184 ISSN 1300-7300 Ağustos-Eylül 2007 www.spo.org.tr TMMOB Șehir Plancıları Odası e-posta: [email protected]Haber Bülteni Haber Bülteni KAMULAȘTIRMA BİLİRKİȘİLİĞİ MESLEK İÇİ EĞİTİMLERİ ANKARA VE İSTANBUL’DA YAPILDI ........................................... 3 ANKARA’DA İKİNCİ MÜLKÜMÜZÜ ALDIK ................. 4 DENETLEME KURULU TOPLANTI ...................................... 4 MESLEK İÇİ SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZİ EĞİTİM DÖNEMİ BAȘLADI .......................................... 5 AFET RİSKLERİ KARȘISINDA ȘEHİRCİLİK REFORMU KAÇINILMAZDIR! ......................... 6 ODAMIZIN ANKARA’DAKİ SU SORUNU’NA İLİȘKİN BASIN AÇIKLAMASI................................... 8 31. DÜNYA ȘEHİRCİLİK GÜNÜ FOTOĞRAF YARIȘMASI “SOKAK BENİM” TEMASI İLE GERÇEKLEȘİYOR ....................... 11 GAP EĞİTİM SEMİNERLERİ KASIM AYINDA MARDİN’DE YAPILACAK ................................... 11 YÖNETİM KURULUNDA GÖREV DEĞİȘİKLİĞİ OLDU .................. 11 2007 YILI İKİNCİ YARI ÜCRET BİRİM DEĞERLERİ BELİRLENDİ ................................ 11 ȘUBELERDEN HABERLER Ankara Șube DOĞA KORUMA’DA PLANLAMA KİTABI HAZIRLIKLARI SÜRÜYOR ...................................... 12 Bursa Șube TMMOB BURSA İKK BÜNYESİNDE OLUȘTURULAN KOMİSYONDA YER ALDIK ....... 22 İzmir Șube MÜELLİF YÖNETMELİĞİ’NE İLİȘKİN ÇALIȘMALARIMIZ SÜRÜYOR ...................................... 31 Samsun Șube 1/100.000 ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANINA İTİRAZ ETTİK ............................................ 33 8 KASIM DÜNYA ȘEHİRCİLİK GÜNÜ 8 KASIM DÜNYA ȘEHİRCİLİK GÜNÜ 31. KOLOKYUMU: 31. KOLOKYUMU: “PLANLAMA MESLEK ALANI: GEÇMİȘTEN GELECEĞE” 7-9 Kasım 2007 TODAİ Konferans Salonu 7-9 Kasım 2007 TODAİ Konferans Salonu Bu yıl Ankara’da Odamız ve ODTÜ Kentsel Politika Planlaması ve Yerel Yönetimler Anabilim Dalı ișbirliğiyle 7-8-9 Kasım 2007 tarihlerinde 8 Kasım Dünya Șehircilik Günü etkinlikleri kapsamında “Planlama Meslek Alanı: Geçmișten Geleceğe” bașlıklı 31. Kolokyum düzenleniyor. İçinde bulunduğumuz dönemde de kentler rant baskılarına, talanlara, kentlerin parçalanmasına sahne olmaya devam ediyor. Bütüncül bir plan anlayıșından uzaklașan ve kentleri parçalara ayırarak kentsel tasarım projeleri çerçevesinde algılayan yaklașım, kamusal alanların hızla özel/yarı özel alanlara dönüșümü gibi uygulamaları hayata geçiriyor. Bunun karșısında, diğer unsurlar yanısıra, planlama alanında alternatif yaklașımlar geliștirmedeki eksiklikler kendini ortaya koymakta, planlama meslek alanı konusunda kapsamlı bir değerlendirme istekliliğini gündeme getirmektedir. Planlama mesleğinin kamu yararını gözeten anlayıșının süreçlerde ortaya çıkan olumsuzluklara karșı durabilmesi plancıların kendi meslek alanlarını sağlıklı bir zemine oturtmaları ve bu zemin üzerinde kuralları, değerleri ve diğer meslek alanları ile olan ilișkilerini iyi tanımlamaları ile mümkündür. Bu yıl düzenlenecek Kolokyum, ilișki ve süreçleri gözden kaçırmadan, planlama alanının kendisine dönmek ve planlama meslek alanını sorunsallaștırıp; uygulamacılar, akademisyenler ve siyasa yapıcılara bir değerlendirme zemini hazırlamayı hedeflemektedir. Bu nedenle, kuramsal düzlemi önemli olmakla birlikte, yapılacak tartıșmaların olabildiğince meslek pratiklerinden beslenmiș olması, planlama alanının en geniș ve zengin kısmını içermesi, farklı illerdeki uygulamaları içinde barındırması ve diğer meslekler ile olan ilișkilerin ortaya konulması amaçlanmaktadır. Kolokyum ile ilgili olușturulan çağrı metni ilgili kurum ve kurulușlara, kișilere gönderildi, Kolokyuma bildiri ile katılmak isteyenlerin bildiri özetleri Bilim Kurulunca değerlendirildi ve Kolokyumda sunulacak bildiriler belirlendi. Bu yıl ODTÜ’de düzenlenecek Kolokyumun konusu ve özelliği gereği bildiri sunulacak konularda Yürütme Kurulunca değerlendirme yapılarak çağrılı bildirilerin sunulması kararlaștırıldı, belirlenen konulara göre oturumlar olușturuldu. Oturumların konuları, çağrılacak kișilerin belirlenmesi, programın olușturulması hususunda ODTÜ’de geniș katılımlı toplantılar düzenlendi, toplantıya katılanların görüșleri doğrultusunda program șekillendi. Bu yıl düzenlenecek 31. Kolokyum’un ilk iki oturumu çağrılı bildirilerden olușmaktadır. İlk oturumda meslek alanı ve etik konusu tartıșılacaktır. İlhan Tekeli, Melih Ersoy, Belma Babacan ve Perihan Kiper meslek alanı ve etik konusunu farklı açılardan ele alacak. İkinci oturumda Baykan Günay, Murat Balamir ve H. Tarık Șengül meslek alanımızın gelișimi, yeni alanları üzerinde değerlendirmelerde bulunacak. 7 Kasım Çarșamba günü
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Yönetim Kurullarının ve çalıșanlarının aktif ve düzenli takibi
sağlayamadığı tespit edilmiștir. Bu sorunlar kapsamında tüm
Șube, Temsilcilik ve Mesleki Denetim Görevlilerine gerekli
uyarıların yapılmasına karar verilmiștir.
6. Fon hesabında bulunan tutarın, gelecekteki giderlerde
dikkate alınarak, mülk alınması yoluyla değerlendirilmesinin
tavsiye edilmesine karar verilmiștir.
Çalıșmalarından dolayı Yönetim Kuruluna ve oda çalıșanlarına
teșekkür ederiz.
MESLEK İÇİ SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZİ EĞİTİM DÖNEMİ BAȘLADI
2007-2008 Meslek İçi
Sürekli Eğitim Mer-
kezi eğitim dönemi, 29
Eylül 2007’de NetCAD
ve AutoCAD eğitim
programları ile bașladı.
Șehir plancılarına ve
șehir plancısı adaylarına
yönelik içerikteki eğitim
programlarımız hafta içi
ve hafta sonu kursları
olarak devam etmekte.
Tamamı șehir plancısı
eğitmenler tarafından
verilmekte olan eğitim
programları üyelerimiz-
den ve planlama öğrencilerinden gelecek talep doğrultusunda
yeni sınıflar olușturularak devam edecektir.
AutoCAD ve NetCAD eğitimleri 40 saat ve 330 YTL, ArcGIS
eğitimi 64 saat ve 700 YTL olarak ücretlendirilmektedir.
Önümüzdeki dönemde açılacak eğitim programlarına ön kayıt
yaptırmak isteyen üyelerimiz ve planlama öğrencilerinin spo@s-
po.org.tr adresine e-posta göndermesi yeterlidir. Kesin kayıtlar,
daha önce ön kayıt yaptırmıș olan meslektașlara öncelik verilerek
yapılmaktadır.
TMMOBTMMOB
Șehir Plancıları OdasıȘehir Plancıları Odası Haber BülteniHaber Bülteni
6 Haber Bülteni
17 Ağustos 1999 Depremi’nin üzerinden sekiz sene geçti. 17 Ağustos Depremi’nden uzaklaștıkça büyük Marmara Depremi’ne yaklașıyoruz. Ülkemizde birinci derece deprem bölgelerinde yașayan nüfus giderek artıyor. Plansız kentleșme ve kaçak yapılașma yaygınlık kazanıyor. Bu süreç sonunda kentlerimiz özgünlüklerini yitiriyor, birbirlerine benzeșerek kimliksizleșiyor, yașanılabilir mekânlar azalıyor ve var olan riskli, dayanıksız konut çevrelerine yenileri ekleniyor.
Kaderci ve vurdumduymaz zihniyet mevcut çarpık yerleșme düzenini devam ettirmekte ve afet risklerini artırmaktadır.
1999 depremlerinden bugüne kadar bilim insanları, İstanbul bașta olmak üzere, Türkiye ekonomisinin önündeki en büyük tehlike olan Marmara Depremi‘nin gerçekleșme olasılığı, büyüklüğü, Kuzey Anadolu Fay Hattı‘nın hareketleri üzerine ciddi araștırmalar yapmakta, elde edilen bulguları kamuoyu ile paylașmakta ve uyarılar yapmaktadırlar. Bilim insanlarının defalarca yaptıkları bu uyarılar afet ve șehircilik sorunlarından sorumlu kurulușlarca dikkate alınmamakta, vurdumduymaz yaklașımlar sürdürülmektedir. 1999 depremlerinden bu yana geçen 8 sene içinde, sorumlu kurulușlara egemen olan bu kaderci zihniyet bilim insanlarını da bıktırmıș, toplum men-faatine yapılan araștırma ve çalıșmaları değersizleștirmekten hiç çekince duymamıșlardır.
Son dönemlerde ülke gündeminde yoğun tartıșılmakta olan, bașkent Ankara‘da Belediye eliyle yaratılan susuzluk sorunu da bu kaderci vurdumduymaz yaklașımın somut sonuçların-dan birisidir. Geleceği öngöremeyen belediye yönetimi, fizibilitesi olmayan plansız, programsız savurgan harcamalar ile içme suyu altyapısına yatırım yapmayı ihmal etmiștir. Bu gün sorunla karșılașıldığında ise “Allah isterse susuzluk yok olur” benzeri beyanatlar ile kaderciliğin arkasına sığınılmıș ve sorumluluktan kurtulmaya çalıșılmıștır. Yașanılan susuzluk soru-nunun nedeni olarak küresel ısınmayı bahane ederek kendi kusurlarını örtbas etmeye çalıșmaktadırlar. Bu düșüncedeki yöneticilerin deprem sorununa yönelik tedbir almayacağı açıktır. Tehlike büyüktür. Tehlike ve riskler, Ankara‘nın susuzluk örneğinde olduğu gibi vurdumduymaz ve kaderci yönetim zihniyeti ile daha da büyümektedir.
1999 depremlerinden bu yana risklerin azaltılması için yerel ölçekte birkaç olumlu çabanın dıșında merkezi ve yerel yöne-timler ciddi bir girișimde bulunmamıșlardır. Dünya Bankası‘na
borçlanıp güdümüne girilerek parçacı projelerle göstermelik uygulamalar yapılmaktadır.
Diğer yandan Hükümet bu sene sanki deprem tehlikesi ortadan kalkmıș ve riskler yok edilmiș gibi davranarak Ulusal Deprem Konseyi‘ni kapatmıștır. “Deprem Zararlarını Azaltma Ulusal Stratejisi” çalıșmasıyla UDK, deprem tehlikesi karșısında Bakanlıkların, DPT‘nin yapamadığı uyarıları ve alınması gerekli önlemleri ve öncelikli eylemleri tanımlamıștır. Afet sorunla-rına karșı bağımsız bir ulusal kurum olan UDK‘nın kapatılması talihsiz bir girișim olmuștur. 1999 depremleri gibi UDK‘nın da kapatılması da unutulmaya bașlanmıștır.
Afet ve șehircilik konularından sorumlu kurum ve kurulușlar ise görevlerini afetler oluștuktan sonra kurtarma ve yardım ișleriyle sınırlamakta, önceden alınması gereken tedbirleri göz ardı etmektedirler.
Deprem ve diğer doğal afet tehlikelerinin yüksek olduğu kentlerimizdeki riskler ciddi olarak artıyor.
Güvensiz Yapı ve Kentsel Doku Riskleri: Konya, Diyar-bakır, İstanbul/Zeytinburnu örneklerinde karșılaștığımız gibi yapılarımız, apartmanlarımız ruhsatlı olsun olmasın deprem olmadan da kendiliğinden yıkılıyor, insanlarımız yaralanıyor, hayatlarını kaybetmeye devam ediyor. Konutlarımızın ve iș yerlerimizin birçoğu hala düșük standartlı ve güvensiz yapı-lardan olușmakta, yatay ve düșey yüklere karșı hala dirençsiz inșa edilmekteler. Gerçek anlamda nitelikli bir inșaat denetimi yapılamamaktadır. Bașta metropol kentlerde olmak üzere yapıların birçoğunun belediyelerde kayıtları bile bulun-mamaktadır. Kaçak yapılașma gizli ve açık yollarla devam etmektedir. Oy beklentilerine dayanan af söylentileri ile birlikte yasa tasarılarının maddeleri arasına kaçak yapılara gizli aflar getirilmeye çalıșılmaktadır. Kaçak yapılașma bu söylentilerle hızına hız katmakta, konutlarımız ve çalıștığımız ișyerlerinin içinde bulunduğu yapılar ve yapıların hiçbir kural tanımaksızın olușturdukları güvensiz ve sağlıksız yapı dokuları olası afet risklerini artırmaktadır.
Kent İçindeki Tehlikeli Kullanım Riskleri: Yașadığımız mahalleler içinde yer alan tüp gaz depoları, gaz ve akaryakıt istasyonları, yanıcı, patlayıcı ve zehirleyici maddelerin ticare-tinin yapıldığı ișyerleri plansız, kontrolsüz bir biçimde faaliyet gösteriyor. Birçoğu kaçak yapılașmıș alanlarda yer alıyor. Bazı-ları ise imarlı konut alanlarında belediyelerin zafiyetlerinden ve yetersiz denetim mekanizmalarından yararlanarak faaliyet
17 Ağustos 1999 depreminin yıl dönümünde afet riskleri ve politikalarına ilișkin yapılan basın açıklaması așağıdadır.
BASIN AÇIKLAMASIBASIN AÇIKLAMASI
AFETE YAKLAȘIMDA KADERCİ VE AFETE YAKLAȘIMDA KADERCİ VE VURDUMDUYMAZ ZİHNİYET DEVAM EDİYORVURDUMDUYMAZ ZİHNİYET DEVAM EDİYOR
TMMOB
Șehir Plancıları Odası Haber BülteniTMMOB
Șehir Plancıları OdasıHaber Bülteni
Haber Bülteni 7
gösteriyorlar. Tehlikeli kullanımların insan ve çevre üzerinde yarattığı riskler ciddi seviyelere çıkıyor. Deprem tehlikesine, insan eliyle yaratılan yangın ve zehirlenme tehlikeleri de eklendiğinde olası bir felaketin olumsuz etkileri artıyor.
ri:
riskleri artırmaktadır.
Riskler:
m
de artmaktadır.
Olușturduğu Riskler:
yollardaki düzenlemeler göstermelik bir uygulama olmaktan öteye geçememiștir. Zaten yetersiz olan ulașım ağı üzerindeki bu tür denetimsizlikler ulașım risklerini daha da artırmaktadır.
Diğer taraftan bazı belediyelerin hiçbir açık alan yaratmadan ve yeni yollar açmadan yaptıkları kat artıșları riskleri katlayarak artırmaktadır.
