Top Banner
28

New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında

Sep 03, 2020

Download

Documents

dariahiddleston
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında
Page 2: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında
Page 3: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında

MEKTUP ANKARA 1Yıl: 2010 Cilt: 8 Sayı: 4

Saygıdeğer Sektör Temsilcileri,

Mektup Ankara’nın bu sayısı, 2010 yılına bir nokta koyarken, yeni bir yılın başlangıcı ile birlikte yeni hedeflere ve umutlara da bir başlangıç olacaktır. Bu nedenle öncelikle tüm sektör temsilcilerine şimdi-den yeni yılda büyük başarılara imza atmalarını di-lerim. Bu arada bizim için de sektörle olan bir yılık geçmişimiz ile birlikte, dernek tarihimize başarılı atfettiğimiz yeni sayfalar katmaktan yönetim ku-rulumuz olarak onur duyduğumuzu ve bu mutluluğu da sizlerle paylaşmaksa bizlere ayrı bir güç kattığını belirtmeliyim.

Bu nedenle yılın son sayısında öncelikle kanatlı sek-törünün dünü ve bugününü yansıtan sektörel bir de-ğerlendirilmenin, Beyaz Et sanayicileri Birliği (BESD-BİR) Genel Sekreteri Yüce CANOLER tarafından kaleme alınan yazısının sektör tarafından heyecanla okunacağını tahmin etmekteyim. Bu yazısında Yüce Bey sektörün 2010 yılı değerlendirmesi yanında bu yılın önceki yıllara göre değişen tablosunu da ayrın-tılı bir şekilde ele almıştır.

Diğer bir yazı ise Ankara Üniversitesi Veteriner Fa-kültesi Hayvan Besleme Anabilim Dalı öğretim görev-lisi Prof. Dr. Gültekin YILDIZ’ın kanatlılarda pektin kullanımı ve etkileri konulu bir yazı dizisidir. Yazı dizisi diyorum. Zira, Sayın Prof. Dr. Gültekin YILDIZ Hocamızın konu ile ilgili geniş birikintisinin sizlere yeterince ulaştırılması için kapsamlı bir şekilde ele alındığı pektinin kullanımı, kanatlılarda pektin kul-lanımına bağlı organizma gelişen olumlu ve olumsuz gelişmelerin yer aldığı eserin sizlere kısaltmadan su-nulabilmesi ve bu bilgilerin doyurucu olması açısın-dan, eserin dergimizde iki bölümde ele almayı uygun bulduğumuz içindir.

Bir diğer makale, yine Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Fizyoloji Anabilim Dalı, Öğretim Elemanı Dr. Hakan ÖZTÜRK tarafından çevrilen, kanatlılarda yeşil yem tüketimi ve bunların gün ışı etkisi, mev-simsel etkiler ve yumurtaya etkisinin araştırıldığı gü-zel bir makaledir.

Umarım dergimizin bu sayısı da siz sayın okuyucula-rımız beğenisini kazanacak ve okuduğunuz her say-fasında bilgi birikiminize katkı sağlayacak ve aynı zamanda da zevk alacağınız bir dergi olmuştur.

Saygılarımla,

BaşyazıBaşyazı

Prof. Dr. U. Tansel ŞİRELİ

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

Page 4: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında

MEKTUP ANKARA2 Yıl: 2010 Cilt: 8 Sayı: 4

Veteriner Tavukçuluk Derneği’nin yayın organıdır.

Yılda 4 kez 3 ayda bir yayımlanır.

Veteriner Tavukçuluk Derneği

Adına Sahibi

Prof. Dr. Ahmet ERGÜN

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

Prof. Dr. U. Tansel ŞİRELİ

Yayın Kurulu

Prof. Dr. Mehmet AKAN

Doç. Dr. Erol ŞENGÖR

Dr. Serdar ERTAŞ

Uzman Vet. Hek. Mücteba BİNİCİ

Vet. Hek. Ekrem T. YÜCESAN

İdare Yazışma Adresi

Arama Sokak No: 20/D

Aydınlıkevler - ANKARA

Tel: 0312 517 25 65

Faks: 0312 517 25 65

Banka Hesapları

REKLAM GELİRLERİ

Türkiye İş Bankası

Dışkapı Şubesi 4206 932790

ÜYE AİDATLARI

Türkiye İş Bankası

Dışkapı Şubesi 4206 917468

Dergide yayımlanan yazıların

sorumluluğu yazarlarına aittir.

Alıntı Yapılamaz.

Grafik Tasarım ve Baskı

Elma Teknik Basım Matbaacılık

Tel: 0312 229 92 65 • Faks: 0312 231 67 06

Basım Tarihi: 10.11.2010

Page 5: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında

MEKTUP ANKARA 3Yıl: 2010 Cilt: 8 Sayı: 4

Sektörün gelişme durumu ve bugün ulaştığı seviye

1990 yılında 217 bin ton üretim seviyesinde olan ka-natlı eti sektörü, 2000 yılında 752 bin ton, 2009 yı-lında 1 milyon 345 bin ton düzeyine ulaşmıştır. 2009 yılı kanatlı eti üretiminin 1 milyon 250 bin ton piliç eti, 35.000 ton hindi eti, 60.000 ton çıkma tavuk ve diğer kanatlı etleri olmak üzere toplam 1 milyon 345 bin ton seviyesinde olduğu kabul edilmektedir.

1990 yılından 2009 yılına kadar geçen 20 yıllık süre-de kanatlı eti üretimi 6,2 kat artmıştır. Kişi başına kanatlı eti tüketimi de 1990 yılında 3,8 kg/yıl iken, 2009 yılında 17,4 kg/yıl seviyesine çıkmıştır. 20 yıllık süreçte ülke nüfusu yaklaşık 16 milyon artmış olma-sına rağmen, kişi başına yıllık kanatlı eti tüketimi 4,6 kat artış göstermiştir.

2009 yılı üretilen tahmini 1 milyon 250 bin ton piliç etinin 81.632 tonu ihraç edilmiştir. Başka bir ifade ile 2009 yılında piliç eti üretimimizin %6,5 kadarı ih-raç edilmiş, %93 kadarı iç pazarda satılmış ve tüke-tilmiştir.

Ülkemizdeki piliç eti ve hindi eti üretiminin %90’ından fazlası modern entegre firmalar tarafından gerçek-

leştirilmektedir. Kanatlı eti üretimi ve kesimhaneleri görevli Bakanlıklar tarafından en fazla sıklıkla de-netlenen kuruluş ve tesislerdir. Teknoloji ve hijyen açısından gelişmiş ülkeler ayarında üretim yaptığı-mızı söyleyebiliriz

Sektörün ülke ekonomisine katkısı

Sektörde yaklaşık 11.350 adet etlik piliç kümesi mevcuttur. Kanatlı eti ve ticari yumurta üretiminde yaklaşık 500.000 kişinin (üretici çiftçi, sektörle ilgili esnaf, yem, ilaç, yan sanayi, nakliye, pazarlama da-hil) istihdam edildiği tahmin edilmektedir. Sektörden geçimini sağlayan insan sayısı (bu kişilerin ortalama 4 kişilik bir aile sahibi oldukları varsayıldığında) yak-laşık 2 milyon kişidir.

Sadece kanatlı eti sektörünün yıllık cirosu 3,5 milyar ABD Doları civarındadır.

Kanatlı eti üretim durumu ve büyüme hızı

Kanatlı Eti Üretim ve Tüketim Miktarları Tablosunun incelenmesinden anlaşılacağı üzere ekonomik kriz yaşanan 2001 yılı ile kuş gribinin etkin olduğu 2006 yılları dışında kalan yıllarda kanatlı eti sektörü az veya çok hep büyümüştür. 1990-2000 yılları arasın-

Kanatlı Eti Sektörüne Bir Bakış

Makale

Yüce CANOLER

Beyaz Et Sanayicileri Derneği (BESD-BİR) Genel Sekreter E-Posta: [email protected]

KANATLI ET ÜRET M VE TÜKET M M KTARLARI

Piliç Eti Hindi Eti Köy ve Yum. Toplam Üretim hracat Ki i

YILLAR Üretimi Üretimi (*) Tavuklar Kanatl Eti Art thalat Nüfus Ba na

Di .Kanatl Eti Üretimi Fark Tüketim

(Ton) (Ton) (Ton) (Ton) (%) (Ton) (1000) (Kg/Yl)

2000 662.096 23.265 67.021 752.382 14,68 1.854 67.896 11,05

2001 592.567 38.991 41.813 673.371 10,50 12.416 68.838 9,60

2002 620.581 24.582 60.043 705.206 4,73 6.909 69.000 10,12

2003 768.012 34.078 51.255 853.345 21,01 9.175 69.400 12,16

2004 940.889 46.248 58.295 1.045.432 22,51 11.711 69.800 14,81

2005 978.400 53.530 52.850 1.084.780 3,76 30.922 70.100 15,03

2006 945.779 45.750 40.250 1.031.779 4,89 17.832 70.300 14,42

2007 1.012.000 33.000 55.000 1.100.000 6,61 24.775 70.586 15,23

2008 1.170.000 35.000 57.000 1.262.000 14,73 50.235 71.517 16,94

2009 1.250.000 35.000 60.000 1.345.000 6,58 82.585 72.561 17,40

Kaynak: 1)BESD B R 2)Nüfus TÜ K ylsonu de erleri

2004 2009 KANATLI ET VE SAKATATI HRACATI VE DE ER (1000USD)

ÜRÜN ADI 2004 2005 2006 2007 2008 2009

TON USD TON USD TON USD TON USD KG USD KG USD

Tavuk eti toplam 11.096 10.751 28.940 24.267 20.515 17.905 24.775 22.485 48.005 58.971 81.632 121.050

Tavukaya Topl. 17.339 8.151 15.710 8.695 18.971 10.081 26.175 21.382 30.550 26.668 32.511 30.330

Hindi eti toplam 615 854 1.983 1.685 319 200 808 544 1.297 1.630 956 1.214

TOPLAM 29.050 19.756 46.633 34.647 39.805 28.186 51.758 44.411 79.852 87.269 115.099 152.594

ÜRÜN ADIDE M %

M KTAR DE ER

Tavuk eti ve sakatat toplam 7,56 21,19

Tavuk aya toplam 7,25 35,89

Hindi eti toplam 33,37 57,53

TOPLAM KANATLI ET VE SAKATATI 7,11 23,13

ÜRÜN ADI SEK Z AYLIK TOPLAM

KG USD

2009 YILI

Tavuk eti toplam 54.712.539 78.272.046

Tavuk aya toplam 19.658.400 17.519.299

Hindi eti toplam 673.257 900.329

TOPLAM KANATLI ET VE SAKATATI 75.044.196 96.691.675

2010 YILI

Tavuk eti toplam 58.849.251 94.864.175

Tavuk aya toplam 21.083.396 23.808.307

Hindi eti toplam 448.580 382.290

TOPLAM KANATLI ET VE SAKATATI 80.381.227 119.054.772

Page 6: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında

MEKTUP ANKARA4 Yıl: 2010 Cilt: 8 Sayı: 4

da yılda ortalama %14 büyüyen sektörün 2001-2009 yılında da her yıl ortalama %7 oranında büyüdüğünü söyleyebiliriz. 1990-2009 arası 19 yıllık süreçte yıl-lık ortalama büyümenin %11 olduğunu görüyoruz. Bu büyüme hızı, ilk 10 sene sonrasında yarıya düşmüş olmasına rağmen birçok sektörü kıskandıracak bir gelişme düzeyini ifade etmektedir.

