Top Banner
108

manisa tarım ve gıda dergisi

Mar 16, 2016

Download

Documents

manisa tarım ve gıda dergisi
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: manisa tarım ve gıda dergisi
Page 2: manisa tarım ve gıda dergisi
Page 3: manisa tarım ve gıda dergisi

1Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 4: manisa tarım ve gıda dergisi

2 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 5: manisa tarım ve gıda dergisi

3Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 6: manisa tarım ve gıda dergisi

4 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 7: manisa tarım ve gıda dergisi

5Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 8: manisa tarım ve gıda dergisi

İl Tarım Müdürlüğü Dergisi

Ömer Çelik:

Çiftçimize hizmet bizim için onurdur

Tütüncülükten seracılığa bir başarı öyküsü…

İmtiyaz Sahibi: Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı

Manisa İl Müdürlüğü Adına;

Ömer ÇELİK

Yazı İşleri Müdürü:

Mehmet AYDINÇiftçi Eğt. ve Yay. Şb. Müd.

Yayın Koordinatörü:

Nedim ZURNACI

Enformasyon:

Levent TEKDEMİRRıfat AYDINNiyazi SOYKAN

Danışma Kurulu

Prof. Dr. Ali ÜNAL

Prof. Dr. Ahmet ALTINDİŞLİ

Prof. Dr. Rıza AVCIOĞLU

Prof. Dr. Ferit TURHANLI

Yayın Kurulu:

Şener UYSALMustafa ÇELİKEngin KURTSalim ARIOsman KALPAKHalil AYKIRErkan MUTLU

Yazışma Adresi :

II. Anafartalar Mh. 1513 Sk. No:16MANİSATel: 0 236 231 46 05Fax:0 236 231 46 [email protected]

Ajans Başkanı Özer KESTANE

Yayın Koordinatörü Sabriye MERCAN BOLULU

Muhabir Ceyda ADAR

Çiğdem ASKERİ COŞKUNFerzan YAPKUÖZ

Grafik Tasarım Yeşim AYAN

Rahşan AKSOYSırma AYDIN

Reklam Direktörü Güliz İLGEN

Reklam Koordinatörü Rasim MUTLU

Abone Sorumlusu Melda HİÇDURMAZ

Yayın Türü: Yerel, Baskı Yeri: Neşa Ofset Amb. San. Tic. A.Ş.

Baskı Tarihi:

OCAK – ŞUBAT- MART 2011Yıl:1 Sayı:1

70

30

12 Tarım şehri: MANİSA

Tarım Bakanı Mehdi Eker:

22 Tarımsal sanayi yatırımlarına %50 sizden, %50 bizden

24 Manisa’ya Tarımsal Sanayi Tesisi kuruldu

32 Web Tarım TV yayın hayatına başladı

34 Ürünlerinizi sigortalatın!

36 Tarımsal Analiz Laboratuarı hizmete girdi

38 Tarım Fuarı’nda dördüncü buluşma

40 Büyükbelen’de Zeytin Festivali coşkusu

42 2010 yılı yatırımları

44 Zeytin ağaçlarının gölgesinde:AKHİSAR

48 Akhisar zeytini marka olacak

52 Akhisar’da 23 projeye destek

RK Renkli Kalem Medya Yapım Turizm Reklam Paz. Ltd. Şti.1480 Sok. No: 7 Alsancak / İZMİR

Tel: +90 232 463 75 40 Faks: +90 232 421 92 24 www.renklikalem.com.tr [email protected]

6 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 9: manisa tarım ve gıda dergisi

İÇİNDEKİLER

Üzümün geleceği

80

66

Domates yetiştiriciliği

56 Bereketli ve kutsal zeytin ağacı

58 Zeytin yetiştiriciliği

60 İspanyol Usulü Yeşil Zeytin

64 Zeytinliova’da Tar-Gel başarısı

68 Bağlarda budama

72 Bağcılıkta Entegre Mücadele Ve Kontrollü Ürün Yetiştirme Çalışmaları

76 Tütüncülükten seracılığa bir başarı öyküsü...

78 Meyve bahçelerinde kış mücadelesi

82 Mısır tarımı

85 Yaprak bükenler

86 Traktör kışlık bakımı

88 Sanal çiftliğimizi ziyaret etmeden işe başlamayın

90 Organik tavukçuluk

92 Arıcılıkta koloni yönetimi ilkbahar bakım ve beslenmesi

95 Brusellozise dikkat!

96 Tarımsal Yayım ve danışmanlık

98 Pamuk üretimi

7Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 10: manisa tarım ve gıda dergisi

BAKSANZeytin İşleme Teknolojisi

Palper makinesiZeytin Kırma makinesi

Zeytin ayıklama bantı

Yüklemeli zeytin çizme makinesi

Zeytin ezmesi pastörize ve dolum makinesi

R

Zeytin kalibre makinesi

Zeytin çekirdek çıkarma makinesi Punkerli hız kontrollü simetrik zeytin çizme makinesi

Page 11: manisa tarım ve gıda dergisi

9

Süt soğutma tankı

Zeytinyağı stoklama tankı

BAK-BAK LTD. ŞTİ.Gölmarmara yolu üzeri Karaosmanoğlu Sanayi Sitesi No: 175 Akhisar

Tel./ Fax: 0 236 413 17 64 GSM: 0 533 664 29 51www.baksangidamakina.com [email protected]

BAKSANSüt ve Yağ Teknolojisi

R

Zeytinyağı stoklama tankı

BAKSANZeytin İşleme Teknolojisi

Palper makinesiZeytin Kırma makinesi

Zeytin ayıklama bantı

Yüklemeli zeytin çizme makinesi

Zeytin ezmesi pastörize ve dolum makinesi

R

Zeytin kalibre makinesi

Zeytin çekirdek çıkarma makinesi Punkerli hız kontrollü simetrik zeytin çizme makinesi

Page 12: manisa tarım ve gıda dergisi

Tarımıyla adını duyuran İlimizde Tarım ve Gıda Dergisi’nin çıkarılması büyük bir mutluluktur. Teknik gelişmelerin, bilimsel çalışmaların üreticiye aktarılacağı, tarımsal üretimde verimi, kaliteyi yükselteceği inancını taşıdığım bu dergiye emek veren herkesi kutluyorum.

İnsanların beslenmesinde bitkisel ve hayvansal gıda-lar, hayati önem taşır. Sağlıklı ve güvenilir gıdaya ulaşmak her bireyin en doğal hakkıdır diye düşünüyorum. Ta-rımsal ürünlerde verim artışı önemli olsa da artık özel-likleri ve ürünün nitelikleri de aranır olmuştur. Diğer bir deyişle çiftçimizin bundan böyle çok üretmesi, ürünün niceliği yetmiyor, bunun yanında kaliteli, izlenebilir ürün yetiştirilmesi gerekiyor. Dolayısıyla tarımsal üretimin her aşamasında teknik gelişmelerden faydalanmak zorun-dayız. Bilimsel araştırmaların sonuçlarına, önerilerine uymamız bunları uygulamamız lazım. Manisa tarımı bu dönüşümün dışında kalmamış aksine birçok yeni uygula-manın, öncü çalışmaların merkezi olmuştur.

Türkiye tarımında yaşanan olumlu değişim ve geliş-meleri Manisa’da da görmek mümkündür. Örnek ver-mek gerekirse; ilimizin toplam tarımsal üretim değeri 4,18 milyar TL’dir. Türkiye tarımsal üretim değerinin yüzde 3,40’ını karşılayan Manisa, toplam tarımsal üretim değeri bakımından altıncı sırada yerini almıştır. Meyveci-likte ve hayvancılıkta özellikle kanatlı yetiştiriciliğinde son yıllarda artan yatırımları görmek mümkündür. İlimizin meyve ve hayvansal ürünler üretim değerleri 1,1 milyar TL üzerindedir. Meyve üretim değeri ilk üçüncü sırada, hayvansal ürünler üretim değeri bakımından ise beşin-ci sırada yer alan ilimiz, ülkemizin meyve ve hayvansal ürünler üretim değerinin yüzde 4,5 civarında bir oranını karşılar. Bazı tarımsal ürünlerimizin ilimiz üretimleri ve Türkiye üretimindeki yüzdeleri şöyledir; ilimiz çekirdek-

siz kuru üzüm üretimi yıllık 200 bin tondan fazla olup Ülkemiz üretiminin yüzde 93’ünü, sofralık çekirdeksiz üzüm üretimi 331 bin tonla yüzde 58’ini, sofralık zeytin 164 bin tonla yüzde 35’ini, tütün üretimi 25,518 tonla yüzde 31’ini karşılar.

İlimizde tarımla uğraşan kayıtlı işletme sayısı 70 bin civarındadır. Son yıllarda tarımsal sulama sistemlerinin modernizasyonu, yeni teknik ve araştırmaların sahaya aktarılmasıyla üretimde, verimde olumlu gelişmele-rimiz vardır. Örneğin; son yedi yılda bağ alanlarımız yüzde 5 artarken üretim yüzde 44 artmış, toplu zeytin alanlarımız yüzde 60 artarken üretim yüzde 100 art-mıştır. Beyaz et üretimimiz yüzde 93, yumurta üre-timimiz yüzde 29 artarken mısır üretimimizde %154 oranlarında artış söz konusudur. Tarımsal ürünler ihra-catımız 500 bin tonun üzerine çıkmıştır.

Tarımsal üretimin artık ekonomik bir uğraş olduğu, sadece üretimin yetmediği, üretimle beraber planla-manın, pazarlamanın da düşünülmesi gerektiği açıktır. Üretilen tarımsal ürünlerin farklılığının ayrıcalığının ol-ması da zorunlu hale gelmiştir. Üretilen ürünlerin coğ-rafi işaret tescili olması, üretim kayıtlarının tutulması artı değer sağlamaktadır. Bölgemizde son yıllarda hızla gelişen sözleşmeli tarım modelleri, iyi tarım uygulama-ları, organik üretim tarzı, izlenebilirliği sağlayan diğer üretim sistemleri yaygınlaşmalıdır. Tarımsal sanayi yatı-rımlarının artışı da tarımın gelişmesinde önemli bir loko-motif görevi görecektir. Yeter ki örgütlü yöneticilerimiz, sanayicilerimiz, tarımsal sivil toplum kuruluşlarının birlik ve odaların başkanları, kısaca tarımın tüm paydaşları he-pimiz kaynaklarımızın farkına varalım, gücümüze inana-lım, çalışalım. Tarımda üreten, çalışan ve emek harcayan herkese selamlarımı sunuyor, başarılar diliyorum.

Manisa’da Tarım ve Gıda Dergisi

Celalettin GÜVENÇManisa Valisi

10 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 13: manisa tarım ve gıda dergisi

11Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 14: manisa tarım ve gıda dergisi

RÖPORTAJ

Manisa’nın çekirdeksiz kuru üzüm, tütün, sofralık zeytin ve kiraz üretiminde ülke birincisi olduğunu belirten Manisa İl Tarım Müdürü Ömer Çelik, Manisa’nın ülke tarımında önemli bir yere sahip olduğunu vurguluyor.

Tarım şehri:

MANİSA12 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 15: manisa tarım ve gıda dergisi

CEYDA ADAR

Verimli toprakları ile ülkemizin önde gelen tarım kentlerinden biri olan Manisa, gün geçtikçe artan üretim miktarıyla sadece ulusal değil, ulus-lararası arenada da önemli bir oyuncu haline gel-di. Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine göre top-lam bitkisel ve hayvansal üretimde Türkiye’de altıncı sırada yer alan Manisa’nın çekirdeksiz kuru üzüm, tütün, sofralık zeytin ve kiraz üretiminde ülke birincisi olduğunu belirten Manisa İl Tarım Müdürü Ömer Çelik, Manisa’nın ülke tarımında önemli bir yere sahip olduğunu söylüyor. Yaş ve işlenmiş halde meyve ve sebze ihracatının yo-ğun olarak yapıldığını da sözlerine ekleyen Çelik, üretilen ürünlerin başta Avrupa Birliği ülkeleri, Rusya ve Ortadoğu olmak üzere dünyanın her bölgesine ihraç edildiğini ifade ediyor. Sektörün Manisa için önemine de değinen Ömer Çelik, tarımda istihdam edilen kişi sayısının ülke ortala-ması yüzde 27 iken bu oranın Manisa’da yaklaşık olarak yüzde 40 civarında olduğunu belirtiyor. “Çiftçilerimizin eğitimi birinci önceliğimiz. Manisa çiftçisine hizmet etmekten onur duyuyoruz.” di-yen Çelik, yayın hayatına başlayan Manisa Tarım ve Gıda Dergisi’nin de bu amaca hizmet edece-ğini sözlerine ekliyor.

l Manisa’ya bir tarım dergisi kazandırdınız. Dergiyi çıkarmaya nasıl karar verdiniz?

ÇELİK: Bakanlığımızın asıl amacı tarımda yeni teknolojileri, uygulamaları, tarımsal üretimle ilgili tüm bilgileri çiftçimize doğru ve etkin bir biçim-de aktarmaktır. Bu bağlamda yapmış olduğumuz çalışmaları, uyguladığımız projeleri çiftçilerimize daha etkin ve görsel bir biçimde anlatabilmek amacıyla bu dergiyi çıkarmaya karar verdik. Ma-nisa Tarım ve Gıda Dergisi tanıtım anlamında ek-siğimizi giderecek. Aynı zamanda tarımda lider konumda bir il olduğumuz gerçeğinden yola çı-karak diğer illerimize de örnek olmayı amaçladık. Çünkü biz de diğer illerimizin örnek çalışmaların-dan faydalanıyoruz. Ayrıca dergimizde konunun uzmanları tarafından hazırlanacak olan yazılar ile çiftçilerimizin eğitimine katkıda bulunmayı, yer alacak güncel haberler ile de çiftçilerimizi geliş-melerden haberdar etmeyi amaçlıyoruz.

“Manisa’ya çok güzel bir tarım sitesi kazandırdık”

l Müdürlük binasının fiziki şartlarında da bir iyileşme yapıldı, değil mi?

ÇELİK: Daha önce birbirinden uzak iki ayrı binada hizmet vermeye çalışan Müdürlüğümüz 2006 yılından itibaren yeni binasında hizmet ver-meye başladı. Manisa’ya çok güzel bir tarım sitesi kazandırdık. Sizin de gördüğünüz gibi uzun ve ciddi uğraş sonucu yeni hizmet binaları ve loj-manların restorasyonunu tamamladık ve İlimize, Müdürlüğümüze yakışan bir hizmet binası haline getirdik. Kampusumuz içerisinde sadece hizmet binaları değil futbol ve basketbol sahası ile yürü-yüş parkuru da bulunuyor. Ayrı bir binada Tarım-sal Analiz Laboratuarımız da mevcut. Bu labo-ratuarımıza yaklaşık 2 milyon TL maliyetle yeni

analiz aletleri ilave ettik. Böylece yapılan yaprak, toprak, su analizlerinin yanına gıda ve kalıntı ana-lizlerini de ekleyerek Manisa çiftçimizin ve ihra-catçımızın hizmetine sunduk. Hizmet binamızda tüm odalarımızda internet bağlantısı bulunuyor. Bilgi işlem birimimize direk fiber optik kabloyla metroethernet bağlantısı ile internet sağlıyoruz. Yeni internet dağıtım cihazları ve güvenlik cihaz-ları ile teknolojiyi kullanıyoruz. Bu yıl getirdiğimiz bir yenilik ile evrak takip, doküman yönetim ve arşiv sistemi sayesinde tüm yazışmalarımızı dijital ortama taşıyıp yazışma sürecinde kaybolan za-manı en aza indirdik. Ayrıca tüm ilçe müdürlük-lerimizin hizmet binalarını da tadilattan geçirdik. Verimli topraklar

l Manisa tarımsal üretimi ile Türkiye’nin önemli şehirleri arasında yer alıyor. Manisa’nın tarım sektöründeki yerini siz nasıl değerlendiri-yorsunuz?

ÇELİK: İlimiz gerek sanayi gerekse bitkisel ve hayvansal üretim bakımından ülkemiz tarımında önemli bir yere sahip. Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine göre ilimiz toplam bitkisel ve hayvansal üretimde Türkiye’de altıncı sırada yer alıyor. Ma-nisa verimli toprakları, iklim ve sulama avantajı ile ülkemiz tarım sektöründe çok önemli pozis-yonda. Manisa İli’nin en önemli bitkisel ürünleri kuru ve yaş üzüm, zeytin, kiraz, tütün, kurutmalık ve yaş domates, mısır, kavun ve karpuzdur. İlimiz bu ürünler içerisinde özellikle çekirdeksiz kuru üzüm, tütün, sofralık zeytin ve kiraz üretiminde ülke birincisi durumundadır. Genel olarak meyve üretiminde ülke üçüncüsü, son yıllarda hızla artan hayvansal üretim bakımından ise ülke beşincisidir.

l Tarım sektörünün Manisa için önemi ne-dir?

ÇELİK: 15. Adrese Dayalı Sistem Nüfus

sayımı sonuçlarına göre; Manisa’nın nüfusu 1 milyon 300 bindir. Nüfusumuzun yüzde 36’sı ise köylerde yaşamaktadır. İlimizde çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı 72 bin 500 çiftçi ailesi bulun-maktadır. Tarımda istihdam edilen kişi sayısının ülke ortalaması yüzde 27 iken bu oran Manisa’da yaklaşık olarak yüzde 40 civarındadır. Bu da ta-rım sektörünün Manisa için ne kadar önemli olduğunu açıkça göstermektedir. 2010 yılı sonu itibarıyla ilimizde 2 bin 100 adet gıda sicili olan işletme vardır. Bu rakamlar göz önüne alındığın-da Manisa bir tarım şehridir diyebiliriz. Üretilen tarımsal ve hayvansal ürünlerin katma değerinin yüksek olduğunu da unutmamamız gerekir.

l Sektörde yaşanan başlıca sorunlar neler?ÇELİK: İlimizin tarımsal sorunları, ülkemiz-

deki tüm illerin tarımsal sorunları ile hemen he-men aynıdır. İlimizde tarımsal işletmelerin arazi yapıları çok parçalı ve işletme ölçekleri küçüktür. Hisseli satışlar, miras hukuku, sanayileşme ve kentleşme nedeni ile tarım alanları tehdit altın-dadır. Sulama sistemleri eskimekte (açık sistem) ve ürünlerin üretim maliyetleri yükselmektedir. Bitkisel üretimde aşırı gübre, ilaç ve bitki gelişim düzenleyici materyallerin kontrolsüz kullanımı olabilmektedir. Bu sorunları Bakanlığımızın uygu-ladığı destekleme modelleri ve eğitim program-ları ile aşmaya çalışmaktayız.

Dünyanın her yerine tarımsal ürün ihracatı

l Manisa’da tarım ürünlerinin ihracatı ile ilgili durum nedir?

ÇELİK: İlimizde ihracata yönelik üretim yapıl-makta ve üretilen ürünlerin önemli bir bölümü ihraç edilmektedir. İlimizden yaş ve işlenmiş hal-de meyve ve sebze ihracatı yoğun olarak yapılı-

“Manisa Tarım ve Gıda Dergisi tanıtım anlamında eksiğimizi giderecek.”

13Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 16: manisa tarım ve gıda dergisi

yor. İlimizde yetişen tarımsal ihraç ürünlerimizin başında çekirdeksiz kuru üzüm, sofralık üzüm, kiraz, şeftali, çilek, domates, yaş sebze-meyve ile piliç eti geliyor. Alaşehir İlçemizde gümrük-leme işlemlerinin yapılıyor olması ihraç işlerimizi kolaylaştırmaktadır. Ayrıca 2010 yılı içerisinde Müdürlüğümüz bünyesinde kurulu olan Tarımsal Analiz Laboratuarımızda ihracata yönelik gıda ve kalıntı analizi de yapılmaya başlandı. 2002 yılında 300 bin ton olan tarım ürünü ihracatımız 2010 yılı sonu itibarı ile 530 bin tona yükselmiştir. İli-mizden başta Avrupa Birliği ülkeleri, Rusya ve Ortadoğu olmak üzere dünyanın her bölgesine tarımsal ürün ihracı gerçekleştiriyoruz.

Son sekiz yılda 39 milyon TL destek

l Manisa’da tarımsal kooperatifçiliğin yaygın-laşması adına çalışmalar yürütüyorsunuz. Sizce sektör için kooperatiflerin önemi nedir?

ÇELİK: Örgütlü üretim modeli her sektör-de olduğu gibi tarım sektöründe de üreticiye bir güç vermektedir. Bunun bilinci ile çiftçilerimize kooperatifçiliğin önemini vurgulayan eğitim çalış-maları yapıyoruz. Aynı zamanda Bakanlığımızın uyguladığı kooperatif desteklemelerini uyguluyo-ruz. İlimiz örgütlü üretici varlığı bakımından ülke-miz ortalamasından daha iyi bir yerde. İlimizde tarımsal amaçlı 247 kooperatif ve bu kooperatif-lere üye 26 bin üreticimiz bulunuyor. Ayrıca ili-mizde çeşitli konularda kurulmuş 20 üretici birliği ve bu birliklere üye 5 bin 400 üreticimiz mev-cut. Son yıllarda Bakanlığımız ve Müdürlüğümüz

kooperatifçiliğe ve kooperatif desteklemelerine ayrı bir önem veriyor. Bireysel desteklemenin yanı sıra örgütlü üreticiye farklı desteklemeler de uygulanıyor. Bununla da örgütlü üretici sayısının arttırılması hedefleniyor. 1999 – 2002 yılları ara-sında ilimizde iki kooperatifimiz 600 bin TL des-teklemeden faydalanmışken, 2002 – 2010 yılları arasında 76 kooperatifimize 39 milyon TL des-tekleme ödemesi yapıldı. Bu desteklemelerden kooperatif üyesi 4 bin 900 çiftçi ailesi faydalandı.

l Hayvancılık sektöründe Manisa’yı nerede görüyorsunuz?

ÇELİK: İlimiz hayvansal üretimde de bitkisel üretimde olduğu gibi söz sahibi il konumunda. Son yıllarda özellikle kooperatif desteklemeleri ve uygulanan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanış-ma Fonu kaynaklı projeler ile ilimiz hayvancılığı önemli bir yol aldı. Büyükbaş hayvan sayımız 2002 yılına göre yüzde 62 oranında artarak 176 bin 500’e ulaştı. Ayrıca ilimizde büyük hayvancı-lık işletmelerinin sayısında da önemli artışlar ger-çekleşti. 100 baş ve üzeri büyükbaş hayvancılık işletmelerinin sayısı 2002 yılına göre yüzde 80 oranında artış gösterdi. Kanatlı sektörü de ilimiz-de önemli bir yere sahip. Üretilen kanatlı etinin yüzde 10’luk bir kısmı ise ihraç ediliyor.

l Hayvancılıkla ilgili yürütülen çalışmalardan bahsedebilir misiniz?

ÇELİK: Manisa Sosyal Yardımlaşma ve Da-yanışma Vakfı kaynakları ile çeşitli hayvancılık projeleri uygulamaya koyduk. Son sekiz yılda uygulanan projeler neticesinde ilimizin çeşitli il-çelerinde 789 çiftçimize bin 248 adet damızlık özellikte gebe düve dağıtımı gerçekleştirildi. Ta-

rım ve Köyişleri Bakanlığı kaynakları kullanılarak ilimizin çeşitli ilçelerinde kurulu bulunan 45 adet Tarımsal Kalkınma Kooperatifimize üye 2 bin 662 çiftçimize son sekiz yılda hayvanların barına-cağı modern ahırlar yapıldı ve toplam 6 bin 124 adet damızlık özellikte gebe düve dağıtımı ger-çekleştirildi. Aynı zamanda bu kooperatiflerimi-zin işletme binaları ile süt toplama merkezlerinin inşaatları da tamamlandı. Son sekiz yılda ilimize kazandırılan damızlık özellikte gebe düve sayısı toplamda 7 bin 372 adet. 2002 – 2010 yılları arasında Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı kaynakları ve İl Özel İdaresi kaynaklarından da ilimize toplam 9 bin 352 adet küçükbaş hayvan kazandırılmıştır.

12 milyon meyve fidanı

l Manisa’da uygulanan meyvecilik çalışmala-rında durum nedir?

ÇELİK: İlimizde 2002–2010 yılları arasında İl Özel İdaresi ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanış-ma Vakfı kaynaklarından ve Bakanlığımızın Ser-tifikalı Fidan Desteklemeleri ile 10 milyon 100 bin adet meyve fidanının dağıtımı yapılarak diki-mi sağlandı. İlçe Müdürlüklerimiz, Ziraat Odaları ve sivil toplum kuruluşlarının organizasyonları ile gerek ücretli gerekse hibe olarak yaklaşık 2 milyon meyve fidanı ile birlikte toplamda 12 mil-yondan fazla meyve fidanının dikimi sağlanmıştır.

l Bu meyve fidanı dikimlerinin sektöre yan-sıması nasıl oldu?

ÇELİK: Manisa tarımsal ürün çeşitliliğinde son yıllarda değişimler söz konusu oldu. Özel-likle kiraz, çilek, mısır, domates gibi bitkisel ürün-

“İlimizden başta Avrupa Birliği ülkeleri, Rusya ve Ortadoğu olmak üzere dünyanın her bölgesine tarımsal

ürün ihracı gerçekleştiriyoruz.”

14 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 17: manisa tarım ve gıda dergisi

ler ile kanatlı hayvan ve süt sığırcılığı yetiştiriciliği yaygınlaştı. Örnek olarak kiraz üretimimiz 2002 yılında 18 bin 415 ton iken yüzde 133 artarak 2010 yılında 43 bin tona yükseldi. Bunun hemen hemen tamamı yani 40 bin tonu ise ihraç edildi. Yine zeytin üretimimiz 138 bin 786 tondan 301 bin tona, beyaz et üretimimiz 64 bin 248 tondan 124 bin 500 tona yükseldi.

l Tütüne alternatif ürün çalışmalarınız ne durumda?

ÇELİK: Özellikle tütün üretimine uygulanan kota sebebiyle ilimizde tütün üretiminin yoğun olarak yapıldığı yerlerde tütüne alternatif ürün üretimi yaygınlaştırılması çalışmalarını başlattık ve bu konuda oldukça iyi sonuçlar aldık. Köprübaşı ilçemiz ve merkez ilçe Yunt Dağı’nda uyguladı-ğımız çilek üretimini geliştirme projeleri ile çilek üretimimiz 2002 yılında 226 tondan 3 bin tona yükseldi. Üretilen çileklerin önemli bir kısmı ise ihraç ediliyor.

l Tarımsal Yayımı Geliştirme Projesi (TARGEL) kapsamında yürütülen çalışmalardan bahsedebi-lir misiniz?

ÇELİK: 2007 yılında uygulamaya koyulan Tarımsal Yayımı Geliştirme Projesi (TARGEL) çiftçilerimizin bulunduğu yerde onlara hizmet vermeyi ve ihtiyaç duyduğu tarımsal konular-daki tüm danışmanlık hizmetlerini istihdam edi-len personel ile karşılamayı amaçlıyor. TARGEL personellerimiz KPSS sonucuyla atanıyor, gerek duyduğu bilgileri de aldığı eğitim ve kurslarla ta-mamlıyorlar. Müdürlüğümüz bünyesinde ilimiz köyleri ve beldelerinde ikamet edip çalışmalar

yapan veteriner hekim ve ziraat mühendislerin-den oluşan 113 tarım danışmanı bulunuyor. Her tarım danışmanının çevresindeki dört köye de hizmet verdiği düşünüldüğünde ilimizin mevcut 778 köyünün yaklaşık yüzde 75’inde tarım hiz-metleri yerinde veriliyor.

l Kırsal Kalkınma Yatırımlarını Destekleme Projesi kapsamında Manisa’da yapılan çalışmalar neler?

ÇELİK: En önemli amacı uluslararası kaynak-ların kullanımı için kapasite oluşturmak ve proje sunulmasını sağlamak olan Kırsal Kalkınma Yatı-rımlarının Desteklenmesi Programı, tamamen Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bütçesi kaynaklı olarak yürütülüyor. İlimiz, 2006 yılında başlayan bu projeyi ülkemizde en çok uygulayan illerden birisi oldu. Kırsal Kalkınma Yatırımlarını Destek-leme Programı çerçevesinde Manisa’da tarım-sal sanayinin gelişimine büyük katkılar sağlandı. Başlangıcından bugüne kadar ilimizde 95 adet proje tamamlandı ve ilimize 95 adet tarımsal sanayi tesisi kazandırıldı. Bu projelere yüzde 50 hibe karşılığı 17 milyar 245 bin 982 TL öden-di. Tamamlanan projeler ile 902 kişiye istihdam sağlandı. Makine – ekipman desteklemeleri ile de 1 bin 182 makine ve ekipman için toplamda 7,2 milyon TL hibe desteği verildi. Ayrıca ilimizin

proje kapsamında başarılı illerden birisi olması sebebi ile 21 Ocak’ta gerçekleştirilen törenle Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Bü-lent Arınç ve Sayın Bakanımız Mehmet Mehdi Eker tarafından bu 95 tesisin toplu açılış töreni düzenlendi ve 2011 – 2015 dönemi Kırsal Kal-kınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı’nın tanıtımı ilimizde yapıldı.

“Çiftçilerimizin eğitimi birinci önceliğimiz”

l Çiftçilere yönelik düzenlediğiniz eğitim programları var mı?

ÇELİK: Tarımsal çalışmanın düşük olduğu özellikle kış aylarında eğitim programlarımıza hız vermekle birlikte bütün yıl içerisinde eğitim ve yayım programlarımız devam ediyor. Çünkü çiftçilerimizin eğitimi birinci önceliğimiz. Manisa çiftçisine hizmet etmekten onur duyuyoruz. Ta-rımsal üretimde yeni teknolojiler ve uygulamalar, bağcılık ve budama, meyvecilik, zeytin yetiştiri-ciliği, hayvancılık gibi konularda açılan kurslarda çiftçilerimize aktarıldı. 2002 – 2010 yılları arasın-da ilimizde çeşitli tarımsal konularda beş gün ve daha uzun süreli düzenlenen 334 çiftçi kursuna 12 bin 944 çiftçimiz katıldı ve kursu başarı ile bi-tirerek sertifika almaya hak kazandı. Ayrıca eğitim çalışmalarımız televizyon ve radyo programları ile de destekleniyor.

“Kırsal Kalkınma Yatırımlarını Destekleme Programı çerçevesinde Manisa’da tarımsal sanayinin gelişimine büyük katkılar sağlandı.”

15Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 18: manisa tarım ve gıda dergisi

KISALAR

Çiftçilere meyve fidanı dağıtıldı

2010 yılı bayi eğitimtoplantılarının ikincisi yapıldı

Manisa’nın merkez Bağyolu Köyü’nde Devlet Bakanı ve Başbakan Yar-dımcısı Bülent Arınç ve Manisa Valisi Celalettin Güvenç’in katıldığı törende üreticilere zeytin fidanı başta olmak üzere meyve fidanları dağıtıldı.

Çok sayıda çiftçinin katıldığı törenle ilgili olarak Manisa Tarım İl Müdürü Ömer Çelik, “Bakanlığımızın Genel Bütçesi ve İl Özel İdaresi kaynaklı ol-mak üzere bu yıl da zeytin başta olmak üzere badem, ceviz, kiraz çöğürü, sofralık bağ ve antepfıstığı fidanlarını üreticilerimize dağıttık. Meyve fidanı tesisi, tekniğine uygun dikim, toprak analizine göre uygun çeşit seçimi gibi teknik konularda bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da çiftçileri-mize düzenleyeceğimiz kurslarla modern tarımsal yetiştiricilik yöntemleri konusunda bilgilendirmemiz ve eğitimlerimiz devam edecektir.” dedi.

Manisa Valisi Celalettin Güvenç de, yaptığı konuşmada “Yuntdağı bölge-si tarihsel dönüşüm ve gelişime şahit oldu ve modern tarımla tanıştı. 2010 yılında İl Özel İdaresi desteği ile 642 bin 110 adet, Tarım ve Köyişleri Ba-kanlığı desteği ile 570 bin adet olmak üzere toplam 1 milyon 212 bin 110 adet zeytin, badem, ceviz, kiraz çöğürü, sofralık bağ ve antepfıstığı fidanları köylüyle ve toprakla buluştu. Bu çalışmanın toplam değeri 1 milyon 518 bin 50 TL’dir.” diye konuştu.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise “2010 yılında 1,2 milyon, son sekiz yılda ise 12,5 milyon meyve fidanını Manisa toprak-larıyla buluşturan Tarım İl Müdürlüğümüze, çiftçilere yönelik yürüttüğü bu güzel çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum, kendilerini kutluyorum, dağıtılan bu meyve fidanları çiftçilerimize hayırlı, uğurlu olsun.” dedi.

Bitki Koruma Ürünlerinin Toptan ve Perakende Satılması ile Depolan-ması Hakkındaki Yönetmelik gereği yılda iki kez yapılması gereken zirai mücadele ilaç bayileri eğitim toplantılarının 2010 yılına ait ikinci toplantısı yapıldı.

Eğitim toplantıları 21 Aralık’ta Akhisar Ziraat Odası’nda, 22 Aralık’ta Manisa İl Müdürlüğü toplantı salonunda, 23 Aralık’ta ise Salihli Ticaret ve Sanayi Odası’nda yapıldı. Bitki Koruma Şube Müdürü Halil Aykır’ın açılış konuşmasını yaparak genel değerlendirmelerde bulunduğu toplantılarda zirai ilaç bayilerine 13 Aralık tarihinde yürürlüğe giren 5996 sayılı Veteri-ner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu, Domates Güvesi (Tuta Absoluta) tanıtımı ve mücadelesi, Bitkisel Üretimde Kullanılan Kimyasalla-rın Kayıt Altına Alınması, İzlenebilirlik ve Kalıntı konusunda da bilgi verildi.

Salihli’de yapılan eğitim toplantısına Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü’nden Prof. Ahmet Altındişli de katıldı. Altındişli, katılımcılara çekirdeksiz kuru üzüm ihracatı hakkında genel değerlendir-melerde bulundu. Akhisar, Manisa ve Salihli’de yapılan eğitim toplantıları-na 262 zirai mücadele ilaç bayisi katıldı.

16 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 19: manisa tarım ve gıda dergisi

17Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 20: manisa tarım ve gıda dergisi

Büyükbaş hayvanları küpeleme yetkisi Birlik’te

Gündüz çalışıyor gece eğitim alıyorlar

Manisa’da büyükbaş hayvanlarda küpeleme çalışmalarının yetki devri, protokol töreniyle gerçekleşti. Tarım İl Müdürlüğü toplantı salonunda gerçekleştirilen protokol imza töreninde Tarım ve Köyiş-leri Bakanlığı adına Manisa Tarım İl Müdürü Ömer Çelik ile Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği adına Manisa Damızlık Sı-ğır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ahmet Kırlıoğlu protokolü imzaladılar.

Yapılan protokol ile ilgili bilgi veren Tarım İl Müdürü Ömer Çe-lik, “İmzaladığımız bu protokol ile Manisa’da bulunan tüm büyükbaş hayvanların önsoy kütüğü ve soy kütüğü veri tabanlarına kayıtları ve küpeleme çalışmalarının yetkisi Manisa Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’ne devredilmiştir. Bakanlığımız bu uygulama ile Merkez Bir-liğine üye Damızlık Sığır Yetiştirici Birliklerinin kurulu olduğu illerde sığır türü hayvanların tanımlanması (küpeleme, çip uygulaması vb.) ve veri tabanlarına kaydedilmesini amaçlamaktadır. Bugüne kadar Manisa’da Tarım İl Müdürlüğümüzün yürüttüğü bu çalışmaları im-zalanan bu protokolle bundan sonra Manisa Damızlık Sığır Yetiş-tiricileri Birliğinin aynı ciddiyet ve titizlikle yürüteceğinden eminiz ve kendilerine güveniyoruz. Kendilerine ve tüm büyükbaş hayvan üreticilerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.” dedi.

Manisa Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ahmet Kırlıoğ-lu da, bu protokolün imzalanmasıyla büyükbaş hayvanların önsoy kütüğü ve soy kütüğü veri tabanlarına kayıtları ve küpeleme çalış-malarının yetki devrinin Manisa Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’ne yapıldığını, bu görevi en iyi şekilde yürüterek büyükbaş hayvan üre-ticilerine en iyi hizmeti vermeye devam edeceklerini ifade etti.

Manisa Tarım İl Müdürlüğü, merkeze bağlı köy ve kasabalarda, düzen-lediği gece eğitim programlarıyla çiftçilerini hem eğitiyor, hem de tarımsal konularda bilgi ve becerilerini artırıyor.

Manisa tarımının polikültür tarıma sahip olduğunu, bu sebeple üreticile-rin gündüzleri çoğunlukla tarlalarında, bağ ve bahçelerinde veya işletmele-rinde çalışmalarından dolayı çiftçi eğitim ve yayım çalışmalarını geceleri dü-zenlediklerini belirten İl Müdürü Ömer Çelik, “Müdürlüğümüz bünyesinde ‘Çiftçi Eğitim ve Yayım Şubesi’ adı altında çiftçilere yönelik eğitim faaliyetleri yürütülmektedir. İlimiz çoğunlukla polikültür tarımın uygulandığı topraklara sahiptir. Çiftçilerimizin gün boyunca tarlada, bağ ve bahçesinde veya hayvan-cılıkla ilgili işlerde çalışmaları hasebiyle eğitim çalışmalarımızı daha çok gece-leri düzenliyoruz. Bu şekilde bir taraftan çiftçilerimizin katılımı daha yüksek gerçekleşirken, diğer taraftan eğitimler daha verimli geçiyor.” dedi.

Manisa Tarım İl Müdürlüğü’nün 2010 yılında verdiği gece eğitimleri hak-kında kısa bilgiler veren Çelik, “Merkez köy ve beldelerimizden Pelitalan, Sarma, Halıtlı, Aşağıçobanisa, Karaağaçlı, Osmancalı, Karaahmetli, Ortaköy, Hamzabeyli ve Şamar’da zeytin yetiştiriciliği, toprak işleme, toprak analizine göre gübreleme, meyvecilik, seracılık, çilek yetiştiriciliği, zeytin, meyve ve çi-lek bahçelerinde sulama yöntemleri, bağ ve meyve bahçelerinde donla mü-cadele yöntemleri konularında toplam 332 çiftçiye eğitim verilmiştir.” dedi.

Bu eğitimlerle Manisa çiftçisinin, gerek bitkisel gerekse hayvansal ko-nularda bilgi ve becerilerini artırmayı, modern tarım ile ilgili yeni teknikleri öğretmeyi ve benimsetmeyi, yöreye uygun yeni ve alternatif ürün çeşitle-rini çiftçilere tanıtmayı hedeflediklerini ifade eden Ömer Çelik, “Biz Tarım İl Müdürlüğü olarak Manisa çiftçisine hizmet etmekten onur duyuyoruz. 2010 yılında olduğu gibi 2011 yılında da gündüz yapılan eğitim çalışmalarının ya-nında gece eğitimlerine de devam edilecektir. Çiftçilerimizden bu eğitimlere daha çok ilgi göstermelerini, bu konuda talepte bulunmalarını bekliyoruz. Hafta sonu dahil müsait oldukları her gün ve gece kendilerine hangi tarımsal konuda olursa olsun eğitim vermeye hazırız.” dedi.

Türkiye’nin tek çatı altında toplanmış en bü-yük entegre yumurta tesisi olan Güres Group sürdürdüğü sürekli iyileştirme faaliyetleri ve yeni yatırımlarıyla büyümeye devam ederek sektör-deki liderliğini sürdürüyor. 2010 yılında gerçek-leştirilen sürekli iyileştirme faaliyetleri kapsamında Ağustos ayında üretime geçen yeni yem fabrikası, 25 bin ton hammadde depolama alanı ile saatte 50 ton, yıllık ise ortalama 70 bin ton üretim ka-pasitesine sahip. 2009 yılında yapımına başlanan

yeni damızlık tesisi, 2010 yılında faaliyete geçerek 60 bin damızlık kapasitesine ulaştı. Yine Ağustos ayında kuluçka tesisine Amerika’dan getirilen la-zer yöntemiyle gaga kesme ve aşılama makinesi ile tavukçuluk sektöründe bir ilk gerçekleştirile-rek, minumum işçilikle maksimum verim ve hız sağlandı. Yeni yumurta paketleme ve tasnif üni-tesi için, saatte 120 bin yumurta kapasiteli tasnif makinesi Hollanda’dan ithal edildi. 2011 yılında da yatırımların devam edeceğini belirten Güres

Group Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Mustafa Güres, “Güres Group olarak yaptığımız yatırım-larla üretim ve hizmet kalitemizi arttırarak, tüm müşterilerimizin ve sektörün ihtiyaçlarını sağla-mayı, bunun yanında ülke ekonomisine de kaktı ve istihdam yaratmayı hedefliyoruz. Her geçen gün yenilenmek ve her adımda en iyiye ulaşmak çabasıyla sürdürdüğümüz faaliyetlerimiz, ilerleyen günlerdeki yeni projelerimiz için ilham kaynağı ol-maya devam ediyor.” dedi.