Kentlerimizdeki insan hayatı üzerindeki riskler yukarıda say-
Saygılarımızla
TMMOB Șehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu
TMMOBTMMOB
Șehir Plancıları OdasıȘehir Plancıları Odası Haber BülteniHaber Bülteni
8 Haber Bülteni
Büyük kentlerde kriz haline gelen su sorunun gerisinde, uzun süredir izlenen ve AKP hükümeti döneminde en üst noktaya tașınan plansız gelișme yaklașımı, piyasacı günü kurtarma stratejisi ve gün kurtarılamadığında da, Allah’a havale etme anlayıșı vardır. Bașta Ankara, İstanbul gibi büyük kentler olmak üzere Türkiye’de su kaynaklarının kullanımında ortaya çıkan ve giderek derinleșen bir krize girmiș bulunuyoruz. Söz konusu kriz karșısında, Ankara Belediye Bașkanını sorumlu tutup, istifaya çağıran tepkiler anlașılabilirdir. Bununla birlikte, daha derinlenmesine ve çözüm gösterici değerlendirmelerin de yapılması durumun aciliyeti ve insan sağlığını tehdit eder niteliği nedeniyle gereklidir. Bu konuda Șehir Plancıları Odası așağıdaki görüșleri kamuoyu ile paylașma ihtiyacı duymuștur.
Bașta Birleșmiș Milletler ve diğer uluslararası kurulușların su politikalarına ilișkin önerdikleri stratejilerde ve politika dökümanlarında așağıdaki hedefler açık biçimde konul-maktadır;
Yüzey ve yeraltı sularının korunması • Mevcut su kaynaklarının kirliliğinin önlenmesi ve kalitesinin yükseltilmesi • Su havzaları temelli bütünleștirilmiș su yönetimi yaklașımı • Su kaynaklarının etkin ve verimli kullanımı • Erișilebilirlik ve adil fiyatlandırma
Aynı bașlıklar altında, Türkiye‘de son dönemlerde, su kay-nakları konusunda nelerin yapıldığına bakıldığında, içine düșürüldüğümüz krizin ve bugün yașamakta olduğumuz su sorununun kaynakları açık biçimde görülecektir.
Yüzey ve yeraltı sularının korunması konusunda olumlu gelișme sağlamak bir yana, büyük kentlerin etrafındaki su havzaları sorumlu belediyelerce yapılașmaya açılmıș, bu havzaların hızla kirlenmesine yol açılmıștır. İstanbul örneğinde, Ömerli ve diğer su havzalarına ilișkin bilirkiși raporları ve yargı kararlarına rağmen, yapılașma devam etmiștir.
Mevcut su kaynaklarının kirliliğinin önlenmesi ve kalitesinin yükseltilmesi açısından bakıldığında, en çarpıcı örnek Ankara Kenti‘nin kurtulușu olarak gösterilen Kızılırmak suyunun kirlenme düzeyinin ulaștığı boyuttur. Kabul edilebilir sınırların çok üzerinde nitrat ve sülfat oranları bu denli önemli bir kaynağın, gerek tarımsal gerekse endüstriyel üretim sürecinde nasıl kullanılamaz hale getirildiğinin çarpıcı göstergesidir. Bu tür bir kirlenme düzeyi sadece Kızılırmak‘la sınırlı değildir. Örneğin, Yeșilırmak havzası da aynı sorunlarla karșı karșıyadır. Bir yandan tarımda denetimsiz kullanılan kimyasal madde-ler, bir yandan arıtma tesisleri bulunmayan (ya da pahalı bulunduğu için kullanılmayan) sanayi tesislerinin nehirlere akıttığı zehirli atıklar, bir yandan da plansız büyüyen yer-leșmelerde arıtılmadan nehirlere boșaltılan kanalizasyon ve diğer atıklar su kaynaklarımızın önemli bir bölümünü kullanılamaz hale getirmiștir.
Su Havzaları temelli bütünleștirilmiș su yönetimi yaklașımı olmadan su kaynaklarının korunması ve bugün bulunduğumuz așama itibariyle temizlenmesi mümkün değildir. Çünkü, su havzaları üzerinde çok sayıda yerleșme ve kirletici tesis birden fazla ilin sınırı içinde bulunmakta ve bir yerleșmede gösterilen çaba, diğer yerleșmelerden gelen kirlilik devam ettiğinden, anlamsız kalmakta ve kaynaklar boșa kullanılmıș olmaktadır. Bütün göstermelik planlar ve çabalara karșın, bütünleșik havza yönetimi konusunda, șu ana kadar atılmıș ciddi bir adım yoktur. Bu nedenle koruma-temizleme çabaları gösterme-lik düzeyde kalmaktadır.
Su kaynaklarının etkin ve verimli kullanımı konu-sunda en önemli sorunlardan biri kentlerdeki su dağıtım sistemlerinin sağlıksızlığı ve % 30‘ların üzerinde olduğu belirtilen kaçaklardır. Kentlerde yatırım önceliklerini göstermelik yol, kavșak, üst geçit, bahçe düzenlemesi gibi yatırımlara harcayan belediyeler, bu türden zahmetli ve oy getirmediği düșünülen, ancak kentlerin sağlıklılığı kadar, kıt su kaynaklarının etkin ve verimli kullanımını da
ODAMIZIN ANKARA’DAKİ SU SORUNU’NA İLİȘKİN BASIN AÇIKLAMASI
Ülkemiz genelinde ama daha çarpıcı biçimde büyük kentlerde yașamakta olduğumuz su sorunları ile ilgili olarak 10 Ağustos 2007
tarihinde yapılan basın açıklaması așağıdadır.
BASIN AÇIKLAMASIBASIN AÇIKLAMASI
SU SORUNUN GERİSİNDE PLANSIZ SU SORUNUN GERİSİNDE PLANSIZ GELİȘME VE GÜNÜ KURTARMA GELİȘME VE GÜNÜ KURTARMA STRATEJİLERİ YATMAKTADIRSTRATEJİLERİ YATMAKTADIR
TMMOB
Șehir Plancıları Odası Haber BülteniTMMOB
Șehir Plancıları OdasıHaber Bülteni
Haber Bülteni 9
sağlayan yatırımlardan kaçınmıșlardır. Son günlerde içe-mediğimiz, kullanamadığımız suda adeta boğulmamıza neden olan, ana tașıyıcı boruların patlamasının gerisinde yıllardır ihmal edilen altyapı yatırımları ve giderilmeyen teknik yetersizlikler vardır.
Erișilebilirlik ve adil fiyatlandırma konusunda dikkat çeken en önemli olumsuzluk, lüks nitelikteki, golf sahala-rının, otellerin ve belediyelerin kentlerde plansız peyzaj uygulamalarının yol açtığı așırı su kullanımıdır. Bu türden lüks tüketime yönelik özel bir fiyatlandırmanın bulunma-ması ya da etkisizliği, su konusunda yükü kentin çalıșan kesimlerine yüklemektedir.
Tüm bu ana politika alanlarında, yapılması gerekenin tam tersini yapan anlayıș, gerek merkezi, gerek yerel yönetimler düzeyinde, bugün ortaya çıkan durumun gerçek sorumlu-sudur. Bu duruma gelinmesinin geri planında ise, son otuz yılda giderek artan biçimde pompalanan ve AKP iktidarı döneminde en üst düzeye ulașan planlı gelișme düșman-lığı, kısa vadeli girișimci ișbitiricilik anlayıșı vardır.
Kentlerin su havzalarına konut alanları inșa edilmesine ses çıkarmayanlar, ruhsatsız yapılan ve arıtma tesisleri bulunmayan ya da çalıștırılmayan tesislere göz yumanlar, kent-lerin altyapısını yenilemek yerine, göz boyamacı y a t ı r ı m l a r a yönelenler krizin gerçek sorumlula-rıdır. Bu kesimler uzun süredir planlamaya karșı p l a n s ı z l ı ğ ı , kuralları olan gelișmeye karșı kuralsızlığı, uzun vadeli yaklașıma karșı ișbitiriciliği savunmaktadır.
Bașta AKP‘li bele-diyeler olmak üzere, belediyelerin önemli bir bölümü, planlı gelișmeyi içselleștirmekten uzak, piyasacı ve anlık çözüm anlayıșları ile sorunlara yaklașmakta ve kentleri-mizi büyük felaketlere sürüklemektedir. Bu felaketler ve krizler kendisini en çarpıcı biçimde Ankara, İstanbul gibi kentlerde göstermektedir. Milyonların yașadığı bu kent-lerin rant anlayıșına teslim edilerek, plansızlığı ilke olarak benimsemiș çağ dıșı yaklașımlarla yönetilemeyeceği artık göz ardı edilecek boyutlarda değildir. Susuzluğun orta-
sında, patlayan borular bir belediyecilik anlayıșının iflasını simgelemektedir. Kentlerin bilimsel akılcılık ve planlama olmadan yönetilemeyeceği açık hale gelmiștir. Bu anlayıșı tașımayanların, Ankara Büyükșehir Belediye Bașkanı‘nın yaptığı gibi, dört milyon insanın sağlığını Allah‘a havale etmekten bașka çaresi yoktur.
Bu değerlendirmelerin ıșığında, Șehir Plancıları Odası, sonuçları açısından kısa ve orta-uzun vadeli olarak değerlendirilebilecek önlem ve stratejilere ilișkin yaptığı tespitleri, așağıda sıralamakta, kamuoyu ile paylașmakta ve yetkilileri acilen göreve davet etmektedir.
Kısa Vadede;
• Bașta Ankara Büyükșehir Belediye Bașkanı Melih Gökçek olmak üzere, ortaya çıkan krizi yaratanlar sorumluluklarını kabul ederek istifa etmelidir. Bu derece ciddi bir krize neden olan kadroların ve siyasilerin kentte yașayanların geleceğinden sorumlu olmaya devam etmesine izin verilmemelidir. Yapılan görev ihmallerine yönelik olarak, bașta Belediye Baș-kanları olmak üzere, tüm sorumlular hakkında İçișleri Bakanlığı‘nca sorușturma açılmalıdır.
planının uygulanmasına verilmelidir.
• Krizi çözmeye yönelik su havzalarındaki kaynaklara yönelirken, bu bölgelerdeki mevcut ekolojik dengeyi gözeten çözümler bulunması zorunluluktur. • Siyasi kaygılarla, Kızılırmak örneğinde olduğu gibi, daha büyük sağlık sorunları yaratabilecek yollar öne-rilmemelidir. • Kentlerde görülebilecek salgın hastalıklar konu-sunda, hızla örgütlenmeye gidilmeli, Sağlık Bakanlığı,
TMMOBTMMOB
Șehir Plancıları OdasıȘehir Plancıları Odası Haber BülteniHaber Bülteni
10 Haber Bülteni
Üniversiteler ve Türk Tapibler Birliği öncülüğünde, alı-nacak önlemler tespit edilmeli ve hızla uygulamaya konmalıdır. • Ortaya çıkan krizin yarattığı olumsuzlukların ve feda-kârlıkların toplumun tüm kesimlerince adil paylașımı sağlanmalı ve özellikle alt gelir gruplarının mağdur edilmesi önlenmelidir. • Giderek büyüyen ve yıllara yayılması muhtemel su sorunu karșısında, gerek su kaynakları, gerek krizin boyutlarına ilișkin bilgiler saydamlaștırılıp, toplumla paylașılmalı, siyasal kaygılarla, bilgilerin saklanması yoluna gidilmemelidir.
Orta ve Uzun Vadede;
• Su kaynakları konusunda karșı karșıya kalınan duru-mun inandırılmaya çalıșıldığımız gibi 5-6 aylık değil, uzun vadeli ve yapısal bir sorun olduğu kabul edilmeli ve su kaynakları geniș zamana yayılan bir koruma-kul-lanma dengesi içinde değerlendirilmelidir. • Kentsel gelișmede doğal kaynakları da hızla tahrip eden piyasacı ve rant mantığına teslim olmuș anla-yıștan hızla uzaklașılmalı, uzun vadeli, bilimsel-akılcı planlama yaklașımı benimsenmelidir. • Hızlı kentsel büyümeyi, otomobil kullanımını özendi-ren ulașım politikaları hızla terkedilmeli, küresel ısınma ve çevreyi tahrip eden bu anlayıșlar yerine, dengeli büyüme ve nüfus dağılımını öngören doğal çevreye ve kaynaklara duyarlı bir kentsel gelișme modeli benimsenmelidir. • Bașta İstanbul olmak üzere, büyük kentlerin daha da büyümesini önlemeye yönelik olarak, sermayenin diğer bölgelere yoğunlașmasını sağlayacak teșvik ve düzen-lemeler yapılmalı, nüfusun ve doğal kaynak kullanımının
daha dengeli olușmasına olanak sağlanmalıdır. • Su havzalarının bütüncül ve planlı yönetimi benim-senmeli, olușan yönetim yapıları dar bürokratik kad-rolara sınırlanmadan, toplumu temsil eden demokratik kitle örgütlerinin katılımına açık hale getirilmelidir. Bu çerçevede koruma-kullanma dengesini gözetecek biçimde Havza Planlaması etkin ve hızla gerçekleș-tirilmelidir. • Su havzalarını kirleten tüm yapılașmalar ve yarattığı olumsuzluklar ne pahasına olursa olsun planlı bir biçimde ortadan kaldırılmalı, su havzalarına yapılan yapılar yıkılmalı, arıtma tesisi kullanmayan tesislerin çalıșma izinleri iptal edilmelidir. • Halihazırda kirlenmiș bulunan su kaynaklarının temizlenmesi için eylem planları hazırlanmalı ve hızla uygulanmalıdır. • Tarımsal ve sanayi amaçlı kullanılan ve doğaya zarar veren her türlü kimyasal madde ve zehirli maddenin kullanımına denetim ve sınırlama getirilmelidir. • Kentsel altyapının yenilenmesine öncelik verilmeli ve su dağıtım sistemleri yenilenerek kaçakların önüne geçilmelidir. • Su kullanımının temel bir hak olduğu benimsenmeli ve fiyatlandırma ile gelir arasında ilișki kurulmalı en üst düzeyde su tüketen lüks kullanımlara yönelik özel fiyatlandırma ilkesi benimsenmelidir.
Sonuç olarak; insanların yașamını tehdit eder boyutlara ulașan sorun karșısında, yetkili kurumları uyarıyor ve sorun içinden tümüyle çıkılamaz hale gelmeden sağduyulu önlemler almaya davet ediyoruz.
Saygılarımızla,
TMMOB Șehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu
TMMOB
Șehir Plancıları Odası Haber BülteniTMMOB
Șehir Plancıları OdasıHaber Bülteni
Haber Bülteni 11
31. DÜNYA ȘEHİRCİLİK GÜNÜ FOTOĞRAF YARIȘMASI “SOKAK BENİM” TEMASI İLE GERÇEKLEȘİYOR
damız İzmir Șubesi sekreteryasında
çtiğimiz yıl 8 Kasım Dünya Șehir-
ik Günü kutlamaları kapsamında “-
entsel Çelișkiler” teması ile Odamız
toğraf yarıșmalarının ilki gerçekleș-
ști. “Kentsel Çelișkiler” fotoğraf
rıșmasına planlama öğrencilerinin
plancıların yoğun ilgi göstermesi
kısa bir hazırlık süresine karșın
ksenden fazla eserin yarıșmaya
tılımı bizleri adı geçen etkinliği bu
yıl tekrar düzenlemeye teșvik etti. Bu yıl “sokak benim” teması ile
gerçekleșen fotoğraf yarıșması kentin fiziki yapısında eksik olan
“sosyal mekanın”, kentli genç topluluklarınca baștan kurgulanı-
șını belgelemeyi amaçlıyor; planlama öğrencilerini ve plancıları
kentin planlanmayan fakat sosyal hayatın bir uzantısı olarak
gelișen mekanlarını görmeye, ve göstermeye teșvik ediyor.
Yarıșmanın ödülü olarak siyah beyaz ve renkli fotoğraf katego-
rilerinde ayrı ayrı 3‘er tane olarak toplamda 6 katılımcıya sanat
fotoğrafçılığı ile ilgili kitaplardan olușan kitap seti verilecektir.
