Top Banner
25

Martin E. P. Seligman · lenmiş mutluluk alanınızın daha üst düzeylerinde yaşama-nızın yollarını ortaya koymaktadır. Bu kitabın ilk bölümü de, olumlu duyguları anlamayı

Jun 12, 2020

Download

Documents

dariahiddleston
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 2: Martin E. P. Seligman · lenmiş mutluluk alanınızın daha üst düzeylerinde yaşama-nızın yollarını ortaya koymaktadır. Bu kitabın ilk bölümü de, olumlu duyguları anlamayı

Martin E. P. Seligman

Gerçek MutlulukKalıcı Doyuma Ulaşma Potansiyelini Gerçekleştirmek için

Yeni Olumlu Psikolojinin Kullanılması

Authentic Happiness: Using the New Positive Psychology to Realize Your Potential for Lasting Fulfillment

Çeviren: Semre Kunt-Akbaş

Eksi Kitaplar: 122. Baskı: Aralık 2019;

1. Baskı: 2007 (HYB Yayınları)

ISBN 13: 978-605-9305-13-6

Copyright © 2019, Eksi KitaplarCopyright © 2002, Martin E. P. Seligman

Bu kitabın yayın hakları ONK Ajans aracılığıyla alınmıştır.

Yayına Hazırlayan: Selçuk DurgutKapak Tasarımı: Furkan Şener (www.furkansener.com)

Sayfa Tasarımı: Eksi Kitaplar

Baskı: Repar Tasarım MatbaaAdres: Merkez Mah. Cemal Ulusoy Cad. No:43, Yenibosna, İstanbul

Telefon: (212) 514 05 71 • Sertifika No: 40675

Dr. MARTIN E. P. SELIGMAN

Pennsylvania Üniversitesi’nin psikoloji bölümünde öğretim üyesi ve Amerika Psikoloji Birliği’nin eski başkanı olan bilim doktoru Martin E. P. Seligman, ünlü bir motivasyon uzmanı ve öğrenilmiş çaresiz-lik konusunda bir otoritedir. Pennsylvania Üniversi-tesi’ndeki Olumlu Psikoloji Merkezi’nin yöneticiliğini yapan Seligman’ın pek çok kitabı arasında Öğrenil-miş İyimserlik ve İyimser Çocuk yer alır. Doktor Se-ligman’ın araştırmaları, Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü, Ulusal Yaşlanma Enstitüsü, Ulusal Bilim Vakfı, Eği-tim Bakanlığı, MacArthur Vakfı, Templeton Vakfı ve Guggenheim Vakfı tarafından desteklenmektedir..

Adres: Kavaklıdere Mh. Bardacık Sk. No: 8/1 Küçükesat, Ankara • Telefon/Faks: (312) 434 44 64 E-Mail: [email protected] • Web: www.eksikitaplar.com • Sertifika No: 25787

Page 3: Martin E. P. Seligman · lenmiş mutluluk alanınızın daha üst düzeylerinde yaşama-nızın yollarını ortaya koymaktadır. Bu kitabın ilk bölümü de, olumlu duyguları anlamayı

İÇİNDEKİLER

Önsöz 15

KISIM I: OLUMLU DUYGU

1. Olumlu Duygu ve Olumlu Karakter 23

2. Psikoloji Yolunu Kaybederken Ben Kendiminkini Nasıl Buldum 43

3. Mutlu Olmak İçin Neden Çaba Harcayalım? 61

4. İçinizde Sürekli Bir Mutluluk Yaratabilir misiniz? 83

5. Geçmişinden Hoşnut Olmak 109

6. Geleceğe İyimser Bakmak 139

7. Şu Anda Mutlu Olmak 167

Page 4: Martin E. P. Seligman · lenmiş mutluluk alanınızın daha üst düzeylerinde yaşama-nızın yollarını ortaya koymaktadır. Bu kitabın ilk bölümü de, olumlu duyguları anlamayı

KISIM II: GÜÇ VE ERDEM

8. Gücü ve Erdemi Yenilemek 197

9. Size Özgü Güçler 211

KISIM III: YAŞAMIN KONAKLARI

10. İş ve Kişisel Doyum 251

11. Aşk 281

12. Çocuk Yetiştirme 313

13. Toparlama ve Özet 369

14. Anlam ve Amaç 373

Ek 389

Teşekkür 393

Sonnotlar 401

Dizin 449

Bu kitap, sevgisiyle yaşamımın ikinci yarısına en yüksek beklentilerimin ötesinde bir mutluluk ve doyum getiren karıma adanmıştır.

Page 5: Martin E. P. Seligman · lenmiş mutluluk alanınızın daha üst düzeylerinde yaşama-nızın yollarını ortaya koymaktadır. Bu kitabın ilk bölümü de, olumlu duyguları anlamayı

Gerçek Mutluluk’un Aldığı Övgüler

“Martin Seligman, akıl hastalığından çok akıl sağlığı üzerine odak-lanan yeni Olumlu Psikoloji hareketinin önde gelen sözcüsü. Bu çok yararlı kitabında Seligman, olumlu bakış açıları olan insanların özelliklerini ve stratejilerini belirliyor ve gerçek mutluluk ve diğer istendik duygusal durumları daha fazla yaratmanın ve yaşamanın yollarını açıklıyor. Profesör Seligman, psikolojinin geleceği konu-sunda daha iyimser ve gerçekten mutlu olmaya yardım ediyor.”

—Dr. Andrew Weil

“Harika bir kitap! Kesinlikle kullanışlı bilgiler ve özgün kaynaklar-la dolu. Ne derin bir anlayışı yansıtıyor! Seligman, eski ve yeni psi-koloji konusundaki, bence karşı konmaz ve büyüleyici bakış açısıyla seçim yapma gücümüzü bir kez daha doğruluyor. Bu kitap, kişilik ahlakının düzelmesine yardımcı olacak.”

—Dr. Stephen R. Covey, Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı kitabının yazarı

“Dr. Seligman … Olumlu Psikoloji alanındaki bilimsel araştırmaları kullanarak gerçek mutluluğa ve doyuma ulaşmak için bir yaklaşım geliştirmiş.”

—The Cincinnati Enquirer

“Gerçek Mutluluk, okumaya değecek, akılcı ve önemli bir kitap.”—Body & Soul

“Martin Seligman’ın bir görevi var: Olumlu Psikoloji adı verilen genç bir alanın zengin ve şaşırtıcı bulgularını alıp bunları okurla-rın zihinsel, ahlakî ve manevî durumlarını iyileştirmek için kul-lanmak. Canlı ve ilham verici bir yazar olmasının yanı sıra, Olumlu Psikolojinin kurucusu olarak Seligman, bu iş için biçilmiş kaftan. Gerçek Mutluluk’u ancak bir kişi yazabilirdi ama milyonlarca insan ondan yararlanacak.”

—Robert Wright, Ahlakî Hayvan kitabının yazarı

“Gerçek Mutluluk, iki insan grubunun mutlaka okuması gereken bir kitap: Olumlu Psikoloji hareketinin daha derin, daha karmaşık ve daha bütüncül tedavi biçimine ilgi duyanlar ve günlük yaşamla-rından daha fazla mutluluk için mücadele edenler. Bu kitap, dün-yayı bütün insanlar için daha iyi bir yer haline getirebilir. Daha iyi bir dünya hayali kuran tüm arkadaşlarıma birer kopya almayı düşünüyorum.”

—Donald Clifton, Şimdi, Güçlerinizi Keşfedin kitabının yazarlarından

“Bu kitabı okumak, ayaklarınız bilimsel araştırma zeminine ba-sarken başınızın olasılık bulutları içinde gezmesi gibi bir şey. Dr. Seligman, bir yandan sevdiklerimize, işimize ve içinde yaşadığımız topluma daha fazla katkıda bulunurken bir yandan da daha çok ya-şama sevinci duymamız için en önemli güçlü yönlerimizi kullan-mamıza yardımcı olacak araçları veriyor bize.”

—Joan Oliver Goldsmith, Şarkı Söylemeden Nasıl Dururuz kitabının yazarı

“Martin Seligman, sosyal bilimlerin bu yüzyılda yetiştirdiği en öz-gün düşünürlerden biri. Gerçek Mutluluk, bir grup yeni araştırmaya büyüleyici ve ikna edici bir bakış. Önemli bir kitap.”

—Jonathan Kellerman

“Gerçek Mutluluk çağımızın en önemli kitaplarından biri. Doyurucu bir yaşama özlem duyan milyonlarca insana güçlü bir umut mesajı veriyor. Kolay anlaşılır ve pratik önerilerle dolu olan bu kitabı okur ve kullanırsanız, hayatınızın değiştiğini göreceksiniz.”

—Cheryl Richardson, Yaşamınıza Sahip Çıkın kitabının yazarı

“Göz kamaştırıcı bir başarı. Bu kitap insanların psikolojiye bakışla-rını ve hepimizin kendimizle ilgili görüşlerimizi değiştirecek.”

—Howard Gardner, Harvard Üniversitesi,

Zihin Çerçeveleri kitabının yazarı

Gerçek MutlulukMartin E. P. SeligmanSeligman

Page 6: Martin E. P. Seligman · lenmiş mutluluk alanınızın daha üst düzeylerinde yaşama-nızın yollarını ortaya koymaktadır. Bu kitabın ilk bölümü de, olumlu duyguları anlamayı

“Gerçek Mutluluk, yaşamımıza büyük bir güç katan, yaşamsal ve olumlu duygularla ilgili mükemmel bir kitap. Olumlu duygular ala-nının öncüsü olan Martin Seligman, pek çok insan için gerçek bir fark yaratacak bir kitap yazmış.”

—Kay Redfield Jamison, Durulmayan Bir Kafa kitabının yazarı

“Seligman’ın psikoloji alanında devrim niteliğindeki bakışını yansı-tan Gerçek Mutluluk, yeni yüzyılda insan davranışı için bir fener gibi. Hem sıradan insanlar hem de profesyoneller bu kitabın büyük yara-rını görecekler. Gerçek Mutluluk geniş bir literatürü özetliyor, somut kendini değerlendirme araçları sunuyor ve tam anlamıyla canlı olmanın ne anlama geldiği konusunda neşeli bir dille konuşuyor.”

—Mihaly Csikszentmihalyi, Akış kitabının yazarı

“Mutluluğa ulaşma hakkı anayasayla güvence altına alınmış olsa da, anayasa vahşî yaşamın içinde mutluluğa giden yolları açıkça göster-miyor. Ama Seligman gösteriyor. Akıllıca, komik, şaşırtıcı ve içgö-rülü dönüşleriyle Seligman, yaşamda, yaşamlarda büyük bir fark yaratabilecek mükemmel bir rehber. Mutluluğa aç olan dünyamız bu kitaba bayılacak.”

