Haydar Metin - şiirler - Yayın Tarihi: 10.07.2017 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyeti yasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Bu doküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veya temsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılması kopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu ve taraf değildir.
124
Embed
Haydar Metin - img.antoloji.com fileZifir gecenin ögretmeni, sogutur mevsimi, Kar yagdırır Baharda döktürür Elma çiceklerini, dogasına uygun fısıldar resmiyete, görüp görmediklerini,
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Haydar Metin- şiirler -
Yayın Tarihi:
10.07.2017
Yayınlayan:
Antoloji.Com Kültür ve Sanat
Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerineaittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyetiyasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Budoküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veyatemsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılmasıkopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu vetaraf değildir.
-1-68 kuşagındanhani şapkası yana devrikgöz bebekleri mavi okyanusdevrimi, kırdan kente taşıyanMao´nun okulundan Takdirli mezun komutan..Feslegen kokulu dagların GerillasıLimanda, Filoya korkular salan yigitsag yanında, ne oldugu belirsiz,ihanet ödüllü, Revisyonist bir topalbir gece vakti dikenler döşedi,düze giden yolları.Yoldaş, Hasan Oglanlı gülerkenparmak ucuyla Semahlara dokunup,selam gönderireline,beline,diline saglam yigitlere!Zifir gecenin ögretmeni,sogutur mevsimi,Kar yagdırır Bahardadöktürür Elma çiceklerini,dogasına uygun fısıldar resmiyete,görüp görmediklerini,bilip bilmediklerini.Balçıkla, Güneş sıvar ögleyinkısık, sinsi güler göz ucuyla!24 yaşının açık mavi günündesatılmış, egitmen mermisiyarı canını,domurcuklar üstüne indirse ne yazarDag Taş, yoldaş olduktan sonra.Kavim dostlar, 5 gündüraltına döşşek, üstüne yorgan!.Sene öncesinde tüyü alınmış ayvalaracılara melhem, sevdalara yoldaş şimdi!Ay,geceye küsGüneş,sabaha donhava barutHeryer puştve sisAli Haydarsız120 saat nefessiz, dag taş!Gözlerinde korku ve dehşetellerinde ölüme yalvaran Satırlarbereli hainlerin, ayaklı kinidöner döner gelir, can kafesine,ve önder,kan damlatır mezrayamavi mavi gülerek, devrime!Telaşları, korkularında gizli!Okyanusun küçük damlasında,arayıp bulamadıkları, teslimiyetin yalvarışıydı.Oysa korkular, ondan çook önce intihar etmişti!
-2-Amerikan Emperyalizmine,Sovyet revizyonizmine,alerjili üçlü Manga!Devrimi,Şarkışla`dan öteye,kör kuyu dibine dek yazdılar..Hele, birinin öyle bir Motorsikleti vardıfiyakalı,06 EY 943 plakalıişi, yani meslegini soarana, devrimciyim derdi!
Filoda, Yankinin korkusu ne tuhaftı!Bazen ambara inip dua ederlerdi,Isa´ya, bazende Musa´ya..
Nurhak, Malatya, Kürecik, Gemerek ve her yerdeDevrimi onda dinledik,bilhassa Rodrigo´nun Gitar konçertosunda!Mahkeme başkanı Elverdi,soguk sesinin kinini, havaya kusana dek.Kalem, yazmazgövde kırılmaz oldu!“Mahkememiz Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın tamamını;bir kısmını tağyir, tebdil veya ilgaya cebrenteşebbüs suçunu işlediğinizi sabit gördü.Türk Ceza Kanunu’nun 146/1 maddesi uyarıncaölüm cezası ile tecziyenize karar verdi”
Güneş sogudu!Dünya dondu!Ay karardı!Telgraf telleri koptu!
Trafolar Patladı!Tek, Radyolardı dört bir yana haber salan.“Yoldaşlar, dürmeyin bayrakları!"Fillo kurmuş AmerikancıMasa üstünde tuhaf gülerken,Dolarla şevişir altında, aglayan duvarı aşkına.Yalana gülen sahurdan öyle bıktım kiDövize Cennet satanaglak baba,aglak ogul, gına geldiniz yettiiniiizz!Yalan gülmeyin ulan!Üstünüze kusarım yoksa !Geceye,fırça bıyıklı inen göz bebekler,dümen içinde dümenli geziyor!Heyyt anam heyyt,gel dokun boynuma,Sabah, Sabah ellerin harama degmediyse!
-3-Ilk Ateşi Fransa´danduman kokusu biraz Che li..Memleketin, kar kalkmaz çöplüklerindenekmek toplayanarkasız,oraya buraya itilen yoksul gözler,kahretsin,kaderim diyor!Tespit;Ön nüve hem bilinçsiz, hem örgütsüz!Yani,disiplin boşlugundan kayıp düşenlerOligarşiyi ögrenecek komutan Mahir´den!Mayıs 29Yeşile sıgınan gücsüz,yitik emirpis eliyle kızının başını okşuyorMayıs 30, nefreti bıçakla kuşanırkenkesip aldı dalından yarı tomurcuguküfürün bini bir paraynan.Yalanlara kesik atan selamı öyle sert ki,sistemleri çöktü yankilerinDevrim, illaki kesintisiz olmalı diyorDaga kalkan, 3 ingiliz Radar teknisyenine,3 fidanı anlattırken nemli gözler!“Emperyalizm, yani sizler ülkem için tehlikelisiniz “ deyipSol eliyleEphraim Elrom´udört kollu kayıkla cehenneme ugurladı.Yoldaşlar, sıyrılıp çatıdan düştüler yollaraAz gidip uz gitmedentükürdüler masallara kırmızı KiremitlerdenSamanlıktaki eski dostşimdi meydanlarada el attıNe hasretmiş öyledikine dikine gidiyor sevgi yumagı
Ve yeşilin elini öpüyor Babam.Efendim,biliyorumböyle zulümDevletimize,Cumhuriyetimize uymaz..Vallahi haberin yoktur,biliyorum Komutanım.3 hafta oldu oglum yok..Kurban olurum oglum,oglum yok..
Allah aşkına,bu ne yaa?Memleket, memleket degil sanki Akrep yuvası.Merhamet,Kilit içinde zehirlenirve beyin zora hapis düşerKimya bozulurDünya bozulur.Öyle gerildik öyle gerildik ki,Tef gibiyizfırlayıp gidecegiz Obalar üstünden,bozkırın Keklik sürülerine sanki.Kerpiç bacalardan inip,saçayagının malak kazanlarınayani, aşımıza düşen hergelelerBebemizi, ebemizi dedemizisalar, cepten ötelerecanı Cehennem´e diyerek.Cennet´i, Cüzdana gömen yalanvakitli vakitsiz yaslanırAsfaltın, uykuya yatan haliyle.Metrede zınk diye duran Minübüs,Taksiler,şehrin yüzüne kornayla söverek gülüyor..
TV ler, gece gündüz tükürük yarışındalar.Cam gerisinde ki itikatlar,Kah yalan,kah yalan,gözlerden saklanan...Bakma oraya, tutma gökyüzünüYoksa Şehrin üstüneAmerikan basmasından Perde iner, Penguen aşkına.
Evlerimiz, yürek renginde kanariman, zifirin ortasına esir düşer.Bir gün mutlaka diyen hevesimize,çocuksu gözlerimize,parmakla tecavüz ediyor yezid dostları.
Gecenin döşüne ince ayar çeken fahişeler,kaldırımlara kirlenmiş kin tükürür.Haram ve günaha tövbeli müstescen efendigeceye ay kondurur kaçamak bakarak.
Tan vaktinde sevdalar,susarsusargöz bebeklerde ay ışıgını içerekbuluttan buluta.Bulut,"yavrum, sen hepsini unut".Kıl köprüden öteel sallıyor bir Huri.“Haydi Abbas
Teeyt teyt gelip geçtik öyle yel gibiKaranlıkta gün görmeyen kör gibiOmuz izlerimiz var hala Otobüs duraklarındaAgzımız Şoselerde Mazot kokarkenÖlüm bile korktu gökte,At üstünde pata küte giden bu deliden.
Derdim içime sıgmıyor Salı´dan berineden deme, inan bilmiyorum..Gece oldumu, hele ki bu saatlerdedik dur diyemiyorum kendimekalbimin orda biri geziyorha vurdu vuracak yorgunumu.Meydanda Meyhaneler birbirine kederini dokunurSulukule´den, Darbuka ve KemanlarlaBir kara suratefkarımın GırnatasındanBuda´dan Peşte´ye bir teselliyi üfürür sanki.Sokak kedileri cılız, kirli haliyleBacaktan bacaga aglartok masa dibinde, yavrusu için.Oysa, bunu kimseler bilmeyecek.Sandalyeler susar,ay ışıgındadirsegi masaya dayanan eller, göz kırpar aşkakadehten sonra, yan masanın bugu gözüne...
Iyi insan nasıl olur?Tahsilli,karizmatik,bol laflı,iyi giyinenYada, etliye sütlüye karışmadan,mavi boncuklu Nabza şerbet verenmi?Belkide güce, güçsüzlügünü teslim edipagamlı paşamlı secdeye inendir.
Kusura bakma,on numarasın dedigimdeyalan yok,“Adamın dibi” demiştim arkandan.Vay be, beygir üstünde bile duramazkennasılda kolay geçtin öte geçeyeşimdi Ankara´dan,Zulanda ki Papazkarası, diline yapıştıkcapeltekleşip, herkese sövüyormuşsunMahalleyi terkettin diye böbürlenmeUnutma imanım,burda da üzüm bagları varhele Şarap, küplere sıgmıyor.
Iyi insan nasıl olur?bol yalanlıkarışkan, bölen,sabahı akşamdan vuraneli cebimde,dili agzımda yalyogurt misali?
Iyi insan nasıl olur?iyi insan,yoksaKendilerini kurtaracak vasıtalarıkendileri yaratan adamlarmıdır?
Ayrı gayrıdan önceAdam ol diye dualar edipadaklar adayıp.Sıcak verdk, Ekmek Su el,verdik büyüttük.Vaktin geldi, Maşallah fırtına gibisinegilip bükülüp el etek öpmede,çehren damar damar, boguk boguk ve sogukne söylesek cuk diye oturmuyor Simana,tarifin ne zormuş be Adem.Planet bile"yemin olsun vuracagım kendimidönerek yürüyen bu gölgesiz yüzünden“ diyorAvcumuzda hayaller nasılda kana bulandı.Umut egilip kırılırmı?Elleri bögründe aglarmı Beyaz?Kefen beyazKefen perdedenen güzeli dantellisi,dagıtılır şehire, pencere pencereheryer ölü evi memlekette, sus pusdil damaga yapışmışkenSende bir caka bir cakaÖlüm bile tövbe çeker adın akıllara düşende.
Benimkisi, sevmek degil abi,benimkisizaman çalmak, dört kolludancan yelegindenDüşlerimin, siste kayboldugunu sanki bilmiyor muyum!.Son demin özlemi ne hafifmiş imanım..Üflesen uçup gidecegim dönülmezime.Gölgem ay ışıgında büyüseydi, onada razıydım.$ehre gömdügüm umutlarımda kurudu.Oysa, kaç bahar geçti üstünden..Kurudu elmalar,elmacık kemigimde,Kafanı agrıtmıyom degilmi abi?Alemde tek dostumsun, tek!Gözlerin, eskisi gibi ne güzel,canlı ve genç..Zaman, nüfus Cuzdanına sanki hiç ugramamış!
Beni sorma,ben iyi degilim abi!!Ne ararsan hepsi bende var!Dört hap yutuyorum güne başlarkenBöbrekerim bıçak ucunda dolanırGecenin geç vaktinde, inceden inceye.Oo bakıyorum, Tekirdag Altın serisi içiyorsun!Yarasın abi,yarasın!Gittigi yer, gam kasavet görmesin,görmesinde,nalet olsun, Cigerimi çürüttü bu meret!
Zaman ne çabuk uçtu öyle?Salimin evini taşladıgımız, gün gibi aklımda.Hele bayıra yaptıgı taş Helayı yapar, biz yıkardık.Ne dayak yerdik Satılmışla,adam kalıcınan döverdi!
Eskinin eski filmi gibiyim gözünde belki,öyle acır gibi bakma gözüme, kurban olurum!Beter olurum gece boyu yoksa.Benmi istedim sanki, yeşilden maviden uzak kalmayı!Yorgunum bu gece,ne olur, fazla soru sorma,hele otuz yılın serecesinine yaptın görmeyeliçoluk çocuk torun torba varmı diye,sorma azizim sorma ellerim titrerken!
Bak şu resmime, iyi bak!Yıl 80,Köln´de Dom kilisesinin orda bir yerdeÖrdek yiyorum.Saç sakalım simsiyah, ordada Becks içiyorum.
Oysa şimdi, üçyüz metre öteyeIki kadehten sonra,otura otura, ancak gidiyorum
Elim titriyor,bardakta su, genzime dökülüyor.
Anladın mı beni?Benimkisi sevmek degilBenimkisi bok yemek abi!Kimsesiz ölmekten,Yani, yanlızlıgımın mahalleyi kokutmasından korkuyorum.Belki ayak yolunda düşüp kalırsamuygunsuzluguma gülmesinler diye..şuramda bir agrı varSoluk borumun orasında bir yerdeacı ki ne acı,tarif et deselerGüllacın üstüne Meksika biberini döküpbu tatda derdim.Dostlarım içme diyoryada azaltbari ayda yılda,eş dost sohbetindedügünde falan..Ne deyim abi?ne deyim??çalınmış hayatıma dair!!
Bize ilazım olanda budur oğlum!Zurnayla ikisi ne muhabbetlidir öyle!Öff öfff ööfff!Saz DarbukaAnlıyacağınhepside ekmeğimizin kapısıdır!Gören gözümüzAğzımızın kismetidir.
Lakin, şehirde sokak düğünleri yasak artık!!Neymiş?Gürültü oluyormuş!Yavrum, sen hiç sessiz Davul Zurna gördünmü?Demezler ki, bu kara suratlar susarsagelini kim Ata bindirir?Susarsa gögün mavisinde halaylar,ne yer, içer, nasıl doyar Teberler?
Biz sanatsız olamak oğlum!Bebelerimiz Kerpiç duvar diplerinde okulsuz büyürken,erğenlerimizdüğün düğün gezdiler, iki lokma ekmek için!çomağı yükledikce DavulaZurnadan seda üflediler,damda dikili düğün bayraklarına!
Belki bilmezik Istiklal Marşını kimin yazdığınıÖyle dedik diye, aptal sanman bizi oğlum!Biz Abdalık!Çanakkale´de, Dumlupınar´da ayaklarımız santim geri gitmedi!Şarapnelden kopan kollarımızı bacaklarımızı,düşman kafasına vura vura kurduk bu Cumhuriyeti!Aslımız Horasan dır, ordan gelmeyik.Pir Sultan AbdalKazak Abdal,Kayğusuz Abda´ız biz!Ne demiş Şah Hatayi;“Abdallıgın binasını sorarsanEvvela Muhammed Ali Abdaldır!Hakikat ilmin sırrına ermek istersenAllah Allah diyen kullar Abdaldır.“
Düğünler buralarda iki ayda olur biter,toru topu sekiz dügüne ancak giderik.Geri kalan on aydayarı ac yarı tok yaşarık!
