Page 1
KÜLTÜR TURİZMİ ÇALIŞTAYI
İZMİR KALKINMA AJANSI-BUCA BELEDİYESİ
BUCA İLÇESİNİN EKOTURİZM VE KÜLTÜR TURİZMİ SEKTÖR
ANALİZİ PROJESİ
8 ŞUBAT 2012-BUCA
KÜLTÜR MİRASININ TURİZM ARACILIĞI İLE
DEĞERLENDİRİLMESİ: KÜLTÜREL TURİZM ve İZMİR Doç. Dr. Gözde EMEKLİ
Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü
[email protected]
Kültürel turizme kuramsal yaklaşım: Miras, doğal miras, kültür, kültür mirası- turizm,
kültürel miras turizmi, kültürel turizm?
Çok boyutlu olmakla birlikte miras, çoğunlukla nesilden nesile aktarılan “geçmişin çağdaş
kullanımı” olarak tanımlanabilir. Miras turistleri çeken önemli bir kaynak olurken, kültür
mirası (kaynakları) son yıllarda turizmin odak noktalarından biri haline gelmiştir. Miras
sadece tarihsel kaynakları değil aynı zamanda doğal değerleri manzaraları, sanatı, kültürü de
içine alır ve bir bütündür. Turizm bu bütünlükten yararlanmaktadır. Genel olarak miras doğal
ve kültürel olarak ikiye ayrılır ve turizmin temelini oluşturur (Doğaner, 2003, 5). Tarih ve
kültüre dayalı olan kültürel miras ise kendi içinde somut olan kültürel miras ve somut
olmayan kültürel miras şeklinde sınıflandırılır.
Turizm ile kültürel miras arasındaki ilişki günümüzde modernlik ve geleneksellik arasında
yaşanan tartışmalarla paralellik göstermektedir. Kültürel turizmi, yerel kültüre saygılı;
entelektüel ve nitelikli bir etkinlik biçimi olarak ele almak mümkündür. Kültürel turizm;
kültürel faaliyetleri temel alan turizm deneyimlerini kapsayan turizmin kültürle değişik
bağlantılı açılımlarını birleştiren genel bir kavram olarak kullanılmaktadır. Anonimleşen, her
yerde olabilen standart kimliksiz ürünler ve yerler itici bulunmakta, insanlar eski
medeniyetlerin ya da kültürlerin izlerini görmenin yanı sıra kendi kültürleri dışındaki yerel
kültürlere de ilgi duymaya başlamaktadırlar.
Literatürde kültürel miras turizmi ile ilgili çok sayıda çalışma olmakla beraber, kültürel miras
turizminin tam olarak ne olduğu konusunda bir fikir birliği yoktur. Farklı tanımlar veya
görüşler ve hatta tartışmalar söz konusudur. Nasıl tanımlanırsa tanımlasın, kültürel miras
turizmi, en fazla tercih edilen türlerden biridir ve pazarı giderek gelişmektedir. Ryan (2002),
kültürel miras turizmini, yerel kültür ve değerlere saygılı; entelektüel ve nitelikli bir etkinlik
biçimi olarak ele almaktadır
Kültürel turizm, doğal ve tarihsel kültür varlıklarını, kültürel etkinlikleri ve güncel sanat
eserlerini bazı sosyo-ekonomik olguları turistik bir ürün biçiminde gezginlerin hizmetine
sunan bir turizm anlayışıdır. Yalnızca tarihsel olanı değil, günceli kapsayan bir terimdir
(Richard, 2001, 5-13). Geçmiş kültürün izlerini yerinde görme, kültürel temaslar, değişik alış-
veriş ortamları, eğlence biçimleri eski ve yeni uygarlık ürünleri, mimari, kültürel ilişkiler,
tarihi kalıntılar, gidilen ülkenin yaşam tarzı, inanç sistemleri, el sanatları doğal güzelliklerle
birlikte ilgi çekmektedir.
Neden kültürel turizm?
Ülkeler için önemli bir turizm türü olan kültür turizmi, “gelir sağlayıcı etkisinin yanında
kültürel değerlerin korunması açısından da üzerinde durulan bir turizm seklidir” (Öztürk ve
Yazıcıoğlu, 2002:189). Kültürel turizm pazarı, gözle görülür bir şekilde büyüme
Page 2
göstermektedir. İnsanlar etnik kökenlerine, geçmişlerine, farklı yaşam tarzlarına ilgi duymaya
başlamışlardır. İyi bir eğitimin, kültürel zenginlik ve kendini daha çok bilgilendirme amaçlı
seyahat etme isteğini artırdığı bilinmektedir. Diğer bir anlatımla eğitim seviyesi yükseldikçe,
kültürel turizm etkinliklerine olan talep de artmaktadır (McKercher ve Cros, 2002:185).
Kültürel turizm;değişen arz, talep, rekabet ve pazar koşulları dikkate alınarak geliştirilmelidir.
Doğa koşullarına bağlı kalmadan turizmi tüm yıla yaymak (mekan yada coğrafi boyut)
Ülke kültürünü yerli ve yabancı turistlere özellikle yöre halkına tanıtmak, korumak,
Geçmişe ve geleceğe sahip çıkmak ( çevresel boyut ve koruma)
Tarih ve kültürel miras bilincini artırmak , (toplumsal boyut)
Yerel halkın yaşam kalitesini yükseltmek (ekonomik boyut)
Geleneksel yaşam tarzlarını korumak,
Turistlerin bölgeye çekilmesinde ana çekim unsurunu oluşturan kültürel değerler,
destinasyona ilişkin pek çok özelliğin pazarlamasını kolaylaştırmada anahtar bir rol
üstlenmektedir (planlama ve entegrasyon)
Yalnızca müze ve anıtlar gibi kültürel çekicilikler değil, aynı zamanda
destinasyonların kültürel çekiciliklerini artırmaya yönelik oluşturulan kültürel
stratejiler de kültürel turizm kaynakları olarak önem kazanmaktadır. (siyasal boyut-
güç).
