Fehime YILMAZ KARATAŞ Psikolojik Danışman
Jan 14, 2016
Fehime YILMAZ KARATAŞPsikolojik Danışman
“Aile; anne-baba ve çocuklardan oluşan en küçük sosyal birim.”
ANNE BABA
ÇOCUK/LAR
EĞİTİMBireyin davranışlarının istenilen yönde değiştirilmesi sürecidir.
BİREY
aile
okul
toplum
İç içe geçmiş basamaklar birikimi olan eğitim içinde,
ailenin yeri ve önemi tartışılamaz bir gerçektir.
NASIL BİR AİLE?
Aile, İyi yada Kötü Tohumun Yeşerdiği Ortamdır…
Aile insan yaşamı üzerinde,
doğumundan önce başlayan ve
ömrünün sonuna dek etkisini
sürdüren bir kurumdur.
Toplumun kültür değerlerinin bir
kuşaktan diğerine aktarılması
biçimindeki temel eğitimsel işlevinin
yanında, aile özellikle okul öncesi
dönemde çocuğun yaşamında etkin
bir toplumsallaştırma kurumudur.. Okul öncesi dönemde çocuk, sosyal bir birey olmayı öğrenirken, aynı zamanda en küçük ayrıntısına kadar kopya edeceği bir modele gereksinim duyar. Kişilik gelişimi için gerekli olan bu özdeşim, aile içindeki yakın üyelerle gerçekleştirilir.
BESLENME
BAKIM
PSİKOLOJİK GELİŞİM
DUYGUSAL GELİŞİM
SEVGİ İHTİYACI
SAĞLIKLI ZEKA GELİŞİMİ
KÜLTÜREL DEĞERLERİ KAZANMA
EĞİTİM
Aile üyeleri arasındaki ilişkiler bireyin;
Kendine güvenmesini
Kendine ve diğer bireylere sevgi duymasını
Kimlik kazanmasını
Kişilik gelişiminiSosyal beceriler geliştirmesini
Topluma uyum sürecini
olanaklı hale getirir.
Anne- baba-çocuk ilişkisi
Anne-baba-çocuk ilişkisi, temelde anne ve babanın tutumlarına bağlıdır.
Anne babanın tutum ve davranışlarını oluşturan nedenler incelendiğinde tüm tavır alışlarda olduğu gibi, anne babaların çocuklarına takındıkları tavrın da bir öğrenme ürünü olduğu görülür.
Anne Babaların, Çocuklarına Karşı Tavırlarını Etkileyen Başlıca Faktörler Nelerdir?
Anne ve babanın zihinlerindeki çocuk modeli (hayali çocuk) ,
Toplumun kültürel değerleri,Anne babanın üstlendiği ebeveyn rolü ile
ilgili olarak kendisini yeterli hissedip hissetmediği,
Çocuklarının sayı, cinsiyet ve kişilik özelliklerinden memnun olup olmamaları.
Anne ve babanın kendi çocukluk yıllarındaki deneyimleri,
Aile içinde eşler arasındaki ilişkinin niteliği.
Aşı
rı O
tori
ter
ve
Reddedic
i A
ile
Aşır
ı H
oşg
örü
lü
Aile
Aşır
ı K
oru
yu
cu
Aile
Tu
tars
ız A
ile T
utu
mu
Mü
kem
meliyetç
i A
nn
e B
ab
a
Gü
ven
Veri
ci,
Deste
kle
yic
i A
ile
1. Aşırı Otoriter ve Reddedici Aile Tutumu
Çocuğa söz hakkı tanınmaz.
Uygulanan kuralların mantıklı bir açıklaması yoktur veya olsa da çocuğa açıklanmaz.
Kurala uymayanlar cezalandırılmalıdır görüşü hakimdir.
Eleştiri ve aşağılama çok sık görülür.
Sürekli çocukların yanlışları vurgulanır, olumlu hareketleri görmezden gelinir.
