T.C. YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI INTERNET CEZA HUKUKU DERSİ Fikir İşçilerine Yönelik Özel Hükümler ve Basın İş Kanunu ile İş Kanununun Karşılaştırılması Hazırlayan Kazım Selim Özkan Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yener ÜNVER İstanbul–2011
26
Embed
Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan
Kazım Selim Özkan Basın İş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
1
T.C. YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK LİSANS PROGRAMI
INTERNET CEZA HUKUKU DERSİ
Fikir İşçilerine Yönelik Özel Hükümler ve Basın İş Kanunu ile İş Kanununun
Karşılaştırılması
Hazırlayan
Kazım Selim Özkan
Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Yener ÜNVER
İstanbul–2011
2
İÇİNDEKİLER
İçindekiler……….……...….………………………………………………………………….2
1. Genel Açıklama…………………………………………………………………………...3
2. Fikir İşçisi Kavramı………………………………………………………………………5
a. Fikir İşçisinin Bağımsızlığı…………………………………………………..9
3. Basın İş Sözleşmesi……………………………………………………………………….9
a. Yapılması…………………………………………………………………...…9
b. Sona Ermesi………………………………………………………………….10
i. Sözleşmenin Fikir İşçisi Tarafından Feshi…………………………10
ii. Sözleşmenin İşveren Tarafından Feshi…………………………….11
iii. Sözleşme İlişkisinin Diğer Nedenlerle Feshi……………………….11
c. Kıdem Tazminatı…………………………………………………………….12
d. Fesih Tazminatı……………………………………………………………...13
e. İş Güvence Hükümlerinde Doğan Tazminat……………………………....13
4. Fikir İşçisine Tanınan Haklar…………………………………………………………..14
a. Ücret……...…………………………………………………………………..14
b. İkramiye Ödemesi………………………………………………………...…15
c. Terfi Ücreti…………………………………………………………………..15
d. Fazla Mesai Ücreti…………………………………………………………..15
e. Ücretli Tatiller...……………………………………………………………..16
f. Yıllık Ücretli İzinler…………………………………………………………16
g. Mazeret İzni…………………………………………………………………17
h. Askerlik ve Gebelikte Ücret………………………………………………..17
i. Mahkumiyet halinde Ücret…………………………………………………18
j. Başka İşte çalışma…………………………………………………………..18
k. Diğer Haklar…....…………………………………………………………...18
5. Basın İş Kanunu ve İş Kanunu Arasındaki Farklar…………………………………..19
a. Basın İş Sözleşmesi…………………………………………………………..20
3
b. Terfi Sistemi……………………………………………………………….…20
c. Kıdem Tazminatı…………………………………………………………….20
d. Derhal Fesih Yetkisinde Hak Düşürücü Süre…………………………..…21
e. Deneme Süresi Yönünden Farklar…………………………………………22
f. İhbar Tazminatı Yönünden Farklar……………………………………….21
g. Ücretin Ödenme Şekli Yönünden Farklar…………………………………22
h. Tazminata Esas Ücretler Yönünden Farklar……………………………...22
i. Rekabet Serbestîsi…………………………………………………………...22
j. Tutukluluk halinde ücret……………………………………………………22
k. İkramiye Hakkı……………………………………………………………...23
l. Fazla Çalışma………………………………………………………………..23
m. Askerlikte Ücret……………………………………………………………..23
n. Gebelik Halinde Ücret………………………………………………………23
o. Yıllık Ücretli İzin Bakımından Farklar……………………………………23
6. Sonuç……………………………………………………………………………………..24
Kaynakça…………………….…………………………….……………………………….26
4
1. Genel Açıklama
Ülkemizde emek ve sermaye arasındaki ilişkiyi düzenleyen hükümler kısmen Borçlar
Kanunu kısmen de İş Kanun‟da yer almış bulunmaktadır. Borçlar kanunu emek ile
sermayenin karşılıklı durumlarını tamamıyla özel hukuk prensiplerine göre
düzenlemektedir. Buna karşılık İş Kanunu emek ve sermayenin amme hukuku
prensiplerine göre düzenlenmesini amaç bilmiştir. 1
İş Hukuku genç bir hukuku dalıdır. Ticaret Hukuk ya da Borçlar Hukuku gibi yüzlerce
yıllık bir geçmişe sahip değildir. Batıda sanayi devriminde sonra ortaya çıkmıştır ve halen
gelişimini sürdürmektedir. İstikrarsızdır ve siyasi etkilenmelere açıktır. Bu yüzden iş
hukukuna ilişkin kanunlar sık sık değiştirilir.
