Top Banner
1
83

İÇİNDEKİLERideyonetisim.com.tr/arsiv_35_ide/mevzuatlar_35_ide/e...bir ortama yol açılmıştır. 1980 öncesi kargaşa ortamı yaratan sendikacılık faaliyetleri kamu kesimi

Jan 28, 2021

Download

Documents

dariahiddleston
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
  • 1

  • 1

    İÇİNDEKİLER2 Danışma Kurulu / Yazarlarımız3 Ahmet ÖNEY / Bürokrasinin Azaltılması ve Sendikalara İlişkin İşlemler

    6 Sedat TURAN / 3194 Sayılı İmar Kanununda, 5940 Sayılı İmar Kanunu ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla Yapılan Değişiklikler...

    11 Ünsal ÖZBEK / Tevsik (Belgeleme) Zorunluluğu

    13 Prof. Dr. Zerrin TOPRAK / Yerel Yönetimlerde Halkla İlişkilerin Yeni Küresel Yüzü

    15 Resmi Gazetede Geçtiğimiz Ay (Ocak 2010)38 Sorularınız - Sorunlarınız39 Pratik Bilgiler82 Kare Bulmaca

    Yıl : 1 Sayı : 6 Şubat 2010Ayda bir yayınlanır / Yaygın-süreli-ulusal

    Mevzuat dergisi

    İde Yönetişim Yayıncılık Ltd. Şti.adına İmtiyaz Sahibi

    Gökalp KINIK

    Sorumlu Müdür & Genel Yayın Yönetmeni

    Ahmet ÖNEY

    Genel KoordinatörAlper KINIK

    Bilgi İşlem MüdürüSertaç AKÇAY

    Reklam MüdürüBurcu ŞENGÜL

    Satış MüdürüNeşe TOPER

    Mali İşler MüdürüSultan ÖZDEMİR

    Grafik Uygulama & DizgiAslı BAĞRIYANIK

    e-mail:[email protected]

    Yönetim Yeri1145/4 Sk. No:11/114 Katlıotopark İş Merkezi

    Yenişehir - İZMİR Tel : 0(232) 433 57 44 - 433 58 80 - 43356 29

    Faks : 0(232) 433 57 46www.ideyonetisim.com.tr www.yonetisim.com.tr

    e-mail : [email protected]

    Basım Yeri GÜLERMAT

    Tel : 0(232) 433 61 33

    Baskı Tarihi 16 Şubat 2010

    DERGİ ABONELİĞİ İÇİN

    Ziraat Bnk. Efes Şb. Hs. No : 1333-44727050-5002Vakıfbank Gıda Sitesi Şb. Hs. No: 7285370937

    Akbank Konak Şb. Hs. No: 61-127414Halkbank Toptancılar Şb. Hs. No : 0437-10260169

    ÝDE YÖNETÝÞÝM

  • 2 3

    DANIŞMA KURULU

    Y A Z A R L A R I M I Z

    Ahmet ÖNEY ...................................

    Av. Enis DİNÇEROĞLU ....................

    Prof. Dr. Ertuğrul ERDİN ................

    Fethi AYTAÇ ....................................

    Av. Fırat ÜNVER ..............................

    Gökalp KINIK ..................................

    Doç. Dr. Meltem CANİKLİOĞLU ......

    Sedat TURAN ..................................

    Selçuk SAVCI ..................................

    Prof. Dr. Yaşar UYSAL .....................

    Prof. Dr. Zerrin Toprak KARAMAN ..

    Ahmet ALTUNTAŞ ...........................

    Ahmet ÖNEY ...................................

    Av. Burcu BİRLİK ............................

    Celal KAPAN ...................................

    Av. Esra OKUMUŞ ...........................

    Fethi AYTAÇ ....................................

    Halil İbrahim BULDAŞ ....................

    İsmet Kayıhan KAZANCIOĞLU ........

    Mehmet ÖZBUDAK .........................

    Mehtap TUNA .................................

    Doç. Dr. Meltem CANİKLİOĞLU ......

    Sedat TURAN ..................................

    S. Selçuk SAVCI ..............................

    Prof. Dr. Yaşar UYSAL .....................

    Prof. Dr. Zerrin Toprak KARAMAN ..

    E. Çal. ve Sos. Güv. Bak. B.müf. & İde Yön. Baş Danışmanı..

    Ege Belediyeler Birliği Hukuk Danışmanı .........................

    Dokuz Eylül Üniv. Çevre Müh. Bölümü Öğretim Üyesi ......

    Türk İdareciler Der. Yön. Kurulu Üyesi & E. Vali ................

    E. İzmir Büyükşehir Belediyesi 1. Hukuk Müşaviri ...........

    İde Yönetişim Yayıncılık Genel Müdürü (İktisatçı) ..............

    D.E.Ü. Hukuk Fak. Anayasa Hukuku Böl. Öğretim Üyesi .

    Ege Belediyeler Birliği & İde Yönetişim Danışmanı ..........

    Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisi ..................................

    D.E.Ü. İkt. ve İdari Bil Fak. İktisat Böl. Öğretim Üyesi .....

    D.E.Ü. İkt. ve İdari Bil. Fak. Kamu Yön. Böl. Öğretim Üyesi

    İzmir Mahalli İdareler Müdürü ..........................................

    E. Çal. ve Sos. Güv. Bak. Başmüf. & İde Yönetişim Danışmanı...

    Avukat ................................................................................

    Sosyal Güvenlik Kurumu Başmüfettişi ..............................

    Dinçeroğlu Hukuk Bürosu .................................................

    Türkiye İdareciler Der. Yön. Kurulu Üyesi & E. Vali ...........

    Mahalli İdareler Gen. Müd. Şb. Müdürü- Yerel Yön. Uzm. .

    İde Yönetişim Mali Müşaviri & Muhasebe Müdürü. ...........

    Yeminli Mali Müşavir ..........................................................

    Ege Belediyeler Birliği Genel Sekreteri.............................

    D.E.Ü. Hukuk Fak. Anayasa Hukuku Böl. Öğretim Üyesi .

    Ege Belediyeler Birliği & İde Yönetişim Danışmanı ..........

    Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisi ..................................

    D.E.Ü. İkt. ve İdari Bil Fak. İktisat Böl. Öğretim Üyesi .....

    D.E.Ü. İkt. ve İdari Bil. Fak. Kamu Yön. Böl. Öğretim Üyesi

    * Danışma Kurulu ve Yazarlarımız bölümünde yer alan isimler alfabetik olarak sıralanmıştır.* Dergimizde yer alan makalelerdeki fikirler yazarına aittir. İlanların her türlü sorumluluğu ilan verene aittir.

  • 3

    Ahmet ÖNEY E. Çalışma ve Sos. Güv. Bak. Başmüfettişi & İde Yönetişim Danışmanı

    Bürokrasinin Azaltılması ve Sendikalara İlişkin İşlemler

    [ M A K A L E ]

    Hükümet geçtiğimiz yıl içerisinde bürokratik işlemlerin azaltılması anlamında 170 yönetmelikte yapılan değişik-likleri Resmi Gazetede yayınladı. Bu çerçevede, özellikle iş-verenleri ve muhasebecilerini ilgilendiren değişiklikler önce yasa düzeyinde, bilahare yönetmelik ve genelge düzeyinde hayata geçirilmeye çalışıldı. Konumuzla ilgili olarak, 28.02.2009 tarihli ve 27155 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5838 sayılı "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" ile 5510 sayılı Kanuna ek 1'inci madde ilave edilmiştir.

    5510 sayılı Kanunun ek 1'inci maddesi; "İşverenler tarafından 8'inci, 9'uncu ve 11'inci madde-lere göre Kuruma yapılan sigortalı ve işyerlerine ilişkin bildi-rimler; 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun 3'üncü maddesi, 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 62'nci maddesi, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 48'inci maddesi ve 4857 sayılı İş Kanununun 3'üncü maddesi hükümleri uyarınca Bakanlık ile ilgili bölge müdürlüklerine ve Türkiye İş Kurumu-na yapılması gereken bildirimlerin yerine geçer. Ticaret sicili memurluklarınca işyeri tesciline ilişkin Kuruma yapılan bildirimlerin dışında, ayrıca Bakanlık ilgili bölge müdürlüğüne bildirimde bulunulmaz. Geçici 20'nci maddede belirtilen sandıklar, Kuruma devir tarihine kadar iştirakçilerinin sandıkla ilgilerinin baş-lama ve sona ermesine ilişkin bildirimlerini en geç on gün içinde Kuruma yaparlar. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir." şeklinde olup, söz konusu düzenleme 01/08/2009 ta-rihi itibari ile yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Bilindiği üzere işverenler aynı Bakanlık çatısı altında bulunan Bakanlık Bölge Müdürlükleri, İşkur ve Sosyal Güven-lik Kurumu birimlerine yukarıda belirtilen yasa maddeleri hükümleri uyarınca ayrı ayrı bildirimde bulunmak zorunda-dır. Her kanunla, kurumların yürütmek zorunda oldukları gö-revlere ilişkin olarak işverenler bildirimde bulunma yüküm-lüğü altına sokulmuşlardır. Bunlardan en önemlisi 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 62'nci maddesi uyarınca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na ve Bölge Müdürlüklerine yapı-lan işçi giriş çıkışlarına ilişkin olup, mevzuatında Ek:1, Ek:2 olarak isimlendirilen bildirimlerdir. Önemi, 2821 sayılı Sen-dikalar Kanunundan değil, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu uyarınca yapılan işlemlerde Bakanlı-ğa yapılan bu bildirimlerin esas alınmasındandır. Öncelikli olarak, iş kanunları ile sosyal güvenliğe iliş-kin kanunlar arasında kapsam farklılığı olduğunu, yapılan

    farklı bildirimlerin bu nedenlerden kaynaklandığını belirt-mek yerinde olacaktır. Sosyal güvenliğe ilişkin yasalar her zaman için daha geniş kapsamlı ve uygulamalı olmuştur. Gerek daha önceki 1475 sayılı İş Kanunu , gerek yürürlükte olan 4857 sayılı İş Kanununun istisnaları incelendiğinde, çe-şitli nedenlerle önemli bir kesimin İş Kanunu kapsamı dışında kaldığı görülmektedir. 4857 sayılı İş Kanununun İstisnalara ilişkin 4. Maddesi aşağıdaki şekildedir:

    “Madde 4 -Aşağıda belirtilen işlerde ve iş ilişkilerinde bu Kanun hükümleri uygulanmaz; a) Deniz ve hava taşıma işlerinde, b) 50'den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde, c) Aile ekonomisi sınırları içinde kalan tarımla ilgili her çeşit yapı işleri, d) Bir ailenin üyeleri ve 3'üncü dereceye kadar (3 üncü derece dahil) hısımları arasında dışardan başka biri ka-tılmayarak evlerde ve el sanatlarının yapıldığı işlerde, e) Ev hizmetlerinde, f) İş sağlığı ve güvenliği hükümleri saklı kalmak üzere çıraklar hakkında, g) Sporcular hakkında, h) Rehabilite edilenler hakkında, ı) 507 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Kanununun 2'nci maddesinin tarifine uygun üç kişinin çalıştığı işyerlerinde. Şu kadar ki; a) Kıyılarda veya liman ve iskelelerde gemilerden kara-ya ve karadan gemilere yapılan yükleme ve boşaltma işleri, b) Havacılığın bütün yer tesislerinde yürütülen işler, c) Tarım sanatları ile tarım aletleri, makine ve parça-larının yapıldığı atölye ve fabrikalarda görülen işler, d) Tarım işletmelerinde yapılan yapı işleri, e) Halkın faydalanmasına açık veya işyerinin eklenti-si durumunda olan park ve bahçe işleri, f) Deniz İş Kanunu kapsamına girmeyen ve tarım işle-rinden sayılmayan, denizlerde çalışan su ürünleri üreticileri ile ilgili işler, Bu Kanun hükümlerine tabidir.” Uygulamada ortaya çıkan en önemli istisna kanaati-mizce 507 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Kanununun 2'nci mad-desi uyarınca uygulanan istisna ile tarım ve orman işlerine ait istisna olmaktadır. Halbuki, bu gibi işyerleri de sosyal güvenlik kapsamındadır. Kapsamı bu şekilde belirlenen işyerlerine ilişkin ola-rak işverenler 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 62'nci mad-desi uyarınca işçi giriş çıkış bildiriminde bulunmaktadır. Bildirimlerin Bakanlık açısından değerlendirilmesinde en

  • 4 5

    [ M A K A L E ]

    önemli husus ise işçilerin 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 62. Maddesinde belirtilen iş kollarına göre tasnif edilip ka-yıtlanmasıdır. Bilgi edinilmesi açısından aşağıda yer verilen 62. Maddede belirtilen işkolu sayısı 28’dir ve sendikalar da işkolu esasına göre kurulmak zorundadır;

    “İşkolları: Madde 60 – (Değişik: 28/8/1983 - 2882/3 md.) İşçi ve işveren sendikalarının kurulabilecekleri işkol-ları aşağıda belirtilmiştir. 1. Tarım ve ormancılık, avcılık ve balıkçılık, 2. Madencilik, 3. Petrol, kimya ve lastik, 4. Gıda sanayii, 5. Şeker, 6. Dokuma, 7. Deri, 8. Ağaç, 9. Kağıt, 10. Basın ve yayın, 11. Banka ve sigorta, 12. Çimento, toprak ve cam, 13. Metal, 14. Gemi, 15. İnşaat, 16. Enerji, 17. Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar. 18. Kara taşımacılığı, 19. Demiryolu taşımacılığı, 20. Deniz taşımacılığı, 21. Hava taşımacılığı, 22. Ardiye ve antrepoculuk, 23. Haberleşme, 24. Sağlık, 25. Konaklama ve eğlence yerleri, 26. Milli savunma, 27. Gazetecilik, 28. Genel işler. Bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de, asıl işin dahil olduğu işkolundan sayılır. Bir işkoluna giren işlerin neler olacağı, işçi ve işveren konfederasyonlarının görüşü de alınarak ve uluslararası norm-lar da göz önünde bulundurularak bir tüzükle düzenlenir.

