Top Banner
ERKEN DEMİR ÇAĞI FİGÜRİNLERİ GİRİŞ Myken Uygarlığı’na son veren Dorlar’ın erken dönemlerine ait en yoğun biçimde günümüze ulaşan eserleri, geometrik motiflerle süslü olan vazolarıdır.Bununla birlikte heykel sanatında büyük eser yapıp yapmadıkları konusunda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Buna karşın gerek Olympia ve gerekse Akropolis’te ağırlıkla ele geçen çok sayıda figürin, Dorlar’ın bu sanat dalına da ilgi duyduklarını en açık şekilde göstermektedir.Dor Göçleri sonucunda yaklaşık 1200’de yıkılan Myken veya Hitit gibi uygarlıklardan sonra yaklaşık 800 yılına kadar süren bir Karanlık Çağ’dan Bahsedilmektedir. Hem vazo sanatına ait ürünler, hem de figürinler bu çağda hayatın devam ettiğini kanıtladığı gibi, insanlık tarihinin karanlık bir döneme girmediğini açık bir şekilde göstermektedir. Bu geçiş dönemini diğerlerinden ayıran en önemli özellik sadece devlet, ya da kent devleti olarak adlandırabileceğimiz siyasal bir otoritenin olmamasıdır. 1100 - 700 yılları arasına tarihleyebileceğimiz Erken Demir Çağı Dönemi, kısıtlı sayıdaki örnek nedeniyle günümüze ulaşabilmiş pek örnekleri yoktur. Geometrik Çağ Figürinleri (1100 – 700) Genel Özellkleri Genel anlamda Erken Demir Çağına ait eserler ortalama 15-25 cm arasındaki kısa boyutları ile dikkat çekmektedir.Figürinlerin üretiminde kullanılan malzeme ağırlıkla pişmiş toprak ve bronzdur.Bunun yanı sıra ahşap veya fildişi gibi organik malzemelerin de kullanıldığı ahmin edilmektedir. Ancak organik malzemeler kolayca yok olabildiği için günümüze ulaşan örnek sayısı yok denecek kadar azdır. Bu dönemde normal insan boyutunda heykeltıraşlık eserleri yerine daha çok küçük boyutlu idoller, figürinler, tören kapları, rythonlar üretilmektedir. Eserlerde öne çıkan ortak özellikler arasında baş, boyun kollar, bacaklar ve ayakların silindirik olması, gözlerin yuvarlak ve patlak bir şekilde gerçekten uzak geometriksel bir biçimde işlenmesi sayılabilir.Figürinlerin özellikle dış konturlarında geometrik hatların egemen olmasından dolayı bu dönem “Geometrik Dönem” olarakta adlandırılmıştır.
19

ERKEN DEMIR CAGI FIGURINLERI

Apr 20, 2023

Download

Documents

Sinan Kurt
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: ERKEN DEMIR CAGI FIGURINLERI

ERKEN DEMİR ÇAĞI FİGÜRİNLERİ GİRİŞ

Myken Uygarlığı’na son veren Dorlar’ın erken dönemlerine ait enyoğun biçimde günümüze ulaşan eserleri, geometrik motiflerle süslü olan vazolarıdır.Bununla birlikte heykel sanatında büyük eser yapıp yapmadıkları konusunda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Buna karşın gerek Olympia ve gerekse Akropolis’te ağırlıkla ele geçen çoksayıda figürin, Dorlar’ın bu sanat dalına da ilgi duyduklarını en açık şekilde göstermektedir.Dor Göçleri sonucunda yaklaşık 1200’de yıkılan Myken veya Hitit gibi uygarlıklardan sonra yaklaşık 800 yılına kadar süren bir Karanlık Çağ’dan Bahsedilmektedir. Hem vazo sanatına ait ürünler, hem de figürinler bu çağda hayatın devam ettiğini kanıtladığı gibi, insanlık tarihinin karanlık bir döneme girmediğini açık bir şekilde göstermektedir. Bu geçiş dönemini diğerlerinden ayıran en önemli özellik sadece devlet, ya da kent devleti olarak adlandırabileceğimiz siyasal bir otoritenin olmamasıdır. 1100 - 700 yılları arasına tarihleyebileceğimiz Erken Demir Çağı Dönemi, kısıtlı sayıdaki örnek nedeniyle günümüze ulaşabilmiş pek örnekleri yoktur.