Ödüle layık görülen fotoğraflar PLANLAMA dergisinde ve
TMMOB Șehir Plancıları Odası internet sitesinde yayınlana-
caktır. Fotoğraf yarıșması için son teslim tarihi 26 Ekim 2007
olarak belirlenmiștir. Yarıșma ödül töreni 8 Kasım 2007 tarihinde
Dünya Șehircilik Günü kutlamaları kapsamında gerçekleșecek-
tir; yarıșmaya katılan fotoğraflar 7-8-9 Kasım tarihlerinde Dünya
Șehircilik Günü Kolokyumu süresince sergilenecektir.
GAP EĞİTİM SEMİNERLERİ KASIM AYINDA MARDİN’DE YAPILACAKGAP İdaresi ve ilgili meslek odalarının ortaklığıyla düzenlenen
GAP Bölgesi yerel yönetimlerine yönelik “İmar Planlama ve
Uygulama Eğitim Seminerleri”nin üçüncüsü bu yıl Mardin’de
yapılacak. İlki 2001 yılında Adıyaman’da, ikincisi 2002 yılında
Batman’da gerçekleștirilen eğitim seminerleri, GAP bölgesin-
deki yerel yönetimlerin daha verimli çalıșmalarının sağlanması,
teknik hizmet verme kapasitelerinin geliștirilmesi ve teknik
elemanlarının yeterliliklerinin arttırılması amacıyla gerçekleș-
tirilmektedir.
27-28 Kasım 2007 tarihlerinde Mardin’de gerçekleștirilmesi
planlanan bu yılki seminerlerde odamız üyelerinden Belma
Babacan “İmar Planlarının Uygulama Süreçleri”, Perihan Kiper
ise “İmar Planlama Süreci – Planlamanın Dünü, Bugünü, Yarını”
bașlıklı sunuș yapacaklar. Odamız ile birlikte eğitim seminerle-
rine katkı sağlayacak diğer meslek odaları; Jeoloji Mühendisleri
Odası, Çevre Mühendisleri Odası, Harita Mühendisleri Odası ve
İnșaat Mühendisleri Odası.
YÖNETİM KURULUNDA GÖREV DEĞİȘİKLİĞİ OLDU
Odamız Genel Sekreteri Özlem Çelik’in Genel Sekreterlik ve
Yönetim Kurulu Üyeliği görevinden ve Yönetim Kurulu Üyesi
İbrahim Gündoğdu’nun Yönetim Kurulu Üyeliğinden istifa
etmeleri nedeniyle, Odamız Yönetim Kurulu ve Yürütme Kurulu
görev dağılımı, yeniden olușturulmuștur.
Bu çerçevede, Yönetim Kurulu Üyeliğine ilk yedek üyemiz
Nevzat Uğurel çağırılmıș, fakat Nevzat Uğurel TMMOB Ana
Yönetmeliği’nin 103. maddesi gereği hem Oda Yönetim Kurulu,
hem de TMMOB Yüksek Onur Kurulu’nda görev almak imkanı
olamadığından Oda Yönetim Kurulu Üyeliği’nden istifa etmiștir.
Dolayısıyla Yönetim Kurulu Üyeliğine ikinci ve üçüncü yedek
üyeler çağırılmıștır.
Genel Sekreterlik görevi için yeniden seçim yapılması söz konusu
olduğundan 29 Ağustos 2007 tarihli Odamız Yönetim Kurulu
Toplantısı’nda konu gündeme alınmıștır.
Odamız Yönetim Kurulu üyeliği ve görev dağılımı așağıdaki
șekilde olușmuștur.
GENEL BAȘKAN : Yaser Gündüz
II. BAȘKAN : Fikret Zorlu
GENEL SEKRETER : Nevzat Can
GENEL SAYMAN : A. Cenap Yoloğlu
ÜYELER : Buğra Gökçe
: Hakan Sinan Erden
: Banu Aksel Gürün
2007 YILI İKİNCİ YARI ÜCRET BİRİM DEĞERLERİ BELİRLENDİ
2007 yılı ikinci yarıyılında geçerli olacak, Șehircilik Hizmet-
leri Ücret Tarifesi ile MDU Ücret Birim Değerleri Tabloları
belirlendi. Serbest Șehircilik Hizmetleri Büro Tescil, Mesleki
Denetim ve En az ücret Yönetmeliği hükümleri uyarınca, Yönetim
Kurulumuzun 29.08.2007 tarihli toplantısında aldığı ve 01.09.2007
tarihinden itibaren yürürlüğe koyulan yöre katsayıları değerle-
rinde sadece Sakarya İline bağlı altı ilçede değișiklik yapıldı.
Yapılan değișiklikler așağıdaki gibidir:
A B C
AKYAZI 1.80 1.60 1.40
KARAPÜRÇEK 1.80 1.40 1.20
FERİZLİ 1.80 1.60 1.40
SÖĞÜTLÜ 1.80 1.60 1.40
KOCAALİ 1.80 1.60 1.40
HENDEK 2.00 1.60 1.40
2007 ikinci yarıyılı ücret birim değerleri tablosunu incelemek için
odamız internet sitesini ziyaret edebilirisiniz.
TMMOBTMMOB
Șehir Plancıları OdasıȘehir Plancıları Odası Haber BülteniHaber Bülteni
12 Haber Bülteni
Ș U B E L E R D E N H A B E R L E R
Ankara Șube
DOĞA KORUMA’DA PLANLAMA KİTABI HAZIRLIKLARI SÜRÜYOR
Șubemiz, Eylül 2006 tarihinde “Doğa
Korumada Planlama” konusunu çalıș-
mak üzere bir komisyon olușturmuștur.
Çalıșma Komisyonunun temel amacı,
“ulusal ve uluslararası koruma öncelikli
alanlarda uygulanan planlama çalıșmala-
rını” araștırmaktır.
Komisyon, T.C. Çevre ve Orman Bakan-
lığı, T.C.Tarım ve Köyișleri Bakanlığı,
Birleșmiș Milletler, Üniversiteler ve
çeșitli Sivil Toplum Kurulușlarında doğa
koruma konusunda aktif olarak çalıșan
uzmanlardan olușturulmuștur. Komis-
yon, Șehir Plancılarının yanı sıra çok farklı
disiplinlerden (örg. Biyolog, Ekolog, İnșaat
Mühendisi, Peyzaj Mimarı, jeoloji Mühen-
disi, Orman Mühendisi, Ziraat Mühendisi)
uzmanları aynı çatı altında toplamıștır.
Komisyon üyeleri, geçtiğimiz 1 yıllık
dönemde doğal kaynakların planlamasında
Türkiye ve dünyada kullanılan koruma
statülerini, planlama süreçlerini ve yasal
dayanaklarını detaylıca araștırarak komis-
yon içinde tartıșmıș, çalıșma sonucunda
ulusal ve uluslararası düzeydeki doğa
koruma planlama pratiklerinin hepsini
kapsayan bir yayının olmayıșının eksikliği
görülmüștür.
Bu kapsamda, komisyon çalıșmalarını
daha geniș kitlelerle, özellikle de doğa
koruma konusunda çalıșan șehir plancı-
ları ve diğer meslek grupları ile paylașmak
adına çalıșmayı “yayın” halinde çıkarmayı
planlamaktayız.
Alanında ilk olan bu kitabın doğa koruma
adına ve Odamız çalıșmaları çerçevesinde
faydalı olacağını düșünmekteyiz.
Çalıșmanın Amacı:
Çalıșmanın amacı, ulusal ve uluslararası
koruma öncelikli alanlarda uygulanan
“doğa koruma planlama” çalıșmalarının
örnek projelerle değerlendirilmesidir.
Kitapla hedeflenen ülkemizde veya
dünyada kazanılan deneyimlerin geniș
kitlelerle paylașılmasıdır.
Yayın kapsamında ulusal ve uluslararası
statülere sahip korunan alanların tanımı,
planlama safhaları, planlama yöntemi, yasal
dayanakları ele alınacaktır.
Kitapta yer alması düșünülen konular:
Ulusal Statüler:
• Milli Park-UDGP, Sualtı milli parkı
(Çanakkale Gelibolu Yarımadası)
• Tabiat Parkı
• Tabiatı koruma alanı
• Özel Çevre Koruma Alanı
• Yaban Hayatı Koruma Sahası
• Yaban hayatı geliștirme sahası
• Orman Alanları (Muhafaza orman-
ları, Gen koruma ormanları, Tohum
meșcereleri, Orman içi dinlenme
yerleri, Tohum bahçeleri)
• Su ürünleri istihsal sahaları
• Mera Alanları
• Step Alanları
Uluslararası Statüler ve planlama
pratikleri
• Natura 2000(SPA ve SAC)
• Biyosfer rezerv alanı
• Ramsar Alanı
• Ekolojik Bölge
• Entegre Havza Yönetim Planlaması
• ASCI-zümrüt
• Dünya Kültürel ve Doğal Miras
Alanları
• Deniz Koruma Alanları
• Peyzaj Alanları
Ankara Șube
SU VE SAĞLIK KONUSUNDA BASIN AÇIKLAMASI YAPILDI
Ankaram Platformu Su Hakkı Girișimi ve
Ankara Tabip Odası tarafından yürütülen
çalıșmalar çerçevesinde, Ankara Tabip
Odası’nda su kesintileri ve yaratacağı
sağlık sıkıntıları konusunda basın toplan-
tısı yapıldı. Basın bildirisinin tam metni
așağıdadır.
SUSUZ HAYAT OLMAZ
Değerli Basın Mensupları,
Bildiğimiz gibi Ağustos ayında kentimizde su kesintileri bașlayacak ve bu kesintiler aralıklı olarak devam edecektir. Su kesin-tileri nedeniyle Ankara’da gerçekten ciddi anlamda sağlık sorunları ile karșı karșıya kalacağız. Karșılașacağımız çevre sağlığı sorunları ve alınması gereken önlemler konusunda kamuoyunun dikkatini çekmek amacıyla bu basın toplantısını düzenlemek zorunda kaldık.
Ne yazık ki zorunda kaldık. Öncelikle neden böyle bir sorunu yașamak zorunda kaldığımız ifade edelim.
Ankara neden susuz? Bu konuda çeșitli meslek odalarından gelen arkadașları-mız sizlere daha detaylı bilgi verecekler. Gerçekten ciddi önlemler alınması gerek. Büyükșehir Belediye Bașkanı’nın ifade ettiği gibi; “belki ağzı dualı birisinin duası kabul edilir de Ankara’ya yağmur yağar” beklentileri ile çözülemeyecek kadar ciddi ve özel önlemler alınması gereken bir sorun.
Genel kuraklık Ankara’nın su sorununun ana nedeni midir? Belediyenin açıkladığı gibi 2006 yılı son 41 yılın en kurak yılı değildir. 2001 yılı 2006 yılından çok daha kurak bir yıldır. 1994 yılı son 41 yılın en kurak yılıdır.
Ankara’nın su sorununun ana nedeni kuraklık değil Belediyenin su talebini
TMMOB
Șehir Plancıları Odası Haber BülteniTMMOB
Șehir Plancıları OdasıHaber Bülteni
Haber Bülteni 13
karșılayacak yatırımları zamanında yapmaması Ankara’daki su sıkıntısının ana nedenidir.
Mayıs ayı ile birlikte su kesintilerine bașlanması gerektiği belediyece anlașıl-dığı halde su kesintileri seçim sonrasına bırakılmıștır.
Yetersiz su ve așırı sıcaklar, zaten enfek-siyon hastalıklarının fazla görüldüğü yaz aylarındaki bu hastalanma riskini çok arttıracaktır.
Yaz aylarında gördüğümüz ve bu yeni susuzluk durumu ile artacak hastalıkların bașlıcaları ishaller, tifo, kolera, dizenteri, hepatit ve beta streptokok gibi bakteri ve virüslerin yanında bașta bağırsak para-zitleri olmak üzere su ve gıda kaynaklı hastalıkların sıklığında artıș beklenen bir durumdur.
Ankara Tabip Odamıza üyelerimizden gelen bilgi akıșlarına göre Acil Servislere bașvuran hastalıklarda ishaller ve ateșli dizanteri vakalarında su kesintisi henüz su kesintileri yaygınlașmadan bile gözle görülür artıș kaydedilmektedir.
Halkımızın su kesintisi açıklamalarıyla birlikte su deposu yaptırmak, çeșitli kaplar, bidonlar içinde su biriktirmek gibi yöntemler için hazırlık yaptığı gözlemlen-mektedir. Su kesintisi olması tek bașına enfeksiyon hastalıkları riskini yükseltir-ken, su depolanması ve depo suyunun kullanımında da önlem alınmaması, hijyen kurallarına uyulmaması olumsuz etkileri arttıracaktır.
Su Kesintilerinde Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar:
1. Kesinti durumunda, özellikle içme amaçlı olarak mümkün olduğu kadar ambalajlı suların tüketilmesi daha güvenlidir.2. Suyun saklandığı kaplar temiz olmalı, plastik, pvc, cam vs. her türlü kap güneș almayacak șekilde muha-faza edilmelidir.3. Șebeke dıșında, kaynağı belli olmayan bir yerden temin edilen sular en az 10 dakika kaynatılmalı ve üzeri kapatılarak saklanmalıdır. Daha da güvenlisi dezenfeksiyon için “damlalıklı klor solüsyonu” veya klor tabletleri kullanılmalıdır.
4. Su kesintisinin ardından șebekeye verilen su, 3-5 dakika ya da berrakla-șıncaya kadar musluktan akıtılmalı ve daha sonra kullanılmalıdır. Bu suları kullanmadan önce en az 10 dakika kaynatmak gerekmeketedir.5. Ev, ișyeri ve toplu yașanan diğer yerlerde kullanılan su depoları ayda bir, sık ve uzun süreli kesinti varsa en az 15 günde bir kez temizlenmeli ve klorlu solüsyonlarla dezenfekte edilmelidir. 6. Depolanan ve biriktirilen su miktarı, su kesintisinin süresine göre ayarlan-malı, gereğinden fazla miktarda su depolanmamalıdır. Böylece hem daha çok tasarruf sağlanacak, hem de depolanan su uzun süre bekletilmemiș olacaktır.
Değerli Basın Mensupları, Ankara’da azalan su rezervleri ve su kesintisiyle meydana gelecek sağlık riskleri ve önlem-leri sizinle paylaștık.
A.T.O. olarak bu olağan dıșı durumda bilgi ve kamusal görevimizi ilgili kurum ve kurulușlarla paylașmaya hazırız.
ATO bu konuda deneyimli ve birikimli hekimlerle Ankara’daki su sorununa ilișkin çalıșmak üzere bir danıșma kurulu oluștur-muștur. Bu kurul su kesintileri nedeniyle yașanacak sorunları ve alınacak önlemleri içeren bilgiler hazırlayacak ve kamuoyu ile (periyodik zamanlarda) bu bilgileri paylașacaktır.
Afiș ve reklam panoları halkı bilgilen-dirmek amacı ile kullanılmalı bu süreçte politik ve ticari amaçlara kapatılmalıdır. Bu bilgilendirme materyalleri örgütlerimiz tarafından hazırlanabilir ve süratle halkı bilgilendirmek mümkün olabilir. Ankara Büyükșehir Belediyesi’nin hem seçim süre-cinde hem de öncesinde çeșitli semtlerde politik rant amacıyla ayni “sadaka” yar-dımları yaptığı bilinmektedir. Bu seferde belediyenin ilgili ekipleri hazırladığımız ve gelișen sürece göre hazırlayacağımız bilgilendirici broșürleri en yaygın șekli ile halka ulaștırmak görevlerini yerine getirmek üzere örgütlenmeli ve bu görevi bașarmalıdırlar.
