bohr atom modelini anlamak gereklidir. Bir atom, pozitif
yüklü proton ve nötral nötronlardan oluşan merkezi bir çekirdek içerir. Çekirdeği
çevreleyen enerji orbitalleri olarak tanımlanan elektronlardır. Tüm nötral atomlar eşit
sayıda proton ve nötrona sahiptir. Bu elektron orbitallerinin her birinin enerjisi vardır
ve orbitaller çekirdekten uzaklaştıkça elektronun kopması kolaylaşır. Atomik
spektroskopi bu dış elektronlardaki enerji değişimlerini temel alır. Atom ve
elektronları en düşük enerji seviyesinde (E0) ise bu duruma temel seviye denir.
Atomlar enerji ihtiyaçlarına göre farklı dalga boylarında farklı miktarda ışığı
veya ısıyı absorblayabilir. Işığın absorblanması, ısı veya diğer parçacıklarla çarpışma
(elektron, atom, iyon veya molekül) sonucunda enerji atoma eklendiği zaman, bir
veya daha fazla değişim gerçekleşebilir. Absorblanan enerji atomun kinetik enerjisini
arttırabilir veya atom enerjiyi absorblar ve uyarılmış enerji seviyesine geçebilir. Eğer
atom iki enerji seviyesindeki farka eşit bir enerjiyi absorblarsa diğer seviyeye
uyarılabilir.
Atomik absorbsiyon, temel seviyedeki bir atomun belirli dalga boyundaki ışığı
absorblayarak daha yüksek enerji seviyelerine geçmesi prensibine dayanan bir
yöntemdir. Örnek olarak sodyum atomları için enerji seviyelerindeki geçiş 589,0 nm
dalga boyundaki ışığın absorblanmasıyla gerçekleşir. Bu elektronik geçiş sodyum
elementine özgüdür ve farklı enerji gereksinimleri olan diğer elementler bu ışığı
absorblayamazlar.
36
Her atomun enerji seviyesi proton ve elektron sayılarına göre belirlenir. Her bir
element farklı elektron ve proton dizilimine sahiptir ve bu nedenle enerji seviyeleri
her bir atom için farklıdır. Bir element bir kaç elektronik enerji seviyesine sahip
olabilir.
Şekil 1.4.Bir atom için uyarılma, iyonlaşma ve emisyon basamakları. Atom için enerji seviyeleri yatay çizgilerle ve enerji geçişleri dikey oklarla gösterilmiştir.
1.4.2.1. Absorbans – Konsantrasyon Bağıntısı
Absorbans değeri ölçüldüğü zaman, bu değerden çözeltideki elementin
konsantrasyonu hesaplanabilir. Işık absorbsiyonu ve analit konsantrasyonu
arasındaki bağıntı Beer-Lambert yasası olarak ifade edilir:
1.4.2.1.1. Lambert Kuralı
Lambert Kuralı, şeffaf bir ortam tarafından absorblanan ışık miktarının gelen ışığın
şiddetinden bağımsız olduğunu ve ortamın birbiri ardına gelen her bir biriminin,
içerisinden geçen ışığı aynı miktarda absorbladığını söyler.
1.4.2.1.2. Beer Kuralı
Beer Kuralı, ışık absorbsiyonunun örnekteki absorbans yapan nicelik sayısıyla
orantılı olduğunu söylemektedir. Etkin olarak AA için bu ifade; absorblanan enerji
37
(ışık) miktarının atomlaştırıcıdaki atom konsantrasyonuyla orantılı olduğu anlamına
gelmektedir. Buna göre ‘c’ konsantrasyonundaki atomlar ‘a’ kadar bir absorbans
oluşturursa, ‘2c’ konsantrasyonu ‘2a’lık bir absorbans oluşturur. Beer-Lambert
kuralının birleştirilmesi şu şekilde açıklanabilir:
log10Io/It = absorbans = a * b * c
Io = gelen ışığın şiddeti
It = geçen ışığın şiddeti
a = absorbsiyon katsayısı (absorbtivite)
b = absorbsiyon yolunun uzunluğu
c = absorblama yapan atomların konsantrasyonu
Sabit bazı koşullar için a ve b sabittir. Absorbsiyon yolunun uzunluğu, b, farklı
yakıcıların kullanılması durumunda değişecektir, hava/asetilen yakıcılarının ışık
yolunun uzunluğu 100 mm iken nitrozoksit/asetilen’inki 60 mm’dir. Eğer bu eşitlikte
absorbans’a karşılık konsantrasyon grafiği çizilirse, Beer Yasası düz bir doğru elde
edileceğini belirtir. Pratikte, spektral etkilerle ve enstrümental tasarımla ilgili bir çok
etkenin bir araya gelerek, özellikle yüksek konsantrasyonlarda lineer kalibrasyondan
sapmalara neden olduğunu görürüz.
Atomik absorbsiyondaki en önemli parametrelerden birisi de atomların cihazın
ışık yolunda kalma süreleridir. Tipik alev alıkonma zamanları sadece milisaniye
bazındadır. Daha uzun alıkonma zamanları genellikle daha yüksek
konsantrasyonlarla ilişkilidir.
1.4.2.2. İyonlaşma
Alev sıcaklığı dış elektronlarını koparmak için yeterli yüksekliğe ulaştığı zaman
iyonlaşma gerçekleşir. İyonlaşma reaksiyonu gerçekleştiren atomlar atomik
absorbsiyon gerçekleştiremez, bu nedenle ölçülen sinyal azalır. Bir anyon veya
38
katyon analitle reaksiyona girdiği zaman temel seviyedeki analit atomlarının
oluşmasını değiştirir ve iyonlaşma olur.
Analitin iyonlaşması hassasiyeti düşürür ve yüksek konsantrasyonlarda aşağı
yönde bir kavislenmeye neden olur. Analit belirli derecede iyonlaştığı zaman
meydana gelen kalibrasyon eğrisindeki bu kavislenme, iyonlaşma etkisinin düşük
konsantrasyonlarda daha ciddi seviyede olduğunu gösterir. Yüksek analit
konsantrasyonlarında ve elektron rekombinasyonlarında temel seviyedeki dağılımın
daha fazla olması ve uygun absorbsiyon gerçekleşmesi daha olasıdır. Alev sıcaklığı
arttıkça iyonlaşma derecesi de artar. İyonlaşma derecesi her element için farklıdır.
Kolay iyonlaşabilen grup I elementleri bu etkilerin görülmesi için daha eğilimlidir.
Analitin iyonlaşması büyük konsantrasyonda daha kolay iyonlaşan sodyum,
potasyum veya sezyum gibi maddelerin (%0,2 KCl gibi) eklenmesiyle durdurulabilir.
1.4.2.3. Atomlaştırma
Atomlaştırma, atomların absorbansının ölçülmesi için uygun duruma getirilmesini
sağlayan bir yöntemdir. Atomik absorbsiyon analizi, temel enerji seviyesinde
oluşturulmuş serbest analit atomlarının oluşturulmasına ve bu atom popülasyonuna
özgü dalga boyundaki ışığın kullanılmasına bağlıdır. Diğer spektrokimyasal teknikler
gibi atomik absorbsiyon spektroskopisi genellikle sıvı halde olmak üzere
elementlerin konsantrasyonunun belirlenmesinde kullanılır. AAS, çözülmüş sulu
çözeltilerin veya seyreltilmiş örneklerin veya organik çözücü gibi diğer çözücülerle
seyreltilmiş elementlerin analizi için en uygun yöntemdir. Atomik absorbsiyon
spektroskopisinde kullanılan üç tip atomlaştırma tekniği vardır; alev, grafit fırın ve
buhar oluşturma.