Çocuğa şefkat, sevgi, sıcaklık verilmez,
Aşırı Otoriter ve Reddedici Aile Tutumunun Çocuğun Kişilik Gelişimine
Etkileri
Çocukta kendine güven duygusu oluşmaz.
Pasif ve edilgen bir kişilik sergilerler.
Yaratıcılık engellenir. Hata yapanlar mutlaka
cezalandırılmalıdır görüşünü benimserler.
Rutin ve sınırları belli olan iş ve meslekleri seçerler.
En küçük bir hatada bile hoşgörüleri olmayabilir.
Okul yaşamlarında fazla başarılı olamazlar.
Anne-babalarının (veya bir otoritenin)olmadığı ortamlarda kendilerini boşlukta hissederler ve bir otorite bulma arayışı içine girerler.
2. Aşırı Hoşgörülü Aile Tutumu
Çocuğun aşırı hareket ve davranış serbestliği vardır.
Kurallar yok denecek kadar azdır.
Aile ‘yaşayarak öğrensin’ mantığını sürdürerek müdahalede bulunmaz.
Çocuğa tanınan haklar sayısız, görev ve beklentisi en az düzeydedir.
Aile kimi zaman göz dağı verip, cezalandırır. Fakat hiç bir konuda caydırıcılık söz konusu olmaz.
Anne-baba çocuğun davranışının yanlış olduğunu görse bile ‘özgür olmalı’ anlayışı ile hareket ettiğinden müdahale etmez.
Bu tür tutumlar,genellikle orta yaşın üstünde çocuk sahibi olan ailelerde ya da tek çocuklu ailelerde görülür. Anne babaların bu aşırı hoşgörülü tutumları çocuğun onlara hükmetmesine ve çok az saygı göstermesine neden olur.
Aşırı Hoşgörülü Aile Tutumunun Çocuğun Kişilik Gelişimine Etkileri
Anne-babasına hükmeder ve onlara çok az saygı gösterir.
Bencil ve şımarık olur.Eleştiriye açık değillerdir. Başkaldırıcı olur ve toplum dışı
davranışlar sergiler.Kuralsızlığa alışan çocuklar, okuldaki kurallarla
karşılaşınca okula ve arkadaş çevresine uyum sağlamakta zorluk çekebilirler.
Her istediklerini elde ettiklerinden bir süre sonra yaşadıkları doyumsuzluk ileride zararlı alışkanlıklar edinmelerine sebep olabilir.
3. Aşırı Koruyucu Aile Tutumu
Bu ailelerde anne-babalar çocuğa gereğinden fazla özen gösterip onu denetim altında tutarlar.
Çocuğun başına kötü şeyler gelir diye kendi başına bir şeyler yapmasına izin vermezler.
Çocuğun tüm ihtiyaçları büyükleri tarafından karşılanmaya çalışılır.
Aşırı Koruma Nasıl Olur?
Okul çantasını hazırlamak. Giysilerini seçmek ve giydirmek.Üşütür diye fazlaca giydirmek.Çocuk kendi yiyebilecek yaşta iken annenin
yedirmesi.Gereğinden fazla yemek yedirmek.Okul sevisini her kaçırdığında kendi götürmek.Düşmesine,koşmasına,gözden uzaklaşmasına
izin vermemek.Hata yapmasına izin vermemek,yanlışlarını
fazla ayıplamak.Ailenin tüm yaşamını çocuğun
etrafında,çocuk-odaklı sürdürmesi.Baba çocuk arasındaki iletişime sürekli
müdahale etmek.Aşırı kontrol etmek.
Aşırı Koruyucu Aile Tutumunun Çocuğun Kişilik Gelişimine Etkileri
Çocuğun aşırı bağımlı,ürkek,çekingen ve güvensiz bir kişilik geliştirmesine neden olur.
Çocuğun hatalarının sonucunu yaşayarak öğrenmesine izin verilmez,sorumluluk duygusunun gelişmesi engellenir.
