Page 1
1
I.BÖLÜM
1.1. Projenin Adı
DOKUZUNCU SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRENME STİLLERİ VE
SAĞ SOL BEYİN PROFİLLERİNİN İNCELENMESİ
REMZİ DEMİR
ADANA-2011
1.2. Projenin Amacı
Bu araştırmanın genel amacı, dokuzuncu sınıf öğrencilerinin öğrenme stilleri ve sağ-sol
beyin profillerinin belirlenmesidir.
Bu genel amaç doğrultusunda aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır:
1- Öğrencilerin öğrenme stillerinin puanlarının dağılımı nasıldır?
2- Öğrencilerin öğrenme stilleri puanları;
a) Cinsiyetlerine,
b) Okul türlerine,
c) Ailelerinin ekonomik durumuna göre anlamlı bir şekilde farklılaşmakta mıdır?
3-Öğrencilerin sağ-sol beyin baskınlıkları puanlarının dağılımı nasıldır?
4-Öğrencilerin sağ-sol beyin baskınlık puanları;
a) Cinsiyetlerine,
b) Okul türlerine,
c) Ailelerinin ekonomik durumuna göre anlamlı bir şekilde farklılaşmakta mıdır?
5- Öğrencilerin öğrenme stilleri puanları ve akademik başarı puanları arasında anlamlı bir ilişki var
mıdır?
6- Öğrencilerin sağ-sol beyin baskınlıkları puanları ve akademik başarı puanları arasında anlamlı bir
ilişki var mıdır?
7- Öğrencilerin öğrenme stilleri puanları ve sağ-sol beyin baskınlık puanları arasında
anlamlı bir ilişki var mıdır?
Page 2
2
GİRİŞ
1.3. Problem Durumu
Günümüzde öğrencilerin bireysel farklılıklarına önem veren ve son yıllarda
ülkemizde popüler olan kavramlardan birisi de öğrenme stilleri kavramıdır. Farklı
yazarlar, farklı kavramları temel alarak tanımlar yapsalar da öğrenme stilleri genelde,
“bireylerin bilgiyi alma, tutma ve işleme sürecindeki karakteristik güçlülük ve tercihler”
olarak tanımlanmaktadır (Felder ve Silverman, 1988). Özellikle 1900’lu yılların ikinci
yarısından sonra baskın olmaya başlayan psikolojik ve eğitimsel anlayışlar, bireylerin
birbirlerinden farklı özellikleri olduğunu ve bu özelliklerin de öğretim sürecinde dikkate
alınması gerektiğini gündeme getirmeye başlamışlardır. İnsan zihnini öğrenme
sürecinde dikkate almayan ve öğrenmeyi bir etki - tepki bağı şeklinde açıklayan
davranışçı öğrenme – öğretme anlayışının etkisinden kurtulan eğitim, bilişsel anlayışın
öğrenme üzerine söyledikleriyle bireysel farklılıkları dikkate almaya başlamıştır.
Öğrenmenin aktif bir zihinsel süreç olduğunu belirten bu anlayışın getirdiği görüşler,
insanların kavramları nasıl öğrendiklerini ve nasıl problem çözdüklerini; bilgilerin
akılda nasıl tutulduğunu, nasıl hat ırlanıp unutulduğunu araştırmaların temel konusu
haline getirmiştir (Woolfolk, 1993, Akt. Demir, 2010).
Yapılandırmacı anlayışın da zaman içerisinde eğitim alanında önem kazanması
ve uygulama alanları bulmasıyla, öğrenmenin bireysel bir etkinlik olduğu ve bu süreçte
bilginin alınmasından, örgütlenmesine ve bilgiye yüklenen anlama değin bireysel
farklılıklar bulunduğu kabul edilmeye başlanmıştır. Öğrenme bireysel olarak
gerçekleşmektedir. Tüm bireyler yolda, sokakta, okulda, sınıfta benzer yaşantılar
içerisinde olsalar bile farklı öğrenmeler gerçekleştirmektedirler. Normal özelliklere
sahip öğrencilerin çoğu, aynı sınıfta, aynı ortamda benzer ve yeterli çalışmaları
gerçekleştirdikleri hallerde bile farklı öğrenmeler, başarılar göstermektedirler. Bu
durum öğrencilerin farklı bireysel özellikleri ile açıklanabilir. Bu özelliklerin başında,
bireylerin öğrenme potansiyelleri gelir (Demir, 2010, s.69).
Öğrenme sürecinde öğrencinin sahip olduğu bilişsel yetenekler ve özellikler
önemli rol oynamaktadırlar. Bu yetenek ve özelliklerin bir kısmı kalıtım yoluyla
gelirken, önemli bir kısmı da öğrenme ürünüdür (Erden ve Akman, 2001). Bireylerin
kendi kendilerini yönlendirebilmeleri, bilgiye erişme yollarını bilmeleri, bu bilgiyi
kullanabilmeleri ve öğrenme becerilerine sahip olmaları, öncelikle “öğrenmeyi
Page 3
3
öğrenmesi”, içinde bulunduğumuz bilgi çağına ayak uydurabilmeleri için gereklidir.
(Somuncuoğlu ve Yıldırım, 1998).
Beyin temelli yaklaşımlar her bireyin beyninin biricik olduğu ve farklı çalıştığı,
öğrenme stillerini, duygularını ve güçlü yanlarını tanımanın önemli olduğu yönünde
bilgi verir (Demirel, 2005).
Bireylerin kendi öğrenme stillerini bilmeleri, öğrenme yaşantıları, stratejileri ve
modelleri ile ilgili tercihleri hakkında bilgi sahibi olmaları, öğrenme sürecindeki
kuvvetli ve zayıf yönlerinin farkına varmalarına, dolayısıyla bu yönlerini geliştirecek
türde çalışmalar yapmalarına ve diğer öğrenme stilleri hakkında bilgi sahibi olmalarına
yol açmaktadır. Bu da kişinin gerek okul başarısını gerekse yaşam sürecindeki
başarısını olumlu yönde etkileyen bir faktördür (Ergür, 1998).
Öğrenme stillerinin nasıl belirleneceği ile bu amaçla kullanılacak araç ve
yöntemlere ilişkin de, farklı yaklaşımlar vardır. Bu yaklaşımlar genellikle "öğrenme
modeli", "öğrenme stilleri modeli" ya da “öğrenme stilleri sınıflaması” olarak
bilinmektedir (Karakış, 2006).
Öğrenme stilleri üzerindeki çalışmalar, kişilerin algılama ve karar verme
biçimlerindeki farklılıkları ve etkileşim tarzlarını inceleyen Carl Jung (1927)’un
araştırmalarıyla başlamıştır. Ardından Isabel Myers ve Katherine Briggs (1977), Myers-
Briggs Tip Ölçeğini geliştirmişler, konuya ilişkin bir dernek kurmuşlar (Association of
Psychological Type) ve Carl Jung’un bulgularından yararlanarak kişilerin
öğrenmelerindeki farklılıkları anlamak için yaptıkları çalışmalarla kendilerinden sonra
gelen bir dizi araştırmacıyı etkilemişlerdir. Bu kişilerin arasında, Anthony Gregorc
(1985), Kathleen Butler (1984), Bernice McCarthy (1982),Harvey Silver ve J. Robert
Hanson (1995) gibi araştırmacılar da bulunmaktadır (Silver ve diğerleri 1997, 22; Akt.
Can, 2007, 4).
Öğrenme stillerinin her biri farklı bir boyut üzerine odaklanmışt ır. Bu farklı
odaklanmanın nedeni öğrenme stillerinin de çok farklı boyutlarının olmasından
kaynaklanmaktadır. Bu farklı boyutlar, öğrenme stillerini belirleyen ölçeklerde de
açıkça görülmektedir. Guild ve Garger (1984) genel anlamda öğrenme stillerinin
aşağıdaki boyutlardan herhangi birisi içinde sınıflandırılabileceğini belirtir (Akt.
Demir,2010) :
a. Bilişsel Boyut: Bilgiyi alma, işleme, depolama, kodlama ve kodları çözme
biçimi,
Page 4
4
b. Duyuşsal Boyut: Güdü, dikkat, denetim odağı, ilgiler, risk almaya
isteklilik, sebat, sorumluluk ve sosyal hayattan hoşlanma gibi kişilik ve
heyecan özellikleri,
c. Fizyolojik Boyut: Duyusal algı (görsel, işitsel, kinestetik, dokunma ve tat
alma ile ilgili), çevresel nitelikler (gürültü düzeyi, ısı, ışık ve oda düzeni),
çalışma sırasında yiyecek ihtiyacı ve gün içinde optimum öğrenmenin
gerçekleşt iği zaman dilimi,
Oxford ve Anderson (1995) bu sınıflandırmayı biraz daha ayrıntılandırarak
bilişsel, duyuşsal ve fizyolojik boyutlara, yürütücü (executive), sosyal (social) ve
davranışçı (behaviouristic) boyutları da ekleyerek öğrenme stillerinin birbiri ile ilişkili
altı bakış açısı içerdiğini belirtmiştir. Bu boyutlar aşağıdaki gibi özetlenebilir (Akt.
Bahar ve Bilgin, 2002):
Yürütücü Boyut: Öğrenenin kendi öğrenme işlemlerini organize etme ve
düzenleme biçimlerini içerir.
Duyuşsal Boyut: Öğrenenin öğrenme durumlarına odaklanmasını etkileyen
inançları, tutumları ve değerleri içerir.
Sosyal Boyut: Öğrenenin grup içinde veya bireysel olarak öğrene
konusundaki tercihlerini içerir.
Davranışçı Boyut: Öğrenme tercihlerine uyan durumları içerir.
Yapılan araştırmalar sonucunda başka bir sınıflandırmada öğrenme stillerine ilişkin
modellerin dört genel başlık altında toplandığı görülmektedir. Bu modeller aşağıdaki
gibidir (Davis, 2001; Akt. http://www.sosyalbilgilerciyiz.com/index.php?action=
downloads; sa=downfile&id=20, 2010):
Kişilik modelleri
Bilgi- işlem modelleri
Sosyal etkileşim modelleri
Öğretimsel tercih modelleri
Kişilik modelleri, temel kişilik özelliklerini ifade eder. (Örneğin; dışa dönüklük ya
da içe dönüklük).
Page 5
5
Bilgi işlem modelleri, bireylerin bilgiyi nasıl algıladıklarını ve işlediklerini
inceler. (Örneğin; anlamın bütününü arayan holistik bakış karşısında adım adım
ilerleme yaklaşımını benimseyen ardışık bakış açısı).
Sosyal etkileşim modelleri, öğrencilerin sınıfta nasıl davranış gösterdiklerine ve
nasıl etkileşimde bulunduklarına odaklanır. (Örneğin; öğrenme yönelimli ya da not
(puan) yönelimli öğrenciler).
Öğretimsel tercih modelleri ise, öğrenmenin gerçekleştiği araçlara ve ortamlara
odaklanır. (Örneğin; dinleyerek, okuyarak ya da doğrudan deneyerek öğrenme).
Bir başka kaynak da ise öğrenme stillerinin şu şekilde sınıflandırılabileceği
belirtilmektedir (http://membershaw.ca/priscillatheroux/stylehtml,2010):
1. Duyusal
a- Öğrenme stili envanteri (modality)
b- Görsel, işitsel, kinestetik/dokunsal
2. Algısal
Hemisferik baskınlık
Sağ-sol yarımküre arasındaki farklar
Hemesferik baskınlık envanteri
3- Bilişsel-bilgi işlem
Kolb öğrenme stilleri modeli işleme v
Öğrenme stili envanteri (aktif/yansıtıcı; algılama/sezgi;
görsel/sözel,ardışık/bütünsel)
4- Kişilik
Mayers Briggs tip
Kişilik tipi özeti-dört kişilik tipinin açıklamaları
Merkezi psikoloji kaynakları-Kişilik
Keirsey mizaç
5- Özel yetenekler
Çoklu zekâ envanteri
Çoklu zekâ kullanımı
Gardner’in yedi zekâ türü
Öğrenmenin yedi yolu
6- Durumsal
Page 6
6
Stil diğer bir deyişle biçem, bireyin imzası gibidir (Babadoğan, 1998)
Şimşek (2002, s. 35)’in ise, konuya ilişkin saptamaları, kavram ve tanımlamaları
şu şekilde özetlemektedir:
Gerek öğrenme stili (learning style) kavramının ifade ettiği anlam, gerekse
öğrenme stilinin boyutları, farklı görüşler çerçevesinde ele alınabilmektedir. Öğrenme
stillerinin nasıl belirleneceği ile bu amaçla kullanılacak araç ve yöntemlere ilişkin farklı
yaklaşımlar vardır. Bu yaklaşımlar genellikle ‘öğrenme modeli’ ya da ‘öğrenme stilleri
modeli’ olarak bilinmektedir (Miller, 1993). Hill’in Bilissel harita modeli, Dunn ve
Dunn’ın öğrenme stilleri modeli, Myers ve Brigs’in tür göstergesi modeli, Grasha ve
Riechman’ın öğrenme stilleri modeli, Gregorc’un düşünme stilleri modeli, Herrmann’ın
beyinsel baskınlık modeli, Felder ve Siverman’ın öğrenme stillerinin boyutlarına ilişkin
modeli, Kolb’un Deneyimsel öğrenme modeli, bu modellerin en tanınmışlarındandır.
