12 Mart’ta Gazi’de Olmayanlar›n, Kontrgerillaya, Darbelere Karfl› Olduklar› BÜYÜK B‹R YALANDIR! Milyarder say›s› 28’e, Yoksullar›n Say›s› 40 Milyona Ç›kt›! AKP, Gazi Katliam›’n›n Ayd›nlat›ld›¤›n› ‹ddia Etmiflti! Katiller Nerede? AKP; Yoksulu daha y yoksul, zengini daha z zengin yapt›! ‹yi tan›y›n bu asalaklar› ‹yi tan›y›n bu asalaklar› ve asalaklar›n iktidar›n›! ve asalaklar›n iktidar›n›! Kan›m›z› e emen 1 100 A Asala¤›n t toplam serveti g geçen y y›l y yüzde 5 55 a artt›! Hani Katliam Emrini Verenler Nerede? www.yuruyus.com [email protected]ISSN 13005 - 7944 www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 210 7 Mart 2010 Fiyat›: 1 TL (kdv dahil) [email protected]
54
Embed
i n Katiller Nerede? a Katliam Emrini Verenler Nerede?yuruyus.biz/pdf/pdf/210.pdf12 Mart’ta Gazi’de Olmayanlar›n, Kontrgerillaya, Milyarder say›s› 28’e, Darbelere Karfl›
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Oligarflinin mahkemelerinde Gazihalk›na adalet yok! Katliam›n gerçek so-rumlular› hakk›nda soruflturma bile aç›l-mad›. Gazi halk›n›n ›srarl› mücadelesisonucu aç›lan göstermelik dava sonu-cunda, iki katile göstermelik cezalar
HHaallkk››mm››zz!!AKP iktidar›, Gazi Katliam›’n› ay-
d›nlatt›¤›n› söylüyordu bir süre önce.AKP iktidar› her konuda oldu¤u gibi bukonuda da riyakard›r: Halk›n ac›lar›n›,adalet özlemini oligarfli içi çat›flmadakendi iktidar›n› güçlendirmek için kul-lan›yor.
AKP, Gazi ve di¤er katliamlar› ay-d›nlatamaz.
HHaallkk››mm››zz!! Bu sistem halk›n düflman›d›r. 15 y›l
önce Gazi Katliam›’yla halk› sindirmek,devrimcileri yok etmek istemifllerdi. 15y›ld›r halka sald›r›lar› hiç durmad›. Ma-hallelerimizde katliamlarla, gözalt›larla,faflist terörle sindiremedikleri halk› bu-gün uyuflturucu, fuhufl, h›rs›zl›k, yozlafl-ma gibi çok daha sinsice politikalarla ör-gütsüzlefltirmek ve etkisizlefltirmek isti-
Gazi direnifli, sadece Gazi halk›-n›n direnifli de¤ildir. Gazi senin dire-niflindir. Gazi flehitleri senin flehitle-rindir. Gazi katliam›n›n 15. y›l›nda;
ADALET ‹Ç‹N, KAT‹LLER-DEN HESAP SORMAK ‹Ç‹N,
12 MMART CUMA GÜNÜGAZ‹’YE ÇÇA⁄IRIYORUZ!
Halk›m›z; Gazi fiehitleri Senin fiehitlerindir12 Mart’ta Gazi’de Onlar› Birlikte Anal›m
Onlar ‹çin Birlikte Adalet ‹steyelim!
Katliam›n ve Ayaklanman›n 15. Y›l›nday›z!Katliam›n ve Ayaklanman›n 15. Y›l›nday›z!
Örnek bir devrimci kad›n:Hatice Özen
“Kendini her fleyiyle halk›na ad›yacaks›n...” sö-zü onun taraf›ndan rastgele söylenmifl bir söz de¤il-dir. Söyledi¤i bu k›sa cümlenin alt›n› yaflam› ile dol-duran örnek devrimci kad›nlardan birisidir HaticeÖzen...
Hatice Özen söyledi¤i gibi davranm›fl, kendisiniçok sevdi¤i halk›na adam›flt›r. Yaflad›¤› sa¤l›k prob-lemlerine karfl›n, bundan hiç yak›nmam›fl, görevleri-ni aksatmam›flt›r.
Sabah›n erken saatlerinde Sar›yer’de bulunanevlerinden yola ç›k›p, Beyaz›t’ta bulunan okuluna,‹stanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne gelmifl, ora-daki ifllerini bitirdi¤inde ise Bayrampafla’da bulunanDevrimci Kad›n Derne¤i’ne (DKD) giderek, oradakikad›n çal›flmas›na kat›lm›flt›r.
Bir yandan faflist iflgal alt›ndaolan okulundaki anti-faflist mücadele-yi örgütlemeye çal›fl›rken, di¤er yan-
da yoksul gecekondu emekçilerini örgütlemek için ay-
r›ca kad›n çal›flmas› yürütmektedir Hatice Özen... Ge-cekondu mahallelerinden, fabrikalara kadar her yer-de kad›nlar› örgütleme, onun görevleri aras›ndad›r.
DKD’de de Sabolarla, Sevgi Erdo¤anlar’la birlikte
çal›fl›r. Devrimci kad›nlara b›rak›lan gelenekler iflte okoflullarda büyük özverilerle yarat›ld›. A¤z›ndan ç›-kan sözlerin karfl›l›¤›n› yaflamda veren Hatice Özen-ler’in kararl›l›¤› ile devrimci kad›n mücadelesi büyü-tüldü.
Görevlerinin yo¤unlu¤una, karfl›laflt›¤› faflist teh-ditlere karfl›n o verdi¤i sözde durmufl, kendini her fle-yiyle halk›na adam›flt›r.
Hatice Özen, devrimcili¤in nas›l bir ciddiyetle eleal›nmas› gerekti¤ini, devrimcili¤in nas›l yap›lmas› ge-rekti¤ini k›sa ama onurlu yaflam›yla bizlere göster-mifltir.
Militan ve korkusuzdur Hatice Özen.Faflist iflga-lin oldu¤u Beyaz›tta, bir arkadafl› ile birlikteyken, 2sivil faflist taraf›ndan takip edilirler. Sivil faflistler kat-letmek için takip etmektedirler. Ancak onun so¤uk-kanl›l›¤› ile bu tehditi aflarlar. Silah gösteren sivil fa-flistler için Hatice Özen: "bizi böyle korkutacaklar›n›san›yorlar. Ama kendilerini kand›r›rlar.” diyecek ka-dar, kendine güvenli, korkusuzdur.
Bu kararl›l›¤› devrimcili¤ine yön vermifltir...
Devrimci Kad›n Derne¤i üyesi olan Hatice Özen, emekçikad›nlar›n örgütlenmesinden, ‹stanbul Çay›rbafl› Tekel Kib-rit Fabrikas› iflçilerinin örgütlenmesine kadar hemen her iflekofltu. Ayn› zamanda bir Dev-Genç’liydi Hatice Özen. 16Mart 1978 günü ‹stanbul Üniversitesi önünde okuldanç›kan ö¤rencilere karfl› kontrgerilla taraf›ndan düzenlenensald›r›da 6 ö¤renci ile birlikte flehit düfltü.
5 May›s 1818'de Almanya'n›n Trier kentin-de do¤du. Hukuk ö¤renimi gördü. Mücade-le içindeki rolüyle, dünya proletaryas›n›n,ezilen halklar›n›n ö¤retmeni, sosyalizminteorisyeni, tarihin yönünü gösteren bir pu-sula oldu. Ad›yla, yaflam›yla, ö¤retileriyle,1847'de kurulufluna önderlik etti¤i Komü-nist Birli¤i'nden bu yana tam 163 y›ld›rburjuvazinin korkulu rüyas› d›r. Burjuvazi,Marks› “çürütmek” ad›na tüm silahlar›n›seferber etmesine karfl›n bugüne kadarMarks’›n düflüncelerini “çürütememifl”,onun düflüncelerinin bir umut olmas›n› en-gelleyememifltir. Marks, teorik çal›flmalar›
içinde büyük bir yetkinlikle ortaya koydu ki, kapitalizmin sonra-s›nda tek alternatifi vard›r: SSoossyyaalliizzmm.. Bu noktadan itibaren yaln›zbir teorisyen de¤il, iflçi s›n›f›n›n sosyalizm mücadelesinin fiilen deönderlerinden biri olmufltur.
1848’de yoldafl›, dava arkadafl› Engels ile Komünist Manifesto’yuyay›nlad›. Bu faaliyetleri nedeniyle bulundu¤u birçok ülkeden sür-gün edildi. Marks, 1144 MMaarrtt 11888833’de ‹ngiltere’nin baflkenti Lon-dra’da dünya halklar›na büyük miras›n›, “Marksizmi” b›rakarakölümsüzleflti...
Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizm Mücadelesinde
Yitirdiklerimiz1122 MMaarrtt -- 1188 MMaarrtt
KarlMARKS
HHaattiiccee ÖÖZZEENN
1967 Kayseri do¤umlu. Liseli DEV-GENÇ saflar›nda mü-cadeleye kat›ld›. SDB üyesi olarak kavgas›n› sürdürür-ken ‹zmir’de, ABD D›fliflleri Bakan› James Baker’i pro-testo için devrimci bir eylem yaparken kaza sonucu16 Mart 1991’de flehit düfltü.KKaahhrraammaann AALLTTUUNN
KAYIPTokat’l› yoksul bir köylü ailesinin çocu¤uydu. Devrimci mücadeleye1980 öncesinde kat›ld›. Defalarca iflkencehanelerden, zindanlardanbafl› dik ç›kt›. O nedenle düflman›n boy hedefi oldu. 14 Mart 1991’de‹stanbul’da ihanet eden bir hainin ihbar› üzerine pusuya düflürülerekgözalt›na al›nd›. Muhtemelen 17 Mart 1991’de iflkencede katledildi.Cesedi kaybedildi.
YYuussuuff EERR‹‹fifiTT‹‹
‹stanbul Küçükköy’de devrimci mücadele içerisinde yerald›. Cunta y›llar›nda korkuya teslim olmay›p direniflisürdürenlerdendi. 18 Mart 1981’de Bak›rköy’de polis-le girdi¤i çat›flmada katledildi.
AAbbdduullllaahhGGÖÖZZAALLAANN
"Belki bencil düflünüyorsun diyeceksiniz. Ama yoldafllar, hepinizden önce flehit düflmekistiyorum. Sizin ölüm haberinizi almak çok güç."
Hasan Erkufl
An›lar› Miras›m›z
1972 Sivas Hafik Emre Köyü do¤umlu. Devrimci hare-ketle örgütlü iliflkileri daha 17 yafl›ndayken, 1989’dabafllad›. ‹stanbul Okmeydan› bölgesinde sorumluluklarüstlendi. Milis örgütlenmesinde yerald›. Bir çok kez tut-sakl›klar yaflad›. 19-22 Aral›k katliam› s›ras›nda Ümra-niye Hapishanesi’ndeydi. Katliam sald›r›s› sonras› götü-rüldü¤ü Kand›ra F Tipi’nde 3 Haziran 2001’e ölüm oru-
cuna bafllad›. 15 Mart 2002’de flehit düfltü.
DDooggaann TTOOKKMMAAKK
ANMA PROGRAMI11 Mart Perflembe� Okmeydan› ve AlibeyköyMezarl›¤›’nda Anma� Gazi Cemevi’nde Anma Yeme¤ive Panel
12 Mart CumaGazi Mezarl›¤›’na YürüyüflToplanma Saati: 10:00Toplanma Yeri: Eski Karakol Önü
Az geliflmifl mi,geri kalm›fl m›,geri b›rakt›r›lm›fl m›?
50 Faruk Ereren’e Özgürlük
52 Yeni De¤inmeler
53 Megafondaki Ses’in
galas›nda oligarflinin
‹stanbul Valisi
55 Yitirdiklerimiz...
Ülkemizde Gençlik
TEKEL ‹flçileri...
Mahkeme’ye Ça¤r›Anadolu Federasyonu üyelerine özgürlük
Ahmet ‹stanbulluNurhan ErdemCengiz Oban
Tarih: 11-12 Mart 2010
� kral soytar›s› vehalk sanatç›s›...� kavgam›z›nbaflkenti...� cibali...� stalin’den sanatüzerine...� kartallar vedevrimimiz...� karaca...� yanki...� filistin...� ateflin güneflinçocuklar›...� ada...� kod ad› keklik...
mart 2010say›s›
ÇIKTI!
‹stanbultutukluaileleribülteniTAYAD 7. Say›s›
ÇIKTI!
Gazi katliam›n›n üzerinden 15 y›lgeçti. 15 y›lda bir çok iktidar
de¤iflti. Ancak hiçbir iktidar, Ga-zi’deki provokasyonu ve katliam›gerçeklefltirenleri a盤a ç›karmad›.Hiçbirinin bu yönde bir giriflimi deolmad›. 1 May›s 1977 gibi, Kahra-manmarafl gibi, 16 Mart 1978 gibi,Sivas gibi, bu kitle katliam›n›n dos-yas› da, düzenin tüm kurumlar›n›nortak onay›yla kapal› tutuldu. Bu türkatliamlarda bir kaç polisin yarg›-land›¤› davalar, siyasal anlamda za-ten hiçbir önem tafl›mayan davalar-d›r. Bu davalar, düzen aç›s›ndan birbak›ma, gerçeklerin üstünü örtmedavalar›d›r.
AKP iktidar›, kay›plar konusundaoldu¤u gibi, darbeler, cuntalar
konusunda oldu¤u gibi, halk›n çeflit-li kesimlerini kendine yedeklemekiçin kitlesel katliamlar› da kulland›.Gazi katliam›n› gerçeklefltirenlerina盤a ç›kar›ld›¤› flaiyas›n› yayd›.Sonra bir kontrgerilla tetikçisinin ad›ortaya at›ld›. Osman Gürbüz adl› ka-tilin Gazi’de ilk sald›r›y› gerçekleflti-ren oldu¤una dair de hiçbir fley aç›k-l›¤a kavuflmufl de¤il fakat, öyle deolsa, zaten, bir tetikçinin ismini orta-ya atmakla Gazi katliam›n›n ayd›n-lat›lamayaca¤› aç›kt›r. AKP, alenenoynamakta, halk›n adalet iste¤iylealay etmektedir.
Devrimci hareketin Gazi katliam›sürerken kulland›¤› yal›n bir
slogan vard›: “Sald›ran DDEEVVLLEETT,,direnen halkt›r. ” Ve geçen 15 y›l›ntekrar tekrar kan›tlad›¤› gibi gerçe-¤in en özlü ifadesi de budur. Gazikatliam›n› a盤a ç›karmak, kontrge-rillay› a盤a ç›karmakt›r, kontrge-rillay› a盤a ç›karmak, devleti aç›-¤a ç›karmakt›r. AKP’nin yapmad›-¤› ve yapamayaca¤› da budur.
Bu yüzden AKP’nin Ergenekonsoruflturmas› ve davas›, “Bal-
yoz operasyonu” gibi gözalt›lar›,oligarfli içi çat›flman›n s›n›rlar›n›aflamamaktad›r. Do¤al olan da bu-dur. Çünkü AKP bu devletin parti-sidir. Bu devlet ad›na iktidard›r.
Daha Ergenekon soruflturmalar›n›nbafl›nda, “herfley a盤a ç›kar›l›yor,karanl›kta hiçbir fley kalmaya-cak...” havas›n›n pompaland›¤›,AKP borazanlar› bir yana, çeflitli solkesimlerin bile bu söylemlerin üze-rine atlad›¤› s›rada, bizim söyledi¤i-miz özetle fluydu: AKP, kendi iç ça-t›flmalar›na hizmet eden olaylar d›-fl›nda, kontrgerilla katliamlar›n› aç›-¤a ç›karamaz, tasfiye etmek istedi¤ikadrolar›n ve tetikçilerin ötesine ge-çemez!
Ergenekon davas›, darbe operas-yonlar› bizi kan›tlad› ve kan›tl›-
yor... Biz bu öngörüde bulunurken,ç›k›fl noktam›z elbette hem sisteminhem AKP’nin niteli¤ini do¤ru tespitediyor olmam›zd›. Sistem, bask›s›z,terörsüz, kontrgerillas›z, psikolojiksavafls›z yönetemez... Bu nedenle desistem içi herhangi bir güç bunlar›tasfiye edemez ve etmez. Tek tasfi-ye biçimi, yyeerriinnee ayn› ifllevi göre-cek baflka kurumlar›n konulmas›ylagerçeklefltirilir, bugüne kadar fafliz-min temel politikalar›n›n hayata ge-çirilmesinde kullan›lan kurumlarayönelik tasfiyelerin hepsinde böyleolmufltur..
AKP, geçen hafta gündeme getir-di¤i ve “Türkiye Cumhuriyeti
tarihinde ilk kez” kuvvet komutan-lar›n›n gözalt›na al›nd›¤› Balyozoperasyonuyla, keza bu hafta gün-deme getirdi¤i anayasa de¤iflikli¤iaç›klamalar›yla, yine çeflitli kesim-lerdeki “demokratikleflme” beklen-tilerini yeniden canland›rm›flt›r.Baflta küçük-burjuva ayd›nlar ve re-formist kesimler olmak üzere,
AKP’nin geçen 7 y›l›ndan ders al-mayanlar, 7 y›l›n ortaya koydu¤u fa-flizm gerçe¤ine gözlerini kapamakta›srarl› olanlar, hala AKP’den de-mokrasi ad›na medet umuyorlar.Cuntalara karfl› hala AKP’den adaletumuyorlar. Yan›l›yorlar.
Bugün oligarfli içi güçler denge-sinde, ordu güç kaybederken,
düzen islamc›l›¤› güç kazanm›fl birnoktadad›r. Ancak gelinen noktada,ordunun belli ölçülerde etkisizlefl-mesinin mevcut sistemi kkeennddiillii¤¤iinn--ddeenn ddeemmookkrraattiikklleeflflttiirreeccee¤¤iinnii sa-nanlar yan›l›yor. Y›llard›r söyledi¤i-miz fluydu: Ülkemizdeki bask› veterör, anti-demokratik uygulamalar,rejimin ““ssiivviill”” veya ““aasskkeerrii”” niteli-¤ine ba¤l› de¤ildir. Nitekim ülke-miz, cunta dönemlerini geride b›ra-kan bask› ve terörün uyguland›¤›“sivil yönetim” dönemlerine tan›kolmad› m›? Basit bir örnek;DGM’ler tart›flmas›nda soruna bubiçimsel ölçülerle bakanlar,DGM’lerin anti-demokratik ve fa-flist karakterini, DGM’lerdeki askeriüye ile özdefllefltirmifl, askeri üyele-rin heyetten ç›kar›lmas›yla yarg›n›nkendili¤inden demokratikleflece¤inibeklemifllerdi. Öyle olmad›. B›ra-k›n, heyetteki tek bir hakimin de¤ifl-mesini, DGM’ler tümden kald›r›ld›,ama yarg›da beklenen “demokratik-leflme” olmad›. Bugün DGM’lerinyerine bakan ACM’lerin daha de-mokratik, daha hukuka sayg›l› oldu-¤unu kim iddia edebilir?
Faflizmle yönetilen bir ülkede so-runu, ““ssiivviill””,, ““aasskkeerr”” sorunu
olarak koymak, bir çarp›tmad›r.Gerçekte oligarflinin “sivil” hükü-metleri, bunun bir çarp›tma oldu¤u-nu kendi pratikleriyle sürekli ola-rak göstermifllerdir. 1983’ten itiba-ren, geçen 27 y›lda, gelen tüm “si-vil” iktidarlar, 12 Eylül askeri faflistcuntas›n›n yapt›¤› anayasa ve yasa-larla, askeri cuntan›n oluflturdu¤ukurumlarla yönettiler bu ülkeyi vebundan hiç flikayetçi olmad›lar.Cunta yönetimini, yani kurumsal-
Bugün oligarfli içi güçlerdengesinde, ordu güç kaybe-derken, düzen islamc›l›¤› güç
kazanm›fl bir noktadad›r. Ancakgelinen noktada, ordunun belli
AKP’den Medet ve Adalet Umanlara!Kontrgerilla, Susurluk, Ergenekon, Hepsini Tarihe
Gömecek Tek Güç, Halk›n Devrimci ‹ktidar›d›r
Yürüyüfl
28 fiubat2010
Say›: 209
4
Yürüyüfl
7 Mart2010
Say›: 210
laflm›fl aç›k faflizmi sürdüren “sivil”yönetimlerin son halkas› AKP’dir.
AKP, bugün b›rak›n faflizmle he-saplaflmay›, 28 fiubatç›larla bi-
le hesaplaflmaktan uzak bir politika-n›n uygulay›c›s›d›r. AKP’nin “he-saplaflt›¤›” tek kesim, AKP iktidar›-na karfl› ç›kanlard›r. AKP iktidar›,kendisiyle uyumlu, kendisine karfl›giriflimler içinde olmayan 28 fiubat-ç›larla da, 12 Eylül cuntac›lar›yla dauuyyuumm içindedir. AKP, Susurluk,kontrgerilla, Ergenekon derken, Ve-li Küçükler’in, alt düzeydeki bir kaçismin ötesine geçmemifltir. Oysa, ül-kemizde bu infazlar›n, kaybetmele-rin, faili meçhullerin, Gazi gibi kitlekatliamlar›n›n nas›l gerçekleflti¤ibellidir. Bütün bunlar, bir kaç ge-neralin bafl›n›n alt›ndan ç›kamaya-cak kadar çok ve süreklidir. Kont-rgerilla fleflerinden Mehmet A¤arbunu veciz bir flekilde ifade etmifl-tir. ““HHeerr flfleeyy ddeevvlleettiinn zziirrvveessiinnddeekkaarraarrllaaflfltt››rr››lldd››...... ÇÇaa¤¤››rr››nn zziirrvveeyyiikkoonnuuflflaall››mm””..
Kim var o zirvede? Gelmifl geç-mifl tüm hükümetler var. Gel-
mifl geçmifl tüm genelkurmay bafl-kanlar›, kuvvet komutanlar›, ordukomutanlar› var. Gelmifl geçmifltüm M‹T yönetimi var. Gelmiflgeçmifl tüm Emniyet Müdürlü¤ükadrosu var. K›sacas›, tüm kurumla-r›yla devlet var. Bugün Çankaya’yaç›km›fl olan Abdullah Güller, AKPhükümetlerinde yeralan BülentAr›nçlar, Cemil Çiçekler, Abdülka-dir Aksular, Murat Baflesgio¤lular,Vecdi Gönüller var. Fethullahç›larvar, kontrgerillan›n kulland›¤› elitesbihliler, tarikatlar, Hizbullahç›larvar. Bugün AKP kadrolaflmas› için-de yeralan polis flefleri var...
Susurluk, Ergenekon benzeri ya-p›lanmalar söz konusu oldu¤un-
da s›kça sözü edilen “gitti¤i yere ka-dar gitme” meselesi, iflte bu tablonedeniyle hiçbir zaman mümkün ol-mayacakt›r. Hiçbir düzen gücü, git-ti¤i yere kadar gidemez, çünkü so-nuna kadar gidildi¤inde, hiçbir dü-zen gücü, bunun d›fl›nda kalamaz.AKP’nin veya baflka herhangi birdüzen gücünün, kontrgerillay›, Su-surluk’u, Ergenekon’u tasfiye ede-
meyece¤ini söylerken, iflte ayn› za-manda bu nesnel gerçekten hareketediyoruz.
AKP’nin tekrar gündeme getirdi-¤i anayasa de¤iflikli¤i meselesi-
ne de bu çerçevede bak›lmal›d›r.AKP, geçen 7 y›ll›k iktidar› sürecin-ce anayasa de¤iflikli¤i meselesinidefalarca gündeme getirdi, her sefe-rinde yapt›¤› bellidir. AKP’nin ana-yasa de¤iflikli¤i politikas›nda “ön-celikleri” a盤a ç›km›flt›r. AKP;YAfi kararlar›na itiraz hakk›,HSYK’n›n kararlar›n›n da yarg›yaaç›lmas›, parti kapatma yetkisinindaralt›lmas› gibi konularla u¤rafl-maktad›r. Daha bafltan belli oldu¤ugibi, bütün bu de¤ifliklikler yine oollii--
Yüksek perdeden ““MMooddeerrnn vveeöözzggüürrllüükkççüü bbiirr aannaayyaassaa””dan
söz ediyor Erdo¤an. Halk›n her ke-simine tehditler ya¤d›r›rken, düzeniçin muhalefete bile tahammülsüz-lü¤ünü sergilerken kullan›yor bukavramlar›. 1982 Anayasas›’n›n te-mel niteli¤ini, faflist karakterini hhiiççttaarrtt››flflmmaayyaann,, haklar ve özgürlüklersorununu hiç ele almayan, faflizmin
temel kurumlar›na, temel yasalar›nahiç dokunmayan bir anayasa de¤i-flikli¤iyle “modern, özgürlükçü biranayasa” yarat›labilece¤i, ancakAKP gibi demagojide, yalanda, is-tismarda s›n›r tan›mayan bir parti ta-raf›ndan iddia edilebilir. Sol güçleraç›s›ndan ise, böyle bir partiden ha-la demokrasi bekleyebilmek ise, ar-t›k ancak aymazl›k olarak adland›r›-labilir.
28 fiubat’tan bugüne uzanan sü-reç, geliflmeleri do¤ru de¤erlen-
dirememenin sol güçleri nerelere sa-vurabilece¤ini son derece somutolarak gösteriyor. En çarp›c› örnekÖDP’dir. 28 fiubat’› gericili¤e, fleri-ata karfl› bir tav›r olarak de¤erlendi-ren reformizm, o süreçte 2288 fifiuu--bbaatt’’aa yyeeddeekklleennmmiiflflttii.. Ayn› ÖDP,bugün AKP’den kontrgerillaya karfl›tav›r almas›n›; demokrasiyi yerlefl-tirmesini bekleyerek, AAKKPP’’yyii ddeess--tteekklliiyyoorr.. Kâh ‘darbecinin’, kâh ‘fle-riatç›n›n’ yan›nda! ‹cazetçi bir çiz-giye sahip olanlar›n, demokrasi mü-cadelesinde kendine, halka güven-meyen, bunun yerine düzen içi güç-lere yaslanan anlay›fllar›n, oligarfliiçi çat›flmada flu veya bu kesime ye-deklenmesi kaç›n›lmazd›r.
Bu kesimler, 28 fiubat döneminde“Susurluk'la ortaya ç›kanlar›
devlete de¤il, "derin devlet"e, "dev-let içindeki karanl›k güçler"e ba¤la-yarak MMGGKK''nn››nn kkeennddiissiinnii SSuussuurr--lluukk''uunn dd››flfl››nnddaa ggöösstteerrmmee politikala-r›na hizmet ediyorlard›. Bugün ise“Ergenekon’la ortaya ç›kanlar› dev-lete de¤il, "devlet içindeki karanl›kgüçler"e ba¤layarak AKP'nin kendi-sini kkoonnttrrggeerriillllaann››nn dd››flfl››nnddaa ggöösstteerr--mmee politikalar›na hizmet ediyorlar.
Sorun, s›n›flar mücadelesindekendi politikalar›, kendi hedefle-
riyle yer almamaktan kaynaklan-maktad›r. Kontrgerillan›n, daha ge-nel anlamda faflizmin düzen içi güç-ler taraf›ndan altedilmesi söz konu-su olamayaca¤›na göre, bu görevhalk›nd›r ve halk bunu ancak kendiiktidar›n› kurdu¤unda yerine getire-bilir. Halk›n kendi iktidar›n› kurma-s›n›n yolu ise bellidir: Devrim. Biziflte bunun için devrimciyiz ve bu-nun için “tek yol devrim” diyoruz.
AKP, bugün b›rak›n faflizmlehesaplaflmay›, 28 fiubatç›lar-
la bile hesaplaflmaktan uzak birpolitikan›n uygulay›c›s›d›r. AKP’nin
“hesaplaflt›¤›” tek kesim, AKPiktidar›na karfl› ç›kanlard›r. AKP
iktidar›, kendisiyle uyumlu,kendisine karfl› giriflimler içinde
olmayan 28 fiubatç›larla da,12 Eylül cuntac›lar›yla da uyum
içindedir.
Yürüyüfl28 fiubat
2010
Say›: 209
5
Yürüyüfl7 Mart
2010
Say›: 210
fiehitlerimiz kavga ça¤r›s›d›r...6
Yürüyüfl
7 Mart2010
Say›: 210
- Önceki say›dan devam-
Yaz›m›z›n önceki bölümündeGazi Davas›’n›n aç›l›fl sürecinede¤inmifltik.. Gazi Katliam davas›güvenlik gerekçesiyle önce ‹stan-bul’dan Trabzon’a sürülmüfltü.
Oligarfli, sonras›nda da davay›bürokrasinin dehlizlerinde, adliyekoridorlar›nda bo¤mak için davay›oradan oraya sürdü. Dava dosyas›,‹stanbul ‹l ‹dare Kurulu’ndan Yarg›-tay’a, Rize A¤›r Ceza Mahkemesin-den Adalet Bakanl›¤›’na kadar, ora-dan oraya at›ld›. Ama Gazi halk›,bütün bu oyalama, unutturma ma-nevralar›na ra¤men davas›n›n peflinib›rakmad›.
Onlarca kiflinin katledildi¤i birdavan›n göstermelik yarg›lanmas›için bile mücadele etmek gerekiyor-du. Örgütlü hareket etmek gereki-yordu. Gazi halk› da örgütlendi bu-nun için. Katliam davas›n› takip et-mek üzere GGaazzii--ÜÜmmrraanniiyyee HHuu--kkuukk KKoommiissyyoonnuu oluflturuldu.Kampanyalar yürütüldü. Onlarcaeylem yap›ld›. Oligarflinin yarg›s›-n›n art›k kaçacak yolu kalmam›flt›.Nihayet ikibuçuk y›l sonra davadosyas› tekrar Trabzon’a getirildi.
Halk›n davay› sahiplenmesi so-nucunda mahkeme sekiz polishakk›nda gg››yyaabbii ttuuttuukkllaammaa karar›verdi. Fakat d›flar›da elini kolunusallayarak dolaflan katiller bir türlüyakalan›p tutuklanm›yordu. Yinehalk›n bask›s› sonucunda mahke-me ikinci kez tutuklama karar› ç›-kartmak zorunda kald› ve katiller
teslim oldu.
Oligarfli, davay› 1100kilometre uzaktaki Trab-zon’a sürerek zamanla
katliam› unutturmay› hedefliyordu.Fakat baflta ‹stanbul’un yoksul kon-dular›ndan olmak üzere Anka-ra’dan, ‹zmir’den ve Anadolu’nunçeflitli illerinden halk, binlerce kilo-metrelik yolu kat ederek her durufl-mada katillerden hesap sormak içinTrabzon’a gitti.
Davay› ssahiplenenlere linç ssald›r›s›...
Davan›n sahiplenmesini engel-leyemeyen oligarfli, bu kez linçsald›r›lar›n› örgütledi. Kontrgerilladevletinin tüm kurumlar› ifl bafl›n-dayd›. Polis ve linççiler Gazi da-vas›n› izlemeye gelenlerin otobüs-lerinden oluflan konvoylara her de-fas›nda sald›r›lar örgütlediler. Me-sela 17 Kas›m 1997’de, Gazilileritafl›yan otobüsler Trabzon’un Ak-çaabat ilçesinde MHP ve ÜlküOca¤› önünde jandarma ve polistaraf›ndan durduruldular. Burada-ki provokasyon giriflimi bofla ç›-kart›ld› fakat, hemen ard›ndanTrabzon’a giden kitle, bu kez demahkemeye sokulmad›. Engelle-meye karfl› oturma eylemine bafl-layan halka polis sald›rd› ve gözal-t›lar yafland›. Halk›n kararl› tutu-mu sonucu gözalt›na al›nanlar ser-best b›rakt›r›ld›...
Duruflman›n ard›ndan dönüfl yo-lunda polis yine sald›rd›, bir çok ki-fli gözalt›na al›nd›, bir kifli tutuklan-d›. Polise paralel olarak faflistler detafll› sald›r›lar gerçeklefltirdiler..
K›sacas›, tek bir duruflmada ya-flananlar›n da aç›kça gösterdi¤i gi-
bi, Gazi Davas›’n› izlemenin ken-disi bafll› bafl›na bir mücadele ol-mufltu. Linç giriflimleri, polis sal-d›r›lar›, hafif ve a¤›r yaral›lar, gö-zalt› ve tutuklamalar hiç eksilme-di... Zaman oldu, polisler duruflmasalonunda mahkeme heyetinin gö-zü önünde flehit ailelerine sald›rd›.fiehit aileleri defalarca mahkemesalonundan d›flar› at›ld›.
Ancak halk›n kararl›l›¤›, ›srarladavaya sahip ç›kmas›, tüm bu sal-d›r›lar› da bofla ç›kartt›.
1995’de bafllayan dava 31 durufl-man›n ard›ndan yap›larak, 33 MMaarrtt22000000'de karara ba¤land›. Duruflma-n›n yasal sonucundan çok, esas olanfluydu ki; Gazi halk›, oligarflinin da-va dosyas›n› kapatmas›na izin ver-memiflti.
Adalet, kkatliam›n as›l ssorumlular›na hiç uuzanmad›
Mahkemenin her aflamas›nda, ka-tillerin cezaland›r›lmayaca¤›, tam ter-sine korundu¤u aç›kt›. Mesela; Kat-liam› gerçeklefltiren ticari taksiye re-fakat eden bir polis arac› vard›. Buaraç hiçbir zaman soruflturulmad›.Mesela polisler karakolu taranankahvehanelara çok yak›n olmas›nara¤men çok geç gelmiflti. Avukatlar›ntüm ›srarlar›na ra¤men bu konu hak-k›nda da soruflturma dahi aç›lmad›.
Otopsi raporlar›nda ölenlerin po-lis kurflunuyla öldürüldü¤ü sabittir.Ancak mahkeme, avukatlar›n katli-amda kullan›lan uzun menzilli silahmermilerinin tespiti için ‹stanbulEmniyet Müdürlü¤ü'ndeki uzunmenzilli silahlar›n incelenmesi tale-bini de rreeddddeettttii.. Emniyet Müdürle-rinin san›k olarak da, tan›k olarakda dinlenmesi mahkemece kabul
Gazi’yi adaletsiz b›rakan yarg›K‹M‹N YARGISI?
Katliam›n Ve
Ayaklanman›n
15. Y›l›nday›z
edilmedi...
Gazi katliam›ndan konumlar› iti-bar›yla bafl sorumlu olan BaflbakanTTaannssuu ÇÇiilllleerr, ‹çiflleri Bakan› NNaahhiittMMeenntteeflflee, Emniyet Müdürü MMeehh--mmeett AA¤¤aarr, ‹stanbul Valisi HHaayyrriiKKoozzaakkçç››oo¤¤lluu, ‹stanbul Emniyet Mü-dürü NNeeccddeett MMeennzziirr ve Terörle Mü-cadele fiube Müdürü RReeflflaatt AAllttaayyhakk›n da hhiiççbbiirr iiflfllleemm yyaapp››llmmaadd››..
Birçok infaza kat›ld›¤› bilinenÖzel timci EE rrccaann AAkkssooyy bir televiz-yonda yapt›¤› aç›klamada AyhanÇark›n'la birlikte Gazi katliam›ndayer ald›klar›n› söylemesine ra¤men,haklar›nda hiçbir ifllem yap›lmad›.
Mahkeme delil bulmak bir yana,var olanlar› karartt›. Avukatlar›nöne sürdükleri deliller reddedildi.Gerekli hiçbir inceleme yap›lmad›.AAzzmmeettttiirreennlleerrii ve tteettiikkççiilleerriiyyllee,,tüm katliamc›lar aç›ktan korundu.
Trabzon A¤›r Ceza Mahkemesi,Gazi Katliam› Davas›’nda, 3 Mart2000’de karar verdi. Karar faflistdevletin adaletinin ne oldu¤unu bi-lenler için sürpriz olmad›. Yarg›la-nan 20 polisten 18’i beraat(!) et-tirildi. AAddeemm AAllbbaayyrraakk’a 4 kifliyiöldürmekten, dört kez 24 y›l a¤›r ha-pis, Mehmet Gündo¤an’a da iki kifli-yi öldürmekten 24’er y›l hapis ceza-s› verildi. ““HHaaffiifflleettiiccii nneeddeennlleerrddeennddoollaayy››”” Adem Albayrak’›n cezas› 6y›l 8 aya, Mehmet Gündo¤an’›n ce-zas› da 3 y›l 4 aya indirildi.
Bu kararla polislere hhaallkk›› ööllddüürr--mmee öözzggüürrllüü¤¤üü verildi. Gerekçeleriise flöyleydi; Gazi’de halk›n tepkisiyasad›fl› örgüt mensuplar› taraf›n-dan yönlendirilmifl. Karakola do¤ruyürüyüfle geçen kitle içinde k›rm›z›bant ve kaflkol takanlar varm›fl. Kit-le içerisine dalan polis panzerlerine
halktafl, sopa, a¤aç parças›, demirgibi maddelerle sald›rm›fl. Gece ol-mas›ndan ve halk›n tafl vb. madde-lerle sald›rmas› sonucu panikleyenpolisi geriye çekilirken birbiriniçi¤nemifl ve atefl etmek zorundakalm›fl. Halk, polisin ikazlar›na ra¤-men da¤›lmam›fl ve polise taflla kar-fl›l›k vermesi sonucu panikleyen po-lis faili belli olamayacak flekildeatefl açm›fl.
