Top Banner
12

Editörden - Kontinans Derneği · 2019-02-19 · prolaps cerrahisi ve 6’sı histerektomi + lap sakrokolpopeksi sonrası meş erozyonu olan toplam 36 hasta çalışmaya dahil edilmiştir.

May 15, 2020

Download

Documents

dariahiddleston
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Editörden - Kontinans Derneği · 2019-02-19 · prolaps cerrahisi ve 6’sı histerektomi + lap sakrokolpopeksi sonrası meş erozyonu olan toplam 36 hasta çalışmaya dahil edilmiştir.
Page 2: Editörden - Kontinans Derneği · 2019-02-19 · prolaps cerrahisi ve 6’sı histerektomi + lap sakrokolpopeksi sonrası meş erozyonu olan toplam 36 hasta çalışmaya dahil edilmiştir.

AĞUSTOS 2018İşlevsel Üroloji ve Kadın Ürolojisi Bülteni

Editörden...

İ Ç İ N D E K İ L E R

İmtiyaz Sahibi / Association Owner Dr. Tufan Tarcan

Editör / EditorDr. Aydın Yenilmez

Yardımcı Editörler / Associate Editors

Dr. Naşide MangırDr. Lokman İrkilataDr. Ömer Acar

Yayın Kurulu / Editorial Board

Dr. Tufan Tarcan

Dr. Oktay Demirkesen

Dr. Cüneyd Özkürkçügil

Dr. Aydın Yenilmez

Dr. İlker Şen

Dr. Ömer Gülpınar

Dr. Ali Ersin Zümrütbaş

Yayın İdare Adresi

Atatürk Bulvarı 167/23 Bakanlıklar - Ankara

Tel: 0312 215 85 84

Faks: 0312 215 85 84

E-Posta: [email protected]

Yayın Türü

Yılda 3 kez yayımlanan Yerel Süreli Yayın

Grafik Tasarım ve Uygulama

Molla Gürani Mah. Kaçamak Sk. No: 21 34093 Fındıkzade-İstanbul Tel: +90 212 621 99 25 Faks: +90 212 621 99 27E-posta: [email protected]

Baskı

Özgün Ofset Ticaret Ltd. Şti.Yeşilce Mah. Aytekin Sk. No: 21 34418 - 4. Levent, İstanbul, Turkey Phone: +90 (212) 280 00 09

Değerli Meslektaşlarım,

Bültenimizin bu yılki ikinci sayısında; öncelikle derneğimizin 13 Nisan 2018 tarihinde 8.’si yapılan olağan genel kuruluna yer verilmiştir. Yeni yönetim kurulu seçilmiş ve başkanlığa Dr. Tufan Tarcan getirilmiştir. Önceki yönetim kurullarına derneğimize yaptıkları katkılarından dolayı teşekkür eder, yeni yönetim kuruluna başarılar dileriz.

Artık ülkemizde klasikleşmiş olan LUT Forum toplantılarının 4.’sü 31 Mart 2018 tarihinde İstanbul Dedeman Bostancı Otel’de yapılan toplantı ile gerçekleştirildi. Doç. Dr. Kürşat Zengin “Alt Üriner Sistem Disfonksiyonu ve Pelvik Organ Prolapsusu”, Doç. Dr. Esat Korgalı “Kronik Pelvik Ağrı ve Ağrılı Mesane, Deneysel ve Preklinik Çalışmalar”, Uzm. Dr. Adem Emrah Çoğuplugil ise “Erkek Alt Üriner Sistem Disfonksiyonu” konularında EAU 2018, ICS 2017 ve AUA 2017 kongrelerindeki güncel bilgiler ve seçilen posterlerden oluşan sunumları toplantıda tartışıldı. Özetler sunumu yapan arkadaşlar tarafından kaleme alındı.

Üretra Darlığı kurslarının 2.’si 28 Nisan 2018 tarihinde Ankara’da yapıldı kurs ile ilgili bilgiler Dr. Ömer Gülpınar tarafından bizlere aktarıldı.

Son olarak 29-30 Mart 2018 tarihinde İstanbul Acıbadem Üniversitesi Kerem Aydınlar Kampüsü’nde başarıyla gerçekleşen 3. İşlevsel Üroloji ve Kadın Ürolojisi Robotik Cerrahi kursuna yer verilmiştir.

Sevgi ve Saygılarımla,

Prof. Dr. Aydın Yenilmez

Yazıların içeriğinden ve kaynakların doğruluğundan yazarlar sorumludur. Kontinans Derneği’nin, yılda üç kez yayımlanan süreli yayın organlarıdır. Editör, Yardımcı Editörler, Dergi Sahibi, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü, Yönetim Kurulu ve Yayımcı dergideki hatalardan veya bilgilerin kullanımından doğacak olan sonuçlardan sorumluluk kabul etmez. Kontinans Derneği’nin izni olmadan kopyalanamaz, çoğaltılamaz.

Kontinans Derneği Genel Kurulu Yapıldı

3

3. İşlevsel Üroloji ve Kadın Ürolojisi Robotik Cerrahi Kursu İstanbul’da Yapıldı

112. Üretra Darlığı Kursu Ankara’da Yapıldı

10

LUT FORUM 20184

Page 3: Editörden - Kontinans Derneği · 2019-02-19 · prolaps cerrahisi ve 6’sı histerektomi + lap sakrokolpopeksi sonrası meş erozyonu olan toplam 36 hasta çalışmaya dahil edilmiştir.

İşlevsel Üroloji ve Kadın Ürolojisi Bülteni 3AĞUSTOS 2018

Gündem

Kontinans Derneği Genel Kurulu Yapıldı

Derneğimizin 8. Olağan Genel Kurulu 13 Nisan Cuma günü Ankara’da yapıldı. Yeni yönetim kuruluna Dr. Tufan Tarcan, Dr. Cüneyd Özkürkçügil, Dr. Oktay Demirkesen, Dr. Aydın Yenilmez, Dr. İlker Şen, Dr. Ömer Gülpınar ve Dr. Ali Ersin Zümrütbaş seçilmişlerdir. Önceki yönetim kurullarına derneğimize yaptıkları katkılarından dolayı teşekkür eder, yeni yönetim kuruluna da başarılar dileriz. Yani yönetim kurulunda görev dağılımı şu şekilde olmuştur.