Günümüzde öğrenme stilleri üzerindeki çalışmalar arttıkça, “algısal tercihler ve
güçlükler”, “bilgi işleme alışkanlıkları”, “motivasyonel ve psikolojik faktörler” gibi
değişik boyutlar ortaya çıkarılmış; öğrenme stilinin çıkış noktası olan algıya ilişkin
kişisel tercihlerin bütünü Heinich ve diğerleri (1996), Frierdrich (1995) ve Miller (1993)
tarafından “learning modality” olarak adlandırılmış, bu adlandırma da Türkçe’ye
“öğrenme biçemleri” şeklinde aktarılmıştır. Bu çalışmada herhangi bir anlam kargaşası
olmaması için öğrenme stilleri olarak ifade edilmiştir. Öğrenme stilinin temel
boyutlarından birisi olarak öğrenme biçeminin, genellikle kabul edilen üç türü vardır.
Bunlar bedensel (kinesthetic), işitsel (auditory) ve görsel (visual) biçemlerdir.
Herhangi bir öğrenme stilinin; diğerlerinden daha iyi olduğunu söylemek doğru
olmaz ve iyi bir öğrenme için tek bir öğrenme stili de yeterli değildir. Öğrencilerin
öğrenme stillerinin belirlenmesi; üç nedenden dolayı önemlidir. Birincisi; öğrencilerin
öğrenme stillerinin belirlenmesi, öğrenciler arasında gözlenen bireysel farklılıkların
anlamlandırılmasını ve anlaşılmasını kolaylaştırabilir. İkincisi; öğrenme stillerinin
belirlenmesi sonucunda, öğretim sürecinde farklı yeteneklere sahip öğrenciler için
uygun öğretim stratejileri kullanılabilir. Üçüncüsü ise; farklı öğrenme stillerinin
varlığının bilinmesi, öğrencilerin bu öğrenme stillerine ilişkin bilgilerini arttırmalarına
yardımcı olabilir (Özdemir, Yalın ve Sezgin, 2004).
Bu üç neden dikkate alındığında öğrenme stillerini üzerine yapılan çalışmaların
genişliği ve çeşitliliği bu çeşitlilik arasında bir ilişki, anlamlandırma ya da ayıklama
ihtiyacını da doğurmaktadır.
Page 7
7
Bu sınıflandırmalar incelendiğinde görsel, işitsel ve kinestetik öğrenme
biçemlerinin bilgiyi alma, duyusal algı ya da algısal tercihler ve güçlükler gibi
sınıflandırmalar içerisinde yer aldığı, yine aynı şekilde sağ sol beyin baskınlığı
çalışmalarının da algısal boyuta dahil edildiği görülmektedir. Bu üç biçem ve sağ sol
beynin işlevleri incelendiğinde bazı temel benzerlikler olduğu görülmektedir.
1.3.1. Görsel Öğrenme Stili (Görseller): Görseller, derste görsel malzemeler ve
uyarıcılarla etkileşime girmeyi tercih ederler. Harita, poster, şema, grafik gibi görsel
araçlarla kolay öğrenirler ve bu araçlarla öğrendiklerini kolay hatırlarlar. Öğrendikleri
konuları gözlerinin önüne getirerek hatırlamaya çalışırlar. Görsel biçeme sahip
öğrenciler okuduklarını ya da duyduklarını zihinlerinde canlandırabilirler. Başlarından
geçen olayları görsel olarak ve ayrıntılı şekilde hatırlayabilirler. Resim, çizim, harita,
çizgi, renk, yön, plan, bu öğrencilerin ilgilerini çeker (Boydak, 2008).
Görsellerin özellikleri kısaca şu şekilde özetlenebilir (Demirel, Başbay ve
Erdem, 2006, 53):
• Duyduğu yönergelerden daha çok gördüklerine dikkat ederler.
• Sözel tariflerin tekrarlanmasını isterler.
• Sözcüklerin ağızdan dökülüşünü izlerler.
• Görüntüleri zihinlerinde kolayca canlandırabilirler.
• Çalışırken ağırlıklı olarak not tutmaya çalışırlar.
• İnsanların davranışlarını gözlemlerler.
• Şemalar, tablolar ve grafikleri kolaylıkla algılayabilirler.
• Anlatılanları zihinlerinde canlandırabilirler.
• Sözel yönergeleri kullanmak yerine haritaya gereksinim duyarlar.
1.3.2. Dinlemeye Dayalı Öğrenme Stili (İşitseller): İşitsel biçeme sahip öğrenciler sesli
uyarıcılara karşı duyarlıdırlar. Konuşmak, tartışmak, dinlemek, anlatmak, ses tonu, dil,
melodi, birbirine yakın ama farklı sesler, şiir bu biçeme sahip öğrencilerin
önemsedikleri ve tercih ettikleri şeylerdir. Bu gruba giren öğrencilerin şarkıcı, besteci,
hatip, öğretmen, eleştirmen, politikacı olma eğilimleri vardır, işitsel biçeme sahip
öğrenciler konuşmaktan ve konuşulanı dinlemekten hoşlanırlar. Gözle okuma esnasında
hiçbir şey anlamayabilirler. Bu nedenle en azından kendi kulağının duyabileceği bir
Page 8
8
sesle okumalarına izin verilmelidir. İşittiklerini daha iyi anlarlar. Daha çok konuşarak,
tartışarak öğrenirler. Bilgi alırken dinlemeyi, okumaya tercih ederler. Olay ve
kavramları birinin anlatması ile daha iyi anlarlar. Grup ve ikili çalışmalarda konuşma ve
dinleme olanakları olduğu için iyi öğrenirler. Hatırlamak istediklerini, birisi kendilerine
anlatıyor ya da söylüyormuş gibi işiterek hatırlarlar (Searson ve Dunn, 2001). Bilginin
sözel olarak sunulmasına ihtiyaç duyarlar. Aynı zamanda bu bireyler tüm yapıyı
anlayabilmek için bilginin parçalar halinde sunulmasını tercih ederler. Soyut düşünme
yetenekleri vardır (Sarasin, 1999)
İşitsellerin özellikleri şu şekilde sıralanabilir (Demirel, Başbay ve
Erdem, 2006, s. 53):
• Konuşma ve dinlemekten hoşlanırlar.
• Yüksek sesle okur ve kendi kendilerine anlatırlar.
• Öğrenmek için birinin anlatmasına ihtiyaç duyarlar.
• Haritalardan çok sözel tarifleri ve yönergeleri tercih ederler.
• Sessizlikten hoşlanmazlar.
1.3.3. Kinestetik / Dokunsal Öğrenme Stili: Dokunsallar dokunma duyusuna yönelik
uyarıcıları ve hareket içeren etkinlikleri tercih ederler. Bu öğrencilerin, öğrenmeleri için
mutlaka dokunma duyu organlarını kullanacakları, yaparak-yaşayarak öğrenme
dediğimiz öğrenme tekniklerinin uygulanması gerekir. Sınıf yerine okul bahçesi veya
laboratuarda dokunarak, ellerini kullanarak olayların içinde yaşayarak çok daha iyi
öğrenirler (Boydak, 2008). Bu biçeme sahip bir öğrenci genellikle duygu ve
düşüncelerini beden dili ile ifade etmeye, alet kullanmaya, bir şeyleri dinlemek ya da
gözlemektense bizzat yapmaya, somut bir şeyler üretmeye özel bir ilgi duyar ve
isteklidir. Sınıfta bir ders saati boyunca oturup, öğretmeni dinlemek, bu gruptaki
öğrencilere oldukça zor gelir (Searson ve Dunn, 2001). Kinestetikler, öğrenme
sürecinde aktif katılımcı olma eğilimindedirler (Sarasin, 1999). Bu gruptaki öğrenciler
bilgi verilince hem görmeye hem de dinlemeye ihtiyaç duyabilirler. Sürekli hareket
halindedirler. Bu nedenle de harekete dayalı öğrenme etkinliklerini tercih ederler (Erden ve
Altun, 2006, 53).
Kinestetiklerin genel özellikleri aşağıda maddeler halinde verilmeye
çalışılmıştır (Demirel, Başbay ve Erdem, 2006, 54):
Page 9
9
• Uzun süre oturmaktan çok sıkılırlar.
• Bulundukları yerde sürekli hareket halinde olurlar.
• Her şeye dokunmak isterler.
• El becerisi gerektiren işlerde başarılıdırlar.
• Konuşmalarında ağırlıklı olarak ellerini kullanırlar, Ellerine aldıkları
araçları inceleyip söküp takmak isterler.
1.3.4. Sağ Sol Beyin Baskınlığı: Beyinle ilgili yapılan araştırma sonuçları öğrenmeye
farklı bir boyut getirmiştir. Elde edilen bulgular, öğrenme-öğretme sürecinde de
değişikliğe gidilmesi gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Beyin temelli öğrenme, bireyin
öğrenmesinin daha etkin ve kalıcı olması için sunulan öğrenci merkezli bir yaklaşımdır
(Demirel, 2005).
Beyin Araştırmalarını eğitime uyarlayarak derinleştiren Hermann, insanların
beyinlerinin bir bölümünü daha sık olarak kullanmasını ifade etmek için beyin baskınlığı
kavramını kullanmaktadır. Beyinlerinin bir bölümünü daha baskın olarak kullanan kişiler,
yeni bir öğrenme ya da problem çözme durumunda beyinlerinin baskın olan kısmının
işlevlerini kullanırlar (Özden, 2003, s.77).
Örneğin beyninin sağ kısmını baskın olarak kullanan bir kişi bilgiyi hayaller, şekiller,
renkler, duygular, heyecanlar ve müziği kullanarak işlerken, sol kısmı baskın olarak
kullananlar bilgiyi işlerken kelimeler, sesler ve ifadeleri mantıksal olarak analiz ederek
kullanır. Beyinlerinin sol yarı küresini daha çok kullanmayı tercih edenler okuyarak
öğrenirken, sağ yarı küreyi baskın olarak kullananlar ise görerek ve yapıp, deneyerek
öğrenirler. Beynin bir yarı küresini kullanma baskınlığı arttıkça diğer yarısını kullanmak o
denli zorlaşır. Hermann’a göre insanlar doğuştan belirli zihinsel yeteneklerle doğarlar.
Herkesin kuvvetli ve zayıf olduğu yönleri vardır. Yaşadıkça daha başarılı olan ve çözüme
ulaştıran sonuçlara, baskın olan yönümüzle cevap vermeyi öğreniriz. Bu sayede doğuştan
getirdiğimiz zihinsel yapımızdaki sağ veya sol yarı küreyi kullanma eğilimi zamanla
yerleşmektedir (Özden, 2003, s.78).
Yapılan birçok araştırma, beynin iki yarı küresinin farklı bilgiyi işlediğini göstermekle
birlikte beynin bütün olarak işlevlerini yerine getirdiğini vurgulamaktadır.
Page 10
10
Çizelge 1.3.1 Beyin Yarı Kürelerinin Fonksiyonları
SOL
Parçalı, sıralı
Zihinsel, entelektüel
Çözümsel, analitik
Mantıksal
Rasyonel
İsimleri hatırlama
Makul, rasyonel
Problemleri parçalara ayırarak çözme
Çizgisel düşünme
İşitsel
Yazmayı ve konuşmayı tercih etme
Konuşulan talimatları takip etme
Doğru/yanlış, çoktan seçmeli ve eşleştirmeli
testleri tercih etme
Az risk alma
Ayrıntılara bakma
Vücudun sağ tarafını kontrol etme
Matematiksel düşünme
Somut düşünme
Dil öğrenme becerisi
Bir şey için bir müddet düşünür
Sözlü dil kullanma
SAĞ
Bütünsel , Sezgisel
Kendiliğinden, anında olan
Yaratıcı/duyarlı,hassas
Duygusal
Yüzleri hatırlama
Duyguları ile hareket etme
Bütüne bakarak problem çözme
Üç boyutlu düşünen
Görsel
Resim yapma, çizme ve dokunulacak nesneleri
tercih etme
Yazılı veya kanıtlanmış talimatları takip etme
Yazılı sınavları tercih etme
Çok risk alma (Az kontrol ile)
Benzer özelliklere bakar
Vücudun sol tarafını kontrol etme
Rastgele ve açık uçlu düşünme
Soyut düşünme
Müzikal yetenekler
Eşzamanlı düşünme
Jest, mimik, duygular ve
Vücut dili ile yorumlama
Yön bulabilme
(Burley-Allen,1997, 46; Connell,2002; Fogarty, 2002, 15; Frender, 1990, 20; Sausa, 2001, 169;
Sprenger, 1999, 42,Akt. Avcı ve Yağbasan, 2008,s.7)
Page 11
11
Örneğin, öğrenci derste öğretmeninin konuşmasını dinlerken beyninin sol yarı küresini
kullanmakta, aynı zamanda öğretmeninin vücut ve yüz ifadeleri, ses tonu ve
vurgulamalarına da dikkat ederek yani sağ yarı küreyi kullanarak bilgiyi
anlamlandırmaktadır. Örnekte de ifade edildiği gibi bilginin işlenmesinde her iki yarı küre
de rol almaktadır. Bu bağlamda eğitimciler beynin yapısını, öğrenmenin beyinde nasıl
gerçekleştiğini ve öğrencilerin kendilerine özgü olan öğrenme tercihleri hakkında bilgi
sahibi olmalı ve her iki yarı kürenin etkin kullanılmasına yönelik öğretim stratejilerini ders
planlarına ve öğrenme ortamlarına uyarlamalıdırlar (Avcı ve Yağbasan, 2008, s.16). Caine
and Caine’ne (1990) göre beynin her iki lobunun da kullanımı beynin kapasitesini iki kat
değil, kat kat arttırmaktadır. Hızlı ve etkili öğrenme için beynin her iki lobunun da
koordineli şekilde kullanılması gerekir. Örneğin; kitap okumak beynin her iki lobunu da
dengeli şekilde çalıştıran etkili bir faaliyettir. Çünkü kitap okurken beynin sol lobu, sözel
kavramları kavrarken; sağ lob da bunları tasvir edip, şekil, imge ve yeni düşüncelere
dönüştürür. Oysaki televizyon izlemek beynin sağ lobunu pasif bıraktığı için, beynin
gelişimine pozitif bir katkısı olmamaktadır (Duman, 2004). Beyin yarı kürelerinin
fonksiyonları Çizelge 1.3.1 (s.10)’ de verilmiştir.
