Top Banner
Merkez Türkiye Projesi: İdeal Kent ve YaşamTasarımı için Büyük Fırsat Prof. Dr. Tevfik Balcıoğlu Yaşar Üniversitesi 26 Mayıs 2015 CHP’in Merkez Türkiye Projesi Türkiye’yi bir global oyuncu yapacak, İstanbul’a göçü yavaşlatacak, işsizliğe çözüm getirecek, Doğu’yu hızla kalkındıracak bir proje gibi gözüküyor. Her şeyden önce ezber bozdu, yıllardır projeleri olmadığı ithamlarına maruz kalan CHP gündemi değiştiren bir çıkış yaptı. Türkiye’ye hedef belirledi. Bu hedef 2023 için getirilen hedeflerden farklı olarak, bence, Türkiye’ye küresel bir fonksiyon, önemli bir rol ve güçlü bir pozisyon kazandıracak nitelikte. Özel bir yasayla kurulacak kentin lojistik yapısıyla bir üretim, depolama ve dağıtım merkezi olması, bir yandan serbest bölge, bir yandan üniversite ve araştırma merkezleriyle teknokent kimliği taşıması, ulaşım ağları kurulması, yaratacağı istihdam ile bölgede bir çekim noktası olması, projenin ekonomik boyutları ve benzeri konular her gün tartışılmakta. Öyle gözüküyor ki seçime kadar bu böyle devam edecek. Seçim sonrasında ortaya nasıl bir tablo çıkar bilinmez. Ancak bu projenin Türkiye için vizyon açıcı, hedef koyucu gücü düşünüldüğünde her kim iktidar olursa olsun hayata geçirilmesi gerekir kanısındayım. Benim asıl vurgulamak istediğim nokta, bildiğim kadarı ile henüz değinilmemiş bulunan projenin tasarım boyutudur. Merkez Türkiye Projesi yepyeni bir kent kurulmasını önerirken akla ister istemez 21. yüzyılda ideal kent, ideal kent yaşamı nasıl olmalıdır sorularını getiriyor. Bize, kent kavramını, yaşamını yeniden tanımlama, kurgulama ve kurma şansı tanıyor. Diğer bir deyişle Merkez Türkiye Projesi Türk tasarımının, tasarımcısının yıllardır aradığı, arayıp da bulamadığı bir fırsat. Bölge ve çevre plancıları, kent tasarımcıları, mimarlar, endüstriyel tasarımcılar, grafik tasarımcılar, web sitesi ve program tasarımcıları, velhasıl tüm tasarım disiplinleri için müthiş bir deneyim potansiyeli. Ama aynı zamanda yaşamı yeniden düşünme, değerlendirme, tasarlama ve hatta bir tasarım manifestosu yazma olanağı sunuyor. Tarih içinde bakıldığında hiç de yeni bir olgu değil. Yeni olan bu tanımlamaların 21. yüzyıl için yapılması ve en önemlisi Türkiye’de yapılmasıdır. Dubai’de, Çin’de, MERKEZ TÜRKİYE PROJESİ: İdeal Kent ve YaşamTasarımı…. 1
9

Merkez Türkiye Projesi: İdeal Kent ve Yaşam Tasarımı için Büyük Fırsat

Apr 23, 2023

Download

Documents

Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Merkez Türkiye Projesi: İdeal Kent ve Yaşam Tasarımı için Büyük Fırsat

Merkez Türkiye Projesi: İdeal Kent ve YaşamTasarımı için

Büyük Fırsat

Prof. Dr. Tevfik Balcıoğlu

Yaşar Üniversitesi

26 Mayıs 2015

CHP’in Merkez Türkiye Projesi Türkiye’yi bir global oyuncu yapacak, İstanbul’a göçü

yavaşlatacak, işsizliğe çözüm getirecek, Doğu’yu hızla kalkındıracak bir proje gibi

gözüküyor. Her şeyden önce ezber bozdu, yıllardır projeleri olmadığı ithamlarına

maruz kalan CHP gündemi değiştiren bir çıkış yaptı. Türkiye’ye hedef belirledi. Bu

