-
‹flçi-köylü’den
M‹LL‹ GÜVENL‹KSEKRETERL‹⁄‹,
YETK‹LER‹ VE ORTAYA
ÇIKARDIKLARI
Sayfa 30
SSÖÖYYLLEEfifi‹‹“Amerika
sürekli olarak‹srail’i himayeederken, Tür-kiye’yi maale-sef
amaçlar›için kullan›-yor. Amerika‹srail’e çokbüyük destek
sunmaktad›r. Bu hem ekonomik,hem siyasi ve hem de askeri
olarak.Ama Türkiye’ye yap›lan destekyok denilecek kadar azd›r.”
Sayfa 14-15
AAhhmmeett VVaarrooll
✔ ‹fiGALC‹LER KAYBEDECEK!Zafer 盤l›klar›yla girilen Irak’tan
art›k iflgalci güçlerin
korku ve yenilgi 盤l›klar› yükseliyor. ABD’li
askerlerinaileleri kayg›l› ve endifleli. Amerikan askerleri ise
art›kIrak’tan dönmek istiyor. Sald›r›lar›n yaratt›¤› korku ve
panik-le ABD kad›n, çocuk demeden katliamlar›n› artt›rarak
devamettiriyor. Katil Bush aylar önce ulusa seslenifl konuflmas›
yap-t›¤›nda tarih 1 May›s’t›. Irak’ta zaferi ilan etmiflti. 8 Eylül
ko-nuflmas›nda ise zaferin de¤il korkulu ve zor günlerin
kendile-rini bekledi¤inin ilan›n› yapt›.
✔ ‹fiGALE ORTAK OLMAYALIM!Sald›rganl›kta hergün biraz daha
yaln›zlaflan ABD, katliam
ve sald›r›lar›na ortak ar›yor. Bir dönem “siz olmadan da bizbu
ifli yapar›z” dedi¤i BM’den flimdi yard›m dileniyor. UflakTC
devleti ise emekçi halk›n çocuklar›n›n kan› üzerinde pa-zarl›k
masalar›nda diplomasi trafi¤ini artt›r›yor. IMF’den al›-nacak
parayla Irak’a gönderilecek askerin pazarl›¤› yap›l›yor.Ve bu
pazarl›¤›n ad›na da “Ulusal ç›karlar›m›z gere¤i” deniliy-or. Bizim
ulusal ç›karlar›m›z baflka bir halk›n kan›n› ak›tmak-ta de¤il
ba¤›ms›zl›k ve sosyalizm mücadelesinin yürütülmesive
büyütülmesindedir. Bu yüzden bu yalanlara inanmayal›m.Emperyalist
iflgale ortak olmayal›m.
✔YEN‹LMEZ OLAN HALKINÖRGÜTLÜ MÜCADELES‹D‹R!
Emperyalistlerin ve onlar›n yerli uflaklar›n›n en çok korktu-¤u
fley halk›n birleflik, örgütlü mücadelesidir. Onlar› nihai so-nuca
götürecek olan da bu gerçekliktir. Bu inançla ve örgütlü-lü¤ümüzden
ald›¤›m›z güçle iflgale ve her türlü sald›r›ya karfl›örgütlenelim.
Kendi gücümüze ve kitlelerin gücüne güvenerek“Emperyalizm için
dökecek kan›m›z yok” fliar›n› her yerdehayk›rarak, hakl› ve meflru
olan isyan›m›z› örgütleyelim.
Baflkan Mao’nun 110. yafl›nda Marksist-Leninist teoriyi temsil
etmenin ve yüceltmenin günümüzdeki simgesi olan
Maoizminemperyalizme karfl› bütün cephelerde ve bütün biçimlerde
yürütülen s›n›f mücadelesinde yükseklerde
dalgalanan bir bayrak haline gelmesi için “Emperyalizm ka¤›ttan
kapland›r” fliar›n› daha yüksek sesle hayk›ral›m.
““EEMMPPEERRYYAALL‹‹ZZMM KKAA⁄⁄IITTTTAANN
KKAAPPLLAANNDDIIRR””ÖÖllüümmüünnüünn 2277.. yy››ll››nnddaa
BBaaflflkkaann MMaaoo bbiirr kkeezz ddaahhaa
hhaayykk››rr››yyoorr;;
Sözde “anti-Amerikanc›” kisveyleIrak’›n iflgaline karfl› “ç›kan”
‹P, TürkOrdusunun Kuzey-Irak iflgalini en ha-raretli savunan bir
pozisyondad›r. Sos-yal flovenizm azg›n bir Türk milliyetçi-li¤iyle
‹P bünyesinde yakay› bir kez da-ha ele vermektedir. Türk
egemenlerininher zaman ifltah›n› kabartm›fl olan
Irak-Kürdistan›’n›n iflgal edilerek s›n›rlar›nadahil edilmesi,
TC’nin d›fl politikalar›n-daki temel stratejilerinden birini
olufltur-du¤u aflikard›r. Irak’a asker yollama nok-
tas›nda bu konu ABD’yle yap›lan bir pa-zarl›k konusudur.
Emperyalist efendileriy-le yapt›klar› pazarl›kta s›k s›k
Irak-Kür-distan›’n› masaya getiren TC gibi ‹P
de,Irak-Kürdistan›’n›n iflgalini savunarakgerçekte TC ile ayn›
zeminde yer almak-tad›r. Dolay›s›yla Irak iflgali noktas›nda
budurufluyla gerçekte iflgal karfl›t› olmad›¤›-n› gözler önüne
sermifltir. Her fleyden ev-vel iflgal karfl›t› olmak demek
Irak-Kür-distan›’n›n iflgaline karfl› olmaktan geçer.
Sayfa 18-19
‹‹P’‹N GERÇEK YÜZÜNÜ G‹ZLEYEM‹YOR“‹flçi” kodu ve
“anti-Amerikanc›” maske
YENİ DEMOKRASİ YOLUNDA
işçi-köylüwww.iscikoylu.org
-
Zorluklarla ve yo¤un bir emek har-canarak yarat›lan
de¤erlerimizi yoketmeye çal›flan egemen s›n›flar, haya-t›n her
alan›nda dünya halklar›na zul-metmeye devam ediyorlar. Dün
dün-yan›n birçok co¤rafyas›nda kan kusanemperyalistler bugün de
Irak’ta kandökmeyi sürdürüyor. Ezilen s›n›flar›nkendi
örgütlülüklerini yaratmalar›n›engellemek için ellerinden geleni
ya-p›yorlar. Çünkü bildikleri bir fley var;insanl›k tarihinde,
kanla-canla yarat›-lan tüm de¤erleri ancak karfl›lar›ndamuhalif
güçler olmasa yok edebile-cekler. Bu gerçekten hareketle, toplu-mun
öncü kesimlerine yönelik sald›r›-lar›na ara vermeden devam
ediyorlar.19 Aral›k 2000 tarihinde Türkiye zin-danlar›nda bulunan
devrimci ve ko-münist tutsaklar› imha amaçl› gerçek-lefltirdikleri
katliam hala haf›zalar›-m›zda canl›l›¤›n› koruyor. Bugün deIrak’ta
halk›n bilinçlenerek iflgalcilerekarfl› ayaklanmas›n› engellemek
içinemperyalistler panik halinde kendile-rince çözüm arama çabas›
içerisinde-dirler.
Tüm insani yönlerimizi yok etme-ye çal›flan bu haydutlar,
kültürümüzüyok ederek yerine burjuva yoz kültürüyerlefltirme çabas›
içerisindedir. ‹fltebu noktada tüm bu sald›r›lar karfl›s›n-da
onurlu bir durufl sergileyen, dev-rimci halk kültürünü
insanlar›m›za ta-fl›yan devrimci sanatç›lar›m›zdan sözetmemiz
gerekiyor.
Birço¤umuzun akl›na devrimci sa-natç› denince öncelikle, Y›lmaz
Gü-ney, Ahmed Arif, Hasan Hüseyin,Cigerxwun, Musa Anter, Enver
Gök-çe, Naz›m Hikmet ve ismini sayama-d›¤›m›z di¤er ozan›m›z,
flairimiz gelir.Bu devrimci sanatç›lar›m›z›n her biriyaflad›klar›
dönemde, toplumsal olay-lara, geliflmelere asla s›rtlar›n›
dönme-
mifller ve varolan mücadelelere kendialanlar›ndan katk›
sunmufllard›r. Y›l-maz Güney’in söyledi¤i flu söz an-laml›d›r;
“onurlu yaflaman›nbir tek yolu vard›r, onurluyaflamak için mücadele
et-mek ve gereken zorluklar›göze almak. Savafl› ve kay›p-lar› göze
almadan yeni bir dün-ya kurulamaz”. ‹flte bu bilincialm›fl bir halk
sanatç›s›yd› Y›l-maz Güney. Ondan ö¤renilmesigereken bir çok fley
var. O gördü-¤ü gerçekleri halka anlatmakla yü-kümlü say›yordu
kendisini. Devrimdavas›na inanm›fl, gelece¤in yarat›l-mas›n›n ancak
mücadele edilerek ba-flar›laca¤›n› ifade ediyordu.
Ülke topraklar›nda en ufak bir hakarama mücadelesini bast›ran,
devrim-ci-yurtsever sanatç›lar› hapishanelerekoyan, Kürt halk›
üzerindeki bask›lar›artt›ran, ç›kartt›¤› teslimiyet yasalar›ile bu
ulusu yok saymay› sür-düren, devrimci-komünisttutsaklar› F
tiplerindeteslim almaya çal›flan,yetmedi 12 Eylül’lebaflaramad›k la
r ›Tek Tip Elbise(TTE) zorunlulu-¤unu getirmeyeçal›flan, yerin
1,5metre alt›nda Dtipi mezarl›k hücreleri inflaa eden,dünya
co¤rafyas›nda ise, Ortado¤u’yukan gölüne çeviren, yeralt›,
yerüstükaynaklar›n› ele geçirme h›rs› ile Irakhalk›n› katleden,
Liberya’da, Afganis-tan’da, Filistin’de, Nepal’de, Hindis-tan’da ve
dünyan›n bir çok bölgesindesab›kas› bulunan egemenlere karfl›,
buzorbal›klar›n hüküm sürdü¤ü bir dün-yada devrimci sanatç›lar›m›za
da sa-hip ç›kmak oldukça önemlidir. Y›lmaz
Güney’in yaflam›ndan anlamam›z ge-reken en önemli olgu, O’nun
yaflam›-n›n bir devrim sevdal›s› oldu¤u gerçe-¤idir. O, bir
devrimciydi. Sanat›, kav-gas›, yaflam› devrimciydi, sonuna ka-dar
da devrimci kald›… En son nefe-sini verdi¤i anda bile,
«üflüyorumüzerime Komünarlar›n battaniyesi-ni örtün» demiflti.
Her türlü yozlaflman›n ve sald›r›-n›n artt›¤› bu dönemde,
gelenekselolarak düzenledi¤imiz Y›lmazGüney’i anma etkinli¤ini 6
Eylül2003 tarihinde Paris’te bulunan meza-r›n›n bafl›nda
gerçeklefltirdik. 19.ölüm y›ldönümünde gerçeklefltirdi¤i-miz ve
yaklafl›k 50 kiflinin kat›ld›¤›anma etkinli¤imiz tüm devrim
flehitle-rimiz için yap›lan sayg› durufluylabafllad›. Devam›nda
konfederasyonu-muz AT‹K ad›na yap›lan konuflmada,“Y›lmaz Güney’in
yaflam›ndan ö¤re-nilmesi gereken en önemli noktan›n,
onun yaflam›n›n bir devrim gerçekli¤ioldu¤u, iflkenceyi,
tutuklulu¤u ve ölü-mü göze alan Güney’in susturulama-yan bir ses,
bir kavga, bir kiflilik ol-
du¤u” belirtildi. Daha sonra Halk-larla Dayan›flma Derne¤i
ad›nasöz alan bir kifli “ülke topraklar›n-da ve dünya üzerindeki
halklarayönelik sald›r›lar›n bofla ç›kar›l-mas›n›n yarat›lan
de¤erlere sa-hip ç›k›larak olaca¤›n›” belirtti.Bu konuflmadan sonra
AT‹K-YDG örgütlülü¤ü ad›na yap›lankonuflmada ise, “Biz
YDG’liler
bulundu¤umuz her alanda yeni veileri ne olan varsa
sahiplenece-
¤iz. Bugünkü de¤erlerimiziyaratan devrim flehitlerini
sahiplenece¤iz, devrimcihalk kültürünü yaratmada Y›lmaz Güney’i,
Ah-med Arif’i, Naz›m Hik-met’i, Musa Anter’i vedi¤er devrimci
sanatç›lar›sahiplenece¤iz. Bu biri-kimlerden ç›kartaca¤›m›zdersler
›fl›¤›nda özgür ge-lecek mücadelemize de-vam edece¤iz.”
denildi.
Konuflmalardan sonraY›lmaz Güney’in yazd›¤›fliirlerden oluflan
bir din-leti sunuldu. Ayr›ca etkin-li¤e At›l›m okurlar› da
kat›larak destek verdiler. fiiir dinleti-sinin ard›ndan 28 Eylül
2003 tarihindeAT‹K taraf›ndan Paris’te yap›lacakolan Y›lmaz Güney’i
anma gecesindebiraraya gelme ça¤r›s› yap›larak anmaetkinli¤i
bitirildi.
Emperyalizm ve onun yerli uflakla-r›, ölülerimizin tay da¤›
kadar yüceolan, yaflamlar›nda ki güzelliklerdenkorkuyor ve bu
güzelliklere sald›r›yor.Bizlere düflen ise, o güzellikler
içeri-sindeki özgürlü¤e olan aflk› görmekve ayn› duygularla
donanarak ayn› gü-zelli¤e ulaflmakt›r.
-fian olsun ölümleri ile yaflam›yüceltenlere!
-fian olsun karanl›¤› ayd›nlatan-lara!
-fian olsun devrimci sanatç› YIL-MAZ GÜNEY’e!
Paris ‹flçi-Köylü okurlar›
221122--2255 EEyyllüüll 22000033 1177
iiflflççii--kkööyyllüü
senin sesin!
OKU-OKUT!
ABONE OL!
ABONE BUL!
ABONEL‹K fiARTLARI6 AYLIK: 10.200.0001 YILLIK: 20.400.000
NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap
numaralar›m›za yat›ra-rak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z
ya da postalay›n›z.Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.