Güres Group’tan yeni yatırım

18 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 21: manisa tarım ve gıda dergisi

19Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 22: manisa tarım ve gıda dergisi

Sofralık üzümde rekor ihracat; 175 bin ton

Türkiye’de üzüm denildiğinde ilk akla gelen şehrimizin 2010 yılı üre-tim sezonunu değerlendiren Tarım İl Müdürü Ömer Çelik, verimli bir yıl olan geçen yıl sofralık üzüm ihracatının 175 bin tonu geçtiğini söyledi.

2010 yılında Mart ayının ilk haftasında İlimizde bağların uyanmaya başladığını belirten Ömer Çelik, “Mart ayında yaşanan don zararında bazı bağ alanlarımızda soğuk zararı yaşanmıştır. Bu yıl bağ üretim se-zonu, hastalık ve zararlılar açısından son derece uygun iklimsel koşullar altında geçmiştir. Yağışlı hava şartlarının çok sık yaşanması ve Haziran ayının da yağışlı geçmesi sonucu üretim alanlarımızda yıllardır görülme-yen ve ciddi sorun yaratmayan Bağ Mildiyösü (Pronos) sorun haline gelmiştir. Arazi kontrolleri ve meteorolojik verilerin değerlendirilmesi sonucu hastalık ve zararlılara karşı üreticilerimiz Erken Uyarı ve Tahmin Projemiz kapsamında uyarılmış, bu uyarılar 27 bin üreticiye hızlı bir şe-kilde ulaşmıştır. Bağlarda çiçek öncesi ve çiçek sonrası ilaçlama programı

hazırlanmıştır. Merkez ve bağ alanı olan tüm ilçelerdeki üreticilere bu program duyurulmuştur. Yapılan etkin mücadele ile hastalık ve zararlılar nedeniyle yaşanacak zarar yaklaşık olarak yüzde 10-15 oranını geçme-miş olup, ayrıca, kalite açısından herhangi bir olumsuzluk yaşanmamıştır. Son iki yılın kalitesi de yüksektir ve üzüm fiyatlarının da artması ile üreti-cimizin yüzü gülmüştür.” dedi.

2010 yılında sofralık üzüm üretiminin de arttığını belirten İl Müdürü Ömer Çelik, “Ülkemizin en önemli tarımsal ihraç ürünlerinden biri olan kuru üzümün yanı sıra, Sarıgöl ve Alaşehir ilçelerimizde sofralık amaçlı taze üzüm üretimi ve ihracatı yapılmaktadır. Bu ilçelerimizde irili ufaklı yaklaşık 100 firma, başta Rusya ve AB ülkeleri olmak üzere birçok ülke-ye sofralık üzüm ihracatı yapmaktadır. 2009 yılında sofralık üzüm ihraca-tımız 83 bin ton olup, 2010 yılı sonu itibari ile sofralık üzüm ihracatımız 175 bin tonu geçmiştir. Bu yıl sofralık üzüm ihracatımızda yaklaşık yüz-de 36’lık artış bulunmaktadır. Önceki yıllarda yapılan ilimiz genelindeki demonstrasyon çalışmaları ile sofralık üzüm üretimimiz ö n e m l i oranda artmıştır. “ diye konuştu.

Depolama konusunda uyarı-larda bulunan İl Müdürü Ömer Çelik, “Üretim sezonu sonunda hasat edilen üzümler kurutulduk-tan sonra harmanlanarak depo-lama aşaması için hazırlanmaktadır. Kuru üzümler serin ve kuru ortamlarda, depolarda paletler üzerinde 10-15’lik guruplar halinde çuvallar ya da plastik kasalarda depolanma-lıdır. Çuvallarda, beş sıradan fazla üst üste istifleme ya-pılmamalı, depolama yerinin sıcaklığı 5-10 ºC ve yüzde 65 nem koşullarını içermelidir. “ dedi.

Keskinoğlu’ndan yeni marka: “Tavvuk Restaurant”1963 yılında kurulan ve beyaz et sektörünün lider firmalarından olan

Keskinoğlu, yumurta, piliç eti, zeytinyağı, sağlık ve lojistik sektöründen sonra yeni bir sektöre daha adım attı. Keskinoğlu, Manisa Akhisar’da 15 dönümlük arazi üzerine inşa edilen, 200 kişilik kapalı ve 300 kişilik açık salonu olan ilk “Tavvuk Restaurant” için 2,5 milyon dolar yatırım yaptı. Menüsünde tavuk ve tavuk ürünlerinin daha yoğun olduğu ve tüketici-ye 130 farklı lezzet sunan “Tavvuk”, freeflow (sıcak, soğuk, zeytinyağ-lı, kızartma, salata, tatlı, vb. ürünlerden oluşan açık büfe) konseptiyle Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyor. Keskinoğlu, 48 yıllık tecrübesi, gıda sektöründeki uzmanlığı ve Türkiye’deki yaygın dağıtım ağının getir-diği tecrübeyle “Tavvuk”u beş sene içerisinde Türkiye’nin 200 noktasına taşıyacak. İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya, Manisa, Trabzon, Bursa, Eski-

şehir, Antep ve Edirne illerinde öncelikli yapılanma hedefleyen Keskinoğ-lu, 2011 yılında 25 tane, 2012 yılında ise 50 tane yeni restoran kuracak. Keskinoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi ve Pazarlama Grup Başkanı Keskin Keskinoğlu “Bugüne kadar biz ürettik, tüketicilerimiz pi-şirdi. Şimdi pişirme sırası bizde, Keskinoğlu lezzetleri artık Keskinoğlu yo-rumuyla da tüketiciye ulaşacak.” dedi. “Tavvuk”ta, Tavvukmahcun, Lades Lokma, Tavvuk Bursa Kebabı, 20 günlük piliç çevirme, Tavuklu Baklava gibi yepyeni lezzetlerin yanı sıra yöresel tatlar da unutulmadı. Restau-rantta ayrıca Ege Bölgesi’nin son derece zengin olan zeytinyağlı lezzet-lerini de tatmak mümkün olacak. Bebek bakım odası, çocuk oyun parkı, doğal gölet, mini hayvanat bahçesi vb. özel alanların yer aldığı “Tavvuk Restaurant” misafirlerini 07:00-23:00 saatleri arasında ağırlayacak.

20 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 23: manisa tarım ve gıda dergisi

21Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

ISO 9001

TUMANAGEMENT SERVICE

GÜNLÜK

TAZE PASTÖRÝZE

Süt

ÜRETÝCÝ GIDATarým Hayvancýlýk Süt Ürünleri Ýþletmeleri San. Tic. Ltd. Þti.Ýmalat : Eroðlu Köyü Akhisar / MANÝSA 0 236 438 22 22 (PBX) Faks : 0 236 438 20 58 Satýþ : Hürriyet Mh. 151. Sk. No 19. Akhisar / MANÝSA Tel : 0 236 412 42 77www.uretici.com.tr / e-posta:[email protected]

AyranSaðlýklý Doðal

Page 24: manisa tarım ve gıda dergisi

HABER

Tarımsal sanayi yatırımlarına%50 sizden, %50 bizdenTarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Beş Yıllık Kırsal Kalkınma Programı kapsamında 1,5 milyar lira hibe destek vermeyi ve Türkiye’ye üç bin tarıma dayalı tesis daha kazandırmayı hedeflediklerini söyledi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan 2011 – 2015 yıllarını kapsayan Yeni Dönem Kır-sal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi tanıtım toplantısına katılmak amacıyla Manisa’ya geldi. Anemon Otel’de düzenlenen toplantıya Manisa Valisi Celalettin Güvenç, İzmir Valisi Cahit Kıraç, Manisa Milletvekilleri Hüseyin Tanrıverdi, Meh-met Çerçi, Recai Berber ve İsmail Bilen, Manisa Belediye Başkanı Cengiz Ergün, Celal Bayar Üni-versitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Pakdemirli ile çok sayıda davetli katıldı.

Toplantının açılışında konuşan Manisa Valisi Celalettin Güvenç, Manisa’nın tarımsal dönü-şümden payına düşeni aldığını, 2002’de 981 bin ton olan üzüm üretiminin bugün 1 milyon 318 tona, 64 bin ton olan beyaz et üretiminin 124 bin tona, 867 bin adet olan yumurta üretiminin 1

milyon 119 bine ulaştığını söyledi. Vali Güvenç, KÖYDES’ten Manisa köylerine 70 milyon liralık kaynak aktarıldığını da ifade etti.

1.5 milyarlık hibe hedefi

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ise, Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında 2006 yılından bu yana 1 milyar liralık tesis ve makine-ekipman hibe des-teği verdiklerini, bu desteklerle üç bin beş tesisin kurulduğunu ve 30 bin kişiye istihdam sağlandı-ğını belirtti.

2011 - 2015 yıllarını kapsayan Yeni Dönem Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenme-si ile ilgili sevindirici açıklamalar da yapan Eker, “Yeni programla hedefimiz beş yıl içinde toplam 1,5 milyar destek vermek ve yeni dönemde Türkiye’ye tarıma dayalı üç bin tesis daha kazan-dırmak. 1,5 milyar da proje sahiplerinin yatırma-

sıyla toplam üç milyar liralık yatırım yapılacak. Tarımsal sanayi hızla gelişecek. Program kapsa-mında çiftçinin bitkisel ve hayvansal üretimde kullandığı 30 çeşit makine ve ekipman için 100 bin projeye daha destek vereceğiz.” dedi.

2002 - 2010 yılları arasında desteklenen ta-

rımsal kalkınma kooperatifi sayısının bin 800’e ulaştığını, verilen destek miktarının ise 1,5 milyar lira olduğunu kaydeden Bakan Eker, Manisa’da da 1999 - 2002 döneminde iki kooperatife 647 bin lira destek verilirken, 2003 - 2009 dönemin-de 52 kooperatife 40 milyon 500 bin lira destek verildiğini belirtti. Eker, Türkiye’de toplam beş bin köye tayin ettikleri veteriner hekim ve ziraat mühendisi danışman sayısını da 2011 yılı içinde iki bin 500 daha artırarak, yedi bin 500 kişiye ulaştıracaklarını söyledi

Hükümetin Türk tarım sektörünü değiştir-

Tarım Bakanı Mehdi Eker:

Bülent Arınç Mehdi Eker Celalettin Güvenç

22 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 25: manisa tarım ve gıda dergisi

mek ve dönüştürmek maksadıyla bir dizi reform çalışması yaptığını, 16 yeni kanun çıkardığını, ta-rım ülkesi olmasına rağmen bir Tarım Kanunu olmayan ülkenin, bu dönemde yasal eksiklerinin giderildiğini belirten Bakan Eker, “Tarımsal üre-tim faaliyeti içinde bulunan beş milyon 200 bin civarı üreticinin desteklenmesi çalışmaları kapsa-mında, 2002’den 2010’a kadar 36 milyar 200 milyon lira destekleme ödemesi yaptık. Yapılan bu desteklemelerle Türk çiftçisinin cebine nakit destek koyduk. Bu desteklemenin içinde süb-vansiyonlar, fiyat desteklemeleri ve altyapı yatı-rımları yoktur.” diye konuştu.

Bu sene de yine Bakanlığın destekleme büt-çesinden 6 milyar lira ödeme yapacaklarını söy-leyen Bakan Eker, artık çiftçilere her ay hangi desteğin ödeneceğini açıkladıklarını, 2011 yılında da 2010’daki gibi yılın ilk 6 ayında, toplam des-teğin yüzde 90’ının ödenmiş olacağını ifade etti.

“Dünya sıralamasında 11’inciyiz”

Türkiye’nin Dünya Bankası raporlarına göre, 8 yılda 23 milyar dolar tarımsal hasılayla dünya-nın 11. büyük tarımsal gücü olduğuna da deği-nen Bakan Eker, “Yeni topraklar kazanmadan, daha az sayıda insanla 2008 yılında 56 milyar dolarlık üretimle sekizinci büyük tarımsal güç haline geldik. Biz ticari maksatlarla ithalatlar ya-pıyoruz, yapacağız. Dünyada da bunu yapmayan yok. En gelişmiş Avrupa ülkeleri, tarımda geliş-miş zengin ülkeler, onlar da ithalat yapıyor. Ham-madde olarak alıyor, bunu kullanıyor. Ama özü şu, Türkiye’nin dünyaya sattığı tarım ürünü, aldığı tarım ürününden daha fazladır. 2009’da Türki-ye, İstatistik Kurumu rakamlarına göre, 11 milyar 200 milyon dolarlık tarım ürünü ihraç eden bir ülke. 73 milyon vatandaşın karnını doyuruyor, 30 milyon turist geliyor, onlar da doyuyor. 100 mil-yon insanın karnını doyurduktan sonra 11 milyar da satıyor. Türkiye üretim bakımından önemli bir ülke olarak tarımını her gün biraz daha ileri nok-taya götürüyor.” dedi.

Toplantıda konuşan Devlet Bakanı ve Başba-

kan Yardımcısı Bülent Arınç ise, Tarım ve Köyişle-ri Bakanlığı’nın çok başarılı işler yaptığını, tarımda gelinen güzel noktayı vatandaşa daha iyi anlat-manın gerekli olduğunu dile getirdi. Bakan Arınç, “Manisa bir tarım kenti. Son yıllarda bu profil de-ğişti, sanayi ağırlık kazanmaya başladı. Tarım ha-len önemini devam ettiriyor. Ziraat odalarımız, çiftçi kuruluşlarımız, müteşebbislerimiz var. Her şeyin iyiye gittiğini söyleyenler de var, bir siya-setçi olarak bizi eleştiren de var. Tarım kesiminin sorunlarını dinliyoruz, anlattıklarını kendi içimiz-de çözümlemeye çalışıyoruz. Tarım kesiminin desteklenmesi, Türkiye’nin topyekun destek-lenmesi demektir. Biz çiftçimizin, ister gıda, ister ürün olsun, para kazansın istiyoruz, mahsulünün karşılığının olmasını istiyoruz. Tarım kesiminde çalışan insanımızın refah düzeyini, gelir düzeyini artırmak istiyoruz. KÖYDES projesi Cumhuriyet döneminin en başarılı projesidir. KÖYDES ile köylerimizi yaşanır hale getirmeye çalıştık. Yolu-suyu olmayan köy, kalmamıştır.” dedi.

Tanıtım toplantısının ardından Turgutlu Or-

ganize Sanayi Bölgesi’nde Kırsal Kalkınma Yatı-rımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında desteklenen bir sirke üretim tesisinde yine aynı program dahilinde desteklenen 95 işletmenin temsili açılış töreni gerçekleştirildi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Bakan Eker, Belediye binasında Tarım ve Köyişleri Ba-kanlığı Yayın Dairesi tarafından ikincisi düzenle-nen “Tarım ve İnsan” konulu fotoğraf sergisini de gezdi.

23Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 26: manisa tarım ve gıda dergisi

DESTEKLEME

Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı (2006 – 2010)

Manisa’ya Tarımsal Sanayi Tesisi kuruldu

En önemli amacı uluslararası kaynakların kullanımı için kapasite oluşturmak ve proje sunulmasını sağlamak olan Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı tamamen Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bütçesi kaynaklı olarak yürütülüyor.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, kırsal kalkınma plan ve programları ile 2006 - 2010 Ulusal Ta-rım Stratejisi çerçevesinde, doğal kaynaklar ve çevrenin korunmasını dikkate alarak, kırsal alan-da gelir düzeyinin yükseltilmesi, tarımsal üretim ve tarımsal sanayi entegrasyonunun sağlanma-sı, tarımsal pazarlama altyapısının geliştirilmesi,

gıda güvenliğinin güçlendirilmesi, kırsal alanda alternatif gelir kaynaklarının oluşturulması, ba-sınçlı sulama sistemlerinin geliştirilmesi, yü-rütülmekte olan kırsal kalkınma çalışmalarının etkinliklerinin artırılması ve kırsal toplumda belirli bir kapasitenin oluşturulması amacıyla Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi

Programı’nı uygulamaya koymuştur.Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklen-

mesi Programı kapsamında yürütülecek olan “Tarıma Dayalı Yatırımların Desteklenmesi Programı” uygulamaları için 81 il kapsamın-da kırsal alanda ekonomik ve sosyal geliş-meyi sağlamak için gerçek ve tüzel kişilerin

95

24 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 27: manisa tarım ve gıda dergisi

Ekonomik yatırımlar

Toplam başvuran proje 384Programa alınan proje 125Hibe sözleşmesi imzalanmayan proje 16Hibe sözleşmesi imzalanan proje 109Fesih edilen sözleşme 14

2010 Yılı Sonu İtibari İle Tamamlanan 95 Tesisin İlçe Bazlı Dağılımı

KKYDP ekonomik yatırımlar kapsamında 2010 yılı sonu itibarı ile 95 adet proje tamamlanmıştır.

2006 yılında I. Etap 13 proje programa alınmış, 12 proje tamamlanmıştır. II. Etap 26 proje programa alınmış, 22 proje tamamlanmıştır.2007 yılında III. Etap 46 proje programa alınmış, 32 proje tamamlanmıştır.2008 yılında IV. Etap 22 proje programa alınmış, 15 proje tamamlanmıştır.2009 yılında V. Etap 18 proje programa alınmış, 14 proje tamamlanmıştır.

Gerçekleşen hibeye esas yatırım tutarı: 33.215.532,00 TLGerçekleşen hibe ödemesi: 17.245.982,00 TL

ekonomik yatırımlar ve mevcut tarımsal sulama te-sislerinin rehabilitasyonu yatırımlarına yönelik olarak bu rehberde belirtilen usul ve esaslar doğrultusunda hazırlayacakları hibe başvurularının il ve Bakanlık düze-yinde değerlendirilmeleri sonucunda uygun bulunanlar programa alınmakta ve hibeye esas proje tutarlarının, ekonomik yatırımlara yönelik olanlarında yüzde 50’si, toplu basınçlı sulama sistemine yönelik olanlarında ise yüzde 75’i hibe desteği olarak program bütçesinden karşılanmıştır.

İlimizde ekonomik yatırımlar ve makine ekipman alımları kapsamında toplam bin 277 yatırımcıya 24 mil-yon 488 bin 103 TL hibe ödemesi gerçekleştirilmiştir. Gerçekleştirilen yatırımların konu ve ilçelere göre de-tayları aşağıdaki tablolarda verilmiştir.

İLÇE TAMAMLANAN TESİS SAYISI YATIRIM TUTARI (TL) HİBE ÖDEMESİ TUTARI (TL)

AKHİSAR 23 7.812.492,00 4.383.479,24

ALAŞEHİR 11 4.663.800,00 2.522.990,00

DEMİRCİ 1 498.922,00 249.461,00

KIRKAĞAÇ 6 2.064.590,00 1.032.295,00

KÖPRÜBAŞI 1 342.004,00 171.002,00

KULA 2 531.688,00 265.844,00

MERKEZ 7 1.762.656,00 959.237,90

SALİHLİ 17 5.942.454,00 2.971.227,32

SARIGÖL 3 892.610,00 446.305,00

SARUHANLI 10 2.960.297,00 1.480.148,54

SOMA 2 813.080,00 406.540,00

TURGUTLU 12 4.714.904,00 2.357.452,00

TOPLAM 95 33.215.532,00 17.245.982,00

25Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 28: manisa tarım ve gıda dergisi

Makine ekipman alımları

Toplam makine ekipman başvurusu 3.590Programa alınan makine ekipman 1.271 Sözleşme imzalamayan/ fesih edilen 89

Makine Ekipman Alımları kapsamında toplam 1182 adet makine teslim edilmiştir.

2007 yılında 74 makine-ekipman programa alınmış, 60 makine ödemesi yapılmıştır.2008 yılında 161 makine-ekipman programa alınmış, 148 makine ödemesi yapılmıştır.2009 yılında 311 makine-ekipman programa alınmış, 286 makine ödemesi yapılmıştır.2010 yılında 724 makine-ekipman programa alınmış 688 makine ödemesi yapılmıştır.

Hibeye esas proje tutarı : 15.060.739,00 TL Ödenen hibe tutarı : 7.242.121,00 TL

2010 Yılı Sonu İtibari İle Tamamlanan 95 Tesisin Konu Bazlı Dağılımı

ÜRÜN GRUBU TESİS SAYISI YATIRIM TUTARI(TL) HİBE ÖDEMESİ TUTARI (TL)

BAL PAKETLEME 1 488.150,00 244.075,00

HUBUBAT İŞLEME 3 1.169.698,00 584.849,00

KİRAZ BOYLAMA PAKETLEME 3 1.331.000,00 665.625,00

MISIR KURUTMA VE DEPOLAMA 2 693.967,72 346.983,86

SEBZE İŞLEME 6 1.707.983,00 853.991,50

SOĞUK HAVA DEPOSU 8 3.157.848,00 1.578.924,00

SUSAM İŞLEME 2 714.700,00 357.050,00

SÜT İŞLEME 6 2.460.462,00 1.230.231,00

TIBBİ AROMATİK BİTKİ İŞLEME 2 661.652,00 330.826,00

TOPLU BASINÇLI SULAMA SİSTEMİ 13 3.334.481,45 2.413.472,82

ÜZÜM İŞLEME 10 3.977.860,00 1.988.930,00

YAPRAK SALAMURA VE TURŞU 4 1.306.881,64 653.440,82

ZEYTİN İŞLEME 14 4.134.200,00 2.067.100,00

ZEYTİNYAĞI 21 7.860.966,00 3.930.483,00

TOPLAM 95 33.215.532,00 17.245.982,00

26 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 29: manisa tarım ve gıda dergisi

2010 Yılı Sonu İtibarı İle Makine Ekipmanların Ekipman Bazlı Dağılımı

PÜLVERİZATÖR 555 1.848.749,19

EL TRAKTÖRÜ 172 289.922,55

DİSKARO-GOBLE 81 175.689,00

BASINÇLI SULAMA SİSTEMİ 69 1.843.973,15

MİBZER 59 308.350,50

BALYA MAKİNESİ 47 793.517,00

SAP PARÇALAMA MAKİNESİ 29 59.846,70

SÜT SAĞIM ÜNİTESİ VE SOĞUTMA TANKI 26 606.758,00

SİLAJ MAKİNESİ 23 155.055,00

YEM HAZIRLAMA MAKİNESİ 24 318.310,00

ÇAYIR BİÇME MAKİNESİ 17 24.351,00

ZEYTİN HASAT MAKİNESİ 16 22.610,00

SOĞUK HAVA TESİSATLI TAŞIMA ARACI 11 478.857,69

TOPRAK FREZESİ 10 46.034,50

BİÇERBAĞLAR 10 37.610,00

GÜBRE DAĞITMA MAKİNESİ 8 32.557,22

MOTORLU TIRPAN 6 2.791,00

LAZERLİ TESVİYE ALETİ 6 80.712,00

HUBUBAT HARMAN MAKİNESİ 4 16.842,50

ANIZA DİREKT EKİM MAKİNESİ 2 24.875,00

ARICILIK MAKİNE VE EKİPMANI 2 875,00

PATATES SÖKÜM MAKİNESİ 2 4.650,00

TAŞ TOPLAMA MAKİNESİ 2 19.610,50

FİLE SİSTEM KURULMASI 1 49.573,50

TOPLAM 1182 7.242.121,00

MAKİNE EKİPMAN ADI HİBE ÖDEMESİNDEN FAYDALANAN ÖDENEN HİBE TUTARI (TL) ÜRETİCİ SAYISI

27Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 30: manisa tarım ve gıda dergisi

2010 Yılı Sonu İtibari İle Makine Ekipmanlarının İlçe Bazlı Dağılımı

AHMETLİ 24 100.277,50

AKHİSAR 126 716.062,17

ALAŞEHİR 82 612.700,19

DEMİRCİ 64 209.452,50

GÖLMARMARA 21 240.449,79

GÖRDES 110 175.335,50

KIRKAĞAÇ 20 100.133,94

KÖPRÜBAŞI 24 509.107,79

KULA 28 404.798,00

MERKEZ 178 1.044.249,21

SALİHLİ 194 1.367.798,37

SARIGÖL 32 190.795,47

SARUHANLI 148 726.882,32

SELENDİ 22 172.403,50

SOMA 35 183.352,50

TURGUTLU 74 488.322,25

TOPLAM 1182 7.242.121,00

İLÇESİ HİBE ÖDEMESİNDEN FAYDALANAN ÖDENEN HİBE ÜRETİCİ SAYISI TUTARI (TL)

28 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 31: manisa tarım ve gıda dergisi

29Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Intertek Test Hizmetleri A.ª.Merkez: Merkez Mah. Sanayi Cd. No.23 Altındağ Plaza • Yenibosna 34197 İST. / TURKEY

Tel: +90 212 496 46 46 • Fax: +90 212 452 80 55E-mail : [email protected] • Web Site : www.intertek-cg-tur.com • www.intertek.com

Alaºehir ªube: Kurtuluº Mah. Osman Akça Tüc. Sit. Alaºehir Ticaret Borsası Hizmet Binası No.2/2 • Alaºehir - MANİSATel: +90 236 654 15 08 • • Fax: +90 236 654 15 77 E-mail : [email protected]

"Güvenle tüketin diyesizin için KONTROL ediyoruz"

"Güvenle tüketin diyesizin için KONTROL ediyoruz"

Pestisitler Nitrat

N

itri

t

C

iva

Arsenik

Kadm

iyum

Kurşun

GLOBALGAP

IFS

PAS 2

20 BRC-FOOD

ISO/FSSC 22000

Page 32: manisa tarım ve gıda dergisi

HABER

Tarım İl Müdürü Ömer Çelik, İl Müdürü Yardımcıları, yedi Şube Müdürü ve 15 Tarım İlçe Müdürünün katılımıyla, Tarım İl Müdürlüğü toplantı salonunda, 2010 yılının değerlendirildiği, 2011 yılının ise planlamasının yapıldığı “Yıllık De-ğerlendirme ve Planlama Toplantısı” yaptı.

2010 yılında tarımsal konularda yapılan ça-lışmalar ile karşılaşılan problemlerin tartışıldığı toplantıda İl Müdürü Ömer Çelik, “Birim alan-dan daha çok ve daha kaliteli tarım-sal ürünlerin alınabilmesi için ilimiz çiftçilerinin bilinçli tarım uygulamaları yapması gerekmektedir” dedi. Bu ko-nuda Tarım İl ve İlçe Müdürlüklerine büyük görevler düştüğünü belirten Çelik, tarımda modern tekniklerin kullanılması ve tarımsal tekniklerin çiftçilere öğretilmesi amacıyla çiftçi eğitim çalışmalarına devam edilece-ğini bildirdi.

2010 yılında karşılaşılan sorunla-rın da masaya yatırıldığı toplantıda, bu sorunların çözümüne yönelik önlem-lerin alınması konularına da yer ve-rildi. Özellikle çiftçilerimizin tarımsal

üretimde maliyetlere dikkat etmesi ve üretim-lerinde maliyet hesaplaması yapması gerektiğini belirten İl Müdürü Ömer Çelik, “Bilinçsiz gübre-leme yapılarak hem topraklarımız zarar görmek-te hem de üretim maliyetleri artmaktadır. Bu durumda çiftçilerimizin toprak tahlillerini İl Mü-dürlüğümüz bünyesinde bulunan Tarımsal Analiz Laboratuarı’nda yaptırarak, tahlil sonucuna göre bilinçli gübreleme yapmaları gerekmektedir. Ay-rıca gereksiz ve aşırı zirai mücadele ilaçlamaların-

dan da kaçınarak, bu konuda da tekniğine uygun mücadele ile hem kalıntısız ürün elde edilmiş, hem de maliyeti arttırıcı yanlış uygulamaların önüne geçilmiş olacaktır.” dedi.

Sertifikalı tohum kullanımı ve sertifikalı mey-ve fidanıyla bahçe tesisinin önemine dikkat çe-ken Ömer Çelik, “Sertifikalı tohum ve meyve fidanı kullanımıyla, birim alandan daha yüksek ve daha kaliteli ürünler alınmaktadır.” dedi.

2011 yılının planlamasının da ya-pıldığı toplantıda, 2011’de uygulana-cak tarımsal uygulamalar ile İlimizin sosyo-ekonomik durumu da göz önünde bulundurularak tarımsal üre-timi desteklemeye yönelik çalışmalar görüşüldü.

“Yıllık Değerlendirme ve Planla-ma Toplantısı”nın sonunda 15 Tarım İlçe Müdürüyle bugüne kadar oldu-ğu gibi bugünden sonra da çiftçilere en üstün nitelikte hizmet verileceğini belirten Ömer Çelik, “Üreticilerimize hizmet vermekten onur duyuyoruz” dedi.

Ömer Çelik:

Çiftçimize hizmet bizim için onurdur

30 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 33: manisa tarım ve gıda dergisi

31Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 34: manisa tarım ve gıda dergisi

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yayınla-nan Web Tarım TV, Ekim ayında Tarım ve Köyiş-leri Bakanı Mehdi Eker’in açılış konuşmasıyla canlı yayın hayatına başladı. Tarım İl Müdürlüğü toplantı salonunda İl Müdürü Ömer Çelik’in, Şube Mü-dürlerinin, İl Müdürlüğü personelinin, köylerde görevli ziraat mühendislerinin ve çiftçilerin katılı-mıyla Web Tarım TV canlı yayını internet üzerin-den sinevizyon gösterimiyle izlendi.

Tarım İl Müdürü Ömer Çelik, “Web Tarım

TV’yle, Bakanlık merkez ve taşra birimlerinin fa-aliyet, politika ve uygulamalarının daha etkin bi-çimde duyurulması, Bakanlığımızın hazırladığı çiftçi eğitim filmlerine internet üzerinden de erişimin sağlanarak tarımsal yayımdan beklenen sonuçların etkinliğinin artırılması, üretici ve tüketici açısından önem taşıyan güncel konularla ilgili doğru ve ye-terli bilgilendirme yapılması amaçlanmaktadır. Çiftçilerimiz için bugünden itibaren, gerek bitkisel üretim gerekse hayvansal üretimle ilgili tüm tarım-sal konularda bilgi almak artık bir tuşa dokunmak

kadar kolay. Bakanlığımızın bu güzel hizmetinin tüm çiftçilerimize hayırlı olmasını diliyorum.” dedi.

Üreticilerin Web Tarım TV’yi izleyebilmeleri için web adresi ve uydu frekansları ile ilgili bilgiler de veren Ömer Çelik, üreticilerin Web Tarım TV yayınlarını, internet üzerinden www.tarimtv.gov.tr adresinden, ayrıca Türksat 3A uydusu üzerin-den 11172 frekans, 2960 sembol, 55.6 Fcc Yatay H değerleri girilmek suretiyle televizyondan da izleyebileceklerini ifade etti.

Web Tarım TV

HABER

yayın hayatına başladı

32 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 35: manisa tarım ve gıda dergisi

33Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 36: manisa tarım ve gıda dergisi

HABER

Ürünlerinizi sigortalatın!Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM), 2011 yılında daha fazla tarım ürününü sigorta kapsamına alarak, sigorta kapsamını genişletti.

Tarım İl Müdürü Ömer Çelik, konu ile ilgili olarak üreticileri bilgilendirmeye yönelik yaptığı açıklamada, “Tarım Sigortaları Havuzu (TAR-SİM) tarafından kapsama alınacak ürünler, risk-ler, bölgeler ve işletme ölçekleri itibariyle Devlet tarafından sağlanacak prim desteği miktarı, her yıl Bakanlığımızın teklifi üzerine Bakanlar Kuru-lu tarafından belirlenmektedir. Bu itibarla 2011 yılı uygulamalarına yönelik olarak Tarım Sigor-taları Havuzu tarafından kapsama alınacak risk-ler, ürünler, bölgeler ve prim desteği oranlarına ilişkin 2011/1244 sayılı Bakanlar Kurulu Kara-rı, 13 Ocak 2011 tarih ve 27814 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.” dedi. Çelik, alınan karar doğrultusunda getirilen yenilikleri şöyle anlattı:

“Bu karar doğrultusunda; 2011 yılında tüm

risklere yüzde 50 prim desteği verilmesi, ayrıca çiçeklenme evresinin don riski kapsamına alın-ması, risk maliyetindeki artışlar ve çiftçinin öde-yeceği prim de dikkate alınarak, sadece don riski priminin 1/3’ü oranında çiftçi tarafından, 2/3’ü oranında ise devlet prim desteği olarak karşıla-nacaktır.

Bitkisel ürünler için dolu riski ana teminatı ile birlikte; fırtına, hortum, yangın, heyelan, dep-rem, sel, ve su baskını ek riskleri paket halinde ve ayrıca, açık alanda yetiştirilen meyveler için isteğe bağlı don riski teminatı (Çiçeklenme evresi dahil),

Seralar için dolu riski ana teminatı ile birlikte; fırtına, hortum, yangın, heyelan, deprem, taşıt

çarpması, kar ve dolu ağırlığı ile sel ve su bas-kını ek riskleri paket halinde, soy kütüğü, önsoy kütüğü ve Hayvan Kayıt Sistemi’ne (TÜRKVET) kayıtlı süt ve erkek besi sığırlarında ölüm riski te-minatı,

Kapalı sistemde üretim yapan, bio-güvenlik ve hijyen tedbirlerini almış tesislerde yetiştirilen kümes hayvanlarında ölüm riski teminatı,

Denizlerde ve iç sularda yetiştirilen su ürünlerine (Her türlü hastalık, zehirlenme kaza ve bazı doğal afetler) ölüm riski teminatı,

İlgili genel şartlar, teknik şartlar, tarife ve ta-limatlar çerçevesinde Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) tarafından teminat kapsamına alın-mıştır.”

2011 yılında, 2010 yılındaki uygulamalara ilave olarak uygulanacak yenilikler konusunda da bilgiler veren Ömer Çelik, “Süt sığırlarına ilave olarak, erkek besi sığırları sigorta kapsa-mına alınmıştır. Açıkta yetiştirilen meyvelerde çiçeklenme evresi teminat kapsamına alınmış-tır. Bölgemizde yetiştiriciliği yapılan erik, kayısı, kiraz, badem, ayva vb. gibi meyve yetiştiriciliği bakımından önemlidir. Tüm risklerde yüzde 50 oranında uygulanan devlet prim desteği, sade-ce don riskinde 1/3 oranında çiftçi tarafından, 2/3 oranında devlet prim desteği olarak karşıla-nacaktır.” dedi.

Mağduriyet yaşamamaları için üreticileri bir kez daha uyaran Tarım İl Müdürü Ömer Çe-lik, “Tarım Sigortaları Havuzu TARSİM’in 2011 yılında sigorta kapsamını genişletmesiyle üreti-cilerimizin tarım ürünlerini sigorta yaptırmaları daha da kolaylaşmıştır. Tüm üreticilerimizden konuya hassasiyet göstermelerini ve tarım ürünlerini sigorta yaptırmalarını bekliyoruz.” dedi.

34 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 37: manisa tarım ve gıda dergisi

35Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 38: manisa tarım ve gıda dergisi

HABER

Tarımsal Analiz Laboratuarı

hizmete girdi

Manisa Tarım İl Müdürlüğü Tarımsal Analiz Laboratuarı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardım-cısı Bülent Arınç’ın katıldığı törenle hizmete girdi. Törende ayrıca Kırsal Kalkınma projelerinden yüzde 50 hibe destekli alet ve ekipmanların ser-tifikaları verilerek çiftçilere dağıtımı yapıldı.

Törene Devlet Bakanı ve Başbakan Yardım-cısı Bülent Arınç, AK Parti Manisa Milletvekili Mehmet Çerçi, Manisa Valisi Celalettin Güvenç, Emniyet Müdürü Adem Aydemir, İl Genel Mecli-si Başkanı Dursun Ali Yıldız, Celal Bayar Üniver-sitesi Rektörü Prof. Dr. Semra Öncü, Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Sait Ce-mal Türek, AK Parti Manisa İl Başkanı Abdurra-him Arslan, AK Parti Merkez İlçe Başkanı İsmail Önal, kurum amirleri, Tarım İl Müdürlüğü çalı-şanları ve çok sayıda çiftçi katıldı.

Açılış konuşmasını yapan Tarım İl Müdürü Ömer Çelik, laboratuar hakkında şu bilgileri ver-di:

“Bugün açılışını yapacağımız Tarımsal Analiz Laboratuarı iki bölümden oluşmaktadır. Birin-ci bölüm, eski hizmet binamızda da faaliyette olan ancak bugün gerek mekan gerekse kulla-

nılan cihazlar bakımından geliştirilerek daha mo-dern hale getirilen ‘Toprak, Yaprak ve Su Analiz Laboratuarı’dır. Yine bu laboratuarımıza TSE, EN ve İSO gibi ulusal ve uluslararası kalite yeterlilik belgeleri de alınarak, hizmet kalitesi ve standardı daha anlamlı hale getirilmiştir. Burada yılda sekiz bin civarında toprak, yaprak ve su analizleri ya-pılarak; modern tarım tekniklerinin temeli olan; çevreye duyarlı, yeterli ve dengeli bir şekilde, gübre, su, zirai ilaç kullanımına çalışılmaktadır.

Laboratuarımızın ikinci kısmı olan ‘Gıda Ana-liz Laboratuarı’ ise yeni hizmete girmiş; ulusal ve uluslararası yeterlilik belgeleri alınarak başta Av-rupa Birliği ve Rusya olmak üzere bütün ülkelere yapılacak gıda ihracatlarında analiz konusunda yetkilendirilmiştir.

Burada yaş meyve sebze başta olmak üzere gıda maddelerinde içerik tayini, gıdalarda zirai ilaç kalıntısı ve ağır metal tayini yapılabilmekte-dir. Gerek ihracata, gerekse yurtiçi tüketime sunulan gıda maddelerinin analizi, ihracatçımıza olduğu kadar çiftçimize de fayda sağlayacaktır. Kaliteli ve kalıntısız ürünlerin tespiti ve belgelen-dirilmesi sayesinde pazarlama imkânları daha da artacaktır. Laboratuarımıza gıda bölümünün ku-

rulması için 175 bin TL inşaat, 1 milyon 440 bin TL demirbaş cihaz alımı olmak üzere toplam 1 milyon 615 bin TL harcama yapılmıştır. Yapılan harcamaların 590 bin TL’si İl Özel İdaresince, 1 milyon 25 bin TL’si ise Tarım İl Müdürlüğümüz Döner Sermayesince karşılanmıştır. Tamamen yerel kaynaklar kullanılarak ve burada çalışan personelimizin mesai mefhumu gözetmeksizin özverili çalışmalarıyla bugünkü haline kavuşan Laboratuarımız bundan sonra ihracatçımız ve çiftçimizin hizmetinde olacaktır.”

Müdür Ömer Çelik, Kırsal Kalkınma proje-lerinden destekleri hakkında da, şöyle konuştu:

“Bugünkü törenimizin bir başka konusu tarım alet ve makineleridir. Bunların kalitesi ve moder-nizasyonu; ürün kalitesini ve verimini doğrudan etkileyen tarımsal üretimin vazgeçilmez unsur-larıdır. Çiftçimizin bu alet ve ekipmanlara sahip olması için Bakanlığımızca “Kırsal Kalkınma Pro-jeleri” uygulanmaktadır. Bu projeler kapsamında 2007, 2008 ve 2009 yıllarında 9 milyon 80 bin TL değerinde 507 adet makine ekipman 4 mil-yon 540 bin TL karşılıksız hibe desteği ödenerek çitçimize kazandırılmıştır. 2010 yılında da 674 adet makine ekipman yüzde 50 hibeyle çiftçi-

Bülent Arınç

36 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 39: manisa tarım ve gıda dergisi

Modern laboratuarlarımız çiftçimizin hizmetinde

mizin hizmetine sunulmaktadır. Piyasa değeri 5 milyon 440 bin TL olan bede-lin yarısı yani 2 milyon 720 bin TL hibe olarak çiftçimize ödenmektedir. Uygu-lanan projelere üreticilerimizin oldukça fazla talebi ve bu tür çalışmalara olan duyarlılığı bizleri fazlasıyla memnun et-mektedir.”

Manisa Valisi Celalettin Güvenç de, yaptığı konuşmada, laboratuarlar sayesinde çiftçinin ürününün Avrupa ve Rusya kapılarından dönmeyeceği-ni, Alaşehir’in ardından Manisa’nın bu laboratuara kavuşmasının ihracat açı-sından çok önemli olduğunu, üreticiye dağıtılan makine ve ekipmanların da üretim, kalite ve verimi ve çiftçinin re-kabet gücünü artıracağını ifade etti.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardım-cısı Bülent Arınç ise, Türkiye’nin sekiz yılda tarımda, sanayide ve ekonomi-de önemli bir yol aldığına dikkat çek-ti. Arınç, hükümetin aldığı önlemlerle siyesi istikrarın sağlandığını belirterek, siyasi ve ekonomik istikrarın olmaması durumunda Türkiye’nin 2001 krizi ile karşı karşıya kalabileceğinin altını önem-le çizdi. Manisa’nın tarımsal ağırlıklı bir şehir olduğunu ve bununla birlikte sa-nayileşmede de hızlı bir ilerlemenin yaşandığına işaret eden Arınç, “Tarımsal yönümüz gelişirken, sanayimiz de geli-şiyor. Manisa Organize Sanayi Bölgesi bugün dört kısmındaki sanayi tesisleri ile Manisa ve ülke ekonomisine önemli katkı sunmaktadır.”dedi.