Kontinans Derneği 2018-2020 Yönetim KuruluBaşkan: Tufan Tarcan

Başkan Yardımcısı: Cüneyd Özkürkcügil

Genel Sekreter: İlker Şen

Sayman: Ömer Gülpınar

Yönetim Kurulu Üyesi: Oktay Demirkesen

Yönetim Kurulu Üyesi: Aydın Yenilmez

Yönetim Kurulu Üyesi: Ali Ersin Zümrütbaş

Page 4: Editörden - Kontinans Derneği · 2019-02-19 · prolaps cerrahisi ve 6’sı histerektomi + lap sakrokolpopeksi sonrası meş erozyonu olan toplam 36 hasta çalışmaya dahil edilmiştir.

İşlevsel Üroloji ve Kadın Ürolojisi Bülteni4 AĞUSTOS 2018

LUT FORUM 2018

Alt Üriner Sistem Disfonksiyonu ve POP

ICS 2017’de öne çıkan çalışmalara baktığımızda; Kim ve ark. (P no: 979) aşırı aktif mesane (AAM) ve enflamasyon belirteçlerinin stres üriner inkontinans (SÜİ) ile ilişkisini araştırdığı çalışmada; AAM’si olan hastalarda C-reaktif protein (CRP) ve eristrosit sedimantasyon oranı değerleri saf SÜİ olan hastalara göre daha yüksek bulunmuş ve AAM patofizyolojisinde subklinik enflamasyonun rolünün olabileceği sonucuna varılmıştır. Russell’in (P no: 1057), SUİ tedavisinde holistik yaklaşımın üretral kapanmaya, pelvik taban kuvvetine ve emosyonel hayat kalitesine olumlu

etkisini araştırdığı çalışmada, 27 üriner inkontinanslı kadına, postural düzeltici egzersizler, duygusal sahiplenme ve pelvik taban kas egzersizleri yaptırılmış ve hastaların özgüveninin gelişmesi sağlanarak programı sahiplenmesi amaçlanmıştır. On iki hafta sonunda üriner inkontinans oranlarında %96’lık azalma sağlanmıştır. Yirmi dört hafta daha aynı programa devam etmeleri önerilmiştir. Sonuç olarak, holistik yaklaşım ile hastanın pelvik taban kas egzersizlerini hayat tarzı şeklinde düzenli uygulamasının üriner inkontinans oranları ve buna bağlı sağlık harcamalarının azaltılabileceği vurgulanmıştır. Persu ve ark. (P no: 1067), üriner inkontinansta ped testinin

LUT FORUM 2018

Bu sene 4.’sünü düzenlediğimiz LUT Forum 2018 toplantısı 31 Mart tarihinde İstanbul Dedeman Bostancı

Otel’de yapılan toplantı ile gerçekleştirildi. Dernek başkanımız Prof. Dr. Oktay Demirkesen’in açılış

konuşmasından sonra Doç. Dr. Kürşat Zengin “Alt Üriner Sistem Disfonksiyonu ve Pelvik Organ Prolapsusu

(POP)”, Doç. Dr. Esat Korgalı “Kronik Pelvik Ağrı ve Ağrılı Mesane, Deneysel ve Preklinik Çalışmalar”, Uzm. Dr.

Adem Emrah Çoğuplugil ise “Erkek Alt Üriner Sistem Disfonksiyonu” konularında Avrupa Üroloji Derneği

(EAU) 2018, Uluslararası Kontinans Derneği (ICS) 2017 ve Amerika Üroloji Derneği (AUA) 2017 kongrelerindeki

güncel bilgiler ve seçilen posterlerden oluşan sunumları toplantıda tartışıldı. Oldukça bilimsel ve samimi bir

ortamda gerçekleşen toplantımızda üç değerli meslektaşımızın yapmış olduğu değerli sunumların özetleri

bizzat kendileri tarafından hazırlanarak aşağıda sunulmuştur.

Page 5: Editörden - Kontinans Derneği · 2019-02-19 · prolaps cerrahisi ve 6’sı histerektomi + lap sakrokolpopeksi sonrası meş erozyonu olan toplam 36 hasta çalışmaya dahil edilmiştir.

İşlevsel Üroloji ve Kadın Ürolojisi Bülteni 5AĞUSTOS 2018

LUT FORUM 2018

güvenirliğinin araştırdığı, 20 kadın ve 10 erkek hastanın dahil edildiği çalışmada, XL ebatta ve maksimum 230 cc sıvı tutabilen emici ped kullanılmıştır. Ped değişim süresi tamamen hastaya bırakılmış ve ped değişim anında peddeki sıvı tartı kullanılarak ölçülmüştür. Tartılan pedlerde, kadın hastalarda 10-230 cc, erkek hastalarda ise 50-230 cc idrar olduğu saptanmıştır. Sonuç olarak hastanın günlük ped değişim sayısının ne kadar idrar kaçırdığını objektif olarak göstermeyeceği bildirilmiştir. Frederice ve ark. (P no: 1038), primipar kadınlardaki doğum şekli ile, stres ve urge inkontinans arasındaki ilişkinin araştırıldığı çalışmada ilk gebelik yaşı 18-35 olan 73 kadın, normal doğum+epizyotomi, elektif C/S ve endikasyon dahilinde C/S olarak 3 gruba ayrılmıştır. Urge inkontinans, normal yolla doğumda rakamsal olarak daha fazla görülse de istatistiksel açıdan anlamlı fark saptanmamıştır. Constantini ve ark. (P no: 826), meş erezyonuna maruz kalan asemptomatik hastalarda, bekle ve gör anlayışının iyi bir seçenek olabileceğini öngördüğü araştırmada, ciddi semptomu olmayan 3’ü transobturator tape (TOT), 27’si vajinal prolaps cerrahisi ve 6’sı histerektomi + lap sakrokolpopeksi sonrası meş erozyonu olan toplam 36 hasta çalışmaya dahil edilmiştir. Hastalara 1 aylık lokal östrojen tedavisi sonrasında ilk bir yıl 3 ayda bir, daha sonra 6 ayda bir takip edilmiş. Cinsel açıdan aktif olan 20 kadının sadece 5’inde sporadik vajinal kanama izlenmiş, ancak bu ne hastalar açısından ne de partnerleri açısından rahatsız edici bulunmamıştır. Sonuç olarak meş erozyonu olan hastalarda hastayı rahtsız eden semptom yokluğunda düzenli aralıklarla hastayı takip etmenin bir yöntem olabileceği savunulmuştur. Ramos ve ark. (P no: 831), stres ve mikst üriner inkontinansı (MUİ)

