Finans Cafe, İstanbul Bilgi Üniversitesi 9 Aralık 2016 IFRS-9 ve İleriye Dönük Bakış: Makroekonomik Model Çerçevesi Hazırlayanlar: Dr. Ozan ÇAĞLAR, Kredi Riski Bütçe ve Raporlama Kıdemli Müdürü Eren OCAKVERDİ, Araştırma ve Analitik Danışmanı 1
Apr 15, 2017
Finans Cafe, İstanbul Bilgi Üniversitesi 9 Aralık 2016
IFRS-9 ve İleriye Dönük Bakış: Makroekonomik Model Çerçevesi
Hazırlayanlar: Dr. Ozan ÇAĞLAR, Kredi Riski Bütçe ve Raporlama Kıdemli Müdürü Eren OCAKVERDİ, Araştırma ve Analitik Danışmanı
1
Finansal İstikrar..
Bir finansal sistem, ne zaman ki bir ekonominin performansını
kolaylaştırma ve endojen ya da temelde ters ve beklenmedik
olaylardan kaynaklanan finansal dengesizliği dağıtma kapasitesine
sahip olur, o zaman bir finansal istikrar alanı içinde olur.
Finansal sistemin şok anlarında bile önemli ekonomik fonksiyonlarını
yerine getirdiği durum
IFRS-9 standardının finansal istikrar kavramını ilgilendiren amacının,
kredi riskine ilişkin yeni bir bakış açısı getirmesi olduğu söylenebilir.
Bu standart ile birlikte finansal kurumlar kredi risklerini
değerlendirirken sadece geçmiş verileri değil, gelecekte ortaya
çıkabilecek riskleri de değerlendireceklerdir.
Küresel Kriz Sonrası Dikkat Çekenler..
Finansal sistemin dengesizliklerle baş
etme gücü nasıl sağlanacaktır?
Nasıl bir sistem yapısı finansal
sistemin şoklara dayanıklılığını
arttırır?
KFK sonrası temelde iki yaklaşım ön
plana çıkmıştır, banka sermayelerinin
güçlendirilmesi ve bankaların
beklenmeyen zararlarını karşılayacak
oranda sermaye ile çalışmalarının
sağlanması, bununla beraber finansal
kurumlar tarafından kamuya açıklanan
bilgilerin niteliğinin, gerek düzenleyici
kurumların gerekse yatırımcıların
etkin kararlar almasına elverişli
olmasının sağlanması.
Finansal İstikrar Göstergesi Olmaktan Uzaklaşan Göstergeler..
Grafikler iki gerçeği göz önüne sermektedir:
Banka sermaye yeterlilik rasyoları ve
Takibe dönüşüm oranları
Finansal istikrar göstergesi olmaktan uzaklaşmıştır. Bu durumda
çalışmaların odak noktaları:
Temerrüt ve değer düşüklüğü tanımlarının gözden geçirilmesi,
Yeniden yapılandırılan krediler ile ilgili düzenlemeler,
Beklenen zararlar ile ilgili farklı yaklaşımların ortadan kaldırılması
olmuştur.
Değer Düşüklüğü, Temerrüt ve Donuk Alacaklar..
5 farklı ve yeni düzenleme:
IAS-39 değer düşüklüğüne uğramış alacaklar,
Basel II Temerrüt tanımı,
Avrupa Bankalar Birliği (EBA) Yeniden Yapılandırılan Krediler
(Forbearance) düzenlemesi
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Donuk Alacak (Non-Performing
Exposure) Tanımı
BDDK Yeni Karşılıklar Yönetmeliği
IAS-39 Değer Düşüklüğü
IAS-39 standardı her ne kadar temerrüt tanımını içermese de, değer düşüklüğüne uğramış alacaklar
için belirli kriterler belirlemiştir. IAS 39’da kredi ve diğer alacaklar için tanımlanan değer
düşüklüğü karşılıklarının iki özelliği aşağıdaki gibidir:
Değer düşüklüğü gerçekleştiği anda kayda alınır, gerçeklemesi beklenen değer düşüklüğü
zararları kayda alınmaz.