Batıda 18. Yüzyıl sonlarında önce İngiltere‟de ortaya çıkan sanayi devrimi ekonomik ve
sosyal hayatı derinden etkilemiştir. Dünyayı sömüren Büyük Britanya İmparatorluğu,
sermaye birikimini diğer elverişli şartlarla birleştirerek sanayi devrimi denilen olayı
gerçekleştirmiş ve diğer batılı ülkeler de onu takip etmişlerdir. 2
Sanayi devrimi içerisinde uzunca bir süre ekonomik açıdan zayıf olan ve pazarlık gücü
bulunmayan işçi işverenin sağladığı şartlar içerisinde ve işverenin verdiği ücret ile
çalışmak zorunda kalmıştır. Yine bu dönemde uzunca bir süre emek de alınıp satılabilen
bir mal gibi görülmüş emek arzı fazla iş gücü talebi az ise ücretler düşük olarak
belirlenmiştir. Böyle bir dönemde işçiler için oldukça karanlık bir dönem yaşanmıştır.
İşverenlerin yarattığı sağlıksız iş ortamıyla işçiler iş kazaları, meslek hastalıkları
sonucunda hayatlarını yitirmişler devlet ise bütün bunlara seyirci kalmıştır. Bütün bu
olaylar sonucunda çalışma düzeni ile ilgili sosyal bir patlama meydana gelmiş, sosyalist
düşünceler bu dönemde güçlenmiş “Zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri olmayan”
işçilerin baskıları sonucunda devlet sendikalaşmayı hukuken kabul etmiş, işçiyi koruyucu
düzenlemeler yapmak zorunda kalarak “İş Hukuku”nun ortaya çıkmasını sağlamıştır.
1Özek Ç, Basın Hukukumuza Göre Fikir İşçileri ile İşverenler Arasındaki Hukuki Münasebet (İÜHFM, 1962,
Cilt XXVIII- Sayı 1,S,61)
2Şakar M, Gerekçeli ve İçtihatlı İş Kanunu Yorumu, 2009 S.5
5
Ülkemizde İş Hukuku düzenlemesi 1936 tarihli 3008 sayılı iş kanunu ile
gerçekleştirilmiştir. 3008 sayılı kanun 1967‟de 931 sayılı İş Kanununun yürürlüğe
konmasına kadar uygulanmıştır. 1952‟de Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar
Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun (Basın İş Kanunu), 1954‟de Deniz
İş Kanunu çıkartılmıştır. 3 1970 yılında yürürlüğe giren 1475 sayılı İş Kanunu 2003
tarihinde yürürlüğe giren 4857 sayılı İş kanunu ile yürürlülükten kaldırılmıştır.
İş Kanunu daha ziyade bedenen ve bedenen ve fikren çalışanların haklarını korumak
amacıyla sadece bunları kapsamı içerisine almıştır. Sadece fikren çalışan fikir işçileri ise
bu kanunun hükümleri haricinde kalmıştır. Fikir işçilerinin sosyal haklarının korunması ile
bakımından ve sermayeye karşı garantisiz bir durumda bulunuşu, 1949 yılında bir kanun
tasarısının hazırlanmasına sebep olmuştur. “Özel Teşebbüs Müstahdemleri” adı altında
tüm fikir işçilerini kapsamı içerisine alan bu kanun tasarısı 1950 seçimleri sonucu “kaduk”
olmuştur. Bu kanun tasarısı ile başlayan süreç Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar
Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunu‟nun (Basın İş Kanunu),
13.06.1952 yılında kabul edilmesi ile mevzuatımız açısından bazı yeniliklerin doğmasına
yol açmıştır. 5953 sayılı kanunun hazırlanmasında Fransız, Alman, Çekoslovakya, Küba,
İtalyan kanunları rol oynamıştır. Kanunun gerekçesinde; “Fikren Çalışan Zümrelerin
sosyal ihtiyaçlarını karşılayacak kanuni tedbirlerin alınmasının amaç teşkil edildiği
belirtilmektedir. Bu amaçla kanun; fikir işçisi ile işveren arasındaki mukavele
mecburiyetini koyan, feshin ihbarı hususunda bir takım emredici hükümler taşıyan,
gazeteciyi moral ve maddi değerler bakımından işverene karşı koruyan ona akdi fesih
yetkilerini tanıyan bir takım reform teşkil edecek hükümler kabul etmiştir. 4
5953 sayılı kanun 1954 yılında 6253 sayılı kanunla tadil edilmiş ve bilhassa ücret, fazla
mesai hususundaki hükümlerde değişiklikler yapmıştır. Bütün bu tadillere ve çalışmalara
rağmen, kanun basın mesleğinde çalışan fikir işçilerini tatmin etmemiş ve fikri emeğin
büyük sermayeye karşı korunamadığı iddiası ileri sürülmüştür. Nitekim bu iddialar
sonucunda 5953 sayılı kanun 1961 tarihinde 212 sayılı kanunla tadil olmuştur. 5
3Şakar M, Gerekçeli ve İçtihatlı İş Kanunu Yorumu, 2009 S.38,39
4 Özek Ç, Basın Hukukumuza Göre Fikir İşçileri ile İşverenler Arasındaki Hukuki Münasebet (İÜHFM, 1962,
Cilt XXVIII- Sayı 1,S,61) 5Özek Ç, Basın Hukukumuza Göre Fikir İşçileri ile İşverenler Arasındaki Hukuki Münasebet (İÜHFM, 1962,
Cilt XXVIII- Sayı 1,S,62)
6
1961 tarihinde yürürlüğe giren bu değişiklik yasası gazeteciler arasında büyük bir heyecan
yaratmış ve anılan 10 Ocak günü çalışan gazetecilerin bayramı olarak kabul edilmiştir.
