Top Banner
"EvcİLİK OYUNU" ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI ÖZDEMİR NUTKU Adalet Ağaoğlu'nun seyirci karşısına çıkan ilk yapıtı, Evcilik Oyunu toplumumuzun en önemli sorunlarından birini elealır. Bu oyun, birbirinden ayrı düşünülemiyecek bir yaşayış alışkan1ığımn çeşitli dü- zeylerinin en önemlilerinden birini, kadın-erkek ilişkisini ve cinsel ah- lak konusunu işler. Önce aile, sonra da okul eğitim sistemimizdeki geri kalmış anlayış ve olaylara bakıştaki dar açı, küçük yaştan olgun yaşlara değin, insanlarımızı baskı altında tutmakta sonra.da onları çe- şitli yönlerde patlak veren bir bunalımın içine itmektedir. Bu bunalım değişik düzeylerde kendini göstermekte ve sonunda bireyleri ruh sağ- lığından yoksun bırakmakta, bunları birbirine benzeterek manevı bir ölüme terketmektedir. XXI. yüzyıla yaklaştığımız şu dönemde, dünya yüzündeki bütün toplumlar bir öz eleştiri içinde, kendi kendilerini sınamaya başladılar. İnsanoğlu bir arada, daha iyi bir düzeyde yaşama olanaklarım araştı- rıyor. Dedelerden, ninelerden duyduğumuz kocakarı iHiçlarınasıl ta- rihe karıştıysa, onların ahlak anlayışları da çağdaş dünyamn gittikçe daha hızla değişenkültür veteknik yaşamı içinde süreçlerini doldurmuş bulunuyor. İnsan kuşaklarım bir anda ortadan kaldıracak atom bela- sı bir tehdit olduğu kadar, aym zamanda bir koruyucu olarak duruyor bugünün dünyasında ve insan yeni bir hayat anlayışımn eşiğinde, bu yeni hayat için çalışıyor; çocuklarına, torunlarına daha güven dolu bir dünya bırakmak istiyor. Artık biliyor insanoğlu bu hayatın yaşanmaya değer bir şeyolduğunu; bunun için de daha yararlı olmak istiyor çabalarında. Ama bunun içinde kendini tüm değiştirmesi, alış- kanlıkları içinde kalıplaştırdığı, dondurduğu, bugün nedenini bile açık- lıyamayacağı dar ahlak anlayışım bırakması ve genişlemesine, evrensel bir ahlak düşüncesine yönelmesi gerekiyor. Adalet Ağaoğlu bu sahne yapıtında dar ahlak anlayışımn baskısı altında kendini insanlıkla ilgili duygulara yabancılaştırmış ve farket-
23

EvcİLİK OYUNU ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI ÖZDEMİR · 2018-06-08 · 54 ÖZDEMİR NUTKU meden ölüme terketmiş ilkel bir toplumun kesitini elealır. Böylebir toplumda herkes

Jul 31, 2020

Download

Documents

dariahiddleston
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: EvcİLİK OYUNU ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI ÖZDEMİR · 2018-06-08 · 54 ÖZDEMİR NUTKU meden ölüme terketmiş ilkel bir toplumun kesitini elealır. Böylebir toplumda herkes

"EvcİLİK OYUNU" ÜZERİNDESAHNE ÇALIŞMASI

ÖZDEMİR NUTKU

Adalet Ağaoğlu'nun seyirci karşısına çıkan ilk yapıtı, EvcilikOyunu toplumumuzun en önemli sorunlarından birini ele alır. Bu oyun,birbirinden ayrı düşünülemiyecek bir yaşayış alışkan1ığımn çeşitli dü-zeylerinin en önemlilerinden birini, kadın-erkek ilişkisini ve cinsel ah-lak konusunu işler. Önce aile, sonra da okul eğitim sistemimizdekigeri kalmış anlayış ve olaylara bakıştaki dar açı, küçük yaştan olgunyaşlara değin, insanlarımızı baskı altında tutmakta sonra. da onları çe-şitli yönlerde patlak veren bir bunalımın içine itmektedir. Bu bunalımdeğişik düzeylerde kendini göstermekte ve sonunda bireyleri ruh sağ-lığından yoksun bırakmakta, bunları birbirine benzeterek manevıbir ölüme terketmektedir.

XXI. yüzyıla yaklaştığımız şu dönemde, dünya yüzündeki bütüntoplumlar bir öz eleştiri içinde, kendi kendilerini sınamaya başladılar.İnsanoğlu bir arada, daha iyi bir düzeyde yaşama olanaklarım araştı-rıyor. Dedelerden, ninelerden duyduğumuz kocakarı iHiçları nasıl ta-rihe karıştıysa, onların ahlak anlayışları da çağdaş dünyamn gittikçedaha hızla değişen kültür ve teknik yaşamı içinde süreçlerini doldurmuşbulunuyor. İnsan kuşaklarım bir anda ortadan kaldıracak atom bela-sı bir tehdit olduğu kadar, aym zamanda bir koruyucu olarak duruyorbugünün dünyasında ve insan yeni bir hayat anlayışımn eşiğinde, buyeni hayat için çalışıyor; çocuklarına, torunlarına daha güven dolubir dünya bırakmak istiyor. Artık biliyor insanoğlu bu hayatınyaşanmaya değer bir şeyolduğunu; bunun için de daha yararlı olmakistiyor çabalarında. Ama bunun içinde kendini tüm değiştirmesi, alış-kanlıkları içinde kalıplaştırdığı, dondurduğu, bugün nedenini bile açık-lıyamayacağı dar ahlak anlayışım bırakması ve genişlemesine, evrenselbir ahlak düşüncesine yönelmesi gerekiyor.

Adalet Ağaoğlu bu sahne yapıtında dar ahlak anlayışımn baskısıaltında kendini insanlıkla ilgili duygulara yabancılaştırmış ve farket-

Page 2: EvcİLİK OYUNU ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI ÖZDEMİR · 2018-06-08 · 54 ÖZDEMİR NUTKU meden ölüme terketmiş ilkel bir toplumun kesitini elealır. Böylebir toplumda herkes

54 ÖZDEMİR NUTKU

meden ölüme terketmiş ilkel bir toplumun kesitini ele alır. Böyle birtoplumda herkes birbirini suçlar ve bir an için bile kendisini suçla-mayı düşünmez, çünkü davramşlarındaki yanlışlığın farkında olmakşöyle dursun, bu davramşları doğalmış, doğruymuş gibi kabul eder.Ayrıca, kendi de baskı içinde büyümüş olduğu için, kendinden sonragelenleri de hoşgörüyle karşılıyamaz, çünkü bir hastalık gibi manevihayatını sarmış çeşitlibaskıların etkisiyle, yetiştirdiği çocuklarım dakendine benzetmeye çalışır. Bundan' değişik bir yönelişi getirecek neanlayışı, ne ekonomik temeli, ne de psikolojik hazırlığı vardır. Bir in-samn yaşamındaki tatminsizliği toplum ilişkileri içindeki kısır döngüve ekonomik durumundaki bozukluk ile ortaya çıktığına göre,her şeyin para tarafından denetlendiği bir toplumda, onun bütünmaddi ve manevi değerleri de para ile ölçülür. Bir çok manevi de-ğerle birlikte kız da, erkeklerin ticari toplumu içinde, paraylaalımp satılacak bir meta durumuna girer. Meta olan bir şey isesatıcı bulabilmesi için iyi korunup saklanması gereken bir eşya du-mundadır. Onun için de ekonomik temeli zayıf olan ülkelerde, kızlar,ahlakçı olduğunu savunan burjuvaların, karşılığında para getirecek,iyi korunması gereken malları durumundadırlar. İnsam bir nesne, birşey, bir mal durumuna indirgeyen bu anlayış aslında insamn ahlak duy-gusunu incitecek en önemli neden olmasına karşın, bütün varlığımpara üzerine kurmuş insanlar için bu; onları birbirine karşı «ahlaklı"gösteren bir davramş oluverir. .

Toplum içindeki birikimle belirlenen ve ekonomik nedenlerin enbüyük rolü oynadığı insan psikolojisi de para üzerine kurulmuş bir te-melin özelliklerini yansıtır. Dar ahlak anlayışı içinde üst üste yığdığıtabulardan koskocaman, çirkin bir amt diken bu toplumun bireyleriyeni yetişen kuşaklar önüpe de insanı kısırlaştıran tabuları öldürücüengeller olarak koyar. Çünkü bireyin kendi tatminsizdir, kısırdır veeksik kalmıştır. Bu eksik bireyler nasılsa toplumun genel kısırlığınınüzerine çıkmış artıları yok etmek ya da en azından oruarı eksiltmek içinçalışır; böylece kendi tatminsizliğinin öcünü alır ve kötürümleşmişduygularım tatmin etmeye yönelir. Çünkü bunlar iç yaşamlarım zin-cirleyip tutsak bir duruma getirmişlerdir; başkalarının yaşamı onlariçin daha önemlidir. Kendilerini öldüren toplum düzeninin öcünü baş-kalarından alırlar. Farkında olmadan öldürmüşlerdir içtenliklerini;kendi öz yaşamlarına yabancılaşıruşlar, düzenin kalıpları içinde git-tikçe birbirlerine benzemeye ve otomatlaşmaya başlamışlardır. Bu in-sancıkların her durumda kullandıkları birbirine tıpatıp benzeyen an-latım biçimleri vardır; katılıyormuş, seviniyormuş, üzü1üyormuş, se-

Page 3: EvcİLİK OYUNU ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI ÖZDEMİR · 2018-06-08 · 54 ÖZDEMİR NUTKU meden ölüme terketmiş ilkel bir toplumun kesitini elealır. Böylebir toplumda herkes