hedef 2023 için getirilen hedeflerden farklı olarak, bence, Türkiye’ye küresel bir

fonksiyon, önemli bir rol ve güçlü bir pozisyon kazandıracak nitelikte. Özel bir yasayla

kurulacak kentin lojistik yapısıyla bir üretim, depolama ve dağıtım merkezi olması, bir

yandan serbest bölge, bir yandan üniversite ve araştırma merkezleriyle teknokent

kimliği taşıması, ulaşım ağları kurulması, yaratacağı istihdam ile bölgede bir çekim

noktası olması, projenin ekonomik boyutları ve benzeri konular her gün tartışılmakta.

Öyle gözüküyor ki seçime kadar bu böyle devam edecek. Seçim sonrasında ortaya

nasıl bir tablo çıkar bilinmez. Ancak bu projenin Türkiye için vizyon açıcı, hedef

koyucu gücü düşünüldüğünde her kim iktidar olursa olsun hayata geçirilmesi gerekir

kanısındayım.

Benim asıl vurgulamak istediğim nokta, bildiğim kadarı ile henüz değinilmemiş

bulunan projenin tasarım boyutudur. Merkez Türkiye Projesi yepyeni bir kent

kurulmasını önerirken akla ister istemez 21. yüzyılda ideal kent, ideal kent yaşamı nasıl

olmalıdır sorularını getiriyor. Bize, kent kavramını, yaşamını yeniden tanımlama,

kurgulama ve kurma şansı tanıyor. Diğer bir deyişle Merkez Türkiye Projesi Türk

tasarımının, tasarımcısının yıllardır aradığı, arayıp da bulamadığı bir fırsat. Bölge ve

çevre plancıları, kent tasarımcıları, mimarlar, endüstriyel tasarımcılar, grafik

tasarımcılar, web sitesi ve program tasarımcıları, velhasıl tüm tasarım disiplinleri için

müthiş bir deneyim potansiyeli. Ama aynı zamanda yaşamı yeniden düşünme,

değerlendirme, tasarlama ve hatta bir tasarım manifestosu yazma olanağı sunuyor.

Tarih içinde bakıldığında hiç de yeni bir olgu değil. Yeni olan bu tanımlamaların 21.

yüzyıl için yapılması ve en önemlisi Türkiye’de yapılmasıdır. Dubai’de, Çin’de,

MERKEZ TÜRKİYE PROJESİ: İdeal Kent ve YaşamTasarımı…. $1

Page 2: Merkez Türkiye Projesi: İdeal Kent ve Yaşam Tasarımı için Büyük Fırsat

Kore’de, Uzak Doğu’da sıfırdan inşa edilen, hatta denizde ‘yüzen ada’ olarak yapılan

yerleşim projeleri geliyor aklımıza. Kentler tarihinde yer alan 20. yüzyılın önemli bir

projesi ise yoktan var edilen, 1967’de kurulmaya başlanan, İngiltere’deki Milton

Keynes kentidir. Yeşil alanların dengeli dağıtımı, planlamada ‘grid’ sistemi, idari

binalar, değişik sanayi ve konut dokusuna yer verilmesi ve çeşitlilik dikkat çekici.

İdeal kent anlayışı muhtemelen Antik Yunan’da ortaya çıktı. Antik Yunan’da, Atina

Isparta gibi bir kent ekseninde örgütlenmiş bağımsız devletler bulunmaktaydı.

Plato’nun (M.Ö 427-347) milattan önce 380 yıllarında yazdığı ‘Devlet’ kitabı ideal 1

devleti ve demokrasiyi tanımlarken, ister istemez bağımsız kent yapısına referans

Plato’nun ‘Devlet’i bir çok ütopik kent tasarımına, ütopyalar üzerinden toplumsal eleştirilere veya sorunsuz 1

toplum yapılarının kurgulanmasına esin kaynağı olmuştur.