Genellikle yanlış olarak gazeteciler arasında Basın İş Kanunu'ndan 212 sayılı yasa diye
bahsedilmekte ve Basın İş Kanununu kısaca, gazeteci ile işvereni arasındaki ilişkileri
düzenleyen yasa olarak tanımlanmaktadır.6
Yasanın hazırlanması ve çıkartılması sürecinde işverenler sert tepkiler vermiş, yasanın
çıkmaması için çeşitli yöntemler denemişlerdir. Aynı dönemde gazeteciler de yürüyüşler
yaparak karşı tepkilerini göstermişlerdir. Sonuç olarak basın iş kanununda oldukça
kapsamlı değişiklikler öngören 212 sayılı yasa çıkmıştır. Türkiye Gazeteciler Sendikası
1962 yılında 10 Ocak tarihini yasanın çıkması sırasında yaptıkları mücadeleyi vurgulamak
amacıyla „Çalışan Gazeteciler Bayramı‟ olarak kutlama kararı almış ve bu güne kadar „10
Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramı‟ olarak kutlanmaktadır.
Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında
Kanun (Basın İş Kanunu) daha sonra 24.04.2003 tarih ve 4854 sayılı; 22.05.2003 tarih ve
4857 sayılı kanunlarla değiştirilmiştir.
2. Fikir İşçisi Kavramı
5953 sayılı Kanunun 1. Maddesinin 1. Fıkrası “Bu Kanun hükümleri Türkiye'de
yayınlanan gazete ve mevkutelerle haber ve fotoğraf ajanslarında her türlü fikir ve sanat
işlerinde çalışan ve İş Kanunundaki „işçi‟ tarifi şümulü haricinde kalan kimselerle
bunların işverenleri hakkında uygulanır” diyerek, kanunun kapsamına yalnız dönemsel
yayın kuruluşlarında çalışan fikir işçilerini almıştır. Yani dönemsel olmayan yayınlarda
çalışan fikir işçileri hakkında bu kanun hükümleri uygulanamayacaktır. Maddenin 2.
Fıkrası ise, dönemsel yayın kuruluşlarında çalışan fikir işçilerin “gazeteci” olarak
isimlendirmiştir. 7
Basın İş Kanunu'nda gazeteci tanımı ilk bakışta kolay gibi görünmesine karşın birçok
unsurdan oluşan karmaşık ve çetrefil bir tanımdır. Öte yandan bu tanım gazeteci
kavramını belirlemekte yetersizdir. Esasen gazetecilik gelişmekte olan ve özellikle
6 Legal İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2005 Yılı Mayıs Toplantıları, Basın İş Hukuku Genel Esasları ve
Uygulama Sorunları, S.5 7 İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.218
7
teknolojik yeniliklerle ilerlemeler kaydeden bir meslektir. Bu bağlamda tüm
gereksinimleri karşılayacak tam bir yasal tanım verme olanağı bulunmamaktadır. Bu
nedenle olası yetersizlikler karşısında uygulamada gazetecilere ve kuruluşlarına, ayrıca
somut olaylarda vereceği kararlar ile yargı organlarına gazeteciyi belirleme konusunda
önemli görevler düşmektedir.8
Basın çalışanlarıyla ilgili 5953 sayılı yasanın 1. Maddesinde yer alan hükme göre kanun
kapsamı ve gazeteci tanımı ortaya konulmuştur. Buna göre kanunun kapsamındaki
işyerleri Türkiye‟de yayınlanan gazete ve mevkutelerle (süreli yayın) haber ve fotoğraf
ajansları olarak sıralanabilir. Kanunda bahsi geçen “gazete” ve “mevkute” gibi
kavramların nesne anlamında olmadığı günlük gazete ya da daha uzun dönemsel
yayınların basıldığı yer olan işletmenin anlaşılması gerektiği açıktır. Bununla birlikte
gazete ve dönemsel yayının Türkiye‟de yayınlanması bir başka zorunluluktur. Bahsi geçen
dört tür işyerinde fikir ve sanat işyerinde ücret karşılığı çalışanlar, kanunda gazeteci olarak
adlandırılmışlardır. 9
Madde bu hüviyetini 212 sayılı kanunla almıştır. 212 sayılı kanun düzenlenmeden önce
madde, “mevkutelerle, haber, fotoğraf ajanslarında veya benzeri yayım müesseselerinde”
çalışanlar hakkında uygulanacağını ifade etmekteydi. “benzeri yayın müesseseleri”
ibaresinin kaldırılmış olması kanunun uygulama alanını daraltmıştır. 10
Günlük veya çok kısa aralıklarla yayımlanan, günlük haber ileten nispeten büyük boyutta
basılı eser olarak tanımlanabilen gazetenin umuma hitap etmesi ve devamlılık göstermesi
gerekir. Gazetenin yayınlanması bir başka anlatımla basılıp çoğaltılması gerekirse de