Geçinemiyok işte, ne edek? Adammı soyak?Horantanın sayısı her sene çoğalıyor,Toprakta, bölüne bölüne yetmiyor artık!Zaten Topragın bereketide kalmadı ya!
Yaz oğlum yaz!Karğasekmez de,Otobanda ölenleri yaz!Kadersiz Erol´umu, Vedat Cökem´i yaz!
Her birimizanı sanı duyulmadık yerlere göçüyok!Şehirden Şehire ağladık ortak dertlerde,Yoksulluktu yakamızı tutan,kimimiz inşaattakimimiz Soma`da öldük!Fukaralıktı, kolumuzu kanadımızı kıran!
Ben hem Zurnacı hem Davulcuyum!Sorma derdimi, sorma işte!Hükümetimiz hem sağır hemde kör!Bundan büyük dertmi olur oğlum?Eğer sokak iti gibi aç ölürsem,cenazemi boştan yere yıkaman!Kalekışla halayında, bir gelin aglarken,Damatlıgımı özenle giydirin!Küllenen gizli gönül yaremiDavulun Zurnayı öptügü bir vakitte gömün!
Bir Akrep dolanır sırtımdatenime aglayacak birazdankoşuyorum,koşuyorum geç kalmışıma.Agrılar zarıncıtır yatak döşek..Kaç gündür nerdesin be gülüm? neyin firarı böyle?Aloyu tutan ellerim, kayıpken.Gergin öfkem tel komaz kopartırterbiyesizim ses geçirmez fincanıyın topuna,yarı yolda ölürken selam sabahım..Köprü ayaklarına sel vurmuş, yıkılmış dündenöte geçem olmuş yarımım şimdi.Haydi bir türkü söyle, mümkünse Şekip babadan.
O tuhaf bir öfkeydi,kap kara elbisesiyleayak sürtürek geçerdi sokagı,ve ben korkardım!Çıngı düşünce ocaklaraKazan Kazan su kaynarve topraga gidenlereyanarsa yürek,Kırcı çöker!Dolu çöker !Kızgın Demireaglatan emire!resmi elbisememleket dövüyorhalıya vurur gibi.Derdim üst üste bindi bay Kırbaç!ayaklarımın agrılarınasırımda aglıyor!
Tehlike geliyor tehlike!Bulut bulut,kasvetiyle indiler ferimize !Köpek dişini bileyip, caddeye inenlerkanatır ümügümde hevesimi !Gözlerimde ha patladı ha patlıyacak!Tehlike geliyor tehlike gözüm!Tutki,boşver tutmasanda olur.Daha çocuktum,Su Degirmeninde sıra beklerkenSabah oldu olacak,karşı dagın yamacında bir Tilki dolanıyor.Dardagana varıncaüstten bir kaya koptu!Geri geri kaçıp, öteden öteden baktı..
Bu agrılar öldürecek beni !Ne uyku koydu ne dünek bende!Dardagandan bir Çente toplarsamiyileşirmişim, öyle dediler. .Dardagana vardıgındabir koca kaya koptu yukardan!Elini salladı, bir şey olmaz diyerek.
Cemal emmimi ezen KayaKanlı kanlı, yeşil baglara yuvarlana yuvarlana indi!Hic hesabını etmedi emmim,Kayanın,başka kayaya vurdugunda yön degiştirecegini .Köylünün ardından ettigi tak laftı“Al bir kaya nerene dayarsan daya!“
Biz küçükken,Göz yaşı ve sümügümüzü,neyinen silecegimizi bilmezdik.Kirli, yamalı kazak koluKüllük harmanlayan elimizbirde cebimize hiç konulmamış,beyaz Peşkirimiz vardı.Ne utanırdık yoksuluktanyalanlarımızı, saklayarak oynardık.Davar izine, Köse ölüsü agıtlarabirde dügünlerde Salafat yarışına ayrı gülerdik."Hey huluma hulumasu doldurdum tulumavereceksen dogru salafat verköpek gibi ulumaDiyelim Allah Allaaah verelim Muhammed Aliye Salafat"….Kiskiçli çigdemin Tereyaglı Bulgura karışıpyufkaya serilmesiydi dünyamız..Umutlarımız,Kaf dagında yeşersin diyeZümrütü Anka´ya rüşvetimiz,gak deyince et, guk deyince suyduAyaza çalan gecelerin, Kuşburnu çaylı masallarında.
Kerbela dan imamlar gelecektiçatal kılıçlı babasıyla,Boyları kavak kadar uzunkolları sögüt dalları kadar çoktuDogruyacaktı yoksulluguimanımız gevredi beklemektenve ne çok göz feri tükettik binlerce yıl.Meger,etten kemikten, kandan,sinirdenmiş herkes.Din, din diye helal lokmamızı,filo ambarlarına istiflediler, geceler boyu.
Karanlık odalardaacı ve yoksullugumu büyütmüşüm.Tırnak izlerim var hala,isten sararmış Kireç duvarların döşünde
Airbus A330-300, saat 18.30sekiz sıralı koltuklardadörtyüz gergin, heyecanlı yüzDüsseldorf´tan,Atatürk Havalimanına uçuyor.Koltuk arkalarında özel montajlı tabletlerRadyo, Sinema, eglence ve oyunlarla dolu.Ben Türk filmlerini seviyorum,komedi filmlerini,bilhassa Kemal Sunal´lı olanlarıNeden dersen,belki yerimede sövdügü içindir.Yanımda kırk yaşında var yok dar giyimli bayanGaliba, tablet kullanmamış olmalı kikumanda dügmelerine rastegele basıyorMaho Aga´ya gülüyor yan gözle.Zaman ne zor geçiyor,oysa 15 dakika oldu kalkalı.Motorlar, izinli bölgesine zorluyor kendiniTürbülanslar, arada devaza yıgınını öyle sarsıyor kiPilot,kaldırımtaşı üstünden geçiyor sanırsın.Yolculugu ilkler, korkak gözlerle kabini hızlıca tarıyorMotorlar 35 bin fite vardıgındakemer ikaz ışıkları sönü sönmezayak yoluna gidip gelenlertanıdık sima arıyor, koltuk koltuk tebesümle.Ve dünyanın üstünde ayrı bir yerdesosyal iliskimiz, öbek öbek,altlı üstlüeksi 60 derecedeki bulutlar olacak diyor, Güler hanım.Her yer ne çok sakinKar beyaz Mavilikler üstünden koşarak geçiyoruz sanki.Içim kıpır kıpır,her bulut üstüne, göz bebeklerimle evler dikiyorum,Gecekonduma inat bir hızda.Caddeler kuruyorum küme kümeMusluklar 30 yıl garantili Hansa´dan.Gelincikler,masa ve sandalyama, kokular dagıtıyor nefes nefes.Bir bulut ötede,Tarihe damga vuranlar gülen yüzleriyleGüneşe bakan odanın Sediri üstündeler.Mesela, Lenin Mao´ya hararetli elleriyle,Kırdan şehire yürümenin,günümüze uymayacagını anlatırkenStalin, Enver hocaya,neden 3 dünya teorisini ret ettigini soruyor.Marks Yagmurla,Engels Karla sohbeti koyulaştırırken.Hitler, Eva´yla sarayında dolularla kavga ediyorneden Komunistlerekarabasan gibi inmediklerini soruyor bagırarak!Bense içerde sıcak koltugumdaküçük oval cama degen kümülüslereMevsime uyan her şeyi sevdigimi haykırıyorum.
Bahardan sonbaharaKışa yakışan beyazı,uykuya yatan agaçları,Mikrop kıran ayazı..Gökyüzü öylesine uçsuz bucaksız kiOzona yakın boşluktakoca kanatlı kuşa hayret edenlerden bazılarıKoltugunda Patlıcanlı Makarna,Tavuk Söte yerken,gök yüzünde ucmanın“ Allahın bir hikmeti“ demeyibilhassa duyuracak şekilde mırıldanıyor.Gözüm birden bulutlara takıldı,ortalık yavaş yavaş nemleniyor.Damla olsam diyorum,sonraki yagmurdaUnterbacher See ye inipÖrdek ve Kugu sürülerine, dogaya dokunsam.Parkın bereketli ferahlıgındaKeup Strasse nin acılı AdanasınaBisikletli gençler bir agızdan bagırıyor“Rakının yanında şalgam suyuda isteriz”
Pilotlar havanın agırlıgında“Sayın yolcular hepimizin bildigi gibi12 Ocak 2016 Istanbul Sultanahmet Meydanı’nda19 Mart 2016 Istanbul İstiklal Caddesi’nde7 Haziran 2016 Istanbul Fatih Vezneciler’deve bugün yani 28 Haziran 2016 dabirazdan inecegimiz yerde patlamalar oldu.Ölen ve yaralanlar var.Başımız sagolsun“ demezse, uyanamazdım.Neler oluyor?ne anlatıp duruyorum öyle boş boş.Bantlarda yüzlerce Valiz kayıpken.Kapı gerisinde şah,bir halkı, mat etmenin peşindeitin biri, yalana göz kırparakkehren orada burada üzgünü oynuyor.Ay ışıgında acılar yine üstümüze aglayacakVe bense tırı vırı hikayelerle,hayal aleminde kanat süzüyorum.Oysa Kalbi elinde sulu kirpikler,bulut evlerindeYagmuru tutan bay sakala uçupbir araya gelememeyi damla damla şikayet edecekler.Hele,zincirinden başka kaybedecekleri olmayanlarneden üç Maymunu oynar,özellikle bunu soracaklar..
Inönü ve Seyit Başçavuşun omzundaUlusuna hüzünlü Maviliklerden,yeniden seslenmeyi görev bilenSarı Saçlı yı,asker disipliniyle, saygı ve ciddiyetle dinliyor.
“ Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen,vazifeye atılmakiçin,içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! “
Birileri öldürülürken,ve sagır ve ahraz ve körlerde hayathep lay lomlu devam edermiş.
Duydugum kadarıyla,Yagmur ve Kar, bu maymun sürülerini,çamur çaylak içinde sürükleyipderya dibinde mırık edene dek yagacakmış..
Bu topraklar neler gördü oglum neler!Bakma şimdi böyle atıp tuttuklarınaEskidenEskiden derdi DedemHarp yıllarındakurtuluş savaşı öncesi, sonrasıbu topragın dili bir olsada konuşsaOturdugu Sedirden, yana kayıp çök dedi eliyle.Yaz Kış giydigi yamalı çeketin sag cebindenburuşuk peşkiriyle, agzını gözünü silip duvara yaslandıboslukta kaybolan haliyle"O vakitler buralaraTeali Islam Cemiyetinden birileri geldiydiIskilipten,Iskilip aha şoorda iki adımlık yolKılıgı kiyafeti iyi adamlardı..Adımı?Adına Iskilipli Atif hoca derlermiş.Köy odasında uyumadı, tan vaktine dek konuştu.Ellaam,dört kişi vardı yanında..Yaş işte oglum, unutuyok işte.Hoca, gece boyu gözümüze tek tek bakarak,“Ey millet, din iman bitti, kafirler orda burdaeşkiyalık yapar oldu, Ingilizi kızdırdılarYunanı başımıza musallat ettiler,Sebebi Mustafa Kemal diye biritutmuş ingilize savas açmış,Otur oturdugun yerde,sana ne? Sana ne oluyor degilmi?Büyükler varken, burnunu ne sokuyon bilmedigin işlere! !Bu asilere,eşkiyalara ders verme zamanı geldide geçiyor bile.Harp vaktinde oglunuz kızınız ölecekkardeşlerimizin öldürmesine müsade etmeyin.Ben, bu lafları kendimden uydurmuyorumPadişah´ımız..der demezhepimiz can havliyle ayaga fırlayıp,bagırdık!Padişah´ımız çok yaşa!Birden odaya korkulu gözlerimiz doldusöze girdi hafiftenAllah´ın emri, sonra Padişah´ımızınBu bir buyrukbir fermanderdimize dermançarıkları çitiyip yollara düş eyy ahali,Mustafa Kemal hainini vurmaya......Sesi gittikce emrediyorduYunan ordusu halifenin ordusu sayılırHiç de zararlı bir topluluk degildirAsıl kafası koparılacak mahlukat Ankara´dadır.
Mandacılık kötü diyenlere yüz vermeyin,koymayın köylere, taşa tutunenselerinden tutup, kafalarını kesin.Unutman, bize tek yunan yardım edebilirIngilizide güvenin….
Bize daha neler anlattı bu HocaOglum, çogumuz inandıkAdamları yedirip içirdik,aramızda topladıgımız, yün, tiftik deriyi bir Katır´a yükleyipIskilib´e gönderdik.Gittiler, gittilerde dertleri bizde kaldı.Emmim bana,Dayım Emmime,Babam Anama, Dedemse hepimize vurduEvimiz sanki Akrep,Yılan istilasina ugradıbagrıltı, homurtubilhassa sinkafli küfürlekimimiz Mustafa Kemal´akimimiz Iskilipliye sayıyorduk.Irıza emmim tövbe tövbe, cık, cık diye diyeodadan odaya sövüyordu.Iskilipli her seferinde Hilafet ve halifelik bitecekmi?Buna izin verecekmiyiz eyy müslüman?Padişah hazretlerimiz........O Padisah diyorBiz tek agızdanPadişah´ım çok yaşa.. gözümüzden yaşlar geldi bagırmaktan.Odaya sanki sel yürüdü..Aglayan,tepinen, bagıran,Allah seni inandirsin, ortalık kel Ali´nin bagina Döndü..
işte oglum o Iskilipli, evimizin içine ederek gitti.Eskiden el ele verdigimizin kollarından bıdadık.O buraya geldikten sonra.Sonra mı?Sonra Harp oldu.Cephede yaralandım,dizkapagımdankurşun gelirken ayagım taşa takıldı, kaçamadım.Onun uçun topallıyom oglum..Yeni yetmeler, topal topal diye arkamdan gülerek bagrıyor.Gözleri doldu, yana çevirdi başınıPeşkirini yüzüne doladı.Ne Babayigitler öyle upuzun,yan, yüzüstü, sirtüstü yatarakkan akıttı oluk olukTürkü, Kürdü, Arabı,Lazı çerkezi.Kıtlık yılları gördük oglum, çarıklar eskiyince onları yerdik.Bıdadıgımız o kollarla, nasılda sarmaş dolaş olduk cephelerde.Bayragı yerlere hiç düşürmedikDuydukki iskilipli meclisin orada bir çarşıda asılmış..Gavurları yenerken....
lafının arasına girdim,„Dede onlara Emperyalist diyo“-Ne diyo?-Emperyalist-Kim diyo?-O, Mustafa Kemal..-Işte onları onun sayesinde yendikkomadık ne şehitlerin nede gazilerin ahını
Bizler, şavasınan büyüdük oglum,sana iki nasihatım olacak iyi dinle.Vatana sahip çıkın, karıncayı bile yetim koymayın.Ne çok insanımız öldü o vakit ne çok, bir bilsenyetim ve dulların acısında saklı o agıtlarşimdi kim bilir hangi dagın ardındakıvrım kıvrım giden çaylara dökülerek avazlanır?Birde oglum,en çokta hainlere dikkat edinOkuyun oglum okuyunokuyun kidünya temiz, dünya güzel olsun..Dedem, gözüne duran yaşı peşkiriyle sildibogazı kurudu, iki yudum su içiptitrek sesiyle mırıldanmaya başladı.
