Tarih Okulu Dergisi (TOD) Journal of History School (JOHS)
Haziran 2014 June 2014
Yıl 7, Sayı XVIII, ss. 269-283. Year 7, Issue XVIII, pp. 269-283.
DOI No: http://dx.doi.org/10.14225/Joh542
OSMANLI İDARESİNDE TUZLA SANCAĞI’NIN SOSYAL, İKTİSADİ
VE ASKERİ VAZİYETİ HAKKINDA BAZI BİLGİLER
Ahmet YÜKSEL
Zafer KARADEMİR
Özet
Bu çalışma arşiv vesikaları ışığında Osmanlı Balkanlarının askeri ve iktisadi
açıdan önemi büyük kazalarından olan Tuzla’nın yeni ve yakınçağdaki tarihine ilişkin
bazı yeni bilgiler sunmak gayesindedir. İmparatorluğun Avrupa topraklarındaki sağlam
yerine dair Sancak ile ilgili elde edilen veriler, bölgenin bilinen değerine bir kez daha
katkı sağlamıştır. Çalışmanın ana gövdesi Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nden elde edilen
orijinal kaynaklar üzerinde yükselmekle birlikte konu ile alakalı ikincil kaynaklardan da
yararlanılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Osmanlı, Tuzla, Ekonomi, Askeri Yapı
Some Information about the Social, Economic and Military Conditions of
Tuzla Sanjak in the Ottoman Administration
Abstract
This study has the aim to provide some new information in the light of the
archive documentaries about the history of Tuzla which was one of the big and
important districts of the Ottoman Balkans in terms of military and economic in the new
and near age. The data about with the strong place of the sanjak in the European lands
of the Empire has provided some contribution to the well-known value of the region.
Even though the main body of the study arises from the original sources obtained from
the Prime Ministry’s Ottoman Archive, the seconder sources about the subject was used.
Key Words: Ottoman, Tuzla, Economic, Military Structure
Yrd. Doç. Dr., Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü.
Yrd. Doç. Dr., Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü.
Ahmet Yüksel / Zafer Karademir
[270]
Fetih, İdarî Taksimat ve Yönetim
Yerel dilde Gorjna ve Doljna şeklinde ifade edilen1 Tuzla, Osmanlı
idaresinde Bosna vilayetine bağlı bir yerleşim birimiydi. Bosna’nın fethi
Belgrad’ın zaptından (1521) ve bilhassa Mohaç Meydan Savaşı’ndan (1526)
sonra tamamlandı. Uzun bir süre sancak beyliği halinde idare edilen Bosna,
1583 tarihinde eyalete çevrildi. Bosna Eyaleti başlangıçta Bosna-Saray, Hersek
Livası, İzvornik, Zacsna (Zacone), Rahoviçe ve Kilis’ten ibaretken 1611 yılında
Kerka da eklenerek sekiz sancağa çıkarıldı. 19.yüzyıl başlarında ise Bosna
Eyaleti; Bosna-Saray, Travnik, İzvornik, Banjaluka/Banaluka, Hersek, Bihke ve
Yenipazar olmak üzere yedi sancaktan ibaretti.2
1 Gorjna, Yukarı Tuzla, Doljna: Aşağı Tuzla olarak ifade edilmektedir. Bkz. Hamid Algar, “The
Hamzeviye: A Deviant Movement In Bosnian Sufism”, Islamic Studies, Vol.36, No. 2/3, Special Issue: Islam In The Balkans (Summer/Autumn 1997), p.247.
2 Ahmet Cevat Eren, Mahmud II Zamanında Bosna-Hersek, İstanbul 1965, s.17-18.
Osmanlı İdaresinde Tuzla Sancağı’nın Sosyal, İktisadi ve Askeri Vaziyeti
[271]
Tuzla 1460 yılında Osmanlı hâkimiyetine girdi. Kanuni devrinden
itibaren de tamamıyla bir Türk şehri haline gelmeye başladı ve nihayet İzvornik
Sancağı’nın merkezi olarak teşkilatlandırıldı.3 İzvornik Sancağı 1522 yılında
Kanuni Sultan Süleyman tarafından yayınlanan kanunnamede “Kazaha-yı
Vilayet-i Rumili” içerisinde Kaza-i Serâbriniçe’ye bağlı bir sancak olarak
teşkilatlandırılmıştı.4 İzvornik Livası 167 numaralı ve 937/1530 tarihli Tahrir
Defteri’ne göre kadılık merkezi olan bir yerdi.5 Liva, Osmanlı idaresinin son
yıllarında on kazadan müteşekkildi.6 Mayıs 1865'te, Topal Osman Paşa'nın
Bosna valiliği sırasında yeni bir idarî düzenlemeye konu oldu. Yeni teşkilât;
vilâyet, kaza, cemaat, yafta ve köyler şeklinde bir idari taksimat getiriyordu.