Son 20 yıllık süreçte her yıl giderek azalan kırmızı et üretiminin beslenmemizde yarattığı hayvansal prote-in açığı, kanatlı eti üretim artışı sayesinde nispeten dengelenebilmiştir. Son yıllarda kırmızı ette yaşanan sıkıntılar ve yükselen fiyatlar, tüketicinin kanatlı etine yönelmesine ve tüketimin artmasına sebep ol-muştur. Ayrıca ülke nüfusunun sürekli artışı üretimin de buna paralel artmasını zorunlu kılmaktadır.

Uluslararası kaynakların 2006 yılı verilerine göre Türkiye tavuk eti üretiminde Dünyada 17. sıradadır. Piliç eti tüketimi Dünya sıralamasında Türkiye 2005 yılı verilerine göre yılda 13,2 kg tüketimle 75. sıra-da yer almaktadır. Aynı tabloda, İsrail ve Bahamalar yılda 54,5kg, ABD 44,3 kg, Birleşik Arap Emirlikleri 42,6 kg piliç eti tüketimiyle ilk sıraları almaktadır. Bizim hesaplamalarımıza göre 2009 yılı kişi başına toplam kanatlı eti tüketimimiz 17,40 kg’a ulaşmıştır. AB kanatlı eti kişi başına tüketimi yılda ortalama 24 kg olup ilk ulaşmamız gereken hedef de bu dur.

Kanatlı eti dış ticareti

İthalat: Kanatlı eti ithalatı uzun zamandır yok de-necek kadar azdır. Ancak, her yıl 5-6 milyon adet damızlık civciv ithalatı yapılmaktadır. Yem hammad-delerinden önemli yer tutan soya fasulyesi ve soya küspesinin hemen hemen tamamına yakınını ithalat yoluyla temin edilmektedir. Aşı-ilaç ve premiks ihti-yacımızın da tamamına yakınını dışardan satın aldı-ğımız herkesçe malumdur.

İhracat: 2009 yılında toplam kanatlı eti ihracatımız 2008’e oranla yüzde 44 artmıştır. 2009’da 115 bin ton kanatlı eti ve sakatatı ihracatı yapılırken yakla-şık 153 milyon dolar gelir elde edilmiştir. Kanatlı eti üretiminin yurt içinde artan önemine paralel olarak ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı-ğını söyleyebiliriz.

2008-2009 yıllarında en fazla ihracat yaptığımız ül-kelerin başında Irak bulunmaktadır. Irak’a yapılan ihracat 2008 yılında 9.150 ton, 2009 yılında 50.650 ton olmuştur. İkinci ve üçüncü sıraları Azerbeycan ve Tacikistan almakta, Bosna-Hersek ve Özbekistan on-ları takip etmektedir. Bizim bir de yan ürün olarak elde ettiğimiz tavukayağı var. 2008 yılında 30.550 ton, 2009 yılında 32.500 ton tavukayağı Vietnam, Çin Halk Cumhuriyeti ve Hong-Kong’a ihraç edilmiştir.

Genel toplama baktığımızda 2010 yılı ilk sekiz ayında kanatlı eti ihracatımız miktar olarak %7,11 değer olarak da 23,13 artmıştır.

Makale

����������������������������������

����

����

����

����

����

�����

�����

�����

�����

�����

�����

���� ���� ���� ���� ���� ���� ���� ���� ���� ���� ���� ���� ���� ���� ���� ���� ���� ���� ���� ����

Page 7: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında

MEKTUP ANKARA 5Yıl: 2010 Cilt: 8 Sayı: 4

2009-2010 İlk Sekiz Ayın Değişim Oranları %

İçinde bulunduğumuz yılın ilk sekizı ayını geçen yılın aynı dönemiyle mukayeseye ettiğimizde karşımıza çıkan tablo aşağıdadır.

2009 yılında toplam kanatlı eti ihracatımız 2008’e oranla yüzde 44 artmıştır. 2009’da 115 bin ton ka-natlı eti ve sakatatı ihracatı yapılırken yaklaşık 153 milyon dolar gelir elde edilmiştir. Türkiye’den yurt dışına 81,6 bin ton tavuk eti, 32,5 bin ton tavukaya-ğı, 953 ton da hindi eti ihracatı gerçekleştirilmiştir.

2009-2010 İlk Sekiz Ayın Toplam İhracat Miktarları

Tavuk eti ihracatından 121 milyon, tavukayağından 30 milyon, hindi etinden ise 1 milyon dolar gelir sağ-lanmıştır.

2009 yılında toplam kanatlı eti ihracatımız 2008’e oranla yüzde 44 artmıştır. 2009’da 115 bin ton ka-natlı eti ve sakatatı ihracatı yapılırken yaklaşık 153 milyon dolar gelir elde edilmiştir. Türkiye’den yurt dışına 81,6 bin ton tavuk eti, 32,5 bin ton tavukaya-

ğı, 953 ton da hindi eti ihracatı gerçekleştirilmiştir. Tavuk eti ihracatından 121 milyon, tavukayağından 30 milyon, hindi etinden ise 1 milyon dolar gelir sağ-lanmıştır.

İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar

2008-2009 yıllarında en fazla ihracat yaptığımız ül-kelerin başında Irak bulunmaktadır. Irak’a yapılan ihracat 2008 yılında 9.150 ton, 2009 yılında 50.650 ton olmuştur. İkinci ve üçüncü sıraları Azerbeycan ve Tacikistan almakta, Bosna-Hersek ve Özbekistan on-ları takip etmektedir. Bizim bir de yan ürün olarak elde ettiğimiz tavukayağımız var. 2008 yılında 30.550 ton, 2009 yılında 32.500 ton tavukayağı Vietnam, Çin Halk Cumhuriyeti ve Hong-Kong’a ihraç edilmiştir.

2010 yılının ilk 8 ayında Irak’a yapılan ihracatımız 37.146 tonu bulmuştur. İlk 8 ayda yapılan toplam kanatlı eti ve sakatatı ihracatımız 87.201 tonu bul-muştur.

Makale

KANATLI ET ÜRET M VE TÜKET M M KTARLARI

Piliç Eti Hindi Eti Köy ve Yum. Toplam Üretim hracat Ki i

YILLAR Üretimi Üretimi (*) Tavuklar Kanatl Eti Art thalat Nüfus Ba na

Di .Kanatl Eti Üretimi Fark Tüketim

(Ton) (Ton) (Ton) (Ton) (%) (Ton) (1000) (Kg/Yl)

2000 662.096 23.265 67.021 752.382 14,68 1.854 67.896 11,05

2001 592.567 38.991 41.813 673.371 10,50 12.416 68.838 9,60

2002 620.581 24.582 60.043 705.206 4,73 6.909 69.000 10,12

2003 768.012 34.078 51.255 853.345 21,01 9.175 69.400 12,16

2004 940.889 46.248 58.295 1.045.432 22,51 11.711 69.800 14,81

2005 978.400 53.530 52.850 1.084.780 3,76 30.922 70.100 15,03

2006 945.779 45.750 40.250 1.031.779 4,89 17.832 70.300 14,42

2007 1.012.000 33.000 55.000 1.100.000 6,61 24.775 70.586 15,23

2008 1.170.000 35.000 57.000 1.262.000 14,73 50.235 71.517 16,94

2009 1.250.000 35.000 60.000 1.345.000 6,58 82.585 72.561 17,40

Kaynak: 1)BESD B R 2)Nüfus TÜ K ylsonu de erleri

2004 2009 KANATLI ET VE SAKATATI HRACATI VE DE ER (1000USD)

ÜRÜN ADI 2004 2005 2006 2007 2008 2009

TON USD TON USD TON USD TON USD KG USD KG USD

Tavuk eti toplam 11.096 10.751 28.940 24.267 20.515 17.905 24.775 22.485 48.005 58.971 81.632 121.050

Tavukaya Topl. 17.339 8.151 15.710 8.695 18.971 10.081 26.175 21.382 30.550 26.668 32.511 30.330

Hindi eti toplam 615 854 1.983 1.685 319 200 808 544 1.297 1.630 956 1.214

TOPLAM 29.050 19.756 46.633 34.647 39.805 28.186 51.758 44.411 79.852 87.269 115.099 152.594

ÜRÜN ADIDE M %

M KTAR DE ER

Tavuk eti ve sakatat toplam 7,56 21,19

Tavuk aya toplam 7,25 35,89

Hindi eti toplam 33,37 57,53

TOPLAM KANATLI ET VE SAKATATI 7,11 23,13

ÜRÜN ADI SEK Z AYLIK TOPLAM

KG USD

2009 YILI

Tavuk eti toplam 54.712.539 78.272.046

Tavuk aya toplam 19.658.400 17.519.299

Hindi eti toplam 673.257 900.329

TOPLAM KANATLI ET VE SAKATATI 75.044.196 96.691.675

2010 YILI

Tavuk eti toplam 58.849.251 94.864.175

Tavuk aya toplam 21.083.396 23.808.307

Hindi eti toplam 448.580 382.290

TOPLAM KANATLI ET VE SAKATATI 80.381.227 119.054.772

KANATLI ET ÜRET M VE TÜKET M M KTARLARI

Piliç Eti Hindi Eti Köy ve Yum. Toplam Üretim hracat Ki i

YILLAR Üretimi Üretimi (*) Tavuklar Kanatl Eti Art thalat Nüfus Ba na

Di .Kanatl Eti Üretimi Fark Tüketim

(Ton) (Ton) (Ton) (Ton) (%) (Ton) (1000) (Kg/Yl)

2000 662.096 23.265 67.021 752.382 14,68 1.854 67.896 11,05

2001 592.567 38.991 41.813 673.371 10,50 12.416 68.838 9,60

2002 620.581 24.582 60.043 705.206 4,73 6.909 69.000 10,12

2003 768.012 34.078 51.255 853.345 21,01 9.175 69.400 12,16

2004 940.889 46.248 58.295 1.045.432 22,51 11.711 69.800 14,81

2005 978.400 53.530 52.850 1.084.780 3,76 30.922 70.100 15,03

2006 945.779 45.750 40.250 1.031.779 4,89 17.832 70.300 14,42

2007 1.012.000 33.000 55.000 1.100.000 6,61 24.775 70.586 15,23

2008 1.170.000 35.000 57.000 1.262.000 14,73 50.235 71.517 16,94

2009 1.250.000 35.000 60.000 1.345.000 6,58 82.585 72.561 17,40

Kaynak: 1)BESD B R 2)Nüfus TÜ K ylsonu de erleri

2004 2009 KANATLI ET VE SAKATATI HRACATI VE DE ER (1000USD)