Özellikle içme suyu temininde ambalajlı suları satın alamayacak pek çok yoksul Ankara’lıya temiz içme ve kullanma suları ücretsiz olarak temin edilmeli bunun için belediyenin kaynakları kullanılmalıdır. Unutulmamalıdır ki belediyecilik yoksul-ları kent dıșına iterek boșaltılan yerlerde büyük rant alanları yaratmaktan oldukça farklı bir ișlev tașımaktadır. Bu sürecin iyi idare edilememesi bașta yoksular, küçük çocuklar ve yașlılar olmak üzere bütün Ankara’yı, ülkenin bașkentini büyük bir sağlık riski ile karșı karșıya bırakacaktır. Bizler her zaman olduğu gibi halkımızın yararlarının ve sağlığını korumak için üzerimize düșeni yapmaya hazırız. Bele-diye halk için belediyecilik yapmayı hiç olmazsa bu süreçte hazır olmaya mecbur olduğunu anlamalı ve görevini layıkıyla yapmalıdır.
Burada belirtmeliyiz ki evde depo șeklinde 500 Lt.’lik depoların ilimizdeki 10-12 katlı binalarda yaratacağı fiziksel zorlamalar ve olası tehlikelerin yine burada bulunan Meslek Odaları, Sendikalar ve Sivil Toplum Örgütleri ile beraber Ankara İnșaat Mühendisleri Odası’nda yapılacak bir Basın Toplantısı ile hafta içi kamuo-yuna bilgi verilecektir.
Ankara Tabip Odası, Ankaram Platformu, Disk Ankara Bölge,
Kesk Ankara Șubeler Platformu
Ankara Șube
SU KESİNTİLERİ VE HASTALIK RİSKİ SEMPOZYUMU YAPILDI
Ankara Tabip Odası ve TMMOB’a bağlı
Odalarca ortaklașa düzenlenen “Su Kesin-
tileri ve Hastalık Riski Sempozyumu” 18
Ağustos günü İnșaat Mühendisleri Odası
Teoman Öztürk Konferans Salonu’nda
gerçeklești.
Üniversite ve Meslek Odalarından birçok
panelistin sunum yaptığı sempozyumda,
üç panel, iki sunum ve bir konferans
yapıldı. ATO Yönetim Kurulu Üyesi
Vahide Bilir’in bașkanlık yaptığı birinci
TMMOBTMMOB
Șehir Plancıları OdasıȘehir Plancıları Odası Haber BülteniHaber Bülteni
14 Haber Bülteni
panelde, ODTÜ Öğretim Üyesi Tarık
Șengül “Suyun Ekonomi-Politiği, Planla-
ması” adlı sunumunda su kesintilerinden
kimlerin maddi çıkar elde edeceğini açık-
ladı. Hacettepe Üniversitesi Halk Sağlığı
Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Çağatay
Güler ise su kesintileri ve su kaynaklarına
bağlı kirliliğin yol açabileceği sağlık sorun-
larına dikkat çekti.
Cemal Hüseyin Güvercin’in bașkanlık yap-
tığı ikinci panelde salgın hastalık yașanması
durumunda alınacak önlemler konușuldu.
Doç. Dr. Alpay Azap’ın susuzluk nedeniyle
yașanan bazı salgın hastalıkların yol açtığı
ölüm ve hastalıklarla ilgili istatistiki bilgiler
verdiği oturumda, Gazi Üniversitesi Öğre-
tim Üyesi Psikiyatrist Burhanettin Kaya
ise susuzluğun neden olacağı psikolojik
travmalara dikkat çekti.
Çağatay Güler’in hastane çevrelerinde
sağlık sorunlarının yașanmaması için ne
tür önlemler alınması gerektiğini konu
alan sunumun ardından arıtma tesitleri-
nin durumu ve yeni kaynakların yaratacağı
sorunlar konulu üçüncü panel düzenlendi.
ATO Genel Sekreteri Ercan Yavuz’un baș-
kanlık ettiği panelde İMO Yönetim Kurulu
Sekreter Yardımcısı Ahmet Göksoy, Kimya
Mühendisleri Odası’ndan Agah Köker,
Çevre Mühendisleri Odası’ndan Turgut
Șahin, Ankara Barosu’ndan Av. Emre
Altınok ve Türk Toksikoloji Derneği’nden
Prof. Dr. Bensu Karahalil katıldı.
Ankara’nın su rezervlerinin Ankara’nın
su ihtiyacını karșılayabileceğine dikkat
çeken Göksoy, sorunun yönetim sorunu
olduğunu savundu. Kriz nedeninin suyun
özelleștirilmesi için propaganda yapmak
olduğunu söyleyen Göksoy, birçok devlet
kurumunun sorun çözmek yerine sorunları
artırdığını sözlerine ekledi.
Suyun depolanmasında dikkat edilecek
hususları Gazi Üniversitesi Öğretim
Üyesi Mustafa N. İlhan, okullarda alı-
nacak önlemler konusunda da Ankara İl
Sağlık Müdürlüğü Bulașıcı Hastalıklar
Șubesi’nden Mine Kaya sunum yaptı.
Ankara Șube
ANKARA KENT SORUNLARI SEMPOZYUMU DÜZENLEME KURULU TOPLANDI
16 Ağustos 2007 tarihinde gerçekleștirilen
toplantıda; sempozyumda sunulacak bildi-
rilerin yetișmemesi nedeniyle sempozyum
tarihinin 29 Kasım - 1 Aralık 2007 tarih-
lerine ertelenmesinin TMMOB Yönetim
Kurulu’na önerilmesine ve sempozyumda
sunulacak bildiri bașlıklarının en geç 15
Eylül 2007 tarihine kadar belirlenmesinin
Odalardan talep edilmesine karar verildi.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birli-
ği’nden Alaeddin Aras, Ayșegül Bildirici;
Elektrik Mühendisleri Odası Ankara
Șubesinden Mehmet Ali Kıran; İnșaat
Mühendisleri Odası Ankara Șubesinden
Murat Karacaoğlu; Jeoloji Mühendisleri
Odası Ankara Șubesinden Serap Durmaz;
Kimya Mühendisleri Odası Ankara Șube-
sinden Necdet Çubuk; Makine Mühen-
disleri Odası Ankara Șubesinden Yusuf
Șahin ve Peyzaj Mimarları Odasından
Belgin Durgun’un katıldığı toplantıya
Șubemizden Yönetim Kurulu Üyemiz
E.Serdar Karaduman katıldı.
Ankara Șube
ZONGULDAK İMAR PLANINA DAVA AÇILDI
Zonguldak İl Temsilciliğimiz tarafın-
dan, Zonguldak Belediye Meclisinin
08.06.2007 tarih ve 12/100 sayılı kararı ile
kabul edilerek askıya çıkarılan Zonguldak
İslah İmar Planı ve Revizyon İmar Planı
plan notlarının 42. ve 64. maddelerine
kanunda belirtilen askı süresi içerisinde
itiraz edilmiștir.
Zonguldak Temsilciliğimizce yapılan itira-
zın reddedilmiș olması sonucunda, yapılan
kamu yararına aykırı plan ve plan notlarına
dava açılması zorunlu hale gelmiștir. Açılan
davanın tam metni așağıdadır.
YÜRÜTMEYİ DURDURMA TALEPLİDİR
ZONGULDAK İDARE MAHKEMESİ BAȘKANLIĞI’NA
DAVACI: TMMOB Șehir Plancıları Odası (Ankara Șubesi ve Zonguldak Temsilciliği)
DAVALI: Zonguldak Belediye Bașkanlığı
DAVA KONUSU: Zonguldak Belediye Meclisinin 08.06.2007 tarih ve 12/100 sayılı kararı ile kabul edilerek askıya çıkarılan plan notlarının 64. maddesinin öncelikle yürütmesinin durdurulması ve iptali istemidir.
BİLDİRİM TARİHİ : Zonguldak Belediye Meclisinin 08.06.2007 tarih ve 12/100 sayılı kararı ile kabul edilerek askıya çıkarılan plan notlarının 42. ve 64. maddelerine yönelik olarak askı süresinde itiraz edil-miștir. Söz konusu itirazımız belediye meclisinin 10.07.2007 tarihli toplantısında reddedilmiștir.
AÇIKLAMALAR:
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Șehir Plancıları Odası, 6235 ve 3458 sayılı yasalara göre kurulan TMMOB’ye bağlı, kamu kurumu nite-liğinde bir meslek örgütü olup, alanına ilișkin tek meslek odasıdır.
Kanun, oda tüzüğü ve ilgili yönetmeliklerde belirtildiği gibi Șehir Plancıları Odası, mes-leğin ve meslektașların hak ve çıkarlarını korumak, șehir planları ve uygulamaları-nın, planlama esaslarına, șehircilik ilkele-rine ve kamu yararına uygun yapılmasını denetlemek, bu konudaki eksiklikleri, yanlıșlıkları ortadan kaldırmak için gerekli çalıșmaları yapmakla yükümlüdür.
TMMOB Șehir Plancıları Odası ilgili bakanlık, kamu kurumları, belediyeler ve diğer kuruluș ve makamlarla ilișki içeri-sinde ülkemizin sağlıklı ve düzenli kentleș-mesi, kent planlarının șehircilik esaslarına ve meslek ilkelerine uygun yapılması için; yazıșma, görüșme girișimleriyle düzeltil-mesini bașaramadığı hatalı plan, karar ve uygulamaları yargıya götürmekte, yargı yoluyla çabalarını sürdürmektedir.
TMMOB
Șehir Plancıları Odası Haber BülteniTMMOB
Șehir Plancıları OdasıHaber Bülteni
Haber Bülteni 15
TMMOB Șehir Plancıları Odası, kurul-duğu günden bu yana, kanunlara, șehir-cilik bilimine ve kamu yararına aykırı olan plan ve uygulamalara karșı mücadelesi çerçevesinde gerektiğinde yasal süreçleri de izleyerek görevini yerine getirmekle yükümlüdür ve somut davayı da bu nedenle açmaktadır.
Zonguldak Belediyesi tarafından yeniden yaptırılmakta olan Islah İmar Planı Ve Revizyon İmar Planı ile ilgili çalıșmalar sonuçlanma așamasına gelmiș durum-dadır. Bu imar planı çalıșmasının önemli bir parçası olan plan notları Zonguldak Belediyesi Meclisinde kabul edilerek İmar kanununun ilgili maddesi gereği 1 ay süre ile askıya çıkarılmıștır.
Zonguldak Belediye meclisinin 08.06.2007 tarih ve 12/100 sayılı kararı ile kabul edi-lerek askıya çıkarılan plan notlarının 42. ve 64. maddelerine tarafımızdan kanunda belirtilen askı süresi içerisinde itiraz edil-miștir. Zonguldak Belediye Meclisi tarafın-dan incelenmek üzere İmar komisyonuna havale edilen itirazlarımız bu komisyonda kabul edilmemiș ve aynı șekilde imar komisyonunun kararına uygun olarak belediye meclisinin 10.07.2007 tarihli top-lantısında itirazımız reddedilmiștir. Bunun üzerine sadece 64. maddenin iptalini temin amacıyla ișbu davayı açmak gerekmiștir.
Plan notları içerisinde yer alan itiraz ettiğimiz 64. maddede;
“Yan bahçede kapalı çıkma yapılamaz. Ön ve arka bahçede parsel sınırından min.5 mt çekilmek en fazla 1.50 M genișliğine olmak șartıyla yapılabilir. Ön ve arka bahçede belirtilen șartlarda yapılacak olan kapalı çıkmalar emsale dahil değildir” denil-mektedir.
İmar kanununun eki olan Belediyeler tip imar yönetmeliğinin 16 maddesi ‘yapı düzenine ait tanımlar’ bașlığı tașımakta-dır. Söz konusu maddenin 13.7.2000-24108 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan değișik 4. fıkrasında Kat alanı katsayısı (KAKS)(-EMSAL) tanımı șu șekilde verilmiștir.
EMSAL= Yapının bütün katlardaki alan-ları toplamının parsel alanına oranından elde edilen katsayıdır. Katlar alanı bodrum kat, asma kat, çekme ve çatı katı ve kapalı çıkmalar dahil kullanılabilen bütün kat-
ların ıșıklıklar çıktıktan sonraki alanları toplamıdır.
Yönetmeliğin bu tanımından da anlașı-lacağı üzere Kapalı çıkmaların EMSAL dıșında bırakılması tanımı gereği yönet-meliğe aykırıdır. Emsale dahil olması gerekmektedir.
Ayrıca aynı yönetmeliğin 2. maddesinde “tanımlar ve ruhsata ilișkin hükümler hariç ,bu yönetmelikte yer alan diğer hususlar,imar planlarında aksine bir açıklama bulunmadığı takdirde uygulanır” denilerek verilen tanımların plan kararları ile içeriğinin değiștirilmesinin engellenmesi amaçlanmıștır.
Bu maddelerden de anlașılacağı üzere Emsal tanımı çok açık șekilde yönetme-likle belirtilmiș olup tanımın içinde yer alan kapalı çıkmaların Plan notu ile Emsalin dıșında tutulması İmar kanunu eki olan yönetmeliğe aykırıdır. Ayrıca Yönetme-likte özellikle tanımlar ve ruhsata ilișkin hükümler hariç denilerek plan kararları ile bunun değiștirilmesinin önüne geçilmiștir.
Zonguldak Belediyesine kanunda belirti-len süreler içerisinde yaptığımız ve kabul edilmeyen itirazlarımız da belirttiğimiz plan notlarındaki yukarıda açıklanan maddenin iptali hususunu talep etmek gerekmiștir.
SONUÇ VE İSTEM:
Zonguldak Belediye Meclisi’nin 08.06.2007 tarih ve 12/100 sayılı kararı ile kabul edilerek askıya çıkarılan plan notlarının 64. maddesinin öncelikle yürütmesinin durdurulmasına ve iptaline, yargılama giderlerinin karșı yana yüklenmesine karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.
TMMOB Șehir Plancıları Odası
Ankara Șube
YÜRÜTME KURULU GÖREV DEĞİȘİKLİĞİ YAPTI
Șube Yönetim Kurulu Bașkanımız Savaș
Zafer Șahin’in 31.07.2007 tarihinde
Yönetim Kurulu Bașkanlığı görevinden
istifasının ardından Șube Yönetim Kuru-
lumuz, 04.09.2007 tarihinde gerçeklești-
rilen toplantıyla görev dağılımını yeniden
belirlenmiștir.
04.09.2007 tarihi itibariyle TMMOB Șehir
Plancıları Odası Ankara Șubesi Yönetim
Kurulu așağıdaki gibidir.
BAȘKAN : E. Serdar Karaduman
II. BAȘKAN : Aysin Tektaș
YAZMAN : Çiğdem Ünal
SAYMAN : Serkan Kemeç
ÜYE : S. Zafer Șahin
ÜYE : A. Cenap Yoloğlu
ÜYE : E. Gülesin Salmaner
Ankara Șube
SU YÖNETİMİ ÇALIȘTAYINA KATILDIK
11-12 Eylül 2007 tarihlerinde Doğal Hayatı
Koruma Vakfı’nın Ankara’da düzenlediği
“Su Yönetimi 1. Çalıștayı”na katıldık.
Çalıștayda Șubemizi üyemiz Umut Cırık
temsil etti.
Çalıștayın ilk gününde ‘Türkiye’de Su
Yönetimi’, ‘2007 Yılında Avrupa Birliği
Su Politikaları’ ve ‘Su Yönetimi: Hollanda
Örneği’ bașlıklı sunușlar yapıldı. Bu
sunușlarda Avrupa ülkeleri ve Türkiye’de
su yönetiminde yeni bir yaklașıma gerek
olduğu vurgulandı. Bu çerçevede, Entegre
Havza Yönetimi’nin, suyun hakça payla-
șılmasını sağlayan, koruma ve kullanma
dengesini kuran ve havza iç dinamikleri
ile yerel koșullara göre farklılașabilen su
yönetimine olanak sağlayan bir yaklașım
olarak önem kazandığının altı çizildi.
Çalıștayın ikinci gününde ise Ankara
Mogan Gölü alan gezisi yapıldı. Gezi,
Çevre ve Orman Bakanlığı Özel Çevre
Koruma Kurumu Bașkanlığından bir
yetkili eșliğinde gerçekleștirildi. Gezi
kapsamında, Mogan Gölü ve çevresinde
yașanan sorunlar tespit edildi, bu sorunla-
rın çözümüne yönelik olarak bugüne kadar
yapılan çalıșmalar aktarıldı ve bundan
sonra yapılması gerekenler, somut çözüm
önerileri ortaya konarak tartıșıldı.
