Top Banner
Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 9/3 Winter 2014, p. 811-831, ANKARA-TURKEY NEDİM’İN “MÜSÜN NESİN” REDİFLİ GAZELİNİN ŞERHİ VE GAZELDE DİKKAT ÇEKEN BAZI YAPISAL ÖZELLİKLER * Orhan KAPLAN ** ÖZET Bu çalışmada Nedim Divanı’nda yer alan “müsün nesin” redifli gazel, günümüz Türkçesine çevirisi ve şerhi yapıldıktan sonra yapısalcılık açısından incelenmiştir. Yapılan çözümlemede gazelin ses incelemesi, vezin, kafiye ve redif, ses ve söz tekrarları, ünlü ve ünsüzler, sözdizimi incelemesi, kelime, cümle, tamlama çeşitleri ve yapıları ayrı ayrı başlıklar halinde ve istatiksel verilerin ışığı altında değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Böylece gazelin sahip olduğu ses değeriyle gazelin genel anlamı arasındaki ilişki irdelenmeye çalışılmıştır. Gazelde şiirin ezgisine ve anlamına katkı sağlayacak şekilde aruzun kullanıldığı ve yerel söyleyişe zorlanmadan uygulandığı görülmektedir. Gazel, “müsün nesin” redifi üzerine inşâ edilmiş olup bu redif, vurguyu sürekli üzerine çekmektedir. Heyecan, hayret ve sevgiliyi yüceltme iştiyakı, soru sorma yoluyla lâtif bir edaya dönüştürülmüş, sevgiliyi dolaylı yoldan beğenme ve sevgiliye olan hayranlık, redif üzerinden dillendirilmiştir. İnce seslerin hâkim olduğu gazelde % 68.04 ince, %31.96 kalın ünlüler kullanılmıştır. Buna bağlı olarak, gazelin tamamına yayılan ses tonuyla melodik bir âhenk oluşturulmuştur. Şairin kelime seçimlerinde sesleri, şiirin anlamıyla uygun bir şekilde tercih ettiği ve kelime seçimlerinde özen gösterdiği görülmektedir. Bazı seslerin belli aralıklarla tekrar edilmesi ve seslerin gazelin bütününe yayılması şiirin ses yönünü olduğu kadar mâna yönünü de sağlamlaştırmıştır. Gazelin başından sonuna kadar bir seslenme gazeli olması ve seslenmelerin beytin sonunda soru edatlarıyla pekiştirilmesi, şiirin okuyucuyla hızlı bir iletişim kurmasını, duygu ve heyecanların daha yakından hissedilmesini sağlamaktadır. Sonuç olarak gazelin başından sonuna kadar sahip olduğu ses kümelerinin, şiirin anlamıyla doğrudan ilgisinin olduğu, şairin kelime seçiminde söz ve anlam dengesini bilinçli bir şekilde biçimlendirdiği görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Nedim, müsün nesin, gazel, yapısal özellikler. * Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir. ** Arş. Gör. Sakarya Üniversitesi Fen-edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, El-mek: [email protected]
21

Nedim’in “müsün nesin” redifli gazelinin şerhi ve gazelde dikkat çeken bazı yapısal özellikler

Feb 20, 2023

Download

Documents

Samet Güner
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Nedim’in “müsün nesin” redifli gazelinin şerhi ve gazelde dikkat çeken bazı yapısal özellikler

Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/3 Winter 2014, p. 811-831, ANKARA-TURKEY

NEDİM’İN “MÜSÜN NESİN” REDİFLİ GAZELİNİN ŞERHİ VE GAZELDE DİKKAT ÇEKEN BAZI YAPISAL ÖZELLİKLER*

Orhan KAPLAN**

ÖZET

Bu çalışmada Nedim Divanı’nda yer alan “müsün nesin” redifli

gazel, günümüz Türkçesine çevirisi ve şerhi yapıldıktan sonra yapısalcılık açısından incelenmiştir. Yapılan çözümlemede gazelin ses

incelemesi, vezin, kafiye ve redif, ses ve söz tekrarları, ünlü ve ünsüzler,

sözdizimi incelemesi, kelime, cümle, tamlama çeşitleri ve yapıları ayrı

ayrı başlıklar halinde ve istatiksel verilerin ışığı altında değerlendirmeye

tabi tutulmuştur. Böylece gazelin sahip olduğu ses değeriyle gazelin genel anlamı arasındaki ilişki irdelenmeye çalışılmıştır. Gazelde şiirin

ezgisine ve anlamına katkı sağlayacak şekilde aruzun kullanıldığı ve

yerel söyleyişe zorlanmadan uygulandığı görülmektedir. Gazel, “müsün

nesin” redifi üzerine inşâ edilmiş olup bu redif, vurguyu sürekli üzerine

çekmektedir. Heyecan, hayret ve sevgiliyi yüceltme iştiyakı, soru sorma

yoluyla lâtif bir edaya dönüştürülmüş, sevgiliyi dolaylı yoldan beğenme ve sevgiliye olan hayranlık, redif üzerinden dillendirilmiştir. İnce

seslerin hâkim olduğu gazelde % 68.04 ince, %31.96 kalın ünlüler

kullanılmıştır. Buna bağlı olarak, gazelin tamamına yayılan ses tonuyla

melodik bir âhenk oluşturulmuştur. Şairin kelime seçimlerinde sesleri,

şiirin anlamıyla uygun bir şekilde tercih ettiği ve kelime seçimlerinde özen gösterdiği görülmektedir. Bazı seslerin belli aralıklarla tekrar

edilmesi ve seslerin gazelin bütününe yayılması şiirin ses yönünü

olduğu kadar mâna yönünü de sağlamlaştırmıştır. Gazelin başından

sonuna kadar bir seslenme gazeli olması ve seslenmelerin beytin

sonunda soru edatlarıyla pekiştirilmesi, şiirin okuyucuyla hızlı bir

iletişim kurmasını, duygu ve heyecanların daha yakından hissedilmesini sağlamaktadır. Sonuç olarak gazelin başından sonuna

kadar sahip olduğu ses kümelerinin, şiirin anlamıyla doğrudan ilgisinin

olduğu, şairin kelime seçiminde söz ve anlam dengesini bilinçli bir

şekilde biçimlendirdiği görülmüştür.

Anahtar Kelimeler: Nedim, müsün nesin, gazel, yapısal özellikler.

* Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu

tespit edilmiştir. ** Arş. Gör. Sakarya Üniversitesi Fen-edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, El-mek:

[email protected]

Page 2: Nedim’in “müsün nesin” redifli gazelinin şerhi ve gazelde dikkat çeken bazı yapısal özellikler

812 Orhan KAPLAN

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/3 Winter 2014

THE EXPLANATION OF RHYMED LYRIC POEM OF NEDIM NAMED “MÜSÜN NESIN” AND SOME STRUCTURAL

FEATURES IN THE LYRIC POEM THAT ARE DRAWING ATTENTION

ABSTRACT

In this study, the rhymed lyric poem named “müsün nesin” which

is found in collected poems of Nedim were examined in terms of

structuralism after being translated into modern Turkish and being

explained. In the resolution made, the sound examination, rhythm,

rhyme, sound and word repetitions, consonant and vowels, syntax examination, word, sentence, phrase types and structures were studied

under separate headlines and in light of statistical data. Therefore the

aim was to probe the relation between the sound value of the lyric poem

and its general meaning. In the lyric poem, we see the usage of prosody

by means of contributing to the tune and meaning of the poem and the implementation to the local pronunciation without any difficulty. The

lyric poem has been built on the redif of “müsün nesin” and this redif

has constantly been attracting the emphasis to itself. The excitement,

astonishment and the desire of elevating the bellowed have been

converted to an elegant manner by means of questioning, and liking the

bellowed in a roundabout way and admiration to the bellowed have been expressed in terms of redif. In the lyric poem where the squawks

are dominant, 68.04% front vowels, and 31.96% back vowels have been

used. Therefore, a melodic harmony has been created with the tone of

voice that spreads out to the whole lyric poem. It has been observed

that the poet prefers the word selections where the voices are concordantly with the meaning of the poem and that the word selection

is attentive. Repetition of some voices at certain intervals and evolving

of the sounds to the whole of the lyric poem had strengthened the

meaning of the poem as well as the sound of the poem. Having a calling

lyric poem from the beginning to the end of the lyric poem and

strengthening the callings with the interrogatives in the end of the couplet have provided to have a quick communication with poem and

its reader, and to feel the emotion and excitements closer. As a result, it

was determined that the group of phones owned by the lyric from

beginning until the end are directly related with the meaning of the

poem and that the poet intentionally structured the word and meaning balance in his word selection.

Key Words: Nedim, müsün nesin, lyric, structural features.

Giriş

Söz ve mâna bir şiiri meydana getiren temel unsurlardır. Sözcüklerin birbiriyle uyumları,

ses değerleri ve âhengi şiire müzikal bir ritim kazandırırken mâna değeri de şiirin ruhunu oluşturur.

Zaman zaman şiir, bu iki kavramın dengede tutulması ya da birinin diğerine oranla daha ön plana

çıkması yönünde değişik formlara girmiştir. Klasik Türk şiiri de ince hayallerle örülü yeni

anlamları ortaya çıkarmakla yükümlü olduğu gibi kusursuz bir söyleyişin izini sürmüştür. Bu

açıdan bakıldığında Klasik Türk şairlerinin ne denli zorlu bir uğraş içinde oldukları görülebilir.