1.4.2.3.1. Grafit Fırınlı Atomlaştırıcı
39
Alevli atomlaştırıcıda en önemli sınırlama örnekleme cihazı için alevin tam olarak
uygun olmayışıdır. Alevli atomlaştırıcılarda, örneğin sadece küçük bir miktarı
(yaklaşık %10) atomlaştırıcıya ulaşabilir. Ek olarak, örnek, ayrosolü aleve taşımak
amacıyla kullanılan gazın büyük hacimleriyle seyreltilir. Temel seviyede atomların
oluşturulması, alev sıcaklığı, alev gazıyla etkileşimler, matriks bileşenleri, kimyasal
engellemeler ve analitin fazla miktarda çözünmesi gibi bir çok etken tarafından
yönetilir. Serbest atomlar ışık yolunda 10-4 saniye gibi kısa bir süre için bulunurlar.
Işık yolunda kalma süresi alev gazının hızına bağlıdır. Bu nedenlerle, aleli
atomlaştırıcıyla yapılabilen ölçümler genellikle ppm seviyesindedir.
Analitik hassasiyet, örnek bir kerede atomlaştırılsa ve serbest atomların ışık
yolunda kalma süresi arttırılırsa belirgin bir biçimde arttırılabilir. Grafit fırınlı
atomlaştırıcılar bu şartları sağlamaktadırlar.
Grafit fırınlı atomlaştırıcılarla, alev yerini bir argon yatağında bulunan
elektrikle ısıtılan grafit tüpe bırakır. Argon gazı, grafit tüpün hızlı bir şekilde yüksek
uygulama sıcaklıklarına ulaşmasını ve kurutma ve külleme basamaklarıyla matriks
bileşenlerinin ve diğer engelleyici maddelerin ışık yolundan uzaklaştırılmasını sağlar.
Genellikle 1 ve 70 µL arasındaki örnekler pirolitik olarak kaplanmış grafit tüpe
doğrudan verilirler. Grafit tüp üzerindeki bu pirolitik kaplama, tüpün okistlenmeye
karşı rezistansını arttırır ve bunun sonucunda da tüplerin kullanım ömürleri artar.
Tüp içinden kontrollü elektrik akımının geçmesiyle ısıtılır ve her bir basamak
için ayrı ayrı programlanır. Moleküler çözünme, atomlaştırma sıcaklığı, ısıtma hızı
ve sıcak grafit tüp yüzeyineki çevresel etkilerin azaltılmasıyla yönetilir.
40
Şekil 1.5. Platform teknikli bir grafit tübün şematik gösterimi
Grafit tüpe verilen tüm analit atomlaşır ve atomlar grafit tüp içinde alıkonulur.
Sonuç olarak, hassasiyet ve deteksiyon sınırları ppb seviyesine düşürülür.
Tipik bir grafit tüp programı üç basamaktan oluşur:
1. Kurutma
Örnek grafit tüpe enjekte edildiği zaman, örnek belirli bir sıcaklıkta kurutulur, bu
sıcaklık genellikle çözücünün kaynama sıcaklığının altındadır (genellikle 80 ve 200 oC). Çözücü buharlaştırılır, tüp yüzeyinde ince bir film halinde katı madde kalır.
2. Külleme
Külleme basamağında, sıcaklık matriks maddesini, analiti kaybetmeyecek derecede,
ortadan kaldırmak için arttırılır. Külleme sıcaklığı genellikle 350-1600oC arasındadır.
3. Atomlaşma
Atomlaştırma basamağında, fırın, külleme basamağından kalan artıkların
buharlaşması için sıcaklık yükseltilir. Böylece optik yol üzerinde serbest atom bulutu
oluşturulur. Absorbans ölçümü bu basamakta yapılır. Atomlaşma sıcaklığı elementin
uçuculuğuna bağlıdır ve minumum 1800oC (kadmiyum için) ile maksimum 3000oC
(bor için) arasında değişir.
41
1.4.2.3.2. Buhar Oluşturma
Son yıllarda, arsenik, selenyum, antimon ve cıva gibi çevrede düşük seviyelerde
bulunan elementlerin analizi önem kazanmıştır. Çevrede doğal olarak bulunan bu
ağır metaller, çevreye zirai ve endüstriyel kullanımları sonucunda yeniden dağılırlar
ve bu nedenle biyolojik sistemler üzerindeki etkileri önem kazanır. Buhar oluşturma,
cıva tayini ve metal hidrürleri şeklinde kararlı olan arsenik, selenyum, antimon,
bizmut ve kalay gibi hidrür-sınıfı elementlerin tayini için oldukça hassas bir
yöntemdir. Bu elementler, kimyasal indirgeyici maddelerle gaz hidrürleri oluşturulup
ve sonrasında ısıtılmış quartz tüpte hidrürün ayrılması şeklinde tayin edilir.
Buhar oluşturma, sıklıkla, arsenik, selenyum ve cıva için analiz hızı ve zemin
engellemelerinin azlığı nedeniyle grafit tüpe tercih edilir. Buhar oluşturmalı atomik
absorbsiyon spektroskopisi için deteksiyon limiti genellikle ppb seviyesindedir.
Soğuk buhar tekniği, cıvanın ultra-eser seviyelerinin belirlenmesi için en hassas ve
en uygun yöntemdir. Buhar oluşturma tekniğinin gelişmiş hassasiyeti %100 ölçüm
verimliliği sağlar. Örnek çözeltisindeki tüm analit, kimyasal indirgeme
reaksiyonunda kullanılır ve ölçüm için örnek hücresine taşınır. Bu basamak aynı
zamanda analit elementinin kimyasal matriksinden ayrılmasını, atomlaştırma
basamağındaki matriks engellemelerinin ortadan kaldırılmasını ve zemin
absorbsiyonunu minimum seviyeye indirilmesini sağlar.
Bir çok ticari buhar oluşturma yöntemi mevcuttur. Varian Buhar Oluşturma
Sistemi sürekli bir buhar oluşumu sağlayan bir peristaltik pompayla çalışır. Bu
sistem şematik olarak aşağıdaki şekilde gösterilmiştir. Bu teknikte, örnek reaksiyon
haznesine pompalanmadan önce, derişik asit ve sodyum borhidrür çözeltisiyle
(indirgeyici) birleşir. Uçucu hidrürler, bir çok element için oluşturulabilir ve bu
hidrürler gaz sıvı ayırıcısı ile çözeltiden ayırılırlar. Gaz hidrürler optik yola göre
ayarlanmış ısıtılmış kuartz hücreye geçerler. Kuartz hücre genellikle hava/asetilen
aleviyle ısıtılır. Hidrür, hücrede atomlaşır ve analit ve hidrojen ayrılır. Böylece
analitin atomik absorbsiyonunun ölçümü sağlanmış olur.
42
Şekil 1.6. 3-kanallı sistem olarak hidrür jenerasyonu için tasarlanmış Varian VGA-77 buhar jenerasyon aksesuarı.
Soğuk buhar tekniği cıva için, hidrür yerine atomik cıva buharı oluşturulması
haricinde diğer elementlere benzerdir. Saf atomik cıva buharı oluşturuluken,
absorbsiyon hücresinden su buharının uzaklaştırılması gerekli değilse hücre
ısıtmasına gerek yoktur (Varian, 1997)..