Talep özelliklerinin değişmesi,
- Eğitim seviyesinin yükselmesi,
- İnternet kullanımının yaygınlaşması
- Daha sık ve kısa tatiller isteği
- Temalı parklar, eğlence, sağlık, spor vb etkinliklere artan ilgi,
- Yaşlanan nüfus.
Rekabet ve pazar olanakları açısından avantaj sağlar: Dünya Turizm Örgütü kültürel
turizmin özelliklerini şöyle sırlamaktadır:
- Değer artırıcı yön: Kültürel turizm toplumdaki farklı kültürel yapı
özelliklerini genel kültürel yapı özelliklerine ekleyerek onun değerini artırır.
- Farklılık oluşturucu yön: Kültürel turizmin uygulandığı alanlar
benzerlerinden farklıdır, özel karakter taşır.
- Rekabeti yok edici yön: Kültürel yapıların farklılığı değişik turizm alanlarının
oluşmasını sağlar. Bu farklılıklar kültürel turizmin uygulandığı alanlar arasında
rekabeti önler. Diğer bir ifadeyle kültürel unsurlar arasında kıyaslama
yapılamaz ve bu nedenle kültürel turizm diğer turizm türleri içinde ayrıcalıklı
bir yere sahiptir.
Kültürel turizm çekiciliklerinin sınıflandırılması
Kültürel kaynaklar çok çeşitli olduğundan sınıflandırılmaları oldukça zor ve karmaşıktır,
Kültürel turizmin ürünleri geçmişe ve günümüze ilişkin olarak farklılaşmaktadır. Geçmiş
medeniyetlere ilişkin kalıntıların yanı sıra yaşam biçimleri, gelenek-görenekler, festivaller,
müzik ve eğlence türleri, el sanatları, yemek türleri ve alışkanlıkları kültürel turizmin en
önemli ürünleri arasında yer almaktadır. Kültürel turizmde her türlü kültürel unsur kültürel
çekicilik oluşturabilir ancak turistik ürün haline getirilmesi ayrı bir işletme ve pazarlama
sistemini gerektirmektedir.
Page 3
Şekil 1: Kültürel turizm çekicilikleri, (Swarbrooke, 1999, 306).
Hizmet çekicilikleri arasında da kültür kullanılmaktadır. Günümüzde turizm ve rekreasyon
ihtiyacını karşılamaya yönelik olarak genellikle büyük kentlerde düzenlenen ya da yapılan
etkinlikler ve tesisler de giderek önem kazanmaktadır. Kongre ve kültür merkezleri, alış-veriş
olanakları, festival-şenlik, yeme-içme-eğlenme-konaklama tesisleri kırsal ve kentsel
mekanlardaki düzenlemeler arasında yer almaktadır.
Kültürel turizm temel olarak beş kümede kümelenmektedir:
İnsana kültüre dayalı somut ve somut olmayan miras
Tarımsal ya da endüstriyel miras
Sanat, görsel sanatlar edebiyat performans sanatları
Mutfak kültürü şarap yiyecek içecek vb
Doğa tarihi, doğal çevrenin insan tarafından şekillendirilmes vb..
Kültür turizmi; güncel ve tarihsel olarak ta iki bölüme ayrılabilmektedir:
1- Güncel Kültür Turizmi: Kültürel etkinlikler (bilimsel, sanatsal, sportif vd) ön plandadır.
Etkinlikler, izleyici sayıları göz önüne alındığında; yöresel, bölgesel, ulusal ve uluslar arası
büyük etkinlikler olmak üzere dört gruba ayrılmaktadır.
2- Tarihsel Kültür Turizmi: Ulusal sınırlar içindeki tarihsel mirasın turistik organizasyon
yardımıyla sunulması esasına dayanmaktadır.
Başka bir anlatımla, kültürel turizmin geniş bir kavram olması ve daha kolay pazarlama
ihtiyacı, alt grupları ortaya çıkarmıştır. Festival turizmi, miras turizmi, tarih turizmi, inanç
turizmi, etnik turizmin yanı sıra keder turizmi, savaş alanları-dark turizm, endüstriyel miras
turizmi, soy-sop araştırma ve sıla turizmi şeklinde sınıflandırılmalar dikkat çekmektedir
(Aliağaoğlu, 2004, 65)
Page 4
Dünya kültür mirası, kültürel turizm ve Türkiye
Dünyada kültürel turizme artan talep karşısında kampanyalar, projeler, yarışmalar,
sempozyumlar, sivil örgütlenmeler son yıllarda önem kazanmaya başlamıştır. Kültür mirası
kavramı Fransız Devrimi sırasında doğmuştur. Miras yalnızca tarihsel kaynakları değil, aynı
zamanda “doğal varlıkları, peyzajları, güncel sanatı ve kültürü” de içine almaktadır. Merkezi
Paris’te bulunan ve Birleşmiş Milletlere bağlı olan UNESCO, 1945 yılında kurulmuş, 1972
yılında Dünya Kültür ve Tabiat Mirasının korunmasına dair bir sözleşme hazırlamıştır.
(UNESCO Dünya Miras Sözleşmesi). Uluslararası Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Kurumu (ICOMOS) oluşturmuştur. Bu kurum ekonomik, teknik ve maddi destekler
sağlayarak kültürel miras konusunda önemli projelere imza atmaktadır. Projelerde Devlet ve
özel sektörün birlikte çalışması kültürel değeri olan yapıların korunması, restorasyonu, ev
sahibi toplumun özelliklerine uygun kültürel boyutların canlandırılması yerel-kültürel
programların geliştirilmesi, kültürü tanımlayan en iyi görüntülerin sağlanması, bunların
turistlerle paylaşılacağı programlar yapılması esas alınmaktadır.