"EveİLİK OYUNU" ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI 55

viyormuş gibi birbirinin aym kalıpları yüzlerine, seslerine verirler. Buyapmacıkları günlük yaşamlarımn içinde doğal göstermeye çabalarlar.Farkında olmadan iki yüzlülüğe içlerinden geçeni dışlarında başka tür-lü göstermeye yönelirler. Çeşitli törenlerde düzenin ortaya koyduğu ka-lıpların dışına çıkamazlar; düğünlerde alkışlarlar, cenaze törenlerindeyüzlerine her zaman alışagelinmiş mimiği vererek üzüntüyü takarlarya da hıçkıra hıçkı.raağlarlar. Aslında onların bu kalıpları kullanmala-rında yarı yarıya olumsuz bir içtenlik de vardır: Düğün törenlerindealkışlamaları başkalarımn da kendileri gibi nasıl köleliğe itildiğini gör-dükleri, cenaze törenlerinde de üzüntüleri ya da hıçkıra hıçkıra ağla-maları kendilerine acıdıkları içindir; çunkü bu yaşamı doğru dürüstyaşamadan ölmenin verdiği duyguları o anda içtenlikle duyarlar. İşteonların bu am da, evrensel bir değerlendirmede, en trajik noktalarıdır.El sıkışır, selamlaşırlar, kaşlarım çatarlar, yüzlerine yumuşaklık ve-rirler ... Bu hareketlerin tümü de dehşet verici bir duygu yoksunIuğuiçinde yapılır. Böylece, b1;J.insancıklar, insanlıklarıyla eş değerde biryaşam yerine, trajik bir hayaletler tiyatrosunu ortaya çıkarırlar.

Bu yanlış yaşamın, anlayışın ve davramşların kaynağı birey değil-dir. Bütün bu yapmacıkların kaynağı yapmacık bir düzeni ortaya çıka-ran ticarete dayanan bir toplumun insansal ilişkileridir. Bu ilişkilerintoplamı insanlar arasındaki davramşları yönetirken, insanları değiş-mez birer değer olarak kabul ettiği için, toplumun birimlerini olumsuzyola götüren bir sistemi vareder. Bu irsancıklar kendileriyle başbaşakaldıklarında, içten oldukları anlarda, insan olmanın saygınlığına eri-şirler ve gizli, örtülü bir biçimde bu yanlışlığın ağırlığılli temeldekisorunu kavramadan yakından duyarlar. Ama bir araya geldiklerindebu ağırlığı bu yükü de başkalarının sırtına yüklemekten kaçınamazıar;birbirlerini tek yanlı suçlarlar, suçladıkça da kendilerine olan saygın-lıklarım yitirirler. Doğalolarak, kendine saygısını yitiren bireyler dedünya yüzündeki en tehlikeli, en olumsuz yaratıklar olmaktan kurtula-mazlar; ya da başkalarım altedemediler mi kendi kendilerini yok etmeyeyönelirler. Bu durumu ortadan kaldırmak, her an gelişen ve değişen,kendilerini yenilemeye mutlak ihtiyaç duyan insancıkların bir aradayaşama düzenlerini onarmaları ve değiştirmeleri gerekmektedir. Herşeyden önce bu ilişkilerini yeni baştan gözden geçirmeleri ve olumsuz-dan sıyrılıp yaşadıkları süre içinde olumlu olan bir yaşama düzeni veanlayışı içine girmelidirler.

İşte Adalet Ağaoğlu, bir yazar olarak, bu sorumluluğu görmekteve sanatçı kişiliği içinde önemli bir soruna, kendini öncelikle ilgilendi-

Page 4: EvcİLİK OYUNU ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI ÖZDEMİR · 2018-06-08 · 54 ÖZDEMİR NUTKU meden ölüme terketmiş ilkel bir toplumun kesitini elealır. Böylebir toplumda herkes

56 ÖZDEMİR NUTKU

ren toplumumuz içindeki kadının durumuna ve kadın-erkek ilişkileri-ne işaret etmektedir. Toplumumuzda kadın ve erkek birbirlerinin kur-banı değildirler, her ikisi de yanlışları düzeltilmemiş, yüzyıllardan beriyalnızca yüzeyde değiştirilmiş bir toplum düzeninin kurbanıdırlar.Bunun için de, kadın ile erkeğin yerleri ayrıdır. Erkek, toplum içinde-o toplum sistemini ortaya çıkaran bir varlık olarak- bütün haklardanyararlanma olanağını elde etmiş bir durumda evlenir. Kadın ise, bu-güne değin kendi lehine geliştirilmiş yasalara karşın, yine de erkek ka-dar özgür ve onun kadar hak sahibi değildir. Cumhuriyet'in ilanındansonra kabul edilen "Medeni Kanun" her nekadar kadının durumundabir gelişmeyigerçekleştirmişse de yine de cinsiyeti açısından, onu, erkeklehine, hak yönünden kıs1tlamıştır.ıBuna karşılık erkeğin ekonomik vetoplumsal sorumluluğu kadından daha çoktur. Bu da erkeğe daha genişhaklardan yararlanma olanağı sağlar. Erkek, toplum yönünden bağım-sız ve tam bir kişidir; ve her şeyden önce bir üreticidir.

Kadın, bazı haklara ancak evlenerek sahip olur. Çünkü kızken busonradan elde ettiği haklar ona verilmez. Ne var ki, evlendikten sonrasahip olduğu haklarda da erkekle eşit aşamaya gelmez. Cumhuriyetyasaları kadını erkeğin kölesi olmaktan koruyucu ilkeler getirmiştir;ancak yetişiş, artık bugün için anlamsız olan birtakım töreler bu yasa-ların varlığına karşın kadını yine de erkeğin tutsağı yapar. Erkek eko-nomik üstünlüğü ile evin başkanıdır, kadın onun soyadını taşır, onundinini ve uyrukluğunu kabul eder, onun çevresi ve sınıfına katılır, onunailesine girer. Bütün bunlardan çıkan sonuca göre, kadının bütün yaşa-mı erkeğe uygun olarak ayarlanır. Töreler, hatta yasalar da bu cinsiyetayrılığını erkeğe üstünlük tanımakla değerlendirilmiştir.

Okuma yazma oranı düşük olan ülkelerde kadın «güzel" bir maldurumundadır. Köylerde bu «güzel mal", daha değerli bulunan öküz-den sonra gelir. Gelinlik kızlar ise,güzelliklerine ve erdemlerine görefiyat biçilip satışa çıkarılan mallardır. Büyük kentlerde ise yine bu kızsatışı genellikle insan sıcaklığı ve sevgisi olmadan yapılır. Ana babalar,kızlarını, ilerdeki yaşamlarında paraca rahat etmelerini istedikleri içinekonomik durumu iyi, insansal özellikleri ne olursa olsun, zengin bi-riyle evlendirmek isterler. Bu da temeli para olan bir düzenin anlayı-şından ortaya çıkar. Toplumumuzda çoğunlukla kızların söz hakkı yok-tur bu evliliklerde. Böylece, önce ana ve babanın malı olan kız, evlenin-ce kocanın malı olur.

1 Bkz. Medeni Kanun, maddeler 95, 152, 153, 154, 158, 159, 239, 259, 263, vb.1

Page 5: EvcİLİK OYUNU ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI ÖZDEMİR · 2018-06-08 · 54 ÖZDEMİR NUTKU meden ölüme terketmiş ilkel bir toplumun kesitini elealır. Böylebir toplumda herkes

"EveİLİK OYUNU" ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI

Toplumumuzda kadın-erkek ilişkisi, henüz insansal aşamaya gel-memiştir. Çünkü kadımn mal durum:u, onu, erkeğin gözünde yalmzcabir dişi durumuna indirgemiştir. Kadın da, erkeği, ona bazı haklar sağ-lıyacak bir araç durumunda görür genellikle. Ülkemizdeki gibi aile,eğitim, ekonomi baskılarının yoğun olduğu toplumlarda genç kızlarevlenmeyi bu baskıdan kurtulmam n bir umudu olarak görürler ve ev-lenince özgürlüklerini elde edeceklerini düşünürler. Oysa o ana kadarsu yüzüne çıkmayan çelişki göze görünmeye başlar, çünkü bir şey de-ğişmez. Tek değişen şey yakımmn baskısından kurtulan genç kızın, yenitamdığı ya da az tamdığı bir yabancımn baskısı altına girmiş olmasıdır.Genç kızların tutsaklıktan kurtulma çabaları, böylece yeni ve dahayalnız bir tutsaklığı getirir.

Toplumumuzda halkın yönelişini gösteren, kadın-erkek bağınıaydınlatan örnekler çoktur. Ata sözlerimiz içinde kadımn yerini vekadın-erkek ilişkisini dile getirenlerden biri, «Erkek vefakar, kadın ce-fakar olmalı" dır.l Burada erkek ile kadın ayrı düzeylerde ele alınmıştır;ve "cefa" da kadımn payına düşer. Başka bir atasözü, "Kadının uzun.saçlısı, ineğin öküz, başlısı"ı der. Burada da kızın öküz gibi, malla eş-değerde olduğu aydınlığa çıkar. Kadının mal durumunda oluşu ilkeltoplumların bir kalıtıdır: Asya'da Koriaklar, Malenezya'da, Bankadaları yerlileri, Mrika'lı Tonga'lar ve yine Asya'lı Çuhçiler ile Kırgız-lar arasında yayılmış levirat töresine göre ölen bir kocamn karısı birçeşit menkul ya da gayrımenkul gibi, küçük erkek kardeşine kalır.'Kızın mal durumunda oluşu böylece ilkel toplumlardan bu yana süre-gelen geçerliliğini yitirmiş ilkel bir anlayıştan çıkar. Bunun gibi, kadın-ın değerinin yalnızca dişiliğinde aranması atasözlerimizde yansır: Bu-na bir örnek, »Kadın yatakta, bebek beşikte sevilir," sözüdür.' Bu ata-sözünü açırnlarsak, kadımn yatak dışında bir insan olarak sevHemiye-ceği tezi ortaya çıkar.