—Diane Ackerman, Hislerin Doğal Tarihi kitabının yazarı

“Gerçek Mutluluk, zarafet, güç, üst düzey bir zeka, keskin bir bilim-sellik ve bir o kadar önemlisi, iyilikseverlikle yazılmış bir kitap. Seligman, yaşamın her alanından okurlara, var olan çok az sayıdaki özgün kendini geliştirme kitaplarından birini sunuyor.”

—George Vaillant, Harvard Yetişkin Gelişimi Çalışmaları direktörü ve

İyi Yaşlanmak kitabının yazarı

“Seligman, psikolojideki en son ve en iyi bilimsel tarafı alıp onu en eski ve en temel insanî sorulara uyguluyor: Nasıl mutlu olabiliriz? Ayrıca, nasıl iyi olabiliriz? Seligman’ın kitabı, sarsıcı, etkileyici ve en önemlisi de çok kullanışlı. Kitabın başarısı konusunda iyimserim.

—Mary Pipher, Ophelia’yı Canlandırmak kitabının yazarı

Aşmak

Escher haklıydıErkekler düşer ve yükselir

El çizdiği el tarafından çizilirVe bir kadın

Kendi omuzları üzerindeDurur dengede

Sen ve ben olmadığımızda evren basittir,Bir hapishane düzeniyle işler.

Galaksiler belirlenmiş kavislerde dönerYıldızlar belli bir zamanda çöker

Kargalar tam zamanında döner ve tam zamanında kızışır maymunlar

Ancak biz, kozmosun buraya uydurmak için bir milyar yıldabiçim verdikleri, biliyoruz ki işe yaramadı.

Çünkü yeni bir biçim verebiliriz,Parmaklıkların arasından kolumuzu uzatıp

Escher gibi kendimizi dışarı çekebiliriz

Uskumrularla beslenen balinalarSonsuza kadar denize mahkum olsalar da

Biz, dalgalara tırmanabilirBulutlardan bakabiliriz.

—Look Down from Clouds (Marvin Levine, 1997)

Page 7: Martin E. P. Seligman · lenmiş mutluluk alanınızın daha üst düzeylerinde yaşama-nızın yollarını ortaya koymaktadır. Bu kitabın ilk bölümü de, olumlu duyguları anlamayı

MarTiN E. P. SEligMaN | GERçEK MUTlUlUK 15

ÖNSÖZ

Psikoloji, son yarım yüzyıldır tek bir konuyla, akıl hastalığıyla meşgûl olmuş ve bu konuda epeyce başarı kaydetmiştir. Günümüzde psikologlar, bir za-

manlar bulanık olan depresyon, şizofreni ve alkolizm gibi kavramları dikkate değer bir kesinlikle ölçebilmektedir. Şimdi bu sorunların yaşam süresi içinde nasıl geliştikleri, genetik yönleri, biyokimyaları ve psikolojik nedenleri ko-nusunda epey bilgi sahibiyiz. En iyisi de bu bozuklukları nasıl hafifleteceğimizi öğrenmiş bulunuyoruz. Yaptığım en son sayıma göre, başlıca birkaç düzine akıl hastalığından on dördü, ilaçla ve özel psikoterapi formlarıyla etkili bir bi-çimde tedavi edilebiliyor (ve ikisi iyileştirilebiliyor).

Ancak bu ilerlemenin bedeli yüksek oldu. Görünüşe ba-kılırsa, hayatı mahveden durumları hafifletmek, hayatı ya-şamaya değer kılan durumları yaratmayı daha az öncelikli bir hale getirdi. Oysa insanlar, yalnızca zaaflarını düzelt-mekten fazlasını istiyorlar. İnsanlar ölene kadar hareket etmeyi değil, anlam yüklü yaşamları olmasını istiyorlar. Gece yatağınızda uyanık yatarken benim yaptığım gibi bü-

Page 8: Martin E. P. Seligman · lenmiş mutluluk alanınızın daha üst düzeylerinde yaşama-nızın yollarını ortaya koymaktadır. Bu kitabın ilk bölümü de, olumlu duyguları anlamayı

yük olasılıkla siz de eksi beşten eksi üçe nasıl gideceğinizi ve her geçen gün kendinizi nasıl biraz daha az mutsuz his-sedebileceğinizi değil, artı ikiden artı yediye nasıl çıkaca-ğınızı düşünüyorsunuzdur. Söylediğim gibi bir insansanız, psikoloji alanı muhtemelen sizde aklınızı karıştıran bir ha-yal kırıklığı yaratmıştır. Olumlu duyguyu anlamayı, güç ve erdem yaratmayı, Aristoteles’in “iyi yaşam” dediği şeyi bul-mak için yol gösterici işaretler sunmayı isteyen bir bilimin zamanı sonunda geldi.

Mutluluk arayışı, Bağımsızlık Bildirgesi’nde her Amerikalıya tanınan bir hak olarak yer almasının yanı sıra, Amerika’daki her kitapçının kendini geliştirme raflarında da bulunabilir. Ne var ki bilimsel kanıtlar, mutluluk düze-yinizi sürdürülebilir olarak herhangi bir biçimde değiştir-menizi olanaklı göstermemektedir. Bu kanıtlara göre, tıpkı kilomuz gibi mutluluğumuzun da sabit bir alanı vardır. Ve tıpkı rejim yapanların hemen her zaman verdikleri kiloları geri almaları gibi, üzgün insanlar kalıcı bir mutluluğa ula-şamaz ve mutlu insanlar kalıcı bir üzüntü yaşamazlar.

Ne var ki mutluluk konusundaki yeni araştırmalar, mutluluğun kalıcı bir biçimde artırılabileceğini göstermek-tedir. Ayrıca yeni bir hareket olan Olumlu Psikoloji, belir-lenmiş mutluluk alanınızın daha üst düzeylerinde yaşama-nızın yollarını ortaya koymaktadır. Bu kitabın ilk bölümü de, olumlu duyguları anlamayı ve kendi olumlu duyguları-nızı artırmayı ele almaktadır.

Mutluluğun kalıcı olarak yükseltilemeyeceği kuramı, mutluluk konusundaki bilimsel araştırmaların önündeki bir engelken daha önemli bir başka engel de mutluluğun (daha genel bir biçimde hiçbir olumlu insan motivasyonu-nun) otantik olmadığı inancıdır. İnsan doğası hakkında, pek çok kültürde tekrar tekrar kendini gösteren bu yaygın

görüşe, “kokuşmuş dogma” adını veriyorum. Bu kitabın yıkmak istediği herhangi bir dogma varsa, o da budur.

İlk günah doktrini, bu kokuşmuş dogmanın kendini gösterdiği en eski yerlerden biridir ancak bu düşünce tar-zı demokratik ve laik devletimizde de tamamen ortadan kalkmamıştır. Freud, (modern ahlak, bilim, din ve tekno-lojik ilerleme de dahil olmak üzere) uygarlığın tamamını bebeklik dönemindeki cinsellik ve saldırganlıkla ilgili te-mel çatışmalara karşı gelişmiş bir savunmadan ibaret diye tanımlayarak bu doktrini 20. Yüzyıl psikolojisine sürükle-miştir. Neden oldukları dayanılmaz kaygı nedeniyle bu ça-tışmaları “bastırıyoruz” ve söz konusu baskı uygarlığı yara-tan enerjiye dönüştürülüyor. Dolayısıyla, tecavüz etmek ve öldürmek üzere dışarıya koşmak yerine, bilgisayarımın ba-şında oturmuş bu önsözü yazıyor olmamın nedeni, “ödün-lenmiş”, engellenmiş ve altta yatan vahşî içgüdülere karşı kendimi başarıyla savunuyor olmam. Freud’un bu kadar yalın ifade edildiğinde kulağa tuhaf gelen felsefesi, günlük psikoloji ve psikiyatri uygulamasına girmeyi başarmıştır. Bu uygulamalarda hastalar, kişiliklerini oluşturan olumsuz içgüdüleri ve olayları bulmak için geçmişlerini araştırırlar. Dolayısıyla, Bill Gates’in rekabet gücü, aslında babasından daha başarılı olma isteğinden ve Prenses Diana’nın kara mayınlarına karşı olması da Prens Charles ve kraliyet aile-sinin diğer üyelerine karşı beslediği nefretin şekil değiştir-miş halinden başka bir şey değildir.

Kokuşmuş dogma, sanat ve sosyal bilimlerde de in-san doğası konusundaki anlayışa damgasını vurmuştur.. Franklin ve Eleanor Roosevelt’in, yaşayan en önemli siya-set bilimcilerden biri olan Doris Kearns Goodwin tarafın-dan yazılmış hikayesi olan No Ordinary Time, bu durumun binlerce örneğinden yalnızca bir tanesidir. Eleanor’un ne-

ÖNSÖz 17SElIGMAN | GERçEK MUTlUlUK16

Page 9: Martin E. P. Seligman · lenmiş mutluluk alanınızın daha üst düzeylerinde yaşama-nızın yollarını ortaya koymaktadır. Bu kitabın ilk bölümü de, olumlu duyguları anlamayı

den yaşamının çoğunu zencilere, yoksullara ve sakatlara yardım etmeye adadığı sorusuna yanıt arayan Goodwin, bu nedenin Eleanor’un “annesinin kendini beğenmişliğini ve babasının alkolizmini ödünlemek” istemesi olduğuna ka-rar verir. Goodwin, Eleanor Roosevelt’in erdemin peşinde olması olasılığını hiç dikkate almaz. Adaleti sağlamak ya da görevini yerine getirmek gibi motivasyon kaynakları en baştan elenir. Yapılan analiz akademik açıdan saygı değer olacaksa, iyiliğin altında yatan gizli, olumsuz bir motivas-yon bulunmalıdır.

Bunu ne kadar kuvvetle vurgulasam azdır: Kokuşmuş dogma, dindar ve laik dünyada ne kadar geniş bir biçimde kabul görürse görsün, gücün ve erdemin olumsuz motivas-yondan türediğine ilişkin en ufak bir delil yoktur. Evrimin hem iyi hem de kötü özellikleri kayırdığına ve dünyadaki uyum sağlama rollerinden bazılarının ahlakı, işbirliğini, özgeciliği ve iyiliği seçerken diğerlerinin de cinayeti, hırsız-lığı, bencilliği ve terörizmi seçmiş olduğuna inanıyorum. Elinizdeki kitabın ikinci yarısının temel taşı, bu iki yönlü öncüldür. Gerçek mutluluk, en temel güçlerinizi belirleyip geliştirmenizden ve bunları her gün işte, aşkta, oyunda ve çocuk yetiştirmede kullanmanızdan gelir.