    Her işkolunda çalışan, sendikalara üye olan ve olma-yan işçilerin sayıları ile bunların sendikalara dağılımı Çalış-ma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca her yıl Ocak ve Temmuz aylarında çıkartılacak istatistiklerde gösterilir.”

    62. Madde metninden görüldüğü üzere Ek:1, Ek:2 de-nilen işçi giriş çıkış bildirimleri ile her işkolunda çalışan işçi sayısı belirlenmektedir. Diğer taraftan Sendikalar Kanununun 22 ve 25. Maddeleri uyarınca noterler aracılığıyla düzenlenen bildirimlere istinaden de işçi sendika üyeliği kayıtları Bakan-lık Çalışma Genel Müdürlüğü tarafından tutulmaktadır. Üye sayıları ve ve kurulu bulunduğu işkolundaki işçi sayıları her yıl Ocak ve Temmuz ayında yayınlanan istatistiklerle ilan edilen işçi sendikaları 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun 22. Maddesi uyarınca; kurulu bulun-duğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde onunun (tarım ve ormancılık, avcılık ve balıkçılık işkolu hariç) üyesi olması halinde ve toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyeri veya işyerlerinin her birinde çalışan işçilerin yarıdan faz-lasının kendi üyesi bulunması koşuluyla bu işyeri veya iş-yerleri için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olmaktadır. Burada belirtilmesi gereken önemli bir husus da işyerlerinin işkollarının belirlenmesidir. Sosyal Güvenlik sisteminde işin güçlüğüne ve risklerine göre farklı meslek kodları ile prim tahakkuku yapılmaktadır. Buna karşılık işkollarında işyerleri bir bütünlük ve daha geniş bir çerçeve içinde alınarak işye-rinin ait olduğu işkolu belirlenmektedir. Örneğin belediyeler ve bağlı işyerleri 28 sayılı genel işler işkolu içinde işlem gör-mektedir. Buna karşılık son yıllarda kapatılan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü gibi bazı kurumların devredildiği İl Özel İdareleri 2009 yılında yayınlanan İşkolu Tespit Kararları ile 15 sıra nolu İnşaat işkolu içinde sınıflandırılmışlardır. Bu konu-daki son karar 18.1.2010 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 2010/1 sayılı karardır. İşkolu tespit kararlarına ilişkin düzen-lemeler Sendikalar Kanunu içinde yeralmakta olup, konu bü-yük ölçüde yargı kararları ile açıklığa kavuşmuştur. Uygulamada başlangıçtan itibaren sağlam esaslara oturtulmayan ve %10’luk işkolu barajı nedeniyle belirli bir dönemden sonra fazla yetki ihtilafı da yaratmayan sistem, gerileyen bir sendikal ortam yaratmıştır. Rakamların sağlıklı olup olmadığı bazı işkolları ve sendikalar hariç her zaman için tartışma yaratmış, ancak zaman içinde sendikal faaliyetlerin gerilemesi ile güncelliğini yitirmiş, değiştirilmez bir sistem olarak kabullenilmiştir. 1995 yılında 4101 sayılı Kanunla sen-dikalara, işverenlere yeniden yaptırılan bildirimlere rağmen sağlıklı bir sistemin kurulmadığı, özellikle mevzuatın bu ha-liyle sosyal gelişmelere öncülük etmek bir yana kösteklediği bir ortama yol açılmıştır. 1980 öncesi kargaşa ortamı yaratan sendikacılık faaliyetleri kamu kesimi ile özel sektörün büyük oturmuş şirketlerini kapsayan çok sınırlı durağan bir duruma düşmüştür. Sendikalar da bu durumu kabullenerek statükoya uygun bir şekilde faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. İşte bu ortamda, 5838 sayılı "Bazı Kanunlarda De-ğişiklik Yapılması Hakkında Kanun" ile 5510 sayılı Kanuna ilave edilen ek 1'inci madde ile bürokratik işlemlerin azaltıl-ması adına Bakanlığa yapılması gereken bildirimlerin Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmesi yolundaki düzenleme yapıl-mıştır. Bilahare, 21.07.2009 tarihli Resmi Gazete’de yayım-lanan Sosyal Güvenlik Kurumuna Yapılan Sigortalı ve İşyeri Bildirimlerinin Bazı Kurumlara Yapılması Gereken Bildirimler Yerine Geçmesine Dair Usul ve Esasları Hakkında yönetmelik çıkartılmıştır. Yönetmelik’in 8. Maddesinde; 5953 sayılı Ba-sın Kanunun 3'üncü maddesi, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu-nun 62'nci maddesi, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 48'inci maddesi ve 4857 sayılı İş Kanununun 3'üncü maddesi hükümleri uyarınca Yapılması gereken bildirimlerin Sosyal

  • 5

    [ M A K A L E ]Güvenlik Kurumuna yapılacağı, Kuruma yapılan bildirim tari-hinin ilgili kuruma bildirim tarihi sayılacağı belirtilmektedir. Daha sonra da Sosyal Güvenlik Kurumunca 12.10.2009 tarihli, 2009/121 sayılı Genelge ile uygulamanın esasları ve ayrıntıları açıklığa kavuşturulmaya çalışılmıştır. Bu amaçla Genelgede; I- Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi İle İlgili İşlemler, II- Sigortalı İşten Ayrılış Bildirgesi İle İlgili İşlemler, III- İşyeri Bildirgesi İle İlgili İşlemler, IV- Geçici 20'nci Madde Sandık-ları, V- E-Sigorta Yoluyla Yapılacak İşlemler Ve Bilgilerin Paylaşımı, VI- İdari Para Cezaları, VII-5510 Sayılı Kanunun 4'üncü Maddesinin Birinci Fıkrasının (C) Bendine Tabi Sigor-talılar Hakkında Yapılacak İşlemler, VIII- Diğer Hususlar baş-lıkları altında uygulamanın nasıl yapılacağı ve uygulamada doğabilecek sorunlar ayrıntılı bir şekilde düzenlenilmiştir. Ancak, her yeni uygulama gibi muhataplarının dikkat ve algılamalarının yeterli olması halinde yapılacak işlemlerin ve geçiş sürecinin başarılı bir şekilde aşılması mümkün ola-caktır. Özellikle işyeri bildirimleri ve Genelgede belirtildiği şekilde sigortalı giriş ve çıkış bildirimlerine ilişkin olarak Ba-kanlık Bölge Müdürlüğü dosya numarası, ait olduğu işkolu, sigorta sicil numarası, T.C. Kimlik Numarası gibi hususların uygulamacılar tarafından dikkatli ve doğru bir şekilde giril-mesi, özellikle işkolunun Sendikalar Kanunu uyarınca doğru belirlenmesi gerekmektedir. Bu arada Bakanlığın da bu husu-su uygulayıcılar için açık ve net bir şekilde açıklayan düzen-lemelerle açıklığa kavuşturması ve dikkat çekmesi yerinde olacaktır. Kaldı ki, yeni bir sistem kurulmaya çalışılırken ve bürokratik işlemler azaltılıyor denilirken kurulmak istenilen

    sistemin nasıl kurulduğu hangi esaslara istinat ettiğinin, ge-çiş döneminin de başlangıcından itibaren doğru bir şekilde belirlenmesi ve planlanması gerekir. Yapılan bu eksiklikler nedeniyle her yıl 17 Ocak ve 17 Temmuz tarihlerinde ya-yınlanan sendika istatistikleri bu yıl yayınlanamamıştır. Yasa düzeyinde bile konunun yeterince değerlendirilip temellen-dirilmediğinin ortaya çıkması üzerine 5.2.2009 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 5951 sayılı Kanunun 4. Maddesi ile 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanununun toplu iş sözleşmesi yapılmasında yetkiyi düzenleyen 12. Maddesinin üçüncü fıkrasında değişiklik yapılmıştır. Söz konusu değişiklik hükmü şöyledir:” Bakanlık; yetkili sendikanın belirlenmesin-de ve istatistiklerin düzenlenmesinde, 1/8/2010 tarihinden itibaren kendisine gönderilen üyelik ve istifa bildirimleri ile Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işçi bildirimlerini esas alır. Bu tarihe kadar Bakanlıkça yayımlanmış bulunan en son işçi ve üye istatistikleri geçerlidir “. Görüldüğü üzere, Bakanlık işçi bildirimlerinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işçi bildirimlerini esas alarak önceki sistemle bağlantıyı kesmiştir. Daha önce yukarıda belirttiğimiz gibi sosyal güvenlik ve iş kanunları arasındaki kapsam farklılığının ve bazı sendikalar için şişirilmiş sendi-ka üyelik bildirimlerinin ortaya nasıl bir tablo çıkartacağını merakla bekliyoruz. Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işçi bildirimlerinin daha fazla olması doğaldır. Ancak, bunun %10 işkolu barajı civarında dolaşan birçok sendikayı etkileyeceği ve iş hayatında dalgalanmalara yol açacağını düşünüyoruz.

  • 6 7

    3194 Sayılı İmar Kanununda, 5940 Sayılı İmar Kanunu ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığı

    Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına

    Dair Kanunla Yapılan Değişiklikler...

    [ M A K A L E ]

    Sedat TURAN Ege Belediyeler Birliği & İde Yönetişim Danışmanı

    17Aralık 2009 tarih ve 27435 sayılı Resmi Gazetede 5940 sayılı İmar Kanunu ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararna-mede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun yayınlanmış bulun-maktadır.

    5940 sayılı Kanun ile 3194 sayılı İmar Kanununun; 1- 28. maddesi başlığıyla birlikte değiştirilmiş, 2- 42. maddesi başlığıyla birlikte değiştirilmiş, 3- 44. Maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendi değiştirilmiş, 4- Geçici 12. madde eklenmiş, 5- Geçici 13. madde eklenmiş bulunmaktadır. Değiştirilen 3194 sayılı Kanunun 28'inci maddesinin se-kizinci fıkrasının son cümlesinde yer alan “inşaat ve tesisat işlerinde yetki belgesi olmayan usta çalıştırılamaz.” hükmü ile dokuzuncu fıkrasının müteahhitlere yetki belgesi verilme-sine ilişkin hükümleri 01.01.2012 tarihinde, diğer hükümleri ise 17.12.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.

    “Müelliflik, fenni mesuliyet, şantiye şefliği, yapı müteahhitliği ve kayıtlar” başlıklı 28. madde ile ilgili deği-şiklik aşağıya çıkartılmıştır. “Bu Kanun kapsamındaki mimarlık, mühendislik ve planlama hizmetine ilişkin harita, plan, etüt, proje ve ekle-rinin düzenlenmesi ve bunların yerine getirilmesinin; uygu-lamada bulunulacak alanın, yerleşme merkezinin ve yapının sınıfına, özelliğine ve büyüklük derecesine göre,uzmanlık alınlarına uygun olarak 38'inci maddede belirtilen meslek mensupları, işlerini bu Kanuna ve ilgili diğer mevzuata uy-gun olarak gerçekleştirmekten sorumludur. Yapıda inşaat ve tesisat işleri ile kullanılan malze-melerin kamu adına denetimine ilişkin fenni mesuliyet, ruh-sat eki etüt ve projelerin gerektirdiği uzmanlığı haiz meslek mensupları tarafından ayrı ayrı üstlenilmek zorundadır. Fenni mesul mimar ve mühendisler uzmanlık alanla-rına göre; yapının, tesisatı ve malzemeleri ile birlikte, bu Kanuna, ilgili diğer mevzuata, uygulama imar planına, ruh-sata, ruhsat eki etüt ve projelere, standartlara ve teknik şartnamelere uygun olarak inşa edilmesini denetlemekle görevlidir. Yapı sahibine ve idareye karşı sorumlu olan fenni me-suller, uzmanlık alanına uygun olarak yapıda yetki belgesi olmayan usta çalıştırılması veya şantiye şefi bulundurul-maksızın yapım işinin sürdürülmesi veya yapının mevzuata aykırı yapılması veya istifaları halinde, bu durumları altı iş günü içinde ilgili idareye yazılı olarak bildirmek zorundadır.