Öğrenme stillerinin ilk aşamasını oluşturan Görsel, İşitsel ve Kinestetik öğrenme
stillerinin özellikleri ile sağ sol yarı kürelerinin fonksiyonları incelendiğinde sıkı bir
ilişkinin söz konusu olabileceği görülmektedir. Örneğin İşitsel öğrenme stiline sahip bir
bireyin özellikleri arasında haritalardan çok sözel tarifleri ve yönergeleri tercih etmesi,
konuşma ve dinlemekten hoşlanması gibi özellikler yer alır. Buna karşılık sözel dil
kullanma ve işitmeye yönelik beynin ilgili bölümü sol yarı küredir. Yine diğer öğrenme
stillerinin özellikleri de detaylı incelendiğinde görsel ve kinestetik öğrenme stillerinin de
beynin sağ yarı küresi ile daha sıkı bir bağ içerisinde olduğu görülür.
Var olan farklı araştırmalar, bireylerin baskın olan bir öğrenme stilinin yanında bir
başka öğrenme stilinin de olduğunu göstermektedir. Yani, bir bireyin bir ya da daha çok
öğrenme stili olabilir. Bireyin birden çok öğrenme stili olduğunda, bunu kullanma dereceleri
değişebilir (Temel, 2002). Bu nedenle her ne kadar hem öğrenme stillerinde hem de sağ sol
beyin baskınlığında kesin çizgiler koyulması mümkün görünmese de aralarında bir ilişki
olması beklenilmektedir. Bu proje araştırmasında da öğrenme stilleri ve sağ sol beyin
profilleri öğrenci özelliklerinin tanınması açısından incelemeye değer bulunmuştur.
İlköğretim ve Ortaöğretim düzeyinde yapılan pek çok araştırma öğrenme stillerine dayalı
öğretim yöntemlerinin, öğrencilerin derslerdeki başarılarını ve derslere karşı tutumlarını
Page 12
12
olumlu yönde etkilediğini göstermektedir (Öztürk, 2007, s.16).
Farklı öğrenme stiline sahip öğrencilerin öğrenme stillerine uygun öğretim
yaklaşımlarının kullanılmasıyla düzenlenmiş öğrenme ortamlarında başarılarının yükseldiği
Ekici (2001) tarafından da aktarılmıştır. Bazı öğrenme stillerini bir biri ile karşılaştıran
araştırmalar da yapılmıştır. Ancak planlama aşamasında yapılan literatür taramasında;
öğrenme stillerinin oldukça fazla boyutu olmasına karşın bu stilleri karşılaştıran çok az
sayıda araştırma olduğu görülmüştür. Babadoğan (1998), görsel ve işitsel alanları yeğleyen
lise öğrencilerinin puanlarının analiz edildiğinde sağ yarı kürenin sol yarı küreye göre daha
anlamlı olduğunu bildirmiştir. Bu verinin dışında öğrenme stillerinin algısal boyutu ve sağ
sol beyin baskınlıklarının doğrudan incelendiği bir araştırmaya rastlanmamıştır.
Örneğin, Ateş ve Altun (2008) VARK modeline göre görsel, işitsel, okur-yazar ve
devinimsel/ yaparak şeklinde belirlenen öğrenme tercihleri, Kolb’ün Modeli’nde belirtilen
öğrenme yolları (izleyerek, hissederek, düşünerek, yaparak) kapsamında ele alınabileceğini
araştırmalarında öneri olarak sunmuşlardır.
Kolb dört çeyrekli beyin modeli üzerinde ayrıntılı çalışmalar yapmaya çalışmıştır. Elde
çok kesin veriler olmasa da, bu modelde beyin sol-üst (A), sol-alt (B), sağ-alt (C) ve sağ-üst
(D) olmak üzere dört çeyreğe ayrılmıştır. Buna göre mantıksal, olgusal, eleştirel, teknik,
nicel ve ayrıştırıcılık ağırlıklı olarak A çeyreğinin özellikleri olarak sıralanırken, yapısal,
ardışık, planlı, organize, ayrıntıcı ve var olan durumu koruyucu özellikler ise B çeyreğinin
yapısını oluşturmaktadır. C çeyreği; ilişkisel, duygusal, tinsel ve dokunuma dayalı bir yapı
ortaya koyarken, D çeyreği baskın olan beyinde ise görsel, sezgisel yenilikçi, imgesel,
kavramsal ve geleneksel özellikler daha ön plana çıkmaktadır (Özgen ve Mahiroğlu, 2007,
s.98).
Yine Bağçeci, Kanadlı ve Ünişen (2009) ;öğrencilerin baskın beyin yarım kürelerinin
belirlenmesinde Hermann’ın Dört Çeyrekli Beyin Baskınlık Aracını kullanmış ve sonuç
olarak öğrencilerin baskın beyin yarımküreleri arasındaki farklılıkların akademik başarı,
tercih edilen meslek ve cinsiyete göre anlamlı bir farklılık göstermediğini bulunmuşlardır.
Aksoy (2006), “Orta Öğretim Öğrencilerinin Yabancı Dil Öğrenme Biçemlerinin
Belirlenmesi”, Akkaya (2007), “Üniversitelerin İngilizce Hazırlık Bölümüne Devam Eden
Öğrencilerin Öğrenme Biçemlerinin Belirlenmesi ve Etkinlik Önerileri”, Çağlayan
(2007), “Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğrencilerinin Öğrenme Biçemleri ile
Page 13
13
Problem Çözme Becerileri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi” az sayıda bulunan diğer
araştırmalardır.
Aşkın (2006) elektronik ortamda yaptığı araştırmasında, öğrenme stilleri üzerine
dünyada ve Türkiye’de gerçekleştirilen araştırmaların 2002’den sonra arttığı, Kolb
öğrenme stilleri üzerine ve yükseköğretim düzeyinde yoğunlaştığını bildirmiştir.
Görüleceği üzere bu proje araştırmasına en yakın çalışma Bağçeci, Kanadlı ve Ünişen
(2009)’in yaptığı çalışmadır. Hermann’ın Dört Çeyrekli Beyin Baskınlık Aracını
kullanmışlar ve sonuç olarak akademik başarı, tercih edilen meslek ve cinsiyete göre anlamlı
bir farklılık göstermediğini bulunmuşlardır.
Bu proje araştırmasını diğer araştırmalardan ayıran diğer faktör ise öğrencilerin
öğrenme stilleri ve sağ sol beyin profillerinin arasındaki ilişkiyi incelemesinin yanı sıra
cinsiyet, gelir düzeyi, başarı ve okul türü açısından da incelemesidir.
Bu çalışmaların dışında, literatür taramasında öğrenme stilleri ve sağ sol beyin
profillerini direk inceleyen çalışma ve bulgulara rastlanmamıştır. Üniversitenin eşiğinde
yer alan Ortaöğretim düzeyinde Üniversiteye göre daha az çalışmanın yer alması, bu
araştırma ile edinilecek bulguların diğer gerçekleştirilecek çalışmalara da katkı
sağlayabilmesi açısından faydalı bulgulara ulaşılabileceği düşünülmüştür.
Page 14
14
II. BÖLÜM
YÖNTEM
2.1.1. Araştırma modeli, araştırma amacına uygun ve ekonomik olarak verilerin toplanması ve
çözümlenebilmesi için gerekli koşulların düzenlenmesidir. Araştırmacı, amacına göre tarama
ve deneme olmak üzere iki temel yaklaşımdan birini kullanır (Karasar, 1998, s. 81). Bu
araştırmada da tarama modellerinden olan ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır.
İlişkisel tarama modelleri, Araştırma iki ve daha çok sayıdaki değişken arasında birlikte
değişimin varlığı ve/veya derecesini araştıran genel tarama modellerinden ilişkisel tarama
modelidir. Bunlar: korelasyon ve karşılaştırmadır (Karasar, 1998, s. 81).
2.1.2. Araştırmanın Evreni Adana’da ki Ortaöğretim Kurumlarıdır. Orta Öğretim Kurumlarını
temsil etmesi açısından örneklemimiz, temel de farklı lise türlerinin öğrencilerinin
özelliklerinin incelenmesi açısından oranlı küme örneklemi kullanılarak on beş farklı lise
türünün dokuzuncu sınıf öğrencileri olarak belirlenmiştir. On beş farklı okul türü bilgisi e-
okul.meb.gov.tr bilgilerinden edinilmiş, her liseden alınan öğrenci sayısı liselerin özelliklerini
yansıtabilmesi açısından eşit olarak alınmıştır. Araştırma 2010-2011 eğitim-öğretim yılı
I.döneminde ekim ve kasım aylarında yaklaşık 8 haftalık bir süre içerisinde okullara ölçme
araçları uygulanmış, toplamda 611 öğrenciye ulaşılmış ancak her okulun öğrenci sayılarını
eşitleyebilmek için (her okuldan 35 öğrenci) bu sayı rastgele seçilen fazlalıkların atılmasıyla
525’e indirilmiştir. Ölçme aracı uygulanan öğrencilerin toplamda 264’ü kız 261’i erkektir.
Çalışma grubunun dokuzuncu sınıf öğrencileri olarak belirlenmesinin en önemli nedenleri;
yüksek öğretimde okul başarısının önemi ve yükseköğrenimden önce son basamak olan lisenin
başlangıç yılı olması, başarı puanı olarak ilköğretim diploma notlarının kullanılmasıdır.
Kendi özelliklerini tanımayan öğrenciler ya da öğrencilerini özelliklerine göre
yönlendiremeyen öğretmenler için dört yıllık yanlış düzenlenmiş bir eğitim süreci hem zaman
hem de emek kaybıdır. Bu nedenle dokuzuncu sınıf, öğrencilerin özelliklerinin kapsamlı olarak
tanınabilmesi için önemli bir yıldır.
Page 15
15
2.1.3.Veri toplama aracı
Üç ana bölümden oluşmuştur: Birinci bölümde Kişisel bilgi formu, ikinci bölüm sağ sol
beyin üstünlüğü testi ve üçüncü bölümde ise öğrenme stilleri envanteri yer almıştır.
Kişisel bilgi formu araştırmacılar tarafından geliştirilmiş ve öğrencilerin okul türü, cinsiyeti,
ilköğretim başarı puanları (Diploma puanları) ve ailelerinin gelir durumunu belirlemeye
yönelik kullanılmıştır.
Sağ sol beyin üstünlüğü testi ve öğrenme stilleri envanteri; pratik ve hızlı bir şekilde
uygulanarak daha fazla öğrenciye ulaşabilmek amacı ile internette yaygın olarak bulunan ve
pek çok eğitim kurumunda da kullanılan ve sitelerinde yer alan testler incelenerek; Ölçeklerin
kapsam geçerliği iki edebiyat, iki felsefe, bir ingilizce ve bir rehberlik öğretmeni tarafından
uyarlanarak sağlanmıştır.
Sağ sol beyin üstünlüğü testi http://www.rehberlikweb.net/kendini-tanima-testleri-./sag
beynininizi-mi-yoksa-sol-beyninizi-mi-daha-cok-kullaniyorsunuz-teste-basl.html, http://www.
beyinegzersizi.com/kendini-test-et/sag-beynininizi-mi-yoksa-sol-beyninizi-mi-daha-cok-
kullaniyors.html, http://www.turkforum.net/540613-sag-sol-beyin-ustunlugu-testi.html,
http://www.testler.org/test.php?test=2 gibi pek çok sitede var olan 10 maddelik ve her soruda
beynin sağ ve sol bölümüne yönelik seçenekler bulunan testlerden hareketle uyarlanmıştır.
Beynin her lobuna yönelik öğrencinin alacağı maksimum puan 10 ‘dur. Bir loba yönelik puan
10’ a ulaştığında diğer loba ilişkin puan 0’dır. Testin Cronbach Alpha katsayısı ise 0.48 olarak
saptanmıştır.