olan hastaların US kayıtları retrospektif olarak incelenmiş. MUİ olan hastalarda anlamlı olarak mesane boynu açıklığı daha fazla izlenmiştir. Bu durumda üretraya geçen idrarın refleks kasılma mekanizmasını tetikleyerek urge inkontinans gelişmesine neden olduğu savunulmuştur. Bekarma ve ark. (P no: 1053), transüretral hidrojel (bulkamid®) enjeksiyonunun SUİ hastalardaki etkisinin araştırdığı çalışmada ürodinamik olarak kanıtlanmış 23 SUİ ve 20 MUİ’si olan hasta dahil edilmiştir. Otuz iki hasta ilk enjeksiyondan sonra, 3 hastada ise ikinci enjeksiyondan sonra başarı sağlanmıştır. Üç hastada akut üriner retansiyon gelişmiş ancak düzenli TAK kullanımı ile kısa süre sonra spontan miksiyon geri dönmüştür. Gallego ve ark. (P no: 1070), POP cerrahi tedavisinde vajinal yaklaşımla meş koyulması ve laparoskopik sakrokolpopeksinin komplikasyonlarının araştırıldığı çalışmada 75 hastaya vajinal yaklaşımla meş konulmuş ve 138 hastaya ise laparoskopik sakrokopopeksi işlemi uygulanmıştır. Sonuç olarak peroperatif ve postoperatif komplikasyonlar laparoskopik sakrokolpopeksi uygulanan grupta daha fazla olmasına rağmen meşe bağlı komplikasyonların vajinal uygulamalardan sonra daha fazla karşılaşıldığı rapor edilmiştir. Hung (P no: 909), miniTOT sonrası gelişen mesane çıkım obstrüksiyonunda yazarın kendi tarif ettiği teyp elongasyonu tekniği uygulanmış ve hem obstrüksiyon hem de inkontinans sonuçları açısından hastalar değerlendirilmiştir. Tarif edilen teknikte yazar meşi midüretral seviyeden kesmiş ve teybi uzatmak için polipropilen meş eklemiştir. Yirmi dört ay takip sonunda 12 hastanın hiçbirinde mesane çıkım obstrüksiyonu izlenmemiş sadece bir tanesinde SUI nüks etmiştir. Wu ve ark. (P no: 1093), laparoskopik sakrokolpopeksi operasyonu

Dr. Adem Emrah Çoğuplugil

Page 6: Editörden - Kontinans Derneği · 2019-02-19 · prolaps cerrahisi ve 6’sı histerektomi + lap sakrokolpopeksi sonrası meş erozyonu olan toplam 36 hasta çalışmaya dahil edilmiştir.

İşlevsel Üroloji ve Kadın Ürolojisi Bülteni6 AĞUSTOS 2018

LUT FORUM 2018

sonrası meşe bağlı gelişen adheziv ileus komplikasyonunu rapor ettikleri olgu sunumunda, ileus nedenini meşin retroperitoneal alandan intraperitoneal alana migrasyonuna bağlamışlardır. Laprosokoik sakrokolpopekside meşe bağlı komplikasyonların nadir olmasına rağmen, meşin tamamen periton ile örtülmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Lavelle (P no: 1028) ise antikolinerjik tedaviye dirençli yüksek basınçlı detrusor aşırı aktivitesi (DAA) olan inkontinanslı hastalarda Botulinum toksin A’nın tedavi sonuçlarını sunmuştur. Detrusor basıncı ürodinami esnasında 40 cm su üzerine çıkan hastalar yüksek basınçlı olarak kabul edilmiş. Hastalara 100 ya da 200 IU botox enjeksiyonu yapılmış ve birinci ayın sonunda hiçbir hastada inkontinans izlenmemiş. Sadece 2 hastada geçici TAK uygulanmasını gerektiren üriner retansiyon görülmüş. Botox etkinliğinin ise ortalama 8,4 ay sürdüğü rapor edilmiştir. Choi D ve ark. (P no: 786), 4 haftalık mirabegron tedavisine yanıt alınamayan AAM hastalarına düşük doz antimuskarinik eklenmesinin tedavi sonuçlarına etkisini araştırmışlardır. 50 mg mirabegron tedavisine 10 mg propiverin eklenen 30 hastada, semptomların düzeldiği saptanmış olup hiçbir hastada akut üriner retansiyon gelişmemiş ve sadece 3 hastada ağız kuruluğu rapor edilmiştir. Tutolo ve ark. (P no: 870), botulunium toksin uygulanan nörojenik ve idiyopatik AAM’li hastaların tedaviye devam oranları ve devam etmeme nedenlerini araştırmıştır. Beş yıl sonunda tedaviye devam oranları nörojenik detrüsör aşırı aktivitesi (NDO)’da %16,5 ve idiyopatik DAA’da %20 olarak bulunmuştur. Tedaviye devam etmeme nedenleri; primer başarısızlık, sekonder başarısızlık ve komplikasyonlar olarak sıralanmıştır. NDO grubunda, işlem öncesi TAK başlanması ve 50 yaş üzeri olmak tedavi devamını sağlayan parametreler olarak bulunmuştur.

EAU 2017’de öne çıkan çalışmalara baktığımızda; Smith ve Clarke’ınn yaptığı çalışmada (P no: 248), AAM’li hastalarda botoks enjeksiyonu öncesi ürodinamik çalışmanın gerekliliğini değerlendirmişler. Ürodinami yapılan hastaların %53 ünde DAA saptanmış ve bu grupta DAA’sı gösterilen ve gösterilemeyen hastalarda başarı oranı benzer bulunmuştur (%80 ve %79). Ürodinami işleminin botoks öncesinde yapılmasının tedavi başarısını etkilemediği rapor edilmiştir. Benamar ve ark. (P no: 1187), ürodinamik olarak SUİ varlığı kanıtlanmış inkontinan hastalarda ve SUİ komponenti baskın MUİ’li hastalarda mesane boynu artifisyel üriner sfinkter (AUS) uygulamasının sonuçlarını paylaşmışlardır. Ortalama yaş 50,5 olan 50 kadın hastaya AUS takılmış. %6 oranında enfeksiyon ve %16 oranında erozyon geliştiği için 11 (%22) hastada AUS çıkartılmış. Geri kalan %78 hastada %85 kuruluk ve %10 oranında semptomlarda iyileşme görülmüştür.