Yurtd›fl› Hesap Numaralar›Sema GülEuro Hesab›
Ziraat Bankas› ‹stanbul Aksaray fiubesi: 0 751 00 38 65 97 00 00
009Emlak-Halk Bankas›Atatürt Bulvar› fiubesi: 00 238 041Vak›f
BankValide Sultan fiubesi: 401 20 35
ÇÇIIKK
TTII
Avrupa Birli¤i Devlet ve hükümetBaflkanlar› dönem
toplant›lar›n›n ya-p›ld›¤› Yunanistan’›n Selanik kentinde,ILPS ve
AT‹K’in düzenledi¤i kamp›nçal›flma gruplar›nda sunulan yaz›lar-dan
oluflan bu kitab›n Türkiye devrim-ci demokratik kamuoyu için
yararl›olaca¤›n› düflünüyoruz.
YYYY ›››› llll mmmm aaaa zzzz GGGG üüüü nnnn eeee yyyy PPPP aaaa
rrrr iiii ssss ’’’’ tttt eeee mmmm eeee zzzz aaaa rrrr ›››› bbbb
aaaa flflflfl ›››› nnnn dddd aaaa aaaa nnnn ›››› llll dddd ››››
-
Emperyalist iflgal alt›nda tutulanIrak’ta, iflgalciler ve
direniflci güçler aç›-s›ndan yaflanan geliflmeler, sonuçlar› veyönü
bak›m›ndan önemle üzerinde dur-mam›z› gerektiriyor. Nitekim ABD
ve‹ngiliz emperyalizminin Irak iflgalinegetirdikleri “gerekçe” ve
bulunduklar›“vaatler”in Irak halk›n›n d›fl›nda, dünyahalklar›
nezdinde de hiçbir inand›r›c›l›¤›kalmam›flt›r. Irak’taki ABD ve
‹ngilizgüçlerine yönelik gerilla tarz› sald›r›la-r›n yo¤unlaflmas›,
giderek iflgalci güçle-rin Irak’taki varl›¤›n›n dünya kamu-oyunda
daha genifl flekilde tart›fl›lmas›nayol açm›flt›r. Irak bugün ABD
ve ‹ngilizemperyalistleri ile sembolik olarakIrak’ta bulunan uflak
devletler için ba-takl›k durumundad›r. ABD emperyaliz-mi Irak
Kürdistan›’ndaki feodal afli-ret beylerinin üzerinden
sa¤lad›¤›deste¤in d›fl›nda kitlesel bir desteksa¤layamam›flt›r.
Kald› ki Irak-Kürdis-tan›’ndaki deste¤in uzun vadeli ve
kal›c›olmas›n›n da garantisi yoktur. S›cak sa-vafl ortam›nda
yaflanan olas› geliflmeler,ileride Kürtler içerisinde
anti-Amerikan-c› yap›lanmalara zemin yaratabilir. Bu-gün ABD
emperyalizmi, Kürt afliret reis-leri üzerinden sa¤lad›¤› destekle
dahiIrak’ta ihtiyaç duydu¤u istikrar› olufltur-maktan çok
uzakt›r.
Gelinen süreçte iflgale karfl› Irak hal-k›n›n direnifli baflta
ABD olmak üzereemperyalist emelleri gizleyen
maskeleridüflürmüfltür. ‹flgalin ard›nda yatan em-peryalist
ç›karlar deflifre olmufltur. Bu-günkü boyutuyla homojen bir
görüntüvermeyen silahl› direnifller, halk›n antisömürgeci
deste¤iyle birleflmifl ve Ba¤-dat’›n düflmesinden k›sa bir süre
sonraABD ve ‹ngiliz emperyalistlerine ard›arkas›na vurdu¤u
darbelerle kendi de-yimleriyle batakl›¤a dönüfltürmüfltür.Bugün ise
iflgalciler, sapland›klar› bu
batakl›ktan ç›kmak için politik manevra-lara baflvurmakta, yeni
aray›fllara yönel-mektedirler. Silahl› direnifl boyutland›k-ça da
bu gereksinimleri daha da artmak-tad›r.
“STRATEJ‹K UfiAKLIK” GERE⁄‹ “MEHMETÇ‹K”
BATAKLI⁄A SÜRÜLÜYORABD ve ‹ngiliz emperyalizminin
Irak halk›n›n direnifli karfl›s›nda düfltü¤üaçmaz ve “istikrar
aray›fl›”n›n bir so-nucu olarak Türk ordusu Irak’a gönde-rilmek
istenmektedir. Türk hakim s›n›f-lar› da Irak’a asker göndermenin
uygunsiyas› ve askeri koflullar›n› yaratmakiçin “stratejik
uflakl›k” rolü gere¤i üzeri-ne düfleni canla baflla yerine
getirmeyeçal›flmaktad›r.
ANAR’›n A¤ustos ay› içerisindeyapt›¤› araflt›rmaya göre halk›n
%64’ünün Irak’a asker göndermeye karfl›oldu¤u ülkemizde “komfludaki
yang›nakay›ts›z kalamay›z”, “Irak’›n istikrar›bizim yarar›m›za” vb.
gibi yürüttükleridezenformasyon kampanyalar›yla iflgaleortak olma
gerekçeleri s›ralanmaya, ifl-gal karfl›t› muhalefetin önü al›nmaya
ça-l›fl›l›yor. “Mehmetçi¤in” Irak’a gönde-rilmesi, devletin
zirvesinde temel gün-demdir. Ve ABD ile bu konuda gizli
aç›kpazarl›klar sürdürülmektedir. Bu do¤rul-tuda ABD’nin NATO
Avrupa KuvvetleriKomutan› James Jons’un Ankara’ya ge-lifli, TC
devletinin Irak’a gönderece¤iasker say›s›, maliyeti, komutas› ve
görevbölgesinin belirlenmesi gibi iflin teknikboyutlar›n›n
netlefltirilmesinde belirli biryol katedildi¤ini göstermektedir.
TCDevletinin asker göndermek için BMveya NATO karar› aramas›,
ABD’ninBM’den yard›m talebi istemesinin Gü-venlik Konseyi’nde
Almanya, Fransa,Suriye, Rusya engeline tak›larak yeter-siz
bulunmas›, Irak hükümetinden davet
beklentisinin Irak’›n yeni D›fliflleri Ba-kan› Hoflyar Zebari
taraf›ndan (dahasonraki aç›klamalar›nda Konseyin bütü-nünün bu
yönde düflünmedi¤ini söyle-meye çal›flarak a¤›z de¤ifltirse de)
kesinbir dille reddetmesi, Irak’taki MüttefikKuvvetler Komutan›
General RicardoSanchez’in Türk birliklerinin kendi ko-mutas›
alt›nda olmas› gerekti¤ini söyle-mesi ve görev yeri olarak TC
ordusununözellikle Ba¤dat’›n Kuzeyinden uzak tu-tulmaya
çal›fl›lmas›na karfl›n yürütülendiplomasi trafi¤inin yönü, Türk
hakims›n›flar›n›n “Mehmetçi¤i” iflgal batakl›-¤›na sürüklemedeki
kararl›l›¤›n› göster-mektedir. Asker göndermeye iliflkin,halk›n
aldat›lmas›na yönelik gösterme-lik koflullar›n öne sürülmesinin
alt›ndayatan neden ve çekincesi ise halk›n tep-kisidir. Çünkü
halk›n ezici ço¤unlu¤u-nun karfl› oldu¤u (Irak ve Türkiye’de)
ifl-galde, ABD’ye kalkan olmas› TC’ninuflakl›¤›n›n bariz göstergesi
olacakt›r.Bu nedenle Türk hakim s›n›flar› efendi-sine sundu¤u
deste¤i gerekçelendirmeihtiyac› duymaktad›r.
‹fiGAL ALTINDAK‹ B‹R HALKIN KARNAVALA
‹HT‹YACI OLAMAZDireniflin en önemli merkezlerinden
biri olan Felluce’de iflgal karfl›s›nda hal-k›n verdi¤i tepki
“Irak’a gelecek heryabanc›, iflgal kuvveti muamelesi gö-rür”
biçimindedir. Irak halk›n›n önemlibir kesimi a¤›rl›kl› olarak bu
düflünceyitafl›maktad›r. Türk hakim s›n›flar› halk›aldatmaktan öte
ABD emperyalizmininIrak’ta kendisine biçti¤i rolü çok iyi bil-di¤i
için “Irak halk›n›n Türk askerine s›-cak bakmas›n› sa¤layacak” bir
eylemplan› haz›rl›¤›nda. Türk ordusunun gö-rev alaca¤› bölgelerde
iftar çad›rlar›n›nkurulmas›, y›k›lan cami ve hasar
görmüfltürbelerin onar›lmas› ve iflgali cilalamakiçin Türk
ordusunun “öncü kuvveti” ola-rak ‹brahim Tatl›ses, Sibel Can,
HülyaAvflar vb. gibi seçme arabeskçilerinIrak’a sokulmas›n›
içeriyor. Türk hakims›n›flar›n›n kaleyi içten fethetme gelene-¤inin
bir tezahürü olan bu halk düflman›siyasetin flimdiden tutmayaca¤›
ise afli-kar. ‹flgal alt›ndaki bir halk›n karnavalaihtiyac› olamaz.
‹flgalci güçlerin takt›k-lar› maske ne olursa olsun halk›
teslimalmak isteyenlere Irak halk› gereken ya-n›t› bugüne kadar
oldu¤u gibi vermeyedevam edecektir.
K‹M‹N ÖLDÜRDÜ⁄Ü DE⁄‹LHANG‹ GEL‹fiMELERE YOL AÇACA⁄I ÖNEML‹
Di¤er yandan Ayetullah MuhammetBak›r El Hakim’in bombal› bir
sald›r›daöldürülmesi, iflgal ve direniflin gelece¤ibak›m›ndan daha
karmafl›k bir sürecinyaflanaca¤›na iflaret ediyor. Yap›lan sal-
d›r›n›n kimin taraf›ndan yap›ld›¤›ndanziyade üzerinde durulmas›
gereken nok-ta bu sald›r›n›n hangi geliflmelere yolaç-t›¤› ve hangi
güçler taraf›ndan nas›l kul-lan›ld›¤›d›r. ABD’ye yak›nl›¤›yla
bili-nen ve Irak’ta nüfusun % 60’›n› olufltu-ran fiiilerin önemli
liderlerinden biriolan El Hakim, silahl› direnifle karfl›
ç›k-mas›yla ve militan bir flekilde ABD iflga-line karfl› ç›kan
di¤er fiii lider MuktedaEl Sadr’a karfl› bir denge unsuru
olufltur-mas›yla biliniyordu. El Hakim’in öldü-rülmesiyle birlikte
ABD’ye yeni manev-ra alanlar› yaratacak bir sürecin de bafl-lang›ç
start› verilmifl oldu. Özellikle ifl-gal bafllad›ktan sonra ABD
için en kor-kulu senaryoyu oluflturan Sunnilerin ya-n›s›ra
fiiilerin de direniflteki yerini alma-s›yd›. Bugün ise El Hakim’in
öldürül-mesinden Saddam Hüseyin’in sorumluoldu¤u düflüncesi
a¤›rl›kl› olarak gün-demde tutuldu¤undan fiiilerin
direniflekat›lmalar› olas›l›¤› bir dönem için orta-dan kald›r›lm›fl
oldu. Yine Ba¤dat’takikonseyi tan›mayan, bunun Irak halk›n›temsil
etmedi¤ini söyleyen ve El Ha-kim’in konseyde yeralan kardeflini
siyo-nist, iflbirlikçi olarak niteleyen El Sadr’›da zan alt›nda
b›rakarak iflgale karfl› fiiidirenifli içerisinde kuflku ve
güvensizlikyarat›lmas› olas›l›¤› hiç de az de¤ildir.Bunun
yarataca¤› sonuçlar ise ABD aç›-s›ndan öldürülen El Hakim’in temsil
et-ti¤i fiii kesiminin iflgalci güçlere daha dayak›nlaflmas›n›
sa¤layacak ve direniflinbast›r›lmas› için elveriflli sonuçlar
do¤u-racakt›r.
‹fiGALC‹LER‹N KORKU DUYDU⁄U HALKIN TEPK‹S‹N‹
ÖRGÜTLEYEL‹MBaflta ABD emperyalizmi olmak
üzere iflbirlikçileri ve uflaklar› için fiyas-koya dönüflerek
kan kaybetmeyi sürdü-ren iflgale karfl›, Irak halk›n›n
yükselendirenifli bizlere de önemli sorumluluklaryüklemektedir.
‹flgalci güçlerin ve Türkhakim s›n›flar›n›n en büyük çekinceleri-ni
oluflturan kitlelerin tepkisini, iflgalkarfl›tl›¤›n› anti
emperyalist bilinçle ör-gütlü bir mecraya çekmek
bizlerinomuzlar›ndad›r. Türk hakim s›n›flar›n›nher türlü propaganda
mekanizmas›n›devreye sokarak kitlelerin bilincini bu-land›rma,
iflgale ortak olmak için kitledeste¤i sa¤lama çabas›; bizlere
emper-yalist sald›rganl›k ve iflgale karfl› kitlele-rin
bilinçlendirilmesi ve bu do¤rultudaörgütlenmesi görevini daha
yak›c› ola-rak göstermektedir. Bu do¤rultuda çal›fl-malar›m›z›
çeflitli propaganda ve ajitas-yon malzemelerini daha etkili bir
flekil-de kullanarak yo¤unlaflt›rmal› ve sürecibilinçli
müdahalelerle örgütleme çabas›-na h›z vermeliyiz.
1177 33 1122--2255 EEyyllüüll 22000033
‹flgale karfl› direniflin ald›¤› boyuta paralel olarak ABD
emperyalizminin 90 ülkeden asker göndermeleri için destek istemesi,
Ürdünelçili¤ine, ard›ndan ise BM (Birleflmifl Milletler) binas›na
yap›lan bombal› sald›r›larla birlikte yeni geliflmelere sahne oldu.
Direniflin ifl-galci güçlere korku vadetmesi hem Irak’ta bulunan
ABD ve ‹ngiliz askerlerinde büyük korkulara yol aç›yor, hem de
iflgale ortak olmakisteyen iflbirlikçi ve uflak devletlerin ABD’nin
asker gönderilmesi talebini yeniden gözden geçirmelerine neden
oluyor.