Olumlu Psikolojinin üç temel direği vardır: İlki, olum-lu duygu çalışmalarıdır. İkincisi, başta güçler ve erdemler olmak üzere ancak zeka ve atletiklik gibi “yetenekler”i de kapsayacak şekilde, olumlu özelliklerle ilgili çalışmalardır. Üçüncüsü de, olumlu duyguları destekleyen erdemlerin ar-dındaki desteği oluşturan demokrasi, güçlü aileler ve öz-gür araştırma gibi olumlu kurumlarla ilgili çalışmalardır. Örneğin özgüven, umut ve güven gibi olumlu duygular en çok, yaşam kolay olduğunda değil, zor olduğunda işimize yarar. Zor zamanlarda, demokrasi, güçlü aile, özgür basın

gibi olumlu kurumları anlamak ve desteklemek çok önem-lidir. Aralarında cesaret, çok yönlü bakış açısı, dürüstlük, adalet ve sadakatin bulunduğu güçleri ve erdemleri anla-mak ve oluşturmak, zor günlerde iyi günlere kıyasla daha önemlidir.

11 Eylül 2001’den beri, Olumlu Psikolojinin bu olayla ilişkisi üzerine düşünüyorum. Zor zamanlarda acının an-laşılması ve hafifletilmesi, mutluluğun anlaşılması ve ya-ratılmasından daha mı önemlidir? Bence değildir. Yoksul düşmüş, çöküntülü [depresif] ya da intihara eğilimli insan-lar, yalnızca acılarının dinmesiyle ilgilenmezler. Bu insan-lar, bazen umutsuz bir biçimde erdeme, amaç duygusuna, dürüstlüğe ve anlama önem verirler. Olumlu duyguyu or-taya çıkaran deneyimler, olumsuz duygunun kısa bir sü-rede dağılmasını sağlar. İleride göreceğimiz gibi, güçler ve erdemler şanssızlığa ve psikolojik bozukluklara karşı bir tampon görevi görürler ve duygusal esneklik yaratmanın anahtarı bunlarla olabilir. En iyi terapistler, yalnızca zararı gidermez, insanların güçlü yönlerini belirlemelerine ve ge-liştirmelerine yardım ederler.

Demek ki Olumlu Psikoloji, kendinizi yaşamın otopar-kında az sayıda gelip geçici zevk ve en alt düzeyde doyumla ya da anlam duygusundan yoksun bir halde sıkışıp kalmış gibi hissettiğinizde, oradan çıkmanın bir yolu olduğuna dair parlak bir umut ışığı yakar. Bu yol sizi, zevk ve doyum kırlarına, gücün ve erdemin dağlık alanlarına ve sonunda kalıcı doyumun doruk noktaları olan anlama ve amaca götürür.

ÖNSÖz 19SElIGMAN | GERçEK MUTlUlUK18

Page 10: Martin E. P. Seligman · lenmiş mutluluk alanınızın daha üst düzeylerinde yaşama-nızın yollarını ortaya koymaktadır. Bu kitabın ilk bölümü de, olumlu duyguları anlamayı

KiSiM i

OlUMlU DUYGU

Aceminin Şikayeti

Dinle Bay Ağzı KalabalıkBana mutluluk ver yalnız

Büyük turuncu şekerlerMor balonlar ver.

(Gölgede saklanmış adamınElinde duruyorlar

Elindeki turunculu morlu demeti görüyor musun?)

“Tahayyül” de neymiş“Soyutlama” ve “a-zat-et-me”

Mutluluk ver banaParlak ve düz.

(Şekerler erir.Balonlar söner.

Adam bekler.)

—Look Down from Clouds (Marvin Levine, 1997)

Page 11: Martin E. P. Seligman · lenmiş mutluluk alanınızın daha üst düzeylerinde yaşama-nızın yollarını ortaya koymaktadır. Bu kitabın ilk bölümü de, olumlu duyguları anlamayı

MarTiN E. P. SEligMaN | GERçEK MUTlUlUK 23

1OLUMLU DUYGU VE OLUMLU KARAKTER

1932 yılında Cecilia O’Payne Milwaukee’de son yeminini etti. Notre Dame Rahibeler Okulu’nda bir çömez olarak, yaşamının geri kalanını küçük çocuk-

lara adamaya söz verdi. O önemli günde yaşamını kısaca betimlemesi istendiğinde şunları yazdı:

Tanrı, bana ölçülemeyecek kadar büyük bir değeri bahşederek yaşama iyi bir başlangıç yapmamı sağ-ladı… Notre Dame’da aday olarak geçirdiğim bir yıl çok mutlu bir yıl oldu. Şimdi, “Meryem Ana’nın Kutsal Alışkanlığı”nı edinmeyi ve İlahî Sevgiyle birlikte bir yaşam geçirmeyi sabırsızlıkla ve neşeyle bekliyorum.

Aynı yıl aynı kentte aynı yeminleri eden Marguerite Donnelly özyaşamöyküsünün bir bölümünde şöyle yazmıştı:

Beş kız iki erkek, toplamda yedi çocuğun en büyü-ğü olarak 26 Eylül 1909’da dünyaya geldim… Adaylık yılım Notre Dame Enstitüsü manastırında kimya ve ikinci sınıf Latince dersleri vererek geçti. Tanrının

Page 12: Martin E. P. Seligman · lenmiş mutluluk alanınızın daha üst düzeylerinde yaşama-nızın yollarını ortaya koymaktadır. Bu kitabın ilk bölümü de, olumlu duyguları anlamayı

inayetiyle, dinimizin yayılması ve kişisel olarak kut-sanmak için elimden gelenin en iyisini yapmaya niyetliyim.

Böylece diğer 178 kız kardeşiyle birlikte bu iki rahibe, o zamana kadar yapılmış en dikkate değer mutluluk ve uzun ömürlülük çalışmasının denekleri oldular.

İnsanların ne kadar uzun yaşayacaklarının araştırılması ve hangi koşulların yaşamı uzattığının ve hangilerinin kı-salttığının anlaşılması, çok önemli ama aynı zamanda çok karışık bir bilimsel sorundur. Örneğin Utah’taki insanla-rın, komşu eyalet Nevada’dakilerden daha uzun yaşadık-ları belgelenmiştir. Peki ama neden? Neden, Las Vegas’ın egzoz dumanlarına karşı Utah’taki temiz dağ havası mı? Ortalama Nevadalının heyecanlı yaşam tarzına karşı Utah’daki ağırbaşlı Mormon yaşam tarzı mı? Nevada’daki abur cubur, gece yemekleri, alkol, kahve ve tütünün bolca tüketildiği tipik beslenmeye karşılık, Utah’da alkol, kahve ve tütüne rağbet edilmemesi ve beslenmede sağlıklı çiftlik ürünlerine ağırlık verilmesi mi? Nevada ve Utah’da o kadar çok gizli etken birbirine girmiş durumda ki bilim insanları tek bir neden ortaya koyamıyorlar.

Ne var ki Nevada ve hatta Utah’lıların aksine rahibele-rin yaşamları rutin ve belirli. Hepsi kabaca aynı basit di-yetle besleniyorlar. Sigara ve içki içmiyorlar. Aynı üreme ve evlilik geçmişlerine sahipler. Cinsel yolla bulaşan hastalık-lara yakalanmıyorlar. Aynı ekonomik ve sosyal sınıftalar ve aynı iyi tıbbî bakımı görüyorlar. Dolayısıyla, durumu karmaşıklaştıran sıradan etkenlerin hemen hepsi ortadan kaldırılmış oluyor; ancak yine de rahibelerin ne kadar uzun ömürlü ve ne kadar sağlıklı oldukları büyük farklılıklar gö-rülüyor. Cecilia, doksan beş yaşında ve hayatında bir gün bile hasta olmamış. Onun aksine Marguerite, elli dokuz

yaşında felç geçirmiş ve kısa bir süre sonra da hayata veda etmiş. Bu durumun suçlusunun yaşam tarzı, beslenme ve tıbbî bakım olmadığından emin olabiliriz. Ne var ki 180 ra-hibenin tamamının çömezlik dönemlerinde yazdıkları ya-zılar dikkatle okunduğunda rahibeler arasında çok güçlü ve şaşırtıcı bir fark ortaya çıktı. Cecilia ve Marguerite’in yaz-dıklarına bir kez daha bakarak bu farkı bulabilir misiniz?

Rahibe Cecilia, “çok mutlu” ve “neşeyle” ifadelerini yani coşkulu neşe ifadeleri kullanmıştı. Öte yandan rahibe Marguerite’in özyaşamöyküsünde en ufak bir olumlu duy-gu belirtisi yoktu. Yazılardaki olumlu duygu miktarı, rahi-belerin ne kadar yaşadıklarını bilmeyen değerlendiriciler tarafından ölçüldüğünde rahibelerin en neşeli dörtte birlik bölümünün %90’ının 85 yaşına kadar yaşadığı, en az neşeli dörtte birlik bölümde ise bu oranın %34 olduğu bulundu. Benzer şekilde, en neşeli dörtte birde 94 yaşında hâlâ ha-yatta olanların oranı %54, en az neşeli çeyrekte ise %11 idi.

Aradaki farkın nedeni gerçekten de yazılarının neşeli doğası mıydı? Belki de neden, ifade ettikleri mutsuzluk dü-zeyindeki ya da geleceği sabırsızlıkla bekleme derecelerin-deki veya dindarlıklarındaki ya da yazılarının entelektüel karmaşıklık düzeyindeki farklılıktı. Ne var ki araştırmalar, bu etkenlerin herhangi birinin değil, yalnızca yazıda ifade edilen olumlu duygu miktarının aradaki farkı açıklayabil-diğini göstermiştir. Öyleyse görünüşe bakılırsa, mutlu bir rahibe uzun ömürlü bir rahibe oluyor.

Üniversite yıllıklarındaki fotoğraflar, Olumlu Psikoloji araştırmacıları için bir altın madenidir. Fotoğrafçı “ışığa bak ve gülümse” der ve siz de görev icabı elinizden geldi-ğince iyi gülümsersiniz. Ne var ki istek üzerine gülümse-mek söylendiği kadar kolay değildir. Kimilerimiz gerçek bir neşeyle yüzümüze ışıl ışıl bir gülümseme kondururken

OlUMlU DUYGU VE OlUMlU KARAKTER 251. BÖlÜM24

Page 13: Martin E. P. Seligman · lenmiş mutluluk alanınızın daha üst düzeylerinde yaşama-nızın yollarını ortaya koymaktadır. Bu kitabın ilk bölümü de, olumlu duyguları anlamayı

diğerlerimiz yalnızca kibarca poz veririz. İki tür gülümse-me vardır. İlki, adını kaşifi Guillaume Duchenne’den alan Duchenne gülümsemesidir ve gerçektir. Ağzınızın kenar-ları yukarı kıvrılır ve gözlerinizin çevresindeki deri kırışır. Bunu yapan orbicularis oculi ve zygomaticus kasları, istemli olarak denetlenmesi çok zor olan kaslardır. Şu anda fes-hedilmiş bulunan bir havayolu firmasında çalışan uçuş görevlilerinin bir zamanların televizyon reklamlarındaki gülümsemelerinden esinlenilmiş olan ikinci tür yani Pan Amerikan gülümsemesi ise, gerçek değildir ve Duchenne gülümsemesindeki özelliklerden hiçbiri bunda görülmez. Aslında bu ikinci tür gülümseme mutluluktan çok, alt dü-zey primatların korktukları zaman yaptıkları ağız hareke-tiyle ilişkilidir.