Avrupa Birliği OECD, UNESCO ortaklığı ile Avrupa Kültür Yolları Enstitüsü, Avrupa Miras
Becerileri Vakfı gibi kurumlarla birlikte, şirketler, dernekler ve gönüllü kuruluşlarla
işbirliğinin önemi vurgulanmaktadır. 11 Eylül 1999'da Avrupa Konseyi Bükreş'te düzenlediği
toplantıda; "Avrupa Bir Ortak Miras" kampanyası başlatmıştır. Bu çerçevede; kültürel, doğal
ve tarihi miras bilincinin yükseltilmesi, kültürel çeşitliliğe saygı çerçevesinde işbirliğinin
geliştirilmesi, taşınır-taşınmaz miras kapsamında yer alan çevre, sitler, peyzaj ve sanat
eserlerinin ve kültürel, sosyal, geleneksel, ahlaki, dini ve manevi değerlerin ön plana
çıkartılmasına özen gösterilir. Kültürel turizm ile ilgili, UNESCO’nun başını çektiği
uluslararası platformlarda araştırma ve düzenlenen konferanslarda şu noktalar üzerinde
durulmaktadır:
Önceliği yöresel kültürlere vermek
Miras ile ilgili bir turizm yönetim planı hazırlamak,
Yöre halkını eğitmek ve onların katkılarını sağlamak
Yöresel ürünlerin tanıtımını teşvik etmek, korunması gerektiği bilincini uyandırmak,
Koruma için turizm fonlarından yararlanmak için benzer Dünya Mirasına sahip
yerlerle temas-paylaşımda bulunmak
Tüm turizm endüstrisi içinde özel sektör ve devlet ile birlikte Dünya Mirası yerlerle
ilgili politikalar oluşturmak
Ev sahibi topluma turizm gelişiminde ve planlamasında önemli görevler vermek
Kültürel turizmde ekonomik gelişmenin sağlanması ve yöresel kimliğin korunması
için büyük kentlerin yanı sıra küçük yerleşmelerde de miras çalışmaları
gerçekleştirmek
Kültür mirasının turizm aracılığı ile değerlendirilmesinde öne çıkan stratejilere
göz atmak gerekmektedir:
Kültür mirasını oluşturan envanter çalışmalarının yapılması
Prehistorik-Antik kentlerin turizm amaçlı kullanımı: gerçek-sanal kullanımlar
Müzelerin kültürel turizmde daha etkin kullanılması, turistik ürün olarak pazarlanması,
Farklı tarihsel dönem eserlerine ilgi çekilmesi, ziyaretlerin artırılması,
Önemli kişi ve kahramanların-olayların tanıtılması,
İnanç çekim merkezlerinin turizm amaçlı kullanılması,
Geleneksel mimari özelliklerin turizme kazandırılması,
Geleneksel yaşam tarzını yansıtan ögelerin turizmde kullanılması,
Page 5
Geleneksel tarım ürünlerinin ve yemek çeşitlerinin kültürel turizmde
değerlendirilmesi,
El sanatlarına turistik ürün niteliği kazandırılması,
Miras alanlarının ve yerleşmenin fiziksel, sosyal ve kültürel taşıma kapasitelerinin
dikkate alınması
Değişen pazar koşullarına göre kültürel turizm ürünleri oluşturulması,
Kültürel turizm ürünlerinin geliştirilmesinde ve kültürel mirasın pazarlanmasında
devlet kurumları ve adamları, ev sahibi kurumlar ile uluslararası ilişkilerin
düzenlenmesi
Yöresel elişi ve sanatların geliştirilmesinde kadının rolü artırılması
Kültürel turizm ürününün geliştirilmesinde teknoloji kullanımına dikkat edilmesi
(Emekli, 2003,45-50)
Dünyada kültürel turizmin en yaygın olduğu tanınmış ülkeler; Fransa,
İtalya,Almanya,İspanya, İngiltere, Avusturya, ABD, Mısır, Küba, Rusya Fed., Peru, Brezilya,
Çin, Hindistan, Japonya, Kore vd. olup, Paris ve Londra en popüler kültür ve kent turizmi
destinasyonu olarak belirlenmiştir. Bu kentleri Roma, Floransa, Venedik, Viyana, Budapeşte,
Prag, Amsterdam, Brüksel, Berlin ve New York takip etmektedir. Kısacası, Avrupa, Asya
(özellikle Uzakdoğu), Latin Amerika, Avustralya, Afrika bu turizm türünde tarihsel ve çağdaş
kentleri, yerel kültürleri yaşatan köyleri, arkeolojik kalıntıları, inanç merkezleri, festivalleri ile
eşsiz destinasyonlara sahiptir. Dünya Seyahat Monitörü'nün (DSM) verilerine göre Batı
Avrupa'ya yönelik ziyaretlerin % 33'lük dilimi kültür turizmi amaçlı gerçekleşmektedir
(Hughes & Allen, 2005,178 )
Türkiye’de kültürel turizm önemli bir potansiyele sahiptir. Birçok medeniyete beşiklik
etmiş Anadolu topraklarında yapılan arkeolojik araştırmalarda dünyada eşi, benzeri olmayan
zenginliklere sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Hititler, Sümerler,Urartular, Likyalılar, Lidyalılar,
Frikyalılar, İyonlar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Osmanlılar, Türkiye Cumhuriyetine
gelinceye kadar birçok iz ve kalıntı bırakarak ülkemizi benzersiz bir konuma ulaştırmıştır.
Ayrıca sahip olduğumuz kültürel çekicilikler arasında örf, adet, gastronomi, tarih, müzik ve
resim, din, mimari yapı, el sanatları, giyim tarzı da dikkate değer özellikler sunmaktadır.