1866'da vilâyet olarak adlandırılan Bosna o yıllarda Saray-Bosna (7 kaza),
İzvornik (Tuzla, 9 kaza), Banaluka (4 kaza), Bihke (Bihaç, 8 kaza), Travnik (5
kaza), Hersek (Mostar, 11 kaza), Yenipazar (Seniçe, 10 kaza) şeklinde yedi
sancağa ayrılmıştı; bunların ikisi mutasarrıflık, beşi kaymakamlık olarak idare
edilmekteydi.7
Tuzla, coğrafî pozisyonu itibariyle de Sava mıntıkasını içine alan araziye
verilen ad olup İzvornik civarındaki Teoçak da bu mıntıkaya dâhildi.8
Tuzla, kaptanlık biçiminde idare edilmekteydi. Osmanlıların Tuzla da
dâhil olmak üzere “Kıla-i Hakaniye Kaptanlıkları” adını verdikleri kaptanlar
Bosna’ya hâkim bir durumdaydılar. Bunlar adeta Avrupa’daki feodal beyler gibi
soy ve sopa dayanan bir asilzade sınıfını teşkil ediyorlardı. II. Mahmud
zamanında Bosna kaptanlıklarının sayısı 39’u bulmaktaydı. Her kaptanlık
muayyen bir araziye sahipti. Bir kazada iki veya üç kaptan bulunabilirdi.
Kaptanlıkların başlarında bulunanlara reis manasına gelen “Kaptan” deniyordu.
Onlar aynı zamanda bulundukları bölgenin askerî kumandanıydılar.9
3 http://www.visitsarajevo.biz/maps-guides/beyond-sarajevo/tuzla. 4 Enver Çakar, “Kanuni Sultan Süleyman Kanun-Nâmesine Göre 1522 Yılında Osmanlı
İmparatorluğu’nun İdarî Taksimatı”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C.12, S.1, Elazığ 2002, s.270.
5 91, 164, MAD 540 ve 173 Numaralı Hersek, Bosna ve İzvornik Livaları İcmal Tahrir Defterleri (926-939/1520-1533), Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Defter-i Hâkanî Dizisi: X, Dizin, Ankara 2006, s.3.
6 J. Krcsmarık, “Bosna- Hersek”, MEB.İA., İstanbul 1979, s.725. 7 Feridun Emecen, “Bosna Eyaleti”, DİA, VI, İstanbul 1992, s.296. 8 Krcsmarık, “Bosna- Hersek”, s.731. 9 Eren, Mahmud II Zamanında Bosna-Hersek, s.24-25.
Ahmet Yüksel / Zafer Karademir
[272]
Askerî Önemi
Tuzla klasik dönem Osmanlı askeri harekâtlarının gerek hazırlık
aşamasında gerekse çarpışmalar döneminde önemli bir asker ve levazım tedarik
merkeziydi. Sefer için Bosna’dan talep edilen askerlerin önemli bir kısmı
Tuzla’dan temin ediliyor ve Tuzlalı komutanlarca sevk ve idare ediliyorlardı.10
Özellikle Tuzlalı kaptanlar önemli askerî görevlerde bulunuyorlardı.11
Üstelik
Tuzla kaptanları kimi zaman merkezî hükümetin birer istihbarat elemanı olarak
da faaliyet göstermişlerdi.12
Buna rağmen Tuzla kaptanları da yasadışı
eylemlere karışmışlardı. Etraflarındaki mukataalara müdahaleleri ve bunun
önüne geçme gayreti merkezî idareyi bir hayli uğraştırmıştı.13
Askerî önemine binaen Tuzla Kalesi mühim bir merkez konumundaydı.
Kalenin muhkem bir şekilde ayakta kalmasını sağlama çabaları bunun açık bir
kanıtıdır. Nitekim görevlilerden kalenin tamire muhtaç mahallerinin sürekli
keşfedilmesi14
ve süratle yenilenmesi15
istenmişti. Ayrıca kalenin hendek
duvarları ve diğer mahallerinin tamir ve yenilenmelerinin masraflarına16
ait
birçok yazışma mevcuttur.
Bunun yanında Osmanlı donanması için gerekli olan gemilerin yapımında
üstlendiği rol de Tuzla’nın askerî önemini artırmaktaydı. Şöyle ki bölgeden
gemi üretiminde gerekli malzeme ve işgücünü temin ediyor, dolayısıyla
Osmanlı denizciliğinin gelişimine doğrudan katkı sağlıyordu. 1572 tarihli bir
hükümden açıkça anlaşıldığı üzere Tuzla’da gemi yapılıyordu ve üstelik bu iş
tamamen bölgenin öz kaynaklarıyla gerçekleşiyordu. Ayrıca gemi inşasında ana
malzeme olan kerestenin yanında üretici personel statüsündeki neccar ve
kalafatçılar da bölgeden temin ediliyordu.17
Özi üzerine yapılan seferler için
10 BOA, C.AS, 553/23194; 6 Şevval 1185/12 Ocak 1772. 11 Tuzlalı kaptanların çeşitli askeri görevleri için bkz. BOA, C.AS, 886/38082, 29 Şevval 1187; 13
Ocak 1774; BOA, C.AS, 1188/53054, 23 Cemaziyülevvel 1187/12 Ağustos 1773. 12 BOA, Hatt-ı Hümâyûn, 1134/45182/F; 5 Cemaziyelaher 1243/24 Aralık 1827. 13 BOA, C.AS, 850/36373, 27 Receb 1190/11 Eylül 1776; BOA, C.ML, 551/22675, 18
Cemaziyülevvel 1195/12 Mayıs 1781. 14 BOA, C.AS, 641/27005; 29 Cemeziyelaher 1177/4 Ocak 1764. 15 BOA, C.AS, 1097/48458; 19 Cemaziyelaher 1134/6 Nisan 1722. 16 BOA, C.AS, 1129/50139; 11 Safer 1176; 1 Eylül 1762; C.AS, 1050/46141; 16 Muharrem 1180;
24 Haziran 1776; C.AS, 834/35571; 3 Receb 1181; 25 Kasım 1767. 17
12 Numaralı Mühimme Defteri (978-979/1570-1572), Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel
Müdürlüğü, Divân-ı Hümâyûn Sicilleri Dizisi, IV, Ankara 1996, s.266.