43
2. GEREÇ VE YÖNTEM
2.1. Gereçler
2.1.1. Analiz Örnekleri
Çalışmada otopsi sırasında beynin sağ serebral hemisferinden alınan örnekler
kullanılmıştır. Örnekler, Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı’na Haziran
2007–Kasım 2007 tarihleri arasında Türkiye’nin çeşitli il ve ilçelerinden gelmiş olan
erişkin (18 yaş üstü) otopsi olgularından alınmıştır. Karsinoma veya tümor metastazlı
dokular çalışma dışı bırakılmıştır.
Örneklerin sıra numarası, cinsiyet, yaş, ikamet bilgisi, meslek, sigara bilgisi ve
beden kitle indeksi bilgileri çizelge 2.1.’de verilmiştir. İkamet durumu belirlenirken
Ankara içinde ve dışında yaşayanlar olarak ayrılmıştır. Meslek bilgilerinde inşaat,
kaporta, demir, boya ve fabrika işçileri riskli meslek grubunda değerlendirilmiştir.
Beden kitle indeksi, örneklerin ağılıklarının, boylarının karesine bölünmesi ile
hesaplanmıştır.
Çizelge 2.1. Çalışılan örneklere ait sıra numaraları, cinsiyet, yaş, ikamet yeri, meslek, sigara alışkanlığı ve beden kitle indeksi bilgileri.
AALBERS TG, HOUTMAN JP, MAKKINK B. (1987) Trace-element concentrations in human autopsy tissue.Clin Chem.;33(11):2057-64.
ADAMS C, ZIEGLER D, LIN J. (1983). Mercury intoxication simulating amyotrophic
lateral sclerosis. JAMA 250:642-643. AL-MODHEFER AJA, BRADBURY MWB, SIMMONS TJB. (1991). Observations on the
chemical nature of lead in human blood serum. Clin Sci 81:823-829. ALEXANDER FW, CLAYTON BE, DELVES HT. (1974). Mineral and trace-metal
balances in children receiving normal and synthetic diets. QJ Med 43:89-111. ALVARES AP, KAPELNER S, SASSA S, et al. (1975). Drug metabolism in normal
children, lead-poisoned children, and normal adults. Clin Pharmacol Ther 17:179-183.
ARONOW R, CUBBAGE C, WISNER R, et al. (1990). Mercury exposure from interior
latex paint. Morbidity and Mortality Weekly Report 39(8):125-126 ASCHNER M, ASCHNER JL. (1990). Mercury neurotoxicity: Mechanisms of blood-brain
barrier transport. Neurosci Biobehav Rev 14(2):169-176. ASCHNER M, CLARKSON TW. (1988). Distribution of mercury 203 in pregnant rats and
their fötuses following systemic infusions with thiol-containing amino acids and glutathione during late gestation. Teratology 38(2):145-155.
ASCHNER, M., GANNON, M., (1994). Manganese transport across the rat blood– brain
barrier: saturable and transferrin-dependent transport mechanisms. Brain Res. Bull. 33, 345–349.
ASHE W, LARGENT E, DUTRA F, et al. (1953). Behavior of mercury in the animal
organism following inhalation. Arch Ind Hyg Occup Med 17:19-43. AWAD EL KARIM MA, HAMED AS, ELHAIMI YAA, et al. (1986). Effects of exposure
to lead among lead-acid battery factory workers in Sudan. Arch Environ Health 41:261-265
ATSDR. (2007). Toxicological profile for lead. ATSDR. (1999). Toxicological profile for mercury. BAGCI C, BOZKURT AI, CAKMAK EA, et al. (2004). Blood lead levels of the battery and
exhaust workers and their pulmonary function tests. Int J Clin Pract 58(6):568-572. BAKER EL, LANDRIGAN PJ, BARBOUR AG, et al. (1979). Occupational lead poisoning
in the United States: Clinical and biochemical findings related to blood lead levels. Br J Ind Med 36:314-322.
70
BAKIR F, DAMLUJI SF, AMIN-ZAKI L, et al. (1973). Methylmercury poisoning in Iraq. Science 181:230-241.
BARREGARD L, HORVAT M, SCHUTZ A. (1994a). No indication of in vivo methylation
of inorganic mercury in chloralkali workers. Environ Research 67(2):160-167. BARREGARD L, HULTBERG B, SCHUTZ A, et al. (1988). Enzymuria in workers
exposed to inorganic mercury. Int Arch Occup Environ Health 61(1-2):65-69. BARREGARD L, LINDSTEDT G, SCHUTZ A, et al. (1994b) Endocrine function in
mercury exposed chloralkali workers. Occup Environ Med 51(8):536-540. BARRY PSI. (1975). A comparison of concentrations of lead in human tissue. Br J Ind Med
32:119 139. BARRY PSI. (1981). Concentrations of lead in the tissues of children. Br J Ind Med 38:61-
71. BENCKO V, WAGNER V, WAGNEROVA M, et al. (1990). Immunological profiles in
BERGDAHL IA, GRUBB A, SCHUTZ A, et al. (1997). Lead binding to δ-aminolevulinic
acid dehydratase (ALAD) in human erythrocytes. Pharmacol Toxicol 81:153-158. BERGDAHL IA, SHEVELEVA M, SCHUTZ A, et al. (1998). Plasma and blood lead in
humans: Capacity-limited binding to δ-aminolevulinic acid dehydratase and other lead-binding components. Toxicol Sci 46:247253.
BERGDAHL IA, VAHTER M, COUNTER SA, et al. (1999). Lead in plasma and whole
blood from lead-exposed children. Environ Res 80:25-33. BERLIN M, FAZACKERLY J, NORDBERG G. (1969). The uptake of mercury in the
brains of mammals exposed to mercury vapor and mercuric salts. Arch Environ Health 18:719-729.
BERNARD AM, ROELS HR, FOIDART JM, et al. (1987). Search for anti-laminin
antibodies in the serum of workers exposed to cadmium, mercury vapor or lead. Arch Occup Environ Health 59:303-309.
BJÖRKMAN L, LUNDEKVAM BF, LAEGREİD T, BERTELSEN BI, MORİLD I, LİLLENG P, LİND B, PALM B, VAHTER M. (2007). Mercury in human brain, blood, muscle and toenails in relation to exposure: an autopsy study. Environ Health.6(1):30 BJÖRKMAN L, PEDERSEN NL, LICHTENSTEIN P (1996). Physical and mental health
related to dental amalgam fillings in Swedish twins. Community Dent Oral Epidemiol 24:260-267.
BLUHM RE, BOBBITT RG, WELCH LW, et al. (1992a). Elemental mercury vapour
toxicity, treatment, and prognosis after acute, intensive exposure in chloralkali plant workers: Part I. History, neuropsychological findings and chelator effects. Hum Exp Toxicol 11(3):201-210.
71
BLUHM RE, BREYER JA, BOBBITT RG, et al. (1992b). Elemental mercury vapour
toxicity, treatment, and prognosis after acute, intensive exposure in chloralkali plant workers: Part II. Hyperchloraemia and genitourinary symptoms. Hum Exp Toxicol 11(3):211-215.
BOCİO A, NADAL M, GARCİA F, DOMİNGO JL. (2005). Monitoring metals in the population living in the vicinity of a hazardous waste incinerator: concentrations in autopsy tissues. Biol Trace Elem Res;106(1):41-50. BOLANOWSKA W, PIOTROWSKI J, GARCZYNSKI H. (1967). Triethyllead in the
biological material in cases of acute tetraethyllead poisoning. Arch Toxicol 22:278-282.
BÖCKELMANN I, PFISTER EA, MCGAURAN N, et al. (2002). Assessing the suitability
of cross-sectional and longitudinal cardiac rhythm tests with regard to identifying effects of occupational chronic lead exposure. J Occup Environ Med 44:59-65.