    Aksi takdirde, fenni mesuller kanuni mesuliyetten kurtula-maz. Bildirim üzerine, en geç üç iş günü içinde 32'inci mad-deye göre işlem yapılır. Fenni mesulün istifası veya ölümü halinde, başka bir meslek mensubu fenni mesuliyeti üstlenmedikçe yapının de-vamına izin verilmez. Fenni mesulün istifası halinde, istifa tarihinden önce yapılan işlere dair sorumluluğu devam eder. Yeni atanan fenni mesul, daha önce yapılan işlerin denet-lenmesinden ve eksiklik ve hata var ise giderilmesini sağ-lamaktan ve bildirimde bulunmaktan da sorumludur.Tespit edilen bu eksiklik ve hatalar giderilmedikçe inşaatın deva-mına izin verilmez. Fenni mesuller, Bakanlık tarafından çıkarılan yönet-melikte belirlenen sınıf, özellik ve büyüklüğe sahip bulu-nan yapıların denetimi faaliyetine yardımcı olmak üzere, 38'inci maddeye uygun nitelikte ve sayıda fen adamı istih-dam etmek mecburiyetindedir. Fenni mesuller, uzmanlık alanlarına göre yapım işle-rinin denetimine ilişkin ayrıntılı bütün bilgiler ile mimarlık ve mühendislik hizmetleri raporu idareye vermek ve yapı kullanma izin belgesini imzalamak mecburiyetindedir. Ya-pıya ilişkin bilgiler, ilgili idarece, etüt ve proje müellifleri-nin, fenni mesullerin, yapı müteahhitlerinin ve şantiye şefi mimar veya mühendisin üyesi bulunduğu meslek odasına, üyelik kayıtlarına işlenmek üzere bildirilir. Fenni mesuller, üstlendikleri yapı ile alakalı olarak yapı müteahhitliği, şantiye şefliği ve malzeme satıcılığı ya-pamaz. Yapı sahibi, yapısının fenni mesuliyetini üstlenemez. 27'inci madde kapsamındaki yapılar ile entegre tesis niteliğinde olmayan ruhsata tabi tarım ve hayvancılık yapı-larına ait 22'inci maddede yer alan etüt ve projeler, ile özel idarelerince veya Bakanlığın taşra teşkilatınca hazırlanabi-lir. Bu tarım ve hayvancılık yapılarına dair fenni mesuliyet, il özel idaresinin veya Bakanlığın taşra teşkilatının mimar ve mühendisleri tarafından üstlenebilir. Yapı müteahhidi ve şantiye şefi; yapıyı, tesisatı ve malzemeleriyle birlikte bu Kanuna, ilgili diğer mevzuata, uygulama imar planına, ruhsata, ruhsat eki etüt ve proje-lere, standartlara ve teknik şartnamelere uygun olarak inşa etmek, neden olduğu mevzuata aykırılığı gidermek mecbu-riyetindedir. Yapı müteahhidi ve şantiye şefi, ilgili fenni mesullerin denetimi olmaksızın inşaat ve tesisatlara ilişkin yapım işlerini sürdüremez, inşaat ve tesisat işlerinde yetki belgesi olmayan usta çalıştırılamaz. Bakanlıktan veya Bakanlıkça yetkilendirilmiş idare-den yetki belgesi almaksızın, inşaat ve tesisat dahil yapım işlerinin müteahhitliği üstlenilemez. Yetki belgeleri geçici

  • 7

    [ M A K A L E ]veya daima olarak düzenlenebilir. Gerçek kişilere ve özel hukuk tüzel kişilerine yapı inşa eden müteahhitlerin kayıtla-rı, her yapı için ayrı ayrı tutulur. Bu kayıtların birer nüshası, ilgili yapı müteahhidinin yetki belgelendirmesi işlemlerinde değerlendirilmek üzere Bakanlığa gönderilir. Müteahhitlere yetki belgesi verilmesi işlemleri, bu kayıtlar da değerlendi-rilerek Bakanlıkça yürütülür. Fenni mesullerce denetime ilişkin mimarlık ve mü-hendislik raporları hazırlanan, yapı sahibi, fenni mesuller ve ilgili idare elemanlarının birlikte düzenlediği tespit tuta-nağı ile tamamlandığı belirlenen, ancak yapı müteahhidinin yapım işlerinden doğan vergi ve sigorta primi borçlarının ve diğer sorumluluklarının gereğinin yerine getirilmemesi sebebiyle yapı kullanma izin belgesi verilmesi işlemleri ta-mamlanamayan yapılar için, yapının müteahhidi olmayan yapı sahibinin talebi üzerine, ilgili idarece durum tespit edilerek yapı kullanma izin belgesi verilir. Bu belgenin bir örneği, ilgili kurumlara ve ilgililerin kayıtlarına işlenmek ve değerlendirilmek üzere ilgili meslek odalarına ve Bakanlığa gönderilir. Yapı sahibi, ruhsat süresi dolmamış olan bir yapının etüt ve proje müellifliği, yapı müteahhitliği ve şantiye şef-liği görevlerinden herhangi birini üstlenmemiş ise bütün sorumluluk, ilgisine göre etüt ve proje müelliflerine, yapı müteahhidine, şantiye şefine ve ilgili fenni mesullere ait-tir.” şeklindedir.

    “İdari Müeyyideler” başlıklı 42. madde değişikliği ise şöyledir. “Bu maddede belirtilen ve imar mevzuatına aykırılık teşkil eden fiil ve hallerin tespit edildiği tarihten itibaren on iş günü içinde ilgili idare encümenince sorumlular hakkında, üstlenilen her bir sorumluluk için ayrı ayrı olarak bu madde-de belirtilen idari müeyyideler (yaptırımlar) uygulanır. Ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının sahibine, yapı müteahhidine veya aykırılığı altı iş günü için-de idareye bildirmeyen ilgili fenni mesullere yapının mül-kiyet durumuna, bulunduğu alanın özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına, yerleşmeye ve çerçeve etkisine, can ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın bü-yüklüğüne göre, beş yüz Türk Lirasından az olmamak üzere, aşağıdaki şekilde hesaplanan idare para cezaları uygulanır: a) Bakanlıkça belirlenen yapı sınıflarına ve grupları-na göre yapının inşaat alanı üzerinden hesaplanmak üzere, mevzuata aykırılığın her bir metrekaresi için; 1) I. sınıf A grubu yapılara üç, B grubu yapılara beş Türk Lirası, 2) II. sınıf A grubu yapılara sekiz, B grubu yapılara onbir Türk Lirası, 3) III. Sınıf A grubu yapılara onsekiz, B grubu yapılara yirmi Türk Lirası, 4) IV. sınıf A grubu yapılara yirmiüç, B grubu yapılara yirmibeş, C grubu yapılara otuzbir Türk Lirası, 5) V. sınıf A grubu yapılara otuzsekiz, B grubu yapılara kırkaltı, C grubu yapılara elliiki, D grubu yapılara altmışüç Türk Lirası, İdari para cezası verilir. Bu miktarlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 04.01.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298'inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında bir Türk Lirasının küsuru da dikkate alınmak sure-tiyle artırılarak uygulanır. b) Mevzuata aykırılığı yapı inşaat alanı üzerinden he-saplanması mümkün olmayan, yapının cephelerini ve diğer yapı elemanlarını değiştiren veya yapı malzemesi için öngö-

    rülen gereklere aykırı bulunan uygulamalar için, Bakanlık-ça yayımlanan ve aykırılığa konu imalatın tespiti tarihinde yürürlükte bulunan birim fiyat listesine göre ilgili idarece belirlenen bedelin % 20’si kadar idare para cezası verilir. c) (a) ve (b) bentlerine göre cezalandırılmayı gerek-tiren aykırılığa konu yapı; 1) Hisseli parselde diğer maliklerin muvafakati alın-maksızın yapılmış ise cezanın % 30’u, 2) Kamuya veya başkasına ait bir parselde yapılmış ise cezanın % 40’ı, 3) Uygulama imar planında veya parselasyon planın-da “Kamu Tesis Alanı veya Umumi Hizmet Alanı” olarak belirlenmiş bir alanda yapılmış ise cezanın % 60’ı, 4) Mevcut haliyle veya öngörülen bir afet tehlikesi karşısında can ve mal emniyetini tehdit ediyor ise cezanın % 100’ü, 5) Uygulama imar planı bulunan bir alanda yapılmış ise cezanın % 20’si, 6) Yapılaşmaya yasaklanmış bir alanda yapılmış ise cezanın % 80’i, 7) Özel Kanunlar ile belirlenmiş özel imar rejimine tabi bir alanda yapılmış ise cezanın % 50’si, 8) Ruhsatsız ise cezanın % 180’i, 9) Ruhsatı hükümsüz hale gelmesine rağmen inşaatı sürdürülüyor ise cezanın % 50’si, 10) Yapı kullanma izin belgesi alınmış olmakla birlik-te, ruhsat alınmaksızın yeni inşai faaliyete konu ise cezanın % 100’ü, 11) İnşai faaliyetleri tamamlanmış ve kullanılmıyor ise cezanın % 10’u, 12) İnşai faaliyetleri tamamlanmış ve kullanılıyor ise cezanın % 20’si, 13) Çevre ve gürültü kirliliğine sebebiyet veriyor ise cezanın % 20’si, (a) ve (b) bentlerinde belirtilen şekilde tespit edilen para cezalarının miktarına göre ayrı ayrı hesap edilerek ilave olunur. Para cezalarına konu olan alanın hesaplanmasında, aykırılıktan etkilenen alan dikkate alınır. 18, 28, 32, 33,34,35, 36, 37, 40 ve 41'inci maddelerde belirtilen mükellefiyetleri yerine getirmeyen veya bu madde-lere aykırı davranan yapı veya parsel sahibine, harita, plan, etüt ve proje müelliflerine, fenni mesullere, yapı müteahhi-dine ve şantiye şefine, ilgilisine göre ayrı ayrı olmak üzere ikibin Türk Lirası, bu fiillerin çevre ve sağlık şartlarına aykırı olması halinde dörtbin Türk Lirası, can ve mal emniyetini teh-dit etmesi halinde altıbin Türk Lirası idari para cezası verilir. Yapıldığı tarih itibarıyla plana ve mevzuata uygun olmakla beraber, mevcut haliyle veya öngörülen bir afet tehlikesi karşısında can ve mal emniyetini tehdit ettiği veya edeceği ilgili idare veya mahkeme kararı ile tespit olunan yapılara, ilgili idarenin yazılı ikazına rağmen idarece tanınan süre içinde takviyede bulunmayan veya bu yapıları 39'uncu madde uyarınca yıkmayan yapı sahibine onbin Türk Lirası idari para cezası verilir. 27'inci maddeye göre il özel idaresince belirlenmiş köy yerleşme alanı sınırları içinde köyün nüfusuna kayıtlı olan ve köyde sürekli oturanlar tarafından, projeleri il özele idarelerince incelenerek fen, sanat ve sağlık şartlarına uy-gun olmasına rağmen muhtarlık izni olmaksızın konut ve zati maksatlı tarım ve hayvancılık yapısı inşa edilmesi halinde yapı sahibine üçyüz Türk Lirası idari para cezası verilir. Bu yapılardaki diğer aykırılıklar ve ruhsata tabi tarım ve hay-vancılık maksatlı yapılardaki aykırılıklar için verilecek olan idari para cezası, üçyüz Türk Lirasından az olmamak üzere, ikinci fıkraya göre hesaplanan toplam ceza miktarının beşte biri olarak uygulanır.