Değer düşüklüğü zararı ancak bir ya da birden fazla olaydan kaynaklanan olaylar oluştuğunda
ve bu olayları destekleyen objektif kanıtlar olduğu durumda kayda alınır.
İhraç edenin veya taahhüt edenin önemli bir finansal sıkıntı içinde olması
Sözleşmenin ihlal edilmesi, örneğin faiz veya anapara ödemelerinin yerine getirilememesi veya
ihmal edilmesi,
Borçlunun içinde bulunduğu finansal sıkıntıya ilişkin ekonomik veya yasal nedenlerden ötürü,
alacaklının, borçluya, başka koşullar altında tanımayacağı bir ayrıcalık tanıması,
Borçlunun, iflas veya başka tür bir finansal yapılandırmaya gireceği ihtimalinin yüksek olması,
Finansal zorluklar nedeniyle söz konusu finansal varlığa ilişkin aktif piyasanın ortadan
kalkması veya,
Grup içinde her bir finansal varlık itibari ile tespiti mümkün olmamakla birlikte, bir grup
finansal varlığın ilk muhasebeleştirilmelerinden itibaren anılan varlıkların gelecekteki tahmini
nakit akışlarında ölçülebilir bir azalış olduğuna işaret eden gözlemlenebilir veri bulunması.
Basel II Temerrüt Tanımı
Banka, bankanın teminatı (varsa) nakde çevirmek gibi bir işleme
başvurmaması halinde, borçlunun banka grubuna olan kredi borçlarını
ödeme olasılığının bulunmadığına kanaat getirmiştir,
Borçlunun banka grubuna olan önemli bir kredi borcunun vadesi 90 günden
fazla geçmiş ve borç ödenmemiştir.
Borçlunun ödeyememe durumunu gösteren birinci koşul ile IAS-39 da
yer alan değer düşüklüğü maddeleri yakından ilişkili olsa da, esas ayrım
Basel 2 temerrüt tanımı ile beraber getirilen 90 gün kriteridir.
EBA Donuk Alacak ve Yeniden Yapılandırma (Forbearance) Tanımları:
Yeniden yapılandırma olarak adlandırılabilecek Forbearance, esas olarak karşılaştığı
finansal güçlükler sebebi ile ödemelerinde sorun yaşayan ya da yaşaması muhtemel
olan firmalara/kişilere banka tarafından sağlanan bir imtiyaz olarak tanımlanabilir.
Bu imtiyaz, temerrüt etmiş müşterilere tanınabileceği gibi, temerrüt etmemiş
müşterilere de tanınabilir.
EBA’nın esas endişesi, forbearance kapsamında müşterilere tanınan imtiyazın,
sadece geçici finansal zorluk yaşayan firmaları tekrar borçlarını ödeyebilir duruma
getirmekten ziyade, bilançolarda sorunlu kredileri maskeleme aracı olarak
kullanılması olmuştur.
Aşağıdaki durumların gerçekleşmesi halinde kredinin yeniden yapılandırıldığı kabul edilmektedir: Kredi henüz donuk alacak olmamış, bir başka ifade ile temerrüt etmemiş ancak son
üç aylık dönem içinde ödemelerinde 30 günü aşan gecikmeler gözlenmiştir, Yeniden yapılandırma öncesinde geçen üç aylık dönemde kredinin temerrüt
olasılığında artış meydana gelmiştir, Kredi yapılandırma öncesinde yakın izleme sınıflarında takip edilmektedir.