Hükümetin, tarım konusunda ürün çeşitliliği ve üretim planlaması konula-rında önemli çalışmalarda bulunduğu-nu vurgulayan ARINÇ, bu çalışmalarla tarım ürünlerinin pazarlanması ve satışı konusunda üreticinin sorun yaşamadı-ğını ifade etti. Arınç, Hükümetin çiftçi-ye yaptığı desteklerin tarım sektörüne ivme kazandırdığına da işaret ederek, şöyle konuştu:

“Hükümetimizin yaptığı ürün çe-şitliliği ve üretim planlaması sayesinde üretici, hangi ürünü ne kadar ekeceğini bilerek ve arz talep dengesini sağlayarak yetiştirdiği ürünün satışında ve pazarla-masında sorun yaşamamıştır. Havza sorunu çözülmüş, üretim planlaması yapılmış, 674 çiftçimize üç trilyon liraya yakın hibe desteği verilmiştir. Üreticimiz geleneksel tarım tekniklerini bir kenara bırakarak artık bilinçli tarım yapmakta, ürettiği ürünü ihraç etmekte ve para kazanmaktadır. Türkiye’nin Güneydo-ğusu, Doğu Anadolu’su gördüğümüz kadarıyla Irak’ın mutfağı haline gelmiştir. Gaziantep’ten, Muş’a, Bitlis’e kadar her türlü ürünü dışarı satmak mümkün. Su-riye-Ürdün-Türkiye arasında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması ile bu ülkele-re giderek ürün satmak mümkün. Çok üretip, çok satıp, çok kazanacağız.”

Arınç, 2010 yılında üreticiyi des-teklemenin 70 milyon TL’yi bulduğu-na dikkat çekerek, bu desteklemelerin her sene tekrarlandığını ve ürünün her kademesinin desteklendiğini ifade etti. Enflasyonun ülkemizde sekiz yıldır tek haneli olduğunu, sanayici ve KOBİ’nin ürettiğini satarak para kazandığını be-lirten Arınç, “Bazı ürün fiyatları 10 yıl önceki fiyatlarla satılmaktadır. 10 sene önce böyle değildi. Günde üç defa fi-yat değişirdi. Yüksek maliyet, yüksek enflasyon, yüksek fiyat vardı. Bugün 10 sene önceki fiyatla aynı ürünü alabilirsi-niz.” dedi.

Törene katılan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Ma-nisa Valisi Celalettin Güvenç, Manisa Milletvekili Mehmet Çerçi, Tarım İl Müdürü Ömer Çelik, Tarımsal Analiz Laboratuarı’nın açılışını birlikte yaptı-lar. Açılışın ardından İl Müdürü Ömer Çelik, laboratuardaki cihazlar hakkında Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a ve diğer katılımcılara bil-giler verdi.

1997 yılında YSE Meydanı’nda şimdiki İl Özel İdaresi’ne ait binada faaliyetlerine başlayan laboratuarımız gelişen za-manda çok büyük mesafeler kat etmiştir.

1997 yılındaki kuruluş amacı Manisa çiftçisine toprak, yaprak ve su analizleri yönünde hizmet etmek olan labo-ratuarımız ilk başladığı yıllarda mütevazı sayılabilecek analiz sayılarına ulaşmaktaydı. Gelişen süreçte 2000 yılından sonra hızlı bir ivme ile faaliyetlerine devam eden laboratuarımız günümüze gelindiğinde yıllık 10 bin adede yakın toprak ana-lizi yapar bir konuma ulaşmıştır. Yıllar içerisinde personelini ve cihaz alet ekipman varlığını da güçlendiren laboratuarı-mız şu andaki konumu ile bölgesinin hatta Avrupa’nın sa-yılı verimlilik analizi yapan ve çiftçilere bu konular ile ilgili danışmanlık hizmeti sunan bir kurum hüviyetini kazanmıştır. Manisa Tarım İl Müdürlüğü kampusu içerisinde faaliyetlerini Tarımsal Analiz Laboratuarı adı altında yeni binasında yürüt-mekte olan laboratuarımız Manisa ve bölge çiftçisinin deği-şen ve gelişen ihtiyaçlarına uzmanlaşmış kadrosu ile hizmet vermeye gayret etmektedir.

Bölgemizde özellikle 2008 yılından sonra Alaşe-

hir ve Sarıgöl bölgesinde yetiştirilmekte olan ve Rusya Federasyonu’na ihraç olan yaş meyve ve sebze ürünlerinde ağır metal, nitrat-nitrit ve 100’ün üzerindeki pestisit etkili maddesinin analizine ihtiyaç duyulmuştur. Bu noktada mev-cut sorunlu durumda kendine görev çıkartan kurumumuz ve laboratuarımız hızla çalışmalarını tamamlayarak 2009 sonu itibarı ile alt yapısını geliştirerek son derece gelişmiş laboratuar cihazları ile donatılmış bir yaş meyve ve sebze analiz laboratuarını Tarımsal Analiz Laboratuarı bünyesinde organize etmiş ve Manisa İl Özel İdaresi Özel Gıda Kontrol Laboratuarı adı altında ikinci bir laboratuar kurarak ülkemiz-de bu anlamda bir ilki kısa sürede başarmıştır. Binin üzerinde analiz yapan laboratuarımız bölge çiftçisine ve ihracatçısına hizmet etmiştir ve etmeye devam edecektir.

Manisa Tarım İl Müdürlüğü bünyesinde Tarımsal Analiz Laboratuarı ve Manisa İl Özel İdaresi Özel Gıda Kontrol Laboratuarı isimleri altında faaliyetlerini sürdürmekte olan laboratuarlarımız Taşeron Laboratuar Yeterlilik belgesine sahip olan (TS EN ISO/IEC 17025) ve 2011 yılı içerisinde TÜRKAK akreditasyonunu tamamlayacak olan uluslararası standartlara göre çalışmalarını yürüten her yıl dönem dö-nem AB-VDLUFA ve AB-FAPAS testlerine katılmak suretiyle analiz doğruluğu ve kalitesini en yüksek düzeyde tutmaya çalışan bir kurum olarak çalışmalarını yapmaktadır.

Hem tarımsal verimlilik hem de kontrol kuruluşu niteli-ğinde her iki hizmeti yerine getirmeye çalışan laboratuarımız faaliyet alanını ilgilendiren konularda hiç bitmeyen bir istekle üreticilerin, çiftçilerin ve ihracatçıların ihtiyaçlarını karşılama-ya ilk günkü istek ve arzu ile çalışmalarını sürdürmektedir. Hizmet politikamız yüzde 100 memnuniyet üzerine kurul-muş durumdadır.

İrtibat Ve İletişim BilgilerimizAdres: II. Anafartalar Mah. 1513 Sok. No: 16 ManisaTel-Faks: 0-236-231 46 41 e-mail: [email protected]

37Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 40: manisa tarım ve gıda dergisi

HABER

Tarım Fuarı’nda dördüncü buluşmaBu yıl dördüncüsü düzenlenen Manisa Tarım ve Hayvancılık Fuarı çiftçilerle firmaları buluşturdu.

Manisa’da bu yıl 3 - 7 Kasım 2010 tarihle-ri arasında, Manisa Tarım İl Müdürlüğü ile SNS Fuarcılık’ın birlikte organize ettikleri, 4. Tarım ve Hayvancılık Fuarı, protokol üyeleri ve sektör temsilcilerinin katıldığı törenle açıldı.

Manisa Valiliği ve Tarım İl Müdürlüğü başta olmak üzere çeşitli kuruluşların destek verdiği fu-arda, 102 firma ürünlerini tanıtmak amacıyla yer aldı. Yapılan açılış törenine Manisa Valisi Celalet-tin Güvenç, Belediye Başkanı Cengiz Ergün, İl Genel Meclis Başkanı Dursun Ali Yıldız, TARSİM Genel Müdürü Bülent Bora, Tarım İl Müdürü Ömer Çelik, Ziraat Odası Başkanı Nuri Sorman, Manisa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Baş-kanı Hasan Geriter, Damızlık Sığır Yetiştiricileri

Birliği Başkanı Ahmet Kırlıoğlu, oda başkanları, siyasiler ve sektör temsilcileri katıldı.

SNS Fuarcılık adına açılış konuşmasını yapan Naime Simsaroğlu, fuarla ilgili genel bilgiler ver-di. Bu yıl fuarın dördüncü kez organize edildiğini hatırlatan Simsaroğlu, “Yoğun ilgi memnuniyet verici. Fuarımızı Tarım İl Müdürlüğü ile birlikte organize ettik. Manisa Valiliği, Manisa Belediyesi, MTSO, Ziraat Odası, Veteriner Hekimler Oda-sı, Manisa İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği de destek verdiler. Emeği geçen herkese teşekkür ederiz.” dedi.

Ziraat Odası Başkanı Nuri Sorman ise tarım ürünlerinin artık enerji sektöründe kullanıldığına

dikkat çekerek, “İstihdamda tarımın payı yüzde 29’dur. Bu nedenle desteklerin artırılması şart-tır.” dedi.

Tarım İl Müdürü Ömer Çelik de, Manisa’nın tarım sektöründeki yeriyle ilgili rakamlar vererek, “Manisa ülkemizde kuru üzümün yüzde 92’sini, tütünün yüzde 28’ini, beyaz etin yüzde 10’unu, domatesin ise yüzde 9’unu üretmektedir. Bu ne-denle İlimiz tarımsal alanda ve tarım organizas-yonlarında önemli bir ildir.” diye konuştu.

Manisa Valisi Celalettin Güvenç, Türkiye’de fuarların öneminin yeni yeni kavrandığını vurgu-ladı. Fuarlarda pazar oluştuğunu ifade eden Vali Güvenç, “Manisa bu bakımdan çok önemli bir

38 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 41: manisa tarım ve gıda dergisi

fuara ev sahipliği yapıyor. Çünkü Manisa bir ta-rım kenti. En verimli ovalardan birisine sahibiz. Modern tarıma geçmek zorundayız. Damla su-lama sistemini daha geniş tarım alanlarında yay-gınlaştırmalıyız. Tarım sigortası olmazsa olmazdır. Çünkü bunun yüz 50’sini zaten devlet ödüyor. “diye konuştu. Vali Güvenç organizasyona katkı-da bulunan herkese teşekkür etti.

Konuşmaların ardından tarım sigortası yaptı-ran ve zarara uğrayan beş üreticiye hasar tazminat çekleri Manisa Valisi Celalettin Güvenç ve TAR-SİM Genel Müdürü Bülent Bora tarafından verildi.

Fuarın açılış kurdelesi Vali Celalettin Güvenç, Belediye Başkanı Cengiz Ergün, Tarım İl Müdürü Ömer Çelik ve davetliler tarafından kesildi. Vali ve beraberindekiler Manisa Tarım İl Müdürlüğünün standından başlayarak fuarı gezdiler. Fuarda yeni ürünlerini sergileyen firma temsilcileri davetlilere bilgiler verdiler.

Damızlık İnek Yarışması

Manisa Tarım ve Hayvancılık Fuarı kapsa-mında, 6 Kasım 2010 Cumartesi günü Manisa Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’nin üçüncü kez

düzenlediği Damızlık İnek Yarışması’nda 28 adet Holstain ırkı inek, “Laktasyon” ve “Meme” kate-gorilerinde yarıştı. Başta Ziraat Bankası olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşların katkı sağladığı Damızlık İnek Yarışması ilginç görüntülere sahne oldu. Fuar merkezi yanındaki dev çadırda yapılan yarışmayı Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ramazan Kadak, Vali Yardımcısı Baha Başçelik, Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcı-sı Hüsamettin Gülhan, Manisa Tarım İl Müdürü Ömer Çelik, Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Halil Tokoğlu, OSB Başkanı Sait Türek, Manisa Ticaret Borsası Başkanı Arif Koşar, çevre illerden birlik başkanları ve çok sayıda da-vetli izledi.

Sunuculuğunu yerel sanatçı Hüsamettin Edebali’nin yaptığı yarışmanın açılış konuşmasını Manisa Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ahmet Kırlıoğlu yaptı. Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Halil Tokoğlu da konuşma-sında hayvancılık sektörünün sorunlarına dikkat çekti.

Konuşmaların ardından sigorta kapsamında TARSİM’den tazminat kazanan üreticilere çekleri verildi. Başkan Ahmet Kırlıoğlu da davetli protokol

üyelerine inek maketi hediye ederek plaket verdi. Yarışma öncesinde farklı ırklardan çeşitli inek-

ler ve 1200 kilo ağırlığındaki boğa izleyicilere gös-terildi. Yarışmada Türk ırkı olan Anadolu Alacası da büyük ilgi gördü. Birinci doğumunu gerçekleştir-miş inekler 1. Laktasyon Kategorisi’nde podyuma çıktı. İzleyicilerin büyük ilgiyle izlediği inekler kala-balık nedeniyle zaman zaman sahiplerine zor anlar yaşattı. Yapılan değerlendirmede 1. Laktasyon’da yarışan 14 inek arasında Alaşehir’den İbrahim Ulutaş’a ait “Nehir” isimli inek birinci oldu. Semih Aktarer’in “Eda” isimli ineği ikinci, Gördes’ten İs-mail Peker’in “Zara” isimli ineği de 3. oldu.

İkinci doğumunu yapmış ineklerin yer al-dığı 2. Laktasyon Kategorisi’nde ise Kula’dan Talha Aydın’ın “Balkız” isimli ineği birinci, Gördes’ten Musa Zeybek’in ineği “Şule” ikin-ci, Saruhanlı’dan Mustafa Köksaldı’ya ait “Beril 169” isimli inek de üçüncü oldu. Yarışmada ayrıca 1. Laktasyon’un birincisi “Nehir” isim-li inek aynı zamanda Meme Şampiyonu oldu. Yarışmada dereceye giren ineklerin sahiplerine kupaları ve hediyeler protokol üyeleri tarafında verildi. Yarışma sonunda gösteri yapan buzağı-lar da büyük ilgi gördü.

39Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 42: manisa tarım ve gıda dergisi

Büyükbelen Kültür ve Zeytin Festivali’nin se-kizincisi 6 Kasım 2009 tarihinde, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın da katılı-mıyla Manisa’nın Saruhanlı İlçesi’nin Büyükbelen Kasabası’nda düzenlendi.

Festivale Devlet Bakanı ve Başbakan Yar-dımcısı Bülent Arınç’ın yanı sıra Manisa Valisi Celalettin Güvenç, AK Parti Manisa Milletvekili Mehmet Çerçi, Saruhanlı Kaymakamı Kadir Ser-tel Otçu, Tarım İl Müdürü Ömer Çelik, Saruhanlı Belediye Başkanı Hüseyin Yaralı, Belde Belediye Başkanı Mehmet Keyik, diğer ilçe belediye baş-kanları, kaymakamlar, kurum amirleri ve çiftçiler katıldı.

Belde girişinde halkın yoğun ilgisi ile karşıla-şan Bakan Bülent Arınç, tekerlekli sandalye ile kendisini karşılayan Behiye Gezdi (22) ile bir süre sohbet etti. ARINÇ daha sonra protokolde Belenli 88 yaşındaki Hasan Hüseyin Küçüközer ile oturdu ve kucağına Büyükbelenli Betül Ceylin Solak’ı (4) alarak festivalin açılışında sergilenen gösterileri ilgiyle izledi.

Büyükbelen Beldesi Kapalı Pazaryeri’nde ya-pılan festivalde açılış konuşmasını beldenin AK Partili Belediye Başkanı Mehmet Keyik yaptı. Büyükbelen’in bir yılda yaşadığı değişimi anla-tan Keyik, “Beldemizde ilk kez seracılığa teşvik anlamında 1600 metrekare alana sera yaptık,

domates ve diğer ürünleri ekiyoruz. Çilekçilik konusunda belediyeye ait tarlalarda 100 dekar alanı bir üreticiye verdik ve çilek üretimi yapma-sını teşvik ettik. Beldemizin 50 yıllık su alt yapı sorunu projelendirildi ve yedi ay içinde bu soru-nu ortadan kaldırıyoruz. Bunların yanı sıra Belen zeytininin yurtdışına ihracatına başladık. Belediye olarak zeytin alım merkezi kurduk. 750 dekarlık bir ağaçlandırma sahası plandık ve badem eki-mine başlayacağız. Büyükbelen her alanda çığır atlıyor.” dedi.

Manisa Valisi Celalettin Güvenç de festivalin hayırlı olmasını, ürüne ve üreticiye bereket ge-tirmesini diledi. Güvenç, “Manisa artık zeytinde

Büyükbelen’de Zeytin Festivali coşkusu

HABER

40 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 43: manisa tarım ve gıda dergisi

de iddialı. Türkiye’nin önemli zeytin bölgelerinden birisi haline geldi. Bu-gün Manisa’da 21 milyon adet zeytin ağacımız var. Sekiz yıl önce bu rakam sekiz milyon adetti. Tarım ve Köyiş-leri Bakanlığı, Özel İdare ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın katkıları ile diktik. Bu anlamda Manisa, bugün Türkiye zeytininin yüzde 11’ini üretiyor.” dedi.”Vatandaş, belediye ve devlet işbirliği”ne dikkat çeken Gü-venç, “Artık daha kaliteli üretim yapı-yoruz. Her yıl don ve sel dolayısıyla ürünlerimiz ciddi şekilde zarar görü-yordu. Bunu Büyükbelen de yaşadı. Bunun için tarım sigortası yaptırın. Sigorta priminin yüzde 50’sini Tarım Bakanlığı karşılıyor. Lütfen bunu yap-tırın. Yağmur ve don olaylarından sonra üzülmek istemiyorsanız bunu yaptırın.” çağrısı yaptı.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yar-dımcısı Bülent Arınç ise, vatandaşın festivale olan ilgisinden söz ederek, “Ben özellikle Büyükbelen Festivali’ni seviyor ve önemsiyorum. Özellikle halkın katılımı çok iyi olur. Herkes birbiri ile birlikte oluyor. Samimi bir hava ve güzel bir katılım var. Bazı yerlerde festival adı ile yapılan kut-lamalar çok soluk olur. Biz de bun-lara gidiyoruz ve üzülüyoruz. Ama Büyükbelen Zeytin Festivali bizi her zaman mutlu ediyor.” dedi. Siyaçetçi olarak halka hizmet etmekle görevli olduklarını vurgulayan Arınç, “Bizim işimiz halkın içinde olmaktır. Hizmet etmektir. Geleceğimizin için çalışmak-tır. Bazen Hakkari’de, bazen Şırnak’ta bazen de Moğalistan’da oluyoruz. Bi-zim işimiz bu. Biz milletin efendisi de-ğil, hizmetkarıyız. Başbakanımız bu-nun en güzel örneğidir. Kosova’dan Diyarbakır’a gelir. İşi gücü oradan oraya koşmaktır. Günde iki saat uyur mu bilmem, ama çok çalışmaktadır. Koşarsanız, hizmet ederseniz milletin de duasını alır ve başarılı olursunuz.”

diye konuştu. Arınç, şöyle devam etti:

“Büyükbelen güzel insanların yeri. İşlerini iyi yapıyorlar ve başarılı oluyorlar. Zeytincilikte gelinen nokta çok iyi bir noktadır. Geçmişte atılan temeller, iş adamlarının yatırımları bu-gün karşılığını veriyor. Büyükbelen’in Manisa’da ayrı ve güzel bir yeri vardır. Ben de Belen’in sorunlarını yakından takip ediyorum. Beldenin alt yapı sorunu ile ilgili çalışmaları biliyorum. Ben de bu konuda İller Bankası ile gö-rüştüm. En kısa süre içinde beldenin su altyapı sorunu çözülecektir. Bunun en güzel örneği Saruhanlı Belediye Başkanı Hüseyin Yaralı’dır. Yıllardır ellenmeyen su alt yapısını ele aldı ve tamamıyla değiştiriyor. Artık Saruhan-lı daha güzel ve temiz su içecektir. Belen’in tarımsal sulama ile ilgili 15 km enerji hattının projesinin hazırlan-dığını biliyorum. Bu projeler TEDAŞ İl Müdürlüğü tarafından 2011 yılı içinde tamamlanacak. Bu konunun da üze-rinde titizlikle çalışıyoruz.

Bu yıl zeytin fiyatları da çok iyi. Rekolte biraz azalmış olabilir. Ancak her şey yolunda gidiyor. Allah bere-ket versin. Büyükbelen’in zeytinini ve yağını Türkiye’ye marka yapacağız. Türkiye’nin ve dünyanın her yerine Büyükbelen markasını duyuracağız.”

Konuşmaların ardından festivale katılan üreticiler arasında her yıl yapı-lan zeytin yarışmasının sonuçları açık-landı. Festivalde Edremit cinsinde bi-rinciliği Mehmet Sert, Çelebi cinsinde Hüseyin Akça, Trilye cinsinde Hüse-yin Sayar ve Domat cinsinde Hüseyin Sarı kazandı. Büyükbelen’de TARGEL personeli olarak görev yapan Zira-at Mühendisi Duygu Koşar’a plaket veren Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yarışmada birinci olan üreticilerin de ödüllerini verdi.

41Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 44: manisa tarım ve gıda dergisi

Özel İdare ve Genel Bütçe’den 125 adet damızlık koç, 30 adet Saanen teke alınarak 155 yetiştiriciye teslim edilmiştir.

350 bin adet zeytin fidanı, 25 bin adet ba-dem fidanı, 30 bin adet ceviz fidanı,120 bin adet idris, 20 bin adet kuş kirazı, 20 bin adet badem çöğürü, 76 bin 925 adet bağ fidanı, 110 adet antepfıstığı fidanı, toplam 642 bin 35 adet fidan ile 160 torba hibrit mısır tohumu Özel İdare bütçesinden alınıp dağıtımı ya-pılmıştır.

İlimizde hayvancılığı ge-liştirmek amacıyla 4342 sayılı Mera Kanunu gereği 15 köy-de toplam 11.352,455 dekar mera ıslah çalışması devam etmektedir. Yem bitkileri ekim alanlarını geliştirmek amacıy-la mera özel ödeneğinden üç bin kg korunga tohumu alınıp yaklaşık 300 dekar alanda ko-runga ekim demonstrasyonu yapılmıştır.

2009 üretim sezonu ürünleri için 2010 yılında 86.973.670,77 TL. karşılıksız destekleme ödemesi yapılmış olup destekleme primlerine başvurular devam etmektedir.

Devlet yardım mücadelesi olarak 2010 yılında dokuz ilçe-de 30 köyde 4 bin 405 dekar alanda çekirge mücadelesi ve teknik elamanlarımızın deneti-minde süne zararlısının tespit edildiği üç ilçede 4 bin 25 de-karda kimyasal ilaçlı mücadele yapılmıştır. Ayrıca üç milyon adet fidan ve sekiz milyon adet

fidenin kontrolü yapılmış, 151 adet fide - fidanlık ise ruhsatlandırılmıştır.

Hayvan hastalık ve zararlıları ile mücadele projesi kapsamında şap, veba, kuduz, brusella hastalıklarına karşı 1 milyon 202 bin 880 adet hayvan aşılanmış toplam 22 milyon 394 bin 89 adet hayvan sağlık taramasından geçirilmiştir.

Organik tarımın yaygınlaştırılması projesi

kapsamında 2010 yılında 106 dekar bağda uygu-lanmaya başlanmıştır.

İlimiz genelinde 24 adet fabrikada karma yem üretimi yapılmakta olup 490 adet ruhsatlı yem depolama ve satış yeri bulunmaktadır. 2010 yılı genelinde bin 60 denetim yapılmış olup 176 numune alınmıştır. Manisa ilinde 9 bin 723 adet gıda üretim, satış ve toplu tüketim yeri bulun-maktadır. 2010 yılı genelinde 3 bin 340 adet de-

netim yapılmıştır.

2010 yılında 7 bin 477 ih-racat sertifikası, bin 469 gıda üretim izni, 76 adet su ürünleri avcı belgesi, 94 adet gemi bel-gesi, 608 adet amatör balıkçı belgesi düzenlenerek verilmiş-tir.

İlimizde 2010 yılı itibariyle

toplam 247 adet tarımsal ko-operatif, 10 adet üretici birliği mevcuttur. Bu kooperatiflere üye olan 600 çiftçi kooperatif-çilik açısından eğitilmiştir. 2010 yılında genel bütçeyle 3 milyon 779 bin 571 TL harcanarak, 70 ailede 540 baş damızlık sığır yetiştiriciliği projesi uygu-lanmıştır.

SYDV ile 7.505.598,18 TL harcanarak 657 ailede 1340 baş damızlık sığır yetiştiriciliği projesi uygulanmıştır.

Bitkisel üremi geliştirme projesi kapsamında 30 adet kimyevi gübrede analiz çalış-ması ile kimyevi gübre satış bayilerinde 500 adet denetim yapılmıştır.

YATIRIM

2010 yılı yatırımlarıManisa Tarım İl Müdürlüğü’nün geçen yıl uygulamaya koyduğu 22 projeye Özel İdare’den 2.771.479,40 TL kaynak aktarıldı.

2010 yılında Genel Bütçe ve Özel İdare kaynaklı olarak ilimizde 22 adet proje uygulanmış olup toplam 2.771.479,40 TL harcama yapılmıştır. Projelerin konuları:

Bitkisel Üretimi Geliştirme Projesi 30.512

Hayvancılığı Geliştirme Projesi 60.806

Su Ürünleri Üretimini Geliştirme Projesi 11.000

Organik Tarımın yaygınlaştırılması Projesi 56.172

Bitki Sağlığı ve Uygulamaları Kont. Projesi 117.962

Hayvan Hast.ve Zar. İle Mücadele Projesi 159.330

Kontrol Hizmetlerinin Geliştirilmesi Projesi 5.000

Kadın Çiftçiler T.Yayım Projesi 54.197

Tarımsal Yayım Hizmetlerinin Dest. Projesi 44.201

Tarımsal Kapasitenin Geliştirilmesi Projesi 4.000

Tarımsal Kooperatiflerin Dest. Projesi 18.500

Gıda Hizmetleri Cari 59.603

İl Müdürlüğü Cari Giderleri 952.048

Mera Hizmetleri 139.722

Zeytin Üretimini Geliştirme Projesi 491.720

Badem üretimini Geliştirme Projes 126.250

Ceviz üretimini Geliştirme Projesi 113.473,5

Çöğür Fidanı Alımı 40.000

Hibrit Mısır Tohumu Alımı 23.270,40

Damızlık Koç Teke Alımı 88.000

Sofralık Bağ Projesi 174.612,50

Antepfıstığı Üretimini Geliştirme Projesi 1.100

TOPLAM 2.771.479,40.

42 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 45: manisa tarım ve gıda dergisi

43Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 46: manisa tarım ve gıda dergisi

AKHİSARAKHİSARZeytin ağaçlarının gölgesinde:

İLÇELERİMİZ

Manisa’nın dört bir yanı zeytin ağaçlarıyla süslü ilçesi Akhisar, Türkiye’nin yeşil zeytin üretiminin yüzde 70’ini gerçekleştiren tarıma dayalı ekonomisiyle önemli bir yere sahiptir.

44 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 47: manisa tarım ve gıda dergisi

Akhisar; İzmir-İstanbul karayolu üzerinde, ilçenin adını taşıyan ovanın ortasında yer alır. Manisa ilinin en büyük, Türkiye’nin ise sekizin-ci büyük ilçesidir. Manisa’ya 52, İzmir’e 90 ve Balıkesir’e 86 kilometre uzaklıktadır. Doğusunda Gördes, güneyinde Gölmarmara, batısında Sa-ruhanlı ve İzmir’in Kınık ilçesi, kuzeyinde Kırka-ğaç, Soma ve Balıkesir’in Sındırgı İlçesi ile çevrili olup, bin 750 kilometre yüzölçümüne sahiptir.

Akhisar önemli yollar üzerinde bulunmak-tadır. İzmir-İstanbul karayolu, İzmir-Ankara ve İzmir-Bandırma demiryolları Akhisar’dan geçer. Çevre ilçeler olan Gölmarmara, Kırkağaç ve Gördes’e karayolu ile bağlanmıştır. Akhisar’ın önemli yollar üzerinde bulunması, hareketli bir ticaret merkezi durumuna gelmesini sağlamıştır.

İlçe merkezi deniz seviyesinden 106 metre yüksekliktedir. Akhisar ilçe sınırları içindeki en yüksek dağ kuzeydoğuda yer alan bin 224 metre rakımlı Sıdan Dağı’dır. Ayrıca kuzeydoğuda Gö-renez Dağı bin 173, güneydoğuda Gölcük Dağı 807, güneyde Karahöyük Dağı 525 metredir ve kuzeybatıda Koru Dağı vardır. İlçenin en alçak noktası; 60 metre rakımlı Kum Çayı boğazının tabanıdır. Akhisar Ovası’nın toprak yapısı alüv-yonsaldır.

İlçe sınırları içinde akarsu yoktur. Güneyde Kum Çayı ve batıda Gürdük Çayı bulunur. Top-lam 152 kilometre uzunluğundaki Kum Çayı Türkmen Dağları’ndan doğar, Gürdük Çayı ile birleşerek suları çoğalır. Yağışların kış mevsimin-de fazla düşmesi nedeniyle debileri artar. Yaz mevsiminde sıcaklığın yüksek ve buharlaşmanın fazla olması nedeniyle bazı kollar tamamen ku-rur.

Batıdaki Yunt Dağları nedeni ile deniz etki-lerine kapalı olduğundan, karasallaşmış Akdeniz iklimi özellikleri görülür. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır. Karasallık özelliği doğudaki dağlık kesiminde daha belirgindir.

Akdeniz iklim özellikleri görüldüğü için doğal bitki örtüsü maki bitki topluluğudur. Makiler 600 metre yüksekliğe kadar görülmektedir. Daha yükseklerde ise çam ormanlarının en yaygın ol-duğu kesim, ilçenin kuzey kesimi ile güney ve batısında yer yer fundalar görülür.

Akhisar Ovası’nın aslı bir çöküntü alanıdır. Ovanın kuzeyinden güneye kuş uçuşu 30 kilo-metre olup, doğu-batı yönünden genişliği 9-40 kilometre arasındadır. Yaklaşık olarak iki milyon yıl öncesinden günümüze kadar çevredeki dağ-lardan inen Kum Çayı, Gürdük Çayı ve kollarının getirmiş olduğu alüvyonlarla örtülmüş ve bugün-kü görünümü almıştır. Akhisar depremlerin çok olduğu tektonik çukurlar ve kırıklar üzerinde bu-lunmaktadır. Bu nedenle yıkıcı sarsıntıların oldu-ğu birinci derece deprem bölgelerindendir.

Akhisar’ın demiryolu ve karayolu ile yakın il ve ilçelere bağlı oluşu ekonomik yönden ilçeyi güçlü duruma getirmiştir. Toprakları verimlidir.

Ege Bölgesi’nin en büyük tütün üretim mer-kezi iken, son yıllarda zeytin ilçede en önemli ürün haline gelmiştir. Buğday, mısır, kavun, do-mates, biber ve çekirdeksiz kuru üzüm üretimi de ekonomik öneme sahiptir. Bu ürünlerden zeytinin büyük bir bölümü ilçede işlenir. Bu mak-satla kurulmuş zeytin işleme tesisleri ve zeytinya-ğı fabrikaları mevcuttur.

Sanayi ve ekonomi

Akhisar ekonomisini tarım ve tarıma daya-lı sanayi sektörü oluşturmaktadır. Son yıllarda tütünün yerini zeytin almasıyla birlikte, ilçede üretilen zeytinlerin işlenmesi maksadıyla çok sayıda zeytin işleme tesisi ve zeytinyağı fabrikası kurulmuştur. Ayrıca Organize Sanayi Bölgesi ile ilçe merkezi, kasaba ve köylerde kurulu bulunan muhtelif sektörlerde faaliyet gösteren irili ufaklı yüzden fazla sayıda fabrika ve tesis mevcuttur. Ülkemizin tavukçuluk sektörünün önde gelen firmalarından Keskinoğlu AŞ’nin tavuk, yumurta, yem ve gübre üretimi yapılan entegre tesisleri de ilçe ekonomisine önemli girdi sağlamaktadır.

Akhisar Ticaret ve Sanayi Odası’nda bin 900, Akhisar Ticaret Borsası’nda 344, Esnaf ve Sanat-karlar Odası’nda 5 bin 632 adet olmak üzere, toplam 7 bin 876 adet ticari işletme kayıtlıdır.

İlçeye bağlı Dağdere Beldesi ile Hamit ve Çıtak köylerinde bulunan kömür ocakları özel şirketler tarafından işletilmektedir. Harmanda-lı Köyü’nde bulunan mermer ocağı ve mozaik tesislerinden başka, Akselendi Beldesi ve Do-ğankaya Köyü’nde birer taş ocağı mevcuttur. Ay-rıca Ballıca Beldesi ile Bekirler Köyü’nde rüzgar enerjisi ile ilgili çalışmalara başlanmıştır.

Akhisar, 827 bin 635 dekarlık tarım arazisi varlığı ile Manisa il merkezi dahil, Manisa’nın

en fazla tarım arazisine sahip ilçesidir.

45Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 48: manisa tarım ve gıda dergisi

İlçe ekonomisinin yüzde 70’i tarıma dayalıdır. Ziraat Odası kayıtlarında 33 bin 339 çiftçi vardır. İlçede tarım sektörünün en gelişmiş dalı zeytin yetiştiriciliğidir. Akhisar, 827 bin 635 dekarlık tarım arazisi varlığı ile Manisa il merkezi dahil, Manisa’nın en fazla tarım arazisine sahip ilçesidir. Bunun 337 bin 805 dekarlık ( yüzde 41) kısmın-da sulu tarım yapılmaktadır. Ekonomik olarak zeytin, tütün, buğday, mısır, bağ, domates, biber ve kavun üretimi yapılmaktadır. Akhisar, 10 mil-yon 318 bin zeytin ağacı varlığı ile zeytincilik için bir merkez konumundadır.

Tarihçe

M.Ö. 14. yüzyılda İskitlerle birlikte akınlar yapmakta olan bir Amazon kolunun Lidya’ya kadar uzandığı ve kraliçeleri “Myrine” tarafın-dan Akhisar’la Dikili arasında kurulan kasabalar içinde Akhisar’ın bir amazon karargahı halinde küçük bir kasaba olarak kurulduğu belirtilmekte-dir. Aradan bin 300 yıl geçtikten sonra, M.Ö. 24 yılında bir deprem sonunda yıkılan bu kasaba, bir amazon komutanı olan “Thyateira”nın adını taşı-maktaydı. “Tyatir”in kuruluşundan sonra, Helen Rumları tarafından Polonia, Ohipko, Semiramis gibi başka isimlerle anıldı.

Akhisar tarih boyunca Hititler, Akadlar, Lid-yalılar, Romalılar, Bizanslılar, Saruhanlılar ve Osmanlılar yönetiminde kalmıştır. Lidyalılar za-manında senatosuyla, kalabalık nüfusuyla ve zen-ginliğiyle önemli bir şehir olmuştur.

Bizans imparatoru “Konstantin” tarafından Gölmarmara’ya sürülen Tyeder, şimdiki istas-yonla eski hastane arasına beyaz bir kale yaptır-ması neticesinde, Tyatir (Thyateira veya Thyati-ra) adı “Aspro-Kastro” oldu. Aspro; ak, kastro; hisar demektir. 1307 yılında Türklerin yönetimi-ne geçince, “Aspro-Kastro” adı Türkçeleştirilerek “Akhisar” oldu. 1390 yılında Akhisar, Osmanlı

Türklerinin yönetimine geçti. 1923 yılına ka-dar Saruhan Sancağı’nın kazası olarak yönetildi. 1923 yılında Saruhan Sancağı, vilayet olduğunda; ona bağlı bir kaza olarak kaldı. 1927 yılında Sa-ruhan Vilayeti’nin adı Bakanlar Kurulunca Mani-sa Vilayeti olarak değiştirildi. Akhisar da Manisa Vilayeti’nin kazası oldu.

Birinci Dünya Savaşı’ndan önce nüfusu 12 bin kadar olup, yüzde 75’inden fazlasını Türk-ler, geri kalanını ise Rum ve Ermeniler oluştu-ruyordu. 1919-1922 yılları arasında Yunan işgali altında kaldı. 6 Eylül 1922 tarihinde düşman işgalinden kurtuldu. Şehri terk eden Rum ve Er-menilerin yerine iskan edilen, Rumeli Türkleri ile Yugoslavya’dan gelen Türk göçmenleri nüfu-su hızla arttırarak 1927’de Akhisar’ın nüfusunun 18 bine ulaşmasını sağladı.

İdari durum ve nüfus

Akhisar, ilçe merkezi haricinde dokuz belde ve 86 köyden oluşmaktadır. İlçe merkezinde 14, beldelerde ise 36 mahalle muhtarlığı mevcuttur. Köylerimizde genellikle toplu yerleşim düzeni vardır.

Akhisar, 10 milyon 318 bin zeytin ağacı varlığı ile zeytincilik için bir merkez konumundadır.

46 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 49: manisa tarım ve gıda dergisi

Turizm ve kültür İlçemizde turizm sektörünün çok canlı oldu-

ğu söylenemez. Bazen günübirlik gelen yabancı turistler dışında çok fazla hareketlilik görülmez. İlçede dört yıldızlı ve 110 yatak kapasiteli Palm City Otel ve 3 yıldızlı 89 yatak kapasiteli Tütün Otel olmak üzere, turizm belgeli iki otel vardır. Ayrıca belediye ruhsatlı, toplam 219 yatak kapa-siteli yedi otel ile birlikte ilçedeki tüm otellerin yatak kapasitesi 418 olmaktadır.

Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde Thyateira’in önemli bir dini merkez olduğu, Hıristiyanlığın ilk yedi kilisesinden birisinin Akhisar’da bulunduğu bilinmektedir. Başta “Tepe Mezarı” olmak üzere; Ulu Cami, Paşa Camisi ve Hamamı gibi görül-meye değer tarihi mekanlar mevcuttur.

Her yıl mayıs ayında yapılan Çağlak Festivali, içerdiği sosyal ve kültürel etkinliklerle ilçede ha-reketlilik yaşanmasına yol açar.

İlçemizde, Belediye’ye ait 500 kişi kapasite-

li sinema salonu ile 450 kişilik Bülent Ciğeroğlu Kültür Merkezi mevcuttur. Her gün film gösteri-mi yapılmakta olup, muhtelif zamanlarda tiyatro oyunu, konferans, seminer gibi kültürel etkinlik-ler düzenlenmektedir. Akhisar Musiki Derneği yılda üç dört kez konser düzenlemekte, sanat ve kültüre yönelik dernek ve vakıflar da değişik kültür ve sanat etkinliklerinde bulunmaktadırlar. 2009 yılında hizmete açılan Gölet Tesisleri de sosyal ve kültürel açıdan önemli bir fonksiyon üstlenmektedir.

İlçe merkezinde bulunan Zeynelzade Halk Kütüphanesi’nden başka; Akselendi, Beyoba, Mecidiye ve Süleymanlı kasabalarında belediye bünyesinde yer alan kütüphaneler mevcut olup, bu kütüphanelerimizde toplam 50 bin 129 adet kitap vardır.

İlçemizde yerel televizyon kanalı bulunma-masına karşın, iki adet yerel radyo kanalı yayın yapmakta olup, ayrıca günlük basılan üç adet ye-rel gazete bulunmaktadır.

İlçedeki kültürel yapı homojen olmamakla birlikte, yörenin özelliklerini yansıtır. İlçe merke-zi ile birkaç kasaba ve köyde Balkanların kültürel havası eserken, dağlık ve ormanlık alanlarda Yö-rük kültürü yaşatılmaktadır.

Keçecilik ve dekoratif amaçlı minyatür at arabası, fayton ve kağnı üretimi de kültürel bir öğe olarak devam ettirilmektedir. Belediyenin ve okulların kurduğu ekipler ile yöreye özgü halk oyunları yaşatılmaktadır.

Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde Thyateira’in önemli bir dini merkez olduğu, Hıristiyanlığın ilk yedi kilisesinden birisinin Akhisar’da bulunduğu biliniyor.

47Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 50: manisa tarım ve gıda dergisi

RÖPORTAJ

Akhisar zeytini marka olacakAkhisar, kayıtlı 11 milyon ağaç varlığıyla Türkiye’nin sofralık zeytin ihtiyacının yüzde 70’ini karşılıyor. Akhisar Ticaret Borsası’nın hedefi ise Akhisar’ı zeytinde marka yapmak…

Bundan 20 yıl öncesine kadar tütün bölgesi olarak anılan Akhisar, hızla artan ağaç varlığıyla zeytinciliğin merkezi haline geldi. Kayıtlı zeytin ağacı sayısı 11 milyonu bulan Akhisar’da üretilen sofralık zeytin miktarı Türkiye ihtiyacının yüzde 70’ini karşılarken, zeytin sektörünün hızlı yük-selişi bölge istihdamı ve ekonomisine de önemli katkılar sağlıyor. Zeytinin ekonomik açıdan şeh-re önemli bir girdi yarattığını belirten Akhisar Ticaret Borsası Meclis Başkanı Fettah Gürmen 150’nin üzerinde kayıtlı işletmede devamlı istih-damın üç bin kişiyi geçtiğini söylüyor. Hammad-

de eksikliği ve kayıt dışılığın sektörü ciddi şekilde etkilediğine dikkat çeken Gürmen, bu noktada üretici birliklerinin kurulması gerektiğine vurgu yapıyor. Akhisar zeytininin hak ettiği yerde ol-madığını dile getiren Fettah Gürmen, Ticaret Borsası olarak hedeflerinin Akhisar’ı zeytinde marka yapmak olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Zeytinde bir kişisel firmayı değil, bu şehri marka yapmak istiyoruz.”

l Akhisar son yıllarda zeytincilik sektöründe hızla yükseliyor. Sektörü genel olarak nasıl de-

ğerlendiriyorsunuz?GÜRMEN: Zeytin bütün Akdeniz

Bölgesi’nde ve ikliminde yetişen bir ürün. Bugün Türkiye’de sofralık zeytinde Manisa ve bunun içerisinde de en büyük ölçekte olan Akhisar bir numara. Resmi kayıtlara bakıldığında, Akhisar’da kayıtlı zeytin ağacımız 11 milyondur. Bunun dı-şında kaydı olmayan, yani destekleme primlerin-den önce ekilen ve şu an tarla olarak görülen ama zeytinlik olan çok ciddi bir alanımız da var. Bunun haricinde de bozuk orman alanlarında yıllardan beri yetişmiş, tapusu olmayan, bizim

CEYDA ADARCEYDA ADAR

48 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 51: manisa tarım ve gıda dergisi

hesabımıza göre 1 milyonun üzerinde ağaç var. Dolayısıyla bunlar, il ve ilçe tarımı kayıtlarına gir-miyor. Onları da eklediğinizde Akhisar’daki ağaç varlığı sayısı 13 milyonu geçmektedir. Marmara Bölgesi’nde İznik, Orhangazi, Mudanya, Gemlik olmak üzere dört ilçe var zeytin üretimi yapan. Bunların toplam ürettiği ürün, ağaç sayısı resmi kayıtlarda 9.5 milyon. Yani Marmara’daki tüm zeytin üretilen ilçeleri üst üste koyduğunuz za-man Akhisar’daki ağaç bandına ulaşmıyor. Daha önceki yıllarda bölgemizde dar alanlarda zeytin üretimi yapılmaktaydı. Son 15-20 yıldır bölge-mizde zeytincilik çok hızlı bir şekilde arttı. Özel-likle tütün devlet politikası olmaktan çıkarılınca, zeytinlik alanlarımız çok hızlı bir şekilde büyüdü. Bizim bölgemizdeki zeytin üretimimiz ağırlıklı olarak sofralık zeytine yönelik, yani katma değeri ciddi anlamda yüksek olan bir ürün. Böylelikle bölgedeki bütün zeytin ticaretiyle uğraşan, bu işin sanayisini yapanların hammadde merkezi Akhisar oldu. Kaldı ki burada 20-25 kilometrelik bir daire çizdiğimizde, kuzeybatımızdaki Kırkağaç ve Soma, güneyimizdeki Saruhanlı ve doğu is-tikametimizdeki Gördes ve Gölmarmara’yı bu-raya eklediğimiz zaman Akhisar bu işin merkezi haline geldi ve bir pazar oluştu.

l Akhisar’daki zeytininin özellikleri neler?GÜRMEN: Her yörenin kendine has bir

zeytini var. Akhisar, bölgesinde çeşitliliği en faz-la olan yer. Mesela Akhisar’ın uslu zeytini var. Türkiye’de bir tek bu bölgede yetişiyor. Domat zeytini zaten Zeytinliova’nın ırkıdır. Yani Osmanlı Dönemi’ndeki yerli Rumların burada zeytin ta-

rımı yaptığı dönemden olan ırklar Uslu ve Do-mat. Artı Edremit zeytini veya Ayvalık denilen çeşit de yine bölgemizde olan bir zeytindir. Akhisar’da hem domat zeytini hem Edremit zeytini hem uslu zeytin hem de Gemlik zeytini var.

l Zeytin sektörünün gelişmesinin istihdama ve ilçe ekonomisine katkısı nasıl oldu?

GÜRMEN: Burada kayıtlı işletme sayısı şu anda 150’nin üzerinde. Bu işte devamlı olarak istihdam, üç bin kişiyi geçmektedir. Sadece zey-tinin işlenmesiyle ilgili olan istihdamdan bahse-diyorum. Artı fason işçilikle evlerde doldurulan biberli zeytini de buna katarsak, Akhisar’da her gün 7-8 bin kişi zeytin işiyle uğraşıyor. Bu, hazır toplanmış zeytinin üretimiyle ve sofralara hazır-lanmasıyla ilgili olan bölüm. Geçen yıl Akhisar’da 220 bin tonluk tarihi bir rekolte oldu. Bu sene de geçen seneki fazlalıktan dolayı resmi rakam-larla 70 bin ton civarında bir zeytin üretimi oldu. Daha önce de belirttiğim gibi bizim bölgemiz-de yağlık zeytinden ziyade sofralık zeytin var ve sırıkla toplama asla yapılmıyor. Çünkü filizlerin kırılmasıyla gelecek yılda ürün alma şansınızı yarı yarıya yok etmiş oluyorsunuz. Bu nedenle böl-gemizde elle sıyırma yapılmakta ve geçen sene toplamaya giden yevmiye 2,5 milyon, bu seneki rakamlarla da 1 milyon lira yevmiyedir. Bu da bölgede çok ciddi bir istihdam yarattı. Bunun sadece toplaması değil, bölgemizdeki İl ve İlçe Tarım Müdürlüklerimizin açtığı zeytin budama kurslarıyla burada binlerce insanımız budamayla ilgili sertifikada aldı. Sadece Akhisar bölgesindeki

değil, kendi çanağımızdaki diğer ilçelerimize de özellikle zeytin ağacı olmayan fakir köylerimiz, yetiştirdiği budama ustalarıyla bütün bölgenin zeytinini budar hale geldi. Şu an Akhisar’da tah-min ediyorum binlerce insan zeytin budamaya başladı. Bu da ağaçların çiçeklenmesine yani ma-yıs ayına kadar devam edecek. Dolayısıyla bizim şehrimize zeytinin ekonomik açıdan çok ciddi manada bir girdisi oldu. Bu sadece işin istihdam boyutu. Onun haricinde bölgemiz sofralık zey-tinden dolayı ciddi bir katma değer üretmekte. 150’nin üzerindeki resmi kayıtlı işletmemizde yılda binlerce ton zeytin üretimi olmakta. Şu an tahmin ediyorum, 40 ülkenin üzerinde dünya ülkesine de zeytin ve zeytinyağı ihracatı yapıl-maktadır.

l İç pazarda Akhisar’ın konumu nasıl?GÜRMEN: Önümüzdeki yıl eğer bir afet

veya doğal sebepten dolayı problem yaşamaz-sak, 3,5-4 milyon yeni yetişen ağacımızla beraber Akhisar’da 300 bin ton zeytin üretimi olmasını planlıyoruz. Biz bu zamana kadar Akhisar ve Ma-nisa olarak zeytinyağında çok büyük bir oyuncu değildik. Fakat bu kadar zeytin Türkiye’de hiçbir yerde üretilmese bile, sadece Manisa ölçeğinde üretilen zeytinin Türkiye iç pazarında yenerek tüketilmesi mümkün değil. Şu ana kadar yağda en büyük üretim bölgesi Aydın bölgesidir. Res-mi kayıtlara baktığımız zaman Aydın bölgesinde 22-23 milyon zeytin ağacı vardır. Fakat özellikle Aydın Bölgesi’nin zeytin üretimi yoğunluk olarak yağlık, arazileri çok dik olduğu, budama işlemleri çok fazla olmadığı, sırıkla toplama ve geç hasat olduğu için var yılı ile yok yılı arasında korkunç bir uçurum vardır. Yani bir sene iyi bir ürün varken, diğer senesinde hiç yoktur. Ama bizim Manisa bölgemizi zeytin üretiminde var yılı ile yok yılını Avrupa normlarında, yani İspanya ve İtalya’nın üzerine çıkardık. Çok ciddi budama ve bakım ile var yılı ile yok yılı arasındaki farkı çok aza indir-memiz, bölgede yıllara göre gelir değişikliğini de en aza indirdi.

Ticaret Borsası Meclis Başkanı Fettah GÜRMEN

49Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 52: manisa tarım ve gıda dergisi

l Akhisar zeytini sizce hak ettiği yerde mi?GÜRMEN: Hak ettiği yerde tabii ki değil.

Ama bunun cevabını çok farklı analiz ederek vermek lazım. Yoksa işin en kolay tarafı hak ettiği yerde değil demek. Globalleşen dünyada görü-len şu: Siz en güzel balı yapsanız ve bunu en güzel şekilde işleseniz de eğer siz en iyi şekilde dünya ve iç pazarlara pazarlama organizasyonu-nu kuramadıysanız, üretici, işletmeci, sanayici ve şehrin bu manadaki tüm katmanlarına etki eden şehrin gelir düzeyini yeteri kadar hak ettiği yere getirmemiş olursunuz.

l Pazarlamada eksikler olduğunu mu düşü-nüyorsunuz?

GÜRMEN: Pazarlamada çok ciddi eksiklik var. Bu konu çok irdelenmesi, masaya yatırılma-sı gereken bir konu. Hammadde eksikliğinden, yetersizliğinden ve ani fiyat artışlarından dolayı bu işi yapan sanayici ve bu işi nihai noktaya ulaş-tıran pazarlamacı, market veya toptancı arasında ciddi bir zincirde kopukluk oluştu. Ayrıca bu işin özellikle stokçuluğunu yapan sektör dışı insan-ların sektörde ciddi manada oyuncu olduğunu görüyoruz. Bununla birlikte sektörde hala kayıt dışı devam ediyor. Tabii bunlar pazarlamayı ve hak edilen noktayı ciddi manada etkiliyor.

Üretici birlikleri kurulmalıl Zeytincilik sektörünü geliştirmek adına ça-

lışmalarınız var mı?GÜRMEN: Biz Akhisar Ticaret Borsası ola-

rak bu işi kendimize görev edindik. Çünkü biz bu işten ekmek yiyen, yıllardan beri bu işin hem çiftçiliğini hem sanayiciliğini yapan hem de üre-ticisi olan, tabiri caizse gönüllü amelesiyiz. Biz bu işi severek yapıyoruz. Çocuklarımızın karnını bu kazançlarla doyuruyoruz, okutuyoruz. Bu bizim gelir kaynağımız. Dolayısıyla biz üzerimi-ze düşen görevi en iyi şekilde yerine getirme

adına Akhisar Ticaret Borsası olarak, geçen sene 25 Eylül’de Hasat Şenliği yaptık. Buradaki hede-fimiz, Akhisar’ı zeytinde marka yapmak. Nasıl ki bir Marmaris deyince insanın aklına tatil, bir Gemlik deyince zeytin geliyorsa biz de Akhisar deyince insanların aklına zeytin, zeytinyağı gelsin istiyoruz. Bu sebeple Hasat Şenliği yaptık. Hem Akhisar Ticaret Borsası olarak hem de şahsı-mızda zeytinde bir kişisel firmayı değil, bu şehri marka yapmak istiyoruz. Zaten eğer bu şehri biz marka yapabilirsek zeytin ve zeytinyağında on-dan sonra kişisel firmaların markaları kendiliğin-den değer kazanacak.

l Size destek veren başka kurumlar var mı?GÜRMEN: Kurumsal olarak Akhisar Bele-

diyesi de zeytinin markalaşması için çok ciddi manada destek veriyor. Ama onun haricinde biz hem Ziraat Odası’yla hem Ticaret ve Sanayi Odası’yla yani şehirdeki tüm sivil toplum örgüt-leriyle bu şehri ve zeytini hak ettiği yere getir-mek ve şehri zeytinde bir marka yapmak iste-riz. Belediye bu konuda bize bu sene çok ciddi destek verdi. Aynı desteği diğer kurumlardan da görmek isteriz.

l Manisa’nın zeytinyağı üretimini gelecek yıl-lar için nasıl değerlendiriyorsunuz?

GÜRMEN: Manisa’nın, Türkiye’de en bü-yük yağ üreticisi olan Aydın İli’ni bir iki yıl içe-risinde geçeceğine inanıyorum. Gelecek yıl Manisa’da zeytinyağı üretiminin 50 bin ton ola-cağını düşünüyorum. Dolayısıyla Manisa zeytin-yağında Türkiye’nin en büyük oyuncusu olacak, hem kalitesiyle hem aromasıyla hem nefasetiyle hem de tesisleriyle. Çünkü burada kırsal kal-kınma destekleri ile çok güzel zeytinyağı sıkım tesisleri yapıldı. Manisa ve Akhisar Bölgesi, zey-tinyağında da inşallah 1-2 yıl içerisinde büyük bir patlama yapacak.

EMİN DEMİRCİAkhisar Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı

Akhisar’daki zeytincilik eskidir. 1980’li yıl-larda 1 milyon 800 bin civarında zeytin ağacı vardı. Tütünde kazancın azalması, zeytinin iyi geçmesi, sofralık zeytinde de katma değerin iyi olması ve aile ekonomisine katkıda bulunması dolayısıyla yavaş yavaş tütünden zeytine dö-nenler oldu. Artı sonraki yıllarda tütünün kota-ya girmesi, devlet alımlarının azalması gibi şey-lerle zeytinde de özellikle Gemlik zeytininin iyi para kazandırdığını gören çiftçi, o zeytini dik-meye başladı. Domat zeytinde de Türkiye’de merkez burasıdır, o da iyi para kazandırınca Akhisar hızla zeytincilik merkezi haline geldi.

Zeytinin istihdama çok büyük katkısı vardır. Sadece geçen sene hasat zamanında tarlada çalışan işçi sayısı iki milyon kişidir. Akhisar’da bugün mahsul veren, mahsul vermeyen 10 milyon ağaç var. 10 milyon ağacın budanması var. Yarısını bir yıl, yarısını diğer yıl olarak kabul edersek, her yıl beş milyon ağaç budanıyor. Budama işçiliği için 500 bin kişiye ihtiyaç olu-yor. Gübreleme ve diğer faaliyetleri de koyar-sanız 550 bin kişi. Tabii bu da ocaktan nisana kadar olan devredir. Şu anda Akhisar’da zeytin olmayan veya az olan bölgelerde, Tarım İlçe Müdürlüğü’nün yaptığı budama kursları ile elemanlar yetiştiriliyor, zeytinliklerin bir kıs-mını onlar buduyorlar ve istihdama çok katkısı oluyor. Ortalama üç bin kişi de işletmelerde çalışıyor.

Zeytincilik işletmeleri için Süleyman-lı Kasabası’nda bir arazide Akhisar Zeytin ve Zeytinyağı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurulması planlanıyor. Bununla ilgili Bakanlık nezdinde çalışmalar devam ediyor. Bölgenin kurulmasıyla birlikte öncelikle atık su proble-mi olmayacak. İkincisi küçük işletmelerimiz var bizim. Yani kabuğu dar geliyor, genişleyemi-yorlar. Onlar rahatlayacak, Akhisar’a dışarıdan yatırımlar gelecek.

Zeytin ve Zeytinyağı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kuruluyor

50 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 53: manisa tarım ve gıda dergisi

51Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 54: manisa tarım ve gıda dergisi

DESTEKLEME

Akhisar’da projeye destek

23Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında geçen yıl Akhisar’da 23 projeye yaklaşık 4.5 milyon liralık destek verildi.

KKYDP ekonomik yatırımlar kapsamında Akhisar İlçemizde 2010 yılı sonu itibarı ile 23 adet proje tamamlanmıştır.

2006 yılında I. Etap 2 proje tamamlanmıştır. II. Etap 7 proje tamamlanmıştır.2007 yılında III. Etap 7 proje tamamlanmıştır.2008 yılında IV. Etap 2 proje tamamlanmıştır.2009 yılında V. Etap 5 proje tamamlanmıştır.

ÜRÜN GRUP Toplam Yatırım Tutarı Hibe Tutarı

SULAMA 5 2.115.175,91 1.558.137,18

SUSAM 2 717.400,00 358.700,00

SÜT 2 845.702,00 422.851,00

ZEYTİN 8 2.179.608,00 1.089.804,00

ZEYTİNYAĞI 6 2.166.533,60 1.083.266,80

Genel Toplam 23 8.024.419,51 4.512.758,98

Akhisar İlçesi Ekonomik Yatırımlar Konu Bazlı Dağılım

Gerçekleşen yatırım tutarı : 8.024.419,51 TL

Gerçekleşen hibe ödemesi : 4.512.758,98 TL

52 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 55: manisa tarım ve gıda dergisi

Etap

Proje Baş lama Tarihi

Proje bit iş Tarihi Proje Ad ı (*)

Toplam Proje Tutar ı

Taleb Edilen hibe Tutar ı Yat ır ım Türü

1.ETAP 01.09.2006 24.11.2007 SOFRALIK ZEYTİN İŞLEME VE PAKETLEME

346.065,00 173.033,00 YENİ TESİS

1.ETAP 21.08.2006 20.11.2007 ZEYTİN İŞLEME PAKETLEME TESİSİ

348.600,00 174.300,00 YENİ TESİS

2.ETAP 27.11.2006 02.12.2007 BASINÇLI SULAMA SİSTEMİ

338.118,00 253.470,00 Sulama

2.ETAP 27.11.2006 02.09.2007 BASINÇLI SULAMA SİSTEMİ

372.955,00 279.715,00 Sulama

2.ETAP 20.11.2006 31.08.2007 SUSAM İŞLME VE SUSAM ÜRÜNLERİNİN ÜRETİMİ PAKETLEMESİ

289.400,00 144.700,00 YENİ TESİS

2.ETAP 27.11.2006 28.02.2008 ZEYTİN PAKETLEME VE PAZARLAMA TESİSİ

128.300,00 64.150,00 YENİ TESİS

2.ETAP 28.11.2006 30.04.2007 ZEYTİN ÜRETİM DEPOLAMA PAZARLAMA

346.600,00 173.300,00 YENİ TESİS

2.ETAP 29.11.2006 06.10.2008 ZEYTİN SIKMA 285.000,00 142.500,00 YENİ TESİS 2.ETAP 28.11.2006 30.11.2007 ZEYTİN YAĞI ÜRETİM

DEPOLAMA PAZARLAMA 349.400,00 174.700,00 YENİ TESİS

3.ETAP 24.08.2007 24.11.2008 SÜT İŞLETME TESİSİ 346.000,00 173.000,00 TEKNOLOJİK YENİLEME 3.ETAP 31.08.2007 01.11.2008 SOFRALIK ZEYTİN İŞLEME

TESİSİ 303.157,00 151.578,00 KISMEN

YAPILMIŞ(TAMAMLAMA) 3.ETAP 30.08.2007 30.11.2008 SOFRALIK ZEYTİN ÜRETİM

KAPASİTE ARTIRIMI 344.500,00 172.250,00 TEKNOLOJİK YENİLEME

3.ETAP 29.08.2007 18.12.2008 ZEYTİN İŞLEME DEP.AMB.PAK.TESİSİ

119.786,00 59.893,00 TEKNOLOJİK YENİLEME

3.ETAP 01.09.2007 27.11.2008 ZEYTİN YAĞI TESİSİ 348.000,00 174.000,00 KISMEN YAPILMIŞ(TAMAMLAMA)

3.ETAP 01.12.2007 01.01.2008 ZEYTİNYAĞI ÜRETİM 339.900,00 169.950,00 KISMEN YAPILMIŞ(TAMAMLAMA)

3.ETAP 29.08.2007 28.11.2008 ZEYTİNYAĞI ÜRETİM TESİSİ

344.250,00 172.125,00 YENİ TESİS

4.ETAP 24.03.2009 03.11.2010 Toplu Damla Sulama 472.518,37 326.263,77 YENİ TESİS

4.ETAP 01.04.2009 01.10.2010 Zeytin İşleme 242.600,00 121.300,00 TEKNOLOJİK YENİLEME

5.ETAP 26.04.2010 01.12.2010 II.KISIM DAMLA SULAMA PROJESİ 500.000,00 375.000,00 YENİ TESİS

5.ETAP 19.04.2010 01.12.2010 TOPLU BASINÇLI (DAMLA) SULAMA 431.584,54 323.688,41 YENİ TESİS

5.ETAP 22.04.2010 01.12.2010

Susam İşleme ve Susam Ürünleri Üretim Depolama ve Paketleme 428.000,00 214.000,00 YENİ TESİS

5.ETAP 19.03.2010 01.12.2010 Süt İşleme Kapasite Artırımı 499.702,00 249.851,00 TEKNOLOJİK YENİLEME 5.ETAP 01.04.2010 01.12.2010 Zeytin Yağı Üretimi 499.983,60 249.991,80 TEKNOLOJİK YENİLEME

Proje Proje Toplam TalebBaşlama Bitiş Proje EdilenTarihi Tarihi Proje Adı (*) Tutarı hibe Tutarı Yatırım Türü

1.ETAP

1.ETAP

2.ETAP

2.ETAP

2.ETAP

2.ETAP

2.ETAP

2.ETAP2.ETAP

3.ETAP3.ETAP

3.ETAP

3.ETAP

3.ETAP

3.ETAP

3.ETAP

4.ETAP4.ETAP

5.ETAP

5.ETAP

5.ETAP5.ETAP5.ETAP

53Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 56: manisa tarım ve gıda dergisi

Yıl

Yatırım konusu 2007 2008 2009 2010 Genel Toplam

Balyalama 7 1 8

Çayır Biçme Makinesi 1 2 3

DAMLA SULAMA 2 1 2 1 6

Diskaro-Goble 27 27

El traktörü 1 4 5

Gübre dağıtma makinesi 1 1

LAZERLİ TESVİYE ALETİ 1 1

Mibzer 2 2

Mibzer 2 2

Pulverizatör 6 20 34 60

Sap Parçalama Makinesi 1 2 3

SILAJ MAKİNESİ 1 1

Soğuk Hava Tesisatlı Taşıma Aracı 1 1 2

Süt Sağım Ünitesi ve Soğutma tankı 1 1 2

YEM HAZIRLAMA ARAÇLARI 1 1 2

Zeytin hasat makinesi 1 1

Genel Toplam 9 11 30 76 126

Akhisar İlçemizdeMakine Ekipman Alımları kapsamında toplam 126 adet makine teslim edilmiştir.

2007 yılında 9 makine ödemesi yapılmıştır.2008 yılında 11 makine ödemesi yapılmıştır.2009 yılında 30 makine ödemesi yapılmıştır.2010 yılında 76 makine ödemesi yapılmıştır.

Hibeye esas proje tutarı : 1.564.133,44 TL Ödenen hibe tutarı : 716.062,17 TL

Makine Ekipman Dağılımı

54 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 57: manisa tarım ve gıda dergisi

55Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 58: manisa tarım ve gıda dergisi

Bereketli ve kutsal zeytin ağacı

OSMAN KALPAKProje ve İstatistik Şube Müdürü

PROJE VE İSTATİSTİK

Kutsal kitaplarda adı geçen zeytin ağacı, Anadolu’nun bereketli topraklarında da kök salıyor. Mevut potansiyeli değerlendirebilirsek ülkemiz zeytinde dünya liderliği koltuğuna oturabilir.

Bütün kutsal dinlerde (İslamiyet, Hıristiyanlık ve Musevilik) zeytin ağa-cından bahsedilmektedir. Ağaçların ilki olduğu öne sürülmektedir. Kuran-ı Kerim’de “İncir ve zeytine andolsun” diye ayet vardır. İncir gerçek ağacı, zeytin hayat ağacı olarak bilinir. İncir erkekliği, zeytin dişiliği temsil eder. Tarih boyunca da barışın simgesi olmuştur.

Bir ağaç, kutsal kitaplar dahil, bütün insanlık yaşam tarihinde yer almışsa

gerçekten çok önemli bir bitkidir. Daha iyisi yağdır, zeytinyağı sıkılınca direk tüketime sunulmaktadır. Diğer yağlar da muhakkak işlem yapmak gerek-mektedir.

Dünyada yaklaşık 7,5 milyon hektar alanda 800 milyon civarında zeytin ağacı bulunmaktadır. Yaklaşık 150 milyon civarı ağaç Ülkemizde bulunmak-tadır. Bu üretimle dünyada 4. sırada yer almaktayız. Zeytin yetiştiriciliğin-de birinciliği İspanya, ikinciliği İtalya ve üçüncülüğü Yunanistan almaktadır. Zeytinyağı üretimimiz 200 bin ton, zeytin üretimimiz de 1,5 milyon ton civarındadır.

Ülkemizde 1988 yılında 85 milyon ağaç varken, 2003 yılına geldiğin-

de 102 milyon ağaca çıkmıştır. 2009 yılına gelindiğinde ise bu rakam 153 milyon ağaca çıkmıştır. 15 yılda 17 milyon artış gösteren zeytin ağacı sayısı altı yılda 50 milyon artmıştır. Bunun nedeni gerek hükümet gerekse yerel kaynaklarca zeytin dikiminin teşvik edilmesidir. İlimizde zeytin ağacı diki-mi daha yüksek performans sergileyerek 7,5 milyon ağaçtan 19,5 milyon ağaca çıkmıştır. Manisa ili ülke genelinde Aydın’dan sonra ikinci sıraya yük-selmiştir. Bunun yaklaşık 10 milyon ağacı Akhisar İlçemizde bulunmaktadır. Akhisar’daki üretimin tamamına yakını da sofralık olarak değerlendirilmek-tedir.

Ülkemizde yetiştirilen zeytinin çoğu yağ ve sofralık zeytin olarak ihraç edilmektedir. Fakat yetiştirdiğimiz ve ürettiğimiz zeytin ve zeytinyağı tü-ketimi, zeytin yetiştiriciliğinde söz sahibi ülkelerin yanında çok düşük kal-maktadır. Bu bir eksikliktir. Bu konu üzerinde çalışmamız gerekmektedir. Bulunduğumuz konum olarak kıyılarımızın büyük çoğunluğu Akdeniz ku-şağında kalmaktadır. Potansiyelimizi daha tam olarak kullanamamaktayız. İthal kalemimiz içinde enerji harcamalarından sonra ikinci sırada ham yağ gelmektedir. Bu da zeytin yetiştiriciliğinin önemini bir kat daha arttırmakta-dır. Dünya liderliğini alabilecek potansiyelimiz bulunmaktadır.

Dünya dane zeytin üretim miktarı (ton) (FAO, 2009) Türkiye Zeytin Üretim Alanları Değişimi. (103 ha) (TUİK, 2008)

56 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 59: manisa tarım ve gıda dergisi

57Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 60: manisa tarım ve gıda dergisi

Zeytin yetiştiriciliği

Zeytin ağaçlarınıza daha fidanken uygulamaya başlayacağınız bakımla çok daha yüksek verim ve kalite elde edebilirsiniz.

BEDRİ TÜRKZiraat Mühendisi

Zeytin yetiştiriciliği yaparken bazı noktalara dikkat edilirse çok daha verimli sonuçlar alınabilir. Bu önemli noktaları şöyle sıralayabiliriz:

k Ağır, killi, taban suyu yüksek ve kışın su biriken topraklar (taban arazilerde) zeytin yetiş-tiriciliği için uygun değildir. Ağır ve nemli toprak-larda, kökler yüzlek olacağından toprak işleme sırasında zarar görürler. Uygun bir kök gelişimi için toprak katmanlarında geçirimsiz bir tabaka-nın bulunmaması gerekir. Böyle arazilerde zeytin dikilmesi durumunda mutlaka drenaj ile ilgili ted-birlerin alınması gerekmektedir.

k Zeytinlik tesis etmeden önce arazi 1 met-re aralıkla dipkazan (subsoiler) ile 90 cm derin-likten patlatılmalıdır.

k Zeytin fidan çukurlarını yeterli büyüklük-te açarak kök sisteminin derine sağlıklı gelişmesi sağlanmalıdır.

k Temel gübreleme, toprak analiz sonuçları-na göre mutlaka yapılmalıdır.

k Zeytin fidanına şekil vermek için 3-4 yıl beklenmemeli, birinci yılın sonundan itibaren

özellikle iki gövde oluşumunu engelleyici müda-haleler yapılmalıdır.

k Zeytin fidanı sert budanarak değil, kade-meli budanarak meyveye yatırılmalıdır.

k Zeytin fidanı tam meyveye yatmadan alt dalları atılmamalıdır.

k Sofralık zeytin elde edilmek isteniyorsa her yıl dengeli budama yapılmalıdır.

k Zeytinde sert budamadan kaçınılmalıdır.

ÇİFTÇİ EĞİTİM

58 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 61: manisa tarım ve gıda dergisi

k Zeytinin budanmasında yaprak/odun oranına dikkat edilmelidir. Ağaca bakıldığında ilk dikkati çeken odun değil, yaprak yoğunluğu ol-malıdır.

k Zeytin meyve bağladıktan sonra normal budama değil, sadece meyve seyreltilmesine yönelik budama işlemi yapılmalıdır.

k Yapılan budama ile güneş ışınlarının direkt ağacın içine girmesi engellenmelidir.

k Yapılan budama ile yeşil aksamın olabildi-ğince fazla kısmının güneşlenmesi sağlanmalıdır.

k Her bahçeye, hatta her ağaçta uygulana-cak budama şiddeti farklı olmalıdır.

k Bir önceki yıl fazla meyve veren ağaçta çok hafif, az meyve veren ağaçta oluşan sürgün miktarı ve amaca göre daha şiddetli budama ya-pılmalıdır. (Maalesef üreticilerimizin çoğu, fazla ürün aldıktan sonra sert budama yapma alışkanlığından vazgeçe-memektedir.) (Yapmış oldu-ğumuz gözlemlerde 2009 yılında fazla ürün veren bah-çelerde, 2010 yılında buda-manın çok hafif olarak yapıl-dığı alanlarda ağaçların yeterli meyve bağladığı, budamanın sert yapıldığı ağaçlarda hemen hemen hiç dane bağlamadığı görülmüştür.

k Zeytinde sürgün faaliyeti başlamadan budama tamam-lanmalıdır.

k Toprak işleme derinli-ği çiçeklenme devresine kadar azaltılmalı, meyve bağlama dev-resinden sonra amaç yabancı ot kontrolü ve toprağın çatlamasını önlemek olmalıdır.(8-10 cm)

k Derin toprak işlemeden kaçınılmalı, ana köklere zarar verilmemeli, zeytinin aktif bü-yümesinin olmadığı yani dinlenme dönemin-de en derin toprak işleme ana köklere zarar ve-rilmeden yapılmalıdır.

k Taban sertliği oluşan zeytinliklerde tekli dipkazan(subsoiler) çekilmelidir.

k Zeytin dal kanseri ile bulaşık bahçelerde, başarılı olmak için bir yılda dört kez bordo bu-lamacı uygulaması yapılmalı, budama temmuz - ağustos aylarında yapılmalıdır.

k Zeytin Halkalı Leke Hastalığına karşı, ağaçlar sürgün faaliyetine başlamadan ve çiçek-lenme öncesi ilaçlama yapılmalıdır.(Ege Bölgesi)

k Zeytinlerin, Verticillium hastalığına yaka-lanmaması için ara ziraatı ve derin toprak işleme yapılmamalı, dipkazan çekerek taban sertliği gi-

derilmeli, drenaj yapılarak arazideki fazla suyun arazi dışına ve kök seviyelerinin altına taşınma-lıdır.

k Verticillium Hastalığına karşı ara konukçu görevini yapan, pamuk, patlıcan, domates, biber ve çilek gibi bitkilerin ekiminin yapıldığı yerlerde zeytinlik tesis edilmek isteniyorsa 2-3 yıl hububat ekimi yapıldıktan sonra zeytin dikilmelidir.

k- Antraknoz hastalığının zeytinde yaptığı zararlar konusunda dikkatli olunmalıdır.

k İlaçlamalarda zeytin ağacının taç iz düşü-münün iki katı kadar ilaçlı mahlül kullanılmalıdır.

k Zeytin hastalık ve zararlıları ile mücade-lede kurumların uyarıları dikkate alınarak müca-delenin herkes tarafından aynı anlarda yapılması mücadeleden beklenen faydanın artmasına yol açacaktır.

k Üreticilerin dikecekleri zeytin çeşitlerinin seçiminde bölgesine adaptasyon sağlamış çeşit-leri seçmesi, yıllarının boşa gitmemesi açısından önemlidir.

k Zeytin, sağlıklı gelişebilmesi için metreka-reye 650-700 kilogram suya ihtiyaç duymakta-dır.

k Yıl içindeki yağışların 650-700 kilogramın altında kalması durumunda eksik kalan kısım su-lama ile tamamlanmalıdır.

k Zeytin, suya en çok çiçeklenme-dane tut-ma dönemi(Mayıs-Haziran) ile çekirdeğin sert-leşmeye başladığı dönem(Temmuz-Ağustos)’ de ihtiyaç duyar. Bu zamanlarda toprakta yeterli suyun bulunması hem dane tutumunu arttırır, hem de tanenin irileşmesini sağlar. Zeytinin bol

çiçek vermesine rağmen çok az tane tutması ve tane dökülmesinin en büyük nedeni topraktaki suyun o dönemde yetersiz olmasıdır. Kış ve ba-har yağışlarının yetersiz olduğu yıllarda sulama yapılması, dane tutumunun artmasına ve dökül-melerin önüne geçecektir.

k Damlama sulama sistemi uygulanan alan-larda memelerin debisi toprak yapısına uygun seçilmelidir. (Ağır topraklarda düşük debili gibi)

k Gübreleme toprak analizlerine göre her yıl yapılmalıdır. Zeytinde, gübreleme yetersiz ve dengesiz, hatta birçok üretici hiç yapmamaktadır.

k Zeytine asırlardan beri su ve besin mad-delerinin zeytinin isteğine göre dengeli verilme-diğinden kaynaklanan periyosite (bir yıl verim, bir yıl güç toplama (su ve besin maddesi) de as-gariye indirilerek, zeytin her yıl verim verir hale gelecektir.

k Sızma zeytinyağı elde etmek için, zeytin hastalık ve zararlıları ile mücadele ve hasattan sonra zeyti-nin bekletilmeden sıkılması yeterli olacaktır.

k Zeytinde şekil bozukluklarının nedenleri ve toprak etmenli fungus-ların ağacın bünyesine geçmesi;

Zeytinde şekil bozukluğuna

neden olan etmenlerden biri de, arazide yapmış olduğum gözlemler neticesinde karşılaştıklarım, beni literatür taraması yapmaya yönelt-ti. Literatür taraması neticesinde Eriophyid Akar türlerinin zeytinde yaptığı zararlar konusunda araş-tırmalar yapıldığını ve yaşadığımız şekil bozuklukları ile örtüştüğünü, söz konusu zararlının nisan - ma-yıs ve haziran aylarında en yoğun olarak faaliyet gösterdiklerini, yaprak, sürgün, çiçek tomurcuk-

ları, çiçeklerde ve danelerde beslen-diğini, danelerdeki emgi yerlerinde

şekil bozukluğu oluşturduklarını, ayrıca çiçeklen-me devresinde yoğun olduklarında şiddetli çiçek dökümüne neden olduklarını, kalite ve kantite kayıplarına sebep oldukları, ayrıca yapraklarda çalıştıklarında yapraklarda emgi yerlerinde sarar-malara ve şekil bozukluklarına neden olduğunu gördüm. Bu konu son yıllarda iklimlerde yaşanan değişkenlikler ve bazı grup ilaçların üst üste bir-den fazla kullanılmasından dolayı doğal dengenin bozulmasından kaynaklanabilir.

Ayrıca bitki besin maddesi noksanlıklarından kaynaklanan şekil bozukluklarına da rastlanmak-tadır.Şunu bilmemiz gerekir: Topraklarımızda verticillium mantarı var. Bu mantarda bitkinin kökünde açılan yaradan bitkinin bünyesine gir-mektedir. O zaman yapacağımız iş, bitkimizin kökünde yara açmayarak, hastalığın bitki bünye-sine geçmesini engellemektir.

59Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 62: manisa tarım ve gıda dergisi

İspanyol Usulü Yeşil Zeytin

İŞLEME TEKNİĞİ

Uluslararası bir yöntem olan İspanyol usulü yeşil zeytin hazırlanması ülkemizde de yaygın olarak kullanılmaktadır.

Yeşil zeytinlerin, İspanyol usulü yeşil zeytin, kırma veya çizme tipi yeşil zeytin olmak üzere işlenmesi yapılmaktadır.

İspanyol usulü yeşil zeytin hazırlan-ması uluslararası bir yöntemdir. Ülkemiz-de de yaygın olarak uygulanmaktadır. Bu yöntem şu kademeleri içerir: Hasat, Nak-liye, Boyama – Sınıflama, Seçme - Ayık-lama, Kostik uygulaması, Yıkama, Tuzlu suya koyma, Fermantasyon, Seçme-Sınıf-lama, Ambalajlama, İstenirse Pastörizas-yon, Piyasaya arz

Hasat

Zeytin rengi yeşilden saman sarısına döndüğü zaman elle toplama yapılır. Ha-sat zamanını pratik olarak anlamak için; zeytin danesi enlemesine ortadan bıçakla çepeçevre çekirdeğe kadar kesilir. Daneyi iki elimizin parmakları arasına alarak kes-me yerinden her iki tarafa ters istikamet-te döndürürüz. Kolayca kopuyorsa hasat zamanı gelmiş demektir. Zeytinin yeterli olgunluğa ulaştığını anlamanın diğer bir pratik şekli de, parmaklar arasında orta kuvvetle sıkılan zeytin danesinin sap kıs-mından karakteristik beyaz suyunu ver-mesidir. Yalnız bu pratik olgunluk tespitleri tüm çeşitler için geçerli olmayabilir.

Hasat edilen meyveler hemen suyunu kaybetmeye başlar. Sıcak güneşli havalar-da hasat yapıldığında, zeytinler taşımadan önce gölgede tutulmalıdır. Gölgede bek-letilmemiş zeytinlerde güneş yanığı ol-

maktadır. Lekeli bir yapı kazanan zeytinin sofralık olarak işlenme sonrasında yanık lekeleri daha da belirginleşir ve zeytinin piyasa değerini düşürür.

Taşıma Nakliye

Hasat edilen zeytinler işletmeye de-rin olmayan (20-25 kg zeytin alabilen) zeytine zarar vermeyen plastik kasalarda taşınmalıdır.

Seçme ve sınıflama

Salamurahaneye gelen zeytinler boy-lama makinesinde iriliklerine göre sınıf-landırılır. Yeşil zeytinde boylama kostiğin zeytin etine eşit nispette işlemesi ve sof-ralık olarak işlenemeyecek küçük danele-rin uzaklaştırılması açısından yapılır. Daha sonra zeytinler bant konveryörlerden geçirilerek veya kerevetlere yayılarak bir seçime tabi tutulur. Burada yaralı, bereli, ezik, çürük daneler ve saplar sağlıklı olan-lardan ayrılır.Kostik uygulaması

İspanyol usulü yeşil zeytin işlenme-sinde öneli safhalardan biri kostik uygu-lamasıdır. Kostik halk arasında sabuncu sodası olarak bilinen sodyum hidroksittir. (NaOH) Kostik, zeytinin çeşidine, olgun-luğuna, havanın sıcaklığına bağlı olarak yüzde 1.5-2 arasında hazırlanır. Zeytin kostikle muameleye sokulmadan önce kostikli su hazırlanır ve oda sıcaklığına gelmesi beklenir. Kostik sıcaklığı 15-18 derece olmalıdır. Fermantasyon veya

Şahnur IRMAKGıda Yüksek Mühendisi

60 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 63: manisa tarım ve gıda dergisi

kostik tankına konmuş olan zeytinlerin üzeri de-likli bir kapak ile kapatılır. Üstten kostikli su verilir ve kapağı 10-15 santimetreyi geçinceye kadar tank doldurulur. Kostik zeytin etine 2\3 nispetin-de işleyinceye kadar zeytin kostikli su içinde kalır. Bu işleme oranına, havanın sıcaklığına, kostikli suyun sıcaklığına, zeytinin olgunluğuna ve çeşi-de bağlı olarak 8-10 saat arasında ulaşır. Havanın soğuk olması durumunda kostiğin zeytin etine işlemesi uzayabilir. Bu durumda kontrolleri sık-laştırmak suretiyle kostik konsantrasyonu yüz-de 2.5-3’e çıkarılabilir. Kontrol için zeytin kos-tikli su içine konduktan yaklaşık 4-5 saat sonra işleme oranına bakılır. 2\3 nispetine yakınlaş-tıkça kontroller sıklaştırılır. Kontrol şu şekilde yapılır; Elimizin kostikli sudan zarar görmemesi için bu işlemi plastik eldiven giyerek yaparız. Havuzun üstüne yakın olmayan yerlerinden bir avuç zeytin alınır, boylamasına kesilir işleyen kısım havanın oksijeni ile okside olarak kararır, işlememiş olan kısım ise et rengini muhafaza eder. Kostik işlemi acılık maddesi oleuropeinin atılmasına yardımcı olduğu gibi polisakkaritlerin lastik asit bakterilerinin kolayca istifade edece-ği monosakkarite dönüştürülmesi açısından da önemlidir.

Kostiğin zeytine işleme safhası çok önemli-dir. Eğer kostik zeytin etine az işletilirse bu tak-tirde zeytinin tadı acı olur, kalite düşer, ferman-tasyon süresi uzar. Eğer çok işletilirse o zaman da fermantasyon için gerekli olan şekeri har-camış oluruz. Neticede istenilen fermantasyon

sağlanamaz. Kostiğin uzaklaştırılması için uzun süreli yıkama yapılması neticesinde de zeytinin dokusu yumuşak olur.