Eğitimli psikologlar fotoğraf koleksiyonlarına bak-tıklarında, Duchenne gülümsemesini diğerlerinden bir bakışta ayırabilirler. Örneğin, Berkeley’deki California Üniversitesi’nden Dacher Keltner ve LeeAnne Harker, Mills Koleji’nin 1960 yıllığındaki 141 son sınıf öğrencisi-nin fotoğraflarını incelediler. Kız öğrencilerin üçü dışında hepsi gülümsüyordu ve yarsınınki Duchenne gülümseme-siydi. Bu öğrencilerle, 27, 43 ve 52 yaşlarında bağlantıya geçildi ve kendilerine evlilikleri ve yaşamdan aldıkları do-yumla ilgili sorular soruldu. Harker ve Keltner 1990’larda çalışmayı üstlendiklerinde kadınların yalnızca son sınıfta-ki gülümsemelerine bakarak evlilik yaşamlarının nasıl ola-cağını kestirip kestiremeyeceklerini merak ettiler. Şaşırtıcı bir biçimde Duchenne kadınlarının sonraki otuz yıl için-de, evlenmeleri, evli kalmaları ve kişisel olarak kendilerini daha iyi hissetmeleri ortalama olarak daha yüksek bulun-du. Bu mutluluk göstergeleri, yalnızca göz çevresindeki kı-rışıklıklara bakılarak tahmin edilmişti.

Kendi sonuçlarını sorgulayan Harker ve Keltner, Duchenne kadınlarının daha mı güzel olduklarını ve ya-şamdan daha fazla doyum sağlamalarının gülümsemeleri-nin içtenliğinden çok, dış görünüşlerinin iyi olmasıyla mı ilişkili olduğunu değerlendirdiler. Böylece araştırmacılar geriye dönüp her bir kadının ne kadar güzel olduğunu de-recelendirdiler ve görünüşün iyi evlilikle ya da yaşam doyu-muyla ilişkisi olmadığını buldular. Sonuçta, içtenlikle gü-lümseyen bir kadının daha iyi bir evlilik yapıp daha mutlu olmasının daha olası olduğu ortaya çıktı.

Bu iki çalışma, yalnızca anlık bir olumlu duygu ifadesi-nin uzun ömrü ve evlilik doyumunu ikna edici bir şekilde gösterdiği yönündeki ortak sonuçları bakımından şaşırtı-cıdır. Bu kitabın ilk bölümü, böyle anlık olumlu duygularla ilgilidir: Neşe, akış, sevinç, memnuniyet, hoşnutluk, hu-zur, umut ve kendinden geçme. Özellikle üç soru üzerinde duracağım:

◾ Evrim bize neden olumlu duygular bahşetmiştir? Bu duyguların bize kendimizi iyi hissettirmenin ötesinde işlevleri ve sonuçları nelerdir?

◾ Kim olumlu duyguları bol bol yaşar, kim yaşamaz? Bu duyguları olanaklı kılan ve engelleyen nedir?

◾ Yaşamınızda nasıl daha fazla ve daha kalıcı olumlu duy-gular yaratabilirsiniz?

Herkes kendi yaşamı için bu soruların yanıtlarını öğ-renmek ister ve söz konusu yanıtları bulmak için psikoloji alanına dönmek doğaldır. Dolayısıyla psikolojinin, yaşa-mın olumlu tarafını ciddî bir şekilde ihmal etmiş olması sizi şaşırtabilir. Üzüntü konusundaki her yüz dergi maka-lesine karşılık, mutluluk konusunda yalnızca bir makale

OlUMlU DUYGU VE OlUMlU KARAKTER 271. BÖlÜM26

Page 14: Martin E. P. Seligman · lenmiş mutluluk alanınızın daha üst düzeylerinde yaşama-nızın yollarını ortaya koymaktadır. Bu kitabın ilk bölümü de, olumlu duyguları anlamayı

vardır. Benim amaçlarımdan biri de bu üç soruya, bilimsel araştırmalara dayanan sorumlu yanıtlar vermek. Ne yazık ki depresyonu hafifletmenin aksine (bu konuda araştır-malar, işe yaradığı güvenilir bir biçimde belgelenmiş adım adım kılavuzlar sunmaktadır), mutluluk yaratmayla ilgili bilgilerimiz bölük pörçüktür. Kimi konularda size sağlam gerçekler sunabilirim ancak daha başka konularda yalnızca en son araştırmalardan çıkarımlarda bulunabilir ve bunlar-la yaşamınızı nasıl yönlendireceğiniz konusunda öneriler verebilirim. Her durumda, bilinenlerle kendi düşüncele-rimi birbirinden ayıracağım. Bundan sonraki üç bölümde göreceğiniz üzere en büyük amacım, psikoloji alanının acı ve akıl hastalığıyla ilgili zor kazanılmış bilgilerini, olumlu duygular, ayrıca kişisel güçler ve erdemlerle ilgili çok daha fazla bilgiyle desteklemeye sevkederek bu dengesizliği düzeltmek.

Güçler ve erdemlerin konuyla ne ilgisi var? Olumlu Psikoloji konusundaki bir kitapta, neden mutluluk bilimi-nin ya da haz biliminin yani anlık duygularımızı inceleyen bilimin dışında bir şeyler de olsun? Bir hazcı, yaşamında olabildiğince çok sayıda iyi an ve olabildiğince az sayıda kötü an olmasını ister ve basit haz kuramı, yaşam kalite-sinin yalnızca iyi anların miktarı eksi kötü anların miktarı olduğunu söyler. Bu, bir fildişi kule kuramı olmanın ötesin-dedir, çünkü çok sayıda insan yaşamını tam olarak bu he-defe göre sürdürür. Ama bence bu bir yanılgıdır, çünkü an-lık duygularımızın toplamı, yaşamımızda bir bölümün yani bir filmin, bir tatilin, bir evliliğin ya da tüm bir yaşamın ne kadar iyi ya da ne kadar kötü olduğuyla ilgili yargılarımızın ölçüsü olarak, epeyce kusurlu bir ölçüdür.

Princeton’dan saygın psikoloji profesörü ve dünyanın önde gelen haz bilim otoritesi Daniel Kahneman, meslek

yaşamını yalın haz kuramının ihlallerini göstermek üzerine kurmuştur. Kahneman’ın haz kuramını sınamak için kul-landığı tekniklerden biri kolonoskopidir. Bu teknikte üze-rinde bir gözlem aygıtı olan bir tüp çok rahatsız edici bir bi-çimde rektumdan içeri sokulur ve insana sonsuz gibi gelen ama aslında yalnızca birkaç dakika süresince bağırsakların içinde aşağı yukarı hareket ettirilir. Kahneman’ın deneyle-rinden birinde 682 hasta, gelişigüzel bir biçimde, biri nor-mal kolonoskopi grubu, diğeri sürecin sonuna bir dakika eklenen ama bu sürede kolonoskopun hareket ettirilmediği bir grup olmak üzere iki gruptan birine ayrıldılar. Hareket etmeyen bir kolonoskop öncekine kıyasla daha az rahatsız bir son dakika sağlıyor ama yine de rahatsızlığa bir dakika daha ekliyordu. Elbette bu eklenen dakika, bu grubun ru-tin gruba kıyasla toplamda daha fazla acı çekmesi anlamına geliyordu. Ne var ki deneyimleri görece daha iyi bittiği için ikinci grubun bu bölüme dair anıları daha olumluydu ve şa-şırtıcı bir biçimde bu gruptakiler, rutin gruba oranla, aynı işleme bir kez daha tâbi tutulmaya daha istekliydiler.

Kendi yaşamınızda, sonlara özel bir önem vermelisiniz, çünkü bir sonun rengi, tüm ilişkiyle ilgili anılarınıza son-suza dek damgasını vuracak ve sizin aynı ilişkiye yeniden girmek isteyip istemeyişinizi belirleyecektir. Bu kitapta, hazcılığın neden işe yaramadığından ve bunun sizin için ne anlama gelebileceğinden söz edeceğim. Demek ki Olumlu Psikoloji, mutlu ve mutsuz anların anlamı, bunların oluş-turdukları doku ve yine bunların gösterdikleri yaşamınızın kalitesini oluşturan güçler ve erdemler ile ilgilidir. Ünlü İngiliz kökenli Viyanalı düşünür Ludwig Wittgenstein tam anlamıyla mutsuzdu. Wittgenstein’la ilgili eşyaları topla-yan biri olarak onu (Duchenne ya da başka şekilde) gülüm-serken gösteren tek bir resmini görmedim. Wittgenstein,

OlUMlU DUYGU VE OlUMlU KARAKTER 291. BÖlÜM28

Page 15: Martin E. P. Seligman · lenmiş mutluluk alanınızın daha üst düzeylerinde yaşama-nızın yollarını ortaya koymaktadır. Bu kitabın ilk bölümü de, olumlu duyguları anlamayı

melankolikti, sinirliydi, çevresindeki herkesi ve en çok da kendini sert bir şekilde eleştirirdi. Cambridge’in soğuk ve çıplak sınıflarından birinde verdiği tipik seminerler-de, sınıfta aşağı yukarı gidip gelirken duyulabilir bir sesle “Wittgenstein, Wittgenstein, sen ne kadar berbat bir öğ-retmensin” diye söylenirdi. Ne var ki son sözleri mutluluk bilimini yalanlamıştı. Yapayalnız ölen Wittgenstein ev sa-hibesine, “Onlara söyleyin, harikaydı!” demişti.

Diyelim ki varsayımsal bir “deneyim makinesi”ne bağ-landınız ve bu makine yaşamınızın kalan kısmı boyunca beyninizi uyararak size istediğiniz olumlu duyguları vere-cek. Bu hayalî seçeneği sunduğum insanların çoğu, maki-neyi kullanmayı reddediyor. İstediğimiz yalnızca olumlu duygular değil; olumlu duygularımızı hak etmek istiyoruz. Yine de kendimizi iyi hissetmek için çok sayıda kestirme yol icat etmişiz: Uyuşturucu, çikolata, aşksız seks, alışve-riş, mastürbasyon ve televizyon hep bu kestirmelerin ör-nekleridir. (Ne var ki sözünü ettiğim kestirmelerden tüm-den vazgeçmenizi önerecek değilim.)