Çıktık açık alınla on yılda her savaştanOn yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan.
Betona gömdümElimi,Dilimi, Gözümü.Mayıs´ın ılık Rüzgarında,Penceremde aşkın asi ÇiçekleriBarış çiçeği,Flamingo,Gloksinyalı Tül Perdem,karşı pencerede bir Güvercine el sallar..Gün, sabaha diklendikce,Seyyar Kör Hamdi,Eskici Tombul Naci,Hurdacı Arap Sefer,Tezğah Tezğah sokağı esir alıyor.Bahar havasını yuta yuta geçiyorlar, caddemi!Omuzlarından hayatEllerinden Bayat Ekmek hiç düşmedi!Gecelerine Kasvet, kadeh kadeh doluyor!Muhayyer Kürdi makamındaGayri dayanamam ben bu hasreti,Zeki Müren´den her dinledikcesusarım suskunluguma diyorlar!Bense, damla damla düşerim keskin sirkeme.Küpüme zararlıyım biliyorum,biliyorumda!Ne halt edeceğim, böyle çıplak böyle kimsesiz?Bazen, alıp başımı gitsem diyorum!Kimsenin bulamıyacağı yerlere!Haritada olmayan tenhalara!Kimbilir, belki oralarda şansım açılırdabir sevdiğim olur.Demin seyrettiğim yerli filimdeki gibi!Fırından Halk ekmegi arasınaiki dilim Tahin helvası seriyorum!Tam o sıra,Beyaz elbiseli yalangöz bebeklerime, Kirpigiyle düşüyor!
Hafta sonu Besiktaş Abbasağada,Keman dinletisine, Gitarla eşlik eder bir Ceylan.Gönlümün yosması!Rakımın son damlası!Yere çömelen sarmaş dolaşa,Kanapede Bira yutan yoldaşa!Kadife sesine sevdam yapışsa,Gün doğdu hep uyandık,Stadtlara dayandık, diye bagırabilsem!Ööff Öfff,aşk ne güzel, ne güzel!Siyahımda Beyazımda!
Dün, Facebook ta gördüm seni,sayıp sıvadıklarınla kol kolaGölgene baktım saatlerceel enseli kördügüm resmindeyaşlanmışın,hayat, ensenden tuttugu gibiburuşuk zamana fırlattmış.Gözlerin,tek gözlerin hala güzel ve fena!Bıdıyor, ömür agacımı kökünden.Bakma öyle uzaklardanHikayende kenara ittigin o fırlamabak burnuyun dibinde.Vurma seneleri,gecit vermez ayaz gecelere.Elinde yazma,dilinde agıt, kirli entarenle...Al,sar,tut,kıraç toprak aşkına!Zemheride,Paltom yorgan olsaydı gecene.Kurtlar düze inmedengönül karım erimedenSevdigim, kes artıkküfe çalan bu dügümü, sabah olmadan!
Babam, köyde Çobanların en iyisiydi!Eliyle sulardı koca sürüyü.Ne Toklu,ne Seyisne Çebiş,Kurda, Kuşa yem olmadı hiç!Yazın, sırtını yamaca verip uyur,hışırtı duysaOvayı, Şahan gözüyle tarar,ve gülümserdi Keçede gezen Ateş böcegine.Cemreyi, bahardan önce öperdi,açsın diye Gökkuzoglu ve Çigdem,Şeffaf kanatlı,Melemez ve Altınbaş, havada çırpınır,döllensin Gün, döllensin Ay, diye diye!Dünya o vakit, tek dogum sancısına gülermiş!
Yalama agzıylaKeklik,Arı,Köy Göçüren demez söyleşir,Yani Süleyman dır , kuş diliyle konuşur!Topukların derin su arkındanMalizin Karınca yuvasına, Kürdün mezarından bal taşır gülerek!Şapkasında son aboneydi.27.5.1960 lı Gazete,Oysa Ihtilal daha daglara gelmemişti,ve ölüm haberlerinden bir habersiz dünyada.Yumurtalı dürümle susar, yuttukca dünya içinde konuşurdu.Karaçalıdan yün toplardı Rabbine günah yazma diyerek!Kolaymı koca sürüyü evirip çevirmek?Toz toprak ve Terden,yakası yagdanlıga, koltuk altları beyaza keserken,üst baş, yani Horantanın Asvaplarıayda bir yıkanırdı Sögüdün Bogazında.Yazları, en çok Tırtıl tozlu çalılara söverdi!Tene degmeye görsün,mübarek,Dabaz gibi kaşındırır, Tırnagı bile yorardı!Soyukkuyu aykkabısına, Bıtırak sıvandıkca,Kesik saplara kan bulaştıkcabirde davarın kuzulama vaktine, etmedik laf koymazdı!
Cıbır vakti, ince agrılar yürürdü karnına!Bir gece,10 Yayma Yün ve tiftigini çalmıştı,Pöhrekli Hasso ve iki ev ötede ki Yanık.
Kırk sene oldu dag Taş gezeliNe dügün gördün nede güzeliOmzuna döktü dallar gazeliGiden ömür elinen tutulmaz
Sevdigimbirtanem,eski hikayem, ruh-u revanım!Ne oldu bize böyle?Kim düşman etti ikimizi, kiimm kimmm?Fukaralıgımız ortak acımızken?
Zaman Tuneli var diyen, seni fena kandırmış!Kimseye ekmek yok uzak geçmişten!O eski vakitlerde;Ne Televizyon,Telefon,Fax,Uçak yoktuDizanteri, Tifo, Verem aşısı da!Tansiyon hapıImplant, böbrek nakliBilgisayar da!Niye karıncalandın şimdi, durup dururken?
Sana bir hikayemi anlatayım.Birkeresinde yataktayım,Sabah oldu olacakdöşümde bir şey geziniyoraçtım yorganı yavaşcayedi bogumlu, kara bir Akrep!Tamda Kalbimin üstündeGöz göze geldik, dona kaldık akan zamanda!Korku terine serili ölüm, ne soguktu öyle!Aklımdan, ezip öldürmek geçti!Saniyenin içinde bir anmış vademiz!Bak, neler oluyormuş hayatta hacım!Oysa ne çok ortaklıgımız var seninle;Antep te,Urfa da,Polatlı, Çanakkale de.El ele vereydik nasılda sogurdu dünyanın ateşi,uzardık Selvi gibidikine dikine, dümdüzTatlı dilli güleryüz!Niye gönül kapında bekler, insana olan sevgin?Alsan içeri, öpsen yüzünden gözündenoturtsan başköseye,çogalmazmıydık muhabbette, saygı ve sevgide?Geceyle gündüzMevsimler kadar!
Haa, Akrebi ne yaptın diye sorarsan,birşey yapmadım.Birden durdu ve kendi kendini soktu!
Yorma bizi, germe bizi imanım!Bin yıllık kalbinle,
Dagınık odadaAcem halısı,Kanepe,Taburelerve çerceveye sıgmayan resimleregri bügrü ne çok ben..Gece ne uzadı öylesokak lambası dibindeit gibi titriyor donuyorum,sahipsizim atkımla.Koca şehir hala uykudagönül fidelerim donuyor bir birgörünürde bir umutne yagmur yüklü bulut var.Çoktaaan ayrıldı taş topraktan.Agzıma geleni verip veriştiriyorum.Topragın su hasretine, birde sebepsiz gidenlere.
Transparent Perdeli bir evdekadife eldivenli bir kadın, loş lamba altında,takılar salmış gögüs arasınaojeli tırnagı,Kristale hoyratca dokunup, yutuyor%14 lü, der "Romanee Conti"yiŞerefe,zum Wohl,Cheers, Sante! ! !
Velhasıl,Deniz`li Battaniyesikoltugumda, Bursa kumaşı Hasır yastıgımlasabaha kapalı yollara inatuzayan gölgemin peşinden,Tene hasret, ay ışıklı yürürümyorgun ve umutsuz..
Hani otursam derim, Pencere dibine,sevdamın Ay ışıgı üstüne düştügü vakit..Özlem ne tuhaf hastalık öylegelir tene serer kendinisonra bulutlara ev yapar duvarı güllüademoglu kaşını egseCana tırnak inerçizer kendini tövbesiz iki kadehteyatak yorgan bir gözde hapsolur,sallar bedeni.Söyle gülüm söyle, kim ister vuslata Sonbahar insin?Şarteller ömrüne öyle tersten inerkisöner vucut şehrinde ışıklarVe geceye düşen yaşlaryastık altından ölesiye bagırır, bagırır, bagırırve olmadık bir saatte, olmadık şeyler ister.Mesela,Canım, Can Erigi çekiyor dedirtir, Zemherinin ortasında.
Dilsiz kamaratı punktuna getiripihanetini yedi ilk insan.Korkular sıgmazken GüverteyeMahlukatlar bir öglen sıcagındaTahta delik, açık Lumbar kapaklarından daglara kaçtı.Kunduz,Kirpi,KöstebekEn çok Solucan ezildi ayaklar altında.
Yıllar sonraPeygamber Obasından,uzak Kıtalarinsan ve mahlukat dolsun diye çekip gittiler.Geriye dönmek haramdı suçtu,
Çogaldı mahlukat,çogaldı insan.Günahkar silik yüzlü gölgelerŞehrin bol yıldızlı OtellerindeAmerikan el yapımı Crazy hörse deri çanta ceplerindeihanet ve ödülleri taşırkenGizem içinde, planlı korkak sessiz,haincekirlenmiş ellerindeki naletli öfkelerinikutsalın karnına gömdüler..YIL, 17.7. ikibin onbeş.
Dumana durdu yer,gökToprak yanarken Kavurga oldu EkinlerÇam agaçlarıilktir yaprak döküyor Temmuz da..Ateş böcekleri,gövdelerini yakıyor ve korlanıyor yavaş yavaş
gecelere ışık saçarak kaçsın diye Yılanlar..Karıncalar, Atsinekleriyletarifsiz tedirgin ve korkudalar..Yarasa sürüleri,Örümceklerle Arklara su taşıyor ögle vaktinde.Bir yandan Gübre böceklerigöz yaşlarını toplayarak Salyangoz unbayır aşagı salıyoryedi bogumlu Akrep yuvalarına.Gök yüzünde Sinek kuşları Kaya Kartallarıyla gagalarında su taşırNuhun Güvertesinden aleve,acıyla baglanmış Tilki derisinin kiyamet gününde,yerin altında,üstünde,havada asılı kalan tüm seslerOvadaki Tanrıya feryatlı“Biz hayvanları yarattın dalakin insanları ne diye yarattın? "Utanc duydu hepisi,ortak gemi yolculugundan.. Bir rivayete göre Laşing öyle saglamdı kion gün metre oynatmadı güverteyeonca Kasırga lı gecelerdeYedibin Beşyüz yıl önce..Sudan gelen,bunca mahlukatın dogum gününü vurdukör,çolak ve parmakları kesik Kerbela düşmanları..Damla suya hasretken dördüncü katmanbakarak yok oluyor Adem soyu"endişeye gerek yok,yanan nasılsa Cudi“ diyorKeklik eti içinMeist Empholene Implantat Klinik tedişlerini bileten yosma…
Peygamber dagına aglarsınacıların burgulansa ne yazaröyle geçirmez kolaydan,betonlu taş duvarçarparak düşersin boyuncaProjektörler dibinde gezen,gölgesi uzun,sahtekar sakalın ayak ucuna..
Konya Ovasında gökyüzü, uçsuz bucaksız gibi!Toprak, taa bin metre ötedenkendine gömülü yumurtayı, görecek kadar düz ve bereketlidir.Bahar gelmeye görsün,Kadınlar, Tuman üstü ÖnlükleriyleKomşu tarlalara, Çentelerinde azıklarlaYemlik,Cırtlık,Madımak toplamaya çıkar gün dönümüne dek!Herk vakti,Pulluk,Karasaban,Traktörler Ovanın karnını yardıgındaYılanlar,Fareler, Börtü böceklergeç kalmış bahara söverkenLeylekler, agır adımlarla meydan okur herkeseAyrık otlu Keseklere basarak..
Koca gövdeligözü gagasına yakınAli avazlı Semahın Sultanları,üstündeki ölüm bulutlarına aldırmadanuçup gider Obalar üzerindenBıldır dans edip Cem durdugu, havzalara dogru.
Yazın kavurucu sıcagında,Bozkırın, egri bügrü çatısız evleriniGedavet rüzgarı sogutsadaYamacın Şarap üzümleri, kumlu yerlerde, çoktaan yetmiş bile!Bag evleri huymalık gibi, dagıtmış birileri yine gece gece!Saçayagı,Maşa,Tencere ve kalaysız kaplar, kapı önüne rastgele atılmış,kullanılmaz haldeler şimdi.Tavus babanın, Meram baglarının birinde.
Gök,içinde karardı!Vuruyor kendine,gürültülü Sarı zikzaklar, uzaklarda bir yerlere iniyor.
Kurumuş otlar havada uçuşuyoryagmur öncesi ince hortumlar içinde.Telaşa çorak dam üstlerinde,oradan oraya koşuyor Kalekışla´da!Tumanlı kadınlarSerili Hedikleri, naylon,kilim ve çuvallarla örtmenin derdindeYagmur öyle cöktü kiSanki gök delindi!Ortalık gerildi!Şimsekler çaktı!hava karardı!Deli Hacca korkudan, gözünü kulagını kapattı!
Bugün,istismar edilen iyi niyetleriminaslında son kullanım tarihiydiçok yordun beni, kötü kullandın.Korkuların kendinden geçinceönüne geleni kırıp dökerdi.Laf dinlemez gönül agrıların,omzundan ince beline yürürdü..
