Hikmet Aslan 2 - şiirler - Yayın Tarihi: 22.7.2015 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyeti yasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Bu doküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veya temsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılması kopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu ve taraf değildir.
150
Embed
Hikmet Aslan 2 - img.antoloji.com · - kültür ve sanat Hikmet Aslan 2 (Hikmet Aslan) Hikmet ASLAN 10 Ağustos 1970 yılında Şanlıurfa’da doğdu. Babasının isteği üzerine
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Hikmet Aslan 2- şiirler -
Yayın Tarihi:
22.7.2015
Yayınlayan:
Antoloji.Com Kültür ve Sanat
Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerineaittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyetiyasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Budoküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veyatemsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılmasıkopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu vetaraf değildir.
Hikmet Aslan 2 (Hikmet Aslan)Hikmet ASLAN10 Ağustos 1970 yılında Şanlıurfa’da doğdu. Babasının isteği üzerine İmamHatip okudu. Aynı zamanda Arapça medrese eğitimi aldı. Akademik kariyeriçin değil sadece mektepli olmak için ilahiyat fakültesi okudu.
Türkçeyi 10 yaşından sonra öğrendi, İngilizce, Arapça ve Kürtçe biliyor.“ 30 yıldır yazıyorum, son birkaç yıldır yazdıklarımdan zevk almaya başladım“ diyor şiirleri için.
Şiirleri ilk defa Mayıs 1994 yılında Sahabe Aylık İlim Fikir dergisindeyayımlandı.
Problemli oğluna çözüm ararken Beslenme Danışmanlığı hakkında kurslaraldı. Singapur, Tayland, Yunanistan, Macaristan ve İspanya, Lübnan ve Kıbrızgibi ülkelerden bilim adamlarından aldığı Seminerlerle alanında kendinigeliştirdi. Şubat 2004 yılından bu yana Sağlık ve Finans Danışmanlığıyapıyor.
Şiir üzerine düşünceleri:Nasıl ki çıplak insan görünüm olarak nahoştur, normal sözde öyledir aslında.Şair sövse bile kulağa hoş gelir. yani şiir sözlerin giyinmiş halidir. Şiir sözünkıyafetidir, aksesuarıdır, sözün şekle bürünmüş halidir.
Her kes söyler, konuşur, kendisi için konuşur. Şair her kes için konuşur.Kimsenin itiraf edemediği aşkını, ihanetini, terk edilişini, sevgisini, nefretini,fikrini salt kendisi için söylemez. Şiiri her okuyan kendinden bir parça bulur.Bir şiiri her ne kadar şair yazmışsa da kendi malı değil toplumun malıdır.Toplumun malı olan şiirleri yazmış kişiler ancak şair olarak adlandırılabilirler.Şiirde bir parça vahiy bulunur, şiir ilhamdır, şair sadece araçtır, aracıdır,maşadır. Şair kısacası Şair’dir. Alameti farikası O hep aşıktır. Ya şiir aşküstüne olmayınca tadı olmuyor…
Eserleri:
Sinemdeki Yumak 14 Şubat 2012 GDK YayınlarıKahve Koyusu 22 Temmuz 2014 Ebaseyf Yayınlarıwww.hikmetaslan.com
Yasaklar içindeyim kalem tutuk elimde,Kahkahayla gülüyor şeytanlar hayalimde,Hale benzer bir hal yok mevcut olan halimde,Gel de gör şu halimi, halim düşman güldürür.
Sigaramın dumanı resm çizerken yüzüme,Acayip yaratıklar görünüyor gözüme,Doruğum çırılçıplak kar düşüyor düzüme,Gözlerimde bir deniz, gözlerimde göl durur.
Haydutlar dinlenirken kanunlar gölgesinde,Cahiller hep baş olmuş bilgeler ülkesinde,Mıntıka yapıyorum fikrimin bölgesinde,Başımdaki fikirler çok başlarda kel durur.
Ruhumun hücreleri yapıyorken içtima,Gerçekler görünmüyor ben de mi oldum âmâ,Saadet dolu yaşam ben de isterdim ama,Derdim fikir sancısı, adam bile öldürür.
Bir sevgilim vardı, adı Bahardı,Can yakan kahve gözleri vardı,Bakınca gönlüme çivi çakardı,Kendisi Gonca Gül, adı Bahardı.Bir sevgilim vardı adı Bahardı.
Bir günde dört mevsim bana sunardı,Ben son bahar gibiydim O ilk Bahardı,Bir nehir gibiydi, benden taşardı,Her nerede olsa bende yaşardı,Bir sevgilim vardı, adı Bahardı,
Her sabah ruhumu şöyle sarardı,Yaram berem iyileşir kanardı,Tenime değince canım yanardı,Dudağını yüreğime banardı,Bir sevgilim vardı adı Bahardı.
Bir tek adı değil kendi Bahardı,Ben sarmadan Ağustos'ta donardı,Bir buseme cayır cayır yanardı,Anka olur omuzuma konardı.Bir sevgilim vardı, adı Bahardı,
Ne derseniz söyleyin,Hiç birine inanmam,Aşk en güzel bir yalan.Yürekler kıpır kıpır,Serde cahil cesaret,İpi kopartır sana,Her şeyi eder talan,Aşk çok güzel bir yalan.
Bir dakika tek bir an,Üşüşme ya fikrime,Sayamadım kaç yıldır,Bulaşmışsın zikrime,Kime, nasıl, ne deyim,Beni bu derde salan,O şimdi koca yalan,Aşk en güzel bir yalan,
Hasta düştüm gelmedin,Bari can verende gel,Dünyanın en son günü,Çıkıp bana gelişinMilyonda bir ihtimal,Senden geriye kalan,Aşk en güzel bir yalan,Adı mı? Falan, filan…
Aşkın;Bana hüznü öğretti,Asırlardır;Hüznümü giderecek bir kadına muhtacım,Başımı bir kuş misaliOmuzlarına yaslayıp ağlayacağımBir kadına muhtacım.Cam fanus gibi,Kırılmış, dağılmış yüreğiminHer bir parçasınıBir araya getirecek bir kadına muhtacım.
Aşkın;Bana alışkanlıkların en kötüsünü öğretti,Binlerce yılın gecesinin kapısını açtırdın banaBu dertten kurtulmak için;Her tabibin dermanını denedim,Her falcının falına baş vurdum.
Aşkın;Bana evimi terk ettirdi,Geceler boyu gözyaşlarımla,Yollara, yıldızlara ismini yazdırdı.Uslu bir çocuk olan yüreğimiSonunda deli gibi azdırdı.
Aşkın;Beni hüzün diyarına girdirdi,Senden önce hüzün nedir bilmezdim.Bilmezdim senden önceİnsanoğlunun gözyaşından ibaret olduğunuBilmemiştim bilmiyordum.Ahhh şimdi anladım kiHüzünsüz insan;İnsan olarak anılmazmış.