UNESCO Dünya Miras Sözleşmesi'ne 1983 yılında imza atan ülkemiz Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü'nün sorumluluğu altında birtakım çalışmalar
yürütmektedir. Türkiye’den UNESCO Dünya Miras Listesi’nde 10 yer bulunmaktadır:
İstanbul Tarihi Alanları, Safranbolu, Hattuşaş, Commagene-Nemrut Dağı, Xanthos-Letoon,
Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası, Truva Arkeolojik Kenti, Selimiye Camii, Hierapolis-
Pamukkale, Göreme MP ve Kapadokya (son ikisi doğal ve kültürel mirastır). Ancak bu
sayının Türkiye'nin sahip olduğu doğal ve kültürel değerlere oranla yetersiz olduğu bilinen bir
gerçektir. Türkiye’den UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’ndeki varlıklarımız: Ahlat Eski Yerleşimi ve Mezar Taşları (Bitlis)
Alahan Manastırı (Mersin)
Alanya (Antalya)
Afrodisias Antik Kenti (Aydın)
Bursa ve Cumalıkızık Erken Osmanlı Kentsel ve Kırsal Yerleşimleri (Bursa)
Çatalhöyük Neolitik Kenti (Konya)
Diyarbakır Kalesi ve Surları (Diyarbakır)
Efes (İzmir)
Harran ve Şanlıurfa Yerleşimleri (Şanlıurfa)
İshakpaşa Sarayı (Ağrı)
Karain Mağarası (Antalya)
Konya Selçuklu Başkenti (Konya)
Likya Uygarlığı Antik Kentleri (Antalya ve Muğla)
Mardin Kültürel Peyzaj Alanı (Mardin)
Page 6
Perge Antik Kenti (Antalya)
Sagalassos Antik Kenti (Burdur)
Selçuklu Kervansarayları Denizli-Doğubayazıt Güzergâhı
St. Nicholas Kilisesi (Antalya)
St. Paul Kilisesi, St. Paul Kuyusu ve Çevresi (Mersin)
Sümela Manastırı (Trabzon)
Beyşehir, Eşrefoğlu Camii (Konya)
Hatay, St. Pierre Kilisesi (Hatay)
Bergama (İzmir)
Göbeklitepe Arkeolojik Alanı (Şanlıurfa)
Güllük Dağı-Termessos Milli Parkı (Antalya)
Kekova (Antalya)
Türkiye Turizm Stratejisi 2023’de kültürel turizm ile ilgili projeler vardır:
Aphrodisyas Kültür ve Termal Turizm Gelişim Bölgesi,
Söğüt Kültür Turizmi Gelişim Bölgesi,
Kapadokya Kültür Turizmi Gelişim Bölgesi,
Hitit Kültür Ve Turizm Gelişim Bölgesi,
Urartu Kültür Ve Turizm Gelişim Bölgesi,
GAP Kültür ve Turizm Gelişim Bölgesi…(Türkiye Turizm Stratejisi; 2023, Kültür ve Turizm
Bak, 2007). Türkiye’de her bölgenin kendine özgü kültürel yapısı kültür turizmi için önemli
bir avantaj oluşturmaktadır ancak, henüz bu avantajdan yeterince yararlandığımızı söylemek
yanıltıcıdır.
Çizelge 1: Yıllar itibariyle ülkemizdeki müze ve ören yeri ziyaretçi sayılarının gelişimi
Kaynak: Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü
Yıl Ören yeri ziyaretleri Müze ziyaretleri Toplam
2000 6 565 920 6.892.655 13.458.575
2001 9 837 774 8.133.473 17.971.247
2002 9 798 127 7.471.612 17.269.739
2003 7 716 124 8 048 909 15.765.033
2004 8 722 535 7 742 421 16 464 956
2005 8 544 094 11 118 920 19 663 014
2006 6 856 621 9 229 429 16 086 050
2007 6 087 027 11 936 591 18 023 618
2008 10 314 090 12 422 148 22 736 238
2009 8 863 087 14 137 870 23 000 957
Page 7
Türkiye’de kültürel turizm neden önemli ?
Turistlerin kültürel mirasa ilgileri sonucu gündeme gelen kültürel turizm; öncelikle tarihsel
yerlerin, müzelerin ziyaret edilmesi ile başlamıştır Ancak ülkemizde müze ve ören yeri
ziyaretleri son derece kısıtlıdır. Hatta kültürel turizm kapsamında yapılan geziler kıyı
turizmini tamamlayan etkinlikler olarak düzenlenmektedir. Başka bir anlatımla, ülkemizde
kültürel turizm müze ve ören yeri ziyaretleri ile sınırlı kalmaktadır. Türkiye’deki müze ve
ören yerlerini ziyaret eden yabancı turist sayısının 15-25 milyon kişi olduğu göz önüne
alınırsa, bu miktar neredeyse Türkiye’ye olan toplam ziyaretlerin hemen hemen yarısını
oluşturmaktadır. Kültürel amaçlı ziyaret ettiklerini söyleyen yabancı turistlerin, oranı %15
olmakla birlikte, müze ve ören yerini ziyaret edenlerin oranı toplam yabancı ziyaretçiler
içerisinde %70’e yakın bir payı işgal etmektedir. Bu duruma göre kültürel amaçlarla
geldiklerini söyleyen kişiler dışındakiler de büyük oranda müze ve ören yerlerini ziyaret
etmiştir. Yapılan araştırmalarda da kültürel amaçlarla tatil yapmayan kişilerin üçte ikisinin bir
müze ziyaret ettiği ortaya çıkmıştır. Özetle, müze ve ören yeri ziyaretlerinde mükerrer
sayılanlar olduğunu bir turistin en az üç kez sayıldığını varsaymak ve ülkemizin yaklaşık 7-8
milyon ziyaretçi ile hak ettiği ilgi ve geliri elde edemediğini söylemek çok ta yanlış olmaz.
