Top Banner
işveren Cilt 56 ‣ Sayı 1 ‣ Ocak / Şubat 2018 TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU YAYIN ORGANIDIR • İKİ AYDA BİR YAYIMLANIR Dosya: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI Dosya: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ ULUSLARARASI RAPORLAR ve TÜRKİYE KARŞILAŞTIRMASI SEKTÖREL GELİŞMELER KİŞİSEL GELİŞİM Ahmet Şerif İzgören / KIYIDAN DÖNMEK CEO-LIFE Röportaj: Nevzat SEYOK TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK Jülide SARIEROĞLU Dr. İsmet YILMAZ Dr. Faruk ÖZLÜ Nihat ZEYBEKCİ
35

işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

Feb 21, 2020

Download

Documents

dariahiddleston
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

işverenCilt 56 ‣ Sayı 1 ‣ Ocak / Şubat 2018

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU YAYIN ORGANIDIR • İKİ AYDA BİR YAYIMLANIR

Adres: Reşat Nuri Caddesi No:108, 06540 Çankaya/AnkaraTelefon: (0312) 439 77 17 • Faks: (0312) 439 75 92Web: www.tisk.org.tr • E-posta: [email protected]

TÜRKİYE AĞAÇ VE KAĞIT SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TAKSİS) • TÜRK AĞIR SANAYİİ VE HİZMET SEKTÖRÜ KAMU İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜHİS) • TÜRKİYE CAM, ÇİMENTO VE TOPRAK SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI ÇİMENTO ENDÜSTRİSİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (ÇEİS) • TÜRKİYE DERİ SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • TÜRKİYE GIDA SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜGİS) • İLAÇ ENDÜSTRİSİ İŞVERENLER SENDİKASI (İEİS) • TÜRKİYE İNŞAAT SANAYİCİLERİ İŞVEREN SENDİKASI (İNTES) • KAMU İŞLETMELERİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KAMU-İŞ) • TÜRKİYE KİMYA, PETROL, LASTİK VE PLASTİK SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KİPLAS) • MAHALLİ İDARELER KAMU İŞVEREN SENDİKASI (MİKSEN) • MAHALLİ İDARELER İŞVERENLERİ SENDİKASI (MİS) • TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI (MESS) • PETROL ÜRÜNLERİ İŞVERENLER SENDİKASI (PÜİS) • TÜRKİYE SAĞLIK ENDÜSTRİSİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (SEİS) • TÜRKİYE SELÜLOZ, KAĞIT VE AĞAÇ MAMÜLLERİ SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KASİSEN) • TÜRKİYE ŞEKER SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • TÜRKİYE TEKSTİL SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • TÜRKİYE TOPRAK, SERAMİK, ÇİMENTO VE CAM SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • YEREL YÖNETİMLER KAMU İŞVERENLERİ SENDİKASI (YERELSEN)

Dosya:KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

Dosya:TEŞVİK UYGULAMALARI

VE ETKİLERİ

ULUSLARARASI RAPORLAR ve TÜRKİYE KARŞILAŞTIRMASI

SEKTÖREL GELİŞMELER

KİŞİSEL GELİŞİM Ahmet Şerif İzgören / KIYIDAN DÖNMEK

CEO-LIFERöportaj: Nevzat SEYOK TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili

KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

Jülide SARIEROĞLUDr. İsmet YILMAZ

Dr. Faruk ÖZLÜNihat ZEYBEKCİ

Page 2: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

“Zeytin Dalı Harekâtı’nda şehit düşen askerlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve

milletimize başsağlığı, yaralı askerlerimize acil şifalar diliyoruz”.

Değerli Okuyucularımız,

İŞVEREN’in bu sayısında “Kadın ve Genç İstihdamı” ile “Teşvik Uygulamaları ve Etkileri” konularını ele alıyoruz.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu yazısında, kadınların yanı sıra gençlerin ihtiyaçlarına da büyük bir sorumlulukla yaklaştıklarını belirtti.

Milli Eğitim Bakanı Dr. İsmet Yılmaz, sektörün talep ettiği bilgi, beceri ve yetkinliklerle donanmış nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi için nitelikli mesleki ve teknik eğitimin önemine değindi.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, kadın ve gençlerin kendi işini kurması yeni istihdam alanları yaratması bakımından girişimciliğin de önemli olduğuna inandıklarını vurguladı.

TTSİS Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem H. Kayhan, tekstil sektörünün, kadın ve gençlere yönelik ilave istihdam teşvikleri getirdiği takdirde, tekstil ve hazır giyim sanayiinin hem kadın hem de gençlere yeni ve dinamik iş olanakları yaratabilecek kapasiteye sahip olduğunu açıkladı.

“Teşvik Uygulamaları ve Etkileri” konulu dosyamızda ise Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, Bakanlık olarak uyguladıkları destek ve teşvikler hakkında açıklamalarda bulundu.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, uygulanmakta olan mevcut yatırım teşvik sistemi kapsamda ülke ve dünya ekonomisinde meydana gelen gelişmeler neticesinde ihtiyaç duyulan güncelleme ve değişiklikleri hızlıca yaptıklarını belirtti.

SGK Başkanı Dr. Mehmet Selim Bağlı, kayıtlı istihdamda olmayı gerektiren teşvik tedbirlerinin büyük öneme sahip olduğunu ifade etti.

MYK Başkanı Adem Ceylan, istihdam teşviki ile Mesleki Yeterlilik Belgesinin avantajları ve işverene katkılarını anlattı.

KOSGEB Başkanı Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, KOSGEB’in KOBİ ve Girişimcilere verdiği destek programlarına değindi.

TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay, yürürlüğe giren istihdam teşviklerinin bugüne kadar uygulananlar arasında maliyet açısından en kapsamlısı olduğu; HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, teşviklerin sendikalı işyerlerine verilmesinin önemini, DİSK Genel Başkanı Kani Beko ise istihdam teşviklerine işsizlik fonundan aktarılan kaynağın , işsizliği azaltmak ve yeni istihdam alanları yaratmak için çözüm olmadığını dile getirdiler.

İŞKUR Genel Müdür Vekili Cafer Uzunkaya, istihdamın artırılması noktasında işverenlerden gelen her türlü talebi büyük bir titizlikle değerlendirdiklerini ifade etti.

TİSK Yürütme Komitesi ve Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Burak Akkol, kayıtlı istihdam, sendikal örgütlenme gibi konuların teşvikler yoluyla desteklenmesinin rekabetin kilit unsurlarından olduğunu belirtti.

Abbas Güçlü “Herkes için iş Herkes için huzur” yazısı ile Prof. Dr. Sedat Murat ve Prof. Dr. Levent Şahin ise “Kadın ve Genç İstihdamına Farklı Perspektiften Bakabilmek” makaleleri ile bu sayımızda yer aldı.

Farklı gündem konularını İŞVEREN’in bu sayısında da bulacaksınız. İŞVEREN’in yeni bölümleri “Kişisel Gelişim”de Ahmet Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı beğeniyle okuyacağınızı umuyoruz.

Gelecek sayıda buluşmak üzere…

BU SAYIMIZDA

1

Page 3: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

Kudret ÖNEN Türkiye İşveren Sendikaları

Konfederasyonu Adına İmtiyaz Sahibi

Av. Zekeriya Ulaş YILDIZ Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

Akansel KOÇ Editör

İdare Yeri Reşat Nuri Cad. No: 108 06540

Çankaya - ANKARA Tel: (312) 439 77 17 /Pbx

Faks: (312) 439 75 92-93-94

Web: www.tisk.org.tr E-posta: [email protected]

Dergide yayınlanan bütün yazılar kaynak adı gösterilerek

iktibas edilebilir.

Dergide yayınlanan yazılar yazarların kişisel görüşüdür, Konfederasyonu bağlamaz.

İŞVEREN BASIN MESLEK İLKELERİNE

UYMAYA SÖZ VERMİŞTİR.

Baskı Tarihi Mart 2018

Grafik Tasarım MEDYA TIME

Mustafa Kemal Mahallesi 2141 Cadde No: 15/3

Çankaya Ankara Tel: +90 312 219 45 90

Baskı ve Cilt Dumat Ofset Matbaacılık

Şaşmaz / ANKARA Tel: (312) 278 82 00

Faks: (312) 278 82 30

ISSN: 1303-0418

Yayın Türü Yerel Süreli Yayın

işverenCilt 56 ‣ Sayı 1 ‣ Ocak / Şubat 2018

1 �������� BU SAYIMIZDA

4 �������� BAŞKAN’DANKudret ÖNEN

6 �������� EDİTÖR’DENAkansel KOÇ

9 �������� KADIN VE GENÇ İSTİHDAMINDA GÜÇLÜ TEŞVİKLER- YENİ HEDEFLERJülide SARIEROĞLU

11 ����� MESLEKÎ VE TEKNİK EĞİTİMİN İSTİHDAMA KATKISI VE BU KAPSAMDA YAPILAN ÇALIŞMALARDr. İsmet YILMAZ

14 ����� GENÇ VE KADIN İSTİHDAMIErol BİLECİK

16 ����� BÜYÜMENİN İTİCİ GÜCÜ: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMIMuharrem H. KAYHAN

17 ����� HERKES İÇİN İŞ HERKES İÇİN HUZURAbbas GÜÇLÜ

19 ����� KADIN VE GENÇ İSTİHDAMINA FARKLI PERSPEKTİFTEN BAKABİLMEKProf. Dr. Sedat MURAT / Prof. Dr. Levent ŞAHİN

23 ����� UYGULANAN DESTEK VE TEŞVİKLERDr. Faruk ÖZLÜ

27 ����� YATIRIM TEŞVİKLERİ Nihat ZEYBEKCİ

29 ����� “KAYITLI İSTİHDAMDA OLMAYI GEREKTİREN TEŞVİK TEDBİRLERİ BÜYÜK ÖNEME SAHİPTİR”Dr. Mehmet Selim BAĞLI

31 ����� “185 BİN KİŞİ MYK MESLEKİ YETERLİLİK BELGESİ ALDI”Adem CEYLAN

34 ����� KOSGEB’İN İSTİHDAMA KATKILARIProf. Dr. Cevahir UZKURT

36 ����� “KALICI GELİŞME GENİŞ KAPSAMLI ÖNLEMLER İLE MÜMKÜN”Ergün ATALAY

38 ����� “İSTİHDAM YATIRIMLARLA DESTEKLENMELİ”Mahmut ARSLAN

40 ����� “TEŞVİKLER İŞSİZLİĞE ÇARE OLMUYOR”Kani BEKO

42 ����� TEŞVİKLER VE ETKİLERİCafer UZUNKAYA

44 ����� “UYGULANAN İSTİHDAM TEŞVİKLERİ SON DERECE KAPSAYICI VE FAYDALI” Özgür Burak AKKOL

46 ����� SEKTÖREL GELİŞMELER

48 ����� ULUSLARARASI RAPORLAR VE TÜRKİYE KARŞILAŞTIRMASI

50 ����� HABERLER

59 ����� KİŞİSEL GELİŞİM

60 ����� CEOLIFE

62 ����� KSS

İÇİNDEKİLER

54

08

22

60

DOSYA: KADIN ve GENÇ İSTİHDAMI

İŞKUR VE TİSK İŞSİZLİĞE KARŞI GÜÇ BİRLİĞİNİ SÜRDÜRÜYOR

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI ve ETKİLERİ52

CEO-LIFE | Nevzat Seyok

50ÇOCUK İŞÇİLİĞİ İLE MÜCADELE ORTAK DEKLARASYONU

İMZA TÖRENİ YAPILDI

KİŞİSEL GELİŞİM

51

59

5316 SİVİL TOPLUM KURULUŞU’NDAN AFRİN HAREKÂTINA DESTEK

AVRUPA KOMİSYONU “TÜRKİYE VE BATI BALKANLARDA SOSYAL BOYUTUN ARTIRILMASI” KONFERANSI

BELGRAD’TA YAPILDI

TÜRKİYE-AB KARMA İSTİŞARE KOMİTESİ 37. TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ

İÇİNDEKİLER

Page 4: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

En Sağlam Kalkınma Aracı Rekabet Gücü ArtışıdırDünya sahnesinde hızlı ve çarpıcı gelişmeler birbirini izliyor. Trump’ın ABD Başkanı olmasıyla “Amerikan malı tüket, Amerikalı işçi çalıştır” sloganıyla belirginleşen korumacılık rüzgârları estirmesi, Trans- Atlantik ve Trans–Pasifik Ticaret Antlaşmalarını rafa kaldırıyor görünmesi ve İngiltere’nin AB’den kopuşu ekonomi ve ticareti derinden etkileyecek değişimlerin işareti. Şüphesiz bu değişimler, işletmelerimiz açısından üretimde, dış ticarette ve yatırımda önemli fırsatları ve riskleri ifade ediyor. Nitekim, geçen ay Davos Zirvesi’nde Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in yakında yatırım ortamını iyileştirecek, Türkiye’de iş yapmayı kolaylaştıracak çok güçlü bir reformun geleceğini belirtmesi memnuniyet vericidir.

Anılan küresel şartlarda, Türkiye ve AB’nin yakınlaşması ve diğer ülkeler ile dış ticaret ve yatırımlar konusunda etkin çalışmalar sürdürmeleri ve özellikle üyelik müzakerelerinin devam etmesi hem Ülkemizin hem de AB’nin menfaatinedir.

Özellikle Türkiye–AB Gümrük Birliği’nin güncelleme çalışmalarıyla tarım, hizmetler ve kamu alımları gibi yeni alanlara genişletilmesi, ülkemiz için arzu ettiğimiz sürdürülebilir büyümeye ciddi katkılar sağlayacaktır.

Sürdürülebilir büyüme sağlanmasının ve Türkiye’nin orta gelir tuzağından çıkmasının temel şartlarından biri, isabetli kamusal politikalar çerçevesinde işletmelerin uluslararası rekabet güçlerinin artmasıdır.

Bu bağlamda, Hükümetimizce son dönemde işletmelere sağlanmış olan güçlü destekler, ihracat artışında yüz güldürücü sonuçlar yaratırken, yurt içi talebin de iyileştirilmesine yol açtı. Bunun yanında, TÜİK verilerine göre Türkiye ekonomisinin Temmuz-Ağustos- Eylül aylarını kapsayan üçüncü dönemde rekor büyüme ile yüzde 11,1’e yükselmesi çabalarımızın karşılığını almaya başladığımıza dair memnuniyet verici bir göstergedir.

TİSK olarak, uygulanacak ekonomik reformlarda, işletmelerin uluslararası rekabet gücünün artırılmasına

Kudret ÖNENTİSK Yönetim Kurulu Başkanı

BAŞKAN’DAN

Hükümetimizce son dönemde işletmelere sağlanmış olan güçlü destekler, ihracat artışında yüz güldürücü sonuçlar yaratırken, yurt içi talebin de iyileştirilmesine yol açtı.

4

odaklanılması gerektiğini savunuyoruz. Ayrıca işsizlikle ve enflasyonla mücadele politikaları da uzun vadede ancak rekabetçiliğin artırılması ile başarıya ulaşabilir.

Çalışma hayatına ilişkin düzenlemeler, rekabet gücümüzün artırılmasına yönelik stratejilerin çok önemli bir parçası niteliğini taşımaktadır.

Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın başlattığı Milli İstihdam Seferberliği kapsamında uygulanan teşvik ve destek tedbirlerinin istihdam artışında etkili olacağına inanıyor, bu konuda azami çaba gösteriyoruz.

Bu vesileyle, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Sayın Sarıeroğlu’nun çalışma barışının gelişimine ve sosyal diyalogun güçlendirilmesine yönelik olumlu katkılarına değinmekte yarar görüyorum. Sayın Bakanımız görevine başlamasından bu yana işsizlikle mücadele ve istihdamın artırılması yönündeki özverili ve uzlaşmacı yaklaşımı ile Türk çalışma hayatını etkileyen birçok başarılı faaliyete imza atmıştır. Sayın Bakanımızın özgüvenli desteği, bizleri de cesaretlendirmektedir. Önümüzdeki dönemde de Bakanımızın öncülüğünde işletmelerimizin rekabet gücünü artıracak ve çalışma

hayatındaki dengeleri gözetecek çalışmalar yapmayı hedeflemekteyiz.

Şubat ayı başında Sayın Maliye Bakanı tarafından yapılan yeni teşvik paketine ilişkin açıklama ve TBMM’ye 2 Şubat 2018’de sunulan “Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı”nın istihdam artışındaki çabalarımızı daha da güçlendireceğini bu vesileyle belirtmek isterim.

Kanun Tasarısı ile işverenlere asgari ücret desteği verilmesi uygulamasına toplu iş sözleşmeli işyerlerini de kapsayacak şekilde 2018 yılında da devam edilmesi, 2020 yılı sonuna kadar yeni işe alımlarda gelir vergisi stopajı, damga vergisi, sigorta prim desteği ile ücret desteği sağlanması, kadın, genç ve engelli istihdamında teşvik süresinin 12 ay yerine 18 ay olarak düzenlenmesi, imalat ve bilişim sektöründe faaliyet gösteren işyerlerinde ilave işe alınacaklar için daha fazla sosyal güvenlik primi desteği verilmesi öngörülmektedir. Bu yeni teşviklerle, istihdamın artırılması konusunda yeni bir dinamizm sağlanacağına inanıyoruz.

Öte yandan, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Özlü’nün, Şubat ayı içerisinde gerçekleşen

“Teknolojik Dönüşümde Kamu Alımlarının Rolü: Yerli ve Milli Üretim” Konferansındaki konuşmasında yerli üretimin ve sanayinin büyümesi için atılacak adımlardan bahsederek, Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın talimatıyla ilk olarak ithalatta 15 milyar dolarlık payı olan 43 adet ürünü yerli üretmek için gerekli teşviklerin başlattıklarını açıklamasını fevkalade önemli buluyoruz.

Sayın Bakan’ın bu doğrultuda katma değerini 10 yılda iki katına çıkarması öngörülen kimya ve ilaç, gıda, yarı iletken elektronik ürünler, makine-teçhizat ve motorlu kara taşıtları sektörlerindeki yerli üretimin her tür vergi indirimi, kaynak tahsisi, teşvik ve muafiyetlerle destekleneceğini vurgulamasının, işgücü piyasasına olumlu etkilerde bulunacağı kanaatini taşıyorum.

Bununla birlikte, teşviklerin sadeleştirilmesini ve işyerlerince kullanılma kolaylığı getirilmesini, ayrıca sürekliliğinin sağlanmasını gerekli görmekteyim.

Ülkemiz ve İşveren Camiamız adına olumlu başlayan 2018 yılının başarı ve hedeflerine ulaşma ivmesinin hızlanarak yıl sonuna kadar sürmesini diliyorum.

5

BAŞKAN’DAN

Page 5: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

İşsizlik sorununun çözümüne yönelik olarak 2017 yılında Hükümetimizce çok güçlü adımlar atılmıştır. Ocak 2017 tarihi itibari ile başlatılan “Ulusal İstihdam Seferberliği” kapsamında hayata geçirilen istihdam teşvikleri kapsamında ise özellikle dezavantajlı grupların istihdamını artırmak amacıyla özel düzenlemelere yer verilmiştir. Hükümetimizin işveren camiasını cesaretlendiren desteğinin, şüphesiz istihdama katkısı da olumlu olmuştur. Tam bu noktada, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Sayın Jülide Sarıeroğlu’na bizlere olan güveni, inancı, güçlü ve kararlı desteklerinden dolayı şükranlarımızı bir kez daha sunmak isterim.TÜİK tarafından açıklanan İşgücü İstatistikleri’ne göre 2017 yılı Kasım ayında 15 yaş üstü çalışma çağındaki nüfusta istihdam oranı geçen yılın aynı dönemine göre 1.5 puan artarak %47,3 olmuştur. Aynı oranın üçüncü çeyrekte Avrupa Birliği Ülkelerinde %53,9, OECD Ülkelerinde ise %56,6 olduğu dikkat çekmektedir.

Bu durum, Ülkemizdeki istihdam oranlarının artırılması için alınması gereken yeni ve daha güçlü tedbirlere ihtiyaç olduğunun bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Hükümetimizin kararlı teşvik uygulamalarıyla ivme kazanan istihdam artışının, kalıcı ve daha güçlü sonuçlar sağlayabilmesi için, işgücü piyasasının yapısal sorunlarını giderecek düzenlemelerle bütünleştirilmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz.TÜİK verilerine göre Ülkemizin 2017 yılı işsizlik oranı %10,3’tür. 15-24 yaş grubundaki gençler arasındaki işsizlik oranı bu oranın neredeyse iki katı olmuş ve %19,3 olarak gerçekleşmiştir. Genç kadınlar arasındaki %25’lik işsizlik oranı ise her dört kadından birinin işsiz olduğunu gözler önüne sermektedir.Ne eğitimde ne istihdamda olan (NEET) gençlerin durumuna baktığımızda ise gençler açısından tablo biraz daha üzücü hale gelmekte ve %22,9’a yükselmektedir. Genç

Akansel KOÇTİSK Genel Sekreteri

EDİTÖR’DEN

Gençlerimize ve Geleceğimize İnanıyoruz

Hükümetimizin kararlı teşvik uygulamalarıyla ivme kazanan istihdam artışının, kalıcı ve daha güçlü sonuçlar sağlayabilmesi için, işgücü piyasasının yapısal sorunlarını giderecek düzenlemelerle bütünleştirilmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz.

6

kadınlar arasındaki NEET oranının %32,6 olması ise kadınların dezavantajlı konumunu burada da sürdürdüğünü göstermektedir. Oranların yüksekliği, gençlerimizin eğitim hayatına ve işgücü piyasasına entegre olmaları için özel politikalara ihtiyaç duyulduğunun güçlü bir göstergesidir. Genel işsizlik oranının içinde genç işsizliğinin, genç işsizlik oranının içinde ise kadın işsizlik oranının yüksekliği, Ülkemizin yüz yüze olduğu en ciddi sorunlardan biridir. Kadınların işgücü piyasalarına uyumu, çocuk bakımı hizmetlerinin kurumsallaştırılması ve yaygınlaştırılması, kadın girişimciliğinin desteklenmesi, kayıt dışı ekonominin azaltılması ve aktif işgücü piyasası tedbirlerinin etkin bir şekilde uygulanması ise önerebileceğimiz çözüm önerilerinden sadece bazıları.Genç işsizliği sorununun sadece bizim değil, tüm dünyanın ortak sorunlarından biri olduğunu biliyoruz. Avrupa Komisyonu’nun genç işsizliğine ilişkin açıklamasına göre yüksek genç işsizlik oranları; işgücü piyasasındaki uyumsuzluklar, beceri yetersizlikleri, sınırlı coğrafi hareketlilik ve ücret koşullarından kaynaklanmaktadır. Buradan, sorunun kaynağının da ortak olduğu yorumunu

yapabiliriz. Peki çözüm?İşsizlik çok farklı yönlerden eş zamanlı, koordineli ve kararlı politikalarla çözüm gerektiren bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Çözüm için kuşkusuz kamu ve özel sektörün kararlı bir şekilde işbirliği yapması şarttır. Bu bağlamda hali hazırda aktif çalışmalar yürüten Konfederasyonumuzun, Ülkemizin gelişmesine katkı sunacak her türlü işbirliğine açık olduğunu ifade etmek isterim.Gençlerin mesleki becerilerle donatılmasının gençlerin istihdam edilebilirliklerini artırması bakımından önemini hepimiz biliyoruz. Konfederasyonumuzun hayata geçirdiği “GAN TÜRKİYE” bu alanda yürütülen çalışmalarımızın en önemlilerinden biridir. Konfederasyonumuz GAN TÜRKİYE’yi kurarak, gençlerin mesleki becerilerinin artırılması yolunda büyük bir adım atmıştır.Nitelikli işbaşında eğitim programlarının yürütülmesini ve uygulanan iyi örneklerin paylaşılmasını, gençler için işbaşında eğitimin desteklenmesini, beceri uyumsuzluklarının engellenmesini ve ulusal politikalara etkide bulunulmasını amaçlayan GAN

TÜRKİYE çalışmaları kapsamında İŞKUR ile ikinci kez imzaladığımız “İşbaşı Eğitim Programı İş birliği Protokolü”, ilgili tarafların bu konudaki kararlılıklarının değerli bir ifadesi olmuştur. Beceri uyumsuzluklarının giderilmesi ve istihdam edilebilirliklerinin artırılması için şüphesiz, gençlerimize işgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu nitelikleri kazandırmak gerekmektedir. Bu çerçevede, okul öncesi eğitimden yükseköğretime kadar eğitim sistemimizin güçlendirilmesi ve mesleki eğitimin kalitesinin yükseltilmesi ihtiyacı ortadadır.Demografik yapılara baktığımızda; AB Ülkelerindeki yaş ortalaması 43 iken, Ülkemizin 31 olan yaş ortalaması ile gelecek için büyük potansiyel vaat ettiğini görmekteyiz. Yaşlanan Avrupa karşısında Ülkemizin sahip olduğu genç ve dinamik nüfus, kaliteli eğitim ve etkin istihdam politikalarıyla büyük bir potansiyel barındırmaktadır. Türk işverenleri olarak gençlerimize ve geleceğimize inanıyor, başta kadın ve gençlerimiz olmak üzere istihdamı artırmaya yönelik atılan her adımın destekçisi olacağımızı ifade etmek istiyorum.

7

EDİTÖR’DEN

Page 6: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

KADIN VE GENÇ İSTİHDAMIDOSYA

8

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

8

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

Gençlerimiz ve kadınlarımız başta olmak üzere özel politika gerektiren grupların işgücü

piyasalarında ne derecede ve nasıl yer edindikleri ülke kalkınmamız için önemli bir göstergedir. Bu minvalde işgücü piyasasına girme, iyi ve nitelikli işlere erişim ve istihdamı sürdürülebilir kılma noktasında karşılaştıkları engellerin ortadan kaldırılmasına yönelik politikaların hayata geçirilmesi Hükümetimizin öncelikleri arasında bulunmakta ve bu konu tüm üst politika belgelerimizde ilk sıralarda yer almaktadır. İşgücü piyasamızda yapısal bir sorun haline gelmiş olan bu engellere yönelik tedbirlerin geliştirilmesi; sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyümenin sağlanmasının yanı sıra toplumsal refah ve bütünleşme adına da son derece önemlidir. Daha müreffeh bir toplumun inşası maksadıyla ülkemizde son on beş yıllık dönemde sağlıktan eğitime, alt yapı çalışmalarından ekonomiye pek çok alanda gerçekleştirdiğimiz atılımın yanı sıra kapsayıcı ve sürdürülebilir istihdam konusunda aldığımız tedbirlerin ve uyguladığımız politikaların işgücü piyasasına olumlu yansımalarını açık bir şekilde görmekteyiz. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak 2023 vizyonumuz doğrultusunda kadınlarımızın işgücüne katılım

oranının %41 düzeyine çıkarılmasına, gençlerimizin işsizlik oranın genel işsizlik düzeyine indirilmesine ve kayıt dışılıkla mücadeleye yönelik almış olduğumuz yapısal tedbirlerle çalışmalarımıza hız kesmeden devam etmekteyiz.Kadınlarımızın iş ve aile yaşamlarını dengeleyebilmelerini, onların mutluluğu ve toplumsal huzurumuzun sağlanabilmesi açısından önemsiyoruz. Bizler, kadınlarımızın “anne” rolünü üstlendiğinde de çalışmalarına devam etmelerini arzu ediyoruz. Bu noktada “Annelik ve çalışmak da bir haktır” düşüncesiyle, iş-aile yaşamı dengesinin gerçekleştirilmesi için aile dostu politikaları hayata geçirerek çalışmalarımızı yürütmekteyiz. Çocuk, yaşlı veya hasta bakımı ve ev işleri ile meşguliyet gibi pek çok nedenle işgücü piyasasından uzaklaşan kadınlarımızın üretim süreçlerine kazandırılmasına ve iş hayatındaki statülerinin iyileştirilmesine yönelik “Yarım Çalışma Uygulaması”, “Ebeveynler İçin Kısmi Zamanlı Çalışma Hakkı”, “Sigorta Prim Teşviki” gibi önemli yasal düzenlemeler hayata geçirdiğimiz uygulamalardan sadece bir kaçıdır. Kadınlarımızı ücret karşılığı iyi işlerde çalışmalarının yanı sıra kendi işlerinin patronu olmaları için de girişimcilik eğitimlerimizle ve projelerimizle

destekliyoruz. Son on beş yılda, sunduğumuz istihdam imkânları, doğum izinleri ve girişimcilik uygulamalarıyla kadın istihdamına önemli destekler vererek; kadın istihdamının sadece nicelik olarak değil nitelik olarak da gelişme göstermesinin adımlarını atmış bulunuyoruz.Kadınlarımızın yanı sıra ülkemizin geleceği olan gençlerimizin ihtiyaçlarına da büyük bir sorumlulukla yaklaşmakta ve onların eğitimden çalışma hayatına geçişlerinde yaşadıkları dezavantajları asgariye indirmeye çalışmaktayız. Gençlerimizin işgücü piyasasına girmelerini kolaylaştırmak, mesleki tecrübe kazanmalarına imkân sağlamak maksadıyla “Öğrencilere Meslek Danışmanlığı Hizmetleri”, “Mesleki Eğitim Kursları” “İşbaşı Eğitim Programları”, lise ve üniversite öğrencilerine yönelik “Staj Desteği” gibi uygulamaları yaygınlaştırdık. Ayrıca gençlerimizin istihdamını artırmak için çeşitli prim teşviklerini ve uluslararası fon destekli projeleri hayata geçirdik. 2017 yılında, Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde başlattığımız Çalışma Hayatında Milli İstihdam Seferberliği neticesinde bir istihdam mucizesi gerçekleştirerek bir yılda 1 buçuk milyonun üzerinde ilave istihdam oluşturduk. Yine aynı dönemde İŞKUR

Kadın ve Genç İstihdamında Güçlü Teşvikler-Yeni Hedefler

Jülide SARIEROĞLUT.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı

9

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

9

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

Page 7: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

aracılığıyla 357 bin 210’u kadın, 361 bin 593’ü 15-24 yaş aralığındaki genç olmak üzere tarihi bir rekorla bir milyonun üzerindeki vatandaşımızın işe yerleşmesine aracılık etmiş bulunmaktayız. Aktif işgücü programlarımız ile gençlerimizin ve kadınlarımızın yüksek düzeyde katılım sağlamasını destekleyerek bu kurs ve programlarla 500 binin üzerinde vatandaşımıza işgücü piyasası gereklerine uygun vasıflar kazandırdık. 2017 yılı Aralık ayında gerçekleştirdiğimiz İstihdam Şûrasında Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Çalışma Hayatında Milli İstihdam Seferberliği’nin ikinci fazı başlatıldı ve 2018 yılı için en az +2 istihdam hedefine ulaşmak için işgücü piyasamıza büyük bir ivme kazandıracak olan yeni dönem desteklerimizin müjdesi verildi. 2018 yılında bilişim ve imalat sektörlerinde mevcut sigortalı sayısına ilave olarak istihdam edilecek her bir sigortalının tüm sigorta primlerini ve vergilerini Devlet olarak karşılayacağız. İlave istihdama bu zamana kadar asgari ücret üzerinden verdiğimiz sigorta prim desteğini, 2018 yılında bu iki sektörde brüt asgari ücreti geçmemek üzere, prime esas kazanç üzerinden vermeye başlayacağız. Bilişim ve imalat harici sektörlerde ise 2017 yılında olduğu gibi 2018’de de, ilave istihdam edilen her bir çalışan için asgari ücret üzerinden sigorta prim ve vergi desteği sunmaya devam edeceğiz. Teşvikten yararlanma süresi her bir sigortalı için 12 ay iken, özel politika gerektiren gruplarımız olan 18-25 yaş arası gençlerimiz, kadınlarımız ve engelli vatandaşlarımız için bu süreyi 18 aya çıkartıyoruz. Şimdiden işverenlerimizde büyük ilgi uyandıran “Bir Senden Bir Benden” uygulamamız ile genç istihdamımızı artırmaya yönelik büyük bir destek sunacağız. İmalat sektöründe faaliyet gösteren esnafımızdan ustalık belgesi olan ve 1 ila 3 çalışanı bulunan işverenlerimizin çalışan sayılarına ilave olarak istihdam edecekleri 18-25 yaş grubundaki gençlerin 2018 yılı boyunca ücret ve sosyal güvenlik prim giderlerini bir ay işverenimiz karşılayacak bir ay ise İŞKUR olarak biz karşılayacağız. Kadınlarımızın işgücü piyasasında nicelik

olarak güçlü bir şekilde yer almaları kadar, nitelik olarak da etkin pozisyonlarda bulunmalarını sağlamak önceliğimizdir. Bu gerekçe ile kadınlarımızın meslek sahibi olması, üretime sundukları katkının artarak devam etmesi için ilk defa sanayi sektöründeki mesleklerde düzenlenecek işbaşı eğitim programlarına ve mesleki eğitim kurslarına katılan kadınlarımızın bakmakla yükümlü oldukları 2-5 yaş çocukları için aylık 400 TL’lik bakım desteğini program/kurs süresi boyunca kendilerine sunacağız.Ayrıca, Sanayi 4.0’ın etkilerini göz önünde bulundurarak özellikle genç işgücümüzün geleceğin mesleklerinde yetiştirilmesine büyük önem veriyoruz. Kodlama ve yazılım eğitimlerimiz başta olmak üzere bilişim sektörünün nitelikli işgücünü karşılamaya yönelik programlarımızı daha da yaygınlaştırmak için çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu çalışmalarımızdan biri nitelikli işgücü gerektiren veya geleceğin mesleklerinde düzenlenecek işbaşı eğitim programlarının süresinin 9 aya; cep harçlığının ise 75 TL’ye çıkarılmasıdır. Ayrıca gençlerimizin özgür ve dinamik yapısına uygun şekilde özel bir destek olarak Mesleki Eğitimde Kupon Yöntemini de hayata geçireceğiz. Bu kapsamda, mesleki eğitim almak isteyenler, istediği eğitim kurumunu kendileri seçebileceklerdir. Bu eğitimleri İŞKUR tarafından verilecek kuponlar vasıtasıyla alabileceklerdir. Bu sayede gençlerin akredite edilmiş mesleki eğitim sağlayıcılarından kendilerine uygun zaman ve şartlarda eğitim almalarını sağlayacağız.“Genç, dinamik ve kaliteli bir nüfus” hayalimiz ve sağlıklı bir işgücü piyasası hedefimiz ile birlikte önümüzdeki dönemde gençlerimize ve kadınlarımıza bu desteklerimizi artırarak devam ettireceğiz. Temel hedefimiz kapsayıcı ve sürdürülebilir istihdam ve büyümenin sağlanmasıdır. Bu hedefimiz doğrultusunda işverenlerimizin ihtiyaçları ile uyumlu olarak işgücümüzün niteliğinin, verimliliğinin artırılması ve üretime tam katılımının sağlanması için tüm paydaşlarımızla geliştirdiğimiz diyalog çerçevesinde yakaladığımız başarıyı geliştirme noktasında var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.