Görüldü¤ü gibi, bu düzenin yar-g›s›na göre polislerin hiçbir suçuyok. Tüm suç Gazi halk›n›n!
Oligarflinin adaleti buydu iflte:18 kiflinin ölümünden do¤rudan so-rumlu iki katile vermek zorundakald›klar› cezay› da ““hhaaffiifflleettiiccii nnee--ddeenn””le ortadan kald›r›yorlard›. 18kifliyi katledenler için hangi gerekçe“hafifletici” olabilir? Devrimcilersözkonusu oldu¤unda, hiçbir zaman“hafifletici” neden bulunamaz. Tamtersine “mahkemelerdeki militancatav›rlar›ndan dolay›” deyip onlarcay›l› bulan cezalar art›r›l›r.
DDEEVVLLEETTEE......Bundan sonra bir 15y›l daha geçecek.Yani bu devlet bukatilleri kesinliklea盤a ç›karmayacak,biz art›k buna inan›-yoruz. 25 yafl›ndagencecik bir adamöldü, ben onun yok-lu¤u içinde yaflad›m niye, benimbir tane amcam varken hiç bir su-çu yokken niye ald›lar benden.Benim s›n›f arkadafl›m Sezgin En-gin de öldü. Bunun hesab›n› bizhep sorduk, iki y›l önce yine alan-lardayd›k, 15 y›l sonra yine soru-yorum niye ortada hiç bir fley yok.Trabzon'da mahkemeler oldu hiçbir fley ç›kmad›. Devlet bir aç›kla-ma yapmad›. Biz bunlardan hepyoksun kald›k. Ölene kadar amca-m›n hesab›n› soraca¤›m.
HHAALLKKAA...... Halka flunlar›
söylemek istiyorum. Gazili olanhalka bu mesaj›m kendi insanlar›-m›z› satmayal›m. Parasal konudamahallemizi satmayal›m. Evini200 milyon kira verecek bir insanakendi insan›na ver. Ama 400-500milyon verip de baflka emeller içinkullanan bir sürü insan var. Ben 31senedir Gazi'de yafl›yorum, esrar›nne oldu¤unu bilmezdik, flimdi hal-k›n çocuklar›na sahip ç›k›lmas›n›isterim. 13-14 yafl›nda k›zlar park-larda bira içiyorlar. Kendi evlatla-r›m›z› kaybediyoruz flimdi de.
GGEENNÇÇLLEERREE...... Gençleri-
miz Gazi ayaklanmas›n› 95'tensonraki Gazi Mahallesi'ni araflt›r-s›nlar, bir sürü insan nas›l büyüdü-¤ünü hangi kültürle büyüdü¤ünügörsünler, flimdiki çocuklardanbahsediyorum mahallenin geçmi-flini araflt›r›rlarsa ç›kacak her fleyonlara cevapt›r. 95 sonras› Gaziyiaraflt›rmalar›n› isterim.
Birleflelim Örgütlenelim Hesap soral›m! 7
Yürüyüfl7 Mart
2010
Say›: 210
Halk›n özlemlerini iissttiissmmaarr,AKP’nin en iyi bildi¤i politikad›r.Bu mmiillllii özlemler olabilir, bu ddiinniiözlemler olabilir, bu tüm halk›naaddaalleett özlemi olabilir. AKP, oligar-fli içi çat›flmada halk›n çeflitli kesim-lerini yan›na çekebilmek için bu öz-lemleri sonuna kadar istismar etti veetmeye devam ediyor.
“Hiçbir faili meçhul kalmaya-cak”t›. “Kay›plar bulunacak”t›.
Bunlar›n bir k›sm› özellikle Kürthalk›na yönelik istismar malzemesiyap›lm›flt›, Gazi katliam› gibi katli-amlar arac›l›¤›yla da Alevi halk›nayönelik istismar mekanizmas› çal›fl-t›r›l›yordu.
Gazi katliam›nda ilk kurflunuOOssmmaann GGüürrbbüüzz adl› ErgenekonDavas› san›¤›n›n s›kt›¤› iddia edildi.
‹slamc› bas›nda flu tür haberleryer ald›. “Ergenekon san›¤› OsmanGürbüz, önce tetikçi arad›, bulama-y›nca gidip kendisi ilk kurflunu s›kt›.Sol terör örgütleri ile daha öncemahallede görülmeyen isimler halk›galeyana getirdi.”
Yukar›daki sat›rlar, AKP’nin“kontrgerilla karfl›tl›¤›”n›n muhte-vas›n› çok net ortaya koyuyor asl›n-da. Ergenekon iddianamesinin he-men her sayfas›n›n da somutlad›¤›gibi, AKP’nin EErrggeenneekkoonn,, SSuussuurr--lluukk ddüüflflmmaannll››¤¤››,, ggöörreeccee vvee ggeeççiiccii,,devrimcilere düflmanl›¤› esas ve ka-l›c›d›r. Bu nedenle Ergenekon’u aç›-¤a ç›kar›yoruz Gazi’yi a盤a ç›kar›-yoruz derken bile devrimci örgütle-re, sola sald›rmaktad›rlar.
AKP’nin bu özelli¤i hiç ak›ldanç›kar›lmamal›d›r.
AKP’nin halka ve devrimcilerekarfl› ifllenen suçlar› a盤a ç›karmak
Aylard›r mezarlar kaz›l›yor, körkuyular aç›l›yor, kemikler ç›kar›l›-yor, toprak altlar›ndan silahlar ç›ka-r›l›yor... ve yine ayd›nlat›lm›fl birkay›p, faili meçhul yok.
Olanlar da yine AKP’nin özelolarak hedef ald›¤› Veli Küçük, Le-vent Ersöz, Arif Do¤an gibi bir kaçkontrac› çevresinde dönen olaylar-d›r. Ki onlara iliflkin de flu ana kadarne kaybetme, ne infaz, ne faili meç-hul a盤a ç›kar›lm›fl de¤ildir. Amabelirtti¤imiz gibi, sadece o çerçeve-de bir kaç olay›n a盤a ç›kar›lmas›,bunlar›n oligarfli içi çat›flman›n birparças› oldu¤unu kan›tlamaktanbaflka bir fleyi göstemez.
AKP, bu politikayla bir taflla birkaç hedefe birden vurmufl olmaktad›r;
BBiirriinncciissii,, oligarfli içi çat›flmadahalk›n çeflitli kesimlerini kendine ye-dekleyerek iktidar›n› güçlendirip,“Ergenekon” ad› alt›nda sürdürdü¤üoperasyonlar›n› meflrulaflt›rmaktad›r.
‹‹kkiinncciissii,, ddeevvlleett,, Ergenekon üye-si diye ortal›kta ad› dolaflt›r›lan birkaç tetikçi üzerinden aklanmaya ça-l›fl›lmaktad›r.
ÜÜççüünnccüüssüü,, kontrgerilan›n Ma-rafl, Sivas, Çorum gibi katliamlar›n-da kulland›¤› dincilerin, katliamlar-daki rolü gizlenerek dinciler aklan-maktad›r.
DDöörrddüünnccüüssüü AKP, devrimcileride Ergenekon’la iliflkilendirerek oli-garflik devletin katliamlar›na ve kir-li ifllerine devrimcileri de bulaflt›r›p,devrimcileri y›pratmay› hedefle-mektedir.
den, öözgürlüklerdenbahsediyorsan›z, 77 yy›ld›riktidarda oolan AAKP’ninfaflist uuygulamalar›na,sald›r›lar›na kkarfl› çç›k›n.
Çeflitli radikal islamc› ak›mlar,Avrupa Birli¤i savunucular›, kendi-lerini “Genç siviller”, “Darbeye Kar-fl› 70 milyon ad›m” gibi adlarla ifadeeden kesimler, AKP’yle tümüyle ay-n› olmad›klar›n›, ayn› düflünmedikle-rini, fakat darbelere karfl› oldu¤u,AB’ye üyelik yolunda Türkiye’yidemokratiklefltirdi¤i, karanl›k olay-lar› ayd›nlatmak istedi¤i gibi neden-lerle, AKP’yi destekliyorlar.
Kuflku yok ki bu gerekçeler tar-t›fl›labilir. Aç›k ki, bunlar›n bir k›s-m›, düzen içi hesaplar›n› adalet, de-mokrasi gibi taleplerle perdelemek-tedirler. Hay›r öyle diyenler için ise,iflte pratik.
E¤er ç›k›fl noktan›z, aaddaalleettssee,,ddeemmookkrraassii iissee,, kkaarraannll››kkllaarr››nn aayy--dd››nnllaannmmaass›› iissee,, sizleri, bu talebitam 15 y›ld›r her türlü teröre, tehdi-de ra¤men savunan Gazi halk›ylayanyana olmaya ça¤›r›yoruz.
Aç›k ki, AKP’nin riyakarl›¤›,onu destekleyen kimi kesimlerede bulaflm›flt›r.
Hak ve özgürlükleri, demokrasi-yi ancak sald›r›lar kendilerine yö-neldi¤inde hat›rlarlar.
Bu ülkede 1950’lerden beri fa-flizm hüküm sürüyor. Biliyoruz ki, is-lamc›lar hiçbir zaman faflist devletekarfl› demokrasi mücadelesinin içindeolmam›fllard›r. ÖÖzzggüürrllüü¤¤üü ssaaddeecceetürban için, cemaat faaliyetlerini ser-bestçe yapabilmek için isterler.
18 kiflinin katledildi¤i Gazi veÜmraniye katliam›n›n üzerinden 15y›l geçti. Katillerin kim oldu¤u da-na ilk günden belliydi. BBuu 1155 yy››ll››nn 77yy››ll››nnddaa iikkttiiddaarrddaa AAKKPP vvaarrdd››.. AKPhangi katliam› çözdü?
AKP destekçileri! Oligarfli içiçat›flmada kimi zaman “darbe karfl›-t›” oluyorsunuz, kimi zaman “ba-¤›ms›z yarg›dan, hukuktan” bahse-diyorsunuz. 12 Eylül’ün tüm faflistkurumlar›na karfl› ç›kmadan, 12 Ey-lül faflizmini sürdüren AKP iktidar›-na karfl› ç›kmadan “darbelere karfl›oldu¤unu” iddia etmek riyakarl›kt›r.
12 Mart’ta Gazi Katliam›’n›n15’inci y›l anmas› var. 12 Mart’taGazi’ye gelin. 15 y›ld›r halk Gazikatliam›n›n sorumlular›n›n yarg›-lanmas› için adalet istedi.
Gazi’de halk, Adalet istemeyedevam ediyor. Gazi’de halk, kontr-gerilla’dan hesap soruyor.
ADALET istiyorsan›z Gazi’yegelin. Faflizme, kontrgerillaya, dar-belere karfl›ysan›z; 12 Mart’ta Ga-zi’ye gelin. Oligarfli içi güçlerdenbirine yaslanarak darbelere karan-l›klara karfl› ç›k›lmaz. Demokratl›kolmaz.
28 fiubat, Susurluk’un ard›ndanyönetememe krizi derinleflen oligar-flinin bu krizi hafifletmek için gün-deme getirdi¤i bir müdahaleydi. 28fiubat’› sadece islamc› kesimlerekarfl› gerçeklefltirilen bir müdahaleolarak görmek, eksik ve yanl›fl birde¤erlendirmedir.
28 fiubat üzerine, burjuva, küçük-burjuva çevrelerde alabildi¤ine yanl›flve çarp›t›lm›fl bir tart›flma sürüyor. 28fiubat’›n muhtevas›na geçmeden sa-dece flu pratik gerçeklik üzerindenbakmak bile, tart›flmadaki çarp›kl›¤›görmek aç›s›ndan önemlidir.
NNeeyyddii 2288 fifiuubbaatt’’››nn mmaanntt››¤¤››??Halk›n her kesimini, hayat›n heralan› denetim alt›na al›p, herkesidüzene tabi hale getirmek... PekiAKP’nin yapt›¤› farkl› m›?
Tekel direnifli karfl›s›ndaki tav-r›ndan iktidara yönelik en küçükelefltiriye karfl› sergilenen taham-mülsüzlü¤e kadar AKP politikala-r›nda 28 fiubat generallerinin tav-r›ndan farkl› bir yan var m›?
28 fiubat’ta ““iinnssaannllaarr›› kkaapp››cc››yyaa,,bbaakkkkaallaa ssoorruupp ffiiflfllleeddiilleerr”” diye flika-yet ediyordu AKP’liler... AKP neyap›yor? Kap›c›ya, bakkala sorma-ya da zahmet etmiyor. Bir “gizli ta-n›k” bulunuyor, soruflturma dosya-s›na da “gizlilik karar›” koyuyor, ta-mam. Ondan sonra istedi¤ine istedi-¤in kadar ceza kes! AKP hukuku dabu. ‹kisi aras›nda bir fark var m›?Hay›r, ikisi de kontrgerilla huku-ku... Biri fiflli, biri gizli tan›kl›...
DDüünn aanndd››çç vvaarrdd››.... Bugün baflba-kan›n aleni tehdidi var, amaç ayn›...gazeteleri sindirmek, gazetecilerisusturmak. Düzen içi muhalefetidahi susturmak. Arada fark var m›?Hay›r, ikisi de iktidara tam tabi halegetirilmifl bir bas›n yay›n istiyor. 28fiubat’›n generalleri, gazetecileri“makad›na süngü tak›p dolaflt›r-mak”la tehdit ediyordu, Baflbakan,medya patronlar›n› pefllerine maliye
memurlar›n› takmakla tehdit ediyorve “sonra kimse gelip de a¤lama-s›n” diyor alenen. Ne fark var?
Halka, devrimcilere karfl› uygu-lanan yöntemlerde ise, 28 fiubatç›-larla AKP aras›nda biçimde bile birfark yok...
K›sacas›, yönetim tarz› aç›s›n-dan 28 fiubatç›larla AKP’yi ay›rde-decek hiçbir fley yoktur: Zulümsezulüm, fifllemeyse fiflleme, tehditsetehdit, yasaysa yasa... Tek fark Sin-can’da tank yürütmekse, o da nitelikbir fark de¤ildir.
Bugün k›salt›lm›fl olarak “28 fiu-bat” diye and›¤›m›z sürecin üzerin-den 13 y›l geçti. 28 fiubat 1997'deMilli Güvenlik Kurulu (MGK) top-lanm›fl ve o günkü deyiflle ““ttaarriihhii--nniinn eenn uuzzuunn ttooppllaanntt››ss››nn››”” gerçek-lefltirmiflti. Cumhurbaflkan›, hükü-met üyeleri ve generallerin tam kad-ro yerald›¤› ve 9 saat süren toplant›-
‹lkini bir yana b›rakt›¤›m›zda,di¤er üç madde, MGK'n›n tüm halkkesimlerini hizaya getirme, ayk›r›tüm sesleri bo¤ma politikas›n›ngündemleriydiler. Özetle “Susurlukaklanacak, islamc›l›k hizaya getiri-lecek, k›p›rdanan halk bast›r›la-cak”t›. O gün de, bugün de, yanl›flbir ele al›fl olarak, MGK kararlar›n-daki "birincil tehdit irtica sorunu-dur" tesbiti öne ç›kar›larak,MGK’da tesbit edilen politikan›nbütün olarak halk›n mücadelesinibast›rma yan›, geri planda kalm›flt›r.
Oysa, 28 fiubat 1997 tarihi, Su-surluk’u izleyen günlerdir, oligarflikdevletin tarihini en yayg›n teflhiriniyaflad›¤›, oligarflinin k›smen gerilet-ti¤ini düflündü¤ü halk›n mücadele-sinin yeniden kitlesel bir boyut ka-zanmaya bafllad›¤› bir süreçtir. Ni-tekim MGK’da bunlar da konuflul-mufl ve Erbakan yönetimiyle Genel-kurmay aras›nda bu konuda ttaamm bbiirrmmuuttaabbaakkaatt oluflmufltur.
28 fiubat’›n süren yan› iflte budur.O günkü müdahaleyi, ““aarraa rreejjiimm--kkaarraa rreejjiimm”” diye de¤erlendirenleroldu, yanl›flt›, yap›lan, faflizmin hal-k›n mücadelesini ve çeflitli muhalifgüçleri denetlemekte yetersiz kalanyanlar›n›n güçlendirilmesiydi.
Amaçlardan biri, Susurluk’u ak-lamak, Susurluk tart›flmalar›n›nönünü keserek devletin daha fazlay›pranmas›n› engellemekti. Bunubelli ölçülerde yapt›lar.
Amaçlardan bir di¤eri, o zamanda belirtti¤imiz gibi “MGK, sivriyanlar› törpülenmifl, daha da ehli-leflmifl bir Refah istiyordu.”
Yani 28 fiubat bu aç›dan da ama-c›na ulaflm›flt›r. FP içinde iç çat›flmabizzat oligarfli taraf›ndan k›flk›rt›l-m›fl ve bölünme sa¤lanm›flt›r. AKPo bölünmenin ürünüdür. Hiç tart›fl-mas›z biçimde denilebilir ki, AKP,28 fiubat operasyonunun yaratt›¤›bir partidir. Baflka bir deyiflle, 28fiubat, egemenler islamc› partilerle,sistem aras›nda varolan çeliflkiyi“emperyalizm ve tekelci sermayelehine” çözüm yoluna sokmufltur.
Bugün belki ço¤u unutmufl ola-bilir ama Fazilet Partisi içinde Tay-yip Erdo¤an’›n bafl›n› çekti¤i kesimayr›l›k bayra¤›n› kald›rd›¤›nda, oli-garflinin tüm medyas› onlar› “yeni-likçiler” diye övüp destekliyordu.Onlar›n aras›nda Ayd›n Do¤an’›nbas›n yay›n organlar› da vard›.
Tayyip Erdo¤an’a “biz art›k mil-li görüfl gömle¤ini ç›kartt›k” dedir-ten de 28 fiubat’tan baflka bir fleyde¤ildir. Kendi dini söylemlerininbir k›sm›n› sürdürüyor görünse de,bu yeni düzen islamc›s› parti(AKP), tekellerle daha uyumlu birparti olacakt›. Nitekim, 8. y›l›na gi-ren AKP iktidar›n›n bu süre boyun-ca tekelleri nas›l palazland›rd›¤›,nas›l ABD ad›na Ortado¤u’da tafle-ronluk üstlendi¤i ortadad›r. Bunlarortadayken, kim 28 fiubat’›n baflar›-s›z oldu¤unu iddia edebilir?
CIA, düzen islamc›l›¤›nda 28fiubat’tan itibaren yaflanan geliflimi2000’lerin bafl›nda flöyle tesbit edi-yordu: “‹slamc› partinin Milli Ni-zam’la bafllayan seyrinde sürekli in-kiflaf görünüyor. Daha mutedillefl-me ve gerçekleri kabul etmeye do¤-ru bir yönelifl. Türkiye’deki ‹slamc›-lar, ideolojik e¤ilimli olmaktan
uzaklafl›p toplumun gerçeklerine vegerçek ihtiyaçlar›na do¤ru yöneli-yor. Yeni neslin tonunda ise, Türkiyeve dünyan›n gerçekleriyle örtüflenbir esneklik, mutedillik ve gerçekçi-lik var.” (CIA Ortado¤u uzman›Graham Fuller)
Güçler dengesindeki bugünküde¤iflikli¤in, 28 fiubat’› ““tteerrssiinnee ççee--vviirreeccee¤¤iinnii”” sananlar yan›l›yor. Ir-ma¤›n bir noktas›ndan geçen sular,art›k geriye döndürülemez. Orduyuetkisizlefltiren veya gerileten birAKP’nin tekrar daha ““iissllaammii”” birçizgiye dönece¤i beklentisindeolanlar, bekledikleri dönüflümü gö-remey eceklerdir. Kuran kurslar›y-d›, imam hatiplerdi, AKP bunlarüzerinde oynayabilir, islamc›l›¤›nistismar›n› sürdürebilir; ama 28 fiu-bat’›n yeniden flekil vererek emper-yalizme ve tekellere daha uyumluhale getirdi¤i düzen islamc›l›¤›, buçizgisini sürdürecektir.
‹slamc› kesimin iikkiinnccii yyaann››llgg››ss››ise, 28 fiubat’›n tamam›n› göreme-meleridir. “‹flte bak›n, 28 fiubat için‘bin y›l sürecek’ diyorlard›, bak›niflte 15 y›l bile sürmedi” diye sevi-nirken, ülkemizde faflizmin sürdü-¤ünü görmezden geliyorlar. 28 fiu-bat faflizmin uygulan›fl›nda bir tak-tik politikad›r, uygulayanlar, onu fluanda sürdüremez durumdad›rlar;ama özü itibar›yla 28 fiubat sürüyor,bask›c›, yasakç› yönetim biçimi de-vam ediyor ve bunu devam ettirende islamc› kesimin destekledi¤i
AKP’den baflkas› de¤ildir.
AKP’nin 28 fiubat’› sürdürdü¤ü,sadece bir tasvirden, benzetmedenibaret de¤ildir.
Ülkemizdeki egemen s›n›flar› veyönetim biçimini do¤ru de¤erlendi-remeyenlerin s›k s›k içine düfltükle-ri bir yan›lg›, faflizmi, askeri darbe-lerle özdefllefltirmektir. Oysa ülke-mizde faflizm süreklidir. Ülkemizdefaflizm, 12 Eylül generalleriyle ge-lip, onlar gidince gitmifl olmad›.Keza, 12 Mart muht›ras›yla, 28 fiu-bat muht›ras›yla gelmedi¤i gibi, on-lar›n miad› dolunca da faflizm git-mifl olmad›.
Faflizm süreklidir ve emperya-lizm ve oligarfli ad›na iktidar olanher düzen partisi, faflizmi sürdür-mek durumundad›r. Bugün faflizminsürdürücüsü, AKP’dir.
gömleklerini de¤ifltirip sistemebiat eden, tekelci sermayeyegüvence vermek için k›l›ktank›l›¤a girenler, bugün darbekarfl›tl›¤› flovlar› yap›yorlar....
DDEEVVLLEETTEE.... ..Devlet kendi istedi-¤ini yap›yor. Haniçocuklarm›z›n o ka-tilini herkes gördükamerada çocuklar›tan›madan vurdu,adam yinede elinikolunu sallad›. Üstelik o kendisibizi tehdit etti davada biz yine ka-r›flmad›k. Devlet kendisi onu bil-sindi. Devlet kendisi zaten yapt›r-d›. Sald›r› olmas›n› biz istemeyiz.PPoolliiss kkaarr››flflmmaazzssaa ssaalldd››rr›› oollmmaazz..Polis kar›flmasa sesiz sakin oluyor.‹flte o da kar›flt›¤› zaman olay kar›-fl›yor. Kahveleri tarad› özellikleAlevilerin kahvesini tarad›.
HHAALLKKAA...... Biz eylemimizi
yapal›m kimseye zarar gelmedengüzelce anmam›z› bitirelim. Yanisadece bu sene de¤il di¤er senelerde. Ama mesela herbiri flu der benönde gidem bu sene öne geçem.Yani hep beraber güzelce... kimse-ye zarar gelmesin.
Gazi fiehitlerinin yak›nlar› konufluyor:
Birleflelim Örgütlenelim Hesap soral›m! 11
Gazi Mahallesi’nde 12 Mart1995’te kontrgerilla, dört kahveha-ne ve bir pastaneyi tarayarak birkifliyi katledip, çok say›da kifliyiyaralad›. Kontrgerilla katlederekhalk› sindirmeyi hedefliyordu. Ba-flaramad›. Sindiremedi Gazi halk›-n›. Gazi aya¤a kalkt›.
Gazi ayaklanmas›, ülkemizdevrim mücadelesinde onurlu birtarihtir. Halk› tan›mayanlara, halk›küçümseyenlere halk›n gücünü birkez daha gösterdi. Dört gün sürenayaklanmada 12 kifli Gazi’de, 6kifli de Ümraniye’de katledildi.Katledilenlerden 6’si Cepheliydi.
Katlettiler yaralad›lar, kurflunbomba ya¤d›rd›lar ama Gazi’yiteslim alamad›lar.
Direniflin üzerinden 15 y›l geç-ti. Devletin katliamlar›ndan, terörü-ne, uyuflturucu, fuhufl, ahlaks›zl›kgibi her türlü yozlaflt›rma politika-lar›na ra¤men Gazi halk› bu-gün’de direniyor. Onurlu gazi diri-nifline ve flehitlerine sahip ç›k›yor.Gazi flehitlerimizi sayg›yla, onurlaan›yoruz...
HHAALL‹‹LL KKAAYYAA,, 70yafl›nda, Gazi’ye sald›rankontrgerillan›n katletti¤iilk Gazili’ydi. Halil De-de’nin akan kan› yay›ld›Gazi’nin sokaklar›na.Kan öfkeye dönüfltü.
SSEEZZGG‹‹NN EENNGG‹‹NN,, engenç flehidiydi Gaziayaklanmas›n›n. LiseliDev-Gençli bir devrimciolarak mücadeleye at›ld›.Cepheli oldu. Ayaklanmaboyunca kahramanca ça-t›flarak flehit düfltü.
FFAADD‹‹MMEE BB‹‹NNGGÖÖLL,,Karsl›, evli ve çocuklar›vard›. Çocuklu¤undan be-ri çal›flan bir emekçi, Ga-
zililer’in Cepheli ablas›yd›.
DD‹‹NNÇÇEERR YYIILLMMAAZZ,, Tokatl›, 19yafl›nda konfeksiyon ifl-çisi bir gençti, Cephe-li’ydi. Katliama karfl›ilk tepkinin örgütlen-mesinde ve öfkeninayaklanmaya dönüflme-sinde canla baflla çal›-flanlardand›.
HHAASSAANN GGÜÜRRGGEENN,, 26 yafl›nda,Sivas Zaral› bir delikanl›d›r. Emek-
çidir Gazi’deki hemenherkes gibi... Cephe ta-raftar›yd›. Gazi ayak-lanmas›nda, panzerinüzerindeki üç kahra-mandan birisi de Ha-san’d›.
FFEEVVZZ‹‹ TTUUNNÇÇ,, 22 yafl›n-dayd›. Askerden geleli daha4 ay olmufltu. Sloganlar›yla,
öfkesiyle direnirken katledildi.
RREE‹‹SS KKOOPPAALL,, henüz 20 ya-fl›nda bir terlik fabrikas›nda iflçiy-di. Gazi ayaklanmas›nda ise birsavaflç›. Bir emekçinin onuru vecüretiyle ölümsüzleflti.
MMÜÜMMTTAAZZ KKAAYYAA,, 22 yafl›ndaGazili bir delikanl› daha. Oligarfli-nin ordusunda askerdi. ‹zine gel-miflti. Sald›r›y› duydu¤unda tered-dütsüz Gazi’ye kofltu. Halk›n saf-lar›nda direndi ve flehit düfltü.
GGEENNCCOO DDEEMM‹‹RR,, Ümrani-ye’de flehit düflenlerdendi. 33 ya-fl›nda, üç çocuk babas›yd›. 15Mart’ta Gazi katliam›n› protestoeden halk›n içindeydi.
HHAAKKAANN ÇÇUUBBUUKK,, 22’sindey-di, inflaatlarda çal›fl›yor, su tesisat-ç›l›¤› yap›yordu, iki y›ld›r devrim-cilerle iliflkisi vard›. Polisin ate-fliyle bafl›ndan vuruldu.
Katliam›n 15. Y›l›nday›z Gazi fiehitlerini anmak, katledenlerden hesap sormakt›r!
fiehitlerimiz kavga ça¤r›s›d›r...12
Yürüyüfl
7 Mart2010
Say›: 210
YYüürrüüyyüüflfl:: Gazi katliam› ile il-
gili halk›n adalet istemi sürüyor.Hukuki aç›dan bu konuda yap›labi-lecek baflka bir fley var m› ?
Av.Oya AArslan: Gazi olay-
lar›yla ilgili aç›lan soruflturmada öl-dürme olaylar›na kat›lan 20 polismemuru hakk›nda dava aç›lm›fl vetamamlanm›flt›r, bunun d›fl›nda Ga-ziosmanpafla Savc›l›¤›’nda öldürmeolaylar›na kat›lan ancak kimli¤i tes-pit edilemeyen kifliler hakk›nda de-vam eden bir soruflturma bulunmak-tad›r. Yeni bir delilin ortaya ç›kmas›halinde yarg›lamas› yap›lanlar›ntekrar yarg›lanmas›n› isteyebiliriz,Gazi olaylar›n›n yafland›¤› tarihte‹stanbul Valisi olan Hayri Kozakç›-o¤lu, Emniyet Genel Müdürü Nec-det Menzir, ‹çiflleri Bakan› NahitMentefle takipsizlik karar› verilerekaklanmak istenmifllerdi. Yeni ilerisürülecek delillerle baflta bu kiflile-rin ve olaya kat›lan di¤er polis me-murlar›n›n yarg›lanmas› istenebilir.30 y›ll›k zaman afl›m› süresi devamettikçe bu taleplerimizin yerini bul-mas›n› sa¤layabiliriz. 30 y›ll›k süregeçtikten sonra mevcut hukuk siste-minde bu kiflilerin yarg›lanmas›n›nönü kapat›lm›fl oluyor. Bize göre iseGazi’de bir katliam gerçeklefltirildive katliamc›lar›n yarg›lanmas›n›nzaman afl›m› süresi yoktur.
Reis Kopal, Zeynep Poyraz, FevziTunç, Fadime Bingöl, Ali Y›ld›r›mve Mehmet Gündüz’ün öldürülme-siyle ilgili Eyüp A¤›r Ceza Mahke-mesinde 20 polis hakk›nda davaaç›ld›, ancak dava güvenlik gerek-
çesiyle Trabzon’a tafl›nd›, Trab-zon’daki mahkeme polislerin yarg›-lanmas› için önce ‹stanbul ‹l ‹dareKurulu’ndan izin al›nmas› gerekti¤igerekçe göstererek yarg›lamay› dur-durdu, dosya bu nedenle itiraz sonu-cu önce Yarg›tay’a oradan Yarg›tayGenel Kurulu’na, oradan Rize A¤›rCeza Mahkemesine, sonra AdaletBakanl›¤›na gitti, Trabzon A¤›r Ce-za Mahkemesi yüzünden iki y›l do-laflan dosya tekrar mahkemelerinönüne geldi¤inde mahkeme baflkan›tarafs›z davranamayaca¤›n›, polis-lerin adam öldürdü¤üne inanmad›-¤›n› belirterek davadan çekiliyor.Baflka bir baflkanla yap›lan yarg›la-ma sonunda Mahkeme 18 polis hak-k›nda beraat karar› verirken, di¤ersan›k polislerden Adem Albayrakhakk›nda Dilek fiimflek Sevinç, Re-is Kopal, Fevzi Tunç’u öldürdü¤ü-nü tespit edip befl y›l hapis cezas›na,san›k Mehmet Gündo¤an hakk›ndaMümtaz Kaya’y› öldürmekten biry›l sekiz ay hapse mahkum etmiflancak karar› ertelemifltir. Bezdirenbir usulle yap›lan yarg›lama sonu-cunda, san›klar› güçlendiren, polis-lere “istedi¤ini vur emri”nin önünüaçan bir karar daha verilmifl oldu.
YYüürrüüyyüüflfl:: AKP iktidar›,
"kontrgerillay› a盤a ç›kar›yoruz"demagojisi içinde Gazi'de provo-kasyonlar› bafllatanlar›n a盤a ç›-kar›ld›¤›n› ileri sürdü, Ergenekondavas› çerçevesinde çeflitli isimlerortaya at›ld›... Gazi katliam› dava-s›yla ilgili bu konuda gerçekten so-mut bir geliflme oldu mu?
Arslan:Gazi katliam› kuflku-
suz planl›yd›, tek elden yürütüldü,daha çok insan› öldürmek istiyor,halk› sindirmeyi amaçl›yorlard›.Kontrgerillan›n faaliyeti oldu¤u
herkes taraf›ndan bilinmektedir.Dün de bugünde failler bilinmekteve korunmaktad›rlar. Bugün AKPhükümeti de kontrgerilla faaliyetioldu¤unu kabul etmektedir, bu ne-denle Ergenekon davas›yla iliflki-lendirilmeye ve ayd›nlat›lmayan birolay› daha ayd›nlatmak istedi¤iimaj› vermektedir. Ancak Ergeno-kon davas›n›n kontrgerillay› tasfiyedavas› olmad›¤›, oligarfli aras›ndakavgan›n sonucu oldu¤u bilinmek-tedir. Ergenekon davas›nda Gazimahallesi halk›n› korumaya, ölüm-leri durdurmaya çal›flanlar kontrge-rilla üyesi olarak gösterilmektedir.Gazi olaylar› ile dava aras›ndakiba¤ ise deliller üzerinden de¤il sav-c›n›n yorum mant›¤› üzerinden ku-rulmufltur. Marafl katliam›na kat›la-rak onlarca insan›n katledilmesineortak oldu¤u ortaya ç›kan Ökkeflfiendiller’i Alevi Çal›fltay›’na ko-nuflmac› olarak davet eden AKP,Gazi Katliam›n› yapanlar› yarg›la-yamaz.
Röportaj: Halk›n HHukuk BBürosu ile Gazi KKatliam DDavas› ÜÜzerine GGörüfltük:
kuk devleti olmad›¤› bir kez dahakan›tlanm›flt›r. Devlet eski devletolmad›¤›n› söylüyorsa Gazi, Ma-rafl, Çorum gibi katliamlar› ayd›n-latmal›d›r.
HHAALLKKAA...... Halk, yaflanm›fl
olaylardan ders ç›kars›n. Gazi’dehalk›n yaflad›¤› olaylarda olsun,katliam davas› sürecinde¤ olsunya da halk›n yaflanm›fl baflka de-neylerinde olsun, her türlü dersvard›r.
Gazi fiehitlerinin yak›nlar› konufluyor:
Birleflelim Örgütlenelim Hesap soral›m! 13
Yürüyüfl7 Mart
2010
Say›: 210
2 Mart 2010 günü direniflin 78.günüydü. Direniflin gelece¤i, bir an-lamda o gün Dan›fltay’›n verece¤ikarara göre flekillenecekti.
78 gündür büyük bir fedakarl›k,inanç ve kararl›l›k göstermiflti Tekeliflçileri. Daha direniflin bafl›nda bü-yük bir sald›r›ya u¤ram›fllar ve birad›m olsun gerilememifllerdi.
78 gün, eksileriyle, art›lar›yla ifl-çi s›n›f›n›n mücadelesine ›fl›k tuta-cak, önemli bir miras yaratm›fllard›.
Ne var ki, direniflin iradesi, bü-yük ölçüde sendikadayd› yine veflimdi, henüz Dan›fltay karar› ortadayokken bile, çad›rlar›n kald›r›laca¤›söylentileri vard›.
‹flçiler sendika taraf›ndan böylebir beklentiye sokulmufllard›. Da-n›fltay’›n karar›n›n aç›klanmas›n›nhemen ard›ndan Tek G›da ‹fl Baflka-n› Mustafa Türkel bir aç›klama yap-t›. Türkel, konuflmas›nda Dan›fl-tay’›n yürütmeyi durdurma karar›n›övüyor, Dan›fltay’a teflekkür ediyor-du. Direnifl çad›rlar›n›n sökülece¤i-ni ve iflçilerin evlerine dönece¤iniaç›kl›yordu.
Oysa, Dan›fltay’›n karar› ile iflçi-lerin talepleri karfl›lanm›fl de¤ildi.Ortada söyledikleri gibi bir zaferyoktu. Ya da Sakarya’daki direniflinyar›m b›rak›lmas›n›n hakl› gerekçe-si olamazd› Dan›fltay karar›.
Tek-G›da ‹fl Sendikas›, 4-C’niniptali ve 4-C’ye geçifl için belirle-nen 30 günlük süreyle ilgili olarakyürütmenin durdurulmas› istemiyleDan›fltay’da dava açm›flt›. Dan›fltay12. Dairesi, 30 günlük süre için yü-rütmeyi durdurma karar› verdi. ‹flçi-ler için k›smi de olsa bir kazan›mvard› bu kararda. Daha önemlisi,Dan›fltay’a bu karar› verdirten dedireniflin gücüydü. Bu nedenle se-
AKP iktidar›, iflçilere 4-C statü-süne 30 gün içinde baflvurma zorun-lulu¤u getirmiflti ve bu süre içindebaflvurmayanlar›n haklar› gasp edile-cekti. Dan›fltay karar› ile iflçilerin 1ay içinde baflvurma zorunlulu¤u or-tadan kalk›yor, iflçiler vakit kazan›-yordu. Karar›n içeri¤i özetle buydu.
Aç›lan dava Tekel iflçilerinin le-hine sonuçlanm›flt›r. Bu süre uzat›-m›, ddiirreenniiflflii ttaassffiiyyee eettmmeekk iiççiinn ddee--¤¤iill,, ddaahhaa ggüüççllüü bbiirr bbiiççiimmddee öörrggüütt--lleemmeekk iiççiinn kkuullllaann››llmmaall››dd››rr.. Dan›fl-tay karar›, sar› sendikac›lar›n direni-fli bitirip, ifli sadece AH‹M’e aç›la-cak davalara havale etmelerine ge-rekçe olacaksa bu kabul edilemez.
2 Mart günü, Tekel iflçilerinin ta-lepleri kabul edilmemesine ra¤mendirenifl çad›rlar› sökülerek, Sakar-ya’daki çad›r direnifli bitirildi.
Peki Sakarya’daki direniflin biti-rilmesinin nedeni neydi?
