1307 ORHUN YAZITLARINDAKİ SÖZ VARLIĞININ TÜRKİYE TÜRKÇESİ AĞIZLARINDAKİ İZLERİ ÖZEK, Fatih * -AYTAÇ, Aslıhan ** TÜRKİYE/ТУРЦИЯ ÖZET Ağızlar, dilin tabii seyri açısından değerlendirildiğinde, dilin kendine özgü en belirgin özelliklerinin tespit edilmesi, dildeki gelişmenin ve değişmenin takip edilmesi ve dilin söz varlığının ortaya konulması açısından son derece önemlidir. Ağızların ölçünlü dile oranla etkileşime daha kapalı olması, dilin bazı şekillerin devam etmesini ve de korunmasını sağlamaktadır. Buradan hareketle bu çalışma ile Türk dilinin ilk yazılı belgeleri olan ve kullanılan dilin işlenmişliği, muhtevası ve de bulundukları bölge itibariyle Türk dili açısından büyük bir değer taşıyan Orhun Yazıtlarındaki söz varlığının Türkiye Türkçesi Ağızlarında görülen izleri; Ölçünlü dilde ve ağızlarda anlam ve şekil olarak aynı olanlar, 1. Ağızlarda anlam ve şekil olarak aynı olanlar, 2. Şekil olarak aynı, anlam olarak genişlemiş olanlar, 3. Anlam olarak aynı, şekil olarak değişikliğe uğramış olanlar, 4. Şekil olarak aynı, anlam olarak farklı olanlar başlıkları altında tespit edilmeye çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Orhun Abideleri, Türkiye Türkçesi ağızları, söz varlığı, arkaik unsurlar, fonetik. --- Ölçünlü dil, bir ağzın/konuşma dilinin zaman içinde edebiyatta, sanatta ve kültürde ön plana çıkmasıyla kodlama, standartlaşma, yaygınlaştırma ve kabul merhalelerinden geçmiş şeklidir. Ölçünlü dilin kuralları önceden belirlenmiştir. Ölçünlü dildeki değişmeler ve gelişmeler de belirlenmiş olan bu kurallar çerçevesinde gerçekleşir. Ağızlar ise dilin tabii seyri içinde gelişimini devam ettiren, ölçünlü dile nispeten etkileşime daha açık ve aynı zamanda dildeki eski şekillerin korunması konusunda ölçünlü dile göre daha muhafazakâr bir dildir. Bu bakımdan dilin kendine özgü en belirgin özelliklerinin tespit edilmesi, dildeki gelişmenin ve değişmenin takip edilmesi konusunda ağızlar ölçünlü dile oranla daha belirleyicidir. * Araş. Gör., Fırat Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Elazığ/TÜRKİYE. e-posta: [email protected]** Araş. Gör., Fırat Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Lisans Öğrencisi.
12
Embed
ORHUN YAZITLARINDAKİ SÖZ VARLIĞININ TÜRKİYE ...–ZEK...1307 ORHUN YAZITLARINDAKİ SÖZ VARLIĞININ TÜRKİYE TÜRKÇESİ AĞIZLARINDAKİ İZLERİ ÖZEK, Fatih*-AYTAÇ, Aslıhan**
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
1307
ORHUN YAZITLARINDAKİ SÖZ VARLIĞININ TÜRKİYE TÜRKÇESİ AĞIZLARINDAKİ İZLERİ
ÖZEK, Fatih*-AYTAÇ, Aslıhan** TÜRKİYE/ТУРЦИЯ
ÖZET
Ağızlar, dilin tabii seyri açısından değerlendirildiğinde, dilin kendine özgü en belirgin özelliklerinin tespit edilmesi, dildeki gelişmenin ve değişmenin takip edilmesi ve dilin söz varlığının ortaya konulması açısından son derece önemlidir.
Ağızların ölçünlü dile oranla etkileşime daha kapalı olması, dilin bazı şekillerin devam etmesini ve de korunmasını sağlamaktadır. Buradan hareketle bu çalışma ile Türk dilinin ilk yazılı belgeleri olan ve kullanılan dilin işlenmişliği, muhtevası ve de bulundukları bölge itibariyle Türk dili açısından büyük bir değer taşıyan Orhun Yazıtlarındaki söz varlığının Türkiye Türkçesi Ağızlarında görülen izleri; Ölçünlü dilde ve ağızlarda anlam ve şekil olarak aynı olanlar,
1. Ağızlarda anlam ve şekil olarak aynı olanlar,2. Şekil olarak aynı, anlam olarak genişlemiş olanlar,3. Anlam olarak aynı, şekil olarak değişikliğe uğramış olanlar,4. Şekil olarak aynı, anlam olarak farklı olanlar
başlıkları altında tespit edilmeye çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Orhun Abideleri, Türkiye Türkçesi ağızları, söz varlığı, arkaik unsurlar, fonetik.