“Genç, dinamik ve kaliteli bir nüfus” hayalimiz ve sağlıklı bir işgücü piyasası hedefimiz ile

birlikte önümüzdeki dönemde gençlerimize ve kadınlarımıza bu

desteklerimizi artırarak devam ettireceğiz. Temel hedefimiz

kapsayıcı ve sürdürülebilir istihdam ve büyümenin

sağlanmasıdır.

10

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

10

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

Ülkemiz son yıllarda önemli ölçüde bir ekonomik büyüme trendi yakalamıştır. Bu büyüme

trendi bütün sektörlerde iş gücüne olan talebi artırmaktadır. Aynı zamanda teknolojideki gelişmeler sektörlerin üretim yöntemlerini ve çalışma biçimlerini etkilemiş buna bağlı olarak iş gücünden beklenen nitelikler artırmış ve nitelikli insan kaynağı ihtiyacı belirgin olarak ortaya çıkmıştır.Millî Eğitim Bakanlığı olarak, bu ekonomik büyüme ve kalkınma sürecinde sektörün ihtiyaç duyduğu sayıda nitelikte insan kaynağının yetiştirilmesi için meslekî ve teknik eğitime çok önem vermekteyiz. Sektörlerin talep ettiği bilgi, beceri ve yetkinliklerle donanmış nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi için nitelikli bir meslekî ve teknik eğitimin olmazsa olmaz olduğunun farkındayız ve çalışmalarımızı bu ilke ışığında yürütüyoruz.Nitelikli bir meslekî ve teknik eğitimi

tesis etmek için sektörün sürece katılımı oldukça önemli bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır. Mezunların beklenen nitelikleri sağlaması ve istihdam edilebilirliğin artması için meslekî ve teknik eğitime yönelik çalışmalarda sektörle istişare ve iş birliğini esas alıyoruz. Millî Eğitim Bakanlığı olarak, illerde düzenli periyotlarla eğitim- sektör istişare toplantıları yapmaktayız. Bu toplantılarla, sektörün iş gücünden nitelik ve nicelik olarak beklentilerini tespit edip meslekî ve teknik eğitimi buna uygun olarak planlıyoruz. Yapılan toplantılarda eğitim- sektör-istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi amacıyla eğitimde yapılan iyileştirme çalışmalarını sektörlere aktarıp görüş alışverişinde bulunuyoruz. Son iki yılda 36 ilde toplantı yapılmıştır. Bu toplantılarda toplam 6.800 kişiyle görüş alışverişinde bulunulmuştur. İstişare toplantılarına ilin sanayi ve ticaret odası, esnaf ve sanatkârlar odaları birliği

temsilcileri, organize sanayi bölgesi temsilcileri, okul ve il/ilçe milli eğitim müdürleri, akademisyenler, öğretmenler, sendikalar, STK’lar ve diğer paydaş kurum temsilcileri katılmıştır. Meslekî ve teknik eğitimde sektör işbirliğini güçlendirmek, kaliteyi artırmak, eğitim alt yapısını güçlendirmek, bireylerin istihdamını kolaylaştırmak, öğretmenlerin ve sektörde çalışanların meslekî bilgi ve becerilerini artırmak, öğrencilere burs sağlamak amacıyla şu anda 101 farklı kurum/kuruluşla 75 iş birliği protokolü yürürlüktedir.Meslekî ve teknik eğitim mezunlarının özel teşebbüste bulunması, kendi işini kurması ve kendisi dışındaki kişilere de istihdam fırsatı oluşturmasını da çok önemsiyoruz. Bu konuda KOSGEB ile yapılan işbirliği protokolü sayesinde meslekî ve teknik eğitim mezunlarına yeni girişimci desteğine başvurma hakkı verilmiştir. Bu kapsamda meslek lisesi mezunlarına 50 bin TL hibe ve

Meslekî ve Teknik Eğitimin İstihdama Katkısı ve Bu Kapsamda Yapılan Çalışmalar

Dr. İsmet YILMAZT.C. Milli Eğitim Bakanı

11

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

11

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

Page 8: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

100 bin TL de faizsiz kredi desteği sağlanmaktadır.Meslekî ve teknik eğitim okullarının sektörle doğrudan temas ve iş birliği içinde olması sektörün ihtiyaçlarının karşılanmasına katkı sağlamanın yanında okullarımızın gelişmesine, öğrencilerin meslekî becerilerinin artırılmasına ve mezunların istihdamına katkı sunmaktadır. Başlattığımız Okul Hamiliği Projesi ile okul-sektör işbirliği güçlendirilmektedir. İşletmelerin bulundukları yerlerde faaliyet gösteren okullara sahip çıkmaları sağlanmakta ve işbirliği yapmaları özendirilmektedir. Proje kapsamında tüm meslekî ve teknik ortaöğretim kurumları en az bir sektör kuruluşu ile protokol yapmaktadır. Projeyle birlikte önümüzdeki eğitim-öğretim yılında okul-sektör işbirliği çalışmaları hız kazanacaktır. Ülkemizde belirli bir sektörün öne çıktığı ve yoğunlaştığı merkezlerde sadece bu sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli işgücünü yetiştirmek üzere “bir meslek alanında” eğitim verilen 12 ilde, 18 farklı alanda 19 tematik meslekî ve teknik Anadolu lisesi açılmıştır. Bu liselerin; okul- sektör iş birliğinde nitelikli meslekî

ve teknik eğitime örnek teşkil etmesi, toplumdaki meslekî ve teknik eğitim algısına olumlu katkı sağlaması, sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünün sektörle iş birliği içinde yetiştirilmesi, sektörün meslekî ve teknik eğitime olan ilgisi ve desteğinin artırılması, başarılı öğrencilerin yükseköğretim görerek alanında uzmanlaşmasına temel oluşturması amaçlanmıştır. Tematik meslek liseleri ilgili alanda büyük ölçekli işletmeler ile en az 10 yıl süreli işbirliği protokolü yapılarak açılabilmekte ve sektörle birlikte yönetilmektedir. Tematik meslek liseleri protokol yapılan işletmenin yasal temsilcisinin de üyesi olduğu okul yönetim kurulunca yönetilmektedir. Okula yönetici görevlendirme, öğretmen atama, öğrenci seçimi, program ve öğretim materyali geliştirme, eğitim ortamlarının donatılması, öğretmenlerin işbaşında hizmet içi eğitimi, öğrencilerin işletmede beceri eğitimleri ve stajı, öğrencilere burs verilmesi, mezunların istihdamı, sektörde meydana gelen en son teknolojik yeniliklerin sektör uzmanlarınca öğrencilere aktarılmasının sağlanması vb. konularda sektörle

Meslekî ve teknik eğitim okullarının sektörle doğrudan temas ve iş birliği içinde olması sektörün ihtiyaçlarının

karşılanmasına katkı sağlamanın yanında okullarımızın gelişmesine, öğrencilerin

meslekî becerilerin artırılmasına ve mezunların istihdamına katkı sunmaktadır.

12

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

12

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

işbirliğine gidiliyor. Bu bakımdan tematik meslekî ve teknik Anadolu liseleri, meslekî ve teknik eğitimde örnek okullar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bütün çalışmalarımızda nihai amacımız, meslekî eğitim ve sektör işbirliği sağlanarak işgücü arz ve talep dengesinin sağlıklı bir yapıya ulaştırılmasıdır. Bu hedefe sadece nicel olarak değil nitel olarak da ulaşmak önceliklerimizdendir. Sektörle yaptığımız istişare toplantıları sonucunda 6764 sayılı kanunla meslekî ve teknik eğitimle ilgili önemli düzenlemeler yapılmıştır. Kanunla birlikte çıraklık eğitimi zorunlu eğitim kapsamına alınmış, işletmelerde beceri eğitimine giden öğrencilere işletmeler tarafından ödenen 480 TL’ni 320 TL’sinin devlet desteği olarak ödenmesi sağlanmış, meslek liselerinden mezun olan tüm öğrencilerimize teknisyenlik ünvanı verilmiş ve okulda alan eğitimine başlayan öğrencilerimiz iş kazaları ve meslek hastalıklarına karşı sigortalanmıştır.Elde edilen tüm veriler, meslek liselerinin sektör ile iç içe olmasının, eğitimin niteliğinin artırılmasına üst düzey fayda sağladığını göstermiştir. Bu nedenle OSB’lerde açılan okullarımızı önemsiyoruz ve sektörün de bu okullarımıza önem atfetmesinden memnuniyet duyuyoruz. Sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli işgücünü, kendi talepleri doğrultusunda yetiştirmesi amacıyla OSB’lerde açılan özel meslek liselerine eğitim ve öğretim desteği verilmektedir. Uygulama 2012-2013 eğitim ve öğretim yılında başlamış ve halen devam etmektedir. Maliye Bakanlığınca yayımlanan son tebliğe uygun olarak 21 alanda bu okullara destek verilmektedir. Her yıl Maliye Bakanlığı ile müştereken belirlenen destek miktarı 2017-2018 eğitim ve öğretim yılı için 4270 TL ile 6900 TL arasında değişmektedir. Verilecek destek miktarı eğitim görülen alanın özelliğine tespit edilmekte ve alanlar sektörün talebine göre belirlenmektedir. OSB’lerdeki destek uygulamasının başarılı sonuçlar alınması neticesinde uygulamanın 2016-2017

eğitim ve öğretim yılından itibaren OSB dışına yaygınlaştırılmasına karar verilmiştir. Bu kapsamda da 27 alanda destek verilmektedir.Mevcut durumda 71 özel meslekî ve teknik Anadolu lisesi teşvikten faydalanmakta olup bu okullarda 41.234 öğrenci eğitim görmektedir. Ayrıca OSB’lerde 32 resmi meslek ve teknik Anadolu lisesi de eğitim ve öğretimine devam etmektedir. Okulların OSB’lerde açılması sayesinde öğrenci ve öğretmenler sektördeki değişimleri yakından takip edebilmekte, sektör ise talep ettiği işgücünü ihtiyaç duyduğu beceriler ışığında yetiştirebilmektedir. Ayrıca bu okullardan mezun olmuş işgücünün istihdamı üretimde verimliliği artırmakta ve işe yerleştirme sürecindeki hizmet içi eğitim maliyetlerini düşürmektedir.OSB’lerdeki destek uygulamasının başarılı olması Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının da dikkatini çekmiştir. 29 Mart 2017 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı arasında meslekî eğitim işbirliği protokolü imzalanmıştır. Protokolle, OSB’lerde açılan özel meslek liselerinin sayısının artırılması ve bu okulların OSB’lerdeki diğer meslekî eğitim faaliyetlerinde de etkin olarak kullanılması hedeflenmektedir. Protokol kapsamında elverişli olan bütün OSB’lerde özel meslek liselerinin açılması için çalışmalara devam edilmektedir. Nihai hedefimiz yurt çapındaki OSB’lerde 300 özel meslekî ve teknik okulun açılmasıdır.Meslekî ve teknik eğitimle ilgili olarak devam eden bütün çalışmalarımızla sanayimizin ve diğer sektörlerin ihtiyaç duyduğu nitelikli işgücünün yetiştirilmesi hedeflenmektedir. Nitelikli iş gücü talebini karşılamak ve ülkemizin diğer ekonomilerle rekabet edebilmesini sağlamak için nitelikli bir meslekî ve teknik eğitimin gerekliliğinin farkındayız. Bu süreçte ülkemizin değerli sanayicilerinin ve diğer sektör temsilcilerinin meslekî ve teknik eğitime vereceği desteklerle ülkemiz geleceğe umutla bakacaktır.

Nitelikli iş gücü talebini karşılamak ve ülkemizin diğer ekonomilerle rekabet edebilmesini sağlamak için nitelikli bir meslekî ve teknik eğitimin gerekliliğinin farkındayız. Bu süreçte ülkemizin değerli sanayicilerinin ve diğer sektör temsilcilerinin meslekî ve teknik eğitime vereceği desteklerle ülkemiz geleceğe umutla bakacaktır.

13

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

13

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

Page 9: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

İşsizlikle mücadelede, yatırımlar ve büyümenin yanında işgücü piyasasının etkinliğini sağlayacak reformlar büyük

önem taşıyor. Eğitim ve işgücü piyasası arasındaki bağın güçlendirilerek vasıf uyumu sağlanması ve kadın istihdamının artırılmasına yönelik politikaların etkili şekilde hayata geçirilmesi öncelikli reform alanları olarak öne çıkıyor.TÜSİAD olarak, teknoloji ve dijital dönüşümle beraber mesleklerin de giderek daha fazla beceri gerektirecek bir dönüşüm içinde olduğunu ve gençlerimizi bu dönüşüme en iyi şekilde hazırlamamız gerektiğini düşünüyoruz. Sanayi 4.0 ve dijital dönüşümün etkileri göz önünde bulundurulduğunda, yeni beceri ihtiyaçları sonucunda bazı yeni meslek alanlarının oluşması ve bazı meslek ve iş alanlarının ise dönüşüme uğraması veya yok olması bekleniyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun “İşlerin Geleceği/Future of Jobs” raporuna1 göre, sadece 3 yıl içinde ileri robotik, otonom ulaşım, biyoteknoloji ve yapay zekanın etkisini daha yakından yaşayacağız. 2020 yılı itibariyle bugün önemli sayılan yeteneklerin %35’i yerini yeni yeteneklere bırakmış olacak, geleceğin meslekleri de buna göre şekillenecek. 2020 yılında en önde gelen

1 World Economic Forum (2016), “Future of Jobs Report”, http://www3.weforum.org/docs/WEF_FOJ_Executive_Summary_Jobs.pdf

beceriler “problem çözme”, “eleştirel düşünme” ve “yaratıcılık” olarak öne çıkıyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun “Orta Doğu ve Afrika’da İşlerin ve Becerilerin Geleceği” 2 adlı çalışmasına göre, 2015 ile karşılaştırıldığında, Türkiye’de iş hayatı için gerekli görülen temel becerilerin % 41’inin 2020 itibariyle değişmiş olması bekleniyor.Dünya bu yönde değişirken eğitim politikalarının; eğitimin kalitesini 21. yy becerilerine uygun olarak geliştirmeye, öğretmenlerin eğitimine yatırım yapmaya, eğitimin kapsayıcılığını artırmaya odaklanması kritik önemdedir. Eğitim sisteminde yenilikçilik, yaratıcılık, eleştirel düşünme, problem çözme, disiplinler arası düşünme, yabancı dil (özellikle İngilizce), dijital okuryazarlık ve STEM+A3 becerilerinin gençlere kazandırılması kritik önem taşıyor. TÜSİAD olarak 2014’ten bu yana STEM eğitiminin ve STEM işgücünün önemine dair özel sektör, kamu, eğitim camiasındaki farkındalığı yükseltmeye yönelik projeler yapıyoruz. İşgücü piyasası ile yakın olması gereken meslek okullarına özellikle değinmek

2 World Economic Forum, The Future of Jobs and Skills in the Middle East and North AfricaWorkforce Strategy for the Fourth Industrial Revolution, 20163 STEM anlayışı “fen, teknoloji, matematik, mühendislik” disiplinlerinin “birbiriyle bağlantılı şekilde” ele alındığı bir eğitim yaklaşımıdır ve artık bu dört disipline sanat da eklenmiştir (STEM+A).

isterim. Meslek okulları ile işletmeler arasında birebir eşleşme sağlanması, işyerlerinde eğitici eğitimleri ve öğrenci eğitimlerinin sağlanması, her işyerinin eşleştirildiği okulun öğrencilerine staj imkânı sağlaması teşvik edilmelidir. MESS Eğitim Vakfı’nın Mesleki Eğitime Tam Destek (METAD) projesinde TİSK, TÜRKONFED, ÖSGD, VKV ile birlikte yer alıyor olmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Yaşam boyu gerekli olacak 21. yy becerilerinin örgün eğitimin yanında yaşam boyu eğitim anlayışıyla bireylere kazandırılması gereklidir. “Temel bilgi işleme becerilerini” ortaya koyan OECD Yetişkin Becerileri Araştırmasına göre, ülkemizdeki yetişkinlerin büyük bir kısmının çağın gerektirdiği becerilerden yoksun olduğunu görüyoruz. Düşük beceri düzeyine sahip ve “ne eğitimde ne de çalışma hayatında” olan genç nüfusumuz, özellikle genç kadın nüfusumuz, gerekli adımları hızla atmazsak bizi bekleyen en büyük tehditlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe, işgücüne katılma ve istihdam oranlarının artmakta. Eğitimde kadın-erkek eşitliğini gerçekleştirme konusunda özellikle son yıllarda önemli ilerlemeler olmakla birlikte kız çocuklarının eğitime katılımındaki coğrafi, sınıfsal, kültürel engellerin

Erol BİLECİKTürk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı

Genç ve Kadın İstihdamı

14

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

14

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

aşılması her zaman güçlü bir çabayı sürdürmeyi gerektiriyor.Erkeklerin işgücüne katılım oranı %70’lerde seyrederken kadınların %30’lar seviyesindeki katılımı kapsamlı politikalar uygulanmasını gerektiren bir tablo sunuyor. Aynı eğitim düzeyindeki kadın ve erkek işgücüne katılım oranları arasında kadınlar aleyhine farkın devam ediyor olması, eğitim dışında bazı önemli engellerin de varlığına işaret ediyor. Kadınların özellikle çocuk sahibi olduktan sonra çalışma yaşamından uzaklaşmak durumunda kaldıklarını dikkate alarak, ev ve iş yaşamını uyumlaştırma politikaları ve bu kapsamda kurumsal çocuk bakım hizmetlerinin yurt çapında yaygınlaştırılması önem taşıyor. Bu yaygınlığı sağlamak için, çeşitli ülke uygulamalarında da görüldüğü üzere, özel sektörün mevcut sorumluluklarının yanı sıra kamu ve yerel yönetimlerin yükümlülüklerini geliştirecek düzenlemeler faydalı olacaktır. TÜSİAD olarak, başta işverenleri teşvik edici düzenlemeler olmak üzere, kreşlerin yaygınlaşması için öneriler geliştirmekte ve politika yapıcılar ve kamuoyuyla paylaşmaktayız. Yapılan düzenlemelerle, kreş yatırımları 5. Bölge yatırım teşviklerinden yararlanma kapsamına alınmış, yeni açılan kreşlere 5 yıl boyunca gelir ve kurumlar vergisi istisnası tanınmış olup, TBMM gündemindeki torba tasarıda işverenlerin çalışanlarına sağladığı kreş desteklerinin gelir vergisinden istisna olabilmesi konusu düzenlenmektedir. Yasal değişikliklerin hayata geçmesini yakından takip ediyoruz. İstihdam teşviklerinde son yıllarda önemli yol alındı. Genç ve kadın istihdamında yönelik teşviklerin olumlu etkisini devam ettirmek için, teşviklerden yararlanma koşullarında, istihdamı sağlanan kişilerin daha önce işsiz olarak geçirdiği sürelere ilişkin sınırlamalarda bir miktar esnekliğe gidilmesi faydalı olacaktır. Genç ve kadın istihdamında bu sınırın aranmaması özellikle işgücüne ilk kez girecek olan genç ve kadın işgücümüzün istihdama geçişini kolaylaştırabilir. Güvenceli esneklik çoğu ülkede

istihdamı teşvik eden ve işsizliği önleyen araçlardan biri olarak görülmekte. Özellikle dezavantajlı grupların işgücüne girişinde, deneyim edinmesinde olumlu katkısı bulunuyor. Ayrıca dijital dönüşümle beraber pek çok sektörde klasik çalışma koşulları yerini hem mekânsal hem de zamansal olarak daha esnek çalışma modellerine bırakıyor. Bu bağlamda, İş Kanunumuzda esneklikle ilgili sınırlamaların gözden geçirilmesinde yarar olacağını düşünüyoruz. Gençlerin ve kadınların kendi işini kurması ve yeni istihdam alanları yaratması bakımından girişimciliğin de önemli olduğuna inanıyoruz. 2015-2016 Küresel Girişimcilik Endeksi’ne göre dünyada yetişkin nüfusun üçte ikisi girişimciliği iyi bir kariyer planı olarak görüyor. Bu rakam Türkiye’de yüzde 40 seviyesinde. GoDaddy’nin yeni açıklanan Global Girişimcilik Anketinin sonuçlarına göre 16-36 yaş arası genç kuşak Türkiye’de girişimciliğin geleceğine yön veriyor. Hızla büyüyen start-up şirketler, bir fikri olan gençler için rol model oluyor. Gençlerin %85’i ileride kendi işini kurmak istiyor. Bu verilerin doğru okunması, toplumda girişimcilik ruhunun geliştirilmesi ve girişimciliğin desteklenmesi ülkemizin refah düzeyinin arttırılmasında önemli rol oynayacaktır. “TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var!” gençlerin girişimcilik konusundaki farkındalığını arttırma ve onlara girişimciliği bir kariyer hedefi olarak sunma amacı doğrultusunda her yıl düzenlediğimiz bir yarışma. Bu yarışma ile gençlerimizi girişimcilik için cesaretlendirmeyi ve genç girişimci adaylarımızın TÜSİAD üyelerinin bilgi ve deneyimlerinden faydalanacağı süreçler yaratmayı amaçlıyoruz. Bu kapsamda öncelikli hedefimiz, gençlere, iş fikirlerini hayata geçirmelerini kolaylaştıracak kapılar açmak. Genç ve kadın istihdamına yönelik çalışmaların hedefini istihdam kapasitesini artırmak, rekabet gücümüzü yükseltmek ve nihayetinde toplumsal refaha katkı sağlamak olarak görüyoruz.

15

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

15

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

Page 10: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

Kadınların ve gençlerin işgücüne ve istihdama katılmaları, toplumların sosyal ve ekonomik açıdan bütün

kesimleri kapsayacak şekilde gelişmesi için büyük önem taşımaktadır.Ülkemizde çalışma hayatının temel sorunlarından birini oluşturan işsizlik verilerine baktığımızda, kadın ve genç nüfusun bu problemden çok daha fazla etkilediğini görüyoruz. 15 ve daha yukarı yaştaki toplam nüfus içerisinde kadınların ve erkeklerin payı eşit olmasına karşın, kadın nüfusun işgücüne katılma oranı ve istihdam oranı erkek nüfusa göre çok düşük seviyededir. Her iki göstergede de erkeklerin oranı kadınlara göre iki katından fazladır.Genç nüfus için istihdam göstergelerinde de olumsuz durum devam ediyor. 15-24 yaş arasındaki işsizlik oranı %20-25 arasında değişiyor. Genç nüfusumuzun özellikle kadınlarımızın işgücüne katılımını son derece önemsiyorum. Geçtiğimiz yıllarda TÜSİAD’ın McKinsey’e yaptırdığı bir raporda gördük ki, Türkiye’de kadın istihdamını OECD ortalamasına çektiğimizde, 2025 yılında GSYİH’yı %20 büyütebiliyoruz. Bu sebeple kadınların işgücüne katılma oranının düşüklüğü ve aynı zamanda genç işsizliğinin yaygınlığı konusundaki yapısal sorunlarımızı mutlaka aşmamız lazım. Öncelikle, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için kadın nüfusun eğitime erişim imkânı artırılmalıdır. Kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne katılma oranı ve iş bulma imkanı da aynı ölçüde artacaktır. Benzer şekilde, ciddi bir istihdam ve işsizlik sorunu yaşayan genç nüfusun da eğitim seviyesinin yükseltilmesi, mesleki becerilerinin artırılması, uygun iş alanlarına yönlendirilmeleri için rasyonel tedbirler alınmalıdır.

TEKSTIL VE HAZIR GIYIM SANAYIIMIZTekstil ve hazır giyim sanayiimiz kadın istihdamının nispeten yüksek olduğu, kadın işgücünün gerek üretim hattında gerekse de teknoloji ve idare kademelerinde önemli seviyede yer aldığını görmekteyiz. Bu anlamda sektörümüzü tanımlarken en demokratik sektör diye nitelendiriyorum. Kısaca rakam vermek gerekirse Türkiye genelinde imalat sanayiinde toplam sigortalı çalışan sayısı içerisinde kadın çalışanların payı %28 iken, tekstil ve hazır giyim sanayiinde toplam sigortalı çalışanların %40’ı kadın çalışanlardan oluşmaktadır.Sendikamıza üye işyerlerinde de kadın çalışanların payı genel ortalamalarla uyumlu seviyededir. Kadın çalışanların %70,9’u işçiler, %18,8’i büro personeli, %5,2’si mühendis, %2,6’sı üst kademe yönetici ve %2,4’ü ustabaşı, usta veya teknisyen olarak çalışmaktadır. Burada, sendikal haklar tanınan ve iş barışı sağlanan ortamda güvenle çalışan kadınlar için mutlaka pozitif ayrımcılık yapılması gereğini de düşünüyoruz. Özellikle imalat sanayi için talep ettiğimiz istihdam teşviklerinin, kadın ve gençler için sürekli hale getirilmesi çok önemli bir adım olacaktır. Bu kapsamda, 2018 yılında uygulamaya geçilmesi planlanan ve TBMM’nde görüşülmekte olan Kanun Tasarısı ile kadın ve genç istihdamı alanında gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Burada yer alan kadın, genç ve engelli istihdamına ilişkin sağlanması planlanan gelir vergisi stopajı, damga vergisi, sosyal güvenlik primi ve asgari ücret üzerinden iki ayda bir ücret desteği verilmesinin uzun

dönemli devam etmesinden yanayız.Sendikamız bilhassa genç istihdamına yönelik olarak, tekstil ve hazır giyim sektörüne ilgiyi artırmak üzere kamuoyu oluşturma için çeşitli basın kuruluşlarıyla işbirliği yapmaktadır. Ayrıca Sendikamız üniversite-sanayi işbirliğine özel önem vermektedir. Bu kapsamda, sektörümüze yönelik eğitim veren mühendislik fakülteleri ile işbirliklerimiz ve desteklerimiz sürmektedir.Ayrıca, Sendikamız, sanayinin ihtiyaç duyduğu teknik kapasitesi yüksek elemanlar yetiştirmek üzere, geçtiğimiz yıllarda Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezleri (METEM) projesini hayata geçirmiş ardından Milli Eğitim Bakanlığı’na devretmiştir. Ayrıca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’mız tarafından sektörümüzde de zorunlu hale getirilmekte olan Mesleki Yeterlilik Belgesi ile ilgili olarak, Sendikamızın AB fonu ile 2013’te kurduğu Tekstil Sertifikasyon Merkezi bu alanda sadece üyemiz işyerleri için değil sektördeki ihtiyaç duyan tüm firmalar için hizmet vermekte ve mesleki yeterlilik sistemine katkıda bulunmaktadır. Sendikamız oluşturduğu bu merkez, bilhassa gençlerin eğitim almalarına ve mesleki seviyelerini yükselterek, sertifikalı tercih edilen çalışan konumuna gelebilmelerine olumlu katkı sağlayacaktır.Maliyet rekabetiyle mücadele eden sanayimizin ilave istihdam yaratabilmesi için teşvikler önemli bir faktör oluşturacaktır. Sektörümüzde kadınlara ve gençlere yönelik ilave istihdam teşvikleri getirildiği takdirde, tekstil ve hazır giyim sanayiimiz hem kadın nüfusa hem de gençlere yeni ve dinamik iş olanakları yaratabilecek kapasiteye sahiptir.

Muharrem H. KAYHANTürkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası (TTSİS) Yönetim Kurulu Başkanı

Büyümenin İtici Gücü: Kadın ve Genç İstihdamı

16

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

16

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

İnsan insandır, kadını erkeği, genci yaşlısı, okumuşu okumamışı, zengini yoksulu olmaz.

Her toplumda, her kesimden insan olur.Asıl önemli olan, cinsiyet, yaş eğitim ve zenginlikten daha çok, kimin ne kadar üretime katkıda bulunduğudur.Bir toplum, tükettiği sürece değil, ürettiği sürece ayakta kalır.Başarının, sürdürülebilir olmasının temelinde de üretim ve özellikle de yüksek katma değerli akıllı üretim yatar.Peki biz bütün bunların ne kadar farkındayız ve ne kadarını yerine getirebiliyoruz?İnsan gücü planlaması yapıyor muyuz?Yoksa, diplomalı işsizler kervanına her yıl yeni yüz binler mi katıyoruz?İşsizin kadını, erkeği, genci yaşlısı olmaz.Ateş düştüğü yeri yakar misali işsizi olmayan ev yok gibi ve en büyük sorunları da bu!Ülke kalkınmasında, yediden yetmişe, hemen herkesin bir şekilde üretime katkıda bulunması gerekir.Taraflardan birinin eksik olması, masa ayaklarından birinin eksik olması anlamına gelir.Kadın ve gençlerin istihdam dışı kalması ya da onlardan yeterince yararlanılmaması gibi, erken emeklilik de en önemli zafiyetlerden birisidir.

DÜNYANIN SORUNUİşsizlik, sadece ülkemizin değil, dünyanın en önemli sorunlarından birisi! Ama ne gariptir ki, yoğun güncel sorunlar arasında, akla bile gelmiyor!Sürekli istihdam paketleri açılıyor, sürekli

yeni vaatlerde bulunuluyor, sürekli insan gücü planlamasından söz ediliyor ama arkası gelmiyor!Mevcut iktidar ve YÖK, yıllardır bu konuya kafa yoruyor, strateji planları yapıyor.Üniversite sayısı son 10 yılda neredeyse üçe katlandı.Bu üniversiteler açılırken sözler verildi, “Üniversiteli işsizler ile ülkenin ihtiyaç duyduğu alanlardaki iş gücü yetersizliği, ülkenin yakın dönemde, önündeki en önemli çözümlenmesi gereken öncelikli konular arasında yer alacak. Mezun-istihdam ilişkisi, ülkenin küresel rekabeti açısından büyük önem taşıyor. Bu kapsamda, Türkiye’de üniversite mezunu işsizlerin sayısındaki artışın önüne geçmek amacıyla yönetmelikleri yayımlanan Yükseköğretim Eğitim Programları Danışma Kurulu ile Meslek Yüksekokulları Koordinasyon Kurulu’nda, bakanlıklar, diğer kurumlar ve TOBB aracılığıyla da iş dünyasıyla birlikte hareket edeceğiz. Böylece ülkenin ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünü ortaya çıkararak üniversitelerimizle ilgili planlamaları da bu ihtiyaca göre yapacağız.” denildi.Peki gereği yerine getirildi mi?Hayır, hayır, hayır!!!Üniversitelerimizde bu yıl, kontenjanların üçte ikisi yani 350 bin kontenjan boş kaldı. Neden?Çünkü, diploma artık bir işe yaramıyor! Ama hala, ne YÖK bunun farkında ne de o üniversiteleri açanlar!

HERKESE GÖREV DÜŞÜYOR!YÖK’ün ya da hükümetlerin tek başına işsizliğe çare olacağını söylemek abartılı olur. Bu konuda hemen herkese görev düşüyor. Üretim odaklı bir ekonomik sistem oturtmadan da, istihdam sorununu çözmek mümkün değil.Diplomalı işsizler ordusu öylesine büyüdü ki gençlerimizi adeta eğitime küstürdük. Üniversitelerde onca kontenjanın boş kalması biraz da bu yüzden...Her ne kadar gölgelenmeye çalışılsa da, işsizlik ve onun yarattığı sorunlar, sosyolojik anlamda derin yaralar açıyor.Manşetlere taşınan güncel konular önemsiz mi? Elbette çok önemli. Ama emin olun, pek çoğu, ne gençlerin umurunda ne de ailelerinin. Onlar için varsa, yoksa işsizlik.Peki, bu konuda ileriye yıllara yönelik bir umut ışığı var mı? Hem evet hem hayır!