Mutluluk, neşe, sevinç, rahatlık ve kendinden geçme gibi duygulara kişisel güçlerimizi ve erdemlerimizi kulla-narak hak kazanmak yerine kısa yoldan ulaşabileceğimiz inancı, büyük bir servet içinde yüzen çok sayıda insanın manevî bir açlık içinde yaşamasına neden olmaktadır. İnsanın kişiliğinden soyutlanmış olumlu duygu boşluk, sa-mimiyetsizlik ve depresyonun yanı sıra, yaşımızı ilerledik-çe de, ölene kadar çırpınıp duracağımız yönünde, içimizi kemiren bir farkındalık yaratır.

Kısa yollardan değil, güçler ve erdemlerin kullanımıyla ortaya çıkan olumlu duygu, gerçektir. Gerçekliğin değerini Pennsylvania Üniversitesi’nde son üç yıldır vermekte oldu-ğum Olumlu Psikoloji dersleri sırasında anladım. (Bunlar,

önceki yirmi yıl boyunca verdiğim anormal psikoloji ders-lerinden çok daha zevkliydi). Öğrencilerime Jon Haidt’i anlatırım. Virginia Üniversitesi’nin genç ve yetenekli öğ-retim görevlilerinden Haidt meslek yaşamına başladığında tiksinti duygusunu araştırıyor ve insanlara yemeleri için kızarmış çekirgeler veriyordu. Daha sonra ahlakî tiksinti duygusuna geçiş yaptı ve insanlardan, bir zamanlar Adolf Hitler’in giydiği bir tişörtü giymelerini isteyerek tepkile-rini gözlemledi. Tüm bu olumsuz incelemelerden sıkılın-ca da ahlakî tiksintinin tersi olan ve (hayranlıktan) ken-dinden geçme dediği duyguyu araştırmaya başladı. Haidt insanlığın iyi tarafının deneyimlenmesine, karşıdaki kişi-nin olağanüstü olumlu bir şey yaptığının görülmesine ve-rilen duygusal tepkilere ilişkin öyküler topluyor. Virginia Üniversitesi birinci sınıf öğrencisi on sekiz yaşında bir genç, tipik bir kendinden geçme öyküsü anlatıyor:

Karlı bir gecede yardım örgütünün barınağında işi-mizi bitirmiş eve dönüyorduk. Evinin önündeki ara-ba yolunda karları küreyen yaşlı bir kadının yanından geçtik. Araçtakilerden biri, sürücüden durmasını is-tedi. Kestirmeden eve gideceğini sandım. Ama eline küreği aldığını görünce boğazıma bir yumru takıldı ve ağlamaya başladım. Bunu herkese anlatmak iste-dim. Ona karşı içimde büyük bir sevgi oluştu.

Sınıflarımdan birindeki öğrenciler, acaba düşünceli davranmak, insanı eğlenceli zaman geçirmekten daha ko-lay mı mutlu ediyor diye sormuşlardı. Ateşli bir tartışma-nın ardından, bir sonraki derse kadar herkese bir ödev ver-dik: Bir eğlenceli, bir de yardım niteliğinde bir etkinlikte bulunup her ikisine ilişkin düşüncelerimizi yazacaktık.

Sonuçlar insanın yaşamını değiştirebilecek türdendi. “Zevk veren” etkinliğin (arkadaşlarla takılmak, film izle-mek ya da sıcak dondurma yemek gibi) sonrasında bıraktı-

OlUMlU DUYGU VE OlUMlU KARAKTER 311. BÖlÜM30

Page 16: Martin E. P. Seligman · lenmiş mutluluk alanınızın daha üst düzeylerinde yaşama-nızın yollarını ortaya koymaktadır. Bu kitabın ilk bölümü de, olumlu duyguları anlamayı

ğı etki, düşünceli davranışın etkilerinin yanında sönük ka-lıyordu. Yardım niteliğindeki eylemlerimiz doğal oldukları ve kişisel güçlerimizi işe koştukları zaman, bütün günümüz daha iyi geçiyordu. Öğrencilerden biri, yeğeninin onu ara-yıp üçüncü sınıf aritmetik dersi için kendisinden yardım istediğini söyledi. Yeğenine bir saat ders verdikten son-ra “günün kalan kısmında daha iyi dinleyebildiğini, daha yumuşak başlı olduğunu ve insanların ondan her zaman-kinden daha fazla hoşlandıklarını” görmek, öğrencinin kendisini de şaşırtmıştı. Düşünceli davranmak, zevk değil, hoşnutluk veren bir şeydir. Böyle olunca da belli bir duru-ma ayak uydurmak ve üzerinize düşeni yapmak için güçlü yanlarınızı iş başına çağırır. Düşünceliliğin eşliğinde neşe gibi ayrı bir olumlu duygu akışı olmaz; aksine, düşünceli davranmak tam bir katılım ve öz farkındalığın yitirilmesin-den oluşur. Zaman durur. İş İdaresi Bölümü öğrencilerin-den biri, Pennsylvania Üniversitesi’nde mutlu olmak için çok para kazanmanın yollarını öğrenmeye geldiğini ancak diğer insanlara yardım etmenin, alışverişe para harcamak-tan daha çok hoşuna gittiğini fark edip şaşırdığını söyledi.

Öyleyse, kendini iyi hissetmenin nasıl bir şey olduğu-nu anlamak için, kişisel güçleri ve erdemleri anlamamız gerekir ve bu da kitabın ikinci bölümünün konusudur. İyilik duygumuzun kaynağı, güçlerimizi ve erdemlerimizi kullanmamız oluğu zaman, yaşamlarımız içtenlikle dolar. Duygular, birer durum, anlık birer olaydırlar ve kişiliğin yi-nelenen özellikleri olmaları şart değildir. Durumların aksi-ne özellikler, zaman içinde ve farklı durumlarda yinelenen olumsuz ya da olumlu taraflarımızdır ve iyilik duygusu ile güçler ve erdemler, hoşnutluğun kaynağı olan olumlu ta-raflarımızdır. Özellikler, anlık duyguları daha olası kılan eğilimlerdir. Olumsuz paranoya özelliği, anlık kıskançlık

durumunu daha olası kılar; tıpkı, olumlu bir özellik olan mizahın gülme durumunu daha olası kılması gibi.

İyimserlik özelliği, rahibelerin belli bir andaki mutluluk-larına ilişkin tek bir enstantanenin nasıl olup da rahibelerin ne kadar uzun ömürlü olacaklarını önceden gösterebildiği-ni açıklar. İyimser insanlar, dertlerini geçici, denetlenebilir ve belli bir duruma özgü olarak yorumlarlar. İyimserlerin aksine kötümserler, dertlerinin sonsuza dek süreceğine, yaptıkları her şeye zarar verdiğine ve denetimleri dışında olduğuna inanırlar. Minnesota’daki Mayo Clinic’te çalışan bilim insanları, iyimserliğin uzun ömrün bir işareti olup olmadığını belirlemek için, kırk yıllık bir süre içinde tıbbî bakım için kendilerine gelen 839 ardıl hasta seçtiler. (Mayo Clinic’e gelen hastalara rutin olarak, fiziksel testlere ek ola-rak bir psikolojik test bataryası uygulanır ve bu bataryada-ki testlerden biri de iyimserlik özelliğini belirlemeye yöne-liktir.) Bu 839 hastadan 200’ü 2000 yılından önce öldü ve beklenen yaşam süresi bakımından iyimserlerin kötümser-lere kıyasla %19 oranında daha uzun ömürlü oldukları bu-lundu. %19 oranında uzun ömürlülük, mutlu rahibelerdeki daha uzun yaşama verisiyle uyumludur.

İyimserlik, insanın kendini daha iyi hissetmesini sağ-layan iki düzine güçten yalnızca biridir. Erkekleri tüm yaşamları boyunca inceleyen en geniş kapsamlı iki psiko-lojik araştırmanın sahibi olan Harvard’lı Profesör George Vaillant, çalışma konusu olarak “olgun savunmalar” adını verdiği iki gücü seçmiştir. Bu güçler arasında, özgecilik, hazzı erteleme yeteneği, geleceğe dönüklük ve mizah yer almaktadır. Kimi erkekler büyüdükleri halde bu özellikle-rin hiçbirini göstermezken diğerleri söz konusu özellik-lerin tadını yaşları ilerledikçe çıkarmaya başlamışlardır. Vaillant’ın çalışmasındaki iki grup, 1939 ile 1943 yılları

OlUMlU DUYGU VE OlUMlU KARAKTER 331. BÖlÜM32

Page 17: Martin E. P. Seligman · lenmiş mutluluk alanınızın daha üst düzeylerinde yaşama-nızın yollarını ortaya koymaktadır. Bu kitabın ilk bölümü de, olumlu duyguları anlamayı

arasında Harvard’dan mezun olanlar ile onlarla aynı yaş-larda olan ve Boston’un gecekondu mahallelerinde ya-şayan 456 erkektir. Çalışmalardan ikisi de 1930’ların so-nunda, katılımcılar yirmili yaşlarına yakınken başlamıştır ve erkeklerin seksen yaşını aştığı günümüzde hâlâ devam etmektedir. Vaillant, başarılı yaşlanmanın en iyi gösterge-lerini ortaya çıkarmıştır ve bunlar arasında gelir, fiziksel sağlık ve yaşama sevinci yer almaktadır. Olgun savunma-lar, hem çoğunluğunu beyaz Protestanların oluşturduğu Harvard’lı grupta hem de daha değişken olan gecekondu grubunda yaşama sevinci, yüksek gelir ve dinç bir yaşlılığın güçlü habercileridir. Gençliklerinde bu olumlu savunma-ları sık sık gösteren 76 gecekondulu erkekten %95’i, yaş-landıkları zaman bile hâlâ ağır mobilyaları taşıyabiliyor, odun kırabiliyor, iki mil yürüyebiliyor ve yorulmadan iki kat merdiven çıkabiliyordu. Bu psikolojik güçlerin hiçbirini göstermeyen 68 gecekondulu erkekten yalnızca %53’ü bu işleri yapabiliyordu. 75 yaşında Harvard’lı erkeklerin, ya-şama sevinci, evlilik memnuniyeti ve öznel fiziksel sağlık duygusunun en iyi habercileri, orta yaşta kullandıkları ve o zaman ölçülen olgun savunmalardı.