78 gündür süren direnifl Tekel ifl-çilerini “çok yormufl” oldu¤u içinmi k›r›ld›? Direnifl, soluksuz kald›-¤›, tecrit edildi¤i, dinamikleri körel-tildi¤i için mi k›r›ld›?
Elbette sorun bunlardan hiçbiride¤ildir. Tersine, Tekel iflçileri 78gündür ›srarla direniflin büyütülme-sini istediler. 4-C ile ilgili sözleflme-nin imzalanmas› için sürdürülenpsikolojik sald›r›lara karfl›, binlerceiflçi, iflsiz kalmak, aç kalmak paha-s›na son güne kadar 4-C’yi imzala-mad›. Sendikalar›, ddiirreenniiflflii yyaayymmaa--llaarr›› için uyar›p, ülkenin dört bir ya-n›n›n Sakarya direnifline dönüfltü-
rülmesini istediler. Etkili, sonuç al›-c› bir genel grev istediler.
Ancak önderli¤i genel anlamdaelinde tutan sendika, bundan, bu an-lay›fltan çok uzakt›.
Direnifli k›ranlar, bunu Tekel ifl-çilerine mal edemezler. Nitekim,Sakarya’da çad›rlar sökülmeye çal›-fl›ld›¤›nda, iflçilerin bir k›sm› bunakarfl› ç›km›fl, çad›rlar›n kalmas›n›savunmufltur. Sendikan›n karar›nauyarak çad›rlar› söken iflçiler de bu-ruk, üzgün ve bu karar›n do¤ru ol-mad›¤› düflüncesindeydiler.
Gözünü Sakarya’ya dikmifl, ya-r›n s›ran›n kendisine gelece¤ini bi-len binlerce iflçi bu direniflin deva-m›ndan yanayd›.
Çünkü Tekel direnifli bir umuttu.Uzun bir süredir ilk kez iflçi s›n›f›naiktidar karfl›s›nda direnilebilece¤ini,geri ad›m att›r›labilece¤ini gösteri-yordu. Ve öte yandan direnifl, hakla-r›n büyük özveriler gösterilmedenkazan›lamayaca¤›n› bir kez dahagösteriyordu.
Direniflin k›r›lmas›n›, emekçile-re örnek olmas›n diye bir avuç para-babas›, halk ve hak düflman› AKPile gerici, uzlaflmac›, direniflten ür-ken bir avuç sendikac› istedi.
Tekel direnifline böyle gelindi.Binlerce iflçi düzen sendikalar›nara¤men direndi. Düzen sendikac›l›-¤› Tekel direnifline destek vermeye-rek, direnifli geriye çekerek, taleple-rini yumuflatarak, her tür ayak oyu-nu ile direnifli içerden k›rmaya ça-l›flt›.
Tekel direniflini büyütmeyi b›ra-kal›m, iflçileri da¤›tmay› önlerinehedef olarak koydular.
Tekel direnifli düzen sendikac›la-r›n›n s›rt›nda giderek büyüyen biryüke dönüfltü. O yükü atmak içinherfleyi yapt›lar. Ama tek bir fleyyapmad›lar; direnifle destek verme-diler. Direnifli büyütmek için tekad›m atmad›lar.
Ülke çap›nda Tekel direniflinibüyütmenin, her flehirde bir Sakar-ya direnifli yaratman›n koflullar›varken bundan uzak durdular.
Kald› ki, 4-C’ye tabi tutulacak112299 bbiinn iiflflççii vard› s›rada. Onlar› di-renifle çekmek için k›llar›n› bile oy-natmad›lar. Oysa herkes bilmektedirki, yar›n da onlara s›ra gelecekti.
Bugün Tarifl iflçilerine s›ran›ngelmesi gibi... Yine s›rada fiekerfabrikalar›, PTT, enerji, özel idare-ler var. Düzen sendikac›lar› bunlar›bir ggüüçç oollaarraakk de¤il, bir yyüükk oollaa--rraakk gördü¤ü için direnifli yaymakgibi bir düflünceleri olmad›.
O nedenle diyebiliriz ki, Sakar-ya’daki direnifl, 2 Mart’ta al›nan ka-rarla k›r›lmad›. Bu karar, bu sonuç,
bafl›ndan itibaren izlenen yanl›fl veyetersiz politikalar›n ortaya ç›kard›-¤› bir sonuçtur.
Sakarya’daki çad›rlar›n sökül-mesini böyle aç›kl›yordu sendikabaflkan› Mustafa Türkel...
Çad›rlar sosyalleflmeyi engelli-yormufl!!! Tersine çad›rlar emekçi-leri ve direnifli hiç olmad›¤› kadarsosyallefltirmifltir. O çad›rlar tecriteden de¤il, iflçileri ülkenin dört biryan›ndan insanlarla tan›flt›ran, bu-luflturan yerler olmufltur.
SSoorruunn ççaadd››rrllaarrddaa ddee¤¤iill,, kkaaffaa--llaarrddaadd››rr.. Sendikal önderlik, direni-fli yaymak, yeni eylemlerle güçlen-dirmek do¤rultusunda bir karar al-may›p ddiirreenniiflflii SSaakkaarryyaa’’yyaa ve ddii--rreenniiflflççii iiflflççiilleerrii ddee ççaadd››rrllaarraa hapse-den olmufltur.
Keza, direnifli bitirmek için“Baflka eylemler yap›lacak” havas›verilmesi de muhtemel tepkilerinönünü bafltan kesmeyi amaçlamak-tad›r. Sendikan›n sonras› için deciddi bir program› yoktur. Örne¤in1 Nisan’da Türk-‹fl önünde bu kez1000 kifli olaca¤›z diyor sendika.PPeekkii nneeddeenn 11000000 kkiiflflii??
Neden tüm Tekel iflçilerini, Tarifliflçilerini, fleker iflçilerini... katm›-yorsunuz? Sorun haklar› almaksa,
iktidar› zorlamaksa böyle yapmakdaha do¤ru de¤il midir?
Mustafa Türkel, kendi eksikleri-ni aç›klamak yerine yeterince des-tek vermedikleri için di¤er sendika-lar› suçlamay› seçmifltir.
Do¤rudur, düzen sendikac›lar›direnifle yeterince güç vermediler,bir an önce bitirme tavr›nda oldular.
Çok aç›k ki, 78 günlük Tekel di-reniflinden ç›kar›lacak birçok dersvar. Kararl› bir önderlik oldu¤undaneler yap›labilece¤i bir kez dahagörüldü. Öte yandan, devrimci sen-dikac›l›k egemen k›l›nmad›¤› ölçü-de düzen sendikac›l›¤›n›n direniflk›r›c›l›¤›n› yaflamaya devam edece-¤iz.
78 günlük direnifl, emekçilerinortak talepler için birleflebildiklerin-de, neler yaratabileceklerini göster-di bir kez daha.
TEKEL direnifli, halk›n de¤iflikkesimlerini bir araya getirmifl, ülke-nin dört bir yan›nda Tekel’e destekeylemleri ile emekçileri hareketegeçirmifltir.
Ülkenin dört bir yan›nda mey-danlarda çad›rlar aç›lm›fl, oturmaeylemleri yap›lm›fl, meflaleli yürü-yüfller ile direnifl yaln›z b›rak›lma-m›flt›r.
‹flte böylesine dinamiklere sahipolan bu direnifl, yay›larak her yerinSakarya’ya çevrilmesinin koflullar›-n› da yaratm›flt›r. Nitekim, KamuEmekçileri Cephesi, Devrimci ‹flçiHareketi ve Halk Cehpesi’nin bu türeylemleri gündeme gelmifl, oturmaeylemleri, çad›r açma gibi eylemler-le direnifl büyütülmeye çal›fl›lm›flt›r.
sökülmeye çal›fl›ld›¤›nda,iflçilerin bir k›sm› bunakarfl› ç›km›fl, çad›rlar›nkalmas›n› savunmufltur.
Sendikan›n karar›na uyarakçad›rlar› söken iflçiler de
buruk, üzgün ve bu karar›ndo¤ru olmad›¤›
düflüncesindeydiler.
78 gün boyunca tüm bask›lara,so¤u¤a ra¤men direnifllerini sürdü-ren Tekel iflçileri 2 Mart günü Mus-tafa Türkel’in eyleme “ara verildi-¤ini” aç›klamas›yla çad›rlar›n› top-lad›lar.
4-C sald›r›s›yla gasp edilmek is-tenen özlük haklar›n› korumak için78 gündür eylem yapan Tekel iflçile-ri 2 Mart’ta, Dan›fltay karar›n›n dasonucu olarak eylemlerine ara ver-diklerini aç›klad›. Saat 10.30 s›rala-r›nda Tek G›da-‹fl Genel Baflkan›Mustafa Türkel çad›rlar› kald›rarakeylemlerine ara verdiklerini,1 Ni-san’da bin iflçi ile Türk-‹fl GenelMerkezi’ne gelerek, yeni eylemplanlar›n› aç›klayacaklar›n› duyurdu.
‹flçilerin bir k›sm› “Çad›rlar Ka-lacak, Direnifl Sürecek”, “Pasif Ey-lem De¤il Aktif Direnifl”, “Hamdul-lah ‹çin Ölmek Var Dönmek Yok”,“fiehide ‹hanet Etmeyece¤iz” slo-ganlar› ile karar› protesto ettiler. ‹fl-çilerin, çad›rlar›n kald›r›lmas› ko-nusunda ikiye bölünmesi üzerineflube baflkanlar› çad›rlar› dolaflarakiflçileri ikna etmeye çal›flt›lar. ‹flçile-rin, çad›rlar›n kalmas› için tepkigöstermesi üzerine Türkel, “Ya sen-
dika kararlar›na ve disiplinine uyar-s›n›z, ya da kendi bildi¤iniz gibidavran›rs›n›z. Bu mücadelede TekG›da-‹fl sendikas› ile bafllam›flt›r.Tek G›da ‹fl Sendikas›’n›n belirledi-¤i kurallar ve bu kurallara uyanlardevam edecektir” dedi. Çad›rlarö¤le saatlerinde söküldü, eflyalartopland›.
Gözalt› olay› ile ilgili aç›klamayapan D‹SK Genel Baflkan› Süley-man Çelebi, "Demokratik haklar›n›kulland›klar› için gözalt›na al›nanTekel iflçileri derhal serbest b›rak›l-s›n" dedi.
7766.. GGüünn
Direnifllerinin 76. gününde Tekeliflçilerine destekler vard›. Daha ön-ce konfederasyonlar›n ald›¤› karardo¤rultusunda tüm ülkede oldu¤ugibi Ankara'da da destek oturma ey-lemi vard›. Ankara'daki eylemeKESK öncülük etti. Halk Cephesive ‹vme Dergisi çevresi de KESKile ortak hareket etti.
Yaklafl›k 200 kifli KESK pankar-t› arkas›nda yürüyüfl yaparak çad›r-
lar›n yan›na geldi.
Halk Cepheliler ise k›rm›z› flama-lar›, "Tekel ‹flçisi Yaln›z De¤ildir!","‹flçiyiz Hakl›y›z Kazanaca¤›z!","Zafer Direnen Emekçinin Olacak!"yaz›l› "Halk Cephesi" imzal› dövizle-riyle emekçilerin yan›ndayd›.
7777.. GGüünn
Sabah saatlerinde direnifl alan›-n›n ilk ziyaretçilerinden biri HalkCephesi idi. Halk Cepheliler slo-ganlarla çad›rlar aras›nda yürüyüflyapt›lar. Yürüyüfl boyunca “‹flçiyizHakl›y›z Kazanaca¤›z!”, “Halk›zHakl›y›z Kazanaca¤›z!”, “Hamdul-lah Uysal Ölümsüzdür!”, sloganlarat›l›rken, “Tekel ‹flçisi Yaln›z De¤il-dir!”, “Zafer Direnen EmekçininOlacak!”, “‹flçiyiz Hakl›y›z Kaza-naca¤›z!” yaz›l› Halk Cephesi imza-l› dövizler tafl›nd›.
Günün ziyaretçilerinden; Kara-deniz Kültür Sanat ve Çevre ‹nsan-lar› Derne¤i “Çad›rkent” e geldi. ‹fl-çilere müzik dinletisi verdiler.
Ayr›ca Avustralya ‹flçi Sendika-lar› Konfederasyonunudan bir heyetziyarete geldi.
Günün en önemli geliflmesi, ak-flam saatlerine do¤-
Direnifl Çad›rlar› Söküldü
Direnifl fiehidiHamdullahUysal
“Ölmek Var Dön-mek Yok!” diyerek yo-la ç›kanlardan biriydiHamdullah Uysal. Tür-kiye tarihinin en uzunsüreli iflçi eylemine ka-t›larak iflçi s›n›f›n›n mücadelesineönemli bir miras b›rakanlardand›.
Sald›r›lara, Ankara’n›n so¤u-¤una, iflsiz b›rak›lma tehditlerinera¤men direnifl çad›r›n› terk etme-yen Hamdullah Uysal 25 fiubatgünü sabah namaz›na giderken ge-çirdi¤i trafik kazas› sonucunda ha-yat›n› kaybetti.
Hamdullah Uysal bu unutul-maz direniflin flehidi olarak tarihsayfalar›ndaki yerini ald›.
fiehitlerimiz kavga ça¤r›s›d›r...
Yürüyüfl
28 fiubat2010
Say›: 209
16
Yürüyüfl
7 Mart2010
Say›: 210
ru gelen Dan›fltay'›n vermifl oldu-¤u iptal karar› idi. Dan›fltay, 4-C'ye geçifl için verilen bir ayl›ksüreye itiraz› kabul etti.
Tekel ‹flçileri ‹çinDestek Eylemleri
Direniflleri boyunca oldu¤ugibi geçen haftada da Tekel iflçi-leri için Türkiye’nin dört bir ya-n›nda destek eylemleri yap›ld›.
‹‹zzmmiirr’de 24 fiubat günü
KESK ve D‹SK’e ba¤l› sendika-lar Tekel direnifline destek ama-c›yla oturma eylemi yapt›lar. Ko-nak Bahri Baba Park› önünde yap›-lan eyleme di¤er demokratik kitleörgütleri de destek verdi. SES ‹z-mir flube baflkan› Ergun Demir yap-t›¤› konuflmada AKP iktidar›na ses-lenerek, “4-C iyi bir fleyse bakanla-r›n›z 4-C’li olsun, milletvekilleri 4-C’li olsun” dedi.
25 fiubat günü Cumhuriyet Mey-dan›’ndan Tando¤an Meydan›’nakadar sloganlarla yürüyüfl yap›ld›.Yaklafl›k bin kiflinin kat›ld›¤› eyle-me Halk Cephesi de “Direnen Tekel‹flçisinin Yan›nday›z” pankart›ylakat›ld›.
27 fiubat günü de 10.00-12.00aras›nda oturma eylemi yap›ld›.Türk-ifl Ege Bölge Temsilcili¤iönünde yap›lan eylemde Türk-iflEge Bölge Temsilci yard›mc›s› Tun-cay Kireçkaya aç›klama yapt›. Eyle-me destek veren Kamu EmekçileriCephesi Pankartlar›n› asarak oturmaeylemini saat 17.00’a kadar sürdür-dü. BDSP ve Al›nteri de oturma ey-
lemini saat 17.00’a kadar sürdürdü.
AAnnttaallyyaa’da 225 fiubat günü
Tekel iflçileriyle dayan›flma amac›y-la yürüyüfl yap›ld›. Kapal› yol giri-flindeki Halk Bankas› önünden bafl-layan meflaleli yürüyüflte; “Tekel ‹fl-çisinin Mücadelesi Mücadelemiz-dir, Kurals›z ve Güvencesiz Çal›fl-maya Son” pankart› aç›ld›.
Yaklafl›k 450 kiflinin kat›ld›¤›eylem alk›fl ve sloganlarla sona erdi.
AAddaannaa’da 27 fiubat günü de-
mokratik kitle örgütleri ve sendika-lar Tekel iflçilerine destek amaçl›yürüyüfl yapt›lar. 170 kiflinin kat›l-d›¤› eylemde “Birlefle Birlefle Kaza-naca¤›z” yaz›l› pankart aç›ld›. Ey-lem süresince “Tekel ‹flçisi Direni-flin Simgesi, Tekel ‹flçisi Yaln›z De-¤ildir, ‹flçi Memur El Ele GenelGreve” sloganlar› at›ld›.
BBuurrssaa’da 25 fiubat’ta Metro ‹s-
tasyonu önünden, Fomara meydan›-na kadar yürüyüfl yap›ld›. Eylemdek›z›l flamalar ve meflaleleriyle HalkCephesi’de yerini ald›. Yaklafl›k 400kiflinin kat›ld›¤› eylemde Tekel iflçi-lerinin yan›nda olundu¤u söylene-rek, direnifllerinin desteklendi¤i veyaln›z olmad›klar› mesaj› verildi.
MMeerrssiinn’de 27 fiubat AKP bina-
s› önünde oturma eylemi yap›ld›.Eyleme Halk Cephesi’de destekverdi. Oturma eyleminden önceKESK binas›n›n önünden AKP il bi-nas›na yürüyüfl yap›ld›. Eylemeyaklafl›k 250 kifli kat›ld›.
Mersin'de 25 fiubat günüEmek ve Demokrasi Platformuyürüyüfl yapt›. KESK'in önündentafl binaya kadar yap›lan yürü-yüflte "4-B, 4-C ve Tafleronlafl-t›rmaya Hay›r, Tekel ‹flçilerininMücadelesi Mücadelemizdir"pankart› tafl›nd›.
Halk Cephesi'nin de aralar›ndabulundu¤u demokratik kurumlarve baz› siyasi partiler Tekel iflçi-lerinin onurlu direnifline destekvermek için meflaleli yürüyüflyapt›. Eyleme 500 kifli kat›ld›.
27 fiubat günü Yeflilyurt Cadde-si'nde Kamu Emekçileri Cephesi ta-raf›ndan Tekel iflçilerine destekamaçl› direnifl çad›r› aç›ld›. Ayn›gün E¤itim Sen önünde BelediyeMeydan›’na kadar yürüyüfl yap›ld›.Kamu Emekçileri Cephesi üyeleribu eyleme de kat›l›p çad›ra geridöndüler. Talep üzerine bir günlükolarak kararlaflt›r›lan eylem süresizolarak uzat›ld›.
Oturma eyleminin ikinci günün-de kitle ço¤al›nca çad›r büyütüldü.
Eylemin 5. gününde çad›ra Ham-dullah Uysal Direnifl Çad›r› ismi ve-rildi.
EEllaazz››¤¤ Halk Cephesi 27 flubat
ünü Fevzi Çakmak Mahallesi’ndeTekel iflçileriyle dayan›flma amaçl›açl›k grevine bafllad›. Halk Cephesiüyeleri ayn› zamanda açl›k grevi ça-d›r›n›n yan›nda DEV-GENÇ sergi-sini açt›. Ertesi gün yap›lan aç›kla-mayla eylem sona erdi.
Karadeniz’den ZiyaretKaradeniz Özgürlükler Derne¤i üyeleri
Grup Yorum konseri düzenledikleri içintutuklanan arkadafllar›n›n duruflmalar›nakat›lmak üzere gittikleri Ankara'da Tekeliflçilerini de ziyaret ettiler.
Önce Samsun çad›r›na u¤rayan Kara--deniz Özgürlükler Derne¤i üyeleri dahasonra Hamdullah Uysal’›n çad›r› olanAmasya Gümüflhac›köy çad›r›n› ziyaretettiler.
Mahkemenin saati yaklafl›rken en sonTrabzon Tekel iflçilerini ziyaret eden Kara--deniz Özgürlükler Derne¤i üyeleri iflçiler--le uzun süre sohbet ettiler.
MMEERRSS‹‹NN MMAALLAATTYYAA
Birleflelim Örgütlenelim Hesap soral›m!
Yürüyüfl28 fiubat
2010
Say›: 209
17
Yürüyüfl7 Mart
2010
Say›: 210
Tekel iflçilerinin Sakarya’daki direnifli 78. günün-de bitirildi. Bu direnifl pek çok yan›yla tart›fl›lacakelbette. Bir çok yan›yla dersler b›rakacak. Birliktelik,sahiplenme ve dayan›flma bu yanlardan birisidir.
Hemen her kesimden; iflçi, iflsiz, memur, esnaf,ö¤renci, gecekondulu, ayd›n, sanatç›... örgütlü, ör-gütsüz yap›lar, kifliler Tekel iflçilerinin direniflini ey-lemleriyle, yar-d›mlar›yla, An-kara’ya gelerek,b u l u n d u k l a r ›yerlerde destek-leri ile sahiplen-diler. Halk›n çokçeflitli kesimleri,dayan›flmalar›n›çok de¤iflik boyutlarda sergilediler.
Tekel iflçileri bu sahiplenmeden güç ald›klar›n›,bu dayan›flmayla bugüne geldiklerini belirtiyorlard›.Gerçekten de kafalar›ndaki bir çok önyarg›, bir çokgeri düflünce, bu sahiplenme ve dayan›flmayla y›k›l-d›. Sakarya’daki direniflin onlar aç›s›ndan en büyükkazan›mlar›ndan biri de budur kuflkusuz.
Sahiplenme, dayan›flma elbette çok daha fazlabüyüyebilirdi; böyle olamamas›n›n nedenleri var...Halk›n örgütlü, örgütsüz çeflitli kesimleri, nadirenbelli konularda güçlerini birlefltirebilmektedirler.Kolay kolay biraraya gelemeyen iflçi ve memur kon-federasyonlar› Tekel direniflinde biraraya geldiler.Direnifli desteklemek için baz› ortak kararlar ald›lar.Ancak bunlar›n yeterli oldu¤u söylenemez. Sendikalrekabetten icazetçili¤e kadar bir çok yanl›fl yakla-fl›m, sahiplenme ve dayan›flman›n, emekçilerin birli-¤inin büyütülmesine engel olmufltur.
Bu direnifli sahiplenen tüm kesimlerin böyle birnoktada örnek alabilecekleri bir pratik vard›r. Dahayak›n bir süreçte gerçekleflen bu pratik, devrimcitutsak Güler Zere için yürütülen “Güler Zere’ye Öz-gürlük!” mücadelesidir. Güler Zere’ye özgürlük flia-r› genifl kesimleri biraraya getirmifl, yayg›n bir sa-hiplenmeyi ortaya ç›karm›flt›.
“Talebimiz hakl›, meflru bir talepti. AKP iktidar›,bafl›ndan itibaren, kendi yasalar›n› dahi uygulama-y›p, hasta tutsaklar› ve ailelerini, düzenden merha-met dilenmeye zorluyordu. Burjuva bas›n yay›n,hakl› ve meflru talebe destek vermek yerine, iktida-r›n insaf›na, vicdan›na s›¤›nma yolunu gösteriyordu.Zulmün insaf› da vicdan› da yoktur. Biz, hakl›yd›k,
meflruyduk. Sonu ölüm de olsa, asla sömüren ve zul-medenlerin merhametine s›¤›nmayacakt›k. Bu ne-denle tereddütsüz ‘merhamet de¤il, adalet istiyoruz’dedik...
‹flte Tekel direniflinin baflar›s› da bu yoldan geçi-yor: Meflrulu¤una, hakl›l›¤›na güvenmek, icazete s›-¤›nmamak, güçleri birlefltirebilmek ve kararl› ol-
AKP iktidar›-n›n ideolojik sal-d›r›lar›na ayn›cepheden ve ka-
rarl›l›kla karfl›l›k veremediler. Bizim davam›z ekmekdavas› dediler. Çok daha genifl bir mücadele zemini-ne sahip direnifli sadece Tekel direnifline, özlükhaklar› mücadelesine indirgediler. Devrimcileri iflçi-lerden yal›tmaya, uzak tutmaya çal›flt›lar.
Devrimcilerin varl›¤›ndan rahats›zd›lar. Direniflingüçlenmesini, büyümesini, yay›lmas›n› engellediler.Türk-‹fl direnifl büyümesin diye neredeyse elindengelen herfleyi yapt›. Türk-‹fl’te örgütlü ve yar›n ayn›süreci paylaflacak pekçok iflkolu, Tekel direnifliyle il-gili eylemlerin d›fl›ndayd›.
Sendikac›lar bunu tersine çevirmek için k›llar›n›k›p›rdatmad›lar. Direniflin kaderini Dan›fltay’a, yarg›kararlar›na ba¤lad›lar. ‹flçileri karar mekanizma-s›n›n d›fl›nda tuttular. ‹flçilerin her eylemde hayk›r-d›klar› 'Genel Grev, Genel Direnifl' fliar› her seferindeTürk-‹fl duvarlar›na çarp›p geri döndü.
“Türk-‹fl Uyuma” diye tepki gösteriyordu Tekeliflçileri, sendikalar›na. Kendi geri politikalar›n› iflçile-re kabul ettirmek için, ikna turlar› düzenlediler.Aç›kças› düzen sendikac›lar› direniflin sürmesindenyana de¤ildi. Öncelikle direnifli bitirmek için tümhünerlerini gösterdiler.
Peki ne olacak flimdi? Aç›k ki bu sar›, uzlaflmac›sendikac›lara kalsa direnifl k›r›nt›larla sat›lacakt›r.Tekel iflçileri bu gerçe¤in bilincinde olmal›d›r. Tekeliflçileri aldanmamal›, Türk-‹fl’i zorlamal›, Türk-‹fl’inkap›s›na dayanmal›, kendisi örgütlenerek, kendigücü ve iradesini ortaya koyarak, oyalanmaya, sa-t›lmalar›na izin vermemelidirler.
Devrimci ‹flçiHareketi
Birli¤i, Dayan›flmay› Ortaya Ç›karan Direnifltir! Kazand›racak Olan ‹se
Devrimci Politikalard›r
fiehitlerimiz kavga ça¤r›s›d›r...
Yürüyüfl
28 fiubat2010
Say›: 209
18
Yürüyüfl
7 Mart2010
Say›: 210
Sinter Metal iflçileriaçl›k grevi yapt›
Sendikaya üye olduklar› gerekçesiyle
2008'de iflten ç›kart›lan Sinter Metal iflçi-
leri, ifle dönüfl davas› 7 ay sonraya ertelen-
mesi üzerine, davan›n görüldü¤ü ‹stanbul
Üsküdar Adliyesi önünde açl›k grevi bafl-
latt›. 3 Mart günü D‹SK’e ba¤l› Birleflik
Metal-‹fl Sendikas›’na üye 4 iflçi, "Açl›k
grevindeyiz" önlüklerini giyerek "Geç ge-
len adalet, adalet de¤ildir" yaz›l› pankart-
lar› ile açl›k grevine bafllad›. ‹flçiler ad›na
aç›klama yapan sendika Genel Örgütlen-
me Sekreteri Özkan Atar, "Çal›flma Ba-
kanl›¤›’na ba¤l› müfettifller gelerek ifl ye-
rinde inceleme yapt›. Haz›rlanan raporda,
iflçilerin ekonomik kriz de¤il sendikaya
üye olduklar› gerekçesiyle ç›kart›ld›¤› ra-
por edildi. Buna ra¤men dava sonuçlan-
mad›" dedi. Uluslararas› Metal-‹fl Fede-
rasyonu, Sendikal Hak ‹hlalleri Bürosu
Direktörü Kristyne Peter de iflçilere des-
tek olmak için geldi¤i mahkemede, "Tür-
kiye’de Anayasal hak olan sendikal a盤›n
biran önce kapat›lmas› gerekiyor." dedi.
‹flçiler 5 Mart'ta açl›k grevini bitirdi.
TAR‹fi Pamuk Birli¤i Fabrikas›iflçileri, birli¤in fabrikay› kapatmakarar› almas› üzerine, 1 Mart Pazar-tesi günü TAR‹fi Genel Müdürlü¤üönünde eylem bafllatt›. ‹flçiler, talep-leri kabul edilene kadar her gün sa-bah 10.00’dan 17.00’ye kadar otur-ma eylemi yapacaklar›n› aç›klad›lar.
‹flçilerden gelen tepkiler üzerineönceki gün iflçilerle toplant› yapaca-¤›n› duyuran Pamuk Birli¤i Baflkan›Beli¤ Azbazdar, toplant›n›n yap›la-ca¤› Çi¤li Organize Sanayi Bölgesiiçinde bulunan TAR‹fi ‹plik Fabri-kas›’nda iflçiler taraf›ndan ›sl›k, al-k›fl ve sloganlarla yönetimi protesto
ettiler.
Toplant›da Azbazdar’›n aç›kla-mas› üzerine sert tepki gösteren ifl-çilerin bir k›sm› salonu terk eder-ken, bir k›sm› da kürsünün bulundu-¤u yere yürüyerek, kendilerine so-mut cevaplar verilmesini istedi.
TAR‹fi ‹plik Fabrikas› iflçileri,ifllerinin geri verilmesini isteyerek,fabrikan›n tekrar çal›flmas›n›n çokzor olmad›¤›n› belirttiler.
Bu arada fabrikada süren toplan-t› esnas›nda, kalbinden rahats›z ol-du¤u bildirilen ve fenalaflan Meh-met isimli iflçi, ambulansla hastane-ye kald›r›ld›.
TEKS‹F ‹zmir fiube Baflkan› Fa-ruk Aksoy, her gün sabah 10.00’danakflam 17.00’ye kadar genel müdür-lük önünde oturma eylemi yapmakarar› ald›klar›n› belirterek, iflçile-rin a¤›rl›kl› talebinin k›dem ve ihbartazminatlar›n› peflin olarak almakoldu¤unu söyledi.
Nöbet esnas›nda patronlardanbirinin fabrikaya gelmesi üzeri-ne iflçiler, tepki göstererek, "Üc-retlerimizi getirmeden buradanseni b›rakmayaca¤›z" dedi. Pat-ronun, polise haber vermesi üze-rine atölyeye gelen polisler, iflçi-lere sald›rd›. Patronu rehin al-d›klar› iddias›yla hakim karfl›s›-na ç›kar›lan Murat Ba¤lar, Mu-rat ‹lo¤lu ve o¤luna destek ver-mek için fabrika önünde bekle-yen baba Yunus ‹lo¤lu tutuklan-d›.
ATAMASI YAPILMAYANÖ⁄RETMENLERDEN EYLEM
Birleflelim Örgütlenelim Hesap soral›m! 19
Yürüyüfl7 Mart
2010
Say›: 210
Tayyip Erdo¤an, geçen haftayapt›¤› bir aç›klamada, gazete pat-ronlar›na aç›kça, “ben köfle yazar›-na hakim olam›yorum demeyin,sansürleyin, yazd›rmay›n ya da so-nuçlar›na katlan›rs›n›z” dedi.
Gazete patronlar›n› tehdit edi-yor, hizaya sokuyor Erdo¤an. Elin-deki sopay› gazete patronlar›na gös-tererek, “AKP aleyhine yaz› yazd›r-mayacaks›n›z” diyor.
Bunun için süslü sözlere, yuvar-lak laflara ihtiyaç duymuyor. Kaba,pervas›z ve küstah bir biçimde, “bizne dersek onu yazacaks›n›z” diyor.
Bu öyle pervas›z bir bask›c›l›kt›ki; AKP’nin ülkemizi “demokratik-lefltirdi¤i”ni, “ülkeye yeni bir solukgetirdi¤ini” iddia edenler bile Erdo-¤an’›n bas›na sald›r›s›n› savunama-d›lar.
Burjuva bas›n bile Erdo¤an’›n“ayk›r›” yazanlar›n gazetelerdenat›lmas›n› savunan bu pervas›zl›¤›,karfl›s›nda aya¤a kalkt›.
“Bas›n özgürlü¤ü”, “düflünceözgürlü¤ü” diye bir sorunu olma-yan, özgürlükten sadece kendi dü-
flüncelerinin savunulmas›n› anlayanErdo¤an’a göre AKP’ye karfl› ç›kanher gazete susturulmal›, her yazariflten at›lmal›d›r! Hiç kimse AKP’yielefltirememelidir. Faflist bir kafaböyle çal›fl›r ancak.
Zorbaca susturarak, yazd›rma-yarak, tutuklatarak bas›n› sustur-mak, faflist iktidarlar›n en s›k bafl-vurdu¤u yöntemlerden biri olmufl-tur.
Ama ööttee yyaannddaann,, aassll››nnddaa TTaayy--yyiipp EErrddoo¤¤aann iiflfliinn ggeerrççee¤¤iinnii ssööyyllüü--yyoorr.. Kim köfle yazarlar›n›n patron-lar› karfl›s›nda gerçek bir özgürlü¤üoldu¤unu iddia edebilir?
Köfle yazarlar› d›fl›nda muhabir-lerin hiç sözü edilmiyor. Peki kim,muhabirlerin, haberlerini istediklerigibi yapabildiklerini söyleyebilir?Ve do¤rusu, bas›n ne kadar özgür-dür?
Burjuva bas›n hep birden ““bbuurraa--ss›› ttiiccaarrii bbiirr iiflfllleettmmee mmii??”” diye karfl›ç›kt›lar Erdo¤an’a. Ama hemen tümdüzen bas›n›n›n holdingleflti¤i gü-nümüzde, gazetelerin de art›k esasolarak ticari bir iflletme oldu¤unu,
KAR için gazetecilik yap›ld›¤›n›kim inkar edebilir? Ve hal böyley-ken, manfletlerin, köfle yaz›lar›n›npatronlar›n ç›karlar›yla çeliflmesinneerreeyyee kkaaddaarr mümkündür?..
Evet, bu çizginin d›fl›nda kalanyaz›lara da bir yere kadar yer vard›rburjuva bas›nda. Ama bu da esasolarak o gazetelerin demokrasi vit-rinidir. Böyle bir vitrin olmaks›z›n,hiçbir gazete okur üzerinde etkiliolamaz. “Bizim gazetede patronhiçbir yaz›ya kar›flmaz” havas›n›yaratmak, di¤er yaz›lar›n›n, haber-lerinin inand›r›c› ve daha etkili ol-mas› için flartt›r.
Ancak bas›nda ne köfle yazarlar›ne de muhabirler kendi bafllar›nayazamaz, karar veremezler. Patron-lar ne istiyorsa, iktidarlar ne istiyor-sa onu yazmak zorundad›rlar. “Bizözgürüz, bize kar›flan yok” laflar›yalandan öte birfley de¤ildir.
Burjuva bas›n özgür olmad›¤›gibi bugüne kadar iktidarlar taraf›n-dan hep istedikleri gibi kullan›lm›fl-t›r. Ve esas olarak daha düne kadarAKP’yi destekleyenler, onu iktidaratafl›yanlar, AKP’nin halk düflman›politikalar›n› gizleyenler, bugün ç›-karlar› gere¤i AKP’yle çat›flmakta-d›rlar.
Erdo¤an’›n bas›n üzerindeki faflizmivvee FFaaflfliizzmmiinn BBaass››nn››
Ahmet Vardar y›l-
larca polis muhabirli-¤i yapan bir gazete-ciydi. Sonra tekelcibas›nda bir köflesi ol-
du. Bir köfle verdiler. Arkas›n› s›-vazlad›lar.
O da kalemini y›llarca tekellerve bu düzen için kulland›. Düzeninçarp›kl›klar›n› “kulak çekerek”,“tehdit ederek” kulland›. Peki son-ra?..
Bir kenara at›ld›. Ve son günle-rini bak›ms›zl›k içinde, kimseninyüzüne bakmad›¤› bir biçimde nok-talad›.
Gazeteci Ahmet Vardar’› önceç›karlar› için kullan›p, sonra da ka-p›ya koyanlar patronlar› ve bu dü-zenin sahipleriydi. ‹fllerine yarad›k-lar› ölçüde kulland›lar. ‹fle yarama-maya bafllad›¤› noktada ise s›k›lm›flbir limon gibi att›lar.
Düzen böyledir! ‹nsan›n de¤eri,vefa, ba¤l›l›k yoktur. Herfley parave ç›kard›r!
Onu “kulak çekip”, “yan›n›zagelmeyeyim” dedi¤i y›llarda poh-
pohlayanlar, sonras›nda çabukunuttular. Ahmet Vardar, bunun ti-pik bir örne¤idir!
Ahmet Vardar’›n trajik sonunubelki de en çarp›c› biçimde efli Er-
gül Vardar anlatmaktad›r. “Hacizlerverdik, çok s›k›nt›lar çektik. Nankörbas›n”
Kanser tedavisi gördü¤ü hasta-ne de böyle yapayaln›z ölmüfltürAhmet Vardar. Kimsenin yüzünebakmad›¤› koflullarda ekonomik s›-k›nt›lar yaflam›fl, hacizlerle karfl›-laflm›flt›r.
Düzene hizmette s›n›r tan›ma-yan, düzen için kalemini kullananVardar, hastal›¤›nda bile tek bafl›nab›rak›lm›flt›r. Son günlerini bu yal-n›zl›k ve terkedilmifllik içinde ge-çirmifltir.
Önce pohpohlad›lar, kulland›lar!Sonra yüzüne bile bakmad›lar!
20
Yürüyüfl
7 Mart2010
Say›: 210
AKP’nin ç›karc›l›¤›n›n, faydac›-l›¤›n›n, hemen her fleyi nas›l kullan-d›¤›n›n belki de en somut örnekle-rinden biri de kad›nlara karfl› ald›¤›tutumdur.
AKP 8 y›ll›k iktidar› boyuncakad›nlar›n sorunlar›, talepleri do¤-rultusunda hiçbir politika gelifltir-memifltir. Çünkü AKP’ye göre esasolarak kad›n sorunu diye bir sorunda yoktur. AKP’ye göre kad›n soru-nu olarak adland›r›labilecek tek so-run ““ttüürrbbaann ssoorruunnuu”” olmufltur.
