i İÇİNDEKİLER Sayfa No İÇİNDEKİLER DİZİNİ i ÖNSÖZ v RESİMLERİN LİSTESİ vi ÇİZİMLERİN LİSTESİ xi ŞEKİLLERİN LİSTESİ xiv 1. GİRİŞ 1 1.1. Çalışmanın Amacı ve Kapsam 2 1.2. Çalışmada İzlenen Yöntem 3 1.3. Literatür Araştırması 4 2. TARİHİ SÜREÇ İÇERİSİNDE EĞİTİM VE ÖĞRETİMİN GELİŞİMİ 6 2.1. Avrupa’da Eğitim Öğretimin Gelişimi 6 2.1.1. Krallık Devrinde Yunan Eğitimi 6 2.1.2. Yunan Şehir Devletlerinde Eğitim Öğretim 6 2.1.2.1. Isparta Şehir Devleti’nde Eğitim 6 2.1.2.2. Atina Şehir Devleti’nde Eğitim 7 2.1.3. Yunan Eğitiminin Filozoflar Tarafından Yeniden Temellendirilmesi 7 2.1.4. Helenizm Devrinde Eğitim Öğretim 8 2.1.5. Antik Roma’da Eğitim Öğretim 10 2.1.6. Antik Hıristiyanlık’ta Eğitim Öğretim 12 2.1.7. Orta Çağ’da Eğitim Öğretim 12 2.1.8. Rönesans Devri’nde Eğitim Öğretim 14 2.2. Osmanlı Devleti’nden Önce Türklerde Eğitim Öğretim 16 2.2.1. İslam’dan Önce Türk’lerde Eğitim Öğretim 16 2.2.2. İslam’dan Sonra Türk’lerde Eğitim Öğretim 17 3. OSMANLI DEVLETİ’NDE EĞİTİM ÖĞRETİM 23 3.1. Geleneksel Eğitim Sistemi 23 3.1.1. Örgün Eğitim Birimleri 23 3.1.1.1. İlk Seviyedeki Eğitim Öğretim Birimleri 23 3.1.1.2. Orta ve Yüksek Seviyedeki Eğitim Öğretim Birimleri 24
159
Embed
İÇİNDEKİLER - Universitydocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/199609.pdfResim 5.33. Sıbyan Mektebi Giriş Bölümünde Sonradan Oluşturulan Muhtes
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
i
İÇİNDEKİLER
Sayfa No
İÇİNDEKİLER DİZİNİ i
ÖNSÖZ v
RESİMLERİN LİSTESİ vi
ÇİZİMLERİN LİSTESİ xi
ŞEKİLLERİN LİSTESİ xiv
1. GİRİŞ 1
1.1. Çalışmanın Amacı ve Kapsam 2
1.2. Çalışmada İzlenen Yöntem 3
1.3. Literatür Araştırması 4
2. TARİHİ SÜREÇ İÇERİSİNDE EĞİTİM VE ÖĞRETİMİN GELİŞİMİ 6
2.1. Avrupa’da Eğitim Öğretimin Gelişimi 6
2.1.1. Krallık Devrinde Yunan Eğitimi 6
2.1.2. Yunan Şehir Devletlerinde Eğitim Öğretim 6
2.1.2.1. Isparta Şehir Devleti’nde Eğitim 6
2.1.2.2. Atina Şehir Devleti’nde Eğitim 7
2.1.3. Yunan Eğitiminin Filozoflar Tarafından Yeniden Temellendirilmesi 7
2.1.4. Helenizm Devrinde Eğitim Öğretim 8
2.1.5. Antik Roma’da Eğitim Öğretim 10
2.1.6. Antik Hıristiyanlık’ta Eğitim Öğretim 12
2.1.7. Orta Çağ’da Eğitim Öğretim 12
2.1.8. Rönesans Devri’nde Eğitim Öğretim 14
2.2. Osmanlı Devleti’nden Önce Türklerde Eğitim Öğretim 16
2.2.1. İslam’dan Önce Türk’lerde Eğitim Öğretim 16
2.2.2. İslam’dan Sonra Türk’lerde Eğitim Öğretim 17
3. OSMANLI DEVLETİ’NDE EĞİTİM ÖĞRETİM 23
3.1. Geleneksel Eğitim Sistemi 23
3.1.1. Örgün Eğitim Birimleri 23
3.1.1.1. İlk Seviyedeki Eğitim Öğretim Birimleri 23
3.1.1.2. Orta ve Yüksek Seviyedeki Eğitim Öğretim Birimleri 24
ii
3.1.1.3. Askeri Eğitim Kurumları 26
3.1.1.4. Yöneticilerin Eğitimi 27
3.1.1.5. Mesleki Eğitim 27
3.1.2. Yaygın Eğitim Birimleri 28
3.2. Osmanlı Devleti’ne Bağlı Olarak Açılan Yeni Okulların Kuruluş Sistemi 28
3.2.1. İlköğretim Birimleri 28
3.2.2. Orta Öğretim Birimleri 29
3.2.3. Mesleki ve Teknik Öğretim Birimleri 29
3.2.4. Yüksek Öğretim Birimleri 30
4. SIBYAN MEKTEPLERİ 32
4.1. Sıbyan Mekteplerinin Tanımı 32
4.2. Sıbyan Mekteplerinin Gelişimi 33
4.3. Sıbyan Mekteplerinin Fonksiyonu 34
4.4. Sıbyan Mekteplerinde Öğretim Ve İdari Sistem 35
4.5. İstanbul Sıbyan Mekteplerinin Mimarisi 36
4.5.1. Plan 36
4.5.2. Malzeme 41
4.5.3. Üst Yapı (Mimari Elemanlar, Cepheler) 42
4.5.4. Örtü Sistemi 42
5. MANİSA ve ÇEVRESİNDEKİ SIBYAN MEKTEPLERİ 44
5.1. Manisa Sıbyan Mekteplerinin Genel Özellikleri 44
5.2. Varlığını Tarihi Kaynaklardan Öğrendiğimiz Ancak Bugün Mevcut
Olmayan Osmanlı Dönemi Manisa Sıbyan Mektepleri 44
5.2.1. Ahmed Ağa Mektebi 44
5.2.2. Ali Ağa Mektebi 44
5.2.3. Lalapaşa Cami Mektebi 45
5.2.4. Behmen Ağa Mektebi 46
5.2.5. Cafer Bey Mektebi 46
5.2.6. Fahrünnisa Hatun Mektebi 46
5.2.7. Fehmi Bey Mektebi 47
5.2.8. Gülfem Hatun Mektebi 47
5.2.9. Haci Hüseyin Mektebi 47
iii
5.2.10. Hacı Hasan Mektebi 47
5.2.11. Hacı Mehmed Mektebi 47
5.2.12. Hamza Çelebi Mektebi 48
5.2.13. Hüseyin Ağa Mektebi 48
5.2.14. İmir Çavuş Mektebi 48
5.2.15. Kasım Paşa Mektebi 48
5.2.16. Kulaksızoğlu Mektebi 49
5.2.17. Mehmed Ağa Mektebi 49
5.2.18. Sultan Murad (Iıı. Murad) Mektebi 49
5.2.19. Murtaza Emin Mektebi 49
5.2.20. Mustafa Çelebi (Karagözzade) Mektebi 49
5.2.21. Mustafa Çelebi Mektebi 50
5.2.22. Nişancı Paşa Mektebi 50
5.2.23. Palamutzade Mektebi 50
5.2.24. Sefer Çelebi Mektebi 50
5.2.25. Sinan Bey Mektebi 50
5.2.26. Sinan Çelebi Mektebi 51
5.2.27. Taceddin Halife Mektebi 51
5.2.28. Turgutzade Mektebi 51
5.2.29. Vani Mehmet Efendi Mektebi 51
5.3. Halen Mevcut Olan Osmanlı Dönemi Manisa Sıbyan Mektepleri 52
5.3.1. Hatuniye Külliyesi Sıbyan Mektebi 53
5.3.2. Sultan Külliyesi Sıbyan Mektebi 65
5.3.3. Yakut Ağa Sıbyan Mektebi 80
5.3.4. Alaybey Sıbyan Mektebi 96
5.3.5. Molla Şaban Sıbyan Mektebi 108
5.3.6. Çapraz-ı Sagir Sıbyan Mektebi 125
6. OSMANLI DÖNEMİ MANİSA SIBYAN MEKTEPLERİYLE
İSTANBUL SIBYAN MEKTEPLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI 133
6.1. Şehir İçindeki Yeri 133
6.2. Mimari Özellikleri 134
6.3. Malzeme ve Teknik Özellikleri 137
iv
6.4. Tavan ve Örtü sistemi 137
6.5. Süslemesi 138
7. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ 139
8. KAYNAKLAR 141
v
ÖNSÖZ Tez çalışmam sırasında bana her zaman destek olan, yardımlarını esirgemeyen,
beni yönlendiren, eleştirileri ve fikirleri ile çalışmama ışık tutan danışmanım, çok
değerli hocam sayın Yrd. Doç. Dr. Bahtiyar EROĞLU’na sonsuz şükranlarımı
sunarım.