ÖĞRETMEN ATAMALARI!Eğitimle ilişkin gelişmeleri ve öğretmen atamalarını, çok yakından izliyoruz. Yıllardır atama bekleyen öğretmenler var. Hem de KPSS’den çok yüksek puan alıp dereceye girmelerine rağmen. Önlerini göremiyorlar. Daha ne kadar bekleyeceklerini de bilmiyorlar.Diğer mesleklerde durum farklı mı? Örneğin mühendisler ve özellikle de idari bilimler fakültelerinden mezun olanlar!Onlar ve diğer meslek grupları da kesinlikle farksız. Devleti yönetenler, defalarca vurguladı:

Herkes için işHerkes için huzur

Abbas GÜÇLÜMilliyet Yazarı

17

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

17

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

Page 11: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

“Devlet iş kapısı değil”. Peki ya alternatifi?..Devlet, son yıllarda, eğitim, sağlık ve güvenlik personeli dışında çok az eleman alıyor. Yani diğer sektörlere kapalı. Zaten özelleştirilmedik devlet kurumu da kalmadı. O zaman geriye sadece özel sektör kalıyor ki, onlarda da yatırım neredeyse yok gibi. Kalkınma hızı göreceli olarak yükseliyor ama işsizlik artıyor. Kriz söylentileri nedeniyle de bırakın yeni eleman alımını, mevcutlar bile işsiz kalıyor. İşsizlik rakamları bunun en açık göstergesi.

NÜFUS-ISTIHDAM DENGESIÜlkemizde her yıl bir milyon 200 bin civarında bebek doğuyor. Ekonominin en iyi olduğu dönemlerdeki istihdam potansiyeli ise 800 bin civarında. Yani işler ne kadar tıkırında gitse de her yıl 500 bin kişi otomatikman işsiz kalıyor.Dünyanın neresinde herkes iş sahibi olabiliyor ki diyenleriniz çıkabilir. Elbette doğru. Ama makul olan, mümkün olanın en fazlasına istihdam olanağının sağlanması ve biz bunun çok uzağındayız.Devlet Personel Dairesi mi, Çalışma ve Sanayi Bakanlıkları mı, yoksa DPT veya başka kurumlar mı, hangisinin görevi

bilmiyoruz. Belki de hepsini birden ilgilendiriyordur. Ama artık birileri çıkıp, önümüzdeki yıllara yönelik bir kalkınma planımızın olduğunu ve buna yönelik de bir istihdam politikamızın bulunduğunu açıklasın ki, gençler önlerini görebilsinler.Örneğin hep ara insan gücünden bahsediliyor. Ama meslek yüksekokullarının ne elinden tutan var ne de destekleyen...Sözün kısası, önümüzdeki 5 yılda Türkiye’nin insan gücü planlaması nasıl olacak?İşverenler bunun neresinde?..Türkiye, geleceğe yönelik bir insan gücü planlaması yaparken, meslek yelpazesini, mutlaka sonuna kadar açmak zorunda.Tanımlanmış ve eğitimi yapılan meslek çeşitliliği biz de bini bile bulmazken, Batılı ülkelerde bu sayı 15 bine kadar yükseliyor!On binlerce hatta yüz binlerce diplomalı işsizi olan alanlara eleman yetiştirmekten artık vazgeçmeliyiz!Piyasanın ihtiyaç duyduğu alanlara eleman yetiştirirken de, kalifiye elemanlar için hem yasal destek getirilmeli hem de eğitimleri için başta meslek odaları olmak üzere herkes taşın altına elini koymalıdır.Özetin özeti: İşsizin kadını, erkeği, genci yaşlısı, okumuşu okumamışı olmaz! Herkes için iş, herkes için huzur ve mutluluk şart!..

Ülkemizde her yıl bir milyon 200 bin civarında bebek doğuyor. Ekonominin en iyi olduğu dönemlerdeki istihdam potansiyeli ise 800 bin civarında. Yani işler ne kadar tıkırında gitse de her yıl 500 bin kişi otomatikman işsiz kalıyor.

18

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

18

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

Ortaya çıkış biçimi ve meydana getirdiği sonuçlar bakımından sosyo-ekonomik düzlemde

pek çok alanı doğrudan etkileyen ve onlardan etkilenen “istihdam-işsizlik” olgusu, yirminci yüzyılın son çeyreğiyle birlikte küreselleşmenin de çarpan etkisi yaratması sonucu sadece gelişmekte olan ülkelerin değil gelişmiş ülke ekonomilerinin de çözümüne en fazla uğraş gösterdiği konuların başında gelmeye başlamıştır. Dolayısıyla sorun küresel bir bakış açısıyla değerlendirilmekte ve buna ilişkin çözüm önerileri ve politikalar geliştirilmeye çalışılmaktadır. An itibarıyla dünyada yaklaşık 202 milyon civarında işsizin1 yaşadığı ve işsizlik oranının da %5.8 olduğu tahmin edilmektedir. İşgücü piyasalarında özellikle kadınların ve gençlerin dezavantajlı grup içerisinde yer aldığını söylemek doğru olacaktır. Bunun

1 Dünyadaki işsizlerin 115.8 milyonu erkek, 85.3 milyonu kadın / 131.3 milyonu yetişkin, 70.9 milyonu gençlerden oluşmaktadır.

en önemli göstergelerinden bir tanesi, hemen hemen tüm ülkelerde kadınların erkeklere; gençlerin de yetişkinlere göre çok daha düşük oranlarda işgücüne katılıyor olmalarına rağmen daha yüksek işsizlik oranlarına sahip olmalarıdır. Buna göre kadın işsizlik oranı %6.2 iken erkek işsizlik oranı %5.5; genç işsizlik oranı %13.1 iken yetişkinlerin işsizlik oranı sadece %4.4’tür. İşgücü piyasalarına ilişkin dünya genelinde ifade edilen bu yapının gelişmekte olan ülkelere nazaran gelişmiş ülkelerde daha olumlu bir eğilim sergilediğini de belirtmek gerekir. Küresel eğilimlerin paralelinde Türkiye işgücü piyasasında da benzer bir durumun söz konusu olduğu görülecektir. 15-24 yaş grubunda işgücüne dahil olan yaklaşık 5 milyon gencin 1 milyona yakını işsizdir. %19’lar civarında seyreden genç işsizlik oranı, Türkiye’de iş arayan her 5 gençten birinin kendine uygun bir iş bulamadığını göstermektedir. Genel işsizlik oranının %10.5 olduğu düşünüldüğünde gençlerin işgücü

piyasalarına geçişte ya da diğer bir ifadeyle okuldan işe geçiş sürecinde önemli sorunlar yaşadığını söylemek yanlış olmayacaktır. Tıpkı gençlerde olduğu gibi kadınlarda da benzer bir eğilim söz konusudur. Türkiye’de çalışma istek, irade ve arzusunda yaklaşık 10 milyon kadın bulunmakta ve bunların 1 milyon 400 bine yakını işsiz konumunda yer almaktadır. %37.9 gibi erkeklere (%78) göre oldukça düşük bir işgücüne katılım oranına sahip olan kadınların işsizlik oranı ise %13.7 civarındadır. Erkeklerin işsizlik oranının %9 olduğu göz önünde tutulursa kadınların işgücü piyasalarında önemli bir sorun ile karşı karşıya olduğu rahatlıkla anlaşılacaktır. Buraya kadar hem dünyanın geneli hem de Türkiye açısından genel bir durum değerlendirilmesi yapılmıştır. Pek tabii ki kadınlar ve gençler işgücü piyasaları açısından dezavantajlı konumda görülmektedir. Ancak bu soruna sürekli olarak aynı bakış açısıyla yaklaşmak ne kadar sağlıklıdır? Yahut sorun sadece

Kadın ve Genç İstihdamına Farklı Perspektiften Bakabilmek

Prof. Dr. Sedat MURATİstanbul Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü

Prof. Dr. Levent ŞAHİNİstanbul Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü

19

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

19

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

Page 12: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

işgücüne katılım oranını yükseltmek ve işsizlik oranını düşürmek midir? Yani 15-24 yaş grubunda bulunan bir genç ne şartta olursa olsun iş arayışı içine girmeli midir? Yahut kariyerini keşfetme aşamasında olan bir genç için işsiz olarak geçireceği sürenin ona hiçbir faydası olmayacak mıdır? Bir kadın geleneksel aile rollerinin dağılması pahasına bile işgücüne mi katılmalıdır? Yoksa tüm bunların bir dengesi kurgulanabilir mi? İşte bu kısa yazıda amaçlanan, bugüne kadar sürekli olarak tekrar edilen ama doğruluğu konusunda çok da derinlemesine düşünülmeyen konulara yeni bakış açılarının kazandırılmasıdır. Türkiye’de kadınların ve gençlerin işgücü piyasalarında neden dezavantajlı konumda yer aldıklarına ilişkin pek çok gerekçe sayılabilir. Bu gerekçelerden pek çoğu kadınlar ve gençler açısından ortak nedenlere dayanmaktadır. Bunlar arasında; Türk eğitim sistemi ile iş dünyası arasındaki eşgüdümsüzlük, hayat boyu öğrenme ve mesleki eğitim sistemlerinin yetersizliği, kariyer danışmanlığı hizmetlerinin çok sınırlı olması, İŞKUR’un kurumsal kapasitesinin genç ve kadın istihdamı sorununu çözmede yetersiz kalması, en çok kadınların ve gençlerin ihtiyaç duyduğu esnek çalışma şartlarının yeterince

olgunlaşmamış olması, her ne kadar son on yılda girişimciliğin artırılmasına yönelik bilinçli hamleler yapılıyor olsa da henüz istenilen düzeyde bir girişimcilik kültürüne sahip olunamaması, özellikle eğitimli kadınların ve gençlerin çoğu zaman açık olan işleri beğenmeyişi gibi nedenler sayılabilir. Gençlere has nedenler değerlendirilirken her ne kadar azalma trendine girmeye başlasa da Türkiye’de hala genç nüfusun önemli sayıda olduğunu, bunun da işgücü piyasalarında önemli bir rekabet yarattığını belirtmekte fayda vardır. Yine aynı şekilde kırdan kente olan yoğun göç ve göç edenlerin genellikle genç yaş grubunda olmaları işgücü piyasalarında gençler arasında yoğun bir iş bulma yarışı yaratabilmektedir. Kadınlar açısından bahsedilmesi gereken bazı özel gerekçeler de bulunmaktadır. Türkiye’de işverenlerin kadın çalışanlara yönelik bazı ön yargıları olduğu bilinmektedir. Bunlardan en önemlileri arasında evli kadınların aile sorumlulukları da olduğundan ötürü işlerini tam olarak yerine getiremeyecekleri, en verimli çalışabilecekleri dönemlerde evlenip çocuk sahibi olacakları ve çalışmaya ara verecekleri, bununla birlikte yasada hükmedilen izin süreleri bitip işbaşı yaptıklarında işyerine ve

Gençlere has nedenler değerlendirilirken her ne kadar azalma trendine girmeye başlasa da Türkiye’de hala genç nüfusun önemli sayıda olduğunu, bunun da işgücü piyasalarında önemli bir rekabet yarattığını belirtmekte fayda vardır. Yine aynı şekilde kırdan kente olan yoğun göç ve göç edenlerin genellikle genç yaş grubunda olmaları işgücü piyasalarında gençler arasında yoğun bir iş bulma yarışı yaratabilmektedir.

20

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

20

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

işlerine yabancılaşabilecekleri yahut aile yükümlülüklerinden ötürü güncel gelişmeleri takip edemeyecekleri gibi bahaneler bulunmaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadın ve gençlerin istihdamını artırmaya yönelik pek çok proje ve politika hayata geçirilmeye devam etmektedir. Bu çerçevede İŞKUR’un gençlere ve kadınlara yönelik projeleri ile aktif işgücü piyasası politikaları, yerel yönetimlerin meslek edindirme kursları ve mesleki eğitimleri, üniversitelerin sürekli eğitim merkezlerinin hayat boyu öğrenme kapsamında verdiği eğitimler, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB)’in genç ve kadın girişimciliğini artırmaya yönelik eğitim ve iş kurma destekleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın özellikle kadınları çalışma hayatına kazandırabilmek için ortaya koyduğu büyük ölçekli projeler bunlar arasında ilk akla gelenlerdir. Ayrıca büyük ölçekli kimi özel sektör kuruluşları ile üçüncü sektör aktörlerinin de yeterli olmasa da dönem dönem kadın ve genç işsizliğine yönelik bazı çalışmalar gerçekleştirdiği bilinmektedir. Bunlar arasında hemen akla gelenler, Koç Holding’in MEB ile ortaklaşa hayata geçirdiği “Meslek Lisesi Memleket Meselesi”, Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonunun (TÜRKONFED) gençlerin mesleki eğitimlerine yönelik yapmış olduğu yatırımlar, Türkiye Kadın Girişimciler Derneği’nin (KAGİDER) bizzat yahut kurumsal işbirliklerle yürüttüğü büyük çaplı çalışmalar ile Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün (KSGM) toplumun her alanında erkek-kadın eşitliğini ve kadınların toplumsal katılımını amaçlayan önemli projeleridir. Tüm bu anlatımlardan özetle dünyanın gelişmiş ve gelişmekte olan pek çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye işgücü piyasasında da genç ve kadın istihdamının önemli bir sorun olduğunu söylemek şüphesiz ki doğru olacaktır. Ancak sadece istihdam ve işsizlik rakamlarına odaklanmak ve yegâne hedefi istihdamı artırıp işsizliği azaltmak olarak belirlemek toplumsal

pek çok sorunun ikinci plana atılmasını sağlayacaktır. İçerisinde bulunduğumuz dönemde dünya, Almanya’nın söylemiyle başlayan ve dalga dalga tüm gelişmiş ülkeleri sarmal altına alan Endüstri 4.0’ı ve onun çalışma hayatına getireceklerini tartışmaktadır. En kısa haliyle “insanların üretim bandından uzaklaştırılmasını, maksimum düzeyde üretim esnekliği sağlanarak tüketiciye özel tasarımların gerçekleştirilebilmesini ve bunu yaparken de hızdan taviz verilmemesini” içeren Endüstri 4.0, imalat sanayi de dahil olmak üzere üretimin olduğu her yerin azami düzeyde bilgisayarlaştırılmasını ve yüksek donanımlı teknoloji ile çalışılmasını esas almaktadır. Böyle bir gündemde, gençlerin istihdamını artırmak kadar onları bu yeni çalışma düzenine hazırlayacak eğitim kurgusunun yapılandırılması ve bu dönüşüm sürecinde aktif paydaş olmalarını sağlayacak becerilerin kazandırılması önceliklendirilmelidir. Dolayısıyla 15-24 yaş grubundaki gençlerin önceliklerini eğitimlerine ve kişisel gelişimlerine vermeleri gerekmektedir. Aksi takdirde bu yeni çalışma düzeninin argümanları olan bilgisayar, robot ve her türlü teknolojik donanımın üreticisi değil sadece kullanıcısı rolünü oynama ihtimalleri oldukça yüksek görünmektedir. Böyle bir durumda gençlerin işsizliğinin bugünkü durumundan çok daha olumsuz olacağını görmek hiç de zor değildir. Tıpkı gençlerde olduğu gibi kadın istihdamı ve işsizliği konusunda da

farklı perspektiften konuya yaklaşmak gerekmektedir. Türkiye’de kadınların işgücüne katılım oranının düşük olduğu zaten açık bir şekilde görülmektedir. Arzu edilen pek tabii ki bu oranın yükseltilmesi ve kadın işsizliğinin azaltılmasıdır. Ancak sadece böyle bir odaklanma da yetersiz ve toplumsal yaşam açısından sağlıksız olacaktır. Çünkü kadınların toplumsal yaşamdaki rolünü sadece çalışma hayatında bir aktör olarak görmek herkesten önce kadının toplumsal rol ve statüsüne yapılmış bir haksızlık olacaktır. Bugünün ekonomik verileri görece güçlü olan Batı ülkeleri “aile” olgusunu adeta yok olmaya mahkum etmiştir. Sadece çalışma hayatı üzerinden tematize edilen “modern hayat” kurgusu, bir toplumu ayakta tutabilecek birincil gücün aile olduğunu insanlara unutturmaya başlamış ve zaman içerisinde “tek ebeveynli aile, çocuksuz evlilik, evlilik dışı birlikte yaşama ve hatta evlenmeme” gibi yaşam stillerinin bireyler tarafından içselleştirilmesini sağlamıştır. Bugün Batı toplumları düştükleri bu durumdan kurtulmaya çalışmakta ancak bunda başarılı olamamaktadır. Türkiye’nin önünde yaşanmış ve yaşanmaya devam eden bu denli örnekler var iken kadınların iş-yaşam dengelerini gözetecek politikalara ihtiyacı olduğunu düşünmemek büyük hata olacaktır. Aile ihmalkârlığı yapmadan ve aile kurumunu yok etmeden kadının geleneksel ve modern rollerini bir arada yaşamasını sağlayacak politikaların üretilmesi gerekmektedir.

21

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

21

DOSYA: KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

Page 13: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

TEŞVİK UYGULAMALARI

VE ETKİLERİ

DOSYA

22

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

22

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

Dr. Faruk ÖZLÜT.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı

Hükümetimizin İstihdam Seferberliği kapsamında çeşitli düzenlemelerle istihdam teşvikleri uygulanıyor. Bakanlığınızın uygulamasında yetki sahibi olduğu istihdam teşvikleri nelerdir? Uygulama sonuçları hakkında bilgi ve görüş lütfeder misiniz?Bilindiği üzere; Genel Müdürlüğümüzce; “4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu”, “635 sayılı Bakanlığımızın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” ve “5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun” kapsamındaki iş ve işlemler yapılmaktadır. Bu kapsamda, istihdamı teşvik yönüyle;Teknoloji Geliştirme Bölgeleri, teknolojik bilginin üretilmesi, üretilen bilginin ticarileştirilmesi, üründe ve üretim yöntemlerinde ürün kalitesi ve standardının yükseltilmesi, verimliliği artıracak ve üretim maliyetlerini düşürecek yeniliklerin geliştirilmesi, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeni ve yüksek teknolojilere uyumunun sağlanması, araştırmacılara iş imkânlarının sağlanması ve yüksek teknoloji yatırımları yapacak yabancı sermayenin ülkeye girişinin

hızlandırılması ile sanayinin rekabet gücünün artırılması amaçları hedef alınarak kurulmuştur.2001 yılında uygulamaya konulan 4691 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’nda süreç içerisinde bazı düzenlemeler yapılmakla birlikte Kanun, son olarak 2016 yılının Mart ayında yürürlüğe giren Ar-Ge Reform Paketi ile yeni bir boyuta taşınmıştır. Ar-Ge Reform Paketi ile yapılan düzenlemelerden Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’ni ilgilendiren hususlar, başlıca aşağıda verilmiştir.

� Ar-Ge Reform paketi ile Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde gerçekleştirilecek tasarım faaliyetleri de Ar-Ge faaliyetleri gibi destek ve muafiyet kapsamına alınmıştır.

� Bölgelerde faaliyet gösteren firmalarda çalışan personellerinin proje kapsamında ve lisansüstü eğitimleri ile ilgili dışarıda geçirdikleri sürelerin yüzde yüzü muafiyet kapsamına alınmıştır.

� Proje kapsamında ithal edilecek eşyalarda Gümrük Vergisi İstisnası getirilmiş, sürecin hızlı ve etkin bir şekilde uygulanmasına yönelik Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulan Tek

Uygulanan Destek ve Teşvikler

4691 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’nda süreç içerisinde bazı düzenlemeler yapılmakla birlikte Kanun, son olarak 2016 yılının Mart ayında yürürlüğe giren Ar-Ge Reform Paketi ile yeni bir boyuta taşınmıştır.

23

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

23

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

Page 14: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

Pencere uygulaması devreye alınmıştır.

� Bölgelerde yer alan girişimci firmalara doğrudan girişim sermayesi sağlayan yatırımcılara vergi indirimi sağlanarak teknoloji tabanlı firmaların sermayeye ulaşmaları kolaylaştırılmıştır.

� Öncelikli ve stratejik sektörlerde (bilişim, sağlık, biyoteknoloji, nanoteknoloji, savunma, uzay, havacılık vb.) İhtisas (Tematik) Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nin kurulması için adım atılmıştır.

� Teknoparkta Ar-Ge faaliyetleri gerçekleştiren ve projesini tamamlayan girişimci firmalara “Teknolojik Ürün Deneyim Belgesi” (Kamu ihalelerinde firmaya avantaj sağlayan ve iş bitirme belgesi yerine geçen belge) verilmesi kolaylaştırılmıştır.

� Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde yabancı uyruklu Ar-Ge ve tasarım personelinin istihdamı kolaylaştırılmıştır.

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’ne getirilen yeni düzenlemeler ile beraber, sağlanan indirim ve istisnalar Yönetici Şirket, girişimciler ve Bölgede faaliyet yürütmek isteyen akademik personel için gruplanarak, üç başlık halinde aşağıda anlatılmıştır.Yönetici Şirket İçin Sağlanan AvantajlarYönetici Şirket, anonim şirket olarak kurulan, bölgenin yönetimi ve işletmesinden sorumlu şirkettir. Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde yer alan girişimcilere çeşitli hizmetler sunmakla beraber, bölgenin alt yapı ve üst yapı hizmetleri de Yönetici Şirket tarafından yürütülmektedir. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nin idari işlerinin yürütülmesinden sorumlu Yönetici şirket;

� düzenlenen kâğıtlar yönünden damga vergisinden,

� yapılan işlemler bakımından harçlardan,

� Bölge alanı içerisinde sahip olduğu taşınmazlar dolayısıyla emlak vergisinden

� Kanun uygulaması kapsamında elde

ettikleri kazançları nedeniyle gelir ve kurumlar vergisinden 31/12/2023 tarihine kadar muaftır. Bununla birlikte, Teknoloji Geliştirme Bölgesi atık su arıtma tesisi işletmekte ise belediyelerce atık su bedeli alınmamaktadır.

Yönetici Şirketlere sağlanan bu istisnalar sayesinde, bölgelerde faaliyet gösteren firmalara daha iyi hizmet sunulabilmesi amaçlanmaktadır. Bu çerçevede, günümüzde Teknoloji Geliştirme Bölgeleri, hizmet sundukları kesimi sadece ev sahipliği yaptıkları firmalarla sınırlı tutmamakta; bulundukları bölgedeki tüm firmaların ve girişimcilerin yenilik odaklı güçlenmesini sağlamak için faaliyette bulunmaktadır. Bu rolleriyle Teknoloji Geliştirme Bölgeleri, yerel ve bölgesel düzeyde kültürel değişim ile sosyal sermayenin gelişimini de sağlamaktadır.Girişimcilere Sağlanan AvantajlarTeknoloji Geliştirme Bölgelerinde faaliyet gösteren firmaların Ar-Ge, tasarım ve yazılım projeleri için bazı indirim ve istisnalar söz konusudur. Bölgede faaliyet gösteren gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin;

� Bölgedeki yazılım, tasarım ve Ar-Ge faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları gelir ve kurumlar vergisinden,

� Bölgede çalışan; Ar-Ge, tasarım ve destek personelinin (Ar-Ge ve tasarım personeli sayısının yüzde onunu aşmayacak sayıdaki) bu görevleri ile ilgili ücretleri her türlü vergiden,

� Bölgelerde ürettikleri ve sistem yönetimi, veri yönetimi, iş uygulamaları, sektörel, internet, mobil ve askeri komuta kontrol uygulama yazılımı şeklindeki teslim ve hizmetleri katma değer vergisinden,

� Tek Pencere; Yazılım, Ar-Ge, yenilik ve tasarım projeleri ile ilgili araştırmalarda kullanılmak üzere ithal edilen eşya, gümrük vergisi ve her türlü fondan, bu kapsamda düzenlenen kâğıtlar ve yapılan işlemler damga vergisi ve harçtan

31/12/2023 tarihine kadar muaftır. � Temel Bilimler; 7033 Sayılı Kanun

ile Temel bilimler alanlarında en az lisans derecesine sahip Ar-Ge personeli istihdam eden Teknoloji Geliştirme Bölgeleri firmalarının, bu personelin her birine ödedikleri aylık ücretin o yıl için uygulanan asgari ücretin aylık brüt tutarı kadarlık kısmı, iki yıl süreyle Bakanlık bütçesine konulacak ödenekten karşılanır.

� Ücreti gelir vergisinden istisna olan personelin (Ar-Ge, tasarım ve destek) sigorta primi işveren hissesinin % 50’si Maliye Bakanlığı tarafından desteklenmektedir. Destek personel sayısının, Ar-Ge ve tasarım personeli sayısının yüzde onunu aşmadığı kısmında destek personeline bu destek uygulanabilmektedir.

� Bununla birlikte Ar-Ge Reform Paketi ile Kanun kapsamına giren yeni bir düzenlemeyle beraber, Bölgede yer alan işletmelerde en az bir yıl süreyle çalışan Ar-Ge ve tasarım personelinin yüksek lisans yapanlar için bir buçuk yılı, doktora yapanlar için iki yılı geçmemek üzere Bölge dışında geçirdiği sürelere ilişkin ücretlerin yüzde yüzünü aşmamak şartıyla gelir vergisi stopajı teşviki kapsamına alınmıştır. Buna ek olarak yine bu işletmelerde çalışan Ar-Ge ve tasarım personelinin Bölgelerde yürüttüğü projelerle doğrudan ilgili olmak şartıyla Bölge dışındaki faaliyetlere ilişkin ücretlerinin tamamı da gelir vergisi stopajı teşviki kapsamında değerlendirilebilmektedir.

� Sağlanan bu indirim ve istisnalar sayesinde firmalar; ticari faaliyetlerini daha kolay yürüterek danışmanlık, kamu destekli Ar-Ge projeleri ya da nitelikli Ar-Ge personeli istihdamı gibi çeşitli yöntemlerle bilgi transferini sağlayabilmektedir. Dahası birçok işletme, özellikle coğrafi olarak yakın konumdaki üniversiteler ya da araştırma kurumları ile işbirliğine

24

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

24

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

giderek üniversitelerin insan kaynağı ve altyapı imkânlarını kullanma şansı yakalamaktadır. Söz konusu indirim ve istisnalar sayesinde yapılan çalışmalarla beraber ülkemizin Ar-Ge ve yenilik ekosistemi daha hızlı gelişebilmektedir.

Akademik Personele Sağlanan Avantajlar

� Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nde üniversitede görevli akademik personellere de bazı ayrıcalıklı destekler sağlanmaktadır. Bu kapsamda öğretim üyeleri, Üniversite Yönetim Kurulunun izni ile yaptıkları araştırmaların sonuçlarını ticarileştirmek amacı ile Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nde şirket kurabilmekte, kurulu bir şirkete ortak olabilmekte ve/veya bu şirketlerin yönetiminde görev alabilmektedir. Bölgelerde yarı zamanlı görevlendirilen öğretim üyesi, öğretim görevlisi, araştırma görevlisi ve uzmanların ise Bölgede elde edecekleri gelirler, üniversite döner sermayesi kapsamı dışında tutulmaktadır.

Akademik personele sağlanan bu destekler sayesinde, üniversitelerimizde üretilen bilgi ticarileşerek, endüstriyel yapımızın bu üretilen bilgiden yararlanması, üretilen ürün veya hizmetin daha değerli hale gelmesi hedeflenmektedir. Bu açıdan bakıldığında Teknoloji Geliştirme Bölgeleri üniversite-sanayi işbirliği açısından da önemli bir rol üstlenmektedir.Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri Belgesi alan firmalar yönüyle bakacak olursak;1 Mart 2016 tarihinde yayımlanan 5746 Sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunla, Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerine sağlanan faydalarda iyileştirmeler yapılmış, ilgili Kanunun uygulama yönetmeliği de 10 Ağustos 2016 tarihinde yayımlanarak yenilenen mevzuat yürürlüğe girmiştir.İlgili mevzuat kapsamında; Yükseköğretim kurumlarının matematik, fizik, kimya ve biyoloji lisans

programlarında yani Temel bilimler alanlarında en az lisans derecesine sahip Ar-Ge personeli istihdam eden Ar-Ge merkezlerine, bu personelin her birine ödedikleri aylık ücretin o yıl için uygulanan asgari ücretin aylık brüt tutarı kadarlık kısmı, kamu personeli hariç olmak üzere iki yıl süreyle, Bakanlık bütçesine konulacak ödenekten karşılanır. Ayrıca yine aynı mevzuat kapsamında; Öğretim elemanlarından Ar-Ge veya tasarım merkezlerinde gerçekleştirilen faaliyetlerde araştırmacı, tasarımcı ya da idari personel olarak hizmetine ihtiyaç duyulanlar, üniversite yönetim kurullarının izniyle tam zamanlı veya yarı zamanlı olarak görevlendirilebilirler. Tam zamanlı görevlendirme için herhangi bir üniversitede altı yıllık tam zamanlı olarak çalışmak gerekmekte olup, görevlendirme süresi her altı yıl sonrasında bir yıldır. Yarı zamanlı görev alan öğretim elemanlarının bu hizmetleri karşılığı elde edecekleri gelirler, üniversite döner sermaye kapsamı dışında tutulur.Teknolojik Ürün Yatırım Destek Programında;Bakanlığımız 29/04/2014 tarih ve 28986 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğü giren ”Teknolojik Ürün Yatırım Destek Programı” yönetmeliğiyle öncelikli teknoloji alanında yer alan ve Türkiye’de ilk defa üretime konu olan Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri sonucu ortaya çıkan yeni ürün/ürünleri ticarileştirmek, ülke ekonomisine katma değer oluşturmak, uluslararası pazarlarda yer alarak teknolojik ürün ihracatına öncülük etmek ve ülkemizde yerleşik işletmelerin yapacakları yatırımları desteklemeyi amaçlamaktadır. Program kapsamında işletmelere sağlanan destek tutarının oranları işletme sınıfına göre değişiklik göstermektedir. İşletmelere sağlanan makine- teçhizat desteğinin (yerli malı ilave puanı dahil) ve işletme gideri desteğinin toplamı 10.000.000 TL’yi geçemez. a) Makine ve teçhizat Desteği: Yerli malı destek oranı dahil mikro işletme en fazla 8.000.000 TL’ye kadar, küçük işletme

en fazla 7.000.000 TL’ye kadar, orta işletme en fazla 6.000.000 TL’ye kadar, büyük işletme ise en fazla 3.000.000 TL’ye kadar olan kısmı için geri ödemesiz faydalanır. b) İşletme Gideri Desteği: Yatırımını tamamlayan mikro ve küçük işletmeler “Tamamlama Belgesi”nin verildiği tarihten itibaren ilk faaliyet yılını tamamlamadan başvuru yaptıkları takdirde 1 yıl boyunca işletme dönemi harcama kalemleri esas alınarak aşağıdaki gider kalemlerinden bir veya bir kaçından faydalanır;Enerji Giderleri: Üretim amaçlı yıllık kullanılan enerji bedelinin en fazla %75’i kadarPersonel Gideri: Yıllık istihdam edilen personel için destek ödemesinin yapıldığı tarih esas alınarak o dönem uygulanan brüt asgarı ücret tutarının en fazla %75’i kadar Kira Gideri: Yıllık kira giderinin en fazla %75’i kadarAyrıca işletme gideri desteğinden faydalanan işletmeler, üretim konusu ile ilgili yurt içi , yurt dışındaki teknoloji, Ar-Ge ve yenilik projeleri bağlamındaki kamu-üniversite sanayi işbirliği çalışmalarını geliştirme ve koordine etmek amacıyla;a) En az yüksek lisans mezunu olması,b) Yatırım konusu ile uyumlu sektör/sektörlerde en az 5 yıl çalışmış olması,c) Üniversite-sanayi işbirliği, fikri ve sınai mülkiyet hakları, yatırım, devlet destekleri, fayda maliyet analizi gibi konularda bilgi ve deneyime sahip olması, gerekmektedir.Bu çerçevede bir personel istihdam edebilirler. Bu personelin maaşının brüt asgari ücret tutarı kadarlık kısmı 31/12/2023 tarihine kadar Bakanlıkça desteklenmektedir. Bakanlığımız Teknolojik Ürün Yatırım Desteği kapsamında işletmelere sağladığı işletme gideri desteği ile istihdamı teşvik etmektedir. Nitelikli insan gücü istihdamı açısından da;“Bilim, Teknoloji ve Sanayi Eğitimi Dairesi” ülkemizin 2023 kalkınma hedefleri doğrultusunda küresel

