Page 1
1
YENİ GERÇEKÇİ İTALYAN SİNEMASI
Aygün Şen
İTALYA’DA YENİ GERÇEKÇİLİK AKIMINI HAZIRLAYAN TARİHSEL SÜREÇ
İtalya, I.Dünya Savaşı’ndan kısa bir süre sonra ekonomik çıkmaz,siyasal partilerin
zayıflığı,doyumsuz grupların etkinliği ve sol kanat içindeki bölünme nedeniyle faşist bir
yönetim altına girdi.1
İtalyan hükümeti,1.Dünya Savaşı’na girmesinden itibaren üç yıl içinde,savaştan önceki 54
yıllık süre içinde harcadığı paranın iki katı para harcamıştı.Savaş bittiğinde hükümet, büyük
bir borç,büyüyen dış ticaret açığı ve kontrol edilemeyen bir enflasyon ile baş etmek zorunda
kalmıştı.Savaş sırasında halkın desteğini sağlamak için köylülere toprak,işçilere iş ve ücret
artışı vaat edilmiş,yerine getirilemeyince grev ve toprak işgalleri başlamıştı.Siyasal partilerin
zayıflığı ve hükümetin istikrarsızlığı nedeniyle kargaşa kontrol altına alınamadı.Merkezi
otoriteye düşman doyumsuz gruplar,kargaşa nedeniyle varlıkları tehlikeye giren endüstri ve
toprak sahipleri,varlık ve yatırımlarını koruyacak ,savaştan hayal kırıklığı ile çıkan İtalya’ya
yeni bir ruh sağlayacak genç ve enerjik bir lider aramaya başladılar.Böylece Benito Mussolini
önderliğindeki faşizm,memnuniyetsizlik içindeki grupların umudu oldu.2
1919 yılında Fascio di Combattimento adlı örgütün kurulmasıyla örgütlenen faşist
hareket,Ulusal Faşist Partisi adıyla o yıl yapılan seçimlerde 35 milletvekili çıkardı.1922
yılında 200 bin faşistin Roma’ya yürümeleri üzerine Kral Vittorio Emanuelle,partinin başkanı
olan Mussolini’ye başbakanlığı vermek zorunda kaldı.Sol partiler arasındaki bölünme
nedeniyle faşist iktidar karşısında güçlü bir direnme odağı oluşamayınca meclisten geniş
yetkiler alan Mussolini ve Faşist Parti,1943’e kadar İtalya’nın kaderini belirledi.Mussolini’nin
görüşlerine uygun olarak ,iki savaş arası dönemde,İtalya’nın genel politikası genişleme
üzerine kurulmuş,bu da ülkeyi İkinci Dünya Savaşına,yeni yıkımlara sürüklemiştir.3
Ekim 1929’da New York borsasında hisse senetlerinin aşırı değer kaybetmesiyle patlak veren
ekonomik kriz,kısa süre içinde Avrupa’da da etkilerini gösterdi.ABD, Avrupa’ya verdiği
1 Sander, Oral (2001) Siyasi Tarih 1918-1994 s:23 Ankara:İmge
2 Sander (2001:24-25) 3 Sander (2001:25-26)
Page 2
2
krediyi ve bu kıtada yaptığı yatırımları durdurunca Avrupa’nın hassas ekonomik dengesi
bozuldu.Avrupa’da halkın satın alma gücü azaldı,fiyatlar düştü ve işsizlik artmaya
başladı.Dışarıya en çok borçlu olan Almanya,bunalımdan en çok etkilenen ülke oldu.