Çalışmam kapsamında olan Manisa araştırmalarımda yardımlarını
esirgemeyen, maddi ve manevi desteklerini üzerimden hiç eksik etmeyen sevgili
babam Durmuş Ali İNCİ’ye ve annem İkbal İNCİ’ye, rölöve çalışmalarımda hep
yanımda olan, en az benim kadar çalışan ve kahrımı çeken eşim İnş. Müh. İbrahim
AKCA’ya, Erzurum’da beni hiç yalnız bırakmayan, çalışmamda maddi manevi
desteğiyle hep yanımda olan can dostum Mimar Eda BAYATA’ya ve ev arkadaşım
Simge ÇOL’a sonsuz teşekkürlerimi ve sevgilerimi sunarım.
Gerek kendi arşivinden gerekse Manisa Belediyesi arşivinden tez konumla
ilgili dokümanları benimle paylaşan Manisa Belediyesi İnş. Müh. Ali DİLŞEN’e, her
zaman yanımda olan, çalışmam esnasında yardımlarını esirgemeyen Karayolları 12.
Bölge Müdürlüğü personellerinden Elk. Elkt. Yük. Müh. Çağlar TATYÜZ’e, İnş.
.1.1. Krallık devrinde yunan eğitim ve öğretimi (M.Ö. 1100-750)
Yunanlıların en eski toplumsal hayat biçimi ataerkil krallık sistemi idi.
.1.2. Yunan şehir devletlerinde eğitim öğretim (M.Ö. 750-400)
Yunan tarihinde bu devirde çok sayıda küçük şehir devletleri1 kurulmuştur. Bu
.1.2.1. Isparta şehir devletinde eğitim öğretim
Isparta şehir devletleri bugünkü Mora Yarımadasında bir tarım şehri olarak yer
2
2
Toplumda mevcut olan bu sosyal tabakalaşmaya uygun olarak eğitim de asiller ve
köylüler eğitimi olarak ikiye ayrılmaktaydı. Bu devirde bilinçli olarak uygulanan
eğitim yalnızca asiller tabakası için söz konusu olmuştur. Asillere verilen bu eğitim
jimnastik ve müzik eğitimi olarak verilmekteydi. Amaç vücudun düzgünleştirilmesi
ruhun ise neşeli ve cesur bir duruma sokularak çevik bir savaşçı yetiştirilmesidir.
(Aytaç 1972)
2
yedi şehir devletleri arasında Isparta ve Atina şehirlerinin eğitim sistemleri ana
model olarak ortaya çıkmıştır. (Sakaoğlu 1991)
2
almıştır. Bu devlet M.Ö. 8. yy.dan itibaren kuzeyden gelen Dor’ların göçüne
uğramıştır. Ülkeye sonradan gelen Dor’lar egemen bir sınıf olmuştur ve esas yerli
halkı kendi çıkarları uğruna çalıştırmıştır. Bu tarz bir sosyal yapı Isparta’nın eğitim
öğretim sistemini kuvvetli bir biçimde etkilemiştir. Gelecek tehlikelere karşı savaşa
hazır olmak halkın tek hayat amacı haline gelmiştir. Bu temel amaç yüzünden
devletin eğitime gösterdiği ilgi daha çocukların doğumundan itibaren başlamaktadır.
Yeni doğan çocuklardan sadece kuvvetli olanlar hayatta bırakılmaktadır. Çocuklar
1 Şehir devletlerinin diğer bir adı olan polis; başlangıçta güçlendirilmiş kral kalesi anlamına gelmektedir. Daha sonraları ise bu kalelere dahil olan serbest köylülerin birliği anlamını kazanmıştır.
7
yedi yaşına kadar ailesinin yanında kalırlar daha sonra devlete ait eğitim kurumlarına
devredilirlerdi. Otuz yaşına kadar burada savaş ve devlet işleri üzerinde sıkı bir
eğitim görürlerdi. Eğitim süresince sıcağa ve soğuğa dayanıklı olmaları için ince
elbiseler giyerlerdi. Sıcak su ile yıkanmazlar, yemekler ise sade ve tuzsuz
hazırlanırdı. Bu katı eğitimin yanında okuma yazma ve hesap işleri ihmal edilmiştir.
(Aytaç 1972)
2.1.2.2. Atina şehir devletinde eğitim öğretim
Isparta’nın tam tersine Atina şehir devletinde ticaret ve endüstri ön plana
Spora verilen önemin sonucunda Gymnasion adıyla anılan spor salonları inşa
.1.3. Yunan eğitiminin filozoflar tarafından yeniden temellendirilmesi
Yunan eğitim M.Ö. 5. yy.da yeni gelişimlere gerekli cevabı veremeyecek
çıkmıştır. Atina’da eğitim devlet elinde değildi. Özel kişilerin işi olarak serbest
bırakılmıştır. Bunun devamında gramer matematik retorik2 ve felsefe hocaları
okullarını açmaya başladılar. Erkek çocuklar yedi yaşından itibaren evde veya açılan
özel okullarda gramer edebiyat ve müzik dersleri alamaya başlarlardı. Bunun yanında
hesap dersleri de alırlardı. Bu eğitimin ardından iki yıl silah kullanma, nöbet tutma
ve diğer kışla hizmetleri ile askeri eğitim alırlardı. Bu eğitimin sonunda ise
kendilerine silah verilirdi. (Aytaç 1972)
edilmiştir. Bu spor salonlarının yanında yer alan koşu sahalarına Dramos, yarış
alanlarına da Hippodrom adı verilirdi. Spor eğitimin de çocuklara ok atma, kılıç
oyunu, ağırlık kaldırma, araba yarışı, ata binme, yüzme gibi spor dalları öğretilirdi.
(Aytaç 1972)
2
(M.Ö. 5. yy.)
duruma düştüğü için bunun yeniden temellendirilip geliştirilmesi bir zorunluluk
halini almıştır. Bu eğitim krizinde ilk rolü Sofistler almıştır. Sofist kelimesi daha
baştan itibaren ‘bilgelik öğreten’ ya da ‘bilgelik taslayan’ anlamlarını taşımaktadır.
