-
I
Alt yandayken Gerek ykler adl. balta girmemi ormanlardan sz eden
bir kitapta korkun bir resim grmtm. Boa ylannn bir hayvan nasl
yuttuunu gsteriyordu. Resmi yukarya izdim. Kitapta unlar yazlyd:
"Boa ylan avn btn halinde inemeden yutar. Ondan sonra hibir yere
kmldayamaz ve alt ay sren sindirimi boyunca uyur." Balta girmemi
ormanlar zerine uzun uzun dndm bunlar okuyunca. Sonra da biraz aba
ve renkli kalemle ilk resmimi yaptm. te l numaral resmim aynen
yleydi:
Sanat yaptm byklere gsterdim. Korkup korkmadklarn sordum.
"Korkmak m?" dediler. "apkadan m?" yi ama, apka resmi yapmamtm ki
ben. Fili yutmu olan bir boa ylan resmi yapmtm. Ama bykler anlamad
iin onlara bir resim daha yaptm. Bykler ak seik grp anlasnlar diye
fili yutmu olan ylann iini izdim. u byklere her eyi tek tek aklamak
gerekir hep. 2 numaral resmim de yle oldu:
Bykler bu kez de boa ylannn iinin ya da dnn resimleriyle uramay
brakp, kendimi corafya, tarih, aritmetik ve dilbilgisine vermemi
tlediler. te daha alt yandayken belki de ok byk bir ressam olma
frsatn bylece karm oldum, l ve 2 numaral resimlerimin baarszl
hevesimi krmt dorusu. Bykler hibir eyi kendiliklerinden
anlamyorlar. Onlara hep bir eyleri aklamak zorunda olmak ne kadar
da skc bir ey ocuklar iin. Ben de baka bir meslek setim kendime:
pilot oldum. Dnyann her yerinde biraz utum. Corafyann ok iime yarad
bir gerek. Bir bakta in'de miyim, yoksa Arizona'da mym anlarm.
Geceleyin ynm arnca ok yararl olur bu bilgiler. Hayatm boyunca
birok nemli kimseyle ilikilerim oldu. Byklerin arasnda da ok
bulundum. Onlar ok yakndan tanma frsat geti elime. Ama dorusu onlar
hakkndaki ilk yargmda bir deime olmad. Zaman zaman aralarnda
birazck daha zeki grnenler olmad deil. yle zamanlarda hemen hep
yanmda tamakta olduum l numaral resmimi karp denememi yapyordum:
bakalm kavray yerinde mi diye. Ama ne are, o da szlemi gibi
tekilerle ayn yant veriyordu: "apka." Eh. bunun zerine ben de ona
boa ylanndan, balta girmemi ormanlardan, ya da yldzlardan filan sz
etmiyordum artk. Anlayaca dzeye iniveriyordum; briten, golften.
politikadan, kravattan filan sz ayordum. Bykteki keyfi grn siz
artk; akl banda biriyle karlat ya sonunda.
-
II Bundan alt yl nce Byk Sahra l zerinde uamla geirdiim kazaya
kadar ite bu yzden yapayalnz bir hayat srdm. Motorda bir para
krlmt. Deil tamirci, yanmda bir yolcu bile olmadndan bu etin ie tek
bama koyulmutum. Benim iin lm ya da kalmd bu. nk yalnzca bir
haftalk suyum vard. lk gece en yakn yerleim merkezinden bin
kilometre uzakta kumda uyudum. Okyanusun ortasnda salyla kalakalm
bir denizciden bile ok daha yalnzdm. Bu yzden gn doarken incecik
bir sesle uyandrldmda nasl ardm tahmin edersiniz sanrm. nce ses,
"Ltfen," diyordu. "Bana bir koyun izin! "Ne?.." "Bir koyun izin!"
Yattm yerden ayaa frladm. Beynimden vurulmu gibiydim. Gzlerimi ap
ap kapadm. evreme baktm. Kck, olaand biri ciddi baklarla beni
szyordu. Sonradan resmini yapmaya altm, ama kendisi resminden ok
daha sevimli tabii. Ama bu benim suum deil. Daha alt yandayken
bykler resim yapma konusunda hevesimi krdklarndan, boa ylannn dtan
ve iten grnmleri dnda baka bir ey izmeyi renemedim. akn akn, karmda
duran bu kiiye bakyordum. En yakn yerleim merkezinden tam bin
kilometre uzakta olduumu sylemitim. Ama bu kk kiinin hi de lde
kaybolmu, yorgunluktan, alk ya da susuzluktan perian olmu veya
korkmu bir grn yoktu. Kendimi toplayp konumaya altm: "Ama sen...
Sen burada ne aryorsun?" Alak bir sesle, ok nemli bir ey
sylyormuasna yineledi: "Ltfen... Bir koyun izin bana..."
Kafanz allak bullak olunca syleneni yapmamazlk edemiyorsunuz.
Size sama ya da gln gelebilir, ama en yakn yerleim merkezinden bin
kilometre uzakta lm tehlikesiyle yz yze bir halde oluuma bakmakszn
cebimden dolmakalemimle bir kt kardm. Ama birden aklma yllarm
corafyaya, tarihe, aritmetik ve dilbilgisine verdiim geldi. Resim
yapmay bilmiyordum ki.
Biraz zlerek bunu sylediimde, "Ne olacak canm," dedi kk ocuk.
"Bir koyun iziverin ite..." Daha nce hi koyun izmemitim. Bu nedenle
ona koyun yerine, izmeyi becerebildiim iki resimden birincisini
izdim. u, boa ylannn dtan grnn. Resmi gsterince ocuun syledikleri
beni ok artt: "Hayr, hayr! Fili yutmu olan boa ylannn resmini
istemiyorum ben. Boa ylan ok tehlikeli, fil ise ok byk. Benim
yaadm
yerde yle kktr ki her ey. Btn istediim bir koyun. Bir koyun izin
bana." Sonunda bir koyun resmi yaptm. Dikkatle inceledi. Sonra da,
"Hayr," dedi. "Bu koyun ok zayf, hasta gibi. Baka bir koyun izin."
Baka bir koyun izdim. Bu kez tatl ve hogrl bir glmsemeyle, "Siz de
gryorsunuz ki," dedi. "Koyun deil bu, ko. Boynuzlar var baksanza."
Bir koyun daha izdim. O da tekiler gibi beenilmedi. "Bu da ok yal,"
dedi. "Uzun bir sre yaayacak bir koyun istiyorum ben" Ama artk sabr
filan kalmamt bende, nk motoru bir an nce skmek istiyordum. Bu
yzden de aadaki resmi izip bir de aklama yaptm: "Bu senin koyununun
kutusu. Koyun kutunun iinde." Gen eletirmenimin yz aydnlanverdi
birden. "Evet!" dedi. "Tam istediim gibi oldu ite. Sizce bu koyun
ok ot ister mi?" "Niye sordun?" "nk yaadm yerde her ey yle kk
ki..." "Canm artk bir koyun iin biraz ot bulunur herhalde. Hem sana
izdiim koyun ok kk zaten." Resme bakarak boynunu bkt. "Bana pek kk
gibi gelmedi. Hey! Bak sen una, uyudu." te kk prensle ilk tanmam
byle oldu.
-
III Nereden geldiini renmek olduka zamanm ald. Bana bir sr soru
soruyor, ama benim sorularm duymazlktan geliyordu hep. Artk,
rastlantyla azndan kan szleri bir araya getirerek anlayabildim ne
anladysam. rnein uam ilk kez grdnde (uam izmemi istemeyin ne olur,
ok kark, beceremem), Nedir bu?" diye sordu. "Uak. Benim uam."
Utuumu renmesi beni ok gururlandracakt. "Ne? Yoksa gkyznden mi
indin?" diye bard birden. "Evet," dedim nemsemiyormu gibi bam
evirerek. "Ama bu ok ho!" dedi kk prens. Sonra da kahkahalarla
glmeye balad. Biraz rahatsz etti beni bu. Dorusu bama gelen
talihsizliklerin ciddiye alnmasn isterim. Glmesini bitirip, "Demek
sen de gkyznden geliyorsun," dedi. "Hangi gezegenden peki?" Birden
karmdaki kk yaratn bir trl anlam veremediim varlyla ilgili bir k
belirdi kafamda. Olabilir miydi? Duraksamadan sordum: "Sen baka bir
gezegenden mi geliyorsun?" Yant vermedi. Uamdan gzlerini ayrmadan
ban sallad hafife. "Bununla pek de uzaklardan gelmi olamazsn
zaten." dedi. Bir sre uzun uzun dnd. Sonra cebinden izdiim koyunu
karp hazinesini incelemeye dald. Bu tam da akla kavumam olan "baka
gezegen" olaynn nasl kafama takldn tahmin edersiniz. Bir eyler daha
renebilmek iin aba gstermeliydim. "Bak canm, syler misin, nereden
geldin sen? u 'yaadm yer' dediin yer neresi? Koyununu gtrecein yer
yani?" Bir sre suskun suskun dndkten sonra, "Biliyor musun," dedi.
"Koyunum bana verdiin bu kutuyu geceleri evi olarak kullanabilir."
"Evet. Ayrca iyi ocuk olursan sana bir ip de verebilirim, gndzleri
onu balaman iin; ha bir de kazk tabii." Ama bu nerim kk prenste ok
etkisi yapt sanki. "Balamak m!" dedi. "O niye ki?" "Balamazsan,
eker gider, kaybolur." Kk arkadam yine bir kahkaha att. "Gider mi?
Nereye gidebilir ki?" "Her yere. Burnunun dorusuna eker gider." "Ne
fark eder ki?" dedi kk prens. "Nasl olsa her ey kck benim yaadm
yerde." Sonra da ekledi; sesi biraz zntl gibiydi: "Burnunun
dorusuna gitse de kimse fazla uzaa gidemez orada..."
-
IV Bylece ok nemli bir ey renmitim: Kk prensin geldiini syledii
gezegen olsa olsa bir ev byklndeydi! Bu beni ok da artmamt dorusu.
nk bildiimiz, isimleri konulmu Dnya, Jpiter, Mars, Vens
gezegenlerinin yan sra uzayda ad konmam, bazlar teleskopla bile
glkle grlebilecek kadar kk yzlerce gezegen olduunu biliyordum.
Gkbilimcileri bunlardan birini ilk kez grp ortaya kardnda isim
vermek yerine yalnzca bir numara veriyorlar. rnein "Asteroid 325"
gibi.
Kk prensin geldii gezegenin B-612 diye bilinen asteroid olduu
konusunda beni hakl karacak ciddi bir nedenim var. Bu asteroidi ilk
kez 1909 ylnda bir Trk gkbilimci teleskopla gzlem yaparken grm. Bu
buluunu hemen Uluslararas Gkbilimi Toplants'nda byk bir heyecanla
sunmu, ama adamcaz alvar, cepken ve fes giyiyor diye onun
sylediklerine hi kimse deer vermemi. Bykler byledir ite... Bir sre
sonra bir Trk lideri herkesin Avrupallar gibi giyinmesini zorunlu
klm, hatta buna uymayanlar lmle cezalandracan sylemi de, 1920 ylnda
ayn gkbilimci etkileyici ve k bir giysiyle Asteroid B-
612'yi tantabilmi. Bu kez herkes ilgiyle izlemi onun
sylediklerini. u anda size bu asteroidle ilgili bu kadar ok ey
anlatabiliyor, numarasn filan syleyebiliyorsam bu hep bykler
sayesinde oluyor. Bykler saylara baylrlar. Yeni bir arkada
edindiniz diyelim: onun hakknda hibir zaman asl sormalar
gerekenleri sormazlar. "Sesi nasl?" demezler rnein, ya da. "Hangi
oyunlar sever?
Kelebek koleksiyonu var m?" diye sormazlar. Onun yerine. "Ka
yanda?" derler. "Ka kardei var? Ka kilo? Babas ka para kazanyor?"