Bak ince bel dedinmiorda biraz durmak gerek..Kartal kayasına yakın biryerdeKalekışla´daSu birikintileri,Taş gölgelerinde küpe çicekleri,Domuz sürüleri,Kurt,Çakal,Tilki ve KekliklerMeşe,Çam,Gürgen ve Ahlat duldasına sıgınırdı.Yılanlar, günün harlandıgı vakittePalamut Çalı ortasında aç susuzçatal diliyle üstüne insede,çekinmeyeceksin, çıngıraklıda olsa.Yani, Dagda aldırmayacaksın hiç bir şeyeÇakal dan, Kurt ulumasınakaçak odunculara kadar.Takmıyacaksın hic birini.tek dostun, Gocuk yada Abanda olsa.Gecenin saatinde, kan uykunda solun irkilse bile,çekip vuracaksın vesveseyiKorkun inerse geceye, yastıgın tüyden olsa ne yazar.Hışırtılar dolanır ayagın altındabastıgın Kayalar bile olsa.Karanlıgın o vaktindesesler tok,gölgeler uzun olurDolunay gecene indiginde.Her Çalı bir adam olur gözündeHepsiyle ordu kurarsınsıgdıramazsın dere tepeyeve çömerek kala kalırsınişe yaramaz Komutanım diyerek.
Açlık karanlıkta,korkuya rest çekerek dolanırO, hep vaktinde ve kimsesiz yakalaren gülen haliylenefsine yenilen aşkları,diz üstü.Derlerki,ölüm bile MAHLUKATIN gencine aglarmış.
Bu gece,Istanbul´un Neon lambalı,Hicaz Taksimli meyhanelerine, tövbesiz dolacagım!Ne çok içmişim öyle,it gibi!Ellerim titriyor hala, çekilmez yorgunlugumdan.Kurtlar sofrasında oturup,geceye dokuna dokuna kaybolacagım, heberin olsun!Şehrin, arka karanlık sokakları,Kırmızı Mavi tabelalarla dolu.Pavyon ve Kerhaneler,güne tersten başlar sessiz sedasız.Bilhassa Rus ruletli.Caddelerde bir ugultu bir homurtu,ne çok insan mutsuz, gece gece!Hayaller, kaldırımdan kaldırıma vuruyor kendini!Her Seher vakti, öyküler dogar kozalarını dagıtarak!İlk bizim hikayemizdir,Çöpcülerin süpürgesine takılan!
On metre ötede,Gölgesi uzun, saçı başı dagınık esmerBir eli karnında,omzu duvarda sürünüyor, iki büklüm!Sokak lambası dibine çöktü birden!Ögülcüyor, ayak bileklerinden tutarak.Parmakladıkca agzını, Cigeri kopacak sanki!Elim omzunda“...zehirlendinmi? ne yedin içtin gece gece? “..Yemedim, yemedim birşey!Yuttum birini!Şemsiye hesabı açıldı, içimde.Yıllardır bogazımda asılı, çıkmıyor hergele!Elinin tersiyle, git başımdan diyor!Alyansı yarı firari biri!Kot Pantalon Deri Çeket,kir pas kusmuk içinde!Sabah aynada kendini öyle görsekesin evde hırsız var diye, polisi arar!
Fersiz,dagınık,Islak kara gözleri,savrulup sol yanıma düştü!Sahilin olmadıgı aşk kokan gecede,gecenin şahitliydi cebime doldurdugum!
Karşı meyhanenin birinde,Aynur Gürkan,Neset Ertaş tanYine bir hal oldu garip gönlüme diyor.
Dikile kaldık öylece,karın agrılı ve sarhoş,Beyoğlu'nda
Kadın, hele bir ögrenmeye görsünGüneş secde dururAyaz kesen su dibinde Yosuna!Coşa gelir çorak Tarla .Bire 40, bire 60 verirBugday, Arpa Yulaf!
Ben,Kutupta ana,Kabilede yar,Cephede Şerife bacıAnkara´da tozaklı Gelinim.Aldanmayın tenimde açan renklere!
Rahme tohum yürüyende,hayat bizde başlar.Içimde büyürsün Gün Gün, Ay Ay!Ilk Göbek bagımdan konuştun en Melek halinle!
Cübbeli yavrum, tutma nefesimden.Efelenme iman adına,bilir bilmez!Unutma, ben senin ananım!Kastetme canıma, çalma mavimi koynumdan!Ergen agacınımı tuttun bilmiyerek?Her dalında onca acı, agır gelmezmi omzuna?Güneşimi çalacaksın öylemi?Cenneti ayagımdan çekip, kalem kıracaksın haa?Vah ki sana ne vah! !Oysa ölüm çizen o parmagını,yanagın her omzuma düştügünde öperdim.Anasının kuzusu, birtanesi bebişim diye!Ne oldu sana, kim yükledi onca vebali omzuna?Hain hain, sinsi sinsi dolanmanda neyin nesi?Çolak elin, gez göz demir üstünde gezse ne yazar!Analar korkmaz oglum!Sevgimden vurabilirsin, arpacıgı iyi kestiysenhadi bekleme, yaslan tetige abaannn!Bilirsin, Sütüm haram olanı kolay unutur!Sanma ki bende hayat bitecek!Analar ölmez oglum!Her zerremden, yeni evlatlar dogacak gün gün!Dünyanın düşledigi özgürlükler için!
Kadın,evden sokaga,sokaktan mahalleyeve şehre varırsaogula kıza, Güneş dogacak.Kadın tarlada,bagda,dagda, evdeikinci,üçüncüyanigeri kalmanın acısında ne çok köle.
Özgür bir dünya için,Sınıfa önder,öndere kavga şart.Ülkede her sancı, bagımsızlık taşır,Tarladan harmanaüvendereden nodulaYani, acıyla uyanana,Bak, bu devrimdir işte!
Duy, bak Sakal ne diyor!'Ana, bacı çocuk da tahrik unsuru durdişiyse eger..Altı yaşında bebesin!Yani yetişkinin çeyregi,senden dört tane alırsamtopunuz, bir büyük olursunuz..
Kaygı ve korkularımdan,buz kesiyor odambitkin, halsizim sabahaGecem yastık altında geçiyor.kollarım dökülüyor ellerindeOysa döşüme inen hayat yumrugu, en kalın notadan bagırtır"çocuklar olmasa, dakka durmam burdauzaklarda bir ev tutar, geçinip giderdim halimce" diye..Belki,adamın vurdum duymaz hoyratlıgıbaşına yaşıyan haliydi enseyi karartan.Sabah daireye varıncakeskin gözlerdensokakların üstüme üstüme gelmesinden, bıktım bıktım!Kendimi kötü hissetmekten aklıma pis şeyler geliyor,Allahımmutsuzlugumu gittigim her yerde bagırmak istiyorum.herkes duysun diye..Gerginim her şeye gülüyorumDairede şevhette gizli sesler,masama masum dosyalar içindeBüyük Adalı Selami´den,Palamut hastası Mevlüt´e kadar,bilhassa, bok püsüre gülen Erol´un“Güzelim, senden iyisimi var,Allah gülen yüzünü soldurmasın“ a"Amin" diyorum,kırdıgı kalemine bakarak.
Büyük Kız, Üniversiteye gidecekmasraflar da büyüyecek kar topu misaligüya bogazdan kesip biriktirecegim“yama tutmuyacaksın Hülya“diyorum kendimeErkekligine toz kondurmuyan heriftek geçiyor Sıvışmayıelini, taş altına sokmadansaklambaçlı gezer,Ay tül perdeyi tutana dek.Vesveselerim öldürecek benidügün salonunda, yada Resim sergisinde.
Şubat´´tan beri,fırlayarak uyanıyorum gün gün.Vayy be, Cuma günü tam 30 yıl olduhala bahar gelecek Pencereme!Büyügü okuldan atmışlar dün, ne yaptıysabir kez olsun merak edip, peşine düşmedi bu herifbu kız kiminle düşer, kiminle kalkar, ne yer ne içer diye.Yavrum,eve döndügünde aglayarak girdi içeri,nefesim gitti sandımkan ter içinde dogrulup“ şükür rüyaymış“ diye okkalı sövdüm, ilk defaÜrpertim Zemheri den beter,Midem, acılarıma kan kusuyor her sefer
ölümüm, belki bu ani sıçramalardan olacak.Ateş vurgunu,vadeli,sıralı ataklarıma gücüm yetmez oldu.Kızıyorum kendime"damla Rakı, senden cesaretli pis korkak" diyerek.
Parklarda,Kanepe Kanepeyalvar yakar, gülen yüzlerden, gözlerden"bir dost eli" diyorum.Sagırlaştıran o seshavada horhor fonunda peşime düştüKulaklarımı, yüregimi kapatıyorum.elinde Anahtar geç vakitte,kapı dışında şangurt şungurtlu gezen düşüncesize.Öfkem yollugun üstüne indigindeisyanım yüregimde acınacak hale geliyor.Rahat bırak beni, lütfen rica ediyorum!Deliksiz uyumam lazım bugün,yarın,hergünüstelik çalışmak zorundayım.Ekmek,Katık üst başta lazım.Yarabbi yardım et,mucize olsun hayatıma dair ne varsaBugulu cam ötesinde ne olur bayram olsun,olsun kiGüneş´e baka baka hayal kurayım..Mesela karlı bir gecede, köy yolunda arabam bozulsabilmedigim parçalara, aptalca dokunarak tamir etsemYa da halay sonundan tutup,tersine hotlasamDavul, Zurnanın kasnakdaki solugu,ayaklara ritm verse bayrak üstündeki Elmaya bakarak.Ne bileyim,uzak doguda Kargo uçagından inipShangri la Hoteline ugrasamuyumadan önceTekirdag Gold Servisiylebuzullardan,EkvatoraKanada göllerindekutsal inek karnındasarhoş dolansam diyorumdiyorum dasanki bilmiyorumDünyamın, Bozkırdan ibaret oldugunuister köy say, ister Ankara, Konya.Hayallerim nefes almadan ölürkenÖgle vakti Güneş´im batarAgustos ta Balkona kar yagarCam gerisinde Ustra ellinin ölüm kokan nefesindesoluksuzun biriyim..Ne oluyor böyle?Alt üst oluyorum her gece..Gülmem bile birine baglandıBeklentilerim yedi kapı gerisinde küt gibi
Islak ellerim,büyümüş korkularımıyaş bezinen bir vakit,silip atsam diyor.Nefret ediyorum Telefonlardan,en kuytuda saniyede sorguluyor, nerdesin?Ferim niye bitkin? Anlamıyorum Kimya dan,Matematigin bilinmez denklemlerinden.Sorunum ne? Kalabalık kimsesizligimmi?Kokusu şehrimi vuran,Su kenarında Kurtlara yem olan leşim mi?Lütfen biri bana nasihat edip akıl versin!Güvenceli işim yok ondan olabilir mi?
Yok, bu öyle yenilir yutulur gibi degil.Bazen gece boyunca,kafamın içinde uzun Metrajlı Filmler çekiyorumYıllarca Halı altına süpürdüklerimin, körüne inandıklarım adınailk sahne Otel odasında,Komut geliyor,Kamera!Yalaka bir erkeksevginin ardından buketli dolanırkenSahneye Temizlikçi girer,boş vaatlere tükürerekçarşaf, havlu, yastıkyüzü ne varsatoplayıp, Makinaya doldurursayıp söverek, titremez eliyle“hepinizin canı Cehenneme pis varsıllar” deyipSifonu çeker..
ikinci Sahne,Otel odasıKamera!Ayaklarım titriyor sahneye girerkentemizlikci yanımda ne kadarda dik!imreniyorum bende olmayan duruşunabirden korkularımdan tutupGardoraba asıyor tınmayan yüregiyle.Film bitiyor yavaş yavaşGece, perdeden odama inerkenKarıncalar elime koluma konuşurak yürüyor."Biriken notların zamanı geldigeri dönüşümsüz Aktenvernichter e,Seherin bilinmezinde,Yarasalar,aptal Planıma diş atarken doldur gitsin" diyorum.
Cüzdana hapsolan korku,kaygı ve endişelerimkoro halinde kirlenmiş Dünyadan bagırıyor..
Gözüme, Karnıma Deniz tuzu doluyorkalbim çökecek birazdanölüm üç adım ötede duyuyorum.Su üstündeki kimsesizligimde, acılarım çırpınırGönül Lodosuma inat,Gemiler, Liman Liman Salomon efendiye süzülürTuhaf şeyler oluyor buradaher sabahKayıplar, listelerle beraberGüneş dogmadan çöpe atılıyorKütüksüz,gölgesiz biz çingene suratlılarınha var ha yok misaliyle..
Heyy anam hey,burda ölüm gülüme dost olmuşta haberim yokNe tuhaf ya, sular bile gidipte gelmeyenegelipte görmeyenesürat teknelerinin geceden kalma şarap kokusunda aglar.
Nemlenmiş havada tenime,Meyhane kokan bu sahildeÖlüm numaramı kefeneSıfır Sıfır diye yazdılar
Agıtlarımı gece boyuncaKöpek balıklarının karnında gizledimboşa merhamet beklemişim, kör gözlerden.Dalgalar bile el kadar bedenimianne şevkatiyle gıdıgımı öperek,usulca karaya bıraktı.Deryayıda Kaptanınızıdadamla gözyaşımla bogardımda,vurgun yedim gece boyu Pervanenizden,Ey dünyalılar, agıtlar yakmayın arkamdanBir nefesmiş bana çok gördügünüz.Anne, yanlızım buralarda şimdiMerak etme ne olur,Martılar bekliyor ayakkabımı yüregimi,susan dillere inat.Bugün anneler günü,demet yosun verecektim, elini tutsaydım eger.Göz bebeginden sakındıgınciger parene,bu körpecigine,dokuz aylık tekmelerim içinhakkını helal ethelal et ne olur..
Degilmi ki en babayigiti o kadar yaşamazöyleyse bırak hesabı kitabıgöz kırp tarihe,saymasın bunugece gönül pencereni açıpBagır dokuz bogumludan,sessiz sularaSeni Seviyorum, eyy kız kulesi..
Ne çok ve kolay ölüyoruz!Keşke büyümeseydim diyorum!Git gide çogalıyor Musalla Taşları mahallemde!Analar kanat takmış acılarına,uçar firgatları sonsuz maviliklerde!Gönüle Merhamet,Tohuma Bereket,hep Semaha duran Turna´lardanmı inecek?
Itaat yarışının Teslimiyet kahkahasıElleri göbeginde, dilleri dişlerindeOdadan Odaya,Duvardan Cama,Mutfaktan Tabaga,Maşrapa MaşrapaOrkestra şefi içinKoro halinde tek agızdan ölüyor,Kanunun karar perdesinde!
Öyle bir toprak ki bu,Elin degse bedenin yanar!Aht ettik!Yaz kenara, unutma!Garip kalmıyacak acılarımız!Yüzü yitik,Merhameti bitik,o emri mutlaka bulupSaklandıgı Karınca deligide olsa,intikamını alacak Dicle,kardeşininyani Kızılırmakyani Fırat´ın!
Oyma koltugun, ayak ayak üstü Misafirleri“BOP und Angriff auf Syrien ” adına.Kaderini hesapladı bölgenin.Son Asker döndügünde, ne kadarı ölecekti?5 Milyon diyor Sarı adam!Varil de Petrol, Boru da Gaz için!