““KKAAHHRRAAMMAANN MMEEHHMMEETTÇÇ‹‹KK”” BBAA⁄⁄DDAATT
YYOOLLCCUUSSUU“Irak’a gelecek her yabanc›, iflgal kuvveti muamelesi
görür”
-
“Bunca görev hayk›r›yor yerine ge-tirilmek için
Ve hepsi birbirinden acil;Devam ediyor dünya yuvarlanmaya,Zaman
zorlamaya.Beklemeye gelmez onbin sene,Hükmünü geçir güne,
hükmünü
geçir her ana!” Mao ZedungBugün her fleyden önce Maoist ol-
mak, Baflkan Mao’nun fliirindeki son di-zede vurguland›¤› üzere
hükmümüzüher güne geçirmek, damgam›z› her anavurmakla gerçeklik
kazanabilir. Yaflam,s›n›f mücadelesinin f›rt›nalar› içinde, bü-yük
f›rsatlarla beraber, müdahale etmeve böylelikle
kimli¤imize/misyonumuzauygun bir durufl sergileme flans› verir-ken,
Maoizmin 21. yüzy›la 盤›r aç›c›aç›l›mlar sunan felsefesini iyi
kavramakzorunday›z.
fiunu çok iyi bilmek durumunday›zki,
Marksizm-Leninizm-Maoizm;Marks, Engels, Lenin, Stalin ve
Maoyoldafllar›n düflüncelerinin nicel bir top-lam› de¤ildir.
Bilimsel sosyalizmin sü-rekli geliflen teorisi, Marks ve
Engels’inkurdu¤u günden bugüne, s›n›f mücade-lesinin geliflmesine
paralel olarak, nitelhamlelerle bir senteze ulaflm›flt›r.
Prole-taryan›n bu büyük ö¤retmenleri, tarihinak›fl› içerisinde
s›n›f savafl›m›n›n sorun-lar›na özgünden evrensele uzanan
birperspektifle ›fl›k tutmufllar ve diyalektikmateryalist felsefi
yorumlarla komünistteoriyi gelifltirmifllerdir. Bilimsel teori-nin,
rehberlik etme misyonunu ilk an-daki canl›l›¤› ve ayd›nl›¤› ile
muhafazaedebilmesi de bu sayede mümkün ola-bilmifltir. Son zinciri
oluflturmas› ba¤la-m›nda, Mao Zedung yoldafl›n proletar-yan›n
bilimsel ideolojisine getirdi¤i kat-k›lar; günümüzde k›yas›ya süren
s›n›fs›ztoplum hedefli kavgaya net perspektiflersunan dersler ve
de¤erlerle doludur.Halk demokrasisi, ba¤›ms›zl›k ve sosya-lizm
mücadelelerinin, çok çeflitli biçim-lerle, inatla, sab›rla ve
özveriyle yürütül-dü¤ü bütün ülkeler, alanlar ve cepheler-de
kaydetti¤i aflamalar ve kazan›mlar,Maoizmin ayd›nl›k çözümlemeleri
ilede¤erlendirilmek ve daha ileriye tafl›n-mak zorundad›r.
Marksizm-Leninizm ve bilhassaMaoizm; komünist ideolojinin en
gelifl-mifl seviyesini temsil ad›na, dünyay›/ol-gular› yorumlama ve
ona yeniden biçimverme/de¤ifltirme yolunda ufkumuzu vezihnimizi
berraklaflt›ran, umudumuzu veideallerimizi güçlü k›lan muazzam
biryol göstericilik tafl›maktad›r. Marksist-Leninist teorinin
zemininde, s›n›f müca-delesinin ba¤r›nda flekillenen bu bilim-sel
düflünce sistemati¤i, insanl›¤› kurtu-lufla götürecek yolda
uluslararas› prole-
taryay› muzaffer k›lman›n anahtar› ha-line gelmifltir. Mao
Zedung yoldafl, mad-de-bilinç diyalekti¤ini, M-L felsefeyi
ge-lifltirici bir irdelemeyle sorgulam›fl, mad-denin bilinci
dönüfltürdü¤ü temel öner-mesinin, bilincin de maddeyi
dönüfltür-dü¤ü koflullar ile birlikte ele al›nmas› ge-rekti¤ine
dikkat çekmifl ve Lenin yolda-fl›n “Ne Yapmal›”daki can al›c›
belirle-mesine bütünleyici bir aç›l›m sunmufl-tur. Komünist
ideolojinin proletaryayakendili¤inden hareketin d›flar›s›ndan
ve-rilmesi gerekti¤i, siyasi mücadeleninekonomik mücadelenin önünde
olmas›meselesi, siyasi teflhir kampanyalar›n›nkitlelerin
bilinçlenmesindeki önemi buçerçevede anlam kazanmaktad›r.
Sosya-lizmde geriye dönüfl sorununun, “ide-olojik mücadelenin tayin
edici önemi”ile birlikte çözümlenmesi ve iki çizgimücadelesinin
tarihsel fonksiyonunayap›lan vurgu da bu tahlil kapsam›nda-d›r.
Mao Zedung yoldafl›n, M-L felsefe-ye, “z›tlar›n/karfl›tlar›n
birli¤i ve mü-cadelesi”ni di¤er bir deyiflle “çeliflki ya-sas›”n›
diyalekti¤in eksenine oturtarakyapt›¤› aç›mlama tarihi önemdedir.
Ha-reket ve geliflmenin, nicel birikim ve ni-tel dönüflümün,
bunlarla ba¤lant›l› flekil-de de her olgunun birbiriyle iliflkili
bu-lundu¤u gerçe¤inin kaynak ve ç›k›fl nok-tas› olarak kavranmas›
gereken “çelifl-me”; inkar›n inkar› (yads›man›n yads›-mas›)
süreciyle tez, antitez ve sentez ola-rak geliflim göstermektedir.
Bu felsefiderinlik içinde, yerli yerine sa¤l›kl› birbiçimde oturan
diyalektik materyalizmsayesinde, olaylar ve olgular net bir
bi-çimde çözümlenebilmekte, de¤iflim ad›-na iradi müdahalenin
isabetli olarak be-lirlenebilmesinin koflullar› yarat›lmakta-d›r.
Mao Zedung yoldafl›n bilimsel sos-yalist teoriye bir di¤er önemli
katk›s›,sosyalizmde s›n›f mücadelesinin sorun-lar›na iliflkin
gelifltirdi¤i tezlerle flekil-lenmifltir. Bugün baflta Rusya ve Çin
ol-mak üzere bir düzineden fazla ülkedekigeriye dönüfl olgusu,
bilimsel sosyaliz-min en ciddi sorunlar›ndan birisini, butemelde
öne ç›karm›flt›r. Emperyalistburjuvazinin ideolojik sald›r›
kampanya-s›n›n en önemli argüman›n› bu olufltur-makta, modern
revizyonizm, troçkizm,uluslararas› tasfiyecilik ve reformizm
deburadan beslenmektedir. Baflkan Mao,“üretici güçler teorisi” ve
ekonomiz-min de¤iflik türleriyle büyük bir ideolo-jik hesaplaflmaya
girerek, sosyalizm ko-flullar›nda s›n›f mücadelesinin fliddetlibir
biçimde devam etti¤ini ortaya koy-mufl ve iktidar›n kapitalist
yolcular tara-f›ndan yeniden ele geçirilmesinin çokciddi bir tehdit
oluflturdu¤unu ileri sür-
müfltür. Mücadele ve çözüm noktas›ndagelifltirdi¤i tezlerin
prati¤i “Büyük Pro-leter Kültür Devrimi” olarak
cisimlen-mektedir.
Proletarya diktatörlü¤ü alt›nda s›n›fmücadelesinin teori ve
prati¤ini gelifl-tirmek olarak özetlenebilecek BPKD;Mao Zedung
yoldafl taraf›ndan 9. PartiKongresi’ne sunulan raporda,
“Geçmifl-te, k›rsal alanlarda, fabrikalarda, kül-türel alanda
mücadele yürüttük ve sos-yalist e¤itim hareketini uygulad›k. An-cak
tüm bunlar sorunu çözmeyi bafla-ramad›, çünkü genifl kitlelerin,
karan-l›k yönlerimizi aç›kça, tepeden t›rna¤ave alttan teflhir
etmeleri için onlar›ayakland›rman›n biçimini,
metodunubulamam›flt›k. fiimdi bu biçimi bulmuflbulunuyoruz. Bu
biçim, Büyük ProleterKültür Devrimi’dir.”fleklinde tan›mlan›-yordu.
Mao Zedung yoldafl›n “kitleleriseferber etme” olarak getirdi¤i
çözüm-leme, bir yönteme iflaret ediyordu. Bu-nun yal›n ifadesi
“kolektif denetim”,bir baflka deyiflle “kitle denetimi”ydi.Baflkan
Mao, kitlelerin tüm alanlardainisiyatiflerinin yükseltilmesine
dikkatçekiyor, aksi takdirde proletarya dikta-törlü¤ünün
yitirilece¤inden, partinin,bütün sosyalist iktidar biçimlerinin
yoz-laflaca¤›ndan bahsediyordu. Nitekim bubüyük at›l›ma, bu büyük
kitle seferberli-¤ine karfl›n Çin devrimi yenilgiye u¤ra-maktan
kurtulamad›. Burada, bu at›l›m-da geç kal›nm›fl olabilece¤inden,
kimitaktiksel tercihlerdeki yanl›fllara kadarbir dizi mesele
sorgulanabilir. Ancak,geriye dönüfl sorunuyla ilgili en
ileriderslerle dolu “Büyük Proleter KültürDevrimi”nin iktidar
gasp›n› on y›l kadargeciktirdi¤i somut bir gerçeklik
olarakyaflanm›flt›r. Mao Zedung yoldafl›n ko-münist parti teorisine
katk›lar› da top-lumsal s›n›flar› ve s›n›f mücadelesini,
ir-delemesine paralel biçimde gerçeklikkazanm›flt›r. Bunun somut
ifadesi, “ikiçizgi mücadelesinin süreklili¤i” olgu-sudur. Bu, s›n›f
mücadelesinin s›n›fs›ztopluma kadar süreklili¤inin bir sonucuolarak
kavranmal›d›r. Bu gerçeklik, çe-liflki yasas›n›n proletarya partisi
özgü-lünde iflleyiflidir ayn› zamanda. Hiç flüp-hesiz, do¤ru
biçimde ele al›n›p kavran-d›¤›nda, partiyi gelifltirici ve
ilerletici birrol oynamaktad›r. Nesnel bir gerçeklikolan s›n›flar,
toplumsal iliflkiler içerisin-de bir organizma olarak var olan
prole-tarya partisinde kaç›n›lmaz biçimde uçverecekler ve
proletaryaya yabanc› olan-larla süregiden çat›flma içinde
komünistçizginin geliflip güçlenmesine hizmetedeceklerdir. Bu
sentez aksi yönde so-nuçlar do¤urdukça da mücadelede sav-rulmalar
ve geri kalmalar yaflanmakta-d›r. Komünist öncünün, s›n›f bilinçli
ifl-çinin görevi, MLM silah›yla bu sürecido¤ru ve verimli bir
biçimde yönlendir-mekten ibarettir. Bunu yok saymak ya dayok etmeye
çal›flmak her durumda olum-suz sonuçlara davetiye
ç›karmaktad›r.‹radenin, bilincin maddeyi dönüfltürme-deki rolünü
her vesileyle vurgulayanMao Zedung yoldafl; Marksizm-Leni-nizm’i
yaflayan, savaflt›ran ve ilerleyen
bir eksende tutmay› hedeflemifltir. Bukonudaki motor elbette ki
komünist par-tisidir. “Durgunlu¤a karfl› mücadeleedilmelidir;
parti, kitlelerden gelen ger-çekten ileri ve devrimci
inisiyatifleahenk içinde olmay›, bunu zincirlerin-den
bofland›rmay›, pekifltirmeyi ve bunaönderlik etmeyi hedeflemek
zorunda-d›r.” derken kast etti¤i budur.
Mao Zedung yoldafl›n, kitlelerinduygular›n›/istemlerini derinden
anla-man›n önemini her zaman vurgulam›flolmas›na ra¤men en az ayn›
oranda alt›-n› çizdi¤i bir husus da, bu “...da¤›n›k vesistemsiz
fikirleri tahlil yoluyla, yo¤un-laflt›r›lm›fl ve sistemli fikirlere
dönüfl-türmenin bundan sonra da kitleler bufikirlere sahip ç›k›p
kucaklay›nca ka-dar bu fikirlerde sebat etmenin
gerekli-li¤i”dir.
Baflkan Mao’nun komünizm bilimi-ne bir di¤er önemli katk›s› da
“savafl te-orisi” ve devrim stratejisi alan›ndad›r.Halk Savafl›
stratejisi ve onun bir biçimiolarak gerilla savafl›, salt “askeri”
aç›-dan de¤erlendirilerek önemli bir yanl›fladüflülmektedir. Oysa,
di¤er tüm konular-da oldu¤u gibi, bu mesele de M-L felse-fe
do¤rultusunda yo¤rulmufl ve proleterbir bak›fl aç›s›yla
biçimlendirilmifltir.Devrimin kitlelerin eseri oldu¤u,
savafltasilahlar›n de¤il insan faktörünün tayinedicili¤i, kendi
gücüne dayanman›nesasl›¤›, siyasetin silahlara kumandas›,silahl›
mücadelenin de¤ifltirici ve dönüfl-türücü gücü, düflman›n stratejik
zay›fl›-¤›n› taktik zay›fl›¤a çevirmenin muzaf-fer olmadaki rolü,
gibi ilke ve hususlarlaharmanlanarak gelifltirilen halk
savafl›stratejisi, bir devrim yolu olarak pra-tikte infla
edilmifltir. Bütün aflamalar›(savunma, denge, sald›r›), taktikleri,
si-lahlar›, örgütlenme ve savaflma ilkeleriile muazzam bir strateji
olarak flekille-nen halk savafl›; yar›-sömürge ve sömür-ge
ülkelerde, proletarya önderli¤indekidemokratik halk devriminin
evrenselboyuttaki kurtulufl yoludur. Özetlemeyeçal›flt›¤›m›z
katk›lar›yla bilimsel sosya-lizmi, teori-pratik diyalekti¤i
içerisin-de daha ileri bir senteze ulaflt›ran MaoZedung yoldafl›n
ünlü “emperyalistlerka¤›ttan kapland›r” benzetmesindekiesprinin,
nice örnekten sonra en sonIrak iflgal ve direnifli vesilesiyle bir
kezdaha do¤rulanmas›; “emperyalizmin ye-nilmezli¤i”, “her fleye
muktedir oldu¤u”,“devrimlerin imkans›zl›¤›” üzerine ko-par›lan
yaygaralar› bast›ran bir a¤›rl›ktafl›maktad›r. Maoizm, M-L teoriyi
tem-sil etmenin ve yüceltmenin günümüzde-ki simgesi olarak dünya
iflçi s›n›f› ve ezi-len halklar›na yol göstermeye devamediyor. Bir
dizi ülkede MLM ideolojiyirehber edinen komünist partilerin
silahl›mücadele pratikleri faflist ve gerici ikti-darlar› ciddi bir
biçimde tehdit edenaflamalar kaydediyor. Maoizmin, em-peryalizme
karfl› bütün cephelerde vebütün biçimlerle yürütülen s›n›f
mü-cadelesinde, yükseklerde dalgalananbir bayrak haline gelmesi
için; hük-mümüzü her güne, her ana geçir-meliyiz.