Aşkın;Beni küçük çocuklara benzetti,Tebeşirlerle duvarlara resmini çizdirtti,Elinden şekeri alınmış çocuklar gibiSadece seni aradım seni istedim hep.
Aşkın;Hayatımın tarihini değiştirdi,Yüreğimde depremler,İnkılaplar oluşturdu.Beni ben olmak çıkardı,Şimdi ne ben benim ne de sen sensin.Değiştirmedik hiçbir şeyBırakmadı bende aşkın. Bırakmadı.
Gözlerimi kör etti.Artık ne kimseyi görürNe beğenir oldu.Nar çiçeği gibi kaşlarınGözlerimin önünden gitmiyor.Sultanlar bile anlamsız.Yüreğim sadece sen sen diyor.Sultan kızı bile gelseArtık umurumda değil
Aşkın;Beni hüzün diyarına girdirdi,Senden önce hüzün nedir bilmezdim.Bilmezdim senden önceİnsanoğlunun gözyaşından ibaret olduğunuBilmemiştim bilmiyordum.Ahhh şimdi anladım kiHüzünsüz insan;İnsan olarak anılmazmış.
Hedef tahtası gönül, oku atan elimdir,Okun ucunda ateş, yayı geren dilimdir,Aşk nezlesi hastalık, çözülmeyen bilimdir,Yüreğinden ok ye ki hastalığı çözesin.
Aşk çocukça bir oyun, oyna çocuklar gibi,Hopla, zıpla, yuvarlan, kayna sıcaklar gibi,Hem sev hem döv, çimdik at, hem söv kucaklar gibi,Öyle gerçek oyna ki çocukları üzesin.
Aşk kumar mumar değil bir yürek egzersizi,Aşk samimi olmaktır kaldırır sizi bizi,Yüzmek bilmesen bile yüzdürür tüm denizi,Soyunup da atla ki tüm denizi yüzesin.
Yukarda geçen sözler gerçek değil oyundur,Aşkı tatmamış adam hem eşek hem koyundur,Âşık olamıyorsan engel korkak huyundur,Biraz cesur ol ki korkulara küsesin.
Yakamoz ol her gece, gönül gölümde parla,Güneş gurup ederken, geceme ay gibi doğ.Günde yirmi dört defa her dem beni hatırla,Şöyle candan kucakla, beni mutluluğa boğ.
Sen geldin uyandırdın, kaçtı gönül uykusu,Ay parçam can parçamsın, sen gönlümün uydusu,Benliğimi kuşattı, sardı aşkın kokusu,İçim bir cıvıl cıvıl, hiç kalmadı kuytusu.
Seni sanki kırık yıldır her gece izliyorum,Kıble ettim gönlüme ay parçası yüzünü,Sanki koca bir ömür yolunu gözlüyorum.Gel şöyle okşayayım, elin yüzün gözünü.
Sensiz bir tarafım yok, sensiz dünyam karanlık,Işığım umudum ol, nefes gibi dol bana,Bir ömür olmasa da razıyım ben bir anlık,Gönlüme bir gülümse, sana çıksın yol bana.
Güneş unutsun seni bir gün çıkıp bana gel,Günün tam ortasında, canım seni çekerken.Bir el ol okşa beni, sana hasret tene gel,Daha yeni gelmiştin gitme böyle çok erken.
Gecenin bu vaktinde gökyüzü nazarımda,Hain bulutlar boğdu gizledi seni benden,Senin için şiirler destanlar yazarım daŞafak söktü gün doğdu gizledi seni benden.
Hangi çiçek emsalin, kokun hangi bitkide,Gülümsemen bile sert, dağ çiçeği gibisin.Ruhuna inmem için sarmam lazım belki de,Dokunursam yanarım, bal böceği gibisin.
Gözlerin sanki sisli, bulutlarla kaplanmış,Kirpiklerin ok olmuş yüreğine saplanmış,Kedi gibi duruşun, bir zamanlar kaplanmış,Sevmekten ağzı yanan aşk kaçağı gibisin.
Uzatsam ellerimi sıkıca tutar mısın,Derdinden kurtul desem, bana dert satar mısın,Gönlüm boş bir aşk hane, uzanıp yatar mısın,Yeter artık gülümse, dert kavşağı gibisin.
Ben bir yürek doktoru, derman olmaya geldim,Ben sevgi kahramanı, ferman olmaya geldim,Bir yalnız yürek için harman olmaya geldim,Mutluluğa karar ver, kız çocuğu gibisin.
Lütfen Bir tek söz söyleDünyalar benim olsun,Ne bilim merhaba deBir şey sor yalan yanlışHavadan sudan konuşLütfen bir tek söz söyleDünyalar benim olsun.
Beklenmedik bir günde,Sabah erken de olur,Gece geç saatlerde,Çaldır şu telefonu.Çaldır kalbim titresin.Lütfen bir tek söz söyleDünyalar benim olsun.
Yılda kaç gün olduğuÖnemi yok bayramın,Seni gördüğü gündürGönlümün Bayram günü.Kurbanlık koç gibiyim.Lütfen bir tek söz söyleDünyalar benim olsun
Hadi uzat elini,Tuşla şu numaramı,Yeniden kanat yine,Kabuk tutmuş yaramı.Gönlüm sesine hasret,Bir tek söz esirgedin.Bir tek söze hasret kal.
Çok uzun bir seferdeyim,Her zamanki gibi yineCam kenarı senin yerin.Cam kırıklarını aldırdınGönül dünyam kan içinde,Sen yoluna çıkıp gittin,Bedenimde kaldı terin.
Hazirandı mevsimlerden,Terleyen tenimden önce,Kıpır kıpır yüreğimdi,Alışırız biter dedik,Unutulur her şey gibi,Hala yüreğim kanıyor,Çizdiğin izler çok derin.
Kimler geldi kimler geçti,Her gelenin saçı, gözü,Burnu, kaşı, eli, kolu,Senden birer işaretti.Gel de dokun yüreğime,Gidişinle boşalttığın,Yangın gönlüm hala serin.
Çift kişilik koltuktayım,Hayalinle yolculuktayım,Sanki başın omzumda,Ellerim yüzünde gezer,Benim hala umudum var,Bir gün döneceksen eğer,Hazır gönlümdeki yerin.
Başbakan gibi çıkıp,Özür demek ne fayda,Gönül zemini kırık,Çatlak oluştu fayda,Gönül bir kuş misali,Can çırpınır havada,Ağlama inleme boş,Eyvah demek ne fayda.
Ak alnında parlıyorGüneşten çıkan her renk,Gözlerinde yıldızlarSamanyollarına denk,Dudağında dilindeHep o şarkı, o ahenk,Nerde bir şarkı duysam;Dilime ismin gelir.
