-
yi'l-/:ıadiş, Riyad 1981, s. 85 vd.; Abdülhamid el-Kıt. Dinisat
fl'l-edebi'l-Mışri: er-rivay e ve'l-kışşa ti'l-kaşira, Kahire 1982,
s. 98 vd. ; Ali Ne-db Atvı , Tetavvuru {enni 'l-kışşati
'l-Lübnaniyy eti 'l-'Arabiyye, Beyrut 1982, s. 38-39, 44-45, 51,
53, 110, 126, 143, 249;Fahr1Salih, el-~ışşatü
'l-Filistiniyyetü'l-kaşira fl 'l-arazi 'l-mu/:ıtelle,
Beyrut 1982; Hüsam ei-Hatib, el-~ışşatü '1-kaşira fi Süriye,
Dımaşk 1982, s. 153-161 vd .; M. Abdurrahim Kafür, el-Edebü
'1-~atariyyü '1-/:ıa diş, Devha 1982, s. 81-143; a.mlf ..
en-Nakdü'l-edebiyyü '1-/:ıadiş fl ' l-l]alfci 'l-'Arabi, Katar
1982, s. 146-175; Nuaym ei-Yafı, et-Tetavvurü ' /-fen-ni
li-şekli'l-kışşati 'l-kaşira fl'l-edebi 'ş-Şami el-/:ı adiş :
Süriye, Lübnan, el-Ürdün, Filistin, D ı maşk 1982, s. 168-173,
180-190,210-242,280-293 ; Abdullah es-Sevr, Leme/:ıat mine't-tarii)
ve'l-edebi'l- Yemeni kadimen ve /:ıadişen , San 'a 1983, s.
298-306, 308-314, 316-319; Cevdet er-Rikabl, el-Edebü 'l-'Arabi
mine'l-in/:ıidar ile 'l-izdihar, Dımaşk 1983, s. 321-322; Abdünnür
Cebbür, el-Mu'cemü '/-edebi, Beyrut 1984, s. 212-213; Beşir Haşim1.
ljal{Lyyatü 't-tekvini ' l-kaşaşi fi Libya, Trablus 1984, s.
203-230; Mah-müd Hüseyn1 e i-Mürsı. el-itticahtıtü ' 1-vakı'iyy e
fl ' l- kışşati 'l-Mışriyyeti 'l-kaşira, İskende riye 1984, s.
20-22, 125-126, 142, 222 , 230, 285 vd. , 414; Muhsin Casim
ei-Müsev1, Nez'atü 'l-/:ıadaşe fl'l-kışşati 'l-'lrakıyye, Bağdad
1984;Ab-dülkadir Abbas, Mu'cemü 'l-mü'ellifine 's-Süriy-yin
fl'l-kami 'l-'işrin , Dımaşk 1985, s. 21-22, 77, 239-240, 244-245,
260,344-345; M. Abdülmün-'im Hafac1, el-Edebü
'l-'Arabiyyü'l-/:ıadiş, Kahi-re 1985, IV, 135-193, 248-281; İlyas
Ferküh, Men Ya/:ıruşü '1-ba/:ır, Amma n 1986; Mul)tarat mi-ne
'l-edebi't-Tünisiyyi 'l-mu'aşır, Bağdad 1986, ll , 7-14; C. Zeydan.
Meşadirü'l-edebi 'n-nisa'i fl'l-'a lemi 'l-'Arabiyyi 'l-/:ıadiş,
Cidde 1986; Mus-tafa Ali Ömer, el-~ışşatü '1-kaşira fl'l-edebi
'l-Mışriyyi'l-/:ıadiş, Kahire 1986, s. 54,64-72, 118-131, 249-259;
Gassan Kenefanı. 'Alem ün leyse lena, Beyrut 1987; M. Salih
eş-Şantı. el-~ışşatü '1-kaşiratü '1-mu'aşıra fl' l-memleketi '
l-'Ara-biyyeti 's-Su'üdiyye, Riyad 1987; İbrahim es-Se-afın,
Tetavvurü 'r-rivayeti'l-'Arabiyyeti 'l-/:ıadişe fi biladi 'ş-Şam:
1870-1967 m., Beyrut 1407/ 1987, s.16 vd.; Kazım Hatıt, el-A' lam
ve'r- ruv-vad fl'l-edeb i 'l-'A rabi, Beyrut 1987, s. 265; MJ-şil i
Ası- Emi! Bedi' Ya 'küb, el-Mu'cemü'l-mu-faşşal, Beyrut 1987, ll ,
979-980; Tal'at Subh es-Seyyid, el-~ışşatü 'l-kaşira
fl'l-memleketi'l-'Ara-biyyeti's-Su'üdiyye beyne'r-rümanisiyye
ve'l-vakı'iyye, Taif 1987; Kehhale. el-Müstedrek, Beyrut 1988, s.