MERKEZ TÜRKİYE PROJESİ: İdeal Kent ve YaşamTasarımı…. $2

Page 3: Merkez Türkiye Projesi: İdeal Kent ve Yaşam Tasarımı için Büyük Fırsat

vermiş ve adeta onunla özdeşleşir hale gelmiştir. Ütopyaların ortaya çıktığı dönemlerde

kent yapısı içinde ideal yaşam kurgusu arayışına gidilmiştir. Orta çağda sonunda

İtalya’da Venedik, Milano, Floransa ve Roma gibi küçük kent devletlerin çatışmaları,

savaşları ve rekabetleri ideal kent planı arayışlarını da beraberinde getirmiştir. Bu

arayış içinde, Ressam Fra Carnavale (1420/1425? - 1480) ideal kentin resmini

yapmıştır ama bu arayış içinde yalnız değildir. Konu Rönesans ressam ve mimarlarını

bir hayli meşgul etmiştir. Aşağıda gördüğünüz Luciano Laurana (1420-1479) ya da

Melozzo da Forli (1438-1494) tarafından yapıldığı tahmin edilen ideal kent imajı hem

o dönemde yeni keşfedilen perspektifin mimaride başarılı kullanımı olarak hem de

kent dokusunu tanımlaması açısından bir simge resim gözüyle değerlendirilebilir. Her

MERKEZ TÜRKİYE PROJESİ: İdeal Kent ve YaşamTasarımı…. $3

Page 4: Merkez Türkiye Projesi: İdeal Kent ve Yaşam Tasarımı için Büyük Fırsat

iki görüntüde de mimarinin ve fiziksel çevrenin ön planda olması, içinde insan ya da

hayvan bulunmaması, tamamen yapay bir ortamın tanımlanması ve yeşilin, ağacın,

doğanın yer almaması dikkat çekicidir.

Mimar Filarete (1400-1469) Mimarlık Tezleri (Trattato d’architettura) adlı eserinde

adını Milano Dükü Francesco Sforza’dan alan ideal kent Sforzinda’yı anlatır. Sekiz

köşeli yıldız olarak tasarlanan bu kent sadece proje olarak kalmıştır. Şekli 45 derece açı

ile üst üste çakışmış iki karenin kenarlarından oluşan bu kentin her köşesinden

merkeze giden bir yollar vardır. Yıldızın dış köşelerinde kuleler iç köşelerinde ise

kapılar bulunur.

Ortadaki dairesel yol köşelerden merkeze giden yolları keser. Kesim noktalarında

küçük meydanlar yerleştirilmiştir. Filarete üç büyük meydan tasarlar. Biri prensin

sarayının, biri tam merkezdeki katedralin önüne konmuştur. Üçüncü ise kent pazarıdır.

Kanallarla taşıma önerir Filarete, okul gibi başka sosyal binalar da tasarlar.

MERKEZ TÜRKİYE PROJESİ: İdeal Kent ve YaşamTasarımı…. $4

Page 5: Merkez Türkiye Projesi: İdeal Kent ve Yaşam Tasarımı için Büyük Fırsat

Filarete’nin Mimarlık Tezleri’nde yer alan bu proje hayata geçmez ama daha sonra

gelen bir başka ünlü İtalyan Rönesans mimarı, Vincenzo Scamozzi (1548-1616)

Sforzinda’ya çok benzeyen, Udine’nin yakınlarında, Palmanova kentini Venedikliler

için planlar. İnşasına 1593 yılında başlanır ancak tamamlanması uzun yıllar alır. Etrafı

hendeklerle çevrili 9 kenarlı bu kentin amacı Osmanlı saldırılarına karşı güçlü bir

savunma oluşturmaktır.