Öğrenme stilleri envanteri ise yine internette eğitimle ilgili pek çok kurum ve sitenin
yayınlarında bulunan ve kullanılan, kaynak olarak Nancy Cheatwood Ellis © 1996 "A Very
Special Education Page" gösterilen hhttp://w3.gazi.edu.tr/~aligullu/ost.htm adresinden alınan
envanter uyarlanmıştır. 10 sorudan oluşan envanterin her sorusunda üç öğrenme stiline yönelik
üç madde bulunmaktadır. Her bir madde görsel, işitsel ve kinestetik öğrenme stillerinden birini
temsil etmektedir. Dolayısıyla her bir öğrenme stiline yönelik bir öğrencinin alacağı en yüksek
puan 10 olacaktır. Bir öğrencinin bir öğrenme stilinden 10 puan alması durumunda diğer
puanları 0 olacaktır. Envanterin Cronbach Alpha katsayısı ise 0.51 olarak saptanmıştır.
Güvenirlik katsayısı 0.60 ve daha üstü olan ölçekler oldukça güvenilir, 0.80 ve üstünde
olan ölçekler ise yüksek düzeyde güvenilir ölçekler olarak kabul edilmektedir (Özdamar,
1999). Bu durumda ölçme araçlarının güvenilir olduğu söylenebilir.
Page 16
16
Araştırmada, ölçme araçlarına öğrencilerin samimi olarak yanıt verdikleri varsayılmakta ve
ölçme araçları ile sınırlıdır.
2.1.4. Verilerin Toplanması
Okul türleri içerisinden rastgele seçilen okullara iki araştırmacı tarafından her hafta en az
iki okula gidilerek araştırma anlatılmış, yönetici ve rehber öğretmenlerden yardım alınarak
öğrencilere bizzat araştırmacılar tarafından uygulanmıştır.
2.1.5. Verilerin Analizi
Verilerin değerlendirilmesinde ve hesaplanmış değerlerin bulunmasında SPSS 17.0
(Statistical package for social sciences) paket programı kullanılmıştır. Verilerin
çözümlenmesinde frekans, yüzde, t test i analizi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA),
Pearson momentler çarpımı korelasyonu kullanılmıştır. Çoklu karşılaştırmalarda, farkın
kaynağını belirlemek için Tukey-F testinden yararlanılmıştır. Tüm istatistiksel analizlerde
0.05 anlamlılık düzeyi ölçüt alınmıştır.
2.1.6. Tanımlar
Öğrenme Stilleri: Bireyin bilgiyi edinmesi, muhafaza etmesi ve gerektiğinde kullanmak
amacıyla bu bilgiye yeniden başvurması icin geliştirdiği bireysel yolların tümüdür (Felder ve
Silverman, 1988, s.21).
Sağ Sol Beyin Baskınlığı: Hermann’ a göre yaşadıkça daha başarılı olan ve çözüme ulaştıran
sonuçlara, baskın olan yönümüzle cevap vermeyi öğreniriz. Bu sayede doğuştan getirdiğimiz
zihinsel yapımızdaki sağ veya sol yarı küreyi kullanma eğilimi zamanla yerleşmektedir (Özden,
2003, s.78).
Akademik Başarı: Başarı puanı, öğrencilerin ilköğretim diploma notu olarak tanımlanmış ve
aşağıdaki şekilde ölçülendirilmiştir:
Geçer : 45-54
Orta : 55-69
İyi : 70-85
Pekiyi : 86-100
Page 17
17
III. BÖLÜM
SONUÇLAR VE TARTIŞMA
Bu bölümde, öğrencilerin öğrenme stillerinin ve sağ sol beyin baskınlığı puanlarının
dağılımı, öğrenme stilleri ve sağ sol beyin baskınlığı puanlarının; cinsiyetlerine, okul türlerine
ve ailelerinin ekonomik durumuna göre anlamlı bir şekilde farklılaşıp farklılaşmadıklarına
ilişkin bulgu ve tartışmaların yanı sıra, öğrencilerin öğrenme stilleri ve sağ sol beyin
baskınlıkları puanlarının kendi aralarında ve ayrı ayrı akademik başarı puanları ile anlamlı bir
ilişki içerisinde olup olmadıkları hakkındaki bulgu ve tartışmalara yer verilmiştir.
3.1. Öğrencilerin Öğrenme Stilleri Puanlarının Dağılımına İlişkin Sonuç ve Tartışmalar
Her bir öğrenme stiline ilişkin bölümden alınacak olası en yüksek puan 10, en düşük
puan da 0’dır. Öğrencilerin öğrenme stillerine yönelik puanlarının ortalamaları Grafik
3.1.a’da verilmiştir. Çizelge 3.1.(s.18)’de ise öğrenme stilleri puanlarının ortalama, en
düşük, en yüksek ve standart sapma değerleri gösterilmiştir.
Grafik 3.1.a. Öğrencilerin Öğrenme Stillerinden Elde Edilen Sıralı Puan Ortalamaları.
Araştırma grubunu oluşturan 525 öğrencinin öğrenme stilleri dağılımına bakıldığında,
buna göre en fazla tercih edilen öğrenme stilinin işitsel ( =3,70) sonra görsel ( =3.43)
ve en az tercih edilen öğrenme stilinin ise bedensel/kinestetiktir ( =2.86) olduğu
görülmektedir.
Page 18
18
Çizelge 3.1. Öğrencilerin Öğrenme Stilleri Puanları Ortalama, En Düşük, En Yüksek
ve Standart Sapma Değerleri
Öğrenme
stilleri
N
En düşük En Yüksek ss
GÖRESEL 525 3,43 0 9 1,77
İŞİTSEL 525 3,70 0 9 1,66
KİNESTETİK 525 2,86 0 8 1,57
Veriler analiz edilirken hangi öğrenme stiline baskın olarak kaç öğrenci sahiptir sorusuna
yanıt bulabilmek için; SPSS’de yeni bir sütun oluşturularak her öğrencinin ilgili öğrenme
stiline ilişkin verdiği yanıtlar sayılarak en fazla puanı aldığı stil işlenmiştir. Bu verilere göre
öğrencilerin sayı ve yüzdeleri aşağıda Grafik 3.1.b’ de gösterilmiştir.
Grafik 3.1.b. Öğrencilerin Baskın Öğrenme Stillerine Göre Sayı ve Yüzde Olarak Dağılımı.
Page 19
19
Bu veriler incelendiğinde öğrencilerin 330 tanesinin yani % 63’ünün baskın olarak işitsel
ve görsel öğrenme stiline sahip oldukları, geriye kalan öğrencilerin %18’inin kinestetik ve
%19’unun ise iki öğrenme stiline birden sahip oldukları görülmektedir.
Konuya ilişkin araştırmalar incelendiğinde, Demir (2010, s.129)’in verdiği bilgiler
incelendiğinde yurt içi ve yurt dışında ağırlıkta lise ve üniversite öğrencileri üzerinde
yürütülen araştırmaların pek çoğunda öğrencilerin çoğunluğunun görsel iken, onu işitsel ve
bedensel öğrenme (kinestetik) stillerine azalarak sahip olduklarını bildirilmektedir. Buna
karşılık Eskici (2008) ilköğretim öğrencilerinin II. kademeye ilk başladıklarında kinestetik ve
görsel öğrenme stilini daha fazla kullandıkları sınıfları ilerledikçe işitsel öğrenme stilini daha
çok benimsedikleri bulgusuna ulaştığını bildirmektedir. Yine Dunn, Dunn ve Perin (1994),
Dunn, Dunn (1993) tarafından yapılan, “Öğrenme stillerinin çocuklara öğretimi” konulu benzer
araştırmalarda ilköğretim birinci ve ikinci kademe öğrencilerinin öğrenme tipi tercihleri
incelenmiştir. Elde edilen bulgulara göre İlköğretim birinci kademe öğrencilerinin %12'den azı
işitsel, %40'ı görseldir. Yaşları daha fazla olan öğrenciler daha çok işitsel ve daha çok görsel
olduğu belirtilmektedir (Akt. Uğur, 2008, s.99).
Bu araştırmada da öğrencilerin çoğunluğu işitsel (%33,5) ve görseldir (29,3). Sonuç olarak
çoğunluğu oluşturan işitsel öğrencilerin konuşma ve dinlemeyi seven, öğrenmek için birinin
anlatmasına ihtiyaç duyan, daha çok sözel yönergeleri tercih ederek öğrendiklerini bunu
takiben yakın bir çoğunluğunu oluşturan görsel öğrencilerin ise görüntüleri zihinlerinde
canlandırarak, insanları ve olayları izleyerek ve görsel yönergelerle öğrenmeyi tercih ettikleri
söylenilebilir.
3.1.1. Öğrencilerin Öğrenme Stilleri Puanlarının Cinsiyetlerine Göre Farklılaşıp
Farklılaşmamasına İlişkin Sonuç ve Tartışmalar
Öğrencilerin öğrenme stilleri puanlarının cinsiyetlerine göre anlamlı bir farklılaşma olup
olmadığını tespit etmek üzere t testi analizi yapılmıştır yapılmıştır.
İlgili literatür taraması yapıldığında cinsiyetin öğrenme stilleri üzerinde etkili olmadığı
yönünde bulgulara ulaşan pek çok araştırmaya rastlanmıştır. Bunlardan bazıları şöyledir: Fer
(2003) 106 kişiden oluşan betimsel bir araştırma niteliğindeki çalışmasında öğrencilerin
öğrenme biçemleri ile cinsiyetleri arasında anlamlı bir ilişki olmadığı; Kabadayı (2001)
öğrencilerin cinsiyetlerine göre öğrenme biçemlerinde kayda değer bir farklılık olmadığı;
Güven (2004) öğrencilerin öğrenme stillerinin cinsiyete göre farklılaşmadığı; Çağlayan (2007)
Page 20
20
beden eğitimi ve spor yüksekokulu öğrencilerinin öğrenme biçemlerinin cinsiyet değişkenlerine
göre anlamlı düzeyde farklılaşmadığı bulgularına ulaşırken; yine Demir (2008)’in Türkçe
Eğitimi Bölümü öğrencileri üzerinde yaptığı 200 kişiyi kapsayan araştırmasında cinsiyetin
öğrenme stilleri üzerinde etkili olmadığı ulaştığı sonuçlardan biridir. Karakış (2006), Çağlayan
ve Taşğın (2007)’ın yaptıkları çalışmalarda bu yönde olan bulguları desteklemektedir.
Aşağıda Çizelge 3.1.1’ de de görüldüğü gibi analiz sonucunda, her bir öğrenme stilinin
önem düzeyleri değerlerinin p>0.05 olduğu görülmüştür. Bir başka deyişle öğrenme stilleri
puanları cinsiyetlerine göre anlamlı bir farklılaşma göstermemektedir.
Çizelge 3.1.1. Öğrenme Stilleri Puanlarının Cinsiyete Göre Farklılaşıp Farklılaşmamasına
İlişkin Değerler
Öğrenme Stilleri CİNSİYET N ss t p
GÖRSEL
Kız
Erkek
264
261
3,43
3,43
1,69
1,84
-0.007
0.994
İŞİTSEL
Kız
Erkek
264
261
3,60
3,80
1,63
1,68
-1.321
0.187
KİNESTETİK Kız
Erkek
264
261
2,95
2,77
1,57
1,56
1.322
0.187
p>0.05
Diğer taraftan bu araştırma bulgularının aksine; Baran (2000), Tabanlıoğlu (2003),
Tekaz (2004), Otrar (2006) ve Can (2007) yaptıkları araştırmalarda öğrencilerin öğrenme stili
tercihlerinin belirlenmesinde cinsiyetin önemli bir etken olduğunu tespit etmişlerdir. Cinsiyetin
öğrenme stilleri üzerine olan etkisi ile ilgili araştırma sonuçlarından farklı bulguların elde
edildiği görülmektedir. Bu durum öğrenme stillerine pek çok yönden yaklaşılması ve dolayısı
ile belirlenmesinde çok çeşitli araçlar kullanılmasından kaynaklanıyor olabilir.
Sonuç olarak bu araştırmanın bulgularına göre öğrencilerin öğrenme stillerinin
belirlenmesinde cinsiyetin etkili olmadığı söylenilebilir.
Page 21
21
3.1.2. Öğrencilerin Öğrenme Stilleri Puanlarının Okul Türlerine Göre
Farklılaşıp Farklılaşmamasına İlişkin Sonuç ve Tartışmalar
Öğrencilerin öğrenme stilleri puanlarının okul türlerine göre anlamlı bir farklılaşma olup
olmadığını tespit etmek üzere tek yönlü varyans analizi (One way ANOVA) yapılmıştır.
İlgili literatür taraması yapıldığında özel ve devlet okulu ayrımı yapan araştırmalara
rastlanamamıştır. Bu durum araştırmanın bu alt amacının belirlenmesinde de etkili olmuştur.