169-170, 245, 768; Me'mün Fe-riz Cerrar. ljaşa'iş ü '1-kışşati
'l-islamiyye, Cidde 1988, s. 31-51; Enis ei-Makdis1. el-Fününü
'1-edebiyye ve a' lamüha fl'n-nehçlati 'l-'Arabiy-yeti 'l-/:ıadişe,
Lübnan 1990, s. 495-514; M. Mus-tafa Heddare. Dirasa ı
fl'l-edebi'l-/:ıadiş, Beyrut 1990, s. 313 vd.;Seyyid Hamid Nessac,
Tetavvu-ru fenni'l-kışşati ' l-kaşira fi Mışr, Kahire 1990, tür.
yer. ; İ zzet ei-Gannam. el-Fennü '1-kaşaşiyyü
'l-'Arabiyyü'l-kadim, Kahire 1991, tür.yer.; M. Salih ei-Cabir1,
ei-Edebü'I-Ceza'iri fi Tünis, Tunus 1991 , 1, 172-200, 300-330; ll
, 471-589; Tahir Ahmed Mekki, el-~ışşatü '1-kaşira, Kahire 1992,
s.1 O vd.; Muhammed Altun ci, ei-Mu'ce-mü'l-mufaşşal fl'l -edeb,
Beyrut 1993, ll, 580; Abdurrahman Yagi, el-~ışşatü '1-kaşira
fl'I-Ür-dün, Arnman 1993; İbrahim Ha111, el-~ışşatü'lkaşira
fl'I-Ürdün, Amma n 1994, s. 17 -30; Yüsuf Hasan Nevfel, Fennü
'l-kışşa, Cize 1996, tür.yer.; Halef Hazır M ilham, Fihristü
'1-kışşati '1-kaşira
fl'I-Ürdün: 1968-1988, Yermük, ts., tür.yer.; İbrah im Nasır.
Ümmehtıtüna ve'n-Nidal, Riyad, ts. , tür. yer.; M. Yüsuf Necm,
Fennü 'l-kışsa, Bey-rut, ts. (Darü's-Sekafe), s. 40-41 , 283-293,
302-303, 305-307; Seyyid Kutub, en-Nakdü'l-edebi, Küveyt , t s., s.
83-85 ; Abdullah Kennün, "~ı şşatü ' l - edeb fi'l -Magrib " ,
MMiADm., XXXVlll ( 1963 ). s. 30-35 ; Abdullah M. Habeş1, "Evvelü
)5ışşa fı ' l -ed ebi ' l-Yemen1" , Mecelle tü '1-Cedid, sy. 7,
San'a 1989, s. 8-13; Yüsuf eş -Şerif , " 'Ali Muşıafa el-Mışrat1 ve
'a le mühü'l-)5aşa ş1" , ei-Fuşülü ' l-erba'a, sy. 58, Libya 1992,
s. 86 vd .; Brockelmann-lgn. Kratschowsky, "Arabistan (Edebiyat)" ,
iA, 1, 530-531 , 543-544; D. B.Mac-donald, "Binbir Gece", a.e., ll,
616-626; a.mlf., "Hikaye" , a.e., V/1 , s. 477-481 ; a.mlf ..
"Kıssa" , a.e., VI, 771-774; Nihad M. Çetin. "Ahbar" , DiA, 1,
486-489 ; a.mlf., "Arap (Dil) ", a.e., lll , 306-308. li! H üSEYiN
YAZlCI
Fars Edebiyatı. Fars edebiyatının isla-mi döneminde önceleri
"destan, kıssa , hi-kayet, sergüzeşt, terceme, hasbihal, sa-niha,
vakıa , hadise. hadis, nadire. mace-ra. nakl" gibi adlarla manzum
ve mensur hikayeler yazılmıştır. Büyük bir bölümü hikayeden çok
roman olarak tanımlanabilecek çapta ve nitelikte olan bu
hikaye-leri n konu ları çoğunlukla Kur'an-ı Kerim'-den, eski İran,
Hint ve yahudi kaynakla-rından alınmıştır.
İran edebiyatında bilinen en eski men-sur hikaye. Feramerz b.