  • 8 9

    [ M A K A L E ] Yukarıdaki fıkralarda belirtilen fiil ve hallerin, yapı-nın inşa edilmesi süreci içinde tekrarı halinde, idari para ce-zaları bir kat arttırılarak uygulanır. Yukarıdaki fıkralar uyarınca tahsil olunan idari para cezaları, ayni fiil nedeniyle 26.09.2004 tarihli ve 5237 sayı-lı Türk Ceza Kanununun 184'üncü maddesine göre mahkum olanlara faizsiz olarak iade edilir. Yapının bu Kanuna, ilgili diğer mevzuata, plana, ruh-sata, ruhsat eki etüt ve projelere uygun hale getirilmesi için idarenin yazılı izni dahilinde yapılan iş ve işlemler mühür bozma suçu teşkil etmez. Müelliflerin, fenni mesul mimar ve mühendislerin, yapı müteahhitlerinin, şantiye şefi mimar ve mühendislerin, imar mevzuatına aykırı fiillerinden dolayı verilen cezaları ve haklarındaki kesinleşmiş mahkeme kararları, kendi kayıtla-rına işlenmek ve ilgili mevzuata göre cezai işlem yapılmak üzere, üyesi bulundukları meslek odasına ve Bakanlığa ilgili idarece bildirilir. Bu kişiler, verilen ceza süresi içinde yeni bir iş üslenemez.

    Yapı müteahhidinin yetki belgesi; a) Yapım işinin ruhsata ve ruhsat eki etüt ve projelere aykırı olarak gerçekleştirilmesi ve 32'inci maddeye göre veri-len süre içinde aykırılığın giderilmemesi halinde beş yıl, b) Yapım işinde ruhsat eki etüt ve projelere aykırı olarak gerçekleştirilen imalatın can ve mal güvenliğini teh-dit etmesi halinde on yıl, c) Bakanlıkça olumsuz kayıt değerlendirilmesi yapılan hallerde bir yıl, süreyle Bakanlıkça iptal edilir. Yapı müteahhidinin, yapım işlerinden doğan vergi ve sigorta primi borçlarını öde-memesi ve diğer sorumlulukların yerine getirmemesi halle-rinde yetki belgesi bir yıldan az olmamak üzere Bakanlıkça iptal edilir ve bunlara sorumluluklarını yerine getirinceye kadar yeni yetki belgesi düzenlenmez. Yetki belgesi iptal edilen yapı müteahhidi yeni yetki belgesi düzenleninceye kadar yeni iş üstlenemez, ancak mevcut işlerini tamamlar. Yetki belgeli yapı müteahhidi olmaksızın başlanılan yapının ruhsatı iptal edilir ve yapı mühürlenir.” şeklindedir.

    3194 sayılı İmar Kanununun 44'üncü maddesinin (I) nu-maralı fıkrasının (e) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “e) Her türlü inşaat ve tesisat dahil yapım işlerine dair yapı müteahhitlerinin yetki belgelendirilmesi işlemleri-ne; yapı müteahhitlerinin iş gruplarına, ihtisaslaşmalarına ve yüklenecek işin büyüklüğüne göre sınıflandırılmasına ve bunların sahip olmaları gereken asgari eğitim, iş tecrübe-si, teknik donanımı ve kapasitesi, mali durumu, idari yapısı ve personel şartları ile niteliklerine; yapı müteahhitlerinin faaliyetlerinin denetlenmesine, kayıtlarının tutulmasına ve değerlendirilmesine; mimar ve mühendis unvanlı şantiye şefi çalıştırılması mecburi ve yapı müteahhidi olmaksızın da yapılması mümkün olan yapılara; şantiye şeflerine, yapım ve denetim işlerinde istihdam edilecek fen adamlarına ve yetki belgeli ustalara ilişkin usul ve esaslar ile diğer hu-suslar, Milli Eğitim Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Mesleki Yeterlilik Kurumu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederas-yonu, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinin görüşleri alınarak,” şeklindedir.

    3194 sayılı Kanuna aşağıda yazılı bulunan Geçici 12. madde eklenmiştir. “Bu Kanunun 44'üncü maddesinin (I) numaralı fıkra-sının (e) bendinde öngörülen konulara ilişkin yönetmelik bir yıl içinde yürürlüğe konulur.”

    3194 sayılı Kanununa aşağıda yazılı bulunan Geçici 13. madde eklenmiştir. “Bu maddenin yürürlüğe girmesinden sonra inşaat, elektrik, sıva ve benzeri branşlarda yetki belgesi almak is-teyenlerden, hangi branşta iş yaptıklarını belgeleyenlere usta olduklarını gösterir geçici yetki belgesi verilir . Bu bel-geler 01.01.2012 tarihinden itibaren sürekli yetki belgesine dönüştürülür.” 3194 sayılı İmar Kanununda 5940 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ve eklemeler yukarıda belirtildiği şekilde olup, ka-çak yapılarla ilgili idari para cezaları yeniden belirlenmiştir. Yeni düzenlenen 42'inci maddede belirtilen, Bakan-lıkça belirlenen yapı sınıflarına ve gruplarına ilişkin göre yapının inşaat alanı üzerinden hesaplanmak üzere, cümle-sinden; Bakanlar Kurulunun, 08.05.1985 tarih ve 85/9707 sa-yılı kararıyla kabul ettiği, 05 Ağustos 1985 tarih ve 18833 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Mimarlık ve Mühendislik Hizmetleri Şartnamesi”nin 3.2 birim maliyet başlıklı bölü-mü anlaşılmaktadır. Madde hükmü şöyledir. “Yapının birim ölçüsünün (bi-nalarda birim alanının), Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca her yıl Mimarlık hizmetlerine esas olan sınıflar için ayrı ayrı tes-pit edilerek ilan edilen maliyetleridir. (Birimi TL./l2 dir.) 2009 yılı için, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tara-fından 19 Mart 2009 tarih ve 27174 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak 2009 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Mali-yetleri Hakkında Tebliğ) hükümlerine göre işlem yapılması gerekmektedir. Bu duruma göre; 42'inci maddenin (a) fıkrasında geçen I, II, III, IV ve V. Sınıf yapılar listesi,

    I. SINIF YAPILAR

    A GRUBU YAPILAR . 3 m yüksekliğe kadar kagir ve betonarme istinat ve bahçe duvarları . Basit kümes ve basit tarım yapıları . Plastik örtülü seralar . Mevcut yapılar arası bağlantı-geçiş yolları . Baraka veya geçici kullanımı olan küçük yapılar . Yardımcı yapılar (Müştemilat) . Gölgelikler-çardaklar . Üstü kapalı yanları açık teneffüs, oyun gösteri alanları ve bu gruptakilere benzer yapılar.

    B GRUBU YAPILAR . Cam örtülü seralar . Basit padok, büyük ve küçük baş hayvan ağılları . Su depoları . İşyeri depoları . ve bu gruptakilere benzer yapılar.

    II. SINIF YAPILAR

    A GRUBU YAPILAR . Kuleler, ayaklı su depoları . Palplanj ve ankrajlı perde ve istinat duvarları . Kayıkhane . ve bu gruptakilere benzer yapılar.

    B GRUBU YAPILAR . Pnömatik ve şişirme yapılar . Hangar yapıları (Uçak bakım ve onarım amaçlı)

  • 9

    [ M A K A L E ] . Tek katlı ofisler, dükkan ve atölyeler . Semt sahaları, küçük semt parkları, çocuk oyun alanları ve müştemilatları . Tarım, endüstri ve sanayi yapıları (Tek katlı, bodrum ve asma katı da olabilen prefabrik beton ve çelik depo ve atölyeler, tesisat ağırlıklı ağıllar, fidan yetiştirme ve bek-letme tesisleri) . Yat bakım ve onarım atölyeleri, çekek yerleri . Jeoloji, botanik ve tema parkları . Mezbahalar . ve bu guruptakilere benzer yapılar.

    III. SINIF YAPILAR A GRUBU YAPILAR . Okul ve mahalle spor tesisleri (Temel eğitim okul-larının veya işletme ve tesislerin spor salonları, jimnastik salonları, semt salonları) . Katlı garajlar . Hobi ve oyun salonları . Ticari bürolar (üç kata kadar-üç kat dahil-asansörsüz ve kalorifersiz) . Alışveriş merkezleri (semt pazarları, küçük ve bü-yük hal binaları, marketler. v.b) . Basımevleri, matbaalar .Soğuk hava depoları .Konutlar (dört kata kadar-dört kat dahil-asansörsüz ve kalorifersiz) . Benzin istasyonları . Kampingler . Küçük sanayi tesisleri (Donanımlı atölyeler, ticaret-hane, dükkan, imalathane, dökümhane) . Semt postaneleri . ve bu gruptakilere benzer yapılar.

    B GRUBU YAPILAR . Kreş- Gündüz bakımevleri . Otel ve moteller (1 ve 2 yıldızlı oteller, 2. Sınıf moteller) . Entegre tarımsal endüstri yapıları . İdari binalar (ilçe tipi hükümet konakları, vergi da-ireleri) . Gençlik merkezleri . Belediyeler ve çeşitli amaçlı kamu binaları . Lokanta, kafeterya ve yemekhaneler . Temel eğitim okulları . Küçük kitaplık ve benzeri kültür tesisleri . jandarma ve emniyet karakol binaları . Sağlık tesisleri (sağlık ocakları, kamu sağlık dispan-serleri, sağlık evleri, sağlık merkezleri) . Ticari bürolar (kaloriferli ve asansörlü) . Halk evleri . Pansiyonlar . 150 kişiye kadar cezaevleri . Fuarlar . Sergi salonları . Konutlar (asansörlü ve/veya kaloriferli) . Marinalar . Gece kulübü, diskotekler . İtfaiye kurtarma istasyonları . Misafirhaneler . Büyük çiftlik yapıları . ve gruptakilere benzer yapılar.

    IV SINIF YAPILAR

    A GRUBU YAPILAR . Özelliği olan büyük okul yapıları (Spor salonu, kon-ferans salonu ve ek tesisleri olan eğitim yapıları) . Poliklinikler ve benzeri sağlık yapıları (Hastaneler hariç) . Liman binaları . İl tipi hükümet konakları (Büyük idare ve Büyükşehir belediye binaları) . Ticari bürolar (Asansörlü ve kaloriferli) . 150 kişiyi geçen cezaevleri . Kaplıcalar, şifa evleri v.b. termal tesisleri . Rehabilitasyon ve tedavi merkezleri . İbadethaneler (Dini yapılar 1000 kişiye kadar) . Entegre sanayi tesisleri . Aqua parklar . Müstakil spor köyleri (Yüzme havuzları, spor salon-ları ve stadları bulunan) . Özellikli müstakil konutlar (Villalar, teras evleri, dağ evleri, kaymakam evi) . Yaşlılar huzurevi, kimsesiz çocuk yuvaları, yetiştir-me yurtları . Büyük alışveriş merkezleri . Yüksek okullar ve eğitim enstitüleri . Apartman tipi konutlar (Bina yüksekliği 21.50 met-reyi aşan, asansörlü ve/veya kaloriferli) ve bu gruptakilere benzer yapılar.

    B GRUBU YAPILAR . İş merkezleri . Araştırma binaları ve laboratuarlar . Metro istasyonları . Stadyum, spor salonları ve yüzme havuzları . Büyük postaneler (merkez postaneleri) . Otobüs terminalleri . Satış ve sergi binaları (showroomlar) . Eğlence amaçlı yapılar (çok amaçlı toplantı, eğlen-ce ve düğün salonları) . Banka binaları . Otel ve moteller (3 ve 4 yıldızlı oteller ile 1. sınıf moteller) . Normal radyo ve televizyon binaları . Özelliği olan genel sığınaklar ve bu gruptakilere benzer yapılar.

    C GRUBU YAPILAR . Hastaneler (150 yatağa kadar) . Büyük kütüphaneler ve kültür yayınları . Bakanlık binaları . Yüksek öğrenim yurtları . Arşiv binaları . Radyoaktif korumalı depolar . Büyük adliye sarayları . ve bu gruptakileri benzer yapılar.

    V. SINIF YAPILAR

    A GRUBU YAPILAR . Radyo-TV istasyonları . Özelliği olan askeri yapılar ve orduevi . Büyükelçilik yapıları, vali konakları ve 600 m2 üze-rindeki özel konutlar . Borsa binaları . Üniversite kampüsleri . Yüksekliği 50,50 metreyi aşan yapılar

  • 10 11

    [ M A K A L E ]. Alışveriş kompleksleri (İçerisin-de sinema, tiyatro, sergi salonu, kafe, restoran, market, v.b. bu-lunan)ve bu gruptakilere benzer yapılar.

    B GRUBU YAPILAR. Kongre merkezleri. Müze, sergi kütüphane komp-leksleri. Olimpik spor tesisleri- hipod-romlar. Bilimsel araştırma merkezleri, AR-GE binaları. Havaalanları. İbadethaneler (1000 kişinin üzerinde)ve bu gruptakilere benzer yapılar.