16. Yüzyıldan itibaren genellikle kent ölçeğinde önermelerde bulunan ütopyaların

ortaya çıkışına tanık oluruz. Thomas More (1478-1535) Latince olarak ‘Ütopya’yı

1516’da yayınlar. 17. Yüzyılın ilk yarısında üç önemli ütopya kitabı basılacaktır:

Johannes Andreae (1586-1654) ‘Christianapolis’i 1619’da, Tommasso Campanella

(1568-1639) ‘Güneş Kent’i 1623’de , Francis Bacon ‘Atlantis’i 1627’de yayınlar. Ancak 2

Merkez Türkiye Projesi bağlamında, teknolojik üretim ile sosyal yaşamı bağdaştıran ve

dolayısıyla bizi daha çok ilgilendiren öneriler 19. yüzyılda ortaya çıkar.

İngiltere’de sanayi devriminden kaynaklanan fabrikalaşma hareketi ve başta işçilerin

sefaleti olmak üzere ortaya çıkan sorunlar hümanistleri çözüm arayışına itmiştir.

Birleşik Krallıkta, Galler’de dünyaya gelen Robert Owen (1771-1858)

kooperatifleşmenin ve ütopik sosyalizmin kurucularındandır; toplumsal çalışmalarıyla,

sosyal reformcu kimliği ile tanınan servetini tekstil ile yapmış zengin bir sanayicidir.

Tommasso Campanella’nın kitabı Türkçe’ye ‘Güneş Ülkesi’ adıyla da çevrilmiştir.2

MERKEZ TÜRKİYE PROJESİ: İdeal Kent ve YaşamTasarımı…. $5

Page 6: Merkez Türkiye Projesi: İdeal Kent ve Yaşam Tasarımı için Büyük Fırsat

Bugün bize son derece doğal gelen ‘sekiz saat çalışma, sekiz saat eğlence, sekiz saat

uyku’ anlayışını formüle etmiş, dile getirmiş ve savunmuştur. Robert Owen, üretimle

yaşamı bir mekanda toplayan, işçilere daha iyi konaklama koşulları sağlayan,

fabrikalar etrafında konutlardan oluşan 1200 kişilik ‘yeni harmonik toplum’ projesi

hazırlar. 1825 yılında, Amerika’da, Indiana’da New Harmony olarak gerçekleştirilecek

bu proje için hazırlanır, hatta tuğlalar döktürtür ama inşaat gerçekleşmez. 1838’de

yayınlanan resme baktığımızda planlamanın oldukça basit bir prensip etrafında

biçimlendiği görüyoruz. Ortada kocaman bir iç avlu ve fabrikalar, avluyu çevreleyen

iki katlı bitişik nizamda yapılmış konutlar ve sosyal tesisler.

Sanayi devriminin yarattığı en büyük sorunlardan birisi de hava kirliliğiydi. Tuğladan

inşa edilen, kömür ve buhar gücüyle çalışan fabrika bacalarından çıkan dumanlar

yakın çevrelerindeki yerleşim alanlarını ve kentleri yaşanmaz hale getiriyordu.

İngiltere’de hızlı ve kontrolsüz kentleşme sanayi devriminin kaçınılmaz bir sonucu

olarak ortaya çıkmıştı ve bu sorunlara yanıt getirecek acil çözümlere ihtiyaç

duyuluyordu. İşte böyle bir ortamda, ütopyalardan da yararlanan Ebenezer Howard

(1850-1928) bir kitap yayınlar. ‘Yarın: Gerçek Reforma Barışçı Bir Yol’ (To-Morrow: A

Peaceful Path to Real Reform). Bu kitapta doğayla uyum içinde yaşayan insanları ve

onların kentlerini tanımlar. İlgi gören kitap 1902 yılında, ‘Yarının Bahçe Kentleri’

başlığıyla yeniden basılır ve böylece bölge ve kent planlamasında Ebenezer Howard’ın

önerisi olan Bahçe Kent (Garden City) hareketi başlar. İngiltere’de bu prensipler 3

çerçevesinde iki kent inşa edilir: Letchworth ve Welwyn. Howard kitabında

‘Garden City’ Türkçe’ye kelime kelime Bahçe Kent olarak çevrilir. Bahçeşehir ve Bahçekent ifadelerinin 3

dilimize yerleşmiş olduğu göz önüne alınarak çevirilerde bu versiyonların kullanıldığını, Bahçe Şehir, ya da bazen Bahçe-Şehir şeklinde yazıldığını da görüyoruz. Ben aslına sadık kalarak ‘Bahçe Kent’ demeyi tercih ettim.