Page 3: Nedim’in “müsün nesin” redifli gazelinin şerhi ve gazelde dikkat çeken bazı yapısal özellikler

Nedim’in “Müsün Nesin” Redifli Gazelinin Şerhi Ve Gazelde Dikkat Çeken… 813

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/3 Winter 2014

Yüzyıllar içinde oluşan bu ortak şiir anlayışında bir diğer önemli husus, kullanılan

seslerdir. Klasik Türk şairlerinin özellikle gazeller üzerinde müzikaliteyi ön plana çıkardıkları ve

sesleri çok iyi kullandıkları bilinmektedir. Şairlerin kelime seçimlerinde, vezin ve kafiyeye bağımlı

olmakla beraber şiirin âhengine katkı sağlayacak tasarruflarda bulunduğu, ortalama bir Klasik Türk

şairinin bile bu konuda gereken hassasiyete sahip olduğu görülmektedir. 18.yüzyıla gelindiğinde

Klasik Türk şiirinin ulaştığı müzikalite, yüzyılların getirdiği birikimle en üst seviyeye çıkmıştır.

Nedim’in bu yüzyılın olduğu gibi tüm zamanların en büyük Klasik Türk şairleri arasında yer

almasında sesleri çok iyi kullanması da etkili olmuştur. Zengin hayal dünyasını yerel söyleyişle

birleştiren, yerel söylemi, bayağılığa düşmeden şiirlerinde kullanan şair, sıcak ve samimi üslûbunu,

aruza olan hâkimiyeti ve âhenkli bir söyleyişle süslemeyi başarmıştır. Mazıoğlu’na (2012:138) göre

Nedim, şiirlerindeki orijinal ve renkli hayalleri ile eserlerinde sanatkârane bir zevk inceliği

göstermiştir. Türkçe söyleyiş, en güzel, en beğenilen biçimini Nedim’in şiirlerinde bulmuş, Nedîm,

esprili buluşları, kendisine özgü hayalleri, kolay ve âhenkli söyleyişi ile eski şiirimizde çok özel bir

üslûp meydana getirmiştir.

Nedim’in şiir yeteneğini gösterdiği en önemli nazım şekillerinden biri de gazelleridir. Bu

nedenle gazellerinin, kullanılan sesler bakımından çözümlenmesi gerekmektedir. Şairin kelime

seçimleri ile gazelin tümüne yayılan âhenk arasındaki ilişki ancak bu çözümlemeler sayesinde

ortaya çıkacaktır.

Bazı sesler dilin gereği olarak mı daha fazla kullanılmakta yoksa şair, ses arayışlarında

gazelin tümüne yayılan bir müzikalitenin peşine mi düşmektedir? Bu çalışmada, TC Kültür

Bakanlığı e-kitap bölümünde yer alan ve Muhsin Macit tarafından hazırlanmış olan Nedim

Divanı’ndaki “müsün nesin” redifli 74 nolu gazelin sahip olduğu ses değeriyle gazele hâkim olan

anlam arasındaki uyum tartışılmıştır.

Gazel

1. Ey turra bâğ-ı hüsnde sünbül müsün nesin

Ey hâl-i fitne yohsa karanfül müsün nesin

2. Ey hâl pâsbânı mısın sen o gerdenin

Kâfur içinde habbe-i fülfül müsün nesin

3. Ebrûlar üzre bir dahı sarkup görünmedin

Ey kâkül âşinâ-yı tekâsül müsün nesin

4. Feryâd ey kirişme amân ey nigâh amân

Zehr-i hıred belâ-yı tahammül müsün nesin

5. Ey hat seninle hüsn-i ruh u leb güşâdedir

Sen şârih-i kitâb-ı Gül ü Mül müsün nesin

6. Lutfet yetişsin ol kad-i bâlâya destimiz

Gel gel yetiş aman ki tegâfül müsün nesin

7. Ey reng-i çehre ben hele farkında âcizim

Gül-penbe yâ ki sürh ya gülgül müsün nesin

8. Hoşdur tekerrürün dile ey lehce-i Nedîm

Bilmem gülû-yı şîşede kul kul musun nesin

Page 4: Nedim’in “müsün nesin” redifli gazelinin şerhi ve gazelde dikkat çeken bazı yapısal özellikler

814 Orhan KAPLAN

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/3 Winter 2014

1. Gazelin Günümüz Türkçesine Çevirisi ve Şerhi

1.

ك نه سكای طره باغ حسنده سنبلمیس

ك نه سكال فتنه یوخسه قرنفلمیسخی ا

Ey turre1 bâğ-ı hüsnde sünbül müsün nesin

Ey hâl-i fitne yohsa karanfül müsün nesin

Kelimeler: turre (a.): 1.alın saçı, 2. kıvırcık saç lülesi; bâğ-ı hüsn(f.a.): güzellik bahçesi;

hâl(f.): vücutta husûle gelen ben, nokta.

Nesre Çeviri:

“Ey kıvrım kıvrım olan saç lülesi! Güzellik bağında sümbül müsün, nesin? Ey (sevgilinin

yüzündeki) ortalığı karıştırıcı ben! Yoksa (sen) karanfil misin, nesin?”

Klasik Türk şiirinde, sevgiliye ait önemli güzellik unsurlarından biri de saçlarıdır. Saç,

siyah olması bakımından aynı zamanda karanlığın sembolüdür. Bu karanlık, âşığa yüz vermeyen

sevgilinin acımasızlığını gösterdiği gibi küfrü de simgeler. Bu bakımdan çoğu zaman saçlar,

kâfiristan olur. Karanlıklar ülkesinde âb-ı hayatı aramaya çıkan âşık, sevgilinin saçları ve

karmaşıklığı arasında kaybolup gider. Her bir saç teli, âşığa bir yılan ve ejderha olur. Kıvrım

kıvrım olması bakımından âşığı hapseden bir tuzaktır. Tasavvufî mânada kesrettir. Sâlikin, vahdeti

temsil eden yüze (ru’yetullah) ulaşmasını engelleyen masivâdır (Bkz. Pala, 2011:384-385).

Sevgilinin saçına yüklenen bütün bu anlamlar, her bir şairin hayal dünyasında farklı şekillerde ifade

edilmiştir. Bilkan (2009:26) zülfün yılana, kemende, ipe, tuzağa benzetilmesini, bir korku, endişe ve

heyecana; miske, benefşeye, sünbüle benzetilmesini veya perişan, târumâr, dağınık olarak ifade

edilmesini, bir rahatlığın, hoşluğun ve güzelliğin duyguya yansıması olarak görür. Bilkan’a göre şairin,

zülfün benzetildiği unsurlar arasındaki tercihleri, onun ruh halini yansıtan bir özellik taşır.

Nedim ise sevgilinin saçının kokusu karşısında âdeta kendinden geçmiş bir ruh coşkunluğu

içinde, güzellik bahçesinde sümbül gibi gördüğü sevgilinin saçlarına seslenmektedir. Klasik Türk

şiirinde çok sık kullanılan çiçeklerden biri olan sümbül beyitlerde, “güzel kokulu olması (müşgîn,

‘abîr, mu‘anber, ‘anberîn); kıvrımlı, dalgalı ve karmaşık görünümü (âşüfte, perîşân, târmâr, halka

halka, çîn, târ); genellikle siyaha yakın rengi (siyâh, kara, lâciverd, mâ‘î, kebûdî, gömgök) ve

açıldığı dönem itibarıyla baharın habercisi olarak işlenmektedir. (Bayram, 2007:213).” Soru

sormak suretiyle (istifham) heyecanını en üst düzeyde ifade eden Nedim, ikinci mısrada da bu

üslûbunu devam ettirir. Sevgilinin yüzündeki ben, âşığın gönlünü darmadağın etmesi bakımından

fitne çıkaran bir güzellik unsurudur. Sevgilinin bembeyaz yüzündeki bu siyah nokta adeta ortalığı

karıştıran bir bozguncudur. Şair sevgilinin yüzündeki beni de karanfile benzetmektedir. Bayram

(2007:215) karanfilin hem güzel kokulu, sarı taç yapraklı çiçek hem de hoş kokulu bir baharat

anlamıyla kullanıldığını, “testiye karanfil koymak, kumaşlara karanfil motifleri işlemek, gûşe-i

destâra karanfil takmak, ağızda karanfil (kökü) çiğnemek” alışkanlıklarının, klasik Türk şiirine de

yansıdığını belirtmektedir. Yine Bayram’ın (2007:215) belirttiğine göre klasik Türk şiirinde

karanfilin anlam çerçevesini; yara (zahm) (%27.78) ve ben (hâl) (% 19.44) ile yüz, yanak, boy,

göz, çene (zenehdân), zülf, güzel, gelin (‘arûs), sevgili, âşık, abdal, âbid, kuş ve yıldızlar (encüm)

1 Muhsin Macit tarafından hazırlanan Nedim Divanı’nda kelime “turra” şeklinde geçmesine rağmen, sözlüklerde “turre”

şeklinde yazılmaktadır. Farklı şairlere ait yayımlanmış divanlarda kelimenin her iki şekli de kullanılmaktadır. Bu

çalışmada, gazelin başından sonuna kadar ince ünlülerin hâkim olması göz önünde bulundurularak “turre” şekli tercih

edilmiştir.

Page 5: Nedim’in “müsün nesin” redifli gazelinin şerhi ve gazelde dikkat çeken bazı yapısal özellikler

Nedim’in “Müsün Nesin” Redifli Gazelinin Şerhi Ve Gazelde Dikkat Çeken… 815

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/3 Winter 2014

gibi değişik ögeler (% 52.78) oluşturmaktadır. Nedim ise beyitte sevgilinin benini sıklıkla tercih

edilen ve çiçek anlamında olan karanfile benzetmiştir.

2.

كسن او کردنای خال پاسبانیمیسك

ك نه سكکافور ایچنده حبه فلفلمیس

Ey hâl pâsbânı mısın sen o gerdenin

Kâfur içinde habbe-i fülfül müsün nesin

Kelimeler: pâsbân (f.): gece bekçisi; gerden (f.): boyun; kâfur (a.): Uzak Doğu’da yetişen

bir çeşit taflandan elde edilen ve hekimlikte kullanılan, beyaz ve yarı saydam, kolaylıkla

parçalanan, ıtırı kuvvetli bir madde; habbe (a.): buğday, arpa, ve sâire gibi ufak ve yuvarlak olan

şeyler, taneler; fülfül (a.): kara biber.