Yıkama

Kostik işlemi bitmiş olan zeytinler yıkama işlemine tabi tutulurlar, bu esnada zeytinin hava ile temas ettirilmemesi gerekir. Aksi halde zeytinler kararabilir. Yıkama kostiğin ortamdan atılması için yapılır. Yıkama süresi 15-24 saat arasında değişir. Yıkamayı aşağıdaki sırayı takip ederek yapabilirsiniz:

• Kostikli su tümden havuzdan boşaltılır. Alt vana kapanır. Üstten temiz su verilir havuz dolduktan sonra alt vana açılır üstten temiz su verilir bu şekilde zeytinler yarım saat yıkanır.

• Alt vana kapatılır su dolu havuzda zeytin-ler 2 saat tutulur.

• Su değiştirilir zeytinler 9 saat su içinde bırakılır.

• Suyu değiştirilir, 12 saat daha suda bıra-kıldıktan sonra zeytinlerin suyu berrak akıncaya kadar

• 15’er dakika ara ile yıkamaya devam edi-lir. Bu yıkama işlemi sonunda zeytinler ferman-tasyona bırakılır.

Son zamanlarda kısa süreli yıkamalar yapı-larak zeytindeki kostiğin dışarı atılması sağlan-maktadır. Bu durum su kullanımını azalttığı gibi atık su miktarında da azalma meydana getir-miştir. Özellikle gece yapılan kostik muamele-

lerinde kostik yüzdesi çeşit, olgunluk ve sıcaklı-ğa bağlı olarak yüzde 1.4 – 1.8 arasında değişir. Ertesi gün kostiğin zeytine istenilen seviyede işlediği görüldükten sonra kostikli su boşaltılır. 2-3 saat zeytinler suda bırakılır. Bu suya yüz-de 1 tuz katılabilir. Bu su boşaltıldıktan sonra zeytinler yüzde 0.1’lik hidroklorik asitte (HCL) 2-3 saat tutulur. Sonra bu asitli su boşaltılarak 4-6 bomelik tuz ve yüzde 0.2 laktik asit içeren salamura içerisinde zeytinler fermantasyona bırakılır.

Diğer bir kısa yıkama metodunda kostik iş-leminden sonra kostikli su boşaltılır. Su ile zey-tin bir kere yıkanır. (tanka su bir kere doldu-rulup boşaltılır). Sonra 6-8 bomeli tuzlu suda (zeytin çeşidine göre değişebilir) 16-18 saat tutulur. Bu süre sonunda yükselen suyun pH’ı HCL asitle 5.5’e getirilir. Bu suda 16-18 saat daha tutulur suyun yükselen pH’ı yeni HCL ile 5.5’e getirilir ve bu asitli salamura içinde zeytin fermantasyona bırakılır.

Yıkama işleminde dikkat edilecek hususlar

Zeytinin fazla yıkanması fermantasyon için gerekli olan şekerin kostik ile birlikte atılmasına neden olur ve eksik fermantasyon sebebiyle ge-rekli laktik asit oluşmaz.

Eğer az yıkanırsa zeytinde kalan kostik fer-mantasyon başlangıcında meydana gelen asitliği nötralize ederek pH’ı yükseltir buda bozulma yapan mikroorganizma gelişmesini sağlar.

Fermantasyon

Yıkama işlemi biten zeytinler yüzde 0.1 – 0.2 laktik veya sitrik asitli 4-6 bomeli tuzlu suda fer-mantasyona bırakılır. Salamuranın başlangıçtaki tuz miktarı 4-6 bome arasında değişir. Ancak bu tuz derecesine hassas olan çeşitlerin başlangıç-taki tuz bomeleri 2-3 arasında olmalıdır. Zeytin ile salamura arasında bir ozmoz olayı meydana gelir. Zeytin, salamuradan tuzu alıp bünyesin-deki suda eriyebilir maddeleri salamuraya verir. Tuz miktarı ilk günlerde hemen düşer, düşen tuzu ilave etmek gerekir. Düşük tuz bozulmala-ra yol açarken yüksek tuz buruşukluklara neden olur. Bu nedenle çeşide uygun tuz derecesi ile çalışılmalıdır. Fermantasyon başlangıcında olabi-lecek bozulmaları önlemek ve laktik asit bakte-rilerinin ortama hakim olması için, tuzlu suya düşük miktarda yüzde 0.1-0,2’lik laktik veya sitrik asit katılarak ortam pH’ı 5.5 civarında ge-tirilmelidir. Eğer asit katılmaz ise pH’da yüksel-me olacak ve neticesinde zeytini bozan mikro-organizmalar gelişecektir. Yüksek asit katılması durumunda ise laktik asidin gelişmesi önlenir ve istenilen fermantasyon oluşmaz. Fermantasyon esnasında tuz ilaveleri ile tuz bomesi optimum 7 sevilerinde tutulmalı ve ortam sıcaklığı laktik asit bakterilerinin gelişimini sağlayacak derece-de olmalıdır (22-26 derece). Bu sıcaklıklar sağ-lanamadığında fermantasyon süresi uzayacaktır. Fermantasyon sırasında tuz ölçümü yanında asit ve pH da ölçülmelidir. pH, pH kağıdı ile kolay-lıkla ölçülebilir. pH kağıdından bir parça kopar-tılır salamura suyuna batırılır. Aldığı renk pH ka-

Yıkama 24 saat

Kostik boşaltılır

2 saat bekleme

15 dakika bekleme

Üstten su verilir

9 saat bekleme

15 dakika bekleme

1/2 saat yıkama

12 saat bekleme

Fermantasyon

% 5-7 Tuz% 0,2 Laktik Asit

61Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 64: manisa tarım ve gıda dergisi

ğıdı üzerindeki renkler ile karşılaştırılır ve hangi rengi karşılıyorsa pH kağıdı üzerindeki değer salamuranın pH değerini gösterir.

Zeytin fermantasyonunda sıcaklığı yanında diğer faktör şekerdir. Hem zeytinde yüzde 2 – 6 arasında şeker vardır. Zeytinde şekerler arasın-da hakim olan glikozdur. Onu fruktoz izler, az miktarda sakaroz ve mannitol da vardır. Şekerler laktik asit fermantasyonuna uğrarlar. Buna neden olan mikroorganizmalar laktobasillerdir.

Homo fermantatif laktik asit bakterileri, özel-likle laktobacillius plantarum, şekerin tamamını laktik aside dönüştürür. Heterofermantatif laktik asit bakteriler ise laktik asit yanında CO2 ve etil alkol de meydana getirir. Onun için ortamda şe-keri tümüyle laktik asite çeviren homoferman-tatif laktik asit bakterilerinin hakim olması istenir. Aksi halde şekerin bir kısmı CO2 ve etil alkole dönüşebilir.

Fermantasyonu şu devrelerde izleyebiliriz:

Zeytinler salamuraya konduğu anda zeytinin bünyesinde kalan kostiğin salamuraya geçmesi (kostik kusması) neticesinde ortamın pH’sı yük-selir. Ortamda gr (-) bakteriler görülür. Bu süre kısa olup 48 saatte ikinci devre başlar, pH yavaş yavaş 6’ya düşer ve ortamda laktik asit gelişmeye başlar. İkinci devre 20 gün sürer. Bu süre so-nunda pH 4.5 civarına inmiştir. Bu esnada gr (-) bakterilerin sayısı azalır, laktik asit bakterileri ortama tümden hakimdir. Bu süreç ortam ko-şullarına bağlı olarak 30-60 gün sürer, sonuçta pH=3.8-4’e düşer.

Fermantasyonun seyri sırasında pH 6’ya yükselir ilk günlerde düşmezse bu takdirde bo-zulmalara sebep olan bakterilerin gelişmesini önlemek amacıyla yüzde 0.1’lik laktik veya sitrik asit ile ortam asitlendirilir.

Fermantasyon sonunda ortamdaki tüm şe-kerin harcanmış olması lazımdır. Paketleme anında şeker yüzdesi sıfır ya da sıfıra yakın ol-malıdır. Aksi halde uygun koşullar oluştuğunda zeytin ambalaj kabı içinde fermantasyona baş-layabilir. Yeşil zeytinde fermantasyon sonunda pH, 4,0 – 3,8, asitlik ise yüzde 0.9 – 1.2 ara-sında olmalıdır.

Ambalajlama

Fermantasyonu biten zeytinler ambalajla-madan evvel bir yıkama ve seçim işlemine tabi tutulurlar. Daha sonra ambalajlama işlemi yapılır. Yeni ambalaj salamurası olarak tuz bomesi 2-6 olan tuzlu su hazırlanır. İçerisine yüzde 0.5 – 1.5 arasında sitrik veya laktik asit ayrı ayrı katılabile-ceği gibi karışım halinde de beraberce katılabilir. İstenirse ambalaj salamurasına yüzde 0,02’lik as-korbik asit de ilave edilebilir. İyi bir ambalalema-da ürünün homojen olması istenir. Ülkemizde ambalaj kabı olarak, hermetik kapların yanı sıra halk arasında bon-bon kapaklı denilen tenekeler de kullanılmaktadır. Bon-bon kapaklı tenekele-re otoklavda ısıl işlem uygulanamamaktadır. Bu

tip zeytindeki ısıl işlem, ısıtılarak (50-60 derece) ambalaja konmuş zeytinin üzerine, 90 derecede ısıtılmış ambalaj salamurasının konulmasıyla yapı-labilir. Yüksek asitli salamura suyunun soğuması esnasında, 70-75 derecede yaklaşık 10 dakika kaldığında, ortamın mikrobiyal yükü azalır. Fakat burada gerçekleştirilen ısıl işlem tam bir pastöri-zasyon değildir. Ayrıca, eksoz tünelinden geçiri-lerek ısıl işleme tabi tutulan ve tünel çıkışında ka-pakları hermetik olarak katılmayan ürünlerde de mikrobiyal yükteki azalmaya rağmen, bu işlemde tam bir pastörizasyon sayılmaz. Bu şekilde ya-pılan ısıl işlemlerde genellikle sorun çıkmamak-la birlikte, ısıl işlem aslında şu şekilde olmalıdır. Zeytin, teneke veya kavanoza konur, önce sıcak salamura dolum hattına, sonra eksoz tüneline gi-rer. Çıkışta tenekeler veya kavanozlar hermetik olarak kapıtılır ve sonra tünel pastörizatöre veya otoklava sokularak pastörize işlemi yapılır. Pas-törizasyon sıcaklığı 75-85 derece arasında olup ambalajlanmış zeytinin tünel pastörizatörde veya otoklavda kalma süresi ve sıcaklığı; ambalaj kabı-nın büyüklüğüne, ürünün asit ve tuz derecesi-ne göre 4-20 dakika arasında değişir. Bu şekilde ısıl işlemden geçirilen zeytinlerin raf ömrü daha uzun olmaktadır.

Ambalaj materyali olarak; cam kavanoz, nay-lon torba, kase ambalaj, laklı teneke kutu kulla-nılır.

Can kavanoz daha ziyade yeşil çekirdekli ve dolgulu zeytinlerin ambalajlanmasında kullanılır. Dolgulu zeytinde, dolgulu kısım dışa gelecek şe-kilde zeytinlerin kavanoza yerleş-tirilmesi tüketici tercihini arttırır.

Son zamanlarda siyah zeytinlerin salamura-sız olarak cam kavanozlarda ambalajlanması da yapılmaktadır.

Naylon torbanın yeşil zeytinde ambalajlama açısından kullanılması sakıncalıdır. Üst üste kon-duğu zaman yırtılabilir, havayı geçirdiği için zey-tinde kararmaya neden olabilir. Oksidatif mikro-organizmalar gelişerek ortamdaki asitliği tüketir ve zeytinde bozulma meydana getirirler. Tek üstünlüğü ucuz olmasıdır.

Hava geçirmeyen poliamid-polietilen torba-lar yeşil zeytin ambalajlanmasında uygundur. Yal-nız üst üste konduğunda yırtılma ve zeytinlerin ezilmesi bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. En uygun plastik torbalar “doypac” torbalardır. Ayrı-ca ayaklı olup kavanoz gibi kullanılabilirler.

Son zamanlarda havayı geçirmeyen kase tip ambalajlarda zeytinin sulu ve kuru olarak piya-saya sunulmasına başlanmıştır. Tüketici açısından tercih edilen bu tip ambalajlar gün geçtikçe art-maktadır.

Teneke kutular, sağlam, emin, taşımada ko-laylık sağlaması ve zeytinin uzun süre saklanması açısından en uygun ambalaj maddesidir. Teneke kutular laklı olmalıdır. Tek dezavantajı içine ko-nun zeytini göstermemesidir. Etiket ile bu deza-vantaj kaldırılabilir.

62 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 65: manisa tarım ve gıda dergisi

63Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 66: manisa tarım ve gıda dergisi

Zeytinliova’da Tar-Gel başarısıTar-Gel çalışmalarını Akhisar’ın Zeytinliova Kasabası’nda başarıyla yürüten Tarım Danışmanı Hüseyin Tabakçı, ilçedeki İyi Tarım Uygulamaları’nın ilk uygulandığı kasabanın gelişiminden oldukça memnun.

Ülkemizde tarımsal yayım faaliyetlerini et-kinleştirmek ve bilginin doğrudan çiftçiye za-man ve mekan sınırı olmaksızın ulaşabilmesini sağlamak amacıyla uygulamaya konan “Tarımsal Yayımı Geliştirme Projesi (Tar-Gel)”nin etkin bir şekilde uygulandığı kentlerden biri Manisa. Tar-Gel’in Aksihar’ın Zeytinliova Kasabası’nda hiz-met veren personeli Ziraat Mühendisi Hüseyin Tabakçı da Manisa’daki 113 tarım danışmanından biri olarak 2007 Şubat ayından beri çalışmalarını başarıyla yürütüyor. Proje ile birlikte bölgedeki değişimden duyduğu memnuniyeti ifade eden Tabakçı, bilinçli ilaçlama yapan üretici sayısının

yüzde 10’lardan yüzde 85’lere ulaştığını belirti-yor. Bilinçli gübreleme konusunda da çok önemli artışlar sağlandığını dile getiren Hüseyin Tabakçı, Akhisar’daki İyi Tarım Uygulamaları’nın da ilk kez Zeytinliova’da başladığını gururla sözlerine ekli-yor.

l Tar-Gel Projesi’nin gelişim sürecinden bahseder misiniz?

TABAKÇI: Ülkemizde tarımsal yayım ça-lışmaları ile ilgili olarak mevcut problemleri gi-dermek üzere değişik dönemlerde uygulamaya konan kırsal kalkınma projeleri ve Tarımsal Yayım

RÖPORTAJ

CEYDA ADAR

Hüseyin Tabakçı

64 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 67: manisa tarım ve gıda dergisi

ve Uygulamalı Araştırma Projesi (TYUAP), Köy Grup Ziraat Teknisyenliği ile Eğitim ve Ziyaret Yaklaşımı tecrübe edildi. Bu konuda Bakanlığımız tarafından uygulamaya konulan projelerden bi-risi de üç yıl süreli pilot bir uygulama olan Köy Merkezli Tarımsal Üretime Destek ya da kamu-oyunda bilinen adıyla “1000 Köye 1000 Tarım Gönüllüsü”dür. Projenin esası, çiftçiye hizmetin yerinde verilmesi, çiftçinin yerinde bilgilendiril-mesi ve böylece çiftçinin gelir düzeyinin yüksel-tilmesi amacı ile ziraat mühendisi ve veteriner hekimlerden danışmanlık hizmeti satın alınması-na dayanıyor. Ancak üç yıl süreli pilot bir proje olan Köy-Mer 31 Aralık 2006 tarihinde sona erdi. Köy Merkezli Tarımsal Üretime Destek Projesi’nden elde edilen deneyimler ışığında yayım hizmetlerinin daha aktif ve verimli bir şe-kilde köy ve beldelerde yürütülmesini sağlamak amacıyla 1 Ocak 2007 tarihi itibariyle “Tarımsal Yayımı Geliştirme Projesi (Tar-Gel)” uygulama-ya konuldu. Tarımsal Yayımı Geliştirme Projesi kapsamında Türkiye genelinde tarımsal yayım faaliyetlerini etkinleştirmek ve bilginin doğrudan çiftçiye zaman ve mekan sınırı olmaksızın ula-şabilmesini sağlamak amacıyla 2 bin 500 adet “ Çalışma Bölgeleri” oluşturuldu. Manisa’da şu an itibariyle 113 tarım danışmanı görev yapıyor, 550 köy ve beldeye hizmet veriyor.

l Görev kapsamında sorumlu olduğunuz bölgeler nereler?

TABAKÇI: Zeytinliova Kasabası tarım mer-kezi dışında, Üçavlu Köyü, Bünyaniosmaniye Köyü, Evkafteke Köyü de sorumluluğum dahilin-deki köylerimdir. Son olarak Yatağan Köyü’nün de dahil olmasıyla beraber toplam bir kasaba ve beş köy sorumluluğumda. Bu belde ve köylerin toplam tarım arazisi 60 bin dekar olup, çiftçi ka-yıt sistemine kayıtlı toplam 700 üretici mevcut. Sorumluluğumdaki beş köyde toplam 900 bin zeytin ağacı ve ortalama dekardan 500 kilo zey-tin alınıyor. Zeytinliova Kasabası’nda 15 bin ton civarında zeytin üretimi yapılıyor. Kasabada 50 zeytin salamura işletmesi ve üç adet de zeytin-yağı fabrikası bulunuyor.

l Tar-Gel kapsamında bölgede ne gibi çalış-malar yürütüyorsunuz?

TABAKÇI: Bölgede İlçe Tarım Müdürlüğü-

nün bir kolu olarak görev yapıyorum. Yapmış olduğum başlıca faaliyetler; çiftçi top-lantıları, çiftçi kursları, çiftçi ziyaretleri, ÇKS-MGD ile ilgili iş ve işlemler, re-çete yazımı, üretici kayıt defteri ile ilgili işler, zirai mücadele çalışmaları, çiftçi gezileri, tarla günleri, demonstrasyonlar, faaliyet raporları, organizas-yonlar, çiftçi örgütlenmesi faaliyetleri, tabii afet-lerle ilgili işlemler, kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi (yüzde 50 hibe), bitkisel üretim ile ilgili işler ve desteklemeler, sertifikalı tohum ve fidan dağıtımları gibi işlemler. Bunun yanında ilçe tarım müdürlüğümüzün vereceği diğer gö-revleri de aynı sorumlulukla yerine getiriyorum.

l Çalışmalarınızdan aldığınız sonuçlar neler?TABAKÇI: 2007 yılından bu yana bölgede

rastgele yapılan ilaçlamaların önüne geçildi, SMB yoluyla ve anonslarla ilaçlama zamanları üreti-cilerimize duyuruldu ve reçete ile ilaç alımları noktasında gerekli tüm faaliyetler yerine getirildi. 2007 yılı başında bilinçli ilaçlama yapan üretici sa-yımız yüzde 10’larda iken bugün yüzde 85’lere ulaştı. Yine gübreleme hususunda yapılan hata-ların önüne geçmek adına, analize dayalı gübre-leme konusunda çiftçilerimizin katılımı ve bilinçli gübreleme konusunda çok önemli artışlar sağ-landı. Akhisar Bölgesi’nde İyi Tarım Uygulamaları hususundaki ilk çalışmalar yine bölgemizde baş-latıldı ve 2009 yılında iki üreticimizin 300 dekar-

lık alanda, 2010 yılında ise yine iki üreticimiz ile 400 dekarlık alanda ürünlerine İTU sertifikası ve bağlı olarak destek almaları sağlandı. Zeytinliova tarım merkezi ve bağlı köy gruplarında toplam beş adet bitki koruma ürünü uygulama toplantısı düzenlendi, toplantıya katılan 170 üreticiye bel-geleri teslim edildi. Üretimde kullanılan kimyasal-ların kayıt altına alınması ve izlenmesi kapsamın-da da üreticilerimize Üretici Kayıt Defterleri’nin dağıtımı yapıldı.

“2007 yılı başında bilinçli ilaçlama yapan üretici sayımız yüzde 10’larda iken

bugün yüzde 85’lere ulaştı.”

65Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 68: manisa tarım ve gıda dergisi

BAĞCILIK

Üretim ve kuru üzüm ihracatı bakımından dünyada lider konumunda yer alan Manisa, ne yazık ki dünya üzüm fiyatlarının belirlenmesinde etkili olamıyor.

Dr. HAYRİ SAĞLAMBağcılık Araştırma Enstitüsü Müdürü

Manisa dünya üzerinde üzümün en çok üre-tildiği il olma özelliğini taşıyor. Yuvarlak rakamlar ile Manisa’da 700 bin dekar bağ alanı var ve bu alanda yıllara göre değişmekle birlikte ortalama 1 milyon 800 bin ton yaş üzüm üretiliyor. Üretilen üzümün büyük bir kısmı kurutulan Manisa’nın ortalama kuru üzüm üretimi 220 – 250 bin ton arasında değişiyor. Manisa bu konuda da dünya lideri. Dünya kuru üzüm ihracatının yarısından fazlası Manisa kaynaklı diyebiliriz.

Son yıllarda sofralık üzüm ihracatında önemli artışlar oldu. Yıllık 180 – 200 bin ton yaş (sof-ralık) üzüm ihraç ediyoruz. Bu rakam ilk bakışta büyük bir rakam gibi görünse de potansiyeli-miz dikkate alındığında oldukça yetersiz kalıyor. Bundan 10 yıl önce 200 bin ton sofralık üzüm ihraç edebiliriz diyenlere “Hadi canım sen de, rüya görmekten vazgeç artık, uyan da gerçekleri gör” diyenler çoktu. Şimdi “Aslında bizim sofralık üzüm ihracat potansiyelimiz bir milyon tondur” diye yazınca aynı şeyi duyar gibiyim.

İyi ama alan, üretim ve kuru üzüm ihracatı bakımından dünyada lider konumunda yer alan Manisa, dünya üzüm fiyatlarının belirlenmesinde nerede diye sorarsak, büyük ölçüde dışında ma-alesef. Diğer birçok tarım ürününde olduğu gibi üreten biz oluruz ama fiyatı başkaları belirler.

Neden?

1- Tüketicinin değil de üreticinin istediği ürü-nü üretiyoruz. Konuyu temel olarak ikiye ayır-mak mümkün:

a) Çeşit seçimi: Son yıllara kadar bölgemiz-de ve ilimizde tek çeşit yetiştirildiğini söylemek mümkün; tabiî ki Sultani Çekirdeksiz çeşidi. “Efendim sofralık üzüm?” Tabii Sultani Çekirdek-siz, “ya kurutacaksam?” e yine Sultani Çekirdek-siz, “Şarap?” herhalde Sultani Çekirdeksiz, “Peki pekmez, pestil vs”. Tabii ki Sultani Çekirdeksiz. Sonuç mu, davul bizde tokmak başkalarında. Neyse ki son yıllarda bölgemizde yeni çeşitler

üretilmeye başlandı! Neye göre? Yine üreticinin üretmeyi tercih ettiği yeni çeşitler, tüketici tale-bi fazlaca dikkate alınmaksızın seçiliyor. Aslında konu ile ilgili birçok çalışma yapılıyor…

b) Kültürel uygulamalar: Hakim çeşit Sultani Çekirdeksiz olunca onun üzerinden konuşmak daha kolay. Bu çeşit gerçekten de birçok ama-ca uygun bir çeşit. Öncelikle dünya üzerinde en çok tüketilen kuru üzüm bu çeşitten elde edi-liyor. Yine sofralık tüketime uygun oluşu nede-niyle sofralık pazarda da oldukça önemli. Diğer yandan şeker içeriğinin yüksek olması sebebi ile yıllarda alkol üretiminde oldukça önemli bir yer teşkil etmiş, hala da ediyor.

Peki, o zaman sorun ne? “Abi ben orta karar bi üzüm üretcem”, iyi ama niye “Abi bilmiyon mu biz üzümü aslında kurutuyoz da işte bir kısmını sofralık satabilim mi bi denicem, zaten satamaz-sam kurutcem”. “Ben üzümümü sofralık yapıyo-rum ama satamama riskine karşı da kurutabile-yim diyorum, nasıl olsa en kötü ihtimalle sumaya

Üzümün geleceği

66 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 69: manisa tarım ve gıda dergisi

veririm”. Sonuç? Ne deve ne de kuş, devekuşu!

Artık bu yaklaşımlardan vazgeçmeli. Sofralık amaçlı Sultani Çekirdeksiz nasıl üretilir, kurutma-lık nasıl olur bu gün için reçeteleri ile ortaya kon-muş durumda. Üreticiye düşen ise bunlardan birisini tercih etmek.

2- Beklentiler ve vazgeçilemeyen alışkan-lıklar: Aslında temel olarak birinci ve üçüncü maddeleri ölümcül derecede etkiliyor. Müsaade ederseniz bir anımı aktarmak istiyorum. 2009 yılı Eylül ayı idi. Sarıgöl ilçesinden bir üretici gelmiş ve bizden (Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü) yardım istiyordu. Sıkıntısı ürününü pazarlaya-mamak ve istediği fiyatı alamamak, hatta zarar etmekti. Üreticimiz emekli bir öğretmen, yani oldukça bilinçli birisi olmalı idi. Ben sadece ko-nuşulanlara kulak misafiri oldum. Konu uzmanı arkadaşımız sorular soruyor, üreticimiz cevap veriyordu. Arkadaşımız üreticimizin gerekli kül-türel uygulamaları yapmadığı yorumunu yapıp, “Siz sofralık üzüm üretiyorsunuz, kültürel uygu-lamaları tam yapmadığınız için kalite düşüyor” dedi. Üretici ise “Ama ben salkım seyreltme ve salkım çıkarma dışında tüm uygulamaları yapıyo-rum” diye cevap verdi. Tüm kültürel uygulama-ları yapıyor, ama salkıma dokunmuyordu, bunun sonucu olarak da takoz diye tabir ettiğimiz çok sıkı salkımlar oluyordu. Tabii ayrıca seyreltme ve salkım çıkarma yapılmadığından taneler de küçük kalıyordu. Sonuç: pazarlama sorunu. Arkadaşı-mız salkım çıkarma ve seyreltmeyi önerince üre-ticimiz şiddetle karşı çıktı. Arkadaşımız da elde ettiği ürün miktarı ile sattığı fiyatı sordu ve “Eğer benim dediğimi yapıp da salkım ve çilkim çıkar-saydın tahmini ürün ne olur-du” diye sorunca aldığı cevap dekardan 4 ton ürün aldığı, 40 kuruştan sattığı oldu. Tahminin ise arkadaşımın önerileri sonucu 2500 kilo üzüm almak olduğu-nu ifade etti. O durumdaki ürün fiyatını sorduğumuzda aldığımız cevap ise “Halihazırda 80 kuruş-tan satılıyor” oldu. Biz de “İyi ya işte 2 bin 500 kilo 80 kuruştan 2000 TL yapar, sen 4000 ki-lodan 1600 TL almışsın, bu da önerilerimizin doğru olduğunu göstermez mi?” diye sorunca al-dığımız cevap beni şok etti. Ce-vap aynen şöyleydi: “Ben Sulta-ni Çekirdeksizden 4 tondan az ürün alacaksam üretmem daha iyi!” ve bunu söyleyen de bir emekli öğretmendi. İşte alışkan-lık ve beklenti derken anlatılmak istenen budur.

3- Pazarlamada yapılan stra-tejik hatalar: Hep verdiğim bir örnek var; çikolata vb. genel-de 20-40 gramlık ambalajlarda satılır. Eğer tek parça halinde 1 kilogram ağırlığında ambalajla-yıp satmaya kalkarsanız hüsrana

uğrarsınız. Acı ama gerçek, biz üzümde aynen bunu yapıyoruz. Artık vazgeçmeliyiz.

Artık tüketicinin talep ettiği üzümü üretmek zorundayız! Hem tüketicinin talep etmediği ürünü üretmeye devam ediyoruz ve hem de hala onu pazarlamaya çalışıyoruz.

Pazarlamada yapılan stratejik hatalar

Türkiye’de üretimi yapılan kurutulmuş ürünler var. Bunlar incir, kayısı ve üzüm. Üzüm Manisa’nın temel tarımsal geçim kaynaklarından en önemlisi konumunda. İncir Aydın için aynı derecede önemli. Kayısı ise Malatya’nın simgesi ve vazgeçilmezi.

Her üç üründe önemli ölçüde ihraç ediliyor. Üzümün yıllık üretimi 220.000 - 315.000 ton, kayısının üretimi 70.000 - 110.000 ton incir ise bildiğim kadarı ile 50.000 - 70.000 ton arasında üretiliyor.

Kayısıyı ele alacak olursak, ürünün büyük bir kısmı ihraç ediliyor. Buna rağmen ülke içindeki tüketime yönelik yoğun çalışmalar var. Nedir bunlar? Kayısıdan değişik ürünler elde ediliyor. Kayısı döneri, kayısı kebabı, kayısı çikolatası, ka-yısı pestili, kayısı reçeli… Bu örnekleri sayarsak 35-40 ürün olduğunu görürüz.

Peki, üzümü ne yapıyoruz? Daha ne yapalım, üretip satıyoruz ya! Tabii sadece kuru üzüm ola-rak pazarlıyoruz. Bundan 20-25 yıl önce hemen her evde rahatlıkla görebileceğiniz üzüm pestili nerede? Ya üzüm pekmezi? Peki, üzüm hoşafına ne dersiniz?

Hep merak etmişimdir, Manisa’da lokanta-

larda üzüm hoşafı neden yoktur diye. Hala çö-zemedim. Çözebileceğimi de hiç sanmıyorum. Aklıma hep Çanakkale Savaşları geliyor. Bu sa-vaşlarda uzun bir süre askerimizin tek tayını bir parça ekmek ve bir tas üzüm hoşafı olmuş. Ne-den üzüm hoşafı, çünkü kuru üzüm bir insanın günlük beslenme ihtiyacını önemli ölçüde karşı-lıyor da ondan.

Eğer ürettiğiniz ürünü kendiniz tüketmi-yorsanız pazarlama sorunu yaşamanız doğaldır. Pestili yeme, hoşafa bakma, pekmez mi o da ne dersek, biz tüketmediğimiz ürün için başkasına ne diyebiliriz ki?

Güzel gelişmeler oluyor

Geçtiğimiz yıl bildiğim kadarı ile Manisa Va-liliği, Ticaret Borsası, Ticaret ve Sanayi Odası, tüccarlar ve bazı diğer sivil toplum kuruluşlarının da katkıları ile ilköğretim okullarında kuru üzüm dağıtıldı. Ancak bence eksik olan nokta dağıtım noktasıydı. Bu dağıtım kuru üzümü belki de hiç görmemiş çocuklarımızı da hedeflemeliydi. Yani? Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Karadeniz, İç Anadolu bölgelerinde her yıl bir veya birkaç il pilot seçilerek kuru üzüm bu illerdeki okullarda dağıtılırsa önümüzdeki yıllar için o bölgelerde kuru üzüm aranır hale gelebilirdi diye düşünü-yorum. Önümüzdeki yıllarda benzer projelerin devam etmesi ve tüm yurt çapına yayılmasının yararlı olacağı kanısındayım.

Ambalaj

Bir ürünü pazarlarken en önemli unsurlardan birisi de ambalajıdır. Genelde çikolata, bisküvi,

çerez ve benzeri ürünler 40-50 gramlık ambalajlarda pazarlanır. Çünkü bir tüketi-cinin tüketeceği en ideal miktar olarak be-lirlenmiştir. Yıllardır kendime hep sorarım neden 40-50 gramlık ambalajlar halinde kuru üzüm bakkallarda, marketlerde ve kuru yemişçilerde satılmaz diye. Ambalaj ne kadar küçük olursa pazarlama şansının o kadar yüksek olacağı kanaatindeyim. Okul kantinlerinde 25-40 gramlık amba-lajlarda kuru üzüm satışı yapılsa ve öğret-menlerimiz aracılığı ile çocuklarımızın bu üzümü almaları ve tüketmeleri sağlansa ne iyi olurdu. Kaldı ki üzüm küçük am-balaja girdiğinde tüm tüketicilerin tüketim alışkanlığının gelişeceği gerçeğini unutma-mak lazım.

Üzüm suyu

Manisa üzümün başkenti diyoruz. Dünya üzerinde bir il sınırları içerisinde Manisa ölçeğinde üzüm üreten başka bir yer olmadığını ifade ediyoruz. Üzüm-le ilgili “yan sanayi”nin gelişmediğinin en önemli göstergelerinden birisi de üzüm suyu üretimimiz yok. Aslında piyasada sa-yılan üzüm sularının doğal üzüm suyu ol-madığını söylemek çok zor değil. Manisa kendi markasını taşıyan bir üzüm suyunu üretmeli ve bir an önce piyasaya sunmalı diyor

67Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 70: manisa tarım ve gıda dergisi

OSMAN SARIZiraat Yüksek Mühendisi

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın yürütmekte olduğu en önemli görevlerden birisi tarımsal ya-yım faaliyetleridir. Tarımsal yayım kısaca; tarım-daki yeni gelişmelerin, doğru uygulamaların çift-çiye aktarılması, ulaştırılmasıdır. Üreticiye ulaşım Tarım İl ve İlçe Müdürlükleri kanalıyla olmaktadır.

Manisa Tarım İl Müdürlüğü ve 15 İlçe Mü-dürlüğü tarafından da, çiftçilerin talepleri doğ-rultusunda, ihtiyaç duyulan konular belirlen-mekte ve eğitici kurslar açılmaktadır. İlin bir bağ memleketi olması nedeniyle her yıl bağ budama kursları açılmaktadır. Bu kurslar çiftçilerin birey-sel başvurularının birleştirilmesi suretiyle tek merkezde açılabildiği gibi, muhtarlıklardan gelen talepler değerlendirilerek köy bazında da yapı-labilmektedir. Eğitimler İlimizde budamanın ya-pıldığı dönemler olan aralık - mart döneminde planlanmakta, teorik ve pratik olarak iki kısımdan oluşmaktadır. Çiftçilere, çeşitlere ve yetiştirme amacına uygun doğru budama yöntemleri hak-kında bilgi verilmektedir. Tarım İl Müdürlüğü

ÇİFTÇİ EĞİTİM

Bağlarda budamaÜlkemizin önde gelen bağcılık merkezlerinden olan Manisa’da her yıl bağ budama kursları açılıyor. Kurslarda bağların amacına ve zamanına göre uygun budama yöntemleri anlatılıyor.Ülkemizin önde gelen bağcılık merkezlerinden olan Manisa’da her yıl bağ budama kursları açılıyor. Kurslarda bağların amacına ve zamanına göre uygun budama yöntemleri anlatılıyor.

68 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 71: manisa tarım ve gıda dergisi

tarafından 2010 yılında dört kez bağ budama kursu açılmış ve 100’den fazla üretici bu eğitim-lerden yararlanmıştır.

Budamanın Tanımı ve Genel Amaçları

Budama; asma gelişmesinin değişik dönem-lerinde sürgünlerin, çubukların, yaprakların ve diğer yeşil organların tamamının veya bir kısmı-nın çıkarılması işlemidir. Genel amaçları ise;

• Asmaya uygun şekil vermek ve bu şeklin asmanın ekonomik yaşam süresince korunma-sını sağlamak,

• Asmada ürün dengesini düzenlemek ve bu dengenin uzun yıllar korunmasın sağlamak,

• Yeşil budamalar ile özellikle sofralık yetişti-ricilikte ürün kalitesini yükseltmek,

• Toprak işleme, sulama, ilaçlama ve hasat gibi kültürel işlemleri kolaylaştırmak ve etkinleş-tirmektir.

Bağda Budama Yöntemleri

Budama amacına ve zamanına göre farklı yöntemler uygulanmaktadır.

Amaca Göre Budama Yöntemleri:

Şekil Budaması: Dikim yılından itibaren, oluş-turulacak terbiye sistemine göre, yaz ve kış içe-risinde şekil oluşturmak için yapılan budamadır.

Ürün Budaması: Asmanın gelişme ve ürün dengesini oluşturmak için yapılan budamadır.

Yapıldığı Zamana Göre Budama Yöntemi:

Kış Budaması: Kış budaması asmanın dinlen-me devresinde yapılan budamadır. Bu devrede asma yaprağını dökmüş ve asmalarda su alışverişi durmuştur.

Yaz (Yeşil) Budaması: Asmada gözlerin uyan-masından hasada kadar olan gelişme dönemin-de, ürünün miktar ve kalitesini yükseltmek, gü-neşlenme, havalanma ve ilaç etkinliğini artırmak amacı ile yapılan sürgün çıkarma, uç alma, tepe

alma, koltuk çıkarma, yaprak alma, sürgün bağ-lama, salkım seyreltme, dane seyreltme, bilezik alma gibi işlemlerdir.

Budama Seviyesine Göre Budama Yöntemi:

Kısa Budama: Dip gözleri verimli olan ve kordon veya goble terbiye sistemi oluşturulmuş çeşitlerin 2-4 göz üzerinden budanması yönte-midir. Kısa budamada dikkat edilecek nokta ön-

ceki yıl 2-4 göz üzerinden ürün budaması yapılan dalda sürgün oluşturup, pişkinleşmiş, gövdeye, kordon koluna en yakın olan bir yaşlı dal 2-4 göz üzerinden budanır. Diğer dallar dipten çıkarılır. Ana gövdeye yakın dalın gelişimi veya konumu (aşağıya bakması) ürün çubuğu olmaya uygun değilse ikinci veya üçüncü dal ürün dalı olarak budanır. Cardinal, Alphonse Lavalleé, Kara Erik, Çavuş, Hafızali, Amasya, Müşküle, Pek, Tarsus Beyazı, Yalova İncisi, Emir, Red Globe, Royal çe-şitleri kısa budamaya uygun olan çeşitlerdendir.

Yarı Uzun Budama: Dip gözleri az verimli veya verimli gözleri 4-8. boğumlar arasında olan üzüm çeşitlerinde uygulanır. Genelde 5-8 göz üzerinden budama yapılır. Goble ve bazı telli terbiye sistemlerine uygundur. Hasandede, Pa-paz Karası, Bağdat Siyahı, Kalecik Karası, Öküz-gözü, Boğazkere, Pinot Blanc yarı uzun buda-maya uygun olan çeşitlerdendir.

Uzun Budama: Dip gözleri genelde verimsiz veya 8. gözden sonra göz verimliliği devam eden kuvvetli çeşitlerle küçük dane yapan şaraplık çe-şitlerde uygulanır. Budama 8-15 veya daha fazla gözlü olarak yapılır. Sultani Çekirdeksiz, Yuvarlak Çekirdeksiz, Pembe Çekirdeksiz, Yapıncak, Ga-barnet Sauvignon, Riesling gibi çeşitlerde verimli gözler 5. gözden başlar, 15. gözde en yüksek verimliliğe ulaşır, sonra göz verimliliği tekrar azal-maya başlar.

69Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 72: manisa tarım ve gıda dergisi

Karışık Budama: Hem uzun hem de kısa bu-damanın birlikte uygulandığı budamadır. Uzun ürün çubukları (bayrak) 5-15 göz, kısa çubuklar (ırgat, yedek) 2-4 göz üzerinden budanır. Ürün çubukları bir önceki yıl bırakılan 2-4 gözlü yedek çubuklar üzerinden seçilir. Yedek çubuklar hem sonraki yılın ürün çubuklarını oluşturur, hem de asmanın şeklinin korunmasını sağlar. Irgat ana gövdeye ürün çubuğundan daha yakın olmalıdır. Sultani Çekirdeksiz, Yuvarlak Çekirdeksiz, Pem-be Çekirdeksiz, Gabarnet Sauvignon, Riesling gibi çeşitler karışık budanır.

Budama Zamanı

Kış budaması asmanın yaprağını döküp din-lenmeye girdiği dönem ile uyanmaya başladığı dönem arasında yapılır. Bu dönemde organlar arası madde alışverişi durur. Ancak soğukların başlaması ile çubuklarda depo edilen nişasta şekere dönüşerek, soğuklara karşı dayanıklılığı artırır.

Budama zamanı asmanın uyanmasını da etki-leyen bir faktördür. Geç budanan asmalar erken budananlara göre daha geç uyanırlar. Geç bu-damanın uyanmada 10-15 günlük bir gecikmeye neden olduğu gözlenmiştir. İlkbahar geç donla-rının etkili olduğu bölgelerde uyanmayı geciktir-mek için geç budama yapmakta yarar vardır. İş-gücünü değerlendirmek amacı ile kış döneminde aralama budama, uyanmaya yakın dönemde ise uygun göz üzerinden budama yapılabilir.

İlkbaharda toprak sıcaklığının 10 oC ye çık-ması ile köklerde faaliyet başlar Bu dönemde yapılan budamalarda kesim yerlerinde, bağcıların “ağlama” tabir ettiği sıvı halde su kaybı meydana gelir. Akan bu sıvının asmanın kış gözleri üzerin-de birikmesi gözlerin sürmesini geciktirir veya engelleyebilir.

Yaz (yeşil) budamaları ise asmanın uyanmaya başladığı dönem ile hasada kadar olan dönem arasında yapılmaktadır. Her bir uygulamanın

farklı zamanı vardır ve buna riayet etmek çok önemlidir.