AUA 2017’de öne çıkan çalışmalara baktığımızda; Kajikava ve ark. (PD 26-08), 2013-2016 yılları arasında antikolinerjik ve mirabegron kullanan 1917 hastanın

tedaviye devam oranlarını araştırmış. Tedaviye devam oranları mirabegronda %41 ve 231 gün ile en yüksek iken, oksibutininin de %17,4 ve 112 gün ile en düşük bulunmuştur. Mirabegrondan sonra en yüksek devam oranları sırasıyla solifenasin (%35,9) ve imidafenasin (%31,6) kullanan hastalarda izlenmiş. Carr ve ark. (PD 50-08), SUİ için cerrahi geçirmiş ve fayda görmeyen hastalarda Autologous Muscle Derived Cells-Urethral Sphincter Repair (AMDC-USR) kullanımını araştırmışlar. Prosedür olarak ise hastaların quadriceps femoris kasından örnek alınmış, hücre kültüründe üretilmiş ve bu üretilen doku değişen oranlarda sfinktere enjekte edilmiş, sonuçlar ise placebo grubu ile kıyaslanmış. Çalışmada, idrar kaçırma oranlarında anlamlı derecede azalma sağlandığı görülmüş ve AMDC-USR’nin cerrahi sonrası SUİ’si devam eden kadınlarda etkili bir tedavi seçeneği olabileceği yönünde görüş bildirilmiştir. Dray ve ark. (MP 40-10), midüretralsling operasyonu başarısız olan 73 hastaya kurtarma tedavisi olarak enjeksiyon uygulamışlar. Yüksek skorların kötü kontinans düzeyini ifade eden Michigan inkontinans semptom indeksi (M-ISI) kullanılmış. %24,7 hastada total kür, %67,1 hastada kısmi iyleşme görülmüş. Hastaların %32,9’unda ise anlamlı fayda sağlanamamış. %75,3 hastada nihai sonuç için birden fazla enjeksiyon gerekmiş. M-ISI skorları pre-op 23,1-5,2; post-op ise 18,9-4,2 olarak saptanmış. Chermansky ve ark. (PD 54-07), botoks uygulanan hastalarda micro-RNA’lar ile post-miksiyonel rezidü (PMR) idrar arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmasında, 100 ünite botulinium toksini uygulaması öncesinde aynı seansta mesaneden punch biyopsi alınmış. Enjeksiyon sonrası düşük PMR’li hastalarda miR 221 oranı 11 kat, miR 125b oranı ise 2 kat fazla bulunmuştur. Nerve growth factor düzeylerinde ise PMR açısından anlamlı fark bulunamamıştır. Hwnag ve ark. (MP 63-11), POP-Q sistemine göre evre 3 ve evre 4 POP’si olan 105 hastada occult SUI (prolapsus redükte edildikten sonra olan SÜİ) ürodinami ve fizik muayene bulguları açısından kıyaslanmış ve ürodinaminin gerekliliği sorgulanmıştır. Anterior ve posterior POP’u olan hastalarda occult SUI riski daha fazla bulunmuştur. Occult SUI tanısı için fizik muayene ve ürodinaminin benzer tanı koyma oranına sahip olduğu gösterilmiştir. Kim ve ark. (PD 50-07), düşük testosteron düzeylerinin SUI ve MUI için risk faktörü olup olmadığını değerlendirdikleri çalışmada, serum testosteron düzeyi ile tüm inkontinans tipleri arasında anlamlı ters korelasyon saptanmış, ancak yaşa göre tekrar hesaplama yapıldığında düşük testosteron oranı ile sadece SUI ve MUI arasında anlamlı ters korelasyon olduğu görülmüştür. Oliver ve ark. (PD 50-06), midüretral sling ile tedavi edilen SUI hastalarında sling yerleşiminin cerrahi başarısı üzerine etkisini araştırdıkları çalışmada meş pozisyonu US kullanılarak değerlendirilmiş. Meş yerleşimi distal, proksimal ya da midüretral olarak gruplara ayrılmıştır. Sonuç olarak meş pozisyonu ile SUI açısından cerrahi başarı düzeyi arasında fark saptanmamıştır.

Dr. Kürşat Zengin

Page 7: Editörden - Kontinans Derneği · 2019-02-19 · prolaps cerrahisi ve 6’sı histerektomi + lap sakrokolpopeksi sonrası meş erozyonu olan toplam 36 hasta çalışmaya dahil edilmiştir.

İşlevsel Üroloji ve Kadın Ürolojisi Bülteni 7AĞUSTOS 2018

LUT FORUM 2018

Kronik Pelvik Ağrı ve Ağrılı Mesane, Deneysel ve Preklinik Çalışmalar

AUA 2017 de sununlan ilgi çekici çalışmalardan; Walker ve ark. çalışmalarında düşük mesane kapasiteli Mesane Ağrısı sendromu/interstisyel sistit (MAS/İS) olan hastalararın mukozal gen ekspresyon profilleri, normal mesane kapasitesine sahip hastalarla ve kontrol grubu ile karşılaştırdıklarında mukozal gen ekspresyon profillerini tüm gruplar arasında anlamlı farklı olarak saptamışlardır. Bu bulgulara göre MAS/İS olan hastaların subfenotip gruplarının klinikle birlikte değerlendirilerek yeni tedavi yolları geliştirilebileceği öne sürülmüştür. Rui Pinto ve ark. MAS Hastalarının tedavisinde 100 iü botoxun intratrigonal enjeksiyon uygulamasını plasebo ile karşılaştırmalı olarak değerlendirmişler ve visual analog skala skorlarında botox grubunda anlamlı iyileşme sağlanmış, yaşam kalitesi skorları ve işeme sayılarında anlamlı iyileşme sağlanmış. Ayrıca intra trigonal enjeksiyona rağmen işeme disfonksiyonu ve glob gelişimi gözlenmemiş. Allen-Brady ve ark. MAS hastalarında genetik geçişi araştırdıkları çalışmalarında MAS genetik geçiş olasılığının yüksek olduğu düşünülen ailelerde 3. kromozom anomalilerinin MAS’nin genetik geçişinde bir rol oynayabileceği öne sürülmüştür. Koslov ve ark. MAS nedeni ile sistektomi uygulanan hasta grubunda sistektomi sonrası uzun dönem narkotik ihtiyacını araştırmışlar ve MAS hastalarında sistektomi sonrası hastaların %78’inde narkotik tedavi ihtiyacının devam ettiğinin ancak yeterli ağrı kontrolü için gerekli ilaç dozunun yarı yarıya azaldığını saptamışlardır. Kirk ve ark. İS hastalarında tekrarlayan hidrodistansiyonunun etkilerini araştırdıkları çalışmalarında, tekrarlayan hidrodistansiyon uygulamalarının mesane kapasitesinde azalmaya neden olmadığını ve bu hasta grubunda yeni ülser gelişiminin oldukça nadir olduğunu tespit etmişler. Hidrodistansiyon uygulamasının yaşam kalitesi ve semptom kontrolünde etkin, düşük komplikasyon oranları ile güvenilir bir yöntem olduğunu belirtmişlerdir. Kronik skrotal ağrı tedavisinde mikroskobik kord denervasyonu cerrahisi 2 ayrı yazar tarafından ele alınmış ve kronik medikal tedaviye dirençli orşialji olgularında bu cerrahi yöntem yüksek başarı ve düşük komplikasyon oranları ile bir tedavi alternatifi olarak sunulmuştur. Singh ve ark. kronik pelvik ağrı/ kronik prostatit tedavisinde PDE5 inhibitörlerinin etkisini araştırdıkları randomize kontrollü çalışmalarında 6 haftalık tedavi sonucunda PDE5 inhibitörleri kullanan grupta kronik prostatit semptom indeksi skoru ve İPSS skorlarında anlamlı azalma, ayrıca İPSS yaşam kalitesi skorunda anlamlı iyileşme saptamışlar. Bunun yanı sıra IIEF skorlarında da anlamlı artış göstermişlerdir. El Abiad ve ark. Dirençli Kronik Pelvik Ağrı sendromu tanılı erkek hastalarda transkutaneoz elektriksel sinir uyarısı (TENS) tedavisi uygulamalarını prospektif bir çalışma ile sunmuşlar ve sonuç olarak 12 haftalık TENS tedavisi sonrasında %62 oranında subjektif, %33 oranında da objektif iyileşme ve