Çocuk ileriki yaşamında karar almakta ve uygulamakta zorluk çekeceği gibi yaşama karşı içinde bir korku oluşturur.
Çocuğun kişiliği gelişmez.İnatçı,istediğini tutturan,mantıksız kavgalar çıkaran,çabuk mutsuz olan bir çocuk ve ileride benzer niteliklere sahip bir yetişkin olur.
Çevresindeki insanlarla iletişim kurmakta güçlük çeker.
Karşılaştığı sorunlarla başa çıkamayacağına inanır ve sürekli hata yapma eğilimi içindedir.
4. Tutarsız Aile Tutumu
Bu ailelerde çocuğun yaptığı bir davranış bazen çok sert bir tepki alabilirken, bazen de çok olumlu karşılanabilmektedir.
Tutarsız anne babanın iki çocuğuna karşı farklı tutumu ya da anne babanın kendi eğitim tarzlarındaki farklı tutumları çocukları olumsuz yönde etkileyebilir.
Tutarsız Aile Tutumunun Çocuğun Kişilik Gelişimine
Etkileri
Bir davranışın kimi zaman ödüllendirilmesi kimi zaman da cezalandırılması çocuğun ne zaman, nerede, ne yapacağını bilememesine yol açar.
Çocuk hangi davranışın nerde ve ne zaman yapılmayacağını kestiremez. Ayrıca yaptığı davranışın doğru olup olmamasından daha çok “Ne zaman yaparsam cezadan kurtulabilirim “ düşüncesiyle ilgilenir.
Kendi görüş ve düşüncelerini aktaramazlar. Çocuk kendini kanıtlamak ve dikkatleri üzerine çekmek için, ürkek, yumuşak huylu,
söz dinleyen ya da kendi benliğini ve bağımsızlığını göstermek için kavgacı, sinirli bir çocuk olabilir.
Zamanla çevrelerindeki insanlara güvenmeyen, her şeyden şüphelenen, kararsız bir kişilik yapısı geliştirebilirler.
5. Mükemmeliyetçi Anne Baba Tutumu
Anne baba çocuğundan her şeyin en iyisini bekler. Kendi gerçekleştiremediği yaşantıları çocuğunun
gerçekleştirmesini ister ve çocuk olduğu gibi kabul edilmez.
Aile, bedensel ve zihinsel yönden beklentileri karşılaması için çocuğu kapasitesinin çok üstünde eğitimlere tabii tutar.
Çocuktan aşırı titizlik ve temizlik beklenir. Kurallar ve kalıplar belirlenir ve çocuğun bunlara mutlaka
uyması beklenir. Çocuğa bütün çocukça davranışlar yasaklanır. Arkadaş
seçimi de aileye aittir.
Mükemmeliyetçi Anne Baba Tutumunun Çocuğun Kişilik Gelişimine Etkileri
Aşırı titiz yada tam tersi dağınık çocuklardır.
Kendilerine güvenleri yoktur.Başarısızlığa uğradıklarında kolayca hayal
kırıklığı yaşarlar. Yanlış yapmaktan korkarlar. Okuldaki sıraları hep derli toplu,ders
aralarında ödev yapan, grup çalışması yapmak gerektiğinde şikayet eden,bir işi tam yapmak için günler öncesinden çalışmaya başlayan çocuklardır.
6. Güven Verici ve Destekleyici Aile Tutumu
Sevgi, saygı, huzur, güven ve şeffaflık olan ailede çocuk tüm yönleriyle kabul edilir.
Anne baba davranışları ile çocuğa uygun birer modeldir, alacağı kararlar konusunda serbest bırakır.
Aile içinde kurallar ve sınırlar herkes için ve hep birlikte belirlenir ve bu sınırlar içinde çocuk özgürdür.
6. Güven Verici ve Destekleyici Aile Tutumu
Kuralların mantıklı açıklaması yapılır. Aile fertlerinin hepsinin eşit söz ve oy hakkı
vardır. Aileyi ilgilendiren kararlar birlikte alınır. Her
konuda çocuğun düşünce ve fikirleri dinlenir. Anne baba birbirlerine ve çocuklarına karşı
olan duygularında net ve açıktır.