Hudadad b. Ab-dullah Katib ei-Ercani'nin 585 'te ( 1189) yazdığı ,
Çin imparatorunun kızının sara-yında cereyan eden olayları konu
alan Se-m ek-i 'Ayyar adlı eseridir. Firdevsi'nin taklitçilerinden
EbO Tahir Muhammed-i TarsOsi (XII. yüzyıl ), eski İran efsanelerine
dayanan hikayelerinin yanı sıra DaryOş ile İskender'den bahseden
Darabname'yi (Tahran ı 339, ı 34 ı h ş. ) telif etmiştir. Ta-ceddin
Muhammed b. Sadreddin tarafından 572 'de (1176-77) Delhi'de yazılan
Be-satinü'l-üns de Farsça ve Arapça beyit-lerle süslenmiş bir
hikaye kitabıdır.
lfamzaname (Tahran 1968) adıyla bili-nen Kışşa-i Emir lfamza,
Hüseyin Vaiz-i Kaşifi'nin Kışaş u A§ar-ılfatim-i Ta'i (Tahran ı
320) ismiyle yeniden kaleme al-dığı Kışşa-i lfatim-i Ta'i {Tahran ı
967), Şeyh Muin el-Miskin tarafından yahudi efsanesine dayanılarak
telif edilen Mu'-cizat-ı Musevi, binbir gece hikayelerin-den alınan
Kışşa-i Seyfü'l-mülı1k ve Be-di'ü 'l-cemal adlı eserler en eski
İran hi-kayeleri arasında yer alır.
Behram-ı Gur Şahzade-i Periyan-i lfüsn, Gül ü Şanevber, M ihr ü
M ah, Dastan-i Mes'ud Şah, Kışşa-i Gitta-ara, Karname (Karistan) .
Mikd vü Ra-ca Menuher, Melik Mu.l;ammed vü
HiKAYE
Şah -i Keşmir, Melik M u.l;ammed vü Giti- efru z, M elik
MuJ:ıammed vü Şehrbdnu, Rengin-bahar, A§ar-ı 'İş met, lfüsn-ara,
Süleyman ü Simurg, A zadbal]t Şah-zade-i Mışri ve Hezar Giysil gibi
ilk İran halk hikayelerinin ba-zıları Hint, bazıları da İran
kökenlidir.
Ahlaki amaçlarla kaleme alınan bu halk hikayelerinin bazılarının
konuları binbir gece hikayelerinde olduğu gibi birbirine bağlıdır_
Şemseddin Muhammed b. Ali Dekayiki-i Mervezi'nin (VII./XIII.
yüzyıl) Bal]tiyarname'si (Leningrad 1926; Ne-flsl, I, 128 ) ,
Zahirüddin Muhammed b. Ali Zahiri Katib-i Semerkandi'nin Pehlevi
dilinden Yeni Parça'ya yapılan tercümeyi esas alarak 556'da (1161)
kaleme aldığı Sindbddname'siyle (İ sta nbul 1948) Zi-yaeddin
Nahşebi'nin, Sindbddname'nin yeni bir versiyonu olarak 730'da
(1330) yazdığı elli iki hikayeyi ihtiva eden ra-tiname'si bu
türdeki eserlerin en önem-lileridir.
Ahlaki hikayelerin toplandığ ı hikaye mecmualarının en önemlisi
, Sanskrit- Bu-da kaynaklarına dayanan ve Abdullah b. Mukaffa' (ö.
142/759) tarafından Pehlevi-ce'den (eski Farsça) Arapça'ya tercüme
edilen Kelile v e Dimne'dir. Bu eserin RO deki tarafından yapılan
manzum Fars-ça tercümesi kaybolmuştur. Ebü'I-Meali Nasrullah-ı
Şirazi. Gazneli Sultanı Behram Şah ' ın emriyle bu eseri 538'de
(1144) Arapça'dan tekrar Farsça'ya çevirmiştir. Kelile ve Dimne,
Hüseyin Vaiz-i Kaşifi tarafından Envar-ı Süheyl i adıyla yeni-den
kaleme alınmıştır.
Kelile ve Dimne'nin taklitlerinden bi-ri olan, X veya Xl.
yüzyılda Merzüban b. Rüstem b. Şervin tarafından Taberistan
lehçesiyle yazılan Merzübanname'nin (Leiden ı 909) iki ayrı
versiyonu vardır. Bunlardan Sa'deddin Veravini-i Azerbay-cani'nin
1210-1225 yılları arasında yazdığı eser yine Merzübanname adını
taşımaktadır. Diğeri ise Anadolu Selçuklu ve-zirlerinden Muhammed
b. Gazi-i Malat-yevi'nin XII. yüzyıl sonlarında telif ettiği
Ravzatü'l-'u]fül'dür (Paris 1938) .