Lordlar Kamarasının,“Dear Sir ve Lady“leriEdward Elgar'ınLand of Hope and Glory la loş ışıktaVakurlu ValztaThames Nehrine agıtlar yakan Zencilere sövüyor!Bir eli masa altında şarhos dolanır,kekremsi Kırmızı acı, Cheers li havada!Efendiler, bilmemezlikten geliyor,Ateşin Ateşle sönmüyecegini!Bagdat´ta , Şam´da , Ankara´da,Bagları bozdular vakitsiz,Şirefitlerde Üzümleri Salkım Salkım, tane tane ezenler!
Uzaktan Abiler gelmiş!Pelsinvenya, Washington ve Londra´dan….Ruhsuz dünyalarına yeni Tadlar için!Işbirlikçi, Toprak dagıtıyor Kuşa yem misaliYemin etmişler bir agızdan,kimki öne dura,Kellesi vurula!
Hedef gösteriyor Babalar!Rasattepe yi, yani Anıtkabir i!Hazırlık yapılsın,“Zamanı geldi, Kibrit suyu dökmenin! “
Bunu duyan Ahali,Bagdan,Dagdan,Fabrikadan, şöyle buyurdu!Bizde bir laf vardır efendiler!Kulagı olan iyi duysun!“Kıçıyla inatlaşan, sonunda donuna sıçarmış! “
HAYIR etmek gönül işi diyor dedem,Vakitler hayrola,Hayırlar fethola,Şerler defola!Hizmetin kabul, muradın hasıl ola,HAYIRLAR HAYROLA!
Kar ve Buz sarkıtları gibiler!Kimi hangi günaha düşecek belli degil!
Zaman ruhunda mumyalı, bay Lastikli Don,Öfkesi sırtında, şehir şehir geziyor.Aklı başında degil-miş, miş miş! !Haneme gün görmedik acıları taşırken! !
Yavrum, mumyadan anlayan varmı?
Olmalı, hele biri mutlaka, mutlaka!-Sen! Uykulum sen?+Ben!+Ben, ölüm sessizligindeyim,niye biliyonmu?- Niye?+Vakitli vakitsiz neler neler dediler!*Adem den olma Havva dan dogmayız!* Herkes Allahın kuludur!*Yaradanı severiz, yaratandan ötürü!*Dinimiz hoşgörüyü emreder!*Allah affedicidir!* Tüm dinler haktır!*Bana kul hakkıyla gelmeyin! ..
-Evveliyatımız, Ademmiş! Iyide, yaradanı severken nasıl becerdin bölmeyi? Allah affederde, sen affedemezsin bayım! Ayet yokken ortada, Hiristiyan ölsün dersin! Deme imanım deme! Dört kitabin hepside HAK! Hak dersin, şirk koşarak Kulluk hakkıma tüküre tüküre!Cananı yutarsın, Canavar misali! !
1923 ten kalma, eski tüfek DedemTopragı bol olsun!Don tutan Aralıgın son demindederinden destur diyor!„Yavrum, gün beklenecek zaman mı?ne duruyorsunuz?Git söyle AhaliyeBir olun, diri olun!
çok olun,el ele, can cana, yan yana!Bu zulüm, kızgın adamın hevesi degilTilki hüneridir bu!
Evlat! git o göt korkusu olanlara deki!Milyarlar, burda sus pus uyuyor!Koyun koyuna!Hepside gezip tozdu!Davar,mal güttübagda üzümTarlada ekin, ovada BostanMevsimin yetirdigi,Zamanın yitirdigi!şarap,Rakı,Tekirdag,Papaz Karası da yuttu kimimiz!
Ölümden korkma yavrum!Ölüm haksa,korkuda neyin nesi?Sakın ola Ceddine sövdürtme!Inönü, Dumlupınar da boşa yemin etmedik,bagımsızlık karakterim diyenlerle!
Yanan Mahalle degil, memleket yavrum memleket!Birşey deyimmi?Saçını tarayandan korkma!Gece sogunu öpüp ortada gezenler“Laf etme omzuma, kalçamaSiz, esas korkuyu evde besleyene sövün! ! ” deyipKayboldu Ruj, Parfüm kokulu gecesinde! !
Mekanı, zamana yaz!Sarı saçlı mavi gözlü az..Arama madde maddeCadde cadde! !
Gidecek yerin mi yok!Evin hapisten mi beter!O vakit, geri yanını kolla!
Bak yavrum! !çanakkale´de anlım dik öldüm!Yani senin,yani onun, hepiniz için!BalıklarınKışın kıyametin,donan Kedinin,aç KöpeklerinDalda Serçe
Bacada LeylekKesekte solucanmahlukat onuru içinve Sögüt ve Kavak ve Ceviznefes alan herşey için!
Yüregini avcunda tutarakKapı kapıSokak sokakMeydan meydanşehir şehir gez,de ki zordayızsayki gün tutuldu,Tırnak Taşa degdi.Kalma geride kötü Oglak gibi!Unutma, sadece güçlü olan gülebilir!Yekten deyim oglum!Yüregi dönmeyinin Bilegide dönmez! !Kol dönekiZemheri ortasında bile, Ülkeye Bahar gelsin!
Biz küçükken,Göz yaşı ve sümügümüzü,neyinen silecegimizi bilmezdik.Kirli yamalı kazak kolu,Küllük harmanlayan elimizbirde cebimize hiç konulmamış,beyaz Peşkirimiz vardı.Ne utanırdık yoksuluktanyalanlarımızı, saklayarak oynardık!Davar izindeki o capcıklıga,Dügünde Köse maytaplıgına tebessümüz düşerdi..Salafat yarışında höykürmelere, ne gülerdik öyle!"Hey huluma hulumasu doldurdum tulumavereceksen dogru salafat verKöpek gibi uluma!Diyelim Allah Allaaah verelim Muhammed Ali´ye Selafat! "….Kardelen sonrası topladıgımızKiskiçli Çigdemin,Tereyaglı Bulgura karışıp, yufkaya serilmesiydi dünyamız..Umutlarımız,Kaf dagında yeşersin diyePencere Damına inen Kar Ayazına inatKöy Odasının, Kuşburnu çaylı masalındaZümrütü Anka´ya rüşvetimiz,Gak deyince Et, Guk deyince suydu!
Kerbela dan imamlar gelecektiçatal kılıçlı babasıyla.Boyları kavak kadar uzunkolları Sögüt dalları kadar çoktu.Dogruyacaktı yoksullugu!Imanımız gevredi beklemektenne çok göz feri tükettik binlerce yıl.Meger,Etten, Kemikten, Kandan ve Sinirdenmiş herkes!Din din diye, helal lokmamızı istifledilerfilo Ambarlarına geceler boyu!
Karanlık odalardaacı ve yoksullugumu büyütmüşüm!Tırnak izlerim var hala,isten sararmış Kireç duvarların döşünde!
Ben iç çektigim acılarımı,tuzlu sularımdan tanırım birtanem!
Elmayı Cenette,Ayvayı Dünyada yiyen Adem!Kovuldun oradan!Dövüldün burada!Aç ölenler,Tok olacakmış!Elma´nın yasak oldugu yerde!
Komşum Hans sert KatoliktiMahalle Fırıncısına küfrü,Avurdunda saklayarak söverdi!Ekmek alan her çocuğa“Evladım, anana babana selam söyle ve de kiHz. Musa Kızıldeniz'i ikiye böldü“.Gel git zaman daHerr Führer,bir Pazar Ayin öncesindeKolu kalkan Uçak gölğesinde,Yehovanın şahitleri kadarkarelere böldü Simon´u!“Cesedi o Nehire atsam“ dedi!Papaz güldü!Din din olalıZenğinin arkasında Yamaelinede Kama oldu!
Su üstündeŞehirden Ada ya yürüdükceDerya hop diye içki olurdu!Ahali yuttukca Şarabı, Baykuşa oy verdi!Kuş bir gün, felsefi laf etti!“Elinde ki ASA Yılan oluyormuş, öylemi? “Değnegi yere attı !Piton tuttu,ve Kuşu yuttu!
Yanğın içine daldı, harlı havadaCırlavuğu eriyebilirdi,Bastığı yerde, renklerde ölebilirdi.ilkin dumana indi gölğesiAteşe düşen Ahunun gövdesi,önce közü tuttu,sonra susuz yuttu!uyuşunca diliyere kapandı!“Kurban oldugum, hikmetinden sual olunmaz”” diyerek
Ucsuz Bucaksız Sahrada,Aş Ekmek,Su yoktu.El Jamal kimsesiz ve yoksuldu!Kaya içine elini sokup,
Deve çıkardı Taşın karnından!Böyle anlattı bize özel Mülkiyeti!
Ben Tarihim,masallar getiririm uzak yollardannesilden nesileDeveden, AtaşaYılandan BaykuşaElmadan Taşaölsün diye yoksullar!
Evvel zaman içinde, Kalbur Saman içinde, develer tellal, pireler berber iken…. birvarmış bir yokmuş! !Masal dinlemeyi seven bir Halk varmışMezrada BuğdayAhırda Samaniçinden gecerken isli pisli şeylerSobada boruymuş!
Menekşeler, Düven taşı arasında,Bir bir yolundu Kanyona bakarken!Buguda hapsoldu gizli sevdam,Türkan Soray´ı anlatamadan!
Öfkem,tehdit ediyor bak,Acımın içinde ki bıçagı!Yırtıp alacak sanki, sol yanımı,çareme tek laf etmeden!
Kardeşlerim!Ögle vaktindeyiz,sarardı ekinler,otlar,Kiremitleri Fabrıkanın.Aylardan Agustos, Güneş tepeye diklenmişsarısı çalınmış cenabet yaşama hala gülebiliyorsun!Nalet olsun yüzüne emi, ele güne rezil olduk!Iyi geceler, kan uykuda sizlere,şöyle böyle yaşa diyenlerehorultudan, genirmekten öte ne dediniz?Mevsim Aralık, vakitse kış!Soguk, sokagıma indi!Neden eliniz yok?Gündüzün vurulupgeceleri aglayan,siz, eveeet siiiizzzzhasreti yetim kalmış sokaklargel üstümeGel de öpeyim alnından,Marx tan,Deniz´e kadar.
Toprak Küplere, Bakır Gügüm ve BakraçlaMey taşırım Sonbaharları..Kara üzümün cöpresi kaynamaya görsünbahanelerin, gönül koymalarınArmutun çöpüÜzümün sapınede gazeteye sarılıçakma BOSS lu yoksullugun kalır..Hele, maşrapa maşrapa dök can kafesinenasılda gerneşip uzarsınunutursun bir birBakkala, çakkala borcunuKör Agop´un salaş meyhanesinde kiKeman taksiminde..
Maden suyunu kapmış Yetmişlik hergelebalıkla yaslanır çilingir soframaAnılar geç vakit peynir tabagımdakirpigime ötelerden beyazla dokunur.Ormancının gür yeleli atınıKurtlar, kış vakti nasıl yazıya indirip parça parça etmişti35 yıl önce bu gün,şairin dedigi, yolun yarısındaNeler varmış neler, unutamadıgım!Gam kasavet orta yerde takmazken kimseyiMeyhaneci Vasil abi, yaşına başına bakmadanGönülleri öpüyor tuzlu suları silerken.
Gülmenin ortasındayım,Agop!Su, Rakı sesinde kaybettin hüznümü gece gece..Yıllanmış muhabbetime Sandalye atıyor, Ömer Hayyam.Karaltılar girip çıkarken kapıdannefesler dumana çalar bu vakitgidenler,mekanla göz göze geldigindetürküler mırıldar unutulmuş aşklara..
Sökük çeket altındaki Ney´iyleBıyıgını avcuyla düzeltipgeç kalan Faytona söven Neyzen,“Sıçtılar memleketin içine“ deyip, çöktü masaya..
Mezepotamya yım ben,uçsuz bucaksızım, iki kaş ortasındaZagrosdan fışkırır sabahlarımÇölde soluklanır gecem.Ele avuca sıgmaz bir yigittirGüneydogumda Anadolu.Bebekligimi emzirir kar sularıyla.Toroslardan Basraya düşerdolanı dolanı Dolunay..
Mezepotamya yım ben,bereketin ortasındapis bir yoksulumCennet sofrasındanaglayarak aç kaldırıldıgımne ilk nede sondur..Sümerden , BabileAsurdan Elamlara!Bende mevsimya bahar yada kıştır!Sonbaharım yaz üstlerinde ölür!Kelebek ömrüdür burda hayat!Eşkiya dagdan mavzerle inerceberutun Ovasınaavaz avaz,tek agızlı bagırırlar,TürkümArabım,Kürdüm, Persim!
Mezepotamya yım ben,Cemre suya düştügündeÇicek özünden ballarıÇam dibinden KehribarlarıOglum FiratGelinim DicleKar,yagmur sularında taşırŞattü-l Araba aşk ile!
Mezepotamya yım ben,Donuyorum onca ateş ortasındahüzün döken bulutlaryüregimin yangınını nasıl söndürecek?Söyle eyy sonsuz dilsizligim?Bu aglayan kan, nereden geliyor?Susma, cevap ver kesilmiş dilim!Suçlu, kim, kiimm?Hangi pis el, avuçluyor yüregimi?Nasıl bir kindir bu,kalbimi kanatarak geçiyor?Kabil mi serpti üstümüze bunca zulümü?Ahh yavrum ahhhh!!
Ademin çocukları ikiz dogardıilk oglu Habilkız kardeşiyle evlenecektiKabilde sevdi onuama o Habille evlenmeliydi!Oysa kara sevdalıydı Kabil,Habil önce dogdu diyeona haktı bu evlilik..Hz. Adem, ikisinekurban kesinhangisini Allahu Teala kabul ederse,kız kardeşiniz onunla evlenecek der..Kabil, kaybederkaybetse bile“o benim olmalı““yoksa öldürtecegim“ desedeHabil aldırmaz tehditeKabil öldürtür.Lakin sonra azap duyar !Kardeşinin ölüsünü gömmesine Karganın örnek olması„Eyvahlar olsun bana, bir Karga kadar bile olamadım „diyerek dahada çöker.Hz.Adem durumu duyar ve Kabile beddua ederKabil Yemen ellerine giderorada yurtsuz ve Putperestlerin içine karışır.Maide suresiydi böyle anlatan!
Mezepotamyayım ben,Üstüme düşen ilk Kardeş kanıydı!
Mezepotamyayım ben,Siz topragın damarında bile yokkenSen de onben deyim, milyon milyon yaşındaydım..
Şimdi, Agalarım var,Işbirlikcidir kendileri,Göz kırpar cigerimi sökenlereBagırırlar ortak sevinçteÖlümlerden ölüm begen eyyy Hasan Keyf !
Mezepotamyayım ben,Bu benim hikayemÇicek açmak haram banaGeceleri fısıldamaz yapraklarımegdiler Selvilerimi,Okyanus ötesi Rüzgarlarkin taneleriyle, meralarımı kurutupEkmegimi yeyip suyumu içtiler..Kimleri dogurdum bu topraklarda bir bilsen!Bagrına ellerine sor hadi!