441122--2255 EEyyllüüll 22000033 1177
S›n›fsal Bak›flMARKS‹ZM-LEN‹N‹ZM ve B‹LHASSA MAO‹ZM!
(Aram›zdan ayr›lal› 27 y›l oldu, Baflkan Mao 110 yafl›nda)
-
1177 55 1122--2255 EEyyllüüll 22000033
Gazetemizin geçen say›s›nda yay›nlanan“S›n›f Sendikac›l›¤›
Hatt›na Karfl› TruvaAtlar› Yine Sahnede!..” bafll›kl› yaz›da da
or-taya konulmaya çal›fl›ld›¤› gibi, Devrimci De-mokratik Sendikal
hareket salt sermayeninsald›r›s›na maruz kalm›yor. Sald›r› daha
çoks›n›f hareketi içindeki sermaye uzant›lar›ndangelmektedir ve bu
nedenle Sendikal Birlik sa-dece sermayeye karfl› mücadele ile
yetinemez.Sermayeye karfl› yürütülen mücadelenin belkide birkaç kat
fazlas›n› sendikalar içinde küme-lenen iflçi s›n›f› düflmanlar›
sar› sendika baron-lar›na, alt sendika bürokratlar›na,
oportünist-revizyonist siyasi ak›mlara, kariyeristlere, s›-n›f
iflbirlikçilerine karfl› da yürütmek zorunda-d›r. Buradaki mücadele
proletarya ile bur-juvazi, devrimle karfl›-devrim
aras›ndakimücadeleden ba¤›ms›z de¤ildir.
Devrimci önderliklerin olmad›¤› sendikalalanlarda s›n›f
uzlaflmac›l›¤› boy vermektedir.Kamu Çal›flanlar› Sendikalar›n›n
durumu içlerac›s›d›r. ‹çinde devrimciler yoksa veya
etkilide¤illerse, önderlik edenler reformistler ise,duyarl›l›¤›n en
üst noktada olmas› gereken biranda bile güçleri alanlara
tafl›yamamakta vegeçmiflte sergilenen görkemli mücadele gün-leri
birer an› olarak kalmaktad›r.
Devlet ise bu güçsüzlü¤ün de verdi¤i ce-saretle en son Ankara
eyleminde oldu¤u gibiemekçilerin meflru taleplerini hayk›rmak
içingerçeklefltirdi¤i en demokratik eylemleri yine“yasad›fl›” ve
“terörist” eylemler olarak ka-muoyuna sunma gayretine girmifl ve
her butür dönemlerde oldu¤u gibi, ülkedeki genelsürecin de
etkisiyle iflçi ve emekçi kesimlerinhak alma mücadelesinin önünü
kesme giri-
flimlerine h›z vermifltir. Bunun içindir kiKESK içinde de
toparlanmaya a¤›rl›k ver-meliyiz. Var olan potansiyelimize
ulaflmal›-y›z. Buralarda da zincirin kopan halkalar›-n›
birlefltirmeliyiz.
Önümüzde yine bir kongre süreci var vebiz biliyoruz ki bilcümle
s›n›f düflmanlar› ser-maye ile kol kola girerek çeflitli entrika,
hile,dalavere çevirmelere ve çamur atmalara giri-fleceklerdir.
Ortal›¤› buland›r›p bulan›k sudabal›k avlamaya çal›flacaklard›r. Bu
onlar›n öte-den beri yapt›klar› geleneksel yaklafl›mlar›d›r.As›l
sorun Devrimci Demokratik SendikalBirlik aktivistlerinin ne
yapaca¤› sorunu-dur. Genelde tüm alanlarda ve özelde Tuz-la’da
derlenip, toparlanma, kitlemize yüzümü-zü dönme, onlarla
bütünleflme ve bizden çeflit-li nedenlerden dolay› uzak duran
potansiyeli-mizin kendi emeklerine sahip ç›kmalar›n› sa¤-lamak
olmal›d›r. Sürecin önümüze görevolarak koydu¤u fleylerin bafl›nda
kitlemiziyeniden çeperimize dahil etme, zincirin ko-pan halkalar›n›
yeniden birlefltirme çal›fl-mas›na ivme kazand›rmakt›r. Yine ev
ev,sokak sokak, fabrika fabrika dolaflmal›, kah-vehane ve
lokallerde emekçilerle bütünleflme-nin yollar›n› aramal›y›z. Bu
konuda engin de-neyimlere sahibiz. ‹flçi s›n›f›n›n nas›l
örgütlen-di¤ini, hangi zor flartlar alt›nda mevziler kaza-n›ld›¤›n›
biliyoruz.
‹çinden geçti¤imiz flu günlerde ülkedeyaprak k›p›rdamazken bu
anlay›fl›n sahipleri‹zmir-Menemen Deri Organize’de, 5 Fabrika-da
700 civar›nda iflçinin sendikalaflmas›na ön-derlik etmifllerdir ve
bu çal›flman›n devam et-ti¤i ve daha çok say›da iflçinin
sendikalaflaca-
¤› beklenmelidir.Bu süreç ayn› zamanda bölgede çok s›cak
bir iklimin yafland›¤› bir döneme denk gel-mektedir. Tüm s›cak
dönemlerde oldu¤u gibi,yine bu dönemde de devletin tüm emekçi
ke-simlere yönelik bask›lar›n›n dozu artacakt›r.Özellikle de iflçi
s›n›f›n›n hareketli oldu¤ualanlara yönelik sald›r›lar h›z›n›
art›racakt›r.Kongre dönemleri, hele de deri sektörü gibi,s›n›f›n
y›llardan beri en hareketli alanlar›ndanbirini oluflturan bir alana
yönelik sald›r›lar, enson T‹S sürecinde Tuzla-Deri-‹fl
sendikas›nave buna ba¤l› olarak da sendika yöneticilerineyafland›¤›
gibi, yine hiç kuflkusuz gündemegelecektir. Bu tür süreçler devlete
oldu¤u gi-bi, ayn› zamanda iflçi s›n›f›na yabanc›lafl-m›fl,
kendilerini tüm dünyada esen tasfiyecirüzgar›n etkisine b›rakarak,
bu rüzgardapupa yelken yol alanlar için de bir f›rsat
do-¤urmaktad›r. Bu güçlerin daha flimdidenbafllatt›klar›
sald›r›lar, kongre yaklaflt›kçadaha da artacakt›r. Bundan hiç
flüphemizyoktur. Ancak flüphemizin olmad›¤› bir fleydaha var ki, o
da s›n›f içinde umutsuzlukda¤›tan, s›n›f güçlerini bölmeye,
parçala-maya çal›flan baz› anlay›fllar›n, bu güzer-gahta yol almaya
devam ettikleri sürece, busistemin dolays›z bir parças› olacaklar›,
sis-tem içinde eriyip gidecekleridir. Tüm tasfi-yecilerin ve
tasfiyecili¤in kaç›n›lmaz sonu-dur bu ve tarih bunun örnekleriyle
dolu-dur.Tekrar önümüzdeki sürece dönecek olur-sak; herkes sürece
iliflkin muhasebesini yapa-cak ve kongreye dönük çal›flmalar›n›
sürdüre-cektir. Evrensel Gazetesi gibileri ise bu
f›rsat›“de¤erlendirerek” eteklerindeki tüm tafllar›dökecek,
karalamaya, iftiraya, yalana- dolanadayal› bir hat izleyecek ve
Devrimci Demok-ratik Sendikal Güçler taraf›ndan d›fllanm›fl
un-surlar› bir araya getirerek onlara Devrimci De-mokratik Sendikal
hatta karfl› küfürlerini ser-gileyecekleri kürsüler yaratacakt›r.
Bu anlafl›-l›r bir fleydir. Çünkü tasfiyecili¤e ve tasfiyeci-
lere iliflkin yukar›daki yaklafl›m›m›za uygunbir davran›fl
biçimidir bu. Anlafl›lmayan fleyise, baz› dostlar›m›z›n , ittifak
içinde oldu-¤umuz baz› güçlerin de ayn› koroya kat›l-ma
giriflimleridir. Hem Devrimci Demokra-tik Sendikal güçlerle
yönetimi paylaflacaks›nve hem de her türlü sorumluluktan kendini
s›-y›rarak cepheden salvo at›fllar› yapacaks›n. Bukabul edilemez,
ayr›ca do¤ru bir yaklafl›m dade¤ildir. Biz flunu iyi bilmeliyiz:
karfl› cep-hemize “Kutsal ‹ttifak” ç›kabilir. Bu müm-kündür. Biz
kendi öz gücümüze güvenmeli-yiz ve bu gücü tahkim etmenin ve daha
dagüçlendirmenin çabas› içinde olmal›y›z.Hem devletin, hem de
s›n›fa yabanc›laflm›flunsurlar›n sald›r›lar›n› ancak öz
gücümüzegüvenirsek bofla ç›karabiliriz. Bu süreci ay-n› zamanda
yeni s›n›f önderleri yaratman›n,bunlar› yetkinlefltirmenin ve s›n›f
mücadelesi-nin ön saflar›nda görev alabilecek ve bu gö-revlerin
alt›ndan kalkabilecek donan›ma sahipduruma getirmenin bir f›rsat›
olarak da de¤er-lendirmek gerekmektedir.
Sendikalarda, sendika yönetimlerindes›n›f›n ç›karlar›na s›rt
çevirmeden, kendinide¤il, s›n›f› var etmenin bilinci ve
gayretiiçinde olabilme potansiyeli tafl›yanlar› tes-pit etmek, bu
yönlü geliflme içinde olanlarüzerinde yo¤unlaflmak, bu süreçteki
görev-lerimizden olmal›d›r.
Tüm bunlar› bir bütünlük içinde de¤erlen-dirdi¤imizde DDSG’yi
önümüzdeki süreçteciddi görevlerin bekledi¤ini görebiliriz.
Hemdevletin, hem de s›n›fa yabanc›laflm›fl unsurla-r›n sald›r› ve
y›pratma çabalar› aras›nda geçe-cek gibi görünmektedir bu süreç.
Ancak herbenzer süreçlerde oldu¤u gibi, bu süreçten dealn›m›z›n
ak›yla ç›kaca¤›m›zdan zerre kadarflüphemiz yoktur, tek yapmam›z
gereken, ek-siklerimizi iyi tespit etmek, ve bu eksikleri-mizi
giderme yönünde bir an önce hareke-te geçmektir. Ve yine tekrar
etmek gerekirse,hepsinden önce de öz gücümüze güvenmek!
EEmmeekkççiinniinn GGüünnddeemmii
KEND‹ ÖZ GÜCÜMÜZE GÜVENEREK SALDIRILARI BOfiA ÇIKARALIM!
TTuuzzllaa’’ddaa ssaalldd››rr››llaarr ddeevvaamm
eeddiiyyoorr!!TEK K‹fi‹L‹K GREV VE D‹REN‹fi
Tuzla Deri Sanayi’de üretim yapanCuman Deri fabrikas› patronu,
sendikalyetkiyi ortadan kald›rmak için 14 iflçiylegörüflüp,
tazminatla iflten ayr›lmalar›n› is-tedi. Patronun bu sald›r›s›n›
kabul eden biriflyeri temsilcisi, 12 iflçiyle birlikte
tazmi-natlar›n› alarak iflten ayr›ld›lar. Böylecesendikaya karfl›
gelifltirilen sald›r› ‘baflar›y-la’ sonuçlanm›fl oldu. Bu sald›r›y›
kabul et-meyen Deri-‹fl Sendikas› Tuzla fiubeüyesi deri iflçisi,
‹lhami Çal›flkan ise tekkiflilik greve bafllad›. 28 A¤ustos 2003
tari-hinde fabrika kap›s›na “Bu iflyerinde grevvar” pankart› asan
Çal›flkan, direniflinibafllatt›. Çal›flkan direnifl
sürecindeykensendika yönetimi, ‹nan Deri iflçileri ve di-¤er
fabrikalardaki birçok iflçi taraf›ndan zi-yaret edildi.
Evrensel gazetesine demeç vererek“sendikadan korkuyoruz” diyen
CumanDeri iflyeri temsilcisi, Evrensel okuru fie-nol Ekfli,
sendikaya sald›r›s›n› pratikte deuygulam›fl oldu. Patronla anlafl›p
tazmina-t›n› alan Ekfli, patronun saflar›na geçerekgerçek kimli¤ini
de gösterdi. Sendikaya“yetkiye gerek yok” diyen Ekfli ayn› za-manda
nas›l s›n›f düflmanl›¤› yap›l›r›n“dersini”de vermifl oldu.
SEND‹KANIN YETK‹S‹ DÜfiTÜGREV ASKIYA ALINDI
‹lhami Çal›flkan grev pankart› as›l-d›ktan iki gün sonra grev
yerine gidincepankart›n indirildi¤ini gördü. fienol Ekfli,12
iflçiyi de kand›r›p sendikadan istifaedince sendikan›n yetkisi
mahkeme kara-r›yla düflürüldü. ‹flbirlikçi fienol Ekfli deböylece
neden sendikadan korktu¤unupatronun saflar›ndaki ›srar›yla
göstermifloldu.
Tuzla’da yaflanan bu geliflmeler üzeri-ne direnen deri iflçisi
‹lhami Çal›flkan’›ngörüfllerini ald›k.
-‹flten at›lman›z› ve sonras›nda yafla-nan geliflmeleri anlat›r
m›s›n›z?
-‹lhami Çal›flkan: Biz 8. ay›n 28’indesendika nezaretinde yasal
olarak grevpankart›m›z› ast›k. Sendikal› 13 arkadafl›-m›z daha
vard›. Bunlar patronun verdi¤itazminat paras›n› al›p iflten
ayr›ld›lar. Tekkabul etmeyen ben oldum. Ben bu arka-dafllara flunu
söylüyorum. Gittikleri yolyanl›fl bir yoldur. Bunlar sendikan›n
saye-sinde son model arabalar, evler ald›lar. Gi-decekleri yerde
namuslu, dürüst çal›fls›n-lar. Bu patronlar iflçilere tazminat›,
kömü-rü, ikramiyeyi kendili¤inden vermediler.Geçmiflte sendikas›z
yerlerde çal›flm›fllar.
