NASIL ÖĞRENİYORUM? NASIL ÇALIŞMALIYIM? Yard.Doç.Dr.Samiye Kuzudişli Tıp Eğitimi AD. 23.09.2013
NASIL ÖĞRENİYORUM?
NASIL ÇALIŞMALIYIM?
Yard.Doç.Dr.Samiye Kuzudişli
Tıp Eğitimi AD. 23.09.2013
Sunum Planı
Öğrenme nedir?Yetişkin eğitim ilkeleri nelerdir?Nasıl başarılı olunur?Etkin çalışma nedir?
GELECEĞİN CAHİLİ, OKUYAMAYAN
KİŞİ DEĞİL, NASIL ÖĞRENECEĞİNİ
BİLMEYEN KİŞİ OLACAKTIR.
ALVİN TOFFLER
Öğrenme Nedir?
Öğrenme, tekrar ve yaşantı sonucu davranışlarda meydana gelen kalıcı değişikliklerdir.
Bir çok davranışımız öğrenme sonucu kazanılmıştır.
Ancak tüm davranışlarımız öğrenilmiş
değildir.
İçdürtüler (fizyolojik güdüler): Açlık, susuzluk
İçgüdüler: Örümceğin ağ yapması
Refleksler: Bebeğin doğar doğmaz emme davranışı, ışık karşısında göz bebeklerinin küçülmesi öğrenme sonucu edinilmiş davranışlar değildir.
Yaşamımız süresince öğrendiğimiz bilgiler ve davranışlar yalnızca tek bir yolla edinilmezler.
Birden çok öğrenme biçimi vardır ve tüm yaşamımıza yayılan deneyimlerimizi ve bilgilerimizi, ödüllendirerek, koşullanarak, nesneler ve olaylar arasındaki bağları kurarak, gözleyerek ya da fizyolojik gelişime bağlı bedensel yeteneklerimizi kullanarak öğreniriz.
ÖĞRENME MODELLERİKoşullanma Yoluyla ÖğrenmeDeneme – Yanılma Yoluyla ÖğrenmePsiko-Motor ÖğrenmeModel Alarak ÖğrenmeBilişsel Öğrenme
Koşullanma (Şartlanma) Yoluyla Öğrenme Klasik ve edimsel koşullanma olarak ikiye ayrılır.
Klasik koşullanmada, organizma aynı anda gelen iki uyaranın birbiriyle ilişkili olduklarını öğrenir. Klasik koşullanmada önce uyaran vardır ve organizma ona tepki gösterir.
Edimsel koşullanmada ise organizma, bir davranışın ne türden sonuçlara yol açabileceğini öğrenir; böylece davranışın, sonuç ile bağlantısını öğrenir. Edimsel davranışta önce tepki yapılır sonra tepkinin doğurduğu uyarıcı gelir.
Klasik Koşullanma: Klasik koşullanmada tepkisel davranışlar koşullanır. Bunlar göz kırpma, salya salgılama gibi refleks türü davranışlardır. Korku ve kaygılar da klasik koşullanma yoluyla öğrenilir.
Organizmanın, doğal uyarıcıya karşı gösterdiği tepkiyi, tekrarlar sonucu yapay uyarıcıya karşıda göstermesidir.
Örnek : Pavlov zile salya tepkisi vermeyen köpeğe zil karşısında salya tepkisi vermeyi öğretmiştir.
Normal koşullarda bir köpeğin yanında zil çalınması durumunda köpek salya salgılamaz. Zil sesi nötr uyarıcıdır.
Bir köpeğe et verildiğinde ise köpek otomatik olarak salya salgılar. Salya tepkisi doğuştan gelen refleks türü tepkidir, öğrenilmemiştir. Burada et koşulsuz uyarıcı yani doğal uyarıcıdır.
Pavlov zile salya tepkisi vermeyen köpeğe zil karşısında salya tepkisi vermeyi öğretmiştir.
Edimsel Koşullanma:
Organizmanın, davranışlarının sonuçlarına bakarak yeni davranışlar kazanmasıdır.
Başka bir deyişle organizmanın bir ödüle ulaşabilmek ya da cezadan kaçabilmek için istenilen davranışları yapmasıdır.