Ööff öff, bu ne böyle yaa?Ne nalet bir gün..Üstelik her yer çöplük gibi.Toz toprak,kırık dökük,örtüsüz masa,kurumuş çicek,rafsız dolap…
Ellerim,ellerim ne sakarhele son günlerde neyi tutsa, kırıp döküyor,burgulu çivi mübarek, kanatarak geçiyor.
Geçen ellerim,kafamdan tuttugu gibi,duvara öyle vurduki,öldüremedi ya ona yanarım.Şakagımda hala izleri var..
Kollarımsa, ayrı dert bu sıraomzumdan çıkıp taa Fizana gitmişlerkuyu diplerinde Akrepler, kanat germiş diyorlar..
Ellerim kaybımı arıyor kaç vakit.Kendimeal işte al,iyi oldu sana diyorum.Bundan böyle sevdigime çiceknede misafirime hoşgeldini verebilecegim..
Yat oglum artık yatKıçıyın üstüne, üstüneAslında böyle sitemlerim,hayallerimde bile ölen uzaklardan arada bir gelir.Ondandır ki bebegim,ellerim bazen göbek bagımdan beslenir..
Ne agır şey yaaadamın kendine bıçak çekmesi imanım,Sonbaharı bekliyorumYaprak dökümünü,dipte aglayan bugu gözlümün,kara saçından,dişlerimle tutupavurdumu kanla doldururcasınakör kuyudan çekerek yeniden diriltecegim…
Olurda, oğün gelirse çocuklar,buza kesen sesinizöyle bir patlasın,öyle bir patlasın ki,Tambora Volkanı , kıskancından kudurup gebersin!Zaferin çığlığı ışık hızıyla aksınkeşfedilmeyen Yıldızlara,geceyi şahit tutarak..Kara kaplı defteride!Tut zulmü ensesinden, rahat ol!Hergele gözbebeginde aglar tane taneKehribar,bin yıl damarında susar!
Oğün gelirse çocuklar, dedigimiz o ğün!Kara kaşlı bebelerinakan kanıyla yıkanan sokakları unutmayın!Meydanlara toplayın hainleri!Üç kuruşa satılan kirli kalpleritükürükle temizleyin!Ne acılar yüklediler gençligimize bir bilsen!Hani, Eşşek olsa çekemiyecek cinsinden!
Defterin bilmem kaçıncı sayfasına düştüğün notundanKırmızı elbiseli, Selvi boylu kadını bul bana!Saçları, Frizye kısrağının yelesiydi Caddeye savrulan,Simsiyahtı, Nazara gelir diye korkarkenTayzikli gaz solüsyonlu suyu,sıvandı üstüneo düşmana inat yürürkenNarindi, elma çicegi kadar!Mağrurdu dimdik Tayyar Rahmiye gibi!Çantası omzundan santim kaymadı diyeSinirden çatladı dört kız babası Tomacı Zühtü!Oydukları gözlere, hiçbiri dönüp bir kez bile bakamadı,korktular ya bende öyle olursam diye!Diz çöktüler,kolları havada, Caddeyi geçenlerin ardından! !Canını, kendi ayağıyla mazğallara kürüyenlere“bu neyin cesareti“ diyor, güvenliğin sopaları!
Oğün geliyor çocuklar, oğün geliyor!Düzenekleri, parçalıyor üç sürmene bıçagının ol emanetcileri!Ahını türküleştip düştüler yollara yollara, dünkü geceden.Yarın, yeni bir gün dogacak diyor hepside! ,Ilkin Kar kaplı Sarp Daglarasonra Ovanın solucanlı tarlasına inecek Sarı Sarı!Bu hiç görmedigimiz,hiç göremediğimizbir gün!Heyacanımı bağışlayın çocuklar, yaşlı kalbim duracak nerdeyse!Ilk defa,Emegin,Ekmegin zay olmadıgı bir gün olacak!Omuzdan omuza basa basa büyüyecegiz,yeni günün ilk sıcağı göz bebeklerimize düştüğünde,karanlık ve soguk yüzlü yoksulluk, sıcacık bereketlenecek!itinden, otuna
bebesinden dedesinekadından adamaHürriyetin türküsüyle, bayrak bayraksınıfsız dünyaya giden yollara aka aka dolacagız çocuklar!
Eyy yarın, duy bak toprak çatlıyor hasetinden!Nasır tutmuş ayakların altında!Heeyy anam heyy!Kim tutar bu Halkı kimm?Zemberegi boşanıp Kayışı koptugunda!!
Kurban oldugum,Önüne gelene yerme seni,Bak,ne demiş Ozan;Kova Kova indirdiler YazıyaTut ettiler al kınalı Tazıyave o günden sonra,oniki senedir ahrazonüc senedir sagırondört senedir körümMaymun´um bir bak!Hadi debelen ayaga kalk! !
1903 sonrası aşklar, döne döne kendine ugrar,kollarını açarak bir adım ötede.Haliç vadisi selam gönderir, gül kokulu,Balatta, Hanedan Nargile ye..Tuvale öfkeyle iner bir kara surat, saate bakmadanve büyük susar sesini sulara sürterek.Bogazın elini bir tutmaya görsün,tanımaz kimseyi saat BJK olunca,alemi Cihan olsan ne yazar!
Gönül! ne gönülsün Gönül?Akaretlere çıkan her yolda,kolaymı aşkı tutmak?Hele Sultan Sofrasına tükürdüysen!Kaç yıldır sus pus Barboras, bir bilsen!Kudurur, takmaz kimseyi artık Siyahla Beyaz!
Geceye elim, solumdan dokunur.Sevgi ve muhabetle...
Bazen, uzak duvar diplerindeyada kimsesiz bir zaman içinde oturupbagırarak aglamak istiyorum..Dostum, biri göz yaşımı görürmü?Görür görür! !Ee ne yapayım, bildigin birşey varmı?Ne bileyim yaa,ikide bir sorup durma!En iyisi,sabahlar erken olsun diyegözünü geceye fırlat! !
Salı´ya gidecekmişsindün öyle dediler,Hemde kapıyı yüzüme vurup, kırıp dökerek..Yapma be güzelim, kim ne dedi yine?Bak, katilim olursunduvarda zımbalı saatim, geceleri tenine vururbag bozumuna takılmış, iri iri gözlerinparmakların üstüne oyun havası düşende.Gitme,yorganıma haramiler girer yoksa,peşine düşerCırlavuklu ayaklarım, bıtırak üstüne aldırmadan
Şimdi Rakı Balık Mevsimiotur şöyle, cemal cemala beyaza daya sırtınıbırak kemanlar, taksim taksim geçsinÇicek pasajında, hicazdan hüzzamamasadan masaya,meramı, bagrında Taş üstünde dolansın.
Gönlün gönlüme küs diyeensemden,iki Dünya ortasına atmıya mecburmusun?Biliyorum, Goy Goycular önüne geleneHer köşede elimde çicekle önüne gelişimi kötüledileroysa duldandaydımDut dalından tuttugun vakitten beri..Gözlerini, kör kuyu diplerine Yusuf´tan beter salanlarBuz kessin kirpik arası buguların dediler.Kimsesizim öylemi?Halbuki, benimde uzaklarda güzel dostlarım varBir gün, o Ateş böcekleri kara gözlerini terkine atıpgecenin igne deliginden geçirip, avcuma inecekler.
Işte o an, elime ayagıma can verenKaradan kara,Kaş´ıyın altındankini muhabetle öpecegim..
Otursam derim bu Vakitlerdesevdamın gölgesinde sessiz nefessiz.Özlem ne tuhaf hastalık öyletutar gönül bahçesinde kendini döverAyaklar yere ters bakarken..Canda tırnaklar kendini çizer,tövbeye durur Sevdalar,yatak yorgan sallar bedenimi gönlünceSöyle birtanem söyle,kim ister Sonbahar insin gözüne?Gider ayak Şarteller öyle inerki vucut şehrine,ışıkların söner bir bir.Gecene düşen yaşlaryastık altında ölesiye bagırtırolmadık yerlerde,olmadık şeylerimesela, zemherinin ortasındaCan Erigi istiyor canım dedirtir!
O eski, o zamanlardayüzümüzde çizgiler aglasagönül köşkümüze huzur, sıcacık dolardı!Şimdi koca şehirde,rastgele geziyoruz sedasız!Kredi Kartlı gözbebeklerimiz,geçip gider sokakları boydan boyaselamsızvede sabahsız..Kırk yıllık Esnaf dostumuza,AVM poşetli,iskarpinli çemkiririz,Asfalt boyu vefadan habersiz!Duvarlar bile duldasında yatana sahipken,Vayy vay, hepten sırt çevirmiş mahallem,kendine mahkum eski dostlara!Komşular ne tuhaf son günlerde,kat kat perde gerisinden, Caddeyi tarar,kahkahalar gönderir, KASABIN etine buduna!Hacer Hanım,Ayşecik mendiliyle gün boyu, diziye göre ev degistirir.Alemin boş derdine inciler döksede,eskiyen borcuna sinkaflı, kaftanlı elbiseler giydirir!Sözün Söz oldugu masalarda,Hızır yutar tek lokmada, Allah´ı şahit tutarak!Taş toprak araziler, bir yagma bir yagma!Kanunlar sus pus, akortsuz meyhane baskısından.Hüzzam makamında Fasıllar okur,ceddimize kanayanlar! .Kötüsü,el el üstünde kimin eli, artık bir oyun degilmiş!Teker teker ölüyor altta kalanlar!Korkumuzun rengi beyaza kesiyor, sayın bayım!Rezillik ticaretinde iyi para var diye,Rüsva oluyoruz herseferinde..
Tombul CüzdanlarSevdaları, avuç avuç alıp alıp satıyor..Beton şehirlerin, Pazarlarını gezerek.Birlik dirlikdir diyenleri, göz hizanda kefene gömersin!Uçkurundan ötesini niye görmüyorsun?Anneler adına, canın Cehenneme ölü sevicim!Medet diyenlere,elin niye titremez köpek abi?
Yıl 1921, aylardan Ocak,Sivastopol Limanında ikişerli gruplarkar kaplı don toprakta, parmak sızılarına aldırmadanKomitedeki yoldaşlarlaSSCB ye ait Cemselerden,Güneş istifli sandıkları,Ay ışıgında Gemi Ambarına özenle indirip,emaneti Karadeniz´e teslim ettiklerindevar oldugundan yana ilkti,bu ayda suyun sıcaklıgı.
Kızıl meydanın çekik gözlü komutanı,parmagıyla Inegöl´ü gösteriyor.“Yoldaşlar!Kim ki Emperyalizme darbe vuruyorsa,yanında olmalıyız!Ulusal başkaldırılarAskeri, maddi,manevi desteklenmelidir.Kongre ivedilikle bunu ele almalı.“Öneri,meclisten alkışlarla geçtigindeTarihe notlar düşüldü,Lakin, Sosyalist desteklerihiç kimse, hiç biryerde söylemedi!Mermiyi cepheye taşıyanlar bilinsedeCephaneyi gönderenler yok sayıldı!Işbirlikciler, gözlerimizi çaldılar,omuz dostlarımızı görmüyelim diye.Tek sövmeyi ögrettiler,bilhassa Lenin ve Stalin´in anasına!
Çanakkale´de, dedeler babalar Zırhlıların üstüneuçurumdan, gözlerini kırpmadan atlayıpdişleriyle tek hamlede kopardı halatlarıtek düşündükleridefolup gitmesiydi düşmanınVe Gözler, Gemi bacalarında patladı!
Geride kalanlar, sırtında bebeleriyleBoş Ambar üstlerinden, ırak yolları gözettiler.Avlu ortasında,Bir dutam;Bugday,Arpa,Yulaf ve Çavdarı Avuçlarında ovalayıpKılçıklarını hohlayıp yutamadançarşafsız döşeklerde,elleri kilitli, başları Hasır yastıklarda,çorak damın çalı çırpı tavanlarına içi geçkinSıtma,Tifo ve Dizanteriden baka baka öldüler.
Öte yakadan azgın suları takmayanusta Kaptan, Vladimir ve Josef,Limana yaklaşmadan önceAy ışıgında,AyazdaGüvertedeIki Kadeh Vodka´yla tütün sarıp içtilerambarı son defa kontrol ettiler.39.000 tüfek,327 makineli tüfek,konuşmalar duyuluyordu gece vakti!63 milyon fişek,147.000 top mermiydi emanet!
Ön Cephedekonuşmalar duyuluyordu, gece vakti!Mehmet Onbaşı,çömeldigi yerden;Varımız yogumuz,üç beş Teyyare, biraz top, biraz Tüfekve Süngüdür!Kör Ülfet´e bakarak,bizde çok olan, imandır güzel abim!!
Cephane nerdeyse bitti bitecek,Mevzilere yerleşen er erat,Düşmandan cok soguktan korkuyor,Zifir ortasında kara çalıyı bile gören gözlersırt sırta vererek ısınırkenkilometre ötede kıpırtılara pür dikkatliDüşmanda, çıngılar var ara ara..Saldırımı olacak diyor Suphi?Oysa, Selanikli Adonis,Nevaleden sonradünden kalan izmariti, tek çekmede bitirirkenBenzi beyaza kesen Loxias´a"Bok mu var buralarda?Yensek sanki gelip bostan ekecegiz bu Topraklara“
Mezra gittikce soguyor, Karın gelecegi belli,Asker,son kurşunu avucunda gezdirirkenmermiden çok düşman oldugunu biliyordu.KAGNILAR inşallah,sabaha yetişir!Ali gardaşları, Hızır yoldaşları olsun!Allah utandırmasın bu Milleti, kışta kıyamette!Koca Hüseyin, Antepli Murat Çavuşa,“Biliyonmu?Buralarda donup ölecegimekafirin mermisiyle ölüyüm daha iyihiç degilse, cephanesi azalır gavurun”gözleri Tan Vaktine kitlendicephanenin azalmasına öyle sinkafli laflar ettiki!
Emaneti teslim alacak SüleymanLimanda gayet kuşkulu,aşagı yukarı gidip gidip geliyor hızlı hızlı!Herkeste bir tuhaflık varHele Süleyman,yıllarca bıçak degmeyen sakalını yolar gibi okşuyor!Kendi kendine mırıldanıp,“Ya gelmezlerse?ya getirmezlerse?öyle ya, bunlar degilmiydi Osmanlı´nın düşmanı?Vallahide billahide,bu Komunistleri gözüm hiç kesmiyor!Bir devlet, karşılık beklemeden niye yardım etsin ki?Aklım almıyor?Bu; Top, Tüfek, Mermi imanım!!"
Bolşevikler,17 Ekim devriminden sonraParti meclisinin aldıgı kararlaKaradeniz Bölgesinden gönüllü geri çekildiler.Halk okuma yazma bilmezkenDünyadaki beş temel çelişkiyi,nerden bilsin Süleyman?Heleki, Emperyalizmin Halklarla olan çelişkisini..