Hiç hak almam›fllar. Burada sendika saye-sinde haklar›n›
ald›lar. Ama bunlar sendi-kaya ihanet ettiler.
Ben 23 y›ld›r onurlu ve dürüst bir fle-kilde deri sanayiinde
çal›fl›yorum. Onurlubir iflçi, iflçili¤in gerektirdi¤i flekilde
çal›-fl›r. Devaml›, saatinde iflinin bafl›nda olur.Ben buna uygun
çal›flt›m. Hiç kimse bu-nun aksini iddia edemez. Ben merak
edi-yorum, bu arkadafllar sendikas›z çal›flsa-lard›, bu patron
bunlara tazminat verirmiydi?
-Tazminat›n› alarak iflten ayr›lan iflçi-lerin içinde
“sendikadan korkuyoruz”diyerek Evrensel gazetesine demeç
vereniflyeri temsilcisi fienol Ekfli de var. Sendi-kaya sald›ran bu
flahs›n davran›fl›n› na-s›l de¤erlendiriyorsunuz?
-Temsilci arkadafla diyorum ki; bu ifl-ler öyle atmayla,
tutmayla olmuyor. Sen-dikan›n nesinden korkuyor
bilmiyorum.Sendikadan korkaca¤›na, sendikaya gelipne yap›lmas›
gerekti¤ini söylesin. Sendi-kaya hiç u¤ramadan, etmeden gidip
fabri-kadan paras›n› al›yor, sonra da çekip gidi-yor. Bunun hakl›
bir yan› yok. Bana göretemsilci, fabrikadan ayr›lan en son kifli
ol-mal›. Ama temsilci ortal›kta bile yok.
-Siz grev pankart›n›z› ast›ktan sonra
pankart›n indirildi¤ini duyduk. Bu gelifl-meleri de anlat›r
m›s›n›z?
-fiu an pankart inmifl durumda. Sendi-kam›z bunun yasal ve
hukuksal yönleriyleilgileniyor. Ben sabah grev yerine gitti-¤imde
grev pankart›n›n indirildi¤ini gör-düm. Elime 5 imzal›, ‹cra
Memurlu-¤u’ndan gelmifl bir ka¤›t verdiler. Duru-mu sendikaya
söyledim. fiimdi sendika-m›z bu durumla ilgileniyor.
-Son olarak söylemek istedikleriniznelerdir?
-Temsilcilerin duyarl›, kendi s›n›flar›-na ihanet etmeden onurlu
bir flekilde dav-ranmalar›n› istiyorum. Yani bizim fabrika-daki
gibi olmamal›. Ben kifli olarak utan-m›yorum. Çünkü ekme¤ime sahip
ç›k›yo-rum. ‹flten ayr›lan iflçi arkadafllara yinesesleniyorum.
Bizim ç›karlar›m›z ortak.Hak ald›ysak hep beraber ald›k,
beraberkazand›k. Bunlar kolay kazan›lmad›. Bu-rada da,
Kazl›çeflme’de de bir sürü grev,direnifl yaflad›k. Yani bunlar›
elimizin ter-siyle itemeyiz. Özellikle bu 13 arkadaflasöylüyorum
bunlar›. Herfleyi sendikan›nsayesinde kazand›lar. Durduklar› yeri
tes-pit edemiyorlar. Arkadafllara mesaj›m bu-dur. Teflekkür
ediyorum.
(Kartal)
-
661122--2255 EEyyllüüll 22000033 1177
TTaarr››mmddaa yy››llllaarrdd››rr yy››kk››mm
ppoolliittiikkaallaarr›› uuyygguullaann››yyoorr
Ülkemizde “Tar›m Reformu” ad›alt›nda y›llard›r uygulanan IMF ve
DBpatentli y›k›m politikalar›yla tar›m sek-törünün do¤rudan
emperyalist tekellereba¤›ml› k›l›nmas› için gerekli zemin
ha-z›rlanarak tar›msal üretim bitirilme nok-tas›na gelmifltir.
Türkiye DB ile kredi iliflkisine ilkkez 1950 y›l›nda girmifl, o
tarihten gü-nümüze 50 y›l içinde toplam 163 kredianlaflmas› gündeme
gelmifl, ortalama y›lbafl›na 3 kredi anlaflmas›ndan % 20’si ta-r›m
sektörüne ayr›lm›flt›r. Bugüne kadarDB anlaflmalar› tar›msal girdi
(gübre, zi-rai ilaç vb.) kredi ve sulama sistemlerin-de kurumsal
örgütlenmenin çözülmesinisa¤layarak; sübvansiyonlar›n
kald›r›l-mas›, kota uygulamas›, girdi fiyatlar›nayap›lan zamlarla
ülke tar›m› yok edil-meye çal›fl›lm›fl ve do¤rudan emperya-list
tekellere ba¤›ml› k›l›nmas› için ge-rekli zemin
haz›rlanm›flt›r.
IMF ve DB verilen taahhütlerle yap›-lan anlaflmalarda 1984
y›l›nda bafllat›lanözellefltirme program› kapsam›nda Ta-
r›msal Kamu ‹ktisadi Teflekkülleri(K‹T)’nin sat›fl› ilk olarak
1985 y›l›ndaSümerbank I¤d›r Pamuk Dokuma Tesi-si’nin sat›lmas› ile
bafllam›flt›r. 1985’tenbugüne kadar özellefltirilen ya da
özel-lefltirilmesi devam eden Tar›msalK‹T’ler flunlard›r:
Girdi sa¤lama ve da¤›t›m› (TZDK);Yem Sanayii (YEMSAN), Gübre
Sektö-rü (TÜGSAfi, ‹GDAfi), Süt ve SütÜrünleri Kurumu (SEK), Et ve
Et Ürün-leri (EBK), Tohumculuk Sektörü (T‹-GEM), Tütün ve Sigara
Sanayi (TE-KEL), fieker Sanayi (TfiFAfi), HububatTar›m› ve
Depolanmas› (TMO), ÇaySektörü (ÇAY-KUR), Tar›m Sat›fl
Ko-operatifleri ve Birlikleri (F‹SKOB‹R-L‹K, KARADEN‹Z B‹RL‹K,
ÇUKU-ROVA B‹RL‹K vb.) Ziraat Bankas›,Tar›m Kredi
Kooperatifleri.
Türkiye’de Tar›msal K‹T’lerin özel-lefltirilmesi, öncelikle
üretim miktar›n›azaltm›fl, üretilen ürünün de¤erini bul-mas›
engellenmifl, üretim yapamayan veüretti¤i ürünün karfl›l›¤›n›
alamayan
köylünün yoksullu¤u artm›flt›r. Üreticikarn›n› doyuramad›¤› için
köylerini ter-kederek kentlere yerleflmek zorundakalm›flt›r.
Dünya Bankas›, 1980-2000 y›llar›aras›nda dünyada kentleflme
oran› enyüksek üçüncü ülkenin Türkiye oldu-¤unu söylüyor. Bunun
anlam›1980’den bugüne kadar dünyada köy-lüsü, çiftçisi en çok
ezilen ülkelerinbafl›nda Türkiye gelmektedir.
Türkiye’de 1980 y›l›nda nüfusunun%56’s›n› oluflturan köylerdeki
nüfus,2000 y›l›nda % 35’lere düflmüfltür. Yok-sullaflan köylü büyük
flehirlere göç et-mek zorunda kalm›fl. Göç edenler kent-lerin
varofllar›na yerleflerek, ne kentline de köylü
olabilmifllerdir.
Ülkenin 81 ilinde, 883 ilçe, 75 bin’inüzerinde bucak, köy ve köy
alt› (mezravb.) yerleflim alan› vard›r. Bucak veköylerde tek
ekonomik faaliyet olantar›m, bu özelli¤i yönünden yerel ser-maye
birikiminin de en önemli araç-lar›ndand›r. Tar›m, d›fl sat›mda
önemlibir paya sahip olmas›n›n yan›nda, sana-yi sektörüne hammadde
üretmekte veayr›ca sanayi sektörü ürünlerinin de tü-keticisi
konumundad›r.
Türkiye’de mevcut destekleme poli-tikalar›ndan vazgeçilmesini
savunanIMF ve DB programlar›n›n uygulay›c›s›egemenlerin öne
sürdükleri gerekçe,bunlar›n kamu maliyesine yüksek mali-yet
getirdi¤idir. Egemenler bu sav› güç-lendirmek için abart›l›
rakamlar öne sür-mektedirler. Fakat ülkede tar›msal des-teklemenin
oran› %1-2 aras›nda, ka-mu aç›klar›n›n oran› ise %15’i aflm›fl-t›r.
2000 y›l›nda bütçe faiz ödemelerininmilli gelire oran› %15’i
geçerken, tar›-ma uygulanan destekleme ödene¤i ise%0.7’sini
oluflturmaktad›r.
2000 y›l›na kadar uygulanan mevcutdestekleme uygulamalar›n›n
yerini Do¤-rudan Gelir Deste¤i (DGD) modelineb›rakmas› 2000/267
say›l› Bakanlar Ku-rulu Karar› 14 Mart 2000 tarihli resmi
gazetede yay›nlanarak yürürlü¤e girmifl-tir.
DGD modeli tek bafl›na hiçbir ülke-de uygulanmamaktad›r.
ABD’deDGD’nin toplam destekleme içindekiönemi %10 s›n›rlar›nda
kalmakta, Pazarfiyat deste¤i %50, girdi kullan›m›na da-yal› destek
ise %10 boyutlar›ndad›r.DGD’nin uygulamas› ise üretim fazlas›olan
ürünlerde alan veya ürün kotalar›-n›n çiftçi gelirlerinde
yarataca¤› afl›nma-y› telafi etmek amaçl› olmaktad›r. Türki-ye’ye
önerilen DGD modeli ise her tür-lü üretimi ve verimlili¤i
art›racak; süb-vansiyon girdileri, krediler, fiyat deste¤ivb.den
bütünüyle vazgeçilerek, bütünbu uygulamalardan yal›t›lm›fl bir
DGDmodeli empoze edilmifltir.
DGD’nin ülkemizde tek bafl›na ta-r›msal destekleme
uygulamalar›n›kapsamas› mümkün de¤ildir. Ayr›caTürkiye nüfusunun
iflgücü istihdam›n›n%40’›n›n tar›mda topland›¤› ve kay›tsisteminin
geçerli olmad›¤› bir alandabaflar›yla uygulanma koflullar› da
bulun-mamaktad›r.
‹lk DGD uygulamalar›ndan ç›kan birbaflka gerçek ise, uygulamada
önemlibir bürokrasinin olmas›d›r. DGD’ninde sistem uygulay›c›lar›
taraf›ndan çoksürdürülmeyece¤i aç›klanmakta, ancaküreticiye aç›k
bir tarih verilmemektedir.
2003 y›l›na gelindi¤inde mevcut tümdestekleme uygulamalar›
kald›r›larak,DGD eksik ve parçal› olarak ülke gene-line yay›larak
uygulanmaya baflland›.
Tütün, flekerpancar›, f›nd›k, pamukgibi tar›msal sanayinin
hammaddesiolan ürünler ülke iç piyasas›n›n oluflumuve d›fl
sat›m›nda önemli bir paya sahip-tir. IMF ve DB’ye verilen
taahhütlerleç›kar›lan yasalarda kota uygulamas›bafllat›larak
sözleflmeli çiftçi sistemioluflturulmaya bafllanm›flt›r.
Sözleflmeliçiftçi modelinde köylüler kendi topra-¤›nda emperyalist
tekellere ve destekçi-si tefeci tüccara çal›flan tar›m iflçisi
olmayoluna gitmektedir. (Samsun)
Türkiye Ziraat Odas› Birli¤i, 2003 y›-l› pamuk primlerinin 28
cent olmas›n› is-tedi. TZOB Türkiye’de pamuk hasat dö-neminde pamuk
d›fl al›m›n›n yap›lmas›için ça¤r› yapt›. TZOB pamuk çal›fl-ma grubu
Ankara’da toplant› yap-t›. Toplant›dan sonra yap›lanaç›klamada
pamuk üretim dö-neminde yaflanan ya¤›fllar›nköylülerin zarar
görmesine,pamuk alanlar›n›n üretim d›-fl› kalmas›na ekim dönemin-de
gecikmelere neden oldu-¤u belirtildi ve uygulananyanl›fl
politikalar yüzündengünden güne pamuk üretimi-nin azald›¤›na vurgu
yap›larakpamuk prim fiyatlar›n›n 2003 y›-l›nda kilogram bafl›na en
az 28 centolmas› gerekti¤ine, aksi halde pamukithallerinin
artaca¤›na vurgu yap›ld›. Pa-muk d›fl al›m›n›n özellikle pamuk
hasat›
dönemine rastlamamas› istenirken, tar›msat›fl kooperatiflerinin
yönetiminde ger-çek üreticilerin olmas› gerekti¤i belirtildi.
Aç›klamada ayr›ca flu görüfllereyer verildi; “Hasat
döneminde
yap›lan ithal, üretimin fiya-t›n› düflürmekte, ABD ve
Yunanistan’dan ülkemi-ze ithal edilen pamuklarkarfl›s›nda
Türkiyeliüreticiler haks›z bir re-kabet ile karfl›
karfl›yakalmaktad›r. Çukobir-lik ve Tarifl, IMF politi-kalar›
etkisi ile olufltu-
rulan politikalara paralelolarak finansman güçlü-
¤ü içine girmifllerdir, tar›mürün sigortas› kanunu biran
önce ç›kar›lmal› ve prim miktar›ekimden önce
belirlenmelidir.
(Mersin)
PPaammuukkttaa hhaayyaall kk››rr››kkll››¤¤››IMF politikalar›yla
bitirilmeye çal›fl›-
lan tar›m, her geçen gün daha da kötüyegidiyor. Köylünün ekin
ekmemesi içinelinden geleni yapmaya devam edendevletin, ayçiçe¤i
fiyat›n› 460 bin li-radan göstermesi köylüyü hüsranau¤ratt›.