Edimsel ve Klasik Koşullanmanın Karşılaştırılması :Klasik koşullanma Edimsel koşullanma
Uyarıcı Uyarıcı, ışık, ses gibi kısa süreli belirli bir olaydır.
Uyarıcı uzun süreli ve çok öğelidir.
Davranış Salya gibi uyandırılmış, doğuştan getirilen belirli bir davranış vardır.
Pek çok davranıştan ancak bir tanesi öğrenilmiş hale gelir.Örnek: farenin mandala basması
Ödül Davranıştan bağımsız olarak verilir.Köpek salya tepkisini göstermeden önce et ve zil bir arada verilir.
Davranışa bağlıdır. Fare ancak mandala bastığında yiyecek alabilir
Katılım Organizma pasif konumdadır. Organizma aktiftir.Davranışların sonucuna bakarak ödüle götüren yolları öğrenir.
Deneme – Yanılma Yoluyla ÖğrenmeOrganizma, bir çok yolu deneyerek ve her denemede
başarısızlıklarından dersler çıkartarak istenilen davranışları öğrenir.
Deneme – Yanılma yoluyla öğrenmede zihin aktif olarak kullanılmadığından bu öğrenme yolu zaman kaybına neden olur.
Deneme sayısı arttıkça hata miktarı azalır.Deneme – yanılma yoluyla öğrenme küçük yaştaki
çocuklarda daha sık görülür. Yaş ilerledikçe bilgiler beyinde örgütlenerek yeni davranışlar kazanılır.
Psiko-Motor Öğrenme Psiko-motor öğrenme; istenilen davranışların (becerilerin) duyu
organlarının ve kasların bir kısmı ya da tamamını kullanarak doğru ve koordineli, hızlı ve otomatik olarak yapılmasıdır. Psiko-motor bir beceriyi (davranışı) sergilerken şu özellikleri gösterirler :
RahattırlarDavranış otomatik olarak yapılırBeceri geliştikçe zihinsel çaba azalır (Otomatik)Beceri sergilenirken stres hissetmezler.
Model Alarak Öğrenme (Gözlem Yoluyla Öğrenme)
Organizma, çevresindeki organizmaların davranışlarını taklit ederek (gözlemleyerek) yeni davranışlar kazanır.
Cinsiyet rolleri genellikle model alınarak öğrenilir.
Organizma gözlediği davranışlardan pekiştirilenleri taklit ederken, sonucu olumlu olmayan davranışları taklit etmez.
Gözlenen davranışlar bireyin belleğinde kodlanır ve gerektiği zaman hatırlanarak davranışa dönüşür.
Bilişsel ÖğrenmeBilişsel yaklaşım davranışsal yaklaşıma tepki olarak gelişmiştir.Bilinçli ve amaçlı davranışlar ele alınır. Birçok davranış mantık
dışıdır.İstenmeyen bir uyarıcının yanına çok istenen bir uyarıcı konur. Uyarıcı bir takım bilişsel süreçlerden geçtikten sonra (yorumlama,
algılama, hatırlama, değerlendirme) tepki verilir. Tepki otomatik değildir.
Aynı uyarıcı herkeste aynı tepkiye yol açmaz ve bireyin iç dünyasının davranış üzerinde etkili olduğu kabul edilir.
Deneysel yöntem kullanılır ve deneylerde bireyler arası farklılıklar dikkate alınır.
Öğrenme EtkenleriÖğrenmeyi olumlu ya da olumsuz yönde etkileyen etkenler dört grupta toplanabilir.
1. Öğrenenle İlgili Etkenler (Bireysel Etkenler)
2. Genel Uyarılmışlık Hali ve Kaygı
3. Fizyolojik Durum
4. Transfer
1. Öğrenenle İlgili Etkenler (Bireysel Etkenler):Yaş
Zeka Güdülenme 2. Genel Uyarılmışlık Hali ve Kaygı : Kişinin bilincinin açık ve tamamen uyanık
olmasına, enerjisini yapacağı işe verebilmesine genel uyarılmış hali denir.
3. Fizyolojik Durum : Öğrenmek için kişinin sağlıklı olması gerekir. Kişi sağlıklı değilse öğrenmede yeterli verim ya çok az sağlanır ya da hiç sağlanmaz.