Gece karası saçlarNeler neler anlatır,Yüzün dolunaya eşGecemi aydınlatır,Gördüğüm her hemcinsinTek seni anımsatır,Nerde bir kadın görsemYanıma cismin gelir.
Bu yürek sana deliNe can çıkar ne huyu,Ak gül, zambak, karanfilSenden almış kokuyu,Irmak, nehir, şelaleDenizin senden suyu,Neye baksam aklımaEn güzel kısmın gelir.
Daha önce gelseydinŞöyle yirmi yıl kadar.Şimdi seni düşünmek,Yorgun fikrime zarar,Yıllardır hep fırtına,Kasırga var, çamur var,Şimdi çıksam dağlara,Bulur mu beni rüzgar.
Dört mevsim, dört mevsimde,Her mevsimim son bahar,Gülümse güller açsın,Gönlüme ol hükümdar,Seni nere koyayım,Gönlüm geniş, hulkum dar,Daha önce gelseydin,Şöyle yirmi yıl kadar.
Üç yüz almış beş gündür,Yani olmuş tam bir yıl.İçimde bir sorun var,Çözüm bulamaz akıl.Kalpte kıyamet kopar,Saçımda kalmadı kıl.Yürek kel, ayak yalın,Gelin. Canım da alın.
İşte o gün – bu gündür,Gözlerimde coştu sel,Ufuk, gurup yan bakar,Başımda esmiyor yel.Gönül ezgiler yakar, Lebde bir kelime; Gel!Dilim lal, kırıldı bel,Ve Azrail dedi: Gel!
Gitme su gibisin sen,Gönlüm çöl, susuz, kurak,Gitme demek istedim,Gözlerine bakarak,Yüreğim artık keldir,Gerekmez şimşir tarak,Okşamasan da olur,Bakışın bana yeter.
Değil birkaç senelik,Bir ömür kal isterim,Kapımı gündüz, gece,Şafakta çal isterim,Gönlümün boş peteği,Ben senden bal isterim,Bal vermesen de olur,Sokuşun bana yeter.
Yüreğimin gıdası,Vitamini gözlerin,Gönlümün muhabbeti,Eğlencesi sözlerin,Gitme yüreğim soğur,Bana lazım közlerin,Sen sevmesen de olurYakışın bana yeter.
Bu gün biri evli bir kadına aşık olduğunu söyledi.Dedim: eşinden ayrılmasını şart koş.Dedi: bunu ona diyemem. Zor durumda kalmasını istemiyorum.Dedim: daha büyük bir zorluk sizi bekliyor.Dedi: onu çok seviyorum ne yapayım.Dedim: onun canını ne yakar biliyorsan onu söyle. O senden vazgeçer.Dedi:ama onun da canı yanar.Dedim: gerçek seven dediğimi yapar. Yapmıyorsa gerçekten sevmiyordur.Dedi: ama sevgilinin canı çok yanar:(
Ve dedim ki:Kalbinde olanı Allah biliyorken insanlardan çekinerek gizledin.Halbuki çekinmen gereken sadece Allah'tı.(Ahzap 37)Açıklarsan Allah kaderini değiştirir.Açıklama cesaretinin mükafatıdır Vuslat.Vuslat öyle kolay değil sevgili.Gizlersen Giz olarak kalır.Öğrenilince hayatında kara bir leke kara bir iz kalır.Sevgilinin kara lekesi olmak sevgiliye yakışmaz.Lakin sevgili bunu anlamaz.O kadar çok sevmiş ki gözü görmez,Yakalanacağını düşünmez.Tecrübelerle sabittir.Her gizli ortaya çıkar.Bazen iyileşmek için acı bir zehiri içmek gerek.Anladığı dilden ilacı vermek gerek. Canını yakmak gerek.Sevgiliyi tanıyan nerden canı yanar bilir ve ordan ilacı verir.Belki canı çok yanar ama. Yansın.Yakalanınca duyacağı ızdırap ve hakaret kadar yakmaz.
Büyük bir aşka kavuşmak için gazı,tuzu, maaşı bahane etmek ne bana ne sanayakışmaz.Büyük bir aşka kavuşmak için "milletin yüzüne öyle dümdük "ben başkasını seviyorum"demediğin süre o aşk senin olmaz olamaz.Varsın sevgili ardından kızsın.Severken iyi idi de kızarken mi kötü?Şimdilik belki kalbin acır lakin geçer...Sineye taş basma dönemi başlar,Varsın o taş sevgiliden olsun.Sevgilerimle ey sevgili en sevgili..9.07.2015Öğretmenevi/Gaziantep
Hoş geldin safa geldinMerhaba... merhaba.Dur, sarılayım bir daha,Seni göğsüme bassam,Göğsümde izin kalır.Kalsın, belki çıkmam sabaha,Ruhum nazında kalır.
Dur şöyle seyredeyim,Doya doya gönlümce,Yüreğim banyo yapsın,Gözlerinin hapsinde.Gözümde gözün kalır.Kalsın, uzanırsam bir daha,Başımda dizin kalır.
İçinden gelir gibi,Sözünü söyle geçsin.Geçir parmaklarını,Gözü dönmüş gönlüme,Okşasan tozun kalır.Kalsın, belki gönül kubbemde,Her daim sesin kalır.
Gözlerinde yaş varmış,Dudaklarında ismim.Manzaranda hayalim,Elerindeymiş resmim.Yüreğin yüreğimdeUzak olsa da cismim,Bir ad koy şu haline,Benim farklı mı halim?
Arada mesafelerDuyuramam sesimi,Koklatmak istiyorumAşk kokan nefesimi,Nerde o tebessümünKaybettiren ye’simiBir ad koy şu halimeSenin farklı mı halin?
Bir labirent çıkmazıOrtasında kalmışız.Anılarla avunup,Hayallere dalmışız.Dün; birlikte şen şakrak,Bugün yalnız kalmışız.Ad koyalım şu hale,Hal değil ki halimiz!
Hem benim memleketim,Gitmediğim ilimsin,Hem bildiğim her şeyim,Çözülmeyen bilimsin,Hem beni lal edensin,Hem şakıyan dilimsin,Sen benim her şeyimsinVe bu böyle bilinsin.