Kış Budaması

Kış budaması asmanın dinlenme devresinde yapılan budamadır. Kış budamasında genel pren-sip asmanın gelişme durumu ile ürün dengesini kurmaktır. Bir önceki yıl bu denge kurularak bu-dama yapılan asmalarda çubuklar iyi pişkinleşip çeşide has rengi alır ve boğum arası uzunlukları normal ölçülerde olur. Göz verimlilikleri yüksek olduğundan bu gibi çubuklar budamada ürün çubuğu olarak bırakılmalıdır. İyi güneşlenmemiş, yeterince besin maddesi depo etmemiş, hasta-lıklı çubuklar budamada ürün çubuğu veya yedek olarak bırakılmamalıdır. Asmada uygun gelişme

ve verim dengesini sağlamak için yıllık odunlaş-mış çubukların yaklaşık yüzde 85‘i budama ile çıkarılır.

Budamada bırakılacak çubuk ve göz sayısının ayarlanmasında en iyi yöntem bir önceki yıl bı-rakılan sürgün ve göz sayısının esas alınmasıdır.

Gelişme normal, çubuklar iyi pişkinleşmişse bir önceki yıl dengeli budama yapılmıştır. Aynı oranda budama yeterlidir.

Gelişme çok fazla, sürgünler normalden kalın ve uzun ise bir önceki yıl göz sayısı eksik bıra-kılmıştır. Budamada bırakılacak göz sayısı artırıl-malıdır.

Çubuklar ince, zayıf ve iyi odunlaşmamış ise asma kapasitesinin üzerine çıkılmıştır. Bırakılacak göz sayısı azaltılmalıdır.

Çekirdeksiz üzümde bağın aralık ve mesafe-sine göre metrekareye 15 adet göz bırakılır. 3x2 m aralıkla dikilen bağda, 1 omcaya 15 gözlü 6 adet ürün çubuğu bırakılır.

Gediz Havzası’nda kurutmalık amaçlı yetiş-tirilen çekirdeksiz üzümlerde, standart ölçülü uygun terbiye sisteminde (büyük T, V sistemi) ortalama 80-120 göz bırakılabilir.

Aynı çeşitlerin sofralık amaçlı yetiştiriciliğinde çubuk sayısı 4-5, göz sayısı 50-60 olmalıdır. Di-ğer sofralık ve şaraplık çeşitlerde çeşit özelliğine uygun gelişme ve ürün dengesini oluşturacak yöntem tercih edilmelidir.

Kış budamasında genel prensip asmanın gelişme durumu ile ürün dengesini kurmaktır.

70 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 73: manisa tarım ve gıda dergisi

71Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 74: manisa tarım ve gıda dergisi

Bağcılıkta Entegre Mücadele Ve Kontrollü Ürün Yetiştirme Çalışmaları

Entegre mücadele hastalık ve zararlılara karşı tüm savaşım yöntemlerinin uyum içerisinde bir arada kullanılmasıdır. Entegre mücadelede kim-yasal savaşım son çaredir. Asıl olan sağlıklı bitkiyi doğru iklimde doğru çeşit seçimiyle belirlemek ve tesisi tekniğine uygun kurmaktır.

Bitkisel üretimde hastalık ve zararlılarla mü-

cadelede doğal düşmanların korunması ve kim-yasallar yerine bioteknik yöntemlerin tercihi En-tegre Mücadelenin Temel amaçlarındandır.

Entegre Mücadele ve Kontrollü Ürün Ye-tiştirme Projesinin bir diğer amacı günümüzün tüketicilerinin haklı isteği olan izlenebilirliğin sağ-lanmasıdır. Üretim aşamasında ürüne hangi kim-

yasalların kullanıldığının beyanı gelecek tarımın olmazsa olmazıdır.

2010 yılında bağ alanlarında uygulamaya konulan Entegre Mücadele ve Kontrollü Ürün Yetiştirme çalışmaları önümüzdeki yıllarda diğer ürünlerde de uygulanacaktır. İl Müdürlüğümüz tarafından, proje bu yıl bağ alanlarında uygula-

BİTKİ KORUMA

ÖMER ÇELİKTarım İl Müdürü

72 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 75: manisa tarım ve gıda dergisi

maya konulmuştur. Bilin-diği üzere, üzüm ilimiz tarımında üretim alanı,

değeri ve ihracattaki payı bakımında önce-

lik arz etmektedir.

Müdür l ü ğü -müz 1980 yılın-

dan bu yana bağda Tahmin ve Erken Uyarı

Projesi uygulamaktadır. Proje ça-lışmaları 9 ilçede yürütülmektedir.

Proje kapsamında bulunan Mildiyö hastalığı ve Salkım Güvesi zararlısının yanı sıra diğer etken ve etmenlerle ilgili uyarılarda Müdürlüğümüzce yapıl-maktadır.

Bitkisel üretimde kullanılan kimyasalların kayıt altına alınması ve izlenmesi yönetmeliği gereğince İl Müdürlüğümüzce tüm ürünlerde 17.562 kayıt defteri dağıtılmıştır. 2.387 adet def-ter onaylanmıştır. Bağda erken uyarı ve tahmin çalışmalarının üreticimize duyurulması amacıyla, 2005 yılında 3000 çiftçi ile başlanan SMS sistemi bugün diğer ürünleri ve ilçelerimizde kapsayacak şekilde 2010 yılında 27.000 üreticiye ulaşmıştır.

2010 yılı Entegre Mücadele Projesi kapsa-mında Merkez, Ahmetli, Akhisar, Alaşehir, Göl-marmara, Salihli, Sarıgöl, Saruhanlı ve Turgutlu ilçelerimizdeki toplam 38 köy ve beldede yürü-tülmüştür. Entegre Mücadele projesinde 2010 yılında 15.647 dekar alanda toplam 529 üretici ile çalışılmıştır. Projedeki çalışmalar, il ve ilçe sorum-lusu 9 ilçe müdürümüz ile ilçe ve köylerimizdeki 61 teknik elemanımız ile birlikte yürütülmüştür. Yaz sezonu içerisinde 131 teknik elemanımıza proje kapsamında Bağda Entegre Mücadele ko-nusunda eğitim verilmiştir. Projenin yürütüldüğü bağlar teknik elemanlarımızca denetlenerek Arazi Denetleme Formları hazırlanmıştır. Entegre ve Kontrollü Ürün Yönetimi Projesi kapsamında, 529 üreticimize ait bağlarda hasat sırasında yak-laşık olarak 1kg’lık numuneler alınarak Kontrol Şube Müdürlüğümüz ve Bitki Koruma Şube Mü-

dürlüğümüzün işbirliği ile ilimize en yakın uzak-lıktaki projede görevli İzmir İl Kontrol Laboratu-arı Müdürlüğü’nde analize gönderilmiştir. Yapılan analiz sonucu uygun olan üreticilere Entegre ve kontrollü ürün sertifikası düzenlenmiştir ve enteg-re ürün logosu dağıtılmıştır. Entegre ve kontrollü ürün sertifikası alan üzümlerin tüketici ve ihracat-çı tarafından tercih edilmesi nedeniyle çiftçimizin ürününü pazarlamada da kolaylık sağlayabilecektir. Ayrıca, bu üretim sistemi ile tarımsal ürünlerin iz-lenebilirliği, kalıntının önlenmesi ve üretim girdile-rimizin kayıt altına alınması söz konusudur.

2. Bağcılık ve Dünyadaki Yerimiz

Dünya geneline ait istatistikî veriler, son yıl-larda bağ sahalarında büyük değişikler meydana geldiğini göstermektedir. Günümüzde 10 milyon hektar civarında olan bağ sahasından 60–70 mil-yon ton kadar üzüm elde edildiği bilinmektedir. Dünyadaki üzüm üretiminin % 83- 85’i şarap yapımında, %10–12’si sofralık olarak, %5 ka-darı da kurutularak değerlendirilmektedir. Kıta-ları bağcılık bakımından inceleyecek olursak; bağ sahalarının % 69’luk bölümünün Avrupa kıtasın-da, %13’ünün Asya’ da, %8’inin Amerika’ da, %4’ünün Afrika’ da ve %6 kadarının da Avustral-ya’ da yer aldığı görülmektedir. Bağ yetiştiriciliği açısından dünyada önde gelen 10 ülkeyi İspanya, İtalya, Fransa, Rusya, Türkiye, Portekiz, Arjantin, Romanya, ABD ve Yugoslavya olarak sıralayabi-liriz.

Bağcılık konusunda dünya da önde gelen ülkelerden birisi olan Türkiye’ de; Türkiye İsta-tistik Kurumu 2009 yılı verilerine göre 405.310 hektar bağ sahası bulunduğu ve 3.788.828 ton üzüm üretildiği kaydedilmiştir. Dünyada bağcı-lığın yapılabileceği en uygun enlem dereceleri arasında yer alan ülkemizde yalnız Ağrı ilimizde bağcılık yapılmadığı, diğer bütün illerimizde bağ sahasına ve üzüm üretimine rastlandığı bilinmek-tedir.

Anadolu’ da üretilen üzümün yaklaşık % 45’i kurutularak, %38’i sofralık olarak, %7’si şarap yapımında ve % 10’u ise çeşitli gıda ürünlerini elde etmek amacıyla değerlendirilmektedir.

3. Anadolu Tarihinde Bağcılık

Küçük Asya olarak da adlandırılan toprakları-mızın yabani asmanın anavatanı olduğu ve ülke-mizin kültür bağcılığıyla, şarapçılığın yapıldığı bir orjin ülke olduğu tarihçiler tarafından kabul edil-mektedir. Yapılan araştırmalar sonucunda, bağ-cılık ve şarapçılık kültürünün Avrupa ülkelerine Anadolu’dan yayıldığı ortaya çıkmıştır. Anadolu’ nun her yanında yapılan kazılarda, asma ve üzüm salkımlarına ait kalıntılara ve bağcılıkta kullanılan çeşitli aletlere ulaşılmıştır. Bunların yanı sıra, Ak-deniz ve Ege kıyılarında birçok şaraphane kalıntı-sı bulunmakta, denizlerimizden çıkarılan eserler arasında şarapların nakledildiği amforalara sıklıkla rastlanmaktadır. Orta Anadolu’ da ise özellikle Hititlerden kalma eserler ve Hitit yasa metinle-rinde yer alan üzüme ilişkin maddeler, bağcılığın Anadolu tarihindeki ve kültüründeki önemli yeri-ni gözler önüne sermektedir.

Ege Bölgesi’nde kendiliğinden yetişen Sultani Çekirdeksiz üzümü, zaman içerisinde farklı yol-larla dünyanın diğer bölgelerine götürülmüştür. Günümüzde Sultani Çekirdeksiz üzümü götü-rüldüğü ülkelerde farklı isimlerle anılmaktadır. Örneğin; ABD’ ye bu üzümü ilk getiren kişinin adına atfen Thompson Seedless, Yakındoğu’da Sultana, Sultanina ve Rusya’da Akkişmiş olarak isimlendirilmektedir. Ege Bölgesi’nde Pembe Çekirdeksiz ve Siyah Çekirdeksiz çeşitleri de ye-tiştirilmektedir.

Ticari olarak taşıdığı değerin yanı sıra, üzüm çok besleyici bir meyvedir. Bir kilogram üzümün verdiği kalori miktarı, 1.150 g süt, 390 g ekmek veya 1.200 g patatesin kalorisine eşittir. Taze üzümlerin sıkılmasıyla elde edilen şırada ise; %70–80 oranında su, %15–25 oranında kar-bonhidratlar, %0,3–1,5 oranında organik asitler, %0,01–0,10 oranında tanenler, %0,03–0,17 oranında azotlu bileşikler, %0,3–0,6 oranında mineral bileşikler bulunmaktadır. Ayrıca üzümün B grubu vitaminlerince zengin olduğu, C ve A vitamini içerdiği bilinmektedir.

Bağda Entegre Mücadele Projesi kapsamında düzenlenen tarla günümüz.

73Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 76: manisa tarım ve gıda dergisi

Entegre ürün logosu

Türkiye Çekirdeksiz Kuru Üzüm İhracat Miktarları

Tahmin ve Erken Uyarı Projesi kapsamında bağda hastalık ve zararlı kontrollü

Bağla ilgili atasözlerimizde bulunmaktadır.Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur.Üzümün olur akı karası, bağı olanın çoktur parası.Çekirdeksiz üzüm, odur benim gözüm.Bağları çok dikte, pekmezleri ibrikte.Derede bağ, güneşte yağ bulundurma. İradım var bağ gibi, güvencim var dağ gibi.

4. Bağın Can Bulduğu İl; Manisa

Bağcılık ilimizde başta merkez ilçe Alaşehir, Sarıgöl, Salihli, Ahmet-li, Turgutlu, Saruhanlı, Akhisar, Göl-maramara ilçelerimiz olmak üzere ekonomik anlamda gelir kaynağıdır.

İlimizde yaklaşık olarak 40.000 çiftçi ailesi yaklaşık 704.000 dekar alanda üzüm üreticiliği yapılmakta-dır. Üretilen kuru üzüm ilimizdeki 15 adet fabrikada işlenerek %90’ dan fazlası ihraç edilmektedir. Fabri-kalarda çalışanlara ödenen ücretler ilimiz ekonomisi için ayrıca artı bir değerdir. Ülkemizin kuru üzüm ih-racatının yıllara göre durumu Şekil 1.’de gösterildiği gibidir.

Kuru üzümün yanı sıra, özellik-le Sarıgöl ve Alaşehir ilçelerimizde

sofralık amaçlı taze üzüm üretimi yapılmaktadır. Bu ilçelerimizde irili ufaklı yaklaşık 100 firma başta Rusya ve AB ülkeleri olmak üzere birçok ülkeye sofralık üzüm ihracatıyla uğ-raşmaktadır. Ayrıca bu firmalardan bazıları Alaşehir ilçemizde soğuk hava depoları ve üzüm işleme üni-teleri kurmaktadırlar.

Önceki yıllarda ilimiz genelin-de demonstrasyon yapılan sofralık üzüm amaçlı yayla bağcılığı proje-leri Merkez Türkmen köyünde ve Gördes ilçemizde ses getirmiştir. Bu merkezlerde yayla bağcılığı ya-yılma eğilimindedir.

Şaraplık üzüme yönelim ülke-miz genelinde olduğu gibi ilimizde de artmaktadır. Özellikle Kavaklı-dere Şarap firmasının Alaşehir ilçe-miz Kemaliye Kasabasında yaklaşık 2000 dekar sahada şaraplık bağ tesisleri kurmasıyla yeni bir ivme kazanmıştır. Saruhanlı, Turgutlu, Akhisar ve Kula ilçelerimizde Özel sektörün yatırımları artarak sür-mektedir. Şaraplık üzüm üretimi; şirketlerin kendi üretim alanlarını tesis etmesiyle aile ziraatından uzaklaşmaktadır.

Sonuç olarak, gelecekte ili-

miz bağcılığı, kalitesini, üretim ve ticaret hacmini artırarak tüm dünyada daha fazla tanınmaya başlayacaktır.

Entegre ve kontrollü ürün yönetimi projesinde yer alan bir bağ

Türkiye Çekirdeksiz Kuru Üzüm İhracat Miktarları (Ton)

Türkiye 2001/02 2002/03 2003/04 2004/05 2005/06 2006/07 2007/08 2008/09 2009/10

Üretim 210.000 250.000 200.000 250.000 220.000 256.000 254.000 285.800 275.500

İhracat 205.497 206.168 193.093 239.414 203.000 266.001 195.218 274.287 207.602

74 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 77: manisa tarım ve gıda dergisi

75Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 78: manisa tarım ve gıda dergisi

SERACILIK

Tütüncülükten seracılığabir başarı öyküsü…

Akhisar merkeze 6 kilometre uzaklıkta olan eski adıyla Karasonya, şimdiki adıyla Çamönü, 1400 nüfusu ve 420 hanesiyle tütünden zeytine ve ardından seracılığa uzanan serüveninde geli-nen son noktada herkese örnek oluyor.

Eski yıllarda Manisa genelinde olduğu gibi Çamönü Köyü’nün geçim kaynağı da tütüncü-lükmüş. Köy Muhtarı Muhsin Çelik tütüncülük-ten seracılığa geçiş sürecini şöyle anlatıyor:

“Babamın zamanında köyde tütün yetiştirili-yordu. Zeytin çok az vardı. 1994 yılında seracı-lığa bir merak sardı. Daha fazla gelir elde etmeyi amaçladığımız için bu yola başvurduk. İlk serayı

ben ve amcaoğullarım kurduk. 1800 metrekare alanda salatalık ve domates üretimiyle başladık. Ertesi yıl, bir gün çıkan lodosta bizim sera yer-le bir oldu. Ama biz bir yılda iki ekim yaptık ve iki ekimde seranın masrafını kurtardık. Ondan sonra herkes kalıcı önlemler aldı. Üç yıl daha bu şekilde devam ettik. Üç yıl sonunda iki arkadaşı-mız daha aramıza katıldı, sonra üç kişi daha… İki yılda 6-7 kişi olduk. İki yıl sonra tütün kötüye gitti ve köylüler seraya yöneldi. Şu an köyün toplam tarım arazisi 15 bin dönüm civarında ve bunun 350 dönümünde sera var.”

Kooperatifle gelen destek

Ekonomisi tarıma dayalı Çamönü Köyü, 16

bin 230 dekar tarım arazisine sahip. 124 çiftçi, üç bin 127 dekar arazisiyle Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı olan köyün geçim kaynağı geçmişte tütün ve zeytin iken 1995 yılından itibaren alternatif geçim kaynakları aranmaya başlanmış. Çamönü Köyü çiftçilerinde tütüne alternatif olarak seracılık fikri oluşmaya başlayınca Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü ile irtibata geçil-miş. Seracılık hakkında eğitimler alan köyde ilk seracılık çalışmaları 1995 yılında başlanmış ve yıl geçtikçe seraların sayısı hızla artmış. Ancak sera-cılığın hızla yayıldığı köyde üretilen ürünlerin sa-tışında sıkıntılar yaşanınca 2006 yılında Çamönü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi kurulmuş ve 2007 yılında köydeki seralarda üretilen ürünler koope-

Eski yıllarda tütün tarlalarının yeşerdiği Çamönü artık seralarla süslü. “Azmin zaferi” cümlesini fazlasıyla hak eden Çamönülüler de bir başarı öyküsünün başrol kahramanları…

CEYDA ADAR

76 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 79: manisa tarım ve gıda dergisi

ratif aracılığı ile halk pazarlarına ve İzmir ilindeki büyük marketlere pazarlanmaya başlanmış.

Çamönü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Baş-kanı Hasan Hüseyin Deniz, seracılık yapmak is-teyen ama ekonomik durumu olmayan çiftçilere de destek verdiklerini belirtiyor ve ekliyor:

“Köyde turfanda üretimi yaygınlaştırmak amacıyla yüksek tünel yetiştiricilik yapmak isteyip de ekonomik durumu müsait olmayan çiftçileri-mize kişi başına 500 metrekare olacak şekilde İlçe Tarım Müdürlüğü’nün hazırladığı projelerle Akhisar Kaymakamlığı Sosyal Dayanışma ve Kal-kınma Fonu’ndan 2007 yılında dokuz çiftçiye 45 bin TL, 2008 yılında 15 çiftçiye 75 bin TL eko-nomik destek sağlandı.”

Köydeki mevcut yüksek sistem tünellerde genellikle salatalık, domates ve marul ürünleri yetiştirilerek turfanda olarak pazara sunulduğunu belirten Hasan Hüseyin Demirci, 2010 yılı iti-barıyla 123 olan kooperatif ortak sayısının 2011 yılında 150 ortak, kapalı yüksek tünel alanının ise yıl içerisinde 350 dekar olmasını beklediklerini söylüyor.

Kooperatif üyesi çiftçiler yılda üç ürün yetişti-riyorlar. Kasım-Şubat ayları arasında marul,

Mart -Haziran ayları arasında salatalık ve do-mates, Temmuz-Eylül ayları arasında domates, patlıcan ve biber yetiştirdiklerini anlatan Demirci,

sözlerine şöyle devam ediyor:

“Kooperatif, üyelerinden aldığı sebzeleri yüzde 7 kooperatif karı koyarak satıyor. Bu dö-nemde seralarda yetiştirilen marullar kooperatif markası olan Karasonya baskılı karton kutulara

ambalajlanarak hallerdeki alıcılara satılıyor.”“Birlikte kalkınmanın adresi kooperatifçiliktir”

diyerek, birlik ve beraberliğin getirdiği başarıla-rıyla herkese örnek olan Çamönü halkı, koo-peratifleşme ile birlikte markalaşma yolunda da yeni bir sayfa açarak geleceğe umutla bakıyor.

Kooperatif üyesi çiftçiler, kasım-şubat ayları arasında marul, mart - haziran ayları arasında salatalık ve domates, temmuz - eylül ayları arasında domates, patlıcan ve biber yetiştiriyorlar.

77Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 80: manisa tarım ve gıda dergisi

Meyve bahçelerinde kış mücadelesi

Kış ilaçlaması, meyve bahçelerimize zarar veren bazı zararlılara ve hastalıklara karşı kış ay-larında kışlık yağlar ve bordo bulamacı ile yapılan bir ilaçlamadır. Meyve bahçelerimize zarar ve-ren meyve zararlılarının birçoğu kışı ağaç gövde, dal ve sürgünleri ile yere dökülen bitki artıkları arasında geçirirler. Havaların ısınması ile birlikte kışladıkları yerlerden çıkarlar ve bitkiye zarar ver-meye başlarlar.

Kış ilaçlaması, kışı ağaçlar üzerinde geçiren;

sanjose kabuklu biti, virgül kabuklu biti, erik koşnili, kahverengi örümcek, yaprak bitleri, ağ kurdu, yaprak büken, armut yaprak uyuzu gibi zararlılara karşı ve yaprak delen, ateş yanıklığı, bakteriyel kanser, yaprak kıvırcıklığı (glok) gibi hastalıklara karşı yapılmaktadır.

Kış ilaçlamasında zararlılara karşı kışlık yağlar

kullanılır. İnce bir yağ tabakası ile ağacın gövde, dal ve sürgünleri kaplandığında altında kalan za-rarlıların yumurtası, ergini, havasız bırakılmakta, çıkışı engellenmekte ve zamanla ölmesine ne-den olunmaktadır. Kış ilaçlaması ile ağacımıza zarar veren bu zararlıları yok ettiğimiz gibi, ağaç üzerinde yaşamını sürdüren faydalı canlıların da ölümüne sebep olabilmekteyiz.

Kış ilaçlamasında hastalıklara karşı genelde bordo bulamacı ile mücadele yapılmaktadır. İlaç-lamanın zamanı ve bulamacın uygulama oranı bitki ve hastalığa göre farklılık arz etmektedir. Bordo bulamacı tekniğine uygun olarak hazır-lanmalıdır. İlaçlama yapılmadan önce kültürel önlemler olarak yere dökülen hastalıklı yapraklar toplanmalı ve hastalıklı dallar sağlam yerden iti-baren kesilip bahçeden uzaklaştırılarak imha edil-melidir. Ağacın tüm yüzeyi ilaçla kaplanmalıdır.

Bu nedenle zararlılara karşı kışlık yağ ile ya-

pılan kış ilaçlaması doğal dengenin korunması bakımından her yıl yapılmamalıdır. Kış ilaçlaması-nın yapılıp yapılmayacağına bahçede iyi bir ince-lemeden sonra karar verilmelidir. Kabuklu bitler hariç diğer zararlılar da mutlaka birkaçının bah-

çede mevcut olması durumunda kış ilaçlaması 3-4 yılda bir yapılmalıdır.

Bahçede yapılan incelemede; sanjose kabuk-

lu biti mevcutsa kesafetine bakılmaksızın kış ilaç-laması zararlı kontrol altına alınıncaya kadar her yıl yapılmalıdır.

Virgül kabuklu biti için yapılan kontrolde 5

cm uzunluğundaki bir dalda altında yumurta bu-lunan en az 5 adet ana kabuğun görülmesi ha-linde o bahçenin ilaçlanması gerekir. Kahverengi koşnil ve erik koşnili için yapılan kontrolde dallar üzerinde sıvama bulaşık koşnil mevcutsa kış ilaç-laması yapılmalıdır.

Avrupa kırmızı örümceği ile kahverengi

örümcekler kışı yumurta halinde geçirirler. Yapı-lan kontrolde kışlayan yumurtalar dallar üzerin-de sıvama durumunda ise bu zararlılara karşı kış ilaçlaması yapılabilir. Yassı akarlar kışı ergin halde dallar üzerinde geçirirler.

Dallarda yoğun olarak yassı akar ergini mev-

cutsa kış ilaçlaması yapılabilir. Kırmızı örümcekle-

re karşı her yıl kış ilaçlaması yapılmaz, 3-4 yılda bir yapılır.

Yaprak bitleri, ağ kurdu, yaprak bükenler, to-

murcuk tırtılları ve armut yaprak uyuzu zararlıları için ise bir önceki yıl yüksek düzeyde bir yoğun-luk görülmüş ve bunlara karşı yapılması gereken yaz ilaçlaması yapılmamış ise ve kışın yapılan kontrolde bahçede mevcutsa kış ilaçlaması yapı-lır. Bu zararlılardan sadece birisi için kış ilaçlaması ekonomik olmaz.

Kış ilaçlamasında kullanılan ilaçlar:

• Petrol yağı + DNOC yumuşak çekirdekli meyve ağaçlarında 95 lt. su + 5 lt. ilaç, sert çe-kirdekli meyve ağaçlarında ise 9,5 lt su + 4,5 lt. ilaç karıştırılarak atılır.

• DNOC Ammonium grubu ilaçlar (Gebu-tox, A.B.C) 100 lt. suya 400 ml. dozunda kul-lanılır.

• Bordo bulamacı

İlaçlama zamanı

İlaçlamaya başlamadan önce, bahçedeki

BİTKİ KORUMA

Yaprak biti

ÖNER DEMİRZiraat Mühendisi

78 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 81: manisa tarım ve gıda dergisi

kurumuş, yere dökülmüş dal, sürgün gibi bitki artıkları toplanıp imha edilmelidir. Kış ilaçlama-sı ağaçların durgun olduğu devrede, yumuşak çekirdekli meyve ağaçlarında (elma, armut vb.) gözler uyanmadan 2 hafta önce, sert çekirdekli meyve ağaçlarında (şeftali, kiraz, kayısı vb.) göz-ler uyanmadan 4 hafta önce yapılmalıdır. Şubat sonları mart başları mücadele için en uygun za-mandır.

DNOC Ammonium kullanılacak ise yumu-

şak çekirdekli meyve ağaçlarında gözler kabar-dıktan sonra pembe çiçek tomurcuğu dönemine kadar yapılabilir.

Kış ilaçlaması yapılacak ise geciktirilmemeli-

dir. Geciktirildiği takdirde bitkiye fitotoksit (yakıcı) etkisi söz konusudur. Sıcaklık 5 derecenin üze-rinde, rüzgarsız ve yağışsız günlerde yapılmalıdır.

Yüksek tazyikli motorlu pülverizatörlerle

gövde, dal ve sürgünler ilaçlanmalıdır. Kullanılan ilaçlar insan sağlığına tehlikelidir. İlaçlama yapılır-ken gözlük, maske ve eldiven takılmalı, 20 gün bahçeye hayvan sokulmamalıdır.

Kış mevsimi, meyve bahçelerinde mücade-le uygulamalarının minimum seviyede olduğu bir dönemdir. Ancak bu dönemde özellikle bazı zararlılara karşı yapılacak kimyasal mücadele ve bazı hastalıkların zararlarını azaltabilmek için uy-gulanacak olan kültürel işlemlerden olan budama önemli bir mücadele yöntemidir. Bunlara örnek aşağıdaki gibidir.

Elma Karalekesi Hastalığı için; Hastalığın sür-günler üzerinde oluşturduğu, yuvarlak veya oval şeklindeki kabarcıkların birleşmesiyle oluşan, “uyuz veya sıracalı “ dallar budanıp bahçeden uzaklaştırılmalıdır.

Elma Küllemesi Hastalığı-Şeftali Küllemesi Hastalığı için; Küllemeden zarar görmüş sür-günler kış budamasıyla hastalıklı kısmın 15-20 cm altından kesilip bahçeden uzaklaştırılmalıdır.

Sert Çekirdekli Meyve Ağaçlarında Monilya Hastalığı için; Hastalığın görüldüğü bahçelerde ağaçlar üzerindeki tüm kuru dallar budanıp ya-kılmalı, mumyalaşarak ağaç üzerinde kalmış ve yere düşmüş meyveler toplanarak imha edil-melidir.

Şeftalide Yaprakdelen Hastalığı için; Hasta-lıklı tomurcuk ve kanser yarası bulunan dal ve sürgünler, budanarak bahçeden uzaklaştırılma-lıdır.

Yumuşak Çekirdekli Meyve Ağaçlarında Ateş Yanıklığı Hastalığı için; Hastalıklı sürgün ve dallar enfeksiyon noktasının 30-40 cm altından kesilip çıkarılmalıdır. Büyük dallar kesildiğinde budama yerlerine % 10’luk NaOCl (Sodyum Hipoklorit, çamaşır suyu) sürülmeli ve aşı ma-cunu ile kapatılmalıdır. Budamada kullanılan bıçak, testere, makas, vb. aletler % 3’lük lizol eriyiği veya % 10’luk sodyum hipoklorit çözel-tisine daldırılarak dezenfekte edilmelidir.

Bakteriyel kanser

San jose kubuklu biti ergini

San jose kubuklu bitinin meyvedeki zararı

Bordo bulamacı ile ilaçlanmış elma ağacı

79Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 82: manisa tarım ve gıda dergisi

TARLA BİTKİLERİ

MUSTAFA ÇARAMIKZiraat Mühendisi

Türkiye’de ortalama 40 milyon ton yaş meyve sebze üretilmekte ve domates üretimi tek başına yaş meyve sebze üretiminin yaklaşık dörtte birini oluşturmaktadır. Türkiye domates üretiminde Dünya’da üçüncü, ihracatta miktar olarak altıncı ve değer olarak onuncu sırada yer alan önemli ülkelerin başında gelmektedir (FAO 2009, TUİK 2008).

Salçalık domates üretiminin yoğunlaştığı Bursa, Manisa, İzmir, Balıkesir ve Çanakkale ille-rindeki üretim ise 2008 yılında sanayi domatesi üretiminin yüzde 82’sini oluşturmaktadır. Aynı illerde sofralık üretimin payı yüzde 1 ile yüzde 6 arasında değişmekte ve Türkiye’nin sofralık üretiminin yüzde 18’i bu illerden sağlanmaktadır. Manisa ili 2009 yılı itibari ile domates ekiliş alanı 13.130,4 hektar ve 797 bin 717 ton üretim mik-tarı ile ülke ekonomisine katma değer sağlamıştır.

Türkiye’de üretilen domatesin yaklaşık yüz-de 20-30’u gıda sanayinde işlenmekte, kalan miktar taze tüketime gitmektedir. İşlenen toplam miktarın yüzde 80’i salça, yüzde 15’i konserve domates üretimi için, kalan kısım ise ketçap, do-mates suyu vb. domates ürünlerinin imalatı için kullanılmaktadır.

Yetiştirme İstekleriİklim istekleri: Domates sıcak ve ılık iklimler-

den hoşlanır. Yetiştirme devrelerinde ısı -2, -3 ºC ye düştüğünde bitki tamamen ölür. Fidelerin dikiminde ilkbahar geç donlarının bitmesi gere-kir. Domates yetiştiriciliğinde genellikle gece ve gündüz arasında 6 – 8 ºC’lik bir farkın bulunması istenir. Gündüz sıcaklığı 15-28 ºC, gece sıcaklığı 13-17 ºC olduğunda gelişim iyi olur. Domates yetiştiriciliğinde döllenme sıcaklık ile çok yakın bir ilişkisi vardır. Domates çiçek tozları 10 ºC ve daha yukarı derecelerde istenilen şekilde çim-lenerek döllenme yapılabilmekte ve sıcaklık 16 ºC’nin altına düştüğünde meyve bağlama yüzde-si azalmaktadır. Düşük sıcaklıkta polen tozu üre-timi çok az oluşur, kısmi döllenen şekilsiz meyve-ler meydana gelir. 40 ºC’nin üzerinde ise çiçek tozları ölür ve meyve teşekkülü olmaz. Domates tohumlarının çimlenmesi için minimum 10 ºC, optimum 20-28 ºC, maksimum 35 ºC toprak sıcaklığı olması gerekir.

Toprak istekleri: Domates derin, geçirgen, humus ve organik maddece zengin, su tutma ka-biliyeti iyi, tınlı topraklardan hoşlanır. Kumlu-tınlı topraklarda erkencilik gösterir. Killi ağır toprak-larda bitki gelişmesi daha yavaş ancak bitki sürekli olarak gelişip yeni sürgünler meydana getirdiğin-den verim daha yüksek olur. Domates pH 5.5-7 olan topraklarda daha iyi yetişir. pH 5,5’ten aşağı düştüğü ortamlarda dekara 200-400 kg kireç uygulaması yapmak gerekir. pH 7’nin üzerinde

ise dekara 30-50 kg kükürt verilmelidir.

Yetiştirme Şekli

Toprak hazırlığı: Domates bitkisi derin kök-lü bir bitki olduğu için, toprağın derin sürülerek dikkatle hazırlanması gerekir. Tarla tabanının 50 cm altında pulluk tabanı denilen geçirgen olma-yan bir tabaka varsa bu tabaka sonbahar başla-rında özel soklu pulluklarla kırılmalıdır. Domates yetiştiriciliğine önce toprak hazırlığı ile başlanır. Sonbaharda hayvan gübresi toprağa verildik-ten sonra derin toprak işlemesi yapılır. Toprak ilkbaharda tekrar sürülür. Daha sonra diskaro geçirilerek dikime hazır hale getirilir. Domates bitkisinin fideleri sıcak yastıklarda yetiştirilir. An-cak domates yetiştiriciliğinde tarlaya doğrudan tohum ekimi de yapmak mümkündür. Ağır killi topraklarda doğrudan tohum ekiminden kaçı-nılmalıdır. Domates tohumları uygun koşullarda 4-5 yıl çimlenme gücünü muhafaza eder.

Gübreleme: Sonbaharda dekara 3-4 ton iyi yanmış hayvan gübresi atılarak derince sürülmesi gerekir. İlkbaharda karık hazırlığından önce taban gübresi verilmelidir. Fosforlu gübrenin hepsi, di-ğerlerinin üçte biri taban gübresi olarak verilir. Geri kalan gübreler bitkiler üzerinde meyveler görülmeye başladığında verilmelidir. Dekardan 10 ton verim alabilmek için saf olarak 24 kg N, 20 kg P2O5, 40 kg K2O verilmelidir. Meyveler

Domates üretiminde dünya üçüncüsü olan ülkemizde Manisa 797 bin 717 ton üretim miktarıyla ekonomiye katkı sağladı. Uygun yetiştirme yöntemleri sayesinde üretim ve kaliteyi daha da artırabilirsiniz.

Domates Yetiştiriciliği

80 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 83: manisa tarım ve gıda dergisi

fındık büyüklüğünü alınca 10-15 gün arayla 2-3 kez yapılacak magnezyum nitrat uygulamaları ve yaprak gübrelemesi meyve kalitesini olumlu yönde etkiler. Üst gübrelemeler kaç kez sula-ma yapılacaksa bölünerek her sulamadan sonra, toprak tava gelince toprağa serpilerek karıştırıl-malıdır.

Fide dikimi: Fidelik olarak sıcak yastıklar hazırlanır. Tohum ekimi Şubat-Mart aylarında

yapılır. Tohumlar sıra arası 13-15 cm, sıra üzeri 1-1,5 cm olacak şekilde, 1-2 cm d e r i n l i - ğe ekilir ve metrekareye

2 - 3 gr tohum olacak şekilde hesaplanır. Dikim-de can suyu yeteri

kadar verilmeli, can suyu ile birlikte,

kök ve kök bo-ğazı hastalıkları-

na karşı gereken ilaçlamalar yapıl-malıdır.

Fideler, 3-4 gerçek yapraklı ol-

duğunda seyreltilirler. Çevre koşullarının tarla

h a - zırlığına imkan verdiği döneme kadar fidelerin fazla boylanmadan kalmasını sağ-lamak amacıyla havalandırma ve sulama faktörle-rine çok özen göstermek gerekir.

Dikim için en uygun fide büyüklüğü, fidele-rin 15-20 cm uzunluk ve kurşun kalem kalınlığını aldığı zamandır. Normal koşullarda tohum eki-minden 40-45 gün sonra pişkin ve kaliteli fideler elde edilir. Bir metrekare yastık alanından orta-lama 500-750 adet sağlıklı fide meydana gelir. Yapılacak fide dikim şekline göre fideler bir gün önceden sulanarak sökülürler. Sökülen fidelere kök ilaçlaması yapılmalıdır. Domates yetiştirici-liğinde sıra arası ve üzeri aralıkları, çeşidin sırık veya yer çeşidi olmasına göre değişir. Sırık çeşit-lerde sıra arası 60-80 cm, sıra üzeri 50-60 cm, yer çeşitlerinde sıra arası 120 cm, sıra üzeri 40-50 cm olmalıdır. Tarlaya dikim elle veya makineli olarak yapılabilir fidelerin yerlerine dikimi, donlar geçtikten sonra yapılmalı, toprağın tavlı olmasına

dikkat edilmeli, yetiştiriciler fideleri doğu-batı yö-nünde hazırlanan masuraların güney kısımlarına, kuzey-güney yönünde hazırlanan masuraların doğu taraflarına ve masuraların boyun noktala-rına dikmelidir. Dikim sabahın erken saatlerinde veya akşam serinliğinde yapılmalıdır. Sıcak saat-lerde dikim yapılmamalıdır. Dikimde fidelerin ilk yapraklarının toprak üstünde kalmasına dikkat edilir, kök boğazı 1-1,5 cm toprakla bastırılmalı ve hemen can suyu verilmelidir.

Çapalama: Fideler yerlerinde gelişmeye başladığı andan itibaren yaklaşık 2 hafta sonra bir çapa yapılır. Derin çapa yapmaktan kaçınılmalı-dır. Çapalama derinliği 5-10 cm’yi geçmemelidir. Bitki kök boğazına 10 cm’den fazla yaklaşılma-malıdır. Birinci çapadan 2-3 hafta sonra ikinci çapa yapılır; bu çapalamalar esnasında boğaz doldurma işlemi de yapılır. İkinci çapadan son-ra yabani otlar ayıklanır, kaymak tabakası kırılır, toprak havalandırılır ve topraktaki nem korunur.

Genellikle sulamadan sonra kaymak tabasını kırmak, yabancı ot mücadelesi yapmak ve topra-ğın havalandırılmasını sağlamak amacıyla doma-tes bitkisinin yaprakları toprak yüzeyini kapatana kadar 1-2 çapa daha yapılmalıdır.

Sulama: Domates nemi sever. Su noksanlı-ğında üst yapraklar kıvrılır. Çok nemli, ağır top-raklarda ise bitkiler hastalanır. Sulama karık veya damla sulama yöntemi ile yapılabilir. Tesis mas-rafının yüksek olmasına rağmen; avantajlarından ötürü damla sulama yöntemi tercih edilmelidir. Domates yetiştiriciliğinde sulamaya çok dikkat etmek gerekir. Yağışlı bölgelerde 3-4, kurak böl-gelerde 5-6 kez sulama yapılmalıdır. Açık tarlada, çiçeklenme dönemi içerisinde su eksikliği, kü-çük meyvelerde aşırı dökülmelere neden olur. Şaşırtma yapıldıktan sonra fide gelişme dönemi boyunca sulamadan kaçınmak gerekir. Bu dö-nemde yapılacak sulama bitkinin daha çok boya kaçmasına sebep olur ve bitki mahsule geç yatar. Bu dönemde çapalama ile mevcut suyun kullanıl-masına çalışılmalıdır. Havaların çok sıcak ve kurak gitme durumunda sulama yapılabilir. İlk meyve görüldükten sonra sulama önem kazanır. Sulama toprak neminin en iyi seviyede tutulmasını sağla-

yacak şekilde; iklim şartlarına ve toprak yapısına göre 5-10 günde bir yapılabilir. Hasat zamanı çok sık sulama yavaş olgunlaşmaya neden olur. Sulama sabah ve akşam saatlerinde yapılmalı ve suyun bitkinin yapraklarına değmemesine özen gösterilmelidir. Sulama suyunda tuzluluk önem arz eder. EC 750 ppm’e kadar olursa iyidir.

Hasat: Fide dikiminden hasada kadar 60-80 günlük bir zaman vardır. Sofralık domatesler gönderilecek pazarın uzaklığına göre değişik ol-gunluk devrelerinde ve farklı dönemlerde hasat edilmektedir.