MERKEZ TÜRKİYE PROJESİ: İdeal Kent ve YaşamTasarımı…. $6

Page 7: Merkez Türkiye Projesi: İdeal Kent ve Yaşam Tasarımı için Büyük Fırsat

düşüncelerini geometrik diyagramlarla açıklar. Ortada 48 kilometrekareye yerleşen

dairesel 58.000 nüfuslu merkezi bir kent vardır. Bu merkezi kentten altmışar derecelik

açılarla altı bulvar ve kanal çıkar, merkez etrafındaki uzak bir dairesel yörüngeye

oturan, gene dairesel altı küçük kente bağlanır. O yörünge kentler 24 kilometrekarelik

alana yayılır ve 32.000 kişiliktir. Arada tarım alanları, rezervuarlar, taş ocakları, tuğla

döküm alanları hatta körler için okul bulunan, etrafı kanallarla çevrili bu yörünge

kentleri birbirine iki şey bağlar: çeperden teğet geçen demiryolu ve merkezden

merkeze akan su kanalı. Howard yörünge kentleri birbirine karayolu ile bağlamayı ya

unutmuş ya gerek görmemiştir. Adını Türkçe’ye ‘Gecekondusuz ve Dumansız Kentler

Grubu’ diye çevirebileceğimiz bu planlama 250000 kişinin yaşayabileceği 267

kilometre karelik bir sahaya ihtiyaç gösterir.

MERKEZ TÜRKİYE PROJESİ: İdeal Kent ve YaşamTasarımı…. $7

Page 8: Merkez Türkiye Projesi: İdeal Kent ve Yaşam Tasarımı için Büyük Fırsat

Yaklaşık 120 yıl kadar önce dile getirilen bu görüşleri bugünün perspektifinden elbette

eleştirebiliriz. En azından fazla şematik olduğu söylenebilir. Nitekim Howard, yukarda

değindiğim İngiltere’deki kentsel uygulamaların kendi diagramatik önerilerinden farklı

bir şekilde inşa edildiğini görmüştür. Her ne olursa olsun, Bahçe Kent akımı çığır açar

niteliktedir ve üzerinde düşünülmesi gereken bir çok soruna somut yanıtlar getirir.

Bahçe Kent modelini aslında ‘kapitalist toplumu dayanışmacı yeni bir topluma dönüştürme

amacına hizmet eden bir araç’ olarak tasarlamıştır. İşte bu özelliklerinden de güç alan 4

proje tarih içinde yerini korumuş, akademik çalışmalara, kent ve bölge planlama

projelerine sürekli bir ilham kaynağı olmuştur. Dolayısıyla, Merkez Türkiye Projesi

denince akla Bahçe Kent Akımının gelmesi tesadüf değildir. Konumuza dönmeden

önce Bahçe Kent’in, bizi ilgilendiren bir başka yansımasına da değinmek gerekir.

1937 Yılında, Türkiye’e yapılan Cumhuriyet Köyü Planı, Howard’ın Bahçe Kent

projesine çok benzer. Arada elbette ciddi bir ölçek farkı bulunmaktadır. Ancak şekilsel

benzerliğin yanı sıra su kanalı, merkez periferi ilişkisi, yeşil alanların dağılımı ve daha

bir çok açıdan inceden inceye kıyaslama yapmak mümkündür. Bu planı Prof. Dr. Afet

İnan ‘Devletçilik İlkesi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Birinci Sanayi Planı’ başlıklı

Tayfun Çınar, “Bahçekent Modelinin Düşünsel Kökenleri ve Kentbilime Katkıları”, A.Ü.SBF Dergisi, S.55/1, 4