2 Retorik: Güzel söz söyleme, hitabet sanatı, lisanı etkili şekilde kullanma
8
Zamanla sofistler Atina’nın metropolünde para ile ders veren gezgin öğretmenler
grubuna verilen bir isim olmuştur (Aytaç 1972). Sofistlerin öğretim sistemlerinin
merkezinde güzel konuşma yer almıştır. Bunun yanında gramer, retorik, dialektik
konularında eğitim vermişlerdir. (Sakaoğlu 1991)
-Gramer, dilin kuruluşundaki doğruluğun teorisi
lendirebilme yolu
Bunun devamında eğitimi sofistlerden almış olan antik çağ eğitiminin atası
Sokrates’in öğrencilerinden olan Platon’unda (Eflatun-M.Ö. 427–347) Yunan
Platon’dan sonra yirmi yıl öğrenciliğini yapmış olan Aristoteles (Aristo M.Ö.
-Retorik, konuşmayı etkili olabilecek tarzda şekil
-Dialektik, karşılıklı tartışmada zihni kıvraklık
anlamlarına gelmektedir. (Aytaç 1972)
Sokrates (M.Ö. 470–399) yunan eğitiminde etkili olmuştur. Hiç kimseyi ayırt
etmeksizin parasız dersler vermiştir. Sokrates gençlere her şeyden önce adalet,
cesaret, ölçülü olmak, içten olmak gibi erdemleri anlatmıştır. Devlet tanrılarına saygı
duymamak yeni tanrılar öne sürmek ve gençliği baştan çıkarmak suçlarından idam
edilmiştir. (Aytaç 1972)
eğitimine katkısı büyük olmuştur. Platon günümüze kadar da gelen birçok eser
yazmıştır. Filozof Platon aynı zamanda da bütün çağların en büyük eğiticisi
olmuştur. Platon’a göre eğitim karakter eğitimi, beden eğitimi, estetik eğitim,
mesleki eğitim ve felsefi eğitim kademelerinden oluşmalıdır. (Aytaç 1972)
384–322) farklı bir felsefi düşünce sistemi geliştirmiştir. Aristo eğitimin
sağlanmasını esas amaç edindiği erdemleri zihni ve ahlaki erdemler olmak üzere iki
grup içerisinde toplamıştır. Bilim bilgelik güzel sanatlar ve pratikler aracılığıyla
zihinsel erdemi, cesaret ölçülük cömertlik hakseverlik ile de ahlaksal erdemi
öğretmeye çalışmıştır. (Aytaç 1972)
9
2.1.4. Helenizm devrinde eğitim öğretim
Helenizm adı verilen bu devir Yunanlıların bağımsızlığını kaybedişinden Roma
Helenist devirde kültürel hayatın gelişmesi eğitimin entelektüelleştirilmesine ve
oğunlukla şehirlerde yapılanmışlardır. Kız ve erkekler için ayrı
ve yazarların metinlerinin ışığında klasik Yunancanın
(Gymnasion): başlangıçta yalnızca spor faaliyetlerinin
iği
mer,
retorik, dialektik eğitiminin yanına aritmetik, geometri, astronomi ve müzik
eklenmesiyle yüksek öğretim verilmeye çalışılmıştır.
İmparatorluğu’nun kurulmasına kadar devam eder. M.Ö. 338’den itibaren başta
Atina olmak üzere bütün Yunanistan kuzeyden gelen Makedonyalıların hâkimiyeti
altına girmeye başlamıştır. İşgalden önce klasik yunan hayatı bir şehir hayatı idi. Bu
nedenle de imparatorluğun birçok yerinde Yunanlılar tarzında şehirler kuruldu.
İskenderiye, Antakya, Bergama, Rodos, Tarsus ve daha sonra da Roma ve benzeri
gibi kültür merkezleri kurulmuştur. Bunlar arasında İskenderiye özellikle bir
araştırma ve öğretim merkezi olarak büyük kitaplığı ve dokümanları ile çok büyük
bir ün kazanmıştır. Bu devirde filoloji, tabiat bilimleri, matematik, astronomi ve tıp
bilimleri büyük bir gelişme göstermiştir. (Sakaoğlu 1991)
bu nedenle de okullar önem kazanmıştır. Devlet ve vakıflar tarafından çok sayıda
okul kurulmuştur.
-İlkokullar: Ç
ayrı oluşturulmuştur. Okuma, yazma, hesap, resim, müzik ve jimnastik ilkokullarda
öğretilen dersler arasındadır.
-Ortaokullar: Klasik şair
öğretilmesine önem verilen bu okullara 10-12 yaşlarındaki öğrenciler devam
etmekteydi.
-Liseler
gerçekleştirild bu mekanlar (Gymnasion-Resim 2.1.) Helenizm devrinde büyük
spor salonları, havuzları, dershaneleri, okul arşivleri, kitaplıkları ve bazen de
Bergama’da olduğu gibi okul tiyatroları olan kurumlar halini almışlardır. Liselerde
öğretimin esası ise Sofistlerden devir alınan gramer, retorik, dialektik oluşturmuştur.
Öğretimin ağırlık merkezinde ise Yunan dili ve Edebiyatı dersi bulunmaktadır.
-Yüksek Öğretim Kademesi: Bu kurumlarda Sofistlerden devir alınan gra
10
Resim
Helenizm dönem nda felsefe okulları ve retorik
okulları da açılm
Roma antik çağın ikinci önemli medeniyetidir. Eski Romalılar aile kültürüne
bundan dolayı sıkı bir
hlak ve disiplin temeli üzerine kurulmuştur.
Kendine bakabilecek yaşa gelen erkek
ocuklar babalarının yanında bir çırak gibi yetişirlerdi. Kız çocuklar ise annelerinin
2.1. Gymnasion’a bir örnek (İlkgelen 2000)
inde bu eğitim kurumlarının yanı
ıştır. (Sakaoğlu 1991)
2.1.5. Antik Roma’da eğitim öğretim (M.S. 476’ya kadar)
bağlı tarımla uğraşan bir halktır. Romalılarda aile kutsaldır ve
a
Eski Roma’da eğitimin amacı iyi vatandaş yetiştirmektir. Bu görevde aileye
düşmektedir. Eğitimin amacı ise alıştırmadır.
ç
çırağı olurlardı. Anne ve babalar çocuklarını kendi elleriyle hayata hazırlarlardı.
Erkek çocuklar meslek öğrenmesi için ustaların yanına verilirlerdi (Resim 2.2., 2.3.,
2.4.). (İlkgelen 2000)
Resim 2.2. Roma’da Bıçakçı (M.S. 1. yy.) (İlkgelen 2000)
Resim 2.3. Roma’da Ayakkabıcı (M.S. 2. yy.) (İlkgelen 2000)
Resim 2.4. Roma’da Marangoz (M.S. 1. yy) (İlkgelen 2000)
11
Gitgide büyüyen Rom olma
ilişkisi artmaktaydı. Daha M.Ö 3. yy.dan itibaren Yunan kültür, edebiyat ğitimi
Roma’ya girmeye başlamıştır.
Roma’da özellikle gramer ve hukuk olarak iki iş ve
eliştirilmiştir. Yunan alınan eğitimle Ro çma yetkisi hükümete ait
başlan
ap ve hukuk sorunları ile ilgili eğitim verilmeye
alışılmıştır.
ası çocukların devam ettikleri
rtaöğretim kurumlarıdır. Yunanca, Latince, mitoloji, tarih, coğrafya, hukuk, temel
se retorik, dialektik, gramer, müzik, astronomi, geometri ve aritmetik
ersleri verilmiştir.