Bunalım,ulusları aşırı ekonomik milliyetçiliğe sürüklemiş,uluslar arası ticaret azalmış
faşizmin Avrupa’da güçlenmesine neden olmuştur. Almanya’da Hitler,İtalya’da
Mussolini,İspanya’da Franco yönetiminde faşist yönetimler için uygun ortam oluşmuştur.4
1.Dünya Savaşı öncesinde artan nüfusun ABD’ye göç etmesiyle nüfus sorununa geçici bir
çözüm bulmuş olan İtalya,ABD’nin kapılarını göçmenlere kapatmasıyla uzun vadeli çözümler
aramaya başladı.Fazla nüfusunu yerleştirmek için toprağa ihtiyacı olan ve ekonomik
bunalımdan sonra devletlerin uyguladığı milliyetçi ekonomik politika nedeniyle hammadde
sıkıntısı çeken İtalya, bu sorunları sömürgecilikle çözmeyi amaçlıyordu.Bu amaçla
Habeşistan’ı işgal ederek 1939’da burayı ele geçiren İtalya,İngiltere tarafından 2.Dünya
Savaşı sırasında,1941’de bu topraklardan çıkarılacak ve 60 yıllık Kuzey Afrika İmparatorluğu
hayaline veda etmek zorunda kalacaktır.Savaş sırasında alınan yenilgilerle Mussoli’ninin
prestiji azalmaya başlamış,1943 Temmuzunda Müttefiklerin Sicilya’ya yaptıkları çıkartma ile
de siyasal bunalım artmış ve Mussolini iktidardan düşmüştür.Aynı yıl İtalya,Müttefiklerle
ateşkes anlaşması imzalamış,fakat İtalyan halkının özlemini çektiği huzur ve barış kolay
sağlanamamıştır.Ateşkese tepki olarak Almaya,Kuzey İtalya’yı işgal etmiş,1945 yılına kadar
müttefikler ile Almanya arasındaki mücadele sona ermemiştir.5
İTALYAN YENİ GERÇEKÇİLİĞİ
Yeni Gerçekçilik akımı (Neo Realismo), İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru, savaşın
getirdiği acılar ve yıkımlarla baş etmeye çalışan İtalya’da ortaya çıktı.1922 yılında Mussolini
önderliğinde iktidara gelen faşist yönetim Almanya’da Hitler’in Nazileri ile birlikte dünyayı
yeni bir savaşa sürüklemişti. 1930’lu yılların sonunda başlayan savaş,tüm dünyaya yayılarak
milyonlarca insanı vahşet,açlık ve sefalete sürüklemiştir.Savaşın 1945 yılında sona ermesinin
ardından ,geriye acı çeken milyonlarca işsiz ,fakir,yıkılmış insan kalmıştı.Tüm bunları ifade
4 Sander(2001:41-56) 5 Sander (2001: 51-177)
Page 3
3
etmek isteyen sinemacılar,İtalya’da savaşın yıkıntıları arasında,toplumun
acılarına,çaresizliğine değinen yeni bir akımın yükselmesini sağladılar.6
“İtalyan Yeni Gerçekçiliği,İtalyan toplumunun faşizm ile yeniden biçimlendiği ve II.Dünya
Savaşı koşullarının getirdiği sorunlarla kuşatıldığı bir dönemin ürünü olarak ortaya
çıkar.Her alanda olduğu gibi,sinema alanındaki radikal değişim de Mussolini dönemiyle
başlar.”7
1910’larda ,İtalyan sineması uluslararası film piyasasında Amerikan,Fransız ve Alman
sinemasıyla rekabet edebilecek,zengin bir geleneğe sahipti.Birinci Dünya Savaşı nedeniyle
durma noktasına gelen Avrupa sineması, Hollywood filmleri ile mücadele edemez hale
gelmişti.8
Mussolini’ye kadar faşist hükümetin sinema ile yakın ilişkisi olmamış,sadece tarihsel
filmleri,faşist dönemin kahramanlarını konu alan yapımları desteklemiştir.Bu dönemde en çok