Ancak bu saylarla tanyabileceklerini sanrlar arkadanz. Eer byklere,
"Gzel bir ev grdm, krmz tulal: pencerelerinden sardunyalar sarkyor,
damnda ise kumrular var," derseniz, nasl bir evden sz etmekte
olduunuzu bir trl anlayamazlar. Ne zaman ki onlara, "Yz milyonluk
bir ev grdm," dersiniz, ite o zaman size, "Oo, ne kadar gzel bir
evmi!"
derler gzlerini koca koca ap. Ayn ekilde onlara, "Kk prensin
gler yzll, tatll ve bir koyun istiyor olmas, onun var olduunu
gsterir. Birisi bir koyun istiyorsa, bu onun varlnn kantdr."
derseniz size inanmazlar, dalga geerler. Ama onlara, "Kk prensin
geldii gezegenin ad Asteroid B-612'dir," derseniz, ite o zaman size
inanverirler ve skc sorular sormazlar. Bykler byledir ite. Ama bunu
onlara anlatabilmek olanakszdr. ocuklar bykler karsnda her zaman
sabrl ve anlayl olmak zorundalar. Doal olarak, yaam anlayan bizler
iin saylarn hi nemi yok. Bu ykye tpk peri masallarnda olduu gibi
balam olmay isterdim. "Bir zamanlar kendisinden birazck daha byk
bir gezegende yaayan kk bir prens varm. Bu prens bir koyun
istiyormu..." diyebilirdim rnein. Yaam anlayabilenler iin eminim bu
ok daha gereki bir hava verirdi ykme. Hi kimsenin kitabm zensizce
okumasn istemem dorusu. Bu anlarm yazarken ok zntl anlar yaadm.
Arkadam, koyunu ile birlikte beni brakp gideli tam alt yl oldu. Onu
burada anlatmaya abalyorsam, bu biraz da onu unutmamak iin. Arkada
unutmak ok zc bir ey. Herkesin arkada olmamtr. Arkadam unutursam,
kendimi o, saylardan baka bir eye deer vermeyen bykler gibi
hissederim sonra. te yine bu amala bir kutu boya ve kalem satn aldm
kendime. Bu yatan sonra resim yapmaya kalkmak benim iin etin iti
dorusu. Hele alt yandan beri tek yaptm resmin bir boa ylannn iten
ve dtan grn olduu dnlrse... Resimleri olabildiince geree uygun
izmeye alacam tabii. Ama baaracamdan pek emin deilim akas. Bir
resim fena olmuyor derken, bir tekinin gerekle hibir ilgisi
olmayveriyor. Kk prensin boyunu izerken de hata yaptm oluyor: bir
yerde ksa. baka bir yerde uzun boylu iziyorum onu. Giysilerinin
rengiyle ilgili kukularm da var. te byle dorulu yanll da olsa
herhalde aa be yukar gerei hakknda bir fikir vermeyi baaryorumdur.
Baz ok nemli ayrntlarda hata yaptm da oluyor. Ama ite bu benim suum
deil. Arkadam hibir zaman bana tam bir aklama yapmad ki. Benim de
kendisi gibi olduumu dnd belki, kim bilir? Ama, imdi ak konualm,
ben kutularn iindeki koyunlar gremiyorum. Belki de bykler gibiyim
biraz. Bymek zorunda kaldmdan olacak.
-
V Her geen gn, konumalarmz arasnda kk prensin gezegeni ve oradan
ayrl ile ilgili bir eyler reniyordum. Bu bilgileri ok yava ve onun
dnce srecine bal olarak syledikleriyle elde ediyordum. O baobap
aalaryla ilgili felaketi de byle rastlantyla rendim. Bunun iin de
bir kez daha o koyuna teekkr borluyum. nk kk prens ok ciddi bir
endieye kaplm gibi birden, "Koyunlarn kk allar yedii doru mu?" diye
sormutu. "Evet, yerler." "Hah, neyse!" Koyunlarn kk allar yemesinin
neden bu kadar nemli olduunu anlamamtm. Ama kk prens, "Baobap aacn
da yerler yleyse," dedi.
Ona baobap aacnn kk al olmadn, tam tersine kale gibi byk
olduunu, bir fil srsnn bile tek bir baobap aacn yiyip
bitiremeyeceini anlattm. Fil srs fikri onu ok gldrd. "Onlar st ste
koymak zorunda kalrdk," dedi. Ama sonra da ok akllca bir sz etti:
"O kadar bymeden nce baobaplar da kk oluyorlar." "ok doru, ama
koyununun kk baobap aalarn yemesini neden istiyorsun ki?" "Bunda
anlamayacak ne var?" diye yantlad beni. ok ak bir eyden sz ediyordu
sanki. Kafam zorlayp anlamalydm bunu, hem de yardmsz. Sonunda kk
prensin gezegeninde, teki gezegenlerde olduu gibi, iyi ve kt
bitkilerin var olduunu rendim. yi bitkilerin tohumlar daha iyi,
kt
bitkilerin tohumlan daha kt oluyormu. Ama bu tohumlar gze
grnmyormu.
Topran kuytularnda gizlenmi dururlarken arada bir birkann
uyanaca tutarm. Bu tohum balangta biraz ekingenlik gsterse de.
kendi halinde gnee doru uzamaya balarm. Eer bu bitki yalnzca bir
turp ya da bir gl goncas olsa bymesinde hibir saknca yokmu. Ama yle
kt bitkilerdense hemen ortadan kaldrlmalym. u sralarda kk prensin
gezegeninde ok korkun bir bitkinin tohumlar sarm ortal. Baobap
tohumlarym bunlar. Topran ii bunlarla doluymu. Fark etmekte biraz
geciktiniz mi, i iten geer, bir daha onlardan kurtulu olmazm. Btn
gezegeni sararlar, kkleriyle de ierden skca kavrarlarm. Eer bir de
gezegen kck, baobaplar da ok saydaysa ite o zaman ufalanverirmi
gezegencik... Sonralar kk prens bu konuyu, "Bu bir eit disiplin,"
diye aklamt. "Sabah uyandnzda nasl yznz ykayp temizliinizi
yapyorsanz, gezegene de ayn eyleri yapmalsnz; hem de daha byk bir
zenle. Btn baobaplar hemen skmelisiniz. yoksa bir sre sonra iyice
gl fidelerine benzerler. te o zaman hangisinin gl hangisinin baobap
olduunu anlamak da gleir. Skc bir i bu, ama ok kolay." Bir gn de,
"Gzel bir resmini yapmalsn bunun." dedi. "Bylece sizin oralardaki
ocuklar da nasl bir ey olduunu grsnler. Kim bilir belki bir gn
yollar derse, onlara yarar olur bu bilginin. Ufak bir ii ertesi gne
brakvermenin pek sakncas olmaz ou kez," diye ekledi. "Ama baobaplar
ertelenirse felaket! Tembel birisinin yaad bir gezegen biliyorum.
Adamcaz yalnzca kk fideyi skmeye endiydi de..." te kk prensin szn
ettii bu gezegenin resmini yapmaya altm. Ben yle tler vermeyi
-
seven biri deilim, ama bu baobap konusu ne kadar az biliniyor ve
zellikle bir asteroidde yapayalnz kalan biri iin yle tehlikeli bir
bela ki, bu seferlik kuralm bozuyorum ve, "Aman ocuklar." diyorum,
"baobaplara dikkat!" Arkadalarm da, ben de. hi farknda olmadan bu
tehlikenin yaknndan gemiiz. Bu resimle uzun uzun uramam biraz da
onlar iin. Byle nemli bir uyary yapmam salad iin harcadm emee
dediini dnyorum. Belki imdi. "Bu kitapta niin bu baobap resimleri
kadar etkileyici ve nefis baka resimler yok?" diye soracaksnz. Yok,
nk ok uratm, ama teki resimlerde bu kadar baarl olamadm. Baobaplar
yaparken konunun nemine o kadar kaptrmtm ki kendimi, iyi bir i kt
sonunda, kk prens.
-
! Her an biraz daha anlyorum o ksa ve hznl gemiinin gizlerini...
Epeydir tek elencen oturup gn batmn izlemek olmu demek. Bunu daha
drdnc gnn sabahnda, "Gnbatmn izlemeye baylrm. Haydi, gnbatmn
izlemeye gidelim," dediinde anladm. "Ama bunun iin beklememiz
gerekir," dedim. "Beklemek mi? Neyi?" "Gnbatmn. Daha erken." nce ok
arm gzktn. Sonra da bastn kahkahay. "Yine kendi gezegenimde sandm
kendimi!" dedin. Herkes bilir ki, Amerika'da le olduunda gne
Fransa'da batyordur artk. Fransa'ya bir dakikada uulabilseydi, le
saatinde akam yakalayabilirdi insan. Ama ne yazk ki. Fransa byle
bir i iin olduka uzak. Oysa senin gezegeninde sevgili kk prensim,
yapacan tek ey iskemleni biraz kaydrmak. Bylece dilediinde gnn
bitimini, karanln kn izleyebilirsin... "Bir gn," demitin bana,
"gnbatmn tam krk drt kez izledim!" Sonra da, "Biliyor musun," diye
ekledin. "nsan gnbatmn ok zgn olduunda seviyor." "O srada ok zgn
muydun?" diye sorduydum. Hani u krk drt gnbatm izlediinde?" Ama kk
prens hibir ey sylemedi bu soruma karlk.
-
VII Beinci gn yine o koyun sayesinde kk prensin gizini
reniverdim. Durup dururken sormutu; sanki uzun uzun dnerek zm arad
bir sorununu dile getiriyordu. "Koyun... Koyun allar yiyorsa
iekleri de yer, deil mi?" "Koyunlar bulabildikleri her eyi yerler."
"Dikenli iekleri de mi?" "Evet dikenli iekleri de." "yleyse
dikenler... Ne ie yararlar ki?.." Bilmiyordum. O anda motorun skm
bir cvatasn gevetmeye alyordum. Endiem artyordu, nk giderek uamdaki
arzann son derece ciddi olduunu fark ediyordum. me suyum da ok
azaldndan endiemde haklydm. "Dikenler ne ie yarar?" Kk prensin akl
bir eye takld m asla peini brakmyordu. Benimse aklm cvatadayd.
Aklma ilk geleni syleyiverdim: "Dikenler hibir ie yaramaz. iekler
kindarlklarndan dolay dikenlidirler..." "Ya!" Bir anlk bir
sessizlik oldu. Sonra kk prens birden parlayverdi. Gcenik bir
sesle: "Hayr! Sana inanmyorum. iekler narin yaratklardr. ok
masumdurlar. Kendilerini gvencede hissetmek isterler. Dikenlerinin
korkun silahlar olduuna inanrlar..." Bir ey sylemedim. O anda
aklmda tek bir ey vard. "Eer bu cvata hl gevemeyecekse ekile vurup
kopartacam," diyordum iimden. Kk prens dncelerimi datt yine: "Demek
sen sanyorsun ki iekler..." "Hayr! Hayr!" diye bardm. "Hayr, hibir
ey sanmyorum ben. Aklma ilk geleni sylemitim yalnzca. Gryorsun ki
ok nemli ilerim var benim!" "nemli iler mi?" Bana bakyordu. Elimde
eki, parmaklarm yadan simsiyah olmu, ona ok irkin gzken bir
nesnenin zerine eilmi olan bana... "Tpk bykler gibi konuuyorsun!"
Biraz utandm ama o acmaszca srdrd: Her eyi birbirine kartryorsun,
karmakark ediyorsun..." Gerekten ok kzmt. Altn renkli salar rzgrda
dalgalanyordu. "Gezegenlerden birinde yaayan krmz yzl bir adam
tanyorum. Tek bir iek koklamam, tek bir kez bir yldza bakmam,
kimseyi sevmemi. Yaam boyunca tek yapt ey bir takm saylar toplamak.