Bu konuyla ilgili okul türlerini fen, anadolu, genel lise gibi değil ama özel ve davlet okulları
türünde ayırarak inceleyen tek çalışma Demir (2010, s.133) devlet okulları öğrencilerinin özel
okulların öğrencilerinden daha işitsel olduğunu bildirmiştir. Bu araştırmada elde edilen
bulgular aşağıda Çizelge 3.1.2’de gösterilmiştir. Bu analiz sonuçları incelendiğinde p>0.05
olduğu görülmekte yani öğrencilerin öğrenme stilleri puanları okul türlerine göre anlamlı bir
farklılaşma göstermemektedir. Bu nedenle Çizelge 3.1.2’de 15 okul türünün tek tek değerleri
yerine toplam değerlerine yer verilmiştir. Bu değerlere göre öğrencilerin öğrenme stillerine
okul türlerinin etkisi olmadığı söylenilebilir.
Çizelge 3.1.2. Öğrencilerin Öğrenme Stilleri Puanlarının Okul Türlerine Göre Farklılaşıp
Farklılaşmamasına İlişkin Değerler.
Öğrenme
Stilleri
TÜM OKUL
TÜRLERİ
N ss F p
GÖRSEL Toplam 525 3.42 1.76 .771 .702
İŞİTSEL Toplam 525 3.70 1.65 1.041 .411
KİNESTETİK Toplam 525 2.86 1.56 .463 .952
p>0.05
3.1.3. Öğrencilerin Öğrenme Stilleri Puanlarının A i l e l e r i n i n G e l i r
D ü ze y le r i n e G ö re Farklılaşıp Farklılaşmamasına İlişkin Sonuç ve
Tartışmalar
Page 22
22
Öğrencilerin öğrenme stilleri puanlarının ailelerinin gelir durumuna göre anlamlı bir
farklılaşma olup olmadığını tespit etmek üzere tek yönlü varyans analizi (One way ANOVA)
yapılmıştır. Yapılan veri analizi değerleri Çizelge 3.1.3’te verilmiştir. Bu değerler
incelendiğinde p>0.05 olduğu görülmektedir. Yani, 0.05 anlamlılık düzeyinde öğrencilerin
öğrenme stilleri puanları ailelerinin gelir durumuna göre anlamlı bir farklılaşma
göstermemektedir.
Çizelge 3.1.3. Öğrencilerin Öğrenme Stilleri Puanlarının A i l e le r in in G e l i r D ü z e y ine
Gö r e Farklılaşıp Farklılaşmamasına İlişkin Değerler
Öğrenme
Stilleri
AKADEMİK
BAŞARI
N ss F p
GÖRSEL Düşük
Orta
Yüksek
Toplam
178
289
58
525
3,48
3,45
3,13
3,42
1,60
1,83
1,89
1,76
,896 ,409
İŞİTSEL Düşük
Orta
Yüksek
Toplam
178
289
58
525
3,65
3,73
3,70
3,70
1,53
1,73
1,66
1,65
,116 ,890
KİNESTE
TİK
Düşük
Orta
Yüksek
Toplam
178
289
58
525
2,84
2,81
3,15
2,86
1,61
1,49
1,77
1,56
1,170 ,311
p>0.05
Güven (2004) yaptığı araştırmada ailelerinin gelir düzeylerine göre düşük-orta ve yüksek
sosyo-ekonomik düzey olarak gruplandırmış ve farklı sosyo-ekonomik düzeye sahip
öğrencilerin farklı öğrenme stillerine sahip olduğunu bulmuştur, Merter (2009), öğrencilerin
Page 23
23
öğrenme stilleri ile öğrenci ailelerinin barındıkları yerler, öğrencilerin doğum yerleri,
öğrencilerin barındıkları yerler, mezun oldukları okullar, babalarının gelir seviyesi, anne ve
babalarının eğitim düzeyleri ve anne ve babalarının meslekleri arasında anlamlı farklılıklar
bulmuştur. Yine Demir (2010, s.133) özel ve devlet okulları öğrencilerinin öğrenme stillerinin
işitsel öğrenme stilinde devlet okulları lehine anlamlı bir farklılaşma olduğu bulusuna ulaştığını
bildirmiştir. Özel okul velilerinin belirli bir mali güçle okul ücreti ödediği düşünülerek gelir
durumlrının yüksek olduğu düşünülürse bu bulguda gelir düzeyine yönelik değerlendirilebilir.
Ancak bu araştırma verilerine göre bulgular, yapılan literatür taramasından elde edilen
bulguları desteklememektedir. Dolayısı ile aile gelir düzeyinin öğrenme stillerine anlamlı bir
etkisinin olmadığı söylenilebilir.
3.2. Öğrencilerin Sağ Sol Beyin Baskınlık Puanlarının Dağılımına İlişkin Sonuç ve
Tartışmalar
Her bir beyin baskınlığına ilişkin bölümden alınacak olası en yüksek puan 10, en
düşük puan da 0’dır. Öğrencilerin sağ sol beyin baskınlıklarına yönelik puanlarının
ortalamaları Grafik 3.2.a.’da verilmiştir. Çizelge 3.2.’de ise sağ sol beyin baskınlık
puanlarının ortalama, en düşük, en yüksek ve standart sapma değerleri gösterilmiştir.
Grafik 3.2.a. Öğrencilerin Sağ Sol Beyin Baskınlıklarından Elde Edilen Sıralı Puan
Ortalamaları.
Page 24
24
Çizelge 3.2. Öğrencilerin Öğrenme Stilleri Puanları Ortalama, En Düşük, En Yüksek ve
Standart Sapma Değerleri
Sağ sol beyin
baskınlığı
N
En düşük En Yüksek ss
SAĞ BEYİN 525 5,05 0 9 1,58
SOL BEYİN 525 4,94 1 10 1,58
Araştırma grubunu oluşturan 525 öğrencinin sağ sol beyin baskınlıkları puanlarının
dağılımına bakıldığında, buna göre en fazla tercih edilen sağ beyin baskınlığı ( =5,05)
sonra sol beyin baskınlığı ( =4,94) olduğu ancak ortalama puanları arasındaki farkın büyük
olmadığı görülmektedir. Konuyla ilgili antropolog Oğuz (2011), indigo dergisinde yayınlanan
bir yazısında; “Küresel bir beynin var olduğunu ve onunda sağ ve sol loblara ayrıldığını
düşünüyorum. Batı dünyası dediğimiz taraf gerçektende analizde, mantıkta ve teknolojide çok
ileride. Doğu ise tüm mistikliğiyle ve yoğun duygularıyla sağ beyni tarif ediyor adeta. Bizim
ülkemizin corpus callasum denilen, iki lobu ayıran orta çizgiye çok yakın ama sağ lobda yer
alan bir ülke olduğuna inanıyorum” demektedir (http://indigodergisi.com/doruk_06.htm,
erişim: 10.01.2011). Oğuz (2011), her ne kadar konuya dünya toplumlarının genel özellikleri
açısından baksa da bahsettiği tespit, sağ beynin biraz daha baskın olması bu araştırmanın
bulgularıyla direk örtüşmektedir.
Veriler analiz edilirken hangi beyin yarı küresine baskın olarak kaç öğrenci sahiptir
sorusuna yanıt bulabilmek için; SPSS’de yeni bir sütun oluşturularak her öğrencinin ilgili
öğrenme stiline ilişkin verdiği yanıtlar sayılarak en fazla puanı aldığı stil işlenmiştir. Bu
verilere göre öğrencilerin sayı ve yüzdeleri s.25’te Grafik 3.2.b’ de gösterilmiştir.
Grafik 3.2.b’de yer alan değerler incelendiğinde sağ sol beyin puanları eşit olan 142
öğrencilik bir grubun olduğu görülmektedir. Baskın beyin puanlarında sağ beyin değeri daha
yüksek olmakla beraber 142 öğrencinin sağ sol beyin baskınlıklarının eşit olduğu, sağ beyin
puanlarının sol’a göre 525 öğrencide daha baskın olan sadece 19 öğrencinin olduğu
görülmektedir. Genel olarak öğrencilerin sağ beyin baskınlığının en fazla onu sol beyin
Page 25
25
baskınlığı ve en az dağılımı gösteren ise eşit beyin baskınlık dağılımı olmakla beraber
dağılımların birbirine yakın olduğu söylenilebilir.
Grafik 3.2.b. Öğrencilerin Sağ Sol Beyin Baskınlıklarına Göre Sayı ve Yüzde Olarak Dağılımı
3.2.1. Öğrencilerin Sağ Sol Beyin Baskınlık Puanlarının Cinsiyetlerine Göre Farklılaşıp
Farklılaşmamalarına İlişkin Sonuç ve Tartışmalar
Öğrencilerin sağ sol beyin baskınlık puanlarının cinsiyetlerine göre anlamlı bir
farklılaşma olup olmadığını tespit etmek üzere t testi analizi yapılmıştır. Analiz sonuçlarına
Çizelge 3.2.1’de yer verilmiştir.
Çizelge 3.2.1. Öğrencilerin Sağ Sol Beyin Baskınlık Puanlarının Cinsiyetlerine Göre Farklılaşıp
Farklılaşmamasına İlişkin Sonuç ve Tartışmalar
Sağ sol
beyin
baskınlığı
CİNSİYET N ss t p
SAĞ
BEYİN
Kız
Erkek
264
261
5,27
4,83
1.546
1.589
3.253 0.001*
SOL
BEYİN
Kız
Erkek
264
261
4,72
5,15
1.546
1.589
-3,253 0.001*
* p<0.001
Page 26
26
Analiz sonuçları incelendiğinde p<0.001 anlamlılık düzeyinde sağ beyin baskınlığında
kızların, sol beyin baskınlığında ise erkeklerin lehine bir farklılaşma olduğu görülmektedir.
İlgili literatür araştırmasında konuyla ilgili Bağçeci, Kanadlı ve Ünişen (2009)’in ; öğrencilerin
baskın beyin yarımküreleri arasındaki farklılıkların akademik başarı, tercih edilen meslek ve
cinsiyete göre anlamlı bir farklılık göstermediği bulgusu yer almakla beraber, buradaki
cinsiyete ilişkin bulgu bu araştırma bulgularını desteklememektedir. Bunun nedeni ölçme aracı
farklılığından kaynaklanabilir.
Ancak cinsiyet ve beyin konusunda tıp alanında yapılan araştırmalar incelendiğinde
cinsiyete bağlı beyin yapısının ve fonksiyonlarının cinsiyete bağlı değişiklikler gösterdiği
görülmektedir. Örneğin; Gar ve arkadaşları’nın yaptığı bir araştırmada erkeklerde yaşa bağlı
beyin atrofobi ( Bir doku veya organın küçülmesi) sinin çok fazla olduğunu tespit etmişlerdir.
Aynı araştırmada beyin yaşlanmasının kadınlarda sağ ve sol hemisferde simetrik geliştiği halde
erkeklerde asimetrik olduğu ve en fazla atrofobi görülen bölgenin yaşlı erkeklerin sol hemisferi
olduğu bulguları vurgulanmıştır (Akt.Öztaş, 2006, http://www.bilgiportal.com/v1/idx/59/1199/
Bykler-iin/makale/Cinsiyet-ve-Beyin.html). Yine postmortem (Ölümden sonra,otopsi) yapılan
bir araştırmada serotonerjik (Serotonin düşüklüğü depresyona, fazlalığı ise anksiyete
bozukluklarına neden olabilir) mekanizmayı gösteren imipramin (Santral sinir sistemi) bağlama
bölgelerinin kadın sağ orbital frontal (Sağ alın) korteksinde erkekten daha fazla olduğu
gösterilmiştir (Akt.Öztaş, 2006, http://www.bilgiportal.com/v1/idx/59/1199/ Bykler-
iin/makale/Cinsiyet-ve-Beyin.html). Ayrıca Anterior Cingulate Korteks (Ön Halka Korteksi);
stres ve duygudurum merkezidir. Kadınlarda daha büyüktür. Dolayısıyla kadınlar
endişelenmeye daha meyillidir (http://www.kigem.com/content.asp?bodyID=2797).
Bu bilgiler incelendiğinde ise kadınların daha duygusal (sağ beyin), erkeklerin ise daha
mantıklı yorumlanmaları (sol beyin) bilgilerini destekler nitelikte bulgular olduğu
söylenilebilir. Bu araştırma açısından ise Çizelge 3.6’ da elde edilen kızların sağ, erkeklerin ise
sol beynini baskın olarak kullanması konusunda farklılaşmalarını destekler nitelikte
bulgulardır. Sonuç olarak yukarıdaki verilere göre kızların sağ beynini, erkeklerin ise sol
beynini daha baskın kullandıkları söylenebilir. Yani kızların daha çok bilgiyi hayaller, şekiller,
renkler, duygular, heyecanlar ve müziği kullanarak işledikleri, erkeklerin ise kelimeler, sesler
ve ifadeleri mantıksal olarak analiz ederek kullandıkları söylenebilir.
Page 27
27
3.2.2. Öğrencilerin Sağ Sol Beyin Baskınlık Puanlarının Okul Türlerine Göre Farklılaşıp
Farklılaşmamalarına İlişkin Sonuç ve Tartışmalar
Öğrencilerin öğrenme stilleri puanlarının okul türlerine göre anlamlı bir şekilde farklılaşıp
farklılaşmadığını tespit etmek üzere tek yönlü varyans analizi (One way ANOVA) yapılmıştır.