üretilen filmler, Hollywood taklidi ,müzikal ve komedi tarzında, “beyaz telefon” olarak
adlandırılan filmlerdi.Mussolini’nin yükselirken faşist hükümetin sinemaya olan ilgisi de
artmaya başladı.Sinemanın propaganda gücünün farkına varan faşist hükümet,sinema okulları
açarak,parasal destek sağlayarak,ithal filmlere karşı yerli filmleri koruyucu önlemler alarak
İtalyan sinema endüstrisini geliştirmeye ve denetlemeye başladı.Ulusal bir sinema oluşturarak
Mussolini’nin İtalyan İmparatorluğu ülküsüne yakışacak,Almanların Azmin Zaferi (Triumph
des Willens) gibi bir İtalyan sinema klasiği yaratmak için çabalıyordu.9
İtalya’daki faşist hükümet,film yapımcılarına,Hitler’in faşist yönetiminden daha fazla
özgürlük tanıyordu,bu nedenle de çok az film yapımcısı başka ülkelere göç etmek zorunda
kaldı.Filmin propaganda gücünün farkına varan İtalyan faşistleri,bir dizi devlet yardımı ve
sansürüyle daha fazla kontrol oluşturdular.Tüm eğitsel film yapımı çalışmalarını L’Unione
Cinematoqraphica Educativa (LUCE) adıyla bir yetkide topladılar ve ilk iş olarak
Mussolini’nin iktidara gelişini anlatan üç bölümlük Il Duce adlı bir belgesel yaptılar.Ayrıca
6 Coşkun, Esin (2003) Dünya Sinemasında Akımlar,s:143-144 İstanbul:İzdüşüm
7 Çelikcan, Peyami (2005) “Avrupa Sineması ve İtalyan Yeni Gerçekçiliği” s:85 Toplumbilim Avrupa
Sineması Özel Sayısı sayı:18 Ocak 2005 İstanbul: Bağlam
8 Biryıldız, Esra (2002) Sinemada Akımlar, s:65 İstanbul :Beta
9 Coşkun (2003:144)
Page 4
4
haber filmlerinin üretim ve dağıtımını kontrol altına aldılar.Film yapımına büyük maddi
destek veren faşistler 1937’de Roma dışında Cinecitta adında on altı stüdyolu bir kompleks
yaptırdılar.Aynı yıllarda yönetmenlerin eğitilmesi için Centro Sperimentale adıyla büyük bir
film okulu açıldı.Roberto Rossellini,Michelangelo Antonioni ve Dino de Laurentis’in de
aralarında bulunduğu çok sayıda yönetmen bu okulda eğitim gördüler.Film endüstrisi
yayınlarını kontrol etmek amacıyla ulusal bir ajansın (ENIC) kurulmasıyla birlikte hükümet,
film yapımı,dağıtımı ve gösterimi üzerinde tam bir kontrol sağlamış oldu.İthal filmlerin
dublajı zorunlu hale getirilmiş,böylece hem vergi ve dublajdan kazanılan para yerli yapımlara
aktarılıyor,hem de dublaj sayesinde rejime tehdit oluşturabilecek diyaloglar temizlenmiş
oluyordu.10
Hükümetin film yapımına verdiği desteklerle hız kazanan film yapım çalışmaları,Büyük
Bunalım’ın ardından durma noktasına geldi.Sesin gelişi de İtalyan filmlerini Hollywood
filmlerinin önüne geçiremedi.Teknolojiye ayak uydurmakta zorlanan sinema endüstrisi,
Mussolini’nin sponsorluğu ile bu engeli aşıp Sicilya’nın müttefiklerce işgal edildiği 1943
yılına kadar (II.Dünya Savaşı boyunca da) Hollywood’la rekabet edecek üretime ulaştı.11
Mussolini’nin düşüşü ile Nazi işgali altına giren,ardından Müttefik devletlerin işgal ettiği
İtalya’da yerel yapımlar azaldı.Uzun süre faşist yönetimin onayladığı filmleri izleyen
seyirciler Hollywood filmlerini coşkuyla karşıladılar.Ancak ülke yönetimini tekrar ellerine