Ayçiçe¤inin maliyetinin500 bin oldu¤una dikkat çekenZiraat Odalar›
baflkanlar› bu du-ruma tepki gösterdi. Edirne Zi-raat Odas›
Baflkan› Cengiz Yo-rulmaz, Ayçiçe¤i fiyat›n›n enaz 700 bin lira
olmas› gerekti-¤ini belirterek “Türkiye gene-linde ayçiçe¤i
üreticisi zor du-rumdad›r. Üreticinin daha faz-la zarar görmesine
göz yuma-may›z. Hükümetin fonlar› yük-seltmesi, ihracat› durdurmas›
ve
haks›z rekabeti önlemesini istiyoruz”dedi. K›rklareli Ziraat
Odas› Baflkan›Necmi Koyuncu’nun da düflünceleri
farkl› de¤il. Yine Türkiye ZiraatOdalar› Birli¤i (TZOB) 2003
y›l› ayçiçe¤i prim fiyatlar›kg. bafl›na en az 15 cent(210 bin
lira) olmas›n›istedi. Düflük Gümrükvergileri ile ithal edi-len
ayçiçek ve ayçiçekya¤› nedeniyle üreti-cinin haks›z yere re-kabete
sürükledikleri-ne dikkat çekti.
(‹zmir)
KKööyyllüüyyee aayyççiiççee¤¤ii ddaarrbbeessii
-
Yerel kaynaklardan edindi¤imizbilgilere göre Türkiye Komünist
Par-tisi/Marksist Leninist KaradenizBölge Komutanl›¤› taraf›ndan
“Hay-vanc›l›¤›n öldürülmesine hay›r” bafl-l›kl› bildiri
da¤›t›ld›.
“Besledi¤imiz birkaç koyunla,inekle çoluk çocu¤umuza bak›yor,
ge-çinmeye çal›fl›yoruz. Fakat fakir-fuka-ran›n kan›n› emerek,
çocu¤unun r›zk›-na el koyarak yaflamaya al›flm›fl biravuç zengin,
yapt›¤›m›z hayvanc›l›¤a,üretti¤imiz süte-peynire de göz koydu.
Devlet taraf›ndan baz› emperyalistflirketlerin yarar›na
‹ngiltere’den, ‹tal-ya’dan, Hollanda’dan et-süt-yo¤urt it-hal
edilmeye baflland›. Uygulanan po-litikalarla tar›m ve
hayvanc›l›ktakendi kendine yetebilen bir ülkey-ken d›flar›ya muhtaç
hale getirildik.Bizim ürünlerimiz daha sa¤l›kl›y-ken, devlet
‹ngiltere’nin deli danal›etini, sütünü, yo¤urdunu
getiriyor.Emperyalist flirketlerin bu ürünlerinindaha rahat
sat›labilmesi için Et ve Ba-l›k Kurumu, Süt Endüstrisi Kurumu,Yem
Sanayi Türk Afi’yi emperyalizme‘özellefltirme’ ad› alt›nda peflkefl
çekti-ler. Tüccarlar›n insaf›na terk edil-dik. Aç m› kald›k?
Ürünlerimizi sata-m›yor muyuz? Bunlar›n hiçbiri hesap-lanmad›,
hesaplanm›yor ve yaflad›kla-r›m›zdan biliyoruz ki hesaplanmaya-cak.
Çünkü bu devlet köylünün, iflçinindevleti olmad› hiçbir zaman, hep
biravuç zenginin devleti oldu. HepABD’nin ve çeflitli emperyalist
devlet-lerin ufla¤› oldu, onlar›n ç›karlar›n› ko-rudu. Bu yüzden
haklar›m›za biz sahip
ç›kaca¤›z ve hayvanc›l›¤›n öldürülmekistenmesinin, bizim
çocu¤umuzla, efli-mizle açl›¤a mahkum edilmemizin he-sab›n›
sormal›y›z” fleklinde bafllayanbildiri, “Hayvanlar›m›z› yaylalara
ç›-karmam›z› engelleyemezler” bafll›¤›ile devam ediyor. Bildiride
ayr›ca “D›-flar›dan getirilen ürünlerle hayvanc›l›köldürülürken,
yem fiyatlar› da aydanaya h›zl› bir flekilde art›yor. Art›k
hay-vanlar›m›z için gerekli olan miktardayem alam›yoruz. Önceden
hayvanlar›-m›z› al›r, yaylalara, otlaklara giderdik.Hayvanlar›m›z›
fleker pancar›m›z›nyapraklar›yla, küspeyle beslerdik.fiimdi bu
olanaklar› da elimizdenal›yorlar. fieker pancar›na
getirilenkotalarla, d›flar›dan ithal edilen tatlan-d›r›c›larla,
verilen deste¤in kald›r›lma-s›yla fleker pancar› üretimini de
öldür-meye çal›fl›yorlar. Art›k bunu da kulla-nam›yoruz. Yaylalar›
Irak’taki savaflbahanesiyle, devrimciler geldi baha-nesiyle
yasakl›yorlar. Oysa ki yap›l-mak istenen emperyalist
flirketlergelip ürünlerini rahatça sats›nlar di-ye ülkemizde
hayvanc›l›¤›n, tar›m›nöldürülmeye çal›fl›lmas›d›r. Tüm bugerçekleri
görelim, bizleri kand›rmala-r›na izin vermeyelim. Yayla
yasaklar›-na karfl› ç›kal›m, çolu¤umuzun, çocu-¤umuzun r›zk›n›
haram yemeye al›fl-m›fl olan bu doymazlara yedirmeye-lim!”
deniliyor.
“Tar›mda oldu¤u gibi hayvanc›l›ktada bizim de¤il emperyalizmin
ç›karlar›korunuyor. Buna izin vermeyelim.Devletten, üreticinin
ç›karlar›n› esasalan kredilerindirme politikalar›n›n ya-
flama geçirilmesini isteyelim. Bizimüretti¤imiz et-süt-peynir
sat›n al›ns›nve bunlar›n üretimi desteklensin. Yemfiyatlar›n›n
art›fl› ile süt-peynir-et fiya-t›n›n art›fl› dengeli olsun. Yayla
yasak-lar› kald›r›ls›n. Tüm bunlar hakk›m›z-d›r, hakk›m›z› talep
edelim, hakk›m›z›
koruyal›m. ‹flçinin-köylünün iktidar›olan Demokratik Halk
‹ktidar› içinPartimiz önderli¤inde örgütlenelim,eme¤imize sahip
ç›kal›m.” denilerekdevam eden aç›klama “Kurtuluflu-muz
TKP/ML’dedir!” slogan› ile sonbuluyor. (H. Merkezi)
1177 77 1122--2255 EEyyllüüll 22000033
HHaayyvvaanncc››ll››¤¤››nn ööllddüürrüüllmmeessiinnee
kkaarrflfl›› çç››kkaall››mm“Tar›mda oldu¤u gibi hayvanc›l›kta da
bizim de¤il emperyalizmin ç›karlar› korunuyor. Buna izin ver-
meyelim. Devletten, üreticinin ç›karlar›n› esas alan
kredilendirme politikalar›n›n yaflama geçirilmesiniisteyelim. Bizim
üretti¤imiz et-süt-peynir sat›n al›ns›n ve bunlar›n üretimi
desteklensin.”
Ülkemizde egemenler taraf›ndanuygulanan IMF politikalar›yla,
tar›mdadesteklemelerin kald›r›lmas›yla, f›nd›-¤›n serbest piyasada
tüccar›n ve Fisko-
birlik’in aç›klad›¤› fiyatlarla 2003 ürü-nünü sat›n alaca¤› ve
bu y›l›n kurakgeçmesiyle rekoltenin % 60 oran›ndaazalmas› köylüleri
olumsuz yönde et-kiledi.
F›nd›k üreticileri Fiskobirlik tara-f›ndan aç›klanan 2.5 milyon
lira al›mfiyat›ndan memnun de¤il. Rekolte dü-flük oldu¤u için
köylüler, ürettiklerif›nd›¤›n paras› ile iflçi giderleri ve
ma-liyet masraflar›n› karfl›layam›yor. Zira-at Odalar› ve Muhtarlar
Derne¤i’ninbafllatt›¤› kampanyalarla f›nd›k üretici-lerini korumak
amac›yla Samsun, Or-du, Giresun gibi f›nd›k üretiminin ya-p›ld›¤›
il, ilçe ve köylere uçaklarla“F›nd›¤›n›z› g›d›m g›d›m
sat›n”,“F›nd›¤›n›z› emanete vermeyin, ve-recekseniz Fiskobirlik’e
verin” gibisloganlar›n yaz›l› oldu¤u bildirilerin
havadan da¤›t›m› yap›ld›. Fiskobirlik Genel Müdürlü¤ü, ey-
lül-ekim aylar›nda 50 bin ton f›nd›kal›m›n›n hedeflendi¤ini
aç›kland›. Fis-kobirlik Genel Müdürü Cemal Öz-türk, “Destekleme
Fiyat ‹stikrar Fo-nu’ndan 2003 ürününün al›m kampan-yas›nda
kullanmak ve geriye ödemeküzere 125 trilyon liral›k kaynak
sözüald›klar›n›” aç›klad›. Fiskobirlik’inbundan sonra özel sektör
gibi çal›flaca-¤›, ald›¤› ürünü iflleyerek sataca¤› aç›k-lamalar›
yap›ld›.
Öte yandan yap›lan mitinglerle f›n-d›k üreticisi tepkisini
gösterirken AKPhükümeti de yeni oyunlar›yla yine üre-ticiyi
kendilerine mecbur etmek içinçeflitli gerekçeler getiriyor. F›nd›k
ta-ban fiyatlar› aç›klanmazken flimdi dedestekleme al›m› yapacak
olan F›nd›k
Tar›m Sat›fl Kooperatifleri Birli¤i’nin(Fiskobirlik) al›mlar›n›
engellemeyeçal›fl›yor. Hükümet, köylülerin Bir-lik’e f›nd›k
satabilmelerini Tar›m ‹lMüdürlü¤ü’nden al›nacak “üreticibelgesi”ne
sahip olmalar› koflulunaba¤lad›. “F›nd›¤›n fiyat› piyasa
koflul-lar›nda belirlenmeli” sözleriyle de yineköylüleri tüccar›n
insaf›na b›rakt›¤›n›gösteriyor. Ordu Ziraat Odas› Baflkan›Onur
fiahin, yap›lan dayatmalara tep-ki göstererek “Bu saçmal›kt›r,
üretici-yi bo¤mak için yap›lan bir uygula-mad›r. Burada kabahat
Fiskobir-lik’in de¤il Tar›m Bakanl›¤›’n›nd›r.Bu belgeyi üreticinin
zaman›nda al-mas› için çal›flma yapmal›yd›” diyekonufltu. Yine
üreticiler toplad›klar›f›nd›klar›yla kendilerine ç›kar›lan
en-gellere öfkeli. (Samsun)
ZZiirraaaatt OOddaallaarr››nnddaann ff››nndd››kk
üürreettiicciissiinnee uuyyaarr››
-
Tunceli Barosu A¤ustos ay›nda“Tunceli’de bofl köy ve
mezralar›ndurumu, köye geri dönüflte engellerve çözüm önerileri”
ad› alt›nda bir
rapor haz›rlad›. Rapora göre Tunce-li’nin köylerinin büyük bir
bölümü1994 sonbahar›nda boflalt›lmaya bafl-lanm›fl ve devam eden
y›llarda bu uy-
gulama süreklileflmifltir. Bu uygula-maya gerekçe olarak
“terörle müca-dele” stratejileri gösterilmifltir. Özel-likle
1990’lardan sonra yo¤unlaflan‘düflük yo¤unluklu savafl’
ortam›köylerin boflalt›lmas›n›n da temel da-yana¤› olarak
gösterilmifltir” denilenraporda devletin Tunceli’de ve bölge-de
izledi¤i köy boflaltma politikas›n›nulusal ve uluslararas› insani
hukukaayk›r› oldu¤u belirtiliyor. Raporda,zorla göçettirme
s›ras›nda halk›n ya-flad›¤› zorluklar dile getirilirken
“gö-çettirme s›ras›nda kiflilerin yaflama,onur, özgürlük ve
güvenlik haklar›nasayg› gösterilmedi¤i, baz› yerleflimbölgelerinde
köylerin boflalt›lmas›n-dan sonra baz› insanlar kaybolmufltur,baz›
köylerde kötü ve onur k›r›c› dav-ran›lm›flt›r” deniyor. Yine
rapordaTunceli’deki bofl durumda olan köyler2003 A¤ustos ay›
verilerine göre be-lirtilirken, Tunceli’nin 392 köyünün101’inin
bofl oldu¤u, bu köylereba¤l› 2-5 aras›nda mezran›n bofl bu-lundu¤u
da dikkate al›nd›¤›nda or-talama 300 civar›nda mezran›n da
bofl durumda oldu¤unun alt› çizili-yor. Dolu olan köylerin
birço¤undaise 1-3 ailenin yaflad›¤› belirtilen ra-porda, bu
köylerin de bofl kabul edil-mesi gerekti¤i belirtiliyor.
Raporda köye geri dönüfllerdekiengeller ve çözüm önerileri de
sunu-lurken, devletin ve zorunlu iç göçma¤durlar›n›n aras›nda
kopukluk ol-du¤u, bu kopuklu¤un bir koordinas-yon oluflturularak
köylü, valilik ve si-vil kurumlar›n bir araya getirilmesi
is-teniyor. Raporda son olarak köye ge-ri dönüflteki kimi
uygulamalar›n sonbulmas›, kimi karakollar›n ‘güvenlik’,‘may›nlar’,
‘operasyon’ vb. gerekçe-lerinin geçersiz oldu¤u ve bu gerekçe-lerin
bertaraf edilmesi ve köye geridönüfllerin sa¤lanmas›n›n
gerekti¤ivurgulan›yor.
Bu arada yerel kaynaklardan edin-di¤imiz bilgilere göre,
askerlerin Der-sim’de yo¤un olarak operasyona bafl-lad›¤›,
özellikle Ovac›k, Hozat ve Per-tek’in köylerinde hava
karard›ktansonra köylülerin köyün d›fl›na ç›kama-d›¤› belirtiliyor.
(Malatya)
881122--2255 EEyyllüüll 22000033 1177
AAsskkeerrlleerr VVaann’’ddaa iikkii yy››llddaa 880055 aatt››
ööllddüürrddüü4 A¤ustos’ta askerler taraf›ndan
Van’›n Baflkale ilçesinin Çiçekli böl-gesinde kaçak mazot
tafl›d›klar› için75 at, yak›larak imha edilmifl; köylü-ler hakk›nda
da soruflturma aç›lm›flt›.Soruflturma aç›lan Dursun Demir veSelam
Aldemir isimli köylülere 4926say›l› kaçakç›l›k yasas›na göre
ifllemyap›larak tafl›nan her litre mazot için400 bin lira para
cezas› verildi. Köy-lüler ald›klar› para cezas›n› bir ay
içe-risinde yat›rmak zorunda. Paray› ya-t›rmad›klar› taktirde bu
kifliler hakk›n-da yasal ifllem bafllat›lacak. Köylüle-rin 50 bidon
mazot tafl›d›¤› iddia edi-lirken toplam ald›klar› para cezas› ise1
milyar 250 milyon lira. Köylülerebu ifllem yap›l›rken köylülerin
atlar›n›keyfi bir flekilde ve vahflice öldürenaskerler hakk›nda ise
hiçbir ifllem ya-p›lmad›. Köylülerin hem ekmek para-s› olan atlar›
imha edildi, hem de paracezas›na çarpt›r›ld›lar.