Forbearance ve Donuk Alacak:
Temerrüt etmiş bir müşterinin herhangi bir kredisinin yeniden yapılandırılması, bu kredinin donuk alacak sınıfından çıkışı için yeterli değildir. Bu kredinin donuk alacak hesaplarından çıkartılabilmesi için, Yeniden yapılandırma sonrası en az 1 yıl süre ile donuk alacak olarak izlenmesi, Yeniden yapılandırma sonrasında canlı kredi olarak sınıflandırıldığı tarih itibari ile
anapara ve faiz ödemelerinde herhangi bir gecikme olmaması Yeniden yapılandırmaya konu edilen krediye ilişkin gecikmiş ödemelerin ve aktiften
silinmiş anapara tutarının tahsil edilmiş olması. Gelecekteki ödemelerin zamanında yapılmasına ilişkin herhangi bir şüphe
bulunmaması. gerekmektedir. Bu tip krediler aynı zamanda geniş kapsamlı ‘donuk alacak (NPE)’ olarak sınıflandırılır.
Forbearance ve Donuk Alacak:
Canlı, bir başka ifade ile temerrüt etmemiş, bir kredinin yeniden yapılandırmaya konu edilmiş olması, veya
temerrüt etmiş ve yeniden yapılandırmaya konu edilmiş bir kredinin yukarıdaki koşulları taşıması ile birlikte
donuk alacak hesaplarından çıkartılarak canlı kredi olarak sınıflanması durumlarında, bu kredinin yeniden
yapılandırma kapsamından çıkartılması için aşağıdaki koşulların gerçekleşmesi gerekmektedir:
Sınıflandırma tarihinden itibaren en az 2 yıl süre ile ikinci grup altında izlenmesi,
İzleme süresi içinde krediye ait anapara ve faiz ödemelerinin önemli bir miktarının ödenmiş olması,
İzleme süresi içinde, aynı borçluya kullandırılan herhangi bir kredinin anapara ve faiz ödemelerinde otuz
günden fazla gecikme olmaması,
İlgili finansal güçlüğün ortadan kalkmış olması.
Basel II temerrüt tanımı ile ECB tarafından yapılan ‘donuk alacak’ (NPE) tanımları
karşılaştırılınca, aşağıdaki farklılıklar göze çarpmaktadır,
ECB tarafından yapılan donuk alacak tanımına göre, donuk alacak olarak sınıflandırılan bir
müşterinin bu sınıflamaya neden olan kredisine ait olan riski toplam riskinin %20 veya daha
üstünde ise, müşterinin bankaya olan bütün kredileri donuk alacak olarak sınıflandırılır.
Yeniden yapılandırılarak canlı alacak olarak sınıflandırılan ve iki yıllık izleme süresi
içerisinde anapara ve faiz ödemesi otuz günden fazla geciken veya bu izleme süresi içinde bir
kez daha yeniden yapılandırmaya tabi tutulan krediler donuk alacak olarak sınıflandırılır.
BDDK Karşılıklar Yönetmeliği (1/5)
Bankaların yakın izleme (II. Grup) olarak sınıfladıkları kredilerde artış
yaşanacaktır, (yeniden yapılandırılan kredilerin II. Grup olarak sınıflandırılması
gereğinden dolayı)
Donuk alacak olarak sınıflandırılan kredilerin tekrar canlı alacak olarak
sınıflandırılması kriterleri ağırlaştırılmıştır,
IFRS-9’a geçmeyecek bankaların karşılık yükleri ağırlaştırılmıştır.
BDDK tarafından yayımlanan yeni karşılıklar yönetmeliği donuk alacak tanımı itibari ile
incelendiğinde, yönetmelik maddelerinin Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Avrupa Bankalar
Birliği (EBA) ve Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (IASB) tarafından yayımlanan ve
yukarıda detaylandırılan değer düşüklüğü ve temerrüt tanımlarının ikisini birden kapsadığı
ancak yeniden yapılandırma (forbearance) tanımından ayrıldığı görülecektir.
BDDK Karşılıklar Yönetmeliği (2/5)
• Eski/Yeni yönetmelik arasındaki farklar:
Temerrüt tanımı Basel II ile uyumlu:
Borçlunun bir kredisinin donuk alacak olarak sınıflandırılması halinde diğer tüm
kredilerinin de donuk alacak olarak sınıflandırılması’ kuralında tüketici kredilerine
tanınan istisna.