geçiren İtalyanlar ,1949’da Andreotti Sözleşmesini getirerek yabancı filmlere vergi
koyan,elde edilen geliri yerli yapımlara aktaran ve salonların gösterim zamanının yüzde yirmi
beşinde İtalyan filmlerine yer ayıran bir uygulama başlattılar.12
Savaşın ve işgallerin neden olduğu tüm olumsuzluklara rağmen İtalya’da güçlü bir sinema
hareketi doğmuştu.Mussolini döneminde de film yapmayı sürdüren Roberto Rossellini,Yeni
Gerçekçi akımın en önemli örneklerinden biri olan Roma,Açık Şehir ‘in (Roma,Citta Aperta)
çekimlerine 1944 sonlarında,İtalya henüz işgal altındayken başladı.İşgal altındaki bir
ülkede,yeterli ışık kaynağına,ham filme ve stüdyoya sahip olmayan yönetmen Rossellini ve
Senaryo yazarı Zavattini alışılmadık yöntemler kullanarak bu sıkıntıları aşmaya
çalıştılar.Profesyonel olmayan oyuncularla,gerçek mekanlarda ,gün ışığında çekimler yapan
10 Biryıldız (2002:66) 11 Biryıldız (2002:67) 12 Biryıldız (2002:68)
Page 5
5
Rosselini,Yeni Gerçekçi akımın biçimsel özelliklerini,özgün anlatım biçimini de belirlemiş
oldu.Gerçek mekanlarda profesyonel olmayan oyuncularla çekimler yapan Fransız ve Sovyet
sinemacılar daha önce de olmuştu;ancak,Roma,Açık Şehir filmi,bu yöntemleri görsel
anlatımın temel aracı haline getirmiştir.Böylece Yeni Gerçekçi filmler yalnız konularıyla
değil ,biçimsel özellikleri ile de burjuva komedilerinden,beyaz telefon filmlerinden ve faşist
kahramanlıkları anlatan filmlerden ayrılmıştır.13
Stüdyolarda çekilen kurmaca filmler,ekonomik sıkıntılar ve savaşın getirdiği yıkımlar ile baş
etmeye çalışan İtalyan halkının yaşamını anlatmaktan çok uzaktı.Yeni Gerçekçiler ile sokağa
inip dekordan, profesyonel oyunculuktan arındırılan sinema, belgeselci bir nitelik kazanmış,
halkın içinde bulunduğu koşulları anlatmakta başarılı olmuştur.14
Yeni Gerçekçi anlayışın izlerini daha faşizm döneminde çekilen bazı filmlerde bulmak
mümkündür.Alessandro Blasetti’nin Bulutlar Arasında Dört Adım ,Vittorio De Sica’nın
Çocuklar Bize Bakıyor (I Bambini ci Guardano-1943) ve özellikle Visconti’nin Tutku
(Ossessione-1942) filmleri,faşizm dönemi sinema anlayışından ayrılmış yapımlardır.Yıllardır
üniformalar,geçit törenleri,savaşlar,beyaz telefonlu salonlar izleyen seyirci,bu filmlerde
anlatılan yoksul mahalleleri,yaşam mücadelesi içindeki sıradan insanları kendisine yakın
bulmuştur.15
Yeni Gerçekçi İtalyan sinemasının üç önemli yönetmeni olan Roberto Rossellini,Vittorio De
Sica ve Luchino Visconti, Mussolini’nin film okulunda eğiştim almış, 1930’larda İtalyan
stüdyo sistemi içinde çalışarak ustalık kazanmış yönetmenlerdir.16
Rossellini,Yeni Gerçekçi akımın ilk anahtar filmi olarak kabul edilen Roma,Açık Şehir ‘den
sonra Hemşeri (Paisa-1946) ve Almaya Sıfır Yılı (Germania,anna Zero-1947) filmlerini
çekerek savaş üçlemesini tamamlamıştır.Roma,Açık Şehir filmi ,görünüşteki farklılıklarına
rağmen Alman işgali altındaki İtalya’nın kurtuluşu için direnişte yer alan bir rahip ile