Osmanlı İdaresinde Tuzla Sancağı’nın Sosyal, İktisadi ve Askeri Vaziyeti
[273]
hemen her sene Tuzla’da şaykalar (altı düz yayvan gemi) yapılmakta ve
gerekirse bunlar orada mühimmat ile teçhiz edilmekteydi.18
Tuzla’daki farklı etnik unsurlar da zaman zaman seferlere iştirak
ederlerdi. Knezler ve Peremkurlar19
o unsurlardan bazılarıydı ve ümera yanında
savaşlara katılırlardı.20
Tuzla, Bosna merkezinin savunulmasında önemli bir
yere sahipti ve Tuzla beyi ile ona bağlı sipahiler asayişin temininde vazgeçilmez
öğelerdi.21
Bu gruplar sadece askerî görevlerde istihdam edilmezler,
gerektiğinde maden çıkarma ve işlemede de kendilerinin fiziki gücünden
yararlanılırdı.22
Merkezî hükümet ile Tuzla yöneticileri arasında kimi zaman
yaşanan gerginliğin başlıca sebebi ise askerî malzeme veya personel sağlama
taleplerinin yerine getirilememesi olmuştu. Tuzla yöneticilerinin azil veya
cezalandırılması çok defa bu sebepten kaynaklanmıştı.23
Tuzla’nın askerî ve stratejik önemi kasabada ve özellikle Tuzla
palankasında24
çok sayıda askerin konuşlandırılmasını gerekli kılmıştı.25
Tuzla
kasabasındaki müstahfız askerlerin mevacipleri kazada bulunan Tuz mukataası
akçesinden karşılanırdı. Karşılanamadığı veya askerlerin kanundışı eylemlerinin
görüldüğü zamanlarda hükümet merkezi ile sürtüşmeler yaşandığı olurdu.26
Bu
sürtüşmelerden en büyüğü Tuzla mukataasının malikâne şeklinde tevcih
olunmasından kaynaklanmıştı. Nitekim Tuzla kalesi ve Braçko palankasının
ağalarıyla yerli neferleri bu dönüşüme büyük tepki göstermişlerdi. Çünkü
kazanın mukataası Tuzla kalesinin muhafaza edilmesi görevini yerine getiren
kaptanlar, ağalar ve yerli neferlerin mevacipleri olmak üzere ocaklık şeklinde
zapt edilmişti. Kale önünde bulunan Braçga palankasını korumakla görevli olan
Tuzla kaptanı Ahmed Bey söz konusu mukataayı uzunca bir süre tasarrufunda
bulundurduğundan bir hayli güçlenmişti. Ancak mukataa malikâneye çevrilince
18 BOA, MD 84/10, Mayıs 1629’dan aktaran Durmuş Kandıra, 84 Numaralı Mühimme Defteri
(Tahlil- Metin), İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 1995. s.8.
19Primikürler. 20 Sıtkı Çelik, 21 Numaralı Mühimme Defteri (Tahlil- Metin), İstanbul Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 1997, s.235. 21 BOA, MD 18, Hüküm no: 69; 21 Ramazan 979/6 Şubat 1572. 22 Mesela Bac Madenlerinde görev alıyorlardı. Bkz. BOA, MD 19, Hüküm No: 34. 23 12 Numaralı Mühimme Defteri, 441, hüküm no: 253, 306 ve 685. 24 BOA, AE.SAMD.III, 112/11007; 19 Rebiyülevvel 1139/14 Kasım 1726; AE.SAMD.III,
122/11979; 19 Rebiyülevvel 1140/4 Kasım 1727. 25 Tuzla Palangası'nda piyade ve süvari olmak üzere iki grup muhafaza askeri olduğu
anlaşılmaktadır. Bkz. BOA, C.AS, 26/1142; 17 Şaban 1134/2 Haziran 1722. 26 BOA, İE.MDN, 2/140; 21 Şevval 1109/2 Mayıs 1698.