ÜRÜN ADI 2004 2005 2006 2007 2008 2009

TON USD TON USD TON USD TON USD KG USD KG USD

Tavuk eti toplam 11.096 10.751 28.940 24.267 20.515 17.905 24.775 22.485 48.005 58.971 81.632 121.050

Tavukaya Topl. 17.339 8.151 15.710 8.695 18.971 10.081 26.175 21.382 30.550 26.668 32.511 30.330

Hindi eti toplam 615 854 1.983 1.685 319 200 808 544 1.297 1.630 956 1.214

TOPLAM 29.050 19.756 46.633 34.647 39.805 28.186 51.758 44.411 79.852 87.269 115.099 152.594

ÜRÜN ADIDE M %

M KTAR DE ER

Tavuk eti ve sakatat toplam 7,56 21,19

Tavuk aya toplam 7,25 35,89

Hindi eti toplam 33,37 57,53

TOPLAM KANATLI ET VE SAKATATI 7,11 23,13

ÜRÜN ADI SEK Z AYLIK TOPLAM

KG USD

2009 YILI

Tavuk eti toplam 54.712.539 78.272.046

Tavuk aya toplam 19.658.400 17.519.299

Hindi eti toplam 673.257 900.329

TOPLAM KANATLI ET VE SAKATATI 75.044.196 96.691.675

2010 YILI

Tavuk eti toplam 58.849.251 94.864.175

Tavuk aya toplam 21.083.396 23.808.307

Hindi eti toplam 448.580 382.290

TOPLAM KANATLI ET VE SAKATATI 80.381.227 119.054.772

KANATLI ET ÜRET M VE TÜKET M M KTARLARI

Piliç Eti Hindi Eti Köy ve Yum. Toplam Üretim hracat Ki i

YILLAR Üretimi Üretimi (*) Tavuklar Kanatl Eti Art thalat Nüfus Ba na

Di .Kanatl Eti Üretimi Fark Tüketim

(Ton) (Ton) (Ton) (Ton) (%) (Ton) (1000) (Kg/Yl)

2000 662.096 23.265 67.021 752.382 14,68 1.854 67.896 11,05

2001 592.567 38.991 41.813 673.371 10,50 12.416 68.838 9,60

2002 620.581 24.582 60.043 705.206 4,73 6.909 69.000 10,12

2003 768.012 34.078 51.255 853.345 21,01 9.175 69.400 12,16

2004 940.889 46.248 58.295 1.045.432 22,51 11.711 69.800 14,81

2005 978.400 53.530 52.850 1.084.780 3,76 30.922 70.100 15,03

2006 945.779 45.750 40.250 1.031.779 4,89 17.832 70.300 14,42

2007 1.012.000 33.000 55.000 1.100.000 6,61 24.775 70.586 15,23

2008 1.170.000 35.000 57.000 1.262.000 14,73 50.235 71.517 16,94

2009 1.250.000 35.000 60.000 1.345.000 6,58 82.585 72.561 17,40

Kaynak: 1)BESD B R 2)Nüfus TÜ K ylsonu de erleri

2004 2009 KANATLI ET VE SAKATATI HRACATI VE DE ER (1000USD)

ÜRÜN ADI 2004 2005 2006 2007 2008 2009

TON USD TON USD TON USD TON USD KG USD KG USD

Tavuk eti toplam 11.096 10.751 28.940 24.267 20.515 17.905 24.775 22.485 48.005 58.971 81.632 121.050

Tavukaya Topl. 17.339 8.151 15.710 8.695 18.971 10.081 26.175 21.382 30.550 26.668 32.511 30.330

Hindi eti toplam 615 854 1.983 1.685 319 200 808 544 1.297 1.630 956 1.214

TOPLAM 29.050 19.756 46.633 34.647 39.805 28.186 51.758 44.411 79.852 87.269 115.099 152.594

ÜRÜN ADIDE M %

M KTAR DE ER

Tavuk eti ve sakatat toplam 7,56 21,19

Tavuk aya toplam 7,25 35,89

Hindi eti toplam 33,37 57,53

TOPLAM KANATLI ET VE SAKATATI 7,11 23,13

ÜRÜN ADI SEK Z AYLIK TOPLAM

KG USD

2009 YILI

Tavuk eti toplam 54.712.539 78.272.046

Tavuk aya toplam 19.658.400 17.519.299

Hindi eti toplam 673.257 900.329

TOPLAM KANATLI ET VE SAKATATI 75.044.196 96.691.675

2010 YILI

Tavuk eti toplam 58.849.251 94.864.175

Tavuk aya toplam 21.083.396 23.808.307

Hindi eti toplam 448.580 382.290

TOPLAM KANATLI ET VE SAKATATI 80.381.227 119.054.772

Tilmix-23x31.5cm.indd 1 10/11/10 3:34:57 PM

Page 8: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında

MEKTUP ANKARA6 Yıl: 2010 Cilt: 8 Sayı: 4

Mevcut ihracat pazarlarımızı geliştirmek ilk hedefi-mizdir. Bunun yanında, mevcut pazarımızı büyütmek, Ortadoğu ve yakın çevremizde bulunan ve büyük miktarlarda kanatlı eti ithalatı yapan ülkeleri paza-rımızı eklemek ikinci hedefimizdir Rusya Federasyo-nu, İran, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Ürdün, Lübnan, Yemen, Mısır, Kuzey Afrika Ülkeleri hedef pazarlarımız arasındadır. Bu ülkelerin bir kısmından davetimiz üzerine teknik heyetler ül-kemizi ziyaret ederek tesislerimizi gezmişlerdir. Aynı şekilde Resmi kanaldan yeni heyet davetlerimiz sür-dürülmektedir. Kanatlı eti üreten firmalarımız hedef ülkelerde düzenlenen gıda fuarlarına katılmakta, ürünlerini tanıtmaktadırlar.

İhracatta Türkiye’ye rakip ülkeler ve ihracat destekleri

Dünya toplam kanatlı eti ihracatının üçte biri Türkiye’nin yakın çevresindeki Ortadoğu, körfez ül-keleri ve Rusya Federasyonuna yapılmaktadır. Dünya kanatlı eti ihracatı yapan ülkelerin başında Brezilya ve ikinci sırada ABD gelmektedir. AB ülkeleri de bu pazardaki rakiplerimizden biridir. Türkiye’nin mer-kezinde bulunduğu bu bölgede, Brezilya çok düşük üretim maliyetleriyle pazardan en büyük payı alırken ABD 600 $/ton, AB ise 300-550 €/ton ihracat destek-leriyle ayni pazardan pay almayı başarmaktadırlar. Türkiye’de kanatlı eti ihracatı yapanlar sadece 26 $/ton ihracat teşviki alabilmektedir. Mevcut ihracat teşvikiyle bu pazara girebilmek, dev ülkelerle reka-bet ederek pazardan bir pay alabilmek çok zordur. Biz, pazara yakınlık, taze ürün ve küçük partiler ha-linde mal sevk etmek, dini inanç birliği gibi avantaj-ları kullanarak pazara girme azmindeyiz.

Sektörün hedefleri ve yatırım projeleri

Kişi başına tüketilen kanatlı eti miktarını 17,4 kg/yıl seviyesinden, AB’nin ortalaması olan 24 kg/yıl seviyesine çıkarabilmek sektörümüzün ilk hedefleri arasındadır. Isıl işlem görmüş ileri işlenmiş kanatlı eti ürünlerinin tüketimini ve iç pazardaki payını da hızla artırmak istiyoruz. Türkiye’deki hijyenik üre-tim uygulamaları ve lezzetli ürünleri, dış pazarda hala avantaj sağlayabilmektedir. Potansiyel pazar olarak hedeflenen ülkelerle ikili ilişkiler bazında gi-rişimler güçlendirilmelidir. Uluslararası gıda güven-liği, hayvan sağlığı gibi standartlarda yeterliliğimizi güçlendirmeye devam edilmeliyiz.Kanatlı eti toplam üretiminin %5-6’sı kadar olan ihracat oranının kısa sürede %10’un üzerine çıkarmayı amaçlıyoruz. Üre-tim teknolojisi bakımından Dünya ortalamasının üze-

rinde bir yere sahibiz. Bu seviyeyi korumak, hatta daha iyileştirmek için teknolojik yenilikleri yakından takip etmek ve yeni yatırımlara imkan yaratmak ge-reklidir

Her yıl artan iç tüketim ve ihracat talepleri, bugün ulaştığımız üretim seviyesi dikkate alındığında yeni, büyük kapasiteli, son teknolojiye göre yapılmış kü-meslere ihtiyaç olduğu açıklıkla görülmektedir. Yeni damızlık tesisleri, yetiştirme kümesleri, kuluçkaha-neler, yem fabrikaları ve son teknolojiye sahip ke-simhaneleri planlayıp bir-iki yılda gerçekleştirmemiz gerekecektir. 2010 Ocak ayında çıkan Kararname ile T.C. Ziraat Bankasından %50 faiz indirimli tavukçuluk yatırım ve işletme kredisi yeni kümeslerin yapılma-sı, mevcutların modernizasyonu ve entegrelere yeni ilavelerin yapılmasında çok yararlı olacaktır.

Yeni kümes yapımı konusunda birçok girişimler bu-lunduğu bilinmekle beraber bazı güçlüklerle karşı-laşıldığı üzülerek görülmektedir. 3194 sayılı İmar Kanununda tarım arazileri üzerinde toplam alanın %40’ına kadar inşaat yapılmasına izin verilirken 31 ilde uygulanmakta olan Çevre Düzeni Planı çerçe-vesinde mutlak tarım arazisinin ancak %5’ine inşaat izni verilmektedir. Bu durum mevcut tesislerin yanı-na yenilerinin yapılmasına engel olduğu gibi, küçük parsellerde yapılacak kümeslerin kapasitelerini de küçültmektedir. Sorun giderilmeli ve İmar Kanunu çerçevesinde %40 inşaat alanı uygulanmalıdır. Aksi takdirde büyümek ,artacak olan iç talebi karşılamak ve ihracat yapmak mümkün olmayacaktır.

Özellikle son senelerde Çevre ve Orman Bakanlığı-nın pratiğe uymayan kriterleri, sektörün gelişmesini sınırlayan, uzun süren bürokratik işlemlerle yatırım-ları geciktiren uygulamaları bizi zorlamaktadır. Bu sorunların giderilebilmesi için Bakanlık+Sektör tem-silcilerinin birlikte çalışıp uygun çözümler bulmaları mümkündür.

Sektörün sorunlarına pek değinmedim ama bu tu-tumumuz her şeyi tozpembe gördüğümüz şeklinde algılanmamalı. Derginin boyutları çerçevesine şim-dilik bu kadarını sığdırabileceğimi düşünerek yazımı kaleme aldım. Bu köşeyi kanatlı eti sektörünü tem-silen Besd-Bir’e ayıran Veteriner Tavukçuluk Derneği yöneticilerine ve Mektup Ankara Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürüne çok teşekkür eder okuyucularıma saygılar sunarım.