Farsça eski hikaye kitaplarının bir bö-lümü aynı konu
çerçevesinde yazılmış hi-kayelerin bir araya getirilmesinden
olu-şur. Bu gruptaki eserlerin en önemlisi , Hüseyin b . Es'ad-ı
Dihistani'nin 1253-1258 yılları arasında Arapça'dan Farsça'-ya
çevirdiği Kadi EbO Ali et-TenOhi'nin el-Ferec ba'de 'ş-şidde'sidir
(Bombay 1859) . Aynı eserin Avfi tarafından 620'de (1223) yapılan
Farsça çevirisi günümüze ulaşmamıştır. Bu grupta muhtemelen
485
-
HiKAYE
Hint kökenli olan Güşayişname'nin ya-nı sıra ljazan u Bahar,
Siracü'l-münir, Mecmalı'n-nü]fül, Tacü'l-]fışaş,
Mec-ma'u'l-J:ıasenai, 'Aca,ibü'l-]fışaş, Kı
şaş-ı Enbiya-i Kiı:am, Teıkireiü'l-enbiya, ve'l-ümem,
EtşaJ:ıu'l-aJ:ıval, Züb-deiü'l-'uWm gibi hikaye kitapları yer alır
..
Muhammed Avfl (ö. 629/1232) tarafından telif edilen
Cevami'u'l-J:ıikayai ve levami'u 'r-rivayai adlı eser (Tahran 1324
hş . ) değişik konulu hikayelerin toplandığı kitapların başında yer
alır. z 113 hikaye ihtiva eden bu eseri Hüseyin Vaiz-i Kaşifi'nin
Letayitü'i-tavayit'i (Tahran 1957) takip eder.
"Makame" tarzı olarak bilinen , içine manzum parçaların
serpiştirildiği men-sur hikayeler Arap edebiyatında BedYüz-zaman
ei-Hemedani, İbn Nakıya, Hariri, Ebü't-Tahir ei-Eşterkuni ve Kadi
Hami-düddin'in el-Ma]famat'larında en güzel örneklerini bulmuş,
Fars edebiyatında Sa'di'nin Gülisian'ı ile doruk noktasına ulaşmış
ve daha sonra Gülisian örnek alınarak Ma'denü'l-cevahir,
MaJ:ıbubü'l-]fuWb, Debisian-ı ljired, Nigaris-ian,
MüterriJ:ıu'l-]fuWb ve Perişan gibi eserler kaleme alınmıştır.
İran edebiyatında Batılı anlamda hika-yeciliğin tarihi XX.
yüzyılın ilk çeyreğinde başlar. Batı'ya öğrenci gönderilmesi,
mat-baanın yaygınlaşması, teknik okulların açılması, gazetelerin
yayımlanması, ilmi, tarihi ve edebi kitapların Farsça'ya
çevril-mesi, sosyal ve kültürel alanlarda ortaya çıkan değişimler
neticesinde toplumun edebi zevk ve hayat anlayışında meyda-na gelen
farklılaşma geleneksel hikaye tarzının değişmesine yol açmıştır.
Meşrutiyet'ten ( 1906) önceki İran edebiyatı bir resmi edebiyat
hüviyetinde olup daha çok toplumun üst tabakaianna hitap
etmek-teydi. Ancak Meşrutiyet'ten sonra edebi-yat, siyasi, sosyal,
iktisadi ve kültürel fa-aliyetlerin tesiriyle halka yöneldi, dilde
sa-deleşmeye gidilerek edebi eserlerde halk dili kullanılmaya
başlandı.
1896-1921 yılları arasındaki dönemde ilk tarihi hikayeler kaleme
alınmıştır. Zey-nelabidin-i Meragi ve Talibof dışında
San-'atizacte-i Kirmani, Mirza Muhammed Ba-kır Hüsrevi-i
Kirmanşahi, Şeyh Musa gibi İ ratılı hikaye ve roman yazarları,
ülkenin içinde bulunduğu karmaşık dönem karşısında özellikle
Sasaniler dönemi İran'ına özlem d uyarak tarihi hikayeler yazdılar.
Ancak bu eserler ne tam bir hikaye ne de tam bir roman özelliği
taşıyordu. Ali Ek-ber-i Dihhuda'nın Sur-i İsratll gazetesin-de
çıkan "Çerend Perend"leri ise güncel
486
olayların hikaye kalıbında işlenmiş şeklinden ibarettir. Pehlevi
hanedanının kurul-duğu 1921 yılından Rıza Şah'ın· sürgüne
gönderildiği yıla kadar ( 194 ı ) edebi nesir-de önemli gelişmeler
kaydedilmiştir. İranlı hikaye yazarlarının Avrupai anlamdaki
hi-kaye tarzını benimsemelerinde Cervan-tes, Chateaubriand, Victor
Hugo, Alex-andre Dumas. Jules V erne gibi yazarların eserlerinin
Farsça'ya tercüme edilmesi-nin büyük rolü olmuştur.