Bu arada son iki y›lda Baflkale’ninEsenyamaç, Mahmutabat,
Afla¤›Dikmen, Yukar› Dikmen, Aç›kal›n,Koru, Erenler ve Koçda¤›
köylerindeaskerlerin keyfi bir flekilde öldürdük-leri at ve kat›r
say›s› 805 olarak belir-lenmifl. Mahmutabat köylüleri yafla-d›klar›
sorunlar› dile getirirken “Ara-zimiz çorakt›r, herhangi bir
ürünyetifltiremiyoruz. Hayvanc›l›k dayapam›yoruz. Çünkü,
yaylalar›m›zhala yasak, hayvanlar›m›z› köy d›-
fl›na ç›karam›yoruz. Mahmutabatköyü yak›nlar›nda bir su kanal›
var,10 y›ld›r bu suyun köye getirilmesiiçin Baflkale
Kaymakaml›¤›’na bafl-vuruyoruz; ancak ilgilenen yok.Evimizin
önündeki a¤açlar dahi ku-rudu. Zaten çat›flmalar dönemindeköyün
d›fl›na ç›kmak yasak oldu¤uiçin hayvanlar›m›z telef oldu.
Ka-lanlar› ise satmak zorunda kald›k.
fiimdi ne tar›mla u¤raflabiliyoruzne de hayvanc›l›k
yapabiliyoruz,tek umudumuz mazot ticaretidir.S›n›r ticareti de
yasaklanm›fl. Biz deaç kalmamak için kaçak yollardanmazot
getiriyoruz. E¤er eskisi gibitar›m ve hayvanc›l›¤›
gelifltirseler,biz de bu iflten vazgeçeriz. Bunund›fl›nda
yapabilece¤imiz birfley yok.Ya ölümü göze alarak mazot getire-
ce¤iz ya da açl›ktan ölece¤iz” diyor-lar.
Köylülerin anlat›mlar›ndan da an-lafl›laca¤› gibi devlet
köylülerin hiçbirproblemleriyle ilgilenmedi¤i gibi,köylülerin zor
durumda kalmalar›nasebep olmufltur. Devlet köylüleri zordurumda
b›rakarak köylerini terk et-melerini istemektedir. Türkiye
Kür-distan›’nda devletin bask› ve zulmüneu¤ramayan köy yoktur.
Bölgede3000’e yak›n köy yak›lm›fl, y›k›lm›fl,köylüler zorla göç
ettirilmifltir. Tümbask›lara ra¤men köylerinde kalanlarise bu ve
buna benzer zorluklarla kar-fl› karfl›ya kalmaktad›rlar.
Yaylalaraç›karken izin, akflam hastas›n› dokto-ra götürmek için
izin, kaybolan hay-van›n› aramak için izin. K›sacas› yap-t›¤›,
etti¤i her fley için en yak›n kara-koldan izin almak zorunda. Buna
kar-fl›n köyleri yakan, y›kan, köylülere ifl-kence yapan askerler
hakk›nda hiçbirifllem yap›lm›yor.
Karakol askerleri can› isterse at öl-dürüyor, can› isterse dur
bile demedeninsan öldürebiliyor. Bugün egemen-lerin dayatmalar›
sonucu çaresizliktenmazot kaçakç›l›¤› yapmak zorundakalan
köylülerin devlete olan kini,nefreti her geçen gün artmaktad›r.
Ka-baran kin ve nefret, s›n›f bilinciyleharmanland›¤›nda devletin
üzerindebir bomba olarak patlayacakt›r.
(Malatya)
Van’›n Baflkale ilçesinin Çiçekli bölgesinde kaçak ma-zot
tafl›d›klar› gerekçesiyle atlar› öldürülen
köylülerin zararlar› tazmin edilmedi¤i gibi haklar›nda 1 milyar
250 milyonar lira para cezas› verildi.
DDeerrssiimm’’ddee 339922 kkööyyüünn,, 110011’’ii bbooflfl
dduurruummddaa
-
1177 99 1122--2255 EEyyllüüll 22000033
DEPREMZEDELER ANKARA’DA ÇADIR KURDU
17 A¤ustos depreminin üstündeny›llar geçmesine ra¤men
depremma¤durlar›n›n çilesi bitmiyor.
2 Eylül’de Ankara’da Abdi ‹pekçi
Park›’nda bir araya gelerek çad›r ku-ran depremzedeler ya¤murun
alt›nda,so¤u¤a ald›rmadan seslerini “yetkili-
lere duyurmaya” çal›fl›yor. Beraberlerinde getirdikleri nay-
lonlarla kendilerine “ev” yapan dep-remzedeler, Depremzedeler
Derne¤i
ile örgütlenerek haklar›n› almaya ça-l›fl›yorlar.
Polisin sürekli olarak rahats›z etti-
¤i, çad›r kurmalar›na dahi izin ver-medi¤i, ya¤murun alt›nda
kalan dep-remzedelerle görüflerek seslerini du-yurmay›
amaçlad›k.
Erol Zengin (DepremzedelerDerne¤i Yönetim Kurulu
Üyesi):Çal›flmalar›m›z 1 y›l önce bafllad›.Düzce’de iki deprem
yafland›. Ortahasarl› evlerde yaflayan ailelere pre-fabrik evler
verildi. Bizim problemi-miz burada yaflayanlar›n
ç›kart›lmakistenmesi ile daha da büyüdü. Görün-tü kirlili¤ine yol
açt›¤› için valilik bualanlar› boflaltmak istiyor. Biz
dep-remzedelerle bir araya gelerek heyet-ler oluflturduk. Ankara’ya
geldik. Mi-ting, oturma eylemi vs. yapt›k. Butepkilerden sonra geri
ad›m att›lar. fiuan boflaltmaya dönük çal›flmalar›n altyap›
haz›rl›klar› var. Prefabrik yan›nakal›c› konutlar yap›ld›. Yaln›z
bunla-r›n masraf› çok fazla. fiehrin d›fl›ndave ulafl›m sorunu var.
Alt yap› yok.Bunlar›n %40’› bofl. ‹nsanlar masraf-lar›n›
karfl›layam›yor. Bunlara bir çö-züm bulmak için 650 kifli ile bir
ara-ya geldik. Devletin bize yönelik hiç-bir yaklafl›m› yok. Polis
elektri¤imizikesti. Yan binadan bize elektrik verenkomflumun
elektri¤ini mühürlediler.Muflambalar›m›z›n iplerini kestiler.Bizim
gitmemizi istiyorlar ama biz
net bir cevap alana kadar gitmeyece-¤iz. Hakk›m›z olan
konutumuzu vearsam›z› istiyoruz.
Emine Sat›lm›fl (Depremzede):17 A¤ustos’u “güzel” bir flekilde
ya-flad›k. Sa¤olsun devlet uzman olma-yanlar› gönderdi. 12 Kas›m
depre-minde sekiz komflum enkaz›n alt›ndakald›. Ailemle 3.5 saat
enkaz alt›ndakald›m. Çad›rda üç ay yaflad›k. Pre-fabrikte ise iki
y›l. “Görüntüyü bo-zuyor” diyerek prefabrikleri boflaltt›-lar. Alt
yap›s› olmayan, fareli, y›lanl›bir yere yollad›lar. ‹ki y›ld›r
orada-y›z. Kal›c› konutlarda 750 milyonayak›n masraf var. 7 bin
tane ev yap›l-d›. 3 bin tanesi dolu di¤erleri bofl. Bizhakk›m›z›
alana kadar buraday›z.
Yavuz Selim (Gümüflp›nar pre-fabrik temsilcisi): Halk›
prefabrik-lerden ç›karmak istediler. Görüntüyübozuyor diye.
Yapt›klar› kal›c› konut-lar›n sa¤l›¤› ortada. Binalar dökülü-yor.
Biz kime güvenelim? DefalarcaAnkara’ya geldik ama bir sonuç
ala-mad›k. Bay›nd›rl›k bakan› bizimleköfle kapmaca oynad› ama befl
dakikaay›rmad›. Arsalar›m›z› versinler bizimece usulü evlerimizi
yapar›z.
(Ankara)
Beraberlerinde getirdikleri naylonlarla kendilerine “ev”yapan
depremzedeler, Depremzedeler Derne¤i ile örgütlenerekhaklar›n›
almaya çal›fl›yorlar.
DEVLET‹N DERS‹M’DEK‹ MEZAR FOB‹S‹
DEVAM ED‹YORDersim’de devlet taraf›ndan gerilla mezarlar›n›n
foto¤raflar› çekilerek 20 aile hakk›nda soruflturmaaç›lm›flt›.
Yine Pertek’te de PKK gerillas›yken girdi¤içat›flmada flehit düflen
bir gerillan›n mezar tafl› ve me-zar tafl› üzerinde bulunan resmi
askerler taraf›ndantahrip edilmiflti. Bu olaylar›n davalar› hala
devamederken devletin yeni yap›lan, yap›lacak olan mezarla-ra da
tahammülsüzlü¤ü devam ediyor.
Elaz›¤’da çocuklar›n›n mezar tafllar›n› yapt›ran vemezar
tafllar›n›n üzerinde “Öldüler ama yenilmedi-ler” yaz›lar›n›
yazd›ran ailelerden Ayd›n Koç, CelalGünefl ve yanlar›nda bulunan
Erkin Zengin ve mezarustalar›, mezarlar› yapmak için 31 A¤ustos
2003 günüTunceli Çemiflgezek’e ba¤l› Aktürk köyüne gittiler.
Köye gidenler ihbar üzerine jandarma taraf›ndangözalt›na
al›nd›lar. Gözalt›na al›nanlardan mezar usta-lar›, savc›l›k
taraf›ndan tutuksuz yarg›lanmak üzereserbest b›rak›l›rken, Ayd›n
Koç, Celal Günefl ile Er-kin Zengin, mezarlar› DHKP-C örgütünün
yapt›rd›¤›,örgüt propagandas› yapt›klar› gerekçesiyle tutuklana-rak
Elaz›¤’da bulunan Keban Aç›k Hapishanesi’negönderdiler.
Mezar tafllar› ise incelenmek üzere MalatyaDGM’ye gönderildi. Bu
arada, mezarlar› yap›lacakolan Hayri Koç’un 10 Ekim 1991’de,
AsumanKoç’un 3 Eylül 1994’te, Kamer Günefl’in 24 Ekim1996’da
devletin kolluk güçleriyle girdikleri çat›flma-larda flehit
düfltükleri ö¤renildi. (Malatya)
== ADANA’DA POL‹S SÜNNET DÜ⁄ÜNÜNE SALDIRDI
== ÖLÜYE P‹fiMANLIK ÇA⁄RISI== S‹‹RT’TE MAYINA BASAN 2
ÇOCUKTAN1’‹ YAfiAMINI Y‹T‹RD‹!
1987’de PKK saflar›na kat›lan 1993 y›l›nda da yaflam›n› yi-tiren
Çetin Gidici’nin Topluma Kazand›rma Yasas›’ndan ya-rarlanmas› için
Batman fiirinevler’de oturan ailesine TürkiyeCumhuriyeti imzal› bir
mektup gönderildi. Mektupta “çocu¤u-nuzun biran önce size
kavuflmas›, size sar›lmas› ve normalyaflam›na dönmesi için
elinizden gelen deste¤i verece¤inizumuduyla mutlu ve huzurlu
yar›nlar diliyoruz” deniliyor.Ç›kart›lan Topluma Kazand›rma
Yasas›’n›n istenilen ilgiliyibulamamas› sonucu bafllat›lan “ikna”
çal›flmalar› Batman’daflaflk›nl›k yaratt›. Çetin Gidici’nin
kardefli Mehmet Gidici, a¤a-beyi Çetin’in 1987’de PKK’ye
kat›ld›¤›n›, 1993’te yaflam›n›yitirdi¤ini belirterek “öldükten
sonra kazanmak isteyen birzihniyet bana tuhaf geliyor. Ayr›ca
a¤abeyim yaflasayd› dabu kampanyadan yararlanmazd›” dedi. Gidici
“Evimizegönderilen mektubu al›nca 1990 y›llardaki bask›lar›,
yaflad›¤›-m›z kötü günleri an›msad›m, köylerimiz zorla boflalt›l›p,
evle-rimiz yak›ld›, bunlardan sonra bizden neyin piflmanl›¤›n›
yafla-mam›z› istediklerini bilmiyorum” dedi. (Mersin)
Siirt-Eruh yolu üzerinde bulunanaskeri at›fl poligonunda may›na
basaniki çocuktan biri yaflam›n› yitirirken,1’i a¤›r yaral› olarak
Dicle Üniversi-tesi T›p Fakültesi Hastanesi’ne kald›-r›ld›.
Siirt’te saat 19:00 s›ralar›ndameydana gelen olayda, çobanl›k
ya-pan R.D (16) ve M.K (15) isimli ço-cuklar yol üzerinde bulunan
askeriat›fl poligonunda may›na bast›. Mey-dana gelen patlama
sonras› olay ye-rinde yaflam›n› yitiren M.K’n›n ce-nazesi Siirt
Devlet Hastanesi’neotopsi için kald›r›l›rken, a¤›r yarala-nan R.D,
Dicle Üniversitesi T›p Fa-kültesi Hastanesi’nde tedavi
alt›naal›nd›. (D‹HA)
Adana Seyhan ilçesine ba¤l› Ova mahallesinde po-lis sünnet
dü¤ününde bulunan kitleye atefl açt›. Atefl so-nucu 4 çocuk
çeflitli yerlerinden yaraland›.
Murat Erol adl› kifli çocuklar›na sünnet dü¤ünüyapt›rmak istedi
ama dü¤ün, sivil polisin müdahalesiy-le kana buland›. Olay› gören
görgü tan›klar› flunlar›söylediler;
“Murat Erol, çocuklar›n› sünnet ettirmek amac›ylafiakirpafla
Polis Karakolu’ndan izin alarak bir flölen dü-zenledi. fiölene
kat›lan yaklafl›k bin kifli taraf›ndan “Bi-ji serok Apo”, “Sa¤l›¤›
sa¤l›¤›m›zd›r” slogan› at›ld›.