Makale

Page 9: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında
Page 10: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında

MEKTUP ANKARA8 Yıl: 2010 Cilt: 8 Sayı: 4

Giriş

Pektin, yunanca pektos “donmuş, katılaşmış” anla-mındadır. Franz (1985), kimyasal ve yapısal özellik-lerine göre pektini üç gruba ayırmıştır.

- Pektin asiti: D – Poligalakturonik asit olup genel-de esterleşmemiştir (Şekil 1a).

- Pektinik asit: Yüksek oranda esterleşmiş serbest karboksil gruplu D – Poligalakturonik asittir (Es-terleşme = Metanol ile) (Şekil 1b).

- Protopektin: Ramnoz ve şeker zincirli D – Poliga-lakturonik asittir. Ekseriyetle de galaktoz (galak-tan) veya arabinoz (arabinan) içerir (Şekil 1c). Ksiloz da bu bağlantılara katılabilmektedir. Joslyn (1962) protopektin bağlantısını tek tek açıklamış-tır.

Pektin karboksil grupları arasında ve diğer polisak-karitler (selüloz, hemisellüloz) ile ligninin hidroksil grupları arasında ester bağlarında, polimerler ara-sında dolgu fonksiyonu olarak yer alır. Pektinin kar-boksil grupları arasında çok değerli iyonlar (Mg, Ca, Fe) bağlanmıştır.

Pektinin kendi ağırlığının 20 katı kadar suyu tuta-bildiği tespit edilmiştir (Eastwood, 1973). Vizkozite özelliği özellikle bağırsak kanalındaki kimusun akı-

şını etkiler. Düşük esterleşme derecesindeki pektin kuvvetli jel teşkil eder. Pektinin jel teşkili ise gıda teknolojisinde çok yönlü olarak değerlendirilir.

Yemlerde Pektin Miktarı

Pektin, galakturonik asit polimerlerinden olup kar-bonhidrat yapısındadır. Birçok yem maddesinde (çavdar kırması, nişasta, kepek), şeker pancarı ve posalarda, narenciye meyvelerinde yoğun olarak yer alır (Tablo 1). Normal kanatlı yemlerinde ¬%2 - 4,5 oranında poligalakturonik asit bulunur ve bu düzey yaklaşık %4-8 pektine karşılık gelir (Orth, 1985).

Kanatlılarda pektin sınırlayıcı faktördür (Vohra ve Kratzer, 1964). Bu durum özellikle pektince zen-gin buğdaygillerin (çavdar, tritikale), legüminozlar veya kök ve yumruların (tapiyoka, patates gibi) yan ürünlerinin karma yemlerde kullanımında açığa çık-maktadır. Kanatlı karma yemlerinde ortalama pektin düzeyi %4’ün üzerine çıktığında kanatlı yetiştiricili-ğinde problemler oluşmaktadır.

Pektinin yem tüketimi üzerine etkisi

Pektin ilaveleri ile yem tüketiminin gerilediği, yu-murta veriminin düştüğü, tavuk dışkısının sulan-dığı gösterilmiştir (Orth,1985; Romruen,1987; Staderman,1989; Rackow,1990).

Makale

Kanatlılarda Pektin Kullanımı ve Etkileri - 1 Prof. Dr. Gültekin YILDIZ

Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye.

E-Mail: [email protected].

ekil 1a: Pektin asiti ekil 1b: Pektinik asit

ekil 1c: Protopektin

Tablo 1. Bitkisel yemlerde pektin miktarlar

Yem % pektin Yem % pektin Yem % pektin

Msr 0,2 Patates 1,6 Yemlik pancar 11,0

Arpa 0,6 Bezelye 2,2 Luzerne 18,2

Yulaf 0,7 Soya küspesi 1,1 Çayr otu 6,5

Bu day 1,3 Çavdar kepe i 0,8 Kurutulmu eker

pancar posas 25,0 Tritikale 0,4 Bu day kepe i 1,4

Çavdar 0,3 Havuç 7,5-9,8

Tablo 2. Yumurta tavuklarnda rasyonda artan düzeyde pektin ilavesine ba l yem tüketiminde azalma miktar,%

Yazar % pektin ilavesi / yem tüketimin de azalma, %

2 4 6 8 12

Yüksek esterli:

Orth (1985) 17,6 43,4 56,4

Romruen (1987) 4,2 22,3 45,0

Stadermann ve ark. (1992) 29,2

Dü ük esterli:

Rackow (1990) 23,0

Stadermann (1989) 0,0 8,6 26,4

Tablo 3. Yumurta tavuklarnda pektin dozuna ba l su tüketiminde art düzeyi, %

Yazar pektin dozu, %

2 4 6

Yüksek esterli:

Romruen (1987) 39,3 52,4 47,5

Stadermann ve ark. (1992) 27,3

Dü ük esterli:

Stadermann (1989) 43,7 63,8 64,5

Rackow (1990) 53,8

Page 11: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında

MEKTUP ANKARA 9Yıl: 2010 Cilt: 8 Sayı: 4

Makale

Pektin tüketiminde esterleşme ve dereceleri önemli faktördür. Düşük esterli pektin ilavesi yem tüketi-mini önemsiz düzeyde düşürmüştür (Stadermann, 1989). Rasyona %4’e kadar pektin ilavesi ile sınırlı bir etki gözlenirken, yüksek esterli pektinin %6 ilave-sinde yem tüketiminin belirgin bir şekilde gerilediği belirlenmiştir (Stadermann ve ark., 1992) (Tablo 2).

Kratzer ve ark. (1967) ile Patel ve ark. (1981) broiler rasyonuna %2 pektin ilavesinde yem tüketiminin geri-lediğini, Ricke ve ark. (1982) ise %4 ve %8 pektin ila-vesinin yem tüketimini %27- 46 oranında gerilettiğini tespit ettiler. Bu araştırmalar artan pektin düzeyinin yem tüketimini sınırladığını gösterir. Yumurtacılarda da Stadermann ve ark. (1992) %6 pektin ilavesinde yem tüketiminde %29.2 lik azalma gözlemlemişlerdir.

Esterleşme derecesi yem tüketiminin gerilemesinde önemli rol oynayan bir ölçüdür. Stadermann ve ark. (1992) narenciye ürünlerinden kaynaklanan pektin ilavesinde %73 galakturonik asit saptamışlardır. Bu yüksek esterleşmiş pektin %72 esterleşme derecesi vermekte ve %10,6 metoksil grup içermektedir. Dü-şük esterleşme derecesindeki pektin ise %37 ester-leşir ve %5,6 metoksil grup içerir. Düşük esterleşme derecesindeki pektin ilavesi yem tüketiminde sınırlı bir azalmadan sorumludur.

Romruen (1987) yüksek esterleşme gösteren pektin içeren yemlerin yumurtacı yemlerine ilavesinde ga-galara önemli düzeyde yapıştığını gözlemlemiştir.

Diğer taraftan hayvanlarda refah azalması, fazla miktarda su tüketimi ve dışkının sulanması gözlenir. Sonuçta mide – bağırsak kanalında kuvvetli vizkozite artışı ile içerik sulanması görülür. Sindirim kanalının dolma derecesi etkilenir ve bu da yem tüketimini geriletir. Pektin miktarına bağlı yem tüketimi azalışı %2 pektin ilavesinde istatistik açıdan önemli bir ge-rilemedir.

Pektinin su tüketimi üzerine etkisi

Yumurtacılarda pektin ilavesinin yem tüketimi aza-lışı, su tüketimi artışına etkisi olduğunu Eley ve Hoffmann (1949) bildirmiş, pektinin yapışma özelli-ği sonu gagaların temizlenmesi için fazla su kaybı olduğunu söylemişlerdir. Ayrıca kümes ortamını da etkilemektedir. Orth (1985) pektine bağlı, Romruen (1987), Stadermann (1989), Rackow (1990) ve Sta-dermann ve ark. (1992) ise ilave dozuna bağlı yüksek su tüketimi gözlemlemişlerdir (Tablo 2).

Tablo 3. Yumurta tavuklarında pektin dozuna bağlı su tüketiminde artış

düzeyi, %

ekil 1a: Pektin asiti ekil 1b: Pektinik asit

ekil 1c: Protopektin

Tablo 1. Bitkisel yemlerde pektin miktarlar

Yem % pektin Yem % pektin Yem % pektin

Msr 0,2 Patates 1,6 Yemlik pancar 11,0

Arpa 0,6 Bezelye 2,2 Luzerne 18,2

Yulaf 0,7 Soya küspesi 1,1 Çayr otu 6,5

Bu day 1,3 Çavdar kepe i 0,8 Kurutulmu eker

pancar posas 25,0 Tritikale 0,4 Bu day kepe i 1,4

Çavdar 0,3 Havuç 7,5-9,8

Tablo 2. Yumurta tavuklarnda rasyonda artan düzeyde pektin ilavesine ba l yem tüketiminde azalma miktar,%

Yazar % pektin ilavesi / yem tüketimin de azalma, %

2 4 6 8 12

Yüksek esterli:

Orth (1985) 17,6 43,4 56,4

Romruen (1987) 4,2 22,3 45,0

Stadermann ve ark. (1992) 29,2

Dü ük esterli:

Rackow (1990) 23,0

Stadermann (1989) 0,0 8,6 26,4

Tablo 3. Yumurta tavuklarnda pektin dozuna ba l su tüketiminde art düzeyi, %

Yazar pektin dozu, %

2 4 6

Yüksek esterli:

Romruen (1987) 39,3 52,4 47,5

Stadermann ve ark. (1992) 27,3

Dü ük esterli:

Stadermann (1989) 43,7 63,8 64,5

Rackow (1990) 53,8

ekil 1a: Pektin asiti ekil 1b: Pektinik asit

ekil 1c: Protopektin

Tablo 1. Bitkisel yemlerde pektin miktarlar

Yem % pektin Yem % pektin Yem % pektin

Msr 0,2 Patates 1,6 Yemlik pancar 11,0

Arpa 0,6 Bezelye 2,2 Luzerne 18,2

Yulaf 0,7 Soya küspesi 1,1 Çayr otu 6,5

Bu day 1,3 Çavdar kepe i 0,8 Kurutulmu eker

pancar posas 25,0 Tritikale 0,4 Bu day kepe i 1,4

Çavdar 0,3 Havuç 7,5-9,8

Tablo 2. Yumurta tavuklarnda rasyonda artan düzeyde pektin ilavesine ba l yem tüketiminde azalma miktar,%

Yazar % pektin ilavesi / yem tüketimin de azalma, %

2 4 6 8 12

Yüksek esterli:

Orth (1985) 17,6 43,4 56,4

Romruen (1987) 4,2 22,3 45,0

Stadermann ve ark. (1992) 29,2

Dü ük esterli:

Rackow (1990) 23,0

Stadermann (1989) 0,0 8,6 26,4

Tablo 3. Yumurta tavuklarnda pektin dozuna ba l su tüketiminde art düzeyi, %

Yazar pektin dozu, %

2 4 6

Yüksek esterli:

Romruen (1987) 39,3 52,4 47,5

Stadermann ve ark. (1992) 27,3

Dü ük esterli:

Stadermann (1989) 43,7 63,8 64,5

Rackow (1990) 53,8

Page 12: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında

MEKTUP ANKARA10 Yıl: 2010 Cilt: 8 Sayı: 4

Rasyonda %2 gibi sınırlı miktarda pektin olması ha-

linde su tüketiminin arttığı görülmektedir. Fakat

tüketilen suyun bir kısmı içilmemiş gagadaki yapı-

şıklıkların yıkanması için kullanılmıştır (Tablo 2).