Nesre Çeviri:

“Ey (sevgilinin yüzündeki) ben! Sevgilinin boynunda gece bekçisi misin, yoksa kâfur içinde

karabiber tanesi misin?

Sevgilinin güzellik unsurlarından biri de yüzündeki bendir. Siyah oluşu bakımından

sevgilinin saçıyla bir olup âşığın yolunu keser. Beyitte bu yol kesiciliği gece bekçisine benzetilerek

yapılmıştır. O dönemde geceleri asayişi sağlamakla görevli olan bekçiler, yoldan geçenleri

durdurmakta, güvenlik gerekçesiyle kontroller yapmakta ve kişilere bazı sınırlamalar

getirmekteydiler. Sosyal hayattan alınmış bu olaya beyitte, sevgilinin âşığa yüz vermemesi ve

âşığın sevgiliye ulaşmasının engellenmesi çerçevesinde telmihte bulunulmuştur.

Beyitte sevgilinin yüzündeki benin benzetildiği bir diğer nesne karabiberdir. Acılığı ve

siyah oluşu bakımından birinci dizedeki yol kesen gece bekçisi ile ilişkilendirilebilir. Bu siyah

nokta, sevgilinin beyaz yüzünde dikkatleri üzerine çektiği gibi, âşığa da temkinli olmasını ve bu

güzelliğin sahipsiz olmadığını hatırlatan bir uyarıcı gibi düşünülmüştür.

Karanfilin, güzel kokuyla anılan kâfurun içinde olması da dikkat çekicidir. Pala’nın

(2011:251-252) kâfur hakkında verdiği bilgiler özetle şunlardır: “Uzakdoğu ülkelerinde yetişen ve

tıpta kullanılan bir çeşit bitki. Çiçeği papatya çiçeğine benzer. Asıl beyaz kâfur bu ağacın yapışkan

zamkı; renkli, yarı şeffaf ve kolay kırılan, kuvvetli kokan bir madde imiş. (…) Kâfur çok güzel

kokarmış. Kâfur ağacının kendisi büyük, odunu ak ve yumuşak olurmuş. Kâfur bu ağacın iç

kısmında bulunurmuş. Kâfuru ıtriyatta çok kullanırlar. Fensurî ve reyhâni adlı çeşitleri en iyi cins

kâfur imiş. Eskiden aydınlatıcı maddeler ve mum imalâtında da kullanılırmış. Kâfur cennette bir

ırmağın da adıdır. Edebiyatta sevgilinin bedeni ve özellikle gerdanı kâfura benzetilir.” Onay

(2009:265) da bu benzetmenin daha çok renk cihetiyle olduğunu belirtmektedir. Uzak Doğu’da

yetişen bu ağacın kerestesinin beyaz ve yumuşak olduğu düşünülürse düzensiz leff ü neşr yoluyla

şairin sevgilinin boynunu kâfurla ilişkilendirdiği düşünülebilir. Nitekim siyah olan karanfil tanesi

de sevgilinin benine benzetilmektedir.

3.

كابرولر اوزره بر دخی صارقوب کورنمد

ك نه سكلمیسای کاکل آشنای تکاس

Ebrûlar üzre bir dahi sarkup görünmedin

Ey kâkül âşinâ-yı tekâsül müsün nesin

Page 6: Nedim’in “müsün nesin” redifli gazelinin şerhi ve gazelde dikkat çeken bazı yapısal özellikler

816 Orhan KAPLAN

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/3 Winter 2014

Kelimeler: ebrû (f.): kaş; kâkül (f.): alnın üzerine sarkıtılan kısa kesilmiş saç, kâhkül,

perçem; âşinâ (f.): 1. Bildik, tanıdık, 2. bilen, tanıyan; tekâsül (a.): üşenme, tembellik, ilgisizlik.

Nesre Çeviri:

“Ey kâkül (büklüm büklüm olan saç)! Sevgilinin kaşları üzerine neden bir kez olsun sarkıp

görünmüyorsun, yoksa tembellikle/umursamazlıkla dost mu oldun?

Âşığın ölümü sevgilinin umursamaz tavırlarında gizlidir. Bu yüzden âşıklar, kendilerine

eziyet edilmesi dâhil sevgiliden gelen her şeye rıza gösterirler. Yeter ki sevgili onunla ilgilensin.

Nedim, sevgilinin ilgisizliğinden yakınırken bir kez olsun kaşları üzerine dökülmeyen kâkülünden

dert yanmaktadır. Kaşlar üzerine sarkan kâkülün âşık için önemi, sevgilinin saçlarını dağıtmasında

yatmaktadır. Bu şekilde, kaş ve gözlerle bir bütünlük yakalayacak olan kâkül, âşığın kendinden

geçmesini sağlayacaktır.

4.

یاد ای کرشمه امان ای نکاه امانفر

ك نه سكلمیسزهرخرد بالی تحم

Feryâd ey kirişme amân ey nigâh amân

Zehr-i hıred belâ-yı tahammül müsün nesin

Kelimeler: kirişme(f.): naz, işve, cilve, gamze, kaş ve gözle işaret. (fasihi “kirişme” olduğu

halde, eski lûgâtçilerimiz kelimeyi “girişme” şeklinde kabul etmişlerdir.); nigâh (f.): bakış, bakma.;

hıred (f.): akıl, us.

Nesre Çeviri: “Ey nazlı ve bakışlarıyla âşığın gönlünü alan güzel! Senden yardım

istiyorum, feryadımı ne olur duy. Yoksa sen aklı zehirleyen ve tahammül gücünü yok eden misin?”

Şair, ikinci ve üçüncü beyitte sevgilinin umursamazlığı ve geçit vermez tutumu karşısında

bu beyitte sesini biraz daha yükseltmekte âdeta feryat etmektedir. Aklı zehirleyen ve tahammül

gücünü yerle bir eden sevgilinin güzelliği karşısında şair aman dilemektedir. Sevgiliye “zehr-i

hıred” ve belâ-yı tahammül” müsün diye soran Nedim, “zehr-i hıred” ile aklî melekelerini

yitirdiğinden, ne yaptığını bilemediğinden ve sağlıklı düşünemediğinden; “belâ-yı tahammül” ile

de artık dayanacak gücü kalmadığından yakınmaktadır. Bütün bunlara sebep olarak şair, sevgiliyi

görmektedir. Sevgiliye seslenirken seçilen “kirişme” ve “nigâh” kelimeleri ile sevgilinin naz, işve

ve cilvesine dolayısıyla âşığın gönlünü darmadağın eden bakışına dikkat çekmektedir.

5.

ای خط سنکله حسن رخ و لب کشاده در

ك نه سكلمیسسن شارح کتاب کل و م

Ey hat seninle hüsn-i ruh u leb güşâdedir 2

Sen şârih-i kitâb-ı Gül ü Mül müsün nesin

Kelimeler: hat (a.): ayva tüyü, gençlerin yüzünde yeni çıkan sakal ve bıyık, sarı tüyler;

hüsn(a.):1.güzel, iyi, 2. güzellik, iyilik; ruh: 1.(a.): can, nefes, 2.(f.): yanak, yüz, çehre; leb: ;

güşâde (f): açılmış, açık, ferah, şen; şârih (a.) bir kitabı şerh eden, bir kitaba açıklama yazan

kimse; mül (f): şarab.

2 Muhsin Macit’in hazırladığı divanda beyit “Ey hat seninle hüsn-i ruh-ı leb güşâdedir” şeklindedir.

Page 7: Nedim’in “müsün nesin” redifli gazelinin şerhi ve gazelde dikkat çeken bazı yapısal özellikler

Nedim’in “Müsün Nesin” Redifli Gazelinin Şerhi Ve Gazelde Dikkat Çeken… 817

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/3 Winter 2014

Nesre Çeviri: “Ey sevgilinin yüzündeki ayva tüyleri! Sevgilinin dudağı ile yanağındaki

güzellik seninle bir başka güzel! Yoksa sen Gül ü Mül Mesnevî’sini açıklayan bir şârih misin?”

Gazelin başından itibaren sevgilinin farklı güzellik unsurlarına yapılan seslenme, bu beyitte

sevgilinin yüzündeki ayva tüylerine yöneltilmiştir. Sevgilinin dudağı ve yanağı ile uyum içinde

olan bu tüyler, aynı zamanda dudak ve yanağın güzelliğini daha belirgin hale getirmektedir. Ayva

tüyleri bu yönüyle beyitte gül ve şarap kitabını açıklayan bir şârih gibi düşünülmüştür. Bilindiği

üzere şârihin de vasfı bir şeyi daha açık, belirgin ve anlaşılır hale getirmektir. Şarabın da âşığa

hayat vermesi bakımından dudakla birlikte düşünüldüğü görülmektedir. Beyitte geçen Gül ü Mül,

Mevlevi şeyhi olan Dukakînzâde Fasîh Ahmed Dede’nin Münazara-i Gül-ü Mül kitabını

hatırlatmaktadır. Köprülüzade Fazıl Ahmet Paşa’nın hazine kâtibi olan ve ölüm tarihi miladi 1699

olan Fasih Ahmed Dede’nin bu eserinden Nedim’in haberdar olması muhtemeldir. Çıpan’a

(1995:213-214) göre Fasîh Dede, Şinâsi ve Fasîhî gibi divan sahibi iki şair yetiştirmiş, Nedîm,

Esrâr Dede ve Şeyh Gâlib başta olmak üzere pek çok şairi de etkilemiştir. Şiirleri daha sonraki

dönemlerde de sevilerek okunmuştur. Temsilî bir eser olan ve dinî, ahlâkî, tasavvufî düşüncelere

yer verilen bu eserin anlaşılabilmesi için şârihe ihtiyaç vardır. Beyitte tevriyeli olarak kullanılan

“Gül ü Mül” kitabı sevgilinin yanağı ve dudağı olarak düşünülmekte bu kitabı şerheden de

sevgilinin yüzündeki ayva tüyleri olmaktadır. Beyitte ayrıca “ruh (yanak)” ile “gül”, “leb (dudak)”

ile “mül (şarap)” düzenli leff neşr sanatı yapılmıştır.