O da btn gn kendi kendine ayn eyi sylyor, senin gibi: 'ok nemli
ilerim var benim!' Bunlar sylerken gururla kabaryor gs. Ama o bir
insan deil ki, mantar!" "Ne?" "Mantar!" Kk prens imdi fkeden
bembeyazd. "ieklerin milyonlarca yldr dikenleri var. Milyonlarca
yldr koyunlar dikenli iekleri de yiyorlar. Peki bu ieklerin hla
dikenleri olsun diye abalamalarnn nedenini anlamaya almak nemli
ilerden saylmyor. Koyunlarla iekler arasndaki bu sava krmz yzl
adamn toplad rakamlardan daha m nemsiz? Hele benim gezegenimde,
yalnz benimkinde yaayabilen bir ieimin olduunu, bunu koyunun bir
srta yok edebileceini dn. Bu ok mu nemsiz?" imdi de yz al ald.
"nsan bir iei severse, milyonlarca ve milyonlarca yldzda yalnz tek
bir iek aarsa, ite o yldzlara bakarak mutlu olur. Kendi kendine yle
der: 'te orada, o yldzlardan birinde benim ieim.' Ama koyun iei
yedi miydi btn yldzlar kararverir... Bu da hi nemli deil, yle mi?"
Szleri hkrklara bouldu. Gece olmutu. Aletlerimi olduu yere braktm.
u anda ekicin, cvatann, susuzluumun ne nemi vard? Yldzlardan,
gezegenlerden birinde, benim gezegenim Dnya'da bir kk prens vard
avutulacak. Kollarma aldm onu ve ban okadm. "Sevgili iein tehlikede
deil, zlme," dedim ona. "Koyununun azna kapamak iin bir azlk izerim
sana, ya da istersen iein evresine bir parmaklk izerim..." Ne
syleyeceimi bilemiyordum aslnda. Kendimi toy bir budala gibi
hissediyordum. Ona nasl ulaabileceimi, yine eskisi gibi yan yana
olmay nasl baarabileceimi bilemiyordum. ok gizemli bir lke u
gzyalar lkesi.
-
VIII ok gemeden u iek hakknda daha ok bilgi edindim. Kk prensin
gezegeninde iekler her zaman ok sadeydi. Tek sral ta yapraklar
vard, fazla yer kaplamyorlar ve kimseye de sorun olmuyorlard. Bir
sabah otlarn arasnda beliriverirler, geceleyin de sessizce solup
giderlerdi. Ama bir gn kimsenin bilmedii bir yerlerden bir tohum
uup gelmi ve kk prens gezegeninde ei benzeri bulunmayan bu iei
dikkatle izlemiti. yle ya, yeni bir tr baobap da olabilirdi bu. Bir
sre sonra fidenin bymesi durmu, iek vermeye hazrlanmt. Kocaman
tomurcuk kendini gsterdiinde orada bulunan kk prens byk bir merakla
ortaya ok ilgin bir eylerin kmasn beklemiti. Ama iek yeil rtsnn
altndaki hazrlnn yeterli olduunu sanmyordu henz. Renklerini byk
zenle seiyor, kendini ar ar sslyor, ta yapraklarn tek tek
sralyordu. Gelincikler gibi buruuk buruuk kmak istemiyordu ortaya.
Gzelliinin en prltl annda kendini gstermeye karar verdi. Aman! O ne
cilveler, o ne pozlar! Gnlerce srmt o gizemli sslenmeler. Ve bir
sabah tam gn doarken ortaya kverdi. Uzun uzun kendine eki dzen
vermeye altktan sonra esnedi ve. "Oh! ok ender olarak uyank kalrm"
dedi. "Ltfen ta yapraklarmn dzensiz olmasndan dolay knamayn
beni..." Kk prens hayranln gizleyemeyip, "Ne kadar gzelsin!" dedi.
iek, "Evet biliyorum," dedi, "stelik gnele birlikte dodum..."
Kk
prens onun pek de alakgnll saylamayacan tahmin edebiliyordu
tabii, ama olsun; yine de ok etkileyiciydi. Biraz sonra iek. "Sanrm
kahvalt zaman," dedi. "Ltfen benim gereksinimlerimle ilgilenmek
nezaketini gsterir miydin?" Kk prens utanarak biraz su alp geldi ve
iei sulad. iek ok gemeden kendini beenmiliiyle kk prensi canndan
bezdirmeye koyuldu. Dorusunu sylemek gerekirse hi de kolay
olmuyordu buna katlanmak. rnein bir gn zerindeki drt dikeninden sz
ederken kk
prense, "Skysa kaplanlar penelerini bir uzatsnlar!" demiti.
"Gezegenimde kaplan yok." demiti kk prens ona. "Hem kaplanlar ot
yemezler."
"Ben ot deilim," olmutu iein tatl bir sesle verdii yant. "zr
dilerim..." "Kaplanlardan korkmam ben. Sert rzgrlardan korkarm.
Beni rzgrlardan koruyacak bir siperlik bulamaz msn?" "Sert
rzgrlar... Bu bir iein en korkulu ryas olmal," demiti kk prens.
Sonra da iinden, "Bu iek ok anlalmas g bir yaratk," diye mrldanmt.
"Geceleri beni cam bir fanusla rtmeni istiyorum. Buras ok souk.
Benim geldiim yerde..." Tam o anda susmutu. Bir tohum olarak
gelmiti oraya. teki dnyalar hakknda bilgisi olamazd Byle gerek
olmayan bir eyi sylemek zereyken yakalanm olmasndan dolay utanarak
iki kez ksrm, kk prensin ilgisini datmaya almt. "Siperlik hani?"
"Seni dinlemek iin durdum. imdi gidip bulacaktm..." iek kk prensin
vicdan azab ekmesi iin biraz daha ksrmt sonra. Bylece kk prens tm
sevgisine, iyi niyetine karn bir sre sonra ieinden phe etmeye
balamt. nemsiz szleri ok fazla ciddiye alm, sonuta da mutsuz
olmutu. "Onu dinlememeliydim," dedi bir gn bana. "nsan hibir zaman
ieini dinlememeli. Ona bakmal ve gzel kokusunu iine ekmeli yalnzca.
ieimin kokusu btn gezegene yetiyordu. Ama ben ona hak ettii incelii
gsteremedim. u kaplanlarn peneleriyle ilgili szleri yalnzca acma
duygularyla doldurmalyd yreimi." Kk prens, "Gerek u ki," diye srdrd
szlerini, "bir eyi anlamaya alrken neyi dikkate almam gerektiini
bilmiyordum. Szlere deil, yaplanlara bakmalydm. Gzel kokularyla
beni yle
-
bylemiti ki... Ondan uzaklamamalydm... Onun bana yapt o kk
numaralarn arkasnda yatan sevgiyi anlamalydm. iekler ok tutarsz
oluyorlar. Ama onu nasl sevmem gerektiini bilemeyecek kadar
kktm..." IX Sanyorum kk prens gezegeninden ayrlrken, g etmekte olan
bir yabani ku srsnden yararlanmt. O sabah gezegenini derleyip
toparlamt. Etkin volkanlar temizlemiti nce. ki taneydiler ve
sabahlar kahvalt hazrlarken ocak olarak ok ie yaryorlard. Bir tane
de snm volkan vard kk prensin. Ama, "Hi belli olmaz!" diyordu. Bu
nedenle onu da temiz tutuyordu. Temiz tutulduunda volkanlar ar ar
ve dzgn yanyorlard. yle patlamaya filan gerek duymadan. Volkanik
patlamalar tpk evlerin tutuan bacalarna benzerdi. Dnya'daki
volkanlar bizim iin ok fazla byk; bu nedenle de temizleyemiyoruz ve
ikide bir bamza olmadk iler ayorlar. Kk prens ayrca son iki baobap
srgnn de skmutu ii sklarak. Bir daha dnmek istemeyebileceim
dnyordu. Ama o sabah her zaman yapt iler ok nemliydi onun iin. Hele
ieini son kez sulayp cam fanustan koruyucusunu zerine geirirken
neredeyse alayacakt.
"Elveda," dedi ieine. iekten bir karlk gelmedi. "Elveda," dedi
bir kez daha. iek ksrd, ama souk aldndan deildi ksrk. "Samaladm,"
dedi sonunda kk prense. "Bala beni, mutlu olmaya al..."
-
Kk prens ieinin ona sitem etmemesine arm, elinde cam fanusla
kalakalmt. Bu sessiz tatll anlayamyordu. "Tabii, seni ok
seviyorum." diye konutu iek. "Bunu imdiye dek sana belirtmemi olmam
benim hatam. Aslnda bu da nemli deil. Ama sen... Sen de benim kadar
aptalca davrandn. Mutlu olmaya al... Fanusu da istemem." "Ama
rzgr..." "Souk algnlm o kadar kt deil. Gecenin serinlii iyi gelir
bana. ieim ben." "Ya hayvanlar?.." "Kelebeklerle tanmak istiyorsam,
bir iki trtla katlanmay renmek zorundaym. ok gzel olmallar.
Kelebekler de, yani trtllar da olmazsa kimle dostluk edeceim ki?...
Sen uzaklarda olacaksn... Byk hayvanlara gelince... Onlardan
korkmuyorum. Penelerim var benim." Bunlar syledikten sonra kk
prense drt tanecik dikenini gsterdi. Sonra da, "Haydi sallanma.
Gitmeye karar vermitin. Git!" dedi. ok gururluydu. Aladn grmesini
istemiyordu kk prensin... X Kk prens 325, 326, 327. 328. 329 ve 330
numaral asteroidlerin yaknlarnda bulmutu kendini. Bilgisini artrmak
amacyla hepsini tek tek dolamaya balad. lkinde bir kral yayordu.
Kraliyet morundan krkl kaftanyla hem ok sade. hem de ok muhteem
grnen bir tahta kurulmutu. "te bir kul!" diye bard kk prensin
geldiini grnce. Kk prens, "Beni daha nce hi grmedii halde
tanyabiliyor?" diye sordu kendi kendine. Krallar iin her eyin ne
kadar basit olduunu bilmiyordu. Onlara gre btn insanlar kuldu.
Yakla, seni daha iyi greyim," dedi kral. Sonunda birisine krallk
edecei iin gururlanyordu. Kk prens oturacak bir yer bulmak iin
evresine baknd. Ama btn gezegen kraln muhteem krkyle kaplyd. Bu
yzden ayakta bekledi; yorulduu iin de esnedi. "Kral huzurunda
esnemek son derece yakksz bir eydir," dedi kral. "Bunu hemen
yasaklyorum." "Elimde deil ki. Kendimi tutamyorum." dedi kk prens.
ok utanmt. "Uzun yoldan geliyorum ve hi uyumadm..." "Peki yleyse,"
dedi kral, "esnemeni emrediyorum. Yllardr esneyen birini grmedim.
Esnemek bir merak konusu benim iin. Haydi imdi! Esne! Bu bir
emirdir."
Kk prens, "Korkarm, bir daha esneyemem..." diye mrldand.
Utancndan kpkrmzyd imdi.
-
Kral, "Hmmm..." diye ban sallad. "O halde sana emrediyorum,
bazen esneyeceksin, bazen de... Bazen de..." Bir iki kekeledi.
Kafas karm gibiydi. nk gerekte kraln derdi her ne biimde olursa
olsun krallna sayg gsterilmesiydi. Dik balla hi gelemezdi. En byk
otorite oydu. Ama ok iyi bir insan olduu iin mantkl emirler
veriyordu. "Bir generalime, eer martya dnmesini emredersem ve
general de bu emrime uymazsa bu generalin deil benim hatamdr,"
diyordu. Kk prens ekingen bir sesle, "Oturabilir miyim?" diye
sordu. "Oturman emrediyorum," dedi kral ve heybetli hareketlerle
kaftannn ucunu ekti. Kk prensin aklna bir ey taklmt. ok kk bir
gezegendi bu. Kral kime krallk ediyordu ki? "Efendim," dedi, "umarm
size bir soru soracan iin beni balarsnz..." Kral, "Soru sorman
emrediyorum," diyerek rahatlatt onu. "Efendim, siz kimin kralsnz?"