8 y›ll›k AKP iktidar› boyunca,kad›nlar›n yaflamlar› daha da zorlafl-m›fl, daha çok kad›n iflsiz b›rak›l-m›fl, daha çok kad›n eve hapsedil-mifl ve ayn› zamanda fuhufl yapankad›n say›s›nda da adeta bir ““ppaattllaa--mmaa”” yaflanm›flt›r.
‹zledi¤i gerici politikalarla, ka-d›nlar› erke¤e ve iktidara daha çokba¤›ml› hale getirmifltir.
AKP, iktidara gelirken de iktidarolduktan sonra kendi gerici yüzünügizlemek için de kad›nlar› kullan-m›fl, bu konuda kelimenin tam anla-m›yla istismarc› ve iki yüzlü bir po-litika izlemifltir.
let Bakan› Selma Aliye Kavaf, birkad›n›n efli taraf›ndan dövülmesi ileilgili tart›flmalar oldu¤unda, kad›n-lar› “bütün dünya dövüyor” diyebil-mifltir kolayl›kla.
Kendisi de kad›n olan bakan,“yani ne var bunda, kad›nlar›n dö-vülmesi normal de¤il mi?” diyor as-l›nda. Kad›n›n dövülmesi, afla¤›lan-mas›, ikinci s›n›f vatandafl olmas›,cinsel bir nesne olarak kullan›lmas›“bütün dünya da oldu¤una göre”Türkiye’de de olmas› normaldir!
Tastamam, AKP’nin zihniyetibudur. Kad›n dövülebilir, afla¤›lana-bilir, iflfliz kal›p, eve hapsolabilir.Hem kad›n›n dayak yemesi, iflkencegörmesi, afla¤›lanmas› “aile içi birsorun”dur. AKP soruna böyle bak-maktad›r. Daya¤›, afla¤›lanmay›, ka-d›nlara yönelik sald›r›lar› “aile içisorun” olarak görüp, bu suça ortakolan bir iktidard›r AKP iktidar›.
AKP kad›na bak›fl aç›s›nda g›da-s›n› gericilikten almaktad›r. Kad›n›efliti olarak görmeyen, kad›n› “kul-lanan” bir anlay›fl› savunmaktad›rgerici AKP ideolojisi.
“...Erkekler kad›nlardan üstün-dür. Çünkü Allah onlar› bir çok fley-lerde kad›nlardan üstün etmifltir.Çünkü onlar kad›nlar›n› mallar› ilegeçindirirler, doyururlar. ‹yi kad›n-lar da itaatli olurlar. ” (Nisa Suresi)
AKP’nin g›das›n› ald›¤› düflünce;
BBiirriinncciissii;; erkeklerin kad›nlar-dan her koflulda üstün olmas› anla-y›fl›d›r. Erkekler, kad›nlardan üstünolarak yarat›lm›fl, kad›nlar bu ne-denle hep erke¤e ba¤l› olmak zo-rundad›rlar. O nedenle erkekler ilekad›nlar›n eflitli¤i savunulamaz.
‹‹kkiinncciissii;; Kad›n güçsüz, zavall›ve korunmaya muhtaçt›r. Erkeklerkad›nlar› korumak üzere yarat›lm›fl-t›r ayn› zamanda. Bu gerici anlay›flher yafltan 4 kad›nla “evlili¤i” savu-nan, sonra da kad›na kolayca “boflol” diyen, erkeklerin iki duda¤› ara-s›ndan ç›kan iki kelime ile kad›n›
soka¤a atanbir anlay›flt›r.
ÜÜ çç üü nn cc üü --ssüü;; erkekler,kad›nlar› ge-ç i n d i r e c e k ,“doyuracak”,kad›n ekono-mik olarak daerke¤e ba¤l› olacak ve itaat edecek-tir.
K›sacas›, kad›n hiçbir hakk› ol-mayan bir köle olarak görülmekte-dir. O nedenle de kad›n dövülebilir,zira dövülmezse her an “yanl›fl ya-pabilir”, iffetini kaybedebilir.
Bu anlay›fl kad›n› insan olarakgörmeyen, kad›n olarak görmeyenonu eve hapseden bir anlay›flt›r.
AKP’nin iktidara gelmesindebugün siyasette, yaflamda, yok say-d›klar› kad›nlar›n önemli bir rolü ol-mufltur. AKP seçim çal›flmalar›ndakad›nlar› seferber ederek, gecekon-dulara göndermifltir.
Kad›nlar›, seçimleri kazanmakve örgütlenmek için kullanm›fl, hal-k› “fleriatç›” bir parti olmad›¤›nainand›rmak için, göstermelik de ol-sa de¤iflik çevrelerden bafl› aç›k,sosyetik kad›n adaylar bulmufltur.Onlar› da kullanarak parti de bir vit-rin oluflturmufl, parti yönetimindede bir kaç kad›na görev verilmifltir.Olup olaca¤› o kadard›r.
Seçimleri kazanm›fl, iktidar ol-mufllar, kad›nlar›n sorunlar›, talep-leri de “bir dahaki seçime” b›ra-k›lm›flt›r.
AKP’ye inanarak oy veren mil-yonlarca yoksul kad›n yaflamlar›n›zorluklarla sürdürüp aç kal›rken öteyandan bafl› kapal›, alt›nda son mo-del ciplerle, AKP’nin varl›kl›, “yenisosyete kad›nlar›” ortal›¤› doldur-mufltur. AKP’nin as›l yüzü budur.
Dünya Emekçi Kad›nlar Günü100. y›l›nda. Vatansever ve devrim-ci kad›nlar, geçen yüzy›l boyuncaülkemiz s›n›flar mücadelesindeaz›msanmayacak bir mücadele biri-kimi yaratt›lar. Dünden bugüne uza-nan kad›nlar mücadelesinde dev-rimci kad›nlar›n özellikle 1980’ler-den itibaren yaratt›klar› de¤erler, ül-kemiz kad›nlar›n›n mücadele gele-nekleri aç›s›ndan önemli bir dönümnoktas› oluflturmufl, bu gelenekler,binlerce kad›n› etkileyerek mücade-leye çekmifltir.
Kuflkusuz Cepheli kad›nlar›n ya-ratt›klar› bu direnifl gelene¤i, ülke-miz topraklar› üzerinde mücadeleyekat›lan tüm kad›nlar›n mücadelesin-den de güç alm›flt›r.
1919 y›l›n›n 10 Aral›k’›nda,Kastamonu’da tarihimizin ilk kkaa--dd››nn mmiittiinnggii yap›ld›. Miting vatan›niflgaline dikkat çekmek için düzen-lenmiflti. Kad›nlar iflgale karfl› mü-cadele de kullan›lmas› için de¤erlitak›lar›n› verdiler. Anadolu’nun ka-d›nlar›, o gün ‹ngiltere ve ‹talyakraliçelerine, Fransa Cumhurbafl-kan›’n›n efline çektikleri telgraftaflunlar› söylerler:
Bu sözlerde vata-n›n iflgaline karfl› du-yulan öfke, iflgalciyeduyulan kin vard›r.Bu öfke ve kinin alt›bofl da de¤ildir. Nite-kim o gün konuflu-lanlar ve söylenenler,sözde kalmam›flt›r.
A n a d o l u ’ n u nisimsiz kad›nlar›, gi-derek artan ölçüdekurtulufl savafl›ndayer alm›fl, kimilericephe gerisinde kur-tulufl güçlerine des-tek sa¤larken, kimi-leri de silah elde sa-vafl›n en ön cephesin-de kahramal›k des-tanlar› yaratarak sa-vaflm›fllard›r.
Bu destanlardan birinde; 20’liyafllar›nda tüm genç k›zl›k düflleri-ni bir yana b›rakarak savafla kat›-lan, HHaalliimmee ççaavvuuflfl vard›r. Bir di¤e-rinde, Kocayayla’da elde mavzersavafl›rken, aln›ndan vurularak fle-hit düflen GGöörrddeessllii MMaakkbbuullee var-d›r. Bir baflka destanda, iki çocu¤u-nu arkadafl›na b›rakarak 3 y›l bo-yunca düflmanla elde silah savaflanAAyydd››nn ‹‹mmaamm kkööyyllüü AAyyflflee vard›r. Vebir baflka destan›n ad› da ““KKaarraaFFaattmmaa””d›r. Yani as›l ad›yla FFaattmmaa
SSeehheerr.
Fatma Seher, Erzurum-lu’dur. ‹lk yerel savunma ör-gütlerinde yer alm›fl ve Müda-fa-i Hukuk Cemiyetlerinde ça-l›flm›flt›r. Sosyalizm mücadele-sinde savaflan Rus köylü ka-d›nlar›n› duyup etkilenmifltir.
“Çevresindeki kad›nlar› ör-gütleyerek, onbefl kifliyle kur-du¤u çete giderek büyümüfl,say›lar› yüzlere varm›flt›r. 43kad›n ve yediyüz erkektir.
Müfrezesiyle birlikte biz-zat cephede savaflmaktad›rlar. ‹nö-nü savafl›nda, Sakarya Meydan Sa-vafl›’nda, Afyon Meydan Sava-fl›’nda kendi kurdu¤u müfrezesi ileyeral›r.” (Vatan, say›:75)
Anadolu kad›nlar›, silahl› ve si-lahs›z, iflgale karfl› süren savaflta bü-yük fedakarl›klar gösterdiler. Vatan-lar›n›n kurtuluflu için topra¤a düfltü-ler. Kad›nlar, vatanlar›n›n kurtulufluiçin büyük bir cüret ve fedakarl›klasavafl›rken, Kurtulufl Savafl› sonra-s›nda, yeni Cumhuriyet kendi kad›ntipini dayatt› onlara.
Yukar›dan afla¤›ya reformlarla,“bat›l› kad›n” tipini yaratmaya çal›-flan Cumhuriyet, bu taklitçi, dayat-mac› politikalarla Anadolu kad›n›n›kucaklamaktan, kad›n sorununuçözmekten uzak kalm›flt›r. Sosya-list ülkelerden de etkilenerek, KöyEnstitüsü gibi uygulamalarla kad›n-
Fatma Seherler’den Kevserler’e, Biz Var›zEmperyalizmin Karfl›s›nda
Tüm EEmekçiKad›nlar›n, DDünyaEmekçi KKad›nlar
Gününü KKutluyoruz
Yürüyüfl
28 fiubat2010
Say›: 209
22
Yürüyüfl
7 Mart2010
Say›: 210
lara belli misyonlar yükleyen ileriad›mlar at›lsa da giderek kad›nlaraoy hakk› gibi kimi demokratik hak-lar tan›nsa da milyonlarca kad›n›nyaflam›nda ve esas olarak da kad›-n›n toplumsal statüsünde köklü de-¤ifliklikler oldu¤u pek söylenemez.
Cumhuriyet döneminde 1960’-la-ra kadar söz edilebilecek kitlesel birkad›n mücadelesi yoktur. Özellikle1960’l› y›llara kadar kad›nlar›n ken-di taleplerini dile getirdikleri örgütlü,kitlesel bir mücadeleleri yoktur.
Bu dönem boyunca mücadeleiçinde yeralan az say›daki kad›n yasendikal mücadelede ya da TKPiçinde yeralan ayd›n kad›nlard›r. Odönemde mücadeleye kat›lan az sa-y›daki bu kad›nlara karfl› da düzentüm zulmüyle sald›rm›fl, bir avuçilerici, sosyalist kad›n, iflkenceler-den geçirilip, y›llarca hapishaneler-de yat›r›lm›flt›r.
Kad›nlar›n as›l olarak devrimcimücadeleye kat›l›mlar›, 1960’lar›nikinci yar›s› boyunca devrimci mü-cadelenin geliflmesiyle birlikte gün-deme gelmifltir.
Bu y›llarda, mücadelenin kitle-selleflmesi ile birlikte üniversiteler-de süren devrimci mücadeleye dahaçok kad›n devrimci kat›lm›flt›r. Ka-d›nlar›n mücadelenin de¤iflik alan-lar›nda k›smi görevler üstlenmeyebafllad›klar› bir dönem olmufltur budönem. THKP-C’nin kurulmas›ylabirlikte Cephe saflar›nda devrimcikad›nlar da yer alm›flt›r. Henüz yö-neticilik düzeyinde görevler almak-tan, askeri eylemlere kat›lmaktanuzak bir konumda olsalar da birad›m at›lm›flt›r.
12 Mart aç›k faflizmi ile birlikteilerici, devrimci kad›nlar, iflkenceve tutsakl›kla tan›flm›fl ve bu s›nav›al›nlar›n›n ak›yla vermifllerdir. Yinebu dönemde, Cephe ilk kad›n flehi-dini vermifl, HHaattiiccee AAllaannkkuuflfl gör-dü¤ü iflkenceler ve tutsakl›k sonra-s› flehit düflmüfltür.
Cephe’nin ilk kad›n flehidi olanHatice Alankufl’u daha sonra onlar-ca kad›n flehit takip edecek, her yenikad›n flehitle, art›k kad›nlar›n da bumücadelenin ayr›lmaz bir parças› ol-du¤u perçinlenecekti...
Nitekim 1974 sonras› gençli¤inmücadelesinin geliflmesiyle birlikte,üniversitelerde ve giderek liselerdekad›nlar geçmiflle k›yaslanmayacakölçüde mücadele içinde yer almayabafllad›lar. Düzenin kad›nlar›, k›zlar›ba¤lad›¤› kal›n zincirler, devrimcimücadele içinde parça parça k›r›l-maya bafllam›flt›r art›k..
Sivil faflist terörün her kesimihedeflemeye bafllad›¤› 1976-77 dö-neminde, devrimci hareket, faflistterörün ve ekonomik zorluklar›nyükünü en fazla çekenlerin bafl›ndagelen kad›nlar›n mücadeleye kat›l›-m› konusunda iradi bir çal›flma yü-rütmeye bafllad›. Kad›nlar›n müca-deledeki yerinin henüz yeterincekavranmam›fl oldu¤u o koflullardadevrimci hareket iradi ad›mlar ata-rak, DDeevvrriimmccii KKaadd››nn DDeerrnnee¤¤ii’nikurdu. DDeevvrriimmccii KKaadd››nn DDeerrnnee¤¤ii(DKD) gerek yüksek ö¤renim için-deki kad›nlar, gerek fabrikalardakiiflçi kad›nlar ve gerekse de gece-kondulardaki emekçi kad›nlar için-de çal›flma yürütürken, devrimcikad›nlar aç›s›ndan da onlar› e¤itenkadrolaflt›ran bir rol oynad›. Deni-
lebilir ki, gelece¤in komutanlar›n›,yöneticilerini, savaflç›lar›n› yetiflti-ren bir okul oldu. Ki, o okulun ö¤-rencileri aras›nda Sabahat Karatafl-lar, Sevgi Erdo¤anlar vard›...
Ayr›ca, DKD’li kad›nlar dernekbinas›na hapsolmam›fl, fabrikalara,gecekondulara giderek emekçi ka-d›nlar› örgütlemeye çal›flm›fllard›r.Kad›n sorunu kavram›n›n da pekkullan›lmad›¤› koflullarda devrimcikad›nlar yaflam›n her alan›nda yeralm›fl, örgütlenmeler yaratm›fllar-d›r.
Bu dönem ayn› zamanda dev-rimci kad›nlar›n, emekçi kad›nlarlayüzyüze geldi¤i, kitle örgütlenme-lerini ö¤rendikleri bir dönem ol-mufltur.
HHaattiiccee ÖÖzzeenn DKD içinde çal›-flan devrimci bir kad›nd›. Bir yan-dan emekçi kad›nlar› örgütlüyor,bir yandan da ‹stanbul Çay›rbafl›Tekel Kibrit Fabrikas› iflçilerine, ‹s-tinye fabrikalar›ndaki iflçilere, Ha-c›osman, Do¤anevleri ve Ferahev-ler’deki emekçilere, devrimi anlat›-yordu.
Hatice Özen, ‹stanbul Üniversi-tesi Hukuk Fakültesi Ö¤rencisiydi.Ve 16 Mart 1978’de ‹stanbul Üni-versitesi Merkez binas›ndan ç›kandevrimci ö¤rencilere karfl› gerçek-lefltirilen kontrgerilla sald›r›s›ndaflehit düfltü.
Hatice Özen, dönemin devrimcikad›n›n›n örne¤idir. Üniversite ö¤-rencisi olmas›na, onun çal›flma ala-n› yaflam›n her yan›d›r. Gecekondu-da, fabrikada, anfilerdedir.
Daha küçük-burjuva kesimlerinfeminizmi pek keflfetmedi¤i, “ka-d›n sorunu” diye ortaya ç›kmad›¤›süreçte, devrimci kad›nlar kad›n
Devrimci kad›nlar, HaticeÖzenler’in militanl›¤›n›, özverisini,kararl›l›¤›n› kuflanarak yollar›nadevam ettiler.
12 Eylül faflist cuntas› ile birlik-te ise, gözalt›na al›n›p iflkenceler-den geçirilen yar›m milyonu aflk›nkifli içinde, onbinlerce kad›n davard›. Onlar da iflkencehanelerdeve hapishanelerde yarat›lan direni-flin bir parças› oldular.
Bu dönem “d›flarda” ise tutsakailelerinin mücadelesi, kad›nlar›na¤›rl›kta oldu¤u bir mücadele ve ör-gütlenme olarak geliflti. TAYAD bumücadelenin ürünü olarakortaya ç›kt›. TAYAD’la bir-likte, ayd›n kad›nlar d›fl›n-da, ev kad›nlar› da mücade-leye ad›m at›yorlar, yenigelenekler yarat›yorlard›.Devrimci hareket, yenidentoparlanma ve örgütlenmegöreviyle ele ald›¤›1980’lerin ikinci yar›s› bo-yunca, kad›nlar›n örgütlen-mesine özel bir önem verdi.1980’lerin sonlar›nda ise,özellikle gecekondular›n vememurlar›n mücadelesindekad›nlar›n giderek dahayayg›n biçimde yer ald›kla-r›na tan›k olunacakt›.
“Bir gün kad›nlar›m›z savafl›nen ön saflar›nda yerini alacak veerkek yoldafllar› ile omuz omuzaçarp›flacakt›r” diyordu at›l›m döne-
minin ilk kad›n flehidi Olcay Uzun.
OOllccaayy UUzzuunn, cunta sonras› da
devrimci kalmay› baflarm›fl bir dev-
rimcidir. Kad›n olarak, düzenin ka-
d›nlara biçti¤i rolü bir kenara iterek,
at›l›m döneminde erkek yoldafllar›
ile omuz omuza silahl› savafl›n için-
de yer alan kad›nlardan biridir.
Bu yeni dönemde, at›l›m y›lla-
r›nda devrimci kad›n›n neler bafla-
rabilece¤inin örneklerindendir.
Art›k kad›nlar›n silahl› savafl
içinde yer ald›klar›, savaflç›, komu-
tan, yönetici olacaklar› bir dönem
bafllam›flt›r.
Bu sürecin emektarlar›ndan ve
kurmaylar›ndan biri olan SSaabbaahhaatt
KKaarraattaaflfl, devrimci yaflam›, önderli-
¤i ile devrimci mücadelede kad›nla-
ra güç vermifl, kad›n devrimcilerin
yolunu ayd›nlatm›flt›r. Devrimci ka-
d›nlar, onun nezdinde devrimci ka-
d›n›n nas›l olmas› gerekti¤ine dair
sorular›n›n cevab›n› bulmufllard›r.
Devrimci kad›nlar, iflte bu ceva-b› kendi pratiklerine uygulayarak,Sabo’nun yolunda o günden bu ya-na yeni destanlar yazd›lar, mücade-lede, örgütlenmede çok daha ilerigörevler üstlendiler. Onlar›n açt›¤›yolda, daha çok kad›n devrimcimücadele içinde yeralmaya baflla-d›...
Bu y›llar ayn› zamanda devrim-ci kad›nlar›n, “ilk”leri yaratt›¤› y›l-lard›r. “‹lk kad›n gerilla”, “ilk kad›nsavaflç›”, “ilk kad›n kahraman”,“kan›yla duvarlara umudun ad›n›yazan ilk kad›nlar”, teslim olmay›pçat›flan savaflç› kad›nlar, bu döne-
min en belirgin yanlar›d›r. Bugeliflim içinde peflpefle verilenkad›n flehitlerle birlikte devrim-ci kad›nlar ideolojik olarak dahagüçlü hale gelmifller, “kad›n›nkurtuluflu” ve “özgürleflmesi”onlar›n prati¤inde somutlanma-ya bafllam›flt›r. Bu geliflimin birdi¤er sonucu da bir çok alandakkaadd››nn yyöönneettiicciilleerriinn art›k gide-rek daha fazla görülmeye ve ka-bul edilmeye bafllanmas›d›r.
Sürdürülen bu mücadele ilebinlerce kad›n›n örnek alaca¤›kad›n kahramanlar ortaya ç›k-m›fl, devrimci bir kad›n kiflili¤iad›m ad›m flekillenmifltir. Burju-va, küçük burjuva kad›n tipinin,oportünizmin, reformizmin çar-p›tt›¤› kad›n anlay›fllar›n›n kar-fl›s›nda, devrimci kad›n ortayaç›kar›lm›flt›r. (Bkz:Vatan,say:75, Bizim Kad›nlar›m›z)
Devrimci kad›nlar, k›rda, fle-hirde, hapishanelerde, gecekon-dularda süren savafl›n ayr›lmazbir paças› olmufl, “bu kavgadabiz de var›z” demifllerdir. “Sa-bo’nun k›zlar›” devrimci müca-delenin her alan›nda yeralm›fl,emperyalizme ve oligarfliye kar-fl› süren mücadelenin önderleri,savaflç›lar›, militanlar› olmufl-lard›r. Bu çizgi, F Tipi hapisha-neler’e 2000-2007 Fidanlar’›nfeda eylemleri ile sürdürülmüfl,kad›n mücadelesinin 100. y›l›n-da örnek bir tarihin yarat›c›s› ol-mufltur.
8 Mart 100. Y›l›nda
New York’ta dokuma atölyele-rinde vahflice sömürülen kad›n iflçi-ler, 8 Mart 1857’de bu insanl›k d›fl›koflullar› protesto için greve baflla-d›lar.
Sosyalist Enternasyonal, 1910 y›-l›nda yapt›¤› toplant›da, New Yorklukad›n iflçilerin an›s›na, 88 MMaarrtt’’››,, DDüünn--yyaa EEmmeekkççii KKaadd››nnllaarr GGüünnüü oollaarraakkkkaabbuull eettttii¤¤iinnii iillaann eettttii.. Ve o gündenitibaren 8 Martlar, sosyalist kad›nlar›nöncülü¤ünde, baflta kad›nlar üzerinde-ki bask›lar olmak üzere, her türlü bask›ve sömürüye karfl› kavgan›n bayra¤›-n›n yükseltildi¤i günler oldu.Aradan67 y›l geçtikten sonra, 16 Aral›k1977'de Birleflmifl Milletler’de al›nanbir kararla, 8 Mart, "Dünya Kad›nlarGünü" olarak ilan edildi.
Burjuva, küçük-burjuva çevreler,bunu Emekçi Kad›nlar Günü’nün alter-natifi haline getirmeye, böylelikle 8Mart’›n s›n›fsal özünü örtbas etmeyeçal›flsalar da, 8 Mart yüzy›ld›r.EEMMEEKKÇÇ‹‹ KKAADDIINNLLAARR’›n günüdürve yüzlerce y›l da öyle kalacakt›r.
Yürüyüfl
28 fiubat2010
Say›: 209
24
Yürüyüfl
7 Mart2010
Say›: 210
12 Eylül cuntas›n›n getirdi¤i te-mel kurumlardan biri olan YÖK’ünkurucu baflkan› ‹hsan Do¤ramac› 25fiubat’ta organ yetmezli¤inden öldü.
Oligarfli içi çat›flman›n k›yas›yasürdü¤ü flu günlerde, oligarflinin tümkesimleri, ‹hsan Do¤ramac›’n›n ta-butunun bafl›nda yanyana geldiler.Cumhurbaflkan›ndan Baflbakan›na,muhalefet partilerinden Genelkur-may Baflkan›na, cunta flefi KenanEvren’den iflbirlikçi tekellerin, pat-ronlar›na kadar hepsi oradayd›.
Cenazede bir halk yoktu. Bu ya-n›yla kim ne söylerse söylesin, bur-juvazinin kalemflörleri ne yazarsayazs›n, Do¤ramac›’n›n cenazesionun kim oldu¤unu en ç›plak haliy-le ortaya koyan veridir.
‹‹hsan DDo¤ramac›
Kimdir?Burjuvazinin gazeteleri, televiz-
yonlar›, günlerce Do¤ramac› övgü-leriyle dolu yay›nlar yapt›lar. Amagerçek neydi? Gerçek, Do¤rama-c›’n›n faflist cuntan›n en güvendi¤ikiflilerden biri oldu¤udur. Gerçek,Do¤ramac›’n›n tekellerin sad›k birhizmetkar› oldu¤u ve kendisinin debir burjuva oldu¤udur. 6 Kas›m1981’de kurulan 12 Eylül faflistcuntas›n›n kurumlar›ndan YÖK’ünkurucusu ve bu kuruma 1111 yy››ll bafl-kanl›k yapm›fl kiflidir.
‹hsan Do¤ramac›, 12 Eylül cun-tas›n›n sivil generalidir. Cunta,gençli¤i devrimci, ilerici düflünce-lerden uzaklaflt›r›p, beyinlerini bo-flalt›p, düzenin hizmetkarlar› halinegetirmek için e¤itim sistemini onaemanet etti.
Sadece cuntac›lar›n güvendi¤ibirisi de¤ildir Do¤ramac›, cuntasonras›ndaki iktidarlar›n da el üs-tünde tuttu¤u kiflidir. Diyebiliriz ki,28 y›ll›k YÖK zulmünün mimar›d›rDo¤ramac›.
Oligarflinin tüm kesimlerinin bu
flekilde sahiplenmesi, bur-juva medyan›n arkas›ndanmethiyeler dizmesi boflunade¤ildir. Hürriyet yazarla-r›ndan Sedat Ergin’in flucümlesi tüm burjuva yazar-lar›n ortak düflüncesidir.fiöyle diyor Ergin; “Prof. Do¤ra-mac› Cumhuriyet döneminin en bü-yük flahsiyetlerden biri olarak tarih-teki yerini çoktan alm›flt›r. ”
Oligarfli aç›s›ndan Ergin’in yaz-d›klar› do¤rudur. Ancak Do¤ramac›,oligarfli ad›na ne kadar çok yararlarsa¤lam›flsa, halka ve gençli¤e de ay-n› oranda zarar vermifltir.
Bu ““flahsiyetin” ttarihi büyüklü¤ü nnedir?
‹hsan Do¤ramac›’n›n baflkanl›-¤›n› yapt›¤› YÖK, 1402 say›l› yasa-ya dayanarak üniversitelerdeki bin-lerce devrimci, demokrat, ilerici ö¤-retim üyesinin, akademisyenin gö-revine son verdi. Bugün üniversite-lerde gerici bir kadrolaflmadan bah-sediliyorsa bunun bafl sorumlusu ‹h-san Do¤ramac›’d›r.
Do¤ramac› yönetimindeki YÖ-K’le birlikte e¤itim sistemin gerici,faflist niteli¤i daha da pekifltirilmifl-tir. Binlerce devrimci, demokrat,ilerici ö¤renciye onun dönemindesoruflturmalar aç›lm›fl, binlercesiokuldan uzaklaflt›r›lm›fl ya da at›l-m›flt›r. Saç, sakal kontrolüne kadarvaran bask›c› uygulamalarla üniver-siteleri k›fllaya çeviren kiflidir Do¤-ramac›.
Birçok yoksul ö¤rencinin oku-mas›n›n önünde engele dönüflenüniversite harçlar› onun dönemindekonulmufltur.
E¤itimi paral› hale getirmesi bo-fluna de¤ildir Do¤ramac›’n›n. Çün-kü iillkk ppaarraall›› öözzeell üünniivveerrssiittee olanBilkent’in de sahibidir o. Üniversi-teler onunla ticarethaneye dönüfltü-rüldü. Sabanc›lar’›, Koçlar’› özelüniversite kurmaya o teflvik etmifl-
tir. Tekelci burjuvazinin Do¤rama-c›’ya “flükranlar›” bofluna de¤ildir.Bugün özel üniversiteler tekelleriçin en kârl› yat›r›m alanlar›ndan bi-risidir.
Burjuva köfle yazarlar› onun bbii--lliimm aaddaammll››¤¤››nn›› da yere gö¤e s›¤d›-ramad›lar. Oysa, Do¤ramac› üniver-sitelerden bilimi kovan kiflidir. Üni-versiteler onunla bilimsel e¤itim,araflt›rma yapan kurumlar de¤il, ttee--kkeelllleerriinn iihhttiiyyaaççllaarr›› ddoo¤¤rruullttuussuunnddaaeelleemmaann yyeettiiflflttiirreenn ttiiccaarrii iiflfllleettmmeellee--rree ddöönnüüflflttüürrüüllmmüüflflttüürr..
Onun tekellerle olan iliflkisi s›ra-dan bir “hizmet” iliflkisi de de¤ildir.Zaten kendisi de say›l› iflbirlikçi te-kellerin aras›nda yer almaktad›r. Te-kellerle olan iliflkisi ayn› s›n›ftan ol-mas›d›r.
‹hsan Do¤ramac› bilim adam›,e¤itimci de¤il, Tepe Grubu flirketle-rinin, Bilkent Holding’in sahibidirve Türkiye’nin en zengin 100 kiflisis›ralamas›nda Do¤ramac› ailesi 2222..ss››rraaddaadd››rr. Sömürücüdür, halk›n ka-n›n› emenlerdendir. Ömrü boyuncada halk›n ç›karlar› için de¤il, kendis›n›fsal ç›karlar› için çal›flm›flt›r.
Oligarflik devletin zirvesindekibu sahiplenme bunun içindir.
Bayra¤a sarm›fllar tabutunu.Bafl›nda askerler ‘sayg› nöbeti’nde.Devletin zirvesi resmi törenlekald›rd› cenazesini. Peki ne yapt› ‹hsan Do¤ramac›? Ay-y›ld›zl› bayrakla u¤urlanacakhangi “ulusal” ç›karlara hizmetetti?... Oysa, onun ömrü,emperyalistlere ve iflbirlikçitekellere hizmetle geçmifltir.
Tarkan, düzenin gençli¤e, toplu-ma sundu¤u modellerden biriydi.Sistemin parlatt›¤›, “megastar” ilanetti¤i bir modeldi hem de. Bunlargibi düflünün, bunlar gibi yaflay›n,dünyaya bunlar›n penceresinden ba-k›n diyordu düzen.
Fakat iflte, sundu¤u modellerintutulacak bir yanlar› yok. Model di-ye sunduklar›, her türlü pisli¤in içi-ne batm›fl durumdad›r. Uyuflturucu-nun, fuhuflun, her türlü ahlâks›zl›-¤›n, yozlu¤un içinde onlar var. BBaaflfl--kkaa ttüürrllüü oollmmaass›› ddaa mmüümmkküünn ddee¤¤iillzaten. Çünkü düzeni e¤lendirmekve düzen gençli¤ine model olmaküzere sahneye sürülen bu kesimler,bu batakl›¤›n içine girmeden, bu ro-lü üstlenemezler... Burjuva sanatdünyas›nda herkes biliyor ki, uyufl-turucu kullanmak de¤il, kullanma-mak bir istisnad›r. Hangisinin duru-mu Tarkan’›nkinden farkl› ki? Onla-r› üzen fley tek fley pisliklerinin aç›-¤a ç›kmas›d›r.
Burjuva sanat dünyas›n›n, burju-va bas›n yay›n organlar›n›n Tar-kan’›n uyuflturucu kullan›m› nede-niyle gözalt›na al›nmas› karfl›s›ndatak›nd›¤› tutum da son derece çarp›-c›yd›. El birli¤iyle Tarkan’› savu-nup, övmeye devam ettiler hepsi.Sanki çok iyi bir fley yapm›fl, sankimasum bir fleyden gözalt›na al›nm›flgibiydi...
Kimileri, sanatç›lar›n “yarat›msanc›s›” nedeniyle uyuflturucu kul-land›¤›n› söyleyerek uyuflturucuyumeflrulaflt›r›rken, eski polis fleflerin-
den AAttiillllaa AAyytteekk gibileri dekokaini adeta bir ““ddooppiinngg””malzemesi gibi sunuyorlar-d›... Kötü olan, yanl›fl olan,zararl› olan hiçbir fley yoktuk›sacas›... Çünkü bu halt› yi-yen bir “megastar”d›. Düze-nin modellerinden biriydi.fiimdi nas›l modellerinin if-las etti¤ini, çürük ç›kt›¤›n›söyleyip yazacaklard›.
O halde, en iyisi, kokainiçmeyi de o modele yak›flt›r-mak, masumlaflt›rmakt›.Emperyalist müzik, sinemasektörünün çocuk tacizindenuyuflturucuya kadar her türlüpisli¤i yapan “sanatç›”lar›nas›l hala övmeye, ödüllen-dirmeye devam etti¤ini ha-t›rlay›n. Tarkan olay›ndaolan da budur.
Ayn› çaba AKP’nin poli-sinde de vard›. AKP’nin po-lisi bir taraftan uyuflturucuy-la mücadele ediyormufl gibigözüküp “Tarkan da olsagözalt›na al›yoruz, uyufltu-rucuya karfl› mücadele edi-yoruz” görüntüsü verirken,bir taraftan da; topluma,gençlerimize sundu¤u mo-dellerini kurtarmaya çal›fl›-yor, hala onu el üstünde tu-tuyorlard›...
Gençler! Ya batakl›ktaki “megas-tar”lar›, uyuflturucunun esiri olmufl,düzeni e¤lendiren soytar›lar› örnekalacaks›n›z ya da devrimcileri!
Tarkanlar, Burak Kutlar, MichealJacksonlar var bir yanda...Bir yanda Mahirler, Day›lar,Che Guevaralar, Sibeller, Sabolar,Gülsümanlar, Cananlar, Zehralar...
Bak karar ver: Bir yanda batakl›k,bir yanda güzellikler... Bir yandaçürüme, bir yanda ar›nma...
Bir yan, uyuflturur seni; sadecekokainle de¤il, müzi¤iyle, filmiyle,dizisiyle, kitab›yla uyuflturur; uyufl-turur ve seni adaletsizliklerin, çürü-müfllüklerin bir parças› yapar... Di-¤er yan uyand›r›r seni, bilgiyle, bi-linçle, gerçekle, do¤ruyla uyand›r›rve adaletsizliklere, çirkinliklerekarfl› aya¤a kald›r›r...
‹flte onlar›n, düzenin sana suna-bilece¤i bir örne¤i kalmam›flt›r as-l›nda. Biz sana dünyaya meydanokuyan kahramanlar› sunuyoruz.
Bir yanda kokuflmufl düzen, biryanda kurtuluflun... Karar senin!
Uyuflturucu bata¤›ndaki ‘model’ler
Burjuvazinin gençli¤eörnek diye sunabilece¤itüm modeller, batakl›¤›niçindendir ve çürümüfltür!
26
Yürüyüfl
7 Mart2010
Say›: 210
lere konulurken Tarkan, emniyet
amirinin odas›nda ‘misafir’ edildi.
Gözalt›na al›nan halktan herkesin
üzeri didik didik aran›p, kemerine,
ayakkab› ba¤›na el konulurken, Tar-
kan’a cep telefonu dahil her fley ser-
bestti. Polis, “megastar”›n can› s›-
k›lmas›n diye sevdi¤i oyunlar› bil-
gisayara yükleyip hizmetine sunu-
yor, can› hangi yeme¤i isterse onu
getirtiyor. Mahkemeye ç›kar›l›rken,
herkese kelepçe tak›l›rken, ona ta-
k›lm›yordu. Bunlar kuflkusuz s›ra-
dan ayr›nt›lar de¤ildir; Tarkan nez-
dinde, o kiflili¤i hala çekici, cazip
k›lmaya devam ediyordu düzen.
E¤er onun gibi olursan›z, kokain,
esrar, eroin bile kullansan›z, iflte
böyle a¤›rlan›rs›n›z!
Özel muamele yap›l›yor; çünkü
bu düzenin Tarkanlar’a ihtiyac› var.
Tarkanlar’la uyuflturuyor, Tarkan-
lar’la yozlaflt›r›yor gençlerimizi.
Gençlerimize sunulan modeller
Tarkan ve Tarkan gibilerdir. Genç-
lerimiz elbette hepsi Tarkan gibiolamayacakt›r, maddeten imkans›z-d›r bu; ama düzen için önemli olanzaten, gençli¤in Tarkanlar’›n dü-flünce dünyas›na hapsedilmesidir...Onlar›n flark›lar›nda, onlar›n dünya-lar›nda mesela açl›¤a yer yok, zul-me yer yok, sömürüye, emperyaliz-me yer yoktur. “fi›k›d›m fl›k›d›m”bir dünyad›r gençli¤e sunulan.Gençlik kendi gerçe¤inden, yaflad›-¤› toplum gerçe¤inden, dünya ger-çe¤inden kopsun, açl›¤›n, yoksullu-¤un ve zulmün ortas›nda dünyay›umursamadan hoplay›p, z›plas›n...En büyük hayalleri Tarkan gibi ol-mak, olsun. Tarkan gibi saç kestir-mek, Tarkan gibi sakal b›rakmak,Tarkan gibi giyinmek... Buna flimdibir de Tarkan gibi kokain veya ben-zeri bir uyuflturucuyu kullanmay›ekleyebilirsiniz.