BRESS WC, BIDANSET JH. (1991). Percutaneous in vivo and in vitro absorbtion of lead.
Vet Hum Toxicol 33:212-214. BROWN IA. (1954). Chronic mercurialism: A cause of the clinical syndrome of
amyotrophic lateral sclerosis. Arch Neurol Psychiatry 72:674-681. BUCHET J, ROELS H, BERNARD A, et al. (1980). Assessment of renal function of
workers exposed to inorganic lead, cadmium, or mercury vapor. J Occup Med 22:741-750.
BUSH VJ, MOYER TP, BATTS KP, PARİSİ JE. (1995). Essential and toxic element concentrations in fresh and formalin-fixed human autopsy tissues. Clin Chem. Feb;41(2):284-94. CAMPARA P, D'ANDREA F, MICCIOLO R, et al. (1984). Psychological performance of
workers with blood-lead concentration below the current threshold limit value. Int Arch Occup Environ Health 53:233-246.
CAMPBELL J. (1948). Acute mercurial poisoning by inhalation of metallic vapor in an
infant. Can Med Assoc J 58:72-75. CANFIELD RL,HENDERSON CRJ, CORY-SLECHTADA, COX C, JUSKO TA,
LANPHEAR BP. (2003) Intellectual impairment in children with blood lead concentrations below 10 microgram per deciliter. N Engl J Med ;348:1517–2
CARDENAS A, ROELS H, BERNARD AM, et al. (1993). Markers of early renal changes
induced by industrial pollutants. I. Application to workers exposed to mercury vapour. Br J Ind Med 50(1):17-27.
CARRICO LC. (1985). Mercury. In: Mineral facts and problems. Bulletin 675. Washington,
DC: U.S. Department of the Interior, Bureau of Mines, 499-508. CDC. (1991). Centre for disease control and prevention. Preventing lead poisoning in young
children. A statement by the CDC. Atlanta GA: US Dept. of Health and Human Services.
72
CHAMBERLAIN A, HEARD C, LITTLE MJ, et al. (1978). Investigations into lead from
motor vehicles. Harwell, United Kingdom: United Kingdom Atomic Energy Authority. Report no. AERE-9198. 1979. The dispersion of lead from motor exhausts. Philos Trans R Soc Lond A 290:557-589.
CHENG Y, SCHWARTZ J, VOKONAS PS, et al. (1998). Electrocardiographic conduction
disturbances in association with low-level lead exposure (the Normative Aging Study). Am J Cardiol 82:594-599.
CHIODO LM, JACOBSON SW, JACOBSON JL. (2004). Neurodevelopmental effects of
postnatal lead exposure at very low levels. Neurotoxicol Teratol;26: 359–71. CHOI, B.H., (1989). The effects of methylmercury on the developing brain. Prog. Neurobiol.
32, 447–470. CHRISTENSEN H, KROGH M, NIELSEN M. (1937). Acute mercury poisoning in a
respiration chamber. Nature 139:1026-1027. CLARKSON TW. (1972b). The pharmacology of mercury compounds. Ann Rev Pharmacol
12:375-406. CLARKSON TW. (1989). Mercury. J Am Coll Toxicol 8(7):1291-1296. CLARKSON TW. (1995). Environmental contaminants in the food chain. Am J Clin Nutr
61(3):682s-686s. COLE HS, HITCHCOCK AL, COLLINS R. (1992). Mercury warning: The fish you catch
may be unsafe to eat – A study of mercury contamination in the United States. Washington, D.C.: Clean Water Fund/Clean Water Action.
COOPER WC, WONG O, KHEIFETS L. (1985). Mortality among employees of lead
battery plants and lead producing plants, 1947-1980. Scand J Work Environ Health 11:331-345.
COOPER WC. (1988). Deaths from chronic renal disease in US battery and lead production
workers. Environ Health Perspect 78:61-63. COX C, CLARKSON TW, MARSH DO, et al. (1989). Dose-response analysis of infants
prenatally exposed to methyl mercury: An application of a single compartment model to single-strand hair analysis. Environ Res 49(2):318-332.
manufacturing plants. J Occup Med 15:15-20 DAVIS, L.E., KORNFELD, M., MOONEY, H.S., FIEDLER, K.J., HAALAND, K.Y.,
ORRISON, W.W., CERNICHIARI, E., CLARKSON, T.W., (1994). Methylmercury poisoning: long-term clinical, radiological, toxicological, and pathological studies of an affected family. Ann. Neurol. 35, 680–688.
The toxicology of the kidney. London: CRC Press, 1099-1132.
73
DINGWALL-FORDYCE, I., LANE, R.E., (1963). A follow-up study of lead workers. Br. J. Ind. Med. 20, 313.
DRAKE HJ. (1981). Mercury. In: Mark HF, Othmer DF, Overberger CG, et al. eds. Kirk-
Othmer encyclopedia of chemical technology. New York, NY: John Wiley and Sons, Inc., 143-156.
EHRENBERG RL, VOGT RL, SMITH AB, et al. (1991). Effects of elemental mercury
exposure at a thermometer plant. Am J Ind Med 19(4):495-507. EISENBERG D, KESSLER RC, FOSTER C, NORLOCK FE, CALKINS DR.
(1993).Unconventional medicine in the US. Prevalence, costs and patterns of use. N Engl J Med;328:246–52.
ENDO T, NAKAYA S, KIMURA R. (1990). Mechanisms of absorbtion of inorganic
mercury from rat small intestine: III. Comparative absorbtion studies of inorganic mercuric compounds in vitro. Pharmacol Toxicol 66(5):347-353.
EPA. (2002). National primary drinking water regulations. Washington, DC: U.S.
Environmental Protection Agency. EPA816F02013. ETO K, TOKUNAGA H, NAGASHİMA K, TAKEUCHİ T. (2002). An autopsy case of
minamata disease (methylmercury poisoning)--pathological viewpoints of peripheral nerves.Toxicol Pathol; 30(6):714-22.
FAGALA GE, WIGG CL. (1992). Psychiatric manifestations of mercury poisoning. J Am
Acad Child Adolesc Psychiatry 31(2):306-311. FALNOGA I, TUSEK-ZNIDARIC M, HORVAT M, STEGNAR P (1999). Mercury,
selenium, and cadmium in human autopsy samples from Idrija residents and mercury mine workers. 84:211-218
FANNING D. (1988). A mortality study of lead workers, 1926-1985. Arch Environ Health
43:247-251. FLEMING DEB, BOULAY D, RICHARD NS, et al. (1997). Accumulated body burden and
endogenous release of lead in employees of a lead smelter. Environ Health Perspect 105(2):224-233.
FOULDS D, COPELAND K, FRANKS R. (1987). Mercury poisoning and acrodynia. Am J
Dis Children 141:124-125. FRANKLIN CA, INSKIP MJ, BACCANALE CL, et al. (1997). Use of sequentially
administered stable lead isotopes to investigate changes in blood lead during pregnancy in a nonhuman primate (Macaca fascicularis). Fundam Appl Toxicol 39:109-119.
FRİBERG L, HAMMARSTROM S, NYSTROM A. (1953). Kidney injury after chronic
exposure to inorganic mercury. Arch Ind Hyg Occup Med 8:149-153. FRIBERG L, NORDBERG F. (1973). Inorganic mercury-a toxicological and
epidemiological appraisal. In: Miller MW, Clarkson TW, eds. Mercury, mercurials and mercaptans. Springfield, IL: Charles C. Thomas, 5-22.