Kadının mal durumunda oluşu ve çok kızı olan babaya geleceğinzengini olarak bakılması Anadolu'daizlenen bir durumdur. Anadolu1

nun çeşitli yörelerinde en fakir ailenin bile.oğullarım evlendirrnek içinborca girip başlık parası verdiği herkesçe bilinir. Böylece ticari, top-

2 Hamit Zübeyr Koşay, Türk Düğünleri tlzerine Mukayeseli Malzeme, Ankara 1944,344

3 Bölge Ağızlarında Atasözleri ve Deyimler, I. Kitap, Ankara 1969, 150

4 Koşay, xiii5 Bölge Ağızlarında, 150

Page 6: EvcİLİK OYUNU ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI ÖZDEMİR · 2018-06-08 · 54 ÖZDEMİR NUTKU meden ölüme terketmiş ilkel bir toplumun kesitini elealır. Böylebir toplumda herkes

58 ÖZDEMİR NUTKU

lum ilişkileri içinde kadın para karşılığı alıp verilen bir meta'dan baş-ka bir şey' değildir.

Kızın bu tutsak durumu bu yörelerde açıkça söylenmese bileağızlarda kına gecesi söylenen manilerde yansır. Örnek olarak kınagecesi söylenen iki maniyi ele alalım; bunlardan biri «Gelini Okşama"-dır:

«Analar besler hurma ileEloğlu döver yarma ileEloğlu oldum yalvarma ileGit kızım sağlıklarlaSil gözünü yağlıklarla". ı

Böylece, evlenen kızın ölüme gider gibi bir görünüşü vardır. Evlenenkız mutlu görünmemek zorundadır; ağlayıp dövünecektir. Ana babaiçin de satılan kız başkasımn malı durumuna girecektir, bunun içinkaybolmuş bir metadır. İşte kına gecesi söylenen bir başka manideyine gelinlik kızların alınyazıları dile getirilir:

«Yol üstünde birkütük uzanmış yatırKütük değil, sarhoş olmuş yatırKaralar bağlasın şu zamane kızlarıSarhoş kocaların altında, elinde satır".Halk dilinde de sevgiliyi dile getirmek için kullamlan imajlar,

genelolarak, kızı ve kadım bir insan olarak değil, güzeli gösteren hay-van, böcek ve çiçek adlarıyla ortaya çıkar. Kadın bu şiirlerde, insan-dan soyutlanarak ceylan, gazal, güvercin, kısrak, keklik, kuğu, turna,gül, bülbül, kelebek,lale, karanfil, vb. gibi imajlarla amlır. Bu şiirlerdesevilen kız doğamn güzellikleri ile anlatılır; ama bir insan, bir varlıkolarak değil, koparılıp koklanan bir çiçek, tutulup bakılan bir kelebek,vurulup öldürülen bir ceylan, akıp giden su, sesi dinlenilen bülbülolarak görülür. Aşık Gevheri sevgiliye yazdığı şiirinde

«Güzellik tahtında ol iki serverBiri nazlı kuğu, biri toygundur,"

derken, Ruhsatl,"Onbirinde bir güzele hizmetimYeni açmış has bahçede gül gibiOn ikide henüz gelmiş baharıAkar gider boz bulanık su gibi",

6 Koşay, 155

Page 7: EvcİLİK OYUNU ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI ÖZDEMİR · 2018-06-08 · 54 ÖZDEMİR NUTKU meden ölüme terketmiş ilkel bir toplumun kesitini elealır. Böylebir toplumda herkes

"EvcİLİK OYUNU" ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI 59

diye duygularını dile getirir. Gerçi halk şiiri içinde, sevgilinin adınıkullanıp kızı somut bir biçimde ele alan ozanlar da vardır; ancak bun-lar da kadıni bir birey, bir insan olarak değil, bir dişi olarak anlatırIar.

***Evcilik Oyunu', yukarda kısaca açıklamaya çalıştığımız durumun

bir kesitini ortaya çıkarır. Oyun altı tablodan kuruludur; ilk ve sontablolar, ortadaki gerçekçi sahneleri gösteren tablolardan ayrı bir özel-liktedir. Bu ilk ve son tablo oyunun çerçevesini kuran, genellemeyleevrensele yönelen, yorumda evrenseli getirmesi gereken ve oyun düzeniile oyunculukta belli bir stilizasyonu gerektiren bölümlerdir. Böylece,oyunun sahne uygulaması için yapılan yorumunda estetik açıdan ikiayrı yönelişin saptanması gereklidir. İlk ve son tablolar, genel anlamıiçinde, havası çekilen burjuva evliliklerinin sonucunu, soyutlamalaragiderek gösterirken, ortadaki dört tablo, ülkemizin gerçeklerini yan-sıtacak biçimde gerçekçi sahneler ve konuşmalardan kurulmuştur.Bunu şöyle de açıklıyabiliriz: yazar, kalıplaşmış burjuva evliliklerinigenel bir açıdan ele alırken, bir pencere açarak kendi toplumumuzdan,değişik, ama yine de birbirini tamamlıyarak geliştiren kesitleri göster-miştir. Böylece, oyun evrenselden başlayıp yöreseli getirmekte, sonuçtada yöreselde açımladıklarıyla evrensele yönelmektedir. Öyleyse, oyu-nu yeni baştan bölümlememİzgerekmektedir. Tablolar 1 den başlıya-rak 6'ya kadar gitmeyecektir:

Ön Oyun Evrensel (giriş çerçevesi)1. Tablo Yöresel (Küçük çocuk dönemi)2. Tablo "(Gençlik dönemi)3. Tablo "(Evlenme Öncesi)4. Tablo "(Evlenme)Son Oyun Evrensel (bitiş çerçevesi)

Böylece, oyunu dört tablo olarak ele almak gerekmektedir; Ön ve SonOyunlar da bu dört tablonun prolog ile epilog bölümlerini kurmaktadır.

Ön ile Son Oyunlarda, genellerne yapıldığı için adları olmayan,kadın ile erkek görünmeyen bir yargıç önündedirier, yüzleri seyirciyedönüktür. Bu yönden, yargıç bir yönden seyirciler tarafından da yansı-lanmaktadır. Yargıç'ın tepkilerini yine bu kadın ile erkeğin konuşma-larından çıkarırız. Yargıç arada tokmak vurarak kadınla erkeği sus-turur. Türk mahkemelerinde yargıçlar tokmak kullanmazlar, bu daha

7 Adalet A!j;ao!j;lu, Evcilik Oyunu, İstanbul 1964

Page 8: EvcİLİK OYUNU ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI ÖZDEMİR · 2018-06-08 · 54 ÖZDEMİR NUTKU meden ölüme terketmiş ilkel bir toplumun kesitini elealır. Böylebir toplumda herkes

60 ÖZDEMİR NUTKU

çok yabancı mahkemelerde vardır; ancak yazar burada genellerneyegi-derek evrenseli -verip yöreseli vermediği için tokmak sesiısakıncalısayılmıyabilir; üstelik bu' sahnelerdeki tokmak sesi, seyircinin de iç-inde bulunduğu toplumun demir yumruğu olarak simgelenebilir.

Bu iki evrensel sahnede kişiler belli kavramların Üzerinekurulmuşbir toplum düzeninin temsilcileridirler. Ön oyunda karı-koca evlerinegirer girmez evin havası çekilmektedir. Birbirlerini severek evlendiklerihalde, artık birbirlerinden kaçmakta ve eve girer girmez de boğulur gibiolmaktadırlar; bunun için de boşanmak istemektedirler. Karı-koca bir-birlerine yabancılaşmış, çocukları varsa çocuklarına yabancılaşmışlar-_dır; kaç yıllık evli olduklarını bile doğru dürüst hatırhyamazlar:

«Kadın Hep eve gelsin istiyorum oysa ... Eve gelince de...Erkek : Evden kaçmak istiyor .Kadın : Evet kaçtım Hakim bey Ne yalan söyliyeyim kaçtım.