Türkiye ölçeğinde kültürel turizmin üstlenmiş olduğu misyon yalnızca turizmin zamana ve
mekana yayılması değil, aynı zamanda kültürel turizm politikasının temel amaçlarından olan
kültürel ifadenin değişik şekillerinden kâr elde etmek ve bunun ötesinde hedef bölgelerin
sosyal ve ekonomik gelişimine katkıda bulunmaktır.
Çizelge 2: Türkiye’de müze ören yeri ziyaretçilerinin illere göre oransal dağılımı
İller
Ziyaretçi sayılarının illere
göre oransal dağılımı
İstanbul 24
Antalya 14,2
İzmir 13
Konya 8,6
Nevşehir 7,2
Denizli 6,2
Ankara 5
Aydın 2,5
Muğla 2,5
Çanakkale 7.217
Page 8
Diğer ifadelerle kültürel turizm; Türk turizmini olumlu etkileyecek, bir bütün olarak Türkiye
destinasyonunu, özellikle de bölgesel farkların olduğu bir mekânsal kurgu içinde “bütünleyici
görev” üstlenecektir. Ancak görülmektedir ki, ülkemizde kültürel turizm tüketim alanlarını
büyük ölçüde kitle turizm bölgeleri ve kısmen de yakın çevreleri oluşturmaktadır. Bu durum
da, özellikle pazarlama noktasında oldukça yetersiz olduğumuzu ifade etmektedir.
Çizelge 3-4: Türkiye’de en çok ziyaret edilen müze ve ören yerleri (2011).
En çok ziyaret edilen ören yerleri Toplam
Efes 1 845.000
Hierapolis 1 450.000
Göreme 780.000
Antalya 400.000
En çok ziyaret edilen müzeler Toplam
Topkapı Sarayı 2.995.000
Ayasofya Müzesi 2.760.000
Mevlana Müzesi 1.670.000
Ülkemizde kültürel turizm uygulamalarında öne çıkan müze ve ören yeri ziyaretçi sayılarının
il ve bölgelere göre dağılımına baktığımızda, dünyaca ünlü tarihi ve kültürel kalıntılara sahip
iller hemen dikkati çekmekte, özellikle yabancı ziyaretlerde belirgin bir farklılık yaşandığı
görülmektedir. Türkiye’ye yönelik kültürel turları; miras, şehir, arkeoloji, tarih, inanç ve savaş
alanları turları olmak üzere 6 grupta toplanabilir. Tarih turları ve şehir turları Amerikalılar ve
Almanlar arasında yaygın iken, İngilizler daha çok savaş alanları turları, miras turları ve
arkeolojik turları tercih etmektedir. Ülkemizdeki inanç turizmi ile ilgili çekicilikler daha çok
yine A.B.D. ve Almanya pazarında ilgi bulmaktadır. Hollandalılar arasında tarih ve şehir
turları ağırlıktadır .
Ülkemizde ören yerlerini gezen yerli ziyaretçi sayısının düşüklüğü, müzelerde ise hem yerli
hem de yabancı sayısının az olması üzücüdür. Çünkü Türk toplumunun genel olarak bu tür
yerlere ilgisi azdır, ancak yabancıların ziyareti nedeniyle ilgi çeken yerlere yerli ziyaretçiler
de ilgi duymakta, belirli moda ve akımlar etkili olmaktadır. Son yıllarda iç piyasaya yönelik
düzenlenen Karadeniz, Kapadokya, İstanbul, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu
turlarında müze ve ören yerleri tur programında gezilmekte ve ziyaretçi sayısının artmasında
etkili olmaktadır. Buna karşın yaz aylarında düzenlenen tatil ve dinlenmeye yönelik Akdeniz
turlarında müze ve ören yerleri ziyareti daha geri planda kalmaktadır. Bu doğrultuda
ülkemizdeki bir başka sorun da müze ve ören yerlerindeki yabancı ziyaretlerin azlığıdır.
Page 9
Ülkemizde kültür turizmi, sadece müze ve ören yeri ziyaretleri ile sınırlı kalmamalı, el
sanatları, yerel şenlikler, yörelere özgü yemekler, gelenekler düzeyinde geniş bir yelpaze
içinde düşünülmelidir. Nitekim, kültür turistlerine Bizans’ın ve Osmanlı’nın başkenti İstanbul
kenti, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara dışında önemli tarihsel miraslara, yerel
mimari yapılara, önemli şahsiyetlere, sahip birçok il ve ilçe merkezimiz (Bursa, Edirne,
Çanakkale, Konya, Erzurum, Sivas, Kayseri, Mardin, Ş.Urfa, Diyarbakır, Safranbolu,
Kastamonu, Tokat, Amasya, Manisa vd) son derece ilginç gelmektedir. Öte yandan üç semavi
dinin buluşma yeri olan ülkemizde sayısız kutsal yerler, inanç turizmi yoluyla kültürel turizme
büyük fırsat tanımaktadır (Emekli, 2003, 47).
Çizelge 5: En çok ziyaretçi çeken iller, Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2011.
