halkbilim • antropoloji • iletiim • sosyoloji • tarih • müzik• dil
ve edebiyat dergisi
ULUSLARARASI HAKEML DERG / YILDA DÖRT SAYI ÇIKAR A Peer Reviewed
Quarterly International Journal
ISSN 1300-7491 CLT: 22 SAYI: 88 2016/4
Sahibi
(Rektör)
(
[email protected])
Uluslararas Kbrs Üniversitesi, Haspolat-Lefkoa Tel: 0392 671 11
11
Abone Koullar Yurtiçi Yllk (Postalama ücreti dahil): 100 TL
Eski Aboneler ve Örencilere Says: 15 TL * Yllk (Postalama ücreti
dahil) : 60 TL
Avrupa için Says: 15 EURO * Yllk Abone Bedeli(Postalama ücreti
dahil): 60 EURO
Amerika için Says: 20 $ * Yllk Abone Bedeli (Postalama ücreti
dahil): 80 $
Abone bedelinin folklor/edebiyat adna Uluslararas Kbrs
Üniversitesi’nin (New Island Education LTD.) Türkiye Bankas Lefkoa
ubesi’ndeki
TR49 0006 4000 0016 8180 1303 26 no’lu TL hesabna,
TR27 0006 4000 0026 8020 0013 71 no’lu Euro hesabna veya
TR70 0006 4000 0026 8020 0102 00 no’lu Dolar hesabna
yatrlarak,
dekontun adresimize gönderilmesi gereklidir. (Abonelerimiz yl
içindeki fiyat artlarndan etkilenmezler.)
folklor/edebiyat’ta yaymlanan yazlar MLA Folklore Bibliyography,
ULAKBM ve
Türkologischer Anzeiger Viyana tarafndan taranmaktadr.
Bask: Saryldz Matbaas, VOKSANAaç leri Sanayi Sitesi, 523. Sokak No:
31 Ostim / Ankara Tel: 0312- 395 99 94
yerel süreli yayn
aratrmalar yaynlamak ve bu alanlardaki sorunlara bilimsel ölçütler
içerisinde tartma ola- na salamak amacyla çkmaktadr.
folklor/edebiyat halkbilim, antropoloji, eitim, tarih, dil ve
edebiyat alanndaki özgün aratrma makalelerini, deneme ve
derlemeleri yaymlayan hakem- li, akademik bir dergidir. Ylda dört
kez yaymlanr.
folklor/edebiyat’ta yaymlanan yazlarn, bilim etii bata olmak üzere,
her türlü içeriksel sorumluluu yazarlarna; telif hakk ise basl ve
her türlü elektronik ortamda folklor/edebiyat’ a aittir.
folklor/edebiyat’ta yaymlanan bir yaz, baka bir yerde yaymlanamaz.
Daha önce baka bir yerde yaymlanm yazlar folklor/edebiyat’a
gönderilemez. Yaymlanan yazlarn sahipleri- ne ve bu yazlar
deerlendiren hakemlere herhangi bir ücret ödenmez.
Hakem Deerlendirmesi: folklor/edebiyat’a gönderilen yazlar, önce
yayn kurulunca dergi ilkelerine uygunluk aç-
sndan incelenir. Uygun görülmeyenler düzeltilmesi için yazarna iade
edilir. Yayn için teslim edilen makalelerin deerlendirilmesinde
akademik tarafszlk ve bilimsel kaliteye dikkat edilir. Deerlendirme
için uygun bulunanlar, ilgili alanda iki hakeme gönderilir.
Hakemlerin isimleri gizli tutulur ve raporlar iki yl süreyle
saklanr. Hakem raporlarndan biri olumlu, dieri olumsuz olduu
takdirde, yaz, üçüncü bir hakeme gönderilebilir veya yayn kurulu,
hakem raporlarn inceleyerek nihai karar verebilir. Yazarlar, hakem
ve yayn kurulunun eletiri ve önerilerini dik- kate alrlar.
Katlmadklar hususlar varsa, gerekçeleriyle birlikte itiraz etme
hakkna sahiptirler. Yayna kabul edilmeyen yazlar, yazarlarna iade
edilmez.
Yazm Dili folklor/edebiyat dergisinin yazm dili Türkiye
Türkçesidir. Ancak her sayda derginin üçte
bir orann geçmeyecek ekilde baka dillerde yazlm yazlara da yer
verilebilir.
Yazm ve Basm Koullar: Yazlar windows (Microsoft Word) uyumlu sözcük
ilemci programyla yazlmal, e posta
yoluyla gönderilmi olsa da A4 boyutundaki kada 3 kopya çkts alnarak
Word uyumlu CD ile birlikte yazma adresine gönderilmelidir.
Yazlarn uzunluu konusuda snrlama olmasa da tek bir sayda
yaymlanabilmesi göz önüne alnarak 20 sayfay amamaldr.
lk sayfa yazm sras: 1)Yazar ad (sol üst köe, sola dayal) 2) MakaIe
bal (sola dayal) 3) Çeviri makaleler için çevirmen ad (saa dayal)
4)Türkçe özgün makaleler için ABSTRACT, RESUME, ZUSAMMENFASSUNG
balkla-
r altnda, 150 sözcükten az olmamak üzere Türkçe ve ngilizce özet.
Makale balnn özet dilinde çevirisi özet balnn altnda verilmeli daha
sonra özet metin yer almaldr. Türkçe dndaki makaleler için ÖZ bal
altnda geniçe bir Türkçe özet verilmeli ve ayn kurallara uyulmaldr.
Çeviri ve kitap tantm, deerlendirme yazlar hariç, özet bölümü
olmayan yazlar, yaymlanmaz.
5) Önce makale dilinde, ardndan özet dilinde anahtar sözcükler.
(3-5 sözcük) 6) Yazarla ilgili açklama (sayfa altna) (*) iareti ile
7) Varsa, makale ile ilgili açklama (sayfa altna); çeviri
metinlerde kaynak metin ile ilgili
açklama (**) iareti ile 8) Varsa, çevirmenle ilgili açklama (sayfa
altna) (***) iareti ile gösterilmelidir.
Dipnotlar ve Kaynakça Dipnot ve kaynaklar APA 5 (American
Psychological Association) standartlarna uygun
olarak verilmeli, ikinci kaynaktan yaplan alntlarda, asl kaynak da
belirtilmelidir.
folklor / edebiyat
Editorial Principals Folklor/Literature is published quarterly.
Winter/January, Spring/April, Summer/July and Autumn/ October. The
main goal is to publish original researches on folklore,
antropology, education, history, language and literature and create
a discussion platform on these subjects. Folklor/Literature is an
academical journal which publishes original articles on folklore,
antropology, education, history, language and literature.
The overall responsibility and writing preferences for the
published articles belong to the author of the article, The royalty
rights of the accepted articles are considered transferred to
Folklor/Literatu- re. In order for any article to be published in
Folklor/Literature, it should not have been previously published or
accepted to be published elsewhere.
Referees’ Evaluation of Papers Articles forwarded to
Folklor/Literature are first reviewed by the Editorial Board in
terms of journal’s publishing principles. Those which are found
unsuitable are returned to their authors to be correc- ted.
Academic objectivity and scientific quality are considered of
paramount importance. Those considered acceptable are initially
referred to two referees who are well-known for their works in
relevant fields. Names of the referees are kept confidential and
referee reports are safe-kept for two years. For publication of
articles, two positive reports are required. In case one referee
report is negative while the other is favorable, the article may be
forwarded to a third referee for further eva- luation or
alternatively the board, based on the contents of the reports may
feel confident to make a final decision. The authors are to
consider the criticism, suggestions and corrections offered by the
referees and by the editorial board. If they disagree, they are
entitled to counter present their views and justifications. Final
decision rests with the editorial board. Articles which are not
accepted for publication are not returned to their authors.