"Her eyin," dedi kral alacak derecede itenlikle. "Her eyin mi?"
Kral eliyle kendi gezegenini, tekileri ve btn yldzlar gsterdi.
"Hepsinin mi!" diye sordu kk prens. Kral, "Hepsinin," diye yantlad.
Egemenlii yalnzca mutlak deil, ayn zamanda evrenseldi de. "Yldzlar
da emirlerinize uyuyorlar m?" "Tabii ki," dedi kral, "hi aksatmadan
hem de. Ba kaldrmalarna asla izin vermem." Bu kk prens iin inanlmaz
bir eydi. Byle bir g onda olsayd iskemlesini yerinden bile
oynatmadan gnbatmn gnde yalnz krk drt kez deil, yetmi iki kez, yz
kez, hatta iki yz kez izleyebilirdi. Geride brakt kk gezegenini
hatrlamak onu biraz zmt. Kraldan bir dilekte bulunmak iin btn
cesaretini toplad. "Bir gnbatm grmeliyim... Ltfen benim iin gnee
batmasn emreder misiniz?" "Generalime bir kelebek gibi iekten iee
umasn emredersem, ya da trajik bir piyes yazmasn istersem, ya da
bir mart olmasn emredersem ve general de bu emrimi yerine
getirmezse kim suludur?" diye kk prense sordu kral. "General mi,
yoksa ben mi?" "Siz," dedi kk prens yksek sesle. "Doru," dedi kral.
"nsan herkesten verebileceklerini istemeli. Bir otoritenin kabul
grmesi mantkl olmasna baldr. Eer halknza gidip kendilerini denize
atmalarn emrederseniz size isyan ediverirler. Bana gelince...
Emirlerime uyulmasn istemek benim hakkm. nk ben mantkl emirler
veriyorum." "Peki benim gnbatm?" diye hatrlatt kk prens. Sorduu bir
soruyu asla unutmazd. "stediin gnbatm olsun. Gereken emri vereceim.
Ama benim ynetim ilkelerime gre, uygun koullarn olumas iin daha
beklemeliyim." "Bu ne zaman olur?" "Hmmm, hmmm..." diyerek kral
kaln ciltli bir ki- taba bakt. "Evet, akamleyin tam sekize yirmi
kala. Emirlerime nasl uyulduunu o zaman greceksin." Kk prens
esnedi. Gnbatm imdilik suya dmt. Ayrca sklmaya da balamt biraz.
"Burada yapacak bir eyim kalmad," dedi. "Yola koyulmalym artk."
"Gitme," dedi kral. Birine krallk yapmaktan dolay mutlu olmutu.
"Gitme, seni bakan yapacam!" "Ne bakan?" "ey... Adalet bakan!" "Ama
burada yarglanacak hi kimse yok ki!" "Bundan emin olamayz," dedi
kral. "Krallmn her yann dolamadm henz. ok yalym. Araba iin buras ok
kk. Yrmek de beni yoruyor." "Ben oktan baktm bile!" dedi kk prens.
Bir kez daha gezegenin arka yzne bakp geldi. Hi kimse yoktu
gerekten... "O halde kendini yarglayacaksn," dedi kral. "En zoru da
budur. Kendini yarglamak bakasn yarglamaya benzemez. Eer kendini
yarglamay baarabilirsen, o zaman gerek bilgelie ulamsn demektir."
"Evet," dedi kk prens, "ama kendimi her yerde yarglayabilirim.
Bunun iin bu gezegende kalmama gerek yok ki." "Hmm," dedi kral.
"Gezegenimin bir yerlerinde yal bir farenin var olduu konusunda
kukularm var. Geceleri sesini duyuyorum. Onu yarglayabilirsin.
Zaman zaman ona lm cezas verirsin. Bylece yaamas sana bal olur. Ama
onu hep balarsn. Tutumlu davranmalyz, nk elimizde bakas yok."
-
"Ben kimseye lm cezas vermek istemiyorum," dedi kk prens. "Hem
sanrm artk gitme zamanm geldi." "Hayr," dedi kral. Gitmeye kararl
olan kk prens yal kral zmek istemiyordu. "Yce kralm eer emirlerine
aynen uyulmasn istiyorlarsa," dedi, "bana akla uygun bir emir
vermeliler. rnein bir dakika iinde buray terk etmemi emretmeliler.
nk sanrm koullar bunun iin uygundur." Kral bir ey sylemedi. Kk
prens bir an duraksad. Sonra yerinden kalkt. "Seni bykeli yapacam,"
dedi kral arkasndan abucak. Baklarnda otoriter bir hava vard bunlar
sylerken. "u bykler ok tuhaf," dedi kk prens ve yola koyuldu. XI
kinci gezegende kendini beenmi bir adam yayordu. "Ah ite, bir
hayranm geliyor!" diye sevinle haykrd kk prensi grnce. Kendini
beenmi bir insan herkesin kendisine hayran olduunu dnr nk.
"Gnaydn," dedi ona kk prens. "apkanz ne ilgin yle." "Halk
selamlamak iin uygun bir apka," dedi adam. "Hayranlarm beni
alklarken karp onlar selamlayacam apkamla. Ama ne yazk ki, hi kimse
gemiyor buralardan." "Alklamak m?" diye sordu kk prens. Adamn
sylediklerini anlamamt, "iki elini birbirine vuracaksn," diye aklad
adam. Kk prens ellerini birbirine vurdu. Adam apkasn karp onu
alakgnll bir tavrla selamlad. "Kraldan daha elenceli," diye dnd kk
prens. Ellerini yine birbirine vurmaya balad. Kendini beenmi adam
da yine apkasyla selamlad onu. Be dakika sonra kk prens bu tekdze
hareketten sklmt. "apkanz aa indirmeniz iin ne yapmalym?" diye
sordu. Ama kendini beenmi adam onu duymamt. Kendini beenmi adamlar
vg szleri dnda bir ey duymazlar nk. "Bana gerekten ok hayranlk
duyuyor musun?" diye adam kk prense sordu. "Hayranlk nedir?"
"Hayranlk demek, beni bu gezegendeki en yakkl, en iyi giyinen, en
zengin ve en akll kii olarak grmek demektir." "Ama bu gezegende
sizden baka kimse yok ki!" "Hi fark etmez. Sen yine de hatrm iin
bana ayn ekilde hayranlk duyabilirsin." "Size hayranlk duyuyorum,"
dedi kk prens omuzlarn silkerek, "Fakat bu sizin iin niye bu kadar
nemli?" Kk prens bunlar syleyip uzaklat. "Bykler gerekten ok
tuhaf," diyerek yolculuunu srdrd. XII Sonraki gezegende bir ayya
yayordu. Kk prens orada ok az kald, ama yrei skntyla doluydu
ayrlrken. Bir sr bo ve dolu ienin bulunduu bir masada oturmakta
olan ayyaa, "Ne yapyorsunuz burada?" diye sormutu. "iyorum," demiti
ayya ask bir suratla. "Niye iiyorsunuz?" diye kk prens yine
sormutu, "Unutmak iin," diye yantlamt ayya. Kk prens adamn haline
zlerek, "Neyi unutmak iin?" diye sormutu bu kez de. "Utancm,"
demiti adam ban sallayarak.
-
"Niin utanyorsunuz ki?" diye sormutu kk prens. Ona yardm etmek
istiyordu. "tiim iin!" demiti adam. Sonra da yine eski sessizliine
gmlvermiti. Kk prens kafas karm olarak uzaklamt oradan. "Bykler
gerekten.ok tuhaf," diye syleniyordu giderken.
XIII Drdnc gezegenin sahibi bir iadamyd. O kadar meguld ki kk
prensin geldiini grmemiti bile. "Gnaydn," dedi kk prens ona.
"Sigaranz snm." " iki daha be eder. Be yedi daha on iki; on iki
daha on be; on be yedi daha yirmi iki; yirmi iki alt daha yirmi
sekiz... Sigaram yeniden yakacak zamanm yok. Yirmi alt be daha otuz
bir... Vay canna! Bylece be yz bir milyon alt yz yirmi iki bin yedi
yz otuz bir etti. "Be yz milyon ne?" diye sordu kk prens.
-
"Ha? Sen hl burada mydn? Be yz bir milyon. Duramam. Yapacak ok
iim var, ok. nemli ilerim var benim. Bo szlerle zaman ldremem. ki
be daha yedi..." "Be yz bir milyon ne?" diye sordu kk prens yine.
Yantn almadan sorusundan asla vazgemezdi. adam ban kaldrd. "Bu
gezegende yaamaya baladmdan bu yana geen elli drt yl iinde yalnzca
kez almam blnd. lki yirmi iki yl nceydi. Nerelen geldiini bilmediim
sersem bir kaz konuvermiti karma. kard korkun sesler her yerden
yanklanyordu. Toplamada tam drt yanl yaptrd bana. kincisi, on bir
yl nceydi. Romatizmam tutuverdi. Pek jimnastik yapamyorum. Bo
gezecek zamanm yok. ncs, ite o da imdi! Ne diyordum? Be yz bir
milyon..." "Milyon ne?" adam birden bu soruyu yantlamadan rahat
braklmayacan anlamt. "u kk eylerden," dedi. "Hani gkyznde grrz ya
arada bir." "Sinekler mi?" "Yo, hayr. Parldayan kk eyler." "Arlar?"
"Hayr hayr, tembellere hayal kurduran kk altn eyler. Bense bo
hayallerle zaman ldremem, nemli ilerim var benim." "Ha, anladm
yldzlar." "Evet, yldzlar." "Eee? Be yz milyon yldza ne olmu peki?"
"Be yz bir milyon alt yz yirmi iki bin yedi yz otuz bir. nemli bir
i yapyorum burada. Saylar amamal." "Ne olmu bu kadar yldza peki?"
"Ne mi olmu?" "Evet." "Hibir ey olmam. Benim onlar, hepsi bu."
"Yldzlar sizin mi?" "Evet." "Ama daha nce grdm kral..." "Krallar
ynetirler, sahip olmazlar. kisi ok farkldr." "Yldzlara sahip olmann
size ne yarar var ki?" "Ne yarar m var? Zengin oluyorum bylece."
"Zengin olmann ne yarar var peki?" "Zengin olunca yeni yldzlar satn
alabilirim. Yenileri bulunursa tabii..." Kk prens kendi kendine,
"Bu adamn dnceleri o ayya adamnkileri andryor biraz," diye sylendi.
Ama yine de aklna taklanlar sormadan edemedi. "nsan nasl olur da
yldzlara sahip kabilir?" "Peki sence kimin yldzlar?" "Bilmem. Hi
kimsenin." "Grdn m ite, benim, nk bunu ilk ben akl ettim." "Bu
yeterli mi?" "Tabii, rnein sahipsiz bir elmas buldun diyelim, o
senindir. Sahipsiz bir ada kefettin, senindir. Aklna daha nce
kimsenin aklna gelmeyen bir fikir geldi, hemen patentini alrsn,
senin olur. te tpk bunun gibi, yldzlarn sahibi de benim; nk onlara
sahip kmay ilk ben akl ettim." "Evet, doru," dedi kk prens. "Peki
ne yapyorsunuz onlarla?" "Deftere iliyorum," dedi iadam. "Sayyorum.
Sonra yine sayyorum. ok zor i. Ama ben tam byle nemli iler iin
yaratlm bir insanm." Kk prens hl tam tatmin olmamt bu szlerden.
"Bir ipek atkm olsa," dedi, "boynuma sarp gtrebilirim. Bir ieim
olsa, koparp onu da gtrebilirim. Ama yldzlar gkyznden koparp
alamazsnz ki..." "Evet, ama bankaya yatrabilirim." "O da ne demek?"