İstanbul 7 361 bin 104
İzmir 3 149 bin 718
Antalya 3 12 bin 480
İzmir’de kültürel turizm
Tarih boyunca elverişli konumu, iklimi, korunaklı kıyıları ve zengin ekonomik kaynakları
nedeniyle bir çok medeniyetin yaşadığı ilimiz, günümüzde, geleneksel özellikleri yaşatan
folklorik değerleri, yemekleri, halk oyunları, dansları, sanat gösterileri, ünlü düşünürleri,
festivalleri, fuarı ile kültürel turizmin tüm çekiciliklerine sahiptir. Ege Bölgesi'nin en önemli
merkezi olan İzmir turizme bugünkü anlamda yakın yıllarda başlamasına rağmen kent
kuruluşundan bu yana turizm ile tanışmaktadır. Limanın varlığına bağlı olarak iş-ticaret
turizmi, Roma döneminden beri işletilen Agamemnon kaplıcaların ile termal turizm, Artemis
Mabedi ve Meryem Ana Evi ile inanç turizmi, Efes, Bergama harabeleri ile kültür turizmi
hareketleri yüzyıllar öncesinden başlamıştır (Emekli,1996). Özellikle ülkenin metropol
kentleri ve bölge kentleriyle güçlü kara, demir, deniz, havayolu bağlantıları bulunan İzmir;
güneyde; Kuşadası, Didim, Bodrum, kuzeyde; Çanakkale, Assos, Edremit, Ayvalık ve doğuda
Denizli-Pamukkale gibi ülkemizin önemli turizm merkezlerine yakın konumda
bulunmaktadır. İzmir’in coğrafi konumu kültürel turizmin özellikle günübirlik turizm
hareketleri içinde gerçekleşen müze ve ören yeri ziyaretlerini desteklemektedir. Efes ören yeri
ziyaretlerini Kuşadası limanının desteklemesi bunun en güzel örneğini oluştururken İzmir,
Çeşme ve Dikili limanları turistik açıdan yeterince kullanılmadığını belirtmekte yarar vardır.
İzmir son yıllarda gerek giriş yapan yabancılar, gerekse konaklama ve geceleme sayılarında
bazı dalgalanmalar yaşamaktadır. Ülkemize gelen toplam yabancı turistlerden İzmir’in aldığı
pay 1989’da % 11,7’den 2011 yılında % 4’e düşmüştür. Bu oransal gerileme, İzmir turizminin
temel sorunlarından biridir. Fakat tarihi ve kültürel zenginliklere bağlı olarak gelişen kültürel
turizmin bir parçasını oluşturan ören yeri ziyaretleri önemini her zaman korumaya devam
ederken, kültürel amaçlı ziyaretlerde müzeler geri planda kalmaktadır.
İzmir kent merkezindeki Arkeoloji, Etnografya ve Atatürk müzeleri ile Bergama, Selçuk,
Çeşme, Tire ve Ödemiş’deki müzelerin istatistikleri tutulmaktadır. Selçuk’da Efes, St. Jean
Bazilikası, Meryem Ana Evi; Bergama’da Akropol, Asklepion, Kızılavlu, Menderes’te
Klaros, Çeşme’de Erythrai ve İzmir kentinde Agora, ziyaretçi sayıları en fazla olan yerlerdir
Bunun yan ısıra arkeolojik araştırmaların sürdüğü bir çok antik kent ve kalıntının (Pitane,
Page 10
Kyme, Phokaia, Ulucak, Smyrna-Tepekule, Kadifekale, Klozamenai, Limantepe, Baklatepe,
Metropolis, vd) kültür turizmine katkı vereceğine şüphe yoktur.
Çizelge 6: İzmir İlinde Müze ve Ören Yeri Ziyaretçileri Sayıları, İzmir Kültür ve Turizm İl
Müdürlüğü, 2011
MÜZE
ÖREN YERİ Ücretli Ücretsiz Müzekart Toplam
ARKEOLOJİ
MÜZESİ 6.665 10.840 3.520 21.025
ATATÜRK
MÜZ. 0 51.924 0 51.924
TARİH VE
SANAT MÜZ. 30.206 5.612 2.994 38.812
AGORA 38.490 2.821 1.228 42.539
EFES MÜZESİ 205.102 34.380 28.802 268.284
EFES 1.469.894 196.182 237.724 1.903.800
ST.JEAN 268.240 25.763 23.127 317.130
YAMAÇ
EVLERİ 133.382 15.314 0 148.696
BERGAMA
MÜZESİ 8.679 7.265 7.713 23.657
AKROPOL 212.752 23.541 33.818 270.111
ASKLEPİEİON 105.518 20.215 18.394 144.127
BAZİLİKA 20.138 4.823 7.734 32.695
ÇEŞME MÜZ. 26.167 6.527 7.621 40.315
ÖDEMİŞ MÜZ. 0 2.922 0 2.922
TİRE MÜZESİ 0 8.026 0 8.026
ÇAKIRAĞA
KONAĞI 958 19.277 0 20.235
GENEL
TOPLAM 2.526.191 435.432 372.675
3.334.298
İzmir'deki araştırmalarımız sırasında ortaya çıktığı gibi müze ve ören yerlerindeki yerli
ziyaretler seyahat acentelerinin düzenlediği turlarla ve yılın belirli gün ve haftalarında orta
öğretim kurumlarındaki öğrencilerin ziyaretleriyle artmaya başlamıştır. Ancak, İzmir’de
ziyaretçi sayısı ile ören yerleri ve müzelerin sergiledikleri eserler ve taşıdıkları önem arasında
kuvvetli bir ilişki olmadığı söylemek gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle en çok ziyaretçi
Page 11
sayısına sahip Efes Müzesi de dahil olmak üzere İzmir Arkeoloji Müzesi, Etnografya Müzesi
hatta Bergama, Çeşme, Ödemiş, Tire ilçelerindeki müzelerin ziyaretçi sayısı oldukça
düşüktür.
Yabacı ziyaretlerde ören yerleri, müzelere göre daha fazla ilgi çekmektedir. Efes ören yeri
ilde büyük bir ziyaretçi sayısına sahiptir. Ancak bunun yanında diğer ören yerleri başta
Bergama’da bulunanlar olmak üzere hepsinin ziyaretçi sayısı oldukça düşüktür. En çok
ziyaret edilen ören yerlerine bakıldığında Selçuk ve Bergama ilçelerinin öne çıktığı dikkat
çekmektedir. Öte yandan bu ören yerlerini gezenlerin büyük bir kısmı da yabancıdır. Diğer
ören yerlerinde yerli ziyaretler önem kazanmaktadır. Öyleyse İzmir’in kültürel turizmde en
fazla ziyaretçiyi Selçuk ve Bergama ilçeleriyle çektiğini söyleyebiliriz.