Analiz sonuçları incelendiğinde bazı farklılaşma değerleri olduğu görülmüştür.
Bu farklılaşmaların hangi okul türlerinden kaynaklandığını bulabilmek için Tukey F testi de
yapılmış ve değerler bir sonraki sayfada Çizelge 3.2.2’de gösterilmiştir. Yapılan literatür
taramasında sağ sol beyin baskınlığı konusunda okul türlerini inceleyen başka bir çalışmaya
rastlanmamıştır. Tukey F testi sonuçlarının analiz edilebilmesi için her okul türüne 1’den 15’e
kadar numara verilmiş ve farklılaşmaları incelenmiştir. Bu değerlere göre p<0.001 anlamlılık
düzeyinde 12>7,13>7 ve 12>7’dir. Ortalama değerleri de incelendiğinde; kız meslek lisesi ve
spor lisesinin sağ beyin baskınlığı konusunda fen lisesi öğrencilerinden, yine kız meslek lisesi
öğrencilerinin öğretmen lisesi öğrencilerinden sağ beyin baskınlığı konusunda farklılaştıkları
görülmüştür.
Şekil 3.2.1. Sağ Sol Beyin fonksiyonları.
Kaynak; http://beyin-gucu.blogspot.com
Page 28
28
Çizelge 3.2.2. Öğrencilerin Sağ Sol Beyin Baskınlık Puanlarının Okul Türlerine Göre
Farklılaşıp Farklılaşmamalarına İlişkin Değerler
Sağ sol beyin
baskınlığı
OKUL TÜRLERİ N ss F Tukey-F p
SAĞ BEYİN GENEL LİSE(1)
ANADOLU LİSESİ(2)
ÖZEL LİSE(3)
İMAMHATİP(4)
ENDÜSTRİ MESLEK(5)
ANADOLU TEKNİK(6)
FEN LİSESİ(7)
ÖĞRETMEN LİSESİ(8)
SOSYAL BİLİMLER(9)
GÜZEL SANATLAR(10)
SAĞLIKMESLEKLİSESİ(11)
SPOR LİSESİ(12)
KIZ MESLEK(13)
TİCARET LİSESİ(14)
İLETİŞİM LİSESİ(15)
Toplam
35
35
35
35
35
35
35
35
35
35
35
35
35
35
35
525
5,25
4,60
4,74
4,88
5,20
5,02
4,31
4,37
5,02
4,77
5,42
5,62
5,68
5,42
5,45
5,05
1,31
1,61
1,26
1,51
1,43
1,38
1,47
1,92
1,88
1,49
1,44
1,91
1,36
1,50
1,46
1,58
2.784* 13>7
12>7
13>8
0.001
SOL BEYİN GENEL LİSE(1)
ANADOLU LİSESİ(2)
ÖZEL LİSE(3)
İMAMHATİP(4)
ENDÜSTRİ MESLEK(5)
ANADOLU TEKNİK(6)
FEN LİSESİ(7)
ÖĞRETMEN LİSESİ(8)
SOSYAL BİLİMLER(9)
GÜZEL SANATLAR(10)
SAĞLIKMESLEKLİSESİ(11)
SPOR LİSESİ(12)
KIZ MESLEK(13)
TİCARET LİSESİ(14)
İLETİŞİM LİSESİ(15)
Toplam
35
35
35
35
35
35
35
35
35
35
35
35
35
35
35
525
4,74
5,40
5,25
5,11
4,80
4,97
5,68
5,62
4,97
5,22
4,57
4,37
4,31
4,57
4,54
4,94
1,31
1,61
1,26
1,51
1,43
1,38
1,47
1,92
1,88
1,49
1,44
1,91
1,36
1,50
1,46
1,58
2.784* 7>12
7>13
8>13
0.001
*p<0.001
Page 29
29
Yani kız meslek lisesi ve spor lisesi öğrencilerinin sağ beyinleri fen lisesi öğrencilerine
göre daha baskındır. Yine kız meslek lisesi öğrencilerinin sağ beyinleri öğretmen lisesi
öğrencilerine göre daha baskındır. Dolayısı ile sol beyin farklılaşmaları da sağ beynin tamamen
tersidir. Fen lisesi öğrencilerinin sol beyni spor ve kız meslek lisesi öğrencilerine göre,
öğretmen lisesi öğrencilerinin sol beyni kız meslek lisesi öğrencilerine göre daha baskındır.
Bu sonuç beklenilen bir sonuçtur. Öğrencilerin farklı bireysel öğrenme özelliklerini göz
ardı eden ezberci, öğretmen merkezli yöntemler sol beyne yöneliktir (Avcı ve Yağbasan, 2008).
Dolayısı ile bu okul türleri incelendiğinde genel liselerin dışındaki liselerin tamamı sınav puanı
ile alan okullardır. Sınavlar ise sol beyne hitap edebileceğini söyleyebileceğimiz gelenekse l
eğitim sistemini sınayan türdedir. Yani Şekil 3.2.1 (s.27)’ de de görülebileceği gibi daha çok
sözel ve sayısal özellikleri ölçen sol beyne dönük sınavlardır.
Bu anlamda farklılaşmanın kaynağını oluşturan fen ve öğretmen liseleri kız meslek
liselerine göre hayli yüksek puanlarla öğrenci alan okullardır. Spor liseleri ise puan ağırlığı ile
değil yetenek sınavı ile öğrenci kabul eden bir okul türüdür (http://www.oges.gov.tr).
Beynimizin sağ tarafı ancak yapıp yaşadığını ve tam olarak anladığını kaydetmektedir (Boydak,
2004). Bu anlamda spor lisesi öğrencilerinin fen lisesi öğrencilerine göre sağ beyninin baskın
olması normaldir.
3.2.3. Öğrencilerin Sağ Sol Beyin Baskınlık Puanlarının Ailelerinin Gelir Düzeyine Göre
Farklılaşıp Farklılaşmamalarına İlişkin Sonuç Ve Tartışmalar
Öğrencilerin öğrenme stilleri puanlarının aile gelir düzeylerine göre anlamlı bir şekilde
farklılaşıp farklılaşmadığını tespit etmek üzere tek yönlü varyans analizi (One way ANOVA)
yapılmıştır. Analiz sonuçları bir sonraki sayfada Çizelge 3.2.3’de gösterilmiştir.
Konu ile ilgili literatür taramasında gelir düzeyi ve sağ sol beyin baskınlığı ile ilgili bir
bilgiye ulaşılamamıştır. Çizelge 3.2.3’ deki değerler incelendiğinde p>0.05 olduğu
görülmektedir. Yani Öğrencilerin sağ sol beyin baskınlık puanları ailelerinin gelir düzeyine
göre anlamlı bir farklılaşma göstermemektedir. Yani ailesi zengin ya da fakir olan, babası
doktor, memur, çiftçi ya da işçi olan öğrencilerin sağ sol beyin baskınlıklarında bir farklılık
yoktur denilebilir.
Page 30
30
Çizelge 3.2.3. Öğrencilerin Sağ Sol Beyin Baskınlık Puanlarının Ailelerinin Gelir Düzeyine
Göre Farklılaşıp Farklılaşmamalarına İlişkin Değerler
Sağ sol
beyin
baskınlığı
GELİR
DÜZEYİ
N ss F p
SAĞ
BEYİN
DÜŞÜK
ORTA
YÜKSEK
TOPLAM
178
289
58
525
5,10
5,024
5,06
5,05
1,46
1,60
1,81
1,58
.132 .876
SOL
BEYİN
DÜŞÜK
ORTA
YÜKSEK
TOPLAM
178
289
58
525
4,89
4,97
4,93
4,94
1,46
1,60
1,81
1,58
.132 .876
p>0.05
3.2.4. Öğrencilerin Öğrenme Stilleri Puanları İle Akademik Başarı Puanları Arasında
Anlamlı Bir İlişki Olup Olmamasına İlişkin Sonuç Ve Tartışmalar
Öğrencilerin öğrenme stilleri puanları ve akademik başarıları puanları arasında ilişki olup
olmadığını belirleyebilmek için Pearson Korelasyon analizi yapılmıştır. Analiz sonuçları
Çizelge 3.2.4’ de gösterilmiştir.
Çizelge 3.2.4. Öğrencilerin Öğrenme Stilleri Puanları Ve Akademik Başarıları Puanları
Arasında Ki İlişkiye İlişkin Değerler
Akademik Başarı
Öğrenme stilleri
N r p
GÖRSEL 525 .078 .075
İŞİTSEL 525 -0.049 .264
KİNESTETİK 525 -0.033 .449
p>0.05
Page 31
31
Analiz değerleri incelendiğinde p>0.05 olduğu görülmüştür. Yani öğrencilerin öğrenme
stilleri ve akademik başarıları arasında anlamlı bir ilişki olmadığı tespit edilmiştir.
Çağlayan (2007), “Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğrencilerinin Öğrenme
Biçemleri ile Problem Çözme Becerileri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi” çalışmasında
öğrencilerinin akademik basarı değişkenine göre anlamlı düzeyde farklılaşmadığı tespit
edilmiştir. Can (2007)’ın bulgularına göre ise görsel öğrenme stili akademik başarıyı %8
oranında açıklamaktadır.
Demir (2010, s.140)’ in de belirttiği üzere yurt içi ve dışında yapılan farklı araştırma
sonuçlarına göre öğrenme stillerinin başarıyı büyük oranda açıklaması yönünde olmadığı ya da
aralarında anlamlı bir ilişki olmadığı yönünde iken, daha çok öğrenme stillerine uygun ve
öğrenme stillerinin dikkate alınması ile gerçekleştirilen öğretim faaliyetlerinde başarının arttığı
yönündedir.
Bu araştırmada da öğrenme stilleri puanları ile akademik başarı puanları arasında anlamlı
bir ilişki olmadığı tespit edilmiştir. Ancak öğrenme stillerinin bilinmesi, dikkate alınması
açısından başarıyı artıracağı söylenilebilir.
3.2.5. Öğrencilerin Sağ-Sol Beyin Baskınlıkları Puanları ve Akademik Başarı Puanları
Anlamlı Bir İlişki Olup Olmamasına İlişkin Sonuç ve Tartışmalar
Öğrencilerin sağ-sol beyin baskınlıkları puanları ve akademik başarıları puanları arasında
ilişki olup olmadığını belirleyebilmek için Pearson Korelasyon analizi yapılmıştır. Analiz
sonuçları Çizelge 3.2.5’ te gösterilmiştir.
Çizelge 3.2.5. Öğrencilerin Sağ-Sol Beyin Baskınlıkları Puanları ve Akademik Başarıları
Puanları Arasındaki İlişkiye İlişkin Değerler
Akademik Başarı
Sağ sol beyin
N r p
SAĞ BEYİN 525 -0.107* 0.014
SOL BEYİN 525 0.107* 0.014
*p<0.05
Korelasyon katsayısının mutlak değer olarak “0.70- 1.00 arasında olması yüksek, 0.70-0.30
arasında olması orta, 0.30-0.00 arasında olması ise düşük“ düzeyde bir ilişki olarak
Page 32
32
tanımlanabilir (Büyüköztürk, 2002, 31- 32). Analiz sonuçları incelendiğinde sağ beyin ve
akademik başarı puanları arasında düşük negatif, sol beyin ve akademik başarı puanları
arasında ise düşük pozitif bir ilişki olduğu görülmüştür.
Bağçeci, Kanadlı ve Ünişen (2009); öğrencilerin baskın beyin yarımküreleri arasındaki
farklılıkların akademik başarı, tercih edilen meslek ve cinsiyete göre anlamlı bir farklılık
göstermediği bulgusu bu araştırmada ulaşılan bulguyu desteklemektedir. Bu bulgu dışında bir
bulguya ulaşılamamakla beraber, sayfa 30’da da açıklandığı üzere geleneksel eğitim
sistemlerinde sol beyne hitap edildiği düşünülürse s.31’deki Çizelge 3.2.5’te ki analiz
sonuçlarına göre ulaşılan sol beyin ve akademik başarı arasındaki düşük pozitif ve sağ beyinle
akademik başarı arasındaki düşük negatif ilişki beklenilen bir sonuçtur. Genelde sayılarla ve
kelimelerle arası iyi olan öğrencilerin sınav ve eğitim sistemi içerisinde başarıya daha yakın
oldukları söylenebilir. Diğer taraftan müzik, renkler, duygu ve hayallere daha yatkın olan
öğrencilerin ise başarısızlığa daha yakın oldukları ve sınıf ortamlarında zorlandıkları
söylenebilir.
3.2.6. Öğrencilerin Öğrenme Stilleri Puanları Ve Sağ-Sol Beyin Baskınlık Puanları
Arasında Anlamlı Bir İlişki Olup Olmadığına İlişkin Sonuç Ve Tartışmalar
Öğrencilerin öğrenme stilleri ve sağ-sol beyin baskınlıkları puanları arasında ilişki olup
olmadığını belirleyebilmek için Pearson Korelasyon analizi yapılmıştır. Analiz sonuçları
Çizelge 3.2.6’ da gösterilmiştir.