Maksimum su tüketimi %4 pektin ilavesinde görül-

müştür (Drochner ve ark., 1992). Peletlenmiş pektin ilaveli yem alımında yem tüketimi daha az gerile-miş, su tüketimi ise etkilenmemiştir (Rackow,1990). Gagadaki yapışmalar peletleme sayesinde gerilemiş ve su tüketimindeki artış ise sadece pektine bağlı olarak artmıştır.

Yem tüketiminde gerileme ve su tüketiminde art-ma nedeni bağırsak metabolizmasıdır. Pektine bağlı olarak artan viskozitenin oluşturduğu negatif etki su tutulumunu ve kalış süresini uzatmakta, kursakta ve mide bağırsak kanalında yem pasajı değişmek-tedir (Drochner ve ark., 1992). Stadermann (1989)

ve Romruen (1987) %4-6 gibi yüksek oranda pektin

ilavesinde kesilen hayvanlarda kursakta doluluk ol-

duğu, buna karşılık düşük pektin dozunda ve kontrol

hayvanlarında boş kursak varlığı tespit edilmiştir.

Pektinin Sindirim Üzerine Etkisi

Taşlıkta sindirim

Su tutma, vizkozite, yapışma özellikleri ve pektince

zengin yem maddelerinin intestinal mikrobiyel akti-viteye özel etkileri kursağın dolmasını, pH düşme-sini ve kursak fermantasyonunu etkileyebilmektedir (Drochner ve ark, 1993).

Yemleme denemelerinde yem tüketiminden 2 saat sonra öldürülen hayvanlarda farklı kursak dolgusuna rastlanmıştır Kursağın kontrol ve düşük pektin içe-rikli yem tüketenlerde boş olduğu, pektin alımı fazla olanlarda ise dolgun olduğu gözlenmiştir (Romruen, 1987; Stadermann, 1989).

Stadermann ve ark. (1992) çalışmalarında gerek pek-tine bağlı kursakta kuru madde miktarında artışı ve gerekse güç sindirilebilen karbonhidratlar olan inülin ve laktoz alımında da kursak içeriğinin arttığını bil-dirmişlerdir. Kursak içeriği pH değerleri pektin ila-vesi ile hızlı biçimde düşmüş, bu düşüş kontrol ve laktoza göre çok belirgin olmuştur. Ayrıca uçucu yağ asitleri (UYA) miktarı diğer karşılaştırmalı gruplara

göre yükselmiş ve 45 mmol/L olmuştur. Kursak içe-riği tampon düzeyleri %6 pektin ilavesinde diğer güç

sindirilebilir karbonhidratlar olan laktoz ve inülin

alımına göre düşmüştür.

Midede sindirim

Mide süt asiti miktarının pektin artışına bağlı olarak az oranda düşmesi ve UYA azalması pektinin negatif

etkisi olabilir.

İnce bağırsakta sindirim

Pektinin su tutma ve fermantasyon etkisi, enzim et-kileriyle ilişkileri ve besin maddelerinin adsorpsiyo-nu ile sindirim esnasında açığa çıkan metabolizma ürünleri ince bağırsakta etkilidirler (Drochner ve ark., 1993).

Stadermann ve ark. (1992) pektinden zengin yemle beslenen yumurta tavuklarının bağırsak içeriklerini sabah yemlemesinden 2 saat sonra incelemişlerdir (Tablo 3). Yüksek oranda esterleşmiş pektin ilavesi (% 6) ince bağırsakta pH düşmesine yol açmış, dü-şük esterleşme ise önemsiz farklılık oluşturmuştur. İnce bağırsakta UYA düzeyi pektine bağlı artmış, aynı durum laktat için de geçerli olmuştur. Özellikle pro-

piyonik asit oranı kayda değer derecede artış gös-

termiştir.

Makale

Page 13: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında
Page 14: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında

MEKTUP ANKARA12 Yıl: 2010 Cilt: 8 Sayı: 4

Sekum ve kolonda sindirim

Pektin dışkı kuru madde içeriğini etkilemektedir.

Lokalizasyon yerini tespiti için sekum ve kolon Sta-

dermann ve ark. (1992) tarafından ayrı ayrı ele alın-

mıştır. Ayrıca pozitif kontrol için bir inulin kaynağı ve

laktozla deneme yapılmıştır (Tablo 4). Yüksek oranda

zor sindirilebilir karbonhidrat kaynakları verildiğin-

de (inulin, laktoz, pektin) sekum kimusunda düşük

kuru madde miktarı oluşmuştur. Bu durum pektine

bağlı içerikte vizkozite artışından kaynaklanan bir

olaydır.

Sekum ve kolonda pH değerleri pektin ilavesiyle ta-

mamen ve sürekli düşmemiş, bunu UYA kompanse

etmiştir (Tablo 5). Gerçekten de UYA konsantrasyo-

nu laktoz ve pektin ilavesiyle sekumda 137 ve 139

mmol/L olarak kontrol grubundan (85 mmol/L) yük-

sek bulunmuştur. Laktat değerleri pektin ilavesinde

(20 mmol/L) ve D-Laktat ta (5 mmol/L) kontrol gru-

buna göre yüksek bulunmuştur.

Araştırmalar yüksek metilleşmenin kalın bağırsakta

yüksek pH değerlerine yol açtığını göstermektedir.

Esterleşmemiş pektin kuvvetli tampon yeteneğine

sahiptir ve pH değerlerini kalın bağırsakta düşür-

mektedir. Sekum içeriği kolona göre düşük pH değeri

ve yüksek UYA yoğunluğuna sahiptir. Bu farklılığa se-

kumda kimusun kalış süresinin daha uzun olması ve

fermantasyon olayının etkisi yol açar (Drochner ve

ark., 1993).

Laktat miktarı kalın bağırsakta pektin ilavesiyle art-

makta fakat kursak içeriğindeki kadar olmamaktadır.

Stadermann ve ark. (1992) laktoz ve inülin ilavesin-de L-Laktat yoğunluğunun düştüğünü göstermişler-

Tablo 4. Yumurtac tavuklarda % 6 pektin ilavesinin ince ba rsaklarda baz paramatreler üzerine etkisi

Pektin tipi Yüksek esterli Dü ük esterli

Yazar Romruen, 1987

Stadermann

ve ark., 1992

Stadermann,

1989

Rakow,

1990

Kontrol %6 Pektin Kontrol %6 Pektin Kontrol %6 Pektin Kontrol %6 Pektin

pH 7 6,7 6,1 5,8 6,2 6,6 6,1 6,0

UYA (mmol/L) 8,1 11,4 15,8* 26,3 18,6** 38,4 12,3 15,7

Propiyonik asit, % 7,9* 14,8 1,7** 6,2 3,3* 7,9 5,0 19,0

L - Laktat (mmol/L) 11,9* 24,5 10,8 12,1 15,6* 20,9

Tablo 5. Rasyonlarnda %6 orannda çe itli güç sindirilebilir karbonhidrat içeren yumurtac tavuklarda sekum ve kolon içeri i kuru madde

miktarlar (%)

Negatif

Kontrol

Pozitif Kontrol Pektin

(yüksek oranda esterle mi Yerelmas Laktoz

Sekum 24.3 ± 3.7 23.2 ± 1.7 22.9 ± 4.7 26.6 ± 2.6

Kolon 23.9 ± 2.9 28.4 ± 5.5 25.2 ± 0.9 15.9 ± 2.5

Tablo 6. Farkl metille tirilmi pektin ilavesinde kalnba rsak kimus parametreleri

Yazar pH Uçucu ya asitleri, mmol/l Laktat, mmol/l

Kontrol %6 Pektin Kontrol %6 Pektin Kontrol %6 Pektin

Yüksek metille tirilmi

Romruen (1987) 7,2 6,8* 75 134** 2 4** (L-)

Stadermann ve ark. (1992)

Sekum 6,5 6,3 87 139*** 3 4

Kolon 7,1 7,1 26 37 13 20 (L+D)

Dü ük esterle tirilmi :

Stadermann (1989) 6,5 5,7*** 71 112** 4 14** (L-)

Rackow (1990) 6,1 6,3 78 117*** -

*: P<0.05, **:P<0.01, ***:P<0.001.

Tablo 4. Yumurtac tavuklarda % 6 pektin ilavesinin ince ba rsaklarda baz paramatreler üzerine etkisi

Pektin tipi Yüksek esterli Dü ük esterli

Yazar Romruen, 1987

Stadermann

ve ark., 1992

Stadermann,

1989

Rakow,

1990

Kontrol %6 Pektin Kontrol %6 Pektin Kontrol %6 Pektin Kontrol %6 Pektin

pH 7 6,7 6,1 5,8 6,2 6,6 6,1 6,0

UYA (mmol/L) 8,1 11,4 15,8* 26,3 18,6** 38,4 12,3 15,7

Propiyonik asit, % 7,9* 14,8 1,7** 6,2 3,3* 7,9 5,0 19,0

L - Laktat (mmol/L) 11,9* 24,5 10,8 12,1 15,6* 20,9

Tablo 5. Rasyonlarnda %6 orannda çe itli güç sindirilebilir karbonhidrat içeren yumurtac tavuklarda sekum ve kolon içeri i kuru madde

miktarlar (%)

Negatif

Kontrol

Pozitif Kontrol Pektin

(yüksek oranda esterle mi Yerelmas Laktoz

Sekum 24.3 ± 3.7 23.2 ± 1.7 22.9 ± 4.7 26.6 ± 2.6

Kolon 23.9 ± 2.9 28.4 ± 5.5 25.2 ± 0.9 15.9 ± 2.5

Tablo 6. Farkl metille tirilmi pektin ilavesinde kalnba rsak kimus parametreleri

Yazar pH Uçucu ya asitleri, mmol/l Laktat, mmol/l

Kontrol %6 Pektin Kontrol %6 Pektin Kontrol %6 Pektin

Yüksek metille tirilmi

Romruen (1987) 7,2 6,8* 75 134** 2 4** (L-)

Stadermann ve ark. (1992)

Sekum 6,5 6,3 87 139*** 3 4

Kolon 7,1 7,1 26 37 13 20 (L+D)

Dü ük esterle tirilmi :

Stadermann (1989) 6,5 5,7*** 71 112** 4 14** (L-)

Rackow (1990) 6,1 6,3 78 117*** -

*: P<0.05, **:P<0.01, ***:P<0.001.