Sonuç ve öneriler
İzmir turizminde kültürel turizm her zaman önde olmuş ve turizmin temel dayanağını
oluşturmuştur. Dünyadaki örneklerine baktığımızda Türkiye’de olduğu gibi İzmir ilinde
kültürel turizmin tam anlamıyla gelişmediği anlaşılmaktadır. Kültürel turizmin en somut
göstergelerinden biri olan müze ve ören yeri ziyaretçi sayılarına bakıldığında ülkemizin hak
ettiği ilgi ve geliri elde edemediği görülmektedir. Bu nedenle müze ve ören yeri ziyaretlerini
artırmanın yolları aranmalı kültür mirasının turistik ürün haline getirilerek pazarlanması
sağlanmalıdır.
İzmir kent merkezi kültürel faaliyetlerinin odaklandığı ve çeşitlendiği bir alan olup
Kadifekale, Agora, Bayraklı, Tarihi Asansör gibi tarihi ve arkeolojik alanları, Kemeraltı,
Bornova, Buca gibi kentsel sitleri ve arkeoloji, etnografya müzeleri ile ünlüdür. Uluslararası
İzmir fuarı ve festivalinin yanı sıra sanat galerileri kültür merkezleri ile de dikkat
çekmektedir.
Kültürel turizmde antik kültürün yerel kültürle bütünleştirilmesi, geçmişle köprünün
kurulması önem taşımaktadır. Sözgelimi ilin yerel kültürünü yansıtan konut mimarisi, halı,
kilim, heybe gibi dokumalar ve bu dokumalarda kullanılan kök boyalar, desenler, renkler
oldukça ilgi çekicidir ancak bu zenginlikler turistik ürün niteliğine dönüşmemiştir. Yerel
kültüre ilişkin gelenek görenekleri yansıtan dokumalar, kılık kıyafetler, yiyecek maddeleri
turistlere önce müzede tanıtılmalı sonra kentte canlı olarak gösterilmeli, hatta bu ürünler
marka ve imaj oluşturularak paketlenmeli, satışa sunulmalıdır.
Geleneksel mimari özelliklerin korunması ve turizme kazandırılması: Günümüz ihtiyaçlarına
paralel olarak gelişimini sürdürürken köyler ve beldeler geleneksel mimari dokusunu daha iyi
koruyabilmiştir. Kemeraltı, Buca ve Bornova, Foça, Çeşme, Urla’daki kentsel sitlerin turistik
amaçla kullanılmasını sağlayacak projelerin geliştirilmesi önem taşımaktadır.
Geleneksel yaşam tarzını yansıtan ögelerin turizmde kullanılması: Halk oyunları, türküler,
giysiler yemekler geleneksel yaşamı yansıtmakla birlikte son günlerde turizmde dikkat
çekmeye başlamıştır. Geleneksel yaşam özelliklerinin tanıtılması turizmde kullanılan bir
yöntem olmakla birlikte ülkemizde çok yaygın değildir. Sözgelimi, efe kıyafetlerini turistlere
tanıtılması amacıyla giydirilmesi, hatıra fotoğraf çektirilmesi, tur programlarını herhangi bir
köy düğününü izleyebilecek şekilde düzenlenmesi ya da köy ortamında bunun canlandırılması
kültürel ve kırsal turizmde kullanılan animasyonlar arasındadır. İzmir’in Bergama,
Kemalpaşa, Ödemiş, Tire ilçeleri bu etkinlikler için son derece uygundur
Müze ve ören yerlerimizde pasif bir teşhir anlayışı vazgeçilmeli. Müzelerin, artık ‘ağırbaşlı’
“çekinilerek’ girilecek” mekanlar olmaktan çıkarılıp, çekici, canlı bir ortama dönüşmesi
gerekmektedir. Müzelerimizin bilgilendirme ve eğitme işlevini üstlenecek, daha canlı bir
sergileme anlayışına dönüşmesi sağlayacak düzenlemelere ihtiyacı bulunmaktadır.
Müze ve ören yerlerinde ya da diğer kültürel mekanlarda konser, sinema, sergi, tiyatro gibi
sanat gösterilerinin yapılması da ilgi çeken faaliyetler arasındadır. Bu amaçla, teknolojinin
Page 12
olanaklarından olabildiğince yararlanılmalı, sanal anlatım yöntemlerinin uygulamasına da
geçilmeli, turistin ayağına sanal olarak gidilmelidir. Ayrıca ziyaretçiler için kartpostal, pul, ve
diaların tanıtımda kullanılması ve satışa hazır hale getirilmesi gerekmektedir.
Turistler gittikleri yerlerde çeşitli amaçlarla para harcarlar, özellikle müzelerde sergilenen
küçük eserlerin iyi kopyalarının yapılıp satılması, bunun yanısıra diğer kültürel değerleri
yansıtan ürünlerinde satışa sunulması gerekir.
Müze ve ören yerlerine ek gelir sağlayacak bir diğer unsurda yiyecek içecekle ilgilidir.
Dinlenme kahve ve çay salonları, restoranlar, müzenin önemiyle bağlantılı canlandırma,
dekorasyon çalışmaları, dönem giysileri içinde servis sunulması ziyaretçileri etkilemektedir.
Üç semavi dinin ibadet yerlerini kent merkezinde bulunduran nadir illerden biri olan İzmir bu
ayrıcalığını kullanmalıdır Kent merkezi inanç turizmine Hıristiyanlığın yedi kilisesinden biri
olan başta St Policarp Kilisesi olmak üzere sinegoglar, havralar ve camiler inanç turizminin
geliştirilmesi için kullanılmayı beklemektedir.
Turistik ürününün farklı ortamlarda tanıtılması amacıyla kültürel kaynakların, arkeolojik ve
tarihi açıdan kullanımının teşvik edilmesi, kültürel turizmin gerçekleşmesinde etik konuların
gündeme getirilmesi, kültürel turizm ürünlerinin gelişmesinde kültürel bakış, müzecilik ve
kültürel imajın oluşturulması, kırsal ve kentsel planlama ile kültürel turizm ürünlerinin
araştırılması ve çeşitli disiplinlerdeki araştırmacı uygulayıcıların biraraya getirilmesi
gerekmektedir.