(Ocak-Mart 2000), s.27-51

MERKEZ TÜRKİYE PROJESİ: İdeal Kent ve YaşamTasarımı…. $8

Page 9: Merkez Türkiye Projesi: İdeal Kent ve Yaşam Tasarımı için Büyük Fırsat

eserinin ekinde yayınlamıştır. Atatürk üzerine yaptığı çalışmalar ve yayınlarla tanınan 5

Sinan Meydan, bir TV programında projenin Trakya Umum Müfettişi Kazım Dirik

tarafından yapılıp taslak olarak Atatürk’e sunulduğunu, Atatürk’ün bizzat katkıda

bulunduğunu ve Trakya’da bir çok köyde uygulandığını anlatır. 6

Yukarıda saydığımız örnekler Merkez Kent Projesinin nasıl kapsamlı bir tasarım

anlayışı içinde ele alınabileceğini ve 21. Yüzyılın ideal kentini ve yaşamını tasarlamak

için nasıl geniş olanaklar sunduğunu gösteriyor. Bu bağlamda, akla ilk gelen

beklentilerimiz sıralayabiliriz: Sürdürülebilirliği ilke edinmiş, doğa ile uyumlu,

parklara, botanik bahçelerine, spor ve oyun sahalarına sahip, organik tarımı ve

beslenmeyi savunan, karbon ayak izi düşük, geri dönüşüm sistemi kurulmuş, çöp ve

katı atıkların geri kazanımını sağlayan, gelişmiş arıtma tesisleri olan, enerjisini güneş ve

rüzgardan alan, konutlar, alışveriş ve eğlence bölgeleri ile üretim ve çalışma mekanları

arasındaki mesafeyi, ulaşımı minimuma indiren, toplu taşım öncelikli, taşıtta bisiklet

kullanımını özendiren, elektrikli şoförsüz taşıtların insanlara hizmet ettiği, her türlü

altyapı desteği sağlanmış, üniversite, teknoloji ve inovasyon merkezleri çalışan,

kablosuz ağlarla örülü, ve daha bir çok çağdaş donanıma sahip bir kent…. Bu sayılan

ve daha sayılamayan onlarca temel özellik, kentsel tasarım sürecinin çalışılması

gereken boyutlarını sergilemeye yeter sanırım.

Bu çerçevede Merkez Türkiye Projesi ekonomi çıkışlı bir önerme olsa bile taşıdığı

tasarım ve inovasyon potansiyeli ile bambaşka kazanımlara ve alanlara da kapı açan

bir girişimdir. Yazının başında belirtildiği gibi iktidarda kim olursa olsun, bu projeye

sahip çıkılması gerekir. 2023’de kendi otomobilimizi yapacağız, uçağımızı yapacağız

gibi hedefler teknolojik başarı çıtasını yükseltmesi bakımından motive edici olabilir.

Ama bu projeler doğrudan halka değil, ülkeye, sanayiye ve kalkınmaya yöneliktir. Oysa

Merkez Türkiye Projesinin odağında bilimsel, teknolojik, sektörel ve ekonomik

gelişmenin yanı sıra, insan, toplum ve yeni yaşam çevreleri bulunmaktadır. Projenim

hemen her disiplinin kendini test edeceği, ileriye taşıyacağı zengin bir laboratuvar

kimliği ile karşımıza çıkması son derece heyecan vericidir. Dileğim kağıtta kalmaması,

hayata geçirilmesi ve gerçekleştirilirken tüm bu boyutlarıyla değerlendirilmesidir.

Afet İnan, “Devletçilik İlkesi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Birinci Sanayi Planı”, Ankara: Türk Dil Tarih 5

Kurumu, 1972.

TV82de 2 Haziran 2014 Tarihli Oylum Talu Programında yayınlanan bu söyleşi için bakınız: https://6

www.youtube.com/watch?v=A_bKlzQJDBo

MERKEZ TÜRKİYE PROJESİ: İdeal Kent ve YaşamTasarımı…. $9