TMMOBTMMOB
Șehir Plancıları OdasıȘehir Plancıları Odası Haber BülteniHaber Bülteni
16 Haber Bülteni
Ankara Șube
20. ULUSLARARASI YAPI 2007 ANKARA FUARI’NA KATILDIK
TMMOB ANKARA KENT SORUNLARI SEMPOZYUMU ÇALIȘMALARI DEVAM EDİYOR
29 Kasım-1 Aralık 2007 tarihlerinde
gerçekleștirilecek olan TMMOB Ankara
Kent Sorunları Sempozyumu hazırlık
çalıșmaları devam ediyor. Sempozyum
Küreselleșmenin Bașkent Ankara’ya
etkileri, Bașkent Ankara’nın mekansal
sorunları (kentsel dönüșüm ve konut
politikaları), Bașkent Ankara’nın altyapı,
enerji, ulașım sorunları, Bașkent Ankara
ve (yerel) demokrasi sorunları, Bașkent
Ankara’nın sosyal, kültürel, ekonomik
sorunları ve Bașkent Ankara’nın geleceği
bașlıklarıyla gerçekleștirilecek.
Bașkent Ankara’nın mekansal sorunları
bașlığı altında üst ölçekli planlama konu-
sunda üyelerimiz Özcan Altaban ve Baykan
Günay sunum gerçekleștirecek. Kentsel
Dönüșüm ve Konut Politikaları konusunda
ise Nihan Sönmez ve Özlem Güzey “Baș-
kentte Kentsel Dönüșüm Uygulamaları
TMMOB
Șehir Plancıları Odası Haber BülteniTMMOB
Șehir Plancıları OdasıHaber Bülteni
Haber Bülteni 17
Üzerine Bir Değerlendirme”, Nil Uzun
“Ankara’da Kentsel Dönüșüm”, E. Serdar
Karaduman “Kent Planlamadan Bağım-
sızlașan Kentsel Dönüșüm” bașlıklarıyla
bildiri sunacaklar.
Bașkent Ankara’nın altyapı, enerji, ulașım
sorunları bașlığı altında ulașım konusunda
üyelerimiz Hülagü Kaplan “Ankara’da
Trafik Güvenliği ve Mekan Kalitesi
Sorunsalı” ve Eser Atak “Ankara’daki
Ulașım Hakkı İhlalleri” bașlıklarıyla bil-
diri sunacaklar.
Ankara Șube
ANKARA ÜST ÖLÇEK PLANI KOMİSYONU TOPLANDI
Ankara Büyükșehir Belediyesi’nin
27.07.2005 tarihli yazısı ile 5216 sayılı
Büyükșehir Belediyesi Kanunu’nun geçici
1. maddesi uyarınca, Ankara Büyükșehir
Belediye sınırını kapsayan alanda 1/25.000
ölçekli bir üst ölçek planın 2 yıl içinde
hazırlanarak onaylanması gerektiği belir-
tilerek, Ankara kentinin 20 yıl perspektifli
gelișiminin planlanmasında kullanılacak
mevcut duruma ait bu üst ölçek planlarda
veri olarak değerlendirilecek bilgilerin
iletilmesi istenmiștir.
ÜST ÖLÇEK PLANA DAİR İLK GÖRÜȘÜMÜZȘubemizin 04.10.2005 tarihli yazısıyla
Ankara’nın üst ölçekli planlama çalıșması-
nın, Odamızın gündemleri arasında daima
ilk sıralarda yer aldığı belirtilmiștir. 1990
öngörülü “1990 Ankara Nazım Planı”ndan
sonra Ankara’nın mekansal gelișimini yön-
lendirecek “onaylı” bir üst ölçekli planın
olmamasının, Ankara’nın bugün yașa-
makta olduğu, ancak gelecekte daha fazla
hissedeceği kentsel sorunları hazırlayan en
önemli etken olarak görüldüğü, yaklașık
15 yıldır bir üst ölçekli planın hazırlanıp
onaylanmamasının Ankara kenti için büyük
bir kayıp ve gecikme olarak değerlendiril-
diği ve bunca yıllık gecikmenin ardından
Belediyece böyle bir planlama çalıșmasına
bașlanmıș olmasının, bu bakımdan Oda-
mızca olumlu bir gelișme olarak görüldüğü
bildirilmiștir.
Yazımızla ayrıca planlama çalıșmasının
yöntemine ilișkin olarak, 3,5 milyonu așan
bir nüfusa sahip Bașkent Ankara’nın böy-
lesine kapsamlı bir planlama çalıșmasında,
kentin pek çok alandaki sorunlarının algı-
lanıp çözüm üretilmesi sürecinin sadece
Belediye teknik elemanlarının görüș, fikir
ve bilgi birikimiyle kotarılmaya çalıșıl-
maması; bu çalıșmanın Odalarımızın da
dahil olduğu demokratik kitle örgütleri,
üniversiteler, ilgili kamu kurumları ve
kișilerle katılımcı bir planlama anlayıșı ile
gerçekleștirilmesinin çok daha anlamlı ve
akılcı olacağı vurgulanmıștır.
Yazımızla Belediyeye gönderilen ilk görü-
șümüz așağıdaki gibidir:
ANKARA’NIN ÜST ÖLÇEKLİ PLAN HAZIRLIĞI KONUSUNDA TMMOB ȘEHİR PLANCILARI ODASI ANKARA ȘUBESİ’NİN GÖRÜȘÜ
Sorunun tanımı
Son 10-15 yıldır Bașkentteki kentsel sorunların yoğunlașmasının altında, üst ölçek planlama çalıșmalarının sonuç-landırılmaksızın, teorik bir çerçeve ve ampirik altlıklara dayanmayan, gelișme perspektifi yaratılmaksızın üretilmeye çalı-șılan günübirlik çözüm önerilerinin yattığı gözlenmektedir. Uzunca bir süredir çözüm olarak sunulan parçacı planlar ve imar aflarının sonucundaki ıslah planları ile üst ölçek planların dıșlanması ve ișlevsiz-leștirilmesi, kentin her yanında daha fazla konut alanı olușturabilmek için yoğunlașan arsa spekülasyonları ile birleșince, hem bir plansızlık süreci tanımlanmıș, hem de plansızlıktan beslenen yeni spekülasyon eğilimlerini artırmıștır.
Sorunun Kente Yüklediği Maliyetler
Parçacı ve șehircilik ilkelerini dıșlayan planların kente yüklediği önemli maliyetler șöyle özetlenebilir:
• Kent çeperinde ve kentin uzak nokta-larında yapılan parçacı planlar, kentin gereğinden fazla yayılıp parçalanmasına neden olmakta, kentsel topraklar savur-ganca harcanmaktadır.
• Kentin içine sunulması gerekli yatırımlar ve kaynaklar, yayılan bölgelere ulaștırıl-maya çalıșılmakta, kent merkezi ve yerle-șik alanlarında kentsel kalite düșmekte ve çöküntüleșme süreci yașanmaktadır.
• Yeni yapılan parçacı planlar üst ölçekten gelen kararlara dayanmadığından, konut alanları, çalıșma alanları ve merkez fonksiyonları dengeli biçimde planlanma-makta, bunlar arasındaki kentsel ilișkiler bozulmaktadır.
• Parçacı planlarla 40-50 kilometreye kadar yayılan kent nedeniyle otomobile bağlı bir ulașım sistemi ortaya çıkmakta, ulașım maliyetleri artmakta, toplu tașıma hizmet sunumu aksamakta ya da hiç yapı-lamamakta, uzayan yolculuk mesafeleri ve düșük yolculuk talepleri nedeniyle topluta-șıma ișletme maliyeti yükselmektedir.
• Doğal ve çevresel değerler için üst ölçekli bir koruma politikası olmadığından su hav-zaları ve göller yerleșim baskıları altına girmekte, değerli tarım alanları kentsel gelișmelere açılmakta, yeșil kușaklar ve havalandırma koridorları yitirilmektedir.
Ankara’nın üst ölçekli planlamasında temel hedef
Üst ölçekli planlama konusunda hedef; akılcı ve uygulanabilir bir planlama siste-matiğinin geliștirilmesi, Ankara metropoli-ten alan sınırlarının yeniden tanımlanması ve Bașkent Ankara için bu sınırları kapsa-yan, belirli bir öngörü ve senaryo dâhilinde onaylı bir üst ölçek planının üretilmesi ve bu planın genel karar ve ilkelerine mutlaka uyulmasının sağlanmasıdır.
Yapılacak üst ölçekli planın belli bir senaryoya göre kurgulanması da önem tașıyan bir konudur. Șu unutulmamalıdır ki Ankara sıradan bir kent ya da anakent değildir. Ankara “Bașkent”tir ve planların kapsamı ve içeriği “Bașkent üst kimliği” altında șekillenmelidir. “Sanayi kenti”, “hizmet kenti”, “bilim ve teknoloji kenti”
TMMOBTMMOB
Șehir Plancıları OdasıȘehir Plancıları Odası Haber BülteniHaber Bülteni
18 Haber Bülteni
gibi sektörel hedefler, “Bașkentlik” üst kim-liği ve ana hedefinin alt bileșenleri olabilir. Ayrıca, bu tip bir baskın sektör belirleni-yorsa, bu sektörel hedefin mekâna nasıl yansıyacağına dair ipuçları ve planlama politikalarının da mutlaka çalıșma içinde yer alması gerekmektedir.
Temel strateji önerileri
• Kentteki ilgili tarafların ortaklașacağı belirli bir kentsel gelișme öngörüsü çerçe-vesinde, metropolün gelișme yön, büyüklük ve süreçlerinin tanımlandığı, așılmaması gereken eșikler ile genel arazi kullanımları ve sınırlarının belirlendiği “Yapısal Plan”, bunun yanında uygulama öncelikleri ve stratejilerinin belirlendiği “Stratejik Plan” yöntemi yașama geçirilmelidir.
• Metropoliten alan bütününde arazi planlanmasından ayrı düșünülmeyecek olan Ulașım Ana Planı, üst ölçekli planla eș zamanlı olarak hazırlanmalıdır.
• Üst ölçekli planlara altlık olușturmak üzere, il genelinde yatırım ve uygulama-ların eșgüdümünün sağlanması ve doğal-tarihi-ekolojik çevre değerlerinin dikkate alınması /korunması için il envanterleri olușturulmalıdır.
• Son birkaç yıldır ülke gündeminde de yoğun olarak tartıșılan “Doğal Afetler” “Enerji Yatırımları” ve “Çevre Koruma” konuları, üst ölçekli plan kararları ve poli-tikalarının olușturulma sürecinde önemle dikkate alınmalıdır.
• İmar affı ile birlikte tüm ilçe belediyeleri tarafından uygulanan ıslah planlarıyla, kentsel altyapıyı zorlayan, donatı alanla-rını yetersiz kılan, planlamanın kademeli bütünselliğini dıșlayan, kent makrofor-muna ilișkin kararları saptıran, yeni spe-külasyon süreçlerini doğuran uygulamalar engellenmeli ve bu doğrultuda yeni çözüm arayıșları özendirilmelidir.
İKİ YIL ARADAN SONRA PLAN ONANDIBu yazıların ardından 2023 Bașkent Ankara
Nazım İmar Planı ilk olarak 14.07.2006
tarihinde, Bașkanlık Makamının veto-
sunun ardından 16.02.2007 tarihinde
Ankara Büyükșehir Belediye Meclisi’nce
onaylanarak yürürlüğe girmiș ve 09.04.2007
tarihinde Belediye askı panolarında askıya
çıkarılmıștır. Șubemiz tarafından bilgi
talebiyle yazıların ardından 16.04.2007
ve 25.04.2007 tarihli ABB yazısıyla plan ve
plan hükümleri iletilmiș, planın bütününü
olușturan plan raporu iletilmemiștir.
BELEDİYE MECLİSİNE İTİRAZIMIZ25.04.2007 tarihinde Ankara Șube 4.
Dönem 3. Danıșma Kurulu toplantısı
yapılarak Ankara Üst Ölçek Planı konusu
gündeme alınmıș, Komisyon olușturula-
rak planın incelenmesi kararlaștırılmıștır.
Komisyon Șubemiz tarafından Ankara
gündemini takip eden ve Ankara Planlama
süreci ile ilgili çalıșmaları bulunan üyeleri-
miz arasından belirlenmiștir. Toplantının
ardından 09.05.2007 tarihli yazımızla plana
itiraz edilmiștir.
ȘUBE KOMİSYONU ÇALIȘMALARI11.07.2007 tarih ve R-161 sayılı ABB
yazısı ile plan açıklama raporu Șubemize
iletilmiș, 08.08.2007’de mevcut komisyon
üyelerine incelenmesi için plan ve rapor
gönderilerek Eylül ayının ikinci yarısında
toplantının planlandığı belirtilmiștir.
29 Eylül 2007 tarihinde Murat Çevik,
Gülten Kubin, Eser Atak, Levent Özdeș,
Melih Ersoy, Baykan Günay, Funda Erkal,
E. Serdar Karaduman, Saffet Atik, Kübra
Cihangir Çamur, Bülent Tanık, Feridun
Duyguluer, Çiğdem Ünal ve İlknur Urkun
Bowe’nin katılımıyla Ankara Üst Ölçek
Planı Komisyonu toplantısı gerçeklești-
rilmiștir. Komisyonun kolaylaștırıcılığı
Eser Atak tarafından yapılmıștır.
Komisyon toplantısında yapılan genel
değerlendirmeler çerçevesinde, planın
hazırlanması așamasında katılımcı bir
süreç ișletilmediği ve Odamızın görüș-
lerine bașvurulmadığı vurgulanarak,
planın ulașım, konut, yeni gelișme alan-
ları, merkezler, özel proje ve dönüșüm
alanları konularında detaylı çalıșmalar
yapılarak incelenmesi gerekliliği üzerinde
duruldu. Komisyonda genel olarak planın
bütününü meslek ilkeleri çerçevesinde
irdelendiğinde bir yöntem ve yaklașım
açısından ciddi sorunlar içerdiği, raporda
yazılan ilkelerle, plan șeması arasında
tutarsızlıklar bulunduğu ve raporda
belirtilen konuların plan șemasına yan-
sımayan bölümlerinin ayrıca irdelenmesi
gerektiği sonucuna varıldı. Bu çerçevede
üniversitelerle ișbirliği yapılarak, meslek
Kaynak: 2023 Bașkent Ankara Nazım İmar Planı 1/25.000 Plan Açıklama Raporu Etüdler-Müdahale Biçimleri
TMMOB
Șehir Plancıları Odası Haber BülteniTMMOB
Șehir Plancıları OdasıHaber Bülteni
Haber Bülteni 19
ortamlarında üst ölçek planın tartıșılma-
sını sağlayacak bir çalıșmanın yapılması
gerektiğine karar verildi. Üniversitelerle
yapılan görüșmeler sonrası yapılacak
etkinlikleri belirlemek üzere önümüzdeki
günlerde komisyon yeniden toplanacaktır.
Șubemizde yapılan üst ölçek planlama
komisyonu çalıșmalarına katılmak isteyen
üyelerimiz Șube Sekreterliğimizle temasa
geçebilirler.
Ankara Șube
AYLIK GÜNCESİ
11 Eylül 2007: Șube Bașkanımız E.
Serdar Karaduman, Ankara Radyosuna
konuk olarak Gençlik Parkı hakkında
değerlendirmelerde bulundu.
11 Eylül 2007: Șube Bașkanımız E. Serdar
Karaduman, NTV haber muhabirleriyle
görüșerek Ulus Tarihi kent Merkezi ile
ilgili açıklamalarda bulundu.
13 Eylül 2007: Șube Sekreterimiz Çiğdem
Ünal, Ankara’da yașanan su sıkıntısı
gündemiyle yapılan Ankaram Platformu
toplantısına katıldı.
14 Eylül 2007: Șubemiz Ulus Komisyonu
toplantısı yapıldı. Toplantıya Yönetim
Kurulumuz adına Șube Bașkanımız E.