Son söz olarak turizmin doğal, tarihsel ve kültürel yapıya zarar vermeden ve ekonomik
kayıplara neden olmadan geliştirilmesi ilkesinin her zaman benimsenmesi gerektiğini ifade
etmeliyiz. Kültür turizmi ya da kültürel turizmin gelişmesi için öncelikle halkın
bilinçlendirilmesi, inandırılması, korunarak, yaşatılarak gelecek kuşaklara ve turistlere
aktarılması gerekmektedir.
Kaynakça
ALİAĞAOĞLU, A. 2004: “Sosyo-kültürel Miras Turizmi ve Türkiye’den Örnekler” Coğrafi
Bilimler Dergisi, 2 (2), 55-70.
DOĞANER, S., 2003: “Miras turizminin coğrafi kaynakları ve korunması” Coğrafi Çevre
Koruma ve Turizm Sempozyumu 16-18 Nisan 2003, Bildiriler kitabı. E.Ü. Edebiyat Fak.
Yay. S: 1-8. İzmir.
DİNÇER, F., ERTUĞRUL, S.M. 2000: "Kültürel mirasın korunması ve İstanbul ilindeki
tarihi yapıların turizm amaçlı kullanımı üzerine bir deneme"Anatolia Turizm Araştırmaları
Dergisi. Eylül-Aralık. ISSN1300-4220 S: &)-78. Ankara.
EMEKLİ, G., 1996: ‘İzmir turizminin bugünkü yapısı gelecegi ve sorunları’ Ege Cografya
Dergisi. Sayı:10. 281-291. İzmir.
EMEKLİ, G. 2001: Bergama'nın Turizm Coğrafyası ve Turizmin Sosyo-ekonomik
Etkileri. Bergama Belediyesi Kültür Yay., İzmir.
EMEKLİ, G., 2002: “ Son yılların parlayan yıldızı kültürel turizm ve İzmir” First Tourism
Congress of Mediterranean Countries. 17-21 Nisan 2002. ISBN: 975-7666-66-1 S: 196-206.
Antalya.
EMEKLİ G, 2003: “Kültür mirasının kültürel turizm yaklaşımıyla değerlendirilmesi” Coğrafi
Çevre Koruma ve Turizm Sempozyumu 16-18 Nisan 2003, Bildiriler kitabı. E.Ü. Edebiyat
Fak. Yay. S: 43-49. İzmir.
EMEKLİ,G., 2007: “ Avrupa Birliği’nde turizm politikaları ve Türkiye’de kültürel turizm”
Ege Coğrafya Dergisi, 14-1-2. 99-107,
EMEKLİ, G, 2008: “Coğrafya, kültür ve turizm: Kültürel turizm” Ege Coğrafya Dergisi,
Aegean Geographical Journal 15, 51-59
Page 13
HERBERT, D, 1995:’Haritage, Places, Leisure, and Tourism” Haritage, Tourism and
Society. Mansell Publishing, s: 1-20 London.
HUGHES, H. & ALLEN D.2005:“Cultural tourism in Central and Eastern Europe:The views
of ‘induced image formatien agent’“, Tourism Management 26, 173-183.
MCKERCHER, B. ve DU CROS H. 2002: Cultural Tourism, The Partnership Between
Tourism And Cultural Heritage Management, New York:The Hawort Pres.183-195.
KÜLTÜR VE TURİZM BAK, 2007: Türkiye Turizm Stratejisi; 2023, Ankara
ÖZTÜRK, Y., YAZICIOGLU, I. 2002: Gelismekte Olan Ülkeler için AlternatifTurizm
Faaliyetleri Üzerine Teorik Bir Çalısma, Gazi Üniversitesi Ticaret Ve Turizm Eğitim İktisadi
Enstitüsü Yayın No: 122, İstanbul.
RICHARD, G. 1996: Cultural Tourism in Europe. I: printed U.K: Cab International, England.
RICHARDS, G. 2001 “The development of cultural tourism in Europe” ” In Richards, G.
(ed.), Cultural Attractions and European Tourism, CABI Publishing,3-31.
RYAN, C. 2002 Tourism and Cultural Proximity Examples from New Zealand, Annals of
Tourism Research, 29/ 4, s.952-971.
TÜRKİYE BİLİMLER AKADEMİSİ (TÜBA), 2002: “Türkiye Kültür Sektörü, Kültürle
Büyümek Proje raporları Kültür Bakanlığı Ankara.
İstanbul.
SWARBROOKE, J.(1999). Sustainable Tourism Manağement, New York: CABI Publishing.
UNESCO 1998: World Culture Report: Culture. Creavity and Markets. France.
URL ADRESLERİ / URL references
Devlet Planlama Teşkilatı; 2006: http://ekutup.dpt.gov.tr/turizm/oik601.pdf
European Commission; 2006: ec.europa.eu/dgs/enterprise/move.htm
European Commission; 2006: http://europa.eu.int/comm/culture/portal/index_en.htm
European Commission http://europa.e http://europa.eu.int/comm/enterprise/services/tourism/policy-
areas/sme.htm
European Union; 2006: http://europa.eu.int/comm/dg23/tourism/tourism-publications/travel_guides
European Union; 2006: http://europa.eu.int/comm/enterprise/services/tourism/tourism-
publications/documents/eurfinrep_en.pdf
EuropeanUnion; 2006: http://europa.eu.int/comm/dg23/tourism/tourismpublications/travel_guide
EuropeanUnion; 2006: http://www.deltur.cec.eu.int/default.asp?lang=1&ndx=12&mnID=2&ord=1
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı; 2006: www.turizm.gov.tr