günümüzde teknoloji ve iletişimin geldiği nokta itibariyle, gazetenin nesne olarak
dağıtılması basımı ve dağıtımı bir zorunluluk değildir. Gazetenin elektronik ortamda,
umuma açık olarak yayınlanması ve okuyucunun yararına sunulması da mümkündür.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin (17.04.2007 gün 2006/33909 E, 2007/11104 K) verdiği
karar ile elektronik gazetelerin yayın koordinatörlüğünü yapan bir çalışanın “Basın
8 Şuğle Mehmet Ali, 30 soruda basın iş kanununda gazeteci (Mülkiyeliler birliği dergisi, Cilt: XXVII • Sayı 239
Kanunun 19. maddesi, gazeteciye altı günlük fiili çalışmadan sonra bir günlük ücretli
dinlenme izni verilmesini kabul etmiştir. Gazetecinin görevi devamlı gece çalışmasını
gerektiriyorsa ücretli hafta tatili iki gündür.
Belirtmek gerekir ki, 5953 sayılı Kanun‟un 1993 yılına kadar yürürlükte kalan 20.
maddesine göre, Şeker ve Kurban Bayramlarında da çalışmayan gazeteciye ücreti aynen
ödenmek zorundaydı. Mülga olan bu düzenlemeye göre, işveren bu ücret, bir zorunluluk
olmadığı halde ödemezse, Kanun‟un 27. maddesi uyarınca ağır para cezası ile
cezalandırılmaktaydı. Ancak, söz konusu 20. madde Anayasa Mahkemesi tarafından
20.1.1993 tarih ve E.1992/36, K.19934 sayılı Karar ile iptal edildiğinden, belirtilen ücreti
ödemek ve para cezasını öngören hükümlerin bir fonksiyonu ve işlerliği kalmamıştır.29
f) Yıllık ücretli izin
Gazetecilerin yıllık ücretli izin haklarını düzenleyen 21. Maddeye göre yayın organının
günlük olup olmamasına göre farklı şekilde düzenlenmiştir. Maddeye göre,
Günlük bir dönemsel yayında çalışan gazeteciye,
En az bir yıl çalışmış olmak şartıyla, yılda dört hafta tam ücretli izin verilir.
Gazetecinin mesleğindeki hizmeti on yıldan yukarı ise verilecek yıllık ücretli izin altı
haftadır.
Gazetecinin çalıştığı dönemsel yayın günlük değilse, her altı aylık çalışma dönemi
için iki hafta ücretli izin verilir.
Yıllık ücretli izin süresinin hesaplanmasında meslekteki fiili hizmet süresi göz önünde
tutulur. Basın iş sözleşmesinde gazetecinin izin hakkından feragat ettiğine dair kayıtlar
varsa, bunlar geçersizdir. Gazeteciye yıllık iznini vermeyen veya izin vermiş olup da izin
süresine ait ücretini ödemeyen işveren, izin karşılığı olan ücretlerin toplamının iki katını
ilgili gazeteciye ödemeye ve ayrıca bu miktarda ağır para cezasına mahkum edilir30
(29.
m.).
29
İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.227 30
İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.227
18
g) Mazeret izni
Kanunun 19. maddesinin 2. Fıkrası, ücretli tatillerin ve yıllık ücretli izinlerin dışında
gazeteciye ücretli mazeret izni hakkı da tanımıştır. Bu hüküm gereğince, gazetecinin
Çocuğu dünyaya gelmişse üç gün,
Eşi ve çocuğu, anası veya babası öldüğü zaman dört gün,
Çocuğu evlendiği, kardeşi, büyükannesi veya büyükbabası veya torunu öldüğü zaman
iki gün
kendisine olağanüstü ücretli izin hakkı tanınır. Bu izinler diğer yasal izin ve tatil
sürelerinden indirilemez.31
h) Askerlikte ve gebelikte ücret
16. madde, silahaltına alınan gazeteciye bazı olağanüstü haklar tanımıştır. Şöyle ki, ilk
muvazzaf askerlik hizmeti için silahaltına alınan gazeteciye normal askerlik süresince son
aldığı ücretin yarısı ödenecektir. Gazeteci talim veya manevra dolayısıyla silahaltına
alınmışsa, bu süre içinde ücret hakkını aynen koruyacaktır. Ancak, askerlik sırasında
askeri hizmet karşılığı devletten aylık alınıyorsa (örneğin gazetecinin yedek subay olması)
ve bu aylık dönemsel yayından alınan aylıktan az ise, işveren sadece iki aylık arasındaki
farkı ödemekle yükümlüdür. Kısmi veya genel seferberlik nedeniyle silahaltına alınan
gazeteci hakkında da üç ay için aynı hükümler uygulanır. Askerdeki gazeteciye sözü
geçen ödemeleri yapmayan işverene 27. madde uyarınca, bin beş yüz Türk Lirası idari
para cezası verilir.