Olumlu Psikoloji çok sayıdaki özellik arasından yalnızca yirmi dört gücü nasıl seçti? Birisinin sayma zahmetine gir-diği en son tarih olan 1936 yılında, İngilizcede 1800’ü aşkın sözcük bu duyguları anlatıyordu. Hangi özelliklerin araştı-rılacağını seçmek, DSM’nin (Amerika Psikiyatri Birliği’nin, akıl hastalıkları için bir sınıflandırma şeması görevi gören Zihinsel Bozukluklar Tanı ve İstatistik El Kitabı) tersi ol-masını amaçladıkları bir sistem yaratan seçkin bir grup psikolog ve psikiyatr için ciddî bir konudur. Cesaret, neza-ket, özgünlük mü? Elbette. Peki ya zeka, mükemmel uyum ya da dakiklik? Güçler için belirlenen üç ölçüt şunlardır:

◾ Bunlara hemen hemen bütün kültürlerde değer verilir. ◾ Diğer amaçların aracı olarak değil, kendi başlarına de-

ğerli sayılırlar. ◾ Biçimlendirilebilirdirler.

Öyleyse zeka ve mükemmel uyum dışarıda kalır, çünkü bunlar öğrenilebilen şeyler değildir. Dakiklik öğrenilebilir ancak mükemmel uyum gibi o da (etkililik benzeri) bir baş-ka amacın aracıdır ve hemen her kültürde değer verilen bir özellik değildir.

Psikolojinin erdemi ihmal etmense karşın din ve fel-sefe kesinlikle etmemiştir. Değişik bin yıllarda ve değişik kültürlerde erdem ve güç konusunda şaşırtıcı bir yakınlık dikkat çeker. Konfüçyüs, Aristoteles, Aquinas, Buşido sa-muray yasaları, Bhagavad-Gita ve diğer kutsal gelenekler ayrıntılar konusunda hemfikir olmasalar da, tüm bu yasa-larda altı çekirdek erdem yer alır:

◾ Bilgelik ve bilgi ◾ Cesaret ◾ Sevgi ve alçak gönüllülük ◾ Adalet ◾ Ilımlılık ◾ Maneviyat ve aşkınlık

Çekirdek erdemlerin her biri, sınıflandırma ve ölçme amacıyla alt başlıklara ayrılabilir. Örneğin bilgelik, merak, öğrenme sevgisi, muhakeme, özgünlük, toplumsal zeka ve bakış açısı güçlerine bölünebilir. Sevgi, düşüncelilik, cö-mertlik, besleme ve sevmenin yanı sıra sevilme kapasite-sinden oluşur. Binlerce yıllık bir süreçte birbiriyle ilişkisiz

OlUMlU DUYGU VE OlUMlU KARAKTER 351. BÖlÜM34

Page 18: Martin E. P. Seligman · lenmiş mutluluk alanınızın daha üst düzeylerinde yaşama-nızın yollarını ortaya koymaktadır. Bu kitabın ilk bölümü de, olumlu duyguları anlamayı

felsefî gelenekler arasındaki yakınlaşma dikkat çekicidir ve Olumlu Psikoloji, bu kültürlerarası anlaşmayı kılavuz alır.

Sözü edilen güçler ve erdemler, iyi günlerde olduğu gibi, kötü günlerde de işimize yarar. Aslında, zor günler pek çok gücün gösterilmesi için en uygun zamanlardır. Kısa bir süre öncesine dek, Olumlu Psikolojinin iyi günlere özgü bir varlık olduğunu düşünürdüm: Uluslar savaşta oldukla-rında, yoksul düştüklerinde ya da toplumsal karışıklıklar yaşadıklarında, doğal olarak en büyük kaygılarının savun-ma ve zarar olduğunu ve bunlara en yakın gelen bilimin de yaraları sarmakla ilgili olduğunu sanırdım. Öte yandan, uluslar huzur ve bolluk içinde, toplumsal kargaşadan uzak oldukları zaman, yaşamdaki en iyi şeyleri kurmakla uğ-raşabilirlerdi. Lorenzo de Medici yönetiminde Floransa, yarattığı artı değeri, Avrupa’daki en korkutucu askerî güç olmaya değil, güzellik yaratmaya adamıştı.

Kas fizyolojisi, tonik etkinlikle (kasın boşta olduğu za-manki temel elektriksel etkinlik) fazik etkinlik (kas hareket ettirildiği ve kasıldığı zamanki elektriksel etkinlik patlama-sı) arasında bir ayrım yapar. Psikoloji büyük ölçüde tonik etkinlikle ilgilenir. Örneğin içine kapanıklık, yüksek zeka katsayısı, depresyon ve öfke, hep gerçek dünyada herhan-gi bir meydan okuma yokken ölçülür ve psikometrisyenin umudu, bir insanın gerçekte, fazik bir meydan okumayla karşılaştığı zaman ne yapacağını tahmin etmektir. Tonik ölçümler ne kadar başarılı olur? Yüksek bir zeka katsayısı, hayır diyen bir müşteriye gerçekten akıllıca bir yanıt verile-ceğinin habercisi midir? Tonik depresyon, insanın işinden atıldığı zaman çöküp çökmeyeceğini ne kadar iyi gösterir? Bu soruların en iyi genel yanıtı, “eh işte”dir. Normalde psi-koloji, pek çok olguda doğru kestirimlerde bulunur ancak zeka katsayısı yüksek olup da başarısızlığa uğrayan çok sa-

yıda insan ve yine, zeka katsayısı düşük olup yaşam onları dünyada gerçekten zekice bir şey yapmak zorunda bırak-tığında başarıya ulaşan çok sayıda insan vardır. Tüm bu hataların nedeni, tonik ölçümlerin fazik eylemi ancak orta ölçekte haber vermesidir. Ben bu kestirim kusuruna Harry Truman etkisi diyorum. Sıradan bir yaşamı olan Truman, FDR’nin ölümünden sonra durumun gerektirdiğini yapıp sonunda gelmiş geçmiş en iyi başkanlardan biri olarak her-kesi şaşırtmıştı.

Bizim de bir durumun gerektirdiğini yapma psikolojisi-ne gereksinimimiz var, çünkü insan davranışına ilişkin kes-tirimde bulunma bulmacasında eksik olan parça bu. Evrim süreci içinde, bir eşi kazanma ya da bir avcının saldırısın-dan kurtulma mücadelesinde, durumun gereklerini yapan atalarımız genlerini sonraki kuşaklara geçirirken müca-deleyi kaybedenler geçiremedi. Bunların tonik özellikleri yani depresyon düzeyleri, uyku modelleri, bel kalınlıkları büyük olasılıkla yalnızca Harry Truman etkisini destekle-dikleri ölçüde önemliydiler. Bu, hepimizin içinde gerçek bir meydan okumayla karşılaşana dek belki de varlığından bile haberdar olmadığımız, çok eskiden kalma güçler bulundu-ğu anlamına gelir. Neden İkinci Dünya Savaşı’nı yaşayan yetişkinler “en görkemli kuşak”tılar? Bizden farklı bir mal-zemeden yapıldıkları için değil, içlerindeki eskiden kalma güçleri harekete geçiren zor bir dönemde yaşadıkları için.

8. ve 9. Bölümler’de bu güçlere ilişkin bilgileri okuduğu-nuz ve güç anketini yaptığınız zaman, güçlerinizin bazıları-nın tonik, bazılarının fazik olduğunu göreceksiniz. Örneğin düşüncelilik, merak, sadakat ve maneviyat toniktir; bir gün içinde birkaç düzine durumda bu özellikleri sergileyebilirsi-niz. Öte yandan, dayanıklılık, farklı bakış açısı, adalet ve ce-saret faziktir; kasada sırada beklerken ya da bir uçakta otu-

OlUMlU DUYGU VE OlUMlU KARAKTER 371. BÖlÜM36

Page 19: Martin E. P. Seligman · lenmiş mutluluk alanınızın daha üst düzeylerinde yaşama-nızın yollarını ortaya koymaktadır. Bu kitabın ilk bölümü de, olumlu duyguları anlamayı

rurken (uçak, teröristlerin saldırısına uğramadığı sürece) cesaretinizi gösteremezsiniz. Bir ömürde yalnızca bir fazik eylem, cesaretinizi sergilemeniz için yeterli olabilir.

Bu güçlere ilişkin bilgileri okurken aynı zamanda, bunlardan bazılarının derinlerinize yerleşmiş özellikle-riniz olduğunu, kimilerinin ise olmadığını göreceksiniz. Bunlardan birinci gruptakilere kendine özgü güçler diyo-rum ve amaçlarımdan biri, kendinize özgü güçlerinizi size daha az mâl olmuş güçlerinizden ayırt etmek. Ben, zaafla-rınızı düzeltmek için gereğinden fazla çaba harcamanız ge-rektiğine inanmıyorum. Bunun yerine, yaşamda en büyük başarının ve en derin duygusal doyumun kendinize özgü güçlerinizi geliştirmekten ve kullanmaktan geldiğine ina-nıyorum. Bu nedenle, kitabın 2. Bölümü bu güçleri nasıl belirleyeceğiniz üzerine odaklanmıştır.

Kitabın 3. Bölümü’nde, “iyi yaşam nedir?” sorusuna yanıt aranmaktadır. Bence, şaşırtıcı ölçüde basit bir yol izleyerek iyi yaşama ulaşabilirsiniz. Şampanya içip bir Porsche’ye binerek “zevkli bir yaşam”ınız olmasını sağlaya-bilirsiniz ama iyi yaşam bu değildir. İyi yaşam, gerçek mut-luluk ve bol miktarda hoşnutluk yaratmak için kendinize özgü güçlerinizi her gün kullanmanızdır. Yaşamınızın iş, aşk ve çocuk yetiştirme gibi başlıca alanlarının her birinde bunu yapmayı öğrenebilirsiniz.

Benim anahtar güçlerimden biri, öğrenme aşkıdır ve öğretmenlik yaparak bu gücü yaşamımın dokusuna yerleş-tirmiş bulunuyorum. Her gün bundan bir parça yapmaya çalışıyorum. Öğrencilerim için karmaşık bir kavramı basit-leştirmek ya da sekiz yaşındaki çocuğuma briçte deklaras-yon yapmayı öğretmek, içimde bir kıvılcım yakıyor. Daha da önemlisi, öğretme işini iyi yaptığım zaman, kendimi canlanmış hissediyorum; ve bunun getirdiği iyilik duygusu

gerçek, çünkü en iyi yaptığım şeyden geliyor. Öte yandan insanları örgütlemek kendime özgü güçlerimden biri değil. Zeki danışmanlarım bana bunu yeterli ölçüde yapmayı öğ-rettiler, böylece mecbur kaldığımda bir komiteye verimli bir biçimde başkanlık edebiliyorum. Ama işim bittiğinde kendimi canlanmış değil, tükenmiş hissediyorum. Bu işten aldığım doyum, öğretmenlikten aldığım doyumdan daha az gerçek gibi geliyor bana ve iyi bir komite raporu hazırla-mak, kendimle ya da benden daha büyük bir şeyle daha iyi bir bağlantı kurmamı sağlamıyor.