Serdar Karaduman ve Șube Sekreterimiz
Çiğdem Ünal katıldı.
21 Eylül 2007: Șube Bașkanımız E. Serdar
Karaduman, Dünya Șehircilik Günü
Yürütme Kurulu toplantısına katıldı.
21 Eylül 2007: Șubemizde Ankara Üst
Ölçek Planı Komisyonu toplantısı ger-
çekleștirildi.
03 Ağustos 2007: Șube Yönetim Kurulu
Üyemiz E. Serdar Karaduman, Kanal B
televizyonunda yayınlanan Bekleme Odası
programına katılarak 22 Temmuz seçim
sonuçlarına yerel yönetim uygulamala-
rının etkisi üzerine değerlendirmelerde
bulundu.
03 Ağustos 2007: Șube Yönetim Kurulu
Üyemiz E. Serdar Karaduman, Dikmen
Vadisi Barınma Hakkı Bürosu Temsilcileri
ve Ankaram Platformu Dönem Sözcüsü ile
birlikte Ankara Vali Yardımcısı ile Dikmen
Vadisi 5. Etap Projesi hakkında yapılan
görüșmeye katıldı.
07 Ağustos 2007: Șube Sekreterimiz
Çiğdem Ünal ve Șube Yönetim Kurulu
Üyemiz E. Serdar Karaduman, Dikmen
Vadisi Barınma Hakkı Bürosu tarafından
düzenlenen dayanıșma șenliğine katıldı.
16 Ağustos 2007: Șube Yönetim Kurulu
Üyemiz E. Serdar Karaduman, TMMOB
tarafından düzenlenen Ankara Kent
Sorunları Sempozyumu düzenleme kurulu
toplantısına katıldı.
17 Ağustos 2007: Șube Yönetim Kurulu
Üyemiz E. Serdar Karaduman, Anadolu
Ajansına tamamlanmayan metro projeleri
ile ilgili açıklamalarda bulundu.
18 Ağustos 2007: Ankaram Platformu ve
Ankara Tabip Odası tarafından Ankara’da
yașanan su sıkıntısı ve susuzluğun neden
olacağı sağlık sorunları ile salgın hastalıklar
konusunda sempozyum düzenlendi.
21 Ağustos 2007: Șube Sekreterimiz
Çiğdem Ünal ve Șube Yönetim Kurulu
Üyemiz E. Serdar Karaduman, Ankara’da
yașanan su sıkıntısı konusuyla ilgili yapılan
Ankaram Platformu toplantısına katıldı.
23 Ağustos 2007: Șubemiz, TMMOB
tarafından toplu sözleșme süreçlerinde
kamuda çalıșan üyelerimizin taleplerini
kamuoyuna duyurmak amacıyla yaptığı
basın açıklamasına katılarak destek verdi.
Ankara Șube
BASINDA ȘUBE
19 Ağustos 2007: Sonsayfa Gazetesi,
“Metro Alt Geçit Oldu” bașlıklı habe-
rinde, Șube Yönetim Kurulu Üyesi Serdar
Karaduman’ın faaliyete geçmesi geciken
ve atıl kalan Kızılay-Çayyolu raylı sistemi
hakkında açıklamalarına yer verdi.
20 Ağustos 2007: Hürriyet Ankara
Gazetesi, “Trilyonluk Metro İstasyonu
Alt Geçit Olarak Kullanılıyor” bașlıklı
haberinde, Șube Yönetim Kurulu Üyesi
Serdar Karaduman’ın Kızılay-Çayyolu
raylı sistemi hakkında, atıl kaldığı ve
faaliyete geçmekte geciktiği yönündeki
açıklamalarına yer verdi.
20 Ağustos 2007: Evrensel Gazetesi,
“Metro Alt Geçit Oldu” bașlıklı haberinde,
Șube Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Kara-
duman’ın Ankara’da uygulanan toplu tașım
politikaları ve faaliyete geçmesi geciken atıl
kalan Kızılay-Çayyolu raylı sistemi ve hak-
kında açıklamalarına yer verdi.
23 Ağustos 2007: Hürriyet Ankara Gaze-
tesi, “Gökkușağı Artık Hayalet Kasaba”
bașlıklı haberinde, Șube Yönetim Kurulu
Üyesi Serdar Karaduman’ın imar mevzua-
tına aykırı șekilde Eskișehir Yolu üzerinde
inșa edilen Gökkușağı yolu ticaret alanı
hakkında açıklamalarına yer verdi.
10 Eylül 2007: Hürriyet Ankara Gazetesi,
“Cumhuriyetin Ölüme terk edilen Tanığı:
Gençlik Parkı Kan Ağlıyor” bașlıklı habe-
rinde, Șube Bașkanımız Serdar Karadu-
man’ın Turizm ve Kültür Bakanlığı’nın
Gençlik Parkı’nın yeniden düzenlenmesi
konusundaki yetki ve sorumluluklarını
hatırlattığı açıklamalarına yer verdi.
14 Eylül 2007: Cumhuriyet Ankara
Gazetesi, “Trafik Keșmekeși” bașlıklı
haberinde, Șube Bașkanımız Serdar
Karaduman’ın okulların açılması ile bir-
likte artacak olan ulașım sorunları ve yanlıș
ulașım politikaları hakkında açıklamalarına
yer verdi.
28 Eylül 2007: Cumhuriyet Ankara
Gazetesi, “Kente Rant Gözüyle Bakılı-
yor” bașlıklı haberinde, Șube Bașkanımız
Serdar Karaduman’ın yașadığımız yüzyılda
kentlerin karșı karșıya bulunduğu sorunlar
ve sorunların çözümüne yönelik politikalar
hakkında açıklamalarına yer verdi.
TMMOBTMMOB
Șehir Plancıları OdasıȘehir Plancıları Odası Haber BülteniHaber Bülteni
20 Haber Bülteni
17
Ağ
usto
s 2
00
7,
Cum
huriy
et A
nka
ra
20
Ağ
usto
s 2
00
7, Ev
rens
el G
aze
tesi
20
Ağ
usto
s 2
00
7,
Hür
riye
t Ank
ara
23
Ağ
usto
s 2
00
7,
Hür
riye
t Ank
ara
TMMOB
Șehir Plancıları Odası Haber BülteniTMMOB
Șehir Plancıları OdasıHaber Bülteni
Haber Bülteni 21
10
Eyl
ül 2
00
7,
Hür
riye
t Ank
ara
14
Eyl
ül 2
00
7,
Cum
huriy
et A
nka
ra
28 Eylül 2007, Cumhuriyet Ankara
TMMOBTMMOB
Șehir Plancıları OdasıȘehir Plancıları Odası Haber BülteniHaber Bülteni
22 Haber Bülteni
Bursa Șube
TMMOB BURSA İKK BÜNYESİNDE OLUȘTURULAN KOMİSYONDA YER ALDIK
TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu
tarafından Yıldırım Belediyesi ve TOKİ İș
birliğiyle Bursa İli Yıldırım İlçesi Akçağla-
yan ve Değirmenlikızık mahalleri arasında
yapımına bașlanan toplu konut projesini
incelemek üzere olușturulan komisyonda
Șube Sekreteri Çağrı Demirel Arabacı ve
Șube Sekreter Yrd. Murat İlkme ile yeri-
mizi aldık. 03.09.2007 tarihinde bölgeye
yapılan teknik gezi sonrası ilgili raporun
Șubemize ilișkin kısımları olușturularak İl
Koordinasyon Kuruluna sunuldu.
Șubemizce hazırlanan raporda; Alanın üst
ölçekli planlardaki konumu ve uygunluğu
ile uygulama imar planındaki konumun-
dan bahsedilmiș ve așağıdaki konulara
değinilmiștir:
1/25.000 Ölçekli Nazım İmar
Planındaki Konumu
Değirmenlikızık – Akçağlayan Mahalle-
leri arası Toplu Konut Alanı; 16.03.2006
tarih ve 177 sayılı kararı ile onaylanarak
yürürlüğe giren ve yine askı itirazlarının
değerlendirilmesi yapılarak kesinleșen
1/25.000 Ölçekli Merkez Planlama Böl-
gesi Nazım İmar Planı Merkez Planlama
Bölgesinde 100 kiși/ha seyrek yoğunlukta
konut alanı ve 2-3 derece doğal sit alanında
kalmaktadır
1/5.000 Ölçekli Nazım İmar
Planındaki Konumu
Değirmenlikızık – Akçağlayan Mahalleleri
arası Toplu Konut Alanı; Bursa Büyükșe-
hir Belediye Meclisinin 11.04.2005 gün
ve 207 sayılı kararı ile onaylanan 1/5000
Ölçekli Nazım İmar Planı Değișikliği
ile III. Derece Doğal Sit Alanı ve Toplu
Konut Alanında (Ö.P.A) kalmaktadır.
1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında 200
kiși/ha’lık Gelișme Konut alanı yapılanma
koșulu verilmiștir.
1/1000 Ölçekli Uygulama İmar
Planı
Değirmenlikızık – Akçağlayan Mahalleleri
arası Toplu Konut Alanında; 31,50 ha’lık
planlama alanının III. Derece Doğal
Sit Alanında kalan yaklașık 21,50 ha’lık
bölümü Özel Proje Alanı (ÖPA) olarak
Emsal=0,90, I.Decere Doğal Sit Alanında
kalan yaklașık 10 ha’lık bölümü Park ve
Rekreasyon alanı olarak planlanmıștır.
Yıldırım Belediyesi, BUSKİ ve Hazine
mülkiyetindeki tașınmazlar üzerinde
hazırlanan projede 774 adet konut, 1 adet
kreș, 1 adet dini tesis, 1 adet sağlık tesisi,
1 adet ilköğretim tesisi, 1 adet spor tesisi,
1 adet kültürel tesis ve ticaret alanları yer
almaktadır. Ayrıca daha önce hafriyat alın-
mıș alanda anfitiyatro önerilmiștir.
Afitiyatro olarak planlanan alandaki plat-
formda önerilen (T) ile tanımlanan ticaret
alanında yapılacak yapılara Hmax=8,00 m,
2 kat yapılașma hakkı verilmiștir. Diğer
donatı alanlarında ise yapılanma ilgili
kurum görüșleri doğrultusunda geliș-
tirilecek mimari proje doğrultusunda
yapılacaktır.
774 konutluk proje içerisinde A,B,C,D,E
tipi olmak üzere 5 tip konut planlanmıștır.
A,B,C konut tiplerinde kat adedi; bodrum
kat dahil 3 kat, D konut tiplerinde bodrum
kat dahil 4 kat, E konut tiplerinde ise
Hmax=9,50m’yi geçmeyecek șekilde
düzenleme yapılmıștır.
Üst Ölçekli Planlarla Uygunluk
Değirmenlikızık – Akçağlayan Mahalleleri
arası Toplu Konut Alanı; 1/25.000 Ölçekli
Merkez Planlama Bölgesi Nazım İmar
Planı Merkez Planlama Bölgesinde 100
kiși/ha seyrek yoğunlukta konut alanı ve 2-3
derece doğal sit alanında yer almaktadır.
1/25.000 ölçekli merkez planlama bölgesi
nazım imar planı plan hükümleri 3.3.1.1
maddesinde sit alanları; “kültür ve tabiat
varlıklarını koruma kanunu gereği koruma
kurulları tarafından tescil edilen alanlar-
dır. Bursa kentinde planlamaya konu
alan kapsamında kalan tarihi, kültürel ve
doğal mirasın korunması ve bununla ilgili
değerlerin gelecek nesillere aktarılacağı
alanlardır.” denilmektedir. Yine aynı
planın 7.1 maddesinde kentsel yerleșme
alanları; ”planlama alanında yer alacak
TMMOB
Șehir Plancıları Odası Haber BülteniTMMOB
Șehir Plancıları OdasıHaber Bülteni
Haber Bülteni 23
yoğunluklar bu planda önerilen brüt
yoğunlukları așamaz. Brüt yoğunluk bu
planda önerilen konut yerleșim alanının
birim hektarında yașayacak nüfusu ifade
eder. Alanın hektar büyüklüğünün, öne-
rilen nüfus yoğunluğu ile çarpımı ile elde
edilen nüfus, o bölgede yașayacak nüfusu
ifade eder.” denilmektedir.
Değirmenlikızık – Akçağlayan Mahalleleri
arası Toplu Konut Alanı Projesi ile alana
774 adet konut önerilmiș, bölgede yaklașık
3000 kișinin yașayacağı varsayıldığından bu
nüfusun ihtiyacını karșılayacak olan eğitim,
sağlık, kültürel tesis, yeșil alan vb. sosyal
donatı alanlarının da bu proje dahilinde
ayrılması gerekmektedir.
Yasa ve Yönetmeliklere
Uygunluk
Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönet-
meliğin Tanımlar kısmı madde 3’de plan
değișikliği; “plan ana kararlarını, süreklili-
ğini, bütünlüğünü, teknik ve sosyal donatı
dengesini bozmayacak nitelikte, bilimsel,
nesnel ve teknik gerekçelere dayanan,
kamu yararının zorunlu kılınması halinde
yapılan düzenlemelerdir.” denilmektedir.
Aynı yönetmeliğin plan yapımına dair esas-
lar kısmı madde 16’da; “ hazırlanacak her
ölçekteki imar planının yapım ve değișik-
liklerinde planlanan bölgenin șartları ile
gelecekteki gereksinimleri göz önünde
tutularak sosyal ve teknik donatı alanla-
rında EK-1’deki tabloda belirtilen asgari
standartlara uyulur.” denilmektedir. Aynı
yönetmeliğin imar planı değișikliklerinde
uyulması gereken esaslar kısmı madde
29’da; “ imar planı değișikliği ile çıkmaz
sokak ihdas edilemez.” denilmektedir.
Değirmenlikızık – Akçağlayan Mahalle-
leri arası Toplu Konut Alanı Projesinde;
Kamunun elinde olan bir alan, Yıldırım
İlçesi gibi sosyal donatı standartlarının çok
düșük olduğu bir bölgede kamusal kulla-
nıma ait sosyal donatı alanı yerine TOKİ
ile ortak Toplu Konut Alanına dönüștü-
rülmektir. Oysa yukarıdaki yönetmelik
maddesinde de belirtildiği üzere plan
değișikliklerin de ( Bursa Büyükșehir Bele-
TMMOBTMMOB
Șehir Plancıları OdasıȘehir Plancıları Odası Haber BülteniHaber Bülteni
24 Haber Bülteni
Bursa Șube
TMMOB BURSA İKK TARAFINDAN 17 AĞUSTOS DEPREMİNİN YIL DÖNÜMÜ SEBEBİYLE YAPILAN BASIN AÇIKLAMASINA KATILDIK
17 Ağustos depreminin 8. yıl dönümü
sebebiyle TMMOB Bursa İKK tarafından
17.08.2007 tarihinde TMMOB Jeoloji
Mühendisleri Odası Bursa İl Temsil-
ciliğinde gerçekleștirilen basın açıkla-
masına katıldık. Basın açıklaması metni
așağıdadır.
BASINA VE KAMUOYUNA!
17 Ağustos 1999’da meydana gelen deprem, ülkemiz coğrafyasını saran jeolojik tehli-kenin unutulduğu veya unutturulduğu koșullarda nasıl yıkıcı bir afete dönüșe-ceğini gözler önüne sermiștir. Jeolojik, Morfolojik ve Meteorolojik özellikleriyle doğa olaylarının sık yașandığı, %93’ü aktif deprem kușağı üzerinde bulunan ve nüfusunun yaklașık %98’i deprem riski altında olan ülkemizde uyarılar dikkate alınmadığı için doğa olayları hala afete dönüșmeye devam etmektedir.
Bugün 17 Ağustos depremin üzerinden 8 yıl geçti. Bașta Jeoloji Mühendisleri olmak üzere mühendis, mimar ve șehir plancılarının ülkemiz deprem riski konu-sundaki uyarılarını dikkate almayan siyasi iktidarlar, bu kez felaketten ders çıkartılar, planlı ve afet güvenliği yüksek yerleșmeler için gereksinim duyulan kurumsal hukuk-sal ve ekonomik önlemleri ivedilikle alırlar beklentisi söz konusu iken, geçen sene ULUSAL DEPREM KONSEYİ lağvedilmiștir.