4. Transfer : Önceki öğrenilenlerin yeni öğrenmeleri etkilemesine transfer denir. İkiye ayrılır.
1. Olumlu Transfer (pozitif transfer) : Önceki öğrenilenlerin yeni öğrenmeyi olumlu yönde etkilemesidir.
2. Olumsuz Transfer (negatif transfer) : Önceki öğrenilenlerin yeni öğrenmeleri olumsuz yönde etkilemesidir.
YETİŞKİN EĞİTİMİ(ANDROGOJİ)
YETİŞKİN KİMDİR?
Biyolojik ve yasal olarak 18 yaşını aşmış, kişisel
bütünlüğünü kazanmış herkes, yetişkin olarak
tanımlanmaktadır.
Yetişkinlik kişinin tamamen öz denetimde olduğu noktadır.
BEN BİR YETİŞKİNMİYİM?
YETİŞKİN EĞİTİMİ (ANDROGOJİ) NEDİR?Yetişkin eğitiminde pedagojik eğitim ilkeleri değil, androgojik eğitim
ilkeleri geçerlidir.
Androgojide temel ilke, yetişkine bir şey öğretilemeyeceği, ancak öğrenmesinin hızlandırılabileceğidir.
Mezuniyet öncesi, mezuniyet sonrası ve yaşam boyu öğretim yetişkin eğitiminde yapılandırılmalıdır.
Androgoji İlkeleri-1 :
1) Yetişkin güdülenmesi ve başarılı olması için eğitimin amaç ve hedeflerini bilmelidir.
2) Yetişkin öğrenme sürecine katılmalıdır.
3) Öğretim yetişkinin sosyal rollerini ve yeteneklerini geliştirici olmalıdır.
4) Öğrenme için olumlu eğitim ortamı hazırlanmalıdır.
5) Çeşitli öğretim yöntem ve teknikleri kullanılmalıdır.
Androgoji İlkeleri-2:
6) Öğrenme için yeterli zaman verilmelidir.
7) Yetişkinin deneyimleri öğrenme kaynağıdır. Geçmiş deneyimlerin öğrenmeyi etkilediği göz önünde tutulmalı ve yeni öğrenilenler, eskilerle bütünleştirilmelidir.
8) Öğrenilecek konunun ayrıntısı yapısallaştırılmalıdır. Bilgiler basitten karmaşığa gitmeli ve kavrayarak öğrenme sağlanmalıdır.
9) Öğrenilenler arasındaki bağlantının yetişkin tarafından keşfedilmesi sağlanarak ve uygulama ile; öğrenmenin kalıcılığı ve farklı alanlara aktarılabilmesi gerçekleştirilmelidir.
Androgoji İlkeleri-3:
10) Öğrenme sonunda geri bildirimle doğru ve yanlışlar verilerek, öğrenmede olumlu tutum geliştirilmelidir.
11) Sürekli değerlendirme ve kendi kendini değerlendirme ile öğrenme arttırılmalıdır.
12) Yetişkinin eğitim programı işlevsel ve dinamik olmalıdır. Bireyin ve toplumun değişen gereksinimlerine göre sürekli şekillendirilmelidir.
13) Yetişkin öğrenme engelleri olan, olumsuz eğitim ortamı, ilgi duymama, uyumsuzluk, kendisine yararlı olacağına inanmama, öğrenme hızını zorlama, sosyal statü ve görünüşünü uygun bulmama, korkma, bunalma, öfke, korku ve baskı; akılda tutulmalıdır.
Yetişkin Eğitiminde Motivasyon
1) Güdülemenin temeli, kişinin kendi yeteneğine, gücüne inanması ve güvenmesidir. Yetişkin bilgilendirilerek bu inanç ve güven sağlanmalıdır.
2) Yetişkin, ilgi duyduğu; merak ettiği; kişisel, sosyal, mesleki sorunlarını çözeceğine inandığı; kendisine mutluluk getireceğini düşündüğü ve ön deneyimi olan konuları öğrenmek için güdülenir ve başarılı olur.
ÖĞRENME STİLİ
29
Öğrenme stili, her öğrencinin yeni bir bilgiyi öğrenmeye hazırlanırken, öğrenirken, hatırlarken farklı ve kendine özgü yollar kullanmasıdır. 3’e ayrılır; GÖRSEL İŞİTSEL KİNESTETİK / DOKUNSAL
Birey kendi öğrenme stilini bildiğinde;
Öğrenme sürecinde, öğrenme stilini devreye sokabilir.