Cicero (M.Ö. 106–43)
-Vergilius Maro (M.Ö. 70–19)
-Lucius Annaeus Seneca (M.Ö. 3-M.S. 65)
-Marcus Fabius Quintilianus (M.S. 35–96)
a bir dünya devleti ktaydı. Yunan kültür ile olan
ı ve e
ilim dalı desteklenm
g lılardan ma’da a
olan okullar açılmaya
mıştır. (Sakaoğlu 1991)
-İlkokullar: Litterator yada Ludi Magister adı ile anılan ilkokul hocalarının ders
verdiği bu ilkokullar, Roma’da cumhuriyetten itibaren (M.Ö. 5. yy.) kurulmuştur. Bu
okullarda okuma, yazma, hes
ç
Yunan eğitim sistemini etkilerine paralel olarak Roma’da gramer ve retorik
okulları açılmıştır. Gramer okulları 12–16 yaş ar
o
bilgilerle aritmetik, geometri, felsefe dersleri verilirdi. Bunların yanında öğrenciler
bedeni, ahlaki ve estetik yönden de geliştirilirlerdi. Gramer okullarında verilen
eğitimin ihtiyacı karşılayamaz olmasından dolayı retorik okulları açılmıştır. Bu
kurumlar da i
d
Retorik okullardan mezun olan öğrencilerden daha yüksek bir öğrenim almak
isteyenler Atina, Antakya, İskenderiye veya İstanbul’a giderlerdi. Roma’da eğitim
öğretim konusunda ki önemli düşünürler şunlardır: (Aytaç1972)
-İhtiyar Cato (M.Ö. 234–149)
-Marcus Terentius Varro (M.Ö. 116–27
-Marcus Tullius
12
-Plutarch (M.S. 46–125)
İnsan, okul için değil, hayat için öğrenmelidir.
SENECA
2.1.6 .S. 500’lere kadar)
Antik Hıristiyanlıkta eğitim ve öğretim aile
içeris ıçta Antik Çağ’dan kalan eğitim
öğret emiştir. Yüksek öğrenim görmek
isteye rına kadar Gramer ve Retorik okullarına gitmişlerdir.
-Kateşet (Ka llardır. İlk defa
aftize azırlık yapm üzer özel d i der arının açılması ile
aşlar. İlk Hıristiyan Kateşet Okulu M.S. 2. yy.da kurulmuştur. (Sakaoğlu 1991)
.1.7. Orta Çağ’da eğitim öğretim
Ortaçağda bağlı oldukları tarikat ilkelerine bağlı gençler yetiştirmek üzere
lları
ibi diğer din okulları da kurulmuştur. (Aytaç 1972)
Bu dönemde şövalye eğitimi ön plana çıkmıştır. Şövalyeler kendilerini tanrı
rını, kılıç
alkan kullanmayı, avlanmayı ve savaşmayı 7–21 yaş arasında öğrenmişlerdir. Daha
sonra da kilisede yapılan törenle yemin ederler ve şövalye ilan edilirlerdi.
. Antik Hıristiyanlıkta eğitim öğretim (M
M.S. 313’e gelinceye kadar
inde yapılmaktaydı. Hıristiyanlık başlang
im kurumlarında önemli bir değişikliğe gitm
n Hıristiyanlar 6. yy. başla
techete) Okulları, Hıristiyanlığa özel olan oku
v h ak e in sler veren Kateşet okull
b
2
Ortaçağın düşünce sistemi gibi eğitimi de skolastik ile bağdaştırılır. Bu yönüyle
ortaçağ kendinden önceki ve sonraki dönemlerden tamamen ayrılmaktadır.
manastır okulları açılmıştır. Manastır okullarında önce okuma yazma ve hesap gibi
temel bilgiler öğretilmiştir. Bunun yanında Latince metinler, inanç ilkeleri ve dini
ilahiler öğretilmiştir. Manastır okullarından başka katedral okulları ve vakıf oku
g
tarafından Hıristiyanlığı savunmak için gönderildiğine inanmışlardır. Bundan dolayı
özel bir eğitim görmüşlerdir. Saray ahlakını, disiplinini, türkü ve şarkıla
k
13
Ortaçağdaki bir diğer eğitim kurumu ise mesleki eğitim veren kurumlardır.
Sınav sonucunda tespit edilen belirli bir bilgi seviyesine (Hıristiyanlık, okuma yazma
gibi) sahip gençler bu kurumlarda eğitim görmeye hak kazanırlardı. Çırak olarak
eğitime alına kişi usta unvanı alabilmek için ustalık bir eser yapmış olması
gerekmekteydi. (Aytaç 1972)
Ortaçağda 11–13. yy.larda şehirler gelişmiş ve buna bağlı olarak şehir okulları
(yazı okulları, belediye okulları, vakıf okulları) açılmıştır. Bu okullarda okuma
yazma eğitimine ağırlık verilmiştir. Din derslerinin daha az yer tutmasına karşın
kilise okulları kadar disiplinli okullar olmuşlardır. (Aytaç 1972)
Ortaçağda ortaya çıkan eğitim öğretim kurumları içerisinden günümüze kadar
gelenler üniversitelerdir. Üniversiteler ilk kurulduklarında belirli bilim dallarına
ağırlık vermişlerdir. Kurulan üniversitelerin pek çoğunun çekirdeği kilise
okullarından oluşmaktadır. (Aytaç 1972)
Ortaçağda açılan üniversitelerin sanat fakültesi, teoloji fakültesi, hukuk
fakültesi ve tıp fakültesi olarak dört grupta sıralanmaktadır. Ortaçağın ilk
üniversiteleri Cambridge, Oxford, Heidelberg (Resim 2.5, 2.6, 2.7) günümüzde de
aynı isimlerle hizmet vermektedir. (Sakaoğlu 1991)
Resim 2.5. Oxford Ünv. Resim 2.6. Heidelberg Ünv.
14
R bridge Ünv.
2.1.8. Rönesans devrinde e
Rönesans’la birlikte n eğitim ideali yaratıcı
düşünce yerleşmiş ı, konan yeni ilkeler,
açılan okullar bir ayd inin düşünürleri
şunlardır:
-Erasmus (1467–1560)
-Melanhton (1497–1560)
-Luther (1483–1546)
her yönlü gelişmiş insandır. (Aytaç 1972)
Bu ğer bir akım reformasyon akımıdır. Halkı
eğitm ı yeni bir kilise-din ilişkisini gerçekleştiren
Hıristiyan in ektir.
ğrencilere retorik felsefe eğitimi
ekteydi. On yıllık öğrenimini bitirenler yüksek teoloji öğrenimine geçerlerdi.
(Sakaoğlu 1991)
esim 2.7. Cam
ğitim öğretim (15-16. yüzyıllar)
15. yy.da Avrupa’ya hümanizmanı
tir. Bütün Avrupa’da pedagogların çalışmalar
ınlanmayı çabuklaştırmıştır. Rönesans dönem
-Montaigne (1533–1592)
Hümanizm akımının eğitim ideali İtalya Almanya Fransa İngiltere İspanya’da
etkili olmuştur. Hümanist akımın eğitim ideali çok yönlü yaratıcı bir düşüncedir.
Amacı ise
devirde eğitimi etkileyen di
eyi esas alan bu akımın amac
san tipi yetiştirm
Bu dönemde reform karşıtı Cezvit tarikatı yoldan çıkanları dine döndürmek için
Cezvit Okullarını açmıştır. Bunlar beşer yıllık iki kademeli mükemmel donanımlı
disiplinli parasız yatılı okullardır. İkinci kademede ö
verilm
15
17. yy.da birey bağımsızlığına düşüncenin de bağımsızlığını da etkileyen Metot
Çağı başlamıştır. Bu çağda artık yalnızca uzun süreli eğitmek yetmemekte insan aynı
zamanda iyi bir şekilde eğitilmek istenmektedir. Bundan dolayı bütün dersler ve
ğitim dallarıyla uyum sağlayabilecek genel öğretim metodu geliştirilmiştir.
Çocuk ne hekim ne asker ne papaz olmalıdır, o her şeyden önce insan olmalıdır.
uştur. Bu dönemde
. Von Humboldt (1767-1835) her çeşit okulda yeteneklerin tümü geliştirilmelidir
d
planlayan bir reform programı hazırlamıştır.