ayrıca yaşam kalitesi ve üriner semptomlarda da anlamlı iyileşme bildirmişlerdir.

EAU 2017 Kongresinde sunulan ilgi çekici çalışmalardan; Matos ve ark. sudan kaçınma stresi uygulayarak oluşturdukları deneysel MAS modelinde idrar noradrenalin düzeyi, sistometrik ölçümleri ve ağrı eşiği düzeylerini değerlendirerek ağrı oluşumunda alfa adrenerjik reseptörlerin uyarılmasının rolünü göstermişler ve alfa adrenerjik reseptör blokeri olan silodosinin de parametrelerde iyileşme sağladığını öne sürmüşlerdir. Bu bulgularda silodosinin de MAS hastalarında alternatif tedavi seçeneği olabileceğini bu konuda klinik çalışmaların gerekli olduğunu belirtmişlerdir. Gubiotti ve ark. nonürolojik MAS tedavisinde uzun salınımlı Quetiapin fumarat (seroquel XR) tedavisinin etkilerini araştıran çalışmalarında bu tedavinin kısa süreli izlemde ağrı, sıkışma ve ICSI skorlarında anlamlı iyileşme sağladığı, bunu nöral upregülasyonu ve nöropatiiyi düzenleyerek sağlayabileceğini ifade etmişlerdir. Vargas ve ark. MAS/İS hastalarının yaşam kalitesini iyileştirmede Botilinum Toksin A’nın etkinliği üzerine derleme çalışması yapmışlar ve değerlendirme kriterlerine uyan sadece 3 çalışma bulmuşlar. Sonuç olarak da MAS/İS hastalarında Botilinum Toksin A’nın yaşam kalitesini olumlu etkilediğine dair yeterli veri olmadığını belirtmişlerdir. Yazarlar bu çalışmalarını ICS 2017’de de aynı sonuçla bildiri olarak sunmuşlardır. EAU 2018 kongresinde Aboyan ve ark. MAS/İS tanılı hastalarda sadece intravezikal hyaluronik asit uygulaması ile aynı uygulamanın oral kondroitin sülfatla kombinasyonunun karşılaştırdıkları çalışmalarında kombinasyon tedavisi uygulanan hasta grubunda VAS, ICSI, ICPI skorlarındaki iyileşme ve miksiyon sayısında azalma

Dr. Kürşad Zengin

Page 8: Editörden - Kontinans Derneği · 2019-02-19 · prolaps cerrahisi ve 6’sı histerektomi + lap sakrokolpopeksi sonrası meş erozyonu olan toplam 36 hasta çalışmaya dahil edilmiştir.

İşlevsel Üroloji ve Kadın Ürolojisi Bülteni8 AĞUSTOS 2018

LUT FORUM 2018

monoterapi grubuna göre daha iyi olarak gözlemişler; sonuç olarak bu hastalarda kombinasyon tedavisi monoterapiye göre daha etkin ve güvenilir olduğunu bildirmişlerdir.

ICS 2017 Kongresinde sunulan ilgi çekici çalışmalardan; Miyata ve ark. MAS/İS hastalarında enflamatuvar marker olan CRP’nin anlamını araştıran çalışmalarını sunmuşlardır. Bu çalışmanın sonucu olarak sistoskopi sırasında net olarak hunner ülseri tanısı koyulamayan durumlarda preoperatif CRP değerinin ülser tanısını destekleyen bir parametre olarak kullanılabileceğini öne sürmüşlerdir. Lemos ve ark. dirençli pudendal ağrı ve pelvik taban disfonksiyonu olan ve intrapelvik sinir tuzaklanması tanısı koydukları 50 hastanın retrospektif değerlendirmesini sundukları çalışmalarında; intrapelvik sinir tuzaklanmasının bu hasta grubunda çok iyi bilinmediği için tanıda akla gelmediğini bu konuda bilincin arttırılması ile hastaların zamanında ve gereksiz tedavilerden kaçınarak başarılı bir şekilde tedavi edilebileceklerini bildirmişlerdir. Wang’ın ratlarda kapsaisinle oluşturduğu deneysel prostatit modelinde düşük enerjili şok dalga tedavisinin enflamatuvar molekülleri inhibe ettiği ve prostatik ağrıyı baskıladığı bu etkisini COX-2 ve TNF-α üretimini baskılayarak sağladığını sunmuşlardır. Faty ve ark. sıkışma tipi idrar kaçırması olan kadınların pelvik MRG bulgularını sundukları çalışmalarında uterosakral ligament uzunluğu ile sıkışma tipi idrar kaçırma arasında bir korelasyon saptamışlar ve sıkışma tipi idrar kaçırması olan hasta grubunda vajinal apeksin daha aşağı yerleşimli olduğunu bildirmişlerdir. Kulmann ve ark. en iyi klinik olmayan çalışma ödülünü de alan çalışmalarında MAS/İS hastalarında hafıza vücut ilişkisinin otonomik ve mitokondrial disfonksiyonun anahtar rol oynadığını öne sürmüşler. Kronik stressin bu hasta grubunda sempatik ve

mitokondrial disregülasyon ile kompleks ürotelyal hücre iletim ağını etkileyerek semptomların oluşmasına neden olduğunu, ileride geliştirilebilecek mitokondriye yönelik tedavilerin fonksiyonel ağrı bozukluklarının tedavisinde bir alternatif olarak değerlendirilebileceğini öne sürmüşlerdir.

