This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
A.HayatıAsıl adı Muhammed b. Ferâmuz b. Ali el-Hanefi’dir. Molla Hüsrev ola-
rak meşhur olmuştur. II. Murat ve Fatih devri alim ve hukukçularından olup Osmanlı Devletinin üçüncü Şeyhülislamıdır.1
Molla Hüsrev, Sivas ile Tokat arsında Yerköy'e yakın Karkın köyünde doğdu.2 Bu yörede yerleşik Türkmenlerden Ersak (Varsak) kabilesindendir.3
Ne zaman dünyaya geldiği kaynaklarda zikredilmemiştir. 1 Taşköprizade, İsamüddin Ahmet b. Muslihuddin, eş-Şakâiku'n-nu'mâniyye fi 'ulemâi'd-Devleti'l- Osmâniyye (thk.
S. Furat), İstanbul1405/1985, s. 116 vd. ; Miftahu's-sa'âde ve misbahu's-siyâde, Kahire 1968, II,192; Leknevî, Ebu'l Hasenât Muhammed Abdulhay, el-Fevâidu'l-behiyye fi terâcimi'l-Hanefiyye, Kahire 1324/1946, s.184; Altunsu, Abdulkadir, Osmanlı Şeyhulislamları, Ankara 1972, s.6-7; Cici, Recep, Osmanlı Dönemi İslam Hukukçu-ları, Bursa 2001, 196-197.
.� ����&�� ����
Ümerâdan olan eniştesi Hüsrev'in yanında bir müddet kaldığından ona "hüsrev kayını" denilirken daha sonra Hüsrev onun mahlası olmuş, bir müd-det sonra da ilminden ötürü kendisine Molla Hüsrev denilmiştir.4
Bazı kaynaklarda onun Türkmen, bazılarında ise Rum kökenli bir müh-tedinin çocuğu olduğu kaydedilmektedir. Taşköprüzade de bir eserinde Rum asıllı mühtedi,5 diğer bir eserinde6 ise dedesinin isminin Ali olmasından ha-reketle onun müslüman bir aileden olduğunu söylemektedir.
B.İlim Tahsili ve HocalarıMolla Hüsrev Yüksek öğrenimi dahil tahsilinin büyük bir kısmını mem-
leketinde tamamlamıştır. Daha sonra Bursa’da Bursa kadısı Yusuf Bâli (840/ 1436)’den ve Edirne’de Taftazani'nin talebelerinden Burhaneddin Haydar el-Herevî ile Molla Yegan ve Şeyh Hamza gibi Osmanlı âlimlerinden (830/1427) dersler aldı.7
C. Görevleri İlk resmi görevine Edirne’de Şah Melik Medresesi müderrisi olarak baş-
ladı. Aynı şehirde bulunan Çelebi (Halebiye) Medresesi müderrisliğinin de kendisine verildiği kaydedilmiştir. II. Murat saltanatı ilk bıraktığı esnada 844/1444 kazaskerliğe getirildi. Daha sonra Edirne kadılığı yaptı. Galata, Üsküdar kadılığı ve Ayasofya müderrisliği görevlerinde bulundu. İstanbul kadılığında yaptı. Bursa'da Emir Sultan’a yakın bir yerde aldığı arsada Hüsrev medresesini kurdu.8
D. Talebeleri Hasan Çelebi (886/1481), Hasan b. Abdissamed es-Samsûnî
(891/1486), Yusuf b. Cüneyd et-Tokâdî (905/1499), İsmail Kemâlüd'din Karamânî (920/1514), Zenbilli Ali Cemâlî Efendi (932/1525) ve Molla Manisaoğlu Mehmet gibi önde gelen âlimler Molla Hüsrev'in talebeleridir.9
E.Eserleri Tefsir, Kelam, Mantık ve Arap dili ve edebiyatı hakkında Molla
Hüsrev'in birçok eseri vardır. Eserlerinden 13 kadarı fıkıhla ilgilidir.10 Müelli-fin hayatı ve eserleri ile ilgili derli toplu en son araştırmalardan birisi olan İslam Hukukçusu Prof. Dr. Ferhat Koca’nın DİA’da tespit ettiği matbu ve kütüphanelerde yazma halinde bulunan eserleri şunlardır:
2 Özel, Ahmet, Hanefi Fıkıh Alimleri, Ankara 1990, s.102; Cici, a.g.e. , s. 197. 3 Şakaik, s.116; Altunsu, a.g.e. , s. 6-7; Cici, a.g.e. , s. 197. 4 Özel, a.g.e., s. 102; Cici, a.g.e. , s.196; Karaman, Hayreddin, İslam Hukuk Tarihi, İstanbul 1989, s. 295. 5 Şakâik, s.116; Cici, a.g.e. , s. 197; Koca, Ferhat, “Molla Hüsrev”, DİA, XXX, İstanbul 2005, s. 252. 6 Miftâh, II, 192; Cici, a.g.e. , s. 197; DİA, XXX, s. 252. 7 Şakâik, s.117; Leknevî, s.184; Özel, a.g.e., s.102; Cici, a.g.e. , s. 197. 8 Şakâik, s.117; Leknevî, s.184; Özel, a.g.e., s.102; Cici, a.g.e. , s. 197-198; DİA, XXX, s. 252. 9 Cici, a.g.e. , s. 199; DİA, XXX, s. 253. 10 Cici, a.g.e. , s. 199.