Tarihi ve sosyal içerikli romanların tek-nik yönden zayıf,
yazarların tecrübesiz ve dolayısıyla karakter yaratmada yeter-siz
olmaları, roman okumanın uzun za-man alması gibi sebeplerle
hikayecilik gi-derek ön plana çıkmaya başladı. Bu ara-da değişik
anlatım teknikleri kullanan Ba-tılı usta yazarlardan Edgar Allan
Poe, Guy de Maupassant, Oscar Wilde. Anton Çe-hov, Kafka gibi
hikayecilerin eserlerinin Farsça'ya çevrilmesi bu türün İran
edebi-yatında yerleşmesinde önemli rol oyna-mıştır.
İran edebiyatında Avrupa! tarzda ilk kısa hikayelere geçiş.
Muhammed Ali Ce-malzade'nin 19ZZ'de Berlin'de yayımlanan Yeki Bud u
Yeki Nebud adlı altı hi-kayeden oluşan eseriyle başladı.
önsözün-de, amacının halkın günlük konuşmalarında geçen kelime ve
deyimleri içine alan ve çeşitli halk kesimlerine mensup insanların
hayatlarını aksettiren hikaye yazmak olduğunu belirten Cemalzade
hi-kayelerinde sosyal rehavet ve geriliği iro-nik bir şekilde
tasvir ve tenkit etti. Ancak hikaye dilini konuşma diline
yaklaştırmakta başarılı olmakla birlikte makale üsh1-bundan
kurtulup insanın iç dünyasına yönelemedi. Cemalzade'nin daha sonra
Darü '1-mecanin (Tahran 1941). Sahra-yi Mal).şer (Tahran 1944). Emu
ljüseyn 'Ali ya H efi K.ışşa (Tahran 1958), Köh-ne vü Nev (Tahran
1959). Şurabad (Tah-ran 1963) gibi hikaye kitapları yayımlandı.
Cemalzade'nin açtığı yolda ilerleyen Sa-dık Hidayet onun sade
anlatımını psiko-lojik hikayeye yaklaştırdı. Sadık Hidayet'in
İran'da hikayeciliği sağlam bir zemine oturtan ilk kişi olmasında,
Avrupa'da öğrenim gördüğü yıllarda Batılı yazarların eserlerini
okumasının büyük rolü olmuştur. Sadık Hidayet 1936-1937'de
Hindis-tan'da Hint felsefesini öğrendi ve bunun-la ilgili birkaç
hikaye kaleme aldı. Farklı halk kesimlerinin yaşantılarını
inceleye-rek bilhassa İran aristokrasisinin ruh ha-lini büyük bir
başarı ile tasvir etti. Özellik-le Fransız edebiyatından etkilenen
Hida-yet'in hikayelerinde şüpheci. karamsar,
güçsüz, hayattan kaçan insanlar geniş yer tutar. Çok yönlü bir
yazar olan Hidayet'in en önemli hikayeleri Zinde Begur ( 1930). Se
K.atre Ijun ( 1932), Saye-i Ruşen (Tahran 1933). Vagvag-i Sahab
(Tahran 1934). ~leviyye Ijanum (Tahran 1944). Yelingari (Tahran
1944). Seg-i Vilgerd (Tahran 195 ı), Bul-i Kur (Kör Bay kuş, tre.
Behçet Necatigil, İstanbul 1977) ve Tılp-i Mörvarid'dir.
Freud'den etkilenen Büzürg-i Alevi'nin hikayelerinin çoğunda
kişiler tuhaf kişilik yapıları olan marjinal insanlar, Avrupa'da
öğrenim görüp İran'a dönen, fakat gele-nek ve görenekiere ayak
uyduramayan kimselerdir. Hayatının bir kısmı hapiste geçen Alevi
Vara]f-pareha-yi Zindan (Tahran 194 I) ve Pencah u Se Nefer (Tahran
1951) adlı hikayeleriyle İran ede-biyatında hapishane konulu
hikayelerin ilk örneklerini verdi. Çeşmehayeş (Tah-ran 1952) adlı
uzun hikayesi Fars edebi-yatında türünün en iyi örneğidir.
Hidayet tarzında hikayeler yazan Sa-dık-ı Çubek, toplumun alt
kesimindeki dışlanan insanları halk dilinden de fay-dalanarak
başarılı bir şekilde tasvir etti. Heymeşebbdzi (Tahran 1945).
Enieri ki Lutiyeş Mürde Bud (Tahran 1949). Ka-fes, Seng-i
Şabur(Tahran 1965)ve Teng-sir (Tahran 1963, tre. Naci Tokmak,
Anka-ra 1979) onun en önemli kısa hikayele-ridir.