Önceleri daha seyrek sanırım. Ama son günler daha sık.Erkek Geceleri ... Gece olunca ... El ayak çekildiğinde ... Tam

yatacağımız sırada bir de bakıyorum karım kaçmış.Kadın Doğrusunu isterseniz sebebini pek bilmiyoruz. Kaçma-

dığımı sanıyorum. Bir de bakıyorum, kaçmışım. Kaç-mak için kaçmıyorum da kocamı bulmak için kaçıyo--rum. Yani öyle sanıyorum (...)"(Ön oyun, 13)

Karı-koca boşanamazıarsa öleceklerini belirtirler yargıca: Kadın,"Boşamanız gerek. Ölmemizi isteyemezsiniz", diye bağırır onlara engel-ler çıkaran yargı organına. Ölüm kavramı oyunun çeşitli yerlerinde bir'leitmotiv' ya da sürekli olarak işlenen bir motiv olarak çıkar karşımıza;daha ilk gerçekçi tabloda bu motiv gazetecinin ağzından duyulur:«Yazıyoor! Yatağında karısını gazla yakan adamı yazıyoor!" 3.Tablodayine gazetecinin ağzından, "Zifaf odasındakendini asan gelin"i öğreni-riz. Yine aynı tabloda, genç kız sevdiği erkekle buluştuğu için büyükkorku ve heyecan içindedir, bu durum genç kızın «Ölsem daha iyi",sözlerinde anlam kazanır. 4. Tablo'da gelin giden kız, "Evlenmek öl-mek gibi bir şey galiba", diye annesinin boynuna sarılır. Aynı sahnede,dedikodu yapan evli kadınlardan biri ise bu sözleri yankılar: «Gerçievlerimizin ölü evinden farkı yok ama ... " Gelinlik kızı gönderdiktensonra baba, annenin üzüntüsünü görerek, "Sus hanım. Beni da ağlata-caksın şimdi. Ölüm gibi bu da, Allahın emri. Ne denir?" diye yakınır.Bu motif, evrensel niteliği olan Son Oyun'da sonuçlanır. Yargıç, dola-yısıyle çevre onları birbirinin tutsağı durumuna getirdiği, onları istek-

Page 9: EvcİLİK OYUNU ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI ÖZDEMİR · 2018-06-08 · 54 ÖZDEMİR NUTKU meden ölüme terketmiş ilkel bir toplumun kesitini elealır. Böylebir toplumda herkes

"EvciLİK OYUNU" ÜZERİNDE SAHNE ÇALışMASı 61

leri üzerine, formaliteler yüzünden ayırmadığı için ölmüş1erdir ikisi de.Bu manevi ölmeyi simgeliyen son bölümde onları kimin öldürdüğüüzerinde durulur. O zaman anlaşılır ki onları öldüren bir çok neden var-dır. Öldükten sonra birleşmek, istedikleri gibi yaşamak isterler, amaorada bile baskı sürmektedir. Orada da ayrıdırlar ve birbirlerinin ya-bancısı olmaya mahkum edilmişlerdir. Ölmüş olmaları bir işe yaramaz.Orada da ayrı, sevgisiz çürümeye bırakılmışlardır.

Bu manen ölen insanların dünyasında sevmek sözcüğünden kork-ma da vardır. Sevgisiz yaşamaya z0rlananlar, böyle~e ölüme yollanır-lar. Sevgisizlik motivinin gelişimi,de ölüm motivine paralel bir yoldageliştirilmiştir. Evli kadınlar konuşmalarında nasıl kocalarıyla suskunoturduklarını, birbirlerine yabancı, nai:\llhiç konuşmadıklarını anlatır-lar, onlara göre "gündüzler hay-huyla nasılolsa" geçmekte, ama "ge-.celer bir türlü bitmek" tükenmek nedir bilmemektedir; ve soinurtupsomurtup oturmaktadırlar karşılıklı. Yine aynı kadınlar kocasını al-datan dedikodu konusu olan bir kadının durumuna yarı kıskançlıkyarı özlemle bakarlar:

"II. Mİ. K. :. Süheyla'yı diyordum ... Kadının koca moca taktığıyok.

/. Mİ. K. : (Hemen ilgilenir) Aman pek iyi ediyor. Bizimki deaptallık" (I. Tablo, 31)

II. Tablo'da insanın en arı ve içten yanı olan sevmenin üç ayrıbaskıyla engellendiğini izleriz. İki gencin romantik sevgi ilişkisi enönce park bekçisi tarafından kaba bir biçimde yaralanır:

"Bekçi: Sizin ananız, babanız yok mu be? Defolun burdan! Par-kı bilmem neye çevirdiniz. Ne günlere kaldık yahu! Na-mus, şeref hak getire iBu yaşta boynuzlu edecekler adamı!Oğlana bak yahu, bacak kadar piç kurusu ... "Seni sevi-yorum", diyor. "Seni seviyorum", söylerken benim bileyüzüm kızarıyar" (II. Tablo, 37).

Az sonra bir kızdan ayrıldığını gören gencin babası, onu aşağılayıcı birQiçin,ıdeazarlar ve yüzüne tükürür: "Ne zaman adam oldun da kızların

. peşine düştün serseri!" Kız peşine düşmeyi "adam" olmakla eşdeğerdesayan bu evli adam, bundan hemen sonra yoldan geçmekte olan birçocuklu kadına lafatar, o da yetmez kadının ardına düşer. Üçüncü bas-kı okullu kızın anasından gelir; kız sekiz dakika geç kalmıştır. Kadın dasudan bir durumdan işi büyüterek.kızı sanki bayağı bir sokak kadınıy-

Page 10: EvcİLİK OYUNU ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI ÖZDEMİR · 2018-06-08 · 54 ÖZDEMİR NUTKU meden ölüme terketmiş ilkel bir toplumun kesitini elealır. Böylebir toplumda herkes

62 ÖZDEMİR NUTKU

mış gibi davranır; evrensel insanlık sevgisinden söz eden Remarque'unİnsanları Seveceksin adlı kitabının yalnızca seveceksin sözcüğüne takı-larak ve sevmenin utanılacak bir şeyolduğuna inandığı için kızına şuağır sözleri söyler: .

"Anne II :.Seni şırfıntı seni! Hem romanmış da... Hem roman,hem aşki! Yarabbi ben nerelere gideyim! Kız senorospu mu olacaksın ha? Orospulukta mı hevesin?Bu sevmekli mevmekli kitapları kim sokuyor kulağı-na? Kim veriyor bunları sana ha?" (II, Tablo, 41)

Böylece sevgi bağı, üç kaba güç tarafından bayağılığa götürülür vedolayısıyle de öldürülür.

II. Tablo'da istemediği biriyle evlendirilmek istenen bir genç kızvardır. Kız sevdiği gençle parkta buluşur ve konuşurlar. O sırada, Bek-çi gelir ve her ikisini de yakalar. Çevreden koşuşup gelenlerin- kendiiç kısıtlamalarıyla gelen tek bir ses duyulur: "Namus elden gidiyor".Kız yakalanıp karakola götürülürken de, bastonuna dayanarak olayıuzaktan seyreden yaşlı adam, tatminsizliğinin doruğunda orgazma ula-şır: "Oooh! Neyse, yakaladılar işte. Milletin namusu var canım."

III. Tablo evlenmedeki sevgisizliğeışık tutar. Komşuların kıskançve fesat sözleri, annenin bir cenazenin ardından gider gibi hıçkıra hıç-kıra ağlaması, babanın özellikle haşin tavrı, erkeği tanımayan gelinlikkızı şaşkınlık, korku ve güvensizlik içinde bırakır. Annesine göre "Kızkısmı evlenirken seviniyormuşgibi görünmemeli" dir; çünkü "ayıp olur".Kızın gelinliği onu sıkmaktadır; bu aynı zamanda bu evliliğin de birsimgesidir. Gelinlik kız evleneceği erkeği doğru dürüst tanımaz bile.Anası ise, "E, tanımıyacaksın elbet. Evlenmek böyle olur", diye kalıp-laşmış, toplum baskısındangelen alışkanlığını belirtir. Gelinlik kızbabasından utanır. Babası ise hem onu fakir biriyle evlendirmek zorun-da kaldığı için suçlar, hem de geçinemedikleri takdirde evinin kapısınınkızına kapalı olduğunu söyler. Gelinlik kız dehşet içindedir ve bu yıkıl-mış durumuyla, kurbanlık gibi, düğün evine götürülür. Öbür yanda,kızların erkeklerin yanında olmadığı böyle bir toplum düzeninde de-likanlılar kendi aralarında sapık ilişkilere girerler ve bu da onları yıkar,kişiliklerini alıp götürür. Daha önce kızla delikanlının saf sevgisini kir-leten bekçi, bu delikanlıklarınınkız arkadaşları olmadığından giriş-tikleri sağlıksız davranışları görmez ve onları derslerine çalışıyor sana-rak över. Bu sahne parktaki delikanlılardan birinin hıçkıra hıçkıra ağ-laması ve ilerisi üzerine hiçbir bilgisi olmayan küçük bir kızın düğün

Page 11: EvcİLİK OYUNU ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI ÖZDEMİR · 2018-06-08 · 54 ÖZDEMİR NUTKU meden ölüme terketmiş ilkel bir toplumun kesitini elealır. Böylebir toplumda herkes

"EveİLİK OYUNU" ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI 63

evinden çıkarak «Ben gelin oldum! Ben gelin oldum," diye zıplayarakgeçmesi ile sona erer.

Son Oyun'da artık ölmüş olan çift, birbirlerini sevmenin belkiölümle geleceğine inanınışken, baskıyı simgeleyen gardiyanın "Mev-zuat!" sözüyle bunun da imkansız olduğunu anlarlar:

"Erkek: Peki, biz ne zaman sevişeceğiz?Kadın: N e zaman göreceğiz erkeğimizi? N e zaman ?" (Son oyun, 76)

Onları ölümde de ayıran baskı gücünden hiçbir yanıt gelmez. O zamanufak da olsa bir umut belirir. Belki yeniden doğabilirler, belki o zamanher şey başka olur. Ama, hayır! Aralarında girmiş baskının sert, taşgibi duruşu vardır. Her şeyden önce bunun kalkması, bunun kalkmasıiçin de daha insansal bir ilişkiyi sağlıyacak bir anlayışın ve düzeningelmesi gerekmektedir.