1. Mirkâtü’l-vüsûl ilâ ilmi’l-usûl. Bizzat müellif tarafından Mir’âtü’1-usûl fî şerhi Mirkâti’l-vüsûl adıyla şerhedilmiştir (İstanbul 1262, 1296, 1308, 1321, 1967, 1983).
2. Dürerü’l-hükkâm fî şerhi Gureri’l-ahkâm. Müellifin kaleme aldığı Gure-rü’1-ahkâm’ın şerhidir (I-II, istanbul 1310, 1317, 1319, 1329; Kahire 1294, 1297).
3. Hâşiye ale’t-Telvîh. Sadrüşşerîa’nın fıkıh usulüne dair et-Tavzîh’i üzerine Teftâzânî’nin yazdığı et-Telvîh isimli haşiyesine yapılan ilâvelerden ibarettir (I–11, istanbul 1 284; I-II, Mısır 1322).
4. Hâşiye alâ Envâri’t-tenzîl li’1-Beyzâvî. Bakara Sûresinin 142. âyeti-ne kadar yapılmış bir haşiye olup Muhammed b. Abdilmelik el-Bağdâdî eseri Bakara sûresinin sonuna kadar tamamlamıştır (Süleymaniye Ktp., Yenicami, nr. 131/3; Millet Ktp., Feyzullah Efendi, nr. 114, 115; Köprülü Ktp., Mehmed Âsim Bey, nr. 17; Nuruosmaniye Ktp., nr. 72, 146, 487).
5. Hâşiye’alâ Hâşiyeti’1-Muhtasar li’s-Seyyid eş-Şerîf. İbnü’l-Hâcib’in Muhtasarü’l-Müntehâ adlı fıkıh usûlüne dair eseri için Seyyid Şerîf el-Cürcânî’nin kaleme aldığı hâşiyenin özellikle mukaddime kısmı üzerine bir hâşiyedir (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 471; Hamidiye, nr. 424; Damad İbrahim Paşa, nr. 229, 453).
6. Şerhu Usûli’l-Pezdevî (Beyazıt Devlet Ktp., Veliyyüddin Efendi, nr. 1141).
7. Risale fi’1-velâ. Risâletü’l-velâ (Risale fi bahsi men tevellede min hürreti’l-asl ve’l-’ıtk) adıyla da anılan eser Molla Hüsrev’in kölelik hukukuna dair önemli bir çalışmasıdır. Bu risale Osmanlı hukukçuları arasında tartış-malara yol açmış ve birçok âlimin sert tenkitlerine mâruz kalmıştır (Süley-maniye Ktp., Süleymaniye, nr. 1051, Şehid Ali Paşa, nr. 2755, 2795/4; Nuruosmaniye Ktp., nr. 596, 1563/2).