Ahmet Yüksel / Zafer Karademir
[274]
palankanın muhafazasını terk ederek emrindeki ağa ve neferlerle kazada bir
isyan hareketi başlattı. Yeğen Mehmed Paşa tarafından kazaya Emin olarak
atanan Mehmed Efendi adlı kimseyi beraberindekilerle katletti. Bölgede
asayişin yeniden sağlanması ancak Bosna valiliğinin harekete geçirilmesiyle
mümkün olmuştu.27
Tuzla’nın Bosna olaylarının hazırlanma merkezi olduğuna dair bilgiler de
vardır. Bosnalı İbrahim Bey imzasıyla İstanbul’a ulaşan bir rapora göre,
İzvornikli Mahmud Paşa ile Tuzlalı Mahmud Kaptan ve Hüseyin Kaptan gibi
kimseler Tuzla’da bir cemiyet kurarak Bosna İhtilali’ni hazırlamışlardı.28
Bu
olaya karışan Tuzlalılardan bir kısmı Rodos’a sürülmüş,29
içlerinden bazıları
daha sonra affedilmişti.30
Ekonomi
Osmanlı klasik çağında İzvornik sancağının bir parçası olan Tuzla,
isminden de anlaşılacağı üzere tuz sahaları bakımından önemli bir merkez
konumundaydı. Zaten sancak, Yunanlılardan itibaren tuz madenleriyle
ünlenmişti ve bu sayede Osmanlılar bölgeye Türkçe bir isim bulmakta
zorlanmadılar. Bölgede üretilen tuzun ithal edilmesiyle ilgili en eski tarihli
belge ise hâlihazırda 1548 yılına aittir.31
Bölge, Osmanlı İmparatorluğu’nun son
devirlerine kadar da tuz madenleri sayesinde yönetici sınıfın daima ilgisini
çekmiştir. Şöyle ki 1835 senesinde İzvornik ile Tuzla arasında yer alan bir
dağda Eflak tuzu gibi kaya tuzu bulunduğu haberi İstanbul’a aksedince Babıâli,
Bosna valisi Hüsrev Paşa’dan konu hakkında bir araştırma yürütmesini ve
imparatorluk merkezini bilgilendirmesini istemişti.32
Tuzun yanında bölge; gümüş, altın ve bakır madenleri bakımından da
zengindi. Nitekim daha 1754 senesinde söz konusu madenlerin bir kumpanya
tarafından işletilmesi hususunda İstanbul’da birtakım müzakereler
gerçekleşmişti.33
Bölgenin toprak yapısındaki zenginlik Osmanlı yöneticilerine
27 BOA, C.AS., 1103/48749; 16 Safer 1190/6 Nisan 1776. 28 BOA, Hatt-ı Hümâyûn, 1308/51008/E; 11 Ramazan 1246/23 Şubat 1831. 29 Bunlardan birisi olan ve Rodos’ta sürgünde ölen Mehmet Bey için bkz. BOA, A.MKT.NZD,
194/56; 16 Muharrem 1273/16 Eylül 1856. 30 Örneğin Bosna hadisesinde yer alıp Rodos'ta sürgün yaşayan Tuzlalı Mahmud ve oğlu Osman
bunlardan sadece ikisiydi. Bkz. BOA, MVL, 170/83, 21 Cemaziyülevvel 1272/29 Ocak 1856; BOA, MVL, 163/66, 19 Cemaziyelaher 1271/9 Mart 1855.
31 http://www.visitsarajevo.biz/maps-guides/beyond-sarajevo/tuzla. 32 BOA, C.ML, 89/4049; 7 Muharrem 1251/5 Mayıs 1835. 33 BOA, C.DRB, 58/2851; 16 Cemaziyülevvel 1167/11 Mart 1754.
Osmanlı İdaresinde Tuzla Sancağı’nın Sosyal, İktisadi ve Askeri Vaziyeti
[275]
Tuzla’da her zaman yeni madenlerle karşılaşma fırsatı sunmuştu. Mesela Bosna
valiliği, 1859 senesinde Tuzla’nın Banubey (?) adlı köyünde bulunan ve iki
çeşit madene benzeyen toprak hakkında hükümet merkezine bir bilgilendirme
yazısı sunmuştu.34
Tuzla, madenlerin yanında üzüm yetiştiriciliğinde de önemli bir
merkezdi. Tuzla’nın köylerinde bulunan üzüm bağları İzvornik ekonomisinde
görece bir canlılık ve hareketlilik kaynağıydı.35
Ancak imparatorluğun malî ve
ekonomik vaziyetine paralel olarak, 19.yüzyılda bölgede mali durumun çok iyi
olmadığı, ailelerin ektikleri arazilerin küçük, üretimlerinin ise sınırlı ve yetersiz
olduğu anlaşılmaktadır.36
Sosyal Yapı
Osmanlı hâkimiyetinde Tuzla’da Müslümanlar dışında başka din ve
mezhebe mensup olan zümreler de yaşamaktaydı. İmparatorluğun hemen bütün
bölgelerinde her topluluğa olduğu gibi bu zümrelere de kendi ibadethanelerinde
rahatça ibadet yapma hakkı verilmişti. 5 Temmuz 1853 tarihli bir belgeye
açıkça yansıdığı üzere, bu kapsamda tanınan serbestlik insanları ziyadesiyle
memnun etmekteydi. Sultan Abdülmecid’e yazılan bu mektupta Tuzla ve
İzvornik civarındaki Katolikler, kendilerine tanınan hürriyetin yanında dokuz
adet kilisenin yapımına izin verilmesinden duydukları hoşnutluğu açıkça dile
getirmişlerdi. 37
19. asırda Tuzla’nın sosyal yapısı tipik bir Anadolu kentinin özelliklerini
taşımaktadır. Örneğin İslam hukukunun cevaz vermesine rağmen çok eşliliğe
oldukça az rastlanmaktadır. Ancak çocuk sayısına bakıldığında Anadolu’da aynı
dönemde aileler ortalama 4-5 çocuğa sahip iken Tuzla ve çevresinde bu oran 2
veya 3 ile sınırlı kalmaktadır. Bu durumun ortaya çıkmasında ekonomik
nedenlerin etkili olduğu muhakkaktır.38
34 BOA, MVL, 900/18; 29 Zilhicce 1275/30 Temmuz 1859. 35 Jelena Mirgic, “Climate Impact on Agricultural Production In Pre- Industrial Society sopme
Indıcations From Sixteenth Century Ottoman Bosnia”, Perspectives on Ottoman Studies (CIEPO), Berlin 2010, p.721.