Slogan at›lmas› üzerine olay yerinde bulunan 01 UF384 plakal›
sivil polis arac›, kitlenin içine girerek mü-dahale etmek istedi.
Yaflanan arbedede polis kitleninüzerine atefl açt›. Aç›lan atefl
sonucu yafllar› 11 ile 17aras› dört çocuk yaraland›”. Yaral›lar
Adana DevletHastanesi’ne kald›r›ld›.
Yaral›lardan N.E’nin (11) durumunun ciddi oldu¤ubildirildi.
Adana Devlet Hastanesi’nde bulunan sivilpolisler, bas›n› içeri
almazken ülke genelinde bas›naç›klamalar›yla bu olay protesto
edildi. (Mersin)
-
Anti-emperyalist mücadeleyi yükselt-mek amac›yla uzun bir süre
önce bafllatt›k-lar› kampanya çerçevesinde Yeni Demok-rat Gençlik,
Ba¤c›lar EMEP binas›nda biretkinlik düzenledi. Aç›l›fl
konuflmas›naBaflkan Mao’nun “Emperyalizm ka¤›ttankapland›r” sözüyle
bafllayan bir YDG’li,emperyalizme karfl› her yerde örgütlü
birduruflla mücadele etmenin ve teflhir etme-nin önemine dikkat
çekti. Devrim ve ko-münizm flehitleri için yap›lan sayg›
duruflu-nun ard›ndan; savafl›n etkileri, y›k›m, vah-flet ve
direnifl görüntülerinin yer ald›¤› diagösterimi fliirler eflli¤inde
sunuldu. Böyleetkinliklerin bütün YDG’lilere örnek olma-s› ve
ço¤alt›lmas› gerekti¤i ve anti-emperyalist mücadele-nin ancak
örgütlü mücadeleyle gelifltirilece¤inin vurgulan-d›¤› YDG
dergisinin gönderdi¤i mesaj›n ard›ndan Grup Ni-san Günefli sahne
ald›. Söylenen türküler, marfllar ve hepbirlikte çekilen halaylarla
kitle cofltu.
Etkinli¤in ikinci bölümünde “Irak’a asker gönderme”ile ilgili
bir panel yap›ld›. Panele Tohum Kültür Merkezi,‹flçi Köylü gazetesi
ve Yeni Demokrat Gençlik dergilerin-den birer konuflmac› kat›ld›.
‹lk olarak TKM’den arkadaflemperyalizmin günümüzde derin ekonomik
krizler yaflad›-¤›n›, bu krizden ç›kmak için yar› feodal, yar›
sömürge vesömürge ülkelerde bölgesel savafllar ç›kard›¤›n›, oralar›
ifl-gal ederek petrol yataklar›na sahip olmaya çal›flt›¤›n›, ve
bubölgelerde hakimiyet kurmak istedi¤ini söyledi. Sözlerini
“nas›l ki emperyalizm kendi içinde örgütlüyse dünyahalklar› da
emperyalizme karfl› birleflerek örgütlenme-lidir” fleklinde
bitirdi. ‹flçi Köylü gazetesinden arkadafl iseABD emperyalizminin
Ortado¤u’daki amaçlar›ndan, bura-ya gelifl nedenlerinden bahsederek
Irak’taki yerleflim yerle-rinde, burada yaflayan Kürt, fiii ve
Sünni nüfusun da¤›l›m›-na ve direniflin bafllad›¤› yerlere dikkat
çekti. Son olarakTürkiye’nin Irak’a asker göndermesinin nedenleri
ve so-nuçlar›ndan bahsederek sözü YDG’li arkadafla b›rakt›.YDG’li
arkadafl da genel olarak anti-emperyalist mücade-lenin
gelifltirilmesi ve örgütlenmenin zorunlulu¤undan bah-setti.
Dinleyicilerin büyük ilgi gösterdi¤i soru cevap bölü-mününde ise
gerek sorulan sorular, gerekse kendi düflünce-lerini ortaya
koymalar›, tart›flma ortam›n› daha da canlan-d›rd›. (‹stanbul)
F Tipi hapishaneleri hayata geçire-rek devrimci ve komünist
tutsaklar›teslim alaca¤›n› sanan faflist TC, 19-22 Aral›k 2000
tarihlerinde 20 hapis-haneye ayn› anda katliam amaçl› ope-rasyonlar
düzenlemifl, onlarca tutsa¤›katletmifl, yüzlercesini de
yaralam›flt›.Üzerinde en ince ayr›nt›s›na kadar ça-l›fl›larak
düzenlenen bu operasyondagörev alan jandarmalar flimdi her ne
hikmetse(!) tespit edilemiyor. Bayrampafla Hapishanesi’nde
kat-
ledilen 12 tutsa¤›n ailelerinin baflvu-rusu üzerine soruflturma
bafllatanEyüp Savc›l›¤›, 21 ayd›r katliamakat›lan güvenlik
güçlerinin isimle-rini tespit edemedi(!) Tam sekiz kezjandarmadan
isim isteyen savc›l›k,her defas›nda “belge ve bilgiye
ulafl›-lamad›¤›” yan›t›n› ald›. Yine ayn› fle-
kilde 4 devrimci tutsa¤›n katledildi¤iÜmraniye Hapishanesi’nde
de aç›lansoruflturmada Ümraniye Savc›l›¤›gerekli bilgi ve belgelere
ulaflama-d›(!) Burada üstelik valilik taraf›n-dan, operasyonda
görevli jandarmalarhakk›nda soruflturma aç›lmas›na izindahi
verilmedi. Gerekçe ise döneminValisi Erol Çak›r taraf›ndan
flikayet-lerin as›l amac› “devletin otoritesinekarfl› bir
baflkald›r› ve güvenlik güçle-rini y›pratma amac› tafl›d›¤›”
fleklindeaç›kland›.
Eyüp Savc›l›¤›’n›n bilgi istedi¤iJandarma Genel Komutanl›¤›, 21
Ma-y›s 2002’de Adalet Bakanl›¤›’na gön-derdi¤i yaz›da operasyonun
Adalet veSa¤l›k Bakanl›klar›yla koordineli birflekilde yap›ld›¤›n›
belirterek flöylediyor: “... ‹stenilen emir, cezaevi ida-resine
karfl› toplu ayaklanma suçun-dan yarg›lanan mahkumlar›n eylem-leri
ile do¤rudan iliflkisi bulunmad›-¤›ndan, yarg›laman›n esas›n›
etkile-yecek mahiyette olmad›¤› de¤erlendi-rilmektedir. Yarg›lamaya
iliflkin hangihususla ilgili bilgi istendi¤i anlafl›l-mam›flt›r.
Operasyon Adalet Bakan-l›¤› koordinasyonunda ve görev so-rumlulu¤u
prensibi içerisinde ya-
p›lm›flt›r. Bu nedenle yarg›lanma ma-kamlar›nca müdahaleye
iliflkin bilgive belge taleplerinin yarg›laman›nesaslar›n›
ilgilendirip ilgilendirmedi-¤i hususunun incelenerek, bu
taleple-rin Adalet Bakanl›¤›’nca karfl›lanma-s›n›n uygun
de¤erlendirildi¤i...”
Görüldü¤ü gibi tüm dünyan›ngözleri önünde yaflanan bu
katliamdayer alan sorumlular›n bulunup yarg›-lanmas›, bilinçli
olarak sürekli uzat›-l›p bundan önceki benzer örneklerin-de oldu¤u
gibi davan›n zaman afl›m›-na u¤rayarak katliamc›lar›n yeni
kat-liamlar›n› yapabilmelerine uygun or-tam yarat›lmaya
çal›fl›lmaktad›r. Öteyandan ayn› katliamda yaralanan di-¤er
tutsaklar ise kendi arkadafllar›n›öldürmekten yarg›lan›yorlar.
Dahaönce de Diyarbak›r Hapishanesi katli-am›nda, Ulucanlar
Hapishanesi katli-am›nda vb. di¤er katliamlarda oldu¤ugibi...
Bütün bunlar yetmiyormufl gibikatliam›n bizzat
uygulay›c›lar›ndanolan dönemin Ceza ve Tevkif EvleriGenel Müdürü
Ali Suat Ertosun dayapt›¤› katliamlardan dolay› devlettaraf›ndan
“üstün hizmet madalyas›y-la” ödüllendiriliyor. (H. Merkezi)
11001122--2255 EEyyllüüll 22000033 1177
1199 AArraall››kk kkaattlliiaammcc››llaarr›› kkaayy››pp!!
YYDDGG’’lliilleerrddeenn ““Anti-emperyalistmücadeleyi yükselt””
eettkkiinnllii¤¤ii
== KADINLAR “IRAK’A ASKERGÖNDERMEYE HAYIR” DED‹
Irak’a asker gönderilmesi çal›flmalar› birtaraftan h›zla
sürdürülürken di¤er taraftan daasker gönderilmemesi için hergün
eylemler,bas›n aç›klamalar› ve çeflitli etkinlikler yap›l›-yor.
‹zmir Kad›n Platformu üyesi bir grup ka-d›n, Irak’a asker
göderilmemesi için eski Sü-merbank önünde zincir oluflturarak
Cumhuri-yet Meydan›’na kadar “ABD askeri olmaya-ca¤›z”, “Irak’a
gitme kardefl kan› dökme”vb. sloganlarla yürüdüler. Polis kad›nlar›
mey-dana sokmad›. Bunun üzerine kad›nlar oturmaeylemi yapt›lar.
DEHAP Kad›n Kollar› üyesiP›nar Aytekin, burada bir aç›klama yapt›.
Ay-tekin dünyada ve ülkemizde kad›nlar›n süreklive kal›c› bar›fl
için çal›flt›klar›n› ve çal›flacakla-r›n› belirtti. (‹zmir)
== F T‹P‹NDE FELSEFE YASA⁄IF tipi hapishanesinde mahkumlar›n
hapis-
hane d›fl›na yaz› yollamalar› soruflturma konu-su oluyor.
Edirne F Tipi Hapishanesi’nde bulunanKenan Güngör hakk›nda
felsefe kongresindesunumunun yap›lmas› ve da¤›t›lmas› için
ha-z›rlad›¤› yaz›dan dolay› Edirne CumhuriyetSavc›l›¤› taraf›ndan
soruflturma bafllat›ld›.
Soruflturma aç›lmas›n›n ard›ndan yaz›l›aç›klama yapan Güngör’ün
avukat› Kaz›mBayraktar, soruflturman›n amac›n›n F tipi
ha-pishanelerde okuman›n, yazman›n ve araflt›r-man›n yasaklanmak
istenmesi oldu¤unu belirt-ti. Bayraktar, F tipinde 3 kitaptan fazla
bulun-durulmas›n›n güvenlik gerekçesiyle yasak ol-du¤unu
söyleyerek, felsefi çal›flmalar›n dahiengellendi¤ine dikkat çekti.
(Kartal)
-
1111 1122--2255 EEyyllüüll 220000331177
TTAAYYAADD,, hhaappiisshhaanneelleerr rraappoorruunnuu
aaçç››kkllaadd››Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yar-
d›mlaflma Derne¤i (TAYAD), taraf›n-dan aç›klanan ‘A¤ustos Ay›
Hapisha-neler Raporu’nda Türkiye’de bulu-nan hapishanelerin hemen
hemen hep-sinde ayn› sorunlar›n yafland›¤› belir-tildi.
Dernek binas›nda yap›lan aç›kla-maya tutsak yak›nlar› da
kat›ld›. Ra-poru okuyan TAYAD Baflkan› TekinTangün, hapishanelerde
kalan tutsak-lar›n yaflad›klar› sorunlar› kamuoyunaduyurmak için
bundan sonra her ay butarz raporlar haz›rlayacaklar›n› belirt-ti.
“Hapishaneler sorun kayn›yor” di-yen Tangün, haz›rlad›klar› rapora
ilifl-kin ise flu bilgileri verdi:
“Edirne F Tipi Hapishanesi’ndebulunan birçok tutuklu hayati
tehlike-si buludu¤u halde tedavi edilmemek-te. Ercan Kartal’›n da
aralar›nda bu-lundu¤u birçok tutuklu da yo¤un birtecrite maruz
b›rak›lmakta. Yaflan›lanbu uygulamalar tutuklular›n var olan
rahats›zl›klar›n›n yan›s›ra daha farkl›hastal›klara
yakalanmalar›na nedenolmaktad›r. Ayr›ca bu tutuklular vasiolmad›¤›
gerekçesiyle avukatlar›ylagörüfltürülmemektedir. Kartal ÖzelTip
Hapishanesi’ne yak›nlar›n› gör-meye giden tutuklu yak›nlar› ise
keyfiuygulamalara maruz kalmaktad›r. Bu-rada bulunan bayan
tutuklular›n hüc-releri hemen her gün “tünel var m›”bahanesiyle
aranmakta. Bak›rköyKad›n ve Çocuk Hapishanesi’nde dedi¤er
hapishanelerde yap›lan keyfi uy-gulamalara rastlanmaktad›r.
Özellikleburada bulunan çocuk yafltaki adli tu-tuklular dövülmekte
ve eflyalar›na elkonmaktad›r. Sincan F Tipi Hapisha-nesi’nde ise,
kuyuda su olmad›¤› ge-rekçesiyle 2 ayd›r tutuklu ve hüküm-lülere su
verilmemekte ayn› zamandad›flar›dan gönderilen eflyalar›na da
elkonulmaktad›r. Bu durum birçok tu-tuklunun sinir krizi
geçirmesine ve in-tihara yönelmesine neden olmaktad›r.
Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi’nde deayn› sorunlar yaflanmakla
birlikte, tu-tuklular taraf›ndan yaz›lan yaklafl›k300 mektup
Cezaevi Mektup OkumaKomisyonu taraf›ndan keyfi nedenler-le imha
edilmifltir. ‹mral› Hapishane-si’nde bulunan KADEK Genel
Baflka-
n› Abdullah Öcalan’a ise özel bir tec-ritin uyguland›¤› ve
sa¤l›k sorunlar›-n›n giderilmedi¤ini avukatlar› arac›l›-¤›yla
ö¤renmekteyiz. Bu uygulamala-r› sadece bu hapishanelerde de¤il
Tür-kiye’de bulunan bütün hapishanelerdegörmek mümkün.” (H.
Merkezi)
D‹DAR fiENSOY MEZARI BAfiINDA ANILDI
Didar fiensoy, 1 Eylül 2003 tari-hinde ‹HD ‹stanbul fiube
yöneticileri,ailesi, tutsak yak›nlar› taraf›ndan Feri-köy’deki
mezar› bafl›nda an›ld›.
1940 y›l›nda Hitler faflizminin iflga-li alt›ndaki
Yugoslavya