Küçük aile işletmelerinde yapılan sofralık do-mates yetiştiriciliğinde hasat sayısı artırılarak ve-rimin artması sağlandığı gibi pazarın kalite istek-leri de dikkate alınmalıdır. Olgunlaşan meyveleri üzerinden alınan bitki yeni sürgünler ve çiçekler meydana getirerek verime devam etmektedir. Buna karşılık sanayi domatesi üretiminde ise ha-sadın mümkün olduğu kadar az sayıda yapılma-sı amaçlanır. Böylece hasat maliyeti düşer eğer makineli hasat yapılacaksa hasat bir defada yapılır. Hasat sırasında çiçek ve meyvelerin dökülme-mesine özen göstermek gerekir. Kaliteli meyve-nin, yuvarlak ve düzgün şekilli, uygun büyüklükte olması meyve kabuğunun yola dayanmaya elve-rişli kalınlık ve elastikiyette olması, meyvelerin çatlamaması, dolgun ve bol etlilik, olgun doma-teste de sap çukurunun etrafında yeşil rengin ol-maması gerekir.

Hasat erkenci çeşitlerde iki, orta ve geççi çe-şitlerde ise 3-4 defada yapılır. Erkenci çeşitlerde bitki üzerindeki meyvelerin en az yüzde 65-75’ i olgunlaşınca hasada başlanır. Kalan domatesin yüzde 25-35’i ikinci hasatta tamamen toplanacak hale gelince yapılmalıdır. İyi bir çeşit ve uygun koşullarda açıkta yapılan yetiştiricilikte dekara 4-12 ton ürün alınabilmektedir.

Sanayi domatesi üretiminde hasadın mümkün olduğu kadar az sayıda yapılması amaçlanır.

81Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 84: manisa tarım ve gıda dergisi

TARLA BİTKİLERİ

Mısır TarımıÜlke üretiminin yaklaşık yüzde 10’unun karşılandığı Manisa’da mısır, kolay üretilebilmesi nedeniyle sulu ve birinci sınıf arazilerde pamuğun yerini almaya başladı.

MEHMET YURTSEVENZiraat Mühendisi

İlimizde yıllara göre değişmekle beraber ortalama 350 bin dekar danelik mısır ve 80 bin dekar silajlık mısır ekimi yapılmaktadır. Dane üre-timi yaklaşık 450 bin ton/yıl’dır. Bu miktar ülkesel üretimin yaklaşık yüzde 10’u demektir. Yine silaj üretimi birinci ve ikinci ekim toplam üretimi 350 bin tondur. Buradan da anlaşılacağı üzere mı-sır bitkisi Manisa’da tarla bitkileri açısından çok önemli bir yere sahip olmuştur. Sulu ve birin-ci sınıf arazilerde pamuğun yerini almıştır. Mısır bitkisinin pamuğun yerini almasının birinci nede-ni pamuğun 2010 yılına gelinceye kadar yeterli kazanç sağlamamasıdır. Ayrıca mısırın tamamen mekanizasyon kullanılarak daha kolay bir üretim tekniği ile üretilebilmesi mısıra geçişi kolaylaştır-mıştır.

Mısır, güneş enerjisini en iyi şekilde kullanan ve birim alandan en fazla kuru madde üreten bir tahıldır. Ülkemizde tahıllar grubu içerisinde buğ-day ve arpadan sonra en geniş ekim alanı ve üre-time sahip olan mısır Türkiye tarımında önemli bir yere sahiptir. Üretilen mısır insan gıdası, hayvan yemi ve endüstride çok sayıda üretimin hammaddesini oluşturmaktadır.

İklim İsteği

Mısır sıcaklığın gündüz 19 °C’yi geçtiği, gece 13 °C olduğu yerlerde yetişir. Optimum bitki büyüme sıcaklığı 24-30 °C, minimum gelişme sıcaklığı ise 10 °C dir. Eğer toprakta yeterli nem var ise bitki 27-32 °C’de hızla büyür.

Su İsteği

Gelişmenin herhangi bir döneminde bitkinin su stresine girmesi verimi olumsuz yönde etkiler. En yüksek verim kaybı bitkinin generatif gelişme dönemi veya tane doldurma döneminde olur.

82 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 85: manisa tarım ve gıda dergisi

Toprak İsteği

Mısır her ne kadar tarıma elverişli her türlü toprakta yetişirse de, verimli drenajı iyi, derin ve su tutma kapasitesi yüksek olan topraklarda en iyi yetişir. Yetişebildiği toprak Ph sınırı (5,5-8,0) oldukça geniş olup, optimum Ph (6,0-6,5) hafif asit veya nötr sınırlarında olmalıdır. Mısır tohu-mu her ne kadar çimlenme döneminde tuzlu-luğa karşı oldukça dayanıklı ise de, mısır tuza ve tuzlu sulama suyuna hassas bitkiler grubundadır. Topraktaki tuz miktarının 5mµ/cm’den fazla ol-maması gerekir.

Toprak Hazırlığı

Mısır tanesi, ılık, yeteri kadar tavlı, iyi havalan-dırılmış, tane ile temas edecek kadar ufalanmış topraklarda kolay çimlenir. Bu şartları sağlamak için; ana ürün mısır tarımında toprak hazırlığına sonbaharda ön bitkinin hasadından sonra başla-nır. Ana sürümde toprak 15- 20 cm derinlikte işlenir.

İlk sürümü takiben sonbahar yağışları sebe-biyle tarlada otlanma olur ise toprak yüzeysel olarak tekrar işlenip, otların toprağa karıştırılması gerekir.

İkinci sürüm ilkbaharda toprak tava geldiğin-de yapılır. Toprak diskaro ile işlenip, tohum yata-ğının iyice ufalanması sağlanır. Yabancı ot ve top-rak zararlıları için ilaçlama gerekiyorsa uygulanır.

Uygulanan ilaç ekim derinliğinde toprağa ka-rıştırılır. Daha sonra sürgü çekilerek toprak bas-tırılır.

İkinci ürün yetiştirme periyodu kısa olduğu için ana üründen sonra toprağın mümkün oldu-ğunca kısa sürede hazırlanması gerekmektedir. Bunun için toprak işlemenin ya çok hızlı ya da çok az yapılması gerekir.

İkinci ürün mısır tarımında toprak işlemede uygulanan yöntemler:

Anızın sulanıp, işlenmesi: Hasat sonrası anız sulanır, toprak tava geldiğinde sürülüp, diskaro çekilir, bastırılır.

Anızın kuru sürülüp, işlenmesi: Anız gölge tavında sürülür, sulanır, toprak tava geldiğinde diskaro çekilir, bastırılır.

Anızı ekip, sulama, anız mibzeri ile hasat edilen yere ekim yapılır, ekimi müteakip sulama yapılır.

Anızı sulayıp, ekim yapma: Anız sulanır, top-rak tava geldiğinde anız veya normal mibzerle ekim yapılır.

Uygun alet ve ekipman alt yapısı varsa anıza direkt ekim yapılıp sonra sulama işlemi yapılır. Böylece 15 günlük bir süre kazanılmış olur. An-cak burada sulama için tarlanın tesviyeli olması gereklidir yada yağmurlama veya pivot sulama yapılmalıdır. Yani mısır ekimi sonrası tarlada su göllenmesi olmamalıdır.

Azaltılmış toprak işleme: Anız, diskaro-ka-zayağı ve tırmık gibi aletlerle yüzeysel işlenir, sonra ekim yapılır.

Ekim Zamanı

Genel doğru olarak, toprak sıcaklığı 10 °C’yi geçtiğinde ekim yapılabilir. Toprak sıcaklığı 10 °C veya altında olduğunda tohum çimlenmez. Hat-ta 13 °C’de bile çimlenme yavaştır. Toprak sı-caklığı 15.5 °C’yi bulduğunda normal çimlenme gerçekleşir ve tohumlar ekimden 7-10 gün son-ra çimlenirler. Bölgemizde bu dönem uzun yıllar iklim ortalamalarına göre nisan ayının ilk yarısıdır.

Ekim Derinliği

Normal ekimlerde ana üründe 5 cm, ikinci üründe 8 cm derinliğe ekilmelidir.

Erken Ekimin Faydaları

• Bitki vegetatif gelişmesini havanın rutubetli ve serin olduğu dönemlerde (Mayıs ve haziran aylarında) tamamlar, böylece tane bağlamaya ka-lan süre uzar.

•Döllenme periyodunun kurak ve sıcak dö-nemlerle örtüşmesine olanak sağlamaz.

•Bitki sağlıklı bir kök sistemi oluşturur.

Çeşit Seçimi

Çeşit seçimi üretim hedefine göre yapılma-lıdır. Danelik veya silajlık üretim çeşit seçiminde etkili olacaktır. Yine ekim zamanı da çeşit seçi-minde etkili bir kriterdir. Birinci ekimlerde olgun-laşma gün sayısı uzun FAO 700 grubumdan se-çilirken ikinci ekimlerde de kısa olgunlaşma gün sayısına sahip çeşitler seçilmelidir.

Yine danelik veya silajlık olması çeşit seçimin-de dikkat edilmesi gereken önemli bir kriterdir. Seçeceğimiz çeşidin danelik mi yoksa silajlık mı olduğuna dikkat etmeliyiz.

Çiftçiler sık sık şunu sorarlar, hangi çeşidi

Olgunlaşma gün sayısı FAO olum grubu

70 10075 80 20085 90 30095 100 400105 110 500115 120 600125 130 700135 140 800

83Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 86: manisa tarım ve gıda dergisi

ekelim: Bizim tavsiyemiz şu; izleyin, az alanlarda deneyin, sonra geniş alanlarda ekim yapın. Çe-şitlerin performansını gözleyin. Siz ekmeseniz de eken diğer çiftçilerde izleyin. Bunu yapan çiftçiler çeşit seçiminde daha doğru karar vereceklerdir.

Bitki Sıklığı

Hibrit çeşitlerin bitki sıklığına olan tepkileri birbirinden farklıdır. Bu nedenle tohum temin edilen kurum veya sektör tarafından önerilen bitki sıklığına uyulması gerekir. Genel olarak da-nelik çeşitler 6000-8000 adet/da, silajlık çeşitler 9000-11000 adet/da olarak ekilirler. Ancak bu kalıcı bir kural değildir. Çeşidin kendi ekim öneri kataloğuna mutlaka uyulmalıdır. Gereğinden sık ekimlerde dane verimi azalır. Çok seyrek ekim-lerde ise silajlıklarda selüloz oranı artar ki bu is-tenmeyen bir özelliktir. Danelik çeşitlerde gere-ğinden daha seyrek ekimlerde dekara bitki sayısı azalacağından verimi azaltır.

Ekim Mibzeri

Genel olarak Havalı tabir edilen pnoma-tik ekim mibzeri kullanılır. Tohum+gübre ve tohum+gübre+yabancı ot ilacı atabilen kombi-ne mibzerler mevcuttur.

Ekim Yönü

Bu konuda fazla bir araştırma bulgusu yoktur. Ancak, kuzey-güney yönü daha iyi güneşlenme açısından tercih edilmelidir.

Bakım

Bitki 10-15 cm boylandığında seyreltme ya-pılır. Seyreltmede amaç ekimde çeşitli riskler göz önüne alınarak fazla tohum atıldığından normal bitki sıklığını sağlamaktır. Seyreltme ile birlikte ilk çapa yapılır. İkinci çapa, bitki 40-50 cm boya ulaştığında boğaz doldurma ve azotlu gübre ver-me döneminde yapılır.

Gübreleme

20-25 kg saf azot 8-10 kg saf fosfor veril-melidir. Azotlu gübrenin yarısı ekimle beraber, diğer yarısı ise bitkiler 40 cm boylandığında veril-

melidir. Ancak en doğru gübreleme toprak tahlili sonucu yapılandır. Bu konuda ülkemizin en geliş-miş toprak tahlil laboratuarı Manisa İl Müdürlüğü bünyesinde bulunması çiftçilerimiz için önemli bir şanstır.

Hastalıklar

• Mısır Rastığı (Ustilago maydis (DC). Cor-da.)

• Tohum, Kök, Kökboğazı ve Sap Çürüklük-leri

• Maydis Yaprak Yanıklığı ( Helminthospori-um maydis Nisik)

• Turcicum Yaprak Yanıklığı (Helminthospo-rium turcicum Pass.)

Zararlılar

• Mısır Koçan Kurdu (Sesamia nonagrioides Lef., S. Cretica Led., Lep.:Noctuidae)

• Mısır Kurdu (Ostrinia nubilalis Hbn., Lep.: Pyralidae)

• Bozkurt (Agrotis ipsilon Hufn., A.segetum D.-S., Lep.:Noctuidae)

• Telkurtları (Agriotes spp., Col.: Elateridae)• Mısır maymuncuğu (Tanymecus dilaticollis

Gyll.,Col.:Curculionidae)• Çizgili Yaprakkurdu (Spodoptera exigua

Hbn., Lep.: Noctuidae)

Hastalık ve zararlılar ile mücadelede en yakın tarım danışmanına veya İl ve İlçe Müdürlüklerine müracaat edilmelidir. Reçetesiz ve bilinçsiz ilaç kullanılmamalıdır. Mısır üretiminin yoğun yapıldı-ğı yörelerimizde reçetelerinizi yazdırabileceğiniz ve her konuyu danışabileceğiniz tarım danışman-larının olduğunu unutmayınız.

Hasat

Hasat mısırı yetiştirme amacımıza göre farklı-lık arz eder. Danelik hasat koçan kavuzları kuru-yup danelerin sertleştiği ve normal rengini aldığı zaman yapılabilir. Silajlık hasat ise daneler süt olum döneminden hamur oluma geçtiği zaman-da yapılır. Danelik hasat zamanının pratik olarak belirlenmesi; mısır danesinin sömeğe bağlandığı noktada siyah bir nokta şeklindeki oluşumun gö-

rülmesi ile belirlenir. Makineli hasatta biçerdöver kaybının en az olacağı dane nemi yüzde 22-26’dır. Mısırın uzun süre muhafazası için dane nemi yüzde 13-15’i geçmemelidir. Silajlık hasat zamanı ise daneye yandan bakıldığında görü-len süt çizgisinin yarıya yakın olduğu ve daneyi tırnağımızla ezdiğimizde çıkan sıvının hafif koyu kıvamda ve sarımsı-krem renkte olduğu hamur olum zamanıdır. Bu dönemde bitki nemi yüzde 65-70 oranındadır.

84 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 87: manisa tarım ve gıda dergisi

Yaprak bükenler

Kışı yumurta halinde geçirirler. Her yumurta kümesinde ortalama 55-60 adet yumurta bulu-nur. Yumurtalar paket halinde olup iğne ile kaldı-rılmak istendiğinde, ağ kurdunun yumurta paketi-nin aksine olarak kalkmaz yumurta paketi bozulur. Larvalara dokunulduğunda zikzaklar yaparak ken-dilerini geriye doğru atıp salgıladığı iplikçik yardımı ile yere doğru sarkarlar. Olgun larvalar 20-22 mm uzunluğundadır. Yumurtaların açılması tomurcuk-ların patlama dönemine rastlar. Yaprak ve çiçek-lere ağ örerek veya kıvırarak zarar verdikleri gibi, tomurcuk, çiçek ve yaprakları yemek suretiyle, meyveleri kemirerek ürün ve kalite kaybına se-bep olurlar.

Polifag bir zararlıdır. Özellikle elma, armut, ki-raz, ayva, kayısı, nar, erik, badem, ceviz, fındık, yenidünya, turunçgil, çınar, frenküzümü, böğürt-len, ahududu, gül, tespih çalısı önemli konukçu-larıdır.

Mücadelesi: Mekanik mücadele önemlidir.

Özellikle kış aylarında budama yapılırken çoğun-lukla gövde ve kalın dallar üzerinde bulunan yu-murta paketleri ezilerek yok edilmelidir. İlimizde yapılan gözlemlerde sadece merkez ilçemizde bulunan meyve bahçelerinde mücadeleyi gerek-tirecek yoğunluk tespit edilmiştir.

Bioteknik mücadele yöntemi de bu zararlıya karşı kullanılmaktadır. Ağaç başına 5-6 adet yu-murta paketi bulunan bahçelerde , besi tuzakları ile kitlesel yakalama şeklinde mücadele yapılmalı-dır. Besi tuzakları ilk yaprak büken pupaları görül-düğü zaman erginleri yakalamak için her bahçeye en az 20 metre aralıklar ile 2 adet besi tuzağı asılır.

Besi tuzağı örneği 1 litre için; 900 ml su + 100 ml şarap + 25

gr şeker + 25 ml sirke kullanarak hazırlayacağınız besi cezbedicisini 2,5 litrelik plastik kavanozlara 1 litre konulur ve ana dalların çıktığı 1-1,5 metrelik yüksekliğe gövdeye yakın kısma asılır.

Kitlesel yakalama için ilk ergin çıkışı tesbit edil-dikten sonra bu tuzaklar her ağaca bir adet ası-lır. Yakalanan kelebekler tuzak kapları dolmadan alınmalı, yemleri eksildikçe ilave edilmeli ve 10-15 günde bir yenilenmelidir. Bu tuzaklar erginleri yakaladığı için nisan döneminde yumurtadan çıkan larvaya karşı bir sefer mücadele yapılabilir.

İlaçlama Zamanı: Kış mevsiminde yapılan kontrollerde ağaç başına ortalama olarak, elmada 5 adet yumurta paketi, kirazda 7 adet yumurta paketi saptanan bahçelerde ; erken ilkbaharda yaprak ve henüz açılmamış çiçek buketlerinde larva ile bulaşma oranı kirazda %6’yı geçince ilaç-lama yapılır.

Bu bahçelerde fenolojik olarak ilk ilaçlama, elmada pembe tomurcuk dönemi , kiraz ağaçla-rında ise Salihli ve sapı kısa kirazında tam çiçek-lenme, Napolyon çeşidinde ise çiçek taç yaprak-larının %20-40’ı döküldüğünde yapılır.

Yaprak büken meyvede zararı

Yaprak büken pupası Yaprak Büken yapraktaki zararı

Yaprak Büken yumurta paketi

Yaprak büken kelebeği erginleri

ÖNER DEMİRZiraat Mühendisi

BİTKİ KORUMA

85Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 88: manisa tarım ve gıda dergisi

TARIMSAL MEKANİZASYON

Traktörlerin kışlık bakımıTraktörlerin kullanılmadığı kış döneminde yapılacak bakım yoğun kullanım döneminde daha verimli ve emniyetli sonuç almanızı sağlar.

MUSTAFA ŞAHİNZiraat Mühendisi

Traktörlerde yapılacak kışlık bakımlar esas olarak traktörün kış boyunca kullanılıp kullanıl-mayacağına göre farklılıklar gösterir.

Eğer traktör uzun süre (Bir aydan fazla veya son motor yağı değişiminden 100 saatten fazla zaman geçmişse) kullanılmayacaksa aşağıdaki iş-lemler önerilebilir:

Yakıt pompası yıldız / rotatif veya distribütör tip olanlarda pompanın iç parçaları traktör stop edilmeden önce depodaki yakıta yüzde 10 ora-nında koruyucu yağ eklenerek motor 10 dakika çalıştırılarak yağlanır. Bu şekilde mazot içerisinde-ki suyun yakıt pompası ve diğer temas ettiği yer-lere zarar vermesi önlenmiş olur. Dinlendirme şişeli yakıt filtrelerinde birikmiş olan su ve pislik-

ler boşaltma tapası açılarak boşaltılmalıdır.

• Motor sıcakken motor yağı boşaltılır, karter oksitlenmeyi, korozyonu önleyen 10 w/30 veya 20 w/40 yağı ile doldurup, gaza basmadan kısmi gaz keserek birkaç dakika çalıştırılır. Hava filtresi dış elemanı çıkartılıp traktörün kullanma bakım kitabında belirtildiği şekilde temizlenir. Periyodik

86 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 89: manisa tarım ve gıda dergisi

bakımlarda soğutma sistemi önceden temizlen-mişse, motor soğutma suyu boşaltılmaz. Antifriz ilave ederek antifrizli suyun gücü yöreye göre doğru olarak ayarlanır. Suyun antifriz ile karıştı-ğından emin olmak için motor kısa bir süre ça-lıştırılır.

• Traktör iyice temizlenip, kapalı, tozdan arındırılmış, kuru ve havalandırması olan bir han-garda muhafaza edilir. Temizlikte düşük basınçlı su ve az deterjan tercih edilmelidir. Basınçlı su kullanırken alternatör ve marş motoru gibi yerler naylonla kaplanmalı ve öyle temizlenmelidir.

• Yakıt deposu en üst düzeye kadar doldu-rulmalıdır.

• Bütün kumandaların kapalı olmasına dikkat edilmelidir.

• Tüm gresörlükler yağlanmalıdır.• Kızdırma bujisi ayrı anahtarlı ise bu çıkarıl-

malı veya nötr duruma alınmalıdır. • Hidrolik direksiyonlu, hidrolik kaldırıcılı

traktörlerde piston kollarının tam geri çekilmiş olması sağlanmalı, açıkta kalan kısımlar da gres tabakası ile yağlanmalıdır. Klima düzenli traktör-ler için kullanma bakım kitabında belirtilenleri uygulayınız.

• Akü çıkarılır, kutup başları temizlenir, tu-tucuları paslanmaya karşı koruyucu ile kaplanır; güneş ışığından uzak, sıcaklığın 10 °C’nin altına düşmediği bir yerde depolanır. Ayda bir kez kontrol edilerek gerekiyorsa şarj edilir.

• Traktör hidrolik sistemi “Pozisyon Kontrol”de kullanılarak kaldırma bağlantısı yük-seltilir ve kaldırma kolları kalkmış olarak tam açık konumda desteklenir.

• Traktörün tekerlekler üzerindeki ağırlığını almak için dingiller askıya alınıp lastiklerin havası indirilir. Bu yapılmak istenmezse lastik basınçları düzenli aralıklarla kontrol edilir. Arka lastiklere çekiyi artırmak için su doldurulmuş ise bu da bo-şaltılmalıdır.

• Egzoz borusu çıkışı kapatılır ve traktör bir örtü ile örtülür.

Traktör kışın kullanılacaksa • Çok soğuk havalarda fren balataları kam-

panaya yapışıp donabilir. Bu nedenle traktör el freni çekili halde bırakılmamalı, tekerleklere ta-koz konularak bırakılmalıdır.

• Motoru çalıştırırken mutlaka kavrama pe-dalına basılarak marş motorunun yükü azaltılma-lıdır (Bu şekil çalıştırma aslında emniyet açısından yaz/ kış önerilir.).

• Kızdırma bujileri ile 1 dakika kadar ön ısıt-ma yapılmalı ve marşa 10-15 saniye kadar basıl-malıdır. Motor çalışmazsa bir müddet beklenip aynı işlem tekrar edilmelidir.

Traktör kullanımında dikkat edilecekler ve emniyet kuralları

• Traktör yalnız sürücü belgeli (F) ve eğitim görmüş sürücü tarafından kullanılmalıdır.

•Traktör kullanılmadan önce bakım kullanma kitapçığı mutlaka çok dikkati okunmalıdır.

• Traktör üretim amacı dışında kullanılma-malıdır.

• Traktörde bol giysilerle çalışılmamalıdır,

hareketli parçalara yakalanılabilir.• Kuyruk milinden hareket alan alet-ekip-

manlarla çalışırken, şaft muhafazası ve muhafaza zinciri mutlaka takılı olmalıdır. Şaftın takılma yö-nüne dikkat etmelidir.

• Traktöre inip binerken basamaklar kullanıl-malıdır.

• Sürücü koltuğuna oturmadan traktör çalış-tırılmaya veya manevra yapmaya kalkışılmama-lıdır.

•İş dönüşü traktörün arkasında takılı ekip-manların yanından ayrılmadan önce, yere tama-men indirilmiş olduğundan emin olunmalıdır.

• Egzoz gazı zehirlidir. Bu nedenle traktör elverişsiz ve kapalı yerlerde çalıştırılmamalıdır.

• Traktör arkasına ekipman bağlanırken, traktörle ekipman arasında kesinlikle durulma-malıdır.

• Çalışırken ayak sürekli debriyaj pedalı üze-rinde tutulmamalıdır. Debriyaj pedalı ayak tuta-cak yeri değildir.

• Debriyaj yumuşak kavratılarak traktöre ha-reket verilmelidir. Ani ve sert kalkışlar özellikle yokuş yukarı giderken veya yük çekerken tehli-keli fırlama ve şahlanmalara neden olabilir.

• Yokuş aşağı inerken vites boşa alınmamalı veya debriyaj pedalı basılı tutulmamalıdır.

• Hareket halindeki traktöre asla binilip inil-memelidir.

• Karayoluna çıkarken fren pedallarının bir-birine bağlı (fren mandalının takılı) olduğundan emin olunmalıdır. Aksi takdirde frenleme esna-sında traktör tehlikeli biçimde savrulur.

• Traktör hareket halindeyken kullanan kişi dışında, bir veya birkaç yolcu traktör oturma yeri donatılmadıkça taşınmamalıdır.

• Traktöre ekipman takılacağı zaman gerek-tiği hallerde traktör ön veya arka ağırlıkları takıl-malı veya lastiklere su doldurulmalıdır.

• Traktör daima üzerine takılmış kendi güvenlik çerçevesiyle kullanılmalıdır. Güvenlik çerçevesinin zaman zaman kontrolü yapılarak bağlantılarının tam, çatlak veya bozulma olmadı-ğından emin olunmalıdır.

• Ağır yük çekerken yavaş ve dikkatli dav-ranılmalı, çeki işleminde sadece çeki kancası kullanılmalıdır. Uygun bir bağlama düzeni yoksa hidrolik kaldırıcı, orta askı ve yan çeki kollarını kullanarak çekme işlemi uygulamaya kalkışılma-malıdır. Aksi halde şahlanmaya neden olabilir.

• Kuyruk mili ve kasnaktan hareket alan bir ekipmanı, üzerinde veya yanında hiç kimsenin olmadığından emin olmadıkça çalıştırılmamalıdır. Aynı zamanda, bütün hareketli parçaların koru-yucu kapaklarının yerli yerinde olduğundan emin olunmalıdır.

• Traktöre önden yükleyici bir alet takıldığı zaman arka tekerlere ağırlık takılmalıdır.

Sürücü koltuğunu terk etmeden önce vites boşa alınmalı, kuyruk mili ve kasnak kumanda kolu ayrılmalı, el freni çekilmeli ve motor dur-durulmalıdır. Ayrıca, eğer traktör bir yerde geçici bir zaman için bırakılacak olsa bile kontak anah-tarı üzerinden alınmalıdır.

• Park edileceği zaman eğer mümkünse traktör düz bir yere park edilmeli ve bu durum-da viteslerden birine alınıp el freni çekilmeli. Eğer eğimli bir arazide park edilecekse, yokuş yukarı birinci vitese, yokuş aşağı geri vitese takılmalı ve her iki durumda da el freni çekilmeli. Özellikle, eğer römork bağlı ise daha güveni olması için te-kerleklere takoz konulmalıdır.

• Çok sıcak havalarda güneş altında çalışır-ken yakıt deposu tam olarak doldurulmamalıdır. Sıcaklıkla hacmi genişleyen yakıt taşabilir. Mey-dana gelen her sızıntı hemen silinmeli ve temiz-lenmelidir.

• Traktör yakıtı tehlikeli olabilir. Traktör hare-ketli, motor sıcak, yakında açık bir ateş veya kıvıl-cım varken ve sigara içerken asla yakıt ikmali ya-pılmamalıdır. Kolayca erişebileceğiniz bir yerde mutlaka bir yangın söndürücü bulundurulmalı.

• Hidrolik boruları sökmeden önce, devre-nin basınç altında olmadığından tamamen emin olunmalıdır.

• Basınç altındaki bir yağ kaçağı tehlikeli ola-bilir. Ciddi yaralanmalara engel olmak için, ka-çakları ararken siper, koruma gözlüğü ve eldiven kullanılmalıdır.

Kaynak: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğü

Güvenlik çerçevesi ve kabini olan traktör

Güvenlik çerçevesi ve kabini olmayan traktör

87Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 90: manisa tarım ve gıda dergisi

HAYVANCILIK

Sanal çiftliğimizi ziyaret etmeden işe başlamayınSanal ortamda doğru planlanmış bir çiftlik oluşturan İl Müdürlüğümüz, hayvan yetiştiriciliği yapmak isteyen girişimcilerin işini kolaylaştırıp, daha yolun başındayken doğru kararlar alıp karlı bir yatırım yapmasını sağlıyor.

Türkiye hayvancılık sektöründe atağa geç-miş ve son yılın en istikrarlı büyüyen sektörü hayvancılık olmuştur. Bu sektör için verilen destekler, yapılan yatırımlarla birleşince önem-li gelişmeler yaşanmıştır. Bu istikrarlı büyüme süreci devam ederse, yakın gelecekte Türkiye tarım ve hayvancılıkta dünyanın sayılı ülkelerin-den birisi haline gelecektir.

Daha önce hayvancılıkla ilgisi olmayan, sektörle ilk kez tanışan girişimciler büyük işlet-meler kurdu. Islah çalışmaları, yem bitkilerinin üretimi, suni tohumlama vb. birçok konuda olumlu gelişmeler kaydedildi. Organik et ve süt üretimi de bu dönemde başladı. Organik Yu-murta Tavukçuluğu ve Organik küçükbaş hay-vancılığı konusunda da önemli adımlar atıldı.

Tüm bu unsurlara bağlı olarak, binlerce hayvanı bir araya getiren et ve süt çiftlikleri, “100 büyükbaş üstü çiftlikler” yaygınlaşıyor. Organize hayvancılıkta her geçen gün yeni ya-tırımlar yapılıyor. Olumlu gelişmeler, et ve süt üretimini daha endüstriyel ve daha sağlıklı hale getiriyor.

İl Tarım Müdürlüğü Çiftçi Eğitim ve Yayım Şube Müdürlüğü olarak bize başvuran ve iş fik-ri hayvancılık olan müteşebbis ve çiftçilerimize verdiğimiz bilgilerin yeterli olmadığını ve bazı

DURSUN ÖVELEKZiraat Mühendisi

88 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 91: manisa tarım ve gıda dergisi

eksiklerimizin olduğunu gördük. Yaptığımız saha çalışmalarında ve işletme ziyaretlerinde gerekli izahatları ve açıklamaları yapmamıza rağmen çiftçilerimizin beyninde doğruları can-landırmakta zorluklar çekiyorduk. Hayvancılık İl Konu Uzmanlığı olarak bunu sanal ortamda doğru planlanmış bir çiftliğin içinde gezdirerek göstermekte fayda olacağını ve bunun çiftçile-rin bakış açısında bir gelişmeye yol açacağını düşündük.

Hayvancılık yapma fikri ile gelen çiftçilerimi-zin ne tür bir hayvancılık ve hangi kapasitede yapacakları konusunda birebir eğitime alıyoruz. İş fikrinin oluşumunda arazi varlıkları, bu arazi-nin hayvancılığa uygunluğu, elektrik, yol, su du-rumu ve iklim verilerini değerlendirip bunlarla birlikte ele aldığımız kaba yem ve kesif yemle ilgili tecrübelerimizle sabit olan şahsi üretim miktarlarının çok önemli olduğu vurgusunu ya-pıyoruz.

Hayvancılık yapmak isteyen ve iş fikirleri oluşanların işe nerden ve nasıl başlayacakları konusunda gerekli bilgileri veriyoruz. Yapmayı düşündükleri işletmenin projeksiyonu ve ran-tabilitesinden bahsedip sürdürülebilirlilik açısın-dan neler yapmasının gerektiğini anlatıyoruz. Ucuza mal ettikleri yem rasyonun karlılığı direk etkilediğini ve alternatiflerini daha ucuza mal etmeleri gerektiğini ve çok sık yem değişikliği yapmamalarını tavsiye edip örnek yem rasyon-lar veriyoruz.

Barınak planlama aşamasında yapılan bir hatanın geri dönüşünün maddi boyutunu sa-nal ortamda gösterip hayvan refahı ve mutlu-luğu için iç mimarinin ne kadar önemli oldu-ğunu gösteriyoruz. İnşaat aşamasında yapılan bir hatanın geri dönüşü olmayan sorunlara yol açtığını ve sanal ortamda masrafsız olarak düzeltebildiğimiz bir yanlışın uygulamada daha büyük maliyetler gerektirdiğini göstererek öğ-retiyoruz. Uygulamaya geçen çiftliklere eğitim gezileri düzenliyoruz.

Çiftçilerimize verdiğimiz bu çıktılarla ken-dilerini anlattıkları ve uygulama aşamasında faydalandıklarını sahadaki uygulamalardan gör-mekteyiz. Çiftçilerimizden süt sığırcılığı, besi sığırcılığı, koyun ve keçi yetiştiriciliği ile organik yumurta tavukçuluğu yapmak isteyen çiftçileri-mize yönelik yapmış olduğumuz çalışmalardan örnekler göstermekteyiz. Bu tür bir eğitim faa-liyeti hayvancılık konusunda bir ilktir.

Hayvancılık yapmak isteyen bir müteşeb-bis, iş fikrinin oluşturulmasında ve uygulama aşamasında İl Müdürlüğümüz gerekli birimle-rinden gerekli ve doğru bilgilere ulaşabilmekte-dir. Hayvancılık başlaması kolay ve zevkli olan fakat sürdürülmesi zor olan bir iş koludur. İş-letmenin geleceği başlangıçta alacağınız radikal kararlara bağlı olup bu uygun bir sabit yatırım kaliteli damızlık ve mutlaka elinizde olması ge-reken işletme sermayesi ile mümkün olacaktır.

89Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 92: manisa tarım ve gıda dergisi

HAYVANCILIK

Türkiye’de Organik TavukçulukEkolojik hayvancılık bakımından önemli bir potansiyeli olan ülkemizde organik hayvansal üretim, bitkisel üretime göre küçük paya sahip olmakla birlikte, son yıllarda gelişmeye başladı.

MAKBULE GÖZTEPEZiraat Mühendisi

Türkiye’de Tarım ve Köyişleri Bakanlığı 2009 yılı organik hayvansal üretim verilerine göre, Ma-nisa, İzmir, Bolu, Bursa, Elazığ, Samsun, Kırklareli ve Konya’da iki işletme olmak üzere toplam do-kuz işletme tarafından organik tavukçuluk yapıl-maktadır.

Türkiye’de organik hayvansal üretim bitkisel üretime göre küçük paya sahip olmakla birlikte, son yıllarda gelişmeye başlamıştır. Organik hay-vansal üretim uzun yıllar sadece arıcılık ve bal üre-timi olarak gerçekleşmiştir. Ancak ülkemiz ekolo-jik hayvancılık bakımından önemli bir potansiyele

sahiptir. Hayvancılık daha çok ekstansif olarak ya-pılmakta, bu nedenle birçok hayvancılık dalında düşük girdi kullanılmaktadır. Bu yüzden verim ve yetiştiricinin gelir düzeyi düşüktür. Ancak ekolojik hayvansal ürünler daha pahalı ve tüketici tarafın-dan talep ve ihracat şansı daha yüksektir.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından 2004 yılında yapılan II. Tarım Şurası, Hayvan, Su Ürün-leri Yetiştiriciliği ve Sağlığı Komisyonu raporunda, organik yumurta ve kanatlı eti üretiminin yetişti-riciler için önemli bir avantaj olabileceği, tarımsal üretimle birlikte organik kanatlı yetiştiriciliğinin

ihracata yönelik olarak düşünüldüğünde, kanat-lı hayvan yetiştiricileri için önemli bir gelir kapısı olacağı bildirilmiştir. Aynı raporda bu konuda ya-pılacak çalışmalara ve üretim yapan ve bu üretimi denetleyen örnek işletmelere ihtiyaç olduğu da belirtilmiştir.

Başlangıçtan günümüze kadar ekolojik hay-vansal ürünlerin miktarında meydana gelen ar-tış ülkemizde tüketicilerin artık bu tür ürünlere ilgi duyduğunu göstermektedir. Pek çok ülke-de hayvan refahına önem veren, çevreyle dost sürdürülebilir sistemlerde üretilmiş kanatlı eti ve yumurtası giderek artan düzeyde ilgi görmekte-

90 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 93: manisa tarım ve gıda dergisi

dir. Günümüzde organik tavukçuluğun 2009 yılı organik sertifikalı üretici ve hayvan sayıları, üretim değerleri Çizelge 1’de sunulmuştur.

Organik kanatlı üretimi Türkiye’de toplam dokuz ilde yapılmaktadır. 69 bin 600 adet tavuk ile Samsun’da bir üretici 11,4 ton organik piliç eti ve 3 milyon 164 bin 100 adet yumurta üreterek ilk sırayı almaktadır. Samsun’daki üretici gibi hem organik et hem de organik yumurta üreten di-ğer bir üretici ise Bolu’dadır. Bolu’da 13 bin 610 adet tavuk ile yılda 23,1 ton organik et, 600 bin adet organik yumurta üretilmektedir. Çizelgeye göre en az organik yumurta üretimi 345 bin 800 adet ile İzmir’de gerçekleşmektedir. Türkiye’de 2009 verilerine göre organik kanatlı üretimi do-kuz üretici tarafından gerçekleştirilmekte, 42 bin 610 adet tavuk ile toplam 11 milyon 767 bin 400 adet organik yumurta ve 69 bin 150 adet orga-nik etlik piliç ile toplam 34,5 ton organik piliç eti üretilmektedir.

Şu anda faaliyet gösteren bazı organik tavuk-çuluk işletmeleri mevcut hayvan sayılarını artır-mış ve bu işletmeler şu anda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı sayfasında ilan edilen 2009 yılı Organik Hayvansal Üretim Verileri’nde belirtilen rakam-lardan daha fazla hayvan sayısına sahiptirler. Bu durum organik ürünlere olan taleplerin her ge-çen gün arttığını göstermektedir.

Organik tavukçuluk yapan işletmeler, gerek özel gerekse resmi hiçbir kurumdan destek al-madan organik tavukçuluğa başlamıştır. Ancak organik üretim yapmak isteyen yeni girişimciler ihtiyaç gördükleri takdirde devlet tarafından orga-nik hayvancılığa verilen desteklemelerden yarar-lanabilmektedir.

Ülkemizde organik kanatlı ürünleri üretimin-de, ihracattaki engeller nedeniyle pazarın önce-likle yurtiçi olacağı göz ardı edilmemelidir. An-cak ihracatın önündeki bu engelleri yavaş yavaş aşmaya başlayan organik tavukçuluk işletmeleri vardır. İhracattaki bu engeller tamamen aşıldı-ğında özellikle Almanya başta olmak üzere AB ülkelerine, Uzakdoğu ve Arap ülkelerine organik tavuk ürünleri ihracatı yapılabilecektir. Türkiye or-ganik tarım mevzuatını genel olarak Avrupa Birliği mevzuatı ile büyük ölçüde uyumlu hale getirme-sine rağmen, kurumsal düzenlemeleri ve yapısal reformları geciktirmeksizin tamamlaması gerek-mektedir. Bunun yanında, organik ürünlerimiz için potansiyel ihracat pazarlarımızın mevzuatlarına uyum sağlanması için gerekli çalışmaların yapılması gerekmektedir.

Organik hayvancılık özellikle kırsal kalkınma açısından son derece önemli bir üretim koludur. Bu bağlamda gelişmiş ülkelerde kırsal kalkınmayı artırıcı çeşitli politikalar geliştirilmektedir. Ülkemiz-de de kırsal alanın geliştirilmesi ve desteklenmesi amacıyla gerekli politikaların tespit edilmesi için 5488 sayılı Tarım Kanunu (26149 sayılı Resmi Gazete) çıkarılmış ve bu konunda ekolojik üretim desteği tarımsal desteklemeler arasına alınmıştır. Ülkemiz hayvancılığının büyük bölümü Doğu ve

Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yapılmaktadır. Zaten genellikle ekstansif hayvancılığın yapıldığı bölgede çeşitli desteklemeler ve bilgilendirmeler yapılırsa organik hayvancılıkta da önemli bir ko-numa gelecektir. Organik hayvansal üretimimizin ileri seviyelere gitmesi için gerekli olan temel fak-törlerden birisi de organik yem bitkileri üretimidir. Ekolojik hayvancılık potansiyelimizin iyi değerlen-dirilmesi halinde hayvansal üretimdeki dezavanta-jımızın ekolojik hayvancılık ile avantaja dönüştürül-me şansı bulunmaktadır.

Türkiye’de organik üretim yapan bazı işlet-meler, organik ürünlerin üretiminde “sözleşmeli çiftçi” uygulaması yapmaktadır. Bu uygulamada çiftçilerle üretici firmalar üretim aşamasında girdi-lerin temini ve hasat aşamasında ürünlerin alımı konularında, mahkemeye başvurma hakkı saklı kalmak koşuluyla, bir sözleşme yaparlar. Sözleş-meli tarım, üreticilere pazar, fiyat, satış ve prim garantisi getirerek avantaj sağlamaktadır. Sözleş-meli çiftçiler, bahçelerinde ve tarlalarında hiçbir

şekilde kimyasal ilaç, hormon ve gübre kullanma-mayı imzaladıkları sözleşmelerle taahhüt ederler. Bu şartlara uygun olarak üretimi yapılan organik ürünlerin her birine, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından denetleme yetkisi verilen uluslararası bağımsız denetleme firmaları, ürünlerin organik ürün olarak kontrollü yetiştirildiğini belgeleyen, “Organik Ürün Sertifikası” verirler.