---
Ölçünlü dil, bir ağzın/konuşma dilinin zaman içinde edebiyatta, sanatta ve kültürde ön plana çıkmasıyla kodlama, standartlaşma, yaygınlaştırma ve kabul merhalelerinden geçmiş şeklidir. Ölçünlü dilin kuralları önceden belirlenmiştir. Ölçünlü dildeki değişmeler ve gelişmeler de belirlenmiş olan bu kurallar çerçevesinde gerçekleşir. Ağızlar ise dilin tabii seyri içinde gelişimini devam ettiren, ölçünlü dile nispeten etkileşime daha açık ve aynı zamanda dildeki eski şekillerin korunması konusunda ölçünlü dile göre daha muhafazakâr bir dildir. Bu bakımdan dilin kendine özgü en belirgin özelliklerinin tespit edilmesi, dildeki gelişmenin ve değişmenin takip edilmesi konusunda ağızlar ölçünlü dile oranla daha belirleyicidir.
* Araş. Gör., Fırat Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Elazığ/TÜRKİYE. e-posta: [email protected]
** Araş. Gör., Fırat Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Lisans Öğrencisi.
1308
Ağız araştırmaları son dönemlerde büyük bir ivme kazanmış, Türkiye Türkçesi ağızlarının tamamı veya belirli bir bölümünü esas alan birçok araştırma yapılmıştır. Genel olarak gramer konuları ağırlıklı bu çalışmalar dışında 20. yüzyılda Türkiye Türkçesi ağızları üzerine yapılan en kapsamlı çalışmalar derleme ağırlıklı çalışmalar olmuştur. 1932 yılında Hamit Zübeyr Koşay ve İshak Refet tarafından yayımlanan Anadilden Derlemeler adlı eser bu konu ile ilgili sayabileceğimiz ilk eserdir. Bu eserin devamı niteliğindeki Anadilden Derlemeler II adlı yayın da yine Hamit Zübeyr Koşay ve Orhan Acıpayamlı Aydın tarafından TDK tarafından 1952 yılında Ankara’da yayımlanmıştır.1 Ardından TDK tarafından 1932-1934 yılları arasında yapılan derlemelerin toplandığı, altı cilt hâlinde yayımlanan Türkiye’de Halk Ağzından Söz Derleme Dergisi bu konudaki önemli eserlerdendir. Bu konu ile ilgili en geniş çalışma şüphesiz Derleme Sözlüğü’dür. Çalışmamızın esasını teşkil eden TDK tarafından 1962-1979 arasında yayımlanan 11 ciltlik Derleme Sözlüğü, dört yüz elli binden fazla fiş tutan sözlük malzemesine dayanır. Malzeme, 917 derlemecinin görev aldığı, 1952 yılları başlarından 1959 yıllarına kadar süren iki derleme kampanyasıyla elde edilmiştir. 1982 yılında, önceki ciltlerin yayımlanmasından sonra TDK’ye ulaşan fişlerin değerlendirilmesiyle hazırlanan 12. cilt de yayımlanmıştır.2
Bu çalışmamızın temelini Derleme Sözlüğü’nde geçen, Orhun Yazıtlarında kullanılmış kelimeler oluşturmaktadır. Genel olarak Orhun Yazıtları diye adlandırılan Tonyukuk, Köl Tigin ve Bilge Kağan Yazıtları sadece Köktürk dönemi Türk edebiyatının değil, tüm Türk edebiyatının şüphesiz en önemli eserleridir. Türk dilinin ilk yazılı belgeleri olan ve kullanılan dilin işlenmişliği, muhtevası ve de bulundukları bölge itibariyle Türk dili açısından büyük bir değer taşıyan Orhun Yazıtlarındaki toplam kelime sayısı tekrarlar hariç 840’tır. Bunlardan 147’si kavim, kişi isimleridir. Bu özel isimleri çıkarırsak Orhun yazıtlarında ki kelime sayısı 693’tür. Ancak, “bu sayının anlatılan konunun gerektirdiği kelimelerden oluştuğunu, en temel bazı kelimelerin bile anıtlarda geçmediğini unutmamak gerekir.”3
Orhun Yazıtlarında kullanılan 104 kelime tamamen aynı anlam ve şekliyle bugün ölçünlü dilde yaşamaktadır. Bu kelimelerden bazıları şunlardır: açmak, altı, aş, aşmak, bilmek, er, iş, kırk, konmak, kaş, ne, korkmak, kul, on, sökmek, tok... vb.