Kendinize özgü güçlerinizi kullanmanızın yarattığı iyi-lik duygusunun kaynağı, gerçekliktir. Ancak iyilik duygu-sunun güçler ve erdemlerle sabitlenmesi gibi, güçler ve er-demler de kendilerinden daha büyük bir şeyle sabitlenme-lidir. Nasıl ki iyi yaşam zevkli yaşamın ötesinde bir şeydir, anlamlı yaşam da iyi yaşamın ötesindedir.

Olumlu Psikoloji, yaşamda amaç bulma, iyi yaşamın ötesinde anlamlı bir yaşam sürme konusunda bize ne söy-ler? Tam bir anlam kuramı ortaya koyacak kadar bilgiç de-ğilim ama anlamın daha büyük bir şeye bağlanmaya bağlı olduğunu ve kendinizi ne kadar büyük bir varlığa bağlarsa-nız, yaşamınızın o kadar daha anlamlı olacağını biliyorum. Yaşamlarında anlam ve amaç arayan insanların pek çoğu, Yeni Çağ düşünüşüne ya da örgütlü dinlere yönelmişlerdir. Bunlar mucizevî ya da ilahî bir müdahalenin açlığını çeker-ler. Çağdaş psikolojinin hastalık takıntısının gizli bir bede-li, bu hacıları bir başlarına bırakmış olmasıdır.

Sözünü ettiğim çaresiz insanların pek çoğu gibi ben de yaşamımda, kendim için seçtiğim yapay amaçları aşan bir anlamın açlığını çekiyorum. Ne var ki aşkın bir amaç (ya da daha ötesinde, böyle bir amaca bağlı bir Tanrı) fikri, bilime inanan diğer Batılılar gibi bana da her zaman savunulması

OlUMlU DUYGU VE OlUMlU KARAKTER 391. BÖlÜM38

Page 20: Martin E. P. Seligman · lenmiş mutluluk alanınızın daha üst düzeylerinde yaşama-nızın yollarını ortaya koymaktadır. Bu kitabın ilk bölümü de, olumlu duyguları anlamayı

olanaksız gelmiştir. Olumlu Psikoloji, soylu amaca ve aş-kın anlama laik bir yaklaşımın, daha da şaşırtıcı olanı do-ğaüstü olmayan bir Tanrının yolunu işaret etmektedir. Bu umutlarımı son bölümde dile getiriyorum.

Bu kitaptaki yolculuğumuz başlarken lütfen bundan son-raki mutluluk anketinin sorularını çabucak yanıtlayın. Söz konusu anket Michael W. Fordyce tarafından geliştirilmiş ve on binlerce insan tarafından yanıtlanmıştır. Yan sayfa-daki testi yapabilir ya da www.authentichappiness.org ad-resine gidebilirsiniz. Bu adreste, kitabı okuduğunuz sürece puanınızda meydana gelecek değişiklikler izlenecek ve size, teste dahil olmuş diğer insanların yaş, cinsiyet ve eğitim gruplarına göre yapılmış sınıflandırmalarıyla, güncel kar-şılaştırmalar sunulacaktır. Elbette karşılaştırmalara bakar-ken mutluluğun bir yarış olmadığını unutmayın. Gerçek mutluluğun kaynağı, kendinize başkalarına göre bir puan vermeniz değil, kendiniz için çıtayı yükseltmenizdir.

FORDYCE DUYGU ANKETİ

Genel olarak kendinizi ne kadar mutlu ya da mutsuz his-sediyorsunuz? Aşağıda, ortalama mutluluğunuzu en iyi ta-nımlayan bir ifadenin yanına doğru işareti koyun.____10. Aşırı mutlu (başım bulutların üzerinde, neşe için-deyim, muhteşemim)____9. Çok mutlu (kendimi gerçekten iyi hissediyorum, ayaklarım yere basmıyor)____8. Epey mutlu (moralim düzgün, kendimi iyi hissediyorum)____7. Mutlu sayılır (kendimi fena hissetmiyorum, neşeli sayılırım)

____6. Biraz mutlu (normalin azıcık üzerinde mutluyum)____5. Orta (ne mutluyum ne de mutsuz)____4. Biraz mutsuz (ortanın biraz altındayım)____3. Mutsuz sayılır (kendimi biraz kötü hissediyorum)____2. Epey mutsuz (biraz “hüzünlüyüm”, moralim bozuk)____1. Çok mutsuz (çökmüş [depresif] durumdayım, mo-ralim berbat)____0. Aşırı mutsuz (tam anlamıyla çökmüş ve moralsizim)

Duygularınızı biraz daha düşünün. Ortalama olarak kendinizi mutlu hissetme yüzdeniz nedir? Yine ortalama olarak kendinizi mutsuz hissetme yüzdeniz nedir? Yüzde kaç oranında hiçbir şey (mutluluk ya da mutsuzluk) his-setmiyorsunuz? Aşağıdaki boşluklara en iyi tahminlerinizi yazın. Üç rakamın toplamı %100 olmalıdır.

Ortalama olarak:Kendimi %_____ mutlu hissediyorumKendimi %_____ mutsuz hissediyorumKendimi %_____ ne mutlu ne mutsuz hissediyorum3.050 Amerikalı yetişkinden oluşan bir örneklemde (10

üzerinden) ortalama puan 6,92’dir. İnsanların kendilerini mutlu hissettikleri zamanlar ortalama %54,13, mutsuz hissettikleri zamanlar %20,44 ve ne mutu ne mutsuz his-settikleri zamanlar %25,43 oranındadır.

Bu bölümü okurken bir soru aklınızı kurcalıyor olabilir: Mutluluk dediğiniz nedir ki? Mutluluğu tanımlamak için neredeyse herhangi bir felsefî soru hakkında yazılanlardan kat kat fazla sözcük yazılmıştır. Bu kitabın kalan sayfala-

OlUMlU DUYGU VE OlUMlU KARAKTER 411. BÖlÜM40

Page 21: Martin E. P. Seligman · lenmiş mutluluk alanınızın daha üst düzeylerinde yaşama-nızın yollarını ortaya koymaktadır. Bu kitabın ilk bölümü de, olumlu duyguları anlamayı

MarTiN E. P. SEligMaN | GERçEK MUTlUlUK 43

rını, bu gelişigüzel bir biçimde aşırı kullanılan sözcüğü ele alıp anlamlandırma girişimlerinin yalnızca küçük bir bölü-müyle doldurabilirim ancak amacım bu karışıklığa katkıda bulunmak değil. Terimlerimi tutarlı ve iyi tanımlanmış bir biçimde kullanmaya özen gösteriyorum; ilgilenen okurlar bu tanımları kitabın ekinde bulabilirler. Buradaki temel amacım mutluluğu oluşturan öğeleri, olumlu duyguları ve güçleri ölçüp ardından da sizlere bunları artırma konusun-da bilimin bulgularını aktarmak.

2PSİKOLOJİ YOLUNU KAYBEDERKEN BEN KENDİMİNKİNİ NASIL BULDUM

Selam Marty. Aramamı ne kadar sabırsızlıkla beklediğini biliyorum. İşte beklediğin sonuçlar… Cızırtı. Vızıltı. Cızırtı. Ardından sessizlik.

Konuşan kişiyi hemen tanıyorum: Dorothy Cantor, 160.000 üyesi bulunan Amerika Psikoloji Birliği’nin (APA) başkanı ve sabırsızlandığım konusunda haklı. APA’nın bir sonraki başkanının kim olacağına ilişkin oylama kısa bir süre önce sona ermiş ve ben de adaylardan biriyim. Ama halimi ancak, Teton Dağları’nda araba telefonuyla bir gö-rüşme yapmayı deneyenler anlar.

Kayınpederim Dennis, İngiliz aksanı ve bariton sesiy-le bağırıyor: “Seçim sonuçları için mi arıyorlar?” Tıkış tı-kış dolu arabanın arka koltuğunda “Bir gün daha, bir gün daha” diye bağırarak Sefiller’den bir bölümü canlandıran üç küçük çocuğumun çıkardığı gürültü içinde sesini zar zor duyabiliyorum. Hayal kırıklığı içinde dudaklarımı ısırıyo-rum. Kim dedi bana bu politika işine bulaş diye? Ben fildişi kulesinde etrafı sarmaşıklarla çevrilmiş bir profesördüm;

1. BÖlÜM42

Page 22: Martin E. P. Seligman · lenmiş mutluluk alanınızın daha üst düzeylerinde yaşama-nızın yollarını ortaya koymaktadır. Bu kitabın ilk bölümü de, olumlu duyguları anlamayı

eksikitaplar.com eksikitaplar.com

ÖĞRENILMIŞ IYIMSERLIKZihninizi ve Yaşamınızı Nasıl Değiştirirsiniz

Martin E. P. SeligmanÇeviren: Semra Kunt-Akbaş

978-605-9305-12-92. Baskı, Aralık 201913x19 cm490 sayfa

Olumlu Psikoloji biliminin babası olarak bilinen Martin Seligman iyimserliğin hayat kalitesini nasıl geliştirdiğini ve isteyen herkesin iyimserlik konusun-da nasıl pratik yapabileceğini göstermek için yirmi yıldan fazla süren klinik araştırmaya başvuruyor. Birçok basit teknik öneren Dr. Seligman, “Yapamı-yorum” alışkanlığından nasıl vazgeçileceğini, davranışlarınızı açıklamak için daha yapıcı bir tarzın nasıl geliştirileceğini ve daha pozitif bir içsel diyaloğun faydasının nasıl deneyimleneceğini açıklıyor. Bu yetenekler depresyondan kurtulmanıza yardımcı olabilir, bağışıklık sisteminizi iyileştirebilir, potansiyeli-nizi daha çok ortaya çıkartabilir ve sizi daha mutlu kılabilir.

Okulda, işte ve çocuklara karşı iyimser davranışı nasıl teşvik edeceğiniz ko-nusunda çok sayıda tavsiyeyle Öğrenilmiş İyimserlik hem kapsamlı hem de pratiktir; ayrıca hayatın her aşaması için de değerli bir kaynaktır.

“Diğer insanları anlamak ve onlara yardım etmeye ilgi duyan herke-sin mutlaka okuması gereken yüzyılın en önemli kitaplarından biri.”

—Dr. Robert H. Schuller, Zor Zamanlar Biter, Zor İnsanlar Bitmez kitabının yazarı

“Dr. Seligman iyimserlik için iyimser bir durum yaratıyor. İyimser-liği öğrenebilir, ölçebilir, öğretebilirsiniz ve bunu yaparak daha

sağlıklı ve mutlu olabilirsiniz.”