Makale

Page 15: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında

Makale

Page 16: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında

MEKTUP ANKARA14 Yıl: 2010 Cilt: 8 Sayı: 4

dir. Buna karşılık Romruen (1987) yüksek esterleş-me oranına sahip pektin ilavesinde intestinal laktat miktarının arttığını bildirmiştir. Bu durum dikkat çe-kicidir. Laktobasillerin doğrudan pektin fermenteri olmaması gerekmektedir.

Kanatlı kalın bağırsaklarında pektin sindirimi ancak mikrobiyel enzimlerle olmaktadır. Koliform ve Bac-teroides türleri pektini parçalama yeteneğine sahip pektinolitik bakterilerdir. Yüksek esterli pektinin parçalanması sonucu açığa çıkan methanol, bakteri-ler tarafından enerji kaynağı olarak kullanılır. Yumur-ta tavukları sindirim kanalında pektinaz snetezleyen mikroorganizmalar olarak; Bacteroides ruminicola, Bacteroides succinogenes, Peptostreptococcus sp., Ruminococcus flavefaciens, Streptococcus inter-medius, Clostridium sp. multifermans, Clostridium butyricum, Baciullus circulans ve Bacillus polymyxa, Bacillus punilis, Bacillus sphaericus, Baciullus stea-rothermophilus, E.coli, Erwinia sp., Aeromonas sp. ve Candida sp. sayılabilir (Drochner ve ark., 1993).

Sato ve Kaji (1975) Streptomyces’lerin, Koller ve Ne-ukom (1969) ise mantar ve özellikle Aspergillus’ların pektin parçalama yeteneğinde olduğunu bildir-

mişlerdir. Rackow (1990) da pektin ilavesinde Clostridium’ların arttığını, bunların gaz üretimini artırdığını bildirmiştir.

Stadermann ve ark. (1992) pektin ilavesinde kolonda bütirik asit sentezinin arttığını göstermişlerdir. Ayrı-ca kimusta gaz üretim düzeyini HFT gaz üretim tek-niği ile ölçmüşler ve pektinin sekum inkubasyonunda yoğun gaz ürettiğini ve uyardığını belirlemişlerdir.

Bağırsak kimusunda pektine bağlı fiziksel değişmeler digestanın (içeriğin) fermantasyonunu ve sindirimi-ni etkileyebilmektedir. Özellikle pH farklılıkları ve asit konsantrasyonları kolon kimusunda belirgindir (Drochner ve ark., 1992) (Tablo 5). Kursak ve ince ba-ğırsak kimusu farklı fermantasyon sonuçları vermek-tedir (Romruen,1987), özellikle bu sekum kimusunda belirgindir (Stadermann ve ark., 1992). Kolonda ise idrar ile sulanmadan dolayı farklılık azalmaktadır. Bütün kimus numunelerinde UYA konsantrasyonunda artış olması pektin ilavesindendir (Drochner ve ark., 1992). Kalın bağırsak içeriği pH değeri düşük esterli pektin ilavesi ile gerilemiştir. Kalın bağırsak içeri-ğinde süt asiti (laktik) miktarındaki artış yüksektir (Drochner ve ark., 1992).

Makale

Page 17: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında
Page 18: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında

MEKTUP ANKARA16 Yıl: 2010 Cilt: 8 Sayı: 4

Basit ve hızlı bir yöntem olan biyofoton analizi ile

yumurtalar arasındaki yetiştirme sistemi, besleme

veya iklimsel faktörlere bağlı farklılıklar belirlene-

bilmektedir.

Yumurta tavuğu yetiştiriciliği alanındaki yeni yasal

düzenlemelerin temeli hayvan refahına dayanmak-

tadır (Ökologie & Landbau 121, 1/2002, s. 38). Bu

yeni yetiştirme sistemlerinin yumurta tavuklarının

davranışları, sağlığı ve fizyolojisi üzerine olumlu

etkilerinin olduğu bilinmektedir (Martin, 1985; Tho-

mas, 1981; Fölsch, 1982).

Buna karşın yetiştirme sistemi ve yumurta kalitesi

arasında nasıl bir ilişkinin olduğu henüz aydınlatıla-

mamıştır. Yumurta kalitesini değerlendirmede sıklık-

la kullanılan yöntemler yetiştirme sistemleri hakkın-

da herhangi bir bilgi vermez ya da yalnızca çeşitli

yetiştirme sistemlerinden elde edilmiş yumurtalar

arasındaki farklılıkları (yumurta üzerinde kafes ze-

minin neden olduğu yuvarlanma izlerinin UV ışınları

yardımıyla belirlenmesi gibi) gösterir. Bu nedenle bu

alanda yeni araştırma yöntemlerine gereksinim du-

yulmaktadır.

Yeni metotlardan birisi biyofoton analizidir. Bu yön-

tem bir besine belirli bir ışın uygulamasını takiben

yansıyan ışınların ölçülmesine dayanmaktadır (ge-

cikmiş luminesans). Popp (2001), Bischof (1996) ve

Strube/Stolz (1999) ışın yayımı ve canlı sistemlerin

sağlığı ile vitalitesi arasında bir ilişkinin varlığını bil-

dirmişlerdir. Bugüne değin daha ziyade bitkisel be-

sinlerin değerlendirilmesinde kullanılan bu metodun

hayvansal kaynaklı besinlerin (yumurta gibi) değer-

lendirilmesinde de uygulanabilirliğinin araştırılması

gerekmektedir. Gecikmiş luminesansın parametresi

belirli bir ışın uygulamasını takiben yumurta sarısı-

nın yansıttığı ışın yoğunluğudur (IY).

Bu konuyla ilgili yapılan ilk araştırmada dört farklı

yetiştirme sisteminden elde edilen yumurtalar ana-

liz edildi. Serbest yetiştirme sisteminden elde edilen

yumurtalar en yüksek IY değerine sahipken, kafeste

ve zeminde yetiştirme (penceresiz) sistemlerinden

elde edilenler en düşük değerlere sahipti. Kum ze-

min üzerinde serbest dolaşım grubundan ölçülen de-

ğerler ise bu iki değer arasında yer almaktaydı (Köh-

ler ve ark., 1991).

Şekil 1: Tüm yıl ampul ile aydınlatma programında yumurta sarısı IY değerlerinin zamana göre seyri

İkinci bir araştırmada ise ölçülen değerler arasındaki

farklılıklar üzerine olası etki faktörleri incelendi.

Yeşil Yem ve Gün Işığı İle Tavuk Yumurtaları Bir Başka ParlıyorBarbara Köhler B., Strube J., Fölsch D. W., Lange K. (2002): Mit Grünfutter und Tageslicht strahlen Hühnereier anders. Ökologie & Landbau, 123(3): 39-41

Makale

Çeviren: Dr. Hakan ÖZTÜRK

Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı 06110 Dışkapı-Ankara

E-Posta: [email protected]

Tablo 1: Farkl kümes aydnlatma ve besleme artlarnda yumurta sars IY de erleri

Ampul Ampul Aydnlk pencere Karanlk pencereÖn deneme* (14.08.-30.11.1998)

Adaptasyon

Ye il yem verilmeyenDaha sonra ye il yem verilen

1. Ye il yem periyodu

Ye il yem verilmeyen

Ye il yem verilen

Asl deneme**(01.12.1998-16.08.1999)

Nötral periyot

Ye il yem verilmeyen

Daha önce ye il yem verilen

2. Ye il yem periyodu

Ye il yem verilmeyen

Ye il yem verilen

Ampul Yapay gün lambas

Aydnlk pencere Serbest dola m

Isin

yog

unlu

gu (s

ayi/s

)Is

in y

ogun

lugu

(say

i/s)

Page 19: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında

MEKTUP ANKARA 17Yıl: 2010 Cilt: 8 Sayı: 4

Dört aydınlatma, iki besleme varyantı

Hessen’deki Neu-Ulrichstein Hayvan Yetiştirme Mer-

kezinde (HDLGN) multifaktöriyel bir deney kurgusu

çerçevesinde etki faktörleri olarak aydınlatma ve

yeşil yemin etkileri daha yakından araştırıldı. Bu-

rada dört aydınlatma varyantı uygulandı: ampul,

yapay gün ışığı lambası (True-Lite Lamp), pencere-

lerden gün ışığı ve belirli bir alan üzerine doğrudan

gün ışığı. Bütün hayvanlar gün ışığında yetiştirilip 20

haftalık yaşa geldiklerinde sekiz kümes bölümüne

dağıtıldılar. Kümeslere (gübre kanalı olmayan) alt-

lık olarak saman serpildi ve tüneme değnekleri, kum

banyosu ile yumurtalıklar yerleştirildi. Her iki kümes

bölümüne aynı aydınlatma programı uygulandı. Bu

bölümlerden birisine yalnızca yumurta tavuğu yemi

verilirken diğerine ilaveten günlük taze yeşil yem ad

libitum olarak verildi. Bir yıl süren araştırmanın ön

deneme aşamaları olan adaptasyon ve birinci yeşil

yem periyotlarında yalnızca iki aydınlatma varyantı

(ampul ve gün ışığı/pencere, Tablo 1) uygulandı. Asıl

araştırma aşamalarında (nötral ve ikinci yeşil yem

periyotları) dört aydınlatma varyantlarının tümü uy-

gulandı. Yirmi dört numune değerlendirme gününde

yumurta sarılarının IY değerleri analiz edildi.

IY değerleri yanında hayvana bağlı bazı parametre-

ler (tüy durumu, yaralanmalar), mortalite, çeşitli

verim parametreleri (yumurta verimi, yumurta ağır-

lığı, mutlak ve kg yumurta başına yem tüketimleri),

yumurta kalitesiyle ilgili parametreler (yumurta sağ-

lamlığı, Haugh birimleri, yumurta sarısı oranı ve ren-

gi) ve yumurta bileşimi (yağ asitleri ve karotinoitler)

gibi değerlendirmeler de yapıldı. Ayrıca sürekli me-

teorolojik parametreler de kayıt altına alındı. Her

iki serbest dolaşım grubundan elde edilen sonuçlar

özellikle dikkat çekiciydi. Çünkü bu gruplarda daha

denemeye başlamadan önce ciddi davranış bozuk-

lukları (tüy gagalama) gözlendi.

Ne kadar doğal o kadar ışın yayımı

Yeşil yemin etkisi: Taze ot tüketimi yumurta sarısı IY

değerlerinde yükselmeye yol açtı. Hatta bu yüksek

IY değerleri yeşil yemin verilmediği beş aylık nötral

periyot esnasında da devam etti (Şekil 1). Bu etki

yapay gün ışığı şartlarında doğal gün ışığı (pencere)

uygulamasının belirgin bir şekilde altındaydı (Tablo

1). Şekil 2 asıl deneme fazında uygulanan farklı şart-

lardaki yumurta sarısı IY değerlerinin ortalamalarını

göstermektedir.