74
FUNG YK, MEADE AG, RACK EP, BLOTCKY AJ. Brain mercury in neurodegenerative disorders. GARCIA F, ORTEGA A, DOMINGO JL, CORBELLA J. (2001). Accumulation of metals
in autopsy tissues of subjects living in Tarragona County, Spain. J Environ Sci Health A Tox Hazard Subst Environ Eng.;36(9):1767-86.
mobilization of lead from maternal skeleton. J Lab Clin Med 130(1):51-62. GULSON BL, MIZON KJ, KORSCH MJ, et al. (2003). Mobilization of lead from human
bone tissue during pregnancy and lactation - a summary of long-term research. Sci Total Environ 303:79-104.
GULSON BL, POUNDS JG, MUSHAK P, et al. (1999). Estimation of cumulative lead
releases (lead flux) from the maternal skeleton during pregnancy and lactation. J Lab Clin Med 134(6):631-640.
GUZZİ G, GRANDİ M, CATTANEO C, CALZA S, MİNOİA C, RONCHİ A, GATTİ A, SEVERI G. (2006). Dental amalgam and mercury levels in autopsy tissues: food for thought. Am J Forensic Med Pathol; 27(1):42-5 HADDAD J, STENBERG E. (1963). Bronchitis due to acute mercury inhalation: Report of
two cases. Am Rev Respir Dis 88:543-545.
75
HÄENNINEN H, MANTERE P, HERNBERG S, et al. (1979). Subjective symptoms in low-level exposure to lead. Neurotoxicology 1:333-347.
HALBACH S, CLARKSON TW. (1978). Enzymatic oxidation of mercury vapor by
erythrocytes. Biochem Biophys Acta 523:522-531. HALLEE TJ. (1969). Diffuse lung disease caused by inhalation of mercury vapor. Am Rev
Respir Dis 99:430-436. Health Canada: The Safety of Dental Amalgam. Minister of Supply and Services Canada
2007 HEARD MJ, CHAMBERLAIN AC. (1982). Effect of minerals and food on uptake of lead
from the gastrointestinal tract in humans. Hum Toxicol 1:411-416. HEARD MJ, WELLS AC, NEWTON D, et al. (1979). Human uptake and metabolism of
tetra ethyl and tetramethyl lead vapour labelled with 203Pb. In: International Conference on Management and Control of Heavy Metals in the Environment, London, England, September. Edinburgh, United Kingdom: CEP Consultants, Ltd., 103-108.
HERNANDEZ-AVILA M, SMITH D, MENESES F, et al. (1998). The influence of bone
and blood lead on plasma lead levels in environmentally exposed adults. Environ Health Perspect 106(8):473-477.
HILL W. (1943). A report on two deaths from exposure to the fumes of a di-ethyl mercury.
Can J Pub Health 34:158-160. HOLNESS DL, NETHERCOTT JR. (1988). Acute lead intoxication in a group of
demolition workers. Appl Ind Hyg 3:338-341. HOOK O, LUNDGREN K-D, SWENSSON A. (1954). On alkyl mercury poisoning. Acta
Med Scand 150:131-137. HUNTER D, BOMFORD RR, RUSSELL DS. (1940). Poisoning by methyl mercury
compounds. Quart J Med 9:193-213. HURSH JB, CLARKSON TW, CHERIAN MG, et al. (1976). Clearance of mercury (Hg-
197, Hg-203) vapor inhaled by human subjects. Arch Environ Health 31:302-309. HURSH JB, MERCER TT. (1970). Measurement of 212Pb loss rate from human lungs. J
Appl Physiol 28:268274. HURSH JB, SCHRAUB A, SATTLER EL, et al. (1969). Fate of 212Pb inhaled by human
subjects. Health Phys 16:257-267. HURSH JB, SUOMELA J. (1968). Absorbtion of 212Pb from the gastrointestinal tract of
man. Acta Radiol 7(2):108-120. IARC (1993). Beryllium, cadmium, mercury, and exposures in the glass manufacturing
industry: Evaluation of carcinogenic risks to humans. International Agency For Research On Cancer. Vol 58.
76
INSKIP MJ, FRANKLIN CA, BACCANALE CL, et al. (1996). Measurement of the flux of lead from bone to blood in a nonhuman primate (Macaca fascicularis) by sequential administration of stable lead isotopes. Fundam Appl Toxicol 33:235-245.
International Programme on Chemical Safety (1991): Environmental health criteria 118.
Inorganic mercury Geneva: World Health Organization. JAFFE KM, SHURTLEFF DB, ROBERTSON WO. (1983). Survival after acute mercury
vapor poisoning--role of intensive supportive care. Am J Dis Child 137:749-751. JAMES AC, STAHLHOFEN W, RUDOLF G, et al. (1994). Deposition of inhaled particles.
Ann ICRP 24(13): 231-299. JAMES HM, HILBURN ME, BLAIR JA. (1985). Effects of meals and meal times on uptake
of lead from the gastrointestinal tract of humans. Hum Toxicol 4:401-407. JEFFERIES, W.A., BRANDON, M.R., HUNT, S.V., WILLIAMS, A.F., GATTER, K.C.,
MASON, D.Y., (1984). Transferrin receptor on endothelium of brain capillaries. Nature 312, 162–163.
KANLUEN S, GOTTLIEB CA. (1991). A clinical pathologic study of four adult cases of
acute mercury inhalation toxicity. Arch Pathol Lab Med 115(1):56-60. KARPATHIOS T, ZERVOUDAKIS A, THODORIDIS C, et al. (1991). Mercury vapor
poisoning associated with hyperthyroidism in a child. Acta Paediatr Scand 80(5):551-552.
KAZANTZIS G, SCHILLER K, ASSCHER A, et al. (1962). Albuminuria and the nephrotic
syndrome following exposure to mercury and its compounds. Q J Med 3:403-419. KEHOE RA, THAMANN F. (1931). The behavior of lead in the animal organism: II.
Tetraethyl lead. Am J Hyg 13:478-498. KEHOE RA. (1961). The metabolism of lead in man in health and disease: Present hygienic
problems relating to the absorbtion of lead: The Harben lectures, 1960. J R Inst Public Health Hyg 24:177-203.
KEHOE RA. (1987). Studies of lead administration and elimination in adult volunteers
under natural and experimentally induced conditions over extended periods of time. Food Chem Toxicol 25:425-493
KERSHAW TG, CLARKSON TW, Dhahir PH. (1980). The relationship between blood
levels and dose of methylmercury in man. Arch Environ Health 35:28-36. KING G. (1954). Acute pneumonitis due to accidental exposure to mercury vapor. Ariz Med
11:335. KING M, RAMACHANDRAN V. (1995). Lead. In: Kirk-Othmer encyclopedia of chemical
technology. 4th edition. New York, NY: John Wiley & Sons, 69-113. KINGMAN A, ALBERTINI T, BROWN LJ (1998). Mercury concentrations in urine and
whole blood associated with amalgam exposure in a US military population. J Dent Res 77:461-471.
77
KIRKBY H, GYNTELBERG F. (1985). Blood pressure and other cardiovascular risk factors
of long-term exposure to lead. Scand J Work Environ Health 11:15-19. KLAUSNER, R.D., ROUAULT, T.A., HARFORD, J.B., (1993). Regulating the fate of
mRNA: the control of cellular iron metabolism. Cell 72, 19–28. KOSMIDER S, PETELENZ T. (1962). [Electrocardiographic changes in elderly patients
with chronic professional lead poisoning.] Pol Arch Med Wewn 32:437-442. (Polish)
KOSTA L, BYRNE AR, ZELENKO V (1975). Correlation between selenium and mercury
in man following exposure to inorganic mercury. 254:238-239 KUMAR S, JAIN S, AGGARWAL CS, et al. (1987). Encephalopathy due to inorganic lead
exposure in an adult. Jpn J Med 26:253-254. LANGWORTH S, ELINDER CG, SUNDQUIST KG, et al. (1992). Renal and
immunological effects of occupational exposure to inorganic mercury. Br J Ind Med 49(6):394-401.