Ön ve son oyunların çerçevelediği ortadaki dört yöresel ve ger-çekçi sahne bir yandan, burjuvanın dar ahlak anlayışını dört yetişişevresinde geliştirirken, bir yandan da her sahnede ayrı ailelerin kesit-lerini getirmektedir. Örneğin, ön ve son oyunlarındaki kadın, II. Tab-lo'da, Çiğdem, III. Tablo'da Nilüfer, LV.Tablo'da Yaseınin'dir. Bu-nun gibi, Erkek, II. Tablo'da Ahmet, III. Tablo'da Ömer ve IV. Tab-lo'da Ali'dir. Aynı yolda Tablo'lardaki anneler, babalar ve komşularda ayrı adlar altındadırlar. Bu rollerin aynı sanatçılar tarafından oy-nanması bu kişileri birbirinden ayırmada zorluk çıkarır. Ancak bu,bütün kişilerin, toplumun kalıplaştırmasıyla birbirlerine benzediklerinianlatmaktadır.

Oyun boyunca, insanların dar ahlak anlayışı kadar, birbirlerineolan iki yüzlü tutumları da sergilenıniştir. İnsan olarak kısıtlanmış,ekonomik ve özgürlük durumlarını güven altına alamamış bu toplu-mun insanları aynı zamanda birbirlerini seviyormuş görünerek bir-birlerini aşağılamayı ve en önemlisi, onlar gibi olmayan, nasılsa top-lumun baskısından kendilerini bir an için kurtarıp içten ve doğru birilişkiyi bulmaya çalışan kişileri yok etmeyi sürdüren kişilerdir. Bu gö-rünüşü ortaya çıkan çeşitli sorunlar, oyunda, belli temel duygu ve ta-vır yönelimi içinde verilıniştir.

i. Tablo'da toplumun yarattığı baskının ve önerdiği ahlak anlayı-şının tavırlarını park bekçisi ile gazetecide daha oyun başlar başlamazizleriz. Park'ta erkekle kadını yanyana oturtmayan, namus duygusun-dan söz eden bekçinin durmadan mırıldandığı şarkının sözleri kendiiç çelişkisini ortaya çıkarır:

Page 12: EvcİLİK OYUNU ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI ÖZDEMİR · 2018-06-08 · 54 ÖZDEMİR NUTKU meden ölüme terketmiş ilkel bir toplumun kesitini elealır. Böylebir toplumda herkes

64 ' ÖZDEMİR NUTKU

"İfakatim gelecekBCınalokum verecekDar sokakta kıstırdım,Amanın kıstırdım, amanın kıstırdım" (I. Tablo, 19)

Bunun yamtı gazeteci çocuktan gelir: "Yazıyyoor! Yatağında karısınıgazla yakan adamı yazıyoor!" Bu şarkı giderek tatmin olmamış insancaduyguların bayağı bir anlatımını getirir:

"lkimizi bir odaya koysalarÜstümüze altın kilit vursalar."

Ve yine gazeteci çocuğun aym yamtı ... Bekçi, bu toplumdaki ahlakanlayışım simgelerken, gazeteci çocukta toplumsal durumun habercisiolmaktadır. Çünkü yine aym gazeteci başka bir tabloda "Zifaf odasındakendini asan yeni gelin" in haberini getirecektir. i

Aym tabloda; Lale adı verilen küçük kız kalıplaşmış bir terbiyesisteminin aile içindeki başlangıcım yansılar:

"Lale: (Bebeğine) Seni terbiyesiz seni! Uyu bakayım. Uyumaz-san şimdi kömür!ükteki umacı babayı çağırırım... Seniçingenelere versin de gör" (I, Tablo, 27)

Burada geleceği kuracak olan küçük kız, ailesinin ona verdiği görgüyüve terbiyeyi sürdürmektedir. Ona bu terbiyeyi veren Anne ise eve ge-.len konuk kadımn çocuğuna gösterdiği anlayışı kendi kızına göster-meyen, evini kendi için değil, eve geleceklere göre ayarlayan, kendi ha-yatım değil, başkalarımnkini yaşayan, bunun için de iki yüzlü1üğübelki de farkındaolmadan trajik bir duruma getiren bir kadındır. Babaise çıplak kadın resmi bulunan dergileri gizlice alan ve bundan farkın-da olmadan suçluluk duyan anne kadar yalnız bir adamdır. Trajik biralayı kapsayan bu tablodaki bazı olaylar yer yer tersinIerne ile gelişir.Özellikle, annenin çelişkisi konuklar gelince ortaya çıkar. Bu da birtersinlerneyi getirir. Buna bir örnek, kızına şekeri bir hasislikle ve an-cak uslu durduğu takdirde veren anne, konuk kadınlardan birinin,elini şeker hokkasına daldırıp ceplerini şeker1edolduran, arsız çocuğu-na büyük bir hoşgörüyle davramr. Bu doğalolarak yanlış bir nezaket,daha doğrusu kişiliğinin varettiği gösteriş duygusuyla yapılmış bir şey-dir. Doğalolarak ikiyüzlülüğü yeşertir. Buna başka bir örnek de, ko-nuklar kapıyı çaldıklarında, "O arsız oğlanı da getirdiyse işimiz var",diye yakınan annenin, konuk kadınlardan birinin üç çocukla başa çı-kamadığından şikayeti ü~erine, "Ayol insan tutar küçüğü yollayıverir

Page 13: EvcİLİK OYUNU ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI ÖZDEMİR · 2018-06-08 · 54 ÖZDEMİR NUTKU meden ölüme terketmiş ilkel bir toplumun kesitini elealır. Böylebir toplumda herkes

"EveİLİK OYUNU" ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI 65

bana", demesi, bu gösteriş-ikiyüzlülük alışkanlığımn bir başka yönünüverir. Yine annenin, sedir üzerinde zıplayan, kızının saçını çeken, şe-kerli ellerini oraya buraya süren çocuğu gereği olmayan bir anlayışlakarşılayıp kızının en doğal isteğini sert bir biçim reddetme si ile dahaküçük yaştan itibaren kendi çocuğunun adalet duygusunu da farkındaolmadan zedelediği izlenir.

Kadınlar arasında konuşulanlar da daha çok, basmakalıp bir kaçhatır sormamn dışında, kimin evlendiği, kimin boşandığı, kimin karı-sım ya da kocasım aldattığıdır. Bu da kadın-erkek ilişkisinin acıklıgüldürüsünü getirirken aym zamanda bu bir araya gelen insanlarınbaşkalarından eksiltme işlemini de ortaya çıkarır. Yine bu eksiItme,birbirlerinin yüzlerine karşı övücü sözler söyleyen.kadınların, biri oda-dan çıktı mı onları çekiştirmelerinde izlenir.

Ayrıca, küçük kızla, henüz okula gitmeyen küçük oğlamn birbir-leriyle oynarken, erkek çocuğun safça kızın bacağında bir şey var sa-narak, kızın eteklerini açması oradaki kadınlar için büyük bir olayolur ve bu durum oradaki kadınların iç çirkinlikleri ile değerlendirilir:

"II. Mİ. K. : Ayol senin oğlan da pek açıkgöz bir şeyolacak.i. Mİ. K. Ne yaptı sahi? Görmedim.II. Mİ. K. : (Biraz alçak sesle) Ne yapacak? Kızın eteklerini

kaldırmaya çalışıyordu" (I. Tablo, 27).Masum bir biçimde olan bu hareketi böylesine bayağı bir yolda

değerlendiren kadın, kızların eteklerini kaldırmayı da bir erkek için"açıkgözlük" olarak nitelendirmektedir. Bu yöneliş daha çok bu yön-den tatmin olmamış ve kendi eteklerini kaldıram açıkgözlükle nitelen-direcek, acınacak bir kadımn portresidir.

,Yine bu tabloda, çeşitli nedenlerden doğan ve aile içindeki terbiyeanlayışım açımlayan bir tavır çocuklara yanlış yerlerde karışma veyine "nasıl terbiye veriyorum", gibisinden kendi çocuğunu başkaları-mn yamnda -onun da bir kişiliği olduğunu düşünmeden- azarlarken,fırsatım bulup aym zamanda öbürünün çocuğunun terbiyesizliğin-den söz etmesidir. Böylece çocuklar daha küçük yaştan başkalarınınönünde azarlanmayı ve aşağılanmayı yaşamakta ve gün geçtikçe bunuolağan bir şeymiş gibi kabul edip kendilerine olan saygınlığı yitirmekteve büyüyünce de başkalarına karşı, sorumluluk duymadan, başkala-rımn önünde yanlış bir şey yapıp aşağılanmaktan çekinmemektedirler.

Aym görünüm, II. Tablo'da yetişkin çocuklarla ilgili bir yoldaverilir. Bekçi'nin, iki genç arasında temiz duygularla başlayan sevgi

Page 14: EvcİLİK OYUNU ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI ÖZDEMİR · 2018-06-08 · 54 ÖZDEMİR NUTKU meden ölüme terketmiş ilkel bir toplumun kesitini elealır. Böylebir toplumda herkes

66 ÖZDEMİR NUTKU

I. Mİ. K.

bağını kendi kafasındaki bayağı düşüncelerle zehirlemesi aslında onunhiç sevmemiş, sevse bile bunu ayıp saymış olan kafa yapısında gelir,çünkü iki genci tehditle parktan uzaklaştırdıktan sonra, kendi kendinekaldığında: "Bir de baktım, tutmuş kızın elini mıncıklayıp durmaz mı!Allah be!" diye özlemli bir biçimde konuşması onun bu bastırılmaktantatmin olmamış duygularını verir. Çıplak kadın resimleri bulunan der-gileri gizlicealan, temelde yozlaşmış olan babanın oğlunu bir kızdan ay-rılırken görünce sözde ona terbiye vermelciçin sokak ortasında yüzünetükürüp tokat atması da Bekçi'nin tutumuna eşdeğerdedir. Buradakitemel duygu, Baba'nın içinden duyduğu kendi kendini aşağılaması,oğlunuıi kişiliğini aşağılayarak bir denge bulma eğilimi içindedir. Aynıgörünüş, Anne ile eve sekiz dakika geç gelen kızın arasında geçer;başkalarının yanında gülmeyi, İnsanları Seveceksin gibi evrensel biryapıtı ayıp sayan Anne, kızını "orospuluk" la suçlamaktan çekinmezve bunu öç alır gibi yapar. Ama yalnız kalınca o da Baba gibi düşüne-cektir ve o güne değin birbiri üzerine yığılmış olan suçluluk ve eziklikduygularına bir yenisini ekliyecektir.