Gemi Inegöl Limanına yanaştıgındaSüleyman, sevincindenPaltosunun kolundan ısırıphıçkıra hıçkıra agladıgınıSavaştan sonra köy kahvesinde anlatmıştı!
Satılar Köyünde yaşlılar heyeti,dumana duran köy odasında;“80 Kagnı gerek,80 haneli köyümüzden!Biliyoruz Zemheri kapıda,Üstte başta yok horantanın, amma velakinEmaneti üstümüze aldık eyy ahali!"
Kerpiç Köy odasındaiçyagına gömülü çeragandaki fitil,kelebek gibi pırlıyor.Karanlıgın döşüne ferini,sarı isli indiriyor.4 metre ötede sedirde oturan heyet
görev dagıttı, 80 yigide.sekizi, odada yoktu,belki evlerinde uyuyorduBekçi ev ev gezerek,kapıdan agır veballeri uzattı,Elifin anasına kadar.
Denizden gelen Yoldaşın umutlarıboyunduruk altındasıska, çelimsiz öküzlerin gözlerinden öptüler.
Limanda yüklemeleri yapanAnadut elli Cabbar emmiilk emanetiköyün büyügü Mahmut emmiye verdi.Yükünü alan Kagnılar"ya Bismillah" deyip kendini yollara vurdu.Yanık gıcırtılı Kagnılar80 insan160 öküzve Binlerce Top Mermisiyleattıgını vuran Cücük OsmanaSoguktan Dabaz olan Hanefi OnbaşıyaTek okuma yazma bilen Çavus Murtaza´yayani Cepheye giderkengerekirse,kendi cesedine bile basıp gidecektiler!
Isgal kuvvetleri karadan, havadankoca bir milleti tarihten silme adınatopragımıza, işkenceyi ölümü saldılar.Çocuklar esarete diklenipkendinden böyük köşe başlarını tuttular,ve koca taşlar ellerinde fiskeydi sanki,santim ilerletmediler düşmana bu topraklarda!
Mustafa Kemal;Cephede planlar yaparken, yanındakilere,Gözüm Sakarya´da Kulagım Inebolu´da diyor!Beklenen bir milletin bahtıydıElifin anası çoktan yoldaydıLakin, Kara öküz epeydir topallıyor.Korkuyor, durup durup yürümesindenHava karardı kararacak,gecenin ayazı inecek birazdanSoguk, kimseyi kayırmadan abanıyor,daga taşa, kurda kuşa.
Elif´i üsümeşin diye sıkıca örttü anası,yanına altına üstüne kuru ot serperekKara öküz ikidebir duruyorTipi geliyor, Çamlar ötüyor ovada.Yarabbi koyma beni darda!
Der demez çöktü yere,Çöküp gözlerinden öptü Kara öküzün!"kurban oldugum, yekin hele bir yekin"…üç dakika yattı,savurdu boynuzunu havaya,Allahım şükürler olsun!Kagnıya binerken Ana yere düştü,yerdeki buz, avcunu ortadan kesti!kolu fena sıyrıldı!Kar yavaştan başladı,yollardaki izler kayboldukcaöküzler zorlaniyor, durarak gidiyor!Tipi, bıçak gibi sıyırıyor,yüzüne her düşdügünde.Mermiler ıslanmamalı, çıkarttı KazagınıSerdi Elifin üstüneabandı biraz, bebe iyice ısınsın diye..şehir ışıgıyla kara gömüldü,Parmak uçlarını hohlaması boşaydı!ilkin ayakları ve elleri durdu.Kara Öküz son kez yekindive cansız düştügünde bembeyaz hayaleKitlendi Kagnı, bir tek Sarı Öküzün omzuna!Ana çareye agladı!Bacak ve agzı morardı!Parmakları koptu!Ayakları zaten yoktu!Kocası hem Topal hemde kördüÇanakkale de patlayan şaramplenden!
Kar yolları kapattı!Kagnı üstünde,Elif´i sarmalayan AnaKöyünde, Bekçi tellalını düşündü!"- Eyyyyy ahali!Duyduk duymadık demeyin!Cuma günü her haneden bir Kagnı,İnebolu'ya yük taşımak üzere gidecektir"
Emanet, Kastamonu karargahına vardıgındaKimse akıl edemedi,bu Kagnının nasıl ve ne şekilde geldigini.Devrekanili Cemil ve Beşiktaşlı Rıfat ÇavuşlarTarihe not düştü;Bir öküzBir kagnıTop,Tüfek mermilerve otlar arasında aglayan bir bebek..
Bebegin Adı; ElifKaskatı donmuş bir AnaAdı; Şerife Bacı
“Han hamam hepside haramKöprü altında tek kalanOtuz gündür acır yaramYürü koca ömrüm yürü“
Kanar,kabuk tutmaz öfkemYoksullugum tamda baş belası,sıgmaz toprak döşüne,Mazgal altındayım gün boyunca.Saydım onbin insan geçti üstümden.Bir kez düşmeye gör göz hizasından,gayri,Yılandır Böcektir sırdaşın!Kimsenin bakmadıgı yüzümü yalarken aç Köpegim!Nerde Şehrin insanları? Nerde, nerdee?Sokak lambaları, son günlerde körkütük sarhoş,oysa bir düşse üstümüze şavgısı!Mutsuz insan taşımaktan yorulan, son Tren Garına giderkenkorkum, demir sesine yapışarak bagırıyor!Duyuuuuuunn duyuuuuunnnnn Laaannnnnnnnnn!Sokakta yaşıyorum kaç zaman!Adım?Adım yok!Kimim kimsem,Evim barkım,Nufus Cüzdanım da!Öyleyse, EVET diyecek oyumda yok!Kolumdan tutup sokaga attıgından tam 15 yıl geçti.Şimdi bana hangi mevsimdeyiz diye sorma,inan bilmiyorum!Çünkü,hem soguk hemde sıcagım!Alıştım iklimin orasına, burasına!Bana kalsa, hepside aynı bok!Oglunu çöpe atanAnamda babamda ölmüş!Belliki yoksulmuşlar!
Babanın neyi varsa evladına kalır diyorlar ya!Servetim, Köprü altında 4 metrelik bir oyuk,birde güdük kalan sevdam.Her sabah, topuk sesini yüz metreden duydugumBankanın çek senetcisi NilgünKöprü altından geçer kestirme diye,Yüzüme “Günaydin Abi“ demesi, taş gibi oturur içime!Halbuki bilmez o,ben deyim dört, sende ondört kez,kaçırmak istediler onu bir banka çıkışında,ve atacaklardı Sulakyurt ta bir bag evine.Ne kötü dayaklar yedigimiYada ikisini bıcakladıgımı bilseydi,belki beni severdi, suya hasret bu kirli sakalı!Hayallerim dagların ötesinde Nilgün?Mermer duvar harcında!Tırnaklarımla yontarım betonları,içimi kimsenin görmedigi vakitlerde!
Pazar günü, sokak hayvanları belgeselini çekenbir kanal,kimdi bilmiyorum!25 yaşında bir KızNe olmak isterdiniz, imkan olsaydı eger dedi!Sustum içimden, sustum dışımdan.Konuşsaydım, ARI diyecektim!Hemde Eşşek ARISI!Çalıp çalıp doymuyanların,birde sömürülen halkınkör gözünün, tam ortasından sokmak isterdim!Itiraz edecekyani Hayır diyecek hiçmi yüreginiz yok diye!
Bir ses geliyor kulagıma, hemde bastıgım yerden.Ben sokagım, duyuuunn duyyuuuuunn benii!Korkmayın, koşarak geçin üstümden!Özledim eli bayraklı dostlarımı,Deniz den Mahire,Ibo dan Che ye!Savurun sesinizi meydan meydan!Atkı ve Parkanızla gelin!Barikat barikat dagıtarak yine!Ben sokagım, aldırmayın başları tutanlara!Hadi, hadi, hadiiii! ! !Dalın çehreme bodoslamadan, sıra sıra Kortejlerle!Bir bilseniz, bir bilseniz, ne çok yanlızım kalabalıgınızda!Korkan bizden degil diyor, yagmur altında gözlerime!
Sokak ve ben,yüz yüzegöz gözeyiz.Ayak sürterim çehresinde, düşmana inat!
Iki mezar ortasında Herr Wilhelm,Madenciler, bizde şanslısizde, resmiyet tehlikeli dediHerryüzüme gözlük üstünden"bak proleter dostum,Saarland eyaleti Völklingen'deyani yıl 1962 de299 Sarı saçlı Mavi gözlüKara suratlı dostlarım,havalandırma ve tahliyesizlik yüzündengöçük altından Güneşe, gülüşün resimlerinibir daha hiç gönderemedilerondandır ki,Almanya da Maden ölümleri o vakit yasaklandısizde, insan emegiKarbon monoksit filitreden,ölçüm cihazından,yangın söndürme aletinden daha ucuzmuş"Kaza varsa, kusur herhalde vardır diyorTrier´li bay kabasakalişverene sapma ihtimali vermedenMadenler, gün ve hafta içindebilhassa Makina ve Elektrik bölümleri denetlenirkentuzlu su Vanaları kapandı, Almanya da..
Güney Afrika da,Galeride yaşama kuçak açmışlargaz geçmezmiş odalara diyorBalikesir´li idris Arslan, Soma´da..ölü Ali Ciftci´ye..
Dualanmış ölü tenlerden geriyeKan, gözyaşı ve kara cevherli Çuvallardı.Şimdi yoksul kapılarında, seçime rüşvet oldular!Üstlerinde bilhassa,“Parayla Satılamaz“ yazıldı.Sayın Bakan,"3 gün yas ilan ettikbu Cuma hutbelerde kaza anlatılacak..Biliyorsunuz Başbakanamızda çok üzüntülüne yazık ki, işci kaybımız yüksek!".. diyorDevlet erkanı, Cehennem den yarı sag dönenleriavuçları patlayana dek alkışlıyor!Ölüler sayılıyorlar bir yandan, yalan yanlışbir iki....300 den çokBakanlıkÇalışma ve Sosyal Güvenlik adına2012 de 22013 de 22014 de 4 defa
Maaşını, her ay sonundaçarinneli iç cebine saymadan koyardın!Hoş, zaten bilmezdin ya saymayı..Devletine öyle güvenirdinki,“Allah cümlesine zeval vermesinişleri güçleri rast gitsin“ diye dua ederdin.Caddeyi boydan boya siler süpürürucup giderdi gözlerin, aklınlaköyünün üzüm bagına bostanına.Tarlaları „Osman mı sürecek bu yılKaç Hakla ekin düşerki hıssama“ desendeonca yılüç ögün bulgur pilavı bile inmedi sofrana!
Son durakta,Ulusa giden Minibüslerin orda bir yerde,Cabbar Kıraathanesindeher Batakta kaybedip, çay ısmarlarTürübünden hikayenin seyrine bayılırdın.Aynaya resmin puslu,sözün havada dügümlenip, yokluga düşerdi.Celil´den“Hile yapıyor y...ak, yoksa ceddine k....m“lafını nezaman duydun?Geceleri, eve giderken aklına gelir gülerGününe ise şükrederdin.“Evmi alsam uşaklara, ilerde lazım olur” desendeHiç fikrin olmadı,bu koskoca dünya nasıl yönetilir diye,yani sınıflardan bir habersiz!Hadi ordanlı el savurdun boylu boyunca.Allah bilir, ömrüne ugramadık ne hasretlerin vardı?şöyle burun diregini sızlatan cinsten.Mektep sırasına yanlışıkla bile oturmamışken,Emminden duydugun imamlardı her şeyin.Hele Hz.Ali, ne güçlüydü öyle?Koca Hayber kapısı, tesbih tanesiydi mübaregin elinde.Sayamazdın bir çırpıda ol imamların onikisini,olsun onlar uluydu, kusura bakmazlardı.Ellerini dulda sigini gölge ederlerdi muhakkak,Imam Cafer`i Deden den dinlerken, ne rahatlardın!“Yaşlandın oglum yaşlandın, saçın sakalın agardıbak emeklinde geldi'Ankara da, Bülbül deresine ömrüyün yarısını dogradın,son jiletinde körelmiş.Öbür yarın, taa ötelerde mal davar ardında süründü!Taşlarda Tuz,Sitilde Süt,Yayıkta Tereyag hepsi ezberine oturdu da
Birkez bile aklına çoluk çocugunu öpüp koklamak gelmedi!Sevgiyi bir demet çigdeme sarmakta,ne acemi askerdin yaa!Anılar, tepeden tırnaga içi geçmiş“ee yaylı Hüsüyün,geçiyor yıllar dönülmüyor düne “ diye söylenir.Cıbır dag etegini arardı gözlerin, cadde cadde!Avuç ayasına akıp gitsede gönül derelerinçentene hiç Peşgir koymadı anacıgın.Ne tuhaf adamdın ya,dogumun da, ölümünde aynı güne denk geldi!şimdilerde Cabbar´ın oraya takılıyorum.Armut dibine düşmüş diye alay ediyorlar!
Yalnız son günlerde,fena duyar ve görür oldum!Kaya gibiyim, kopmadım hayattan!Bütünleştik toprakla.Geçen Mayıs´ta Annem düşüp gitti ya,öyle çöktüm kigörsen kesin tanımazdın beni,ondandır,bugünbiraz sertbirazda hüzün doluyum Baba!
Sormadan cevap veriyorumEvet, kafam kıyakbende sene 366 günay 13saat 25hali hazır Takvimim, 3661325böyle ince hesaplarım,nerden mi geliyor?Bilmiyorumbelki,yolunu kaybeden devrik sevdamdan..
“Alayım kızıma bir kutu boya“boyasın masa masa, oda odaAsırlar içinde kayıp izleri,silinmiş yüzlerin hikayelerini!Sevdalı gecelere inathala susuyor yüzlerce yıl, dili dişi kurutulmuşsinesinde aşk saklayan şarap kokulu bu Surlar!
YIKTILAR çatıları ortalık yere,akortu bozuk,KANUN üstünekireç salondaki bütün resimlertaş toprak arasında siyah aglıyor.Yorganlara şıvgın degdirir eli CÜZDANLIacının arşa direkli gecelerinde!Güneş yanıgı, kara suratlı öfkebakla falında ki yıldıza,birde köstek saatine baktı."Acılar küflenir sanma, Sayın Başkomiser"bagırdı iç çekerekve Isyanı öyle bir üflediki Gırnata danavazı taa Kumkapı nın Rakı Şaraplıyok yok masalarında patladı.Yastıkları, ateşe attı gecenin efendileri!Kanlı Nigar ın oturak alemindeBaşladılar hecelemeye,..bekle…..lan hergele..
Isyanın ilk ateşi Cicoş,yırttı Gül fistanın döşünü!Sulukule aşkıyla!