Tablo 1: Farkl kümes aydnlatma ve besleme artlarnda yumurta sars IY de erleri

Ampul Ampul Aydnlk pencere Karanlk pencereÖn deneme* (14.08.-30.11.1998)

Adaptasyon

Ye il yem verilmeyenDaha sonra ye il yem verilen

1. Ye il yem periyodu

Ye il yem verilmeyen

Ye il yem verilen

Asl deneme**(01.12.1998-16.08.1999)

Nötral periyot

Ye il yem verilmeyen

Daha önce ye il yem verilen

2. Ye il yem periyodu

Ye il yem verilmeyen

Ye il yem verilen

Ampul Yapay gün lambas

Aydnlk pencere Serbest dola m

Isin

yog

unlu

gu (s

ayi/s

)Is

in y

ogun

lugu

(say

i/s)

* İki aydınlatma vartantı, ** dört aydınlatma varyantı – aynı satırdaki farklı harflerle gösterilen değerler ay-dınlatma varyantları arasındaki istatistiksel farkı göstermektedir (aynı besleme şartlarında)

Makale

Page 20: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında

MEKTUP ANKARA18 Yıl: 2010 Cilt: 8 Sayı: 4

Şekil 2: Farklı kümes aydınlatması ve besleme şart-larında yumurta sarısı IY değerleri. Asıl araştırma fazının ortalama değerleri (Aralık 1998’den Ağustos 1999’a kadar)

Aydınlatmanın etkisi: Farklı aydınlatma uygulama-larının en bariz etkileri yeşil yem verilmeyen grup-larda gözlendi. Ampul ile aydınlatmaya kıyasla gün ışığı (pencere) uygulamasında yumurta sarıları daha yüksek IY değerlerine sahipti (p=0,016). Yapay gün ışığı lambalarıyla aydınlatma programında ise IY de-ğerleri bu iki değer arasında yer aldı.

Tüy durumu: Yeşil yem ve gün ışığı (pencere) tavukla-rın tüy durumuna pozitif etkiler yaptı. Yumurta sarısı yüksek IY değerleri ile tavukların iyi tüy durumları arasında korelasyon belirlendi (r=-0,925; p≤0,001).

Mevsim: Yaz aylarında yumurta sarılarının IY değer-leri tüm gruplarda yüksek ölçüldü. Yumurta sarıları yüksek IY değerleri yoğun gün ışığı ve yumurtlama öncesi birkaç gün (1-10) yüksek çevre ısısıyla kore-lasyon gösterdi. Buna karşın verim ve yumurta kali-tesiyle ilgili parametreler yumurta sarısı IY değeri ile korelasyon göstermedi.

Serbest dolaşım grupları: Serbest dolaşım grupların-daki hayvanlar daha ön dememe aşamasında şiddetli tüy gagalama davranışı sergiliyorlardı. Bu durum ile-ride kanibalizm nedeniyle yüksek mortaliteye (yeşil yem grubunda % 31,8, yeşil yem verilmeyen grupta % 39,1) neden oldu. Her iki grubun yumurtalarında da en düşük IY değerlerinin ölçülmesi özellikle dikkat çekiciydi. Burada ne yeşil yem nede gün ışığı uygula-maları yumurta sarıları IY değerlerinde herhangi bir yükselmeye neden olmadı (Tablo 1).

Serbest dolaşım, yeşil yem ve gün ışığı uygulamaları ekolojik yumurta tavuğu yetiştiriciliğinin ana tema-larını oluşturmaktadır. Bu faktörlerin hepsi yumurta tavuklarının davranışı ve sağlığı üzerine pozitif etki-ler yapmaktadır.

Aynı zamanda bu faktörler yumurta sarısı IY değer-lerinde istatistiksel olarak anlamlı artışlar oluştur-maktadır.

Diğer yazarların araştırmalarında da canlıların vitali-tesi ve gecikmiş luminesans arasında bir ilişki belir-lenmiştir (Bischof, 1996). Yumurta sarısı IY değeri ile tavukların tüy durumu arasında sıkı bir korelasyonun olması yumurtalarda da böyle bir ilişkinin varlığını göstermektedir.

Şu ana kadarki sonuçlardan şöyle bir tez çıkartılabi-lir: Tavuklar için şartlar ne kadar doğal olursa yumur-ta sarısı IY değerleri de o kadar yüksek olmaktadır. Pozitif etkili faktörler ise çevre şartları ne kadar do-ğal değilse o kadar belirgin etkiler oluşturmaktadır (yeşil yemin etkisi en bariz yapay aydınlatma şartla-rında, gün ışığının etkisi ise en bariz yeşil yem veril-meyen grupta belirlendi). Yaz mevsiminde gözlenen yüksek IY değerleri, IY değerleri ile güneş ışınları ve IY değerleri ile sıcaklık arasındaki yakın korelasyon mevsimsel faktörlerin de hayvanlar (yumurta) üze-rinde etkili olduğuna işaret etmektedir. Eğer hayvan-lar ciddi davranış bozuklukları gösteriyorsa (şiddetli tüy gagalama/kanibalizm) bu faktörlerden hiçbirisi yumurta sarısı IY değerlerinde yükselmeye neden ol-mamaktadır.

Makale

Tablo 1: Farkl kümes aydnlatma ve besleme artlarnda yumurta sars IY de erleri

Ampul Ampul Aydnlk pencere Karanlk pencereÖn deneme* (14.08.-30.11.1998)

Adaptasyon

Ye il yem verilmeyenDaha sonra ye il yem verilen

1. Ye il yem periyodu

Ye il yem verilmeyen

Ye il yem verilen

Asl deneme**(01.12.1998-16.08.1999)

Nötral periyot

Ye il yem verilmeyen

Daha önce ye il yem verilen

2. Ye il yem periyodu

Ye il yem verilmeyen

Ye il yem verilen

Ampul Yapay gün lambas

Aydnlk pencere Serbest dola m

Is

in y

ogun

lugu

(say

i/s)

Isin

yog

unlu

gu (s

ayi/s

)

Page 21: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında
Page 22: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında

MEKTUP ANKARA20 Yıl: 2010 Cilt: 8 Sayı: 4

Makale

Antibiyotikler, gastro-intestinal sistemdeki pato-

jen mikroorganizmaları kontrol altında tutmak ve

yemden yararlanma oranını artırmak için uzun yıllar

rasyonlarda sub-therapeutik dozlara kullanılmıştır.

Kullanılan antibiyotiklere karşı gelişen bakteriyel

direncin insan ve hayvan sağlığı için bir tehdit oluş-

turmasının yanı sıra tüketicilerin antibiyotik kalıntısı

içeren hayvansal gıdalara yönelik artan endişeleri

rasyonlarda büyütme faktörü olarak kullanılan anti-

biyotiklerin yasaklanmasına neden olmuştur (living

gut). Yasaklama, rasyonlarda antibiyotiklerin yerini

alabilecek, doğal alternatif ürünlere yönelik araştır-

malara hız kazandırmıştır.

Eubiotik kavramı, sağlıklı bir gastro-intestinal mik-

roflora ile sindirim sistemi hastalıklarının önlenmesi-

ni tanımlamaktadır. Rasyonlarda antibiyotik kullana-

rak bağırsak ortamında yaşayan mikroorganizmaları

öldürmek yerine, laktik asit üreten bakterilerin üre-

mesini uyarmak suretiyle de ortamda bulunan pato-

jen mikroorganizmalar elimine edilebilir. Broiler ras-

yonlarında kullanılan kısa ve orta zincir uzunluğuna

sahip yağ asitleri sağlıklı bir bağırsak ortamının elde

edilmesine yardımcı olabilir.

Rasyonlarda büyütme faktörü olarak kullanılan anti-

biyotikler sayesinde ortaya çıkabilecek çeşitli salgın

hastalıklar kontrol altına alınabilmekteydi. Fakat

antibiyotiklerin yasaklanmasını takiben, sindirim

sistemini etkileyen hastalıklarda gözle görülen ar-

tışlar meydana gelmiştir (Clostridium perfiringens’in

yol açtığı nekrotik enteritis gibi). Bu sporlu bakteri-

ler çoğunlukla toprak ve atık su kaynaklı olup insan

ve hayvanların normal bağırsak mikroflorasında bu-

lunurlar.

Yüksek oranlarda antibiyotik kullanımı, stres faktör-

leri, sub-akut koksidiosiz gibi sayılabilecek çeşitli

faktörler C. perfiringens’in bağırsak ortamında aşırı

miktarda çoğalmasını uyararak tipik enterik hastalık-

ların şekillenmesine neden olur. Özellikle ince bağır-

sakta kolonize olan çeşitli Eimeria türleri, nekrotik

enteritis’in şekillenmesinde önemli bir diğer predis-

poze faktördür. Yüksek protein içeriğine sahip veya

arpa/buğday kaynaklı yüksek miktarda NOP (Nışasta

Olmayan Polisakkaritler) içeren rasyonlar da nekro-

tik enteritis şekillenmesinde büyük rol oynar.

Hastalık özellikte civcivlerin ilk 2 haftalık yaşam di-

limlerinde meydana gelir. Hastalığın akut formu yük-

sek bir mortalite ile seyreder. Hastalığın sub-klinik

formunda ise bağırsak mukozasında gözlenen hasar-

lara bağlı olarak sindirim, emilim, yemden yararlan-

ma oranı ve ağırlık artışı düşer.

Sub-klinik enteritis vakalarının halen antibiyotik

kullanan ülkelerde de gözlendiği bildirilmektedir.

Araştırmacılar, başlangıç döneminde kullanılan 40

ppm virginamisin çeşitli avantajlar sağladığını sap-

tamışlardır. Bununla birlikte C. perfiringens’in ince

bağırsaklarda genellikle kolonize olmaya başladığı

zaman, yetiştirme döneminin ikinci haftasından son-

ra kullanılan 20 ppm virginamisinin hayvan perfor-

Antimikrobiyel Büyütme Faktörleri ve Eubiosiz Kavramı

Prof. Dr. Ahmet ERGÜN Araş. Gör. Ali ÇALIK

Ankara üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı, Ankara E-Posta: [email protected], [email protected]

Page 23: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında

Makale

mansı üzerine etki göstermediği vurgulanmaktadır.

Bu nedenle yetiştirme döneminde C. perfiringens’in

invaziv bir hal alması virginamisinin düşük dozlarda

artık etki gösteremeyeceğini ileri sürmektedirler.

Organik Asitler

Büyütme faktörü olarak kullanılan antibiyotiklerin

yasaklanması ile birlikte, alternatif ürünlere yöne-

lik yapılan çalışmalar hız kazanmıştır. Bu bağlam-

da kullanılan organik asitlerin, hayvan sağlığını ve

performansını olumlu yönde etkilediği gözlenmiştir.

Organik asit ve tuzlarının kullanımı uzun zamandır

devam eden bir kavram olup 30 yılı aşkın bir süredir

kullanılmaktadır. Antimikrobiyel etkilerinin temelin-

de ise, mikroorganizmaların bulunduğu ortamdaki

pH’yı değiştirmesi yatar. Tüm mikroorganizmalar

yaşamlarını ancak belirli pH aralıklarında sürdürebi-

lir. Birçok bakteri için 6,5-7,5 gibi dar bir pH aralığı

ideal kabul edilirken mantarlar daha geniş aralıkla-

rında rahatlıkla yaşamlarını sürdürebilmektedir. Ya-

pılan çalışmalar, çeşitli organik asitlerin performans

parametrelerinde önemli bir azalma yol açmadan

(formik asit, propiyonik asit gibi) antibiyotik büyüt-

me faktörleri kadar etkin olabileceğini göstermiştir.