Kalitesiz ve plansız yapılașma ile jeolojik ve jeoteknik faktörler göz ardı edilerek yapılan seçimlerinin acı sonuçlarını, bugüne kadar defalarca yașadık.
diyesi tarafından yapılan 1/5000 nazım imar
planı değișikliği) kamusal yararın zorunlu
kılınması gereklidir.
Değirmenlikızık – Akçağlayan Mahalle-
leri arası Toplu Konut Alanı Projesinde;
Yukarıda yönetmelik maddesi uyarınca
EK-1 kentsel ve sosyal alt yapı büyük-
lükleri tablosunda belirtilen standartların
bölgede sağlanıp sağlanmadığı ve oluștu-
rulan alanların minimum alan büyüklük-
lerini sağladığı konusunda ciddi endișeler
tașımaktayız.
Değirmenlikızık – Akçağlayan Mahalleleri
arası Toplu Konut Alanı Projesinde oluștu-
rulan yol dokusunda yol sonu dönüș kulp-
ları ile tariflenen yollar olușturulmuștur.
Yukarıdaki yönetmelik maddesi uyarınca
imar planlarında “çıkmaz sokak ihdas edi-
lemez” denilmektedir. Hazırlanan planda
olușturulan yol dokusu çıkmaz sokaklardan
olușmakta, bu sebeple ilgili yönetmeliğe
aykırılık tașımaktadır.
Șehircilik İlke ve Esaslarına
Uygunluk
Toplu konut alanı olarak planlanan ve
onaylanan bölge mevcutta kestane koru-
luğudur. Bölge Uludağ eteklerinde, orman
dokusu ile kent dokusu arasında geçiși
sağlayan, topoğrafik ve peyzaj değerleri
açısından önem arz eden bir bölgedir.
Bu ve benzeri bölgelerin planlanması
sırasında bu özellikler dikkate alınarak,
düșük yoğunluklu ve topografyaya uyumlu,
koruma – kullanma dengesinin sağlandığı
alanların olușturulmasına özen gösteril-
melidir. Koruma kurulunun 14.05.2005 /
573 kararı bu yöndedir. Fakat onaylanan
plan incelendiğinde topografyaya uyum
sağlanmadığı, bölgenin bitki ve peyzaj
değerlerinin korunmadığı açıkça görül-
mektedir.
Değirmenlikızık – Akçağlayan Mahalleleri
arası Toplu Konut Alanı Projesi incelendi-
ğinde yapı adalarının hangi koșullara göre
yapılanacağı, kat adeti, yan ve ön bahçe
mesafeleri, maksimum bina yüksekliği
tariflenmesine yönelik koșullar vaziyet pla-
nında belirtilmesine rağmen yasal çerçe-
venin olușabilmesi, gelecekte yapılabilecek
değișikliklerin kontrol altına alınabilmesi
için plan üzerinde ve plan notlarında da
belirtilmesi gerekmektedir.
Değirmenlikızık – Akçağlayan Mahalleleri
arası Toplu Konut Alanı Projesinde emsal
0,90 olarak tariflenmiștir. Ancak plan
incelendiğinde bu oranın așıldığı açıkça
görülmektedir.
Değirmenlikızık – Akçağlayan Mahalle-
leri arası Toplu Konut Alanı Projesinde
1. derece doğal sit alanında kalan bölge
rekreasyon alanı olarak planlanmıștır. Bu
durum 1. derece doğal sit alanına ne tür
müdahalelerin yapılacağı, rekreasyon alanı
tanımında yer alan yapıların 1. decere doğal
sit alanı ile uygunluk tașıyıp tașımayacağı
konusunda endișe yaratmaktadır.
Ayrıca proje alanı tanımlamalarında kent-
sel dönüșüm projesi olarak adlandırılan
Akçağlayan Toplu Konut Alanı aslında bir
kentsel dönüșüm projesi değildir. Çünkü
proje boș bir alan için hazırlanmıș oldu-
ğundan kentsel dönüșüm içeriği ile örtüș-
memektedir. Kentsel Dönüșüm Alanı ilan
edilen alanlarda, proje uygulamasından
sonra fiziksel, mekansal ve sosyal olarak
bir dönüșümden söz edilirken boș bir
alanda böyle bir dönüșümün olması söz
konusu değildir. Aynı zamanda dönüșüm
projelerindeki hedeflerden biri de proje
alanındaki yeni yapılanma biçiminin
yakın çevresini olumlu yönde tetiklemesi-
dir. Ancak Akçağlayan Toplu Konut Alanı
çevresinde kemikleșmiș bir yapı yoğunluğu
hakim olduğundan bu projenin çevresini
tetiklemesi oldukça güçtür.
Sonuç
Yukarıdaki sebeplerden dolayı 1/1000
ölçekli Akçağlayan – Değirmenlikızık III.
Derece Doğal Sit Alanı Koruma Amaçlı
Uygulama İmar Planı, 1/5000 Ölçekli
Nazım İmar Planı ve Plan Hükümlerinin
ilgili yasa ve yönetmelikler,üst ölçekli
planlar ve șehircilik ilke ve esasları doğ-
rultusunda uygun olarak düzenlenmediği
görüșüne varılmıștır.
TMMOB
Șehir Plancıları Odası Haber BülteniTMMOB
Șehir Plancıları OdasıHaber Bülteni
Haber Bülteni 25
Siyasi ve maddi rant amaçlı imar afla-rının doğrudan ve dolaylı olarak sürekli gündemde tutulması, siyasi erk tarafından tüm yasal olanaklardan yararlandırılması kaçak ve denetimsiz yapılașmayı özen-dirmektedir. Milyonlarca yılda olușan doğal servetimiz olan ovaların yerleșime açılması, sağlıklı kentleșme ve güvenli yapılașma sürecindeki temel yanlıșı oluș-turmaktadır.
Bu konuda Belediyelerimize büyük ișler düșmektedir.
Güvenli yapılașmanın üç temel boyutu bulunmaktadır. Birincisi șehir planlama kriterlerine uygun yer seçimi, ikincisi yapılarda tüm mühendislik ve mimarlık hizmetlerinin yerine getirilmiș olması, üçüncü olarak ise yapı malzemelerin kaliteli seçimidir.
Son zamanlarda Marmara denizinde bulunan Kuzey Anadolu Fay Hattının segmentleri ile ilgili olarak açıklamalar verilmektedir. bu çalıșmalar ve açıklama-lar, tehlikenin büyük olduğunu ve en geç 30 yıl içinde hareketliliğin yașanacağını göstermektedir.
Bursa’daki tehlikeyi tabii ki sadece Marmara Denizinden geçen KAF ile sınırlamak mümkün değildir. Șehrimiz çeșitli fay sistemleri üzerine oturması nedeniyle, tektonik aktivitelere her zaman uğramaya mahkumdur. Özellikle Șehri-mizin kuzeyinden geçen ve kuzeydoğuya doğru uzanan KAF’nın Gemlik’ten geçip İznik Geyve istikametinde devam eden güney kolu, yaklașık 500 yıldır enerji biriktirmektedir. Ayrıca turuncu renkte gösterilen ve ova ile Uludağ masifini bir-birinden ayıran fay sistemi de aktifliğini korumaktadır. 1855 yılı depremi buna bir örnektir. Bu fay sistemleri dıșında küçük fay sistemleride mevcuttur.
Șehirleșme açısından Bursa’nın șu anda deprem olgusuna hazır olmadığı görül-mektedir. Bir deprem sonrası gereksinim duyulacak olan boș alanlar ve alternatif yolların bulunmaması nedeniyle deprem sırasında olușabilecek hasarın boyutu daha da büyüyecektir.
Büyükșehir Belediyesi tarafından risk haritası sadece zeminin tașıma gücü değerleri dikkate alınarak hazırlandı-ğından ortamı değerlendirmede yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle arazinin jeolojik ve morfolojik durumu da göz önüne alı-narak tașıma gücü değerleri ile bir bütün olușturarak bu haritanın hazırlanmasında yarar görülmektedir.
Ayrıca ova, diğer zeminlere göre yüksek oranda sıvılașma ve zemin büyütmesi meydana getirdiğinden, depremde mey-dana gelecek hasar çok fazla olmaktadır. Bu nedenle Bursa Ovasında yapılașmadan kaçınılması gerekmektedir.
Bu nedenle yeni yerleșim yerlerinin yapı-lașmaya açılmasında göz önüne alınacak kriterlerin en önemlilerinden bir tanesi jeolojik jeoteknik etütler olup, bu etütler bilimsel ölçütler ve standartlar kapsa-mında gerçekleștirilmelidir.
Kent yöneticilerinin baskı altında kalma-dan teknik verilere uygun yapı ruhsatla-rını vermelerinin gereği daha fazla önem kazanmaktadır.
Deprem ülkemizin kaçınılmaz bir yașam gerçeği olduğu biline gelmektedir. Bu nedenle bireylerin yașam mekenlarını teknik denetimden geçirterek sonuçlarını uygulamaları; kent yöneticilerinin de kamu ve toplu yașam alanlarında bu denetim-lerin yapılmasını sağlayıp sonuçlarını uygulatmaları ile can ve mal güvenliği en üst konumda koruma altına alacakları bilimsel kaçınılmaz bir gerçektir.
Afet gerçeğinden hareketle, afet tehlike haritaları, mikro bölgeleme, jeolojik jeo-teknik etütler, her tür planlama da temel girdi olması sağlanmalıdır.
Ayrıca Büyükșehir Belediye Bașkanlığına bağlı AKOM benzeri kurumların Büyük-șehir sınırları dıșında da kurulması ve de tüm AKOM’ların konu ile ilgili tüm kurumlar ve sivil toplum kurulușlarıyla ilișkisini güçlendirmesi; afet durum plan-larını tüm kente, her bireye duyurulur hale getirilmesi, can ve mal güvenliği acısından
daha sağlıklı sonuçların ortaya çıkmasına yardımcı olacaktır.
Toplum ve yöneticilerimizin, belirttiğimiz konularda duyarlılık göstermeleri dileği-mizle saygılar sunarız. 17.08.2007
Tmmob Bursa İl Koordinasyon Kurulu
Bursa Șube
BAOB TOPLANTISINA KATILDIK
Bursa Akademik Odalar Birliğinin aylık
toplantılarından olan 13 Ağustostaki
BAOB toplantısına katıldık. Gündemin
önemli maddelerinden olan 22 temmuz
seçimlerinin değerlendirilmesi, suların
özelleștirilmesi ve bölgemizdeki su kay-
naklarının durumu, elektrik kesintileri ve
Bursa’nın durumu konuları görüșüldü.
Bursa Șube
TMMOB BURSA İKK TOPLANTILARINA KATILDIK
TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu-
nun aylık toplantılarından olan 2 Ağustos-
taki İKK toplantısına katıldık. Gündemin
önemli maddelerinden İkea Firmasına
tahsis edilen kamu arazisi, Büyükșehir
Belediyesinin katı atık sahası, kent
meydanı, kamberler kentsel dönüșüm ve
Görükle kavșağı ile ilgili gelișmeler konu-
ları görüșüldü. Kent gündeminde yer alan
İkea firmasına tahsisi edilen alanın plan
durumuna ilișkin bilgi verildi.
TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kuru-
lunun aylık toplantılarından olan 5 Tem-
muzdaki İKK toplantısına katıldık. Bursa
ve Kaçak Yapılașma, kamberler kentsel
dönüșüm, Namazgah Çimen caddesindeki
uygulama konuları görüșüldü. Ayrıca Kire-
mitçi Mahallesi Kentsel Dönüșüm Projesi
ile ilgili gelișmeler dile getirildi.
TMMOBTMMOB
Șehir Plancıları OdasıȘehir Plancıları Odası Haber BülteniHaber Bülteni
Kültürpark’taki “otopark çukuru” Fuar açılmadan önce doldurulmalıydı!
Kültürpark’ta yer altı otoparkı olușturmak için yapılan kazı ișleminin ve inșaatın durdurulması açılan dava sona ermiș ve hukuksal açıdan ȘPO, PMO ve ZMO İzmir șubelerinin açtığı davada haklılığı-mız ortaya çıkmıștır. Bu süreci uzatarak İzmirliler’in Kültürpark’ta dolașma keyfini engellememek gerekir. Basından öğrendiğimize göre, hukukun gereği olarak çukuru örtmek ve projeden temelli vazgeç-mek yerine, çukurun çevresinde bir takım görsel perdelemeler ile çukur örtülmeye çalıșılmaktadır.
İzmir, meslek odalarının uyarılarına karșın, Büyükșehir yönetiminin “ben yaptım oldu” anlayıșına daha önce de tanık oldu. Kültürpark çukuru, son 15-20 yıllık deneyimde üçüncü çukur. “Çuku-r”lar adeta bir uzlașmazlık, bir inat, bir çözümsüzlük sembolü oldu İzmir’de. İlk çukur olan “Galleria çukuru” Konak’ta Sn. Çakmur tarafından açılmıș sonradan kapatılmak zorunda kalınmıștı. Bu çukura o dönemde meslek odaları gerekli uyarıları yapmıș, Sn. Çakmur bu uyarıları yapanları “hamam böcekleri, karafatmalar” olarak nitelendirmiști. Söz konusu çukur Sn. Çak-mur’un siyasi kariyerinin sonu oldu. Sonra Sn. Özfatura’nın Basmane’deki DTM çukuru gündeme geldi. Benzer bir ısrar, benzer bir inat Sn. Özfatura’dan geldi. Sn. Özfatura da aynı duyarlı çevrelere “iste-mezukçular” etiketini takmıștı. Bu çukur da benzeri bir siyasi akıbeti getirdi eski bașkana. Șimdi önümüzde üçüncü çukur var. Sayın Kocaoğlu’na dostane uyarımız, bu çukurun hemen örtülmesi ve eskisi gibi üstünün yeșillendirilmesidir. Çünkü niyet ile akıbet yine bir olmayabilir.
Değerli basınımıza ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Tolga Çilingir TMMOB Șehir Plancıları Odası
İzmir Șubesi Yönetim Kurulu Bașkanı
İzmir Șube
TARİHE SAYGI YEREL KORUMA ÖDÜLLERİ YARIȘMASI, ÖDÜL KOMİTESİ TOPLANTISINA KATILDIK
İzmir Büyükșehir Belediyesi’nin gelenek-
selleștirdiği ve bu yıl 5’incisi düzenlenen
‘’Tarihe Saygı Yerel Koruma Ödülleri
2007’’ yarıșmasına bașvuruların tamam-
lanmasının ardından 22 Ağustos 2007
tarihinde gerçekleștirilen ödül komitesi
toplantısına Șube Bașkanımız Tolga
Çilingir adına Șube Yönetim Kurulu
üyemiz Sena Erkan katıldı.
TMMOBTMMOB
Șehir Plancıları OdasıȘehir Plancıları Odası Haber BülteniHaber Bülteni
32 Haber Bülteni
Tarihi mirasa sahip çıkan, emeği geçen
ve tarihi mirası koruyarak yașatan tüm
katılımcılara açık olan yarıșma ile kısaca;
tarihi ve kültürel dokuların tanıtılması,
özgün niteliklerin korunması, tarihi ve
kültürel mirasın belgelenerek gelecek
kușaklara aktarılması yönünde kamuo-
yunun bilgilendirilerek bilinçlendirilmesi
amaçlanıyor.
Beș ana kategori ve dört dalda katılımcı-
ların yarıștığı Tarihe Saygı Yerel Koruma
Ödülleri Yarıșmasının ödül komitesi top-
lantısında Șube Yönetim Kurulu üyemiz
Sena Erkan, șubemiz adına görüșler
aktardı.