8. Nakdü’l-efkâr fî reddi’1-enzâr (Süleymaniye Ktp., Giresun, nr. 92; Kayseri Râşid Efendi Ktp., Râşid Efendi, nr. 309).
9. Hâşiye ale’l-Mutavvel. Teftâzânî’nin eseri üzerine yazılmış bir haşi-yedir (Millet Ktp., Feyzullah Efendi, nr. 1791 1792; Nuruosmaniye Ktp., nr. 4411; Koca Râgıb Paşa Ktp., nr. 1232, 1233).
10. Vasiyetname. Molla Hüsrev, Türkçe kaleme aldığı vasiyetnamesinde ölümünün ardından defnedilinceye kadar yapılmasını istediği işlemleri an-latmaktadır (Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 905/2, Pertev Paşa nr. 621/16; Be-yazıt Devlet Ktp., Veliyyüddin Efendi, nr. 3248).
11. Esâsü’l-iktibâs Tercümesi (İÜ Ktp., AY, nr. 13). Nasîrüddîn-i Tûsî’ye ait eserin Arapça çevirisi olup Fâtih Sultan Mehmed’e takdim edilmiştir.
Diğer eserler için ilgili maddeye bakılabilir.
.� ����&�� ����
F.VefatıFatih Sultan Mehmed'in, “Zamanın Ebû Hanifesi” diyerek iltifat ettiği
devrinin ilim otoritesi Molla Hüsrev 885/ 1480 de İstanbul’da vefat etti. Ce-nazesi ise Bursa’da Emir Sultan’a yakın Zeyniler semtindeki kendi yaptırdığı Hüsrev Medresesi'nin haziresine defnedildi.11
G. Risaletün fi’l-Usûl ve Muhtevasıa- Risale İle İlgili Bilgi Tahkik ve tahricini yaptığımız Molla Hüsrev’in bu eseri, adından da an-
laşıldığı üzere fıkıh usûlü hakkında olup, Fatih Sultan Mehmed’e hediye etti-ği ve “Gureru’l-Ahkâm”’ın sonuna koyduğu bir risâledir. Burada yer almasın-dan dolayı müellifin müstakıl eserleri içinde zikredilmemiş ve şu ana kadar da tanınmadığı için gün yüzüne çıkmamıştır. Bu risâle, Topkapı Sarayı Mü-zesi Kütüphanesi nr. 1032 de kayıtlı olup müellifin kendi el yazısı (müellif hattı) ile tek nüsha olarak bulunmaktadır. Şimdiye kadar herhangi bir yerde yayımlanmış olduğuna dair bilgi elde edilememiştir. Risale yedi varaktır.
Risaledeki başlıkların konulması, ayetlerin yerinin gösterilmesi ve ha-dislerin tahrici tarafımızdan yapılmıştır.
b- Risâlenin MuhtevasıRisâle bir mukaddime, iki fasıl ve bir hatimeden oluşmaktadır. Mukaddimede, içtihadın sözlük ve terim manaları, müctehidin iki kıs-
mından ve şartlarından bahsedilmektedir. Birinci fasılda, nassın ibaresi, işareti, delâleti ve iktizası ile istidlâlin
açıklanması ve bunların her birinin kısımları anlatılıp örnekler verilmektedir. İkinci fasılda ise kıyas anlatılmaktadır. Kıyasın sözlük ve terim mana-
ları açıklandıktan sonra örnekler verilmektedir. Hatime kısmında da şer‘î ilimlere ve mutlak ilme özendirilmekte ve teş-
vik edilmektedir. Bu durum bir anekdotla da somutlaştırılmıştır. Allah Teâlâ Süleyman (a.s.)’ı ilim ile saltanatı seçmede serbest bıraktı, Süleyman (a.s.), ilmi tercih edince Allah Teâlâ kendisine hem ilmi hem de saltanatı verdi. “Biz de zamanımızda bu vb. olayların doğruluğuna şahid olduk” diyen müellif, Padişaha dua ederek Risâlesini tamamlamıştır.
11 Şakâik, s.118; Mecdî Efendi Mehmed el-Edirnevî, Hakâiku'ş- Şakâik: Tercüme ve Zeyl-i Şakâik-i Nu'mâniyye (haz. Abdulkadir Özcan), İstanbul 1409/1989, s. 139; Leknevî, a.g.e., s.184; Karaman, a.g.e. , 295; Özel, a.g.e., s.102; Cici, a.g.e. , s. 199; DİA, XXX, s. 252.