Öyle ya... sen olsaydın benim yerimdeGözlerine kara, kara bulutlar çökmez miydiYanarken gönlümde alev, alev bir ateşVe gözlerinde şimşekler çakmaz mıydıOlsaydın şayet benim yerimdeVe durumumda ve ahvalimde
Hangi yağmurlar yağardı acabaVe hangi nehirler ıslatırdı yanaklarımıO dertli başımı hangi taşa vururdumYaslayacak bir diz bulamayıncaVe ellerini yumruk yumruk edipHangi taştan duvarlara vururdum
Fırtınalar eserken meltem yerineAcaba hangi kasırgaları özlerdinUyku görmemiş mahmur gözlerinleDoğacak diye hangi duyguları gözlerdimVe bir akşam üstü güneş batarkenGönlümde kaç keder tohumu filizlenirken
Gözünde bebeğin tuttuğu kadarYüreğin tutuşup cızzz ettiği zamanBir fotoğraf kağıdını kaç kez öperdimKaç kez basardım bağrıma resminiBebeğim, bebeğim benim deyip
Efkar basınca dumanlı başınaBilmem kaç çakmak çakardın..Sonu gelmez kaç sigara yakardınAcaba o külleri başına saçar mıydınBeklediğin yönden bir nefha eser diyeGece de kaç kez pencereleri açardın
Ve yalnız başına bir kuytu köşedeKaç saat bürünür mateme kaleme sarılırdınBilmem kağıtlar yeter miydi sanaKaralamak ve parçalamak içinŞiirler tek tesellin olmaz mıydı
Taş yağmaz mıydı gökten üzerineÖzlediklerin geldiğinde gözlerinin önüneVe kan inmez miydi bir perde gibiBoşluğu seyreden kara gözlerineBilmem o zaman sevinç gözyaşları mı dökerdinYoksa bir hançer mi saplanırdı yüreğime
Bin ah çıkmaz mıydı bir tek kelimenleHasret kokan nefesinle ağzındanOna buna çatar mıydın çatmaz mıydınOlsaydın şayet benim yerimde..Ve durumumda ve ahvalimde...
Niye sustun sevgili,Ne haldesin bir bahsetÇılgın kan dolaşımın ne durumda bileyim.bu yüreğin kulağı senin sesine hasret,Bir ses versen sesime, öl desen de öleyim.
Bakışlarını yalnız bana dik bana hasr et,Ruhum titresin şöyle, şöyle içten güleyim,Seninle coştu taştı bine katladı kesret,sıfırı göster bana, bin parçaya böleyim.
Sabah neyim, öğlen kimim olursun, ve akşam?Söyle ki yüreğimden her kesleri sileyim,Gah de kulum, Gah gülüm, gah de şuramda paşam.Açılmayan kapıyı mutlak açan hileyim,
Seni şöyle öpeyim, gönlünün dudağından,Ben asi yüreğine şiddetli bir silleyim.Rüzgar olup geceyim Dalından yaprağından,Dalını kıran olsa, ölüm saçan gülleyim.
Kovalayan ben miyim yoksa sen mı hep kaçtın?Yüreğimin elinden tut ta senle geleyim,Gönlümün şu gözleri kör olmuştu sen açtın,Ağla benimle gülüm, göz yaşını sileyim.
Susma yüzüme haykır, ben senin nerendeyim,Sen benim ta şuramda ağrı yapan sancısın,Sürdüğün merhem benim, ilacım yarandayım.Çıplak gönlüne fistan, aşka uygun hulleyim.
Sen henüz gelmemiştinBen her şeye doymuştum.Sevgiye, nefrete,Üzüntüye, hasrete,Şöhrete, şehvete,Muhabbete, ihanete,Hiç bir şey için,ihtiyaç hissetmedim,Tek ihtiyaç Sen'mişsin,40 yıl her şeyim olmuş,Bir Tek "Senim" olmamış.
Ben eksiktim Tam oldum,40 parçaydım Tüm oldum.Sana ihtiyacım var,Ben seni seviyordum,Kırk yıldır seviyordum.Kırk yıldır arıyordum,Kırk yıl sonra Sen geldin.Sen hem de kendin geldin.Gözlerin Işıl Işıl,Yüreğinse Şen geldin.
Evet sana muhtacım,Yüreğimin yarısıSenin sinende saklı,Göğüs kafesimde sen,Uçtu başımın aklı,Benim aradığım nur,Senin gönlünde saklı,Bedenime ikiz ruh,Senin teninde saklı,Yüreğimi erittin,Hey seni yandan çarklı,
Ben eksiktim Tam oldum,40 parçaydım Tüm oldum.Sana ihtiyacım var,Ben seni seviyordum,Kırk yıldır seviyordum.Kırk yıldır arıyordum,Kırk yıl sonra Sen geldin.Sen, hem de kendin geldin.Gözlerin Işıl Işıl,Yüreğinse Şen geldin.
Tane tane,Yudum yudum,Ufak ufak kayboluyorumVarlığın mucize,Yokluğun azapken,Aynı şehirde yaşabilmektenTeselli buluyorum.Seni yaşadığım şehir gibi,Seni İstanbul gibi seviyorum…
Beni, Anlatabilsem beni,Beni, seni şu sinede taşıyan,Şu senin sebebinle yaşayan beni,Gözlerinde yolculuk yapar gibi,Miraca çıkıyorum,İnadına Bizans oluyorsun,Fatih’in olmayı yeğliyorum,Seni fethettiğim şehir gibi,Seni İstanbul gibi seviyorum…
Dört mevsimin baharı,Zemheride çiçeksin,Gün gelecek ardına bakmadan,Habersizce gideceksin,Yıkılır üstüme koca şehir,Yıkılacak üstüme İstanbul surları bir bir,Yürek acım benle gömülecek tek sır,Seni esrarlı şehir gibi,Seni İstanbul gibi seviyorum…
Parça parça,Dilim dilimLime lime bulaşmışsın benliğime,Her gerçekten daha gerçekHer hayalden daha güzel Senin düşün,Nerden çıktı bu İstanbul deme şimdi,Her seven İstanbul olmayı Umar,Seni umduğum şehir gibi,Seni İstanbul gibi seviyorum…
Taaa içine ederim,Ben böyle bir kaderin,Kader dediğiniz şey,Sevenler için keder.Buna siz deyin kader.Ve cennet sizin olsun,Cehennem bana yeter.
Geçip karşılarına,Ben sevdim diyemezsin,Tuh senin kalıbına,Sana yakışmaz derler,Kaderin bu çek derler,Ruhumun canı çıksın,cannn diyen sesin varya,Yankısı cana yeter.
Seni mahkum edenler,Beni ceset ettiler,Kader engel değil de,Sana kader çizenler,Sana hasret ettiler,Merhabamda ruhum var,Merhabam sana yeter.
Taaa içine ederim,Ben böyle bir kaderin,Kader dediğiniz şey,Sevenler için keder.Buna siz deyin kader.Ve cennet sizin olsun,Cehennem bana yeter.