), Schopenhauer (1788-1860) ve
e
Derslerin içeriklerine yenilikler getirilmesi amaçlanmıştır. Ana dil ön plana
çıkarılarak bu dillerde ders kitapları yazılmıştır. İlkokullar bu dönemde daha çok
gelişip yaygınlaşmıştır. Bu dönem okullarını anaokulu, ana dili okulu, Latince
okulları, akademiler olarak dört ana grupta toplayabiliriz. (Sakaoğlu 1991)
Metot Çağını izleyen 18. yy. aydınlama çağı artık baştan sona bir eğitim
çağıdır. Bu yüzyıla egemen olan ‘aydınlanma’ ile eğitim yeni kavramlara
kavuşmuştur. Aydınlanma Fransa İngiltere ve Almanya’da ortaya çıkmıştır. Denis
Diderot (1713-1784) ilk bilim sanat ve zanaat ansiklopedisini hazırlamıştır.
Diderot’un okul sistemi ise halk okulları (ilkokul), sanat okulları (lise), ve fakülteler
(tıp, hukuk, teoloji) olarak sıralanmaktadır. Bu dönemde J.J. Rousseau (1712-1778)
ise natüralist eğitim için bir dizi eser yayınlamıştır. (Aytaç 1972)
J.J.ROUSSEAU
Gotthold Ephraim Lessing insanlık eğitimi dönemecinde öndedir. Fransız
devrimi, eğitim ve öğretimde eşitlik prensibini, okulların yenileşmesini, eğitim
reformlarını ve eğitimde özgürlüğü ortaya atmıştır.
19. yy. ortalarına kadar yeni Hümanizm dönemi etkin olm
W
üşüncesini savunmuştur. Bunun devamında ilk orta yüksek öğretim aşamalarını
Endüstrileşme çağında da eğitim alanında yenilikler yapılmıştır. Çağın ünlü
eğitim bilimcileri Pestalozzi (1746-1827), Frobel (1782-1852), Karl Marx (1818-
1883), F. Engels (1820-1895), Spencer (1820-1903
16
Nietzsche (1844-1900) olarak sıralanmaktadır. Her biri eğitime yeni ve farklı
NİETZSCHE
im
2.2.1. İslam’d
İslam dininden önceki dönemlerde, Türk töresi çocuğu doğduğu boyun bir
masını sağlardı. Çocuklar bu ad verme törenine kadar, binicilik, atıcılık,
avaş oyunları, hayvancılık gibi şeyleri öğrenirlerdi. Bundan sonraki hayatlarına da
am ederlerdi. Divan-ü lugat’it Türk’te
ıralanan ‘yalınlık, alçak gönüllülük, mertlik, cömertlik, güzel huyluluk, tatlılık’ da
uşaktan kuşağa aktarılan töre eğitiminin
onucudur (Sakaoğlu 1991).
slam’dan önce Türk boylarında ve bütün toplumlarda
boyutlar kazandırmışlardır. (Aytaç 1972)
Büyük insanlar eğitmek, insanlığın en yüksek görevidir.
20. yüzyıla girerken Avrupa duraksamasız, mükemmel ve çok yönlü eğitim,
zihin ve düşünce faaliyetlerine sahne olmuştur. Eğitimde kurumlaşmalar hızla
ilerlemiştir.
2.2. Osmanlı’dan Önce Eğitim Ve Öğret
an önce eğitim öğretim
üyesi olarak görür ve bu boy için yetiştirilmesini isterdi. Bunu ‘ad verme’
geleneğinde görebilmekteyiz. Boyca onaylanan bir başarı bireyin ad almasını ve
kişilik kazan
s
yaşamları için gerekli bilgileri öğrenerek dev
s
kuşkusuz yüzyıllarca bozulmayan k
s
Göktürkler dönemine kadar kültür zenginlikleri sözlü olarak nesilden nesile
aktarıldı. Göktürk İmparatorluğu döneminde Türkler özel bir alfabe bulmuşlar,
Uygurlar zamanında da daha gelişmiş bir yazı tekniği oluşturmuşlardır. İlk yazılı
kültür eserleri bu dönemde ortaya çıkmıştır. Okuryazarlıkta bu dönemde değer
kazanmıştır. Bu dönemde çocuklar ve gençler için okullar açılmıştır ve öğretmenler
öncelik kazanmıştır. Uygurların dağılmasından sonra Müslümanlık ve İslam dini 10.
yy.da Türk boyları arasında yayılmaya başlamıştır. Eğitim ise din eğitiminin öne
çıktığı bir sürece girmiştir. İ
17
olduğu gibi Arap dünyasında da basit bir şekilde de olsa eğitim öğretim faaliyetleri
Bir saatlik ilim altmış senelik nafile ibadetten daha hayırlıdır.
Hz. MUHAMMED
Hz. MUHAMMED
Kura ocukların
babalarına düşerdi. Kız çocuklarına da ev i tarafından
ğretilirdi.
nce Hz.
uhammed’in evinde başlamıştır, camilerde devam etmiştir. Hz. Muhammed
Medine’ye hicret ettikt id-i Nebeviyi (Resim
2.8.) yaptırmıştır. Üç bölümden olu zulle denilen bölümü
ğitim öğretim için inşa edilmiştir. Bu bölümde Hz. Muhammed’in etrafında insanlar
halka halka sıralanarak otururlardı. Kuran-ı Kerim’i okur ve ezberlerlerdi. Hadisler
bulunmaktaydı. Bu eğitim öğretim, Arap gencinin çevre, tecrübe ve kabilesindeki
kişilerle olan ilişkilerinden doğmaktaydı. Bu dönemde Araplar arasında önem verilen
ilimler ise tıp, şiir, edebiyat, kıyafe, arafe ve kehanet gibi ilimlerdi. (Sakaoğlu 1991)
2.2.2. İslam’dan sonra eğitim ve öğretim
Her din için ilk amaç ve görev, bu dine inanan bireyleri gerektirdiği şekilde
eğitmek olmuştur. İslam dininde de bu böyledir. Hz. Muhammed’e gelen ilk vahiy
‘oku’ dur. Bunun devamında Kuran-ı Kerim’de eğitim ve öğretimin önemi
vurgulanan birçok ayet bulunmaktadır. Hz. Muhammed’in de aynı konuda birçok
hadisi de mevcuttur.
Bu ayet ve hadislerin temelini oluşturduğu Müslümanlıkta eğitim ve öğretim
konusunda kadın, erkek, ırk, ulus gibi hiçbir konuda ayrım yapılmamıştır.
İlim Çin’de bile olsa gidip öğreniniz.
nı okuyup yazmak, gerekli bilimleri ve becerileri öğretme işi ç
şleri ile ilgili eğitim, anneleri
ö
İslam dininin ilk öğretmeni Hz. Muhammed’dir. Eğitimi ö
M
en sonra eğitim verebilmek için Mesc
şan mescidin suffa ya da
e
18
öğretilir ve açıklanırdı. Hz. Muhammed döneminde Medine’ye gelen, Müslüman
olmayan hekimler, dişçiler, uzmanlar bilgi ve becerilerinden dolayı saygı görürlerdi.
Savaşlarda tutsak alınan kişilerden okuma yazma bilenler Müslüman çocuk ve
etişkinlere okuma yazma öğretme karşılığında vergi ödemezlerdi. Bu dönemde y
küttab (sıbyan mektebi) adı ile anılan eğitim merkezleri kurulmuştur (Kazıcı 2004).
Bu kurumlarda çocuklara basit dini bilgilerin yanında yazı, şiir, gramer, aritmetik,
beden eğitimi diyebileceğimiz yüzme ile ata binme dersleri verilmiştir. Küttablar
özel yerlerde olduğu kadar cami veya ona bitişik yerlerde açıldığı görülmektedir
(Kazıcı 2003).
Resim 2.8. Mescid-i Nebevi Ön Görünüş
Hz. nde de (634-661) suffa
düzeni değişme i, mescit,
küttab eğitim evi
sarayında dil, ed leri verilmiştir.