Donuk alacakların tekrar canlı alacak olarak sınıflandırılmasını içeren maddelerdir.
Kredinin donuk alacak grubunda sınıflandırılmasına neden olan gecikmiş ödemelerin tamamının teminatlara başvurulmadan tahsil edilmiş olması,
Yeniden sınıflandırma tarihi itibari ile ödemesi gecikmiş herhangi bir alacağının bulunmaması ve ilk maddede belirtilen ödemeler dışında, bu tarihten önceki son iki ödemenin vadesinde ve eksiksiz yapılmış olması,
Birinci veya İkinci grupta sınıflandırma koşullarını sağlamış olması
Kısmen aktiften silinen veya teminatı bankaca kredi borcuna karşılık olarak edinilen veya ayni olarak ödeme yapılan krediler canlı alacak olarak sınıflandırılamaz.
BDDK Karşılıklar Yönetmeliği (3/5)
• Yeniden Yapılandırma: – Kredi sözleşmesinin koşullarının değiştirilmesi veya,
– Kredinin kısmen veya tamamen yeniden finanse edilmesi
• Aşağıdaki durumların varlığı halinde, aksi ispatlanana kadar, kredinin yeninden
yapılandırıldığı kabul edilir:
– Kredi donuk alacak olarak izlenmemekle birlikte, yeniden yapılandırma öncesindeki üç aylık dönemde kredinin anapara ve/veya faizinin tamamen veya kısmen ödenmesinde otuz günü aşan gecikme olması veya yeniden yapılandırmanın gerçekleşmemesi durumunda ödemelerin tamamında veya bir kısmında otuz günün üzerinde gecikme olmasının muhtemel olması,
– Banka tarafından yeni bir kredi kullandırılmasıyla eş anlı veya yakın zamanlı olarak, borçlunun yeni kullandırılan bir krediyi yeniden finansman öncesindeki üç aylık dönemde anapara ve/veya faiz ödemesi otuz güne kadar gecikmiş başka bir kredisini ödemek için kullanması,
– Anapara ve/veya faiz ödemeleri otuz güne kadar gecikmiş veya sözleşme hükmünün uygulanmaması halinde ödemelerinde otuz güne kadar gecikme olması muhtemel olan borçlu bakımından, kredi sözleşmesinde yer alan ve borçluya imtiyaz tanınmasını sağlayan bir hükmün uygulanması.
BDDK Karşılıklar Yönetmeliği (4/5)
• Donuk alacak iken yeniden yapılandırılan kredilerin canlı alacak olarak
sınıflandırılması: – Borçlunun finansal durumunun değerlendirilmesi sonucunda donuk alacak olarak sınıflandırma koşullarının ortadan
kalktığının tespit edilmesi,
– Yeniden yapılandırma sonrasında en az 1 yıl süreyle donuk alacak olarak izlenmesi,
– Yeniden yapılandırma sonrasında ikinci gruba alındığı tarih itibariyle anapara ve/veya faiz ödemelerinde herhangi bir gecikme olmaması ve gelecekteki ödemelerin zamanında yapılmasına dair herhangi bir şüphe bulunmaması,
– Yeniden yapılandırmaya konu edilen krediye ilişkin gecikmiş ödemelerin ve/veya aktiften silinmiş anapara tutarlarının tahsil edilmiş olması.
• İkinci Grup altında sınıflandırılan yeniden yapılandırılmış alacakların, yeniden
yapılandırılma kapsamından çıkartılabilmesi için:
– Sınıflandırma tarihinden itibaren en az 1 yıl süre ile ikinci grup altında yeniden yapılandırılmış alacak olarak izlenmesi,
– Bir yıllık izleme süresi boyunca kalan anapara ve faiz ödemelerinin en az %10’unun ödenmiş olması,
– İzleme süresi içinde, borçluya kullandırılan herhangi bir kredinin anapara ve/veya faiz ödemelerinde otuz günden fazla gecikme olmaması,
– Yeniden yapılandırmaya neden olan finansal güçlüğün ortadan kalkmış olması
BDDK Karşılıklar Yönetmeliği (5/5)
IFRS-9 – IAS-39 Temel Farklar
IFRS-9 standardının kapsamı IAS-39 standardına göre çok daha geniştir.