6.

زلطف ایت یتیشسون اول قد باالیه دستم

ك نه سكلمیسکل کل یتیش امان که تغاف

Lûtfet yetişsin ol kad-i bâlâya destimiz

Gel gel yetiş amân ki tegâfül müsün nesin

Kelimeler: kadd(a.): boy; bâlâ(f): yüksek, yukarı, üst, yüce; dest (f):el; tegâfül (a):

anlamamazlıktan gelme.

Nesre Çeviri: “Ey sevgili lutfet de o uzun boyuna elimiz yetişsin. Ne olur gel, imdadıma

yetiş! Yoksa sen anlamamazlıktan mı geliyorsun?”

Gündelik dili şiirin içerisine yerleştirirken bayağılığa düşme, Nedim’in şiirlerinde hemen

hemen hiç görülmez. Şairin şiire büyük bir ustalıkla yerleştirdiği gündelik dilden ve hayattan gelen

mahallî unsurlar, sıcak ve samimi bir üslubu da beraberinde getirmektedir. Muhatabıyla

konuşuyormuş hissi uyandıran bu dizelerde, 4.beyitte olduğu gibi sevgiliden aman dilenmektedir.

Sevgilinin umursamaz tavırları karşısında şairin sabrının tükendiği ve uzun boyuna yine sevgilinin

lütfetmesiyle elinin yetişeceğini, kavuşabileceğini söylemektedir.

7.

ای رنك چهره بن هله فرقکده عاجزم

ك نه سكلمیسکلپنبه یا که سرخ یا کلک

Ey reng-i çehre ben hele farkında âcizim

Gül-penbe yâ ki sürh ya gülgül müsün nesin

Kelimeler: çehre (f): yüz, surat; sürh(f): 1. kırmızı, kızıl, 2. kırmızı mürekkeb, 3. bab veya

fasıl başlıkları kırmızı mürekkeble yazılmış olan yazma kitap. gülgül (f): Gül renkli.

Nesre Çeviri: “Ey sevgilinin yüzünün rengi! Sen, gülpembe mi kırmızı mı yoksa gül

renginde misin? Ben bunu fark etmekte âciz kalıyorum.”

Page 8: Nedim’in “müsün nesin” redifli gazelinin şerhi ve gazelde dikkat çeken bazı yapısal özellikler

818 Orhan KAPLAN

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/3 Winter 2014

Sevgilinin güle benzeyen çehresinin rengi konusunda aciz kalan Nedim, gazelin tamamında

sergilediği zarif anlatımını bu beyitte de devam ettirmektedir. Beytin anlatım gücünü artıran

sanatsal değerin, sevgilinin yüzünün renginin bilmezliğe vurulması ile sağlandığı söylenebilir.

Sevgilinin çehresine doğrudan gül demek yerine bunu kırmızılığı, pembeliği ve gül rengi

noktasında içinden çıkılmaz bir probleme dönüştüren daha sonra bunun aslında bir gülgül renkli

olduğu imâsıyla düğümü çözen bir ifâde hususiyeti, şairin hayal ufuklarını göstermesi bakımından

önemlidir.

8.

ك دله ای لهجه ندیمخوشدر تکرر

ك نه سكلمیسبلمم کلوی شیشه ده قلق

Hoşdur tekerrürün dile ey lehce-i Nedim

Bilmem gülû-yı şîşede kulkul musun nesin

Kelimeler: tekerrür (a.): tekrarlanma; lehçe (a.): dil, dil kolu, bölge dili; gülû (f.): boğaz;

kulkul (a.): 1.ruhu hafif, eline ayağına çabuk, 2. Bir şeyin hareketinden, deprenmesinden çıkan ses.

Nesre Çeviri: “Ey Nedim’in dili! Bu tekrarların gönle ne kadar hoş geliyor. Yoksa sen

şişenin boğazından çıkan ses misin?”

Şûhâne bir gazelin bütün özelliklerinin sergilendiği bu şiirin sonunda, sevgilinin güzellik

unsurlarının yüceltilmesi noktasında ulaştığı şiirsel anlatımın gücünün farkında olarak şair, kendine

yönelmekte ve su dökülürken şişe veya sürahinin ağzından çıkan kul kul sesleri ile kendi

terennümü arasında ilgi kurmaktadır. Gazel, her ne kadar sevgilinin güzellik unsurlarının anlatıldığı

bir görünüm arz etse de aynı zamanda şiir dilinin tüm inceliklerine sahip bir şairin ses işçiliğini

gösterdiği bir tablo hükmündedir. Şiirin yapısal olarak incelendiği aşağıdaki bölümde şairin hayal

dünyasını görünür âleme taşırken nasıl bir biçimlendirme ve ses işçiliği yaptığı üzerinde

durulacaktır.

2. Gazelin Yapısalcılık Açısından İncelenmesi

2.1. Nazım Şekli

Şiirin nazım şekli 8 beyitten oluşan bir gazeldir. Nedim Divanı’nda 8 beyitli gazel sayısı 15

tanedir. Divanda yer alan diğer gazellerin beyit sayıları şu şekildedir: 3 beyitli 1; 4 beyitli 6; 5

beyitli 69; 6 beyitli 32; 7 beyitli 27; 9 beyitli 5; 10 beyitli 5; 11 beyitli 1; 12 beyitli 1; 13 beyitli 1;

14 beyitli 2 ve 23 beyitli 1 gazel.

Nedim Divanı’nda yer alan 166 gazelin beyit sayıları grafik olarak ise şu şekildedir:

Page 9: Nedim’in “müsün nesin” redifli gazelinin şerhi ve gazelde dikkat çeken bazı yapısal özellikler

Nedim’in “Müsün Nesin” Redifli Gazelinin Şerhi Ve Gazelde Dikkat Çeken… 819

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/3 Winter 2014

Grafik 1: Nedim Divanı’ndaki Gazellerin Beyit Sayıları Dağılımı

Grafikten anlaşılacağı üzere Nedim en fazla ve sırasıyla 5, 6 ve 7 beyitlik gazelleri tercih

etmiş, 8 beyit ve üstüne fazla yer vermemiştir. Bu durum Klasik Türk şairlerinin bir gazeldeki beyit

sayısı tercihleriyle uyuşmaktadır. Edith Ambros'un (Okuyucu, 2010:175)” 16.yy’a ait 17 divandan

11002 gazeli esas alarak yaptığı bir incelemede uzunluk bakımından şu neticeler ortaya çıkmıştır:

Beyit

Sayısı 4 5 6 7 8 9 10

Gazel 29 7957 555 2037 137 195 27

“Tablodan çıkan neticeye göre en fazla tercih edilen beyit sayısı 5 ve 7 olup bunların genel

toplam içindeki yüzdeleri % 90,8'e tekabül etmektedir. Diğer taraftan gazellerde 7 beytin 6

beyitten, keza 9 beytin 8 beyitten fazla kullanılması tek sayılara verilen değerle ilgili olmalıdır

(Ambros, 1-8, akt. Okuyucu, 2010:175).” Üzerinde inceleme yaptığımız gazelin ise diğer gazellere

oranla daha fazla beyitten oluşması, şiirin tamamına yerleştirilmek istenen ritimle ve son beyitte

şairin de söylediği gibi kulağa hoş gelen tekrarların sayısını artırma isteği ile açıklanabilir.

Bu heşt-beyt ile yine hakkâ ki ey Nedîm

İmzâ’i-ı belâgata kilkün sekizlidür

Nedim’in 8 beyitli bir gazelinin makta beytinde söylediği bu dizelerden 8 beyitli gazellerini

belâgat açısından beğendiği de anlaşılmaktadır.

2.2. Gazelin Ses İncelemesi

2.2.1. Vezin

Gazelin vezni “mef'ûlü / fâ'ilâtü / mefâ'îlü / fâ'ilün” dür. Nedim bu kalıbı divanında 3

kaside, 31 gazel, 1 müstezâd, 1 taştîr ve 3 kıtada kullanmıştır. Bu kalıp Türk şiirinde Muzârî

bahrinin en çok kullanılan kalıbı olduğu gibi Türk aruzunun öteki kalıpları arasında da en çok

başvurulanlardan biridir. İlk devirlerden başlayarak kesintisiz hemen her şairin beğendiği ve

benimsediği bir kalıp olup bütün nazım şekillerinde; ama daha çok kaside ve özellikle de gazellerde

görülür. (İpekten, 2010:247-248)

Gazeldeki aruz unsurlarını dört başlık altında toplayabiliriz.

4 Beyitli

4%

5 Beyitli

41%

6 Beyitli

19%

7 Beyitli

16%

8 Beyitli

9%

8 Beyit

Üstü

10%

Page 10: Nedim’in “müsün nesin” redifli gazelinin şerhi ve gazelde dikkat çeken bazı yapısal özellikler

820 Orhan KAPLAN

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/3 Winter 2014

2.2.1.1. Medd

Gazelde 1.beyitte “hüsn” kelimesinde, 2. beyitte “hâl” ve “pâsbân” kelimesinin ikinci

hecesinde, 4. beyitte “feryâd” kelimesinin ikinci hecesinde, 7.beyitte “sürh” kelimesinde olmak

üzere toplam 5 defa medd yapılmıştır. 3,5,6 ve 8. beyitlerde ise medd yoktur.