36 Tufan Gündüz, “XIX. Yüzyılın Sonlarında Tuzla ve Çevresinde Sosyal Hayata Dair Gözlemler (1878- 1883)”, Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi, 2009-50, s.143.
37 Osmanlı Belgelerinde Bosna-Hersek, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın Numarası: 101, İstanbul 2009, s.406.
38 Gündüz, “XIX. Yüzyılın Sonlarında Tuzla ve Çevresinde Sosyal Hayata Dair Gözlemler (1878-
1883)”, s.142.
Ahmet Yüksel / Zafer Karademir
[276]
Tuzla’daki Müslim-gayrimüslim ilişkilerinin 19.asrın sonlarına kadar çok
büyük problemler arz etmediği görülmektedir. Zira Tuzla, Bijeljina ve
Srebrenica Şer’iyye Sicillerine dayanarak Tuzla şehri ve çevresinin ekonomik
durumunu ortaya koymak amacıyla yapılan bir çalışmada Müslümanlar ile
gayrimüslimler arasında çatışmaya varan bir anlaşmazlığın yaşandığına dair
herhangi bir kayda tesadüf edilmemiştir.39
Son olarak, Tuzla’nın Bosna eyalet tarihinde hatırı sayılır mevkilere sahip
kişileri yetiştiren ve barındıran önemli bir merkez olduğunu da ifade etmek
gerekiyor. Mesela Rüşdiye Muallimi Tevfik Efendi 1895 Nisan’ında “Reisü’l-
ulemâ” unvanıyla Saraybosna “Merkez Naibi” olmuştu.40
Tuzla hanedanından
olan Mehmed Bey ise Ekim 1864’te Bosna’da oluşturulan altı taburluk bir
alayın birinci taburuna Kol Ağası olarak tayin edilmişti.41
Sosyal Problemler
Osmanlı toplumunun 16.asrın ikinci yarısından itibaren büyük sıkıntılara
maruz kaldığı bilinmektedir. Bu sıkıntıların başında da eşkıyalık olayları gelir.
Merkezî otoritenin zayıflamasına paralel olarak Anadolu ve Rumeli
topraklarında yoğunlaşan ve genel olarak Celali isyanları şeklinde nitelendirilen
olumsuz gelişmelerden Tuzla da payına düşeni almıştır. Bölge hem eşkıya
türeten hem de eşkıyaların eylemlerinden olumsuz yönde etkilenen bir merkez
olmuştur. Tuzlalılar arasında türeyen eşkıyalar kendi bölgelerinde, o mümkün
değilse de yakın ya da biraz daha uzak yerlerde yağma ve gasp gibi eylemlerde
bulunmaktan geri durmamışlardır. Mesela İzvornikliler arasından türeyen
eşkıyaların ana hedeflerinden birisi Semendire olmuştu. 1560 yılının kışında
yaptıkları gibi sancağın evlerini basmış, nüfusu katletmiş ve nihayet mallarını
yağmaladıktan sonra geri dönmüşlerdi. Bölgede özellikle Gabaveşte
nahiyesindeki hasların kapsadığı araziler birer eşkıya yatağı haline gelmişti.42
Bölge eşkıyasının kuvvet bulmasında toplu şekilde hareket etmeleri önemli bir
faktördü.43
Onları bölgede etkin kılan daha önemli öğe ise yerel idarecilerden
39 Gündüz, “XIX. Yüzyılın Sonlarında Tuzla ve Çevresinde Sosyal Hayata Dair Gözlemler (1878-
1883)”, s.143. 40 Osmanlı Belgelerinde Bosna-Hersek, s.433. 41 Osmanlı Belgelerinde Bosna- Hersek, s.168. 42 3 Numaralı Mühimme Defteri 966-968/1558-1560, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel
Müdürlüğü, Divân-ı Hümâyûn Sicilleri Dizisi, I, Ankara 1993, s.653. 43 3 Numaralı Mühimme Defteri 966-968/ 1558-1560, s.256.