Bu gün biri aşkın çok kötü ve berbat olduğunu ve hatta yalan olduğunu söyledi.Dedim: sen kahvaltı yapmayı sever misin.Dedi: heDedim: 5 -6 saat sonra o yediğin muhteşem kahvaltı tuvalete gidecek.Dedi: heDedim: sen şimdi desen ben sabah kahvaltıda bok yedim olur mu?Dedi: olmazDedim: kahvaltı yaptığında şahane idi, çıkardığında ona bakıp vay be ben sabah buboku mu yedim demek olmaz.Yerken muhteşem bir kahvaltı idi.Sen yediğin anki zevki dimağında tut.Aklın tuvalette kalmasın.Kahvaltı sofrasında yaşamak daha güzel.Aklında kahvaltı sabahı ve kahvaltı tabağıkalsın
En muhteşem çiçekler dekoltende dizili,Tek bir defa seyretsem cennetteyim sanırım,Ne ela ne siyahı, ne yeşil ne kızılı,Hangi renge boyasan o gözleri tanırım.
Bakarken gördüğüm tek bir organın vardı,Gözlerin; gönlümü idama çeken dardı.Bakışların yüreğime çevrilmiş birer fardı,Aydınlandı iç dünyam teşekkürler ey tanrım.
Her sabahın köründe sinemde başın Dursun,Fırlat kalbime doğru, şuramda taşın Dursun,Kapat kahve gözleri nöbette Kaşın Dursun,Yanındayken uyursam o geceme yanarım.
Mecnunun Leyla'sına baktığı göz bendeki,Keremin aslı için yandığı köz bendeki,Gözlerim şöyle Dursun, yaşaran öz bendeki,Gözlerinden içmeden söyle nasıl kanarım.
Her akşam Beni sensiz, beni böyle kimsesiz,Azrail olma gülüm, beni bırakma bensiz,Aklım ardından gelir, çaktırmadan ve sessiz,Her saniye adını tespih eder anarım.
Adımı duyduğunda titreyen yürek sende,Bunca yıldır nerende söyle sakladın beni,Ölürsem mezarımı örtecek kürek sende,Azrail gözlerinle, şöyle yokladın beni.
Yıllardır beklemişsin ansızın çıkıp geldin,Gönül hanem dağınık nere koyayım seni.Özlemden nasır tutmuş yürek zarımı deldin,İzin almadan geldin, nere kovayım seni.
Bilseydim bunca yıldır yüreğin bana tutsak,Kırardım zincirleri, engelleri aşardım,Dinlemezdim ne günah, ne ayıp ne de yasak,Dünyayı terk edipte yüreğinde yaşardım.
Bilseydim gözlerinin rengi kahve koyusu,Kırk yıl hatırı varsa tek bir kahve fincanın,Kırk asıra denk gelir saçlarının kokusu,Kokladıkça canlanır feri bitmiş bu canın.
Hangi lügatte vardır bu duygunun izahı,Yıllardır taç etmişsin yüreğinin başına.Dengeler değiştirdin, dram ettin mizahı,Ölsem aday gibisin mezarımın taşına.
Yıllar sonra öğrendim gözyaşının rengini,Gözünün çapağına telve diyelim gitsin.Yıllardır beklemekten bulamadın dengini,Ya bohçanı at gitsin, ya bu aşk burda bitsin.
Dünya dünya olalı, böyle gülen görmedi,Ağzı kulaklarında tabiri senin için,Gönlüm gözüm körelmiş,Allah bunu gör dedi,Göz gönül aydınlığı tabiri senin için.
Her kadında bel olur, kemeri bel incitir,Ince belli sevgili tabiri senin için,Herkes konuşur amma kulağı dil incitirTatlı dilli sevgili tabiri senin için.
Sevgiliye verilen en büyük bir mükafat,Sen Allah'ın lütfusun tabiri senin için,Cehennemden kurtuluş, cennet için şefaat,"Kalu bela" dan beri tabiri senin için.
Gönlümde filiz tuttu, tohumu çürük aşkın,O ne bakış Allah’ım, öyle yaktı içimi.Sular yükseldi birden, seddimi yıktı taşkın,Afet misin mübarek, sanki bir su içimi.
Gözlerinle hapsettin boynuma taktın zincir,Ellerinle dokunup ocağa diktin incir,Saçlarını okşarken dikkat et, kalbim incir,Madem sen yaraladın, sen hafiflet acımı.
Hangi ressam resmeder anlatsam cemalini,Bir anlık tam yaşadım aşkın en kemalini,Emir kabul ederim, buyur sen emelini,Senden önce sultandım, yere çaldın tacımı.
Kırık yılda bir geliyor senin gibi bir melek,Gelişin mermi gibi, göğsümü etti elek,Hoş geldin sefa geldin, dur öpeyim el-etek,Uzat dizine beni, razıyım yol saçımı.
Kütüklüklere kırık bir sevdaŞarjörlere hasret mermisi doldurdumBana öyle kopmaz bir kanca taktınkiHer gece alemin nöbetlerinde durdumSensizliğin nöbeti üç beşi geçti
Bazen olta attım bazen oturdumMevziden mevzi dışını gözetliyorkenDüşmanı değil seni gözleye durdumDüşman ateş etse bile bana doğruBen ateş etmeden düşmana seni sordumSen diye tüfeği alırken elimeNöbetler boyunca hep konuşurdumMevzi ilerisindeki karartılarıHep sana, hep sana, hep sana yordum
Gelip gecen devriyeye her nöbetParola değil senin adını sordumO kadar kıymet arz edersin ki bendenSeni miğfer diye baş üstünde durdurdumNeden gelmiyorsun ki mevzim karşımaYeter artık, yeter sensizlikten kudurdum
Sen geleceksin diye karşılama içinSaatler boyunca esas duruşta durdumHasret kokan nefesini duyabilmek içinÇınlayan kulaklarımı hazır olda durdurdumHani nerde kaldı gelmez oldu selamın
Gelsin artık dudakları selamlarda durdurmaBelki duyarsın diye adi adımlardaykenAyaklarımı çatlatırcasına yerlere vurdumNe diyeyim bakışların kurşun misaliEn sonunda,sana,sana maalesef sana vuruldum
Beni sevdiğini söylemene gerek yok,Madem seviyorsun o halde bir şeyler yap,Bir kitap oku, ne bilimBir şiir ezberle,Ya da bir fıkra öğren,Beni sevdiğini söylemene gerek yok,
Madem seviyorsun;Sabahları egzersiz yap,Kalk birkaç bardak su iç,Yüzünü yıka, saçlarını dağıt,Beni sevdiğini söylemene gerek yok,
Madem seviyorsun;Mercimekli köfte yap, çok severim,Mercimek çorbası kaynat,Mercimekli sarımsaklı pilav yap.Beni sevdiğini söylemene gerek yok,
Madem seviyorsun;Sabahları kahvaltı yapma,Öğlen vakti atıştır, ama aç kalma,Akşam aç yat, istersen diyet yap,Beni sevdiğini söylemene gerek yok,
Madem seviyorsun;Kapat can alıcı gözleriniGizle ruhuma can üfleyen sözlerini,Çek perdelerini, varlığını kimse bilmesin,Beni sevdiğini söylemene gerek yok,
Madem seviyorsun;Msnyi açmana gerek yok,Spacesimi incele,Ev ödevlerini mail at,Beni sevdiğini söylemene gerek yok,Biliyorum seviyorsun haydi kalk bir şeyler yap,
Yalnız kadınlar değil, imrenir tüm melekler,Gülerken yanağında beliren çizgilere,Gülüşünle yakarsın, hep tutuştu etekler,Bakışların hükmetti içimde sezgilere.