Eğitimin teme i gibi ilim
dallarında ise ba iştir. Abbasiler
döneminde bu tercüm un zamanında
Bağdat ta 830 yıl ıştır. Burası bir
kitaplık ve çeviri mer ük bir ilim merkezi,
aline geldi. Bu ilim merkezi Halife Mütevekkil zamanında kapatıldı. Bunu Beytül
Muhammed’in vefatından sonra dört halife dönemi
di. Bunu takip eden Emeviler döneminde (661-750) cam
inin yanına özel eğitim de eklenmiştir. Büyük konaklarda ve Em
ebiyat, tıp, tarih, astronomi, kozmoğrafya ders
lini din ve İslam tarihi oluşturmaktadır. Tıp kimya astronom
şka milletlerden gelen kitaplar tercüme edilm
eler devam etmiştir. Bu dönemde halife Me’m
ında Beytü-l Hikme olarak anılan ilk akademi açılm
kezi idi. Zamanla gelişen bu merkez büy
h
ilm, Darül ilm denilen yeni okullar izlemiştir. Bunların ilki ise IX-X. yy.larda
kurulmuştur. Cami ve saray eğitimi ise giderek önem kazanmıştır. (Kazıcı 2004)
19
Abbasi dönemi eğitim ve öğretim faaliyetlerinin görüldüğü yerlerden biri de
‘kitapçı dükkanları’ dır. Bu dükkânların sahipleri sadece ticaretle ilgilenen kişiler
değillerdi. Yüksek kültür ve bilgi sahibi insanlardı. Bunun için kitapçı dükkanları
öğrencilerin ve bilginlerin toplandığı yerler halini almıştır. Buralarda şiirler okunur,
ilmi tartışmalar yapılır ve edebi nutuklar atılırdı. Kitapçı dükkanları daha sonra İslam
dünyasının çeşitli yerlerinde kendilerini göstermeye başlamıştır. (Kazıcı 2004)
Müslüman olan Karahanlılar ve diğer Müslüman Türk devletleri Darül-ilm
okullarını örnek alarak Türkistan ve İran’da yeni okullar açmışlardır (10. yy. ilk
yarısı). Amaç Müslümanlığı yayarak eski inançların izlerini silmektir. Bu ilk Türk
12. yüzyılda ise Ortadoğu kentlerinde (Irak, Suriye, Mısır) Nizamiye ve
zerinde durulmaya
eğerdir. Fatımiler ulumu-l evail (eskilerin ilimleri) ‘den faydalanmaya son derece
birçok kişi gelmiştir. Kısa sürede Endülüs bir eğitim
okullarında fıkıh (İslam hukuku), tıp, astronomi, matematik dersleri verilmiştir. Bu
okullardan mezun olanlar ise âlim olarak anılmıştır. Nişabur Hâkimi Emir Nasır Bin
Sebüktekin ilk İslam medresesinin kurucusu olarak bilinmektedir (Sakaoğlu 1991).
Medreselerin asıl gelişimi Büyük Selçuklular döneminde vezir
Nizamülmülk’ün öncülüğünde başlamıştır. Bunu diğer Türk Devletlerinin çok a
m
Kuruculuğunu Nizamülmülk’ün yaptığı Nizamiye medreselerinin ilki 1065’te
Bağdat’ta öğretime açılmıştır. Devamında İsfahan, Rey, Nişabur, Merv, Belh, Hırat,
Basra nizamiyeleri açılmıştır. Burslu ve yatılı olan bu medreseler herkese açık ve
parasız kurumlar olmuşlardır.
Salahiye medreseleri açılmıştır.
Fatımiler döneminde ise eğitim ve öğretim faaliyetleri ü
d
önem vermişlerdir. Mart 1005’te Darü’l-Hikme eğitim ve öğretime başlamıştır.
Endülüs Emevileri döneminde Endülüs’e eğitim için Hıristiyan Yahudi ve
Avrupa’nın çeşitli yerlerinden
20
merkezi haline gelmiştir. Endülüs Emevileri bulundukları bölgede çeşitli seviyelerde
) Üniversitesi açılmıştır (Kazıcı 2004). Bu İslam
niversitesi’ne İspanya’dan, Avrupa’dan, Afrika’dan ve Asya’dan birçok talebe
devam ettirmişlerdir. Bu dönemde medreseler sayıca artış
östermiştir. Kültür yükselmiştir. Memluk medreselerinde yetişen pek çok âlim
Anadolu’daki ilk büyük medreseler ise 12. yüzyılın ikinci yarısında açılmaya
belli branşlarda
ğitim ve öğretim faaliyetinde bulunan medreseler oluşturulmuştur. Bunları üç ana
başlıkta toplayabiliriz: (Kazıcı 2004)
eğitim ve öğretim kurumları açmışlardır. III. Abdurrahman tarafından Başşehir’de
Ulu cami’nde Kordova (Kurtuba
Ü
gelmiştir. Aynı yerde dünyanın en zengin kütüphanesi kurulmuştur. Bu kütüphanede
400.000 eser bulunmakta idi. Kitap adlarına göre yapılmış olan katalogu ise 44 cilttir.
(Sakaoğlu 1991)
Eyyubiler döneminde ise eğitim ve öğretim parlak bir dönem geçirmiştir. Bu
dönemde eğitim öğretim küttablarda yapılıyordu. Tıp eğitimi, hastanelerde özel
derslerle veriliyordu. İslam tıp tarihinde tıp öğretimi yapan ilk medrese bu dönemde
kurulmuştur. Eğitim ise cami, tekke ve zaviyelerde devam etmiştir. Nizamülmülk’ten
sonra en çok medrese kurmakla şöhret kazanan Selahaddin Eyyubi’de bu dönemde
yaşamıştır.
Eyyubi devletinin yerine kurulmuş olan Memluklar eğitim ve öğretim
faaliyetlerinin de
g
Osmanlı medreselerinde hoca olarak görev yapmıştır. (Kazıcı 2004)
Anadolu Selçuklularında ise her medresenin okuma yazma öğretimine ayrılan
bir ilk bölümü vardır. Bu dönemde medreseler tekkeler ve mektepler ayrı ayrı
örgütlenişlerdir.
başlamıştır. Bu medreselerin en önemli örnekleri Konya, Kayseri ve Sivas’ta
görmekteyiz. Aynı dönemde açılan Darü’ş-şifa, Darü’r-reha, Darü’s-sıhha,
Darü’l-afiye, Şifahane adlı sağlık kurumları ise tedavi amaçlı birer eğitim öğretim
kurumu olmuşlardır. Osmanlı öncesi İslam dünyasında sadece
e
21
-Darü’l-hadis: Bu medreselerde Hz. Muhammed’in söz, fiil ve onaylarından
ibaret olan hadis eğitim öğretim ve araştırmaları yapılmıştır. Konya’daki İnce
Minareli Medrese (Resim 2.9) bir Darü’l-hadis’tir (Kazıcı 2004).
r. Kuran eğitimi ve öğretimi için açılan bu
-Darü’t-tıb: Tıp eğitimi ve tedavinin birlikte yürütüldüğü medreselerdir.
Kayseri Gevher Nesibe Darü’ş-şifa’sıyla (Resim 2.10.) Darü’t-tıbbı
örneklendirebiliriz.
-Darü’l-kurra: Dar ‘yer, mekan, ev’ manasındadır. Kura, okuyan manasına
gelen ‘kari’ kelimesinin çoğuludur. Bu medreselerde Kuran-ı Kerim öğretilmiş bir
bölümü veya tamamı ezberletilmişti
kurumlarda İslam dünyasının hemen hemen her yer, zaman ve bölgesinde önem
verilmiştir.