İzmir Șube
MANİSA – KÜTAHYA – İZMİR ÇEVRE DÜZENİ PLANI’NA İTİRAZ ETTİK
4856 sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı’nın
Teșkilat Görevleri Hakkında Kanun’un
2.maddesinin h bendi ve 10. maddesinin
c bendine göre, ilgili bakanlıkça hazırla-
tılan, Manisa – Kütahya – İzmir 1/100.000
ölçekli Çevre Düzeni Planı’na 29.08.2007
tarihinde itiraz ilettik.
İzmir Șube
AYDIN – MUĞLA – DENİZLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANI’NA İTİRAZ ETTİK
NETCAD MESLEK İÇİ EĞİTİM SEMİNERİMİZİN 3. DÖNEMİ BAȘLADI
TMMOB Șehir Plancıları Odası İzmir
Șubesi olarak meslektașlarımızın ve genç
arkadașlarımızın çağın gereklerinden
biri olan bilgisayar teknolojilerine hâkim
olması, mesleki alanda güncel yazılımları
biliyor olması amacıyla ve konuyla ilgili
șubemize gelen yoğun istemleri karșıla-
mak üzere düzenlediğimiz Netcad Meslek
İçi Eğitim Seminerleri dizisinin 2. Dönemi
de 22 Eylül 2007 tarihinde bașladı.
Hafta içi 2 ve hafta sonu 2 program olmak
üzere 4 program dâhilinde bașlatılan 2.
Dönem eğitimi 2 eğitmen ve 20 öğrenci
ile sürdürülüyor. 2. Dönemin ardından 3.
Dönemi de bașlatılacak olan seminerler
ile ilgili olarak gelișmeleri șubemiz web
sitesinde takip edebilirsiniz.
İzmir Șube
BASINDA ȘUBEMİZ
YOL ÜSTÜNDEKİ OTOBÜS DURAĞI ÇOCUĞU ÖLDÜRDÜBİA Haber Merkezi – 01.08.20077 yașındaki Selenay artık yok. Otobüs durağında ezilip öldü. ȘPO’dan Hakan Küçükkılıç olayın geçtiği Karșıyaka Bay-raklı Manas Bulvarı’ndaki Smyrna dura-ğının yol üstünde olduğunu ve planlama açısından cep içinde, güvenli bir durak olmadığını söyledi. Selenay Toy yedi yașındaydı, bir yakınla-rının düğününe katıldıktan sonra annesi Serpil, babası Halil İbrahim ve ablası Setanay’la birlikte evlerine gitmek üzere belediye otobüsüne bineceklerdi. Onları duraktan almak üzere durağa yanașan belediye otobüsüne arkadan bir bașka belediye otobüsü çarptı. Önde duran ve arkadan darbe alan belediye otobüse anne ve babasıyla birlikte binmek üzere olan Selenay Toy çarpıșmanın etkisiyle yere düștü, otobüsün lastiği altında kaldı ve öldü. Öndeki otobüs İzmir Belediyesi’nin olan İZULAȘ’ın otobüsü, arkadaki de
TMMOB
Șehir Plancıları Odası Haber BülteniTMMOB
Șehir Plancıları OdasıHaber Bülteni
Haber Bülteni 33
yine belediyeye ait olan ESHOT’un oto-büsüydü.“Durak güvenli değil” İzmir Șehir Plancıları Odası’ndan Hakan Küçükkılıç bianet’e yaptığı açıklamada olayın geçtiği Karșıyaka Bayraklı Manas Bulvarı’ndaki Smyrna durağının yol üstünde olduğunu ve planlama açısın-dan cepli güvenli bir durak olmadığını söyledi.Durağın olması gereken kriterleri tașıma-dığını belirten Küçükkılıç, bu tür güvensiz duraklara İzmir’de de Türkiye’de de çok sık rastlandığını aktardı. Küçükkılıç ayrıca yol üstündeki duraklara otobüslerin genellikle süratle yaklaștığını da son olarak ifade etti.İzmir Belediyesi Basın bölümü yetkilileri de olayın çok yeni olduğunu, sosyal ișler-deki görevlilerin aileyle temas halinde olduklarını ve insani olarak ne yapılması gerekiyorsa yerine getireceklerini belirtti. Yetkili șoförlerle ilgili hukuki ișlemlerin bașlatıldığını söyledi.
ÇUKUR DOLDURULMALIDemokrat Radyo – 24.08.2007Șehir Plancıları Odası İzmir Șubesi, Kül-türpark’taki “otopark çukuru”nun fuar açılmadan önce bir an önce doldurulma-sını istedi. Yazılı bir açıklama yapan Șube Bașkanı Tolga Çilingir, Kültürpark’ta yapılmak istenen inșaatın mahkeme kara-rıyla durdurulduğunu hatırlattı. Çukurun doldurulması yerine, etrafının kapatılarak örtülmeye çalıșıldığını belirten Çilingir, “İzmir, meslek odalarının uyarılarına karșın, Büyükșehir yönetiminin, ‘ben yaptım oldu’ anlayıșına daha önce de tanık oldu. Kültürpark çukuru, son 15–20 yıllık deneyimde üçüncü çukur. Çukurlar adeta bir uzlașmazlık, bir inat, bir çözümsüzlük sembolü İzmir’de” dedi. Çilingir, çukurun hemen örtülerek üzerinin yeșillendirilme-sini istedi.
FUAR’DAKİ ÇUKUR HEMEN KAPATILSINMilliyet Ege - 25.08.2007Yargı kararıyla yapımı durdurulan Kültür-park’taki yeraltı otoparkının çukuru, Fuar öncesinde metal perdelerle gizlendi. Șehir Plancıları Odası İzmir Șube Bașkanı Tolga Çilingir ise tamamen kapatılması gerekti-ğini savundu. Çilingir, ‘’Konak’taki çukur Çakmur’un, Basmane’deki ise Özfatu-ra’nın sonu oldu. Kocaoğlu’na dostane uyarımız, eski haline getirmesidir’’ dedi.
Samsun Șubesi
1/100.000 ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANINA İTİRAZ ETTİK
Samsun-Çorum-Tokat Planlama Bölgesi
1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı
Șubemiz tarafından incelenerek sınırlar,
lejand, kazanılmıș imar hakları, nüfus,
ulașım kademelenmesi ve diğer hususlar
açısından itirz edilmiștir.
Samsun Șubesi
“TÜRKİYE SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMAYI TARTIȘIYOR!” SAMSUN TOPLANTISINA KATILDIK
Eylül tarihlerinde Samsun Büyük Otel’de
gerçekleștirilen toplantıya Șubemiz adına
katılım sağlanmıștır. Toplantıda; Türki-
ye’de Sürdürülebilir Kalkınma ve Sürdü-
rülebilir Kalkınmanın Sektörel Politikalara
Entegrasyonu Projesi, Karadeniz Bölgesi
ve Sürdürülebilir Kalkınma bașlığı altında
BSERP ( Karadeniz Ekosistem iyileștirme
Projesi) Projesi ekseninde bir değerlen-
dirme yapılarak Karadeniz’in geleceği
değerlendirilmiș, kirleticilerin konum ve
değerleri üzerinde durulmuștur. Samsun
Çakmak Barajı Havzasında Organik
Tarıma Geçiș Projesinin çevresel sorunlar
ve sürdürülebilir kalkınma yaklașımı bağ-
lamında ulaștığı sonuçlar paylașılmıștır.
Toplantının devamında ise geleceğe dönük
eylem ve ortaklık planının çıkarılması ve
ortak geleceğimiz için sürdürülebilir kal-
kınma bașlıklarına değinilmiștir.
Ordu İl Temsilciliği
1/100.000 ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANINI DEĞERLENDİRDİK
Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından
hazırlanan ve 16.08.2007 tarihinde askıya
çıkan, Ordu İlinin de içinde bulunduğu
planlama bölgesine ait 1/100.000 ölçekli
Çevre Düzeni Planı, Temsilciliğimiz üye-
leri tarafından incelenmiș olup, değerlen-
dirmeler yapılmıștır.
TMMOBTMMOB
Șehir Plancıları OdasıȘehir Plancıları Odası Haber BülteniHaber Bülteni
34 Haber Bülteni
• Planda gösterilen tarım alanlarının
%80’inde yapılașma var.
• Turizm Bakanlığı’nın 2007-2023
Turizm Stratejik Eylem Planı ile Çevre
Düzeni Planı uyușma göstermiyor.
• Turizm Bakanlığı Giresun limanını
turizm amaçlı uğranacak limanlar
listesine almadı. ÇDP’ de doğu Kara-
deniz demir yolu hattını Giresun lima-
nına uğratmıyor. Yani limanda ticaret
de ön görülmüyor. Peki Giresun limanı
ne olacak?
• Giresun’un nüfus büyümesi hızı
Karadeniz’deki bir çok ilçeden geride
bırakılmıș. 2026 yılında neredeyse köy
olmamız planlanmıș.
• Giresun’un 2026 yılındaki büyüme
lekesi planda 1985 yılında yapılan
plandan daha küçük
• Planda Ordu-Giresun il sınırı bile
yanlıș
• Alucra ilçemizde yoğun fındık tarı-
mından söz ediliyor
• İlimizde tüm hazırlıkları yapıldığı
halde Fındık Borsası Ordu il Merkeze
bırakılmıș durumda
• Plan bir Çevre Düzeni Planı ve
amacının ekolojiyi koruyarak kalkın-
mak olduğu halde girerek yara alan
Kafkas ekosistemi ile Giresun dağları
bağlantısının Doğal Yașam Koridoru
olușturarak çözülmesi önerisi planda
yok.
• Nesli Tehlike altında olan türleri
barındıran ve ulusal “Önemli Bitki
Alanı” listesinde bulunan Giresun
Dağları ile ilgili bir koruma fikri yok
• Kalkınma planlarının dünyamızda
artık en kıt kaynak olan suya endeksli
ve su havzalarında entegre planlar
hazırlayarak yapıldığı halde, bölge-
sel planlarımızda su havzalarının
korunması ve su kaynağının sürdü-
rülebilirliği ile ilgili bir fikir ve öneri
bulunmamaktadır.
Rize İl Temsilciliği
1/100.000 ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANI’NI DEĞERLENDİRDİK
Temsilciliğimiz 16.04.2007 tarih ve 1481-
366 sayılı Çevre ve Orman Bakanlığının
oluru ile Çevre ve Orman İl Müdürlüğü
tarafından 20.08.2007 tarihinde askıya
çıkarılan 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni
Planı ile ilgili değerlendirmeler yaparak,
itirazlarını iletti.
Giresun İl Temsilciliği
1/100.000 ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANINI DEĞERLENDİRDİK
Temsilcilik olarak Türkiye Çevre Koruma
ve Yeșillendirme Kurumu Giresun Șubesi
ve TMMOB Mimarlar Odası Giresun
Șubesi ile birlikte Ordu-Trabzon-Rize-
Giresun-Gümüșhane-Artvin Planlama
Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni
Planına yönelik görüșlerimizi kamuoyuna
sunduk.
Çevre ve Orman Bakanlığı Bölgesel Kal-
kınma Planları, Stratejik Planlar ve İmar
Planları ile ilgili birikimi olmayan ve bu
konuda çalıșmayan bir bakanlık olduğu
halde planın Çevre Düzeni Planı (ÇDP)
adını alması nedeniyle planı onaylayan
ve bütün çalıșmaları yürüten bakanlık
olmuștur.
DPT’nin ve Bayındırlık ve İskan Bakan-
lığı’nın plan așamasında lider konumda
olmaması planı bașlangıç așamasında
sakat bırakmıștır.
Bugün de planı Çevre ve Orman Bakan-
lığı askıya çıkarmıștır. Bu askı süreci
imar kanununa göre yürütülüyor. Çevre
ve Orman Bakanlığı’nın imar planlarını
askıya çıkarma yetkisi yoktur. Bu konuda
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı yetkilidir.
Bu durum bile nasıl bir süreç yașadığımızı
göstermektedir.
Çevre Düzeni Planı’nda sivil katılımın
uygulanmaması bir yana, DPT ve bazı
yatırımcı bakanlıklar bile yetki izni ile bu
plan sürecinin dıșına bırakılmıștır.
Türkiye’de daha önceden yapılmıș bir
çok ÇDP (Çevre Düzeni Planı) var. Hepsi
raflara kaldırılmıș, unutulmuș durumda.
Çünkü hiçbirinin hazırlanıșında katılımcı
ve doğru yöntem izlenmedi. Bu planda
da katılımcılık devre dıșı kaldı. Karade-
niz’deki meslek odalarının, sivil toplum
kurulușlarının, üniversitelerin öneriler
dinlenmedi. Yerel yönetimlerle doğrudan
çalıșılmadı. Göstermelik toplantılarla
ÇDP’nin ne olduğu anlatılıp gidildi. Böyle
bir planlama süreci sonunda zaten sağlıklı
bir plan çıkamazdı.
Ayrıca, günümüzde planlama biliminde
bu tür planlar yok. Çağımızda performans
ölçen planlar yapılıyor. Uygulama așama-
sında bașarıyı ölçen, buna göre önlemler
geliștiren performans planları yerine, bu
tür eski plan mantığının hakim olduğu
Doğu Karadeniz Çevre Düzeni Planı,
planın yöntemi ve yapılıș sürecinin yan-
lıșlıkları gibi önerileri ile de uygulanması
bir çok soruna yol açacak bir plandır.
Bu planın ön gördüğü yerel uygulama
birimleri olușturulmamıșken, planı yöne-
tecek kadrolar olușmamıșken planın onay-
lanması da yine ișlerin ne kadar gösterme-
lik yapıldığını göz önüne sermektedir.
Bölgenin 2026 yılındaki hedefini belirleyen
bu plandaki Giresun’un yeri ile ilgili endi-
șelerimiz de șunlardır:
• Sektörsel Fonksiyonların belirlen-
memiștir
• Giresun’un uzun vadeli hedefi
belirlenmemiș
• İlimizin Potansiyel değerleri tespit
edilmemiș
TMMOB
Șehir Plancıları Odası Haber BülteniTMMOB
Șehir Plancıları OdasıHaber Bülteni
Haber Bülteni 35
• Düzenli Depolama alanı olarak
plana ișlenen bölgenin diğer bölge-
lerle karșılaștırmalı fizibilite raporu
bulunmamakta ve neden bu bölgenin
seçildiği konusunda aydınlatıcı bir
bilgi yoktur.
• Çevre Düzeni Planı stratejik bir
kalkınma planıdır. Ancak DPT’nin
onayının olup olmadığı konusunda
tereddüdümüz vardır. Bu plan “Doğu
Karadeniz Bölgesel Gelișme Planı”
10 Eylül 2007, Yeșilgiresun Gazetesi
10 Eylül 2007, İleri Gazetesi
(DOKAP) ile uyumu, DOKAP’ın
bu plan ile birlikte geçerliliğini yitirip
yitirmediği bilinmemektedir.
• Bu planın Turizm Stratejik eylem
planı ile ilgili uyum problemi olmakla
birlikte sadece AB Katılım öncesi Mali
İșbirliği Bölgesel Rekabetedebilirlik
Operasyonel Programının da ön gör-
düğü gibi Giresun İlinin büyümemesi
hedefleri ile uyumludur.
Bir çok alanda Devlet yatırımları ve AB
yardımlarına referans olacak bu Bölgesel
Ana Planda 20026 yılında görülmek istenen
Giresun hedefini kabul etmiyor. Planın bir
çok konuda, demokratik katılım süreci ile
yeniden yapılmasını ve su kaynaklarını
merkezine almıș bir performans planı
olarak tasarlanmasını istediğimiz için bu
plana itiraz ediyor ve Giresun’un gelece-
ğini düșünen herkesi planı inceleyerek
katkıda bulunmasını diliyoruz.
TMMOBTMMOB
Șehir Plancıları OdasıȘehir Plancıları Odası Haber BülteniHaber Bülteni
36 Haber Bülteni
TMMOB TMMOB
Șehir Plancıları OdasıȘehir Plancıları Odası
Yayın TYayın Türüürü: Yerel Süreli Yayın: Yerel Süreli Yayın
Aylık Haber BülteniAylık Haber Bülteni
Oda birimlerine ve üyelere Oda birimlerine ve üyelere