Formik, propiyonik, laktik, asetik, fumarik asit gibi

çeşitli organik asitler, büyütme faktörü olarak kulla-

nılabilecek olası alternatifler olarak karşımıza çık-

maktadır. Fakat daha uygun ve ucuz bir üretim için

kombinasyonları tercih edilmelidir.

Domuz yavrularında gözlenen diyare vakalarını

azaltmak için rasyonları asitleştirmede organik asit

kullanımı yaygın bir uygulama olup etki şekli oldukça

anlaşılmıştır. Domuzlar ile yürütülen çalışmalarda,

organik asitler ile mikrobiyel fitazın birlikte kulla-

nılması sonucu, hayvan performansında çok önemli

ilerlemeler kaydedilmiştir. Fitaz enzimi kullanımı

sonucu rasyona eklenecek olan Ca ve P miktarı aza-

lır. Bu azalma, rasyonun asit bağlama kapasitesini de

dolaylı yoldan düşürdüğü için kullanılan asitin potan-

siyel etkisini güçlendirmiştir. Organik asit ve tuzları-

nın broyler rasyonlarında kullanımı henüz başlangıç

aşamasındadır. Doğru bir organik asit uygulaması

protein sindirimini, besin maddelerinin emilimini ar-

tırmalıdır. Yapılan uygulama canlı ağırlığın ve yem-

den yararlanma oranının artmasını sağlayarak et ve

yumurta üretiminin daha karlı bir biçimde sürdürül-

mesini sağlar. Nekrotik enteritis sonucu oluşabilecek

problemlerin önüne geçilmesinde, sağlıklı bir intes-

tinal flora (eubiosis) anahtar rol oynar.

Eubiotik Etki

Organik asitler, eubiotik etkilerini çeşitli yollar ile

ortaya koyar. Çözünmüş organik asitler ortama pro-

tonları serbest bırakarak pH’sının düşmesine yar-

dımcı olur. Laktik asit üreten bakterilerin dışındaki

(Lactobacilli, Streptococci, Bifidobacter) birçok pa-

tojen mikroorganizma (Salmonella, E.coli) pH 4,5’un

altında üremelerini durdurur. Organik asit anyonları

çözündükleri zaman lipit permeable değildir. Bu-

nun yanında bazıları, Salmonella spp. ve E. Coli gibi

gram negatif mikroorganizmaların dış membranları

üzerinde yıkılmayıcı etkiye sahiptir. Bu bakteriler Ca

ve Mg iyonları tarafından stabilize edilmiş lipopoli-

sakkarit (LPS) yapıda bir dış membrana sahiptir. Bu

dış membran, çeşitli antimikrobiyel ajanlara karşı

etkin bir bariyer sağlar. Söz konusu bu membranın

bütünlüğünü bozan moleküller ise permeabilize edi-

ciler olarak isimlendirilir.

Sorbik, laktik ve sitrik asit güçlü şelat yapıcı bir özel-

liğe sahiptir. Bu asitler hücre membranında bulunan

metaller ile etkileşime geçerek LPS membranın per-

mabilitesini arttırırlar ve diğer organik asitlerin hüc-

Page 24: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında

MEKTUP ANKARA22 Yıl: 2010 Cilt: 8 Sayı: 4

re içersine difüzyonunu kolaylaştırırlar. Organik asit-

lerin, etkinliklerini arıtmak için bu gibi permeabilize

edici özelliğe sahip asitler ile birlikte kullanılması

önerilir. Organik asitlerin laktik asit ile birlikte kul-

lanımı tipiktir. Laktik asitin ortam pH’sını düşürerek

gösterdiği antimikrobiyel aktiviteye ek olarak gram

pozitif bakterilerin dış membranları üzerine perme-

abilize edici etki de gösterir. Bu etkisi sayesinde di-

ğer organik asitlerin etkinliğini güçlendirebilir.

Çözünmemiş organik asitler (non-iyonize) ise lipofi-

lik karakterde olup gram negatif bakterilerin hücre

memranlarından kolaylıkla geçebilme özelliğine sa-

hiptir. Hücre içerine girdiklerinde çözünerek plazma

pH’sını düşürürler. Hücre, plazma pH’sını ideal sevi-

yelere getirebilmek için ortamda bulunan H+ iyon-

larını hücre membranı aracılığı ile elimine etmek

zorundadır. Bu işlem çok fazla enerji gerektirir ve

hücrenin ölmesine sebep olur (Şekil 1 ve 2).

Şekil 1: Non-iyonize organik asitlerin pH 4,5 altında

üreyemeyen bakteriler (Salmonella, E.coli) üzerine

etkisi

Şekil 2: Non-iyonize organik asitlerin pH 4,5 altında

üreyebilen bakteriler (Lactobacilli, Streptococci, Bi-

fidobacter) üzerine etkisi

Organik asitlerin büyük çoğunluğu düşük pH derece-

lerinde çözünmemiş formda olacaktır. Sonuç olarak

organik asitlerin antimikrobiyel etkisi düşük pH’da

(mide ortamı) kesindir fakat pH 6 üzerinde (bağırsak

ortamı) belirsizdir.

Antibakteriyel Yağ Asitleri

Kısa zincirli yağ asitlerinin (SCFA < 8 karbon atomu)

asit ortamda gram negatif patojen bakteriler üzeri-

ne olan antibakteriyel etkisi uzun yıllardır bilinmek-

tedir. Hindistan cevizi ve palm yağı, orta zincirli yağ

asiti (MCFA, C8-C14) bakımından zengin çeşitli yağ

kaynaklarıdır. MCFA’nin pKa değeri 5’e yakın olduğu

için ince bağırsakta SCFA’e göre daha aktiftirler.

Laurik asit (C12), gram pozitif bakterilerin üreme-

sini baskılayan en etkin doymuş MCFA’dir. En yüksek

antimikrobiyel aktiviteyi ise C.perfiringens’e karşı

gösterir (minimum inhibitory concentration 0,1-0,2

mg/ml). Laurik asidi ise miristik ve kaprik asit takip

eder.

MCFA’lerinin etki şekilleri tam olarak anlaşılamamış-

tır. Birinci olası etki şekli; çözünmemiş formda hücre

içersine girdikten sonra protoplasmada çözünmüş

forma dönüşüp ve hücre içi pH’nın düşmesine neden

olmasıdır. Çözünmemiş SCFA’i gibi hücre membranın-

dan rahatlıkla geçip geçmediği veya uzun zincirli yağ

Page 25: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında
Page 26: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında

MEKTUP ANKARA24 Yıl: 2010 Cilt: 8 Sayı: 4

asitlerinde(> C14) olduğu gibi hücre içersine taşıyı-

cı proteinler yardımıyla girip girmediği henüz bel-

li değildir. Fiziksel veya fonksiyonel olarak patojen

mikroorganizmaların kolonize olduğu alanları değiş-

tirmesi de diğer bir olası etki mekanizmasıdır. Bunu

yanında MCFA’nin ince bağırsak morfolojisi üzerine

etkisini gösteren herhangi bir çalışmaya rastlanma-

mıştır. Aslında patojenlerin kolonizasyonunu direkt

engelleyerek veya kolonize olmaları için gerekli vi-

rulens faktörlerini baskılayarak etki gösterebildikle-

ri de düşünülmektedir. MCFA’lerinin bağırsak epitel

hücrelerindeki salmonella invasyonunu düşürdüğü

gözlenmiştir.

Farklı etki şekillerine sahip olan organik asitler,

MCFA, bütirat ve mannobiyoz Salmonella’nın büyü-

mesi adezyonun ve invasyonu üzerine çok aşamalı

engelleyici bir etki sunar. Organik asitler ve MCFA’leri

kursakta ve bağırsağın ön bölümlerinde Salmonella

üzerine bakteriyostatik bir etki gösterir. Mannobi-

yoz, etkenin bağırsak duvarındaki bağlanma nokta-

larında blokaj sağlarken bütirat ve MCFA invasif bir

karakter alma eğilimini azaltır. Yapılan çalışmalar,

bu kombinasyonun broylerlerdeki Salmonella koloni-

zasyonunu azalttığı göstermiştir.

SCFA ve MCFA’nin Kombine Edilmesi

SCFA ve tuzların MCFA’leri ile kombine edildiği zaman

etkide bir artış gözleneceği beklenmektedir. Bu etki

artışı Polonya’daki bağımsız bir araştırma enstitünün

broylerler ile yürüttüğü çalışmada doğrulanmıştır.

Normal şartlar altında ve yüksek oranda tahıl tanesi,

enzim, koksidiostat kapsayan rasyonlar ile kombine

edilmeleri sonucunda performans parametrelerinde

önemli ilerlemeler kaydetmişlerdir. SCFA ve MCFA

kombinasyonları ile yürütülen çalışmalarda, kesim

ağırlığının 100 gram daha artırmış olması ve yem-

den yararlanma oranında %3-5 iyileşme gözlenmesi

nedeniyle antibiyotiklere alternatif olarak kullanıla-

bilecekleri kanısına varılmıştır.

Elde edilen sonuçların, subklinik NE vakalarında göz-

lenen düşüşe bağlı olabileceği ileri sürülmüştür. Mar-

ket fiyatları baz alındığında, bu uygulama ile kilog-

ram canlı ağırlık başına elde edilecek 5-10 cent’lik

kazancın, 12,1 milyon ton broyler eti üretimine sahip

AB’ye yıllık 605 milyon € ek kazanç sağlayabileceği

belirtilmektedir.

Kaynaklar

1- Diebold G., Eidelsburger U. (2006). Acidification

of diets as an alternative to antibiotic growth pro-

moters. In: Antimicrobial Growth Promoters Where

Do We Go From Here?, Ed.: Barug D., de Jong J.,

Kies A.K., Verstegen M.W.A.. Wageningen Academic

Publishers, The Netherlands, p. : 311-327.

2-Ewing W.N. (2008). The Living Gut 2nd Edition.

Nottingham University Press, Nottingham.

3- Gauthier R. (30 de Abril 2002). Intestinal health:

the key to productivity. Precongreso Cientifico Avi-

cola IASA, XXVII Convencion ANECA-WPDC, Puerto

Vallarta, J.Mexico.

4- Meeusen A., Hagemans D., (2010). Striving for gut

eubiosis with fatty acids. All About Feed, 1(6).

5- Smits C., Corujo A., (2010). Multi-hurdle feed ad-

ditive approach controls Salmonella. World Poultry,

26 (4).

Makale

Page 27: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında

Makale

Page 28: New Başyazı - V.Tavukçuluk Derneği · 2016. 9. 2. · ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı- ... İhracat yaptığımız Ülkeler ve hedef pazarlar 2008-2009 yıllarında