Dr. Esat Korğalı

Erkek Alt Üriner Sistem Disfonksiyonu

2017 ICS kongresinde; benign prostat hiperplazisi (BPH) ve depolama semptomları olan hastalarda B3 adrenoseptör (AR), PDE5 inhibitörü, alfa blokör ve antikolinerjik kullanımı hakkında birçok çalışma sunulmuştur. Hashimoto ve ark. (PD 271), 2 yıldır dutasterid alan 47 BPH hastasında dutasterid tedavisinin geri çekilmesi hakkında bir bildiri sunmuştur. Sonuç olarak IPSS skorlarında anlamlı bozulma olmadığı ve dutasterid geri çekilmesinin uygulanabileceği bildirilmiştir. Suzuki ve ark. (PD 272) sunduğu in vitro çalışmada BPH’da β-AR agonistlerinin hiçbiri gevşetici veya inhibitör etki göstermediği ve Β3-AR agonistlerinin BPH’si olmayan erkek hastalarda kullanılabileceği bildirilmiştir. Kim ve ark. (PD 273) sunduğu faz 4 çalışmada ise erkek AAM hastalarında 12 hafta boyunca 50 mg/gün mirabegron kullanımının plaseboyla karşılaştırıldığında, önemli bir yan etki meydana getirmeden semptomatik iyileşme sağladığı bildirilmiştir. Sakalis ve ark. (PD 274) tamsulosin tedavisinin prostat perfüzyonunu pozitif etkilediğini ancak solifenasin tedavisinin negatif etkilediğini gösteren bir çalışma sunmuştur. Matsukawa ve ark. (PD 275) ürodinami uyguladıkları ve hiç tedavi almamış 80 BPH hastasına 12 hafta 5 mg/gün tadalafil vermiş ve tadalafilin mesane çıkım tıkanıklığı dahil objektif ve subjektif iyileşme sağladığını

Dr. Esat Korğalı

Page 9: Editörden - Kontinans Derneği · 2019-02-19 · prolaps cerrahisi ve 6’sı histerektomi + lap sakrokolpopeksi sonrası meş erozyonu olan toplam 36 hasta çalışmaya dahil edilmiştir.

İşlevsel Üroloji ve Kadın Ürolojisi Bülteni 9AĞUSTOS 2018

LUT FORUM 2018

göstermiştir. Ayrıca BPH cerrahi tedavisinde HOLEP tekniği ile ilgili çeşitli çalışmalar sunulmuştur. Shim ve ark. (PD 279) preoperatif yüksek IPSS değerinin daha iyi tedavi sonucu elde edileceğini düşündürdüğünü bildirmiştir. Shin ve ark. (PD 280) 32 evre ≥cT3 prostat kanseri hastasına HOLEP uygulamış ve HOLEP’in ileri evre prostat kanserinin palyatif tedavisinde güvenli ve etkili bir yöntem olabileceğini bildirmiştir. Yoo ve ark. (PD 281) BPH hastalarında mesane içi prostat protrüzyonu >10 mm ise daha iyi HOLEP sonuçları beklenebileceğini belirtmiştir. Hem ICS (PD 518) hem de EAU 2017’de (399) sunulan bir bildiride Matsuo ve ark. üriner semptomları ve özellikle de noktürisi olan ve aşırı tuz tüketen hastalar için tuz kısıtlamasının bir tedavi seçeneği olarak düşünülebileceğini belirtmiştir. Sievert ve ark. (PD 482) BPH tedavisinde minimal invaziv bir yöntem olan prostatik üretral kaldırma (PUK) yönteminin semptomatik BPH’yi hafifletebilen yeni ve umut verici bir teknik olduğunu bildirmiştir. Gotoh ve ark. (PD 489) iyatrojenik kalıcı stres idrar kaçırması olan 14 erkek hastaya periüretral adipoz türevli rejeneratif hücre enjeksiyonu yapmış ve bu yöntemin kalıcı etkisi olduğunu bildirmiştir.

2017 EAU kongresinde; BPH cerrahi tedavisinde yeni minimal invaziv teknikler, BPH ve kardiyovasküler risk ilişkisi, AÜSD medikal tedavisi hakkında çeşitli çalışmalar sunulmuştur. Ene ve ark. (110) BPH’de dutasterid tedavisi ve antioksidan dengesi hakkında bir çalışma sunmuş ve dutasterid tedavisi ile dihidrotestosteron üretimindeki azalmanın antioksidan durumun normalleşmesinde ve pro-oksidan faktör aktivitesinin azalmasında önemli rol oynadığını belirtmiştir. Gupta ve ark. (301) BPH cerrahi tedavisinde konvektif radyofrekans termal tedavisinin semptomlarda hızlı ve sürdürülebilir düzelme sağladığını bildirmiştir. Yee ve ark. (406) alt üriner sistem semptomlarının (AÜSS) şiddetinin ve depolama semptomlarının total kolesterol seviyesi ve yaş ile birlikte önemli ölçüde arttığını bildirmiştir. Lin ve ark. (543) statin kullanan hastaların TURP geçirme açısından daha düşük riske sahip olduğunu belirtmiştir. Morgia ve ark. (535) AÜSS/BPH hastalarında 6 ay boyunca uygulanan serona repens+selenyum+likopen tedavisinin klinik etkinlik bakımından tadalafil 5 mg tedavisi ile eşdeğer olduğu ve hatta daha az yan etki gösterdiğini bildirmiştir. Matsukawa ve ark. (544) AAM ile komplike olan BPH hastalarında, silodosin+fesoterodin ve silodosin+mirabegron ile kombinasyon tedavisinin subjektif semptomları ve aynı zamanda depolama fonksiyonu ve mesane çıkım tıkanıklığını anlamlı oranda iyileştirdiğini bildirmiştir.