Etkin bir sorun çözücü durumuna gelir.
Benlik saygısını geliştirir.
Kendine güveni artar.
Okula karşı olumlu tutum sergiler.
Etkili ve başarılı öğrenme gerçekleşir.
KOLB’a göre bireyler kendi yaşantılarından, deneyimlerinden öğrenirler
Kolb’e göre öğrenme sürecinin iki temel boyutu vardır. Bunlardan birincisi; soyut kavramsallaştırmadan somut
yaşantıya uzanır, ikincisi; aktif yaşantıdan yansıtıcı gözleme uzanır
Kolb öğrenme sitili modelinde ; Somut yaşantı ve soyut kavramsallaştırma bireyin bilgiyi
nasıl algıladığını, Yansıtıcı gözlem ve aktif yaşantı bireyin bilgiyi nasıl
işlediğini açıklar. Yani; Kolb öğrenme sitili modeline göre bireyler bilgiyi
hissederek veya düşünerek algılar, izleyerek veya yaparak işlerler.
“BİRTEK ŞEYE İHTİYACIMIZ VARDIR, ÇALIŞKAN OLMAK!..”
BAŞARI, “BAŞARIYA ULAŞACAĞIM” DİYE BAŞLAYANIN VE BAŞARDIM
DİYEBİLENİNDİR.
K.ATATÜRK
Peki;ama nasıl başarılı olunur?Bir amaç plan cetveli oluştur.ÖRNEK:1-Amaç: İyi bir Pediatrist olmak TUS sınavını kazanmak İyi bir yabancı dil bilgisine sahip olmak Doktor olmak Tıp Fakültesini kazanmak Liseyi 4.50 not ortalamasıyla bitirmek
Amaçlar, uğurlarında adım adım çaba harcanırsa ve düzenli olarak o yönde gayret gösterilirse gerçekleşir.
Başarılı olmak için çok çalışmak değil,etkili çalışmak gerekir.
ZAMANI,BELİRLENEN AMAÇLAR VE ÖNCELİKLER
İÇİN;PROGRAMLI ve VERİMLİ
OLARAK KULLANMAK
Etkin Çalışma Yolları Nelerdir?-1
Amaçlarınızı Belirleyiniz Planlı Çalışınız Zamanı Verimli Kullanınız Verimi Azaltıcı Etkenleri Ortadan Kaldırınız Uygun Bir Çalışma Ortamı Seçiniz Dikkatinizi Uyanık Tutunuz Derse Hazırlıklı Geliniz
Etkin Çalışma Yolları Nelerdir?-2
Not Tutunuz Araç – Gereç ve Kaynaklardan Yararlanınız Verimli Okuyunuz Aralıklı Tekrarlar Yaparak Unutmayı Önleyiniz Etkin Dinleyiniz
I-AMAÇLARINIZI BELİRLEYİNİZ
Her çalışma bir amaca yönelik olmalıdır.Bunları iyi belirleyerek çalışmaya başlayan kişiler,
yakın amaçlardan uzak amaçlara doğru ulaşmaktadırlar.
Hedefi olmayan bir gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez...
İNSAN DÜŞÜNCE DÜNYASINA GÖRE ŞEKİLLENEN BİR
VARLIKTIR...
İNANDIĞINIZ ZAMAN AKLINIZ O ŞEYİ YAPMANIN YOLUNU
BULUR.
BİR ŞEYİN YAPILABİLECEĞİNE GERÇEKTEN İNANDIĞINIZDA
AKLINIZ ONU YAPMAK ÜZERE
ÇÖZÜMLER BULMANIZA YARDIM ETMEK İÇİNÇALIŞMAYA BAŞLAR.
BİR ŞEYİN YAPILABİLECEĞİNE İNANMIYORSANIZ
BEYNİNİZ BUNU İSPAT ETMEK
İÇİN ÇALIŞIR.
II-PLANLI ÇALIŞINIZNasıl? Ne zaman? Nerede? çalışacağınıza karar vermek
Günlük, haftalık ve aylık çalışma planlarında nelere yer vermeniz gerekir?