"Yani yldzlarmn saysn bir kda yazar, bu kad da bir ekmeceye koyup
kilitlerim." "Hepsi bu mu?" "Bu yeter," dedi iadam. "ok elenceli,"
diye dnd kk prens. "Pek iirsel, ama ok nemsenecek bir i deil gibi."
nemli iler konusunda kk prens byklerinkinden farkl dncelere
sahipti. "Benim bir ieim var," dedi iadamna. "Her gn suyunu
veriyorum. Her hafta temizlediim
-
volkanm var. Snm olan volkanm da temizliyorum ben, ne olur ne
olmaz diye. Onlarn sahibi olmam ieimin de, volkanlarmn da biraz
iine geliyor. Ama siz yldzlarn hibir iine yaramyorsunuz ki..." adam
azn at, ama syleyecek bir eyi yoktu. Kk prens oradan uzaklat. "u
byklerin tm de ok garip," diye sylenerek yine yola koyuldu. XIV
Beinci gezegen ok ilginti. En kkleriydi. zerinde bir sokak feneri
vard ve bu feneri yakan adamn saca kadar yer vard. Kk prens uzayn
bir kesinde, zerinde hibir insann ve evin bulunmad bir gezegende
fener ve fenercinin ne ie yarayabileceini kestiremedi. Ama yine de
kendi kendine, "Belki de kan biridir," diye dnd. "Ama o kral kadar,
kendini beenmi adam kadar, ayya adamla iadam kadar kak deil. Feneri
yakt zaman bir yldz ya da bir iek daha kazandrm oluyor bize.
Fenerini sndrd zaman da iei ya da yldz uykuya gndermi oluyor. Bu ok
gzel bir ura. Ve gzel olduu iin de yararl." Gezegene vardnda
fenerciyi selamlad. "Gnaydn. Fenerinizi niin sndrdnz?" "Emir byle,"
dedi fenerci. "Gnaydn." "Emir mi? Ne emri?" "Fenerimi sndrmem
gerektiini belirten emir. iyi akamlar." Yine feneri yakt. "Ama niye
yine yaktnz?" "Emir byle," dedi fenerci yine. "Anlamyorum," dedi kk
prens.
Fenerci, "Anlayacak bir ey yok," dedi. "Emir emirdir. Gnaydn."
Ve feneri sndrd. Sonra da zerinde krmz kk kareler bulunan bir
mendille alnnda biriken terleri sildi. "Berbat bir meslek bu.
Eskiden bir anlam vard. Sabahlar sndrp, akamlar yakyordum. Gndzn
kalan blmn dinlenerek, geceyi de uyuyarak geirebiliyordum."
"Herhalde sonradan emir deiti." "Hayr, emir ayn," dedi fenerci.
"Sorun da bu! Yldan yla gezegen daha hzl dnmeye balad, ama emir
deimedi!"
-
"Sonra?" "Sonras u: Gezegen imdi kendi evresindeki dnn bir
dakikada tamamlyor. Bu yzden de kendime ayracak saniyem bile
kalmyor. Dakika ba feneri yakp sndrmek zorundaym!" "ok komik! Demek
burada bir gn yalnzca bir dakika sryor." "Bunun neresi komik?" dedi
fenerci. "u konumamz yaptmz srada tam bir ay geti." "Bir ay m?"
"Evet, bir ay. Otuz dakika. Otuz gn yani. yi akamlar." Sonra da
fenerini yakt yine. Kk prens grevine bu denli sadk olan bu adam
sevdiini dnd. skemlesini kaydrarak peine takld kendi gnbatmlarn
dnd; yeni arkadana yardm etmek istedi. "Biliyor musunuz," dedi.
"Size dilediinizde dinlenebilmeniz iin bir yol gsterebilirim..."
"Hep dinlenmek istiyorum," dedi fenerci. Bir adamn hem grevine
sadk, hem de tembel olmas olanaksz bir ey deildi. Kk prens aklamasn
srdrd: "Bu gezegen yle kk ki, admda evresini dolarsnz. Hep gndz
olmasn istiyorsanz ar ar yrrsnz. Bylece siz istediiniz srece hep
gndz olur." "Bunun bana pek yarar olmaz," dedi fenerci. "Hayatta en
sevdiim ey uyumaktr." "O zaman yapabileceiniz hibir ey yok," dedi
kk prens. "Tabii, yok. Gnaydn," dedi fenerci. Ve fenerini sndrd. Kk
prens kendi kendine, "Bu adam btn tekiler ok kmserdi herhalde,"
diye dnd yine yola koyulurken, "Kral, kendini beenmi adam, ayya,
iadam. Yine de kak olmayan tek kii o gibi geliyor bana. Belki de
kendisinden baka bir eyi daha dnd iin." Sonra da zntyle iini
ekerek, "Arkadam olarak seebileceim tek kii o. Ama gezegeni ok kk.
kimize birden yer yok..." diye dnd. Kk prensin kendine asl itiraf
edemedii ey zntsnn daha ok bir gnde 1440 gnbatm izleyemeyeceinden
kaynaklanmasyd! XV Altnc gezegen bir ncekinden on kez daha bykt.
Cilt cilt kitaplar yazmakta olan yal bir adam yayordu burada.
Kk prensin geldiini grnce, "te bir gezgin!" diye bard. Kk prens
masaya oturup bir sre derin derin soludu. imdiden ok uzun gelmiti
yolculuu. "Nereden geliyorsun?" diye sordu adam ona. "O kocaman
kitap ne kitab?" diye kk prens sordu. "Ne yapyorsunuz?"
"Corafyacym."
-
"Corafyac nedir?" "Corafyac btn denizlerin, kentlerin, dalarn ve
llerin yerini bilen bir bilim adamdr." "ok ilgi ekici," dedi kk
prens. "te sonunda gerek bir meslek!" Sonra da evresine baknd.
Corafyacnn gezegeni kk prensin grd en grkemli ve en byk gezegendi.
"Gezegeniniz ok gzel," dedi corafyacya. "Okyanuslarnz da var m?"
"Bunu syleyemem," dedi corafyac. "Yaa!" Kk prens hayal krklna
uramt. "Dalarnz, peki?" "Bunu syleyemem," dedi yine corafyac. "Peki
kentler, rmaklar, ller?" "Bunlar da syleyemem," dedi adam. "Ama siz
corafyacsnz!" "Pek tabii," dedi corafyac, "Ama gezgin deilim.
Gezegenimde tek bir gezgin yok. Kentleri, akarsular, dalar,
denizleri, okyanuslar ve lleri gidip saymak corafyacnn ii deildir.
Corafyacnn gezip tozmaktan daha nemli ileri vardr. Bu masadan
ayrlamaz ama gezginleri kabul edebilir. Onlara sorular sorar, gezi
izlenimlerini not alr. Eer gezginlerden herhangi birinin anlattklar
ilgin gelirse, hemen o gezginin ahlakn aratrr." "O niye?" "nk yalan
syleyen bir gezgin, corafyacnn kitaplar iin felaket demektir. ok
ien bir gezgin de." "O niye?" diye sordu kk prens yine. "nk sarho
gezginler her eyi ift grrler. Dnsene, sonra corafyacnn kitaplarna
bir yerine iki da yazdrmazlar m?" "ok kt bir gezgin olabilecek
birini tanyorum," dedi kk prens. "Olabilir," dedi yal adam. "Daha
sonra, eer gezginin ahlak yerindeyse kefettii yerlerle ilgili
olarak aratrm yaplr." "Oraya giderek, deil mi?" "Hayr, bu ok uzun
srer. Gezginin kant getirmesini isteriz rnein, gezgin yeni bir da
kefettiini sylyorsa, oradan byk kayalar getirmesini isteriz."
Corafyac birden heyecanla yerinden srad. "Sen! Sen de uzaklardan
geldin! Sen de bir gezginsin! Bana geldiin gezegeni anlat haydi!"
Corafyac bunlar sylerken byk defterinin kapan kaldrd ve
kurunkaleminin ucunu sivriltti. Gezginler uygun kantlar getirmeden
hibir eyi mrekkeple yazmyordu. "Evet?" diye kk prense bakt. "ey,
yaadm yer pek yle ilgin saylmaz," diye anlatmaya balad kk prens.
"ok kk. volkanm var. kisi hl etkin, birisi snk. Ama hi belli
olmaz." "Belli olmaz," dedi corafyac. "Bir de ieim var." "iekleri
yazmyoruz," dedi corafyac. "Neden? ieim gezegenimdeki en gzel
eydir!" "iekleri yazmyoruz," diye yineledi corafyac, "nk onlar
gelip geici eyler." "Gelip geici de ne demek?" "Corafya kitaplar,
kitaplar iinde en nemli olanlardr. Hibir zaman eskimezler. Bir dan
yer deitirdii ok enderdir. Bir okyanusun sularnn ekilmesi de. Biz
kalc eyleri yazarz." "Ama snm volkanlar yine alev
pskrtebiliyorlar," diye kar kt kk prens. "Gelip geici de ne demek
imdi?"
-
"Snm ya da snmemi, bizim iin fark etmez," dedi corafyac. "Bizim
iin nemli olan onun bir da olduu. Bu deimez." "Ama gelip geici de
ne demek?" diye kk prens yine sordu. Yantn almadan bir sorunun
peini brakmazd hibir zaman. "Gelip geici demek, hzla yok olma
tehlikesiyle kar karya olmak demektir." "Benim ieim hzla yok olma
tehlikesiyle mi kar karya?" "Kesinlikle yle." "ieim gelip geici,"
dedi kk prens kendi kendine. "Kendini her eye kar savunmak iin
yalnzca drt dikeni var ve ben onu gezegenimde yapayalnz braktm!" lk
kez pimanlk duymutu. Ama hemen kendini toplad. "Buradan sonra
nereye gitmemi nerirsiniz?" diye corafyacya sordu. "Dnya'ya git,"
dedi corafyac. "yi eyler duydum oras hakknda." Ve kk prens akl
ieinde yola koyuldu. XVI Yedinci gezegen bylece Dnya oldu. Dnya yle
sradan bir gezegen deildir. Orada (zenci krallar da atlamadan) tam
111 kral, 7.000 corafyac, 900.000 iadam, 7.500.000 ayya,
311.000.000 kendini beenmi insan yaar; 2.000.000.000 insan yani.
Dnya'nn bykl hakknda siz bir fikir vermek iin u kadarn syleyeyim:
Elektriin bulunmasndan nce alt ktann tmn aydnlatmak iin tam 462.511
kiilik bir fenerci ordusu ibandayd. Uzaktan bakldnda gerekten
grlmeye deerdiler. Sanki bir operadaki balerinler gibi dzen iinde
hareket ediyorlard. nce Yeni Zelanda ve Avustralya'daki fenerciler
fenerlerini yakyorlar ve sonra uykuya yatyorlard. Sonra in ve
Sibirya'daki fenerciler sahneye kyorlar ve grevlerini yapp
yerlerine ekiliyorlard. Onlar Rus ve Hintli fenerciler izliyor;
daha sonra Afrika ve Avrupa; son olarak da Gney ve Kuzey Amerikal
fenerciler ie koyuluyorlard. Bu sray hibir zaman aksatmyorlard.
Harika bir eydi. Yalnzca iki kiinin, Kuzey Kutbu'ndaki ve Gney
Kutbu'ndaki birer fenerin banda duran fenercilerin ii azd. Ylda
yalnzca iki kez i kyordu onlara. XVII
-
Dorusu insan szn ucunu biraz karnca ister istemez gereklerden
biraz uzaklayor. Fenerciler hakknda anlattklarm tmyle doru deildi.
stelik bilmeyenlere gezegenim hakknda yanl bir fikir verme
tehlikesine de dyorum. nsanlar Dnya'da ok az bir yer kaplarlar. ki
milyar insann tmn ayakta tpk ak hava toplantlarndaki gibi bir araya
toplasanz, hepsi hepsi ancak eni boyu otuzar kilometre olan bir
alana sarlar. Yani tm insanl pasifikteki kk bir adaya
sdrabilirsiniz. Tabii, bykler bunu sylediinizde inanmazlar. ok daha
geni bir yer kapladklarn sanrlar. Baobap aalar gibi nemserler
kendilerini. Ayn hesab kendilerinin de yapmalarn nermelisiniz.