    C GRUBU YAPILAR. Hastaneler (150 yatağın üstün-deki hastaneler ve özelliği olan ihtisas hastaneleri). Üst donanımlı kompleks oteller ve tatil köyleri (5 yıldızlı). Büyük radyo ve televizyon bi-naları ve su gruptakilere benzer yapılar.

    D GRUBU YAPILAR. Opera, tiyatro bale yapıları, konser salonları ve kompleksleri . Restore edilecek yapılar ve ta-rihi ve eski eser niteliğinde olup, yıkılarak orijinaline uygun olarak yapılan yapılarve bu gruptakilere benzer yapılar.

    Açıklamalar:1-) Benzer yapılar, ilgili gruptaki yapılara kıyasen uygulayıcı ku-rum ve kuruluşlarca Mimarlık ve

    Mühendislik Hizmetleri Şartnamesinin ilgili hükümlerinden yararlanılarak belirlenecektir. 2-) Tebliğin revizyonu çalışmalarında sınıfı veya gru-bu değiştiren ve tebliğden sonra çıkarılan yapılar için, 2009 yılından önceki tebliğlere göre yapı sınıfı ve grubu belirle-nerek başlatılmış ve devam eden işlerde, söz konusu teb-liğlerdeki yapı sınıfı ve grubu değiştirilmeksizin 2009 yılı tebliğinde karşılığı olan tutar esas alınmak suretiyle hesap yapılacaktır. 3-) Tebliğdeki sınıf ve gruplar yapım aşamasında belir-lenirken tereddüde düşülmesi halinde, o yapının yapı yakla-şık maliyeti; yapının projesine göre hazırlanacak metrajlarla Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Birim Fiyatlarının uygulanması suretiyle hesaplanacaktır. Şeklinde tüm yapılar sınıflara ve gruplara ayrılmıştır.

    Yapıların 2009 yılı birim maliyetleri ise TL/M2 olarak; I. SINIF YAPILAR A GRUBU YAPILAR- 71,00 B GRUBU YAPILAR- 123,00

    II. SINIF YAPILAR A GRUBU YAPILAR- 195,00 B GRUBU YAPILAR- 268,00

    III. SINIF YAPILAR A GRUBU YAPILAR- 437,00 B GRUBU YAPILAR- 498,00

    IV. SINIF YAPILAR A GRUBU YAPILAR- 561,00 B GRUBU YAPILAR- 622,00 C GRUBU YAPILAR- 746,00

    V. SINIF YAPILAR A GRUBU YAPILAR- 926,00 B GRUBU YAPILAR- 1.122,00 C GRUBU YAPILAR- 1.279,00 D GRUBU YAPILAR- 1.528,00

    Olarak Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından belir-lenmiş bulunmaktadır. 3194 sayılı İmar Kanununun 5940 sayılı Kanunla deği-şik 42'inci maddesi gereğince, yukarıda yazılı bulunan birim maliyet rakamlarına 2010 yılı için, yeniden değerleme ora-nında artış yapılacaktır. 2009 yılı Yeniden değerleme oranı, Maliye Bakanlığı tarafından belirlenmiş ve 14 Kasım 2009 tarih ve 27406 sa-yılı Resmi Gazetede yayınlanmış bulunmaktadır. Bu duruma göre, 2009 yılı yeniden değerleme oranı % 2,2 (iki virgül iki) olarak tespit edildiği için, 2010 yılında rakamlara bu artış oranı ilave edilecektir. Örneğin iki katlı 75+75=150 m2'lik imar mevzuatına aykırı asansörsüz ve kalorifersiz bir yapı tespit edildiği tak-dirde, 10 iş günü içinde Belediye encümeni tarafından idari para cezası verilecektir. Dört kata kadar konutlar III. Sınıf ve A grubu yapılar bünyesinde kalmaktadır. Bu bölümde yapının 2009 yılı birim maliyeti 437,00 TL dir. Bu maliyet 2010 yılında yeniden değer-leme oranı olan %2,2 ilave edildiğinde 446,61 TL olacaktır.

    Bu duruma göre; - Kaçak inşaat: 150 m2, - yapı birim maliyeti: 446,61 TL, - 3194 sayılı İmar Kanununun 42/a maddesinde III. Sınıf A grubu m2 ceza miktarı: 18,00 TL, - 150X18=2.700,00 TL para cezası encümen kararıyla verilecektir. - Ayrıca, 42/c maddesinde 13 fıkra halinde belirtilen konuları kapsaması durumunda her bir ölçüt için ayrı ayrı para cezası hesaplaması yapılacaktır.

    - Örneğin 42/c-2. fıkrasına aykırılık var ise; 2700X%40=1.080,00 TL yukarıdaki para cezasına encümen kararıyla ilave edilecektir. - 2.700+1.080=3.780,00 TL idari para cezası verilmiş olacaktır. - 2.700,00 TL 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin (a) fıkrasına göre, 1.080,00 TL de 42. maddenin (c-2) fıkrasına göre olmak üzere toplam 3.780,00 TL idari para cezası veril-miş olacaktır.

    Sonuç itibarıyla, 3194 sayılı İmar Kanununun 5940 sa-yılı Kanunla değişik “İdari müeyyideler” başlıklı 42. madde hükümleri karışık bir görüntü vermektedir. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından uygulama-ya yönelik, tebliğ veya genelge yayınlanarak uygulayıcılara özellikle belediyelere yol gösterilmesinin uygun olacağı dü-şünülmektedir.

  • 11

    [ M A K A L E ]

    Tevsik (Belgeleme) ZorunluluğuÜnsal ÖZBEK İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Vergi Denetmeni

    Bilindiği üzere Vergi Usul Kanunu (V.U.K.) Mükerrer 257. maddesi, Maliye Bakanlığına ayrıca düzenlemeye gerek kalmaksızın, vergi mükelleflerinin mükellefiyetlerine ilişkin olarak uymak zorunda oldukları usul ve esasları belirlemeye ve mükelleflerin ödevlerini genişletmeye veya daraltmaya, kaldırmaya veyahut bu ödevlere yenilerini eklemeye ilişkin geniş yetkiler vermektedir. Maliye Bakanlığına bu yetkinin veriliş amacı, ayrıca kanuni düzenlemeye gerek kalmaksızın mevcut ihtiyaçlar çerçevesinde, süratli bir şekilde vergi kayıp ve kaçağına en-gel olmak, vergi uygulamalarındaki aksaklıkları gidermek ve önlemler almaktır. İşte Maliye Bakanlığı kendine verilen bu yetki ile (Vergi Usul Kanunu mükerrer 257. maddesinin 1. fıkrasının 2 numaralı bendi ) 2003 yılında uygulamaya başlanılan “Tev-sik Zorunluluğu” zaman içinde ufak değişikliklere uğrayarak uygulanmasına devam edilmektedir. Tevsik zorunluluğu uygulamasının usul, esas ve kapsa-mına ilişkin olarak V.U.K. 320, 323, 324, Nolu Genel Tebliğ-ler yayınlanmış olup, nihai halini 27.04.2004 tarihli 332 Nolu Genel Tebliğ’de almıştır.

    1. Tevsik Zorunluluğunun Amacı ve Kapsamı Tevsik zorunluluğunun amacı 320 Nolu V.U.K. Genel Tebliği’nde “ticari işlemler ve finansal hareketlerin tarafla-rının izlenmesi ve vergiyi doğuran olayların mali kurumların kayıt ve belgeleri yardımıyla tespit edilmesi amaçlanmak-tadır.” şeklinde belirtilmiştir. Burada mükelleflere işlemleri ile ilgili belli bir meblağı aşan tahsilat ve ödemelerini banka veya benzeri finans kurumlarınca düzenlenen belgelerle (323 Nolu V.U.K. Genel Tebliği ile bu kurumlara PTT’de eklenmiş-tir.) tevsik etmeleri zorunluluğunu getirilmek suretiyle vergi kayıp ve kaçağının önüne geçilmek istenmektedir. Yukarıda belirtilen kurumlar aracı kılınmak suretiyle; havale, çek, kredi kartı ve bu kurumlar aracılığıyla tahsil edilen senetler gibi bankacılık araçları kullanılarak yapılan ödemeler ve tahsilatlar karşılığında dekont veya hesap bil-dirim cetvelleri düzenlendiğinden tevsik edilmiş sayılacağı ve banka ve özel finans kurumlarının internet şubeleri üze-rinden yapılan işlemlerde aynı kapsamda olduğu 323 Nolu V.U.K. Genel Tebliği’nde belirtilmiştir. Bu uygulama sonucunda Vergi İdaresi hem işleme taraf olan tüm mükelleflerin kayıtları ile beyanlarını kar-şılaştırma imkanı sağlarken hem de mükelleflerin çapraz kontrolünü yapabilmektedir. Örneğin iki mükellef arasındaki 100.000 TL tutarındaki bir para hareketi istisnai durumlar dı-şında iki mükellef arasında 100.000 TL tutarında bir alışveriş yapıldığının göstergesidir. Bu tutar biri için hasılat iken di-ğeri için gider durumundadır. Mal veya hizmet satan taraf bu tutarı gelir olarak kayıtlarına yansıtarak fatura düzenlemek zorunda olduğu gibi alan taraf ise bunu fatura ile giderleş-tirmek ve eğer aldığı mal veya emtiayı satıyorsa da fatura düzenlemek zorundadır. Tevsik zorunluluğunun kapsamına ise ; 1. ve 2. sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenler, defter tut-

    mak zorunda olan çiftçiler, serbest meslek erbabı ile ver-giden muaf esnafın kendi aralarında yapacakları ticari iş-lemleri ile nihai tüketicilerden (Türkiye'de mukim olmayan yabancılar hariç) mal veya hizmet bedeli olarak yapacakları 8.000 Türk Lirasını aşan tahsilat ve ödemeler girmektedir. Bu parasal sınır 320 Nolu Genel Tebliğ’de 5.000 TL olarak belirlenmişken daha uygulanmaya başlamadan 01.08.2003 tarihinden itibaren 323 Nolu Genel Tebliğ ile 10.000 TL ola-rak belirlenmiş ancak daha sonradan 332 Nolu V.U.K. Genel Tebliği ile 01.05.2004 tarihinden itibaren uygulanmak üzere 8.000 TL olarak nihai halini almıştır. Tevsik zorunluluğu kapsamına giren kişiler ile nihai tüketicilerin genel ve katma bütçeli idareler ile döner ser-maye işletmelerine, yapacakları ödeme veya tahsilat işlem-leri ile nihai tüketicilerin birbirileri arasındaki ödeme veya tahsilat işlemleri tevsik zorunluluğu kapsamına girmemekte-dir. Ayrıca 323 Nolu V.U.K. Genel Tebliği’nde tevsik zorunlu-luğu kapsamına giren kişiler ile nihai tüketicilerin sermaye piyasası aracı kurumlarında, yetkili döviz müesseselerinde, noterlerde, tapu idarelerinde yaptıkları işlemlere konu öde-me ve tahsilatların tevsik zorunluluğu kapsamında olmadığı belirtilmiştir. Tevsik zorunluluğu kapsamındaki tahsilat ve ödeme-lerin bu zorunluluktan kurtulmak için parçalara ayrılmasının kabul edilmeyeceği, aynı günde aynı kişi veya kurumlarla yapılan işlemler tek bir ödeme veya tahsilat kabul edilece-ği 320 Nolu Genel Tebliğ’de belirtilmiştir. Mükelleflerin bu zorunluluktan kurtulmak için faturalarını parçalara ayırarak KDV dahil 8.000 TL’den düşük düzenlemeleri mükellef tara-fından makul bir sebebe dayandırılmadığı taktirde kanuna karşı hile gibi değerlendirilip cezai yaptırım uygulanabiline-cektir. 8.000 TL’nin üzerinde olup da taksitle yapılacak öde-melerde tevsik zorunluluğu kapsamındadır. Örneğin 10.000 TL tutarındaki bir emtianın bedelinin iki eşit taksitte ödene-cek olması tevsik zorunluluğunu ortadan kaldırmamaktadır. Ayrıca belirtmek gerekir ki tevsik zorunluluğu kapsamına sa-dece 8.000 Türk Lirasını aşan mal ve hizmet alışverişlerine ait ödeme ve tahsilatlar değil her türlü avans, depozito, pey akçesi gibi ödemeler ve işletmelerin kendi ortakları ile diğer gerçek ve tüzel kişilerle olan ve herhangi bir ticari içeriği olmayan nakit hareketleride girmektedir.