Tarkan gibilerin önemli bir k›s-m› yoksul halk›n çocuklar›d›r. Buyan›yla da düzen için çok ifle yararbir “model” durumundad›rlar.
Gençlerimize; siz de Tarkan olabi-lirsiniz, siz de köfleyi dönebilirsiniz,siz de “y›rtabilirsiniz” diyor onlararac›l›¤›yla. Tarkanlar’la düzeniçinde köfleyi dönme umudunu diritutuyor. Bu umuda yarat›ld›¤› için,televizyonlar›n düzenledi¤i popstaryar›flmalar›na kat›lmak için binlercekifli kuyruklarda bekliyor.
Tarkan ve onun gibiler, halk ço-cuklar› için, düzen içinde bir yeregelinebilece¤i umudunun simgesi-dirler. Bugün açl›k, yoksulluk, ifl-sizlik üniversite mezunu gençleri-mizde bile en üst düzeydedir. Gele-ce¤e dair hiçbir umut tafl›mayan,umudu tükenmifl milyonlarca genci-miz var. Ancak, düzen içinde umu-dunu kaybeden gençlik ya yozlafla-cak ya da devrime yönelecektir. Dü-zen ikinci ihtimali yok etmek içinTarkanlar’› y›ld›zlaflt›rmakta, y›l-d›zlar›n› parlatt›kça parlatmaktad›r.Fakat o y›ld›zlar dökülüyor. Düzenparlatt›kça alt›ndan pislikler ç›k›-yor.
Giyim kuflam konusu aile içindegençlerle büyükler aras›nda s›k s›ktart›flma konusu olur. Yafll›lar genç-lerin giyim kuflam›na kar›fl›r be¤en-mez, gençler yafll›lar› “tutucu” bu-lur, giyim kuflam konusundaki “be-¤enilerine” kar›fl›lmas›n› istemez-ler...
Bazen de tart›flma, gençlerinmarkal› bir giysiyi almak istemesiüzerine ç›kar. Ailenin ekonomikdurumu buna musait midir, de¤ilmidir bak›lmaz, illa da “isterim” di-ye tutturulur ve tart›flma bafllar.
Ya da yeni moda bir giysi ç›k-m›flt›r, öyle bir giysiye ihtiyac›nolup olmamas› önemli de¤ildir, on-dan da bir tane olmas› istenir.
Burada soru tam da nas›l giyine-ce¤iz? Tart›fl›lmas›n› istemedi¤imiz“be¤enilerimiz” nas›l oluflmufltur?Giyim kuflamda düzenin yoz kifli-
liklerinin moda diye önümüze att›-¤› paçavralar› m› giyinece¤iz?Böyle olunca ucube olan herfleybir moda haline gelir. Y›rt›k pan-
tolonlar, dar ve sa¤l›ks›z giyim-ku-flam, ucube k›yafetler... Sonu yok-tur bunun.
Bazen de popçular›n, repçilerinadeta paspall›k, da¤›n›kl›k yar›fl›naç›km›fl giyim tarzlar› taklit edilir.
Mesela “Y›rt›k modas›” nas›lmoda olmufltur? Dizi, cebi, oras›,buras› y›rt›k bir pantolonu giymekkimin hofluna gider. Kim diyebilirki, ben bunu be¤eniyorum. Diyorsae¤er, gerçekten de o onun kendi be-¤enisi midir? Sanm›yoruz. Hiçkimsenin y›rt›k bir pantolonla,gömlekle ya da ayakkab›yla gez-mek isteyece¤ini, y›rt›k bir giysiyihofluna gitti¤i için giyece¤ini san-m›yoruz. Ancak “y›rt›k giysi” bilemoda yap›labiliyor, gençler aras›n-da oldukça yayg›n kendine yer bu-labiliyorsa, burada kimse kendi be-¤enisinden, kendi iradesinden söz
edemez. Esas›nda burada tam biriirraaddeessiizzlliikk vard›r. “Be¤enilerimi-zi” tart›flt›rmak bile istemedi¤imizbu konuda ne giyece¤imize, nas›lgiyinece¤imize bile kendimiz kararvermiyoruz. Marka (ki, zaten yok-sul gençler o markalar›n sahteleri-nin peflinde olabilir en fazla) giyin-mek konusunda da modaya uymakkonusunda da durum farkl› de¤il-dir.
As›l soru fludur; giyim-kuflambizim için ne ifade ediyor? Sistemtüketimi körüklemek için her y›l,her mevsim yeni modalar ç›kart›-yor. Tüketim malzemesi olan herfleyi moda haline getiriyor. ‹nsanla-ra moday› takip ettiriyor. Modayauymak, marka bir giysi giymek in-sanlara sahte “mutluluk” kayna¤›yap›l›yor. Ona sahip olmad›¤›ndakendini “eksik”, huzursuz hissedi-yor.
Temiz ve özenli olman›n d›fl›n-da moda diye bizi yönlendirmeyeçal›flanlar›n ucube k›l›klar›n› red-detmeliyiz. K›l›ktan k›l›¤a girmeyikabul etmemeliyiz.
Giyim kuflam
Nas›l B‹R Yaflam?Nas›l B‹R Yaflam?
27
Yürüyüfl7 Mart
2010
Say›: 210
Amerikal› parababalar›nca ç›ka-r›lan ekonomi dergisi Forbes, geçenhafta, ““EEnn zzeennggiinn 110000 TTüürrkk”ün lis-tesini yay›nlad›. Listede halk›n ka-n›n› emen 100 asalak ve onlar›nkanl› dolarlar›n›n s›ralamas› vard›.
‹zmir’de bir sabah vakti, çal›fl-t›klar› Tarifl ‹plik ve Dokuma Fabri-kas›’na giden iflçiler, kap›ya as›lanlistelerden iiflfltteenn aatt››lldd››kkllaarr››nn›› ö¤-rendiler.
K›fl›n so¤u¤unda, kendilerineönceden haber bile verilmeden, tekcümlelik aç›klama yap›lmadan, 600iflçinin yüzüne fabrikan›n kap›lar›kapat›lm›flt›. Kap› önünde saatlercebekleyen iflçilerden TTüüllaayy FFiilliizz;””ÇÇooccuukkllaarr››mm›› nnaass››ll ookkuuttaaccaa¤¤››mm??””
diye a¤l›yordu. Tülay Filiz gibiyyüüzzbbiinnlleerrccee iiflflççii kap› önüne konul-
mufltu; devletin resmi kurumuaç›kl›yordu: sadece geçen y›l, 886600bbiinn iiflflççii,, iiflfltteenn aatt››llmm››flfltt››.. 886600 bbiinniiflflççiinniinn iiççiinnddeekkii TTüüllaayyllaarr aa¤¤ll››yyoorr--dduu.. Çünkü zaman, onlar›n gülmezaman›yd›. 12 Eylül 1980’de flim-di gülme s›ras› bizde demifllerdi veo günden bu yana da gülmeye de-
vam ediyorlar.
Forbes’in listesi, Tülaylar’›n a¤-lamas›na yolaçanlar›n listesiydiasl›nda. 860 bin iflçiyi soka¤a atan-lar›n listesi. Sömürücülerin listesi.
Halk› a¤latanlardan, HHüüssnnüü ÖÖzz--yyee¤¤iinn,, 33 mmiillyyaarr ddoollaarrll››kk sseerrvveettiiyyllee“En zengin kan emici” ünvan›n› buy›l da korudu.
‹kinci s›rada MMeehhmmeett EEmmiinnKKaarraammeehhmmeett 22,,99 mmiillyyaarr ddoollaarrll››kksseerrvveettiiyyllee yer almaktad›r. Kara-mehmet, Çukurova Holding veTurkcell'deki hisseleri ile sa¤lad›¤›sömürü ve ya¤ma ile Türkiye'ninikinci kan emici kiflisi konumunda-d›r.
Bu s›ralama, kanl› milyar dolar-lar ve sahipleri ile devam ediyor.Liste her ne kadar 100 kifliyi göste-riyorsa da listeyi oluflturanlar a¤›r-l›kl› olarak, Türkiye’yi elinde oyna-tan, bu ülkeyi ya¤malayan 1177 aaiillee--nniinn üyelerinden ve ortaklar›ndanoluflmaktad›r.
Bu 100 asalak içinde TTÜÜSS‹‹AADDüyeleri oldu¤u gibi, MMÜÜSS‹‹AADDüyesi “yeflil sermaye”den kan emi-ciler de var.
TEKEL iflçilerine bir ayl›kemeklerinin karfl›l›¤› olarak, 600TL’yi düflünen, asgari ücreti halensefalet ücreti olarak emekçiye revagören AKP iktidar›, söz konusu te-keller olunca kesenin a¤z›n› açmak-ta, onlar› iihhyyaa etmektedir.
Düflünün ki, bu 100 kan emici-nin servetleri milyar dolarlarla ölçü-lüyor. Bunca servet nas›l yap›ld›?Hüsnü Özye¤inler, Mehmet EminKaramehmetler bunca serveti elbet-te çal›flarak, al›n teri dökerek yap-mad›lar.
Türkiye’nin en zenginlerininservetlerinin bir önceki y›la göreyyüüzzddee 5555 oran›nda artt›¤› aç›kland›.Listede, en tepede yine KKooçç AAiilleessiivar. 8 milyar dolar›n üzerinde ser-veti olan ikinci kan emici aile iseSSaabbaanncc›› AAiilleessii’dir. Koç Ailesi’ninborsadaki flirketlerinin tutar› 1188mmiillyyaarr ddoollaarr››,, Sabanc› ailesine aithisselerin tutar› ise 1177 mmiillyyaarr ddoollaa--rr›› bulmaktad›r.
Onlar servetlerini art›r›rken,yoksulluk 盤 gibi büyüdü. Onlarservetlerini art›r›rken, halk yyeeflfliillkkaarrttllaarraa,, ffaakkiirr ffuukkaarraa ffoonnllaarr››nnaa,,ayda 160 TL olan ““mmuuhhttaaçç aayyll››¤¤››--
Geçmiflte, milyar dolarl›k servetler söz konusu oldu¤unda akla ilkKoç ve Sabanc› Aileleri gelirdi. An-cak baflka ekonomik faktörlerin ya-n›s›ra sömürü ve ya¤mada sunulanimkanlar, sömürünün daha çok vah-
flileflmesi ile milyar dolarl›k servetsahiplerinin say›s› da artt›.
Kuflkusuz bunda son 8 y›lda em-peryalist tekelleri ve yerli iflbirlikçi-lerini gözeten politikalar izleyenAKP iktidar›n›n etkisi gözard› edi-lemez.
2009 y›l›ndaki araflt›rmada ser-veti 1 milyar dolar›n üzerinde 41 ai-le, kifli var iken, bu y›l say› 44’eyükseldi. Türkiye’nin en zengin 100aile ve kiflisinin neredeyse yar›s›mmiillyyaarr ddoollaarrll››kk s›n›r› aflt›. As›l ola-rak 1177 AA‹‹LLEE bu s›n›r› aflm›fl ve buülkenin kan›n› emmede s›n›r tan›-mam›flt›r.
K›sacas›, tekeller kârlar›n› art›r-maya, halk› soymaya, ülkeyi talanetmeye devam ediyorlar. Baflka ka-n›ta gerek var m›: AKP zzeennggiinnii ddaa--hhaa zzeennggiinn yyaappaann,, kapitalist sömürüpolitikalar›n›n uygulay›c›s›d›r.
Bu y›l listeye girenler içinde;Cevahir Ailesi, Amram Ailesi, ErsinPamuksüzer, Topbafl Ailesi, UranAilesi, Mehmet Ali Ayd›nlar veYahya Ki¤›l› da bulunmaktad›r. ‹s-tanbul Büyük fiehir Belediyesi Bafl-kan› Kadir Topbafl’›n bu serveti Be-lediye Baflkanl›¤› maafl› ile kazan-mad›¤› aç›kt›r.
Yine 1.5-2 milyar dolarl›k serve-ti ile listeye giren Do¤ramac› AilesiBBiillkkeenntt HHoollddiinngg ile kan emicileriçinde yer almaktad›r.
Türkiye'nin en zengin 25 ailesi-nin hemen hepsinin serveti bu y›lneredeyse 2 kat artarken, ttooppllaammsseerrvveettii 11 mmiillyyaarr ddoollaarr›› ggeeççeenn 1177aaiillee vvaarr.. TTüürrkkiiyyee''nniinn eenn zzeennggiinn aaii--lleessii,, yyiinnee KKooçç aaiilleessiiddiirr.. 88 mmiillyyaarrddoollaarr›› aaflflaann sseerrvveettlleerriiyyllee SSaabbaanncc››aaiilleessii iissee iikkiinnccii ss››rraaddaadd››rr..
Sabanc› ailesinin ard›ndan gelenDo¤an ve fiahenk ailelerinin servet-leri 6-8 milyar dolar aras›ndad›r.
4-5 milyar dolar aras›nda servetesahip di¤er aile ve isimler ise ÜlkerAilesi, fiar›k Tara, Yaz›c› Ailesi,Dinçkök Ailesi, Özilhan Ailesi,Mehmet Emin Karamehmet, Ecza-
c›bafl› Ailesi ve Habafl Grubu’nunsahibi Mehmet Baflaran.
Topu topu 17 A‹LE bu ülkeninkaynaklar›n› emperyalist tekellerlebirlikte sömürmekte, 1177 AA‹‹LLEE bbuuüüllkkeenniinn ggeelleeccee¤¤iinnee kkaarraarr vveerrmmeekk--
tteeddiirr.. (Daha genifl bilgi için BBkkzz::
Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizmiçin Yürüyüfl, say›: 143, “70 Milyonhalk› kendine köle yapan 17 Aile”)
Onlar›n kanl› yönetimi alt›ndamilyonlarca insan inim inim inle-mektedir. Demokrasi ad›na faflizmleyönetilen bu ülkenin sorumlusu ifltebu kan emici 17 A‹LE’dir...
Türkiye devrimci hareketininönderlerinden Mahir ÇAYAN bunuaz›nl›k yönetimi, oolliiggaarrflflii diye nite-lendirmektedir. Az›nl›¤›n yönetimiiflte bu 17 A‹LE’nin yönetimidir.
Nitekim bu ülkede binlerce köyyak›larak boflalt›ld›. Milyonlarca in-san do¤u ve güneydo¤udan göç et-mek zorunda b›rak›ld›lar. Köyleryak›ld›, binlerce köylü kaç›r›l›p kat-ledildi.
Kürt halk›na y›llarca milli zulümpolitikas› uyguland›. Dili, kimli¤i,kültürü yasakland›. Kendini ifadeetmesi engellendi. Asimilasyona ta-bi tutuldu. Varl›¤› inkar edildi.
Yine Alevi halk›n inançlar›n› ye-rine getirmesi, kendisini ifade etme-si engellendi. Alevi halk› bask› vezulmü yaflad›. ‹nançlar›n› gizli gizliyerine getirmek zorunda kald›.
Türkiye halk›na bask› ve sömürükarfl›s›nda teslimiyeti dayatan faflistcuntalar örgütlendi.
K›sacas› bu ülke tarihinde halkakarfl› sürdürülen karfl› devrimci sa-vafl›n gerçek sorumlular› iflte bu 17A‹LE’dir.
Bunca zulmü, bunca sald›r›y›uygulayan topu topu 17 A‹LE’dir.Bu ülkede halk›n yaflam›n› cehen-neme çeviren, ülkemizi emperyaliz-me peflkefl çeken onlard›r.
Ortado¤u’da emperyalizmin birüssü haline getirilen Türkiye tablo-sunun sorumlusu onlard›r. Bugün‹ncirlik gibi emperyalist üslerin var-l›¤›n›n nedeni onlard›r.
Ba¤›ms›zl›k, demokrasi ve sos-yalizm kavgas›n› kanla bast›ran,Gazi katliam›n›n, 1 May›slar›n, Si-vaslar’›n, Marafllar’›n sorumlusu ifl-te bu 17 A‹LE’dir...
sullar› dilenci yerine koyuyor, 25torba kömür da¤›t›yordu. G›da pa-ketleri ad› alt›nda 2 paket makarna,1 kg. Çay ve 1 kg.flekerden oluflan pa-ketler da¤›t›yordu.
Yine 9 milyonyoksul, muhtaç vegüvencesi olmayankifliye Yeflil Kartverilmifl, sa¤l›k so-runu da böyleceucuz yoldan “çözül-müfltü.”
“Yoksullara, fa-kirlere, muhtaç kifli-lere; aile, sa¤l›k,e¤itim, özürlü yar-d›mlar› ile s›cak ye-mek ve do¤al afetharcamalar› içintopu topu 22000088 yy››--ll››nnddaa ttooppllaamm 11..88mmiillyyaarr TTLL harcan-m›flt›r...” (Yürüyüfl,14 fiubat 2010, sa-y›: 207)
K › sacas › ,büyük yalan-larla aylarca,“bak›n halk›nsorunlar›n› çö-züyoruz” yala-n› ile sürdürü-len kampanya-lar›n parasalm a l i y e t l e r ison derece az-d›r. Devedekulak gibidir.Yani maliyet-leri yüksek ol-mayan, çokfazla para har-canmayan ra-
100 kan emici ifl yorgunlu¤unuatmak için y›lda iki kez detoksmerkezine gidiyormufl. ÖzellikleTayland ve Almanya'dakimerkezleri tercih ediyorlarm›fl.Geceli¤i 885500--11000000 ddoollaarraras›nda de¤iflen bu merkezlerdekendilerini yeniliyor,genç kalmaya çal›fl›yorlarm›fl...
Serveti artan sadece ve sadecetekeller var. Bunun karfl›l›¤›nda ka-pitalizmde zenginleflme, birilerininyoksullaflmas› ile mümkündür. Aç›kki, tüm s›n›flar ayn› anda zenginle-leflemez. S›n›fl› toplumlar›n kural›budur.
Tekellerin serveti artarken halk›ntüm kesimleri yoksullaflm›flt›r. AKPiktidar› iflte bu gerçekleri gizlemek-tedir. Halk bunlar› görmesin diye ya-lanlarla, suni gündemler yaratarak,halk› faflist terör ile susturmaya çal›-flarak yönetiyor AKP iktidar›.
Görünürde iflbirlikçi tekelci bur- juvazi ile AKP aras›nda hep bir çe-liflki var gibi görünüyor. Ancak budurum yan›lt›c›d›r. Ortada bir çelifl-
ki yoktur.
Rakamlar›n gösterdi¤i gibi 8 y›l-
l›k AKP iktidar›nda 17 A‹LE’nin
serveti ola¤anüstü ölçüde artm›flt›r.
AKP onlar› zenginlefltirmeye, on-
larda AKP yi desteklemeye devam
ediyor.
Bu konuda tam bir ittifak vard›r.
AKP, iflbirlikçi tekellerin sömürüsü
için onlara hertür kolayl›¤› sa¤la-
makta, bir dediklerini iki etmemek-
tedir.
Ayr›ca en asalaklar›n listesine
bak›lacak olursa, listede “laik ser-
maye” de var “yeflil sermaye”de.
Nitekim Ülker grubundan, Çal›kla-
ra kadar bu listede “yeflil serma-
ye”den asalaklar oldu¤u gibi TÜS‹-
AD’›n onlarca kan emicisi de var.
Ve her iki kan emici kesimde
kardefl kardefl yönetiyor para kaza-
n›yorlar. Sömürünün sürdürülmesi,
ya¤ma ve talan›n devam ettirilmesi
ile devrimci mücadelenin kanla bas-
t›r›lmas› konusunda ittifak içinde-
dirler. Bu konuda bir çeliflkileri
yoktur.
AAddaalleett!! Yafll› ve tekerlekli sandalyeye mahkum olan Dursun
Erselligil, hiçbir ihtiyac›n› kendi bafl›na karfl›layam›yor.Bir gözü hiç görmüyor, di¤er gözü ise az görüyor. K›sa-cas›, yan›nda biri olmadan yaflayamayacak kadar yafll›,sakat bir insan!
‹flte bu durumda olan, Dursun Erselligil’i hapse att›-lar.
Peki bu durumdaki bir insan› hapsedecek kadar a¤›rve büyük suç ne olabilir acaba?..
45 TL’lik su borcunu ödeyemeyen Dursun Erselligil’iönce mahkemeye verdiler. Ve ciddi ciddi Ankara 13. As-liye Ceza Mahkemesi’nde dava aç›ld›. MMaahhkkeemmee 66 aayycceezzaa vvee 999900 TTLL ppaarraa cceezzaass›› vveerrddii,, bbuu ssaakkaatt vvee yyaaflflll›› iinn--ssaannaa!! SSoonnrraa bbuunnuu 44 ggüünn hhaappiiss cceezzaass››nnaa ççeevviirrddiilleerr..
Niye ödeyemedin? diye sormad›lar. Paran var m›? di-ye de sormad›lar. Yafll›, sakat ve paras›z olmas›n› gözö-nüne bile almad›lar.
Niye ödeyeme-din de¤il ama ne-den ödemedindiyerek o yafll›,sakat ve paras›zinsana ceza ver-diler.
Sonra da hapisha-nenin yolunu gösterdiler...
Milyonlarca dolar yolsuzluk yapanlar elini kolunusallay›p gezerken, su borcunu ödeyemeyen yafll› ve sakatbir insan› hapsedenler, insana, halka ne kadar yabanc›-laflt›klar›n›, ne kadar düflman olduklar›n› bir kez dahagösterdiler.
Ve adaletlerinin adalet olmad›¤›n› da...
Hapishaneye götürüp kapat›rken, “orada nas›l yata-cak?” demediler. ‹sterse ölsündü, nas›l olur da su borcu-nu ödemezdi? Yoksullara, sakatlara gücü yeten, 45TL’lik adaletti bu!
‹flte 100 Asalaktan EnZengin 13’ü!
1- Hüsnü Özye¤in Fiba Hol-ding
2- Mehmet Emin KaramehmetÇukurova Holding
3- fiar›k Tara Enka ‹nflaat
4- Ferit fiahenk Do¤ufl Holding
5- Murat Ülker Y›ld›z Holding
6- Ali A¤ao¤lu A¤ao¤lu ‹nflaat
7- Erman Il›cak Rönesans ‹nfla-at
8- Filiz fiahenk Do¤ufl Holding
9- Semahat Arsel Koç Holding
10- Rahmi Koç Koç Holding
11- Ahmet Nazif Zorlu ZorluHolding
12- Kamil Yaz›c› Yaz›c› Hol-ding
13- Suna K›raç Koç Holding
Yürüyüfl28 fiubat
2010
Say›: 209
31
Yürüyüfl7 Mart
2010
Say›: 210
45 TL’lik Adalet!
Devrimci Okul’un ö¤rencilerinemerhaba. Bu haftaki dersimizde ge-çen hafta bafllad›¤›m›z ideolojikmücadele konusuna devam edece-¤iz. Geçen dersimizde, burjuvaziyekarfl› ideolojik mücadeleyle, soliçindeki ideolojik mücadele konula-r›na de¤inmifltik. Bugün, “dört cep-hede birden” sürdürülür diye belirt-ti¤imiz mücadelenin di¤er cephele-rini ele alaca¤›z, hem de ideolojikmücadelenin yürütülüflü aç›s›ndanbaz› noktalara de¤inece¤iz
Devrimci hareket,ideolojik birli¤ini sa¤la-m›fl bir harekettir. Sa¤-lam bir stratejik temele,hayat›n s›namalar›ndangeçmifl politikalara sahiptir. Ve yineeklemeliyiz ki, bu ideolojik ve poli-tik temeli pekifltiren çok güçlü gele-neklere sahiptir. Ancak bütün bun-lar, hareket içinde hiçbir yanl›fl, çar-p›k, eksik ve farkl› düflünce ortayaç›kmayaca¤› anlam›na gelmez.Böyle düflünmek, idealizm olur.
Siyasi literatürde ideolojik, poli-tik anlamda ssaappmmaa olarak adland›r-d›¤›m›z olgular, çok çeflitli geliflme-lerin farkl› de¤erlendirilmesi, ege-men s›n›flar›n politikalar›ndaki çe-flitli de¤ifliklikler, hareketin subjek-tif durumundaki de¤iflkenlikler veideolojik anlamda zay›fl›klar, çar-p›kl›klar gibi etkenlere ba¤l› olarakortaya ç›karlar. S›n›f mücadelesi bi-lindi¤i gibi düz bir çizgi izlemez.Mücadele geriler ilerler, hareket da-ral›r genifller, eylemler azal›r artar...Sa¤lam ve net bir ideolojik zemindedurulmuyorsa, bütün bunlar karfl›-s›nda çeflitli sapmalar ortaya ç›kabi-
lir. Hareket içinde-ki ideolojik müca-dele dedi¤imiz ol-gu, iflte bu aç›danen baflta ‹DEOLO-J‹K SA⁄LAM-LAfiMA mücade-lesidir. Yani baflka
bir deyiflle, bu ideolojik mücadele-nin verilmesi için illa ortada bir“sapma”n›n olmas› gerekmez. ‹deo-lojik sa¤lamlaflmay› esas alan ide-olojik mücadele, zaten sapmalar›nzeminini ortadan kald›rmaya yöne-lik bir mücadeledir.
Bu mücadele, kurall›, ilkeli, ide-olojik mücadelenin tarihsel dene-yimlerine uygun olarak flekillenme-lidir. Hareketimizin ideolojisine,politikalar›na yönelmifl sald›r›lara
ideolojik mücadele cephesindenverdi¤imiz cevaplar, elbette ayn›zamanda kendi kadrolar›m›z›n, yö-neticilerimizin, kadro adaylar›m›-z›n, tüm taraftarlar›m›z›n ideolojikanlamda e¤itilmesi, daha güçlü k›-l›nmas› mücadelesidir.
Öte yandan, emperyalizmin,burjuvazinin ideolojik sald›r› ve ku-flatmalar› süreklidir. Bu sald›r›lar›ndevrim saflar›nda etkili olabilmesi-nin önünü kesmek de sürekli ve sis-temli bir ideolojik mücadeleyi ge-rekli k›lar. De¤ilse, bir “sapma” bi-çiminde olmasa da burjuvaziye, kü-çük-burjuvaziye ait bir çok görüfl,düflünce, kavram, sinsice saflar›m›-za, beyinlerimize gelip yerleflir.
Kendi içimizdeki ideolojik mü-cadele, elbette her kadronun, kadroaday›n›n ideolojimiz, politikalar›-m›z, ideolojiden ba¤›ms›z olmayangeleneklerimiz konusunda uyan›kve duyarl› olmas›n› gerektirir.
‹deolojik politik anlamda, örgüt-sel anlamda aleni çarp›kl›klar, ek-siklikler, zaaflar karfl›s›nda her kad-ro kendini sorumlu görmek duru-mundad›r. ‹deolojimizle, politikala-r›m›zla, kültürümüzle uygun olma-yan, çat›flan bir durum ortaya ç›kt›-¤›nda, hiçbir kadro bunu görmez-den gelemez.
‹deolojik mücadele derken, böy-le bir soru da akla gelebilir. Evet,ideolojik sorun, ideolojide sapma,çarp›kl›k, sadece mesela en genelanlamda Marksizm-Leninizmin sa-vunulup savunulmamas›nda, PA-SS’nin savunulup savunulmamas›n-
da ortaya ç›kmaz. Bun-lar, en genel boyutlard›r.Ancak ideoloji, asl›ndabizim günlük yaflam›m›-za kadar yön veren birunsurdur. Bir müzik ter-cihi, bir film veya kitaptercihi, giyim kuflamdakibak›fl aç›lar›, yoldafll›kiliflkilerindeki, kolekti-vizmdeki, elefltiri-özelefl-tirideki bir yaklafl›m da
pekala, burjuva, küçük-burjuva ide-olojinin yans›mas› olarak karfl›m›zaç›kabilir ve bunlar da ideolojik mü-cadelenin sürdürülece¤i cepheninbir parças›d›r.
Proletaryan›n ideolojisini, sos-yalizmi savunuyoruz. Bu ideoloji-nin temel noktalar› bellidir ve bun-lar, hiçbir noktada burjuva ideoloji-siyle uzlaflmazlar. ‹kincisi, devrimcihareket olarak oluflturdu¤umuz tümde¤erler, ilkeler, kurallar, temeldeproletarya ideolojisinin bir yans›-mas›d›r. Bu noktada, saflar›m›zdaideolojimizle çeliflen, çat›flan hiçbirde¤ere, davran›fla, düflünceye yervermemeli, bu türden düflüncelerle,davran›fllarla ortaya ç›kt›¤› her yer-de mücadele etmeliyiz.
Bu çarp›kl›klar›n kendini göster-di¤i yer, bulundu¤umuz alandakiyöneticiler, sorumlular da olabilir;böyle de olsa, ideolojik mücadelegörevi de¤iflmez. Her Cepheli, ide-
devrim içindevrim için
D EVR‹MC‹ OKULD EVR‹MC‹ OKUL
Ders: ‹deolojikMücadele-2
‹deolojikmücadelenin dört
cephesi birbütündür
Yürüyüfl
28 fiubat2010
Say›: 209
32
Yürüyüfl
7 Mart2010
Say›: 210
olojisini kavramak ve onuher koflulda ve gerekti¤inde“herkese karfl›” savunmakdurumundad›r. Kendi içi-mizdeki ideolojik mücadele-nin bir boyutu da bu olmal›-d›r. Bu bilinç ve kültür yer-leflti¤i oranda, burjuva, kü-çük-burjuva ideolojilerinuzant›s› olarak saflar›m›zda ortayaç›kabilecek çarp›kl›klara, sapmalarakarfl›, ideolojik olarak çok dahagüçlü hale gelmifl oluruz.
Mahir’in bir sözü vard› hani ha-t›rlarsan›z. ‹deolojik mücadeleyeiliflkin ilk dersimizde oportünizmekarfl› ideolojik mücadele için söyle-mifltik: “Oportünizmin panzehiriideolojik mücadeledir.”
Asl›nda kendimizdeki ideolojikbelirsizlikler, çarp›kl›klar, zaaflarve zay›fl›klar için de ayn› fleyi söy-leyebiliriz. Kendimize karfl› ideolo-jik mücadele, kendimizdeki burju-va, küçük-burjuva ideolojisinin ka-l›nt›s›, uzant›s› olan düflüncelere, budüflüncelerin ürünü olan davran›flla-ra karfl› mücadeledir.
Burada ana halka, kendimizdetespit etti¤imiz yanl›fl, çarp›k dü-flüncelerin mutlaka ideolojik birkarfl›l›¤›n›n oldu¤unu görmektir.
fiu veya bu konuda sahip olunandüflüncelerin yanl›fll›¤› karfl›s›nda,kimilerimiz “ben böyle düflünüyo-rum” dedi¤inde, o düflüncenin ken-dili¤inden masumlaflaca¤›n›, do¤alkabul edilece¤ini san›r. Ama öylede¤ildir. Evet, sen öyle düflünüyorolabilirsin, ama bu düflünce Mark-sizm-Leninizmle tersse, bu düflünceörgütün tarihin süzgecinden geçipgelmifl düflünce ve yaklafl›mlar›n-dan farkl›ysa, o zaman “neden öyledüflünüldü¤ü”ne bakmak gerekir.‹flte o noktada bilimsel olarak bilirizki, öyle (Marksizm-Leninizme gö-re, örgüte göre, örgütün ihtiyaçlar›-na göre) de¤il de “böyle” düflünül-mesinin, kuflkusuz ki ideolojik bir
kayna¤› vard›r. O kaynakta genelolarak karfl›m›za burjuva veya kü-çük-burjuva ideolojisinden al›nm›fl,onlardan etkilenilmifl yaklafl›mlarç›kar.
Yanl›fl, çarp›k, bireyci, anarflikdüflünce ve yaklafl›mlar› terketmek,esas olarak onlar› besleyen ideolo-jik kayna¤› kurutmakt›r. Kendimizekarfl› ideolojik mücadele cephesininesas› budur.
Kifli olarak kendi içimizdeki ide-olojik mücadeleyi mmaayymmuunnllaa kkaapp--llaann››nn mmüüccaaddeelleessii olarak da tasviredebiliriz. Maymun, beynimizdekiburjuvazi veya küçük-burjuvazidir.Maymun, al›flkanl›klar›m›za, davra-n›fllar›m›za, tercihlerimize s›zan kü-çük-burjuvazidir. Maymunla kapla-n›n mücadelesi, burjuvaziyle prole-taryan›n ideolojik mücadelesinin ki-fli olarak kendi üzerimizdeki deva-m›d›r.
Ne yapaca¤›z peki? Okuyaca¤›z,tart›flaca¤›z, e¤itim çal›flmalar›n›aksatmayaca¤›z, bu çal›flmalar› so-yut, teorik olmaktan ç›kar›p, ger-çekten bbuurrjjuuvvaa,, kküüççüükk--bbuurrjjuuvvaaddüüflflüünncceelleerrllee kk››rraann kk››rraannaa ssaavvaaflfl--tt››¤¤››mm››zz bbiirreerr aa rreennaayyaa çevirece¤iz.Kendimizdeki burjuva, küçük-bur-juva düflüncelere karfl› yyaall››nn kk››ll››ççssaavvaaflflaaccaa¤¤››zz.. fiu aç›k ki, burjuva,küçük-burjuva ideolojisinin dev-rimciler üzerinde etkili olmas›n›n,devrimcinin beynini teslim almas›-n›n tek nedeni, iddeeoolloojjiikk ggüüççssüüzz--llüükkttüürr.. Devrimci ideolojik donan›maç›s›ndan güçsüzse, yetersizse, bur-juvazinin çarp›k düflüncelerinin,yönlendirmelerinin, psikolojik sa-vafl›n›n, kültürül anlamda empozeettiklerinin daha fazla etkisi alt›ndakalacakt›r.
Burada flunu belirtmeliyiz ki,kendi içimizdeki ideolojik mücade-lemiz, di¤er cephelerdeki ideolojik
mücadelemizi de etkiler.Kendi içimizdeki ideolojikmücadelede zay›f kal›yor-sak, hareket içindeki ideolo-jik mücadede de sola karfl›ideolojik mücadelede de venihayet burjuvaziye karfl›ideolojik mücadelede de ye-tersiz ve zay›f kalmam›z, bü-
yük ihtimaldir.
‹çimizdeki maymunu altetme sa-vafl›n› vermeden, di¤er üç cephedenas›l savaflabiliriz?
Eksiklikler, zaaflar karfl›s›nda li-beral davranan biri, ideolojik müca-delede bafltan kendini güçsüzlefltiri-yor demektir. Onda, ideolojik ola-rak zaaflara, statükolara, sa¤c› anla-y›fllara, liberalizme, yani temeldeküçük-burjuva ideolojisine aç›k biryan var demektir. Sapmalar›, çar-p›kl›klar›, yanl›fl yaklafl›mlar› görü-yor ve üzerine gitmiyorsak, oradaörtülü bir kabul vard›r, normal gör-me, meflrulaflt›rma vard›r. fiuras› ke-sin ki, baflkalar›ndaki yanl›fllar›,çarp›kl›klar› meflrulaflt›ranlar, kendiiçlerinde de o mücadeleyi veremez-ler.
Sadece kendimize karfl› ideolo-jik mücadele aç›s›ndan de¤il, ide-olojik mücadelenin dört ayr› cephe-si de birbirine ba¤l›d›r. Herhangi bircephedeki zay›fl›k, di¤er cepheleride etkileyecektir.
Yani flöyle diyebiliriz; burjuva-ziye karfl› ideolojik mücadelede za-y›f davrananlar›n kendine karfl› ide-olojik mücadeleyi güçlü ve etkili birbiçimde yürütmesi kolay de¤ildir;ve elbette tersi de geçerlidir. Kendi-ne karfl› güçlü bir ideolojik mücade-le yürütmeyenlerin, burjuvaziye,oportünizme, revizyonizme karfl›ideolojik mücadelede güçlü, militanolmas› zordur. Öyle gibi görünse bi-le, o temelde bir zay›fl›k ve tutars›z-l›k tafl›r.
Düflünceler, bir yerde ak›flkan s›-v›lar gibidirler. Bazen apaç›k akar-lar, bazen küçük bir çatlaktan bile
Öyle bir tarz yarataca¤›z ki, oligarfli-nin ideolojik sald›r›lar› karfl›s›nda
bbiizziimm nnee ddeeddii¤¤iimmiizzii en k›sa süredeönce tüm iliflkilerimiz, sonra bulun-
du¤umuz birimde herkes ö¤renecek.Egemen s›n›flar›n kulland›klar›
demagojilerin iç yüzünü nneeyyaapp››pp eeddiipp iinnssaannllaarraa aannllaattaaccaa¤¤››zz......
Yürüyüfl28 fiubat
2010
Say›: 209
33
Yürüyüfl7 Mart
2010
Say›: 210
s›zarlar. Genel olarak militan vesosyalizme inanmas›nda, sosyalistideolojiyi savunmas›nda bir sorunolmayan herhangi biri, bir konudabakm›fls›n›z ki, burjuvaziye veyaküçük-burjuva ideolojisine ait birdüflünceyi, yaklafl›m› savunuyordur.‹flte o düflünceler, o çatlaklardangelmifltir. ‹flte ideolojilerin bu “s›z-ma” özelli¤i nedeniyledir ki, hercephedeki ideolojik mücadele birbütün olarak ele al›nmak, burjuva,küçük-burjuva düflüncelerin s›zabi-lece¤i tüm çatlaklar› kapatmak, bur-juva, küçük-burjuva dü-flüncelerin karfl›s›na, pro-letaryan›n ideolojisiyleafl›lmaz bir barikat kur-mak durumunday›z.