Askere giden gazetecilere tanınan bir başka hak da, askerlik nedeniyle basın iş
sözleşmesinin işveren tarafından feshedilememesidir. Böyle durumlarda sözleşme ancak
askeri hizmet süresi dolduktan sonra feshedilebilecektir. Fakat sözleşme belirli süreli ise
ve bu süre gazeteci askerde iken doluyorsa, işveren, bundan sonra ücret ödemekle
yükümlü tutulamaz.
Kanunun 16. maddesinin son fıkrası ise kadın gazetecilerin gebelik süresindeki haklarına
ilişkin bir hükmü içermektedir. Bu hükme göre, kadın gazeteci, gebeliğin yedinci ayından
doğumun ikinci ayının sonuna kadar izinli sayılır. Bu süre içinde işveren gazeteciye son
aldığı ücretin yarısını öder. Doğum olmaz veya çocuk ölü doğarsa, bu olaylardan itibaren
31
İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.228
19
bir ay süre ile sözü geçen ücret kendisine yine ödenir. Gazetecinin sigortadan veya bağlı
bulunduğu kuruluşlardan alacağı yardım bu ödemelere etkili değildir.32
i) Mahkumiyet halinde ücret
Gazeteci, mensup bulunduğu dönemsel yayındaki bir yayın nedeniyle hürriyeti bağlayıcı
cezaya mahkum olması durumunda da işverenden ücretini almaya devam eder (17. m.).
Fakat sözü geçen yayın mahkum olan gazeteci tarafından sorumlu müdürün veya
dönemsel yayın sahibinin haberi olmadan yapılmış veya yaptırılmışsa, bu hak
gerçekleşmez. Gazeteci ceza evinden bulunduğu sürece toplu zamlardan yararlanır.
Gazeteci dönemsel yayından ayrıldıktan sonra mahkumiyet kararı verilmişse, son aldığı
ücret tutarındaki tazminat dönemsel yayın sahibi tarafından mahkumiyet süresince her ay
kendisine ödenir.
Mahkum olan gazeteciye ücretini veya tazminatını ödemeyen işveren 27. madde gereğince
ağır para cezası ile cezalandırılır.33
j) Başka işte çalışma
Gazeteci, basınla ilgili olsun veya olmasın dışarıda başka bir iş tutmakla serbestse de,
sözleşme ile bunun aksi kararlaştırılabilir. Fakat sözleşme fesihten sonraki zaman için
gazeteciyi bu konuda bağlayıcı hüküm içermez.34
k) Diğer haklar
Fikir işçileri, yukarıdaki haklardan başka, Toplu İş Hukukuna ve Sosyal Güvenlik
Hukukuna ilişkin haklara da sahiptirler. Yani Sendikalar Kanunu gereğince, sendika
kurabilecekleri ve böylece bir sendikanın üyesi olabilecekleri gibi Sosyal Sigortalar
Kanununun sağladığı olanaklardan da yararlanırlar.35
32
İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.228 33
İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.229 34
İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.229 35
İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.229
20
5. Basın İş Kanunu ve İş Kanunu arasındaki farklar.
a) Basın İş Sözleşmesi
Basın İş Kanunu‟nun 4. maddesinde yazılı sözleşme yapma zorunluluğu ve sözleşmenin
içerisinde işin nev‟i, ücret miktarı, kıdem ve terfi durumu ile ilgili kısmın olması
zorunluluğu getirilmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu‟nun 8. maddesine göre, süresi bir yıl ve
daha uzun olan belirli süreli sözleşmeler dışında yazılı iş sözleşmesi yapma zorunluluğu
bulunmamaktadır.
b) Terfi Sistemi
Basın İş Kanunu‟nun 4. maddesinde, İş Kanunu‟ndan farklı olarak terfi esası getirilmiştir.
Terfi esası 212 sayılı Kanun‟la yapılan değişiklikle madde metnine dâhil edilmiştir.