Geometrik Çağ Figürinleri (1100 – 700) Genel Özellkleri

Genel anlamda Erken Demir Çağına ait eserler ortalama 15-25 cmarasındaki kısa boyutları ile dikkat çekmektedir.Figürinlerin üretiminde kullanılan malzeme ağırlıkla pişmiş toprak ve bronzdur.Bunun yanı sıra ahşap veya fildişi gibi organik malzemelerin de kullanıldığı ahmin edilmektedir. Ancak organik malzemeler kolayca yok olabildiği için günümüze ulaşan örnek sayısı yok denecek kadar azdır.

Bu dönemde normal insan boyutunda heykeltıraşlık eserleri yerine daha çok küçük boyutlu idoller, figürinler, tören kapları, rythonlar üretilmektedir. Eserlerde öne çıkan ortak özellikler arasında baş, boyun kollar, bacaklar ve ayakların silindirik olması,gözlerin yuvarlak ve patlak bir şekilde gerçekten uzak geometriksel bir biçimde işlenmesi sayılabilir.Figürinlerin özellikle dış konturlarında geometrik hatların egemen olmasından dolayı bu dönem “Geometrik Dönem” olarakta adlandırılmıştır.

Page 2: ERKEN DEMIR CAGI FIGURINLERI

Thebai Atölyesi. Louvre Müzesi Env. CA 573

1. (10 yy.) Bu dömende figürinlerin silindirik yapılan gövdeleri genellikle

çarkta şekillendirilmekte, sonradan elle yapılan baş, kol ve bacaklar eklenmektedir.Daha sonra seramik eserlerde olduğu gibi geometrik desenlerle boyanarak fırınlanmaktadır. Böylece figürinden çok seramik bir kap izlenimi veren heykelcikler ortaya çıkmaktadır.

Örneğin Atina Kerameikos’da bir mezarda bulunan Protogeometrik döneme ait geyik figürini nde gövde çarkta çekilmiş,boyun,baş ve bacaklar elle şekillendrilerek gövdenin üstüne monte edlmiş.O dönemdeki ressamlar veya çölekçileri tarafındanyapılmış olan bu eserdönemin vazo dekorasyonları gibi süslenmiş.Firnis yardımıyla köpek dişleri veya zigzag denilen bezemeler yada dama diye isimlendirilen motifler kullanılmıştır.İlken bir yapıya sahiptir.

Page 3: ERKEN DEMIR CAGI FIGURINLERI

Üzerindeki bezemelerin dönem vazo sanatındaki benzerleri ile karşılaştırılması ve bulunduğu mezardaki diğer buluntulara göre yaklaşık 925 yılına tarihlenen figürinin gövdesi geometrik motiflerle bezelidir.

Dönem stilini yansıtan benzer örnekleri sayı olarak artırmak mümkündür. Örneğin Euboia’dan 900 civarına tarihlenen kentauros heykelciğinde de benzer şekilde çark ve el işçiliğini bir arada görmek olasıdır.

İki yarısı farklı mezarda ele geçmiş pişmiş toprak kentaorsu.Sağ ön ayağı dikkatle boyanmıştır.Diz kapağı bazı araştırmanlar tarafından Khironunun Herakles tarafından okla yaralanması mitosuyla bağlantılı kılmışlardır.Fakat bu tarihte sözü geçen mitos ile ilişkili figürü saptamak mümkün değildir.

Bununla birlikte yüzey dönemin seramik eserlerinde olduğu gibi geometrik motiflerle doldurulmuştur. Bu figürinde dikkat çeken kaydadeğer diğer bir özellik mitolojik bir yaratığın konu olarak işlenmişolmasıdır. Her ne kadar Yunan sanatında sık sık mitolojik yaratıklara yer verilmiş olsa da, bu tür motifler Hesiodos ve Homeros ile birlikte, yani 8. yüzyılda moda olmaya başlar. Bu

Page 4: ERKEN DEMIR CAGI FIGURINLERI

nedenle Euboia figürini Yunan sanatında dini motiflerin karşımıza çıktığı ilk örnekler arasında yer almaktadır.

Gövde yine çarkla çekilmiş ve gövdede bir delik bulunmakta.Üzerindeki bezemeler dönem vazolarıyla benzerlik göstermektedir.Olasılıkla çömlekçiler veya vazo boyamacıları tarafında üretilmiştir.Gövdedeki deliğin amacı fırınlama sırasında sıkışan havanın genleşerek figürinin patlamasını önlemektir.