IAS-39 stanadardı gerçekleşen zarar yaklaşımına dayanır, IFRS-9 standardında
ise beklenen zarar yaklaşımı geçerlidir.
IFRS-9 standardın IAS-39 standardına göre gelecek verilere daha çok ağırlık
verir, geleceğe dönük bakış açısı ile diğer standartlardan ayrılır.
IFRS-9 standardında düzenlenen ‘beklenen zarar’ karşılıkları, finansal
kuruluşların gelir tablosu hesaplarında IAS-39 standardına göre daha büyük bir
oynaklık yaratacaktır, bunun sebebi ise bu modelin ekonomik tahminleri de
içeriyor olmasıdır.
Beklenen zarar modelinin devreye girmesi ile birlikte, finansal kuruluşlarda
finans-muhasebe ve kredi risk yönetimi sistemleri arasındaki ilişki çok daha
önemli hale gelecektir. Risk modellerinde kullanılan veriler aynı zamanda
beklenen zarar hesaplamalarını da yakından ilgilendirecek, ve bu veriler finansal
kuruluşların finansal tabloları üzerinde de önemli etkiler doğuracaktır.
IFRS-9 Beklenen Zarar Modeli..
IFRS-9, IAS-39 standardından
farklı olarak beklenen zarar
yaklaşımına dayanır. Kredinin
verildiği tarihe göre kredi riskinde
önemli derecede artış yaşanan
krediler ve diğer alacaklar 2. sınıf
altında sınıflandırılır ve kredinin
vadesi boyunca hesaplanacak olan
temerrüt olasılığı modeli
kullanılarak hesaplamalar yapılır.
Temerrüt olasılıkları
karşılaştırılırken, kredi vadeleri
de dikkate alınmalıdır. Normal
koşullarda kredi vadesi
azaldıkça kredinin temerrüt
olasılığının azalması beklenir.
IFRS-9 Sınıflar Arası Geçiş Gereklilikleri
IFRS-9 Finansal Araçlar: Kredi Riskinde Önemli Derece
Artış Meydana Gelmesi:
5.5.9- Kuruluşlar, herhangi bir finansal aracın kredi
riskinde artış olup olmadığını değerlendirirken,
ellerinde bulunan makul ve desteklenebilen geçmiş
verileri, o anki koşulları ve makroekonomik tahminleri
kullanmak zorundadırlar.
2 Kriter
Sayısal Kriterler
(İleriye dönük beklentileri içeren temerrüt
olasılığında, kredinin kullandırıldığı ana
göre meydana gelen bozulmalar)
Sayısal Olmayan Kriterler
(Örneğin müşterinin gecikme gün sayısının 30 günü
geöip geçmediği, ya da yeniden yapılandırma
kapsamında olup olmadığı)
Transfer
Kriterleri
Sayısal
Olmayan
Bilgiye İhtiyaç
Modelin
Karmaşıklık
Düzeyi
IRB MODELİ
OLANLAR
IRB MODELİ
OLMAYANLAR
Düşük
Orta
Yüksek Düşük
Orta
Yüksek
Sınıflar Arası Geçişler..