25

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

25

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

Page 15: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

teknolojik gelişmeleri takip ederek, gelişen bu alanlara yönelik nitelikli iş gücünün hazırlanması için stratejiler geliştirilmesini sağlamak amacıyla 28/02/2017 tarihli “Bakan Oluru” ile kurulmuştur. Türkiye’nin bilim ve teknoloji hedeflerine ulaşılması için sanayinin ihtiyaç duyduğu niteliklere sahip işgücünün yetiştirilmesi amacı ile yaşam boyu öğrenmeye odaklanılmıştır. Bu kapsamda da mesleki teknik eğitim, meslek yüksek okulları, lisans, yüksek lisans, doktora ve sonrası eğitimler üzerinde çalışmalara başlanmıştır.Bu çalışmalar kapsamında mesleki ve teknik liseler bazındaki çalışmaları gerçekleştirmek için Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı arasında sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli işgücünü yetiştirmek, okul-işletme işbirliğini geliştirmek ve mesleki ve teknik eğitimin niteliğini artırmak amacıyla 29 Mart 2017 tarihinde iş birliği protokolü imzalanmıştır. “300 OSB’ye 300 Teknik Kolej” başlığı ile düzenlenen Protokol kapsamında OSB’lerde nitelikli ara istihdamın artırılmasına yönelik olarak açılması planlanan teknik kolejlerin yönetiminde, OSB’lerin de bulunması amaçlanmaktadır. Okul yönetiminde yer alması istenen sanayicinin teknik kolej açmasını yaygınlaştırmak için 7033 sayılı Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Yapılmasına Dair Kanun ile kurulması planlanan teknik kolejlerin alt yapılarının desteklenmesine dair husus eklenmiştir. Protokole istinaden Organize Sanayi Bölgelerinde Teknik Kolejlerin kurulumu ile ilgili olarak, OSB’lerde farkındalığın artırılmasına yönelik faaliyetler yürütülmüştür. Bu çalışmalar neticesinde 2017 yılı içinde Aksaray, Bursa Kestel, Kayseri, Kırşehir, Manisa (2.etap), Şırnak, Afyonkarahisar, Antalya ve Tokat OSB’lerde olmak üzere MEB eğitim

bursu destekli 9 adet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi (Teknik Kolej) kurulmuş ve eğitim-öğretime başlamıştır. Ayrıca bahsi geçen çalışmaların dışında, Milli Eğitim Bakanlığı’nın desteklediği teknoloji alanlarına ek olarak “Bilişim” alanında destek kapsamına alınması hususunda bir çalışma yapılmıştır. Bunların sonucunda 04/08/2017 tarih ve 30144 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “2017-2018 Eğitim ve Öğretim Yılında Organize Sanayi Bölgeleri İçinde ve Dışında Açılan/Açılacak Özel Mesleki ve Teknik Liselerde Öğrenim Gören/Görecek Öğrenciler İçin Eğitim ve Öğretim Desteği Verilmesine İlişkin Tebliğ” kapsamında “Bilişim” alanı da desteklenen alanlar arasına dahil edilmiştir.Destekli alanlar içerisine alınan bilişim alanında, Bakanlığımız organizasyonunda sektörle bir araya gelen alan öğretmenleri ile müfredat güncelleme çalışmaları gerçekleştirilmiştir.Meslek Yüksek Okulları bazında yapılan çalışmalar kapsamında yine 7033 sayılı Kanun ile Organize Sanayi Bölgeleri içerisinde Meslek Yüksek Okulu (MYO) kurulması halinde, alt yapı desteği Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından sağlanması planlanmıştır. Ayrıca, bu kanunla OSB içerisindeki MYO’larda eğitim görecek öğrencilerin burs ücretleri devlet tarafından karşılanacaktır.Aynı Kanun kapsamında, üniversitede alınan akademik eğitimin uygulamalı olarak sanayide pekiştirilmesi amacıyla ülkemiz için yeni bir modelin önü açılmıştır. Bu model kapsamında, üniversitelerin fen ve mühendislik fakültelerinde eğitim gören öğrencilerin 7 yarıyıllarını üniversitede eğitim alarak, 1 yarın yıllarını ise ilgili oldukları sanayi kuruluşlarında uygulamalı eğitim alarak geçirmeleri amaçlanmaktadır. Halihazırda üniversite bünyesinde bulunan sürekli eğitim merkezlerinde (SEM); firmalarımızda istihdam edilen kişilere yönelik sanayimizin

ihtiyaç duyduğu öncelikli konularda eğitim programlarının düzenlenmesi planlanmıştır. Sektör ile yapılan ihtiyaç analizi neticesinde öncelikli olarak “Proje Yönetimi”, ”Ar-Ge, Teknoloji ve İnovasyon Yönetimi” ve “Bilgi Teknolojileri Yönetimi” konularının ele alınmasının uygun olacağı değerlendirilmiştir. Bu programların öncelikle araştırma üniversiteleri ile başlatılması planlanmış olup, 11 Ocak 2018 tarihinde SEM Protokolleri imzalanmıştır. Önümüzdeki dönem sonunda bu pilot program çıktıları değerlendirilerek programın diğer üniversitelerde de yaygınlaştırılması hedeflenmektedir. Ayrıca, teknik kolejden ve üniversiteden mezunların istihdamını artırabilmek amacıyla İŞ-KUR, geleceğin meslekleri ile ilgili araştırmalarda Mesleki Yeterlilik Kurumu ve odaklı sektörlerde yüksek lisans ve doktora öğrencilerine yönelik destekler konusunda da TÜBİTAK ve YÖK ile birlikte çalışmalar sürdürülmektedir. Başkanlığımız uhdesinde olan görevler ve yürütülen çalışmalar kapsamında yüksek katma değerli üretim yapabilecek insan kaynağının yetiştirilmesi amacıyla bir Yol Haritası oluşturulması kararlaştırılmıştır. Söz konusu çalışmanın ilk aşamasında ihtiyaçları belirlemeye yönelik anket hazırlanmış, firmalar ile paylaşılmış ve analizleri 26 Ekim 2017 tarihinde yapılan “Dijitalleşen Sanayide Nitelikli İşgücünün Sağlanması Çalıştayı”nda paylaşılmıştır. Söz konusu analizler kapsamında, tüm paydaşlar ile mevcut işgücüne ilişkin değerlendirmeler, işgücü niteliğinin geliştirilmesine yönelik mekanizmaların oluşturulması ve yol haritasında yer alması gereken hedefler/eylemler görüşülmüş ve çalıştay sonuçları ile birlikte raporlanmıştır. Mart 2018 itibariyle paydaşlarla ayrı ayrı yapılacak toplantılarla, yüksek katma değerli üretim yapabilecek nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesine yönelik yol haritasının detaylı eylemlerini oluşturma çalışmalarına devam edilecektir.

26

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

26

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

1. YATIRIM TEŞVIK SISTEMI19 Haziran 2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yatırım Teşvik Sistemimiz, tasarrufların katma değeri yüksek yatırımlara yönlendirilmesi, üretim ve istihdamın artırılması, sanayi alanında yapısal dönüşümü sağlanması, cari işlemler açığını azaltacak AR-GE içeriği ve katma değeri yüksek ürünlerin üretiminin artırılması gibi önemli hedefleri barındırmaktadır. Belirtilen hedeflere ulaşmak üzere, özel sektör temsilcisi kuruluşlar başta olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde hazırlanan sistem; Bölgesel Teşvik Uygulamaları, Öncelikli Yatırımların Teşviki, Büyük Ölçekli Yatırımların Teşviki, Stratejik Yatırımların Teşviki ve Genel Teşvik Uygulamaları olmak üzere beş ana bileşenden oluşmaktadır. Söz konusu teşvik uygulamaları kapsamında yatırımcılara, KDV İstisnası, Gümrük Vergisi Muafiyeti, Vergi İndirimi ve KDV İadesi destekleri gibi vergisel destekler; asgari ücret üzerinden hesaplanan Sigorta Primi İşçi Hissesi ve İşveren Hissesi Destekleri ile Gelir

Vergisi Stopajı Desteği gibi işverenin üzerindeki prim ve vergi yüklerini azaltmaya yönelik istihdam destekleri; Faiz Desteği gibi finansal kolaylık sağlamaya yönelik destekler ve Yatırım Yeri Tahsisi gibi yatırıma ilişkin başlangıç maliyetlerinin düşürülmesini hedefleyen destekler sağlanıyor. Söz konusu desteklerden, bölgesine ve konusuna bağlı olarak değişen oran ve sürelerde yararlanılması mümkün bulunuyor. Yatırım teşvik belgesi düzenlemek için 1. ve 2. bölgelerde gerçekleştirilecek yatırımlar için bir milyon Türk Lirası, 3., 4., 5. ve 6. bölgelerde gerçekleştirilecek yatırımlar için ise beş yüz bin Türk Lirası asgari sabit yatırım tutarı aranmakta. Yatırım yapılan bölge, yatırım teşviklerinden faydalanma noktasında önemli bir kriter olarak değerlendirilmekte. Yatırım yapılan bölgenin gelişmişlik seviyesi azaldıkça yatırım teşviklerinden yararlanma süresi ve destek yoğunluğu artıyor. Benzer şekilde planlı sanayileşmeyi teşvik etmek ve ölçek ekonomilerini yakalayabilmek adına OSB’lerde gerçekleştirilen yatırımlar için pozitif ayrımcılık

uyguluyoruz. Temel kriterler bunlar olmakla birlikte yatırım projesi kapsamında ne kadar çok istihdam yaratılırsa, yatırım harcamaları ve teknoloji yoğunluğu ne kadar yüksekse, desteklerden de daha uzun süre ve daha yüksek oranlarda faydalanmak mümkün. Öte yandan uygulamakta olduğumuz mevcut yatırım teşvik sistemi kapsamında da ülke ve dünya ekonomisinde meydana gelen gelişmeler neticesinde ihtiyaç duyulan güncelleme ve değişiklikleri hızlıca yapıyoruz.

2. PROJE BAZLI TEŞVIK SISTEMI

Mevcut yatırım teşvik sisteminin yanı sıra, yepyeni bir anlayışla hazırladığımız, ülkemiz için stratejik önemi haiz özel nitelikli projeler ve teknolojik dönüşüm sağlayacak projelere odaklanan; aynı zamanda destekler açısından çeşitlilik ve esneklik arz eden Proje Bazlı Teşvik Sistemi’ni Kasım 2016’da uygulamaya koyduk.Söz konusu sistem ile ülkemizin mevcut veya gelecekte ortaya çıkabilecek ihtiyaçlarını karşılayacak, arz güvenliğini

Yatırım Teşvikleri

Nihat ZEYBEKCİT.C Ekonomi Bakanı

27

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

27

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

Page 16: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

sağlayacak ve dışa bağımlılığını azaltacak yatırımlar ile sanayimizin dünyada yaşanan teknolojik gelişmelerin ardında kalmasını engelleyecek, orta teknoloji üreten bir ülkeden yüksek teknoloji üreten ülkeler arasına girmemizi sağlayacak yani teknolojik dönüşümünü sağlayacak büyük ölçekli yatırımların desteklenmesi amaçlanmakta.Belirtilen amaçlara uygun olduğu tespit edilen ve proje bazlı olarak desteklenmesine karar verilen yatırım projelerine nitelik ve ihtiyaçlar doğrultusunda çok çeşitli destek alternatifleri sunuluyor. Bu kapsamda yatırımcılarımız sistem kapsamında sunulan desteklerden yatırımın finansal planlaması doğrultusunda ihtiyaçlarına en uygun olanları tercih ediyorlar.Vergisel Destekler

� Gümrük Vergisi Muafiyeti, � KDV İstisnası, � Bina inşaat harcamaları için KDV

İadesi, � Yatırım tutarının 2 katına kadar

Kurumlar Vergisi İndirimi veya 10 yıla kadar Kurumlar Vergisi İstisnası,

İstihdam Destekleri � 10 yıla kadar Sigorta Primi İşveren

Hissesi Desteği, � 10 yıl süreyle Gelir Vergisi Stopajı

Desteği, � Nitelikli Personel Desteği,

Finansal Destekler � Yatırımın finansmanında kullanılan

yatırım kredisi için 10 yıla kadar Faiz veya Kâr Payı Desteği,

� Sermaye Katkısı, � 10 yıla kadar Enerji Desteği,

Yatırım Yeri ile ilgili Destekler � Yatırım Yeri Tahsisi ve belirli

şartlarda söz konusu taşınmazın bedelsiz olarak yatırımcıya devredilmesi,

� Altyapı DesteğiDiğer Destekler

� Kamu Alım Garantisi ile İzin, Ruhsat, Tahsis, Lisans ve Tescillerde İstisna Getirilmesi desteklerinden bir veya birden fazlasından yararlanabilecekler.

Örneğin, davet mektubu gönderdiğimiz ve uygun bulunan 2,9 milyar TL tutarındaki bir yatırım projesi 900 kişiye istihdam sağlayacak. Bununla birlikte, Proje Bazlı Teşvik Sistemi kapsamında yaklaşık 80 milyar TL tutarındaki 20 adede yakın yatırım projesinin değerlendirme süreci de devam etmekte. Müracaatta bulunan firmalarımızın yatırım projelerinin; yenilenebilir enerji teknolojileri, sağlık teknolojileri, petro kimya yatırımları, savunma teknolojileri, uzay-havacılık teknolojileri ve tarım teknolojileri gibi çoğunlukla ülkemizin ihtiyaç duyduğu teknoloji içeriği ve katma değeri yüksek alanlar ile stratejik konularda olduğunu görüyoruz.Gerek talep sayısının yüksekliği gerekse de müracaata konu olan yatırım projelerinin içeriğini değerlendirecek olursak, sistemin kurgusunun isabetli olduğunu değerlendiriyoruz.

3. CAZIBE MERKEZLERI PROGRAMI

Ülkemizin bazı bölgelerinde yatırımlara başlanılabilmesi ve en önemlisi bu yatırımların kalıcı hale gelebilmesi için çok daha yoğun desteklere ihtiyaç duyuluyor. Bu kapsamda son olarak hazırladığımız Cazibe Merkezleri Programı Kapsamında Yatırımların Desteklenmesi Hakkında Karar, 25 Ocak 2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.Cazibe Merkezleri Programı kapsamında görece az gelişmiş bölgelerimiz olan Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yer alan 23 ilde gerçekleştirilecek yatırımlar için yatırım ve işletme dönemine yönelik çeşitli destek unsurları öngörüyoruz. Bu şekilde, kapsam dahilindeki illerimizin ve çevresinin ekonomik ve sosyal kalkınmasının gerçekleştirilmesi, refahının ve özellikle istihdamının artırılması ve göçün azaltılmasını hedefliyoruz.Program kapsamında; Adıyaman, Ağrı, Ardahan, Batman, Bayburt, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gümüşhane, Hakkâri, Iğdır,

Kars, Malatya, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak Tunceli ve Van illerinde gerçekleştirilecek imalat sanayi, çağrı merkezi ve veri merkezi yatırımları desteklenecektir. Desteklenmesi uygun bulunan yatırımlar, işletmeye geçilmesini müteakip gerçekleşen sabit yatırım tutarının % 25’ini ve işletme bazında 10 milyon TL’yi aşmamak üzere; aylık elektrik enerjisi giderlerinin azami %30’unun üç yıl süreyle Bakanlığımız tarafından ödenmesi şeklinde uygulanacak olan Enerji Desteği ile mevcut yatırım teşvik sistemimiz kapsamında sağlanan destek unsurlarından 6’ıncı bölge şartlarında 6’ıncı bölgede uygulanan oran ve sürelerde yararlanabilecekler. Kamuoyu tarafından uzun süredir beklenen Programı yürürlüğe koymuş olmaktan duyduğumuz memnuniyeti ifade ederek, bu vesile ile bölge yatırımcılarımızı sunduğumuz cazip desteklerden faydalanmak suretiyle yatırım yapmaya davet ediyorum.Sanayicilerimiz hız kesmeden yatırımlarını gerçekleştirmek üzere Bakanlığımızdan teşvik belgesi almak üzere müracaat etmekteler. Son üç yılda Bakanlığımız tarafından düzenlenen yatırım teşvik belgeleri yıllık ortalama %15 oranında artış göstererek, 2016 yılında 5.115 adede ulaştı. 2017 yılında ise toplam 7.478 yatırım projesi için yatırım teşvik belgesi düzenledik. 2017 yılında düzenlenen 177,9 milyar TL tutarındaki teşvik belgelerinde bir önceki yıla göre %82 artış olmuştur. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki, 2017 yılında düzenlediğimiz 7.478 adet belge ile şimdiden bütün yılları belge adedi açısından geride bıraktık. Yatırımlar tamamlandığında 226.569 kişiye istihdam imkânı sağlayacağız. Bu belgelerin öngörülen sabit yatırım tutarı açısından sektörel dağılımında ise Enerji Sektörü %57,1’lik pay ile ilk sırada yer alırken, Enerji Sektörünü, %23,2’lik pay ile İmalat, %18,5’lik pay ile Hizmetler ve %1,2’lik pay ile Madencilik sektörleri takip ediyor.

28

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

28

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

Dr. Mehmet Selim BAĞLI Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı

Türkiye tarihinin en büyük ekonomik krizi olan 2001 krizi sonrasında hızla toparlanan

Türkiye ekonomisi, gösterdiği yüksek büyüme performansı ile tarihi bir başarı hikayesine imza atmıştır. Söz konusu döneme baktığımızda yüksek büyüme oranlarına yüksek işsizlik ve düşük işgücüne katılım oranları eşlik etmiştir. 2001 krizi sonrası açık işsizlik oranlarının yüksek büyümeye rağmen gösterdiği durağanlık, ekonominin ileri teknoloji ve yüksek büyümenin yakalandığı gelişmiş alanları ile durgunlaşan geleneksel ve kayıt dışı alanları arasında ikili bir yapının oluşmasına neden olmuştur. 2008 yılında global ekonomik kriz olarak adlandırılan küresel durağanlık kaçınılmaz bir şekilde Türkiye ekonomisini etkilemiş negatif büyüme ve azalan ihracat istihdam üzerinde olumsuz etkiler ortaya çıkarmıştır. Zaten yapısal olarak istihdamda var olan sorunlara durgunluğunda eklenmesinin ortaya çıkardığı duruma karşı devletimiz vergi indirimlerinden, arttırılan kamu harcamalarına değin bir dizi mali canlandırma politikasını hayata geçirdi. 2009 ve 2010 yıllarında hükümetimizin uyguladığı istihdam teşvik paketinin

toplam maliyeti sırasıyla 4,3 ve 5,0 milyar TL düzeyinde gerçekleşmiştir. Söz konusu yılların gayrı safi yurt içi hasılasına (GSYH) oran olarak bu tutar %0,45 ve %0,49 düzeyine ulaşmakta ve Türkiye’yi OECD ülkeleri arasında en yoğun canlandırma paketi uygulayan ülkeler arasında yer almasını sağlamıştır.Bu süreci kayıtdışılık açısından değerlendirmek gerekirse; Örneğin 2009 yılında gerçekleşen küresel durgunluk dönemi sırasında otomotiv yan sanayilerinde, genellikle ekonominin kayıt dışı kesiminde olmak üzere belli başlı üreticiler için parça üretimi yapanların çok ciddi istihdam kayıpları olmuştur. Kriz karşıtı önlemlerden, kısa süreli çalışmadan ve tüketim vergisi indiriminden yararlanan, böylece 2009 yılında stok birikmesinden kurtulan önde gelen 5 otomotiv kuruluşunda ise hemen hemen hiç istihdam kaybı olmamıştır. Özetle, kayıt dışı istihdam kriz sırasında kayıtlı istihdam için bir tampon görevi görmüş ve ağır hasar almıştır. Bu tablo, kalıcı ve nitelikli istihdamda olmanın önemini açık bir şekilde gözler önüne sermektedir. Bu nedenle, kayıtlı istihdamda olmayı gerektiren teşvik tedbirleri büyük öneme sahiptir.

İşgücü politikalarının önemli rolü hükümetin politika belgelerinde de vurgulanmıştır. Onuncu Kalkınma Planı’nda işgücüne ve istihdama katılımın artırılması amacıyla, iş ve aile yaşamını uyumlaştırma politikalarının hayata geçirileceği, istihdam teşviklerinin etkinleştirileceği ve kariyer mesleklerde nitelikli insan gücü istihdamının teşvik edilmesine yapılan vurgular politikalarımızın temelini oluşturmaktadır. Onuncu Kalkınma Planı kapsamında belirlenen Öncelikli Dönüşüm Programlarından programın beşinci bileşeni “İstihdam Teşviklerinin Etkinleştirilmesi” altında istihdam teşviklerinin bölgesel, sektörel ve belirli hedef gruplara odaklanacak, kayıt dışı çalışmayı önleyecek ve belirli süreyle işte kalmayı gerekli kılacak şekilde tasarlanması hedeflenmiştir.Türkiye için hem ekonomik, hem de sosyal refahın kilit taşlarından biri olan istihdamın artırılmasına yönelik olarak oluşturulan istihdam teşvik politikaları istihdamın artırılmasına yönelik olarak oluşturulan istihdam teşvik politikaları, başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olmak üzere Hazine, Maliye Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu,

“Kayıtlı İstihdamda Olmayı Gerektiren Teşvik Tedbirleri Büyük

Öneme Sahiptir”

29

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

29

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

Page 17: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

Türkiye İş Kurumu gibi kurumlar vasıtasıyla yürütülmektedir. Bu kapsamda, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun görev alanına giren ve diğer kurumların da işbirliği ile hayata geçirilen, özel sektör işyeri işverenlerine yönelik, kayıtlı sigortalı istihdamının arttırılmasını, kadınlar, gençler ve engelliler gibi dezavantajlı grupların istihdamının arttırılmasını, bölgesel ve büyük ölçekli yatırımlar ile stratejik yatırımların özendirilmesini teminen çeşitli Kanunlarda düzenlenen sigorta primi teşvik, destek ve indirim uygulamaları bulunmaktadır. Bu teşvikler;1) Beş Puanlık İndirim 2) İlave Altı Puanlık İndirim3) Yatırımlarda Devlet Yardımları Kapsamında Uygulanan Teşvik4) İşsizlik Ödeneği Alanları İşe Alan İşverenlere Uygulanan Teşvik5) Genç ve Kadın İstihdamı ile Mesleki Belgesi Olan Sigortalı İstihdamına Uygulanan Teşvik6) İşbaşı Eğitim Programlarını Tamamlayanların İstihdamına İlişkin Teşvik7) Engelli Sigortalı İstihdamı Teşviki8) Ar-Ge Sigorta Prim Teşviki9) Kültür Yatırımları Ve Girişimlerine Sigorta Prim Teşviki10) Yurtdışına Götürülen Sigortalılar İçin Uygulanan Sigorta Primi Teşvikişeklinde özetlenebilir.Hâlihazırda uygulanan söz konusu teşviklere ek olarak, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Milli İstihdam Seferberliği kapsamında müjdesini verdiği 2018’de uygulanacak iki yeni teşvik uygulamamız daha bulunmaktadır. Bunlar;1) Yeni Nesil Teşvik Başta imalat ve bilişim sektörleri olmak üzere, ilave istihdam sağlayan özel sektör işverenlerine prim desteği sağlanması ve ayrıca, kadınlar, gençler ve engelliler gibi dezavantajlı gruplara pozitif ayrımcılık uygulanması,2) Küçük Esnaf Teşvikiİmalat sektöründe faaliyet gösteren küçük işletmelerimize, gençleri işe

alarak ilave istihdam sağlamaları halinde, belirli sürelerde prim ve ücret desteği sağlanması şeklinde olacaktır.Gerçekleştirilen istihdam teşvik politikaları görüldüğü gibi ülkemiz için özellikle kayıtlı ekonominin gelişmesinde gerekli araçlardır. Bununla birlikte istihdam politikaları, özellikle nüfus artış oranı yüksek ve genç nüfusu fazla olan Türkiye gibi ülkelerde özel bir öneme sahiptir. TÜİK verilerine göre; Türkiye’de 2007 yılında kadınların işgücüne katılım oranı %23,6 iken, bu oran 2017 Eylül ayı itibariyle %34,5’e yükselmiştir. Yine aynı dönemde 15-24 yaş arasındaki gençlerin iş gücüne katılma oranı %37,7’den, %45,1’e yükselmiştir. Türkiye ekonomisi 2007 yılında 19,5 milyon kişiye istihdam sağlarken 2017 yılı Eylül ayı itibariyle bu sayı 27,9 milyona yükselmiştir. Buna karşın 2007 yılında işgücüne dahil olan kişi sayısı 22,2 milyon iken 2017 yılı Eylül ayı itibariyle bu sayı 31,3 milyona yükselmiştir (%41 artış). Dolayısıyla, Türkiye ekonomisi son 10 yılda mevcuda ek olarak yaklaşık 8,4 milyon kişiye istihdam yaratırken (%43 artış), aynı dönemde 9,1 milyon kişi yine mevcuda ek olarak işgücüne katılmıştır. Görüleceği üzere, son 10 yılda hem iş gücüne yeni katılan (9,1 milyon kişi), hem de yeni istihdam edilen nüfus (8,4 milyon kişi) Avrupa’daki birçok ülkenin toplam nüfusundan fazladır. İşgücü istatistiklerine yansıyan bu verilerin de desteklediği üzere Türkiye’nin dinamik, genç demografik yapısı, istihdamın artırılmasını, dolayısıyla yeni iş imkanlarının yaratılmasını gerektirmektedir. Artan istihdam ihtiyacını karşılayacak yeni iş imkanlarının yaratılması da ancak ekonomik büyüme ile gerçekleşebilir. Türkiye ekonomisi son on yılda yıllık ortalama %4,85 oranında büyümüştür. Fırsat penceresi olarak adlandırılan yüksek genç nüfus oranı, her geçen gün daha fazla sayıda kadının işgücüne katılımı gibi nedenlerle ekonomik büyümede ulaşılan bu ivmenin istihdama da yansıtılması ve devam ettirilmesi ülkemiz için son derece önemlidir.

Türkiye ekonomisi son 10 yılda mevcuda ek olarak yaklaşık 8,4 milyon kişiye istihdam yaratırken (%43 artış), aynı dönemde 9,1 milyon kişi yine mevcuda ek olarak işgücüne katılmıştır. Görüleceği üzere, son 10 yılda hem iş gücüne yeni katılan (9,1 milyon kişi), hem de yeni istihdam edilen nüfus (8,4 milyon kişi) Avrupa’daki birçok ülkenin toplam nüfusundan fazladır.

30

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

30

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

Hükümetimiz İstihdam Seferberliği kapsamında, çeşitli düzenlemelerle istihdam teşvikleri uyguluyor. Bu düzenlemelerden önemli bir kısmı da MYK’nın yetki alanlarıyla ilgili. Uygulamaları bizimle paylaşabilir misiniz?Temelden başlamak gerekirse, hem işçiyi hem de işvereni doğrudan ilgilendiren teşviklerin başında 6111 Sayılı Kanun ile getirilen istihdam teşviki gelmektedir. Bu teşvikte MYK Mesleki Yeterlilik Belgeli kişileri istihdam eden işverenlerin çalışan sigorta primi işveren payı 54 aya kadar İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanmaktadır. Uygulamayı sağlayan belli ek kriterler olsa da bu Hükümetimizin mesleki yeterliliğe verdiği önemi açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu düzenleme ile MYK Mesleki Yeterlilik Belgeli çalışanlar sigorta prim teşvikleri yoluyla işverene istihdam maliyeti olarak önemli avantajlar sağlamaktadır. Söz konusu teşvikin geçerlilik süresi 2015/8321 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 31/12/2020 tarihine kadar uzatılmıştır.İkinci olarak, 6645 sayılı Kanun ile

5544 Sayılı MYK Kanunu ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununda çalışma hayatı için büyük önem arz eden düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenleme esasen tehlikeli işlerde MYK Belgesi olmayan kişilerin çalıştırılmamasını düzenlemekle birlikte bu uygulamaya destek olmak, çalışanlarımız ve işverenlerimize ilave mali yük getirilmemesi amacıyla oluşturulan teşvik olarak yararlanıcılara sunulan bir destek programıdır. Bakanlığımız tarafından belirlenen tehlikeli işlere ilişkin 81 meslekte (yıl ortasına kadar bu sayı 125 olacaktır) MYK Kanunu kapsamında yetkilendirilmiş sınav ve belgelendirme kuruluşlarının gerçekleştireceği sınavlarda başarılı olan kişilerin 31/12/2019 tarihine kadar belge masrafı ile sınav ücretinin tamamı İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacaktır. Fondan karşılanacak sınav ücreti, brüt asgari ücretin yarısını geçmemek üzere meslekler itibarıyla Bakanlığımızın teklifi ve Bakanlar Kurulunun kararıyla belirlenmekte olup fondan karşılanan bu desteklerden kişiler bir kez yararlanabilmektedir.

Üçüncü olarak, MYK Belgesi zorunluluğu getirilen meslekler dışında da gerek sınav ve belgelendirme kuruluşları gerekse de adaylar MYK tarafından uygulanan projeler aracılığıyla Avrupa Birliği fonları ile ayrıca desteklenmektedir. Bu çerçevede, sadece MYK sınav ve belge ücreti teşviki olarak yaklaşık 225 Bin çalışanımıza bugüne kadar yaklaşık 150 Milyon TL tutarında destek sağlamış bulunuyoruz. Size göre, istihdam teşvikleri MYK’nın hitap ettiği işgücü piyasası kapsamını nasıl etkiledi; kapsamda artış oldu mu?Bu soruya çalışma hayatında iş sağlığı ve güvenliği özelinde mesleki yeterliliğin önemini ele alarak cevap vermek isterim.Bugün dünyada 3 milyar, ülkemizde ise yaklaşık 14 milyon iş gücü bulunmaktadır. Bununla birlikte, Her gün yaklaşık 1 milyon iş kazası yaşanmakta, iş kazası ve meslek hastalıkları sonucu her yıl 2,3 milyon insan, maalesef hayatını kaybetmekte, çok daha fazla insan ise iş göremez hale gelmektedir. 78 trilyon dolar olan Dünya gelirinin

“185 Bin Kişi MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi Aldı”

Adem CEYLANMesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) Başkanı

31

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

31

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

Page 18: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

yaklaşık 3 trilyonu iş kazaları ve meslek hastalıkları ile kaybedilmektedir. Ülkemizde 2015 yılında iş kazaları ve meslek hastalıklarının toplam maliyetinin yaklaşık yılda 78 milyar TL civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bakanlığımız, istihdamdan çalışma şartlarına, sosyal güvenlikten mesleki yeterliliğe, iş sağlığı ve güvenliğinden yurtdışında çalışan vatandaşlarımızın haklarının korunmasına kadar çok geniş bir alanı ve toplumun büyük bir kesimini kapsayan çalışmalar yürütmektedir. Bu çerçevede, iş sağlığı ve güvenliği koşullarının istenen seviyeye gelmesi amacıyla müstakil bir iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı niteliği taşıyan 6331 sayılı Kanun 2012 yılında yayımlanmıştır. Bu düzenleme ile birlikte; özel kamu ayrımı gözetmeksizin çalışanların görüşlerinin alındığı ve eğitimin ön planda tutulduğu, acil durum ve risk değerlendirmesi gibi önleyici bir yaklaşımı benimseyen düzenlemeye gidilmiştir. İşyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği konularında işverene danışmanlık yapmak üzere bugüne kadar Bakanlığımızca 2.376 ortak sağlık ve güvenlik birimi ve 105.762 iş güvenliği

uzmanı, 33.071 işyeri hekimi ve 30.798 diğer sağlık personeli belgelendirilmiştir.Çalışma Hayatında Milli Seferberlik çalışmalarının devamı olarak, ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği alanında önleme kültürünü yaygınlaştırmayı ve iyi uygulamaları geliştirmeyi amaçlayan yeni bir çalışma dönemini, İş Sağlığı ve Güvenliği Seferberliğini başlatmış bulunuyoruz. Sayın Bakanımızın seferberlik çağrısı ile birlikte; inşaat sektöründe “HEDEF SIFIR” a ulaşılabilmesi için ilgili tüm tarafların (devlet, işveren ve işçi kesimleri yanında konuyla ilgili STK’ların) yer aldığı bir iyi niyet bildirgesi/deklarasyonu imzalanmıştır. Bu seferberlikle birlikte; öncelikli sektörlerde iş sağlığı ve güvenliğinin istenen seviyelere ulaşabilmesi için güvenlik kültürünün oluşturulması yönünde ülke genelinde bir gayret ortaya koyulacaktır. İşyerindeki çalışma koşullarını iyileştirmek için alınacak önlemlerin geliştirilmesi ve desteklenmesi kapsamında taraflarca etkin katılım sağlanarak, bu alanda kazanılan tecrübe ve bilgi birikiminin paylaşılması ve iyi uygulamaların yaygınlaştırılması sağlanacaktır.