III. Tablo'da ise yine aynı eğilimler başka açılardan ele alınmış-tır. Evlenecek kızla erkeği düşünme yerine, mallar, çeyiz, sarfedilenpara üzerinde durulması evlilik kurumunda en önemli şeyin mal ol-duğunu vurgular. Bu sahnede evliliğin ticaret gibi, bir alım satım soru-nu olarak anlaşıldığı izlenir. Erkeğin annesi, yolda gelini görünce,önce kuşkulu bir biçimde onu sorguya çeker, yatak çarşaflarının bitipbitmediğini sorduktan sonra da:

Eh, söylemiyecektim ya, hadi deyivereyim. Gelin-liğin yapıldı geldi. Tam 500 liraya çıktı ama. E,olacak artık ne yapalım. (Nilüfer önüne bakar)Nailciğim 'teker teker saydı, verdi. Annene uğrayıpşu mantoluğu göstereyim, dedim. Olur a, dünür bu;beğenmeyiverir" (III, Tablo, 45).

Yakında evlenecek olan kıza, evleneceği erkeğin anası tarafındansöylenen bu sözler daha başlangıçtan itibaren, henüz romantik döne-minde olan bir genç kız için bir yıkıntıyıgetirir. Kendini bu sözlerdensonra bir mal durumunda hissetmemesine imkan yoktur. Aynı yoldanamıısun yalnızca gösterişte olduğunu sanan ana babalar da kendile-rinin daha namuslu oldukları üzerinde yarışırlarken, parkta yanyanaoturan delikanlı ile kızı yakalayıp Karakola götürmesi namusunu te- .mizlemekle eşdeğerde sayan park bekçisinin "Namussuzlar!" diye ba-

Page 15: EvcİLİK OYUNU ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI ÖZDEMİR · 2018-06-08 · 54 ÖZDEMİR NUTKU meden ölüme terketmiş ilkel bir toplumun kesitini elealır. Böylebir toplumda herkes

. "EvciLiK OYUNU" ÜZERİNDE SAHNE ÇALİŞMASİ 67

ğırması bu duruma bir karşıtlık kurduğu kadar, bu namus anlayışımda noktalar.

LV.Tablo, yine başkalarından eksilten ve bu kez de konu olarakevlenecek kızı ele alan komşularla açılır. Öbür yanda ise, evlenecekkızla delikanlı ayrı ayrı yerlerde bu birleşmeden korkmaktadırlar, çün-kü birbirlerini tammazlar. Anne ile baba ise hala mal üzerinde dururlarve her ikisi de ayrı ayrı yerlerde evleneceği erkeğin zengin olmamasıyüzünden kızlarım suçlarlar. Genç kız evden ayrılırken sert bir baba,durmadan burnunu çekip ağlayan bir anamn amsım taşır. Bu evlenmemutlu bir günü değil, dünyanın en mutsuz, en yaşanmaz ve acı günle-rinden birini getirir. Önce kızın, sonra babamn dediği gibi, böyle birtoplumda evlenme mutlaka ölüme gitmekten başka bir şey olmamak-tadır çünkü: "Sus hanım. Beni de ağlatacaksın şimdi. Ölüm gibi bu daAllahın emri. Ne denir?" diye babamn yankılanan sesi içinde, yüzlerce,binlerce, milyonlarca insanın ilişkilerini dile getiren bir toplumun sta-tik görünüşü vardır. Bu insancıklar, kalıplar içinde dondurulmuş kişi-likleriyle bunu değiştirmeyi düşünmeyecekler ve geleceği kuracak in-sanları da kendileri gibi yapmak için çabalıyacaklardır.

***Aynı anda üç ayrı yeri gösteren "simu1tane" bir sahne ve oyun

düzeni içinde, Evcilik Oyunu'nun uygulanmasında gerekli dramaturgiçalışması yapılarak, oyunun sonuçta getirdiği karamsar ton, anlamıbozmadan, hatta yer yer yazarın belirttiğini vurgulamak için bir umutışığına yer verilmek üzere değiştirilmiş metin üzerinde, bazı eklemelerve budamalar yapılmıştır. Uygulamada başlangıca ve sonuca iki kısasözsüz oyun eklenmiştir. Başlangıçtaki oyun, zaman zaman yüzlerineışık vurarak onları aydınlığa çıkaran bir tarama ışığının altında ve si-nir bozan bir sesin eşliğinde oyunda toplumun çeşitli kişilerini yansı-tan insanları, oldukları yerde döndürmen vitrin mankenleri olarakgösterir. Bununla, manen ölmüş kişilerin dondurulmuş, kalıplaşmışdurumları anlatılmak istenmiştir. Sonraki sözsüz oyunda ise, Erkek ileKadın ölümden sonra da birleşemeyip umutlarım yitirdikten sonra,aym zamanda iki mezar taşı görünümü verilmiş olan iskemlelerin ar-kasında kaybolurlar. Onlar kaybolurken, yalnızlık, burukluk, amaaym zamanda umudu da kapsayan bir melodinin eşliğinde oyundakiiki küçük çocuk beyazlar giymiş olarak,boylarından çok büyük birpapatyayı iki mezar taşının arasından geçirip sahne önüne dikerler;çocukları çiçeğin toprağını bastırıp bu boylarından büyük çiçeğe,yukarı doğru bakarlarken oyun biter. Bitişte, yöresel ışık iki beyaz

Page 16: EvcİLİK OYUNU ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI ÖZDEMİR · 2018-06-08 · 54 ÖZDEMİR NUTKU meden ölüme terketmiş ilkel bir toplumun kesitini elealır. Böylebir toplumda herkes

68 ÖZDEMİR NUTKU

mezar taşı ile çiçeği ve bu çiçeği seyreden iki küçük çocuk üzerindekalır ve sahne yavaş yavaş, melodinin uzaklaşmasına paralel birbiçimde, kararır. Bununla da, ölenin yerine yetişmekte olanların gel-dikleri ve boyların dan büyük de olsa doğamn ve doğasallığın simgesiolan çiçeği büyütme olanakları olduğu anlatılmak istenmiştir. Baştakive sondaki sözsüz oyunlar arasında da bir değişimin mutlaka olacağıvurgulanmak istenmiş, insanoğlunun değişken ve gelişebilir niteliğiüzerinde durulmuştur.

Oyunun anlamım daha iyi ortaya çıkartmak düşüncesiyle metninçeşitli yerlerinde yapılan budamalar arasında, ön oyunda tekrar ola-rak izlenen bölümler ya da bli bölümün evrenselliğini zedeleyen veyöreselliğe çağrışımda bulunan sözler budanmıştır. Örneğin, bu bö-lümde Erkek'in "Banka'da memurum", sözü "memurum" yapılarakevrenselliğe yardımcı olunmak istenmiştir. Bunun gibi, bu evrenselhavası olan bölümde kendi toplumumuzun formaliteleriyle ilgili söz-ler, yöresel atasözleri, kadım belli bir çağrışım içinde anlatan dikişdikme durumu, vb. budanmıştır; bunlar budanmadığı takdirde, met-nin bu bölümü evrenselolma iddiasını yitirmekte, ama yöresel de ola-mamaktadır. Böylece, bu zaten statik olan bölüm hem zaman olarak,kısaltılmış, hem de evrensellik açısından bütünlenmeye çalışılmıştır.Son Oyun'da da tekrarlı olan, gerçekçi ve oyunun havasına gitmeyengünlük esprili sözler budanmış, ama önemli değişiklik (yazarından izinalınarak) bu bölümün sonunda yapılmıştır. Şimdi esas metin ile uygu-lamada yapılan değişikliği görelim:

Esas Metin

Kadın: Gidelim ya. Bıktltn artık. Aslındaayıp olmasın diye öldük (Birden gözleriparlar) Hah işte buldum. Ayıp olmasındiye öldük. Karşımıza durmuş hald da"ayıp insan öldürülürmüy müş?" diyor!(s. 75)

(Bekçi gelir. Gardiyan kılığında. İkisininarasına gİrer. Kadınla Erkeği birbirin-den ayırır).

Bekçi: Kadınla erkeğin aynı koğuşta yat-maları yasak.

Kadın: Ama biz evliyiz. Bir hücrede birlik-te olmak için evlendik.

Bekçi: Farketmez.Erkek: Hemde ölüyüz.

Uygulama metni

Kadın: Gidelim ya. Bıktım artık. Aslındaneden öldürüldük bunu biliyoruz. (Birdengözleri parlar) Hah işte buldum. Bizi on-lar öldürdüler, Bizi kendimiz öldürdük(Yargıç'a, yani seyirciye döner) Bizi sizöldürdünüz!(Bekçi gelir. Gardiyan kılığında. İkisi-

nin arasına girer. Kadın'la. Erkeğibirbirinden ayırır)

Bekçi: Kadınla erkeğin aynı koğuşta yat-maları yasak.

Kadın: Ama biz evliyiz. Bir hücrede, bir-likte olmak için evlendik.