LARRABEE D. (1998). Comments on chapter 4 of the draft toxicological profile for
lead/metals division. U.S. Department of Commerce, February 11, 1998. LAUG EP, KUNZE FM. (1948). The penetration of lead through the skin. J Ind Hyg Toxicol
30:256-259. LECH T, HYDZIK P, KOSOWSKI B. (2007). Significance of copper determination in late onset of Wilson's disease. Clin Toxicol (Phila); 45(6):688-94. LILIS R, MILLER A, LERMAN Y. (1985). Acute mercury poisoning with severe chronic
pulmonary manifestations. Chest 88:306-309. LIVARDJANI F, LEDIG M, KOPP P, et al. (1991). Lung and blood superoxide dismutase
activity in mercury vapor exposed rats: Effect of N-acetylcysteine treatment. Toxicology 66(3):289-295.
LOGHMAN-ADHAM M. (1997). Renal effects of environmental and occupational lead
exposure. Environ Health Perspect 105:928-939. LOPEZARTİGUEZ M, GRİLO A, MARTİNEZ D (1994). Mercury and methylmercury in
population risk groups on the Atlantic Coast of Southern Spain. Arch Environ Contamination Toxicol 27:415]419.
LUCCHINI R, ALBINI E, CORTESI I, et al. (2000). Assessment of neurobehavioral
performance as a function of current and cumulative occupational lead exposure. Neurotoxicology 21(5):805-812.
LUNDGREN KD, SWENSSON A. (1949). Occupational poisoning by alkyl mercury
compounds. J Indust Hyg Toxicol 31:190-200. MAGOS L. (1967). Mercury-blood interaction and mercury uptake by the brain after vapor
exposure. Environ Res 1:323-337.
78
MALCOLM D, BARNETT HAR. (1982). A mortality study of lead workers: 1925-76. Br J
Ind Med 39:404410. MANTON WI, ROTHENBERG SJ, MANALO M. (2001). The lead content of blood serum.
Environ Res 86:263273. MARINO PE, FRANZBLAU A, LILIS R, et al. (1989). Acute lead poisoning in
construction workers: The failure of current protective standards. Arch Environ Health 44:140-145.
MATTE TD, FIGUEROA JP, BURR G, et al. (1989). Lead exposure among lead-acid
battery workers in Jamaica. Am J Ind Med 16:167-177. MATTHES F, KIRSCHNER R, YOW M, et al. (1958). Acute poisoning associated with
inhalation of mercury vapor: Report of four cases. Pediatrics 22:675-688. MCFARLAND R, REIGEL H. (1978). Chronic mercury poisoning from a single brief
exposure. J Occup Med 20:534-534. MICHAELS D, ZOLOTH SR, STERN FB. (1991). Does low-level lead exposure increase
risk of death? A mortality study of newspaper printers. Int J Epidemiol 20:978-983. MICHOTTE, Y., MASSART, D.L., LOWENTHAL, A., KNAEPEN, L., PELSMAEKERS,
J., COLLARD, M., (1977). A morphological and chemical study of calcification of the choroid plexus. J. Neurol. 216, 127–133.
MIETTINEN JK, RAHOLA T, HATTULA T, et al. (1969). Retention and excretion of
203Hg- labelled methylmercury in man after oral administration of CH3203Hg biologically incorporated into fish muscle protein - preliminary results. Fifth RIS (Radioactivity in Scandinavia) Symposium, Department of Radiochemistry, University of Helsinki, Stencils, as cited in Berglund et al. 1971
MILNE J, CHRISTOPHERS A, DE SILVA P. (1970). Acute mercurial pneumonitis. Br J
Ind Med 27:334-338. MOORE MR, MEREDITH PA, WATSON WS, et al. (1980). The percutaneous absorbtion
of lead-203 in humans from cosmetic preparations containing lead acetate, as assessed by whole-body counting and other techniques. Food Cosmet Toxicol 18:399-405.
MORROW PE, BEITER H, AMATO F, et al. (1980). Pulmonany retention of lead: An
experimental study in man. Environ Res 21:373-384. MURAMATSU Y, PARR RM (1988). Concentrations of some trace elements in hair, liver
and kidney from autopsy subjects-relationship between hair and internal organs. Sci Total Environ;76:29-40.
NEEDLEMAN HL, RABINOWITZ M, LEVITON A, et al. (1984). The relationship
between prenatal exposure to lead and congenital anomalies. JAMA 251:2956-2959. NIELSEN T, JENSEN KA, GRANDJEAN P. (1978). Organic lead in normal human brains.
Nature 274:602 -603.
79
NORDSTROM S, BECKMAN L, NORDENSEN I. (1979). Occupational and environmental
risks in and around a smelter in northern Sweden: V. Spontaneous abortion among female employees and decreased birth weight in their offspring. Hereditas 90:291-296.
Norwegian Board of Health (2007): The use of dental filling materials in Norway. NYLANDER M, FRIBERG L, LIND B (1987). Mercury concentrations in the human brain
and kidneys in relation to exposure from dental amalgam fillings. Swed Dent J 11:179-187.
O’FLAHERTY EJ, HAMMOND PB, LERNER SI. (1982). Dependence of apparent blood lead half-life on the length of previous lead exposure in humans. Fundam Appl Toxicol 2:49-54.
ONG CN, LEE WR. (1980). Distribution of lead-203 in human peripheral blood in vitro. Br
J Ind Med 37:78-84 OPİTZ H, SCHWEİNSBERG F, GROSSMANN T, WENDT-GALLİTELLİ MF, MEYERMANN R. (1996). Demonstration of mercury in the human brain and other organs 17 years after metallic mercury exposure. Clin Neuropathol;15:139–44. PAGLIUCA A, MUFTI GJ, BALDWIN D, et al. (1990). Lead-poisoning: Clinical,
biochemical, and hematological aspects of a recent outbreak. J Clin Path 43:277-281.
PAL, P.K., SAMII, A., CALNE, D.B., (1999). Manganese neurotoxicity: a review of clinical
features, imaging and pathology. Neurotoxicology 20, 227– 238 PAN Pesticides Database. (2004). PAN pesticides database-chemicals. San Francisco, CA:
Pesticide Action Network. PARKINSON DK, RYAN C, BORMET J, et al. (1986). A psychiatric epidemiologic study
of occupational lead exposure. Am J Epidemiol 123:261-269. PASTERNAK G, BECKER CE, LASH A, et al. (1989). Cross-sectional neurotoxicology
study of lead exposed cohort. Clin Toxicol 27:37-51. PENTSCHEW, A., (1965). Morphology and morphogenesis of lead encephalopathy. Acta
Neuropathol. 5, 133–160. PERYEA FJ. (1998). Historical use of lead arsenate insecticides, resulting soil
contamination and implications for soil remediation. Wenatchee, WA: Tree Fruit Research and Extension Center, Washington State University.
PIIKIVI L, RUOKONEN A. (1989). Renal function and long-term low mercury vapor
exposure. Arch Environ Health 44(3):146-149. PIOTROWSKI JK, SZYMANSKA JA, SKRZYPINSKA-GAWRYSIAK M, et al. (1992).