The Language
The language of the journal is Turkish. Articles in other languages
may be published, not to exceed one third of an issue.
Writting and Edition Rules 1. Papers should be typed in MS Word
program. 2. Papers should be prepared in accordance with the
principles set forth are to be sent in
three copies and one CD to Folklore/Literature at the
correspondence adress. 3. The maximum length for the papers is 20
pages.
The first page should be written as follows: 1. Names and surnames
are written in upper left hand corner (left aligned) 2. The Title
(left aligned) 3. Translator name for translated papers (right
aligned) 4. For original papers in Turkish, the paper should
include an abstract in Turkish and English
briefly and laconically expressing the subject in minimum 150
words. The tranlation of paper’s title should be given under the
title of abstract. After that, the abstract should be taken place.
A detailed Turkish abstract should be given for the papers in the
other langu- ages. The papers which do not have a abstract will not
be published.
5. Leaving one line empty after the body of abstract, there should
be key words, minimum 3 and maximum 5 words.
6. Explanation about the author (with *) 7. If there is,
explanation about the paper (with **), for tranlation explanation
about the so-
urce text (with **) 8. If there is, explanation about the tranlator
(with ***)
Footnotes and Bibliography
The footnotes and bibliography should be gives according to APA 5
(American Pyschological Association) standarts. The original source
should be indicated in the secondary quatations.
folklor / edebiyat
Yayn Kurulu / Editorial Boards Prof. Dr. Kubilay Aktulum (Hacettepe
Üniversitesi)
Prof. Dr. N.Serpil Altuntek (Süleyman Demirel Üniversitesi) Prof.
Dr. Mustafa Apaydn (Çukurova Üniversitesi)
Prof. Dr. Erman Artun (Çukurova Üniversitesi) Prof. Dr. Suavi Aydn
(Hacettepe Üniversitesi)
Prof. Dr. lhan Bagöz (ODTÜ) Prof. Dr. Dilek Batislam (Çukurova
Üniversitesi)
Prof. Dr. Oktay Belli (stanbul Üniversitesi) Prof. Dr. Mutlu Binark
(Hacettepe Üniversitesi) Prof. Dr. Hande Birkalan (Yeditepe
Üniversitesi)
Prof. Dr. Fuat Bozkurt (Akdeniz Üniversitesi) Prof. Dr. Bernt
Brendemon (Finlandiya)
Prof. Dr. Peyami Çelikcan (Ik Üniversitesi) Prof. Dr. Muharrem
Caferli (Nahcivan Devlet Üniversitesi)
Prof. Dr. Erdal Cengiz (Ankara Üniversitesi) Prof. Dr. Selma Köksal
Çekiç (Batman Üniversitesi) Prof. Dr. Özkul Çobanolu (Hacettepe
Üniversitesi)
Prof. Dr. Metin Ekici (Ege Üniversitesi) Prof. Dr. Nuran Elmac
(Dicle Üniversitesi)
Prof. Dr. Ayten Er (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Tülay Er (Bakent
Üniversitesi)
Prof. Dr. Yldray Erdener (ABD) Prof. Dr. Cengiz Ertem (Ufuk
Üniversitesi) Prof. Dr. Tuna Ertem (Atlm Üniversitesi)
Prof. Dr. Celil Garibolu Nagiyev (Bakü Asya Üniversitesi) Prof. Dr.
Ahmet Gökbel (Cumhuriyet Üniversitesi) Prof. Dr. Nevzat Gözaydn
(Ankara Üniversitesi) Prof. Dr. Bahadr Gülmez (Anadolu
Üniversitesi)
Prof. Dr. V. Doan Günay (Dokuz Eylül Üniversitesi) Prof. Dr. Umay
Günay (YÖDAK-KKTC)
Prof. Dr. Abdulkadir Gürer (Ankara Üniversitesi) Prof. Dr. sa
Habibbeyli (Nahcivan Devlet Üniversitesi)
Prof. Dr. Maria Ivanics (Macaristan) Prof. Dr. Eva Csato Johanson
(sveç)
Prof. Dr. Turul nal (Ufuk Üniversitesi) Prof Dr. Birsen Karaca
(Ankara Üniversitesi)
Prof.Dr. Metin Karada (Uluslararas Kbrs Üniversitesi) Prof. Dr.
Suat Karantay (Boaziçi Üniversitesi) Prof. Dr. ahin Karasar
(Maltepe Üniversitesi) Prof. Dr. Haim Karpuz (Selçuk
Üniversitesi)
Prof. Dr. Ayla Kaolu (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Asker Kartar
(Kadir Has Üniversitesi) Prof. Dr. Kurtulu Kayal (Ankara
Üniversitesi)
Prof. Dr. Aynur Koçak (Yldz Teknik Üniversitesi) Prof. Dr. Jaklin
Kornfilt (ABD)
Prof. Dr. Sabahattin Küçük (Uluslararas Kbrs Üniversitesi) Prof.
Dr. Muhtar Kutlu (Ankara Üniversitesi)
Prof. Dr. Frat Kutluk (Dokuz Eylül Üniversitesi) Prof. Dr. Ouz
Makal (Beykent Üniversitesi)
Prof. Dr. Özkan Manav (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi)
Prof. Dr. Eunkyung Oh (Güney Kore)
Prof. Dr. Bekir Onur (Ankara Üniversitesi) Prof. Dr. Mustafa Oral
(Giresun Üniversitesi)
Prof. Dr. Mehmet Ölmez (Yldz Teknik Üniversitesi) Prof. Dr. Zafer
Önler (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi)
Prof. Dr. smail Öztürk (Dokuz Eylül Üniversitesi) Prof. Dr. Ali
Osman Öztürk (Konya Üniversitesi)
Prof. Dr. Gülsün Parlar (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Hayrettin
Rayman (Bozok Üniversitesi)
Prof. Dr. Musa Yaar Salam (Hacettepe Üniversitesi) Prof. Dr. Nevzat
Yusuf Sargöl (Bükre Üniversitesi, Romanya)
Prof. Dr. Hikmet Seçim (Uluslararas Kbrs Üniversitesi) Prof. Dr.