· Muhammed-i Hicazi hikayelerinde için-de kin, nefret.
karamsarlık. huzursuzluk ve kargaşanın bulunmadığı erdemli bir
şehrin yolunu gösterir. Onun Hüma (Tah-ran 1928). Periçehr (Tahran
1929) ve Zi-bd (Tahran 1932) adlı hikayeleriyleAyine (Tahran 1933),
Endişe (Tahran 1940). Sa-ğar (Tahran 1952). Aheng (Tahran 1952),
Sirişk (Tahran 1953). Pervane (Tahran 1953) ve Nesim (Tahran 1960),
adlı hika-ye kitapları çok beğenilmiştir.
Said-i Nefisi bir edebiyat tarihçisi ve araştırmacısı olmakla
birlikte hikayecilik-te de kendini kanıtlamıştır. Bir aşk öykü-sü
olan Ferengis (Tahran 1932) adlı hika-yesinde Geethe'nin
Weriher'inin etkisi görülür. Siiaregan-i Siyah (Tahran 1932) adlı
kitabı, halkın günlük hayatını mizahi bir üslupla anlatan ve İran
toplumunda kadının yerini tartışan parçalarla dolu-dur. Diğer
kitabı Mah-i Na]Jşeb (Tahran 1949) tarihi şahsiyetlerin hayatlarını
an-latan öykülerden oluşur.
Hikayecilikte makale ve deneme türü arasında bir tarzı
benimseyen ve daha çok ideolojik içerikli eserler yazan Celal
Al-i
-
Ahmed Ez Re nci ki mi- berim (Tahran 194 7) adlı kitabında
siyasi tutukluların ha-yatlarını inceler. Hikayelerinde taassubu
alaya alırken gelenek ve görenekiere de bağlı kalır. Belli başlı
hikayeleri Se tar (Tahran 1349 hş.). Zen-i Ziyadi (Tahran 1952).
Sergüzeşt-i Kenduha (Tahran 1954). Did u Bazdiz (Tahran 1955).
Mü-dir-i Medrese (Tahran 1958), Nun ve'l-~alem'dir (Tahran 1961
).
İran hikayeciliğinde modernizm akımının öncülerinden olan
İbrahim Gülistan başlangıçta Celal AI-i Ahmed'in yolundan gitmiş,
daha sonra sanat anlayışında de-ğişiklik olmuştur. Amerikan
yazarlarından etkilenen Gülistan Şikdr-i Saye (Tah-ran ı 955).
Cl.iy u Divan u Teşne (Thhran 1967). Azermah u Aher-i Payiz (Thhran
ı 969). Mihr u M ah gibi hikayelerinde şairane bir üs!Gp kullanarak
sembolizm-den faydalandı. Mahmud-i i'timadzacte'-nin eserlerinde
sosyal gerçekçilik ve eleştiri hakimdir. Rus edebiyatının tesiri
al-tında kalan İ'timadzade'nin çapraşık in-sani duyguların ön
planda tutulduğu sağlam bir nesri vardır. Be-suy-i Merdüm (Tahran
1948), Na~ş-i Perend (Tahran 1955). Dul] ter-i Ra'iyyet (Tahran 1
963). Mühre-i Mar (Tahran ı 965) ve Şehr-i Ijuda (Tahran 1962) onun
en önemli hi-kayeleridir. Celal AI-i Ahmed'in eşi Sim'in Danişver
de Suveşun (Tahran ı 969) adlı hikayesiyle başarılı bir hikayeci
olduğunu kanıtlamıştır.
Bugün iran'ın etkin hikayecilerini oluşturan nesil, 1332 ( 1953)
ihtilaliyle birlikte edebiyat dünyasında yerini almaya başladı.
Aralarında Taki-i Müderrisl, Cemal Mlr Sadıki, Behram Sactıki ,
Gulam Hü-seyn-i Saidl, Mahmud-ı Keyanfış'un da bulunduğu bu nesil
Nadir-i İbrahim'i, Fe-ridun-i Tenkabünl, HGşeng-i Gülşlri.
Meh-şld-i Emlrşahl ve GuiH Terakki gibi hika-yecilerle devam etti.
Yekulya ve Ten-ha'i-yi O (Tahran 1955) adlı hikayesiyle şöhrete
ulaşan Taki-i Müderrisl uzun hi-kayelerle çalışmalarını sürdürdü.
Diğer uzun hikayesi Şerif Can Şerif Can'dır (Tahran 1965). Cemal
Mlr Sadıki Şahzade ljanum-i Se bı -çeşm (Tahran 1962) adlı
kitabıyla tanındı . İran toplumunun kardeşliği ilkesi üzerinde
duran Sadıki'nin belli başlı hikayeleri Çeşmhd-yi men ljeste
(Tahran 1966). Şebha-yi Tema-şu ve Gül-i Zerd (Tahran 1968).