Hüküm doğrultusunda iki yıl gazetede çalışmış olan gazeteci terfie hak kazanır. 4857
sayılı iş kanununda bu şekilde bir düzenleme söz konusu değildir.
c) Kıdem Tazminatı:
4857 sayılı İş Kanununa göre;
İş sözleşmesinin işveren tarafından bildirimli fesih edilmesi; “sağlık nedenleri ile
zorlayıcı nedenler”, gözaltına alınma ve tutukluluk hallerinde,
İşçi tarafından iş sözleşmesinin; “Sağlık sebepleri, Ahlak ve iyi niyet kurallarına
uymayan haller ve benzerleri”, “Zorlayıcı sebepler” nedenleriyle; “Muvazzaf
askerlik hizmeti dolayısıyla”, Bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum veya
sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak
amacıyla feshedilmesi veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde
kendi arzusu ile sona erdirilmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması
hallerinde kıdem tazminatı ödenir.
Basın iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı bir neden olmaksızın bildirimli feshi
halinde, sözleşmenin gazeteci tarafından haklı nedene dayalı olarak feshedilmesi halinde,
gazetecinin altı aydan uzun süren hastalığı nedeniyle iş sözleşmesinin işveren tarafından
fesih durumlarında kıdem tazminatı ödemesini söz konusudur. Görüldüğü üzere 4857
sayılı İş Kanunu ve Basın İş Kanununda işveren ve işçinin bildirimli fesih sonucunda
kıdem tazminatı hak kazanma hallerinde büyük ölçüde benzerlikler söz konusudur.
21
4857 sayılı İş Kanununa göre farklı olan bir husus; Basın İş Kanunu'na göre kıdem
tazminatı alabilmek için gazetecinin meslekte en az beş yıl çalışmış olması gereklidir.
Kıdem hakkı gazetecinin bir işverenin yanında çalışmaya başladığı tarihten değil, mesleğe
ilk giriş tarihinden itibaren hesaplanır (Eski işvereninden kıdem tazminatı alan gazetecinin
kıdemi yeni işe giriş tarihinden itibaren hesaplanır)
Basın İş Kanununa göre kıdem tazminatı ödemelerinde İş Kanunundan farklı olarak bir
tavan sınırlaması yoktur. Bir başka fark da ödemeler temel ücret üzerinden tavan ücret
olmaksızın yapılmaktadır. Ayrıca İş Kanunu'ndakinden farklı olarak Basın İş
Kanunu'ndaki kıdem tazminatı düzenlemesi mutlak emredici bir hüküm değildir. Başka
bir deyişle, kıdem tazminatına hak kazanma halleri ya da koşulları gazeteci lehine
sözleşme ya da toplu iş sözleşmesi ile değiştirilebilir. Buna göre, söz gelimi sözleşme ile,
gazetecin emekliliği ya da istifası halinde kıdem tazminatının ödeneceği hükme
bağlanabilir.
d) Derhal Fesih Yetkisinde Hak Düşürücü Süre
Kanunlar arasındaki bir fark da haklı nedenle fesih hallerinde fesih yetkisinin kullanma
süresi ile ilgilidir. Bu hususta İş Kanunu‟nda bir düzenleme yer almakta iken Basın İş
Kanunu‟nda böyle bir düzenleme bulunmamaktadır. İş Kanunu madde 26‟ya göre, derhal
fesih hakkı ilgili davranışın öğrenildiği tarihten itibaren 6 iş gününde ve işçinin maddi
çıkar sağlaması durumu hariç, her halde fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren 1 yıl içinde
kullanılmak zorundadır. Basın İş Kanunu‟nda ise böyle bir hak düşürücü süre
bulunmamaktadır. Bu durumda 5953 sayılı Kanun‟un 11. maddesi uyarınca, gazeteci ya
da işveren her zaman fesih yoluna gidebilecektir.
e) Deneme Süresi Yönünden Farklar
İş Kanunu madde 15 doğrultusunda deneme süresi en çok iki ay olabilecekken Basın İş
Kanunu madde 10‟a göre deneme süresi mesleğe yeni başlayan gazeteciler için en çok üç
aydır.
f) İhbar Tazminatı Yönünden Farklar
İş Kanunu madde 17‟de işçinin hizmet sürelerine göre 2 hafta ile 8 hafta arasında değişen
ihbar önelleri düzenlenmiştir. Bu önel işçi için de işveren için de aynıdır.
22
Basın iş sözleşmeleri için süreler genel olarak iş hukukundan farklı olduğu gibi bildirimde
bulunan tarafa göre de değişmektedir.
g) Ücretin Ödenme Şekli Yönünden Farklar
Basın İş Kanunu madde 14 uyarınca İş Kanunu‟ndan farklı olarak kararlaştırılan ücret her
ay peşin olarak ödenir. Bu kural emredici bir kural olduğundan aksi kararlaştırılamaz.