Osmanlı İdaresinde Tuzla Sancağı’nın Sosyal, İktisadi ve Askeri Vaziyeti
[277]
bazılarının kendilerine yardım ve yataklık etmeleriydi.44
Oysa Tuzla, Osmanlı
yöneticilerinin zihninde daima belirli bir öneme sahipti ve temel gaye orasının
bir “serhat şehri” haline getirilebilmesiydi.45
İmparatorluğun hemen bütün bölgelerinde görüleceği üzere, idarecilerin
kanundışı eylemleri Tuzla’nın da yaşadığı sosyal problemleri körükleyici bir
gelişmeydi. Fazla vergi alınması, rüşvet ve adam kayırma gibi görevi kötüye
kullanma şeklinde beliren suiistimaller reayayı oldukça tedirgin ve rahatsız
etmişti. Bu sürecin sonu ise devrin bilindik tepkisine uygun olarak gelişiyor ve
reaya topraklarını terk etmek zorunda kalıyordu. Örneğin bölgedeki cizye
eminleri olan primükürlerin daima fazla vergi toplama gayretleri reayayı
bunaltacak bir dereceye varmıştı.46
Ya da Ocak 1631 tarihinde olduğu gibi
sancakbeyleri, kanunda hiç yeri olmayan “devr, taamiye veya pişkeş” adlarıyla
talep ettikleri usulsüz vergilerle halkı canından bezdirebiliyorlardı.47
Mirliva
gibi kimi yöneticilerse atlı şekilde çıktıkları devriyeler esnasında halktan zorla
yiyecek ve hayvan talebinde bulunuyorlar, ayrıca “tırpan, doğan akçesi, cerime
ve ayak teri” adlarıyla ve kendilerince türettikleri haksız ve yersiz vergileri
almaya çalışıyorlardı.48
Yılda iki kez tekrarlanan bu kanunsuzluk nedeniyle
reaya perişan olmuş ve artık merkezî idarenin kendilerine yüklediği
sorumluluğu yerine getiremeyecek bir duruma düşmüşlerdi.
Tüm bu olumsuzluklar nedeniyle, toplumda huzursuzluk çıkaranlara karşı
önemli bir tedbir olan kefalet sistemi Tuzla’da da uygulanmakta ve bununla
insanlar birbirlerine kefil kılınarak otokontrol mekanizmasının işletilmesine
çalışılmaktaydı.49
Ancak Tuzla’daki sosyal problemlerin önüne bir türlü
geçilememişti. Bu anlamda Tuzla halkı daha ziyade vergi konusunda baskıya
maruz kalmıştı. Yöneticiler ya da Ağa kisvesinde olan büyük toprak sahipleri
reayadan ya fazladan vergi koparma ya da onların topraklarını gasp etme
eğilimde olmuşlardır. 19.asrın ortalarına gelindiğinde bile bu tabloda çok büyük
44 29 Mayıs 1560 tarihli bir belgede böyle bir duyum alındığı ve hadisenin üzerine gidilmesi
gerektiği ifade edilmişti. Bkz.3 Numaralı Mühimme Defteri 966-968/ 1558-1560, s.529. 45 3 Numaralı Mühimme Defteri 966-968/1558-1560, s.686. 46 6 Numaralı Mühimme Defteri, 972 (1564-1565), Özet-Transkripsiyon ve Index II, Başbakanlık
Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Divân-ı Hümâyûn Sicilleri Dizisi, III, Ankara 1995, s.251. 47 85 Numaralı Mühimme Defteri, 1040-1041(1042)/1630-1631(1632), Özet-Transkripsiyon-
İndeks, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Divân-ı Hümâyûn Sicilleri Dizisi, VIII, Ankara 2002, s.130.
48 BOA, MD 84/10, Mayıs 1629’dan aktaran Kandıra, 84 Numaralı Mühimme Defteri (Tahlil- Metin), s.8.
49 Örnek bir vaka için bakınız. Çelik, 21 Numaralı Mühimme Defteri (Tahlil- Metin), s.250.
Ahmet Yüksel / Zafer Karademir
[278]
değişiklikler yaşanmamıştır. Mesela, 1857 tarihli bir vesikada, özellikle büyük
mülk sahibi ağaların kendilerine ait olmayan ve köylülerin ziraat dahi
yapmadıkları topraklardan vergi talep ederek halkı rahatsız ettiklerinden
bahsediliyordu.50
Bu noktada imparatorluk merkezi her zaman olduğu gibi
elinden geleni yapmaya çalışıyor, sürekli gönderdiği emirnameler ile Tuzla
halkını söz konusu tecavüzlerden korumaya çalışıyordu.51
Sonuç Yerine: Kopuş Süreci ve Yaşananlar
Bölgenin Sırplara devredileceği yönündeki söylentiler Tuzla’da
Müslümanlarla gayrimüslimlerin arasının açılmasına neden olmuştu. Örneğin
Tuzla’ya bağlı altı nahiyenin Başknez Miloş tarafından idare olunmak üzere
Sırplara verileceği yönündeki bir söylenti üzerine Tuzla-i Zir kasabasında 2-3
bin askerle bir içtima yapıldığı haber alınmış ve herhangi bir tatsızlık
yaşanmaması için Babıâli gerekli tedbirleri almaya çalışarak teyakkuz haline
geçmişti.52
Görüldüğü üzere küçük bir söylenti dahi bölgede bir iç savaş ortamının
oluşmasına yetecek bir kıvılcım olabiliyordu. Bu durum 20.asrın başlarından
itibaren daha belirgin bir görüntü kazandı. Nitekim Bosna ve Hersek’te yaşayan
Müslüman nüfus artık Sırp ve Avusturya baskısıyla her zaman karşı karşıyaydı.