Rakamlar ok sevdikleri iin bundan holanacaklardr. Ama siz bunun iin
zaman harcamayn. Gereksiz. Bana gvendiinizi biliyorum. Kk prens
Dnya'ya geldiinde hi kimseyi grememesine ok ard. Yanl. gezegene
geldiini dnyordu ki, kumun zerinde altn gibi parldayan ay
rengindeki ylan grd. "yi akamlar," dedi nazike. "yi akamlar," dedi
ylan. "Bu geldiim gezegenin ad ne?" diye sordu kk prens. "Dnya,"
diye yantlad ylan. "Buras da Afrika." "Ya! Demek Dnya'da hi insan
yaamyor?" "Buras l. lde insan olmaz. Dnya ok byktr," dedi ylan. Kk
prens bir tan stne oturdu, baklarn gkyzne evirdi. "Acaba," diye sze
balad. "Gnn birinde hepimiz kendi yldzmz bulalm diye mi hepsi byle
birbirinden uzak. rnein, u benim gezegen. Tam stmzde, ama ne kadar
uzak!" "ok gzel," dedi ylan. "Seni buralara getiren nedir?" "Bir
iekle sorunlarm vard," dedi kk prens. "Ya!" dedi ylan. kisi de
sustular. Sonunda kk prens, "nsanlar nerede?" diye sze balad. "lde
insan ok yalnz hissediyor kendini..." "nsanlarn arasnda da yalnzdr
insan," dedi ylan. Kk prens uzun uzun ona bakt. "Sen komik bir
hayvansn," dedi. "Parmam kadar kalnln..." "Ama bir kraln parmandan
bile daha glym," dedi ylan. Kk prens glmsedi.
"Pek gl deilsin. Ayaklarn bile yok. Yryemiyorsun." "Seni
gemilerin gtrebileceinden daha uzaklara gtrebilirim istersen," dedi
ylan. Kk prensin ayak bileine sarld, altn bir bilezik gibi. "Kime
dokunursam, onu geldii dnyaya geri gnderirim," dedi yine. "Ama sen
masum ve iten bir ocuksun. Bir yldzdan geliyorsun..."
-
Kk prens bir ey sylemedi. "Senin iin zlyorum. Bu granitten yaplm
Dnya'da ne kadar gszsn," dedi ylan. "Sana yardm edebilirim. Eer bir
gn kendi gezegenini ok zlersen, ben..." "Oo, seni anlyorum," dedi
kk prens. "Ama niin hep bilmece gibi konuuyorsun?" "Hepsini zerim
ben," dedi ylan. kisi de sustular sonra. XVIII Kk prens l geerken
yalnzca tek bir iee rastlad. ta yaprakl nemsiz bir iekti bu.
"Gnaydn," dedi kk prens. "Gnaydn," dedi iek. Kk prens, "nsanlar
nerede?" diye nazike sordu. iek bir kez bir kervann getiini grmt.
"nsanlar m?" dedi. "Sanrm onlardan alt ya da yedi tane var. Birka
yl nce grmtm. Ama nerede olduklarn kimse bilemez. Rzgr srklyor
onlar. Kkleri yok, bu yzden de yaam onlar iin g." "Hoa kal," dedi
kk prens. "Hoa kal," dedi iek.
XIX Daha sonra kk prens yksek bir daa trmand. Kendi
volkanlarndan baka da grmemiti; onlar da yalnzca dizlerine kadar
geliyordu. Snm olan volkann tabure olarak kullanyordu. Kendi
kendine, "Bu kadar yksek bir dan tepesinden herhalde btn gezegeni,
btn insanlar grrm..." dedi. Ama ular ine gibi sipsivri kayalardan
baka bir ey gremedi. "Gnaydn," dedi nazike. "Gnaydn... Gnaydn...
Gnaydn..." dedi yank. "Kimsin?" dedi kk prens. "Kimsin... Kimsin...
Kimsin?..." dedi yank. "Arkadam olur musunuz? Yalnzm..." dedi kk
prens. "Yalnzm... Yalnzm... Yalnzm..." dedi yank. "Ne tuhaf bir
gezegen!" diye dnd kk prens. "Kupkuru ve sipsivri; rktc ve sert.
nsanlarnda da hayal gc yok. Ne sylerseniz aynsn yineliyorlar. Benim
gezegenimde bir ieim vard. nce o sze balard..."
-
XX Kk prens kumlarn, kayalarn ve karlarn iinden yapt uzun
yolculuun sonunda bir yola ulat. Btn yollar insanlarn yaad yerlere
giderdi. "Gnaydn," dedi kk prens. Am gllerle dolu bir bahenin
nndeydi. "Gnaydn," dedi gller.
Kk prens onlara bakt uzun uzun; kendi ieine benziyorlard.
"Kimsiniz?" diye sordu aknlkla. "Biz glleriz," dedi gller. Birden
kk prensin ii zntyle doldu. iei ona evrende baka bir ei benzeri
bulunmadn sylemiti. Oysa ite burada, tek bir bahede be bin tane
birden vard! "Grseydi ne ok zlrd," dedi kendi kendine. "Hemen
ksrmeye balar, alay edilmesin diye lyormu gibi yapard. Ve benim de
onu yaama dndrmek iin rpnmam beklerdi. Eer yle yapmazsam gerekten
lmeye brakrd kendini..." Kk prens dncelere dalmt: "Ei benzeri
bulunmayan bir iee sahip olduum iin ok zengin olduumu dnyordum.
Yalnzca sradan bir glm. Sradan bir gl ve dizime kadar gelen volkan.
Birisi belki de artk
-
tmden snd... Hi de byk bir prens deilim ben... Kk prens imenlere
uzand ve alad.
XXI te tilki o zaman ortaya kt. "Gnaydn," dedi kk prense.
"Gnaydn," dedi kk prens nazike, ama kimseyi grememiti. "Burdaym,"
dedi tilki. "Elma aacnn altnda." "Kimsiniz" dedi kk prens. Sonra
da, "ok gzel grnyorsunuz," diye ekledi. "Tilkiyim ben," dedi tilki.
"Benimle oynar msn?" dedi kk prens. "ok mutsuzum." "Hayr," dedi
tilki. "Oynayamam; evcil deilim ben." "yle mi? Bala beni," dedi kk
prens. Ama bir sre dndkten sonra, "Evcil ne demek?" diye sordu.
"Sen bural deilsin," dedi tilki. "Ne aryorsun buralarda?" "nsanlar
aryorum," dedi kk prens. "Evcil ne demek?"
"nsanlar m aryorsun? Silahlar var ve avlyorlar. ok can skc.
Ayrca tavuk yetitiriyorlar. Tek konular bunlar. Tavuk mu aryorsun?"
"Hayr," dedi kk prens. "Arkada aryorum. Evcil ne demek?"
"Genellikle ihmal edilen bir i," dedi tilki. "Balar kurmak anlamna
geliyor." "Balar kurmak m?" Tilki, "Yani," dedi, "rnein sen benim
iin hl yz bin teki ocuk gibi herhangi bir ocuksun. Benim iin
gerekli de deilsin. Senin iin de ayn ey. Ben de senin iin yz bin
teki tilkiden hi fark olmayan herhangi bir tilkiyim. Ama beni
evcilletirirsen, birbirimiz iin gerekli oluruz o zaman. Benim iin
sen dnyadaki herkesten farkl birisi olursun. Ben de senin iin esiz
benzersiz olurum..." Kk prens, "Anlyorum galiba," dedi. "Bir iek
var... Galiba o beni evcilletirdi..." "Olabilir," dedi tilki,
"dnyada byle eyler hep olur." "Ama hayr, o Dnya'da deil," dedi kk
prens. Tilki armt. Merakla, "Baka bir gezegende mi?" diye sordu.
"Evet." "Orada avclar var m?" "Yok." "Aman ne ho! Peki tavuklar?"
"Hayr, tavuklar da yok." "Hibir ey mkemmel olamyor," diyerek iini
ekti tilki. Birden aklna bir fikir geldi. "Benim yaamm ok tekdze,"
diye anlatmaya balad. "Ben tavuk avlyorum, insanlar da beni. Btn
tavuklar birbirine benziyor, btn insanlar da... Bu yzden ok
sklyorum. Ama beni
-
evcilletirirsen yaamma gne domu gibi olacak. Duyduum bir ayak
sesinin tekilerden farkl olduunu bileceim. teki ayak sesleri beni
ke bucak karrken, seninkiler tpk bir mzik sesi gibi beni aracak,
snamdan karacak. Hem bak, u buday tarlalarn gryor musun? Ben ekmek
yemem. Buday benim hibir iime yaramaz Buday tarlalarnn da hibir
anlam yoktur benim iin. Bu da ok zc. Ama senin salarn altn sars.
Beni evcilletirdiini bir dn! Buday da altn sars. Buday bana hep
seni hatrlatacak. Ve ben buday tarlalarnda esen rzgrn sesini de
seveceim..." Tilki uzun bir sre kk prense bakt. Sonra da, "Ltfen...
Evcilletir beni!" dedi. "ok isterim," dedi kk prens, "ama burada ok
kalamayacam. Bulmam gereken yeni dostlar ve anlamam gereken ok ey
var." "nsan ancak evcilletirirse anlar," dedi tilki. "nsanlarn artk
anlamaya zamanlar yok. Dkknlardan her istediklerini satn alyorlar.
Ama dostluk satlan bir dkkn olmad iin dostlar yok artk. Eer dost
istiyorsan beni evcilletir." "Seni evcilletirmek iin ne yapmalym?"
diye sordu kk prens. "ok sabrl olmalsn," dedi tilki. "nce karma,
yle uzaa imenlerin stne oturacaksn. Gzmn ucuyla sana bakacam, ama
bir ey sylemeyeceksin. Szler yanl anlamalarn kaynadr. Her gn biraz
daha yaknma oturacaksn..." Ertesi gn kk prens yine geldi.
"Ayn saatte gelmen daha iyi olur," dedi tilki. "rnein sen leden
sonra drtte geleceksen, ben saat te mutlu olmaya balarm. Mutluluum
her dakika artar. Saat drtte artk sevinten ve meraktan deli gibi
olurum. Ne kadar mutlu olduumu grm olursun. Ama herhangi bir
zamanda gelirsen yreim saat kata senin iin arpacan bilemez. nsann
belli alkanlklar olmal..." "Alkanlklar m?" "Evet. Bunlar ounlukla
ihmal edilir," dedi tilki.
"Alkanlklar bir gn teki gnlerden, bir saati teki saatlerden
farkl klan eylerdir. rnein benim avclarmn bir alkanl vardr. Her
perembe kyn kzlaryla dansa giderler. Bu nedenle perembeleri benim
iin gzel gnlerdir. zm balarna kadar sokulabilirim o gnler. Ama
avclar dansa herhangi bir gnn herhangi bir saatinde gidiyor
olsalard hi tatilim olmazd." Bylece kk prens tilkiyi evcilletirdi.
Ayrlma zaman geldiinde tilki, "Alayacam," dedi. "Benim bunda bir
suum yok," dedi kk prens. "Seni zmek istememitim, ama
evcilletirilmeyi sen istedin..." "Evet, oras yle," dedi tilki. "Ama
alayacan sylyorsun." "Evet, yle," dedi tilki.
"O halde evcilletirilmek senin iin pek iyi olmad!" "ok iyi
oldu!" dedi tilki. "Budaylarn rengini dn." Sonra da, "Gidip gllere
bak imdi," diye ekledi. "Kendi glnn ei benzeri olmadn greceksin.