4857 sayılı İş Kanunu‟na tabi işçilerde ise kural olarak ücret çalışıldıktan sonra
ödenmekte, ancak aksine sözleşme yapılabilmektedir.
h) Tazminata Esas Ücretler Yönünden Farklar
Her iki Kanun uygulamasına göre de ihbar, kıdem tazminatları son ücret üzerinden
hesaplanacaktır. İş Kanunu‟na tabi çalışanlar için ihbar, kıdem tazminatları, 1475 sayılı
Kanun‟un 14. maddesi doğrultusunda “giydirilmiş ücret” üzerinden ödenir. Yani işçiye
temel ücrete ilave olarak sağlanmış olan ikramiye, yemek, yol, yakacak, erzak yardımı
gibi para ve para ile ölçülmesi mümkün, Kanun, sözleşme ve iş yeri uygulamasından
doğan menfaatler de göz önüne alınır. Basın İş Kanunu‟nda bu yönde hüküm
bulunmadığından ihbar, kıdem tazminatlarına esas ücret “temel ücret”tir
i) Rekabet Serbestîsi
Basın İş Kanunu‟nun 13. maddesi doğrultusunda gazeteci, işverenle yaptığı mukavelede
aksi belirtilmedikçe, dışarıda basınla ilgili olsun veya olmasın başka iş tutmakta serbesttir.
Basın iş sözleşmesinin feshinden sonrası için de rekabet serbestîsi getirilmiştir. İş Kanunu
uygulamasında işçinin, işverenin rızası dışında başka bir işte çalışma serbestîsi
bulunmamaktadır.
j) Tutukluluk halinde ücret
17. madde doğrultusunda mensup olduğu mevkutedeki bir yayın nedeniyle hürriyeti
kısıtlanan, tutukluluk, gözaltına alınma ya da mahkûmiyete maruz kalan gazeteci ücretini
almaya devam edecektir. 4857 sayılı İş Kanununda tutukluluk ve gözaltına alınma hali
madde 25‟de belirlenmiştir. Bu süre içersinde işverenin işçiye ücret ödeme borcu
bulunmamaktadır.
23
k) İkramiye Hakkı
İş Kanunu kapsamında çalışanlardan farklı olarak, gazeteciler için yasal ikramiye hakkı
tanınmıştır. 4857 sayılı İş kanununda bu şekilde bir düzenleme söz konusu değildir.
l) Fazla Çalışma
Fazla çalışma hesabındaki farklılık 4857‟de fazla çalışmanın günlük, Basın İş Kanunu‟nda
haftalık çalışma sürelerine göre belirlenmesidir
Öte yandan Basın İş Kanunu‟nda ulusal bayram, genel tatiller ve hafta tatilinde çalışma
“fazla saatlerde çalışma” sayılarak düzenlemeye gidilmiştir. (Ek Madde 1/2) İş
Kanunu‟nda ise günlük fazla çalışma ile bayram tatillerinde, hafta tatillerinde ve genel
tatillerde çalışma ayrı ayrı maddelerde düzenlenmiştir
m) Askerlikte Ücret
Talim veya manevra dolayısıyla silâh altına alınan gazeteci bu müddet zarfında ücret
hakkını korur. İlk muvazzaf askerlik hizmeti için silâh altına alınan gazeteciye normal
askerlik süresince son aldığı ücret yarı nispetinde ödenir. 4857 sayılı iş kanununda
askerlik görevini yapmak üzere işten ayrılan işçiye bu süre içerisinde ücret ödemesi
yapılmaz.
n) Gebelik Halinde Ücret
Basın İş Kanunu 16/son maddesine göre kadın gazeteci, hamileliğinin yedinci ayından
itibaren doğumunun ikinci ayının sonuna kadar izinli sayılır. Bu süre boyunca işverence
kendisine son aldığı ücretin yarısını öder. 4857 sayılı İş Kanununa göre kadın işçinin
gebeliği durumunda kendisine doğumdan önce sekiz, doğumdan sonra sekiz hafta olmak
üzere on altı hafta (çoğul gebelikte on sekiz hafta) izinli sayılır. Bu süre zarfında
ücretinde herhangi bir indirim söz konusu değildir. Ayrıca kadın işçilere bir yaşından
küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilir.
o) Yıllık Ücretli İzin Bakımından Farklar
Basın İş Kanunu yıllık ücretli izin sürelerini günlük mevkutede çalışanlar ile günlük
olmayan mevkutede çalışanlar için ayrı ayrı düzenlemiştir.