Medine Sivri (Eskiehir Osman Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Babahan Muhammed erif (Özbekistan) Prof. Dr. Veysel
Sönmez (Uluslararas Kbrs Üniversitesi)
Prof. Dr. Esma imek (Frat Üniversitesi) Prof. Dr. Ahmet Tan (Konya
Üniversitesi)
Prof. Dr. Ümit Fafo Telatar (Ankara Üniversitesi) Prof. Dr. Taner
Timur (Ankara Üniversitesi) Prof. Dr. Songül Ta (nönü
Üniversitesi)
Prof. Dr. lhan Tomanbay (Hacettepe Üniversitesi) Prof. Dr. Cengiz
Tosun (Hacettepe Üniversitesi) Prof. Dr. Hüseyin Türk (Ardahan
Üniversitesi)
Prof. Dr. Ali Yakc (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Ahmet Necmi Yaar
(Çukurova Üniversitesi)
folklor/edebiyat, cilt:22, say:88, 2016/
Yaar Özkanda*
Giri Türkiye’de Ulusal Kurtulu Sava’n ve Lozan Bar Antlamas’n
izleyen yllarda
birbirinden ayrlmaz bir bütün tekil eden köklü deiiklikler yaplr (
Timur, 2008: 63). Özellikle siyasal ve kültürel alanlarn her
birinde tebarüz eden bu köklü deiikliklerden amaçlanan Türk
ulusunun “ medeni bir heyet-i içtimaiye ” haline gelmesidir.**
Burada “ medeni ” kavramndan kastedilen ise, siyasal ve sosyal
yapnn dini ve geleneksel un-
surlardan arnm ve Bat’y Bat yapan deerler sistemini benimsemi
profan bir nitelik kazanmasdr.*** Bu kapsamda Türk Devrimi’nin
tayclar, Bat’nn ürettii deerler sis-
teminin topluma yerletirebilmesi adna bir yandan saltanatn
kaldrlmas, cumhuriyetin ilan ve hilafetin ilgas gibi admlar atarak
siyasal egemenlii topluma aktarrlar.**** Dier yandan da eitim ve
kültür alannda radikal deiikliklere giderler. Buna göre, eitim
birletirilerek laik snrlar içine çekilir, ders kitaplar modernize
edilir, karma eitim sis-
temine geçilir, halk evleri gibi kurumlarla eitimin yaygn hale
getirilmesine çallr (Hacibrahimolu, 2012: 30), Latin alfabesi kabul
edilir, Türk dilinin, Arapça ve Farsça sözcüklerden temizlenmesine
yönelik dil çalmalar balatlr ve Türk tarihinin aydnla-
* Bingöl Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Aratrma Görevlisi,
E-posta:
[email protected] ** Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal,
30 Austos 1924 tarihinde Dumlupnar’da yapt bir konumada yaplmakta
olan devrimlerden amaçlanan öyle ifade eder, “ Efendiler,
milletimizin hedefi, milletimizin mefkûresi bütün ci- handa tam
mânasile medeni bir heyeti içtimaiye olmaktr.” ( Atatürk’ün Söylev
ve Demeçleri, Cilt: II, 2006: 187). ***Mustafa Kemal’in, “
Medeniyete girmek arzu edip de, garba teveccüh etmemi millet
hangisidir? ”, eklindeki ifadeleri, medeniyet kavram ile Bat
arasnda mutlak bir özdelik kurulduunu gösterici niteliktedir. (
Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt: III, 2006: 91). ****Türk
Devrimi’nin siyasal yapy dönütürücü atlmlar için bkz ( Tanör,
2010).
folklor / edebiyat
tlmas amacyla tarih çalmalarna arlk verilir.*
Türk aydn, Türkiye’nin siyasal ve sosyal bir devrimin içinden
geçtii bu süreci, gazete ve dergi gibi çeitli yaym organlarnda,
üniversite konferanslarda ve kitaplar- da tanmlamaya ve anlamaya
yönelik bir çaba içine girer. Bu yöndeki ilk adm Kadro Hareketi’dir
( Yldz, 2011: 193). Kadro Dergisi’nin imtiyaz sahibi Yakup Kadri,
Yayn Müdürü ise Vedat Nedim görünmesine karlk, Kadrocu ideoloji,
evket Süreyya Ay-
demir tarafndan belirlenir. Kadrocular, Marksist düünceden uzaklama
sonucu ortaya çkan ideolojik boluu yeni bir dünya görüüyle
doldurmaya, Türk Kurtulu Savaa ile birlikte tüm ulusal kurtulu
savalarn bilimsel olarak açklamaya ve Kemalizm’in bir taklit
hareket olmadn kendine özgü bir ideoloji olarak biçimlendirilmesi
gereken büyük bir tarihsel ve bilimsel olgu olduunu belirlemeye
çalrlar. Bir baka ifadeyle ideolojisi ve doktrini olmadna ancak bir
ideolojiye ve doktrine temel olabilecek un-
surlar içinde tadna inandklar Türk devriminin ideolojisini ortaya
koymay amaç-
larlar. Bunu yaparken de tarihsel materyalizmi bir yöntem olarak
kullanrlar. Bu yöntemi kullanmalarnn kendilerinin Marksist olduu
anlamna gelmeyeceini ifade eden ev-
ket Süreyya Aydemir, dünyada iki temel çeliki olduunu öne sürer.
Birincisi, üretim araçlarna sahip olan snf ile bu araçlardan mahrum
braklan snf arasndaki çelikidir. Bu çeliki snf kavgas eklinde
cereyan eder. kinci çeliki ise, büyük üretim araçlarn elinde
biriktiren milletler ile bu üretim araçlarndan yoksun milletler
arasndadr. Bu çeliki ise ulusal kurtulu savalar eklinde tezahür
eder ( Ertan, 1994: 87-92).
Kadro’nun, Türk nklâb’n tarihsel materyalizmden esinlenerek
yorumlamas karsnda Samed Aaolu, Hilmi Ziya Ülken ve smail Hakk
Baltacolu gibi aydn-
larca temsil edilen cumhuriyetçi muhafazakârlk, felsefi açdan
materyalizm, aklclk, pozitivizm ve hümanizm gibi kavramlar reddeden
ruhçu ve romantik bir akm olarak ortaya çkar. Bu balamda Türk
nklâbn, Bat’nn pozitivist, aklc ve rasyonalist ei- limlere dayanan
aydnlanmac/ ilerlemeci geleneklerinden ziyade kar aydnlanmac yüzünü
meydana getiren ruhçu romantik geleneklerle izah etmeye çalr.
Cumhuriyetçi muhafazakârln gözünde, Bat, Kant felsefesinin içinden
doar. Fakat özelikle Alman-
ya ve Fransa’da aklclk kart bir zeminde ilerler. Ruhçu ve romantik
akmlarla bulu-
arak güçlenir ve 20. yüzyln banda Bergson felsefesi içinde en olgun
biçimine ular ( rem, 2003: 108, 109).
Peyami Safa da, Türk nklâb’nn veya Kemalizm’in öncelikle ölçülülüe
dayal ilevsel kapasitesini kefettikten sonra onun tarihsel ve
geleneksel çerçevesini çizme-
ye çalmas nedeniyle, cumhuriyetçi muhafazakâr gelenein merkezi
aydnlarn biri olarak kabul edilir. Ancak Safa’nn Türk nklâb algs
bir yandan en genel anlamy-
la muhafazakâr düüncenin Cumhuriyet ideolojisi içinde tekabül ettii
yeri gösterirken dier yandan da Türk muhafazakârl üst bal altnda
yaplan tahlillerde birbirinin yerine rahatlkla kullanlabilen “
kültürel muhafazakârlk ”, “milliyetçi muhafazakârlk”, “cumhuriyetçi
muhafazakârlk” gibi terimlere Safa özelinde daha dikkatli yaklalmas
gerektiini ortaya koyar (Yldz, 2011: 192, 208). Çünkü Safa’nn Türk
nklâb algs,
* Söz konusu modernletirici hamleler için bkz (Turan, 1996)
folklor / edebiyat
Kemalist devrimin merkezine yakn bir noktada durur. Kemalist
devrimin paradigmasy-
la kimi noktalarda örtüme içindedir. Bir baka ifadeyle Safa, bir
yandan muhafazakâr düünceye özgü, geçmi ve gelenek gibi kayglardan
hareket ederken dier yandan ta-
vizsiz bir ilerlemeci ve tutkulu bir aklc olarak karmza çkar (
Durna, 2009: 33,35).
osmanl Reformizminden Bir Kopu ve Balangç Noktas olarak Türk nklâb
Muhafazakârlk, Aydnlanma Ça olarak adlandrlan 18.yüzyldan ve bu
yüzyl
izleyen büyük siyasi, iktisadi ve sosyal alt üst olularn
eletirisinden balatlabilir. Bü-
tün bu alt üst olularn en somut sonuçlar arasnda özel bir yeri olan
Fransz Devrimi, Aydnlanma döneminde belirginlik kazanan ve onun
felsefi temellerine eletiri getiren birçok düünceyi, iç tutarll
olan bir ideoloji olacak biçimde bir araya getirir. Bu kap-
samda Muhafazakârlk, Fransz Devrimi’ne ve bu devrimin felsefi
temellerini hazrla-
makla itham edilen aydnlanma filozoflarna yöneltilen eletirilerin
meydana getirdii bir düünce gelenei ve bir ideoloji olarak ortaya
çkar (Özipek, 2003: 66).