Resim 2.9. Konya İnce Minareli Medresesi
Resim 2.10. Kayseri Gevher Nesibe Medresesi
22
Medreselerden sonra şkent ya da büyük ticaret
merkezi durumundaki yerle lardır. Küçük yerlerde ve
köylerde bu kurumlar zaviye ad ır. Tekke ve zaviyeler çok
disiplinli kurumlar olarak hizm lerdir. Medreselerden farklı olarak dil,
edebiyat, müzik, sanat, iş k dersleri de verilmiştir. (Kazıcı
2004)
Eğitim amaçlı ğimiz mekteplerdir.
Sonradan sıbyan me ır. Çocukların
ayı ve ibadet yöntemlerini öğrendikleri tek odalı mekânlardır.
Medreseye girebilm ştır. Mekteplerinin
sayısının fazla oluş
Müslüman ke- mektep
üçgeninde bir eğitim
hizmete giren tekkeler ba
şim yerlerinde kurulmuş
ıyla kurumlaşmışlard
et vermiş
ahlakı, sosyoloji ve sağlı
son bir kurum ise daha önce de bahsetti
ktebi ya da mahalle mektebi olarak anılmışlard
Kuran okum
ek için mektepte okumak şartı aranmı
u eğitime verilen önemi belirtmektedir.
Türklerin Anadolu’daki yaşamları medrese- tek
e sahne olmuştur.
23
3. OSMANLI’LARDA EĞİ İM ÖĞRETİ
T M
Bilindiği gibi eğitim-öğretim hiçbir devletin vazgeçmeyeceği bir unsurdur. Her
evlet kendi vatandaşını bir ölçü ve şekilde yetiştirmeye çalışır. Osmanlı Devleti de
atandaşını kendi anlayışı içinde yetiştirmek için eğitim-öğretim birimleri kurmuştur.
.1. Geleneksel eğitim sistemi
Osmanlı Devleti, tarihte İslâmî esaslara göre yönetilen son İslâm devletidir ki
u nedenle bütün sistem ve müesseselerde olduğu gibi eğitim öğretim sisteminde de
i eğitim usullerinden ve kendisinden önceki İslâm devletlerinden yararlanmıştır.
u devletlerinde, temelde Kuran-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerle, Müslüman milletlerin
ültür ve medeniyetlerinden yararlandıkları bilinmektedir.
.1.1. Örgün eğitim birimleri
Osmanlılar, eğitim-öğretim sistemlerinin temelini oluşturan sıbyan mekteplerini
e medreselerini büyük Selçuklu ve Anadolu Selçukluları ve diğer İslâm Devletlerini
3.1.1.1. İlk seviyedeki eğitim öğretim birimleri
çocuklara okuyup yazmayı, bazı dini bilgileri ve dört işlemden ibaret olan matematik
d
v
3
b
İslâm
B
k
3
v
örnek alarak kurmuşlardır.
-Sıbyan Mektepleri: Daha çok cami ve mescit bitişiğine yapılan bu okullar,
medreselerin çekirdekleri idi. İlk tahsil veren bu mektepler, 5–6 yaşlarındaki
dersini verirdi.
Osmanlılar her mahalleye, her köye varıncaya kadar bu okulları
yaygınlaştırmışlardı. Devletin sınırlarının ilerlemesine paralel olarak bu okulların
sayısı da her geçen gün artıyordu.
24
3.1.1.2. Orta ve yüksek seviyedeki eğitim öğretim birimleri
-Medreseler: Medrese, Arapça bir kelime olan, “Derese” türevinden
elmektedir. “İlim öğrenilen yer” anlamına gelir. Medrese teşkilatlı bir kuruluş olup,
bitişiklerine yapılmıştır.(Resim 3.1.)
üdar Mihrimah Sultan Cami ve Külliyesi
Medreseler kendi içlerinde İlk, orta ve yüksek kademelere ayrılmıştır. Ders
u. Dersler müderrisler
e müderris muavinleri (Muidler) tarafından verilirdi (Sakaoğlu 1991). Medreselerde
ğitim vermişlerdir.
Bilim dallarına göre bir uzmanlaşma söz konusu değildir. İslami bilgiler ile diğer
bilimler birlikte okutulmuştur.
g
dershane ve etrafında öğrencilerin kaldığı odalar medreselerin bel kemiğini teşkil
eder. Kütüphane, imaret, hamam gibi kuruluşlarda medresenin ayrılmaz parçalarıdır.
Çoğu zaman cami ve mescit
Resim 3.1. İstanbul-Üsk
olarak İslami bilimler ve Tabiat bilimleri birlikte okutuluyord
v
alimler, kadılar, müftüler, hocalar gibi kişilerden oluşan ilmiye sınıfı yetişirdi. Alt
kademeden üst kademeye kadar kendi içerisinde oniki kademeyi kapsayan
medreseleri genel medreseler ve ihtisas medreseleri olarak iki ana grupta
toplayabiliriz.
-Genel medreseler: Bu medreseler daha çok ilk ve orta e
25
-İ e olmak üzere
leri gibi dallarda
uzmanlaşmışlard ıb,
Osmanlı ndan bir manastırın
medreseye çevrilm ştır. Burası kısa
zamanda bi miştir. Davud-i
Kayserî (öl. 1350) bu m ıştır. Ayrıca
Orhan Gazi bu medrese için vakıflar tesis etmiştir. (Deri 1999)
Osmanlı’larda ikinci medrese Bursa’nın fethinin ardından yine Orhan Gazi
mesini sağlıyordu. Kuruluş döneminin en önemli medreseleri aynı
Medreselerin doruğa çıkışı ise Fatih’le gerçekleşti. Çağ kapayıp çağ açan
Camii civarında yaptırdığı adıyla
anılan medreseler ise Osmanlı’larda öğretim yoluyla atılan en büyük adımlardan biri
eri eklendi. II. Selim
htisas Medreseleri: Bu medreselerde ise çeşitli derecelerd
edebiyat, ilahiyat, hukuk, tıp, matematik, tabiat bilim
ı. Selçuklu medreselerinde olduğu gibi Darü’l hadis, Darü’l t
Darü’l kurra olarak üç ana grupta toplanmışlardır.
’larda ilk medrese, M. 1330’da İznik’in fethinin ardı
esiyle yine İznik’te Orhan Gazi tarafından açılmı
lgiler yuvası haline gelmiş, uzun müddet hizmet ver
edresenin ilk baş müderrisliğini (rektör) yapm
döneminde, şehrin en büyük manastırının medreseye çevrilmesiyle (manastır
medresesi) Bursa’da açılmıştır. (1335) Osmanlı Devletinin sınırlarının hızla
gelişmesine paralel olarak medreseler de aynı hızla artmaya başlamıştır. Orhan
Gazi’den sonra sırasıyla I. Murat, Yıldırım Beyazıt, I. Çelebi Mehmet, II. Murat’ın
yaptırdığı medreseler izlemiştir. Açılan bu medreseler Osmanlı’larda bilim ve
düşünce hareketini, faaliyetlerini artırıyor, devletin her alanında büyük bir ilerleme ve
gelişme kaydet
zamanda devletin de başkentliğini de yapmış olan İznik, Bursa ve Edirne medreseleri
idi. (Deri 1999)
Fatih, Fatih Camii yanına Sah-n-ı seman (Semaniye) adını taşıyan sekiz medrese
yaptırdı ve sekiz kiliseyi de medrese haline getirdi. (Resim 3.2. )
Kanunî Sultan Süleyman’ın Süleymaniye
oldu. Burası aynı zamanda İslâm dünyasının en büyük ilim-kültür merkezi haline
geldi. İslâm dünyasının diğer bölgelerinden bu medreselere çok sayıda âlim ve talebe
akın etti. Bu medreseler darü’l hadis, tıp, tabiiye, riyaziye ve diğer ilimlerin
okutulduğu 6 fakülteden ibaretti. Ayrıca sitenin hastahane, imaret, tabhâne, hamam ve
müştemilatı da bulunmaktaydı. Sonraki yıllarda bunlara yenil
26
zamanında Edirne’de Selimiye, III Murad döneminde III. Murat Medresesi, III.
larda olduğu gibi
medreselerde de gözle görülür bozulmalar oldu. Medrese Kanunlarına aykırı hareket
esi, ilm
ç alınamamıştır.