Endüstriyel etlik piliç ve yemeklik yumurta üretiminde girdilerin çok sınırlı, üretim teknikle-rinin çok standart hale gelmesi nedeni ile rekabet olanakları çok daralmıştır. İşletmelerin yetiştirme ve manejman koşullarındaki farklılıklar, yem ham-maddelerinin çeşitliliği, besin madde içerikleri ve fiyatlardaki değişkenlikler organik piliç ve yumurta-cı tavuk yetiştiriciliğinde rekabet ve çeşitliliği ortaya çıkaracağı gibi yerel ve yöresel girdilerin teminin-de de çeşitlilik yaratacaktır. Özellikle AB ülkele-rinde küçük işletmeler tarafından yapılan organik tavukçuluk ülkemizde de kırsal kalkınmada kullanı-labilecek alternatif bir yetiştiricilik şekli olabilir.

Çizelge 1. Ülkemizde 2009 yılı organik hayvansal üretim verileri

İller Hayvan Türü

Çiftçi sayısı

Hayvan Sayısı

Et(ton) Toplamı

Yumurta (adet)

Bolu Etlik piliç 1 11550 23,1 Yumurta tavukları 0 2060 600000

Toplam Bolu 1 13610 23,1 600000

Bursa Yumurta tavukları 1 2550 732000

Toplam Bursa 1 2550 732000

Elazığ Yumurta tavukları 1 8700 0 2737500

Toplam Elazığ 1 8700 0 2737500

İzmir Yumurta tavukları 1 2992 0 345800

Toplam İzmir 1 2992 0 345800

Kırklareli Yumurta tavukları 2900 840000

Toplam Kırklareli 1 2900 0 840000

Konya Yumurta tavukları 2 5378 0 1548000

Toplam Konya 2 5378 0 1548000

Manisa Yumurta tavukları 1 6030 1800000

Toplam Manisa 1 6030 1800000

Samsun Etlik piliç 0 57600 11,4 0 Yumurta tavukları 1 12000 0 3164100

Toplam Samsun 1 69600 11,4 3164100

Genel Toplam 9 111760 34, 5 11767400

Kaynak: Tarım Bakanlığı, 2010

91Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 94: manisa tarım ve gıda dergisi

ÇİFTÇİ EĞİTİM

Arıcılıkta koloni yönetimi ilkbahar bakım ve beslenmesiÇevre koşullarına göre farklı davranışlar gösteren arı kolonilerine doğru müdahale yöntemleriyle bakım yapılmazsa arıcılıkta başarı şansı düşer.

BAYRAM ALİ GÜLEŞZiraat Mühendisi

Arıcılıkta başarılı olmanın altın kuralı; arılı ko-vanlarda çok iyi gözlem yapılması, gerekli müda-halelerin nasıl ne şekilde yapılacağının bilinmesi ve yapılması gerekenlerin de zamanında, yeterli düzeyde yapılmasına bağlıdır. Arı kolonileri, çev-re koşullarına göre farklı davranışlar gösterir.

Arılıktaki iki koloni bile birbirinden farklı davranış gösterdiği için müdahale yöntemleri de farklı ol-maktadır.

Herhangi bir dönemde yapılacak bir yanlış diğer tüm dönemlerde üretimi olumsuz yönde

etkiler. Arıcılıkta üretim sezonunun başlangıcı bir önceki sezondaki bal üretim sezonu sonudur. Bu dönemde arılar kışlatmaya sokulmadan önce yapılan bütün olumlu veya olumsuzluklar diğer dönemlerdeki tüm üretimi olumlu veya olumsuz yönde etkileyecektir. Kazanılan bilgi ve tecrübe

92 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 95: manisa tarım ve gıda dergisi

ışığında çok iyi gözlem yapılmalı, yapılması gere-kenler zamanında yapılmalı, uygulama doğru be-lirlenmelidir. Kısacası “Arının bal, balın ise para” olduğu unutulmamalıdır.

Hava sıcaklığının sıfırın altında olduğu bölge-lerde arılar kapalı ortamlarda veya dış ortamda, sundurmanın altında kışlatılabilir. Ege ve Akdeniz bölgeleri ve sahil kesimlerde dış ortamda ya da sundurma altında kışlatılabilir. Genel bir uygula-ma ile iç ortamda kışlatılan arı kolonileri dış orta-ma söğüt ağaçları ilk yaprağını açtığında çıkartılır. Kovanlarda ilk bakım bu dönemde yapılır.

Dış ortamda kışlatılan arılarda ilk bakım erik-ler çiçek açtığında yapılır. Hava sıcaklığı 17 °C’nin üzerindeki sıcaklıkta öğle üzeri saat 11-14 arası güneşli, rüzgarsız bir günde yapılmalıdır. İlk önce arılıktaki tüm kovanlar dikkatlice incelenir. Arıların uçuş aktivesi, polen taşıyıp taşımadıkları, kovan önünde ölmüş arıların olup olmadığı, kovanın giriş deliği ve uçuş tahtası üzerinde mum kırıntı-sı olup olmadığına bakılır. Tespit edilen kovanlar işaretlenir. İlk bakım işaretlenen kovanlarda ya-pılır. Arılıktaki diğer kovanların da ilk kontrolleri mutlaka yapılmalıdır.

Arılıkta çalışırken arıcıların fazla üzerinde dur-madığı, fazla önemsemediği öğelerin en önem-lisi kovan kapağının açılıp kapanması ve körüğün kullanma yöntemidir. Körük çok iyi yakılmalı malzeme olarak selüloz içerikli odunsu malze-meler kullanılmalıdır. Kovan kapağı açılırken sa-kin olunmalı, kovana arkadan yaklaşılmalı, kova-nı sarsmadan, arıları öldürmeden kovan kapağı açılıp kapanmalıdır. Çünkü ölen arılar feromen salgılar; salgılanan feromonlar arıların insanları düşman zannederek saldırmasına neden olur. Gereğinden fazla kovan açılmamalı, arılı ve arısız çerçeveler sağa sola atılmamalıdır. Balla bulaşık çerçevelerin sağa sola atılması arılarda yağmacı-lığa sebebiyet verir. Koku sürülmemeli açık renk elbise giyilmelidir.

İlkbahar bakım ve beslenmesi

Kovan açılırken önemli hususlardan biri hava durumudur. Hava sıcaklığının 170 °C‘nin üzerin-de iken, yağışsız, rüzgârsız, havanın açık güneşli olduğu günlerde yapılır. 10 °C’nin altındaki sıcak-lıklarda çok zorunlu olmadıkça kovanlar açılma-malıdır.

Yüksek düzeyde bal üretmek için iyi bir arılık yeri, verimli ırka ait üretken bir ana ve yeterince içerisinde kabartılmış çerçeve olan ballık olma-lıdır.

Kış Ölümleri: Ananın yaşlı ve verimsiz ol-masından dolayı yeterince kalabalık ve genç nüfusun kışa girilmemesi, yeterli besin stoku olmamasından dolayı arıların aç kalması, kovan içerisinde rutubetin çok olması, hatalı bakım ve beslenme gibi nedenlerden dolayı arılarda kış ölümleri olmaktadır. Kovan içerisinde sırlı balın üzerini genç arılar açamaz. Tarlacı arı konumun-daki işçi arılar açabilir. Hava sıcaklığı 14 °C’nin altına indiğinde arıların kas sistemi yavaşlar.

10°C’nin altındaki sıcaklıklarda hareket edemez. Kovan içinde rutubet fazla ise, kek yerine şurup verilmişse arılar kovan içerisini ısıtamazlar. Biyo-enerji üretebilmeleri için beslenmeleri gerekir. Sıcaklık 10°C’de arılar kış salkımı oluşturmuşlar-dır. Kış salkımının bozulmaması gerekir. Salkım-dan ayrılan arılar salkıma bir daha tutunamazlar. Kovan tabanına düşen arı orada kalır. Kalkamaz. Dış ortama ya da kovan önüne çıkan arı bir daha kovan içine giremez.

İlkbahar Ölümleri: Arı kolonisi kışa kala-balık ve genç nüfusla girmediğinden, ömürlerini tamamlayan arıların ölmesi, kovan içerisindeki arı mevcudunun aniden düşmesinden ve kuluçka sa-

hasının üşümesinden dolayı arı ölümleri ve koloni sönmeleri meydana gelmektedir. Ana arı, çevresin-de birkaç yüz işçi arı ile kalabilir. Kışa yaşlı ve verim-siz ana arı ile girildiğinde ana kayıpları da olabilir. İlk-bahardaki arı kayıpları büyük ölçüde arı üreticisinin koloni yönetimini yeterli ölçüde bilmemesinden, besin yetersizliğinden, eksik ve hatalı beslenmeden dolayı açlıktan kovanlar tamamen sönebilir.

İlkbaharda kovanın iç kısmının kontrolü

1- İlk Bakım Yapılacak Kovanların Belirlenmesi:Ege Bölgesi ve sahil kesimlerde erik ağaçları

çiçeklerini açtığında arı kolonilerinde ilk kontrol yapılmalıdır. Hava sıcaklığı 17°C nin üzerinde

93Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 96: manisa tarım ve gıda dergisi

iken sat 11-14 arası güneşli, rüzgarsız bir günde arılıktaki tüm kovanlar dış ortam itibariyle çok iyi gözlem yapılarak incelenir. İyi bir uçuş aktivesi-nin olup olmadığı, arıların polen taşıyıp taşıma-dığına bakılır. Polenin taşınması sağlıklı koloni için ilk belirtidir. Kovanın uçuş tahtası üzerinde mum kırıntısı ve ölü larva, ergin arı olup olmadığına bakılır. Petek kırıntısı, ölü larva ve ergin arı olup olmadığına bakılır. Kovan giriş deliğinin ve uçuş tahtası üzerinin temiz cilalanmış gibi olması ko-loninin sağlıklı olmasının belirtisidir. Sorunlu olan kovanlar tespit edilerek işaretlenir. İlk kontrol bu kovanlarda yapılır.

2- Sorunlu Kovanlarda İlk Bakımın Yapılması:a) Kovan Dip Tahtası Kontrolü: Körük

yakılır. Maske ve eldiven giyilir. Kovan giriş de-liğinden 2-3 kez duman verilir. Bir dakika kadar beklenir. Kovana arkadan yaklaşılarak sarsmadan, ses yapmadan kovan kapağı açılmalıdır. Kovan içi sıcaklığının düşmemesi ve kuluçka sahasının üşü-memesi için yapılması gerekenler kısa sürede ya-pılmalıdır. Dip tahtası incelenir. Üzerinde nem ve su birikintisi bulunan ıslak olan dip tahtası hava sı-caklığı yeterli ve ayrı bir parça ise değiştirilmelidir. Dip tahtası ayrı değilse 16-20 °C civarında iken güneşli bir günde kovan değiştirilmeli veya dip tahtası üzerindeki ıslaklık kurutulmalıdır. Arılar en büyük zararı açlıktan ve rutubetten görürler. Ru-tubet peteklerin küflenmesine, kovan içerisinin

daha soğuk olmasına, yavru sahsının üşümesine ana arının, kuluçka üretiminin durmasına ve kireç hastalığının oluşmasına sebep olur.

b) Çerçeve Kontrolü: Küflü, yarım, kırık, aşırı esmer ve fazla petekler kovandan uzaklaştı-rılır. Bunların yerine önceki yıllardan kalan kabar-tılmış çok eski olmayan petekler kullanılır. Polenli ve ballı petekler öncelikle verilmelidir. Temel pe-tekli çerçeve en sona konur. Esmer ve küflü pe-teklere ana arı yumurta atmakta isteksiz davranır. Kovan sıkıştırılarak daraltılır. Kuluçka bölgesindeki sıcaklık 35 °C olduğundan kuluçka üşütülmeme-li, yapılması gerekenler kısa sürede yapılmalı ve kovan kapağı örtülmelidir.

c) Ana Arı Kontrolü: Ana arı görülmeli, ana arı görülmez ise günlük yumurtaya bakılmalıdır. Günlük yumurta ve ana arı görülmezse, bu kovan 1-2 gün sonra tekrar kontrol edilmelidir. Ana arı yok veya genç ana arı var ise, genç ana arı öldü-rüldükten sonra ana verilmeli, ana yoksa yumurta üretimi olan analı kovanla birleştirilmelidir.

d) Besin Muayenesi Kontrolü: Bal ve po-len kontrolü yapılır. Besin stoku yetersiz ise bu dönemde kovan içi mevcuduna göre koyu şu-rupla besleme yapılmalıdır. Koyu şurup ½ kg’dan fazla verilmemelidir. Hava sıcaklığı meteoroloji-den kontrol edilerek 2-3 gün 17 °C’nin üzerinde olduğunda besleme yapılmalıdır. Bu dönemde

yavru geliştirme ve kuluçka üretimi çok yoğun ol-duğundan açlıktan dolayı koloni sönmeleri olabilir. Buna dikkat edilmelidir. Kekle birlikte bir miktar koyu şurup da verilebilir. Havaların ısınmaya baş-ladığı ve kuluçka üretiminin çok yoğun olduğu bu dönemde kovan içinde rutubetli bir ortamın oluş-masını sağlayacak uygulamalardan kaçınılmalıdır.

e) Hastalık ve Parazit Kontrolü: Parazit ve Nosema, Avrupa ve Amerikan yavru çürüklüğü, kireç hastalığı, varroa zararlısı görüldüğünde mut-laka bir uzmana danışılmalı ve veteriner hekimle-rin vereceği ilaçlar, Arı Sağlık Belgesi’ne yazdırıl-dıktan sonra kullanılmalıdır.

İlkbaharda popülasyonun ve kuluçkanın en az olduğu dönemde, hava sıcaklığının 15-20 °C olduğu günlerde arılarımız varroa zararlısına karşı mutlaka ilaçlanmalıdır. İlaçlamada geç kalınmama-lıdır. Varroa zararlısına karşı ilaçlanmayan ve zama-nında, uygun ilaçla uygun dozda mücadele edil-meyen arılardan verim alınamaz. Yeterli miktarda bal üretimi gerçekleştirilemez. Varroa zararlısı görülmüyor diye ilaçlama yapılmayan, mücadele edilmeyen arılarda erkek arılar kovan dışına atıl-dıktan sonra varroalar görülmeye başlar. Kanatsız arılar görülür. Bu tip kovanlarda ağustos ve eylül aylarında varroa tahribatının en yoğun görüldü-ğü aylardır. Bu kovanlardan verim alınamaz. Kışa güçlü olarak da sokulamaz, kış ve ilkbahar kayıp-ları yoğun olarak görülür.

94 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 97: manisa tarım ve gıda dergisi

Brusellozise dikkat!

Ekonomik kayıplarının yanı sıra insan sağlığını da etkileyen Brusellozis hem dünya ülkeleri hem de ülkemizde, salgın hayvan hastalıkları ile mücadelede ilk sıralarda yer alır.

Brusellozis hastalığı birçok dünya ülkesinde ol-duğu gibi ülkemiz hayvancılığı açısından da önemli zoonotik hastalıklardan biridir. Ekonomik kayıpla-rının yanı sıra insan sağlığını da etkilemesi nedeniy-le hem dünya ülkeleri hem de ülkemizde, salgın hayvan hastalıkları ile mücadelede ilk sıralarda yer almaktadır.

Hayvanlarda bu hastalık yavru atma, süt ve-riminde azalma, damızlık değerinin kaybolması, kısırlık gibi hem yetiştirici hem de ülke ekonomisi açısından ciddi kayıplara yol açmaktadır.

Brusella grubu bakterilerin oluşturduğu, bula-şıcı, enfeksiyöz bir hastalıktır. Özellikle sığır, koyun, keçi ve domuz gibi evcil hayvanlarda yavru atma-ya neden olan ve aynı zamanda hayvanlardan in-sanlara da bulaşan (zoonozis), ekonomik yönden zarar verici ve halk sağlığı yönünden önem taşıyan bir hastalıktır.

Evcil hayvanlarda bulaşıcı yavru atma hastalığı olarak bilinen hastalık, insanlarda dalgalı humma, Bang hastalığı, Malta humması ve Akdeniz hum-ması olarak da bilinmektedir.

Hastalığın çabuk yayılması, kontrol ve müca-delesinin güçlüğü, uzun süre alması ve masraflı olması dikkati çekmektedir. Hayvansal protein kaynaklarına olan olumsuz etkisi, hayvan ve hay-vansal ürünlerin ticaretine engel teşkil etmesi ve çoğunluğu kırsal kesimde bulunan kısıtlı imkanla-ra sahip hayvan yetiştiricilerinin sosyo-ekonomik gelişmesini engellemesi gibi zararlarının olması bir başka faktördür.

Ayrıca insan sağlığı açısından taşıdığı risk has-talığın önemini daha da artırmaktadır. İnsanlarda uzun süren bir hastalığa neden olan Brusellozis fizik yetersizliği ve iş gücü kaybına neden olurken, tedavi ve hastane giderleri de önemli bir ekono-mik kayba neden olmaktadır.

Hastalık kontrol programları ile hayvanlarda hastalık oranının azaltılamadığı gelişmekte olan ülkelerde insanlarda Brusellozis oldukça yaygın görülmektedir. Sütlere ısıtma işleminin (pastöri-zasyon vb.) uygulanmadığı, çiğ süt ve süt ürün-lerini tüketme gibi beslenme alışkanlıkları ve kötü hijyenik şartlar insanlarda enfeksiyon riskini artır-maktadır. Endüstrileşmiş bazı ülkelerde hastalık, hayvanlarda kontrol altına alındığı halde, dışarıya seyahat eden veya güvenli olmayan hayvan ürün-lerini tüketen bireyler ve mesleki olarak maruz kalan gruplarda (çiftçiler, veteriner hekimler, labo-ratuar ve mezbaha çalışanlarında) tek tük vakalar halinde görülmektedir.

Brusellozis ülkemizde hem hayvanlarda hem de insanlarda ihbarı mecburi bir hastalıktır.

Altı türü bulunan Brucella grubu mikroorga-nizmalardan Brucella melitensis, Brucella abor-tus ve Brucella suis halk sağlığı yönünden büyük önem taşır.

Brucella mikroorganizmaları direkt güneş ışı-ğı, dezenfektanlar, pastörizasyon ve kuru şartlara duyarlıdır. Güneş ışığında 1-12 saatte, 60 ºC’de 10 dakikada, 100 ºC’de hemen ölürler. Çeşme suyunda 4-8 ºC’de birkaç ay, 0 ºC’de 2.5 yıl, dondurulmuş dokularda birkaç yıl, nemli toprak-ta 60 gün ve 20 ºC’de yüzde 40 nemli ortamda 144 gün canlı kalabilirler. Çiğ sütten yapılan tuzsuz krema yağında buzdolabında 142 gün, yüzde 10 tuz içeren salamura peynirde 45 gün, yüzde 17 tuz içerende ise bir ay canlı kalır. Etin normal din-lendirilmesi süresince oluşan pH değişikliği (asitlik) ette bulunabilecek Brusella mikroorganizmalarını öldürmeye yeterlidir.

Brusellozis, duyarlı hayvanlara genellikle en-fekte hayvanlarla doğrudan temas yoluyla veya enfekte hayvanların akıntılarıyla bulaşık çevreden geçer. Genel kural olarak Brusellozis bir sürüden diğer bir sürüye enfekte veya enfeksiyöz etkene

maruz kalmış hayvanların sürüye sokulmaları ile görülür.

Mikrobun kuluçka süresi mikroorganizmanın enfeksiyöz dozuna maruz kalınması ile hastalık belirtilerinin görülmesi arasında geçen süredir. Hayvanlarda Brusellozisin kuluçka süresi iki hafta ile bir yıl, hatta bazı durumlarda daha uzun olmak üzere oldukça değişiklik gösterir. Görülen ilk belir-ti yavru atma olduğunda, minimum kuluçka süresi yaklaşık 30 gündür. Enfeksiyona duyarlılık ve has-talığın belirtileri yaş, cinsiyet, ırk, gebelik durumu, hayvanın bağışıklık durumu, alınan bakterinin mik-tarı, türü ve virülensine göre değişiklik gösterir.

Sığırlarda dişi hayvanlarda başlıca belirti yavru atmadır. Yavru atma genellikle gebeliğin 5-7’nci aylarında görülür. Gebelik süresini tamamlayarak doğan yavrularda da doğum sonrası hemen ölüm görülebilir.

Koyun ve keçilerde başlıca belirti yavru atma-dır. Yavru atma genellikle gebeliğin son iki ayında görülür. Canlı fakat zayıf kuzu doğumu görülebilir

Enfekte hayvanları görünümlerine göre tespit eden etkili bir yol yoktur. Hastalığın teşhisi ancak laboratuar testleri ile olur.

Yapılan denemelerde tedavide çok başarılı sonuçlar alınamamıştır. Brucella mikroorganiz-malarının vücuttan yok edilmesi uzun süreli ve kombine antibiyotik tedavisini gerektirir ve bu her zaman başarılı olmaz. Hayvanlarda tedavi öneril-mez. Ancak korunma ve koruyucu aşılama tedbir-leri ile hastalıkla mücadele edilir.

Sürüye veya işletmeye yeni hayvan satın alın-dığında test yaptırılmalı ve hayvan satın alınaca-ğında Brusellozis bulunmayan sürüler tercih edil-melidir. Ayrıca hastalığın yayılmasını önlemek için Brusellozis tespit edilen hayvanlar satılmamalıdır.

Mehmet HASPOLATVeteriner Hekim

HAYVAN SAĞLIĞI

95Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 98: manisa tarım ve gıda dergisi

ÇİFTÇİ EĞİTİMİ

Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetleri

MEHMET BATMANZiraat Yüksek Mühendisi

Ülkemizde ‘Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetleri’ halen büyük ölçüde kamu tarafından yürütülmektedir. Girdi satışına esas olarak özel sektör tarafından gerçekleştirilen danışmanlık hizmetleri de ülkemizde oldukça yaygındır.

Tarımsal açıdan gelişmiş olan ülkelerde da-nışmanlık hizmetlerinin hem kamu hem de özel sektör aracılığı ile gerçekleştirildiği görülmekle birlikte ağırlıklı olarak özel sektör tarafından ya-pıldığı görülmektedir. Gelişmiş ülkelerde “Üre-tici Örgütleri” bu anlamda çok önemli görevler üstlenmektedirler. Ülkemizde 5488 Sayılı Tarım Kanunu ile 08.09.2006 tarih ve 26283 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetlerinin Düzenlenmesine Dair Yönetmeliğe dayanılarak Bakanlığımızca hazırlanan “Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Yönetmeliği” ülkemizde bu konu-daki boşluğu dolduracak nispeten yeni bir uy-gulamadır. Bu uygulama ile “Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetleri” vermek üzere “Üretici Örgütleri”, Şirketler, Dernekler ve Vakıflar ile Serbest Tarım Danışmanları gerekli şartları sağ-ladığı takdirde Bakanlığımızca yetkilendirilmekte ve Tarımsal Yayım faaliyetlerini yürütebilmekte-dirler. Böylece Bakanlığımızın yönlendirme ve kontrolleri doğrultusunda ülkemizdeki tarımsal yayım ve danışmanlık faaliyetlerinin önemli bir kısmının özel sektör tarafından gerçekleştirilmesi sağlanacaktır. İleriki yıllarda halen il Müdürlükle-rimizce yürütülmekte olan bir kısım faaliyetlerin-de bu kurumlara devri söz konusu olabilecektir.

Böylece hem daha yakından ve daha etkin ta-rımsal yayım gerçekleştirilecek hem de İl Müdür-lüklerimizin bir kısım çalışmaları da Bakanlığımız talimatlarıyla yetkilendirilmiş kişi ve kurumlara devredilecektir. .

Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetleri Uygulaması ile çiftçi ve işletmelerimizin işletme

planlamasından, elde etmiş bulundukları tarım-sal ürünlerin pazarlanmasına kadar olan sürecin tamamını kapsayan bir şekilde bilinçli tarım yapıl-ması amaçlanmaktadır.

‘Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetleri’ konusunda İlimizde çalışmalarımız devam et-mektedir. Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hiz-

Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetleri Uygulaması ile çiftçi ve işletmelerimizin işletme planlamasından, elde etmiş bulundukları tarımsal ürünlerin pazarlanmasına kadar olan sürecin tamamını kapsayan bir şekilde bilinçli tarım yapılması amaçlanmaktadır. ‘Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetleri’ konusunda İlimizde çalışmalarımız devam etmektedir.

96 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 99: manisa tarım ve gıda dergisi

metlerini yerine getirmek üzere öncelikle ilimiz-de sertifika sahibi Tarım Danışmanı sayısını yeterli sayıya ulaştırmak üzere “Eğitim Hizmetleri”ne ağırlık verilmiştir. Bu amaçla İlimizden gerekli alt yapıyı oluşturduktan sonra “Eğitim Yetki Belgesi” talebinde bulunan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Manisa Şube Başkanlığı, Türkiye Ziraatçı-lar Derneği Manisa Şubesi ve Manisa Veteriner Hekimleri Odası’nın girişimleri desteklenmiş ve “Tarımsal Danışmanlık Eğitim Yetki Belgesi” bu kurumlara verilmiştir. Bu kurumlarca açılmış olan “Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Kursları”nda başarı gösteren 300 kişiye “Tarım Danışman-lığı Sertifikası” verilmiştir. “Eğitim Yetki Belgesi” iptal kararının ardından Bakanlık Makamı’nın 28.06.2010 tarih ve 4606 sayılı Olur’ları ile ve “Merkezi Sınav Sistemi”ne dönülmüştür. Bakanlı-ğımızca 24 Ekim 2010 tarihinde Utem/Ankara’da yapılan ‘Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Sınavı’na ilimizden müracaat eden 63 adayın veri girişleri yapılmış ve sınava katılımları sağlanmıştır. Kurum personelimizin eğitimleri ise Bakanlığımızın ilimi-ze vermiş bulunduğu kontenjanın tamamı doldu-rulmak üzere devam etmiştir.

Uygulamasının ilimizde daha hızlı ve daha etkili uygulanabilmesi amacıyla çiftçilerimizin hali hazırda halen üyesi bulunduğu ve bünyesinde “Tarım Danışmanı” istihdam eden “Üretici Ör-gütleri” nezdinde çalışmalara ağırlık verilmiştir. Bu amaçla “Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri” ve “Üretici Birlikleri” öncelikle ziyaret ve yazışma-lar suretiyle konudan haberdar edilmiş ve “Yetki Belgesi” almaları yönünde girişimlerde bulunul-muştur. Bu çalışmalar neticesinde İlimizde 16 adet kişi / kurum yetkilendirilmiştir.

27 Mayıs 2010 tarihli Resmi Gazete’de ya-yımlanarak yürürlüğe giren 2010 Yılı Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Destekleme Tebliği’nin yayınlanmasını müteakiben ilimizde beş ilçeden gelen talepler değerlendirmeye alınmış ve 235 çiftimize toplam 117 bin 500 TL destekleme ödemesi yapılmıştır.

2011 yılında ilimizde “Tarımsal Danışmanlık Yetki Belgesi” talebinde ve buna bağlı olarak da danışmanlık hizmeti alan çiftçi/işletme sayısında önemli ölçüde artış olacağı düşünülmektedir. Bu amaçla Müdürlüğümüzce kişi / kurumlar nezdin-de birebir bilgilendirme ziyaretleri yapılmakta ve İlçelerimiz bazında toplantılar gerçekleştirilmek-

tedir. 2011 yılı içerisinde İlçe toplantılarına ağırlık verilecektir. İlimizde konuyla ilgili TV Programı da dahil olmak üzere her zeminde yayım ça-

lışmaları da yapılmakta olup Bakanlığımız ve “İl Teknik Komitesi”nin kararları doğrultusunda ça-lışmalarımız devam etmektedir.

97Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 100: manisa tarım ve gıda dergisi

TARLA BİTKİLERİ

Pamuk ülkesi olmak…Pamuk, ülke ekonomisine sağladığı istihdam ve yarattığı katma değer nedeniyle önemli ve stratejik bir üründür. Dünyada GDO’suz pamuk üretimi yapan ülkeler arasında en verimli pamuk üretimini Türkiye yapmaktadır.

HALİM ŞİVECAN Pamuk Eksperi

Dünya nüfusunun hızla artması, diğer yandan sanayileşen ve kalkınan toplumlarda yaşam stan-dardının yükselmesi, pamuk tüketim ve gereksi-nimini artırmıştır. Pamuk, ülke ekonomisine sağ-

ladığı istihdam ve yarattığı katma değer nedeniyle önemli ve stratejik bir üründür. Değişik kullanım alanlarıyla tarım sektöründe, sanayi sektöründe ve ticaretinde önemli bir konuma sahiptir.

Pamuk işlenmesi açısından çırçır sektörünün, lifi ile tekstil sektörünün, çekirdeği ile yağ ve yem sektörünün, linteri ile de kâğıt sektörünün ham-maddesi durumundadır.

98 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 101: manisa tarım ve gıda dergisi

1

ŞEKİL 1

Pamuk lifini, diğer bitkisel ve sentetik elyaflardan üstün kılan ve beşeri ihtiyaçları kar-şılamada yapılan tercihte ilk sırayı almasını sağlayan özellik-ler; pamuk lifinin doğal oluşu, teri içine emerek hapsetme (absorbe) özelliği, ısıtılıp kay-natıldığında diğer liflere göre sağlam kalması, statik elektriği daha az iletmesi, hava geçir-genliği ve sağlığa uygun olma (hijyenik) sayılabiliriz.

Dünyada pamuk üretimi 70’e yakın ülkede yapılmasına rağmen pamuk üretiminin yüz-de 80’ine yakını Türkiye’nin de içinde bulunduğu az sayıda ülke tarafından üretilmektedir.

Dünyada yıllık ortalama 32,5 milyon hektar

alanda pamuk ekimi yapılmış ve bu ekimden 24 milyon ton lif pamuk elde edilmiştir. (2005-2010 arası beş yıllık dönemde) Dünyada pamuk üretim alanı olarak en büyük ekim Hindistan’da yapılmakta-dır. Ardından büyüklük sırasıyla Çin, ABD, Pakistan, Özbekis-tan ve Brezilya gelmektedir.(Tablo 1)

Şekil 1

Tablo 1

Ülkeler 2003/04 2004/05 2005/06 2006/07 2007/08 2008/09* 2009/10** 2010/11**

Hindistan 7.830 8.786 8.677 9.144 9.439 9.373 10.120 10.575

Çin 5.423 6.261 5.698 6.199 6.317 6.317 5.419 5.527

ABD 4.858 5.284 5.586 5.152 4.245 3.063 3.112 3.863

Pakistan 2.989 3.229 3.100 3.075 3.055 2.850 3.110 3.265

Özbekistan 1.394 1.419 1.432 1.432 1.450 1.391 1.317 1.330

Brezilya 1.100 1.179 856 1.097 1.077 840 836 961

Türkmenistan 550 550 600 600 642 674 607 667

Burkina Faso 459 566 646 716 407 466 420 462

Arjantin 255 375 305 400 304 285 430 452

Zimbabve 330 320 320 400 308 375 340 391

Tanzanya 459 471 245 409 450 400 348 366

Türkiye 725 698 600 630 500 365 280 364

Myanmar 270 290 284 310 310 310 310 310

Diğer 5.772 6.370 5.988 5.126 4.332 3.947 3.644 4.147

DÜNYA 32.414 35.798 34.337 34.690 32.836 30.656 30.293 32.680

Dünya Pamuk Üretim alanları

99Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 102: manisa tarım ve gıda dergisi

Dünya Pamuk Üretimi (1000 Ton-Lif)

ÜLKELER 2006/07 2007/08 2008/09 2009/10 2010/11(*)

ÇİN 7,729 8,056 7,991 7,076 7,185

HİNDİSTAN 4,746 5,225 4,921 5,117 5,443

ABD 4,700 4,182 2,790 2,654 3,636

PAKİSTAN 2,155 1,938 1,960 2,155 2,286

BREZİLYA 1,524 1,602 1,193 1,252 1,481

ÖZBEKİSTAN 1,165 1,165 1,002 871 1,002

TÜRKİYE 849 675 457 380 488

DİĞER 3,705 3,295 3,086 2,898 3,370

TOPLAM 26,573 26,138 23,400 22,403 24,891

TABLO 3

Tüketimde ise; ilk üç sırayı Çin, Hin-distan ve Pakistan almakta ve onları sırasıy-la Türkiye, ABD ve Brezilya izlemektedir.

Dünya Pamuk Tüketimi (1000 Ton-Lif)

ÜLKELER 2006/07 2007/08 2008/09 2009/10 2010/11(*)

ÇİN 10,886 11,104 9,580 10,342 10,669

HİNDİSTAN 3,941 4,050 3,865 4,246 4,442

PAKİSTAN 2,613 2,613 2,449 2,504 2,547

TÜRKİYE 1,589 1,350 1,110 1,219 1,197

BREZİLYA 996 1,002 914 958 1,002

BANGLADEŞ 697 762 816 871 925

ABD 1,074 998 781 740 718

DİĞER 5,157 4,976 4,421 4,469 4,516

TOPLAM 26,953 26,854 23,937 25,349 26,017

TABLO 2

Dünyada en çok pamuk üreten ilk yedi ülke sırasıyla Çin, Hindistan, ABD, Pakis-tan, Brezilya, Özbekistan ve Türkiye’dir.

100 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 103: manisa tarım ve gıda dergisi

Dünya Pamuk İthalatı (1000 Ton-Lif)

ÜLKELER 2003/04 2004/05 2005/06 2006/07 2007/08 2008/09 2009/10(*)

ÇİN 1929 1364 4200 2306 2511 1520 1660

TÜRKİYE 516 743 744 873 711 635 800

BANGLADEŞ 335 403 480 540 610 625 652

ENDONEZYA 415 502 426 490 495 430 458

TAYLAND 365 497 412 415 420 360 384

DÜNYA TOPLAM 7242 7320 9610 8142 8136 6474 6753

Dünya Pamuk İhracatı (1000 Ton-Lif)

ÜLKELER 2003/04 2004/05 2005/06 2006/07 2007/08 2008/09 2009/10*

ABD 2995 3143 3281 2833 2973 2896 2221

HİNDİSTAN 119 136 751 960 1530 425 1406

ÖZBEKİSTAN 659 850 1020 980 887 560 788

BREZİLYA 210 339 429 283 486 600 610

AVUSTRALYA 470 435 628 465 265 230 348

BURKİNA FASO 197 198 290 320 188 161 168

YUNANİSTAN 247 321 356 269 234 220 161

SURİYE 110 114 177 70 55 45 49

DÜNYA TOPLAM 7242 7749 9732 8101 8356 6456 6753

TABLO 4

Son beş yılın ortalamasına göre Dünyada en çok pamuk ithalatı yapan yedi ülke Çin, Türkiye, Bangladeş, Endonezya, Pakistan, Tayland ve Vietnam’dır.

TABLO 5

En çok ihracat yapan ilk yedi ülke sırasıyla ABD, Hindistan, Özbekistan, Brezilya, Avustralya, Yuna-nistan ve Türkmenistan’dır.

Türkiye’nin konumu kısaca şöyle özetle-yebiliriz; pamuk ekim alanı açısından Dünyada sekizinci sırada, birim alandan elde edilen lif pamuk verimi yönünden üçüncü sırada, pamuk üretim miktarı yönünden yedinci sırada, pamuk tüketimi yönünden dördüncü sırada, pamuk it-halatı yönünden ikinci sıra ülke konumundadır.

GDO’suz pamuk üretimi yapan ülkeler arasında en verimli pamuk üretimini

Türkiye yapmaktadır.Türkiye’de pa-

muk üretimi genelde Ege Bölgesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Çukurova ve Antalya yöre-lerinde yapılamaktadır. Türkiye’deki lif pamuk üretimimizin yüzde 50’si Güneydoğu Anadolu Bölgesi, yüzde 28’i Ege Bölgesi, yüzde 21’i Çu-kurova ve yüzde 1’i Antalya yöresinde yapılmak-tadır.

Türkiye’de 2006/07 dönemi tüketim ve üre-

tim miktarları baz alınarak yapılan incelemede 2009/10 dönemi de dahil ciddi miktarda düşüş izlenmektedir. 2008 ve 2009 yıllarında küresel ekonomik krizin olumsuz etkileriyle pamuğun özellikle üretimi olmak üzere, tüketim ve ticareti sadece Türkiye’de değil tüm dünyada azalmıştır. Fakat Türkiye’ de pamuk üretimi; üretim maliyet-lerinin fazla olması, destekleme primlerinin rakip ülkelere göre düşük olması, ABD gibi pamuk üretiminde söz sahibi ülkelerin uyguladığı po-

litikalar sonucu, Dünya fiyatlarıyla rekabet edilememesi, pamuk ekim alanlarında

başka ürünlerin tercih edilmesi gibi faktörlerin etkisiyle diğer

pamuk üretimi yapan ül-kelere göre daha çok

azalmıştır.

101Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 104: manisa tarım ve gıda dergisi

TÜİK verilerine göre, Türkiye’nin 2002 - 2007 yılları ortalama lif pamuk üretimi 925 bin tondur. 2008 - 2009 yılları ortalama lif pamuk üretimi 655 bin ton seviyelerine diğer bir bakış acısıyla son iki dönemde pamuk üretimindeki azalma yaklaşık yüzde 30 dolaylarında gerçek-leşmiştir.

Yaşanan küresel ekonomik kriz, (2008/09) Dünya pamuk üretiminde de ciddi bir azalma yaratmıştır. 2009/10 sezonunda krizin etkilerinin azalmaya başlaması pamuk tüketiminin ve tica-retinin tekrar hareketlenmesini sağlamış ve bu dönemlerde yeterli üretim yapılamadığı için, tü-ketim mevcut stoklardan karşılanmaya başlamış-

tır. Son dönemde dünya pamuk stok miktarında azalma eğilimi pamuk fiyatlarında yukarı doğru bir hareketlenmeyi beraberinde getirmiştir.

Ülkemizde pamuk üreticisine uygulanan des-tekleme politikalarının yardımıyla, Türkiye’nin bir pamuk ülkesi olması gerçeği kaçınılmazdır.

Türkiye Pamuk Ekim Alanı, Kütlü Pamuk Üretim Miktarı ve Verimi

YILLAR EKİM ÜRETİM (ton) VERİM (kg/ha)

ALANI( ha) Kütlü Lif Çiğit Kütlü Lif Çiğit

2002 721.077 2.541.832 988.120 1.457.122 3.530 1370 2020

2003 637.329 2.345.734 919.531 1.337.065 3.680 1440 2100

2004 640.045 2.455.071 935.928 1.425.850 3.840 1460 2230

2005 546.880 2.240.000 863.700 1.291.180 4.100 1580 2360

2006 590.700 2.550.000 976.540 1.476.556 4.320 1666 2500

2007 530.253 2.275.000 867.716 1.320.831 4.290 1640 2490

2008 495.000 1.820.000 673.400 1.077.440 3.680 1360 2180

2009 420.000 1.725.000 638.250 1.021.200 4.110 1520 2430

TABLO 8

102 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 105: manisa tarım ve gıda dergisi

103Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 106: manisa tarım ve gıda dergisi

ACAR TARIMİsmail AcarHashoca Mh. 132 Sk. No: 17/AAkhisar / ManisaTel: 0 236 413 98 25GSM: 0 533 611 95 73

MANİSA VETERİNER HEKİMLER ODASI2. Anafartalar Mahallesi 1513 Sokak No:14/1 (Manisa Tarım İl Müdürlüğü Yanı) / ManisaTel-Faks: 0 236 231 05 [email protected]@hotmail.com

BAK-BAK LTD. ŞTİ.Gölmarmara yolu üzeri Karaosmanoğlu Sanayi Sitesi No: 175 AkhisarTel-Faks: 0 236 413 17 64GSM: 0 533 664 29 [email protected]

AKHİSAR TİCARET BORSASIHürriyet Mh. 450 Sk. No: 103 Akhisar / Manisa Tel: 0 236 414 18 32Faks: 0 236 412 55 [email protected]

GRAPPA GIDA SANAYİSalihli - Ankara Asfaltı 7. km Tel: 0 236 716 30 00Faks: 0 236 716 37 [email protected]

R

REHBER

ACARACARTAR IMZirai İlaçTohumGübre

MANİSA TARIM VE GIDA DERGİSİ’NE SİZ DE ABONE OLUN !

1 YILLIK ABONELİK 50 TL

ADI SOYADI

Tarih: / / 20..........

ADRESİ

ŞEHİR

E-MAIL

ABONE TELEFON (0232) 463 75 40 ABONE FAX (0232) 421 92 24 E-MAİL [email protected]

Not: Lütfen havale dekontunuzu, doldurduğunuz Abone Formu ile birlikte fax veya e-mail yoluyla gönderiniz. Abonelikle ilgili ayrıntılı bilgi için arayabilirsiniz.

Yıllık ............abonelik bedeli olan ................................ TL yi Halk Bankası Alsancak Şb. Kod.731 10260253 nolu RK Renkli Kalem Medya Yapım Ltd. Şti. hesabına havale ettim.

VERGİ DAİRESİ VERGİ NO

ÜLKE POSTA KODU TELEFON FAX

KURUMU GÖREVİ

ADIMA FATURA EDİNİZ

ŞİRKET ADINA FATURA EDİNİZ

ABONELİK ADETİ .......................

Manisa Valiliği Tarım İl Müdürlüğü tarafından

3 ayda bir yayınlanan Manisa Tarım ve Gıda Dergisi’nin abonelik ayrıcalığını siz de yaşayın.

104 Manisa Tarım ve Gıda Ocak - Şubat - Mart 2011

Page 107: manisa tarım ve gıda dergisi
Page 108: manisa tarım ve gıda dergisi