Çalışma hayatında başta inşaat sektörü olmak üzere son yıllarda meydana gelen iş kazaları sebebiyle yapılan yasal düzenleme ile Bakanlar Kurulu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına inşaat ve enerji sektörü meslekleri başta olmak üzere toplam 161 meslekte MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi zorunluluğu getirme yetkisini vermiştir.Bu çerçevede, ilk etapta Bakanlığımız tehlikeli ve çok tehlikeli 48 meslekte (17 İnşaat, 8 Otomotiv, 4 Elektronik, 9 Enerji, 10 Metal Sektörleri) çalışanlar için MYK Mesleki Yeterlilik Belgesini zorunlu hale getirmiştir. Bu zorunluluk 26/5/2016 tarihinde yürürlüğe girmesine rağmen 1/1/2017 tarihine kadar Bakanlığımız yapıcı rehberlik teftişi anlayışıyla Belgesiz kişi çalıştırılan işyerlerine cezai müeyyideleri uygulamamıştır. İşverenler ilan edilen bu 48 meslekte artık MYK Belgeli kişileri çalıştırmak zorundadır. Bu zorunluluğu uymayan işverenlere idari para cezası verilecektir. Ek olarak tehlikeli ve çok tehlikeli 33 meslekte (14 Otomotiv, 11 Metal, 1 Ulaştırma, Lojistik ve Haberleşme, 1 İnşaat, 6 Tekstil Sektörleri) çalışanlar

32

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

32

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

için MYK Mesleki Yeterlilik Belgesini zorunlu hale getirmiştir. Tebliğde yer alan meslekleri icra eden bireyler 26/09/2018 tarihinden itibaren belgesiz çalışamayacaktır. 2018 yılının ilk yarısında MYK Belgesi zorunluluğu getirilen tehlikeli meslek sayısını tedricen 125’ e çıkartmayı hedefliyoruz. Bu meslekler arasında düz inşaat işçisi de yer alacak, böylece beyaz yakalı meslekler hariç yaklaşık 1.000.000 kişi kapsam içine alınmış olacaktır. Yaptığımız tüm çalışmaların işyerinde işveren ve çalışan memnuniyetine ve güvenliğine, hizmet ve ürün kalitesine, işyerinde verimlilik ve kaliteye olan olumlu katkısını sahadan aldığımız izlenimler ve geri dönüşlerle çok rahat bir şekilde görebiliyoruz.MYK’nın verdiği hizmetler nasıl etkilendi; görüşlerinizi alabilir miyiz?Mesleki Yeterlilik Kurumu; üretimde kalite ve verimliliği artırmak, iş dünyasının arzu ve beklentileri doğrultusunda uluslararası standartlara uygun bir şekilde ülkemizde ulusal meslek standartlarını ve yeterlilikleri oluşturarak, akredite sınav ve belgelendirme sistemi ile çalışma hayatına nitelikli ve belgeli eleman kazandırmaktadır. Sanayide Endüstri 4.0 dönüşüm ve değişim dönemini yaşadığımız bu dönemde uluslararası alanda güçlü ve saygın bir ülke olmanın en önemli ölçütlerinden biri, sağlıklı ve istikrarlı gelişme gösteren güçlü bir ekonomiye sahip olmaktır. Şüphesiz bunu sağlayabilmek için birbiriyle uyumlu mesleki eğitim ve istihdam politikalarının uygulanması, istihdam edilebilir niteliklere sahip, yeterli sayıda işgücünün yetiştirilmesi önem arz etmektedir. Çalışma hayatının ihtiyaç ve beklentilerini karşılayan nitelikli işgücünün, eğitim sistemimiz içinde yetiştirilmesi küresel düzeyde Türkiye’ye rekabet avantajı kazandıracağı hepimizin malumudur. Bugün özellikle gelişmiş sanayi ülkelerinde, mesleki ve teknik eğitimin meslek standartları ve yeterliliklere uygun nitelikte verilmesi ve bu sayede

eğitimde etkinliğin, ekonomide verimliliğin ve rekabet gücünün artırılması için çözümler üretilmektedir. Bu anlamda da, Dünya’da uygulanan en yaygın yöntemlerden birisi çalışan mesleki yeterliliğinin şeffaf ve güvenilir bir şekilde ortaya koyan standartlara ve akreditasyona dayalı kalite güvencesi sağlanmış ölçme, değerlendirme ve belgelendirme sistemlerinin kurulup işletilmesidir.Bu anlamda, Mesleki Yeterlilik Kurumu eğitim ve istihdam ilişkisini güçlendirerek Türkiye’de insan kaynakları yönetimine yeni bir bakış açısı getiren, mesleki yeterlilik kavramı çerçevesinde mesleki ve teknik eğitimin yeniden yapılandırılmasını sağlayacak önemli bir yapıyı oluşturmuştur.

Ulusal meslek standartları çalışma hayatına değer katıyor

Ulusal meslek standardı; bir mesleğin başarı ile icra edilmesi için başta iş sağlığı ve güvenliği önlemleri olmak üzere bilinmesi gereken asgari bilgi, beceri, tavır ve tutumların neler olduğunu gösteren düzenleyici bir metindir. Ulusal meslek standartlarının hazırlanması için sektörlere ve mesleklere ilişkin yetkinliği ve temsil gücü olan işçi, işveren, meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütleriyle toplam 922 meslek standardının hazırlanmasına ilişkin işbirliği ortamı oluşturularak, yapılan çalışmalar neticesinde 777 ulusal meslek standardı yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Mesleki Yeterlilik Kurumunun eğitim ve istihdam dünyasının tüm aktörleriyle uyum içinde oluşturup yürürlüğe koyduğu ulusal meslek standartları ülkemizdeki mesleki ve teknik eğitim müfredatlarının temelini oluşturmaktadır. 2015 yılında yapılan yasal değişiklik ile ülkemizde verilen tüm mesleki ve teknik eğitimin ulusal meslek standartlarına göre verilmesi zorunlu hale getirilmiştir. Her düzeydeki mesleki ve teknik eğitimin meslek standartları ve yeterliliklere göre verilmesi ile eğitim ve istihdam arasındaki bağı güçlendiren yapısal bir dönüşüme imkân sağlanmıştır.

Uluslararası akredite sınav ve belgelendirme sistemi ile işgücüne mesleki yeterlilik kazandırıyoruz

Meslek standartları ve yeterliliklere dayalı olarak ölçme ve değerlendirme faaliyeti gösteren uluslararası akredite 122 sınav ve belgelendirme kuruluşu MYK tarafından yetkilendirilmiştir. Bu kuruluşlar 81 ilde MYK’nın denetimi ve gözetimi altında aktif bir şekilde faaliyetlerini sürdürmektedir. Mesleki yeterlilik sınavları, gerçek iş ortamında gerçek ekipmanlar ile iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini de içerek şekilde yapılan teorik ve pratik sınavlardan oluşmaktadır. MYK tarafından yetkilendirilen akredite sınav ve belgelendirme kuruluşları tarafından gerçekleştirilen ölçme ve değerlendirme faaliyetleri sonucunda bugüne kadar yaklaşık 286 Bin kişi başarılı olarak MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi almaya hak kazanmıştır. MYK Mesleki Yeterlilik Belgeleri; bir kişinin iş sağılığı ve güvenliği tedbirlerini de alarak, mesleğini bildiğini ve doğru bir şekilde icra ettiğini teyit eden uluslararası akredite belgelerdir. MYK Belgeli işgücü, üretimde verimliliği artırmakta, ürün ve hizmet kalitesinin artmasına katkı sağlamaktadır. Bu sebeple, işverenlerimiz MYK Belgesi ile işgücünün mesleki yeterliliği ile iş sağlığı ve güvenliği bilgisinden rahatlıkla emin olabilmektedirler. Son olarak, ülkemizin yaklaşık on yıldır gündeminde olan, beş yıldır da hazırlık çalışmaları sürdürülen ve ülkemiz eğitim, öğretim ve yeterlilik sisteminde reform yaratacak Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından hayata geçirilmiştir.Türkiye Yeterlilikler Çerçevesini 2017 yılının Nisan ayında Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi ile referanslandırdık. Böylece ülkemizde verilen diploma (mühendislik, tıp vs. dâhil) ve belgelerin kalite güvencesini sağlamış olanlar uluslararası arenada geçerli ve kabul edilebilir hale getirilecektir. Bu nokta da önümüzdeki dönemde MYK’ ya çok daha önemli görevler düşeceğini söyleyebiliriz.

33

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

33

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

Page 19: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

Ülkemizin ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarının karşılanmasında küçük ve orta ölçekli

işletmelerinin payını ve etkinliğini artırmak, rekabet güçlerini ve düzeylerini yükseltmek, sanayide entegrasyonu ekonomik gelişmelere uygun biçimde gerçekleştirmek üzere 1990 yılında 3624 sayılı Kanunla kurulan KOSGEB, önemli bir boşluğu doldurmuş, o zamandan bu yana hayati işlevler yerine getirmiştir.

KOSGEB, İşletmelere, girişimcilere ve işletici kuruluşlara, geri ödemeli ve geri ödemesiz destekler sağlamaktadır.

KOSGEB, Genel Destek Programı, Girişimcilik Destek Programı, Ar-Ge, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı, İş birliği-Güç birliği Destek Programı, Gelişen İşletmeler Pazarı KOBİ Destek Programı, Uluslararası Kuluçka Merkezi ve Hızlandırıcı Destek Programı, KOBİGEL–KOBİ Gelişim Destek Programı ve

Teknopazar–Teknolojik Ürün Tanıtım ve Pazarlama Destek Programı, KOBİ TEKNOYATIRIM KOBİ Teknolojik Ürün Yatırım Destek Programı, Stratejik Ürün Destek Programı başlıkları altında KOBİ’leri destekleyerek Türkiye ekonomisinin daha da güçlenmesine katkı sağlıyor.

Günümüzde, işsizliğin çözümü üzerine de çeşitli çalışmalar yapan KOSGEB, gerek desteklenen projeler kapsamında yeni personellerin istihdamı ile gerekse Nitelikli Eleman İstihdam Desteği adı altında en az meslek yüksekokul mezunu olmak şartıyla, KOBİ’lerin proje hazırlamalarına gerek kalmadan, tek başvuru ile destek alabilecekleri destek mekanizmaları geliştirerek istihdama çok büyük katkılar sağlamaktadır.

KOSGEB desteği ile 90 bin personel istihdam edildiTürkiye’deki istihdam sorununun çözümüne katkı sağlamak amacı ile

2010 yılından bu yana,

Genel Destek Programı altında bulunan Nitelikli Eleman İstihdam Desteği ile 73.590,

Ar-Ge İnovasyon Destek Programı ile 5.421,

Endüstriyel Uygulama Destek Programı ile 1.309,

KOBİGEL – KOBİ Gelişim Destek Programı, Proje Teklif Çağrıları kapsamında 8.360,

İşbirliği-Güçbirliği Destek Programı ile 892

olmak üzere toplamda 90 bin personel KOSGEB desteği ile istihdam edilmiştir.

Genel Destek Programı kapsamında verilen Nitelikli Eleman Desteği ile; Meslek Yüksekokulu mezunu ile öğrenim durumlarına bakılmaksızın en az Seviye 5 Mesleki Yeterlilik Belgesi sahibi personel istihdam eden KOBİ’lere aylık 1.500, lisans

Prof. Dr. Cevahir UZKURTT.C. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi (KOSGEB) Başkanı

KOSGEB’in İstihdama KatkılarıKOSGEB, bugün 10 ayrı destek programı ile Türkiye’nin KOBİ ve

girişimcilerine hizmet veriyor

34

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

34

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

mezunları için 2.000, Yüksek Lisans ve üzeri dereceden mezunlar için 2.500 liraya kadar destek sağlanıyor.

Bu kapsamda 42.500’e yakın işletmeye 543.4 Milyon TL’den fazla destek sağlanmıştır.

Nitelikli Eleman Istihdam Desteği DetaylarıBu destek, destek başvurusunu yapan işletmede destek başvuru tarihi itibariyle son 12 (on iki) ay içinde istihdam edilmemiş, yükseköğretim kurumundan mezun veya en az Seviye 5 Mesleki Yeterlilik Belgesine sahip ve işletmede tam zamanlı olarak çalışacak eleman için verilir.

İşletme, destek üst limiti dâhilinde aynı anda en fazla 2 (iki) eleman için bu destekten yararlanabilir.

Mesleki Yeterlilik Belgesinin, Mesleki Yeterlilik Kurumunun web sayfasında yayınlanmış ulusal yeterliliklerde yetkilendirilmiş belgelendirme kuruluşlarından alınması ve güncel olması gerekmektedir. Başvuru esnasında beyan edilen belgenin geçerlilik tarihini takiben gün kaybı olmaksızın yenilenmemesi halinde destek süreci sonlandırılır.

Başka kurum/kuruluşlardan vergi, sosyal güvenlik primi vb. yasal yükümlülükler hariç olmak üzere herhangi bir isim altında destek alınan elemanlar ile emekliler, yabancı uyruklular, işletme sahibi veya ortakları ile bunların anne, baba, kardeş, eş ve çocukları bu destek kapsamında istihdam edilemez.

Başvuru tarihi esas alınarak her bir elemana verilecek desteğin aylık üst limiti;

� 2 yıllık meslek yüksekokulu mezunları ile öğrenim durumlarına bakılmaksınız en az Seviye 5 Mesleki Yeterlilik Belgesi sahipleri için 1.500 (binbeşyüz) TL,

� 4 yıllık yüksekokul veya fakülte mezunları için 2.000 (ikibin) TL,

� Yüksek Lisans ve üzeri dereceden

mezunlar için 2.500 (ikibinbeşyüz) TL’dir.

Ayrıca istihdam edilecek elemanın; şirket sözleşmesi ile şirketin yönetimi ve temsili için görevlendirilmiş olması veya kadın veya başvuru tarihi itibariyle 30 (otuz) yaşından gün almamış olması halinde bu üst limitlere 1.000 (bin) TL ilave edilir. Nitelikli elemanın şirketteki yönetim ve temsil yetkisinin sona ermesi durumunda, aylık üst limitlere 1.000 (bin) TL ilave edilmez.

Destek, istihdam edilecek her bir eleman için net ücret üzerinden hesaplanır ve asgari geçim indirimi, ikramiye, prim, fazla mesai vb. ek ödemeler net ücrete dâhil edilmez.

Destek kapsamında istihdam edilecek nitelikli elemanın, destek başvuru tarihinden önceki son 30 (otuz) gün içinde istihdam edilmiş olması veya başvurunun kabul edildiği tarihten itibaren en geç 45 (kırk beş) gün içinde istihdam edilmesi gerekir. 45 (kırk beş) gün içinde elemanın işe başlatılmaması durumunda destek kararı iptal edilmiş sayılır.

KOSGEB Müdürlüğü tarafından işletme ve nitelikli elemana ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu ve/veya Yüksek Öğretim Kurumu sorgulamaları, ilgili kurumlarla yapılan protokoller kapsamında KOSGEB Veri Tabanından yapılır. Mesleki Yeterlilik Belgesine ilişkin sorgulamalar, Mesleki Yeterlilik Kurumunun web sayfasından yapılır.

Askerlik, doğum gibi sebeplerle işten ayrılan ve daha önce Nitelikli Eleman İstihdam Desteği kapsamında istihdam edilmiş olan elemanın yeniden aynı işyerinde işe başlaması halinde yeni destek başvurusu yapılması şartı ile bu Program kapsamında kalan üst limit kadar destek verilebilir.

Nitelikli elemanın; işten çıkarılması, kendi isteği ile işten ayrılması veya şirketin yönetim ve temsil yetkisini kaybetmesi durumunda, İşletme ilgili KOSGEB Müdürlüğüne bilgi verir ve elemana ilişkin destek süreci sonlandırılır.

İlk aya ilişkin destek ödeme

tutarı hesaplamasında KOSGEB Müdürlüğünün destek başvurusuna uygunluk verdiği tarih esas alınır.

Program süresince desteğin üst limiti 50.000 (elli bin) TL’dir.

Girişimcilik Destek Programı Ile 46 bin 918 kişi kendi işinin patronu olduEkonomik kalkınma ve istihdam sorunlarının çözümünün temel faktörü olan girişimciliğin desteklenmesi, yaygınlaştırılması ile başarılı işletmelerin kurulmasını gerçekleştirmek üzere, birbirini tamamlayan 4 destek modülü: Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi, Yeni Girişimci Desteği, İş Geliştirme Merkezi Desteği (İŞGEM) ile İş Planı Ödülünden oluşmaktadır.

Bu destek programı ile girişimcilerimize 50 bin TL’ye kadar geri ödemesiz, 100 bin TL’ye kadar da geri ödemeli olmak üzere toplamda 150 bin TL destek sağlanıyor.

Uygulamalı Girişimcilik Eğitimleri kapsamında, aralarında İŞKUR, TESK, üniversiteler belediyeler, odalar, kalkınma ajanslarının da bulunduğu girişimcilik ekosisteminde yer alan kurum/kuruluşlar ile işbirliği halinde 25.700’den fazla eğitim açılmış olup, bu eğitimlerde 1 milyondan fazla katılımcı eğitilmiştir.

Ayrıca bu katılımcılar arasında Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü ile yapılan protokol kapsamında girişimcilik dersi alan 225 binden fazla gencimiz da yer almaktadır.

Bu destek programı sayesinde, 46 bin 918 kişi kendi işinin patronu oldu. Bugüne kadar bu destek vasıtasıyla kendi işini kuran girişimcilere yaklaşık 1.1 milyar TL destek sağlandı.

19 BİN KADIN KENDİ İŞİNİ KURDU: 19 binden fazla kadın girişimci de bu desteklerden yararlandı, kendi işinin patronu oldu.

GENÇ GİRİŞİMCİLERİ DESTEKLİYORUZ: 18-29 yaş aralığındaki 8.443 genç girişimciye toplam 208,3 milyon TL destek verildi.

35

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

35

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

Page 20: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

Hükümetimiz İstihdam Seferberliği kapsamında çeşitli düzenlemelerle istihdam teşvikleri uyguluyor. Teşvik uygulamalarının istihdam ve işsizlik üzerindeki etkilerini değerlendirir misiniz?Dünya ekonomisinde yaşanan durgunluğun ülkemize de olumsuz etkileri oldu. Ancak ekonomik durgunlukla birlikte, 2011 yılından günümüze Suriye’de devam eden çatışmalar ve Suriyeli 3 milyon kişiyi ülkemizde misafir etmemiz, 2015 yılında başlayan ve 2016’nın son çeyreğine kadar devam eden Rusya krizi ve hain 15 Temmuz darbe girişimi, ülkemizin işgücü piyasasına ayrıca olumsuz etkilerde bulunduğunu söylememiz gerekir. Özellikle Rusya ile yaşanan kriz tarım ve turizm sektöründe önemli daralmalara sebebiyet verirken, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ülke ekonomisinde görülen yavaşlama da işgücü piyasasını olumsuz etkilemiş ve yatırımların azalması, istihdamın ivme kaybetmesine neden olmuştur. 2016 yılı genelinde ülkemizde ekonomik büyüme yavaşladı. Ekonomik büyümenin düşük olması ile birlikte yıl genelinde işgücü piyasasında özellikle işsizlik

açısından olumsuz bir dönem yaşandı.TÜİK verilerine göre Kasım 2016 tarihinde, ülkemizde işgücü sayısındaki artış yıllık yüzde 3,3 olurken, istihdamdaki artış yüzde 1,5’te kaldı. Bir diğer ifadeyle işgücü piyasasına yeni girişleri karşılayacak kadar yeterli istihdam yaratılamadı. İstihdamdaki artışın, işgücü artışının gerisinde kalmış olması bu dönemde işsizlik oranında hızlı bir yükselişe neden oldu.Küresel ve ulusal ekonomide bu gelişmeler yaşanırken, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 7 Şubat 2017 tarihinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Ekonomi Şûrası’nda, özel sektörde faaliyet gösteren işverenlerin 2017 yılında işe alacakları işçiler için ayrıca destekleneceklerini açıkladı.Cumhurbaşkanımızın açıklamasından hemen sonra yürürlüğe giren istihdam teşviki, bugüne kadar uygulanan teşviklerinden maliyet açısından en kapsamlısı oldu. Resmi istatistik verileri incelendiğinde, söz konusu teşvik uygulamalarının istihdamı artırma bakımından olumlu katkılar sunduğu görülmektedir.İstihdam edilenlerin sayısı 2017 yılı

Kasım döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 1 milyon 448 bin kişi arttı. İstihdam oranı ise 1,5 puanlık artış ile %47,3 oldu. Bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 244 bin, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 1 milyon 205 bin kişi artmıştır.Kasım 2017 döneminde toplam işsizlik oranı geçen yılın aynı dönemine göre 440 bin azalarak 3 milyon 275 bin kişi olmuş, işsizlik oranı 1,8 puanlık azalış ile %10,3 seviyesinde gerçekleşmiştir. Genç işsizlik oranı ise 3,3 puanlık azalış ile %19,3 olurken, işsiz sayısı 2017 yılı Kasım döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 440 bin kişi azalarak 3 milyon 275 bin kişi olmuştur.Resmi veriler incelendiğinde ekonomik durgunluğun yaşandığı bu dönemde istihdam açısından önemli gelişmelerin olduğu görülmektedir. Ancak işsizlik rakamlarının hala çok yüksek, işgücüne katılım oranının ise düşük bir seyir izlediği bilinmektedir. Özellikle genç işsizliği ve kadınların istihdama katılımı konusunda belirlenecek politikaların titizlikle belirlenmesi gerekmektedir. İstihdamın artışının yanı sıra bunun sürekli ve düzenli olması çok önemli bir husustur.Sendikal hayat bağlamında söz

“Kalıcı Gelişme Geniş Kapsamlı Önlemler ile Mümkün”

Ergün ATALAY Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Genel Başkanı

36

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

36

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

konusu teşviklerin çalışanlara ve üyelerinize etkilerini yorumlayabilir misiniz?Çalışma hayatının en önemli sorunlarının başında işsizlik gelmektedir. İşsizliğin süresinin uzaması beraberinde yoksulluğu ve sosyal dışlanmayı getirmekte, bu gelişmelere bağlı olarak suç oranları artmakta kısacası işsizlikle birlikte sadece işçi ve ailesi değil bütün bir toplum olumsuz etkilenmektedir.Ekonomik durgunluğun yaşandığı dönemlerde işçilerin işsiz kalmalarını önleyen teşviklerin verilmesi, işçi ve aileleri ile birlikte bütün bir toplum için önem arz etmektedir. Ancak ekonomik durgunluğun uzun sürmesi halinde teşvikleri sürekli hale getirmek mümkün değildir. Bunun için gerekli kaynağı sağlamanın imkânı bulunmamaktadır. Bu nedenle sürekli teşvikler yerine Türkiye’nin işsizliği azaltmak için istikrarlı politikalar izlemesi gerekmektedir. İşsizlikle mücadelede atılacak en önemli adım, uzun vadeli ekonomik büyüme politikalarının oluşturulmasıdır. Ekonomideki işgücü arz artışına yetecek büyümeyi sürekli hale getirmemiz gerekmektedir. Büyüme, emek piyasasına yeni girecek işgücüne ve mevcut işsizlere iş sağlamada önemli bir unsurdur. Ekonomik büyüme yeterli oranda sağlanamadığı takdirde işsizlikle mücadelede benimsenecek diğer politikaların etkili olabilme olasılığı zayıflamaktadır.İstihdamı artırmak için birçok teşvikin verildiği bu dönemde, işçiye ödenen ücretleri sınırlayan düzenlemelerin iç talebi daraltarak beklenen istihdam artışını engellemesi olasıdır. İşçi ücretlerini sınırlayan vergi sisteminin gözden geçirilerek işçinin yılın başında aldığı ücretin yılın sonunda da eline geçmesini sağlayacak teşvik mekanizmalarının oluşturulması ve böylelikle iç talebin daralmasının engellemesi istihdam artışına katkı sağlayacaktır.2016 yılından günümüze devam eden bir diğer teşvik asgari ücret desteğidir. Bu teşvik günlük prime esas kazancı 110 TL ve aşağısında olan işçileri

çalıştıran özel sektör işverenlerine verilmektedir. Ücret sınırlaması olması sebebiyle görece ortalama ücretleri yüksek sendikalı işyerleri bu destekten yararlanamamaktadır. Şubat 2017 tarihinde yürürlüğe giren Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile birlikte 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümleri uyarınca toplu iş sözleşmesi uygulanan özel sektör işverenlerine ait işyerleri için 110 TL olan üst sınırın 164,70 TL’ye çıkarılması sendikal örgütlülük için atılmış çok önemli bir adım olmuştur. Bu düzenlemenin 2018 yılında da devam etmesi önemli görülmektedir.Devletin vergi ve prim destekleri başta olmak üzere işsizleri yeniden çalışma hayatına kazandırmak adına aktif iş gücü programları kapsamında gerçekleştirilen mesleki eğitim kursları, işbaşı eğitim programları ve istihdamı korumaya yönelik devam eden çalışanların mesleki eğitimi programlarını çok önemli görüyoruz.Sonuç itibariyle; teşvikler konusunda birkaç noktanın altının çizilmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Teşvikler genel ekonomi politikasının sadece bir parçasını oluşturmaktadır. Kalıcı ve istikrarlı bir ekonomik ve sosyal gelişim ancak orta-uzun vadede alınacak geniş kapsamlı önlemler ile mümkündür. Dolayısıyla teşvikleri ekonomik ve sosyal sorunların uzun vadeli çözümünden çok ekonomik dalgalanmaların ve istikrarsızlığın yaşandığı dönemlerde ortaya çıkan sorunları kısa sürede çözebilecek uygulamalar olarak görmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Bu nedenle teşvikleri sürekli kılmak yerine daha kalıcı önlemlerin bir an önce alınması gerekmektedir. Bununla birlikte teşvik uygulamalarının istihdama hangi boyutta katkı yaptığını ortaya koyacak kapsamlı analizlerin yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde önemli bir kamu kaynağının yeterli faydanın sağlanamadığı bir alana aktarılması söz konusu olacaktır.

Ekonomik büyüme yeterli oranda sağlanamadığı takdirde işsizlikle mücadelede benimsenecek diğer politikaların etkili olabilme olasılığı zayıflamaktadır.

37

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

37

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

Page 21: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

Hükümetimiz İstihdam Seferberliği kapsamında çeşitli düzenlemelerle istihdam teşvikleri uyguluyor. Teşvik uygulamalarının istihdam ve işsizlik üzerindeki etkilerini değerlendirir misiniz?Ülkemizin en büyük sıkıntılarından biri olan işsizlik ile mücadele de kararlı ve sistematik adımların atılmasını önemli buluyoruz. İşsizlik oranları, hala çift rakamlarda devam etmektedir. Ekim 2017 itibariyle işsizlik oranı yüzde 10,3 olarak açıklanmıştır. Oysa ki, işsizliğin tek rakamlara düşmesi için acilen etkin adımların atılması gerektiği de ortadadır. İsşizlik oranlarının %5 seviyesine düşmesi ülkemiz için önemli bir adım olacaktır. Aynı şekilde, gençler arasındaki işsizlik oranı yüzde 19,3 seviyesindedir. kadınlar arasındaki işgücüne katılım oranı ise yüzde 34.2 seviyesinde olup, bu oran gelişmiş ülkelerde yüzde 52.1 seviyesindedir. Bu kapsamda, işsizliğin bilhassa genç işsizliğin azaltılması, istihdamın niteliğinin

artırılması, kadınların istihdama katılımının artırılması hususları, Türk istihdam piyasasının önemli problemlerindendir.Bununla birlikte, işsizliğin önlenmesi ve işsizlikle ilgili etkin politikaların geliştirilmesi konusunda Konfederasyonumuz yıllardan beri öneri ve politika geliştirmektedir. Öyle ki, “İstihdam seferberliğinin başlatılması gerektiği önerisi” 2010 yılında Stratejik, Teknik, Ekonomik Araştırmalar Merkezi’nce düzenlenen “İstihdam” konulu zirvede konfederasyonumuz tarafından gündeme getirilmiştir. Bununla birlikte, işçi ve işveren kuruluşlarının içerisinde yer aldığı toplantıda istihdam seferberliği kampanyalarının oluşturulması gerektiği önerilmiştir. Bugün geldiğimiz nokta itibariyle, önerilerimizin can bulduğunu görüyor olmamız memnuniyet vericidir.Bilindiği üzere; işsizliğin azaltılması ve istihdamın artırılması amacıyla 2017 Yılı Ocak ayında “Çalışma Hayatında Milli Seferberlik” programı başlatılmıştır.1 yılı aşkın süredir devam eden İstihdam Seferberliği’nde, ilave 1.5 milyon istihdam

sağlanmış olması ve işsizlik rakamlarının azalış eğilimi göstermesi ülkemiz çalışma hayatı açısından son derece memnuniyet vericidir.Ülkemiz büyümektedir ve çalışma hayatında daha çok istihdamın sağlanması, daha iyi işlerin oluşturulması çabaları karşılık bulmaktadır. Bu süreçte, kamu kurum ve kuruluşlarının, iş dünyasının, esnaf ve sanatkarların ve çalışanların yoğun çabaları söz konusudur.2018 yılı itibariyle, İstihdam Seferberliğinde “Artı 2 İstihdam” sloganıyla ikinci bir dönem başlatılmıştır. İstihdam Şurasında açıklanan “Milli İstihdam Seferberliği”nin ikinci dönemi kapsamında kadınlar, gençler ve engellilere yönelik birçok yeni düzenleme ve teşvikler söz konusudur.Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın başlattığı seferberlik çağrılarının çalışma hayatının tüm aktörlerinde olumlu etki yaptığı görülmektedir ve seferberlik sonucunda ortaya çıkan istihdam sonuçları da memnuniyet vericidir.

Mahmut ARSLAN HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı

“İstihdam Yatırımlarla Desteklenmeli”

38

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

38

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Jülide SARIEROĞLU, istihdam seferberliğinde 2017 yılında 1,5 milyonun üzerinde ilave istihdam sağlandığını, meclise gönderilecek yeni istihdam paketinde birçok yeni düzenlemenin olduğunu ve özellikle 2018 yılı itibariyle yüzde 10,3›e düşen işsizlik oranlarının tek haneli rakamlara indirilmesinin hükümet tarafından birinci öncelik olduğunu belirtmiştir.Bununla birlikte, TÜİK tarafından açıklanan işgücü istatistiklerine de bakıldığında 2017 Yılı Ekim istatistiklerinde, işsizliğin yüzde 11.8’den yüzde 10.3’e gerilemiş olduğu görülmektedir. Burada, elbette istihdam seferberliğinin olumlu etkisini bulunmaktadır.Ancak, istihdam yaratılması kadar oluşacak istihdamın kalıcı olması da oldukça önemlidir. Bu sebeple, istihdamın yatırımlarla desteklenmesi gerekir. Eğer istihdam seferberliği yatırım ve üretim ile desteklenmezse bu yönde yapılacak olan çalışmalar kalıcı olmaz. O zaman istihdamda sürekli bir artış yakalanamaz. Bununla birlikte, istihdamla birlikte ücret seviyelerinin artması, çalışanlarının emeklerinin karşılığını almaları gerekmektedir. Bu bağlamda HAK-İŞ olarak, istişare ve ortak akılla oluşturulacak hedeflerin ve stratejilerin önemine inanıyoruz.Türkiye olarak dünyanın en çok genç nüfusuna sahip olan ülkesiyiz. Bu konuda oldukça avantajlı bir konumdayız. İstihdam seferberliği ile birlikte son istatistikler incelendiğinde, genç işsizlik oranlarının azalma eğiliminde olduğu görülmektedir. Ancak, genç işsizlik oranlarının yüksek olduğu gerçeğini göz ardı edemeyiz. Hem istihdama katılacak gençlerimiz hem de ne eğitimde ne de istihdamda yer almayan ve NEET olarak ifade edilen gençlerimiz için gerçekleştirilecek tüm çalışmalarda yeni bir ivme yakalamamız gerekmektedir.Bu bağlamda, gençlerimizin işgücü piyasasında yerini almaları ve aynı zamanda istihdamda kalmaları için de uygun politikaları geliştirmeliyiz.