Ve kendi barikat›m›z›örerken, kendi ideolojimi-zi hayat›n her alan›na,halk›n her kesimine ulafl-t›rmak için tam bir hücumhalinde savunmal› ve yay-mal›y›z ideolojimizi.
Bizim ideolojimiz, po-litikalar›m›z çok do¤ruolabilir. Ama bunu savun-makta tutuksak, kendimizi s›n›rl›-yorsak, onlar›n do¤rulu¤u, s›n›flarmücadelesi üzerinde çok fazla etki-de bulunmayacakt›r. Ölüm orucudöneminde söylemifltik: ““DDüüflflüünnccee--lleerriinn ggüüccüü oonnuu ssaavvuunnmmaakkttaa ggöössttee--rriilleenn kkaarraarrll››ll››kkttaadd››rr..”” Düflünceleri-miz u¤runa ölmemiz, bunun en do-ruktaki göstergesiydi. Bunun birbaflka göstergesi de iflte, bizim hheerraallaannddaa,, hheerr aann ve ddöörrtt cceepphheeddeebbiirrddeenn kesintisiz bir biçimde ide-olojik mücadeleyi yürütmemizdesomutlanacakt›r.
‹deolojik mücadele, kesinliklekkeessiinnttiissiizz bir süreçtir. Süreklili¤iolan bir görevdir. Devrimcilik, ide-olojik mücadeledir. Her olaya, herolguya ideolojiler aç›s›ndan bak-mak durumundad›r devrimci.
Böyle bakal›m flimdi! Böylebakmaya bafllad›¤›m›z andan itiba-ren neler yapabiliriz?
‹deolojik mücadeleyi sürdürmekonusunda birim veya alan olarakbir politika ve program belirleyelimen baflta. Mesela diyelim flöyle birkarar alal›m.
Biz; bu birim olarak,
1- Alan›m›za yönelik ideolojiksald›r›lara, flu veya bu biçimde kar-fl›l›k verece¤iz.
2- Bu karfl›l›k, bildiri yazma, ya-
y›nlama, dergi yaz›lar›n› ço¤alt›pda¤›tma, alan›m›za seslenen radyo,internet sitesi gibi araçlar› kullan-ma, bas›n aç›klamas› yapma, alan›nözelli¤ine göre uygun yerlerde (ma-hallelerde kahvehaneler, evler, cad-deler, gençlikte uygun kantinler,amfiler, iflçiler ve memurlarda ifl-yerleri, iflçilerin toplu bulundu¤udi¤er yerlerde) sözlü konuflma... gi-bi çeflitli biçimlerde olacakt›r.
3- Bu çal›flmalar› sürdürmek içinelimizin alt›nda her an kullanabile-ce¤imiz temiz ve ucuz bir fotokopimakinas› veya bilgisayardan ç›k›flalabilece¤imiz basit ve pratik biryaz›c› olmal›... (Bunlar› mevcutiliflkilerimizden ayarlamak öncelik-li olmal›d›r.)
4- Komitemizdeki iki arkadafl›ideolojik sald›r›lara karfl›l›k vermeknoktas›nda özel olarak görevlendir-dik. Bu arkadafllar:
a- Alan›m›zla ilgili geliflmeleriizleyip, bildiri yaz›lmas›, da¤›t›lma-s› gerekti¤i durumlarda komiteye
öneri yapacak.
b- Her hafta gelen dergiden var-sa alan›m›zdaki ideooljik mücadele-ye denk düflecek bir iki yaz›y› tespitedecek, bunlar› ço¤altma ve da¤›t-ma iflini organize edecek. (Ayn› fle-kilde Halk›n Sesi’nden Tav›r’a ka-dar çeflitli yay›nlara da ayn› bak›flaç›s›yla bak›l›p de¤erlendirilecek.)
5- ‹deolojik mücadelede, politi-ka üretmekte belli bir tecrübe ve di-namizm kazand›¤›m›zda, devrimcibir refleks oluflturdu¤unuzda, gide-
rek, mesela alan›m›za, bi-rimlerimize yönelik bbiirr kkaaççssaayyffaall››kk kk››ssaa bbüülltteennlleerr ya-y›nlayabilir, bu bültenlerarac›l›¤›yla ideolojik müca-delemizi, propagandam›z›daha güçlendirebiliriz.
6- ‹deolojik mücadelekonusunda baflta komitemizolmak üzere, çal›flmalar›m›-z› yürüten tüm arkadafllar›-m›z› ve giderek tüm taraf-tarlar›m›z› özel olarak bilgi-lendirmek, bu mücadelenintaraf›, militan› haline getir-mek için kendi içimizde
e¤itim çal›flmalar› ve toplant›lar ya-paca¤›z.
7- Neticede, oligarflinin ideolo-jik sald›r›lar› karfl›s›nda biz de öylebir tarz yarataca¤›z ki, oligarflininideolojik sald›r›lar› karfl›s›nda bbii--zziimm nnee ddeeddii¤¤iimmiizzii en k›sa süredeönce tüm iliflkilerimiz, sonra bulun-du¤umuz birimde herkes ö¤rene-cek. Egemen s›n›flar›n kulland›klar›tezlerin, kavramlar›n, demagojileriniç yüzünü nnee yyaapp››pp eeddiipp iinnssaannllaarraaaannllaattaaccaa¤¤››zz......
Evet, bu kararl›l›¤a sahip oldu-¤umuzda, bunu nas›l gerçeklefltiri-riz diye kafa yormaya bafllad›¤›m›z-da, inan›n, her birim, her alan çokyarat›c› yeni biçimler, yeni yollar,yöntemler bulacakt›r.
Yol, yöntem, biçim ne olursa ol-sun, iflimiz çok sadedir. Yalan›n kar-fl›s›na gerçe¤i, yanl›fl›n karfl›s›nado¤ruyu, aldatmacalar karfl›s›nadevrim seçene¤ini koyaca¤›z. Ger-çek bizde, do¤ru bizde, çözüm seçe-ne¤i bizde. ‹deolojik mücadelede,
Ne yapaca¤›z peki? Okuyaca¤›z,tart›flaca¤›z, e¤itim çal›flmalar›n›
aksatmayaca¤›z, bu çal›flmalar› soyut,teorik olmaktan ç›kar›p, gerçekten
bizdekini kitlelere götürerek, kitle-lere egemen olan yalanlar›, yanl›flla-r›, aldatmacalar› yoketmektir. ‹fli-miz çok sade derken, hiç de iflimiziküçümsemiyoruz, gerçekten de ide-olojik mücadele hedefi itibar›ylaçok net bir olgudur.
Çok çok güçlü oldu¤umuz biraland›r bu alan. Ancak bu gücümü-zü yeterince etkili kulland›¤›m›z›söyleyemeyiz. Düzeni, en zay›f ol-du¤u bu noktadan yeterince etkilibir biçimde vurdu¤umuzu söyleye-meyiz.
Düzen ““iiddeeoolloojjiikk oollmmaa””yy›› adetabir suçmufl gibi, kötü bir fleymifl gi-bi sunmakta, halk›n eylemlerini“ideolojik olma” suçlamas›yla kara-lamaya çal›flmaktad›r. Demek kiideolojik mücadelede, en baflta elealaca¤›m›z noktalardan biri budur.Herkesin, hükümetlerin de iiddeeoolloo--
jjiikk oolldduu¤¤uunnuu anlatmak, onlar›n
burjuvazinin ideolojisinin temsilcisi
oldu¤unu göstermek bu mücadele-
nin bir görevidir.
‹deolojik mücadelede elbette ki
hiçbir fleyi kküüççüümmsseemmeemmeelliiyyiizz..
Hele ki düflman›, düflman›n yön-
temlerini hiç küçümsememeliyiz.
Burjuvazinin bir çok yöntemi karfl›-
s›nda “sanki çocuk kand›r›yorlar”diye düflünürüz, ama bu yöntemle-
rin büyük bir bölümünün burjuvazi-
nin yüzlerce y›ll›k tecrübeleri sonu-
cunda oldu¤unu akl›m›zdan ç›kar-
mamal›y›z. Biz duydu¤umuzda,
dinledi¤imizde “yalan›n bu kadar›-
na da pes” diyebilir, bu yalan› her-
kesin farkedebilece¤ini düflünebili-
riz. Bunlar nas›l olsa kitleleri etkile-
mez diye düflünmemeliyiz. Bazen
her fley çok kabad›r ve etkili olmas›-
n› sa¤layan da o kabal›¤›d›r. Biz
burjuvazinin en kaba ideolojik çar-
p›tma ve sald›r›lar›na karfl› da en in-
ce ve sinsi ideolojik çarp›tmalar›na
karfl› da ayn› kararl›l›k ve ciddiyetle
ideolojik mücadelemizi sürdürmeli
ve yayg›nlaflt›rmal›y›z.
Sevgili arkadafllar, sevgili okur-
lar›m›z, ideolojik mücadele üzerine
iki haftad›r sürdürdü¤ümüz dersi-
mizi burada bitiriyoruz. Umuyoruz
ki, dersimiz, dört cephede sürdür-
memiz gereken ideolojik savafl›,
gözlerinizin önünde biraz canland›-
rabilmifltir. E¤er ideolojik savafl, bu
anlamda gözünüzün önünde canlan-
d›ysa, art›k bu savafl› daha da gelifl-
tirebilir, bu savafla yeni silahlar, ye-
ni cephanelikler ekleyebilirsiniz.
Sonraki dersimize kadar flimdilik
hoflçakal›n.
Yürüyüfl Sat›fllar› Devam EdiyorHalk Cepheliler
Okmeydan›’da 27 fiubatgünü bir eylem yaparakFerhat Gerçek ve EnginÇeber için adalet istediler.“Ferhat’› Vuranlar Engin’ikatledenler Cezaland›r›l-mal›d›r!” yaz›l› pankartaç›lan eylemde Engin veFerhat’›n resimleri de ta-
fl›nd›. “‹flkence Yapmak fierefsizliktir, Ferhat’› Vuran Engin’i Katle-denler Cezaland›r›ls›n, Adalet ‹stiyoruz ve Halk›z Halkl›y›z Kazana-ca¤›z!” sloganlar› at›lan eylemin ard›ndan Okmeydan› sokaklar›ndaYürüyüfl sat›fl› yap›ld›.
Yürüyüfl okurlar› ‹zmir Alia¤a’da 28 fiubat günü derginin tan›t›-m›n› ve sat›fl›n› yapt›lar. Gerçeklerin her zaman halktan gizlendi¤inianlatan okurlar, Tekel direniflinden, Mu¤la'da yap›lan HES’ten,Amerika defol kampanyas›na kadar pek çok konuda halkla sohbet et-tiler. Toplam 48 dergi halka ulaflt›r›ld›.
Hatay Antakya’ya ba¤l› Çekmece Beldesi’nde 23fiubat’ta yürüyüfl dergisinin 208. say›s›n›n tan›t›m› vesat›fl› yap›ld›. Polisin kimlik kontrolü bahanesiyle 45dakika bekletti¤i dergi okurlar› bekleyiflin ard›ndanda¤›t›ma devam ederek 50 dergiyi halka ulaflt›rd›lar.
3 Mart günü de Harbiye Beldesi’ne ba¤l›Bal›kl›dere ve Sinanl› köylerinde dergi da¤›t›m›yap›ld›. Sat›fl s›ras›nda, ülkemizde ve dünyadasömürülen, aç b›rak›lan kad›nlar›n kurtuluflunundevrimde oldu¤u anlat›ld›.
Son zamanlarda kolayl›kla iflbulabilmek için flu meslekler tercihedilmeliymifl ;
NNoossyyoonn yyaarraatt››cc››ss››;; bir marka-n›n sahip oldu¤u her fleyin sorum-lusu oluyormufl. Marka ve flirketle-rin ç›karlar› için ihtiyaç duyulan birmeslekmifl. PPoottaannssiiyyeell flfleeffii; yenibir ürünün nas›l pazarlanaca¤› üze-rine araflt›rma yaparak girilmesi ge-reken pazarlar› belirliyormufl. HH››zzddiirreekkttöörrüü;; flirketlerin yeni ürünle-rini müflterilere duyuracak kifliyeveriliyormufl bu ad da. BBiillggii ggüü--
vveennllii¤¤ii yyöönneettiicciissii;; flirketlerin bilgi-lerini koruyacak ve ifl iliflkisi yara-tacak kifli..v.s.
Di¤er bir yandan da e¤itim fa-
kültesi mezunlar›n›n talepleri hala
karfl›lanmad›. Okulu bitirip iflsiz
kalan ö¤retmenlerin, sözleflmeli
ö¤retmenlik yap›p kadro bekleyen
ö¤retmenlerin say›lar› yüzbinlerle
ifade ediliyor.
Hala Anadolu’nun köylerinde
ö¤retmen olmad›¤› için aç›lamayan
okullar, okuyamayan ö¤renciler
var. Kald› ki e¤itimin paral› hale
getirilmesi konusunda söylenecek
her fley ortada.
Bir yanda sadece bir avuç az›n-l›¤›n ihtiyaçlar›na yönelik bir e¤i-
tim sistemi oturtuluyor, onlar›n dü-zeni için istihdam yarat›l›yor. Hattabunun için ara meslekler bile uydu-ruluyor. Öte yandan halk›n ihtiyaç-lar› ortada dururken, bunlar›n hiç-biri karfl›lanm›yor.
E¤itim fakültelerini bitiren bin-
lerce ö¤retmen aday› iflsizlik nede-
niyle, deyim yerindeyse “kahve kö-
flelerini” dolduruyor.
Ancak haklar›m›z› almak için
bütün yollar› zorlamal›y›z. ‹flsiz
e¤itim emekçilerinin atanmas› için
daha kapsaml› bir gündem yarat-
mal›y›z. Hak arama mücadelesine
gelecekte iflsiz kalacak herkesin ka-
t›l›m›n› ve deste¤ini sa¤lamal›y›z.
Oligarfli için de¤il, halk için e¤itim
ve ifl talebini daha güçlü dile getir-
meliyiz.
SORUNLARIMIZ ÇÖZÜMLER‹M‹Z
ÜN‹VERS‹TE-LERDE ;
� 12 bin 186Profesör
� 6 bin 238Doçent,
� 33 bin 25araflt›rmagörevlisibulunuyor.
“Gençlertoplumdaki enaktif ve canl›güçtür.Ö¤renmeye enfazla istekgösteren vedüflüncelerindeen az tutucuolan geneonlard›r.”
Mao
Gençlik
Üzerine
SÖZLER
36
Yürüyüfl
7 Mart2010
Say›: 210
Bunlar›
B‹L‹YOR
MUSUNUZ?
Bundan tam 32 y›l önce, 16 Mart1978’de ‹stanbul Üniversitesi ö¤ren-cilerine Eczac›l›k fakültesi önündesald›ran faflist katiller, 7 ö¤renciyikatledip, 41 ö¤renciyi yaralad›lar.Türkiye topraklar› bir katliama dahaflahit oldu. Mücadelede ödenen bedel-lerden biri oldu 16 Mart.
70’li y›llar Türkiye’dedevrim mücadelesinin bo-yutland›¤›, mücadeleninkitleselleflti¤i y›llard›r.Anti-faflist mücadeleningeliflmesiyle birlikte, mücadele Ana-dolu’nun köylerine kadar yay›lm›flt›r.
Ö¤rencilerin üzerine at›lan bomba-n›n as›l hedefi halk›n mücadelesidir.Özel olarak ‹stanbul Üniversitesininseçilmesinin sebebi ise okul faflist ifl-gal alt›ndayken bile devrimci ö¤renci-lerin her geçen gün kitleselleflmesi, fa-flist iflgali k›rmaya bafllamas›d›r.
Katliam›n yap›laca¤› gün, her za-man ö¤rencileri kordona alan polislerortada yoktur. Arka kap›dan ç›kar›lanö¤renciler o gün özellikle ön kap›danç›kar›lm›fllard›r. Ve ö¤rencilerin ön
kap›dan ç›kar›lmas›yla birlikte önce-den planlanan katliam gerçeklefltirildi.
Aç›lan 16 Mart katliam davas›n-
da, o dönem ‹stanbul Emniyet Müdür
yard›mc›s› olan fiükrü BALCI, 1. flu-
be müdürü (flimdiki terörle mücadele)
Süreyya SAN ve komiser yard›mc›s›
Reflat ALTAY “delil yetersizli¤inden”
dolay› ceza alm›yordu.
Sadece ihtar cezas› verilen 16
Mart katliam›n›n planlay›c›lar›, ko-
runduklar› yetmezmifl gibi daha son-
raki süreçlerde de ödüllendirilerek
daha kilit görevlere getirilmifltir. fiük-
rü BALCI daha sonra ‹stanbul Emni-
yet Müdürü olmufltur. Reflat AL-
TAY’da h›zla yükselmifl Emniyet
Müdürü olmufltur.
16 Mart katliam davas› 2009 y›-
l›nda “zaman afl›m›ndan” dolay› düfl-
müfltür. Zamana yay›lm›fl ve t›kam›fl-
t›r mahkemeyi katleden devlet.
16 Mart’ta ö¤rencileri katleden
devlet 12 Mart 1995 y›l›nda Gazi Ma-hallesi’nde kitle katliamlar›ndan biri-ni daha gerçeklefltirmek için sald›r-m›flt›r.
Gazi katliam›n›n sorumlusu dev-lettir. Ve 1 May›s 77, 16 Mart, Marafl,Halepçe, Çorum’da oldu¤u gibi Gazikatliam›nda da göstermelik bir yarg›-lama ve göstermelik cezalarla, katli-am dosyas› kapat›lm›flt›r.
Ö¤rencilerden, iflçilere, köylülerekadar mücadele eden herkes potansi-
yel suçludur devlet için.
Mücadele eden 7’den70’e herkes tehlikelidir.Herkes bu nedenle devletiçin, iktidar› tehdit eden“yok edilmesi gereken” birhedeftir. Öyle ki, her f›r-satta halka sald›ran devlet,katlederek, tutuklayarak
mücadeleyi bitirece¤ini sanmaktad›r.
16 Mart’ta, 12 Mart’ta Beyaz›t’ta,Gazi’de ö¤rencilere ve halka s›k›lankurflunlar bize s›k›lm›flt›r. O an oradaolup, olmam›z bu nedenle çok önem-li de¤ildir.
Katliamlar rastgele yap›lm›fl de-¤ildir. Oligarflinin halka karfl› sürdür-dü¤ü savafl›n bir parças›d›r katliam-lar. Ve oligarflinin bu politikas› y›llar-d›r sürdürülmektedir.
Bu yüzden katledilenleri sahip-lenmeli ve flehitlerimizi unutmamal›-y›z. Onlara sahip ç›kmal›, anmal›,mücadelemizde yaflatmal›y›z.
Katliamlar›, unutmamak, unuttur-mamak için, yap›lan anmalara, ey-lemlere kat›lmak hepimizin, herkesingörevidir. Anmalar› devletin katliam-lar›n›n teflhir edildi¤i kitlesel gösteri-lere dönüfltürmek, 16 Mart’› ve Ga-zi’yi unutturmamak için daha çok ka-t›l›m sa¤lamal›y›z anmalara ve pro-testolara.
GGeennççlliikk FFeeddeerraassyyoonnuu’’nnddaann
Ülkemizde Gençlik
16 MART’TAN GAZ‹’YEKATL‹AMLARIN SORUMLUSU
DEVLETT‹R
‹lkö¤retim ö¤rencileri dizilerlebüyüyor
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Sosyal BilimlerEnstitüsü’nde, Televizyon dizi ve filmlerinin çocuklaraetkisi ile ilgili bir araflt›rma yap›ld›. Araflt›rmaya kat›lanö¤rencilerin izledi¤i programlar aras›nda; yüzde 33'leyerli dizi, yüzde 15'le çizgi film, yüzde 13'le yar›flmaprogram›, yüzde 11'le çocuk program›n›n ilk s›ralardayer ald›¤› belirlendi.
Araflt›rmada, büyü temal› film, spor program›, müzik
ve e¤lencenin yüzde 5'er oranla bu programlar› izledi¤i
görüldü. Çocuklar›n anne ve babalar›yla en çok seyret-
tikleri programlar›n ilk 3 s›ras›nda yüzde 44 oran›nda
yerli dizi, yüzde 20 oran›nda yar›flma program›, yüzde
14 oran›nda haber program›n›n yer ald›¤› belirlendi.
Çocuklar›n; yüzde 23'ü “Adanal›” , yüzde 15'i “Arka
Sokaklar” , yüzde 11'i “Kurtlar Vadisi” , yüzde 6's› “Tek
Türkiye”yi, yüzde 4'er oranla da “Selena” ve “Küçük
Kad›nlar” dizilerini seyrediyor.
37
Yürüyüfl7 Mart
2010
Say›: 210
Gelenek siyasi bir tav›r al›flt›rasl›nda.
Tesadüf de¤il, istikrarl› bir ta-v›r al›flt›r.
Bu tav›rlar›n çizgi haline gel-mesi ideolojik netli¤e ba¤l›d›r.
Teslim olmama, halka karfl› sorumluluk duyma, her koflulda sosyalizmi savun-
ma, yoldafl›n› sahiplen-
me, zafer kazanma, yapt›¤› iflten sonuç
alma… Her koflulda, 12
Mart- 12 Eylül'lerde,kuflatmalarda tek bafl›-nayken bile direnme,silahs›zken dahi diren-me…
Bu gelenekler ide-olojik netli¤in, beynininp›r›l p›r›l olmas›n›n so-nucu yarat›lm›flt›r.
"BASKI VARSA D‹REN‹fi DEVARDIR".
‹flte bu gerçek, direnmeyi zo-runluluk haline getirir
Bu gerçe¤i herkes bilir, amadedik ya gerçe¤i bilmek ile bunuhayata tafl›mak ayn› fley de¤ildir.
E¤er inan›yorsak, e¤er burju-va ideolojisine kap›lar›m›z› s›k›s›k›ya kapatm›flsak, çözümü bur-juvaziden de¤il de kendi özgücü-müzde bulaca¤›m›za inan›yor-sak; "BASKI VARSA D‹REN‹fiDEVARDIR" bir yaflam k›lavuzu olur,bir devrim k›lavuzu olur bizimiçin. Bu haks›z yere gözalt›naal›nmam›zda da böyledir, meflrubir gösteride de öyledir, hapisha-nede onursuz aramada da böyle-
dir ölüm oruçlar›na gidensüreçte de böyledir.
Kafam›z aç›kt›r. "Bizdevrimciyiz bize böyledavranamazs›n›z ! "
" Biz halk›z, halka böyle dav-ranamazs›n›z !"
" Üreten, yaratan, do¤uran,savaflan biziz, bize böyle davra-namazs›n›z... " bu gerçeklerle di-reniz haks›zl›klara.
Bu gerçeklerle, bu basit, sadeama meflru ama hakl› inaçla bugerçeklerle direniriz.
T›pk› "B‹Z BURAYA DÖNME-YE DE⁄‹L ÖLMEYE GELD‹K"de-ki hakl›l›k meflruluk ve inanç gibi
T›pk› "KIZILDERE B‹R MAN‹-FESTODUR" gerçe¤i gibi.
Bu gerçek çok büyük bir güç
verir bize. Bu ideoloji en büyük gücü-
müzdür.Nerede olursak olal›m, tek ba-
fl›na kald›¤›m›zda dahi bunun sa-dece fiziki bir yaln›zl›k oldu¤unuunutmadan, geleneklerimize uy-gun davranma gücünü; bu ide-olojimizden, bu siyasi tav›r al›fl›-m›zdan, bunun bir çizgi halinegelmesinden al›r›z.
Bir tek düflman ve biz olsakda; sesimizi, yapt›klar›m›z› kimseduymaz diye düflünmeden al›r›zbu tavr›. 17 Nisan’› hat›rlay›n.Cam›n önünde iki kad›n slogan-lar› ile silahlar› ile direniyorlar veonlar tarih yazarken tarih de on-lar› yaz›yor. Çünkü yapt›¤›m›z herfleyden örgütün haberinin olaca-¤›ndan, çünkü yapt›¤›m›z olum-
lu- olumsuz her fleyin halka gide-ce¤ini biliyoruz. Tan›¤›m›z halkt›r.Örgüt bir halk hareketidir, örgü-tümüz halk›nd›r. Katiller istedik-leri kadar engellemeye, çarp›t-maya çal›fls›nlar, burjuva bas›n›tek sat›r yer vermesin, halk ta-n›kt›r. Halk bilir, görür ve anlat›r.T›pk› 17 Nisan’da oldu¤u gibi,t›pk› Ankara Dikmen’de oldu¤ugibi. Ve ölürken örgütlerler flehit-lerimiz. ‹flte Ankara Dikmen’dekidireniflin tan›¤› KAHVEHANE ‹fi-LETEN EYÜP BAfi’› örgütlemiflve EYÜP saflar›m›zda flehit ol-mufltur.
Tek bafl›m›za de¤iliz direnir-ken. Zulme karfl› direnen herkesyan›m›zdad›r. Buruno' dan Spar-taküs’e, Mahir’den Day›’ya her-kes yan›m›zdad›r.
ac› çekerek, sessizce izleyerek,ama mutlaka biriktirerek ö¤renir,yaflad›klar›n› biriktirir düflünür,adeta ekmek mayalar gibi ö¤re-nir. Gördüklerini, bizim anlatt›kla-r›m›z› kulaktan kula¤a anlatarakö¤renir. Ö¤retmeliyiz onlara.
Gelenek yaratmak, s›n›flar mü-cadelesinde kolay fley de¤ildir, bili-riz. Bedeli a¤›rd›r. Y›llard›r ödedik,yine ödemeye devam edece¤iz.
fiimdi bizim görevimiz bu; gele-neklerimize yeni halkalar eklemek.
Bizden önceki yoldafllar›m›z›nher birinin kendine has bir halkaekledi¤ine hep tan›k olduk.
Gelenek yaratmak kolay de-¤ildir. Her örgüt böyle gelenekleryaratamaz, çünkü bu bedel öde-meyi ve kararl›l›¤›
Geleneklerimiz Neyin Somutlu¤udur?Gelenek Yaratmak ve Sürdürmek Neden Önemlidir?
Geleneklerimizden Ne Ö¤rendik?
GELENEKLER‹M‹Z DAVAMIZDIR
DAVAMIZ ‹NANCIMIZDIR
fiehitlerimiz kavga ça¤r›s›d›r...38
Yürüyüfl
7 Mart2010
Say›: 210
ÖğretmenimizÖğretmenimizÖğretmenimi
gerektirir. ‹stikrarl› ve do¤ru politi-
kalara sahip olmayanlargelenek yaratamaz.
Gelenek sahibi olmak,varl›¤›n› koruman›n ve ge-lecekte de var olman›n te-minat›d›r.
Tek bafl›m›za kalsakdahi att›¤›m›z slogan›n,söyledi¤imiz marfl›n halkamutlaka ulaflaca¤›n›, do-lay›s›yla tek bafl›nayken"Nas›lsa kimse görmüyor.Yapsam ne olacak, yap-masam ne olacak?" deme-den, bize kadar getirilen buhalkay› al›p ileriye tafl›mave halka karfl› duydu¤u-muz sorumlulukla düflün-meliyiz.
- Geleneklerimiz prati¤i-miz, pratikteki süreklili¤i-miz, kararl›l›¤›m›zd›r. Söy-ledi¤ini yapan, yapt›¤›n› dasavunan bir hareket olma-m›z›n da bir gelenek oldu-¤unu, kuflatmalarda derhalçat›flma kültürü gibi onlar-ca gelene¤e sahip oldu¤u-muzu, bu geleneklerin art›krefleks haline gelen, do¤alhal ve hareketler oldu¤unu,bunlar›n bizim gücümüz ol-du¤unu asla akl›m›zdan ç›-kartmamal›y›z.
Her gelene¤in bir deöncesinin oldu¤unu; insan-lar›n ald›klar› kültürün, de-¤erlerin, kifliliklerin bir ya-n›yla bunlar› yapt›rd›¤›n›,ama hepsi için de ortaknoktan›n ideolojimiz oldu-¤unuzu bilerek yeni gele-nekler yaratmal›y›z.
B‹Z YEN‹ GELENEK-LER YARATMALIYIZ.
Yeni halkalar eklemeli-yiz, güzel geleneklerimize.
S›radan yöneticilerimiz,yani yapt›klar› ile yetinen-ler, asla gelenek yarata-mazlar. Böyle bir kafa ya-p›s›yla devrimcilik süreklibüyütülemez, dava adam›olunamaz.
Önce kendilerini s›ra-danlaflt›r›rlar.
Sonra, bu s›radanl›k zorkoflullarda, dönekli¤i geti-rir. Kaç›n›lmaz son budur.
Dava adam› olabilmekiçin, her türlü olana¤›n› se-ferber etmek gerekir. Bey-niyle, yüre¤iyle, her zorlu-¤u gö¤üsleyebilmek, hersorumlulu¤u üstlenebil-mektir.
Dava adam› böyle olu-nur.
Faflizm bir neferini kaybetti‹hsan Do¤ramac›'n›n ölümü üzerine Genç-
lik Federasyonu yaz›l› aç›klama ile 'Faflizm birneferini kaybetti' dedi. 26 fiubat 2010 tarihliaç›klamay› afla¤›da yay›nl›yoruz:
‹hsan Do¤ramac› faflizmin okullardaki bas-k›, sindirme ve yok etme arac› olan YÖK'ünkurucu baflkan›d›r ve 11998811 yy››ll››nnddaann 11999922 y›l›-na kadar 11 y›l YÖK'ün baflkanl›¤›n› yapm›flt›r.
12 Eylül faflist askeri darbesi tüm kitleselmuhalefeti ortadan kald›rmak için emekçi hal-k›, iflçileri, köylüleri, ö¤rencileri de bask› ablu-kas›na alma amac›ndayd›. ‹flte, "Üniversitelereçekidüzen vermek" amac›yla kurulan YÖK, bucuntan›n üniversitelerdeki karakoludur.
(...)
YÖK'ten önce okullarda kazan›lan k›smidemokratik haklar YÖK'le birlikte ortadan kal-d›r›lm›flt›r. Darbeden k›sa bir süre sonra, 6 Ka-s›m 1981'de kurulan YÖK, antidemokratikzihniyeti ve uygulamalar›yla e¤itimi nitelik-sizlefltirmifl, ö¤rencileri tek tiplefltirmifl, üni-versiteleri k›fllaya çevirmifltir. E¤itimi bilimselolmaktan ç›kar›p parayla sat›n al›nan meslekokullar›na çevirmifl, özgür ve bilimsel e¤itim-den yana olan akademisyenleri at›p, darbe ya-takç›s› hocalar›, rektörleri üniversitelere yer-lefltirmifltir. (...)
12 Eylülcü halk düflmanlar›n›n yapt›klar›n›unutmayaca¤›z.
Üniversitelerde akademik-demokratik mü-cadeleyi yükselterek, halk›n mücadelesini bü-yüterek verece¤iz en büyük cevab›m›z›.
GGEENNÇÇLL‹‹KK FFEEDDEERRAASSYYOONNUU
Birleflelim Örgütlenelim Hesap soral›m! 39
Yürüyüfl7 Mart
2010
Say›: 210
Ankara Gençlik Derne¤i:“Bask›lar Bizi Y›ld›ramaz”
Ankara Gençlik Derne¤i üyesi BahtiyarDo¤ruyol 27 fiubat günü Tekel iflçilerinin ça-d›rlar›ndan ayr›l›rken polis taraf›ndan keyfiolarak durduruldu ve kimlik kontolü yap›ld›.Ard›ndan da üstü aranmak istendi. Buna izinvermeyen Do¤ruyol zorla polis arac›na bindi-rildi. Üstünden ve çantas›ndan bir fley ç›kma-y›nca da serbest b›rak›ld›. Ankara GençlikDerne¤i 28 fiubat günü yapt›¤› yaz›l› aç›klamaile Bahtiyar Do¤ruyol’a yap›lan bu keyfiyetiprotesto etti.
“Amerika Defol” diyen HalkCephesi üyeleri umutsuzlu¤a, y›l-g›nl›¤a, yozlu¤a meydan okurcas›naayn› inançla hayk›rmaya devamediyorlar.
‹stanbul'da, Sar›gazi'den sonraMaltepe'de de 'Amerika Defol BuVatan Bizim' konseri yap›ld›. 28 fiu-bat günü Maltepe Türkan SaylanKültür Merkezi’nde yaklafl›k bin ki-flinin bulufltu¤u konser devrim flehit-leri için yap›lan sayg› duruflu ile bafl-lad›. Gülsuyu-Gülensu Haklar Der-ne¤i Halk Oyunlar› Ekibi’nden son-ra dernek ad›na Baran Y›ld›r›m birkonuflma yapt›. Yol sorunundan yoz-laflmaya, iflsizlik sorunundan polisterörüne kadar bütün sorunlar›n kay-na¤›n›n Amerika oldu¤unu söyleyenY›ld›r›m “fiimdi daha fazla örgüt-lenmenin, Amerika'ya ve iflbirlikçi-lerine hep beraber daha güçlü “de-fol” demenin zaman›d›r” dedi.
Aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan"Baflkan› Burnundan Yakala" adl›tiyatro oyunu oynand›. Oyunun so-nunda Amerika defol slogan›n› atankitle Tekel iflçilerini de sloganlar›y-la selamlad›.
Son olarak Grup Yorum’un sah-neye ç›kmas›yla çoflku doru¤aulaflt›.
‹‹ssttaannbbuull:: “Amerika Defol” diyen
Halk Cephesi üyeleri MecidiyeköyMetrobüs Dura¤› önünde imza top-lamaya devam ediyorlar. ‹mza top-larken yap›lan konuflmalardaAmerika emperyalizmini anlatarak“sessiz kalmak katliamlara ortakolmakt›r” denildi. Anti emperyalistmücadeleyi büyütme ça¤r›s›yap›larak, Amerikal› katilleri ülke-mizde istemiyoruz dediler. Geçti¤i-miz hafta içinde, 26 fiubat günü410 imza, 1 Mart günü 420 imza, 3Mart günü 480 imza toplad›lar.
Taksim’de Galatasaray Lisesiönünde imza stant› hergün aç›lmayadevam ediyor. Ba¤c›lar’da ise ‹ncir-lik üssü kapat›ls›n talebiyle binlercekufllama yap›ld›.
AAnnttaallyyaa:: 28 fiubat günü K›fllahan
Meydan›’nda aç›lan imza masas›n-da 186 imza topland›. Ba¤›ms›z ol-mayan bir ülkede hiçbir sorunun çö-zülemeyece¤i anlat›l›rken ‹ncirlik-ten kalkan uçaklar›n halklar›n kan›-n› dökmeye devam etti¤i duyurul-du.
HHaattaayy:: Halk Cepheliler 27 fiubat
günü Ulus Alan›’nda yapt›klar› ey-lemle Edirne ve ‹stanbul’da tutukla-nan vatanseverlerin serbest b›rak›l-mas›n› istediler. “Amerika Defol BuVatan Bizim Dedikleri ‹çin Tutukla-nan Vatansever Ö¤renciler SerbestB›rak›ls›n” yazan bir pankart›n aç›l-d›¤› eylemde aç›klamay› okuyan AliGüzel “Emperyalizmin katliamlar›-na, sömürüsüne karfl› ç›kmak suçsay›l›yorsa bizde bu suçu ifllemeyedevam edece¤iz” dedi. Eylemde“Amerika Defol Bu Vatan Bizim,Tutuklananlar Serbest B›rak›ls›n,‹ncirlik Üssü kapat›ls›n, Bask›larBizi Y›ld›ramaz” sloganlar› at›ld›.
‹‹zzmmiirr:: Halk Cepheliler 22 fiubat
günü Karfl›yaka Çarfl›’da ‹ncirlik Üs-sü kapat›ls›n talebiyle imza masas›açt›lar. 300 imzan›n topland›¤› masa-da 500 tane de bildiri da¤›t›ld›. Ayr›-ca Yürüyüfl dergisinin tan›t›m› ve sa-t›fl› da yap›ld›.
24 fiubat günü Kemeralt› giri-flinde yap›lan eylemde; “AmerikaDefol! Dedikleri ‹çin TutuklananVatanseverler Serbest B›rak›ls›n!”ve “Amerika Defol Bu Vatan Bi-zim!” pankartlar› aç›ld›.
“Amerika Defol!’ diye hayk›r-
Katillerin ‹ni Kapat›ls›n!
fiehitlerimiz kavga ça¤r›s›d›r...40
Yürüyüfl
7 Mart2010
Say›: 210
‹STANBUL MALTEPE
maya devam edece¤iz” diyen HalkCepheliler “Amerika Defol Bu Va-tan Bizim! Tutuklananlar SerbestB›rak›ls›n! ‹ncirlik Üssü Kapat›l-s›n!” sloganlar› att›lar.
MMeerrssiinn:: 27 fiubat günü Tafl bina
önünde Halk Cepheliler “AmerikaDefol Bu Vatan Bizim” dedikleriiçin tutuklananlar serbest b›rak›ls›ndiyerek eylem yapt›lar.