Çizelge 3.2.6. Öğrencilerin Öğrenme Stilleri Ve Sağ-Sol Beyin Baskınlıkları Puanları
Arasındaki İlişkiye İlişkin Değerler
ÖĞRENME
STİLLERİ
N SAĞ BEYİN
r
SOL BEYİN
r
p
GÖRSEL 525 0.040 -0.040 0.361
İŞİTSEL 525 -0.041 0.041 0.348
KİNESTETİK 525 -0.002 0.002 0.958
p>0.05
Analiz sonuçları incelendiğinde p<0.05 anlamlılık düzeyinde öğrencilerin öğrenme
stilleri ve sağ sol beyin baskınlık puanları arasında anlamlı bir ilişki olmadığı tespit edilmiştir.
Page 33
33
Aslında araştırmaya başlarken beklenilen durumlardan bir tanesi öğrenme stilleri ve sağ
sol beyin baskınlık puanları arasında anlamlı bir ilişkinin varlığıydı. Babadoğan (1998), görsel
ve işitsel alanları yeğleyen lise öğrencilerinin puanlarının analiz edildiğinde sağ yarı kürenin
sol yarı küreye göre daha anlamlı olduğunu bildirmiştir. Ancak bu araştırma da ne sağ ne de sol
beyin baskınlık puanları ve öğrenme stilleri arasında anlamlı bir ilişkiye ulaşılamamıştır. Bu
durumun nedeni farklı ölçme araçları kullanmanın yanı sıra farklı nedenlerden de kaynaklanmış
olabilir. Örneğin Akkaya (2007), “Üniversitelerin İngilizce Hazırlık Bölümüne Devam Eden
Öğrencilerin Öğrenme Biçemlerinin Belirlenmesi ve Etkinlik Önerileri” isimli araştırmasında,
öğrencilerin her boyuttan tek bir öğrenme biçemine sahip olmadıklarını, gerekli zamanlarda
birden fazla öğrenme biçemini benimsediklerini ve bu noktada bilinçli bir tavır sergilediklerini
ortaya koymuştur. Diğer taraftan beynin nasıl çalıştığı konusunda henüz yeterince kapsamlı ve
tutarlı bilgiye sahip olunamamıştır (Çuhadar, 2008,s. 67-68). Yapılan pek çok araştırma ve
çalışmalara karşın öyle görünüyor ki beynin gizemini anlamaya yönelik çok daha fazla
çalışmaya ihtiyaç vardır.
Page 34
34
IV. BÖLÜM
SONUÇ VE ÖNERİLER
Bu bölümde araştırma bulgularına dayalı sonuçlara, uygulamaya ve ileride yapılabilecek
olan çalışmalara yönelik önerilere yer verilmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgular
özetlenerek aşağıda Çizelge 4’te verilmiştir.
Çizelge 4. Öğrenme Stilleri ve Sağ Sol Beyin Baskınlık Puanlarından Karşılaştırmalı
Olarak Elde Edilen Özet Bulgular
KARŞILAŞTIRMA ÖĞRENME STİLLERİ SAĞ SOL BEYİN
Puan Dağılımları İşitsel>Görsel>Kinestetik Sağ beyin>Sol beyin
Cinsiyete Göre
Farklılaşma
Yok Sağ beyin Kızlar>Erkekler
Sol beyin Erkekler>Kızlar
Okul Türlerine Göre
Farklılaşma
Yok Sağ beyin
Kız meslek>Fen Lisesi
Spor >Fen Lisesi
Kız meslek>Öğretmen Lisesi
Sol beyin
Fen>Kız Meslek Lisesi
Fen>Spor Lisesi
Öğretmen>Kız Meslek Lisesi
Aile Gelir Düzeyine
Göre
Farklılaşma
Yok Yok
Akademik Başrı
İlişkisi
Yok Sağ beyin/ Başarı düşük negatif ve
Sol beyin/ Başarı düşük pozitif ilişki
vardır.
Öğrenme Stilleri Ve
Sağ Sol Beyin İlişkisi
Yok
Page 35
35
4.1. Araştırmadan Elde Edilen Özet Sonuçlar
Araştırmadan elde edilen sonuçlar aşağıda özetlenmiştir:
Öğrenciler öncelikle işitsel (%33,5) sonra sırası ile görsel (%29,3), kinestetik (%18,4), görsel/işitsel
(%7,8), işitsel/kinestetik (%6,4) ve görsel/kinestetik (%4,3) öğrenme stillerini tercih etmişlerdir. Ayrıca
öğrencilerin cinsiyete, okul türlerine ve aile gelir düzeylerine göre öğrenme stillerinde anlamlı bir
farklılaşma olmadığı ve öğrenme stilleri ile akademik başarıları arasında da anlamlı bir ilişki olmadığı
tespit edilmiştir.
Öğrencilerin öncelikle sağ (%38) sonra sol beyni (%35) ve sağ sol beyni eşit oranda (%27) tercih
etmişlerdir. Cinsiyete ve okul türlerine göre sağ sol beyin baskınlıklarında bazı farklılaşmalar olduğu
tespit edilmiştir: Kızların sağ, erkeklerin ise sol beyninin baskın olduğu, okul türlerine göre kız meslek
ve spor lisesi öğrencilerin fen lisesi öğrencilerine göre sağ beyinlerinin baskın olduğu, yine kız meslek
lisesi öğrencilerinin öğretmen lisesi öğrencilerine göre sağ beyinlerinin daha baskın olduğu tespit
edilmiştir. Dolayısı ile sol beyin baskınlıklarında tam tersi olan; fen lisesi öğrencilerinin sol beyninin kız
meslek ve spor lisesi öğrencilerine göre daha baskın olduğu ve yine öğretmen lisesi öğrencilerinin sol
beyninin kız meslek lisesi öğrencilerine göre daha baskın olduğu tespit edilmiştir. Diğer taraftan
öğrencilerin sağ sol beyin baskınlıkları ve aile gelir düzeyi arasında anlamlı bir farklılaşma olmadığı
bulgusuna ulaşılmıştır.
Öğrencilerin öğrenme stilleri ile akademik başarı arasında anlamlı bir ilişki olmadığı sonucuna
ulaşılmış, diğer taraftan öğrencilerin sağ beyin baskınlıkları ile akademik başarı arasında düşük negatif,
sol beyin baskınlıkları ve akademik başarı arasında düşük pozitif bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.
Öğrencilerin öğrenme stilleri ve sağ sol beyin baskınlıkları arasında ise anlamlı bir ilişki olmadığı tespit
edilmiştir.
4.2. Öneriler
1. Öğrenme stilleri direk başarıyı açıklayan özellikler olarak değil, bu özellikler bilinerek
düzenlenen uygulamalar sonrasında başarıyı artıran özellikler olarak görülmelidir.
2. Her öğrenci, öğretmen, birey kendisini tanıması ve başarısını artırabilmesi adına kendi
öğrenme stillerini bilmeli, güçlü ve zayıf yönlerini keşfetmelidir. Özellikle öğrenmenin en
güvenilir kaynakları olarak bilinen okullarda öğretmen öğrencilerinin öğrenme stillerini bilerek
derslerini planlamalı ve uygulamalıdır.
3. Dokuzuncu sınıf öğrencilerinin onuncu sınıftan itibaren geleceğe ve yüksek öğrenime
yönelik seçtikleri seçmeli derslerinde, öğrencilerin akademik başarı, ilgi ve istekleri, hedefleri
ve diğer özelliklerinin yanı sıra öğrenme stillerine ilişkin tüm özellikleri de dikkate alınmalıdır.
Page 36
36
4.Öğrenme stilleri ile ilgili yapılmış ve yapılmaya devam eden farklı ve çok çeşitli çalışmalar
söz konusudur. Ancak bu çeşitlilik arasındaki ilişkilere yönelik çok az bilgi bulunmaktadır.
Öğrenme stillerinin kendi aralarındaki ilişkileri ve boyutlarının farklı kademelerde
araştırılmasının yanı sıra yine son yıllarda öğrencilerin bireysel potansiyellerine yönelik etki
yaratan Çoklu Zekâ Alanları ile olan ilişkileri de araştırılmalıdır.
Page 37
37
KAYNAKLAR
Akkaya, E. G. (2007), “Üniversitelerin İngilizce Hazırlık Bölümüne Devam Eden
Öğrencilerin Öğrenme Biçemlerinin Belirlenmesi ve Etkinlik Önerileri”,
Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Ankara.
Aksoy, M. (2006), “Orta Öğretim Öğrencilerinin Yabancı Dil Öğrenme Biçemlerinin
Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma”, Yüksek Lisans Tezi, Ankara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Aşkın, Ö. (2006), “Öğrenme Stilleri İle İlgili Elektronik Ortamda Yayımlanan
Çalışmaların İncelenmesi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Ateş, A.ve Altun, E.(2008), “Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi
Öğrencilerinin Öğrenme Biçemleri ve Öğrenme Tercihleri”, Eurasian
Journal of Educational Research,30,s.1- 16
Avcı, D. E. ve Yağbasan, R. (2008), “Beyin Yarı Kürelerinin Baskın Olarak
Kullanılmasına Yönelik Öğretim Stratejileri”, Gazi Üniversitesi, Gazi
Eğitim Fakültesi Dergisi, 28(2), 1-17.
Babadoğan, Cem (1988); Survey of Research on Learning Styles, Education Leadhership
March, 50-57p.
Bahar, M. ve Bilgin, İ. (2002), “Ögretmen Adaylarının Öğrenme Sitilleri ve Fen bilgisi
Dersine Karsı Tutumları Arasındaki İlişki”, Abant İzzet Baysal
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2(4), 53-67.
Bahçeci, B.; Kanadlı, S. Ve Ünişen, A.(2009), Farklı Beyin Yarım Küreleri Baskın
Öğrencilerin İngilizce Akademik Başarılarındaki Farklılıkların İncelenmesi,
Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, yıl:2, sayı:3, Aralık,
Adıyaman.
Baran, A. (2000), “Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Sınavına Başvuran Aday
Öğrencilerin Öğrenme Biçemlerinin İncelenmesi”, Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Samsun.
Boydak, H. A.( 2008), Öğrenme Stilleri, İstanbul: Beyaz Yayınları.
Page 38
38
Boydak, H. A. (2004), “Öğrenci Merkezli Etkinlikler Neden Gereklidir”, Bilim ve Aklın
Aydınlığında Eğitim Dergisi, 52-53, 1-6,
http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/sayi52-53/boydak.htm, Erişim Tarihi:
27.12.2010.
Büyüköztürk, (2002), Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi El Kitabı, Ankara: Pegem-A
Yayıncılık.
Can, A (2007), “Baskın Çoklu Zekâ Boyutları ile Öğrenme Stilleri Arasındaki İlişkiler”,
XIII. Ulusal Eğitim Bilimleri Kurultayı, 5-7 Eylül Gazi Osman Paşa
Üniversitesi Eğitim Fakültesi.
Çağlayan, H. (2007), “Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğrencilerinin öğrenme
Biçemleri ile Problem Çözme Becerileri Arasındaki İlişkinin
İncelenmesi”, Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Enstitüsü, Ankara.
Çağlayan, H. ve Taşğın, Ö. (2007), Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Sınavına
Başvuran Aday Öğrencilerin Öğrenme Biçemlerinin İncelenmesi,
http://www.sosyalbil.selcuk.edu.tr:8080/557/1/HCAGLAYANOTASGI
N.pdf, Erişim Tarihi: 09.10.2009.
Çuhadar, H. (2008), “Müzik ve Beyin”, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Dergisi, 17( 2), 67-76.
Demir, R. (2010), “ Dokuzuncu Sınıf Öğrencilerinin Öğrenme Stilleri ve Çoklu Zeka
Alanlarının İncelenmesi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Çukurova
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adana.
Demir, T. (2008), “Türkçe Eğitimi Bölümü Öğrencilerinin Öğrenme Stilleri ve Bunların
Çeşitli Değişkenlerle ile İlişkisi”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar
Dergisi (The Journal Of International Social Research), Volume 1/4
Summer 2008.
Demirel, Ö. ; Başbay, A. ve Erdem, E. (2006), Eğitimde Çoklu Zekâ: Kuram ve
Uygulama, Ankara: PegemA Yayıncılık.
Demirel, Ö. (2005), Eğitimde Yeni Yönelimler, Ankara: Pegem A Yayıncılık.
Duman, B. (2004), Öğrenme-Öğretme Kuramları ve Süreç Temelli Öğretim, Ankara: Anı
Yayıncılık.
Erden, M. ve Altun, (2006), Öğrenme Stilleri, İstanbul: Morpa Kültür Yayınları.
Page 39
39
Ergür, D. O. (1998), “Hacettepe Üniversitesi Dört Yıllık Lisans Programlarındaki
Öğrenci ve Öğretim Üyelerinin Öğrenme Stillerinin Karşılaştırılması”,
Yayınlanmamış Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Ankara.
Ekici, G. (2001), “Öğrenme Stiline Dayalı Biyoloji Öğretiminin Analizi”,
Yayınlanmamış Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Enstitüsü, Ankara.
Eskici, M. (2008), Öğrencilerin Öğrenme Stilleri ile Akademik Başarıları ve Cinsiyetleri
Arasındaki İlişki, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Trakya Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Edirne.