komünist partizanı konu alır.Bu olaylar sırasında bir grup çocuk da direnişte yer alıp çeşitli
eylemler yapmaktadırlar. Hemşeri,Rossellini’nin Yeni Gerçekçiliğin anahtar filmi olan
Roma,Açık Şehir’le birlikte ,akımın en açık örneklerinden biridir.Bu kez İtalya’yı işgal eden
13 Çelikcan, Peyami (2005: 86)
14 Teksoy,Rekin (2005) Sinema Tarihi, s: 272 İstanbul: Oğlak
15 Teksoy (2005: 271) 16 Biryıldız (2002: 73)
Page 6
6
Müttefik devletlerdir.Altı bölümden oluşan film ,haftalık haber görüntüleriyle ve subay olan
bir konuşmacının sözleriyle desteklenerek belgesel film tarzında sunulmuştur.17
Almanya Sıfır Yılı filmi ile Rossellini kamerayı tekrar işgal altındaki bir ülkenin,bu kez Alman
işgali altındaki bir ülkenin çocuklarına çevirmiştir.İşgal altında kalmış,harabeye dönmüş bir
kentte,savaşın yıkıntıları arasında yaşam mücadelesi veren on iki yaşında bir çocuğun
öyküsüdür anlatılan.Faşist öğretmeninin sözlerinden yola çıkarak hastalıklı babasının acılarına
son vermek için onu öldüren,ancak tüm çocukluğuna rağmen yaptığının bilincine varan
çocuk,vicdan azabı içinde intiharı seçer.Filmde,savaşın neden olduğu açlık ve sefalet içinde
,küçük yaştaki çocukların karaborsacılık ,hırsızlık gibi işlere bulaşarak para kazanma çabaları
gösterilmiştir.18
Savaş üçlemesinin son filmi olan Almanya Sıfır Yılı,Rossellini’nin Yeni Gerçekçi Akım içinde
yer alan son filmidir.Yönetmen 1950’li yıllardan itibaren psikolojik çözümlere
giriştiği,melodramatik tarzda filmler yaparak Yeni Gerçekçi akımdan uzaklaşmıştır.19(151
coşkun)
Roma,Açık Şehir filminde yönetmen Rossellini ve senaryo yazarı Zavattini’nin kullanılamaz
haldeki stüdyolar,hammadde ve donanım eksikliği nedeniyle film yapımı için başvurdukları
yaratıcı çözümler ,yeni bir sinema akımının da temellerini atmıştır.
Zavattini Yeni Gerçekçi akımın ilkelerini şöyle anlatıyordu: “Her şeyi göründüğü gibi
değil,olduğu gibi göstermek;kurmaca yerine gerçeği kullanmak; istisna olanı değil,genel
olanı kullanmak;insanın romantik düşleri ile ilişkilerinden çok,içinde yaşadığı toplumla
ilişkilerini göstermek.”20
Bazı sinema tarihçilerinin İtalyan Yeni Gerçekçiliğinin başlangıç noktası olarak kabul
ettikleri Luchino Visconti’nin Tutku filmi, Roma,Açık Şehir’den önce yapılmış ,ancak
1944’ten önce gösterime girememiştir.Yönetmenin ,Amerikalı yazar James M. Cain’in
Postacı Kapıyı İki Kere Çalar (The Postman Always Rings Twice) adlı polisiye romanından
17 Coşkun (2003: 150)
18 Coşkun (2003: 150) 19 Coşkun (2003: 151) 20 Çelikcan, Peyami (2005: 84)
Page 7
7
sinemaya uyarladığı film,tutkularının esiri olan evli bir kadın ile aşığının ,birlikte olabilmek
için kadının kocasını öldürmelerini anlatır.21
Visconti bu filmi için mekan olarak kasvetli Romagna bölgesini seçmiş,hocası Jean
Renoir’dan esinlenerek öykülü bir film yapmıştır.Sıkıcı ve umutsuz hayatlar yaşayan
insanların, cinayet işleyen canilere dönüşmesinin psikolojik gerçekçilikle anlatıldığı film aynı