Bunlarla birlikte, HAK-İŞ kurulduğu ilk günden itibaren, işverenleri rakip olarak değil sosyal ortak olarak görmektedir. Sosyal ortaklarımızla, ortak ve etkin çalışmaları hayata geçirebilirsek, işsizliğin ve kayıtdışılığın azalması noktasında önemli bir mihenk taşı olacağımıza inanıyoruz. Özellikle, sendikalaşma oranlarına bakıldığında, işsizliğin ve kayıtdışılığın önlenmesi noktasında sendikalaşmanın desteklenmesi ve sendikalaşma oranlarının artırılması gerektiğini de unutmamak gerekir.Sendikal hayat bağlamında söz konusu teşviklerin çalışanlara ve üyelerinize etkilerini yorumlayabilir misiniz?Çalışanlarımızın ve üyelerimizin kayıtlı istihdamda yer almasını çok önemli buluyoruz. Çünkü, en büyük sermayemiz insandır. Kayıtlı istihdam arttıkça sendikalaşma oranları da artacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yayımlanan 2018 Ocak ayı sendikal istatistiklerde konfederasyonumuz HAK-İŞ Türkiye’nin en büyük konfederasyonlarından biri olarak çalışanların takdirini kazanmaya ve istikrarlı bir şekilde büyümeyi sürdürmektedir.Türkiye’de ve Dünya’da emeğe; özgürlüğe, insan haklarına ve demokrasiye yönelik her türlü negatif unsur karşısında dik durmanın gereğine inanan HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, işçilerin takdirini kazanmaya devam etmekten ve istikrarlı bir şekilde büyümemizi sürdürmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, yürüttüğümüz yaygın ve etkin örgütlenme çalışmamızın neticesinde elde ettiğimiz bu başarıyı son derece önemli buluyoruz. Ancak bu başarıyı yeni hedefler için bir başlangıç olarak görüyoruz. Sendikasız bütün çalışanları sendikalarımızda örgütlenmeleri için etkinlikle çalışmalarımıza devam ediyoruz.Bu bağlamda değerlendirsek, istihdam seferberliği ile birlikte hayata geçirilen teşviklerin ilave istihdam rakamlarından görüldüğü üzere daha çok kişiyi istihdama yönlendirmektedir. İstihdam

oranlarının artması, çalışanların HAK-İŞ’i tercih etmesini de beraberinde getirmiştir. Özellikle örgütlü olduğumuz işyerlerinin büyümesi demek bizim o işyerlerinde üye sayımızın da artması demektir. Bundan memnuniyet duyuyoruz. İstihdam artarken istihdamın kalitesini de artıcı çalışmalar yapmak gerekmektedir. Özellikle İŞKUR’un aktif işgücü politikalarına daha da ağırlık vermesi gerekmektedir.Teşviklerin her alanda son derece önemli olduğunu biliyoruz. Bu anlamda HAK-İŞ olarak bütün arkadaşlarımızı sendikalaşma konusunda desteklemeye, onları teşvik etmeye devam ediyoruz.Bu bağlamda, altını önemle çizdiğimiz bir husus bulunmaktadır. Öyle ki, teşvikler sendikalı işyerlerine verilmelidir. Sendikalı olan işletmelere vergi kolaylığı getirebilir. Bu şekilde sendikalı örgütlülüğünü de teşvik edebiliriz.TİSK’le beraber, bu konuda örgütlü yapıların olduğu işletmelere ayrıca bir kolaylık sağlanması için teşvik verilmesini talep ettik. Bunun kayıt dışıyla mücadelede çok önemli bir unsur olacağını önerdik. Şüphesiz, örgütlü işyerlerinde iş kazası oranları azdır, iş sağlığı ve güvenliği önlemleri ve normları fazladır ve çalışma şartları daha iyidir.Bu bağlamda, örgütlenme önündeki tüm engellerin ortadan kaldırılarak, çalışanlar için daha iyi işleri oluşturmak ve mevcut hakları ileriye taşıyacak düzenlemeleri hayata geçirmek ve bu düzenlemeleri sosyal diyalog mekanizmasını işleterek gerçekleştirmek çalışma hayatını daha ileri boyutlara taşıyacaktır.Bugüne kadar olduğu gibi, bugünden itibaren de çalışma hayatının tüm kesimleriyle birlikte ortak akılla hareket etmenin, istişarenin ve birlikte çalışma kültürünün önemine de gönülden inanıyoruz. Bizim görevimiz HAK-İŞ olarak, HAK-İŞ Konfederasyonu’nun ilkeleri hedefleri ve yaklaşımları doğrultusunda getirilen bütün düzenlemelerin olumlu yönlerine bakıyoruz. Olumlu olanlarını destekliyoruz, eksiklerine de itiraz ediyoruz.

39

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

39

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

Page 22: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

Son dönemde işsizlik verileri Türkiye’de işsizliğin tekrar tırmanışa geçtiğini gösteriyor. Gerek yıllık

bazda gerekse aylık bazda işsizlik oranında ve işsiz sayısında düzenli artış söz konusu. Yıllık dar tanımlı işsizlik oranı 2016’da yüzde 10,9’a yükselirken, aylık bazda işsizlik Şubat 2017 itibariyle yüzde 12,6’ya yükselmiştir. Geçen yılın aynı dönemine göre resmi işsiz sayısı 676 bin kişi artarak 3 milyon 900 bin kişi olmuştur. TÜİK’in dar tanımlı hesaplamasında yer alan işsizler yanında, iş bulma ümidini kaybeden işsizleri, iş aramayan ancak çalışmaya hazır olan işsizleri, mevsimlik ve zamana bağlı eksik çalışanları kapsayan geniş tanımlı işsiz sayısı ise 7 milyona yaklaşmıştır. İşsizlikteki tırmanış kriz günlerine dönüldüğünü işaret etmektedir. Sadece standart işsizlik değil tüm işsizlik türlerinde tırmanış devam etmektedir. Nitekim TÜİK 2017 Şubat ayı verilerine göre genç işsizliği 4,7 puanlık artış göstererek yüzde 23,3 olmuştur. Kadın işsizliğinin artış göstermeye devam etmektedir. TÜİK 2017 Şubat ayı verilerine göre kadın işsizliği yüzde 14,8 iken erkek işsizliği 11,7’dir. Kadın işsizliği ortalama işsizlik oranından daha yüksektir.

İşsizlik oranlarının durdurulamayan artışı istihdam krizine işaret etmektedir. Hükümet 2017 yılında bu istihdam krizine karşı ‘Milli İstihdam Seferberliği’ başlattığını açıklamıştı. Artı istihdam teşviki bu seferberlik kapsamında 2017 yılında çıkarılan bir teşviktir. Bu teşvik dışında kadın ve gençlerin istihdamına yönelik teşvik, işbaşı eğitim teşviki, yüzde 5’lik sigorta işveren payı prim teşviki, engelli sigorta prim teşviki gibi çeşitli teşvikler uygulanmaktadır. İstihdamı arttırma iddiası ile başlatılan teşvikler, özünde “işverene teşvik, işsize mesleki eğitim’’ geçici istihdam sağlanmaktadır.İlave istihdam teşvik paketinde ‘artı istihdam desteği’ ile 2017 yılında her bir ilave istihdam için işverenlerin vergi ve sigorta primlerinin tümü İşsizlik Fonundan karşılanmaktadır. ‘İstihdam Seferberliği’ adı altında işsizlik fonundan hükümet şirketlere, işe alımlar karşılığında prim indirimleri, teşvikler, vergi muafiyetleri gibi ödüller sunmaktadır. İşsizlik sigortasından teşviklere bütçe aktarılması işsizlik fonunun amacına uygun kullanılmadığını göstermektedir. İşsizlik Sigortası Kanunun amacı, işsizlerin işsiz kaldığı dönemde işsizliğin çok yönlü etkilerini

ortadan kaldırmaktır. Kamu yatırımları ve istihdam teşvikleri işsizlik fonu sigortasının amacı değildir. 2002-2016 yılları arasında işsizlik sigortası fonunda biriken para 153 milyar TL’dir. 2002-2016 dönemleri arasında işsizlik sigortası fonundan işsizlere sadece 14 milyar TL aktarılmıştır. Bu miktar fonun gelirlerinin yüzde 9,7’sini oluşturmaktadır. Teşvik ödemelerine (aktif işgücü programları) ayrılan bütçe ise 31 milyar TL’dir. İstihdam teşviklerine işsizlik fonundan aktarılan kaynak, işsizliği azaltmak ve yeni istihdam alanları yaratmak için çözüm olamamaktadır.İŞKUR vasıtasıyla eğitim adı altında yaratılan istihdam büyük ölçüde ‘yapay’ istihdamdır. Aktif işgücü programları işsizliği önlememektedir. Bu kapsamda yaratılan işler ise geçici nitelikte olduğundan, kalıcı istihdam sağlamadığı işsizliğin azaltmasına çare olamamaktadır. Nitekim 2016 yılında aktif işgücü istihdam politikaları kapsamında 684 bin 158 kişi geçici olarak istihdamda gözükmekte ve işsiz sayılmamaktadır.(Tablo.1) Bu istihdamı ‘yapay’ istihdam olarak adlandırmak mümkündür.

Kani BEKODevrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı

“Teşvikler İşsizliğe Çare Olmuyor”

40

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

40

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

İstihdam teşviklerinin istihdama yansımasını İŞKUR ve SGK istatistiklerinden bakılmaktadır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Mehmet Müezzinoğlu 15 Mayıs 2017 tarihinde yaptığı açıklamada: ‘‘Ocakta başlattığımız çalışma hayatında milli seferberlikte yılsonu itibariyle hedeflediğimiz 1,5 milyon istihdamda 1 milyon rakamını geçtik. Bunu 4 ayda geçtik. Artık bu anlamda hedeflediğimiz noktaları yakalamada topyekûn bir sorunumuz yok.’’ demiştir. Ancak istihdam teşviklerinin istihdama yansımasını ölçebileceğimiz resmi istatistikler açıklanmamıştır. İŞKUR’un 14 Mart 2017 tarihinde açıklaması gereken istatistikleri yayınlanmamıştır. SGK 2017 Ocak ve Şubat ayı verileri kısa bir süre web sitesinde yer aldıktan sonra erişime kapatılmıştır. TÜİK Şubat ayı Hanehalkı İşgücü verileri istihdam teşviklerinin istihdamı arttırmadığını göstermektedir. Nitekim TÜİK’in 2017 Şubat ayı itibariyle işsizlik oranlarında tırmanış devam etmektedir. Son 1 yıl içerisinde 500 bin yeni istihdam yaratılabilirken, işsiz sayısı 676 bin artmıştır. TÜİK’e göre Aralık 2016’da 26 milyon 669 bin olan toplam istihdam, Şubat 2017’de 287 bin artarak 26 milyon 956 bine yükselmiştir. Ancak bu istihdam artışı SGK verileri tarafından desteklenmediği gibi büyük bölümünü tarımsal istihdam artışı ve sosyal hizmetlerdeki artış oluşturmaktadır. Öte yandan sanayi istihdamında gerileme yaşanmaktadır. Tarımda 121 bin kişilik bir artış yaşanırken, imalat sanayiinde 29 bin, madencilikte 11 bin ve inşaat sektöründe 42 bin kişilik bir azalma yaşanmıştır. İstihdam seferberliğinin

Tablo.1 Aktif işgücü programlarından yararlananların sayısı

Program türü (Ocak-Aralık 2016) Erkek Kadın Toplam

İş başı eğitim programı 160.783 136.142 296.925

Mesleki eğitim kursu 50.030 100.363 150.393

Girişimcilik eğitim programı 35.885 28.060 63.945

Toplum yararına çalışma programı 91.895 81.000 172.895

Genel toplam 338.593 345.565 684.158Kaynak: İŞKUR

Tablo.2 Sigortalı istihdam verileri

Sigortalı İstihdam Aralık 2016 Şubat 2017 Değişim

4-A Sigortalıları (Ücretliler) 15.355 15.118 -236.7

4-B Sigortalıları (Kendi Hesabına Çalışanlar) 2.794 2.790 -4.2

4-C Sigortalıları (Memurlar) 2.983 2.966 -16.4

Toplam Sigortalı İstihdam 21.132 20.874 -257.4Kaynak: SGK istatistikler

özellikle sanayiinde artışa yol açmadığı görülmektedir. Hizmet sektöründe en yüksek istihdam artışı ise 93 bin kişi ile insan sağlığı ve sosyal hizmetler alanında gerçekleşmiştir. Bu alanda yaşanan istihdam artışı büyük ölçüde evde engelli bakım hizmeti ve toplum yararına çalışmaya dayanmaktadır. Bu yönde bir istihdam artışı uzun vadede istihdam arttırıcı ve işsizliği azaltıcı etkisi olacağını söylemek zordur.Aralık 2016’da toplam sigortalı sayısı 21 milyon 132 kişi iken, Şubat 2017’de sigortalı sayısı 257 bin azalarak 20 milyon 874 bine gerilemiştir. Sigortalı istihdamda büyük düşüş ücret karşılığı çalışanlarda yaşanmıştır. Aralık 2016’da 15 milyon 355 bin olan sigortalı sayısı Şubat 2017’de 15 milyon 118 bine gerilemiştir. 4-B Kapsamında çalışanlar (kendi hesabına çalışanlar, bağımsız çalışanlar) 4.2 bin azalırken, 4-C kapsamında (devlet memuru) olarak çalışanlar da ise 16.4 bin kişilik bir azalma yaşanmıştır (Tablo.2)2017 Şubat SGK ve işsizlik-istihdam verilerine bakıldığında ve sigortalı istihdamda yaşanan 257 binlik azalma istihdam teşviklerinin istihdam üzerinde güçlü bir etkisinin olmadığını göstermektedir. İstihdamda kalıcı ve güvenceli artış için şu hususların dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz:

� İstihdam artışlarında kamunun payı dikkate değerdir. Kamu istihdamının artırılması, kamuda eğreti ve güvencesiz çalışma biçimleri yerine, kadrolu ve güvenceli istihdam artışının sağlanması yaşamsal önemdedir. Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalıdır.

� Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun “insana yaraşır iş” yaklaşımı temelinde herkese güvenceli istihdam ve nitelikli işler sağlanmalıdır.

� Toplum yararına çalışma programları kapsamında çalıştırılanlar daimi işçi statüsüne geçirilmelidir.

� İşsizlik Sigortası Fonunun amaç dışı kullanımına son verilmeli, işverenlere teşvik adı altında işsizlik fonundan kaynak aktarılmamalıdır.

� “Herkesin çalışması için, herkesin daha az çalışması” ilkesi doğrultusunda haftalık çalışma süresi gelir kaybı olmaksızın 37,5 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir.

41

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

41

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

Page 23: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

Küresel düzeyde işsiz sayısının 200 milyona yaklaştığı, işgücü piyasalarının değişken yapısı

ve Sanayi 4.0’ın etkileri nedeniyle kırılganlıkların arttığı, işgücü piyasalarında derinleşen sorunların bertaraf edilmesi maksadıyla tüm dünyada hükümetler tarafından yapısal tedbirlerin hayata geçirilmesinin zorunluluk haline geldiği bir dönemi yaşıyoruz. Bunun yanı sıra son yıllarda ülke olarak coğrafyamızdan kaynaklı risklerin önlenmesi, sınırlarımız içinde ve dışında daha güvenli ve müreffeh bir dünyanın inşası için istikbal mücadelesi verdik ve vermeye devam ediyoruz.Meydana gelen tüm bu olumsuz hadiselere rağmen, aziz milletimiz enerjisini ve motivasyonunu kaybetmeden 2017 yılında üretmeye ve ülkemizi kalkındırmaya devam etti. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın himayelerinde; işverenlerimizin, işgücümüzün, sivil toplum kuruluşlarımızın, sendikalarımızın ve tüm kurumlarımızın desteğiyle yürütülen “Milli İstihdam Seferberliği” 1.5 milyonun üzerinde ilave istihdamla sonuçlanarak, dünyaya örnek bir başarıyı gerçekleştirdik.

Söz konusu çalışmalar kapsamında 2017 yılında, İŞKUR olarak Kurumumuza tevdi edilen görevleri başarıyla yerine getirmenin gayreti içerisinde olduk. İşverenlerimizin işgücü ihtiyaçlarını temin noktasında 71 yıllık İŞKUR tarihinde bir rekora imza atarak, bir milyonun üzerinde vatandaşımızın iş sahibi olmasını sağladık. Aynı zamanda 500 binden fazla vatandaşımızın yeni bir meslek edinmesine, mesleki becerilerini geliştirmesine veya mesleğini değiştirmesine kurs ve programlarımız vasıtasıyla katkı sunduk. Bunun yanı sıra, işverenlerimizin sağlamış oldukları ilave istihdama katkı sunmak maksadıyla “İlave İstihdam Teşviki” uygulamasını hayata geçirdik. İlave istihdam edilen her bir sigortalının asgari ücret üzerinden tüm sigorta primlerini karşıladık. Daha önceki yıllarda olduğu gibi Kurumsal politikalarımıza destek sunan; “Kadın, Genç ve Mesleki Yeterlilik Belgesi Sahiplerinin Teşviki, İşbaşı Eğitim Programı Katılımcılarının İstihdamının Teşviki ile İşsizlik Ödeneği Alanların İstihdamının Teşviki” uygulamalarına da devam ettik.2017 yılı Aralık ayında Sayın

Cafer UZUNKAYATürkiye İş Kurumu (İŞKUR) Genel Müdür V.

Teşvikler ve Etkileri

İşverenlerimizin işgücü ihtiyaçlarını temin noktasında 71 yıllık İŞKUR

tarihinde bir rekora imza atarak, bir milyonun üzerinde vatandaşımızın iş

sahibi olmasını sağladık.

42

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

42

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

Cumhurbaşkanımızın himayelerinde “Milli İstihdam Seferberliğinin 2. Fazı” başlatılarak Cumhurbaşkanımız tarafından daha büyük hedefler ortaya konuldu ve istihdamı destekleyici yeni teşviklerin müjdesi verildi. Bizler de bu süreçte gerek iş ve meslek danışmanlarımızın saha çalışmalarıyla gerekse de gerçekleştirmiş olduğumuz diğer görüşmelerle işverenlerimiz ve işgücümüzle olan diyaloğumuzu daha da artırarak, işgücü piyasasının ihtiyaçlarını ve Devletimizden beklentilerini yakinen öğrenme imkânı edindik ve bu çerçevede 2018 yılı hedeflerimizde daha vizyoner ve kapsayıcı bir tutum ortaya koyduk. 2018 yılı politikalarımız ve beklenen etkileri hakkında kısa bir bilgilendirmede bulunmak isterim. Bu yıl istihdamın artırılmasına sağlamış olduğumuz mali destekler konusunda ülkemizin kalkınma stratejisiyle ve üst politikalarıyla da uyumlu olarak çok önemli teşvikler içeren farklı uygulamalarımız olacak. Bilişim ve imalat sektöründe faaliyet gösteren işverenlerimizin sağlayacakları her bir ilave istihdam için aylık brüt 5.412 TL’ye kadar olan prime esas kazanç üzerinden sigorta prim desteği sunacağız. Diğer sektörlerde sağlanacak ilave istihdam için ise asgari ücret üzerinden prim desteği sağlayacağız. Ayrıca 2018 yılında da

asgari ücrete olan desteğimizi sürdüreceğiz. Bir Senden Bir Benden uygulamamızla ise imalat sektöründe faaliyet gösteren 1-3 çalışanı olan ve bu alanda ustalık belgesi bulunan işverenlerimizin 18-25 yaş aralığındaki gençlerimizden sağlayacakları ilave istihdam için bir ay işverenimiz ücret ve prime ilişkin maliyetleri karşılayacak bir ay ise biz bu kalemlere ilişkin destek sağlayacağız. İşverenlerimiz tarafından da sık sık dile getirilen ülkemiz işgücü piyasasının temel sorunlardan birinin nitelikli ve tecrübeli işgücü ihtiyacı olduğunu biliyoruz. Bu nedenle, yeni yılda Kurumsal uygulamalarımızda bir takım değişiklikler yoluna gittik. Özellikle kurs ve programlarımız konusunda işverenlerimizle daha yakın temas halinde olacağımız bir sürece girdik. Bu vesileyle işverenlerimizin ihtiyaç duyduğu işgücünün yetiştirilmesi ve temini noktasında baş aktör olmayı sürdüreceğiz. İşbaşı eğitim programlarımızı iş arayan vatandaşlarımızın mesleki tecrübe edinmesine ve işverenlerimizin ise hiç bir maliyete katlanmadan ihtiyaç duyduğu işgücünü kendilerinin yetiştirmesine ve kişiyi doğrudan işbaşında tanımasına imkan vermesi açısından son derece önemli buluyoruz. Bu çerçevede imalat ve bilişim sektörüne yönelik

mesleklerde düzenlenen işbaşı eğitim programlarının süresini 3 aydan 6 aya çıkardık.Ayrıca işverenlerimizin nitelikli işgücü ihtiyacının karşılanması için TOBB ile imzaladığımız “Mesleki Eğitim ve Beceri Geliştirme İşbirliği Protokolü (MEGİP) kapsamında yeni bir uygulamaya geçiyoruz. Burada işverenlerimizin talepleri doğrultusunda oluşturacağımız eğitim programları ile mesleki eğitim kurslarımızda teorik ve pratik eğitimi bir arada vereceğiz. Bu uygulamayı diğer işveren çatı örgütleri ile de yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Burada sadece bir kaçına değinebildiğimiz ve işgücü piyasasında hızlı bir karşılık bulacağını düşündüğümüz uygulamalarımızla bu yıl çok daha büyük hedefleri gerçekleştirmenin gayreti içerisinde olacağız. İşgücü piyasasında karşılaşılan sorunların üstesinden gelinmesinin ve arzu edilen ivmenin yakalanmasının ancak sosyal paydaşlarımızla olan diyalog ve işbirliğimizin artırılmasına bağlı olduğuna inanıyoruz. Bu minvalde istihdamın artırılması noktasında işverenlerimizden gelen her türlü talebi büyük bir titizlikle değerlendirdiğimizin bilinmesini isterim.

43

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

43

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

Page 24: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

Hükümetimiz İstihdam Seferberliği kapsamında çeşitli düzenlemelerle istihdam teşvikleri uyguluyor. İstihdam teşvik uygulamalarının 2018 yılı itibarıyla ülkemiz ekonomisine ve sektörünüze etkileri ne olmuştur?İşverenler olarak, istihdam açısından atılan her adımı yakından takip ediyoruz. Son dönemde, istihdam seferberliği çatısı altında sıklıkla dile getirilen, istihdam üzerindeki maliyet yüklerini azaltmaya yönelik teşvikler de gündemimizde yer alıyor. İstihdam ve özellikle de genç ve kadın istihdamının gündemde olduğu bu dönemde, devreye alınan teşvikleri, fevkalade olumlu değerlendiriyoruz. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Üyesi Sendikalarımızda ve işyerlerimizde, bu teşviklerin olumlu yansımalarını, zorlu rekabet koşullarında bizleri rahatlatan, kısa vadeli planlarımızdaki olumlu etkenlerden biri olarak görüyoruz.Özellikle;

� Genç ve kadın istihdamını destekleyen 6111 Sayılı Kanun Teşvikinin,

� Asgari ücretin etkilerini, bir miktar da olsa, azaltmaya yönelik asgari ücret desteğinin devam etmesinin,

� Kayıt dışılığın azaltılmasını destekleyen %5 sigorta primi indiriminin ve

� 2018 yılında, devam eden istihdam seferberliği kapsamında, istihdam şurasında açıklanan yeni teşviklerin istihdam üzerinde olumlu etkisi olduğunu görüyoruz.

Özellikle toplu sözleşmeli işyerleri için 2017 Mayıs ayında getirilen yükseltilmiş kazanç tavanı sayesinde desteğin kullanım imkânının genişletilmesinin son derece faydalı bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Toplu iş sözleşmeli işyerlerinin teşvik edildiği, tarihteki bu ilk teşvik örneğinin bundan sonraki farklı uygulamalara da yansımasını diliyorum. Bu, kayıt dışılığın azaltılması, sendikalılık oranının ve toplu sözleşmeden faydalanan çalışan sayısının artırılmasına yönelik önemli bir fırsattır. Ülke içindeki rekabetin kilit unsurlarından olan, kayıtlı istihdam ve sendikal örgütlenme gibi konuların, teşvikler vasıtasıyla desteklenmesinin, bu etkiyi çok daha yukarılara taşıyabileceğini öngörüyoruz. Bu teşviklerin olumlu etkilerini takdir etmekle birlikte, konunun Ülkemiz sanayicileri ve iş adamları için neden bu kadar önemli olduğu ile ilgili de kısa bir değerlendirme yapmakta fayda

görüyorum. Türkiye’nin önde gelen şirketleri, yüksek ihracat rakamlarından da anlaşılacağı üzere, artık sadece Ülkemiz içinde değil, küresel piyasalarda rekabet ediyorlar. Küresel piyasalarda rekabetin ana unsurlarını ise yetenek yönetimi, personel maliyetleri, ücret üzerindeki yükler, esneklik gibi kriterler oluşturuyor. Bu kriterleri Türkiye için değerlendirdiğimizde, yakın dönemde son derece olumlu gelişmeler yaşadık. Ancak, halen bazı rakiplerimize göre alınması gereken mesafe olduğunu görüyoruz.İşgücünün esnekliği konusunda ise, ilk olarak, ücret üzerindeki vergi ve prim yükleri ile esnek çalışma modellerini incelemekte fayda var. Türkiye’de toplam işgücü maliyetinin önemli bir kısmını oluşturan vergi ve sigorta prim ödemeleri, yeniden bütünsel bir şekilde ele alınmalı ve geçici uygulanan teşvikler ile birlikte sistemli bir şekilde değerlendirilerek kalıcı olarak azaltılmalıdır. Bu konuda ilk hedef, yapısal reformlar ile OECD ortalamasına inmek, sonrasında ise rekabet avantajını yakalamak için daha düşük seviyelere çekmek olmalıdır. İşgücünün esnekliği hususunda da Ülkemizde uygulanan,

Özgür Burak AKKOLTİSK Yürütme Komitesi ve Yönetim Kurulu ÜyesiKoç Holding İK Direktörü

“Uygulanan İstihdam Teşvikleri Son Derece Kapsayıcı ve Faydalı”

44

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

44

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

farklı gereksinimleri karşılayacak, çeşitli çalışma tiplerinin var olduğunu bilmekle birlikte, bu çalışma şekillerinin etkin kullanılmasını sağlayacak yasal kolaylıkların da devreye alınmasını bekliyoruz. Özetle, bahsettiğim tüm bu rekabet parametrelerinde olumlu etki eden, Ülkemizin, sanayimizin ve istihdamın gelişmesini sağlayan, geniş kapsamlı ve iyi tasarlanmış teşviklerimizin devam etmesi en büyük temennimizdir.Konuyu endüstri ilişkileri açısından da değerlendirebilir misiniz? Öncelikle, işyerlerindeki görünmeyen ayrımları tamamen ortadan kaldırma amacıyla muhtelif projeler başlatmış olan bir topluluğun mensubu olduğumuzu belirtmeliyim. Bu açıdan, işçi sendikalarını ana paydaşlarından biri olarak gören ve sosyal diyalogun gelişimine sınırsız destek sağlayan bir çalışan olarak, istihdama yaklaşımımız hiçbir zaman sadece maliyet temelinde olmuyor. Yukarıda da kısaca değindiğim gibi, yakın dönemde uygulanan teşviklerin, sendikalılık oranını artırıcı, işgücü piyasasını düzenleyici, Hükümetimizin başarıyla mücadele ettiği kayıt dışılığı azaltıcı bileşenlerinin bulunduğunu görüyoruz. Bunun, genel itibarıyla rekabet şartlarını daha adil hale getirmesi açısından büyük faydası olduğu kanaatindeyiz. Bu dönemden sonra da hayata geçirilecek teşviklerin sadece maliyet avantajı yönüyle değil, endüstri ilişkileri ve çalışma hayatına, iş barışına etkileri yönüyle de tasarlanması teşviklerin etkinliğini en üst seviyeye çıkaracaktır. Asgari ücret desteğinde, toplu sözleşmeli iş yerlerine uygulanacak artırılmış kazanç üst limiti uygulaması son derece olumlu etkiler yaratacağına inanıyoruz. Başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Sayın Jülide Sarıeroğlu ve Bakanlık bürokratlarımız olmak üzere, kamuda, işveren ve işçi sendikalarında emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum.İstihdam teşvikleri sisteminde değişmesini isabetli gördüğünüz yapısal hususlar varsa, nelerdir?

Devletimiz tarafından verilen bazı teşviklerin maalesef işverenler tarafından yeteri kadar kullanılmadığını bizzat gözlemliyorum. Tabii bu teşviklerde işveren temsilcileri, işçi sendikaları ve devletimiz ile birlikte hareket edip tüm tarafların beklentisine uygun bazı iyileştirmeler yapmak da mümkün. İstihdam teşvikleri sisteminde geliştirilebilir olarak gördüğümüz üç ana husus bulunuyor:

� Otomasyona dayalı kolay kullanım sağlayan, merkezi çevrim içi temelli erişim sistemlerinin hayata geçirilmesi,

� Çok sayıdaki teşvikin kapsamı daraltılmadan birleştirilmesi ve sadeleştirilmesi,

� Geçici olarak devreye alınmış teşviklerin birçoğunun kalıcı hale getirilmesi, yapısal reform olarak değerlendirilerek uzun vadeye uzatılması.

Sırasıyla, bu hususların detayına değinmek isterim.Teşviklerin kullanımında merkezi ve çevrimiçi bir sistem üzerinden, işverenlerin kolaylıkla hesaplama yapabileceği, yersiz yararlanma ihtimalini azaltan erişim imkânı getirilmesinin tüm işverenlerin hayatını kolaylaştıracağını düşünüyorum. Böyle bir sistemin varlığı durumunda mevcutta kullanım oranı düşük olan birçok teşvik, işverenler açısından yeniden ve daha cazip hale gelecek, kullanım oranları artacak, kayıt dışıyla mücadelede Hükümetimize önemli bir imkân sağlayacaktır. Kamunun son dönemde dijital dünyada yarattığı hizmetlere ve bu hizmetlerin kalitesine bakıldığında, tüm bu teşviklerin elektronik ortamda ve ilave bir iş yükü yaratmadan hesaplanabileceği bir sistemin yaratılmasının, verimlilik ve memnuniyet anlamında da yüksek bir geri dönüş sağlayacağına eminim. İlaveten, kamu kurumlarının da iş yüklerinin önemli bir kısmı da bu sayede azaltılabilecek, verimlilik sağlayıcı proje ve yatırımlara daha çok kaynak ayrılabilecektir. Bir diğer gelişim alanı olarak, sayı olarak çok fazla olan ve belirli şartlar gerçekleştiğinde uygulanan teşviklerin

şartlarının azaltılması ve bazı teşviklerin birbiriyle birleşerek ve sadeleştirilerek uygulanmasını görüyoruz. Burada bir örnek vermek gerekirse, uygulama alanı sınırlı kalan ancak hem kadın hem de genç işsizliği için son derece olumlu olan 6111 Sayılı Yasa uygulamasını gösterebiliriz. Bu uygulamada, ortalama çalışan sayısı şartı, otomasyona bağlı çevrimiçi bir sistem üzerinden hesaplanırsa ve işsizlik sürelerine dair şartlar genişletilirse, teşvikin uygulama alanı ve oranı ile birlikte genç ve kadın işsizliğine olan olumlu etkisinin çok daha güçleneceğini düşünüyoruz. Uygulaması son derece faydalı olan birçok desteğin, geçici süreli olarak hayata geçirildiğini, şartlarında yıldan yıla değişiklikler olabildiğini görüyoruz. İşverenler olarak orta vadeli ve uzun vadeli planlarımızı, bütçe ve maliyet modellerimizi çalışırken yer verdiğimiz hesaplamalarda, teşviklerin etkilerini daha uzun vadeli olarak değerlendirebilmeyi isteriz. Günümüzde, birçok yatırım kararı 5-10 yıllık süreler öngörülerek yapılıyor. Özellikle kapasite artışı, yeni fabrika kurulumu, yeni ürün tasarımı gibi bir anda çok yüksek ilave istihdam ve büyüme sağlayan yatırımlarda hissedarlar geleceği güvenle öngörebilmek istiyorlar. Bu nedenle Ülkemizin önemli sorunlarına parmak basan, istihdamı kalıcı olarak destekleme potansiyeli yüksek olan bu teşviklerde süre sınırı olmaksızın, kayıtlı istihdamı destekleyen iyileştirmeler en başta ülkemiz için fayda getirebilir.Dünyamız hızla değişirken dijital dönüşüm ve Endüstri 4.0 başta olmak üzere, birçok yeni gelişme istihdamı ve beşeri sermayemizi önemli ölçüde değiştirebilir. Ancak, devletimiz, işverenler ve çalışanlar bir arada olduğu, ortak hedef ve strateji kapsamında hareket ettiği sürece bu değişimleri fırsata çevirmemiz, uluslararası rekabette öne çıkmamız mümkün olacaktır. Yeni oluşturulacak olan teşviklerde bu değişimlerin de göz önünde bulundurulması ilave katma değer yaratacaktır.

45

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

45

DOSYA: TEŞVİK UYGULAMALARI VE ETKİLERİ

Page 25: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

RAKAMLARLA İNŞAAT VE KONUT SEKTÖRÜ (KASIM 2017)

Üretim Aylık Kümülatif (1) İç Talep Aylık Kümülatif (1)

Yıllık Reel Büyüme(2) % 18,7 % 10,2 Ciro Endeksi(2) (yıllık % değişim) % 27,1 % 14,9GSYH İçindeki Pay(2) % 8,7 % 8,6 Bina % 28,3 % 14,2

Yıllık değişim (puan) 0,35 0,03 Bina Dışı % 25,0 % 16,2Yapı Ruhsatı Sayısı(2) (adet) 468.273 1.106.389 Tüketici Güven Endeksi(4) 72,3 -

Yıllık % değişim % 141,7 % 57,0 Konut satın alma ihtimali % 8,9 -Yapı Kullanım İzni Sayısı(2) (adet) 180.608 568.162 Konut Piyasası

Yıllık % değişim % 15,5 % 11,6 Konut Satışları(5) (adet) 132.972 1.409.314Sigortalı Çalışan Sayısı(3) (kişi) 2.193.437 - Yıllık % değişim -% 7 % 5,1

Toplam içindeki pay % 15,0 - İpotekli Satışlar (adet) 34.029 473.099Ortalama Günlük Ücret(3) (TL) 60,1 - Yıllık % değişim -% 31 % 5,2

Sektör sıralaması 88/88 - Diğer Satışlar (adet) 98.943 936.215Krediler Yıllık % değişim % 6 % 5,0Yurt İçi Krediler (milyar TL) 189,9 - Konut Kredileri (milyar TL) 190,1 -

Yıllık % değişim % 31,7 - Yıllık % değişim % 18,3 -Sektörel krediler içindeki pay % 11,6 - Konut Fiyatı (yıllık % değişim) % 11,3 % 9,1

Yurt Dışı Krediler (milyar USD) 16,0 - İstanbul % 7,4 % 5,7Yılbaşına göre % değişim % 21,5 - Ankara % 6,6 % 5,6Sektörel krediler içindeki pay % 14,4 - İzmir % 19,4 % 15,2

Takipteki Alacaklar Oranı % 3,4 - Yabancıların Gayrimenkul Yatırımlarımilyar USD 0,2 4,4Yıllık % değişim -% 8,5 % 19,8

(1) Yılbaşından ilgili ay sonuna kadar olan zamanı kapsamaktadır. Kaynak: TCMB, TÜİK, BDDK, Ekonomi Bakanlığı, SGK(2) 2017 3. çeyrek verisidir. (3) Ekim 2017 verisidir. (4) Ocak 2018 verisidir. (5) Aralık 2017 verisidir.Not-1: Konut fiyatlarına ait kümülatif veriler, ilgili aydaki fiyat endeksinin yılsonuna göre değişimini göstermektedir. Not-2: Güven endeksleri 0-200 arasında değer alabilmekte, endeksin 100’den büyük olması iyimserliği, 100’den küçük olması ise kötümserliği göstermektedir.