Dilçin’e (1991:71) göre şiir sanatında gerçekten usta olan şairler meddi, çoğu yerde de

imaleyi bir ses sanatı haline getirmişlerdir. Medd, sözü vurgulayan, anlamı pekiştiren, anlama bir

genişlik ve derinlik kazandıran biçimdedir. Nedim’in de aruza olan hakimiyeti ile medleri bilinçli

bir şekilde kullandığı görülmektedir:

Birinci beyit, cüz ve tef’ilelere ayrılarak şu şekilde gösterilebilir:

Ey tur re / bâ ğ-ı hüs n / de sün bül mü / sün ne sin

/ * / / *

Ey hâ l-i / fit ne yoh sa / ka ran fül mü / sün ne sin

/ * / / *

Mef û lü / Fâ ‘i lâ tü / Me fâ ‘î lü / Fâ ‘i lün

“hüsn” sözcüğünde yapılan medd, anlam genişlemesi yoluyla sevgilinin güzelliğinin

büyüklüğünü, şairin bu güzelliğe olan hayranlığını, güzellik bağının yüceliğini daha belirgin

hissettirmektedir. Sözcüğün aynı zamanda tef’ile sonuna denk getirilmesi de vezin gereği kısa bir

duraklamayı zorunlu kılmakta bu da dikkati bir daha aynı sözcük üzerinde yoğunlaştırmaktadır.

İkinci beyitte ise “hâl” ve “pâsbân” sözcükleri üzerinde medd vardır:

Ey hâ l / pâ s bâ nı / mı sın sen o / ger de nin

/ * / / *

Kâ fûr i / çin de hab be / i fül fül mü / sün ne sin

/ * / / *

Mef û lü / Fâ ‘i lâ tü / Me fâ ‘î lü / Fâ ‘i lün

Sevgilinin yüzündeki benin gece bekçisine benzetildiği beyitte “hâl” ve “pâsbân”

sözcükleri üzerinde yapılan medler, şairin sitemle karışık beğenme duygularını ön plana

çıkarmaktadır. Birinci tef’ileye “ey” seslenme ünlemiyle başlayıp daha sonra “hâl” sözcüğünde ve

ikinci tef’ilede “pâsbân” sözcüğünde art arda yapılan medler, beytin seslenme uzunluğunu

artırmaktadır. Bu da geceler boyunca etrafı dolaşan, ara ara düdük çalarak veya bağırarak asayişi

sağlayan bekçilerin sesini beyitte duyurmaktadır. Beyitte, bekçiden (hâl) duyulan rahatsızlık dile

getirilirken diğer taraftan bu güzellik unsuruna karşı duyulan gizli bir hayranlık da medlerle daha

fazla hissettirilmektedir.

4. beyitte yer alan medd ise “feryâd” sözcüğündedir:

Fer yâ d / ey ki riş me / a mân ey ni / gâ ha man

/ * / / *

Zeh r-i hı / red be lâ -yı / ta ham mül mü / sün ne sin

/ * / / *

Mef û lü / Fâ ‘i lâ tü / Me Fâ ‘î lü / Fâ ‘i lün

Beyitte nazlı bakışlarıyla âşığın gönlünü alan güzelden Nedim, yardım istemekte ve

feryadının duyulmasını beklemektedir. Şairin içinde bulunduğu çaresizlik hali “feryâd”

Page 11: Nedim’in “müsün nesin” redifli gazelinin şerhi ve gazelde dikkat çeken bazı yapısal özellikler

Nedim’in “Müsün Nesin” Redifli Gazelinin Şerhi Ve Gazelde Dikkat Çeken… 821

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/3 Winter 2014

kelimesinde yapılan med ile daha yüksek sesle dile getirilmektedir. Aynı zamanda medd kelimeye

anlamca nidâ yüklemekte ve yardım isteyen birinin çığlıklarını duyurmaktadır. Meddin yapıldığı

seste tef’ilenin son bulması da vurguyu artırmaktadır. İkinci tef’ilenin “ey” olması ve söyleyiş

bakımından “feryâ dey” şeklinde ulamalı okunması gereken hecelerde vezin gereği ulama

yapılamamaktadır. İpekten’e (2010: 142-143) göre ulama yapılacak yerde ulama yapılmazsa kulağa

hoş gelmeyen bir sekt, bir kesinti oluşur. Bununla beraber ulama yapmadan, ortaya çıkan kesintiyi

hissettirmeyip, üstelik mısraı daha anlamlı ve âhenkli kılmak için bunu bir duraksama olarak

ustalıkla kullanan şairler de vardır. Nedim’in “feryâd” kelimesinden sonra yaptığı sekt, medle

birlikte daha anlamlı hale gelmekte ve beytin anlamına doğrudan katkı sunmaktadır.

2.2.1.2. İmâle

Gazelin 4.beytinde “zehr-i hıred”, 5.beyitte “ruh-ı leb”, ve “şârih-i kitâb” tamlamalarında

ve “Gül ü Mül” yapısındaki Farsça bağlama edatında imâle yapılmıştır. İmâlelerin genellikle

Farsça tamlama eki olan kesre-i izafet –i’sine denk getirilmesi aruz kusurunu en aza indirmiştir.

2.2.1.3. Zihâf

Uzun okunması gereken hecenin kısa okunmasıyla oluşan aruz kusurudur. İpekten

(2010:156), kelimenin kalıbını değiştirerek uzun heceleri kısa okumanın; kelimenin aslını ve

alışılmış âhengini bozmak anlamına geleceğini, kulağa hoş gelmediğini ve üstelik rahatsız ettiği

için zihâfın imâleye göre büyük yanlışlık sayıldığını vurguladıktan sonra şairlerin ellerinden

geldiğince bunu yapmamağa çalıştıklarını ifade eder. Nitekim Nedim’in 8 beyitlik bu gazelinde hiç

zihâf yoktur.

2.2.1.4. Vasl (Ulama)

Sessiz harfle biten bir heceden sonra sesli harfle başlayan bir söz gelirse, sondaki sessiz,

ikinci kelimenin seslisine bağlanarak birlikte okunur. İpekten’e (2010: 142) göre ulama, aruz

uygulamasında çok kullanılmış ve üstelik bir şiirde âhenk yaratması içinde gerekli sayılmıştır.

Vasl, genel olarak aruz kusuru sayılmamaktadır. Hatta başarılı şairler, ulamayı şiirde ustalıkla

uygulayarak bununla belli bir ritim de yakalarlar. Nedim’in gazelinde toplam altı tane vasl

yapılmıştır. Bunlar: 3. beytin birinci dizesinde “ebrûlar üzre”, 3. beytin ikinci dizesinde “ey kâkül

âşinâ”, 4. beytin birinci dizesinde “nigâh amân” ve “amân ey”, 5. beytin ikinci dizesinde “gül ü”,

6. beytin birinci dizesinde “yetişsin ol”,

Nedim’in gazelinde yer alan aruz unsurlarının dağılımı tablo ve grafik olarak şöyledir:

Tablo 1: Gazeldeki Aruz Vezni Unsurlarının Dağılımı

Beyitler Medd İmâle Zihaf Vasl

1.Beyit 1

2.Beyit 2

3.Beyit 2

4.Beyit 1 1 2

5.Beyit 3 1

6.Beyit 1

7.Beyit 1

8.Beyit 1

Toplam 5 5 0 6

Page 12: Nedim’in “müsün nesin” redifli gazelinin şerhi ve gazelde dikkat çeken bazı yapısal özellikler

822 Orhan KAPLAN

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/3 Winter 2014

Grafik 2: Gazeldeki Aruz Vezni Unsurlarının Dağılımı

Görüldüğü üzere en büyük aruz kusuru sayılan zihaf, gazelde bulunmamaktadır. Şair,

imâleyi, vaslı ve meddi ise şiirin ezgisine ve anlamına katkı sağlayacak bir şekilde kullanmıştır. Bu

durum Nedim’in aruzu, yerel söyleyişe zorlanmadan uygulayabildiğini göstermektedir.

2.2.2. Kafiye ve Redif

Gazelin kafiyesi “-ül”, redifi de “-müsün nesin”’ dir. Klâsik Türk Şiirinde ağırlıklı olarak

kullanılan kafiyeler tam ve zengin kafiyedir. Bu gazelde tam kafiye kullanılmasına rağmen şiirin

sahip olduğu ritmik hareket redifle sağlanmıştır. Akün’e (1994:402) göre, redif, simetrik tekerrürü

ile şiiri belirli bir kavram veya bir konu etrafında toplayan, bir atmosfer yaratan mihver olmuştur.

Çok defa şiirde belirli bir duygu ve düşünceye zemin hazırlayan redif ona “yek-âhenk” diye

vasıflandırılan konu bütünlüğü kazandırır. Nedim’in gazeli de “müsün nesin” redifi üzerine inşâ

edilmiş olup bu redif, vurguyu sürekli üzerine çekmektedir. Şairin titizlikle belirlediği bu redifin

önemli özelliği iki soruyu içinde barındırmasıdır. İlk olarak sevgiliye özelliği söylenen nesne olup

olmadığı sorulmakta, “eğer bu değilsen o zaman sen nesin” denilerek redif üzerinde ısrarlı bir

duruş sergilenmektedir. Bu şekilde kendi heyecanını, hayretini ve sevgiliyi yüceltme iştiyakını,

soru sorma yoluyla lâtif bir edaya dönüştüren Nedim, sevgiliyi dolaylı yoldan beğendiğini ve ona

olan hayranlığını redif üzerinden dillendirmektedir. Redif, gazelin her beytinin sonunda

tekrarlanmak suretiyle gazele belli bir âhenk kazandırmakta, gazelin tamamına karşılıklı bir

konuşma havası vermekte, aynı zamanda mânayı da kuvvetlendirmektedir.