Bekçi: Farketmez!Erkek: Hem de ölüyüz.

Page 17: EvcİLİK OYUNU ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI ÖZDEMİR · 2018-06-08 · 54 ÖZDEMİR NUTKU meden ölüme terketmiş ilkel bir toplumun kesitini elealır. Böylebir toplumda herkes

"EvcİLİK OYUNU" ÜZE.ıtiNDE SAHNE ÇALIŞMASI 69

Bekçi: Bana ne oğlum. Mevzuat öyle diyor.Yürüyün hadi.

Erkek: Peki, biz ne zaman sevişeceğiz?Bekçi: Utanmaza bak belKadın: Ne zaman göreceğiz erkeğimizi?

Ne zaman?Bekçi: Kadına bak be! Aklı fikri hala er-

kekte. Yürüyün hadi!Erkek: (Sağa doğru bir adım atar. Sonra

döner, Kadın'a) Ozülme, belki yenidendoğarız.

Kadın: Belki.Erkek: O zaman benimle oynar mısınKadın: Annem izin verirse ...

Erkek: Şiirler yazarım senin için. Adın üs-tüne. Durup dinler misi?

Kadın: Babam izin verirse. Komşular dakapar/arsa perdelerini. Elbet biz de bi-lirdik... Sevmenin güzelliğini.

Erkek: Parka da gelir misin? Gelir misinsahi?

Kadın: (Yan gözle Bekçi'ye bakar. Çocuk-su bir gülüşle) Bu ölürse.

PERDE

Bekçi: Mevzuat: -BUDAMA-

Erkek: Peki, biz ne zaman sevişeceğiz?Bekçi: -TÜMÜ BUDANDI-Kadın: Ne zaman göreceğiz erkeğimizi?

Ne zaman?Bekçi: -TÜMÜ BUDANDI-

(Erkek ile Kadın kısa bir susuştan sonraonları ayıran gardiyandan biraz uz-aklaşırıar; hareketleri yavaştır, hiç-bir umutları kalmamıştır)

Erkek: (Kısık bir sesle sorar) Ozülme. (Kü-çük bir umut ıŞığı ile) Belki yeniden do-ğarız.

Kadın: Belki.Erkek: O zaman benimle oynar mısın?Kadın: (Çocuksu bir sevinçle) Tabii! (Bir-

den değişir) Annem izin verirse.Erkek: (Kendi dünyasında) Şiirler yazarım

senin için. Adın üstüne. Durup dinlermisin?

Kadın: (Aynı çocuksu tavırla) Tabii! (Bir-den hatırlıyarak değişir) Babam izin ve-rirse. Komşular da kaparsa perdelerini

-SONRASI BUDANDI-Erkek : (Kadının engelleri sayması üzerine

daha çekingen) Parka da gelir misin?Gelir misin sahi?

Kadın: (Daha bilinçli ve ciddi) Tabii. (Do-nuk ve kayıtsız bir sesle) Bu ölürse.

Erkek: (Yavaş yavaş arkalığı mezar taşınabenzeyen beyaz iskemlenin yanına gi-der, sırtını döner ve olayların geçmiş ol-duğu karanlık sahneye doğru) Onlar daölürse."(Bundan sonra da biraz önce anlatılan

sözsüz oyun gelir.KARANLIK

Az önce, Evcilik Oyunu'nun aynı anda üç ayrı yerde geçen olaylarıkapsadığından söz etmiştik. Uygulama yönünden oldukça zor olan busimultane oyun düzeninde, konuşmalar, ayrı yerlerde geçen olaylarıbirbirine bağlar. Örneğin, ev içinde konuşulan bir söz parkta olanlartarafından yanıtlanır ya da karşıtlanır. Aynı yolda, sokakta söylenenbir söz hem ev içinde konuşanlar, hem de parkta bulunanlar tarafın-dan tamamlanır. Bu yönden, her tabloda ve bizim bölümlememize"

8 Bu sözler yazarın önerisi ile sonradan "Ölürlerse" olarak değiştirilmiştir.

Page 18: EvcİLİK OYUNU ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI ÖZDEMİR · 2018-06-08 · 54 ÖZDEMİR NUTKU meden ölüme terketmiş ilkel bir toplumun kesitini elealır. Böylebir toplumda herkes

70 ÖZDEMİR NUTKU

göre III. Tablo'da konuşmalar çok kısa aralarla değişik yerlerde sü-rüp gider. Oyunculuk yönünden olduğu kadar ışıklama açısından daoldukça güç olan bu sahnelerin dengelenmesinde, konuşmaları birbi-rine bağlarken, ayrı yerlerde konuşulduğunu gösterebilmek için, ko-nuşmanın bittiği sahneyi bir kartpostaldaki gibi dondurup ışıklamaderecesini indirdik. Ayrı yerlerde geçtiği takdirde bu dengeleme iste-diğimiz etkiyi yarattı. '

Ne var ki, yazar, bizim bölümlernemize göre I. Tablo'da, aynı yer-de (Ev içinde) iki ayrı gurup için de aynı düzeni kurmuş; anne ve komşukadınlar konuşuyor ve susuyorlar, sonra küçük çocuklar konuşuyor-lar. Böylece, aynı yerde bir gurup konuşurken öbürünün oldukça uzunbir süre beklernesi gerekiyor. Aynı yerde oldukları için, bir gurup ko-nuşurken öbür gurubu kartpostal görünüşü gibi dondurmak inan-dırıcı olmadığından bu sahnenin konuşma düzeninde. uygulama içinbir düzeltmeye girdik ve iki gurubun konuşmalarını birbirinin arasınaserpiştirdik; daha doğrusu birbiriyle içiçe bir duruma getirdik. 1. Tab-lo'nun tümünün burada verilmesi uzun olacağı için bu sahnede yapı-lan değişikliğeörnek olmak üzere yalnızca iki kısa bir bölümü ele alalım:Esas Metin

(Birinci Kadın hep yün örer. Anne kalkarsigara dağıtır)

1. Mİ. K.: (Başını Kaldırmadan) Banaverme.

ll. Mİ. K.: Bı~ak canım şunu elinden. Tüt-türüver bir tane .. Sıkıntın dağılır.

1. Mİ. K.: Örgü için değil vallahi. Bizimkifarkına varırsa küplere biner. istemiyor.

Anne I: Aman her şeyimize de karışıyor-lar. (II. ciye) Sen al bari.

II. Mİ. K.: Alayım ya. Giderken ağzımabir ciklet atarım. işte bu. Oldu bitti. Be-nimkinin ruhu bile duymaz.

Hasan: Peki niye saklıyorsun güzel oyun-caklarını?

LiHe: Saklıyorum işte. Annem diyor ki. Ter-biyeli kızların her şeyi saklı olur, diyor.(Farkında olmadan hemen açılan dizi-

ni örter. Son derece çocuksu bir ha-rekettir bu)

Hasan: Dizine ne oldu akıllı?Lale: Hiiçç!Hasan: Bakiym, bakiym ...LiUe: Olmaz be... Dokunma ... (Birden ağ-

lamaya başlar) (s. 26)

Uygulama Metni

Hasan: Peki niye saklıyorsun güzel oyun-caklarını?

LiHe: Saklıyorum işte. Annem diyor ki, ter-biyeli kızların her şeyi saklı olur, diyor.

ı. Mİ. K.: (Cıgara tutan Anne'ye) Banaverme.

II. Mİ. K.: Bırak canım şunu elinden. Tüt-türüver bir tane. Sıkıntın dağılır.

1. Mİ. K.: Örgü için değil vallahi. Bizimkifarkına varırsa küplere biner istemiyor.(U.le farkında olmadan hemen açılan

dizini örter. Son derece çocuksu birharekettir bu)

Hasan: Dizine ne oldu akıllı?Lale: Hiiçç!Anne I: Aman her şeyimize de karışıyorlar.Hasan: Baklym, bakiym ...Ul1e: Olmaz be, dokunma ... (Birden ağla-

maya başlar).

Page 19: EvcİLİK OYUNU ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI ÖZDEMİR · 2018-06-08 · 54 ÖZDEMİR NUTKU meden ölüme terketmiş ilkel bir toplumun kesitini elealır. Böylebir toplumda herkes

"EvciLİK OYUNU" ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI 71

Anne: (Elinde kahve tepsisiyle gelir) Kusu-ra bakmayın. Sizi yalnız bıraktım.

ll. Mİ. K.: (I. nin ördüğü yünü göstererek,yüksek sesle) A valla pek güzeloluyor.Bence koltuktan hiç eksiltme. (Kah-ve fincanını alır).

I. Mİ. K.: (Yünü bırakarak) Ne ola~ak şe-kerim. Biz de konuşuyorduk işte. (Kah-vesini alır).

II. Mİ. K.: Süheyld'yı diyordum.Kadının koca moca taktığı yok.

i. Mİ. K.: (Hemen ilgilenir) Aman pek iyiediyor. Bizimki de aptallık.

Anne: Ayol boyu kadar kızı var.I. Mİ. K.: O kız da ne kız ya.Il. Mİ. K.: Geçende bizim Nihat görmüş ...

Erkek kardeşim. E, yani anlattı da pesdedim.

Anne: Biriyle geziyormuş, değil mi?II. Mİ. K.: Oğlanı da bilirim. Ahidksızın

biri. Habire kız peşinde ... Bunlar geçengün tenha bir parkta ...

Hasan: Ama babalar anneleri de pataklar.Ule: Niye?Hasan: Tabii akıllı. Babalar annelere yanı-

ma yat da uyu der, anneler olmaz derse,bi yakalar anneleri, bi pataklar.