Felder, R. M. and Siverman L. (1988), “Learning and Teaching Styles in Engineering
Education”, Engineering Education 78(7), 674-681,
http://www.ncsu.edu/felder-public/Papers/LS1988.pdf, 22.11.2010.
Fer, (2003), “Matematik, Fizik ve Kimya Öğretmenliği Öğrencilerinin Öğrenme
Biçemlerine Göre Kolay Öğrendikleri Öğrenme Etkinlikleri”, Çağdaş
Eğitim Dergisi, 28 (304), 33-44.
Güven, M. (2004), Öğrenme Stilleri İle Öğrenme Stratejileri Arasındaki İlişki,
Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları.
http://indigodergisi.com/doruk_06.htm, erişim: 10.01.2011
http://www.kigem.com/content.asp?bodyID=2797,10.01.2011.
http://www.sosyalbilgilerciyiz.com/index.php?action= downloads; sa=downfile&id=20,
erişim:12.12.2010.
http://membershaw.ca/priscillatheroux/stylehtml, erişim:13.12.2010
http://www.turkforum.net/540613-sag-sol-beyin-ustunlugu-testi.html, 01.04.2010
http://www. beyinegzersizi.com/kendini-test-et/sag-beynininizi-mi-yoksa-sol-beyninizi-mi-
daha-cok-kullaniyors.html, http://www.turkforum.net/540613-sag-sol-beyin-
ustunlugu-testi.html, 01.04.2010.
http://www.meb.gov.tr/ttk, erişim tarihi, 01.04.2010.
http://www.rehberlikweb.net/kendini-tanima-testleri-./sag beynininizi-mi-yoksa-sol-
beyninizi-mi-daha-cok-kullaniyorsunuz-teste-basl.html,01.04.2010
http://www.testler.org/test.php?test=2, 01.04.2010.
hhttp://w3.gazi.edu.tr/~aligullu/ost.htm, 01.04.2010.
Page 40
40
http://www.bilgiportal.com/v1/idx/59/1199/ Bykler-iin/makale/Cinsiyet-ve-Beyin.html, 13.
12.2011.
http://beyin-gucu.blogspot.com,13.12.2011
http://www.oges.gov.tr, 12.12.2011.
Kabadayı, A. (2001), “Bilişsel Öğrenim Biçemleri ve Öğrenci-Merkezli Bir Yabancı Dil
Öğretim Modeli Önerisi”, Yayınlanmış Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.
Karakış, Ö. (2006), “Bazı Yüksek Öğrenim Kurumlarında Farklı Öğrenme Stillerine Sahip
Olan Öğrencilerin Genel Öğrenme Stratejilerini Kullanma
Düzeyleri”, Yüksek Lisans Tezi, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Bolu.
Karasar, N. (1998), Bilimsel Araştırma Yöntemi, Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Merter, F. (2009), “Cumhuriyet-Dicle-İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim
Bölümü Öğrencilerinin Öğrenme Stilleri ve Öğrenme Stillerini
Farklılaşt ıran Sosyo-Ekonomik Faktörler”, Dicle Üniversitesi Ziya
Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi, 13, 78-96.
Oğuz, D.(2011), Sağ sol beyin dengesizliği, İndigo dergisi, sayı: 64, erişim:
http://indigodergisicom/doruk_06.htm, erişim: 10.01.2011.
Otrar, M. (2006), “Öğrenme Stilleri ile Yetenekler, Akademik Başarı ve ÖSS Başarısı
Arasındaki İlişkisi”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Özdemir, ; Yalın, H . İ. ve Sezgin F.(2004), Öğretmenlik Mesleğine Giriş, Ankara:
Nobel Yayın Dağıtım.
Özden, Y. (2003), Öğrenme ve Öğretme, Ankara: Pegema Yayıncılık.
Özgen, K.ve Mahiroğlu, A. (2007), Beyin Bellek ve Öğrenme, Kastamonu Eğitim
Dergisi, Mart Cilt:15 No:1, S. 93-104.
Öztaş, R. (2006), Cinsiyet ve Beyin, http://www.bilgiportal.com/v1/idx/59/1199/Bykler-iin
/makale/Cinsiyet-ve-Beyin.html, erişim: 09.01.2011.
Öztürk, Z. (2007), “Öğrenme Stilleri ve 4 Mat Modeline Dayalı Öğretimin Lise Tarih
Dersinde ki Öğrenci Başarısına Etkisi”, Yüksek Lisans Tezi, Gazi
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Page 41
41
Sarasin, L.C. (1999), Learning Style Perspectives, Madison: Atwood Publishing.
Searson, R. and Dunn, R. (2001), “The Learning-Style Teaching Model”, Science and
Children, 38 (5) ,22-26.
Somuncuoğlu, Y. ve Yıldırım, A. (1998), “Öğrenme Stratejileri: Teorik Boyutları,
Araştırma Bulguları ve Uygulama için Ortaya Koyduğu Sonuçlar”,
(Learning Strategies: Theory Research and Implications for Practice).
Eğitim ve Bilim. 110, 31–39.
Şimşek, N. (2002), “BİG 16 Öğrenme Biçemleri Envanteri”, Eğitim Bilimleri ve
Uygulama. 1 (1), 33-47.
Tabanlıoğlu, (2003), “Orta Düzey Öncesi Akademik Amaçlarla İngilizce Öğrenen
Öğrencilerin Öğrenme Stilleri Tercihleri ve Dil Öğrenme Stratejileri
Arasındaki İlişki”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ortadoğu Teknik
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Tekaz, (2004), “Genel Lise Öğrencilerinin Öğrenme Stilleri”, Yayımlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskişehir.
Temel, A. (2002), “Öğrenme Stilinizi Belirleyin”, Eğitim Bilim, 48,s. 6 - 9.
Uğur, N. (2008), Algısal Öğrenme Stilleri Açısından İlköğretim 4. Sınıf Sosyal Bilgiler
Ders Kitaplarının ve Öğretmen Uygulamalarının İncelenmesi,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ç.Ü.Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adana.
Page 42
42
EKLER:
Bu çalışma 2010-2011 eğitim öğretim dönemi TUBİTAK proje yarışması için
gerçekleştirilen projedir. Genel amacı “Bilimin ve bilimsel yöntemin ne olduğunu kavramak ve
bilime katkıda bulunmaktır”. Proje konusu olarak “Dokuzuncu sınıf öğrencilerinin öğrenme
stillerinin ve sağ-sol beyin profillerinin incelenmesi” seçilmiştir.
Adana ilindeki öğrencilerin öğrenme özellikleri üzerine bir genelleme yapılabilmesi için
tüm lise türlerinden 9.sınıf öğrencilerine ulaşılmaya çalışılmaktadır. Çalışmamıza gösterdiğiniz
ilgi, katılım ve katkılarınız için şimdiden teşekkür ederiz.
ÖZEL AKDENİZ KOLEJİ
11 TM A ÖĞRENCİLERİ :
EKİN BARAN TAŞTAN
AYŞENUR KINALI
REHBER ÖĞRETMEN
REMZİ DEMİR
KİŞİSEL BİLGİ FORMU:
Okulunuzun adı:………………………………………………………
Sınıfınız/Şubeniz :…………………………………………………….
Cisiyetiniz:…………….
Aşağıdaki bilgilerden size en uygun olan seçeneği (X) şeklinde işaretleyiniz.
İlköğretim başarı puanınız:
1.45-54 Geçer ( )
2.55-69 Orta ( )
3.70-84 İyi ( )
4.85-100 pekiyi ( )
Ailenizin ekonomik durumu:
1.Düşük Gelirli, aylık gelir 1000 TL’nin altında ( )
2.Orta Gelirli,1000-2500 TL arasında ( )
3.Yüksek Gelirli, 2500 ve üstü TL ( )
Page 43
43
SAĞ – SOL BEYİN ÜSTÜNLÜĞÜ TESTİ
Bu envanter “Beynin” sağ ve sol loblarından hangisinin daha gelişmiş (Baskın) olduğunu
tespit edebilmek amacıyla hazırlanmıştır. Soru ve cümleleri okuyarak seçeneklerden size en
uygun olan seçeneği daire içine alınız. Çalışmamıza katkılarınız için teşekkür ederiz.
1.Hangi spor dalını tercih edersin?
a)Yalnız yapılan b)Takım halinde yapılan
2. Gördüğün rüyayı berrak canlı olarak hatırlıyor musun?
a) Çoğu zaman b) Nadir veya asla
3.Ders çalışırkan genellikle hangi dersleri severek çalışırsınız?
a) Sosyal dersler b) Sayısal dersler
4. Konuşurken
a) Çok mimik ve hareket kullanırsın b) Çok az mimik hareket ve kullanırsın
5. Ellerini birleştir. Sağ baş parmağın
a) Üstte mi? b) Altta mı?
6. Saatine bakmadan doğru zamanı tahmin etmeye çalış.
a) Tahminin 10 dakika geçiyorsa b) Tahminin 10 dakika içinde mi
7. Genelde hangi tür sınavları daha çok seviyorsun?
a) Yazılı sınavları b) Doğru/yanlış, çoktan seçmeli ve eşleştirmeli
8. Sen daha çok,
a) İnsanların yüzünü mü hatırlıyorsun. b) İnsanların ismini mi hatırlıyorsun.
9. Yeni bir yere gittiğin zaman,
a) Yönünü rahatlıkla bulursun b) Yönünü bulmakta güçlük çeker ya da kaybolursun.
10. İki gözün açık olarak bir kalemi düz bir kenara doğru tut. Sol gözünü kapat ve kalemin yer
değiştirdi mi, değiştirmedi mi? Not et, ondan sonra aynısını sağ gözünü kapatarak yap ve not et.
Kalemin
a) Sol gözünü kapatınca yer değiştirdi. b) Sağ gözünü kapatınca yer değiştirdi.
Not: A lar B lerden fazla ise sağ beyin daha hakim B ler A lardan fazla ise sol beyin hakim
Page 44
44
ÖĞRENME STİLLERİ ENVANTERİ
Bu envanter sizi algısal tercihlerinize yönelik baskın olan öğrenme stilinizi bulmak için
hazırlanmıştır. Cümleleri okuyarak seçeneklerden size en uygun olan seçeneği daire içine
alınız.
1.Bir şeyi yapmayı öğrenirken, en iyi şöyle öğrenebilirim;
( G ) Birisi bana gösterirken izlersem.
( D ) Birisi bana anlatırsa ve ben dinlersem.
( K ) Kendi kendime yapmaya çalışarak.
2. Bir yer tarif etmem istenirse,
( G ) Tarif etmem gereken yeri gözümün önüne getiririm ya da çizerek tarif ederim.
( D ) Anlatarak tarif etmekte güçlük çekmem.
( K ) Elimle ya da bütün bedenimle hareket ederek tarif ederim.
3. Bir şey inşa etmem/kurmam gerektiğinde,
( G ) Onları sessizce okur ve parçaların nasıl bir araya geleceğini gözümün önüne getirmeye
çalışırım.
( D ) Yönergeleri yüksek sesle okur ve parçaları birleştirirken kendi kendime konuşurum.
( K ) Önce parçaları bir araya getirir (birleştirir) sonra da yönergeleri okurum.
4. Konsantre olmaya çalışırken güçlük çektiğim durumlar;
( G ) Sınıfta çok fazla kalabalık şey ve hareket varsa.
( D ) Sınıfta çok fazla gürültü varsa.
( K ) Uzun süre hareketsiz oturmam gerekirse.
Page 45
45
5. En çok neleri okumaktan hoşlanırsınız?
(G ) Zihnimde resimler çizmemi sağlayan tasvir bölümlerini.
(D ) Kişiler arsındaki konuşmaları.
(K )Başlangıcı heyecanlı hikayeleri.
6.Bir şeyi hatırlamaya çalışırken;
(G ) Aklımda görmeye çalışırım.
(D ) Söylenen şeyleri ya da gürültüleri aklımda duymaya çalışırım.
(K ) “O olay” anındaki duygularımı hatırlamaya çalışırım.
7. Sizce yeni bir şeyi öğrenmenin en kolay yolu nedir?
(G ) Nasıl yapılacağını anlatan bir gösteriyi izlemek.
(D ) Birinin nasıl yapılacağı konusundaki açıklamasını dinlemek.
(K ) Kendi başıma denemek.
8.Bir filmden en rahat biçimde hatırladığınız şey nedir?
(G ) Ortam, manzara ve kıyafetler.
(D ) Karakterlerin söyledikleri, fondaki müzik ve sesler.
(K ) Filmde yaşadığım, hissettiğim duygular.
9. Tercih ettiğim öğretmenler,
( G ) Ders anlatırken tahta- tepegöz ya da projeksiyon kullananlardır
( D ) Etkili bir şekilde ders anlatanlardır
( K ) Derslerini deney-gezi-gözlem gibi yöntemlerle işleyenlerdir.
10. Yazı yazarken;
( G ) Harflerin ve sözcüklerin düzenli görünmesine dikkat ederim.
( D ) Genellikle harfleri ve sözcükleri kendi kendime söylerim.
( K ) Kalemime bastırarak yada kavislere dikkat ederek yazdığım yazının akışını hissetmeye
çalışırım.