2.2.3. Ünlü ve Ünsüzler

Gazelde dikkati çeken bir diğer unsur ünlü ve ünsüz harflerin kullanımıyla ilgilidir. Bu

bölümde, gazelde geçen sesler, “kalın/ince oluşuna göre ünlüler” ve “sürekli/süreksiz oluşuna göre

ünsüzler” başlıkları altında incelenmiş ve bu seslerin gazelin anlamıyla olan ilişkisi tartışılmıştır.

2.2.3.1. Kalın/İnce Oluşuna Göre Ünlüler

Kalın ünlüler, ağız boşluğunun gerisinde oluşan ünlülerdir ve dil biliminde bu ünlülere

“art” ünlüler denmektedir. Boşluğun ileri kısmında oluşan “ön ünlüler” ise “e”, “i”, “ö” ve “ü”

’dür. Yapılan sayımlar sonucunda gazelin kalın ve ince sesler bakımından oranlarının şu şekilde

olduğu görülmüştür:

Medd

31%

İmâle

31%Zihâf

0%

Vasl

38%

Page 13: Nedim’in “müsün nesin” redifli gazelinin şerhi ve gazelde dikkat çeken bazı yapısal özellikler

Nedim’in “Müsün Nesin” Redifli Gazelinin Şerhi Ve Gazelde Dikkat Çeken… 823

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/3 Winter 2014

Tablo 2: Kalın/İnce Oluşuna Göre Ünlüler

Beyit Kalın/İnce Ünlüler Sıklık %

1.Beyit Kalın(aıou) 8 29.63

İnce(eiöü) 19 70.37

2.Beyit Kalın(aıou) 10 38.46

İnce(eiöü) 16 61.54

3.Beyit Kalın(aıou) 10 35.71

İnce(eiöü) 18 64.29

4.Beyit Kalın(aıou) 11 40.74

İnce(eiöü) 16 59.26

5.Beyit Kalın(aıou) 7 25.00

İnce(eiöü) 21 75.00

6.Beyit Kalın(aıou) 9 32.14

İnce(eiöü) 19 67.86

7.Beyit Kalın(aıou) 6 22.22

İnce(eiöü) 21 77.78

8.Beyit Kalın(aıou) 8 28.57

İnce(eiöü) 20 71.43

Gazel Kalın(aıou) 70 31.96

İnce(eiöü) 149 68.04

Grafik 3: Kalın/İnce Oluşuna Göre Ünlüler

Tablodan ve grafikten anlaşılacağı üzere ince ünlülülerin en fazla kullanıldığı beyit 7.

beyittir.

Ey reng-i çehre ben hele farkında âcizim

Gül-penbe yâ ki sürh ya gülgül müsün nesin

Bu beyitte şair sevgilinin yüzünün rengini tam olarak belirleme konusunda aciz olduğunu

belirtirken sesinin tonunu iyice azaltarak konuşmaktadır. Şair, adeta bir sultan karşısında aciz bir

kulun sesini yumuşatarak ve biraz da naif bir edayla konuşması gibi sevgilinin yanağına olan

hayranlığını dile getirmektedir. Bu beyti ses tonunu artırarak gür bir sesle okumaya imkân yoktur.

Bunda şairin seçtiği ince seslerin etkisi söz konusudur. Burada karşılaştırma imkânı vermesi adına

0

20

40

60

80

100

İnce

Kalın

Page 14: Nedim’in “müsün nesin” redifli gazelinin şerhi ve gazelde dikkat çeken bazı yapısal özellikler

824 Orhan KAPLAN

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/3 Winter 2014

kalın ünlülerin en fazla kullanıldığı 4. beyte bakıldığında sesin anlamla yakın ilişkisi daha yakından

görülebilir.

Feryâd ey kirişme amân ey nigâh amân

Zehr-i hıred belâ-yı tahammül müsün nesin

Bu beyitte şair feryâd ederek sevgiliden aman dilemektedir. Tahammül gücünün

kalmadığını, aklını iyice yitirdiğini söylerken sesini yükselten şair, âdeta bir isyan içindedir. Bir

başka deyişle sevgilinin güzelliği, şairin dünyasını alt üst ederken şair, sevgiliden yardım

dilenmekte ve bunu yaparken de sesini biraz daha gür çıkararak üst perdeden konuşmaktadır.

Burada diğer beyitlere oranla ses tonunun kalınlaşmasında kullanılan kalın ünlülerin de etkisi söz

konusudur.

Grafik 4: Gazelin Tamamında Kalın/İnce Oluşuna Göre Ünlülerin Dağılımı

Tablodan ve grafikten hareketle gazelin tamamında ince seslerin hâkim olduğu

görülmektedir. Bu oran gazelin tamamında % 68.04 ince ünlü, %31.96 kalın ünlü şeklindedir.3

Şairin kelime seçimlerinde sesleri, şiirin anlamıyla uygun bir şekilde tercih ettiği ve kelime

seçimlerinde özen gösterdiği görülmektedir. Şiirin tamamında “e”, “i”, “ö” ve “ü” seslerinin yoğun

bir şekilde kullanan şair, ses tonunu gazelin tamamına yayarak melodik bir âhenk oluşturmuştur.

2.2.3.2. Sürekli/Süreksiz Oluşuna Göre Ünsüzler

Sürekli ve süreksiz ünsüzler bir şiirin okunması sırasında çıkan seslerin sürelerini

belirlemesi bakımından dikkat çekicidir. Süreksiz olan ünsüzler söylendiğinde ses bir çırpıda

ağızdan çıkmakta ve sesin devamlılığı söz konusu olmamaktadır. Sürekli olanlarda ise ses bir

miktar daha devam etmektedir. Örneğin süreksiz ünsüzlerle oluşturulmuş “kapat” kelimesinin

okunma süresi ile sürekli ünsüzlerle aynı harf sayısı ve aynı vokallerle oluşturulmuş “yalan”

kelimesinin okunma süresi farklıdır. Bir kelime üzerinde geçen sürenin fark edilmesi belirgin

olmasa da aruzla oluşturulmuş gazellerin kendine has okunuşu sırasında bu fark hissedilmektedir.

Gazelin sürekli/süreksiz oluşuna göre ünsüz dağılımı şu şekildedir:

3 Bu oranın, farklı şairlerden rastgele seçerek belirlediğimiz çok sayıda gazelin ünlü/ünsüz dağılımına göre ciddi bir oran

olduğunu burada söylememiz gerek. İnceleme için bu gazelin seçilmesinde de söz konusu durum etkili olmuştur.

Kalın

Ünlüler

32%

İnce

Ünlüler

68%

Page 15: Nedim’in “müsün nesin” redifli gazelinin şerhi ve gazelde dikkat çeken bazı yapısal özellikler

Nedim’in “Müsün Nesin” Redifli Gazelinin Şerhi Ve Gazelde Dikkat Çeken… 825

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/3 Winter 2014

Tablo 3: Sürekli/Süreksiz Oluşuna Göre Ünsüzler

Beyit Sürekli/Süreksiz Oluşuna Göre Ünsüzler Sıklık %

1.Beyit Sürekli(fğhjlmnrsşvyz) 34 85.00

Süreksiz(bcçdgkpt) 6 15.00

2.Beyit Sürekli(fğhjlmnrsşvyz) 27 75.00

Süreksiz(bcçdgkpt) 9 25.00

3.Beyit Sürekli(fğhjlmnrsşvyz) 26 70.27

Süreksiz(bcçdgkpt) 11 29.73

4.Beyit Sürekli(fğhjlmnrsşvyz) 31 83.78

Süreksiz(bcçdgkpt) 6 16.22

5.Beyit Sürekli(fğhjlmnrsşvyz) 28 75.68

Süreksiz(bcçdgkpt) 9 24.32

6.Beyit Sürekli(fğhjlmnrsşvyz) 26 65.00

Süreksiz(bcçdgkpt) 14 35.00

7.Beyit Sürekli(fğhjlmnrsşvyz) 28 70.00

Süreksiz(bcçdgkpt) 12 30.00

8.Beyit Sürekli(fğhjlmnrsşvyz) 28 71.79

Süreksiz(bcçdgkpt) 11 28.21

Gazel Sürekli(fğhjlmnrsşvyz) 228 74.51

Süreksiz(bcçdgkpt) 78 25.49

Gazelin tamamında sürekli ünsüzlerin oranı %74.51 iken süreksiz ünsüzlerin oranı

%25.49’dur. Dilin gereği olarak bu oranların dağılımında çok ciddi bir anormallik yoktur. Ancak

gazelin 1. beytinde bu oran %85 - %25 sürekli ünsüzlerin lehinedir. Başından sonuna kadar bir

seslenme gazeli olan bu şiirde ilk beytin sesleri uzun soluklu bir söyleyişe sahiptir. Beytin birinci

ve ikinci dizesinde yer alan “ey” ünleminin çağrışım gücü, kullanılan sürekli ünsüzler tarafından

desteklenmiştir. Hemen hemen bütün sesler yapılmak istenen övgüyü ses bazında vurgulamaktadır.

Grafik 5: Sürekli/Süreksiz Oluşuna Göre Ünsüzler

Grafik 7’den görüleceği üzere süreksiz ünsüzlerin en fazla olduğu beyit 6. beyittir. Bu

beyitte şair sevgiliden hem aman dilemekte, hem de acele gel, yetiş diyerek tez canlı bir ruh halinin

profilini çizmektedir. Böyle bir ruh halinin bir nefeste çıkan süreksiz ünsüzlerle uyum sağladığı

düşünülebilir.