Ule: Anneler de hemen uyur mu?Hasan: Tabii uyur akıllı.Ule: Hiç bile değil işte.Hasan: Amma değil.U.le: Hadi bakalım. Şimdi burası bizim ya-

tağımız olsun bakalım. Hadi bana yat debakalım. Yat yanıma de bakalım.

Anne: (Lale'nin konuşmasını duyar, bir-den yerinden fırlar. çocuğu kolundantutup hızla öbür tarafa çeker. Ağzınaiki tokat atar). Seni edepsiz seni! Birdaha ağzından böyle ldf duymıyayım,biber doldururum. Ay deli olacağım!Nerden öğreniyor bunları? (ss. 30-1)

Anne: (Elinde kahve tepsisiyle gelir) Kusu-ra bakmayın sizi yalnız bıraktım.

ll. Mİ. K.: A valla pek güzeloluyor. Bencehiç -budandı- eksiltme. (Kahve fincanınıalır).

i. Mİ. K.: N'olacak şekerim. Biz de konu-şuyorduk işte. (Kahve fincanını alır).

Hasan: Ama babalar anneleri de pataklar.II. Mİ. K.: Süheyld'yı diyordum. Kadının

koca moca taktığı yok.Ule: Niye?i. Mİ. K.: (Hemen ilgilenir) Aman pek iyi

ediyor. Bizimki de aptallık.Hasan: Tabii, akıllı. Babalar, annelere ya-

nıma yat da uyu derler, anneler olmaz der-se, babalar bi yakalar anneleri, bi patak-lar.

Anne: Ayol boyu kadar kızı var.Lale: Anneler de hemen uyur mu?i. Mİ. K.: O kız da ne kız ya.Hasan: Tabii uyur akıllı.II. Mİ. K.: Geçende bizim Nihat görmüş ...

Erkek kardeşim. E, ytini anlattı da pesdedim.

Ule: Hiç bile değil işte.Anne: Biriyle geziyormuş değil mi?II. Mİ. K.: Oğlanı da bilirim. AhIdksızın

biri. Habire kız peşinde. Bunlar geçen güntenha bir parkta ...

Lale: Burası bizim yatağımız olsun bakalım.Hadi bana yat de bakalım. Ya(yanıma dede bakalım ...

Anne: Seni edepsiz seni. (Çocuğu kolun-dan tutup hızla öbür tarafa çeker ve~aba etlerine vura vura odadan çıkarır)Bir daha ağzından böyle ldf duymıya-yım, biber doldururum. Ay deli olacağım!Nerden öğreniyor bunları?

Dünyamn tepeden tırnağa büyük değişiklikler geçirdiği bir çağdayaşıyoruz. Dünyamn sınırları ötesinde bilinmeyen yaşamların karanlık-ları yavaş yavaş aydınlatılıyor; evrenin korku verici boşluğu içine saldıinsanoğlu kendini. Atomu parçaladı, doğaya egemen oldu; klorofilsentezini gerçekleştirdi, bütün dünyamn insanlarına yetecek kadar

Page 20: EvcİLİK OYUNU ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI ÖZDEMİR · 2018-06-08 · 54 ÖZDEMİR NUTKU meden ölüme terketmiş ilkel bir toplumun kesitini elealır. Böylebir toplumda herkes

72 ÖZDEMİR NUTKU

meyve, sebze ve çiçek elde etme olanaklarını varetti. Yaptığı makineler-le eski cefalı çalışmayı ortadan kaldırdı, geliştirdiği elektronik beyin-lerle en zor denklemleri dakikada çözer oldu ... Yeacısız doğum yapabi-liyor kadınlar ...

İnsanın temelden günahkar olduğunu ileri süren, onları küçülte-rek, aşağılayarak acı çekmesi gerektiğini söyleyen ve karamsarlığı,umutsuzluğu yaşadığımızevrene, insanoğlunun gücüne layık olmayandüşünceler yaymaya çalışmaktadırlar. İnsanoğlu sürekli gelişen ve de-ğişen, daha iyiye ve doğruya gidebilen yeteneği ile her geçen günü biröncekinden daha güzel, daha doğru, daha anlamlı yapacaktır. Gelecekmutlaka geçmişten daha güzelolacaktır. Ye ahlak diye, insanın kafayapısına, gelişimine aykırı olan dar, sevgisiz, kısır ve paranın kölesi ol-muş bir ahlak anlayışını savunanlar bilmiyorlar ki dünya onların tah-min ettiklerinden daha büyüktür, daha geniştir... İnsanoğlu da onlarıninanamıyacakları kadar güçlüdür.

Evcilik Oyunu, gelişmesinin olgunluk dönemine girmemiş toplum-ların dar ve kısır, insanın sevgisini yok sayan, birbirine saygısını orta-dan kaldıran ahlak anlayışının bir örneğini vermektedir. Bu oyun yal-nızca az gelişmiş bir toplumun cinsel sorununu ortaya koyar gibi gö-rünürse de, aslında hiçbir şey tek başına varolmadığı için, bu toplumunyaşamındaki çeşitli etkenlerin. insanları nasıl mutsuz, nasıl acı içindenasıl tamamlanmamış bıraktığını gösterir. Böyle bir toplumda çoğun-luk birbirini eksiltir durumdadır. Çoğunluk içinde kalmış sevgisininnin tortusuyla dibe çökmüş, ağırlaşmış, farkında olmadan kendi ye-tersizliklerini başkalarında da görmek isteyen bir tavır içine girmiştir.İnsanoğlu, tıpkı içinde yaşadığımız doğa gibi sürekli bir hareket ve de-ğişim içindedir; durağan, aynı noktada, aynı yerde kalan hiçbir şeyyoktur bu evrende. Oysa bu ahlak anlayışı doğaya ve insan huyuna ay-kırı olarak eskiyi yeniye monte etmek istemektedir: "Biz babamızdananamızdan bunu gördük, sen de bunu yapacaksın", sözlerindeki alış-kanlık, doğadaki devinime, tarihteki gelişime aykırı bir davranıştır.

Adalet Ağaoğlu'nun oyununda canlandırdığı kişiler, tek tek suçludeğildirler; bunlar tek, başlarına sevgilerini, özlemlerini, istekleriniyaşayan, ama birbirinin öldürücü baskısı altında, birbirine benzeyerek,kalıplaşan, donan bir mekanizmayı yaratırlar ... Ye gittikçe kabuk bağ-lar 'duyguları, doğruyu, güzeli göremez olurlar.. Oysa insanoğlunun engüçlü yanı sevgisidir. Tarih boyunca çalışaı~akortaya çıkardığı eserleri-ni sevgisiyle yoğurduğu için başarı kazanmıştır. Sevgi, umudu getirir;umut da yaşama sevincini ve mutluluğu ... Bir toplumda sevgi yok oldu

Page 21: EvcİLİK OYUNU ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI ÖZDEMİR · 2018-06-08 · 54 ÖZDEMİR NUTKU meden ölüme terketmiş ilkel bir toplumun kesitini elealır. Böylebir toplumda herkes

Erkek - Kadın

Ömer - Park Bekçisi - Nilüfer

Page 22: EvcİLİK OYUNU ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI ÖZDEMİR · 2018-06-08 · 54 ÖZDEMİR NUTKU meden ölüme terketmiş ilkel bir toplumun kesitini elealır. Böylebir toplumda herkes

~..

Erkek çocuk - II. Misafir Kadın - ı. Misafir kadın - Kız çocuk

Page 23: EvcİLİK OYUNU ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI ÖZDEMİR · 2018-06-08 · 54 ÖZDEMİR NUTKU meden ölüme terketmiş ilkel bir toplumun kesitini elealır. Böylebir toplumda herkes

"EveİLİK OYUNU" ÜZERİNDE SAHNE ÇALIŞMASI 73

mu, geriye kalan ölümdür ... Evcilik Oyunu'nun sonunda da manen ölenve artık hiçbir işe yaramayan, her şeye yabancılaşan, kuruyan, aldır-mayan iki kişiyi izleriz. Böyle bir yaşam içinde tek bir umut kalmıştır:Yarını kuracak olanlar, yeni yetişenler.

Bu oyunu, Ankara'daki ilk oynanışında olduğu gibi, komik olan-ları ön düzeye getirerek güldürme çabasına girmedik. Çünkü bundagülünecek hiçbir şey yoktur. Belki gümlümsenecek bazı sahneler var-dır, ama mutlaka bu gülümseme seyredenlerin boğazlarında düğümle-necektir. Düğümlenmelidir ve görmelidir seyirci günlük dertlerinin için-de nasıl farkında olmadan kısır bir döngü içine girmek zorunda kal-dığını. İlk oynanışında olduğu gibi, kişileri de karikatürleştirerekboyutsuz, deri tasvirler durumuna getirmedik; bu kişilerin de birerboyutu ve derinliği var, çünkü incelenmesi, gözlenmesi ve üzerlerindekarar verilmesi gereken insanlardır.

Kürsümüzde oyunculuk dersleri başlayalı henüz iki ay oluyor.Bunun için de, sahne aktörlüğünde geliştiremedik henüz kendimizi.Ama sevgiyle yapıyoruz bu işi. Öğrenciler, yoğun ders programlarıdışında, yönetim yardımcılığından oyunculuğa, dekoru hazırlıyanlar-dan, kostümcülüğe ve aksesuvarcılığa, dramaturgluktan alım satımişlerine koşanlara kadar, fazladan haftada otuz kırk saat çalıştılar ..İşte onların bu çalışmalarını görüyor, onları seviyor ve yarına güvenlebakabiliyorum.