2.9.yy

Olympia veya Rhodos’ta bulunan örneklere göre bu dönemde insan figürinlerinin de üretildiği anlaşılmaktadır. İnsan figürinleri genellikle elle şekillendirilen örneklerden oluşmaktadır. Baş kol, bacak gibi önemli uzuvlara verilmiş, detaya girilmemiştir. Herhangi bir şekilde anatomiden söz etmek mümkün değildir. Cinsiyet ayrımı göğüs veya uzuv gibi detaylarla gösterilmeye çalışılmıştır. Örneğin sadece baş bölümü korunan bir figürinin erkek mi, kadın mı olduğunu anlamaya imkan yoktur.

Page 5: ERKEN DEMIR CAGI FIGURINLERI

3.8.yyBu dönemde Yunanistanda sanat açısından tam olarak bir rönesans

harekatına tanık oluruz.Özellikle doğuyla olan ilşkilerin gelişmesi ve ticaretin ilerlemesiye yunan sanatçıların hünerlerni dahada geliştirmelerine neden olmuş bronz ve fil dişi kullanımı artmıştır.Ayrıca bunlarla birlikte mitolojik tasvirlerde artmaya başlamıştır.

8.yy figürünlerinin tipik özellikleri söyle sıralanabilir;uzun ve oval yüzler,erkeklerde yuvarlak başın ön kısmında uçları çengel şeklinde uzun saç lüleleri,kadınlarda ilaç kutuusnu andıran,silindirik forma sahip ve Yunan dünyasında kadın rahipler veya tanrı tasfirinde gördüğümüz polos diye isimlendirilen şapkalar,oldukça şekilsiz gövdeler,kadınlar tarafından omuzları simetrik şekilde kapatan ön kısmı açık giysiler şeklinde betimlemişlerdir.

Yunan sanatında mitolojik konuların işlenmesi 8. yüzyılın ilk yarısı ile birlikte sayı olarak artar. Buna ait güzel örneklerden birisi Metropolitan Müzesinde korunan Herakles – Kentaur Mücadelesinin konu edildiği gruptur. Bu figürinde ayakta duran bir erkek ve karşısında bir kentaur bulunmaktadır.Her ikisinin de başında polos benzer bir şapka vardır. Ayakta duran erkeğin sol eli kentaurun sol omzunda durmaktadır. Kentaur ise sol eli ile ayakta duranın sağ kol bileğini tutmaktadır. Aslında her iki figür samimi bir şekilde karşılıklı dursa da, burada Herakles’in Kentaur ile mücadele ettiği yaygın bir görüş olarak kabul edilmektedir.

Page 6: ERKEN DEMIR CAGI FIGURINLERI

Benzer şekilde mitolojik bir konu olabilecek bir grupta ise ayakta duran bir erkek karşısındaki iki hayvanla birlikte betimlenmiştir. Hayvanlardan birisi diğerine göre daha küçüktür. Erkek ileri doğru uzattığı sağ elinde tuttuğu nesneyi diğerine göre daha büyük olan hayvana doğru uzatmaktadır. Kompozisyondan dolayı burada köpeği ile birlikte aslan avına çıkan bir kişinin konu edildiği düşünülmektedir.

Her iki grupta ortak özellik olarak mücadele olayının tam olarak ifade edilmediği dikkat çekmektedir. Figürler sadece hareket

Page 7: ERKEN DEMIR CAGI FIGURINLERI

eder şekilde kollarını ileri doğru uzatmışlardır. Grupta tek başına figür bir anlam ifade etmemektedir. Bu özelliğe hieroglif adı verilmektedir. Stil olarak vücudun dış konturlarına önem verilmiş, detaya inilmemiştir. Bu nedenle her iki figürin de yaklaşık aynı tarihlerden olmalıdır

8. yüzyılın ortalarına doğru vazo süslemelerinde insan figürlerine de yer verilmesi bu dönemde üretilen eserlerin tarihlenmesine yardımcı olmaktadır. Örneğin 760/50 civarına tarihlenen Diphylon vazosunun üzerinde yer alan cenaze töreni sahnesinde betimlenen insan veya at figürleri benzer şekilde detay verilmeden salt dış konturları ile gösterilmiştir. Vücut hatları geometrik sert çizgilerden oluşmaktadır. Özellikle siluet görüntü, keskin geometrik hatlar, geniş omuz ve ince bel, figürinler ile vazoresimleri arasındaki benzerliklerdir. Bu nedenle söz konusu figürinlerin 8. yüzyılın ortalarına tarihlenmesi mümkündür.

Yüzyılın ortalarına doğru halkın refah seviyesinin artmasıyla birlikte özellikle bronz figürinlerde sayı ve tip olarak önemli oranda artış olur. Akropolis’den sakallı erkek olarak bilinen bronz figürin olasılıkla mızrağını atmak istercesine sağ elini omuz hizasına götürmüştür. Yüzü ovalleşmiş ve iç bükey bir form almıştır.Burun ve gözler özellikle vurgulanmıştır.