    2. Cezai Müeyyide Bilindiği üzere V.U.K.’nun Mükerrer 355. maddesin-de yer alan hükme göre mükerrer 257. madde ile getirilen zorunluluklara uymayanlara özel usulsüzlük cezası kesilme-si gerekmektedir. Bu itibarla tahsilat ve ödemelerinde bu Tebliğle getirilen zorunluluğa uymayan mükelleflere her bir işlem için özel usulsüzlük cezası kesilecektir. Ayrıca, mükel-lefler arası ticari işlemlerde birinin tahsilatı diğerinin öde-mesi olacağından özel usulsüzlük cezası her iki mükellef için de uygulanacaktır. Örneğin 2010 yılından başka bir mükelleften KDV dahil 15.000 TL tutarında emtia satın alan mükellefin ödemesini banka veya benzeri finans kurumlarınca veyahut PTT aracı-

  • 12 13

    [ M A K A L E ]

    ğıyla yapmaması durumunda her iki tarafa da % 5 oranında özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir. Ayrıca % 5’e tekabül eden bu tutar V.U.K.’nun Mükerrer 355. maddesinde yer alan en az ceza tutarlarının altında ise bu tutarlar üze-rinden özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir. Bu cezaların 2010 yılı asgari tutarları; 1. Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı için 1.000 TL, 2. İkinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile ka-zancı basit usulde tespit edilenler hakkında 500 TL, 3. Yukarıdaki bentlerde yazılı bulunanlar dışında ka-lanlar hakkında 250 TL’dir.

    Örneğimizde yer alan her iki mükellefin de birinci sınıf tüccar olduğunu kabul edersek mükelleflere % 5 X 15.000 = 750 TL değil işlemin 2010 yılı için geçerli olan asgari tutar olan 1.000 TL özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir.

    3. Tevsik Zorunluluğuna Uymanın Mükelleflere Faydaları Gerek mükelleflerin kendi aralarında veya müşterile-ri arasındaki para hareketlerinin hukuki yönden değeri olma-yan şekillerde gerçekleştirilmesi bazen tarafların mağduri-yetine sebep olmaktadır. Ödeme ve tahsilatların banka veya benzeri finans kurumları veyahut PTT tarafından düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi ileride ortaya çıkabilecek hukuki ihtilaflarda taraflara fayda sağlayacaktır. Konuyu vergi hukuku açısından kısaca değerlendi-recek olursak; tevsik zorunluluğuna riayet etmenin önemi katma değer vergisi yönünden ayrı bir değer taşımaktadır. Vergi Usul Kanununun 11'inci maddesinde “Mal alım ve sa-tımı ve hizmet ifası dolayısıyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların, bu yükümlü-lükleri yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmesin-den, alım satıma taraf olanlar, hizmetten yararlananlar ve aralarında doğrudan veya hısımlık nedeniyle ya da serma-ye, organizasyon veya yönetimine katılmak veya menfaat sağlamak suretiyle dolaylı olarak ilişkide bulunduğu tes-pit olunanların müteselsilen sorumlu” olduğu belirtilmiş-tir. Dolayısıyla sahte belge kullanmak suretiyle haksız KDV indirimi gerçekleştirenler veya haksız KDV iadesi alanların, sahte belge düzenleyicisi mükellef ile yukarıda bahsi geçen madde hükmüne uygun bir ilişkisinin tespit edilmesi halinde Hazine'ye intikal ettirmeyen katma değer vergisinden asıl

    mükellefle beraber sorumlu olacaktır. Ancak mükelleflerin ödemelerini 84 Nolu KDVK Genel Tebliği III. Bölümünde be-lirtilen şartlarda tevsik etmeleri durumunda müteselsil so-rumluluk uygulamasına muhatap tutulmayacağı ancak alıcı ile satıcı arasında muvazaaya dayanan bir işlem yapıldığının veya menfaat sağlayan doğrudan bir ilişkinin veya hısımlık, sermayesine katılma, organizasyon veya yönetimi içinde yer alma şeklinde dolaylı bir ilişkinin bulunduğunun vergi incele-mesine yetkili olanlarca düzenlenmiş raporlarla tespit edil-mesi halinde ödeme belirlenen şekillerde tevsik edilmiş olsa bile müteselsil sorumluluk kalkmayacağı belirtilmiştir. Ayrıca inceleme elemanları, sahte fatura kullanımın-dan ötürü incelenen mükelleflerin sahte faturayı bilerek mi bilmeyerek mi kullandığı konusunda kanaat getirirken ilk etapta ödemelerin ne şekilde yapıldığı önem taşır. Eğer öde-meler banka veya benzeri finans kurumları veyahut PTT ta-rafından düzenlenen belgelerle tevsik edilmiş olduğu tespit edilirse muvazaadan uzak olup olmadığı konusu araştırılır ve sonuca göre kanaat getirilir. Ödemenin yapılmasından sonra paranın ödemeyi yapan kişiye, bir yakına, ortağına, çalışa-nına veyahut ilişkili sayılan başka bir kişiye geri döndüğünün tespiti halinde işlemin muvazaalı olduğu kabul edilir. Bu ne-denle mükelleflerin sınıra bağlı kalmaksızın tüm ödemlerini banka veya benzeri finans kurumları veyahut PTT tarafından düzenlenen belgelerle tevsik etmesi kendi çıkarlarınadır.

    3. Kira Ödemelerine İlişkin Düzenleme Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi Vergi Usul Ka-nununun mükerrer 257'nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendiyle Maliye Bakanlığına, mükelleflere muame-leleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirme ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirle-me yetkisi verilmiştir. Bu yetkiye istinaden 29.07.2008 ta-rihli Resmi Gazete’de yayınlanan 268 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde kira ödemelerine ilişkin olarak düzenleme yapılması yoluna gidilmiştir. Bu tebliğ gereğince; - Konutlarda, her bir konut için aylık 500 TL ve üze-rinde kira geliri elde edenlerin, - İşyerlerinde, işyerini kiraya verenler ile kiracıların kiraya ilişkin tahsilat ve ödemelerinin 1/11/2008 tarihinden itibaren banka veya PTT tarafından düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi zorunluluğu getirilmiştir. Anlaşıla-cağı üzere konut kira gelirlerinde 500 TL’lik bir alt sınır ol-masına rağmen işyeri kira gelirlerinde herhangi bir sınırlama bulunmamaktadır. Ancak her bir konut için aylık tutarı 500 YTL' nin al-tındaki konut kira geliri ve mahkeme ve icra yoluyla yapılan konut ve işyeri kira gelirine ilişkin tahsilatlar tevsik zorunlu-luğu kapsamında değildir. Kira ödeme ve tahsilatlarına ilişkin olarak tevsik zo-runluluğuna uyulmamasının neticesinde kiracı ve mülk sa-hiplerine tahsilat ve ödeme işlemlerinin her biri için ayrı ayrı Vergi Usul Kanununun mükerrer 355'inci maddesinde yer alan hüküm uyarınca, % 5 oranında (yıllar itibariyle değişen asgari tutarlar dikkate alınmak suretiyle) özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir.

    Kaynaklar : 1. Vergi Usul Kanunu 320, 323, 324, 332 Seri Nolu Genel Tebliğleri 2. Gelir Vergisi Kanunu 268 Seri Nolu Genel Tebliği

  • 13

    Prof. Dr. Zerrin TOPRAK D.E.Ü. İkt. ve İdari Bil. Fak. Kamu Yön. Böl. Öğretim Üyesi

    [ M A K A L E ]

    Yerel Yönetimlerde Halkla İlişkilerinYeni Küresel Yüzü

    Halkla İlişkiler ve Önemi Yerel-kentsel hizmetler çeşitlenmekte, idari alanın bü-yümesine de bağlı olarak yeni talepler ile belediye yöne-timleri zorlanmaktadır. Ayrıca kamu yönetiminin değişen ve yenilenen yüzünün normatif alana aktarıldığı hali, “halkı önemseme ve yerelde demokrasi” olarak kabul edildiğin-de, yerel yönetimler ile yerel halkın işbirliği/birlikteliği geç-mişte görüldüğünden daha fazla önemli hale gelmiştir. Yerel idareye yönelik olumsuz yargıların giderek güçlenmemesi ve politik yabancılaşmaya yol açmaması için halkla ilişkilerin de yapılandırılması ve günün değişen koşullarına uygun ge-liştirilmesi önem taşımaktadır. Bu husus bir ölçüde sadece idareyle sınırlı olmayıp, toplumdaki güven duygusu ile de yakından ilişkilidir. Kutuplara ayrılan ve uçlarda toplanan toplumlarda demokrasiyi sağlıklı bir biçimde yaşatabilmek kolay değildir. Buna karşılık yapılan araştırmalarda toplumumuzun güven düzeyinin düşük olduğu belirlenmiştir. Kamusal işler kadar, kişisel ilişkilerde de birbirine güvenmeyen, güvenin ancak is-pata dayandığı iki yönlülük bulunmaktadır. Buna karşılık pek çok çağdaş bilim insanı ve düşünür ise, çağdaş toplumların birlikteliğinde kişiler arası güvenin önemini vurgulamaktadır. Demokrasilerin işlemesinde “toplumsal sermaye” ve öğesi durumundaki “güven” vazgeçilmez unsurlardır. Yerelde bir-birine olduğu kadar kurumlara da güven unsurunun oluştu-rulmasında yerelde kamu, özel ve sivil ortaklığında geliştiri-lecek projelerde buluşmak önem kazanmaktadır. Yerel yönetimlerde halkla ilişkiler için; “yaşanabilir ve sürdürülebilir yerleşimleri oluşturmak, yerel halk ile yönetimlerin karşılıklı iletişim ve etkileşimini sağlamak, kolaylaştırmak üzere geliştirilen yönetişim temelli, bü-tünleşik mekanizmalardır” tanımını yapabiliriz. Bu tanım-da belediye örgütlenmesi ile hizmet ilişkisi içinde bulunduğu hemşehrinin karşılıklı hak ve borçları öne çıkmaktadır. Geleneksel olarak halkın tepkileri ve isteklerini ölç-me temelli halkla ilişkiler anlayışına yeni yerel mevzuat ile öne çıkarılan, “yerel stratejiyi yönetime katılarak birlikte oluşturma” işlevi de eklendiğinde, yerelde halkla ilişkilerin iki temel boyutu önem kazanmaktadır. Bunlardan ilki, ku-

    rumların birbirleriyle ve belediye örgütlenmesi ile olan etki-leşimi, diğeri ise hemşehrilerin etkileşimidir. Şüphesiz yerele yönelik belki en can alıcı olumlu nok-ta, yürürlüğe giren yerel yönetimlere ilişkin mevzuat hüküm-leri gereğince, yerel katılımcılığın il, büyükkent ve belde ölçeğine taşınmasıdır. Belediyelerin gelecek stratejilerine yönelik yerel siyasetin oluşturulduğu “belediye ihtisas ko-misyonları” da tam olarak belde halkından gelecek bilgi ve görüşlere açılmıştır. Yerel yönetimin bu davetinde, mahalle muhtarları ve ildeki kamu kuruluşlarının amirleri ile ildeki kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, üniversiteler, sendikalar ve gündemdeki konularla ilgili sivil toplum örgüt-lerinin temsilcileri, oy hakkı olmaksızın kendi görev ve faali-yet alanlarına giren konuların görüşüldüğü ihtisas komisyonu toplantılarına katılabilecek ve görüş bildirebilecektir. Bu yaklaşımda nüfus değerleri ve özelliği ile bağlan-tılı olan stratejik planların bütünselliğinin sağlanmasında önem taşımaktadır. İster yerel isterse ulusal düzeyde olsun, yönetimlerin performansı ve çoğu kere sınırlı kapasiteleri karşısında uğranılan hayal kırıklığı halkın, yönetime katılı-mına duyulan ihtiyacın daha iyi anlaşılmasına yol açmıştır. Yönetime katılım, demokratik ölçülere daha yakın ve daha ulaşılabilir nitelik taşımalıdır.