Müşterinin dış derecelendirme derecesinde önemli derecede bozulma olmasının beklenmesi
İlgili finansal aracın fiyatının, benzer finansal araçlara göre önemli ölçüde bozulması,
Müşterinin içsel derecelendirme sistemine göre hesaplanan temerrüt olasılığında bozulma olmasının beklenmesi,
Müşterinin faaliyet gösterdiği çevredeki ekonomik ve finansal koşullarda bozulma görülmesi ya da bozulma beklentisi,
Müşterinin finansal durumunda olumsuz gelişmelerin olmasının beklenmesi.( Örneğin gelirlerinde gerçekleşen ya da beklenen gerileme, çalışma sermayesi açıkları, likidite problemleri)
Beklenen Zarar Hesaplaması
Hesaplama sırasında kullanılacak Temerrüt Olasılıklarının TTC değil PIT Temerrüt Olasılığı olması gerekir
Sermaye Yeterliliği Etkisi.. Hangi Yöntem Kullanılıyor?
Değer Düşüklüğü, Temerrüt ve Donuk Alacaklar..
5 farklı ve yeni düzenleme:
IAS-39 değer düşüklüğüne uğramış alacaklar,
Basel II Temerrüt tanımı,
Avrupa Bankalar Birliği (EBA) Yeniden Yapılandırılan Krediler
(Forbearance) düzenlemesi
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Donuk Alacak (Non-Performing
Exposure) Tanımı
BDDK Yeni Karşılıklar Yönetmeliği
Makrekonomik modelleme bakış açısı
Hatırlatma ve uyarılar
• Zaman boyutu içeren makroekonomik modellerde; durağanlık, değişen varyans, uç gözlem, yapısal kırılma vb. olgulara mutlaka gereken önemin verilmesi gerekmektedir.
• Tahmin edilen parametrelerin istikrarsızlığı veya yanlış model kalıbı öngörü performansı açısından olumsuz etkiye sahiptir.
• İstatistiki açıdan anlamlı olmayan değişkenler önemsiz olarak sınıflandırılamayacağı gibi, tersi de her zaman geçerli değildir.
• Herhangi bir modelin açıklayıcılığının yüksek olması, her zaman iyi bir öngörü performansını garanti etmez.
• Her tahminin mutlaka bir hata payı vardır.
-12
-8
-4
0
4
8
55 60 65 70 75 80 85 90 95 00 05 10 15
Çevrim (uzun dönemli egilimden sapma)
Büyüme (ortalamaya göre düzeltilmis)
Iktisadi çevrim gözlenemeyen bir bilesen olup, tahmin
edilmesi güçtür. Bunun yerine GSYH büyümesi kullanilabilir
ve modellerde olabildigince yer almasinda da fayda vardir.
İktisadi çevrim ve büyüme
5
6
7
8
9
10
11
05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16
Birikimli nominal GSYH'ye oranla (%)
Toplam kredilerin seyri
2
3
4
5
6
7
.20
.24
.28
.32
.36
.40
05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16
Toplam Nakit Kredilere oranla (%)
Birikimli Nominal GSYH'ye oranla (%)
Takipteki alacakların oranı
-30
-20
-10
0
10
20
30
40
-8
-6
-4
-2
0
2
4
6
05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17
Dolar (yillik % degisim)
Enflasyon (yillik % degisim)
Faiz (2Y gösterge, yillik fark, %)
Büyüme (sanayi üretimi, yillik % degisim)
Takipteki Alacaklarin Orani (yillik fark, %, sag eksen)
Seçilmiş makroekonomik göstergeler (Aylık)
-30
-20
-10
0
10
20
30
40
-8
-6
-4
-2
0
2
4
6
05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17
Dolar (yillik % degisim)
Enflasyon (yillik % degisim)
Faiz (2Y, göstege, yillik fark, %)
Büyüme (reel GSYH, yillik % degisim)
Takipteki Alacaklarin Orani (yillik fark, %, sag eksen)
Az sayida, düsük frekansli ve en temel iktisadi göstergeler tercih edilebilir