1 Zeynep Korkmaz, “Anadolu Ağızları üzerindeki Araştırmaların Bu Günkü Durumu ve Karşılaştığı Sorunlar”, Türk Dili Üzerine Araştırmalar, TDK Yay. 629, C.II, Ankara 1995, s. 200.
2 Nurettin Demir, “Derleme Sözlüğü’nde Şimdiki Zamanla İlgili Veriler”, İlmî Araştırmalar, Sayı: 10, 2000, s. 19.
3 A. Bican Ercilasun, Türk Dili Tarihi, Akçağ Yay., Ankara 2005, s. 191.
1309
Orhun Yazıtlarında kullanılan kelimelerden 113 tanesi bazı fonetik farklılıklarla bugün ölçünlü dilde işlek olarak kullanılmaktadır. Bahsettiğimiz bu fonetik farklılıklar Köktürkçe döneminin fonetik özellikleriyle alakalıdır: adrıl-> ayrıl-, adgır> aygır, arığ>arı, bir-> ver-, biş> beş, bol-> ol-, eb> ev, idi> iye, ir-> er-, kün:>gün, kör-> gör-, sarıġ>sarı, tod-:>doy, uluğ> ulu… vb.
Orhun Yazıtlarında kullanılan ancak bugün ölçünlü dilde kullanımdan düşmüş veya kullanım sıklığı azalmış ve de Türkiye Türkçesi ağızlarında kullanılan kelimeler çalışmamızın temelini teşkil etmektedir. Tespit edilen bu kelimeler, şekil ve anlam yönünden ilgi kurabildiğimiz kelimelerden oluşmaktadır:
ds: kölük/kolik/kolik/kolo/kolü/köli/kulik/külük/kuliye(I): Boynuzlu olması gerektiği hâlde, boynuzsuz ya da kısa ve kırık boynuzlu olan hayvan. (Ovasaray–Çorum, *Şebinkarahisar-Giresun, Rize, *Yusufeli-Artvin, Burç,
oa: yoġ/yuġ: maten, yas, ölü yemeği, yas töreni. “laġzın yıl bişinç ay yiti otuzḳa yoġ ertürtüm.” (BK.G.10)
ds: yuğ: ölü için yapılan geleneksel toplantı, ağıt. (*Niksar-Tokat, *Çorlu -Tokat)
KISALTMALAR
b. : Batı
bk. : Bilge Kağan Abidesi
1317
ds. : Derleme Sözlüğü
G. : Güney
k. : Kuzey
kt. : Köl Tiğin Abidesi
oa. : Orhun Abideleri
s. : Sayfa
s. : Sayı
t. : Tonyukuk Abidesi
tDK : Türk Dil Kurumu
ts. : Türkçe Sözlük
KAYNAKÇA
Demir, Nurettin, (2000), “Derleme Sözlüğü’nde Şimdiki Zamanla İlgili Veriler”, İlmî Araştırmalar 10, ss. 19-27.
Derleme Sözlüğü, I.A (1963), Derleme Sözlüğü II. B. (1965), Derleme Sözlüğü III. C-Ç (1968), Derleme Sözlüğü IV. D (1969), Derleme Sözlüğü V. E-F (1972), Derleme Sözlüğü VI. G (1972), Derleme Sözlüğü VII. H-İ (1974), Derleme Sözlüğü VIII. K (1975), Derleme Sözlüğü IX. L-R (1977), Derleme Sözlüğü X. S-T (1978), Derleme Sözlüğü XI. U-Z (1979), Derleme Sözlüğü XII. EK-1 (1982), TDK Yay. Ankara.
Ercilasun, A. Bican, (2005), Türk Dili Tarihi, Akçağ Yay., Ankara.
Korkmaz, Zeynep, (1995), “Anadolu Ağızları üzerindeki Araştırmaların Bu Günkü Durumu ve Karşılaştığı Sorunlar”, Türk Dili Üzerine Araştırmalar, TDK Yay. 629, C.II, Ankara.
Orkun, H. Namık, (1995), Eski Türk Yazıtları, TDK Yay., Ankara.
Türkçe Sözlük, (1998), (I. A-J, II. K-Z) TDK Yay., Ankara.