    Yerel İlişkilerde Bilgilendirme ve Yönetişim Kamuoyunun bilgilendirilmesi, “halkla ilişkilerin” temel konularından birisidir. Ülkemizde yerel ve mülki ka-demelenmede halkı bilgilendirmeye yönelik çalışmalar yok denecek kadar azdır . İdare genel olarak halktan bilgi alan konumdadır. 2004 yılında yürürlüğe giren “Bilgiye Erişme Hakkı”nın kabulüne ilişkin yasal düzenleme, “bilgiye eriş-me hakkı” gibi bir hak kazanımı konusunda iyi bir gelişme ise de, benzer uluslar arası anlaşmalarla da bütünlüğün sağlanabilmesi amacıyla, üzerinde çalışılması gerekli konu olarak önemini korumaktadır. Kamu yönetiminde gizlilik ile kapalılığın reddi ve “yönetimde açıklık” neden önemlidir?. Aslında “bilgiye erişme”, kamu hizmetlerini yerine getirilmesinde olmazsa olmaz idari gerekçe olarak öne sürü-len “kamu yararı” varlığının bir bakıma özellikle halk tara-

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2008 Nüfus Sayımı Sonuçları”na göre; Türkiye’nin nüfusu 2008 yılı sonu itibariyle binde 13,1'lik artışla 71 milyon 517 bin 100 kişi ol-muştur. Nüfusun illere göre dağılımına bakıldığında, İstanbul’da 12 milyon 697 bin 164, Ankara’da 4 milyon 548 bin 939, İzmir’de ise 3 milyon 795 bin 978 kişi yaşamaktadır. Nüfus artış hızının en yük-sek olduğu iller sırasıyla Yalova, Tekirdağ ve Hakkari, nüfus artış hızının en düşük olduğu ilk üç il ise Bilecik, Kütahya ve Isparta’dır. Ülkemizde 15-64 yaş grubunda bulunan çalışma çağındaki nüfus, toplam nüfusun yüzde 67’sini oluşturmuştur . Bu tablonun bize söylediği, Türkiye, eğer istihdam artırıcı politikalarında yeni strateji ve hedefler oluşturamaz ise özellikle de göç alan illerden başla-yarak sadece ekonomiye dayalı değil, ayni zamanda ciddi sosyal sorunlarla da karşılaşacaktır. Bu değişmeler, halka en yakın birim olan yerel yönetim birimlerinden özellikle de belediyelerde halkla ilişkilerin önemini artıracak ve rolünü güçlendirecek bir gelişmedir.

  • 14 15

    [ M A K A L E ]fından ve halk adına kontrolüdür . Bir bakıma halkın kendisi için yapılan düzenlemelerin de farkında olmasıdır. Bağlantılı olarak geliştirilen, kamu denetçisi (ombudsman), vatan-daşı kararlara katılım kadar eyleme de davet eden ya da “yönetişim” gibi, konular çok söylenen ancak kamu oyunun içeriğini pek bilmediği hususlardır. Uygulanabilirliğinin sağ-lanması için ciddi yapısal düzenlemeleri gerektiren, aslında belki bu nedenle de ciddi bir adım atılamayan ya da destek bulamayan yapılanma hedefleridir. Belediyelerin de bilgi ile-tişiminin zayıf olduğunu söylemek mümkündür. Halkın bilgilendirilmesi ve halktan bilgi alınması genel olarak değerlendirildiğinde durum iç açıcı değildir. Bir bütün olarak “belediyelerin” yasalarla verilen “eğitici rolü”nü iyi üstlenemediğini söyleyebiliriz.

    Belediye yönetimlerinin daveti ile sağlanacak komis-yonlarda görev almayı da içeren değerlendirmeler de bu arada ayrıca incelenmesi gereken bir konudur. Yerel siya-setin biçimlendirmesine katılma yanında geleneksel olarak belediyelerin yürüttüğü çeşitli fa-aliyetlere katılıma ilişkin olarak bir değerlendirme yapmak gerekirse, belediyelerin çeşitli etkinliklerine katılımın düşük olduğu da ayrıca dik-kati çekmektedir. Bu durum, yerel yönetimlerde, “kent konseyi” gibi katılımcı mekanizmaların oluşturul-masını önemli bir hale getirmekte-dir. Türkiye’de sivil toplum örgüt-leri özellikle de partiler ve hemşeri derneklerinin başkan-müşteri ilişkisi çerçevesinde, yerel siyasette elde ettikleri rant mekanizmaları saye-sinde, müzakere ortamlarından bek-lenen toplumsal uzlaşma hedeflerini kurumsallaştırma eğilimi 2004 yılın-dan bu yana ne kadar güçlenmiştir? Türkiye 2006 yılı itibariyle Bilgi Top-lumu Stratejisi (2006-2010) ve Bil-gi Toplumu Stratejisi Eylem Planı’nı (2006-2010) hazırlamıştır. Bu çalış-manın sonuçlarını belirten bir yazılı değerlendirme, Devlet Planlama Bil-gi Toplumu Dairesinin Ekim 2009 tari-hi itibariyle hazırladığı eylem planın-da yapılmıştır. Bu değerlendirmelere göre, yerel yönetimlerde performans ölçümlenmesi, Yerel Hizmetler-de e- dönüşüm, Yerel e-Demokrasi programları konusunda henüz çalışma başlatılmamış oldu-ğu görülmektedir. Özellikle Bilgi Toplumu Stratejisi Eylem Planı’nda yer almakla birlikte, İçişleri Bakanlığı’nın Kent Konseyleri performans göstergeleri üzerine hala somut bir değerlendirme çalışmasının bulunmaması, kötümserlik duy-gusunu merkezi düzeye de taşımaktadır. Diğer konularda genel görüntü, çalışmaların gelişmekte olduğu bilgisinin verilmesidir. Daha kapsamlı raporların geliş-tirileceği sanılmaktadır?. Yine DPT Bilgi Toplumu Dairesi’nin, 2009 yılında gözden geçirilmiş “Kamu Bilgi ve İletişim Tek-nolojisi Projeleri Hazırlama Kılavuzu” ile “e-Dönüşüm Tür-kiye Projesinde Birlikte Çalışabilirlik Esasları Rehberi” bil-gilerine göre söz konusu çalışmalara başlanılmış ve belirli bir ilerleme kaydedilmiş olması kuşkusuz önemlidir. Üyesi olduğumuz, Avrupa Konseyinde geliştirilen ça-lışmalar, yönetişim ve demokratik devlet konularında tasar-

    lanmış kurumsal iyi çerçeve örnekler sunmaktadır. Avrupa Konseyi, Bakanlar Komitesi Tavsiye Kararı Rec (2004) 15 ile elektronik yönetişim (e-governance), Tavsiye Kararı Rec (2004) 11 ile yasal, operasyonel ve teknik standartlar için e-oylama (on legal, operational and technical standards for e-voting) ve e-demokrasi (e-democracy) Rec(2009)1 ya-pılabilirliği için uzun bir yol almıştır. Genel olarak değerlendirildiğinde, “Yerel Yönetim-ler”, halka en yakın kuruluşlar olarak halkla ilişkilerini ge-liştirmek zorundadır. Bu çalışmaların sonucunda iki önemli aşama sağlanmış olmaktadır. Bu aşamalar; Olumlu görüntü oluşturarak halk ile yönetim arasında anlayış işbirliğini iyi niyeti ve halkın güvenini sağlamak, Yönetimin halkın bek-lentilerini de dikkate alarak yerel siyaseti biçimlendirmesine yerel katkıyı almaktır. Bu işbirliğinde teknolojiyi de kullan-mak önem taşımaktadır. Yerel halkın, yönetimin eylem ve işlemleri hakkında bilgi sahibi olması, kararların nasıl ve kimler tarafından alın-dığını bilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, yerel halkın elde et-

    tiği bilgiler ile yönetime katılması ve hizmetlerde iddia edilen kamu yara-rının varlığını denetleyebilmesi müm-kündür. Aynı zamanda bu gelişmeler bir bakıma halkın yönetime ve aslında kendisi olan yerele sahip çıkmasını da kolaylaştıracaktır. Özetle, yeni gelişen, sınırları ge-nişleyen beldeler bütünlüğünde ve çevresel/peyzaj yönetiminde kır - kent olarak başka bir ifadeyle, yerel yönetim birimlerini, il özel idareleri, belediyeler ve köyler bütünlüğünde görüp, halkla ilişkiler uygulamaların-dan ayrı tutmamak önem taşımak-tadır. Akademik çalışmaların yerel eylem planlarına yol göstermesinin normatif olarak da önünün açılması, üniversitelerin yerel yönetimlerle gerçekleştireceği ortaklığı önemli hale getirmektedir. Ancak bu ortaklı-ğın sivil ve özel kurum ve kuruluşlar-la desteklenmesi yerelde toplumsal barışı güçlendirebilecek bir özellik yaratacaktır. Bu çalışmalar, “yerel-de halkla ilişkiler” konusuna yeni bir bakış getirmekle kalmayarak, yerelden başlayarak ulusal düzeye açılan kademelenmede, demokratik hayatın gelişmesine de katkı verebi-lecek bir dönüşüm sağlayabilecektir.

    Belirtilen bu modern yaklaşımlarda kuşkusuz belediye baş-kanı lider olarak önemli rollere sahiptir. Bu nedenle parti yö-netiminden bir grup insana kızıp da belediye başkanlığından istifa edeceğini ve “istifa etmemeye zorla ikna edildiği-ni” kamuoyu önünde büyük bir rahatlıkla ve/veya kolaylıkla söyleyebilen (!) Belediye Başkanlarının da seçmenine karşı kendini ne kadar sorumlu hissettiğini sorgulamak yerinde olacaktır. “kentine sahip çıkmak” ile “belediye başkanına sahip çıkmak” sloganlarının belirtilen durumlarda ayrıştığı açıkça görülmektedir.

  • 15

    RESMİ GAZETEDE GEÇTİĞİMİZ AY (OCAK 2010) ** Mevzuatlar dergimizin ilgili bölümünde yer almaktadır.

    MİLLETLERARASI ANDLAŞMALALAR

    5Ocak2010Tarihlive27453SayılıResmîGazete • 2009/15689 Türkiye Cumhuriyeti, Maliye Bakanlığı, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı (MASAK) ile Bosna Her-sek, Finansal İstihbarat Dairesi (FID) Arasında Karapara Aklama ve Terörizmin Finansmanı ile İlgili Finansal İstihbarat Değişi-minde İşbirliğine Dair Mutabakat Muhtırasının Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar • 2009/15693 Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Tarafından Temsil Edilen Türkiye Cumhuriyeti ve İslam Kalkınma Ban-kası Arasındaki Türkiye Cumhuriyeti’nin Kalkınma İçin İslami Dayanışma Fonuna Katılımı ile İlgili Anlaşmanın Yürürlüğe Gir-mesi Hakkında Karar • 2009/15697 İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Eğitim-Araştırma Yerleşkeleri (İTÜ-KKTC) Kurmasına İlişkin Çerçeve Protokolünün Onaylanması Hakkında Karar

    14Ocak2010Tarihlive27462SayılıResmîGazete(Mükerrer) • 2009/15753 Türkiye Cumhuriyeti ile Karadağ Arasında İmzalanan Serbest Ticaret Anlaşması’nın Onaylanması Hak-kında Karar • Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası ile Akdedilen “Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Finansmana Erişimi Pro-jesi Ek Kredi II” ile İlgili Garanti, Kredi Anlaşması ve Ek Mektuplar

    29Ocak2010Tarihlive27477SayılıResmîGazete • 2010/13 Türkiye Cumhuriyeti, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO) ve İslam Konferansı Teşkilatı-İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) Arasında Süleymaniye Kitap Hastanesi Projesi Oluşturulma-sı Hakkında Mutabakat Muhtırası’nın Onaylanması Hakkında Karar

    ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI

    8Ocak2010Tarihlive27456SayılıResmîGazete • Anayasa Mahkemesinin E: 2004/22, K: 2009/67 Sayılı Kararı • Anayasa Mahkemesinin E: 2006/129, K: 2009/121 Sayılı Kararı • Anayasa Mahkemesinin E: 2006/116, K: 2009/125 Sayılı Kararı • Anayasa Mahkemesinin E: 2005/29, K: 2009/138 Sayılı Kararı • Anayasa Mahkemesinin E: 2006/105, K: 2009/142 Sayılı Kararı • Anayasa Mahkemesinin E: 2006/95, K: 2009/144 Sayılı Kararı • Anayasa Mahkemesinin E: 2006/119, K: 2009/145 Sayılı Kararı • Anayasa Mahkemesinin E: 2006/124, K: 2009/146 Sayılı Kararı • Anayasa Mahkemesinin E: 2007/16, K: 2009/147 Sayılı Kararı • Anayasa Mahkemesinin E: 2007/12, K: 2009/153 Sayılı Kararı 27Ocak2010Tarihlive27475SayılıResmîGazete • Anayasa Mahkemesinin E: 2009/52, K: 2010/5 (Yürürlüğü Durdurma) Sayılı Kararı

    BAKANLAR KURULU KARARLARI

    5Ocak2010Tarihlive27453SayılıResmîGazete • 2009/15721 Antalya Serbest Bölgesinin Sınırlarının Yeniden Tespit Edilmesi Hakkında Karar • 2009/15722 Kültür ve Turizm Bakanlığının Doğrudan Merkeze Bağlı Taşra Teşkilatı Olarak Kars İlinde “Kars Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü” Kurulması Hakkında Karar