zamanda evli bir kadınla aşığının cinselliklerinin,tutkularının perdeye yansımasıyla Katolik
Kilisesi’nin tepkisini çekmiştir.Tanınmış oyuncuları doğallık içinde kullanan yönetmen,sokak
ve parklarda gerçekleştirdiği gizli kamera çekimleri ile gerçekçi bir anlatım oluşturmuştur.22
Visconti’nin Yeni Gerçekçi akım içinde yer alan bir diğer filmi Yer Sarsılıyor (La Terra
Trema-1948) ,De Sica’nın Bisiklet Hırsızları filminden önce yapılmış ama gösterime ancak
1952 yılında girebilmiştir.Sicilya’nın bir köyünde yaşayan bir balıkçının,balık tüccarına karşı
verdiği ekonomik mücadeleyi anlatan film,normalin dışında uzunluğa sahip çekimleri ve
anlaşılmaz Sicilya şivesi nedeniyle halkın sıkıcı bulduğu bir film olmuştur.23
Yer Sarsılıyor filminin karakterleri, çekimlerin yapıldığı Aci-Trezza kasabasının yerli halkıdır
ve kendi hayatlarını oynamışlardır.Komünist Parti’den aldığı fonla balıkçı topluluğu üzerine
kısa bir belgesel çekmek için Sicilya’ya giden Visconti, orada yedi ay kalarak Yer Sarsılıyor
filmini çekti.Filmin ana teması,temel değişimlerin bireysel eylemle değil,ancak kolektif
eylemle oluşturulabileceğidir.24
Yönetmenin 1953 yılında kendisi gibi Marksist ideolojide olan Giuseppe de Santis ile birlikte
çektiği Günahkar Gönüller (Senso) filminde ,aşkı için yurduna ihanet eden bir kadının
,sevdiği adamın ihanetine uğraması anlatılmaktadır.Antonio Gramsci’nin Hapisane
Defterleri adlı eserinde yer alan İtalyan Marksist düşüncesinden etkilenmiş olan
film,konusuyla da film endüstrisinin tür beklentilerine uymaktadır.Senso ,etkilendiği Marksist
düşüncelere rağmen birçok izleyici tarafından genç bir Avusturyalı subay ile bir İtalyan
kontesi arasındaki aşk hikayesi olarak görülmüştür.25
21 Coşkun (2003: 151) 22 Biryıldız (2002: 74-75) 23 Coşkun (2003: 152-153) 24 Biryıldız (2002: 75) 25 Coşkun (2003: 153)
Page 8
8
Visconti’nin ,bu filmden sonra Yeni Gerçekçilik içinde yer alan tek filmi Rocco ve
Kardeşleri’dir (Rocco e i Suoi Fratelli-1960).Bu filmde,aile reisi babanın ölümünden sonra
beş erkek evlat ve anneden oluşan güneyli bir ailenin Milano’ya göç etmeleri,büyük şehirdeki
çözülüş öyküsü,zıt karakterli iki erkek kardeşin dramıyla birlikte verilmiştir.Ailenin yaşamı
büyük şehre göç etmelerinin ardından değişirken kuzey-güney ekonomik eşitsizliği,sınıf
savaşı,yükselme tutkusu ve hayatta kalma içgüdüsü gibi olaylara değinilmiştir.26
Vittorio De Sica’nın 1943 yılında yaptığı Çocuklar Bize Bakıyor (I Bambini ci Guardano)
filmi,yönetmenin gerçekçi yönelişinin ilk basamağı olmasının yanında,senaryo yazarı Cesare
Zavattini ile bundan sonra devam edecek olan ortaklıklarının başlangıcı olması açısından da
önemlidir.İkilinin ortak çalışmasının ürünü olan Kaldırım Çocukları (Sciuscia-1946)
filmi,Yeni Gerçekçi akımın önemli filmlerinden biridir.27
Pasquale ve Hose adlı iki çocuğun, savaş sonrası yoksulluk,açlık,sahtekarlık
ortamında,hayallerini süsleyen beyaz ata kavuşmak isterken cezaevine düşmelerini,adım adım