Güncel Gelişmeler � Türkiye genelinde konut satışları

düşüşünü Ekim ve Kasım aylarının ardından Aralık’ta da sürdürdü. Bu gelişmede özellikle ipotekli satışlardaki düşüş etkili olurken, Aralık ayı itibarıyla ipotekli satışların toplam satışlar içindeki payı %26’ya geriledi. 2017 yılı genelinde ise konut satışları bir önceki yıla göre %5,1 yükseldi. 2017 yılında konut satışlarından en büyük payı %17 ile İstanbul alırken, bu kenti Ankara (%10,7) ve İzmir (%6) izledi. İstanbul, 2017’de yıllık bazda %22,2 yükselen yabancılara konut satışlarında da ilk sırayı alırken, onu Antalya, Bursa ve Yalova takip etti.

� Konut fiyat endeksi Kasım’da yıllık bazda %11,3 artış kaydetti. Türkiye genelinde konut fiyatlarının 2016 yılsonuna göre artış oranı ise %9,1 olarak gerçekleşti. Kasım’da yıllık bazda konut fiyat artış hızı İstanbul ve Ankara’da gerilerken, İzmir’de değişmedi.

� TÜİK verilerine göre, bina inşaatı maliyet endeksi 2017’nin son çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre

%6,5, önceki yılın aynı dönemine göre %22,8 arttı. Bu dönemde çelik fiyatlarındaki artışın etkisiyle malzeme maliyetlerinde yıllık bazda %26’ya ulaşan yükseliş dikkat çekti.

� Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) verilerine göre, Türk müteahhitleri 2017 yılsonu itibarıyla toplam değeri 14,7 milyar dolar olan 241 yeni proje üstlendi. Böylece, 2017 yılında bir önceki yıla göre üstlenilen proje sayısı %27, toplam proje tutarı ise %8,1 arttı. 2017’de lider pazar %17,3’lük payıyla Tanzanya olurken, ikinci sırada %14,1 ile Suudi Arabistan yer aldı. Rusya ile düzelen ilişkiler de sektörün faaliyetlerine olumlu yansıdı. Öte yandan, son dönemde potansiyel pazarlar arasında öne çıkan Afrika’da yoğun Çin rekabetinin firmaları zorladığı ifade ediliyor.

� Basında yer alan haberlere göre, konut alıcılarına tanınan iade hakkının beklenenden fazla kullanılması inşaat firmaları açısından sıkıntı yaratıyor. Konut iadesinin daha çok yabancı alıcılar arasında yaygın olduğunu

belirten yetkililer, kimi inşaat firmalarının da alıcıya daha düşük fiyat teklif ederek ilk anlaşmadan caymasını teşvik ettiğini ifade ediyor. İnşaat firmalarının giderek artan iadeler sebebiyle satışa çıkan projelerden gelir elde edemeyerek yeni yatırımlar için kaynak yaratmakta güçlük çektiği belirtiliyor.

� Kamunun, Konut Hesabı Sistemi’ndeki devlet katkısının artırılması, sistem kullanıcılarına düşük faizli konut kredisi imkanı tanınması, birikimlere uygulanan stopaj ile konut alımlarında uygulanan tapu harcında indirim sağlanması yönündeki çalışmalarının önümüzdeki dönemde sektörün faaliyetlerine olumlu yansıması bekleniyor. Ekim 2017’de İmar Kanunu’nda yapılan ve projelerdeki tıkanıklıkların kısmen aşılmasını sağlayan değişiklikler paralelinde 2018’de kentsel dönüşümün de hareketleneceği düşünülüyor.

Kaynak: https://ekonomi.isbank.com.tr/Userfiles/pdf/sg_201801.pdf

46

SEKTÖREL GELİŞMELER

RAKAMLARLA TEKSTİL, HAZIR GİYİM VE DERİ SEKTÖRÜ (KASIM 2017)

Güncel Gelişmeler � Tekstil, hazır giyim ve deri

sektörlerinde üretim artışı Kasım ayında da devam etti. Bu dönemde ihracattaki yıllık artışların hızlanması ve yurt içi tüketimdeki canlı seyir üretim rakamlarına olumlu yansıdı. Kasım ayında özellikle deri sektöründe gözlenen hızlı ihracat artışı dikkat çekti. Kış mevsiminin de etkisiyle deri ürünlerine artan talep ve Rusya pazarındaki toparlanma bu gelişmede önemli bir rol oynadı.

� İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) verilerine göre de, 2017’de deri sektörünün ihracatı bir önceki yıla göre değer bazında %9 arttı. Bu dönemde Rusya’ya yapılan ihracatta önceki seneki kayıplar telafi edilerek yıllık bazda %72’lik artış kaydedildi. Geleneksel pazarların yanı sıra ABD başta olmak üzere potansiyel pazarlara yönelik ihracatta da olumlu

bir seyir izlendi. Ayrıca birim ihraç fiyatlarının artması, yaratılan katma değer bakımından güçlü bir görünüme işaret etti. 2018’de sektördeki ihracat odaklı büyümenin süreceği ve başta ayakkabı olmak üzere deri ürünleri ihracatında potansiyel pazar olarak öne çıkan Afrika’ya yönelimin artacağı öngörülüyor.

� Tekstil sektöründe büyümenin 2018’de hızlanması ve %80’in üzerine çıkan kapasite kullanım oranı paralelinde yeni yatırımların artması bekleniyor. Sektörün en önemli girdisi olan pamukta yurt içi üretim 2017’de yıllık bazda %15 arttı. Bu gelişmede, 2016/2017 sezonunda ithal pamuğa kıyasla daha ucuz olan yerli pamuğa talebin artması etkili oldu. 2018’de pamuk ekim alanlarının genişletilmesi ve fiyat dalgalanmalarına karşı depo faaliyetlerinin artırılması hedefleniyor. Böylece, tekstil sektörünün döviz kuru

dalgalanmalarından ve küresel pamuk fiyatlarındaki artışlardan önemli ölçüde etkilenen girdi maliyetleri üzerindeki yukarı yönlü baskının kısmen dengelenmesi bekleniyor.

� 2017 yılında önceki yılki kayıplarını kademeli olarak telafi eden hazır giyim sektöründe ihracatın 2018’de %8-10 civarında artacağı tahmin ediliyor. Hazır giyim ihracatında Almanya ve İngiltere başta olmak üzere AB pazarı lider konumunu sürdürüyor. 2017’de öne çıkan alternatif pazarlardan biri olan Irak’a yönelik ihracatın da 2018’de artmaya devam edeceği öngörülüyor.

� Yurt içinde giyim ve ayakkabı harcamalarının olumlu seyri ve 2018’e pozitif bir başlangıç yapan tüketici güveni verileri tekstil, hazır giyim ve deri sektörünün faaliyetleri açısından iyimser beklentiler yarattı.

Kaynak: https://ekonomi.isbank.com.tr/Userfiles/pdf/sg_201801.pdf

Üretim ve Tüketim Aylık Kümülatif (1) Dış Ticaret Aylık Kümülatif (1)

Tekstil TekstilSanayi Üretimi (yıllık % değişim) % 5,1 % 3,9 İhracat (milyon USD) 1.349 12.925Kapasite Kullanım Oranı(2) % 80,4 - Yıllık % değişim % 10,8 % 4,2Ciro Endeksi (yıllık % değişim) % 30,6 % 29,0 Hazır GiyimHazır Giyim İhracat (milyon USD) 937 11.312Sanayi Üretimi (yıllık % değişim) % 16,6 % 1,2 Yıllık % değişim % 7,1 -% 1,4Kapasite Kullanım Oranı(2) % 79,0 - DeriCiro Endeksi (yıllık % değişim) % 37,6 % 21,1 İhracat (milyon USD) 85 1.043Deri Yıllık % değişim % 14,3 % 8,8Sanayi Üretimi (yıllık % değişim) % 18,8 % 10,3 KredilerKapasite Kullanım Oranı(2) % 59,9 - Tekstil ve Hazır GiyimCiro Endeksi (yıllık % değişim) % 52,2 % 26,3 Yurt İçi Krediler (milyar TL) 70,1 -

Yıllık Üretici Enflasyonu( 3) (%) Yıllık % değişim % 27,7 -Tekstil % 18,4 % 20,3 Sektörel krediler içindeki pay % 4,3 -Hazır Giyim % 8,5 % 8,6 Takipteki Alacaklar Oranı % 3,4 -Deri % 11,9 % 11,0 Deri

Yurt İçi Krediler (milyar TL) 3,7 -Yıllık % değişim % 23,8 -Sektörel krediler içindeki pay % 0,2 -

Takipteki Alacaklar Oranı % 4,6 -

(1) Yılbaşından ilgili aya kadar olan zamanı kapsamaktadır. Kaynak: TÜİK, TCMB, BDDK (2) Ocak 2018 verisidir. (3) Aralık 2017 verisidir.

47

SEKTÖREL GELİŞMELER

Page 26: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

Kişi başı gelirde, refah seviyesinde ve eğitim düzeyinde yüksek olan ülkelerin en önemli ortak özelliklerinden bir tanesi kadınların işgücü piyasasına katılımının yüksek olmasıdır. Bu durum, izlenen kamu politikalarının yanı sıra, kadının aile hayatı, sosyal, ekonomik ve siyasi alandaki rolüne ilişkin toplumsal zihniyetin kadın-erkek eşitliği yönünde geliştirilmesi ile mümkün olduğu açıkça görülmektedir.Dünya Ekonomik Forumu’nca1 (WEF) 2017 yılı için hazırlanan Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’nda Türkiye “ekonomik katılım ve fırsatlar” alanında 144 ülke arasında 131. sıradadır. Rapor’da kadınların işgücüne katılım oranı %33.6 olarak belirtilirken, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)2 verilerine göre 15 yaş ve üstü kadınlarda 2016 yılı için belirlenen işgücüne katılım oranı %32.5 olarak belirtilmekte, Şubat 2018 itibariyle açıklanan verilere göre ise 2017 yılı için katılım oranı %33.8 olarak kaydedilmektedir. WEF Raporunda kadınların işgücüne katılım oranı Avusturya için %71, Fransa için %67.2, İtalya için %54.3 olarak belirtilmektedir. Avrupa İstatistik Enstitüsü (Eurostat)3 verilerine göre 2016 yılı kadın istihdam oranlarına bakıldığında ise Avusturya’da %70.9, Fransa’da %66.3, İtalya’da %51.6, Ülkemizde ise %33.2 olduğu görülmektedir. AB-27 ortalaması ise %65.4’tür. WEF Raporunda sunulan eğitim istatistiklerinde, kadınlarda ilköğretime kayıt oranı %93.7 olarak görünmektedir. Ortaöğretim ve yükseköğretime kayıt oranları ise sırasıyla %85.5 ve %88.3’tür. Daha geniş bir perspektiften bakıldığında Ülkemiz 144 ülke arasında ekonomik katılım ve fırsat alanında 128.; eğitime erişim/katılım alanında ise 101. sıradadır. TÜİK verilerine göre toplamda 81 milyona yaklaşan Türkiye nüfusu içinde 15 yaş üstündeki potansiyel işgücü yaklaşık 60 milyon; işgücüne katılım ise %52.8 oranı ile yaklaşık 32 milyondur.Kadınlarda istihdam edilenlerin iktisadi faaliyet kollarına göre

1 http://www3.weforum.org/docs/WEF_GGGR_2017.pdf2 http://www.tuik.gov.tr/HbPrint.do?id=276873 http://ec.europa.eu/eurostat/tgm/download.do?tab=table&plugin=1&language=en&pcode=t2020_10

verilen rakamlara göre toplam yaklaşık 9 milyon istihdam söz konusudur. Bu istihdam Kasım 2017 itibariyle eğitimde yaklaşık 1 milyon, toptan ve perakende ticarette yaklaşık 970 bin, insan sağlığı ve sosyal hizmetlerde yaklaşık 860 bin ve idari ve destek hizmet faaliyetlerinde yaklaşık 525 bin kişi olarak dağılım göstermektedir. Diğer taraftan kadınların yaklaşık 2.3 milyonu tarımda istihdam edilirken, yaklaşık 6.5 milyonu tarım dışında istihdam edilmektedir. Kasım 2017 itibariyle kadınlardaki ücretsiz aile işçiliği rakamı yaklaşık 2.1 milyondur. Bir başka ifadeyle, tarımda istihdam edilen kadınların önemli bir bölümü ücretsiz aile işçisi statüsünde istihdam edilmektedir.En önemli göstergelerden biri de kadınlardaki kayıt dışı oranıdır. Kasım 2017 itibariyle tarımda istihdam edilen kadınların %93.7’si, tarım dışında istihdam edilenlerin %24.7’si kayıt dışı olup, toplamda %43.1 oranı söz konusudur.Kadınlarda işgücüne katılım oranı 2017 yılı için %33.8 görünmektedir. İstihdam oranı %29.3 iken işsizlik oranı %13.4’tür. Bununla birlikte, işgücüne dahil olmayan kadın nüfusu 20 milyonu aşmaktadır. Söz konusu nüfusun işgücüne katılması durumunda yaratılabilecek katma değerin yanı sıra, sosyal güvence birikimine katkısı, işgücü maliyetlerine, verimliliğe ve rekabet gücüne katkısı ayrıca ve kapsamlı biçimde değerlendirilmelidir.Diğer taraftan, eğitim istatistiklerine bakıldığında 2015-2016 döneminde ilköğretimdeki net okullaşma oranının %94.87 olduğu görülmektedir. Ancak, ortaöğretim düzeyinde bu oran %79.79’a düşmektedir. Eğitim durumuna göre istihdam oranına bakıldığında kadınlarda 2016 yılı için ilköğretim eğitimi olanların istihdam oranı %27.8 iken, yükseköğretime sahip kadınlarda istihdam oranı %59.3’e çıkmaktadır. Yükseköğretim mezunlarının alanları açısından bakıldığında, WEF Raporunda kadınların en çok mezun oldukları bölümlerin sırasıyla işletme - idari bilimler - hukuk ile mühendislik - imalat - inşaat olduğu görülmektedir. Bu durum, yüksek öğretim mezunu kadınların belirli meslek gruplarında

İşgücü Piyasasında Kadın ve Gençler

48

ULUSLARARASI RAPORLAR ve TÜRKİYE KARŞILAŞTIRMASI

yoğunlaştığını göstermektedir. Mevcut yapının işgücü verimliliği ve iş çeşitliliği açısından değerlendirilmesi gerekmektedir.Ülkemizin dikkat çeken en önemli unsurlarından bir diğeri de genç nüfus yapısıdır. 2016 yılı verilerine göre 15-24 yaş grubundaki genç nüfus yaklaşık 13 milyondur. Söz konusu nüfus içinde 2017 yılında belirlenen işsizlik oranı %19.3, ne istihdamda ne de eğitimde olanların oranı ise %22.9’dur. Genç nüfus içinde kadın ve erkeklerin durumuna bakıldığında sırasıyla %25 ve %16.2 oranları görünmektedir. Başka bir ifadeyle 15-24 yaş grubunda yer alan her dört genç kadından biri işsiz durumdadır.Eurostat verilerine göre de bu durum genel olarak doğrulanmakta, aktif nüfus içinde toplam olarak 25 yaş altı işsizlik verilerinde Türkiye’nin 2017 ekim ayı itibariyle %20 düzeyinde genç işsizliğine sahip olduğu görülmektedir.Gençlerin genel nüfus ve işgücü piyasasındaki konumu küresel düzeyde dikkat çekmektedir. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından hazırlanan Gençlerin Küresel İstihdam Eğilimleri 20174 Raporunda 2017 yılı için genç işsizliğinin yaklaşık 71 milyon olması beklenmektedir. Konunun Avrupa Birliği çerçevesindeki yansıması da farklı görünmemektedir. Avrupa Komisyonu5 verilerine göre AB’deki genç işsizliğinin 2016 yılı için 4.2 milyondan fazladır. Ne eğitimde ne istihdamda olan genç nüfus miktarının ise 6.3 milyondan fazla olduğu kaydedilmektedir.Genç istihdamının artırılması konusunda pek çok girişim başlatılmıştır ve devam ettirilmektedir. Konuya ilişkin ana bulgular genç istihdamına yönelik olarak mali ve sektörel politikaların geliştirilmesi, asgari ücrete ve işgücü piyasası

4 http://www.ilo.org/global/publications/books/global-employment-trends/WCMS_598669/lang--en/index.htm5 ec.europa.eu/social/BlobServlet?docId=16239&langId=en

kurumlarına destek verilmesi, ücret teşvikleri ve aktif işgücü politikaları geliştirilmesi, kendi işini kurmanın ve girişimciliğin desteklenmesi, esnek sözleşme biçimlerinin kullanımının yaygınlaştırılması biçimindeki ana başlıklar altında toplanmaktadır.Sayılan tedbirlere ek olarak, özellikle mesleki eğitimin geliştirilmesi, işbaşı eğitim faaliyetlerine destek verilmesi, bu girişimlerin makro ve mikro politikalarla desteklenmesi söz konusudur.WEF tarafından hazırlanan Avrupa 2020 Rekabet Gücü Endeksi Raporu6 dikkate alındığında 2014 yılı için Türkiye’nin 3.83 puan aldığı görülmektedir. Finlandiya’nın 5.7 puanla birinci sırada yer aldığı Rapor’da Fransa’nın 10., İtalya’nın 21., Türkiye ile aynı puana sahip Macaristan’ın 25. sırada olduğu görülmektedir.Ülkemizin demografik yapısı ve geleceğe dönük değişim beklentileri dikkate alındığında kadınların ve gençlerin, çalışma yaşamındaki ağırlığının artırılması en önemli konular arasında yer almaktadır. Türkiye’nin ekonomik gelişmişlik durumu ile ulusal düzeyde belirlenen hedefler açısından işgücü piyasasının bu hedefler doğrultusunda uyumlaştırılması ve geliştirilmesi gerekmektedir. Kadınların ve gençlerin işgücü piyasasına daha fazla katılımıyla yaratılabilecek katma değer, verimlilik, iş çeşitliliği, işgücü maliyetleri avantajı ve rekabet gücü artışının yanı sıra, dahil olmamasından kaynaklı ekonomik ve sosyal refah kaybı ulusal düzeyde kapsamlı biçimde, somut bulgulara ve verilere dayalı olarak araştırılmalı ve durumun Ülkemiz lehine değiştirilmesi amacıyla atılması gereken adımlar en kısa sürede belirlenmelidir.

6 http://www3.weforum.org/docs/WEF_Europe2020_CompetitivenessReport_2014.pdf

Ülke/bölge

İşsizlik Oranı 2018-2007 (%)

Genç İşsizliği 2018-2016 (milyon)

2016 2017 2018 2016 2017 2018

Dünya 13,0 13,1 13,1 70,7 70,9 71,1

Gelişmiş ülkeler 14,0 13,4 13,5 9,5 9,0 9,0

Yeni gelişen ülkeler 13,6 13,8 13,9 53,5 53,9 53,8

Gelişmekte olan ülkeler 9,5 9,5 9,5 7,7 8,0 8,2

Kaynak: ILO

49

ULUSLARARASI RAPORLAR ve TÜRKİYE KARŞILAŞTIRMASI

Page 27: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

Çocuk İşçiliği ile Mücadele Ortak Deklarasyonu İmza Töreni YapıldıÇocuk İşçiliği ile Mücadele

Deklarasyonu İmza Töreni, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) işbirliği ile 23 Şubat 2018 tarihinde Ankara’da yapıldı. Törene Konfederasyonumuzu temsilen Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen ve Genel Sekreter Akansel Koç katıldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Sarıeroğlu, 2018 yılının çocuk işçiliği ile mücadele yılı olarak ilan edildiğini belirtti. Tören sırasında; Sayın Emine Erdoğan ile birlikte, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan

Kaya, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay, HAK-İŞ Başkanı

Mahmut Arslan, DİSK Başkanı Kani Beko, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Ofisi Direktörü Numan Özcan hazır bulunarak; deklarasyona imzacı olan taraflar arasında yer aldı.

50

HABERLER

Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi

37. Toplantısı Gerçekleştirildi

Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi (KİK) Toplantısı 20-21 Şubat 2018 tarihlerinde Adana’da yapıldı. KİK Eş

Başkanlığını yürüten Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) ev sahipliğinde yapılan toplantıya Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, KİK Eş Başkanı Wezel, AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Munuera Vinals ve KİK tarafları katıldı. Toplantıda Konfederasyonumuzu Yönetim Kurulu Başkanımız Kudret Önen temsil etti.Toplantının açılış bölümünde TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, AB ile ilişkilerin önemli olduğunu, Türkiye’nin göç, siber saldırılar ve korumacılık gibi sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirterek, tek başına mücadelenin zor olduğunu, KİK taraflarının güçlü katılımının önemli olduğunu ve öncelikli konunun müzakerelerde ilerleme sağlanması olduğunu kaydetti.Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik ise konuşmasında, terörle mücadele konusunda Avrupa’dan yeterli desteğin görülmediğini, Avrupa halkları ve değerlerini tehdit eden aşırı sağın, göçmen düşmanlığının ve yabancı düşmanlığın yükselmesi gibi birtakım tehditlerle karşı karşıya kalındığını, son 2 yılda Avrupa’daki bazı siyasetçilerin seçim zamanlarında göçmen ve yabancı düşmanlığını teşvik eden, İslamafobi ve

antisemitizmi kışkırtan açıklamalar yapabildiklerini belirterek, Avrupa’nın çeşitli ülkelerine bakıldığında, aşırı sağ partilerin, ikinci, üçüncü parti konumuna geldiğinin görüldüğünü, o nedenle umudunun sivil toplum diyaloğunda, sivil toplum örgütlerinde olduğunu ifade etti. Konfederasyonumuz Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen, Gümrük Birliğinin güncellenmesi konusunda bir konuşma yaparak, Türkiye ile AB arasındaki ekonomik işbirliğinin çok önemli olduğunu, ancak son dönemdeki yavaş ilerlemenin üzüntü verici olduğunu, Ülkemizin çalkantılı bir dönemden geçtiğini, buna rağmen AB ile geri kabul gibi önemli anlaşmaların yapıldığını ifade etti. Önen, bu gelişmelere karşılık iş dünyası açısından arzu edilen somut ilerlemenin görülmediğini, Türkiye’nin 3.5 milyon gibi önemli bir sığınmacı nüfus yükünü taşıdığını, tarafların karşılıklı yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini, dahası İngiltere’nin AB’den ayrılmasının Türkiye açısından da çok önemli olduğunu ancak AB’nin bununla da bağlantılı olan serbest ticaret anlaşmalarına Türkiye’yi dahil etmemesinin hiçbir tarafa fayda sağlamayacağını kaydetti. Önen ayrıca, Türkiye AB ilişkilerinin geliştirilmesi için daha fazla ekonomik entegrasyona ihtiyaç olduğunu belirterek, sorunların aşılması ve daha fazla büyüme, istihdam ve refah artışı için bunun zorunlu olduğunu ifade etti.

51

HABERLER

Page 28: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

İŞKUR ve TİSK İşsizliğe Karşı Güç Birliğini Sürdürüyor

İŞKUR ve GAN TÜRKİYE Adına TİSK’in İmzaladıkları “İşbaşı Eğitim Programı İşbirliği Protokolü” İşbaşında Eğitim Yoluyla İşsizlere ve Öğrencilere Beceri Kazandırarak İstihdamın Artırılmasına Katkı Sağlamayı Hedefliyor

Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) ile GAN TÜRKİYE adına Türkiye İşveren

Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) arasında “İşbaşı Eğitim Programı İşbirliği Protokolü”, TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen ve İŞKUR Genel Müdürü Cafer Uzunkaya tarafından, basın mensuplarının da katılımıyla düzenlenen tören ile 16 Şubat 2018 tarihinde İstanbul’da imzalanarak yenilendi. Protokol’ün ilki taraflar arasında 13 Mayıs 2015 tarihinde imzalanmıştı. Protokol ile işsizler ile ortaöğretim ve üzerindeki tüm öğrencilerin mesleki deneyim eksikliğini gidermek, onlara mesleki deneyim kazandırmak ve işverenlerin istihdam etmeyi planladıkları kişileri iş başında tanımaları ve eğitmelerini amaçlayan İŞKUR’un “İşbaşı Eğitim Programı” kapsamında, İŞKUR ile GAN TÜRKİYE adına TİSK’in işbirliğini devam ettirmeleri amaçlanıyor. İmza Töreni’ne GAN TÜRKİYE’ye üye 35 şirketin üst düzey yöneticileri katıldı.GAN TÜRKİYE Üyesi Şirketler; Adecco, Akçansa, Anadolu Isuzu Otomotiv, Anadolu Motor, Arçelik, Aygaz, Bosch

Termoteknik, Buga Otis, BriSA, Çimsa, Dedeman Hotels & Resorts International, Doğuş İnşaat, Dörtel Gümrük, EnerjiSA, Eyüp Sabri Tuncer, Ford Otosan, Hilton Wordwide Türkiye, İçdaş Çelik, Liderlik Enstitüsü, Martı Kurumsal Hizmetler, Mercedes Benz Türk, Migros, Nestle, Otokar, Petek Plastik, PharmaVision, Pressmech Progressive, Randstad Türkiye, Rollmech Automotive, Rönesans Holding, Santa Farma İlaç, Söktaş, Telpa, Tofaş, Tüp Merserize Tekstil’den oluşuyor.Küresel İşbaşında Eğitim Ağı’nın (GAN) Türkiye ayağı olan “GAN TÜRKİYE” üyesi şirketler, İŞKUR’un

“İşbaşı Eğitim Programı” kapsamında işsizlere ve öğrencilere işbaşında eğitim vererek becerilerini artıracak, mesleki deneyim eksikliklerini giderecek. Aynı zamanda istihdam etmeyi planladıkları kişileri işbaşında tanıma ve eğitme fırsatı bulacak. Bu sayede gençler meslek ve iş becerileri kazanırken, işverenlerin nitelikli eleman ihtiyacı karşılanmış olacak. Protokol kapsamında şirketler katılımcılara verecekleri eğitimleri planlayıp, uygulamayı üstlenecek. İŞKUR ise katılımcıların zorunlu giderlerinin yanı sıra, iş kazası ve meslek hastalığı ile genel sağlık sigortası primlerini ödeyecek.

52

HABERLER

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)’nin ev sahipliğinde bir araya gelen Konfederasyonumuz ile Türkiye Esnaf ve

Sanatkarları Konfederasyonu (TESK), HAK-İŞ Konfederasyonu, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Memur Sendikaları Konfederasyonu (MEMUR-SEN), Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), Türkiye Kamu Çalışanları Konfederasyonu (KAMU-SEN), Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON), Türkiye Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) ve Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK), Afrin’de terör örgütüne yönelik gerçekleştirilen Zeytin Dalı Harekâtıyla ilgili ortak basın toplantısı gerçekleştirdi. Basın toplantısına, Konfederasyonumuzu temsilen Genel Sekreter Akansel Koç katıldı. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, sivil toplum kuruluşlarını ve iş dünyasını temsilen yaptığı konuşmasında, Türkiye’nin sınır güvenliğini sağlamak, kendisi ve bölge ülkeleri için tehdit oluşturan terör koridorunu ortadan kaldırmak için adım attığını ifade etti.Hisarcıklıoğlu; “Bizler ulusal güvenliğimizi korumak amacıyla devletimizin aldığı bu kararın arkasındayız ve destekliyoruz. Zira

Türkiye, uluslararası kurallardan doğan hakkını kullanmıştır. Zeytin Dalı Harekâtı, evrensel hukuk ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi terörle mücadele kararları ile Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nde yer alan meşru müdafaa hakkı çerçevesinde başlatılmıştır. Suriye’nin toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve siyasi birliğine saygı gösterilmektedir. Dolayısıyla bu harekât, meşrudur ve uluslararası hukuka uygundur.” dedi.

“Devletimizin ve kahraman askerlerimizin yanındayız”Vatandaşları, özellikle sosyal medyada oluşturulabilecek bilgi kirliliği ve provokasyonlara karşı dikkatli olmaları konusunda uyaran Hisarcıklıoğlu, şu ifadeleri kullandı:“Bu bölgede yaşayanlar bizim komşumuzdur, kardeşimizdir. Aynı medeniyetin, kültürün, inancın mensupları olan bizler arasındaki kardeşlik ve komşuluk hukukunu kimse yok edemez. Aramıza kimse fitne ve fesat sokamaz, bizi birbirimize düşman edemez. Her üç büyük siyasi partimize de 15 Temmuz’da olduğu gibi, ülke menfaati için gösterdikleri ortak ve kararlı duruşları için ayrıca teşekkür ediyoruz. Türkiye sivil toplumu ve iş dünyası olarak dualarımızla ve bütün gönlümüzle devletimizin ve kahraman askerlerimizin yanındayız.”

16 Sivil Toplum Kuruluşu’ndan Afrin Harekâtına Destek

53

HABERLER

Page 29: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

Avrupa Komisyonu “Türkiye ve Batı Balkanlarda Sosyal Boyutun Artırılması”

Konferansı Belgrad’ta yapıldı

Avrupa Komisyonu tarafından düzenlenen “Türkiye ve Batı

Balkanlarda Sosyal Boyutun Artırılması” Konferansı 31 Ocak 2018 tarihinde Belgdrad’ta düzenlendi. Konferans kapsamında, Avrupa’da ekonomik ve sosyal durumu iyileştirmek için bölgede politika reformları geliştirmeyi amaçlayan 20 ilkeden oluşan Avrupa Sosyal Haklar Çerçevesi ve bu çerçeve kapsamında yapılan reformların gelişimi tartışıldı. “Herkes İçin istihdama Erişimi Teşvik Etmek, Bütün Çalışanlar İçin Eşit Haklar ve Saygın Bir İş Sağlamak, Bütün Vatandaşlar İçin Saygın Bir Yaşam” başlıklı üç ayrı oturum düzenlendi. “Herkes İçin İstihdama Erişimi Teşvik Etmek” başlıklı birinci oturuma panelist olarak katılan TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç, Türkiye’de kadın ve

genç istihdamına yönelik TİSK camiası olarak yapılan çalışmaları aktararak, her iki grubun istihdamının artırılmasına ilişkin işverenler olarak; toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalığın artırılması, kadınlara yönelik sosyal yardımların iş piyasasına uyumlaştırılarak

yeniden düzenlenmesi, gençlerin eğitim sisteminden, işgücü piyasası için gerekli becerileri kazanarak ayrılmaları, eğitim-istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi ve girişimciliğin teşvik edilmesi gibi politika önerilerini sundu.

Hacettepe Üniversitesi Mesleki Rehabilitasyon Merkezi Ziyaret Edildi

Hacettepe Üniversitesi Ergoterapi Bölümü bünyesinde faaliyet

gösteren Mesleki Rehabilitasyon

Merkezi 06 Şubat 2018 tarihinde TİSK

Mikrocerrahi ve Rekonstrüksiyon Vakfı

Yönetim Kurulu Üyeleri M. Sinan Abeş,

Av. Başar Ay, Av. Hakan Yıldırımoğlu, Dr.

Serdar Şardan, Vakfın Genel Müdürü

Sema Uslu ve TİSK Genel Sekreteri

Akansel Koç tarafından ziyaret edildi.

Ziyaret sırasında Ergoterapi Bölüm

Başkanı Prof. Dr. Hülya Kayıhan ve ekibi

ile görüşülüp, merkez hakkında detaylı

bilgi alındı.

54

HABERLER

TÜGİS 57. Kuruluş Yıl Dönümünü

Kutladı

Üyemiz Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası’nın 57. Kuruluş

yıl dönümü 24 Ocak 2018 Çarşamba akşamı Ortaköy Feriye Sarayında düzenlenen bir yemek ile kutlandı. Yemekte TÜGİS Yürütme, Yönetim, Denetim ve Disiplin Kurulu Üyeleri hazır bulundu.