Bölge Müslümanlarının Katolikleştirilmesi şeklinde tezahür eden söz konusu
baskılar Tuzla’da da toplumsal ahengi ziyadesiyle sarstı. Bosna genelinde küçük
çocukların zorla irtidad ettirildikleri haberleri Müslümanların ayağa kalkmasına
neden oldu. Bunun üzerine meselenin görüşülmesi için 1882 senesinde
Mostar’dan Viyana’ya bir heyet gönderildi. Olayların bu şekilde basına ve
dolayısıyla kamuoyuna yansıması Katoliklerin bir nebze olsun baskılarını
azaltmalarını sağladı. Ancak Katolik misyonerler çok geçmeden ve evvelkinden
daha şiddetli bir şekilde Hersek ve civarındaki yıkıcı faaliyetlerine kaldıkları
yerden devam ettiler. Bu sırada karşı atağa geçen Müslümanlar, Avusturya-
Macaristan Maliye Nazırına müracaat ederek eğitimde muhtariyet ve
eğitmenlerin maaşında artış talep etmişlerdi. Ancak bu talepleri dikkate dahi
alınmadı. Bosna Hükümeti ise zorla ya da başka yollarla kendisine çekmeyi
başardığı bazı Müslümanları kullanarak olayların önüne geçmeye çalıştı. Şöyle
50 BOA, HR. TO, 286/48, 15 Aralık 1857. 51 Örnekler için bkz. BOA, HR. MKT, 196/19, 5 Zilkade 1273/27 Haziran 1857; BOA, MVL,
894/61, 25 Cemaziyülevvel 1275/31 Aralık 1858; BOA, İ.MVL, 1037/30, 3 Cemaziyülevvel 1283/13 Eylül 1866.
52 BOA, Hatt-ı Hümayun, 438/22091-C; 13 Şaban 1246/27 Ocak 1831.
Osmanlı İdaresinde Tuzla Sancağı’nın Sosyal, İktisadi ve Askeri Vaziyeti
[279]
ki söz konusu isteklerin gerçekte Müslümanların talepleri olmadığı yönünde bir
kamuoyu oluşturmaya çalışıldı. Ancak Müslümanlar kendi aralarında imzalar
toplamak suretiyle taleplerinin meşru sayılması yoluna gittiler. Bu sırada Tuzla
Müslümanlarından da on yedi bin imza toplanmıştı.53
Ancak bölgede Osmanlı hâkimiyeti zayıfladıkça Avusturya askerlerinin
Tuzla Müslümanlarına yaptıkları baskılar artış gösteriyordu. 1878 yılında
bölgeden alınan haberler bu iddiayı destekler mahiyetteydi. Çünkü Osmanlı-Rus
harbinin başladığı o yıl Avusturya askeri de Tuzla ve Banaluka’da yağma,
tecavüz ve katliamdan geri durmamıştı.54
Nihayet, Osmanlıların Balkanlar’daki topraklarını terk etmeye
başlamasıyla birlikte Anadolu’ya doğru büyük bir göç dalgası başladı ve
göçenler, daha doğru bir ifadeyle göç ettirilenler arasında Tuzlalı Müslümanlar
da vardı. Takip edilebildiği kadarıyla Tuzla’dan göç eden Müslümanların bir
kısmı Ankara vilayetine yerleştirilmişlerdi. Yıldız Evrakı içerisinde yer alan 23
Temmuz 1901 tarihine ait bir vesikada kayıtlı olduğu üzere Tuzla’dan gelen 72
hane ve 287 kişiden müteşekkil bir nüfus Haymana kazasına yerleştirilirken, 12
hane ve 58 kişinden oluşan bir başka grup ise Zîr kazasına yerleştirilmişlerdi.55
Yine Tuzla’dan göç edenlerin bir kısmı Sivrihisar kazasında tesis olunan
köylere iskân ettirilmişlerdi.56
53 Bosna- Hersek İle İlgili Arşiv Belgeleri (1516-1919), Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel
Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın Numarası: 7, Ankara 1992, s.165; Buradaki bilgiler Revue d’Orien gazetesinin 20 Ağustos 1900 tarihli ve “Bosna Hersek Müslümanları Şikâyetleri, Maksatları” isimli makalesinden nakledilmiştir.
54 Osmanlı Belgelerinde Bosna-Hersek, s.259. 55 Bosna- Hersek İle İlgili Arşiv Belgeleri, s.206. 56 BOA, DH.MKT, 2524/12; 4 Cemaziyülevvel 1319/19 Ağustos 1901.
Ahmet Yüksel / Zafer Karademir
[280]
Ek-1:
BOA, C.DRB, 58/2851
Tuzla ve havalisinde çıkarılan gümüş, altın ve bakır madenlerinin bir
kumpanya tarafından işletilmesi hususunda İstanbul’da gerçekleşen
müzakerelere dair 1754 tarihli bir evrak.