Muhafazakâr ideolojinin kurucusu Edmund Burke, “ Fransa’daki Devrim
Üstüne Düünceler ( Reflections on the Revolution in France ) ” adl
yaptyla muhafazakâr düüncenin en üst referans metnini ortaya koyar.
Burke için, Fransz Devrimi, tarihin baka hiçbir örneini sunmad
garip bir olgudur, ilkeleri ve uygulamas bakmndan bozulmutur ve bir
bütün olarak kötüdür. Fransz Devrimi’ni kötü bir olay haline
getiren, tarihin zincirini krma iradesi, zamandan kopma arzusu,
ülkesini düz ve beyaz bir kât olarak görme kibirlilii ve siyaseti
çplak aklla kurma isteidir. Kopu, üphesiz ki ger- çek bir olgudur;
ancak devrimcilerin iddia ettii gibi bir yenilenme deil bir
alçalmadr ( Beneton, 2011: 15,18, 21).
1930’u yllarda Peyami Safa, Osmanl mparatorluu’nun son dönem
tarihine dönük deerlendirmelerinde, muhafazakâr ideolojinin,
toplumun tarihsel sürekliliinde oluan iddetli krlmalar ve devrimci
kopular reddeden düünce sistematiine katlmaz ak-
sine Osmanl mparatorluu’nun son dönem tarihi ile Cumhuriyet dönemi
arasndaki uçurumlar göstermeye çalr. Osmanl mparatorluu’ndaki
reformcu çabalara kar reaksiyoner bir tutum sergiler. Tarihin bu
kesitindeki reformist hamlelerin ilerici bir ni- telik tamadna tam
tersine Tanzimat döneminden önceki slahat hareketlerinin ortaya
çkard “ alaturka ve alafranga iki Türk ve iki Türkiye” nin
toplumsal yap üzerinde iddetli travmalar yarattna inanr. Safa için,
Tanzimat dönemi ile Jön Türk nklâb’nn da sürdürdüü bu iki Türkiye “
Türk düüncesinin en büyük meselesi ve Türk ruhunun en büyük
ikencesi ” dir ( Safa, 1938f: 7).
Peyami Safa, aydn gruplarnn bir araya gelmesiyle ortaya çkan
Batclk, slamc- lk ve Türkçülük gibi politik akmlara da olumsuz bir
açdan yaklar. Safa, Batclk ve Türkçülük akmlarnn içinden “ Atatürk
inklâbna kadar lâikle milliyetçiliin birbirine mâni akideler olmadn
idrak eden tek bir fikir ” adamnn çkmadn belirterek her iki politik
akm tarafndan öne sürülen siyasal ve toplumsal tezleri, birbiriyle
çatma içinde olmakla ve bütünleememekle itham eder. Bu noktadan
hareketle II. Meruiyet dönemi düün akmlarnn, toplumun yaad
parçalanml ortadan kaldramayaca-
folklor / edebiyat
208
n düünür ( Safa, 1938ç: 5). Bunun yannda Safa için, Batclk, slamclk
ve Türkçülük akmlar gelitirdikleri yorumlaryla ve gelecee dönük
önermeleriyle bir bütünlük ser- gilemekten yoksun olmann yan sra
Osmanl mparatorluu’nun içinde bulunduu ta-
rihsel koullar ve bu koullar karsnda izlenmesi gerekli olan
stratejiyi de saptamaktan acizdir. Bu nedenledir ki, Birinci Dünya
Sava’nn sonunda, slamclk, Msr’ yeniden elde etmenin hayalleri
içinde Arabistan da verir. Garpçlarn idealize ettii Garp, “Mar-
maradan stanbula toplarn diken tilaf donanmalarnn namlu”
deliklerinden bir heyula gibi Türkleri izler. Türkçülük, elde kalan
son toprak parçasn da müdafaa kaygsyla, Turan yolculuundan vazgeçer
ve bir edebiyat hareketi halinde yaamaya devam eder ( Safa, 1938f:
75-77).
Safa’nn tahayyülünde, Türk nklâb “ Türk bünyesini hem ark hem garp
hem de din ve milliyet arasnda” ikiye bölen Osmanl reformizminin
lineer bir biçimde ilerle-
yen bu tarihinde iddetli bir krlmay ve hereyin yeni batan ina
edilecei olumlu bir gelecein kalk noktasn simgeler. Zira
Atatürk’ün, Türk bünyesinde yaamaya müsait gördüü Türkçülük ve
Garpçlk akmlarnn “ Osmanllk mefhumuna yapan ölü taraf- larn kesip”
atmasyla birlikte saltanat ve eriat otoritelerine boyun emeyen ve
kendine özgü deerlerinden taviz vermeyen “ müstakil ” bir
milliyetçilik doar. Bunun yannda Garp metodunu veya yeniça
Avrupa’snn “ tekniini ve beynelmilel muaeretini, y- klm bir
imparatorluun zaruri kld endielerden hiçbirile sakatlamadan eriat
ve saltadan korkusundan temizlenmi bir bütünlükle ” yurda aktarmann
yolu açlr ( Safa, 1938f: 88-89).
Tüm bu gelimelerin neticesinde Türk nklâb, Tanzimat’n kozmopolit
batclna ve slamcln klerikalizmine kaplmadan iki ana temel üzerinde
yükselir: Milliyetçilik ve Medeniyetçilik. Milliyetçilik, milli
hâkimiyetin inas ve Büyük Millet Meclisi’nin kuruluu, saltanatn ve
hilafetin ilgas, milli ekonomi, Osmanl çerçevesinden çkarlan Türk
tarihinin, Orta Asya’daki köklerine uzanmas, öz Türkçe hareketi ve
ezann Türk-
çeletirilmesi gibi inklâp hareketlerini yaratr. Medeniyetçilik,
tekkelerin ve zaviyelerin kapatlmas, er’i mahkemelerin kaldrlmas,
Latin harflerine geçilmesi, yalnz Bat mü-
ziinin öretilmesi ve Bat’nn muaereti ile kyafetlerinin resmilemesi
gibi atlmlar dourur* ( Safa, 1938f: 97-99).
Kadim Gelenein Diriltilmesi Muhafazakâr politikann temeli, onun
geçmiin rolü konusundaki düünceleridir.
* Safa’nn, bu noktada, gelitirdii formülasyonun, daha sonra Niyazi
Berkes’in ve Atilla lhan’n kulland ça-
dalaarak uluslama kavraman anmsattn söylemek mümkündür. Örnein
Berkes’e göre, Batclk, Bat uygar- ln alma, milliyetçilik de bunun
karsnda bazen dini, bazen rki ve bazen de siyasi kavramlara sarlma
anlamnda anlalr. Bu iki anlay, biri milliyetçilik dieri de Batclk
eklinde sürekli birbirine zt iki eilim arasnda kalr. kisi arasndaki
ballk ancak Kemalizm’in toplumsal devrimiyle kurulur ( Berkes,
2007: 148). Atilla lhan içinse, Atatürkçülük ne slam dümanl ne Bat
hayranldr. Kültürel açdan Atatürkçülük, Türk kültürünün uluslaarak,
evrensel boyutlara ulamann mücadelesidir. Buna göre Atatürk, bir
taraftan üretim güçlerinin gelimesini salarken dier taraftan da
Bat’da gelimi olan ulusal kapitalist toplumun üst yap kurumlarn
ulusa alar. Anayasa, giyim- kuam deiiklii, takvim, saat, alfabe,
tarih tezleri ve dil çalmalar bütünüyle bu ekilde ele alnmaldr (
lhan, 2012: 57).
folklor / edebiyat
de, hayal gücünün veya bir yenilik ruhunun dayatlabilecei kadar
özgür deildir. Dev-
letin meruiyeti sadece zmni bir anlamaya deil her hangi bir neslin
çok ilerisine giden tarihe ve geleneklere baldr. Ancak
muhafazakârlarn, gelenee bavurular geçmiten gelen fikirlerin her
birinin ve bütünün onaylanmas eklinde deildir. Muhafazakârlar da,
bütün dier felsefelerde olduu gibi seçmecidir. Onlar için, geçmiten
imdiki zamana aktarlacak olan gelenek faydal ve ayn zamanda da
çekici olmaldr ( Nsbet, 2011: 51, 52, 55).