Güven Verici ve Destekleyici Anne Baba Tutumunun Çocuğun Kişilik Gelişimine
Etkileri
Sosyalleşmiş, işbirliğine yatkın çocuklardır.
Arkadaş canlısı ve duygusaldırlar.
Sosyal açıdan dengeli ve mutlu bireylerdir.
Özgüvenleri yüksektir, sorumluluk sahibidirler,
Kendine ve başkalarına güvenir.
Yaratıcı ve bağımsızdır,
Kurallara ve otoriteye saygı duyar.
Aile çocuğun doğuştan üyesi olduğu en küçük toplumsal kurumdur. Çocuk ilk toplumsal davranışları, aile üyeleri ile etkileşim kurarak ve onları taklit ederek öğrenir. Aile yaşamının çocuk üzerinde en fazla etkiye sahip yaşantılardan oluştuğunu kabul edersek, aile içi ilişkilerin, çocuk yetiştirme sürecindeki ebeveyn tutum ve yaklaşımlarının, bireyin kişiliğini de nasıl etkileyebileceğini görürüz
Anne ve baba arasında iyi bir ilişkinin olması ailedeki eğitimi etkileyen en önemli sebeplerdendir. Yani;“Çocuğun kendi kendini yöneten, yüksek benlik saygısına sahip, doyumlu bir birey olarak gelişmesi, büyük ölçüde ona sağlanan fırsatlara ve anne-babanın yaklaşımına bağlıdır” (YAVUZER, 1999, s:56).
Anne-baba çocuk ilişkileri ,içinde yaşanılan toplumun etkisi ile şekillenir.Türk aile yapısına bakıldığında genelde otoriter kısıtlayıcı ,aşırı koruyucu ve kontrol edici bir yapının öne çıktığı ve bu yapı içerisinde kurallara uygun davranışların kabul görüp ödüllendirildiği, aktif, sorgulayıcı, atılgan davranışların cezalandırıldığı görülmektedir. Böylelikle toplumumuzda çoğunlukla pasif ve söz dinleyen çocuklar anne-babayla olumlu ilişkiler içerisine girmekte, kendi görüşlerini ifade edebilen aktif ve girişken çocuklar ise çatışma kaynağı olmaktadır. Bu çatışma sonucunda bazen ebeveynler baskın çıkar, çocuk kaybeder, ya da çocuk baskın çıkarak anne babasına kaybettirir. Burada en güzel ve sağlıklı çözüm ,içinde -kaybeden tarafın olmadığı-bir yöntem üretebilmektir.İhtiyaçlar karşılıklı dile yetirilmeli ve sorun iki tarafın kabul edebileceği şekilde çözümlenmelidir.
Önemli olan mükemmel bir anne baba olmak değildir. Bu konuda kendini geliştirme isteğini duyan ve çaba harcayan; yaptığı hataları gördüğünde bunda ısrar etmeyerek, hatadan dönme olgunluğunu gösterebilen ana-baba olabilmektir.
Kaynaklar:1. Çocuk Ve Suç / Doç. Dr. Haluk Yavuzer 2. Bebeklikten Yetişkinliğe Çocuğun Duygusal Sorunları /
Dr. Lee Salk3. ilgaz.meb.gov.tr/rehberlik/113_Aile_ve_Toplum.htm -
28k 4. orgm.meb.gov.tr/Rehberlik/RAM2006/
RAMlardanGELENLER/6bAILE_MODELLERI.ppt –5. www.rehberliknet.net/index.php?pid=182 - 232k – 6. sivasram.googlepages.com/annebabaocukiletiimi.pdf7. web.iyte.edu.tr/sks/Sosyal_Hizmetler/
anne_baba_tutumlari.pps –8. www.psikoloji.gen.tr/ogrenme/index_dosyalar/
egitim.htm - 69k -