Page 8: ERKEN DEMIR CAGI FIGURINLERI

Yassı yüz izleyiciye doğru değil de yukarı doğru yönelmiştir. Geniş omuz ve ince bel kombinasyonundan oluşan güçlü üçgen vücut uygulaması devam etmektedir. Ayaklar birleştirilmiş olmasına karşın,bacaklar hafif aralık verilmiştir. Yine benzer karşılaştırma örneklerini yüzyılın ortalarına tarihlenen Diphylon vazolarında görmek mümkündür.

Geç Geometrik Dönem figürinleri arasında mızrak taşıyanları sayı olarak artırmak mümkündür. Örneğin Olympia’da bulunan bronz bir figürinde de sağ el yukarıda omuz seviyesinde olmak üzere benzerbir duruş dikkat çekmektedir. Bu örnekte farklı olarak el baştan

Page 9: ERKEN DEMIR CAGI FIGURINLERI

uzakta durmaktadır ve yumruk,ortasında bir boşluk olacak şekilde sıkılmıştır. Bu boşluk rahat bir şekilde elde mızrağa benzer yuvarlak bir nesne tutulduğuna işaret etmektedir. Yüzün hacim kazanmaya başlayarak iç bükeylikten kurtulmuş olması, özellikle kalça ve baldırlarda hatların daha yuvarlaklaşarak doğal görünüm kazanması gibi nedenlerle Olympia figürini Akropolis örneğine göre daha geç bir tarihten olmalıdır

Asker olarak adlandırılabilecek bu grupta yer alan örneklerin bazılarında Akropolis veya Olympia örneklerinden farklı olarak başlarının üzerinde miğfer bulunmaktadır. Olympia ve Akropolis örneklerinin yoğun olduğu bu seride figürinler benzer şekilde omuz hizasına doğru kaldırdıkları sağ ellerinde mızrak taşımaktadırlar.

Page 10: ERKEN DEMIR CAGI FIGURINLERI

Birbirlerine yakın tarihlerden olmak üzere yaklaşık 8. yüzyılınson çeyreğine tarihlenen figürinlerden Akropolis’ten 6613 envanter numaralı bronz figürinde mızrak tutar şekilde omuz hizasına doğru kaldırılan sağ kolun vücuda göre oldukça yana atıldığı dikkat çekmektedir. Demek ki, artık kol ve bacak gibi organların vücuttan uzaklaştırılmasında herhangi bir korku yaşanmamaktadır. Akropolis figürininde diğerlerinden farklı olarak sol elin dirsekten kırılaraköne doğru uzatıldığı dikkat çekmektedir. El hareketinden solunda da yay veya kalkan gibi bir diğer silah tuttuğunu öne sürmek olasıdır. Birbirleri ile yaklaşık çağdaş olması gereken Olympia Figürini’nin sol elinde korunan yay savımızın haklılığını açık bir şekilde göstermektedir.

Page 11: ERKEN DEMIR CAGI FIGURINLERI

Yine Olympia’dan mızrak tuttuğu tahmin edilen iki bronz figürinde bu defa kolların omuz seviyesini aşarak iyice yukarı doğrukaldırıldığı dikkat çekmektedir. Bacakların uzaması ve kalçaya doğruhacim kazanması, gövde hatlarının yuvarlaklaşması, kasık veya göğüs kafesi gibi ince detayların işlenmeye çalışılması yüzyılın sonlarınadoğru anatomide arayışların başladığının en önemli göstergesidir.Kalça,gövde ve omuzda detaylar verilmeye çalışılmış vegerçeğe yakın bir forma ulaşmayı başarmışlardır.acaklar diğer örneklere göre daha kalın ve gerçek bir anatomiye uygun biçimde verilmiştir.

Page 12: ERKEN DEMIR CAGI FIGURINLERI

Özellikle Akropolis’ten 6612 envanter numaralı bronz figürin, defolu gibi gözükse de özellikle köprücük kemiği ve göğüslerin verilmesindeki çaba nedeniyle bu serinin en geç örneklerinden birisiolmalıdır.Figürün insan anatomisine oldukça yakın bir biçimde yaılmıştır.

Özellikle 8. Yy da artış gösteren doğuyla ticari ilişklerin artması yunan dünyasında yeni bir refah dönemini başlatmasının yanı sıra Yunan heykeltraşlarınında yeni teknk ve malzemeleri görüp kullanmalarına olanak sağladı.Özellikle Bronz ve fildişi kullanımı yaygınlaştı.Figürünlerin anatomside bu etkileşmden dolayı değişmeye başladı.Buna en güzel örnek Atinalı genç kız heykelciliğidir.