“Amerika Defol Dedikleri ‹çinTutuklanan Vatan Severler SerbestB›rak›ls›n” yaz›l› pankart aç›lan ey-lemde “Amerika Defol Bu VatanBizim, Tutuklananlar Serbest B›ra-k›ls›n, Bask›lar Bizi Y›ld›ramaz,Yaflas›n Dev-Genç Yaflas›n Dev-Gençliler” sloganlar› at›ld›.DHF’nin de destek verdi¤i eylem-de; “‹ncirlik üssünden kalkan Ame-rikan uçaklar› Afganistan halk›n›Irak halk›n› bombalamas›n diyeAmerika defol diyoruz. Halklar›katleden 142 bin Amerikan askerikanl› postalar›yla ülkemize tatilyapmaya gelecek, bizler halklar›nüzerine bombalar ya¤d›ran katilleri,küçücük çocuklara tecavüz eden sa-p›klar› yani Amerikan askerleriniülkemizde istemiyoruz” denildi.
Halk Cepheliler Tafl bina önün-den bafllay›p çarfl› merkezinde dola-flarak, ‹ncirlik Üssü’nün kapat›lmas›için el ilan› da¤›t›p imza toplad›lar.
Polisin tacizine ra¤men süren ey-lemde bir saat içerisinde yaklafl›k 600el ilan› da¤›t›p 150 imza toplad›lar.
AAddaannaa:: 28 fiubat günü Halk Cep-
heliler Kültür soka¤› önünde, tutuk-lanan vatanseverler için eylem yap-t›lar. Eylemde "Amerika Defol De-dikleri ‹çin Tutuklanan Vatan Se-verler Serbest B›rak›ls›n!" yaz›l›Halk Cephesi imzal› pankart aç›ld›.Eylem süresince "Yaflas›n Dev-Genç Yaflas›n Dev-Gençliler, Ame-rika Defol Bu Vatan Bizim, KatilABD ‹fl Birlikçi AKP, Tutuklanan-lar Serbest B›rak›lsan, Bask›lar BiziY›ld›ramaz" sloganlar› at›ld›. Ey-lemde aç›klamay› Halk Cephesiad›na O¤uz Takmaz okudu.
28 fiubat günü de Halk Cepheli-ler Kültür soka¤› önünde imza stan-
d› açt›lar. Aç›lan imza stand›nda150 imza topland›.
Adana'da 1 Mart günü Kültürsoka¤› önünde imza stand› aç›ld›.Stantta halka Amerikan emperyaliz-mini ve yapt›¤› katliamlar› anlata-rak bilgi verdiler.
MMuu¤¤llaa:: Mu¤la Gençlik Derne¤i
Giriflimi Edirne’de tutuklanan va-tanseverlerin serbest b›rak›lmas›için 28 fiubat günü S›n›rs›zl›k Mey-dan›’nda eylem yapt›. Mu¤la’da songünlerde artan bask› ve ev bask›nla-r›n›n da dile getirildi¤i eylemde busindirme politikalar›n›n y›llard›rsürdü¤ü belirtildi.
KKooccaaeellii:: 28 fiubat günü Kocaeli
Gençlik Derne¤i üyesi ö¤renciler"Amerika Defol!" dedikleri için tu-tuklanan vatanseverlerin serbest b›-rak›lmas› için eylem yapt›lar.
Eylemin ard›ndan aç›lan imzamasas›nda 358 imza topland›. Ayr›-ca masada Yürüyüfl dergisi sat›ld›.
Eyleminin ard›ndan aç›lan imzastand›nda 319 imza topland›.
KOCAEL‹
BURSA
ANTALYA
27 fiubat günü, Devlet Bakan›Cevdet Y›lmaz Malatya Valili¤i'negirerken, Malatya Haklar Derne¤iüyesi Ça¤r› Ünver taraf›ndan pro--testo edildi.
"Amerika Defol Bu Vatan Bi--zim", "Yaflas›n Dev-Genç, Yaflas›nDev-Gençliler" sloganlar›n› atanÇa¤r› Ünver'in üzerine yaklafl›k 30polis atlayarak tekmelemeye, ifl--kenceye bafllad›lar. Valili¤inin ka--p›s›n›n önünde iflkence ettiler. Ba--s›n› uzaklaflt›r›rak, görüntü almas›--na izin vermediler.
yorum. fiu an bulundu¤umuz hapis-hanede benim ve benim gibi yenitutsak düflen 3-5 kifli d›fl›nda tümtutsaklar›n aylara varan ve neredey-se bir seneye yak›n telefon etme,mektup-faks, telgraf gönderme ya-sa¤› vard›r.
Yani burada kalan bir tutsak fluan itibar›yle, 1 y›l boyunca mektupyazamayacak, mektup alamayacak-t›r. Acil bir durumda ailesine, arka-dafllar›na, avukat›na, bir faks çeke-meyecektir.
Tutsaklara verilen cezalar›n ge-rekçesine gelince:
“Gereksiz yere türkü-marfl söy-lemek, fliir okumak, slogan at-mak”t›r...
K›sacas›, flehrin d›fl›nda, bir da¤bafl›nda olan F Tipi Hapishane’detürkü söylemek, fliir okumak “çev-reyi rahats›z etmek” gibi mizahi ge-rekçelerle ceza nedenidir.
Bir da¤ bafl›nda ki, bir hücredeokunan bir fliirden kimsenin rahats›zolmas› söz konusu de¤ildir zaten.
Bir fliirin okunmas›n›n, bir türküsöylenmesinin “çevrede rahats›zl›kyarataca¤›n›” savunmak, fliiri vetürküyü “gürültü” olarak anlamak-t›r. Bu zindanc› kafalara göre sanatgereksizdir.
Tutsaklar›n bu karara A¤›r CezaMahkemesi’nde yapt›klar› itirazüzerine bu kez de 8 karikatüre imhakarar› ç›kt›. 46 karikatür imha edil-mekten “kurtuldu”...Karikatürlerözgür olmay› bekliyor, Tekirda¤Hapishanesi’nde...
“16 fiubat Sal› günü yine AnkaraGö¤üs Hastal›klar› Hastanesi’ne gö-türüldüm. Ama ringten bile indiril-meden geri getiriliyordum az daha.
Doktor hastayla görüflece¤ineaskerle görüflmeyi yeterli görmüfl.Uyarmam sonucu doktorun karfl›s›-na ç›kar›ld›m. Ve Nilgün VARIMLIisimli doktorun laubali, meslek ah-lak›ndan, t›bbi duyarl›l›ktan ve in-sanl›ktan uzak yaklafl›m›na tan›k ol-dum.
Benimle görüflmesi gerekirkengörüflmüyor, akci¤erimdeki prob-lemden dolay› teflhis ve tetkik içingiriflimlerde bulunmas› gerekirkenbunu yapm›yor ve geri gönderiyor.Kendisini bu yaklafl›mlar› nedeniyleelefltirip Tabipler Birli¤i'ne flikayetedece¤imi söyleyince de ukalal›¤›nzirvesine ç›k›yor.
Sonuç olarak bir kez daha boflubofluna gidip gelmifl olduk. Ve oringte saatlerce gidip gelmek bafll›bafl›na sa¤l›ks›zl›k zaten”
Ayd›n E Tipi Hapishanesi’ndekapasitesinin 3 kat› tutuklu kal›yor.Hapishanenin kütüphanesi bile ya-takhaneye çevrilmifl durumda. Tu-tuklular bu durumda günlük yaflam-lar›n› sürdüremez duruma geldiler.
Öte yandan hapishane idaresi 1’ikad›n 17 siyasi tutukluya bask› ya-parak, tutsaklar›n mektuplar›n› en-gelliyor, telefon konuflmalar›n› ya-sakl›yor. Kürtçe gazete, kitap, dergive yay›n verilmiyor.
Kanser oldu¤unu yyazmak,hücreye aat›lmak ddemek!
Gaziantep H Tipi Hapishane-si’nde tutuklu olan, mesane kanseriTaylan Çintay, hastal›¤› ile ilgiliolarak BDP Milletvekili Ak›n Bir-dal’a göndermek istedi¤i mektupnedeniyle 10 gün hücre cezas›naçarpt›r›ld›.
Mesane kanseri olan Çintay’›n,6 ayda bir ameliyat olmas› gereki-yor. Son olarak gönderildi¤i AdanaNumune Hastanesi’nde Prof.AhmetErba¤c› “özel hastalar›m var, tutuk-luyu bugün ameliyat etmeyece¤im”diyerek, Çintay’› ameliyat etmeye-rek, geri göndermiflti.
16 y›ld›r tutuklu olan NurettinSoysal, hapishanelerdeki a¤›r tecritkoflullar› nedeniyle kanser hastal›¤›-na yakaland›.
Ciddi bir tedavi görmedi¤i içinde kanser ilerledi. Hapishane’de fe-nalaflan Nurettin Soysal, Diyarbak›rDevlet Hastanesi Onkoloji Servi-si’ne getirildi.Bu durum uzun süre-dir böyle sürmektedir. Sa¤l›¤›n›nbozulmas›na karfl›n, tahliye edilme-yen Soysal’› Adli T›p Kurumu’daölüme mahkum etmifltir.
Hapishanelerde hasta tutsaklar›nsay›s› artarken her hafta yap›lan ey-lemler de devam ediyor.
4 Mart günü ‹stanbul Adli T›pKurumu önünde her ay›n ilk per-flembe günü yap›lan eylemlere de-vam edildi. Hasta Tutsaklar SerbestB›rak›ls›n" yaz›l› pankart aç›larak"Katil Devlet Hesap Verecek","Hasta Tutsaklar Serbest B›rak›l-s›n", "Abdullah Akçay Serbest B›ra-k›ls›n" sloganlar› at›lan eylemdeAdli T›p Kurumu’nun iktidar›n kirlipolitikalar›n› aklamaya çal›flt›¤›vurguland›.
5 Mart günü hasta tutsaklar içinAnkara ve ‹stanbul’da eylemler ya-p›ld›.
‹stanbul Taksim Tramvay Dura-
¤›’ndan Galatasaray Lisesi önünekadar yap›lan yürüyüflte, Türkçe ve‹ngilizce “Hasta Tutsaklar SerbestB›rak›ls›n” pankart› aç›ld›. EylemdeÇa¤dafl Hukukçular Derne¤i’ndenAv.Süleyman Gökten bir aç›klamayapt›. Bolu F Tipi Hapishanesi’ndekalan devrimci tutsak Ümit ‹lter’intedavisinin engellendi¤ini belirtenGökten; 4 ayd›r gö¤üs hastal›¤› ne-deniyle hastane hastane gezdirilen‹lter’in hastal›¤›n› teflhis edecek birhastane bulunamad›¤›n› söyledi.
Eylemde her geçen gün durum-lar› a¤›rlaflan hasta tutsaklar›n ser-best b›rak›lmas› istendi.
Hasta tutsaklar için yap›laneylemlerde 8 ay›n geride kald›¤›söylenenerek; “tecrit koflullar› orta-dan kalkt›¤›nda çok a¤›rhastal›klar›n bile tedavi edilebilmeihtimali vard›r. Ama tecrittesa¤l›¤›n bozulmas› kaç›n›lmazd›r.Bugün tutsaklar› hasta eden de,öldüren de tecrittir. Bu nedenle dehasta tutsaklara özgürlük mücadele-
miz ayn› zamanda tecrite karfl›sürdürdü¤ümüz bir mücadeledir.Tutsaklar›n her türlü haklar›n› gaspeden bir iflkencedir tecrit. Ama ayn›zamanda halka, halk›n örgütlü gücüoylan devrimcilire düflmanl›¤›n daen somut göstergesidir” denildi.
Eylemde bir aç›klama yapanKurtulufl Alabafl; “Cezaevlerindeki,madenlerdeki ve yaflam›n her ala-n›ndaki emekçi halklar›m›z›n yafla-m›n› hiçe sayan tüm uygulamalarson buluncaya kadar, cezaevlerin-deki hasta tutsaklar serbest b›rak›-l›ncaya kadar her alanda ve her f›r-satta mücadelemizi sürdürece¤iz”dedi.
BDSP, Emek ve Özgürlük Cep-hesi, Devrimci Proletarya, DHF,Halk Cephesi, ESP, ‹HD, Odak.THAY-DER ve BDP taraf›ndanyap›lan eyleme 55 kifli kat›ld›.
“Maden Ocaklar›nda ‹flçilerHücrelerde Hasta TutsaklarKatlediliyor”
Birleflelim Örgütlenelim Hesap soral›m! 43
Yürüyüfl28 fiubat
2010
Say›: 209
Yürüyüfl7 Mart
2010
Say›: 210
‹‹SSTTAANNBBUULLTTAAKKSS‹‹MM
‹‹SSTTAANNBBUULL // AADDLL‹‹ TTIIPP
AANNKKAARRAA
AADDAANNAA
122 insan›m›z›n ölümüylekazan›lm›fl bir hak olan SOHBETHAKKI uygulanm›yor.
Son günlerde özgür tutsaklardanald›¤›m›z haberler yine iflkence ha-berleriyle dolu. Kand›ra 1 No.lu FTipinde, 11 fiubat 2010 da ÖzcanBayram, Sad›k Kan ve Erhan Karaa-¤aç 15 –20 gardiyan›n sald›r›s›na u¤-ram›fllard›r. 11 fiubat günü 15 –20gardiyan arama için tutsaklar›n hüc-resine gelmifller. Duvarda as›l› duranMahir Çayan resmini indirtmek iste-mifllerdir. Tutsaklar resmin neden in-dirilmek istendi¤i konusunda mü-dürle görüflmek istemifller, ama gar-diyanlar tutsaklara sald›rm›fllard›r.Özcan Bayram ve Sad›k Kan’›, üzer-lerindeki mont, kazak gibi eflyalar›zorla ç›kartarak ses geçirmeyen, ha-valand›rmas› olmayan, pislik içinde-ki süngerli odaya koymufllard›r. Tut-saklar›n zorlamas›yla hastaneye gö-türülen iki tutsak “iflkence görmüfl-lerdir” raporu ald›. Hastane dönüflüyine yaral› halde, so¤uk süngerliodaya kondular ve geceyi orada ge-çirdiler. Hücre arkadafllar›n›n hasta-neye götürülmesini isteyen ErhanKaraa¤aç da sald›r›ya u¤rad›.
F Tiplerinde yap›lan baflka bir ifl-kence de çok so¤uk havada kalori-ferleri yakmama iflkencesidir. Bu ifl-kence Edirne F Tipi Hapishanesi’n-de sürekli yap›lmaktad›r. En son,gündüz – 5, gece – 15 dere-cede Edirne F Tipi Hapisha-nesinde kaloriferler yak›l-mam›fl, nedenini soran tut-saklara " ar›za var’ denil-mifltir. Hapishanelerdekitecrit iflkencesi bu sald›r›la-r›n d›fl›nda, iletiflimi engel-leyen disiplin cezalar›, hüc-re hapisleri, yay›nlar› ver-meme, hastaneye ve mahke-meye götürürken sald›r›lar,hasta tutsaklar› hastaneyegötürmeme ve tedavileriniengelleme fleklinde sürüyor.
Güler Zere örne¤inde gördü¤ü-müz gibi a¤›r hastal›klara yakalanantutsaklar›n tedavileri engelleniyor.Ölüm s›n›r›na gelmifl tutsaklar ser-best b›rak›lm›yor. ‹flte bu yüzden "Hasta Tutsaklar›n Serbest B›rak›l-mas› ‹çin’ Cuma günleri Taksim’ deyapt›¤›m›z yürüyüfl her hafta dahada güçlenerek sürmek zorunda.
Bu konuda kanser hastas› k›z›-m›z Güler’ in sözlerine kulak vere-lim: " ...Taksim’ de bir mevzi kaza-n›ld›, o kazan›lan mevzi bofl b›rak›l-mamal›. B›rakmak demek hasta tut-saklar›n elinin bofl kalmas› demek,umutlar›n›n yere düflmesi demek...Tecrit Mücadelesinin yerine önünehiçbir fley geçmemeli... Hiçbir fleydaha önemli olmamal›... TecriteKarfl› Mücadelemiz Devam Etme-li...".
Tecrit alt›ndaki tutsak evlatlar›-m›za nefes ald›rmak bu halk›n bor-cudur. Bu yüzden hapishaneleri da-ha fazla gündemimize almal›y›z.
Hapishanelerdeki önemli bir hakgasp› da 45/1 No’lu Genelgede ya-y›nlanan sohbet hakk›d›r. 22 Ocak2007 de Adalet Bakanl›¤› taraf›ndanyay›mlanan bu genelgede, 10 tutsa-¤›n haftada 10 saat tredmana ba¤l›olmaks›z›n bir araya gelmesi yer al-maktad›r..
Bu genelgeyi imzalayan o döne-
min Adalet Bakan› Cemil Çiçek, 10saat olarak öngörülen sohbet süresi-nin ilerde 20 saate ç›kar›laca¤›n› be-lirtmifltir. Ama 20 saate ç›kartmakflöyle dursun, bu Genelge 10 saatolarak uygulanmamaktad›r. Nedenuygulanmamaktad›r? Uygulamaolana¤› yok mudur?
Hay›r, tam tersine sohbet hakk›genelgesi geçici bir süre Tekirda¤ FTipi Hapishanesi’nde, Bolu F TipiHapishanesi’nde vb. uygulanm›flt›r.Halen ‹zmir K›r›klar 1 No.lu F TipiHapishanesi’nde 9 saat olarak uy-gulanmaktad›r. Hapishane ‹darelerisürekli, yeterli yer ve personel ol-mad›¤› için sohbet hakk›n›n uygu-lanmad›¤›n› söylüyorlar ama budo¤ru de¤ildir.
Tutsaklara her hangi bir sald›r›yap›ld›¤› zaman istedikleri say›dagardiyan bulunmaktad›r. Yer sorunuda yoktur. Çeflitli hapishanelerdetek kiflilik hücrelerin üzerine hüre-ler yapt›r›lm›flt›r. Ama bu hücrelerhalen bofl tutulmaktad›r.
Sohbet hakk›n›n da içinde bu-lundu¤u genelgenin imzalanmas›-n›n üzerinden 3 y›l geçmifltir amasohbet hakk› hala uygulanmamaktagasp edilmektedir.
Bizler tecrite karfl› mücadeledenbir an bile vazgeçmeyece¤iz ve tec-rit duvar›nda aç›lm›fl bir gedik olan10 tutsa¤›n haftada 10 saat bir arayagelerek yapaca¤› sohbet hakk›n›nuygulanmas› için mücadele etmeyedevam edece¤iz. Çünkü bu hak çoka¤›r bedeller ödenerek kazan›lm›flbir hakt›r.
Halk›n özgürlü¤ü için mü-cadele eden ve bu mücadele-de tutsak düflmüfl olan ve tec-rit koflullar› alt›nda halk içinmücadeleye devam eden öz-gür tutsaklar›n mücadelesinisahiplenelim. Tecrite karfl›mücadeleye devam edelim.
TECR‹TE KARfiI MÜCADELE TÜM HALKIN MÜCADELES‹D‹R
TTAAYYAADD’’ll›› AAiilleelleerr
fiehitlerimiz kavga ça¤r›s›d›r...44
Yürüyüfl
7 Mart2010
Say›: 210
Polis tutukla dedi, tutuklad›larPolis tutuklu kals›nlar diyor,tutuklu kald›lar, tahliyeedilmediler
Her hafta Samsun’da, tutuklu 5devrimcinin serbest b›rak›lmas› içineylem yap›lmakta, 5 devrimcinin
sesleri duyurulmaya çal›fl›lmaktad›r.
Samsun’da düzenlenen GrupYorum konseri öncesi 24 May›s2009’da gözalt›na al›nanlardan, 5devrimci hâlâ Ankara’da tutuklu.Ankara’da “yarg›lanan” ve 10 ayd›rtutuklu bulunan Muhammed Ayvaz,Günay Özarslan, Ali Kemal Afl›k,Hayriye Gündüz ve ‹hsan Özdil yineuydurma gerekçeler ile tahliye edil-mediler.
Samsun polisi, hem Samsun’daGrup Yorum konserini yapt›rmamakiçin hem de, sürdürülen demokratikmücadeleyi geriletmek düflüncesiyledevrimcileri uydurma gerekçelerlegözalt›na alm›flt›.
Demokratik mücadeleye sald›-
ran, komplo ve yalanlar ile devrim-cileri tutuklatan polis, devrimcileri“suçlayabilece¤i” tek bir delil ol-mamas›na karfl›n, devrimcileri tu-tuklatm›flt›.
reddetmekte, bunun için gerekçe bi-le gösterememektedir. Aç›kças›, 5devrimcinin 10 ayd›r tutuklu olma-s›n› gerektiren tek bir somut delilyoktur mahkemenin elinde.
Polis aç›kça, tutuklu devrimcile-rin serbest b›rak›lmas›n› isteme-mektedir. O nedenle tahliye edilme-diler. O nedenle 10 ayd›r tutsaklar.
5 devrimciyi tutuklatan polis,bugünde serbest b›rak›lmalar›n› is-temiyor. Mahkeme ise 5 devrimciyiserbest b›rakmayarak, üzerine düfle-ni yapmaktad›r.
Polis tutukla dedi, tutuklad›lar...10 ayd›r tahliye edilmediler!
Mersin’de 28 fiubat’ta HalkCepheliler çarfl› merkezi, ÇankayaMahalesi Atatürk Caddesi üzerinde“Amerika Defol Bu Vatan Bizim”kampanyas›n›n afifllerini asarken si-vil polisler taraf›ndan sald›r›ya u¤-rayarak gözalt›na al›nd›lar.
So¤uksu polis merkezine götü-rülen Mahir Arslan ve Servet Göç-men’e ters kelepçe tak›larak yoldave karakolda sald›r› devam etti. Da-ha sonra sa¤l›k kontrolü için MersinDevlet Hastanesine götürülen HalkCepheliler hastane içerisinde hasta,hasta yak›nlar› ve doktorlar›n gözüönünde polislerin sald›r›s›na u¤rad›-lar. Mahir Arslan ald›¤› bir darbeyleburnu k›r›ld›. Halk cepheliler etraf-ta toplanan kalabal›¤a polisin nedensald›rd›¤›n› anlatan konuflmalaryapt›. Tekrar polis merkezine getiri-
len Servet Göçmen’e 143 lira paracezas› kesilip adres bilgisi olmad›¤›için de 700 lira para cezas› kesilece-¤i söylenerek serbest b›rak›ld›. Ma-hir Arslan 1 Mart günü savc›l›¤a ç›-kart›ld›. Savc›, can güvenli¤inin ol-mad›¤› gerekçesiyle polislerin ya-n›nda ifade vermek istemeyen Ars-lan’› mahkemeye sevk etti. MahirArslan ç›kar›ld›¤› mahkeme de ser-best b›rak›ld›.
Halk Cephesi üyelerini afifl asar-ken gözalt›na al›n›p iflkence görme-leri 1 Mart günü yap›lan eylemleprotesto edildi. “Amerika Defol BuVatan Bizim, Gözalt›lar Tutuklama-lar Bask›lar Bizi Y›ld›ramaz, Yafla-s›n Dev-Genç, Yaflas›n Dev-Gençli-ler” sloganlar› at›lan eyleme
EHP’de temsili destek verdi.
Halk Cephesi ad›na, gözalt›naal›n›p serbest b›rak›lan Servet Göç-men bas›na bir aç›klama yaparak;“Amerika’ya karfl› olmak ba¤›ms›zbir Türkiye istemek kabahatse bizbu kabahatleri yapmaya devam ede-ce¤iz. Amerika Defol demek mi?Kabahat yoksa bu vatanseverleresald›rarak gözalt›na almak m›? Enbüyük kabahat Amerikan iflbirlikçi-li¤idir” dedi.
Mersin’de “Amerika Defol” Diyenlere Gözalt›
Birleflelim Örgütlenelim Hesap soral›m! 45
Yürüyüfl7 Mart
2010
Say›: 210
‹stanbul'da, 24 fiubat günü Sar›-gazi Mehmetçik Lisesi ö¤rencileriTekel ‹flçileriyle Dayan›flma Plat-formu oluflturdu (DGH, YDG, HalkCepheli Liseliler) ve 3 günlük ey-lem karar› ald›. Eylemin ilk günüMehmetçik Lisesi önünden De-mokrasi Caddesi girifline kadar yü-rüyüfl yap›ld›. Eylemin ikinci günüders boykotu ve okul bahçesindeoturma eylemi yap›ld›. Eylemlerkarfl›s›nda okul idaresi ö¤rencilerinailelerini arayarak okula ça¤›rd›.Ö¤rencilere velilerinin önünde teh-ditler savruldu. Ard›ndan sivil po-lisler okula gelerek kamera çekimiyapt›. Ayn› gün yine ö¤rencilerokul ç›k›fl›nda yürüyüfl yapt›lar.
‹stanbul Çayan Mahalle-si’nin kuruluflundan beri dev-rimcilerin dostu olan 57 yafl›n-daki Hatice Y›ld›r›m 25 fiubatgünü girdi¤i fleker komas› sonu-cu hayat›n› kaybetti.
Mahalle halk›n›n kat›l›m›ylaY›ld›r›m’›n cenazesi Hasdalmezarl›¤›na defnedildi. Ailesi-ne, tüm dostlar›na ve Halk Cepheliler’e bafl-sa¤l›¤› diliyoruz.
Ali fieref Çetin Vefat EttiAli Çetin 12 fiubat’ta geçir-
di¤i kalp krizi sonucu aram›z-dan ayr›ld›. Çetin, 12 Eylül son-ras› Devrimci Sol davas›ndanyarg›lan›p befl y›l hapis yatt›. 16y›ld›r PTT bünyesinde görevyapan, son 6 y›ld›r da Kastamo-nu PTT Baflmüdürlü¤ü'nde gö-rev yapan Ali Çetin Haber-SenKastamonu temsilcisi ve Kamu EmekçileriCephesi dergi okuruydu. Çetin’in Sinop Tür-keli ilçesindeki cenazesine Halk Cepheliler dekat›ld›. Ailesine, dostlar›na ve tüm Halk Cep-heliler’e baflsa¤l›¤› diliyoruz.
“Mahir Hüseyin Ulafl Kur-tulufla Kadar Savafl, Katil Po-lis Mahallemizden Defol,Kurtulufl Kavgada Zafer Cep-hede” sloganlar› atan HalkCepheliler mahalle halk› tara-f›ndan alk›fllarla desteklendi.15 dakika süren eylem, polisinmahalleden gitmesiyle, bitiril-di.
27 fiubat günü Almanya'n›nStuttgart kentinin merkezinde FarukEreren'in Türkiye'ye iade edilmesikarar›n› protesto etmek için eylemyap›ld›. Eyleme Alman anti-fasist-leri ve At›l›m okurlar› da destekverdi.
"Faruk Ereren'e Özgürlük","Tüm Siyasi Tutsaklara Özgürlük"pankartlar›n›n aç›ld›¤› eylemdeAnadolu Federasyonuna yönelikbask›nlar ve gözalt›lar da protestoedildi. 15 kiflinin kat›ld›¤› eylemde200 adet bildiri da¤›t›ld›.
Nürnberg'te devrimci tutsak Fa-ruk Ereren için ayn› gün bildirida¤›t›ld›. Almanca-Türkçe bas›lan300 adet bildiri göçmen nüfusun veiflyerlerinin yo¤un olarak bulundu-¤u caddenin üç ayr› noktas›nda da-¤›t›ld›.
Anadolu Federasyonu'nun 24fiubat günü, Alman polisi taraf›ndanbas›lmas›, çal›flanlar›na yönelik gö-zalt› ve tutuklama terörü Ham-burg'da yap›lan bas›n toplant›s› vesonras›nda aç›lan bilgilendirmestand›nda protesto edildi.
27 fiubat’ta Anadolu Federasyo-nu Gazetesi bürosunda yap›lan ba-s›n toplant›s›na Federasyon çal›flan-lar›n›n yan›s›ra Yeni Özgür Politikave Europa Haber Ajans› da kat›ld›.
Federasyon çal›flanlar›ndan Si-nan Yanar ve Yönetim Kurulu üye-lerinden Dila Ero¤lu'nun yapt›¤›aç›klamada Anadolu Federasyo-nu'na yönelik bask› ve y›ld›rma po-litikalar›na de¤inerek "Federasyo-numuza ve çal›flanlar›m›za yönelikbask› ve gözalt›lar ilk de¤il ve emi-
niz ki son da olmayacak. Çünkü,
do¤ru bildiklerimizi savunmaya, hak
ve özgürlüklerimiz için mücadele et-
meye devam edece¤iz” denildi.
Bas›n toplant›s›n›n ard›ndan ar-
d›ndan Sternschanze'de aç›lan bilgi-
lendirme stand›nda da Özgürlük Ko-
mitesi'nin Almanca olarak "Faruk
Ereren'e Özgürlük", "Nurhan Erdem,
Cengiz Oban ve Ahmet ‹stanbullu'ya
Özgürlük" yazan pankartlar as›larak,
Federasyon tutsaklar› ve Faruk Ere-
ren'in Türkiye'ye iadesiyle ilgili
Türkçe ve Almanca bildiriler da¤›t›l-
d›. Federasyona yönelik bask›nlar ve
gözalt›lar anlat›ld›.
Anadolu Federasyonu'nun Polis
taraf›ndan bas›lmas› ve çal›flanlar›-
n›n gözalt›na al›nmas› 27 fiubat Al-
manya'n›n Köln kentinde, Dom Ki-
Bask›lara Karfl› Direnecek ve Daha Fazla Örgütlenece¤iz
Avrupa’da
Birleflelim Örgütlenelim Hesap soral›m!
Yürüyüfl28 fiubat
2010
Say›: 209
47
Yürüyüfl7 Mart
2010
Say›: 210
HHAAMMBBUURRGG
SSTTUUTTTTGGAARRTT
lisesi'nin önünde protesto edildi.
Eylemde, ayn› zamanda Nurhan-
lar'a Ahmetler'e, Cengizler'e ve Fa-
ruklar'a özgürlük istendi.
Faruk Ereren için AAvvuuss--
ttuurryyaa’n›n Viyana’da 26 fiubat
günü bir eylem yap›ld›. Alman ha-
vayolu flirketi Lufthansa temsilcili-
¤inin önünde toplanan Özgürlük
Komitesi üyeleri burada Almanca
"Faruk Ereren'e Özgürlük" pankart›
açarken, Alman devletini teflhir
eden birçok döviz tafl›d›lar.
Almanya’n›n Faruk Ereren’i
Türkiye’ye iade karar› FFrraannssaa’n›n
baflkenti Paris'te, 26 fiubat günü sa-at Alman Konsoloslu¤u önünde ya-p›lan eylemle protesto edildi.Eylemde; "Türkiye Faflizimi ile ifl-birli¤inden vazgeçin!" denildi.
Avrupa demokrasisinden s›kçasöz edilir. Fakat, Avrupa bask›lar›y-la, zulmüyle pek de gündeme geti-rilmek istenmez. Öyle ki, faflizmleyönetilen ülkelerin Avrupa Birli¤i-ne girdi¤inde art›k "demokrasi" ileyönetilmeye bafllanacaklar› düflünü-lür. Gerçek kuflkusuz böyle de¤ildir.Avrupa ülkelerinin burjuva demok-rasisi ile yönetildikleri gerçektir. Fa-kat ayn› zamanda burjuva demokra-silerinin halklar için "diktatörlük"oldu¤u da, bir gerçektir. Ki, bu bas-k›lar her geçen gün dahada artmaktad›r.
Avrupa “demokrasisi”öylesine abart›lm›flt›r ki, ül-kemizdeki kimi sol örgütlerbile hapishanelere “AvrupaStandartlar›”n›n getirilme-sini önerebilmifllerdir.
Anadolu Federasyonu yöneticive üyesi tutsaklar birbuçuk y›la ya-k›n zamand›r, "Avrupa Standartla-r›”nda tutuluyorlar...
Birbuçuk y›ld›r haklar›nda, neylesuçland›klar›na dair iddianame da-hi haz›rlanmad›.
Birbuçuk y›ld›r, a¤›r tecrit koflul-lar›nda tutuluyorlar. Davan›n halensoruflturma aflamas›nda olmas› ge-rekçe gösterilerek, en yak›nlar›ndanolan eflleri ile dahi görüfltürülmü-yorlar. Her türlü haklar› k›s›tlanm›fl,ellerinden al›nm›flt›r.
Avrupa ülkelerinde de haklar›-m›z, özgürlüklerimiz için mücadeleetmekten baflka yolumuz yoktur.
Bugün Anadolu Federasyonututsaklar› Nurhan Erdem, CengizOban ve Ahmet ‹stanbullu'yu sahip-lenmek, onlar›n tecrit koflullar›ndatutulmamas›n› istemek, Nurhan,Cengiz ve Ahmet için adalet iste-mek, haklar ve özgürlüklerimiz içinmücadelenin önemli bir yan›d›r.
Nurhan, Cengiz ve Ahmet, Tür-kiye faflizmine karfl› yürüttükleri
mücadele nedeniyle tutuklular.
Nurhan, Cengiz ve Ahmet, Avru-pa'da yaflayan halk›m›z›n örgütlen-mesini savunduklar› için, AnadoluFederasyonu yöneticisi ve çal›flan›olduklar› için tutuklular.
BU ADALETS‹ZL‹KT‹R. Fa-flizme karfl› mücadele etmek, Avru-pa'da yaflayan halk›m›z›n sorunlar›-n› sahiplenmek, sorunlar›n›n çözü-mü için örgütlenmesini savunmak,bunun için çal›flmak en meflru hak-lar›m›zd›r. Bu haklar›m›z› kulland›-¤›m›z için tutuklanmak, yarg›lan-
mak adaletsizliktir. Bu adaletsizlikAvrupa'n›n adaletsizli¤idir.
Nurhan, Cengiz ve Ahmet'in ha-
pishanede tutulduklar› koflullar tec-
rittir. Ülkemizde y›llard›r mücadele
etti¤imiz, büyük bedeller ödedi¤imiz
tecrit koflullar›, Avrupa'da da insan-
lar›m›za uygulanmaktad›r. Tecrit, ül-
kemizde oldu¤u gibi, Avrupa hapis-
hanelerinde de iflkencedir, zulümdür.
Nurhan, Cengiz ve Ahmet'i sa-
hiplenerek, Avrupa'daki zulme, ifl-
kenceye, adaletsizli¤e karfl› ç›kmal›,
en meflru haklar›m›z› kullanmak
için mücadele etmeliyiz.
Nurhan, Cengiz ve Ahmet'i
sahiplenmek, bu adaletsizli¤i,
zulüm ve iflkenceyi protesto et-
mek için yap›lan eylemlere ka-
t›lmakt›r. Bu adaletsizli¤i, zul-
mü, iflkenceyi çevremizdeki herkese
anlatmak, herkesi buna karfl› müca-
deleye ça¤›rmakt›r. Nurhanlar› sa-
hiplenmek, onlar›n duruflmalar›na
kat›lmakt›r. Duruflmalar›na kat›la-
rak, onlar›n yaln›z olmad›¤›n› gös-
termek, Almanya devletine, karfl›la-
r›nda hiçbir ses ç›kmadan, insanlar›-
m›z› tutuklay›p, yarg›layamayacak-
lar›n›, istedikleri koflullarda tutama-
yacaklar›n› göstermektir. Onlar› sa-
hiplenmek, Avrupa emperyalizmi-
nin, bask›c›, yasakç› yüzünü, teflhir
etmektir.
AVRUPA'DA DA BASKI VE ZULÜM VAR
AVRUPA’daki B‹Z
fiehitlerimiz kavga ça¤r›s›d›r...
Yürüyüfl
28 fiubat2010
Say›: 209
48
Yürüyüfl
7 Mart2010
Say›: 210
Birleflelim Örgütlenelim Hesap soral›m!
Yürüyüfl28 fiubat
2010
Say›: 209
49
Yürüyüfl7 Mart
2010
Say›: 210
toplant›da, Anadolu Federasyo-nu'nun bask›nlarla ilgili bas›n aç›k-lamas› okundu.
Nürnberg Halk Kültür Evi "Fa-ruk Ereren'e Özgürlük” yazan birpankart açarak eyleme kat›ld›.
AAvvuussttuurryyaa’n›n baflkenti Viya-
na’da, Tekel direnifline destek içinDEKÖP-A (Demokratik Kitle Ör-gütleri Platformu-Avusturya) tara-f›ndan bir yürüyüfl yap›ld›. Yürüyü-fle Halk Cepheliler de kat›ld›lar.
27 fiubat günü Viyana'da 2008y›l›nda terör örgütü suçlamas›ylatutuklanan "Hayvan Fabrikalar›naHay›r" derne¤i üyeleriyle dayan›fl-ma eylemi yap›ld›. Avusturya'da278a yasas›na dayan›larak hayvanhaklar› için mücadele eden bu der-nekler ve dernek çal›flanlar›na aitevler 2008 y›l›nda bas›lm›fl ve 13hayvan haklar› savunucusu yasad›fl›
örgüt suçlamas›yla 104 gün boyun-
ca tutuklanm›fllard›. Kamuoyu'nun
bask›s›yla serbest b›rak›lan hayvan
haklar› savunucular›n›n mahkemesi
3 Mart’ta bafllad›.
Bu davaya dikkat çekmek ve
278a yasas›n›n düflünce ve örgüt-
lenme özgürlü¤ünü k›s›tlamas›n›
protesto etmek için 27 fiubat günü
Viyana'da merkez üniversitesinin
önünde yaklafl›k 200 kifli biraraya
geldi.
Özgürlük Komitesi üyelerinin de
kat›ld›¤› eylemde Almanya'daki
Anadolu Federasyonu'na yönelik
bask›lar ve Faruk Ereren'in iadesi
ve Federasyon tutsaklar›yla ilgili
bildiriler da¤›t›ld›.