3.1.1.3. Askeri eğitim kurumları
Acemioğlanlar Ocakları ve Yeniçeri Ocakları dönemin askeri okulları
olmuşlardır.
Mehmed devrinde III. Mehmed Medreseleri inşâ edilmiştir.
Resim 3.2. İstanbul-Fatih Semaniye Medresesi
XVI. yüzyılın sonlarına doğru ise diğer bütün kurum
edilm e önem verilmemesi, ilim ehlinin maddî-manevî olarak
desteklenmemesi, yeni doğmuş bebeklerin “beşik uleması” müderris olarak atanması,
merkezcilik, bencillik, rüşvet ve iltimaslar, (adam kayırma), pozitif bilimlerin
medreselerden kaldırılması gibi nedenlerle medreseler ve buna bağlı olarak devletin
diğer kurumları çökmüştür.
Daha sonraki yıllarda ise Avrupa’nın gözle görünür üstünlüğü karşısında diğer
kurumlarda olduğu gibi eğitim-öğretim kurumlarında da Avrupa örnek alınarak bir
takım ıslahat hareketlerine girişildi ise de bunlardan bir sonu
27
Acemioğlanla en Yeniçerilerin kaynağını
oluşturmuşlardı
aileleri yanı denilirdi. Daha sonra ise bu
ocaklarda devlete bapl ılda kurulan
te kaldırılmıştır
(Akkutay 1984).
Yeniçeri Ocaklar ğitimden geçen
gençler bu ocaklara al nda kurulan Yeniçeri
Ocakları 1826’da kapatılmıştır (Akkutay 1984).
3.1.1.4. Yöneticilerin eğitimi
a sonra taşrada bir sancağa gönderilirler ve burada yine
mli bir
da ve sarayda görev alacak çeşitli elemanları
yetiştirmekti. Talebeler Acemi Oğlanlar arasından seçilmiştir. Ordu ve devlet
kkutay 1984)
onüçüncü yüzyıldan itibaren çeşitli mesleklere bağlı olarak ortaya çıkan dini ve
r Ocakları: Kara ordusunu içer
r. Pencik3 ve devşirme4 usullerine göre toplanan çocuklar önce Türk
nda Türkleştirilir buna ise Türk’e vermek
ı askerler olarak yetiştirilirlerdi. Ondördüncü yüzy
bu ocaklar, 1826’da Yeniçeri ocaklarının kapatılmasıyla birlik
ı: Acemioğlanlar Ocakları’nda gerekli e
ınırlardı. Ondördüncü yüzyıl başları
Osmanlı İmparatorluğu’nda yöneticiler çok iyi geliştirilmiş özel bir eğitim
yoluyla yetiştirirlerdi.
-Şehzadelerin Eğitimi: Şehzade Padişahların erkek çocuklarına verilen addır.
Şehzadeler bir yaşında sütten kesildikten sonra özel eğiticiler Lalalar tarafından
eğitilirlerdi. Beş altı yaşlarına gelince ilköğrenimlerine başlarlar, at ve silah
kullanmayı öğrenirlerdi. Dah
Lalaların gözetiminde devlet işlerini teorik ve pratik esaslarıyla öğrenirlerdi.
(Akkutay 1984)
-Enderun Mektebi: Bu mektep Topkapı Sarayı’nda bulunan çok öne
eğitim kurumu idi. Amaç ise ordu
teşkilatının en önemli görevlilerini yetiştiren Enderun Mektebi 1909 tarihinde
kapanmıştır. (A
3.1.1.5. Mesleki eğitim
Bu dönemde mesleki eğitim veren tek kurum ise Ahi Birlikleri idi. Bu birlikler
3 Pencik: Asker yetiştirilmek için savaş tutsaklarından beşte bir oranında ayrılan acemi oğlanı adayı. 4 Devşirme: Asker yetiştirilmek üzere Yeniçeri Ocağına alınacak çocukları seçip toplama işi.
28
iktisadi teşkilatlardır. Bu birliklere girenler “Ahi5” denilen bir şeyhin etrafında bir
tekkede toplanırlardı. Bağlı oldukları sanat ve ticaret işlerinde çalışırlardı. Yeni
başlayan gençler önce çırak, sonra kalfa ve daha sonra da usta olurlardı. Usta olunca
da kendilerine ait bir işyeri açabilirlerdi. Ahi Birlikleri, 1925’te kapatılmıştır.
Diğer eğitim kurumları gibi yaygın eğitim kurumları da vakıflar yoluyla kurulup
yönet mlarının içinde camileri, kütüphaneleri, tekke ve
zaviyeleri sayabiliriz. İslam’ın ilk çıkış yıllarından beri camiler, ibadet merkezi
olma
ve musikiyi bünyesinde toplayan birer kültür merkezi niteliği
elde
kütüphaneler önemli birer eğitim ve kültür merkezi olmuşlardır.
(Akkutay 1984)
3.2.1. İlköğretim birimleri
Bu dönemde ilköğretim iki okul kademesinden oluşmuştur.
3.1.2. Yaygın eğitim birimleri
ilmişlerdir. Yaygın eğitim kuru
nın yanında birer halk eğitim merkezi olmuşlardır. Osmanlılar döneminde de
camiler din, ilim, sanat
etmişlerdir. Tekkeler ise tarikat mensuplarının oturdukları tarikat ilke ve
geleneklerinin öğretildiği dini ve kültürel merkezlerdir. Türk –İslam tasavvufunun
ana merkezi olan tekkeler dil, din, sanat, felsefe ve spor gibi halkı yetiştiren birer halk
okulu olmuşlardır. Daha küçük yerleşim merkezlerinde daha küçük yapıda oluşan
tekkelere ise zaviye adı verilmiştir. Özel kütüphaneler dışında vakıflara bağlı olan ve
çok yaygın olan
3.2. Osmanlı Devleti’ne Bağlı Olarak Açılan Yeni Okulların Kuruluş Sistemi
Osmanlı İmparatorluğu’nda devlete bağlı okulların kurulması belirli askeri
okullar hariç ondokuzuncu yüzyılların ortalarına doğru başlar.
-Mekteb-i İptidai: Bu okullar üç yıl süreli olup ilköğretimin birinci kademesini
oluşturmuşlardır. Kız ve erkek çocuklar için mecburi ve aynı zamanda parasız olan bu
okullarda okuma, yazma, hesap, din bilgisi gibi temel bilgiler öğretilmiştir.
5 Ahi: Kardeş, Ahilik: Kardeşlik, mertlik
29
-Mekteb-i Rüştiye: Mekteb-i İptidai’den sonra devam edilen bu okullar da üç yıl
sürelidir. Kuran-ı Kerim okuma, din, Türkçe, Arapça, hesap, coğrafya, Türk ve İslam
tarihi, güzel yazı, tarım gibi derslere bağlı kalınarak eğitim öğretim yürütülmüştür.
3.2.2. Orta öğretim birimleri
ezun olanlar ise ya devletin yüksek görevlerine
i yüzyılın ortalarında
slek okullarını Tanzimat’tan sonra diğer meslek okulları
izlemiştir. Tanzimat’tan Cumhuriyet’e kadar belirli ihtiyaçlara göre mesleki ve teknik
anlıklara bağlıydı.
Başlıca açılan mesleki teknik öğretim kurumları şunlardır:
-Ziraat ve Orman Okulları
Ortaöğretim de iki ana kademeden oluşturulmuştur.
-Mekteb-i İdadi: Beş yıl süreli olan bu okullarda din bilgisi, Türkçe, Arapça,