masumiyetlerini kaybetmelerini anlatır Kaldırım Çocukları.Filmin sonunda istemeden de olsa
en iyi arkadaşının ölümüne neden olan Pasquale ağlarken gelecek mutlu günlerin simgesi
beyaz at uzaklaşır.28
De Sica ve Zavattini ortaklığında yapılan Bisiklet Hırsızları filmi,Yeni Gerçekçi İtalyan
sinemasının amaçlarını ve estetiğini tanımlayan en iyi film olarak kabul edilir.29
Kaldırım Çocukları filminde beyaz at ile simgelenen mutlu gelecek düşü,Bisiklet
Hırsızları’nda bisiklet ile sembolize edilmiştir.Uzun bir işsizlik döneminin ardından bulduğu
iş için bisiklete ihtiyaç duyan Antonio,zorluk içinde aldığı bisikletin çalınmasıyla sokak sokak
dolaşıp bisikletini arar.Oğluyla birlikte,geçimlerini sağlamak,daha iyi bir hayata ulaşmak için
ihtiyaç duydukları bisikleti ararken kamera kendisini izler ve seyirciyi greve hazırlanan
insanlar,kilisede dua eden fakirler,karaborsacılar arasında gezdirerek İtalya’nın o günkü
koşullarını gösterir. “De Sica, bisikleti, öykülemenin akışını organize etmek için bir av,filmin
26 Coşkun (2003:154) 27 Coşkun (2003: 154) 28 Biryıldız (2002: 85) 29 Coşkun (2003: 154)
Page 9
9
‘starı’ olan savaş sonrası Roma’sını ,inceleyebileceğimiz ve kaydedeceğimiz bir destan olarak
kullanmaktadır.”30
Yeni Gerçekçi filmlerde kaos ve yokluk içindeki İtalyan halkının gerçeğine
değinilir.Filmlerdeki karakterlerin hayatları, yaşayacak bir yer, yiyecek yemek bulmak gibi
yaşamın devamına yönelik temel gereksinimleri sağlamak için çaba harcamakla geçmektedir
ve gelecek belirsizdir.Geleceğin kontrol edilemeyen sosyal ve ekonomik koşullarla
belirlendiği ortamda,Yeni Gerçekçiler, geleneksel giriş-gelişme-sonuç öykülemesine
dayanmayan,açık uçlu filmler yaptılar.31
Savaş sonrası iyice fakirleşen halkın öyküsünü fantastik bir boyutta veren,şiirle gerçeğin
birleştirilmeye çalışıldığı Milano’da Mucize (Miracolo a Milano -1950) filminin ardından
1952’de Umberto D ile Yeni Gerçekçi çizgiye geri döner De Sica.32
Uzun süre yaşamaya dayanamayarak çeşitli kereler intihara teşebbüs eden emekli memur
Umberto D’nin hikayesinin anlatıldığı film, İtalyan toplumunu çok negatif tanıtmakla
suçlanmıştır.1950’li yıllarda değişen toplumsal,siyasi,ekonomik koşullar içinde Yeni
Gerçekçi sinema , ülkeleri için daha olumlu bir görüşe sahip olmak isteyen İtalyan halkının
isteklerine cevap veremiyordu.Hükümet de İtalya’yı bunalımlı ve sorunlu bir ülke olarak
gösteren filmlerin dış satımını askıya almıştı.Savaş bitmiş,faşist iktidarı sone ermişken herkes
geleceğe yönelik olumlu umutlar beslemek,eski acılı günleri unutmak istiyordu.İtalyan Yeni
Gerçekçiliği,1950’lerin sonlarında Avrupa ülkelerini ve Üçüncü Dünya ülkeleri olarak
adlandırılan,kendi dramını yaşayan ülkeleri etkilemiş olarak sona erdi.33
İTALYAN YENİ GERÇEKÇİLİĞİ’NİN ÜÇÜNCÜ SİNEMA’YA ETKİLERİ
Amatör oyuncularla,dekor kullanmadan,sokağa çıkıp belgesel havasında ,doğal ışıkta çekim
yapan İtalyan Yeni Gerçekçileri, film yapımı için çok sermaye kullanmak zorunda