2018 EAU kongresinde; Matsukawa ve ark. (185) AÜSS olan BPH hastalarında tedavi öncesi düşük total testosteron seviyesinin IPSS iyileşmesi ve mesane çıkım tıkanıklığı açısından terapötik başarısızlık ile ilişkili olduğunu ve total testosteron için optimal eşik değerin 4,5 ng/mL olarak belirlendiğini bildirmiştir. Roehrborn ve ark. (716) BPH’ye

bağlı orta-ağır AÜSS’si olan hastalarda su ablasyonu kullanılarak uygulanan prostat rezeksiyonunun TURP ile eşdeğer etkiye sahip olup daha düşük retrograde ejakülasyon riski gösterdiğini belirtmiştir. Porpiglia ve ark. (717) geçici yerleştirilen nitinol cihazının (TIND-Meditate) BPH’ye bağlı AÜSS tedavisinde güvenli bir minimal invaziv seçenek olduğunu ve 3 yıllık takipte bile semptomlarda anlamlı azalma sağladığını belirtmiştir. Mollengarden ve ark. (722) radyofrekans termal tedavinin BPH semptomlarında ve akım hızında orta düzeyde iyileşme sağlayan minimal invaziv bir tedavi seçeneği olduğunu sunmuştur. Åkerla ve ark. (1083) üriner sıkışması olan 50 yaşın üzerindeki erkeklerde ilk basamak tedavilerin etkinliği ile spontan remisyonun eşit olduğunu bildirmiştir. Haider ve ark. (1089) hipogonadal erkeklerdeki testosteron replasmanının orta şiddetteki AÜSS’yi düzelttiğini ve uzun süre üriner fonksiyonu koruduğunu bildirmiştir. Nygård ve ark. (1129) insülin kullanımının daha yüksek BPH riski ile ilişkili olduğunu ve bu bulgunun BPH gelişiminde bir risk faktörü olarak hiperinsülineminin rolünü desteklediğini belirtmiştir. Strini ve ark. (1188) ayarlanabilir transobturator erkek sisteminin (ATOMS®; A.M.I. Feldkirch, Austria) postprostatektomik idrar kaçırmada anlamlı düzelme ve yüksek yaşam kalitesi sağladığını bildirmiştir.

2017 AUA kongresinde; Costa ve ark. (PD 26-05) yaşlı erkeklerdeki ciddi pelvik iskeminin AÜSS ve kronik nörojenik mesane enflamasyonunda anlamlı artış ile ilişkili olduğunu bildirmiştir. Hirasawa ve ark. (PD 23-02) lazer prostat enükleasyonuna alternatif bir yöntem olarak bipolar prostat enükleasyonu tekniği hakkındaki çalışmasını sunmuş ve bipolar enükleasyonun BPH’li hastalarda adenomatöz prostat dokusunun tamamen çıkarılması için etkili ve güvenli bir alternatif enükleasyon tekniği olduğunu bildirmiştir. Roehrborn ve ark. (PD 23-10) BPH tedavisinde radyofrekans termal tedavisinin cinsel fonksiyonları koruduğunu ve cerrahi istemeyen orta/ciddi BPH hastalarına iyi bir minimal invaziv tedavi seçeneği sunduğunu belirtmiştir. Gilling ve ark. (PD 23-11) semptomatik BPH tedavisinde su ablasyonunun orta dönem etkinlik ve güvenliğini destekleyen kanıtlar sağladığını gösteren faz 2 çalışmalarını sunmuştur. Roehrborn ve ark. (PD 27-01) [bu çalışma aynı zamanda 2017 EAU (192); ve 2018 EAU’da (721) sunulmuştur] BPH’ye bağlı semptomları iyileştirmede prostatik üretral kaldırma tekniğinin AÜSS’yi ve Qmaks’ı kalıcı olarak düzeltirken seksüel fonksiyonları da koruyan minimal invaziv bir teknik olduğunu belirtmiştir. Porpiglia ve ark. (PD 27-03) geçici yerleştirilen nitinol cihazının (TIND-Meditate) BPH’ye bağlı AÜSS için kısa dönemde güvenli ve etkili bir minimal invaziv tedavi seçeneği olduğunu bildirmiştir.

Dr. Adem Emrah Çoğuplugil

Page 10: Editörden - Kontinans Derneği · 2019-02-19 · prolaps cerrahisi ve 6’sı histerektomi + lap sakrokolpopeksi sonrası meş erozyonu olan toplam 36 hasta çalışmaya dahil edilmiştir.

2. Üretra Darlığı Kursu Ankara’da Yapıldı

2. Üretra Darlığı Kursu Ankara’da Yapıldı

Kontinans derneğinin düzenlediği “Üretra Darlığı Terdavisi” kurslarının 2. si 27 Nisan 2018’de Ankara’da gerçekleştirildi. Prof. Dr. Bülent Alıcı, Prof. Dr. Zafer Aybek, Prof. Dr. Oktay Demirkesen ve Doç. Dr. Ömer Gülpınar’ın konuşmacı olarak katıldığı kurstda üretra darlığı anatomi, patofizyoloji endoskopik ve açık cerrahi konu başlıkları altında ayrıntılı olarak olgular ve videolar eşliğinde tartışıldı. Geçen yıldan farklı olarak kadın üretra darlığı tanı ve tedavisi de ayrı bir konu başlığı olarak bu yılki kursa eklendi. İnteraktif bir ortamda yapılması ile de katılımcıların çok yaralandığı bir kurs oldu.

Dr. Ömer Gülpınar

Üretra – idrar kanallarında en son kısımdır. Erkeklerde 24-26 cm, Kadınlarda yaklaşık olarak 4 cm uzunluğundadır. İdrarın vücut dışına atıldığı en son tübüler yapıdır.

Üretra darlığı neden oluşur: Sonda, travma, geçirilmiş ameliyatlar ya da bazen enfeksiyonlar sonrası üretrada darlık oluşabilir.

İşlevsel Üroloji ve Kadın Ürolojisi Bülteni10 AĞUSTOS 2018

Page 11: Editörden - Kontinans Derneği · 2019-02-19 · prolaps cerrahisi ve 6’sı histerektomi + lap sakrokolpopeksi sonrası meş erozyonu olan toplam 36 hasta çalışmaya dahil edilmiştir.