Peyami Safa da, Kemalizm’e dönük deerlendirmelerinde muhafazakâr
ideo-
lojinin gelenee dönük bu saygl ve seçmeci tutumunu benimser. Safa,
Osmanl mparatorluu’nun son dönem tarihini topyekûn reddeden
yaklamyla çeliir bir ekil- de, Türk nklâb’n kadim gelenei alt üst
eden bir katastrof durumu olarak deil tam aksine gelenein yeni
biçimler almaya müsait unsurlarn modern dünyaya tayan ve orada da
gelitiren bir ina süreci olarak görür. Safa’ya göre, Türk nklâb,
dini gelenek-
ler içinde “ yalnz medenî inkiafa engel olan âdetleri ve prejüjleri
tasfiye” eder. Dier geleneklere müdahaleyi düünmez. Tam aksine bu
gelenekler içinde “ resmî kymetlerini muhafaza edenler ” bulunur.
Ramazan ve kurban bayramlarna ait merasimlerin devam etmesi,
Kur’ann tercüme edilmesi ve ezann Türkçeletirilmesi, dinin, ayn
zamanda milli bir müessese olarak Türk nklâb içinde ald yeri
gösterir ( Safa, 1938f: 108).
Safa, Türk nklâb’nn, Osmanl mparatorluu’nun medeniyet dairesinde
yerini alan yozlamam ve canl bir ileve sahip dinsel gelenekleri
ulus devletin gereklerine göre yeniden düzenlemekle kalmadn bununla
birlikte slam öncesi Türk tarihindeki gele-
nekleri de kurtaran hamlelerde bulunduunu düünür. Safa’ya göre,
Türk nklâb’nn yaamaya müsait dini gelenekleri himaye eden nitelii,
milliyetçilik ve medeniyetçilik prensiplerinden en ufak bir taviz
vermi deildir. Türk nklâb, dini geleneklerin muha-
fazasnn yannda milli gelenekleri de daha geni bir kadroda
zenginletirmeyi amaçlar. Osmanl mparatorluu çerçevesini aan daha
uzak ve daha derin köklere uzanarak Türk tarihine ve diline ait
geleneklerin tesir ve kudretlerini eskilikleri orannda arttrr (
Safa, 1938f: 108).
Peyami Safa, milli gelenee ait tözün ortaya çkarlmasnda ve
kristalize edilme-
sinde önemli bir araç olarak gördüü tarih ve dili çalmalarn “
Atatürk inklâbnn en esasl temellerinden biri ” olarak kabul eder.
Safa için, tarih ve dil çalmalar; Os-
manl Türkü’nün, Bosna-Hersek, Trablusgarp, Balkan ve Sevr
facialarndan sonra milli uurunu tahrip eden kendi aa görme
kompleksini parçalar. Türk milletine, Avrupa medeniyetine
katlabileceini bir çrpda gösterdikten sonra “ insan kadar eski
tarihinin zaman içindeki yekpare ve heybetli ” kitlesini sezdirir.
Onun ruhuna “ koskoca ve ebedi Türkiye hakikatinin damgasn ” basar.
Bu durum, Kemalizm’in yalnzca iktisadi, siyasi ve hukuki bir
hareket olmad bunun yannda bir kültür ve medeniyet hamlesi de
olduu
folklor / edebiyat
Akln ve Bilimin Mutlak Egemenlii Muhafazakârlk, Aydnlanmann
iyimserliini ifade eden kusursuzluk anlaynn ve
akl sayesinde insann kendisini ve yaad toplumu mükemmel klabilecei
düünce-
sinin tam tersine insann doas ve akl konusunda karamsar ve kötümser
bir felsefenin içinden hareket eder. nsann doas gerei snrl bir
varlk olduuna, bu nedenle de kilisenin temsil ettii vahiy araclyla
sahip olunabilecek insanüstü bir gerçeklikten deil insann kendi
zihninden gelen akln zayflna ve bu akln dünyay daha güzel k-
lamayacana inanr. Söz konusu bu akl anlaynn, snrl bir kavray gücü
olduunu ve hiyerarik olarak dier bütün beeri deerlerin üzerinde yer
alan ve onlardan bam-
sz bir biçimde kendine bavurulmasn hakl çkartacak yanlmaz ve yüce
bir otoriteyi temsil etmediini düünür. nsanln yaad ve yaayaca bütün
aclardan sorumlu olduunu kabul eder ( Özipek, 2011: 46, 63,
64).
Peyami Safa, “ Türk nklâbna Baklar ” adl yaptnn hazrlk aamasna
teka-
bül eden günlerde, aydnlanma aklna kar gelien bu muhafazakâr
isyandan oldukça uzak bir noktadadr. Aydnlanma aklna veya
rasyonalizme yaratc anlamlar yükleyen bir düünsel zeminden hareket
eder. Safa, Avrupa’ya gerçekletirdii seyahatindeki (Ay-
vazolu, 1998: 259) gözlemlerinde “ Fisagorasn ve Öklidesin omuzlar
üzerinde du-
ran riyaziye kafasnn bugünkü Avrupa’y vücuda ” getirdiini yazar
(Safa, 1938b: 30). Türk nklâbna Baklar ” adl çalmasnda da bu
düüncesini tekrarlayan Safa’ya göre, Rönesans’tan itibaren
ilerleyen tabiat bilimleri, Renan’n Yunan mucizesi olarak
adlan-
drd riyaziye metodunu gelitirir. Bu metot ise, zekây nafile
hayallerin, fantezilerin, vehimlerin, hurafelerin ve “ mantk
disiplininden mahrum faraziyelerin yankesiciliin-
den ” kurtararak bugünkü Avrupa’y yaratr. Yunanistan’n ve Avrupa’nn
bütün ilim ve sanat eserlerindeki açkl, sadelii ve aydnl meydana
getirir** ( Safa, 1938f: 120, 121).
Peyami Safa, buraya kadar muhafazakâr düüncenin insan aklna yönelik
duyduu üphenin aksine rasyonel akla toplumu yeniden ina edebilme
niteliini vermekle birlik-
te bu noktadan sonra geçmii, imdiyi açklayacak bir anahtar olarak
gören muhafazakâr bir yöntemin içinden hareket eder. Türk nklâb’nn
rasyonel toplum idealinin köklerini Türk- slam tarihinin erken
dönemlerine balayama çalr. Bunun için de Ortaça’da “ Yunan
düüncesini ilk yaayan ” fikir hareketinin “ Türk iskolâstii ”
olduunu ifade eder. Türk-slam medeniyetinin bütün Ortaça boyunca
Aristo’nun iaret ve tesiri altnda bulunduunu ve Farabi ile bni
Sina’nn bu tesirden hareketle Ortaça’a aklc ve tabiatç bir düence
sistematiini tanttklarn belirtir. Her iki felsefecinin de klasik
düüncenin
* Dil ve tarih çalmalarnn, Kemalizm’e muhafazakâr bir nitelik
kazandrd ve Türk Merkez sann ya da cum-
huriyetçi muhafazakâr çevrenin, bu sayede Kemalizm’le
bütünleebildii öne sürülür.( rem, 2008: 11-32) Ancak Emre Kongar’a
göre, tarih ve dil tezleri, ulusu dier uluslarla eit hale getirmek
amacyla ulusal kimlii gelitiren muhafazakâr deil ilerici nitelikte
eylemlerdir ( Kongar: 2011: 317). ** Peyami Safa’nn 1930’lu yllarda
aydnlanma aklna duyduu mutlak inanç, 1960’larda büyük bir deiim
geçirir. Artk Safa için, “ insan zekâs birçok sorunlarn karsnda be
yanda çocuktur. ” Kudretin ve aczin bir simgesidir ( Safa, 1990:
35).
folklor / edebiyat
211
yatanda derin bir uykuya dalm görünen Aristo’yu uyandrarak “
ilahiyatç ve mistik bir görüten tabiatç ve dünyac bir görüe geçiin
ilk prensiplerini ” ortaya koyduklarn söyler ( Safa, 1938f: 149,
154).