Sekerek yürümeyi senden öğrenmiş ceylan,Yürüdükçe gönlümde başlar koca heyelan,Yüzüne her bir bakış yüreği eder talan,Melodi oluyorsun dilimde ezgilere.
Sana özgü gülüşün, her mevsim çiçek açar,Derin derin bakışın geceye ışık saçar,Düşlere üşüşürsün her gece uykum kaçar,Yeni kapı açarsın gönlümde sevgilere.
Merhaba babam,Merhaba çocukluğumMerhaba Utanan mahcup ezik yanım,Merhaba yarım kalmışlıklarım,Merhaba sanmışlıklarım,Merhaba yanmışlıklarım,Merhaba sırlarım,Merhaba ayıplarım,Merhaba günahlarım,Merhaba ahlarım,Merhaba eyvahlarım,Merhaba gece yastığımdaki göz yaşım,Merhaba bekleyişlerim,Merhaba özleyişlerim,Merhaba yanılmışlıklarım,Merhaba içime gömdüklerim,Merhaba aklımdan sildiklerim,Merhaba toprağa verdiklerim,Merhaba sırtını dönenler,Merhaba sırtımı döndüklerim,Merhaba açmayan çiçeklerim,Merhaba meyveniz ağacım,Kuruyan dalım,Merhaba yetim kalan yanım,Heyyyyy! Pişmanlıklarım,Boyun büküklüğüm,Küçük yüreğimdeki kocaman yükümSize de merhaba.Merhaba gelinliğim,Merhaba düğünüm,Merhaba sahipsizliğim,Merhaba anam,Anamm Anam, sana iki kere merhaba,Kıyıda köşede ne varsa,Şu ana kadar geçen her ana,Dakika hakika merhaba,Merhaba hayat,Hosçakal dediğin yerdenMerhabaBu gün benim doğum günüm,Ey sevgili merhaba,MerhabaMerhaba
Elinde bir köz Ateş, içime attın benim,Bir Ateş bastı beni, içimi yaktın benim.Dokunuşun ruhuma kadar tesir ederken,Can veren soluk gibi, içime aktın benim.
Gözlerim tutsak oldu, gözlerinin rengine,Yüreğimi kaptırdım, gönlünün ahengine,Her zaman çalmaz işte davul dengi dengine,Gözlerime bakarken içime baktın benim.
Sen geldin güller açtı, aniden bahar oldu,Kalbimde sönen közler tutuştu bir hâr oldu,Ellerin yüreğime kan veren damar oldu,Ölen bir çok duyguyu içime soktun benim.
Sen değerli mücevher hurdacı çarşısında,Mahcup bakışlarımın durma sen karşısında,Sen sevginin zirvesi, aşkların ârşısın da,Esaret zincirini içime taktın benim.
Daha önce nerdeydin, ben mi yoktum dünyada?Koy başını kulak ver içimdeki feryada,Senden başka hiç kimse yetişemez imdada,İsmini bir mıh gibi içime çaktın benim.
Düşünüyorum daŞu an ne yapıyorsunMutfaktaysan…Ya patlıcan oturtuyorsun,Ya imam bayıltıyorsun,Ya da karın yarıyorsun.Bu mevsimdePatlıcanlar ucuz olur biliyorsun.
Düşünüyorum daŞu anda ne yapıyorsunAyaktaysan…Ya bana geliyorsun,Ya bana gel diyorsun,Ya da hep bekliyorsun.Bu mevsimdeHeyecanlar tatlı olur biliyorsun.
Düşünmüyorum daŞu an ne yapıyorsunYataktaysan…Ya kanıma giriyorsun,Ya günahıma giriyorsun,Ya da koynuma giriyorsun.Bu mevsimdeCan-cananlar hızlı olur biliyorsun.
Kimi seversen sev önce beni sevGözlerin parlasın bana bakarken,Koynuma Usulca gir sabah erken,Kimi seversen sev önce beni sev,Ben aşka doymayın canavar bir dev
Kal, nasıl kalırsan yeter ki gitme,Gönlümün üstüne kurulup otur,Kalbimi hançerler kes Kıtır Kıtır,Kal, nasıl kalırsan yeter ki gitme,Bir ömür bende ol, ölsen de bitme.
Gönlümün teline mızrabınla vur,Şarkı ol dilime dolan sevgilim,Gönüllü kölenim mahkumdur elim,Gönlümün teline mızrağınla vur,Ne yapsan vazgeçmez senden bu gâvur.
Sen gelirsen;Her şey değişir.Günler, geceler,Haftalar, aylar, yıllar da değişir.Ağaçlar, yapraklar,Çiçekler, güller, dallar da değişir.Arzular, istekler,Sevinçler, hüzünler, hallerde değişir.
Değişmeyen bir şey kalır.O da ben, sen gelirsen.Biliyorum ki gelirsin,Gelmesen de sen bilirsin.
Bana düşen “gel” demekse,“Gel” demişim,gel de bende kal demişim,Gelmiyorsan suç benim mi?Diyelim ki ben suçluyum,E suç sevmekse,Ne yapalım?Bu haltı da ben yemişim.
Bana düşen “gel” demektirGel demişim, gel demişim.Biliyorum, ge-le-cek-sin.E sen gelirsiiin, sen gelirsiiiin! ! !
Müziğin olmadığı dünyada olmalıyım.Her şarkıda biraz sen, her türküde sen varsın.Bildiğim şiirleri unutmam gerek bence.Her mısra da biraz sen, her kıtada sen varsın.
Yılın tüm günlerinde gökler hep ağlamalı.Mevsim hep kış kalmalı güz bitmemeli bence.Dallar kuru kalmalı, hiçbir gül açmamalı.Tüm renklerde biraz sen, her kokuda sen varsın
Denizler kurumalı toprak çamur olmalı.Mavilik yok olmalı gökler kızıl olmalı.Gözüme perde diye taş duvarlar kurmalı.Tüm varlıkta biraz sen, her canlıdan sen varsın.
Dosta günah belki de yalan asla yakışmaz.Her acıda biraz sen her sancıda sen varsın.Yürek seni affetti bundan sonra acımaz.Her tevbede biraz sen göz yaşında sen varsın.