—Dr. Aaron Beck, Aşk Asla Yetmez kitabının yazarı

“En katı kötümseri iyileştirmek için bir sistem.”

—Philadelphia Daily News

AKILCI YAŞAM KILAVUZUAlbert Ellis ve Robert A. HarperÇeviren: Semra Kunt-Akbaş

978-605-9305-10-52. Baskı, Eylül 201713x19 cm389 sayfa

Akılcı Yaşam Kılavuzu diğer kişisel gelişim kitaplarından birçok yönden farklıdır. Bir kere, sizi daha zengin, daha mutlu, daha zeki yapacağını iddia etmez veya tüm sorunlarınızı sayesinde çözeceğinizi de. Sadece sizi dibe çeken sorunlarınız, düşünceleriniz ve yaşadığınız olumsuz deneyimlerle ilgili bir rehberlik yapma amacı taşır. Bu da, elbette, ancak sizin eyleme geçmenizle işe yarayabilecek bir rehberliktir.

Kitabın yazarları, Albert Ellis ve Robert A. Harper, Düşünsel Duygulanım-cı Davranış Terapisi adını verdikleri bir terapi metodu kullanıyorlar. Terapi yaptıkları hastalarının, kendileri ve hayatları hakkındaki olumsuz düşünce-lerini olumluya çevirebilmek için diğer psikiyatrist ve psikologlardan daha farklı yöntemler benimsiyorlar. Diğerlerinin daha edilgen yöntemlerinden farklı olarak, kişinin yaşadığı duygusal soruna hemen müdahaleyi seçiyor-lar. Daha direkt olarak, insanların düşüncelerindeki aptallığı, saçmalığı ve çılgınlığı yüzlerine vurarak onlarda farkındalık yaratmaya ve onları daha mantıklı, daha olumlu düşünmeye yönlendiriyorlar.

Akılcı Yaşam Kılavuzu, duygusal problemlerinizle başedebilmeniz için ne-ler yapmanız gerektiğini, çoğunlukla, yazarların hastalarıyla yaptıkları tera-pilerden yola çıkarak anlatıyor. Yazarlar, kitapta anlattıkları terapi hastala-rınınkine benzer sorunlarla karşılaşmanız durumunda size de yol gösterici tavsiyelerde bulunuyor. Bunu ise psikoterapide ve psikolojide kullanılan karmaşık kavramlarla değil uzman olmayanların da anlayabileceği basit bir dille yapıyorlar.

Bu kitap ilk baskısının yapıldığı 1961 yılından bu yana psikoterapide bir dev-rim yarattı ve birçok insana duygusal sorunlarıyla başetmelerinde yardım-cı oldu. Siz de diğer kişisel gelişim kitaplarından farklı, sorunlarınızın üste-sinden gelmeye yardımcı olacak rehber bir kitap arıyorsanız, Akılcı Yaşam Kılavuzu doğru bir seçim olacaktır.

Page 23: Martin E. P. Seligman · lenmiş mutluluk alanınızın daha üst düzeylerinde yaşama-nızın yollarını ortaya koymaktadır. Bu kitabın ilk bölümü de, olumlu duyguları anlamayı

eksikitaplar.com eksikitaplar.com

GÜNÜMÜZDE TATransaksiyonel Analiz’e Yeni Bir Giriş

Ian Stewart ve Vann JoinesÇeviri Editörü: Prof. Dr. Füsun Akkoyun

978-605-69360-4-33. Baskı, Temmuz201915x23 cm500 sayfa

Transaksiyonel Analiz (TA) insan ilişkilerini, kişiliklerini ve iletişimini anla-mak için bir modeldir. İlk olarak Dr. Eric Berne tarafından geliştirilmiştir.

TA, çok-satan Games People Play ve Born to Win adlı kitaplarla 1960’larda ve 1970’lerde dünya çapında üne kavuştu.

O zamandan bu yana TA büyümeye devam etti. Teori genişletildi, yeniden değerlendirildi ve gözlem yoluyla test edildi. Berne’in 1970’deki ölümün-den sonra TA pratisyenleri günümüzde disiplinin merkezi haline gelmiş yeni kavramlar ve teknikler ortaya attılar. Günümüzde TA psikoterapi, da-nışma, eğitim, iletişim ve yönetici yetiştirme gibi çok çeşitli alanlarda pro-fesyonel bir yaklaşım olarak uluslararası alanda tanınmıştır.

Bu tümüyle gözden geçirilmiş çok-satan kitaplarının ikinci edisyonunda Ian Stewart ve Vann Joines sizi GÜNÜMÜZÜN Transaksiyonel Analiz gü-cüyle tanıştırıyor. TA’nın güncel fikirlerini birçok resimli örnekle, anlaşılabilir ve kolay okunan bir dilde sunuyorlar.

Günümüzde TA, kendi kendine öğrenim veya üniversite derslerinde kay-nak olarak kullanım için uygundur. ITAA’in resmî “101” temel sınavı için gün-cel müfredatın tamamını da içermektedir.

Kişiler ve grupların kullanımı için ALIŞTIRMALAR kitap boyunca buluna-bilir. Yazarlar şöyle der: “Bu egzersizleri tamamladığınızda kendiniz hak-kında, okumaya başladığınız ilk andan daha fazla şey bildiğinizi fark ede-ceksiniz. Ve TA’yı kendiniz için kullanarak onu olabilecek en etkili biçimde öğreneceksiniz.”

Çocuklar, Gençler ve Yetişkinler içinTRANSAKSIYONEL ANALIZÖz-Saygı Geliştirmede Güçlü Teknikler

Alvyn Freed ve Margaret FreedÇeviren: Olca Sürgevil-Dalkılıç

978-605-4665-21-11. Baskı, Eylül 201621 x 29,7 cm.500 sayfa

Bu kitap; gençlere öz-saygı geliştirme, başkalarına saygı duyma, bireysel ve sosyal sorumluluk, eleştirel düşünme ve bağımsız karar verme gibi ko-nularda yardım etmede ideal bir kaynak olduğunu kanıtlamıştır. Herkesin öğrenme ve gelişme kapasitesi olan eşsiz bireyler olduğuna inanan bu kitap, dünya üzerinde yüzbinlerce evde popüler olmasının yanı sıra, bin-lerce sınıfta düzenli olarak kullanılmıştır.

Çocuklar, Gençler ve Yetişkinler için Transaksiyonel Analiz kitabında bir-çok konu genişletilmiş ve yeni kavramlar tanıtılmıştır. Dr. Freed’in TA for TOTS kitabında kullandığı ve oldukça popüler ve yararlı olmuş, iyi hisset-tiren olumlu temas iletileri (Sıcak Yumoşlar) ve kötü hissettiren olumsuz temas iletileri (Soğuk Dikenliler) kavramları bu kitapta mevcuttur . Bu kitap özellikle 9-14 yaş grubu gençler için idealdir.

Page 24: Martin E. P. Seligman · lenmiş mutluluk alanınızın daha üst düzeylerinde yaşama-nızın yollarını ortaya koymaktadır. Bu kitabın ilk bölümü de, olumlu duyguları anlamayı

eksikitaplar.com eksikitaplar.com

NASIL MUTLU OLURSUNUZ

Albert EllisÇeviren: Semra Kunt-Akbaş

Rahatsızlık veren düşüncelerinizi sağlıklı olanlarla değiştirmek; sıkıntılı du-rumlarla karşılaştığınızda daha az rahatsız hissetmek; anksiyete, depresyon, öfke, kendinizden nefret etme veya kendinize acıma duygularınızın üste-sinden gelmek ister misiniz? Nasıl Mutlu Olursunuz size bunları nasıl yapa-cağınızı gösterecek! Bu okuyucu-dostu rehber zamanımızın en çok saygı duyulan psikologlarından birinden, daha mutlu, daha az sorunlu bir hayat elde etmek için basit, anlaşılır yöntemler ve pratik bir akıl sunuyor. Dr. Ellis gerçek hayatta karşılaşabileceğiniz birçok örnek ve kişisel gelişim adımları-nın detaylı bir tasvirini, eğlenceli ve aydınlatıcı bulacağınız zekice ve sarih bir dille veriyor. Hadi durmayın, kendiniz mutlu edin!

“...kullanıcı-dostu rehber gerçek hayat vakalarından basit yöntem-ler ve pratik bir akıl sunuyor.”

—Book Browsing

“Dr. Albert Ellis okuyucuların, yaşadıkları zorlukların temelinde ne olduğu ve onları nasıl aşacakları hakkında düşündüklerini vb.

anlaşılabilir bir dil kullanarak açıklıyor.”—Today’s Librarian

KENDINIZI DAHA IYI HISSEDIN

Albert EllisÇeviren: Semra Kunt-Akbaş

“Kendini iyi hissetmek,” der Dr. Ellis, “başarılı bir terapinin olmazsa olmazı-dır. Daha iyi hissetmek ise çok daha önemlidir.” Zamanımızın en ünlü ve en çok saygı duyulan psikoterapisti duygusal sağlığınızı korumak -veya geri kazanmak- için “üç-çatallı” bir sistem öneriyor. Kendinizi Daha İyi Hissedin, yazarın psikoterapi konusunda 50 yıllık deneyimini ve bilgisini pratik bir rehber şeklinde paylaşıyor. Sağlıklı düşünme, sağlıklı duygular ve sağlıklı davranış detaylı örneklerle ve duygusal açıdan her daim iyi hissetmek için izlenecek yöntemlerle açıklanıyor.

“...dikkatli okumaya değer... Neredeyse Albert Ellis’le birebir görüş-meye eşdeğer.”

—Dr. Raymond Corsini

“...kolayca okunabilir, anlaşılabilir ve hatırlanabilir – bir kişisel gelişim kitabının alamet-i farikaları. Bu inandırıcı tavsiyelerin çağ-

rısına uyan okuyucular hayatı daha yaşanabilir ve daha eğlenceli bulacaklardır.”

—Dr. Arnold A. Lazarus

“Aslında herkes bir an gelir ve daha iyi hissetmek ister ve Ellis’in samimi yazım stiliyle bu kişisel gelişim rehberi tam da bu işe

yarıyor. Bende işe yaradı ve sizde de yarayabilir…”—Dr. Cyril M. Franks

Page 25: Martin E. P. Seligman · lenmiş mutluluk alanınızın daha üst düzeylerinde yaşama-nızın yollarını ortaya koymaktadır. Bu kitabın ilk bölümü de, olumlu duyguları anlamayı

Yeni çıkan kitaplarımızdan ve kampanyalardan haberdar olmak için;

goo.gl/akpJySlinkini ziyaret edin veya aşağıdaki kare barkodu akıllı telefonunuza okutun

www.eksikitaplar.com