Geliflmekte olan ülkeler, azgeliflmifl ülkeler,geri kalm›fl olan ülkeler... Bu kavramlar› s›kduyar›z. Duymaktan da öte, bu kavramlarözellikle yay›nlarda, günlük bas›nda ve yap›-lan siyasi de¤erlendirmelerde s›kça kullan›l-maktad›r.
Bir kere burjuva, küçük-burjuva ideologla-r›n›n günlük konuflma dilimize sokmaya çal›fl-t›¤› gibi dünyada “Geliflmifl ülkeler” ile “Azge-liflmifl” ülkeler yoktur. Yani dünyada devletlerbu k›staslara göre bir s›n›fland›rmaya tabi tu-tulamaz. Bu ayr›m yanl›fl ve deyim yerindeysehalklar› aldatmaya yöneliktir.
Gerçekte, emperyalist-kapitalist ülkeler ileyeni-sömürge ülkeler, geri-b›rakt›r›lm›fl ülke-ler vard›r.
“Geliflmifl” olmak, “Geliflmekte” olmak“Azgeliflmifl” olmak uydurulmufl kavramlard›r.Bu kavramlar, gerçe¤i aç›klamayan, sömürüve ya¤may› gizleyen, emperyalizmi yok sayan
kavramlard›r.
“Geliflmifl” ülkelerin nas›lgeliflti¤i, hangi halklar› y›llar-ca köle gibi çal›flt›rd›¤›, hangi
ülkeleri nas›l ya¤malad›¤› gerçe¤i yoktur bukavramda.
“Azgeliflmifl” ülkelerin neden az geliflti¤isorulmaz oysa. Halklar› çok tembel oldu¤u,halklar› çok tüketti¤i için mi az geliflmifltir on-larca ülke? Türkiye, M›s›r, Yunanistan... ony›l-lard›r neden “kriz” den, “d›fl borç”tan kurtula-mam›flt›r? Peki bu ülkeler neden “sorunlar›n›”bugüne kadar çözememifltir?
‹zin vermemifltir de emperyalizm ondan!..
Oysa az geliflmifl dedikleri ülkelerin az ge-liflmesinin sorumlusu emperyalizmdir. Ya¤mave talan ile kaynaklar› tüketilen, iç dinamikle-ri köreltilen bu ülkelerin adeta geliflmesi dur-durulmufltur.
Yoksa halklar›n›n suçu de¤ildir, az geliflmiflolmak. O nedenle “geri-b›rakt›r›lm›fl ülkeler”demek mevcut gerçe¤i aç›klayacakt›r.
Emperyalizm, geri-b›rakt›r›lm›fll›k, yeni sö-mürgecilik, “modas› geçen” kavramlar de¤il-dir! Israrla gerçe¤in kendisi olan bu kavramla-r›, tan›mlamalar› kullanacak, düflüncelerimizido¤ru ve aç›k ifade edece¤iz.
SavaflanKelimeler
Azgeliflmifl mi, geri kalm›flm›, geri b›rakt›r›lm›fl m›?
24 fiubat günü Köln, Wuppertal,Schwelm ve Wuppertal'da 'terör'operasyonu ad› alt›nda terör estirdi.Köln'de iki evi basarak iki kifliyi gö-zalt›na ald›. Wuppertal'da ise Ana-dolu Federasyonu lokaline bask›ndüzenleyen polis, arama ad› alt›n-da eflyalar› talan etti. Federasyonunbilgisayar›na elkoydu. Schwelm veDortmund'da Türkiyeli bir devrim-ciyi arama bahanesiyle üç eve dahabask›n düzenledi.
Operasyon KKaarrllssrruuhhee FFeeddeerraallSSaavvcc››ll››¤¤›› emri ile yap›lm›flt›r.
Çünkü; Türkiyeli devrimci vedemokratlara karfl› operasyonlar dü-zenlemek için Karlsruhe'de özel birbirim oluflturulmufl ve özel olarakoluflturulmufl olan bu savc›l›¤›n tekifli Türkiyeli devrimci, demokrat ör-gütlülükleri ve insanlar›, suçlu gibigöstermek, haklar›nda suçlu ifllemiyapmakt›r.
Stuttgart ve Düsseldorf'da olufl-turulmufl olan mahkemeler, hiçbirhukuk standard›na uymayan ÖzelMahkemelerdir. Bu mahkemeleringörevi, kendilerine Karlsruhe'dengelen dosyalarda yarg›lananlar›mahkum etmektir.
Bu amaçla ortada delil yoksaTürkiye'deki polis fezlekelerindendelil yarat›lmaya çal›fl›l›r, flahit yok-sa Türkiye devleti polisinin iflbirlik-çi itirafç›lar› devreye sokulur. Bunara¤men bir suç ve suçlu yarat›lam›-yorsa; Faruk Ereren'in davas›nda ol-du¤u gibi san›klar hakimler taraf›n-dan savc›yla uzlaflmaya zorlan›r vebir flekilde Savc›l›¤›n keyfiyeti do¤-rultusunda itirafa zorlanarak suç vesuçlu yarat›lmaya çal›fl›l›r. E¤er buda reddedilirse; yine Faruk Ere-ren'in davas›nda oldu¤u gibi iflken-ceci Türkiye rejimine teslim edil-meye çal›fl›l›r.
Sadece son üç y›l içinde bu çer-
çevede dört tane dava aç›ld›, bu da-valarda yarg›lanan on kifli y›llard›ra¤›r tecrit koflullar›nda tutulmakta-d›r.
BBUU DDÖÖRRTT DDAAVVAA NNEEDD‹‹RR??
Birinci DDava: Gazeteci Haike
Schrader davas›. Haike on y›ldandaha fazla bir zaman öncesindenTürkiye'de devlet taraf›ndan ifllen-mifl olan iflkenceli ölümler ve katli-amlarla ilgili insan haklar› raporla-r›n›n çevirisini yapm›fl oldu¤u için23 ay hapse mahkum edildi. Türki-ye devletinin insanl›k suçlar›n› de-flifre etme suçunu kkaabbuulllleennmmee kkaarr--flfl››ll››¤¤›› olarak cceezzaass›› tteecciill ettirildi.Ancak bu mahkumiyet ile art›k Al-manya'da Türkiye faflist rejiminininsanl›k suçlar›n› dillendirmeyi birssuuçç hhaalliinnee ddöönnüüflflttüürrddüülleerr..
‹kinci DDava: Kamuoyunda
Stammheim Davas› olarak bilinenbefl Türkiyeli demokrata karfl› aç›-lan dava. Türkiye gizli servisi M‹Tad›na çal›flt›¤›, bu faaliyeti Alman-ya'da bulunan bir Türkiye Cumhuri-yeti konsoloslu¤u arac›l›¤›yla yapt›-¤› ispatlan›p, bu do¤rultuda Alman-ya'da mahkemeler taraf›ndan mah-kum edilmifl, akli dengesi yerindeolmayan bir kiflinin ifadeleri do¤-rultusunda befl Türkiyeli mahkumedilmeye çal›fl›ld›. Üç y›l› aflk›n sü-redir tutsak tutulmaktad›rlar. Ad›geçen M‹T ajan›, ayn› zamanda Al-man istihbarat servislerinin de kul-land›¤› bir ajan oldu¤u için Türki-ye'deki faflist rejimin muhaliflerineyönelik suçlamalar› delil olarak de-¤erlendirilmifltir.
Üçüncü DDava: Düsseldorf'da-
ki Faruk Ereren davas›. Üç y›la ya-k›nd›r süren davada Ereren aleyhineherhangi bir delil ve flahit yoktur.Ancak mahkeme heyeti, Ereren'inkendisine isnat edilen suçu kabul-lenmesi karfl›l›¤›nda, yatt›¤› süreyi
gözönüne alarak tahliye edilece¤inisöyleyerek uzlaflma önerdi. Fafliz-me karfl› olmay›, faflizme direnmeyisuç olarak görmeyen Ereren uzlafl-may› reddetti. Bu noktadan sonradava yeni bir boyut kazanarak, Ere-ren'in hasta oldu¤u ve Türkiye dev-letinin de hasta tutsaklar› serbest b›-rakt›¤›, yani tutuklanma tehlikesi-nin olmad›¤› fleklinde, gerçek olma-yan bir sebeple Türkiye'ye iade ka-rar› ald›. Olay aç›kt›r: Ereren iddiaedilen suçu kabullenmedi¤i için in-tikam al›nmak isteniyor. Bu aradaeski siyasi tutsaklar›n ifadesini al-mak için Düsseldorf mahkeme he-yeti Türkiye'ye gitti. Bu sorgulardanda Ereren aleyhine bir ifade alama-y›nca, bu sefer heyetin imdad›naTürkiye'deki faflist polis yetiflti:Resmi olarak bir itirafç› olan SemihGenç isimli birini mahkeme heyeti-nin karfl›s›na ç›kartarak 'Bunu sor-gulay›n, istedi¤inizi alacaks›n›z' de-nilmifl ve heyet istedi¤ini alm›flt›r.Dava halen sürmektedir.
Dördüncü DDava: ‹çlerinde
Anadolu Federasyonunun kurucubaflkan› olan Nurhan Erdem'in deoldu¤u üç kiflinin yarg›land›¤› dava-d›r. Gösterilen tek delil ise, Türkiyehapishanelerindeki siyasi tutsaklaramaddi yard›mda bulunmalar›, Tür-kiye'deki faflist rejimin insanl›k suç-lar›na karfl› olmak ve Almanya'dayaflayan Türkiyeliler’in haklar›n›savunmak, yabanc›lar›n Neo Nazi-lerin faflist terörüyle korkutularaksürülmesine, geceleri evlerinin ya-k›larak katledilmelerine karfl› olma-lar›d›r. Bu amaçla Alman yasalar›n-ca kurulmufl olan federasyon vedernekleri arac›l›¤›yla, yasal çerçe-vede protesto eylemleri ve yasal bil-gilendirme faaliyetleri yapm›fllard›r.Bu faaliyetler de 129b kapsam›naal›narak, insanl›k suçlar›na karfl› in-sanl›k görevi olan yasal direnmehakk›n› terör faaliyeti olarak dam-galanmak istenmektedir. Birbuçuk
Y‹NE B‹R 'TERÖR' OPERASYONU Y‹NE B‹R ALDATMACA
fiehitlerimiz kavga ça¤r›s›d›r...50
Yürüyüfl
7 Mart2010
Say›: 210
y›ld›r efl ve baba ziyaretlerinin dahiyasakland›¤› a¤›r tecrit koflullar› al-t›nda tutukluluklar› sürmektedir.Dava 11 Mart'ta bafllayacak.
BBeeflfliinnccii DDaavvaa:: 24 fiubat'ta yap›lan
bask›nlar ve tutuklamalarla yeni birdava aç›lmas› hedeflenmektedir. Budavan›n amac› da, nas›l yürüyece¤ide, nas›l sonuçlanaca¤› da hiçkimseiçin sürpriz olmayacakt›r..
HHUUKKUUKK NNEERREEDDEE??
Almanya'da, Türkiye gibi insan-l›k suçlar›n› örgütlü bir flekilde ya-pan, faflist terörü savunan, aklayanbir 'hukuk' oluflturulmaktad›r. Bu-gün bu 'hukuk' Türkiyeli devrimcive demokratlara karfl› uygulanmak-tad›r. Ama yar›n bu hukuksuzlukmeflrulaflt›r›l›p yeni hukuk halinedönüfltürülecek, demokratik hak veözgürlüklerin yokedilmesine hizmetedecektir.
Bugün Almanya'y› tehdit edenen büyük terör tehlikesi Naziler’infaflist terörüdür. Ve bu terör tehlike-si soyut de¤il somut bir tehlikedir.Gamal› haçlar, kara elbiseler, daz-lak kafalar ve her y›l Almanya'dagerçekleflen binlerce ›rkç› sald›r›hayat›n gerçe¤idir. Bugüne kadaryüzlerce, binlerce evimiz gece uy-kular›m›z›n en derinliklerindeykenNaziler taraf›ndan atefle verilmekte-dir. Bu sald›r›larda bugüne kadaryüzlerce yabanc› yaflam›n› kaybet-mifltir. Ve bu suçlar genel olarak ce-zas›zl›kla ödüllendirilmektedir.
Türkiyeli muhaliflere aç›lan da-valar, as›l olarak Türkiye devletininistem ve zorlamalar›yla aç›lmakta;itirafç› flahitler ve sahte belgelerlehukuki destek sa¤lanmaktad›r. ‹n-sanl›k suçu iflleyen bir rejime karfl›olmak suç de¤ildir. Suç olmayan birdavada da mahkumiyet sadece ve
sadece siyasi sebeplerle verilebilir.Yukar›da sayd›¤›m›z davalar bunatam uyumluluk gösteren davalard›r.Yani bu davalara bakan mahkeme-ler hukuken yetkisiz ilan edilmekzorundad›r.
TERÖR DDAVASI MMI,HUKUK KKATL‹AMI MMI?
Almanya kamuoyu yine bir 'te-rör' demagojisiyle karfl› karfl›yad›r.Ortada terör olay› yoktur. Yukar›dasayd›¤›m›z hiçbir davada Alman-ya'da yap›lm›fl ne bir suç ne de suçsay›labilecek bir delil vard›r. Yinekamu güvenli¤ini tehlikeye düflüre-cek ne bir eylem, ne de tasar›mmevcuttur.
O halde her operasyonda kopar-t›lan bu k›yamet niye? Almanya’dahalk, Türkiye faflist rejiminin insan-l›k suçlar› iflleyen bir rejim oldu¤u-nu gayet iyi bilmektedir. Bunu Al-man devleti de bilmektedir. Ve dev-rimcilere sald›rarak Türkiye’dekifaflisme destek vermektedir.
Ayr›ca, büyük yaygaralar kopar-t›larak yap›lan operasyonlarda gö-zalt›na al›nan kifliler aç›k adresleribelli olan demokratik faaliyetleriçindeki kiflilerdir.
Y›llarca süren soruflturmalar so-nunda tutuklanan insanlar için 'Te-lefonlar›n› dinlemeye ald›k ama te-lefonlarda örgütsel konular konufl-muyorlar... Arabalar›na dinleyiciyerlefltirdik ama arabalarda da bukonularda konuflmuyorlar... Evleri-ni izlemeye ve dinlemeye ald›k amaoralardan da birfley ç›kmad›. Tutuk-lamalar eflli¤inde yap›lan aramalar-la aralar›ndaki örgütsel iliflkiler ko-nusunda bilgi almaya çal›fl›yoruz.Çünkü bunlar mutlaka bir flekildeörgütsel iliflki sürdürüyorlar. Bas-k›nlardaki aramalarla bunlar› ö¤ren-meye çal›fl›yoruz...' diyorlar. Pekitutuklamalarda yap›lan bask›nlardabu hedefe dair bir delil bulunabil-mifl midir? Hay›r bulunamam›flt›r.Ama buna ra¤men en a¤›r tecritkoflullar› alt›nda kendi yasalar›na dauymayarak devrimcileri hapishane-lerde tutmaktad›rlar.
Devrimciler siyasi kimliklerin-
den dolay› ma¤dur edilmekte, üzer-
lerinde zulüm uygulanmakta, her ne
pahas›na olursa olsun mahkum edil-
meye çal›fl›lmaktad›r.
San›klara uygulanan bu zulmün
gerekçesi, san›klar›n anti-faflist ol-
malar›d›r, demokrat olmalar›d›r,
sosyalist olmalar›d›r.
Terör davas› diye yürütülen bu
davalar ayn› zamanda düflünce öz-
gürlü¤ünü, düflüncenin ifadesinin
ve örgütlenme haklar›n›n da aç›ktan
ihlalidir.
Bu davalarda suçun bireyselli¤i,
suçun ifllendi¤i ortam, kriminalizas-
yon süreci gibi temel prensipler yok
say›lmaktad›r. Örne¤in birçok san›-
¤›n henüz do¤mam›fl oldu¤u süreç-
lerle ilgili sözde bulgular, belge ola-
rak kullan›lmaya çal›fl›lmaktad›r.
Sözkonusu örgütün ne kadar tehli-
keli oldu¤u konusundaki suçlama-
lar, san›klar›n henüz do¤mam›fl ol-
duklar› tarihlere kadar geriye götü-
rülmektedir.
Suçun bireyselli¤i gibi temel
prensiplere bu davalarda hiç yer ol-
mam›flt›r. Suçlamalar da, cezalan-
d›rmalar da kolektiftir.
Suç diye isnat edilenler;
1970'den buyana Türkiye'de rejime
karfl› yürütülen tüm eylemliliklerdir
ve bunlar› iflleyenlerle, Almanya'da
yarg›lananlar da ayn› insanlar olma-
d›klar› gibi, san›klar›n bir k›sm› ise
suçun ifllendi¤i söylenen Türkiye'de
hiç yaflamam›fl insanlard›r.
Bu davalar, bu yönleriyle huku-
kun temsilcisi durumunda olanlar›n,
bizzat kendilerinin varl›k sebebi
olan adalet sistemini kendi elleriyle
yoketmelerinden baflka birfley de-
¤ildir.
Türkiyeli devrimci demokratla-
ra karfl› uygulanan bu hukuksuzluk-
lara karfl› mücadele etmek, Alman-
ya'da yaflayan herkesin görevdir.
Herkes, her örgüt ve kurum bu hu-
kuksuzlu¤a dur demeli ve siyasi ge-
rekçelerle a¤›r tecrit koflullar›nda
tutulan, faflist terör ma¤durlar›na
sahip ç›kmal›d›r.
Birleflelim Örgütlenelim Hesap soral›m! 51
Yürüyüfl7 Mart
2010
Say›: 210
UUyduruk!“Bu geliflmeleri herkesin
iyi okumas› gerekiyor”
Bir, sözünü etti¤iniz birokuma eylemi de¤ildir.
‹ki, o bir tesbit etme, de¤er-lendirme, yorumlama eylemidir.
Üç, bu kelimeleri, kavramlar›niye böyle e¤ip büker, kendi an-lamlar› ve yerleri d›fl›nda zorlars›-n›z.
Cahillikten mi, entellikten mi?
Yoksa, beyninizi her fleyi de-jenere etmeyi marifet bilen burju-vaziye, küçük-burjuvaziye fazla-s›yla kapt›rm›fl olmaktan m›?
Gülme ss›ras›!Rakamlar› görmüflsünüzdür; tekel-
ciler kârlar›na kâr eklemifller yine.
OOnnllaarr hheepp ggüüllüüyyoorr.. Sistemin sa-hipleri bunlar. Cuntalarda onlar güler.“Halkç› Ecevit” iktidar olur, onlar gü-ler. Milliyetçi Cephe iktidar olur onlargüler. Liberal ANAP iktidar olur, onlargüler. Koalisyonlar kurulur, onlar gü-ler. SHP iktidar olur, onlar güler. 28fiubat olur, onlar güler. ‹slamc› AKPiktidar olur, onlar güler..
Peki s›ra bize gelmeyecek mi? Halkne zaman gülecek... diye soranlara ceva-b›m›z.
Bu ifl s›rayla de¤il, iikkttiiddaarrllaa!
‹ktidar kimdeyse, o güler.
ABD’nin ‹htimalHesaplar›
ABD Savunma Bakanl›¤› ve CI-A’ya yak›n Rand Corporation adl›kurulufl, 138 sayfal›k bir rapor haz›r-lay›p Türkiye’deki olas› geliflmelerüzerine de¤erlendirmelerde bulunu-yor. Dört seçenek var Amerikan ra-porunda: 1- AB üyesi Türkiye, 2-Cunta yönetiminde Türkiye 3- ‹slam-c› Türkiye, 4- Milliyetçi Türkiye...Bu fl›klar›n hepsinde Amerika bir fle-kilde ifllerini sürdürüyor; flu flu aç›-dan, bu bu aç›dan zorluk ç›kar›r,Amerika için “zor bir partner” olurdeniyor ama, partner olma durumuhiç de¤iflmiyor. Onu de¤ifltirecek se-çenek ise, Rand Corporation’un ra-porunda yer alm›yor. O seçene¤i debiz buradan ekliyoruz:
55-- SSoossyyaalliisstt TTüürrkkiiyyee...... Ameri-ka’n›n ifli iflte o zaman zor!
ddeeğğiinnmmeelleerrddeeğğiinnmmeelleerryyeennii
52
Yürüyüfl
7 Mart2010
Say›: 210
DirenmeHakk›!
Erzincan Cumhuri-yet Baflsavc›s› ‹lhan Ci-haner, evini aramayagelen Savc› Osman fia-nal baflkanl›¤›ndaki po-lislerin keyfi aramas›na““ffiizziikkii oollaarraakk ddiirreenn--mmeeyyii”” düflünmüfl, amaHSYK’dan bir hakimlekonufltuktan sonra vaz-geçmifl.
O savc›, kimbilir po-lisin keyfi aramalar›nakarfl› direnen devrimci-lerin bu tavr›n› “örgüttavr›” olarak niteleyipne cezalar vermifltir.
Ama iflte zaman olurki, direnme tavr› kendi-lerine de laz›m olur!
As›n gitsin!Bu burjuva demokrasisinin yüzün-
deki makyaj iyice inceldi. Art›k her ve-sileyle dökülüyor, geriye burjuva dik-tatörlü¤ünün ç›plak yüzü kal›yor.
Geçen hafta da öyle oldu yine.Sol Parti milletvekilleri, Alman-ya’n›n Afganistan’a ek asker gönder-mesini Federal Parlamento’daki(Bundestag) oylama esnas›nda pro-testo ettiler. Protesto da iflte, otur-
duklar› yerden ellerindeki dövizlerikald›rmak biçimindeydi.
Vay siz misiniz emperyalizminAfganistan’daki iflgalini protestoeden!!! Meclis Baflkan›n›n SDP des-te¤iyle ald›¤› karar sonucunda SolParti’nin tüm vekilleri mmeecclliiss dd››flfl››nnaaçç››kkaarr››lldd››.
Kendi milletvekiline, kendi mecli-sinde söz hakk› tan›mayan demokrasi-ye nas›l demokrasi denilecek?... Yinede iyi, as›n bunlar› diyebilirlerdi!
Eski, Ümraniye Ha-p i s h a n e s i ’ n d e k iTKP/ML temsilcisi,
yeni “yazar-yönetmen” Nezahat Gün-do¤an, Dersim’in Kay›p K›zlar› adl›bir belgesel çekmifl ve geçen hafta, bubelgeselin galas› yap›lm›fl.
‹stanbul Cemal Reflit Rey KonserSalonu’nda yap›lan galaya kat›lanlararas›nda ilerici, demokrat kiflilerin ya-n›s›ra bir isim son derece dikkat çeki-ciydi. Galaya kat›lanlar aras›nda tan›-d›k bir isim vard›: MMuuaammmmeerr GGüülleerr..
Hay›r, bir isim benzerli¤i de¤ildibu. Galaya kat›ld›¤› belirtilen kifli, ‹s-tanbul Valisi Muammer Güler’denbaflkas› de¤ildi.
Kaç y›ld›r 1 May›slar’da ‹stan-bul’u iflgal eden, iflkenceci sürülerinibinlerce insan›n üzerine süren, at›lanbinlerce gaz bombas›n› yetersiz bulanMuammer Güler.
Demokratik kurumlara yöneliktüm bask›nlar›n, gecekondu semtleri-ne yönelik tüm operasyonlar›n,komplolar›n sorumlusu MuammerGüler.
Yaz›k! Bir tek kiflinin onu oradankovmamas› veya “Dersim’de bizikatledenlerin, çocuklar›m›z› kaç›r›pkaybedenlerin Valisi olan biriyle ayn›çat› alt›nda bulunamam” deyip gidenbir kiflinin ç›kmamas› da sorgulanma-ya muhtaçt›r. (E¤er böyle yapan var-sa, onlar› bu elefltirimizden tenzih edi-yoruz elbette.)
*NNaass››ll olmufltur böyle bir fley?Teknik olarak nas›l oldu¤unu -kim
kimi nas›l davet etti- bilmiyoruz, amabildi¤imiz fludur ki, her düzene dö-nüflte böyle fleyler olur.
Bu tür “jest”ler, devrim mücadele-sini terkedenlerin kendini düzene ka-n›tlama arac›d›rlar.
*Çeliflki çok ç›plakt›r.
““DDeerrssiimm’’iinn kkaayy››pp kk››zzllaarr››””n› budüzen kaybetmifltir. Üstelik bu düzenkatletmeye ve kaybetmeye devam et-mektedir.
Dersim’in kay›p k›zlar›n› anlatanbelgeselin galas›na ise, kkaayybbeeddeennllee--rriinn ‹‹ssttaannbbuull VVaalliissii davet edilmifltir!
Peki bu garip de¤il mi?*Sol bu kadar ilkesiz, bu kadar ha-
f›zas›z, bu kadar liberal olamaz. Bukadar ilkesiz, haf›zas›z, liberal olanbir sol ise, ssooll oollmmaakkttaann çç››kkaarr..
Ne yaz›k ki, solda, özellikle eskitutsaklara yönelik olarak zaafl› biryaklafl›m var. Onlar ne yaparsa kabuletme e¤ilimi var. Ama herkes görme-li ki, bir çok çürüme de oralardan ge-liyor.
“Hapishaneden ç›kt›, birfleylerleu¤rafl›yor iflte”, “ama yapt›¤›n›n nesikötü” gibi yaklafl›mlarla, ne inkarc›l›kmeflrulaflt›r›lmal›, ne de MuammerGülerler’le yanyana gelmek masum-laflt›r›lmal›d›r. Bu meflrulaflt›rma vemasumlaflt›rmalar, solu zehirlemekte-dir.
*Ama hay›r, kimse zehirleyemez
solu... Kimse, özellikle ve özellikledirenmemenin, teslimiyet ça¤r›lar›-n›n, dönekli¤in üzerine bir flal örtüp,“ayd›n›m” diye ç›kamaz ortaya. Ç›k-t›¤›nda, gerekti¤inde, o flal› oradançekip almak da bizim görevimizdir.
*Cemal Reflit Rey Konser Salo-
nu’nda Dersimli Kay›p K›zlar’›n sesi-
ni de¤il de, “yasaklar›m›za ra¤menmeydana ç›kmak isteyenler, bununkarfl›l›¤›n› görür... herkese sesleniyo-rum, vazgeçsinler bu inattan” diyeemekçilere meydan okuyan Vali Gü-ler’in sesini duyunca, bir baflka sesihat›rlad›k... Uzaklarda kalm›fl bir sesyeniden yank›land› kulaklar›m›zda...
megafondan teslim ol ça¤r›s› yap›l›-yor. Her ça¤r›dan sonra kurflunlan›-yor, bombalan›yorlar. O megafonlayap›lan ça¤r›lara “as›l siz teslimolun” diye cevap veriliyor hep... Son-ras›n›, 19-22 Aral›k’taki Ümraniye di-reniflini anlatan “Can›m feda” kita-b›ndan aktar›yoruz:
“Bir kontran›n seslenifli geldi ön-ce.
–– “Teslim olun, bak›n di¤er arka-dafllar›n›z teslim oldu. Onlara hiçbirkötü muamele yap›lmad›. Söz veriyo-rum, siz de teslim olursan›z, k›l›n›zazarar gelmez.”
Benzer bir ça¤r› daha yap›ld› vecevab›n› da ald›:
–– Askerlerinizi al›n ve çekin gidin.Bizim taleplerimiz bellidir.
–– Bunu yapamay›z, teslim olun.–– Gelip al›n öyleyse, cesaretiniz
varsa gelin, biz yüzlerce Ahmet ‹bi-li'yiz burada.
Bir süre sessizlik oldu. Daha son-ra “Bir arkadafl›n›z sizinle konufla-cak” dediler ve birisi konuflmaya bafl-lad› :
–– Arkadafllar beni duyuyor musu-nuz?
Haliyle kim oldu¤unu bilmiyoruz,ne diyece¤ini de. Ama flundan eminiz,düflman›n megafonuyla konuflan biri,bizim arkadafl›m›z olamaz! Megafon-daki ses devam etti konuflmaya;
–– Arkadafllar d›flar› ç›k›n, banasöz verdiler, bir fley yapmayacaklar.
Bu minvalde devam ediyor konufl-ma. O s›rada, daha konuflma sürer-ken, eline megafon verilip itirafç›largibi konuflturulan bu kiflinin TKP/MLtemsilcisi oldu¤u netleflti.
Evet, o gün megafondan o ça¤r›y›
Megafondaki Ses’in Galas›ndaOligarflinin ‹stanbul Valisi
DDeemmookkrraattiikk nitelikli bir fleyyap›yor olmak, hhiiççbbiirrddöönnee¤¤ii ddöönneekk oollmmaakkttaann,,tteesslliimmiiyyeettççiiyyii tteesslliimmiiyyeettççiioollmmaakkttaann çç››kkaarrmmaazz..
53
Yürüyüfl7 Mart
2010
Say›: 210
yapan, geçen hafta Cemal Reflit Rey Konser Salonu’nda ga-la düzenleyen NNeezzaahhaatt GGüünnddoo¤¤aann’’ddaann bbaaflflkkaass›› ddee¤¤iillddii.. Va-li Güler, nereye kat›l›p kat›lmayaca¤›n› biliyordu elbette. O,“megafondaki ses”in, yani arkadafllar›na teslim ol ça¤r›s› ya-pan birinin galas›na kat›lm›flt›.
Ümraniye’ye dönelim yeniden:“... Kim oldu¤u netleflince, do¤rudan kendisine seslendik: –– Senin yerin düflman›n yan› de¤il, bizim yan›m›z olma-
l›yd›. Ne iflin var orada? Eline niye ald›n o megafonu?...Megafondaki kad›n flöyle diyor:–– Arkadafllar, direniflimiz amac›na ulaflt›. Daha fazla ka-
y›p vermeyelim. Siz de ç›k›n art›k...Biraz önce “teslim olun” diyen düflman da “Tamam di-
rendiniz, mesaj›n›z› verdiniz, art›k ç›k›p teslim olun” diyordu,flimdi TKP/ML temsilcisi de ayn› fleyi söylüyor. ... Her fleybir yana ama ... bu temsilcinin düfltü¤ü, düflürüldü¤ü bu du-ruma k›z›yoruz. KKeeflflkkee o megafonu eline hiç almasayd›.Düflmana bu f›rsat› hiç vermese, kkeeflflkkee kendini kulland›rtma-sayd›. ... KKeeflflkkee,, elinde düflman megafonuyla karfl›m›za geçe-ce¤ine, s›rt s›rta direniyor olsayd›k. Ama mücadele “kefl-ke”lerle yürümüyor iflte. HHeerrkkeess kkeennddiissiinnee yyaakk››flfltt››rrdd››¤¤››nn››yapmaya devam ediyor...” (Can›m Feda, syf. 356, Boran Ya-y›nevi)
*Hat›rlad›klar›m›z burada bitiyor. Kula¤›m›zdaki ses yank›lanmaya devam ediyor. Mega-
fondaki ses, ‹stanbul kontrgerillas›n›n bafl›yla Dersim’in ka-y›p k›zlar›n› ar›yor... Garip bir tablo, ama böyle.
Muammer Güler’i filminin galas›na ça¤›rmak da belkikkeennddiissiinnee yyaakk››flflaanndd››rr.. Ona bir fley demeyiz; ama o noktada,kendini devrimci, sosyalist olarak görüp de orada olanlara birfley deriz. Orada olmay›n. B›rak›n, herkes kendine yak›flan›yaps›n. Orada olmay›n, halk›m›z›n ac›lar›n›n, tarihinin istis-mar edilmesine ortak olmay›n.
Çeliflkiye bak›n; orada Hrant Dink’in efli Rakel Dink devar, Hrant Dink’i katledilmeden önce tehdit eden vali yar-d›mc›lar›n›n amiri de!
KKaayy››pp kk››zzllaarr,, kkaayybbeeddeennlleerrllee aarraannmmaazz.. KKaattlleeddiilleennlleerr,,kkaattlleeddeennlleerrllee aann››llmmaazz.. Bunlar ç›plak gerçeklerdir ve oradabulunan herkes bunu bilmek zorundad›r. Soldaki bu riyakar-l›¤a, bu istismara son verilmelidir. DDöönneekklleerrii,, tteesslliimmiiyyeettççiillee--rrii ‘‘aayydd››nn’’ oollaarraakk eell üüssttüünnddee yyüücceellttmmee pragmatizmine sonverilmelidir.
Hangi bak›fl aç›s›, hangi kirli zihniyet, hangi faydac›l›k,hangi düzen içi hesaplar onlar› o galada yan yana getiriyor.Tek bir devrimci, tek bir sosyalist, tek bir demokrat, böylesikirli bir zihniyete, düzen içinde kendine yer yapma hesapla-r›na ortak olmamal›d›r.
Megafondaki sese ise, diyece¤imiz odur ki, Dersim’inKay›p K›zlar›’n› araflt›rmak demokratik içerikli bir çal›flma-d›r; ama demokratik nitelikli bir fley yap›yor olmak, hhiiçç bbiirrddöönnee¤¤ii ddöönneekk oollmmaakkttaann,, tteesslliimmiiyyeettççiiyyii tteesslliimmiiyyeettççii oollmmaakk--ttaann çç››kkaarrmmaazz.. Dersim’in kay›p k›zlar›n›n pefline düflmedenönce kendi kay›p kimli¤inin ve kiflili¤inin pefline düflmelisin.Ve e¤er gerçekten bulmak istersen, bakaca¤›n yeri biliyor-sun. Megafonu eline ald›¤›n yerden bafllayacaks›n aramaya...
1969 Trabzon Çaykara do¤umlu. Hep haks›zl›klara karfl› mü-cadele etti. Bu mücadele içinde devrimci hareketle tan›flt›. 15Mart 1992‘de Zonguldak’ta Kozlu katliam›n›n sorumlular›nakarfl› bir eylemin son haz›rl›klar›n› yaparken, kaza sonucubomban›n patlamas› sonucu flehit düfltü.
EErrbbiill SSAARRII
Karadeniz da¤lar›nda umut oldular. Kurtulu-flun yolunu gösterdiler. 12 Mart 1994’teOrdu’nun Ünye ‹lçesi Ball›k köyü yak›nlar›n-daki Döfleme Ormanlar›nda ç›kan çat›flmadaflehit düfltüler. Yücel MARAL, 1988 Ordu-Ünye Çi¤demKöyü do¤umlu. Mücadeleye ‹stanbul’da Dev-Genç saflar›nda kat›ld›. Grup Komutan›yd›. Yavuz YAZLI, 1974 Karabük do¤umlu.Mücadeleyle 1992’de Demir Çelik fabrika-s›nda ç›rakl›k e¤itimindeyken tan›flt›. Gerillaolmadan önce milis çal›flmalar›nda yer ald›.
Ali Faik ÖZKAN, Kastamonu do¤umluydu.Mücadeleyle tan›flal› yeni olmas›na karfl›l›k, ‘93’ün Aral›kay›nda gerillaya kat›lmakta tereddüt etmemiflti.Bar›fl ATALAY, 1974 Amasya Gümüflhac›köy Korkut köyüdo¤umlu. Gerillaya kat›lmadan önce Gümüflhac›köy’de tütünemekçilerinin örgütlenmesinde yerald›. ‹rfan YEN‹LMEZ, Artvin fiavflat do¤umlu. 1988 de Bursa
Uluda¤ Üniversitesi’nde mücadeleye kat›ld›. At›l›m y›llar›ndaDo¤u Karadeniz Bölge Sorumlulu¤unu üstlendi. 17 Nisan ‘92 ‘de tutsakl›¤›n›nard›ndan gerillaya kat›ld›.
Malatya da¤lar›nda halk›n gelecek umuduoldular.17 Mart 1992’de flehit düfltüler.Hasan ERKUfi, 1972 Malatya Akçada¤Gürkaynak do¤umlu. '91 Haziran'›ndansonra, köyünde ve çevresinde devrimci çal›fl-malar yapt›. Dört kez gözalt›na al›nd› ve ifl-kencecilere s›r vermedi. Halk›n kurtulufluiçin silah kuflananlara kat›ld›. Sabit ERTÜRK, 1962 ‹stanbul Gültepe do-¤umlu. ‘78’lerde mücadeleye kat›ld›. 12 Ey-lül’ün zorlu dönemlerinde mücadelesini sür-dürdü. 1984’de tutsak düfltü. 1988'de tahli-
ye edildi¤inde yeni görevlere haz›rd›. Malat-ya da¤lar›nda kavgaya kat›ld›.Tuncay GEY‹K, 1967 S›vas do¤umlu. ‹lkokulu ‹stanbul'dabitirdi. Yedi yafl›ndan itibaren yaflam›n› çal›flarak kazand›.Gazi Mahallesi’nde mücadelede görevler ald›.fierafettin fi‹R‹N, 1961 Yugoslavya do¤umlu. Mücadeleye1977'de Esenler Lisesi'nde kat›ld›. Genç yafl›na ra¤men, so-rumluluklar üstlendi. Bafle¤emeden girdi¤i 12 Eylül hapisha-nelerinden, bafl› dik ve kavgada ustalaflm›fl olarak ç›kt›. fiehit
düfltü¤ünde sekiz ayd›r gerilla mücadelesi içindeydi.Mustafa Kemal ‹NAN, 1971 Malatya Akçada¤, Gürkaynak köyü do¤umlu.‹stanbul'da ‹flpor-Der'de çal›flt›. 1991'de yeniden Malatya'da mücadele etti.K›rlarda flehit düflmek istiyordu. Da¤larda silah kuflanarak, ölümsüzleflti...