Sanki seni ruh diye bedenime koymuşlar.Aldığım her nefeste her solukta sen varsın.Sanki beni yaratan biraz eksik yaratmış.Her azamda biraz sen, her hücremde sen varsın.
Seni nasıl anlatsam, sözcüklere sığmazsın,Seni tarif imkânsız, herkesin kârı değil.Bir şelale gibisin, gölcüklere sığmazsın,Seni rüzgâr üşütür, dağların karı değil.
Güzel gözlü ceylansın, sen dağların maralı,Yaran beren yok senin, yalnız gönlün yaralı,Bir kadından ötesin kadınların kralı,Kendi rengin yakışır saçına sarı değil.
Duruşunda asalet kükreyen küheylansın,Seke seke yürüyüp, koşuşturan ceylansın,Yürek yakan bir fettan, kırıp geçen tufansın,Suyu tutuşturansın, odunla narı değil.
Sanki bir dağ devrilmiş sen altında kalmışsın,Deryada gemin batmış, düşünceye dalmışsın,Kendin için benden de nasibini almışsın,Dünya saadet yeri, ağlama yeri değil.
“20 yıl boyunca Hayatımın Tek Mutluluğu Olan Kadına”
Sevginin pınarı göz yaşı derlerSeversen bağrına bas taşı derlerSevdiysen başına vur taşı derlerGönlüme taş koydun gülemiyorumSevmek istiyorum sevemiyorum.
Bu derin bir yaradır, hem de tatlı bir yara,Silinmedi silinmez bizde bıraktığı iz.Sevdamız bambaşkaydı, ak idi değil kara,Etkisini kaybetmez, bize üflediği giz.
Yüreklerde hep ateş, dilde sözcükler sıcak,Beni göklere gönder her gece kucak kucak,Hep körebe ben idim, kaçtınız köşe bucak,Sonunda yakaladım, sizler sobelendiniz.
Aramızda olamaz, küsmece darılmaca,Bu yürek hep saraydır değil E tipi Buca,Biz ne oyun oynadık, ne de köşe kapmaca,Yürek hantallaşınca gerekliydi egzersiz.
Elden bir şey gelmiyor kader böyle yazıldı,Beyazdır dediğimiz beyaz değil kızıldı,Ne siz ne ben değiştim, lakin büyü bozuldu,Değişen kelimeler. Yalnız “sen”ler oldu “siz”.
Seni hayal etmeyi bırakalı çok oldu,Seni şöyle şuramda capcanlı tutuyordum.İsmin dilime gelir, her harfi yutuyordum.Seni hayal etmeyi bırakalı çok oldu,
Sensizlik bıçak gibi, sol yanıma sokuldu,Sol tarafım hala boş, Sol tarafım yaralı,Sen hiç üstüne alma, sen hiç olma oralı,Sensizlik bıçak gibi, sol yanıma sokuldu,
Gidişin kurşun gibi şakağıma sıkıldı,Aşka olan inancın mekanı yerle yeksan,Sarayları neyleyim, eğer içinde yoksan,Yokluğun kurşun gibi şakağıma sıkıldı,
Gönlüme kök saldığın ağaçların yıkıldı,Her mevsimin süresi her ağacın yaşı var,Her sinenin ısısı, yüreğin ateşi var,İçime kök saldığın ağaçların yıkıldı,
Yüz bulmayan gönlümün bak yüzüne bakıldı,Gönül çoktan terk etmiş, terk etmeyen akıldı,O aklın ayağına artık çivi çakıldı,Yüz bulmayan gönlümün bak yüzüne bakıldı,
Allah'ını seversen parmak basma yarama.Beni kendi Halimde beni kendime bırak.Kendimle savaştayım, girme benim arama.Halim düşman başına, bütün dostlardan Irak.
Hiç kimseye değildir, benim kendime kastım,İçimdeki masumu darağacına astım,Bir kapan kurulmuştu, göz göre göre bastım.Merak dunyamı yıktı, kalmadı bende merak.
Küçük bir derdim vardı, yüzbinlere katladım,Kabuk tutmuş yaraydım, kurumadan çatladım,Duraktaki dolmuşa Boştur diye atladım,Oturacak yerim yok, bilmem nerde son durak.
Koynuma gir Usulca kanıma girer gibi,Isır dudaklarımı parça koparır gibi,Yüreğinden seslenip Sultan çağırır gibi,Senden gayri her kese aniden küstür beni.
Ruhumdan soy tenimi çırılçıplak kalayım,Arınayım kirlerden, sevgin ile dolayım,Yüreğimin ağarmış saçlarını yolayım,Gözlerinin peşinden bir ömür koştur beni.
Benim gibi bir seven kırk yılda bir denk gelir,içinde ben var isem gönlüne ahenk gelir,Gönül kapına her gün gül değil çelenk gelir,Susadım Kuruyorum, suya kavuştur beni.
Hüznümün sebebi, neşe kaynağım,Neşemi Alsan da bana sen kalsın.Beni benden alma, biraz ben kalsın,Hüznümün sebebi neşe kaynağım.Gönlüne yapıştım sana kaynağım
Sana çıkar yollar nereye dönsem,Gönlümün kıblesi çekik gözlerin,Bütün levhalarda senin izlerin,Sana çıksın yollar her nere dönsem,Köylerden kaçarak şehrine insem.
Sensizken karanlık aydınlat beni,Gözünün karası gönlümün akı,Sözlerin yaralı kalbimin yakı,Sensizlik karanlık aydınlat beni.Pas tutmuş yüreğim gel parlat beni.
Avcumun içinde bulurum seni,En ücra köşeye saklansan bile,Gönül kabul etmez hurda ve hile,Avcumun içinde bulurum seni,Ben gözü kapalı bilirim seni.
Her gece uykunun içine girsem,Kalbini alırım, söküp yerinden,Nefesim ses verir ciğerlerinden,Her gece uykunun içine girsem,En tatlı yerinde uykunu kırsam.
Gülüşün içime cemre düşürür,Kırağı kaplamış tüm bedenimi,Bir dokun canlandır ölü tenimi,Gülüşün içime cemre düşürür.Bakışın gönlümü benden taşırır.
Ey büyük zaafım yumuşak yanım,Gör beni merhamet dileniyorum,Yorgunum sinende dinleniyorum,Ey büyük zaafım yumuşak yanım,Sen ateş düşürdün yanıyor canım.
Dünyamın varı da yoku da sensin,Kış olsa da mevsim bende baharsın,Anla ya kimsem yok tek Senim varsın,Dünyamın varı da yoku da sensin.Şu yalan dünyama anlam verensin.
Şaha kalkmış küheylanlar gibisin,İstediğin yere götür at beni,Pazarlarda kölem diye sat beni,Şaha kalkmış küheylanlar gibisin.