0

20

40

60

80

100

Sürekli

Süreksiz

Page 16: Nedim’in “müsün nesin” redifli gazelinin şerhi ve gazelde dikkat çeken bazı yapısal özellikler

826 Orhan KAPLAN

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/3 Winter 2014

2.2.4. Ses ve Söz Tekrarları

Klasik Türk şiirinde ses ve söz tekrarları bir şiirin edebî değerini belirleyen önemli

kriterlerden biridir. Eğer yerinde ve gerektiği kadar kullanılırsa şiirin sanatsal yapısını

güçlendirirken aşırıya kaçıldığında değerini düşüren bir unsur olmaktadır. Bu bakımdan kulağa

hitap eden yönü itibarıyla ses ve söz tekrarlarının belli bir düzeyde tutulmasında fayda

görülmektedir. Nedim’in bu konudaki hassasiyeti bu gazelde de görülmektedir. Şiirin tamamında -

n, -s, -l, -m ve –r sesleri hâkim seslerdir. Dilin gereği olarak bu seslerin çok kullanıldığı

söylenebilir; fakat şairin hemen hemen her beyitte bu sesleri armoni oluşturacak şekilde kullanmayı

başardığı görülmektedir. Gazelin beyitlerinde ayrı ayrı ses sayımları yapılmış 7 ve üstü olan sesler

aşağıda gösterilmiştir.

1. Beyitte –n sesi 10, -s sesi 7, –ü sesi 8 defa,

2. Beyitte –n sesi 9, –e sesi 7 defa,

3. Beyitte –a sesi 7 defa,

4. Beyitte –a sesi 9, -e sesi 8 defa,

5. Beyitte –e sesi 7, -n sesi 7, –i sesi 7, -ü sesi 7 defa,

6. Beyitte –e sesi 8, -i sesi 8, –a sesi 7 defa,

7. Beyitte –e sesi 10, -n sesi 7 defa,

8. Beyitte –e sesi 11 defa kullanılmıştır.

Şiirde yoğun bir şekilde kullanılan bu seslerin yanında gazelin tamamında en fazla tekrar

eden bazı heceler ise şunlardır: “ne” (11 defa), “-sin” (10 defa), “-sün” (9 defa), “ey” (9 defa), “-

mü” (8 defa). Tekrar eden bu seslerin genellikle kafiye ve redifte oluşması aynı zamanda göze hitap

etmektedir. Bilindiği üzere Arap harfli divanlarda beyitler yan yana dizilmekte bu da kafiye ve

redifin daha net görülmesine imkân vermektedir. Nedim’in bu gazelinde, bu ses benzerlikleri koyu

gösterilmek suretiyle aşağıdaki şekilde vurgulanmıştır.

Şekil 1: Gazelin Kafiye ve Rediflerin Divandaki Görünümü

Gazelde 9 defa tekrarlanmak suretiyle en fazla kullanılan kelime “ey” seslenme ünlemi ile

“nesin” soru zamiridir. Bunu 8 defa tekrar ile “müsün” soru edatı takip etmektedir. Bu kelimelerin

belli aralıklarla tekrar edilmesi ve seslerin gazelin bütününe yayılması şiirin ses yönünü olduğu

kadar mâna yönünü de sağlamlaştırmaktadır. Saraç (2010:196) tekrir sanatı ile şairin belli

aralıklarla döndüğü ruh halini, üzerinde durduğu, cazibesine kapıldığı, tercih ettiği, heyecanının

Page 17: Nedim’in “müsün nesin” redifli gazelinin şerhi ve gazelde dikkat çeken bazı yapısal özellikler

Nedim’in “Müsün Nesin” Redifli Gazelinin Şerhi Ve Gazelde Dikkat Çeken… 827

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/3 Winter 2014

kendisini sevk ettiği unsurları, kavramları gösterdiğini söyler. Nedim de gazelinde sevgilinin

güzelliği karşısında yaşadığı ruhsal coşkunluğunu yukarıda bahsettiğimiz kelimelerle

gerçekleştirmiştir.

2.3. Gazelin Sözdizimi İncelemesi

Bu bölümde gazelin kelime, tamlama ve cümle çeşitleri ile yapıları üzerinde durulacaktır.

2.3.1. Kelime Çeşitleri ve Yapıları

Gazelin kelime kadrosunun dillere göre tasnif edildiği bu bölümde dilimize Arapça ve

Farsçadan girmiş bazı kelimeler, Türkçe başlığı altında toplanmıştır. Büyük Türkçe Sözlük’te yer

alan ve bugün için Türkçe olarak kabul ettiğimiz kelimeler şunlardır. Arapça: “aman, karanfil, aciz,

kitap, habbe, lutfet, lehce, tahammül, farkında, belâ, fitne”; Farsça: “penbe, sünbül, gül, -ki, zehr,

çehre, şişe, hoş, feryâd, kakül, reng.”

Tablo 4: Gazelin Kelime Kadrosu

İsim Fiil Sıfat Zamir Zarf Edat Bağlaç Ünlem Toplam

Türkçe 22 7 2 14 3 10 5 12 75

Farsça 19 2 2 1 24

Arapça 12 12

Toplam 53 7 4 14 3 12 6 12 111

Gazelde geçen 111 kelimenin köken itibariyle 75’i Türkçe, 12’si Arapça ve 24’ü Farsçadır.

Buradan hareketle gazelin dilinin sade olduğu söylenebilir.

Grafik 6: Gazelde Kullanılan Kelimelerin Dillere Göre Oranları

Grafikte çıkan oranın bu şekilde olmasında Nedim’in Türkçe ünlem, zamir ve bağlaçlara

yer vermesi, Nedimâne şiir tarzının kendine has kelime dağarcığına dâhil edilebilecek olan “aman,

nesin, lütfet, yohsa” gibi yerel söyleyişleri etkili olmuştur.

Gazelde dikkati çeken bir diğer husus nidâların çokluğudur. Necâti Bey Divanı’ndaki nidâ

gazellerini tespit eden Yalçınkaya (2010:35), gazelde bir sanatın şiire yayılmasının, gazelin

bütünlüğü meselesi için dikkat çekici veriler sunduğunu belirttikten sonra, bu gazellerin birlik

olarak inşâ edildiğini, dolayısıyla bir beyit ya da kelimenin gazelden çıkarılamayacağını /

değiştirilemeyeceğini söyler. Bu tespit Nedim’in bu gazeli için de geçerlidir. Nitekim gazelin

başından sonuna kadar bir seslenme gazeli olması ve seslenmelerin beytin sonunda soru edatlarıyla

pekiştirilmesi, şiirin okuyucuyla hızlı bir iletişim kurmasını, duygu ve heyecanların daha yakından

hissedilmesini sağlamaktadır.

Türkçe67%

Arapça11%

Farsça22%

Page 18: Nedim’in “müsün nesin” redifli gazelinin şerhi ve gazelde dikkat çeken bazı yapısal özellikler

828 Orhan KAPLAN

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/3 Winter 2014

2.3.2. Tamlama Çeşitleri ve Yapıları

Gazelde 11 tane ikili ve 1 tane de üçlü tamlamaya yer verilmiştir. Arapça, Farsça ve

Türkçe kelimeler genellikle Farsça dilbilgisi kurallarına göre isim ve sıfat tamlamasına

dönüştürülmüştür. Farsça tamlama oluşturma sebebi olarak aruzun bu tarz tamlamalara daha yatkın

bir vezin olması düşünülebilir.

Tablo 5: Gazelde Geçen Tamlamalar

İkili Tamlamalar Üç Kelimeden Oluşan Tamlamalar

bâğ-ı hüsn Şârih-i kitâb-ı gül ü mül

hâl-i fitne

habbe-i fülfül

âşinâ-yı tekâsül

zehr-i hıred

belâ-yı tahammül

hüsn-i ruh u leb

kad-i bâlâ

reng-i çehre

lehce-i Nedim

gülû-yı şişe

17. Yüzyıldan itibaren Sebk-i Hindî akımı ile dilin ağırlaştığı, terkiplerin sayısının arttığı

ve bu yapının 18. yüzyılda da etkili olduğu bir dönemde üç ve daha fazla kelimeden oluşan

tamlama sayısının bu kadar az olması Nedim’in sadeleşme çizgisini göstermesi yönüyle önemlidir.

2.3.3. Cümle Çeşitleri ve Yapıları

8 beyitlik bir gazelde 28 cümlenin yer alması hayranı olduğu kişi karşısında onu öve öve

bitiremeyen birinin kısa ama vurgulu konuşmalarını çağrıştırmaktadır. Şairin muhatabıyla sürekli

konuşuyormuş hissi uyandırdığı bu cümleler olumlu-soru şekliyle tekrarlanmak suretiyle

oluşturulmuştur. Nedim’in mahallî söyleyişin temsilcisi olmasında bu üslûbun etkisi de rol

oynamaktadır.

Gazelde yer alan cümlelerin çeşitlerine baktığımızda karşımıza şöyle bir tablo çıkmaktadır:

Tablo 6: Gazelin Cümle Çeşitleri

Cümle

Sayısı

Yüklemin Türüne

Göre

Anlamına

Göre

Yapısına

Göre

Öğelerin Dizilişine

Göre

1.Beyit 4

İsim Olumlu ----------- Kurallı

İsim Olumlu ----------- Kurallı

İsim Olumlu ----------- Kurallı

İsim Olumlu ----------- Kurallı

2.Beyit 3

İsim Olumlu ----------- Devrik

İsim Olumlu ----------- Kurallı

İsim Olumlu ----------- Kurallı

3.Beyit 3

Fiil Olumsuz Girişik-

Bileşik Kurallı

İsim Olumlu ----------- Kurallı

İsim Olumlu ----------- Kurallı

Page 19: Nedim’in “müsün nesin” redifli gazelinin şerhi ve gazelde dikkat çeken bazı yapısal özellikler

Nedim’in “Müsün Nesin” Redifli Gazelinin Şerhi Ve Gazelde Dikkat Çeken… 829

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/3 Winter 2014

4.Beyit 3

İsim Ünlem ----------- Kurallı

İsim Olumlu ----------- Kurallı

İsim Olumlu ----------- Kurallı

5.Beyit 3

İsim Olumlu ----------- Kurallı

İsim Olumlu ----------- Kurallı

İsim Olumlu ----------- Kurallı

6.Beyit 6

Fiil Olumlu ----------- Kurallı

Fiil Olumlu ----------- Devrik

Fiil Olumlu ----------- Kurallı

Fiil Olumlu ----------- Kurallı

İsim Olumlu ----------- Kurallı

İsim Olumlu ----------- Kurallı

7.Beyit 3

İsim Olumlu ----------- Kurallı

İsim Olumlu ----------- Kurallı

İsim Olumlu ----------- Kurallı

8.Beyit 3

İsim Olumlu ----------- Devrik

İsim Olumlu ----------- Kurallı

İsim Olumlu ----------- Kurallı

Hemen hemen bütün cümlelerin kurallı, isim cümlesi ve olumlu-soru cümlesi olduğu

görülmektedir. Dilçin (1991:83) gazelde geçen isim cümlelerinin söz açısından kısa, anlam

açısından yoğun olduklarını, karşı tarafa iletilecek sözün daha vurucu ve iz bırakıcı olması için bu

cümlelerin seçildiğini söylemektedir. Nedim’in gazelinde bu, sevgiliyi yücelten kasıtlı sorular

şeklindedir.