Osmanlı İdaresinde Tuzla Sancağı’nın Sosyal, İktisadi ve Askeri Vaziyeti
[281]
Ek-2:
BOA, C.AS, 641/27005
Tuzla Kalesi’nin tamire muhtaç mahallerinin keşfedilerek gerekli
tedbirlerin alınmasını isteyen 1764 tarihli bir emir
Ahmet Yüksel / Zafer Karademir
[282]
KAYNAKÇA
I.Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA) Vesikaları
Mühimme Defterleri (MD): 18, 19
Perakende Evrak (Dosya Numarası/Gömlek Numarası)
Cevdet Askeriye (C.AS); 26/1142; 553/23194; 641/27005; 834/35571;
850/36373; 886/38082
1050/46141; 1097/48458; 1103/48749; 1129/50139; 1188/53054
Cevdet Maliye (C.ML); 89/4049; 551/22675
Cevdet Darphane (C.DRB); 58/2851
Ali Emiri III.Ahmed (AE.SAMD.III); 112/11007; 122/11979
İbnülemin Meadin (İE.MDN); 2/140
Sadaret, Nezaret ve Devair Evrakı (A.MKT.NZD); 194/56
Hariciye Nezareti Tercüme Odası (HR.TO); 286/48
Hariciye Nezareti Mektubi Kalemi (HR.MKT); 196/19
Dahiliye Nezareti Mektubi Kalemi (DH.MKT); 2524/12
Meclis-i Vala (MVL); 163/66; 170/83; 894/61; 900/18
Meclis-i Vala İradeleri (İ.MVL); 1037/30
Hatt-ı Hümâyûnlar; 438/22091-C; 1134/45182/F; 1308/51008/E
II. Yayınlanmış Arşiv Kayıtları
91, 164, MAD 540 ve 173 Numaralı Hersek, Bosna ve İzvornik Livaları
İcmal Tahrir Defterleri ( 926-939 / 1520-1533), Başbakanlık Devlet Arşivleri
Genel Müdürlüğü, Defter-i Hâkanî Dizisi: X, Dizin, Ankara 2006.
3 Numaralı Mühimme Defteri 966-968/1558-1560, Başbakanlık Devlet
Arşivleri Genel Müdürlüğü, Divân-ı Hümâyûn Sicilleri Dizisi, I, Ankara 1993.
6 Numaralı Mühimme Defteri, 972 (1564-1565), Özet-Transkripsiyon ve
Index II, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Divân-ı Hümâyûn
Sicilleri Dizisi, III, Ankara 1995.
12 Numaralı Mühimme Defteri (978-979/1570-1572), Başbakanlık Devlet
Arşivleri Genel Müdürlüğü, Divân-ı Hümâyûn Sicilleri Dizisi, IV, Ankara
1996.
85 Numaralı Mühimme Defteri, 1040-1041(1042)/1630-1631(1632),
Özet-Transkripsiyon-İndeks, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü,
Divân-ı Hümâyûn Sicilleri Dizisi, VIII, Ankara 2002.
Osmanlı İdaresinde Tuzla Sancağı’nın Sosyal, İktisadi ve Askeri Vaziyeti
[283]
Bosna- Hersek İle İlgili Arşiv Belgeleri (1516-1919), Başbakanlık Devlet
Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın Numarası:
7, Ankara 1992.
Osmanlı Belgelerinde Bosna-Hersek, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel
Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın Numarası: 101, İstanbul
2009.
III. Araştırma-İncelemeler
ALGAR, Hamid, “The Hamzeviye: A Deviant Movement In Bosnian
Sufism”, Islamic Studies, Vol.36, No. 2/3, Special Issue: Islam In The Balkans
(Summer/Autumn 1997), pp.243-261.
ÇAKAR, Enver, “Kanuni Sultan Süleyman Kanun-Nâmesine Göre 1522
Yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun İdarî Taksimatı”, Fırat Üniversitesi Sosyal
Bilimler Dergisi, C.12, S.1, Elazığ 2002, ss.261-282.
ÇELİK, Sıtkı, 21 Numaralı Mühimme Defteri (Tahlil- Metin), İstanbul
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi,
İstanbul 1997.
EMECEN, Feridun, “Bosna Eyaleti”, DİA, VI, İstanbul 1992, ss.296-297.
EREN, Ahmet Cevat, Mahmud II Zamanında Bosna-Hersek, İstanbul
1965.
GÜNDÜZ, Tufan, “XIX. Yüzyılın Sonlarında Tuzla ve Çevresinde
Sosyal Hayata Dair Gözlemler (1878-1883)”, Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî
Araştırma Dergisi, 2009-50, ss.137-144.
KANDIRA, Durmuş, 84 Numaralı Mühimme Defteri (Tahlil- Metin),
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans
Tezi, İstanbul 1995.
KRCSMARIK, J., “Bosna- Hersek”, MEB.İA., İstanbul 1979, ss.725-
735.
MİRGİC, Jelena, “Climate Impact on Agricultural Production In Pre-
Industrial Society sopme Indıcations From Sixteenth Century Ottoman Bosnia”,
Perspectives on Ottoman Studies (CIEPO), Berlin 2010, pp.717-726.
SEZEN, Tahir, Osmanlı Yer Adları,(Alfabetik Sırayla), Başbakanlık
Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Yayın Numarası: 21, Ankara 2006.
IV. İnternet
http://www.visitsarajevo.biz/maps-guides/beyond-sarajevo/tuzla