TÜDİS Olağan Genel Kurulu GerçekleştirildiÜyemiz Türkiye Deri Sanayii İşverenleri Sendikası’nın 30. Olağan Genel Kurul toplantısı 18 Ocak 2018 tarihinde yapıldı. Seçim sonuçlarına göre Yönetim Kurulu Başkan ve Üyelerinin görev dağılımı aşağıdaki şekilde oluştu:YÖNETİM KURULU: Bekir Burak Uyguner (Yönetim Kurulu Başkanı), Yüksel ŞEN (Yönetim Kurulu 2. Başkanı), Seyit Ahmet CEVAHİRCİOĞLU (Üye), Kemal ÇUBUKÇUOĞLU (Üye),Cumhur GÖRYAKIN (Üye).

ÇEİS, Çimento Sektörünün Liderlerini Yetiştiriyor

Çimento sektörüne vizyoner ve nitelikli kişiler yetiştirmek, sektördeki yöneticilerin “liderlik” yetkinliklerini ve

becerilerini artırmak amacıyla, Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS) ile ülkemizin önde gelen üniversitelerinden olan Sabancı Üniversitesi’nin Yönetici Geliştirme Birimi (EDU) işbirliğinde “ÇEİS Liderlik Gelişim Programı” gerçekleştirilmeye başlandı.2017 yılında başlanan programa ÇEİS üyesi çimento fabrikaları yoğun ilgi gösteriyor. Çimento sektörü için özel olarak tasarlanan ve toplamda 12 gün süren program, 4’er günlük 3 modülden oluşuyor. “Farkındalığını Geliştir”, “Bütünü Gör ve Yönet” ve “Harekete Geç ve Geçir” başlıklı modülleri tamamlayan yaklaşık 60 sektör yöneticisi sertifikalarını almaya hak kazandılar.Katılımcılardan son derece olumlu geri bildirimlerin alındığı

program kapsamında şu ana kadar 3 grubun eğitimleri tamamlanmış ve 2018 yılı içerisinde yeni grupların planlaması yapılmıştır.

55

HABERLER

Page 30: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

Çimento Sektörü İSG Eğitim Merkezi Hizmete Girdi

Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası’nın (ÇEİS) üyesi Aslan

Çimento Fabrikası tarafından 2016 yılında, yaklaşık 1.000.000 TL yatırım ile İSG Eğitim Merkezi açılmıştır. Söz konusu merkez, 2017 yılı içerisinde, çimento sektörünün tamamına hizmet edebilmesi amacıyla ÇEİS’e devredilmiştir. ÇEİS tarafından yapılan hazırlık çalışmaları sonrasında 25 Eylül 2017 tarihi itibariyle “Çimento Sektörü İSG Eğitim Merkezi (ÇİSİEM)” adı altında tekrar hizmete giren Merkezde, “Sizin Hayatta En Değer Verdiğiniz Şey Nedir?” mottosuyla gerçekleştirilen “Kişisel Koruyucu Donanım Etkinliği” ile tüm katılımcılar, kendilerine verilen yönergeyle birlikte hazırlanan özel parkurda geçirdikleri empati deneyiminde, normal koşullarda hiç

akıllarına getirmedikleri görme, duyma, dokunma, tatma ve koklamadan oluşan 5 duyu yetilerini kaybetmeleri durumunda yaşamın ne kadar zor olacağının fiziksel deneyimini yaşıyorlar.Dünyada ve Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği eğitimi alanında benzeri olmayan bu uygulama, kişisel olarak alışkanlıkların sorgulanması ve doğru olan ile değiştirilmesi hedefi ile ÇİSİEM’de başarılı bir şekilde uygulanmaktadır.Bununla beraber, Merkezde verilen eğitimlerin çeşitliliğinin artırılmasıyla ilgili çalışmalar devam etmekte olup, önümüzdeki dönemde aşağıdaki eğitimlerin de ÇİSİEM’de verilmesi planlanmaktadır;

� İSG Çalışan Temsilcileri Eğitimi � Alt İşveren İSG Temel Eğitimi

� İşe Yeni Başlayan Mühendislere Yönelik İSG Farkındalık Eğitimleri

� Davranış Odaklı İş Güvenliği Eğitimi � Elektrikle Güvenli Çalışma � Güvenli Yük Kaldırma � İş izinleri Sistemi Eğitimi � Arama Kurtarma Ekiplerinin Eğitimi

Ayrıca, ÇİSİEM’de akredite eğitimlerin de verilmesi hedeflenmektedir.Bahse konu eğitimlerin ve çimento fabrikalarında özellikle riskli olan operasyonların nasıl daha güvenli bir şekilde gerçekleştirilebileceği ile ilgili teknolojiden daha fazla yararlanılabilecek sanal gerçeklik ve simülasyon çalışmaları devam etmekte olup, önümüzdeki dönemde katılımcıların deneyimine sunulacaktır.ÇİSİEM’de ilk etapta yaklaşık 650 çimento sektörü çalışanı eğitim almıştır.

56

HABERLER

Bilindiği üzere 1 Ocak 2018 tarihi itibariyle, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda dava şartı haline geldi. Bu kapsamda kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötü niyet tazminatı, ayrımcılık tazminatı, sendikal tazminat, iş kazası ve meslek hastalığı dâhil maddi ve manevi tazminat, ücret, prim, ikramiye, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, cezai şart ve benzeri alacak taleplerine ilişkin uyuşmazlıklar arabuluculuğa elverişli niteliktedir. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamayacaktır. Arabuluculuk sürecinin sonunda yapılan anlaşma maddi hukuk ilişkisi bakımından taraflar arasındaki uyuşmazlığı tamamen sona erdiren bir anlaşmadır.

Taraflar arabuluculuk yöntemini tercih ettiklerinde dava boyunca yapmak zorunda kalınacak posta gideri, bilirkişi ücreti, keşif harcı vb. masraflar gibi tüm masraflardan tasarruf etmiş olacaklar. Arabuluculuk da süreç mahkemeye göre kısa süreceğinden zaman maliyetini de azaltacaktır. Sonuç, tarafların kontrolündedir. İNTES özellikle inşaat sektöründe iş uyuşmazlıklarının sık karşılaşılan ve firmalar için zaman ve maliyet açısından ağır bir yük olan iş davalarını arabuluculuk müessesinin sağladığı avantajlarla daha az masrafla ve daha kısa sürede çözmek adına bünyesinde Türkiye Arabuluculuk Merkezi kurarak, arabuluculuk faaliyetlerine başlamıştır. Uyuşmazlığın çözümü konusunda başvuru dilekçelerinin Merkeze ulaşmasından itibaren en kısa süre içinde Merkezin Sekretaryası ilgililerle iletişime geçmektedir.

Türkiye Arabuluculuk Merkezi’ne gelen başvurular için Türkiye’nin en köklü üniversitelerinden ve Türkiye’nin en iyi arabuluculuk eğitimi veren kurumlardan eğitim ve sertifika almış, aynı zamanda sektörü bilen arabulucular tavsiye edilmekte ya da arabulucu listesinde yer alan listeden seçim yapabilmelerine imkan tanınmaktadır. Arabuluculuk görüşmelerinin sistemin ruhuna uygun olarak arabuluculuk görüşmelerinin güvenilir ve rahat bir ortamda gerçekleştirebilecekleri uluslararası standartlara sahip fiziki mekân imkânı sunulmaktadır. İstanbul’da kurulan merkezde başlayan Arabuluculuk görüşmeleri en kısa süre içerisinde Ankara’da kurulacak merkezde devam edecek. Ayrıca inşaat sektöründe faaliyet gösterilen ülkelerde de arabuluculuk görüşmelerinin sağlanabilmesi için on-line sistemin kurulması çalışmaları devam edecek.

İNTES İnşaat Sektöründe İş Uyuşmazlıklarındaki Çözüm Merkezi Olarak

Türkiye Arabuluculuk Merkezini Kurdu

57

HABERLER

Page 31: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

48’inci Dünya Ekonomik Forumu (WEF) Davos’ta Yapıldı

İsviçre’nin Davos kasabasında 23-26 Ocak 2018 tarihleri arasında 48’inci

Dünya Ekonomik Forumu (WEF), 100’den fazla ülkeden 3 bine yakın iş adamı, siyasetçi, akademisyen ve sivil toplum kuruluşu temsilcisine ev sahipliği yaptı.Davos Zirvesi olarakta anılan bu yıl 48’incisi düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun açılış konuşmasını Hindistan Başbakanı Narendra Modi, kapanış konuşmasını ise ABD Başkanı Trump yaptı.Davos Zirvesi’ne; Trump, Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel’in yanı sıra İtalya Başbakanı Paolo Gentiloni, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Pakistan Başbakanı Şahid Hakan Abbasi, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras gibi liderlerler katıldı.Uluslararası kurumların da üst düzeyde temsil edildiği Davos toplantılarına, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Dünya Ticaret Örgütü Genel Direktörü Roberto Azevedo, Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, Dünya Bankası Grubu Başkanı Jim Yong Kim, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi ve Uluslararası Göç Örgütü (IOM) Genel Direktörü William Lacy Swing de iştirak ettiKüresel ölçekte faaliyet gösteren çok uluslu büyük şirketlerin temsilcilerinin de yoğun ilgi gösterdiği Davos’ta, Google, Microsoft, Facebook, UPS, Maersk, Engie, Renault, Airbus, Total,

Bayer, Deutsche Bank, Monsato, Henkel, Siemens, Volkswagen, Tata, Hitachi, Mitsubishi, ING, Alibaba, Huawei, Gazprom, Saudi Aramco, Novartis, Nestle, Barclays, HSBC, JP Morgan, Citi, IBM, Morgan Stanley, Nike, Pepsi, Pfizer, Procter & Gamble, Qualcomm, Soros, Carlyl, Coca-Cola, Goldman Sachs, Uber ve Walmart gibi önemli şirketler de yer aldı. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya da Zirve’ye katıldı. Başbakan Yardımcısı Şimşek, Davos’taki görüşmeler sonucunda yabancı yatırımcının Türkiye üzerindeki görüşlerini, “Davos’taki yatırımcıların büyük bir kısmı reel yatırımcılar. Portföy yöneticileri çok az. Bizim temaslarımız daha çok doğrudan yatırımcılara odaklandı. Benim görüştüğüm bir çok sanayici iş insanı Türkiye’ye yatırımlarını artırmayı düşünüyor. Nüfusu 80 milyonun

üzerinde olan ülkemiz büyük bir ülke. Kişi başına düşen gelir 10 bin doların üzerinde. Bu büyük bir pazar ve büyük bir ekonomi demek. Türkiye’nin rekabet gücü de diğer ülkelere göre daha iyi. Ülkemizin bölgesel bağlantıları da güçlü. Türkiye’de iş yaptığınız zaman kendinizi sınırlamak zorunda değilsiniz. Türkiye’den Orta Asya’ya, Rusya’ya, Avrupa’ya (Gümrük Birliği vasıtasıyla) Balkanlara, Kuzey Afrika’ya ve Ortadoğu ile çok güçlü ilişkiler kurulabiliyor. Ülkemizin konumu anlamında, yetişmiş insan anlamında avantajlarımız çok. Bu sebeple Türkiye doğal bir yatırım destinasyonu. Geçen sene Türkiye, dünyanın büyük ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülkesi, nüfusuna oranla en çok istihdam oluşturan ülkeyiz. Türkiye’de geçen sene 1,4 milyon yeni konut satılmış. 8 milyon beyaz eşya satılmış. 1 milyona yakın taşıt satılmış. Türkiye geçen sene ihracatını arttırmış. Sanayide kapasite kullanım oranları yüzde 80 seviyelerinde, yatırımlar güçleniyor” şeklinde konuştu.

58

HABERLER

Bundan 20 yıl öncesi…Genç bir kız ciddi bir trafik kazası geçirir.Birkaç saniyeliğine ölür belki.Hastanede gözlerini açtığında artık bacakları yoktur. Tam sekiz ameliyat geçirir. Bitmez tükenmez sekiz ameliyat.Etrafındakiler acıyarak bakarlar Funda’ya.Önünde iki seçenek vardır.Sizin artık fark etmeye başladığınız iki seçenek.Dokuz ay sonra tekerlekli sandalyeden kalkar ve protez bacaklarla yürümeye başlar. Funda Sayan, daha önce pek yapmadığı bir şey yapar. Okumaya başlar, çok okur. Etrafındakiler “Âlim mi olacaksın?” diye dalga geçerler.O, “En azından zalim olmayacağım” der.Ve hayatı anlamaya çalışır.Funda hayata yapışır.“Koşmasam da yürüyeceğim, hayatı koşabilenlerden daha dolu dolu yaşayacağım” diye karar verir.Evlenir, iki tatlı çocuğu olur.Otuz yaşında üniversiteyi kazanır ve üniversiteden mezun olur.

Bir bankada işe başvurur, kazanır.Funda bugün bir bankadan emekli, iki çocuk annesi üniversiteli pırıl pırıl bir iş kadını.Bana dolaylı yoldan ulaşan bir e-posta sayesinde tanıdım ben onu.Hikâyesini şöyle bitiriyor: “Eskiden merdivenleri çift çift çıkardım, bulduğum ağaca doyasıya tırmanırdım. Çok hızlı koşardım, rüzgâr gibi. Ben şimdi bir çift protez bacakla yürüyorum; olsun, ben yürüyorum, hem de ruhumla beraber.” Sizi ayakta tutan, gelecek hayallerinizdir. Funda’nın hayali muhtar olmak. Bunu söylediği insanlar, “Kardeşim, 117 lira maaşları var, deli misin?” diyorlarmış.O, yoksul çocukları daha iyi okutmak, bir mahalle kütüphanesi kurmak, ilköğretim çocuklarına bedava ders vermek, güzel bahçeleri olan bir mahalle yaratmak için muhtar olmak istiyor. Bir de çamur havuzu kuracak. Çocuklar çamurla istedikleri kadar oynasın diye.H. G. Wells, Zaman Makinesi kitabında şöyle der: “Anılar sizi geçmişe götürür, hayaller geleceğe...”Funda’nınki Allah’ın bahşettiği bir hayat.

Sadece birkaç saniye ölmüş.Bacakları öteki tarafa gitmiş.Beyni ve kalbi burada kalmış.Sonrasında, o güne dek sahip olmadığını kazanmış:Yaşama tutkusu ve gelecek hayalleri.Ben size çok içten bir şey söyleyeyim:Bacağınız olacağına, hayalleriniz olsun.Sevgili Funda beni ziyarete geldi; yüzünde koca bir gülümseme “Yıldız falı baktırdım, ‘5 Ocak’ta başınıza yıldızlar yağacak’ dediler, inanmadım. Bugün 5 Ocak bakın gerçekleşti! Sizinle tanışma fırsatı buldum” dedi. Bu söz, hayatımda aldığım en büyük birkaç hediyeden biridir. Funda, hayata öylesine sarılmıyor. Gözlerinin içi bir gülüyor, bir gülüyor.Çocuklarını anlatıyor, okuduğu kitapları anlatıyor, yüzü hep gülüyor.TV’de şov programlarında gördüğüm kişisel gelişim uzmanları var. “İnsanlara pozitif olun, iletişimi şöyle kurun” falan diyen. Onların yüzü öyle içten gülmüyor.Bu arada beyin ve kalbin aynı tarafta, yukarıda olması nasıl bir mucize değil mi?

* Bu yazı, yazarın Süpermen ve Uğur Böceği (Elma Yayınevi) isimli kitabından alınmıştır.

Kıyıdan Dönmek*

AHMET ŞERIF IZGÖREN

59

KİŞİSEL GELİŞİM

Page 32: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

Kısaca kendinizden bahseder misiniz? 1961 Malatya doğumluyum. ODTÜ Elektrik-Elektronik Bölümünden mezun olduktan sonra okuldan birkaç arkadaşımla KRL elektronik şirketi kurduk. Burada birkaç yıllık iş deneyimimden sonra Karsu Tekstilde göreve başladım. 25 yıldır, bu şirkette çalışmakta olup halen Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür olarak görev

yapmaktayım. Evli ve iki çocuk babasıyım.Hayatınızın kırılma noktaları olarak değerlendireceğiniz anlarınızdan bahseder misiniz?Eşimle tanışmam, evlenmem en büyük kırılma noktalarımdan biridir. Ben İstanbul’da büyüdüm ve eşimle Ankara’da Üniversitede tanıştım. Daha önceleri Kayseri’de yaşamak ve tekstil sektöründe çalışmak hiç düşünmediğim bir şeydi. Eşimin aile şirketi Karsu’dan

ısrarlı teklif alınca ikimiz birden Karsu’da çalışmaya başladık. Eşim de ODTÜ İstatistik Bölümünden mezundu. Ben İşletme, eşim Muhasebe-Finans bölümünde işe başladık, o gün bugündür Karsu’da çalışmaya devam ediyoruz.Hayatta sizi başarıya götüren en önemli özelliğiniz/özellikleriniz nelerdir?Sonuç odaklıyımdır. Bir işten sonuç alana kadar ısrarla takip ederim. Pratik ve hızlı

NEVZAT SEYOKTISK YÖNETIM KURULU BAŞKAN VEKILI TÜRKIYE TEKSTIL SANAYII IŞVERENLERI SENDIKASI YÖNETIM KURULU ÜYESI

“Kendine, işine, ailene, çevrene, doğaya saygı en temel

ilkelerimdendir”

60

CEOLIFE

çözümleri severim. Yeniliklere açığımdır.İş hayatınızda en çok keyif aldığınız şeyler nelerdir? Bir ürünün üretimine katkı vermenin hazzı yanında, yüzlerce makine ve insanın uyumunu izlerken, çalışan makinelerin arasında çok keyif aldığımı söyleyebilirim.Yaşamınız boyunca kendinize örnek aldığınız kişi veya kişiler oldu mu?Ben her kişinin kendi özelinde gelişeceğine inanırım.Bir iş dünyası liderinin özellikleri sizce neler olmalıdır? Genç lider adaylarına neler önerirsiniz?Günümüz dünyası çok hızlı gelişiyor ve değişiyor. Buna ayak uydurabilen hatta önüne geçebilecek cesarette ve yetenekte olanlar ve de standart kalıpların dışına çıkabilenler günümüz iş dünyasında lider olabilir.Çalışanlarınızla aranızdaki ilişkiyi nasıl tanımlarsınız?

Çalışanlar ile saygı çerçevesinde diyalog içinde olmayı önemserim. Kapım herkese sürekli açıktır. Fikirlerini rahatlıkla ifade edebilmelerini sağladığımı düşünüyorum.Yoğun iş temponuzda kendinize ve sevdiklerinize/ailenize daha kaliteli vakit ayırmak için zamanınızı nasıl planlıyorsunuz?Ailemiz, sevdiklerimiz en büyük enerji kaynağımızdır. Onlarla mutluluklarımız artar, acılarımız kederlerimiz azalır. Birlikte vakit geçirmek için her fırsatı değerlendiririm. İşlerim ne kadar yoğun da olsa senede en az bir defa ailemle

birlikte toplu tatil yapmayı hedeflerim.Günlük iş stresi ve yorgunluğunu atmak için neler yapıyorsunuz?Genelde ailemle evde zaman geçirmeyi yeğlerim. İş stresini eve götürmemeye çalışırım. Haftada bir kez arkadaşlarımla düzenli bir araya gelip sohbet eder briç oynarız. Ayrıca atlar benim en büyük hobimdir. Kayseri Pınarbaşı ilçesinde bir haram var. Orada yetiştiricilik yapıyorum. Daha sonra büyüyen taylarımı da hipodromlarda koşturuyorum. Bir tayın doğumundan itibaren büyümesini bir şampiyon hayali ile izlemek, koşmaya başladıkları zaman onlarla aynı heyecanı yaşamak gerçekten büyük keyif ve deşarj olmamdaki en büyük faktörlerden biri.Sanayi ve üretim alanında olmasaydınız, hangi meslek veya çalışma alanını seçerdiniz?Sporun içinde olmak isterdim. Yönetici, antrenör veya sporcu fark etmez idi. Bir ara voleybol, atletizm, yüzme ve okçuluk branşlarında faaliyet gösteren spor kulübü faaliyetimiz oldu . Küçük yaşlarda çocukları alıp onların sporla gelişimlerini izlemek başarılarına şahit olmak güzel bir hazdı.Bir işadamı, arkadaş ve baba olarak ilkeleriniz nelerdir?Saygı… Kendine, işine, ailene, çevrene, doğaya saygı en temel ilkelerimden biridir. Sorumluluk sahibi olmak,

yeniliklere açık olmak da önemsediğim

ilkelerdir.

Takip ettiğiniz belirli yazarlar var

mıdır? En çok hangi tür kitaplar

okursunuz?

Son yıllarda Yılmaz Özdil’in yazılarını takip

etmeye çalışıyorum. Genellikle fütürist

yazarların kitabını okumayı tercih ederim.

Örneğin şu anda Michio Kaku’nun

Geleceğin Fiziği kitabını okumaktayım.

Hayat felsefenizi yansıtan,

beğendiğiniz bir özlü söz var mıdır?

Dostoyevski’nin “Nehrin kaynağına

saygısı, denize doğru akmasıdır” sözünü

çok benimserim.

GÜNÜMÜZ DÜNYASI ÇOK HIZLI GELIŞIYOR VE DEĞIŞIYOR. BUNA AYAK UYDURABILEN HATTA ÖNÜNE GEÇEBILECEK CESARETTE VE YETENEKTE OLANLAR VE DE STANDART KALIPLARIN DIŞINA ÇIKABILENLER GÜNÜMÜZ IŞ DÜNYASINDA LIDER OLABILIR.

SAYGI… KENDINE, IŞINE, AILENE, ÇEVRENE, DOĞAYA SAYGI EN TEMEL ILKELERIMDEN BIRIDIR. SORUMLULUK SAHIBI OLMAK, YENILIKLERE AÇIK OLMAK DA ÖNEMSEDIĞIM ILKELERDIR.

61

CEOLIFE

Page 33: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

Konfederasyonumuz ile Avrupa Komisyonu arasında 30.11.2012 tarihinde imzalanarak uygulamaya

konulan “Herkes İçin Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi”, dört yıllık uygulama süresini 26 Kasım 2016 tarihinde başarıyla sonlandırmıştır. TİSK’in liderlik ettiği Proje’nin ortakları arasında Uluslararası İşverenler Teşkilatı (IOE) ile Hırvatistan, Romanya, Karadağ, Makedonya, Sırbistan ve Bulgaristan ulusal işveren çatı örgütleri yer almış ve KSS konusunda işveren örgütlerinin ve işletmelerin kapasitelerinin geliştirilmesi için gayret gösterilmiştir. Proje’de, ortak Ülkelerin KSS alanındaki mevcut durumları raporlaştırılmış, ortaklık yapan teşkilatlarda uzmanlar yetiştirilmiştir; üye işveren sendikalarına/kuruluşlarına ve işletmelere KSS uzmanlık ve yaygınlaştırma eğitimleri verilmiştir. Proje yoluyla, Güney Doğru Avrupa Bölgesinde bir iletişim ağı kurulup, işveren kuruluşları için geliştirilecek hizmet modelinin tüm dünyadaki işveren teşkilatlarına IOE aracılığıyla yaygınlaştırılarak, işletmelere KSS faaliyetlerinde rehberlik edebilmesi için materyal geliştirilmiş ve kullanıma sunulmuştur.Proje kapsamında ayrıca, farkındalık artırma çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Bu doğrultuda oluşturulan en önemli katma değer ise TİSK KSS Ödül Programı olmuştur.İlk olarak 2014 yılında uygulamaya konulan TİSK KSS Ödül Programı ile

KSS Ödül Programışirketleri KSS uygulamalarına teşvik etmek ve iyi uygulamaların paylaşılmasını sağlamak hedeflenmiştir. Ödül Programı kapsamında Etkililik, İyi Uygulama, Kapsayıcılık, Sürdürülebilirlik ve Yenilikçilik olmak üzere beş ana kategori belirlenmiştir. Ödül Programı kapsamında başvuruda bulunan Projeler, oluşturulan Seçici Kurul tarafından her kategori açısından değerlendirilerek puanlamaya tabi tutulmaktadır. Bütün kategoriler içinde en yüksek puan alan Proje ise Büyük Ödül almaya hak kazanmaktadır. Ülkemiz özel sektör yapısı dikkate alınarak, mümkün olduğunca geniş bir kitleye ulaşmak amacıyla Ödül Programı kapsamında ayrıca büyük şirketler ve küçük ve orta büyüklükteki işletmeler (KOBİ) olmak üzere bir bölümlemeye gidilmiş ve farklı ölçekteki şirketlerin kendi imkanları ölçüsünde değerlendirilmesi sağlanmıştır.Konfederasyonumuz KSS çalışmalarından bağımsız olarak 2015 yılında ayrıca G20’nin işveren ve işçi kesimlerini oluşturan B20 ve L20’nin girişimiyle kurulan Küresel İşbaşında Eğitim Ağı’na (GAN Global) üye olmuş ve dünya çapındaki ilk ulusal ağ olan GAN TÜRKİYE’yi kurmuştur. İşbaşında eğitim çalışmalarını desteklemek, geliştirmek, yaygınlaştırmak, iyi uygulamaları paylaşmak ve farkındalık artırmak üzere işletmelerimizin güdümünde gönüllülük esasına dayalı üyelikle yürütülen çalışmaları daha da görünür kılmak

62

KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

amacıyla Konfederasyonumuz KSS Ödül Programı kapsamında ayrıca GAN TÜRKİYE Özel Ödülü oluşturulmasını kararlaştırmıştır. Bu doğrultuda 2015 yılında, Ödül Programı kapsamında belirlenen beş kategoriye ek olarak GAN TÜRKİYE Özel Ödülü verilmesi sağlanmıştır. İşveren, işçi, hükümet, medya, üniversite ve STK temsilcilerinin saygın isimlerinden oluşan Seçici Kurul tarafından yapılan değerlendirmede 2014 yılı için Büyük Ödül kazanan Proje, büyük ölçekli şirketler arasında yer alan Koç Holding tarafından hayata geçirilen ve meslek liselerinde eğitim kalitesinin arttırılmasına yönelik bir kamu-özel sektör işbirliği modeli oluşturulmasını amaçlayan Meslek Lisesi Memleket Meselesi Projesi oldu. KOBİ’ler arasında ise Çevreci Eczacılar Kooperatifi tarafından uygulanan Engelsiz İlaç Projesi Büyük Ödül aldı. TİSK 2015 KSS Ödül Programında ise Seçici Kurul tarafından yapılan değerlendirme sonucunda, engelli vatandaşların cesaretlendirilmesi, tüm engelli ziyaretçiler tarafından %100 erişilebilir fabrika koşulları yaratması, üretim alanlarının engelli dostu haline getirilmesi, engelli çalışan oranının arttırılması, engelli çeşitliliğinin arttırılması, “Otomotivde çalışamaz” önyargısının olduğu engelli tiplerinin bu endüstride çalışabilmesinin sağlanması, üretimde de ileri engelli kategorisindeki engellilerin çalışabilmesi, çalışmaların görünürlüğünü arttırarak pozitif propaganda yapılması ve toplumdaki engelli bilincinin artırılması, sadece yapısal değil aynı zamanda sosyal projelere imza atılması ve bütün bu çalışmaların derlenerek literatüre örnek bir eser kazandırılması gibi son derece önemli hedeflerle FORD OTOSAN tarafından gerçekleştirilen Engelli Dostu Bir Fabrika Projesi Büyük Ödül almaya hak kazandı. KOBİ’ler arasında ise Tarımda Doğal Yöntemlerin Tüketici ve Üretici Nezdinde Yaygınlaştırılması Projesi ile KOPPERT firması ve Tarımsal Atıklardan Gübre Elde Edilmesi Projesi ile Polat Organik Gübre firması mansiyon

ödülü kazandı. Ödül Programı kapsamına ilk defa 2015 yılında alınan GAN TÜRKİYE Özel Ödülü ise yapılan değerlendirme sonucunda Endüstri Meslek Lisesi mezunu işsizlere iş fırsatı yaratılması ve iş dünyasında ihtiyaç duyulan kalifiye mavi yakalı elemanların çeşitli mesleki eğitimlerle donatılması ve işbaşında uygulama eğitimi verilmesi hedefiyle yapılandırılan ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) ile birlikte yürütülen İşbaşı Eğitim@MBT Projesiyle Mercedes-Benz Türk şirketine verildi.Ödül Programının üçüncüsü 2016 yılında düzenlendi. Anadolu Sigorta tarafında hayata geçirilerek, ülkemizin kaybolmaya yüz tutmuş yerel değerlerinin yeniden canlandırılması ve meslek ustalarının deneyimlerini gelecek nesillere aktararak gençlere iş imkânı sağlanmasını hedefleyen Bir Usta Bin Usta Projesi Büyük Ödül aldı.Yapılan Seçici Kurul değerlendirmesi sonucunda KOBİ’ler arasında yer alan Egedeniz Tekstil şirketi’nin Karbon Ayak İzi, Elektrolit Atıkların Geri Dönüşümü, Meslek Edindirme Projeleri ile Lokman Ecza Deposu şirketinin Diji Genç Projesi sırasıyla Sürdürülebilirlik ve İyi Uygulama Ödüllerini aldı.TİSK KSS Ödül Programı kapsamına alınan GAN TÜRKİYE Özel Ödülü 2016 yılında da sahibini buldu. Özellikle işgücü piyasasına giriş aşamasındaki en dezavantajlı gruplardan biri olarak görülen tüm yeni mezunlara mesleki açıdan kendilerini geliştirebilecekleri bir ortam sunması perspektifiyle Rönesans Holding tarafından hayata geçirilen Genç Keşif Programı Projesi, Seçici Kurul’un değerlendirmesiyle GAN TÜRKİYE Özel Ödülünü aldı.TİSK 2017 KSS Ödül Programı, 2017 Ağustos ayında başlatılmış ve başvuru süresi Ocak 2018 dönemine kadar uzatılmıştır. Ödül Programına başvurular alınmış ve oluşturulan Seçici Kurul Üyelerine aktarılarak değerlendirmelerine sunulmuştur. Mart 2018 döneminde gerçekleştirilmesi öngörülen Ödül Töreni ile kazanan Projelere ve şirketlere ödülleri takdim edilecektir.

63

KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

Page 34: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

İŞVEREN Özel Eki“Tisk Ekonomi” ye

www.tisk.org.tr adresinden ulaşabilirsiniz

64

“Zeytin Dalı Harekâtı’nda şehit düşen askerlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve

milletimize başsağlığı, yaralı askerlerimize acil şifalar diliyoruz”.

Page 35: işveren - TİSK · Şerif İzgören’in “Kıyıdan Dönmek” başlıklı yazısını, “CEOLIFE” ta ise TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok ile yapılan röportajı

işverenCilt 56 ‣ Sayı 1 ‣ Ocak / Şubat 2018

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU YAYIN ORGANIDIR • İKİ AYDA BİR YAYIMLANIR

Adres: Reşat Nuri Caddesi No:108, 06540 Çankaya/AnkaraTelefon: (0312) 439 77 17 • Faks: (0312) 439 75 92Web: www.tisk.org.tr • E-posta: [email protected]

TÜRKİYE AĞAÇ VE KAĞIT SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TAKSİS) • TÜRK AĞIR SANAYİİ VE HİZMET SEKTÖRÜ KAMU İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜHİS) • TÜRKİYE CAM, ÇİMENTO VE TOPRAK SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI ÇİMENTO ENDÜSTRİSİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (ÇEİS) • TÜRKİYE DERİ SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • TÜRKİYE GIDA SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜGİS) • İLAÇ ENDÜSTRİSİ İŞVERENLER SENDİKASI (İEİS) • TÜRKİYE İNŞAAT SANAYİCİLERİ İŞVEREN SENDİKASI (İNTES) • KAMU İŞLETMELERİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KAMU-İŞ) • TÜRKİYE KİMYA, PETROL, LASTİK VE PLASTİK SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KİPLAS) • MAHALLİ İDARELER KAMU İŞVEREN SENDİKASI (MİKSEN) • MAHALLİ İDARELER İŞVERENLERİ SENDİKASI (MİS) • TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI (MESS) • PETROL ÜRÜNLERİ İŞVERENLER SENDİKASI (PÜİS) • TÜRKİYE SAĞLIK ENDÜSTRİSİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (SEİS) • TÜRKİYE SELÜLOZ, KAĞIT VE AĞAÇ MAMÜLLERİ SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KASİSEN) • TÜRKİYE ŞEKER SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • TÜRKİYE TEKSTİL SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • TÜRKİYE TOPRAK, SERAMİK, ÇİMENTO VE CAM SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • YEREL YÖNETİMLER KAMU İŞVERENLERİ SENDİKASI (YERELSEN)

Dosya:KADIN VE GENÇ İSTİHDAMI

Dosya:TEŞVİK UYGULAMALARI

VE ETKİLERİ

ULUSLARARASI RAPORLAR ve TÜRKİYE KARŞILAŞTIRMASI

SEKTÖREL GELİŞMELER

KİŞİSEL GELİŞİM Ahmet Şerif İzgören / KIYIDAN DÖNMEK

CEO-LIFERöportaj: Nevzat SEYOK TİSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili

KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

Jülide SARIEROĞLUDr. İsmet YILMAZ

Dr. Faruk ÖZLÜNihat ZEYBEKCİ