kalmıyordu.Bu da bağımsız filmlerin yapılmasına imkan veriyordu.Üçüncü Sinema
30 Biryıldız (2002: 86) 31 Biryıldız (2002: 72) 32 Coşkun (2003: 157) 33 Biryıldız (2002: 87)
Page 10
10
yönetmenleri, Yeni Gerçekçi yönetmenlerin üretim biçimini benimseyerek,anlatmak
istediklerini daha az para harcayarak ve daha özgürce ifade ettiler.34
Üçüncü sinema,sadece üçüncü dünya ülkelerinin sineması değil, Birinci ve İkinci sinema olan
Hollywood ve Avrupa (Auteur) sinemaları dışında kalan bir sinemadır.Üçüncü Sinema
Fernando Solanas ve Octavio Getino’nun Kızgın Fırınlar Saati (La Hora de los Hornos)
filmi ve bu filmin ardından ikilinin yayınladığı Üçüncü Bir Sinemaya Doğru adlı manifesto ile
başlar.Solanas ve Getino,bu manifesto ile Üçüncü Sinema’nın özelliklerini anlatmış ve
tanımını yapmışlardır.35
Üçüncü Sinema, toplumsal mücadelelerin hız kazandığı, ve sinemayı da etkileyerek yeni
yönelimlere neden olduğu, 1960’lı yılların ikinci yarısında ortaya çıktı.Vietnam
savaşı,Cezayir savaşı,Filistin-İsrail mücadelesi, Küba-ABD çekişmesi, 68 olayları,
Brezilya’daki 64 darbesi, Şili darbesi, olaylar tüm ülkelerin hem iç hem de dış sorunlarla
bunaldığı bir dönemde yeni arayışlara yol açmıştır.36
Üçüncü Sinemacılar, Hollywood’un izleyiciyi edilginleştiren sineması ve Avrupa’nın birey
sorunlarına odaklı sinemasını, içinde bulundukları toplumsal mücadelede işlevsiz,hatta zararlı
görerek militan ve politik bir sinemayı savunmuşlardır.Toplumun içinde bulunduğu
ortamı,gerçekliği anlatırken ,devrimci mücadeleye destek olacak bir sinema teorisi
oluşturmaya çalışmışlardır.37
İtalyan Yeni Gerçekçiliği Akımı,emperyalizm ve kapitalizm baskıları altında yaşayan,ulusal
bağımsızlık mücadelesi veren ve Amerikan sinemasının yayılmacı politikasına karşı
direnmeye çalışan tüm ülkelerdeki sinemacılar için yeni bir mücadele alanı sağladı.Yıldız
oyuncu kullanmadan,film hilesine başvurmadan ,dış çekimlerle gerçeği vermeye çalışan Yeni
Gerçekçilik Akımı, anlatı dili ve öğretileriyle, ulusal egemenlik mücadelesi veren ülkelerin
sinemasını etkiledi.38
34 Biryıldız,Esra- Çetin Erus,Zeynep (Der) (2007) Üçüncü Sinema ve Üçüncü Dünya Sineması s:24
İstanbul:Es 35 Biryıldız-Çetin Erus (2007: 418-421) 36 Biryıldız- Çetin Erus (2007: 420) 37 Biryıldız – Çetin Erus (2007: 19) 38 Biryıldız-Çetin Erus (2007: 10)
Page 11
11
KAYNAKÇA
Biryıldız, Esra (2002) Sinemada Akımlar, İstanbul :Beta
Biryıldız,Esra - Çetin Erus, Zeynep (Der) (2007) Üçüncü Sinema ve Üçüncü Dünya
Sineması İstanbul :Es
Coşkun, Esin (2003) Dünya Sinemasında Akımlar, İstanbul:İzdüşüm
Çelikcan, Peyami (2005) “Avrupa Sineması ve İtalyan Yeni Gerçekçiliği” Toplumbilim
Avrupa Sineması Özel Sayısı sayı:18 Ocak 2005 İstanbul: Bağlam
Teksoy, Rekin (2005) Sinema Tarihi İstanbul: Oğlak
Sander, Oral (2001) Siyasi Tarih 1918-1994 Ankara:İmge
Page 12
12
Marmara Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Sinema Yüksek Lisans Programı
SİNEMA VE TOPLUM
YENİ GERÇEKÇİ İTALYAN SİNEMASI
AYGÜN ŞEN TELCİ