Sonra da gel vedalaalm. Sana armaan olarak bir sr vereceim." Kk
prens gidip gllere bakt. "Siz benim glme benzemiyorsunuz," dedi.
"Hatta hibir eysiniz u anda. nk ne bir kimse sizi evcilletirdi, ne
de siz bir kimseyi. lk grdm zamanki tilkim gibisiniz. O zaman yz
bin baka tilkiden herhangi biriydi. Ama imdi dostum oldu ve benim
iin ei benzeri yok." Gller ok utanmlard. "ok gzelsiniz, ama bosunuz
benim iin," diye srdrd szlerini kk prens. "nsan sizin iin lemez.
Doru, gelip geen biri iin benim ieimin sizden hibir fark yok. Ama o
benim iin yzlercenizden daha nemli; nk suladm, cam bir fanusun
altna koyduum, nne siperlik yerletirdiim iek o. nk trtllar ben onun
iin ldrdm. (Birka tanesini braktk, sonradan kelebek oldular.) nk
yaknd, ya da vnd, ya da hibir ey sylemedii zamanlarda
-
dinlediim ieim o benim. nk o benim ieim." Tilkinin yanna dnd
sonra. "Hoa kal," dedi. "Hoa kal," dedi tilki. "te sana bir sr, ok
basit bir ey: nsan yalnz yreiyle doruyu grebilir. Asl grlmesi
gerekeni gzler gremez." "Asl grlmesi gerekeni gzler gremez," diye
yineledi kk prens; unutmamalyd bunu. "Gln senin iin nemli klan,
onun iin harcam olduun zamandr." "Onun iin harcam olduum zaman..."
diye yineledi kk prens. Unutmamalyd bunu. "nsanlar unuttular bunu,"
dedi tilki. "Ama sen unutmamalsn. Evcilletirdiimiz eyden sorumlu
oluruz. Sen glnden sorumlusun..." "Ben glmden sorumluyum," diye
yineledi kk prens. Bunu da unutmamalyd. XXII "Gnaydn," dedi kk
prens. "Gnaydn," dedi demiryolu makass. "Burada ne yapyorsunuz?"
diye sordu kk prens. "Binlerce yolcunun gitmek istedikleri yne
gitmelerini salyorum," dedi makas. "Trenlerin kimini saa, kimini
sola gnderiyorum." Gk grlemesini andran bir sesle geen kl bir
ekspres treni makasnn kulbesini sarst. "Ne kadar da hzl
gidiyorlar?" dedi kk prens. "Neyin peindeler?" "Bunu o trenin
makinisti bile bilemez," dedi makas. Yine prl prl kl bir ekspres,
bu kez ters yne hzla geti. "Bu kadar abuk mu dnyorlar?" diye sordu
kk prens. "Yo yo, bu baka," dedi makas. "Bu bir tr deiim."
"Bulunduklar yerde mutlu deiller mi?" diye sordu kk prens. "Kimse
bulunduu yerde mutlu deildir," dedi makas. nc bir trenin, gk grltsn
andran bir sesle geldiini duydular. "Daha nce geenleri mi
kovalyorlar?" diye sordu kk prens yine. "Hi kimseyi kovalamyorlar,"
dedi makas. "Uykudalar imdi. Uykuda deillerse bile esniyorlardr.
Yalnzca ocuklar burunlarn cama dayamlardr." "Yalnzca ocuklar neyin
peinde olduklarn biliyorlar," dedi kk prens. "Paavradan bir bebekle
saatlerce oynarlar ve o bebek ok nemli olur onlar iin ve eer birisi
onu ellerinden almaya kalkarsa alarlar..." "ansllar" dedi makas.
XXIII "Gnaydn," dedi kk prens. "Gnaydn," dedi tccar. Susuzluk
giderici haplar satan bir tccard bu. Haftada yalnzca bir hap
yutuyordunuz ve hi susamyordunuz. "Bunlar neden satyorsunuz?" diye
sordu kk prens. "nk ok zaman kazandryor," dedi tccar. "Uzmanlar
hesaplamlar. Bu haplarla haftada elli dakika kazanlyor." "Peki ne
yapacam o elli dakikada?" "Ne istersen..." "Bana sorarsanz," dedi
kk prens, "dilediimi yapacam bir elli dakikam varsa, bir su kaynana
doru gnlmce yrmeyi seerim."
-
XXIV lde kazaya uradmdan bu yana sekiz gn gemiti. Tccarn yksnn
sonunu dinlerken son yudum suyumu iiyordum. "Evet," dedim kk
prense. "Anlattklarn ok ho ama ben hl uam onaramadm; iecek bir eyim
de kalmad. Dorusu ben de gnlmce bir su kaynana yrmeyi isterdim!"
"Dostum olan tilki..." "Sevgili kk adamm. Bu ile tilkinin bir
ilgisi yok!" "Neden?" "nk susuzluktan lmek zereyim de ondan..."
Sylediimi anlayamyordu. "Dost edinmi olmak iyi bir eydir," dedi
yant olarak, "lmek zere olsa bile insan. rnein ben bir tilki ile
dost olduum iin ok mutluyum..." "Durumu anlayamyor," diye dndm. "Hi
susamyor, hi ackmyor ki. Biraz gne yetiyor ona..." Ama dimdik bana
bakarak dndklerimi yantlad: "Ben de susadm. Haydi bir kuyu
arayalm..." Bezginlikle elimi salladm. Koskoca lde rasgele kuyu
aramak samayd. Yine de yrmeye baladm. Birka saat konumadan yrdk.
Gece oldu ve yldzlar kt. Susuzluk biraz bam dndryordu; ryadaymm
gibi baktm yldzlara. Birden kk prensin son syledii nlad kafamn
iinde. "Demek sen de susadn?" dedim. Sorumu yantlamad, yalnzca, "Su
yrek iin de iyidir..." dedi. Bir ey anlamamtm, ama sustum. Onu
sorguya ekmenin bir ie yaramayacan biliyordum. Yorulmutu. Oturdu.
Ben de yanna oturdum. Bir sre sessizlikten sonra yine konutu:
"Buralardan grlmeyen bir iek sayesinde yldzlar gzel." "Evet, gzel,"
diye yantladm. Sonra da nmzde uzanan, ay nn aydnlatt kum tepelerine
evirdim bam. "l gzel," diye ekledi kk prens. Doruydu. l her zaman
severdim. nsan lde bir kum tepesine oturduunda hibir ey grmez,
hibir ey duymaz. Ama yine de o sessizliin iinde bir eyler soluk alp
veriyor, bir eyler parldyor gibidir... "l gzel yapan," dedi kk
prens, "bir yerlerde bir kuyuyu gizliyor olmas..." aknlkla baktm.
Kumlardan yaylan gizemli n nedenini anlamtm birden. ocukken yaadmz
eski evin altnda bir hazinenin gml olduunu sylemilerdi bize. Dorusu
kimse tam olarak nerede olduunu bilmiyordu, hatta belki kimse
aramamt bile. Ama o evin bysyd o. Evim yreimin derinliklerinde bir
sr saklyordu... "Doru," dedim kk prense. "Ev, yldzlar, l... Onlar
gzel yapan gzle grlmeyen bir eyler!" "Tilkimle ayn fikirde olmana
sevindim," dedi kk prens. Kk prens uykuya dalarken onu kucama alp
yine yola koyuldum. ok etkilenmitim; duygularm karmakark olmutu. ok
narin bir hazine tayor gibiydim. Hatta, sanki dnyada ondan daha
narin bir ey yoktu. Ay nn aydnlatt soluk alnna, yumulu gzlerine,
rzgrn uuturduu sana baktm ve yle syledim kendi kendime: "u anda
grdm yalnzca bir kabuk. Asl nemli olan ise gzle grlmyor..."
Dudaklar belli belirsiz bir glmsemeyle aralanrken kendi kendime
unlar sylyordum: "Kk prensin beni en ok etkileyen yan uykudayken
bile ieine, tm varln bir lambann gibi aydnlatan bir gln hayaline
olan ball..." imdi onu daha da narin hissediyordum. Onu korumak,
saknmak istiyordum; sanki hafif bir esintinin sndrvcrecei bir kck
alevdi... Gn doarken kuyuyu buldum.
-
XXV "nsanlar," dedi kk prens, "neyin peinde olduklarn bilmeden
ekspres trenlere binip oradan oraya telala gidip geliyorlar..." Ve
ekledi: "Bouna bir ura..." Bulduumuz kuyu Byk Sahra'nn kuyularna
benzemiyordu. Sahra'nn kuyular kumda bir deliktir yalnzca. Bu kuyu
ky kuyusu gibiydi. Ama evrede ky filn yoktu. Rya gryorum sandm...
"ok garip," dedim kk prense. "krk, kova, ip... Her ey kullanlmaya
hazr." Gld, ipi yakalayp kr dndrd. krk rzgarn uzun bir sre iin
unuttuu eski bir yel deirmeni gibi inledi. "Duyuyor musun?" dedi kk
prens. "Kuyuyu uyandrdk, ark sylyor..." Kendini yormasna gnlm raz
gelmedi. "Bana brak," dedim. "Sana ar gelir." Kovay ekip kuyunun
kysna koydum. Yorgun, ama suyu kardmdan dolay da mutluydum. krn
sesi kulaklarmdayd. Hl alkalanan suda gnein oynayordu. "te bu suya
susadm," dedi kk prens. "mek istiyorum, biraz verir misin bana?" Ne
istediini anlamtm. Kovay dudaklarna edim. erken gzlerini kapamt.
Tatl bir lendi bu. Sradan bir susuzluk gidermek olmad kesindi.
Yldzlarn altndaki yolculuun, krn sesinin ve kollarmdaki yorgunluun
da pay vard bu tatllkta. Yree iyi gelen bir yan vard, armaan gibi.
ocukluumdaki Noel aac gibi, hep birlikte sylediimiz yeni yl arklar,
glen yzlerin yumuakl da aldm armaanlar byle strd.
"Yaadn yerdeki insanlar," dedi kk prens, "bir bahede be bin gl
yetitiriyorlar, ama asl aradklarn bulamyorlar yine de."
"Bulamyorlar," diye yantladm. "Ve aradklarn tek bir glde, ya da
birazck suda bulabilirler." "Doru," dedim. Kk prens ekledi: "Ama
gzler kr. Yreiyle bakmal insan..." Suyu itim. Ferah bir soluk aldm.
Gn doarken kum bal rengindedir. Ve bu bal rengi de beni mutlu
-
ediyordu. yleyse iimdeki bu keder nedendi? "Szn tutmalsn," dedi
kk prens hafife, yanma otururken. "Ne sz?" "Canm, u koyunum iin
azlk... ieimden sorumluyum, biliyorsun..." Cebimden izimlerimi
kardm. Kk prens yine hepsine bakt ve gld. "Baobaplarn... Lahanaya
benziyorlar." "yle mi?" Ben de ne kadar vnyordum baobaplarmla!
"Tilkinin kulaklar da boynuz gibi; ok da uzun." Yine gld. "Hakszlk
ediyorsun kk prens," dedim. "Ben fili yutmu bir boa ylannn ierden
ve dardan grnm dnda resim izmeyi renmedim ki." "ocuklar anlarlar
bence," dedi kk prens. Bunun zerine azln resmini izdim. Ona
verirken iim burkuldu. "Benim bilmediim baz tasarlarn var galiba,"
dedim. Yant vermedi. Onun yerine, "Biliyor musun?" dedi. "Yarn
geliimin yldnm olacak." Biraz sustuktan sonra ekledi: "uraya
inmitim." Birden kzard. Ve bir kez daha, nedenini bilmeden tuhaf
bir zntye kapldm. Aklma da bir soru taklmt: "yleyse en yakn yerleim
merkezinden bin kilometre uzakta sana ilk rastladm o sabah, yle
yapayalnz dolarken yolunu yitirmi deildin. ni yaptn yere
geliyordun?" Kk prens yine kzard. Birazck duraksayarak ekledim:
"Yldnm yznden belki de?" Kk prens yine kzard. Sorularma yant
vermiyordu, ama kzarmak biraz da evet demek anlamna gelmez mi?