Page 13: ERKEN DEMIR CAGI FIGURINLERI

Olympia’dan arabacı figürini, araba selesi içerisinde her iki eli ile koşumlardan tutar şekilde resmedilmiştir. Başında taşıdığı miğfere benzer şapka, askerlerin salt silahla değil, aktif hareket içerisinde de gösterilebileceğine işaret etmektedir.

Figürinlerin ne kadar tanrı ve tanrıçaları nitelendirdiği düşünülürse,askerlerin de Ares gibi savaş tanrıları ile

Page 14: ERKEN DEMIR CAGI FIGURINLERI

ilişkilendirilmesi sonucu çıkarılabilir.Ancak New York’tan “Miğfer Yapan Genç Figürini’nde” olduğu gibi günlük yaşamdan da konuların betimlendiği anlaşılmaktadır. Böylece betimlenen figürinler arasındainsanların da bulunduğu kabul edilmelidir.

Geometrik dönem figürinleri arasında hayvan motifleri de bulunmaktadır. Hayvanlar arasında sık olarak atlar, bunun yanı sıra seyrek olarak geyik, eşek, kuş, böcek veya yaban tavşanı gibi canlılar bulunmaktadır.

Örneğin yavrusu ve sırtına konum kuş ile tasfir edilen dişi geyik figürü.Thebes yakınlarındaki Kabirion kutsal alanında ortaya çıkmıştır.Yunan sanatçılar klasik dönem içerisine kadar dişi geyikleri sıklıkla boynuzlu olarak tasfir etmişleridir.(Boston 98.650, Pierce Vakfı ,yükseklik 0,07m) 750-700 civarı.

Page 15: ERKEN DEMIR CAGI FIGURINLERI

Baltimor’dan “Olympia’lı İçki İçen Adam” veya “Müzisyen?” olduğu düşünülen figürinlerde, kayaya benzer bir yükseltinin üzerinde oturarak her iki elini ağız seviyesine doğru götürmüş bir erkek betimlenmiştir.

Heraklion Arkeoloji Müzesinden Lyra çalan Müzisyen figürini sanatçıların müzisyen gibi günlük hayattan konulara yabancı olmadığına işaret etmektedir.

Page 16: ERKEN DEMIR CAGI FIGURINLERI

Olympiyalı içki içen adam ile Lyra çalan müzisyen figürinlerindeyapılan iş oldukça net bir şekilde anlatılmıştır.Bu dönemde çok farklıkonularda fgürinler yapıldığı görülmekte.Buda bize sanatçının kendi yeteneğini ,kendi isteği doğrultusunda üretim yapabildiğini göstermesiaçısından önemlidir.Burada bir şablonlama ,kalıp söz konusu değildir.Ama arkaik döneme gelindirğiinde neredeyse bütün heykellerin birbirine benzer formda yapıldıklarınını görüyoruz.Geometrk dönemle Arkaik dönem arasındaki en belirgin farkta budur.

Bu dönemde ne kadarda günlük olaylar figüre edilse de 700 civarına tarihlenen Amyklai’den Apollon Başı veya yine yüzyılın sonlarına tarihlenen Thebai kökenli Artemis figürini mitolojik konuların da ihmal edilmediğinin göstergesidir.

Page 17: ERKEN DEMIR CAGI FIGURINLERI

Bununla birlikte Amyklai, Samos veya Akropolis’ten örnekler, pişmiş topraktan üretilen kadınların da repertuarda yer aldığının enönemli belgesidir.

Miğfer yapan erkek fügürü bronz malzemeden yapılmış olup altlık taşımamasıyla dönemine göre oldukça ileride bir eserdir.Konusundan dolayı eser sanatçının adağı olmalıdır.

Page 18: ERKEN DEMIR CAGI FIGURINLERI

Hem form biçimi hemde diğerlerinden faklı biçim özelliklerine sahip olmasındna dolayı 7.yy a ait olabileceğide düşünülmektedir.

Page 19: ERKEN DEMIR CAGI FIGURINLERI

KAYNAKÇA

1- Lullies, R. – Hirmer, M., Greek Sculpture, New York, 1957.

2- Pedley, J. G., Greek Sculpture of the Archaic Period: The IslandWorkshops, Manz,1976

3- Boardman, J., Yunan Heykeli. Arkaik Dönem, İstanbul, 2001.

4- Boysal, Y., Arkaik Devir Heykeltraşlığı, Ankara, 1979.