Yoksulum,hemde ne yoksul,iligime kadar,zoruma giden,ardımız yok diyekimse lafima kulak asmıyoryüzde vermiyor.Gözlerim, sulak tarlaya Camızın hesabı düşmüşte haberim yokKabasakalın firarda oldugu yerde.Mecal,Fer ne zıkkımsa o da düşman şimdilerdeYokmu bir müslüman, el atacak omzuma?Oysa Aspirin yutuyorum Sabah Akşamkanı donmuşlar için.Bir gülsemahh bir gülebilsemgeceme gün düşecek yedi cihan aşkınaMerhamete hasretken ortalık yerlerbazen,beylik laflar yüklüyorum sırtımaşevkatı sıvazlayıp güldürsün diye..Sevincime çocuksu gülerimömür köprümün ayak diplerindekulaklarıma kadar.Lan Eşşek, ne iyi insanlar var Dünyada hala,dik dur,dik otur, desemde,yok,dinime imanıma yokkaçacak delik arıyorum,kaygı ve korkularımdan.Anasını satayım, sanki hepsi canıma zimmetli.Kim kurtaracak beni kim?Vallahi son günlerdeKadiköy rıhtımında falcılara dadandım.Elimi göge uzatıp falımdaki yıldızı tuttum.Ne böyle yaa, aynı aşagısı! !içi bok dışı bok..
Üşüyorum Anne,buz kesiyor döşümayaklarım yavaş yavaş soguyorbana Baharhadi olmadıkötüsünden Sonbahar gerek.Aslında günlerim pek cömert degil artıkTarla içinde kara taş sayılmışken gecelerim..
Şimdi harç içinde bir kumumAlbümlerde eski bir pozumMusallada beyaz bir tozumVarmış,yokmuş koca hanede..
Aşkı topal Karıncayada bindirsenalıcıya senden önce yetişir..
dogumun da, ölümünde aynı güne denk gelmiş.şimdilerde Dedenin orda,Armut dibine düşmüş diye alay ediyorlar..
Yalnız son günlerdebiraz daha duyar görür oldumel ele, kol kola Kaya gibiyim Kopmadım kendimden!Bildigin gibiyim,toprakla bütünleştimAnnemi kaybettim Mayıs´ta!Öyle çöktümki, iyiki görmedin!Zaten görsen tanımazdın yaa!Baba, hüzün doluyum bugünharclıgımı unutma yine masaya koy olurmu?
Bak ben iyi içerim haaöyle iki kadeh falanda sanma70 lik vız gelir tırıs gider.Meyhanede Ayşe`yi yan yan keserken“Can Cana" ya ne kadehler kırdıydın unuttunmu?Ee ne var bunda demeVar hemde o biçim, birkere Maymunsu halin,el etegini dünyadan çekipAmaann bane ne yaa,elalemin üç koyunundan beş keçisinden,Ayşenin ardında gezmek varken,banamı kaldı dünyayı kurtarmak?Yani yeyip içip gezerim halineöfkem, göz bebegimden koptu bilesin.Anla lan Lümpen anla,bak dilinide ögrendim.Bilseydin aglardın gölgesiz dünyanane hale gelmişsin baksanasakal traşını bile unutturmuş, geceden kalmanUyu uyu yat uyuTopu at topu tutAlfabeme ettin gene pis herif..Bazen düşünüyorumda,Kaz tüyü yastıga gömülmek varken,Demir uçlu ayakkabılarıne çok misafir etmişim döşümde.Sabaha, bir kez olsun gerneşipte gülemedim.
Ellerim, gözlerim,ayaklarımyeşil jipte, kızılcık şerbeti içerkenkan uykumda omuz arıyorum, acılarımı yaslamaya..Sen sendeben ikimizdenasıl ortak olacagız?Yaa bir laf edecegim de şimdi yeri degilNe oldu sana böyle?Neden hep terse top atmaların?Etliye sütlüye karışmadanKarı Kız peşinde koşupSokagımda höttötlü gezmelerin?Sanki, bana ne oluyorsaNerden geldi yaa bu sol hastalıgım?Marks, Engels ne deyim size bilmiyorum ki.Hala Komprodara Vebanız güler öte yakadanEmegi, çekiç oraga asıptonla laf etmeden, tek geçtinizZİNCİRLERİNİZDEN BAŞKA KAYBEDECEK BİRŞEYİNİZ YOKu..Korkuya tokat atarkenyıkılır Kaf dagı,masallar ölür bir birlezzetli sofraların gülen sabahlarında..
Ee komşu,bak ben iyi içerim haa,öyle iki kadeh falanda sanma
Üşüyorum Anne,buz kesiyor döşümayaklarım yavaş yavaş sogumadabana Baharhadi olmadıkötüsünden Sonbahar gerek.Sinir,kemik, et ve kandanımiçinde gezene, Aşk diyorlar bayım.Günlerim pekte eskisi gibi cömert degilGecem,Tarla içinde kara taşa sayılmışken
Şimdi harç içinde bir kumumAlbümlerde eski bir pozumMusallada beyaz bir tozumVarmış,yokmuşum bu hanede..
Aşkı istersen topal Karıncaya bindirkorkma, vakti gelince yerine ulaşır..
Ölüm, ovanın üstüne öyle çöktü ki boydan boya,Asma Baglarda vakti gelmeyen yapraklarGazel olup savruldu, Paris´e giden yollarda bir bir!Alix´in ikramı bir gün mutlaka kötü olacaktı!
Faşizm Batı Cephesine yüklendikceMarne Somme nehri kana kesiyor siperde yatanlardan.Kolaymı şimdi Fransada gülmek ?Kana öfke degmiş bir kere!Halklar hep kendini vuruyor,Namlunun namluya çatıldıgında!
Herr Hermann Müller, Dr. Bell,kaygılarında Azaplarını gizlese ne fayda!Buruşan korkulu agzından“Keşke burada olmasaydık“ çıktı birkere!Tarih 23 Haziran 1920,Yer, Paris Versay banliyösü.Gülenlerin Caran d'Ache kalemi,mahçuplar önündegelecek kuşaklara magrur pozlar verdiler,agızları kulagına yapışa, yapışa!Bire bin kazanan Baronlar,galip gelme rahatlıgıylaIpotek altına soktu, Pazar kavgasında yere düşenleri.Haritada isim degiştirenler,Kaybedenlerin etini,Mozart Senfonisinde makama uygun yuttular,David Rothschild Hanedanın,Chateau Lafite si damaklarında gezerken.
Alacak hanesine yazdılar, para eden herşeyi!Mösyö nün kıvrak imzasıdiz çöktürdü Almanya ya!ilk kayıp, 43.000 kilometre kare topraktı!Halk, dişini dudagınagözünü gözüne gömdü.„Teslim olana bu vebal, ne çok Allahım”, demedenMusalla taşına serildi , Emperyalizmin zayıf halkası!Sanayi ve Tarım zincire vuruldu.Asker sayısı yüzbini geçmeyecek dedi, sınır çizenler,Uçak, Araba,Tank Top ve Bugday yasak!!!!Bismarck ölüm sancısına durdugunda,gönüllü bir Onbaşıharbin ilk yılında, mevzi önünde öyle hareketli ki!Yırtıyor kendini,birileri görsün istiyor kahramanlıgını!Gögsünü Şarapnale siper edecek kadar gözü pekkenniye acısın, kaçan Tilkiye, Tavşana, Ceylananişan alırken, sırtı dönük düşmana!
Gecenin soguk yüzüne vuran mermilerkulak dibinde vınlayıp havayı yırtan mermi degildi!Her patlama, suratına inen tokattı Babasından,mavi düşünde sevgiydi bir bir ölen.Belkide ondan dırçocukların gözüne mürekkepli şırıngaların boşaltmasıbilimsel çalışmasında SS hekimlerin!
Kirli Savaşı havada yutanBen, Führeriniz,Adolf Hitler!,Yani Adolf Schicklgruber !Iki kez vuruldum ön cephelerde,mevzimi asla ve asla terketmedim!Sizler birer Kahramansınız biliyorum,Irkımıza saygı duyulacak bu dünyada !
Bolşevik, Yahudi ve çingeneler pisliktirler !Evet sevmiyorum hiçbirini!Ayak altına alınmalı böyle milliyetçikler!
Herr Dr.Esuard Bloch,uzun boylu, Sarı saçlı, Mavi gözlü Irkımdan degildi!O bir Yahudiydi, evet herkesten sakladım onu!Kimse bilmiyor,uzun yıllar bedava muayene ettigini!Ailem hem yoksul hem kimsesizken!
Planlar yaptırdı akıl hocalarına,ırkından olmayanların başına geleceklerine dair!
Yıllar geçsede,halk Versay antlaşmasını asla unutamadı.Yeter artık diye sokaklarda gizli bagıranlarhesap sorulmalı parmak sallayan pisliklerden!Bilhassa, Mösyö Georges Clemenceau nun Fransa´sındanElimizden alınan o topraklar,kora kor geri gelmeli diyor!
Bir Denizaltı subayı, Martin NiemöllerKurtuluşun tek yolu dinimiz diyor!Kiliseye papaz atandıgındailk duası “Tanrı insanları korusun” oldu!Öptü boynundaki gamalı Hacı,okşadı üstünü gözleri dola dola!Naziler iktidara geldiginde,,”ne güzel oldu” demesi hiç unutulmadı!
Gottfried Feder de, iktidara giden yoldinden geçiyor demesi, tesadüfmüydü acaba?Yıl 27 Şubat 1933Reichstag binası , Milletin Meclisi
bir gece adamlarınca ateşe verildi!Muhalefet suçlandı ilkin!Vatan haini mitingleri yapıldı peşpeşe!Rakipler, hedefe oturtuldu boy boy!Bakkal Müller, işçi Hans´a 2 kilo şeker tartarken,SS lerin komşularını alıp götürdügünü göremediler!Komunistlerden , Sosyalistlere, Demokratlar dansıradan halka varana dek!Ecelsiz öldü hepside!Sabahı olmuyan gecelerin Gaz odalarında bir bir!
Haziran 1934, rakipler gizlice öldürüldü emniyette!SS ve GestapoGeceye uzun bıçaklarını gömdüklerinde,Ayak bagları,kadehlerin gölgesinde tek tek yok oldular!Kiliseler ilahiler okududa okudu,Uykuyu bölen Çan seslerinde.şehire pike yapan uçak motoruydu Papazlar,boynunda haçları tuta tuta,Eeyyy inananlar,“ Führerimiz bize Allah´ın bir lutfudur,taraf olun, taraf olun ki bi taraf olmayın!”oyunuzu ona verin, verin ki günahınız affola!
Fasizmin geldigini kimse duymuyordu artık!Meydanlar demokrasinin ayak sesini yutmuş .Mum ışıgında basın;Kutsal efendisinin kirli elleriylekorku gelinligini giymişti bile!ilk Punto şöyleydi;''Tanrı elçisi, büyük lider, büyük başkan, büyük kurtarıcı”
oy %43,9!
Versayın intikam yemini,huzur buldu Kavgada!Halk, ruhunu bir deliye teslim ettiginiSobaların devrilip mahalleyi yaktıgında anlayacaktı.Oysa şimdi,Fıçı Fıçı Bira tüketip, kollar havadabirbiriyle biat yarışındalar!Herkes asker disiplininde!Parti mitinglerinde,ve herkes oldukları yerde, onun için ölebilirdi!
Büyük Almanya hayaliydi tankların Paletlerinde dönen.1 Eylül 1939 PolonyaNisan 1940 Norveç ve DanimarkaHollanda,Belçikave Fransa teslim alındı.Ingiltere´den Balkan´laraRusya dan Amerika ya,
Aydınlar o günlerde, Tarihe şöyle not düştü;Rus´lar Berlin kapısına dayandığındaHalk, hala savaşı kazandıgını sanıyordu.Gün geldi, kimse ona oyumu verdim bile diyemedi!
Hüzün bulutlarından inen yagmurlarKaldırım taşlarında kuruyan,kedi ve insan kanınıŞehir Mazgallarına,Lagam Fareleri içsin diye süpürdüler!
Berlin, Bolşevik fiskesiyle inerkenFaşizm kaybetti Almanya da!Geride kalana tahammül ölümden beterdi.Harita degişti,Dogu, Batı diye!Yıkılan Evler, Fabrikalar,Yanan Ormanlar yaş döken Sincaplar!
Ülke yoksul, Virane hemde haraptı!Taş üstünde taş bile yokken!Sıgınacakları tek liman kendi Üniversiteleriydi !
Ülkede rejim, Laik ve Cumhuriyet!Egemenlikse kayıtsız şartsız milletindi!Ne çok çektiler, Kral ve Führer kaprislerinden!
Ve tek adamdan geriye kalan,25 milyon asker, 50 milyon sivil ölüsü!Versayın intikam duygusu, tarihe gömüldügünde tespit acıydı!Ülkenin ekonomik ve siyaseti, her iki Savaşada hazır degildi!
Komşum Wilhelm hala tedirgin,O vakitlerbabasının tek adama oy verdiginde, aklı yetmiyormuş!Yetkinin bir deliye verilmesi, nasıl oldu, halada bilmiyor!
Halk durumu fark ettiginde,niçin ve nasıla cevabı, sadece göz yaşında gizliyebildi!
Bay Wilhelm, 85 yaşın yorgun sesiyle,“Olurda bir gün tek adam seçimi olursa,insanlık onuru adına,sana söz veriyorum Herr Metin,tüm kalbimle HAYIR diyecegimHAYIIR, HAAAAYYYIIIIIRRR!!!!
Duvar ötesinde birileri,çocuklarına inat,el etek öpüyor üç kuruşa!Ne oluyor şimdi buralarda?Hüzünler,nedenKarlı,BoranlıÇıplak, ugultuya sarılı,kimsesizlere vurarak iniyor geceme?Nasırlı yüregim ve ellerimle,Işıklar içinde sıcaklar götürecegimZifir içinde, yolu yitik aşklara.
Önce oğullarımızı yediler,sonra,kadın ve kızımıza, ganimet diyor hergeleler! .Bu lakırdın, pek tanıdık hemşerim!Bilhassa IŞİD höykürmesinden!
Sokak Sokak,Meydan Meydan,Şehir Şehir haykırıyorum!Eyyy Haaallk,ayağa kalk!Kaallk!kaaaallkkkkk!Umutların, torba torba çalındı körmüsün?Yürü!Yürüü!Alnı dik, Mart ayazına inat!Topraga karanlık düşmeden,avcunda yüreğinle,Mülkü çalanlara,vura vura kooş kooooşşş!Öp Güneşi,,kavrulsun dudağın!Tut Güneşi,kavrulsun ellerin!Yaann!Yaaaannn!Cırlavugundan sekiz köşeli kastine dek!Yarınlarda evlatlarımızhırsız sürüsü önündeegilmesin diye, tutuuşş!
Ha yiğidim haa! ,Kim demiş sana körkütüksün?Elinde güllerletut sabahı ta geceden, türkü türkü!Mayıs geliyor Mayıs!"Davranı da deli gönül davranı!Kemal Paşa dinlemiyor fermanı! "