"Korkarm ki..." diye sze baladm, ama beni susturdu: "inin bana
dnmelisin. almalsn. Seni burada bekleyeceim. Yarn akam yine gel..."
Rahatlamamtm. Tilkiyi hatrladm. nsan evcilletirilmeyi kabul etti
mi, biraz gzyan da gze almal... XXVI Kuyunun yannda ykk bir duvar
kalnts vard. Ertesi akam iimi brakp geldiimde kk prensi duvarn
zerine oturmu, ayaklarn sallarken grdm. Bir yandan da, "Yanl
hatrlyorsun. Buras deil," diyordu. Birisi ona yant veriyor olmalyd
ki, yine, "Evet, evet! Bugn, ama buras deil," dedi. Duvara doru
yrdm. Henz kimseyi grememitim. Ama kk prens yine, "Aynen yle,"
dedi. "Kumda ayak izlerimin balad yeri greceksin. te orada bekle
beni, bu gece geleceim." Duvardan yirmi metre uzaktaydm. Hl kimse
gzkmyordu. Bir sre sustuktan sonra kk prens yine konutu. "Zehirin
etkili mi? Bana fazla ac ektirmeyeceine emin misin?" Olduum yerde
kalakaldm. Yreim para parayd, ama hl bir ey anlamyordum. "imdi
git," dedi kk prens. "Duvardan inmek istiyorum." O zaman duvarn
dibine baktm. Bakar bakmaz da yerimden sradm. nmde, kk prensin tam
karssnda insan otuz saniyede teki dnyaya yollayacak sar ylanlardan
biri duruyordu. Tabancam karmak zere elimi cebime atarken bile
geriye sramaktan kendimi alamadm. Ama kardm ses zerine, ylan hafif
metalik bir ses kararak hi acele etmeden suyu kesilen bir fskiye
gibi klp kayalarn arasnda kayboldu gitti. Tam zamannda duvara srayp
kk adamm kollarma aldm. Yz kar gibi beyazd. "Ne oluyor?" diye
bardm. "Neden ylanla konuuyorsun?"
-
Hep boynunda duran altn sars atksn gevettim. akaklarn slattm ve
biraz su verdim. Ona soru sormann sras deildi. Yzme ok ciddi bakt
ve kollarn boynuma dolad. Yrei vurulmu, lmek zere olan bir kk kuun
yrei gibi arpyordu... "Uann motorundaki arzay bulmana sevindim,"
dedi. "Artk evine dnebileceksin." "Bunu nerden biliyorsun?" Ben de
tam, hi beklemediim bir anda motoru tamir etmeyi baardm sylemeye
geliyordum. Sorumu yantlamad, onun yerine ekledi: "Bugn ben de
evime dnyorum..." Sonra zntyle, "ok daha uzak... ok daha zor..."
dedi. Olaand bir eylerin olduunun farkndaydm. Kck bir ocukmu; gibi
kollarmda tutuyordum onu, ama bana yle geliyordu ki hzla korkun bir
uuruma doru gidiyordu ve onu kurtarmak iin yapabileceim hibir ey
yoktu... Baklar ok uzaklarda bir yere bakyormu gibi donuklamt.
"Koyunum var artk. Kutusu ve azl da var..." Acyla glmsedi. Uzun sre
bekledim. Yava yava canlandn fark ediyordum. "Kk adamm," dedim.
"Korkuyorsun sen..." Korktuu kesindi. Ama hafife gld. "Bu akam daha
ok korkacam..." Buz gibi hissettim kendimi yine, onarlmayacak, geri
getirilemeyecek bir eylerin sezgisiyle. Onun gln bir daha hi
duymayacak olmay kaldramayacam biliyordum. Benim iin ln ortasnda
bir tatl su kaynayd o. "Kk adam," dedim. "Gln duymak istiyorum
yine." Ama o, "Bu gece, tam bir yl olacak," dedi. "Yldzm, bir yl
nce Dnya'ya indiim yerde tam tepemde olacak bu gece..." "Kk adam,"
dedim. "Ne olur bunun yalnzca kt bir d olduunu syle bana; u ylanla
konumann, buluma yerinin ve yldzn filan..." Ama yakarma kulak
asmad. Onun yerine, "Asl nemli olan, gzle grlmeyendir..." dedi.
"Evet, biliyorum..." "iekle olduu gibi tpk. Bir yldzda yaayan bir
iei seviyorsanz, geceleyin yldzlara bakmak hotur. Btn yldzlar iek
am gibidir..." "Evet, biliyorum..." "Su iin de yle. krk ve ip
sayesinde vermi olduun su mzik gibi geldi bana. Hatrlyor musun, ne
hotu." "Evet, biliyorum..." "Ve geceleri gkyzne bakarsn. Her eyin
ok kk olduu gezegenimin yerini gsteremem sana. Belki bylesi daha
iyi. Yldzm senin iin herhangi bir yldz olsun. Bylece gkyzndeki btn
yldzlara bakmay seveceksin... Hepsi senin dostlarn olacak. Hem sana
bir armaan vereceim..." Sonra yine gld.
-
"Kk prens, sevgili kk prens, bu gln ok seviyorum!" "te bu benim
armaanm. Yalnzca bu suyu itiimiz zamanki gibi olacak." "Ne sylemek
istiyorsun?" "Yldzlar btn insanlarn," diye yantlad. "Ama her insan
iin ayn deiller. Yolcular iin, yldzlar yol gsterici. tekiler iin
yalnzca gkyzndeki prltlar. Bilim adamlar iin hepsi birer problem.
adam iin zenginlik. Ama btn yldzlar sessiz. Sen... Yalnzca sen
yldzlara herkesten farkl sahip olacaksn..." "Ne sylemek
istiyorsun?" "Yldzlardan birinde ben yayor olacam. Ben glyor olacam
bir tanesinde. Ve geceleyin gkyzne baktnda btn yldzlar glyor gibi
olacak... Yalnzca senin glen yldzlarn olacak!" Sonra yine gld. "Ve
zntn hafiflediinde (zaman btn aclar hafifletir) beni tanm olmak hep
seni mutlu edecek, dostum olarak kalacaksn. Benimle glmek
isteyeceksin. Bunun iin de arada bir pencereni aacaksn... Dostlarn
gkyzne bakp bakp gldn grnce ok aracaklar! Onlara 'Yldzlar hep gldrr
beni!' diyeceksin. Deli olduunu dnecekler. Sana nasl bir oyun
oynadm gryorsun..." Sonra yine gld. "Sanki sana yldzlar yerine
glmesini bilen bir sr kk an vermiim gibi olacak..." Ve yine gld.
Sonra birden yz ciddileti. "Bu gece... Biliyorsun... Gelme." "Seni
brakmayacam," dedim. "Ac ekiyormu gibi bakacam. Biraz da lyormuum
gibi... Evet, yle. Bunu grmeye gelme. Grmeye demez." "Seni
brakmayacam." Ama o endieliydi. "Dinle beni. Biraz da o ylan
yznden... Yani seni sokmasn istemem. Ylanlar kt niyetli
yaratklardr. Bu da seni yalnzca zevk iin sokabilir..." "Seni
brakmayacam." Ama bir dnce onu rahatlatmt. "kinci kez sokmaya
zehirleri kalmyor ki." O gece yola ktn grmedim. Hi ses karmadan
kalkp gitmiti. Ona yetitiimde abuk ve kararl admlarla yryordu. Beni
grnce, "Demek geldin," dedi yalnzca. Elimden tuttu. Endieliydi hl.
"Gelmemeliydin. Ac ekeceksin. lmm gibi olacak, ama lmeyeceim..."
Bir ey sylemedim. "Anlamalsn. ok uzak. Bu gvdeyi oraya tayamam. ok
ar." Bir ey sylemedim. "Atlm, eski bir deniz kabuu gibi olacak.
Bunda zlecek bir ey yok..." Bir ey sylemedim.
Cesareti krlmt. Son bir aba daha gsterdi. "Biliyor musun, ok ho
olacak. Ben de yldzlara bakacam. Btn yldzlar kr paslanm
-
kuyular gibi olacak. Btn yldzlardan imem iin tatl sular
akacak..." Bir ey sylemedim. "Harika olacak! Senin tam be yz milyon
kk ann olacak, benim de be yz milyon su kaynam..." Artk susmutu,
alyordu nk...
"te buras. Brak, yalnz gideyim." Ve oturdu. Korkuyordu. Sonra
yine, "Biliyor musun," dedi. "ieim... Ondan ben sorumluyum. Ve o ok
gsz! ok saf! Kendini savunmak iin drt ie yaramaz dikeni var..." Ben
de oturdum. Ayakta duracak halim kalmamt. "te hepsi bu..." Biraz
daha duraklad, sonra ayaa kalkt. Bir adm att. Ben kmldayamadm. Ayak
bileinin dibindeki sar bir parltdan baka hibir ey grlmedi. Bir an
hareketsiz kald. lk atmad. Bir aa gibi yavaa devrildi. Kuma dt iin
hi ses kmamt.
XXVII
-
Ve alt yl geip gitti bile. Bu yky kimseye anlatmadm. Dndmde beni
karlayan dostlarm beni hayatta grdklerinden dolay mutluydular. Ben
zgndm, ama onlara, "Yorgunum," dedim. zntm biraz hafifledi artk.
Yani tmyle gemedi. Ama onun gezegenine dndn biliyorum, nk gn
doduunda gvdesini bulamadm. yle, ok ar deildi ki... Ve geceleri
yldzlar dinlemeyi ok seviyorum. Sanki be yz milyon an gibiler.
Yalnz hl aklma taklan bir ey var. Koyunu iin azlk izdiimde azl
balayacak kaylar izmeyi unutmuum. Azl koyunun azna asla
balayamayacak. Bu yzden orada neler olduunu ok merak ediyorum.
Belki de koyun iei yedi... Bazen kendi kendime, "Tabii ki, hayr,"
diyorum. "Kk prens her gece ieinin zerine cam fanusu kapatyor,
gndzleri de koyununa gz kulak oluyordur..." O zaman mutlu oluyorum.
Yldzlarn glleri ok ho geliyor. Ama bazen de diyorum ki: "Herhangi
bir gn dalgnlna gelse, yeter! Bir akam fanusu kapatmay unutsa, ya
da koyun bir gece sessizce kalksa ve..." te o zaman kk anlar
gzyalarna dnyorlar... te bu byk bir sr. Kk prensi benim kadar seven
sizler iin de, benim iin de hi bilmediimiz bir yerlerde, hi
gremediimiz, bir koyunun bir gl yedii ya da yemedii (acaba
hangisi?) yle ok eyi deitirir ki... Gkyzne bakn. Kendi kendinize
sorun: Yedi mi? Yemedi mi? Ne kadar ok eyin deitiini greceksiniz...
Hibir byk bunun ne kadar nemli bir sorun olduunu anlayamaz!
Bu, benim iin dnyadaki en gzel ve en hzn dolu grnt. Bir nceki
sayfadakinin ayns, ama unutmanz istemediim iin bir daha izdim. Kk
prensin Dnya'da belirdii ve sonra da yok olduu yer buras. ok
dikkatli bakn ki, eer bir gn Afrika'daki le yolunuz derse
tanyabilesiniz. Bu noktaya geldiinizde ltfen acele etmeyin. Yldzn
tam altnda biraz durun. Ve eer glen, altn sal, sorularnza yant
vermeyen kk bir adamla karlarsanz, onun kim olduunu biliyorsunuz.
Eer byle bir ey olursa, ne olur beni de rahatlatn; dndn haber verin
bana.