Deraz-na-yi Şe b (Tahran ı 970). İnsuy-i Tel-ha-yi Şin, Ne Adem u
ne lfayvan'dır.
Muhtevadan çok şekilde başarılı olan Behram Sadıki'nin
hikayelerinde ironik bir tavır hissedilir. Melekut (Tahran
1970)
adlı uzun hikayelerinden sonra kısa hika-yelerini Senger u
Kum~umeha-yi Ijali (Tahran 1972) adlı kitabında topladı. Gu-lam
Hüseyn-i Saidl (Govher Murad) kendi nesli arasında Celal AI-i
Ahmed'in yerini aldı, daha sonra piyes yazarlığına yönel-di. Güçlü
bir hikayeci olan Saidl'nin hika-yeterindeki kahramanlar ÇGbek'in
hika-yelerinde olduğu gibi İran toplumunun alt tabakasından
seçilmiştir. Belli başlı hika-yeleri Ezadaran-ı Bey el (Tahran ı
964). Dendil (Tahran 1966). Vahe-meha-yi bi-nam u Nişan (Tahran ı
967). Ters u Lerı (Tahran 1969). Gur u Gehvare'dir (Tahran , ts .).
Feridun-i Tunkabunl'nin tek-nik bakımdan başarılı olan
hikayelerinde düşünce ön plandadır. Tunkabunl'nin Pi-yade-i Şatranc
(Tahran ı 965). Sitare-ha-yi Şeb-i Tire (Tahran 1968) adlı hika-ye
kitapları vardır.
Şekil ve muhteva bakımından William Faulkner'ın etkisi altında
olan HGşeng-i Gülşiri Şazde-i İl)ticab (Tahran 1968) ad-lı uzun
hikayesiyle tanındı. Kristin u Kid (Tahran ı 97 ı ) adlı küçük
hikayesi dışındaki hikayeleri toplu olarak Mişl-i Hemişe (Tahran ı
968) adıyla yayımlandı. Muhte-va bakımından zayıf olmakla birlikte
çok sayıda eser veren Nadir-i İbrahim'i ile Merd-i Giriftar(Tahran
1964). Gusse' i u Kışşa'i (Thhran 1965). Der Anca Hiçkes ne-bl.i.d
(Thhran 1966). Ayinehd-yi Siyah (Thhran ı 970) gibi hikaye
kitapları yayımlanan şair Mahmud-i KeyanGş da bu nes-le
mensuptur.
Bu nesli aralarında Ca'fer-i Şeriatmedari ve ResGl-i Pervlzl'nin
yer aldığı nesil takip eder. Üçüncü nesil hikayecilerinin en
meşhurları Behmen-i Fursl ve Baba Mukaddem'dir. 1960'1ı yılların
ikinci yarısı ve 1970'1i yıllar hikayecilikte direnişin
sergilendiği dönem sayılabilir. Bu direni-şin kaynağı olan petrol
olayları. ardından da S Haziran 1963 hareketiyle hikayecilik
mücadele ve çatışma motiflerine yakın konulara yönelir. Ml.i.l,
Derya Henüz Aram est, Za'ire-yi Zir-i Baran, Gari-behd gibi
hikayeleriyle Ahmed-i Mah-mud, Şuher-i Ahl.i. Ijanum hikayesiyle
Ali Muhammed-i Efganl ve ljak-i Aşina hikayesiyle İsmail-i Fasih bu
dönem hika-yecileri arasında bulunmaktadırlar.
İran edebiyatında bölgesel renk ve imajların yansıdığı önemli
çalışmalar da vardır. Azerbaycan'da doğmuş olmasına rağmen
hikayelerinde güneyin hüzün ve yakıcılığını tasvir eden Gulam
Hüseyn-i Saidl, Fars bölgesinin atmosferini yansıtan Sim'in-i
Danişver ve Emin-i Fakiri, HG-zistan'ın tabii çevresi ve
sıcaklığını anla-
HiKAYE
tan Ahmed-i Mahmud, Nasır-ı Takvayl, Nasır-ı Müezzin, Adnan-ı
Garlfi, Nesim-i Haksar, Kirmanşahlar'ın yöresel rengini yansıtan
Ali Eşref-i Dervlşan, Mansur-i Yakütl, Cürcan çölü ve Türkmen
sahra-sının özelliklerini taşıyan hikayeleriyle Sey-yid Hüseyn-i
Mir Kazımi bu tür hikayecili-ğin önde gelen birkaç ismidir. Köy
haya-tı da hi kayeye yansıyan konulardan biri olup bu alanın en
önemli hikayecisi Mah-mud-ı Devletabadl'dir.