24
Günlük yayın yapan işyerlerinde çalışanlar için en az bir yıl çalışmış olması kaydıyla her
yıl için dört hafta ücretli izin öngörülmüştür. Hizmeti on yıldan fazla olanlar için bu süre
altı haftadır. Günlük olmayan mevkutelerde çalışanlar için ise, her altı aylık çalışılan süre
için iki hafta ücretli izin verileceği yazılıdır. İzin hesabında gazetecilik mesleğinde
geçirdiği sürenin esas alınacağı da ayrıca düzenlenmiştir.
İş Kanunu‟nda ise madde 53 doğrultusunda, hizmet süresi
1-5 yıl arası olanlar için 14 gün,
5-15 yıl arası olanlar için 20 gün,
15 yıldan fazla olanlar içinse 26 gün izin hakkı tanınmıştır.
Görüldüğü üzere izin süreleri bakımından iki Kanun arasında farklılıklar olduğu gibi, İş
Kanunu‟na tabi bir işçinin izin süresi meslek kıdemine göre değil aynı işveren
bünyesindeki çalışma süresine göre belirlenmektedir
6. Sonuç
Çağdaş demokrasinin vazgeçilmez ve önemli bir unsur olan basın yazılı, görsel ve işitsel
yayın organları aracılığı ile tüm gelişmeleri topluma aktarır. Demokratik düzen içerisinde
sağlıklı işleyen kurumların tesis edilebilmesi için Yasama, Yürütme ve Yargı gücünün
yanında görevini özgürce gerçekleştiren bir basının olması kaçınılmazdır. Günümüzde
basın mesleği sermayedarlar açısından kazanç sağlayacakları bir endüstri haline gelmiştir.
Fikir işçiliği zor, aynı zamanda tehlikeli ve özel bir meslektir. Fikir işçileri toplumun
gözü, kulağı durumundadırlar. Bunlara sağlıklı iş koşulları sağlanması, fikir işçilerine
olduğu kadar toplumu da korumaya yöneliktir. Sermaye yapısının bu günkü durumu, fikir
işçilerinin rollerini bir etki altında kalmadan gerçekleştirebilmelerine engel olmakta,
sermaye sahibi karşısında pazarlık güçlerini azaltıp, çalışma hayatı boyunca yaşadıkları
sıkıntıların üzerine işlerin kaybetme korkusu ve istihdam alanının daraltılması nedeni ile
gidememelerini ortaya çıkartmaktadır.
İş hukukunun doğuş ve gelişmesinin temel nedeni işi ilişkisinde daha güçsüz durumda
olan işçinin korunması kaygısıdır. İş hukuku tarihi, başlangıçta bu hukuk dalının çok güç
çalışma koşulları altında bulunan işçileri korumak amacıyla doğduğuna ve gelişme
25
sürecine girdiğine tanıklık etmektedir. İş Hukukunun doğuş ve gelişiminde olduğu gibi
bugün de bu hukuk dalında işçinin korunması ilkesi belirli ölçüde geçerliliğini
korumaktadır.36
İş Kanunu bu zamana kadar değişerek gelişmiştir. En son 4857 sayılı
yasanın yürürlüğe girmesi sırasında özellikle eski Kanundaki sorunlu alanlar, gerek
Yargıtayın evvelki kararları gerekse öğretinin görüşleri doğrultusunda büyük ölçüde
açıklığa kavuşturulmuştur. Ancak basın İş Kanununda bu gelişim olmamıştır, Bu
gelişmeler Basın İş Kanunu açısından dengesizliği İş Kanunu lehinde artırmıştır.
İşte bu açıklamalar ışığında Basın İş Kanununun yeni medya düzenindeki gelişmelere
cevap vermesi, zor ve tehlikeli bir mesleği icra eden fikir işçilerini güçlü olan
sermayedara koruması açısından modern bir hale getirilmesi kaçınılmazdır.
36
Süzek Sarper, İş Hukuku, İstanbul 2005, S. 15
26
KAYNAKÇA
İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku İstanbul 2009.
Şakar Müjdat, Gerekçeli ve İçtihatlı İş Kanunu Yorumu, 2009
Çelik Nuri, İş Hukuku Dersleri, Yenilenmiş 23. Baskı İstanbul 2010,
Özek Çetin, Basın Hukukumuza Göre Fikir İşçileri ile İşverenler Arasındaki Hukuki Münasebet (İÜHFM, 1962, Cilt
XXVIII- Sayı 1
Kılıçoğlu Mustafa, İş Kanunu Yorumu ve Yargıtay Uygulaması, Ankara 2005
Geçer Bekir – Evcil Cahit, Açıklamalı ve Yargı Kararları ile Zenginleştirilmiş 4857 Sayılı İş kanunu Uygulama Rehberi, İstanbul 2006 Süzek Sarper, İş Hukuku, İstanbul 2005
Şuğle Mehmet Ali, 30 soruda basın iş kanununda gazeteci (Mülkiyeliler birliği dergisi, Cilt: XXVII • Sayı 239