Hangi derslere, haftanın hangi günleri çalışacağınızıGeçmiş konuların tekrarına ne zaman yer vereceğiniziSınav tarihleriniziHazırlanacak ödevlerin neler olduğu ve ne zaman hazırlayacağınızıPlanda yer alan ancak yapılamayan çalışmalarınızı ne zaman
tamamlayacağınızıDinlenme, tv izleme, spor yapma, sinema ve tiyatroya gitme gibi
ders dışı etkinliklere ne zaman yer vereceğiniziBunların yanında günlük çalışma çizelgelerinde; okulda geçen
saatler, ders çalışma, eğlenme, dinlenme ve uyku saatleri göstermeniz gerekir.
III-ZAMANI VERİMLİ KULLANINIZ
Nasıl bir zamanlama, size en yüksek verimi sağlar?
IV-VERİMİ AZALTICI ETKENLERİ ORTADAN KALDIRINIZYorgunlukAçlık-ToklukFazla heyecan-KorkuEndişeAşırı kaygıAğrıAile problemleri
V-UYGUN BİR ÇALIŞMA ORTAMI SEÇİNİZ
VI-DİKKATİNİZİ UYANIK TUTUNUZ
Dikkatin dağılmasını önleyici yöntemler;Daima belirli yerlerde çalışmakGürültünün bulunmadığı ortamlarda çaılşmakSandalyede oturarak çalışmakMasada gerekli araç-gereç dışında başka şeyler
bulundurmamakİşleri sıraya koymakHer seferinde bir çeşit işle çalışmak
VII-DERSE HAZIRLIKLI GELİNİZ
Derslere etkin olarak katılmakDerse hazırlıklı gelmek, kişiye hem derslerin
işlenişine katılmak için gerekli güveni verir, hem de öğretmenin anlattıklarının daha kolay anlaşılmasını sağlar.
VIII-NOT TUTUNUZ1. Anlatılanlar öğretmenin ağzından çıktığı gibi değil, anlaşıldığı gibi yazılmalıdır.2. Öğretmenin anlattığı konunun ana fikri ve anlamları kavranıncaya kadar beklenilmelidir.3. Zamanın çoğu yazmakla değil, dinlemekle, fikirleri kavramaya çalışmakla geçmelidir.4. Konu; grafik, sekil, istatistik vb. bilgilere dayalı olarak anlatılıyorsa notlar arasına bunlarda alınmalıdır.5. Önemli fikir ve paragrafların aynen yazılmasında fayda vardır.6. Yazıların düzgün ve okunaklı olmasına önem verilmelidir. Önce müsvette yapma, sonra temize çekilme yoluna gidilmelidir.
IX- ARAÇ - GEREÇ VE KAYNAKLARDAN YARARLANINIZ
X- VERİMLİ OKUYUNUZ
Öğrenmede hızlı okuma önemli ve gereklidir.Hızlı okumanın en önemli yolu sessiz okumakdır
Öğrendiklerimizin
% 83’ünü görme
% 11’ini işitme
% 6’sını diğer duyularımızla edinilen yaşantılar yoluyla öğreniriz.
EĞİTİMDE ARAÇ-GEREÇLERİN ÖNEMİXI-ARALIKLI TEKRARLAR YAPARAK UNUTMAYI ÖNLEYİNİZ
Bir insan ;Okuduklarının % 10 unuİşittiklerinin % 20 siniGördüklerinin % 30 unuHem görüp hem işittiklerinin % 50 siniSöylediklerinin % 70 iniYapıp söylediklerinin % 90 ını
HATIRLAR..
Bir insan;Öğrendiği bir şeyin;
20 dakika içinde %50’sini60 dakika içinde %70’iniGünün sonunda %80’ini UNUTUR...
NASIL DERS ÇALIŞILMAZ?
Çalışmamak için bahaneler icat ederek,
Yatarak,
Dersten derse,konudan konuya atlayarak,
Önemli kavramları atlayıp öğrenme olayını hep sonraya bırakarak,
Vakit geçirmek için resimlere, şekillere anlamsızca bakarak,
Müzik dinleyerek,
Televizyon izleyerek,
Çalışma anında hayallere dalarak,
Kendinizi başkalarıyla kıyaslayarak,
Plansız programsız olarak,
Düzenli tekrarlar yapmadan,
Aşırı güven ya da güvensizlik duygusuna kapılarak.
TEŞEKKÜRLER