Intestinal absorbtion of inorganic mercury in rat. Pharmacol Toxicol (Copenhagen) 70(1):53-55.
80
POLLOCK CA, IBELS LS. (1986). Lead intoxication in paint removal workers on the Sidney Harbour Bridge. Med J Aust 145:635-639.
RABINOWITZ MB, KOPPLE JD, WETHERILL GW. (1980). Effect of food intake on
fasting gastrointestinal lead absorbtion in humans. Am J Clin Nutr 33:1784-1788. RABINOWITZ MB, WETHERILL GW, KOPPLE JD. (1976). Kinetic analysis of lead
metabolism in healthy humans. J Clin Invest 58:260-270. RAHIL-KHAZEN R, BOLANN BJ, ULVIK RJ. (2002). Correlations of trace element levels within and between different normal autopsy tissues analyzed by inductively coupled plasma atomic emission spectrometry (ICP-AES). Biometals; 15(1):87-98. REESE RG. (1990). Mercury. In: Minerals yearbook. Washington, D.C.: US Dept of the
Interior, Bureau of Mines, 743-747. RICE DC. (1989). Brain and tissue levels of mercury after chronic methylmercury exposure
in the monkey. J Toxicol Environ Health 27(2):189-198. RIEBER M, HARRIS DP. (1994). Mercury pollution: The impact of U. S. government
stockpile releases. In: Watras CJ, Huckabee JW, eds. Mercury pollution integration and synthesis. Boca Raton, Florida: Lewis Publishers, 615-620.
ROELS HA, LAUWERYS R, BUCHET JP, et al. (1982). Comparison of renal function and
psychomotor performance in workers exposed. Int Arch Occup Environ Health 50:77-93.
ROSENMAN KD, SIMS A, LUO Z, et al. (2003). Occurrence of lead-related symptoms
below the current Occupational Safety and Health Act allowable blood lead levels. J Occup Environ Med 45(5):546-555.
ROTHSTEIN A, HAYES AL. (1960). The metabolism of mercury in the rat studied by
isotope techniques. J Pharmacol Exp Ther 130:166-176. ROWENS B, GUERRERO-BETANCOURT D, GOTTLIEB CA, et al. (1991). Respiratory
failure and death following acute inhalation of mercury vapor: A clinical and histologic perspective. Chest 99(1):185-190.
hydroxycortisol in lead-toxic children. J Clin Endocrinol Metab 58:363-367. SÄLLSTEN G, THOREN J, BARREGÅRD L, SCHUTZ A, SKARPING G (1996). Long-
term use of nicotine chewing gum and mercury exposure from dental amalgam fillings. J Dent Res 75:594-598.
SARMANI SB, KIPRAWI AZ, ISMAİL RB. (1994). Mercury determination in hair of
Malaysian fishermen by neutron activation analysis. Biol Trace Elem Res ;43]45:435]441.
SCHIONNING JD, POULSEN EH, MOLLER-MADSEN B, et al. (1991). Ultrastructural
localization of mercury in rat dorsal root ganglia after exposure to mercury vapor. In: Graumann W, ed. Progress in histochemistry and cytochemistry, vol. 23, No. 1-4: Histo-and cytochemistry as a tool in environmental toxicology. XXXII Symposium
81
of the International Association of Histochemists, Gargellen, Austria, September 26-29, 1990. New York, NY: Gustav Fischer Verlag, 249-255.
SCHWEINBERG F, KROIHER A. (1994). Mercury exposure by fish consumption in Rhine
fishermen. Zentralbl Hyg Umweltmed;195:529]543. SCHNEITZER L, OSBORN HH, BIERMAN A, et al. (1990). Lead poisoning in adults from
renovation of an older home. Ann Emerg Med 19:415-420. SCHROEDER HA, TIPTON IH. (1968). The human body burden of lead. Arch Environ
Health 17:965-978. SCHÜTZ A, BERGDAHL IA, EKHOLM A, et al. (1996). Measurement by ICP-MS of lead
in plasma and whole blood of lead workers and controls. Occup Environ Med 53:736-740.
SCHWARTZ JG, SNIDER TE, MONTIEL MM. (1992). Toxicity of a family from
vacuumed mercury. Am J Emerg Med 10(3):258-261. SEXTON D, POWELL K, LIDDLE J, et al. (1976). A nonoccupational outbreak of
inorganic mercury vapor poisoning. Arch Environ Health 33:186-191. SHEA EE. (1996). Lead regulation handbook. Rockville, MD: Government Institutes. SHERLOCK J, HISLOP J, NEWTON D, et al. (1984). Elevation of mercury in human blood
from controlled chronic ingestion of methylmercury in fish. Human Toxicol 3:117-131.
SHIRABE T, IRIE K, UCHIDA M. (2002). Autopsy case of aluminum encephalopathy. Neuropathology;22(3):206-10. SIBLERUD RL. (1990). The relationship between mercury from dental amalgam and the
cardiovascular system. Sci Total Environ 99(1-2):23-36. SMITH D, HERNANDEZ-AVILA M, Tellez-Rojo MM, et al. (2002). The relationship
between lead in plasma and whole blood in women. Environ Health Perspect 110(3):263-268.
SMITH D, OSTERLOH JD, FLEGAL AR. (1996). Use of endogenous, stable lead isotopes
to determine release of lead from the skeleton. Environ Health Perspect 104(1):60-66.
SMITH, J.E., MCLAURIN, R.L., NICHOLS, J.B., ASBURY, A., (1960). Studies in cerebral
edema and cerebral swelling. 1. The changes in lead encephalopathy in children compared with those in alkyl tin poisoning in animals. Brain 83, 411–424
SMITH, J.E., MCLAURIN, R.L., NICHOLS, J.B., ASBURY, A., (1960). Studies in cerebral
edema and cerebral swelling. 1. The changes in lead encephalopathy in children compared with those in alkyl tin poisoning in animals. Brain 83, 411–424.
SMITH, Q.R., RABIN, O., CHIKHALE, E.G., (1997). Delivery of metals to brain and the
role of the blood–brain barrier, in: Connor, J.R. (Ed.), Metals and Oxidative Damage in Neurological Disorders, Plenum, New York, pp. 113–130.
82
SNODGRASS W, SULLIVAN JB, Rumack BH, et al. (1981). Mercury poisoning from
home gold ore processing: Use of penicillamine and dimercaprol. JAMA 246:1929-1931.
SOMJEN SG, HERMAN S, KLEIN R, et al. (1973). The uptake of methylmercury (203Hg)
in different tissues related to its neurotoxic effects. J Pharmacol Exp Ther 187:602-611.
SONI JP, SINGHANIA RU, BANSAL A, et al. (1992). Acute mercury vapor poisoning.
Indian Pediatr 29(3):365-368. SPIVEY A. (2007). The weight of lead: effects add up in adults. Environ Health
Perspect;115:A31–6. STAUBER JL, FLORENCE TM, GULSON BL, et al. (1994). Percutaneous absorbtion of
inorganic lead compounds. Sci Total Environ 145:55-70. STEWART W, GUIRGIS H, SANDERSON J, et al. (1977). Urinary mercury excretion and
proteinuria in pathology laboratory staff. Br J Ind Med 34:26-31. STONARD MD, CHATER BR, DUFFIELD DP, et al. (1983). An evaluation of renal
function in workers occupationally exposed to mercury vapor. Int Arch Occup Environ Health 52:177-189.
STRUZYNSKA, L., WALSKI, M., GADAMSKI, R., DABROWSKA-BOUTA, B.,
RAFALOWSKA, U., (1997). Lead-induced abnormalities in blood–brain barrier permeability in experimental chronic toxicity. Mol. Chem. Neuropathol. 31, 207–224.