    9Ocak2010Tarihlive27457SayılıResmîGazete • 2009/15698 Bazı Anlaşmaların Yürürlüğe Girdiği Tarihlerin Tespit Edilmesi Hakkında Karar • 2009/15716 Resmi Pasaport Hamili Suudi Arabistan Krallığı Vatandaşlarına, Ülkemize Yapacakları Turistik Amaçlı Seyahatlerinde Toplam Kalış (İkamet) Süresi 180 Gün İçerisinde 90 Günü Geçmemek Kaydıyla Vize Muafiyeti Sağlanması Hakkında Karar • 2009/15755 Bazı Anlaşmaların Yürürlüğe Girdiği Tarihlerin Tespit Edilmesi Hakkında Karar

    12Ocak2010Tarihlive27460SayılıResmîGazete • 2010/7 Kamu Personelinin Maaşlarının Hesabına Esas Tutulan Katsayıların Yeniden Tespiti ve İlgili Mevzuatı Uyarınca İstihdam Edilen Sözleşmeli Personelin Ücretlerinin Artırılması, Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlar ile Bazı Kararlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Karar

  • 16 17

    [ RESMİ GAZETEDE GEÇTİĞİMİZ AY ] 13Ocak2010Tarihlive27461SayılıResmîGazete • 2009/15085 Resmî ve Özel Kurslarda Yunanca Öğretiminin Yapılması Hakkında Karar • 2009/15731 2009 Yılı Yatırım Programı ile Uygulama Planında 1974A010550 Proje Numarasıyla Yer Alan “Konya-Çumra II. Merhale (KOP) Projesi” Kapsamındaki BSA Kanalı I. Kısım İnşaatı’nın Gerçekleştirilmesi Amacıyla, Bazı Taşınmaz-ların Acele Kamulaştırılması Hakkında Karar

    14Ocak2010Tarihlive27462SayılıResmîGazete • 2010/8 6772 Sayılı Kanun Kapsamına Giren Kurumlarda Çalışan İşçilere 2010 Yılında Yapılacak İlave Tediyelerinin Sürelerinin Düzenlenmesi Hakkında Karar **

    29Ocak2010Tarihlive27477SayılıResmîGazete • 2009/15729 Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörlüğüne Bağlı Olarak Eğitim Fakültesi Kurulması Hakkında Karar • 2009/15758 2002/3654 Sayılı Kararnamenin Eki Kararda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Karar • 2009/15760 Fakir Ailelere Kömür Yardımı Yapılmasına İlişkin Karar ** • 2010/5 Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketince Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Kefaletiyle Esnaf ve Sanatkarlara Kredi Kullandırılmasına Dair Karar • 2010/6 T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve Tarım Kredi Kooperatiflerince Tarımsal Üretime Dair Düşük Faizli Yatırım ve İşlet-me Kredisi Kullandırılmasına İlişkin Karar • 2010/39 Erzurum İlinde Bulunan Bazı Taşınmazların 2011 Universiade Kış Oyunları Kapsamında Yapılması Planlanan Ulaşım Yolu Güzergâhına İsabet Eden Kısımlarının Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Tarafından Acele Kamulaştırılması Hak-kında Karar

    4/7/1956 tarihli ve 6772 sayılı Kanun kapsamına giren kurumlarda çalışan işçilere 2010 yılında; a) Kanunun 1'inci maddesine göre yapılacak ilave tedi-yenin birinci yarısının 29/1/2010, diğer yarısının 30/6/2010 tarihinde, b) Kanunun 2'nci maddesine göre maden işletmeleri-nin münhasıran yer altı işlerinde çalışanlara yapılacak ilave tediyenin tamamının 27/12/2010 tarihinde,

    ödenmesi; Maliye Bakanlığının 30/12/2009 tarihli ve 21021 sayılı yazısı üzerine, mezkur Kanunun 4'üncü maddesi-ne göre, Bakanlar Kurulu’nca 6/1/2010 tarihinde kararlaştı-rılmıştır.

    BAKANLAR KURULU KARARI

    Karar Sayısı : 2010/814Ocak2010tarihve27462sayılıResmîGazete’deyayımlanmıştır.

    Ekli “Fakir Ailelere Kömür Yardımı Yapılmasına İlişkin Karar”ın yürürlüğe konulması; Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba-kanlığının 30/12/2009 tarihli ve 16223 sayılı yazısı üzerine, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 35'inci maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 31/12/2009 tarihinde kararlaştı-rılmıştır.

    Miktar ve sevkiyat MADDE 1 – (1) İl ve ilçe sosyal yardımlaşma ve daya-nışma vakıflarınca belirlenerek valiliklere bildirilecek fakir ailelere, müracaatları üzerine asgari 500 kg bedelsiz kömür verilecektir. (2) 2010 yılında valiliklere yapılacak kömür sevki-yatları Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca belirlenecek kriterlere göre, kuruluşlar tarafından belirlenen sevkiyat programı dahilinde yapılacaktır.

    Görevlendirme MADDE 2 – (1) Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu ve Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüklerinin CIF satış esaslarına göre, valiliklere gönderilecek kömür, sevkiyat noktalarının konumuna göre belirlenecek nakil vasıtalarıyla adı geçen kuruluşların sorumluluğunda nakledilecektir. (2) Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu, bu Karar kap-samında dağıtacağı kömürü, ana statüsüne göre, ülke ge-nelinde yerli kömür üretimi yapan üreticilerden de temin edebilecek ve kendi sorumluluğu altında valiliklere ulaştırıl-masını sağlayacaktır. (3) Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletme-si Genel Müdürlüğü (TCDD) ile taşınacak kömüre bu kuruluş tarafından öncelik verilecek olup ilgili kuruluşlar, TCDD ile öncelik ve taşıma konusunda protokol yapacaklardır.

    Organizasyon MADDE 3 – (1) İl içerisinde dağıtım organizasyonu va-liliklerce yapılacaktır.

    FAKİR AİLELERE KÖMÜR YARDIMI YAPILMASINA İLİŞKİN BAKANLAR KURULU KARARI

    Karar Sayısı : 2009/1576029Ocak2010tarihve27477sayılıResmîGazete’deyayımlanmıştır.

  • 17

    [ RESMİ GAZETEDE GEÇTİĞİMİZ AY ] (2) Kömürün teslim ve tesellüm işlemleri ile buna dair mutabakatlar, ilgili kuruluşlarla valilikler arasında yapılacak protokolle belirlenecektir. (3) Dağıtılacak kömürün niteliği Çevre ve Orman Ba-kanlığınca yayımlanan Isınmadan Kaynaklanan Hava Kirliliği-nin Kontrolü Yönetmeliğine uygun olacaktır.

    Vergi ve harçlar MADDE 4 – (1) Valiliklere yapılan kömür tesliminden doğan vergi ve harçlar (KDV dahil) adı geçen kuruluşlar ta-rafından ödenecektir.

    Görev zararı MADDE 5 – (1) CIF satış esasına göre valiliklere teslim edilecek kömür bedelleri ile oluşması halinde görev zararları 2011 yılı bütçesine konulacak ödenekten Hazine Müsteşarlığı tarafından yukarıdaki kuruluşlara ödenecektir. Kuruluşların nakit sıkıntısını aşmak için, üçer aylık dönemler halinde, 2010

    yılı içinde Hazine Müsteşarlığı tarafından bütçe imkanları da-hilinde ilgili kuruluşlara avans olarak ödeme yapılabilir.

    Uygulama MADDE 6 – (1) Bu Karar ile ilgili uygulamaya dair usul ve esaslar Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından, Ha-zine Müsteşarlığı ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğünün görüşleri çerçevesinde bu Kararın yayımı tari-hinden itibaren bir ay içinde belirlenir.

    Yürürlük MADDE 7 – (1) Bu Karar, 1/1/2010 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

    Yürütme MADDE 8 – (1) Bu Karar hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

    30Ocak2010Tarihlive27478SayılıResmîGazete • 2009/15728 İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörlüğüne Bağlı Olarak Spor Bilimleri ve Teknolojisi Yüksekokulu, Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu ile Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Kurulması Hakkında Karar • 2009/15744 Nevşehir Üniversitesi Rektörlüğüne Bağlı Olarak Mühendislik - Mimarlık Fakültesi Kurulması Hakkında Karar • 2009/15749 Bazı Mahalli İdare Birliklerinin Kurulmasına İzin Verilmesi Hakkında Karar ** • 2009/15752 Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi’nin Yurt Dışında Şirket Kurması ve Kurulmuş Şirketlere İştirak Etmesi Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar • 2009/15765 Kamu İktisadi Teşebbüsleri ve Bağlı Ortaklıklarının 2009 Yılına Ait Genel Yatırım ve Finansman Progra-mında Değişiklik Yapılmasına İlişkin Karar • 2010/29 Bazı Mahalli İdare Birliklerinin Kurulmasına İzin Verilmesi Hakkında Karar • 2010/30 Kültür ve Turizm Bakanlığının Doğrudan Merkeze Bağlı Taşra Teşkilatı Olarak Bazı İllerde Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü Kurulması Hakkında Karar • 2010/33 Ceyhan Enerji İhtisas Endüstri Bölgesinin Sınırlarının Değiştirilmesi ve Söz Konusu Bölgede Bulunan Taşın-mazların Acele Kamulaştırılması Hakkında Karar • 2010/37 Kültür ve Turizm Bakanlığının Doğrudan Merkeze Bağlı Taşra Teşkilatı Olarak İstanbul İlinde İstanbul Koruma Bölge Kurulları Koordinasyon Müdürlüğü Kurulması Hakkında Karar

    Ekli listede adları yazılı mahalli idare birliklerinin kurulmasına izin verilmesi; İçişleri Bakanlığının 22/10/2009 tarihli ve 62517 sayılı yazısı üzerine, 5355 sayılı Mahalli İda-re Birlikleri Kanununun 4'üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 25/12/2009 tarihinde kararlaştırılmıştır.

    Bu Bakanlar Kurulu Kararının ekini görmek için

    ilgili Resmi Gazete’ye veya www.ideyonetisim.com.tr sitemize

    bakabilirsiniz.

    BAKANLAR KURULU KARARI

    Karar Sayısı : 2009/1574930Ocak2010tarihve27478sayılıResmîGazete’deyayımlanmıştır.

    KURUL KARARLARI

    5Ocak2010Tarihlive27453SayılıResmîGazete • Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 31/12/2009 Tarihli ve 3474 Sayılı Kararı

    26Ocak2010Tarihlive27474SayılıResmîGazete • Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulunun 13/1/2010 Tarihli ve 5225 Sayılı Kararı 27Ocak2010Tarihlive27475SayılıResmîGazete • Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 22/1/2010 Tarihli ve 3501 Sayılı Kararı • Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 22/1/2010 Tarihli ve 3509 Sayılı Kararı

    28Ocak2010Tarihlive27476SayılıResmîGazete • Kamu Görevlileri Etik Kurulunun 8/1/2010 Tarihli ve 2010/3 Sayılı Kararı

  • 18 19

    [ RESMİ GAZETEDE GEÇTİĞİMİZ AY ] KANUNLAR

    29Ocak2010Tarihlive27477SayılıResmîGazete • 5948 Türkiye Cumhuriyeti ile Kuveyt Devleti Arasında İşbirliği İçin Ortak Komite Kurulmasına Dair Anlaşmanın Onay-lanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun • 5949 Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında İşgücü Değişimi Hakkında Anlaşmanın onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun • 5950 Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Devleti Arasında Tarım Alanında Teknik, Bilimsel ve Ekonomik İşbir-liği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun

    30Ocak2010Tarihlive27478SayılıResmîGazete • 5947 Üniversite ve Sağlık Personelinin Tam Gün Çalışmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun

    TÜZÜKLER

    30Ocak2010Tarihlive27478SayılıResmîGazete • 2009/15730 Ticaret Gemilerinin Tonilatolarını Ölçme Tüzüğünün Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Tüzük

    YÖNETMELİKLER

    2Ocak2010Tarihlive27450SayılıResmîGazete • 2009/15720 Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetme-likte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik • Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine İlişkin Yükümlülüklere Uyum Programı Hakkın-da Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

    3Ocak2010Tarihlive27451SayılıResmîGazete • Gediz Üniversitesi Lisans Öğretim ve Sınav Yönetmeliği • Gediz Üniversitesi Önlisans Öğretim ve Sınav Yönetmeliği • İstanbul Teknik Üniversitesi Bilim-Toplum Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetmeliği • İstanbul Teknik Üniversitesi Mekatronik Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetmeliği

    4Ocak2010Tarihlive27452SayılıResmîGazete • Boğaziçi Üniversitesi Yabancı Diller Yük