Safa için, Türk-slam medeniyetinin bu aydnlk nitelii “ mistik
düünceyi ve ahlâk en büyük salâhiyetle ve kudretle ” temsil eden
Gazali’yle birlikte kaybolmaya balar. Gazali, bütün mesaisini “
akln bilgi vastas olarak beceriksizliini ve kifayetsizliini ” ispat
etmeye ayrr. Gazali’nin Ortodoks bir iman anlayn kurmaya dönük bu
çalma-
lar, Muhiddini Arabî ve Mevlana ile kuvvetlenerek devam eder ve
slam medeniyetinde modern bilim düüncesinin domasn bugüne kadar
geciktirir. Ancak Türk nklâb’nn balamasyla birlikte, sezi ve
faraziyeden; müahedeye, tecrübeye ve aklc metoda doru, yani mistik
görüten ilmi görüe doru bir tekâmül yeniden balar ( Safa, 1938f:
161,162, 193).
Demokrasi ve Eitlik Bir siyaset felsefesi olan modern
muhafazakârlk, Aydnlanma’nn liberal felsefi dü-
ünce eklini, doal hukuk/ doal haklar fikrini ve burjuva devrimci
düünce ve davran kalplarn reddeder. Özgürlük, eitlik ve halk
egemenlii ilkelerine kar çkar. Siyasetin kendinden bir devlet ileyi
yöntemi çkartabilecek bir bilimi ve evrensel ölçekte pratie
dökülebilecek siyasal bir ideal ve soyut insan haklar bütünü
olduuna inanmad için yasalar önünde eitlik ve yurtta haklar gibi
kavramlara olumsuz bir tepkiyle yaklar. Sözlemeye ve soyut haklara
dayal rasyonel toplum tasavvuruna kar Ortaça kökleri- ni, bu
dönemde varlk kazanm kadim toplumsal düzeni, kurumlar, yaanty,
hukuku, felsefeyi, aile ve din örgütlenmesini yani Fransz devrimi
öncesi ve eski rejimi savunur ( Güler, 2010: 122, 125).
Peyami Safa, bu noktada da Kemalist devrimin aydnlanmac dinamikleri
ile muhafazakâr düünce sistemi arasnda bir medcezir durumu yaamaya
devam eder. Safa, bir taraftan Cumhuriyet’in egemenliin kaynan
ulusa aktaran niteliini ve ya-
salar önünde eit ve bütünlemi bir kitle idealini içtenlikle
benimserken dier taraftan benimsedii bu ideali merulatrmak adna
muhafazakâr bir kaygyla slam tarihinin derinlerinde bir cumhuriyet
icat eder. Safa’ya göre, ranllar, slamiyet’ten en az bin be yüz
sene önce ilahi hukuk nazariyeleri ortaya koyarlar. Bu nazariyelere
göre “ hü-
kümdar kudret ve salâhiyetini dorudan doruya Allahtan alr, bu
sfatla mukaddes ve gayrimes’ul olur.” Zerdütlerin mukaddes kitab
Zendavesta’da yerini alan bu nazariye, ran geleneinin hameti ve
gücü sayesinde bütün ark kavimlerine yaylr ve onlar etkisi altna
alr ( Safa, 1938e: 5).
Tarihin bu noktasnda, slamiyet, böylesi bir siyasal örgütlenmeyi
reddeden bir özle sahneye çkar. Allah ile insan arasnda almaz bir
mesafe koyan Müslümanlk, hüküm-
dara bir gök ve tanr otoritesi bahetmez. Safa için “ peygamberleri
bile günahtan mü-
nezzeh ” saymayan slâmiyet, bir hükümdara mes’uliyetsizlik veremez.
Tam aksine s-
lamiyet, hükümetin kaynan cemaatte arar. Hükümdar icmai ümmetin
seçmesini ön görür. Hükümdar seçildikten sonra da sorumsuz deil iki
kat daha fazla sorumlu sayar.
folklor / edebiyat
Ancak slamiyet’tin kurduu bu siyasal yap, Muaviye ile birlikte
sarslmaya balar ve zaman içinde tamamen bir enkaza dönüür. “Artk
halifelerin ve padiahlarn kendilerini yeryüzünde Allahn gölgesi
farzettikleri ” teokratik bir mutlakyetin karanlk tarihi ba-
lar ( Safa, 1938e: 5). Safa’ya göre, Türk nklâb bu teokratik bir
mutlakyetin karartt cumhuriyetçi tözü
dinin paternalizminden arndrarak yeniden ortaya çkaran güçlü bir
katalisttir. Safa’ya göre, inklâbn cumhuriyetçilik vasf hem halkçlk
hem de lâiklik vasfyla bütünleerek sarayn elinden ald hâkimiyet
telakkisini klerikalizmden soyutlanm bir biçimde halka aktarr. Türk
nklâb bu aktarm yaparken “ antiklerikaldr, fakat antirölijyö (din
düma-
n) deildir.” nklâp, din ve devlet otoritelerini birbirinden ayrrken
onlar birbirine kar düman deil sadece nötralize eder. Türk
nklâb’yla devlet “ dinin millet üstünde yalnz derunî planda kalan
ruhanî prestijine müdahale etmedii gibi, dinde devletin sosyal ve
siyasi iine ” karamayaca bir statü içine yerletirilir (Safa, 1938c:
5).
Realite, deoloji ve Tarihsel Materyalizm Muhafazakâr düünce için,
Fransz devriminde ortaya çkan devrimci fikir veya ye-
niletirici bir kopu fikri bir skandal ve bir anlamszlktr. Milletler
korumalar gereken bir mirasa ve savunmalar gereken bir mal varlna
sahiptirler. Geçmiin bu deerli miras, bütün erdemlerinin yan sra
asrlar boyunca biriken tecrübenin bir meyvesi olan büyük bir bilge
pratiinde damgasn tar. Siyaset, ince bir olgudur, tarihsel artlara
bal olarak ayarlama, uyarlama ve onarmdr. Özgür bir hükümet
mekanizmas kurmak, yani özgürlüklerle zorunlu olan birbiriyle
dengelemek ve uyumlu bir bütün meydana getirmek, olabilecek en zor
ilerden biridir. Siyaset, a priori deil pratik bir bilimdir,
temkinliliin erdemi ile tarihin bilgeliine dayanan, deneysel bir
bilimdir ( Beneton, 2011: 20 ).
Muhafazakâr düüncenin bu kaygs, Peyami Safa’nn Türk nklâb okumasn
do-
rudan doruya etkiler. Safa da, tarihin tecrübesinden soyutlanm bir
politik dizaynn, baarszla mahkûm olacana inanr. Safa için,
kitaplardan ve ideallerden doan naza-
riyeci ihtilâller “ hayatla temasa geldikçe srtsrta uradklar hayal
inkisarlarile, ancak büyük prensiplerine kyarak, ilk hedeflerine
aykr istihaleler içinde ” gerçekleirler. Oy-
saki hayattan ve realiteden meydana gelen ihtilâller, daha önceden
çizilmi ve tesadüfle-
rin gizli amillerini hesaba katmam bir programn çerçevesine hapis
olmadklar için ve “ kendilerine yalnz müahedeyi ve tecrübeyi rehber
” edindikleri için büyük bir imkân dairesi içinde gerçekleirler (
Safa, 1938f: 198).