SUDA I, ETO K, TOKUNAGA H, et al. (1989). Different histochemical findings in the
brain produced by mercuric chloride and methyl mercury chloride in rats. Neurotoxicology 10(1):113-125.
SUNDERMAN FW Sr. (1978). Clinical response to therapeutic agents in poisoning from
Ullmann's encyclopedia of industrial chemistry. 5th edition. New York, NY: VCH Publishers, 193-236.
SUZUKI T, HONGO T, YOSHINAGA J et al. (1993). The hair - organ relationship in
mercury concentration in contemporary Japanese. Arch Environ Health; 48:221-229. TAKAHATA N, HAYASHI H, WATANABE B, et al. (1970). Accumulation of mercury in
the brains of two autopsy cases with chronic inorganic mercury poisoning. Folia Psychiatr Neurol Jpn 24:59-69.
TAKEUCHI T, ETO K, TOKUNAGA H. (1989). Mercury level and histochemical
distribution in a human brain with Minamata disease following a long-term clinical course of 26 years. Neurotoxicology 10(4):651-658.
83
TAKEUCHI, T., ETO, N., ETO, K., (1979). Neuopathology of childhood cases of methylmercury poisoning (Minamata disease) with prolonged symptoms, with particular reference to the decortication syndrome. Neurotoxicology 1, 1–20.
TAUEG C, SANFILIPPO DJ, ROWENS B, et al. (1992). Acute and chronic poisoning from
residential exposures to elemental mercury. J Toxicol Clin Toxicol 30(1):63-67. TENG C, BRENNAN J. (1959). Acute mercury vapor poisoning: A report of four cases with
radiographic and pathologic correlation. Radiology 73:354-361. TENNANT R, JOHNSTON H, WELLS J. (1961). Acute bilateral pneumonitis associated
with the inhalation of mercury vapor: A report of five cases. Conn Med 25:106-109. THOMAS KJ, COLEMAN P, NICHOLL JP. (2003). Trends in access to complementary or
alternative medicines via primary care in England: 1995–2001 results of a follow-up national survey. Fam Pract;20:575–7.
TUBBS R, GORDON D, GEPHARDT N, et al. (1982). Membranous glomerulonephritis
associated with industrial mercury exposure--study of pathogenic mechanisms. Am J Clin Pathol 77:409-413.
TURLAKIEWICZ Z, CHMIELNICKA J. (1985). Diethyllead as a specific indicator of
occupational exposure to tetraethyllead. Br J Ind Med 42:682-685. USPHS (2007): Dental amalgam: a scientific review and recommended public health service
strategy for research, education, and regulation. US Public Health Service Committee to Coordinate Environmental Health and Related Programs Subcommittee on Risk Management 1993. Washington DC: U.S. Department of Health and Human Services, Public Health Service Accessed September 27, 2007
VAHTER M, MOTTET NK, FRIBERG L, et al. 1994. Speciation of mercury in the primate
blood and brain following long-term exposure to methyl mercury. Toxicol Appl Pharmacol 124:221-229.
VALOIS, A.A., WEBSTER, W.S., (1989). Retention and distribution of manganese in the
mouse brain following acute exposure on postnatal day 0, 7, 14 or 42: an autoradiographic and gamma counting study. Toxicology 57, 315–328
Varian Basic Atomic Absorption Theory Australia Pty Ltd (A.C.N. 004 559 540)1997 VAZIRI ND, SICA DA. (2004). Lead-induced hypertension: Role of oxidative stress. Curr
Hypertens Rep 6:314-320. VURAL N, DUYDU Y. (1995). Biological, monitoring of lead in workers exposed to
tetraethyllead. Sci Total Environ 171:183-187. WADA O, TOYOKAWA K, SUZUKI T, et al. (1969). Response to a low concentration of
mercury vapor: Relation to human porphyrin metabolism. Arch Environ Health 19:485-488.
WARFVINGE K, HANSSON H, HULTMAN P. (1995). Systemic autoimmunity due to
WARFVINGE K, HUA J, BERLIN M. (1992). Mercury distribution in the rat brain after
mercury vapor exposure. Toxicol Appl Pharmacol 117(1):46-52. WATSON WS, MORRISON J, BETHEL MIF, et al. (1986). Food iron and lead absorbtion
in humans. Am J Clin Nutr 44:248-256. WELLS AC, VENN JB, HEARD MJ. (1975). Deposition in the lung and uptake to blood of
motor exhaust labelled with 203Pb. Inhaled Particles IV. Proceedings of a Symposium of the British Occupational Hygiene Society. Oxford, England: Pergamon Press, 175–189.
WHO. (1991). Inorganic mercury. Vol. 118. Geneva, Switzerland: World Health
Organization, International Programme on Chemical Safety, 168. WIADROWSKA B, SYROWATKA T (1983). Assessment of total mercury content in
human tissues. II. Mercury content of human hairs in the general population and in subjects with occupational exposure to mercury vapours. 34:87-94.
Wisconsin Department of Health and Family Services. (2002). Lead arsenate pesticides.
Madison, WI: Department of Health and Family Services. YAMADA M, OHNO S, OKAYASU I, OKEDA R, HATAKEYAMA S, WATANABE H, USHIO K, TSUKAGOSHI H. (1986). Chronic manganese poisoning: a neuropathological study with determination of manganese distribution in the brain. Acta Neuropathol; 70(3-4):273-8. YOSHINAGA J, IMAI H, NAKAZAWA M, SUZUKI T, MORITA M. (1990). Lack of significantly positive correlations between elemental concentrations in hair and in organs. Sci Total Environ; 99(1-2):125-35. ZHANG W, ZHANG GG, He HZ, et al. (1994). Early health effects and biological
monitoring in persons occupationally exposed to tetraethyllead. Int Arch Occup Environ Health 65:395-399.
ZHENG, W., (2001). Toxicology of choroid plexus: a special reference to metal-induced
neurotoxicities. Microsc. Res. Tech. 52, 89–103. ZHENG, W., BLANER, W.S., ZHAO, Q., (1999). Inhibition by Pb of production and
secretion of transthyretin in the choroid plexus: its relationship to thyroxine transport at the blood–CSF barrier. Toxicol. Appl. Pharmacol. 155, 24–31.
ZIEGLER EE, EDWARDS BB, JENSEN RL, et al. (1978). Absorbtion and retention of lead
by infants. Pediatr Res 12:29-34. ZIMMERMAN-TANSELIA C, CAMPARA P, D’ANDREA F, et al. (1983). Psychological
and physical complaints of subjects with low exposure to lead. Hum Toxicol 2:615-623.
85
EKLER
86
87
88
ÖZGEÇMIŞ
I- Bireysel Bilgiler
Adı : Seda
Soyadı : KAYA
Doğum Tarihi : 13/12/1979
Doğum Yeri : Balıkesir
Iletişim Adresi : A.Ü. Adli Tıp Enstitüsü Tıp Fakültesi Cebeci Kampüsü
Dikimevi/ANKARA
Tel: 0312 319 27 34
II- Eğitimi
1996-2002 Hacettepe Üniversitesi- Fen Fakültesi- Kimya Bölümü - (Lisans)-
ANKARA
1993-1996 Bursa Atatürk Lisesi-(Fen)- BURSA
1990-1993 Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu - MALATYA
Yabancı Dil: İngilizce
III- Mesleki Deneyimi
2007- A.Ü. Adli Tıp Enstitüsü- Disiplinlerarası Adli Tıp Adli Kimya ve