Seçilmiş makroekonomik göstergeler (Üç aylık)
2.0
2.5
3.0
3.5
4.0
4.5
5.0
5.5
6.0
2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014
Gerçeklesen
OLS modeli - gecmis (rmse=0,444)
OLS modeli - gecmis + büyüme (rmse=0,259)
OLS modeli - gecmis + büyüme + kur (rmse=0,198)
Markov modeli - gecmis + büyüme + kur (rmse=0,234)
Modelleme (tahmin dönemi: 2006D1-2014D4)
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
I II III IV I II III IV I II III IV I II III IV I II
2012 2013 2014 2015 2016
Gerçekleşen
OLS modeli - gecmis (rmse=0,300)
OLS modeli - gecmis + büyüme (rmse=0,347)
OLS modeli - gecmis + büyüme + kur (rmse=0,095)
Markov modeli - gecmis + büyüme + kur (rmse=0,074)
Dinamik öngörü (test dönemi: 2015D1-2016D2)
1
2
3
4
5
6
I II III IV I II III IV I II III IV I II III IV I II III IV I II III IV
2012 2013 2014 2015 2016 2017
Gerçeklesme
Tahmin
%95 Güven araligi
%70 Güven araligi
%30 Güven araligi
Yalin Ardisik Baglanim Modeli - AR(1)
İleriye bakış (öngörü dönemi: 2016D4-2017D4)
1
2
3
4
5
6
I II III IV I II III IV I II III IV I II III IV I II III IV I II III IV
2012 2013 2014 2015 2016 2017
Gerceklesme
Tahmin_AR
Tahmin_ARX
%95 güven araligi_AR
%95 güven araligi_ARX
Makroekonomik faktörlerin öngörüye etkisi
Sonuç ve tartışma
• Teorik olarak makroekonomik çevredeki değişimlerin bankaların performansı üzerinde etkisi olması beklenir.
• Ancak, aktarım mekanizmasının karmaşık olduğu durumlarda bu ilişkinin basit davranışsal denklemler ile ifade edilmesi güçtür.
• Mekanizma yalın olsa bile, eldeki veri kümesi makro ve mikro yapılar arasında geçerli bir ilişki kurmak için elverişsiz olabilir.
• Özellikle ankete dayalı makroekonomik göstergelerin yüksek oranda ölçme hatası içerdiğini dikkate almak gerekir.
• Ölçme hatası haricinde de makroekonomik göstergelerin sahip olduğu yüksek oynaklık modellemeyi zorlaştırmaktadır.
Sonuç ve tartışma (devam)
• Gözlem sayısının yetersiz olması, değişkenler arasında geçerli ve güvenilir uzun dönemli ilişkiler bulmaya izin vermemektedir.
• Uzun dönemli tahmin yapabilmek için «yeterli» sayıda düşük frekanslı verilere (üç aylık, yıllık) ihtiyaç vardır.
• Seçilen göstergeler ve/veya bunlar üzerinde uygulanan dönüşümler farklı çıkarımlara yol açabilmektedir.
• Genelleme yapabilmek için öncelikle tutarlı sonuçlara ulaşmak gerekmektedir.
• Bu nedenle, ampirik bulgularla da desteklenen teorik bir çerçeve iyi bir başlangıç olacaktır.
Tavsiye edilen okumalar
• Vuslat Us, (2016). «A Dynamic Approach to Analyzing the Effect of the Global Crisis on Non-performing Loans: Evidence from the Turkish Banking Sector» CBRT Working Paper Series, No: 16/12, April 2016.
• Önder, S., Damar, B. And Hekimoğlu A. A. (2016). «Macro Stress Testing and an Application on Turkish Banking Sector» Procedia Economics and Finance, vol. 38, pp. 17-37.
• Çağlar, O., Ocakverdi, E. (2016). «IFRS-9 ve Makroekonomik Değişkenler». https://drive.google.com/file/d/0B6WLA9coh5VUbXRicnFHcUg4dzA/view
• Eren Ocakverdi (2016). «Makroekonomik Değişkenlerin Risk Değerlendirmesine Dahil Edilmesindeki Zorluklar». https://www.linkedin.com/pulse/makroekonomik-etmenlerin-risk-de%C4%9Ferlendirmesine-dahil-eren-ocakverdi