3. İşlevsel Üroloji ve Kadın Ürolojisi Robotik Cerrahi Kursu İstanbul’da Yapıldı

3. İşlevsel Üroloji ve Kadın Ürolojisi Robotik Cerrahi Kursu İstanbul’da Yapıldı3. İşlevsel Üroloji ve Kadın Ürolojisi Robotik Cerrahi Kursu İstanbul Acıbadem Üniversitesi Kerem Aydınlar Kampüsü’nde “29-30 Mart 2018 tarihinde” başarıyla gerçekleştirildi. Kontinans Derneği Başkanı Prof. Dr. Oktay Demirkesen: Bugüne kadar 30 kişiye kurs verildiğini belirtti. Bu programda desteği bulunan başta kurs eğiticileri olmak üzere herkese teşekkür etti. Ürolojik bir çok konuda olduğu gibi İşlevsel Üroloji ve Kadın Ürolojisi’nde de yeri olan robotik uygulamalar konusunda eğitimin önemine dikkat çekti.

İşlevsel Üroloji ve Kadın Ürolojisi Bülteni 11AĞUSTOS 2018

Page 12: Editörden - Kontinans Derneği · 2019-02-19 · prolaps cerrahisi ve 6’sı histerektomi + lap sakrokolpopeksi sonrası meş erozyonu olan toplam 36 hasta çalışmaya dahil edilmiştir.

ZAMANSIZ GELEN İHTİYAÇH A Y A T T A NALIKOYMASIN

MIC

SR

/B-2

018Q

3-02

KISA ÜRÜN BİLGİSİ BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI: MICTONORM® SR 30 mg Sürekli Salınım Kapsül ETKİN MADDE: Her bir kapsül 27.28 mg propiverine eşdeğer 30 mg propiverin hidroklorür içerir. ENDİKASYONLARI: Aşırı aktif mesaneye bağlı ani idrar sıkışması ve sık idrara çıkma ve/veya idrar tutamama problemlerinin semptomatik tedavisinde. POZOLOJİ: Yetişkinlerde günde bir kapsül (30 mg propiverin hidroklorür) oral kullanım içindir. Kapsülleri kırmayınız veya çiğnemeyiniz. Böbrek yetmezliği: Hafif ve orta derecede böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekmektedir. Karaciğer yetmezliği: Hafif karaciğer yetmezliği olanlarda doz ayarlaması gerekmemektedir. Orta ve ağır karaciğer yetmezliği olanlarda kullanımı önerilmemektedir. Pediyatrik popülasyon: Çocuklarda kullanılmamalıdır. Geriyatrik popülasyon: Doz ayarlaması gerekmemektedir. KONTRENDİKASYONLARI: Propiverin veya kapsül bileşimindeki yardımcı maddelerden herhangi birine karşı duyarlı kişilerde, bağırsak tıkanması, üriner retansiyon oluşturabilecek önemli derecede mesane çıkış obstrüksiyonu, miyastenia gravis, intestinal atoni, ciddi ülseratif kolit, toksik megakolon, kontrol edilmemiş kapalı açılı glokom, orta veya şiddetli karaciğer yetmezliği, taşiartimide kullanılmamalıdır. ÖZEL KULLANIM UYARILARI: Otonomik nöropati, ciddi böbrek yetmezliği olanlarda dikkatle kullanılmalıdır. Propiverin uygulamasını takiben ciddi konjestif kalp yetmezliği, prostat hipertrofisi, reflü özofajiti olan hastalardaki hiatüs hernisi, kardiyak aritmi, taşikardı semptomları ağırlaşabilir; midriyazise neden olabilir. Akut kapalı açılı glokom başlatma riski artabilir. Metimazol ve CYP 3A4’ün güçlü inhibitörlerini alanlarda, propiverin ile tedaviye başlandığında, hastalar dikkatle izlenmelidirler. Yiyeceklerle propiverin alımına ilişkin özel bir öneri bulunmamaktadır. Laktoz içerdiği için galaktoz intoleransı, lapp laktoz yetersizliği veya glukoz galaktoz malabsorbsiyonu olanlar bu ilacı kullanmamalıdır. İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ VE DİĞER ETKİLEŞMELER: Trisiklik antidepresanlar, trankilizanlar, antikolinerjikler, amantadin, nöroleptikler ve beta-adrenoseptör agonistler ile birlikte kullanıldığında etkisi artar. Kolinerjik ilaçlarla birlikte kullanıldığında etkisi azalır. İzoniazid alan hastalara uygulandığında kan basıncında azalma görülür. Propiverin, metoklopramid gibi prokinetiklerin etkisini azaltabilir. Propiverin ve sitokrom P450 3A4 (CYP 3A4) ile metabolize olan diğer ilaçlar arasında farmakokinetik etkileşimler görülmüştür. Propiverin, sitokrom P450 3A4’ün zayıf bir inhibitörüdür. GEBELİK VE LAKTASYONDA KULLANIMI Gebelik Kategorisi: C. Gebelikte MICTONORM SR kullanımı önerilmemektedir ve emzirme boyunca kullanılmamalıdır. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler: MICTONORM SR ile tedavi edilen hastalarda bulanık görme ve uyuşukluk hali gelişebilir. Dikkat gerektiren aktivitelerin yapılma kabiliyetini etkileyebilir. İSTENMEYEN ETKİLER: Ağızda kuruluk, karın ağrısı, dispepsi, konstipasyon, baş ağrısı, anormal akomodasyon, akomodasyon güçlükleri, görüş anormallikleri, yorgunluk, aşırı duyarlılık veya hassasiyete bağlı döküntü, çarpıntı. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER: ATC kodu: G04BD06 Farmakoterapötik grup: Üriner Antispazmodik RUHSAT SAHİBİ: Recordati İlaç San. ve Tic. A.Ş. Ç.O.S.B. Karaağaç Mah. Atatürk Cad. No:36 Kapaklı/TEKİRDAĞ 0282 999 16 00 TİCARİ TAKDİM ŞEKLİ: MICTONORM® 30 mg Sürekli Salımlı Kapsül, 30 kapsül içeren PVC/PVDC alüminyum folyo blisterlerde. PERAKENDE SATIŞ FİYATI:MICTONORM® 30 mg Sürekli Salımlı Kapsül 30 kapsül/kutu 124,44 TL KDV dahil (Şubat 2018) RUHSAT TARİH VE NUMARASI: 26.07.2013-252/38 KÜB’ÜN SON GÜNCELLEME TARİHİ: 05.09.2014 Reçete ile satılır. Ayrıntılı bilgi için lütfen firmamıza başvurunuz.

Referans: *Mictonorm SR Kısa Ürün Bilgisi

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

mictonorm_ilan.pdf 1 7/5/18 1:22 PM