Beyaz Gelinlikle geldin prenses,Kıratın ben oldum bin yüreğime,Seninle doluyum in yüreğime,Beyaz gelinlikle geldin prenses.Sana feda olsun bendeki herkes.
Gönlüne köle olmak en büyük arzumBağlayarak çölünde yatır beni,İstersen boğ gölüne batır beni,Gönlüne köle olmak en büyük arzum,Ben esir olmadan dinmiyor sızım.
Sultanımsın yürek sana amade,Ben kapında dilenmeye razıyım,Zehrin bende kalbinin marazıyım,Sultanımsın yürek sana amade.Uçarım ben yeter ki bana gel de.
Versen vermesen de büyüklük sende,Allah seni sevdiğine iletsin,Cennet için kesilmiş bir biletsin,Versen vermesen de büyüklük sende,Keyfin bilir, sevsen de sevmesen de.
Senli her gün gülistandır zindanda,Sen olmazsan saraylar neye yarar,Geçen geçti önümüzde ömür var,Senli her gün gülistandır zindanda,Sen tutmazsan müebbedim zindanda.
Zindanımdan çekip çıkar Sultanım,Ayağının altına bırak beni,Sensiz ölsem reddeder toprak beni,Zindanımdan çekip çıkar sultanım,Kafasına yoksa sıkar sultanım.
Duydum ki tahtına baykuş tünemiş,Gönlüme göz diken kartallar uçtu,Ceylanlar titredi, aslanlar kaçtı,Duydum ki tahtına baykuş tünemiş,Anladım dünyanın rengi ne imiş,
Bu köle halimle tahta talibim,Ya şehit ya gazi diye canlandım,Kırıldım üzüldüm ve yaralandım,Ben köle halimle tahta talibim,Dermanım sendedir, sun be tabibim.
Makamın sultanlık ağırdır Gülüm,Bir saltanat sürdüm koca yirmi yıl,
Tahtı bana devret beni Sultan kıl,Makamın sultanlık çok ağır Gülüm,Bundan sonra ya Biz veyahut ölüm.
Bir yemek yiyorsun tadı ne ise,Sevilen herkesin tadı o kadar,Sor bana sevgili deki ne kadar,Severim ben seni bin hayat kadar,Seninle tek bir an bir hayat kadar.
Bana yalnız aşk de, başka istemem,Mührünü taşıyor tam yirmi mısra,İstemem etseler Sultan Mısır'a,Bana yalnız aşk de, başka istemem,Kalk sarıl boynuma başka istemem.
Yıllardır kaybetmiştim, sanki yeniden buldumGönlüme Güneş doğdu bakarken gözlerine.Sen yokken pazarlarda beş para etmez puldum,Hamdım, piştim, eridim kaynadım közlerine.
Hedef bilmez başıboş bir serseri mermiydim,Hakikatlı sevgili dört dörtlük bir er miydim,Gözlerinden öpeyim, sarılayım der miydim,Şu akılsız başımı, kır, uzat dizlerine.
Gözlerin bana güldü, varsın güneşler sönsünYaşadığım her anım, hem yarın hem de dünsün,Sabah akşam seveyim, şurdaki sızım dinsin,Ta ruhuna ineyim, ereyim gizlerine.
Dilin oynasın yeter, emrine amadeyim,Gönlün gönlüme değsin, ğayrıyı ne edeyim,Azrail bile gelse ruhuna ben adayım,İki cihanı birden sunarım gözlerine.
Ben UrfalıyamBir çok damar var bende.Bir damarım Halil'i,Sevdim mi,Dünyaya kafa tutar,Tüm putları yıkarım,İnandım mı davam için,Ateşlerde yanarım.
Ben UrfalıyamBir çok damar var bende.Bir damarım Nemrud'iKızdım mı,Nemruttan beter olur,Mancınıklar kurarım,Rakibim İbrahimse,Ateşlerde yakarım.
Ben UrfalıyamBir çok damar var bende.Bir damarım Eyyub'iHer yanım yara olsa,Öf demeden susarım,Benim sabrım kocaman,Ben derdimi değil deBen yaramı kusarım.
Arzulanmak en muhteşem hediye,Uzat beni dizlerine yar gibi,Geçir saçlarıma parmaklarını,Boğazımdan defalarca öp beni,İmrendirme lütfen beni kediye,Dağıt beni tane tane nar gibi,
Kusurum çok, küflenmişim, bitliyim,Bakışını dikme bana far gibi,Ne olursa olsun sana aşığım,Seviyorum, pozitifim, mutluyum,Ben günahkar yalnız senle kutluyum,Yağ üstüme, tane tane kar gibi.
Yatmak için yatak gerekli değil,Yatağımız ikimize dar gibi,Okşa beni dokun bana çılgınca,Sevdiğini defalarca fısılda,Kolların var beşik gerekli değilSanki benim biraz uykum var gibi,
Gözlerini kasıp bana gülümse,Sabahları okşayarak uyandır,Geceleri mızıkçılık yap, kandır,Kırk yıl geçti artık beni uslandır,Sana kalan yalnız benim külümse,Sanki benim biraz suçum var gibi!
Hançerin yüreğimde,Ciğerlerim viyadük.Gözlerim yaşla dolu,Her tarafim Venedik.Yıllardır arıyorum,Ben seni didik didik.Gönül toprağım çorak,Dol bana Fırat gibi.
Ben iniş arıyorken,Hep yokuş sürdün bana.Gönlüm vuslat ararken,Sen sundun sürgün bana,Kalbin ne halde bilmem,Gözlerin dargın bana.Bir sabah erken çık gel,Koş bana kırat gibi.
Kaç yıldır özlüyorum,Gidişin bende yara.Ey huzur ey Saadet,Senin de rengin kara.Bu yılda böyle geçti,Belki başka bahara,Kar olsan, kış olsan da,Geçerim sırat gibi.
Ne zaman yağmur yağsa,Şurama düşüyorsun,Bedenim ıslak kedi,Yüreğimse sımsıcak,Yadıma düşüyorsun,Şöyle candan bir kucak,Gel sarıl parlat beni.
Yüreğim kaşınıyor,Yaram bağlamış kabuk,Nikotin çekiyorum,Ölmek için çarçabuk,Göz bulutlarım donmuş,Hava ıslak ve soğuk,Gel yağda ıslat beni.
Gönlümde hep koşturma,Araçlarda mola var,Yıllardır dinlenmeden,İçimdeki canavar,Daldan dala konuyor,Yarım saat mola ver,Gel öpte uslat beni.
Elime ayağımaPrangalar takansın,Şimşek gibi göğüme,Sen her mevsim çakansın,Ümitsiz vakıasın,Ümitleri yakansın,Kırk yıl geçti tam kırk yıl,Bulur mu vuslat beni.