BİBLİYOGRAFYA :
Ferheng-i Farsi, V-VI, tür. yer.; Bahar. Sebkşinasi, Tahran
1349/1970, III, 370-385, 401-402; G. Ku h n, Grundriss der
Iranisehen Philologie, Leipzig 1896-1901, II, 359 vd.; E. G.
Browne, A History of Persian Literature in Modern Times (A. D.
l500-1924), Cambridge 1924; a.mif., LHP, IV, 1951-1953; E. Hermann.
TariiJ.·iEdebiyyat-i Farsi (tre. Rızazade Şafak). Tahran 1337/1958,
tür. yer.; Han baba, Fihrist, I-11, tür. yer.; Rypka, /LG, s. 355
vd.; a.mif., Edebiyyat-i irander Zernan-i Selciıkıyan u Mogiılan
(tre. Ya'küb-i Ajend). Tahran 1364 hş./ 1985,s . 370 vd.; a.mlf.,
Mubtaşari der Tarib-i Tal)avvul-i Na.;:m u Neşr-i Parsi, Tahran
1353/1974, tür. yer.; Büzürg-i Alevi, Geschichte und Entwicklung
der Modernen Persischen Literatur, Berlin 1964, s. 64-80, 134-154,
159-170; Hayyamplır, Ferheng-i Sübanve-ran, Tebriz 1340/1961 ,
tür.yer.; Mihrdad Mih-rin, Cemalzade ve E{kar-i O, Tahran
1342/1963, s. 96-111; Emin Abdülmec!d Bedevi, el-lfışşa
{ı'l-edebi'l-Farisi, Kahire 1964; Rahim Bağdath. Sadık-ı Hidayet ve
Eserleri (doktora tezi, 1970, iü Ed. Fak.); Nefisi, Tarib-i Na?m u
Neşr, 1, 128; Yahya Aryanpür, Ez Şaba ta Nima, Tahran 1350
hş./1971,1, 287-321; II, 278-287;Safa, Edebiy-yat, tür. yer.;
Rızazade Şafak, Tarib-i Edebiyyat-i İran , Şiraz 1352 hş./1973 , s.
623-648; Muham-med-i isti'lami, Berresi-i Edebiyyat-i imriız-i
İran, Tahran 2535 şş., s. 1 00-130; a.mlf., Bu-günkü İran Edebiyatı
Hakkında Bir inceleme (tre. Mehmet Kanar). Ankara 1981, s. 100-124;
Sadık-ı Çübek, Tengsir (tre. A. Naei Tokmak). An-kara 1979, s. 7-8;
G. Morrison v.dğr., History o{ Persian Literature, Leiden 1981 ,
tür.yer.; Ya'-küb-i Ajend, Edebiyyat-i Nouin-i İran ez İnkılab-i
Meşriıtiyyet ta İnkılab-i İslami, Tahran 1363 hş./1 984, s. 101 -
162; M. Ali Sapanlu, Ne-visendegan-i Pişrov-i Iran ez Meşrutiyet ta
1350, Tahran 1366 hş./1987, s. 36-47, 57-66, 95-128; Ehsan
Yarshater, Persian Literature, New York 1988, tür. yer.;
Dastanha-yı Nou ba Mukaddime-i Cemal Mir Şadıki, Tahran 1368
hş./1989, s. 7-20; Hasan Abidini, Şad Sal-i Das-tan-ı Nevisi der
Iran, Tahran 1369/1990, I, 45-80, 101 -181, 235-245; Il, 107-189,
315-319; M. Ca'fer-i Yahakkl, Çiın Sebiı-yi Tişne, Tahran 1374 hş
., s. 189-224; a.mlf., "İran Edebiyatı'nda Roman ve Hikaye" (tre.
Yusuf Öz). Yedi İklim, XI/89, istanbul1997, s. 45-49; Xl/90 (1997).
s. 51-54; Xl/92 ( 1997). s. 58-60; Seyyid Muham-med Ali Cemaizade,
"Seyyid Mul:ıammed 'Ali cemalzade be ~!em-i ljodeş" , Rahnüma-yi
Ki-tab, sy. 1-3, Tahran 1958, s. 147 vd.; Abbas Mi-lanİ. "Hidayet
ve Cihanbini-i Tirajik", Mecelle-i iranşinasi, IV /3, Maryiand 1371
h ş., s. 554-563; A. Bausani, "l:iikaya", EJ2 (ing.). III, 372.
Iii MEHMET KANAR 487