2.4. Gazelin Anlam İncelemesi

Gazelin anlam incelemesinde iletişim öğesi olarak gönderici (anlatıcı), bildiri (ileti, nesne)

ve alıcı tablo halinde gösterilmiştir. Gazelde bütün beyitlerde gönderici şair, alıcı da 8. beyit hariç

sevgilidir.

Tablo 7: Gazelin İletişim Öğeleri

Beyitler Gönderici

(Anlatıcı)

Bildiri

(İleti,Nesne) Alıcı

1. Beyit Şair

Sevgilinin kıvrım kıvrım olan saç lülesinin güzellik bağında

sümbülden daha güzel olduğu ve sevgilinin yüzündeki ortalığı

karıştırıcı benin karanfil gibi olduğu,

Sevgili

2. Beyit Şair Sevgilinin yüzündeki benin sevgilinin boynunda gece bekçisi gibi

ve kâfur içindeki karabiber tanesi gibi olduğu, Sevgili

3. Beyit Şair

Büklüm büklüm olan saçların sevgilinin kaşları üzerine bir kez

olsun sarkmaması ve bundan dolayı sevgilinin umursamazlıkla

suçlanması,

Sevgili

4. Beyit Şair

Nazlı ve bakışlarıyla âşığın gönlünü alan güzelden yardım

dilenmesi, aklı zehirleyen ve tahammül gücünü yok eden biri

olarak suçlanması,

Sevgili

5. Beyit Şair

Sevgilinin yüzündeki ayva tüylerinin sevgilinin dudağı ile

yanağındaki güzelliği artırması, gül-şarap kitabını açıklayan bir

şârihe benzetilmesi,

Sevgili

Page 20: Nedim’in “müsün nesin” redifli gazelinin şerhi ve gazelde dikkat çeken bazı yapısal özellikler

830 Orhan KAPLAN

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/3 Winter 2014

6. Beyit Şair Sevgiliden lütuf beklenmesi, uzun boylu sevgiliye kavuşma

isteği ve sevgilinin anlamamazlıktan gelmesi, Sevgili

7. Beyit Şair

Sevgilinin yüzünün renginin gülpembe mi yoksa kırmızı bir

renkte olduğunu fark etmekte aciz kalınması, sevgiliye dolaylı

olarak gül denmesi,

Sevgili

8. Beyit Şair Nedim’in dilindeki tekrarların gönle hoş gelmesi ve bunu şişenin

veya sürahinin boğazından çıkan sese benzemesi. Şair

Sonuç ve Tartışma

Bu incelemeden hareketle gazelin başından sonuna kadar sahip olduğu ses kümelerinin,

şiirin anlamıyla doğrudan ilgisinin olduğu ve şairin kelime seçiminde söz ve anlam dengesini

bilinçli bir şekilde biçimlendirdiği görülmektedir. En büyük aruz kusuru sayılan zihaf, gazelde

bulunmamaktadır. Şair, imâleyi, vaslı ve meddi ise şiirin ezgisine ve anlamına katkı sağlayacak bir

şekilde kullanmıştır. Gazel, “müsün nesin” redifi üzerine inşâ edilmiş olup bu redif, vurguyu

sürekli üzerine çekmektedir. Kendi heyecanını, hayretini ve sevgiliyi yüceltme iştiyakını, soru

sorma yoluyla lâtif bir edaya dönüştüren Nedim, sevgiliyi dolaylı yoldan beğendiğini ve ona olan

hayranlığını redif üzerinden dillendirmektedir. Redif, gazelin her beytinin sonunda tekrarlanmak

suretiyle gazele belli bir âhenk kazandırmış, gazelin tamamına karşılıklı bir konuşma havası

vermiş, aynı zamanda mânayı da kuvvetlendirmiştir. Gazelin tamamında ince seslerin hâkim

olduğu görülmektedir. Bu oran gazelin tamamında % 68.04 ince ünlü, %31.96 kalın ünlü

şeklindedir. Şairin kelime seçimlerinde sesleri, şiirin anlamıyla uygun bir şekilde tercih ettiği ve

kelime seçimlerinde özen gösterdiği görülmektedir. Şiirin tamamında “e”, “i”, “ö” ve “ü” seslerinin

yoğun bir şekilde kullanan şair, ses tonunu gazelin tamamına yayarak melodik bir âhenk

oluşturmuştur. Şiirin tamamında -n, -s, -l, -m ve –r sesleri hemen hemen her beyitte armoni

oluşturacak şekilde kullanılmıştır. Gazelde geçen 111 kelimenin köken itibariyle 75’i Türkçe, 12’si

Arapça ve 24’ü Farsçadır. Nedimâne şiir tarzının kendine has kelime dağarcığına dâhil edilebilecek

olan “aman, nesin, lütfet, yohsa” gibi yerel söyleyişler ve Türkçe ünlem, zamir ve bağlaçlar gazelde

sade bir dil oluşturmuştur. Gazelde 11 tane ikili ve 1 tane de üçlü tamlamaya yer verilmiş, Arapça,

Farsça ve Türkçe kelimeler genellikle Farsça dilbilgisi kurallarına göre isim ve sıfat tamlamasına

dönüştürülmüştür. 8 beyitlik gazelde 28 cümleye yer verilmiştir. Şairin muhatabıyla sürekli

konuşuyormuş hissi uyandırdığı bu cümleler, olumlu-soru şekliyle tekrarlanmak suretiyle

oluşturulmuştur. Hemen hemen bütün cümleler, kurallı, isim cümlesi ve olumlu-soru cümlesi

şeklinde olması kısa ve yoğun anlamın yakalamada etkili olmuştur. Bütün veriler, gazelin sahip

olduğu yapısal özellikle anlam dünyasının iç içe olduğunu ve gazeli oluşturan her bir parçanın

bütünle olan uyumuna işaret etmektedir. Vezin kullanımı, kafiye ve redif seçimi, ünlü/ünsüzlerin

dağılımı, periyodik ses ve söz tekrarları, gazelin kelime kadrosu, tamlamalar, cümle çeşitleri gibi

şiir diline yapılan bütün bu bilinçli müdahaleler, şiir yeteneğini sergilemede ve gazeli kelimelerle

örülü bir ses oyunu haline dönüştürmede Nedim’in ulaştığı seviyeyi göstermektedir.

Page 21: Nedim’in “müsün nesin” redifli gazelinin şerhi ve gazelde dikkat çeken bazı yapısal özellikler

Nedim’in “Müsün Nesin” Redifli Gazelinin Şerhi Ve Gazelde Dikkat Çeken… 831

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/3 Winter 2014

KAYNAKÇA

AKÜN, Ömer Faruk (1994). Divan Edebiyatı, İslam Ansiklopedisi. Cilt 9, İstanbul: Türkiye

Diyanet Vakfı.

BAYRAM, Yavuz (2007). Klasik Türk Şiirinde Duyguların Dili: Çiçekler, Turkish Studies

International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 2/4 Fall 2007.

BİLKAN, Ali Fuat (2009). Osmanlı Şiiri’ne Modern Yaklaşımlar, İstanbul: Timaş Yayınları.

ÇIPAN, Mustafa (1995). Fasîh Ahmed Dede, İslam Ansiklopedisi. Cilt 12, İstanbul: Türkiye

Diyanet Vakfı.

DEVELLİOĞLU, Ferit (2004). Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Ankara: Aydın Kitabevi.

DİLÇİN, Cem (1991). Fuzûlî’nin Bir Gazelinin Şerhi ve Yapısal Yönden İncelenmesi, Türkoloji

Dergisi, C.9. Ankara.

İPEKTEN, Haluk (2010). Eski Türk Edebiyatı Nazım Şekilleri ve Aruz, İstanbul: Dergâh

Yayınları.

MACİT, Muhsin. Nedîm Divanı, T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar

Genel Müdürlüğü (e-kitap). http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10635,nedim-

divanipdf.pdf?0 (ET.08.02.2014)

MAZIOĞLU, Hasibe (2012). Nedim’in Divan Şiirine Getirdiği Yenilikler, Ankara: Akçağ

Yayınları.

ONAY, Ahmet Talat (2009). Açıklamalı Divan Şiiri Sözlüğü (Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar

ve İzâhı, (Haz. Prof.Dr. Cemal Kurnaz), İstanbul: H Yayınları.

OKUYUCU, Cihan (2010). Divan Edebiyatı Estetiği, İstanbul: Kapı Yayınları.

PALA, İskender (2011). Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, İstanbul: Kapı Yayınları.

SARAÇ, M.A. Yekta (2010). Klâsik Edebiyat Bilgisi (Belâgat), İstanbul: Bilimevi Basın Yayın

Ltd. Şti.

YALÇINKAYA, Şerife (2010). Necâtî Bey’in Nidâ Gazelleri, Dokuz Eylül Üniversitesi Buca

Eğitim Fakültesi Dergisi 27.