Safa’ya göre, Kemalizm de, dogmatik ve kuralc baz izahlar temelinde
ele alnsa da ve “ Avrupa’nn yllanm materyalist akidelerine, yahud «
ferd yok, cemiyet var » gibi Gökalp art, fakat gene Avrupa
milliyetçilii temellerine yahut da istihsal vastalarnn
devletletirilmesi ilâh… gibi sosyalist ” ideolojilere göre izah
edilmeye çallsa da, onu Avrupa ideolojilerinden teekkül eden kapal
sistemler içinde hapis etmek imkanszdr. Kemalizm, kendinden önceki
baz dank fikir akmlarnn tekâmülü olsa bile bir ide-
oloji olarak hiçbir ön yargl düünceye mal edilemez. Kemalizm’in
hiçbir kitapta yeri
folklor / edebiyat
213
yoktur. “ Türk nklâbnn bir tek kitab varsa canl bir tarihtir ve
hayatn ta kendisidir ” ( Safa, 1938f: 199, 200).
Türk nklâb’n, Garp düünce akmlarnn,“ diyalektik tekâmülünden doma
nazarî bir ideoloji deil, sosyal vâkalarn toplu tekâmülünden doma
hayatî ( vital ) bir ham-
le ” olarak tanmlayan Safa, bu tezini, “ Kemalist Türk
Milliyetçilii ”, bal altnda somutlatrmaya çalr. Safa’ya göre,
Osmanl milliyetçilii, Türk Oca ile Türk Yur- du arasnda bir kürsü
ve yaz cokunluu arasnda bocalarken Atatürk gibi bir öndere
kavutuktan sonra dört bir yana baknma ve aratrma döneminden yapma
ve yaratma dönemine geçer. Osmanl milliyetçilii yalnzca bir
itiyakken mütareke devrinin fela-
ketlerinden doan “ Kemalist Türk milliyetçilii batan baa bir
gerçekletirme ” irade-
sini ifade eder ( Safa, 1938d: 5). Türk nklâb’nn,“ diyalektik
tekâmülünden doma nazarî bir ideoloji ” olmadna
inanan Safa, bu inanc dorultusunda, Kemalist Türk milliyetçiliinin
materyalist bir yaklamla ele alnmasna da itiraz eder. Safa için,
Kemalist Türk milliyetçiliini “ yal- nz iktisadi bünyeye ehemmiyet
” veren sosyalist bir anlayla talyan emperyalizmiyle mücadele eden
bir Habeistan ya da Japon emperyalizmine kar mücadele veren Çin
milliyetçilii ile bir tutmak ve Kemalizm’i yar müstemleke bir
milletin kurtulu hareketi gibi göstermek “ Türkleri o milletlerden
ayran büyük tarih ve kültür farkna ” tamamen yabanc olmann
neticesidir. Oysaki söz konusu corafyalar ile Türkiye arasnda “
iktisa-
di faktörlerin ehemmiyetini kat kat aan koskoca bir kültür ve
medeniyet fark ” bulunur ( Safa, 1938d: 5).
Safa’nn bak açsnda, Kemalist Türk milliyetçiliin antikapitalist ve
antikomünist Avrupa milliyetçiliinden de ayrmak gereklidir. Çünkü
Türkiye’de, talya da olduu gibi büyük bir sermaye hareketi ve
Almanya’da olduu gibi büyük bir endüstri hareketi ve her iki ülkede
olduu gibi bir içi kesafeti yoktur. Türkiye’de had safhaya ulam s-
nf tezatlar ve mücadelesi de yoktur. Almanya’nn ve talya’nn
sosyalist milliyetçiliini yaratan artlar Türkiye’de olmad için
Kemalist Türk milliyetçilii, sosyalist görüe yaklamad gibi faist
milliyetçilie de yabancdr ( Safa, 1938a: 5).
Sonuç
Osmanl mparatorluu’ndan kalma siyasal, sosyal ve ekonomik düzenin
mümkün olduunca kararl bir biçimde tasfiye edildii bir vetireyi bu
vetirenin içinden kavra-
maya ve anlamlandrmaya çalan Peyami Safa, ortaya koyduu
tahlillerinde ikili bir karakter sergiler. Peyami Safa “ Türk
nklâbna Baklar ” adl çalmasn oluturduu dönemde bir taraftan
Kemalist devrimin politik kopularn ve aydnlanmac bir felse-
feyle ekillendirdii siyasal ve toplumsal yapy samimiyetle
benimserken dier taraftan da muhafazakâr bir hassasiyetle Kemalist
devrimin deerlerini geçmile buluturmaya çalr.
Buna göre Peyami Safa, muhafazakâr düüncenin tedrici deiim
vurgusunun ak-
sine Osmanl mparatorluu’ndan Cumhuriyet dönemine uzanan süreçteki
devrimci atlmlara olumlu yaklar. Kemalist devrimin Osmanl
mparatorluu’nun son dönem
folklor / edebiyat
tarihine dönük kuvvetli tepkisinin Tanzimat’tan önce balayan Osmanl
reformizminin Türk milletinin fertleri arasnda yaratt kültürel
uçurumu ortadan kaldrdn vurgular. Fakat Safa, Cumhuriyet dönemini
Osmanl mparatorluu’ndaki reformcu çabalardan bir kopuun simgesi
olarak görse de muhafazakâr bir kaygyla Türk nklâb’nn tarihsel bir
süreklilii de simgelediini öne sürer. Kemalizm’in dil ve tarih
etütleriyle slam ve Osmanl öncesi geçmie diriltici dokunular yaptn
vurgular.
1930’lu yllardaki Peyami Safa, muhafazakâr düüncenin, aydnlanma
aklna yönelt- tii eletiriye katlmaz aksine aydnlanmac düünürlerin
yapt gibi rasyonel/ aklc bir toplumsal düzeni idealize eder. Bat’nn
eritii gücün arka plannda salt rasyonel/ aklc bir metot olduunu
düünür. Bat’nn Yunan düüncesinin temeli olan riyaziye
metoduy-
la tanmasnn ardndan sihirli bir yükseli yaadn uzun uzadya izah
eder. Bu de-
erlendirmeleriyle Kemalist devrimin bilimci ve aklc niteliiyle ayn
evrende buluur. Ancak daha sonra aknsallatrd rasyonel/ aklc
düüncenin köklerini muhafazakâr bir hassasiyetle Ortaça Türk-slam
tarihine balar. Türk- slam medeniyetinin, Bat’nn mistik bir uykuda
olduu dönemde, Yunan düüncesinin tözünü meydana getiren
rasyo-
nel bak açsyla tantn ve bu düünce sistematiini Ortaçadaki Bat
dünyasna ak-
tardn öne sürer. Ancak Gazali’nin Ortodoks bir iman anlayn telkin
eden tezlerinin, Türk- slam medeniyetindeki bu aydnl karattna
inanr. Türk nklâb’nn aklc ve bilimci niteliiyle uzun asrlara yaylan
bu karanl ortadan kaldrdn düünür.
Peyami Safa, muhafazakâr düüncenin yurtta haklar, yasalar önünde
eitlik ve de-
mokrasi gibi olgular reddeden tutumunun aksine Kemalist devrimin
siyasal hâkimiyeti ulusa aktaran ideolojik ve politik tavrn
içtenlikle benimser. Ancak Kemalist devrimin deerlerini geçmile
buluturmaya çalan muhafazakâr hassasiyetini bu noktada da sür-
dürerek bir yönetim biçimi olan cumhuriyetin izlerini slam
tarihinin erken dönemlerin-
de arar. Bir siyasal rejim olarak cumhuriyetçi erdemin slam
devletinde ve toplumunda Emevi halifesi Muaviye’ye kadar varln
koruduunu belirtir ve Muaviye’nin halifeli- iyle birlikte teokratik
mutlakyetin baladn düünür. Kemalizm’in halkçlk ve laik-
lik umdelerinin bu teokratik mutlakyeti ortadan kaldrdn ve kaybolan
cumhuriyetçi erdemi yeniden ortaya çkardn savunur.
Peyami Safa, bir yandan aydnlanmann rasyonel/ aklc metodunu
içtenlikle benim-
serken dier yandan muhafazakâr düüncenin temel donelerinden biri
olan siyasetin ve toplumun yüksek bir rasyonaliteyle planlanamayaca
ve böyle bir planlamann mutlaka realitenin duvarlarna çarpaca
iddiasn da benimser. Buna göre Safa, Kemalizm’in realiteden doma
hayati ve kendine özgü bir hamle olduunu ve materyalist akidelerin
eliinde nazari bir ideoloji olarak açklanamayacan öne sürer. Safa,
bu inancndan hareketle Kemalist Türk milliyetçiliinin, sosyalizmden
esinlenerek yar müstemleke bir milletin kurtulu hareketi ya da
Avrupa milliyetçiliklerini yaratan antikomünist ve anti- kapitalist
bir hareket olarak izah edilemeyeceini ifade eder.
KAYNAKÇA
215
Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri. (2006). Cilt: II, Ankara: Atatürk
Aratrma Merkezi Yayn-
lar. Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri. (2006). Cilt: III, Ankara:
Atatürk Aratrma Merkezi Ya-
ynlar. Ayvazolu, Beir. (1998). Peyami: Hayat Sanat Felsefesi Dram.
stanbul: Ötüken Yayn-
lar. Beneton, Phlppe. (2011). Muhafazakârlk. Cüneyt Akaln (Çev.).
stanbul: letiim Yayn-
lar. Berkes, Niyazi. ( 2007). Batclk, Ulusçuluk ve Toplumsal
Devrimler. stanbul: Kaynak Ya-
ynlar, 3.Bask. Durna, Tezcan. (2009). Kemalist Modernleme ve
Seçkincilik Peyami Safa ve Falih Rfk
Atay’da Halkn nas. Ankara: Dipnot Yaynlar. Ertan, Temuçin Faik.
(1994). Kadrocular ve Kadro Hareketi. Ankara: T.C. Kültür
Bakanl
Yaynlar. Güler, E.Zeynep. (2010). “ Muhafazakârlk, Kadim Gelenein
Savunusundan Faydacla
”, 19. Yüzyldan 20. Yüzyla, Modern Siyasal deolojiler. H.Birsen Örs
(Der.) stanbul: stanbul Bilgi Üniversitesi Yaynlar.
Hacibrahimolu, Il Çakan. ( 2012). Cumhuriyet ve Hümanizma Algs.
stanbul: Türkiye Bankas Yaynlar.
lhan, Attila. ( 2012). Hangi Atatürk. stanbul: Türkiye Bankas
Kültür Yaynlar, 10. Bask.
rem, Nazm.( 2003). “ Bir Deiim Siyaseti Olarak Türkiye’de
Cumhuriyetçi Muhafazakârlk: Temel Kavramlar Üzerine Deerlendirmeler
”, Modern Türkiye’de Siyasi Düünce, Muhafazakârlk. Cilt:5, stanbul:
letiim Yaynlar.
rem, Nazm.( 2008).“ Cumhuriyet Modernlemesinin Snrlar ve Bir Snr
Dili Olarak Muhafazakâr Modernite ”, Muhafazakâr Düünce. Say: 18.
Kongar, Emre.(2011). Devrim Tarihi ve Toplumbilim Açsndan Atatürk.
stanbul: Remzi Ki-
tabevi, 14.Bask. Nsbet, Robert.( 2011). Muhafazakârlk Dü ve Gerçek.
Kudret Bülbül (Çev.) stanbul: Ka-
dim Yaynlar, 2.Bask. Özipek, Bekir Berat.(2003). “ Muhafazakârlk,
Devrim ve Türkiye”, Modern
Türkiye’de Siyasi Düünce, Muhafazakârlk. Cilt: 5, stanbul: letiim
Yaynlar. Özipek, Bekir Berat.(2011).Muhafazakârlk Akl, Toplum,
Siyaset. stanbul Tima Yaynlar,
4.Bask. Safa, Peyami.(1990). 20.Asr Avrupa ve Biz. Ötüken Yaynlar:
stanbul. Safa, Peyami.(1938a). “ Avrupa ve Türk milliyetçileri ”,
Cumhuriyet, 17 Eylül. Safa, Peyami.(1938b). Büyük Avrupa Anketi.
Kanaat Kitabevi: stanbul. Safa, Peyami (1938c). “ Halk Partisi ve
alt prensibi ”, Cumhuriyet, 18 Eylül. Safa, Peyami.(1938ç). “
nklâbdan Evvelki Cereyanlar ”, Cumhuriyet, 8 Austos. Safa, Peyami.(
1938d) “ Kemalist Türk Milliyetçilii ”, Cumhuriyet, 16 Eylül. Safa,
Peyami.(1938e) “ Roma ile ran Arasnda ”, Cumhuriyet, 7 Eylül. Safa,
Peyami.(1938f). Türk nklâbna Baklar. Kanaat Kitabevi: stanbul.
Safa, Peyami.(1938g).“ Yeni tarih ve dil anlaymzn geni manas ”,
Cumhuriyet, 20 Eylül.
folklor / edebiyat
Öz MuHAfAZAKâRLN KYSNDABR KEMALZM DEERLENDRMES:
“ TÜRK NKLâBNA BAKLAR ” Peyami Safa, Türk düüncesinde derin bir iz
brakm düünürlerin banda gelir. Safa,
Kemalist devrimin toplumu siyasal, ekonomik ve sosyal yönlerden
köklü deiimlere tabii tuttuu 1930’lu yllarda, bu deiimlerin
temelinde yatan felsefeyi anlamaya ve tanmlamaya dönük youn bir
çaba içindedir. Safa’nn Kemalist devrime kendi bak açsyla bir anlam
kazandrmaya çalt bu süreçteki yaklam düalist bir nitelikte
gösterir. Peyami Safa, bir yandan Kemalist devrimin ulusu siyasal
meruluun temeline yerletirmesini ve bilimci bir metotla aratran,
sorgulayan ve eletiren bireyler yetitirmeye dönük aydnlanmac
niteliini içtenlikle benimser dier yandan da Kemalist devrimin
varlk kazandrd bu yeni siyasal ve toplumsal yapnn köklerini
muhafazakâr bir kaygyla tarihin derinliklerinde arar.
Anahtar Kelimeler: Atatürk, Aydnlanma, Batllama, Cumhuriyetçi
Muhafazakârlk, Devrim, Gelenek, Kemalizm, Türk nklâb.
AbctrAct oN THE EDGE of CoNSERvATSM A KEMALST ASSESSMENT:
“VIEWs INtO tUrKIsH rEVOLUtION”
Peyami Safa is the leading philosopher who left greatmarks on
Turkish idea. In 1930’s when Kemalist revolution changed the
society radically in the political, economic and social aspects;
Safa was in struggle for understanding and describing the
philosophy that rested on the basis of those changes. His approach
in this period, in which he tried to make sense of Kemalist
revolution with his own point of view is dualist. Peyami Safa both
sincerely adopted Kemalist revolution’s fitting the nation into the
basis of political legitimacy and its enlightened quality for
raising individuals that do research with a scientific method,
question and criticise, and, in the depht of history, looked, with
a conservative concern, for the roots of this new political and
social structure that Kemalist revolution vivified.
Keywords: Atatürk, Enlightenment, Westernization, Republican
Conservatism, Revolu-
tion, Tradition, Kemalism, Turkish Revolution.